Giriş
(7)

Erkek icin kisisel bakim urunleri

vogojin
Onerdiginiz marka ve urun olarak; dus jeli, parfum, deodorant, dis macunu vs. akliniza ne gelirse yollayin ustume.
Onerdiginiz marka ve urun olarak; dus jeli, parfum, deodorant, dis macunu vs. akliniza ne gelirse yollayin ustume.
0
vogojin
(19.10.19)
Bu duyuruları da anlamıyorum ben. Bir markete girip en pahalılarını alabilirsin, iyi olacağının garantisini veriyorum. Migros, watsons, eve, gratis'in herhangi biri olabilir.
0
diffarentiationation
(19.10.19)
@diffarentiationation,

ben de senin gibi cevabi olmayip, her eyleme bir elestiri getiren gereksizleri anlamiyorum. Watsons ve gratis'ten mi alayim? Hadi ya, aydinlandim sagolasin.

Spesifik olarak insanlarin tavsiyesini sormusum, cok mu zor anlamak.
0
🌸vogojin
(19.10.19)
Rossman'ın Isana markalı ürünleri F/P açısından baya iyi.
0
synthetic a priori
(19.10.19)
param almaya yetmese de kiehls markasinin kaliteli oldugunu biliyorum. erkek icin yuz temizleyiciler, krem(nemlendirici) ve haftalik yuzunuze uygulayacaginiz maskeler var. gunes kremini soylememe gerek yok.

daha uygun fiyatli olarak, nivea men yuz temizleyicileri, kremleri var. tavsiye ederim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(19.10.19)
Eyüp Sabri Tuncer in çoğu ürünü iyidir.
Deodorant yerine karbonat kullan ter kokmazsin. Diş macunu sensodyne iyi gibi. Nivea ürünleri de iyi krem temizleme vs.
0
Topalordek
(19.10.19)
Deodorant Nivea
Saca hacım ve canlilik vermek icin loreal mucizevi yag.
Dus jeli Nivea'nin siyah siseli var bor tsne, cok guzel kokuyor.
0
stavro
(19.10.19)
Cilt bakımı: Bunda kadın-erkek diye ayırmaya gerek yok. Bioderma, La Roche Posay, Avene gibi orta segment eczane ürünlerinden cildinize uygun olanları (yağlı, kuru, karma, gözenekli, kırışıklık karşıtı vs.) alabilirsiniz. Eczane yerine internetten alırsanız çok daha ucuza gelir.

Saç bakımı: Saç dökülmesine bir çözüm bulunduğuna inanmadığımdan es geçiyorum. Ogx mor şampuan saçı kabarık gösterir, dökmez de. Erkek parfümü kokuyor diye dandik erkek ürünleri almayın saça.

Deodorant, duş jeli, sabun, tıraş ürünleri: www.loccitane.com.tr

Ayrıca Isana +1, Kiehls Men +1
0
jacque
(19.10.19)
(8)

istediğiniz her şey olduktan sonra napardınız?

Hakan1980
yani tabi benim sorum aklınıza gelen tüm fantastik şeyleri ya da trilyoner olmayı kapsamıyor. normal bir hayatta olması gereken temel bileşenler oluşmuş diyelim. her türlü her şey değil. arabanız var ama mercedes değil, eviniz var ama dubleks değil, villanız var ama havuzlu değil. gibi.. yani normal
yani tabi benim sorum aklınıza gelen tüm fantastik şeyleri ya da trilyoner olmayı kapsamıyor. normal bir hayatta olması gereken temel bileşenler oluşmuş diyelim. her türlü her şey değil. arabanız var ama mercedes değil, eviniz var ama dubleks değil, villanız var ama havuzlu değil. gibi.. yani normal güzel iyi bir hayat kapsamında her şeyiniz var her istediğiniz olmuş o zamana kadar ama çok da tatmin olmamışsınız. to do listlerin hepsi tamam ama bi şey eksik gibi, listelerden biri mi kayıp lan yoksa?

işte sonrasında napardınız?

not: bu zamana kadar söylediğiniz her şeyi de ayrıca yaptım yapmaya devam ediyorum.

daha başka ne yapabilirim mesela?
0
Hakan1980
(19.10.19)
yabancı dil öğrenebilirsin.. uzun ve keyifli bi süreç aslında..
daha sonra da o dilin konuşulduğu ülkeye gitmek güzel oluyor tavsiye ederim..
0
strobist
(19.10.19)
insan doyumsuz olduğu için isteklerinin sınırı yok. benim sana söylediklerimi yapabilecek gücün kuvvetin var mı? daha da önemlisi isteğin var mı? her şeyi bitirdim zannettikçe daha aşırı uçlarda isteklerin olacak. ucu bucağı yok.
galip tekin'in acayip hikayeler diye bir dizisi varmış. ilk bölümünde senin gibi bir adam var.
www.youtube.com
0
sutlu nescafe
(19.10.19)
Sorunuza tam cevap olmayacak ama hayat bir "check list" değil diye düşünüyorum. Kişi merak ettikleri, ilgi alanları, zevkleri kadar mutlu olabiliyor. Gün doğumunu izlemekten keyif almak örneğin, yapılacaklar listesinde yer alacak bir madde değil belki ama benim yolumdan çıkıp manzarası güzel bir yerde izlemek için uykusuz kalmayı göze alabileceğim, karşılığında da beni çok mutlu eden bir şey. Hayatta her şeyim olsa bunun gibi pek çok ufak görünen şeye daha fazla zaman ayırmaya çalışırdım.


"Daha başka ne yapabilirim" sorusunun cevabı sizde. Siz ne yapmak istiyorsunuz? Neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz? Nelere ilginiz var? Nelerde "daha iyi" olmak istersiniz?
0
fotrsapka
(19.10.19)
Dünyayı gezerdim (yurtiçi, yurtdışı)
0
dilemma of subscribtionability
(19.10.19)
Manevi olarak da kendimi tatmin etmenin fırsatlarını kollardım. Hemen aklına dini fasiliteler gelmesin. Mesela kış geliyor bir iki çocuk için kıyafet, ayakkabı, kırtasiye ürünlerini temin edebilirsin. Sokakta mendil satan veya terazi ile dolaşan bir çocuğun karnını doyurabilirsin. 2,3 kg et veya biraz alışveriş yapıp bir evin önüne bırakıp kaçabilirsin. Huzur evini ziyarete gidebilirsin. Uzun süredir ziyaretine kimsenin gitmediği yaşlılar çok. Ben muhabbetlerini seviyorum. Belki de yapıyorsundur ama aklıma bunlar geldi.
0
mekaniker
(19.10.19)
yapmak istedigim seyleri neden yapmak istiyorum? bu isteklerin kaynagi nedir? once bunu sorgular, cevabini bulmaya calisirim.

cevap, egoik kisiligimin istekleri ise o istekler kalsin anacim, o istenilen seyleri ben istemiyorum, egom istiyor. egomun kendini tamamlamis hissetmesi icin omrumu ve bedenimi kullanamam. bedenimi, dusuncelerin kendini orgazm etmesi icin kole yapamam.

ana mantik su: dusunceler beni kullanamaz. ben dusunuceleri kullanir, yaratici urunler elde etme cabasi icinde olurum.

hayat, su andir. varilacak ve tamamlanacak bir sey degil. su anda hicbir sey eksik degil.
dusunceler kendini eksik gorup, kendini tamamlamak isteyebilir. bu da beni ilgilendirmez.

o an icimden ne gelirse, ne yapmam gerekiyorsa yaparim. kendimi tamamlamis hissetmek amaciyla plan yapmam. cunku zaten tamamim, hicbir zaman da eksilmedim, eksilmeyecegim. keza ayni sekilde artmayacagim da.
0
Leonardo~Da~Vinci
(19.10.19)
Çok istediğim bir bölümü okurdum. İş falan için değil sırf ilgimi çektiğinden, zevk için.
0
jacque
(19.10.19)
her istediğim olsa üşenmez öteki taraf için çalışırdım
0
aokp
(20.10.19)
(4)

O ses Turkey

dolan dolmuş
Bugün çıkan sesler dalga geçer gibi çirkin değil mi?Kulaklarım kanıyor
Bugün çıkan sesler dalga geçer gibi çirkin değil mi?
Kulaklarım kanıyor
0
dolan dolmuş
(12.10.19)
İzleme aga
0
Deathrow
(12.10.19)
5 yıldır televizyonum yok, o programı izleyemedim
0
duşambe parçalıbulutlu
(12.10.19)
TV ses etsin diye açık, töre dizileri yerine bu kalsın dedim orta kulak iltihabı geçirdim.
0
🌸dolan dolmuş
(12.10.19)
yarismada yarisanlardan cok juriler konusuluyor. insanlarin davranisi bu sekilde. haliyle acun da bunu farketti ve juride daha fazla zaman gecirtmek icin block olayini getirdi.

is dunyasi bu sekilde isliyor. musteriyi gozlemle, neye yoneliyorsa onu sun.

bu sebple, yarismacilarin kazanani veya kaybedeninin bir luksunun kaldigini soyleyemem. onemli olan juri. yarismaci degil.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.10.19)
(10)

eski kimliklerinizi ne yaptınız

Sinekavcısı
çöpe atılmasında bir sakınca var mı?
çöpe atılmasında bir sakınca var mı?
0
Sinekavcısı
(12.10.19)
Cüzdanımda duruyor.
0
Amaranta ursula
(12.10.19)
Bir gün nostalji olur bakarım diye saklıyorum.
0
heidi'nin dedesi
(12.10.19)
imha ettim.
0
baldan kaymak
(12.10.19)
Evde duruyor
0
datnet
(12.10.19)
duruyeah
0
exlibris
(12.10.19)
onemli evraklar dosyasinda duruyor
0
in vino veritas
(12.10.19)
hala eski kimlik kullanıyorum askdlşakda
0
black mamba
(12.10.19)
sakliyorum. hatiradir kalsin yanimda. lise okul kimligim de duruyor.

atmak istiyorsaniz paramparca edip cope atabilirsiniz.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.10.19)
annemler kendi eski kimliklerini falan saklıyor. pasaport gibiymiş sayfa sayfa. görünce hoşuma gitmişti. o yüzden ben de seneler sonra dönüp bakmak ya da göstermek için saklıyorum ve saklayacağım.
çöpe atacaksanız parçalayın, ne olur ne olmaz.
0
yanginmerdiveni
(13.10.19)
zaten arası açılmıştı ben de parçalayıp çöpe attım.
0
ruhen hastayim ben
(13.10.19)
(20)

Erkeklerin Takıntıları

pavlov un kedisi
Selamlar birkaç haftadır bir beyefendi ile flört yaşamaktayız. Aileler vesile oldu ufak bir çay içme merasimi ile tanışmış bulunduk. Bu iki haftalık süre boyunca 4-5 defa buluştuk. ve hergünde 2-3 saat arası telefonda konuşarak iletişim sağladık. Onunla birlikte iken çok mutluyum. Bana değer veriyor
Selamlar birkaç haftadır bir beyefendi ile flört yaşamaktayız. Aileler vesile oldu ufak bir çay içme merasimi ile tanışmış bulunduk.

Bu iki haftalık süre boyunca 4-5 defa buluştuk. ve hergünde 2-3 saat arası telefonda konuşarak iletişim sağladık. Onunla birlikte iken çok mutluyum. Bana değer veriyor kendimi güvende hissetiriyor. Beni kendine yakın tutuyor. sözlükte bahsedilen işinde gücünde efendi erkek sınıfında. Bu süre boyunca neredeyse hiç kavga etmedik. Taki dün e kadar. Bu görüşmelerimiz süresinde birbirimize kendimizi anlatırken ben onu hayranlıkla dinliyorum. geçmişi ve yaşanmışlıkları bana çok ilginç ve çekici geliyor. Ama ben anlattığımda pek dinlemek istemiyor, daralıyorum diyor, çok basit davramışsın diye biraz beni ezikliyor. aramızda da 4 yaş fark var o büyük.

Neyse düne geleyim ben,

Dün bana bazı konularda kendini biraz açtı rahatsızlıklarından bahsetti, neler dediğimde,

- Ben 4-5 sene önce yılbaşında kutlamalarda taksime gidip tacize uğradığımdan bahsetmiştim. O da ne işin vardı bilmiyor muydun öyle birşey başına geleceğini diye bana çıkışmıştı. Bende geçmişte kaldı neden rahatsızlık duyuyorsun dediğimde bu düşünçelerin hala devam ediyorsa kaygılarım var dedi.

- Ben bundan 2 yıl kadar bir ilişkimden ayrıldığımda depresyona girip ayrılığı kaldıramamıştım ve hap içerek intihar etmeye kalkmıştım. Bunu anlattığımda dehşete düştü ve inşaallah kurtulmuşsundur o tür düşüncelerden dedi. Bende hala tedavi olduğumu birkaç ufak ilaç içtiğimi söyledim. O da bu konunun kendisi için soru işaretleri oluşturduğundan bahsetti.

- En son olarak bu bahsettiğim eski ilişkimden kürtaj olmak zorunda kalmıştım. Zaten depresyon, intihar ve tedavinin en büyük sebepleri bunlardı benim için çok zor günler geçirdim bu dönemde. Bu dönemden biraz bahsettim ben o da ilk başta konuşurken çok olgunlukla karşıladı gençliktendir dedi. kendisininde birkaç defa korunmadan ilişkiye girdiğinden şanslı olduğundan bahsetti. ama birkaç gün sonra gece telefonda konuşurken bu konuyu açtı ve tedavimi sordu, kalıcı birşeyler var mı dedi, vb. birkaç soru ile benim durumum hakkında bilgi aldı. kafasına takılan şeyler oluyormuş gün içinde bu konu ile ilgili olarak.


Neyse çok uzattım. Ey sevgili duyurucular bu takıntılar hakkında ne düşünürsünüz ben bu coçuğu istiyorum. ona karşı hep dürüst ve saygılı olmak istiyorum. ama bazen bu tür geçmişteki yaşadığımız şeyler yüzünden kafasında takıntılar oluşturup devam edemiyeceğiz gibi geliyor bana. İlişkimi kurtarmak için neler yapabilirim ?
0
pavlov un kedisi
(12.10.19)
Erkek gözüyle bakıyorum, öncesinde biraz kıskanmış etmiş taksimde ne işin vardı vs diyerek... sonrasında yaşadıkların biraz soğutmuş gibi senden... pek bişey olacağını sanmıyorum bundan sonra eleman başkalarına da bakıyodur.
0
Boris
(12.10.19)
adam ciddi düşünüyormuş ama kürtaj konusunu kafada atlatmasi zor gibi. bence eski konulara çok girmemeye çalış konuşurken.
0
cedex
(12.10.19)
Bence adam öküzün teki.
Taciz edilmek için Taksim'e gitmeye gerek yok.
En güvenli hissettiğimiz yer veya zamanlarda da tacize uğruyoruz. Bunu birisine anlatınca alınacak tepki bu olmamalı.

Kürtaj ve intihar girişimi ile ilgili ise herkesin hayatında kötü dönemleri olur.
Şimdiye kadar onun böyle birşey yaşamamış olması bundan sonra yaşamayacaağı anlamına gelmiyor.

Kendine saygın varsa adam için üzülmeyi bırak. Sen dürüstlük edip söylemişsin, onun neler yaşadığını bilmiyorsun. Belki onun da bu tip, senin kaldıramayacağını düşündüğün şeyleri var ve bilmiyorsun bile. Böyle bir adama karşı bu kadar dürüst olmaya gerek yok bence.
0
chitosan
(12.10.19)
chitosan +1

taciz ya da kürtaj konusu farketmez, karşındaki insanın hayatta neler yaşadığını ne hissettiğini bilmeden, sadece 4-5 defa buluştuğu insan hakkında böyle büyük yargılarda bulunmasının doğru olmadığını düşünüyorum

kişinin zor zamanlarını karşısındaki insana açması kolay değil, sen bunu da yapmışsın fakat karşılaşman gereken davranışlar bunlar olmamalıydı

şu an gözünde flört-hoşlanma perdesi var gibi, onu hep iyi, suçsuz, haklı, bi sorun varsa kendinde olduğu, eksik hissettiğin bir mercekle bakıyorsun
0
freebird5406_2
(12.10.19)
Yahu daha bismillah yeni baslamis iliskide tacizden, kurtajdan, intihardan tedavi sureclerinden vb bahsetmeseniz olmaz mi?

Olabilecek ne kadar olumsuz sey varsa konusmussunuz.

İliskiler henuz oturmadan negatif seylerde bahsetmek surecten sogutabilir normaldir, sonucta bir gecmisiniz yok ki temelleri olan.

Biraz cicekten bocekten bahsedin gorustugunuzde, daha ileriki zamanlarda anlatirsiniz boyle seyleri.
0
msb
(12.10.19)
yani aslında bu bahsettikleri bak dur böyle oldu onuda anlatıyım diye değilde. beraberken sohbet ederken konuların konuları açması üzerine benim bahsetmemle oldu. Yani ne onun sorması nede benim ağzımın gevşekliği değil.

Aslında saklamak istesem bunların hiçbirinden haberi olmazdı. çünkü bunlar yaşandıktan sonra şehrimi değiştirdim, sosyal mediayayı kapattım, işimi değiştirdim. Ailemin sadece çekirdek kısımı ile görüşüyorum. Dolayısı ile ben açık olup, ilerde başımının ağrımasında çekindiğim için bu şekilde davrandım. Sanırım biraz erken davranmışım. Dediklerinizden anladığım kadarı ile biraz daha kapalı kalıp birkaç ay sonra bazı şeyleri şekillendirmek gerekecek.
0
🌸pavlov un kedisi
(12.10.19)
Siz dürüstçe her şeyi anlatmışsınız. Bunun değerini anlamamış.
Pekala da gizleyebilirdiniz.
Bu kişi ileride hiçbir zaman size destek olmayacağını açıkça belli etmiş. Īyi ki de şimdi belli etmiş.
Bu adamla yola çıkılmaz.
0
pro9it9is9
(12.10.19)
Ben de gizleme taraftari degilim bu arada. Fakat hepimizin hayatinda yasadigi negatif bircok olay/durum var. Ve yeni tanisilan kisilere (karsi cins olmasa bile) bunlari kovayla bosaltmak dogru degil. Zamana yayilmis bir sekilde dozunda vermek gerek sanirim. Bu biraz doz asimi olmus bence :)

Yoksa durustlugunuze soyleyecek sozum yok.

Ona once nesenizi gosterin :)
0
msb
(12.10.19)
anlattığınız şeyler bir erkek için hemen atlatılacak şeyler değil.hele de görücü usulü olarak tanışılmışsa.biraz zaman verin.kendisi de tartsın,emin olun bunları o da beklemiyordur.şahsen yerine koyduğumda ben de şaşırırdım ve ne diyeceğimi bilemezdim herhalde.

zaman verin.zaten o size geri dönüşü sağlayacaktır.bence en şaşırdığı kürtaj olmuştur.bu arada dürüstlüğünüz takdire şayan.
0
drako
(12.10.19)
kendimi adamın yerine koydum, aynı tepkiyi ben de verirdim.
işinde gücünde olgun efendi bir adamsın, artık evlenip yuva kurmak istiyorsun, ailen sana düzgün bir kız bulmuştur diye düşünüyorsun, tek isteğin düzgün bir kadın ile mantık evliliği.
karşındaki ise intihar girişiminde bulunmuş, psikolojik sorunlu, kürtaj olmuş belki tekrar gebe kalmasında sıkıntı olacak birisi.
adam bir şekilde evliliğe ikna olursa hiç uzatma aceleye getirip nikah kıy bence, kaçırma
0
dafuq
(12.10.19)
beni yargilayip, bana kendimi kotu hissettirecek bir insanla zamanimi paylasmayi dogru bulmuyorum.
kendimi kimseye begendirmek icin kafami agritamam.

erkeklerin takintilari diye bir sey yok. konustugun erkegin takintilari da yok. biraz yargilayici ve seni oldugun gibi kabul etmeme durumu var. bunun da ozunde karsinizdaki kisinin sizi sevdigini sanmiyorum.
hic ugrasmayin. yol verin gecsin.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.10.19)
dürüst olmaya devam edin ama geçmişteki hataların geçmişte kaldığına dair onu ikna edin.

adamın sorduğu takıldığı şeyler son drerece normal. belli ki adam ileriyi düşünüyor. burada idealizm kasan zorunlu bekar kızları kafana takma. yanlış cevaplar vermişler hep.
0
charlotte blanc
(12.10.19)
sizlerin yaşları çok etkili bu durumlar karşısında 4 yaş demişsin ama sen 21 o 25 mi yoksa sen 30 o 34 mü?

daha önce bu tarz şeyler yaşamamış bir erkek için kaldırması zor ve kafada soru işaretleri oluşturmaya yetecek şeyler gelmiş başına geçmiş olsun.

dürüstçe davranmışsın bu çok güzel bir hareket seni tebrik ederim.

başta dediğim gibi efendi adam olup bu tarz şeyler yaşamış birisine acaba ile yaklaşmak normal geldi bana belli ki senden o da hoşlanmış ama yaşadıklarından dolayı ikinizin geleceği nasıl etkilenecek bilmiyor. Sen bunları saklayıp güllük gülistanlık anlatabilirdin olayları sonra daha ileride daha büyük çıkmaza girebilirdi mevzular.

Senin bu durumda yapman gereken açık açık ben bunları yaşadım bunları değiştiremem sana karşı açık oldum eğer benimle bir gelecek istiyorsan bu soru işaretlerini mümkün olduğunca çabuk kaldıralım açık net olalım kafanda ne soru varsa sor açık açık anlatayım demen.

bugün kafasında derinlerde kalan bir soru işareti ileride tekrar mutlaka gün yüzüne çıkacaktır. bu durumda senin hal ve hareketlerinde bebeyi ikna etme durumunda çok etkili dik dur açık ol gerçek ol. Kabul ederse zaten sana gelecektir mutlu mesut yaşarsınız. yoksa bir an önce yol ver yoksa daha ileride daha şiddetli şekilde ortaya çıkacak bu mevzular.

Tabi böyle yazınca sen onu ikna etmeye çalışan suçlu kişi gibi göründün onunda seni ikna olduğuna ikna etmesi lazım ikinizde dürüst ve açık olun olacağı varsa olur.

Son not taksim konusunda adama hak verdim yılbaşında taksime gitmek bile bile lades demek tüm saykolar o gece taciz için özellikle oraya gidiyor bile bile mayın tarlasına girip benim ne suçum var demek gibi olur.
0
basond
(12.10.19)
basond +1
0
mysql34
(12.10.19)
öncelikle belirteyim hemcinsiniz olarak yazıyorum. adamın tavrı doğruydu, yanlıştı, takıntıydı, değildi konusundan önce bence sizi konuşmakta fayda var. siz geçmişte diye bahsetmişsiniz ama o geçmiş gerçekten sizin için geçmiş olsaydı bunları bu kadar kısa sürede bu şekilde anlatmazdınız. dürüstlük başka bir şey, kendi mahremini korumak, 2 hafta içinde ortaya döküp saçmamak bambaşka. kaldı ki kürtaj mesela, o ayrıldığınız eski kişininde mahremi. bu kadar ortaya dökmek için yanınızdaki insanla bir güven, yakınlık, gerçek bir bağ kurmuş olmanız gerekiyor bence. ki bunlar 2 haftalık süreçte kurulacak bağlar değil. gizleyin anlamında söylemiyorum bunu, başka bir süreçten, olayların kendi olağan akışı içinde ilerlemesinden bahsediyorum.

bence sizin tedavi/terapi her ne ise ona bir süre daha devam edip, gerçekten kendi iç huzurunuzu ve barışınızı sağlayıp, ondan sonra biriyle bir paylaşıma başlamanız gerekiyor.
0
Phoebe
(12.10.19)
Bence adam evlilik gibi ciddi düşünüyor da sen uygun musun ona karar veremiyor.
0
ashleybon
(12.10.19)
Phoebe + 1

Tamam durust davranmisiniz ama biraz erken olmus bu durustluk. Insanlari gecmisleri ile asla yargilamam ama intihar + kurtaj 3 hafta da bana da baya fazla gelir ve yol yakinken vazgecerdim. Siz zaten 3 haftada bunu anlattiysaniz bu durumlari daha atlatamamissiniz ( ki cok normal )

Biraz da tutucu bir ortamda bulunduysa bu kisi ya da niyeti direk evlenmek ise, bunlarin hepsi bir anda agir gelmistir.
0
oscar
(12.10.19)
adamın bir takıntısı yok burda, karşısında bir anda afedersin enkaz bir hayatın olduğunu pat diye anlatmışsın çok şeyetme bence evlenirse kaçırma.
0
nahtoderfahrung
(12.10.19)
dafuq +1

Adamın yerinde ben olsam, önce seninle sonrada intihar eden, kürtaj olan, taksimde yılbaşı eğlenmesine giden birini görücü usulü öneren tanıdıkla ilişiğimi keserdim.

edit: ayrıca hesap troll bence
0
bobinhoo
(14.10.19)
Çok erken dökülmüşsün. Yaşadıklarında bi " vooov sen de neymişsin be abla" diyeceğimiz bir taraf yok. Fakat bu tarz şeylerin ilişki biraz daha ilerledikçe karşılıklı güven duydukça, karşındaki insanın neyi kaldırıp neyi kaldıramayacağını idrak ettikten sonra paylaşılması gerekir.

Erkeği haksız bulmuyorum ben bu durumda.
0
kablelvuku
(14.10.19)
(8)

Kenelerden kurtulamıyorum, çok çaresizim, çıldırmak üzereyim.

the she ronin
Büyük bahçeli bir evde oturuyorum. Uzatmadan sorayım, dileyen okusun; nasıl kurtulurum, bana gelirler mi? Saçıma yerleşme ihtimalleri var mı? "Kıyamıyorum" falan demeyip saçlarımı kazıtmayı düşünüyorum.Bahçe bir defa evle birlikte 3 ay önce profesyonel ilaçlandı fakat çevredeki arazilerin başıboş. B
Büyük bahçeli bir evde oturuyorum. Uzatmadan sorayım, dileyen okusun; nasıl kurtulurum, bana gelirler mi? Saçıma yerleşme ihtimalleri var mı? "Kıyamıyorum" falan demeyip saçlarımı kazıtmayı düşünüyorum.

Bahçe bir defa evle birlikte 3 ay önce profesyonel ilaçlandı fakat çevredeki arazilerin başıboş. Bir Golden'ım, iki de kedim var. Golden bütün gün dışarıda, canı isterse içeride takılıyor. Bebekliğinden beri benimle uyumaya alışık. Üçünün de parazitlerini düzenli olarak yaptırıyorum. Veteriner hekim geldiğinde, "sizin bu pire, kene olayından kurtulmanızın tek şartı bu bahçede tavuk beslemek" dedi.

Buraya kadar tamam.

Üçüyle birlikte uyuduğum, oturduğum yerlerde sürekli bebek keneler bulmaya başladım. Köpeğimin üzerinden döküldüklerini gözlemledim. Düzenli tarıyorum, büyük kene yok.

Bu bebek keneler her yerde. Çıldırmak üzereyim.
0
the she ronin
(05.10.19)
half life 1 senaryosu gibi hayatın var.

i2.wp.com

bu işin de elbet formülü vardır, kene türü şeyler kireçten nefret eder mesela, sen bahçeyi ilaçlatıp çepe çevre kireç serpsen kene falan gelmez girmez içeri.

kene bahçene 2 şekilde gelebilir, kedi köpek üstünde ve yürüyerek, kenenin kanatları yok, zıpladığını da görmedim hiç ama belki zıplıyodur.

dışardan içeri girişi engelledin, içerdekileri de sen ilaçla, ilaçlatmak 100 200 tutacaksa, 1 sefer ilaç alsan, sulandır sulandır belki aynı paraya 20 defa ilaçlama yaparsın. tabi güvenlik önlemlerini alarak.

kedi köpek için dış parazit damlası haricinde pudra gibi toz haşere kovucular var veterinerde satılan, kedinin köpeğin yatağının altına serpiyorsun, kedi köpek üzerinde bit pire kene varsa kaçıp gidiyor.
0
hem şişko hem deli
(05.10.19)
Kükürt belki çözüm olur. Biz köyde falan genelde akrep vs için evin çevresine kükürt dökeriz. Ama büyük bahçeli evin varsa zaten kesin tavuk besle. İnanılmaz keyif verir, yumurta verir ve akrepmis, yılanmis, ciyanmis dusunmezsin.

Bütün yörükler dağda tavuk besler, hem temizler hem protein.
0
westblack
(05.10.19)
Bulabilirseniz bahçede sülün ya da keklik besleyin.

Edit: Kedi olduğunu unuttum. Başka çaresi yok.
0
komando kani var bende
(05.10.19)
@hem şişko hem deli, büyük bir olasılıkla bahçeye atlayan kedi, köpek bırakıyor. Kene zıplamıyor ama yürüyerek girmesi çok muhtemel. Rüzgâr da savurabilir. Köpeğime üzülüyorum, yatak odama alamadığım için sürekli ağlayıp, hmpff'layıp uyuyakalıyor. Şu toz kovucuyu da hemen araştırıyorum. Teşekkür ederim.

@westblack, keçi kılından urgan bile düşündüm. Güney ve Doğu Anadolu'da çok görmüştüm. Tavuklardan nefret ediyorum, bana çok pis geliyorlar ama sanırım en pratik ve kesin çözüm de o. Bir de bahçeye cane corso gelecek o tavuklara ne yapar bilemiyorum, artık ona da bir çözümler düşüneceğim. Teşekkür ederim.
0
🌸the she ronin
(05.10.19)
@komando kani var bende, evet keklik edinebilirim tabii. Artık onları kedilerden ve köpeklerden ayrı tutup, korumanın bir yöntemini de geliştireceğim, mecburen. Teşekkür ederim.
0
🌸the she ronin
(05.10.19)
10-15 tavuk alin. koy tavugu. bahceye salin. onlar halleder.
0
Leonardo~Da~Vinci
(05.10.19)
bu toz kovucuyu tüy diplerine uygulayıp masaj yapınca da çok işe yarıyor. şimdi bi sürü markası modeli vardır, bizimki hem yattığı yere serpiliyordu hem tüy aralarına, hoş da bir kokusu vardı bebek pudrası gibi.

bu sefer köpeğe kediye de haşere gelmez, gelen de atlar gider.
0
hem şişko hem deli
(05.10.19)
Başlığı görür görmez tavuk yazmak için açtım, ama zaten yeteri kadar tavuk denilmiş.

Çözümü çok uzaklarda aramaya gerek yok, bahçe varsa tavuk olmalı, hele kedi köpek varsa tavuk kesin olmalı.

Akrep, çekirge, hamam böceği, kene vs ne kadar zararlı varsa karın tokluğuna çalışıyor kızlar daha ne yapsınlar.

Üstüne bir de yumurta yersin organik, öyle çok olmasına gerek yok, 3-4 tane alsan yeter sanırım. Gerçi bahçenin büyüklüğünü bilmiyoruz.
0
John Bloor
(05.10.19)
(5)

bir deprem sorusu da benden. uzun yol yürümek?

asisamus
depremle ilgili beni en çok korkutan kısım deprem anı değil, sonrasındaki kaos ve istanbul'dan ayrılamamak. yalnız yaşıyorum ve eş-dostun evine gidene kadar onlar oralardan ayrılacaklardır, ne kadar ortak yer belirlesen de buldun bulmadın... kim öle kim kala yani.diyorum ki büyük deprem olduğunda -s
depremle ilgili beni en çok korkutan kısım deprem anı değil, sonrasındaki kaos ve istanbul'dan ayrılamamak. yalnız yaşıyorum ve eş-dostun evine gidene kadar onlar oralardan ayrılacaklardır, ne kadar ortak yer belirlesen de buldun bulmadın... kim öle kim kala yani.

diyorum ki büyük deprem olduğunda -son 5/6lık gibiler değil yani, büyük felaket senaryosundan bahsediyorum- zaman kaybetmeden deprem çantamı sırtıma alıp yürüyebildiğim kadar yürüyeyim boluya kadar falan? böyle bir durumda zaten günlerce park bahçede yatılacak. oralarda sürünene kadar dinlene dinlene - birkaç gün yürüyebildiğim kadar yürürüm, kaostan çıkınca da bir ulaşım aracı bulup depremle alakasız bi bölgede oturan, uzaktaki ailemin yanına giderim.

saçma mı?
0
asisamus
(29.09.19)
Deprem zaten olmuş. Orada enkaz altında kalanlara yardım etmek varken bir eve ulaşma çabasının anlamı nedir? Saçma mi bilmiyorum ama en azından üzücü.
0
deer hunter
(29.09.19)
Yürüme sürecinizin güvenli olacağını nasıl biliyorsunuz ki?
Gerçi World War Z'de Brad Pitt'in dediği gibi felaketler sırasında hareket etmeyen kaybeder (movement is life, diyordu galiba) diye düşünmek de önemli.
0
sopiro
(29.09.19)
sacma.

gidip ne yapacaksin? bos bos oturacagina deprem yerinde sana ihtiyaci olan insanlara yardim et.
0
Leonardo~Da~Vinci
(29.09.19)
guzel bi 2 kisilik cadir, konfor duzeyi en az -10 derece olan uyku tulumu, balta/keser , bicak vs gibi alet edavati yani kisaca iyi bir kamp cantasi duzenleyip yola cikarsan belki yurursun. Deprem olacak diyorlarda ya kara kisin ortasinda olursa nasil yuruyeceksin o aylarida hesap etmen lazim. Yiyecek , icecek tedarigin nasil olacak? yuruyecegin rotayi belirledin mi ? bunlara da onceden calisman lazim. Daha uygun mevsimde olursa bisiklet hazirda beklet daha hizli ve kolay yol alirsin.
0
1917
(29.09.19)
Bunlar hep felaket filmleri yüzünden
0
olaylar olaylar
(29.09.19)
(10)

0.25 Miyop olan var mı?

perfectum
Merhaba arkadaşlar,Gözlerim 0.25 Miyop olmuş. Açıkçası fark etmemiştim tesadüfen öğrendim. Öğrendiğim gibi mavi filtreli bir gözlük aldım bilgisayar için. Fakat gözlüğü taktığımda yakını halihazırda hd gördüğüm için görüntü kalitemi düşürüyor bu bir, sadece eksi değerde bir mercek söz konusu haliyle
Merhaba arkadaşlar,

Gözlerim 0.25 Miyop olmuş. Açıkçası fark etmemiştim tesadüfen öğrendim. Öğrendiğim gibi mavi filtreli bir gözlük aldım bilgisayar için. Fakat gözlüğü taktığımda yakını halihazırda hd gördüğüm için görüntü kalitemi düşürüyor bu bir, sadece eksi değerde bir mercek söz konusu haliyle. Ikinci olarak gözlüğü çıkardıktan bir süre sonra gözüm falan seğirdi, zaten huylu bir insanım. 3 doktordan görüş aldım, istediğin zaman tak istemediğin zaman takma dediler. Yabancı kaynaklarda da kimileri kullanılması taraftarı kimileri değil. 0.25 olup sabit kalan var mı?
0
perfectum
(28.09.19)
Takarsan ilerliyor
0
indifferent
(28.09.19)
@derya Gözlük taktınız mı ilerlemeden önce?
0
🌸perfectum
(28.09.19)
Kullanma
0
glamdr1ng
(28.09.19)
@derya Özellikle yapmadım
0
🌸perfectum
(28.09.19)
Bir gözüm .25, öteki 1.25. Sanırım 1999'dan beri falan gözlüklüyüm, gözlüğü ilk birkaç sene düzenli, sonra düzensiz kullandım ve göz numaram hiç değişmedi.

.25 miyop hissedilir ve hayatı etkileyecek bir bozukluk değil, kullanmasanız da olur.
0
kobuzchu kiz
(28.09.19)
0.25 dinlendirici olarak yazıyorlar en düşük numara o, taksanız da olur takmasanız da. Göz zamanla bozuluyor zaten ben doğuştan tek gözlüyüm mesela, diğeri de miyop 1.5, astigmat 0.5. günlük işlerimi etkiliyor takmazsam. Sizin günlük işlerinizi etlilemiyorsa takmayın bence, mavi filtre de bilgisayar başında korucu olur o zaman takarsınız. Ama diyeceğim şu ki evhamlısınız :(
0
mor.inek
(29.09.19)
her insanda farklı ilerler süreç kimisinde hızlı ilerler sonra ilerleme durur kimisinde sabit kalır kimisinde geriler her insanın tecrübeleri farklıdır bu sebeple pek kaale alma denilenleri.

ancak 0.25 için gözlük takmanın anlamı yok
0
basond
(29.09.19)
bir gozum 0.25, digeri 0.5. kac doktora gorunduysem hepsi de ayni seyi soyledi. "sen istesen de ben sana gozluk yazmam". en az 7-8 yilidr bu sekilde gozlerim ilerleme olmadi. gozluk takarsan gozun tembellige alisir ve numara buyumeye baslar. 0.25 cam takip birebir karsilastirmadigin surece anlasilacak bir bozukluk degil zaten.
0
crucio
(29.09.19)
Genel olarak takmanıza gerek yok ama özellikle okuma mesafesinde hiç takmayın, gereksiz görüşünüzü kötüleşitirirsiniz. Mesele mavi filtreyse telefonların uygulaması var, bilgisayar için f.lux var. Gözlükten hem daha etkili hem de daha sağlıklı.
0
mikro patlama
(29.09.19)
0.25 az. takmaniza gerek yok.

gozluk takip cikarirsan derecesi artar seklinde kafamda yerlesmis bir dusunce kalmis, dogru mu bilmiyorum. buraya yazayim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(29.09.19)
(17)

Deprem Öncesi, Esnası ve Sonrasında Yapılacaklar

curious mind
başlığı duyuru olarak değil soru olarak açıyorum ki, bildiğiniz kaynaklar varsa lütfen aşağı ekleyin. * deprem öncesi, esnası ve sonrasında yapılacaklarhttps://evrimagaci.org/deprem-oncesi-esnasi-ve-sonrasinda-yapilacaklar-374yakınlarınızla paylaşmayı unutmayın. deprem sırasında ne yapacağını bilmey
başlığı duyuru olarak değil soru olarak açıyorum ki, bildiğiniz kaynaklar varsa lütfen aşağı ekleyin.

* deprem öncesi, esnası ve sonrasında yapılacaklar
evrimagaci.org
yakınlarınızla paylaşmayı unutmayın. deprem sırasında ne yapacağını bilmeyen bir sürü insan var.

* beklenen büyük istanbul depremi evrim ağacı yazısı:
evrimagaci.org

yukarıdaki link neden istanbul'da büyük bi depremin beklendiğini açıklıyor. yazı biraz uzun, tüm başlıklara göz atıp önemli bulduğunuz yerleri de okuyabilirsiniz.


deprem çantası hazırlamayı, yakınlarınızla deprem sonrası için plan yapmayı, evinizdeki eşyaları sabitlemeyi, güvenli yerleri belirlemeye ertelemeyin. bulunduğunuz binaya güvenmiyorsanız binadakilerle anlaşıp uzman çağırın şimdi tam sırası, deprem yeni olduğu için binada birlik sağlamak daha kolay olur.

* e-devlet toplanma alanı sorgulama (e-devlete giriş yapmanız gerekli):
www.turkiye.gov.tr

* afad türkiye deprem tehlike haritaları (e-devlet üzerinden giriş yapıp kayıt oluyorsunuz):
www.turkiye.gov.tr

* afad deprem öncesi anı ve sonrası alınacak önlemler:
(teşekkürler jimjim)
www.afad.gov.tr

* harita üzerinde son depremler, fay hatları vb.:
yerbilimleri.mta.gov.tr

* kandilli, son depremler:
www.koeri.boun.edu.tr

* bluetooth üzerinden mesajlaşma uygulaması:
(teşekkürler angelus)
play.google.com
apps.apple.com

* hayatta kalma ipuçları içeren başka bir yazı:
(teşekkürler jazzabel)
www.earthquakecountry.org

(yukarıdaki yazı ingilizce fakat çok kısa bi özetini ve son iki bölümdeki ipuçlarını şuraya ekledim: github.com AYRICA bu gönderideki her şeyi orada bulabilirsiniz. neden? daha okunaklı olması için. çeviriyi buraya eklesem başka maddeler eklenince upuzun bi şeye dönüşecekti, cevaplar çok aşağıda kalacaktı. oysa githubda çeviri ve özet kısımlarını yanındaki siyah oktan (toggle) kapatıp açabilirsiniz.)

* tokyo büyükşehir belediyesi, afete hazırlık rehberi (ingilizce):
www.metro.tokyo.jp

* depremden önce bina kontrolü yapmak:
eksisozluk.com
5 sene bu sektörde çalıştığını söyleyen yazar bilgilerini paylaşıyor.

* deprem seferberliği:
eksisozluk.com
"bu başlıkta insanlar birbirleri için olası istanbul depremi adına büyük önem taşıyabilecek bilgilerini paylaşacak, birtakım problemleri çözebilmek için imkanlar dahilinde kolaylıklar aranacak ve hatta şehrin çeşitli yerlerinde toplanmalar düzenlenecek."

dipnot: katkıda bulunan herkese ve modlara duyuruyu sabitledikleri için çok teşekkürler. çeviriyle ilgili yanlışım varsa ve yazının daha okunaklı olacağını düşündüğünüz bi öneriniz varsa lütfen aşağı yazın.
0
curious mind
(26.09.19)
öncelikle teşekkürler
bu vesileyle doğru bildiğimiz yanlışları ve hiç bilmediğimiz konuları da tartışalım bence.

hatta mod'lar bi sür üstte tutsa ne güzel olur.

paylaştığın linkte deprem sırasında yapılacaklar görselinde masanın altına giren insan var. ben mesela, bunun çok yanlış olduğunu; doğrusunun masadan daha sağlam bir eşyanın (beyaz eşya) konsol vs'nin "yanına" ve diklemesine çömelerek değil; cenin pozisyonunda fakat tepsideki kol böreği gibi yatay şekilde kıvrınılması gerektiğini doğru biliyorum. net olan biri bizi aydınlatabilir mi lütfen?

ya da es geçilen başka konularla ilgili falan..

benden not; deprem çantası için kolay bozulmayacak gıdalara kuru hurma örneği aklıma geldi.
0
jimjim
(26.09.19)
yine zır cahil olduğum bir konu da kolon meselesi. deprem anında "kirişler" yani kapı girişleri/geçişleri tehlikeli fakat what about kolonlar? yani yanına yamacına sığınacağımız koruyucu eşyalar kolon yanında belki.. onlar da tehlikeli mi yoksa tam tersi mi?
0
jimjim
(26.09.19)
afad'in sitesinde

2.Enerji hatlarından, diğer binalardan, direklerden, ağaçlardan ve duvar diplerinden uzaklaşın

agaclarla ilgili ne sikinti var bilen varsa yazabilir mi? ben guvenli olacagini dusunmustum. kapimin onunde bir mandalina agaci var. binadan dusen parcalari fln da biraz tutmaz mi?
0
jimicik
(26.09.19)
Ağaç devrilirse falan diye olabilir mi?
0
jimjim
(26.09.19)
@jimjim, evet deprem aninda agaclar devrilebilir.
0
Leonardo~Da~Vinci
(26.09.19)
Modlara teşekkürler.

www.afad.gov.tr
0
jimjim
(26.09.19)
Teşekkürler. Deprem çantası nerede durmalı? Yatağa yakın mı yoksa kapıya yakın mı?
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(26.09.19)
hocam bizimki kapının karşısında duruyor dışarı çıkarken almak için ama allah korusun büyük bi şey olursa da düdük su gibi şeylerin de başucunda olması lazım.
0
🌸curious mind
(27.09.19)
Benim de naçizane bi önerim var; Bridgefy isminde bir program var, internet-gsm şebekesi kesik olsa bile bluetooth üzerinden iletişime imkan veriyor, işinize yarayabilir.
0
angelus
(27.09.19)
99 depremi baz alınarak yapılmış bir araştırma. Ne yapılması ve ne yapılmaması ile ilgili baya bilgi veriyor.

www.earthquakecountry.org
0
jazzabel
(27.09.19)
deprem çantasının kapının hemen yakınında olması lazım. mesela deprem anında mutfakta, salonda, banyoda olsanız çanta için odanıza gidip alıp kapıya ulaşmanız gerekecek. bu da vakit kaybı demek. belki de siz alana kadar çantanın üstüne bir şeyler devrilecek vs. o yüzden kapıya çok yakın, tek hamlede alıp çıkacağınız bir uzaklıkta olsun.
0
tabirimekruh
(27.09.19)
Masa altına girmek kişiyi tavandan sıva parçaları, raflardan şişe tabak vs düşmelerine karşı, hayat üçgeni oluşturmak yani çamaşır makinesi, karyola gibi sağlam bir objenin yanına yatmak ise kolon, kiriş, dolap benzeri büyük ağırlıklara karşı koruyacaktır. Kısaca biri sizi yaralanmaktan, diğeri ölümden korur.
Deprem çantasını yatak odasına değil, dış kapıya yakın bir yere koymalısınız. Çünkü evde bulunduğunuz zamanın büyük kısmını yatak odası dışında geçiriyorsunuz.
Evde varsa baret, bisiklet kaskı vs bir şey, açık alana çıkana kadar, kafanıza bir şey düşmesinden sizi korur.
Büyük depremde en çok sıkıntısı çekilen şeylerin başında kadın pedi ve çocuk bezi vardı. Çanta hazırlayanların göz önünde bulundurması gerek.
0
Mirket
(27.09.19)
@jimjim @Mirket
jazzabel'in eklediği yazıda yaşam üçgeninden bahsetmiş. yanında durduğunuz o büyük ve ağır obje bina farklı şekilde eğilirse güçlü depremde hareket edip sizi duvarla arasında bırakıp ezebilir de diyor. ama mesela kanepe gibi bi şeyse güvenli de olabilir ama bunlar test edilmeli diye vurguluyor. fakat afad ve evrim ağacı yazısında çök kapan tutun tekniğinden bahsettiği ve yine bu yazıda da bunun daha güvenli olduğuna dair sunduğu nedenler ötekinden daha mantıklı geldiği için çök kapan tutun'un daha güvenli olduğunu düşünüyorum.

bu arada ana gönderiyi güncelliyorum kaynak geldikçe. diğer ipuçlarını da soru cevap olarak ekleyebilirim.
0
🌸curious mind
(28.09.19)
Merhaba. Yedek telefon denmiş de, nasıl kullanacağız onu? Hep içinde aktif tuttuğumuz bir sim kartı mı olsun? Yoksa bizim cihaz bozulursa sim kartını ona takıp kullanalım diye mi? İkincisi pek gerekli gelmedi, 1.sinde ise aylık fatura ödememiz gerekir
0
karabasun
(30.09.19)
@karabasun
merhaba. elde şarjı uzun giden akılsız telefonlardan varsa yedek olabilir. bildiğim kadarıyla aynı hat için bikaç tane sim kart çıkartılabiliyor, yeni hatta gerek olmayabilir. bendeki eskilerin bataryaları öldüğü için powerbank aldım yedek telefon almak yerine.

(bu arada görmeyen varsa sözlükte seferberlik başlığı açılmış yukarı ekledim bina kontrolü başlığıyla beraber. seferberlik başlığında change.org kampanyasının linki de var, 132k kişi imzalamış. kamuoyu oluşturmak için çok değerli.)
0
🌸curious mind
(30.09.19)
Sevgili büyüğüm levent pekcan dedi ki "bu hayat üçgeni hafif duvarlı(alçıpan vs.) ve ahşap evler için geçerli. Bizdeki evlerde kullanılan tonlarca betonu olan duvarları tavanları kıçı kırık dolap bilmem ne taşımaz"
Bu üçgen konusu abd çıkışlıymış, onların evleri ile bizimkiler genelde farklı olduğu için bizde çok geçerli olamazmış.
Bilenlerden yorum alabiliriz bence.
0
Bruce
(03.10.19)
bu söylediklerim söyleyeceklerim kendi görüşüm. çoğu da kendi yaşadığım tecrubeler ile sabittir, bahsettiklerim en kötü ihtimal dahilinde uzman kişilerden yardım alana kadar yapabileceğiniz şeylerdir.

ilk önce şunu demek isterim. her şey genel bir durumda. bir formasyon üye birim zemin diyim, berbat olabilir o bölgede ama o binayı zemine göre yaparsanız imalatçı da buna uyarsa sorun olmaz. şu an istanbulun en kötü yerleri kabacı avrupanın güneyi marmaraya bakan kısımları ise ve bunlar olması gibi yapıldıysa sıkıntı olmaz. nereler iyi mesela sancaktepe üstü beykoz arkası tavşantepe arkası gibi gibi buralarda sok buyuk granitler var. en sağlam kayaçlardandır. ama 5 km öteye gidiyorsunuz hem alüvyon vs vs. denizkumu olayı var mesela. şayet denizkumu kullanan kişi çok pahalı da olsa güzel şekilde arındırma yaptıysa denizkumu çok sağlam kırma testı sonuçlaır veriyor çunku sahil plaserlerinde bazalt gibi kireçtaşı gibi güzel malzemeler var. ne demek bu yüzdeyüz yıkılır ya da bu yüzdeyüz ayakta kalır diye bir şey yok. siz her türlü hazırlıklı olmak zorundasınız.

ilk olarak söylemek istediğim şey, deprem anında dışarı kaçmayın derim ben. sebebi ise merdivenler. bu merdivenler çok lanet bir şey. yapması da çok zor zor olduğu kadar sağlamlığı da en az olan imalat. bırak depremi herkes aynı anda üstüne çıksa zıplasa belki de aşağıya sahanlıkla beraber iner. normalde sakal bırakmak gerekirken epoksi yapılıyor falan fişman. neymiş deprem olurken merdiven kullanmıyoruz. yaşam üçgeninde korunmayı bekliyoruz.

2 en üst katlarda oturmak büyük avantaj. hele hele 4-5 katlı binalarda en üst katlar genelde sağlam kalıyor en alt katlar kötü şekilde eziliyor. ve en üst katlarda yaşam alanı kalıyor. nete bakın yıkılan binalara çoğunda en üst katlarda bi hayat belirtisi görürsünüz üstelik sizi buralardan çıkartmaları daha kolay olacaktır.

3. kağıt sıkıştırılamıyor arkadaşlar kolay kolay. eğer evinizde korunaklı bir şey yoksa yatağınızın bazanızın içini kiyafetlerinizle değil. kitaplarınızla ansiklopedilerinizle silme ağzına kadar doldurun. bu durum sizin ezilmenize engel olur. çok büyük koruma sağlar şanzınızı arttırır. depremde hemen korunma pozisyonu alıp bazanın yanına yatın. bazanızın yanında da gerekli temel ihtiyaçlarınızı bulundurun.

4. ve aklıma şu anlık gelen son bilgi. bu çok ilkel bilgidir tartışılır. meslek arkadaşlarımla da tartışıp daha da geliştirmeye açığım.
c30/35 betona 10'luk çivi girmez (priz almış betondan bahsediyorum) girmemesi gerekiyor sokamazsınız hatta c25'e de girmemeli.
biz şantiyede mesela 10 günlük c30/35 betona çivi girdiğinde hemen anlıyoruz hee diyoruz bu beton sıkıntılı. bi numune al arkadaşım. bakıyoruz ki değerler düşük. kırın abi.
evinizde en azından uzman kişiler gelip kontrol edene kadar sizin yapabileceğiniz bir şey var.
gidin nalburdan bi 10'luk çivi alın. bir yerden de beşe on parçası bulun. 30 cm 50 cm fark etmez. beşe ona 10'luk çiviyi çakın. çivi arka yüzeyden çıkmaya çok yakınken artık çakmayın. beşe onunuzu kolona yaslayan yapıştırın ve çakmaya öyle devam edin. şayet bu çivi o kolona 1/1.5 cm'den fazla girerse hele hele neredeyse hepsi girerse bu beton mukavemetini yitirmiştir. bunu birkaç yerine ve birkaç kolona deneyin. o çivinin normal şartlarda yamulup girmemesi gerekiyor. 10luk çivi c25 ve üstü priz almış betonlara girmemeli. giriyorsa durum çok ciddi. çok kaba çok ilkel bir sistemdir ama işe yarar. önbilgi verir. bunu yapıp bırakmayın uzmana gösterin. meslek arkadaşlarımla bu konuda konuşmaya da açığım eksiği gediği olan varsa yazabilir.

edit: sakın aa girmedi bu çok sağlamdir uzmana gerek yok demeyin. bu belirli aralıklar için geçerli, kötünün de kötüsünü bulmaya yarar.

edit2: söylediğim anlaşılmadı herhalde. beşe on demek kereste türü bunun 2. 3. 4 metrelik olanı var gerek yok 40 cm ya da 50 cm de olsa yeter. bu beşeonu alın kolona yaslayın ama kılıcına yaslamayın yanı en geniş olan yüzeyi kolona temas etsin. çiviyi beşeona çakmaya başlayın. çivinin ilerlemesi kereste içindeki hareketini tamamlayınca betona devam etmek isteyecek siz vurmaya devam edin. yani keresteyi kolonnun bir parçası olarak düşünün ve öyle çakın. daha basit nasıl anlatayım bilmiyorum. keresteyi kolona çivi ile tutturur gibi çakın. o çivi 1.5 cm fazla betona kolona girerse kötü durum.
betona doğrudan niye çakmıyoruz sorunun da 3 cevabı var?
1 eline vurma ihtimalini ortadan kaldırırsın
2 çivi sekip gözüne girmez
3 çivi sert yüzey görünce yamulur yanal eksendeki yamulmaları ise kereste tolere eder. kerestenin içindeki çivi nasıl yamulsun. kerestenin dışında kalan kısmı yamulur. yani çakmaya kolaylık sağlar. siz kereste üzerinden kolona çiviyi çakın.
0
turbo sadık
(05.10.19)
(10)

Saat seçmeme yardım eder misiniz?

ceann deas
Kendi zevklerime guvenmiyorum saatlerim genel olarak çok kaba. Artık zarif bir şeyler istiyorum çevremdekiler ile eleye eleye bunlar kaldı. 2 deri 1 metal kordonlu saat seçerseniz cok sevinirim. :)Tolu görebileceğiniz link; https://ibb.co/6nVNyC5Ayri ayri gormek isterseniz;1. https://ibb.co/FKkzhJm2
Kendi zevklerime guvenmiyorum saatlerim genel olarak çok kaba. Artık zarif bir şeyler istiyorum çevremdekiler ile eleye eleye bunlar kaldı. 2 deri 1 metal kordonlu saat seçerseniz cok sevinirim. :)

Tolu görebileceğiniz link;
ibb.co

Ayri ayri gormek isterseniz;

1. ibb.co
2. ibb.co
3. ibb.co
4. ibb.co
5. 6. ibb.co
7. ibb.co
8. 9. ibb.co
10. ibb.co
11. 12. 13. 14. 15. ibb.co
0
ceann deas
(21.09.19)
sadece bunlarsa secenekler, bence toplu fotoda en sagda ortada duran.
0
unabomber
(21.09.19)
ucuncu
0
Leonardo~Da~Vinci
(21.09.19)
dortvari olanlar guzel oluyor
0
turbo sadık
(21.09.19)
1-3-10 beğendim
2 deri 1 metal seçmiş oldum istem dışı olarak :=)
0
burya
(21.09.19)
on
0
seyduna6687
(21.09.19)
1, şık duruyor.
metal saatleri severim, çok hoşuma gitmese de 10 metal rengi de olabilir.
0
vedderbaug
(21.09.19)
1 ve 3
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(21.09.19)
1-14 ve 15 arasında kaldım
14 sanırım
0
halen
(21.09.19)
11.
0
Amaranta ursula
(21.09.19)
Hicbirini begenmedim :(
Kotunun iyisi 1 ama
0
Flipsflops
(21.09.19)
(9)

google neden bu kadar basarisiz?

mayeskuel
basarisizdan kastim surekli birseyler uretip sonra tutmayinca piyasadan kaldirmasi.siradan kullanicilar google'a hayran duyabilir. ama arkasinda bir suru cop proje ve magdur ettigi kitleler var. en son url shortener ve arama sonuclarinda cikan sinema seanslari hizmetini kaldirmis. mal gibi kaldim or
basarisizdan kastim surekli birseyler uretip sonra tutmayinca piyasadan kaldirmasi.

siradan kullanicilar google'a hayran duyabilir. ama arkasinda bir suru cop proje ve magdur ettigi kitleler var. en son url shortener ve arama sonuclarinda cikan sinema seanslari hizmetini kaldirmis. mal gibi kaldim ortada. bu kacinci bilemiyorum. bide youtube'un parayi basan aptal saptal popculari, urunleri uyuz sekilde reklam olarak cikarmasi konusu var ki hic deginmiyorum.

muhendis olsam, parasi iyi olsa bile boyle becereksiz bir sirkete girmeyi istemem. siz ne dusunuyorsunuz?

bana gore marka degeri yerlerde.
0
mayeskuel
(21.09.19)
3 adim ileri bir adim geri.

google bu sekilde piyasaya urun sokuyor. surulen urun insanlar tarafindan pek tercih edilmezse o urunun fisi cekiliyor.

siz daha cok fisi cekilen urunlere rast gelmissiniz. sans iste.
0
Leonardo~Da~Vinci
(21.09.19)
olaya sadece kendi bakis acindan bakiyorsun. Google dunyanin en basarili 3-4 sirketinden birisi. Google elini attigi sektorlerin hemen hepsinde pazar payinin cogunlugunu ele gecirmis bir sirket(Gmail, Chrome, Android, youtube, GDrive, arama motoru vs). uygulamalarin/servislerin kapatilmasinin sebebi %90'i buyuk cogunluklar tarafindan kabul gormemesi, kullanilmamasi. senin/benim o uygulamayi her gun kullaniyor olmamiz google(ve diger sirketler) tarafindan birsey ifade etmez. populasyonun %kaci kullaniyor(conversion), o urunden elde edilen toplam gelir o urunu ayakta tutmak icin yapilan masrafa degiyor mu? gibi sorularin cevabinda urunler yasamina devam ediyor yada etmiyor.

Google'in bu kadar cok urun cikartip, bu kadar hizli urunleri kapatabiliyor olmasi aslinda sirket ve muhendislik acisindan iyi birsey. bir fikir varsa bunu cok hizli bir sekilde gelistirip, denemekten cekinmiyor/korkmuyor. ve eger basarisiz oldugunu goruyorsa fisini cekmekten de korkmuyor. buna yazilim sektorunde "iterate fast, fail fast" denir. yani bir fikri ne kadar hizli gelistirip, ne kadar hizli batarsan, toplamda sana olan maliyeti daha az olur. ve hatadan ders cikarip ya urunu iyilestirmeye calisirsin, yada hic gelecek gormuyorsan minimum maliyet ile projeyi sonlandirirsin.

youtube'a gelirsek. hayir kurulusu degil, genel kullanicilara ucretsiz video gosterip, bu videolarin arasina reklam alarak para kazanma hedefinde olan bir sirket/uygulama. reklamlari begenmiyorsan, Google'in reklamdan kazanacagi geliri Google'a sen verirsin, reklamsiz izlersin. (bkz: #79252446)
0
crucio
(21.09.19)
Asıl cevabı vereyim. Google'ın yapısından kaynaklanıyor. Yeni bir proje çıkarıp geliştirince prim veriliyor. O yüzden herkes yeni bir şeyler çıkarma derdinde oluyor ve hatta bu sebeple aynı anda Hangouts, Duo, Google Messages gibi ayni görevi yapan uygulamaları oluyor.

Bu kadar çok uygulama çıkınca, çok popüler olmayanları iptal ediyorlar çünkü eski yazılımı destekleyene prim verilmiyor. Gidip yeni bir projede çalışayım diyor herkes.
0
aguen
(21.09.19)
aguen biraz sallamis. evet Google'da her developer'in zamaninin %20'sini kendi istedigi projelerde harcamasina musaade ediliyor ama bu demek degildir ki her isteyen yeni proje cikabilir. %20 zamanda gelistirilen projeler %90 internal olarak kullaniliyor. eger proje internal olarak ilgi gorurse ve public olarak cikma ihtimali olabilir. ama bu tamamen planli olarak gerceklestirilen bir surec(ornek: gmail public olmadan once yillarca internal olarak kullanilmis bir uygulama). eger bu sekilde bir uygulamanin fikir babasi isen, Google sana ortak oluyor, yada senin fikrini satin aliyor.

hangouts, duo ve messages gibi uygulamalarin olmasinin sebebi tamamen business ile alakali. bunlardan en eskisi olan hangouts 20% zamanda gelistirilmis bir proje ama diger ikisi tamamen yonetim tarafindan planli olarak cikarilmis projeler.
0
crucio
(21.09.19)
Google bu şekilde davranabildiği için Google oluyor. "Move fast and break things" ve benzeri kitapları okumanı öneririm. Deneyip, tutmayanları kaldırıyorlar, bu sayede fokuslarını kaybetmiyorlar, verimliliği en yukarıda tutuyorlar, ve bünyesinde çalışan mühendislere de sürekli yeni bir challenge veriyorlar. Eğer girip ölene kadar atıyorum url shortener üzerine çalışmak gibi bir planın varsa zaten google ona göre bir yer değil.

Ürün geliştiriyorsanız ve 3rd parti API'lere dayanıyorsanız, bir gün o API'nın patlama ihtimalni hesaba katmanız lazım. Yıllardır bir sürü acqusition sonucu olan bir şey bu.
0
roket adam
(21.09.19)
valla kendisi üretse yine koymayacak da gidip milletin uygulamalarını satın alıp sonra kapattığı oluyor, ben ona aşırı uyuzum. parse vardı (facebook'undu gerçi o), güzel güzel kullanıyorduk satın alıp kapattılar. şimdi işte golang yazıyorum, yarın öbür gün gelip "vazgeçtik bundan" derlerse şaşırmam. google reader vardı, onu da kapattı pezevenkler.

niye böyle? parasal anlamda zarar etmese bile, atıyorum uygulama yılda 10 milyon dolardan az kazandırıyorsa kapatıyoruz diyebiliyorlar. uğraşmaya gerek duymuyolar sanırım. hatta şöyle bir site bile var: killedbygoogle.com

startup sevdamdan vazgeçersem bi gün belki başvururum diye düşünüyorum. parası güzel, bi de sonuçta yönetim iyi olmasa bile çok sağlam programcılar çalışıyor. gidip görmek lazım her türlü. ama şirket kültürü olarak çok beğendiğimi söyleyemem.

başarıyı sadece ne kadar para kazandığıyla ölçmek bana çok doğru gelmiyor. yani bi alanda monopol olup oranın parasıyla piyasayı domine etmek tüketiciler açısından da çok kötü. abd hükümeti el atıp bunları farklı şirketlere bölse (google search ayrı şirket, youtube ayrı şirket, gmail ayrı şirket vs. gibi) bir çoğu muhtemelen ayakta bile kalamaz. gözlük yapıyorlardı beceremediler mesela, sınırsız funding'i olmasına rağmen. yani bu büyüklüğe gelince yönetilemez oluyor şirketler herhalde, bilmiyorum.
0
plutongezegendegilmi
(21.09.19)
Hatta sadece böyle customer facing uygulamalar da değil, angularjs ve polymer, web components falan gibi rezillikleri de var. Şu an herhangi bir işe girerken kullanacağım teknoloji google tarafından geliştiriliyorsa temkinli yaklaşıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(21.09.19)
google'a basarisiz demek bence cok agir bir itham kesinlikle.

ilk olarak bahsettiginiz durumun yasanmasinin en büyük nedeni cok fazla ürün aciklamalari. diger sirketlerde bu kadar yok, hepsi catir catir bitiriyor projeleri. google olunca göze batiyor cünkü en az on milyonlarca kisi kullaniyor kapatilan uygulamayi ama yetmiyor bu elbette.

mühendis olmaniza gerek yok sirkette calismak icin aslinda, girmek istemiyorsaniz girmeyin elbette ama gereksiz atar gidere gerek yok. hic bir sirket icin denmez bu zaten.

size göre marka degeri yerlerdeyse birakin tüm uygulamalarini kullanmayi, google,com, google maps, youtube, gmail, android, drive, calendar, google podcast etc.

hele youtube reklamlarina laf etmeniz komik. dilerseniz ücretli versiyonu var, onda reklam yok.
0
duygusuzromantik
(21.09.19)
yorumlar icin tesekkurler ben hala soylediklerimin arkasindayim. marka degeri yerlerde. bunu bana google'un dinamikleri boyle, sistem geregi, bu tur modeller aslinda trend vs.. seklinde aciklamaniz anlamsiz geliyor bana.

google uc tane universitelinin calistigi ve surekli denemeler yapmasi gereken bir yer degil. kaldi ki birseyin tutup tutmayacaginin tahminin yapilmasi bile ayri bir bilim dali. sen fizibiliteni, hazirligini vs... herseyinle tastamam yapmaya baslarsan elbet tutar. cunku arkanda milyar dolarlik butce ve onbinlerce muhendis var. reklam olayina gelince reklam kalitesinden bahsediyorum. kalkip normal reklamlara laf ettigim yok. kendine guzel bi playlist yaptiginda araya soktuklari o yeni yetme zengin bebelerinin aptal sarkilarini sokmasindan bahsediyorum.

aslinda biraz kullanici deneyimi eksikliginden bahsediyorum. yaptigi herseyin bir sebebi ve mantigi var; ama son kullanici olarak bana etkisi buyuk oldugu icin daha yumusak etkileri olmali diyorum.
0
🌸mayeskuel
(22.09.19)
(9)

Türkiye'de kütüphane açmak

fxinturevi
Merhabalar,Türkiye'de -muhtemelen Bilecik'te- bir havacılık kütüphanesi açmak istiyorum. havacılık kitapları pahalı olduğu için takdir edersiniz ki ortak bir havuz kurup oradan gelen parayla bunları yapmak istiyorum. bu çok uzun vadeli bir plan fakat sizlere danışmak istediğim konu şu; gofundme, Pat
Merhabalar,
Türkiye'de -muhtemelen Bilecik'te- bir havacılık kütüphanesi açmak istiyorum. havacılık kitapları pahalı olduğu için takdir edersiniz ki ortak bir havuz kurup oradan gelen parayla bunları yapmak istiyorum.
bu çok uzun vadeli bir plan fakat sizlere danışmak istediğim konu şu; gofundme, Patreon, kickstarter gibi bir sitede profil oluşturup yavaş yavaş para, dolayısıyla kitap toplamaya başlamalı mıyım yoksa Türkiye'de işlerin normalleşmesi için biraz daha beklemeli miyim?

Türkiye'de ikamet etmiyorum fakat kütüphaneyi bir şekilde Türkiye'de açmak istiyorum. Arsa fiyatlarına falan baktım, pahalı değilmiş çok. Bir kütüphane ve şehirdışından gelecek öğrenciler için ufak bir konaklama yeri yapılabilir. Kütüphanenin arkasına bir garaj kurup ileride belki eğitim atölyeleri / yaz kampları bile düzenlenebilir.

Her neyse konuyu çok uzattım. Uzun lafın kısası kütüphane dekorasyonu, ışık, sıcaklık-nem dengesi, kütüphanenin temizliği bakımı vs işleri için bu bütçeyi şimdiden mi toplamaya başlasam yoksa beklesem mi? 2 gün sonra uçmak haram diye kütüphaneyi kundaklamasınlar.

Saygılar, sevgiler
0
fxinturevi
(19.09.19)
Bilecik'e havacılık kütüphanesi açmak ne kadar mantıklı bilemedim hocam. Öğrenciler ders çalışmak için gelir o kadar. Büyükşehir değil, nüfusu cok az. Belki normal bir kutuphane açmak daha işlevsel olur.
0
black holes in the sky
(19.09.19)
Öğrenciler için açmayı düşünüyorum zaten. Normal kütüphanede kendime çok güvenemem doğrusu. Kitapların sınıflandırılması, bakımları vs. ne yapsam az yaptığımı hissederim. Tematik düşünmemin sebebi de ileride diğer insanlara ilham vermek.
İTÜ, ODTÜ, ESTÜ'de havacılık okuyan bir öğrenci buraya geldiğinde aradığı çoğu şeyi bulmalı ya en azından da nereden bulabileceğini öğrenmeli.

Bilecik diye düşünmemin sebebi, 3 büyük şehrin ortasında (3-4 saat) ve Eskişehir'e de ortalama 1 saat uzaklıkta olması. Gerekirse günlük 2 sefer kaldırırız Eskişehir Merkez-Kütüphane şeklinde. Durumu olmayan çocuklar da sabah gelir, akşam gider. Gelen insanlar Bilecik'in yerlisine de para kazandırır az da olsa.

3 büyük şehir bence doydu artık. O yüzden insanların ilk aklına gelmeyen fakat sonra düşününce mantıklı gelebilecek yerleri seçmeye çalışıyorum.

Teşekkürler yorum için bu arada.
0
🌸fxinturevi
(19.09.19)
kısaca, yasal dolandırıcılık yapacağım, üç beş siz de bişiler atarsınız, mı diyorsunuz?

üniversiteler bu yüzden üniversite, kendi kütüphaneleri var, kendi anlaşmaları var,
örnek veriyorum istanbul üniversitesi tıp fakültesi, dünya üzerindeki neredeyse tüm yayınlara erişimi var öğrencilerin. milyon tller harcanıyor bu yayınlara üniversite olarak ulaşmak ve kullanmak için. üstelik öğrenciler, bu kütüphaneye evden online ulaşabiliyor vs.

eğer böyle bir anlaşması yoksa yani öğrenci dünya çapında bir yayına üniversitesi ile ulaşamıyorsa zaten orası apartman üniversitesidir, muhtemele bi halt olmaz mezun olunca da.

ek olarak: havacılık, uzay, uçak fakültesinde bu kitaplar yoksa zaten yine kapat o fakülteyi, yazmasın fazla
0
masseter
(19.09.19)
"yasal dolandırıcılık yapacağım, üç beş siz de bişiler atarsınız, mı diyorsunuz?"

Bilmiyorum bu fikre nereden kapıldınız ama hayır öyle bir şey demiyorum. Kütüphane üzerinden dolandırıcılık yapma fikri anca sizin aklınıza gelir heralde. Belli ki sizin gibilere hitap etmiyorum, neyse ki. İnternet işte böyle karşısındakini tanımadan sallama cesareti veriyor insana. Kusura bakmayın ama hem vizyonsuz, hem de ucuzsunuz.
0
🌸fxinturevi
(19.09.19)
hocam bilecek'in kendine hayrı yok ne havacılık kütüphanesi. şehrin alay konusu olursun. desen ki etimesgut'a açmak istiyorum falan anlarım da bilecik ne alaka. istediğin kadar niş olsun kimse bilecik'e gitmez iki kitap için.
ayrıca büyükşehirlerde doyan bir şey yok. millet sabah namazına kalkar gibi kütüphaneye gidiyor.
0
denek hayatım
(19.09.19)
düzgün bi danışmanlık firmasıyla oturup bunları konuşabilirsin.
0
rusd
(19.09.19)
soruyu ben tam anlamadım. soru "bu bütçeyi şimdiden mi toplamaya başlasam yoksa beklesem mi?" ise toplayın tabi niye bekleyesiniz. kütüphane olmazsa başka bir proje, yatırım vb olur ya da en kötü ihtimal yersiniz parayı. yok bilecik'te havacılık kütüphanesi açayım mı diye soruyorsanız onun cevabı belli zaten. bilecik'in havacılıkla bir bağı falan olsa yine belki düşünülür de çevre şehirlerden gelirler, eskişehir'den araç kaldırırız falan bunlar türkiye hakkında hiçbir fikri olmayan birinin söyleyeceği şeyler. havacılığın sırrını da verseniz öss, dgs, kpss gibi sınavlara hazırlananlar gelir o kütüphaneye en fazla.

açılışı da kafanızda şöyle canlandırabilirsiniz: alkislarlayasiyorum.com
0
hadsafhada
(20.09.19)
Biriktirin baska yatirim yapin, en kotu yersiniz falan... Nasil kafalar bunlar anlamadim.
Ne icin para topluyorsam onu yapacagim. Yapamayacak olursam da herkese email atip muhtemelen hayvanlar icin harcarim, onay vermeyen olursa da tek tek geri yollarim parayi.

Benim yeterince param var zaten, sadece insanlarla hep birlikte bir seyler yapmak icin bu yolu dusundum. Yoksa tek basima da acarim birkac milyona. Boyle bir konuda insanlarin guvenini sarsmak dolandiricilik degil, terbiyesizlik olur zaten.

Her neyse, tesekkur ederim yorumlar icin o halde.
0
🌸fxinturevi
(20.09.19)
soyle yapsaniz, binayi kendi paranizla yapin. koltuk, masa, kitaplik alin doseyin. kitapligin icini doldurmayin.
sonra insanlara haber verin, ben boyle bir kutuphane yaptim, icini de siz doldurun diye.
kim ne kitap gondermisse koyarlar artik kitapliga. muhtemelen dolar orasi.
0
Leonardo~Da~Vinci
(20.09.19)
(10)

sözlük okuyunca sinirleniyor musunuz?

kahverengi mont
kim olursa olsun sözlük okuyucuları sözlükte kendisine tam zıt konumda birilerini daima bulabiliyor. benim de benimsediğim değerler, prensipler, fikirler mevcut. bu fikirlerin arasından bazıları uzun bir sürecin eseri olarak rijit bir hale büründü bünyemde. haliyle doğrularım ve yanlışlarım var. bun
kim olursa olsun sözlük okuyucuları sözlükte kendisine tam zıt konumda birilerini daima bulabiliyor. benim de benimsediğim değerler, prensipler, fikirler mevcut. bu fikirlerin arasından bazıları uzun bir sürecin eseri olarak rijit bir hale büründü bünyemde. haliyle doğrularım ve yanlışlarım var. buna ek olarak ise bilgimin olmadığı konularda fikrimin olmamasına çaba gösteririm mesela. önce araştırırım, sonra o konu ile ilgili başkalarının paylaşmış olduğu görüşlerini incelerim, ardından fikir sahibi olmaya başlarım. gayet normal ve olmam gerektiği gibi olduğunu düşünüyorum.

fakat gelin görün ki gerek sözlükte, gerekse de dış dünyada doğru bildiğim şeylere karşı irrite etmek istercesine yorum yapan, yaptığı yorumda aptallığını ve kötü niyetini gizlemeden kendini ifade eden ve bu konu hakkında tartışmanın ve kendi bildiklerimi güzelce açıklamanın işlevsiz olduğu kanısına vardığım insanlarla karşılaştığımda çaresizlikle karışık bir öfke hissediyorum. çoğu zaman sözlükte böyle insanlara denk geldiğimde içimden söverek oradan uzaklaşıyorum. uzaklaşırken örneğin bir başlık altında yapılan yorumsa bu, sayfanın biraz aşağısına indiğimde benim gibi düşünen ve gayet güzelce ve sabırla cevap vermiş insanlar olduğunu görüyorum. fakat sorun şu ki; o yorum hiç bir işe yaramayacak. liberal liberalliğini, solcu solculuğunu, ırkçı ırkçılığını, cahil cahilliğini sürdürmeye devam edecek.

anlamsız geliyor tartışmak fakat benim gibi düşünüp de sinirlenmeden veya sinirlense dahi tartışmaya dahil olan insanları görünce ben mi tahammülsüz ve hoşgörüsüz bir insanım diye kendimi sorgulamaya başlıyorum. gün içerisinde bunu o kadar fazla yaşıyorum ki, sinir hastası mıyım diye de kendimi sorguluyorum bazen. çünkü karşımdaki insan bütün radikalliğiyle orada dururken benim yapacağım yorum uçup gidecek, o ise hala orada, yıkılmadan, bükülmeden duruyor olacak ve ben öfkemle başbaşa kalacağım.

eğer böyle bir durum yaşadıysanız veya yaşıyorsanız bununla nasıl başa çıkabiliyorsunuz?
0
kahverengi mont
(13.09.19)
Inanilmaz sinirleniyorum. Ortaokulda akran zorbaligina ugramis sonrasinda siddet gormus biri olarak ozellikle kadin dusmanlarina asiri sinirleniyorum. Ama takmamak lazim belki okumamak lazim yoga spor kitap okumak bunlarla ugrasmak lazim.
0
sexybaby
(13.09.19)
(bkz: memetik) bilimini ogrendikten sonra aslinda hicbir fikrin, duygu ve dusuncenin "ben"im olmadigini anladim. bu yazdigim cumlenin bile ben ile bir alakasi yok.

aslinda insanlar kafalarindaki dusunceleri yapmazlarsa hicbir sorun yok. kafadaki dusunceleri benlestirip ben yarisina giriyorlar. ve sonuc husran.
0
Leonardo~Da~Vinci
(13.09.19)
Çok sinirlenmiyorum ama Türkiye'nin okumuş kesimin ortalamasını görünce hayal kırıklığına uğruyorum. Benzer bi hayal kırıklığına askerde uğramıştım. Özellikle koca koca adamların sabahtan akşama Kürtler şöyledir Araplar böyledir diye garip garip uğraşması ilginç geliyor. Sonra maç başlıkları falan, yani biz de izliyoruz bu futbolu ama milletin doğmamış bebesine kadar küfür ediyorlar kanım donuyor vallahi.
0
jangbogo
(13.09.19)
Ben duyurudaki bazi cevaplara bile asiri sasiriyorum. Cinayet davasi sorusu vardi biri kasten cinayetin islenebilmesi icin onceden kavga etmeniz lazimdi diye bi sey yazmis. Hukukla gram alakasiz yarim yamalak yanlis cevaplar konu da hassas cinayet davasi acayip tuhafti.
0
hindistan cevizi
(13.09.19)
cidden hakaret için demiyorum ama bazen insanların nasıl bu kadar aptal olabildigine çok ama çok şaşırıyorum. akplilere küfredip birkaç entry sonra imamoglu nun zamlarini ölesiye savunan tiplere, CHP negatif bir şey yapınca e ama AKP de yapıyor diyenlere, genel başkanı apo nun heykelini dikeceğiz diyip son bir haftada iki vekili hdp/pkk aynı amaçlara hizmet ediyoruz açıklamaları yapmalarına rağmen hdp'nin pkk ile ilgisi olmadığını ölümüne savunanlara.. inanılmaz sinirleniyorum.
0
mehmed resad
(13.09.19)
Belki 56749687 kere yazılıyor ama sözlük epeydir koca bir ÇÖP. Mümkün mertebe ruh sağlığım için uzak durmaya gayret ediyorum. Dönem dönem tamamen kesiyorum. Azimliyim bırakacağım bu illeti.
0
mekaniker
(13.09.19)
yalnız olmadığımı öğrenmek o kadar iyi geldi ki. demek ki sözlükle alakalı bir durum mevcut. yıllardır üyeyim. 600 küsür entrymi silmiştim ve şu an çok kısıtlı sebeplerle entry giriyorum. sözlükten ayrılamıyorum çünkü her konuyla alakalı gündemi yakalayabileceğim yegane site şu an internette. fakat sanırım bunun bir bedeli olmalı diyerek sözlüğün çöpe dönüşmesine göz yumuluyor, sonuç olarak da boş insanlarla muhatap olmak zorunda kalıyoruz bir çoğumuz.
0
🌸kahverengi mont
(13.09.19)
Okumayarak cozebilirsin.
0
cilekesgargi
(14.09.19)
sadece sözlük değil, komple sosyal medyadan çıktım bu yüzden.
0
plutongezegendegilmi
(14.09.19)
(bkz: rizelileri sevmeme nedenleri) sinirlenmek değil de şu başlığı okurken baya üzüldüm.
0
uzunincemalbrodayim
(14.09.19)
(12)

Kimse para ödemiyor

Kahir ekseriyet
Düzenli ödeme yapan müşteriler bu ay başından beri sözleşmiş gibi aksattılar nakit akışımızda sorun var cuma gelecek vb sözler söylüyorlar. Sizde de var mı benzer durumlar, sebebi ne?
Düzenli ödeme yapan müşteriler bu ay başından beri sözleşmiş gibi aksattılar nakit akışımızda sorun var cuma gelecek vb sözler söylüyorlar. Sizde de var mı benzer durumlar, sebebi ne?
0
Kahir ekseriyet
(12.09.19)
Yok, para akıyor meassallah
0
dolan dolmuş
(12.09.19)
Borcu olan avantajlı şu an alacağı olan da dezavantajlı.Bilerek para olduğu halde ödemeyenler de oluyor. Türkiyede ticaret oddan gömlek maalesef.
0
digits
(12.09.19)
(bkz: ekonomik kriz)

Firmalar tam olarak da bu sebepten batıyor. özellikle inşaat sektöründe olanlar.
Herkes birbirine çek veriyor. hatta alinin veliye verdiği çeki, veli gidip ahmete ahmet de orhana veriyor. ali çeki ödeyemezse bütün zincir çöküyor.
ortada nakit para dönmüyor yani.
0
kitik
(12.09.19)
Geçen senede bu zamanlar aynı dert vardı, bahane de şu ''çocuğun okul parası ağır geldi, toparlarız 10 güne'' 2018'de bunu söyleyen müşterilere 6-7 ay mal vermeyi kesmiştim nasıl inledilerse, bu sene denklediler sanırım hiç kimseden bu bahaneyi duymadım. Çocuk-eğitim üzerinden ajitasyondan nefret ederim.
0
synax
(12.09.19)
bende de var, totalde 72bin lira alacağım var
0
tchuck
(12.09.19)
Devlet kurumları ödemiyor, geciktiriyor. Ali beyi arayın, arıyorsun, veli beyi arayın, arıyorsun ben bir mehmet beye sorayım, arıyorsun, ali bey ilgileniyor ona sorun şeklinde bir kısır döngüye sokuyorlar adamı. Bir süre sonra sen aramaya utanıyorsun.

Özel sektöre iş yapacağında öküz gibi vadeli iş yapmak zorunda kalıyorsun, vade günü "ödemem var, bi yerden ödeme gelecek" diyip sallıyorlar. 5 diyorsun tamam diyor, iş ödemeye gelince 3 olur mu 5 çok fazla diyorlar vs vs.

Ek iş yapıyorum, arada mal gibi parayı teslim almadan gönderdiğim oluyor (adamların işi acil oluyor vs) ondan sonra peşlerinden para alıcam diye koşturuyorum.

Böyle esnaflık olmaz diyen olabilir ama bana tamire gelen bir cihaz olursa pahalı malzeme gerekliyse parayı peşin alıyorum. Elimde malzeme mevcutsa tamir edip şu kadar tuttu gönderin, cihazı göndereyim diyorum

Gönül koyuyorlar, şahsi değil, çok başıma geliyor, uğraşmak istemiyorum diyorum, paşa paşa yatırıyorlar parayı.

2 Hafta önce yumuşak yüzlü davrandım, 2 hafta ha bugün ha yarın, ha pazartesi ha cumartesi diye peşlerinde koştum 3 kuruş için.

Sebebi herkes elinde nakit tutmaya çalışıyor, mal ve hizmet alımlarının karşılıklarını başka bir yerden gelecek paraya göre yaptıkları için zincirdeki en ufak aksama herkesi etkiliyor.

Satışlar dipte, herkes elindekiyle yetinmeye, işleri kendi bünyelerinde halletmeye çalışıyor. Rekabet fazla olduğu için fiyatlar da dipte, eski karlılık olmadığı için günü kurtarayım para dönsün diye maliyetine, hatta maliyetin altına iş yapanlar var.

Bir kaç yağlı piyasa hariç hakikaten bka batmış durumda.
0
kimlanbu
(12.09.19)
Bi de müşteriden para isteyince alacağını refere edip gelmediğini söylüyor, sonraki istemelerde “hâlâ ödemediler, şu gün dediler” olaylarına giriliyor, hatta o alacağı olan firmalarla ilgili beni hiç ilgilendirmeyen detaylar geliyor. İlgilenmediğimi, bana bunları anlatmamasını rica ediyorum.
0
🌸Kahir ekseriyet
(12.09.19)
calistigim yerde de oyle. borclular telefonlarimizi acmiyor. farkli farkli hatlardan ariyoruz, acinca da turlu turlu sozlerle da bizi ikna ediyorlar. ve tabii verdikleri sozde durmuyorlar.
biz de buna onlem olarak herkese taksit vermiyoruz, pesinati artirdik ve taksit sayisini oldukca azalttik.
para akisi olsun diye kar payimizi dusurduk. hayatta kalmaya calisiyor calistigim yer.

sebebi bence ekonomik kriz. cumhurbaskanligi/baskanlik seciminden once gayet iyi idi piyasa.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.09.19)
param yok, çok sıkışığım diyip, bodrum'da tekne sefası hikayeleri paylaşan yavşak müşterilerimiz var.
0
scudman1
(12.09.19)
Herkeste öyle.
0
roket adam
(12.09.19)
Adam bu yaz 5 ayrı tatil yaptı, benim 1500 tl mi parası olmadığı gerekçesiyle ödemiyor, ben tatil yapmadım bu sene kimseye borcum yok.
0
🌸Kahir ekseriyet
(12.09.19)
Son 2 ay içinde hiç tahmin etmeyeceğimiz 5 büyük müşterimizin çekleri yazıldı. Türkiye'de ticaret gerçekten çok büyük bir risk. Mümkün olduğunca peşin çalışmak lazım.
0
iwasbornonamountainside
(12.09.19)
(22)

Idam cezasi hakkindaki fikirleriniz

hindistan cevizi
Son donemde sıkça tartisildigi icin sizin de fikirleriniz merak ettim. Idam cezasi geri gelmeli mi, ne dusunuyorsunuz? Ben geri donusu olmayan cezalar verilmesine karsiyim ve rehabilite sansinin oncelikli olarak degelendirilmesi taraftariyim. Sizin fikriniz ne? Tesekkur ederim cevaplar icin.
Son donemde sıkça tartisildigi icin sizin de fikirleriniz merak ettim. Idam cezasi geri gelmeli mi, ne dusunuyorsunuz? Ben geri donusu olmayan cezalar verilmesine karsiyim ve rehabilite sansinin oncelikli olarak degelendirilmesi taraftariyim. Sizin fikriniz ne? Tesekkur ederim cevaplar icin.
0
hindistan cevizi
(09.09.19)
Rehabilitasyona inanmadığım gibi idam cezasını da vahşice buluyorum.
0
hatun
(09.09.19)
Rehabilitasyonda başarı şansı sosyal imkanlar sonucu Türkiye de düşük kalacağına inanıyorum. Idam cezasının pardonu yok doğru bulmuyorum. Türkiye de uygulanan infaz kanunu nun temel problem olduğunu düşünüyorum.
0
Topalordek
(09.09.19)
şeriat gelsin diye hukukun içinin boşalmasını izliyoruz yıllardır. eğitimi, ekonomi vs.

ha idam, twit attı diye idam ederler onu bunu, gıkını çıkaramazsın.
0
tolga¿naber?
(09.09.19)
Beslemek varken ne gereği var. Hapishaneler müthiş hem. Çok iyi rehabilite edebiliyoruz suçluları
0
Delay Fuze
(09.09.19)
idamin geri getirilmemesi gerektigini dusunuyorum. cunku kurunun yaninda yas da yanacak. sucu apacik ortada kimseleri asmak motivasyonu ile getirilen idam, zaman icinde suclu oldugu kesinlesmemis insanlari da asacaktir.
0
Leonardo~Da~Vinci
(09.09.19)
@Delay Fuze idamin gelmesi taraftari misiniz yani, yoksa pratikte daha ise yarar rehabilitasyon secenekleri uygulanmasi mi ?
0
🌸hindistan cevizi
(10.09.19)
"taciz, tecavuz, gasp, hirsizlik gibi adi suclara buyuk kucuk demeden idam gelmeli"

ahah. Daha kendi yazdığınla çelişmişsin ama neyse..
0
Avoiding The Puddle
(10.09.19)
Desteklemiyorum çünkü hiçbir canlı bir başka canlının hayatını almakla hüküm veeremez, vermemeli. Ayrıca bu durumun yine kötüye kullanılacağı konusu çok aşikar. Asıl suçlular aramızda cirit atarken yine pek çok masumun canına kıyılacak. Rehabilitenin Türkiyede uygulanmasının ise suçluların ruh durumunu daha da çok bozacağı için pek de olumlu bi sonuç elde edileceğini düşünmüyorum.
0
superfluid
(10.09.19)
gereksiz
0
hot potato
(10.09.19)
kim uygulayacak idamı? hangi iktidar böyle bir gücü elinde bulundurmayı hak ediyor? kaçınız tayyar'ın eline bölye bir güç geçsin ister?
0
sinek kral
(10.09.19)
@hot potato cevap icin tesekkur ederim ama netlesmesi icin soruyorum. Idam mi gereksiz, rehabilitasyon mu ya da boylr bir tartisma mi? Burdaki insanlarin fikirlerini gercekten merak ettigim icin sordum.
0
🌸hindistan cevizi
(10.09.19)
Gelmeli ama bu konjonktürün ve vesayetler arası tahakküm için yapılan siyasî/sosyolojik ortamın içinde değil.

Adîl, hakkaniyetli bir şekilde uygulanabileceği toplumsal düzen mevcut değil ülkede. Gelirse resmen cadı avına dönüştürülür. Mutlaklığı maddi delillere dayandırılmış çocuk tacizi gibi ağır suçlar için kesinlikle uygulanmalı.

İnsan, iyi ve kötü yönde sonsuz ihtimallere açık bir varlık. Yok ıslah edilmekmiş, rehabilite edilmekmiş; safî romantizm ve gereksiz sevgi pıtırcıklığından başka bir şey değil. İnsan doğasını hiç anlamamış yorumlar bunlar. Hayatla, insanlarla, dünyayla sahici ilişkiler kurmamış ve gerçeklerle yüzleşmemiş iyi niyetli insanların klavye başında idealize ettiği safiyane düşünceler. Bilim pedofili tedavi edilemez diyor. Bırakın insanı; hayvana, cansız mankenlere tecavüz edenler hatta nekrofiller var bu ülkede.

Haneke filmlerindeki kötülükleri mideniz kaldırmıyor daha. Hiç bilmediğiniz, şahit ve dahil olmadığınız ne hayatlar var. İdamı bir intikam değil adalet mekanizması olarak sonuna kadar destekliyorum.
0
levent bilgen
(10.09.19)
Türkiye'de ve özellikle AKP zihniyeti gücü elinde tutuyorken idamın tartışılmasına bile karşıyım.

Ortalama bir hukuk devletinde belirli suçlar için kişinin suçluluğu %100 kanıtlanabiliyorsa idamı desteklerim. Saf kötülüğün rehabilite edilebileceğine inanmıyorum. "İnsan yaradılış olarak iyidir" sanrısı ne yazık ki mainstream dinlerin kafamıza kaktığı şeylerden yalnızca biri.

Yavru bir köpeğin dört bacağını kesen bir şeyin topluma en ufak bir faydası olacağını düşünmüyorum (bunu yapan şey hala yakalanmadı, aramızda geziyor) Bu şeyi rehabilite etmeye harcanacak zamanı, insan kaynağını ve parasını da israf olarak görüyorum.
0
bruce mclaren
(10.09.19)
Suçluluğun %100 kanıtlanması diye bir şey yok, önce onu net görmek lazım. Yargıda 2 sonuç olur, suçlu ya da suçsuz. %70 suçlu, %92 suçlu, "galiba suçlu" diye bir sonuç çıkmaz. Adalet sistemi en gelişmiş ülkelerde bile on yıllar sonra aklanıp serbest bırakılan insanlar oluyor. Mesela tecavüze idam verilse, o suç artık tecavüzle değil işkenceyle, cinayetle sonuçlanabilir, çünkü suçlu için "nasıl olsa artık fark etmez". İdam cezasını savunanların suçu azaltmak, önlemek gibi rasyonel amaçları yok zaten, kurbana ne olduğu da umurlarında değil, maksat intikam almak, linç etmek, kendi bireysel öfkelerini yatıştırmak çünkü.
0
mikro patlama
(10.09.19)
Siyasi,politik, duygusal şeylerden ayrı konuşursak eğer, bu ceza gelmelidir. Acıyı bizzat yaşamadan, suç için verilecek cezayı konuşmak 'eksik' bir ifade oluyor.
0
Erva
(10.09.19)
idam'dan önce konuşulması gereken suça uygun ceza olacak şekilde kanunların oluşturulması ve uygulanması gerekir.

15 kez bıçaklayıp tutuksuz yargılanan, cinayet işleyip iyi hal indiriminden cezanın büyük çoğunluğu silinen, ahbap-çavuş ilişkisiyle ceza almaktan kurtulan kişiler bir yanda,

gizli tanık(!) marifetiyle 40-50 yıl ceza alan, ifade özgürlüğü çerçevesinde olması gereken ancak cinayet işleyenlerin 3-5 katı hapis cezası alan insanlar bir yanda.

bütün bunlar ortadayken, siyasetin burnu bu kadar yargının içindeyken idam'ın gelmesi, gelirse bile doğru uygulanacağını düşünmek için epey saf olmak gerekiyor.
0
altinci nesil caylak
(10.09.19)
Hukukun da, infaz yasasının da doğru düzgün olmadığı ülkelerde idam cezasını anca muhalifler alır.
0
SiyamkedisiZorro
(10.09.19)
Ceza meselesi toplumun gelişmişlik düzeyiyle ilgili.

Malesef bu çağda hala herkes cahil, ama cahil kalmayı hedeflemiyorsak ilerici bir hamle yapmalıyız.

İdamı geri getirerek ne yapılmak istendiği de önemli. Yani siyasi sebeplerle idam getirmek ona göre kullanışlı bir yasa yapmak da mümkün. Böyle siyasi ayarlar verip duruyorlar.

Ya da mesela halkı yemleyip duruyorlar. Yok uçağımız göklerde yok bilmem kimi yargılayacağız... Bu iktidar yetmez ama evetçileri nasıl torbaladıysa şimdi de bir araya gelmesi pek mümkün olmayan bir kesimi idam yasası kisvesiyle çıkacak bir torba yasayla torbalayabilir.

Türkiye’nin en büyük sorunu muhalif tabanın da en azından iktidar tabanı kadar cahil olması.

Benim şahsi fikrime gelirsek: kimin idam edileceğine ben karar vermiyorsam çıkmasın.
0
marsargo
(10.09.19)
Hak, adalet, hukuk kalmadığı için idam gelirse öttürürler, zaten kimsenin sesi çık(a)mıyor, bu sefer diyeceklerin dilinin ucuna bile gelemez, nöronların arasında dolaşır durur.
0
kimlanbu
(10.09.19)
sahsen ben milletin idam kalkmali veya idam gelmeli diye net sekilde hukum verebilmesini anlayamiyorum. Ulan bu bu kadar basit bir konu mu, nasil da karar verebiliyorsun bu kadar kolay.

Benim fikrimi sorarsan ben idamin kalkmasini desteklemiyorum. Buna karsilik "idam cezasi olmali kesinlikle" diyemikyorum, kendimi buna hukum verecek kadar yeterli gormuyorum. Cok cok derin bir konu ve cok genis degerlendirilmesi gereken bir konu. Iki ucu bklu degnek ve kolay kolay icinden cikilacak bir konu degil.

Idam cezasi kalkmasi cozum degil cunku idamlik suc isleyenler daima olacak, kotluk evrenin bir parcasi. Ote yandan idam geri alinamaz bir ceza, her bir spesifik vaka o zamana kadarki tum vakalardan farkli, her seferinde dogru karar verildiginden, zanlinin gercekten suclu oldugundan emin olunacaginin garantisini vermek mumkun mu? Hata payi gercek anlamda sifir olmasi gereken bir mevzu, insan soz konusu.
Siradan vatandasin yorum yapabilecegi bir konu degil bence bu. Idam konusunu halk oylamasina sunmak da akil isi degil.
Ben sahsen bu konuda kesim hukum verecek kadar yeterli gormuyorum kendimi. Idamin neden boyle tak diye cevap verilemeyecek bir soru oldugunu aciklamaya kalksam sayfalarca yazmam lazim, kisaca cok derin konu ve seni beni asar diyorum.
0
stavro
(10.09.19)
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış.
0
ezeriko
(10.09.19)
Ben idama da rehabilitasyona da inanmıyorum. Olay olmadan önce önlemen gerek. Onu yapamıyosan bana göre idam da hapis de hadım da adamı sokağa salmak da farksız.
0
Delay Fuze
(10.09.19)
(19)

universite okurken aile ile yasamak

Leonardo~Da~Vinci
merhaba,ailemle ayni sehirdeki bir universitede zor bir bolum okuyacagim. otobusle okul eve 50 km uzaklikta. malum otobusler dolaniyor cok. babam benim her gun toplu tasima kullanarak eve gidip gelmemi istiyor cunku daha hesapli oluyor onun icin. bense, okula gidene kadar 2-3 otobus degistirmek zoru
merhaba,

ailemle ayni sehirdeki bir universitede zor bir bolum okuyacagim. otobusle okul eve 50 km uzaklikta. malum otobusler dolaniyor cok. babam benim her gun toplu tasima kullanarak eve gidip gelmemi istiyor cunku daha hesapli oluyor onun icin. bense, okula gidene kadar 2-3 otobus degistirmek zorunda kalacagim. 2 saatim yolda gececegi icin sabah 2-3 saat erken kalkacagim. bunun verecegi bir yorgunluk olacak. ayrica aksam donerken otobus bekleme derdi, tika basa dolu otobuste 2-2 bucuk saat geri donme iskencesi var.
bir de bunun aile yasama durumu var.
bolum zor oldugundan muhtemelen baze gec saatlere kadar arkadaslarla kutuphanede ders ve proje uzerinde calismak zorunda kalacagim.

ben bunun yerine bir arkadasimla ev tutmayi dusunuyorum. tabii masrafi olacak ama baska caremiz yok. baba bu ev tutma isine sicak bakmiyor. eve cikmanin da muhtemelen dezavantajlari coktur. ama en azindan okula yakin olacak.
babami nasil ikna edebilirim? ne dersem ikna olmadi. eskiden okula kar kis demeden bir koyden diger koye yuruyerek giderdik demesine az kaldi cunku.

kyk yurdu basvurulari yatay gecisler icin baslamadi, ekimde baslayacak. bana yurt cikacagini da sanmiyorum. babamin uzerinde kayitli seyler var.
diger yurtlara da sicak bakmiyorum. baska dini cemaat ve olusumlarin da evinde kalmak bana gore degil.
0
Leonardo~Da~Vinci
(07.09.19)
Her gün 50 km gidip geleceksen okulu bırakırsın. Bırakmasan da ders başarın çok düşer.
0
OrangeYellow
(07.09.19)
Eve çıkmanın bir yolunu bul. Evle ilgili beklentilerini düşük tut.Ev arkadaşı arayan çoktur şimdi.Babana eve çıkmak istediğini tatlı dille anlat asla sinirlenme. Huyuna git. Annen ablan abin varsa onlardan babanı ikna etme hususunda yardım iste. Tatillerde, boş zamanlarında çalış part time işlerde. Artık büyüdüğünü tek başına bir birey olduğunu belli et babana. Bol şans dilerim sana
0
çılgındünya
(07.09.19)
Parayı veren babansa normal. Kendi paranı kazanmaya bak yoksa böyle oluyor hep.
0
i ve been mistreated
(07.09.19)
Ben bu durumu 4 yıl yaşadım. Berbat bir histir. Arkadaşlarınla program bile yapamazsın. Çünkü son otobüse yetişmen gerekir. Taksi tutsan tüm harçlığı verirsin. En mantıklısı ucuz yollu bir araba almak
0
ovungec zeus
(07.09.19)
niye diğer yurtlara sıcak bakmıyorsun?
0
elorelia
(07.09.19)
uçak almadığın sürece neyle gidersen git hayattan soğursun. ben bunun 30km olan versiyonunu yaşadım, okulu bırakmak istedim gerçekten. insanı inanılmaz yoruyor. eve gelip ne ara ders çalışacaksın o yorgunlukla, ne ara kafanı dağıtıp arkadaşlarınla çıkacaksın.. sürekli yorulursun hayata küsersin cidden. ders saatlerin part time a müsaitse bunu düşün mutlaka, baban hiç destek olmuyorsa kyk kredisi çek, burs veren vakıflara başvur. ama 50km çekilmez be.
0
mehmed resad
(07.09.19)
50 km mesele değil de 2-2.5 saat sürmesi sıkıntı. Bu demek ki günde 5 saate yakın yolda geceçek. İmkansız.
Babana bunu yapamam. istersen okula gitmeyeyim dersin. Veya gemileri yakıp iş bakman gerekir ki zor bölüm diyorsun.
Ev olmasa da yurt seçeneği ilk planda fiyat açısından daha uygun olabilir. KYK yı salla .
0
alicandan
(07.09.19)
Üniversiteyi benzer bir şekilde okudum ben. Okula gitmek için 3 aktarma yapıyordum ve 1.5-2 saat arası sürüyordu tek yön. Öncelikle şunu söyleyeyim, olmayacak iş değil, bir şekilde oluyor. Yaparsın yani ama bir süre sonra gerçekten çok sıkıcı bir hal alacağına da emin olabilirsin.
Ben okula başladıktan bir süre sonra baktım ki böyle olmayacak, eve çıkayım dedim. Evden buna onay veya destek gelmeyeceği için de çalışıp, para biriktirmeye karar verdim. Hem okul, hem iş 2 saat mesafedeydi yaşadığım yere ve rezil rüsva bir hayattı.

Eve çıkacağım arkadaş son anda yarı yolda bıraktı, o da olmadı. Sonradan iki üç kere daha denedim, onlar da olmadı bir şekilde hep bir engel çıktı. Sonuç olarak ben bütün üniversiteyi o arkadaşta kal, bu arkadaşta kal, arada eve git şeklinde geçirdim.
Arkadaş çevrenin nasıl insanlar olacağına bağlı olarak bu problem değil ama kimsenin olmasa, senin miden bulanacak bu durumdan. Hoş bir konum değil.

Bu işin çözümü babanı ikna etmek değil. İkna da edemezsin zaten. Yapman gereken ilk şey ekonomik özgürlüğünü eline almak. Git bir yerde garsonluk falan artık ne bulursan bir işte çalış, kendi paranı kazan. Parayı kazanan sen olursan, nasıl harcayacağına da sen karar verirsin. Eğer her şey yolunda gider, denk gelirse de biriyle eve çıkarsın.
0
cay koy geliyorum
(07.09.19)
Parayı veren babansa normal +1
0
ruhen hastayim ben
(07.09.19)
Her gün 50 km çok zor. Sadece okul yaşantını etkilemez, sosyal hayatını da bitirir. Eğer baban eve de çıkmanı istemiyorsa altına iyi kötü bir araba çeksin, okula öyle git gel. 2-3 vesaiti bir yolculukta kolaysa kendi değiştirsin bu ne cimrilik. Bazı devlet üniversitelerinin kendi bünyesinde olan öğrenciler için açtığı yurt ve öğrenci evleri oluyor. Üniversitelerin sks’lerinde ilan edilir bunlara başvuru olayı. Kyk’ya güzel bir alternatif, bir bak bence. Eğer hiç başka seçenek bırakmıyorsa mantıklı olan bir iki dönem dişini sıkıp, şehir dışında bir üniversiteye yatay geçiş yapman. O zaman o istemediği parayı mecbur verecek sana.
0
radio raheem
(07.09.19)
Araba almak gibi bir opsiyon yok mu?
0
plutongezegendegilmi
(07.09.19)
ben olsam 1 yıl okulu dondurur çalışırdım. biriktireceğim 25bin tl + bir miktar aile katkısı ile 30-40k'e araba alır öyle giderdim. bu şekilde ne sosyal hayatın ne akademik hayatın olur.
0
zaoaratu
(07.09.19)
Ben de tam dediğin gibi 5 seneyi bitirdim, sürekli rapor yazmam, laba girmem, proje yapmam gereken zor bir mühendislik bölümü okudum, arkadaşlarla otururken otobüse yetişmem lazım deyip kalkmak gerekiyordu sürekli. Ne okuldan bir tat aldım ne gençliğimden. Valla iş bulup çalış ve öğrenci evine çık, belki okulu 1 sene uzatırsın ama daha çok şey öğrenirsin hayat adına
0
pislick0
(07.09.19)
cevaplariniz icin minnettarim, cok tesekkur ederim:)

@elorelia, diger yurtlara sicak bakmiyorum cunku gecmiste cok yurtlarda kaldim. kisitlayici bir ortam. ve insana bir sey katmiyor. ben daha ozgur bir ortam istiyorum ve tabii bunun bir bedeli var. bunun farkindayim.

@plutongezegendegilmi, hayir pluton gezegen degil:) mumkunati yok babam araba almaz. almaya kalksa bile annem engel olacak. kaza yapmamdan korkuyorlar.

@zaoarato, okulu dondurmayacagim.

part time is, kendi okudugum alanda bulmam zor. bulursam calisacagim. ancak alan disi olunca derslerden kopabilirim ki bu en son istedigim sey.
tezgahtarlik ve ticaret tecrubem var. bu alanlarda is vardir muhtemelen.

bunun haricinde acaba staj yapsam, staj parasi ile gecinebilir miyim? daha once staj yapmadim, stajlar bedava mi yoksa?

calismayi seviyorum.
0
🌸Leonardo~Da~Vinci
(07.09.19)
okurken çalışmak mı? bana kalırsa yapılabilecek en kötü tercih. biz sana akademik ve sosyal hayatın olmaz diyoruz sen 3 kuruş için var olan enerjini işe aktaracağım diyorsun. sanıyor musun girdiğin işte seni sömürmeyecekler aldığın paranın hakkını söke söke istemeyecekler?

araba konusuna gelince. belli ki kapalı görüşlü bir ailen var 19 yaşında insanlar şehit oluyor, sen benim kaza yapmamdan korkuyorlar diyorsun. ailenin bakış açısı tabiki senin suçun değil, ne diyelim şimdiden geçmiş olsun.
0
zaoaratu
(07.09.19)
Aynı şeyleri yaşadım.İnsan çok yoruluyor hele sınav zamanlarında sürekli bi telaş içersinde oluyorsun.Sınavlara vb şeylere yetişmek için.Tavsiyem ilk sene bunu dene ailenin gönlü olsun ama bu arada iş bul ve paranı biriktir.Seneye eve çıkmayı denersin
0
blablamovie
(07.09.19)
Ayrı eve çıkmanın maliyetinin çok fazla olacağı için mi aileniz sıcak bakmıyor? Maddi açıdan büyük bir külfet oluşturmayacaksa okul başladıktan sonra siz sabah güneş doğmadan evden çıkıp gece yarısı eve geldikçe seçimlerini sorgularlar. Ben de benzer bir şey yaşadım. İlk seneler gençlik enerjisiyle çekiliyor da son senelere doğru ağlamaklı hale geliyordum. Bir süre ne çektiğiniz görmeleri en etkili ikna yöntemi olur bence. Hele baba emekliyse o yol ona turistik gezi gibi görünüyor muhtemelen, işin ciddiyetini kavrayamıyor.
0
wish i could find a way to disappear
(07.09.19)
Ben de üniversitedeyken ailemle yaşıyordum. Sabahları 5'te kalkıp önce yürüyüş, sonra minibüs (o zamanlar metro yoktu, kadıköy minibüsle 50 dk sürüyordu), sonra vapur, sonra tramvay yaparak okula gidip, dönüşte de aynı güzergahı geliyordum tabii. Bunun ne eziyet bir şey olduğunu biliyorum, bazen 8:30 derslerinde o kadar uykum olurdu ki, gözlerim açık uyuyakaldığımı düşünürdüm.

Gelin görün ki, yirmi sene önce de aynı şeyi düşünüyordum, şimdi de aynı şeyi düşünüyorum: aileniz masrafınızı karşılıyorsa insanlık dışı bir eziyet olmadığı sürece uymanız gerekir. Evet zor git gel yapmak ama neticede biz de mezun olduk, aynı diplomayı aldık. Bazı şeyler sorun olmadan sorun etmemek gerekiyor.

Zaman içinde vizyonunuz ve yaşam tarzınız geliştikçe, kendi paranızı da kazanırsınız, kararlarınızı da verirsiniz, belki şu anda öngöremediğiniz bir çözüm çıkar.
0
sopiro
(07.09.19)
Biraz surun, oluler gibi eve gel ilk donem. Ikinci donem halini gorur, derdini anlarlar. Boylece cikarsin ogrenci evine.
0
buf-e kür
(07.09.19)
(5)

Şöyle bir kurs var mı?

ırene adler
>>İnsanlarla doğru ve iyi iletişim kurmanın yollarını öğreten veya muhabbet nasıl devam ettirilir tarzı iletişim taktikleri veren bir şey. Her gün bir sürü duyuru açılıyor bu konuyla ilgili merak ettim. Etkili iletişim başlığı altında bir şey var ama bu dediklerimi kapsar mı?İletişim egitimleri gene
>>İnsanlarla doğru ve iyi iletişim kurmanın yollarını öğreten veya muhabbet nasıl devam ettirilir tarzı iletişim taktikleri veren bir şey. Her gün bir sürü duyuru açılıyor bu konuyla ilgili merak ettim. Etkili iletişim başlığı altında bir şey var ama bu dediklerimi kapsar mı?

İletişim egitimleri genel olarak fasa fiso mu sizce? Yararlı olanları hangileridir?
0
ırene adler
(04.09.19)
+1 ben de merak ediyorum
0
valarmurgulis
(04.09.19)
Biraz başka başlıklar altında aramak gerekiyor olabilir bu eğitimleri. Şöyle bir eğitime katılmıştım ben: interkültürel yeterlilik. Ne yaptık? Aynı kültürel arka planı taşımayan insanlarla etkili iletişim nasıl kurulur? Bunu öğrendik. ”Small talk nasıl (farklı kültürden gelen insanlarla) başlatılır, devam ettirilir; klişelerden nasıl ve niçin kaçılır?” gibi noktalar üzerine tartıştık.
Sanki sizin de bu arayışta bir çıkış noktası belirlemeniz, mesela gençlerle etkili iletişim ya da kurumsal alanlarda etkili iletişim gibi, gerekiyor. Öyle daha kolay bulursunuz diye düşünüyorum.
0
buf-e kür
(04.09.19)
artık pahalı falan ama idare ediverin :)

www.sahibinden.com
0
re noreno
(04.09.19)
iletisim egitimleri bence faso fiso.

karsinizdakine kaliteli ve guzel soru sorun ve sonrasinda o kisiyi gercekten ve iyi dinleyin. oncelikle cok iyi bir dinleyici olmaya calisin. gerisi kendiliginden geliyor.
0
Leonardo~Da~Vinci
(04.09.19)
İnsan kazanma ve dost edinme sanatı - dale carneige

tüm kişisel gelişim, ıvır zıvır seminerlerinin kökünde bir şekilde bu kitaba dayanır.

okuyun uygulayın.
0
KaraSakall
(04.09.19)
(9)

kendinize yetemediğiniz zamanlar oluyor mu?

denef
yaptığınız hiçbir şeyden keyif alamadığınız, hiçbir şeye konsantre olamadığınız, yalnız kalınca müthiş bir iç sıkıntısıyla karşılaştığınız anlar mesela. napıyorsunuz öyle olunca. bu bir depresyonsa tek çaresi destek almak mı ? başka deneyimlediğiniz kendini iyileştirme yöntemleri var mı ?bu hissiyat
yaptığınız hiçbir şeyden keyif alamadığınız, hiçbir şeye konsantre olamadığınız, yalnız kalınca müthiş bir iç sıkıntısıyla karşılaştığınız anlar mesela. napıyorsunuz öyle olunca. bu bir depresyonsa tek çaresi destek almak mı ? başka deneyimlediğiniz kendini iyileştirme yöntemleri var mı ?

bu hissiyatımın temelinde güncel problemler var aslında; mesela en son görüştüğüm erkek arkadasım evliymiş, iş kuracağım arkadaşımın ablasına kanser teşhisi kondu bu durum hem duygusal olarak sarstı hem de mevcut planlarımızı bozdu, yakın bir arkadaşıma benim için önemli bir miktar borç verdim geri ödemiyor,iş yerimde sürekli ikili oynayan ve gözümün içine bakarak benim ve yakın çevremle ilgili yalan söyleyebilen bir genel müdür var,bu adamla aramızda soğuk bir savaş var ve bu çok yorucu, bir arkadaşımla uzun süredir görüşmüyordum kendisine bir konudan kırıldığım için dün görüştük ben de bu durumdan bahsettim, bana cevaben sen benim mesajlarıma kısa cevaplar veriyorsun, kestirip atıyorsun o yüzden dedi. bu konu ayrıca uzun ve gereksiz bir konu ama o da sapla samanı bir tutarak beni suçladı. bir de daha önce bırakıp sonra bir daha başladığım sigarayı yine bıraktım. vb.
0
denef
(04.09.19)
yaziyorum neler yaptigimi

cay icmek
meditasyon
arkadas veya aileyi aramak, budist arkadaslarla konusmak
yesillik bir yere yuruyus
kek borek vs pisirmek
siir okumak
dondurma yemek
daha once gitmedigim ve denemek istedigim bir restorana yemege gitmek
tiyatro veya konsere gitmek
0
JohnOakley
(04.09.19)
genelde birine anlatmak iyi geliyor. ama bu herkese anlatmak değil. bir arkadaşım var örneğin ona anlattıkça modum yükseliyor. karşılığında "evet abi aynen işte ya" cevabını ya da "ya biraz abarttın mı " cevabını alsam da anlatırken ferahladığımı hissediyorum çoğu zaman.

şarkı, kitap, şiir bu zamanlarda pek işe yaramıyor bende.
0
kablelvuku
(04.09.19)
ben bana iyi geleceğini düşündüğüm bir yemeği yapıyorum. genelde sağlıklı ve uğraştırıcı şeyler tercih ediyorum. kendim için iyi bir şeyler yapmak canım sıkkın bile olsa hoşuma gidiyor. bengi kurtcebe'nin ekmek tarifini izliyordum mesela geçen, kadın; "o hafta o gün işler kötü gitmiş olabilir bir şeyleri başaramamış olabilirsiniz ama bu tarifle kendi ekmeğinizi yapacaksınız, bunu başarmış olacaksınız" minavlinde bir şeyler dedi ve çok hoşuma gitti. iyi hissetmek bu kadar kolay aslında diye düşündüm. sizinle de paylaşmak istedim:)
0
muslugubozukhayrat
(04.09.19)
Genelde olmuyor. Kendime yetmeyi öğrendim sayılır. Bu saydiklarin anlarda film dizi, muzik, yürüyüş, uyuma secenekleri yetmiyorsa annemi arayip onunla dertlesiyorum. O sorunlara daha disardan ve kolay bir sekilde baktığı için tabiri caizse yüreğime su serpiyor. Ya da anneannemi arayıp hiçbir şey yokmuş gibi hayattan, alzaymir olan dedemin yaptiklarindan konusuyoruz anneannemi guldurmeye filan çalışıyorum. O gülünce ben de deşarj oluyorum sorunlardan biraz da olsa uzaklaşıyorum onun telefonu kapatirken ettiği dualar, güzel temenniler rahatlatiyor beni. Yine çok yakın arkadaşlarima anlatiyorum onlar gerçekten yargilamadan dinleyip yol gosterecek insanlar olduğundan anlattıkça rahatliyorum.

Size de şunu önerebilirim: bu tür anlarda olayla en ufak bir ilgisi olmayan kisileri aramak, konusmak ya da görüşmek iyi gelebilir. Illa sorunu danismak zorunda da değilsiniz bence, öyle normal bir muhabbet olur, sizin gundeminizden farklı bir konu olur, bunları konuşmak sizi cidden rahatlatabilir.
0
Amaranta ursula
(04.09.19)
bence her insanda oluyordur.

ben böyle durumlarda tayland'da ogrendigim exhaust denilen yöntemi uyguluyorum. bir konuyu düşünmekten yorgun düşene kadar düşünüyorum, tüm alternatifleri değerlendiriyorum. yani geçiştirmek veya baskilamaktansa kabul etmek, kaynağını bulmak ve yaşamak.

bir başka alternatif de negatif olmayan travmatik etki yaratacak bir şeyler yapmak olabilir. Hiç aklında yokken roller coaster'a binmek, bilmedigin bir sehre mahalleye gitmek vs gibi.
0
cedex
(04.09.19)
oyle zamanlar insanin aydinlanmasi icin mukkemmel firsat. ancak insanlar boyle hissettigi andan kacis pesinde. mesela bu kacis soyledir: muzik dinler, youtube'da bir milyon kere izledii diziyi tekrar izler, film izler, arkadasiyla bulusur, sosyal medyada cirit atar, icki icer, haberlere bakar, gundemi takip eder veya porno izler.

aslindan bu kacislarin hicbiri insani oyalamaktan baska bir sey degildir. hicbir kacis insani tamamlamaz. yapilan sey sadece kafadaki dusunceye hizmet etmektir. hangi yolu secerseniz secin isin sonunda tekrar o can sikintisi noktasina geri donulur. kimisi tekrar kacis yollaridan biri ile kacar ve omrunun sonuna kadar dongu boyledir o kisi icin; kimisi ise kacmaz.
kacmayan kisi, o ani izler. o anda kalir. ve farkina varir. kafasindaki onca dusuncenin hicbiri o degildir. gercek degildir. ve hicbir dusuncenin dedigi yapmak zorunda degildir. oturur. dusunceleri izler. onlar da gecer gider.

kendine yetmedigin zaman diye bir sey yoktur. kafandaki dusunceleri ve bu dusuncelerin harekete gecirdigi duygulara artik hizmet etmekten sikilma durumu vardir.
0
Leonardo~Da~Vinci
(04.09.19)
"Hadi bakalım bugün yeni bir gün" diyerek yataktan kalkıyorum. Keyif alacağım bir fırsat olursa sadece ona odaklanmaya çalışıyorum (mesela film izleme, bir kahve içme ya da biriyle gezmeye gitme vb) sorunlar çözülmüyor ama o ana odaklanmak biraz iyi geliyor. Kendimi daha ferah hissediyorum. Olumsuz tarafından bakarsak ohoooo bitmez çözülmez hiç birşey. Sağlık olsun yeter, zihniyetindeyim artık. Bazı problemler çözülüyor bazıları kendiliğinden sönüyor, insanın önüne yeni fırsatlar çıkıyor ama yine başka sorunlar da beraberinde geliyor. Hayat bu iyisiyle kötüsüyle almak lazım. Ben de isterim sadece "derdini şeyedeyim" diyecek problemlerim olsun ama daha fazlası varsa ve müdahale edemiyorsam da ölecek değilim. Yaşadığım güzel Anlara odaklanmaya çalışıyorum.
0
balik kraker
(04.09.19)
Yemek +1, hatta antep katmeri yersem hayatı yeniden sevmeye başlıyorum <3

Bu yaz akşamları sahile indim biramı alıp, oturup mal mal boşluğa baktım. O iyi geldi, haftada 3 akşam fln bunu yaptım.
0
pati
(04.09.19)
Yıllardır tek başıma bir şeyler yapmak için çabalıyordum. Sonunda yaptım ama hiç tat alamıyorum. İstediğim şeyleri yapıyorum ama sanki görevmiş gibi geliyor yapmazsam olmazmış gibi. İstediğim şeyi yapınca istemediğimi anladım ama eksiğin ne olduğunu bir türlü bulamıyorum. Kendime yettiğimi düşünüyorum ama bir şey eksik o her neyse:/
0
Çağa ayak uyduramayan
(06.09.19)
(7)

Sansa inaniyor musunuz?

Professor Wild
İnsan kötü şansı krabilir mi? Yetişmeye çalıştığım bir (1) adet otobüsü bile kacirmadigimi hatırlamıyorum.
İnsan kötü şansı krabilir mi? Yetişmeye çalıştığım bir (1) adet otobüsü bile kacirmadigimi hatırlamıyorum.
0
Professor Wild
(04.09.19)
kırabilir. kötüyü çekme, olumlu düşünmek zor ama imkansız değil. kötü olanı düşünmeye daha çok meyilliyiz. (öfke, üzüntü vs.)
0
aydogank
(04.09.19)
Şanssızlıkla ilgili bir belgesel izlemiştim ismini şimdi hatırlamıyorum, bir araştırma ekibi kendini çok şanslı hisseden 10 kişi ile kendini şanssız ve bahtsız hisseden 10 kişiyi bir teste tabi tutuyorlar. Testte kişilerin eline gazete verip okumalarını istiyorlar tabi bu gazeteler özel olarak hazırlanmış, gazetenin orta sayfalarına bir ilan yerleştiriyorlar hani şu iş ilanlarına benzer, ilanın birinde bu numarayı arayın ve 10 bin dolar kazanın yazıyor, bilin bakalım bu ilana dikkat edip numarayı arayan kimler? kendini şanslı hissedenler;

Testin sonucunda şöyle bir tespit çıkıyor ortaya, kendini şanslı hisseden insanlar ayrıntılara daha çok dikkat eden, önlerine çıkan her fırsatı değerlendiren kişiliğe sahip olan insanlar. Bu insanları diğerlerinden ayıran tek şey hemen her açık kapıyı zorluyorlar bir kapıdan geçemeseler de birinden mutlaka geçiyorlar yani örneklem sayısı fazla olunca başarı sayısı da artıyor ancak şanssız insanlar ayrıntılara dikkat etmiyor ve ayaklarına gelen şansı tepiyorlar.

Gerçek hayattan bir örnek vermek gerekirse, kendi abeyim çocukken sürekli sağdan soldan eşantiyon, hediye vs gelirdi buna nedeni çok basit örneğin tipitip sakızlarının paketlerini toplayıp posta ile fabrikasına gönderip t-shirt kazanmıştı, bisiklet ve hatta bir keresinde plat station 1 kazanmışlığı vardı üstelik üst üste iki kez, ama ben hayatım boyunca bir kez olsun bile hiç bir kampanyaya vs katılmadım. Abim ise hala bu yaşında evli çocuklu olduğu halde markaların kampanyalarını takip eder, mail atar sms gönderir ara ara da hediyeler kazanır.
0
solo
(04.09.19)
ben odaklanmıyorum eskisi gibi, nasıl olsa diğer otobüse binerim diyorum mesela, o yüzden kaçırdığım otobüs umurumda olmuyor ve şansızlık gibi bir söz konusu da değil.

*ama acelem varsa evden erken çıkıyorum.
0
redeath
(04.09.19)
Şansa inanmıyorum. Bir çok inanış gibi şans da bir olayın sorumluluğunu kendinden başka bir şeye yüklemekten ibaret.
Kader, kısmet, şans hepsi aynı şey.
0
cay koy geliyorum
(04.09.19)
olasılığa inanıyorum.

bence her yaşadığımız sadece bizim sorumlulugumuz değil. tek sorumlu elbette şans kader vs değil ama olasiliksal durumlar da gerçekleşiyor.
0
cedex
(04.09.19)
sans nedir? dogada bir karsiligi var mi? yok.

kelime ve kavramlar da birer icattir. sans, insani ve soyut bir icat ve bu soyut icat bazi insanlar arasinda kabul edilen bir sey.

sansa inanmiyorum. cunku oyle bir sey yok. tekrarlanan olaylari etiketlemek, formlastirip inanc haline getirmek sadece biz insanlarda var.

otobuse yetismek yerine, saatinden once durakta bulunun.
0
Leonardo~Da~Vinci
(04.09.19)
solo +1500

şöyle açıklayayım: 2014 eylül - 2017 ocak arasında 7-8 tane araştırma görevlisi sınavına girdim, apartman üniversiteleri dışında açılan neredeyse her ilana başvurdum, sonunda iyi bir kadroya girdim ve 3-4 kişiden "çok şanslısın" lafını duydum?! Wtf?! çok sinirlendim, çünkü sonunda girdiğim kurumun sınavına 2 buçuk sene önce de girmiştim yeni mezunken, şanslı olsam o zaman girerdim herhalde. oysa ben çalıştım, didindim, bir kez olmadı diye vazgeçmeyip tekrar tekrar denedim.

kısacası şansa inanmıyorum. fırsatları değerlendirmeye, kaybedince vazgeçmemeye, kendini geliştirip, tekrar tekrar denemeye inanıyorum. "şanssızım" diyerek kendine acımak, kolaya kaçmak bana göre.
0
gmzo
(26.09.19)
(10)

Türkiye halkları - Kaftancıoğlu

dafuq
duyurunun pek kıymetli medeni insanları,türk-türkiyeli-türkiye halkları tanımları bir süredir kullanılıyorson olarak canan kaftancıoğlu türkiye halkları demiş. türk dememiş de böyle diyerek kürt, ermeni, laz, rum, arap, vs de içine katmışevet türkiyede farklı milletler var, bunu kabul etmemek yanlış
duyurunun pek kıymetli medeni insanları,
türk-türkiyeli-türkiye halkları tanımları bir süredir kullanılıyor
son olarak canan kaftancıoğlu türkiye halkları demiş. türk dememiş de böyle diyerek kürt, ermeni, laz, rum, arap, vs de içine katmış

evet türkiyede farklı milletler var, bunu kabul etmemek yanlış ama hdp'nin de kullandıgı türkiye halkları tutmuyor bir türlü. sizce de öyle değil mi?

yani birleşik krallıkta da mültikültürel bir yapı var, afrikalısı, ingilizi, iskoçu, pakistanlı, hindistanlısı, arabı, polonyalısı yaşıyor ve hepsine british diyorlar, yani britanya adasında yaşayan insanlar

fransada yine aynı çok sayıda grup var ve hepsi french
amerikada yine american

atatürk ne demiş: türkiye cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese türktür
bunda etnik bir şey yokki. misal benim 200 senelik soyumda yalnızca türkler var, ben bile buna rağmen emin değilim daha öncesinde karışma olup olmadıgından.
siz ne düşünüyorsunuz?
0
dafuq
(02.09.19)
kürt halkı, laz milleti, Çerkezler, gürcüler vs. diyince bir problem yok. ama Türk milleti dediğiniz zaman ırkçı oluyorsunuz nedense. numerik hesap yapıldığında da 20 milyon kürt var, x milyon laz, y milyon Çerkez var deniliyor ve bu hesaplara göre ülkede Türk yok.

İmralı noltarı'nı okursanız Öcalan'ın en büyük hedefi bu. Sol'u HDP ve Kürt destekçisi yapmak... Kaftancıoğlu'da ilk günden bu yana bu ekmeğe yağ sürüyor.
0
giovanne
(02.09.19)
AKP karşıtı olduğu için çok da mühim değil ne dediği. Her zaman haklı olacak ne de olsa...
0
m e b
(02.09.19)
mesele hakkında ayrıntılı düşünmüş veya geniş bilgi sahibi birisi değilim fakat etnik yapıya göz atarak türkiye'deki durumu biraz anlayabiliriz sanırım.
ingiltere:eksiup.com
fransa: eksiup.com
türkiye: eksiup.com

bu verilere bakarsak türkiye'nin diğer ülkelerden farklı bir konumda olduğunu görebiliriz. etnik farklılaşmanın bölünmeye yol açabileceğini ingiltere-irlanda örneğini vererek gösterebiliriz. kürtler ve türkler benim için pek farklı değller, hatta genetik olarak birbirine oldukça yakın iki "ırk"lar, fakat tarihte güneydoğu'da süregelmiş isyan hareketi kültürel bir "değer" haline gelmiş gibi geliyor bana. bu yüzden derin bir ayrışma oluşmuş durumda. türkiye'de doğan bir kürt çocuk bu isyan geçmişinden kaynaklı olarak "öteki" imiyle doğuyor ve büyüyor, buna bizzat şahit oldum. kürtlük hakaret olarak sayılıyor, "kürt" diye birbirlerini aşağılıyor insanlar şaka gibi :)
0
arkadakiadam
(02.09.19)
Bu ülkede Türk olmak bir ulusu değil etnik kökeni niteliyor Türk milliyetçileri sayesinde. Kürt olan insana sen Türk değilsin dersen o da Türk olmaktan kaçınmak için elinden geleni yapar. Hadi Kürt'ün başka yurdu yok mecbur burada, Türkiye'de yaşayan Ermeni'yi "Ermeni" Rum'u "Rum" diye ayrıştırıp sonra da niye kendilerine Türk demiyorlar demek haksız bir tutum.

Etnik köken muhabbetinden haz etmeyen bir azınlık olarak(atalarımda bir tane bile "Türk" yok) ben kendimi kültürel olarak Türk görüyorum çünkü öyle büyüdüm. Ama ben büyürken herkes birbirine sen ne milletsin diye soruyordu; kimse kültürel Türklüğü umursamıyor, "özünde" ne olduğunu anlamaya çalışıyor.
0
Bruce
(02.09.19)
diger etnik gruplarimizi bilmiyorum ama kürtler'in bu konudaki dusuncelerini yazabilirim.

- neden birlesik kralliktaki herkes british de bizdeki herkes türk degil?

soyle diyeyim. birlesik kralliktaki onca irk sonradan oraya gocmus kimseler. yani gocmenler.
bizdeki kürt, rum, ermeni ise bu topraklarin yerlileri. gocmen degiller. ayrica 20. yuzyilda ulke kurulurken, savaslarda bu irklardan da ciddi sayida savasa katilim olmus, sehit vermislerdir. yani bu irklar, ulkenin kurucu unsurlarindan.

amerika'ya gelirsek, amerika'ya avrupadan 19. yuzyilda cesitli sebeplerden ciddi gocler almus bir kita. buraya gelen birinci nesil amerika kitasinda yine kendilerine british, iskoc, french, italyan vs. demeye devam etmisler. 2-3 nesil sonra cocuklari artik kendilerini babalari gibi ifade etmek yerine biz amerikaliyiz demeye baslamislar.
buraya dikkatinizi cekmeye calistigim sey su: amerika bir irk ismi degil, cografi bir kita ismidir.

tabii tum bunlarin otesinde bizler insanlar olarak, takilmamamiz gereken seylere takiliyor ve bunlar icin birbirimizi uzuyoruz. bunun sebebi bilincsizliktir. isim, gecmis, kafadaki dusunceler, ideoloji ve formlar... bunlari insani varliktan ote tutuyoruz. bunlar biz degiliz. biz olamayiz. bunlar gercek degil. bunlar mental iluzyon.
biz bilinciz. biz varligiz. biz sakin ve duragan bosluguz. biz yasamin ve hayatin ta kendisiyiz.
desem de tabii reel dunya boyle islemiyor. ben de zaten boyle bir sey demiyorum. isin gercegini soyluyorum. derinde bu var. yuzeysel olarak, isim ve formlar -kendini onlarda gormemen kosuluyla- kullanilabilir.

turkiye'nin geleceginden umutluyum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(02.09.19)
Bizde olanlar amerikada da oldu/oluyor. tabii ki arada söylem farklılıkları var çünkü kültür/çoğrafya vs.

obama seçildiğinde afro amerikanlar sokağa çıktı bayram yaptı hadi o normal çünkü ağır bir ırçılık yaşadılar, afrikadaki ülkelerde kutlama oldu, latin amerikalılar sokakta kutlamalar yaptı. neden? obama seçildi diye afrika ülkesi niye seviniyor, vatandaşları sokağa çıkıyor? latin amerika ülkelerindeki vatandaşları ne ilgilendiriyor ki bu insanlar sokakta dans ettiler?

cevabı: ırkçılık.

amerikalı zencinin ben amerikalıyım demesi tamamen devletin/bürokrasinin/hukukun beyazlara karşı olan tavrı ile afrikalı olanlara tavrının farklılığı yüzünden. adam bu nedenle ben amerikalıyım diyerek (aynı şey diğer ırk/ülke menşeili insanlar içinde geçerli) vatandaşlık hakları/hukuk vb. alanlarda eşit olduğunu vurgulamaya, kendilerine karşı yapılan ırkçılığı bitirmeye çalışıyor. Bir tür pasif direniş uyguluyor. Örn: hayatında hiç suç işlememiş bir siyah ekmek çaldı diye bilmem kaç yıl hapis yatarken aynı yaş ve sosyo ekonomik durumdaki beyaz 3 ay yatıp çıkıyor amerika da. Hakimler bilerek yada bilmeyerek bu ayrımcılığa alet oluyorlar ki bu bir araştırma sonucu ortaya çıkan bilgi.

Bu almanya içinde geçerli, fransa içinde geçerli.

Evet bizdede anayasada vatandaş isen türksün deniyor ama devlet yapılanması içerisinde yazılı veya yazısız kurallar ile ırkçılık yapılmaya devam ediyor. Tabii bu daha düşük seviyede devlet görevlisi olanların uyguladığı ırkçılığı tırmandırıyor, (kürt vatandaş karakola düşünce dayak/işkence görürken türk olan görmüyor yada daha az görüyor gibi) en altta bulunan vatandaş ise diğer ırklara karşı başka tavırlar takınıyor, misalen kürtler genellikle en tehlikeli ve/veya pis/zor işlerde düşük maaş ile çalıştırılıyor, yine bir iş yerinde (özel sektör) insanların bilinç altına yerleşmiş söylemler (devlet, aile vs. tarafından söylenen) karar mekanizmalarında etkili oluyor ve yükselmeleri engelleniyor (aynı şey cinsiyet ayrımındada var)

mesela, siz hiç kürt/çerkez veya hıristiyan/süryani ordu komutanı gördünüz mü?
siz hiç alevi, yahudi mit müşteşarı/görevlisi gördünüz mü? hani şu girilen kozmik odada görevli insanlar içerisinden hiç kürt, laz vb. olduğunu duydunuz mu? siz hiç farklı bir ırktan/dinden il emniyet müdürü gördünüz mü? hiç kürt başbakan gördünüz mü? (özal hariç, onun durumu özeldi çünkü zaten ordu/devlet onu başbakan yaptı ki çoğu kürt sevmez kürt olarak görmez)

Bürokrasi içerisinde din/dil/ırk ayrımı yaparsanız, yükselmesine izin vermezseniz istediğiniz kadar anayasanızda madde olsun bu işler hep sıkıntıya girer.

düşünün ki siyahların askerliği amerikada vietnamda ölen beyazların sayısı arttıktan sonra başladı, bu gün amerika bunlar hakkında film yapıp bakın ne kadar geliştik demeye çalışıyor. hatta obama seçildiğinde artık ırkçılık bitti falan demişlerdi

yine obama yönetiminde beyaz polislerin, silahsız siyahları vurma olayları tavan yapmıştı. çünkü beyazlar kendi içlerinde bunu kabul edemediler.

politikacılarda, iktidarda bu tür söylemler ile tüm herkesi kapsayabilme derdindeler çünkü iktidar dahi bürokrasinin her adımına müdahale edemez adamı indiriverirler aşağı ne olduğunu dahi anlayamaz. bu nedenle farklı söylemlerde bulunup tepki ölçüp neyi nasıl yapacaklarını belirlemeye çalışıyorlar. millet mi diyelim, halk mı diyelim, bütün bu insanları nasıl tek bir kümeye sokalım derdindeler.

@giovanne, bir topluluğa millet diyebilmeniz için o topluluğa ait bir dil olması lazım, dolayısı ile bir bölgede bulunan bir kesimi kast etmiyorsanız (laz, çerkez, gürcü/roman, kürt vs.) millet dediğinizde sorun çıkıyor. türk milleti dediğinizde ana dili türkçe olan insanları kast etmiş oluyorsunuz, siz gündelik hayatınızda bu bağlamda kullanmıyor olabilirsiniz elbette ancak bu devlet nezdinde yetkili abiler tarafından kullanıldığında farklı oluyor. sen arkadaşların arasında X'lerde çok Y diyebilirsin, böyle düşünebilirsin, bunda sorun yok (var tabii ama neyse), ama bu bir devlet görevlisi/yetkilisi tarafından söylendiğinde bambaşka bir hal alıyor, senin etki alanın ile devlet görevlisi insanların etki alanları aynı değil.

bence bu tür söylemlerle herkese hitap etmeye çalışmak yerine vatandaş yada yurttaş denmesi daha iyi ama yurttaş da bu sefer solcu lafı oluyor, vatandaş devlet söylemi oluyor falan.

tabii birde ülke ismi ile ırk isminin birbirini çağrıştırması durumu var o da başka bir talihsizliğimiz.

edit: bu arada bir sürü güzel cevap da yazılmış.
0
selam
(02.09.19)
birlesik kralliktaki onca irk - çoğunluğu göçmen değil. anglosaksonlar 1500 yıldır oradalar ve geldikten hemen sonra orayı vatan bellemişler yerleşmişler. gallerliler, iskoçlar, irlandalılar çooooook daha uzun zamandır oradalar. romalılardan beri oradalar hatta öncesinden de. diğerleri de arada çizgi ile, ya da başka bir sözcük ekleyerek, black british gibi hitap ediliyorlar. "arap türkler" dediğimizi düşünün. nasıl saçma oldu di mi?

eğer türkler bu toprakların yerlisi değilse (ne demekse artık benim soyum yüzlerce yıldır burada devam etmiş türkmenistanlı da değilim orada birebir köyümüzle aynı adı paylaşan yer var ama oralı değilim ben) "rumlar" bu toprakların yerlisi değil. ermeniler doğu anadolu bölgesinin küçük kısmı dışında yerlisi değil. kürtler hele hiç değil. bu ayrımlara girince çok tehlikeli yerlere çıkıyorsunuz, özellikle azınlıklar bunu unutuyorlar.

türkiyeli demek ya da türkiye halkları demek saçma. türkiye türk ülkesi demek. ülkenin adını değiştirmedikçe gerek yok kasmaya.

herkes "french" ya da "american" değil oralarda da, indian american irish american vb devam ediyor.
0
inekadam
(02.09.19)
Anayasanın 66. maddesi gerçekten uygulanmış olsa bugün Türkiye çok farklı bir ülke olurdu. Kaldı ki o maddede üst kimlik olarak belirtilen isim aynı zamanda bu coğrafyada yaşayan bir etnik kimliğin adı. Neden "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" yerine "Anadolu Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Anadoluludur" dememişler?

Üst kimlikler anayasaya iki tane madde koyulunca bir anda kabul edilmiyorlar. Saydığınız ülkelere ben İsviçre'yi de ekleyebilirim. Hiçbirinde üst kimlik salt devlet gücüyle kabul ettirilmemiş. Kabul edilen üst kimliğin adı pek çok örnekle etnik değil coğrafi. Kaldı ki bugün Fransa'da "biz aslında Breton'uz" demek bölücülük olarak algılanmıyor. Diyene de "hayır sen aslında yoksun" ya da "hayır sen dağ Cermenisin" demiyorlar.
0
bruce mclaren
(02.09.19)
British diyerek kimi kastettiniz bilmiyorum ama tanidigim (ve hatta tanimadigim) hicbir iskocyali, irlandali ya da gallerli kendini british olarak tanimlamaz ve tanimlarsaniz alinir. Hatta spor aktivitelerinde fln ozellikle tum bu saydigim ulkeler insallah Ingiltere kaybeder diye bekler, hepsi bir olur kim ingiltere ile mac yapiyorsa onu destekler.
0
kassiopeia
(03.09.19)
Turkler demekte bir sakinca gormuyorum, turkiye halklari gibi kasinti ifadeleri de komik ve gereksiz buluyorum. Kurt ya da laz falan da olsam tamamiyla ayni dusunurdum.
Kaftancioglu olusumundan da kurtlumasi gerekiyor ana muhalefetin. Bu kurtcuerle, kurt milliyetcileriyle bu is olmaz.

Sorun bu ulkede yasayan bu ulkenin nufusuna kayitli vatandasalrin genelinden Turk diye bahsetmekte degil, sorun bundan rahatsiz olunmasinda. Bu da tesaduf degil.
0
stavro
(03.09.19)
(10)

İnsanlardan beklentiyi sıfırlamak

pastörizesüt
Mümkün mü? Başarabileniniz var mı? Gönül işlerinden bahsetmiyorum bu arada arkadaşlıktan bahsediyorum. İnsanlardan bi şey bekleyip hayal kırıklığına uğramaktan bıktım sıfır beklentiyle kendi halimde yaşabilsem mutlak mutluluğu yakalayacak gibi hissediyorum. Yeni bir şehire adapte olmaya çalıştığım ş
Mümkün mü? Başarabileniniz var mı? Gönül işlerinden bahsetmiyorum bu arada arkadaşlıktan bahsediyorum. İnsanlardan bi şey bekleyip hayal kırıklığına uğramaktan bıktım sıfır beklentiyle kendi halimde yaşabilsem mutlak mutluluğu yakalayacak gibi hissediyorum. Yeni bir şehire adapte olmaya çalıştığım şu günlerde asosyallikten bunalmamak için ne yapabilirim?
0
pastörizesüt
(30.08.19)
Oluyor. Gercekci olmaya başlayınca beklentiler de yok oluyor.
0
stavro
(30.08.19)
Ben baya bir süredir böyleyim.
0
OrangeYellow
(30.08.19)
@stavro son derece gerçekçi bir insanım, ama olmadı
Başaranlar nasıl başardıklarını da açıklayabilir mi
0
🌸pastörizesüt
(30.08.19)
ben sıfırladığımı düşünüyorum. nasılını bilmiyorum, yaşın ilerledikçe deneyimlerle kendin buna karar veriyosun zaten. ama mutlak mutluluğu falan yakalamadım. bence mutlak mutluluk insanın içinde olan bir şey. insanlardan bir şey beklemeyerek de insanlarla iletişimde kalabilirsin ki. insanlardan ne bekliyosun o önemli.
0
noisette
(30.08.19)
beklentileri sıfırlıyosun da bazen bir kırıntı kalıyor yine de ama mutluluğu getirmediğine emin olabilirsin. sadece mutluluk veya mutsuzluk nedenlerin değişiyor. asosyallikten kurtulmak meselesine gelirsek eğer çevrende insanlar varken mutlu oluyorsan dans vb insanlarla iletişim kurup sonrasında sosyalleşebileceğin kurslara gidebilirsin.
0
claws of perdition
(31.08.19)
İnsanlardan bir şey beklememek mesela arkadaşın olan ama senin tüm enerjini emen, seni düşüncelerine saygısı olmayan empati yeteneği olmayan kişiyi yavaş yavaş hayatından çıkarmak ve bundan pişman olmamak. Ama tabi yeni insanlarla tanışmaya devam etmek ve bu insanları süzmek gerek eğer kafa hakikaten kaliteli anlayışlı bir arkadaş olduğuna eminsen o arkadaşlığa yatırım yapmak
0
bonaparte
(31.08.19)
neden bekleyeyim diye düşündüm ben hep o zaman daha kolay. hiçbir neden yok.
0
inekadam
(31.08.19)
Flanör olmak ya da olmamak, bütün mesele bu sevgili Azra Akın.
0
Bu vaka baya şi
(31.08.19)
bunu yapabilmek icin kafadaki dusunce akisinin farkinda olabilmek gerekiyor. dusunceler kafada belirir ve eger o dusuncelerle kendi icinde munakasaya girmezsen kaybolur. bir yerden sonra artik o dusunce belirmez.

beklenti de bir dusunce seklidir. ben bir daha insanlar akarsi beklenti icinde olmayacagim dersen, beklenti dusuncesiyle munakasaya grmis olursun ve bu da bu dusuncenin sende kok salmasina sebep olur. bunun yerine, beklenti dusuncesi belirdiginde, o dusunceyi izlemek. hicbir sey yapmamak. boyle boyle ustesinden gelinebilir.

mesela su an kafamda acaba senin benim bu cevabima tik atip atmama durumunu ele alan bir beklenti belirdi. onu izliyorum. bosver, onemli degil de demiyorum. hicbir sey yapmiyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(31.08.19)
@Leonardo bahsettiğin konuyla alakalı önerebileceğin kitaplar var mı?
0
marlonbranda
(31.08.19)
(5)

Su saatlerden hangisi?

baldan kaymak
Bu ikisinden birini alacagim. Hangisini alsam?https://m.trendyol.com/casio/erkek-kol-saati-mtp-1374d-7avdf-p-1059989?boutiqueId=325997https://m.trendyol.com/casio/erkek-kol-saati-efv-c100d-1avdf-p-3597783?boutiqueId=325997
Bu ikisinden birini alacagim. Hangisini alsam?

m.trendyol.com

m.trendyol.com
0
baldan kaymak
(30.08.19)
illa ikisinden biri ise 1 numara daha sade ve şık
0
all girls dream
(30.08.19)
Hocam Casio saatler çok basit duruyor. Biraz daha para ayırıp tissot alt modellerine bak bence.
0
demirKamil
(30.08.19)
illa ikisinden biri ise ikiyi al. beni dinle.
0
fyodor fyodorovic
(30.08.19)
İçi beyaz olan.
Hem beyaz daha oturaklı durur, hemde diğerinde dijital göstergeler var, çocuk saati gibi olmuş
0
etna
(30.08.19)
ici beyaz olan+1

daha sade.
0
Leonardo~Da~Vinci
(30.08.19)
(7)

mars, venüs,neptün, uranüs diyoruz

vurursagololur
earth mı dicez?dünya demeyelim mi? türkçe'de..
earth mı dicez?
dünya demeyelim mi? türkçe'de..
0
vurursagololur
(28.08.19)
aslında dediğin gibi mars, venüs gibi latin mitolojisi üzerinden adlandırmaya devam edip, dünya, güneş, ay için de terra, sola, luna dememiz gerekiyor fakat dilimize böyle yerleşmemiş. yerküre, dünya diyoruz.
0
freebird5406_2
(28.08.19)
Dünya diyebilirsiniz.

Zaten diğerleri de fransızca kökenli yanlış bilmiyorsam. Dünya'da Arapça olmalı.
0
windowsguvenlikduvari
(28.08.19)
ama diğerlerine öteki isimleri ile sesleniyoruz.
0
🌸vurursagololur
(28.08.19)
ingilizce iki ayri kelime var
'world' -> dünya
'earth' > yerküre

iki kelimenin yaygin kullaniminda cok ince bir ayrinti var;
- eger bahsedilen sey gezegen olarak ele aliniyor ise earth/yerküre diye bahsederiz
- diger kullanimlarda ise world/dünya diye bahsederiz.

bu nedenle genelde uzay belgesellerinde 'earth/yerküre' diye bir kullanim varken, diger konularda (ornegin 'world cup / dunya kupasi') world/dünya diye bir kullanim yaygindir.

yani ozetle mars, venüs,neptün, uranüs ardindan earth/yerküre denilmesi daha yaygindir.
0
emrahday
(28.08.19)
verilmis iste sana cevabi. neden ikna olmuyorsun?
0
baldur2
(28.08.19)
istersen merih, çolpan, talayhan, atalayhan de. tutan mı var?
0
babilbaligi
(28.08.19)
hemen bir tahmin yapayim sana:

dunya'nin kokeni suradan gelmektedir. dönüyor ya -> dönüya -> dönya -> dünya

bunun icin diyoruz. ikna oldun umarim:)
0
Leonardo~Da~Vinci
(28.08.19)
(2)

youtube trenlerdinde dizi fragmanları ne arıyor?

tolga¿naber?
diziler parayı youtube'a mı basıyor, millet youtube'da dizi fragmanı mı arıyor?
diziler parayı youtube'a mı basıyor, millet youtube'da dizi fragmanı mı arıyor?
0
tolga¿naber?
(27.08.19)
Trending tamamen para ile dönüyor. Parayı bastıran giriyor.
0
KARA BOĞA
(28.08.19)
Leonardo~Da~Vinci
(28.08.19)
(15)

Vegan veya Vejetaryen vücut geliştirme mümkün mü?

Delay Fuze
Böyle bi şey olabilir mi? Olursa nasıl olur? Örneğin vejetaryen vücut geliştirmenin zorlukları nelerdir?
Böyle bi şey olabilir mi? Olursa nasıl olur? Örneğin vejetaryen vücut geliştirmenin zorlukları nelerdir?
0
Delay Fuze
(27.08.19)
İnternette örnek olduklarını iddia edenler var fakat bence mumkunati oldukça zayıf
0
jenasinans
(27.08.19)
Vejetaryen bi nebze de, cogu vegan zaten zar zor sagliyor makroları. İstisnalar elbette vardir.
0
Deathrow
(27.08.19)
Teorik olarak hiçbir şey imkansız değildir, misal solucan deliklerinden paralel evrenlere gidebiliriz ama pratikte işler değişiyor, hayvansal gıdalar tükettiği halde bir arpaboyu yol alamayan insanlar var, işin içine veganlık girdiğinde durum ne olur sen hesap et. Ha vegan bb'ler var vegan pl'ler sm'ler var ama hepsi ayı gibi steroid kullanan insanlar, steroid kullandığında pırasayla bile kas kütleni artırırsın, durumu bu şekilde değerlendirmek lazım.
0
angelus
(27.08.19)
gecen bunyemin laktoza sifir tolerans politikasina gectigini ogrenince whey olmayan protein tozu bulmak gerekti. biraz arastirdim konuyu, bezelye ve pirincten mamul protein tozlari var, yapi olarak hayvansal proteinin aminoasit yapisina baya yakin deniyor. gerekli butun proteini tozdan alamazsin, hayvansal protein kadar verimli de olmaz ama bi baslangictir. kalanini da ingilizcen varsa gugilda halledersin.
0
joelskellington
(27.08.19)
Facebookta vegan grup var, sorabilirsiniz orada. www.facebook.com

Ayrica, sorunuza ekleyin hic cekinmeden streoid kullanimi olmadan nasil ilerlendigini. Bir sürü insan var grupta streoidsiz calisan. Oradan daha yararli cevaplar gelecektir.

Zorlugu: Türkiye´de sizin icin vegan protein tozu bulmak, iyisini bulmak, organik soya/tofu vs. bulmak zor ve pahali olabilir.
0
buf-e kür
(27.08.19)
Olmaz, net.
0
adwokat
(27.08.19)
dogaya bakalim. maymunlardan mesela goriller oldukca kasli. ve bu arkadaslar hic et yemezler.

bir yolu mutlaka vardir. yani oldukca mumkun.
0
Leonardo~Da~Vinci
(27.08.19)
Mesela inekler de yedikleri otlardan üretilen azottan insanların sentezleyemediği esansiyel aminoasitleri sentezleyebiliyorlar, inek dna'sındaki bu özelliği bir şekilde insana adapte edip bu şekilde bir mutasyon geçirebilirsek olabilir, neden olmasın. Baktığın zaman inekten de kilo kilo et çıkıyor, onlar da kas.
0
angelus
(27.08.19)
ben bizzat vejetaryen fitnessçı tanıyorum gayet kütleli ve başarılı. ama vejetaryen pro vücut geliştirme bana da çok çok zor gibi geliyor.
0
jangbogo
(27.08.19)
aslinda olay aminoasitleri tam olarak almak. kinoa, karabuğday, chia çekirdeği aminoasit cesitliligi olarak hayvansal besinlere yakin sanirim. yani benim okudugum kadariyla yapilmamasi icin bir sebep yok
0
gonzo opera
(28.08.19)
nba'de vejetaryen basketbolcular var, oradan dusun.
0
hot potato
(28.08.19)
Yalniz yukaridaki hayvanli karsilastirmalar pek adil olmamis.

Gorillerle insan soyunun ayrilmasi 8 ya da 10 milyon yil deniyor. Yeme aliskanliklarina bakinca insanlarla benzerliklerimiz cok. Genom calismalarina gore genetik olarak benzerligimiz %96 idi, degil mi? Tabii "direkt orangutan soyle, biz de niye olmasin?" demek dogru degil. Ama inek-insan ile orangutan-insan karsilastirmasi arasinda daglar kadar fark var.
0
buf-e kür
(28.08.19)
Adil olmayan bir durum yok, otçul hayvanların evrimleri hayvansal olmayan gıdalardan esansiyel amonoasit üretmek üzere gelişmiştir, insanlarda böyle bir durum yok. Misal ben pırasa yediğim zaman pırasadan esansiyel aminoasit sentezleyemiyorum ama otçul hayvanlar sentezleyebiliyor. Bu durumda maymunlarla, daha doğrusu Ape'lerle genetik benzerliğimizin %96 olması bir şeyi değiştirmiyor muzla da %50 ortak dna'mız var ama bu bizi muzla aynı şekilde beslenme alışkanlığımız olabileceği gibi bir çıkarıma ulaştırmıyor. O nedenle et yemeyen otçul hayvanların böyle bir özelliği varken "bakın onlar yapabiliyor biz de yapabiliriz" demek doğru bir tümevarım değil. Kaldı ki burada sporcu beslenmesinden bahsediyoruz, duyuru bunun üzerine açılmış. Yani sedanter bir insan "belki" vegan-vejetaryen beslenir ama amaç kas kütlesini artırmaksa böyle bir şey çok mümkün değil. Hadi imkansız demeyeyim ama çok mümkün değil dediğim gibi.
0
angelus
(28.08.19)
Konu o degildi. Ancak evet, adil olmayan ve abes bir durum var.

Maymunlarla anotomik benzerligimiz, ineklere gore cok daha fazla. Bunun aksini kanitlayan bir sey gormedim, duymadım. Gen, genetik niye önemli? Gendeki aminoasit farklarının sayısal degeri, hala iki canlinin ne kadar akraba oldugunu ortaya koyan bir kıstas. Hem insanda hem maymunda birbirine cok yakin aminoasit düzeni var.

Primat diyoruz, ne inegi? Primatlar grubundakiler hepcil. Orangutan hepcil. Maymun da hepcil. Yüksek miktarda meyve yerler ama hepcillerdir. Sizin örneginiz otcul. Dolayisiyla elmalar ve armutlar karsilastirilirken, elmalar ve tuglalar karsilastirilmis.


"The essential amino acid requirements of monkeys appear to be similar to those of humans. Although data are insufficient to fix the amino acid requirements absolutely, results of experiments in which essential amino acids were limiting produced results as predicted from studies with humans and with growing and adult mammals of other species."

Kaynak:nap.edu/read/9826/chapter/6#85
0
buf-e kür
(28.08.19)
Tamam bunların hepsi hepçilse sizin karşı çıktığınız nokta nedir anlamadım ben, biz de akrabalarımız gibi hepçil besleniyoruz işte, şu an ben sizin neyi savunduğunuzu çok anlayamadım. Ben doğamız gereği hayvansal ve bitkisel beslenmeliyiz vegan olmayız diyorum, siz de primatlar vs hepçil besleniyor otçul değiller diyorsunuz, ben de aynı şeyi söylüyorum zaten aynı şeyi söylemiyor muyuz şu an? İnek örneğini mübalağa olsun neden vegan olamayacağımız daha iyi anlaşılsın diye verdim ben.
0
angelus
(28.08.19)
(15)

Kadın cinayetleri üzerine

Pertev nail
Merhaba, emine bulut cinayetinden sonra türkiye’deki cinayet istatistiklerini araştırdım. Yılda ortalama 2500 kişi öldürülüyor ve bunun ortalama 500 tanesi kadın cinayeti. 2000 erkek öldürülüyor her yıl. Bunun gündem olmamasını neye bağlıyorsunuz? Türkiye’de kadına şiddet değil, şiddet sorunu olduğu
Merhaba, emine bulut cinayetinden sonra türkiye’deki cinayet istatistiklerini araştırdım. Yılda ortalama 2500 kişi öldürülüyor ve bunun ortalama 500 tanesi kadın cinayeti. 2000 erkek öldürülüyor her yıl. Bunun gündem olmamasını neye bağlıyorsunuz? Türkiye’de kadına şiddet değil, şiddet sorunu olduğunu düşünüyorum. Güçlü olan kişi, zayıfa merhamet etmiyor, gücü nispetinde fiziksel veya psikolojik şiddete maruz bırakıyor. Özgecan Aslan olayı gibi bu da unutulacak, neden sorunun kökenine inmiyoruz? İki tivit atınca sorun çözülüyor mu? Emine Bulut bir erkek olsaydı ve aynı şekilde öldürülseydi bu kadar gündem olur muydu? Linç edecekleri şimdiden dışarı alalım, mantıklı argüman bekliyorum.
0
Pertev nail
(24.08.19)
Öldürülen 500 kadının neredeyse tamamı kocası/sevgilisi tarafından öldürülüyor; öldürülen erkeklerin kaç tanesi eşi ya da sevgilisi tarafından öldürülüyor ona da bakmak lazım. Kurduğun korelasyon tutarlı değil.
0
angelus
(24.08.19)
Toplum genelinde şiddet sorunu olduğu muhakkak. Ancak kadın cinayetlerinde angelus'un dediği gibi sistematik bir örüntü var: katil neredeyse her zaman erkek ve "namus" veya benzeri bir inanışla kadını öldürüyor.

Dediğiniz gibi sorunun kökenine inmek gerekiyor.

Uzun yıllar boyunca topluma şunu öğretmek gerekiyor: Kadın erkeğin malı, "namusu" değil; kadın erkeğin sorumluluğunda değil, kıskançlık vesaire erkeği "erkek" yapan şey değil, kadının erkeğe karşı bir sorumluluğu yok (keza erkeğin de kadına), kadın ve erkek iki farklı birey ve kadın da erkekle aynı haklara sahip. Toplumda "kadınlık" ve "erkeklik" ile ilgili ciddi tanım sorunlarımız var. Yolumuz çok uzun.

Ekleme: Doktor, öğretmen cinayetlerinde de katil çoğunlukla erkek. Bu nedenle bu ciddi bir toplumsal "erkeklik" tanımı ve erkek öfkesi sorunu. Haksızlığa uğradığını, kendine "yanlış yapıldığını" düşünen erkek öfkesini kontrol etmiyor ve öldürmeyi çözüm olarak görüyor. Kişinin hakkı nedir, karşısındaki kadının, doktorun, öğretmenin hakları nelerdir bunlarla ilgili de toplum çok bilinçsiz.
0
fotrsapka
(24.08.19)
Net oran tabii ki bilemiyorum ama kuvvetle muhtemel, öldürülen kadınların büyük çoğunluğu kocaları/sevgilileri tarafından öldürülüyor. Evinde şiddet gören dünya kadar kadın var ve ne yazık ki bugün olmasa yarın, onların da bir kısmının sonu böyle olacak.
Elbette genel bir şiddet sorunu var memlekette ama bu spesifik bir mesele.

Durumun bu olduğunu anlamak için süper zeka olmaya da gerek yok. O yüzden siz neyin argümanını arıyorsunuz, neyi tartışmak istiyorsunuz anlamadım.
Bugün bu meselenin bu kadar gündem olduysa, sebebi birinin denk gelip, video çekip, internete atması. Bu hafta yanılmıyorsam konyada, adamın bir tanesi karısını 20 yerinden bıçaklayıp öldürdü mesela. Haber oldu mu, evet ama gündem olmadı. Diğer tüm aile içi kadın cinayetleri gibi, geçti gitti. Bir saniye durup düşünün mesela adamın, eşini 20 kere bıçaklayarak öldüğünün videosunun çıktığını. Aynı şekilde yine ortalık karışırdı. Emine Bulut meselesinin bu kadar hızlı, bu kadar büyük bir mesele haline gelmesinin nedeni, ilk defa insanların gözüyle vahşeti görmesi oldu.
0
cay koy geliyorum
(24.08.19)
'hayat arkadaşı'nı öldürmek başka bi şey, sıradan, yabancı bi insanı öldürmek başka bi şey. eğer kadınlar da kocalarını öldürse o zaman dediğin gibi bu sadece bir şiddet sorunu olarak alınabilirdi. fakat kadın cinayetlerinde var olan şey sıradan bir şiddetten de öte, kadının toplumdaki yeri ve kadına bakış açısıyla da ilgili bir durum. emine bulut öldürüldü, neden? başkasıyla evlenecekmiş. kadının toplumdaki yeriyle ilgili ciddi bir problem var. bunu eskiden köle sahipleri yapıyordu, kölelerine istediğini yapmakta özgürlerdi çünkü kölelerin bir hakkı yoktu ve birey değildi. tamamen ayni mantık. karılarını dövmeyi ve öldürmeyi hak olarak görüyorlar. bu olaylara cinayet demek bile masum kalıyor.
0
mehmed resad
(24.08.19)
üğpoıuy; Şiddet insan cinsinin doğasında var bunu bitiremezsin, eğitimle de bitiremezsin eğitimle bitecek olsaydı Kuzey Avrupa ülkelerinde hiç cinayet işlenmezdi fakat onlar da ruh hastası, demek ki eğitimle olmuyor bu ama mesela polise "kocam beni öldürecek" diye sığınan kadını bizim gibi ülkeler dışında kimse kocasıyla barıştırıp evine göndermiyordur, o kadın da sonrasında öldürülüyor kocası tarafından. Bu çok farklı bir durum. Bunu kahvede batak oynarken arkadaşıyla kavga edip bıçaklanan adamla bir tutamayız.
0
angelus
(24.08.19)
toplumda şiddet problemi var. emine bulutu öldüren piskopat katil başka erkeklere de şiddet uygulamıştır muhakkak.

Emine Bulut bir erkek olsaydı ve aynı şekilde öldürülseydi bu kadar gündem olmazdı, her gün erkekler dayak yiyip öldürülüyor, haber bile olmuyor.

toplumun çoğu idam istiyor, bu bile ne kadar hastalıklı şiddet düşkünü millet oldugumuzu gösteriyor
0
dafuq
(24.08.19)
Cunku toplum kadin konusunda triggered vaziyete getirilmis. Cinayet olayi cinsiyet meselesine cevrilmis durumda. Feminist akim sayesinde olaya "bir cinayet islendi" seklinde degil "bir erkek bir kadin cinayeti isledi" seklinde bakiliyor.

Ortada bir katil var, katilin cinsiyeti uzerinden muhabbetler donmekte.

Sosyal medyada "erkekligimden utaniyorum", "cinsiyetimden tiksiniyorum" diye yazan bile var. Ulan gerizekali cinsiyetinden niye utaniyorsun? Cinayetin islenmis olmasinin sebebi adamin asagilik bir katil olmasi, cinsiyeti degil be ahmak herif. Asagilik bir katil erkek diye neden erkeklik uzerine abuk subuk konusalim?

Bakin cinayet uzerinden erkeklik uzerine soylemlerde bulunmak, olayi cinsiyete indirgeyip genele vurmak DUPEDUZ cinsiyetciliktir. Ama cinsiyetcilik ifadesini genelde soz konusu kadin oldugunda kullanmaya alisilmis, soz konusu erkek olunca hicbirimizin aklina cinsiyetcilik gelmiyor. Olaya boyle igrenc bir bakis acisiyla yaklasirsan siddet sorununu unutulup "sorunumuz erkekler"e gelir olay.
Bunun tersi yapilsa, bir kadinin isledigi suc uzerinden konu kadinliga getirilip kadin cinsiyeti uzerine bu tur soylemler yapilsa kiyamet kopar.


Oldurulen erkekler sagda solda kavga ettigi kisiler tarafindan oldurulurken kadinlarin cogunlukla kocasi/sevgilisi tarafindan olduruldugu dogru.
Bir cinayeti kurbanin esi/sevgilisi ya da trafikte tartistigi tanimadigi adamin islemis olmasi bir seyi degistirmez. Olumden otesi yok, tanimadigin biri tarafinadn oldurulmek esin tarafindan oldurulmekten daha hafif degil. Kalanlarin cektigi aciyi da hafifletmiyor cinayeti yabancinin islemesi.
Evlilik/ask iliskisi bulunmamasi 2000 tane cinayeti 500 es/sevgili cinayetinden hafif ya da daha onemsiz kilmaz.

Insan dogasi geregi kadin kurban soz konusu olunca biraz daha tepkili olmamiz normal bir yerde. Cunku kadin daha savunmasiz bir erkege gore. Siddet uygulamak istesen yoldan gecen herhangi bir kadina uygulayabilirsin ama onune gelen erkege siddey uygulayamazsin mesela. Kendini savunabilme ihtimali var. Savunmasiz birine karsi islenen siddet olayi daha trajik oluyor, dolayisiyla "kadina siddet" olayinin genel siddet olayindan daha on planda olmasi dogal. En azindan ben dogal buluyorum, gercekci dusundugum icin.
Ama bu meselelerin uzerinden igrenc cinsiyet muhabbetleri yapilmasi, cinsiyetimden utanuyorum gibi soylemlerde bulunulmasi korkunc. Ozgecan olayinda da sosyal medyada bu soylemler havada ucusmustu.

Sonuc olarak dedigin dogru, genel olarak bir "siddet sorunu" var. Olumun erkegi kadini yok normalde, olmamali en azindan.
0
stavro
(24.08.19)
fortsapka güzel yazmış. kadın kadın olduğu için,itaat etmediği için öldürülüyor. toplum olarak ruh sağlığımızın iyi olmadığı,büyük bölümümüzün idle hareket ettiği gerçek. ama bu ülkede yaşayıp ve/ya bu toprakları bilip kadın cinayetleri vurgusundan rahatsız olmak,buna cinsiyetçilik demek nasıl bir kafa yapısıdır anlayamıyorum. yolumuzun uzun olduğu kesin de o yolda kaç kişi yürüyoruz o daha büyük mesele.
0
asteriks
(24.08.19)
@üğpoıuy, kendi ifadesi.
0
mehmed resad
(24.08.19)
Katilin çoğunlukla erkek olması normal çünkü güçlü olan erkek. Kaldı ki azımsanmayacak sayıda kadın katiller de var. Burada kimin öldürdüğü önemli değil, bir yabancı öldürünce daha az kötü olmuyor. Tek başına namus kavramıyla da açıklanamaz bu durum. Sorun; anlaşmazlıkların en ilkel kendini ifade etme biçimi olan şiddetle çözülmeye çalışılmasıdır. Kadını, erkeği yok bu işin. Kadınlar zayıftır, korunmaları gerekir denildiğinde karşı çıkanlar neden kadın-erkek cinayetlerine farklı yaklaştıklarını açıklasınlar. Ölen bir insan, cinsiyeti önemli değildir.

@cokkolaygeliyorum beklediğim argüman kadın ve erkek cinayetleri arasında ayrım yapılması, anlamak çok zor olmasa gerek.

@mehmed resad kadınlar da kocalarını öldürüyor, basit bir google aramasıyla bulabilirsin. Ama bu şekilde gündem oluyor mu? Olmuyor.

@dunal okuduğunu anlama problemin var sanırım. Demek istediğim genel bir şiddet sorunu olduğu, bunu kadın cinsiyetine indirgememe gerekliliği. Kadına şiddet yok demiyor kimse.
0
🌸Pertev nail
(24.08.19)
cinayetleri, kadin erkek cinayeti diye ayirmak yanlis. en azindan bu cinayetlerin bitmesi icin bunu yapmamiz gerekiyor. cunku basimiza ne geliyorsa her turlu ayrim ve kutuplastirmadan dolayi geliyor.

insanin insana veya insanin baska bir canliya siddet uygulayip hayatina son vermesi korkunc. buna karsi olmaliyiz.

toplumun kadin cinayetlerine tepki verip, erkek cinayetlerine sessiz kalmasi durumu, toplumun ayrimci dusunce konseptinden hala kurtulamamis oldugunun gostergesidir. umarim toplum, en yakin zamanda bu durumdan kurtulur.

toplum nedir? bizim haricimizdeki insanlar midir toplum? hayir. toplum, bizim de sahsen icinde oldugumuz insan grubudur.
toplumu degistirmek istiyoruz. boyle korkunc cinayetlerin olmamasini istiyoruz. cok guzel. peki bunu kimden istiyoruz? bizim disimizda kalan kimselerden mi?
onlardan baska ne isteklerimiz var? bir suru istek var degil mi?
yaya iken kirmizi isikta gecen bir toplum ferdi, arac kullanirken kirmizi isikta neden dursun?

demem o ki, kendimiz toplumu yaratan seyiz. toplumun degismesi icin sizin degismeniz gerekiyor. benim degismem gerekiyor. erkek cocugumu kiz cocugumdan veya baska kiz cocuklarindan veya baska cocuk ve canlilardan daha degerli, daha ustun olmadigini ogretmek benim toplumun bir ferdi olarak borcumdur.

emine bulut'a allah'tan rahmet diiyorum. piskopat katilin de hakettigi cezayi bulmasini diliyorum. bu tur korkunc siddet olaylarinin sonlanmasi icin devlet uzerine duseni yapacak. sucluya cezasini verecek. devletin gorevi bu.
toplum olarak da bizim gorevimiz gelecekte siddetvari ve uzucu seylerin olmamasi icin elimizden geleni yapmak. cocuklarimizi duzgun yetistirmek. diger canlilarin ve yasam formlarinin yasama haklarina saygi duymak. kendimizde eksik buldugumuz guzellikleri yerlestirmek...
ana fikir, her seye ask, saygi, hosgoru ve sevgiyi enjekte etmek olmali.

son olarka sunu soylemek isterim: sahiplik vs. uzerine islenen, erkekligi on plana cikaran medya dizilerinin, dini hutbelerin de degismesi gerekmektedir.
0
Leonardo~Da~Vinci
(24.08.19)
Bugün bununla ilgili bir kitap okuyordum. Şöyle bir bilgi var, öldürülen kadınların yüzde 55'i sevgilisi veya eşi tarafından öldürülüyor.

Fakat dünyadaki cinayetlerin de %96'sı erkekler tarafından işleniyor. Sadece %4 kadınlar tarafından işleniyor. Bunun da, yüzde belirtilmemiş ama "tamamına yakını" denmiş nefsi müdafaa olarak. Yani kadının erkeği öldürdüğü zamanlarda dahi erkek kendi tetiklediği şiddet nedeniyle öldürülüyor.

Geri kalan cinayet oranlarında erkeği öldüren yine erkek. (Hatta çoğu dünya liderinin ve karar merciindeki insanların, kanun yapanların vs erkek olduğunu da göz önünde bulundurunca savaşları, terörü vs de dahil edebiliriz buna belki) O sebeple dediğiniz gibi erkek rehabilitasyonu, erkeklerin duygularını ve fikirlerini ifade edecekleri sosyal eğitimi vermek, erkek dediğin şöyle olur böyle olur diye bin yıl öncesinden kalma tanımları yeniden yazmak, erkekleri şiddet döngüsünden çıkabilecekleri bir yetiştirmeye tabii tutmak gerek. Onun dışında manyak hep manyak, psikopat hep psikopat, onlar kadında da erkekte de olacak.
0
sopiro
(24.08.19)
@stavro'ya ve @Leonardo~Da~Vinci'ye KESİNLİKLE KATILMIYORUM. (üstelik duyuruda bu arkadaşların pek çok cevabını takip eder ve doğru bulurum, konudan alakasız yazmak istedim : )

kadın cinaytleri politiktir. erkek şiddetinin bir ürünüdür. katil zanlılarının cinsiyetleri yani "erkek katil" olarak anılmaları doğru ve yerindedir.
bunu kimi erkeklerin ön yargılı yaklaşımında olduğu gibi; "ama feministler olayı genelliyor" bakışından bağımsız olarak yazıyorum.

kadınlar, "kadınlık algısı" daha doğrusu yanlış algısı yüzünden öldürülüyor"

1.toplum ilkelleştikçe vahşet/vahşi yönelimler yükselir, empati düşer, insani olan değerler azalır; bu bazı yorumlarda geçen cinayet/şuç oranındaki artışla da ilgili.

2. kadın cinayetleri gelişmemiş ve bir şeyler muhafaza eden (kabaca eski düzeni muhafaza eden, muhafaza etmesi gerektiğine inandırılan ) toplumlarda kadının özel alanda tutulmasına yönelik algıyla çatışan durumlarda ortaya çıkıyor. sade anlatmaya çalışacağım.
kamusal alan ve özel alan olarak iki ayrı kavram vardır.
kadın evde muhafaza edilmek istenir, çünkü güç sahibi (feodal yapı;ataerk) erkek olarak görülür.
sokaklar erkeğin
iş dünyası
okullar
sinemalar,
barlar,
neredeyse kutsal mekanlar bile erkeğindir kadınsa evde yani özel alanda durur.

aklınıza lütfen bir kadının istediği saatte çıkıp istediği sokakta gezip gezemeyeceğini, istediği barda eğlenip eğlenemeyeceğini getirin; ya da bir erkeğin işsiz ve evde karısına ev işlerinde yardım ederken girdiği depresyonu getirin.

neyse çok şeyler yazılır da söylemeye çalıştığım şey; kadın her nedense "korunması" gereken bir varlık olarak görülüyor. ulan kimse de demiyor madem korunacak bir tehlike var biz bu tehlikeyi kaldıralım o zaman diye.


3.erkeklik inşaasının kadın üzerinden kurulması ki en en en önemlisi bu. yani toplum, yetiştirdiği erkeği belli kodlarla var ediyor; senin gururun, ahlakın şerefin, kadınlar üzerinden okunur diyor. işte kızın varsa şöyle olmalı, annen hayattaysa böyle olmalı, kız kardeşin varsa şöyle davranmalı, eşin olursa şunu şunu yapmalı...
yani erkeğin birey olarak kendini var etmesine olanak tanınmıyor. (dolaylı olarak kadının da)
belki evlenmek istemiyor erkek, belki baba olmak istemiyor ya da belki heteroseksüel bir ilişki bile istemiyor ama baba olmak da evlenmek de iş güç sahibi olup eve ekmek getiren olmak gibi pek çok kod erkeğe yüklenmiş oluyor.
bunların ahlak, şeref, namusla ilgili olanlarının pek çoğuysa kadın hatta kadın bedeni üzerinden oluşturuluyor. doğduğu andan itibaren bununla yetişmiş bir erkek üstesinden gelemeyeceği bir durumla karşılaştığında biraz da ilkel ve eğitimsizse (eğitimden kastettiğim okul değil tabiiki daha yolda yürümeyi, trene/otobüse,inip binmeyi bile bilmeyen bir toplumuz biz) ilk aklına gelen şiddet oluyor, çözemediği şeyi yok ederek sorundan kaçıyor.

sorunun köküne sen ben insek olmaz,toplumun cahilleştirilmesi, fakirleştirilmesi, kadının geri plana itilmesi/kamudan uzaklaştırılması sistematik bir politikadır. bunlar sadece bu politikanın ürünüdür.

çözüm, başta erkek çocuklarını (3 yaştan itibaren) ve tabii kız çocuklarını da eril söylemden uzak yetiştirmek, her çocuğa iyi eğitim verebilecek ortam /olanak sağlayabilmek. insanları başta aile ortamında çocukları "doğru SEVEBİLMEK" anne baba sevecek, sevmeyi sevilmeyi tattıracak öğretecek, sonra da iyi eğitilmiş bir birey yapacak.
0
jimjim
(24.08.19)
Sopiro, asteriks ve angelus ile ayni gorusteyim ve benzeri gorusteki arkadaslara katiliyorum.

Kadina karsi siddet kadinin sadece kadin olmasi ile, toplumdaki yeri ve olmasinin istendigi yer ile ilgili sistematik siddete iliskin bir durum, herhangi bir cinayet bambaska bir sey. Hele hele de kadinlarin bu cagda, egitigimli ve bilgiye erisimli gorunup bu konuda cahil kalmayi secmeleri cok aci. Guzel bir soru sormussunuz, acik olan insanlar eminim guzel aydinlanmistir, tesekkurler.

Bu cerceve lgbt cinayetleri de ayri bir kategori bu aradas, bunun nedeni de bu insanlarin tamamen cinsel yonelimleri nedeniyle oldurulmesi. Kadinlar herhangi bir soygunda olduruldugunde ornegin 'kadin cinayeti' istatistigine gitmiyor, buma ragmen gunde bir kadin olduruluyor.
0
songforsomeone
(24.08.19)
Birincisi, safi sayilar uzerinden analize giderseniz cok seyi gozden kacirirsiniz. Oyle yorumlama yapilmaz. Istatistige Giris ve Analitik derslerinin iceriklerine goz gezdirmenizi nacizane tavsiye ederim.

Ikincisi, "kadin cinayetleri" denmesinin sebebi bu insanlarin cinsel kimlikleri nedeniyle oldurulmeleri.

2000 erkegin kac tanesi cinsiyeti sebebiyle hor gorulmus, mal gibi gorulmus, erkekligi uzerinden 2. sinif sayildigindan uzerinde siddet uygulanmis? LGBT-I cinayetleri de, o insanlarin cinsel kimligi nedeniyle islendigi icin oyle adlandirilir. Yoksa gay bir birey arabasiyla show yapan bir maganda tarafindan ezilse, bunun adi "LGBT-I cinayeti" olmaz.

Bir erkek fiziksel ve psikolojik siddete maruz kalabilir. Bu siddetin nedeni cok buyuk ihtimalle cinsiyeti degildir, degil mi? Oyle olsaydi erkek cinayetlerinden konusurdur.

Cinsiyet ve cinsel kimlik odakli siddeti gormezden gelmek tehlikelidir ve o siddeti tetikler. "Aile ici siddet" dediler, yok aile boyle degerlidir, soyle kutsaldir diye sacma sapan yeni yasalar cikardilar. Halbuki aile icinde siddeti goren cok buyuk oranda kadindi. Belli bir oranda da cocuga siddet soz konusuydu. Ne oldu? Cok mu huzur getirdi aile ici siddete karsi yasalar sayesinde? Aksine, bunun gormezden gelinmesi, inadina literature dahil etmemesi sebebiyle koruklendi siddet.
0
buf-e kür
(24.08.19)
(9)

Erkekler son dönemde daha mı cesur giyiniyor sizce?

Bu ne ya?
Kadınlar her mevsim tiril tiril giyiniyor, tamam da erkekler sanki son dönemlerde daha mı cesur giyiniyor ne?Popo ve öndeki uzuvlarını haddinden fazla belli eden daracık pantolon, daracık dar kesim kıyafetler ya da feminenliğin çizgisinde dolanan (tayt, feminen duruş sergileyen desenli-tarzda kesimi
Kadınlar her mevsim tiril tiril giyiniyor, tamam da erkekler sanki son dönemlerde daha mı cesur giyiniyor ne?
Popo ve öndeki uzuvlarını haddinden fazla belli eden daracık pantolon, daracık dar kesim kıyafetler ya da feminenliğin çizgisinde dolanan (tayt, feminen duruş sergileyen desenli-tarzda kesimi olan kıyafetler giyenler çoğaldı sanki. Algıda seçicilik mi yoksa siz de böyle mi düşünüyorsunuz?

Peşin Not: Evet, erkekleri süzüyorum oralarına bakıyorum.
0
Bu ne ya?
(23.08.19)
Doğru tespit
Ben öyle giyinenleri de ya kıro ya da gay olarak yorumluyorum
0
trgydl
(23.08.19)
Dar pantolon cesurluktan değil. Doğru dürüst normal kıyafet kalmadı piyasada.

Ama ben en çok bilek gösteren pantolon ve babet çorap kombinasyonu yapan erkekleri görünce rahatsız oluyorum.
0
marsargo
(23.08.19)
Cesur degil de soytari giyinmeye basladilar. Cesur degil mal olman lazım oyle giyinmek icin.
Sektor de piyasaya feminen erkek kiyafetleri surmeye basladi son yillarda. Cogu marka homoseksuel kiyafetleri satiyor.
0
stavro
(23.08.19)
Daha cesur giyiniyoruz, doğrudur. Mesela önceden çiçekli, renkli şeyler de bu kadar sık giyilmezdi. Kesimler de git gide daralıyor. Bence güzel de oluyor. Gay, şarlatan diyenler de kendi dertlerine ağlasın.
0
doxanikee
(23.08.19)
Doğru dürüst pantolon kalmadı bu işin bahanesi. Gayet normal pantolonlar bulunabiliyor. Evet son zamanlarda böyle bir furya çıktı. Görsel açıdan kötü buluyorum.
0
mekaniker
(23.08.19)
evet. sünnet çocuğu gibi yürüyen kıro doldu her taraf. Tek tesellim bu gidişle bu tiplerin üreyemeyecek olmaları lol
0
windows95
(23.08.19)
ben daha soruyu okumadım, dur hele!

vücutlarına göre giyinmiyor insanlar, bu sorun. yani, dar paça kısa pantolon değil, hakikaten kadınsı hatlar sergilemeleri sorun. ben çok heteroseksist düşünmüyorum; dantel gömlekle de erkeksi görünebilir bir adam... ama heteroseksüel bir kadın olduğum için belki, erkekte yuvarlaaak bir kıç görmek istemiyorum. babet de giymesinler; çıtı pıtılar sanki... bir de, nasıl süslü bazıları!
0
e haliyle
(23.08.19)
evet seninle ayni dusunuyorum. erkeklerin yasli kismi haric, geriye kalan erkeklerin geneli son donemde cesur giyiniyorlar.

dar pantolon giyenlerin hepsine yakini gay degil. gercek ve gizli gayler kendilerini belli etmemek icin boyle seyleri ya sevmezler ya da giymezler.

evet moda sektoru ureticilerinin hepsine yakini escinsel. ve bu yuzyillardir boyle. yeni bir sey degil. yani bilerek dar kot modasini piyasaya surduklerini soylemek icin kotu niyetli olmak gerekiyor. moda her donem degisen bir sey. biz de dar doneme denk geldik sansimiza.

son bir not: erkek poposu gorunus olarak kadinlarinkinden cok daha guzel. bilimsel bir gercek bu.
0
Leonardo~Da~Vinci
(23.08.19)
Cesur değil leş

Toplumun %95 i bu dar paça, yaka bağır göbek fırlatacak kadar dar gömlek tiplerden baya baya tiksiniyor. Sadece böyle giyinenler süper gözüktüklerini düşünüyorlar. Bir de savunuyorlar. Baya tiksinç bence.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(23.08.19)
(11)

Köylerde Yaşayan İlginç Tipler

empusa
Bizim köyde “Tükürükçü Memet” diye biri vardı. Bir yere gittiğinde ortaya konulan yemeği çok sevdiyse yemeğe tükürürdü sadece kendisi yemek için. Bu ve buna benzer tipler varsa arkadaşlar yazmakta olduğum bir hikaye için lazım. lakabıyla birlikte bilgilerinizi bekliyorum duyduğunuz, bildiğiniz vars
Bizim köyde “Tükürükçü Memet” diye biri vardı. Bir yere gittiğinde ortaya konulan yemeği çok sevdiyse yemeğe tükürürdü sadece kendisi yemek için. Bu ve buna benzer tipler varsa arkadaşlar yazmakta olduğum bir hikaye için lazım. lakabıyla birlikte bilgilerinizi bekliyorum duyduğunuz, bildiğiniz varsa. Teşekkürler.
0
empusa
(22.08.19)
Ufuk
(22.08.19)
kör ali isminde bir amca vardı.

gözleri iyi görmezdi. dersu uzala filmindeki bilgeyi andırırdı. hiç okula gitmemiş, evliliği sadece bir gün sürmüş birisi.. ilginç bir tipti. bütün köylü cumaya gider bu gitmezdi. yadırganırdı. tahminimce ateistti. fazla konuşmaz, kalabalığa girmezdi.

çocukken babamla sohbeti sırasında çocuk yetiştirme ve insan psikolojisine dair anlattıklarını anımsıyorum. gel zaman git zaman aradan yirmi yıl geçti. o psikoloji öğütlerinin aynısını üniversitede pdr derslerinde hocadan dinledik. çok şaşırmıştım. köyünden dışarı çıkmamış birisi olarak bu fikirleri nasıl edindi bilinmez. yıllar önce haber aldık hayatını kaybetmiş. kimi kimsesi olmadığı için herhangi bir yere gömülmüş galiba.
0
heidi'nin dedesi
(22.08.19)
Bizim koyde Leyla adında 17-18 yaşlarında akli dengesi yerinde olmayan bir kız vardı. Kendisi İbrahim Tatlıses ile evleneceğini inanır onun da kendisine deli gibi aşık olduğundan emindi. Köye çerçi geldiğinde biz yiyecek bir şeyler ya da oyuncak vs alirken Leyla, ibo' nun seveceği elbiseleri alır onları bize ahirda gosterip keser kisaltir mini ve dekolteli hala getirirdi. Ibo' nun aksamlari ona gizli gizli ziyarete geldiğini söylerdi.
0
Amaranta ursula
(22.08.19)
mercedes kadir var belki isinize yazar. nete yazin cikar.
0
turbo sadık
(22.08.19)
Gevur hacı ali.

Çok ters, inat ve din-iman işlerine uzak olduğundan gevur lakabı takmışlar. Sonra gevur ali haca gidince adı gevur hacı ali ye dönüştü.
0
yemrem
(22.08.19)
ünye de deli murat vardı. yakın zaman önce vefat etti. sevdiği kızı vermemişle başlayan bir hikayesi var.
0
for day to break
(22.08.19)
iki tip hatirliyorum.

birincisi, karisi ile ilginc iliskisi olan adam. karisi ile kavga ettikleri zaman bagirislari tum mahalleyi sarardi. her kavgada adam karisina, karisi adama ben diyeyim hayvan siz deyin okuz gibi vuruyordu.
ve bu ikisi boyle anlasiyordu. birkac cocuklari vardi. kadin kocasindan, kocasi karisindan memnundu. tum koy ahalisi buna alisikti. kavgalari olunca kimse ayirmaya da gitmezdi, cunku bu kavga onlarin iliskilerinin bir parcasi olduklarini ogrenmislerdi.
kocasi oldu, kadina cocuklari bakmadi. su an sosyal hizmetler veya huzurevinde sanirim. tam bilmiyorum.

ikincisi de koyun coook yakisikli delisi fehmi. 20'lerinde falandi. deli olmasa model falan olma potansiyeli yuksekti. ama deli idi. bakimsiz, sacma sapan elbiseler giyerdi. zararsizdi.
tabii ben o zamanlar cocuktum.
koyun genc kizlari fehmi'ye nude karsiligi yemek, meyve.. vs. falan veriyorlardi. buna birkac kez sahit oldum. bunu kitabinizda yayinlayamazsiniz ama anlatmis oldum, olsun:)
simdi dusunuyorum da, daha telefon bilgisayar internet yayginlasmamisken onlyfans sistemi varmis insanlarda.
sonrasinda fehmi bilmedigim bir sebeple ve koyde donen dedikoduya gore, koyun azasinin sikayeti uzerine devlet almis ve fehmi'yi tedavi etmek istemis, hasteneye goturmus, igne vurmus ama fehmi iyilesmemisti. fehmi ölmustu. cocuklugumda cok eglenmistik onunla. ismim isik ve cilet derdi rahmetli hep. isiklar icinde uyusun.
0
Leonardo~Da~Vinci
(22.08.19)
Teşekkür ederim arkadaşlar, güzel tipler çıktı. Kullanabileceğim şeyler var, Fehmi’ye üzüldüm ama.
0
🌸empusa
(22.08.19)
İhsan dayı vardı, kapısının önünde oturur, eskaza oradan geçen çocukları yakalayıp yanaklarını sıkardı. Yolumuzu değiştirirdik denk gelmemek için ama aslında çok minnoş bir adamdı. Herkes severdi. Koca ihsan derlerdi, tabii ki kocaman bir göbeği vardı :)
Balıkçıydı, birkaç yıl önce lodosta kayıktan düştü, cesedi maalesef 3 4 gün sonra bulundu.

Çok ilginç bir örnek değil yanak sıkması ama hikayede yan karakter olabilir gibi geldi
0
somethinginthewayshemoves
(23.08.19)
@leonardo nude karşılığı derken, koydeki kadinlar adamin penisinin fotografini mi aliyordu; yoksa karsilarinda tamamen soyuyorlar miydi??

bizim koyde birisine radyo diyorlarmis, galiba köyde radyoya tek o sahip oldugu için.
0
cay sigara
(23.08.19)
@cay sigara
@somethinginthewayshemoves
Teşekkürler efendim
0
🌸empusa
(25.08.19)
(7)

arkadaşlarım geri zekalı mı?

denek hayatım
bayram sebebiyle vakit geçirmek zorunda kaldım bunlarla. bakarsanız hepsi okumuş etmiş, güzel işleri olan insanlar. ancak bu kısa sürede ben kimlerle arkadaşım mınakoim ya sorgulaması yaşattılar. iki örnek vereceğim ancak sadece iki taneyle bitmiyor ne yazık ki.1 numaralı arkadaş `imamoğlu'nun isbak
bayram sebebiyle vakit geçirmek zorunda kaldım bunlarla. bakarsanız hepsi okumuş etmiş, güzel işleri olan insanlar. ancak bu kısa sürede ben kimlerle arkadaşım mınakoim ya sorgulaması yaşattılar. iki örnek vereceğim ancak sadece iki taneyle bitmiyor ne yazık ki.

1 numaralı arkadaş imamoğlu'nun isbak'a yaptığı skandal atama olayında başkan öyle uygun görmüşse vardır bir bildiği, twitter sözlük tepkisine göre belediye mi yönetilir falan diye kafa açtı. sonra istifa edince bu yetkili ya işte vatandaşın sesine kulak verdi, katılımcı demokrasi, yanlış olunca nasıl müdahale edip düzelttirdik falan diye kafa açtı.

2 numaralı arkadaş ki kaldığı yerde kendi evi var ama yazın kiraya verip oradan gelen parayla otelde kalıyor. bu arkadaş ise kaz dağları siyanürlü altın madeni direnişi olsun beachler / kıyı kanunu olsun, yanan ormanlar olsun maşallahı vardı. görseniz herhalde biraz daha gaza gelse molotof atacak maden ocağına dersiniz. ancak bu dallamanın kaldığı otel 3 5 yıl önceye kadar ormanın içindeydi. yandı. neden yandığını orada yaşayan yaşamayan herkes biliyor. sonra orman olan yer oldu size lüks otel. bunu bilmiyor değil. e sikik senin kaldığın otel farklı mı bunlardan dedik. ama orasının manzarası güzel falan diyor.

lan kafayı yiyeceğim ya hadi desem cidden bu adamların memleketten haberi yok, cahil şu bu vallahi öyle bir şey olsa he yav aklısın der geçerim ama bakıyorsun bu adamlar, kadınlar okumuş, gezmiş görmüş falan tipler. lan ben neyse. bir de bitmiyorlar. biri bitiyor diğeri başlıyor. görüşmedik uzun süredir diye beraber vakit geçirmek istiyorlar falan ama bunlara katlanacağım diye sigaranın alkolün dibini gördüm. birinden kaçıyorum başkası yakalıyor.

şimdi bu arkadaşlar geri zekalı mı yoksa bunlara özel başka bir tanımlama mevcut mu?
0
denek hayatım
(20.08.19)
iki yüzlü ?
0
fezagezgini
(20.08.19)
arkadaşların türkiyeli sadece.
0
hasmetizm 2046
(20.08.19)
geri zekali degiller.

insanlar farkli dusunur derler ama bu yanlis. insanlarin farkli dusundugu falan yok. insanlar dusunmez. dusunceler insana burunur.
0
Leonardo~Da~Vinci
(20.08.19)
dar gelirlinin başa gelmesinden korktuğu zihniyet bu işte. her şeye muhalefettir, hiçbir haltı beğenmez ama kendine gelince laga luga yapar çünkü tuzu kurudur. zamanla bunu chpye monteleyen oldu, cehape zihniyeti dediler. he tabii başa getirdikleri de zamanla buna dönüştü o ayrı.
0
windows95
(20.08.19)
Fikri olmadan zikri olanlardan arkadaşların.
0
mor.inek
(20.08.19)
arkadaslarini bilmiyorum, ama ben ne dedigini hic anlamadim, neden sikayet ediyorsun? belki arkadaslarin da anlamamistir seni.
0
ebabil curnatasi
(21.08.19)
Geri zekali degiller ama islerine öylesi geliyor.
0
chitosan
(21.08.19)
(16)

Hangi dillerin tınısı hoşunuza gidiyor?

enis buyutucu
İlk 3ünün sırasıyla;1. Almanca2. Fransızca3. Rusçagibi.
İlk 3ünün sırasıyla;
1. Almanca
2. Fransızca
3. Rusça
gibi.
0
enis buyutucu
(18.08.19)
cok sacma ama
ingilizce,
ingilizce,
ingilizce.
0
sparkle kiddle
(18.08.19)
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
0
ms brownstone
(18.08.19)
Almanca
Rusça
Japonca
0
Olive
(18.08.19)
fransızca
italyanca-yunanca
ispanyolca
0
pati
(18.08.19)
rusca-almanca en tepede benim icin, sonra fransizca ya da yunanca olabilir. sanirim yunanca.
0
der meister
(18.08.19)
1. almanca
2. İngilizce (British)
3. İtalyanca/Fransızca/İspanyolca (üçü arasında seçim yapamıyorum)
0
blatta hiberna
(18.08.19)
italyanca, fransizca ve portekizce
0
in vino veritas
(18.08.19)
bende farklı bi cevap vermek istiyorum ama diğer dilleri pek beğenmediğimden kaynaklı aslında

ingiliz ingilizcesi
italyan ingilizcesi
rus ingilizcesi
0
tabii lan manyak mısın
(18.08.19)
yunanca <3
0
exlibris
(18.08.19)
İspanyolca
Yunanca
İngiliz İngilizcesi
0
pastörizesüt
(18.08.19)
1-Kore/Çin
2-İspanyol
3-Fin
0
alfred
(18.08.19)
1- spanish
2- french
3- jony ive ingilizcesi
0
Leonardo~Da~Vinci
(18.08.19)
Yunanca
Ibranice
Arapca

Slav dilleri cok kotu geliyor.
0
dont eat me
(18.08.19)
1. Türkçe (Ağır aksansız, temiz Türkçe duyduğumda kulak verip dinliyorum. Sesli uyumu ve yormayan hece-söz vurgusu sağ olsun, ne de güzel geliyor kulağa.)

2. Macarca (Yine bir sesli uyumuna sevda söz konusu.)

3. Almanca (Bana bağırıyorlarmış gibi gelmiyor. Seviyorum.)
0
buf-e kür
(18.08.19)
1) ispanyolca
2) Flemenkce
3) Italyanca
0
crucio
(18.08.19)
Almanca, ispanyolca ve italyanca.
Ben fransızcayı beğenmiyorum insanların neden göklere çıkardığını da anlayamıyorum...
0
megalomaniac
(18.08.19)
(2)

online'ken mesajlaşma uygulamalarını devre dışı bırakma

denizzz
iphone'larda bu yapılabiliyor mu? mesele wifi ya da hücresel açıkken viber, telegram gibi bir uygulamadan mesaj gelmemesini sağlayabiliyor muyuz?
iphone'larda bu yapılabiliyor mu? mesele wifi ya da hücresel açıkken viber, telegram gibi bir uygulamadan mesaj gelmemesini sağlayabiliyor muyuz?
0
denizzz
(17.08.19)
o uygulamalarin bildirimlerini kapatabilir ya da o uygulamalarin internet baglantisini kapatabilirsiniz
0
pgup
(17.08.19)
wifi'yi bilmem ama hucresel veri acikken mesajlasma uygulamalarina internet erisimi kapatabilirsiniz.

ayarlar-> hucresel-> hucresel veri-> altta uygulama isimleri yaziyor, yanindaki anahtar yesil ise internet kullaniyordur. anahtara tiklayarak o uygulamanin hucresel veri kullanmasina kapatabilirsin.
0
Leonardo~Da~Vinci
(17.08.19)
(12)

bugün benim doğum günüm

false pretension
öncelikle 17 agustos depreminde yakınlarını kaybedenlere sabır diliyorum. son 20 senedir hafif bir buruklukla doğum günümü kutluyorum. bu yaşın özel olduğuna inanıyorum ve duyuruyu açmış bulundum. istediğinizi yazabilirsiniz.dinozorlar kulubüne giriş yaptım artık. 30.zorunlu edit: dinozor kulubünü l
öncelikle 17 agustos depreminde yakınlarını kaybedenlere sabır diliyorum.

son 20 senedir hafif bir buruklukla doğum günümü kutluyorum. bu yaşın özel olduğuna inanıyorum ve duyuruyu açmış bulundum. istediğinizi yazabilirsiniz.

dinozorlar kulubüne giriş yaptım artık.

30.

zorunlu edit: dinozor kulubünü latife olsun diye şeyettiydim.
0
false pretension
(17.08.19)
30lar kulübüne hoş geldin.
Umarın hayatının bundan sonraki kısmında hep güzel anılar biriktirir güzel günler yaşarsın
0
gazozailacatmauzmani
(17.08.19)
doğum günü kutlu olsun
0
dafuq
(17.08.19)
doğum günün kutlu olsun. da 1. dinOzor, 2. yav niye 30 yaş üstüne dinozor dedin yaaa? (acaba seni düzeltmek ukalalığında bulunduğum için olabilir mi? :D ) neyse, sen bana aldırma, yeni yaşını gönlünce yaşa. hayatta olmayanlar için tabi ki buruk olunur ve üzülünür, ama emin ol, hiçbir ölü kendisi yüzünden üzülünmesini istemez. en azından ben istemezdim. zaten sırf o yüzden intihar etmiyorum XD yoksa 34'üme yaklaşırken çok sebebim var intihar için. neyse yav, rakıyı çıkarayım şuradan ;))
0
pasp
(17.08.19)
dinazoru geç. insan yaşlandığı için değil, ömrü boşa geçtiği için üzülür. yaşlanmak sıkıntı değil. ömrün içi boş mu dolu mu o önemli.
0
luluki
(17.08.19)
Dinozorlar kulübü demesen iyiydi :/
İyi ki doğdun nice mutlu yaşlara :)
0
benbirbenibulup
(17.08.19)
su sicak mi?
umarim cok guzel zamanlar gecirirsin yeni yaslarinda.
0
sparkle kiddle
(17.08.19)
tebrikler, 30lara girdiğim sene zordu benim için. umarım senin için kolay olur.
dinazor falan olmuyorsun bu arada; saçmalama
0
sameidiot solo
(17.08.19)
kutlu mutlu olsun! dinazor falan olunmuyor, harika yaşlar bence :)
0
saveur
(17.08.19)
mutlu yıllar :)
çok yaşlanmışsın, neredeyse yolun yarısına yaklaşmışsın :/
0
pati
(17.08.19)
dogum gununu kutluyorum. huzurlu, mutlu, bol kazancli ve saglikli yillar diliyorum.

iyi ki dogdun:)
0
Leonardo~Da~Vinci
(17.08.19)
Doğumgünün kutlu mutlu olsun ey sevgili aslan burcu @false pretension.

Ama dikkat et yaşını Casio (çakma Cadio değil) hesap makinasıyla bir daha hesapla. Hatta kesin sonuç içün excel'de gün gün hesapla. Cidden 30 musun yoksa 29 bitti 30 dan gün mü almaya başladın? Ehehehe
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
(17.08.19)
Doğum günün kutlu olsun :)
Dinozorlar kulübüne ayakbastı parası olarak bize birşeyler ısmarlaman lazım :)
0
ismira007
(17.08.19)
(4)

Azcık can sıkıntısına şarkı önerisi

mobydick
Böyle zamanlarda dinlemelik listeleriniz var mı
Böyle zamanlarda dinlemelik listeleriniz var mı
0
mobydick
(16.08.19)
megalomaniac
(16.08.19)
Amaranta ursula
(17.08.19)
Gün içinde kulaklıksız geçirdiğim çok az zaman olmasına rağmen hala böyle bir liste oluşturmamış olduğuma inanamıyorum, çok lazım, en lazım resmen.


www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
0
saveur
(17.08.19)
ismail yk dinlerim.

ornek:

music.apple.com
0
Leonardo~Da~Vinci
(17.08.19)
(10)

Çat kapı gelen insanlar

superfluid
Habersiz pat diye gelen insanlara (eş, dost, akraba, yakın/uzak arkadaş) yaklaşımınız nedir? Evde yokmuş ayağına yatar mısınız yoksa buyur eder misiniz?
Habersiz pat diye gelen insanlara (eş, dost, akraba, yakın/uzak arkadaş) yaklaşımınız nedir? Evde yokmuş ayağına yatar mısınız yoksa buyur eder misiniz?
0
superfluid
(16.08.19)
kapıyı açmam sevmediğim biriyse
0
sameidiot solo
(16.08.19)
geldiği yer uzaksa (başka şehir, çok uzak bir semt, açarım. aynı şehirdeyse yakınsa açmayabilirim.
0
aziz dostum jack
(16.08.19)
Ben evde yoğum :)
0
dont eat me
(16.08.19)
Bana bunu arkadaşlarım yapıyor. ''Alkol almazsanız evde yokum'' diyorum. Alıp geldiklerinde balkondan bakıyorum, gösteriyorlar aldıklarını kapıyı anca öyle açıyorum.
0
eazy
(16.08.19)
yakın zamanda başıma geldi.
toplanmışlar bir araba dolusu insan. ve bunlar dostum da değil, akraba. telefon açmış, diyor ki "senin mahalleye geldik, evde misin"
programları önceki günden belliymiş. telefon açıp, "belki gelebiliriz" deseler bile yeterdi. ev hali oturuyordum, salaş halde. aralarında elini öpmem gereken akrabalar da var. evde yokum maalesef, dedim.
yalan söylemek yerine "müsait değilim" deseydim, anlamayacak, "bir şey beklemiyoruz ki" diyeceklerdi. kızacaklardı. anlayacak olsalar müsait olmadığımı söylerdim. ama yokum deyince bende yemek yeme planlarının olduğunu da öğrendim. iyi ki de yalan söylemişim. seviyorum yalanlarımı.

en az birkaç saat önceden haber edilmesini istiyorum. farklı şehirden gelip, eve beş dakika kala söyleyen insanlar var. kanka değilsek bu yapılanı hoş bulmuyorum. ama bunu akrabalara ve bazı arkadaşlara söylemek zor.
0
lovemyself
(16.08.19)
buyur ederim, misafir evde kafasina gore takilsin.
0
Leonardo~Da~Vinci
(16.08.19)
ben öylesini seviyorum. bizim eve şu zamana kadar kimse telefon açıp gelmedi. çok nadir yani. kapı zaten tam kapalı olmaz. salonda otururken lök diye girer konu komşu. bazen kanepede uyurken gelen kimse beni uyandırır kak biz geldik diye. biraz mahremiyet olsun istiyorum ama beceremiyorum. kaç defa hırsız girdi ama yok yani.
0
heidi'nin dedesi
(16.08.19)
ayni mahallede yasayan yakinligi olan es dost arkadas arasinda cok normal bence. en azindan 30 yas bandi icin diyorum, universiteliler icin oyle olmaz tabii. ben rahatsiz olmuyordum. ama uzak yerden gelenlere tahammulum sifir haber verilmeli.
0
mula
(16.08.19)
yakin samimiyetimin oldugu biriyse problem degil de, uzak biriyse gorusmem, her an herkesle gorusebilecek kapasitede biri degilim hem o gorguye sahip degillerse ben de musait degilim/yokum deme ozgurlugune sahibim. baska sehirden geliyorsa ve haber vermediyse evde olmadigim riskini en basinda almis olmali zaten
0
xvyz
(16.08.19)
annem seviyor böyle şeyleri.. her zile basan olduğunda gider kapıyı açardı..
kendisi artık yazlıkta yaşıyor, haliyle komşuları da kapıya gelmiyor tabi..
zaten benim tayfa asla habersiz gelmez, çoğunlukla da dışarıda buluşuruz..

ee annem yok.. yakın arkadaşlarım da evime gelmiyor..
durum böyle olunca bütün çalan zilleri güzelce umursamıyorum :)
0
strobist
(17.08.19)
(25)

İnstagram çılgınlığından kendinizi nasıl koruyorsunuz?

fraise
Ben özellikle son bir yıldır bulunduğum her ortamdan çığlık atarak kaçmak istiyorum bu çılgınlık yüzünden. İnstagramı ben de kullanıyorum; ara sıra hikaye paylaşımı, fotoğraf paylaşımı vs de yapıyorum. Üstelik takip ettiğim bazı hesaplar sayesinde de bir sürü yeni şey öğreniyorum. Kısacası tamamen i
Ben özellikle son bir yıldır bulunduğum her ortamdan çığlık atarak kaçmak istiyorum bu çılgınlık yüzünden. İnstagramı ben de kullanıyorum; ara sıra hikaye paylaşımı, fotoğraf paylaşımı vs de yapıyorum. Üstelik takip ettiğim bazı hesaplar sayesinde de bir sürü yeni şey öğreniyorum. Kısacası tamamen instagram karşıtı değilim. Benim karşı olduğum nokta hayatı tamamen instagram odaklı yaşamaya varan bir duruma dönüşmesi.

Sosyal hayatımdaki her alanda sürekli olarak yaşadığım bir durum oldu bu; arkadaşlarla kahve icmeye gidiyoruz, bir anda tüm telefonlar ortaya çıkıyor. Dakikalarca fotoğraf çekimi yapılıyor. 'Sen surdan bak, bir de beni burdan cek' derken kahve de soğuyor, muhabbet de. Oyle ki gidecegimiz yerleri bile fotograf cekmeye uygun olarak secer oldular. Başka bir arkadaş grubum ile geziye gidiyoruz; instagramda paylaşım yapmak için saatlerce aynı noktada fotoğraf cektirildiginden en az bir saatimizi boşa harcamış gibi hissediyorum. Kuzenim evleniyor, evini diziyoruz. Evinin banyosunun storysini bile çektiğinden bir saatlik iş beş saatte bitiyor. Tatile gidiyorum annem arayıp 'neden paylaşım yapmiyorsun, bana fotoğraf göndermiyorsun?' diye fırçalayor. Bir başkası ablasıyla birbirine giriyor, iki dakika sonra aynı ablayla mutlu aile pozları verip paylaşıyor.konsere gidiyoruz, o anki ambiyans kimsenin umrunda değil, herkes story çekme derdinde olduğu için sahneyi bile net göremiyorum. Ani yaşamıyoruz, mış gibi yapıyoruz.

Bunları yapanları ergen grubu olarak da düşünmeyelim bu arada; hepsi +25 yaş grubunda olan insanlar. Hayatımızın bu derece odak noktasında olmasını asla anlamlandiramiyorum. Ha bu şekilde mutlu olanlar da olabilir fakat etrafındakileri rahatsız eden duruma geldiğinde biraz daha dikkatli olmak gerekmiyor mu sizce de?

Velhasıl çok uzattım ama insanların genel görüşünü merak ediyorum. Ben düşüncelerimi paylaştığımda müzeden kaçmışim gibi muamele gördüğüm için sorun bende galiba diye düşünmeye başladım artık. Bu arada tersleyecek şekilde konuşsam erkek arkadaşım hariç etrafımdaki herkes ile iletişimi koparmak gerekir.
0
fraise
(15.08.19)
yabancı değilim, böyle arkadaşlarım var ama neyse ki çoğunlukta değiller. katlanıyoruz.

ama mesela instagramımda arkadaşlarımı takip etmiyorum. insan hayatı takip etmek istemiyorum. dağ taş böcek hobilerim ilginç komik vs şeyler takip ediyorum. beni takip et beni takip et diyenlerin de yüzüne takip etmediğimi söylüyorum.

anca bu kadar uzak durabiliyorum. ama biri çıkarıp hadi poz verelim yok şu açıda tutun falan deyince bi iki dk zaman ayırdıktan sonra uğraşamiycam deyip aradan çekiliyorum.
0
sttc
(15.08.19)
kullanmiyorum. hic kullanmadim, kullanmam da, biraz saygisizca olacak ama her seyin "resmini" cekenleri de sevmiyorum. sadece twitter kullaniyorum. bana yetiyor hatta twitter'a bayiliyorum dunyanin en iyi 100 icadi bile olabilir. cevremde arkadasim diyebilecegim hicbir arkadasim bir yere gidince cekilelim soyle duralim vs de demiyor. benden korkuyorlar da mi demiyorlar benim gibi dusunuyorlar onu bilmiyorum.
0
dionisis
(15.08.19)
hiç instagram kullanmadım, herhangi bir önyargım da yok, ihtiyaç hissetsem kullanırım. karşı taraf abartmadığı sürece sorun yok. bir arkadaşım her buluşmamızda istisnasız poz verdirip fotoğraf çekmeye çalışıyordu, birkaç kere uyardık -bokunu çıkardın, yeter- diye, şimdi yanımızda yapmıyor artık. ama yapmaya devam etseydi iletişimi koparırdım. yani çevrende bir budama yapman şart gibi görünüyor.
0
night train
(15.08.19)
İnstagram hesabı açmayarak problemi kökünden çözdüm.
0
ne zaman emekli olacagim
(15.08.19)
Facebook, Twitter hepsini kullandım ama instagram'a bi turlu alisamadim. Daha story paylasmisligim yok o derece. Fazlasiyla samimiyetsiz geliyor bana. Ama her mecra gibi bu da tuketilip rafa kaldirilacak birkac seneye.
0
msb
(15.08.19)
Bende de var instagram ve bu sekilde yaşayanları sessize aliyorum hic görmüyorum sorun kalmiyor hatta baya bos insanmış dedigim kisiler bile cikiyor
0
basond
(15.08.19)
Mevzu instagram hesabı açıp açmamak değil aslında. Orda önemli olan nokta sizin hesabınız olması değil ki; etrafinizdakiler aşırı aktif biçimde kullandığı için sizin de buna maruz kalmanız.
0
🌸fraise
(15.08.19)
ben de kullanım konusunda senin gibiyim. haftada 1-2 stori paylaşırım. genelde kedim ya da ilginç bulduğum bir yer, bir bina. birkaç ayda bir de foto yüklerim. işten güçten güzel bir şey çekemediğimden 2 yılda 5-6 tane yükledim.

çevremde çok şükür seninkiler kadar instagram delisi tipler yok. fotoğraf çekilecekse de 2-3 dakikalık bir sembolik fotoğraf merasimi olur. ben de çekerken bu işin saçmalığını hissederek hep bıyıkaltından gülerim ama beğenirsem de arada sırada bir tane paylaşırım.

diğer yandan hayatı instagram üzerinden yaşayanlara sokakta denk geliyorum. garip garip bakıyorum. otun bokun resmini çekmeye çalışan insanların çok salak olduğunu düşünüyorum. zaten internette her şeyin resmi var. kız kulesini çekmesen de olur, google sana ayrıntısıyla gösteriyor zaten. her boku çekmekle vakit kaybedeceğine biraz bak ne bileyim, tadını çıkar.

bazen instagramda güzel kızlar görüyorum. o pozları ve dekoru oluşturmak için ne çok uğraştıklarını, kaç ayrı poz çektirdiklerini düşünüyorum. profillerinde hep kendileri varlar ama onları çeken kim, bu isimsiz kahramanlar kızımızın egosuna yenik düşmüşler ve görünmemeyi kabullenmişler mi yoksa onlar da zorla bizim kızımıza mı çektiriyorlar diye kendi kendime sorular soruyorum. zaten arkadaş çevrelerinin de öyle olduğu etiketlenen resimlerden anlaşılıyor. ara sıra "bir gün böyle insanlara zorunlu olarak denk gelirsem ne yaparım, sinirlenir miyim, kaçar gider miyim, bunlara nasıl uyarım" diye kara kara düşündüğüm oluyor. bir yandan da artık eski nesil olduğumu, yaşlandığımı fark ediyorum...
0
i ve been mistreated
(15.08.19)
Bence şu ''arkadaşlarla kafedeyiz, foto çekilmekten muhabbet edemiyoruz'' olayını dramaya bağlıyor ve biraz abartıyorsunuz :D

herkese oluyor bu, rakı içiyoruz balkonda masayı çekip atıyoruz 5 dakika sürüyor. Geri kalan 3 saat muhabbet ediyoruz. veya balıkesir yolundayız ayçiçeği tarlası görüp giriyoruz içine foto çekilmek 10 dakika, sonra yine yolumuza devam ediyoruz. Bi hikaye atmak nasıl 1 saat sürüyor ben onu anlamıyorum. Sana demiyorum herkes bağladı bu ''muhabbet edemiyoruz'' olayına o yüzden merak ediyorum.

He Mesela Balıkesir yolundaki ve rakı masasında yanımızda olanlardan biri instagram kullanmıyor ama bizimle eğleniyor, gülüyor geçiyor. Dalganıza bakın biraz :)
0
eazy
(15.08.19)
Eazy, beş kişilik bir grup ile gittiniz diyelim; dördünün fotoğrafı cafenin farklı yerinde, farklı acılarla tek tek çekiliyor. Sonra özel programlar ile bu fotoğraf üzerinde tek tek oynama yapılıyor, hepsine bakılip en uygun olanı instagrama yükleniyor.

Farklı farklı gruplarda defalarca yaşadım bunu. Takdir edersiniz ki zaman alan bir şey ve her bulusmada yasaniyor. Gerçekten masayı terkedesim geliyor o esnada.

İki fotoğraf çekip instagramda paylaşmaya bir şey demiyorum zaten; keske dediğiniz gibi on dakika sürüyor olsa.
0
🌸fraise
(15.08.19)
bir de sadece kendini paylaşanları eskiden takipten çıkarıyordum. şimdi mute gelince susturmaya başladım. kimsenin sadece suratını, boydan pozlarını merak etmiyorum. içerik sadece kendisinden oluşuyorsa ya da çok sıkıcıysa ve kendini tekrar ediyorsa sıkılıyorum ve mute ediyorum. tanımadıklarımdan sıkılınca takibi bırakıyorum. feysbuku da böyle kullanıyordum. sonunda feed'de tanıdığım kimse kalmamıştı :D instada 350-400 civarı hesap takip ediyorum. herhalde mute etmediğim 50-60 kişi falan kalmıştır.
0
i ve been mistreated
(15.08.19)
instagram toplumun, özellikle kadın bireylerin evrimsel güdülerinin doyumunda ciddi bir araç evet. kolay, çabasız ve sürekli. sen de benzer doyuma belirli donanımlarınla, meziyetlerinle, görünüşünle bizzat toplumun içerisinde organik olarak ulaşıyorsundur. sana gereksiz gelmesinin büyük sebebi bu.
0
honore de balzac
(15.08.19)
facebook gibi instagramda da bir süre sonra ekleyeceğiniz insan sayısı azalıyor ve bitiyor doğal olarak. hep aynı insanların aynı fotolarını görmeye başlıyoruz. bunun sonucunda da daha az girmeye başlıyoruz uygulamaya. şu an milletin daha ekleyeceği insanlar bitmedi. follow follower sayısı limite ulaşsın insanlar sıkılacak.
0
kelepir
(15.08.19)
Böyle arkadaş edinmiyorum. Es kaza varsa ve zaman geçirmek durumundaysam minimum tutuyorum süreyi. Kendim hiç hesap açmadım, kullanmıyorum zaten. Hiç yalnızlıkta çekmiyorum, gayet geniş bir çevrem var.
0
Phoebe
(15.08.19)
Gorusum soyle :
Olay instagramdan ibaret oldugu noktada benden bu kadar der ortamdab uzaklasirim. Bkunu çıkarmamak lazim. Biraz gercek hayati yasamak lazim. Get a life lan.
0
stavro
(15.08.19)
Abi olay zaten ''life'' olayı :D

Orası artık kimlik gibi bir yer oldu. Şimdi takılmaya gittin diyelim, yanındaki 5 kişi haricinde kimse bilmiyor nereye gittiğini, ne yaptığını falan. Ee ne yapacaksın? Hikaye atıp kendi reklamını, takıldığını göstereceksin. Niye göstermeyeseyin? Kimi yazarak ne yaptığını anlatıyor, kimi Twit atıyor, kimi instagram'da kendi reklamını yapıyor. Yapmak isteyen yapar, yapmak istemeyen yapmaz. Sürekli selfie atmak saçma evet, kafede 1 saat foto çekilmek x2 saçmalık evet. Ama kimlik işte, orada yoksan, hayatta da yoksun gibi bir şey oldu.

Hee, hep İnstagram gömülüyor ama Twitter daha kötü lan. Memesini açan kızlar, sürekli karı kız kovalayanlar, yalandan vatsap görüntüsü atanlar, olmayanı olmuş gibi anlatanlar, fake hesaplar, dolandırıcılar, nude için maymun olanlar. İnstagram'da kendini dahi olsa güzel sanatsal foto çekenleri seviyorum ben. Twitter gibi rol yeri değil, tipin neyse onu atıyorsun easy :D
0
eazy
(16.08.19)
benim etrafimda sizin bahsettiginiz dereceye gelmis insan yok.
zaten ben de arkadaslarimla vs. bulusunca ya telefon yanimda degildir, ya da cebimden telefonu cikarmam. biri ararsa bile acil degilse acmam. karsimdakine saygisizlik olur.

tabii bulustuklarim icinde telefonu eline ikide bir alan tipler de var. ben de mal mal kalip izliyorum onlari oylece. bir sey de diyemiyorum. madem telefona bakacaktin, biz neden burada bulustuk?
bu durumu soyle goruyorum. tanimadiginiz bir ortamdasiniz. parti var diyelim. arkadasiniz sizi cagiriyor. ve merhaba deyip kaciyor sizden. siz de tum parti boyunca yalniz kaliyorsunuz.
sizi davet eden kisi de, baskalarina kendini begendirmekle mesgul. parti boyle guzel, ben boyle sosyalim, bu kadar arkadasim var vs.

ozetlersem, bence en hafif tabirle bu bir terbiyesizlik. insanlar bulusunca ellerinde telefon olmamali. ellerinde icecek agizlarinda da muhabbet ve kahkahalar olmali. bulusma boyunca elinde telefon olan, story derdinde olan kisinin karsisindaki zerre saygisi yoktur.
0
Leonardo~Da~Vinci
(16.08.19)
İnstagramı ilk duyduğumda henüz bu kadar yaygınlaşmamıştı. Baya baya fotoğrafçılık aplikasyonuydu. Olayın sosyal medya olmaya evrilişi sonradandır. Ben ilk başta öyle bir ilgi alanım olmadığından kullanmadım, sonra aldığı şekle ekstradan gıcık olup kullanmadım. Bazen dünyada bunu kullanmayan bi Sentinel adası yerlileri bir de ben kalmışım gibi hissetsem de başkalarının da benimle beraber olduğunu görüp rahatlıyorum.
0
d max
(16.08.19)
sanırım ben olayı instagram hesabı açmayarak değil kalabalık arkadaş grubu edinmeyerek çözmüşüm :) bizde niye böyle olmuyor diye düşünüp düşünüp buna kanaat getirdim :) bizim buluşmalar çoğunlukla 2 kişi ya da 2 çift (bazen 3 çift olduğu oluyor nadiren) şeklinde oluyor. çiftlerden ben hariç kadın olanı instagram düşkünü bile olsa en fazla 3 dakika sonra işini bitirmiş sohbete dönmüş oluyor. benim de çok bi bağımlılığım olmamakla birlikle fotoğraf koyacaksam hemen koyuyor, filtreyle şopla filan uğraşmıyorum. hikayeleri de çoğunlukla paylaşan kişinin paylaşımından hikayene ekle butonuyla çözüyorum. bakınca bunların hiç biri 5 dakikadan fazla zaman almıyor, dolayısıyla rahatsız etmiyor kimseyi de.
0
in vino veritas
(16.08.19)
twitter'a girmemek icin app'i silmem gerekirken, ilginc bir sekilde hic vaktimi almiyor instagram. gunde bes on dakikami aliyordur maksimum.
0
reshad the lionheart
(16.08.19)
Kesinlikle sağlıklı olan sensin ve etrafındakiler bir nevi like bağımlısı olabilir.

Arkadaş çevreni kısıtlayabilirsin yahut geçirdiğin süreyi kısabilirsin.

Anneyle de konuşup bakış açını anlatırsın. Kuzene yapacak bir şey yok.

Ama şanslısın ki erkek arkadaşın böyle değil. O öyle olsa kafayı yerdin.
0
EasyTiger
(16.08.19)
Instagram hesabim yok, açmayacağım da. Öngörülü bir insan değilimdir pek ama Instagram ilk yaygınlaşmaya başladığında çoğu kişinin zamanını ve ilgisini tutsak edecek birşey bu diye düşünmüştüm. Çevremde aşırı derecede Instagram kullanan yok, es kaza öyle biriyle vakit geçiriyorsam beni şöyle çeker misin'lere bir iki defadan sonra direkt çekemem yeter diyorum, telefonla meşgul iseler ve anlamıyorlarsa da önce şu telefonları bir kenara mi koysak diyorum, olduramadıysam kalkıp gidiyorum, çok nadir oluyor gerçi son söylediğim.
0
saveur
(16.08.19)
vay be hayat tarzları nasıl da değişmiş. geçen güldür güldür'de denk gelmiştim bununla ilgili espriye. bildiğin abartı falan değilmiş orada resmedilenler.
0
orijinal nick bulamadim
(16.08.19)
çevremde instagram odaklı tek bir kişi bile olsa iletişimi tamamen keserdim. yaptığı her şeyi alakalı alakasız herkesle paylaşan, ne kadar da güzel yapıyoruz, aman da şöyle eğleniyoruz, müthiş güzeliz, İYİKİ DOĞMUŞSUN İYİKİM falan kafasını asla anlayamıyorum çünkü ve bana aşırı kıro ve komik geliyor. iş münasebetiyle iletişimde olduğum bir kişi var böyle, gerçekten artık kızın storylerini arkadaşlar arasında birbirimize gönderip "SJDKSHDJSKHFJHSJK" odaklı şeyler yazmak eğlencemiz haline geldi. senin dandik hayatında neyle meşgul olduğundan kime ne ki saat başı bir şey paylaşıyorsun çünkü. iki üç gündür karşıma bişeysi çıkmıyor bahsettiğim kişinin bu arada öldü herhalde kızcağız, allah rahmet eylesin.

neyse ne diyordum, instagramda gün aşırı kendini paylaşan herkes aşırı kekodur ve aksini savunan herkes kekoluğa koşulsuz şartsız yaltaklık yapmaktadır. story konusuna hiç girmedim farkındaysan, çünkü açık ara dünyanın en kötü eklentisi ya, verdin eline milyonlarca maymunun bir oyuncak, şimdi arabada bir yere giderken dinlediği şarkının storysini atıyor, çeyizini falan çekiyor videoya allah akıl fikir versin ne diyim.

soruya cevap vermeyi unutmuşum, özel bir şey yapmıyorum etrafımda pek böyle insanlar olmadığından, kendiliğinden gelişiyor bu korunma. hasbelkader böyle birilerine denk gelirsem hunharca dalga geçerek bertaraf ediyorum instagramcılığını. beyle.
0
evde liyakat kalmamis
(16.08.19)
ben genellikle bisiklet turuna çıktığım zaman bir iki tane story atıyorum yollarda.. o da birileri arayıp sağa sola gidiyoruz sen de gel demesin diye.. malum tur 3-4 saat sürüyor, sonrası da yorgunluk oluyor.. story'i gören anlıyor zaten aramıyor.. story olmayan günlerde de arayıp akşam görüşelim planları yapılıyor.. uygulamayı mantıklı kullanınca güzel oluyor aslında :)
0
strobist
(16.08.19)
(42)

Suriyelilerle ya da diğer göçmenlerle ilgili sorularınız?

but that was just a dream
Varsa eğer cevaplamak isterim. Ben kimim: Daha önce Göç İdaresinde düzensiz göçmenlerle ve Türk Kızılay'da Suriyelilerle sahada çalışan, akademik olarak da göç ve Türk diasporası çalışan bir psikolog.Not: cevaplarım yalnızca beni bağlar, hiçbir kurumu temsil mahiyeti yoktur.
Varsa eğer cevaplamak isterim.

Ben kimim: Daha önce Göç İdaresinde düzensiz göçmenlerle ve Türk Kızılay'da Suriyelilerle sahada çalışan, akademik olarak da göç ve Türk diasporası çalışan bir psikolog.

Not: cevaplarım yalnızca beni bağlar, hiçbir kurumu temsil mahiyeti yoktur.
0
but that was just a dream
(07.08.19)
Gidecekleri tarih belli oldu mu ? Savaş bitti de..
0
kleider
(07.08.19)
Malum bizim bir entegrasyon politikamız yok ama onların entegre olma niyeti var mı? diye merak etmekteyim.
Bir de Türkler ve Türk hükümeti hakkında ne düşünüyorlar?
0
aks-i endaz
(07.08.19)
Bu işte Paraları kim ödüyor?
Kim/Kimler ödüyor? Kime ödüyor?
Nerede harcanıyor?
Dövizin yükselmesinde sebep bu mu?
Ekonominin cortlamasında sebep bu mu?
Vasıfsız suriyeliler çalıştırılabilir mi? Madenlerde vs?
0
onyetele
(07.08.19)
Önceleri suriyelilerin dislanmasina, kizardim. Artik kizmiyorum.
Kulturumuzle uyusmayan bir kulturden geliyorlar, dolayisiyla sorun yaratıyorlar varlığını surdurdukleri yerlerde.
Ayrica sadece varlıkları bile beni rahatsiz ediyor. Varligini neden rahatsiz ediyor dersen Suriyeli oldukları icin. Suriyeli sevmiyorum ben. Suriyelilerin ve kurtlerin cogunlukta oldugu yerlerde rahatsız olurum ben. Humanist degilim. Uc bes suriyeli ya da kurt sorun degil ama cok fazla oldukları zaman rahatsiz olurum, cogunlukta olduklari yerde bulunmak istemem.
Genel olarak Turkiye'nin doğusunda kalanlarin hepsinden rahatsiz olurum, Suriyeli, kurt ozelinde de degil. Ortadogulu sevmiyorum. Ortadogu kulturunu sevmiyorum cunku.
Ortadogulular olsun gebersin demiyorum, benden uzak olsunlar isterim. Yakin olacaklarsa da boyle sallasan degecek kadar cok olmasınlar. Cunku o kadar cok olduklari ortamda sorun cikariyorlar.
Simdilik soyleyeceklerim bu kadar, linc icin buyrunuz.
0
stavro
(07.08.19)
@kleider
Maalesef savaş bitmedi. Son 10 günde 100 sivil hayatını kaybetti www.bbc.com
Kimse ölmese dahi çok parçalı ve çok otoriteli temel ihtiyaçların karşılanamadığı eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerin dahi olmadığı bir yer olmasından ötürü Suriye hala yaşanabilir bir yer olmaktan çok uzak.
Fakat söylenen şu ki bugün savaş bitse 5 yıl sonra dönüşler başlar.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
suriyelilerin gideceğine gerçekten inanıyor musunuz? böyle bir ihtimal var mı? yani bundan 15 sene sonra 83 milyon kişinin yalnızca 200 bin tanesinin falan suriyeli olduğu bir türkiye görebilecek miyiz, imkân dahilinde mi?

ben bu saatten sonra gideceklerine inanmıyorum. bir kısmı vatandaş oluyor bile. 2012'de buraya gelmiş olsalar, 7 sene yapar. beş sene sonra 12 olacak. bu arada tabii ikişer üçer çocuk da yapmış olurlar... tespit etmek bile çok zor. nereye gönderecekler bu kadar insanı?

4-5 milyon diyorlar. bu insanların tespit edilmesi ve taşınması için gerekecek para bile dudak uçuklatacak düzeyde olmalı. "gitmiyorum" diyene ne yapacaklar mesela, zorla tekme tokat otobüse falan bindirip suriye kırsalına mı atacaklar insanları?

bizim işimiz bitti di mi?
0
der meister
(07.08.19)
Ayrica senin ulkene yerlesen bir azınlık varsa asimile olmak zorundalar, bu isin raconu budur. Bizde oyle olmuyor, adamlar bizim toplum yapisini degistiriyor.
Arapca tabela en basindan yasaklanmaliydi ornegin.
Birak asimile edilmeyi, hukumetimiz büyüksehirde trafik tabelalarını arapca yapmaya calisti bir ara.

Bu adamlar bu ulkeye ciddi mali külfet ve bunu ben ödüyorum. Hem de hayvan gibi butce acigi varken.
Bana sordunuz mu kardesim bu adamlari ulkeye alırken bak bunlar bize pahaliya malolacak ve bunu bu millet odeyecek, hayırseverlik yapmak ister misiniz diye? Ben hayirsever degilim belki?
0
stavro
(07.08.19)
vatanı için savaşmak konusunda genç erkeklerin düşünceleri neler ?
bizlerden farklılar mı ?

savaşmayıp türkiyeye gelenlerde pişmanlık, kendini suçlama gibi duygular var mı ?
0
güneyli çocuk
(07.08.19)
@aks-i endaz
Tek bir düşünce olduğu söylenemez çoğunluğu ırkçılığa ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kaldıklarını en azından hissediyor. Özellikle yaşlılar burada yaşamaktan hiç memnun değiller ve savaş bitse de dönsek derdindeler. Gençler daha kolay uyum sağlıyorlar fakat genel olarak eğitim seviyesi düşük bir topluluk ve dil öğrenmede zorluklar yaşıyorlar. Dil olmadığında da entegrasyon anlamında bir şey beklenemiyor. Çocuk ve gençlerde dil sorunu olmadığı için sosyal hayata daha kolay adapte oluyorlar. Fakat halihazırdaki durumu entegrasyon ve uyum kelimelerini kullanarak tasvir etmemiz çok zor. Ve bir çoğu ekmek derdinde olduğu için uyum entegrasyon gibi konuları düşünmeleri biraz fazla lüks kalıyor.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
@onyetele
İlk zamanlar kamplar kuruldu bir dolu insanın barınma beslenme gibi temel ihtiyaçları karşılandı o dönemler biz ödedik. Fakat şu anda devletin kasasından (kabul barınma merkezlerinden kalan 100bin civarı kişiye yapılan market yardımı hariç) para çıkmıyor. 30 milyar dolarlardan bahsediliyor. Bu para bizim ilk zamanlar harcadıklarımız ve sağlık eğitim gibi devletin ğcretsiz sunduğu hizmetler de ekleniyor.
Yapılan yardımlar var Suriyelilere. En önemli 2 tanesi Sosyal Uyum Yardımı ve Şartlı Eğitim Yardımı. SUY belirli şartları taşıyan geçici koruma altındaki bireylere verilen aylık 120 tl.lik yardım. Tamamı AB fonlarından karşılanıyor ve 1.5 milyona yakın Suriyeli faydalanıyor. ŞEY ise okula gidrn ilkokul ve liseli Suriyelilere 50 liralık yardım. 4 gün devamsızlık yaparlarsa kesiliyor. Aynı yardımı TC vatandaşları da SHMler aracılığıyla alabilirler. Bu da tamamen AB fonlarından karşılanıyor.
Araştırmalar genelde göçmenlerin ülke ekonomilerine katkısı olduğunu gösteriyor. www.independent.co.uk
Bu fonlar da Türk ekonomisine katkı sonuçta. Ekonomik krizi Suriyelilere bağlayan bir kaynak hiç görmedim.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
Öncelikle teşekkürler kardeşim.suriyeli göçmenleri çok fazla taciz ve tecavüz olaylarında görüyoruz,hem de çocuklara yönelik. Bunun sebebi nedir sence? Yani nasıl insanlar ki bunlar sigindiklari ülkenin insanlarına bu kadar kötülük yapabiliyorlar? Elbette iyilerini tenzih ederek söylüyorum.
0
laz goril
(07.08.19)
@stavro
Kimseyi sevmek zorunda değilsiniz. Hatta ırkçılık ve yabancı düşmanlığı olarak görülse de bir ırkı bir topluluğu tamamen sevmeyedebilirsiniz. Fakat zarar vermeyin, hakaret etmeyin, ötekileştirmeyin kısaca yasal çerçevede suç teşkil edecek bir eylemde bulunmayın yeterli.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
@der meister

Giden de olur gitmeyen de. Yüzde 60'ı gider diye düşünülüyor genel olarak fakat bence o kadar da gitmezler. Gidemezler. Sorduğumuzda gençler kalmak orta yaş ve yaşlılar gitmek istiyorlar. Fakat Almanyadaki Türklere sorsak şu an bile %80'i dönmek istwdiğini söyler ama dönen çok azdır. Coğrafi yakınlığı da düşünürsek bundan 5 yıl sonra ülkemizde en az 2 milyon Suriyeli olacağını kabul etmemiz ve politikalarımızı buna göre üretmemiz gerekiyor.

Gitmiyorum diyen hiç kimseyi gönderemeyiz non-refoulment hakko gereği. Şu anda her yıl 50-100bin Afgan sınırdışı ediliyor. Onlar içinde de gitmiyorum diyenleri gönderemiyoruz. Ha kaçak gelip neden gitmek istiyorum diyorlar o zaman? Geri gönderme merkezinde yaşamak kolay değil çünkü.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
@güneyli çocuk
Ülkelerinin işgal edildiği gibi bir sanı var ki kendileri de bu hiasiyatta değiller. Ortada bir iç savaş var. Kimin kimi öldürdüğü belli değil. Birçoğu hiçbir gruptan olmayıp evleri yıkıldıktan-bombalanmak sureti ile- sonra geldiler. Şu an İdlipte 4m kişi yaşıyor. Şehir hala yıkılmadığı için sınırımıza dayanmadılar. Şu an dahi gelmiyorlar her gün bomba düşen İdlipten. Şehir yıkılırsa gelirler.
Bir vaka şunu anlatmıştı: bir gruba girdim savaştım annemi öldürdüler, ardından bu gruptan kaçıp başka bir gruba dahil oldum babamı öldürdüler. Sonra sığınmaya karar verdim.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
Gekeni gönderemiyoruz ne demek? Gonderemiyorsan alma. Bizden başka enayi ulke yok mu da onlar almıyor biz alıyoruz. Demek ki istense alınmayabiliyor.
0
prizmatik
(07.08.19)
@laz goril
Suriyelilerin işledikleri suçlar suçun şahsiliği ilkesine dahil görülmüyor algı olarak. Biri yapınca hepsi yapmış gibi lanse ediliyor. Suç oranları resmi kayıtlara göre bizden az binde 8 civarı. Aralarında tabii ki kötüler var. Bizde de var maalesef. Bir öğretmen 8 yaşında bir suriyeli kıza cinsel istismarda bulunabiliyor mesela. O öğretmen hala görevde sebebi ise polisn Suriyeli değil mi boşver gibi bir tutum sergilemesi.

Taciz konusunda bir başka husus erken evlilikler çok yaygın. 14 15 yaşında kızları evlendiryorlar imam nikahı ile. Hamilelik durumunda da cinsel istismar davası açılıyor doğrudan. Bir çoğu Türk kanunlarını hala bilmiyor ve aile mahkemelerinde en sık görülen davalar Suriyelilerle ilgili bu oluyor.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
Bir de masraflarını biz karşılamıyoruz geyiği var. Rte bir cok uluslararası toplantıda 40 milyar dolar harcadık, ab söz verdiği ödemeyi yapmadı diyor. Bir tane ab yetkilisi de çıkıp rte yalan söylüyor, ödemeleri yaptık demiyor.
0
prizmatik
(07.08.19)
@prizmatik
Gerçekten kapıları ben açmadım, uluslararası kanunlara da ben taraf olmadım. 1-2 yıldır sınırlar kapalı bu arada yeni geçici koruma verilmiyor. Afrin tarafından duvarı atlayıp kaçak girenler olabiliyor ama.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
@prizmatik
Bu hususta şu var biz parayı doğrudan harcadık siz de bize doğrudan vereceksiniz deniliyor ab'ye. AB ise proje bazlı veririm diyor. Proje oluşturulunca da yalnızca o projede harcanmak şartıyla para veriliyor. Şu anda halihazırda epey bir proje var AB tarafından fonlanan başta SUY yardımı, Toplum Merkezleri vs. olmak üzere
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
Kendi adima konusacak olursam bu dediklerinizi yapmiyorum zaten. Sadece sevmeme ve istememe hakkimi kullaniyorum bireysel olarak.
Ulkelerinde durum tam olarak nedkr bilmiyorum ama gitsin olsunler de demiyorum. Hatta irkci olmama ragmen (gunumuz liberalleri benim gibisine ircki diyorlar, onların yalancisiyim) cogunlugun aksine "gitsin savassinlar" da demiyorum, savasmak kolay is degil. Surada savas ciksa hepimiz altimiza sicariz. Gidip delikanli gibi savasayim falan demeyiz.
Ben sadece sevmiyorum ve cogalmalarini istemiyorum.

Ailem bazi suriyelilere destek de oldu zamanjnda, besle kargayi oysun gozunu noktasına getirdiler sagolsunlar.
0
stavro
(07.08.19)
Hic bir anlaşma bir ülkeyi bu kadar göçmen almaya zorlayamaz, zorlasa bile o ülke o anlasmayi dinlemez. Adı konulmamış bir işgal yaşıyoruz. Bunu hafifletip süslemeye gerek yok.

* bu arada uluslarası anlaşmalar demişken, türkiyenin kıbrısta bulunmasının hukuki geçerliliği de yok ama o konuda anlaşmaları pek takmıyoruz nedense ?
0
prizmatik
(07.08.19)
@prizmatik
Polemiğe girmek istemezdim fakat işgal kelimesinden ötürü cevap hakkımı kullanmak istiyorum.
Donald Trump'tan duymaya alışık olduğumuz bir kelime invasion ve maalesef aynı kelimeyi en son El Paso'da bir sürü masum insanı öldüren bir caniden duyduk birkaç gün önce
www.vox.com
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
dogu'da 14 yasadim. 2005-6 gibi yillardi. iran siniri. kucuktum o zamanlar. yollarin kenarlarinda bircok afgan gordum. biz korkuyorduk ve onlari arabaya almiyorduk. ancak, bazi kotu niyetliler onlari arabalarina alip, paralarini aliyor ve kandiriyordu. istanbul diye bir x ilcesine goturuyorlardi. (sener sen'in bir filmi gibi)
dil yok, bir sey yok. el kol hareketiyle ve ezberledigi bir sehir ismini sayiklayarak dertlerini anlatmaya calisiyorlardi. istanbul gibi mesela. cocuk ve erkekler vardi. agladiklarini gorunce icim yaniyordu. cok uzuluyordum onlar icin.
ulkelerinde duzgun yasam bulamayip, kefenini giyip bize gelen bunca kacak gocmen. yasadigimiz yerin kiymetini o zamanlar ufaktan farketmeye baslamistim.
afganlarin gocu(tabii biz afgan diyoruz, baska milletten de olabilir bilmiyorum) suriyelilerden yillar once baslamisti.

bu konudaki sorum su: bu afganlara ne oluyor? arzu ve isteklerine ulasabiliyorlar mi? yoksa sinir disi mi ediliyor?

suriyeliler konusunda da sunu sormak istiyorum: toplumdaki suriyeli irkciligi, suriyeli somurusu(insaatlarda hayvan gibi bes kurusacalistirilan gordum bir suru), suriyelilerde tepki olarak onumuze gecebilir onumuzdeki yillarda. bu konudaki gidisati boyle goruyorum.
devlet bunun farkinda ve bunun olmamasi icin nasil bir yol izliyor? ben yanlis mi dusunuyorum?

ben suriyelilerin gitmesi ve kalmasi meselesini ayri; suriyeli irkciligini ayri tutuyorum. irkciliktan fayda gelmez. onlar her seyden once insan.
0
Leonardo~Da~Vinci
(07.08.19)
@leonardo
Afganlar İran sınırını kaçak yollardan geçerek ülkemize giriyorlar. Rüşvet falan da dönğyor sınırda muhtemelen. Neyse kolluk kuvvetlerince yakalanıp göç idaresine bağlı geri gönderme merkezlerine getiriliyorlar. Burada hepsi için sınır dışı ve idari gözetim kararı alınıyor. Bir süre ggm.de kaldıktan sonra pasaportu olanlar hemen olmayanlar ise konsolosluklarından seyahat belgesi düzenlendikten sonra aınır dışı ediliyor. Fakat ggmlerde her zaman yer olmayabiliyor ve bu durumda idari gözetim kararları sonlandırılarak bir şehre gönderiliyorlar imza yükümlülüğü ile birlikte. O şehirden çıkmaları yasak ve her hafta il göç idaresine gidip imza atmaları lazım. Tabii hiçbrii o şehre gitmiyor adam 3000 km yürümüş Uşak'ta durur mu? Doğru İstanbula. kayıt dışı ekonomiye ufak bir katkı. Kısacası yarısı deport ediliyorsa yarısı edilemiyor.

Suriyeliler konusunda çok haklısınız. Özellikle ekonominin kötiye gitmeye başlamasıyal don yıllarda ötekileştirme ayrımcılık ırkçı motifli saldırılar epey arttı. Çocuklar arasında inanılmaz bir akran zorbalığı var. 8 yaşında çocuğa yumruk atabilen insanlar 10 yaşında çocuğa siz ülkenizi sattınız diyebilen öğretmenler var. Ve çoğunluğu ırkçılığa uğradığını düşünüyor. Diğer taraftan Türk toplumunub tepkisi uç boyutlarda. Bu gerginliğin sonu hayır görünmüyor. Umarım devlet yetkilileri farkındadırlar.
0
🌸but that was just a dream
(07.08.19)
@but that
trump'ın bu sözü söylemesi buradaki işgal gerçeğini değiştirmiyor. ad hominem'e gerek yok. ayrıca kendi ağzınla söylemişsin doğrudan yapılan harcamaları ab ödemiyor diye, neyin derdindesin acaba?

bir de tutturmuşlar ırkçılık ırkçılık. Yozgatlılara bu imkanlar sağlansa, yozgatlılara bu şekilde davranıp insanları rahatsız etse, insanlar buna tepki verdiğinde yozgatlılara ırkçılık yapılıyor mu diyeceksiniz? yozgatlılar'ın hiç suçu olmayacak mı ?
fatihte oturuyorum en işlek caddelerden birinin yanında park var, öğleyin nargileyi kuruyorlar. yoldan geçen kadınları kızları dikizliyorlar tüm gün. uzaktan ırkçılık yıpıyırsınız demek kolay.
0
prizmatik
(07.08.19)
Bana en garip gelen bayramlarda gidip, bayram bitince dönmeleri. Savaş varsa nasıl gidiyorlar, bayramda orda ne yapıyorlar. Yoksa savaş neden dönüyorlar. Bir de hastanelerde öncelik tanınması, 0cretsiz tedavileri, hatta doktor arkadaşımın teyidiyle söyleyebildiğim ücretsiz estetik ameliyat olmaları falan onlara karşı daha da düşmanlık ya da düşmanlık demeyeyim kötü niyet beslememize yol açıyor. Kimse düşünmüyor mu bunları?
0
ozzzz
(08.08.19)
@cesario birkaç beyan 3.5m kişiyi temsil edemez fakat birçoğu ırkçılığa uğradığını en azındsn hissediyor. Bir insan ırkçılığa uğramasına rağmen sevilmemesine rağmen yaşamak istememesine rağmen gitmiyorsa önemli bir sebebi vardır bence, hayatta kalma şansını arttırmak gibi.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
@ozzz
Bayramda gitmeleri devlet politikası. Türkiye Devleti Suriyelilerin Suriye ile bağının kopmasını istemiyor çünkü savaş bittikten sonra burada kalmalarını desteklemiyor. Gidenler göç idaresinden izin almak zorundalar. Sadexe bayramda açılıyor sınır. Çoğunun mülklerine el konulmasın diye orada bıraktıkları bir yaşlı oluyor ve onu ziyarete gidiyorlar. Türkiye'nin kontrol ettiği bölgelere gidiyorlar. Son bayramda giden sayısı 40bin dönmeyenler de oldu. Yüzde 1'e denk geliyor. Yani 100 Suriyeliden 1isi gidiyor. Tatil kelimesiyle bu ziyareti nitelemek sahiden adil değil. Üstelik gidenlerin çoğu da sınırdaki kamplardan gidiyorlar. Geri dönmeseler hayatımızda çok bir şey değişmez bence
Diğer soru doktor arkadaşınız yanlış biliyor. Sağlık hizmetleri ücretsiz fakat bizim gibi gss primi ödemeleri lazım fakat çoğunun geliri olmadığı için prim düşüyor galiba. Ameliyat ücretleri karşılanmıyor bizden farkları bu. Fakat Türk Kızılay bünyesinde snf adı altında medikal malzeme yardımı var. Ona başvururlarsa vaka çalışanlarının incelemeleri sonrası gerekli görülüse ameliyat, ilaç, gözlük givi ihtiyaçları karşılanıyor. Bu yardımı Toplum Merkezleri yapıyır ve tamam dış kaynaklı fonlarla yürüyor.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
Suç oranı bizden düşük demek bir şeyleri açıklamıyor maalesef.kötülük kötülüktür ama savaştan kaçmış, akrabalarını savaşta kaybetmiş olarak bildiğimiz insanların önceliği cinsellik hele ki çocuklara tecavüz olmamalı.ama bize gelenlerin çoğu oranın cahil ve suça meyilli kesimi dersen olabilir.
0
laz goril
(08.08.19)
Araştırmalar genelde göçmenlerin ülke ekonomilerine katkısı olduğunu gösteriyor dediniz. suriyeli gocmenlerin ulke ekonomisine katkisi nedir?

sahsi fikrim simdi bebek veya cocuk-genc olan suriyelilerin ileride iclerinde buyuttukleri ofke ile ic savasi buraya tasiyacaklari yonunde. turkiye henuz kendi gelisimini tamamlayamadigi icin gocmen alip onlari donusturmeye de yetkin degil. daha karanlik ve siddet dolu bir gelecek bekliyor hepimizi diye dusunuyorum.
0
jimicik
(08.08.19)
@laz goril
Bu sizin algınız. Varsa elinizde bir kaynak Suriyelilerin cinsel suçlarının söylediğiniz gibi olduğuna daie buyrun paylaşın.
Ayrıca tekrar ediyorum suç şahsidir. 3.5m insanı bu şekilde itham etmek doğru bir yaklaşım olmasa gerek.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
@jimicik
Ekonomist değilim fakat scholardan taratabilirsin araştırma sonuçları genel olarak böyle. Tr için müsiad raporu var oraya bakabilirsiniz. Ve şehir bazlı araştırmalar var.
Benim kişisel olarak görebildiğim fon girişleri nedeniyle bir katkı söz konusu.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
iyide baştan aşağı okudum sen alttan alta komple göçmenleri savunmuşsun? bu empatiyi anlıyor ve saygı duyuyorum peki bizimle de bir gün empati yapabilecek misin? mesleki dezenformasyon oluşmuş gibi.
0
Big bada bum bum
(08.08.19)
@Big bada
Vermiş olduğum yanlış bir bilgi(yorumlarıma katılmamanıza saygı duyuyorum) var ise düzeltmekten memnuniyet duyarım
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
meksikali gocmen abd'ye katki sagliyor olabilir de ben turkiye - suriyeli gocmen ozelindeki katkiyi merak ettim. ekonomist olmasaniz da bu insanlarla birlikte calistiginiz icin fikriniz olur diye dusundum acikcasi.

musiad raporu var dediginiz yaziya baktim. musiad hukumete yakin is adamlarinin orgutlenmesi, makalenin yazari hukumetin destekledigi medipol universitesi ogretim gorevlisi. ve Suriyeli gocmen sorununun olusmasinin sebebi hukumetin sinsi planlari. planlar ters tepip bu yuzden oy kaybetmeye basladiklari icin halk uzerinde algi yonetimi yapmak gerekliligi dogmasi mukabili boyle tatlis raporlarin hazirlanmasi cok dogal. ciddiye alabilecegim bir yazi olamaz ozetle.
0
jimicik
(08.08.19)
@jimicik
Anladım, bu konuda bir iddiam yok. Avrupa'daki göçmenlerle ilgili kaynaklar gösterebilirim. Türkiye'deki göçmenlerle ilgili ciddi okumalarım yok.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
www.google.com

Hemen her hafta haber çıkıyor hala kaynak diyorsun. Ben sana savaş mağduru insanlarin nasıl bir psikoloji ile sürekli tecavüz ile anıldığını soruyorum sen savunmaya geçiyorsun kardeşim kusura bakma. üç buçuk milyon insani suclamiyorum ayrica tenzih ettiğimi söylemiştim. Türkler başka vatana siginsa ve bu şekilde suçlara karışsa yine tepki gösteririm. insanları ırkçı konumuna getirip dezenformasyon yapmaya çalışıyorsun.
0
laz goril
(08.08.19)
göçmen gelmesiyle nüfus artışı gdp'yi (doğal olarak) büyütür ama ekonominin sağlığını bunla ölçemeyeceğinizi ekonomi 101 dersinde öğrenirsiniz.

göçmenler öğretmen, psikolog (sizin gibi:D), çevirmen, memur, polis vb için iş imkanı yaratır. mesela almanya'da öğretmen, psikolog, sosyolog, stk çalışanı, vb.lerin çoğu göçmen almayı savunan partilere oy verir. güzel bir çark olur. ben oy vereyim o göçmen alsın bana iş çıksın. süper. o zaman gardiyanların oy verdiği parti olsa her yere hapishane yapıp işsizleri hapse atalım gardiyanlara iş imkanı olsun. mafyalar(iş adamları) x partiye oy versin o mafyaları(iş adamlarını) korusun mafyalar(iş adamları) para kazansın. böyle söyleyince nasıl iğrenç geldi değil mi?

sucuda tüpçüde çalışan vatandaş, sokakta su satan vatandaş, tuvaletleri silen vatandaş, emek yoğun eğitim istemeyen işlerde çalışan vatandaş, tekstil atölyesindeki vatandaş, onların ekonomisi gelişmez. kaçak işçilik ya da bir şekilde kılıfına uydurulan işçilik ile 1 asgari ücretli yerine 3 göçmen çalışır. göçmenler sinema tiyatro seyahat gezme tozma iyi yemek gibi lüks denen ama herkesin hakkı olan sıradan şeylere para ayırmazlar, üç kuruşun ikisi (aile birleşimi vb ile ya da yine kaçak olarak gelecek) memleketteki kadın ve çocuklara gider biriyle iki göz odada 10 kişi yaşarlar. (evet nedense önce genç dinç erkekler göçer bir yere bi bakarlar şartlar uygunsa kadınlar çocuklar yaşlılar sonradan gelir... avrupa'da da türkiye'de de böyle bir durum var. önden gözcü mü akıncı mı gönderiyorlar ne?)

halbuki işçi ücretleri maliyetin içinde hiçbir zaman çok da büyük değildir. işverenin sesi vergilere faturalara çıkmaz iktidarla yolunu bulmuştur o zaten bi şekilde.

ben de göçmenlerle çalıştım gönüllü olarak, bu insanlar ile bireysel olarak dertlerimiz olmayabilir, benim berberimin çırağı suriyeli idi hala sokakta görünce selamlaşırız sohbet ederiz ama bu insanlar işverenlerin, devletlerin, çıkar gruplarının, siyasilerin kurduğu bir çarkta piyon olarak kullanılıyor. dahil olan birileri para kazanıyor ama bunu iyilik diye satıyor, birileri gerçekten yardım etmek istiyor ama iyi niyeti sömürülüyor, birileri zarar görüyor ama ses çıkarırsa ırkçı denip oturtuluyor. bunu doğru görmek gerek diye düşünüyorum.
0
inekadam
(08.08.19)
@laz goril
Harika bir kaynak Türk medyasında hrr haft çıkan haberler. Şahsıma ithamlarınızı da kabul etmediğimi belirtmek isterim.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
@inekadam
Görüşleriniz için teşekkür ederim.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
Politikasızlığıyla hem Suriyelileri hem de benzer ekonomik ve sosyal konumda olan Türkiyelileri mağdur eden AKP'nin 2014'ten (daha geriye gidilebilir) 2019'a kadar 1 yerel seçim, 1 cumhurbaşkanlığı seçimi, 1 referandum ve 3 genel seçim kazanmasına rağmen tepkinin ve nefretin neredeyse tamamının kendilerine yönelik olması konusunda ne düşünüyorlar?

Teşekkürler.
0
bruce mclaren
(08.08.19)
@bruce mclaren
Sanırım Suriyelilerin tepki ve nefretin kendilerine yönelmesi konusunda ne düşündüklerini soruyorsunuz.
Bu şekilde bir sorgulama yapan birisine rastlamadım açıkçası fakat açık bir ötekileştirme, ayrımcılık ya da saldırıya uğrayanlar genelde haksızlığa uğramış hissediyorlar. Adaletsizlik algıları var.
0
🌸but that was just a dream
(08.08.19)
(7)

müzik dinlerken hangi kulaklığı kullanıyorsunuz?

superb
ve 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?varsa detayları da paylaşmanızı rica ederim
ve 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?
varsa detayları da paylaşmanızı rica ederim
0
superb
(05.08.19)
kulakiçi : xiaomi hybrid 9/10
kulaküstü: xiaomi comfort 9/10
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.08.19)
Sony MDR-ZX110AP (kulakustu)

ucuz ve saglam bir kulaklik. cat pat yere dusuruyorum, kolum kablosuna takiliyor hicbir sey olmuyor. ses kalitesi de fena degil. ses kalitesi 10 uzerinden 6
0
Leonardo~Da~Vinci
(05.08.19)
Soundmagic e11c - 8/10
0
Tam1Hi0n3
(05.08.19)
evde bilgisayar başında: sony mdr-zx660ap - 7/10

kulakiçi: kz zs6 - 8/10

not: bu arada puanlara güvenme. Daha iyisini duymadan kendininkine kötü demez kimse.
0
nhk ni youkosu
(05.08.19)
bilgisayar başında
- Sennheiser HD820 (10/10) * 300ohm olduğu için sürebilecek iyi bir dac/amp gerekir.
- Ultrasone Edition 5 (10/10)

hareket halindeyken
- Sennheiser HD1 Wireless (9/10) * uygulama geçişlerinde ses kesiyor.
- Powerbeats Pro (10/10)
- Klipsch T5 True Wireless (10/10) * kaybolma potansiyeli çok yüksek.
- Ultimate Ears UE-LIVE (10/10) * fazla nazik, nazlı.yağmur çamur götürmüyor.
0
vladimirdökümov
(05.08.19)
mobil iken apple earpod. puanım 6,5/10
sevmediğim tarafı kablosu falan uğraştırıyor. kablosuzu da 1.050 lira. çok pahalı.

evde iken Marshall Major 2. Puanım 8,5/10

Marshall'ın iki sıkıntısı var. 1-kablolu. 2- 2 saatte falan kulaklarımı çok acıtıyor.
0
himmet dayi
(05.08.19)
kulak içi: kz zs6. kablolu (gümüş kablo) kullanırken 9/10 derim, kablosuz 7/10
kulak üstü: Sennheiser HD 4.50 BTNC, kablo ile kullanmadım hiç, kablosuz 7/10. bundan iyi ses almak için ekolayzer ayarı yapmak gerekiyor. düz halinde baslar zayıf gelmişti bana.
0
shadowfollower
(05.08.19)
(18)

Öyle bir parça paylaşın ki yürek dağlasın...

asaf
Pop, rock, slow, klasik müzik, türkü hatta jazz bile olabilir. Yeter ki yüreğe bir hançer gibi saplansın..
Pop, rock, slow, klasik müzik, türkü hatta jazz bile olabilir. Yeter ki yüreğe bir hançer gibi saplansın..
0
asaf
(05.08.19)
yalan - candan ercetin www.youtube.com
0
exlibris
(05.08.19)
dolan dolmuş
(05.08.19)
paudi
(05.08.19)
Sir Anthony Hopkins
(05.08.19)
İz bırakanlar unutulmaz
Vega
0
Trene çelme atan adam
(05.08.19)
elveda ey gencli - fatih erkoc www.youtube.com
0
exlibris
(05.08.19)
Baba bugün dağlar yeşil boyandı
0
ne zaman emekli olacagim
(05.08.19)
yorgun yillarim - eli turkoglu www.youtube.com
0
exlibris
(05.08.19)
varsa yuregin daglanir.

open.spotify.com
0
sparkle kiddle
(05.08.19)
cengiz kurtoğlu - yorgun yıllarım
0
cemiyetin ünlü siması
(05.08.19)
0
scudman1
(05.08.19)
ceza - med cezir
vay seni cerrahpasa - volkan konak
voice of the soul - death
0
baldur2
(05.08.19)
seç beğen al
open.spotify.com
0
Moks
(05.08.19)
Efoody
(05.08.19)
Slowdive – Dagger :( www.youtube.com
Aaron - U Turn :( www.youtube.com
0
jacque
(05.08.19)
Yüzyüzeyliken konuşuruz - ölsem yeridir
0
neymis
(05.08.19)
Delay Fuze
(05.08.19)
music.apple.com

ferhat gocer - yastayim
0
Leonardo~Da~Vinci
(05.08.19)
(5)

İç cephe duvar boyası nereden alınır? koçtaş, bauhaus ya da nalbur ?

silver apple
ev badana yaptırılacak. malzemeler için önerdiğiniz bir yer ya da marka var mı? nalburdan alınır mı yoksa kalitesiz falan mıdır?
ev badana yaptırılacak. malzemeler için önerdiğiniz bir yer ya da marka var mı? nalburdan alınır mı yoksa kalitesiz falan mıdır?
0
silver apple
(03.08.19)
polisan'dan kesinlikle uzak dur. ben ahşap için renklendirici aldım sorun yaşadım, arkadaşım polisan iç cephe boyası aldı, kaldı ki 30 senedir babası kendi boyar kendi evlerini 15 gün boya yaptılar duvardaki dalgalanmaları problemleri gideremediler, boyayı değiştirdiler düzeldi.

özetle polisan ne yapıyor bilmiyorum ama nereden tutsan elinde kalan bir şeye dönüştü.
0
Fodera
(03.08.19)
Evde koah hastası veya astım hastası varsa voc değeri sıfıra yakın boya kullan. Oda içerisinde oluşan formaldehit oranını %80 azaltır. Dyo oxymax, alpinelife gibi. Uzun süre vakit geçrilen odadalarda (oturma odası/salon, yatak odaları) dyo oxymax diğer yerlere (mutfak, antre, kiler, tuvalet vs) küf önleyici özellikli yine voc değeri piyasadaki pahalı stardart boyalardan daha düşük olan permolit permomax ipek mat boya kullanabilirsin. Duvarların durumu iyi değilse 2,5lt dyo binder alıp 17,5lt suya karıştırıp toplamda 20lt olacak dyo binderi boyadan önce astar olarak atabilirsin.


Tüm tavanlara permolit permomax antibakteriyel tavan boyası kullanabilirsin. Oda kapıları vs boyanacaksa su bazlı yağlı boya kullanabilirsin. daha önceden standart yağlıboya varsa dönüşüm astarı kullanabilirsin.

Dyo oxymax koçtaşdan diğerlerini n11 den filan alabilirsin.

Ramazan bayramından önce kendi evimi kardeşimle boyadım şimdilik bu boyalardan oldukça memnunum.
0
krtkartal
(03.08.19)
jotun firması sanıyorum ki dünyanın en büyük boya firması, türkiye'de son kullanıcıların pek bildiği bir marka olmasa da ben dünyada çok yerde özellikle endüstriyel kullanımda çok kez gördüm. yani bence polisan ile pek kıyaslanabilecek bir marka değil.
0
Fodera
(03.08.19)
jotun markali boya oneriyorum. tanidiklarimin yaninda insaatta vasifsiz eleman mertebesinde iken sahit oldugum kadariyla hep bu marka boyayi kullaniyorlardi. boyanan daireler de baya pahali dairelerdi.
0
Leonardo~Da~Vinci
(03.08.19)
jotunla ilk 2008 yılında tanıştım ben, fabrikaya boya geldi kova kova, bu ne lan gitmişler çin malı boya almışlar, keşke marshall, filli boya falan alsalardı deyince, millet muhahah diye gülmüştü bana, bu da enteresan bir anımdır.
0
Fodera
(04.08.19)
(10)

Evde tüp yok nasıl yumurta haşlayabilirim?

allahkitapwesli
Kettleda ya da mikrodalga fırında yapabilir miyim?
Kettleda ya da mikrodalga fırında yapabilir miyim?
0
allahkitapwesli
(01.08.19)
Mikro dalga patlatır bence
0
tolgan
(01.08.19)
Ben denemedim ama deneyenler komple yumurta batacak şekilde su dolu bi kaba koyup yarım çorba kaşığı tuz ekleyip yüksek ayarda 6-8 dk pişirmiş. Dener misin bilmem. Denersen buraya yaz ben de yapcam :D
0
superfluid
(01.08.19)
Biz yurttayken (kettle'ın yasak olduğu zamanlar) küçük su ısıtma maşrabalarının içinde haşlardık. Ama yumurta çatlarsa kettle'ın içi yumurta sarısı ile dolar ve kokar ona göre.
0
Psycho Mantis
(01.08.19)
bir bardak suyun içine kır mikrodalgada çılbır yap
0
war of the world
(01.08.19)
Mikrodalgada su içinde oluyor bi de tepesini delersen kabuklu da pisirebilirsin
0
neynep
(01.08.19)
mikrodalgada fırının mahvolur sakın yapmaaa
0
ruh i tibbiye
(01.08.19)
Abini dinle ve Kucuk bi tup al.
0
tunaktunaktun
(02.08.19)
kettle da 2 dk ısıt ve makineyi kapatıp 5-6 dk bekle bu yumurtanın kırılmasını önleyecek, ardından tekrar aç zevkine göre 7 yada 10 dk haşla.
mikrodalga da bi kaseye su koy ve az tuz ve çay kaşığı sirke ekle kaynat, içine yumurtayı kır 5 dk bekle ve mikro dalgaya tekrar koyup zevkine göre 1-2 dk haşla.
0
Big bada bum bum
(02.08.19)
şoyle yapmayin da nasil yaparsaniz yapin
tr.sputniknews.com
0
dionisis
(15.08.19)
haslanmis yumurta yeme, baska bir sey ye.

bir tup al. sonra haslanmis yumurta yersin.
0
Leonardo~Da~Vinci
(15.08.19)
(7)

2020’ye kadar izlenecek 100 film

levent bilgen
Yıl sonuna kadar 100 film izlemem gerekiyor. Senaryosu, hikayesi güçlü, dingin de olsa bir “temposu” olan, sıkmayan, söylediği bir söz, bir filozofisi olan film önerilerinizi merakla bekliyorum. Ciddi önerilerde bulunanların söylediği her filmi araştıracağım. Skalayı dar tutmamak adına eklemedim ama
Yıl sonuna kadar 100 film izlemem gerekiyor. Senaryosu, hikayesi güçlü, dingin de olsa bir “temposu” olan, sıkmayan, söylediği bir söz, bir filozofisi olan film önerilerinizi merakla bekliyorum. Ciddi önerilerde bulunanların söylediği her filmi araştıracağım. Skalayı dar tutmamak adına eklemedim ama “zeka kokan” film önerilerinizi ayrıca beklerim.

Fikir vermesi adına bazı beğendiğim filmler: The Godfather, Force Majeure, The Square, Inception, The Hunt, City of God, Amour(Haneke), White Ribbon, The Prestige, Memento, Munich, Shutter Island, Revolver, A Saperation, The Salesman(Forushande), Seven, One Flew Over the Cuckoo’s Nest, Goodfellas, Benjamin Button, Leviathan, Amores Perros...


Innaritu, Haneke, Nolan, Speilberg, Asghar Farhadi, Tarkovsky, özellikle Avrupa Sineması olur. Tarantino’nun ucuz popülizm ve mantık hatalarıyla dolu filmlerini esefle kınar; bittiği zaman iyi bir romanı, güzel bir hikayeyi bitirmiş gibi ardında güzel duygular bırakan filmleri çok severim.
0
levent bilgen
(01.08.19)
Kitapçılarda güzel film kitapları var.
Hem filmler belli bir stratejiye göre sıralanmış oluyor hem de filmle ilgili kısa bir eleştiri de iceriyor
0
tabasco
(01.08.19)
www.imdb.com

www.imdb.com

Hours,
Sonbahar,
Following,
A single man
Sarhoş atlar zamanı
Kaplumbağalar da uçar
Ateşle oynayanlar
Colette
West Beyrouth
Death horse nebula
Deli deli olma
Futurama
Abra los ojos
Tangerine
Lady bird
Florida Project
Tribe
La noche de 12 anos
In time
Victoria
Kutsal Geyiğin Ölümü (ve yönetmenin diğer 2 filmi)
Apocalypse now
Some mothers son
my father my son
Nightcrawler
0
lcha
(01.08.19)
dogville
kingdom of heaven
saving private ryan
american psycho
cast away


bunlar benim favori filmlerim.
0
baldur2
(01.08.19)
inside man 2006
the usual suspects 1995
contact 1997
gone girl 2014
the game 1997
cinema paradiso 1988

aklıma gelenler bunlar.
0
catch
(01.08.19)
Magnolia
Pan's Labyrinth
Children of Men
District 9
Moon
Little Miss Sunshine
Lost In Translation
Network
The Master
There Will Be Blood
El secreto de sus ojos
Das Leben der Anderen
0
elektrodöner
(01.08.19)
stalker
dogville
come and see
seven samurai
letters to max
in praise of nothing
0
Leonardo~Da~Vinci
(01.08.19)
Kieslowski filmleri. 3 renk serisi özellikle.
Akımlara göre gidebilirsiniz. İtalyan yeni gerçekçiliği, Alman dışavurumculuğu vs diye aratıp öne çıkan filmleri izlersiniz.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(01.08.19)
(64)

ailem ve eşim arasında kaldım

august
herkese merhaba içinden çıkamadığım bir haldeyim. hesabım bilindiği için mecbur kalıp farklı bir isimle bu konuyu açma cesareti gösterdim. dışardan birilerinin görüp fikir vermesini istiyorum.özetle 10 yıldır beraber oldugum şuan eşim olan insan ve ailem arasında sıkışıp kaldım diyebilirim. valla ne
herkese merhaba içinden çıkamadığım bir haldeyim. hesabım bilindiği için mecbur kalıp farklı bir isimle bu konuyu açma cesareti gösterdim.

dışardan birilerinin görüp fikir vermesini istiyorum.

özetle 10 yıldır beraber oldugum şuan eşim olan insan ve ailem arasında sıkışıp kaldım diyebilirim.

valla neresinde başlasam konuya bilemiyorum yazıp yazıp siliyorum.
babam vefat ettikten sonra evin erkeği artık sensin deyip tüm sorumlulugu bana yükledi annem. eşimle benim okullarımız bitmişti çalışın para kazanın öyle evlenin dedi eşimde benim ne senden ne annenden bi beklentim yok hemen evlenelim dedi.
annem yanımda yaşayın 1-2 sene para biriktirin madem alt katı yaptırın yanımda aynı yerde kalalım dedi. eşim kabul etti. biz bir süre beraber yaşadık ama annemin odamıza pat diye girmesi olsun eşim mutfakta bişey yaparken sürekli uyarması pazar sabahları evi süpürmesi falan aslında küçük gözüken ama bir süre sonra sinir bozan şeyler yapması sebebiyle biz kendi evimize çıktık.1 seneyi doldurmadan.

babamdan 2 daire 1 dükkan kaldı. hepsi aynı apartmanda. bizim oturdugumuz daire küçük bir kısmı dükkan olan daire,annem ve kardeşiminki büyük.

bütün bunları olayları daha net anlayın diye yazıyorum.
ayrı eve çıktık sanki ama her akşam beraberiz eve çat kapı giriyor kardeşimde annemde. ve tabi ki en sonunda eşim patladı bu böyle olmaz git konuş annenle sen konuşmazsan ben konuşurum gibi.
ve tabi ki eşim dayanmadı gitti söyledi belki yanlış bir uslupla söyledi bilmiyorum ama araları açıldı.bebek olduktan sonra annem eşime çok yardım etti.araları düzeldi bir süreliğine.

sonra bizim bebeğimiz oldu eşim işten çıkıp ben büyütcem dedi. nasıl istiyorsan dedim ama eşim başka biri oldu tanıyamıyordum artık evde annem ve kardeşimin hareketlerini batıyordu ona sanki evdeyken bu süreçte sürekli ona acaba işe mi dönsen diye inceden söyleniyordum. en azından göz görmeyince gönül katlanıyordu diye düşündüm.

çocuk 1 yaşına girince eşim işe girdi. bebeğe annem bakıyordu.eşimde işe döndüğü için mutlu gibiydi. sonra yine sorunlar çıkmaya başladı eşim anneme bebeğe baktıgı için para veriyor faturalarını ödüyor hediyeler alıyor eli benden daha açık.ama bir süre sonra eşim ne zaman evi arasam ali sürekli bizim evde yiyip içiyor girip bi işe çalışmıyor ben onlar benim evimde rahat takılsın diye mi çalışıyorum deyip durdu.

kardeşim okulu bitireli 1 sene oluyor ısrarla işe girmiyor zaten okudugu okul bi boka yaramıyor. gir bir fabrikaya diyoruz onuda yapmıyor mal mal bilgisayar başında takılıyor. annemde üzülüyor ama karım hepimizden çok takmış durumda sürekli faturasını ben ödüyorum yediği ekmeği bile ben alıyorum böyle şey olmaz diyor. ve bunu artık dile getirmekten hiç çekinmiyor.

zorla işe sokamam anneme biz evde yokken eve gelmesin diyemem çaresiz kaldım.
çık işten bu kadar sorun ediyorsan diyorum bu mu bana verdiğin çözüm diyor.
en sonunda işten çıktı. ama şimdide anne her ay gelip farklı bahanelerle para istiyor açık açık para verin demiyor ama bu ay çok sıkıştım bilmem kimin düğünü var onlar size çeyrek taktı vs vs. eşimde fırsatını buldu mu hiç kaçırmıyor hemen benim annem babam hiç gelip dişimi yaptırdım onun düğünü var fatura çok geldi gibi bize ağlamıyor seninki her fırsatta bizi sömürmeye çalışıyor diyo.

dükkanda kiracı vardı çıktı şimdi annem tekrar kiracı bulalım yoksa kirayı sen ver bana diyor.şimdi anneme her ay 300-400 versem beni etkilemez ama eşim delirir evde kardeşin sığır gibi yatıyor annen bize güveniyor sırtımızda bir kamburlar falan diyor.
artık saygısını tamamen yitirmiş durumda.

annemi sevdiğini biliyorum ama kardeşimden dolayı şuan ipleri koparma noktasında.
her masaya oturdugumuzda annem bugün bişe istemese de kavga çıkmasa diye oturuyorum.
eşimden de annemden de soğudum eve gitmek istemiyorum sürekli mesaiye kalıyorum.

anlatacak bir sürü şey var 4-5 yılda yaşanan en kısa hali ile fikir verin bana ben ne yapmalıyım.
eşim işe dönmek istiyorum ama ben çıktıktan sonra kardeşinin aşağı inip kahvaltı yapması benim aldıgım kaşarı haftasonuna kadar bitirmesini istemiyorum diyor.
ister istemez aramızda sürekli sözlü tartışma çıkıyor. artık yediklerini içtiklerine bile takmış durumda.
0
august
(01.08.19)
1- Evinin anahtarı annenle kardeşinde varsa al. Ya da evinin kilidini değiştir. Kendileriyle konuş, böyle bişey olamaz.

2- Annenin konuyu paraya getirmesi olayını annenle yalnız kalıp konuş, yapma de. Bi ihtiyacın olursa beni tek bulup söyle de.

3- mümkünse oradan taşın başka bir eve geç. Annen ve kardeşinle görüşme sıklığını azalt. Sen artık evlisin. Her gün anneni telefonla arayıp konuş, haftada bi ziyarete gidin, imkanlar nispetince ihtiyaçlarını giderin.

4- eşin iyi dayanmış. Kendisine sabrından dolayı teşekkür et.
0
Kahir ekseriyet
(01.08.19)
acilen taşının.
0
orijinal nick bulamadim
(01.08.19)
Başkan senin yapacağın ilk iş o yan gelip yatan kardeşine sert çıkıp işe girmesini sağlamak. Kilit nokta kardeşin gerekirse bağır çağır çalıştır onu o çalışmadığı müddetçe annen sen ile eşine saracak.

Kardeşin işe girdikten sonra evi değiştir bence.
0
slm ben yalnız komando yasin
(01.08.19)
Allah esine sabir versin, arada kalacak bir sey yok sen ailene sinir koyamayan, kendi ailesini kurdugunun idrakinda olamayan bir insansin, esin de iyi dayanmis. Su duyuruyu esin acsa, cok afedersin sigir gibi yatan kardese, ozel hayat nedir bilmeyen saygisiz sinirsiz anneye, kendi ailesine sahip cikamayan kocaya s.tiri cek yazilirdi.
Acilen kendinizi toparlayin, ya kendinizi degistireceksiniz ya esinizi ve kendi kurdugunuz ailenizi kaybedeceksiniz. Ne annenizi ne kardesinizi degistirebilirsiniz, ancak ve sadece kendinizi degistirebilirsiniz. Degistirmezseniz de sonuclarina katlanirsiniz bu kadar.
Annenizin hic mi geliri yok? Ceyrek takacak parasi yoksa takmasa olmuyor mu? Esinizle anlasip aylik 500-1000 neyse bir takviye yapip annenize gerisine karismayin.
Ayrica kadin yine hakli, siz onun ailesinin komsusunun altinini aliyor musunuz? Kendi cocugunuzun rizkini baskasinin dugunune harcamakta sorun gormuyor musunuz? Sizin ailenize saygi duymamasi da normal, kadin hic saygi gormemis ki anneniz kardesiniz ve siz saygi bekliyorsunuz?
Birey olmayi bilemeyen ailelerin sonu boyle oluyor iste, kabile hayati geride kaldi artik. Birey olmak ile bencillik/bireysellik ayni seyler degil bu arada.
0
songforsomeone
(01.08.19)
Kahir ekseriyet cok guzel demis eklenecek hicbir sey birakmamis. +1 diyorum ben de.
0
in vino veritas
(01.08.19)
taşının derim o evden
yeni bir başlangıç iyi gelecektir
0
superb
(01.08.19)
çocuk da varmış ama eğer böyle devam edecekse harbiden eşini kurtarın. çok iyi sabretmiş. bence iyi bile korumuş psikolojisini. eğer kaybetmek istemiyorsan acilen evini taşı, anahtarını da kimseye verme. çocuğa annen bakacaksa gündüz bırakırsın oraya. size gelip bakmasın.

eşin kesinlikle çok sabırlı ve iyi bir insana benziyor. bence kaçırırsan bir daha zor bulursun böylesini.
0
prodeq
(01.08.19)
kahir çok güzel açıklamış, diyecek başka bir şey yok.
0
benaslinda
(01.08.19)
Valla yine bir bayan terörü okuma niyetiyle girdim basliga, fakat muthis bir es secmissin hocam kendine. Kadin cok iyi dayanmis senin aileye. Ne dese hakli.
0
Deathrow
(01.08.19)
Ortada bir sorun yokmuş da eşiniz kendi kendine sorun çıkarıyor gibi "çık işten bu kadar sorun ediyorsan" demişsiniz bir de, kadıncağız gerçekten iyi dayanmış.


songforsomeone +1
Biraz uzağa taşının, evin anahtarını vermeyin, çocuğa bakacaksa çocuğu annenize götürün önerilerinin hepsi çok haklı ayrıca.
0
kobuzchu kiz
(01.08.19)
Eşin haklı. Annen ve kardeşin tarafından açık ve net sömürülüyorsunuz.

Uzak bir yere taşının, yoksa size huzur yok.

Ayrıca artık senin ailen eşin ve çocuğundur. Yukarıda biri demiş, katılıyorum, kendi aileni kurduğunun farkında değilsin.
0
peggy
(01.08.19)
Anneniz ve kardeşiniz haksız, türkiye de anneler böyle. Duracakları yeri bilmezler, çocuklarının yetişkin olduğunu anlayıp sınır çizemezler. Anneniz ve kardeşiniz haksız, çeki düzen vermek de size düşer.
0
doxanikee
(01.08.19)
Hocam ev üstünde ev olmaz, daha kendi başına ayrı eve çıkacak durumun yokken gidip bir de çocuk yapmışsın ne bekliyorsun.

Evin anahtarını annenlerden al, eşin de bakmayı çok istiyosa kendi baksın. Zaten işten de çıkmış en son anladığım durumda. Bir süre bu insanları birbirinden ayrı tut.

Herkesi vıcık vıcık edip sonra da "ay ben dayanamıyorum" demeye hakkın yok. İçini bize dökme eşine&annene dök.
0
lcha
(01.08.19)
Vakit kaybetmeden taşının. Evinizin anahtarı yalnızca eşin ve sende olsun.
0
takıl yani takmıyo belli
(01.08.19)
verilen tavsiyeler gayet açık, bunları uygulayacaksın. ayrıca ''sen ailene sinir koyamayan, kendi ailesini kurdugunun idrakinda olamayan bir insansin, esin de iyi dayanmis.'' +1
0
contraparal
(01.08.19)
Sen karını bu kadar ezerken ailesinden biri kalkıp senin kulağını çekmedi mi ben onu anlamadım. Ya da kız kimsesiz olduğundan çöreklenmişsiniz üstüne. Sen benim ablama bunları yapsaydın o "beğenmiyorsan işten çık" diyen ağzını yüzünü kırıp eline vermiştim.

ya da bu duyuruyu kadın tarafı yazdı erkek ağzıyla, bu da bir ihtimal. ortada çok büyük haksızlık görünüyor ve adam bize soruyor bilemedim.
0
windows95
(01.08.19)
Eşiyle annesi arasında kalan bir erkek olarak (bundan çok daha önemsiz sebeplerle) seni savunmaya gelmiştim ama eşin çok net olarak haklı, kıymetini bil ve onun huzurunu tesis etmeye çalış. Benzer şeyleri ben yaşasaydım olacakları hayal bile edemiyorum.
0
temasettin
(01.08.19)
arkadaşlar sağolun anneme gömmüşsünüz ama babamdan kalan 1100 lira emekli maaşı var o yüzden maddi anlamda yardımda bulunmak zorunda hissediyorum her zaman.
ayrıca taşınma ihtimali mümkün değil annemi yalnız bırakamam babamdan sonra kendisine söz verdim.
kardeşim konusunda kesinlikle haklısınız ama zorla işe gir çalış diyemem koskoca adam.
bizim eve girme kola içme peynir yeme nasıl diyeyim?
evet karımın anlayışlı oldugunun farkındayım ama annem ve kardeşimi silip atamam.
taşınmak çözüm değil annemle bi kaç kez konuştum para konularını o zaman da ben seni ne çilelerle okuttum şimdi verdiğin 3-5 liranın lafını yapıyorsun diyor.
0
🌸august
(01.08.19)
ayrıca şuan eve çat kapı girme evden yukarı yicek taşıma gibi bir durum yok eşim evde oldugu için.
ama eve yemek söylerken bile annemle kardeşime söylemek istediğimde eşim söyleme diyor ola ki annem gelirse o saatte oo bensiz köfte mi yediniz balık mı yediniz diye sitem ediyor.
evet taşınmak en güzel çözüm gibi gelebilir ama şuan için imkansız.
0
🌸august
(01.08.19)
Tüm konularda eşin haklı sen haksızsın. Bir erkek olarak söylüyorum. Asalak bir kardeşin var, çatkapı giren özel hayattan anlamayan bir annen var. Sende karakter olarak zayıf kalmışsın, evini oturtamamışsın. Eşin ne sabırlı mükemmel bir kadınmış.

Asalak kardeşinin sizde ne işi var, kendi evinde takılsın, kov gitsin. Bal gibi de söylenir, kıvırıp durma onu nasıl söylerim, bunu nasıl söylerim diye.

Sen kendi karakterinden soğu. Çapsızsın kardeş biraz.
0
KaraSakall
(01.08.19)
onemli olan senin ve esinin huzuru. zaten annen de bunu diliyordur. bunu saglamak icin ne gerekiyorsa yapacaksiniz. anneniz sizi anlayacaktir.

kardes gecici bir sey, mecbur kaldiginda gider is bulur. bu sorun degil.

karinizin ve toplumumuzu liberal sanan duyurucularin doldurusuna gelip annenize patlamayin lutfen. sakin kalin. iki tarafli dengeyi kurun.
0
Leonardo~Da~Vinci
(01.08.19)
kahir ekseriyet +1

Annen ceyrek takamiyorsa, gram altin taksin, onu da yapamiyorsa 100 lira taksin. Bu dügünde para takma olayi ekmek degil, su degil, elzem bir ihtiyac degil sonucta.

Kardesine de "Burasi market degil, git calis, kazan, istedigini al!" de.

Esinde peygamber sabri varmis.
0
chitosan
(01.08.19)
annem kardeşime karşı daha farklı hisler içinde ben okurken maddi durumumuz iyiydi fakat kardeşim okurken babamın vefatına denk geldi ve düzgün bi okul hayatı olmadı bende yeni evliydim ve kendisine yardımım olmadı.
o yüzden şuan kendimi onlara sorumlu hissediyorum evet bunların hiç biri eşimin kabahti değil ama beni anlaması lazım.

eşim işten çıkmak istemiyordu şuan da çalışmak istiyor evde delirmek üzere ama evi takıntı haline getirdi. evime girmesinler dolabımı açmasınlar diyor.
tuvalet kağıdını bile bizden taşıyorlar diyor.

7000 e yakın gelirim var kira vermiyorum aylık 500 lira yese annem kardeşim ne olacak ?
kadın 3000 alsa benden böyle beklentisi zaten olmaz.
0
🌸august
(01.08.19)
Yuh... eşin ne kadar sabırlı. Sizin acilen mümkünse şehrin taaa diğer ucunda bir eve taşınmanız lazım. Hatta keşke satın alsanız öyle bir ev.
Sonra kimse gelmez bence. Çocuğunuza da baktırmayın sadece arada ziyaret etsin babaannesini.
Anneye maddi yardımı bi düzene oturtun belli miktarı her ay verin ve gerisine karışmayın. Ya da siz evden taşının ki kadın oturduğunuz evi kiraya versin.
Amneme söz verdim diyip ömür boyu bu huzursuzluklarla nasıl yaşayacaksınız? Zaten böyle devam ederseniz ömür boyu sürmez, bi sabah yalnız uyanıverirsiniz.
0
megalomaniac
(01.08.19)
arkadaşlar eşimin haklı oldugunun farkındayım ama bu devirde 1100 lirayla nasıl geçinilir bana bi anlatsanıza? yardım etmeyip ne yapayım ?
0
🌸august
(01.08.19)
kardeşim işe girmiyor diye anneme el uzatmayayım mı çünkü eşimin istediği bu.
0
🌸august
(01.08.19)
şu düzen en aklı başında en yardımsever insanı bile çileden çıkartır. eşinizde de haklı olarak tahammülsüzlük oluşmuş. bir ailenin özel alanına bu kadar müdahale edilmemeli.

olay sizin sergileyeceğiniz güçlü duruşa bağlı tamamen. eşinizden soğumanıza hiç gerek yok. yapmanız gerekenleri arkadaşlar da özetlemiş zaten.

edit: sorun yardım etmenizde değil, sorun bunu düzensiz yapmanızda. kadının burnuna kadar sokmanıza gerek yok yardım etmek için anne ve kardeşinizi.
0
muslugubozukhayrat
(01.08.19)
Annenize yardım etmenin yolu iç içe yaşayıp akrabanın çocuğuna altın almasına yardım etmek değil ki.

Ev annenizin zaten, faturalarını, aylık yemek masrafını hesaplayın, sıkışmayacağı bir miktarı düzenli verin annenize ama kardeşiniz çalışmayıp, gelip sizin evinizde kendi evi gibi yiyip içip yatarsa tabii ki sinir bozar. Siz fiziksel olarak uzaklaşmalısınız, kardeşiniz de iş bulmak için ciddi çabalamalı artık.

Ayrıca eşinizin haklı olduğunu söyleyip durumu düzeltmeniz için öneri veren herkese "ama..." diye başlayıp yine annenizi ve kardeşinizi savunacaksanız bizden ne bekliyorsunuz? Fikir verin deyip fikrimizle kavga ediyorsunuz :/
0
kobuzchu kiz
(01.08.19)
Kahir ekseriyet +1

rica ediyorum karına bu akşam eve giderken bu kadar büyük sabrı için bizim adımıza da bi hediye al ya da ben bi orkide göndereyim. karın seni gerçekten seviyor. çünkü bütün bu anlattıklarında karın aşşıııırrııı haklı.
taşının.
ailenin huzur ve mutluluğu için (eşin ve bebeğinden oluşan) annen ve kardeşinle görüşmeleriniz azaltmalısın.
kaç yaşındasın bilmiyorum ama lütfen sen de bu olumsuzlukları görebiliyorken anneni ve kardeşini kayırmaktan vazgeç yoksa elinde olan seni seven bir eşi ve bebeği de kaybedeceksin.
0
dedim ben sana
(01.08.19)
eşin çok haklı. senin anneni ve kardeşini düşündüğün kadar kardeşinin de annesini ve kendisini düşünmesi gerekir. Kardeşin bile olsa bir yere kadar yardım edebilirsin. Eşin çocuğunu bırakıp çalışırken kazandığı paranın tabi ki de evde boş boş oturan insanlar tarafından yenmesini istemez. Kardeşini alıp karşına düzgün bir şekilde konuş bence. Gerekirse annen ile ayrı konuş bu konuyu.
0
ladybird
(01.08.19)
yardımcı olmak, destek olmak farklı kendine aldığın özenip seçtiğin şeyin eve geldiğinde dolapta olmaması ve bunun tekrarlanması farklı şeyler.
Kadının ailesinin sizden yardım istemediği konusu geçmiş aranızda, bu konuda yardım konusunu açığa kavuşturmanız eşinizle konuşmanız gerekir. Haklısınız 1.100 tl ile geçinilmez. Eşinizle konuşup iki ailenin maddi durumlarının farklı olduğunu ve sizin ailenizin desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyip nakdi yardım yapmayı istediğinizi, bunun haricinde evden erzak vb bir çıkış olmayacağını anlatırsanız anlayacağına inanıyorum. Sonuçta bu kadar şeye katlanan kadın gayet de mantıklı olan bu çözüme laf etmez hatta bence sevinir. Taşının ayrıca desteği sadece aylık belli bir tutar nakdi destek olarak kısıtlayın, bu kararı da eşinizden habersiz almayın. Yeni anahtar kimsede olmasın.
0
okumayi sevmeyen okur
(01.08.19)
herkes söylenmesi gereken şeyleri halihazırda söylemiş, tekrar etmeyeceğim o yüzden.

ancak şunu belirtmeden geçemedim, tüm olay aslında sizin basiretsizliğinizden kaynaklanıyor ve bir de bunun üzerine "eşimden de annemden de soğudum eve gitmek istemiyorum sürekli mesaiye kalıyorum" cümlesini zikrediyorsunuz.

hem süreci yönetmekten aciz olup hem de kendi davranışlarınızla oluşturduğunuz durumdan kaçmaya çalışmanız, duble falso. eşiniz bu yönden de iyi sabrediyor; benim bir kadın olarak kesinlikle tahammül edemeyeceğim bir davranış biçimidir bu. eşin ailesiyle olumsuzluklar yaşanması bir yana, problem çözme yoksunluğu ve bunun üzerine sorundan kaçmaya çalışarak hayatını idame ettirmeye çalışan insandan net bir şekilde soğurum.

umarım değiştirmeniz gereken davranış biçiminiz hakkında biraz fikriniz olmuştur verilen cevaplar ışığında.
0
brena
(01.08.19)
august kardes, sen ailene yardim etmekle aileni kendi ailenin onune koyup, tum sinirlari alt ust etmenin farkini anlayamiyorsun. kimse sana anneni at bir koseye bir daha da gorme demiyor. bunun bir yolu yordami vardir.
tuvalet kagidina kadar kadinin evini 'elleyebilen' bir insana esin neden anlayis gostersin bana bir soyler misin? kadinin evini anahtarla aciyorlar giriyorlar, olayin b.ku cikmis hala bana anlayis gostermesi lazim diyor. hadi siz ailenizden ayri bir birey olamamissiniz, ya onun sinirlari? ya onun ozel hayati?
bunu anlayamiyorsaniz profesyonel yardim alin. esinizi karsiniza alip konusun, bir miktar belirleyin, her ay hesaplarina gonderin onun disinda evinize girip cikmalari, kadinin ev duzenine karismalari falan kabul edilebilir seyler degil. boyle bir sacmaliga da kimsenin anlayis gostermesini bekleyemezsiniz.

bu arada son olarak, bu olayda siz magdur falan degilsiniz, onu da soyleyim, hic kendinizi magdur pozisyonuna falan sokmayin. siz kendi basiretsizliginizin sonuclarini yasiyorsunuz.
0
songforsomeone
(01.08.19)
babandan 2 daire 1 dukkan kalmis. ekstra bir de emekli maasi 1100 var.

geliri gayet de 1100den daha fazla.


sen annen ve kardesine gerekli siniri koyamadigin icin yillarin getirdigi bir sinir var ortada. sen annene sakiz alsan sinirlenir karin. cunku bikmis.

annen kira vermiyor. faturalari 300 marketi pazari 600 tutar.

2 dukkan yahu onlardan gelen kirayla mis gibi de yasar. annene kiraci bulmada yardim et intetnete koy emlakcilara ver. o kardesin ne ise yariyor o yapsin bu isleri.

annen cok yuzsuz. benim babam ben 12 yasimdayken vefat etti. ben unvyi bitirdim ise girdim. maasim yeterli degildi annemden hala yardim aliyodum. buna ragmen bi gun geldi snnem benden para istedi ve kadin bunun icin agladi agladi. kizimdan para istiyorum diye icerledi kadin. ki o bana hala para veriyor zaten. sizin annenizin dedigine bak ben seni okuttum yedirdim bana 3 5 veriyon...

hicbir sekilde annen ve kardesin sizin evinize cat kapi giremez. her hafta da gorusulmez. 1 haftasonunu esinin ailesine 1 haftasonunu annenize 1 hafta kendi cekirdek ailenize ayirin.


senin onceligin karin ve cocugun. once onlara karsi sorumluluk hisset. once onlari mutlu et.


annen dugunlerde altin takmak zorunda degil. taki takmak zorunda degil. elalemin dugunune takacagi altini siz odememelisiniz. ne alaka ya ne alaka? komsulara verecek 300 500 liran varsa onu biriktir de cocuguna yatirim yap.


annen yemegini alamaz kirasini odryemez yardim edersin tabii. ama ortada boyle bir durum yok.


siz annenize acidiginiz icin bole yapiyorsunuz. o da bakti sizin kiyamadiginizi anladi sizi somuruyor.

annenize acimayi birakin. durumu dogru gozlemleyip degerlendirin.


kardesinize de 5 kurus vermeyin. gitsin ise girsin.


ne demek baban oldu ve sen sorumlusun simdi? annen seni bu sebeple mi dogurdu? cocuklari onlara baksin diye doguran ailelerden ne hayir gelir ki zaten...


git karinin gonlunu al, cicek al vs. komsunun dugunune verdigin 500 lirayla karina bir hediye al da onu mutlu et.
0
batlegolas
(01.08.19)
iyi de, esiniz annene bes kurus vermeyeceksin demiyor anladigim kadariyla. sinirlarin cizilmesini istiyor. hayatinizin tam orta yerinde olmasinlar, sizi somurmesinler istiyor. annenizi dusunmeniz gayet guzel bir davranis bu arada. sizi yetistiren kisiye elbette sorumluluk hissedecksiniz. ama yontemde sikinti var. kardese peynir yeme denmez. buna da katiliyorum.

ilk is ev tasinacak. soz verdim kismini bos verin artik. eli ayagi tutuyor annenizin sonucta. kardesiniz de yaninda. hic gormeyin de demiyoruz. ama evler uzaklassin. sizin daireye kiraci bulun, kirayi anneniz alsin. esiniz ise girsin, sabahlari cocugu annenize biraksin, aksam alip eve gelsin.
ya da cocuk bakiyor diye para verecekseniz kirayi siz alin annenize vermek yerine. ama anneye verilecek para belli olsun. siz de bir borca falan girin. anneniz sizden ekstra isteyemesin. kardesiniz dukkani alsin, is kursun orda, bir seyler satsin.
0
jimicik
(01.08.19)
sen annene ve kardeşine yine destek ol ama uzaktan destek ol. böyle kıç kıça olmaz.
annen sana yüklediği sorumluluğu senden alıp kardeşine yüklemeli.
kısacası sen eşine, kardeşin annene karşı sorumlu olmalı.
0
dafuq
(01.08.19)
Tavsiyelere verdiğin yanıtlardan tüm bu anormallikleri normalize etmeye çalıştığın anlaşılıyor, öncelikle bu kafadan çıkmalısın. Ailenin içinde bulunduğu maddi durum dolayısıyla yardımcı olabilirsin tabi ki, eşin de geçmişte senden daha fazla yapmış zaten, sorun olacağını sanmıyorum. Sorun ailenin vurdumduymazlığı. Sen olması gerektiği gibi onlarla konuşup çözüm bulmak yerine eşinin bu anormal durumu kabullenmesini ve anlayış göstermesini bekliyorsun. 'Nasıl söylerim' dediğin şeylerin hepsi gayet de söylenebilir şeyler ve ailenin geleceğini düşünüyorsan söylemek zorundasın.
0
temasettin
(01.08.19)
ben okurken tiksindim bu ne ya. kardeşinizi üstünüze geçirin bari. annenizin maddi durumu kötüyse dairelerden birini veya dükkanı satabilir. babanıza söz vermişsiniz eyvallah da o zaman eşinizi boşayın madem, annenizle yaşayın. ayıp ya. utandım sizin adınıza. eşinizde çok iyi sabır varmış maşallah
0
burya
(01.08.19)
Hocam altta verilen cevaplara verdiğin cevapları okudum. Valla karın çok sabırlıymış, başkası olsa çoktan kildii değiştirip kapıda bırakmıştı annenle kardeşini.

"bizim eve girme kola içme peynir yeme nasıl diyeyim?" sen bunu diyemiyorsan zaten bu işin sonu boşanmak olur. Sen de ananın evine taşınır kardeşinle birlikte 7000 maaşını bir güzel yersiniz.

Ya aklını başına toplar ve birey olursun ya da boşanırsın. Seçim senin.
0
lcha
(01.08.19)
ay bir de valla eklemek istiyorum "ama annemin odamıza pat diye girmesi olsun eşim mutfakta bişey yaparken sürekli uyarması pazar sabahları evi süpürmesi falan aslında küçük gözüken ama bir süre sonra sinir bozan şeyler yapması"

bu sana kucuk gozukuyorsa bosan, annenle yasa kardes. allah esine sabir falan vermesin, insallah kendinde cekip gidecek gucu bulur.
0
songforsomeone
(01.08.19)
yukarıdaki herkes +1 öncelikle, eşinde gerçekten peygamber sabrı varmış.

eşin artık yaşadığı hiçbir şeyi tolere edebilecek durumda değil, bence bunu gerçekten anlaman lazım. şu an en öncelikli şey senin bunu gerçekten idrak etmen. senelerdir zaten birsürü hadsizlikle uğraşmış, düzelir geçer diye sabretmiş. kardeşin bir işe girer çalışır ve sizin sırtınızdan bir nebze iner diye beklemiş kadıncağız. senin ailene yaptığın yardım falan değil derdi, geçinebilen herkes zaten ihtiyacı varsa anasına babasına destek olur. kadın şu an mental olarak bitmiş durumda, ekmeğinde peynirinde değil yıllardır evlisiniz, bunu göremiyor musunuz?

siz eğer anahtarı değiştirip ailenize dönüp kusura bakmayın diyemeyecek kadar basiretsizseniz o evden çıkacaksınız, bunun lamı cimi yok. anahtarı değiştirdiğiniz anda zaten kardeşiniz de anneniz de kafaları azıcık çalışıyorsa durumu anlayacak, sizin evinizde yaşama konusunda bir adım geri atacaklardır. atmazlarsa da artık evinizi değiştireceksiniz, üzerinizdeki anneme kardeşime kol kanat germeliyim sorumluluğunu biraz atmanız ve sorunlara çözüm odaklı yaklaşmanız gerekiyor. yarın öbür gün sizin başınıza bir şey gelse size kim kol kanat gerecek?
0
evde liyakat kalmamis
(01.08.19)
Dostum, eşin çok iyi aman kıymetini bil.
Eşiniz kendi evi, mutfağı, dolabı olsun sürekli birileri bunları kurcalamasın istiyor esasen. Asıl sıkıntısı bu.

Benzer şeyi bende yaşadım, yalnız annem mecburen bizimle yaşıyordu, 3 katlı müstakil ev tutup en alt katı ona ev yapmıştık ama mutfak vs ortak olunca çat kapı olaylarından vs rahatsızlık oluyordu. Şimdi yine müstakil ama alt-üst tamamen iki daire gibi eve taşındık, mutfak dolap vs ayrı oldu. Alışverişimizi bile birlikte yapıp anneminkiler bizimkiler diye ayırıyoruz. Sınırlar belli olunca onun kendi yaşam alanı bizim kendi yaşam alanımız olunca sorunlarımız inanılmaz birşekilde çözüldü, şimdi eşim sürekli iyiki bu eve geçtik çok mutluyum diyor. Alışveriş vs konularında ise kendi diyor annemin şuyu azalmış alalım vs. Ama eskiden atıyorum bir yemek yapılacak o anda dolap açılıyor ve ee tereyağı vardı bitmiş nasıl olur diye söylendiği oluyordu.

Sizin durumunuzda normalleştirmeye çalışmayın, ev ve dükkan vs var aylık geliri 1.100 TL olmamalı gibi sanki burası bir net değil. 1.100 TL bile olsa sınırları çizin eşinizle konuşun belli bir miktar destek olun düzenli olarak, bunu eşinizde sorun etmez. Ama sizin evinize mevcut durumda olduğu gibi öyle çat girmeyecekler.

Anahtar onlarda olmayacak, siz haftanın birkaç günü yarım saat gider oturur, arada bir hafta sonu birşeyler yapabilirsiniz. Siz evde yokken kardeşinizin sizin evde işi ne, annenizin evi yok mu? Orada neden vakit geçirmiyor. Anahtarı alın anneniz ve kardeşiniz ile de bunu açık açık konuşun, ortada çoğunuz var. Annenize de açık açık söyleyin, benim aile huzurum evliliğim tehlikeye girecek, bu duruma bir çözüm bulmamız lazım. Bunu bulduk. Bundan sonra böyle.
0
FAtE
(01.08.19)
kahir ekseriyet + 1.

uzerine yapacagim oneriler:

1) ayri eve kiraya cikin. annenin evinden uzak olsun. cok asiri uzak olmasina gerek yok, ama arada en az 15 dakika yurume mesafesi olsun. babandan kalan evler ve dukkan tamamen annene kalsin. ister kiraya versin, ister bos biraksin. hem sorumlulugu, hem gideri hem geliri annenin uzerine olsun. kiracilarin kirasini aksatabilecegini, evlerin ve dukkanin bos kalabilecegini, masraf cikartabilecegini ongorerek kendi maddi duzenini kursun. bu durumlarda da ona yardim etmeyeceginizi soyleyin. yoksa ilk aksilikte tum duzen bozulur.
2) kardesinin sorumlulugunu kendi uzerine almayacagini kabul et ve ona gore hareket et. kardesin yetiskin bir insan gibi davranmayi ogrensin,
3) cocugunuza ister annen baksin, ister bakici tutun. annen bakacaksa, aylik belirli bir miktar da annene verin.
4) bu duzeni kurduktan sonra, cok acil bir durum olmadikca annene maddi yardimda bulunma ve bu kararini kendisine anlat.
5) daha once onlarca kez yazilmis lakin, asla ve asla kiraya ciktiginiz evin anahtarini annene ve kardesine verme. esin senin aileni her gun gormek zorunda degil. eger cocuga annen bakacaksa, cocugu her sabah annenin evine birakip, geri annenin evinden almak senin gorevin olsun.
0
saygilarefendim
(01.08.19)
duyuruyu okurken kahroldum, kendini savunmanı görünce kanım çekildi.

konuyu çarpıtıyorsun. kimse sana anneni ve kardeşini yüzüstü bırak demiyor. önce kendi ailene, eşine ve çocuğuna sahip çıkacaksın. eşin seninle evlendi. annene ve kardeşine hizmetçilik edip onları beslemek zorunda değil, hele ki kendi evladı varken.

kendi hayatını kuracaksın, annene ve kardeşine de maddi olarak destek olabilirsin dışarıdan. ihtiyaçları ölçüsünde para verirsin kendi aileni zor duruma düşürmeden. ara sıra ziyaretlerine gidersin, oturup çaylarını içersiniz, bir günü birlikte geçirirsiniz ve sonra herkes evine döner.

"babama söz verdim" diye bir şey yok abi, aileyle ilgilenmenin tek yolu onlarla aynı çatı altında yaşamak değil. öyle yapacaksan evlenmeseydin. kimse sana avustralya'ya taşın demiyor ya da evlenip başka yere taşınanlar annelerini ihmal etmiyor.

1100 lira geliri var, dükkanınız var, ne maddi açıdan zor durumda olması allasen? hayır gerçekten zor durumdaysa da eşinle konuşursunuz, anlaşırsınız, atıyorum aylık 500 lira ailene gönderirsin kendi maaşından. kadın yıllardır her türlü terbiyesizliğe maruz kaldığı halde ses etmemiş, "anneme para göndereceğim" demene mi kızacak sence?

yani kusura bakma ama karakterli durman lazım, yaptığın inanılmaz çirkin ve saygısızca. sen evli adamsın, babasın. eşine ve çocuğunu buna mı layık görüyorsun? gözlerime inanamıyorum aq.
0
der meister
(01.08.19)
- o evden çık.
- dükkanın ve çıktığın dairenin kirasını annen ve kardeşine bırak. başka para verme.
- farklı bir semte taşın. mümkünse senin ya da eşinin işine yakın, annenin toplu taşımayla kolay kolay gelemeyeceği bir semte.
- ayda yılda bir ziyarete gidin yeter.
0
sinek kral
(01.08.19)
Çok sinirlendim size ya, kardeşiniz için zorla işe sokamam deyip eşinize çık işten bu kadar sorun ediyorsan demişsiniz, pes. Bu sınır bilmez anne ve kardeşinize karşı "ama ama nasıl derim" kafasıyla giderseniz sizden maalesef bir yol olmaz. Ayrıca tarafların arasında kalmamışsınız ki siz? Eşinizden taraf bir tavır göremedim. Herkes +1.
0
saveur
(01.08.19)
Kendimi eşinin yerine koyunca yazının sonuna kadar cinnetin eşiğine geldim. Kadın nasıl dayandı bu kadar şeye, bir de soğudum yazmışsın, ayıp ya. Kadının senden soğuyup bırakıp gitmediğine dua et bence.

Kardeşime biz yokken gelme diyemem yazmışsın, neden diyemiyormuşsun? At kadar adamın başka birinin evinde aksama kadar yiyip içip yatması normal mi? Ayrıca bunun temiliği bilmem nesi var. Belki kardeşin, eşine yeterince titiz gelmiyordur, sürekli onun ellediği, istediği gibi kullandığı şeyleri kullanmayı midesi almıyordur. Ben olsam tiksinirim çünkü. Ayrıca eşin el kadar bebeğine hasret çalışacak, kardeşin yatacak! Annen 1100 lira alıyor o da çalışınca eve kira vermediklerini de hasaplarsak mükemmel geçinirler. Sen millete küçük altın takmak zorunda değilsin, bu geçinmeye girmiyor.

Neyse valla bana ne oluyorsa ben aşırı sinirleniyorum böyle insanlara.

Çözüm olarak başka yere taşın, gelirim 7 bin yazmışsın yetwr de artar. ailenle eşini daha az görüştür. Annene ve kardeşine para verme gerçekten ihtiyaçları olmadığı sürece. Çünkü kardeşinin hayatın böyle bir şey olmadığını anlaması lazım. Annen de sizin evi kiraya verirse para konusu çözülür herkes kendi gelirini bilir.

Eşine de bu kadar şeye katlandığı için artık hediyeler mi alırsın, tatile mi görürürsün, iltifatlar mı edersin... bilmiyorum ama o kadın çok güzel şeyleri haketmiş, sabırlı insanmış.


Bir de şeyi eklemek istiyorum: annenin odanıza pat diye girmesi küçük gözüken bir şey değil. Baya büyük bir şey. Karın mutlaftayken kötü davranması da öyle. Bunlar sana küçük görünüyorsa da zaten sorun var. Karın bunlara bas bas bağırıp kavga etmediyse safi bir melek olduğu için.
0
Mossy
(01.08.19)
arkadaşlar teşekkür ediyorum yazdığınız bir çok şeyin bende farkındayım zaten benim tek sorunum ne zaman anneme bu konularda konuşsam sürekli ama ben senin için öyle yaptım böyle yaptım diye lafı ağzıma tıkması.

dükkanı kiraya verdiricem ve ama evden çıkamam bu onu kahreder.
anahtarı da artık eve girmiyorlar ama yine de isteyeceğim büyük ihtimalle eşimle tekrar arası açılacak.
kardeşimi dövsemde sövsem de istemediği sürece zorla işe sokamam ne yazıkki kendisi tembel sürekli yatan biri.
karımın kıymetini biliyorum aq bana sürekli karın iyi dayanmış deyip durmayın.
yaşananlar onu farklı biri yaptı değişti o yüzden soğudum eve gitmek istemiyorum eskiden beni gülerek karşılardı şimdi ölü gibi.
herkese teşekkür ediyorum. bu aksam düzgün bir konuşma yapacağım inşallah.
0
🌸august
(01.08.19)
August kardeş, sen o evden taşınmazsan ya bu evlilik uzun sürmez ya da hep bu şekilde yarak gibi yaşarsın (ki evliliğin sürmemesinden daha kötübu opsiyon).

Olayın temelinin para olduğunu da hiç sanmıyorum, eşin resmen kendi evinde özel alanı olmadığını hissediyor ve bu sinirlerine dokunuyor, bu da artık her alanda kendini göstermeye başlamış.
0
noluyo yaa
(01.08.19)
Evden çıkman anneni kahır falan etmez. Bu kadar abartmasın, sen de abartma. Her normal evlenen insan gibi başka bir yerde yaşayacaksın. Annen kahroluyorsa karın kahrolmuş zaten olacağı kadar. Kadın kapıyı ölü gibi açıyor diyorsun kendi ağzınla, bu kadın daha ne kadar kahrolabilir? Valla anormal.
0
Mossy
(01.08.19)
Anneniz kardeşiniz okurken de aynı şekilde kendi deyimiyle fedakarlık etmemiş mi? Kira vermeden, emekli maaşı + 2 dükkan kirası ile geçinemiyorlarsa diyecek birsey bulamıyorum gerçekten, sizin çekirdek aileniz neden maddi olarak da destekliyor bu ikiliyi hiç anlamadım. Maddi olarak kardeşinizden elinizi çekin bakalım biraz, ha yok o bizim ikinci çocuğumuz diyorsanız o başka.
0
saveur
(01.08.19)
Öncelikle benzer durumlar yaşadığım için eşinizi daha iyi anladım ve onun adına çok üzüldüm. Bakın burada maddiyattan öteye geçen bir sınır ihlali durumu var. İhlal olan yerde öfke başlar. Öfke de öylesine yıkıcı ve bulaşıcı bir duygudur ki kendi çekirdek ailenize sirayet ederse, özellikle de bu çocuğunuzun gelişim dönemine rastlarsa çok tatsız sonuçlar doğurabilir. Benzer şeyleri yaşadım ve ne kadar sinir bozucu olduğunu tahmin edebiliyorum. Benim de karıştırılan iç çamaşırı çekmecelerim, illa yıkanan donlarım, eve gelen sucuya, market çırağına göz banyosu yaptıracak şekilde asılan iç çamaşırlarım karşısında her gün ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Ya da evdeki çay, kahveyi saydığım söylenerek başucuma para konarak trajik şekilde terk edilen evimi... Veya nişanımdan hemen sonra gelip oğlunun ne kadar kötü bir insan olduğunu anlatıp annemi hastanelik etmesini ki eşimin hala bu kısımdan haberi yoktur. Kısacası lütfen en kısa sürede bir çözüm bulun. Rafa kaldırdığınız çekirdek aileniz kırmızı alarm veriyor, bunu mesaiye kalıp sorundan uzaklaşarak çözemezsiniz. Bence annenize limiti olan bir kredi kartı verin ve bundan başka yardımda bulunmayın. Bu miktar içinde yapacağı harcamaları kendisi tayin etsin. İstiyorsa kardeşinizi de buradan geçindirsin. Eşinizin ve çocuğunuzun sınırlarını koruyun, doğru konumlanın. Umarım bir an evvel çözülür...
0
gergedan
(01.08.19)
eşim anneme bebeğe baktıgı için para veriyor
ooohaaa
0
dedim dedim de kime dedim
(01.08.19)
Kadının asıl problem ettiği şey maddiyat, kaşar peyniri vs değil aslında. Özel hayatı yok, mahremi kalmamış. İnan karın şu an çok kötü bir psikoloji içinde, yazık lan kadına.

Kadın belki seks hayatınız için bazı fantezi kıyafetleri alacak? Ama korkudan, görülürse rezil olurum utancından alamıyor. Belki sabah kahvaltısını geceden kalan sevişmenin yorgunluğuyla kocasının gömleğini üstüne takıp donla yapmak istiyor?

Acilen uzak bir yere kiraya çıkın, ev ve dükkanın kiraya verilmesini sağlayıp kira gelirini ananıza bırakın.

Kaldı ki kira ödemeyen yaşlı bir kadına 1100 TL hayli hayli yeter, siz üstüne iki tane kira geliri bırakacaksınız.

Karınızın ruh sağlığı, çocuğunuzun psikolojisi ve kendi mutluluğunuz için satırı vurmaktanbaşka çareniz yok.

Satırı vurun ve kangren olan bu kolu kesin.
0
John Bloor
(01.08.19)
öncelikle: eksiduyuru'yu gelişmelerden (ne yaptın ne oldu ne bitti) haberdar etmezsen yazıklar olsun sana NET, bu kadar kişi alaka gosterdi yanıt verdi, sonunu da getirmelisin!

cevaben, bebeğin büyür de şu durumlar hakkında senin için sizin için neler düşünür ben sana şimdiden söyleyeyim (büyüdüğüm aile ortamı birebir aynı olmasa da benzer yanları çok)
" sana yazıklar olsun baba! senin bu tutumun başta annemi, sonra seni, sonra da beni içten içe mahfetti yıllarca. sayende bir dünya insanı olmak, fikri hür vicdanı hür birey olmak nedir hiçbir zaman tam manasıyla bilemeyeceğim. dahası beni de kendin gibi yapmış olmandan korkuyorum: bağımlı bir kişilik. ancak bu öyle bir bağımlılık ki; senin gibi aileye olan zaaflar olacağı gibi kötü alışkanlıklara yanlış insan ilişkilerine karşı da olabilir. teşekkürler!"

bu kadar. otuzuna kadar baba evinde yaşayıp evlendirildikten sonra altlı ustlu yaşamaya devam eden bir babaya sahip olarak, neler gördüm ne tatsız anlara çocuk halim ile tanıklık ettim bilir misin bilemem... hadi şimdi yemedim-yedirdim-anaya da, tipik-mirasyedi-kardeşe de yol ver. evet.
0
nickimi verin bana
(01.08.19)
Ayh açıklamaları okuyunca iyice daraldım, fenalaştım.

Ben seni ne çilelerle okuttum, şimdi 3-5in lafını yapıyorsun ne demek ya. Valla çocuğunu karşılık bekleyerek bakan büyüten insanları anlamıyorum ve hiçbir zaman anlamayacağım.

3-5in lafı dediği aslında torunun rızkı hem de. Senin de çocuğun var.
Canı istemediği için çalışmayan bir adamı doyurmak zorunda değilsin.

1100 TL + dükkan kirası ile yalnız yaşayan ve kira vermeyen bir kadın gayet de geçinir ayrıca.

Cevaplarına da bakılırsa güzel manipüle ediliyorsun. O evden taşınmazsan sonunuz boşanma. Olan çocuğunuza olacak.

Kendi anamın kıymetini anladım, canım anam.
0
peggy
(01.08.19)
savunmanı da okudum, hala sen haksızsın Mahmut
"napıyım aq" demişsin ben sana sorayım karın napsın "aq"
aklından ne geçiyor bunu derken, el kızı benim annemi neden çeksin kardeşimi neden çeksin diye hiç mi düşünmüyorsun birader. senin gibisinin evlilik neyine.

burada normalde her konuda kadar sayısız farklı fikir çıkar, burada ise herkes birleşmiş sana tek ağızdan aynı şeyi söylüyor sen hala çekmek zorundayım diyorsun. tekrar soruyorum, karın çekmek zorunda mı bunu? yok mu bu kadının kimsesi yahu? onu da mı senin annen yetiştirdi?

sen ne onu ne bu kadar insanın dediğini anlamıyorsun. çok ciddiyim boşan. senden ne koca ne de baba olur. otur annenle kardeşinle. kimsenin de günahına girme bir daha.
0
windows95
(01.08.19)
herkes yazmış ama eşiniz haklı. kadın kendi evinde rahat etmek istiyor.sizin eviniz bütün ailenin paylaştığı oturma odası gibi olmuş. ailenizin kişisel alanı kalmamış. benim de erkek kardeşim evli ve bırakın yatak odasına dalmayı dolabından habersiz su bardağı almıyorum. herkesin evi, düzeni kendine. ayrıca eşiniz,yetişkin kardeşiniz işe girmek zorunda kalmadan yaşayabilsin diye bebeğinizi bırakıp işe gidiyor. kolay sindirilebilecek bir durum değil. anneniz bahsettiğiniz maddi duruma göre de muhtaç durumda değil. anneniz hem kendini hem de kardeşinizi geçindirdiği için sıkıntı çekiyor olabilir en fazla. eşinizin işini vs bahane edip bir an önce başka eve çıkmanız en iyisi olur.bulunduğunuz daireyi de kiraya verirsiniz. şu an kira vermiyoruz diyorsunuz ama anne ve kardeşe yapılan harcamalar kira kadar ediyordur. ane ve kardeş muhtaç durumda olsa tabii ki destek olun ama kendi kendilerine yetebilecek gibi duruyorlar. çocuğunuza huzurlu bir yuva sunabilmek için aksiyon alırsanız iyi olacak gibi.
0
boyalı kuş
(01.08.19)
kendine bir comfort zone oluşturmuşsun. burası senin için ideal ortam ama eşin için kara zindan haline gelmiş. bu kadın seni aldatsa bile suçlayamam. yuvasında huzur bulamıyor çünkü. anneni ve kardeşini karşına alıp özel hayatının kalmadığını, yuvanın dağılma noktasına geldiğini söylemen lazım.

2 kira ve kardeşinin alacağı maaşla rahat rahat geçinecekler ama önce kardeşine çalışmak için bir sebep vermelisin. bu da evi terk etmen, senin ensende pişen bozanın bundan sonra kardeşinin ensesinde pişmeye başlaması anlamına geliyor.
0
sinek kral
(02.08.19)
tüm duyuru ortak cevap vermiş tek noktada buluşmuş ancak siz ikna olmuyorsunuz. Bu kafa ile evliliğinizi bitirirsiniz, böyle giderse eşiniz ayrılmak isteyecek.
0
damla sakızlı dondurma
(02.08.19)
bu kadar kişi yanılıyor olamaz tabi size karımı haklı bulmuyorum da demedim hiç bir zaman.
dün eşimle konuştum hazır ev fiyatları düşmüşken ev alalım yine buralarda daha büyük bir ev alıp taşınalım burasını da kiraya verelim dedim çok sevindi kirasını almamıza gerek yok annene bırak dedi ki ben onu da yapmayacağım.
ev alıp şimdi oturdugumun kirası ile kredi ödeyeceğim.
annemlere her ay 500 lira para veririz başka bir yardımımız olmaz bundan sonra söz veriyorum dedim.
eşim sıkıntısının para olmadığını ama konuşmak dahi istemediğini eğer sözlerimde ciddiysem bir an önce ev bulup çıkmamızı istedi.

annemi çağırıp ona da krediler düştü bir daha bu fırsat elime geçmez daha büyük bir daire alacağım burasını da kiraya vereceğim dedim beklediğim şekilde aman oğlum gitme aldıgın evi kiraya ver dedi ben de hayır kararlıyım eski ev istemiyorum daha fazla dedim ağladı torunundan nasıl ayrı kalacakmış vs. bir sürü şey söyledi.
eşim yakınlarda ev bakcaz hergün görüşürüz üzülme diye yine annemi teselli etti ama annem en son bana yine tavırlı ve kızgın şekilde gitti kendi evine.

durum bu.
acil şekilde arabayı satıp evi kiraya verip oturabilcek bir ev almam lazım.ve tabi zamanla hem eşimle hemde annemle aramı düzeltmem.

herkese tek tek teşekkür ediyorum.kim oldugumu bilseniz şaşırsınız aslında ama böylesi daha doğru oldu.
0
🌸august
(02.08.19)
Herkesin tahmin ettiği gibi eşinizin derdi para değil, ev huzuru öyle görünüyor. Yakın bile olsa yeni bir ev, kendi evinizin size ait olması, eşinizin kendi ortamının olması, çat kapı olayının olmaması emin olun eşinizin ve sizin huzurunuzu inanılmaz bir şekilde düzeltecektir. Annenizle de ne sizin ne eşinizin arası bozulmaz, bir süre sonra göreceksiniz daha bile iyi olacaktır. Az az görüşülünce birbirlerine batma durumu olmaz. Gerekirse para yardımı da aynı şekilde.

Siz aynen hemen bir ev bulup bir şekilde taşının, gerisi yoluna girecektir.
0
FAtE
(02.08.19)
Adım attığınız için tebrikler <3
Bundan sonra geri adım atmayın, anneniz üzülse küsse de alışır, eviniz daha huzurlu olduğu için anneniz ve eşiniz bir aradayken de her şey daha güzel olur eminim. Mutluluklar. (Gelişmelerden bizi haberdar edin, çok ilgilendik meseleyle!)
0
kobuzchu kiz
(02.08.19)
Bravo sağlam bir adım olmuş. Tek bir hatırlatma, en başında taşınma temizlik aşaması ve öncesinde dahi anahtar verme kimseye.
0
okumayi sevmeyen okur
(02.08.19)
(5)

Uyurken bilinçaltı dil öğren yapan var kimler var?

CursedChico
Yapıyorsa nasıl bir kulaklık kullanıyor uyurken? İşe yaradı mı? Sadece yapanların tecrübelerini duymak istiyorum.
Yapıyorsa nasıl bir kulaklık kullanıyor uyurken? İşe yaradı mı?

Sadece yapanların tecrübelerini duymak istiyorum.
0
CursedChico
(29.07.19)
Safsata.
0
stavro
(29.07.19)
bir hafta yaptim, iskence gibiydi.

aksam yatmadan once telefonumu sarja takili halde sesli kitap okuyucuyu aciyordum. kulaklik takmiyordum. kitap calarken ben uyuyordum, sabah uyandigimda hala kitap okunuyordu. boyle bir hafta on gun surdurdum. sonra uyku kalitem etkilendi ve bu uygulamayi sonlandirdim.

bir faydasi oldu mu farketmedim. ingilizce icin kulagim belki ufacik acilmistir, ingilizceye minnacik alismistir, kelime taninirligi acisindan.
ama aksam sesli kitabi ac ve uyu. sabah kalk takir takir ingilizce konus, bu tam bir bullshit. boyle bir sey yok.
0
Leonardo~Da~Vinci
(29.07.19)
Zaten öyle diyorlar. Aynı anda pratik de yapın, tekrar edin diyorlar.
0
🌸CursedChico
(01.08.19)
ya dili kullanmazsan unutuyorsun. yani konuştuğun dili kullanmadıkça unutuyor beyin.
uyurken nasıl öğrenebilir?
adam gibi oturup çalışın.
0
dedim dedim de kime dedim
(01.08.19)
Ben bir Ingilizce ogretmeniyim, her 5 yilda bir boyle piyasa onerileri gelir ancak bunlar musteri cekmek icin getirilen yontemler. Doktora gitmek yerine haci hocaya gitmekten bir farki yok, lutfen bilim yolunda ilerleyelim.
0
howfaristhesky
(01.08.19)
(12)

Size göre Türkiye'nin en major 5 problemi nedir ?

Psycho Mantis
Tabii 5 çok az bir sayı ama toparlarsak bunlar size göre hangileri ?Bana göre;- İktidar ve ona bağlı olarak her türlü hatalı iç-dış politika,- Hayat pahalılığı, adamı olmayanın iş bulamaması, çökmüş ekonomi ve bunu zerre umursamayan hükümet. Devletin her şeyi haraca bağlaması, üretime engel olup, aş
Tabii 5 çok az bir sayı ama toparlarsak bunlar size göre hangileri ?

Bana göre;

- İktidar ve ona bağlı olarak her türlü hatalı iç-dış politika,

- Hayat pahalılığı, adamı olmayanın iş bulamaması, çökmüş ekonomi ve bunu zerre umursamayan hükümet. Devletin her şeyi haraca bağlaması, üretime engel olup, aşırı yüksek vergi ile küçük bir azınlığı gözetmesi,

- Eğitimin içine edilmesi. Mevcut örgün eğitimden tutun da herkesin son umudu genel sınavlara kadar sistemin hiçbir önem arz etmiyor oluşu, liyakatsizlığın ve torpilin ayyuka çıkması. Götü boklu memurluğun bile neredeyse CEO'luk mertebesine yükselmesi,

- Suriyeliler, ülkenin kendi vatandaşının ikinci sınıf muamele görüyor oluşu. Suriyelilere tanınan ayrıcalıklar,

- Sağlık sistemi, sağlıktan yeterince yararlanamama ve sadece parası olanın düzgün tedavi olabilmesi.

*******

Bir de extra bir sorum daha var. Sizce bu çöküşün miladı hangi yıl olabilir ? Benim şahsi fikrim;

2011 genel seçimleri - giriş

2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri - gelişme

2017 referandum - sonun başlangıcı
0
Psycho Mantis
(29.07.19)
1- eğitim
2- tarım-hayvancılık
3- çevre politikası
4- göçmen politikası
5- ar-ge politikası

bu beşinin olmaması
0
babilbaligi
(29.07.19)
1 temmuz 2004 karnımın acıkması
0
türkay şoran
(29.07.19)
bence en büyük sorun insan yetiştirememek. ahlaklı bir birey yetiştiremiyoruz.

günü kurtaran planlar yapıyoruz. eğitimde, ekonomide vs hemen sonuç almak istiyoruz. haliyle bir şey olmuyor. falan filan ya.
0
efreet sultan
(29.07.19)
eğitim
ekonomi
hukuk
0
candide
(29.07.19)
1- eğitim
2- liyakatsizlik
3- dış politika
4- iç politika
5- dinin devlet işlerine karışması
0
himmet dayi
(29.07.19)
işsizlik - girişimciliğin bu kadar sıkıntılı olduğu bu ülkede çok ciddi sorunlara yol açıyor ve açacak uzun vadede.

ekonomi - rantı destekleme harici pek bir şey yok. katma değeri yüksek işler yapmalıyız. bunun için yetenekli insan havuzumuzu öğütmekten - kaybetmekten başka kimsenin yaptığı bir girişimi olmadı.

eğitim - yeni nesil hayal kurmuyor. garantiyi seçiyorlar. görece iyi bir liseden mezunum, başarı ölçütü "bu sene x öğrencimiz tıp kazandı" olmuş. tıp doktorluğuna laf etmiyorum ama yüksek maaşlı devlet memurluğuna çevirdi doktorluğu iktidar. eskisi gibi para basan doktorlar olmayacaklar yani. imam hatip falan demedim daha.

suriyeliler konusu da ucuz işçi oldular ekonomiyi canlandırdılar bi nebze vb. ama ilerde sosyolojik problemlerini görürüz. çoğu geri gitmez, ilerleyen süreçte milliyetçilik artar.

iktidarı suçlanacak noktası ise bu sorunların çoğuna geldiğinden beri çözüm üretememesi. geçici iyileşmeler yakalandı, fakat sonrasında bunun geçici olduğu anlaşıldı. geçmişteki kazanımlardan, yol yabtık köprü yabtık vb. ile günü kurtarmaya çalışıyorlar.

ülkeyi ekonomik açıdan geleceğe taşıyacak bir siyasi alternatifimiz de yok bana sorarsanız. alternatifler de iktidardan çok farklı şeyler vaadetmiyor gerçekte.
0
kveldulv
(29.07.19)
ülkede ortalama IQ 87 yani zaten baya düşük.
eskiden düşük ortalama IQ'ya sahip halkın istekleri ortalama IQ'su nispeten yüksek olan hakim-savcılar, ordu, bürokrasi vb. ile dengeleniyordu. yani günlük vatandaşla en çok muhatap olan yöneticilerimiz ortalama IQ'su 100-120 olan bir gruptan gelip istediklerini yapabiliyorlardı.

şimdi bunlar da yüzde yüz demokratikleşerek halkla bütünleştiler ve bir oldular, halka kul köle oldular. yine hakim-savcı, ordu, bürokrasi, polis vb aynı yüksek IQ klasmanından gelse de IQ'su ortalama 87 olan halka uymak zorundalar. 70, 65'ten küçük mü büyük mü bilmeyen halk bir doktoru, öğretmeni, askeri vb. şikayet edince savunma isteniyor, meydanlarda doktor öğretmen asker yuhalatılıyor. ne olursa bundan oluyor.
0
inekadam
(29.07.19)
1. Milliyetçilik
2. Devlete ve benzeri her türlü güce tapınma
3. Birey/vatandaş olamama
4. Kendinden olmayana yapılan haksızlıklara ses çıkarmama
5. Çoğunluğun kendi "değerlerini" azınlığa dayatma hastalığı
0
bruce mclaren
(29.07.19)
Bana göre tek bi tane var hepsinin temeli "cehalet".
0
superfluid
(29.07.19)
herseyin temelinde ahlak cokuntusu yatiyor. ben memurum isini bilir, birakiniz yapsinlar birakiniz gecsinler mentalitesinden buralara gelindi.
0
cooperr
(29.07.19)
turkiyenin tek problem harici su anda hicbir problemi yok.

problem su ki su an turkiye'de 82 milyon siyasetci var.
0
Leonardo~Da~Vinci
(29.07.19)
erdemsizlik
0
bonanza
(29.07.19)
(8)

yurtdışına çıkmadan ingilizce'de akıcı olmak

kahverengi mont
15 yaşımda liseden ayrıldım. bu dönemde ticaret yapmak/çalışmak gibi planlarım vardı fakat genel olarak üniversiteye gitmeye karar verene kadar yaklaşık olarak 3-4 yıl evde takıldım. bol bol yabancı dizi izledim. farkında olmadan veya istemeden ingilizce öğrenmiş bulundum. şu an iyi seviyelerde ingi
15 yaşımda liseden ayrıldım. bu dönemde ticaret yapmak/çalışmak gibi planlarım vardı fakat genel olarak üniversiteye gitmeye karar verene kadar yaklaşık olarak 3-4 yıl evde takıldım. bol bol yabancı dizi izledim. farkında olmadan veya istemeden ingilizce öğrenmiş bulundum. şu an iyi seviyelerde ingilizce biliyorum. fakat altyazılardan ingilizce öğrenmenin sıkıntısı ilk olarak konuşma pratiğimin olmamasıdır. rahat iletişim kurabiliyorum, özellikle yazılı olarak web makaleleri yazabiliyorum bir seviyeye kadar, sözlü iletişim kurduğum kişiler ingilizcemin gayet iyi olduğunu falan söylerler fakat genellikle hata olur çoğu cümlelerimde. hemen düzeltirim fakat akıcılık sağlayamıyorum böyle olduğunda.

mesleğimle alakalı ingilizce bir youtube kanalı açma planım var. aynı işle alakalı diğer kanalları izlediğimde akıcı konuşabilmek adına hem kelime dağarcığım yeterli görünmüyor hem de konuşma konusunda pratiğim olmadığı için şu aşamada zor görünüyor bunu temiz bir şekilde başarmak.

önce yazıp, kamera karşısında okumak gibi bir plan yaptım, ya da hata yaptığım yerleri keser, doğrusunu tekrar çekerek eklerim diye düşündüm fakat tasarım üzerine olduğu için, ekranda tasarım programlarıyla yapmayı planladığım çalışmalarda kesmek/geriye almak absürt olur. haliyle sorunsuz bir şekilde konuşuyor olmam gerekiyor.

soru şu: yurtdışına çıkmadan hem kelime dağarcığımı geliştirmek istiyorum, hem de konuşmamı daha akıcı ve net bir hale getirmek istiyorum. siz ne gibi yöntemler tavsiye edersiniz?
0
kahverengi mont
(28.07.19)
Yabancı gazeteleri (tercihen amerikan) bol bol oku sesli ya da mırıltı şeklinde.

Reddit'teki politik başlıklara yaz ve diğer yazılanları oku.
0
Psycho Mantis
(28.07.19)
Programda yapacağınız işlemi ayrı olarak çekip üzerine hazırladığınız metni okuyup birleştirseniz olmaz mı?

Ben kelime dağarcığımı geliştirmek için mümkün olduğunca Economist, New Yorker, Atlantic gibi yerleri okudum. İlgilendiğiniz bir alan varsa o alandaki kült kitapları ve makaleleri okumak da epey yardımcı oluyor. Hatta Reddit'te /r/AskHistorians gibi yerlerin de epey faydasını gördüm. Öbür türlü sırf kelime öğreneyim diye merak edilmeyen bir şeyi okumak azap gibi geliyor.

Konuşmayı geliştirmek için İngilizce konuşulan bir ortamda yaşamak haricinde işe yarar bir yol yok gibi. Ben dört küsür ayda bile acayip ilerleme kaydettim. 1-2 kişi haricinde kimsenin ana dilinin İngilizce olmadığı bir yerde çalışıyorum.
0
bruce mclaren
(28.07.19)
kusura bakmayın biraz tırt bir cevap olacak ama yapacağınız şey ingilizceyle çok haşır neşir olmak. gerçekten. mantis'e katılıyorum. reddit'te yazmak ve okumak çok faydalı olabilir. çünkü tabiri caizse beyin içerisindeki ingiliççe bağlarını kuvvetlendirir. sürekli yazdıkça, okudukça, gördükçe beyninizi çalıştırmış ve geliştirmiş olursunuz ingilizce açısından. işlem hızınız ve kapasiteniz artar. atıyorum normalde 3 saniyede kuracağınız cümleyi kafanızın içinde 1.2 saniyede halletmiş olursunuz.

bunun dışında tavsiyem şudur: kendinize bir konu seçin. çok spesifik veya mantıklı olmasına gerek yok. SESLİ OLARAK konuşun. ağzınız hareket etsin, sesler temiz çıksın ve bunları duyun. fısıldayarak falan değil. karşınızda insan varmış gibi, konferans veriyormuş gibi... bu çok önemli. ben ingilizcede iyi olduğum halde yurtdışına çıktığımda ilk 1-2 gün şefik subaşı gibi konuşuyorum. kesik kesik, ağır ağır, yorgun argın... sonra alıştıkça hızlanıyor ve rahatlıyor insan.

fiziksel aktivite gibi düşünün. beyninize ne kadar ingilizce verirseniz, ağzınızı ne kadar açarsanız o kadar rahat edersiniz.

sesli okuma gibi şeyler de yapabilirsiniz. yani bir yandan beyninizin ingilizceyi daha hızlı işleyebilmesi gerekiyor, diğer yandan da ağzınızın beyninizle aynı performansı verebilmesi gerekiyor. bunun için de sesli pratik çok önemli. o açıdan verilebilecek en iyi tavsiye sanırım "ağzınızı çalıştırın" olur. beyniniz istediğiniz kadar bilsin, ağzınız alışık değilse konuşurken takılıyorsunuz.
0
der meister
(28.07.19)
Reyiz ben anlamıyorum, günlük hayat için mi ingilizce futbol için mi sanayi için mi ticaret için mi bırak akışına gün içindeki konuşmayı öğren devamı gelir ve zorlama yapma politik dil sana lazım degil. Türkiye İngilizcesi konuş bak hintliliere catur çutur Hint İngilizcesi konuşuyor çorba ediyorlar
0
protrek
(28.07.19)
teşekkürler yorumlar için. gayet faydasını olacağını düşünüyorum bu tavsiyeleri uygularsam çünkü kitap okumaya ağırlık verdiğim dönemlerde ana dilimde dahi akıcı ve temiz konuşuyorum normale nazaran. aslında bunu yapmak aklımda vardı fakat bilmediğim kelimeleri tek tek aramak, anlamına bakmak yavaşlatıcı bir etkiye sahip. yani gün içerisinde zaten bir sürü ingilizce metin okuyorum fakat bir amaç belirleyerek okuduğumda konu yine buraya varıyor. ama kasmadan, bilmediğim kelimelere başlarda o kadar takılmadan süreklilik sağlarsam sanırım işe yarayacaktır.

@protrek soruyu anlayamadım çünkü ben zaten ne için olduğunu belirttim? günlük ingilizcem de zaten iyi. o konuda çok bir sıkıntım olduğunu ya da aksanımı yok etmek istediğimi söylememiştim. bahsettiğim şey düzgün cümleler kurabilmek çünkü binlerce insana bir şeyler anlatmak niyetindeyim. sokakta herhangi birisi ile iletişim kurmak gibi bir durum olmadığı için, haliyle bir saygı göstermem gerekiyor. hem kendime, hem de izleyen, dinleyen kişilere. bu da "kasma ya" düşüncesiyle başarılabilecek bir şey değil bence.
0
🌸kahverengi mont
(28.07.19)
Eger varsa kendi alaninizda ingilizce alt yazili ingilizce videolar izleyin bol bol, hem alana iliskin kelime ogrenirsiniz hem konusma dilinde kullanimi gorursunuz hem de diliniz epey gelisir
0
kassiopeia
(28.07.19)
kitap okuyun bol bol. ara sira kitaplari sesli okuyun.
0
Leonardo~Da~Vinci
(28.07.19)
hicbirzaman bir İngiliz gibi konusamayacaksiniz, Bücür cadı komplesine girip ağzımızı sağa sola oynatıp antrenman yapmak akıcı doğru hatasız dil öğrenmenin anahtarı diyorum.
0
protrek
(28.07.19)
(31)

sinemaya gidiyor musunuz?

sheeper
son yasayla birlikte kampanyaların pek çoğu (sinemia sinema kodları vs) kapandı veya iptal oldu. eskiden iyi kötü uygun fiyata filmlere giderken şimdi çok geliyor. arada bir iyi film gelince gidilir de siz sık sık gidebiliyor musunuz? veya bildiğiniz uyguna gelen kampanya, salonlar var mı?
son yasayla birlikte kampanyaların pek çoğu (sinemia sinema kodları vs) kapandı veya iptal oldu. eskiden iyi kötü uygun fiyata filmlere giderken şimdi çok geliyor. arada bir iyi film gelince gidilir de siz sık sık gidebiliyor musunuz? veya bildiğiniz uyguna gelen kampanya, salonlar var mı?
0
sheeper
(25.07.19)
sigara ve biraya para yetişmiyor, ne sineması¿
0
tolga¿naber?
(25.07.19)
tolga¿naber?
sigaram biram yok, sinemam var, bu mereti de mi bırakıym
0
🌸sheeper
(25.07.19)
Yaşadığım yerde sinema yok o yüzden sadece çok bekledigim bir film olursa gidiyorum
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(25.07.19)
para verip üstüne 15 dakika reklam izlemektense içmek daha iyi bence. bahse varım daha az beyin hücren ölür :)
0
tolga¿naber?
(25.07.19)
Yılda bir iki defa gidiyorum
0
eylul
(25.07.19)
kampanyaların bitmesi çok iyi oldu, fakirin zaten sinemada ne işi var otursun evinde. gidenle gidemeyen bi ayrılsın, sinema ihtiyaç değil lükstür neticede..

gidiyoruz sürekli, içkimiz yok kumarımız yok parayı bu işlere gömeceğiz
0
vladimirdökümov
(25.07.19)
Türkiye'de sinemaya gitmenin hiçbir mantalitesi yok bu bilet fiyatları ortadayken.

Ayrıca genel konuşayım, beni sinmeya gitmeye zorlayacak kalitede filmler yapılmıyor artık, Amerika'da da yaşasam durum bu.
0
Psycho Mantis
(25.07.19)
Yıllardır gitmiyorum, cinemaxiumum etkisinin yanı sıra zaten dünya sineması son yıllarda duraklama dönemine geçti, sinemayı geç torrentten bile indirmeye değecek film sayısı oldukça az.

Ancak Bir Zamanlar Hollywood ile simemaya gitmeme sürecimi noktalayacağım kaçınılmaz olarak.
0
siyah giyen adam
(25.07.19)
En son deadpool'a gitmiştim o da 2016 şubatmış.
Milletin mısır cips sesleri. telefonla oynamaları. arkadakinin rahatsız etmesi. kötü koltuklar vs vs daha da kolay kolay gitmem.
0
bahoho
(25.07.19)
Başka sinema filmlerine giderim ara sıra. ana akım filmleri sarmıyor.
Kadıköy sinemasında 15 TL hep.
0
windows95
(25.07.19)
İşsiz bir üniversiteli olarak her ay 2 3 filme gidiyordum fakat kampanyalar bittiği için anca başyapıt filmlere giderim bundan sonra. Geçen yaz 1 ayda 10 filme gittiğim de olmuştu. Hiçbirinden pişman olmadım.
0
sessiz kalma hakkina sahipsin
(25.07.19)
en son ne zaman sinemaya gittiğimi hatırlamıyorum bile. internetteki netflix'te eski filmleri tüketiyorum yetiyor bana.

hatirladim en son jurassic world'e gitmistim tam 1 sene once.
0
alwayschargeneverbend
(25.07.19)
Gitmiyorum
0
cudananin laneti
(25.07.19)
güzel bir korku gerilim filmi çıkarsa giderim. onda da cinemaximum'a değil, daha ucuz opsiyonlara ve kimsenin gelmeyeceğinden emin olduğum saatlere yönelirim. salonda maksimum 2-3 kişi olur. gelen, sevişme ümidiyle gelmiştir, üzgünüm ergen arkadaşlar...

en son us'a, ondan önce hereditary'e gittim mesela. şimdi de midsommar'a gitmeyi düşünüyorum.
0
nice tnetennba
(25.07.19)
cinemaximum ilk seans kampanyasiyla 7-8 liraya epey filme gittim. hem salon bos, hem ucuz, hem de kanyon’da sinema keyfi... baya guzeldi.

son donemde uzun suredir duzgun film yoktu diye gidemez olmustum, zaten kampanya da bitmis. artik parasina degecek filme giderim ancak.
0
iyi dedi
(25.07.19)
Beyoğlu sineması'na falan gidiyoruz, 15 mi 18 tl mi ne o da.

Sinemia varken IMAX'e giderdim, arada DH çek satış bölümünden PNR kodu alır giderdim ama artık çok sevdiğim film de olsa bir bilete 40 lira vermem.

Satışlar düşünce görürüz sinemacıları.
0
chicha
(25.07.19)
eskiden sık olmasa da ayda bir iki ayda bir giderdik kız arkadaşımla. şimdi düşündüm de en son end game'e gittik. bir bilete ikincisi bedava kampanyası ile. şimdi olsa gitmeyebiliriz. çünkü bir yemek parasını bile geçiyor.
0
kablelvuku
(25.07.19)
Başka Sinema filmlerine gitmeye çalışıyorum. Sinemia'nın ilk zamanları her hafta giderdim ama artık daha seçici davranıyorum
0
kendi helvasını kavuran zombi
(25.07.19)
yalnızca "başka sinema"

çocukları götürmeyi saymıyorum kendim için cevapladım.
0
sevecen
(25.07.19)
Milletin mısır cips sesleri. telefonla oynamaları. 25 dakika reklam ve fahiş fiyatlar bir de guzel film olmuyor
0
all girls dream
(25.07.19)
Her şeyin hızlı tüketiliyor olması sinemaya da yansıdı. Devir dizi devri, 45dk 1 saatlik yapımlar daha çok iş yapıyor şu an. Evinde takılıyor insanlar.
0
synesthesia
(25.07.19)
evime 1080p projektör aldım her gün film izliyorum. vizyona gelenleri de 1 ay sonra izlemek pek koymuyor. bi the lion king gibi uzun zamandır beklediğim şeyleri izlemeye gidiyorum bir de festivallere.
0
viyana kangurusu
(25.07.19)
yılda toplam 10 kere gitmiyorum. evde qled 8k 85 inch tv + bose ses sistemi var.
0
Jesus Christ
(25.07.19)
senede bir kere gidiyordum, bir senedir de gitmiyorum :)

bilet fiyatları pahalı,
yalnız sinemaya gitmeyi sevmiyorum, arkadaşımla bulustugum zaman iki buçuk saat salona tıkılı kalmayı saçma buluyorum,
aa şu film gelmiş, mutlaka hemen herkesten önce görmeliyim diye bir düşüncem olmuyor
0
dafuq
(25.07.19)
gitmiyorum. gitsemde sadece değecek filmlere giderdim. o da yılda toplasan 5-6 film olurdu.
ayrıca evde 120 ekran led tv var. 6 sene once almıstım cok işime yarıyor bu konuda. ısıkları kapattım mı sinemada gibi oluyorum. evde ayrıca netflix ve blutv uyelıgım var.
0
sizofren06
(25.07.19)
Benim için sinema keyfi Kadıköy Süreyya'nın operaya dönmesiyle bitti sayılır. AVM'lerde sinemaya gitmekten hiç hoşlanmıyorum. Beni sinemaya itecek türden filmler senede en fazla iki kez falan geliyor. O zaman da genellikle CKM'ye gidiyorum. Bu kadar az gittiğim için fiyat konusuna çok takılmıyorum ama buna rağmen aldığım keyfe kıyasla ödediğim para fazla bile. Eskinin cep salonları şimdinin standartı oldu.

Yani bunun yanında parası bi yana, insanlarda sinema kültürü de yok. Patırtısı, telefon ışığı, haşır huşur ambalaj sesi falan derken salonda cinnet geçireceğime gerekirse evde laptop ekranından izlemeyi yeğlerim.
0
wrench
(25.07.19)
uzun süredir hayır zaten vizyonda dogru düzgün de film yok.
0
koela
(25.07.19)
10 yildir gitmiyorum,güzel film yok
0
kreatin
(25.07.19)
her hafta enm az bir defa gidiyorum
baskasinema rocks
0
superb
(25.07.19)
gitmiyorum. kucukken gitmedigim icin ve cevremdeki insanlarin da gitmemesi sebebiyle bende sinemaya gitme kulturu olusmus degil. lise ve universitede birkac defa arkadaslarimla sinemaya gitsem de hic isinamadim.

aslinda gitmek istiyorum. disney ve pixar'in animasyonlarini sinemada izlemeyi cok istiyorum ama bu tur filmleri gosteren salonlara coluk cocuk doldugunu dusundugum icin ben de gitmiyorum. cocugum olunca alir giderim herhalde. tabii o zamana kadar sinema diye bir sey kalirsa.
maddiyat nemli degil cunku sevdigim turden filmler birkac yilda bir cekilebiliyor.

bende sinemaya gitme kulturu yok.

bahsettigin sinemia batti sanirim. musterilerini magdur etti diye duydum. nasil is yapilmamasi uzerine sinemia'nin vakasinin derslerde okutulmasi lazim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(25.07.19)
eskiden haftada 1 kesin giderdim de şimdi çoook pahalı olmuş yahu. hevesle beklediklerime anca
0
chanandler bong
(26.07.19)
(4)

İş İnsanları kavramı hk.

cioz
Son yıllarda sıklıkla karşılaştığım "iş insanları" kavramını gayet yerinde buluyorum. Eskinin "iş adamları" veyahut "bilim adamları" yerini "iş insanlarına", "bilim insanlarına" bırakmış durumda. Bence olması gereken de bu.Gerçi baktığınızda "adam" kelimesi aynı zamanda "insan" da demek. Ama olsun,
Son yıllarda sıklıkla karşılaştığım "iş insanları" kavramını gayet yerinde buluyorum. Eskinin "iş adamları" veyahut "bilim adamları" yerini "iş insanlarına", "bilim insanlarına" bırakmış durumda. Bence olması gereken de bu.

Gerçi baktığınızda "adam" kelimesi aynı zamanda "insan" da demek. Ama olsun, cinsiyetçilik olmasın diye sanırım iş insanı uygun bulunmuş.

Ama anlamadığım şey şu, konu erkekler veya genel olduğunda "iş insanı" deniliyor da, kadınlar olduğunda neden "iş kadını" deniliyor? Bu bana ikiyüzlü bir yaklaşım gibi geliyor. Sizce de böyle değil mi? Erkeklere iş insanı, kadınlaraysa iş kadını denmesi hakkında sizin düşüncelerinizi merak ediyorum.
0
cioz
(24.07.19)
böyle bir şey yok aslında.
bir topluluk için konuşulunca "iş insanları, iş insanı" ifadesi kullanılıyor. mesela "bir grup iş insanı gelişmeleri görüşmek üzere toplandı".

ama kişiler üzerinden konuşulurken iş kadını, iş adamı ifadeleri kullanılıyor.
örn: ünlü iş adamı ahmet rıfat köşkünde ölü bulundur.
başarılı iş kadını sevda nurtop büyük bir yatırımcı ile anlaştı.
0
teritori
(24.07.19)
@teritori; kişiler üzerinde konuşulurken artık iş adamı denmiyor işte takıldığım mesele bu benim. İş insanı bilmem ne bilmem ne deniliyor artık yazılı ve görsel medyada. İş adamı kelime grubuna hiç denk gelmedim son zamanlarda.
0
🌸cioz
(24.07.19)
Bilim insanı gibi zorlama bir ifade işte.
0
Trene çelme atan adam
(24.07.19)
kadinlari is dunyasina tesvik etmek icin soyleniyor. is dunyasinda yeterince erkek var. kadin az. kadinlarin sayisi artinca onlara da is insani denmeye baslanacak.
0
Leonardo~Da~Vinci
(24.07.19)
(3)

Hiç birleri tarafından keşfedilmek istediniz mi?

olaylar olaylar
ilişki olabilir herhangi bir yetenek olabilir.
ilişki olabilir herhangi bir yetenek olabilir.
0
olaylar olaylar
(23.07.19)
Evet. Bir kisi. Ama sonra kesfetti zaten.

1.5 yil gecti ama olsun. 3 te olsa beklerdim. Swh.
0
baldan kaymak
(23.07.19)
Hayır. Edilgen bi yapıda değilimdir. Ben becermeliyim. Kazığa oturup ölmeyi bekleyenler gibi keşfedilmeyi bekleyemem.
0
(s)AINT
(23.07.19)
hayir. bu soru hic aklimin ucundan bile gecmis degil. ta ki simdi okuyana kadar.

neden biri tarafindan kesfedilme ihtiyaci duyayim? bana anlamsiz geliyor. hayatta fazla anlam aramam ama this is bullshit.
0
Leonardo~Da~Vinci
(23.07.19)
(14)

İntihar ettikten sonra geride kalanlar

ceann deas
Annesi babasi kardeşleri ne yapıyorlar mesela? Hiç karşılaştınız mı?
Annesi babasi kardeşleri ne yapıyorlar mesela? Hiç karşılaştınız mı?
0
ceann deas
(23.07.19)
neyi ne yapıyorlar?
0
gkhncnzdgn
(23.07.19)
hayatımıza bir şekilde devam ettik. siz hangi açıdan soruyorsunuz?
0
barbadoshayrettin
(23.07.19)
geride not falan yoksa neden intihar ettiğini anlamaya çalışırlar herhalde.
çok üzülürler. neden sordun ?
0
catch
(23.07.19)
herkes nasıl yaşamaya devam ediyorsa aynı şekilde, evet. ben de merak ettim sorunun kaynağını; daha doğrusu hangi yönde bir cevap aradığınızı.
0
brena
(23.07.19)
Karşılaştım. Çekirdek aile harici ciddiyim takan yok. Anne ve babaya hayat boyu sürecek psikolojik sorunlar kalıyor.
0
noisette
(23.07.19)
evet karsilastim. komsumuzun bir oglu vardi. ergenlik caglarindaydi. annesi ile bir gun bilmem ne sebeple tartismis, gidip kendisini asmisti. cenazesini bizzat gordum.

annesi birkac yil hayata kustu. evine kapandi. kimseyle konusmadi. bu 3-4 yil surdu.
sonra bir cocuk yaptilar. olen cocuklarinin ismini koydular.

kardeslerinden biri arkadasimdi. o da birkac ay yas tuttu. sonra derslerine ve hayatina dondu.

anne ve babanin kalbinde daima kaliyor, hayatlarina yansiyor o aci. ama kardeslerden o kadar emin degilim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(23.07.19)
çok karşılaştık. arkadaşı olarak bile yoğun travma yaşayanlar oldu. siz hangi açıdan bakıyorsunuz?
0
mikahakkinen
(23.07.19)
İntihar mı kaza mi bilmiyorum ama şöyle bir şey oldu. Komşunun 6 yaşlarındaki oğlu buzdolabının tutulacak yerinden kendini atkıyla asıp ölümüne neden olmuştu. Annesi de o sırada evi süpürürken duymamıştı. İki gün hastanede kalıp ölmüştü.
İlk başta buzdolabını attılar, sonra o evden taşındılar.
0
coca cola
(23.07.19)
özellikle anne ve babalarını yaşayan birer ölüye dönüştürüyor intihar edenler.

yani biri intihar ettiğinde aslında intihar eden sayısı en az 3 oluyor.
0
sfteses
(23.07.19)
Anne ve baba pek yasamiyor, yasayam olu gibi etrafta dolasiyorlar.
0
red g
(23.07.19)
annemin teyzesi, 20 yıl oldu kadın hala ruh gibi
0
same idiot
(23.07.19)
Çekirdek ailemde iki kişi gerçekleştirdi bu eylemi 5 yıl arayla. İlk intihar eden eşiyle birlikte intihar etti, üstelik ben buldum onları, lise sondaydım. Biraz kişilikle alakalı sanırım nasıl bir iz bıraktığı. İlk birkaç yıl çok sarsıcı olsa da bir şekilde hayata dönüyorsun. Ben daha dirençli ve olgunlaşmış olarak çıktım o süreçlerin her ikisinden de. Çok derin izler de bıraktı elbette ki ama çocukluğumdan beri çok rasyonel bir mizacım olduğu için, bu izleri melankolik bir ruh haliyle taşımaktansa, hayatıma ivme kazandıran unsurlar olarak kullanmayı başardım şükür. Ama atlatamayan insanları da anlıyorum, çok çok zor sorgulamalar yaşatıyor insana. Düşmanıma bile dilemem o süreçleri.
0
Phoebe
(23.07.19)
O günü hayatım boyunca unutabileceğimi pek sanmıyorum. Ben yas tutmaktan ziyade yaşamın ne kadar değerli olduğunu düşünüp bundan sonraki hayatımı dolu dolu yaşamaya karar vermiştim.

Bir de herkes haklı olarak anne babadan bahsediyor ama asıl olan geride kalan kardeşe oluyor. Bir anda hem aileden hem akrabalardan hem de çevreden öyle bir ilgi/baskı/sorumluluk beklentisi/hede (çoğu zaman kendi kendilerini rahatlatmak için size yükleniyorlar) geliyor ki insan boğulacak gibi oluyor.
0
bruce mclaren
(23.07.19)
Çok genel bir soru bu, kimin intihar ettiği herkes üstünde farklı etki yaratıyor zira.
Genel olarak bir yakını intihar edince insanda bir garip reddedilmişlik hissi oluyor. "Benim sağlayabileceğim hiçbir mutluluk yok muydu senin için?" diye düşünüyorsunuz.
Eğer intihar eden bir evlatsa anne baba için herhangi bir şeyle kıyaslanabilen bir acı değildir o. Bir araştırma vardı, dünyanın en kötü acıları listesi gibi bir şey yapmışlar. "Çocuğun ölümü" yoktu o listede, sebebi olarak da bir çocuğun ölümünün yaşattığı üzüntünün diğer en büyük acıları bile komik derecede önemsiz hale getirmesi nedeniyle kıyaslanamaz olmasıydı. (When The Bough Breaks kitabından alıntılıyorum bunu)

Ama işte bir şekilde herkes kendi süresinde "yeni normal" neyse onu buluyor, ona göre devam ediyor.
0
sopiro
(23.07.19)
(5)

Hafızan Ne Kadar da Kuvvetli!

2027
Merhabalar, Hangi durum(lar)da karşınızdakine bu ifadeyi kullanıyorsunuz?
Merhabalar,
Hangi durum(lar)da karşınızdakine bu ifadeyi kullanıyorsunuz?
0
2027
(19.07.19)
Kredi kartı numarasını, son kullanma tarihi ve güvenlik koduyla ezbere yazan arkadaşımı gördüğümde mesela.
0
crown
(19.07.19)
Nerede ne zaman ne kadar ödediğini hatırlayan insanlar da beni şaşırtıyor.

Misal "2 sene önce X restoranda toplam 234 TL hesap gelmişti" diye akıllarında tutuyorlar.
0
crown
(19.07.19)
Benim için o zaman arkadaşım şu anda kocam olan adamın küçük prens kitabını sayfa sayfa benim için ezbere okumasıyla .
0
proustun bir aski
(19.07.19)
daha once hic gitmedigimiz bir yere, uzerinden baya zaman gecmesine ragmen ikinci seferde gidisimizde yolu milim sasmadan hatirlamasi.
0
Leonardo~Da~Vinci
(19.07.19)
Benim bir arkadaşım var. Artık şaşırmıyorum ama herifte inanılmaz bir hafıza var. Bundan 10 yıl önce üniversiteyken ev arkadaşımdan bahsetmiştim kısa bir hikayeyle. adam adını hala hatırlıyor.

ev arkadaşım iyi yemek yapardı. iyi yemek yapma konusu olduğunda mesela "himmet dayi'nin ev arkadaşı xxx de iyi yemek yapar" diye trollüyor.

tek hatırladığı şey bu değil tabii ki. birçok konuda bir çok şeyi hatırlıyor.
0
himmet dayi
(19.07.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.