Ekşi Duyuru

Aylı isimleri seviyorsanız direk ay ismi koyun :) Nisan mesela
Miray daha iyi içlerinde
Ama Yaz koysanız keşke ben çok seviyorum Yaz ismini :)
Sağlıklı ve kolay doğum olur inşallah

Boş ver bizi be :) koy içinden geleni.
Haa ben kızım olsa nagehan koyardım:) soyadıyka kafiyeli olmasını öneririm. Kişiyi çok etkiliyor

Kızım olsaydı Cemre veya Mevsim düşünüyorduk ama oğlumuz olacak.

Ceday olsun o zaman :)

Ben bu sıralar Lara ismini çok seviyorum. Hem yurt dışında da kullanılabilir. Bu arada Selay da olabilir ya da Nilay.

kişisel sıralamam:
miray
simay
aybeniz.

voleybol takımı kadrosu sayıyor gibi oldum.
aybeniz kızılderili ismi gibi. soluk beniz anlamında.

evet benzersiz ama gereksiz de. neden kız ömrü boyunca adını yanlış söyleyenleri düzeltsin ki? üstelik yurtdışına filan açılacak olursa diğer ikisiyle işi daha kolay olur.

sunay

AyCan

Yazdıklarınız içinde Simay.

Umay da düşünebilirsiniz.

Aydan güzel isim, çok da yaygın değil. Bir düşünün.

Aybeniz koyarsaniz ismi hep yanlis yazilir cok sıkıntı yasar. Uzulursunuz. Ayla koyun.

İlke ismini çok severim ben. Sağlıkla alırsınız umarım kızınızı kollarınıza :)

aybeniz nedir ya? soluk benizli gibi

ada ismi guzel gibi
aysel
ayla

olabilir ay olsun diyorsaniz

@

ay denilince aklına solukluk mu geliyor yahu herkesin, hiç öyle düşünmemiştim :)

Ayda

Umay
tr.wikipedia.org

Ece
tr.wikipedia.org

Aybeniz bence kotu bir isim :/
Soluk benizli kisi gibi.

Miray guzel
Ayla, Aydan, Simay...

Tomris.

Aybeniz yerine aysima daha iyi olamaz mı en azından anlamı daha güzel, ayyuzlu demek. Bir de Aylin,Ayda da olabilir.

Miray diye eski sevgilim vardı, o yüzden sempatim diğerlerine kıyasla fazla. Miray +1

Aybeniz koymayin :( aytemiz gibi...
bu yazdiklarinizda en guzeli Miray bence. anlami nedir bilmem ama kulaga hos geliyor.


aydan, ayla gibi isimleri severim ben de. bir de soyisimle olan uyumu da onemli. soyadiniz parlak olsaydi mesela Aydan Parlak, soyadiniz yildiz olsaydi Ayla Yildiz gibi...

miray > simay > ilke

Miray ismi, Farsça kökenlidir. Anlam itibariyle ay gibi ışık saçan demektir.
Miray ismi, yumuşak başlılığı, güzel huyu temsil eder.
Miray ismi Kur'an'da geçmemektedir.

Güzel. Oyum Miray'a!

aybeniz bence de aytemiz gibi, biraz talihsiz olabilecek bir isim.

miray da, simay da, ilke de tanıdım.
direkt o kişileri çağrıştırdığı için önyargısız fikir vermem zor ama fonetik olarak bence de içlerinde en iyisi miray.

"ay"lı isim olarak da en sevdiğim "aylin".
aylinler de tatlı olur genelde.

İlke çok güzel. Duru diyecektim.

aybeniz'i çok sevdiyseniz ayben koyun. aybeniz gerçekten kötü bir isim.

diğer seçeneklerin tamamı güzel. parantezi yazmadan sorsanız ilk aybeniz'i elerdim.

Aybeniz koymayin demeye geldim. Digerleri guzel isimler.

ilay

Mayıs

@freebird5406_2 sfadfasd

bunlardan ben ilke yi daha çok begendim
ışık
güneş

Aybeniz koymayın, ayrıca "Simay benim karım lan" Simay güzel isim.

Benim hep tavsiyem iki isim koyun, soy adı ile fonetik olarak uyumlu iki isim koyun.

Allah sağlıklı ve hayırlı bir evlat olmasını nasip etsin .

İlke. Andımızı getiriyor akıllara. Dolayısıyla çocukluğumuzu da. Ekseriyetle de çocukluk akla gelince pozitif duygu yükleniyor insan.

aybeniz koymayın.

miray +1

bana göre kızımın ismi en güzel isim :)

deniz

bulunduğum ilçenin belediye veterinerliğinde çok sayıda kedi kısırlaştırdım ama öncesinde baya bir araştırıp, çevremde tanıdığım besleme yapan insanlarla görüşüp karar vermiştim. her belediye farklı, çoğu rezalet. bizim burada size güvenin-güvenmeyin dememiz mümkün değil. kendi belediyenizin veterinerliğini hijyen, özen, hayvanseverlik konularında tanıyor olmanız lazım.
ameliyat sırasında hastalık kapabilir eğer hijyene dikkat etmiyorlarsa. bu ölümcül viral bir hastalık da olabilir. yeterince özenli değillerse dikişleri açılabilir, enfeksiyon oluşabilir. bunlar olan şeyler. nasıl çalıştıklarıyla ilgili bir bilginiz yoksa risk almayın.

treize +1
belediyeler çok farklı. genelde zor geliyorlar kendilerine, sıkıntı yaşama ihtimali de var, ayrıca kulağına da ufak bir çentik atarlar.

@suprise

çentik ne alaka? evde baktığım kediye ne diye atacaklar. sokaktakilere yapmıyorlar mı bunu?

Kısırlaştırmazlar ki. Patilerinin temizliğinden ev kedisi olduğu anlaşılıyor.

@suicide

yahu ben mi düzgün yazamadım, kediyi barınaktan sahiplendik ve verirken zaten kendileri dediler ilk aşıları ve kısırlaştırması bize ait diye oradan aldığımız için. adamları sokaktan aldım geldim diye kafalamayacağım yani. randevu verip şu gün getirin diyorlar ilk aşıları için arayıp çağırıyorlar vs. evde baktığımı zaten biliyorlar karnesi var hayvanın :)

evdeki kedim derseniz zaten kısırlaştırmazlar. barınaktan aldık, alıyoruz derseniz operasyon yapabilirler. rutin çentik atıyor çoğu belediye, sahiplendik biz bunu çentik atmayın diyerek rica ederseniz olabilir. bu arada operasyon yapma tecrübesi anlamında belki tevcrübeli olabilirler ama operasyon ortamı muhtemelen berbattır. ayrıca kullanılan ilaçlar vs. de fark ediyor.

@suprise

zaten sahiplendiğimiz belediye barınağı ve başından beri ilk aşılarını da vuran veteriner yapıyor işlemi.. neyse, güvenmemeliyim sanırım bunu anladım geri kalan anlaşılamamış durumlar dışında.

Ben Beşiktaş belediyesi veterinerlik hizmetlerinde kısırlaştırmistim kedimi. Sokak kedisi idi eve alacağımı söylemedim tabi.

Valla gayet güzel yapmışlardı. O gün biraz durgundu ertesi gün eski haline döndü. Bir de çok iyi dikiş atmışlardı yakalık takmayı beceremedim ama uğraştığı halde dikişi koparamamiştı.

Ha kulağa minik kesik atıyorlar evet.

gaz anestesisi olması daha iyi. öbür anestesi yüzünden ölmüştü bir kedi. alerjisi varmış.beelediyelerde alerji testi yapılmıyor diye hatırlıyorum

doğan çocuğun bir rahatsızlığı yoksa hepsi gereksiz abarti. 6. aydan sonra zaten kendi düzeni olan bir canlı. hayatını çocuğa endeksleyenlerin sorunu kendi hayatlarından vazgeçip bunu bir amaç gibi görmeleri. oysa zaten temel ihtiyaçları sağlandıktan sonra çocuk kendi büyüyen bir canlı.

Yeni nesil ebeveynlik zor malesef. Ben, annemler, arkadaşlarım, tanıdığım herkes bir şekilde, sokakta okulda büyüdük. Ama şimdi arkadaşlarımdan kimi görsem çocuğu için sürekli projeler hazırlıyor, her şeyi araştırıyor, TUS'a hazırlanır gibi çocuk bakıyorlar. Biz büyürken bu kadar külfet olmadık. Uykusuzluk konusu doğrudur. Çocuklar gece açıkıp falan uyanıyorlar. Kariyerist değilsen çok da büyük mesele değil. Ama etrafındakilerin senden beklentisi büyük olunca 24 saatin de o çocuk olabilir. Hayırlı olsun. Umarım rahat büyütürsün.

bebeğim yok, olmasını da istemiyorum. çünkü gerçekten çocuk "yetiştirmek" zor.

sırf uyku değil sorun, stresi var. bebeğin sağlığından endişeli olacaksın, kendi evebeynliğinden şüphe ediyor olacaksın (neden ağlıyor, neden susturamıyorum...), iş stresi, eşinle gerginlikleriniz, artık çocuğum var kendi hayatımı ona göre yaşamak zorundayım, bireyliğim kalmadı... bebek de hep bebek kalmayacak, şimdiden maması var bezi var, para yetiştirmek zor. ileride büyüdükçe derdi masrafı artacak. o ana odaklanmak zor, geleceği de düşündüğünden stres iyice artacak. ya çok hastalanırsa, bir yerine bir şey olursa, kaybolursa, öğrenmede zorluk yaşarsa, doğru ahlakı öğretmezsem, arkadaşlarından derslerde veya maddi durumda geri kalırsa... travma yaşarsa, ya onu kaybedersem...

he çalışan annelere daha zor tabii de çalışmıyorsan daha çok vakit bulabilirsin hobilerine.

bu stresi göze alıp, cesaret edebilenlere tebriklerimi iletiyorum.

hiç iyi yetiştirilmemiş, hep ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş bir çocuk olarak çocuk yetiştirmenin gerçekten çok zahmetli ve fedakarlık isteyen bir şey olduğunu düşünüyorum. ay bunları yazarken bile afakanlar bastı.

----
edit: çocuk bu büyür demek yanlış. büyür ama doğru yetişir mi? insan gibi insan olur mu? onun hayatından sen sorumlusun ve tabii ki her şeyini detaylıca düşünüp hesaplayacaksın. oyuncak değil bu, canlı.

eşinin desteği oldukça önemli. ancak ilk 6 ay neredeyse sadece anneye bağımlı olarak yaşıyor çocuk.

yukarıda aktarılanların da abartı olmadığını ayrıca söyleyeyim. yaşadıkça göreceksin. ancak bir şekilde üstesinden geliniyor.

Eğer çocuğa mama vermeyeceksen(ki verme her annenin sütü bebeğine yeter bu konuda çok netim) evet çok zor. Devamlı emmek istiyor, hiç uyumuyor, hep bir sorun vs.
4.5 yaşında çocuğum var 4 senedir psikoloğa gidiyorum. Doğum sonrası depresyonum hala geçmiyor. Bana çok zor geldi çünkü 2 sene hiç uyumadan emzirdim 1 kere bile biberon ve emzik kullanmadım. Hala doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum ama zorluyor işte :)

konuşanların bir garip psikolojisi var, onu ben bu güne kadar anlayamadım. daha çok laf olsun torba dolsun diye konuşuyor insanlar. veya başlarından geçen zorlu tecrübeleri durmadan anlatmayı severler ya, onun gibi birşey galiba. umarım azalarak biter bu muhabbet, zira hiç hoşlanmıyorum. madem tecrübelerimizi anlatmaya bayılıyoruz, ilk kez anne olacak birine tecrübelerden süzülen olumlu, yapıcı, faydalı sözler söylemeleri gerektiğini düşünüyorum. insanın zihnine baştan olumsuzluklar yüklenince zamanı geldiğinde olaylarla karşılaşınca kötümserliği artıyor. ben bu anlamda anne itiraf sayfalarını da sevmiyorum. kafamızda büyütüyoruz, başkalarında da aynı isyanları görünce iyice kurban psikoljisine giriyoruz. ben böyleydim yani, çok zorlandım ama zorlanmama gerek yokmuş. şimdi geriye bakınca anlıyorum. bebekle evde olmayı planladığım 2 yıl için başka hedefler koymadan kendimi bebeğin ritmine bıraksam daha az sinir stres sahibi olurmuşum.

hiç uyumayacaksınız diye birşey yok, bebek uyudukça uyursunuz. ama bebeğin uyku düzeni beslenmek için 2-3 saatlik periyodlara ayarlı olduğundan biz yetişkinler böyle bölük bölük uykuyla uykumuzu alamıyoruz. o yüzden hiç uyunmamış gibi geliyordur o söyleyenlere :) bakım için de aslında zaman var ama hormonlardan mıdır nedir eskisi kadar elzem olmuyor sanki. o lohusa topuzu illa ki yapılacak, o pijamanın dizleri çıkacak :)
bakınca bebekle ilgilenmek atla deve değil, dediğiniz gibi iş hayatımızda ne projeler yetiştirmişizdir, ne streslerle baş etmişizdir. bence insanı tüketen özellikle bebek çok minikken mekana kısılmış olma hissi.. çevrenizde yardım alabileceğiniz birileri olursa daha mutlu ilerlersiniz süreçte. zaten sonra da bir düzen oturur, alışırsınız.

neticede rahat bir yapınız varsa çok güzel, umarım böyle devam edersiniz. hem siz hem bebeğiniz için en güzeli bu.. sağlıkla sevgiyle büyütün..

1. aydan sesleniyorum, uykusuzluk vs. alisiliyor öldürmüyor yani. yalniz hamileyken verilen tavsiyelerden birini ciddiye alacak olsaydim kesinlikle gogus uclari icin hamileyken bakim yapmak gereksinimini ciddiye alirdim. ne dogum ne uykusuzluk, hicbiri gogus ucu yaralari kadar yipratip can yakmadi. gumus kapaktir, kremdir vs.dir hamileyken basla sonra cok canin yaniyor diyen kimseyi dinlemedim asiri pismanim. 1 aylik aglayarak emzirme surecinden sonra ancak iyilesti yaralarim. o konuya odaklanmani tavsiye ederim. firsat buldukca uyu diyenlere de cok aldirma bence, uyku depolanabilen bisi diil sonucta, ne kadar uyursan uyu bebekten sonra yine uykusuz olacaksin ama dedigim gibi öldürmüyor. hamileyken ben de senin gibiydim, dogum sonrasi da ayni kafadayim hala (gerci 1 ay oldu daha sonra delirirsem simdilik bilemiyorum :)) ). bir diger tavsiyem de kimseyi, kimsenin anneligini, kimsenin bebegini kendinle kiyaslama. herkes kendine ozgu cunku. eyyorlamam bu kadar. simdiden hayirli olsun, saglikla gelsin, mutlu bir bebek olsun.

Kan değerlerini sürekli kontrol altında tut çünkü özellikle magnezyumun ve vitaminlerin eksikse sağlık sorunları ve depresyon insanın peşini bırakmaz. Mutlaka mutlaka bunlara dikkat edecen.

En önemli şeyi söylüyorum mutlaka bunu yap. Bebeğe sen bakıyorsan kocan da eve baksın. Evle ilgilenen biri mutlaka olsun çünkü annenin iş yükü ilk yıllarda azaltılmalı ki anne tükenmişlik yaşamasın, özellikle gerginlik, kaygı, öfke gibi duygular çoğalmasın, bebeğe sütü aracılığıyla bu duyguları yüklemesin. Bunun için annenin bebeğe odaklanması ve bunu yaparken bakımının sağlanması (hiç değilse evin temizliği düzeni ve çamaşırı ütüsü babanın işi olsun yemek ve bebeğin bakımı ve babaya ve bebeğe olan manevi destek annenin işi olsun) çok çok önemli.

Bunu mutlaka sağla. Mutlaka. Yoksa o bebek babanın gözünde kıymetsiz olur, sen de "doğal görevini yapmış" olursun, ortada ailenin ve bebeğin huzurunu önemseyen bir erkek olmaz. Bunu mutlaka yap. Evet ilk aylarda biraz zorlayacaktır bebek ama senin bakımına dikkat edildiğinde hepsi kolaylaşacaktır.

Yalnız kalma. Her işi sırtlanma yüklenme her şeyi ben yapayım diye atlama her şeye. Bebeğine bak kendini sağlam tut moralin halin sağlığın iyi olsun gerisi kolay.

çocuk sahibi değilim ama bebeği olan 30'larındaki arkadaşlarımın söylemlerinden hareketle konuşuyorum, kesinlikle kendi hayatlarının kalmadığından şikayet ediyorlar. tüm hayatları bebeğe endeksli bir şekilde yaşıyorlardı. bu tabii ki iş hayatında proje yetiştirmekten farklı çünkü iş hayatında her zaman yemişim işini abi ya diyebilirsiniz, bi seferlik sallayabilirsiniz, çocukta öyle değil, bir kere bile atlama şansınız yok. her şeyi sürekli mükemmel şekilde yapmak zorundasın, bi kere yanlış yaptığında ufacık bebeğin hayatı söz konusu oluyor. bu sebeplerden ötürü evet çocuk sahibi olmak zor diye hissediyorum ben de. bir de bebeğin çiftlere yüklediği ekstra sorumluluk, hayatın tekdüzeleşmesi, cinselliğin azalması - bitmesi ve çiftlerin birbirinden uzaklaşması gibi bir sorun da oluşuyor, zaten o yüzden belli bi yaştan sonra evlilikleri çocuk yürütüyor diyorlar.

ben de 30'unda evli bir birey olarak çocuk yapmayı ancak "tüm hayatımı bebeğe endekslemeye karar verdikten" sonra planlıyorum açıkçası olursa tabii, yani gezme tozma kendim için yaşama işlerini bi kenara bırakıp sadece çocuk için yaşamayı kabul etmem lazım önce. çünkü en az bi 10-15 sene çilesi var bu işin, sonra da 50 yaşına geliyorsun zaten.

Kesinlikle çok haklısınız, ben de çok rahatsız oluyorum bu sürekli söylenenlerden ve açıkçası çoğunun hazır olmadan, erkenden, mahalle baskısıyla ya da ezberden çocuk yapanlar olduğunu düşünüyorum. Henüz çocuk sahibi değilim ama kardeşlerimle aramızdaki yaş farkı çok olduğu için hem annemlerin gözlemledim, hem de kendim bakımlarında aktif rol aldım. Dolayısıyla iyi bir fikrim var nasıl bir şey olduğuna dair.

Özellikle eltim ve kaynım çok fenaydı bebekleri doğduktan sonra ilk sene. Yok hiçbir yere gidilmiyor, yok gezilmiyor, yok her şey bebeğe göre oluyor. E herhalde yani ne bekliyordunuz? Kenara atacaktınız, siz gezecektiniz de kendi kendine büyüyecek miydi? Kaldı ki eltimin anne ve babası da üst katlarında yaşıyor yani.. Ne zaman isteseler bırakıyorlar çocuğu.

Bilmiyorum bana çok tuhaf geliyor. Kolay değil, elbette çok zor özellikle ilk aylar ama insan kendini hazırlamış olmalı buna. Henüz kendisi yeterli olgunluğa erişememiş insanlar çocuk sahibi olunca böyle oluyor bence.

çocuk algınızla ilgili bir şey ama helenart'a daha çok katılıyorum.

etrafımdaki kendi yaşıtım annelere bakıyorum (ki çok yakın arkadaşlarım da var, dışarıdan bakmıyorum yani) dediğiniz gibi saç baş ayrı yerde.
manikür, pedikür gibi şeyler zaten yok.
perişanlık, devamlı çocuk çocuk çocuk düşüncesi ve tamamen ona endeksli bir yaşam.
hayatları mahvoldu resmen.

diğer yanda, kendi bebeklik resimlerimde annemin lohusayken bile kırmızı ojeli olan elleri, bebekliğim boyunca fönlü ve röfleli saçları ve normal bir hayat.

iki yıl boyunca meşhur bir bebek maması markasında çalıştım, annelerle birebir muhataptım ve bilgi verebilecek konumdaydım.
çocuğun belli bir düzeni olur, "mama saatinde yemiyorsa zorlamayın ve elinizde kaseyle/biberonla peşinde koşmayın ya da her istediğinde emzirmeyin, sonraki mama saatine kadar bekleyin." derdik, dilimizde tüy biterdi.
bunu uygulayan anne yok gibi bir şey.

yakın çevremde "ama istiyor" diye 15 dakikada iki kere bebeğin ağzına meme dayayan anne var.

daha emekleyemeyen bebek için salon eşyalarını salondan çıkartıp, ortasına kocaman yorgan seren var.

çevremdekilerden birinin dört buçuk yaşındaki kızı hâlâ bezine kaka yapıyor.
bir başkası da "belki öğretmenler disiplin verir biraz" diye iki yaşını geçince kreşe göndermeyi planlıyor.

ilk altı ay zordur, uyku düzeni, emzirme veya süt yoksa mama düzeni oturtmak gibi şeyler bazı bebeklerde gerçekten zor olabiliyor.
ama sonrasında bebek ev hayatına uyum sağlamalı, sağlayacak şekilde büyütülmeli.
bebeğin ya da çocuğun her istediğine evet demek, her istediğini yapmasına izin vermek ve hayatınızı ele geçirmesine göz yummak çocuk büyütmek değil, uzun vadede çocuğa zarar vermek demek zaten.

bir de şunu görüyorum.
instagram'da kendini çocuğuna adamış anneleri takip ettikçe, yemek yapmak için çocuğu bir saat parkına koyduklarında bile "kötü anneyim" hissine falan kapılıyorlar.
sürekli bebek bakımı ve annelik forumu okuyup, devamlı sosyal medyadan bu konuları takip ediyorlar.
bunun annelerin psikolojisini aşırı olumsuz etkilediğine birebir şahidim.

5 yasinda bir velet sahibi olarak bildiriyorum: evet zor. evet uyumuyorlar.

oyle incik cincik ilgilerini cok cekecek o yuzden onlar ayaktayken yapamayacagin hobilerini unut. nailart kullum imkansiz yani kendin yapmayi seviyorsan. nerede vakit bulacaksin?

ki bebesini 40 gunlukten itibaren aksam ezani okunur okunmaz yataga dehleyen bir anne olarak soyluyorum bunu. bir de dusun esin etrafindakiler falan cocuklari geceyarisina dek oturtan tiplerdense hepten bitti gun.

esinden destek gormezsen etrafindakiler sinir yuku olursa evet yani soylenenler hakli. dus aliyorsun ama nasil aliyorsun. o sac taraniyor ama nasil taraniyor. yani surekli sana yapisik bir yasam formu. cocuksuz halindeki kafa rahatligi ile bunlari yapman imkansiz.

5 yasindaki danam hala gecenin bir koru uyanir ve yanima gelir salona orada devam eder uykusuna. bu bile arka planda bir tab aciyor beyni surekli mesgul ediyor. o surekli hazir olda sorumluluk hali insani bu kadar yoran sey zaten.

@

olumlu düşünceler ve tavsiyeler içim teşekkür ederim, diğerlerine de elbette fikir verdikleri için ayrıca teşekkür ederim.

elbette zor olacak, saatlerce kendime ayıramayacak saçımı başımı yapamıycak her duştan sonra nailart yapamıycak her istediğimde özgürce çıkıp gezemeyeceğim. bunların bilincinde ve biçok şeye doymuş olarak bu bebeği yapma kararı aldık. zaten bebek düşüncesinden önce de eşimle aylar öncesinden çılgın gibi devam eden sosyal hayatımızı frenlemiş bazı insanların hiç yapamayacağı çoğu şeye doymuş durumdaydık. hayatını tamamen başka şeye odaklamak konusuna gelirsek de, hangi insan hayatının hangi döneminde bunun için yüzde yüz hazır hisseder ki zaten? güçlü bi psikoloji ve kabullenmeyi fedakarlık yapmayı bilen bir bireyin bunu da aşılmayacak bir sorun haline getireceğini düşünmedim hiç. bu yüzden de dediğim gibi kafam hep rahattı stres yapmadım ama insanların bunu bu kadar zor yansıtmaları beni cidden geriyor maalesef.

çocuk büyütmek elbet büyük sorumluluk, büyük bilinç isteyen iş ama sağlıklı düşünen her birey o çocuk olduktan sonra bunu yoluna koymayı, delirmeden atlatmayı bilir gibi geliyor hala..

Bebekten bebeğe değişir.
Bir arkadaşım ilk oğlan bebeği hiç uğraştırmadığı için ikinciye cesaretlendiğini, ama sonra ikinci bebekle pişman olduğunu söylemişti.
Ben tek bebekle pes ettim mesela. Çalışma koşullarım kötüydü, mobbing vardı.
Eş ve aile desteği varsa daha kolay olabilir.

doğuma bu kadar az süre kala böyle şeyleri düşünmeniz size yarar değil daha çok zarar getirir. eğer şu durumda değil de çocuk yapmayı düşünme aşamasında olsanız çok daha farklı yazardım ama siz artık annesiniz. bu çocuk dünyaya gelecek ve siz ömrünüz boyunca ona kendinizden daha çok bakacaksınız. bu korkulacak bir şey değil. ben anne değilim ama vakti gelince olmayı çok isterim. siz gerçekten kıskanılacak bir azınlıktasınız. anlattığınız kadarıyla tüm zorlu aşamaları aşmış, sağlıklı bir birey yetiştirecek sağlıklı bir annesiniz. hadi insanların düşüncelerini vazgeçin ve kendi gerçekliğinize odaklanın. bundan 3 ay önce köpek sahiplendim. küçüklüğümden beri istediğim bir şeydi ve o bile bazen işlerimi aksatmama sebep olabiliyor. ama böyle bir durumda asla onu atmayı veya başkasına vermeyi veya ya keşke yapmasaydım tüh dedikleri gibi oldu köpek almak çok büyük sorumlulukmuş demiyorum. çünkü onu seviyorum ve bu bana yük gelmiyor. evet bazı günler uykusuz kalacak, bazı günler duş bile alamayacaksınız çok doğru. ama bunları dünyaya getirdiğiniz yavruyu görünce unutacaksınız çünkü o sizden bir parça.

ayrıca dedikleri kadar abartan kadınlar gerçekten tembel :) işten eve gelip ayaklarını uzatıp yemek bekleyen bir kocanız yoksa, ve en azından yanınızda 3-4 saat duracak bir kişi anneniz/kayınvalideniz veya bir bakıcınız varsa gerçekten abartıldığı kadar zor olduğunu düşünmüyorum. siz de öyle düşünmeyin ve zor olmasın. şimdiden hayırlısı olsun.

@jonestown

Sevgili arkadaşımız, insanların bu işi bu kadar abartmalarına bakma. Bence dengesizce şikayet ettikleri ve sürekli olumsuzluğa odaklı yaşadıkları için böyleler. Halbuki şöyle bir söz var ki doğaya baktığın zaman da bunun %100 uygulamasını görebilirsin:

"Çocuklarınızı eğitmek için büyük çabalara girmenize gerek yok. Çünkü onlar sadece sizi taklit ederek öğrenirler. Siz kendinizi eğitin yeter."

Bu minvaldeki o yazıyı Üstün Dökmen'in ağzından yazan da var başka kişilerin ağzından yazan da. Ama bu yazı %1500 doğrudur.

Ayrıca anne babalık bir insana hayatı öğretmek demek. Hayatta şimdi ve burada nasıl yaşanacağını öğretmek demek. Sen istemez misin o da evladı olduğunda kendini kendi hayatından tamamen soyutlamak yerine kendi hayatına evladını da onun faydasına olacak seviyede dahil etsin, mesela hobilerini yapmak istediğinde onunla birlikte yapsın, ona yeni şeyler katsın... istemez misin? Bence çocuk büyütmek o kadar da ağır bir yük değil, biz neysek yavrumuz da en az o olacak, ona göre davransak yeterli gibi.

çocuğum yok ama bunun zor olduğunu bilmek için çocuk sahibi olmaya gerek yok bence. o 2-3 tane yapanların bilerek yaptığını düşünmüyorum:) bana kalırsa çok büyük sorumluluk, insanların farkında olmadığı kadar büyük.

Çocuğum yok, ama ikiz yeğenlerim var.
Bana göre bebeklik döneminin en büyük zorluğu gaz çıkarmada zorlanan yeğenimin bazen saatlerce ağlamasıydı. Sinir harbi.
1-3 yaş dönemi süper; ama düşmesinler, kendilerine zarar vermesinler diye sürekli takip etmeniz lazım.
3-6 yaş döneminde sürekli oyun ve ilgi istiyorlar. Benim pilimi 2 saatte bitiriyorlar. Onların enerjisi bitmiyor. Öğlene kadar kreşe gidiyorlardı kapanana kadar. Öğleden sonra birkaç saat öğretmenlerinin verdiğini aktiviteyi yapıyorlar. En geç 22.00’de uyuyorlar. Bu da 7-8 saat birlikte oyun oynamanız veya site bahçesinde arkadaşlarıyla oyun oynarken gözlemeniz demek.
Abimin eşi çocuklar 1 yaşındayken çalışmaya başladı. Ev işleri ve çocukların bakımını annem ve kayınvalide üstlendi. Onlar hiç şikayet etmiyorlar, ama ben dayanamazdım valla. Çalışan annenin bakım için desteği olması şart bence. Abimler sosyal hayatlarına son sürat devam ettiler. Allah tüm yeni ebeveynlere benim annem gibi birini nasip etsin. :)

Çocuğum yok ama biri bebek iki çocuk bakımı deneyimim var. Zorlukları da var güzellikleri de. Önemli olan sizin kendinizi buna hazır hissetmeniz. Hayatınız değişecek ona göre şekillenecek. Bu bir gerçek. Hayatınızdan kariyer olsun, sosyal hayat olsun doyum almışsanız ve anlayışlı, sorumluluk sahibi bir eşe sahipseniz çok endişe etmeyin. Annelerinde gözlemlediklerim bunlar. Mutluluklar dilerim

baska secenek yok mu demek yasak oldugu icin 2 diyorum.

İstanbullu isen ve her taşın altından su fışkırdığını düşünürsen süetin ne kadar kötü bir fikir olduğunu anlayabilirsin. 2 diyorum ama dememek isterim aslında.

hepsi çok kötü ama puma diyeyim ben de

2

1 dışındakilerin renkleri çok çirkin

1'deki gibi ayakkabıların yasaklanıp toplatılması lazım. başka seçenek olmadığından 3 diyorum.

3

90larda yaşanacaksa 3 numara.

Erkeğim, "2'yi kendime mi alsam?" diye bile düşündüm, o derece güzel.

The Society

merhaba. 7 yaşındayken ben de düşme sonucu köprücük kemiğimi ya kırmıştım ya da çatlatmıştım, o kısmı tam hatırlayamıyoruz ailemle. bana da kollarımın altından omzuma tüm sırtımı çevreleyen sımsıkı bir şey verilmişti onu takmıştım birkaç ay. başka hiçbir müdahale yapılmamıştı ve kaynamıştı. siz tabi ki içinize sinmiyorsa mutlaka gidin, sorun, öğrenin. ben sadece paylaşmak istedim. çok geçmiş olsun.

ben de 3 yıl önce köprücük kemiğimi kırmıştım. benimki operasyonla düzeltilebilecek bir durumdaydı çünkü köprücük kemiğinin omuza yakın ucu kırılmıştı. eğer ortaya yakın olsa ameliyatsız düzelir demişti doktor.

onun için de sekiz bağı diye bir bağ var. düzgün bir şekilde o sırtlık dediğiniz şeyi bağlıyorlar 1 ayda falan kaynıyor kemik. çocuk küçük olduğu için daha da rahat kaynar hatta. ben 30 yaşında kırdıydım. ey gidi ne günleri.

devlete ya da fakülteye götürün bir de, doktorlar günde yüzlerce hasta gördüğünden daha tecrübeli oluyor.

Zamanla azalarak bitecek +1

Çünkü böbrek üstü bezleri de aynı işlevi görebiliyor, hayvancığın vücudu henüz kısırlaştırıldığını idrak edemedi, böbrek üstü bezleri çalışacak bir süre. Bi 3-4 ay kadar sonra o da kabullenecek ve duracak. Veteriner size bilgi vermedi mi?

@sadakatsiz kesin bilgiyse çok sevindim. beklerim problem yok, yeter ki böyle kalmasin. bu onun icin de bizim icin de yaşamı çok zorlaştırıyor.

kerkinme hareketini içgüdüsel olarak yapmaya devam edebilir, ama fışkırtma gibi şeyler yapmaz.

Gitme. Sen gitme

@Man

açıklar mısın neden?

kesinlikle git. gülmekten karnım ağrıdı. harikaydı.
ilk fırsatta ikinci kez gideceğim.

Yerli film standartlarının üzerindeydi. Bence gidilir. Demet Evgar ve Burhan abi (adını unuttum) çok iyiler.

iyi film, pisman olmazsin

güzel film. mutlaka git. pişman olmayacaksın

kesinlikle gidilir iyi film.

Sen elo nun arkadaşı güzel kızdın demi. Git git şahane film çok sıcak ve komik.

Gidilir

Çok büyük beklentiyle gitme ben öyle yaptım ve eğlendim.
Gayet iyi bir film kadro da çok iyi.
Pişman olacağını düşünmüyorum.

gidilir, şahane.

sinema için çok pahalı bence. ama evde satın alıp izleyebilirsin. gerçi ucuz sinemalar da mevcut. güzel film ama yüksek fiyatlı bilet için değmez diyeyim.

Sinemada ilk kez bir filmi 2. kez izledim.

Abartılan ama kafa dağıtmak için birebir bir film.

Karna ağrılar sokacak bir film değil kesinlikle

facebookla mı loginsin? verileri facebooktan alıyor o zaman.

Sosyal medya senkronizasyon

facebook kullanmiyorum :( peki şimdi face açıp bağlasam oyunları oraya olur mu? yoksa en baştan mı senkronize etmeliydim?

clash of clansta veri senkronizasyonu yaparkens ana bir kod veriyor onu da öteki telefona giriyorsun öteki oyunu bilmiyorum

tertemiz içkidir akarı kokarı yok, ben de severim

son birkaç yıldır favorim. ne freshmişte haberimiz yokmuş.

Birde içine cin koymayı unutan barmenler olmasa!

karıştırmadığın sürece ertesi gün en rahat uyandığım içki
(hele şampanyayla sakın karıştırmayın!!!)

Hayır değil. Ne tonik severim ne cin.

Rakı seven insanlar cintonik seviyor bence. Ben de rakı severim muhabbet varsa masa varsa eğlence varsa ayakta takılmaçsa cin tonik limon evde tek başımaysam eğlenceli müzik varsa cin tonik baya mis.

Herkese selam ben de cin-tonik-limon'cuyum :)) Yalniz eger gecenin sonunda icraat ihtimali varsa bende cok feci ters etki yapiyor, tavsiye tmiyorum.(swh)

kesinlikle katiliyorum, mekanlarda oturmali sohbetli yerler haric tercihim direkt cintonik. Hatta dun gece rakinin ustune devam ettim cinle tertemizdi cidden:)

benim de tercihim cin tonik oluyor hep. bulduğum yerde monkey 47'yi tercih ediyorum tavsiye ederim.

Gin deyince milletin (yani arkadaşlarımın) aklına ben geliyorum o derece hastasıyım.

Çok güzel ve rahat görünüyor

Cok guzel, ama modelin vucut olculerinden midir bilmiyorum fakat azicik tontis gosteriyor sanki gelinlik, yine de cok hosmus, uzerinizde deneyin derim

En sevdiğim gelinlik modeli.
Boyunuz uzunsa, fiziğiniz iyiyse çok güzel olur.

çok romantik,bence güzel ama kolları yarım olsa daha tarz durabilir. gelinlikte dirsek kol hoş durmuyor,kollarını sıvamış gibi.

Çok güzel, şimdiden mutluluklar

Güzel bence, vintage olsa ne olacak? Gayet şık, elegan duruyor. Kabarık etek+dantel+taş=gelinlik formülüne itibar etmediğiniz için tebrik eder, mutluluklar dilerim efendim.

Cossecant arti bir.modeli toplu gostermis.

Eski ifsalarin en bi hizlilarindan jonestowndan pek yakinda gelinlikli ifsa.tebrikler.

biraz fazla geleneksel, çok fazla dantel var ama tarlatandan iyidir. kilolu değilsiniz anladığım kadarıyla, güzel olur bu durumda. tebrikler.

balık yazıyor asdggfasscsassdghhjkkkk

güzel.

çok güzel ve romantik

bi ben beğenmedim sanırım, gecelik gibi geldi bana.

Biraz kilo al, uzerinde gecelik gibi durur yoksa +1. Husniye moda iyiymis bu arada sgdhs

ben de hayır diyorum, 167 cm boya gitmez bu.

ben de beğenmedim. saga sola takilip paralanmis gecelik gibi. kol boyu da bir tuhaf geldi bana. ya daha kısa ya da daha uuzn olmalı sanki
ben de taşlı, tarlatanli şeyler sevmem. ama vintage daha şık bir şeyler bulunabilir.

belindeki kuşağı görmezsem, o dantelli kollarla 40 yaş üstü gelinliği gibi bence. kolları çıkartıp sıfır kol olursa güzel. mutluluklar.

Bence çok güzel. Böyle rahat, düz ve vintage gelinlikleri çok seviyorum. Hele şu saçmasapan kabarık gelinliklerin yanında gözlerim bayram etti ama denef'in dediği gibi kolları biraz daha kısa olabilir. Hatta, kısa ve bol kol çok yakışır gibi geldi. Halihazırda böyleyse ve değiştirilemiyorsa yine güzel bence.

kanka beğenmedim ya :/ bana sor önce

Taşlı maşlı kabarık değil tamam ama çok kalabalık, gözümü yordu. Etekteki o çiçek olduğunu tahmin ettiğim kumaş parçalarını beğenmedim, parça pinçik görünüyor. Sade modelleri daha çok seviyorum.

helenistik gelinlik modelleri diye arat, bu tarzın daha sade ve güzellerini bulursun kesin.

ben de kabarık klasik gelinlik sevmem böyle elbise gibi severim ama bunu beğenmedim. Çiçekler çok fazla. bunun daha sade ve kırık beyaz bir versiyonu olabilirdi.

Ben 60 tl ödüyorum. Mütevazı, küçük bir kuaför ve uzun süredir müşterisiyim.

Evde boyuyorum 6 yıldır, hiç kuaförde boyatmadım o kadar paraya acıyorum. Kutu bazen 7 8 lira bazen 15 lira

50 tl

ben geçenlerde balyaj yaptırdım, kesimle birlikte 350 tl ödedim içime oturdu, yer istanbul.

yok ya evde yaşayan kediyi dışarı bırakmak olmaz. alışık değil bir kere, dediğin gibi başına bin tane şey gelebilir. kısırlaştır tabi. 1 yaş civarlarındayken kısırlaştırmak en doğrusu diye biliyorum ben de. bu kızgınlık dönemini atlatsın, muhtemelen 1-3 ay arası sürer diğer kızgınlık dönemine girmesi. ona da girdikten sonra kısırlaştır mesela. (kızgınlık döneminde kısırlaştırma ameliyatı yapılmıyor aklında olsun)

erkek kedilerin kısırlık ameliyatı dişi kedilere göre çok daha ucuz. muhtemelen 200-300 lira civarı bir şey ödersin.

hayvani kisirlastirmak hayvanseverin sorumlulugudur. "ciftlesme donemini disarida sikintisiz atlatiyorlardi" ne demek yahu? yavrulara ne oluyordu? sokakta telef olan yavrularin sorumlulugu biraz ustunuzde oluyor kiminle ciftlestigini bulup yavrularini bulup da sahiplendirmeye calismiyorsaniz.

Erkek kedilerin kisirlastirilmasi nispeten daha kolay. Veterinerlerden fiyat bilgisi alin telefonla veriyorlar.

kızgınlık dönemi sırasında zaten kısırlaştırılamıyor, dönem geçtikten sonra kısırlaştırın. böylece gelişiminde herhangi bir sorun olmaz ama biraz beklemeniz gerekecek. bazı belediyeler daha ucuza yapıyor, araştırın isterseniz. özel veteriner de 300 lira falan alır.

kısırlaştırmazsan evin kokudan yaşanmaz hale gelir. 1 yaşını beklemeden kısırlaştırmalısın bana göre.

www.petarkadas.com

eş arayan kediler var burada

Bence bu salaklığa ekstra bir ceza daha almalı diye düşünüyorum:)
Büyük ihtimalle tekrar mahkemeye çıkacak

mazeretini soyledikten sonra ya "tamam bir daha unutma" derler ya agirlastirirlar ya da tutukllarlar.

unutana agirlastirmalari mustehak :(

Bişey olmaz eve uyarı kağıdı gelir. ikincisinde durum kötü.

Mahkemeye mazereti gösterir belge ile başvurun ve adlı kontrolün devamı talebinde bulunun.

modeli ne? 247 mi?

support.newbalance.com

genelde tavsiye edilmez. ama pek de bir sey olmuyor kendi tecrubelerime dayanarak soylersem..

suet yıkanmaz.
özel temizleyicileri vardır. avmlerde ayakkabı bakım dükkânlarında da işlem yaptırabilirsiniz (ay neydi onların adı, unuttum)

Toblerone veya nestle damak

kinder süt dilimi <3

şok markette satılan küçük waffle'lar vardı, geçen sordum yokmuş. ben ismini falan unuttum, biliyorsan ve bulabiliyorsan mutlaka dene bence.

Caprisun...

Lotus, mümkünse yanında süt. Bir de yeni çıkan hindistan cevizli çokomel çok iyi olmuş, en son favorim oldu.
encrypted-tbn2.gstatic.com

Herkes tatlı önermiş ama ben baharatlı şeyler seviyorum. İlgini çekerse krispi barbekü soslu yuvarlak krakeri, nutzz acı biber ve domates soslu patlamış mısırına bayılıyorum, barbekü soslu pringles, küçük paket süt mısırlı cips. Şekerli olarak piko sanırım.

çok normal çünkü en güzeli probis.... :))

Bir abur cubur alıcaksam o kesinlikle kinder pingui olur.

lays

Eti bi dolu efsane bence. Yer fıstığı seviyorsanız bayılırsınız.

frambuazlı tartini
instela-static.info

Pingui +1 ya da envai çeşit meyveli yoğurt

Probisi neden seviyosunuz ya :/

tuzlulardan eti gong, tatlilardan cici bebe <3

Tadelle
Damak
Jelibon
Niğde gazoz
Çekirdek

bim holland waffle

tadelle bitter

Lay's mevsim yeşillikli cips (yoğurtla yiyorum)

Nesquik kakaolu süt

Kinder çikolata (yumurta olan değil)

Rulokat

Jelibon

Pringles (peynirli) alıyorum bazen.

nutzz'ın bademli fıstıklı patlamış mısırı olay.

eticin
probis
hosbes
turuncu paketli cikolatali gofret
biskuvitse negro veya biskrem veya ikram
canga
ustune hindistan cevizi dokulmus cikolatali sitikler
kinder

ver gitsin.

30 liraya ölucuye vermek yerine kıyafet toplayan bir yere ya da ihtiyacı olan birine bedava verirdim. Adam ölücü, ihtiyacı yok.

giymiceksen hiç tutma. kapladığı yere, verdiği negatif enerjiye değmez.

git yak daha iyi. 30 tl'ye alıp 100 tl'ye satacak.

@latsc kime satcak yahu 100 liraya :( ben mi beceremiyorum bu işleri 50 ye koydum siteye her gelen 30 teklif ediyo :/

ben 250-300 liralık abiye elbiselerimi 60-70 liraya sattım sırf dolaptan cıksın diye.
siz de pazarlık yapın, 50 olur fln diyin.30 lira kargo için gidip gelmenize değmez ki zaten bir site üzerinden satıyorsanız %15-20'sini de firma alıyor.
ihtiyacı olan birine verin daha çok işe yarar.

150 liraya koy bu sefer de 70 falan teklif ederler. Takım gayet güzel 30 lira dediğin nedir boşver adam bildiğin ölücü kıyafet toplayan bir yere bedava ver.

bence soran çok olduysa sil, bir de 100 liradan koy. bakalım ne olacak.

30 tl nedir, 50 tl nedir, 100 tl nedir? bunlar sana bir şey kazandırmaz.

İhtiyacı olan birine ver giysin.

giymiyorsan bir tanıdığına falan veremiyorsan sat gitsin.

Türk insanı pazarlık etmeden alışverişi sevmez. 50 ye satmak istiyorsan 75 e koyacaksın.

Zaten evkur gibi mahalle işletmesinin büyük versiyonu olan mağazalardan bir şey almayı hic saglıklı bulmuyorum. Uğraşırsanız değiştirirler ama bu sizin hakkınız, neden uğraşıyorsunuz?

mesafeli satış ve kapıdan satışlar dışında ayıplı olmayan malların iadesi yasal olarak mümkün değildir. firmanın bu yönde bir taahhüdü de olmadığını varsayıyorum.

bu durumda tamamen onların insafına kalmış oluyorsunuz maalesef.

peki bu süpürgeleri nasıl kullanıyor insanlar yahu, ben anlamadım cidden. bana neden denetmediler orda o zaman, telefonda denemeniz lazımdı deniyor, önüme halı serin deniycem mi demem gerekiyordu?

Onun ayarı olması lazım. Ayarını düşürmelisiniz. Kitapçığını okudunuz mu?

emis gucu ayari olur makinelerde onu dusurmeniz lazim. o maximumdadir muhtemelen.

borusunda bir ayar var ustte siyah plastik kisimda, ordan biraz cubugu yukari cekin hem normal hava alsin hemde cekis gucu azalsin.

1600 watt o kadar guclu mu ya? bende farkli markanin var kiricam nerdeyse supurgeri supuremiyorum evi cekmiyor gibi

fırça kısmında ayar olması lazım. değiştirdiğinizde düz veya halı üzerinde kullanımını etkiliyor

üstünde hiçbir ayar düğmesi yok ki, diğer bi modelinde vardı ben alırken gittim bunu aldım salak gibi. canlı yayın açıcam şimdi valla nasıl olcak bu ya, kurcalamadığım yeri kalmadı. süpürgesindeki o yeri geri çekince ordan hava çekiyor biraz ama yine de fazla güçlü azalmıyor ki hiç off :/

hortum tıkalı olmasın ya. hortumla ve hortumsuz denesene emiş gücünü.
bir de aynısını git media marktta falan denettir görevlilere sonra baktın seninkinde sorun varadam yada kadına anlat durumu yol gösterirler.

Firmayı bir arayıp sormayı denesen? Bu devirde ayarsız süpürge yaptıklarına inanmak istemiyorum:(

gittim biraz cazgırlık yaptım, müdürü çağırın, tüketici hakları filan derken değiştirdim başka bir ürünle teşekkürler :)

biraz büyümesini bekleyin. benimkisi küçükken poposunu kumaşlara sürterdi. bildiğin kumaşta çizgi kaka olurdu :D biraz büyüyünce hanımefendi oldu artık düzgünce temizliyor.

alkolsüz ıslak mendilden başka pek seçeneğiniz yok maalesef.
çok uzun sürmez, birkaç hafta içinde öğrenir.
ama kirlenmeden kendi kendinize müdahale etmeyin.
yani "temizlememe gerek yok, nasılsa temizleniyor" algısı yaratmayın.
biraz zaman verin, baktınız temizleyemiyor ya da temizlememiş, o zaman temizleyin.
kum kabının başında bekleyip, kaka yapar yapmaz kucağınıza alıp silmeyin yani.

Olaylara karşı sabırlı ve hemen bir tepki vermediğimi fark ettiğimde. Düşündüğümde. İyi analiz ettiğimde.

20 askerin canı bana emanet edildiğinde. Üşütmemeleri, dkkatli olmaları, birbirlerine saygı göstermeleri için aylarca hepsi için tek gözü açık uyuduğumda. Babalıktan bi önceki evre sanırım.

hem genç olup hem olgun olunmuyor mu O.o?

hala gençsin. sadece çocuk değilsin. sorumluluk almak haliyle belli bir olgunluk gerektiriyor ama 25 yaşında 45 gibi düşünmeye gerek yok. Hala gençliğini yaşayacağın ve hata yapacağın zamanlar var. Sadece çocuk değilsin artık.

@25de gençlik bitiyor demedim arkadaşlar, illaki vardır o olgunlaşmanın herkesin kafasına dank ettiği bir dönem ya da an. onu soruyorum, bitse herkesten önce keserdim bileklerimi :)

Bu yıl olgunlaştım. Aşık olduğum kıza hislerimi söylemedim. İçim içimi yedi, bazen hala yiyor, ama artık duygularıma göre hareket etmemeyi seçebiliyorum. 24 olmama çok az kaldı ama bana da koca koca adamlar abi diyor bazen. O karşıdakini saymakla alakalı.

25inde bir kadın olarak ben de hiç 25 hissetmiyorum. Fakat aksi gibi 15 yaşındayken bile 40 yaşındaki adamlar asılırdı, nasıl görünüyoduysam artık (ya da sadece onların hayvanlığıydı da). Şimdi ise kendi yaş grubumla beraber yaşça büyükler ilgi gösteriyor mesela. Ben ise kendi yaş grubum hatta zaman zaman 22-23 yaşlarındaki erkekleri beğeniyorum. Yani beğenmekle kalıyorum gerçi de dkgjd. Hani benim tipim dediğim erkekler mesela o yaş grubunda oluyor. Bunun nedenini de geçmişte yaşımın dışında şeyler yaşamış olmama bağlıyorum. Genç yaşta çok acı çektim anlamında değil de bazı şeyleri yaşamam gereken yaştan daha geç yaşamış ya da hala yaşamamış olmama bağlıyorum. Bu sadece duygusal ilişkiler anlamında da değil, giyim tarzımdan arkadaşlık ilişkilerime kadar böyle. Çoğu arkadaşım topuklulara geçmişken ben converselerle takılıyodum. Şuan bile topuklu giydiğimde sanki 18 yaşındaymışım da kendimi 25 filan göstermeye çalışıyomuşum gibi hissedip rahatsız oluyorum, halbuki 25im yani dlkgd.

Karakter olarak 18-19uma kadar yaşımdan olgun olduğumu söylerlerdi. Bunun nedeni de en küçük ablamın benden 9 yaş büyük olması, lise döneminde benden 6-7 yaş büyük insanlarla arkadaşlık kurmuş olmama bağlıyorum. Sonra üniversitede saçma sapan şeyler yaşayınca hiç de olgun olmadığımı farketmiştim. Şimdiyse geçmişten kalma "olgun" görünüşümü kırmak için salak saçma şeyler yapıp eğleniyorum filan. Çünkü 28-29 olduğumda da hala içimdeki yaşanmamışlıklardan kaynaklı 20 filan hissetmek istemiyorum. 25 yine de kanın kaynamayacağı bi yaş değil bence ya. Hele ki Türkiye'de bi işe başlamanın yaşı da çok erken değilken (işe başlamak biraz da kendi hayatını idame ettirme anlamına geldiği için olgunlukla bi noktada bağdaşıyor). Şu an yaşadığım yerde 22 yaşında gençler mezun olup iş buluyolar direk. Ben 25 yaşında hala değişim öğrencisiyim filan dkgjd.

Amcam bir yaştan sonra insanın yüzündeki "çocukluk" diye bir şeyin silindiğini söyler. Bunun Herkes için farklı yaslarda olduğunu söylüyor. Belki senin de yüzündeki çocukluk silinmiştir.

Hayatımı,kaybettiklerimi,doğrularımı ve yanlışlarımı daha fazla sorgulamaya başladığımda olgunlaştım çok değil iki sene önce yaş 31 ama en çok ailenizden birini kaybedince olgunlaşıyorsunuz o yüzden şimdiden kaygılanmayın :(

eğlence olsun diye köpeğe halat bağlamadığını gördüm birileri bağlamış bırakmış köpeği, köpek halattan kurtulmaya çalışıyordu, bende köpeğe yardımcı oldum ipi çözmesine, tam o anda çocuğun birisi gelip AMCA o köpek bitli heahehaha dediğinde artık yaşlanmaya başladığımı farkettim.

olgunluğa geçiş diyorsun ama ben hep "yaşlanıyorum ama büyümüyorum" diyorum.
yaş 34

başka doktora götürün tabi

bence de başka doktora götürün.

Belki annende görmüştür birşey ama yine de başka doktordan fikir almaktan zarar gelmez.

psikiyatrlar suratına bakmadan bonibon dağıtır gibi antidepresan ve sakinleştirici yazmaya bayılırlar.
fiziksel bir şikayeti yoksa bile (mesela demir eksikliği ya da d vitamini eksikliği sürekli yorgunluk yapabilir) fiziksel muayenesini güzelce yaptırın, psikiyatra da gitmeyin bence.

uyku ve dalgınlık sorunu iyi dinlenemiyor olmakla da alakalı olabilir. annenizde solunum problemi, gece horlama, sık sık uyanma gibi şeyler varsa uykuya yoğunlaşın antidepresandan önce.

sadece dalgınlık-yorgunluk değil de ciddi manada mutsuzluk, depresiflik, içine kapanma gibi şeyler gözlemliyorsanız bir de psikiyatra danışmakta fayda var.

Depresyona giris 101 bu.sismekten,bunalmaktan,sikilmaktan,cekememekten,yorulmaktan,kisin uzamasindan,borclarin bitmemesinden,sevgiliden turlu turlu sebebi var.bahar gelince duzelir muhtemel,merhemi yok.

tahammülün azaalmasına bağlı olarak da değişiyor benim konuşmam. daha dün birisi pilot gibi ağzımın içinden konuştuğumu söyledi.

Söylediğiniz tekrar soruluyorsa siz anlatamıyorsunuz demektir. neden insanları suçlamaktasınız? Belli ki psikolojik sorunlarınız başlamış depresyon olabilir. Lütfen iş hayatını insanlar için varlığınızla daha fazla çekilmez hale getirmeyin. bir an önce eski halinize dönün.

Ayrıca @her name was hexadecimale

"bi eleman var sabah selamın aleyküm diye giriyor sonra nasılsın diyor bana, o anda silahım olsa adamı vururum"

Kardeşim siz nasıl bir hayat yaşıyorsunuz? tamam ortadoğu ülkesiyiz falan da insanlığınızı mı yitirdiniz yahu? Selam vermiş halini hatrını sormuş merhaba iyidir sen nasılsın demek bu kadar mı zor? gerçekten sizin gibileri anlamak zor. İnşallah bir an önce normalleşirsiniz. psikoloğa falan gidin ve lütfen normal insanların sinirlerini daha fazla zorlamayın. Kimse sizin bet suratınızı çekmek zorunda değil selam almıyor ya adam şaka gibi. Medeniyet denen bir şey icat oldu umarım farkedersiniz. Hapşurunca çok yaşa diyorumuş adasfsdaaf buda cevap veremiyormuş paşam sen kimsin? kim olduğunu zannediyorsun? sadrazam torunu musun adam "insanlık" yapıyor. delikanlı adam inşallah bir an önce sizden kurtulur ve daha iyi bir pozisyona geçer.

baharda gecer demeye geldim demişler.
Ankarada süper bir hava var günlük güneşlik bahar geldi sandım bir çıktım dışarı sıfırın altında galiba sıcaklık .İnsanlar avm lere doluşmuş. Kafamı dağıtamadan geri eve döndüm.

@her name was hexadecimale : senin durum normal değil

Hastalık değil de bunalma gibi geldi bana. Ayrıca söylemezsem içimde kalır @her name abi sen ve senin gibiler şu toplumdan bi soyutlansa keşke.

Anneni ikna etsen. Ne kadar iyisin.

Fotoğrafını çekip paylaşsanız ya burada keşke... (Kusura bakmayın cevap olmadı ama)

geri gelir kapıyı tırmalar muhtemelen

Kalsın ve tuvalet için de önlem almalısın

hava çok soğuk olunca biz de içeri alırdık, karnını doyururduk, kenarda yatardı. gündüz olunca giderdi. hiçbir sıkıntı olmuyordu. yani bırakın kalsın.

işeyip sıçabilir.

O tatlı şey yatağına sıçıp üstünü nevresimle örtsün de gör bakalım.

Muhtemelen alışır ve bir daha da gitmez

çıkarmaya kıyamadım beraber uyuduk :) tuvalet sorunu da olmadı^^

Kediciğin bir gece de olsa rahat uyumasına sevindim:) Şimdi çıkardınız mı peki?

Gözlemlerime göre, sokak kedileri eve pek alışkın olmuyor, yiyip içip uyuyup, biraz vakit geçirip sonra çıkmak istiyorlar. Ama evde bakılmış, sokağa atılmış bir kedi ise alışkın da olabilir.

@peggy

sabah çıkardım tuvalet ihtiyacını gidersin, eve de çok alışmasın diye.

yaşı baya büyük belli, önceden evde bakılmış sanırım çünkü başta biraz ürkse de azıcık sevince sırnaşıyor hemen :) annem 1 hafta yok, muhtemelen 1 hafta geceleri alıp sabah çıkaracağım işe giderken.

o kadar uzun süre tutacaksan iç dış parazitini yaptır bari de hem hayvan rahat etsin hem sen pirelenme.

Çok iyi yapmışsın.

2000 yada 2001'in yılbaşı akşamı halamın oğlu da aynı şekilde bi kediyi almıştı eve. Beraber şimdi amerikadalar. Umarım sizin ilişkiniz de böyle uzun soluklu olabilir :)

@Freya+1

hala seninle mi.

eski garın hemen arkasında

annenin yürümesi ile 15 dakika sürer en az. maltepe pazarı tarafından doğru gara gitmenizi öneririm

Metroyla kolay gidiliyor. Maltepede inince hemen yolun karsisi. Gerci otoyolu en son beton bariyerlerle ikiye bolerek yaya gecisini engellemeye calismislardi ama insanlar bir sekilde yolunu bulup geciyorlardi.

eski garın arkasında salakça ucube bir yapı var orası işte. maltepe tarafından karşıya geçmeye çalışmayın çok tehlikeli.

ya ben anlamıyorum ya bir tek ben anladım. yeni gar ile eski gar aynı konumdalar.
anneniz trenle ankara'ya geli daha sonra Ulus'ta dolmuşlara gidecek sanırım.
Ulus'ta dolmuşların depolama alanına yürümesi 20 dakika falan sürebilir ama gideceği yerin dolmuşları hemen garın önünden de geçiyordur çok büyük ihtimalle.

ben şahsen gülerdim

ayakkabıya yakışan bir kıyafet giyersen neden olmasın? ben de bu modelin bir benzerinin parlak bir mavi tonunu giyiyorum günlük hayatımda.

o renkse biraz sıkıntı ama daha az dikkat çekici renkler giyilebilir bence.

valla biraz babaanne işine benziyor ama öyle gülünecek kadar da tuhaf değil. altta moru, mavisi falan var onlar daha iyi.

Acmayin korkunclu resim

sibel canla bi akrabalığın varsa neden olmasın.

Giyilir.

Ama şöyle. Araban olur binersin avm'nin kapalı otoparkında, meka'nın önünde iner içeriye geçersin. Onun dışında bu yürüyüş ayakkabıları diye sattıklarının çoğu günlük dışarıda giymek için biraz "narin" oluyor benim tecrübe ettiklerim.

Modeline puanım: 10/5

alla alla bu nasıl soru ya zaten herkes huarache giyiyor. sırf bizim şirkette 10 kişi sayarım bunu giyen.

neden giyilmesin ??

bence güzel, bu rengi de güzel hatta.

siyah veya beyaz renkleri bundan daha güzel bence, diğerlerine bakmadım.

nasıl bir şey çıkacağını tahmin ettim ve giyilir demeye geldim. günlük hayatta rahat ayakkabıların giyilmesini ve yaygınlaşmasını destekliyorum. bunun modeli bana çok hitap etmedi ama giyilir, renk olarak da en sondaki iyi gibi.

giyilir
rahatlığına bak

modelini çok beğenmedim ama giyilir

Karşılıklı eklemeye gerek yok. O kişi seni eklediyse snaplerini görebiliyor. Olay bu.

Ayarlar ile alakalı her ekleyen Snapi göremez.

yoo tam tersi diye biliyorum ben. o dönemlerde sık duş almak çok iyi bişey.
hem karın ağrısına da çok iyi geliyor.

Hiç öyle bir şey duymadım. Ben de sizin gibiyim, her gün duş almaya devam ederim.

oranın derinliklerine sabun sürme, mümkünse sadece suyla, rahat hissetmiyorsan yüzeysel bir sabun geçişiyle yıka.

günde 10 kere yıkansan da bişey olmaz. cildin kurur sadece, kremlenmen gerekir.

Şu ana kadar hiçbir zararını görmedim. Hatta sıcağa yakın ılık duş iyi geliyor bana o dönemde. Çok süper gevşiyorum, acım hafifliyor. Kendimi tertemiz hissediyorum.

İlk gün aşırı karın ağrısı varken soyunmak-ıslaklık vs. kramplarımı artırıyor benim, zaten duş alacak halim de olmuyor o yüzden mantıklı buluyorum ilk gün için.
Adet döneminde genel olarak vücudun bağışıklığı düşük ve hastalık kapmaya meyilli oluyormuş. Banyoda mikrop kapmak mümkün mü, banyo temizse kapılmaz bence.

Taharette de su var, olay bence su meselesi değil. Üşütmekle alakalı gibime geldi.

Yok.

Zararlı gibi bir durum yok. Ki ılık bir duş gevşemeni sağlar. Normalde de zaten dış genitaline ve vajinana asla sabun kullanmaman, hatta vajinanın içine asla su tutmaman gerekiyor(vajnal enfeksiyon açısından). Bahsedilmiş olan rahim enfeksiyonu riski ise regl dönemlerinde cinsel ilişki ve vajinal duş ile alakalı daha çok.

eskiden genelde küvetlerde tabure falan kullanımı yaygındı, haliyle yıkanırken oturmak da. Tabii nemli ortam bakteri falan derken regl dönemi için ekstra sıkıntılıydı muhtemelen o tabureler. Oturma gibi bir alışkanlığınız yoksa dert değil.

Sıcak su damarları genişletir kanama çok olur diye düşünülüyor ama kanamayı çok arttirmaz

iç bişi olmaz 3 biradan. ishal olursun en fazla.

İçme

İç, antibiyotik çok etkili olamayacak ama iç sen. Bol bol da. Kanını seyreltsin.

Hahaha tabiki hayır şunun salaklığına bir bak :D

tüylerini keserseniz sizi döver gibime geliyor. o bakış ne öyle? :D

kestirmeyin, tarayın +1

edit: gözleri bana da bir garip göründü dikkatli bakınca.

bunu nerden buldun la tam grumpy
pbs.twimg.com

kestirme kalsın böyle.

@justmenta

veteriner kesiyordu aslında düzenli olarak, kuyruk kafa ve patiler hariç traşlanması gerekiyor diye biliyorduk biz. değişik bişey oluyo öyle kesince de :/

o kan değil yahu gözü akıntı yapıyor sürekli, cinsinden ötürüymüş.

Çok çok ama çok hafif nemli ellerle seviyorum benimkileri, bir yumak tüy çıkıyor haftada bir.

hayır, kestirmeyin.
düzenli olarak tarayın.
taratıyorsa tabii.

kendini yalaması ve kusması normal.
zaten olması gereken o.
kendini temizliyor, o sırada yuttuğu tüyler bağırsağını tıkamasın diye kusuyor.
mekanizma bu şekilde işliyor yani.

o yaladığı tüyleri bağırsağında eritebilmek için bir paste var, veterinerinize sorup ondan alabilirsiniz.
severse verirsiniz, hepsi sevmiyor.
parmağınızın ucu kadar veriyorsunuz her gün.

kışın tüyleri de artar, kilosu da.
yazın tüyleri azalır, biraz da kilo verir.
o kendi metabolizmasını ayarlıyor, müdahale etmeyin.

Tarama tıraş kadar efektif olmuyor. Evin nüfusu kalabalık olduğu için tüyle başa çıkamıyorum. O yüzden kışa girerken de tıraş ettiriyorum benimkileri. Benim ev cehennem gibi olduğu için sorun olmuyor, üşümüyorlar.

Ev sıcaksa kestirebilirsin, sorun olmaz.

yaa kestirmeyin çok tatlı. koymayın nolur böyle güzellerin resimlerini çok imreniyorum, çok üzülüyorum :(

bence kediler traş edilmemeli, sonuçta doğal halleri tüylü canlılar.
benimkine malt macunu veriyorum iki günde bir. yuttuğu tüyler popodan çıkmış oluyor. yalnız malt macununu harici olarak yemiyor benimki. ödül mamasına bulaştırıp öyle veriyorum.

Kestirmeyin ama uzun tüylü kedilerde sıkça görülen kakanın popoya yapışması durumu ya da ihtimali varsa anüs çevresindeki tüyleri çaktırmadan makasla kısaltabilirsiniz. Sonra kakasını halıya sürte sürte temizlemeye çalışması epik oluyor.

kedi traş öncesi anestezi yapılıyor. kedi traşı çok acılı ve zorlu bir iş.

Veteriner kesiyorsa bir bildiği vardır muhakkak. Eviniz çok soğuk değilse kestirin bence.

telefonda fotografiniz yok baskalarinin sizin hakkinizdaki dusuncelerini onemsiyor ve kendinizi cirkin buluyorsunuz ve ifsaya katildiniz.
anladim.
bence guzelsinizdir. kotu dusunmeyin.

İfşanın en büyük numarası trollük yapıp özgüven kırmak zaten ben de dahil taş gibi insanlara takıldığımızı çok bilirim

İfşa yap o zaman tekrar. Söyleyelim ne olduğunu.

aman ifşa falan demeyin, iki üç ifşa başlığından bile rahatsız olan insanı konuşturamam burada. ilgi meraklısı diye başlarlar susmazlar. huzurumuz kaçmasın :P

Hatırlıyorum sanki seni. Gördüğümde bayağı tatlı kızmış diye geçirmiştim içinden. Böyle düşüncelerde olmana şaşırdım açıkçası. 1-2 tane yeren yorum hatırlıyorum sanki ama yorum yapmak için yapılmış yorumlardı galiba. Sadece takıntı yapıyorsun, burun olayı bende de var mesela ilk fırsatı bulduğum zaman ben de yaptırmayı düşünüyorum ben de çok o konuyu takıntı yaptım. Dönem dönem tipsiz olduğumu ben de hissediyorum. İltifat falan gelince ulan ne alaka ortamda benden daha yakışıklı olduğunu düşündüğüm elemanlar falan var diyorum içimden, şaşırıyorum.

Gerçekten çirkin olsan bir tane (sayıyla 1) erkek arkadaşın bile olmazdı. Kendini öyle zannediyosundur.

sen ifşada çimlere yatandın yanılmıyorsam
çay içmeye varım diyorum.

iyisin iyisin. dışarıdan bu düşüncelere kapılmana neden olacak herhangi bir şey görmediğine göre, bu seninle alakalı bi durum. beklentilerin çok yüksek falan demek ki. onun olası nedenlerini açıklamaları için de mikrofonu psikoloji ile kucak kucağa yaşayan arkadaşlara bırakıyorum.

ben nasıl olduğunu bilmiyorum. ben de kendimten tiksiniyorum. fiziken de mental olarak da. olabilir böyle şeyler. doğru da olabilir yani.

Gerek yok ben çok beğendim

Seni yerim mk sacmalama

küçüklüğümden beri kendimi beğenmem. erkeğim ama bu konuya fazla takığım. ancak çirkin insan yoktur. mesela ünlülerin önce sonra fotoğrafları vardır. burun ameliyatı vs. olmasalar bile sonraki fotoğrafları daha çekicidir. neden? çünkü para ve bakım var. bir insan güzel görünmüyorsa bakımsızdır bence.

mesela rihanna acayip çekici bir kadın ama şu fotoğrafa baksana bi. yolda görsem para isticek falan sanarım. hiç çekici değil.

pbs.twimg.com

şu adam da apple'ın tasarımcısı. ilk fotoğrafta nerd'ün biriyken 2. fotoğrafta gayet çekici bir adam.

www.blogcdn.com

kısacası bence tarzına dikkat etmelisin. bu açıdan kendini bulmalısın. gerekirse bu işlerden anlayan birinden yardım alabilirsin.

@üğpoıuy

fatmagülün yengesi skdks

teşekkür ederim dürüst olduğun için:*

herkesin bir alıcısı var
fazla da şeyetmemek lazım

Asla şişman olma, "balık etli" de olma.

caps olmadan bir sey diyemeyiz.

edit: internet explorer kullanmayın, biraz geriden geliyor. son cevapları alıp toparlayalım artık. uewfhjuew

fakat iki ay önce açılan duyuruyu "caps olmadan bilemeyiz" diyerek canlandırmak? jsjfskfls

acil kestir. bir kaç hafta sabret, ondan sonra boyat.

sonunu düşünen kahraman olamaz. tamamen kestir bence, elinde kalabilir çünkü :)

işini bilen kuaför bul. istanbuldaysan önerebilirim bi yer ben aşırı memnunum.
kolay kolay elinde kalmaz, iyi kuaförle. ben ilk mahallede bi kuaföre boyattım saçım keçe gibi oldu kafayı yedim. düz saçlıyım, aşırı yumuşak toka durmayan saçım taranmaz hale geldi. yağlar, bakımlar derken düzeldi sonra bu kuaförü buldum kaç oldu boyatıyorum 2 hafta arayla boyattığımda oldu ama harika. hiç boyalı yıpranmış saç tribim yok.
Kullanılan malzeme kalitesi, ustalık derecesi falan çok farkettirir.

ya boyalı yeri tamamen kestirmek için 5 numaraya falan vurdurmam lazım. sadece dipler kendi rengim kaldı. uzun saç takıntım yok, yıpranan boya giren yerler kesilebildiği kadar kesilsin diye kestireyim diyorum :/

Sari iyi sari.bir defa yanlisi istemeden de olsa yaptin,simdi atacagin tum adimlar yanlis.seni boyle gorende gordu.bir kac hafta sabret,yakma sacini basini,kestirsende mecburi kesme olacagi icin kusa doneceksin.elleme.

O degilde bi resim atsana gulelim:)

İyi bir kuaföre gidin, üst tarafları biraz koyulaştırıp alt tarafları da çingen sarısından kurtarsın. Bence kurtulabilir saçınız, kestirmeyin yazık. :(

İlla evde bir şeyler yapayım derseniz mor şampuanlar var, baya mosmor pigmentli. Saçtaki turunculuğu alıp güzel ve doğal bir kahverengi-sarıya dönüştürüyorlar. Schwarzkopf color freeze silver shampoo diye aratırsanız bulursunuz sanırım.

20 milyonluk sehir. Tas catlasa 5 milyonu dedigin gibi yerlerde yasiyor, hadi catladi 10 milyonu diyelim. bayagi insan da gozden uzak kalmis varoslarda yasiyor. Oralarda 850 liraya ev bulunuyor, hatta beylikduzune, kucukcekmece, kartal, pendik taraflarinda daha ucuz da bulursun.

Ve de ufacik bir sehirle avrupanin en buyuk metropolunu kiyaslamak da tuhaf 20 milyondan fazla insanin zar zor dolustugu sehirde kira 650 mi olacakti?

@denizgonen, sakin :) bana zor geldi sadece. kıyaslamadım, örnek verdim bana neden zor geldiğini anlamanız için.

650 olsa fena mı olacaktı ayrıca, adamakıllı bi şehir ya da göç planlamasıyla neden olmasın, ama memnunsanız metropolünüzden sorun yok :)

insanlar yaşamaya değil para kazanıp çalışmaya geliyor, kariyerleri için büyük fırsatlar peşinde çoğu. bana kalırsa herkes geldiği yere geri gitsin tabi mümkünse ama realite öyle değil :/

yaşamını trafiğin yoğun olduğu saatlere göre düzenliyorsun. orta halli bir insansan oturacağın yer için en optimum çözümü buluyorsun (ev arkadaşıyla merkezi semt - boktan ev, şehir merkezine biraz mesafesi olan fakat sadece senin oturduğun ortalama ev, çok uzaktaki güzel ev).

hani çok kaliteli ve yaşanabilir bir metropol olduğundan değil ama yine de istanbul dünya klasmanında bir şehirdir. ülkenin ekonomik ve kültürel başkentidir. o yüzden küçük anadolu şehirleri ile yapılan kıyaslamalar bize doğru resmi gösteremez.

valla maddi olarak düşük gelirli olanlar belirli bölgelerde yaşıyor
kimisi tüm gelirini siteye bırakıp şekil kasıyor
kimisi para biriktirmeye çalışıyor

İstanbul paran varsa güzel yoksa cehennem gibi yer ama istanbula gelince iş imkanın küçük şehirdekilerden daha iyi oluyor. Kazanma şansın artıyor gibi görünüyor.
Eskişehir de yaşanılacak en güzel şehirlerden

Oturduğum semtte 1+1 ler 1300. Sen düşün işte millet ne durumda

Anadoluda yaşamak daha pahalı imkanlar kısıtlı istanbulda milyonlarca alternatif var. Bi tek ev konusunda haklısın

hayatımı istanbulda geçirdikten sonra yakın tarihte taşınmış biri olarak, başıma bir şey gelmeyecekse istanbuldaki yaşam kalitesinin düşük olduğunu düşünüyorum.
kiralar, trafik, yerleşim şekli, her taraftan insan fışkırması falan bunların gerçek boyutunu taşındıktan sonra ziyarete gidince farkettim ki gerçekten süper saçmaymış.
istanbulu itin götüne sokmuyorum tabii ki ama yaşamak da kolay değilmiş yani.

Aynen senin gibi düşünüyorum ve s.kseler İstanbul'da yaşamam.

1300 lira kira oduyorum.

normalde 10 dakika surecek mesafedeki yolu 1 saatte anca gidiyorum.

maasim da oyle cok degil.

ama hala istanbulda yasiyorum.

sanirim beni deli sikti.

@jonestown duzgun planlanmis olsaydi da bu kadar dar sokaklarda bu cok katli binalar olmazdi, bu kadar cok insanin yasamasina izin verilmezdi, durumu cok iyi olmayanlar bir suru ornegi oldugu gibi banliyo trenleri ile sehrin 30 dk otesinde apartman bloklarinda yasardi.

Haliyle konut sayisi azalip, daha yasanabilir sehir olmasindan dolayi kiralar gene ayni kalacak, hatta artacakti.

Ha dersen istanbul bu kadar kirayi hak ediyor mu? Kesinlikle hayir kalabalik bir köy, yaşanabilir ve guzel denecek 2-3 ilçesinin 4-5 tane semti var o kadar. İyi semtlerde eve benzeyen evler de 5-6.000 liradan asagi kiralanmiyor zaten. Ha bir de kızdığım falan da yok, keske yatilimlar tek bir sehre yapilacagina ulke geneline yayilsaydi da kimse got kadar bir bolgeye yayilmasaydi.

Yasarken cok anlamiyor insan aliskanlik vs dolayisiyla(ya da ben anlamamisim) ama tasindiktan sonra resmen sikildigimin farkina vardim yahu.. Su an izmitteyim ve istanbul'da kaldigim yerin muadilinde(hatta belki daha guzelinde), orada odedigimin yarisinin daha azina yasiyorum... Keyifler gicir, moraller yuksek..

hocam 20 milyonluk şehir ve insanlar ciddi anlamda hayatta kalmaya uğraşıyorlar. en son çalıştığım firmada adamların aldıkları maaş max 3k falan ama karı koca çalışıyorlar eve giren para 5k-7k arası bi para oluyor ve direkt eve giriyorlar ki bu beylikdüzü ya da esenyurt tarafında sitelerde oluyor. günün net 4 saati trafikte gidiyor insanların hafta sonları işte bi çıkarsa çıkıyor adamlar o kadar.

o kiraları bekar adam veremez öyle über bi maaş almıyorsa ve bilgisayar mühendisi değilse :) esenyurt'ta bile bodrum katı daireler 750 tl'den başlıyor ve bekara kiraya vermiyorlar zaten. o yüzden insanlar da evlenme imkanı varsa evleniyor karı koca çalışıyorlar çocuğu da annelere bırakıp tüm gün çalışıyorlar işte ömür tüketiyorlar. durum bu.

nasıl yaşadıklarına ben de şaşıyorum
3-4bin lira alan adamın istanbulda yaşamasının hiç bir mantığını da göremiyorum
en kötü 2 saati yolda geçecek, en kötü bin lira kira verecek
en çer çöp meyveyi yiyip en pis havayı soluyacak, en psikopat insanlarla yaşayacak hastaneye gitse 1.5 saat sıra bekleyecek
manyaklık bence.

şunlar oluyor herhalde
-bazısı aileyle yaşıyor, maaşı kendine kalıyor, nispeten katlanıyor.
-bazısı sevgiliyi filan bırakamıyor, 1 kişinin başka şehirde iş bulabilme şansı belki %50 bile olsa ikisinin birden bulma şansı iyice azalıyor, yemiyor. ki benim istanbulda evlenen nice arkadaşım/tanıdığım var çocuklar iç güveysi gibi bir şey..zira doğma-büyüme istanbullu kızlar "ben taşraya gidemem" diyor. kızın ailesi "illa x semtte ev alınacak" diyor. vs.
-bazısı da sanırım mazoşist bu çileden zevk alıyor.

okuyorum şimdilik. nefret ettim. 4 senedir burda sayılırım. direk kaçış ülkeden. ülkenin en gelişmiş şehri tam bir köy. ne planlama ne ağaç ne medeniyet. düşündükçe tiksiniyorum o biçim. neyse ki hayatımı türkiye'den kaçışa odaklıyorum.

eskişehir güzel harbiden ama. benim memleket oluyor, bazen orada okumak nasıl olurdu diye düşünmüyor değilim. sanırım orda da yaşamam ama. avrupa, japonya, amerika elimden gelebildiğince gezip aidiyetlik bulacağım bir yerde.

iş var diye herkes burada.yoksa her türlü mantıksız.
1650tl ev kirası,o da 150 senedir aynı evdeyiz diye.normalde bulunduğumuz semtte 2000'den aşağı ev cok zor.
hem benim,hem eşimin iş kolu için istanbul dışında iş olanağı pek sınırlı.mecburiyetler.
yoksa 2 dakika durulacak yer değil.

ben 4 yıl önce geldim buraya, geldiğimden beri ağlayıp zırlıyorum. sığır gibi yaşıyorum ama bir şekilde yaşıyorum işte. istanbul aşırı kaotik, yorucu ve bunaltıcı benim için ama rüzgarına kapılınca öyle veya böyle hiç değilse "yaşamak" işini beceriyorsun gibi.

daha bu senenin başında sokarım istanbuluna deyip anadolu üniversitesi'ne kaçmayı düşündüm. maddi olarak çok rahat ederdim. sonra dedim oğlum sen aptal mısın. tamam istanbul üniversitesi de pek bi halta benzemiyo ama iü edebiyat fakültesi mezunu olunca daha ayrı bi şeyin oluyo. yani en azından öyle diyolar, bilmiyom. bi de şimdi ben dil okuyan adamım, eskişehir'de italyanca/rusça okuyup napcam ki? yine bu bok çukuruna döncem iş güç için, eskişehir'de kaç tane firma var 2-3k maaş vereceği italyanca/rusça/ingilizce bilen adam arayan? ha belki vardır, belki oraya gitmek benim için daha faydalı olurdu o ayrı konu ama genel olarak nasıl desem işte HER ŞEY istanbul'da. öyle olunca, ister istemez bi şekilde yolunu bulup kaynıyosun arada. ben de o yüzden kalan 4-5 senemi daha üç kuruşum olmadan istanbul'da geçircem. kolay mı? değil. gerçekten söylediğin kadar var, bok gibi bir şehir. ama yaşanıyo ya ne biliyim, benim gibi bi piremses bile hala düşüp ölmediyse yaşanıyodur yani.

bu araç muhtemelen hali hazırda toplanmış. ancak bir miktar hasar bırakıyorlar ki, araç az hasarlı gözüksün. internette hasarlı araç satanların taktiği bu. motor bölgesindeki parçaların iyice incelenmesi lazım masraf belirtmek için. görünürde düzgün gözükse de motor aksesuar civata bağlantıları tek tek tork kontrolü ile kontrol edilmeli.

göründüğü kadar basit bir hasar değil bence.

dün gece bi kaza oldu, indiğimizde araç hemen hemen bu şekildeydi. haksız taraf biz olduğumuz için sigorta karşılamıyor. masrafı ne olacak merak ettim.

motor komple ele alınmış bile olabilir.
bu arabanın başına neler geldiğini teker teker gözlerinle görüp motorun sorunsuzluğundan emin olursan alabilirsin ancak. çok sıkıntılı.

edit: ilk yazdığım gibi motor komple göçmüş olabilir. umarım göçmemiştir. öbür türlü 6-7 bin bandı olarak düşünüyorum.

ustaya gösterin değişecek tüm parçaları yazsın. paralarını da yazsın. ardından internetten parçaları tek tek aratın. ancak usta işçilik ve parça fiyatını ayrı ayrı belirtsin. işçilikleri çok pahalıysa usta değiştirin. parçalar pahalıysa büyük kalemleri kendiniz internetten alın.

motor bloğunun ne kadar zarar gördüğüne göre değişir. sadece tampon ve panelse 2-3 liraya hallolur gibi. ama radyatörü falan deldiysen ya da başka hasarlar varsa, masrafın 7-8 liraya kadar çıkabilir. çıkma parça alarak halledersen daha hesaplı olur.

arabanın yürüyeninde sorun yokmuş, kaza yerinde bırakmıştık aracı, sabah sanayiye çalıştırıp götürmüş usta. çıkan masraf 7.500..

"Ya alkışla ya kaybol" kafası işte. Kimse eleştirilmek istemiyor, herkes tanrı olmak istiyor.

Teknik soru dışındaki "yorum"a dayalı cevapların hepsine tik atılmak zorunda değil. Çünkü teknik soruda "doğru" cevap kişiye göre değişmez. Fakat "yorum" gibi cevapların doğruluğu tartışılır.

Tik verirken yorumdaki üslubu da değerlendiren var. Üslup önemli.

Sana katılıyorum. Hiç cevap tiklemeyen insanlara kılım, dediğin profile ise acıyorum.

farklı şeyler duymak istemiyorsan neden açıyorsun o duyuruyu caniminici değil mi.....

tokatlanasi kişiler.

Mandalina kokusu katilmiyorum;
Birincisi teknik soruya dogru cevap verdiginde bile tik atmayan var, tamamen isine gelmediginden ozellikle 100000. Kez ayni soru sorulup dogrudan ilgili siteyi fln gonderince oluyor, adam tembelligini bile sorgulamiyor.
Ikincisi yoruma dayali soruda siz bu konuda ne dusunuyorsunuz demis, sen vakit ayirip ne dusundugunu yazmissin. O zaman benim gibi dusunenler cevap versin yazsin. Uslup cok kotu olmadikca, insanlar vakit ayirip sana yardimci olmaya calisiyorsa tik atmamak sacma.
Ha tik olayini da takmamak lazim ama ergenlik mi (baska sebeplerin yaninda) evet ergenlik.

Yoruma dayaliysa dalga haric tiklerim ama belirli bir konuya alakasiz cevap verene uyuz oldugum icin tiklemiyorum.
Gerilim film onerisi istiyorum dizi oneriyor, komedi oneriyor. Neden tik vereyim dogru cevap degil.

davranış yanlış da bazı insanlar duyuruyu fazla ciddiye alıyor. "sabit fikirli bir insanın bu platformda katkısı nasıl olabilir ki merak ediyorum gerçekten.." demişsin mesela. birleşmiş milletler genel kurulu mu yav burası. ben zahmet edip cevap vermişsem ve tik almamışsam kızıyorum ama fak yu deyip geçiyorum yani bana ne amk egosunun tatmin etsin davar.

Der meister +1

dogrudur degildir ama fazla ciddiye almaya gerek yok. Işine gelene tik atar, isterse hicbir cevaba tik atmaz, ister cevap olarak degerlendirdigine atar.Ha rahatsiz edici olabilir ama sinirlenmeye falan gerek yok. Geçin gidin, sabit fikirle katkısı olmaz dediginiz platform duyuru alt tarafı.

Her kullanıcının bunu yapmaya hakkı var. Bazıları konuyu bulandırmak için saçma sapan cevaplar veriyor bazen. O adama tik atmayacaksın ki s.klenmediğini anlayıp bir daha bulaşmasın. Tik olayına çok anlam yüklememek gerek. Cevap olmadığı sürece tik atmam. Görüşünü önemsemediğim biriyse de tik atmam. No offense!

malca buluyorum ciddi cevap vermişim ve işine gelmediği için tiklememişse siliyorum yada çok dikkatimi çekiyorsa kullanıcı adı artık cevap vermiyorum

@der meister

insanların burada ego tatmini için bulunmasından, kendi fikri dışındakileri iplememesinden rahatsızlığımı belirttim, hoş bir hareket olmadığını söyledim (kendimce). çok ciddiye alıp kahrolmuyorum falan tik göremeyince. katkıları yok atılsınlar siteden de demedim, herkes istediği gibi takılsın. bu hoş değil bence, ya sizce dedim..

ben de aksini iddia etmiyorum ki sevgili jonestown, evet sen öyle demişsin ve hatta haklısın da, bunu zaten söyledim. kahrolmadığının farkındayım. söylemek istediğim, "evet bu insanlar var ama onlar da duyurunun parçası, boşver sktir et"ti daha ziyade. ben kendi adıma böyle yapan insanların duyurularına yazmıyorum. sen de normalde benim cevabıma tik vermezdin düşünmedim sanma, bu duyurunun doğası gereği beni tiklememen garip olurdu, sırf o yüzden tikliyorsun zaten. nomıssız vicdonsız. aynısını tavsiye ederim. böyle birini gördüğün zaman aklının bir köşesine kaydet, bir daha sorularına cevap verme. bu tipler zamanla azalıyor zaten genelde, heyecanları geçince bırakıyorlar soru sormayı.

@der meister

tik atarken nicklere bakmak gibi bir huyum yok, ufak bir anlaşmazlık yaşadık diye cevaplarına tik atmayacak kadar kinci bir insan değilim. bu da bi nevi ergenlik bana göre çünkü :)

yoruma dayalı olsa da işine gelse de gelmese tikleyeceksin. hem yorum soracak hem işine gelmeyeni tiklemeyecek. duymak istediklerini yazdırmak için sormuş demektir böyle yapan kimse... ben siliyorum yazdığım yazıyı..

katılıyorum. gereksiz kibirli bir mükemmelliyetçilik. direkt iticilik belirtisi. aynen dediğin gibi sırf laf sokmak, goygoy yapmak, dalga geçmek gibi troll açamlı cevaplar dışında bana verilen tüm yorumları "en azından vakit ayırmış cevaplamış" diyerekten, cevap işime yaramasa bile onaylıyorum. 3 günlük dünyada böyle yükler taşıyamam :)

bebe şampuanı diyorum ben.Sadece suyla yıkarsan pek faydası olmayabilir

eksisozluk.com

Karbonat + Su. Sonra Elma sirkesi + su.

Biten sampuanin sisesine turk usulu su doldur iyice calkala bir kerelik idare eder.

komşu eş dost bir yerden bir su kapağı rica et baboş

Bence doktorunu dinle ve baska bir sey kullanma evet sadece suyla yika. No poo method diye bir sey var. Buradaki poo shampoo yalniz:)) insanlar günlerce sadece suyla yikiyor.

Eğer kahvaltı öğününü seven birisiyseniz, madem sabah kahvaltı yapmıyorsunuz, geç saat dönünce yapabilirsiniz, yumurta, peynir filan.

Tek öğünle nasıl 7,5 saat dayanıyorsunuz ya? Ben olsam düşer ölürüm bir köşede. Ye gitsin. Bulgur pilavı, haşlanmış tavuk, bezelye, nohut gibi yemekleri ekmeksiz yiyebilirsin. Bir de yoğurt ye. Tamam işte.

1 Çay bardağı yulaf
150 gr lor peyniri
3-4 yumurta
1 çay bardağı süt

Bunların hepsini mikserde karıştırıp tereyağı ile güzelce krep yapıyorsun. Bir tadı tuzu olmaz arasına peynir ve zeytin koyup yiyebilirsin zaten biraz ekmek gibi oluyor. İstersen 2 sini peynir zeytin domates ile bir tanesini reçel ile yüzeysel sür gitmesi kolay olsun.

Yanında süt içebilirsin. Bu formül seni rahat 6-7 saat tok tutar. Acıkır gibi olursan biraz beyaz leblebi ye hem protein değer yüksek hemde karbonhidrat değeri uçuk düzeyde değil. Aynı zamanda sussazdırır böylece su içmiş de olursun. Günde 2-3 litre arası su tüket, cildin güzelleşir.

Uzun saatler aç kalmak yerine ufak atistirmaliklar koyarak da cozmeyi deneyebilirsiniz. Az miktarda cig badem, cig findik olabilir. Kucuk yogurtlar satiliyor ona az miktarda kuru meyve ve yulaf koyup yiyebilirsiniz. Saat araliklarini da tutturabilirseniz geceye bir sey kalmaz belki.

Kuruyemiş.

sabret, borçlarını bitirip bak yoluna... durduk yere hem işsizlik hem de borç harçla uğraşma bence.

bence cv'ni aç kariyer.nette, şu anki ortalama maaşının %25 fazlasına iş bulabilirsen ayrıl. eğer bulamıyorsan sabret borçlar bitene kadar, sonrasında aynı maaş ya da daha azına daha az stresli bi iş bul.

Başka yerlerle görüşmeye başla işi bırakmadan. Başka yer bulmadan kesinlikle işi bırakma!

maaş çok az.
daha iyi bir yer bulabilirsin. eksiler daha fazla.
patronun sana güvenmesi filan boş işler salla bunları. onlar köle bulduk kaybetmiyelim diye karışmıyorlar.
bence bakın başka yerlere

bence istifa etme ama şartlsrın düzeltilmesi için patronlarla konuş. anladığım kadarıyla oranın kilit adamlarındsn olmuşsun onlara koymayacak ama seni rahat ettirecek düzenlemeler yapılabilir

Çalışan kişilerde gözlemlediğim kadarıyla çalışanların %95 gibi bi oran işinden memnun değil.
Demek istediğim dışardan göründüğü şekilde olmuyor. Şimdiki işinden tatlı görünen çoğu işe girince pişman olacaksın bence. Çünkü emeğinin karşılığını alıyor gibisin. Başka iş işlerde getir götür ayakbişleri ve özel işlerde kullanılmana karşılık olarak teşekkür bile etmiyorlar. Bence devam et..

yeni bir iş bulana kadar işten ayrılma öncelikle, sonrasında daha az çalışılan bir iş bularak ayrıl.

yeni iş bulmadan ayrılmam zaten, 15 gün işsiz kalsam batış demek benim için. ama burası gibi bulamayabilirim. patronla maaş için konuştum, yılbaşında kıyak geçeceğim sana dedi. zamlar ocak ayında yapılıyor çünkü. ne kadar doğru söyledi bilmiyorum ama.

o ölçekte fabrikada üretim planlama için 2000 çok düşük.
daha iyi iş bulma olasılığı yüksek.
bir yandan arayışta kalmak gerekir.

kurumsal firma olacak şekilde iş ara.Bulmadan bırıkma.Bulunca arkana bakma

Mesleğini yazsan daha iyi olurdu. Planlamacı çok genel bir ifade. Benden bir yaş büyüksün. Şu anda mezun olsaydım asla bu şartlarda çalışmazdım. Borçlarını bitir, öyle çık.

Eger konforunu kurabildiysen,egitimine gore is imkanlari skalasinda iyi durumdaysan,ustune ekonomik sinirlarda hareket ediyorsan bu isi degostirmeyi aklina bile getirme.yeni bir isi yakalamak zor,yakaladin maasinin bir ay odenmemesine bile tahammulun olmayacagi icin buyuk riske girersin.yani su ayni gun is buldun ama maasini gununde odemedi ,hic bir kiymeti kalmadi.

Patron senin ne oldugunun zaten farkindadir ama sen arada aglamayi ihmal etme.bazen ekonomik durumlar gozden kacabiliyor bazende isine gelmiyor insanlarin o yuzden random degil ama vurucu zamanlarda aglamak iyidir.

istifa etme konusunda temel prensip "daha iyisi hazır değilse sakın istifa etme" dir.
istifa etme. sabret. daha stressiz, daha az maaşlı dediğin işlere hemen girebileceğin garanti değil. çalışmayınca çok sıkıntı oluyor, iş bulana kadar geçen süre belirsiz. bu sırada sgk sı var ,stresi var ,ailesi şusu busu var. sakın istifa etme bak sorumluluğun da varmış aile falan.

Zaten iş bulmadan ayrılmayacağını söylemişsin. Yılbaşına kadar bekle iyi bir artış olur ise devam et. Artış yeterli olmaz ise işsizlik maaşı 2000 TL olacak diye bir haber vardı. Bunu araştırıp bu yasa/tasarı onaylanana kadar çalış derim boşta kaldığında zorluk yaşamazsın.

Ama eninde sonunda işten ayrıl çünkü sürekli mesai ve iş insanı yoran bir durum. haftasonun mutlaka olsun Cumartesi dahil ve ailene de zaman ayırman gerektiğini hatırla.

İşsizlik maaşının 2bin olması olayı herkes için olmuyordur.

Normalde son 6 ayda sgkya gösterilen maaşınıza oranla bir işsizlik maaşı belirleniyordu. 2bin işsizlik maaşı için de çalışırken sigortan söz gelimi 5 bin liradan falan yatmalı.

Dovletimiz rakamlarda manipülasyon yapmayı seviyor. İşsizlik maaşına güvenerek iş bırakmayı da düşünme derim.

Su için.. .
Abartmadan soda için.. .

Kola kahve gibi içecekler de kafein ve şeker içeriğinden ötürü vücudu yorar.
Canınınız ne zaman bir şey istese bir iki yudum su için.
Kesmezse 1 soda için...

Detoks olur.

sigarayı bırakınca insan normal iştahına ağız tadına dönüyo ne güzel, bunu dengeli faydalı şeylerle beslerseniz hem çok sağlıklı hemde çok fit olursunuz, sık yemek kadar güzel bişey var mı?

ne sindirim sistemi probleminiz olur, ne ağırlık çöker, azcıkta spor yürüyüş bile olsa, sizden mutlusu yok derim ben sizin adınıza çok sevindim

Kabuk tarçın al kendine. Çubuk tarçın diye de geçer. Ağzına al kemir veya em. Tarçın kan şekerini düzenler ve metabolizmayı hızlandırır, faydalı olur.

ayran için

Doktora git, hallolsun. Doğum kontrol hapı düzene sokar.

8 ay ne yahu, yuh. doğum kontrol hapı vitamin değil. doktor kontrolünde alınmalı. hormonları altüst etmese de sallıyor.

Doğum kontrol hapı +1 Eski bir sevgilimde de bu tarz bir problem vardı o artık çözmüştü ama belli düzende kullanıyordu hapı ve düzenli bir şekilde ilerliyordu rutini. İlk başta doktor görüşmesi yapmış ama o sırada ben yoktum.

Doğum kontrol hapı+2
İstemsiz aklıma bu geldi (git: www.youtube.com )

Bacım biz reglisi 2-3 gün geciken hatunun sinirine-stresine, nazına-niyazına zar zor dayanıyoruz da kaçacak yer arıyoruz. O 8 ayı düşünemiyorum...

Sinir gecikmeyle ilgilidir, ben yaşadım. Dkh kullandım, kullandığım sürece düzenliydi ama bırakıp kendi kendine olmasını beklediğimde eski düzensizliğine devam etti. Pkos vardı, aşırı kiloluyum ve insülin direnci var dendi. Sonra doktor kilo verip ideal kilona gelsen de pkos ve adet düzensizliği düzelmeyebilir çünkü bu senin doğuştan getirdiğin, yapında var olan bişey dedi. Ben de artık takmıyorum, çünkü taktıkça daha çok gecikiyor, daha çok sinirleniyorum falan. Gerek yok. Çok da uğraşmıyorum.

Ek:

Doğum kontrol hapları acaip tüylenme ve kilo yaptı bende. Alma derim. Psikoterapi alsan çözülebilir, bi uzmanla bu konuda konuşabilirsin bence.

Yasinizin genç ve cocuk istegi olmadigini varsayiyorum. Bunun yarınını da dusunmek lazim simdi size uzak bir gelecek gibi gelebilir ama. Kafaniza gore lutfen dogum kontrol hapı vs kullanmayın. Baska hormonal rahatsızlıklar (tiroid vs gibi) yine adet duzensizligi yapabilir. Tekrardan doktora gidip ayrintili kan ve hormon tahlili isteyin ona gore doktorunuz angi ilaci onerirse onu kullanın. 5 ayı geçmesi de iyi degil... mutlaka gidin bunun şakası yok ki.

Ayva göbek sadece genetik bence.

Edit: Ben de kadında hafif göbek severim. :P

olabilir de takma bunları. genetiktir daha ziyade.

ayva göbeğin senin olsun da çılgın tuzlu yiyip, su da içmezsen böbrekleri eline alırsın muhtemelen.

1.67/ 50' ysen o göbeği sadece sen görüyorsundur.
inan bana.......
varsa da kötü görünmüyordur. dert etme.

tuzdan olmaz ayva göbek. onunki farklı, şişkinlik. senin karın çalıştırıcı egzersiz yapman lazım. yalnız bu kadar tuz tüketmeye devam edersen 30 a varmadan hipertansiyon çıkar. yeme.

tuzu azalt demeye geldim ben.

jonestown ben de 169/50 oranındayım ve benim de bir türlü üst bacaklarım istediğim inceliğe ulaşamıyor. ben de senin gibi çok tuzlu yiyorum ve suyu da aynı oranda içiyorum. ama spor da yapıyorum bu arada. sanırım bazı şeyler genetik.

@antihista

ben de bi ara kilodan mı diye mekik, squat falan kastım evde ama işe yaramadı hiç. genetik olayını hiç düşünemedim ben :/

mekik ve squat alt karın çalıştırmaz zaten. ;_;

@shotgu

spor bilgim bu kadar^^

o zamanlar internetten bakıp yarım mekiğin alt karın çalıştırdığını okumuştum. ne kadar doğru bilemem. işe yaramadı nihayetinde.

Ayva göbeği olmayan kadınlara ancak spor ayakkabısı almaya gittiğim mağazanın duvarlarında bakarım. Cevap vermedim farkındayım

@jonestown, mekik karın çalıştırır tabi ki. Sanki alt karınla üst karın birbirinden bağımsız çalışıyor. Düzenli mekikle hayvan gibi kas yaparsın. Mekik karın çalıştırmaz diyen insan hayatında hiç spor yapmamıştır.

www.kisiselgelisim.com

Çok az tuz tüketen biri olarak bende de ayva göbek olduğu için tuz tüketimiyle bağıntısı olduğunu düşünmüyorum. Ailemde benden başka ayva göbekli de yok genetik de değil yani. Yapısal diyelim biz buna :) ben de boy kilo oranı olarak zayıf sayılabilecek bir insanım ama aşırı kilo verdiğim dönemde bile karnım dümdüz olmamıştı. Bir dönem spor filan da yaptım ama yine de karnın alt kısmında minik bir şişlik kalıyor. Yapacak bir şey yok sanırım kabullenmekten başka :(

o yemekten daha çok sporla alakalı. Vücut yağ oranını belli bir düzeyin altına düşürmezsen o göbek durur. yağ oranını ölç, 3 ay düzenli spor yap, yağ oranını tekrar ölç, arada kilo vermesen bile o göbek iner.

175/50 den bildiriyorum, nerdeyse hiç tuz kullanmam ve litrelerce su içerim, yine de bende de var. Yapı meselesi, başka bir ihtimal yok, yine de şekeri az sporu çok bi hayat tarzıyla kurtulunabilinir belki, denemedim.

sanırım şişkinlik duyurusu benimki. şöyle bir şey düzenli spor yapıyorum normalde belirgin karın kaslarım var baklava seviyesine ulaşmasa da. sadece regl döneminde olan bir şey benimki. ayva göbeği tuzla suyla gitmez spor yapmalısın.

elli tane mekik türü var ne demek alt karın çalıştırmaz. dizlerini kaldırırsan çektiğin mekik alt karın çalıştırır.

165/54'ten bildiriyorum benim de göbeğim var, çok su içmem ama tuzu da hiç tüketmiyorum neredeyse. onunla alakalı değildir bence ama, bilmiyorum tabii. sanırım en iyisi spor yapmak.

Bu sefer ki duyurunun capssiz olması üzdü.

Tuz vücutda su tutar tamam ama hepsi göbekte toplanmaz. Karın kası çalışmak da o göbeği daha çok dışarıya çıkartacaktır. En azından benim tecrübem bu yönde.

Ekmek tüketmiyosun, 2 öğün yiyosun tamam ama. Ne yiyosun, içiyosun? Onlar daha önemli.

Belkide sende şu gavurların love handle dediği şeyden vardır..

tuzla alakası yok, karın çalışırsan da geçmez ayva göbek.

sorun karbonhidrattan. ekmek tüketmiyorsundur başka bir şey tüketiyorsundur. bel çevrende yağlanma var anlaşılan.

ağızda piercing çok çirkin ve hiç klas durmuyor bence.

piercing'in çok normal küpe gibi sayıldığı bir ülkede yaşıyorum. piercing takanlar ergen, genelde ciddiye alınmayan ve önemsenmiyen insanlar oluyorlar, bu şekilde davranıyor yani insanlar.

bence yüze yaptırma.

kurnaz +1

yapma!

Piercingi olan bir insan olarak dil piercingine hiçbir zaman anlam veremedim. İnsanın konuşması telafuzu değişiyor ayrıca iğrenç görünüyor. Bence yaptıracaksan çenenin ortasına yaptır en gideri olan yer bence; ancak hiç gerekli değil. En güzeli göbeğini deldir.

yaptırma. ama dudaklarına geçici dolgu yaptırmayı düşünebilirsin.

biri de demiyor ki pearcing ne ;_;

NEYSE

bence monroe yaptır yakışır.

şöyle yani, ama çok küçük piercing ball kullan

static2.fjcdn.com

Ust dudagin ince degil ki alt dudagin ince. Ustle alt esit gibi o yuzden.

3. Diline metal taktirmaya karar verirken yakisip yakismayacagini soruyorsan bu beden transformasyon isini bayagi bir yanlis anliyorsun demektir. Dil deldirirken dusunulen fonskiyonlar cok farkli, hos durmasi bunlardan biri degil. Dil zaten cikarilmadigi takdirde begeni talep eden bir sey degil :D

Bedeni degistirirken biraz daha dusunmek gerekiyor sanki. Ama kolay gelsin. Secim senin.

bence de yakışmaz. ince dudakta daha da bir kötü. illa yaptıracağım derseniz seçilebilecek en kötü yer orta bence. orta ve dış noktaların arasında bir yer, kötünün iyisi.

dil için hiçbir şey diyemiyorum, berbat bence. "yakışır mı" diyorsanız, kozmetik kaygılar var demektir, neden görünmeyen yer o zaman? bana hep geçici heves olarak gelmiştir dil piercing'i.

edit: dil için neredeyse aynı şeyleri shadowcat yazmış.

piercing çok demode artık ya

estetik durmuyor.

amaç değişiklikti zaten, yorumlar vazgeçirdi. gidip dövme düşüneyim bari. sormaya gelirim yine :/

Sana göre sağ alt tarafa olabilir. Kaşına taktır daha iyi.

@jones

dövme de bok gibi askhdjjskdfas

yok değil de dikkat et dövmede. illa bir şey yaptırmak zorunda değilsin.

karışık ve kompleks şeyler zamanla moda değiştirebilir. ondan simple tasarımlara yönel yöneleceksen. kuş, ağaç böcek, martı filan yaptıran kimse bugüne kadar olgun değildi gördüğüm.

simple da benim cidden beğendiğim şu vardı.
www.menstattooideas.net

bu arada unutmadan yazayım, duruma göre kapatabileceğin bölgelere yaptır. omuz, kol, yaka, ayak etc gibi. amerikan hapisanesinde kalan latinler gibi üze, boyna, parmaklara yaptırma.

çok klişe ama alt dudağının soluna yaptırabilirsin.

kurnaz+1

Dövme olarak ne yaptırsam, nereye yaptırsam (CAPSLİ) tarzı duyuruları da sabırsızlıkla bekliyorum :)

kurnaz +1
ille bir şey mi yaptıracaksın? depresyonda mısın?

dudakların cok ince, abes durabilir.

Bir daha yanıt veresim geldi, ifşadan biliyorum seni, sen piercing takmasan da sende zaten piercingli kız tipi var. Herkes yakışmaz demiş, ama bence yakışır.

@cekilmis gayfe

tam olarak sorunum o evet. değişiklik istiyorum yoksa delireceğim. böyle napsam dile dolanıyorum işte deli deli.

çok sıkıldıysan, saçını farklı renge boyat. piercing ve dövmeden daha fazla değişiklik sağlayacağı kesin.

bence de saç boyatmakla başla. yaşın 16 değilse piercing iyi bir şey değil

Yanağa çok yakışıyor bence.

Şöyle fabulousdesign.net

ben 3 senedir note 3 kullanıyorum , şu an telefon alsam note 5 alırdım .

batarya için powerbank taşıyabilirsin baya kücük powerbankler yapmaya başladılar.

Ben olsam samsung ya da lg almazdım. Iphone da almazdım. Al bir Xperia X ya da z5, keyfine bak.

@yirmisantim

sony'nin telefonlarını özellik olarak beğensemde tasarımları gözüme hoş gelmiyor. almamamın tek sebebi bu.

Ama yazılım olarak ve sağlamlık olarak gerçekten muazzam. En basitinden söylüyorum, şarj aleti bile bozulmuyor, kablosu Iphone ya da samsungdaki gibi sıyrılıp kopmuyor. Bu sağlamlık, bu malzeme kalitesi telefonda da var. Bence bir şans ver, memnun kalacaksın.

Samsung 3000 liralık telefon yapıyor, yazılım rezalet. Ama sony öyle mi? <3 Evet sony fanman'im. :)

LG kim ne derse desin pişmanlıktır. Asla alma aldırtma.G4 kullanıcısıydım. Şimdiki aklım olsa note 5 alırdım.

@yirmisantim

gittiğimde inceleyeceğim. aklımı çeldin. zira sağlamlık önemli. kibar telefon kullanan biri değilim.

@emre

aklımda yoktu zaten eleman övdü diye fikir almak istemiştim. vazgeçtim bile :)

Ben yinede ayfon se diyorum bak bu kadar kişi diyorsa var bir bildiği

samsung'u geç. 3300 tl'den çıkan telefonun 6 ay sonra 2600 liraya düştüğü firmadan bahsediyoruz.

lg g serileri çok sorunlu deniyor. ısınma, ekran, pil olarak kronik sorunlar çıkıyormuş.

öte yandan mediamarkt, teknosa, gold vs. gibi yerlerdeki satışçıların tavsiyeleri bir kulağından girip diğerinden çıksın. prim almak için size telefon satma yarışındalar. ben şuana kadar hiç teknik bilgisi olan bir elemana rastlanamdım.

sorun yaşamak istemiyorsan (özellikle kronik sorun) iphone alacaksın. tüm cihazlarda veya serilerinde oluşabilecek bir sorun olduğunda ya ücretsiz değişim ya de ücretsiz onarım yapıyorlar.

(git: www.phonearena.com )

Diğerlerini karşılaştırmaya gerek bile yok.
Bu ikisinden hangisini alacağın biraz da senin kullanma şekline bağlı. Ama ortamı donanımhaber forumuna çevirmeden işine yarayacak bir kaç şey yazayım yinede;

- Note'un o not özelliğini yani kalemini kullanacak mısın?
- Telefonu sürekli elinde mi çantanda mı arka cebinde mi taşıyacaksın?(aralarında ki boyut farkı çok olmasa da note'un büyüklüğü bir süre sonra sorun oluyor bu konularda.)
-Batarya konusunda ikisin de kapasitesi aynı, 3000 mAh. Ama s7 nin içi daha yeni ve ekranı biraz daha küçük olduğu için şarjı daha iyi gidecektir.
- S7 daha yeni olduğu için ve o seride üzerine model çıkmadığı için( Note 7 yeni çıktı biliyosun.) güncellemeleri daha uzun süre alacaktır.
- S7 nin kamerasi bir tık daha iyi.

Aklıma ilk gelen bunlar. Başka sorularınız olursa cevaplayabilirim. Şimdiden güle güle kullanın.

ben elektroniğin ciddi ciddi şans işi olduğuna inanıyorum.(lg g4 hariç, o bariz hatalı üretim) ya da insanların çok acayip elektronik kullanma şekilleri var o yüzden birinde bozulmayan alet öbüründe bozuluyor.

samsung'dan nefret eden var, ben orta seviye bi telefonunu aldım o s7 takılıyor yea diyenin yaşadığı takılmayı yaşamadım.

sony iyi diyorlar. Yakın bir arkadaşım nefret etti (z3'ten) sürekli hata veriyormuş yeniden mi başlatıyormuş bişeyler...

ben olsam note 5 alırdım. S7'nin kamerası karanlıkta daha iyi bir not olarak aklında bulunsun.

@bir3iki7

muhtemelen hep cebimde olacak dışarıda da işte de

kalem kullanmayı sevmem telefonda, muhtemelen kullanmayacağım.

pil ömrü önemli benim için. özellikle iş yerinde çok kullanıyorum telefonu. şarja takıp uzun vakitler bekleyemem.

kamera cidden önemli benim için ama bi tık etkilemez sanırım. note 7 mantıksız geliyor zaten. bi telefona 3.600 boşta param olsa da vermem gibi.

cevabın işe yarardı, teşekkürler.

s7 nin tasarımını beğpenmediysen not 5 al. ben beğendiğim için not 7 almayı düşünüyorum.

iphone se. ayfon al kafan rahat takıl

(bkz: http://www.gsmarena.com/compare.php3?idPhone1=6434&idPhone2=6763 )

Note 4 daha eski olmasına rağmen özellikleri hala güzel. Z5 de öyle. Alternatif olarak Ayfon se de alınabilir ama 2000 liranın biraz üzerinde fiyat.

Teknoloji öyle bir seviyeye geldi ki hepsi uzun süre memnun eder insanı. Ben olsam gider inceler hoşuma gideni alır çıkarım.

iphone se tabiki

ithalatçı garantili note 5 bulabilsen o paraya? çok güzel olabilir.

note 4 de hala iş görür ama görüntüsünü sevmiyorum ben mesela (note 5 çok güzel)

a5 2016 kullanıyorum memnunum, a7 2016 da güzel alet ama daha üst bir şey alabiliyorsan al işte. (özellikle kamerası çok tatmin etmez a5-a7'nin)

benim anladığım büyük ekranlı bir şey istiyorsun, o yüzden iphone se seçenekler arasında değil. Eğer olur diyorsan o da çok iyi tabii.

iphone se tabi ki ya, amele telefonu kullanma o kadar para verip.

iphone kullan

iPhone se demeye gelmiştim ben de

bu iphone se hype nedir abi?
edit:aypon kullanan beyninizi seveyim

Note 4 ya da samsung s5
Ucuz saglam akiyor

Senin yaptığını ben de yaptım zamanında, çok pişman oldum ama giden geri gelmedi. Başkalarının kolunda yaşıyor hayatını şimdi. Duyuru geçmişimden de görebilirsin pişmanlıklarımı zaten. "Ben sözümden dönmem, özlemem, pişmanlık da duymam." dersen bir şey yok ama insan ciddi bir ilişkiden çıkınca o hasret kaldığı kişisel alanına çok çabuk doyuyor, eski düzeni istiyor yeniden.

Çok doğru yapmışsın.

Vicdansız değilsin de ikinizin de müzik zevki berbatmış.

Eksiler ve artılar kısmının aynısını o da yazabilirdi mesela buraya..o eksiler artılar kısmından sonra son paragrafı yazdıysan devam etmezmiş işte..iyi yapmışsın.

Ama böyle çok sevenleri bıraktıktan bir süre sonra arama, pişman olma evresi bir yoklar..aman diyim.

edit: i was made for you +1 :D

I was made for loving you +1. O ne biçim müzik zevkleri öyle.

şaka bi yana bence de iyi yapmışsın.

beni affet izleyen erkegi nerden buldun ya bırak arama sorma bidaha.

seni hep bekleyecegim istediğinde dön triplerinde suan, hala ariyor yaziyor. ama donmek istemiyorum, eksiler artilar tabi ki bana goreydi. belki de ben onu haketmiyordum.

muzik konusu da, zevk iste ne denir :)

sfb tamam da evgeny grinkodan ne istiyorsunuz? :(

duyduk geldik, iyi yapmışsın. bir zaman sonra her şey batmaya başlıyor birbirinize. tahammülsüzlük falan giriyor devreye. sonra işler daha da ota sarıyor. saygı azalarak bitiyor. sadece sevgiyle de bir yol olmuyor. o da bitiyor gerçi.

Evgeny Grinko dinleyen birisine "Müzik zevkin berbatmış" diyenleri takmamak ile baslayabilirsin.

Hanımefendi size şu şarkıyı gönderiyorum, iyi dinletiler dilerim.

www.youtube.com

@burka

cuk oturdu sanki, teşekkürler.

Vİcdansızlıkla alakası yok. Adama yalan söyleyip aldatsaydın vicdansızlık olurdu. Bu değil.

doğru yapmışsın. eğer o ilişkiden zevk alamıyorsan aşık değilsin veya ilgini kaybetmişsin demektir. bu durumda da ilk iş ilişkiyi bir an önce sonlandırmaktır.

> "cok sevdi evet ama o kadar.."

"ben o kadar sevmedim" diye de ekleseydin keşke. :) normalde herşey süper uyumlu olsaydı ama "çok sevmiyor olsa idi" o zaman ne olurdu acaba? :)

abi o degılde sız bı arabada tatıle gıtsenız 3. kişi müziklerden camdan atlar:))

vıcdansızlıkla ne alaka? kafa yapıları uymamıs yeterınce sevgıde yokmus bellı kı

@matrix

çok sevdi evet, belki onun kadar değil ama ben de sevdim. sevgi anlayislarimiz farklıydı sanirim. diğer türlü olsa da biterdi. ikisi olmadan da olmuyor sanırım.

sevmiyorsun. pek dert etme.

anladım. aslında şu kısımın da hakkını vermek lazım: "sac kesimime bile mudahele etmeye basladi. hicbir istediğimi ozgurce yapamaz oldum."

senin üstüne bu kadar eğilmemiş olsa belki bitirecek kadar bunalmayacaktın da. çok saçma gelir bu bana. tanışıldığında, ilk flört dönemlerinde, sıcaklaşma anlarında o kişiyi olduğu gibi kabul ederiz. atıyorum "saçlarım nasıl" dediğinde muhtemelen beğeniriz vs. sonra ne hakla karışılıyor anlamıyorum. insanların sevgi anlayışlarında fast-food mantığında bir "hızlı-tüketim" saçmalığı bulunuyor. sevgi'ye alışınca, onu beslemek için başka şeylere el atıp, onları eritip bunun içine katmaya çalışıyorlar. oysa minnet duyup ilk zamanları korumaları gerek. elbette müzik, film konularında da beğeniler bu kadar uçurum olmamalı tabi. ayarı bozuk çoğunun. :) hani yeri gelir birinin varlığından bile minnet duyarsın. saça başa karışmak nedir yani. ya da hesap sormalar ve haddinden fazla koyu kıskançlıklar.

Farklılıklar ilişkiyi renklendirmek adına güzeldir aslında. Ego savaşları ve tahammülsüzlükler nedeniyle tersi oluyorsa, o is yürümez. Kısacası bunu nasıl yönettiğinizle ilgili, ki sizin durumda yürüme potansiyeli yokmuş gibi duruyor. Özlem atağında donmezsen ve onun olur da hemen sevgili bulması ile yikilmazsan atlatirsin. Bana kalırsa doğru yapmışsın.

Kaçınmacı kadın kaygılı erkek kombinasyonu. Tam bi felaket. Arkana bakmadan kaççç.

ergenlikten beri gözünde bir erkek arkadaş prototipi yaratmışsın sonra da sevgilinin o tipe uymadığını görüp kızmışsın.Bu gidişatı ancak normalin çok üstünde bir cinsel yaşam geciktirir yada tamamen düzeltirdi ama o kısmı da net değil.

Erkek arkadaşına saygı duymuyorsun onu sünepe olarak görüyorsun.Bu şekilde çok kadın gördüm.Hepsinde de üstte anlattığım gibi geri planda yolunda gitmeyen bir cinsellik vardı.