kullanıcı ismi: kategori:
sıramala: bağıntılı yeniden eskiye eskiden yeniye
[]

gelmiş geçmiş en salak soru olabilir, müzik mi eğlence mi?

öncelikle afedersiniz çok acayip bir soru olacak ama, elime bir miktar para geçti. yıllardır bir müzik aletine başlayasım var ama buna başlarsam alet çok pahalıya gelecek ve kurslardan bıkar mıyım başarabilir miyim bir türlü güvenemedim.


bi yandan da diyor ki şeytan al bi ps4 oyna oyna daha sonra sıkılınca satarsın ya da sıkılmazsın.

diğer şeytan da diyor ki salla her şeyi önümüzde sömestr var yurtdışı falan gezersin bi hafta on gün.


-------------------

soru çok boş bi soru biliyorum. bu kişiden kişiye değişen bir şey ama havadan böyle lök diye para gelince ne yapacağımı bilemedim.

 
gez toz. enstrümanı sonra öğrenirsin ama gezip tozmak için zaman her zaman bulunamıyor.


  • bira sisesi kapagi  (04.08.14 15:30:35) 
gezersin bir hafta on gün.
yurt içi. yurt dışı.

  • icemint  (04.08.14 15:30:46) 
Enstrumanin devamini getireceksen onu al.

Yoksa yamacparasutu ogren bi yamacparasutu al takil haftasonlari. 3 secenekten de iyi.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (04.08.14 15:34:06) 
Gez toz, son kurusuna kadar.

Para olunca zaman olmuyoMUS, zaman olunca zaten para olmuyo onu hepimiz biliyoz.
  • cecilia  (04.08.14 15:35:41) 
kendine güvenemiyosan hiç başlama gez dolaş


  • sirena  (04.08.14 15:37:05) 
çok gezen mi eğlenir çok ps4 oynayan mı? :D gez dolaş derim.


  • rodriguez2  (04.08.14 16:14:06) 
ya gezmek çok iyi de 10-15 gün gezilir yurtdışında maksimum. ama bi playstation bi müzik aleti öyle mi 5-6 yıl takılırım ya. hep düşünce bu kafadaki.


  • a darkness coming  (04.08.14 16:39:59) 
hiç gitmemişsin sanırım.


  • icemint  (04.08.14 16:47:20) 
gezide yaşadıklarının hatıraları, öğrendiklerin, edindiğin tecrübeler de ömürboyu ama


  • sirena  (04.08.14 16:58:14) 
Gez


  • bes  (04.08.14 17:21:05) 
PS4 falan güzel şeyler evet ama hiç bir zaman bir enstrüman çalmanın, bir resim yapmanın, herhangi bir sanat eseri çıkartmanın hazzını vermeyecek. 5 sene sonra "ulan müziğe başlasam şimdi mis gibi çalıyor olurdum, hala oturmuş fifa oynuyorum" dersin. neşeliyken, kafan bozukken, sıkılmışken her zaman sanata, özellikle müziğe başvurabilirsin. kurslar da illaki çok pahalı olacak diye bir şey yok, hatta çok pahalısına bulaşmanı önermem.


  • r_u_h  (04.08.14 17:36:54) 
[]

Kiracıyım ev sahibim değişiyor haklarım?

Merhaba,
1 kasım 2015 tarihli sözleşmem var, bir yılım dolmadan ev sahibim evi satma kararı almış bugün emlakçı aradı, evi satın alacak kişinin oturmak isteyeceğini söyledi bu sebeple çıkmam için rica etti, sonra da tamam kasıma kadar oturun dedi.
Siteden memnunum başka boş daireler de var. Hedefim min maddi kayıpla bu işten sıyrılmak.
Taşınma ücreti, elektrik su tekrar kapat aç aradaki fark, ve en önemlisi tekrar emlakçıya para vermek istemiyorum.
Kasım'a kadar beklersem tekrar emlakçı para talep eder mi?
Erken mi çıksam daha iyi beklesem mi?
Bekletirsem max süresi ihbar vs ne kadar oyalayabilirim?
Nasıl bir pazarlığa girmemi önerirsiniz?

Yardımlarınızı bekliyorum dostlar.

 
Kasıma kadar oturmak zaten hakkın, evin satılması bunu değiştirmez.
Evi yeni satın alan kişinin aynı şehir içinde üzerine mülkü yoksa 6 ay içinde seni çıkarma hakkı var.

Emlakçı yeni ev için her durumda yeni para ister gibime geliyor.
Faturaları da aynı şekilde cepten verip sonra iade alacaksın.
  • cakabo  (12.07.16 17:32:44) 
Ev fiyatları kışın daha uygun olur. Emlakçının para talep edeceği bir durum görünmüyor. Yeni ev ararkenki emlakçı parasını soruyorsanız da her türlü alırlar. Sahibinden ev bakın, ben hep sahibinden tuttum.

Yeni ev sahibi evi satın aldıktan sonra size ihtarname çekmeli. Bu ihtarname ile 6 aylık süreniz başlar, bu 6 ay sonunda size gönderdiği ihtarname ile çıkmadığınız için hakkınızda tahliye davası açabilir.

Pazarlığa girecek bir durum yok, evi satın alan kişi oturacakmış çünkü. 1 Kasım'a kadar çıkmanız bence en uygunu.
  • Abdurrahman  (12.07.16 17:32:47 ~ 17:33:41) 
yeni ev sahibinin aynı şehir içinde mülkü varsa kaç ay çıkmama hakkım var?
Her durumda tekrar emlakçı parası vereceksem kasımı bekleyip sonra da 6 ay ihbarı beklesem yazı getirip öyle yeni ev baksam daha iyi değil mi?
Ya da site içinde kasımı beklemeden şimdi 1-2 ay içinde taşınsam taşınma parasını veya bir bölümünü istesem, emlakçıdan da yeni ev için iskonto istesem elim daha güçlü olmaz mı?

Buralarda yaz başı çok ev olduğundan daha çok ev bulunuyor, kışa doğru ev bulmak daha zor.
  • vaktiyle iyi biriydi  (12.07.16 17:42:53) 
eski ev sahibin ile konuş, aynı siteden boş evi olan tanıdığı birileri varsa sokuversin seni o eve. şansını zorla, kaptırma şu emlakçılara para üstadım. ya da emlakçı ile konuş, bana güzel bir ev bulursan tam komisyon ödemem ama yarı komisyonunu 2 taksitte öderim, başka emlakçıya gitmesin param falan de, hemen atlar bence kaçırmaz seni. hem de bu mühitten ayrılmak istemiyorum falan de. eğer kabul etmezsen tam komisyonu yine bu civardan başka emlakçıya vermek zorunda kalacağım de.

elektrik, su, doğalgaz'a fazla bir fark ödemezsin, nakil yaptıracaksın zaten. farkları da faturalara yansıtırlar, fark etmezsin bile, koymaz yani.

kasım a kadar evi bulman lazım. Ekim'de yerleş bence yeni evine. ama ben olsam yaz bitmeden yeni evime geçerdim, kışın taşınması çok zor oluyor.
  • hakim oynayin dedi  (12.07.16 17:48:04 ~ 17:51:42) 
[]

Telefon Değiştirecek Adama Tavsiyeler:

Şimdi bir adam var ki o ben oluyorum, 1 yıldan fazla süredir iphone 4 kullanıyor. Geçmişte htc ve samsungdan bir sürü şey kullanıktan sonra huzuru iphone'da buldu, hiç bakınmadı onu aldıktan sonra. Ama artık değiştirmek istiyor.

a. Adama android veya iphone 5 / 4s olmayan ne önerirsiniz? Bütçe 1500 diyelim.

b. Lumia 920 basitliğiyle ayfona alışmış bu adamı keser mi?

 
bugün lumia kullanma şansı yakaladım. gerçekten çok başarılı bir telefon olmuş, tavsiye ederim. çok da hızlı ve şık.


  • klassno  (25.12.12 21:51:43) 
lumia 920 yi bi o kadar beğenen varsa bi o kadarda beğenmeyen,sorun yaşayan var.kuzenim kardeşine aldı.ayfon 4s i vardı.beğenmedi lumia yı,çok karışık,kullanışsız dedi.windowsun kobay telefonu yani,gelişme aşamasında,çok eskiği var,millet güncelleme bekliyo yani.daha ilk haftalardan 2.el piyasasına düşmüş durumda.telefon önermicem ama lumiadan uzak dur.windowslu telefon almak için 1-2 sene daha bekleme taraftarıyım.


edit:zenginsen,en kötü aylık gelirin en az 2000'den falan başlıyosa al tabi.ama zar zor para biriktirip 1500 TL telefona bayılcaksan alma yani demek istedim.
  • selma  (25.12.12 21:52:41 ~ 21:53:56) 
bir kez iphone kullanmışsan ve memnun kalmışsan diğerleri tatmin etmez. 4s ya da üzerine para ekleyerek 5 al derim.


  • halitkin  (25.12.12 21:58:44 ~ 21:58:55) 
iphone'dan sonra alabileceğin tek telefon samsung galaxy.
nokia en başta nokia olduğu için kaybediyor.

  • kayranin kedisi  (25.12.12 21:59:04) 
[]

Kripto para vergi mevzuları? Platform mu değiştirsem?

Merhaba arkadaşlar,

Bugün şu kripto paralara vergi düzenlemesi için platformlardan bilgilerin talep edildiği haberini gördüm sözlükte. Zaten epeydir konuşulan bir mevzuydu. Şimdi ben BTCTürk kullanıyorum. Bu olaylardan sonra Binance'a mı geçsem diyorum? Biliyorum Binance'dan da isteyebilirler bilgileri ama BTCTürk'den daha güvenli olacağı kesin. Haraç ödemeye niyetim yok çünkü. Siz ne diyorsunuz?


 
binance'a da banka aracalığı ile para yatırıp çekeceğiniz için değişen bir şey olmayacak, giriş çıkıştan komisyon alacaklar. he ama yine de geçin, her türlü binance iyidir.


  • rose parks  (01.04.21 18:02:24) 
giriş için binance'yi öneririm. bitcoin denince akla gelen 1. sıralamadaki dünyanın en büyük kripto para borsasıdır. alım satım yaparken %0.1 komisyon ücreti var. üye olurken (referans kimliği) bölümüne "19916261" bu kupon kodunu girerseniz komisyon ücreti %0.08'e düşüyor. veyahut
bu " accounts.binance.com " kupon linkinden üye olursanız alım satımlarda %20 indirim oranından faydalanabilirsiniz.

  • heart-collector  (29.04.21 04:47:16) 
[]

en iyi bb krem

selam kızlar,

bb krem sorusunu görünce aklıma geldi kullanıp memnun kaldığınız en iyi dediğiniz bb krem hangi markada?
size güvenip alcam.

tenks, muck!

 
kullanmak zorunda olduğumda, yani her gün değil ama haftada 1-2 garnier kullanıyorum. hem yüzümdeki kuruluktan kaynaklı kararık yerleri ve sivilce izlerini baya kapatıyor hem de 7-8 saat sonra bile yüzümde yağlanma, parlama olmuyor.


  • alice practice  (04.04.13 11:44:37) 
missha +1:
eksisozluk.com

  • vejeteryanvampir  (04.04.13 12:25:01) 
alice practice'e laf çakmak için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın ama kesinlikle garnier değil. kuru yüzümü bile parıl parıl parlattı. bi de sözde nemlendirmesi lazım gelen şey kuru yerlerimi daha da ortaya çıkarttı.


  • golgem var iyi ki golgem var  (04.04.13 13:12:43) 
[]

Piriz ve fiş değiştirme

Merhabalar.

Bulaşık makinası sigortayı attırdı. Piriz yanmış, fiş de erimiş, yanmış. Gidip Vico marka yenilerini aldım. Bizim apt. kapıcısı değiştirecek. Ne kadar para vermek gerekir adama. Geçen de kapıda kaldım, kilidi değiştirdi para almadı ama bu sefer ödeme yapmak istiyorum.

30 tl. versem olur mu ki?

 
olur, sadece priz ve fiş değiştirmek için fazla bile gelebilir ama önceki yaptığı yardımlardan ötürü yeterli bence.


  • loveinaflipbook  (08.10.14 08:45:15) 
bende aynı fikirdeyim.


  • predecessor  (08.10.14 08:55:27) 
en fazla 20 tl ver geç. malzemeyi de sen almışsın. elektrik ustası çağırsan bile talep edeceği para max. 20 tl.


  • gencligimi kimse bilmez  (08.10.14 10:39:46) 
[]

değişen obje efekti

transform effect midir nedir tam emin değilim teknik adından.

örneğin bir filmde adam yerden ayakkabısı alır ve ayakkabı birden gazeteye dönüşür gibi, buna benzer bir örnek video bulmam lazım.

tabi en basit haliyle anlattım ama daha kapsamlı bir şey de olabilir, aynı örnekten yola çıkarsak; adamın kıyafetlerinin de ya da bulunduğu ortamın da değişmesinin falan gösterildiği bir filmden bir parça, video falan acayip iyi olur.

bi buldurun be abilerim, ablalarım...

 
  • lemmiwinks  (29.01.13 12:47:53) 
(bkz: morph) deniyor 3d dünyada kastettiğiniz şeye sanırım.


  • talemon  (29.01.13 13:32:05) 
adobe after effect için twixtor diye bi plug in var, bi ara türk kliplerinde kullanılıyodu, aynı açıdan çekilmiş görüntülerde şarkıcının değişik yerlerde durarak şarkı söylediği kısımlar dönüşerek değişiyordu.

benzer görüntülerin birbirine geçişlerinde kullanılıyor. araları kendi oluşturuyor. yararlı bir şey.
  • press play on tape  (29.01.13 14:30:06) 
[]

Parçası Değişen/Boyalı Arabaların Fiyatı Neden Düşüyor?

Selamlar.

Araba fiyatlarına bakıyorum da. Bir arabanın 2. el piyasası aşağı yukarı belli mesela, ama bir tanesinin sırf ön çamurluğu değişmiş ve kapısında boya var atıyorum, bakıyorum epey epey daha ucuz. Niye böyle? Yani bu durumda böyle boyalı araba almak daha mantıklı değil mi? Boya alt tarafı yani, ağır kazası falan olsa tamam da çamurluğunun değişmesi, kapının boyanması ben arabayı aldığımda beni etkilemez sanki? Yani tamam orijinalliği bozuluyor da çok ciddi farklar oluyor böyle basit şeyler için?


 
değişimler genelde doğrultması mumkun olmayan zamanlarda yapılıyor. Parça değiştirecek kadar sert kazalarda aracın şase ve dengesi de haliyle etkilenmiş oluyor. bu sebepten olabilir.


  • erty_ksk  (04.11.14 11:03:15) 
Boyalı araba almakta sorun yok o zaman?


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (04.11.14 11:11:50) 
boyanın nerede olduğu önemli. misal kaputta ya da bagaj kapağındaki boyaya iyi gözle bakılmıyor. mesela kaput ile ön çamurluk aynı anda boyalıysa arabayı kazalı olarak düşünüyorlar. tavanı boyalı olanlar ise direkt pert araba muamelesi görüyor.


  • alibaba06  (04.11.14 11:14:19) 
sadece çizikten dolayı göze batmayacak şekilde boyanmışı almakta sorun yok elbette. ama sağ arka kapı boyalı dediğinde, bir ustaya götürüp baktırmakta fayda var. boya kalınlığını vs. ölçen bir cihazları oluyor. çekiçle felan düzeltilip düzeltilmediğini anlayabiliyorlar.


  • thinkfloyd  (04.11.14 11:15:46) 
şöyle de bir durum var.
eğer hasarlı olarak kayıt edildiyse sigorta sistemine, sigorta primleri oldukça düşük oluyor.

örnek vereyim. bende 2008 model honda civic var, hasarsız olduğu için trafik sigortasına 110TL filan verdim.

arkadaşımda 2007 clio var. hasar kaydı olduğu için 400 TL verdi. kaskoda bu değerler daha yükseliyor.
  • teritori  (04.11.14 11:18:23) 
hatta yeri geliyor kasko bile yaptıramıyorsun mesela. şirketten bi abi bir kaç kere tıra falan girmişti :D en sonunda bi iki firma kasko yapmadı yapanlar da acayip fiyatlar verdi adam kasko yaptıramadı golf üne

dendiği gibi boyanın yeri çok önemli. öyle bir araç alınacaksa da kesinlikle ekspertize girmeli
  • metehan01  (04.11.14 11:35:48) 
[]

samsung telefon arızası (+servis önerisi)

merhabalar samsung note 4 telefonum aldığım günden beri ilk kez bir sorun çıkardı. çok memnun olduğum ve marka model yükseltmeye ihtiyaç duymadığım için yaptırtmak istiyorum.


sorun şu: telefon önce açık haldeyken power tuşu, ses açma kapama ve orta tuşu basmamaya başladı 1-2 kez batarya çıkararak bu sorunu hallettim. Daha sonra telefon açılırken samsung ekranında kalmaya, açıldığı zaman ise tuş kilidi ekranında kalmaya başladı. bu tuş kilidi ekranını 10 denememde 1 kere zor açabildim desem yeridir.

neyse ben de internetten bir yeri buldum (GSM İLETİŞİM) - söğütlüçeşme metrobüs çıkışı.

Götürdüm bugün oraya sorunun yazılımsal olabileceği, yazılımcısının cumartesiye kadar izinli olduğu tarafıma söylendi. Fakat ilgilenen beyfendinin yazılımsal bir sorun varsa telefonunuzun yapılamaması hatta çökmesi kullanılamaz hale gelmesi mümkün dendi (telefonda herhangi bir root yok, değişen parça vs. yok)

böyle bir şey mümkün mü? bu işi halledebilecek başka bir servis, tamirci var mı? yarın gidip telefonu geri alsam mı yoksa cumartesiyi bekleyip yaptırsam mı?

not: yapılırsa 100tl masraf olacağı söylendi. açıkcası cumartesiye kadar istanbulda işim yok. kalırsam telefonu beklemek için kalacağım. ne kadar kolay ve hızlı çözülürse o kadar iyi olacak bu iş.

tikler hemen.

 
O adamlara ben z3 compact ekran değişimi yaptırmıştım, benim telefondan kaynaklı sonra da küçük sorun çıktı onu da ücretsiz yaptılar. Genel olarak memnun kaldım.

Yani yüksek ihtimal denemişsinizdir ama cihazı toptan formatlamayı denediniz mi? Tuşlarda eskisi gibi basma hissi var mı yoksa farklı mı?

Telefonu beklemek zorunda değilsiniz, sonrasında size kargo ile de yollayabilirler.
  • atom karincanin torunu  (29.06.17 02:10:12) 
[]

Turbonun değişmiş olması ne kadar ciddi bir problem

Merhabalar,

Bir araba bakıyoruz, ilk arabamız olacak. Bmw 1.16i, 2012 model, kazasız 122binde bir araç. 6 ay da garantisi var aracın. Bugün kullandım araç oldukça diri ve gerçekten beğendim. Yalnız satıcı dedi ki turbosu değişmiş daha önceden sebebini de bilmiyorum. Sizce bu araç alınır mı?

Şimdiden teşekkürler.

link.marktplaats.nl

 
Turbo zaten ömrü çok uzun olan bir parça değil. Değişmiş olması iyi. 90 bin km sonrası turbo kendi kendini yiyor.


  • himmet dayi  (15.08.22 22:33:59) 
@himmet dayı

hayır yemiyor. aynı araca sahibim (170 hp'lik olan). 90 bin km'yi geçtim hatta. benim dışımda arkadaşlarım 120 130 150binleri gördü aynı turboyla. araca iyi bakılıyorsa turbonun kendini yemesi olası değil. özellikle bmw n13 motorlarda. sürekli tapa gaz gidildiyse, aracı kapatmadan önce durduğu yerde 1-2 dakika yağlamasına izin verilmezse turbo değişimi kaçınılmaz oluyor. kısacası turbonun sağlığı kullanıcıya bağlıdır. n13 kodlu motordan sonra çıkan b38 kodlu motorda turbo yeme olayı kronikleşmiştir.
  • false pretension  (15.08.22 22:42:46 ~ 22:46:09) 
Turbo degisimi yuzunden araci elemem, hatta degismesi iyi.
AMA bmw'ler 10 yasindan sonra cok bas agritmaya basliyor uyarayim. Araclar diri durubilir ama bol motor arizasi verebilir. Servis kayitlari varsa, duzenli servise gitmis mi bakmak lazim. Gitmisse bayiye mi gitmis yoksa neresi olursa oraya mi goturulmus, hangi parcalar degismis vs.

Ben olsam bu butceyle almandan uzak dururum. Alman alacaksan 4-5 yasinda bak, 10 yas/150bin km seviyesine gelince de elden cikartmak lazim, sonra bas belasina donusuyor cunku.
  • cooperr  (15.08.22 22:42:50) 
@false pretension

Ben zaten 90 binde turbo biter demedim. Kastettiğim şey 90 bin civarı itibariyle turbo ufak ufak performans kaybı yaşar. Senin ya da arkadaşlarının arabalarında hala ilk günkü performansını koruması (öyle değildir de neyse) her araçta koruyacağı anlamına gelmez. Neticede her araç üzerindeki parçalar aynı kalitede olmuyor. Üretime bağlı olarak parça kalitelerinde değişkenlik olabilir.

Senin aracın icin de performans kaybı yoktur diye düşünme, aracı performans testine sok mesela önemli miktarda bir düşüş olmuştur. Bunu fark etmek o kadar kolay degil. Çünkü bir anda düşmüyor performans.

Sonuç olarak 120 bin civarındaki bir aracın turbosunun değişmesi gayet normal.
  • himmet dayi  (16.08.22 08:24:34) 
@himmet dayı

biz performans durumunu konuşmuyoruz. turbo yenilenme olayını konuşuyoruz.

90 bin km'den sonra turbo yemeye başlıyor diye birşey yok onu demeye çalışıyorum. kullanıma göre kimisi 150-200bin km'de yemeye başlıyor demeye getirdim. iyi bir kullanıcıysa 90 bin km çok düşük bir km. hırpalanmış kısacası.
  • false pretension  (16.08.22 17:49:51 ~ 17:54:32) 
bmw'dir ne yapsa yeridir genjler.
turbosuz n52 ile 60 binde ust kapagi catlattim.
150bine gelmeden 2 defa radyator degistirdim, butun sogutma sistemi 2 defa elden gecti su pompasi dahil.
En son genlesme kabi catladi sattim.
Patates cipsi gibi araclar bunlar, lezzetli ama kirilgan .
  • cooperr  (16.08.22 19:25:47) 
[]

Fren hidrolik yağı değişir mi?

Bir görüş değişmez yönünde (ustalar zahmetli ve as para kazandıkları için değişmez diyor sanırım) bir görüş de 60 bin gibi değişmeli yönünde. Hangisine inanalım?




 
balataları değiştirirken hidrolik yağı da değiştirmişlerdi. sordular tabi. bende değiştirin dedim.


  • draconas  (28.07.21 13:59:17) 
bakım klavuzunda değişir yazar
öte yandan motor yağı gibi daha zor şartlarda işlev görmüyor

önerilen sürenin 1,5-2 katına kadar beklenebilir
  • bir soru sorcam  (28.07.21 14:05:00 ~ 14:35:52) 
değişir tabiki,

fren hidroliği, motor yağı, vites hidroliği, direksiyon hidroliği değişen sıvılardır.

yağın durumuna ve viskozitesine bakılır
  • Northern Mariner  (28.07.21 14:05:02) 
Yağın akışkanlığı zamanla azaldığı için er ya da geç değiştirilmek zorunda olmalı. Sorun ne zaman değiştirileceği.


  • franz kafka  (28.07.21 14:08:39) 
fren hidroliği değişir, motor yağından da önemlidir. motor yağı sadece motor sağlığını etkiler, fren hidroliği aracınızın durması için kritik önemdedir, herhangi bir şüpheniz varsa değiştirtin.


  • gkhncnzdgn  (28.07.21 14:26:42 ~ 14:26:51) 
Yanlış hatırlamıyorsam benim araç için 60 binde değişmesi lazım yazıyordu kılavuzda ama 104 bine kadar problem çıkarmadı. Artık beni değiştir diyor ama. İstanbul Anadolu yakasında önerdiğiniz usta var mı bu iş için? Benim yaşadığım şehirdeki ustalar gerek yok diyordu, şimdi birkaç haftalığına İstanbul'dayim bir usta önerin de değişmez ya ne gerek var demesin bana :)


  • Fusha  (28.07.21 14:33:42) 
Fren hidroligi degismez diyen kisileri hayatınızdan çıkarmanızı kapısının önünden gecmemenizi tavsiye ederim. Fren hidrolik değişimi cok kritiktir zamanla viskozite azalır ve cok fren kullanımında kaynama noktasına ulaşırsa bir anda frenler boşalır.


  • mirty  (28.07.21 14:50:10) 
Hidrolik yağlar da motor yağı gibi değişmeli, ama periyodu o kadar kısa değil.

Zamanla havadaki nem yağa karıştığı için değişim şart, ama bizim sanayi kültürümüzde yoktur bu. Biz motosikletlerde çok dikkat ederiz buna, ama otomobilde 5 sene ya da 100 bin km gibi olmalı değişim periyodu.

Aynı şekilde soğutma sıvısı da belirli bir zamanda değişmeli.
  • John Bloor  (28.07.21 17:00:18) 
[]

24 saat açık petrol istasyonu yanına

2 katli bir yer yapiyor sahibi bana pazarla dediler sonra bir AVM de dukkani olan bir arkadasimi aradim gel beraber işletmesini alalim dedi küçük AVM gibi bir yer acalim diyor işlek bir yer ama yani petrole gelen oraya gelir mi 10-15 bin kira olabilir sizce başkasına mi pazarlayayim ya da ne acilabilir 2 katli 90-100 m2 bir yere




 
Dürümcü .


  • tsubasa  (23.08.14 22:50:02) 
mini-avm iş yapmaz orda. en karlı iş yemek üzerine bir şeyler açmak.


  • zebragibi  (23.08.14 22:58:20) 
Gozlemeci


  • steward  (23.08.14 23:10:25) 
Beyler illa ortak is mi yapin diyorsunuz kirasi cikar mi sizce yemek işinde


  • para var huzur yok  (23.08.14 23:20:32) 
dürümcü ile benzin istasyonu müsterisinden günde 500 tl sadece kira için kar edemezsin gibi geldi. giderleri ve size kalacak miktarıda düşündüğümüzde en az günde 1500 tl kar etmesi gerekir gibi geldi. %30 kar oranı ile ürün satsan günde 5000 lira ciro gerekcek. müşteri basına 15 tl harcasa 330 müşteri gelir diyosan belki. benzincinin yeri onemli. dinlenme tesisi gibiyse olabilir.


  • isminivermekistemeyensuser  (23.08.14 23:28:17) 
8-10bin bandında gidecekse dürümcü-çorbacı tarzı bir yer açılabilir, 24 saat açık olacak şekilde. 10dan yukarı kiraya girilmez ki 90 m2 için 8 bile çok aslında. ayrıntı konuşmak istersen sözlükten ulaş.


  • parola58  (23.08.14 23:33:57) 
İlla yemek yeri mi olması gerekir


  • para var huzur yok  (24.08.14 00:00:52) 
Cafe var yakininda ama cafe olmaz mi


  • para var huzur yok  (24.08.14 00:01:15) 
[]

felix - paraşüt

selamlar albert'ler,

Beni biriniz aydınlatsın. Dünden beri kafamı yiyiyor bu düşünce.

1300 km hızla düşerken, bir paraşüt insana hiç zarar vermeden nasıl hızını kesebiliyor? Eklem, omurga, kemik ya da kaslar hiç mi zarar görmüyor? Sonuçta ani bir yavaşlatma söz konusu.

Bilen biri anlatıversin? Anneye anlatır gibi lütfen.

 
Arkasında cihaz vardır. O hızı paraşütü açmadan önce sabitliyordur falan. Aklıma gelen bu.


  • Raymond  (15.10.12 10:00:46) 
özel bir kıyafetin içinde.


  • yetkili birine benzeyen abi  (15.10.12 10:02:37) 
Paraşüt açıldığında o kadar hızlı değildi, yukarlardayken o hızlara ulaştı ama sonra yavaşladı tekrar. Paraşüt açıldığında muhtemelen normal bir serbest düşüş hızından çok hızlı değildi


  • Haldamir  (15.10.12 10:12:06) 
@Raymond
Sanmıyorum. Mantıklı gelmiyor hızı sabitlemek üzerine bir sistem kullanması. insanın fiziksel sınırları vb. gibi geyiklerin döndüğü birşeyde insan dışı etmenleri en aza indirmişlerdir.

@yetkili birine benzeyen abi
özel bir kıyafet olunca değişen ne olabilir ki?

@Haldemir
normal bir serbest düşüş hızı ne kadar oluyor usta? Çok mu farkediyor? Yavaşlamasının sebebi havadaki sürtünmenin artması falan mı?
  • saygilarefendim  (15.10.12 10:25:20) 
ilk aşamada hava çok seyrek olduğundan sürtünme etkisi çok azdı. sürtünme arttıkça paraşütün sağlıklı bir şekilde açılabileceği hızlara yavaşladı.


  • low-life  (15.10.12 10:33:41) 
Normalde serbest düşüşte birinin ulaşacağı hız 200-300 km arasıdır, paraşüt açmadan önce iyice yavaşlayıp 200e kadar düşürürler. Aynen havanın yoğunluğu arttıkça hava sürtünmesi artıyor ve onu bu hızlara yavaşlatıyor.


  • Haldamir  (15.10.12 11:09:08) 
kesin ip var.


  • gogu delen adam  (15.10.12 11:40:55) 
[]

Yurtdisindan Turkiye'ye para gonderme

Arkadaslar merhaba,

İs geregi Rotterdam'a tasiniyorum. Aileme maddi olarak destek olmam gerekiyor, dolayisiyla her ay turkiyedeki aileme para nasil gonderebilirim?

Western union, vs. Gbi opsiyonlarin farkindayim, ama fazla para kesiyorlar. Baska ucuz yontem var midir? Soyle bir sey aklima geldi. Hem benim, hem babamin isbankasi hesabi var. Mesela ben gonderecegim parayi kendi isbankasi hesabima yatirsam - amsterdamda isbankasi subesi var-, sonra internetten babama transfer etsem, olabilir mi?

Kisacasi, amsterdamdaki isbankasindan turkiyedeki is bankasi hesabima para yatirabilir miyim? Para kesilir mi? Baska fikirleriniz varsa, paylasirsaniz sevinirim.

Tesekkurler,

 
işbankasındanda yollayınca internet bankacılıgı ustunden yuklu mıktar kesılıyor.
(aynı sorun bende de var cunku). anlasmalı bankalara bakabılırsın. bır de ING ye bır bak derım.

  • botamaniaensis  (03.01.15 20:27:46) 
Bankasından bankasına değişen bir şey bu sorduğun şey kimse sana net bir para söyleyemez sanırım. Bankaya gidip sorsan bile bizden bu kadar gider ama türkiyeye gittiği zaman ne kadar kesilir bilinmez yada tersi gibi bir cevap alabilirsin.
Geçenlerde bununla ilgili yeni bir site gördüm transferwise.com (aradım ve buldum) burası bazı hesaplarıda yapıp söylüyor ama kullanan insanların oldukça bol. TRY yide desteklemesi bir avantaj. Denersen yorumlarını duymak isterim.
Ayrıca para göndermeyi vergi beyanında gösterebiliyorsun galiba Tabikide ebeveynlerinden biri emekli ise..(Bu konuda da detaylı bi bilgiye sahip ediğilim ama gönderdiğin belgeyi kenarda tutmanda fayda var)

Kıssadan hisse bende böyle birşeyleri deniyeyim dedim. Bana söylenen kart sahibi olduğun bankanın avrupa şubesine gidip parayı hesabına yatırırsan para komik rakamlara indiği ama malesef ben bunlarıda tercih etmedim.

Araştırdım ama hiç bir deneyim yok. Bilgi bildir iyi kötü işine yararsa ne mutlu.
Saygılar
  • gunes yanigi olan penguen  (03.01.15 20:33:43) 
Yapı Kredi Bankası UniCredit üyesi. Eğer Hollanda ile birebir anlaşmaları varsa o hesaba yatırdığın paradan yapıkrediye aktarımın minimum kayıpla olacaktır. Kısa süreli Polonya'da bulunuşumda, Türkiye'den yapıkrediye yatırılan parayı unicredit bankamatiğinden kayıpsız çekmiştim. Belki tam tersi mümkün olabilir. Yabancı banka kartını Türkiye'ye kargolarsın aile üyelerinden biri yapıkrediden çekebilir. Yapıkrediyi aramanı tavsiye ederim.


  • blager  (03.01.15 20:45:41 ~ 20:46:33) 
[]

I'm back! :)

Selamlar herkeseee, çok uzun zaman oldu :)) Çok zamandır aklımdaydınız ama bir türlü ilk adımı atamıyordum. Bugün o gün millet! :D

Öncelikle güzel dileklerle başlayayım. Umarım tanıdığım/tanımadığım herkes bu uzun süre zarfında iyi ve mutlu kalabilmiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz ekstra garip dönemde hepinize sağlık, geçim kolaylığı ve yaşam motivasyonu diliyorum can ı gönülden.

Kimler gitti kimler kaldı pek bilemiyorum ama beni hatırlayıp merak edenler için bir özet geçeyim. Ben kısa tutmaya çalışacağım ama çok söz de veremiyorum :D Durumu olmayanlar şimdiden kusuruma bakmasın :))

Geride bıraktığım 5 senenin neredeyse her saniyesi kabus gibiydi diyebilirim. Güzel şeyler de oldu yalan yok ama geneli gerçekten kalitesiz bir yeşilçam filminin saçma sapan bir bollywood versiyonu gibiydi. Daha fazlası olmaz herhalde artık dedikçe her şey üst üste gelmeye devam etti :D Son 5 senem bir film olsaydı ilk 10 dakikasında çıkmıştım, öyle bir şey :D

Belki hatırlayanlar vardır tiroid problemlerim vardı. Öncelikle tiroide bağlı gelişen başka bir rahatsızlık sebebiyle minnoş gözlerimi kaybettim :D Çok şükür hala görüyorum ama şekilleri ve boyutları değişip büyüyüp yuvarlaklaştılar :D Sonra ameliyat geçirip tiroid problemimden kurtuldum ama gözler yadigar kaldı :D

Sonra evlendim ve Bodrum'a taşınıp ufak bi cafe/pub açtım. Sanırım buraya kadar bilenler biliyordu. Bodrum'un ve evliliğimizin ilk 6 ayı tek kelimeyle mü-kem-mel-di. İstanbul'da yaşarken benim de eşimin de güzel işlerimiz ve güzel maaşlarımız vardı. Çok şükür yiyip içip gezmemize hatta balta girmemiş ormanlardaki orangutanlara bile yardım etmemize rağmen paramız artıyordu ve biz de biriktiriyorduk :D Ne güzel zamanlarmış. Önce düğünümüze, ev eşyalarımıza bir yatırım olur diye biriktiriyorduk. Bu hastalıktan sonra ben dedim ki düğünü eşyayı boşverelim, dünyayı gezelim. Beğendiğimiz yerde kalabilmenin imkanlarını araştıralım ve yerleşelim. Şimdiki eşim, o zamanki erkek arkadaşım da iflah olmaz bir kurumsal kimlikti ve bu maceralara pek yanaşmıyordu. Bana dedi ki "son kez müdür pozisyonlu başvurularımı yapayım 15Ocak'a kadar geri dönüş olmazsa dünyayı gezelim. Eğer istediğim işlerden birine kabul edilirsem kariyer yapmak istiyorum" :D Naif planlar. Dedim hay hay. Gayet adaletli bir bakış açısı. Ama tabii onun işine çok ihtimal vermediğim için ben dünya gezisi rotasını oluşturmaya başladım :D Derken boş zamanlarında sahibinden.com'da hiçbir zaman almayacağı tekneleri, motorları ya da dükkanları gezen her Türk genci gibi biz de hiç aklımızda yokken Bodrum'da bi dükkan bulup tutmaya karar verdik. Tarih 31 Aralık 2015. Dedim ki yeter ki İstanbul'dan gidelim de bir işimiz olduktan sonra dünyayı sonra da gezebiliriz. NAAAH gezersin! :D 15 gün sonra başvurduğu işlerden olumlu geri dönüş alan eşim için de benim için de artık hayat başka bir yola savurmuştu bizi çoktan. Sonra işte şipşak düğün dernek, işlerden istifa, dükkanı kurmaca derken kendimizi burada işletmeci olarak bulduk.

Normalde kendi paramız dükkanı tutmaya ve düzeltmeye; aşçı, barmen vs tutmaya yetiyordu ama kocacıııım yine her Türk gencinin hayali olan "liseden arkadaşlarıyla ileride bir bar açma" hayaline tutunarak, çocukluk arkadaşını ve eşini de bize ortak etti. İlk FAIL! Ta daaa :D İlk 6 aya dönelim, mükemmeldi dedik. Çocukluğumuz ve ilk gençliğimiz berbat geçmiş olduğundan "Hayatımızda ilk defa mutlu ve huzurluyuz" diye düşündük. Ortağımızın eşi "ben mükemmel bir aşçıyım, sana her şeyi öğretirim" dediği; ve onun kocası da "ben mükemmel bir barmenim" dediği için bir süre insanlara pişmemiş pirinç yedirdik ve bara gelip cin tonik isteyenlere bira verdik. Ona rağmen mutlu, çözüm odaklı ve iyimserdik. Her şeyi zamanla, çalışkanlığımızla, dürüstlüğümüzle, gençliğimizle çözeceğimize inanıyorduk. Bu arada ben 25, eşim 27 yaşındaydık.

6.ayımızda babam bir cinsel istismar iftirası sonucu tutuklandı. Huzurla uyuduğumuz bir gecenin sabahına birçok yalan haber ve ölüm tehditleriyle uyandık. Bana göre bu mümkün olamazdı ama yine de beşer şaşar diyerek apar topar İstanbul'a gidip babamla yüzleştim. Kafamdaki plan çok netti. Eğer bu şerefsizliği yapmışsa, ölmüş kabul edip yoluma devam edecektim. Yapmamışsa yolumuz uzun ve sancılıydı. Babam olanlardan, hakkında söylenenlerden, tehditlerden, gazete ve televizyonlarda dönen yalan haberlerden habersiz, masum ve şaşkındı. Avukatlar tuttum, onun varolan borçlarını ödedim, dükkanını araştırmaya gelmeleri için aylarca kirasını ödedim, tüm masraflarını üstlendim kısaca. Hakkında ortaya atılan tüm iddiaların aksi kanıtlanmasına rağmen, iftirayı atanlar söyledikleri şeyleri geri çekmelerine rağmen, polis raporları bizden yana olmasına rağmen, bilir kişi raporları bizden yana olmasına rağmen, tanık beyanlarının tümü bizden yana olmasına rağmen, görüntülü kayıtlar, fotoğraf ve videolarla da birçok şeyi desteklememize rağmen; her celse değişen hakim ve savcılar, karşı tarafın medya ve belediyeyle olan yakın ilişkileri; dosyayı açıp okumadan karar veren sözde yetkililer sebebiyle dosyamız okunmadan, hiçbir delil değerlendirilmeden babam 25 yıl hapis cezası aldı. Günde 15-16 saat kafede çalışarak, her hafta İstanbul'a gidip geldim. Düğünden gelen tüm takı ve paraları bu iş için harcadım, yetmedi krediler çektim (sağolsun eşim inanılmaz destekledi), yine de başaramadım. Hukuki sürecin devamı çok uzun ama yıllar boyunca tüm sosyal mecralardan taciz edilmeye devam ettim. Esasında duyuruyu bırakmam bu olaya dayanıyor.

Biz bilim ışığında, akılla mantıkla sunulan kanıtlarla kendimizi bozmadan süreci ilerletelim, vicdanımız rahat, kanıtlarımız tam, nasılsa birileri okuyup bu konuyu aklına mantığına sığdıramayacak dedik ama ne yazık ki kurunun yanında yaş da yandı ve dosya hiçbir zaman okunmadı. Sonra yargıtay cezayı 17 seneye düşürdü. Şu an anayasa mahkemesindeyiz. Hala bekliyor ve mücadele ediyoruz, bakalım.

Bu süreçten birkaç ay sonra ortaklar da tüm yaşadıklarımızı bilmelerine rağmen, girerken koydukları paranın 2,5 katını talep ederek ayrılmak istediler. Toplamda 9-10 ay beraber çalışmıştık. Dedik ki madem kardeş dediğimiz insanlar 9 ayın sonunda, tüm sıkıntılarımıza rağmen bu şekilde ayrılarak böyle bir para talep ediyorlar; verelim. Dükkan bi marka filan olmadı, daha sandalyelerde minder yok :D 5 sene öncenin parasıyla 45bin tl istiyorlar şaka gibi :D Yine kredi çektik. Onlara istedikleri rakamı ödedik ve ayrıldılar. Sonradan öğrendik ki "İstanbul'dan varlıklı arkadaşlarımız geliyor, işi kurup sonra ayrılıp para alıcaz" diye yapmışlar zaten planlarını :D Fail 2! :D Varlıklı olsaydık keşke gerçekten. Aynı parayı bölüşüyorduk; bu herif kumar oynayıp bütün parayı kaybedip devamlı ailesinden destekle yaşıyordu. Bizse hem kendimize, hem baktığımız hayvanların tüm giderlerine (sokaktaki 20 kedi, 5 köpek filan, kısırlaştırmalar, mamalar, aşılar:D), hem babamın giderlerine, hem benim her hafta İstanbul'a gidip gelmeme yettiriyorduk. Kendi kıçı kırık motorumuzu bile onlara vermiştik, işe kolay gidip gelsinler diye izinli günlerimizde, yaz gününde Bodrum'da yeni evli çift olarak evde oturuyorduk aracımız ve paramız olmadığından :D Neyse, öyle ayrıldılar. Sonra biz dükkanda ikimiz kaldık eşimle.

Benim İstanbul süreci ayda 1-2'ye düşmüştü. Dükkanı toparlamaya çalışıyorduk. Buradan da gelenler oldu bu arada :D Sağolsunlar, yolunuz düşerse hepinizi bekleriz :D

Bi 6 ay da böyle geçti. Borç ve kredi yükümüz çok ağır geldiğinden dükkana yeni bir çalışan almadan her şeyi kendimiz yaptık. Mutfağa ben, bara eşim geçti. Sabahlara kadar çalıştık, denedik, alışverişi de kendimiz yaptık, tuvaleti de kendimiz temizledik, servisi de biz yaptık, hazırlığı da, müziği de, bulaşığı da... Aklınıza ne gelirse, gece gündüz çalışıp, hiç es vermeden kendimizi babamı kurtarmaya ve borç ödemeye adadık. Bir yandan da hizmet sektöründe her ne kadar sabah güne yeni bir tehditle, hakaretle, kötü haber veren bir telefonla uyanmış olursan ol, insanlara gülümsemek ve onları eğlendirmek zorunda olmanın psikolojik yükü de ekleniyordu ama yine de güçlüydük. Sonraaa tam yeniden hayata karşı umutlanacakken eşimin babasının akciğer kanseri olduğunu öğrendik. Bu sefer de o süreç başladı.

Önce Eskişehir, İzmir, Ankara, İstanbul vb yerlerde çeşitli profesör ve hastane arama süreçleri, sonra tedavi süreci başladı. Kayınpederim bu dönemde artık çalışamaz duruma geldiği için onun ailesinin masraflarını da biz üstlendik. (İkinci eşinden 20 yaşında bir oğlu ve 8 yaşında kızı vardı).

Gece yarısına kadar çalışıyorduk, dükkanı kapatınca eşim Marmaris'e gidip babasını alıp İzmir'e götürüp kemoterapiyi bekleyip, yeniden Marmaris'e gidip babasını bırakıp, Bodrum'a dönüyor ve çalışmaya devam ediyordu. Bazı zamanlar 10-15 gün dükkanı tek başıma açıp kapattığım oldu. O dönünce ben aynı matematikle İstanbul'a gidip, babamı görüp, avukatlarla görüşüp aynı gün geri dönüp gece çalışmaya devam ediyordum. Kayınpederlerin mutfak alışverişi, çocuğun okul giderleri vb destekçileriydik.

Sanırım gençliğin verdiği güçle gerçekten her düştüğümüzde daha güçlü kalktık hep ayağa. Biraz da enayilik. Ama çok şükür artık iş yeri azıcık daha profesyonel olmaya ve para kazandırmaya başlamıştı. Ne duruyoruz o zaman helva yapalım dedik. Eşimin, son 5 senedir odasından hiç çıkmamış 20 yaşındaki kardeşine iş verelim, onu hayata hazırlayalım dedik. Bak bak :D:D Fail 3'ün zemini geliyo :D Bu çocukcağız da 15 yaşında liseyi bırakmış, işte 5 senedir odasından çıkmıyor, eli bir iş tutmuyor, akşam okulunun borcu biriktiği için okula devam edemiyor filan. Marmaris'ten geldi, bize taşındı. İlk etapta 6 ay kadar birlikte yaşadık ve çalıştık. Çok şükür, iki kelimeyi yan yana getirmeye utanan çocuk açıldı, özgüvenlendi; barı, kahveyi, mutfağı öğrendi; para kazandı. Biz kazandığı paradan ayrı olarak okulunun geçmiş borçlarını ve yeni gelen taksitlerini ödedik, cep telefonunu aldık, üst baş alışverişini yaptık ve sezon sonunda bir sonraki yaza da görüşmek üzere vedalaştık.

Bu arada kayınpederim de kanseri atlattı, güzel bir kutlama yaptık; derken çok kısa bir zamanda nüksetti ve yukarıda anlattığım süreç yeniden başladı. Sonra da tam her şey yeniden iyi gidiyorken kendisini aniden kaybettik.

Bu arada ben devamlı mahkemelere gidiyorum, her celse büyük umutlarla gidip aşağılanarak dönüyorum, yeniden televizyonlarda, gazetelerde dönüyoruz filan çok zor. Kayınpederimin hastaneye kaldırıldığı haberini duyar duymaz dükkanı kapatıp yola çıktık. Yolda eşim arabayı süremeyeceğini söyleyip yanımızda da bir büyük olsun diye annesini çağırdı. Kayınvalidemle gittik Marmaris'e ama kayınvalidem kayınpederin eski eşi. Validenin de 25 senelik yeni eşi var. Bütün hikayelerin üstünden 25 yıl geçmiş ama kadıncağız insanlık yaptı bize.

Biz Marmaris'e giderken, babayı kaybettiğimizin haberi geldi. Yıkıldık. Neyse gittik, gerekli işlemleri hallettik ve 24 saat geçmeden Bodrum'a geri döndük. Günlerden Pazar. Pazartesi günü benim babamın İstanbul'da mahkemesi var. Salı günü ise eşimin babası yine İstanbul'da defnedilecek. Pazartesi sabahı 6.30'da uçağımız var diyelim.

Kayınvalidemi evine bıraktık, eşim de üvey babasının yanına çıktı, sarılıp teselli ettiler birbirlerini. Aksi bir şey yok gibiydi. Biz de eve geldik. Aramız 15dk. Eşim artık ağlayabilirim dedi. Kahve yaptım, içerken telefon çaldı. Telefonda sadece kayınvalidemin çığlıkları geliyordu "yapma, vurma, yeter" gibi :( Eşim "annemi dövüyo" dedi. Valla yalın ayak arabaya nasıl atladık, nasıl gittik oralar bende yok. 4-5 dk içinde oradaydık. Yolda jandarmayı aradık, biz içeri bi girdik ki kadını 40 dk darp etmiş şerefsiz. Kıskançlık sebebiyle ve alkol problemi bahanesiyle. Kadıncağızın ayakta duracak gücü yok, her yerden kanlar süzülüyor, bir yandan şoktan mıdır nedir "o çok iyi bir insan, onu polise vermeyin" diye yalvarıyor :/ Allah'ım son 3 sene kesin kabustu diyorum artık. Birazdan uyanacağım, uyanmam lazım yani. Daha babayı kaybedeli 24 saat geçmedi, bu nedir.

Üvey kayınpeder daya atmaktan yorulmuş sandalyeye oturmuş, oturduğu yerden kayınvalideye ve eşime ve hatta daha vefatının üzerinden 1 gün bile geçmeyen babasına küfürler hakaretler ediyor. Eşim önce üvey babayı dövdü, sonra jandarmalar müdahale etti. Ve de yanlış bi hareket yaparsa artık onu da nezarete atacaklarını söyledikleri için başına bir şey gelmesin diye kalanında da ben dövdüm. Bir yandan eşim sinir krizi geçiriyor, bir yandan herif kayınpedere küfrediyor, bir yandan kayınvalide "o çok iyi bir insan, onu götürmeyin" diyor, jandarma ultimatom veriyor asjdha o ara ben de yerlere düşürüp tekmeledim adamı, bi de suratını yumrukladım :/ Yaşadığımız her şeyin içinde vicdanım bi tek bazen buna sızlıyor. Hala utanıyorum yaptığım şeyden. Ama yine olsa yine yapardım...

İstanbul uçağının kalkmasına 4-5 saat var, günlerdir uykusuzuz, kayınpederi kaybetmişiz, kayınvalide öldüresiye dövülmüş, sabahında babamın mahkemesi var, ertesi gün cenazemiz var ve sabaha kadar hastane, karakol vs dolaşıyoruz. İşin kötüsü kayınvalidem de hastanede yaralarını saklıyor, karakolda hayır dövmedi diye yalan söylüyor, inanılmaz bir şey yaşıyoruz.

Uçağa birkaç saat kala, güvendiğimiz bir ablamızı kayınvalidemin yanına yerleştirdik ve biz gelene kadar buradan ayrılma dedik. Sonra gittik, babam bu sefer kesin çıkıyor dediğimiz mahkeme de g.tümüze girdi. Ertesi gün de cenaze... Sonra Bodrum'a döndük.

Kayınvalideye gittik, uzaklaştırma çıkarıldı, tehditler alıyor adamdan ama bize söylemiyor. Jandarmaya da söylemiyor öyle bekliyor ve adamı koruyor. Yanına koyduğumuz abla vardı ya bize o anlatıyor gelen mesajları. Bu arada bi de eşimin anneannesi var, alzheimer hastası, kayınvalidemlerle yaşıyordu. Bizim gittiğimiz o bir haftada her geçen gün kadının hareketleri kısıtlanıyor, birkaç gün sonrasında da tamamen felç geçirmiş gibi oldu. Hop yine hastaneler, meğer herif bunun kafasına telefon fırlatmış annemi dövdüğü gün. Anneanne de o günden beri ufak ufak beyin kanaması geçiriyormuş. 85 yaşında kadın. Masada kalabilir denerek ameliyata alındı. Daha kayınpederin yasını tutamadan yine hastane süreci. Bu arada çalışmaya devam ediyoruz. Ben dükkanda kalıyorum, eşim anneannesinin yanında hastanede. Neyse ki ameliyat başarılı geçti ama bu olaydan sonra anneanne tamamen yatağa bağımlı hale geldi...

Tekrar bahar geldi, kardeşimin erkek kardeşini geçen sene söz verdiğimiz gibi yeniden yanımıza aldık. Bu arada maddi anlamda götü biraz doğrulttuğumuz için bir arkadaş daha bizimle çalışmaya başlamıştı. Toplamda 4 kişi olduk dükkanda. Derken bu sefer eşimin üvey annesi tutturdu ben de Bodrum'a taşınacağım diye. Yapma etme dedik, buralar pahalı, küçük kız babasını yeni kaybetti, okul ve çevre değişikliği iyi gelmeyebilir filan. Yok dedi taşınacam. Ok dedik o zaman yakınımıza taşın ki tanıdıklarımızı kullanarak sana iş bulabilelim. Okul çıkışında kızı alabilelim filan. Evler bulduk, gönderdik, bak sakın bize sormadan ev tutma çünkü burada yeni gelenleri çok kazıklıyorlar, arada bir tanıdık buluruz, bize farklı davranırlar dedik. Dedik de dedik. Fail vol. 45764
Anaaa bi baktık kadın bize haber vermeden bize oldukça uzak bi yerde, oldukça yüksek fiyatlı bi ev tutmuş. Bize tuttuktan sonra haber veriyo. Hayırlısı dedik, belki kadın 50 yaşından sonra özgür kalmak istiyor hayatında ilk kez. Saygı duyalım. Duyduk da.

Biz erkek kardeşe hayat yolu çizmeye odaklıyız. Bu sezonun sonunda lise bitince MSA'ya gönderelim, masraflarını da biz üstlenelim, eli artık iş tutuyor, mesleği de olsun planları yapıyoruz. Annesi dedi ki ben bayramın 1. günü taşınıyorum. Yardıma gelir misiniz...

Bilenler biliyor, tatil yöresinde bayram günü hizmet sektöründeki yoğunluğu. Bütün kış beklediğimiz gün gelmiş. Kadın o gün taşınacak. Hay hay babamızın emaneti. Erkek kardeş yine bizimle yaşıyor bu arada. Eşim dedi ki "yarın şu saatte uyanıyoruz, bu saatte evden çıkıp, şu saatte anneni taşıyoruz, akşam da bu saatte dükkana dönüyoruz rezervasyonlar full". Ok, sabah oldu, kardeşi uyandırıyoruz uyanmıyor. Belki 10-15 defa uyandırdık. Evden çıkma saati geldi geçiyor, eşim de kendi başına çıktı, üvey anneyi taşımaya gitti. Yarım saat sonra kardeşi uyandı, abisini sordu, anlattım. Tamam deyip evden çıktı. Gidiş o gidiş :D Yukarıda fail 3 zemini olarak anlatmıştım ya :D Cebine henüz çalışmadan verdiğimiz maaşını da koyup kaçtı herif akdljhsa :D Bayram günü dükkanda iki kişi de kaldık mı :D Arıyoruz açmıyor filan sonra arkadaşları haber verdi, Türkiye turuna çıkmış lkdsjla :D Neyse biz bütün yazı güç bela 3 kişi hallettik ama sezon ortasında yeni eleman da bulamadığımız için iflahımız s.kildi afedersiniz.

Bu arada babadan 400.000tl filan borç kaldı dahgsd kafamız çok karışık ama üvey anne abuk subuk harcamalar yapıyor, atıyorum 6 tane kahvaltı tabağına 1.000 tl veriyor, saçma sapan bir elbiseye 900tl veriyor. Sonra param bitti diye bizden destek istiyor, veriyoruz; evden kaçan kardeşin okul taksidi diye para istiyor, veriyoruz filan saçma sapan bir durum :D Küçük kız için yine okul ve üst baş harcamaları, onu gezdirip yedirip içirmeler, helali hoş olsun, tüm hikayeler içindeki en masum kişi kendisi...
Abi 6 ay sonra, kadın dedi ki ben Bodrum'da yapamıyorum, burası çok pahalı, kız okuldan eve geliyor tek başına, ev sahibi beni dolandırıyor vs. Be amk, biz 6 ay önce bunları söyledik zaten sana. Peki ne yapalım? Ben tekrar Marmaris'e taşınacağım, bana nakliyeci ayarlayın. Bi de bilmem ne kadar para. Ok. Bunları da yaptık.

En son benim doğum günümden önceki akşam saat 9'da eşimi arıyor. Sabah 8'de taşınıyorum, yardıma gelebilir misin diye. Ben de kendimce yasta olduğum için senelerdir doğum günü kutlamamışım; o sene Antalya'dan annemler ananemler geliyor, dükkanda müdavim müşteri ve arkadaşlarla kutlama yapacağız. Eşim de durumu izah ediyor, evde 4 kişi misafirimiz var, yarın kızın doğumgünü, dükkanda organizasyon var vs. derken telefon suratına kapanıyor :D Kapanış o kapanış :D Bi daha ulaşamadık. Taşınıp bizi sildi hayatından. Küçük kızı da taşınmadan iki hafta önce Marmaris'e yollamıştı zaten. Veda bile ettirmeden :D

Bu arada eşimin annesi adamdan ayrılma arifesindeydi ya, o da yanında bir erkeğin eksikliğini hissetmesin filan diye ona da maddi manevi yardımcı oluyoruz. Gece 5'te dükkanı kapatıp, sabah 7'de eşim kapı montajına gidip, birkaç saat sonra dükkanı açıp 15 saat aralıksız çalışıyor filan öyle bir şey.
Ama annesi yalnız kalma kısmını kabullenemeyip adamla tekrar barıştı. Çok boktan hissettik.

Aileden yediğimiz bu son kazıklardan sonra bizim psikolojimiz baya gitti bitti. Çok garip oldu. Peki dedik, öldürülmek istiyorsan artık senin kararın ama madem kocan yanında o zaman bizden maddi manevi bir desteğe gerek kalmadı diye blöf yaptık. Yeniden birleşme denemeleri 1 ay sürdü. Ama o 1 ayda çektiğimizi Allah biliyor. Her gece evlerini gözetledik kavga var mı, kötü bir şey var mı diye. Her uykudan kabusla uyandık.

1 ayın sonunda herif yine içip sıçmaya başlayınca anne nihayet uyandı ve adamı kovdu. Bu sefer de onun bozulan psikolojisiyle yaptığı işler batmaya başladı. Bir yandan yatalak annesine bakıp bi yandan çalışmaya çalışıyordu ama başaramadı. Dedik ki bu böyle olmaz, hiçbir şey yapmasan aylık giderin (dükkanın masrafı, ev kirası, bakıcı parası, çalışan maaşı vs) 20.000TL. Gel bizimle yaşa, dükkanını da kapat, tüm masraflarından kurtul.
Böylelikle kayınvalide bize taşındı. Bu arada 2+1 evde 2 kedi, 1 köpek, 1 kayınvalide, 1 yatalak anneanne bir de biziz ashdkajsdh :D Bu şekilde 7 ay kadar birlikte yaşadık. Zaten melek gibi insanlar, başımın üstünde yerleri. Ama bu sayede kadıncağız son 1 iş daha yapıp, ufak tefek borç kapatıp, cebine de bir miktar parasını koyabildi. Geçtiğimiz Mayıs ayında onu Antalya'da ufak bir köye taşıdık. Şimdi tarım yapıyor, annesiyle emekli maaşlarıyla tatlıca geçiniyorlar.

Anam ne uzun oldu :D Aralarda bi sürü şey daha var onları geçiyorum artık. Tam yine her şeyi yoluna koyduk, artık bi Avrupa yapabiliriz derken bu sefer de pandemiler çıktı işte oralar zaten malum. Dolar euro da öyle :D Bu bir senenin yaklaşık 6 ayında kapalıydık. Bu aradaaa yaş da 30 oldu :D

Sonuç, işler ve dükkan genel olarak gayet güzel oturdu. Bu yaz dükkanda çalışan nihayet 5 kişiydik. Küçük kız kardeş Darüşşafaka'yı kazandı :,) Annesi telefonlarımızı açmadığı için görüşemiyorduk, geçtiğimiz aylarda ona güzel bi telefon hediye ettik kendisine ait, artık rahatça görüşebiliyoruz :)

Borçlar bitti sayılır; yeniden borca girmeden kendi birikimimizden harcayabiliyoruz en azından pandemi sürecinde. Kendimizden çokça ödün vererek belki bir güzel ev ve araba parasını havaya üfledik ama vicdanlarımız rahat diye bakıyorum.

Geçenlerde eşimin annesi ufak bir kanser tehlikesi atlattı, ameliyatı için Antalya'ya gittik, anneanneye ben baktım, eşim de annesinin yanında durdu mesela. Annem de bize yardıma geldi kayınvalidelere. Sonra hep beraber benim Anneannemlere gittik. Yetişemiyorlarmış perdelerini yıkadık, yemeklerini yaptık :) Dedem kalp krizi geçirmişti, onu bi daha göremem diye çok korkuyordum, onu gördüm. Ailenin kalan kısmıyla mutlu zamanlar geçirebilmek çok değerli bence. Nolur size değer verenlere sıkı sıkı sarılın. Küsseniz barışın.

Şimdi de benim annem tiroid kanseri oldu sanırım. Pazartesi günü belli olacak, bakalım. Özet olamadı ama özetle benim de duyuruya ara verme sebeplerim böyle şeylerdi.

Şu sıralar artık daha fazla vakit ayırmaya çalışacağım. Umarım başarabilirim. Bana ulaşamayan mesajlarınız olduysa hepinizden özür dilerim.

Hatırlayanlara bol sevgiler, ve bir de kapanış fotoğrafı gönderirim :))

İlk kedimi sahiplenmeden önce duyuruya sormuştum. Herkes sende kalsın lütfen sokağa bırakma demişti. Buradan aldığım en güzel cevaptı. Çünkü tüm bu boktan süreçlerde hiçbir terapi, hiçbir ilaç olmadan, hayata tutunmamı sağlayan en güzel şeydi kendisi. Sonra sorunlar arttıkça, evdeki terapicilerin sayısı da arttı asdhajga :D Teşekkür ederim tekrardan. Onlardan bi hatıra bırakıyorum buraya.

Sorularınız varsa sorun, umarım modlar silmez :p Sağlıcakla kalın.

Sevgiler.

 
Çok üzgünüm ben de bunu amaçlamamıştım ama başlayınca çok uzun sürdü 4,5 senenin özeti :D Bazı yerler çok detaylı olmuş ama beynim sulanınca geri dönüp silemedim de kaldı öyle artık hayırlısı :))


  • pandispanya  (31.01.21 00:08:01) 
korkunç, nutkum tutuldu. çok çok geçmiş olsun babana.
! gördünüz mü millete nasıl iftira atılıyor. nasıl hayatlar karartılıyor. ahh ah
kötünün kötüsü bi haber ama yalnız değilsiniz
www.hurriyet.com.tr iftira 2009
www.hurriyet.com.tr iftira 2018
www.hurriyet.com.tr iftira 2021

ileri okuma:
false accusation of rape
  • esref  (31.01.21 00:13:42 ~ 00:16:03) 
@esref çok teşekkür ederim. Başımıza gelenlerden sonra duyduğumuz, okuduğumuz her şeyi önce sorgulama konusunda çok hassas olduk. Bu konu bu ülkenin en iğrenç gerçeklerinden birisi olmasına rağmen, hiçbir suç işlemeden mağdur olan da çok insan var maalesef. İşini düzgün yapan kurum yok denecek kadar az. Suçlu elini kolunu sallayarak dışarıda, suçsuz içeride olabiliyor. Teşekkür ederim tekrar.


  • pandispanya  (31.01.21 00:17:17) 
Allahım film gibi! Geçmiş olsun gerçekten ve hoş geldin :)


  • mor oje  (31.01.21 00:19:17) 
Çok teşekkür ederim, çok hoş buldum :)


  • pandispanya  (31.01.21 00:21:20) 
ben seni hayal meyal hatırlıyorum. çok uzun süre olmuştur gerçekten ama. tüm yazdıklarını da okudum okurken de kolum uyuştu bu kadar olay nasıl üst üste gelir diye hayatı sorguladım. allah güç kuvvet versin ve yardımcınız olsun demekten başka da elimden bi şey gelmiyor. gerçekten çok zor şeyler yaşamışsınız.


  • lata  (31.01.21 00:21:59) 
Bende burada çok aktif olamadan da oldukça eskiyim ve pandispanya yi hatırlıyorum. Söyleyeceğim tek şey; Helal olsun size... Hoşgeldin.


  • primetime  (31.01.21 00:24:04) 
sen dağ gibi bir insansın. kocan da öyle. ve evet, Allah dağına göre kar veriyor.
biliyorum, dağ olmayı ben istemedim ki diyeceksin. benim de istemediklerim oldu. nasip.

ayrıca rahmetlinin mekanı cennet olsun.
  • esref  (31.01.21 00:25:19) 
@lata, çok teşekkürler, yazdıklarınız ne kadar değerli bilemezsiniz, sağolun, hepimize güç kuvvet diliyorum :)

@prime time, hoşbuldum, çok teşekkür ederim <3 :)

@esref, insanlar ne zorluklar yaşıyor, bizimki de dert mi diye düşünüyorum aslında. her şeye rağmen şükür. Bazı çok keskin hatlarımızı törpüledi, önem sıralamalarımız değişti, alabildiklerimizi alıp yola devam etmek gerekiyor, hayat işte. Güzel sözleriniz ve temenniniz için çok teşekkürler, çok sağolun gerçekten :)
  • pandispanya  (31.01.21 00:35:36 ~ 00:37:21) 
vay be, ne dönüş ama :D
hepsini okudum, daha önce de bu nicki duyuruda görmüştüm, hatta isminin geçtiği/arandığın zamanlar da oldu.
gerçekten helal olsun. okurken kaç kere dedim "oha lan MtKrt, buraya kadar kaç kere intihar ederdin?!".
yaşanabilecek her kötü olayı yaşayıp atlatmışsınız. bundan sonrası önünüz umarım aydınlık olur. hoş, olmasa da siz üstesinden gelirsiniz:D
tekrar hoşgeldiniz.
ve bol şans.
  • MtKrt  (31.01.21 00:37:40) 
hahahasjkdhakj kahkaha attım valla çok sağolun ya. ben de sizin isminizi hatırlıyorum, o zaman artık moderasyonlarda görüşürüz :p Çok teşekkürler gerçekten, intiharlık bir şey yok, nasılsa kendiliğimizden ölücez bi gün, daha bölüm sonu canavarı çok :D hoşbuldum.


  • pandispanya  (31.01.21 00:40:42 ~ 00:41:46) 
woaw film gibi okudum. ne kadar güçlüsünüz...
bodrumu çok severim. mekanınız nerede adı nedir bir uğrarım :)

  • omonia  (31.01.21 00:41:05) 
tamamını okudum. inanılmaz şeyler atlatmışsınız. çok çok geçmiş olsun.
yıllar sonra yeni bir dönüş yaptığım için nick yeni olsa da çok net hatırlıyorum ben seni :) bundan sonra her şey daha güzel olur umarım sizin için.
iyi ki geldin, hoş geldin!
  • juliette  (31.01.21 00:41:19) 
Acilen dünya turuna çıkın ;) kaç kaç kaç kaç
Şaka bir yana geçmiş olsun...

  • intihar etsem de kendime gelsem  (31.01.21 00:46:52) 
@omonia, çoook sevinirim, biz Yalıkavak'tayız, mesaj atıyorum ismini :D

@juliette, ya çok çok teşekkür ederim. çok mutlu oluyorum, hepimiz için kabul olsun bu dilekler :)) çok sağol, hoşbulduk! :)

@intihar.. asdhaha dünya buna hazır mı bilemiyorum benim şansımla başedemeyebilir :/ :D Çok teşekkürler.
  • pandispanya  (31.01.21 00:47:39 ~ 00:49:39) 
ben hatırlıyorum.
eskilerden şöyle 3-4 yıl önceden.

hoşgeldin.
  • alt4y  (31.01.21 00:47:50) 
Tanımıyorum ama geçmiş olsun.


  • dissendium  (31.01.21 01:01:40) 
Aa hatirliyorum seni, o kadar oldu mu diye baktim da son duyuru uzerinden 5 sene gecmis. cok cok gecmis olsun. Sonunda toparlayabilmenize cok sevindim.

Mekanin adini ben de isterim :)
  • fakyoras  (31.01.21 01:09:45 ~ 01:10:20) 
Müthiş hikaye, çoğu filmde bu kadar aksiyon olmuyor. Süper kahraman olsa çoktan kostümünü çıkarıp emekliye ayrılmıştı. Çok iyi bir iş başarmışsınız, umarım güzel günler gelmiştir ve hiç geçmez.


  • alfred  (31.01.21 01:10:12) 
@alt4y, tanıdık isimler görmek çok hoş :) hoşbuldum.

@dissendium, çok teşekkürler :)

@fakyoras, çok iyi hatırlıyorum seni de, çok teşekkürler :) gönderiyorum hemen :d

@alfred, çok sağolun, güzel dilekler hepimiz için gerçek olur umarım.
  • pandispanya  (31.01.21 01:13:08 ~ 01:13:58) 
vay be... senin nickini çok net hatırlıyorum. 4-5 sene geçmiş en son yazdığından beri
neler neler yaşamışsın saygı duydum. karıştırmıyorsam sanki ifşalardan birinde eşinizle açık alanda bi fotonuz vardı ya da o aycovskimiydi bi dk...:/ hee bi de duyuru kızları buluşmaları yapılıyordu orda da vardın sen sanki :)

  • mr.brown  (31.01.21 01:13:23) 
@mr. brown yok, eşli fotoğraf benim değildi, kimindi hatırlamıyorum ama yine de helal valla :D kızlar buluşmaları düzenliyorduk doğru :D güzel zamanlardı. sizi de hatırlıyorum. çok teşekkür ederim.

not: tekrar düşündüm, fotoğraf benim de olabilir emin değilim :D
  • pandispanya  (31.01.21 01:16:36 ~ 01:18:22) 
Hiç konuşmadık sanırım ama ben çok iyi hatırlıyorum sizi. Hatta Bodrum’a taşınmadan önce Bodrum ve mekan açmakla falan ilgili duyurularınızı çok net hatırlıyorum. Hoşgeldiniz :))

Yaşadıklarınız okuyana bile çok zor gelirken 5 sene bunlara dayanmanız ve hala pozitif kalabilmeniz gerçekten olağanüstü. Umarım annenizin hastalığı kanser değildir de bu kadar şeyden sonra güzel bir haber alırsınız pazartesi günü.

Bu arada mekanınınız adını ben de isterim. Hatta yemin ederim zamanında burda açtığınız duyurulardan beri merak ediyordum :D Yazarsanız Bodrum’a gelince uğramayı çok isterim :)
  • ms brownstone  (31.01.21 01:18:00 ~ 01:20:09) 
süreçten haberim yoktu ama hatırlıyorum elbette.
hastalıklar ve başa gelenler nedeniyle gelmiş geçmiş olsun diyebiliyorum ancak.

hoş geldin.
  • blatta hiberna  (31.01.21 01:22:09 ~ 01:23:06) 
Ya okuduğunuza inanamıyoruum :D Ben bile ne yazmışım diye dönüp okuyamadım, çok teşekkür ederim, kim okuyacak diyordum, öyle içimi dökmüştüm, çok sağolun gerçekten :,)

@ms brownstone, hoşbuldum, hemen gönderiyorum, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim, umarım bundan sonrası güzel olur. Görüşmek dileğiyle :))

@blatta hiberna, tanıdık isimler çok güzel geliyor, hoşbuldum, çok teşekkür ederim :)
  • pandispanya  (31.01.21 01:25:59) 
zaman ne çabuk geçiyor, hatırlıyorum seni. aktif kullanıyordun duyuruyu :)

o değil de film gibi geçmiş 5 yıl.
  • kaptan maydanoz  (31.01.21 01:30:23) 
hayret ve hayranlıkla okudum. türlü zorlukların içinden geçerken iyilik yapmaktan da geri durmamışsınız, ailenin her bireyine yetişmişsiniz. helal olsun vallahi. ailenizle güzel günler görmenizi dilerim. duyurunun epeydir kullanıcısı olmama rağmen pek girmezdim o sebeple sizi bilmiyordum, ama geri dönmenize memnun oldum, kendinize çok iyi bakın..


  • denizince  (31.01.21 01:45:14) 
ækaptan maydanoz, ben de seni hatırlıyorum, hihi :) evet inanılmaz hızlı geçmiş zaman :) yani normal şartlar altında insanların başına daha ileriki yaşlarda gelen ya da bazısı hiç gelmeyecek sıkıntıların hepsi peşpeşe all in one şeklinde geldi gibi oldu. sağlık olsun ne diyeyim, beterin beteri var.

@denizince, ben de çok memnun oldum, çok teşekkürler, sevgiler :)
  • pandispanya  (31.01.21 01:46:18) 
Merhaba. Sizin kadar eski değilim o yüzden hatırlamıyorum sizi. Ama hoş geldiniz. Ne badireler atlatmışsınız. Çok geçmiş olsun. Umarım bundan sonra üst üste mutlu haberler alırsınız :)


  • black holes in the sky  (31.01.21 02:29:18) 
allah askina ozet gec kanka :D


  • baldur2  (31.01.21 02:34:28) 
@black holes, çok teşekkür ederim, tanışmış olduk, sevgiler :)

@baldur, özet geçiyorum :D 5 yıla yakındır, ölümler, hapisler, hastalıklar, tehdit, kan, göz yaşı, açlık, sefalet, hıyanet, sel, susuzluk, toprak kayması vb sebeplerle yoktum, sular biraz duruldu, geri döndüm, hoşbuldum :D
  • pandispanya  (31.01.21 02:42:40) 
e hadi, şimdi sıra güzel günlerde. hoşgeldin yeniden.


  • antihero  (31.01.21 02:44:11) 
Ben 2013-2014 gibi aranıza katıldığım icin nickinizi cok net hatırlıyorum. 19 yaslarinda falandim. Ama kisisel olarak pek tanımıyordum. Duyurarinizi falan da hatırlamıyorum yani ama duyuruda popüler birisi olduğunuzu biliyordum. Hatta gözüm mözüm kaydı diyorsunuz ama simdilerde pek olmasa bile siz gittikten sonra buralarda yapılan ifşalarda, duyurunun en güzel kizi tartismalari ortaya çıkıyordu ve oralarda halen adinizi gördüğümü hatırlıyorum. Eger bu animsamam yanlis değilse, kendinize hakaret etmeyin bence. Çünkü ifsalarda gayet iddiali arkadaslar vardi :D

Benim nickimi belki gormus olabilirsiniz. Gecen senelerde ufak bir travma yaşayınca tüm duyurularimi sildim bir süre uzak kaldım. Toparlayınca ve guzel bir iliskiye, guzel bir ise başlayınca geri döndüm. Benim süreç biraz kisa sürdü şanslıydım. Sildigim 1000e yakın duyuruya yanıyorum. Bir suru guzel data vardi. Basond uyarmisti yapma etme dedi ama dinlemedim. O an iyi gelmişti ama sinirimi beni duyuruya sokan kisiden cikaramadigim icin duyurudan çıkarmıştım sdhfjg Neyse sonra güçlenip asiyorsunuz, hem datalar da belki cok onemli değildir, dunya icin kucuktur de.. benim icin büyük bir sey gibi hissetmisimdir :) (yok oyle bedavadan dert dinletmek siz de bizi dinleyin diyomusum shfjf) Neyse kisa kestim ben tamam. Sizinkinin yaninda devede kulak.

Yazıya gelirsek, okurken hikayede gecen hemen her kahramanı nasıl boğasım geldi anlatamam. Suan gulerek anlatmaniz bir miktar çoğumuzu rahatlatsa da gerek sizi kullanan insanlara gerekse sizin eşinizle olan polyanaciliginiza ve iyi kalpliligine sinirlenmeden edemedik bence ona eminim :D

Fakat böyle olmadan da güçlü duracak enerjiyi, azmi ve motivasyonu sağlayamaya bilirdiniz orası da ayrı bir konu.

Ölüm ve hastaliklara cok uzuldum, basiniz sag olsun. Insanlik olarak çoğumuzun asamadigi tek sey şu ölüm ve hastalıklar bence. Hayatin akışında olsa da kimse hazirlikli değil.

Olaylara donersek, ne yazık ki akraba da olsa arkadas da olsa yolunacak insan ariyor herkes. Ben hep dedemin veya babamin insanlar tarafından nasil kullanildiklarinin geçtiği hikayelerle büyüdüm. Dinlemeseydim benim de basima cok sey gelebilirdi. Cunku asiri iyi niyetli, herkese çabuk guvenen ve yardımsever bir insanim. Bu karakteristik bir özellik sanirim, doğuştan geliyor pek yapacak bir sey yok ama dikkatli oluyorum işte. Normalde "ya şimdi laf ederler arkamdan şöyle derler" diyerek yaptigim fedakarliklari biraz olsun azalttim yani. Cok da umrumda değil kimin ne düşündüğünü. Bisey diyecek olan yapsan da diyor yapmasan da.

Anlattiklarinizdan sonra, 5 parasiz 1995te Londra'ya gidip, sefaletler cekip, simdi zincir markalara rakip olacak büyüklükte bir coffee shop/restaurant açmış amcamın, davranislarinin altinda yatan sebepleri anladigimi düşünüyorum. Çünkü anlam veremiyorduk. Cok konusmadigimiz icin hikayesini de cok bilmiyorduk. Gecen senelerde yanina gittigimde de davranislarina anlam vermemistim cunku. Melek gibi bir insan ama kimseye kesinlikle güvenmiyor. Çok şüpheci. Cafeyi kesinlikle kimseye emanet etmiyor. Ise alimlarda 40 kere dusunuyor, arastiriyor. Kendini fakir gibi gösteriyor. (Cevreye de ailesine de.) Öyle giyiniyor. Bankada milyon poundlari olduğuna eminim. 400 poundluk arabayla geziyor ama.

Tabi bu biraz isin hastalikli boyutu sanki ama adam orada hala tek basina. Sanirim boyle davranmak zorunda. Sizin gibi seyler mi yasadi yoksa boyle yapmazsa basina bunlarin geleceğinin farkinda mi bilmiyorum. Ama ben kisa hayat hikayenizden cok guzel dersler aldim. Kotu biri olmayacagim tabii ki. Cunku 3-5 kurus ugruna onurunu da serefini de satan, sagdan soldan uckagitcilikla indirdikleri paralarla kendilerini zeki zanneden insanlarin mutlu olabilecegine inanmiyorum ben. Gecici mutluluklar onlarınki. Onlara verilecek en büyük cevabi her dusus veya tokezlemede daha güçlü kalkarak vermissiniz zaten. Bu hikayenin sonunda da iyiler kazanmis gibi duruyor, sevindik. Umarim daha güzel yerlere gelir, daha büyük mutluluklar yaşarsınız.

Cafe ismini biz de istiyoruz, muhakkak geliriz!!

Bu arada durumları buraya anlatsaniz da kesinlikle her türlü yardim gelirdi fakat kendi basiniza mucadele edip cogu zorluğun ustesinden gelmeniz de ayri takdire şayan. İlk defa simdi duyuyoruz. Cogu eski duyurucu bireylerin saskinlikla okuduguna eminim.

Tekrar gecmis olsun, hos geldiniz ^^
  • ananiyimioguz  (31.01.21 04:08:50 ~ 04:52:29) 
Gerçekten hoşgeldiniz. Ne bitmez bir heyecan, okurken hem çok sinirlendim size yapılanlara hem de çok duygulandım sabrınıza, iyi niyetinize. Karşınıza bundan sonra iyi insanlar çıkar inşallah. Keşke arkadaşım olsaydınız, öyle ısındım size ve eşinize.


  • curukturpkokusu  (31.01.21 04:58:21) 
@antihero, çok çok teşekkür ederim :)

@ananiyimioguz, ben de seni çok iyi hatırlıyorum, yanılıyor olabilirim ama sanki ilişki tavsiyeleri üzerine gelişen bir sohbetimiz vardı ve yaşına rağmen olgun bir insan olduğunu düşünüyordum. Eğer doğru hatırlıyorsam, görüyorum ki yıllar senden bu anlamda hiçbir şey eksiltmediği gibi, üstüne eklemiş. Ne büyük bir kazanım. Öncelikle zaman ayırıp okuduğun ve bu kadar emek vererek yazdığın için çok teşekkür ederim gerçekten. Çok şaşkınım. Çok teşekkürler.

Basond'u dinlemeyen yanar :D ama hiçbir şey için pişman olmaya gerek yok, belki ileride kullanabileceğin güzel bir tecrübe edinmişsindir, onca emek ve yaşanmışlığı silme kararınla. Bi dahakine belki bi yedek alırsın aksjd :D

Başıma bu hastalıklar gelmeden önce her gün aynaya bakıp ne kadar çirkinim diye ağlardım ashdhah :D Daha kaslı olmak için, daha az yağlı olmak için vs :D Sonrasında gözümü kabul etmem de zor oldu, zaman aldı, ama şu an artık gerçekten umrumda değil, kafam kopsa da üzülmem, öyle gezerim. Gerçek dert görmemektenmiş o dertler, biraz da ergenlik :D

Bizimle ilgili söylediğin her şeye katılıyorum. iyi niyetle enayilik arasında bir çizgi var. Biz biraz enayi davrandık belki. Babam dışında kendi ailemden pek bir sorun yaşamadım, genel olarak destek gördüm, belki kendi aileme yapmayacağımdan fazlasını eşimin ailesine yapmış olabilirim. Çünkü eşimin ailesiyle ilgili konularda karar verirkenki kriterim mantık değil vicdan oldu. "Ya benim yüzümden/benim etkimle yaptığımız ya da yapmadığımız bir şeyin sonucunda eşim mutsuz olursa/ vicdan azabı çekerse" diye düşünerek her şeyi fazlaca yapmak için çabalayıp onu da gaza getirdim. Açıkçası benim de etrafımda genelde kadınlar çok baskın karakterli ve karar mercii olduklarından, ben de kendime çocukluğumdan beri bunu tembihlemiştim: Kimsenin vicdan azabına sebep olma, kimsenin ailesiyle arasına girme, 50 sene sonra "senin yüzünden" diye başlayan kavgalara sebep olma, gibi... Benim kendime verdiğim dersin sonucunda fazlaca yıpranmış olduk ama en azından sevgi, saygı içinde, birlikte ve birlikte olmaktan mutluyuz. Kendi ailemle ilgili vereceğim kararlar beni bağlar ama başkasına kötü etki etmemeliyim diye düşünerek fazla verici davrandım. Bence doğru bir davranış olmayabilir ama pişman da değilim yine olsa yine yaparım. Bunun bedelleri oldu ama diğer türlü davransaydık onun da bedelleri olacaktı. En azından kabul etmeye razı olduğum bedelleri ödedim. Sonuç olarak bence vicdan rahatlığı; akıl ve ruh sağlığını korumanın en iyi yoluydu. Benim için en azından.

Aslında zeka, başkalarının tecrübelerinden de ders çıkarabilmeyi de kapsıyor. Tek sorun, çıkardığın tecrübelerin de hesaplanamayan birçok başka şeye gebe olacak olmasında :) Yine de içimden bir ses, senin bu konuda daha başarılı olacağını söylüyor :)

Dükkanın ismini yazacağım, yeniden çok teşekkür ederim, çok hoşbulduk :))

@r evolution, çok teşekkür ederim :D Dosyayı silip, silinenlerden de silmeyi umuyorum. Çok sağolun :))

@curukturpkokusu, bence iyi insanlar eninde sonunda birbirini buluyor. Biz bir şekilde genel olarak ailelerimizin hatalarının bedelini ödedik gibi oldu. Kendi seçtiğimiz çevremizde genel olarak şanslı olduğumuzu düşünüyorum, gerçekten hayatı pahasına kendisini bize siper eden arkadaşlarımız oldu. Bin yaşasınlar. Sizinle de arkadaş oluruz neden olmasın, merak etmeyin siper etmelik bölümü geçtik gibi :P :D Çok teşekkür ederim tekrardan güzel sözleriniz ve dileklerinize <3 :))
  • pandispanya  (31.01.21 05:28:02) 
Sonuna kadar okudum (:
Hoşgeldiniz.. Mekanın adını ben de öğrenebilir miyim? Bu arada 3. Hata erkek kardeşin akıbeti noldu?

  • Ven  (31.01.21 05:29:36) 
@ven ajdghsga ya çok tatlısınız hepiniz valla allah razı olsun yüzümü güldürdünüz:D
3. hata, önce bi iki ay değişik şehirlerdeki arkadaşlarında memleket turu yaptı. Sonra annesiyle yaşamaya başladı ama hem çalışmayıp hem evdeki herhangi bir işe de yardımcı olmadığı için onunla da anlaşamadılar. Şimdi varlıklı bi kız arkadaş bulmuş, İstanbul'a taşındı. Onunla e ticaret gibi bi işler yapıyorlar. :D iyi gibi, sağlığı keyfi yerinde bildiğim kadarıyla. mutfak ve bar becerileriyle göz dolduruyormuş :D duyuru dedikodu birimi gururla sundu ajksh :D

  • pandispanya  (31.01.21 05:41:24) 
nickinizi hatırlıyorum :)

ne kabus ama! çok büyük geçmiş olsun hepsi geride kalmıştır umarım. mekanın adını ben de isterim bu ortak belamızı da def edince bir biranızı içeriz belki.

paticanlara selam.
  • Ufuk  (31.01.21 06:47:07) 
Hafızam kötü oldugundan hatırlayamadım sizi.

Sabahın yedisinde bir solukta okudum. Direksiyon sınavından kaldım diye perişan haldeyim bir gündür. Kendi derdim inanılmaz manasız geliyor şu an.

Göz kısmını anlamadım. Görüşünüzde problem yok, sadece şekil olarak mi değiştiler? Olabiliyor mu öyle? Geçmiş olsun.

Maddi konularda fazlaca verici olmuşsunuz. Enayi demek istemiyorum, ayıptır, ama öyle gibi biraz. Sizin sorumluluğunuzda olmayan kişiler için sırf kan bağınız var diye bu kadar masraf yapmamalısınız. Üvey anne mesela çocuk dogururken size mi güvendi? Ne diye Kahraman olmaya çalışıyorsunuz ki? Tamam on sene sonra vicdanınız sizlamayacak ama siz de tekrar yirmili yaşlara dönemeyeceksiniz, giden gitmiş olacak. Kavga sebebi olmaktan bu kadar çekinmeyin. Yoksa daha çoook sömürülürsünüz. Bunca şeyin üstüne artık farklı bir konu olur ve hayır derseniz, eşiniz de bunun kavgasını ederse ona yuhh zaten.

Babanızın başına gelen iftira mi gerçekten? Umarım öyledir. Ben bu konuda kendi babama dahi güvenmem.

Her şey için geçmiş olsun. Umarım toparlarsınız.
  • elorelia  (31.01.21 07:27:31) 
Ohaa 5 yıl mi olmuş :///


  • abuzer  (31.01.21 07:32:54) 
Hoş geldin tekrar :)

Ben de çok net hatırlayanlardanım. Hatta buradan bi arkadaşla "duyuruda şu arkadaşlar vardı artık girmiyorlar" dedikodusu yaparken seni de saymıştık.

Yaşadıklarınız gerçekten film gibi. Ama siz de çok naifmişsiniz. Özellikle verdikleri paranın 2,5 katını isteyen dolandırıcı tiplere keşke istediklerini vermeseymişsiniz dedim içimden. Neyse artık olan olmuş. Zaten okudukça o parayı unutuyorsun.

Başınız sağ olsun, geçmiş olsun :/
Umarım artık bugün milat olur ve çok güzel şeyler sizi bekliyordur.
  • himmet dayi  (31.01.21 08:17:27 ~ 08:19:10) 
ayrica dunya bu kadar iyi olmak icin fazlasiyla kotu bir yer. dark side'a gecme ama bu kadar da iyi olma :D


  • baldur2  (31.01.21 08:20:01) 
Ben babada kaldım. SÖzlüğe falan taşıyın, twitterda yayın, esra erola çıkın, cimerden yazın. Gerçekten tecavüz edince salıveriyorlar, iftira atında tutukluyorlar. Bugün sizin babanız yarın bizim babamız, başkasının eşi, erkek kardeşi. Üzüldüm.


  • gelmeistemem  (31.01.21 08:50:51) 
hoşgeldiin, kedileri öp, iti mıncır. bir mekanda müdavimler varsa orası olmuştur artık, sırtınız yere gelmez.


  • selam  (31.01.21 09:37:35) 
hosgeldin. birebir hic tanismadik ama nickini hatirliyorum. butun bunlari su anda bu kadar rahat anlatabiliyor oldugun icin seni ve esini tebrik ederim. bu surecte bu kadar guclu kalabilmeniz harika. umarim bundan sonra hayatinizda her sey cok daha iyi olur!

daha guzel yarinlara, cheers.
  • eksi sozlukte eksiyen adam  (31.01.21 11:45:14) 
welcome back


  • paranoyak kedi  (31.01.21 12:01:18) 
ben de nickini hatırlıyorum. hatta sanıyorum birkaç defa mesajlaşmıştık farklı konularda.

her şey için gelmiş geçmiş olsun ve de hoş geldin diyelim o halde :)).
  • Phoebe  (31.01.21 12:18:03) 
Duyuruyu aktif kullanmasam da bir süredir, nickinizi hatırlıyorum. 5 seneye ne hikayeler sığdırmışsınız valla helal olsun diyorum, eşiniz ve siz çok güçlüymüşsünüz. Mutlu yarınlara diyorum :)


  • birfincankahvedahaisteyenadam  (31.01.21 12:46:45) 
@ufuk, onların da selamı var çok teşekkürler, birazdan mesaj atacağım, umarım birlikte kadeh kaldırabiliriz :)

@elorelia, ben seni hatırlıyoruuum :) ifşalarda da vardın, çok aktif kullanıyordun duyuruyu, ne güzel seni görmek de. Görüşümde de problem var aslında. Sürekli acı çekiyorum, bazen çift görüyorum, ilerlerse körlüğe kadar götürebilecek bir şey. İlerlemesi için de elimden geleni yaptım açıkçası ama o başka bir duyurunun konusu olsun :P

Söylediğin şeyler doğru, katılıyorum ama olanlar oldu bi kere, su akıp kendi yolunu biz iyi davranmaya çalışsak da yine buldu. Babamla ilgili olan kısımda, gerçekten anlattığım şekilde her şey. O kadar akla mantığa aykırı ki yıllar sonra üniversitede ders olarak okutulabilecek şekilde bir hukuksuzluk örneği sergilendi. Bazen keşke gerçek olsaydı, şimdiye kadar ne psikolojim, ne maddi manevi hayatımız bu kadar yıpranmazdı diye düşünürdüm. Birisini öldü kabul edip, hayatımdan silmek, bu geçirdiğimiz süreçten daha kolay olurdu. Hatta karşı tarafın yanında yer alıp, aldırabileceğim en yüksek cezayı aldırdığıma emin olmak isterdim. Bi de utanırdım ve bunu buraya bile yazmazdım, sonuçta nereden bilebilirsiniz :) Ne yazık ki suçsuz yere yatıyor.

@abuzer, valla dile kolay, 5 yıl olmuş :))

@himmet dayiiii, teşekkür ederim ben de seni hatırlıyorum, hayvanlarla ilgili güzel tavsiyeler veriyordun bi de aynı görüşte olmasak bile senin yazdıklarını okuduğumda "he himmet dayı geldi şimdi görüşüm değişecek kesin" diyordum :D Sizi görmek çok güzel, çok teşekkür ederim :))

@baldur, bir ara deneyeceğim dostum :d

@gelmeistemem, kesinlikle katılıyorum, bu geçirdiğimiz 5 sene, daha önce hiç karakolun yolunu bilmeyen, bu kadar olay kimlerin başına geliyor diye düşünen bana, 3. sayfa haberlerine düşmenin aslında pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Çok toy ve tek başımaydım, kimseyi tanımıyor, yol yordam bilmiyordum bu konularda. Diğer yandan da dosyayı okuyan, birbirinden bağımsız bütün eski savcı, hakim, avukat vs ne kadar uzman kişi varsa hep sakinleştirdiler. Hayatımızda gördüğümüz en saçma dosya, merak etmeyin bu celse çıkar, yok merak etmeyin toplumun lincine uğramamak için tutuyorlar (medyatik bi dosya olmuştu), merak etmeyin başına bir iş gelmesin diye tutuyorlar (devamlı tehdit alıyorduk) vs dedikçe inanıp sabrettim. Sonuçta geldiğimiz noktada da bu tarz baskı yapılabilecek bir noktada değiliz artık. Açıkçası hala inanıyorum, AYM'de çözülecek, orada çözülmezse İnsan Hakları Mahkemesi'nde çözülecek. Bu inancı taşıyorken, bi şeylerin benim yüzümden bok olmasından korkuyorum. Herkesten tek ricam, her haberi enine boyuna değerlendirmeden, boşlukları mantıkla doldurmadan linç uygulamamaları. Hayırlısı, bakalım, artık gelişmelerden haberdar ederim, çok teşekkürler :))

@selam, selam! :) çok teşekkürler, bebelerin de selamı varmış, görüşmek dileğiyle :)

@cesarioooo, vay be doğan büyüyor resmen :D evet bıraktığımda 22 yaşındaydın hatırlıyorum, çok sevindim seni gördüğüme :)

@e bana nick bırakmamışsınız: bu saydıklarının hepsi gitti mi ya? :( O kadar güzel isimler hatırlıyorum ki yazmaya başlasam iyice uzayacak. Ne kavgalar ne dövüşler :D Şimdi bakınca hepsi çok güzel ve değerli günlermiş, herkese selamlar :)) çok teşekkür ederim.

@eksi sozlukte eksiyen adam, ben de senin ismini hatırlıyorum, güzel dileklerin için çok teşekkürler, hepimizin hayatında dertler bir bir düzelebilir umarım, cheers! :)

@paranoyak kedi, çok hoşbuldum, teşekkürler :)

@phoebe, ben de seni hatırlıyorum hihi :) çok teşekkür ederim, hoşbuldum.

@birfincandahakahveisteyenadam, mutlu yarınlar hepimizin olsun, çok teşekkürler! :)
  • pandispanya  (31.01.21 13:06:49) 
Ben de hatırlıyorum, çok çok geçmiş olsun :) zor günler geçirmişsiniz ama belki biraz da siz zorlaştırmışsınız. Problemlerin hiçbiri size ait değil çünkü ama gereksiz sahiplenmişsiniz. Belli şeyler yapılır tabi ama kardeşe, üvey anneye vesaire Her şeye okey demek zorunda da değildiniz. Bana enayilik ya da aşırı iyilikten ziyade aslında eşinizle “karşılıklı“ birbirinizin ailesini tolere etmişsiniz gibi geldi. Babanızın böyle bir olayı olmasa ve babanız için bir şeyleri feda etmeseniz onun ailesine karşı belki de bu kadar verici olmazdınız, en azından bu kadar vicdan yapmazdınız. Belki yine de yapardınız bilemeyiz tabi. Umarım bundan sonra kendi iki kişilik dünyanızın tadını çıkarırsınız biraz :)


  • aquarium  (31.01.21 13:08:16) 
ben de seni hatırlıyorum ama o zaman duyuruda yatagants nickiyle yazıyordum, sözlük hesabı uçunca o da gitti.

Zor süreçler geçmiş, hoş geldin bundan sonrası aydınlık olur umarım.
  • hayaletimsi  (31.01.21 13:19:53) 
@aquarium, o kadar doğru tespitler ki ne desem boş :) o kadar çaresiz zamanımda eşimden beklediğimden çok daha fazla destek gördüğüm için gerçekten sonrasında bunları ödemek istemiş de olabilirim. Haklısınız. Benim de en büyük dileğim bundan sonra 2 kişilik yaşayabilmek, ben de seni hatırlıyorum, hep böyle mantıklı tavsiyeler veriyordun :D Çok teşekkürler :))

@yatagants, geçmiş olsun sana da sen de hoşgelmişsin, sen de benim hatrımdasın, çok teşekkürler :))
  • pandispanya  (31.01.21 13:23:54 ~ 13:26:36) 
yeniden hoşgeldin pandispanya. zor şeyler yaşamışsın ama çoğunu atlatmışsın, çok geçmiş olsun. babanın son durumunu yazmış mısın göremedim, tekrar okumaya enerjim kalmadı ama umarım o da atlatır kısa zamanda.

bu arada enişte de buralarda galiba, "bodrum'da mekan işletiyorum, sorularınızı alayım" diye soru açmıştı, "aa neresi, benüm bütün yazlarım bodrum'da geçiyor, tarif et gelelim" diye sordum, bilbo'yu tarif etti asdfsdaklja kocanmış meğer, aldım selamını.

modlar silmez derken? sen de zaten mod değil misin ya :)
  • kibritsuyu  (31.01.21 13:44:20 ~ 13:49:19) 
@kibritsuyu, asjdhajk evet ben de senin selamını aldım :D babamın süreç devam ediyor, şimdi AYM aşamasındayız. Umut her geçen adımda tükenmiş gibi gözüküyor ama benim bi yerlerde işini doğru yapan insanların hala olduğuna dair inancım tam.

Valla ben yolu bu kadar Bodrum'a düşüp de bize hiç uğramayan bi seni gördüm, yani şey, göremedim :D Umarım bi gün yan yana kadeh tokuşturabiliriz.

Evet, modum ama modlar da modlara müdahale edemiyor mu modum? :) İnsafınıza sığındım, bundan sonraki duyurularımı daha dikkatli açacağım, bütün emekleriniz ve iyi niyetleriniz için çok teşekkür ederim :))
  • pandispanya  (31.01.21 13:57:42) 
ya bu arada kızmazsanız, dün gece upuzuuun duyuruyu ve i'm back başlığını görünce okumadan önce nick'e baktım, cocodancer mı diye :)) sonrasında olaylar olaylar zaten..


  • denizince  (31.01.21 14:35:21) 
@denizince, hahahah aaah cocodaner ya :D Dün bu duyuruyu yazıp gönderirken entity is too large diye bi uyarı aldım önce. İlk olarak düşündüm dedim ki "aaa duyuruya karakter sınırlaması gelmiş herhalde. ama daha önceden yoktu, cocodancer yazabiliyordu" diye geçti içimden :D Sonra baktım, yüklediğim fotoğrafın boyutu büyükmüş. :D Sanırım sonra başka nicklerle geldi. Umarım hayatta ve mutludur, selam olsun :D


  • pandispanya  (31.01.21 14:40:34) 
Hoşgeldiniz, sizi çok iyi hatırlıyorum. İyi ki geldiniz çok güzel tavsiyeler verirdiniz gözlerim sizi arardı valla:)


  • medusa  (31.01.21 14:55:54) 
Hatırladım sizi 2013'ten beri duyuruyu takip ederim. 5 sene önce İstabul'da bir plazada çalışıyordunuz ama mutsuz bir yaşamınız vardı. Plaza yaşamını pek sevmiyordunuz. O zaman duyuru açıp bu işleri eşimle bırakıp Ege'de bir kafe açacağız diyordun ama o zaman duyurudakiler uyarmıştı sizi "yapma etme bilmediğin bir işe girme"diye.
Baya ağır şeyler yaşamışsınız ama güçlü bir şekilde çıkmışsınız olaylardan. Hayırlısı olsun. Güzel günler dilerim.

  • komando kani var bende  (31.01.21 15:17:22) 
Hatırlamaz olurmuyum ameliyatlarımız birbirine çok yakın zamanlardaydı. Sen yeşim hocaya, ben yusuf hocaya ameliyat olmuştum. Benim ki tiroid ca ydı. O dönem bana çok destek olmuştun. Benim ameliyat izim niye böyle, benim sesim niye kısıldı, kesin hep böyle kalacak, al işte yine beni buldu gibi vs şeylerle seni çok darlamıştım. O dönemde ameliyat sonrası fotoğraf falan da paylaşmıştık birbirimizle. Sonradan numaranı bir şekilde kaybettim.

Yaşadıklarını büyük üzüntüyle okudum. Bundan sonrası için iyi şeyler yaşamanı tüm kalbimle diliyorum. Sen ve sevdillerin mutluluk sağlık ve huzur içinde yaşayın. Babanın yaşadıkları da çok üzücü. İnşallah en kısa zamanda bu durumdan kurtulur. Anneciğine de çok çok geçmiş olsun.
  • nick konusunda kararsizim  (31.01.21 15:51:44) 
Hoşgeldin tekrar, umarım annende korktuğunuz gibi bir şey çıkmaz. Görmeyeli Florance Nightingale olmuşsun. Kocanı da al kaç bence, okurken panikatak geçirdim.

Annenin bir rahatsızlığı yoktur umarım bu arada.
  • epistemic_regress  (31.01.21 16:11:13) 
@medusa, selaaaam :) çok teşekkür ederim, çok hoşbuldum, ben de sizi hatırlıyorum, yeni cevaplarda görüşebilmek dileğiyle :))

@komando, vallahi şaşırıyorum, çok doğru hatırlıyorsunuz :D neredeen nereye :D güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim :))

@nick konusunda kararsızım, ya ben seni çok aradım ama nickini her defasında unuttumm! Bir ara mesajlaşmıştık buradan ama sonra yine benim başıma olmadık işler gelip girememiştim, bir sonraki girişimde de bütün mesajlar silinmişti askjdh :D Çok üzülmüştüm. Güzel dileklerin için çok çok teşekkür ederim. Beni hiç darlamamıştın, birbirimize destek olmaya çalışıyorduk :)) Umarım sen de sağlıklı ve mutlusundur. Benim yara izim tam olarak geçmedi bu arada :D

@epistemic_regress, çok teşekkür ederim umarım çıkmaz, çıkarsa da savaşmaya devam :) çok hoşbuldum, yeniden teşekkür ederim, sevgiler :))
  • pandispanya  (31.01.21 18:54:15) 
Kedili duyurulardan hatırlıyorum ama gerçekten "oha 5 yıl mi olmuş" diye şok oldum.

Ne yalan söyleyeyim bana da çok çok güçlü ve pozitif bir insan izlenimi verdiniz. Herkes demiş zaten ben olsam ilk büyük sıkıntıda pes ederdim sanırım, belki ikincide.

Bundan sonraki hayatınız umarım huzurlu olur, annenizin de inşallah bir şeyi yoktur. Kocaman bir geçmiş olsun, uzaktan sarılıyorum ve tebrik ediyorum duruşunuz için
  • piremses  (31.01.21 19:32:02) 
okudum ama simdi cevap yazmak icin scroll yapinca fark ettim ki bayaa uzunmus :D

ben de hatirliyorum seni, ifsalardan guzel bir kiz oldugun aklimda kalmis :) ama fekat 5 yil olmus mu, inanamadim.

ilk duyurumu 2008'de actigimi gorunce de sasirmistim.

hosgeldin tekrar. umarim tatsiz olaylar geride kalmistir.
  • supergirl  (31.01.21 21:13:52) 
''Allah allah nerede ki bu pandispanya son zamanlarda hiç görmüyorum'' dediğim şey 5 senelik bir süreç miymiş?! Yuh :)

Her şey için çok geçmiş olsun.
Tekrar hoşgeldin ^^
  • megalomaniac  (31.01.21 22:50:58) 
@piremses, yihuu seni de gördüm :) çok teşekkür ederim, güzel dileklerine, güzel sözlerine. sevgiler benden :))

@supergirl, çok teşekkür ederim, o ifşalar çok abartılmıştı, hakettiğimi düşünmüyorum. Zaman ne çabuk geçiyor gerçekten, size de güzellikler diliyorum, sevgiler :))

@megalomaniac, hahaha :D senin ismini gördüğüme de çok sevindim. hoşbuldum, çok teşekkür ederim :))
  • pandispanya  (31.01.21 23:57:37) 
Pek iletişimimiz olmamıştı sanki ama senin nickini -ve cevap yazan kişilerin nicklerini de- görünce ekstra mutlu oldum. Tekrardan hoşgeldin :)


  • physcos physcos  (01.02.21 00:30:36) 
hatırlıyorum :) hoşgeldin ve hatta, helal olsun :)


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (01.02.21 15:14:14) 
Merhaba pandispanya, ben hatirlamadim, cok eski uyeligim ama 5 sene oncesinde pek aktif degildim.

Hatirlattigin cok onemli ve degerli bir sey icin tesekkur ederim. Aileyle fiziki uzaklik sart. Iyi ki de yapmisim, cok da guzel yapmisim.
  • buf-e kür  (01.02.21 15:37:44) 
Sevgili pandispanya ne çok şey olmuş ^^ Neden okudum yazdığınız her şeyi hiç bilemiyorum üstelik işten çıkmama 5 dakika var ve yapmam gerekenler vardı ahhaha.. Bodrumu sever Atanlyada yaşarım. Bol şanslar dilerim hikayenin devamında. :)


  • denizmaniaherif  (01.02.21 15:56:25) 
@physcos physcos, hoşbuldum, evet belki konuşamamış olabiliriz ama ben de nickinizi hatırlıyorum. Tüm nickler de çok güzel oldu sanki sadece bi hafta girememişim gibi :) çok teşekkürler :)

@kitap arasında kalmış silgi tozu, hoşgeldim, çok teşekkür ederiiim :))

@buf-e kür, işte başka tecrübelerden herkes farklı dersler çıkarabiliyor :D Verdiğiniz karardan ötürü mutlu olmanıza sevindim :))

@denizmaniaherif, hahaha çok üzgünüm çok vakit aldım :D yolunuz buralara düşerse uğrayın, çok teşekkür ederim :)
  • pandispanya  (01.02.21 21:31:39) 
Canım pandispanya’m <3 bir yandan gözlerim dolu dolu oldu okurken bir yandan sinirlerim hopladı. Neler yaşanmış ya gerçekten inanılmaz. Ne kadar da güçlüymüşsünüz gurur duydum sizinle.


  • sta  (03.02.21 11:59:17) 
yaaa pandispanyaaaaa senin güzel yüreğini severim <3 çok aradı gözlerimiz seni, neler neler yaşamışsın meğer. benim sanırım duyuruya ilk katıldığım zamanlarda aktiftin pek severdim yazdıklarından seni :) yaşadıklarının hepsi geçmiş bitmiş olsun bundan sonrası çok daha güzel olsun inşallah sevgiler...


  • dedim ben sana  (04.02.21 13:56:48) 
@sta & @dedimbensana, ya nasıl teşekkür etsem az. Çok sağolun gerçekten. Ben de burada olmayı çok özlemiştim. Paylaşmak da çok iyi geldi. Ne desem az. Güzel dilekleriniz karşısında ben de günlerdir duygu seli içerisindeyim :)) güzel günler hepimize gelsin. Sevgiler.


  • pandispanya  (05.02.21 09:17:43) 
emek veren her zaman kazanıyormuş hakkaten


  • bir soru sorcam  (08.02.21 16:45:00) 
hoş geldin. umarım bundan sonra her şey güzel olur.

"Taşınıp bizi sildi"

sizin yap(a)madığınızı o yapmış ve bu sizin için de çok iyi olmuş bana göre.

"biz biraz enayi gibi davrandık belki"

maalesef. karşı taraf sadece kendisini düşünüyor, sizi bir güzel sömürüyorsa şahsen ben öyle birine yardım etmem, ne hali varsa görsün derim. herkesin yardımına, yardım istemeyenin bile yardımına koşmak (öldürülme tehlikesi olan anneyi hariç bırakıyorum tabii) çok fazla yorar insanı.

eşinizin çocukluk arkadaşının sizi satması sonrasında biraz arkadaşlıklara olan inancım azaldı ama sonrasında "bir sürü arkadaşımız hayatı pahasına bize siper oldu" demişsiniz. o güzel bir olaymış :)

biraz hızlı okudum. babanız hala hapiste sanırım? peki özel değilse bu iftira atan kişi neden iftira atmış?
  • hlot  (08.02.21 17:24:19 ~ 17:27:12) 
@bi soru sorcam, hahah öyle diyelim fakir tesellisi olsun bizimki de :))

@hlot, uzunca anlatmıştım aslında ama cep telefonumun azizliğine uğradım ve tüm cevabım gönderemeden kayboldu :) bu yüzden yeniden yazmak için güç toplamayı bekledim. nihayet topladım :))

söylediğiniz şeyler çok doğru. Kesinlikle yardım talep etmeyen insanlara ısrarla yardım etmek yanlış. Yardım talep edenler de bir süre sonra mantık dışı taleplerde bulunmaya başlıyorsa orada da dur demek gerekli. Teoride hepsini her zaman biliyorduk ama pratiğe dökemedik maalesef :D Umarım ileride bu konuda biraz daha başarılı olabiliriz.

Evet babam hala cezaevinde. İftiranın sebebini gerçekten net olarak kestiremiyorum. Birkaç boyutu var. İftirayı atan kızın annesi, babama devamlı eşinden boşanmak istediğini, evlilikten çok sıkıldığını, sevildiğini hissetmediğini anlatıp babama yanlıyormuş. Babam da her fırsatta ikisi arasında böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını dile getirmiş, kendi kız arkadaşıyla tanıştırmış, her fırsatta kadının eşi olacak adamı övmüş, aralarını yapmak için çabalamış vs. Buraları kadın da reddetmiyor. Kadın devamlı babama birikmiş parası olup olmadığını, malı mülkü olup olmadığını soruyor sohbetlerde. Diğer yandan bu ailenin ekonomik durumu kötü. Babam da durumu kötü olan 4-5 çocuğa aynı anda ders veriyor. Bazı dersler 1-2 sabit yetişkin de katılıyor. Ders verilen yer 8-10m2'lik bir alan. Bütün öğrenciler yanyana oturuyor. Zaten aynı zamanda malzeme satışı yapılan bir yer. Devamlı müşteri de var, hiç bir saniye boş kalmaz. Şikayetçi olan kız, eğer babama yakın olan sandalyede oturmazsa ağlayıp ortamı terk ediyor, yalvar yakar başka öğrenciyle yer değiştiriyorlar her defasında önde ve babamın yanında olmak için. Derste çekilmiş o kadar çok fotoğraf da var ki. Kız babama devamlı arkasından sarılıyor, şakalar komiklikler yapıyor vs. Bu fotoğrafların hiçbirinde de babamın bir teması yok. Öğrenci gelip arkasından elini atmış yani babama, son derece güven dolu bir ilişki gözüküyor.

Babam bu çocukların maddi durumu kötü ama çok yetenekli oldukları için, normalde verdiği fiyatın 5'te 1'ine filan veriyor dersleri. Gerçekten komik rakamlara. Hatta bu olaylar olmadan önce babam bu çocukların yaramazlığından çok şikayetçiydi, enerjimi emiyorlar diyordu. Ben de tartışmıştım babamla, sen deli misin günde kaç saatini 25 lira için tüketiyorsun diye. O da ileride iyi bir sanatçı olduklarında benim de bir katkım olmuş olsun, yoksa heba olacaklar demişti. İdealist bir adamdı maalesef. Sonunda g.tümüzde patladı.

Neyse uzatmayayım. Babam devamlı ailelerle tartışıyor bu çocukların yaramazlıkları yüzünden. Dersleri bitirmek istiyor. Çocuklar ağlıyor hocam bizi bırakmayın diye. Aileler de yalvarıyor bi şans daha verin diye. Böyle diye diye 3-5 defa tam bitme aşamasındayken zorla devam ettirdiler babamı. Bu arada şikayetçi olan kızın ailesi çocuğun yaptığı şeyleri satarak para kazanıyor. Mesela babamdan aldığı ders ve materyal 100 tl'ye malolduysa 500tl'ye başkasına satıyorlar gibi. Çocuğu fabrika gibi kullanıyorlar. Hatta çocuk babama arada şikayet ediyor "hocam annem sattığı şeylerden bana hiç para vermiyor" diye. Çocuklar derse gelmeyi sevdiği için devam etmek istiyorlar ama ailenin kaygısı da geçim kapısı olması.

Sonra kurs bitiyor, yaz tatili başlıyor. Bunlar köylerine dönüyorlar. Ertesi eğitim döneminde ilk olarak yine bu kız yine babama geliyor derslere devam etmek istediğini söylüyor. Babam bu sene yapamayacağım diyor. Yine ısrarla başlıyorlar. Derken son derste yine öncekilerle benzer sebeplerden babam önce kızı azarlıyor, sonra da annesi babamın sanatına hakaret edince annesiyle tartışıyor ve onları atölyesinden kovuyor. Bi daha buraya gelmeyin artık yeter başka kurs bulun diye gönderiyor. Hatta tartışmada kadının kocası da orada ve babama hak veriyor, adam babamdan özür dileyerek ayrılıyor, o da inkar etmedi bunu da mahkemede.

İşte ertesi gün babamı gelip tacizci diye alıyorlar. O gün bugündür babam yok. Babama bütün fotoğraflarda kendiliğinden sarılan çocuk, bir anda "ilk günden beri beni taciz etti, telefonundan devamlı porno izletiyordu" diyor. Bu arada 7-8 ay kursa güle oynaya gelip, ertesi sene de devam eden de kendisi. Annesi ücretsiz kurs bulup o kursa göndermek istediğinde kız "anne ben attan inip eşeğe binmem" diye ağlıyor herkesin gözü önünde askdjha. Babası olan adam belediyede en alt kademe çalışandı (tam görevini özellikle söylemiyorum), kadın da ev hanımıydı. Bu olaydan sonra yarattıkları o yalan mağduriyetle öyle büyük bir destek aldılar ki, herif milletvekili aday adayı oldu, kadın delege oldu filan öyle bir hikayeler :) Bütün kapılar açıldı sonuna kadar.

Bu arada demiştim ya, o 8m2 alanda ders alan 4-5 kişiler sabit diye. O kişilerden biri kızın kuzeni. Aynı süre yan yana ders alıyorlar ve çocuk hiç böyle bi olay görmediğini söylüyor. Çocuklarla aynı anda derse giren yetişkinler de aynı beyanı veriyor. Daha detaylı biçimde. Sonra avukatları "yalan söylüyorsunuz, çocuklar bu yetişkinleri hiç tanımazlar" dediler, bi dolu fotoğraf ve video verdik dosyaya. Çocukların o yetişkinlerle beraber ders aldıkları, kutlama yaptıkları... Ama hiçbiri dikkate alınmadı. Bu arada babamın telefonuna porno iddiası için ilk dakika el koyuyorlar zaten. Babam da diyor ki "bahsettiğiniz türden en ufak bi görüntü bulursanız, beni yargılamayın direkt idam edin" diye veriyor telefonu. Nitekim hem polis, hem de bilirkişi ayrı ayrı detaylı inceleme yapıyor ve ikisinin de raporu babamın lehine, çocuğun söylediği tarzda herhangi bir görüntü hiç olmamış telefonda. Yani ortadaki yalan gün gibi ortada. Ama bunu da değerlendirmedi mahkeme.

"Şu da tacize uğruyordu" dedikleri yetişkinler vardı. Onlar da mahkemeye gelip bu ülkede her gün sayısız tacize uğradıklarını ama bunu yapan kişinin hiçbir zaman benim babam olmadığını" söyledi sağolsun.

Bir tek bu alfa kızın en yakın arkadaşı olan, yine aynı sınıfta bunla ders alan diğer kız dedi ki "beni de taciz etmiş ben görmedim ama arkadaşım ayşe (diyelim) görmüş, öğretmen benim popoma elini sokmuş, şikayetçiyim" adshakd. O kızın ailesi kızlarının gerçekten tacize uğrayıp uğramadığını bilmek, hak aramak isteyen insanlardı mesela. Onlara kızmıyorum. Ama yani 1.80 boyunda bir yetişkin, herkesin içinde bir kızın pantolonundan içeri elini soksa, bunu o kızın farketmeyip arkadaşının ona sonradan haber vermesi mümkün mü... İçerideki diğer insanları geçtim. Sana yapılan şeyi sen farketmiyorsun da arkadaşın sana haber veriyor. Hiçbir yerde de yalnız kalınıp yalnız ders yapılmıyor bu arada. Bi tek bu esas kız ilk ifadesinde öyle bi yalan söylemişti. Ben de babama sormuştum, "yok kızım hiç tek başına ders yapmadık" demişti. Sonra kız mahkemede ifadeyi geri çekti, öyle bişey olmadı dedi. Off bunlar minik detaylar. Çok daha majör şeyleri atlıyorum sürece zarar verir mi bilmediğimden.

Mesela çocuk izlem merkezi diye bi yer var, oradaki uzaman 2 çocuğa da defalarca soruyor, "hiç vücudunuza kıyafetlerinizin içinden dokundu" mu diye, iki çocuk da birbirinden habersiz defalarca "hayır hiç öyle bişey olmadı" diyorlar. Sonra adli görüşme bitiyor, çocuklar aile ve avukatların yanına gidip sonra geri dönüp aslında söylemeyi unuttukları bişey olduğunu ve öğretmenin onlara kıyafetlerinin içinden de dokunduğunu ekletiyorlar rapora. Bu da raporda aynen böyle "adli görüşme sona erdikten sonra çocuklar aile ve avukatların yanına gidip döndükten sonra bıdı bıdı eklettiler" diye yazıyor. Sonra mahkemede bunu da geri aldılar "yok öyle bişey olmadı" diye.
Yani çocukların görüntülü ifade vermesinin bi amacı var. Görüntülü ifade bitip her şey kapandıktan sonra bunu rapora kim ve nasıl yazdırdı, bu raporu tutan kişi 50 kez bu soruya cevap almasına rağmen bunu nasıl sonradan rapora ekledi, mahkeme bu geçersiz rapora nasıl riayet etti, hadi etti diyelim, çocuklar sonradan yalan söylediklerini kabul edince neden bir şey değişmedi? Bir sürü bilinmez...

Neyse sonuca geleyim. Bu işlere ömrünü adamış bir profesör ve klinik psikolog bizim dosyamızı, çocukların beden dilini, sesini, mimiğini, verilen ifadeleri filan inceleyerek bi rapor sundular. Bu raporda söylenene göre, esas kız annesinin etkisi altında, ikinci kız da esas kızın etkisi altında yalan söylüyor. 15 sayfalık aşırı detaylı bir rapor. Ben bir cümleyle özetlemiş olayım.

Sebebini bilmiyorum, sonuç olarak belki başta bi ceza vermek istediler ama bir yerde kontrollerinden çıktı. Ardından gelen imtiyazlar, işlerin büyümesi ve yalancı çıkmaları durumunda ceza alma ihtimalleri sebebiyle geri adım da atamadılar. Düşüncem bu yönde.

Dosyayı okuyup isterlerse 200 sene ceza versinler ama okusunlar yeter ki. Bugüne kadar okunmadı maalesef. Hala son kararda bile geri çekilen ifadeler sanki yeni verilmiş gibi yazıyor. Tüm kararlar kopyala yapıştır şeklindeydi. İnanıyorum bir gün okuyacaklar.
  • pandispanya  (11.02.21 02:06:16) 
mahkeme heyeti oluşan kamuoyunun-birilerinin etkisi altında olabilir mi


  • esref  (11.02.21 02:19:26) 
@esref, detay veremiyorum ama kesinlikle öyleydi. O dönem ne yazık ki gerçek olan birçok iğrenç olay peşpeşe oluyordu, hepimiz zaten artık patlama noktasındaydık. babam ne yazık ki bu gündemin içine düştü. ailelerden biri medya çalışanı, diğeri belediye ve bazı mezhepçilik işlerinin içinde olunca çok büyük bi kamuoyu oluştu ve finans programlarına kadar babam dönüyordu haberlerde.


  • pandispanya  (11.02.21 02:31:02) 
Off cok kotuymus ya. Kiz da butun ifadelerini geri aliyor da o porno ifadesini niye geri almiyor :(


  • hlot  (13.02.21 13:23:03) 
@hlot, onu geri almasına gerek kalmadı zaten, yalan söylediği 2 ayrı inceleme ile, devletin kurumları ve kanalları ile kanıtlandı zaten...


  • pandispanya  (13.02.21 15:37:33) 
vay! uzun bir süredir çok aktif değilim ben de burada ama net hatırladığım kullanıcılardansınız.

bu kadar şeyi yaşadığınızı bilmek üzdü fakat bu kadar şeyin altından kalkabildiğinizi görmek bana gerçekten hayat motivasyonu oldu.

umarım bir daha ayağınıza taş değmez!

cafe ismini alabilirsem ben de mutlaka uğramak, yönlendirmek isterim.
  • bir ileti paylastim  (23.02.21 09:10:45) 
@bir ileti paylaştim, ben de sizi net olarak hatırlıyorum :) eveet bazen dert dinlemek de dertlere bir nebze derman olabiliyor xD çok teşekkürler güzel dileklerinize. Kafenin ismini paylaşacağım :) Duyuruculara ömür boyu indirim var, mutlaka haberdar edin! :D


  • pandispanya  (23.02.21 09:41:29) 
Seninle tanıştığımız dönemden farklı bir kullanıcı adı kullandığım için şu an beni hatırlamayacaksın muhtemelen ama hem mesaj atıp kendimi tanıtacağım hem de mekanın ismini alacağım ki yazın gelelim :)
Ben seni çok iyi hatırlıyorum, saç rengini seçtiğimiz zamanları falan. Böyle uzun sarı/soğan kabuğu gibi bir saçın vardı çok güzel dalgaları olan. Keyfin de yerindeydi o zamanlar. Güzelliğine özenmiştim yalan yok. Geçtiğimiz haftalarda da duyurudan bir arkadaşımla oturup milletin duyurularıyla dalga geçerken senin cevabını gördük :D dedik aaa dönmüş, yoktu uzun zamandır falan... o zaman şöyle bir yorum yapmıştık “yea benim de öyle fıstık gibi hayatım olsa hayatta uğraşmam yani duyuru falan” şu konuşmadan ve önyargıdan utandım okuyunca, hepsini de okudum. Öncelikle babanın başına gelenler için çok üzgünüm, empati yapıyorum, anlattıkların benim mental sağlığımı geri dönüşsüz bozardı. Sen çok güçlüymüşsün. Başınız sağ olsun ayrıca ve umarım annenin sonuçları da iyi çıkacaktır. Gözlerine gelince, minnoş gözlerin daha da minnoş olmuştur eminim. Hayat bu, görme yetimizin ömür boyu bizde kalıp kalmayacağını da bilemeyiz. O yüzden “insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir, gerçeğin mayası gözle görünmez.” Diyorum. Sen ve eşin duyduğum en güzel kalpli insanlardansınız. Umarım isteyen herkese böyle hayat arkadaşları nasip olur. Hoşgeldin canım.

  • irene  (23.02.21 11:07:54 ~ 11:08:29) 
@irene, hay allah ya gerçekten gözlerim dolu dolu okudum. ne güzel yazmışsın :/ çok teşekkür ederim. bütün güzel düşünce ve dileklerine. hayat işte durduğu yerde durmuyor :D
aaaa ama o zaman güzel haberi de vereyim, annemin sonuçlarını daha birkaç gün önce alabildik, temiz çıktıııı :) bence de bir gün bir yerlerde yeniden güzel şeyler olacak. kimse umudunu kaybetmesin yuhuu :d

çok hoş buldum. gerçekten. tarif edemeyeceğim kadar çok teşekkür ederim... <3
  • pandispanya  (24.02.21 01:09:24) 
[]

İsimsiz para göndermenin en kolay yolu nasıl olabilir?

Ummadığım ve planlarımda olmayan bir ek gelirim oldu. Kimse bilsin istemiyorum.

Aile ve akrabalarımdan ihtiyaçları olana (hepsi depremzede ve ciddi anlamda ihtiyaç sahibi) yaklaşık bir yıl boyunca düzenli yardımlar yapacağım. Ancak hiçbirinin para gönderenin ben olduğumu bilmesini istemiyorum. Benim hemen hiçbiriyle iletişimim yok. Bayramda babamlarda rastlaşırsak o kadar. Hatta bir kısmıyla rastlaşmayız, yolda görsem tanımam.

Sorun şu ki, bu paraları yollayanın ben olduğumun bilinmesini istemiyorum. Yoksa gereksiz yere beni arayacaklar. Muhabbet etmek istemiyorum. Bana borçlu hissetmelerini istemiyorum. Hediye yöresel ürün falan göndermelerini istemiyorum. En önemlisi de, sülalede adım zengine çıksın istemiyorum. Kimse bir insanın aylık gelirinin neredeyse dörtte birini bağışladığına inanmaz. "Bu bu kadar parayı millete verdiğine göre bunda en az kırk katı vardır" derler. Benden borç falan istemeye kalkarlar. Ben bu iletişimsiz/izole halimle gayet mutluyum.

İlk bir iki ay, ablam, annem, babam yoluyla gönderdim paraları bankadan. "Bir hayır sahibi yolladı" dediler.

Şimdi onların da bilmemesi gerekiyor bazı özel nedenlerden dolayı. Tanımadıkları, rastgele arkadaşlarımdan bir iki seferliğine rica edebilirim. Ancak parayı onlarin hesabından göndersem, alıcılar arasında en az bir iki hassas düşünen insan var, "bize yanlışlıkla para gelmiş" diyip iade ederler. Yahut harcamaya korkarlar

Böyle bu trz yardımlar için bir aracı kurum falan var mıdır? Yahut atıyorum "Memleketim yardım fonu" gibi bir isimle vir banka hesabı açılabilir mi? Oturup tek kişilik vakıf/dernek kuramam. Kendime limited şirketi kursam her ay dünya kadar masrafı olacak.l mali müşavir falan...

Bu paraları isimsiz, yahut ucu bana gelmeyecek şekilde göndermenin kolay ve pratik bir yolu var mıdır? (Alıcıların ibanları bende mevcut. Miktarlar da atla deve değil. Ayda 2-6 bin tl arası değişen rakamlar)

Önemli iki not:

-Reklam duyurusu, dolandırıcılık vs. değil. Çoktan kaybedip de üzerine soğuk su içtiğim bir alacağım tahsil edilmiş oldu kabaca. Ben o parayı alırsam depremzedelere dağıtmaya niyet etmiştim. Durum bu.

-Duyuruda maalesef böyle duyurular üzerine mesajla dilenen bazi internet kullanıcıları oluyor. Bu paranın gideceği kişiler ve miktarlari çoktan belli oldu zaten. Daha param olsa onların da gideceği yerler belli. Öyle "nereye bağış yapsam" durumunda değilim. Bu ayın sonuna kadar elimdeki tüm param 1200 lira mesela ve bana zar zor yetecek. Kimseye 1 kuruş gönderebilecek durumum yok...

 
kurum var mı bilmiyorum ama tanıyamayacakları bir arkadaşın aracılığıyla yapsan daha iyi olur. ailenden bilgileri istemiş olur hayır sahibi kişi ve doğrudan para göndermeye başlar.


  • paintov  (10.07.23 01:32:41) 
Direkt kendiniz gönderecekseniz yasal kanallardan yok fakat uğraşırsanız kripto bankacıklıktan olabilir.


  • filipis  (10.07.23 02:00:47) 
bim vb mağazaların hediye çekleri oluyor. Bunlardan alıp göndermeyi deneyebilirsiniz.


  • faithless  (10.07.23 02:42:10) 
Bana kalırsa en kolayı para göndereceğin herkesi tanıyan ortak birini bulup onun üzerinden yapmak. Onun da bir hayırsever deyip geçiştirmesi.


  • etna  (10.07.23 06:09:54) 
market hediye çeki +1


  • dr doofenshmirtz  (10.07.23 13:03:02) 
Şimdiye dek @etna nın dediği gibiydi zaten. Ancak onlar da bilsin istemiyorum.


  • yadigar  (10.07.23 14:09:53) 
PTT'den tc kimlik numarasına gönderseniz, alıcıya sms'le bildirim gitse acaba gönderen ismi gözükmüyor olabilir mi diye düşündüm ama cevap bulamadım. Belki öyle oluyordur.


  • kobuzchu kiz  (10.07.23 14:24:11) 
Mektup ile gönderin?


  • burka  (10.07.23 14:34:44) 
karşı tarafın cep teledfonuna banka üzerinden gönderin.
sms gider
24 saat içinde bankamatikten çeker.
  • rhan  (10.07.23 14:53:55) 
[]

Araba Piyasasında Anlamadığım Bir Durum

1. Boya konusu neden bu kadar önemli? Hasarsızlığın ispatı olarak ille de aracı boyasız bir halde mi satmamız gerekiyor? Trafikte çok güzel araçlara denk geliyorum ancak sahipleri çizikli ve soluk bir şekilde kullanmaya devam ediyorlar. Aracı boyasa pırıl pırıl olacak, hak ettiği ihtişama ulaşacak ama muhtemelen bu bahsettiğim kaygıdan dolayı boyatmıyorlar.

2. Değişen parça neden aracın değerini düşürüyor? Parça orijinal ise, adı üzerinde, değişmiştir. Yani yenisi takılmıştır, bunun muadil bir araca kıyasla aracın değerini arttırması gerekmez mi?


 
Çoğu şey gerçekten takıntı yapılıyor, boya en öne çıkanı.

Ancak tamamen de haksız göremiyor insan, sıfır araç aldım sanıyorsunuz aracın önü arkası farklı iki aracın birleşimi çıkıyor. Her türlü sahtekarlık var. Haliyle insanlarda da tedirginlik hat safhada.

Bunun bir nedeni de Türkiye'de otomobillerin objektif şekilde çok pahalı olması. Sizin tek araca ihtiyacınız var ama 2 araçlık ödeme yapıyorsunuz vergileriyle vesaire.

Ortalama, otomobiller hakkında çok bir fikri olmayan insan da bu külfetin altına girerken kendini kandırılmaya çok müsait hissediyor ve bu sebeple araç alırken kafa yorması gereken hiçbir şey olmamasını istiyor. Bunun da en basit hali değişen parça olmaması ve orjinal boyanın korunuyor olması.
  • akhenaten  (14.02.24 19:23:10 ~ 19:23:51) 
Haksız değiller +1

Bunun sebebi piyasanın aşağılık, karaktersiz, rezil insanlarla dolu olması. Tarcanlar Oto boşuna meşhur olmadı bu ülkede. Bir parça boyalı denen arabanın taklalı çıkması, 3 parçası değişen denen arabanın ön-arkası birleştirilmiş iki farklı araçtan oluşması, çiziksiz denen arabanın komple boyalı çıkması falan filan uzar gider.

Boyama konusuna şu şekilde hak veriyorum; gidip 1992 model bir W124 kasa 200E aldım diyelim. Bu araba zaten ekonomik ömrünü dolduralı yıl olmuş. Kasadaki çürüğü, çiziği şunu bunu yok etmenin en güzel ve temiz yolu komple boyatmak. Hobi için alıyorum zaten, boya takıntısı olanlar umrumda olmaz, tertemiz boyatırım arabayı, cillop gibi olur. Fakat Daha 15 yaşına gelmemiş arabanın her yeri boya olunca alarm çalıyor insanların kafasında direkt olarak. Yapacak hiçbir şey yok.
  • mada  (14.02.24 19:36:46) 
en önemli sebeplerinden birisi de işçilik çok kötü. kaportacının kaportayı düzeltip zımpara yapıp macun atıp boya yapması gerekir. bizdeki çoğu usta ne yapıyor? vuruyor macunu vuruyor macunu. zamanla bu macunlar atma yapıyor kabarma yapıyor. tazyikli suyla bile atan boyalar mevcut.


  • trajikomix  (14.02.24 22:38:22) 
1 - araclarin uzerinde %100+ vergi oldugu icin degerinin cok cok ustunde satiliyor, o yuzden de insanlar bu kadar yatirim yaptiklari bir makinanin hasarsiz, boyasiz, degisensiz olmasini istiyorlar. Fabrikadaki bir sok/tak bile buyuk mevzu olmus vaziyette ki bunlar yurtdisinda kimsenin umrunda olmayan mevzular.

2- iscilik bence kotu degil, tersine fazla iyi. 3 farkli model araci birlestirip tekrar trafige sokuyorlar. Yurtdisinda kazali araclar 10km ilerden ben kazaliyim diye bagiriyor. Benim bir arkadasin aracinin kapisina kamyon dorsesi vurdu gecerken, kapi resmen teneke kutu gibi yarildi kivrildi, ben kesin degisecek bu dedim ama tamir etmisler, ve kesinlikle anlasilmiyordu.
  • cooperr  (14.02.24 22:50:41) 
boya konusu türkiyede çok büyük problem bu anlaşılması zor bir durum ancak türkiyede araç sektörü dolandırıcı dolu olduğu için boyada macun mu var daha fazla darbe mi var bu net söylenmediği için alıcı kafaya takıyor.

değişen parça olayında da gene düzgün işçilik olmaması orjinal parça olmaması tereddüt yaratıyor. genel olarak sıkıntılar türk toplumunun ticaret ahlakıyla alakalı.

insanlar ister istemez bu ahlaksızlıktan dolayı bu duruma takılıyor çünkü bir sürü para veriyorlar.
  • mikahakkinen  (15.02.24 12:04:13) 
Mesele ülkemiz insan yapısının ahlaksızlığa, dolandırıcılığa, üçkağıtçılığa çok meyilli olmasından kaynaklanıyor.
Yoksa iyi hatırlıyorum 2000'ler öncesinde komple boyalı araba daha çok değerliydi diğerlerine göre.
Ama sonradan yukardaki arkadaşların dediği gibi gerek ekonomik gerekse de işin ahlaki boyutundan kaynaklanan sebeplerden durum değişti.
  • joooper  (15.02.24 12:17:02) 
[]

HDD Sorunsalı

Şimdi efendim benim elimde 400 Gb kapasiteye sahip bir Seagate HDD var.ATA bağlantılıdır kendisi.Geçtiğimiz günlerde bunun resimdeki gibi bir parçası koptu.dolayısıyla PC HDD'yi görmemeye başladı.aynısından bulmak suretiyle bu işten anlayan bir elektronikçi(aynı zamanda bilgisayarcı)arkadaşa lehimlettim.ve akabinde diskime tekrar kavuşmuş oldum.

Ancak çift Partition olan diskimin depo olarak kullandığım kısmı (yani D:\ sürücüsü) ufak tefek arızalar çıkarmaya başladı.Örneğin bazı klasörlere çok yavaş giriyor ve ara sıra donmalar yaşanıyor.Dün akşam ise bir klasöre çift tıklamam suretiyle yine aynı şey yaşandı ve PC kendini resetledikten sonra HDD'yi görmemeye başladı.Aradan bi 15 dk geçtikten sonra ise PC'yi açtığımda HDD çalışır vaziyetteydi.Şimdi o klasörlere tıklamaya korkuyorum ve benim için önem arzeden bilgiler içeriyorlar.O belgeleri ve Hard Diskimi nasıl kurtarabilirim?


 
kopan parçanın yenisi eskisinin aynısı değil veya lehimleme esnasında başka bölümler bozuldu sıcaklık yüzünden. bu tür kartlarda elle lehimleme yapılması tehlikeli oluyor genellikle.

fakat bu disk çalışabiliyor, ama belli bir süre.

yapılacak en sağlıklı şey aynı diskin kartından bulup değiştirmek. 15gb'ın kopyalanması çok uzun sürmeyecektir, parça parça kopyalayıp kurtarmak lazım. bilgisayar açılır, 5gb kopilenir, kapatılır disk soğusun diye beklenir, yeniden açılır, 5gb daha kopyalanır gibi... o değişen parça dayanamıyor çok çalışmaya.
  • areels  (05.01.09 10:30:53) 
[]

PC parçalarının dayanılmaz hafifliği

selamlar! 10 yıl sonra yeniden bir pc toplama heyecanı ile forumlara, sitelere saldırıp şu anki teknolojiyi öğrenmeye ve hazmetmeye çalışıyorum.

ancak bu aradan geçen 10 yıl ile ilgili çıkarımlarım olacak, katılırsınız katılmazsınız bilmiyorum, yorumlarınızı da beklerim, parça parça gideceğim.

1) bu soru değil; halen "toplama pc rullezzz!!" bu beni çok sevindirdi.
2) işlemcide halen nasıl sadece intel vs amd devam eder şaşıyorum. yuh be! hala aynı sidik yarışı. forumlarda halen ergen ergen kavgalar, test sonuçları yarıştırmalar. gs-fb'den beter. 10 yıl önceki sistemim amd idi sanırım şimdi de amd kuracağım ancak bu sefer intel mi alsam acaba diye ortada kaldım. 10 yıl öncesinden gram değişen bişi yok.

3) markaların aynı kaldığı ama nispeten savaşın çok çetin geçmediği diyarlar anakartlar. intel desteklilerin çeşit sayısı uçmuş! amd nispeten aynı. anladığım kadarıyla usb3, sata3, ddr3 en son teknolojiler.

4) coşan parçalardan diğeri. ram'ler! gskill diye bişi türemiş, herkes varsa yoksa onu tavsiye ediyor. kingston candır ama...

5) ekran kartını takip ediyordum ara ara ağzım açık bir şekilde. hiçbir zaman bu kartlara bu kadar para verileceğini düşünmemiştim. halen de düşünürüm ki ekran kartları tembel oyun firmalarının kod yazmaktan üşendiği ve bütün işi kartların üstüne yığmasından dolayı bu kadar değerlendiler. yoksa 1.200 lirayı ekran kartına yatıran tipleri oyun dışında başka bir şeyle motive edemezsiniz. (iş için olanları ayrı tutuyorum) sanırım 400 ten aşağı güncel kart yok.

6) kasa işi tam muamma onu daha arıyorum. 550w psu lazım o kesin. harddisk eski pc'dekileri takıcam ilk başta masraf olmasın diye. ardından ssd alacağım o kesin. harika bir teknoloji. yetiştiğim için çok mutluyum.

1.300 4 parça fiyatı için iyi gibi. kasasıyla falan 1.550 civarına gelecek. birkaç ay sonra yeni hdd, ssd nerden baksan 2.000 tl'ye çıkacak. 10 yıl önce aldığım 1.000 lira civarı tutmuştu diye hatırlıyorum. demek şu aralar iyi birşey minimum 2.000 tl.

okuduysanız teşekkür eder, fikirlerinizi beklerim.

 
Yeni nvidia 7xx serisini kesinlikle tavsiye ederim.ssd de dayanıklılık önemli, hız zaten belli bir standartta.

Ben de en önemlisi güç kaynağı.orda 80 plus olmasına dikkat edin.sessiz olur kaliteli olanlar.

Bi de iyi bir klavye mouse alın.güzel de bir koltuk oldu mu tamam
  • elebego  (06.08.13 03:41:10) 
[]

borsa işleri?

bu işlerden 0 anlayan biri olarak heves attım açıkçası. öyle çok param da yok şu anda ama bi şekilde başlamak istiyorum. nasıl oluyo? internet bankacalığından alabiliyomuyuz hisseleri? nerlerden takip ediyoruz? istediğimiz zaman satabiliyomuyuz?

bi yardım edin be dostlar.


 
matriks tarzı programlardan anlık olarak butun ıslemlerı yapabılıyorsun.


  • cokponcik  (20.12.13 21:30:49 ~ 21:31:07) 
ya çok paran olacak, hisselerdeki binde (ya da onbinde) bir değişikliklerden para kazanacaksın, ya da sağlam bir tüyon olacak, bir hisseye para bağlayıp bir veya iki sene sonra 2-3 katına satacaksın.
bu ikisinden birini yapmayacaksan hiç başlama derim. hoş, başlasanda 1 haftada hevesin geçer zaten.
onun haricinde bir finans kuruluşunda (borsa işlemi yapan herhangi bir aracı kurum, bankaların da var) hesap açtırıp oraya para aktarıp hisse senedi alacaksın ve gün boyu takip edeceksin işte.
  • etna  (20.12.13 21:32:01) 
Şimdi paranın yüzde 10 onunu ayır kenara.

Şimdi git normalde yapmayacagın bir şey yap şomart kendini.

Borsada zaten kaybedeceksin en az o kadar
  • spy of soul  (20.12.13 21:37:19) 
  • tescillimarka  (20.12.13 21:41:45) 
sozlukte akilli gelisim var onun entry lerini tavsiye ederim


  • babamasoliimbananickaldirsin  (20.12.13 22:21:53) 
sözlükçülere güvenme borsa konusunda, tek diyeceğim odur..


  • machine head  (20.12.13 22:34:25) 
0 anliyorsan bi kar dagitan bi sirket sec her ay dusuk buldugun fiyattan 100 liralik alim yap baska bir seye karisma. Biriktir o hisseleri 5 sene sonra sat ve cik. Verdiginin yarisi kadar kazanma ihtimalin yuzde 75lerde.

*yatirim danismanligi degildir.
  • kegums  (21.12.13 01:01:34) 
[]

araba alırken dikkat edilecek hususlar

nelerdir hacılar bunlar? hiç boya olmamalı mı? neresinde olmalı? triger olması iyi midir kötü müdür? kmsinin azaltılmadığını nerden anlarım? kısacası profosyonel alıcı arabada neye bakar?




 
peki bu ustaya baktırma olayı nasıl oluyor? sanayiye gidip usta gel bi iki dakika bakalım şu arabaya diyip alıp gidiyor muyuz adamı? bi usta ne kadar ister bu işlem için ortalama?


  • syozkn  (28.01.14 11:36:15) 
@freekara: "değişen parça" nedir hacı? ben en çok bunu merak ediyorum. her bakımda yağ filtresi değişiyor mesela. yağ filtresi bir parça mıdır, evet. değişiyor mudur, evet. o zaman yağ filtresi değişen bir parçadır. düz mantık.

ya da debriyaj balatası. arabam yüzbin kilometre oldu. debriyaj balatası aşındı. şanzımanı indirip değiştirdiler. şimdi bu değişen bi parça mı?

veya arabayı kaldırıma çarptım, aksı kırıldı diyelim. veya ikinci vites dişlisi çatladı. şanzımanı açıp değiştirdiler. bu değişen parça oluyor mu?

ya da nedir?
  • kibritsuyu  (28.01.14 11:38:29 ~ 11:40:21) 
ustayada götürsen motor içinde olanları göremez
mesela silindir kapağı çatlaksa, bu ancak 400 450 km sonra kendini belli eder. piston üstüne su iner, her sabah 1 ker zor çalışır beyaz duman atar sonra bişey yokmuş gibi gidersin, yeni arabalarda hararet göstergesi de yok, suyunun da eksildiğini farketmezsen amigo.

tabi tavan boyalıysa takla atmış maabeti var, sonra arabanın koltuğu haşatsa direksiyon simini yıpranmışsa, km si 70 80 bin 150 bin falansa kesin kmyi geri çekmişlerdir.

ya tecrübe şart bu konularda, bence doğuş oto 2. el gibi expertiz raporu oluşturulmuş herşeyi ortada olan araçlardan bakmalısın.
  • killerbee  (28.01.14 12:01:24 ~ 12:02:48) 
arabadan anlamayan birisiysen ekspertize götür... bilen birisi de olsun yanında...


  • inanmazsan inanma  (28.01.14 12:15:15) 
[]

Cepte Teb ve En para gibi şeyler üzerine

merhaba

şimdi reklamlarda falan görüyorum vadeli mevduata yüzde 12 faiz veriyorlar.
bu sürekli mi yoksa hoşgeldin faizi gibi birşey mi?

cepteteb en para ve turuncu hesap gibi işleri yapmak üzere bu bankalarda çalışan arkadaş varsa bi irtibata geçebilir mi?

 
genel olarak en para en yüksek faizi verir. bankaların internet şubeleri her zaman daha iyi faiz verir.

bankada çalışmaya gerek yok. sor ben söyliyim. nickin de iyiymiş soruyla uyumlu:)
  • alors  (14.08.15 23:17:44) 
Doğrudan bu işi yapan ve o bankalarda çalışan arkadaşları arıyorum. burda varsa olmayacak iş için insanları yormayalım. zaten güzel güzel bankacı kızları gönderiyorlar :) hem anlaşırsak şubeme gelir bi çayımı içer karşılıklı hesap açarız :)


  • karlmarx  (14.08.15 23:26:46) 
Enpara sürekli. Turuncu hesap bir ay hoşgeldin faizi sonra normal faiz.


  • inheritance  (14.08.15 23:31:38) 
Çalışan ne alaka? İlgili bankaların sitelerinde net açıklamalar oluyor, enparanın sss sayfası çok iyidir orayı okuyabilirsin, bu faizler günlük olarak değişebilir fakat o gün kaçtan anlaştıysan anlaştığın gün kadar o orandan işler faiz. Yarın merkez bankası faiz yükseltimine gider piyasa genel olarak yükselir mesela, veya düşürülebilir de.


  • atom karincanin torunu  (15.08.15 01:16:31) 
[]

bir site nasıl para kazanır?

diyeceksiniz ki reklam.ama birçok site sıfır reklamla dünya devi olmuş.parayı nereden alıyorlar?

şimdiden teşekkür ederim.


 
Ortada reklamları yoksa sattıkları üründen kazanıyorlardır. "E ortada ürün de yoksa" diyorsanız "if you're not paying for something, you're not the customer; you're the product being sold" cümlesini hatırlatırım.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (28.02.12 17:51:23) 
misal facebook. izlediysen filmi oda arkadaşı zengin. :) dünya devi olmak için iyi bir fikre ihtiyacın var paradan çok.


  • hkaan  (28.02.12 17:52:20) 
melek yatırımcı


  • arafa  (28.02.12 17:57:27) 
peki tık başına para olayı nedir ??


  • dededede  (28.02.12 18:01:16) 
tık başına para olayı reklama tıklandıkça 5 kuruş falan kazanma mevzu işte


  • yuto  (28.02.12 18:07:26) 
o 5 kuruşu kim veriyor size ?
host-domain şirketi mi ? yoksa google adsense mi ?

  • dededede  (28.02.12 18:14:53) 
google adsense tık başına şirketten 10 kuruş alıyorsa 5ini yayınlayana veriyor. 5 kuruşu salladım bu arada ama reklamına göre değişen bir mevzu.


  • yuto  (28.02.12 19:06:11) 
cpas koyarsin anket falan dolduruop iphone kazanirlar arkadasim ayda 20 bin dolar kazaniom die cpa den ama bence sallio 7 8 bin anca kazaniodur


  • iplikci  (28.02.12 19:37:05) 
[]

Bir ülkeyi değiştirebilmek için gereken para

Merhaba,

Hani derler medyanın gücü çok büyük, para her şeyi satın alır vs.

Şimdi diyelim 75 85 milyon nüfusu olan bir ülke var Afrika kıtasında olsun hadi. Böyle baştaki siyasetçi kan ağlatıyor halka ancak halk da hala onu seçiyor az farklı çoğunlukla. Sizce bu ülkeyi değiştirebilecek kadar güce sahip olabilmek için ne kadar para gerekir? Medyasına hakim olabilmek, belki bankalarını yönetebilmek, ekonomik durumunu etkileyebilmek için?

Teşekkürler

 
Sadece para ile çok zor öyle olsa abd her istediği ülkeyi sömğrgesi yapardı,liderini seçerdi. Yönetimde, askeriye, bakanlıklarda, büroklarda vs. Kullanabileceği adamlar olması şart.

Medya demişsin mesela çok saçma. Zaten böyle dandik ülkerde basın yayın organlarını tamamen iktidar kontrol eder. Bugün afrikaya gitmene bile gerek yok yandaş olmayan ne kadar ayakta durabiliyor. Reklam alamıyor, her gün başına vergi memurları gidiyor. Hukuk ve adalette iktidarın elinde. İstediğini yapabiliyor. Bankaları, ekonomisini batırsan zaten cahil fakir halk iyice körü körüne destekliyor. Bu bütün gelişmemiş ülkelerde, diktatörlüklerde hep böyle. Bunlar da olmasa açlıktan ölürüz, en azından yaşıyoruz, karınımız doyuyor tatında takılıyorlar. Bu kesimi işte basın yayını elinde bulunduran iktidar propaganda yaparak rahatça kandırabiliyor. Şunu yaptık, bunu yaptık, gelecekte şunları da yapacağız vs.
  • wertyu  (02.11.18 02:19:20) 
Tüm Öğretmenleri ingiliz yapacak kadar bir para yeterlidir


  • her gece aç  (02.11.18 04:44:17) 
Ülkenin en zengin kurumları, medya patronları bile dayanamaz. Kapısına gider vergi ve cezalarla çökersin. Zenginlik kapılarını kapatırsın.
yani para çok yeterli olmaz.
insanlara yerine koyabilecekleri, bu adam olur diyecekleri bir yüz çıkarmak lazım.
afrikalılar güçlü insanı sever.
  • neymis  (02.11.18 08:43:14) 
Sadece parayla olmaz o iş. Geçmişte Türkiye'de oluyordu da bu noktadan sonra olmaz. Sermayenin gücü eğer iktidardan geliyorsa o iş olmaz.

Geçmişte Ecevit hükümetleri döneminde devlet ve sermaye iki ayrı yapıydı. Bugün bu ikisi aynı o ülkede.
  • bos gezenin bos ustasi  (02.11.18 12:13:23) 
[]

80 Bin liraya kadar araba önerisi (ne kadar altta kalırsa o kadar iyi)

Aranan özellikler ''kasası çok eski olmayacak, sanayiye götürmeyecek, satarken zarar ettirmeyecek, otomatik vites olsa iyi olur ve birazda kozmetik açıdan güzel olsun '' bu son madde, 1. madde ile aynı gibi oldu bence. Neyse.

** bunu en sona yazmıştım ama sanırım fikirleri etkileyeceği için başa yazmak gerekiyor

-Sürücüsü şımarık bi' kadın olacak, halihazırda şirketinin ona sağladığı bir araç var ama her an işten ayrılabilir/iş değiştirebilir, yeni işinde de(bulabilirse eğer) araba verip vermeyecekleri süpriz. -
**


Düşünceler;
Audi A1 (bu aslında benim fikrimdi - onun için düşündüğüm değil de beğendiğim bi' model ve diğerlerine oranla model yılı yüksek)
Peugeout RCZ
Audi TT (1 kasa öncesi-2007 de mi ne değişen)
Bmw 1 (eldeki para bunda baya eski kasalara gidiyor)

İsteksiz düşünceler (sırf araç bari olsun diye - 60k ya kadar bir bütçe ayırıp)
Seat Leon
Toyota Auris
Vw Polo


Sadece Binmelik olsun ? (40k civarına kadar düşen)

Opel Corsa (2007)
Ford Fiesta
Renault Clio 4 (bunun fiyatı anlamsız artmış)


Bir de şu ara almak mantıklı mı yoksa, seçimlerden sonraya mı bırakmak lazım gelir.

 
Şımarık kadın ise A1


  • basond  (16.02.19 09:24:54) 
a1'i kuzen 1 ay bindi satarken çok zorlandı. iyi bir araba değil.

eski kasa 1'ler fazla yakıyor.

clio, fiesta, 208, polo falan baksın.
  • mattiadestro  (16.02.19 10:40:22) 
honda jazz.


  • ayaklibalik  (16.02.19 12:18:24) 
Citroen C4 otomatik vites fiyatları(2008-2012 model) 45-50 bin skalasında. Çok daha uygun fiyatlara araştırırsan bulabilirsin. Daha da uygun fiyata olsun diyorsan Honda Jazz'ın otomatik versiyonları var.


  • dizicolleague  (16.02.19 12:26:08) 
:):):)
Israrla her araba sorusuna C4 öneren arkadaşlar var yapmayın lütfen.

250 milyara mercedes mi bmw sorusuna c4 al kalan parayı yersin diyen vardıya.
MErak ettim bu aracı gidip test edeceğim.
Şımarık bayana para azsa kırmızı polo alırsın. Para varsa audi a3 olur golf olur vb.
  • graywolf  (16.02.19 12:42:29) 
mercedes b serisi ikinci el 50 bin civarina gelir.


  • aati kya khandala  (16.02.19 15:49:33) 
[]

Bosch Servis Parça Değiştirme

Ailem bozulan fırın için yetkili servis çağirmiş rezistans değişimi yapilmasi gerektiği söylenmiş ve 400tlye rezistans değişimi yapmişlar. İnternetten baktiğim zaman parçanin nerdeyse her yerde 40tlye satildiğini gördüm en pahalisi 100tl benim buna itiraz yada şikayet edebilceğim bi yer var mı? Tüketici mahkemesi bu tarz olaylara bakiyor mu ? Ortada resmen bir kaziklama söz konusu oldugunu düşünüyorum

parça şu : urun.n11.com

edit:ailemin bana söyledikleri işiğinda yetkili servis biliyodum ki onlarda öyle saniyomuş ama yetkili servis değillermiş şuan firma ve numaradan yaptiğim araştirma sonucu böyle vakalarla çok anildiklarini okudum

 
gerçek yetkili servis olduğundan yüzde100 emin miyiz?


  • sutlu nescafe  (06.03.20 14:59:45) 
hocam servis fiyatları maalesef bu şekilde yüksek. sebebi de hem aracı sayısının fazla olması hem de servislerin fahiş fiyat politikası. maalesef şikayet etseniz de bir sonuca ulaşabileceğinizi sannetmiyorum. mümkünse bu gibi ufak tefek tamir işlerini kendiniz yapmaya çalışın. ama şunu da unutmayın, adamlar bir noktada uzmanlık satıyorlar, siz bu hatanın nedenini anlayacak bilgiye sahip değilseniz bu bilgi için de adamlara para ödüyorsunuz.


  • shadowfollower  (06.03.20 15:20:24) 
orjinal bosch servisi gelseydi işçilik ile daha uyguna yaparlardı bence. fırını daha beter bozmadıkları için veya götürüp hiç getirmemeleri ihtimalini düşünüp şükredin.


  • sutlu nescafe  (06.03.20 15:23:36) 
Büyük ihtimal ile google sonuçlarında çıkan yetkisiz bir firmaya debk geldiler, bu konuya bir yönetmelik ya da ceza uygulaması getirmesi lazım devletin.

Oh ne güzel ver google'a parayı en başa reklam çıkar, git sonra milleti dolandır.

Maalesef bir yaptırım yapabileceğinizi sanmıyorum, adam istediği fiyattan hizmet verir, bunu bizim kabul etmememiz lazım.
  • John Bloor  (06.03.20 16:23:27) 
[]

Açılmayan kapı kilidi

Kapıyı normalde kilitlerken kilitliyor kilidi açarken açabiliyorum ama en sonunda çerçevedeki yuvasına otomatik giren son parça açılmıyor, anahtarla o bölüme gelince anahtar boşa dönüyor, kilidi komple değiştirmek mi gerekiyor yoksa başka bir çözüm var mı? Teşekkür ederim.




 
"yuvasına otomatik giren son parça"

bu dediğin kilit dili mi?

İç oda kapı kilidi mi? Çelik kapı kilidi mi?

Yüksek ihtimal ile dili geri çeken mandal/parça aşınmış ya da kırılmış, veya yerinden düşmüştür.

İç oda kapı kilidiyse kilidi değiştir hiç düşünme, çok pahalı değil. Ama çelik kapı kilidiyse kilidi açıp bi bakmak lazım, belki düşmüşse düşen parçayı yerine takabiliriz.
  • John Bloor  (27.06.22 12:21:22) 
Dış kapı bu çelik kapı, anahtarı çevirince dilin dışarı çıkması gerekiyor ama çıkmıyor anahtar bi çeyrek tur boş dönüyor sadece. Teşekkür ederim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (27.06.22 12:25:17 ~ 12:25:54) 
Normal 3 tur kilitlemeyi yapıyor, sadece dili çekmiyor di mi? Doğru anlayalım, eğer doğruysa dil mekanizmasında bir arıza var.

Kilitler pahalı olduğu için ben olsam hemen değiştirmem, bi açıp bakmak lazım belki kurtarırız.
  • John Bloor  (27.06.22 14:03:35) 
Aynen normal kilitlemeyi yapıyor kilidi de açıyor ama son aşamadaki dili yuvasından çıkarmıyor oraya gelince anahtar boşa dönüyor. Yani evin iç kısmındaki kapı kolunu aşağı bastırınca dışarı çıkan dil dış taraftan anahtarla açılmıyor.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (27.06.22 14:07:15 ~ 14:07:58) 
Anladım, dediğim gibi dili geri çeken küçük bir parça vardır, ya o kırıldı ya da yerinden çıktı.

Ya da o parçayı geri yerine iten yay düşmüştür, bi açıp bakmak lazım değiştirmeden önce. Çelik kapı kilitleri pahalı, tamir olabilirse yazık değişme.

Konu anahtar göbeği (barel) filan değil, direkt kilit ile ilgili.
  • John Bloor  (27.06.22 14:55:33) 
[]

İş değiştirmek istiyorum ama değiştiremiyorum

Bi işe girdim ama içerisi felaket çıktı. Yöneticim kötü (sıfır yöneticilik tecrübesi var ve benden 5 yaş küçük), eski kodlar çok kötü en ufak bi iş yapmak için bile deli gibi uğraşmak gerekiyor, domain berbat (bankacılık, faturalar, vergi hesaplama), her yer bozuk zaten bi yeri düzeltiyorsun başka 10 yer bozuluyor bi de oraları toplamaya çalışıyorsun günlerce vs. Kendimi geliştirecek bi iş de yapamıyorum zaten.

Yani o kadar bunaldım ki haftada 1-2 gün anca iş yapabiliyorum, geri kalan zamanda yatıp tavanı izleyebiliyorum ancak.

Fakat buradan daha çok para veren bi tek Google vs. var sektörde, oralara da giremiyorum, mülakata girdim geçemedim. Baya hazırlanmak gerekiyormuş. Belki parlak startup'lar da verir benzer bi para, ama son çalıştığım 3 startup battı, o sinir stresi de yaşamak istemiyorum. Daha düşük maaşlı bir yere geçmek de anlamsız geliyor, zaten daha çok para kazanmak için geliştiriyoruz kendimizi vs.

Şimdi ben ne yapayım? Nasıl bir çıkış yolu olabilir buradan? Sektörün bug'ını buldum sanırım bu level'ı geçemiyorum.

 
Para her şey değil. En yüksek maaşı veren en üst level diye düşünmemek lazım. Mutlu değilsen banka hesabındaki fazladan sıfırlar bir işe yaramıyor. Yarı maaşına başka yere geç demiyorum ama 'yaşanabilir' bir stres seviyesi sunan şirket için birkaç bin liradan vazgeçilir.


  • himmet dayi  (26.07.22 23:06:21) 
hocam cevabini yanlis yerde ariyorsun

dedigin gibi senin google, microsoft, amazon gibi buyuk sirketlerde calisman gerek. cunku sen artik baska bir seviyedesin. "Daha düşük maaşlı bir yere geçmek de anlamsız geliyor, zaten daha çok para kazanmak için geliştiriyoruz kendimizi vs" buna kesinlikle katilmiyorum. su an calistigim yer cok iyi bir yer ve bir suru teklif reddettim burada kalmak icin. yani daha iyi sartlar saglayanlar su anki calistigimdan cok kucuk sirketler ve buradaki ortami bulabilecegimi dusunmuyorum. bunun sayesinde de sirkette kredim yuksek ve iyi zamlar aldim hep. tabi bu benim fikrim. 5-6 kagit fazla alacagima sevdigim bir ortamda calismak daha makul geliyor bana.

bence sen yurtdisina yerlesmeyi ciddi ciddi dusun hocam. aradigini turkiye'de bulabilecegini dusunmuyorum.
  • nibba  (26.07.22 23:23:43) 
Niye kendi işini kurmuyorsun. Bir şirkete ortak ol. Para için yazılımla uğraşmak zorunda değilsin. İşi yapan taraf her zaman stres yaşar. Yönetici falan olman lazım.


  • dissendium  (26.07.22 23:41:09) 
Eski işyerimin 3 katı maaş veren işi bulunca koşarcasına bir işe girdim. Bu kadar diplomalı paçozu bir araya nasıl koydular bilmiyorum istifami bile kavga kıyamet aldılar. Grup müdürü çok daha iyi pozisyon teklif etti istifamı geri çekmem için müdür adımı lekeleyemezsin diye ofisi yıktı. Yeni yerim bir tık daha az maaş, huzurluyum, mutluyum. Evet para için çalışıyoruz ama o da bir noktaya kadar.


  • cilekli pasta  (26.07.22 23:44:51) 
eldeki diğer alternatifleri masaya yatırmadan bu kariyer sorusuna net bir cevap vermek zor. tabii ki hiç bir şey mental sağlığından daha önemli değil ve kafa yapın şirkete uymadıysa o şirkete faydalı olman da zorlaşıyor. ama alternatif olarak elde ne var onları düşünmek lazım.

bir yandan da parası çok iyiyse bunu bir challenge olarak görüp savaşmak da bir motivasyon olabilir. ben zor yöneticileri ve kaotik ortamları severim mesela, çoğu insan çabuk pes eder, o ortamda survive edenler de uzun süre daha çok para kazanır ve kalıcı olurlar. senden az tecrübeli bir yöneticiyi “yönetmek” de bir sanattır mesela, sana bu alanda ek tecrübe kazandırabilir, bu da ciddi bir tecrübedir. sadece tekniği iyi olan ama sosyal zekası düşük çalışanlar genelde yükselemiyor çünkü o da bir skill.
  • roket adam  (26.07.22 23:49:20) 
Ben de kariyer hedefim ve tecrübe kazanmak için %20 düşük maaşla başka bir şirkete geçmiştim. İstediğime ulaşınca başka fırsatlar çıktı ve kaçırmadım.

Para her şey değil ama çok şey. Ultimate şey tabii ki bol para ve rahatlık kombinasyonu. Şimdilik parayı düşünme, başka tecrübeler edin, sonraki belki bir daha sonrakinde istediğini bulursun. Memnun kalmadığın yerde sırf para için durma.
  • gabe h coud  (27.07.22 00:23:57) 
merhaba,
bahsettiginiz seyler ben de dahil olmak uzere pek cok yazilimcinin tecrube ettigi durum.

eger amaciniz yuksek maas ise ve bunun icin google'a giremiyorsaniz buyuk ihtimalle o kadar iyi yazilimci degilsiniz ( ben de giremedim, ben o kadar iyi yazilimci olmadigimi kabullendim ). bu durumda sizin seviyenize uygun, mutlu olabileceginiz isi yapabileceginiz bir sirket bulmak zorundasiniz. bahsettiginiz gibi bir yeri duzeltince 10 yer bozuluyorsa zaten tdd gibi prensipler ile gelistirilmemis bir projede calisiyorsunuz ki finans sektorunde hala boyle is yapan varsa batmaya mahkumdur.

dusuk maasli bir yere gecmek anlamsiz degildir. aradaki maas farki hayatinizi bariz bir sekilde degistirmeyecekse kucuk miktarlar onemsiz.
turkiye'de 10 yildan fazla calistim, en son isime gsm operatorlerinin birisinden daha az maasi kabul ederek gectim fakat gittigim yerde sorumluluk alacabilecegim, insiyatif kullanabilecegim bir rolu kabul ettim. bu rolde hem teknik olarak kendime cok sey kattim hem de mesleki tatmin ve bunun getirdigi kendine guvenle profesyonel hayata bakisim degisti. bir kac yil sonra da yurtdisina tasindim, eger bahsettigim degisimi yapmasaydim gsm operatorunde calistigim projelerden edindidim tecrubeler ile bunu yapmam mumkun degildi.

google, amazon gibi sirketler icin cok buyuk talep ve mucadele var. "baya hazirlanmak gerekiyormus" diyorsaniz zaten buralar sizin icin uygun yerler degildir, oncelikle bunu kabullenin dunyanin sonu degil. ardindan ne yaparak mutlu olacaginiza karar verin ve nokta atisi sirket ve projeler yonelik is arayin. turkiye'de zaten duzgun yazilimci kalmadi, isinizde iyiyseniz boyle yerlere kabul edilmek zor olmayacaktir. ayda 2 bin tl az ya da cok kazanmak hayatinizi kokten degistirmez ama motivasyonsuz is yapmak butun kariyerinize balta vurabilir.
  • whisky  (27.07.22 11:48:13) 
[]

aracımdaki kronik sorun hukuktan anlayan.

aracımdaki kronik bir sorun var ve garantisi halen devam etmekte.2 sene önce tespit ettiler ve parça değişimi yaptılar şimdi sorun tekrar başladı .servise başvurduğumda merkez bunlara demiş ki bir kere değiştik bir daha ki parça değişimi ücretli.
parça değişim ücreti 80000 tl .
benim suçum ne burada diyorum haklısın diyor değişim talep ediyoruz ama merkez onaylamıyor diyor.ben şimdi tüketici mahkemesine başvursam ne sonuç alırım.?


 
Valla ne yapabilirim sorusuna cevap veremem. Ama " merkez bunlara demiş ki bir kere değiştik bir daha ki parça değişimi ücretli." konusunu sana kesinlikle yazılı olarak bildirmelerini iste. Ne başvurusu yaparsan yap bu lazım olacaktır gibi geliyor. Hem kendi ağızları ile değişeceğini kabul ediyorlar hem de para istiyorlar.


  • yeninesiltupcu  (21.09.23 17:13:27) 
hiç bir şeklide sözlü olarak bir şey kabul etmeyip, tüm cevapları ve ücret taleplerini vs. yazılı olarak, en azından mail olarak talep edin, sonrada dediğiniz gibi direk hakem heyetine, bu gibi durumlarda çoğu zaman tüketici lehine karar verilir.


  • Rao  (21.09.23 18:26:25) 
kronik sorun?
ne gibi kronik bir sorun?
problem ne?
ne zaman oluyor?
ne kadar sıklıkla oluyor?
değişen parça ne?
parça numaraları ne?
hata kodu ne?
neden değiştirmişler?

bu soruların cevabını arabanın sahibi de avukatı da bilmesi lazım detaylı olarak.

bilmiyorsanız sizi distribitör firma çok feci oyalar istediğiniz mahkeme sürecine giderseniz gidin.

arabulucu olabilir, tüketici mahkemesi olabilir, lehe karar çıkabilir ama üretici firma bunu uzattıkça uzatır. senin avukatın varsa onların da avukatı var (hem de güçlü firmalar).

piyasayı bilen biri olarak otomotiv bilirkişilerin bile çoğunun (yıldız makina, akdeniz makina profesörleri dahil) modern otomobil teknolojisinden anlamadığını birebir gördüm.

-----------

satış sonrası hizmetlerde 5.5 yılını geçiren biri olarak benim tavsiyem o arabayı elden çıkarmanız.

bayiye satın, birine arabanın şu sorunu var diyerek satın, bir şekilde uğraşmadan (ruhen ve madden kayba uğramadan) kurtulun.

sonrasında da japon (gerçek japon olsun ama nissan değil) veya kore alın.

-------

not: gerçek japon arabası kullanıyorum.
  • rain when i die  (21.09.23 20:58:20) 
Merhaba, mesaj attım. Kolaylıklar dilerim.


  • jangbogo  (21.09.23 22:52:03) 
[]

istanbul kart değiştirmece

Öğrenci istanbul kartım vardı, çok büyük beceriler sonrasında rfid özelliğini bozduğum için artık gişeden para yüklenemiyor, makinadan bolca bekleyerek yüklüyorum para, ve turnikeden geçişte baya sürüyor bu kartı okutması. Çok boktan yani.

Şimdi ben direk, istanbul kart almak istesem (sanırım 6 liraya gişelerde falan satılıyor), eski kartı vermem durumunda, yenisini beleşe verme durumları oluyor mu? Yoksa eski kartı kaldır çöpe at, yenisine para domal al şeklinde mi oluyor?

Acelem vardı gişeye soramadım da

edit : bir iki yazı okudum durumla ilgili, sanırım en güzeli 6 lirayı domalıp yeni kart almakta, çünkü eski kart öğrenci olduğu için ve öğrenci olmadığım için o kartı bana vermezler, verseler de işe yaramaz, tam basacak çünkü

 
o bozulanı karaköye götürün değiştiriyorlar.


  • dehri  (25.09.11 02:15:29) 
duyuruyu okuyunca iett nin sitesine girdim. inceledim, orda yazıyor aradığın tüm bilgiler.


  • girl in a coma  (25.09.11 02:17:15) 
hasanpaşada falan da oluyor mu acaba? Artık öğrenci değilim, yani o kartın benim için bir esprisi yok, tam basıyor ama adi iett ye daha fazla kart parası vermek de istemiyorum

girl in a coma, link or it didnt happen
  • bonjurkes  (25.09.11 02:18:03 ~ 02:18:20) 
[]

aşağıdaki iki arabadan hangisini almalı

2008 ford fiesta 1.4 tdci comfort 82000 km değişen yok boya yok 23500 TL

2007 volkswagen polo 1.4 trendline benzinli 21000 km değişen yok 1 parça boya var 24000 TL

nedenleriyle birlikte bana yardımcı olursanız sevinirim. şimdiden teşekkürler

 
ford fiesta cunkü dizel.
cünkü servis ve yedek parca vw ye oranla daha hesaplı.diğer taraftan 5 yıllık bir aracın 21000 km olması cok sacma, senede dört bin km yapmış olması bana cok inandırıcı gelmiyor.

  • gnl rkn  (12.02.12 10:07:45) 
günde ne kadar yol kat ediyorsun? ayda 2000-3000 km yol gitmiyorsan polo bence.


  • yigitkaraca  (12.02.12 10:11:46) 
5 yillik aracin 21000 km olmasi cok az bulunan bi durum degil. biz 6 senelik arabamizi 35000 km'de satmistik mesela. gayet inandirici yani.

secim konusunda da yigitkaraca +1. az yol yapiyorsan dizelin masrafi daha fazla olacaktir.
  • tom riddle  (12.02.12 11:20:55) 
[]

fotoğraftan anlayanlar

merhaba.beyazların sağa sola doğru ya da yukarı aşağı çizgisel şekilde parladığı fotoğraflar için manuelde ayarı nasıl yapmalıyım?ev mi iso mu neyi yapmalıyım?

ek: bir örnek koydum


 
cam şişe mi çekiyorsun?


  • and justice erol  (08.05.13 11:22:52) 
yok hocam güneş parça parça vuruyor arkalara.3-5 kişi


  • aşksız prens  (08.05.13 11:25:14) 
fotoğrafı bu açıdan çekmemelisin. ışığa göre yönünü değiştirmeli o açıdan çekmelisin.


  • sadun.net  (08.05.13 12:08:55) 
çekim açısından kaynaklı bir durum. ışığın lense direkt olarak (yaklaşık 40 - 55 derece arası açıyla) gelmesiyle oluşuyor. parasoley kullanmak bir miktar sorununuza çözüm olabilir. ancak çekim açınızı değiştirmek en mantıklısı.


  • coder6006  (08.05.13 13:11:03) 
"Güneş bana hep arkamdan vurmuş." bir fotoğrafçı atasözü.


  • heavenly  (08.05.13 16:13:31) 
dostlar böyle olmasını istiyorum.yani düzeltmek değil amacım.hoşuma gitti görseli bilinçli yapabilmek istiyorum bunu


  • aşksız prens  (08.05.13 17:16:37) 
Güneşi arkana alman bu sorunu direk çözer. Ama İlla günese karşı ters ışık çekicem diyorsan; iso'yu en düşüğe al ( zaten mümkün olduğunca iso 100'ü geçmesin ne kadar az o kadar kaliteli resim çekersin) baktın iso en düşüktede parlamalar var ozaman pozlama değerini arttır. F değerinide kısmak çözüm olur objektif nekadar kısıksa okadar az ışık alır.


  • blacKk  (08.05.13 18:22:12) 
[]

Otomobil Sorusu | En tasarruflu araç hangisi?

İşbu modeller piyasada en az yakan, 5-6 yıllık kullanımda sana parça değişimiydi, yolda bırakmaydı vs. ekstra masraf çıkarmayacak modellerdir, güvenle alabilirsin.

diyebileceğiniz modelleri bekliyorum,
Teşekkür ederim!

 
şunu al diyemem ama corsa alma derim.


  • ozzyninpambukgotu  (19.05.13 14:24:45) 
en az yakan dedin miydi vw serisi bluemotion derim. gercekten az yakiyorlar cunku.

bunun disinda a sinifi araclar da cok az yakiyorlar. a sinifi araclar icinde en arabaya benzeyen ve ic mekani bagaji b sinifi boyutlarinda olan arac da skoda citigo. agir sehir ici trafikte 6 litreden az yakiyor.
  • kratos  (19.05.13 14:38:02) 
renault symbol'lerde az yakmasıyla ünlü


  • jedilance  (19.05.13 14:40:04) 
citröen c4 dizel otomatik


  • eksi sozluk e bir daha geldim  (19.05.13 15:19:26) 
clio symboller yakıtı koklamasıyla ünlüdür. Pekte bir tamir problemi çıkartmaz ama işte malzeme kalitesi vasat derecede.


  • blacKk  (20.05.13 00:30:47) 
[]

istanbul emlak fiyatlari

anadolu yakasi'nin eli yüzü düzgün semtlerinde (acibadem, bostanci, kozyatagi vs. , pek hakim degilim anadolu yakasina);

- 2+1 veya 3+1
- 100-120 metrekare
- gecekondu mahallesinde olmayan
- 450 bin civari
- en önemlisi 99 depremi sonra yapilmis

bir ev bulmak hayal mi?
sahibinden.com fiyatları şişirilmiş mi yoksa gerçekten böyle mi fiyatlar?

teşekkürler.

 
450 az para degil ki var bulunur.


  • partizan  (23.02.16 23:56:17) 
99 depremi sonrası biraz zor ama 2+1 falan çıkma ihtimali var. şu an çalıştığım inşaatlarda tek vasfı minibüs caddesine 1-2 sokak uzakta olmak olan yerleri ortalama 1 milyondan satıyor neti 90-100 m^2 arası değişen daireleri. Acıbadem caddesi üzeri ve 1-2 sokak altları, Ataşehir, Suadiye, Erenköy ve Bostancı da bu şekilde bildiğim kadarıyla. Kartal ve Yakacık'ta bile denk geldim ulaşımla ilişkisi olmayan yeni daire 1,250 milyon

Acıbadem'de yaklaşık 30 yıllık, asansörsüz, park yeri ilk giren arabanın diğer arabalar giremeden çıkamayacağı şekilde olan, yaklaşık 90m^2 daireyi 600 bin'e satıyordu mesela.

Aslında site içinde olmasın, biraz eski olsun dersen 450 bin'e bulursun bence. Evet 450 bin az para değil ama emlak fiyatları uçtu gitti. Çalıştığım bir başka şantiyede (ataşehir) site içinde 1+0'ı 360 bin'den satıyorlardı.
  • nawar  (24.02.16 00:02:06 ~ 00:05:34) 
kentplus centrium'a bak


  • sta  (24.02.16 00:14:01) 
[]

binance'a para aktarmak

selamlar,
binance.com'daki cüzdanıma en az masraflar nasıl para aktarabilirim? usdt alıp kenarda bekleyeceğim bir süre.



 
ben binance turkey üzerinden binance global'a aktardım.
yani banka eft'siyle türkiye'ye, oradan transferle global'e.
globale geçişte transfer ücreti yoktu, sonradan değişiklik oldu mu bilmiyorum.
  • blatta hiberna  (24.05.21 10:16:15) 
blatta hiberna +1

önce binancetr'ye TL gönderimi, ardından TL ile USDT alınacak ve son olarak globale transfer.
  • himmet dayi  (24.05.21 10:41:22) 
[]

Rusya'ya KoronaPay ile para göndermek problem var mı?

Bir Rus online magazasından ürün almak istiyorum ama Rusya'dan yakında İstanbul gelecek kimseyi bulamadım. Bizim kredi kartları da geçmiyor Rusya mağazalarında. Göndericinin KoronaPay hesabı varmış. İstanbul'da bir KoronaPay noktasından gönderebilirmişim.

Saçma mı bilmiyorum ama ABD'ye gittiğimde filan problem olur mu diye düşündüm neden para gönderdim diye. Bahsettiğim miktar 150 usd. Ayrıca belki Rusya'dan İstanbul'a gelen olacaksa ürün de birkaç küçük müzik aleti. 1 kg, yarım desilik küçük bir kutu.


 
Rusya’dan daha önce bu yöntemle gönderim yapmışmışlığım oldu, bir problem yaşamadım. Çevremde yine aynı şekilde kullananlar da bir problem yaşamadılar, ancak bu bahsettiğim geçen sene savaş öncesiydi. Şu an değişen birşey var mıdır ve Tr’den Ru’ya nasıldır onu bilmiyorum.


  • va  (26.03.23 22:39:06) 
[]

İş değiştirmek...

Şimdi baştan anlatayım...
1 ay önce işe başladım , Bilgisayar-Notebook Teknik servisinde... Patronlada aram çok iyi ve orda çalışmaktan bende mutluyum..ama maddi olarak hiç tatmin edici değil.. sabit bir ücretim yok yaptıım iş üzerinden komisyon alıyorum sadece,,haftalık fatura kesiyorum.. .bu zamana kadar en fazla 85 lira aldım haftada...Patron beni seviyor..ve rahat ettirmek için elinden geleni yapıyor.Bu zamanda böyle başka patronlar varmdır bilmiyorum.. ( ya da enayilik bende; o kadar az paraya anlaştım,herif bana sordu çünkü iş görüşmesi esnasında kaç para istiyon diye, bende yeni mezun ve tecrübesiz olduğum için fazla bir beklentim olmadığını ne verirsen razı olacağımı söyledim...gene buradan aldığım bir fikirle... )
Şimdi ben kariyer.net üzerinden başka bir işe başvurdum.Başvurduğum yer,türkiye genelinde büyük bir yetkili servis ağı olan kurumsal bir firma(bende büyük ihtimalle bayide çalışacam gene ama)...başvuruyla ilgilenen bayinin yani çalışacağım bayinin bizim patronu tanıyor olma ihtimali yüksek...şimdi söylerse senin eleman bize başvurdu diye... benim bu adama ne gibi bir açıklama yapmam gerekiyor kırmakta istemiyorum,çünkü ayrılsam bile bu adam bana tecrübesiyle çok yardımcı olacaktır meslek hayatımda...direk söylemelimiym acaba verdiğin para yetmiyor diye.. gerçi orda başlarsam ordada verecekleri asgari ücret olacaktır en fazla.. ama en azından sigorta gibi bir imkan sağlıyacaklarını biliyorum.. burdada sigorta yapacam ileride diyor ama... net değil işte.. sizce işimi değiştirmelimiyim? , mahalle bilgisayarcısı yerine bana kariyer yapma fırsatı sağlayacak kurumsallaşmış bir firmayımı tercih etmeliyim??...


 
tecrübe edinene kadar şimdiki işinde kal. Müşterilerle bire bir diyalog kurabiliyorsan kendi müşteri portföyünü yarat. Bir süre sonra zaten firmayı değil seni tanımaya başlarlar, o aşamada karar verirsin.

kariyer.net te başvurular gizli tutulacaktır falan yazıyor muydu ilanda ?
  • kimlanbu  (06.03.11 23:35:51) 
Abi işin tuhaf yanı bende orda çalısırken kendimi mutlu hissediyorum,ne bilim pek iş olmuyor,ders çalışmaya,kitap okumaya vaktim kalıyor,evime çok yakın sabah geç kaldın tantanası yok... saat sabah 10 dada gittiğim oldu herif hiç bişey demiyor...kurumsal bi yerde çalısırsam bu imkanlarım gidecek elimden büyük ihtimal , acaba bikaç sene burda takılsam tecrübe problemini halletsem , askerliğide hallettikten sonra daha iyi fırsatlar çıkarmı önüme.. diye geliyor aklıma... ondan tereddüt içersindeyim başvurumu gerimi alsamki diye...Çünkü burada şimdilik biraz çırak muamelesi görsemde adam işi öğretmek için çabalıyor...


Edit: gizli tutulacaktır yazmıyordu...
  • ataman  (06.03.11 23:42:51 ~ 23:43:36) 
Zaten şuan ki patronun sen bu şekilde düşün diye böyle davranıyor. Seven adam para verir para.
Bende bi patronum. Evet belki yüzlerce çalışanım yok ama halinden anlıyorum. Hiç kimse işini tek bi adama bağlamaz. Patronunu değil, kendini düşün dostum.

  • maksat muhabbet  (07.03.11 00:24:45) 
Haftada max 85'ten ayda 340 kağıtla geçinebiliyorsan apayrı saygı duymak lazım sana, onu belirteyim; durumuna gelince, çalıştığın yerde mutluysan, geçimini sağlayabiliyorsan, ben olsam bırakmazdım işi, patronun tabiri caizse sömürüyor seni, orası apaçık ama fani dünya, para pul uğruna o mutluluktan olmak da var.


  • uyku inadim inat  (07.03.11 05:58:22) 
[]

iş değiştirme sorunsalı

iş değiştirmenin riski olduğunu düşünüyorum ve bugün görüşmem var başka bi firmada fakat kararsızım

durum şu ki: burda tek sorumlu benim orada üstlerim olacak ve daha çok yoğunluk muhtemelen maaşda artacak olanaklar vs. ama napmak lazım tecrübeler ve fikirler lütfen.

şuan olan iş: sabah 9 aksam 7 normal ofis,haftasonu tatil cumartesi 1-2 saat geliyorum laf olsun diye,karışan görüşen yok belirttiğim gibi.
olacak olan iş: sabah 9 akşam,akşam 6:30 haftasonu tatil olacak maaşı akşama konusucaz,kurumsal bir holding,karışan görüşen olacak belirttiğim gibi.

 
az para rahat iş mi?
çok para çok iş mi?

ikilemindesin bir çok kişi gibi.

eğer haftasonu tatili ve mesai saatleri aynıysa 2. seçerim. yok eğer haftasonu tatili yok (?) akşam mesaileri 22:00 de bitiyorsa tabii ki 1. yi seçerim

özetle parayı; "ağız tadıyla", "sevdiklerimizle" huzurlu ve yeterli zaman geçirebilmek için kazanıyoruz neticede.
  • alpkartal  (20.06.13 13:13:36) 
maaş ve şartlarını yazar mısın iki işin.


  • van gogh  (20.06.13 13:51:30) 
yaşın kaç? kariyer planın ne? bulunduğun şirkette yükselme fırsatı yok tamam; ama maaş artma ihtimali var mı?

maaş ne kadar artacaksa ona göre karar ver. ama şimdikinin 1/3'ü kadar artsa bile git. tabii çok huzursuz bir ortam olmayacaksa.
  • van gogh  (20.06.13 14:14:09) 
kriterlerini yanlış belirlemişsin. çalışma saatleri o kadar önemli değil cumartesi pazar tüm gününü heba etmedikten sonra hemen hemen her yerde aynı çalışma saatleri. maaş açısından büyük fark olsa zaten saniye düşünmezdin. asıl bakman gereken gittiğin şirkette yükselebilme ihtimalin var mı? ya da kaldığın yerde. ona göre seçimini yap.


  • juninho77  (20.06.13 14:22:15) 
[]

aşağılık turksat!!

ben bu beyinsizlere abone olma gafletinde bulundum. 88 lira para ödüyorum ama 90 m2 lik evde yatakodasından bile çekmiyor. zehir zıkkkkım olsun demek beni paklamadığı için ben bu internetten asla fayda görmediğim ve verdiğim paranın karşılığını alamadığımdan dolayı taahhüt sebebiyle iptal halinde ödemem gereken modemi ödememek, hatta geçmişte ödediklerimi de fittttiiilll fitillll geri almak istiyorum. gerekirse mahkeme va ne gerekiyorsa. kaç kere söyledik, geldiler ama tahminimiz modemde sorun var ve değişmiyorlar, problem de hallolmuyor. var mı bu dediklerimin bir yolu??bir de internet paketi tavsiyesine ihtiyacım var. klassik kullanım için. skype, vidyo, fln filan. çıldırtmasın insan olsun!!




 
benim aynı odanın içinden bile çekmediği oluyo :D her şikayette geliyolar, binadaki kutuya bi şeyler yapıp yarım saat sonra düzelir diyolar. değişen bi şey yok. en güzeli yeni bir hizmet sağlayıcı. mümkünse fiber.


  • te moses  (20.01.14 20:09:05) 
Türksat'ın verdiği modem hakkaten 5 para etmez. Wifi'yı çok çok çok kötü. Piyasadan modem alıp kullanmanda yasak. Yapabileceğin tek şey wifi router alıp modeme bağlayıp wifi sinaylini güçlendirmek.


  • naughtyfisherman  (20.01.14 20:12:55) 
[]

berlin de alamanca kursları

seneye berlin de almanca kursuna gitmek istiyiorum. yoğunlaştırılmış sıkıştırılmış bir şey olmasına gerek yok ama almancayı öğreneyim, sonra da belki yapabilirsem bir okula gitmek istiyorum almancayı öğrendikten sonra. ama bunun için ilk etapta ne kadar bi bütçe ayırmam lazım? bu sene çalışıp para biriktirmeye başladım. kalacak yere para vermiyeceğim, erkek arkadaşım orda kalıyo onun yanında kalacağım. goethe çok pahalı diye biliyorum. tamam çok iyi bir kurs belki ama daha ucuz ve dandik olmayan başka kurslar hakkında ve ücretleri hakkında bilginiz var mı? bir de ne kadar bir bütçe gerekir aylık mesela tahminen? okul da sanat-tasarım la ilgili bir bölüm düşünüyorum. bir de kurs seviyeleri, kurlar ne kadar sürüyor? bir de oraya gittiğim zaman çalışma imkanım da olur mu sizce bir süre sonra??




 
migrationkurs'lar var bedava oluyor galiba. zencisi somalilisi falan gidior.
vhs var türkiye'nin halk eğitimi gibi. iline göre kalitesi değişir, f/p oranı en iyisi o.

özel kurslar var, fiyatları değişken.
üniversiteler açıyor, pahalı biraz, ders yerine de geçiyor, transkript veriyorlar.

berlitz, goethe falan da en pahalıları, sanırım ayda 1000 eurodan başlıyor.

internette fiyatları görebilirsin.
  • siradisi00  (10.08.14 13:12:35) 
  • inevitable loser  (10.08.14 16:39:14) 
[]

Kariyer değişikliğine gideyim mi? Birbirinden tamamen alakasız işler.

Geçmişimden bahsederek gireyim. Biraz uzun olabilir ama tam hikayeyi canlandırabilmeniz açısından detaylı anlatacağım. Çünkü nereyi anlatıp nereyi atlamam gerektiğini kestiremedim; idare edin.

24 yaşındayım. İkinci lisansımı bitirmek üzereyim. Şu an sosyoloji okuyorum, aynı zamanda da okuduğum her iki lisans bölümüyle de alakası olmayan bir işte çalışıyorum. 5 yaşında okula başladım. O günden beri asla ait olmadığım bi koşuşturma içerisindeyim. Hep kendimden 2-3 yaş büyüklerle okudum ve dolayısıyla onlarla eş zamanlı gidebilmek için kapasitemi hep daha zinde tutmam gerekti. Her şey hep haldır huldur oldu. Hep "tamam ya ben bunu yaparım, yapiym gitsin işte" diyerek. Üniversiteye de öyle girdim. Üniversiteye başladığımdan beri bir şekilde hep çalıştım. Üniversite boyunca tercümanlık vs yaptım. Sonrasında mezun olduğum bölümle ilgili çalışmak istemediğimi keşfedip büyük bir boşluğa düştüm ve 2 senedir yapmakta olduğum bu alakasız işime giriverdim, yine haldır huldur. Yine burada da yaşıma en yakın insan benden 10 yaş büyük. Yorulmuş hissediyorum daha hayatımın en başında. Şu anki işimde biraz kurumsal satış, biraz organizasyon, biraz da Avrupa Birliği projeleri yürüttüğüm bir görevim var. Yine sosyoloji üzerine yüksek lisans yapma isteği içerisindeyim ama neden? Bilmiyorum.

Çünkü bu hayatta aslında ne olmak istediğimi hala bulamadım. Hayatımı ne yaparak kazanmak istediğim konusunda hala -ne yazık ki- bir fikrim yok. Belki 10 sene öncesinden bi sanat dalına yönelsem süper olabilirdi. Ama artık o işler için zaman çok geçti.

Ne olmak "istemediğimi" az çok biliyorum sanırım. Plaza insanı asla değilim ve olmak istemiyorum. Yükselme hırsıyla insanlarla antin kuntin çekişmelere girmeye, günlerimi gecelerimi "sadece iş" içinde geçirmeye açık değilim. Yine de ilk düzenli işim olmasına rağmen, bu işimde geçtiğimiz senenin en yüksek primi ve zammını aldım. Görüştüğüm insanlar üst düzey insanlar, gördüğüm ilgi, saygı güzel. Çalışma saatlerim 9-5, hafta sonu çalışmıyorum. Doğrudan genel müdüre bağlıyım. Geç gelmek, erken çıkmak ya da gelmemek istediğim günlerde pek sıkıntı yaşamıyorum. İşten çıkarılmayla alakalı çok şükür ki bir endişem yok. Bunlar artılarıydı.

Negatif yönlerine gelirsek; gerçekten stresli şeylerle uğraşıyorum. Her iş streslidir ama benimkiler çok detaylı, incik cıncığı fazla olan, takipleri de çok uzun şeyler. Bense ilk paragrafta anlattıklarımdan ötürü artık daha basit yaşamayı çok istiyorum. Eve geldiğimde beynim tam olarak tükenmiş, erimiş oluyor. İşim evime çok uzak. Günde 3 saatim yolda geçiyor. Sabah 7'de evden çıkıp, akşam da en erken 7'de geliyorum. Spor mpor derken haftanın 3-4 günü de 9'da eve gelip, 1-2 saat durup yatıyorum. Hayata dair çok bi enerjim ve isteğim yok. Yaptığım işi başka bir firma için yapsaydım, yukarıda saydığım avantajlar belki azalırdı, bu kadar rahat olamazdım ama daha çok para kazanabilirdim. Bu işime devam edersem, "5 sene sonra kendimi nerede görüyorum/nerede görmek istiyorum" hiç bilmiyorum. Topuklu ayakkabılarla ikişer ikişer merdiven tırmanarak, toplantılarda kollarımı boyayarak filan idare ediyorum. Ait değilim yani. Keyif almadan, sadece görevimi yaparak, sabahları mutsuzlukla uyanarak para kazanıyorum.

Bugün birkaç senedir bir spor salonunda eğitmenlik yapan bir arkadaşım beni kendi yaptığı işe sokmak için birkaç saat boyunca dil döktü. Bundan önceki aylarda da bu konuyu durup durup açıyordu zaten ama ben dikkate almıyordum. Kendisine göre geçerli sebeplerle benim de her şeyi bırakıp bi spor salonunda işe girmem gerektiğini düşündüğünü anlattı. Ona göre fiziğim düzgünmüş, insanlarla iletişim kurma kabiliyetim yüksekmiş, spora yatkınlığımın olması, sektörde kadın eğitmene duyulan ihtiyaç, bu işi ileride geliştirebileceğimiz alanların fazlalığı vs bi sürü şey saydı. Ben de karşılığında bu işle ilgili hiçbir uzmanlığımın olmadığını, yaşımın geçtiğini düşündüğümü, en azından bi besyo mesyo bitirmem gerektiğini, 2 senedir emek verdiğim, geleceği açık gözüken ve "kariyer(!)" anlamında daha saygın bir işim olduğunu, kim bilir o salonlarda çalışmak için ne güzel, ne bilgili kızların başvurduğunu filan söyledim. O da karşılığında bana bildiği her şeyi anlatıp öğretebileceğini, her türlü yardımda bulunacağını, yapamama ve bu işte ilerleyememe ihtimalimin olmadığını anlatıp durdu.

Bahsettiğim bu arkadaşım, oldukça ketum, risk almaktan hoşlanmayan, boş da konuşmayan bir insan. Ama konu benim şu anki durumumla o kadar zıt ki ben söylediklerini tam olarak ciddiye alamadım ve kafamda bir yere konumlandıramadım. Aslına bakarsanız sporla profesyonel olarak ilgilenmek hep de içimde kalmıştır. Çok küçüklüğümden beri, bir dolu dans, step, jimnastik, basketbolla iç içe geçirdiğim senelerim var. Diğer yandansa teknik olarak çok bilmediğim, sektöründe kimseyi tanımadığım bir işe 25 yaşında sıfırdan girişmek var.

Aşırı uzun yazmışım, daha fazla uzatmayayım. Bu işin düşüncesi içimde çok uzun zamanlardır hissedemediğim bir kıpırtıya sebep oldu ama bu riske girilir mi ki? Daha mutlu olabilir miyim? Ne kazanırım, ne kaybederim? Siz olsanız hangisini, neden yapardınız? Nasıl bir strateji izlerdiniz? Beyin fırtınası yapalım mı?

 
hayatının geri kalanını, bir spor salonunda insanlara "şöyle yapmalısın" demekle geçirebileceğini düşünüyor musun? bu soruyu netlikle "evet" diye cevaplayamıyorsan uzak durmanı tavsiye ederim bu yönde bir değişiklikten.

açıkçası ben kendime, eğitimime uygun görmezdim böyle bir geleceği. bu benim fikrim ama pek tabii.
  • devilred  (11.01.15 01:28:13 ~ 01:28:33) 
eğitmen olabilmek için önce senin eğitimini alman gerekmiyor mu? bu eğitim süreci nasıl ilerleyecek? sadece sporla iç içe olmak, fiziğinin düzgün olması, iletişiminin iyi olması gibi genel özellikler spor eğitmeni olmaya karar vermek için ne kadar geçerli bilmiyorum açıkçası. bence işini bırakmadan bu yönde ufak adımlar atmaya çalış, neler olacak bir bak bakalım. belki -ve bence muhtemelen- o kıpırtı bu yeni iş alanıyla ilgili değil sadece şu anki işini bırakma fikriyle ilgilidir.


  • mayaa  (11.01.15 01:35:19) 
Spor salonu eğitmenliği ile mutlu olamazsınız. Sosyal statüsü şu anda yaptığınız işten çok daha düşük (Bir Charles Glass olmayacaksanız). Manevi tatmini falan yok, İnsanların ağız kokusunu çekmeye ve spor salonuna gelen kişilere hizmet etmenin bir anlamı yok. Ayrıca alanınız da değil.

Arkadaşınız resmen saçmalamış. Kısaca; doğru düşünüyorsunuz.

Ne olacağınız ise bence zamanla şekillenir. Şimdi kötü tercihler yapmayın ve ikinci lisansı bitirip karşınıza farklı seçeneklerin çıkmasını bekleyin. Yaşınız daha genç, ilerleyen yıllar ile birlikte neler neler gelir önünüze.
  • hiko seijuro  (11.01.15 01:36:03) 
ben 30 yaşındayım. üniversiteden 24 yaşında mezun oldum. 6-7 ay sürüklendikten sonra askere gittim. bir sene sonra geri döndüm. yine sürüklendim. askerden döndükten tam bir sene sonra çalışmaya başladım. 1,5 sene araç kaldırma ekipmanları (kolonlu ve makaslı liftler) üreten bir şirketin satış yetkilisiydim. bu arada evlendim ve 1,5 senelik o çalışma dönemini yurtdışına gitmek için bitirdim. avustralya'ya benim yapacağım master sayesinde gittik ve 4 ay sonra babamın ölümü sebebiyle türkiye'ye döndük. bu kadar üzüntü ve şartların değişmesi sebebiyle bir şok dönemi oldu haliyle. aralık ayında iş aramaya başladım ve nihayet 2014 şubat'ta led aydınlatma armatürleri üreten mütevazi bir firmaya idari sorumlu olduğum (ama aynı zamanda satınalma, maliyet analizi yapma gibi işleri de yürüttüğüm) bir iş yapmaya başladım.

dediğim gibi, 30 yaşındayım. yakın zamanda işten ayrılmam mümkün (kendi tatminsizliğimden ötürü). ilk işimle alakalı bir şey yapamam çünkü bursa'da o işi yapan tek şirketteydim zaten. mevcut işimle alakalı bir şeyler yapabilirim ama beni tatmin edecek büyüklükte bir firma yok bursa'da. dönüp dolaşıp şuraya geliyorum: ya kendi işimi yapacağım ya da sektör değiştireceğim. hem yaşım hem de medeni durumum sebebiyle ekonomik durumumu riske atıp maceraya girmek gibi bir lüksüm pek yok. öte yandan şunu düşünüyorum, şu an hayattayım ve para kazanıyorum. demek ki sektör değiştirmek, ülke değiştirmek, medeni durmu değiştirmek ve yaşlanmak bugüne kadar benim para kazanmama engel olmadı.

bence aklına yatmayan bir iş yapma. sırf bugün yaşadığın sorunları kafana takıp çok alakasız ve seni ürküten bir işe girme. arkadaşına çok güvenebilirsin ama iş farklı bir konu. ticaretle, imalatla ya da hizmetle uğraşırken hep farklı sorunlarla karşılaşacağını biliyorsun. mesela sen şu anlattığın senaryoya göre sporla değil, insanlara hizmet vermekle uğraşacaksın. bunu gerçekten istiyor musun? bu işin piyassı ne durumda ve seni piyasadaki rakiplerine göre daha cazip kılacak nasıl özelliklerin var? "iş değiştirme, elindekini ne olursa olsun koru" demiyorum. ama çalışmak istediğin sektörü sen bulmalısın; bir başkası seni belli bir sektöre girmeye ikna etmemeli. misal ben de türkiye'ye döndükten sonra kafamın etini yediler "sen bankacı olabilirsin" diye ve neredeyse banka sınavlarına falan girecektim. halbuki herkese de söylemiştim "istemiyorum amk ben bankacı olmak" diye. ikna çabalarına çok kulak asma. gerçekten aklına yatan bir iş keşfedene kadar mevcut işine devam et bence.

ha yıllarca doktorluk yapıp sonra şarkıcı olan insanlar da var bu memlekette. eh onlar da numunelik zaten. senin de sektör değiştirip o derece mutlu olman genel tecrübelere bakıldığında yüksek bir ihtimal değil.

özet olarak, sektör/kariyer değiştirmek korkulacak bir şey değil ama sokma akıl da akıl değil. yapmak istediğin şeyi bulursan kaçırma ama "bir de bunu deneyelim yeaa" da deme başkasının iyimser öngörüleriyle.

not: üniversite zamanı, besyo'da okuyan bir arkadaşımın anlattıklarından hatırladığım kadarıyla spor eğitmenliğinden iyi para kazanman zaten pek mümkün değil. yatırım gücünüz olur da kendi işinizin patronu olursanız o başka...
  • karaage  (11.01.15 01:48:50 ~ 01:52:10) 
Kısaca geçmişinden bahsetmişsin ama en sevdiğin rengi yazmamışsın :(

arkadaşının dediği olay 'personal trainer' diye adlandırılan ve yeni yenir Türkiye'de şekillenen bir sektör.

Çok yakın arkadaşlarımdan bildiğim kadarıyla, mükemmel bir tutkun, yaşam tarzı yapacak kadar sevgin yok ise hiç girme. Ama 25 yaşında olman sektör değiştirmen için zorluk değildir bence.

Bir de bu personal trainer iş teklifini sunan kişi erkek ise sana yazıyor haberin olsun.
öpt. kib. bye.
  • hippokondriyak  (11.01.15 01:51:18) 
spor salonu eğitmenliği senin hayallindeki yapmak istediğin işi kapsasığını düşünmüyorum bence şimdiki işin rutinliğenden sıkıldığın hani derler ya rahat batıyor seninkide bu işte. şu koşullardaki iş bırakılıp milletin g.tünü kesip duracağı yerde işe başlamak ne kadar mantıklı bilinmez ama lezbiyen kılıklı spor hocalarından çok daha güzel alternatif olurdun.


  • mrthany  (11.01.15 01:53:28) 
Ben açıkçası spor eğitmenlerine oldum olası özeniyorum. Gerçi çalıştıkları salona göre değişiyor şartları, ama ne güzel bedavaya sporlarını yapıyorlar; salondan her türlü meslek grubundan arkadaşları oluyor, iyi bir network kurabiliyorlar böylece; sevdikleri işi yapıp üzerine para kazanıyorlar; pt olup gayet güzel paralar kazanıyorlar...

Saçma sapan nsanlarla muhatap olmak gerekir mi, gerekir; evli barklı ve orta yaşlı olduğu halde asılanlar olur mu olur; emir kipiyle konuşan, kendinden aşağı görenler olur mu olur ama bunlar zaten nerede çalışırsan çalış karşına çıkabilecek insanlar.

Ben olsam kurumsal bir yerde köleler gibi çalışıp kendime, aileme vakit ayıramayacağıma spor hocası olur işin negatif yönlerini de sineye çekerdim. Bence hayatta en büyük tatmin kendine ayırabildiğin, kafa dinleyebildiğin, huzur bulabildiğin, sevdiklerine bol bol harcayabildiğin zamanla oluyor...

Prestije, etikete çok önem veren kişiler eminim çıkabilecekleri kariyer basamaklarını tercih ederler ama ben de senin gibi hırssız biriyim.

Bence düşün... Geri çevirme hemen bu teklifi...
  • m e l t e m  (11.01.15 01:54:36) 
Aslında sorunun cevabı hayatta ne istediğin ile alakalı. Kaç yıllık eğitimini bırakıp dans eğitmeni olup üzerine yarışmadan yarışmaya koşan otuz yaşlarının ortasında insanlar tanıyorum.
Spor senin için bir tutku ise deneyebilirsin bence; en azından hafta sonları part time olarak işe baslayabilir, para sıkıntısı da yoksa işten bir hafta on gün ücretsiz izin alıp(yıllık iznini buna harcama yazık) bu günlerde spor salonunda arkadaşının bahsettiği yönünü değerlendirebilirsin.

Tüm soru ve cevapların aslında hayattan ne beklediğinle alakalı. Hukuk okudum, 6 senede bitirdim, stajı yaptıktan sonra çalışmadım, başka şeyler istediğimi düşünüp onların eğitimini aldım, arada yine bir hukuk bürosunda çalıştım geçici olarak, ayrıldım. Resmi olarak on gün önce başladım işe, 28 yaşındayım.
Benim için hayatta önemli olan şey zaman. Ben üç saat yol gittiğim bir ışte şu anki maaşımın iki katını verseler dahi çalışıp çalışmamayı düşünürdüm. Ya da kalkar yakına taşınır, her gün hayatımın 3 saatini yolda öldürmez idim. Kazandığın parayı sevdiklerinle harcayarak zamanın yoksa bir anlamı yok gözümde kariyerin de mevkiinin de pozisyonun da iş kolunun da.

Ben mesela bir vahşi yaşam rehabilitasyon merkezinde sabahtan akşama kadar çok az vur ücrete çalışabilirim tüm bu av. Sıfatından kendimi sıyırıp. Sosyoloji okuyan hiçbir arkadaşım da mesleğe dair şeyler yapmıyor bu arada, ikinci lisansın mesleki olarak çok bir faydası olacağını düşünüyorum realistik olmak gerekirse.
Mutlu olacağın işi bul. Paranın araç olduğunu unutma. Hayatta olay bundan ibaret.
  • kaymaktutmayansicaksut  (11.01.15 05:02:06) 
Yaklaşık 3 yıldır sevmediğim bir işte çalışıyorum.

Arkadasının onerısı bence uygun değil ancak alternatif aramaktan vazgecme, ne yapmak istediğini bulana kadar da işinden ayrılma.

Ve sakın sosyoloji yüksek lisansı yapma. Para kazanıyorsun, sosyoloji mezunu arkadasına soyle sana derslerin okuma listesini versin..

Alternatif aramaya erken basla ki bir şey buldugunda kazancın dusecegi için yaşanan ikilem az olsun.
  • daliekber  (11.01.15 06:27:26) 
Bir kagit al onune, once sevdigin seyleri en sevdiginden daha az sevdigine dogru sirala.
Sonra bir kagit daha al onune ve egitimini ve niteliklerini yaz. Hemen altina da yetersizliklerini ve kotu yonlerini.
Sonra bir tarafa 5-10 ve 20 sene sonra kendini nasil gormek istedigini yaz. Hayatta mutlulugu nerede bulacagini dusun. Aile istiyor musun, cocuk hayalin var mi, akademik dusunuyor musun, turkiye'de mi yasamak istiyorsun, yurt disinda mi yasamak istiyorsun, devamli seyahat etmek istiyor musun, yoksa evcimen misin?

Sonra her gun hepsini birlestirip birbirine ilistirmeye basla. Her gun bunu tekrarla ve en az 2 meslek, is kolu, calisma ortami yaz kendine. Goreceksin ki zaten bir sekilde insan kendi yapmak istedigi seyleri one atiyor ve kendini anlamaya basliyorsun.

simdi lafin degeri olsun diye birkac rakam vererek kendi yaptigimi yazmistim ancak okuyunca gozume cok egoist gorundugu icin sildim. Ancak bu dedigimi ben yaptim ve 28 yasimda calistigim ve anormal terfiler, zamlar-primler ve maas aldigim isimi biraktigimda insanlar kafayi yedigimi dusunduler. Su an kendi isim var, hafif kelle koltukta gidiyorum, ama rahatim :)
  • brawler  (11.01.15 07:50:54 ~ 07:54:13) 
Yazıyı okudum,
Ne istediğini bilmeyen, şartlara göre yön tayin eden biri belirdi zihnimde.

Sen ne istiyorsun?
  • kahve kokusu  (11.01.15 09:32:39) 
Sosyoloji ve kapasiteden sonrasını okumadım.


  • bobinhoo  (11.01.15 10:18:12) 
MSA'ya git aşçı ol, paran varsa LCB. Çok farklı bir kariyer, bence çok güzel bir iş, parası da kötü değil. Ben okuduğum bölümü bırakmaya totom yemediği için yapamıyorum. 30 yaşına gelince iyi kazanmaya başlarsın. Animal'a mesaj atabilirsin bu konuda, o da aşçı seni yönlendirir bilgilendirir.


  • vedat chili peppers  (11.01.15 10:25:12) 
@kaymak: acil taşınmam gerektiği için işime yakın olan evimi bıraktım, yenisine geldim ve yaka değiştirdim. Yeniden taşınmam mümkün değil; yolu kısaltmak için tek seçenek işimi değiştirmek. Zaten karşı tarafa yeniden taşınsam bu sefer erkek arkadaşımla görüşmelerimiz enerji tüketici oluyor. O da bulunduğumuz yakada çalışıyor. 3 sene boyunca o gidip geldi, o yüzden şimdi bi süre de ben idare edebilsem iyi olur.

@kahve kokusu & herkes: zaten asıl sorun ne olmak istediğimi hala bulamamış olmam. Ve artık zaman çok daha hızlı geçiyor. Bir şekilde sevmediğim bir iş olsa da başarabildiğimi belirtmek için yukarıda o denli uzun yazdım. Sevdiğim bir şeye baş koyabilsem zorluklarını hiç umursamam, adarım kendimi ve başarılı da olurum.

@vedat chili: MSA'ya çok inanmıyorum ya, insanlar deli gibi kurs alıyorlar, piyasa onlardan dolu. Ve bir insan birkaç ayda yemek yapmayı ne kadar güzel öğrenebilir ki? Gerçekten başarılı olan insanların eğitimi çok uzun senelerce sürüyor, o işin okulunu okumuş oluyorlar filan.

Neden o kadar kırdınız cesaretimi yahu, ben de buradan destek alırım diye heveslenmiştim :/
  • pandispanya  (11.01.15 18:46:57) 
Zaten ciddi bir spor geçmişin var. Zaten şu an da fitness yapıyorsun anladığım kadarıyla. Bu yüzden uzak kaldığın bir konu değil. E fitmişsin de zaten. Geri kalan şeyleri öğrenmek için alim olmak gerekmiyor. Birkaç sene içerisinde gerçekten başarıya ulaşabilme ihtimalin var. Ben neden olmasın diyorum. Bence şimdiki işini ilk etapta çok aksatmadan bu konunun üzerine eğilebilirsin. İlla ki insanların ağız kokusunu çeken biri değil, bi sürü hoca çok cool ve saygı gören tipler olabiliyor, bu tamamen karakterinle ve yaptığın işi ne kadar ciddiye aldığınla alakalı. Ben bi şans ver derdim. Memlekette bıngıldak kadın spor hocası görmekten içimiz bulandı. Gerçekten hakkını vereceksen fark yaratırsın kesinlikle evet.


  • deadline  (12.01.15 09:59:31) 
Personal training ile çok iyi paralar kazanılabilir ama kısa vadede değil. İlk başlarda hayatından tiksinebilirsin. PT sertifikaları var, parayı bastırıp kısa sürede alabileceğin ama çoğu salonda özellikle yönetici konumundaki trainer tayfası Besyo dışı birini işe almak istemez. Gidip tekrar üniversite okumak istediğinden emin olmalısın. Bir de ciddi hiyerarşi kavgasının döndüğü, ego savaşlarının yoğun yaşandığı ortamlar. Kadınlarda pilates vs. gibi kıytırık alanlara yönelmek daha mantıklı çünkü bunlarda iş daha az ama para daha çok. Olmayacak iş değil ama bir süre çok az kazanmayı ve sıkıntı çekmeyi göze alman gerekecek. Çok tavsiye etmiyorum.


  • arnold schwarzeneger  (12.01.15 10:08:06) 
25 yaş kariyer değiştirmek için geç değil hatta daha 2-3 değişimlik zamanın var :) millet 30-35 yaşından sonra kariyer değiştiriyor.

Spor eğitmenliği sana uygun olmayabilir ama başka arayışlara girebilirsin. Ama en önemlisi işine yakın bir yere taşınmanı tavsiye ederim. Yol insanı işten daha çok yoruyor çoğu zaman. Yolunu 1,5 saate indirsen mutluluk seviyende müthiş bir artış olur. İşte de madem o kadar ağırlığın var artık, işlerini hafifletmek için yarı zamanlı bir asistan, stajyer falan isteyebilirsin veya takımına bölüştürebilirsin. Kariyerde önemli olan şey liderlik, o da işi kendin yapmaktan çok görevleri doğru şekilde dağıtmaktan geçiyor.
  • r_u_h  (12.01.15 10:22:43) 
[]

araç hasar kaydı ile ilgili

ilk olarak bir dünya soru sorulmuş, gördüm soruları ama hem kendi merakımı gidermek hem de bir özet geçme açısından ben de bir şeyler soracağım.

1. arabamın tramer sorgulamasında 5 adet hasar kaydı var. ancak tutarlar yazmıyor. bunu nereden öğrenirim? (sms dışında)

2. bu hasar kayıtlarında 4 tanesinde karşı taraf hatalı. 1 tanesinde ise saçma sapan bir uygulama ile ben hatalıyım. ancak sigortamdaki "tek hasar affı" ile sigortam delinmedi.

3. ben hasar kayıtlı diyince, sigortanın patlamış olduğunu düşünüyordum ama değil sanırım. benim bu kayıtlarıma göre aracım hasar kayıtlı mı oluyor?

4. bu kayıtlara rağmen sigortamın delinmemiş olması bir avantaj değil midir? (benden daha düşük model arabası olan arkadaşım trafik sigortasına benden 3 kat fazla para veriyor. kasko hiç yaptırmıyor).

5. arabamda arka tampon ve bagaj ile sol kapı (sadece) sacları (taksi yandan girdiği için) değişti. bunun dışında bir iki ufak lokal boya var ön tamponda ve marşpiyerde. bunlar satarken çok ciddi bir sıkıntı yaratır mı?

6. ulan değişen parça neden değer düşürüyor anlamıyorum. araba halen çiçek gibi, dışarıdan bakınca ateş ediyor da neden takılıyorlar bunlara (sigortada sorun olmadığını düşünerek diyorum bunu).

 
kaporta, ön çamurluklar, ön kapılar, ön tampon ve tavan dışında değişene bu saydıklarıma takıldıkları kadar takılmazlar.

ben araçta değişen vardır denince şüphelenirim, sonuçta arka kapı dahi olsa dingil, şasi vs. hasar görmüş olabilir. herkes aracı senin bildiğin kadar bilemez.

ben mesela hasar kaydı yok diye, sadece sağ ön çamurluğu değişmiş bir araba aldım. bana çıkarmadığı problem kalmadı. şarj dinamosu, kliması, yağ pompası, turbosu, direksiyon pompası falan derken 3 bine yakın masraf yaptım kodumun arabasına. inş bu sene kurtuluyorum bu arabadan.
  • himmet dayi  (15.04.15 13:52:37) 
@himmet dayı: arabanın ön tarafında sadece ufak tefek sürtmelerden dolayı lokal boyalar var. arabanın bütün bakımları yetkili honda servisinde yapıldı.

ama dediğin doğru. kimse kolay kolay güvenmez bu dediklerime. avantajım bütün değişimlerin ve onarımların da serviste yapılmış olması işte.
  • teritori  (15.04.15 13:56:05) 
@himmet dayı: satim sana?!?! laskdjfhasjd


  • teritori  (15.04.15 13:56:25) 
arabanın hasar kaydı olması normal, önemli olan hasar tutarı. mesela 750 tl lik beş ayrı hasarı olan bir arabanın görünürde 5 hasar kaydı vardır, bu araç tek hasar kaydı 7500 tl olan aractan evladır.

sigorta tutarında sürücünün yaşı, kaza geçmişi, araç yaşı, marka, model, vb otuza yakın kriter var.

bahsettiğin hasarlar ciddi sıkıntı yaratmaz.
  • istege bagli sigortasiz  (15.04.15 13:56:38) 
Bildiklerimi cevaplayayım;

1- Hasar miktarı gözükmüyor ise (bildiğim kadarı ile) 250 lira ve altı hasar kayıtlarıdır. Ufak çarpmalar, lokal boyalar vs. (Önemsiz demiyorum ancak modeline göre tolere edilebilir şeylerdir.) Detayları sigorta şirketinden öğrenebilirsin.

2- O konuda bilgim yok.

3- Sigortayı bozmak için daha büyük bir işlem gerekir diye düşünüyorum ancak sallıyor da olabilirim. Genelde 'bunun için sigorta bozmaya değmez' diye bir kalıp vardır. Kayıt dışı tamirler falan olabilir.

4- Avantaj.

5- Yaratır ne yazık ki. Neden değiştiği önemli ama. Sürtünmeden dolayı eğri büğrü oldu da ondan mı değişti? Değişmeden önceki hallerini gösteren bir fotoğraf eklersen ilana; işine yarar.

6- Sen arabanın geçmişini biliyorsun. Ancak emin ol, ikinci el alırken sen de istemezsin değişeninin olmasını. Çünkü o değişenler yetkili servis değil 'usta'lar elinde değiştiriliyor. Orjinalliği bozuluyor vs.
  • Rumble in the Jungle  (15.04.15 14:01:10) 
6. otomotiv şirketinde çalışmama rağmen onu ben de anlamıyorum, abicim ben senin gibi beyaz-gri araba sevmiyorum, alıp kırmızı yapçam diyorum arabanın değeri 5000 tl düşer diyorlar, ben mi cahilim millet mi pinpirikli anlamıyorum.

bir de abi "honda hayat onda" diyerek serseri arabası almışsın her türlü satılır o, bizim bir arkadaşın perte 5 kala dönen arabasını gençler anına gelip almıştı.
  • sotw  (15.04.15 14:04:23) 
@sotw: çok eskiden almıştım. 2007 model civic. kasanın değiştiği sene almıştım. ya her türlü gideri var arabanın. en az 30'a okuturum.


  • teritori  (15.04.15 14:25:37) 
@teritori

hocam ben yeni i20 alacam, sıfır. :D
  • himmet dayi  (15.04.15 16:19:01) 
[]

Düğün yapayım mı yoksa sadece nikah mı? Para açısından

Selam sayın keynes'ler.

Abimizin de çok güzel dediği gibi "uzun vadede hepimiz ölüyüz". o yüzden bu güne kadar hiç ciddi plan yapmadım evlilik hakkında ama yumurta göte dayanmaya başladı.

Şimdi çok kısaca durumumu özetleyeyim. müstakbel eşim yabancı. O yüzden düğün müğün çok umrumuzda değil. Zaten kız kasap havası oynayacak teknik ve teorik bilgiye sahip değil. Serdar ortaç şarkıları eşliğinde dans etmeyi saymıyorum bile. o yüzden düğün bizim için teoride handikap.

Ama söylenene göre düğün yapılırsa daha çok altın takılıyormuş. Ben de işin direk para boyutundayım. anama soyledim geçenlerde nikah kıycam o yeter diye, "ben herkeşe altın taktım, yıllardır sermayeyi gömdüm düğünlere, nasıl toplucaz o paraları gurban olduğum" diye gayet haklı bir ekonomik teori koydu ortaya kadın anam. mba mezunu bir ekonomisyenden daha realistik yaklaştı duruma.

şimdi bizim sülale göçmen. o yüzden hep tek şehirliyiz, izmirliyiz. baba tarafından da epey kalabalık sülale. bi de babamın iş çevresi de epey kalabalık. bizim sünnet düğünümüze insanlar koca salonda oturcak yer bulamamışlardı. bana astıkları takılar yüzünden notr damın kamburu gibi gezdim 9 yaşımda koca düğün. öyle de likitide potansiyelimiz var işte.

peki ben düğün yapsam bu gibi bir durumda 1 koyup 2 alır mıyım? piyasadan malı toplayıp voleyi vurur muyum?

şimdi böyle yazınca sağlam veriler olmadı elinizde yorum yapabilecek farkındayım. biraz ortalama bilgiler vereyim;

izmir'de yaşıyorum. sülale geniş. babamın iş çevresi geniş. atıyorum toplam 500-600 arası insan gelir düğüne. anne tarafım 6 kardeş teyzeler dayılar bilezik takar. baba tarafım 3 kardeş halamla acom da takar. geri kalan ne takar pek bilmiyorum, düğünlere gitmediğim için kadın anam ne taktı onlara bilmiyorum pek. ama takarlar heralde bişi.

düğüne salondur, pastadır, takımdır 15.000 harcasam geri dönüşü güzel olur mu?

ya da nikah mı yapayım?

not: ya bu senenin sonunda evlenirim ya da seneye bu zamanlar. bi de polonya'da bir düğün gibi bişi yapmam lazım, o kıstası işin içine katmayalım hiç, onu kayınpedere kitleyebilirim belli olmaz. he yukarıda söylediğim 15.000 lirayaartı bi 5.000 lira kadar da kızın ailesininden belli başlı insanları buraya getirip ağırlamayı da eklemek lazım.

böyle yani.. siz düğünden kar ettiniz mi? ettiyseniz yüzde kaç?

 
evlenmedim, dolayısıyla düğün yapmadım ama en dandik düğünde bile harcananın iki katı toplanıyor diye duydum çok kişiden. kurtarır bence.


  • devilred  (24.03.16 14:21:52) 
düğün yap, dediğin gibi çok masraflı bir düğün yapmazsan oldukça karlı olabilirsin ;)


  • re noreno  (24.03.16 14:26:55) 
Ben evli değilim de abim evlendi bir iki yıl önce. Nikah salonunda kıydı nikahı, insanlar da geldi harıl hurul taktı bişeyler, vurgunu yaptı. Sonra da bi tekne kiralamıştı çıktık onunla işte yakın arkadaşlar, yaşıt akrabalar falan küçük bir eğlence. Düğün şart değil çünkü annen baban senelerce elalemin çocuğuna taktığı için o insanlar o takıyı takacak. kaçarı yok o işin. takmadan önce yaş pasta limonata ısmarlayıp ısmarlamamak sana kalmış.
şş temiz iş yalnız

  • naberabi  (24.03.16 14:32:58 ~ 14:33:17) 
düğünde harcananların 2 katı eğer ki her düğüne gidip en az bir çeyrek taktıysanız toplanır. başka türlü o hayal.

en temizi nikah. nikahtan sonra en yakın 40-50 kişilik küçük bir gruba nikah yemeği verirsiniz. böylece en az hasarla atlatmış olursunuz.
  • kakao  (24.03.16 14:34:23) 
eşimle beraber düğün fikrine karşıydık, 100 kişilik nikah salonunda nikah yaptık, çıkışta 30 dk'lık bir takı töreni vardı, 5-6 bin liralık takı topladık (yarısı kendi anne babamızdan). Nikah masrafı gelinlikle falan beraber 3000-4000 tl gibi bişeydi zaten. Kar ettik denemez, birkaç bin lira için bir ay plan yaptık sonuçta.

Sonrasında kız tarafının memleketinde düğün yapacaktık, sadece kayınpederin esnaf çevresinden yıllarca takılmış altınları geri toplamak için. kişisel sebeplerden o düğünü de yapmadık. yapsak kar ederdik bi 5-6 bin daha.

biz düğün istemeyen bir çifttik zaten. senin duruma gelince,

gavur kız tarafı, hatta gelinin kendisinin bir türk düğünü görmesi çok eğlenceli olabilir. yıllar sonra bile hatırlayacağı ilginç anılardan olur. insanlar sever öyle farklı memleketlerin geleneklerini bir kez denemeyi.
  • harzem  (24.03.16 14:36:57) 
nikah salonunda kokteyl yapın. düğün işine girmeyin kar etmek istiyorsanız


  • sta  (24.03.16 14:37:25) 
şöyle oluyor, bir nikah dairesinde evlenirsen sonrasında takı töreni var zaten, altınlar orada toplanıyor. Düğüne gelmeye üşenen nikaha geliyor, takıp gidiyor. Asıl toplama kısmı nikah yani. Tabii nikahla düğünü birleştirirsen altınlar düğünde toplanır. Düğün beni sıkar diyorsan nikahta altınları topla, sonra arkadaşlarınla kapattığın bir mekanda eğlen, herkes içtiğini ödesin. Nikah ayrı düğün ayrı olunca düğünde bir şey toplayamazsın.


  • whoosie  (24.03.16 14:37:52) 
nikah + basit bir kokteyl, 2 saatlik bir şey. biz böyle yapacağız, amacımız altınları almak.
valla biz nasıl gittiysek onlar da nikah mikah demeden gelecekler artık:p

  • peggy  (24.03.16 14:41:45) 
valla bizim buralarda yakın akrabalar dışında (onlar da aynı şehirdelerse) nikaha giden yok. millet düğüne gidiyor, orada takıyor ne takacaksa. nikah salonu dediğin kaç kişi alır ki zaten.


  • devilred  (24.03.16 14:42:52) 
Sadece nikah yap, çıkışta herkes takacağını takıyor zaten, düğüne bulaşma. Kokteyl bile gereksiz, kaldı ki o da az para sayılmaz en az 1500-2000 olur nerden baksan 10 çeyrek gücünde :)
Düğünün takıya bir artısı yok olsada düğün masrafından daha fazla bir artısı olmaz. Yani her türlü eksiye götürür.

  • poseidon1  (24.03.16 14:51:29) 
açılın, hesap yapmaya geldim:)
600 kişinin geleceği bir düğünü 15000'e yapmanız biraz zor, eğer ki düz bir düğün salonunda kuru pastalı, fantalı düğün yapmayacaksanız. kokteylli, yemekli düğünlerin maliyeti 60-70 liradan başlıyor. bu da düğüne ennn iyi ihtimalle 35-40 bin tele bayılmanız demek. gelen 600 kişinin hepsi hediye takmaz, aileyi temsilen 1 hediye takılır genelde. 2 kişiye bir çeyrek gibi düşünseniz 50-55 civarı tutar.
nikah için 5000'e bir yer bulursun. 400 kişi gelse 200 çeyrek yapar o da günümüz kuruyla 36000 yapar. daha az masrafla daha çok para kalır, düğün gibi gereksiz ve çook yorucu bi aktiviteyle uğraşmamış olursunuz.

senelerdir şu hesabı yapabileceğim fırsat arıyormuşum yalnız:))
  • karamell  (24.03.16 14:57:41) 
ikisini birleştirin, yemeksiz falan şöyle kutlama niteliğinde. pasta güzel olsun ama, taktıklarına değsin yani.


  • icim urperiyor  (24.03.16 15:02:12) 
Dugunu para icin yapcaksan hic o topa girme baya hayal kirikligina igrayabilirsin

Esim ispanyol. Damat halayi sirasinda bizim turkler dans pistinde yer bulamadilar ispanyollardan
  • la noix  (24.03.16 15:06:10) 
senin etrafına bağlı ve bunu da en iyi annen bilir

şöyle mesela benim de sülalem kalabalık ve bizde ister salonda düğün olsun ki en çok olan bu: oyun + pasta içeçek vb. ikramı şeklinde, ister köy düğünü, ister dini tandanslı şeyler (sülale muhafazakar da aynı zamanda sohbetli düğün yapan da var), ister nikah, ister nikah + x organizasyon, ister yemekli/içkili/otelde vs. daha gösterişli düğün...ne yapılırsa yapılsın annem-babam gidecek olduğuna gidiyor,fark etmiyor. Gidemeyeceklerse para mı toplanıyor ev hediyesi mi alınıyor ne yapılacaksa yine yapılıyor. Bizim etrafımız için "ay bi düğün bile yapmadılar" "düğün yapılmazsa takı takılmaz" gibi düşünceler yok. Kendi adıma ben de gideceğim kadar yakın biriyse nikah mıymış, kına mıymış, kır mıymış, salon muymuş gibi şeyler düşünmem.Çok yakın değilse zaten hiç gitmem.

Gel gelelim ben herkes bu kafada sanıyordum, öyle değilmiş. Nikah yapana gitmem takı da takmam diyen bi kafa varmış :/ ben de bi muhabbette öğrendim bunu. bunu düşünmek lazım

2. konu; aynı kalabalık sülale bende de olduğu için söylüuorum 600 kişi çağıracak kadar takı alanı olan nikah salonu biliyor musun? zira nikah salonlarının takı yerleri ayaküstü takmalık yarım saatlik yerler oluyor. yarım saatte bizim gibi sülalelerde fotoğraf işi bile bitmiyor. Sadece nikah yapacak bile olsan yer sıkıntın olur gibime geliyor.
  • niye ama  (24.03.16 15:07:19) 
@harzem, valla biz de düğün müğün bu işlerde tası tarağı olmayan bir çiftiz. kız arkadaşıma hafakanlar basıyor hatta. oynamayı bilmez, çifte telli bilmez. ben zeybek meybek biliyorum allahtan, geri kalan danslar bende de yok. ama dediğin doğru eğlenceli bile olabilir o bakımdan düğün. sırf benim kayınpederin, dayımlar içip içip piste oynamaya davet zorladıklarındaki yüzünü görmek için bile yapılabilir aslında:)

@karamell, 60-70 bin öldürseler gömmem düğüne. düğün nedir benim için, izmir bornova'da açık bir çimenlik salonda (ya da kışın yaparsam normal düğün salonu işte) insanlar gelecekler oynayacaklar, kuruyemiş yiyip fanta+votka içecekler. pasta kescez sonra herkes ganimeti bırakıp evine gitcek. girmem yani o topa ben. yiyip gelsinler. ben en fazla masaaltı içkileri tedarik ederim.

@la noix, inanırım. bizim polonyalılara da içirince polka molka nasıl bir bela alacağım başıma kestiremiyorum.

@niye ama, valla araştırmadım. izmirde bildiğim tek düğün salonu fuarın içindeki. arkadaşımın düğününe gitmiştim oraya. alıyor epey insan ama dediğin gibi takı takımı sorunlu biraz sanki.
  • harrage  (24.03.16 15:21:07) 
bizim bir tanıdığımız nikah kıydı sadece. nikah salonunun yan tarafına çıkıp takı takıldı. sonra olaysız bi şekilde dağıldık.


  • b1019  (24.03.16 15:33:08) 
Yakın bi köy ile anlaşın .Muhtar falan bağlayın, kır düğünün kralını yapın . En temizi.


  • hasmetizm 2046  (24.03.16 15:44:42) 
geniş ve eğlenceli bir ailen varsa gavur gelince baya eğlenirsiniz bence. ama yemekli düşün helede 500 den fazla kişi için en az 50.000 tutar.

20.000e yapabilecekseniz hiç durmayın yapın derim.
  • zimbirik  (24.03.16 15:51:58) 
düğünden kastın limona pasta mahalle arası mahmut düğün sarayı gibi bişeyse YAP.
düğünden kastın 5 yıldızlı bir otelin balo salonunda yemekli vur patlasın çal oynasınlı bir organizasyonsa ve altınlara güveniyorsan YAPMA.

  • jamswety  (24.03.16 17:07:23) 
[]

kendi kendine bozulan kombiyi kim tamir edecek?

ev sahibi mi? kiracı mı? 4 yıllık kombi.




 
Servis kullanim kaynakli derse kiraci. Genel bir seyse ev sahibi.


  • fakyoras  (06.01.17 17:43:26) 
Burada kiraci bakimini yaptirmadiysa kiraci ama yillik bakim yapiliyorsa ve ona ragmen bozulduysa ev sahibi.


  • kuehles blondes  (06.01.17 17:47:09) 
kiraci ne kadardir kullaniyor o önemli. taşınali 3 ay oldu ise elbette ev sahibi ama 4 senedir kiraci kullaniyorsa bence kiraci.


  • thewizardofearthsea  (06.01.17 17:49:37) 
bakımlar kiracı tarafından yapılır, yıllıktır. bakım, baca temizliği etc.

bunlar dışındaki her şey ev sahibi.

tr de bu kombi bakımından kimsenin haberi yok sanırım.
  • kurnaz  (06.01.17 17:54:47 ~ 17:55:27) 
ben bakım yaptırmadım. kimse de söylemedi öyle bişey


  • cosmicgadin  (06.01.17 17:57:09) 
@cosmic

kimsenin söylemesine gerek yok ki aslında. bilinmesi gerek.
  • kurnaz  (06.01.17 17:58:10) 
tamirci çağır, değişen parça olursa -ki büyük ihtimalle olur- parça fiyatını ev sahibi öder çünkü o demirbaştır. servis bakım ücretini de kiracı öder. tamircilere söylersen iki ayrı fiyat yazıyorlar faturaya, şu kadarını kiracı ödeyecek bu kadarını da ev sahibi diye belirtiyorlar.


  • istanbul kanatlarimin altinda  (06.01.17 18:20:37) 
ev sahibi


  • basond  (06.01.17 19:27:01) 
[]

Fırın termostat değişimi

İkea fırın var evde, termostatı bozuk, açınca en yükseğe kadar ısınıyor sonra kapanıyor. Ev sahibini darlıyorum 2 aydır; yarın, haftaya, müsait değilim diyip duruyor. Kendim değiştireyim dedim baktım kolaymış da parça pahalı (40£ diyor bi sitede). Amazonda universal termostat var 7€, olur mu ki bu takılır mı? Parça olarak benziyor fotoğraf da. Benim fırın ikea whirlpool bu arada. Tam modeli bilmiyorum




 
Tipi boyutu olursa, yerine giriyorsa olur. Zaten basit bir mantığı var, ve hiç biri üzerinde yazan derecelerde tam açıp kapatma yapamaz.


  • John Bloor  (15.11.19 17:18:42) 
[]

Kaza hasar ödemesi?

Aracımıza çarptılar. En az hasarla atlatmak için Tramere kayıt olmadan yaptırmak en mantıklısı görünüyor. Boyasız göçük düzeltme yapılabiliyor. 8-10bin tl gibi bir masraf cıkıyor.

Çok servis gezdik, görüş aynı. Yetkili servis değişim vs diyip ciddi tutar cıkartıyor. (50bin tl) Tramere kayıt yaptırırsak yarın bir gün satarken 100bin olumsuz etkisi olabilecek gibi duruyor. Tramere işletsek ve değer kaybı alsak yarın öbür gün satarken yaşayacağınız değer kaybından daha düşük bir rakam tarafımıza ödenir dediler.

Karşı tarafı cepten hasar ödemesi için nasıl ikna edebiliriz? Hasarsızlıgınız bozulmasın sizin de diyebiliriz. Başka?

(Kaza tutanağı tuttuk ama henüz sisteme giriş yaptırmadık.)

 
oncelikle gecmis olsun. bence, sigorta tüm bunları düşünmeyin diye olan bir sistem. yaptırın sigortadan gitsin. aldı-verdi. oldu olmadı. ugrasmaya gerek yok. trammer falan takılmayın böyle seylere. baska kaza olmayacagı ne malum.


  • helenart  (07.05.22 11:49:46) 
Karşı taraf asla buna razı olmaz, cebimizden ödeme yapacaksak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) neden var?

Hasarınız karşı tarafın trafik sigorta poliçesi kapsamına kadar oradan karşılanır, tutar daha fazla ise varsa kaskosunun İMM priminden, yoksa da aşan tutar karşı tarafın cebinden çıkar.

Sizin senaryoda olabilecek en iyi şey şu olur, yetkili servise değil de özel bir kaporta boya tamirhanesine gitmelisiniz.

Değişim değil de düzeltme talep etmelisiniz mümkünse, böylece hasar tutarı oldukça düşer ve de araçta değişen parça minimuma iner. Aracı satarken de tramerden çok değişen boyanan parça adedi önemlidir.
  • John Bloor  (07.05.22 12:03:09) 
John Bloor +2000. sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu iyi bir kaportacı bulup yapıştırın.


  • giovanne  (07.05.22 12:05:46) 
2 kapisi boyali, orasi burasi degismis fakat tramer kaydi olmayan araclara bakmiyorum (cevremdeki kimse de bakmiyor galericiler haric). Tramerde en azindan ne yapildigi, kimin yaptigi belli. Digeri tam bir muamma.

Ayrica karsi tarafin cebinden odeyecegini de sanmam.
  • brkylmz  (07.05.22 12:18:11) 
brkylmz +1

Araçta tamir, boya, değişen vs. olmasına rağmen tramer kaydı olmayan araçları direkt elerim. Geçmişinde ne olduğu belli değil. Tramer kaydında en azından değişeni falan belli oluyor. Sigortadan yaptırırdım ben olsam. Yetkili servise hem de.
  • himmet dayi  (07.05.22 13:01:07 ~ 13:01:29) 
En azından kayıda geçer ne olduğu belli olur +1

Aslında sigorta şart değil. Yetkili serviste cepten yaptırılırsa da kayıda geçer ama karşı taraf niye cepten ödesin. Yetkili servisler pek onarım yapmıyor bildiğim kadarı ile.

Fotoğafları da saklayın satarken gösterin.

Değer kaybınında aldığınızda dövize yatırın. Tl de durursa ilerde satarken ki fark manasız olur.
  • ceketimi alip cikcam  (07.05.22 13:30:36) 
Tramer güvencedir, günün sonunda hasarı en min ile kapatmak isteyen bir şirketin bir sistemin olması satış anında alıcı için hasarın doğrulanması açısından güven teşkil eder. Sigortaya konu ister trafik ister kasko olsun hasarlarınızda sigortayı kullanın.


  • erty_ksk  (07.05.22 22:15:04) 
[]

ev - semt değişikliği konusunda kafa karşılıklığına çözüm aranıyor..

merhaba,

hayatımda en son 5 sene önce bu kadar büyük bir kararsızlık yaşamıştım, iş konusundaydı, burada akıl danışmıştım, çok güzel fikirler verenler olmuştu, şimdi yine benzer bir kararsızlık yaşıyorum, bi akıl verirseniz çok makbule geçecek.


ev değiştirmek istiyorum, şu an oturduğum yer kurtköy’de bir site içinde ve kira + aidat toplam 3000 TL, yeni yılda zamla birlikte 4-5bin civarı olacaktır. Zamanında işe yakın olduğu için taşınmıştım ve trafikte geçirdiğim süreyi günde 2 saat azalttığı için çok memnundum ama pandemiyle birlikte evden çalışmaya başladığım için buranın hiçbir cazibesi kalmadı benim için (yazılımcıyım), gözüme batmaya başlayan kötü tarafları şunlar:

- haftada en az 2-3 kere kadıköy tarafına geçiyorum, geç saatlerde dönüş eziyet oluyor, arabayla gitmesi de toplu taşıma kullanması da zor gelmeye başladı.
- ev otel odası gibi ve tek cephe, çok eşyası olan biri değilim, ufaklığından yana şikayetim yok ama kimsenin birbirini tanımadığı, selamlaşmadığı bir yer. o eski mahalle havası tribine girmeyeceğim ama hiç hayat yokmuş gibi geliyor.
- sitenin içine girdikten sonra arabasız bir yere çıkmak zor. yürüyerek şuraya gideyim bi yürüyüş yapayım bi alışveriş yapayım imkanı pek yok.


geçmek istediğim yer Göztepe tarafında, bayağı beğendim, güzel bi muhit, kira + aidat 15000 civarına çıkacak. maaşım 55bin civarı, karşılayacak durumum var ama kira giderimin birden bu kadar artması garip geliyor çünkü özel bir şikayetim yok, evden çalışmasam değiştirmeyi düşünmezdim bile.

bir yandan da şöyle düşünüyorum, yıllık ekstradan 100bin civarı masrafım olacak, bu parayı biriktirsem bile çok bir anlamı yok gibi geliyor, kredi ile almak istediğim evlerin fiyatı uçtu gitti zaten, senede 100bin biriktirsem evlerin fiyatı 1 milyon artıyor zaten bu enflasyonda, o yüzden en azından kira fiyatları da uçmadan güzel bir semtte yaşamanın tadını çıkarayım diyorum.

kafam karışık yani, rahat mı batıyor, yoksa kendi sosyal çevreme yakın, parkı - bahçesi olan güzel bir yerde oturmak için değer mi sizce?

teşekkürler,

 
Evden çalışan insanlar İzmir, Muğla gibi yerlere gidiyor. Siz tam tersi İstanbul'un en kalabalık yerine gitmeyi düşünüyorsunuz.

15 bin liraya kış olduğu için belki denize sıfır bir ev bile bulabilirsiniz İzmir, Antalya gibi yerlerde. Hatta 15 bin liradan daha düşük bile olabilir.

100 bin liranın anlamı olmaz olur mu. İnsanlar 100 bin liraya iş kuruyor.
  • dissendium  (26.12.22 17:51:02) 
@dissendium, evet arada şehir dışından çalışma imkanım da oluyor ama 3-4 günü geçince özlüyorum istanbul'u, antremanlarım, ailem ve arkadaş çevrem burada olduğu için başka bir şehir düşünmüyorum, genel olarak memnunum açıkçası istanbul'da yaşamaktan.


  • bcdhms  (26.12.22 17:57:05) 
o güzel semtin avantajlarını kullanacak, arada sahile yürüyerek inecek, kadıköye kaçacak biriyseniz ki öyle görünüyor, bence o para verilir. 55 binde 15 bin çok büyük bir para değil. hayatınızı yaşayın derim.


  • roket adam  (26.12.22 17:57:07) 
daha önce bahsettiğiniz gibi içinde spor salonu, yüzme havuzu, marketi eczanesi olan rezidans gibi dizayn edilmiş bir sitede 3 sene yaşadım. yaklaşık 2 yıldır da kadıköyde taşınmayı istediğiniz semt gibi bir yerde apartman dairesinde yaşıyorum. aradaki fark benim için inanılmaz.

sitedeyken şöyle bir yürüyeyim gezeyim dolaşayım olmuyordu, ya araç ya da toplu taşıma kullanmak zorundaydım. evim geniş olmasına rağmen kendimi akvaryumda balık gibi hissediyordum.

şimdi ise kulaklıklarımı takıp kadıköye ya da moda'ya yürüyorum. caddeye gidiyorum kahve keyfi yapıyorum, büyük büyük parklar var sıcak havalarda sandalyemi kitabımı alıp gidiyorum. kadıköy dışına da pek çıkmadığım için hayatımda araç ya da toplu taşıma kalmadı. gece bardan çıksam bile eve yürüyerek gitmem 15-20 dakika sürüyor. komşularımı hala çok iyi tanımıyorum ama karşılaştığımızda gülümseyerek hal hatır soruyoruz filan. aradaki farkı önemsemeden , eğer ödeyecek gücüm varsa ben evi değiştirirdim.
  • hypathia  (26.12.22 18:05:30) 
Roket adam +1

Biz de İstanbul'un diğer ucu olan Beylikdüzü'nde yaşıyoruz 7 yıldır, şu an yurtdışına taşınıyoruz ama tasinmasak Istanbul'da merkeze yakın bir yere gececektik çünkü zaten haftada bir iki zaten gidiyorduk. Son zamanlarda çoğu etkinliği sırf yol yüzünden ertelemeye başlayınca bu böyle olmayacak demistik. Anladığım kadarıyla siz de bizim gibisiniz. Yaşam tarzınıza uygun bir yerde, kiranın sizi çok etkilemeyeceği su durumda bence taşınmak gayet mantıklı. Ev alma seçeneği yoksa özellikle de. Bir kere geliyoruz şu hayata, imkanlar dahilinde istediğiniz gibi yaşayın bence de.
  • fraise  (26.12.22 18:07:29 ~ 18:08:03) 
Aynı ülke degil ama şu an Fransa'da ısıtma hariç 770 Euro veriyorum. Apartmanda hiç sıkıntım yok. Içi 2017 yapımı vs.

Ama köpek sahiplendik ve köpeğin hayatina uygun değil. Dedik ev bakalım.

Şimdi kira olarak 1100 civarına yani ayda 400 euroya yakın ek masraf ile eve gececegiz. Dediğiniz mantığı aynen diyorum ama insanin kafa rahatlığı da bir noktada paranin önüne geçmeli. Parayi bunun için kazaniyoruz.

55 bin içinde 15 bin ideal. Kesinlikle geçin.
  • logisticsmanager  (26.12.22 18:18:25) 
maddi durumun el veriyorsa, nerede yaşadığın çok önemli.

7 ay önce 3500tl kira öderken 18bin tl kiraya caddebostana taşındım. bir saniye bile pişman olmadım. göztepe, caddebostan vb. bölgeler çok güzel yerler. buralara verdiğin her fazla para hayat kaliteni artırır. asla düşünme bile. 55bin tl maaş gayet iyi.

yılda 100bin tl biriktirsen ne farkeder, motorsiklet bile alamazsın.
hiç düşünme hiç.
  • whatdreamsnevercome  (26.12.22 18:19:07) 
Aradaki on bin tlyi kiraya vermek sizin yaşam kalitenizi düşürmeyecekse olabilir. Ama yarın bir gün evden çalışma dönemi biterse mantıksız gelebilir size .


  • elorelia  (26.12.22 18:21:59) 
@hypathia - fraise, tam olarak özlemini çektiğim şeylerden bahsetmişsiniz, bazen akşam 10'dan sonra trafiği atlatıp arabayla sevdiğim 1-2 parka gidip koşu - yürüyüş yapıyorum ve 30 km'lik dönüş yolunda napıyorum ben diye kendime kızıyorum.
alkol sonrası toplu taşıma da geç saatte büyük eziyet oluyor, bundan da muzdaribim.

  • bcdhms  (26.12.22 18:23:07) 
@elorelia, şirket kalıcı olarak uzaktan çalışmaya geçti, ona güvenerek ev bakmaya başladım ben de, şehir ve ülke dışından da çalışanlar var, yoksa düşünmezdim dediğiniz gibi.


  • bcdhms  (26.12.22 18:26:02) 
Hocam hayatı neden yaşadığımız ve neden para kazandığımız konusuna bir değinmek lazım.

EN kıymetli şey zamanımız. Onu da güzel geçirmek istiyorsak ve maddi olarak müsaitse bence direkt taşınmanız en doğrusu. Biraz pahalı olabilir ama hayata kaç kere geliyorsunuz? Veya daha yakın maltepe veya başka semtlere de bakabilirsiniz pek anadolu yakasını bilmiyoruz fazla.

Hatta yapabilirseniz, Ocak ayında 0.79'a ev kredisi çıkacak. güzel bir sıfır eve girin, kira civarı veya kiradan biraz daha fazlaya kendi evinize geçmiş olursunuz.
  • MonteKristoKontu  (26.12.22 18:29:34) 
15k asiri iyi fiyat bulursan sanslisin.
mutlaka tasin. kadikoye gidemezsen bostanci falan da olur ama o siteden uzaklasip halka karisman iyi gelir

  • ala09  (26.12.22 18:43:57) 
bence cevabı zaten vermişsiniz. ekstradan ödeyeceğiniz 100kyı ödemeseniz hayatınızda büyük bir değişiklik olmayacak. kaldı ki kadıköy tarafında yaşamak, sosyal hayata dahil olmak, semtte spontane takılmak 100kdan daha önemli. @logisticsmanager güzel demiş, kafa rahatlığı da bir noktada paranin önüne geçmeli.


  • stationary traveller  (26.12.22 18:47:20) 
Bence üstünde düşünmek bile anlamsız, hiç düşünmeyin ve kiralayın (bu arada 15 bin çok iyi imiş kira için, kiralar inanılmaz arttı), ödenebildiği, sıkıntıya sokmadığı sürece parayı kiraya vermek bence karşılığında elde edeceğiniz olanaklar için değer, kimisi boşa atılmış para gibi görüyor kira giderini, atıyorum o paraya ev taksidine girerim diyerek, uzak yerlerde yaşamaya razı oluyor ve bakınca uzun vadede parasal olarak daha avantajlı ama zaman da geçiyor bir yandan ve sürmek istemediğiniz bir yaşama makhum oluyorsunuz. Şu an bizim de başımızda kentsel dönüşüm belası var ve bulunduğum çevrede ev bakıyorum, kiralar uçmuş durumda ama yine de Çekmeköy'de, Kurtköy'de Bahçeşehir'de yaşayayım da bu kadar parayı kiraya gömmeyeyim diye düşünemiyorum, ruhum ölürmüş gibi geliyor öyle bir yerde yaşarsam.


  •   (26.12.22 18:56:16) 
oturdugun yerde devam edip pesinat olacak kadar para biriktirmeli ve ev almalisin.


  • hot potato  (26.12.22 20:07:42 ~ 20:07:59) 
oturduğunuz muhit soğuk bir site ise, bence hayatın tadı kalmıyor. merkezî bir yerde oturuyorum ve çok işime yarıyor. istediğimde dışarı çıkabilecek, kıyafet-market alışverişi yapabilecek olmak önemli. çünkü neden kalitesiz yaşayalım?

Ama, bunun dışında, eskiden beri ev alma fikrine karşı olan biri olarak, birikmişi eve peşinat sayanların kısa zamanda kâra geçtiğini görüyorum. ev değiştirmenin bir sıkıntısı bence yeni bir ev sahibi, o ev sahibinin gıcık-paragöz olma ihtimali gibi şeyler. sorunuz bu değildi, ama belirtmek istedim. ev almayı düşünün. hele ki küçük bir ev, daha kolay alınabilir. 10 sene sonrasını da düşünmek lazım.

ama ev almayacak da olsanız, yaşadığınız yerin hareketli, insanların kaliteli olması çok güzel bir şey. cesaretinizi toplayın, derim. kolay gelsin şimdiden.
  • lovemyself  (26.12.22 23:36:31) 
[]

Masaüstü PC'yi nasıl yavaş yavaş değiştirebilirim ?

Sistem şu;

www.hepsiburada.com

Anakart DDR3 olduğu için galiba hepsini aynı anda değiştirmem lazım. Amacım daha hızlı hale getirmek, önümüzdeki birkaç seneyi rahat rahat geçirmek.

 
Zaten teknolojilerin arası açıksa işe anakart alarak başlamak en doğrusu.

Yol şu; Önce upgrade etmek istediğiniz CPU'nun ne olacağına karar verin. Sonra bu CPU'ya uygun ekran kartı seçeneklerine bakın. 2. Aşamada oyun gereksinimlerinizi planlayın, örneğin overclock yapacak mısınız? Eğer cevap evetse uygun olmayan anakartları eleyin.

Sonra yeni alacağınız anakartla hangi eski donanımlarınızı kullanabileceğinize bakmalısınız. İnternette uyumluluk sorgulanan siteler var. Örneğin eski CPU yeni anakartla uyumlu mu? Eğer değilse ikisini birlikte almanız gerekebilir. Eğer eski cpu çalışacaksa başka bir zaman cpu alabilirsiniz vs.

Yani ne kadar parça parça geçiş yapabileceğiniz tek başına mevcut sistemden ziyade hangi sisteme geçiş yapmak istediğinizle birlikte düşününce anlamlı oluyor.

Benim tavsiyem eğer büyük bir sıçrama yapacaksanız tek seferde halledin. Çünkü bu hesaplara kafa yorarken ancak fan, ssd vs. gibi "aman bunları da alayım bitsin bu iş komple" denebilecek parçaları kullanmaya devam edebileceğinizi göreceksiniz ve o eski parçaları yeni bilgisayarda kullanmayı istemeyeceksiniz zaten.
  • akhenaten  (22.06.23 10:18:19) 
izoly turbox filan bunlar pek de bişey yapabileceğin sistemler değil.

3. nesil intel işlemci var, işlemciyi yükselteyim desen anakart uymayacak e onu da yenileyince ram uymayacak :D ekran kartını yükselteyim desen psu sorun olacak, ki ekran kartına kalmadan zaten sorun... markasız güvenilmez bir psu. bu tamamen outdated bir sistem. şu haliyle işini görüyorsa aynen kullanmaya devam, yoksa olduğu gibi kaça satabiliyorsan satıp sıfırdan bişey topla.
  • konetsu  (22.06.23 14:18:38 ~ 14:19:01) 
[]

Ne kadarlık fark için iş ve şehir değiştirirsiniz?

Selamlar;
Mevcut işinizde konaklamaya ve yemeğin yarısına para vermiyorsunuz.Yeni işte ise pahalı bir şehre taşınmanız kira+fatura ödemeniz gerek. Bu değişiklik için mevcut maaşınızın yüzde kaçı oranında bir artışa geçersiniz?

Cevaplar için çok teşekkür ederim.

 
maaşa göre değişir bu.
20 bine çalışıyorsam 40 bin için istanbula gitmezdim mesela.

ama 50 bin alıyorsam 100 bin için düşünürdüm.

minimum %100 artış olmalı. miktara göre %200 bile olabilir.
  • jelly bear  (29.11.23 23:56:25) 
Tamamen hesap kitap. Örneğin 40k alıyorsunuz, 10k kira veriyorsunuz, gidip 60k maaşla 20k kira vereceğim bir yere taşınmam.

Ayrıca ortalama üstü maaşlarda iş değiştirmek için kriter sadece para olmuyor, para zaten her halükarda yeterliyse en önemlisi iş yerindeki rahatınız oluyor.
  • kimlanbu  (30.11.23 10:07:49) 
Kira maaş oranı kabaca 1/4 gibi olacak.


  • Amaranta ursula  (30.11.23 10:45:11) 
[]

arabayı değiştirsem mi?

8 yaşında hyundai i10 kullanıyorum. ilk sahibiyim. aşağıda yazacağım özellikleri dışında aslında memnunum arabamdan. ama arada bir aklımı arabayı değiştirme fikri dürtüyor.

- multimedya ekranı (anroid auto) yok. sonradan takılabiliyormuş internette gördüğüme göre.
- 4 ileri vites. şehir içinde çok sıkıntı olmuyor ama uzun yolda (yaklaşık 2 ayda bir, tek yön 350 km) belli bir hızdan sonra 3000 - 3500 devirleri görüyor.
- bagajı küçük. tek olduğum için çok sıkıntı olmuyor ama uzun yola gideceğim zaman arka koltuğa da eşya koymak zorunda kalıyorum.
- fazla yakıyor (8 lt/100 km civarı) ancak yakıtı çalıştığım şirket karşılıyor. en son ne zamandan cepten benzin aldım hatırlamıyorum.

+ park etmesi kolay
+ neredeyse hiç arızası olmadı. bakım ve kaza dışında servise uğramadım desem yeridir.

yeni araba alsam:

mtv artacak.
sigorta ve kasko artacak.


bir taraftan arabayı değiştirmeye kendimi ikna edemiyorum, diğer taraftan da seçim sonrası fiyatlar artar, değiştireceksen şimdi değiştir diyorum.

 
Bence şuan yeni bir arabaya ihtiyacınız yok. Altınızdaki araba gayet size yetiyor. Zaten yakıta da para vermiyorsunuz ne gerek var ki a noktasından b noktasına götürecek farklı bir seçenek için bir yıgın para harcamak. Araba artık bir yatırım aracı olmakta da çıktı. Yani şimdi alıp daha sonra daha yüksek fiyata satamıyor kimse. Yerinize olsam yen bir araba için harcayacagım paraya hisse altın fon alır yatırım yapardım. Zaten para olunca ne zaman istersen alırsın yenisini


  • limonlu eksi  (05.03.24 11:11:17) 
Sizin durumunuzda gereksiz gözüküyor. Tek kişi seyahat ediyorsunuz ve arka koltuk zaten boş. Fazla eşyalarınızı da aktarma imkanınız var. Yakıt sizin için problem değil. Gereksiz bir harcama olur. Ayrıca dediğiniz gibi kasko ve sigorta da ekstra yük olacak.


  • bluedad  (05.03.24 11:57:53) 
ekonomik olarak kredi çekmeden veya düşük kredili bulabilirsen değiştirirdim, haytta ek masraf çıkartacak bir yatırımın harcaman olmayacaksa yatırım yapmadan bir şey sahibi olunmuyor.
bir üst modele imkan varsa geç değeri artsın aracının bir 5 sene sonrada 1 üst modeli zorla.

  • eja  (05.03.24 12:29:14) 
Büyük bir borca girmeden yapabiliyorsan yap.

Özellikle 1-2 yaşında bir araba alabilirsen çok iyi olur. Yakın zamanda fiyatlar "bence" dolar bazında dahi artacak.

Masraf çıkartmaya başlayabilir, bir de teknolojik olarak yetersiz geliyorsa yatırım yapmaya gerek yok.
  • burfak  (05.03.24 14:11:43) 
Burfak +1
öyle sigortayı, vergiyi çok dert etmeden de birazcık büyütebilir ve yenileyebilirsin aracı. mesela i10'un bagajı 250litre, mazda 2'lerin yeni neslinde 280 litre. 100 km'de en çok 4 litre yakıyor. yeni araç olacağı için de artı. zaten mazdalar da daş gibin araçlar yani, pek soeun yaratmazlar. ben olumlu gördüm.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (05.03.24 15:45:45) 
aynı durumda 4 yaşındaki bi araçla değiştirdik.
zira 10 yaşındaki araba gittikçe yaşlanıyor. her sene kilometresi yaşı artarken değeri düşüyor.
sonra grafik durağan olmasına rağmen fiyatlar arttı, iyi ki o ara yapmışız diyoruz.

bence de fazla borç yükü oluşturmayacaksa gençleştirmek her zaman mantıklı.
  • patronaj1  (05.03.24 15:57:40) 
123456789• ... 175  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.