[]

türkiye'de neden hiç genç bakan, milletvekili vs. yok?

yani muhakkak vardır da, göz önünde ve önemli mevkilerde neden bu tip insanlar yok hiç? ya da şöyle sorayım, yurtdışında neden var da bizde yok?

son dönemde mesela gabriel abimiz (isveç sağlık bakanı) gündem konusu oldu. benzer şekilde eğitim bakanları da çok genç, güzel bi kızımız. öte yandan belçikalıların yeni sağlık bakanı ise şüşko. ama onun konuyla alakası yok.

ben catalina stefanescu'ya aşığım mesela. o da milletvekiliydi yanlış hatırlamıyosam. o kız için şu programı herhalde 5 kez baştan sona izledim,

www.youtube.com

bak bak güzelliğe bak. yani bu insanların fiziksel anlamda güzel olması bile olumlu bi şey bence millet adına. götü güzel olanı bakan yapsınlar demiyorum ama böyle genç, enerjik, güzel insanlar yönetimde rol alsa çok daha tatlı olmaz mı be?

 
25 yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.

Bakanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır.

Bunlar anayasada aynen yazıyor, yani bizde de genç bakanlar olabilir ama işte adam orada senelerini veriyor siyasete, tutup genç birini bakan yapmak güçlerine gider. Dengeler bozulur. Onlar arasında da birbirinin sırtını kaşıma mevzuları var.
  • m e l t e m  (16.10.14 01:19:29) 
Yaş deyince, aklıma Camila Vallejo geldi. O da 20-22 yaş arası bir yerde milletvekili oldu. Aynı zamanda okuldan dönem arkadaşı da meclise girdi.
www.google.com.tr

Odaya sırf yaşı büyük biri girdiği için ayağa kalkılan, bilge diye yaşlılara akıl danıştığımız (bir kısmı gerçekten bilge, o ayrı konu - burada dediklerim zamana karşı kendini güncelleyememiş ve tecrübelerinden ders almamış olanlar), evlenirken anne babadan onay alınan, yaşa hürmeti üst seviyelerde yaşayan bir kültürüz. Duyurucak bile "Liseli" diye aşağılama eğilimimiz var. Yaşı küçük birini genelde ciddiye almıyorlar ve "Nasıl olsa ciddiye alınmaz" diye yaşı küçük aday çıakrmıyorlar. Bu da bir kısır döngü oluşturuyor.
  • aychovsky  (16.10.14 01:22:50) 
çünkü bizdeki vizyon suat kılıç'ta bitiyor.


  • rare  (16.10.14 08:17:59) 
bir tane var, bilal macit. en genci o galiba.


  • sayns  (16.10.14 08:19:37) 
[]

ebola veya başka bir virüs salgını şu an büyük tehdit olabilir mi insanlığa

insanlık için desek daha doğru ama yetişmedi.

plague inc. oynayınca ben tırsmaya başladım ne yalan söyleyeyim. günümüzde güçlü, bilinmeyen bir virüsün türeyip insanlığın köküne kibrit suyu dökmesi mümkün mü? o kadar büyük bir insan trafiği var ki bugün keşfedilmemiş bir rahatsızlık ertesi gün 5 kıtada birden görülebilir.

bunun için önlemler alınıyor mu devamlı olarak? yani "ulan birine bi şey olur, biz ne olduğunu anlamadan yayılır" tarzı bir korku var mı? yoksa bunlar tamamen boş korkular mı?

daha önce olmuş salgınlar, milyonlarca insan ölmüş. bu tip salgınlar sizce şu an daha mı tehlikeli olur yoksa daha mı az kayıpla atlatılır? bir yanda gelişen ilaç teknolojisi, diğer yanda gelişen teknolojiyle çooook daha hızlı iletişim kurup "yayılan" insanlar...

ne olur diyonuz?

 
@cesario, abi bilimsel veriler plz. komploları teorisyenlere bırakalım. ben işin bilimsel, teknolojik boyutunu merak ediyorum. çok cahalım bu konuda. mesela şu an insanlığın hiç bilmediği, hayvanlarda falan evrimleşip bize geçebilecek bir virüs olma ihtimali var mı? yoksa bunları kötü adamlar mı yapıyo laboratuvarda? nasıl oluyo bu işler?

veya bir virüs keşfedildi diyelim... diğer hastalıklardan nasıl ayırıyorlar? yani ebolaya neden "griptir o yaa" değil de MNISKİM EBOLA BU diyorlar? nasıl anlıyorlar?

olm tıp mıp manyak şeyler yaaa. çok seviyorum ben bu doktor tayfasını falan. çok özeniyorum. ama kafamız sayısala basmıyodu işte napalım.
  • pescador  (16.10.14 00:01:18 ~ 00:03:38) 
olur mu olur
fiziksel koşullara dayanıklı-hava yoluyla bulaşabilen-kuluçka süresi kısa/ ki ebola da kısa 2 en fazla 20 günde ortaya çıkıyor -tedaviye dirençli bir virüs ortaya çıkar/geliştirilir/kontrolden çıkar/bilerek salınırsa dünyanın ebesine atlar.
önlemler: salgın yaptığı bilinen hastalıklar sürekli ilgili mercilere bildiriliyor, laboratuvarda virüs çalışılıyorsa S2 güvenlik önlemi altında çalışılıyor. böyle şeyler var ama kötü niyetli birileri bunu bile isteye geliştirebilirse yapılacak şey istihbaratın iyi çalışıp önlemesini umut etmek.
"bu tip bir salgın" çok genel bir tabir,ölümcül bir virüs hava yoluyla yayılıyorsa ve 40 saat yaşayabiliyorsa mesela hepimize geçmiş olsun.
  • niye ama  (16.10.14 00:12:32) 
Olabilir mi öyle birşey lütfen olsun çünkü :)


  • mario64  (16.10.14 00:13:17) 
eski biyolojik silahlardan kalanlar dışarı sızarsa olabilir. Mesela sovyetlerin geliştirdiği su çiçeği* virüsü çok tehlikeli ama imha ettiler galiba. Su çiçeği* dünyadan silindiği için şu an belli bir yaşın altındaki kimse aşılı değil, hoş olsa da farketmez çünkü biyolojik silahlar aşıya ve bağışıklığı dayanıklı tasarlanıyor. Kısacası gen mühendisliği ile mümkün yapılması.

edit: su çiçeği ne amk, çiçek hastalığı olacak devilred'in dediği gibi.
  • yakuza123  (16.10.14 00:27:53 ~ 10:42:45) 
tüm dünyayla beraber en zayıf halka çinde bir sürü çeşit denendi..

sars, deli dana, kene, kuş gribi, adını bilmediğim sudan bulaşan bi hastalık

çin dahi tümünü atlattıysa insanlık için bulaşıcı hastalık "son" olamaz.

insanlığın tek engelleyemediği hastalık, ki hastalıkların en kolayıdır. "aids" 40 yıl gibi bi sürede dünya üzerinde aids diye bir hastalık taşıyan kimse kalmayabiliyor aslında. ya da bugünden itibaren bulaşıcılık sıfıra inebilir. ama insanlığın sonunu bence uçkursal bişey getirecek. afrika mesela. yiyeceği yok. doğum hızı en yüksek ülke. ortalama 7 çocuk. ortalama 4 te ölü doğum, 2 yaşını göremeden ölen.
  • ibomiu  (16.10.14 00:48:44) 
birkaç sene önce bu konuyla ilgili kapsamlı bir proje hazırlamıştım, aklımda kaldığı kadarıyla anlatayım:

genetiğiyle oynanmış, özel olarak hedeflendirilmiş mikroorganizmalarla her türlü şeyi yapabilirler istedikleri etnik gruba, hatta tüm insanlığa. bilim insanlarını ve devletleri iyi niyetli tutmak gerekiyor sadece bu konuda. ufak bir örnek vermek istiyorum buna; insan eliyle yapılmış değil ama 1700'lü yılların sonunda, ingilizler, "size yardım getirdik" adı altında, kızılderililere, çiçek hastaları (su çiçeği olan değil, zamanın çok ama çok ölümcül hastalıklarından olan bu) tarafından kullanılmış battaniyeleri vererek çiçek mikrobu bulaştırmışlardır. niyet en ama en önemli parametre oluyor burada.

ebola çok tehlikeli bir virüs ve herhangi bir aşısı yok. %60 ile 90 arasında bir öldürme oranı var. böyle tehlikeli mikropların, tek bir kişiye bulaşması tüm dünyayı yok edebilir. günümüzde bulaşması çok daha kolay, artık çok daha mobiliz ve yine tekrarlıyorum, herhangi bir aşısı yok şu an için. daha iyi tedavi olabiliriz şu dönemde ama kurtulmak kesinlikle garanti değil ve tedavi olanların çoğu yine ölmekte.
  • devilred  (16.10.14 01:05:42 ~ 01:06:30) 
devilred <3

peki tedavi geliştirme yöntemleri hakkında bir bilgin var mı? bunu nasıl yapıyorlar? mesela ebolada yüksek ateş görülüyormuş. doktorlar bunu sıtmadan, nezleden veya gripten nasıl ayırıyorlar? atıyorum bu ebolanın kodu ABC123, sıtmanınki ABC122 olsun... kan testiyle veya başka bir şekilde DNA'sına falan mı bakıyorlar? ilk olarak kim tanımlıyor bu "yeni" virüsleri?

tanımladılar diyelim, sonra tedavi geliştirme süreci nasıl oluyor?
  • pescador  (16.10.14 01:10:09) 
online olarak ulaşılabilen mikroorganizma veritabanları var artık günümüzde:

www.wfcc.info

gibi.

laboratuvar ortamında, cihazlar yardımıyla mikroorganizmaların dna ya da rna dizilimlerine bakıp burada karşılaştırma yapmak mümkün. eğer veritabanında yoksa yeni bir tür üretilmiş ya da türemiş demektir.

bu arada, bir örnek daha vermek istiyorum salgın hastalıkların kötü niyetli kullanımına dair: 1300'lü yıllarda tatar ordusu kefe şehrine vebalı insanların cesetlerini atmışlardır ki şehre veba bulaşsın ve şehir düşsün. niyet önemli.
  • devilred  (16.10.14 01:18:21 ~ 01:18:30) 
gugıl amcaya biological terror yaz bikac makaleye goz at. insan kendi yarattigi hastaligi kendisi rahatlikla bitirir. iste bu ilac sirketlerinden hep.. kisacasi tehdit falan olmaz. paranoya yapma rahat ol.


  • guldum gectim genceciktim  (16.10.14 02:54:07) 
ebola ve kuduz belli bir mutasyon seviyesinde birleşirse zombi olayı gerçek olabilirmiş.


  • ermanen  (16.10.14 03:19:51) 
onca okudum bu konuyla ilgili, yetmedi hakkında rapor yazdım, sunum yaptım ama "insan kendi eliyle yarattığını rahatlıkla bitirir" saçmalığı ayarında bir şey daha görmedim. ebola'ya "gelsin gelsin" diyen tipler de bunlar işte, olayın vehametinden bihaber tipler.


  • devilred  (16.10.14 05:35:28 ~ 05:35:58) 
aynen ebola gelsin :D


  • guldum gectim genceciktim  (16.10.14 19:56:00) 
[]

ana kuzusu muyum ben? muhallebi çocuğu muyum? size de böyle oluyor mu?

istanbul'daki üçüncü senem. ilk iki senede kayda değer hiçbir iş başaramadım. düzenim bozuldu, tepetaklak oldum diyebilirim. annemin yanındayken iyi ve güvende hissediyorum. uzaklaştığımda yine her şeye üşenen, yaşam enerjisi olmayan bir tip oluveriyorum.

ama bu sadece "anne"yle açıklanabilecek bi şey değil. çocukken kamplara falan giderdim mesela 10-12 günlüğüne sürekli. annem bi yere giderken hep evde kalırdım. yani çocukluğunu annesinin dizinin dibinde yaşamış birisi değilim. ayrıca lisenin son senesini de annemden uzakta okudum. ki o sene hayatımın en şahane senesiydi.

istanbul'daki iki senemde de annem sık sık onu hiç aramadığım, aradığında açmadığım için falan kızdı. normalde hiç aklıma gelmez. ona göre HAİN EVLATım hatta.

ama düşünüyorum, şu evde annemle yaşıyor olsaydım ben şu an üçüncü sınıfta olurdum. okula gitmemezlik yapmazdım, hayattan bezmezdim. anneyi sevmek ayrı, ana kuzusu olmak ayrı... ana kuzusu olmayı kız erkek kimseye yakıştıramam ben. kendime de yakıştıramıyorum.

lütfen sadece sorumsuz ve bencil olduğumu söyleyin. çok canımı sıkıyo çünkü bu his. 30 yaşıma geldiğimde annemle yaşamak istemiyorum ben. ama bu gidişle öyle olcak çünkü "işe gitmen gerekiyor çünkü para kazanmalısın gerizekalı" deyip yataktan kalkabilecek kadar zeki birisi değilim.

(bu arada buraya geldiğimden beri de kendi paramı kazanıyom. annem demeden yapıyom hem de)

sizde nasıl durum? aileyle yaşamak, anneyle yaşamak konusunda ne düşünüyosunuz? onun yanındayken daha "hayatlı" falan oluyo musunuz?

 
tembelin tekisin gibi. birilerinin sürekli sana şunu yap bunu yap demesi lazım. ama unutma, durum sürekli böyleyse anan baban da zaman zaman demiştir sana "biz demeden yap bi kere de" falan diye, onlar da bıkar ve bir yerden sonra uğraşmazlar. çünkü birine sürekli kalk ders çalış, kalk işe git demek çok can sıkıcı bir durum. kaldır götünü, ne yapman gerektiğinin farkındasın zaten, git ve yap.


  • anil  (15.10.14 22:43:33) 
@anıl, baba ocak dışı. annem de bu konuda çok katı değildir aslında. yani iki yıldır gitmiyorum ve "oğlum niye böyle yapıyosun, kendin için oku" diyor sadece. okuluna gittin mi, onu yaptın mı, şunu yaptın mı diye sormaz. sorduğu zaman öküz gibi bağırıyom zaten.


  • pescador  (15.10.14 22:45:02) 
[]

sabaha kadar oturmam lazım, nasıl durayım?

7'ye kadar dirensem yetecek. dersim 8:30'da ama olsun, biraz erken çıkarım kafam gözüm açılır.

şimdiden uykum var ama bir şeylerle uğraştığım zaman açılıyor uykum. yani herkeste böyledir sanırım da ne bileyim, gözlerim devrilirken bi' şeye sarıyorum mesela bakıyorum saat 6 olmuş.

ondskan'ı izleyip plague inc. oynıycam. yemek yicem. başka ne yapayım? ya da yapmayayım? kahve içmek ve sıcak-soğuk şoklu duş almak dışında?

 
heyecanlı aksiyonlu filmler metabolizmayı hızlandırıyor uykunu açar, adventure/action movies konseptinde film izle.


  • neferkitty  (15.10.14 22:30:55 ~ 22:31:25) 
red bull da çok işe yarıyor.

what does the fox say, gangnam style falan gibi saçma hareketli şarkılar dinle.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (15.10.14 22:33:32) 
film falan uykunu getirir.
tavsiyem pc başında vakit geçirmen yönünde. oyun oyna, duş al, sonra tekrar oyun oyna, facebookta takıl falan. pc başında insanın gerçekten uykusu gelmiyor.

  • anil  (15.10.14 22:45:26) 
kesin cevap oyun oynamak. kaç defa uyku düzenimi sadece 1 günde oyun oynayarak mahvetmişimdir. duşu dışarı çıkmaya yakın al. duş sonrası temiz havaya çıkınca insanı canlandırıyor. yoksa diğer türlü gece aldığın zaman uykusuzluğunu geçirmiyor.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (15.10.14 23:05:47) 
Bence de oyun oyna hatta oyunun adını veriyorum kendine bağlama garantili.

Terraria
  • Goldstein  (15.10.14 23:06:10) 
@zetahead, toplamda 5 iskandinav filmi izlememişimdir sanırım... fritt vilt'i izlemiştim küçükken. güzeldi. ama çok güzel değildi. jagten (ya da jägten) çok övülüyor. başka aklıma gelmedi valla hiç :/


  • pescador  (16.10.14 00:12:58) 
[]

DNS değiştirmekten ciğerim soldu, napcaz bu internet işlerini

yahu yeter. VPN açıp kapatmak istemiyorum sürekli. google dns denedim, comodo dns denedim bissürü farklı dns denedim ama yavaş abi. kağnı gibi. e otomatik dns diyorum o zaman gireceğim hiçbir site açılmıyor. ki hız da dns'le 1.80mbps ise diğer türlü 2 oluyor, çok fark yok.

siz bu işe bir çözüm getirebildiniz mi? bilgisayarımıza meleklerin getirdiği internet tanelerini en verimli şekilde kullanabilmek için ne yapabilirim? yani şu bilgisayar 2 cigorayt algılıyorsa ben o 2 cigoraytı kullanayım istiyorum. nasıl arttırılabilir bu performans?


 
google chorme >>> zenmate eklentisini yüklüyorsun çok ilkel çok verimli on / off düğmesi var bastın hop isveçtesin bastın yine hop memlekete geri döndün bu kadar


  • vosvos3131  (15.10.14 22:19:56) 
8.8.8.8
195.241.77.53
Bunu denedin mi daha önce?
  • cetoxim  (15.10.14 22:20:10) 
@vosvos, bu zenmate de "spor yap"a döndü. zenmate'i yapan adam benim abi... her siteye giriş çıkışımda bi şeylere basmak istemiyorum. sabit olsun. giriyorum 3 dakika sonra çıkıp tekrar giriyorum. veya o sitedeyken aynı zamanda zenmate'in kapalı olmasını gerektirecek başka bi şey yapıyorum vs.

@cetoxim, denemedim buna da bakıcam. ama dediğim gibi dns değiştirmekten daha verimli bir alternatif varsa onu şeyapmak istiyorum. eninde sonunda patlıyor bunlar, bi şeyler oluyor.
  • pescador  (15.10.14 22:22:34) 
Bıktım arkadaş ben de bıktım.

Amaca ulaşıldı. Girmiyorum artık bloklu siteye. Canım çıktı ya yıllardır dns vpn bilmem ne.

Pornoyu da bıraktıö, haberi de bıraktım, torrenti de bıraktım. Facebooktan kız fotoğrafı layklıyorum.
  • dokuz numara dort yildiz  (15.10.14 23:38:01) 
[]

basit bir çıkarma işlemini 5. sınıf öğrencisine anlatmak

soru basit: bir çıkarma işleminde eksilen, çıkan sayının 6 katından 9 fazladır. farkları 64 olduğuna göre eksilen ve çıkan kaçtır?

ben bunu denklemle eksilen için 6çıkan + 9 falan yazarak çözdüm ama çocuk 5. sınıfta, denklem bilmiyor haliyle. yani "eksilen yerine 6çıkan+9 yazıyoruz" deyince "niye" diyor. ben bu velede şimdi onun anlayabileceği dilden nasıl çözdürürüm bunu?

eksilen
çıkan
________

fark

böyle yazdık. sonra ne yapalım? neye ne ekleyelim de sonucu bulalım? yapamıyom valla. 5. sınıftaki bebelere nasıl anlatıyorlar bunu?

 
5. sınıf denklem bilir ama x koyarak çözmeyi bilmez, sayı doğrusu üzerinde gösterebilirsin


  • divit  (14.10.14 21:13:47) 
Eksilen çıkan diye anlatmak yerine Maaş ya da harçlık üzerinden gidebilirsin. İlk o geldi aklıma.


  • godless frog  (14.10.14 21:15:17) 
çıkan yerine kare yaparak çözebilirsin. kat problemleri örneklerine bak.


  • naturelist  (14.10.14 21:15:52) 
Ogret abi x i y i.

bak bunu anlamazsin gotune keserim de anliyorlar. tecrubeyle sabit.

Cikan sayi x olacak eksilen 6x+9 olacak falan fismekan.
  • kutsalbok  (14.10.14 21:18:19) 
ya öğretirim de boşuna kafasını karıştırmak istemiyorum. bu tip işlemler için işte eksilene şu sayıyı ekleriz, çıkana şunu yaparız diye pıt pıt çözüyorlar. o yöntemi soruyorum. olması lazım çünkü öğretmenleri bu şekilde çözmemiştir eminim. e soruyorum nasıl anlattı diye hatırlamıyor hıyar, dinlememiştir.

sayı doğrusu, kutu falan olmaz çünkü ben de anlamıyom o şekilde. yani kendim de bulamıyorum nasıl anlatacağımı. sadece cevabı buldum denklemle.
  • pescador  (14.10.14 21:23:10) 
hocam o işle daha önce uğraşmış yarı zamanlı bir matematik öğretmeni olarak önce arkadaşın defterine bakmanı öneririm. yani okulda olaya nasıl yaklaşmışlar bunu gözlemle önce. sonra evet maalesef bu arkadaşlar denklem bilmediği için x,y falan zor oluyor. sana tavsiyem sen de erken öğrensin madem sevdasına kapılıp kendi yorma eğer çok ekstra bir çocukla çalışmıyorsan. yukarıda da söylenmiş, benim de gördüğüm kadarıyla "kat" meselesi üzerinden çözmeye alışıyorlar önce. yani 3kat+1, 5kat-8 falan gibi. hatta 3k bile değil yani. direk 3kat yazarak başlıyorlar. buradan da zaten x-y hikayesine geçiş oluyor. ama burada da işte eşitliğin karşı tarafına atma hikayesi başlıyor ve haliyle bu minikler onu da bilmiyor. orasını nasıl aşmıştık hatırlayamadım ben. mecburen anlatmıştım heralde.

kısaca anahtar ifade "rutinin dışına çıkmamak" bence.
  • kuul  (14.10.14 21:32:23 ~ 21:33:46) 
hocam önüne leblebi gibi gerçek birşey koyup benzeri küçük bir soru çözün üç leblebi burada var. bunun 5 fazlası kadar şurada varmış deyip 8 leblebi oraya 2 katı burada varmış deyip 6 leblebi buraya falan gibilerinden gerçek neslelerle bi anlatın anlar heralde. hatta leblebileri kendi koysun kendi toplasın çıkarsın. mevzuyu anlayınca aynısını kağıda dökersiniz işlem olarak sonra leblebiler kalkar yavaştan sadece kağıtta işlem üzerinden devam edersiniz gibi düşündüm ben. Sayılar soyut olunca kafada kuramıyor olabilir yani.

ona 3 tane leblebi verirsiniz. sendeki leblebinin 2 katının 1 eksiği benim avcumda var bil bakalım bende kaç leblebi var gibi basit giderseniz belki olur. Not: eğitimci değilim.
  • maxhoper  (14.10.14 21:35:28 ~ 21:38:37) 
# + # + # + # + # + # + 9 = eksilen diye öğretiliyor.

(# + # + # + # + # + # + 9) - # = 64

5 tane # + 9 = 64

ama bu tarz soruları yapmakta çoğu öğrenci zorlanıyor. çok zorlamayın.
  • naturelist  (14.10.14 21:52:52) 
[]

şuraya nasıl gidilir? (esenler-tekstilkent)

buuuu esenler'de atışalanı diye bir yer varmış. orada tekstilkent ve koza plaza varmış. buraya nasıl gidebilirim? o tarafları hiç mi hiç bilmiyorum. metroyla ne kadar yaklaşabilirim kendisine? otobüsle mi gideyim ya da?

nereden gideceğim belli değil, o yüzden o civardan geçen tüm toplu taşıma araçlarını söylerseniz sevinirim. çok fark etmez yani, oraya giden bir şeyler söyleyin ben gerekirse ona göre rota düzenlemesi yaparım. muhtemelen kadıköy ya da laleli'den geçeceğim. metro varsa onunla geçiyim lütfen, otobüs ve minibüsü hiç sevmiyorum.


 
(git: mobil.iett.gov.tr&durak=%C4%B01667B)


  • murtazaaaaaa  (14.10.14 20:32:18 ~ 20:32:33) 
kardeş daha spesifik lütfen. linkte atışalanı-yanyol diyor ama tepede kirazlıtepe yazıyor. hangi durakta incem ben?


  • pescador  (14.10.14 20:35:15) 
[]

takım elbise süper bi şey değil mi?

en serseri, en barzo herifi bile "düzgün" göstermiyor mu? işin detayına, derinine inersek aslında böyle düşünüyor olmamız bile çok üzücü. üzerine gömlek ceket geçiren kişinin daha düzgün, erkeksi, güvenilir vs. görünmesi tamamen bizim önyargılarımızla alakalı bi durum. ama onu bi kenara bırakırsak, cidden takım elbise şahane bi şey değil mi? karizmayı otomatik olarak ikiye katlamıyor mu? en tipsiz adama bile hoş hava katmıyor mu?

özellikle de kadınlar ne düşünür onu çok merak ediyorum. takımı dahi olmayan, neredeyse hiçbir şey için takım elbise giymeyen bir erkek olarak bana süper geliyo. bazen bi kızla buluşacak olursam diyorum lan takım elbise giyip gidiyim kesin aşık olur. sonra neyse ki içimden sağduyulu bi ses "kafede kızla buluşmaya takım elbiseyle mi gidilir lan manyak mısın" diyo da sakinleşiyorum.

siz ne diyosunuz?

 
barzo her zaman barzo.

kizlar seviyor, evet.

kafede bulusacaksan manasiz ama tasakli bir restorana goturuyorsan giyersin takim.
  • fortisvita  (14.10.14 16:14:00) 
seni ankara keciorende bir sokak dugunune davet ediyorum.
grinin binbir tonu takim elbise
parlak gomlekler
sahinler ve doganlar.
summer is coming.
  • kutsalbok  (14.10.14 16:14:11) 
Takim elbise adami vezir de eder rezil de. Duzgun kesimi ve isciligi olan kaliteli bir kumastan dikilmis takim elbise cidden super gosterebilir kisiyi. (Kadin icin de vucuduna uygun bir elbise auni etkiyi yaratiyor zaten.)
Ama bazen oyle takim elbiseler goruyorum ki gozlerim karariyor, tansiyonum dusuyor.
bir de bunun sebebi erkeklerin giyimlerine ozen gostermeyisi genel olarak. Takim elbise hemen hemen fix bir kiyafet oldugu icin daha iyi duruyor. Adami casual bi' goruyorsun 1. Sinif muhendislik ogrencisi.
  • ay nov kung fu  (14.10.14 16:15:57) 
Kaliteli ve temiz/düzgün/ütülü bir takım çok paspal bir suratı olmayan ve orta/uzun boylu, kilolu olmayan her erkeği düzeltiyor. Kilolu ve kısa boylu erkeklerde pek bir işe yaramıyor.


  • osurdum  (14.10.14 16:17:22) 
takım elbise giymek mahkemede direk iyi hal sebebi. mesela birini canice öldürüp sırf takım elbise giydiği için iyi hal indirimi alanları gördü bu memleket.

haber.sol.org.tr
www.google.com
  • kaptan memo  (14.10.14 16:20:28) 
grup vitamin'den geliyor;
"ruhu odun,gövde ağaç,kafası sunta
altın semer giyse bile zonta yine zonta"

www.youtube.com
  • demoniclewinsky  (14.10.14 16:24:34) 
kutsalbok+1
bunların parlayan versiyonları var, böyle baktığında kendini görüyorsun. takım elbise güzel seçilirse yakışır, fakat barzoluğu önlemiyor yine de. bir de her ortamda olmuyor.

  • rock n roll  (14.10.14 16:28:28) 
demoniclewinsky +1


  • kararsiz renk  (14.10.14 16:32:46) 
valla bizim adama dibimiz düşecekse o pijamalıyken de, şortluyken de, takım elbiseli ya da takım elbisesiz(ehm) de düşer..
fakat barzoluğun bir skalası varsa, 1-10 arası olsun misal, 7'ye kadar barzo yoktur, kalitesiz takım elbise kumaşı/dikimi vardır. 7 ve sonrası için asite batırıp over night bekletiyoruz.

  • shubulubapshubaptishaluva  (14.10.14 16:46:25) 
iski genel müdürünün takım elbisesi hariç deyin lan

edit: bir üstteki yorumcu yalan yanlış konuşuyor.
  • namus ninjası  (14.10.14 16:52:00 ~ 16:52:34) 
kesinlikle katılıyorum.

weknowmemes.com

hep spor gezerim ama takım elbiseyi çok severim. takım elbise gerektirecek bir işim ve maaşım olduğu anda en güzel takımları çekeceğim ayağıma. şimdilik evladiyelik bir tane var, özel günler için.

bence tek rahatsızlık verici kısmı klasik ayakkabı. yoksa kıyafetin kendisi rahatsız değil, gayet rahat.
  • yirmisantim  (14.10.14 17:02:46) 
O gömleğin büyüsü olabilir. Bi dişi olarak takım elbisenin bende bi artı puanı yok ama doğru bi gömleğin seksi yapamıcağı şey çok azdır.

Yukarda senin takım elbise için söylediklerini ben deri ceket için düşünüyorum; 4.bp.blogspot.com
  • shejia  (14.10.14 17:12:40) 
Yazini okumadim, evet takim elbise super bisiy.


  • delifaruk  (14.10.14 17:26:08) 
şık evet

www.italyada.net

ama slim fit olacak.

bir de bu var

img.internethaber.com
  • exlibris  (14.10.14 17:37:34) 
@sheija ya alex turner'dan örnek vermeyelim arkadaş, lezbiyenler bile adamla yatmak için sıraya giriyor lütfen. :)

bir tane 80'lerden kalma vintage deri ceketim var, kendisi 6 kilo zaten. tam bir motosikletçi ceketi. onunla da çekici olduğumu sanmıyorum ama kaliteli ve eski olduğu için çok severek giyiyorum.
  • yirmisantim  (14.10.14 17:54:54 ~ 17:55:25) 
5 sene aralıksız her iş günü giydim, baydı. sonraki 2,5 senede haftada 3 gün giyiyorum. rahatlık daha önemli.


  • [silinmiş]  (14.10.14 18:31:25) 
Yıllardır ceket altına tişört, kot pantolon ve bot takılırım en sempatik olduğum halimdir. Takım elbise giyince mman in black kıvamına geliyorum ben.
Fuckin aliens.

  • Solem  (14.10.14 18:33:09) 
[]

organik sebze/meyve, ilaç basılmamış tavuk/inek yemek istesek çok mu pahalı

sağlığına dikkat eden birisi değilim ama bu sorular hep kafamı kurcalıyor son birkaç yıldır. yediğimiz her şeyin zararlı olması falan. öyle ki, organik olduğu iddia edilen çoğu şeye bile dönüp bakmıyorum çünkü yetiştiği toprak bile zehir sanki artık.

ama bir yandan diyorum, yani muhakkak temiz üretim yapan ve derdi seri üretim olmayan yerler vardır. mevsiminde sebzesini meyvesini genetiğiyle osuyla busuyla oynamadan efendi gibi vaktinde yetiştirir, tavuğuna çabuk büyüsün diye ilaç basmaz, ineği mısırla değil otla besler vesaire...

sorularım şunlar,

1) bu tarz oluşumlar var mı, varsa güvenli mi? organik olduğunu iddia ederek fiyat şişiren ama ambalajlı ürünler kadar zararlı şeyler satan yerler de olabilir çünkü bunlar pekala, neye göre güveneceğiz?

2) fiyatları nasıl oluyor? yani atıyorum pazardaki domatese 2 lira veriyorsam, bu organik ve güzel yetiştiğini bildiğim domatese kaç para vermem gerekiyor?

3) istanbul'da yaşayan ve ayda yemeğe ayırabileceği para 200 lira civarı olan orta halli bir öğrenci "ben organik ve sağlıklı sebze meyve yiycem, ilaç değil de gerçek tavuk/inek yiycem, gırtlaklanmadıklarından ve güzel güzel büyütüldüklerinden emin olcam" derse bu parayla yürüyebilir mi? yoksa fakirler olarak ölmeli miyiz?

***

bu konuları düşündükçe canım sıkılıyor. tohumuyla oynanmış domates mesela, istediğin kadar güzel yetiştir, kodu bozuk şerefsizin ne kadar güzel ve doğal olabilir ki? öf. çok değil ya sadece yediğim et, yumurta falan doğal olsun istiyom.

 
Ben o işin organik diye satılan ürünlerle değil tanıdık ile olabileceğini düşünüyorum ancak. Ki o zaman bile işin garanti değil.

Fiyat içinse yumurtada iki katına çıkıyor.
  • arnold schwarzeneger  (14.10.14 14:23:50) 
hah ben de onu diyorum. yumurtayı sepete koyup üzerine iki saman atan barzolar organik diye satıp 5 kat para istiyor. bu çakallara para kaptırmayı da istemiyorum iki tane domates yicem diye.


  • pescador  (14.10.14 14:25:33) 
bu konularda mümkün oldukça cahil kalıp mutlu olmayı öneriyorum sana içinden çıkamazsın başka çare yok


  • she aint you  (14.10.14 14:30:44) 
her organik diyen öyle olmuyor tabi ki. sertifikalarını inceleyin üstündeki, ayrıca bellibaşlı markalar var onlar hakikaten organik; city farm, sade, orvital mesela.
cityfarm'ın 10'luk yumurtasını aldım 10,65 tl. (migros)

onun dışında bakliyatta hangisi ucuzsa onu alıyorum bu saydığım markalarddan. evety pahalı; ama bazı ürünlerde (pirinç) gdo falan hikayesi nedeniyle organik almaya dikkat ediyorum.

onun haricinde sebze vs için mutlaka feriköy pazarına gidiyorum ctesileri. organik piyasasına (ve macrocenter migros gibi yerlere göre) çoook daha ucuz. örneğin atıyorum organik patates saydığım marketlerde 8 tl ise pazarda 4 tl falan oluyor.

bu şekilde alıp beslenebilirsiniz. bu organik pazarlar da kesinlikle çok denetimli ve tüm ürünlerin sertifikalarını oradaki danışma masasından inceleyebiliyorsunuz. zaten artık tanıdık olduk gide gide.

tavuk pahalı yalnız, o net.
  • bradshaw  (14.10.14 14:33:42) 
istanbul için hayal bence
türkiyede böyle bir şeye güvenemem ben çocukluğum tarlada tapanda geçti, şimdi de çeşitli mahsüllerin üretimini biliyorum memleketten dolayı. o domatese tarlada kaç defa ilaç atılıyor. iç anadoluda üretim yapılan büyük bölgelerde yetişen hiçbir yerde mümkün değil. amasyada elmanın seftalinin doludan sonra geri "yapışması" için bile ilaç attıklarını söylemişti bahçe sahibi :D ki biyologum zirrat mühendisi değilim ama bilgiğim jkadarıyla "organik" olması için zaten bilmem kaç km yakınında ilaçlı üretim olmaması filan lazım. türkiyede böyle bir şartın sağlanması zaten mümkün değil. tarlalar bahçeler çoğunlukla müstakil, sen atmazsan komşun atar. ki zaten o atarsa sen de atarsın bizim çiftçimiz birbirinden gördüğünü yapar.
ancak şu olabilir; minik bir bahçede kendine yetecek kadar yetiştiren biri vardır, karadeniz tarafında ya da egenin dağlık yerlerinde mesela..bi kere kesinlikle anlaşmalı çiftçi değildir tüccara üretim yapmıyordur..olabilir o zaman.
tavuk için: bu biraz daha fazla bulununuyor aslında köylü adam tavuğuna ilaç da hormon da vermiyor o dediğin seri üretim fabrikalarda oluyor ama gel gör ki köylü adamın tavuğunu kim alacak kim tee istanbula getirecek ssenin gidip yerinden alman gerek ya da eski usul -bizim gibi- memleketten gelip girderken ancak yersin. zaten istanbula yakın 3-5 köyün tavuğu kime yetecek vs vs
  • niye ama  (14.10.14 14:37:12) 
şöyle bir sınıflama var en çok organik bulabileceğimiz meyve ve sebzeler:

kopyalıyorum akşama türkçe halini yazarım

Apples
Sweet Bell Peppers
Cucumbers
Celery
Potatoes
Grapes
Cherry Tomatoes
Kale/Collard Greens
Summer Squash
Nectarines (imported)
Peaches
Spinach
Strawberries
Hot Peppers

en çok nonorganik olanlar:

Asparagus
Avocado
Mushrooms
Cabbage
Sweet Corn
Eggplant
Kiwi
Mango
Onion
Papaya
Pineapple
Sweet Peas (frozen)
Sweet Potatoes
Grapefruit
Cantaloupe

en basitinden bunlar arasında en fazla organik bulma olasılığı olanlara yönelebiliriz mesela.

eğer gerçekten beslendiğimiz şeyler organikse vücudumuza giren pestisitleri %53 oranında azaltıyormuşuz ki çok ciddi bir oran.

pestisitler yıkama ile tamamen giderilmiyor ancak azalıyor diyebiliriz.

yumurtada ise sarısının daha büyük ve parlak turuncu olması lazım

www.crazyroosterfarm.com

eğer arnold'ın dediği gibi emin olduğun yerlerden bulabiliyorsan para baymaya değer bence.

çünkü organik tarımda hormon vs kullanılmadığı için daha fazla emek gerekiyor ve bu da maliyeti yükseltiyor. ya da maliyeti düşürecek bir kimyasal kullanılmıyor diyebiliriz.

tavuk kısmından emin değilim ama yumurtayı hep organik alıyorum ben onun dışında meyve sebze pazardan alınsa daha iyi tabi.
  • neferkitty  (14.10.14 15:05:44) 
bu cevap 20 sayfa da kaldırır ama sana kısaca gözlemlerimi aktarayım:

- malum çeşitli semt organik pazarları var (ctesi:şişli/feriköy, pazar:kartal vs). birinci kural buralara sürekli olarak gitmen lazım. herşeyini burdan al(a)masan da ufak ufak satıcıları tanımak anlamında. yine işin kısa özeti: heryerde olduğu gibi burada da çeşit çeşit insan var: gerçek üreticiler var, al-sat yapanlar var, al-sok yapanlar var. ufak ufak sohbetlerle kimin ne olduğunu zaten kısa zamanda öğreneceksin bu bir.
- illa organik olması şart değil - zaten bunu hiç bir zaman öğrenemeyeceksin - önemli olan iyi tarım. yani gübresini ilacını bokunu çıkarmadan kullanıyor olması. daha da güzeli hangi meyve/sebzenin gerçekten ne zaman çıktığını sindireceksin. yani markete gidince o kıpkırmızı, parlak elma 365 gün orada. tadı da 365 gün aynı, samandan hallice. olur mu lan filanca marketin starking elması ne güzel sulu sulu, tapıstatlı diyenler olacaktır. ama o elma artık bildiğin elma değil. elma şerbet gibi olmaz, normali ekşidir. tatlı elma tohumları seçile seçile gittikçe şeker küpü haline gelen ve (hatalı şekilde) yemekten sonra 3 tane yenen o elmanın kan şekerine etkisi paha biçilemez.
- fiyatlar evet ucuz değil. ürününe ve zamanına göre 1.5-5 kat fark olabiliyor, malesef. fiyatları takip edip en kazık olduğu - yeni çıktığı - anda değil biraz yaygınlaştıktan sonra yemekte fayda var. domates şu anda marketlerde bile 3-4 tl'te çıkmış durumda. ağustos/eylül de ben organik pazardan 4 TL'te gerçek tarla domatesi alabiliyordum. tabi 7tl'te de satan vardı. illa her amca/teyze satıcı da bize şirin gözüküyor diye gidip kazık yiyecek değiliz. zaten en güzeli markette kasaya gelince 'ya bu 5 liraya olmaz mı' diyemiyorsun. pazarda bu imkan var bol bol. benim terchim doğrudan üreticileri tercih etmek yönünde mümkün olduğunca.
- tavuk yememekte fayda var. çünkü onlar artık bildiğin tavuk değil. 45 günde minimum yemle max kiloya gelmesi için tasarlanmış özel yaratıklar. gerçek gezerek beslenen köy tavuğu bulabiliyorsan ne ala, yoksa es geç. soslu moslu çok güzel oluyor biliyorum ama :) biz ayda bir falan yiyiyoruz nefis köreltmek için.
- yumurta tabi daha elzem. onu cidden yemek lazım. düz yumutra sanırım 30-35 kuruş. köy yumurtası ise 1TL'ye satılıyor. yine gezenti tavukların yumurtaları 60-75 kuruş civarında. illa her köy yumurtası çok süper olacak diye bir kural da yok. ortamı bilmen lazım, çok zor. evet tanıdık faktörü önemli. tanıdık derken marketin tanıdık olması değil, köyde yaşayan bir emminin olması önemli.
- et için bizim bulduğumuz geçici çözüm şu: havasının ve suyunun boku çıkmamış yerlerden (mesela çanakkale, mesela inegöl vs) gidip 3-4 ayda bir buzluklarla et alıp gelmek. gökçeada'da gelen etler var (ADA), çok güzel ancak pahalı.

- bazı internet siteleri var organik ürün satan. hanım'lı amca'lı olanları değil doğrudan üreticilerin satış yaptığı platform gibi. mesela toprakana. fiyatlar değişken, ama ürünler genelde güzel.

ne diyeyim, az ye öz ye :)
  • commodore internete baglanaydi iyiydi  (14.10.14 15:07:05) 
protein sadece ette yok.

haftada 1-2 organik ve kaliteli et yersin, onun dışında yumurta artı bitkisel proteinler sen götürebilir.
  • mea maxima culpa  (14.10.14 15:17:19) 
@mea, eti protein alayım diye yemiyorum ki. çok sevdiğim, ağır etobur olduğum için yiyorum. eti çok severim, paramın da neredeyse tamamıyla etli butlu yemekler alırım. ama işte hem mevcut etlerin sağlıksız olması hem de hayvancıklara yapılanlar vs. canımı çok sıkıyor. o yüzden sağlıklı, temiz, sahibine eziyet edilmemiş et bulabilirsem çok sevineceğim.

ama görüyorum ki öğrenci halimle en fazla yumurta ve domates alabilirim. 4 sene daha pisliğe devam o halde.
  • pescador  (14.10.14 15:25:56) 
menemen güzeldir :)


  • mea maxima culpa  (14.10.14 15:31:32) 
üzüme organik olur diyen bariz şuursuzdur, toprağa ayağını basmamıştır (neferkitty sözüm direkt sana değil, listeyi yapana)

yazlığımızda 1 dönüm bahçe, bunun dışında da 10 dönüm tarlamız var. dönem dönem öyle güzel ürün veriyor ki köydeki bakkala bile satabiliyoruz :d

evin önünde üzümler var. üzüm, zararlısı en fazla olan meyve. ilaç yapmadan ne böcekten ne kuştan koruyabilirsin, 3 üzüm tanesini tüm sene zor yersin

bunun yanı sıra avakadoya neredeyse hiç ilaç vermiyoruz

benim roganik'e olan kişisel görüşüm, orda burda satılan organiklere net güvenmiyorum. birileri organik dedi mi bende ters tepki oluşturuyor.

not: kazlarımız, ördeklerimiz ve hindilerimiz de var, arada onların yumurtalarını da yiyoruz :d hem de free range ama organik midir bilmem :d
  • la noix  (14.10.14 15:50:37 ~ 15:52:02) 
biz yumurtalari bizim kasaptan aliyoruz.

ciftlikleri var, arkadasimiz gitti gordu. baya baya orada hayvan, tavuk yetistirip satiyorlar urettiklerini. fiyatlari bilmiyorum.
ayni sekilde, sariyer'in daginda yumurta satan bir teyzemiz var, o mesela 1 TL'ye satiyor yumurtalari. gittigimizde topalyip getiriyor. oyun yok yani.

ama organiklik iddiasi yalan.

bakiyorum kocaman yazmislar urunun uzerine "organik" diye, kutuyu okuyorum "misir surubu". boyle organiklik mi olur?

200 TL ile acliktan olursun organik beslenecegim diyorsan. maalesef cok pahali. gecenlerde okudum, simdiye kadar genetigi hic degismeyenlerden biri soganmis.
  • federer  (14.10.14 16:15:48) 
Yazılanları okudum ve şu sonucu çıkardım: Siz organik tarımı hayvancılığı çok yanlış anlamışsınız. Organik tarım organik hayvancılık sadece tarım alanında böcek ilacı kullanmamayla, efendime söyleyeyim tavuğa antibiyotik vermeyi kesmekle olmuyor. Siz tarım alanına traktörü soktuğunuz anda oradan elde edilen ürününün organikliği kalmıyor. O traktörün egzozundan çıkan gaz organiklik falan bırakmıyor. Yani düşündüğünüz anlamda bir organik beslenme günümüz şartlarında imkansız. Organik olduğunu iddia edilen besinlerin hiçbiri organik değil. Organik beslenme 200 sene önce bitti ne yazık ki.


  • angelus  (14.10.14 16:23:41) 
@angelus, haklısınız. organik doğru kelime değil. nasıl desem, işte genetiğiyle falan oynanmamış sağlıklı ürünlerden söz ediyorum ben. yemesi gereken şeyleri yiyerek vaktinde büyüyen tavuklardan, daha lezzetli ya da kırmızı olsun diye ilaçlanmamış domateslerden vesaire.


  • pescador  (14.10.14 16:26:15) 
Öylesi de var ama çok fahiş fiyatlarla satılıyor o ürünler. Yani bugün 1 kilo tavuk göğsü 8 liraya satılıyorsa bahsettiğiniz ürünler için fiyat üçe katlanıyor. Zira yetiştiriciler ona göre ürünler kullanıyorlar. Böyle güvenilir yerler var tabii ama bulmak zor gibi. Bugün pazarda falan satılanların hiçbiri organik değil ama, organikliğin yanından bile geçmiyor.


  • angelus  (14.10.14 16:30:00) 
[]

harem otogarından metroya ulaşım

otogara en yakın metro durağı ayrılıkçeşme mi kadıköy mü? en yakınına tahminen ne kadar yazar? kısa mesafe falan diye artistik yapmıyorlar di mi o mesafe için?




 
Yok ya oradan artistlik yapılmaz. Ayrılık çeşmesi daha yakın.


  • ufukcel  (14.10.14 13:00:10) 
Ordan geçen dolmuşlara bin, Acıbadem metroda in. 2 lira falan. Uğraşma taksiyle.


  • pass  (14.10.14 13:29:39) 
[]

digiturk çok iyi seviyosun dedi, benden para almıyor

az önce çok ilginç olabileceğini düşündüğüm bir gariplik fark ettim.

ben kuşların cıvıldaşıp güneşin akşam 9'da battığı güzel kadıköy zamanlarımda digiturkplay'den premium üyelik almıştım premier ligdeki şampiyonluk yarışını takip edeyim diye. liverpool-chelsea maçı mı ne vardı bitime 3-4 hafta kala sanırım, o maçtan hemen önce.

ekstre/dönem özeti ya da her ne ise, parayla alakalı ne var ne yok kontrol ettim kredi kartımda. tek kuruş alınmamış karttan. yok. ayda 10 lira bu paket.

yıllık alıyorlar desem, üye olunca almaları gerekmez mi? hem "ayda 10 lira" deyip şrak diye 120 lira çekmeleri saçma olur zaten sanki... herifler beni unuttu mu cidden noldu? yarın bi gün "biz unutmuşuz sen söylememişsin servisimizden ücretsiz faydalanmışsın amın oğlu" deyip bana dava falan açabilirler mi?

yoksa gözden kaçırdığım bi detay mı var? ama yok ya. ne alsam en geç 3 gün sonra görüyorum hesap özetinde. bu yok. ki bunun her ay olması lazım.

 
her ay böyle mi?

benim de geçen yıl üyeliğim 5 tl idi, sadece premier lig için almıştım ben de.

geçen ay benden de almadılar, hatta bir yılım doldu da acaba hesabımı kapattılar mı diye düşündüm. ancak dün bir bilgilendirme maili aldım, bundan sonra 9.90tl ödeyecekmişim.

yani dediğim gibi, her ay kredi kartımdan 5 tl çekiyorlardı, geçen ay benden de çekmediler.

öyle işte.
  • 111111  (14.10.14 13:03:37) 
Provizyonlara baktınız mı bazen çekiliyor ama hesaba henüz yansımamış oluyor provizyonda kalıyor?


  • 9uncu nesilim ama para bende  (14.10.14 13:03:45) 
@9uncu nesilim ama para bende, yok provizyonlarda da yok. olsa zaten bir yerden sonra hesapta da görünürdü, 6-7 aylık bir süreçten söz ediyorum. bu zaman zarfında hiçbir yerde digiturk'le alakalı bir şey görmedim, göremedim.

@çok sayıda 1, bana mail falan da atmıyorlar. sadece geçen ay değil, 5-6 ay öncesinde de hiçbir şey yok. bazen düşünüyorum lan ben hayal mi gördüm, üyeliğim yok mu aslında diye ama hayır ya. premier lig, beko basketbol ligi vs. çatır çatır izleniyor yani. PREMİUM ÜYE OL AYDA SADECE 9,90 TL! yazıyor. İZLE diyorum, çat diye açıyor yayını.
  • pescador  (14.10.14 13:06:24) 
belki 1 ya da 2 ay ücretsiz kampanyası falan vardır.


  • kakao  (14.10.14 13:07:52) 
@kakao, üşenmedim baktım, chelsea maçı 26 nisanda oynanmış. o maçı paketi alıp izlemiştim, eminim. kesin bi gariplik var.


  • pescador  (14.10.14 13:10:06) 
Aynı şey bana da oldu. Ama avea ile. Eylül Ayında paketime ek olarak 12 tl ye internet ve 5 tl ye konuşma paketi aldım benimkiler bittiği için. Ama 25 tl olan faturam hiç 25'in üstünde gelmedi 2 aydır. Bakalım. Bi yerde dayayacaklar galiba ama..


  • canercuxy  (14.10.14 13:15:04) 
satın aldığım kampanyada 4 ay ücretsiz olmasına karşın bir seneden fazla ücretsiz kullandım.. hatta canlı destek hattında görevliye yıllardır sizden maç yayını alıyorum promosyon kodu vermeniz mümkün mü derseniz "her seferinde" 3 aylık premium atıyorlar...

digiturk web tv'den beri senelik lig tv paketi alıyorum. ondan olabilir sanırım...
  • synche  (14.10.14 13:35:02 ~ 14:14:02) 
En iyisi Digiturk'e sorun. Sonra borcu bir de faiziyle yansıtmaya kalkışırlar, uğraşmayın hiç.


  • m e l t e m  (14.10.14 13:47:15) 
[]

host dosyasını düzenleyemiyorum, iznin yok diyor

bu izin işi için zamanında ben take ownership diye bir şey eklemiştim. klasöre sağ tıklayıp take ownership dediğin zaman yönetici izni şeyini hallediyordu otomatik olarak.

şimdi hosts dosyasına sopcast için iki satır eklemem lazım ama şerefsizin çocuğu bütün C: diski için take ownership dediğim halde "izniniz yok. yöneticiye başvurun" diyor. ne yapmam lazım? hosts klasörünü de, diğerlerini de tümden aldım yönetici izni şeysine. niye hala izin vermiyor? bilgisayarda başka hesap falan da yok sadece ben kullanıyorum. başka şekilde ekleme şansım yok mu bunu? maç izleyemiyoz yav. cannot access sopcast service. olmaz böyle şey. denemediğim dns kalmadı, olmuyor.


 
hosts dosyasını masaüstüne taşı oradan notepad'e at düzenle.


  • bira sisesi kapagi  (13.10.14 17:45:13) 
sag tikta yonetici olarak ac gibi bi secenek vardi onu denesene


  • hjarteblod  (13.10.14 17:47:45) 
Başlat'taki Search'e notepad yazıp, çıkan sonuç imgesine sağ tıklayarak Run as Administrator'ı seçerek açabiliyor musun?

Evet ise, bundan sonra yapman gereken hâli hazırda açmış olduğun notepad üzerinden File - Open komutu vererek Host dosyasının dizinine gitmen ve dosyayı açarak içeriğini değiştirdikten sonra kaydederek çıkış yapman.
  • hiko seijuro  (13.10.14 18:18:24) 
burada bahsedilen klasör izni falan değil runtime izin. açacağın uygulamayı yani notepad'i sağ tıklayıp yönetici olarak çalıştırman yeterli. diğer şeyleri boşa yapmışsın.


  • birisi.  (13.10.14 19:50:36) 
[]

eski sevgilime tekrar aşık oldum gibi bi şey. ne yapıyoruz şimdi?

4 yıla yakın bir arkadaşlığımız mevcut ufak tefek sürtüşmeleri ve küslükleri saymazsak. 2 sene önce benim feci boşluğuma gelmiş bir sevgililik dönemimiz oldu. 3 ay kadar sürdü. iyi olmadı, hoş olmadı. devamında, tartışma veya kötü söz olmadan, kendiliğinden bitiverdi.

sonra birkaç aylık aranın ardından görüşmeye arkadaş olarak devam ettik. ve o günden bugüne, 2 sene falan geçti, bu kızın iki ya da üç sevgilisi oldu. hiç kıskanmadım bile. ilgilenmedim. çünkü sevgilimken bile kafamdaki ilişki/kız modeline uyduramadığım için tutkuyla, kendi tarzımda sevememiştim onu. "üvey sevgili" gibi bir şey olmuştu yani... kesinlikle aldatmadım. ilişkimizin düzgün olması için de elimden geleni yaptım. ama olduramıyorduk.

neyse. hala arkadaş sayılırız. eskisi kadar sık görüşmüyoruz, zaten farklı şehirlerdeyiz. ama kendisi önümüzdeki yıldan itibaren burada olacak ve hala bana "orada çok yalnız hissederim, yanımda ol" diyor.

ben yeni yeni ondan bu sefer gerçekten hoşlanmaya başladığımı hissediyorum. birlikteyken neden sevmemişim, sevememişim anlamıyorum. tam birlikte olmak isteyebileceğim türde bir kız aslında. boşluktan diyor, yokluktan diyor. konuşuyorum. ikna ediyorum. o zaman da "iyi ama ben seni arkadaş olarak seviyorum"a getiriyor olayı. beni hayatında istediğini düşünüyorum. ama sevgili olarak değil. sevmiyor. geldiğinde sevişiriz bile. kendisi diyor. ama sevgili olmak istemiyor.

ben "ooo seks" adamı değilim. beni tanıdığı, bana güvenebildiği, beni çok yakından tanıdığı için "seks lazım olursa bununla sevişirim" diye düşünüyor sanırım ama ben beni sevsin, bunu beni sevdiği için istesin istiyorum. ben onu seviyorum çünkü. ha şu an "sevgilim ol!" dese olabilecek miyim, kendimi iyi hissedecek miyim onu dahi bilmiyorum. ama sürekli onunla konuşmak, onun yanında olmak istiyorum. ne bileyim canı sıkılsa üzülüyorum, iyi hissetmesi için uğraşıyorum vesaire.

çok çok iyi tanıdığım birisi ve benim için vazgeçilmez oldu diyebilirim. ama bu şekilde sürdüremiyorum. böyle birisini kendi kaprislerim yüzünden kaybetmek istemem ama ister istemez kendimce posta koyuyorum "sevmiyorsan git" diye.

kafam acayip karışık. ne yapayım? iletişimi kessem, saçma olacak. yıllardır tanışıyoruz, yıllardır iyiydik. diyorum ya, sevgilisi varken bile iyi arkadaştık. e sevgili de olduk yani. ama ben şu an "BENİ SEVGİLİ OLARAK SEVMİYORSAN HİİİÇ GÖRÜŞMEYELİM" kafasındayım.

emaneti çekip yoluma mı bakmalıyım? bu şekilde iletişim benim kafamı kurcalıyor çünkü. ben zaten "aa canım sevişiriz yaaa" olaylarına da pek aşina değilim, çekiniyorum öyle şeylerden. bu tarz şeyleri sevgilimle yaşamak istiyorum. ama benim son 4 yıldır düzgün iletişim kurabildiğim tek kız bu zaten. bana bu tip bir arkadaş gözüyle bakmasını istemiyorum. beni sevsin istiyorum. sevmiyorsa görüşmeyelim diyorum ama kaybetmek de istiyorum. döner istiyorum ama dönmesin istiyorum. yaram derin.

kafam karışık. ne yapmalı, ne etmeli?

 
@straight gigolo, eskiler demiş ama pescador anlamadı... neye devam? saldırmaya mı? yoksa uslu durup arkadaş olarak görüşmeye mi?


  • pescador  (12.10.14 23:18:43 ~ 23:19:00) 
[]

projektör kiralama işleri nasıl oluyor? ne kadar eder?

benim bi arkadaşım da bu taraflara taşınıyor. büyük dota turnuvalarını falan birlikte projektörde onun duvara yansıtıp izleyek diyoruz. kadıköy'de bu projektör kiralama işi için nerelere danışabiliriz? fiyatlar ne civardadır? 3 saatliğine değil de mesela 3 günlüğüne alabilir miyiz? alırsak fiyatta ne kadar oynama olur? 2 gün alana 1 gün bedava mı derler yoksa daha da mı pahalı olur? bilgisi olan aydınlatır mı? ıssız acun öldü mü?




 
playstation kafelerinden günlüğü 20 lira diye biliyorum ama istanbulda nereden bulunur bilemedim. kafelere sor.


  • taqster  (12.10.14 22:05:37) 
[]

öldürürken boğaz yakmayan sevimli sigara hangisi?

ben memlekete gelirken falan bir paket sigara alırım yanıma. denize karşı tüttürmek çok keyifli oluyor. yine dışarda içmece zçmaca ortamlarında da içiyom milletle birlikte. normalde turuncu pall mall içerdim hafif olduğu için ama artık çok hafif geliyor, boş hava üflüyomuşum gibi hissediyorum.

ağır olmayan ama pall mall kadar da hafif olmayan, ağızda iğrenç tat/boğazda berbat acı bırakmayan orta karar bir sigara önerebilir misiniz? ne içelim?

"sigaranın boğaz yakmayanı/acıtmayanı mı var" demeyin. turuncu pall mall gerçekten hafif. arkadaşlardan camel falan otlanmıştım da ebeminkini tersten görmüştüm, o ne pis ağır sigara öyle.

sürekli içmediğim için fiyatı çok önemli değil. gerçi bu gidişle sürekli paket taşımaya, 2-3 günde bir sigaradan günde 8-10'a gideceğim gibime geliyor ama dubakalım.

 
Kent switch, camel beyaz, esse, chesterfield lacivert olan, davidoff çeşitleri bunları içiyorum ben.


  • strangerinhere  (12.10.14 20:24:49 ~ 20:25:37) 
camel white zannımca


  • mutlusismankedi2015  (12.10.14 20:26:06) 
camel'ın black olanı mıydı şu şerefsiz olan? oydu sanki. white'ı deneyeceğim. kent switch'i ev arkadaşım içiyor, ondan da tatmıştım sanırım ama pek beğenmemiştim. yalnız ne pis herifim ben de ha, sırf arkadaşında var diye sigara içer mi insan aq


  • pescador  (12.10.14 20:27:25) 
abi camel white olur mu ya normal camel'dan çok daha leş bir sigara emin ol. chesterfield beyaz baya hafif artık neyse beyaz mı açık mavi mi ondan ama bir de masmavi olan var pakedin o değil ha. valla nasıl anlatsam şaşırdım.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (12.10.14 20:28:38) 
Pescadorcum insanlar genelde böyle sigaraya başlıyor. Yabma. :/ Sonra bırakana kadar imanı gevriyor insanın.


  • ay nov kung fu  (12.10.14 20:28:44) 
@ay nov kung fu, biliyorum. maalesef kendime sigara konusunda çok güvendim. dün akşam hiç keyif için falan değil, sırf canım istediği için 2-3 saat arayla içtim. bilmiyorum ne yapçam. zaten her yerim dökülüyor, sanırım 3. paketten sonra kendim de ölürüm problem kalmaz :/


  • pescador  (12.10.14 20:32:55) 
1 yıl Pall Mall turuncu içtim dediğin gibi artık boş hava üflüyor hissi verince Pall Mall mavi kullanmaya başlamıştım tavsiye ederim tam aradığın sigara.


  • CandleJack  (12.10.14 20:43:30) 
marlboro light ya da camel white al. ikisini de istemezsen bi tık üstü chesterfield beyaz var.


  • klassno  (12.10.14 22:02:48) 
djarum iç


  • icim urperiyor  (13.10.14 02:26:22) 
[]

romanya nasıl bir yer? italyanca mezunu gidip yerleşebilir mi?

rumence ve italyanca hem aynı dil ailesinden hem de çok benzeşiyor diye biliyorum. ağzım açık catalina stefanescu'nun çıktığı programları izlerken italyancam başlangıç düzeyinde olmasına rağmen az buçuk anlayabiliyorum. ki gramer hocamız da rumenceyi çatır çatır anladığını söylüyor.

neden bilmem, cidden hiç ama hiç bilmiyorum, romanya'ya çok sempati duyuyorum. sözlük başlığını okudum, internette de karıştırdım. yetmedi bir de giden eden duyurucu varsa onlara sorayım diyorum. romanya hakkında ne dersiniz? aklınıza gelen her ne varsa.

okulu bitirdikten sonra falan gidip yerleşmek zor olur mu? çavuşesku'dan sonra adama benzemiş diyolar memleket, türkiye'den kötü olmasa gerek. online soccer manager'da dunarea galati'nin başına geçtim dünden beri nasıl seviniyom. çok tatlı geliyo bana o taraflar.

napalım gidelim mi?

 
güle güle :)


  • mea maxima culpa  (12.10.14 13:16:20) 
kjscfjsfkl dur mea gidebilir miyim diye sordum daha :) hem oraya gitsem de duyuru'ya girerim, internet mi yok memlekette sanki? hiç sevinme.


  • pescador  (12.10.14 13:23:21 ~ 13:23:40) 
işte ben de orada internet olmama ihtimalini düşünerek seni hemen yolcu etmek istedim :)


  • mea maxima culpa  (12.10.14 13:24:24) 
şaka bir yana romanya Avrupa Birliği'ne girdiği için göçmenleri artık kolay kabul etmiyor olabilirler.


  • mea maxima culpa  (12.10.14 13:32:15) 
muhtemelen. ama bir almanya veya isviçre kadar sıkı da değillerdir diye düşünüyorum. ayrıca dil avantajım olabilir. eğer böyle bir imkan görürsem, ikinci sınıftan itibaren rumence dersi almaya da başlayabilirim. ön araştırma yapmak, erkenden işe koyulmak lazım. mezun olup kapılarına dayanır, "slm bn itlync bitirdm girebilirmiim??" dersem almazlar herhalde...

@straight gigolo: deme ya. bak bu yazdığın da italyancaya benziyor işte, anladım.

esti di romana = sei di romania
  • pescador  (12.10.14 13:33:24 ~ 13:37:55) 
herifler aç lan. napacan oraya gidip?


  • fayfim  (12.10.14 13:37:28) 
@fayfim, abi insanları düzgün, havası temiz, kendi halinde sakin bir şehir olsa yeter bana. baksana memlekette olay bitmiyor. her şey berbat. bir de avrupa birliği'ne girdiler ya (girdiler di mi) toparlamışlardır diye düşünüyorum. millet çingene diyo fakir diyo küçümsüyo ama bizim kadar disiplinsiz bi toplum değiller bence. ha onlarda da rüşvet var bissürü çirkeflik yine mevcut ama istanbul'da 1800 liraya metroda, metrobüste helak olup töröris saldırısında ölmektense, neblim eşimin "hmm eteğiniz de kısaymış" diye taciz edilmesindense bükreş'te aç kalsam daha iyi olur diye düşündüm.


  • pescador  (12.10.14 13:39:49) 
şu kadar diyeyim sana. romenler avrupa birliğiyle almanyaya serbest dolaşımla gelmeye başladıktan sonra almanlar, türklerin gözünü seveyim arkadaş bunlar ne böyle moduna girdiler. bizim türkler sadece kavgacı, uyum sağlamayı reddeden tipler. ama rumenler hırsız, çalışmak istemeyen, dilenci, tembel insanlar. bunlar tabi almanyaya gelenler. oradaki durumu bilmem. tek bildiğim ekonomik durumlarının bayağı kötü olduğu. türkiye'den falan kötü bildiğin. eu sonrası toparlarlar elbet ama bu ne kadar sürer bilemem. almanya bu fakir balkan ülkelerine bakmayı ne kadar daha kabul eder onu da bilmiyorum.


  • fayfim  (12.10.14 14:02:51) 
Rumenceyle italyanca birbirine benziyor. Ben 8 aylığına Romanya'ya gittiğimde italyancamın yardımıyla anlatılanları anlıyordum ve zamanla intermediate bir rumence de konuşmaya başlamıştım. Rumenlerin de bir kısmı italyanca biliyor zaten. Bunun nedeni de genelde gurbete İtalya'ya gidiyorlar maaile, almanyadaki türkler durumu italyadaki rumenlerle aynı. Bir de bunlar parayı italyada kazanıp ülkelerine dönüyorlar. Haliyle ülkede italyanca bilen kişi sayısı hep artıyor. Bit pazarında çingenelerle italyanca pazarlık yaptım, otostop çektiğim arabalardakilerle italyanca veya rumence-italyanca karışık konuştum hep vs. Hepsi olmasa da bilen bir güruh var yani, bilmeyen de biraz zorlayınca kelimelerden vs az biraz anlayabiliyor.
Rumenlerin hepsi çakal, hırsız, dilenci, çingene değil. Gayet senin benim gibi insanlar. Hem orada yaşadım, hem ailemde rumen var oradan biliyorum. Her tip insan var işte adamlarda, herhangi bir genelleme yapmak haksızlık olur. Ama bize benziyorlar diyeyim. Ayak üstü adam sikmeye meyilli olanlar da var, normal insan da var.
Transilvanya'da büyük bir macar azınlık var, eskiden Macaristan toprakları olduğu için tabi. Mübadele tarzı bir şey de yapılmayınca hepsi orada kalmış. kendi okulları, kiliseleri zartları zurtları var. Rumence bilmeyen rumen varandaşı macarlar falan var. Bu bölge Bükreş, Köstence tarafına göre daha güvenli bana göre, ayrıca daha güzel. Bükreş tarafına gittin mi kafalar değişmeye başlıyor.
Ülke bayağı ucuz. Ekonomisi çok iyi değil. Avrupa tarafından ucuz işgücü ve tarım olarak görülüyor. Avrupa'ya gidenler de genelde 'gideyim de buluruz bir şeyler' tiplileri, ama hepsi değil.

Bilemedim daha ne yazayım, sorun olursa mesaj atabilirsin.
  • orange coffee  (12.10.14 14:32:10 ~ 14:33:45) 
hani avrupada gidebileceğin belki de en kötü yerlerden birisi (belarus bile daha iyi olabilir) ama git derim arkadaş. yeni maceraların peşinde koştur,karşına ne fırsatlar çıkar bilemezsin. Bas git. 2 senedir türkiyeden uzağım,o fanus'un içindeyken pek anlamıyorsun da acayip aksiyon dolu,fantastik ve texas vari bir ülke orası,yaşamın değeri yok. en azından tek derdin alışveriş yaparken kazık yememek olur anasın satiyim. git düşünme,dil de biliyormuşun iyi kötü.
Bu arada avusturya sınırlarına girene kadar (çek-cum-slovenya-macaristan da bile) her yer Mimari ve çevre olarak türkiyeden kötüdür,kendini 10 sene öncesine gitmiş sanarsın ama bir sistemleri var kaos yerine ve insanlar daha iyi niyetli;) sanırım aradığında bu.


pişman olmazsın.!
  • rudeboy  (12.10.14 14:49:09) 
[]

savaş oyunu istiyorum kamon

mümkünse fantastikli olmayan, call of duty 2 tarzı bir oyun arıyorum. bilgisayar kaldırır mı bilmiyorum, systemrequirementslab'dan bakarım ama ona. çok yeni, aşmış oyunları kaldırmaz. 2012 yapımı falan olabilir mesela. asker olalım ta ta ta ateş edelim ama dediğim gibi fantastik olmasın, gerçek olsun. yaratık maratık istemiyom. saboteur önermişlerdi daha önce, oynadım ama pek sarmadı o grafikleri falan bi garip.

bilgisayara karşı oynıycam.


 
ARMA 2


  • Goldstein  (11.10.14 21:27:43) 
battırıfutturu 3

battlefield 3 yani :D yazmayı unutmuşum :D
  • sansli pipi  (11.10.14 22:08:59 ~ 22:09:19) 
www.fulloyun.com

bu forumdaki belirttiğim kategoride bulunan oyunları inceleyip,

www.systemrequirementslab.com

bu adresten de bilgisayarınızın o oyunu kaldırıp kaldırmayacağını öğrenebilirsiniz.
  • uuth  (11.10.14 22:09:37) 
[]

rusça bilen biri bakabilir mi? şurada "bak kaç tane var" demiyor mu?

vidyo çok komik, rusça bilmeseniz de izlemenizi tavsiye ederim hehe,

www.youtube.com

28. saniyede "skolki" diyor sanki. altyazıda "bak burda, hala sıcak" yazıyor ama adam yeri göstererek skolki deyince "sayın bakiyim kaç tane" demiş olabilir diye düşündüm.

tamamen merakımdan soruyorum. birkaç saniye sonra tekrar diyor. altyazı harfiyen doğru mu? yoksa orada "bakın kaç tane var" da diyor mu? gece gece aklıma takıldı. evet derdimi skebilirsiniz.

gerçi skolki/skolka kaç tane mi demek ondan bile emin değilim.

 
oskolki (okunuş: askolki) diyor. parçalar (yani videoda yazıldığı üzere "fragments") demek.

saymayla ilgili olsa skolka derdi.
  • lesmiserables  (11.10.14 02:15:42 ~ 02:16:04) 
lesmiserables +1


  • paudi  (11.10.14 07:39:35) 
[]

football manager 2014'te türkiye 3. ligi var mı?

üçüncü dediğim, spor toto 3. lig. dördüncü lig yani. bu lig var mı fm'de? orijinalinde yoksa, yaması var mı? yaması varsa, onu oynayan var mı? hehe.




 
orijinalinde 2. lige kadar var sadece. 3 yok. yaması olduğunu da sanmıyorum ya kimse inmemiştir o kadar amatöre.


  • xenophobe  (10.10.14 23:42:46) 
orjinalinde yok ama bölgesel amatör lige kadar inen bir yama var (git: www.turksportal.net)


  • rexex  (11.10.14 01:24:36) 
[]

bu akşamki maç şifreli mi?

çek cumhuriyetimizin maçını show şifreler mi yine? geçen sefer şifrelemişlerdi, sonra kaldırmışlar falan ama ben çoktan sopcast'e geçmiştim. şimdi başından itibaren izleyebilir miyiz yoksa yine şifre var mı?




 
değil aga


  • pescador  (10.10.14 22:17:55) 
[]

alt liglerdeki futbol takımlarının olayı nedir? boşuna masraf değil mi?

amatör kümede, 3. ligde falan oynayan futbol takımlarının olayı nedir? buradaki futbolcular ne kadar kazanıyor? veya bu futbol kulüpleri ne kazanıyor? çark nasıl dönüyor? tamamen rastgele bir örnek, çatalcaspor. üçüncü lig birinci gruptalar.

önümüzdeki hafta çamlıdere şekerspor (ankara) deplasmanına gidecekler. dönüp bozüyük'le oynadıktan sonra taaaa BATMAN'a gidiyorlar deplasmana. ulan sadece benzin masrafı bile kol gibi girer. bu takımın sponsor geliri mi var, taraftar geliri mi var?

çocukluğumdan beri hayalimdir teknik direktör, kulüp sahibi vs. olabilmek. artık yaşım da geldi sayılır bu tip işler için kıyısından köşesinden kovalayabilirim. ama anlamıyorum yani, sistemin nasıl işlediğini çözemiyorum.

bu takımların hepsi mi kara para aklayan "kötü adam"ların takımı? bir kişinin veya bir grubun desteğiyle, cidden süper lig falan görmesi için kurulan takım hiç mi yok?

nasıl oluyo bu işler ya? yani çatalcaspor kim olm ya, şurda 3-4 bin lira maaş alan insanlar üç haftada ankara ve batman'a gidemez, çatalcaspor nedir? taraftar kitlesi olan alt lig kulüplerini ayrı tutuyorum tabii.

 
TFF diye bir şey var. Ligler başlamadan önce amatör kulüplere bir miktar katkı payı veriliyor. 10-15 bin lira civarında bir şey. Kilometre başına da belli bir meblağ ödeyerek kulüplere maddi olarak destek oluyor. Ayrıca konaklama için de ayrı bir yardım payı veriliyor. Ayrıca yanılmıyorsam genç futbolcu oynatan kulüplere de teşvik primi veriliyor.

Belediyeler de kulüplerin para yetiremediği yerde yardımcı oluyorlar.
  • kadirgali huseyin olmayan adam  (09.10.14 22:21:13) 
futbolcu bazinda anlatiyim.

bos statyumda adini cim denemeyecek zeminde sanki seni izlemeye gelecek biri varmis gibi oynuyorsun.
adam maca gelmiyor bir telefon ediyorlar adam eksik diye gidiyorsun kendinden yasca 10 20 yas buyuk adamlarla maca cikiyorsun.
parani almak icin antreman oncesi ve sonrasi periyodik olarak o gun yonetimden (yonetim diyorum ama iki kisi falan) iste onlari sıkıstiriyorsun.

bir sahada ayni anda iki takim antremana cikiyor onlarla saha kavgasi yapiyorsun.

icme suyun bitiyor her gun birini sulari doldurmak icin cesmeye yolluyorsun.

saglik ekibi denen bir sey olmadigi icin agrin sizin varsa eger mactan sonra evimde dinleniyim yerine acile gidiyorsun

boyle daha boktan bir suru sey.

ama bu kulupler nasil ayakta kaliyor orasini bilmiyorum.
  • kutsalbok  (09.10.14 22:28:14) 
peki bu miktarlar belli mi? kanunu kitabı var mı, şu kadar yol için şu kadar ödeme yapılır şeklinde yazıyor mu bir yerde?


  • pescador  (09.10.14 22:28:37) 
TFF'nin sitesinde yönetmelik vardır büyük ihtimalle. Orada kesin sayılar yazar.


  • kadirgali huseyin olmayan adam  (09.10.14 22:30:20) 
sanırım bunlara reklam sponsoru olup vergiden düşülebiliyor. tam emin değilim ama 2. 3. ligler için geçerli bir kural olması lazım. ayrıca mutlaka tff para veriyordur. ve haftalık 100-200 lira maç başınayla oynuyorlar hafta içi kendi mesleklerini yapıyorlardır. futbolcu mu futbolcu


  • andy kaufman  (10.10.14 01:13:07) 
[]

süper amatörün üstünde bölgesel amatör mü var, nasıl gidiyor merdiven?

biraz kurcaladım ama böyle 1 süper lig, 2. birinci lig, 3. ikinci lig şeklinde bir merdiven bulamadım. sıralama şu şekilde mi yoksa farklı mı,

1. süper lig
2. birinci lig
3. ikinci lig
4. üçüncü lig
5. bölgesel amatör
6. süper amatör
7. birinci amatör

***

kendi sorumu sorayım: süper amatördeki bir takım, lig yükseldiğinde nereye çıkar?

 
Aynen sıraladığın gibi.


  • kadirgali huseyin olmayan adam  (09.10.14 21:09:42) 
tr.wikipedia.org

bunu buldum.
  • Skey295  (09.10.14 21:09:46) 
2. amatör lig de mi var? 1. amatörde endüstri meslek lisesi takımı bile olduğunu düşünürsek, 2. amatör deep web tarzı bi' yer herhalde o.O


  • pescador  (09.10.14 21:13:32 ~ 21:13:57) 
aynen öyle. bizim sungurluspor 1. amatörde. orda çimentospor falan var atatürk lisesi var. zorlayıp bizim mahalledeki oğlanlardan bi 18 kursak 2. amatorde oynarız.


  • Skey295  (09.10.14 21:27:16) 
[]

internet/bilgisayar/teknoloji uzmanları... ddos'un çözümü yok mu?

nasıl atılıyor nasıl yapılıyor bu konuda çok çok temel düzeyde bilgim var. öncelikle DDOS'un tam olarak ne olduğunu, nasıl yapıldığını ve neye sebep olduğunu gerizekalıya anlatır gibi anlatır mısınız?

ikinci olarak, bu saldırıları engellemenin hiç mi yolu yok?

son birkaç aydır dota'nın canına okudu bu ddos saldırıları. bakın şu an yine bir turnuva oynanamıyor ddos yüzünden. bu etkinlik için organizatörlerin yaptığı, bizim bildiğimiz harcama 300 bin dolar civarında. bizim bilmediğimiz oyuncuların konaklaması osu busu için birsürü ek vardır. ve ddos yüzünden oynanamıyor maçlar.

e-spor boru değil, çok büyük sektör artık. ama skimsonik ddos saldırısıyla neredeyse bitme noktasına geldi dotaseverler için. her maç aynı şey. bu kadar para döken adamlar nasıl oluyor da ddos'un önlemini alamıyor?

çok merak ediyorum bu ddos engellenemiyor mu? bu mudur yani, milyar dolarlık valve firması bunu engelleyemiyor mu? turnuva organizatörlerine bu konuda destek sağlayamıyor mu? bitirdiniz lan dota'yı.

 
valve ile alakası yok ki. oyuna saldırmıyorlar oyunun oynandığı bilgisayarlara/routerlara/donanımlara saldırıyorlar. büyük çaplı bir ddos'u engellemek de çok zor ve masraflı. 300 bin dolar çerez kalır yani. milyon dolarlar gerekir.

koskoca facebook'un bile ddos ile saatlerce devre dışı kaldığı olmuştu zamanında. düşün facebook diyorum bak. 200 milyar dolarlık şirket. valve falan yanında bizim mahalle bakkalı gibi kalıyor. kapalı kaldığı her dakika kaybedeceği parayı düşün. işte böyle bir şirkete bile ddos ile zarar verebildiler.
  • disfori  (09.10.14 20:09:31) 
valve ile alakası olmadığını biliyorum ama bu oyundan çok çok büyük para kazanıyor adamlar. dota biterse valve için de çok büyük kayıp olur. o yüzden organizasyonlara (ki sayılı zaten) bu konuda destek olabileceklerini düşünmüştüm. böyle bir şeyse e-spor falan hiç hayal kurmayalım o zaman. yazık oldu dotomuza.


  • pescador  (09.10.14 20:18:54) 
ddos a en kesin çözüm maçları aynı salonda oynuyorsanız network'u local ağa alıp maç esnasında internetle olan irtibatını kesmek.
ddos server a aşırı miktarda talep gönderip server ın bu talepleri karşılayamaz hale gelmesini sağlamaktan ibaret. Yani gerçek hayata uyarlarsak. Evinizin giriş kapısını düşünün. Bu kapının önüne 1 milyon adet insanı yığalım ve aynı anda kapıdan geçirmeye çalışalım. Bu miktarda insanı ne o kapı alır ne eviniz alır. Sonuç olarak insanlar kapının dışında kalır. işte ddos un yaptığı şey o. yüzlerce binlerce bilgisayarı aynı anda o serverdan birşeyler istemesi için yönlendiriyorlar. server kapasitesinin üstünde bilgisayara cevap veremeyince servis dışı kalıyor.

  • maxhoper  (09.10.14 20:22:51 ~ 20:25:15) 
DDos= Distiributed Denial Of Service attack demek. isin ozeti su sen sunucuya o kadar cok istek gonderiyorsun ki sunucu bu yetisemez ve cevap veremez hale geliyor. eskiden sadece DOS vardi. Bunu engellemek kolay tek bir IP'den cok fazla istek gelirse o IP'yi blokluyorsun. Eger DDOS'ta ise ilk once binlerce onbinlerce kole ele gecirmis olman lazim. Sonra bu kolelerin her birisi sunucuya istek yapiyor. Sunucu icin sonuc yine ayni cok fazla istek geldigi icin cevap veremez hale geliyor. Butun istekler farkli yerlerden geldigi icin de engelliyemiyorsun. %100 calisan cozumu yok. kimin saldiri yapan kimin gercek kullanici oldugunu anlayamazsin.


  • crucio  (09.10.14 20:32:34) 
Ddosun çözümü: Cloudflare.com


  • anonymice  (09.10.14 20:35:43) 
valve umursamıyor değil bu arada. dün steam kullanıcılarının ip adresinin öğrenilmesini engellemek için bazı değişiklikler yapmış: www.reddit.com


  • disfori  (10.10.14 18:14:11) 
[]

commandos tarzı ya da savaşta asker olduğumuz oyun önerisi?

bir arkadaşım için soruyorum, ben pek aşina olmadığım için duyurunun oyuncularına danışayım dedim.

zamanın commandos'una benzer, öyle değilse de savaşta bir kişiyi yönettiğimiz (cod 2 gibi örneğin) oyunlar önerebilir misiniz? yeni olabilir hatta olması tercihimizdir, performans konusunda sıkıntı yok en yeniler de olabilir.

ama fantastik öğeler olmayacak. gerçek zamanda geçen, gerçek insanların falan olduğu bir oyun bakıyoruz. commandos nasıl bir oyun ben pek bilmiyorum hiç oynamadım. önceliğimiz commandos tarzı, öyle değilse de gerçek zamanda geçen ve savaştaki bir adamı yönettiğimiz bir savaş oyunu. sağolun var olun.

 
eski ama commandos tarzi olan desperados var cok severim..
yenilerden direkt bu tarz olan yok ama company of heroes serisi de ornek verilebilir saniyorum ki..

  • buzzlightyear  (09.10.14 16:20:46) 
robin hood: legend of sherwood


  • fortisvita  (09.10.14 16:34:40) 
jagged aliance serisi
silent storm, silent storm sentinels

  • birfincankahvedahaisteyenadam  (09.10.14 16:35:20) 
tabii ki company of heroes


  • alengirli  (09.10.14 16:43:20) 
şimdi ki zaman değil ama anlattığın muhabbetin tam karşılığı mount and blade var.


  • baal  (09.10.14 16:45:20) 
yeniden kastım oyunun çıkış tarihiydi. şimdiki zamanda geçmesine gerek yok. 1900'lerde veya daha öncesinde de geçebilir. fantastik olmasın yeter.


  • pescador  (09.10.14 16:52:26) 
kovboylu oyun vardi lan. cowboy game fps ya da tps diye aratsan cikar. tps'ydi heralde turu.


  • hjarteblod  (09.10.14 17:12:46) 
[]

hayatınızda bir boşluk var mı? varsa, doldurabiliyor musunuz? evetse, nası?

bu hem iç dökme hem de başkalarının hikayesini dinleme duyurusu. durumu olmayanlar direkt olarak başlıkta sorduğum soruları kendilerince cevaplayabilir. maddi durumu yerinde olanlar ise devam edebilir okumaya.

benim geride kalan iki senem evde oturup duyuruda, internette sürterek, oyun oynayıp maç izleyerek falan geçti. bu süreçte zaman zaman "napıyorum lan ben" dediysem de hem kendi paramı kazanabildiğim hem de gerçekten mutlu olduğum şeylerle uğraşmak için çokça vaktim olduğundan kafayı yemedim, kendimi çok kötü hissetmedim.

akşam metrobüste işten eve dönen insanları görünce özenirdim. içten içe seviniyordum, "seneye okula döneceğim, ben de hayatın akışına karışacağım" falan diye düşünüp.

okul başlayalı 1 ay oldu. zaten sadece 3 gün dersim var ki bunların da bir kısmına gitmiyorum, yani hayatımda öyle ahım şahım bir değişiklik aslında yok. boş vakitlerimi değerlendirebilmek için ismek'in birkaç kursuna gitmeye niyetlendim ama ancak yedekten girebildim, yer kalmadığı için o iş de olmadı. boks yapmayı çok istiyorum, ayağım sakat. ayda 100 lira verip herhangi bir kursa gidemem, düzenli olarak bu masrafı yapabilecek durumda değilim.

ve kendimi şu ara, geçtiğimiz yıla oranla çok daha kötü hissediyorum. artık sokağa çıkıyor, okula falan gidip insanlarla iletişim kuruyorum. bunları gavurların deyişiyle gayet "smooth" bir şekilde yapabildiğimi, sandığım kadar weirdo olmadığımı görünce seviniyorum. ama sorun şu ki, ben hala gece 2'de film veya maç izleyeceğim zamanlarda heyecanlanabiliyorum sadece.

hatta şimdiden metrolara, metrobüslere binerken kendimi kurbanlık koyun gibi hissetmeye başladım. dışardan izleyip özendiğim insanların içine girince canım sıkıldı. çok derin bir boşluk hissediyorum 2-3 yıldır ve bir türlü dolduramıyorum. daha 20 yaşındayım amk.

***

ergen diyebilirsiniz, zaten ergen olduğumu reddetmiyorum. ama canım çok sıkılıyor. benim için en büyük sorun okuldu. gencecik olmama rağmen okula gitmiyordum. e artık dersleri de takip ediyorum. şu gün vizeye girsem 70-80 çakarım, öyle şahaneyim. ama okul hayatımda hiçbir şeyi değiştirmedi. hareket, enerji falan hala yok.

böyle durumlarda siz ne yapıyorsunuz? nasıl atlatıyorsunuz ya da atlatabiliyor musunuz? güneş de battı ya duygu kastım, hüzün kastım. normalde word'e falan yazıyorum ama bu sefer sizinle paylaşayım dedim, zaten yapmadığım iş değil.

noluyo yani şimdi, böyle şehir hayatı mehir hayatı diye öğütülüp gidiyo muyuz? e öğütülmesem napcam sanki dünyayı mı kurtarıcam? özel birisi değilim. ama bu kadar "kontrollü" olmak, bu kadar sığır olmak da istemiyorum. portakal suyu satmak ya da sakin bir kitap kafe işletmek gibi ılık götlü hayallerim, fikirlerim yok. ama bu kadar klasik olmak zorunda da değiliz hiçbirimiz.

çikolata istiyo musunuz veriyim mi?

 
durumum yoktu okuyamadım.

evet hayatımda bir boşluk var. sebebiyle ilgili şüphelerim olsa da düşünmemeye çalışıp o yokmuş gibi davranıyorum.

durumum olunca gelir okur editlerim bi ihtimal.
  • 111111  (08.10.14 18:48:40) 
yazıyı okurken acaba "pescador mu bu?" dedim, harbiden de öyleymiş. çok depresifsin sen. neyse, soruya geçelim:

hayatımda boşluk vardı ama gelecek kaygısından, ne yapacağını bilememekten, ve bu ikisi yüzünden kaygılanıp hiçbir şey yapmamaktan, vaktimi boşa harcamaktan kaynaklanıyordu. sonra bir şekilde hobi edinmeye çalıştım (sinema-edebiyat en büyük hobim, diğer isteklerime maddiyat elvermiyor), gelecek konusunda kaygılanmayı bıraktım, öğütülmemek için çabalayacak olmama rağmen büyük ihtimalle az-çok öğütüleceğimi kabullendim. ha bir de kedi edindim. gerçekten insanın tüm stresini, kaygısını alıyor.

yani biraz kabullenerek, biraz kendimi meşgul tutarak doldurdum o boşluğu. zor değil aslında ama cidden istek olması lazım içinde. heyecan aldığın şeylerin üzerine git, hobi edinmeye bak derim. vaktini öldürecek değil, değerlendirecek şeyler yap.
  • lesmiserables  (08.10.14 18:55:25 ~ 18:58:18) 
benim yaşım 25. 3 sene önce senden daha kötü haldeydim sonra hayatıma biri girdi. bana ilgi duyan biri. ben ne kadar yüz vermesem de o ilgi göstermeye devam etti. yazıştık görüştük 3 sene boyunca birlikteydik ama ben hala o olsa da olur olmasa da modundaydım. geçen hafta o pes etti bunu bile sordu bana sence devam edeyim mi etmeyeyim mi diye. kendimi bi bok sanıp sen bilirsin dercesine cevapladım. gücü kalmadı, bıraktı. 3 sene önce senden daha kötü haldeydim yazmıştım ya şimdi o 3 sene önceki mutsuzluğuma dönebilmek için herşeyimi verebilirim. şu an 1000 misli daha kötü haldeyim ve nasıl bu hale geldim bilmiyorum. bastırılmış duygular yüzünden olabilir.
sen dökülünce ben de döküleyim dedim. bi alakası olduğundan değil.

  • louismadsen  (08.10.14 19:26:15) 
olmaz mı, var tabii ki. önümü göremiyorum ben, çıldırıcam bu sebepten. go with the flow kafasına bi türlü ulaşamıyorum. çok mu şanssızım, gerizekalı mıyım artık anlamadım ama bütün planlarım göçüyor. şu an bulunduğum durumda harcandığımı hissediyorum. bunu artizlik olarak şeyapmayalım ama, gerçek bu. beni belli şartlarda bi yere tıktılar, çıkarmıyolar gibi. kaçmayı başarırsam ne ala. artık da o kadar bezdim ki, değiştirmek için çabalayamıyorum bi süredir.

bunların yanında bi de sevgi eksikliğinden ölücem. odun ötesi bi ailem olduğu için ben de öyle oldum. ne onlardan sevgi görüyorum ne de ben kimseye sevgi gösterebiliyorum. sevemiyorum da zaten. arkadaşım bile yok lan doğru düzgün. bi kaç tane seçilmiş insan var çok şükür, onlar da olmasa ömrümü sürekli aynı koltukta oturup çay içerek falan harcayacağım yani. geçenlerde de mesela bi adam beni seviyo gibi oldu da inanıp algılamam epey uzun sürdü. piç ettim gerçi o işi de neyse. ooy dağlar.

böyle yani. içimde bi boşluk var. kafamda bulutlar. sürekli soruyorum "naapıyosun?!" diye. cevap alamadım kendimden henüz. mutlu olabilmek için de daha gerizekalı olmak lazım sanıyorum. sen de kafan çalıştığı için böylesin. insan içine karışmışsın, bi halta yarar sanmışsın ama olmamış. neden? çünkü insanlar insanlıktan çıktı, kimseden kimseye hayır yok. hayat da çok saçma zaten. ben de geç ergenlik yaşıyorum herhalde. her şey, herkes o kadar mantıksız ki beynimi söküp atıcam yakında.


çikolata yedim, çay var mı?
  • bxgx  (08.10.14 19:45:02) 
var, lustralle


  • lcnkr  (08.10.14 21:34:39) 
var. okuyarak, izleyerek daha dolu hissedebiliyorum. yaşadığımız hayat fazla gerçek.


  • sayns  (08.10.14 21:49:05) 
boşluk var olmaz mı yav o boşluk 2-3 yıl değil bende resmen 20li yaşlarımı boşa harcadım hatalarım çok benim kontrolümün dışında gelişen olaylar da oldu. 20li yaşların başında asosyalliğin dibine vurmuştum evden çıkmadan internet başında günlerimi geçirdiim mal gibi.. geçen günn meraktan ekşi ankette sordum 20li yaşlarınızı nasıl geçti diye :) sen küçükmüşsün en güzel dönemdesin iyi değerlendir 20-25 yaş arasını. bi de o yaşlarda depresyona çok sık giriliyo ergenlik durumalrı filan biliyorum aman dikkat! ben hala kurtulamadım. şu interneti azaltsak iyi olacak nasıl yapcaz bilmiyorum


  • tirt star  (08.10.14 21:50:08) 
hayatinda bosluk olmayan serefsizdir.

kafayi mesgul ediyorum popom kuru kaliyo. bosluk hissediosan yeterince dallanmamissindir hocu, vur ha vur ilgi alaninin hobinin dibine.
  • hjarteblod  (09.10.14 17:14:16) 
[]

otelde yaşayanlar var mı?

düzenli olarak otelde yaşayan insanlar var mı? yani sürekli aynı şehirde olsa bile ev kiralamaya/almaya üşenenler falan? hep merak etmişimdir bunu. çok zengin olsam, bir günlük işlemler için üşenip koca bir sene otelde kalabilirdim gibime geliyor. var mı benim gibi arıza ve benden farklı olarak zengin insanlar?




 
Babam bi süredir yaşıyor


  • shejia  (08.10.14 17:43:02) 
(bkz: metin uca)


  • sparkle kiddle  (08.10.14 17:43:03) 
arada bir kalıyorum.

ist.dayım, arabam yok, malum trafik ve yakalar arası uzaklık nedeniyle ihtiyacım olduğunda (ayda 6-7 gün)kalıyorum.
ama genelde -tabii ki- butik oteller tercih ediyorum ucuz olsun diye.

çok param olsa kalmazdım, en sevdiğim semtten ev alır, aynı konforu sağlamaya çalışırdım, çalışanlarla falan.
  • jimjim  (08.10.14 17:44:28) 
Genelde eşyalı evler falan tercih ediliyor. Anahtar teslim, bir evde olması gereken her şeyin olduğu evler var ve otelden de ucuza geliyor. Onun dışında ben faturaydı, temizlikti uğraşamam diyen ileri seviye tembel/yoğun kişiler otel olayına giriyor. Biraz tuzlu oluyor tabi. Her otelin böyle kalıcı müşterileri vardır.


  • osurdum  (08.10.14 17:44:42) 
iç mimar bi arkadaşım var, şantiyelere gittikçe otel de kalıyor sürekli, bahsettiğim süreler 1,5 sene civarı


  • mirty  (08.10.14 18:11:53) 
son dört ayımı bi motelde geçirdim. ucuzdu.


  • norek  (08.10.14 18:16:37) 
Hiçbir şekilde ev hissi vermiyor hocam. Ruh yok, gelenin gidenin kabak gibi ortada, hoş bir yaşam değil.


  • brawler  (08.10.14 18:17:52) 
Yapan var. Hilton ankarada 3 ay staj yaptim sistemden 100 günden fazla kalan adamlar gözüküyordu sordum ne lan bu diye ev gibi kullanan adamlarmis ve sistem maksimum 100 gece gosterdigi icin 100 goruyormusum aslinda cok daha fazlaymis o sayi :p

Check balancelari 35 bin tl fln yaziyordu masallah dedim.
  • fransızkalanadam  (08.10.14 18:43:29) 
[]

şu şarkıda nick cave'in yanındaki adam kim?

ya bu nick cave & the bad seeds falan diyor, basit bir google aramasıyla ulaşabilirim de gibi ama yapamadım yani. birkaç isim çıktı, bakıyorum benzemiyorlar bu herife. şuradaki diğer abi kimdir necidir?

www.youtube.com

çok tanınan biriyse vurmayın lütfen, ben bilmiyom pek nick cave tarzı abiler.

 
blixa


  • John Finn  (08.10.14 01:30:14) 
abi ciddi misin? nasıl ya? blixa bargeld? oha. kör olmuşum haberim yok. 39288394 kez gördüm ben blixa'yı. nasıl blixa bu? :(


  • pescador  (08.10.14 01:30:59) 
he ya. sarkiyi soyleyen de o yine. 90'larin basinda boyle tipi.


  • John Finn  (08.10.14 01:36:14) 
hey allahım iyi bari adama benzemiş şimdi hıyar, tinerci gibi o ne öyle.


  • pescador  (08.10.14 01:37:10) 
[]

müzik zevkime uygun grup/şarkı önerecek site?

ya biliyorum bissürü var. ben zamanında bikaç yere üye olmuştum da hiç sevmedim. çok karışık, bissürü abuk subuk teferruatı var falan. benim derdim poser'lık değil, profil oluşturup aynı müziği dinlediğim karılara falan yazmak gibi bir isteğim de yok. "ben şunları dinliyorum" dediğim zaman, "bunu da seversin" diye öneride bulunması yeterli. bissürü programla, profille mrofille uğraştırmasın.

var mı bu tarz bildiğiniz bi site? ya 1-2 şarkı keşfediyorum, bir ay boyunca onları dinliyorum. sıkıldım. böyle böyle her ay sadece 1 ya da 2 yeni şarkı öğreniyorum resmen. ben istiyom ki çok daha fazla olsun.

sürekli duyuruya soruyorum işte şuna benzer şarkılar neler vs diye ama kusura bakmayın sizin önerileriniz de hep çirkin oluyo. yeni şarkılar, müzisyenler keşfetmek isteyen bu mağara adamına nereyi, hangi siteyi hangi platformu önerirsiniz?

 
www.pandora.com

türkiyeden açabilmek için gerekli bazı malzemeler var yalnız.
  • naberabi  (07.10.14 17:22:15) 
youtube. dinlediklerine göre mükemmel şarkılar öneriyor.


  • instant crush  (07.10.14 17:23:52) 
@instant crush, :) yok youtube çok daldan dala atlıyor. yani yine fena değil, orda da benzer şarkılardan bulduğum olmuştu ama onlarınki daha farklı bi filtre sistemi olsa gerek.


  • pescador  (07.10.14 17:27:21) 
jango, tastekid, hatta 8 tracks. şarkı değil de grup ve tarzdan yola çıkıyor tabi çoğu site.


  • instant crush  (07.10.14 17:32:45) 
  • soso  (07.10.14 17:33:02) 
[]

beldeki sorunun SADECE sağ ayağı etkileme ihtimali var mı?

dostlar malumunuz, sağ ayağım hakkında 824278429. duyurumu açıyorum. kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için kısa bilgi vereyim,

benim sağ ayağım 1 yıla yakın süredir yokuş çıkınca, hızlı yürüyünce falan iptal oluyor. normal yürüyünce de yarım saat falan yürüyebiliyorum, sonrasında zorlanma başlıyor. kontrol edemiyorum bayağı. korkunç bir ağrı saplanıyor ve kontrol edemiyorum, yani sağa sola yukarı aşağı oynatmak vs. mümkün olmuyor. öyle bacağımın ucunda sallanan bi parçaya dönüşüveriyor.

emg çekildik, röntgen çekildik, mr çekildik hiçbir şey çıkmadı. her şey normal diyorlar. ben bir de bel için fizik tedaviye gitmeyi düşünüyorum.

yani siz "yok etkilemez" deseniz de gideceğim zaten ama biraz moral motivasyon gaza ihtiyacım var. belimde bi şey çıkma ihtimali var mı? yani ordan çözebilir miyiz?

çünkü gerçekten çok sıkıldım lan yani olacak gibi değil. bayağı yürüyemiyorum ama bi şey de diyemiyorum çünkü teşhis yok. bildiğiniz ortopedik engelliyim aslında ama elimde hiç belge kağıt cart curt olmadığı için herhangi bi formda işaretleyemiyorum da.

 
Okumadim ama basliga cevaben var.


  • f_d  (06.10.14 21:26:08) 
@f_d, hocam nasıl mümkün oluyor peki? yani çok garip geliyo bana. belde bi problem var ama sadece sağ ayak bileğime vuruyor. diğer her yerim sağlam, sadece sağ ayak bileğimde problem var. öyle minik bi noktada da değil yani koca bilekte ve ayakta sorun var. tövbe estf. ne biçim iş yav.


  • pescador  (06.10.14 21:29:07) 
Iste bunlar hep sinir.


  • f_d  (06.10.14 21:31:24) 
sinirlerde problem yok ama. yani emg raporu öyle dedi.


  • pescador  (06.10.14 21:37:33) 
bel fıtığı zaten çoğunlukla tek ayağı etkiler.

beyin cerrahına gidin, bir de bel mr'ı çeksinler bence.
  • kibritsuyu  (07.10.14 07:07:21) 
yanlış anlamayın, artistikten değil de cidden bilmediğimden soruyom... bana ortopedist de bel için nörolojiye gitmem gerektiğini söylemişti.

1) belimdeki ağrı için neden nöroloğa gidiyorum? fizik tedavi ya da ortopedi falan bakmaz mı bel eğriliği, bel ağrısı gibi şeylere? benim hem eğrilik hem ağrı şikayetim mevcut bu ayağı saymazsak.

2) diyelim ki bel fıtığı dendi... ben gencecik adamım. spor yapmak istiyorum. çok değil bir sene önce köpek gibi koşuyoduk buz pistine gidiyoduk çinli gibi masa tenisi oynuyoduk. bunları bi daha yapamaz mıyım? tedavi yöntemleri nedir nasıl olur?

3) ya ayrıca gerçekten çok ilginç bir olay. sağ ayak bileğinde şiddetli, zaman zaman sol tarafta belli belirsiz bir ağrı mevcut. sebep ne? bel. tövbe estağfurullah yav ne kadar garip garip şeyler. her gün yeni şeyler öğreniyorum, teşekkür ederim allahım ama artık sağlıklı olsam hiç fena olmaz bence
  • pescador  (07.10.14 14:48:35) 
1. nörolog bile değil. beyin cerrahı. niye? çünkü ayaktaki ağrı, beldeki sinirlerin sfıtık nedeniyle veya başka bir nedenle sıkışmasından kaynaklanıyorsa sinirler iele beyin cerrahisi ilgileniyor. zaten ortppediye, fizik tedaviye gitmişseniz de arayıp bulamamışlarsa onların yollaması lazım bir de beyin cerrahına gidin fıtık var mı baksınlar diye. ya da onlar muayene eder, fıtık bulguları varsa yine gönderir.

2. hayır sadece dikkat etmeniz gerekiyor, spor yapamazsınız diye bir şey yok. ama bel için zararlı sporlar önerilmez sadece. bel fıtığınız tedavi edildikten ve bel kaslarınız güçlendikten sonra istediğiniz sporu yapabilirsiniz. olsa olsa halter, ata binme gibi sporlar önerilmez. hatta bisiklet, yüzme gibi sporlar özellikle öneriliyor.

3. beyinden çıkan parmak kadar kalın bir sinir var. omurganın içinden geçiyor ve her noktada dallanıyor, kimi kollara gidiyor, kimi bacaklara gidiyor. beynin emirlerini elimize kolumuza bu sinir iletiyor. omurgadaki disklerden biri pırtlayıp bu sinirin bir yerini sıkıştırınca nereye giden dalı sıkıştırmışsa orada problem yaşanıyor. sağ ayak bieğine giden sıkışmışsa o sıkışığı çözmek gerekiyor. durum basitse fizik tedaviyle, egzersizle düzeltiliyor. yok patlamış, sıkışmış fıtıksa ameliyatla o pırtlağı alıp siniri rahatlatıyorlar.
  • kibritsuyu  (08.10.14 13:54:35) 
[]

dexter'a başlayayım mı, güzel mi?

bu zamana kadar öyle pek öldürmeli, aksiyonlu dizi izlemedim aslında. ama severim o tarz işleri. breaking bad en sevdiğim dizilerden örneğin. başladığım diziye fena sararım, bayağı vakit harcarım. sadece izleyerek de değil yani ıncığını cıncığını araştırırım bissürü. bitti sanırım dexter, o açıdan daha güzel. direkt bütün bölümleri indirip gömerim, aşırı doz mis.

izlenir mi sizce nefis dizi mi nasıl?


 
izlediğim en iyi dizilerden birisidir.


  • Sskywalkeremre  (06.10.14 19:13:12) 
son bölümü hariç güzel


  • ykyt  (06.10.14 19:16:05) 
harika dizidir.


  • zam sampiyonu domates  (06.10.14 19:17:43) 
İlk iki sezon bağımlısı olursun. Gerisi için garanti veremeyeceğim.


  • meredith  (06.10.14 19:19:16) 
kesinlikle izle. ben bb'den daha çok sevdim sanırım. gönlümde yeri ayrıdır.


  • vejeteryanvampir  (07.10.14 01:17:05) 
[]

sesi kontrol edebilmek doğal bi yetenek mi yoksa çalışınca oluyo mu?

ya bana yıllardır diyorlar işte çok baslı sesin var çok güzel sesin var falan çok gtüm kalkıyor gaza geliyorum. şarkı söylemeyi falan da severim aslında. tam duygusal şarkı söylemelik adamım bence. ama şöyle bi sorun var ki his veremiyorum. yani ses güzel iyi de langır lungur, sesli metni vurgusuz okuyanlar gibi yardırıyorum. his veremiyorum dediğim şey, yani sesim alçalıp artmıyor. hani oluyor da, hisli olmuyor işte. 4-4-2-1-1-6 şeklinde gidemiyorum ses tonu olarak. rakamları kendim uydurdum öyle. elin oğlu ustalıkla ondan ona zıplarken ben 4-2-1-6-3 falan yapıyorum. tutturamıyorum çünkü.

bu şey eğitimle mi oluyor? yoksa "e eğitimle olsa herkes vokalist olurdu aq" mı dersiniz?

ismek'in falan yok mudur mesela bu tarz bi kursu? ya da uygun fiyatlı başka bir yer istanbul'da? bunu denemek isterim ama çok para verebilecek durumda değilim açıkçası.

veya seslendirme de olabilir, onu da çok önerdiler ama kursları çok pahalı. gidemem öyle şeylere. seslendirmenin bana getirisi ne ki ben şu öğrenci halimle gidip 2 bin küsür lira vereyim kursa.

 
belli bir süre müzikle uğraşınca oluyor o, özellikle şan dersi olmasına da gerek yok.


  • king lizard  (06.10.14 16:50:32) 
@king lizard, müzikle uğraşmak derken? bol bol şarkı mı söylemek lazım, müzik mi dinlemek lazım, bir enstrüman çalmak mı lazım? ne olunca oluyor? yani konu şarkı dinlemekse, çok dikkatli dinlerim ben sevdiğim tüm şarkıları. en alttaki enstrümana, sesteki tüm iniş çıkışlara kadar hepsini kendimce analiz etmeye çalışırım. ama kendim söylediğim zaman öküz gibi oluyor affedersin.


  • pescador  (06.10.14 16:52:53) 
İsmekte şan dersleri var galiba kontrol etmeyi öğretir diye düşünüyorum.


  • kendi kendine yasayan yavrucak  (06.10.14 17:02:39) 
Bol bol muzikle ugrasinca ancak kibariye gibi ben nota bilmem kulaktan okurum dersiniz. Bi defa san dersi almaniz lazim, armoni ve nota biliyor olmanizda arti. Muzisyenlerin seslerini acmak diye tabir ettigi sey diyaframi acmak aslinda, nefes tansiyonu yani. Onuda yaparsiniz sarki soylemeden once, yavas yavas adim atmis olursunuz boylece.

Bu arada seslendirme deyip gecmeyin. Her ne kadar dublaj eskisi kadar cok olmasada ulkemizde yine yetenekliyseniz para kazanabilirsiniz.
  • bruceandwayne  (06.10.14 17:06:42) 
şan dersi alınır tabii.


  • namus ninjası  (06.10.14 17:10:52) 
seslendirmeye gireyim demeyin. sesiniz muhtesem olsa bile sakın girmeyin. allah askına girmeyin. yeterince sikilen insan var zaten piyasada. gidin sarkı söyleyin abi. para falan kazanılmıyor bu isten.


  • ufukcel  (06.10.14 17:14:07) 
bunu dogal olarak hic bir egitim almadan yapanlar da var, o insanlara yetenekli deniyor. ama sarki soylemek kesinlikle ogrenilebilir birsey. senin san dersleri alman lazim namus ninjasinin dedigi gibi. san dersi veren yerler bul, veya ozel san hocasi tut kendine. oturdugun yere gore iyi bir san hocasi tavsiye edebilirim sana istersen ozel ders icin, senelerce benim hocam olmus biri.

egitimle olsa herkes vokalist olamazdi kimisinin sesi karga gibi, butun notalari tertemiz tuttursa da guzel duyulmaz. senin sesin guzelse umut var demektir ama.
  • gerard  (06.10.14 17:15:03) 
@bruceandwayne, benim önceliğim aslında her zaman seslendirmeydi. bu duyurudaki cevaplardan da yola çıkarak söyleyebilirim ki sanırım şarkı söylemek için uygun değilim. ha yine de bakacağım tabii.

seslendirme işine girmek için bile paraya ihtiyaç var benim canımı sıkan o. çalıştığı halde ay sonunu getiremeyen bir öğrenci olarak ben o kurslara bin lira veremem maalesef. sanırım türkü söylerken fark edilecek kadar muazzam bi sesim de yok yani. neyse bana ne, dünya mahrum kalacak onlar üzülsün ben ne üzülcem.

@gerard, özel şan hocası şimdilik fazla lüks olur benim için... ismek'in ya da başka bir kurumun ücretsiz ya da cüzi ücretli kurslarına bakacağım öncelikle. baktım ilerliyorum, ondan sonrası için düşünebilirim. çok da güzel olur.
  • pescador  (06.10.14 17:17:09 ~ 17:18:30) 
seslendirmeye girmek için paraya ihtiyaç yok. bolca bos vaktin varsa stüdyolara gidip ben bu isi öğrenmek istiyorum ne yapmam gerekiyor dersin. onlar da saatlerce burada oturup yapılanları izlemen gerek diyecekler. sabredip birkaç ay gidersen ufak rollerde denerler, yeterliysen rol vermeye baslarlar. ama bu isten para kazanmaya baslaman için en az 2 yıl, adam gibi para kazanmaya baslaman için de 6-7 yıl geçmesi gerek. çevren olmadığını hesap ediyorum çünkü zaten yakınlarında bu isle ilgilenen bir adam olsa onu görüp, haline acır ve bu ise girmeyi bile düsünmezsin.


  • ufukcel  (06.10.14 17:19:53) 
iyi bir vokal için eğitim şart beyler uzun uzadıya yazmaya gerenk yok. yoksa siker atarsın boğazını, eğitimsiz kasarsan.

not: müzisyenim.
  • e a p  (06.10.14 17:21:54) 
@cigerdelen, çok ağır konuşmuşsun resmen yahu :( o kadar da kötü değilim. yani bir sanatçı gibi dalgalandıramıyorum sesimi. onlara kıyasla odun gibiyim evet ama ses tonum, vurgularım falan normal bir insana göre daha iyi. ben bu konularda çok özgüvensizim normalde ama çok fazla insandan duydum bunu gerçekten. kafasını çevirip "ne güzel sesin var" diyen oldu yani düşün. ben de tam bir şerefsiz olduğum için diyorum ki imkanım varsa neden bundan para kazanmıyorum.

yani o dalgalandırma şeysi doğal yetenek mi yoksa çalışarak mı yapılıyor onu merak etmiştim aslında. eğitimle yapılıyor diyorsanız tamam, yaptım bilin!

blixa bargeld diye yola çıkıyorum ama ibrahim tatlıses olmam işalla.
  • pescador  (06.10.14 17:25:58) 
[]

anlatmaktan çekindiğiniz ama sizi çok üzen SAÇMASAPAN dertleriniz?

hani tam anlamıyla "derdini skeyim!" dedirten ne üzüntüleriniz var?

ben mesela acayip football manager oynamak istiyorum bu ara... ama fm 14 çıkalı çok uzun zaman oldu. eskimiş gibi geliyor bana. istemiyorum. fm 15'in çıkmasına da çok var. ayrıca rakipleri olmadığı için tekel olmanın avantajıyla her sene aynı şeyi koyuyorlar önümüze, hiç yenilik güzellik yok. fm oynamak isteyip de oynayamadığım, oynayacak olsam bile beğenmeyeceğim için aşırı üzülüyorum.

sizde var mı bu tarz skmelik dertler? :(

 
Beğendiğim grupları ergen poser tiplerin ağzından duyunca falan morelim çöküyor. ''sen ne anlarsın lan?'' diyorum, içimden tabi.


  • shejia  (05.10.14 21:21:54) 
new york yankees'in laci beyzbol şapkasını (hiphop olanlar değil fullcap mi deniyor herneyse) bulamamak 2 yıldır en büyük derdim. düzenli olarak olabilecek bütün mağaza avm leri geziyorum. (istinye foot locker gibi) abd ye gitme şansımda yok. gidenlerden komisyon vermeyi teklif etmeme rağmen pahada hafif olduğu için kabul eden yok.


  • yorumlu yorum  (05.10.14 21:24:06) 
@yorumlu yorum, şuraya baktın mı: shop.mlb.com

detaylı incelemedim ama NHL shop türkiye'ye gönderim yapıyordu. çok büyük ihtimalle burası da yapıyordur. gerçi aradığın cap burada var mı onu da bilmiyorum ama vardır bence.
  • pescador  (05.10.14 21:25:15 ~ 21:25:30) 
akıllı telefonu kenara bırakıp eski telefona dönemiyorum. sınav zamanlarında sürekli fakültenin, dönemin facebook grubunu takip etmem gerekiyor. 13 kişilik bir whatsapp grubumuz var amfide, işe yarar şeyler paylaşılıyor; lisedeki arkadaşlarla whatsapp grubumuz var, günlük kahkaha ihtiyacımı oradan karşılıyorum, akılsız telefona dönersem bunlara dahil olamayacağım. ama akıllı telefonun şarjının az gitmesi, çok kurcalayınca ısınması, bir şeyler yazarken ısıdan dolayı parmaklarımın rahatsız olması çok üzüyor beni. halbuki akılsız telefona dönsem 4 gün şarj etmem telefonu, ısınıp parmaklarımı da yakmaz. ama işte...

:(
  • vedat chili peppers  (05.10.14 21:29:16) 
yağmurun altında beklediğim duyurum var arkadaşlar kızdı sildim.


  • WrAiTh  (05.10.14 21:32:03) 
@pescador: kredi kartı kullanmayacak kadar zengin olanlardanım kardeşim. o sebepten alamıyorum ordan..


  • yorumlu yorum  (05.10.14 21:40:12) 
2 sene önce saçımı boyattığım tengi bir türlü tekrar yakalayamadım. bıya öncesi kızıldı. kızıldan dönünce o renk oldu. şimdi kahverengi ve olmuyor. tekrar kızıl boyatıp açsam saçım zarar görecek. yakın tonlarda dolaşıp duruyorum. ama bir türlü yakalayamıyorum :(


  • sheridans  (05.10.14 21:44:54) 
valizim kırıldı yeni valiz almam lazım. büyük boylarından. normalde 50 lira olan fiyata en düşük 85 lira çektiler bugün. bu ara çok para harcadığım için o kadar para vermek de istemiyorum. aslında şöyle iyi bir şey almak lazım ama onlar da 150 falan. 85 veremeyecekken o kadar hiç veremem ama dandik alınca muhtemelen o da kırılacak. sinirim bozuk bu duruma.


  • biyik  (05.10.14 22:12:07) 
www.1kadin.net
şöyle bir bota bir arkadaşım 200 lira verdi, bana dert oldu

  • facebook  (05.10.14 22:21:58) 
1 haftadır balta mı alsam pala mı alsam diye düşünüyorum,o kadar gerilim yaşadım ki. En son her ikisini de alacakken sevgilim istediğim modelde bi balta aldı,kurtardı beni.


  • me gusta  (05.10.14 22:44:25) 
var. amerika da yaşamaktan sıkıldım. herşey aynı, suni saygı gösterileri, sürekli özür dileyen insanlar, herşeyin şişirilmiş balon olması, en boktan şeye bile "great" sıfatının yakıştırılması vs vs..tr var aklımda, aksiyonlar ülkesi.


  • sumuklu asilzade  (05.10.14 23:47:15) 
Kültleşmiş rpg'leri ve bilumum old school rpg'yi oynamak istiyorum ama amk ingilizcem yok lan benim,bi bok anlamıyorum oynadığımdan. Sırf bu sebeple oymayamadığım,pc'ye indirip belki bir gün TR yama çıkar diye beklediğim bir çok oyunum var :(


  • birfincankahvedahaisteyenadam  (06.10.14 00:13:48) 
Dün trekking amaçlı dışarı çıkmıştık; ortamdaki eşofman, spor ayakkabı sahibi ve makyajsız tek kadın olmak garip bir his karmaşası uyandırdı. Aynı anda hem paspallığı, hem kendi bedeninde olmama isteğini hissettim. Zaten kimse yürüyemediği için yürüyüş iptal edildi, bütün gün eşofmanla orada burada oturdum.
Şunun gibi oldum
static.fjcdn.com
  • aychovsky  (06.10.14 12:46:08) 
ekmeği ve hamur işlerini kestim çok mutsuzum. sağlıklı yaşamaya çalışıyorum. acayip çikolata istiyorum ama yememeliyim diyorum. çikolata yiyemediğim için neredeyse ağlayacaktım.


  • rock n roll  (06.10.14 15:06:25) 
[]

şu gün savaş çıksa

mevcut durumumuzla ilgili olarak sormuyorum bu soruyu, o yüzden "çıkmaz yea" demeyin. çıktığını varsayıyoruz. suriye ultimatom vermiş mesela. bombaladık onları diyelim, resmen savaş ilan ettiler. biz de "gel amk piçi gel" dedik, strateji dehası kısa adam çıktı televizyona uzunla birlikte dedi ki beyler savaşa giriyoz.

bu durumda memleketteki asker hareketliliği nasıl olur? ne bileyim 18-40 yaş arası tüm erkekler askere mi çağrılır mesela? ya da mevcut orduyla girilir, savaşın gidişatına göre askerliğini yapmış olanlar ya da diğer gençler mi çağrılır grup grup? nasıl oluyo bu işler kanunu kitabı var mı?


 
Evet once mevcut asker, sonra gerekirse askerligini yapmis 45 yasa kadar herkes diye biliyorum ben.


  • icim urperiyor  (03.10.14 19:08:36) 
o işler öyle kolay değil. dediğin gibi topyekün bir savaş çıksa bile sefer görev emri olayına göre, ihtiyaç duyulursa askerlikle işi bitmiş insanlarda ihtiyaten çağırılır ama, sıra oraya gelene kadar ooo. zaten herkesi suriye tarafına cepheye nakledecek halleri yok.

ayrıca ben hakkari'de hudut birliğinde yaptım, sanıyorum benim gibilerin muafiyeti var.

neyse al mevzuat bu, ben üşenip okumadım istersen oku sorunun cevabı burda www.mevzuat.gov.tr
  • wilhelmwasmuss  (03.10.14 20:05:09 ~ 20:06:27) 
[]

star tv neden şifreli şu an?

bizde şu an şifreli. tottenham-beşiktaş maçının başlamasına daha dakikalar var. digiturkplay'den izliyorum şu an, reklam oynuyor. neden şifreli ki şimdi yani, erkenden şifreleyelim sonradan uğraşmayalım mı demişler nedir? ayrıca neden şifreli ulan bu maç, star'daki maça nasıl şifre giriyor?




 
İzlediğiniz platform nedir?


  • zekicalik  (02.10.14 21:53:59) 
televizyonda uydu yayını var hocam. ben pek bilmiyorum buradaki mevzuu, anneme sordum uydu-çanak dedi. yani çok büyük sorun değil, maçı digiturkplay üzerinden de izleyebilirim ama televizyona neden şifre giriyor onu anlamıyorum. bundesliga maçlarında falan da oluyor bu çok sinir oluyorum.


  • pescador  (02.10.14 21:57:20) 
kablo tv dışındaki yerlerden (uydu) izliyorsanız uluslararası maçlarda şifreye girer kanallar ama türk kullanıcılar için şifre yayınlarlar ücretsiz olarak. bunun sebebi, star tv'nin türkiye içindeki yayın haklarını satın almış olması ve yabancı bir ülkedeki insanın kendi ülkesindeki şifreli veya şifresiz kanaldan değil de türkiye'deki kanaldan izlememesinin ve yayın hakkının boşa satılmış olmamasının önüne geçmek.

örneğin süper lig'i bir alman kanalı almış olsun, şifresiz olarak versin her hafta. sen de türk kanalına para vermeden alman kanalı izle mesela, o zaman türk kanalı boşuna satın almış olur, sonraki yıllarda da o kadar para etmez zaten süper lig.
  • oymak beyi  (02.10.14 21:58:39 ~ 22:00:46) 
star tv hd ile kanal d ve samanyolu'nun hd'si hep beraber turksat yayınlarını iptal ettiler.

bakmadım ama normal star yayını açık olması lazım.
  • montauq  (02.10.14 22:02:40) 
Montauq+1


  • cedex  (03.10.14 06:40:19) 
[]

uc saatte kangren olunur mu?

ya gulmeyin. ayakkabim tam oluyor ayagima. sag ayagim bir sorun yuzunden biraz sis. bandaj ve corap da olunca ayakkabi sıktı biraz. onumuzdeki iki saat boyunca otobuste olacagim, bunca insanin icinde ayakkabi cikarmaktan cekiniyorum acikcasi.

ayagimi hala hissediyorum, uyusma falan da yok ama yaniyo. gerci hep yaniyo gerizekali ama ne bileyim. kangren olacak olsa yerimde duramam di mi?


 
bandaj corabin altinda, gorunmuyor. tutturma seysi yok, cikmasin diye corabi ustune geciriyorum.

bayagi geri cektim ayagimi, bi yere kadar cikardim. en azindan kan gidiyor simdi hissediyorum, ne rahatsiz edici his yau
  • pescador  (02.10.14 15:38:31) 
Üç saat 0 kan giderse kangren olursun, turnike ile boğucu sargı en fazla iki saat tutulur ki 10-20 dakikada bir açılır ona göre düşün.


  • Lim5  (02.10.14 16:21:50) 
çıkar, soran olursa bandaj var dersin. alabiliyosan bi yerden terlik al ya da muavinden iste.


  • seksen9  (02.10.14 16:26:26) 
kan pıhtısı falan olur ki kangren gibi o da bir problem.

bi de, kangren olsa kesinlikle yerinde duramazsın panpa tabii. ayıpsın.
  • namus ninjası  (02.10.14 16:45:15) 
ulan hani mukemmel yaratmisti allah bizi? :( demek gaza gelip ayakkabiyi cikarmasam ayaktan olacagim.

dusumu falan da yeni almistim. ayakkabi temiz, corap temiz. on koltukta surekli aglayan bebek kardesimiz ilgi odagi oldu zaten soyunsam kimse donup bakmaz.

acayip trafik var ha ona gore istanbullular. hadi yine iyiyim.
  • pescador  (02.10.14 16:51:21) 
arada çorabı sıyırır gibi yap bandajı göster ozaman kızmazlar..


ya kangren olmazsın sanmıyorum.. ayrıca çıkart herkes sen gibi düşünceli olsa keşke.
  • defnex  (02.10.14 17:06:42) 
[]

kalbe dokunan, söküp atan, tercihen ağır yabancı müzik

ne önerirsiniz? wilder wein, lethe'nin başı, einstürzende neubauten'in sabrina'sı falan gibi bir şeyler. baslı, piyanolu, kemanlı. mutsuzluklu şeyler.




 
i know it's over - the smiths

www.youtube.com
  • neferkitty  (30.09.14 22:59:14 ~ 22:59:53) 
Tom Waits şarkıları.


  • amelie poulain  (30.09.14 23:01:24) 
  • naberabi  (30.09.14 23:11:35) 
tom waits (özellikle "russian dance") +1

bir de bu...

www.youtube.com

bu da bonus,

www.youtube.com

final, klasik, scorpions;

still loving you...ya da daha güzeli, may i mayh be you...
  • otoriter  (30.09.14 23:12:47) 
Journey - of a lifetime

Aglama garantili
  • halitkin  (30.09.14 23:23:03) 
death/black metal dinlemişliğin varsa, vokali rahatsız etmezse;
www.youtube.com

ayrıca;
www.youtube.com aklıma geldi.
  • mahone  (30.09.14 23:32:17) 
opeth - ending credits
death - voice of the soul

  • papillon7  (30.09.14 23:33:01) 
  • spirit crusher  (30.09.14 23:53:55 ~ 01.10.14 13:20:57) 
Bu iyi gider bence; www.youtube.com


  • shejia  (01.10.14 00:41:18) 
[]

yan etkiler içinde yazmayan bir şeyin görülmesi mümkün mü?

doktorumun özellikle yan etkisi bayağı az olduğu için verdiği, günde 300mg kullandığım bir ilaç var. etken maddesi moklobemid, sosyal fobili hewal ilacı. şeker gibi, çok sevdim ben şu zamana kadar tek bir yan etkisini görmedim. ne mide bulandırır ne baş ağrıtır ne dikkat dağıtır (hatta daha bile dikkatliyim) falan acayip tatlı bir ilaç aslında.

ancak bu sabah, saçma bir şekilde, kafamda intihar düşüncesiyle uyandım ve gün içinde, hiçbir sebep olmadığı halde mutsuz gezdim. yaramaz bir velet "İNTİHAR ETSENE!" diyerek bam güm zıplıyor kafamın içinde sabahtan beri. zihnim böyle bir şey yapmayacak kadar berrak ancak sürekli aklımın bu fikre gitmesinden çok rahatsızım.

yan etkiler arasında intihara meyil falan yok ancak "çocuk ve gençlerde antidepresan kullanımının intihar düşünce ya da davranışlarını arttırma ihtimali bulunmaktadır. varsa etrafınızda kullanan kollayın, bakın arada bi şeyler yapmasın" şeklinde bir not var. ben kemik yaşı olarak falan gencim, bundan mı kaynaklı olay?

en önemlisi de, geçici midir bu? 1-2 haftaya falan toparlar mı? ilaçtan genel olarak çok memnunum çünkü, değişsin istemiyorum. daha ağır ya da farklı, 120 tane yan etkisi olan bi şeyler kullanmaktan çekiniyorum işin açığı.

ek: bugün ikinci haftaya giriyorum, onu eklememişim. prospektüste etkisini ilk hafta içerisinde gösterdiği yazıyor, hiç plasebo etkisi falan demeyin slklar.

 
Yan etkiler uzun çalışmalar sonucu belirleniyor. Ama bir ilaç piyasaya çıktıktan sonra da yeni yanetkiler ortaya çıkabilir. Doktora bildir.


  • sutlu nescafe  (29.09.14 19:06:12) 
en kısa zamanda bir psikiyatriste ya da doktoruna görün.


  • siradisi00  (30.09.14 01:04:29) 
[]

hayalinizdeki yaşam nasıl? kafanızda kurduğunuz ideal?

nasıl bir hayat isterdiniz? ama böyle sıradışı sayılabilecek şeyleri sormuyorum. yani işte büyük bir sanatçı olmak, ülke ülke dolaşmak isterdim tarzı değil. günlük hayatınız, eviniz işiniz gücünüz nasıl olsun isterdiniz onu soruyorum. "e o da böyle olsun isterdim ulan" derseniz tamam, o şekil yazabilirsiniz.

ben kendimi mesela çocukluktan beri takım elbise giyip ofiste veya limanda çalışan, iş arkadaşlarıyla hafta sonu pub'a gidip maç izleyen, futbol menıcır oynayan, evli barklı bi' herif olarak düşünürüm. veya bunun bekar versiyonu. bekar olan küçük ama lüks bir evde yaşıyor. evli olan daha mütevazı bi' yerde.

bu mesela sıradanlıkta çığır açmış bir yaşam tarzı ama beni çok mutlu ederdi açıkçası. şimdi fortuna düsseldorf'un maçı bitti de aklıma geldi öyle sizinkileri de merak ettim. oralarda benim hayalimi yaşayan birisi vardır kesin. üzüldüm şimdi amk ben acıbadem'de oturuyom

 
ben ülke ülke dolaşmak isterdim ama sürekli değil. yani sürekli değil derken, uzun aralıklarla. akademisyen olup 3-4 yılda bir şehir/ülke değiştirerek yaşamak istiyorum. ya da aslında akademisyenlik şart değil de, böyle 3-4 yılda bir yer değiştirip farklı ülkeler/kültürler görmek istiyorum.


  • turakin  (28.09.14 16:52:55) 
daha az çalışıp daha çok gezeceğim bir tarz isterim ben. günde 2 saat falan çalışayım yeter, hiç çalışmamak da olmasın. Artık çalışmaya nasıl alıştıysam :) neyse ye iç gez toz bir yaşam tarzı


  • biturluaklagelmeyenadam  (28.09.14 17:07:45) 
valla ben de duygularımla mantığım bi adamda buluşmuş olsun, onunla evlenmiş olayım isterim. öyle evlenip salmış tiplerden olmayayım. giyinip süslenip işime gideyim falan.. zeki çocuklarımız olsun, güzel de yetiştirelim onları. çok aşırı paramız olmasına gerek yok, sıkıntı çekmeden yaşayalım arada yeni yerler görmeye gidebilelim yeter. stressiz, huzurlu falan diye saymama zaten gerek yok. böyle..

şu ansa sevmediğim bi şehirde, fikirlerimin hiç uymadığı ebeveynlerimle yaşıyorum ve sevmediğim bi işte çalışıyorum. yalnızım da. ama olur bence ya, neden olmasın ki?
  • bxgx  (28.09.14 17:20:43) 
Şimdiki işimin patronları daha namuslu insanlar olsun, ben de seyahatlere çıkayım eğitim ve konferanslar için. Kadınları daha çok adam yerine koysunlar. Yoksa işimden memnunum sanırım. Özel hayatta da, beni dinlemekten, benimle sohbet etmek hoşlanan (benim de aynı şekilde) biri olsun isterdim. Evlilik çok uç geliyor yaşım ileri olmasına rağmen. Güzel soruymuş cevaplamak umut verdi kalbime, sağol meister


  • shiranai  (28.09.14 17:25:04) 
isteğim buradaki firmamızı almanyaya taşıyıp hayatıma tekrar oradan devam etmek. (20 sene önce türkiyeye dönmüş bir aileyiz)

olacak olan ise babamın kurmuş olduğu bu firmayı hiç bir yere kıpırdatamayarak istanbulda düzensizlik, kibirlilik, hoşgörüsüzlük içinde devam edeceğim.
  • c1b2k3  (28.09.14 17:26:43) 
artık umutlarım kalmadı ülke ülke dolaşmaya, ne biliyim çılgınlıklara falan. yaş ilerledikçe gerçek dünyaya dönüyor insan. çoğu da böyle oluyor zaten. büyük bir çoğunluk dünyayı dolaşamayacak, zengin de olamayacak, vedat milor veya ayhan sicimoğlu'nın gibi bir işe de sahip olamayacak! sistem böyle :)

neyse benim artık en büyük hayalim ne bileyim ev almak, motorsiklet almak. belki evlenmek. düzenli, sıradan, normal bir hayat yani. en büyük atraksiyon motorsiklet olur heralde :) haftada bir rakı içmeye çıksam yeter.

hatta listeleyelim en ekstrem şeyleri;
-haftada 1 rakı
-motorsiklet sahibi olmak. buna bağlı olarak belki bir çevre de olabilir.
-şehirdışında bir ev. prefabrik falan da olur. ya da arsa alıp kendim de yaptırabilirim. gördüm 50, 60 a yapıyorlar sahibi olduğun arsaya. 2 katlı falan. az buçuk bahçeli.

bunlar normal bir işin yanında istediklerim. normal bir işten kastım 8 saat çalışabileceğim bir memuriyet. :)
  • secilmis uye  (28.09.14 17:30:23) 
Buna çok yakın aslında. Değişecek olan şey bu gece olacağı gibi çok uyku borcuna girmemek, bir de şehir daha neşeli, daha sıcak ve metropol olmayan bir şehir olursa hiç fena olmaz. Gerisini ben hallederim.


  • aychovsky  (28.09.14 17:35:16 ~ 18:10:09) 
daha açık görüşlü bir ülkede yaşamak isterdim, ne bileyim sevdiğim insanla evlenebileyim mesela. bir de çok büyük bir şehir olmasın, 1-2 milyon nüfuslu en fazla. onun dışında, doktora yapayım, sonra da alanımla ilgili, ar-ge'de işe gireyim (burada yine adam gibi ar-ge'si olan bir ülkede yaşama gerekliliği doğuyor)

bir de aslında burada yapabileceğim şeyler var, misal hep düzenli ve ciddi olarak koşmak istemişimdir. eğer becerebilirsem bir kere maraton koşmak isterim. daha aktif ve doğayla iç içe bir yaşam tarzı diyelim o zaman.
  • peki madem  (28.09.14 17:58:05) 
hayalim gibi yaşıyorum
sabah 7 öğlen 3 çalışıyorum
maaşım güzel
sevdiğim / beni seven bi eşim var
ev araba sağlık herşeyimiz var
maşallah nazar değmesin
  • basond  (28.09.14 18:02:56) 
yurt dışında (berlin, amsterdam, londra) yaşayıp orada bir cafe açmak isterdim. bana aylık kemiksiz 12.000 euro (londra ise pound) gelir getirsin yeter fazlasında gözüm yok.

öyle arabaya falan da meraklı değilimdir bisikletime biner evden işe işten eve gidip gelirdim.
  • elektr10  (28.09.14 18:09:32) 
eve geldikten sonra kırmızı buzdolabından biramı alıp yudumladığım bi hayal ile sınırlandırmışım hep kendimi.


  • akatreil  (28.09.14 18:20:08) 
haftasonu tatilli akiam erken çıkmalı bol maaşlı iş mutlu bir aile haftasonları aileyle sürekli gezi planlayabileceğim bir yer


  • bluebey  (28.09.14 19:43:18) 
@capitatum yorum/nick diyorum kapitalizmin bi üst evresisin :)) güzelmiş


  • bluebey  (28.09.14 21:51:11) 
her hafta manyak bir sey yapayim istiyorum ben. meselam:

-wingsuit le base jumping
-okyanusta sea kayak
-zipkinla avlanma
-kitesurfing
-heliskiing
-snowkiting
-deltakanatla akrobasi
-planorle akrobasi

boyle seyler. boyle seyleri yapan insanlarla arkadaslik edeyim, o camialara mensup olayim. zamanla bir tanesini digerlerinden daha cok severim duzenli yaparim diye dusunuyorum. arkadas cevrem de bunlari yapan insanlardan olusur, ayni kafada bi tane de sevgili yaparim daha ne. boyle seyler yapabildigim surece nerede yasadigimin onemi yok.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (28.09.14 21:56:36) 
[]

gitsem mi gitmesem mi? gitsem bi türlü gitmesem bi türlü... [derdimiskym]

ya ismek'in bi kursu vardı gitmeyi çok istediğim. ön kaydı yaptırmıştım ama yeri çok ters kaldığı için sürekli erteledim kesin kaydı. bugün kayıt için son gün. ama şöyle bir sıkıntı var ki kontenjan zaten dolmuş olabilir. zira "kontenjan 18, ön yeterlilik için başvuru sayısı 48" yazıyor sitede.

aradım sordum dedim yer doldu mu, asilden girebilir miyim, ben onu şu an göremiyorum amirlerimizin bakması lazım gibisinden bir şey söyledi. şimdi duş al git gel falan 2 saat sürecek. ve yedekten girersem, ki bu girememek olur, çok üzülürüm.

bu 48, başvuru yapan kişi sayısı değil mi? eh bunların 18'i de kaydını tamamlamıştır herhalde? bana sıra gelmesi mümkün değil. ya bi ihtimal, belki bi şeyler vardır olm gitmeden karar verme diyorum ama diğer taraftan, bugün halletmem gereken bissürü iş var bununla 2 saat de şeyapmak istemiyorum.

gidiyim mi? :(

 
Git ya işin ne. Hareket olur miskinliğini atarsın.


  • shiranai  (28.09.14 13:27:25) 
hacı evde oturup vicdan yapacağına git. Hava da yağmurlu hem ne güzel hava alırsın


  • mirty  (28.09.14 13:32:24) 
ulan önümde 50 kişi varmış ya nasıl üzüldüm. ama haklısınız gideyim her türlü. iyi dedin, montumu da giyip tin tin giderim. gelince de yemeğimizi yer, odamızı toparlayıp ütümüzü ve ödevlerimizi yaparız. ooh mis.


  • pescador  (28.09.14 13:34:23) 
bence git. fırsatın nereden doğacağı belli olmaz. otobüste bu kurstan üzgün üzgün dönerken biri seni keşfedip oyuncu bile yapabilir. örnek abartı tabii ki ama fırsatın ne zaman nereden çıkacağı belli olmaz sen git.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (28.09.14 13:34:39) 
[]

bu sahne friends'ten mi?

hatun jennifer aniston sanki, peki dizi/film friends mi? hatırlayan var mı şurayı?

img-9gag-lol.9cache.com


 
friends, öbürü de kız kardeşi.


  • uzdeniz  (27.09.14 23:36:26) 
friends, s09e08


  • ufukcel  (27.09.14 23:36:54) 
evet, rachel (jennifer) ın kardeşi o dekoratörüm diyen.


  • mayaa  (27.09.14 23:37:19) 
evet friends'ten rachel' ın gıcık bir kız kardeşi vardı. ziyarete geliyordu.


  • cok iyi yol  (27.09.14 23:37:28) 
[]

vücudunuzda hiç beğenmediğiniz, bu ne yav dediğiniz yerleriniz?

veya özellikleriniz neler?




 
her yerim sağlıklı maşallah her yerim güzel geliyor beğeniyorum vücudumu.


  • basond  (27.09.14 21:43:25) 
götüm, çok dışarı çıkık. bir erkek olarak rahatsızlık verici.
kulaklarım, yelken kulak.

  • baldur2  (27.09.14 21:45:44) 
kıllar.(bacak, göğüs) Hepsinin ta a..


  • rodriguez2  (27.09.14 21:46:50 ~ 21:47:06) 
el ve ayaklarım. ince uzun olmasını isterdim ama küt :D


  • secilmis uye  (27.09.14 21:47:13) 
burnum (biraz büyük)
açılan saçlar
nispeten kalın baldırlar
kepçe kulaklar(saçımı kısa kestiremiyorum)
  • cok iyi yol  (27.09.14 21:47:49) 
Kollarim, bacaklarim. Hakkaten "bu ne yaw?" diyorum. Ince cunku.


  • delifaruk  (27.09.14 21:49:09 ~ 21:49:24) 
biraz göbek var, onu sevmiyorum


  • rock n roll  (27.09.14 21:49:23) 
burnum kemerli, sevmiyorum.


  • xenophobe  (27.09.14 21:53:24) 
saçlarımın yapısını hiç sevmiyorum. ince telli ve düz. dalgalı ya da kıvırcık, kabarık olsun isterdim.


  • sayns  (27.09.14 21:58:12) 
ön saçımın ortasında alnın birleştiği yerde iki yara izi var saçım o yüzden erken şekil almıyor.


  • WrAiTh  (27.09.14 21:58:36) 
burnum iğrenç bence. gıdım çıkıyo bi de arada. zapzayıf insanda neden gıdı olur anlamış değilim.


  • harekatamiri  (27.09.14 21:59:48) 
en beğenmediğim şey kesinlikle göz altı morlukları (k.rengi aslında) nefret ediyorum desem yeridir, ki çok az şeyden nefret ederim.
bir de aslında orantılı bir vücudum var kendi içinde idare ederim ama daha uzun ve kıvrımlı olaydım iyiydi. yani benimki genel bir memnuniyetsizlik durumu burun/kulak vs. yaptırıp kurtulacak gibi değil:D

  • niye ama  (27.09.14 22:01:53) 
ben de saçlarım düz olsun isterdim. bu ne amk böyle bi kase wax sürmezsen kuş yuvasına benziyo. uzatıyosun olmuyor, kısa tutuyosun olmuyor. duştan çıkınca o nemle saçlarım düz oluyor ya, yeminle aynaya bakıyorum 10 kat daha yakışıklıyım o şekilde. sonra kuruyor yine samanlığa dönüyor. allahtan dökülmüyor ama bir de dökülürse o saçları bana veren genlere laflar hazırladım.

he bi de sakalım eşşek kadar adam oldum hala tam çıkmadı. bıyıklarımla sakallarım birleşmedi hala. o top sakal kısmını tamamlayan ara var ya hani, o bende yok. geri kalanı normal çıkıyor orası çıkmıyor. e sakal bırakıyosun tam değil, kesiyosun surat ayna gibi oluyor amk.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (27.09.14 22:05:00) 
ellerim küt kütmüş. ben çok seviyorum, bence öyle değil ama söyleyenler oldu.


  • [silinmiş]  (27.09.14 22:11:12) 
Burnum kemerli = en sevmedigim, gozlerim kucuk minnak, cenem kemikli degil, kafam biraz kucuk, ayak isaret parmagim bas parmagimdan uzun, bu pek batmiyor ama yine de ne bileyim iste. Dik duramiyorum o var, hafif kifozda oturu. Goguslerim ufak. Bu galiba bu kadar


  • KadifeDevrim  (27.09.14 22:11:54) 
baldır kasım yok benim. dizden aşağıda içeride olan kaslar işte.. hiç yok. onun yüzünden ayak bileklerim ince görünmüyor.


  • innerbliss  (27.09.14 22:18:34) 
Uyluk kemiğim çok uzun. Ağırlık sporlarında büyük handikap.


  • arnold schwarzeneger  (27.09.14 22:20:12) 
Kulaklarım büyük, bacaklarım kalın ve parmaklarım da küt olmasaydı diyorum. Haa küçükken saçlarım da dümdüz olsa diyerek umutla uyanırdım her sabah. Gerçi bu yok artık.


  • umutsuzevjınıkı  (27.09.14 22:38:22) 
Gözlerim bozuk ama gözlük çok yakışıyor bana (öyle diyolla) Yani gözlüksüz ben bile kendimi düşünemiyorum (çocukluktan beri kullanırım) bu sebepten ameliyat bile olmuyorum.. Boyum uzun değil 1.75 belki bu var ha bir de ayaklarım taraklı. Evet soruya cevabım ayaklarım taraklı bu nedir yav? Nalet gi


  • sorumvarbenim  (27.09.14 23:03:09) 
çük hariç her yerim belki bi de biceps hariç.


  • emm  (27.09.14 23:13:58) 
kaşlarım yaaaa :((


  • duyond  (27.09.14 23:39:05) 
Helal sana @pescador.

Uzun boyuma rağmen kocaman ayaklarımı sevmiyorum ben. Ellerim de kocaman ve yillardir eritemediğim göbeğimi sevmiyorum. Gerçi boyumdan dolayi siritmiyor şanslıyim
  • eylul  (27.09.14 23:43:48) 
[]

kurumayan çamaşıra sinen iğrenç koku

evet yine başladık. çamaşırları sadece odamda kurutabilirim ama odaya astığım zaman kurumuyorlar. dün akşam asmıştım mesela hala az da olsa ıslaklar ve daha da önemlisi bu leş nem kokusu oluşmuş.

nasıl giderebilirim bunu? daha doğrusu, bir dahaki yıkamada nasıl kurumalarını sağlayabilirim? pencerenin yakınına koy denmiş ama zaten kış geldi buz gibi hava, yine de kurumasına yardımcı olur mu? ya en nefret ettiğim şey bu, odada kurumayacaksa napcam şimdi?

edit: oha makinaların en ucuzu 1000 lira :(

 
siz çözüm olarak bundan sonra çamaşırlara zarar vermemesi şartıyla yüksek devirde çalıştırmayı öneririm.


  • teknikekip  (27.09.14 15:32:03) 
makinayı yüksek devirde çalıştırma işini başka yerde de okumuştum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. üzerinde hiçbir tuş-düğme vs. yok onunla ilgili. nasıl yapabilirim onu? program ve derece seçip basıyom ben, bi' de işte hızlı yıkama, süreyi kısaltma tuşları falan var.

@truman, ben astığımda odanın her yeri kapalıydı. çamaşır askısını camın önüne koysam, cam sürekli açık kalsa, hava soğuk falan olsa bile kurur mu dersin? kurumazsa ne yapacağım hiç bilmiyorum, bu da sonuç vermezse her yıkama için çamaşırları başka birinin evine mi asacağım. pih.
  • pescador  (27.09.14 15:52:11) 
saç kurutma makinesi sahiden işe yarar. cılk ıslak değillerse ve sabit bir nemliliğe ulaşmışlarsa tabii. kısa süre içlerine tutup o sıcağı atana kadar nem bırakmaları bir nebze kolaylaştırır kurumalarını.


  • namus ninjası  (27.09.14 16:01:24) 
sac kurutma makinasiyla olmaz o is. bir suru elektrik yakar, 2 ayda kurutma makinasi parasini elektrige verirsin. benzer sekilde utu de cok yakar. acil kurutulmasi gereken 1 parca icin kullanilir ama dedigim gibi acil durumda.

benim annem yaz kis evin icinde kurutur camasiri. yapman gereken cok basit. sabah evden cikarken as camasirlari, camin onune yakin olsun, cami da acik birak (kapiyi kapat da ev arkadasindan kufur yeme ev soguyunca)

sakin gece yatarken asma camasirlari, kisin nemden hasta olursun.

gunduz evden cikarken as aksam gelene kadar kurur.
  • earthsea  (27.09.14 16:59:17) 
[]

vergiye bağlamalı, diplomatikli oyun

bu tarz bir oyun oynayasım var da hangisine başlasam bilemedim. europa universijıajsfkslfs var, total war falan var, sanırım sid meier var falan o tarz bir şey istiyorum. total war çok bozmuş diyorlar. siz hangisini önerirsiniz/oynarsınız/seversiniz? mümkünse abuk subuk bug'ların olduğu, gtünde donu olmayan şehir devletlerinin artistik yapmadığı tutarlı bi oyun olsun.




 
bence dönem tercihine göre crusader kings 2 ya da europa universalis 4.


  • king lizard  (26.09.14 22:16:36 ~ 22:16:51) 
civilization 4 beyond the sword


  • turk mavisi  (27.09.14 00:08:48) 
[]

yirmi santim damarlı

yahu bu "damarlı"nın olayı ne? neden böyle bir şeyi belirtme ihtiyacı hissetmiş mesela ilk belirten arkadaş? daha güçlü ve sağlıklı falan gösterdiğine inanıldığından mı nedir yani? neden KOL gibi falan değil de DAMARLI?




 
Igrendim yav.


  • delifaruk  (26.09.14 22:04:20) 
tırtıklı prezervatifle aynı mantık galiba..


  • defnex  (26.09.14 22:04:25) 
Puro ister misin.
Sana istersen benim puroyu vereyim. Damarli.

Sigara ister misin damarli..

Boyu kac? (baligin mesela)
Yirmi santim. Damarli ;)


gibi biseyden gelmis olmasi mantikli.

Ya da tirtikli prezervatif mantigi +1
  • ibomiu  (26.09.14 22:12:20) 
daha bi seksi mi geldiğini düşünüyor, iktidar sahibi olduğunu mu belirtiyor acaba? gelmişini geçmişini sikebilecek kapasite vardır damarlıysa bi de.


  • [silinmiş]  (26.09.14 22:18:01) 
bir istatistiki araştırmaya göre kadınlar damarlı penisten daha çok hoşlanıyorlarmış.

kaynak veremem, okuyalı çok oldu ama amerikalı kadınlar arasında yapılmış bir araştırmaydı.
soru şu:
peniste en çoktan en aza doğru aşağıdaki özellikleri beğeni sırasına koyunuz:

istatistik sonucu:
1 - damarlı
2 - kalın
3 - uzun
4 - kısa

diye hatırlıyorum.
  • siradisi00  (26.09.14 23:03:07) 
[]

solculardaki heyecan çok yapmacık ve komik değil mi?

solcu gardaşlarım yanlış anlamasın, genel görüş anlamında ben de sola yakın bir insanım. ama mesela bugün bizim okulu ışid'ciler basmış, kavga mavga olmuş, olayı sözlüğe aktaran arkadaş BİR DEVRİMCİ ÖĞRENCİ YARALANDI falan yazmış.

bu basit bir örnek. her olayda böyle bu adamlar. dünyayı kurtarıyormuş havaları. bi bana mı eğreti geliyo bu? ya da niye böyle yapıyo bu çocuklar? bir arkadaşımız yaralandı falan dese olmuyo mu ynai? sürekli bi savaş hattındaymış tripleri falan çok ilginç.


 
onlar savaşı çok yanlış anlamış çakma solcular evet bir savaş var ama böyle değil. büyüyünce geçer.

solcu zaten başlı başına benim aklımda bir çakmalık uyandıran bir kavram zaten niyeyse.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.09.14 19:35:07 ~ 19:39:44) 
bazen insanlar o anki coskulariya yanlis/abartili/eksik kelimeler secebiliyor kullanabiliyor.
sadece solcularda degil tum herkes icin bu boyle.

  • kutsalbok  (26.09.14 19:37:10) 
değil. sana komik gelir çünkü solcu değilsin, adamlar inanmışlar da ondan öyle yapıyorlar, "bi arkadaş" demeleri için devrimci olduklarına inanmamaları lazım.


  • Demet  (26.09.14 19:40:21) 
@kutsalbok, anlık heyecan değil abi her yerde böyleler. dergilerini falan okuyorum, adamlar silahlanmaktan call of duty oynarmış gibi bahsediyor mesela. nasıl silahlanırız, silahlanırsak ne olur, ne çeşit bir örgütlenme var ya da olacak vs. hiç ama hiçbir şey yok. dükkan yağmalayıp HALKIN HİZMETİNE AÇTIK, KAMULAŞTIRDIK falan diyorlar jsfj ne biliyim devrimcilik bu değil ya

@demet, üniversitede afiş asıp eylemlere katılmak "devrimci" olmak için yeterli mi yani? çatışma bugünlük bitti yazmış mesela adam. sanki her gün ışid'le topla tüfekle çatışıyorlar. arbede çıkıyor, bunlar savaş raporu yazıyor resmen. çok abartıyorlar.
  • pescador  (26.09.14 19:41:25 ~ 19:42:31) 
Genel anlamda ayakları yere basmayan hayalci insanlar oldukları doğru. Ve komik.


  • yarmasimo  (26.09.14 19:41:38) 
@kutsalbok, anlık heyecan değil abi her yerde böyleler. dergilerini falan okuyorum, adamlar silahlanmaktan call of duty oynarmış gibi bahsediyor mesela. nasıl silahlanırız, silahlanırsak ne olur, ne çeşit bir örgütlenme var ya da olacak vs. hiç ama hiçbir şey yok. dükkan yağmalayıp HALKIN HİZMETİNE AÇTIK, KAMULAŞTIRDIK falan diyorlar jsfj ne biliyim devrimcilik bu değil ya

@demet, üniversitede afiş asıp eylemlere katılmak "devrimci" olmak için yeterli mi yani? çatışma bugünlük bitti yazmış mesela adam. sanki her gün ışid'le topla tüfekle çatışıyorlar. arbede çıkıyor, bunlar savaş raporu yazıyor resmen. çok abartıyorlar.

Bu iki paragraf birbiriyle çelişmiyor mu sence de? Yukarıda silahlanmak diyorsun aşağıda afiş asmak, abartıyorlar diyorsun??

Solcularla uğraştığınız kadar hükümetle, sistemle uğraşsaydınız onlar da bu kadar yırtınmak zorunda kalmazlardı. Bir de sola yakın bir insanım diyorsun, kendini yanlış tanımışsın bence.
  • Demet  (26.09.14 19:46:01) 
istanbul üniversitesinde okudum, arada tartışmalar çıkar gruplar birbirine bağırır çağırır özellikle "afişimizi sökmeyin" temalı tartışmalar yaşanırdı. kenarda oturur sigaramı yakar telefondan sözlükte de takip ederdim, zannedersin ki insanlar birbirini öldürüyo ama canlı izliyodum bi bok olduğu yoktu bi ekip bi tarafta diğer ekip diğer tarafta ortalarında da çevik beklerdi. he bazen büyük olaylar olmaz mıydı tabii ki olurdu ama çoğunlukta hikayeden mevzular.

şimdi mezun oldum, tahmin ediyorum yine biri ötekinin afişini sökmüştür filan ya da afişinin üstüne afiş asmaya yeltenmiştir bilmem ne onun üzerine olaylar olaylar. zaten ışidci muhabbeti de bu aralar prim yapıyo.

he sadece solcular mı abartıyo? bence hayır ama solcuların muhabbetleri biraz daha komik geliyo samimi olmak gerekirse.
  • mosakale  (26.09.14 19:46:44) 
Sadece solcularda değil bu. Dandik bi ülkenin başbakanına, cumhurbaşkanına dünya lideri demek de böyle.

Üstelik "solcular" derken bişeyCİ olduğunu söylüyorsunuz, devrimci de öyle bi şey. Devrimi savunan, bunun için bi şeyler yapan kişi demek işte.
  • fadetoreality  (26.09.14 19:50:24) 
@demet, ne alakası var ya? bir yerde adamlar silahlanalım deyip saçmasapan kafalarına göre konuşuyorlar diyorum, ikinci örnekte okuldaki afişten bahsediyorum. bunlar tamamen farklı iki örnek, niye çelişsin? ayrıca silahlanalım demek mi devrimcilik yani şimdi, bunu ben de diyebiliyorum? anlatmak istediğim şey bu adamların hiç temeli, fikri falan olmadan HADİ ŞUNU YAPALIM gazıyla hareket etmeleri.

ben ne olduğumu, neye tepki göstermem gerektiğini biliyorum. emin ol senin kadar tepki gösteriyorumdur hükümete. hiçbir halt bilmeden millete böyle laf çakmıyor musunuz ayar oluyorum. afiş asıp devrimcilik oynamaya, arbedede yaralanıp kendinize gazi muamelesi yapmaya devam edin o zaman. "solcu" dediğiniz buysa ben zaten kendime solcu demiyorum.

uyuz olduğum tavır bu işte. dünyayı kurtarıyorsunuz sanki amk. biz de mal değiliz görüyoruz memlekette ne olup bittiğini. biz de protesto ediyoruz, biz de kendimizce bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama böyle millete tepeden bakıp kendimize DEVRİMCİ demiyoruz. ilkokulda müzik dersinde flüt çalıp kendinize müzisyen falan da demiş miydiniz?
  • pescador  (26.09.14 20:05:35 ~ 20:06:48) 
hee şimdi anlaşıldı bak sinirlenince asıl düşüncelerin çıktı ortaya, sen adamları resmen kıskanıyorsun be :D bir de siz diye konuşmaya başladın ben örgütlü falan değilim, sadece yapmaya çalıştıkları şeye saygı duyuyorum. o sana saçma gelen şeyler nedeniyle insanlar ömür boyu hapse mahkum oluyorlar bu ülkede ve bunu bile bile yapmayı göze alıyorlar. bir "afiş asmak" sana göre nedir ki? ama insanlar ömürlerini çürütüyor bir afiş asmak yüzünden. başta kardeşlerim yanlış anlamasın dedin sonra içindeki kini kustun nasıl iş bu ben anlamadım? yukarıdan bakan yok, o kadar cesaretin varsa sen de yap kıskanacağına.

"anlatmak istediğim şey bu adamların hiç temeli, fikri falan olmadan HADİ ŞUNU YAPALIM gazıyla hareket etmeleri." bu cümle nasıl bir saçmalık mesela? nerede böyle birşey gördün? temeli, fikri olmadan ne demek? Gerçekten dergilerini hiç okudun mu? okumuş olsan böyle boş keseden sallamazdın çünkü. tabii ki gazlar, tabii ki heyecanlılar, kimi liberaller gibi içleri geçmiş mi olsalardı? o şekilde devrim mi yapılır? dergilerde gaz verirler ama fikirlerini de anlatırlar, seninki algıda seçicilik olmuş.

edit: başlığı açarken herhalde "hadi gelin solculara giydirelim" modundaydın, destekleyenler de olmuş ama aksini savunan çıkınca keyfin kaçtı, niye bu kadar hiddetlendin "değil mi?" diye soru sormuşsun hayır bana göre değil diye cevap veriyorum ben de. senin yaptığın şeylerle onların yaptığı şeylerin aynı olmadığını anladığında kafan rahat edecek bence.
  • Demet  (26.09.14 20:17:10 ~ 20:20:18) 
Bak şurada buna benzer bir şeyler tartışılmıştı:

www.eksiduyuru.com
  • johan sebastian  (26.09.14 20:19:32) 
Demet, ben okudum. Çoğunu 16 yaşındayken yazabilirdim. Bak o zaman şunu oku bakalım bu da mı dandik de okuyayım tabii internet linki olursa sevinirim bi dergi almak için bi ton yol tepmeye vaktim yok şu aralar.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.09.14 20:22:05 ~ 20:23:22) 
evet.


  • rubenanyukov  (26.09.14 20:23:03) 
evet demet, okulda sol bildiri dağıtıp afiş asan çocukları çok kıskanıyorum... çok erişilemez bir konumdalar çünkü, her gün "gelin siz de bize katılın" diyoruz ama hiç iplemiyorlar.

dergilerini de okudum evet. algıda seçicilik falan değil. 100 sayfa varsa 60'ında aynı şeyleri yazıyorlar. sürekli büyük harfler ve ünlem kullanmalar bilmem ne. devrim ergenlerin değil düşünebilen vakur adamların işi. beğenmediğin, içi geçmiş liberal dediğin tipler hiç değilse devrimcilik oynamıyor ve gerçekten bir şeyler yapıyor. hah diyeceksen işte afiş asmak için hapis yatan insanlara devrimci diyeceksin. sağda solda şekil yapıp sokak kavgasında yaralanınca kendini nimetten sayan heyecanlı tiplere değil.

daha kimden bahsettiğimi bile anlamamışsın ama saçmasapan atıp tutuyorsun. ben kimseye neyi inandığımı ya da neci olduğumu ispat etmek veya göstermek zorunda değilim. afiş asmamamın, herhangi bir oluşuma dahil olmamamın sebebi de işte senin gibi afiş asınca kendini nimetten sayan tipitipler. bakkala git ekmek al desek almazsınız amk.
  • pescador  (26.09.14 20:23:31 ~ 20:25:35) 
Evet solcular komik dedigin gibi. Demet te buna bir örnek :)


  • dafuq  (26.09.14 20:40:53) 
@mimikikili bu videoyu sen bana önceden mesaj ile göndermiş miydin ?


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.09.14 20:41:20) 
@demet, öncelikle senin amına koyayım diye giriş yapıp bana düzgün konuşmamı söylüyorsun? beyin komple gitti herhalde.

liberalleri savunmuyorum. devrimin ergen ve heyecanlı adamların işi olmadığını, beğenmediğin liberallerin bu ergenlere kıyasla daha çok uğraştığını söylüyorum. sen bunu liberalleri savunmak olarak algılıyorsan bilemeyeceğim. kaldı ki, siyasi görüşüm sola yakın dedim diye bu liberalleri savunmayacağım anlamına gelmiyor. siyah veya beyaz olmak zorunda değiliz, gri de olabiliriz. liberallerin aq, faşistleeeer, yaşasın gomünizm demediğim için "liberal savunucusu" olduğumu düşünmüş olabilirsin tabii, sizin kafanız öyle çalışıyor çünkü.

örgütlü ol ya da olma, kafa yapısı olarak farkınız yok.
  • pescador  (26.09.14 20:51:12) 
beyler hepinizin amına koyayım devrime bi şey olmasın. sakin olun lan biraz, bence sakin kafayla oturup genç ve heyecanlı solcuların yaptıklarını ama özellikle internette yazdıklarını kim okusa güler, bu kadar net.


  • mosakale  (26.09.14 20:52:35) 
@pescador sabahtan beri benimle konuşurken her cümlenin sonuna "amk" ekliyorsun, karşında kadın var ayıp olmuyor mu sence de? onu bile anlatamadım ya neyse, heyecanlı gençlerle uğraşadurun siz, tek derdimiz onlar kaldı çünkü.


  • Demet  (26.09.14 20:57:24) 
çok fazla sayıda cümle kurdum ve bunların sadece ikisinin sonunda amk var. ve bu amk'ların ikisi de şahsa küfür değil. buna karşılık sen ne hikmetse "bir kadın olarak" cümlene öncelikle senin amına koyayım diyerek başlamakta sakınca görmüyorsun. ilginç. neyse, konuştuğumuz/tartıştığımız konu bu değil.


  • pescador  (26.09.14 21:00:29) 
ülkede sol mu var da tartışıyorsunuz?


  • air  (26.09.14 21:00:41) 
öncelikle o olayda devrimci bir öğrenci yaralandı zaten. bu cümlede garip olan ne onu anlamadım. sonrasında ise inaanlar inandıkları ve uğruna emek harcadıkları birşeyi anlatırken heyecanlanabilir. bu bazen ayakkabı olur, bazen iş, bazem aşk vs. bunda da garip birşey yok. eleştirdiğin insanların çoğu inandıları şey için hayatlarını riske atıyorlar. burada hayattan kastım 'can güvenliği' değil sadece. eğitim hayatları, kariyerleri, aile yaşantıları vb. ve bu konudan bahsederken ateşli olmaları çok normal. asıl ateşli olmazlarsa gülmek lazım bence.


  • sheridans  (26.09.14 21:03:48) 
@pescador sen bana deyince sorun olmuyor da "bir kadın olarak" ben sana deyince mi sorun oluyor anlamadım? sen birebir bana söylemiyor olsan bile bana hitaben yazdığın cümlelerin sonuna ekleyince bayağı sinir bozucu oluyor haberin olsun.

@sheridans sonunda beni bir anlayan çıktı.
  • Demet  (26.09.14 21:09:34) 
bi de şöyle bir durum var. onların heyecanlarını içerenler çok sakin bir ortamdan ve ruh halinden yapıyorlar bunu. ama örgütlü bir insanın bir haftada kaç kere 'karşı grupla' tartıştığını, ayda kaç kere gözaltına alındığını, stantlarının kaç kere dağıtıldığını, afişlerinin kaç kere söküldüğünü bilmek lazım. onlar sürekli heyecnlılar çünkü sürekli adrenalinlerini yükseltecek birşeyler yaşıyorlar. bi de maraş, sivas, berkin derken öfke de hiç bitmiyor haliyle. benim tanıdıklarımdan birçoğunun ailesinde bu devlet tarafından katledilen bir can var. ondan bu sürekli savaşta olma hali. öyle yani


  • sheridans  (26.09.14 21:22:23) 
benim anlamadığım "bir devrimci öğrenci yaralandı" bu cümleden nasıl "dünyayı kurtarıyormuş havası, savaş hattı tribi" gibi anlamlar çıkarmayı başardın :)


  • olurnedenolmasin  (26.09.14 21:48:39) 
hemen altında "bu sadece basit bir örnek, her olayda böyleler" yazdım. onu da okuyaydın keşke. karşıt grupla kavga ediyorlar, DEVRİMCİ YARALANDI oluyor sonra. bunun normali dövüşüyoduk/saldırdılar, arkadaşımız yaralandıdır. anlatmak istediğim şey bu. okulda afiş asarak, karşıt grupla kapışarak DEVRİMCİ olamazsın. insan utanır şunu söylerken. milletin ağzına sakız olmuş kavramlar. ne güzel.


  • pescador  (26.09.14 21:53:05 ~ 21:54:08) 
Devrimciyim diye gezenlerin hepsi ergendir. Liberalizm siker, bunu da seve seve kabul edecekler devrim falan olmayacağını anlayınca. Belki sesli olarak söylemeyecekler ama kabul edecekler. Aha bu Demet de edecek. Ortamlarda gene sol komünizm Che falan diye gezerler kendi kendilerine.


  • i was made for you  (26.09.14 21:58:23 ~ 21:59:56) 
Bunun sebebi solcular arasındaki üslup farklılığı. Devrimci öğrenci kalıbını kullanalım mı, kullanmayalım mı konusunda bile bazen tartışma çıkabiliyor. Ben olsaydım "Bir üniversiteli cihatçı grupların okula saldırısı sonrasında yaralandı" söylemini kullanırdım.

Onun haricinde, şu üstteki açıklamamı yazdıktan sonra tartışmaya şöyle bir baktım da, bok etmişiniz resmen, küfürler, hakaretler gırla havada uçuşmuş. Duyuru ovası ergen yuvası.
  • sevgikusunkanadinda  (26.09.14 22:04:37) 
@i was seni ve senin gibilerin hepsini solcular siksin diyeyim daha da ne diyeyim bilmiyorum. sizin gibi gerzekler için boşuna yırtınıp duruyorlar o konuda hemfikiriz.

www.youtube.com
  • Demet  (26.09.14 22:16:37) 
şimdi ben sadece basit örnek verdim her olayda öyleler vs. muallak bi kavram. net konuşursan onuda değerlendirelim ama gel kabul et bu örnek gerçekten saçmalık. yani buradan bu anlamı çıkarman abesle iştigal başka birşey değil.

devrimci kelimesine çok ulvi anlamlar mı yüklüyorsunuz orada mı devreler yanıyor anlamadım ki ? devrimci demek en basit haliyle devrimdem yana olan insan demektir. bi grup propaganda faaliyeti yürütür işte afiş asar, bildiri dağıtır dergi/yayın satar vs. diğeri eline silah alır. bunların tamamı devrimci faaliyetler ve bu eylemlerde bulunan arkadaşlar devrimcidir. eğer böyle değilse ne yaparak devrimci olunur bi anlatın hele standartları neymiş bizde öğrenmiş olalım :)
  • olurnedenolmasin  (26.09.14 22:44:27) 
solcunun avrupalısı, doğulusu, amerigalısı olmaz. sol dünyada tektir.


  • bigl0rd  (26.09.14 22:55:34) 
devrimcinin tanımı basit: devrim yapan kişiye devrimci denir. yüz yıldır süregelen aktiviteler devrimci mi yapıyor yani sizi? o zaman cemaatin adamlarından ala devrimci yok, onlar da çok uğraşıyor bir şeyler için?


  • pescador  (26.09.14 22:56:35) 
@pescador indirgemeciliğin dibine vurdun, ben de sabahtan beri kime birşey anlatmaya çalışıyormuşum, boşa çaba. ekşi sözlükten başka bir de gerçekten dil öğrenmek için kullanılan sözlükler var tavsiye ederim, türkçe ile başlayabilirsin.


  • Demet  (26.09.14 23:01:21) 
cevapları tam okumadım da bana da yapmacık gelir o tripler. ama özünde yapmacık değil. daha doğrusu içlerinde olmadığımız için böyle düşünüyoruz işte. sadece solcular da değil esasında, en basitinden bir futbol takımını neredeyse ölümüne sevmek, sahiplenmek de baya saçma ama milyonlar benimle aynı fikirde değil. nitekim onların da içlerinde olsam şu anki gibi düşünmeyecektim büyük ihtimalle. dolayısıyla bize ilginç gelmesi pek bir şey ifade etmiyor. ben de başkalarına yapmacık ve komik gelebilirim misal. bundan doğal şey yok.


  • soso  (26.09.14 23:12:41) 
yani bu durumda senin mantığınla deniz, mahir, ibrahim ve bu mücadelede tanınmış diğer kişiler devrimi gerçekleştirememiş dolayısıyla devrimci değildir ?
bu böyle birşey değil konuyu gerçekten çok yanlış anlamışsın. hele bi kavramları öğren konu hakkında bilgi sahibi ol sonra fikir üretirsin üzerinde tartışır konuşuruz.

  • olurnedenolmasin  (26.09.14 23:15:41) 
asfhsafjkas üniversitede bildiri dağıtan, kadıköy'de gazete satan adamlar diyorum herif gelmiş bana mahir diyor deniz diyor ya. tamam birader siz devrimcisiniz, savaşıyorsunuz mücadele ediyorsunuz helal süper böyle devam. siz olmasanız işimiz yaş.


  • pescador  (26.09.14 23:19:12) 
amacın anlamak mı dalga geçmek mi bilemiyorum. ama tüm iyi niyetimle anlamak olduğunu umuyorum. olurnedenolmasın çok net şekilde anlatmış aslında. devrim amacıyla faaliyetlerde bulunanlara devrimci denir. devrim yapmasına gerek yok yani. bildiri dağıtmak, afiş asmak, sizin beğenmediğiniz sesleriyle kolluk kuvvetlerine karşı durmak devrimci faaliyetlerdir. ve bu faaliyetlerde bulunan insanlar kendilerine devrimci diyebilir. kendini devrimci olarak adlandıran biri yaralanırsa 'devrimci bir arkadaşımız yaralandı' demekte de bir yanlışlık yoktur. neredeyse herşeyi 'sikmek', 'sikilmek' üzerinden anlatan insanlar olduğu için yorumların çoğunu okumadım. ama silahlı mücadeleden falan bahsedilmiş. türkiye'deki sol örgütlerin kaçını biliyorsunuz, kaçının içinde bulundunuz bilemiyorum. ama Türkiye'de silahlı mücadele veren gruplar da var. ama sen silahlanma fikrini de komik bulmuşsun. afiş asanları komik bulup, devrimcilik öyle olmaz diyorsun. ama silahlananları da komik buluyorsun. kısacası ne dediğini anlamadım ben.


  • sheridans  (26.09.14 23:31:50) 
Türkiye'de solun (hatta Türk solunun) bir kimliği yok. Her kendine solcuyum diyen barış, özgürlük, kardeşlik, daha aydınlık yarınlar gibi şeyler söylüyor ama kimse ne, ne yapması gerektiğini biliyor, ne de ne istediğini biliyor. Küba'dan Rusya'dan devşirme ideolojilerle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Dünya'da hangi sol devrimci lidere bakarsan hepsi 'kendi' halkı için mücadele eden insanlar ama bizimkilere baktığın zaman kürtten çok kürt milliyetçiliği yapıyor.
Kürt solculuğunu ya da milliyetçiliğini (ki şu ortam da ikisi birbirinden farksız) sevmem ancak saygım var. Adamlar kendileri için uğraşıyorlar. Ve bir anlamda ne istediklerini biliyorlar.
Peki Türk solu ne istiyor?
  • air  (26.09.14 23:37:28) 
Son bir şey diycem. Devrimin, özellikle hatta sadece türkiyede ihtiyacı olan tek şey ve bence en faydalı devrimci hareket ne olurdu biliyor musunuz. sade vatandaşa devrim denen şeyin itlik serserilik olmadığını göstermek. yani bildiri meselesi yüzünden kavga edip dikkatleri üstlerine çekmek değil. kendileri bildiri dağıtıyorlar yine kendileri okuyorlar komikler valla. hiç ben sıradan bir insanın bu bildirilerden alıp da okuduğunu görmedim ama daha en başından kendini; sıradan insanların gözünde bu tür gereksiz kavgacı hiçbir sonuca ulaşmayan hareketler peşinde koşan anarşikler olarak gösterirseniz hiçbir amaca ulaşmaz o kavganız siz siz olun efendi olun çayınızı için konusu açıldığında da bu sistemle ilgili eğer üç kuruş bilginiz varsa bildiri dağıtmaya çalışmaktan azıcık kitap okumaya kendinizi geliştirmeye vakit ayırdıysanız işte o zaman o kişilere anlatın, zihinlerine birkaç yeni fikir sokun devrim denen şeyin adımlarını çok yanlış algılamış bu arkadaşlar. halkın iç bilinci oluşmadan bunlar bağıra çağıra bildiri dağıtarak halkı devrim konusunda bilinçlendirip yanlarına alabileceklerini sanıyorlar. sen halkın gözünde anarşiksin olum hangi amca dayı ya da kanka dinler senin lafını sen en başta onların gözünde onlardan değilsin bile sen anarşiksin çünkü sen kendi kendini "gomilist" ilan etmişsin. etme demiyorum ama nasıl edeceğini bil, kendini anarşik gomilist olarak bir kavgada ya da bir eylemde göstereceğine sürekli daha çok insanlara yeni fikirler aşılayan bir sosyalist olarak göster.

biliyorum sik gibi yazdım. ama zaten bu yazdıklarım kimsenin beynine girmeyeceği için burada, çünkü bu işler yazıyla olmaz, tek dertim içimi dökmekti o yüzden pek de umrumda değil anlaşılırlığı falan ikinci kez okumadım bile tek bir kelimeyi. hadi eyvallah.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.09.14 23:47:53) 
devrimcinin ne olduğu konusunda hem fikir olduk sanırım. yayın satışı konusunu küçümsüyor olman maalesef yine bu konuda bilgisizliğinden kaynaklanıyor. şöyle ifade edeyim bu ülkede dergi sattığı için (ki bu dergi mevcut kanunlar nezlinde yasal bi dergidir) öldürülmüş insanlar var. bildiri dağıtırken vurulup felç bırakılmış insanlar var. öldü diyorum ölümden daha ciddi birşey yoktur sanırım ? konunun ciddiyetini anlayabiliyorsun değil mi ? dergi satarken öldü. öldürüldü.

özetin özetini geçiyorum.
bi devrim hareketi temel olarak iki amaç güder. örgütlenmek, mevcut örgütlülük gücü ile düzeni değiştirmek.

şimdi düzeni değiştirme kısmını bi kenara bırakalım.
örgütlenmenin harcı propaganda yapmaktır. tüm siyasi hareketler propaganda faaliyetinde bulunur bu işin temeli bu.
takdir edersin ki devrimci arkadaşların ulusal kanallara reklam verme şansları yok, hazine yardımı almıyorlar. prime time zamanlarda ulusa seslenip dertlerini gayelerini anlatamıyorlar. otobüslerle kitle taşıyıp kumanya dağıtarak miting düzenleyemiyorlar.

dolayısıyla geriye küçümsediğin bildiri/gazete/dergi/afiş belki konser vb. dışında kitle iletişimi topluma ulaşma şansı kalmıyor. ve küçümsediğin bu basit faaliyetleri yaparken/yapmaya çalışırken dahi ölüyorlar.
  • olurnedenolmasin  (26.09.14 23:56:13) 
@sheridans, bu eylemlerin çoğunu içi boş bulduğumu söylemeye çalışıyorum. allah aşkına yani afiş asmak, bildiri dağıtmak kişinin kendini "devrimci" sayabilmesi için yeterli mi? tamam devrim yapmasınlar ama bu kadar basit de olmasın yani devrimci olmak. ben de afiş asarım, ben de bildiri dağıtırım, ben de gazete satarım. bu beni devrimci yapmıyor bence. "devrimci" sıfatını hak etmek bu kadar kolay olmamalı.

diğer arkadaşlar da yazmış zaten, bir şeyler için uğraştığı için takdir etmemizi beklediğiniz insanların çoğu ne için uğraştığından dahi habersiz. aynı şeyleri tekrarlayan, neye neden inandıklarını bile doğru düzgün ifade edemeyen gençler.

benim yazdığım silahlı örgütlerle değil de silahlanma çağrısıyla ilgiliydi. yürüyüş dergisi özellikle. ben hayatımda bu kadar saçma bir dergi görmedim. büyük harfler, ünlemler, her sayfada aynı şeyler, silahlanma ihtiyacından bahsedilmesi ama bu ihtiyacın hiçbir şekilde temellendirilememesi... yani silahlanıyoruz da neden? silahlanıp ne yapıyoruz? adamlar diyor ki silahı alıp mücadele verelim. ya şimdi eline silah alıp polise saldırmayı düşünen adamlar mı devrimci? bunlar mı akıllı, rasyonel?

bu arkadaşlar hayallerde yaşamasa, gazla yaşamak yerine makul düşünse zaten ortaya bir şeyler koyar. afiş asmaktan, mal mal SİLAHLANMALIYIZ!! naraları atmaktan daha faydalı işler yaparlar. gerçekten bir şeyler için emek veren insanları ayrı tutuyorum. benim derdim, ülkücülerle kavga edip savaşa girmiş gibi caka satan, okulda ortam kasan anarşist denyolar. ve kusura bakmayın ama komünist dediğiniz adamların %90'ını bu güruh oluşturuyor memlekette.

n
  • pescador  (26.09.14 23:56:32) 
@pescador dünyadan bihabersin şu saçmalıklarını okudukça dumurdan dumura koşuyorum arkadaşım yürüyüş'ü çıkaran zaten Türkiye'deki en güçlü silahlı örgütlerden biri, adamlar silahlı mücadeleyi savunuyor. silahlanalım demeyecek de ne diyecek? ayrıca o dergiyi zaten düzenli olarak dağıttıkları insanlar için çıkarıyorlar, o yüzden her sayıda yeniden ne amaç güttüklerini anlatmaları saçma olurdu. nitekim sadece siyasi dergiler değil hiçbir dergi böyle birşey yapmıyor. he sen indirgemecilikten başka birşeyden anlamadığın için sana özel 5 yaşında çocuk dergisi çıkarmaları gerek orası ayrı. arkadaşlar da ciddi ciddi anlatıyorlar yorulmayın boşuna.


  • Demet  (27.09.14 00:04:15) 
@demet, arkadaşlar bir şey bildiği için olacak ki anlatmaya çalışıyorlar. PFFF GERİZEKALI YHAA :S tribinden başka bir şeyin varsa, buyur sen anlat seni de dinleyelim. bu ne lan 50. kez oldu aynı şeyleri yazıp duruyorsun. en devrimci sensin git uyu hadi.


  • pescador  (27.09.14 00:06:22) 
@pescador anlatıyorlar da senin küçük beynine girdiği yok ki yazık diyorum ben de boşuna uğraşıyorlar. "gerizekalı" demekten başka yaptığım hiçbir açıklamaya cevap veremedin şimdiye kadar, buna ne diyorsun? 50. kez söylüyorum ki belki anlarsın diye.


  • Demet  (27.09.14 00:09:32) 
romantik devrimci diyorum ben onlara. sikindirik twitlerle dünyayı kurtaracaklarını zannediyorlar.

bak demet de iyi bir örnek olmuş bahsettiğin gruba burda zaten ^^
  • tescillimarka  (27.09.14 00:11:39) 
ahahhaha şu bana laf atan gerzekler de sanırsın ki her allahın günü meclis basıp yönetimi ele geçiriyorlar. kendi yaptıkları da buradan ahkam kesmekten başka birşey değil, milletin tivitlerine laf ediyorlar. sıkıldım valla ciddiyetsizliğinizden, ulan insan en azından çaba gösterenlere saygı duyar be, ama yok anca boş boş konuşun, hiçbir şeyden memnun olmayın, solcular bok, şunlar şöyle bunlar böyle. kendileri de şampiyon, allah ıslah etsin sizi.


  • Demet  (27.09.14 00:16:30) 
Bir şey demeyeyim diye çok direndim Demet "@pescador anlatıyorlar da senin küçük beynine girdiği yok ki yazık diyorum ben de boşuna uğraşıyorlar. "gerizekalı" demekten başka yaptığım hiçbir açıklamaya cevap veremedin şimdiye kadar, buna ne diyorsun? 50. kez söylüyorum ki belki anlarsın diye." demişsin ancak pescadorla kavga edip, "bunu nereden çıkardın", "nerden belli" haricinde bir şey demedin ki. Hangi açıklamalardan bahsediyorsun?


  • air  (27.09.14 01:00:24) 
afiş asmak, bildiri dağıtmak göründüğü kadar basit şeyler değil ne yazık ki. aslında dışarıdan bakınca çok basit görünüyor. öyle de olması lazım. eline sprey boya alıp yazılamaya çıkar herkes, ne var ki bunda?! ama öyle değil işte. arkadaşında bahsettiği gibi ölenler, hapis cezası alanlar, okuldan uzaklaştırılanlar/atılanlar var. en basiti okuldan atılmaksa bile büyük saygıyı hakediyor bence. ve evet, bunları yapanlar devrimci.

çoğu neye inandığını bilmiyor demişsin. kendini solcu olark tanımlayan çok insan vardır, kimlere denk geldin bilmiyorum. denk geldiklerin içinde haklı olabilirsin. ama çok ciddi sol örgütler var bu ülkede. bizim bilmememi onların olmadığı anlamına gelmez. yanlış örnekler üzerinden değerlendirme yapıyorsun bence. hiç kimse gerçekten inanmadan bu yola çıkacak kadar cesur olamaz. hayatını sikip atmak öyle kolay değil (ben de 'sikmek' üzerinden tanımlama yaptım).

bildirilerin amacı tabi ki örgütlenmeyi sağlamak. ama buna illa ki sokaktan geçen insanları örgüte dahil edicez diye bakmıyorlar. bir bildiri öncelikle onları gaza getirmeli. o öfke sıcak tutulacak ki gözaltından çıkınca yemek yemeden yeniden afiş asabilsin. sonrasında bu gruplara yakın olanların dikkatini çekmek lazım. bildiğiniz üzere görünürde çok fazla sol örgüt var. bu jargona hakim olanlar o bildiriler sayesinde hangi örgüt tam olarak ne olduğunu anlıyorlar.

söylenecek çok şey var daha tabi.. ama son olarak bazı söylemler, sloganlar beni de rahatsız ediyor. ama bu durum yapılan eylemleri, harcanan hayatları, katledilen gençleri gözardı etmemize neden olamaz. bir harekete sempati beslemek-beslememek bu kadr basit olmamalı. bir sloganla bir ideoloji eleştirilemez. ama yıl 2014 olmuşken, 70 yaşına gelmiş dedem, 'madımak anması'nda, o sıcağın altında 70 yaşına gelmiş dedem 'katiller halka hesap verecek' diye bağırıyorsa hala doğrudur, trajik bir durum vardır ortada. ama büyük bir umutta vardır. ve insanların bu inanmışlığı dışardan bakanlara komik geliyorsa özür dilerim ama bu onların bok yemesidir.
  • sheridans  (27.09.14 01:27:53) 
demeyeyim demeyeyim diyorum ama zorluyorsunuz ya. kapitalist sistemin komünizmi ve devrimcileri tam olarak çekmek ve göstermek istediği yerdesiniz farkında değilsiniz. siz sanıyor musunuz rahatsız olanlar var afiş asmanızdan, buna bağlı ufak tefek olaylar çıkmasından. aksine bundan memnun gayet toplum üstünde güç sahibi insanlar. ufak tefek kontrol altında tutulabilen muhalif güçler her zaman her sistemde istenmiştir neden bilmiyorsanız da size burada açıklayacak değilim azıcık okuyun arkadaşlar okuyun. özetle bu savunduğunuz şey aslında kapitalist sistemin ekmeğine yağ sürüyor ama farkında değilsiniz. üşenmesem daha doğrusu anlayacağınız düşünsem kalkıp iki kitap karıştırır bağlantılı birkaç alıntı da yapardım ama gerek yok, sadece mekanik materyalist olduğunuzu bilin yeter. ufak devrimci kum havuzunuzda oynayın ki asıl büyük halk kitlesi, işçi kitlesi sizin kum havuzunuza girmesin ayakkabılarını çıkartmak zorunda oldukları için, aman siz çıkmayın o havuzdan büyük kitlelere katılmayın siz havuzunuzda devrimcilik oynayın. siz orada oynayın her seferinde de ezilin ve her seferinde de güç sahipleri bir kez daha ne kadar güçlü olduklarını ve devrimci hareketi istedikleri zaman istedikleri gibi baskılayabildiklerini gösterebilsinler ve halkları bu korkuyla kontrol altında tutsunlar. sizi istiyorlar, siz olmalısınız ki istedikleri zaman ezebilecekleri ve bu şekilde daha büyük halk kitlelerinin ayaklanmasını korkuyla önleyebilecekleri bir araçsınız sadece. sadece matrix izleseniz bile anlardınız be benim şu kadar anlattığım şeyi, bakın kitap okuyun falan demiyorum 3 tane film izleyin az biraz ufkunuz genişler ulan biz böyle yapıyoruz da ya aslında böyleyse dersiniz.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (27.09.14 01:38:40 ~ 01:45:37) 
en ilginç kısım da (burada yazınlarda da mevcut) sadece solcular vuruluyor, sadece solcular yaralanıyor, sadece solcular ölüyor ya da sadece solcular bir savaş veriyormuş gibi konuşulması.


  • mosakale  (27.09.14 09:39:28) 
tartışmalar almış yürümüş, hepsini okumadım açıkçası.

ancak şu var, "bir arkadaşımız yaralandı" demek, yaralanan kişinin üniversiteden eş dost olduğu sonucuna vardırır. yani siz bir örgütsünüzdür, çevrenizde size yakın ama sizinle her zaman birlikte hareket etmeyen insanlar vardır. dosttur sadece. bir arkadaşımız yaralandı diyince onlara bir şey olduğu sonucuna varılır.

devrimci devrim yapan kişiye denilmez bu arada. devrim için uğraşan kişiye denir. kelime anlamıyla, cemaat -birkaç adım daha hızlı ve büyük atabilse- devrimci sayılabilirdi belki (bkz. iran'da humeyni devrimi) ancak sol bu kelimeyi sahiplenmeyi misyon edinmiştir. bazı kelimeler böyle anlam kazanırlar. uzun mücadeleler sonucu (mücadele sadece çatışarak olmaz) devrim "halk devrimi" ile aynı anlama gelmiştir buralarda.

afiş yaparak devrimci olunmaz, dergilerinde aynı şeyeri tekrarlayıp duruyorlar, bunlar sadece romantik gibi ithamlar da bana komik geliyor. yani ne sanıyorsunuz anlamıyorum, sizin aklınıza geliyor da bu insanların aklına gelmiyor mu bu konular? örgütlerin mücadele şekilleri "yaptık oldu" şeklinde karara bağlanmaz. kolektif irade ile var olur. vardır bir bildikleri yani.
  • john lee hooker  (27.09.14 10:13:33) 
ortada yüz yıllık bi sınıf savaşı var, devrimle sonuçlanmış tecrübeler var. dünyanın hemen hemen her ülkesinde bu amaçla kurulmuş/dağılmış irili ufaklı zibilyon tane örgüt var. kongreler, tartışmalar, milyon tane teori/deneyimlenmiş pratik var.
vatandaş gelmiş "matrix izleseniz ne kadar saçma olduğunu anlarsınız" diyor.
sen akıl sağlımızı koru ya zeus :)
  • olurnedenolmasin  (27.09.14 19:49:30) 
bir de olurnedenolmasın gibi satırlar dolusu yazımı okumayıp aradan tek bir satır alıntı yapan aklı evveller var. halbuki ben matrix örneğini kendisi gibi anlama zorluğu çeken arkadaşlar için anlamalarını kolaylaştıracak bir örnek olsun diye vermiştim, bağlantıyı kursunlar haa desinler azıcık aydınlansınlar diye. neyse matrix güzel dövüş filmi aslanım. sen biraz büyü ya da aklını yorma böyle şeylere üç satır yazı okumaya üşenip gelip burada zibilyon tane deneyimlenmiş pratik var demekle olmuyor. kaldı ki pratikten kastın ne onu da çok merak ediyorum. tabii eğer bir şey kastettiysen.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (27.09.14 20:33:02 ~ 20:38:06) 
türkiye'de devrimci hareket üzerine; hollywood etkisi ve matrix.
önder yoldaş neo ?
güzel kardeşim sen neyin kafasını yaşıyorsun :)
  • olurnedenolmasin  (27.09.14 22:21:24) 
solculardak heyecan biter belki bir günama, solculara bok atan solcular hiç bir zaman bitmeyecek gibi görünüyor.


  • baldur2  (27.09.14 22:23:58) 
bana da öyle geliyor. demek aklın yolu bir.


  • ya ben lan neyse  (27.09.14 22:26:23) 
[]

kadıköy-acıbadem taraflarındakiler, sizde de sular kesik mi?

ya sabah ben çıkmadan daha kesikti, hala gelmemiş. normalde sözlükte, facebook'ta falan delirirdi millet ama ben şu ana kadar hiçbir şey göremedim. arkadaşa sordum dedim lan faturayı falan mı ödemedik, yok dedi başka bi arkadaşta da kesikmiş. sizde nasıl durum, kokuyo musunuz pis pis? yav ciddi ciddi su bitti memlekette. hani allah'ın izniyle üstesinden geliyoduk falan kuraklığın o iş noldu?




 
bikaç gündür az akıyodu. dün gece gitti. hala gelmemiş sanırım.


  • tepedeki psychedelic adam  (26.09.14 17:39:43) 
6'da gelecek diyorlar. Bakalım.


  • ufukcel  (26.09.14 17:48:52) 
www.iski.gov.tr buradan takip edebilirsin. arıza varmış, 21:00 gibi gelirmiş.


  • hrskrs  (26.09.14 18:06:06 ~ 18:07:02) 
KESİK MK SABAH ALTIDAN BERİ HALA GELMEMİŞ.


  • mr fusion  (26.09.14 18:21:20) 
İSKİ gece yazmış ama bizimki geldi şimdi.


  • pescador  (26.09.14 18:21:58) 
deposuz evmi kaldı


  • jamswety  (26.09.14 18:44:13) 
birkaç gündür aralıklarla kesiliyor, bahariyede oturuyorum. ağlicam sinirden yok depo mepo burdaki apartmanlarda burası sörvayvır 6da gelicek diyolardı gelmedi gelmicek de kokmama ramak kaldı


  • charango  (26.09.14 19:13:16) 
zorunlu tasarruf :P


  • [silinmiş]  (26.09.14 19:49:05) 
Arıza kaldırılmış listeden ama hala gelmedi?


  • kaffle  (26.09.14 22:52:23) 
[]

tıp dünyası çaresiz - allahını seven üzerime ortopedist atsın

hastaneden yeni geldim. çıldırmak üzereyim. artık paraya kıyıp özele gitmeyi düşünüyorum. istanbul'da ücretiyle insanı depresyona sokmayan, hastayla ilgilenen falan bi' ortopedist önerebilir misiniz? veya devlet hastanesi de olabilir yani işini hakkıyla yapan, "hadi cnm çbk ol :))" demeyen sülalesi raad bir doktor da olur.

neredeyse 6 ay oldu ve ben hala yokuş çıkamıyorum, tempolu yürüyemiyorum. 20 yaşındayım lan ben. röntgen çekildi temiz, MR çekildi temiz, EMG çekildi temiz. ulan kasta bir şey yok, kemikte bir şey yok, sinirde bir şey yok. artık nereye gideceğimi şaşırdım. sıkıldım. nereye gideyim kime göstereyim şu ayağı?

abi ben midesine düşkün insanım, göt göbek aldı yürüdü aha neredeyse şeker hastası olmuşuz. yürüyemiyorum çünkü. bildiğin yürüyemiyorum ve adamlar "bi şey çıkmadı ya, olur öyle ağrılar" diyorlar. la bu ne?

 
kilon varsa onunda etkisi vardır. yürümeden nasıl kilo veririm lan dediğini duyar gibiyim. az yiyip elini kolunu çalıştır. oturduğun yerde yapabileceğin egzersizler bul.
kan tahlili falan istemediler mi hiç? bende dizim ağrıyor diye gitmiştim romatizma çıktı.

ayak ve ayak bileğiyse sorun cerrahpaşada tahir öğüt var.
  • sutlu nescafe  (26.09.14 17:13:14) 
kilo almadan önce de vardı bu ağrı ama o zamanlar daha hafifti. muhakkak kilo etkiliyordur ama o kadar kilolu değilim yani, sırf kilodan kaynaklanabilecek bir ağrı değil. ayak kendini boşa alıyor resmen, oynatamıyorum bir noktadan sonra.


  • pescador  (26.09.14 17:19:27) 
Kaç kilosun boyun kaç? İstanbulda mısın ? Kilo ağrı sebebi bu arada.


  • lilidance  (26.09.14 17:31:44) 
Öncelikle gecmiş olsun. Mr hangi bölgeye çekildi? Benim de benzer şikayetlerim vardı ama bel bölgesinde sancılarla doktora gittim. Aylarca teşhis konamadi. sonunda akıl edip belimin mr'inı çektiler de bacaklarımı kaybetmek üzereyken omiriliğimde kitle olduğu tespit edildi. Malesef devlet koyamadı teşhisi. Özeldeki doktorlar fark etti. Bu arada hastalığınızla ilgisi olmadığını düşündüğünüz bulgular varsa bunları da dile getirin hastane de. Benim en büyük hatam bu oldu.


  • eylul  (26.09.14 17:32:36) 
@lilidance, yahu tamam ağrı sebebi de kilolu değilken de oluyordu bu diyorum. sadece kilo yüzünden ayağımı yerden kaldıramamam mümkün olabilir mi? boyum 1.78 kilom 84. öyle çok aşırı kilolu falan da değilim yani.

@eylul, uf, çok geçmiş olsun. benim her yerim sorunlu olduğu için korktum valla. mr'ı ayak bileğimden çektiler. emg ve röntgen de yine bilekten. yani hiç mi bir şey çıkmaz arkadaş hepsi tertemiz.
  • pescador  (26.09.14 17:35:08) 
Ben çok iyi bir dr önericem de mesaj atamıyorum siZe mobilden girdiğim için. Siz mesaj atın cevaplayayım en iyisi


  • lilidance  (26.09.14 17:35:25) 
fizik tedaviye gözüksene. ortopediyle pek bir alakası yok gibi geldi anlattığın kadarıyla.


  • argent dawn  (26.09.14 17:41:25) 
@argent dawn, onu da düşünüyorum aslında ama bu üç şeyde de nasıl bir şey çıkmaz aklım almıyor. düşünüyorum eksik veya yanlış anlattım desem hayır, ağrının sızının zamanı şiddeti etkisi vs hepsini defalarca anlattım. sağolsun doktorlardan biri çok ilgilendi zaten, bissürü sağa oynattı sola oynattı falan sonra sinirlerde bi şey olabilir diye düşündü. yok hepsi temiz. bi radyasyon bi elektrik yiyorum sıkıldım artık, ayağımı istiyorum ben.


  • pescador  (26.09.14 17:44:16) 
fizik tedaviye git hocam. belki kaslarda zayıflık falan varsa egzersizle vs çözerler. geçen bizim arkadaş dizim ağrıyor dizim ağrıyor diye gitti doğuştan öyleymiş kız egzersiz verdi ömrün boyunca yap dedi yolladı. böyle saçma sapan şeyler de çıkabiliyor


  • argent dawn  (26.09.14 17:52:21) 
maltepe bölge hastanesinde davut bey vardı 4-5 sene evvel ama sitesinde göremyorum şu an. aratıyorum bulucam kendisi çok iyi bir doktordur ve daha iyi tetkik için hocalarına yönlendirir. bulunca yazcam meister

aha buldum www.davudyasmin.com site çok fenaymış ama takılma, süfer adamdır.

abi bissürü yerde çalışıyor. iletişim bölümünden bi bak istersen hangi gün hangi saat uyuyorsa ona göre şeyap.
  • shiranai  (26.09.14 18:03:23) 
ayagını yerden kaldıramamak nasıl bir laf. tam olarak tarif etsen belki buradan da yardımcı olabilecek birileri cikar.
ayagın bükülmüyor mu nedir. cünkü ayagın yerden kalkmasının ayak ile ilgisi yok. daha detaylı anlatabilirsin.

  • sage  (26.09.14 22:02:15) 
[]

bu şarkıyı enstrümanınızla çalar mısınız?

ya sabah da açmıştım aynı duyuruyu çok özür diliyorum ama mal gibi gidip yanlış şarkı vermişim. orada da yazdığım gibi, ben bunu kendim çalabilmeyi çok istiyorum synthesizer'da kendi kendime kurabilmeyi falan ama çok n00b'um o seviye için. siz piyanoda, gitarda falan kendinizce cover'lasanız da dinlesek, hem siz pratik yapmış olursunuz hem biz müzik dinlemiş oluruz çok tatlı olmaz mı?

bu sefer doğru şarkı, bu: www.youtube.com

yani hiç mi aranızda enstrüman çalan, bi şarkı görünce "aa dur lan çalabiliyo muyum acaba" diye bakan yok yahu :(

 
bak, çaldım :p

www.youtube.com
  • rare  (25.09.14 22:01:23) 
ahaha yok bu güzel değil, bunu sabah dinlemiştim :p

gerçi aslında güzel ya, elemanın tipine falan uyuz oldum ben artist artist bakıyo.
  • pescador  (25.09.14 22:14:23 ~ 22:14:56) 
"aa dur lan çalabiliyo muyum acaba" diye baktım, "bu ne amk" diye kapattım; sori.
şaka bi yana, öyle zırt diye tek enstrümanla çalınacak bi şarkı değil, uğraştırır biraz o yüzden kimse şeetmemiş bence. ayrıca, tek enstrümanla çalınınca bi sike de benzemez, en az bi bas bi ritim lazım; onunla uğraşacak adamı da anca parayla bulursun :D

  • baba jo  (25.09.14 22:31:25 ~ 22:31:35) 
[]

bu internetteki "port" tam olarak ne oluyor? çok cahilim keşke ölsem

ya az önce superonline'la nihayet anlaşabildim, bana dediler ki eğer iki port varsa sizin daireniz için, bağlayabiliriz internet. dedim yav o ne, nerden alınıyo port. türk telekom'u arayıp öğrenebilirsiniz olup olmadığını dedi.

bu bahsettikleri port ney şimdi? yoksa mesela, alamıyo muyuz? şu an terimlere hakim olmaya çalışıyorum, bilmediğim şeyler hakkında konuşmayı sevmiyom çünkü. türk telekom'u arayıp "bizim evde port var mı" diye sormak istemiyorum. ne şimdi bu?


 
üşenmedim kalktım gittim modemin olduğu odaya kadar acaba iki farklı telefon girişine mi takılıyor diye ama hayır modem+sinyal güçlendirici tek girişe bağlı. hani belki port=telefon girişidir diye düşündüm ama değilmiş. ilginç valla bana hiç öyle bir şeyin lafını bile etmemişlerdi hani fiberse diyecem bendeki de fiber. ilginç.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (25.09.14 19:20:47) 
abi cevap gelmeyince arayıp sordum, kadın biz burdan göremiyoruz dedi bostancı'daki telekom merkezine yönlendirdi. e sen ordan göremiyosan bostancı'daki nasıl görecek ki yani anlamadım. bilen varsa söylesin yahu bostancı'ya kadar gitmiyim işim gücüm var yarın bissürü :(


  • pescador  (25.09.14 19:22:37) 
gitme tabii ki bostancıya kadar neresi orası bilmiyorum ama turk telekoma güven olmaz bir kere gitmiştim sistem yok diye tıpış tıpış geri dönmüştüm 3 saat. superonline'a sor bence agalar nedir bu port diye.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (25.09.14 19:24:51) 
onlar da bilmiyor ki, port sayısını öğrenmek için telekom'a sormanız lazım biz bilmeyiz onu dediler. konuya çok yabancı olduğum için ben de bilemiyorum şimdi başka şekilde halledilip halledilemeyeceğini. mecbur gideceyik.


  • pescador  (25.09.14 19:26:08) 
hani eski filmlerde, telefon santrallerinin başında biri olur, telefıon gelince başındaki eleman bir kabloyu bir deliğe sokar ya, kabaca port o işte:)
şimdi işler otomatik olarak gerçekleştiriliyor, sinyal o delikler arasında otomatik olarak gidip geliyor, ama senin evin için de, bağlanabileceği bir "delik" ayırmaları gerekiyor.

  • yalnux  (25.09.14 19:33:35) 
şimdi ben bunu bostancı'da sordum ve olmadığını öğrendim diyelim, "açın ulan" dersem açabilirler mi? yarın başka işlerim de var, ben oraya gidip sorunca halledebilecek miyim bu işi? yok görevlilerle eve geri dönmem falan gerekecekse başka güne saklayayım.


  • pescador  (25.09.14 19:40:14) 
haa doğru bak demişler doğrusunu. yöneticiye daha da iyisi kapıcıya sormayı dene bence önce.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (25.09.14 19:41:28) 
port için sıra beklemen gerekebilir boş yer yoksa.


  • disfori  (25.09.14 19:49:38) 
[]

daha önce bu tarz bir şey yaşayan oldu mu? çok mu gizemli yoksa normal mi?

dün gece uyumadan önce aklıma geldi. şu an 20 yaşındayım. bundan 3-4 sene kadar önce, üst üste iki kış (sadece kışın) bir aptallık hali yaşamıştım birkaç ay boyunca. internette araştırdığımda en yakın olay "konfüzyon" çıktı ama o neden olur, nasıl olur onu da hiçbir zaman anlayamadım.

şöyle söyleyeyim, yer ve zaman algısı ciddi şekilde zayıflıyor. olaylar ve kişiler arasında bağlantı kurmakta, düzgün cümle kurmakta zorlanıyorsun. mesela bunu siz düşünmezsiniz ama bilinçaltınızda belli bir düzen mevcuttur. sabah evden çıkıp işe gidersiniz, birisiyle konuşursunuz, mesela "günaydın"a karşılık olarak siz de "günaydın" dersiniz. beyniniz bunları işler, eşleştirir, buna göre tepkiler verir.

bende bu birkaç aylık süreçte bunların hiçbiri olamadı. okula saat 7'de gitmem gerektiğini biliyordum mesela sadece. ya gerçekten çok acayip saçma bir dönemdi, içinde bulunduğum an dışında hiçbir şeyi göremiyordum. geçmiş, gelecek vs. hepsi karanlık, bulanık. yok.

bu olay sadece kış döneminde birkaç aylığına oldu ve sonra havaların açmasıyla kendiliğinden geçti. o dönemde psikolojik ya da fiziksel olarak herhangi bir travma yaşamadım. hayat tarzımda, beslenmemde veya sağlığımda başka hiçbir şey olmadı.

***

bunu sanırım daha önce de sormuştum ama "yoo yaşamadık" cevapları gelmişti diye hatırlıyorum. dün aklıma gelince yine işkillendim. kalıcı bi arıza falan olmasın sonradan?

 
keşke bir nöroloji uzmanına gözükseydin, belki beyin sıvıları ile ilgili bir şeydir eksilmiştir vs.. tekrarlarsa ihmal etme bence.


  • kaputt  (25.09.14 16:49:45) 
e dedigin kadarsa bir sey (travma vs) olduysa da hatirlamiyor bilmiyor olabilirsin. bence geciktirme git doktora mutlaka.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (25.09.14 16:54:21) 
aslında sırf ne olduğunu merak ettiğim için şimdi bile gitmek istiyorum ama azar yemekten çekiniyorum, 4 sene önce olup bitmiş ve tekrarlamamış bir şey için gidilir mi ki? ama gidilir di mi ya, geçmiş de olsa ne olduğunu bilmeye hakkım var sonuçta hiç değilse yorumunu alayım. zaten 2 dakika dinleyip kovuyorlar.


  • pescador  (25.09.14 17:09:07) 
evet, bir dönem aynısını yaşadım. nedenini bende merak ediyorum, fizyolojik ya da psikolojik olabilir. doktora gitmek gerekirdi ancak ben kendimde bir sorun olduğunun dahi farkında değildim o dönem. şimdi düşününce anlıyorum.


  • dasein  (25.09.14 22:07:04) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.