Arkadaşımın aracında sürekli bu uyarı cıkardı. Genelde turbo hortumunda sıkıntı olabiliyor, cekişte falan belli eder kendini. Bir de silecek motoru sigortası attıgı zamanlar falan cıkıyordu

Yağ bakımı zamanı gelmiş olabilir mi?

- Akasya Avm'e bağlı kidzania var. Çocuklar baya eğleniyormuş. 2,5 yaş için neler var, bilmiyorum ama bakılabilir.

- Gene Akasya Avm'nin arkasında lunapark var. Kendi kız yeğenlerim (10 - 7) baya eğlendiler. En başta eğlenmezler yeaah diyordum ama baya bir yamuldum.

avm'lerdeki oyun salonları güzel,küçük bir lunapark gibi.
hayvanat bahçesine götürebilrisiniz, darıca'ya.
lunapark olabilir, bostancı'da vardı sanırım duruyorsa.
köpek balıklarının falan olduğu aqua florya gibi yerler olabilir.
belki çocuk oyunlarının sergilendiği tiyatro olabilir.

İndirim zamanını bilmiyorum ama indirim oldu mu sağlam oluyor: 3 binden 1500e falan iniyor. İndirimli değilse fiyatının düşmesini bekleyin, indirimli ise daha da düşmez, 1 defa İndirim yapıyorlar :(
Hangi çanta bu arada:d

zevk meselesi tabiki ama ben olsam vakko cantaya para vermem

bir kere urunlerinin bir cogu deri degil

eski marka degeri yok

luks falan da degil yanindan gecmez

vakko doksanlarda kaldi ve hala orda

vakko wedding haric.

ha vakko da satilan baska bir markadir,onu bilemem.

çok nadiren indirim yapıyorlar ve her üründe indirim de olmuyor. sizin beğendiğiniz çanta indirime girmeyebilir.

hopi değil de ona benzer bi tane daha indirim uygulaması vardı adını unuttum. bi kere orda indirim koduna denk gelip onunla almıştım. bu tür yerlere de bakın isterseniz indirim kodları için

Daha önce bu tipte yol üstü mola tesisinde kahvaltı yapmıştım. Sucuk vs. genelde markasız ve kalitesiz oluyor, az birşeyde alsan 600gr üstü tutuyor.

Merbaba ben psikoloğum.

Yaşı çok küçük. Psikolojik olabilir mi? Hiç çocuk psikiyatristine götürdünüz mü? Bu yaşlarda çocukların kaka problemi olabiliyor ve destek almaları gerekebiliyor.

Çok iyi bi çocuk psikiyatristine gidip tanı için yardımcı olmasını isteyin, sonra da oyun terapisi vs olabilir.

Anne çok katı ve kuralcıysa mesela kakayla alakalı problem olabiliyor, atıyorum. Yine de bağlama bakmak gerekir, anne nasıl; aile nasıl, çocuk ne durumda vs.

Kakasını tutma, kakasındna korkma vs durumları söz konusu olabilir. Belki de biyojiktir tamamen tabii, bilemiyorum

anatomik olatrak bağırsak uzun olabilir. çatlak, tarzı canını acıtan bir şey olabilir. Daha detaylı incelenmesi lazım. Ama yukarıdaki yazara katılıyorum. Kendim de 15 yaşına kadar yaşadım bir hafta yapamadığım çok oldu. kesinlikle psikolojik alt nedenleri oluyor. Ben kendi başıma ergenlikle yendim ama 15 yıl çektim bu sıkıntıyı.

Geçmiş olsun. Yetişkinlerde kabızlığın çözümü magnezyum. Zaten olay kaka yapamamak değil, yaparken çıkmaması, dışkının kaskatı olması vb. Magnezyum bağırsaklara su çekiyor ve olayı çözüyor. Ama 12 yaşından küçüklere yasak, herhalde gelişimleri ile ilgili bir şeylere mi neden oluyor nedir? Bu işlerin en iyisi doktoru araştırın, başka şehirdeyse de oraya götürün ve ikinci bir görüş alın. Ameliyat diyen doktor devlet hastanesi doktoru ise yapacak bir şey yok.

Küçük kızım 12 yaşında ve ara ara 1-2 gün kaka yapmadığı olabiliyor. Küçükten beri maalesef böyle. Ama sizin bahsettiğiniz yaş tam da ailenin tuvalet alışkanlığını verdiği yaş olduğundan dolayı acaba fizyolojik değil de psikolojik olabilir mi diye düşündüm. Acaba ailesi kakasını beze yapmaması konusunda baskı uyguluyor mu? O yaş çocukları çişini çok rahat tuvalete yaparken kaka konusunda bez isteyebiliyorlar (büyük kızımda öyle olmuştu). Ne zaman kendinden 1,5 yaş büyük kuzenini tuvalete giderken gördü, ondan sonra kakasını tuvalete yapmaya başladı. Eğer ailede de baskı varsa "e hiç yapmam ben o zaman" tutumuna girebiliyor minnaklar.
Eğer sorun psikolojik değilse o zaman benim küçük kıza uyguladığım "her güne bir kayısı" yöntemini uygulayın. Ama öncelikle ilaçla boşalsın bağırsakları sonra her sabah akşamdan suya koyduğunuz bir kayısıyı (doğal günkurusu) yesin (suyunu da içsin). Tabii ki beslenmesi de sebze ağırlıklı olmalı. Düzeliyor bu şekilde. Gün içinde hareket etmesi ve yeterli su içmesi de olmazsa olmaz.

nasıl bir tuvalet eğitimiyle başladı bilmediğimizden net bir cevap verilemez buna ama aklıma gelen şeyleri yazayım. bebekken, bez kullanırken kabızlık sorunu yaşamadığını varsayarak yazıyorum..

öncelikle ilaçları kesin. bir buçuk-iki haftada sonuç alacağınızı umuyorum. tuvalete giderken 'hadi kakalarımızı yolculuğa çıkaralım' deyip oyunmuş gibi bir algı oluşturun. oturduğu klozet soğuksa (malum kış mevsimindeyiz) tuvalet/banyo için önlem alın, ısıtın, bir şekilde ortam sıcak olsun ve artık oranın sıcak olduğunu bilsin, bunu çocuğa duyurun.

yediklerine dikkat edildiği söylenmiş ama ufak bir ara öğün tarifi vereceğim, biz adını "papara" koyduk. muz, yoğurt, az biraz yulaf, çiğ badem/ceviz, birazcık çökelek peyrini, cici bebe bisküvi, birazcık bal. bunları ezerek karıştırın. kahvaltıdan 2-3 saat sonra paparasını yesin. su içme alışkanlığı da önemli bol bol su içsin. şeker çikolata veriliyorsa minimuma indirin. hemen hemen her gün içine az ekmek doğranmış bir çorba içsin ve mutlaka her gün "elma" yesin. yemiyorsa değişik figürler halinde kesin, eğlenceli olsun falan ama bi şekilde elma yesin, elma çok önemli.

üstüne de çok düşmeyin unutun, "kakan geldi mi" sorusunu rafa kaldırın. zaten kakası gelince söyleyecek ve gidip yapacak. konumuz her daim kaka olmasın yani. kaka sözcüğünden de utanmayın çocuk söylemesin sağda solda diye bunu törpüleyenler var, bunu yapmayın çocuk ne olduğunu bilsin, kaka işte ayıp falan değil. diğer aile bireyleri de tuvalete giderken kaka yapmaya gittiklerini duyursun çocuğa. hmm herkes yapıyor, normal bir durummuş bu düşüncesi yerleşsin aklına çocuğun.

çok ilaç verme taraftarı değilim. ilaçlık bir sorun değil bu. alışkanlıkları biraz sekteye uğramış bence. siz ne yiyorsanız çocuk da aynılarını yesin, sofraya beraber oturun. düzenli beslenmede unutulan bir detay da yemek saatlerinin de düzenli olmasıdır. ana öğünleri aynı saatlerde yesin.

Hala bezlendiğini belirtmeyi unutmuşum.

Benim oğlum da aynı durumdan muzdarip. Yukarıda ilacı kesin demişler ama ben de bu kadar ilaç içilmez diyerek kestiğimde ters etki yapıp tedavi sürecimizi en başa çektim malesef.
Kaka yumuşatan ilaçlar var kana karışmayan sabah öğlen akşam içiriyoruz. Bu ilaç kakayı yumuşattığı için çıkarken acımıyor ve artık tutma problemimiz kalmadı. İlacı birden bırakırsak yine aynı sert kaka problemi ile başa saracağımız için beklemedeyiz. Yaklaşık bir senedir var bu problemimiz aniden çözüm üretmek zor malesef.
Bizim hikayemiz kabız makatta çatlağa sebep olduğu için her dışkılamada daha da can acıması sonucu 10 güne varan kaka tutma problemi idi. Tuttukça yine kabız oluyor yapamıyordu oğlum kakasını. Bu da iştahsızlık ve kilo kaybını beraberinde getirmişti hatta.
Sorunu tespit etmek önemli, sıvı tüketimine önem verin elbet ama kesinlikle bir doktora gidin siz hikayeyi anlatınca onlar yolu gösteriyor.

kaliteli bir probiyotiği en az 1 ay kullanarak denediniz mi ?

aynalarda ısıtma yok mu?

bashettiklerin genel, herkesin yaşadığı sorunlar, acemilikle ilgisi pek yok en kötü tecrübe edilerek halledilebilecek şeyler. aynalar için damlacık engelleyici spreyler işe yarar. ben kullanmıyorum ama almayı düşünmüştüm çoğu kez. camlarda film varsa belki onun da etkisi oluyordur görüşünü bozuyor olabilir.

karanlıkta karşıdan gelenlerin kör etmesi hadisesi son dönemde çıkan furyayla alakalı, sahte xenon beyaz ışık farlardan dolayı oluyor. adam 20 yaşındaki arabaya beyaz ampul taktırıyor. bir de uzunları yakıp gezenler var ki Allah bildiği gibi yapsın. her seferinde sövüyorum bu iki gruba.

Ben de şehirlerarası yollarda zorlanıyorum yağmur+karanlık olunca. Astigmatla ilgili olabilir gibi geliyor. Sadece farların uzaklığı yakınlığını filan anlamak için yan aynaları kullanıyorum. Olabildiğince dikiz aynasını kullanıyorum. Bir de ara ara camı açıp kapatıyorum hiç olmazsa camdaki damlalar biraz gitmiş oluyor:) Isıtmalı ayna, damla tutulmasını engelleyen sıvılar gibi çözümler var sanırım ama denemedim.

İşte bu yüzden yağmur yağınca trafik daha da kalabalıklaşıyor, sıkışıyor.

Arka rezistansları açın, araç çok eski değilse yan aynalarda da ısıtma vardır, aynı anda onlar da çalışır ve aynaları ısıtır.

Yan camlar çok ıslandıysa camı aşağı indirip yukarı kaldırmak camdaki suyu/yağmuru siler, kapıdaki cam fitili içeri su almayı engellediği gibi bu işe de yarar.

Görüş kısıtlı olduğu için daha yavaş, daha dikkatli sürüş şart.

yan ayna ve camlarla ilgili bir problem yaşamıyorum ama benimkinde de ayna ısıtma var ondan olabilir. aracının camları buğulanıyorsa önce onu çöz derim, buğu tamamen görüşü bitiriyor.
karanlıkta karşıdan gelen araba kör ediyor gerçekten, gözün bozuksa daha da fazla göz alıyor.maalesef o geçen bir şey değil, küfür edip geçiyorum ben de.
onun dışında mümkün olduğunca sakin gitmek ve ani hareketlerden kaçınmak en önemlisi yağmurda. bir de çok şeritli yollarda en sağ ya da en solu kullanma, yolda su birikintilerinden uzak dur, lastiklerin eskiyse de mutlaka değiştir

Işıkların gözü alması astigmat yüzünden olabilir. Değilse bile gece sürüşlerini kolaylaştırmak icin sarımsı gözlükler var onları deneyebilirsiniz.

yan camlarin bugulanmasi icin once her iki cami da sonuna kadar acip kapatirsan cam kecesi camlari silmis olur. onun disinda havalandirma izgaralarini yan camlara dogru yonlendirirseniz sicak hava en kisikda calissa bile o buguyu dagitiyor. onun disinda on cam arka cam bugulanmasini ilk arabaya biniste engelemek icin max ayahri vardir. onu bir iki dk. calistirirsaniz buhat hizlica cozulur

evet yagmurlu havada hele bir de siddetli yagiyorsa daha fazla dikkat gerekiyor. cunku gorus alani kisitli. bir de gereksiz surat yapmamak lazim.

www.youtube.com

2'nci dakikadan itibaren izleyin.
ürünün satış linki de videonun altında info bölümünde var.

aynalar için su kaydran spreylerden uygulayabilirsin, çok bi fark yaratır mı bilmem ama denemekte fayda var.

genelde ön cama uygulyolar ve rüzgarın etkisiyle çalışıyor

bir de bu varmış bak www.trendyol.com

biraz alışmayla alakalı. Yağmurlu ve gece etrafı daha kötü gördüğünüzü bilerek kullanmak gerekiyor. Naparsanız yapın, farklarını açmamış gri bir arabayı fark etmek çok zor olacaktır.

Yağmurda araba kullanmak biraz daha keyifsiz gibi gelse de, arabada olmak yerine dolmuş beklediğimi ve sonra havasız nemli ve aşırı sıcak otobüste dur kalk gitmeye çalıştığımı hatırlayınca yağmurda araba kullanmak çok keyifli geliyor :)

www.cdc.gov

Bence doktorunuza danışın. Geçmiş olsun.

Bizim bebe de aynı. lego'nun küçükler için duplo'su var tavsiye ederim. telefonsuz yemek yemiyor bizimkisi.

Duplo alabilirsiniz, Lego'nun küçük yaşlar için olanı. Fakat burada mucizevi bir oyuncak yok, önemli olan anne-babanın çocukla sürekli vakit geçirmesi ve oynaması, duygusal ilişki geliştirmesi, vs. O yaşta çocuğa zaten "x oyuncağını vereyim de saatlerce tek başına oynasın" diyemezsiniz.

Geçenlerde bu konuda bir pedagog dinledim. Çok fazla ekrana maruz kalan çocukların otizm veya hiperaktivite semptomları geliştirdiğini söylüyordu. Yani çocuklar ekrana maruz kaldıkları için otizmli veya hiperaktif olmuyorlar, sadece benzer semptomlar göstermeye başlıyorlar. Ebeveynleriyle duygusal ilişkisi olan çocuklar hiperaktivite, ebeveynleriyle ilişkisi zayıf olanlar otizm semptomları gösteriyorlarmış.

Çözüm ekranı kesmek. Yaşına uygun oyuncakları birlikte oynamak, parka götürmek, çocuktur anlamaz demeden bol bol konuşup sohbet etmek, sorularını cevaplamak. İnternet derya deniz bu konuda, 2 yaş çocuk aktiviteleri diye araştırabilirsiniz. Ama her şekilde emek verilmesi gerekiyor, çocuğun karnını doyurayım, temizliğini yapayım tamamdır diye bir şey yok..

Öncelikle telefonu komple hayatından çıkarmanız gerekiyor. Bu eline vermeyelim çocuk istese de gibi değil; evde ve uyanık olduğu müddetçe anne ve baba da dahil hiç kimsenin elinde telefon olmamalı, görmemeli. Siz yegeniniz ile vakit geçirirken sizin elinizde de görmemeli. Büyükler telefon ile ilgilenirken çocuğun dikkatini dagitmasini beklemek haksızlık oluyor ayrıca cocuklar söylediklerinizden ziyade davranislarinizdan etkileniyor.


Oyun kurarken birlikte vakit geçirebilirsiniz. Çocukların tek başlarına oyun kurmalarını isteriz vs destekleriz ama bir bağımlılıktan kurtulurken anne, baba ile geçirdiği vakit oldukça önemli oluyor. Gerçi şu anda 'bagimliligi var' gibi net bir cümle kurmak doğru değil. İlgisi var diyebiliriz. Yaşına uygun legolar, puzzlelar güzel olacaktır. Bunlar yanında ailelerin birlikte vakit geçirmelerini sağlayacak eğlenceli etkinlikler oluyor. En basitinden örnek verecek olursam kovanın içine su doldurup topları atıp maşa yardimiyla sırayla toplamak gibi. Hem dikkatini, hem ince motorunu destekler; hem de sosyal gelişimini. İnternete yazarsanız bir sürü etkinlik bulursunuz, illa oyuncak almalıyız diye sartlamayin kendinizi.

Ucuncusu çocuklarda bir davranışın sönmesi ya da unutulması ortalama 40-45 gündür. Dolayısıyla ara ara yine isteyip, ağlama krizleri olabilir. Bu noktada sabırlı olup asla vermemek gerekiyor ağladığında 'niye ağlıyorsun, ağlayacak ne var ki?agladigin için seni anlamıyorum.' gibi ağlamasını pekistirecek şeyler söylemek yerine ağlamasını gormezden ( burada çocuğu görmezden gelmeyi kastetmiyorum) gelip mutlaka yanında olup sakinlesmesini bekleyin. Çok uzun uzun açıklama yapmayın zira bu yaş grubu o aciklamalari icsellestiremiyor. Kriz anlarında ne kadar sakin tutum, o kadar yumuşak geçiş dusturuyla hareket etmek lazım.

Sevdiği şeyleri gozlemleyin ve daha sıkça yapın.

Dediğim gibi yaşı da henüz çok küçük olduğu için işiniz biraz daha kolay. Sabırlı ve sakin yaklastiginiz müddetçe çabucak unutacaktir.

Anaokullarında deneyimli bir psikolog olarak elimdeki verilerle ilk etapta aklıma gelen şeyler bunlar.

bir sürü oyuncak alabilirsiniz, yutmayacak zararlı olmayacak biçimde doldurun odasını ve karışmayın. kendi zamanla oynar. onun telefon oynamaması için siz de telefonla oynamamalısınız.

resimli kitap boyama yapacaksa, siz de yapacaksın.
tv izlemeyecekse siz de izlemeyeceksiniz.
telefon olayı ya hep ya hiç ortası yok.

Yanlış anlaşılma olmasın. Ben oyuncağı verelim bize ilişmesin diye sormuyorum. Şu an bir sürü oyuncağı var ama telefon istediği zaman hiçbiri ile kandıramıyoruz birlikte de oynayacak olsak.
Birlikte oynayalım tabi ama ilgisini de çeksin, aklına telefon gelmeyecek kadar heveslensin istiyoruz.

"Temaslı kişiler son 3 ay içinde hatırlatma dozu aşısını olmuş ya da hastalığı geçirmiş ise karantinaya alınmaz. (Semptom takibi yaparak maske kullanımı ile günlük yaşamına devam eder.)

Aşısız ya da hatırlatma dozu aşısı üzerinden 3 ay geçmiş temaslı kişiler 7 gün karantinaya alınır. (Semptom takibi yapılır. 5. gün test yaptırıp negatif olan kişiler karantinayı erken sona erdirebilirler.)"

şeklinde mailgelmişti bize. Bu durumda 5.gün negatif testi alırsa karantina biter, öncesi alınması lazım sözde ama şu an kimsenin umrunda değil gibi gözüküyor.

Temasli 5.gun test yaptiyor ama serbestce gezebiliyor 5. Gune kadar, arayan aynen bu sekilde aktardi

Bir hafta önce bu durumu yaşadık.

Kardeşim pozitifti, kendisini arayan filyasyon ekibine evde annemle ve ablamla kalıyorum onlar temaslı diye ismimizi bildirdi. Anneniz temaslı kişi bilgisini söylemediyse uygulama içerisinde kardeşinizle ilgili temaslı gibi bir bilgi çıkmaz. Bizi kardeşim bildirdiği için uygulama içerisinde temaslı ve risksiz gözüktük. İstediğimiz yere gidebilirdik yani. 5. Gün sonunda test yaptırmayınca direkt riskli oluyorsunuz. Test sonucuna göre de değişiyor.

Anneniz bildirmediyse bence çok da bir yerleri arayıp uğraşmaya gerek yok. Yine temaslı olarak 5. Gün test verirsiniz.

Pozitif gebelik testi sonucu alana kadar endişe etmenize gerek yok. Yani bu mantıkla bir sene deneyenler, o bir sene boyunca ilaç kullanmamalı ki imkansız. Zaten o kadar erken dönemde embriyo henüz sizin yediğiniz içtiğiniz şeylerden beslenmiyor.

Ben hamile kalmayı düşünmeden önce diş hekimine gidip dişlerime baktırmıştım. Temizlik yaptırmıştım ve röntgen çektirmiştim bir sorun var mı diye. Hamile kaldıktan sonra da bir daha gitmedim.

regl gün sayınıza ve döngünüze göre değişir ama regl biteli bir hafta olduysa siz daha yumurtlama döneminde bile değilsiniz muhtemelen. boş günleri değerlendirmişsiniz biraz. tabi ki o günlerde de hamile kalınabilir ama çok düşük ihtimal.

ayrıca gmzo +1 diyorum. regl gecikmesine kadar bi çok insan hamile olduğunu bilmeden bu işlere girişiyor. hadi diyelim reglden sonraki ilk birliktelikte tuttu. daha 2 haftalık bile değil. o sebeple bi sorun olacağını sanmıyorum.

eğer dişinize müdahale gerekiyorsa ve gebelik planlıyorsanız şimdi halledin, tam zamanı. pozitifi gördükten sonra ilk 3 ay çok çok acil durumlar hariç müdahale edilemiyor diye biliyorum. zaten kalsiyum vb eksiklikler sebebiyle hamilelik döneminde diş problemi yaşama ihtimaliniz de yükseliyor. o sebeple şu an gitmeniz çok daha mantıklı.

Bazılarının su haznesi oluyor, gidere bağlamıyorsun, pis su haznesi doldukça boşaltıyorsun, onlardan alabilirsin. Kesinlikle tavsiye ederim.

Gider yok (en azından benim kullandıklarımda yoktu), su haznesi var çekmece gibi. O çekmeceyi alıp herhangi bir lavabodan döküyorsun her kurutma sonrası. Benim boş odada duruyor kurutma makinesi. Yalnız benim kurutma makinesi çok sesli çalışıyor, kafam şişiyor gürültüden. Ona dikkat edebilirsin almadan önce.

Çoğu elbise kurutma makinesinde kurtulmaya müsait değil. Çok fazla çektiriyor bu makineler. Biz bilmiyorduk bunu hem yıkama hem kurutma özelliği olan bir makine aldık ev küçük diye ama kurutmayı neredeyse hiç kullanmıyoruz. Çoğu kıyafetin etiketinde bir işaret var kurutma makinesine atılmaya uygun değildir anlamına gelen. Buna dikkat edin derim.

Su haznesi oluyor, gidere gerek yok.
Bir süredir kullanıyoruz. Eşim her kullanmasından sonra daha önce ne yapıyormuşuz biz ya deyip duruyor:)

fırsat sitelerinde çiftlere özel masaj diye aratın bulursunuz. daha önce bir iki kere fırsat sitelerinden masaj aldım, bir şey fark etmiyor ama şöyle bir şey var, zaten iyi masaj yapan salonlar fırsat sitelerine düşmüyor.

Ataşehir Andromeda'da Sansai spa tavsiyemdir. Fırsat sitelerine düşmez, ben 3-4 yıldır düzenli gidiyorum.

Cift masaji alin firsat sitelerinden de olur iki turlu de arayip randevu yapiyorsunuz. Kesinlike spaya gidin oyle masaj yaptirip cikmak cok keyifsiz ama diger hamam, sauna, havuz vs islak bolgeleei kullanmak cok cok daha keyif verici. biz erken saatte gidip havuz sauna kullaniyoruz sonrasinda masaj sonra biraz dinlenip cikiyoruz bence butun gunu gecirmek zevkli. ps: doubletree by hilton

Geçen sene aynı soruyu ben sordum, görüşler şu şekildeydi: (git: 1449532)
Bu cevaplardan sonra Kasko ve Sigorta’yı oradan yaptırdım ama bir sene boyunca hiç muhatap olmam gerekmedi o yüzden iyi ya da kötü bir yorumum yok.

Sompo her konuda Türkiyedeki en iyi sigorta şirketlerinden biri.
İyi'den kasıt kurumsallığı ve poliçe yönetimi.
Prim performans size uyduğu sürece çalışabilirsiniz.
Sigorta alış verişlerinizden online marketlerin kullanımı açısından aynı şeyi söyleyemem. Mutlaka fiziksel iletişimde olabileceğiniz acente-broker tercih edin bireysel sigortalarınızda. bu size fayda sağlar, aynı oranda zararı da olabilir. online marketler nötrdür. hiçbir faydası olmaz nötrdür. Günün sonunda size zararı olduğunu düşünebilirsiniz.
İyi sigortacı hasar ödetir. bu sözü unutmayın. Olay, poliçe satmak değil hasar ödemektir sigortacılıkta. Yani iyi sigorta şirketi hasar ödeyendir, poliçeyi herkes satar.
hasarsız bir yıl dilerim.

Acentenizi veya doğrudan Acıbadem Sigorta'yı arayıp ilacın ismini vererek sorun, bilgi verirler.

tamamlayıcı sağlık sigortası ilaç için bir muafiyet sağlamaz. Eğer o ilacı sgk karşılıyorsa ücretsiz alabilirsiniz yoksa parasıyla almanız gerekir.

@nuevo +1

ama sgk'nın karşıladığı folik asit takviyeleri var, doktorunuzla görüşüp onlardan birisini yazmasını isteyebilirsiniz.

eczanenin bilemesi ne ya, girsin reçeteyi sisteme denesin işte karşılıyor mu karşılamıyor mu söylesin.

@nuevo birkaç sene önce ismini tam hatırlamıyorum ama bu supradyn tarzı vitaminleri karşılıyordu sigortam, ya da sgk nın karşılamadığı roaccutane isimli ilacı da karşıladığını hatırlıyorum. O yüzden sorma gereği duydum aslında.

Aux girişi varsa bunu alın: www.amazon.com.tr

Amazondan almıştım, şimdi bulamadım ama gayet güzel kullanıyorum. Tek sıkıntı ustam 1-1,5 saatten fazla kullanmamı önerdi. uzun süre kullanınca elektrik hattında sıkıntı yapıyormuş

bende de h kasa astra var bundan aldım aux girişine takıyorsunuz, sonra telefondan bağlanıyorsunuz gayet iş görüyor.

(git: www.amazon.com.tr

fm transmitter işine hiç girmeyin büyük şehirlerde frekans bulması çok zor, hem de çok verimli değil.

Saçma şeylerle uğraşma amazondan vs. Git bir teypciye. 200 Liraya bluetoothlu radyo veya aparat takıyorlar aux girişini devre dışı bırakıp

İspark kurulduğundan beri bu borçlarla ilgili herhangi bir ödeme, tazmin işlemi yapılmadı bildiğim kadarıyla.

İspark kurulduğundan beri 6-7 araba alıp satmışımdır herhalde, benim borçlarım olan da vardı benden önce olanlar da. Yıllardır bir sıkıntı çıkmadı.

Oldu da İspark bu alacaklar için herkese tek tek tebligat gönderdi diyelim;

yine sizi bağlamaz, aracı aldığınız ve satarsanız sattığınız tarih belli. O aradan siz sorumlusunuz, gerisi, sizi ilgilendirmez.

@John Bloor ben aracımı şu an isparka parketsem, eski borcu da benden tahsil etmezler mi? Geçen bir tanıdığımızın aracını isparka bıraktık, çıkarken sizin borcunuz … TL, … TL de eskiden kalan borç var diyip toplamını istediler çünkü bizden.

www.ispark.istanbul/online-basvuru/ adresinden
gerekli belgeleri yükleyip Tescil Öncesi Borç itirazi yaparsanız borç plakadan siliniyor.

Hayır alamazlar, ancak görevli her seferinde uyarır eski borç için. Siz sadece o anki ödemeyi yaparsınız.

Yukarda denildiği gibi sistem de varmış demek ki eskiyi silmek için.

istersen sildirebilirsin ama sildiremesen de onemli degil.
O borc yasal olmadigi icin tahsil edemiyorlar.

Ispark yari legal bir kurulus.
Yol kenari parklarda odemesen de oluyor. Bu yuzden hemen kosup tahsil etmeye calisiyorlar.
Param yok de bisey yapamiyor.

Ben hiç internetten kasko ve sigorta yaptırmadım. Giderik bir sigortacıya, en ucuzundan en pahalısına detay detay anlattır. Hep de en ucuzunu alırım. Kaza da yaptım, kaskoyu deldirmemek için kullanmadım. Sigorta kullandim ama bir problem yaşamadım.

İnternet fiyatları yüksek çıkıyor, rastgele bir bayiden daha uygun a bulabilirsiniz.
firma önemli değil.

zorunlu olanin fiyati degismez. degisen kaskodur.

kasko da klozlar ve limitler vardir. o sebepten fiyatlar farklidir. buna ilave olarak asistan hizmetleri gibi seyler fiyati etkiler. kimisinin yetkili servis anlasmasi yoktur. benim anlastigim yere gideceksin diyebilir. detaylara bakarsaniz farkin sebebi cikar. ama tavsiyem sizi yonlendirecek bir sigortaci ile calismaniz.

bir de bankalarin bazen kasko icin kampanyalari falan oluyor. onu kontrol edebilirsiniz.

Zorunlu olanda en ucuzunu seçebilirsiniz, zaten yükümlülükler devlet garantisi ve kontrolünde.

Kaskoda ise özellikler ve faydaları inceleyin.

Trafik sigortasında en ucuzunu alabilirsiniz. Kaskoda ise poliçe detaylarını inceleyin. Benim tavsiyem ihtiyari mali mesuliyet sigortasını limitsiz veya en yüksek veren poliçeleri tercih etmeniz.

kaskonun sayfasında anlaşmalı olduğu servisler yazar bunlara bakın

zorunlunun en ucuzunu seçin. kaskoda klozları inceleyin. imm değeri 1milyon olsun. yetkili servis klozu, orjinal cam klozu v.s de olursa iyi olur.

Astra j kullaniyorum ama farkli motor ve vites benimki. Duz dizel var bende. Acikcasi arabadan gayet memnunum. Sizin pakette var mi bilmiyorum ama benimkinde bluetooth radyo ve sis fari yok. Onlar da olsa dort dortluk araba.

Tam belirttiğin birebir aynı model ve yıldaki aracı annem 2-3 sene kullandı. Biraz fazla yakması dışında çok keyifli bir araçtı genel olarak, izolasyonu konforu tipi içi vesaire gayet iyiydi. Genel olarak hiç bir sıkıntı yaşamadık.

Otorapor

www.hepsiburada.com

Teknoseyir düzenli olarak telefon alım rehberi videosu yapıyor en alt segmentten en üst segmente kadar, ona da bakabilirsiniz. Güzelce açıklıyorlar artılarını eksilerini hızlıca.

www.youtube.com

2006 C4 kullandim, sevmedim.

Alirken baya hevesliydim, ooo hiz sabitleyici bile var falan diyodum. Ama araba bildigin ucuz.

Kullanirken beni uyuz eden bi kac ornek vereyim; mesela isitmali ayna yoktu benim kullandigim 2006 kasada. Azicik yagmur yagsa yan aynalar iptal.

Cam silecekleri sadece 3 seviye. Normalde genelde arabalarda ilk seviyenin kendi icinde ayarlanabilir seviyeleri var, en yavas olani atiyorum 30 saniyede bir, en hizlisi 5 saniyede bir, sonra ikinci seviyeye gecersin normal hizda mesela 3 saniyede bir, ucuncu seviye en hizlisi. C4’de bu yoktu. Hafif yagmur yagsa bile ilk seviyeye cekiyorsun, her 5 saniyede bir siliyor. E cam kuruyken silecek takiliyor gicirdiyor. Lan bunun yavaslatma secenegi olmaz mi? Yok. Ayar oluyordum mesela.

Sellektor tusu koymamislar abi arabaya. Yani farlari aciyorsun. Ittirince uzunlar yaniyor. Normalde cubugu cektirince uzunlarin yanmasi ama tusun orda takili kalmamasi lazim. Yani cektirip sellektor yapabilirsin veya ittirip uzunlari yakabilirsin. Bunda oyle degil. Cektirme secenegi yok. Yani uzunlari “ac kapa ac kapa” yapamiyorsun. Ben genelde korna yerine sellektor yaparim cevredekileri rahatsiz etmemek icin. Her seferinde uyuz ederdi beni.

Bu ozelliklerin hepsi 2005 fabia’da var bu arada. Hem daha eski hem bi sinif kucuk arabada olan seyler c4’de yoktu. Kullaniciya yonelik detaylar bunlar.

Belki ust kasasinda vardir ama bu c4’un ucuzluk hedefiyle uretilmis bir araba oldugu gercegini degistirmez.

Su an 2010 astra j kullaniyorum, her yonuyle cok memnunum. Benimki bos kasa, Bluetooth radyo ve sis fari yok. Onlarin oldugu kasayi alirsan dort dortluk bi araba olur.

2 senedir 2012 1.6 ehdi mcp C4 kullanıyorum. epey dolu bir araç bu güne kadar bana çıkardığı tek sıkıntı ön takımın hassas olması. 6 ay - 1 sene içinde önden tıkır tıkır sesler gelmeye başlıyor. sanayiye gidip bakım gerekiyor. iyi yanı yakıtı gerçekten çok düşük. şehir içi 5.5 litre civarı.

bunlar dışında bilinen kronik sıkıntıları

- arka amortisörler epey serttir kasisten geçerken tekme yemiş hissi olur, yavaş geçeceksin.

- mcp şanzıman alışkanlık ister biraz hantaldır, öğrenene kadar yokuşlarda şaşırtabilir ama alıştıktan sonra sorun yok. ayrıca çok az arıza yapar ve tamiri ucuzdur.

Sıfır km olarak 2006 dizel manuel c4 kullandim. Ömrümde kullandığım en kalitesiz ve sorunlu araçtı. Ancak yakıt tüketimi ve performansı iyiydi.

Tam belirtitğin modeli ve kasayı yıllarca kullandım. Dizeli inanılmaz az yakan, konforlu ve keyifli bir araçtı. Çok seviyordum. sadece otomatik vitesi biraz sallantılı.

Hatchback egea düşünebilirsiniz. Ben olsam peugeot ve opel'den uzak dururdum.

Fiat ve renault hiç düşünmüyoruz malesef. Ailem yıllardır opel kullanıyor, hiçbir sorun yaşamadılar aslında.

Kesinlikle çok mantıklı düşünüyorsunuz. Ben de aynı düşüncede olduğum ve fazla km yapmadığım için asla dizellere bakmadım. Evden işe işten eve, ve yılda iki üç defa şehir dılına çıkma için dizel araç almak mantıklı gelmiyor bana. Dizelin kendine özgü masrafları ve partikul filtresi mevzusu gibi bakımları da var ayrıca. Benzinli motorda yağı suyu olsun zamanında servis bakımları olsun mutsuz etmiyor.

araç için fikir istemişsiniz, temiz bir ford b-max 1.6 titanium plus otomatik alırsanız üzülmeyeceğinize eminim.

Hem hatchback, hem görüş açıları çok iyi, hem de sürgülü kapılar hayat kurtarıyor. Ayrıca diğer alternatiflere göre oldukça donanımlı olmasına karşın daha uygun fiyatlı.

hocam alçı yapan yere gidin renk değişikliği ve şişlik oluştuğunu söyleyin. ortopedi doktoru icapçıları olabilir ki alçıda ise alçı ortopedi doktoru yapar gelip bakar yaptığı alçıya. yok atel(yarım alçı) ise zaten göztepe eah aciline gidin önünde çıkarın ateli giriş yapın acilden durumu anlatın. şiş olduğu için ameliyata alacaklarını düşünmüyorum. alçı ise dolaşım bozukluğu olabilir. kompartman sendromu falan olmasın allah korusun. yukarda tutun annenizin elini yatarken falan yastık koyun altına. tırnağa bastırıp çekin dolaşımını kontol edin. geçmiş olsun.

erenköy fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi çoğu deneyimli doktorlar stajyer pek yok

Devlette bilmiyorum ama Okan Üni Hastanesi Kaya Hüsnü Akan benim uzun süredir çözemediğim diz problemime yanıt bulmuştu. Yaklaşımı ve tavırları da çok nazik ve samimi.

Üsküdar Devlette Dr. Emre Bal. Yalnız ona randevu alabilmek mucize gibi.

@old possum MHRS üzerinden kontrol ettiğimde, bahsettiğiniz doktor Ataşehir Fsm hastanesinde görünüyor. Doğrudur dimi?

Kasım ayında gitmiştim, yağış yoktu normal montla rahat rahat gezdik.
İstanbul'dan araba ile ben o yolu çekmem tabi karar sizin.
Kayseri havalimanına inip oradan araç ile geçmiştik. (kayseri'yi de görmüş olduk) Ortalama 1 saat sürüyor.
Gezmek için araba şart. hattaa hanım balonları görücem derse sabah 5 gibi kalkıyor o balonlar, araba dışında kalkış noktasına gidilmez.
Ekim'de gitmenin dezavantajı balonlar olabilir, çünkü hafifin biraz üzeri rüzgar olsa bile kalkış yapmıyorlar.

Şunuda ekliyeyim, terasımızdan balonları görebilirsiniz filan yazan otelleri pek dikkate almayın, terasta fotoğraf çektirmek için para istiyor kapadokya çocukları

Kapadokya'da kaldığınız yer söyler zaten. Yeşil ve kırmızı tur var. Tüm acentalar aynı gezi güzergahını kullanıyor. Araçsız bu yerleri gezmek pek mümkün değil ama tura katılabilirsiniz. Araçla gezecek olursanız da bu yerleri tur programından bakabilirsiniz

- araba şart, yolu çekemem dersen ve tuzlu olur dersen tur ayarla nereyi gezelim derdin olmaz, onlar gezdirir.

- ekim sonu biraz soğuk olabilir kırsal kesim akşamları ayaz olur hatta ankara gibi balon rüzgar olduğunu gün kalkamaz.

- terasımızından balonları görebilirsiniz otelini tercih etmeyin +1 uçhisar kaya otel önerebilirim tam fiyatlarını bilmiyorum ama temiz oteldir.

- balona binmek istemezseniz (pahalı diye) balon seyir turu var 50 tl gibi bir tutar balonların kalktığı yerlere sizi götürüyor fotoğraf çekersiniz, balon turu yapılan yere artık şahsi arabaları da almıyorlar.

başka sorun varsa özelden sorabilirsin. nevşehirliyim.

Merhaba,

öncelikle tebrikler! nice güzel keyifli yıllarınız olsun.

Ekim sonu serin olur evet. O yüzden ne kadar isteseniz de mağara otellerde kalmayın. Aşırı rutubet oluyor çünkü ortalama fiyatlı olanlarda.

Arabayla giderseniz Ayvalı vb gibi yerlerde konaklayabilesiniz.

Balon biniş sabahın köründe, ücret dolar yöro.

Müze kart alın mutlaka. Ihlara vadisi giriş 60tl olmuş, sene başında 55tl idi. Müze kartın kendisi 60tl.
Açık hava müzesine girersiniz mutlaka. Yine de kara kilise idi galiba ona ek para bayılıyorsunuz.

Otel için önerim argos in capadoccia ama aşırı pahalı :(
ucuz olanlar da küf bakteri. mağara oteli yaza bırakın. arabaya da battaniye atın belki balonları seyretmeye gidersiniz.

iyi tatiller

yazar.

Tabi ki yazar.

yazar ama randevusuz almıyolar. geçen gün gittik eşimle. ehliyet için sağlık raporu alalım diye kapıdan çevirdiler randevusuz işlem yapmıyoruz die. e nabızdan aile hekiminizden girip randevu alın aynı güne yer varsa çıkıyor. öyle gidin.

@erty_ksk Baktım ama aynı güne randevu yok. Sağlık ocağının randevusuz almaması çok saçma değil mi ya? Ben gece yatarken sabah hasta olacağımı bilemem ki. İlla acile mi gitmem gerek, aile hekimi dururken.

@cervuetta Teşekkür ederim. Randevum olsun veya olmasın, hatta doktor olmasına gerek yok, market bakkal da olsa hep rica ile konuşurum. Doktorum da sağolsun durumu açıklayınca yardımcı oldu. Teşekkür ederim cevap veren herkese.

gerçekten çok şanslıymışsın. izmirdeyiz 6 farklı bölgede aile hekimim oldu ve sürekli apse problemi yaşadığım için zamansız, gittiğimde asla yazmadı hiçbiri. hatta birkaçı kocaman kapılarına asmışlardı diş ağrıları için antibiyotik yazılmıyor diye, apse yapan dişlerimin durumunu açıklamama rağmen. 20lik ve kanal tedavisi gereken dişlerdi, röntgenim de vardı üstelik. valla şans :)

@e mice üzüldüm senin adına :( Benim de evlenmeden önceki aile hekimim yazmazdı adım gibi eminim. Yeni doktoru çok tanımıyorum, fazla haşır neşir olmadık. Buraya sorma nedenim de buydu aslında, genel durumu öğrenmek. Sağolsun ikiletmedi doktorum. Elinde o kadar delilin varken keşke senin doktorun da biraz anlayışlı olabilseymiş.

selamlar,

Çevremde hiç aşı olmadan (!) gebelik planlayanlar var. Siz en azından sinovac olmuşsunuz. Tıbbi bir tavsiye değil benimki tabii ki ama bence içiniz rahat olsun akışına bırakın.

Merhaba, uzman değilim ama hamileyim, iki doz biontech oldum hamilelikten hemen önce. Reddit'te de ilgili subreddit'leri takip ediyorum ve anladığım kadarıyla Amerika ve Avrupa'da doktorlar artık hamilelere de aşı olmalarını öneriyorlar ve aşı olan hamilelerin sayısı git gide artıyor. Belki bunu da değerlendirmek istersiniz..

kuzenim de ablam da aşısız hamile kaldı. kuzenin döneminde aşı bile yoktu piyasada. ablama da doktoru 3. aydan sonra sinovac olabilirsin demişti. ama yeniydi o dönem aşı olayları. şimdi daha fazla çalışma var konuyla alakalı, yani aşı öneriliyor hamilelere de. hamileyken de olabilirsiniz.

kaldı ki aşının koruyuculuk süresi 5 yıl filan değil ki. 6 ay diyen bile var. hani bu kadar düşünmeyi gerektirecek bi şey değil bence 3. doz. hiç aşı olmamış olsaydınız eğer iki dozu da olmayı bekleyin derdim. ama zaten iki doz olmuşsunuz. o yüzden çalışmalara başlayın derim.

3. dozun size ne zaman geleceği belli değil. Ne zamam hamile kalacağınız da belli değil. Planlayınca ha deyince olmuyor, bir seneye kadar yolu var. O yüzden bu belirsizlikle beklemenin anlamı yok diye düşünüyorum.

"acı" tadı almak için karamel iyi bir tercih olmayabilir. vanilya daha iyi sonuç verecektir.

Soğuk kahveyi bir de cold brew denen uzun ve soğuk demleme yöntemiyle deneyin, bu yöntem kahveyi yumuşatıp içindeki hafif karamel ve çikolata aromalarını canlandırır tabi şurup kadar tatlı olmaz fakat içilecek kadar yumuşatır

Youtubeda cold brew nasıl yapılır videoları çokça bulunmakta

Şurup yerine bir filtre kahve makinesi almanizi oneririm once. Ya da imkaniniz varsa espresso makinesi

@acil kan'a ek. hiç olmadı french press alın.

süt ve şeker kattığın halde mi acı geliyor? ben biraz süt katsam bile artık kahve tadı kalmıyor gibi geliyor. alışmakla alakalı herhalde.

bu arada kahveyle fındık ya da hindistan cevizi süper oluyor bence. ama gereğinden fazla koyarsanız tadı kötü oluyor.

findik +1

bundan bi 10 sene once falan ben de takmistim bu suruplara :) o zaman starbucksin suruplari satiliyodu karamel ve vanilya almistim, bayagi iyiydi. karameli direkt kahveye koyuyodum, vanilyali olani da latte yaptigimda kullaniyodum, vanilyayi sutsuz olana bi yakistiramamistim.

cevaba ek olarak nescafe zaten basli basina daha aci bi tadi var jacobsa gore. istersen bi de jacobsu dene illa cozulebilir kahve istiyorsan.

@co2s2 french press var. Onda mı yapayım?

kapattılar

4. doz randevuları yüksek ihtimalle bir hata sonucu açıldı, şu an kapatılmış tekrar. 50 yaş altında olduğunuza göre 3. doz için yeterince zaman geçmemiş olabilir. Aşı olduğunuz sırada Biontech seçeneği de mevcutsa belki ondan açılmıyodur henüz, sadece tahmin.

4.doz aşıları sağlık çalışanları ile yurt dışına çıkması gereken ancak 2 sinovac üzerine 1 biontech yaptırmışlara açılacakmış, hata ile herkese açılmışmış.

belli degil ama tahminim en az 6 ay.

nisanda ilk, mayısta ikinci dozu oldum. ağustos için üçüncü doz çıkmıştı, öyle oldum ben de.

Hani ilk başta bir sıralama vardı
Önce 65 yaş
Sonra atıyorum öğretmenler
İçişleri bakanlığı çalışanları vs

Sanırım yine aynı o sıra ile oluyor.

Çünkü bende 3.doz hakkı var (22 ağustos itibariyle ama)
Fakat 50 yaşındaki ailemde yok
(çalıştığım işten dolayı ben onlardan önce aşı olmuştum)

bi arkadaşım Poligon Atmaca'ya gidiyor, çok memnun.

Poligonlar emniyet denetiminde haliyle standartları belli hemen hemen aynı özelliklerde. Önemli olan tabanca çesitleri.

Yanlız poligonlarda atış yapmak hiçde öyle ucuz degil en son 15 mermi 100 lira civarinda haliyle pahalı bir hobi.

15 mermi 3 dakikada biter şayet hesaplı olarak atıcılık deneyimi istiyorsanız havali tabanca alın 10 metreden soda sişesi kırabilirsiniz ( sonradan kırıkları toplamak çevre icin elzem )


Bu sekilde hedef aticiligi hobisi edinebilir sonraki asama havalı tüfek ile 80-90 hatta parana göre 200 metre atislari yapabilirsiz oldukca makul fiyatlara eglenceli olur. Sahildeki balon vurma en eski bozuk tüfekler hatsan havalı tüfeklere dürbun takilip hedef aticiligi harika olur.

Poligon aticiligi ve atesli silahlar ulkemizin silaha bakis acisi ve ekonomik acisindan surdurebilir degil.

Atesli silahlardan keyif alman icin senin silahin olacak tetik hassasiyetinden gez ayarina kadar sana özel olacakki güzel grupmanlar çikarabilirsin poligonda herkesin kullandigi sabit gez ayarlı silahtan o kadar da keyif alinmaz hele hele her seferinde silah degisecek.

Esastan keyif almak istersen en az 5-6 sarjor atman lazim oda 1 saati 600 liraya mal olur yazik gercekten elin abd lisi tek bir hafta sonunda 300-500 mermi atıyor.

Çekilin ben kompedanıyım :)

Poligon fiyatları istanbul için ortalama 5-6 tl mermi başına, silah ve mermi poligondan.

Ben kendi silahımla giddiyorum, o zaman fiyatlar ortalama 4-5 tl silah benden mermi poligondan.

Silahımı da mermimi de kendim götürünce ortalama 2,5-3 tl atış başı fiyatlandırma.

Fakat bayrampaşa otogar kaşısında geçen sene açılan poligonda kampanya vardı, silah mermi bizden atış başı 1 tl idi. Ben de anadolu yakasında olmama rağmen kalkıp üşenmeden gittim oraya kadar. Ortam ferah ve idare eder.

1 tl olunca 115 tane fişek yaktım, 115 tl birşey değil bu zevk için (fişek maliyeti ayrı, çok önceden almıştım)

tane başı 2,5 tl olan yerde atsam 285 tl yapar, büyük para.

Son zamanlarda peş peşe poligonlar açılmaya başladı, eskiden anadolu yakasında sadece MNE poligon vardı Ümraniye'de, yandaki sauna yüzünden içerisi hamam gibi oluyordu.

Avrupa yakasında da avcılara, küçükçekmeceye, ikitelliye giderdik.

Şimdi sayısını unutacak kadar var, anadolu yakasında bile 4-5 tane oldu, konu dağıldı. Soruyu tekrar okuyayım :)

Daha önce hiç tecrübe yoksa bilen birileriyle gitmek de fayda var, bu bilen biri de apaçi biri değil de bilinçli ve bu konuları okumuş/izlemiş kendini geliştirmiş biri olsa iyi olur. Tek başına acemi olarak giderseniz, peş peşe atıp bir an önce parkuru terketmeniz beklenir

Zira bazı polis memuru arkadaşlarda bile güvenlik ihlali yapanları görüyoruz.

Anadolu yakasında Ataşehir'dekine gitmiştim en son, adı değişti sanırım, 216 idi önceki adı. Şimdi maltepede ve sancaktepede açılmış, instagramda reklamlarını görüyorum.

Uzun süredir ben de gitmedim, gitmeye karar verirsen yanında refakat edebilirim.


Edit: Önemli güvenlik bilgilerini ve ipuçlarını vermemişiz;

En önemlisi 4 büyük kuralı internetten oku, oldukça basit. İkisi çok önemli, tetik disiplini ve namlu disiplini. Bunları iyi ezberle.

En önemli ipucunu veriyorum, olur da yanlız giderseniz görevliye şunu söyleyin;

"silaha sadece bir mermi koyun lütfen, ilk defa atış yapacağım ve silahta ve şarjörde birden fazla mermi olmasın"

Ben acemi atıcılara her zaman başlangıçta bir tane fişek koyarım silahlara, olur da silah patladıktan sonra namlu yönü değişir, atıcı panik yapar yana arkaya döner tetik parmaktayken, silahı düşürür vs. Her ihtimale karşı her seferinde tek tek fişek koymalı silaha.

Silaha ve patlamaya alıştıktan sonra 3'er mermi takılıp hedef atılabilir.

Kazasker minibüs yolunda da var. Kadıköy yönünde sağ tarafta, Yeni açılan migrosun orada.

Gezip almakta ozel bir gerekce var mi? Yol parasi, sicakta taşıması şu bu hesaba katilinca internetten siparisten daha ucuza gelmesi zor yani. cimri.com veya akakce.com'da fiyata gore siralat, istedigin boyutta al gelsin kapina.

amazonda var
www.amazon.com.tr

Ciddi bi şey arıyorsanız ve fiyatı yüksek gelmezse bu canavar gibi bi vantilatör:

www.koctas.com.tr

amazon çok hızlı teslim ediyor, ben aldım 18 saat içinde teslim ettiler.

www.burhanfelekyuzmehavuzu.com

ben de geçende buradan stil öğrenmek için sormuştum.
özel ders sizin durumlarda daha iyi olabilir en azından ilk etapta.
buradaki arkadaşın önerisinde 10 ders 1500 gibi bişeydi ama hocaya (prof sporcu durmadığı için) bayılmadım ama ben stil falan başka bi beklentideyim. düz yüzme için iyi bence.
ayrıca ufak bi özel ders aramasıyla ist.da daha iyi alternatifler çıkıyor ancak fiyatlar saat başı 250-300e çıkıyor.

çok fakirim diyorsanız da ibb'nin havuzlarında dersler var neredeyse bedava. sıra hemen gelmiyor gibi, adınızı yazalım sizi ararız diyorlar ama aşırı da geç değil, bi kaç haftada sıra geliyor. dersler grup dersleri

bi de korkmayın, bebeklere bile yüzerken bişey olmuyorsa size hiçbişey olmaz. bedeninizi dinleyin, sadece suda değil günlük hayatta da bedenine hakim, beden farkındalığı olan biri daha hızlı öğrenir.

yuzme bilmemekten ote su ile ilgili bir fobi var gibi sizde bence. yuzme bilmeyen sayisiz insan boylarini gecmeyen yerlerde rahat takilabiliyor. veya mesela deniz yatagi veya sosislerle boylarini gecen yerlerde bile takilabiliyorlar. yuzme bilmemek degil fobi olarak degerlendirip ona uygun bir hamle yapmak faydali olabilir. ayaklari yerden kesmekten korkarken yuzme ogrenmek pek mumkun olmayabilir.

Bi sorun olmaz muhtemelen. Ben bazı evrak işlerinden kaçmak için random değiştirip durdum ikametimi, hiçbir şey olmadı. Polis arıyo ama kontrol etmek için.

Hawaiian tropicten ben daha fazla memnun kaldım. Eda taşpınarla bildiğiniz piştim güneş altında, kızarmadım yani direkt piştim. Bir de üstüne soyulma yaptı.

Eda Taşpınar, min 30 faktörlü koruma sürdükten sonra kullanılmalı. Diğerini kullanmadım bilmiyorum ama.

kakao yağı

herkes bim'e bok atar genelde ama üretim, kalite kontrol süreçleri firmaları batırıyor öyle diyeyim. varsa file yoksa bim'den al. tabi antep'te falansanız günlük taze alın.

ben de yakın zamanda soğuk baklava deneyeceğim sade yağ lazım ama :) siz onu nasıl temin ettiniz.

2 kez bimden alıp denedim tatlı yapmayı. beni üzmedi.

3.5 mm iphone kulaklığı al?

Birkaç aydır xiaomi earphones 2 basic (kablosuz) kullanıyorum. Telefon görüşmelerinde falan çok iyi. Ergonomi sorunu(kaba oluşundan kaynaklı) ve sensör-dokunmatiklerinin hassas olmayışı dışında sorunu yok. Bir f/p ürünü ve yeterli bence.
www.amazon.com.tr

Doktorlar gebelik hk ne söyleyebilir bir yılı doldurmamış bir aşı hakkında? Tamamen yorum

Bu konuda okuduğum uluslararası kaynaklar, daha aşıların test aşamasındaki gruplarda bile hamile kişiler olduğundan bahsediyor. Biontech'i mevcut dönemde (çoğu doktor) hamile kadınlara da öneriyor. Şimdi bu açıdan bakarsak, hamile kaldıktan sonra hastalıkla karşılaşılması anne ve bebek için daha büyük risk doğurabiliyor sonuçta.

Burada sizin doktorunuzun önerisi aşıdan sonra bağışıklığı kazanıp hamile kalmanız yönünde olmuş ki, o arada olası bir ters durumda, sıkıntı yaşanmaması adına doğru bir yönlendirme diye düşünüyorum.

İnternette TR kaynakları değil, yabancı kaynaklarda 3 ay gibi bir süre önerildiğini hiç görmedim (ancak sağlıkçı değilim, sadece bu işi uluslararası mecralardan takip etmeye çalışan biriyim)

meredeyse her gece kuş sesi duyarım, hem de gecenin her saati olabiliyor.

Kuşları gece zaman zaman duyuyorum, bununla alakası olduğunu sanmıyorum o yüzden. Benim annem de sabahtan beri ''Hava çok sıcak, bu kadar sıcak havalarda hep deprem oldu.'' falan diyor, ben de korkuyorum.

Depremden kuşkulanmak için daha fazla huzursuz hayvana ihtiyacın var.

kuslarin otmesinin sebebi sicaktan daralmalari ama depremin hava sicakligi ile ilgisi yok. depremin oldugu katmanlar ve fay hatlari binlerce km uzunlukta ve derinte. 3-5 km otedeki mekanda bile iklim bile cok fark ediyor. butun fay birden sicak olacak da topragin yapisini degisterecek. ele alir bir veri bile degil.

bazi hayvanlar depremi ongorebiliyor ama sadece bir kac sn oncesi. o da yer altindan gelen oncu titresimi fark edebilmeleri sebebiyle.

turkiyede deprem bolgesi. depremden degil evin ve is yerinin saglamlagindan endiselenin.

forum.donanimhaber.com

Öncelikle ne istediğinize göre tatil yapacağınız lokasyonu seçin, salt havuz güneşlenme mi, birkaç ören yerini, manzarayı da görmek ister misiniz buna göre değişir. Daha sonra mesela trivagodan(ben burayı kullanıyorum ondan) konumu girerek otellerin fiyatlarını, fotoğraflarını, konumlarını, yorumlarını, puanlarını görebilirsin. Bunlara bakarak zaten kafana yatan bir yer ve fiyat oluşur bence.

www.laquintabodrum.com
ben burayı buldum haziranda fiyatlar bir tık daha uygundu, 4 gece 5 gün için nezih temiz bir yer. otel zincirinin ankara bacağında arkadaşım çalışıyor ona sordum güzel gidin ben kaldım iyiydi dedi. gidiyorum bu hafta.
görüşlerimi buradan yazarım ama fiyat performans olarak iyi bence.
www.tatildenince.com'dan da otel bakabilirsin. yeni kurulan güzel bir site, fiyat avantajları iyi. telefonla fiyat alırsan nickimle selamımı söyle ekstra indirim yapsınlar :) Ben oteli oradan aldım.
iyi tatiller.

Herkesin alerji durumu farklı bu nedenle bir doktorunuza danışın ancak bu konuda benim tecrübelerim de şu şekilde;
Alerjisi olan bir çok tanıdığım biontech oldu, hiç birisi de bir sorun ile karşılaşmadı. Ancak, hepsine en azından 30-40 dk hastaneden ayrılmamaları söylendi. Bu arada birisine de biontech öncesi bir avil vurmuşlar.

Gluten ve süt alerjisi olan bir arkadaşım anaflaksi yaşadı dün biontech sonrasında. O nedenle mutlaka doktora danışmak lazım. Ancak başka bir arkadaşımda belli ilaçlara karşı alerji var, önce acilde damar yolu açtırdı, aşılandı bekledi bi şey olmadı ona.

Özetle alerjisi olanlar şunu olsun gibi bir şey görmedim, aksine Esin Davutoğlu hoca Biontech yaptırabilirler diyor ama bizzat takip eden doktora danışmak en iyisi.

bir profun videosunu izlemiştim. bağışıklığı zayıf olanlar, kronikler biontec olsun, alerjisi olanlar sinovac olsun falan diyordu.

Dün bir doktorla konuştum ve kendisi aynen bunu dedi.

Benim bünye çok alerjik, 17 yaşında anaflaksi de geçirdim ama dün biontech aşısı olurken söylememe rağmen 15 dk burdan ayrılmayın yeter dediler. Bekledim, bi sıkıntı yaşamadım. Her alerji bir değil

ten renginizi söylemden kimse bir şey söyleyemez, çok mu beyaz tenlisiniz, esmer misiniz vs..

öğlen 12-14 arası yarım saatten fazla güneşte kalmayınız. güneş ışınlarının en tehlikeli ama en yüksek d vitamini içerdiği aralıktır. yarım saat herhangi bir koruyucu olmadan uzansanız yeterli.
saat 16 dan sonra bence en fazla 30 faktörlük bir koruyucu ile güneşlenmeniz yeterli. akşam da bol nemlendirici ve bronzlaştırıcı sürebilirsiniz.

güneş ışınlarının kansorejen olduğunu ve ciddi tahribatlar yaptığını unutmayanız

Buğday ten denilebilirim sanırım.

Bugün bize de oldu. Çağrı olarak başlatınca inaktif geldi. Toplantı daveti atarak yapınca düzedi ama.

Bu faiz oranlarıyla kredi çekmek pek mantıklı değil. Araba öncelikli ise bu oranı o öncelik belirler.

Ama ben olsam 50000tl kredi çekmek mantıklı olabilirdi.

Bence biraz birikiminiz ile de alakalı. Biz de yeni araç aldık, çektiğimiz kredinin yarısı kadar birikim duruyor acil durumlar için. Kredi taksit tutarını da bir taraftan yine biraz birikim yapabilecek şekilde ayarladık. Bu şekilde planlayınca kaygı seviyemizi minimuma indirdik diyebilirim :)

Fakat biz garanticiyiz tabii, tüm parasını koyup, ucu ucuna borç ödeyerek yaşayan da var. Öte yandan para biriktirmeyle araç fiyatlarına yetişilmiyor bu enflasyonla, biz de bu yüzden almaya karar verdik.

Benzer bir durumda çektik. 5 bin ödeyecek durumunuz varsa neden peşinat düşünesiniz. Mevcut evin tapusunu da istiyorlar. Rahat rahat çıkıyor kredi hiç problem olmayacağını düşünüyorum. Alacağınız araç 5 seneden eski ise araç değil bireysel kredi verebiliyorlar. Garanti ve Albaraka 7-8 seneye kadar esneyebiliyor.

Kredi işlerine uzak durmakla en iyisini yapıyorsunuz.

Zaten imkanınız olsa insanların ekonomik tutumlarıyla ilgili görüşmelere çıkarsanız, insanımızın ömrünün büyük çoğunlupu ihtiyaçları temin etme ve kredi borçlarını ödemeyle tükendiğini görürsünüz.
80-90 yaşında olan bile hala ev yaptırma derdinde . Hayat böyle uzun oldupundan, insanın aklına ölüm tanıkların mezarlarını görmeyle sabah vakti duyulan cenaze selalalrıyla geliyor.

Kredi çekiminiz için limit tavsiyesi veremem tabi ama krediden önce zamanla ihtiyacınızın kalmadığını düşündüğünüz şeyleri satın derim.
(Arsa /arazi hariç)

Kredi için ödeme planı alın.
Ödeyeceğiniz toplam faizi bir öğrenin.

36 ay olduğunu farz edelim.
Kenardaki paranız, 36 ay içinde kredi faizinden fazla değerlenecek diye düşünüyorsanız, o zaman kredi almak mantıklı.
Tam tersi ise, o zaman direkt cepten ödemek, faizle uğraşmamak daha mantıklı.

Hesap budur.

50 ml gliserin ile 10 ml e vitaminini karıştırıp bolca sürün gece. benim için en etkili çözüm bu oldu.

excipial "lipo"

fito krem, eczane.

krem değil ama şunu www.rossmann.com.tr önermek isterim. ben vücudum için kullanıyorum ama elleri için kullanan ve hemen faydası gören çok kişi var.

annenize koyulan teshis onemli. Sirf kuruma ile sirt kasiyacak kadar kurumaz eller, bir hastaligi vardir. eger caresi varsa anca onun icin ilac vardir, yoksa catlak kuru eller icin kremler vs. ise yaramaz.

annemin vardı, vites geçişleri alışana kadar yorucu olabiliyor, klasik debriyaj sistemi kullanıyor ama otomatik atıyor, dolayısıyla bi anda gaz kesiliyor gibi şeyler oluyor bana çok tuhaf gelmişti. ama sonra alışınca gidiyor. yakıtı vs iyi dizelde klasik toyota sorunsuzluğu. göründüğü kadar da küçük değil diye annem satıp yaris almıştı.

2014 model manuel'ini sıfır almıştık. mükemmel araba. 100 bin km yapmamıştır araba gerçi ama sapasağlam.
ne yaktığını daha çok babam biliyordur ama ben çok seviyorum. gözü kapalı alınabilir.

2008 dizel/otomatiği var. Vitese alışmak gerekiyor gerçekten, hiçbir sorunu olmadı hamambocegi gibi. Yağını suyunu koy git. Şahsen bana hantal geliyor ancak eşim çok seviyor. 160binde bakımdan bakıma gittim hep sanayiye. Araç almaktaki odağınız ekonomi ise tavsiye ederim.

Geçenlerde bir arkadaş için baktık, 1.0 motorlu olanı denk geldi. 0-100'ü 15 küsür saniye idi, max hızı da 155. Hani tabii bir performans beklemiyorsun ama 15 saniye aşırı yavaş gerçekten, şehir koşullarında çok hantal kalabilir.

Edit: yanlış okumuşum, yaris olacaktı evet. kusura bakmayın.

2014 model, 1.4 dizel otomatik kullanıyorum sanırım 3-4 yıl olmuştur. çok memnunum arabadan. vites geçişleri biraz hissediliyor doğru. ses yalıtımı mükemmel değilmiş ama bunu bir süre üst segment bir crossover kullanınca anladım. bu nedenle kıyas doğru değil. 2014 ve sonrası kasanın görüntüsünü çok seviyorum ben. yanlış hatırlamıyorsam kasa 2014 modellerde değişti sonra tekrar ufak bir makyaj geldi. o nedenle 2013 değil de 2014 tercih edin. dizel tabi ki benzinli kadar atik değil, 1.6 benzinlisi de var ama benim için önemli olan yakıt tasarrufu idi.

çok doğru bir seçim bence. şimdiye kadar olanlar; yağ eksiltme uyarısı verdi ama o sıralar uzatılmış garanti kapsamındaydı yaptılar. benimki cam tavan o yüzden de çok seviyorum, ama perde ses yapıyordu onu da servis ücretsiz yaptı. cam tavanlarda perdeden ses gelme sıkıntısı yaşayanlar var benim gibi. yakın zamanda da led farı bozuldu yenisini aldım. 200 tl :( ama 7 yaşındaki arabada çok da anormal gelmedi artık bilemiyorum.

facebookta auris clup turkey ve auris clup turkey (alım-satım) sayfaları var. bir göz atabilirsiniz, yılların auris canavarları var orada. ne sorsanız söylerler.

@roket adam 1.0 Auris ilk defa duyuyorum. Yaris ile karıştırıyor olabilir misiniz?

bende üç yıldır (yaklaşık 50 bin km yaptım sanırım) 2013 manuel 1.6 active var, genel olarak memnunum. çok fazla kilometre yapmayacağım ve ikinci elde dizele güvenmediğim için (bakımları düzgün takip edilmezse ileride masraf çıkarma ihtimali daha yüksek) benzinli 1.6 aldım, motorla ilgili sorun yaşamadım hiç sanırım.

burnu biraz alçak olduğu için yakın yanaşma durumlarında biraz alışkanlık gerektirebilir, onun dışında ekstrem bir durumu yok zaten arabanın. görüş konusu fena değil, arka camı göze küçük görünse de yeterli. konfor olarak fena değil, ama bir premium ses yalıtımı yok, 100'den sonra lastik/yol sesi alır içeri, 140-150'den sonra rahatsız edebilir.

manuelin yakıt tüketimi ortalama diyebilirim, ne çok tasarruflu ne de çok müsrif. şehirler arası yolda sakin kullanımda 100 km'de 5,5-6 litre arası, eğer basarsanız veya şehir içinde çok yoğun trafikte kullanırsanız 9-10 litreleri rahat görür. benzinli otomatikte cvt şanzıman olduğu için azıcık daha düşük olur diye düşünüyorum, dizel ise zaten benzinliye göre çok daha tasarruflu.

bagajı çok büyük değil ama bana yetti şimdiye kadar, kesinlikle küçük değil. fakat çocuklu aile iseniz, atıyorum bebek arabası falan taşıyacaksanız daha büyük bagajlı alternatifleri de düşünün derim.

benzinlinin otomatik vitesi cvt'dir, dizelinki ise robotize manuel. yani dizelde sizin yerinize debriyaja basıp vitesi büyüten/küçülten bir mekanizma var, dolayısıyla sarsıntılı olabiliyor vites geçişleri ve alışana kadar rahatsız eder.

bu aracın hiç 1.0 motoru olmadı, roket adam herhalde yaris ile karıştırmış olacak. dizel 1.4, benzinli de 1.33 ve 1.6 motorları var, ve otomatik 1.33'te yok gibi kalmış aklımda. manuel 1.6'nın performansı gayet iyi, kalkışta da seri, sollamaya çıkınca ara hızlanmaları da turbosuz bir araca göre yeterli.

motor mekanik olarak falan o zamanın corolla'sı ile bire bir aynı olduğu için bakım parça sorunu falan yok, ustası bol.

facebook'ta benim görebildiğim auris club'larda satılan araçların fiyatları piyasaya göre epey yüksek, aklınızda bulunsun.

@ barbadoshayrettin detaylı anlatımın için teşekkürler. Araba konusunda çok bilgiye sahip değilim. Ama bu araçta, benzinlide otomatik vitesin manuelden daha az tüketeceğini söylüyorsun sanırım. Doğru mu anladım?

Ek olarak, piyasada temiz görünen 2013 model, km si max. 100-110.000 civarı olan arabalar 140.000 TL’den aşağı değil. Bu parayı eder mi bilemiyorum onu da.

evet öyle düşünüyorum. sebebi de, cvt şanzımanın yapısı. muhtemelen ekonomi odaklı olacak ve siz gazı köklemedikçe kurtarabildiği en düşük devirde gitmeye çalışacak.

İlaçlama falan yapılmıyor, bilinen önlemleri alıp normal yaşamınıza devam ediyorsunuz.

talebinizi belediyeye iletebilirsiniz ama geleceklerini sanmıyorum, araya adam falan sokarsanız birilerini gönderiyorlar.

Parasını verip yaptırıyorsunuz bizim binada öyle yapmıştık

Kçekmece belediyesi ücretsiz bir şekilde merdivenleri ilaçlıyor.

Ya parasini verip sirkete dezenfekte ettiriyorsunuz ya da bulundugunuz ilce belediyesini arayip soyluyorsunuz, onlar ucretsiz yapiyorlar, o da belki...

Parasını verdiğim firma maskesi burnundan düşen bi adam yollamıştı
Ciddiyeti siz anlayın artık

Bayiilerin 2. el kısımlarına bakabilirsiniz. Fiyat konusunda çok fark etmiyor ama en azından karşınızda bir şirket oluyor. Bir de araçlarda ne problem varsa söylyorlar. Sürpriz yaşamazsınız aldıktan sonra.

Megane, i30, Kia Ceed de ekleyebilirsiniz modellere.

Ben 2018 model Elantra kullanıyorum. Benzinli, otomatik. Tüketim verisi şehir içi 9,5 litre ama benim yol bilgisayarım şehir içi 7,2 litre gösteriyor. Benim ölçümlerim ise 7,5 litre. Aşırı km yapmıyorsanız dizel ile aradaki farka çok da değmez yani.

www.fordikinciel.com

etrafınızda tanıdık varsa tanıdıktan almak en iyisi.

sarı sitedeki ilanların yarıdan fazlası zaten galericilerin. çoğunluğu da şerefsizin önde gideni. geçen sene hanıma araba bakıyoruz. adam yazmış şöyle temiz böyle temiz.. aradım araba oradaysa geliyorum diye. gel dedi. gittim, arabayı sordum, araba yan galerininmiş ama kaportacıdaymış. beklersen gelecek dedi. yok uzaktan geldim, işim var falan dedim, adam beni kaportacıya götürdü. "kazasız problemsiz sıfır hata" diye ilan verdikleri arabanın:

- arka tampon kırık
- ön kaputta boya yanığı var
- her yer çarpık
- arka koltukların havalandırma çıkışı (ön koltuğun altında olur) bagajda. bu ne dedim? yedek dediler. koltuğun altına baktım, yerinde değil. koltuğun altındaki havalandırma çıkışını neden çıkartırsın?
- torpido altındaki izolasyon malzemesi yerinden çıkartılmış

tüm bu bilgileri birleştirmeye çalıştım. birleşmedi.

adamlar arabayı "süsletip" problemsiz diye çakacaklar bize.

diğer cevaplardaki gibi bayilerin 2.el kısımlarına bakmakta fayda var. en azından garanti veriyorlar.

ama işin sonunda onlar da galerici.

tanıdık olmadan hep risk

Geçenlerde iki araba baktım, ikisi de galericiymiş (pek öyle anlaşılmıyordu), üstüne de arabaların ikisi de "bir arkadaşınınmış". Başkaları ile buluşup baktık vs.
İyice saçma bir durum var.

çok kilometre yapmayacaksanız dizelin hem fiyat farkına değmez, hem de ikinci elde dizel daha risklidir. kullanmak biraz daha özen ister, herkes de dikkat etmez, yani alacağınız araç özenli kullanılmadıysa sizin düşük çekiş, yüksek tüketim vb. sorunlarla karşılaşmanız, veya büyük bakım/tamir masrafları çıkarması daha olası.
bir de arabalar 4-5 yaşından sonra gerçek rengini göstermeye başlıyor, önceki sahibi de birazcık masraflı olmaya başlayınca süsleyip ittirmeye çalışıyor.

genetik testlerde kesin sonuç olmaz her zaman 0.01% ihtimal vardır

Kalbur üstü özel hastanelerde yapılabilir

SMA ozelinde bilmiyorum ama memorial hastanesinin genetik bolumu var orada kanser ile ilgili genetik test yapiliyor. Bir de egitim hastanelerine bakabilirsiniz, onlarin da bir kismi yapiyor diye biliyorum

merhaba, doktoruma sordum. yanıtı şu oldu 10 binlerce genetik hastalık var başka hangisini yaptırmak istiyorsun. ben önermiyorum, etik açısından da uygunluğu tartışılıyor dedi. bir de şu var, taşıyıcı olmazsınız ama bir kod hatası olur o zaman da sma ortaya çıkabiliyormuş.