bünyeden bünyeye değişir, kimisi hiç hissetmez, kimisi 3 günde atlatır, kimisi 3 yılda, kimisi de putlaştırır ve atlatamaz.
kişilik özellikleriyle ilgili(normalde takıntılımısın değilmisin v.s) ne kadar sürede atlatacağın
ama benim yıllar öncesinde uydurduğum bi' kum saati hipotezim vardı daha da hiç şaşmadı, hep çalışır. yani, aşık olduğu sanısına düşen insanlar için; bence girdiği sürede çıkıyor.
insan sonuna geldiğinde başını anımsar, o ilk etkilenme, güzel günler, ''aslında şöyle iyi şeyler'' diye iç geçiştireceğin bir sürece gireceksin. bu sürede kendine/fikirlerine baskı yapma, ileride patlarsın.
devamında ''ama''larla başlayan bir aşamaya giriliyor genelde, ''iyidi ama, şöyleydide''(kötü hatıralar) ondan sonra uzaklığın etkisiyle 2. ama dönemine giriliyor, yani onun kötülüklerine bahaneler bulma. hah işte bu kısmı tehlikeli, eğer bu kısımda ondan hala haber alıyorsan yani kıskançlığı ortaya çıkartacak aksiyonlar vuku buluyorsa patlarsın. kapatacaksın bu kısımda kendini ona, kafkanın çok iyi betimlemeleri var burayla ilgili. çünkü eğer ona kendini kapatmadıysan bu onu metalaştırmana ve sevdiğin insana haksızlık etmeye hatta erkeklik gururuna vurma eşiğine kadar bile gelir. eğer olurda bu kısmıda atlatırsan sonrası zaten zamanla alışmak oluyor, yani onunla da yaşamaya başladığını farkediyorsun. Nasıl diyorlardı, unutmuyorsun ama alışıyorsun, yani yolda görsen şöyle bi' göz kırpıp samimiyetle ''N'aber'' diyebileceğin kıvama geliyorsun (senin sorduğun süreçte zaten bu kıvama gelebilme) işte bu naberi diyebiliyorsan ya da içten bi' ''sen nasılsın'' geçmiş olsun bitmiştir olay. keza patlamalar sürekli 3. evrede oluyor orayı atlatırsan gerisi kolay.
kişisel örnekler senin işine yaramaz ama elimde tonla var; mesela ben ne kadar sürede atlatıyorum sorusunun cevabı 3 gün, ancak o 3 nasıl geçiyor kısmı sıkıntılı, yani o 3 günü yaşamayıp ölsem daha iyi(ayrılan tarafın ben olması değiştirmiyor, eğer ben ayrıldıysam farkındalık daha geç oluyor ama er ya da geç bu sürece giriyorum ve ), zaten ölüyor hissediyorum kendimi. yanlış anlaşılacağım ama bence bu konu önemli olduğundan belki bi' işine yarar diye yazmaktan çekinmeyeceğim, uçurumdan düşüyormuşum gibi hissediyorum, ve elini uzatsa tutacakmış ama uzatmayacağını bilerek akmıyor zaman, öyle ki o anlarda sahip olduğum herşeyi, herkesi yıpratarak, ve belki de geri dönüşü olmayacak şekilde kırarak, çizerek. uyuşturucu gibi birşey yani, bi' tek öldürmüyor.
Ama mesela çok yakın bir arkadaşım ise; hala arkadaşlarından haber aldığı twitter v.s de takip ettiği için bir türlü içselleştiremedi olayı, hala yılın belirli dönemlerinde nüfuz eder. hiç unutamadı ama onunda hiç böyle bitik olduğu bir dönemi anımsamıyorum.
başka bir arkadaşım ise, kendisine fiziksel zarar veriyor bazen ama onun için ilişkileri arasında geçiş süreci diye birşey yok. bir gün önce uğruna öleceği kadından çat diye vazgeçip başka bir kadının uğrunda ölmeyi, onun için herşeyden vazgeçmeye hazır oluyor (ve malesef bu adam ergen değil) ben hep bunu gossip girl'de ki serena karakterine benzetiyorum, aşık olduğu dönemde inanılmaz aşık ama bittiğinde de hiç aklına gelmiyor. yenisine inanılmaz aşık olarak yoluna devam ediyor.
0