www.google.com

@serabetan

araştırdım usta dediğin şekilde hatta sure sure sırasını buldum fakat ayetlerdeki sırada bir farklılık var mı onuda merak ediyorum onu bulamadım

İniş Sırası ve Sebepleri ile Kur'an-ı Kerim Tercümesi - Doç.Dr. Niyazi Kahveci

tam aradığın kitap. hatta fazlası.

(git: www.dr.com.tr)

@zararli yazar, o siteyi buldum da, ayet dizilişleride iniş sırasına göre mi onu merak ediyorum

@sende mi burutus hayir valla ben almadim valla cevabı alsam yeter. bunu öğrenmek için 20 tl fazla benim için :)

blog.milliyet.com.tr

hocam okumak istiyorum deyince kitap önerdim. cevapları ayrıntılı olarak bilmiyorum. din konuda son derece yetkisiz bir ağız olarak gene tavsiye ettiğim kitabın önsözünden bir alıntıyla fikir vermeye çalışayım.

" Hz. peygamber okuma yazma bilmediği için nazil olan ayetleri (demek ki ayet ayet inmiş) sayıları kırk civarında olan vahiy katiplerine yazdırdı. (...) Hz. peygamber nazil olan her ayetin hangi sure'nin neresine konulacağını belirler ve vahiy katiplerine bildirirdi. (...) tamamı birden indirilen sureler pek azdır. sureler, genellikle azar azar ve çoğunlukla beşer onar ayet şeklinde farklı zamanlarda inmiştir. surelerdeki ayetler her zaman tarihsel olarak geliş sırasına göre dizilmemiştir. mesela Hz. peygamber'in Mekke'den Medine'ye hicretinden önce nazil olan bazı sureler, Hicretten önce nazil olmuş bazı ayetler de içerir. aynı durum, tersi için de geçerlidir ..."

Kur'an ayet ayet indirilmiş. Yani bir sure tamamlanmadan bir başka surenin ayetleri de indirilmiş. Yalnız bunun sıralaması yine Cebrail (a.s) tarafından yapılmış.

Hani insanlar ramazanda vs. toplanıp mukabele okur ya, yani biri okur diğerleri dinler sonra bir başkası okur diğerleri dinler vs.. Bu, Kur'an daha indirilirken her sene Ramazan ayında Cebrail ile Hz. Muhammed arasında yapılırmış. Yani o zamana kadar inen ayetleri Cebrail bir kez okur Hz.Muhammed dinler, bir kez kez de Hz. Muhammed okur Cebrail dinlermiş.

Kur'an tamamlandıktan ve veda haccı gerçekleştikten sonra da yanlış hatırlamıyorsam iki kere Cebrail a.s. ile Hz. Muhammed arasında bu mukabele yapılmış ve bu şekliyle de Kur'an son şeklini almış.

@zararlı yazar valla spesifik bir soru aslında benimki yani mesela o sitede surelerin iniş sırasını koymuşlar ama asıl iniş sırası acaba alak suresi 1-5. ayet daha sonra enam 1-18. ayet arası şeklinde mi ya da alak 1. ayet sonra 5. ayet sonra 3. ayet şeklinde mi?

bunu merak ediyorum. surelerdeki ayet numaraları aynı zamanda nüzul sırası mı kısaca


bunuda şundan soruyorum. baştan sona mealini okuyacağım ve mantıklı gitmesini istiyorum. birbirini takip etsin olaylar.

birde süleyman ateşe sormuşlar:

Âyetlerin iniş sırası

Sayın hocam, 45 yaşındayım. 20 sene önce Kur’ân-ı Kerim mealini baştan sona bir kez okumuştum. Arapça bilmiyorum. Şimdi meali bir kez daha okuyorum. Bu kez sureleri iniş sırasıyla okuyorum. Dipnotları da olduğu için daha anlamlı geliyor. Okumam tamamlandığında bir de ayetleri iniş sırasıyla okumak arzusundayım. Ancak böyle bir bilgiye ulaşamadım. Bana bu posta adresinden cevap verebilirseniz çok memnun olurum. Teşekkür ederim. Murat Köksal

Cevap: Ne gerek var bu tür düşüncelere? Siz Kur'ân'ı surelerin iniş sırasına göre okuyun, yeter. Bu konuda yaklaşık bilgi edinmek için uzun araştırmalar gerekir. Ben de böyle bir şeye hiç gerek görmüyorum. Sadece bazı olaylara işaret eden âyetler, ilgili oldukları olayın ardından inmiştir. Meselâ Ahzab Suresindeki Hz. Peygamberin özel hayatıyla ilgili âyetler, Peygamber'in kadınlarından bir ay ayrıldığı, aile içinde huzursuzlukların olduğu zamanda inmiştir. Bu olayın tarihi hem tefsirlerde, hem de tarih kitaplarında vardır. İbn Hişam'ın Siretine, İbn Sa'd'ın Tabakatına, İbnul-Esir'in el-Kâmil'ine bakmanız gerekir.


denmiş

Ne dönüyor lan şaka maka içeride, millet ısrarla sıra bekliyor falan?

ben 2009'da uye olmustum. tam uc yil oldu. gerci bakmiyorum ama gecenlerde bir mail geldi tisort alin siranizi onlere tasiyalim diye.
sozluge bile bir bucuk yilda yazar oldum. adamlar neyin pesinde anlamasi guc.

o kuyrukta sürekli olarak torpille tshirtle öne geçenler olduğu için bekleyince sıranın gelmesi imkansız.O yüzden içerden bir torpil bulun en iyisi.

içerde bolca kudurmuş karı kız ile abaza var.birbirlerine bi kaç bakış atarak sevgili oluyorlar.

para vercen, yoksa giremen hocam.com'a.

arkadaşım torpil yapmıştı puanlarını harcayarak. o zaman girmiştim. yoksa sıra çok ve uzun süre gelmez erkekseniz.

upload.wikimedia.org

edit: ben yol gösteriyorum abi. yetkili birine benzeyen abi.

tam olarak sorduğum bu değildi. terör olayları olan ülkeler değil. terörle aktif mücadele eden ülkeler diyorum.

ispanya vardı eta silahlı mücadeleyi bıraktığını açıkladı 2 sene önce.

kolombiya- farc örgütüyle uğraşıyor, geçen hafta barış görüşmelerine başladığını bildirdi.

sri lanka- kamil kaplanları ile mücadelesi vardı, 2009 yılında çok kanlı operasyon ve savaşlar sonrası bozguna uğrattı.

meksika'da drug cartels var hükümeti çok zorluyorlar.

hangi birime olduğunu baş tarafa yaz. altına kendini kısaca tanıttıktan sonra şikayetini yaz. maddeler halinde yaz daha güzel olur. alta iletişim bilgilerin imza

isimsiz şikayet dilekçeleri işleme konulmaz. iftira olmasın diye.

haklıysanız isminiz gizli kalır ama şikayet ettiğiniz kişi aklanırsa kimin şikayet ettiğini -dolayısıyla iftira attığını - öğrenme hakkı vardır

peki mağduriyet giderilmesini istediğimi vs. aksi taktirde mahkemeye gideceğimi yazmalı mıyım?

dilekçe yazmıştım. sonra hoca bana takmıştı. hemen ismini öğrenirler. hoca uyarı alır. olan sana olur.

okul da biliyor yanlış yaptığını, bölüm başkanı yeni öğrendim çözüm arıyoruz diyor, ama geçmişe dönük bir şey yapmıyor. bu da benim sağlığımdan tutun ilerideki hayallerimi bile etkiliyor. Hoca da zaten bana takmış durumda, çok önemi yok biraz daha az veya fazla takmasının, ki sevmilmiyor da pek.

valla bişe yapmadım lan.

edit: vay neler yapmışım.

ceza sahasi icinde kendini yere atip gs'ye penalti kazandirdi.

herhangi bir müdahale olmadan ceza sahası dışından hezarfen ahmet çelebi gibi havalanıp panaltı noktası civarına indi hakem de penaltı verdi

bence hakem bu çabayı ödüllendirmek istedi, neticede kolay iş değil

uzun atlama rekoru kırdı

kendini yere attı yavrucak.

hakemin hiç mi suçu yok arkadaş? herkes niye burak'a saldırıyor.

@yetkili birine benzeyen abi.
adam kendini yere atmasa hakeme iş mi düşecek?
hakemin ne suçu var burada? adam zaten hakemi aldattığı için suçlanıyor.

iyice kafayı yediniz yahu.

bu gaassaraylılar hırstan iyice kafayı yemişler lan. bu nasıl bir utanmazlıktır amk.

peki merak ediyorum. galatasaraylı olup da penaltının haksız olduğunu düşünen
ya da beşiktaşlı ya da fenerli olup da haklı olduğunu düşünen var mı?

faul var penaltı değil, burakda atmış kendini. beşiktaşlılar kendi adamlarının 90 dk yaptıklarını görmeyip çok şerefli oynadık demesinler, her topu alan adamı çekip indirmeler, her kafa topunda üstüne çullanmalar, ota boka kendini yere atıp sakatlık numaraları yapmalar(pektemek hariç tabi). sonra gs'ye bok atmasınlar hiç.

@geldiler gs'liyim penaltı haksız diyorum, müdahale varsa bile ceza sahası dışında. Edit: selçuk orada frikikte de penaltıdan çok farklı vurmuyo, yüzde 80 atardı.

yahu sinsin sen neyin peşindesin burda allasen, hem zaten zor durumda olan galatasarayımızı iyice tin duruma düşürüyorsun hem de elinin hamuruyla erkek işine karışıyorsun. adam resmen kendini 3 metre geriden atıp penaltı kazandı işte uzatma, adamın başını belaya sokma allahıma kırırım bu siteyi

ha o kadar bodoslama özensiz biçimde atlayan adamı görmeyip yardımcının etkisiyle penaltı kararı vermek de ilginç tabi orası ayrı

baskerville italic olabilir.

virtualredhead.com

sanırım evet


----

değilmiş. hm.

benziyor ama değil galiba. z farklı

o hiç değil :)

benim metinden anladığım patti smith'in kitabından olduğuydu. baktım gördüm çok güzel bir fontmuş harbiden. ama en doğrusu basımevi olan "domingo"ya ya da kitabın sayfa uygulamasını yapan "Deniz Guliyeva"ya sormak olacak. Öğrendiğiniz de bana da haber verirseniz sevinirim ayrıca. :)

trailer değil bu başka bişey. olmamış. başındaki ali şen, şener şen konuşması uzun. geçiş yok. meraklandırma yok. trailer değil yani.

otur sıfır
bobiler.org de takıl biraz, orda güzel trailer çalışmaları var ,feyz al

fena değil fakat trailer dan daha çok özet olmuş. eksi(k)leri

-sahneler uzun parçalardan oluşuyor
-ilyas salmanın sözü bitmeden kesmişsin
-filmin sonunu vermişsin
-geçiş efekti yada iki sahneyi birbirinden ayıran unsurlar.

lisanslı norton internet security. çok ucuzdu aldım. memnun gibiyim bi problem yok norton'un adı çıkmış bilgisayarı kastırıyor diye ama yok öyle bi şey. 5k dolaylarında bellek kullanımı var.

evet
eset nod32
orijinal
memnunum pcyi kasmıyor, koruyor.

kullanmıyorum ancak bir çok tanıdığın makinesine kuruyorum. itci oldugumdan cok format atıyorum tanıdıklara. hepsine avast kuruyorum. 1 senelik ücretsiz versionundan. realtime tarama yapmadığı için(sadece o anda açılan programları tarıyor) bilgisayarı yavaşlatmıyor. realtime tarama yapan diğer programlar sürekli hard diski meşgul etttiğinden mütevellik bilgisayarları yavaslatıyor. bir bilgisayarın hızı üzerindeki en yavas parcanın calisma hızı kadar oldugundan ve günümüz bilgisayarlarında da en yavas parca (boyutundan bahsetmiyorum harddiskin veriye ulasim hızından vs.) hard disk oldugundan dolayı makineleri cok yavaslatıyor antivirusler. kendim ssd disk kullanıyorum milletin 1 saatte yaptıgı virus taramasını 10 dakika veya daha kısa bir sürede yapıyorum gerektiğinde. random okuma hızı yüksek bir disk.

orjinal kaspersky pure.. ucuza aldim.. bilgisayari biraz yacaslatiyor..

kullanılmaz mı...senelerce kullanmadım ben prof. kullanıcıyım ne olcak dedim bir gün öyle bir şey başıma geldiki anlatsan roman...neyse

agaya beleş tadında free ve çok çok etkili inanılmaz performanslı

microsoft security essentials

1. evet

2. avira

3. orjinal bedava

4. öyle duruyor işte. kasmıyor hiç.

yeap
norton 360
orjinal
memnunum. kasmıyo, ota boka müdahale etmiyo.

avira free antivirus kullanıyorum, ücretsiz zaten memnunum. ayrıca gerekli birşey.

1. evet

2. microsoft security essentials

3. orijinal

4. memnunum hiç sesi çıkmıyor. :)

evet
comodo internet security premium
orjinal
memnunum

1. Evet.
2. Kaspersky Internet Security 2012
3. Orjinal
4. Memnunum. Güvenlikten yana çok rahatım fakat bilgisayarı az da olsa kasıyor.

1. evet

2. avira internet security

3. lisanslı.

4. memnunum. hiçbir kasma yok. gelen e-postalardan tut, taktiğin belleklere, hatta arkaplanda kendi kendine tarama halinde. ücretsiz versiyonunu da gayet tavsiye ederim.

hayır...uzun bi zamandır linux türevlerini kullanıyorum..antivirüs ihtiyacı hissetmedim..ama rootkitlere karşı önlem alıyorum...açık ve kapalı portları arada kontrol ediyorum..işkillenirsem live cd kullanıyorum..fazla mı rahat davranıyorum acaba..

1- evet
2- mse
3- orijinal
4- açıkçası pek umursamıyorum, öylesine kurdum. o yüzden dikkat etmedim.

kaspersky 2010. korsan. memnunum. kötü yanı: trial versiyon olduğundan sürekli kalan gün sayısını göstermesi.

1- hayir.
2- mcAfee
3- orjinal
4- mcAfee kullaniyordum. hic virus tehdidi yasamadigim icin gerek gormedim. win 7 kullanmaya basladigimdan beri(3 sene) kullanmiyorum. UAC yeterli. simdiye kadar da virus yemedim hic

indirdiğim dosyaların hepsi torrent. gel de bu bilgisayarda antivirüs kullan :)

abi derdine derman olamadım ama ben de belçikaya lisansta erasmusa gitçem ve şu an sıçtığımın resmine bakıyomuşum gibi geliyo :(

umarım bi yol bulursun.

belçika vizesi kadar iğrenç bir vize bilmiyorum hakkaten. öğrenci vizesi olunca farklı olabilir ama bi arkadaşıma uçağımızın olduğu güne randevu verip aynı gün vizeyi de vermişlerdi. uçağı kaçırmamıştı arkadaşım ama sen yine de adamalrı zırt pırt arayıp derdini anlat ve randevunu öne çekmeye çalış. bol şans

belçika vizesinde sorun süreçtir. garantör, o belgesi, bu belgesi vs.
zaten uçak biletini almamanı öneriyorlar. ancak benim vizem 2 günde çıkmıştı. 3. gün bulunduğum şehre gelmişti vizem. anlatıldığı gibi sorunlu değildir belçika vizesi. lisans erasmus için gitmiştim.

Harold Lloyd tabii ki.
en.wikipedia.org

(ulan yaşım ortaya çıkıyor diyeceğim ama zaten herkes biliyor beni!)

teşekkürler. bu adamın bu kadar yaşlı olduğunu bilmiyordum. izlediğim komedileri renkliydi.

hayır harold lloyd değil. sorduğun programı hatırlıyorum ancak ben de bulamıyorum. öğleden sonra 3-4 gibi yayınlanırdı trtde. o kadar eski tarihli değil. 2004 gibi bence. bisiklete binerdi. sürekli sakarlık yapardı. ama tip olarak harold lloyda benziyor. bulunursa diye ekleme yapıyorum.

Bulundu: www.imdb.com

yilmaz ozdil tehlike olarak gorulmuyor galiba.

-he yilmaz he.

bence ciddiye almıyorlardır.

temel olarak hedefte şu görüştekiler var bence:

* bilinçli, protest öğrencilerin takip ettiği ve ulusal gazetelerde yazanlar
* halk tarafından tanınırlığı(tv dolayısıyla da olabilir) oldukça fazla olan karşıt görüşlü yazarlar

yılmaz özdil iki kategoriye de girmediği için sallamıyorlardır diye düşünüyorum.

ahahah keltikfrostun yorumu şahaneymiş gerçekten.

o zaman sorarlar adama hani o illegal şeylerin peşinde koştuklarına dair delil? neden yıllarca tutuklu kalıyorlar?

@saygılarefendim sanki yılmaz özdil'i tanımlamak için kullanmışsın. aksine iki görüşe de uyuyor. ayrıca çok yoğun da bir kitle tarafından internette paylaşılıyor, gazetede okunuyor. tehlike olarak görülmüyor olayını da mantıklı bulmadım.

usta yılmaz özdil tanınırlığı çok olan birisi değil. tipik yurdum vatandaşı, muhtemel bir akp seçmeni kendisini tanımıyor. ama mesela uğur dündar'ı tanıyor. neden?

benim de babam, amcam falan yılmaz özdil paylaşıyor. evet chp seçmeni tanıyor kendisini. haklısın. ama yeterli değil. internet kullanan kitle yoğun değil bu arada. halkın yüzde 30'u bile değildir. onların da ne kadarı paylaşıyor acaba.

ilk maddeye nasıl soktun yılmaz özdil'i orayı anlamadım yalnız?

saygilarefendim ulusal bir gazetede yazmıyor mu? Ayrıca yaptığı tespit ve açıkladığı istatistiklerle dünü ve bugünü halkın anlayacağı seviyede ve yalnızca CHP kitlesine değil her kitleye ulaşacak şekilde yazıyor. Şu ana kadar hiç bir cevaptan tatmin edici yanıt alamadığım gibi, verilen cevaplar da çelişkileriyle beni destekler nitelikte. Uğur Dündar ise ekstrem bir örnek olmuş. Nedim Şener ve Ahmet Şık da bilinir değillerdi ama artık biliniyorlar. Durum başka ama ben çözemedim. Siz de çözememişsiniz.

Yılmaz Özdil zaten Emin Çölaşan'ın yerine alındı. (En azından E.Ç'nin iddiası bu yönde. Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi kitabına bakabilirsiniz bu konuda) O yüzden ''aynı gazete başkalarını çıkarırken onu niye çıkarmıyor'' sorusu çok sağlıklı değil. Zaten Bekir Coşkun kendi istifa etti, Oktay Ekşi de keza ''analarını bile satan zihniyet'' sözünden sonra istifa edenlerden diye biliyorum.

Emin Çölaşan'ın Kovulduk... kitabında Ertuğrul Özkök ile aralarındaki bir diyalogtan bahsedilirken Ertuğrul Özkök'ün bir yerde ''Bekir Coşkun mizahi üslupla yazdığı için kimsenin iplemediğini'' söylemesi de bu konuda bir ipucu olabilir. (Yılmaz Özdil'in de üslubu biraz mizahi, diğer kovulan yazarlar kadar sert değil)

Yanılmıyorsam Fatih Altaylı da aynı şekilde bir yazısında Yılmaz Özdil için ''Laf ebeliği yapıyor, Çölaşan gibi bilgi ve belge yazamıyor'' demişti. (Nedim Şener, Ahmet Şık falan çatır çatır kitap yazıp ortaya belge koyan adamlar, olayı bu kapsamda düşünmek lazım)

Verdiğim kaynakların doğruluğunu taahhüt etmediğim gibi, yukarıda yazılan sözleri onayladığımı da söylemiyorum. Yalnızca bu konuda gözüme çarpan ve sorunun cevabı olarak işaret edebileceğim noktalar bunlar. Tartışma malzemesi yapılmamasını rica ederim.

yılmaz özdil'in kamuoyu yaratma etkisi yok bence. mesela nuray mert vs. bir yazı yazıyor. diğer yazarların veya gazetelerin bir yerlerinde görüyorsun. tartışılıyor ve yayılıyor. o yüzden tehlike arzediyorlar.

bi de ben yö'yü muhalif olarak görmüyorum. öyle olsa hürriyet gibi bir gazetede yazmazdı. hürriyet de onu laik kesimin gazını almak için kullanıyor ve müsade ediyor.

her yere gelebilirlermiş. zamanında telefonda sorunumu çok çözdüler. tam çözülmeyecek gibiydi gelelim dediler. onda da çözüldü. merak etme her yere gelirler. bütçe sıkıntıları yok :)

geliyorlar, bize gelmişlerdi(istanbul gerçi de) sordum bunu bende, anlaşmalı çalışanlar var her bölgede onlar gider yoksa uçakla vs biz de gidiyoruz demişti gelen arkadaş.

antartikada olsan yine gelir.

hem kamerayı çok istiyorsan hem de paran varsa pinti olma. ekonomik ol. o başka. teknik özellikler ile ilgili ayrıntılı bilgi yok bu sitede. yorum yapamam.

darty de 320 lira imiş. çokta karlı bir durum yok.

@neysene
200 lira yaptı satıcısı... biraz daha indirim yaptırabilirim diye düşünüyorummm o zaman nasıl olur dersinn.. 175 180 gibi

kameradan ne beklediğinle alakalı bir şey. örneğin ben almam. bu kadarlık mal güzel görüntü vermez. gece çekimi berbattır misal. anlatabildiim mi?

bu sd kamera. dvd kalitesinde yani.

@neysene
ya normal de sınırlı bir bütçem olmasaydı hd kamera alacaktım ama alamıcam .üzüldüm lan. neyse kameradan beklentim görüntü kalitesi kötü olmasın beni 1 sene falan idare etsin vs. ya anlyacağınız kameradan anlamıyorum al derseniz şartlarımı zorlucam alcam işte yaa.... kafanızı şişirdim biliyorum şimdiden çooooh sağolun

sanki hologram resimdi.

hologram resim için aradığım tarzda bir görsel bulamadım maalesef.
Geçmişte Sibel Can'ın bir albüm kapağı vardı böyle. Yer değiştirince göz kırpıp öpücük atıyordu.

(bkz: Holografi)

örnek fotoğraf bulamıyorum. yardım eder misiniz? hep nano teknoloji fotoğrafları çıkıyor.

televizyonlu taso.

Sosyoloji okumak ile diğer iki bölümü okumak arasında çok fark var. Sosyolojinin motivasyonu çok farklı. Gerçekten ilgini çekmesi gerekir bitirebilmen için. Ayrıca sosyoloji okuyup reklam sektöründe çalışan insanlar tanıyorum ancak hepsine baktığında daha üniversitenin ilk yıllarından itibaren kimi zaman beş kuruş para almadan stajlarda süründüler. Özellikle iletişim sektöründe bir sürünme dönemi var.

Ajans'a gir çalış boşa vakit kaybetme oralarda derim :) Hele hele açık öğretim falan kötüdür demiyorum ama iş işte öğrenilir.

sektörde ne yapacağına da biraz bağlı ancak reklamcılık okumadan da kendini geliştirerek, dışarıdan ve sektörden öğrenilerek yapılabilen bir iş. Tabii güzel sanatlar bölümleri ve tasarım kısmı hariç.

O sürünme dönemini öğrencilikte eşekler gibi yasamayı planlıyorum. Sonrasında daha az ezerler herhalde aynı yerde kalırsam :)

Bu arada zaten iletisim fakültesi yazacağım istanbulda zaten. Ek olarak diyorum.

ben medya ve iletişim'i ikinci bir üniversite olarak okuyayım dedim ama reklamcılıkla alakası yokmuş. daha çok sinema televizyonun imitasyonu gibi. diğer bölümler için bir şey diyemeyeceğim..

merlin :P

verme

Meyve dendiğini bildiğim bir merve tanıyorum.

merviş

mörv

wessago + 1

mörv süpermiş ya. ben de katılıyorum mörv +1

merveye merv, göksele göks diyorum.

merivan

mero

marvel

mervik

sizin merve tırtmış. bi merve tanıdım lisede, "me" bile diyemiyoduk lan. çok güzeldi kız. hey gidi günler.

Meyve diyorum ben

soyadıyla hitap edilebilir, bir de küçük merve büyük merve de ayırtedilebilirliği arttırıyor.

Murphy!

mer

mervoş

mermik

beats audio

www.hepsiburada.com

o çok pahalı

www.hepsiburada.com

xperia mini

küçük, tuşlu bir telefon alıp, yanına mp3 çalar da alabilirsin 30liraya falan eğer ses kalitesinden kastın müzik içinse.

www.teknosa.com

www.teknosa.com

bir arkadaş nokia x1-00 kullanıyor memnun halinden. x1-01 de onun tek sim kartlı olanı herhalde. iyidir bence.

alerji salgın bir hastalık mıdır? öyleyse ilk kez bunu sizden duyuyorum.

Hep merak ediyorum, Türk insanı niye doğrusu kolayca anlaşılabilecek yanlışları karşıdakinin yüzüne vurup kalbini kırar?

Tamam alerji salgın değil ama 2-3 ay önce çıkan haberden bahsedildiği malum.

Adalardaki o tırtıl devam ediyor hâlâ, gitmeyin o yüzden.

burası ekşi duyuru. kedili madam ve ben eski kullanıcılardanız. espirili üslubuma üzülüp ağladığını sanmıyorum :) sağolsun bir arkadaş mesajla bana da o tırtıl-böcükten haber verdi.

@mea maxima culpa su an agliyorum biliyor musun? :)

Tirtillar devam yani oyle mi? Ada yalan oldu demek ki. Peki aqua park?

Ada yerine istanbul cevresinde araba sahibi olmayan bireylerin gidebilecegi nereler var deniz olarak? Yine huzursuz olmayacagimiz bir yerler onerirseniz sevinirim.

1. soru: vardır illaki ataşehir taraflarında.
2. soru: tırtıl devam ediyormuş.

not: mesajda polemik amacı yoktu, sevmem de. soru sordum ama cevap vermek istemediniz galiba. size de iyi günler. insanları engellemeden de iyi günler denilebilirmiş. kimse polemik meraklısı değil.

farklı bi teknik deyince aklıma direk memento geldi, sondan başlayan, tersten akan bir film.

bi de bakış açısı diye bir film vardı, vantage point. 10 dk.lık film tekrar tekrar ve farklı kameralardan gösteriliyordu, güzel bi filmdi. ama ufuk açıcı değil.

bi de mulholland dr vardı, imgeler, semboller ve kafa karştırıcı.

hollywood filmi sığlığından biraz çıksak mesela, neler olabilir? geniş düşünsek...

antichrist ve melancholia hollywood filmi değil ki!

www.imdb.com

al izle bunu, hayır dualarını da eksik etme..

Lars von Trier filmlerini ve sığ ve hollywood olacak ama We Need To Talk About Kevin'i tavsiye ederim :) www.imdb.com

david lynch filmleri. mulholland dr mesela
edit: yazılmış, dahinnotha +1 diyelim o zaman.

animals with the tollkeeper
submarine

www.imdb.com
Aşağısında Melancholia var, o da iyi.
Stalker var, ruslar.
Eraserhead,
Begotten, bu biraz iğrenç ama.
Koyaanisqatsi , Baraka var, bunlar belgesel.

9kuyruklukedi söylediklerini izledim. Ayrıca We Need to talk about Kevin, büyük bir hayal kırıklığı benim için. Listede hala bahsettiğim gibi bir film yok.

@sir gawain, teşekkürler.

koton'da her zaman "yüzde 50 indirim" yazıyor. Bazen de yüzde 70 diyorlar. Yılın 12 ayı koton'da indirim var. Ucuz marka algısı mı yaratmaya çalışıyorlar bilmiyorum ama basbas bağırıyor koton indirim var diye.

Inditex grubu tam kadro indirimde.
Gap'te de 3 al 2 öde falan var..

hepsi. giysinin sezonu çoktaaan bitti.

günden güne değil, ama homo sapiens sapiensler olarak bizden önceki cro magnonlar ile aramızda kafatası hacmi olarak bariz farklar olduğunu biliyorum. birkaç onbin yıl sonra daha da zeki olabiliriz. farkettiyseniz uzaylılar da hep böyle daha büyük kafataslı olarak gösterilir filmlerde.

tabi bir noktada bu zeka kendi kendimizi yok etmeye de yol açabilir hawking in belirttiği gibi.

bilgi bilgiyi doğuruyor.
düşünme şekli, düşünme yapısı
öğrenme şekilleri değişiyor
daha zeki olduğumuzu düşünmüyorum.

hala 2-3 bin yıl öncesinde yaşayan milyon adam bulabilirim sana. insanlar zekileşmiş olsa bile hepsi zekileşmedi buna eminim. eski düşünürler günümüz insanı? vs.

daha zeki olmak ne. daha aptallaşıyoruz günden güne.

kullanılmayan organ körelir tezinden gidelim. bizim yerimize işlerimizi hep teknolojik aletler yapıyor. yürümüyoruz dahi, hesap kitap yapmıyor kitapları bile zorunluluk dahilinde okuyoruz. doğadan uzak yaşıyoruz. özetle tam kapasite çalıştırmıyoruz ve beyin de tabiri caizse madem kullanışmıyor ne diye elektrik harcayım gibisinden işlem hacmini küçültüyor.

bilgi birikimi sayesinde bu günlerde teknolojik olarak daha ileriyiz, zeki olduğumuz için değil.

hiçliğin ortasında bir şeyleri icat etmek , keşfetmek her zaman daha güçtür.

Çakmak taşlarını birbirine vurarak ateş yakmayı keşfeden adam , tekerleği icat eden adam , Grejuvayı icat eden adam ,çivi yazısını ortaya çıkaran adam , ilk magara resimleri ile mamutu nasıl avladığını duvara resmenden adam bence insanlığın şu an ki ortalama zekasından çok çok daha üstün zekaya sahip olan kişilerdi.. ruhları şad olsun (:

kafa tası büyüklüğü mü önemli beyindeki kıvrımların çokluğu mu? Bildiğim kıvrımların çokluğu. Bilgelik ve zeka ilişkisi var mıdır sorun bu?

sanırım farklı zaman aralıklarından bakıyoruz olaya. modern insan için tabi ki büyüklüğün birebir etksi yok.zaten kadınların kafatası daha ufak genel olarak ama daha az zeki olduklarını söyleyemeyiz.

siz gelecekte daha zeki olur muyuz dediğiniz zaman ben olaya bir birkaç bin yıl sonra olarak bakıyorum. ve evrimsel sürecin ister istemez bizi o yöne götüreceğini düşünüyorum.
en.wikipedia.org

yüksek zekalı insanlar sıradan insanlardan daha küçük beyin hacmine sahip. kafa tası hacminin büyümesi farklı şeylerden olabilir veya gerçektende daha aptal bile olabiliriz. zaten insan nüfusu arttıkça hayatta kalmak için zeka kullanma zorunluluğu da azalmış olması mantıklı.

ayırıcı nedir hocam ya. içindeki sayfaları bölen mi?

google'a "pdfsam" diye aratırsan free bir program var, o işini görebilir.

primo pdf

pdf splitter

İlk bakışta gerçek olup olmadığı hakkında insanı şüpheye düşüren bu fotoğraf, 29 Eylül 1932 tarihinde Charles Ebbets tarafından çekilmiş. Fotoğraftaki 11 işçi, New York’taki GE binasının 69. katında öğle yemeklerini yiyorlar. Fotoğraf inşaatın son aylarında çekilmiş ve fotoğraftaki işçiler şu an aileleri tarafından tespit ediliyorlar. Mesela en soldaki ve en sağdakiler Matty O’Shaughnessy ve Patrick Sonny Glynn’dir. İkisi de İrlandalı göçmenlerdir. Sağdan 4. sıradaki Francis Michael Rafferty’dir ve hemen sağındaki en yakın arkadaşı Stretch Donahue’dir. Charles Ebbets aynı işçilerin bir fotoğrafını daha çekmiştir. O fotoğrafta da hepsi güneşin altında uyumaktadır. Fotoğrafın 2003 yılına kadar kime ait olduğu bilinmiyordu. 2003 yılında yapılan araştırma sonucu Charles Ebbets’e ait bilgilere ulaşılabildi.


www.listemiste.com

peki onu ünlü yapan ne?

o kadar işçinin o kadar yüksekte gayet normalmiş gibi oturup yemek yemesi ve bunun fotoğraflanması yeterince ilginç değil mi? :) fotoğraf teknik olarak da başarılı. bence bu yüzden ünlü. eminim başka detayı vardır. bilen beri gelsin.

10

10

tr.wikipedia.org

nasıl böldüğüne bağlı. bilimsel olarak 10 saniye ancak bazı yerlerde milisaniyeyi salise olarak algılayıp binde birine indirgerler bu durumda da 1sn olur cevabı. yani kısaca nerde kullanılacağına bağlı.

aile içinde sürekli türkçe konuşmaktan oluyor. misal teyzemler sürekli türkçe konuşuyor, teyzemin oğlunun türkçesi iyi. dayımlar hiç konuşmuyor, dayımın kızlarının ki çat-pat

nuri sahini hic duymadimda konusurken, gerci fotografindanda tanimam o bambaska bisey neyse.

bazi gurbetciler cok dikkat ediyor, gördüklerim, tecrübe ettiklerim kadariyla özellikle okumus ya da zamaninda sag sol olaylarindan avrupaya gitmis kisiler, cocuklarina da okuma kültürü asiliyorlar, hemde kendileri cok iyi türkce konustuklarindan gayet iyi bi türkceleri oluyor aksan ve gramer olarak.

cok yakin bir kac arkadasim var gayet benim gibi türkce konusuyorlar, almancalari da cok cok iyi.genelde gurbetcilerin almancasi da catalli oluyor biraz onlarda bu görülmüyor genelde.

ayrica bölge bölge de degisiyor biraz, mesela münihtekiler daha iyi entegre olmusken, berlindekiler öyle olmayabiliyor.

www.youtube.com ingilizcesi de çok iyi

türkçe ile çok hasir nesir olmus belli. yani diger gurbetçiler gibi kendini salmamis. bir de ailesinin de güzel turkçe konusmasindan kaynaklanabilir. çunku turkçeyi ne kadar konusursa konussun, ailesinin turkcesi kotuyse ayni sekilde ögrenirdi. ama ailesinin turkçesi de duzgunmus ki öyle olmus.

uk izlemedim us'den memnunum. çok memnunum hatta acayip keyif alıyorum. genelde ing versiyonları daha güzel olsa da uk'e bakmayı düşünmüyorum.

us iyidir.

UK izlemedim ama US çok iyi diyerek kavgayı başlatıyorum

edit: ne de meraklıymışsınız kavgaya! benden önce davranmışlar...

uk'in ilk bikaç bölümüne baktım, cezbetmedi. belki ilk onu izlesek daha güzel gelirdi bilemiyorum.

us

cnbc-e de yayınlanan hangisiyse o güzel.

cnbc-e'de us yayinlaniyor.

uk'den bir bolum izledim. ben de us diyenlerdenim.

UK izlemedik ama hep Amerikan espri anlayışıyla büyüdük. Bu yüzden US yeterince keyifli. US'deki karakterler ve tipler kesinlikle UK'den iyi.

UK'i izliyorum ben panpalar, vaktiniz olursa bence bir bakın, hani US'i izleyemediğim için karşılaştırma yapamıyorum ama bu da gayet keyifli.

vallahi ben yıllardır vlc kullanıyorum bir artısını göremedim. az sistem kaynağı tüketiyor olabilir belki, km biraz fazla gösterişli geliyor bana. gom da reklam almaya başlamış o sebeple ayar oldum biraz. genel olarak vlc iyi de kullanımında birkaç farklılık var işte.

hiç gerek yok gom'a vlc'ye falan. full hd'ler dahil envai çeşit dekode edilmiş bütün videoları k-lite mega codec pack'in media player classic-home cinema'sıyla açıyorum. mutluyuz. gom, bs, vlc alayı yüklü. gene bunu tercih ediyorum.

bir de bunun 64 bitliği var. haliyle daha hızlı ve efektif çalışıyor. media player classic - home cinema 64 bit şeklinde aratırsanız ulaşırsınız. freeware zaten.

sağolun ya GOMumla mutluyum ben diğerleri bi itici geliyo. @wanttodie in dediği gibi kısayollarda tam benim istediğim gibi. GOM candır

gom kraldır. turuncu turuncu iç açar.

gomun reklamından kurtulmak için şunu yapın.
C:\Program Files (x86)\GRETECH\GomPlayer klasörüne gidin. burada "popup.exe" var. onu silin. tamamdır.
bunun dışında gom iyidir sahiden.

Ben de gom kullaniyordum uzun suredir. Um player'a gectim sonra. Eksigi yok fazlasi var acikcasi, hizli ozellikle hd videolarda.

VLC az sistem kaynağı kullanır, candır...

www.videolan.org

Gom'dan vazgeçen bizden değildir!

mpc ve vlc iyi ama özellikle vlc'nin kısayollarını sevmiyorum ve ayarlama ile de uğraşmak istemiyorum. gom seri bir uygulama. çatanak açılıyor. reklam sorunu da kalkınca, mis..

Ben de GOM kullananlardanım. Bir ara KM'ye meyilim oldu ama lanet altyazıyı video'nun altına alamadım (görüntünün altında kalan siyah bölüme). Varsa bunu yapabilen bana bi anlatıversin KM de alternatifim olsun.

BS player'ın Gom'a göre aynı film üzerinde yaptığım bir araştırma sonucu daha iyi görüntü verdiğini gördüm. Ancak tüm medya dosyalarını BS player file yapma isteği ve Gom'un basit yapısı nedeniye GOM kullanıyorum.

hoca sen bi de kmp player i dene

(bkz: Before Sunrise)
(bkz: Before Sunset)

flipped

www.imdb.com

(bkz: love actually)

little miss sunshine
the pursuit of happyness
wall-e
as good as it gets
lars and the real girl

yalniz bu filmleri onermekten bi hal oldum.

micmacs

We Bought a Zoo

Shall We Dance

One Day

Like Crazy
A Moment to Remember (ağlatr)

srpski film

city island
the blind side

hachiko:a dog story
precious:based on a real story
shrink
the blind side
flash of genius

şiddetle tavsiye edilir

ayrıca seven pound
pursuit of happiness

izlenilesi filmler arasında.daha aklıma gelmeyen onlarcası var,izledikten sonra yine söyleyebiirim bir kaçtane

ışık hızı nedeniyle.
ışığın uzayda bir mesafeyi katetmesi bir zaman alıyor. mesela güneşin ışığı bize sekiz dakikada ulaşıyor. güneş şu an sönse bir 8 dk daha ışık alırız. o yüzden uzay mesafelerinde ışık yılı tabiri kullanılıyor. 10 milyon ışık yılı uzaktaki bir yıldızdan ışın sana 10 milyon ışık yılı sonra ulaşabiliyor. o yüzden ne kadar uzağa bakarsan o kadar eskiyi görüyorsun. 14 milyar ışık yılı uzağa baktığımızda evrenin ilk zamanları diye tahmin ettiğimiz şeyleri görüyoruz mesela. çok mindfuck bir olaydır kendileri :)

düz insan olarak anlatayım:

ışığın bize ulaşma süresi, yıldızın uzaklığına göre değişiyor. eğer çok uzak bir yıldız ise, yıldız şu an yok olmuş olsa bile yaydığı ışık yani görüntüsü bize ancak ulaşmış olabiliyor. yanılsama değil.

çok yüksek bir yerden su dökülse mesela, su kesildiği zaman bile bir süre yere dökülen su olacaktır. bunun gibi bir şey.

Peki bir gecede yüzlerce yıldızın kaydığı sanırım meteor yağmuru denen hadiselerde durum nedir. O da yıllar öncesinin meteor yağmurları mı? Yoksa mesafe yakın olduğundan saçma bir soru mu oldu?

@pokerface su dökülme meselesine bakarsak tamam biz yerdeyiz yukarıdan bir süre daha su geliyor ama musluğa başımızı kaldırıp bakarsak musluğun suyunun kesilmiş olduğunu görmez miyiz? ışık yansıması ile cismin aynı şeyler olarak anlatılmasını anlamıyorum. milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir cisim uzaya çıkanlar tarafından gözlemlendiğinde yine bizim gördüğümüz gibi yansıması mı görülüyor. teleskop gibi bir aletle mi bakıyorlar? dünya'ya çok benzeyen bir gezegen bulundu." haberlerini nasa niye bu kadar heyecanla duyuruyor? o gezegen belki şu an da yok ya da artık benzemiyor dünyaya.

bak yetkili abi. şimdi pokerin verdiği örneği öyle düşünme

bir şelalenin altındao ldugunu düşün ve kör birisin diye düşün. şelalenin suyunu kestik diyelim. sen bunu göremiyorsun. ta ki su vücuduna değmeyi bırakana kadar suyun kesildiğini anlayamazsın öyle düşün.

@nicotinellsakızlımuhallebi yıldız kayması dediğimiz şeyde yıldızlar kaymıyor aslında karıştırmamak lazım. atmosfere giren taş çer çöp parçaları alev alıyor onlar da gökyüzünden yere inerken parlıyorlar ateşten dolayı.

mesafe gözardı edilecek kadar yakın olduğundan dolayı ışık hızından kaynaklı gecikme saniyenin onda biri kadar bile olmuyor.

görmek = ışığın gözümüze girmesi. musluktan su akmadığını görmek değil olay. başka bir örnekle benzeştirince karıştırdınız iyice. güzel bir örnekti halbuki.

bırakın suyu falan. ışık dediğin aynı araba gibi yol alıyor.yani böyle boşlukta vınnnn diye ilerliyor. çoook çok hızlı olduğu için sen onun yol alışını göremiyorsun. saniyede 300.000 km yol yapıyor.yani sen 600.000 km. öteye git, ben buradan sana feneri yaksam, sen o fenerin ışığını 2 saniye sonra görürsün. dünya üzerinde böyle bir uzaklık olmadığı için kimse kendi kendine test edemiyor.

yıldız dediğin de bi ışık kaynağı. deminki fener gibi. yıldız o kadar uzakta ki oradan yolladığı ışık sana ancak 15 milyar yıl sonra geliyor. yani senin o gördüğün taa 15 milyar yıl önceki ışık. anca gelmiş o kadar yolu. yorulmuş tabi.

yıldız kayması denen şey aslen göktaşı yağmuru olduğu için, dünyamızın atmosferinde yanan taşların ışığı olduğu için, yani mesafe yakın olduğu için o anda olan şeyler diyebiliriz.

@yetkili birine benzeyen abi bana sorduğun soruyu wessago güzel bir şekilde açıklamış zaten. ama yanıldığın en önemli kısım (bence) yıldızdan gelen ışığa hala yansıma diyor oluşun. bir yerden yansımadığı için yanılsama da değil, sadece sana geç ulaşıyor.

yansıma derken bize gelişini kastediyordum.

ışık hızından hızlı hareket edebilseydik dediğin olurdu, zamanda yolculuk etmiş olurduk. bir de meteor yağmurları dünyanın çeşitli zamanlarda o bölgelerden geçmesi nedeniyle oluyor, yani her yıl olanlar. arada geçip gidenler değil. taşlı tarla var yolumuzun üstünde arada bir aralarına dalıyoruz :)

meteorla ilgili cevaplar çok güzel lakin yine kafamı karıştıran bir mevzu var. halley kuyruklu yıldızı? malum 76 yılda bir görülüyor çıplak gözle. halley de mi çok yakından geçtiğinden bu kapsamda değil?

halley aslında belli bir yörüngede gidiyor, o yüzden karşılaşıyoruz arada bir.
gazetede okuduğuma göre daha geçen yine aydan yakın meteor geçmiş dev gibi ama araştırmadım daha doğruluğunu.

ctrl+v: yapıştır
ctrl+x: kes
ctrl+z: geri al

temel bilgisayar bilgisi 101

bunlar klavye kısayolları , kes, yapıştır ve geri al komutları için. onun gerçek hayattaki yansımaları şakacık falan.

ctrl-x > kes > makas
ctrl-z > geri al > silgi
ctrl-v > yapıştır > bant

şaka yapmadığını farzederek cevaplıyorum.ctrl+c tuşu bilgisayarda kopyalamaya yarar.sonra bunu herhangi biryere ctrl+v ile yapıştırırız.seloteyp yapıştırmaya yarar.makas ta ctrl+x yani cut kesme.

tamam bunları biliyorum da burdaki espriyi anlamadım.

bant YAPIŞTIRır
silgi GERİ ALır
makas KESer

üzerlerine yazılmış olan komutların yaptığı gibi.

hata var beyler. silgi = ctrl + d olmalı. silgi hiç geri alır mi ?

yeni bir insanın doğmasına sebebiyet verebilecek bir davranış. şayet zina serbest olsa, ailesi olmayan çocuk sayısı çok daha fazla olacak. ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklar da azımsanmayacak şekilde. günümüz şeklinde değil de o döneme bakınca bana gayet mantıklı geliyor hastalıkların yayılması ve ebeveynsiz çocukların doğması.

evlilikte ise bir sözleşme var. eşlerin birbirini terketmemesi, ortada bırakıp kaçmaması için yapılmış bir sigorta var. islam bu sbeple izin vermiyor zinaya.

İslam tek eşliliği özendirir bunun ön koşulu olarak da ilişkinin resmi otorite tarafından onaylanmasını şart koşar ki taraflardan biri kuvvetle muhtemel kadın maddi zarar görmesin.

Aklıma şu geliyor: İslam(ve diğer dinler) toplumun nasıl yaşaması gerektiğini de anlatan bir din olduğu için, herkesin önüne gelenle yatıp hamile kalması ve ailesiz(anne+baba) büyüyecek çocukların olmaması için böyle bir düzenleme olabilir. 600'lü yıllarda zaten prezervatif vs. yok, şimdiyi düşünürsek de prezervatif olsa bile kullanmayan-unutan-o anda almaya üşenenler var. İstenmeyen hamilelikler-çocuklar, bulaşıcı hastalıklar vs. bir yerden kötü bir durum çıkabilir. Bu nedenle iki insan evlensin, sonra tek eşli şekilde hastalık-hamilelik derdi olmadan sevişsinler denmiş olabilir.(çocuk olursa da ona bakacak-büyütecek bir aile var)

Yorum yaptım, böyle "olabilir" gibisinden.

İnsanın fıtratına ters bir durum değil mi bu zaten? Bence zina insandaki bazı duyguları köreltiyor, sevgi olsun utanma olsun, zaten haya dediğimiz şey islam'da çok önemlidir.

Ne kadar tatmin edici bilmiyorum ama kendimce cevaplamaya çalıştım.

@evronos gazi

Şimdi islam dışındaki ülkelerde kim kimin çocuğu belli değil mi? Oralarda zina dinen ve yasal olarak yasak değil?

gayrimeşru çocukları, hastalıkların yayılmasını ve aile kavramının yitirilmesini önlemek için.
not: alkol, zina vb günahlar sadece islamda değil semavi dinlerin hepsinde günahtır. bir çok diğer dinde de günahtır.

korunma yöntemi olsa mesela ne çocuk var ne hastalık. o zaman sorun ne oluyor?

iki ayrı pencereden bakmak gerekir. tabi öncelikle inanacaksın, inanmayanlar için ne söylesen boş.

birincisi ilahi yön. öteki dünya için imtihan meselesi. haram olan şeyleri yapmayacaksın ki, bunları yapanlardan bi farkın olacak, ve böylelikle öteki dünyada kazanacaksın. ve zina serbest olsa çocuk aldırmalar çoğalacaktı ki, bu pek bilinmese bile çok günah bir şey. zira sen allahın verdiği cana engel oluyorsun, yani allah'ın işlevini boşa sayıyorsun.o nedenle aldırılan her çocuk diğer tarafta anne ve babasının yakasına yapışacakmış diye okumuştum.

ikincisi sağlık ve gelenekler. öncelikle zina haram olmasaydı ortada aile ve sülale kavramı kalmazdı. ayrıca ortalık hastalıklı(aids) insanlarla dolup taşardı. zira inanmayıpta bu şekilde yaşayanların hali ortada. islam dini zinayı yasak ederek aslında seni sağlığın açısından koruyor ve dediğim gibi kimliğini kaybetmiyorsun.

edit: yanlış anlaşılmasın cemaatçi falan değilim.

@yetkili birine benzeyen abi

sorun sadece bu dünyada çare bulmak değil, öteki dünyayı da düşüneceksin. nefsine sahip çıkıp, çıkamama meselesi bu. yukarıdaki yazdığımı okursan cevabı orada var.

juusto +1

bi de evlilik acisindan bakmak gerek olaya diye dusunuyorum. diyelim ki onlarca kadinla beraber olmus bi insan, biriyle evlendigi zaman belki cinsel manada onceden beraber oldugu kisilerin tatminine ulasamayacak ayni uyum olmayacak vs. bu da kari-koca arasina ister istemez bi sogukluk sokabilir. zamanla kisinin akli disariya kayip aldatabilir. sonra ara iyice sogur. cocugun uzerindeki etkisine girmiyorum bile.

gecenin koru usengeclik vs derken kendi acimdan cok kisa keserek yazmaya calistim kafamdakini tam aktaramamis olabilirm kusura bakmayin :)

Tabii ki bunun lehine veya aleyhine mantıklı çıkarımlar yapılabilir fakat bu, dinin haram kılmasının "nedeni" olmaz.

(Haram konusunda)Din, yasaklar koyar. Bunun yanında koyduğu yasaklara ek olarak "bilgi" verir. "içki içmeyin sapıtırsınız", "başkasının parasını çalmayın çünkü o, o parayı hak etmiştir" gibi basitçe örneklemiş olayım. Bunun yanında "haramdır çünkü şundan ötürü" diye bir açıklama olmaz. İslamiyet, biraz da "teslimiyet" meselesidir ya..

"İslam mantık dinidir" anlayışını temele oturtup da "bak şundan şundan ötürü harammış" gibi açıklamalar yapılabilir. Bunlar iyi niyetli olsalar da hatalıdır. Haramın "çünkü"sü belirtilmez.

Saçmalama derecesinde örnek;
Yarın bir gün belirli bir miktarda (aşırı sallıyorum, 6,8392476 RCT) alkol tüketenlerin, daha bir aşkla şevkle namaz kıldıkları, oruç tuttukları, öksüz yetim besledikleri, hayır kurumları kurdukları falan ispatlansa
yahut, bir ilaç olsa ve alkolün bahsedildiği etkilerini ortadan kaldırsa, "mantık dini" anlayışıyla alkolün "haram olmaktan çıkması" gerekir. Ama ne olursa olsun, Kuran'ın tamamlanmasından sonra dinin kuralları değişmeyecek ve (en ufak miktarda bile olsa) alkol içmek her daim haram olacaktır.
(Kuran'ın indiği ilk dönemlerde alkol haram değildir sonradan haram kılınmıştır. Tutarlı gerekçelere dayatılması gibi bir durum olsa idi, ilk olarak o zamanlardan yasaklanması gerekirdi. Yani "mantık" dininde böyle olurdu)

Dolayısı ile; "şu haramdır, çünkü.." diye açıklama yapanlar (iyi niyetli bile olaiblirler ama) kendilerince ilahçılık oynamaktadırlar. Yasaksa, bitmiştir.

Ha söylediklerim halihazırda Müslüman olanlar için geçerlidir. Yoksa İslamiyet'i araştıran veya Müslüman olup dinini sorgulayanlar, böyle detayları inceleyip kendilerince mantıklı olup olmadığını kavramak için bu sorulara cevap da arayabilirler, ona sözüm yok. "Bak bu dinde bu bu yasakmış. Aslında doğru. Çünkü şöyle şöyle sonuçları var bu işin." gibi çalışmalar mesela..

Ama bunu bir (alim geçinen) Müslüman çıkıp "dinimiz şöyle iyidir böyle iyidir" çabası içinde söylerse, o zavallıdır.

Bir de bu dindeki akıl mantık olaylarına karşı verilen bilindik bir örnek vardır. Sorar ki;
"İdrar mı daha pistir, sperm mi?" Buna hemen hemen herkes "idrar" cevabını verir ki doğrusu da budur. İdrar bir atıktır. Zararlı maddeleri de barındırabilir içersinde. Vücuttan atılması, uzaklaştırılması gerekir. Sperm ise yeni bir hayatın başlangıcıdır. İçerisinde hepimizin oluşumunda bulunan hücreler, bu hücrelerin hareketini kolaylaştırması için gereken sıvılar vs. vardır..

Fakat, vücuttan, daha pis olan "idrar" atıldığında namaz abdesti bozulup, sadece namaz abdestinin tazelenmesi gerekirken; meni atıldığında boy abdesti bozulur ve tazelenmesi gerekir. "Mantık dini" bunu bugün BELKİ "orgazm olunduğunda salgılanan falanca hormonların zararlı etkilerinden, tenin suyla teması, burnun temizlenmesi" vs. ile açıklayabiliyordur ama bunu birkaç asır önceki Müslüman'a nasıl açıklayabilir?

Yahut orgazmdan sonra vücudun komple ıslatılmasının vücuda bir zararı olduğuna dair tıbbi çalışmalar ortaya koyulursa?

Kendimi tekrar gibi olacak ama özet geçeyim; haramın "neden"i olmaz. İman etmeyenin/imanından emin olamayanın, İslamiyet'i mantığı ile değerlendirerek kabul/inkar etmesi gibi bir şey olabilir.

Söylediklerimi yanlış anlamanı istemem. Sorunun biçiminde dini temellere uymayan bir üslup var. "Neden haramdır? Neden sakıncalı görülmüştür?" şeklinde değil de "dine göre zararları nelerdir" şeklinde olursa soru, ayet ve hadislerle o kısım açıklanabilir (ki orası beni aşar). Pek çok haram(belki de hepsi, bilemiyorum orasını), AYRICA kötülenmiş, zararlarıyla anlatılmıştır. Fakat dediğim gibi, bunlar "haram" olmasının nedenini açıklamaz.

(Not: İslamiyet'in, Allah tarafından gönderilmediğine; Peygamber Efendimiz tarafından toplum düzenini sağlamak adına getirildiğine inanıyorsan, sorun bu temelde ise başka tabii. Söylediklerim geçersizdir. Onun nedeni nasılı sorgulanabilir. İlahi buyrukların sorgulanması "mantık"lı olmaz.)

Umarım anlatabilmişimdir söylemek istediğimi.

"bu tarz bir cevap istiyorum" demek ile belki de sordugun sorunun cevabini duymak istemiyorsun. :)

zinanin haram olmasinin (bkz: nesep) gibi pragmatik sebeplerinin disinda daha derin sebepleri de vardir. bulmasi cok zor degil elbet. hayvan degiliz ki sadece "uremek" icin cinsel iliskiye girelim.

cinsel iliskinin sosyal ve psikolojik yonunu de dusunursen cevabini kendin de bulabilirsin. Aidiyet ve iktidar gibi cetrefilli konulara cikan yolun baslangiclarindan biri de bu cinsellik meselesi.

Bunun olcusu insana birakilamayacak kadar zor bir konu. O yuzden insani en iyi taniyan "yaraticisi" koymus olcuyu. Sinirlar belli. Bircok sey gibi azi zarar, cogu zarar. Olcusuyle yapmak lazim. Fitrat sinirini cignemeden.

Nefsi yaratan da Allah, nefsi uyandıran da Allah, nefsi haram kılan da Allah. Bu yüzden " Zina neden haram? " sorusu için ne dense boş zira cevap hakkı Allah' ın. Mantık, Alah' ın mantığı olduğundan, anlamak ve mantığını kurmak mümkün değil. Boşuna kafa yormanın lüzumu yok.

nesebin belli olması - yani çocuk olursa annesi babası kimdir bilinecek. Bir de o zamanlarda kayıt-kuyut zaten yok. Diyor ki kim kiminle evleniyor ilan etsin, bilelim. Onun için şahitler var vs.

bu sadece müslümanlıkta değil tüm dinlerde var. zinanın yasak olmasının ve nikah yapmanın mantık değil daha derin sebepleri var: miras hukuku ya da feraiz ile ilişkili. gayrı meşru çocuk mülk paylaşımından yararlanamaz.

ben memnunum parlaklık azalttığını görmedim

ben de kullanıyorum, ekran parlaklığına hiç karışmıyor. sadece gereksiz şeyleri kapatıyor.

ola ki azalttı; tekrar arttırabilirsiniz...

ben çok güvenip kurdum onu. ama çok vasattı bence. ingilizcen çok kötü değilse pek uğraşmaya değmez

benim başıma gelmedi.

torrentten falan çektiysen belki korsan olmasından sebep bir sıkıntısı vardır.

daha muhtemeli, ses karışıtırcısı aygıtı, kodek modek olaylarıdır.

o biraz eski. tell me more english benim görüşüme göre daha iyi.

ingilizce öğrenmek niyetindeysen pimsleur.u da gözden geçirmelisin.

effortless english vs var zaten, pimsleur ise sanırım ingilizcesi yok?

Bu sorun bazen oluyor bazen olmuyor, neden onu anlamaya çalışıyorum.

sorun z5500 ile realtek arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanıyormuş. Belki birilerinin işine yarar. Ufak bir patch olayı çözdü.

komik, izlenmeye değer.
başka birinci sezon birinci bölümden.

dalga mı geçiyosun tek kelimeyle muhteşem:) bu sıralar en büyük eğlencemdir kendisi

eskisi gibi deil bnce cok bozdu.

herkesin seveceği bir komedi türü değil. absürt komedi tarzını sevdiyseniz. bir 3 bölüm izleyin. severseniz zaten 30 a kadar gidersiniz. şu an yayında olan son 10 bölümü biraz baydı espri ve konu yoksunluğundan.

izlemedim izlemedim overrated diye.
şimdi başladım günde 6 bölüm gidiyorum.
yüksek dozdan ölecem yemin idiyorum.

(bkz: bu neyin kafesiymiş)

(bkz: sende de bana ait bi ciğer var onu nasıl yapalım)

(bkz: ismail abi)

her kadının organı farklı.

evet tartmışlar.

bir avuç et 250 gram geldiği için tapçukta avuç içi kadar olduğu için sanırım attım ama oldu sanki ?

hahahahaha.
o sembolik bir rakam ya. hee kesip tartmışlar.

evet ciddi ciddi kesilip tartılmıştır.

Her bir organın, uzvun ağırlığı kadavraların kesilmesiyle hesaplanmıştır. Hacimden her zaman hesaplanmaz çünkü doku yoğunluğu degiskendir.

eli sikinde bakan vardır illaki

muhfazakar hıristiyanlar "ban the nun porn" gibi pankartlar taşıyarak olayı bir dönem protesto etmişlerdir ama kimseye ölüm tehdidi yağdıracaklarını sanmıyorum, şimdi 30-35 yıldır kültüre oturmuş artık kimsenin umrunda olacağını sanmıyorum.

fantezileri yasaklayamazlar. sonuçta el değmemişliğin de çekici yanını porno sektörü kullanmıştır. bugün bile islami porno vs. yapanlar var. neyi nerede yaptığın ve nasıl sunduğun önemli. kimse hoş karşılamaz dini istismar etmeyi elbette ama artık yapılmayan şey de kalmadı galiba porno endüstrisinde.

karın seni aldatıyor. ben bir dost.

bunları sabit bi numaradan arıyosunuz. telekomdan aradığınızı hatlarda sorun olduğunu, test yaptığınızı söylüyorsunuz. aradığınız yerde sokak sesleri falan olsun ki sokaklardaki telekom dolaplarının başında olduğunuzu düşünsünler. biraz oyaladıktan sonra telefona üflemelerini söylüyosunuz. üflerlerse "ohhh t..şşaklarım serinledi" diyosunuz. işte bu anda kimliğinizi ele verebilirsiniz. eskiden tutuyordu şimdi tutar mı bilmem :))

şu iki şakayı mümkünatı yok yemezler.

ya ben yapacaktım da iş güç vardı unuttum.

onları tanıdığınız başka bir tanıdığınız arasın sizin hakkında bilgi almaya çalışsın. ne bileyim işte mit'e başvurmuş da güvenlik soruşturması yapıyoruz falan.

bunun üzerine çeşitli varyasyonlara gidebilirsiniz.

şakayı yemişsin, bugün 1 nisan. şaka olacağını tahmin ederler. zorlama bence. yarın 2 nisan şakası falan yap.

çok basit. kankana mesaj atmak isterken yanlışlıkla(!) eşine şu mesajı atıyosun: "kanka hatunlar tamam;)" sonra hemen kankanın eşini arıyorsun ve "ehehehe 1 nisan şakası" diyorsun. şimdi onlar düşünsün. iki ucu boklu değnek:)) ya gerçekse? bütün günleri zehir olur, akşam da arayıp şaka öyle yapılmaz böyle yapılır diyorsun. ha, sen kız arkadaşınla aranın bozulmasını istemiyorsan bu plandan hemen bahset ve beraber uygulayın ki sonra başın ağrımasın:))

gün içinde ne yaparsan yap yemezler, siz büyüksünüz de geçiştiri.
akşam 23.00 gibi kapılarına birilerini gönder, sivil polis misali. yea 1 nisan falan diye yavşarsa kapının önünde senin ekip zorluk çıkrmayın beyefendi falan diyip kelepçe taksınlar.
kapıya dayanmayla ilgili olarak da bi senaryo uydurun 3 sene önce şurda şurda bulunmuşsunuz falan gibi.

salak değilse kimse yemez bugün artık sizden. anca kafanı kesip kargoyla yolla gözüyle görürse belki.

kod okumak zor ancak bu yazılanları google a yaz aynı sorunu yaşayanı ve çözümünü bulursun.

hocam o oyun mac de çalışmaz.sizinkide gayet macintosh gibi duruyor

@othervoices, ama mac için yazıyordu ya. lan 7gb'yi boşuna mı indirdim ben şimdi. hay sıçayım ya öf

evet. hazırladıktan sonra mod değiştirmenizin pek bir anlamı yok, siz o renklere RGB altında çalışırken karar verdiniz. (diye tahmin ediyorum)

rgb olarak çalıştıysan çıktı aldığın zaman farklı renkler göreceksin. eğer çıktı almak istediğin bir çalışma varsa cmyk olarak aç sayfanı sonra ona göre renklere karar ver. ben bu rengi istemedim derdi olmasın.

cmyk olarak aldığım çıktılarda var aslında o sorun. o yüzden acaba dedim, printerlar kullanıcı kolaylığı olsun diye rgb renklerine uyumlu ayarlanmış olabilirler mi?

printerın basma kalitesine ve bastığınız görselin renk kartelasına bağlı olarak değişiyor. ştandart printerlarda rgb daha düzgün sonuç verir. cmyk daha büyük makinalarda daha canlı ve iyi sonuç verir.

tvarsivi.com

bulursan bana da söyle. çok lazım.

Voipwise. Kullandım İngiltereden Türkiye sabit hatlara baya ücretsiz konuşmuştum. Ücretsiz konuşmanın bi sınırı vardı onu geçince uygun fiyattan konuşmaya devam edebiliyorsun. Sitesinde ücretleri var. Yükleme yapıpda konuşabiliyorsun.

voipraider var, belli bir sure sabit hatlari bedava arayabiliyordun sanirim, ayrica kontor ucreti de uygundu..

o zaman için bir önlem imiş ama şu anki devir için bile düşünsek şık bir hareket değil yani misafirlere saygı açısından. sanki sinema oynayacak da gel izle der gibi.

kiz isteme asamasina gelip de, ustelik kizi istemeye geldigi evde baska kiz begenen insanlara ne demeli bilmem.. ben sahsen iki yakin arkadasimin kiz isteme torenlerinde bulundum yakin arkadas kontejyanindan, ikisi de gayet mutlu evli, damatlar bana meyletmedi cok sukur, dunya ahiret kardesim.

kardeşim kadar yakın bi dostum bana yardım/destek için yanımda bulunuyor gayet meşru ve normal bi durum. istemeye geldiği evde gördüğü başka kıza saran psikopat müşahade altına alınmalı.

hangi devirdeyiz? olmaz öyle şey. 15 sene önce normal olabilir hatta bazı yerlerde hala olabilir ancak medeniyet dışı davranışlar bunlar.

Moden devirler hangi çağdayız falan filan demeye gerek yok. Babanen haklı, gün görmüş bir kadın. Ablanın arkadaşının ne işi var aileden değilse.

Üstelik istemeye geliyorlarmış ne yardımı desteği?

Daha yakın zamanda en iyi arkadaşının kocasından şikayetini büyülten büyülten sonuçta arkadaşının boşanmasından sonra gidip adamla kendi evlenen kız biliyorum. Burdakilerin dediği gibi en iyi dost arkadaş kardeş modundaydılar hatta.

15 yıl içinde insanlar çok mu değişti, iç. güdülerimizi mi değiştirdik.

Babanen haklı

Benim babanem de böyle derdi rahmetli ama "eski zaman işte, her şey değişti" artık diye de eklerdi! Böyle şeyler yaşanmış olabilir de, ben neden çok yakın arkadaşımın istemesine gitmeyim ki? Aileler zaten birbirini tanıyor, e çift zaten senelerdir beraber belki, ben her ikisinin de ailesini tanıyorum, sadece isteme değil pasta börek çörek işi de var (yani yapılacak iş çok!) bir de üzerine söz kesilecekse, kalkıp orada beni beğenen bir manyak çıkarsa önceden manyak olduklarını öğrenmiş olurlar en azından.

benim bildiğim tüm kız istemelerde heyecanı paylaşmak, kahve olayına yardım için falan bi yakın kız arkadaş olur yani.

millet kız isteme fotolarını koyuyor facebook'a bırak yabancı kız/ yabancı insanı tüm tanıdıklar, arkadaşlar falan doldurmuş gibi duruyor evi. adım atacak yer yok insan kalabalığından ki kahveyi bile başkaları yapmış da bilmem ne. ama babaanne şahit olduysa hakkı vardır da eskisi gibi görücü usülü değil işler. artık gençlerin geçmişleri oluyor, sırf kahve getirirken ki endama bakıp almıyorlar kızı. bence revize edilmesi gereken bi adet :)

bizimde akrabalardan biri bi kızı istedi bir kaç yıl önce. sonra bu kız nikahtan caydı. bizim akrabada kız kardeşiyle evlendi. kız nasıl gururuna yedirdi, evliliğe ortaklık gözüylemi baktılar anlamadım.

beğenmiştir, konuşun derim :)

imza: bir kadın

bi süre bakınıyoruz .. random silinenler arasında oluyor bi süre sonra :)

tanışıyor muyuz diye cevap veririm, duruma göre anlaşılır zaten niyeti.

kiz arkadas varsa, %78.32 sadakat testi'dir.

bu tip durumlar için limited profile yaratıyorsunuz, karşı taraf fotoğraflarınızı ve duvarınızı göremiyor. Konuşuyorsunuz, eğer sararsa profili açıyorsunuz. Hiç tanımadığım birinin, arkadaş listemi, duvarımda yazdıklarını ve telefon numaramı vs görmesini istemem, bir kere öyle bir hataya düştüm, telefonuma mesaj yağdı

ilk mesajı o atsın. atlamayın hemen. her konuyu o açsın. siz onun açtığı konularda konuşun. sonra zaten niyetini kendisi açık eder.

yetkilinin dediği gibi tanışıyor muyuz diye mesaj attım, arkadaşlık isteğini çekti. ekime kadar :)

windows sürümünü yükselt.

montla anlat.

yardim et

bilgisayarın başındayım kime yardım edeyim..?
montumu giydim bu arada..pencereyi açtım.. miss..

duyuruda cevapla butonu var. ona bastiginda cevaplanmamis sorulari goruyosun. onlardan birini gozune kestir ve gugil hazretlerinin yardimiyla arastirma faaliyetlerine basla.

montunu sokakta yaşayan birine ver, böylece hem montla yardım edersin, hem de o kişiyle muhabbet etmek suretiyle can sıkıntını geçirirsin. kişisel tatmin cabası.

erkek misin kız mı? yaşın kaç? işin var mı okulun var mı? arkadaşın yok mu? sevgilin yok mu? temel olarak bir boşluk mu var anlık bir şey mi? sen bize yardım edersen belki biz de sana yardım ederiz dünyalı dostum.

@duyuruda cevapla butonu var
yaptım.
@montunu sokakta yaşayan birine ver
couchsurfing diye bir site var..bilirsin..elemanın tekini evime alır beslerim muhabbette ederim..lakin küçük bir ilçede aile evindeyim..anladın sen onu..
@erkek misin kız mı?
boşver ''asl'' mi..anlık birşey..yardıma ihtiyacın varsa söyle..belki elimden birşey gelir..

erkeksen soyle de bos yere ugrasmayalim gece gece.

oyun öneriyorum ben de. çocukken ataride oynadığımız bütün oyunlar var şurada
nintendo8.com

www.youtube.com adresindeki videoları izle. güzeldir.

hala sıkılıyosan belki faydası dokunur değişik deneyim kokpitten hayaller alemine dalman için :)
* www.youtube.com * www.youtube.com * www.youtube.com * www.youtube.com

parmak değiştir.

ben de indiremedim

btjunkie'den sonra bunlar da ölmesin, allam NOLUR!

site açık da torcache.net'de sorun var

piratebay daha iyi

satardim.

tabii ki kullanırım

Kullanamam..Kullanma dışında alternatifler bekliyorum lütfen..

sat eline 500 TL fln geçsin.

kullanmayacaksan birine hediye edebilirsin veya satabilirsin.

size onu ne kadar hatırlattığına bağlı bu. örneğin ben teknolojik ve değerli eşyalarla duyduğum sevgiyi ilişkilendiremiyorum. belki de fazla "kullanıma yönelik" olduklarındandır. eğer böyle bir bağ kurmamışsanız bu eşyalarla, kullanmaya devam edebilirsiniz.

ancak böyle bir bağ var ise satmayı düşünebilirsiniz. bu tarz bir bağ varsa zaten satıp benzer bir ürün de almazsınız tahminimce - çünkü aynı şekilde hatırlatabilir size. (örneğin apple ipod'a benzer ürünleri almak istemeyebilirsiniz.)

Benim düşüncelerim böyle :)

modelleri eskimeden sat bence. bekletmenin saklamanın anlamı yok.

tabi ki kullanırdım.

Eşya üzerinden yasınızı kalıcı kılmanın alemi yok. Yaşanan her şey kalbinizde, beyninizde, eşyalardan kurtulun, size zararı yoksa da dursun.

kullanmıyorsan satmak kalıyor geriye.
eğer satıp para kazanmak istemiyor isen bana hayrına verebilirsin.

Gariban bir öğrenciye hediye et....

inatla kullanırdım

bana verirdim

gittigidiyor a reklam filmi çekerdim, alışkınız nasıl olsa.

ikisini bana ver sana bir aşk şiiri yazayım. mesaj atarsan detayları konuşuruz. ;)

İkisini de satıp gidip çocuk esirgemeye falan bağışla. Ya da Van`a gönder. Bari iyi bir yere gitsin. Sende rahatla, vicdanen de rahatla.

açıkçası bana eşyalar ya da bana her şey onu hatırlatıyor durumları saçma geliyor. bunu yenemezseniz bundan sonraki ilişkiniz ne olacak? baştan söyleyin karşı tarafa bari bana hiçbir şey alma diye? mantıklı mı? değil.

üstelik eşyadan çok birlikte en özel zamanlarını aypod da değil başka anılarla hatırladığınızı düşündüğüm için ne yapacaksın kendini de mi satacaksın/atacaksın? kafanda bu ilişki neden bitti, tekrar etmemem gereken hatalar neler, ben neleri yanlış yaptım, elimden geleni yaptım mı vs. bu soruları bitir... eşyalar kalsın. yoksa eşyalardan kurtulmak sadece bu sorulardan kaçmana sebep olur. aynı hataları ömür boyu tekrarlarsın!

küvette yakardım ben olsam.

Bi öğrenciye ya da ufak bi çocuğa hediye ederdim evet. Satarsan bu sefer para ondan geldi ehühüh olucak.

sat, parasını da bir hayır kurumuna bağışla.

ay ben mal gibi onun hediye ettiği gümüş takıları vs. geri vermiştim. çok sevdiğim şeyleri filan... sonradan yeni sevgilisine hediye etmiştir, öyle de midesiz bir adamdı. çok üzüldüm satıp vs. kendime başka takı alabilirdim, bi yerde kafayı çekebilirdim vs. sonuçta bana faydası olurdu. ne gerek var zaten ilişki bitmiş giden gitmiş. kalan üç beş şey de züğürt tesellisi oluyor her şeyin boşa gitmediğine kaybolan zaman olmadığına dair.. onları da satmak istiyorsunuz... dediğim gibi ben hala kullanmanızdan yanayım! inadına kullan.. şimdi çok üzgünsün, üç gün sonra iyileşme süreci gereği öfke nöbetin gelince görürüz :P

Eğer o hediye ettiyse kargo ile geri gönderin.

yengenin yaptığı büyünün bozulması için, hepsini sarımsakla beraber bi tülbente sararak buzağıların otladığı bi meraya gömerdim.

her baktığımda onu hatırlatıyosa satardım ben de. onlardan gelicek parayı da istemiyosan eğer bi öğrenciye verebilirsin hayrına. vee işte tam bu sırada ben devreye giriyorum evet o öğrenci benim.

kullanmıyorsam satmam da, hediye et

psp'ye customfirmware kurar; ipod'u da bissürü mp3 ile doldururdumn.
geçmişten kaçmanın doğru olmadığı kanısındayım.
yaşanan, yaşanmıştır.

seve seve kullanırım yolla.

İlişkiniz kötü bittiyse eğer, ver kargoya.
Açınca paketi o düşünsün, ühühühü ondan kalan şeyleri ne yapsam acaba diye.

bana yollayabilirsin gerçekten.

Goremiyecegin bir yere kaldir.

IPOD : www.sanalpazar.com

PSP: www.sanalpazar.com

malum yerden çekebilirsin ama işe yaramıyo yani tek gates of hades bide hands of god diye 2 dosya var bende tek onlar işte yaradı,deli gibi korkutuyo. geri kalan patates :)

arkadaşımdan çok duydum, işte konsantre olacakmışsın, kulağını kapatan kulaklık takacakmışsın vs. sonra şöyle böyle olurmuş. denemedim.

(bkz: Placebo)

o kadar konstantre olup bir doz ajdar dinlesen aynı etkiyi yapar. 1 saat boyunca değişik frekanslardan sesler dinliyorsun, gözlerini kapatıyorsun, odaklanıyorsun, kalkınca sözde bir baş dönmesi vs. oluyor. hem yaptıkların açısıdan bu etki normal, hem de placebo bu işin %70 i.

www.hepsiburada.com

daha yeni aldım benim de kullanma fırsatım olmadı henüz, iyi mi kötü mü bilmiyorun yani

philips bodygroom ve babyliss in 8li bi modeli vardı unuttum arat google amcaya

aynı makinayla hepsini yapıyorum ben. vücut kıllarını aldıktan sonra ıslak mendille temizliyorum başını. o kadar.

bu işin piri remington'dur.

www.hepsiburada.com

bende seninkinin bilinçli versiyonu oluyor. :) kaçta yatarsam yatıyım, ne kadar yorgun olursam olayım, saat 7-8 gibi gözümü açarım. ama asla kalkamam yataktan. alarmı ertelerim, telefonla uğraşırım. facebook'a girerim günaydın yazanlara cevap atarım. 10 dakika oynarım öyle. sonra uyurum tekrar 12'ye kadar. ilginç dimi. :)

soruya müdahale ediyorum. acaba şu kaçanzi, pervaneli saatler falan fayda eder mi

vücut saatinin dengesi kaymış. erken kalkmaya alıştır kendini ve sonra uyuma. bunu tekrar et daha sonra otomatik olarak o saatlerde uyanırsın. saatimi kurduğumdan 5 dk önce kalkmam buna örnektir benim mesela. bir de çok uykusuz kalıyorsan üst üste, vücudun uyku telafisi yaptırıp fazladan uyutabilir uykunu tam alman için.

kendini resetleme zamanı gelmiş.

zemberekli/pervaneli saatlerden alırsan bu iş çözülür ben öyle çözdüm... mekanik olanları özellikle çok iyi eski tip yangın alarmları gibi... yatagından uzak biyere koyarsan seve seve kalkıyosun...

baban sabah su döksün yüzüne.

bu sorunun bir çözümü de düşünmemek, nasıl mı?
uyanır uyanmaz "ya saat daha çok erken","bi beş dakika daha yatayım hemen kalkarım", "şimdi şu sıcacık yataktan kalkılır mı" gibi düşünceler aklımıza gelirse, hiç bir kuvvet bizi o yataktan kaldıramaz, 5 dakika diye yatarsın, sonra bir bakmışsın bir saat geçmiş. ben bunun çözümünü şu şekilde buldum: yatmadan önce sabah gözünü açtıktan sonra yapacağın ilk şeyi düşünüyorsun, bu yüzünü yıkamak olur, üstünü değiştirmek olur, sabah gözünü açtıktan sonra da hiç düşünmeden, yatmadan önce kararlaştırdığın şeyi yapıyorsun, ama kesinlikle düşünmek yok, çünkü düşünmeye başladığın an ilk aklına gelen şey sıcak yatağın olacaktır :)

iki saat kur, birini uzağa koy.
ilki seni uyandıracak, ikincisi mecburen yataktan kaldıracak.
kapatmak üzere giderken uyanırsın..