Benim aldıklarımda da aynı sorun oldu. Yanına muz koyunca daha hızlı olgunlaşıyor. Hatta, tam olgunlaşmamışlarını, bütün olarak mikrodalgaya koyunca, süreci daha da kısaltmak mümkün.

pirincr yatirin ilaci o

Yanına elma da koyabilirsin, o da hızlandırıyor, bazen çok uzuyor olgunlaşma süreleri.

Hava almayacak şekilde saklamalısınız. Olgunlaşmasını sağlayan şey etilen hormonu ve meyveler bulundukları ortama salgılıyorlar bunu, o yüzden hava değişimi olmazsa daha fazla etilen olur daha hızlı olgunlaşır.

ben migrostan almıştım 5 tane. gazete kağıdına sarıp çekmecede beklettim 8-9 günde ancak yenecek kıvama geldiler valla.

o bende de olmuştu o kadar iyi fırçalamama rağmen. doktor her seferinde fırçalıyordu iyi fırçalamamışsın diye. her gün, her bi dişime özen göstererek fırçalıyordum halbuki, adamı bi türlü inandıramamıştım ahdhdhf. ya bu tel işinin kaçınılmaz sonu ya da hakikaten iyi fırçalamıyoruz. ayrıca cevabı ben de merak ediyorum.

(teli bırakalı 3 sene oluyor, sararma gibi bi problem yok artık)

ne kadar uğraşsan da tam olarak fırçalanmıyor.
diş fırçanı sık sık değiştir.

bir de özel diş fırçaları var, braketlerin olduğu yer oyuk şekilde ya da ona benzer. o fırçalardan kullanabilirsin. başka çeşitler de varmış. arkadaşıma üç farklı fırça vermiş doktoru.

bir de ağız gargarası, ağız içi temizleme sıvısı gibi şeyler iyi gelebilir. dişçine bir danış ve o tarz şeyler kullan.

mutlaka sararmalar oluyor zaten. sen bir de braketler çıktıktan sonra gör:)) diş fırçasıyla fırçalıyorsun, ara yüz fırçasıyla aralarda kalanları temizliyorsun, listerine ile 1 dakika ağzını çalkalayıp tükürüyorsun ve ağzını durulamıyorsun. bunları yaaprsan çok çok azaltırsın sarılıkları.

Bazen maaşlar gününde yatmayabiliyor. 2 gün daha sabredin derim. Sonrasında arayıp paraya ihtiyacım oldu demeniz uygun olacaktır.

borç vererek baştan hata etmişsin. yarın iste paranı.

abi 16'si demis isi gucu vardir, bir sikinti olmustur. bir kac gun bekle. hemen bugunden yarindan sorarsan zaten sikbogaz etmis olursun.

kardeşim öncelikle böyle bir durumda borç para verdiğinde borç olarak değil hibe olarak düşüneceksin onu, geri gelirse mutlu olursun. senin yerinde olsam cuma'ya kadar beklerdim en azından sonra darlamaya başla

dostum, borç parayı kardeşine ya da kardeşin gibi yakın gördüğün kişilere vereceksin ki gelmese bile helal edebilesin. diğerlerine açık açık "para konusunda elim çok sıkıdır" diyerek elini göster, nah yaparak. mesajı alacaklardır.

Bir kez daha hepinizin ne kadar haklı olduğunu gördük arkadaşlar. Adam ayın 10'unda işten ayrılmış güya. Daha sonra bir kaza geçirmiş yatıyormuş şu an. Aramızda da çok çok uzak mesafeler olduğu için olaya direkt müdahale edemiyorum. Muhtemelen gelmeyecek o para.

çok geçmiş olsun bunu da bir hayat tecrübesi olarak düşün kimseye borç para verme.

bu dediğin çakallıkları sitelerin kendisi yapıyor zaten. en bilinen online pokerci söğüşleme yöntemidir.çözümü online poker oynamamak olabilir.

Gardaş online poker rigged diyorum kimse inanmıyor.

cash masalar oyle.
o yuzden sadece hu oyna onlineda.

turnuvada bunu yapabilirler mi evet
yaparlar mı sanmam

yaz gitsin. gayet yerinde bir yazı olmuş.

as.

bence topuklu ayakkabı değil de, topuğu ses çıkarmaya müsait topuklu/topuksuz terlik de.

Yazın ama maalesef etkisi yok.

cümleler anlamaları için fazla kompleks olmuş.

apartmanımızda ses yalıtımı yoktur.
gece topuklu ayakkabı ile gezip diğer daireleri rahatsız etmeyin lütfen!

bir de böyle tiplere karşı ne kadar kibar olursan o kadar tepene çıkıyorlar.

haha. öncelikle o sesi topuklu ayakkabı değil tabanı plastik olan herhangi bir terlik de çıkarıyor olabilir. onu gözetmek lazım. onun dışında ne kadar rahatsız edici olsa da adama evinde birader sen şunu giy giyme demeye de kimsenin hakkı yok.

yönetici vasıtası ile direk muhatabına sözlü uyarı yapılması daha etkili olur. yazıyı gören çok sallamayabilir

evde o şekilde dolaşan zekadaki insanların bu yazıyı anlamasını bekleme. eğer bu yazıyı görüp de hala aynı şekilde sesler devam ederse kapılarının önüne gress yağı vb. kayganlaştırıcı yağ sür. düşüp götünü bacağını kırsın daha da yürüyemez senin de kafan rahat eder. hiç acıma çomarlara acımayacaksın...

Bir de sesin terlik tabanından geldiğine emin misiniz? evdeki herkesin veletler dahil terlikle gezdiği bir ev hayal edemiyorum. Topuklarını yere sert vurup yürüyor olmasınlar?

@kaymak: terlik olduğu belli ya, tak tuk ses geliyor işte. terliksiz olunca güm güm oluor. artık o kadar işin içindeyim ki o an kimin yürüdüğünü bile tahmin edebiliyorum.

mesela sık adım atıyorsa kadın, daha sık adım atıyorsa çocuk, ağır yürüyorsa adam diyebiliyorum.

@peggy +1

yeterince yazim hatasi yok mesela, cümleler uzun. kisa kisa olsun, mümkünse s yerine z yaz, bircok'u ayri yaz, appartman, ricaniza sunulur falan yaz. araya arapca bir iki kelime al.

as tabii, ne hakları var rahatsız etmeye.

ayrıca, "tuvalete kağıt atmayın tıkanıyo, sizin dışkılarınızı temizlemek zorunda mıyım" diye de ekle.

Boyunluk diye aratin bir de.

yuvarlak atkı ya da çember atkı olarak aratmayı dene.

www.askermekani.com

benim çevremde var böyle biri. keşke olsa diyor tabii ki.

benim de var 27 yaşında erkek. 1(bir) tane bile sevgilisi olmamış hiç kerhaneye de gitmemiş. duvarda delik olsa sokacak o kıvamda valla. ama "kız düşürmek" için kılını kıpırdatmıyor, üşeniyormuş. çirkin bir tip ama yüzüne bakılmayacak gibi değil.

33 yaşına kadar ben şimdi 34 oldum

var, evet. özgüvenleri de düşük oluyor. çevremdekiyle çok iyi arkadaş değilim, olsam birini bulurum, taktik falan veririm. benim bile sevgilim olabiliyorsa senin neden olmasın hacı abi derim.

bu işlerden ümidi kesmek de bir rahatlama bence. kendi kendine yeten insan, planını kendisine göre yapan, sakin, huzurlu insan. yıpranmamış insan, kullanılmamış insan.

yok hep aynı masaüstü pc-bağlantıdayım. kablolu bağlantı zaten.

çerezler mi temizleniyor bir şekilde? tarayıcının çerezleri siliniyorsa ondan da olabilir gibi

geçmişi kaydediyor chrome.:/

diyetkolik kullanıyorum ben güveniyorum.

güven. orijinal çıkmazsa iade et.

Dockers bot alinmaz. Tecrubeyle sabit.

tam 20 tane.

1 badem 2 gr, 1 fındık 1.2 gr. yaklaşık değerlerdir.

supplementler.blogspot.com.tr
www.diyetkolik.com

@yazar yazmaz 20 değildir ya, koca bir paket peyman falan 145 gr diyor. :) bu durumda ikinize de ilgisi için teşekkür etmekle beraber @zam şampiyonuna iki kere teşekkürlerimizi iletiyor, onu bir de kuruyemiş bilgisi şampiyonu ilan ediyoruz. :)

Dün migrostan 50 gr fındık, 50 gr badem aldım, üşenmedim saydım.
37 adet fındık, 39 adet badem çıktı. Başka merak eden olursa diye yazayım dedim. :)

arkadaşlar bir kampanya mı yapalım, grup mu açalım websitesi mi kuralım bir şey yapalım bir çaresini bulsunalr bu yolun. otobüs yolu mu açacaklar, trafiği mi engelleyecekler bilmiyorum ama bir şey yapılmak zorunda. insanın aklını yitiresi geliyor. şuan istanbulun en yoğun trafikli noktası. çoğu zaman yandex'te bordo ile değil, siyah ile gözüküyor bu noktalar.

radar koydular o yola 80 km sınır var o yüzden trafik oluşmaya başladı.

ya allah kahretsin o zaman. yani inanamazsınız arkadaşlar cidden şuan yaşamakta olduklarımıza inanamazsınız.

belediye iş mi yapıyor şimdi, çok mu bok biliyorlar da o radarları koyuyorlar? bizi mahvettiler. yemin ederim mahvettiler.

EDS sistemi koyunca öyle oldu.

Sen türkiyesin çok düşünme bunları...

çok güzelmiş ya amazon üzerinden alabiliyor muyuz? kargo ücreti falan olur mu?

alınır muhtemelen. ama sonra bir sorun çıkarsa kargosu, garantisi uğraşmak istemiyorum. bir de kalıp sorunu var. mağazada denedim. normalde 43 giyerim bu ayakkabının 45 numarası oldu ayağıma. herhangi bir problemde muhatap olabileceğim bir mağazadan almayı tercih ederim ben.

mağazada dene uygun boyu internetten al? yurtdışından alınca üstüne 70 lira vergi geliyor banko bu arada.

tek uğraşım beraber yaşadığım üni öğrencisi kardeşim. onu dışarı gondermeyip masaya otutturup ders çalıştırmak en büyük hobim. ufku iki katına çıkıyor, benim okul biterken öğrendiğim şeyleri o daha 2. sınıfta öğreniyor bu sayede. kendime faydam yok, bari arkamdan gelenler iyi olsun

spora gidiyorum,
arkadaşlarımla buluşuyorum,
motorla yol yapıyorum,
eve gittiğimde de ps4 oynuyorum ya da illüstrasyon yapıyorum. (freelance iş gelmediyse film sahnelerini çiziyorum nasıl vakit geçiyor anlamıyorum, terapi gibi geliyor bana çizmek.)

iş yerimde yoğun bir çalışma temposu olduğu için akşamları işten tükenmiş halde çıkıyorum, eve gidip 1-2 bölüm dizi ya da bi film izliyorum yaklaşık 1-2 saat arasıda da puzzle yapıyorum, puzzle aralarında beni en çok huzura erdiren, dinlendiren şey sanırım.

çarşamba akşamları muhakak bir sosalleşme programım oluyor. arkadaşlarla birşeyler içiyoruz çok iyi geliyor. cuma akşamları da çıkıyorum . yazın bisiklet sürüyorum akşamları. kışın devlet opera ve balesi favorim. müzikal bale opera . böyloe böyle şeyler işte

kızımla ilgileniyorum.
onun dışında ps oynarım, paten kayarım filan.

koşuyorum, ders veriyorum, ders alıyorum, ikinci üniversite okuyorum, y.lisans yapıyorum, içiyorum, dizi/film izliyorum.

spor yapıyorum, ps-pc oynuyorum. 26 m ist.

hafta içi iş çıkışı programım:
3 gün spor.
1 gün dans.
1 gün dışarıda arkadaşlarla yeme, içme veya sinema/tiyatro/fotoğraf sergisi gibi şeyler.

müzik. iki grubum var, her hafta provalarımız oluyor.
kitap okuyorum neredeyse her gün.
dizilerim bol, pek bol.
bir de mecidiyeköy'de yaşadığımdan, iş çıkışı birkaç bir şey atmaya taksim tarafına çıkmak kolay olduğundan o tarafa çıkıyorum.

e yetiyor.

ps4'da online fifa pro club, bilimum amerikan film ve dizileri, televizyon, internet, facebook, duyuru, sözlük, futbol izleme, arada gitar ve müzik, yemek yeme. rezalet bir hayatım varmış lan. niye 9564 kilo olduğumu anladım.

Uyuyorum. En sevdiğim hobim uyumak.

işe gitmek üzere sabah 6.45 gibi uyanıyorum, 7.30'da evden çıkıyorum. eve dönüşüm de direkt dönersem 7.30 oluyor. eğer direkt eve dönmüşsem genelde bi yemek yiyip dizi film vb izlerken vakit geçiyor. duş alıp yatağa giriyorum son bir saati de kitap-dergi okuyarak geçiriyorum 11.30 gibi uyuyorum.

dışarı çıkarsam bazen sinema-tiyatro oluyor. bazen de kız arkadaşımla bir yemek, sonrasında kahve, biraz yürüyüş ve ev. ama yakında kurs murs bişeye başlamayı düşünüyorum.

- spor
- dota

maalesef sadece bunlar :/

kullanıcı adını yazar.

evet ortalama 10-25 gb arasında oyunlar.

eğer paran varsa 250-500 gb filan al kafan rahat etsin.

aynı zamanda film atıp tv'nin usb girişnden izlerim diye düşünüyorum. hdd'leri tv okumaz sanırım.

okur, neden okumasın? flash disk gibi direk tak-çıkar özellikli 500gb modeller var piyasada bolca.

yolun çok ters taşınmayı düşün derim.. o yolda trafiksiz imkansız

şile otoyolu ve modoko-imes haricinde bir alternatif yok madenlerden kadıköye gitmek için. hayata küsebilirsin:(

14yk diye bir otobüs varmış, şile yolundan gidiyor. nasıl olduğunu bilmiyorum ilk kez gördüm. bir de 14 var ama o da alemdağ caddesi üzerinden gidiyor, o da uzun sürer diye tahmin ediyorum.

istanbul trafiğinin geleceği işte. her yer tıkanacak. daha da kötü olacak.
motorsiklet alın benim önerim.

@veilofsin, imkansız değildi. geçen sene yine okul hatta kar zamanları, biniyordum dolmuşa. taş çatlasın 1 saate kadıköy rıhtımda oluyordum. bugün böyle bir şey yok.

modokoda hiç böyle bir trafik görmedim ben 15 aydır oradan geçiyorum. hiç görmedim.
genelde gümrük tarafında olurdu ama onu da zaten süreye katardım.
modoko da ital oldu.

taşınıcam tabi ki, ama 1-2 ay daha burada kalmak zorundayım. o süreyi nasıl geçirebilirim.

tam tersi yönde geliyorum, ayrıca 14ak'nın hastasıyım.

kadıköy'den buraya gelen-giden herşeye bindim 14ak kadar konforlu ve hızlısı yok ne yazık ki, şimdi daha erken gelmek zorunda olduğum için 14ce tercih ediyorum. çekmeköy'den 7:40'ta kalkan var bi denemeni öneririm ama o kadar da önermem.

imes'in tamamını dolanmayan keyap'ın yanından tavukçuyolu'na giren 14es ve 20d var. bunlar için aktarma yapman gerekir. ancak 14es'e sakın binme, dünyanın en çok dolanan ve en yavaş giden hattı. 20d özellikle benim akşamları kullanmaya çalıştığım bi alternatif, keyap'tan girip ataşehir'i baya dolaşıyo ama güzergahı nispeten daha az tıkanıyo, ama tıkanıyo o da.

senin durumuna bakarak şunu diyebilirim: muhtemelen 8:10'daki 14ak'ya bindiğini varsayıyorum. en temiz alternatifi yarım saat erken kalkıp 14ce'ye binmek. azıcık erken gidersin belki ama gittiğin yer kadıköy otur rıhtım'da çay iç. veyahut 15dk erken çıkıp 19s'ye falan bineceksin.

sanırım seni en iyi ben anlarım yazın 8:15'da evin ordan biner 9:00'da işe gelirdim. bugün aynı saatte bindim 10:10'du geldiğimde.

@parola, 07.20'de kalkan 14ak'a biniyorum :(

09.45'te geldim en son işe.

Saat 06:40 beşiktaş tesisleri trafiği felç.

@sike, bugün öyleydi. ağlıcaktım öyle sinirlendim. otobüsü yumrukladım sinirden.

oha ya:( 6.45 civarı bin bi de bakalım. ben yazmıştım istanbul trafiği başlığında eskiden gelirken (kartal'dan geliyodum. modoko'daydı atölye) 15dk erken çıkınca ne kadar fark ettiğiyle ilgili. yakında patronları ikna edip evden çalışmayı teklif edicem ben de bu gidişle. adamlar buralarda ev tutucak bana bu gidişle.

adw cleaner indir tarat bilgisayarı sonra kendini resetler pc. düzelir.

3000 liralık oynama. 30 liralık oyna illa heyecan arıyorsan.

heyecan aramıyorum para arıyorum.

3000 çok para abi ya. şu maç tutmaz deriz tutar ya da tam tersi olur.

avrupa ligi pişmanlıktır. villareal patlar.

avrupa ligi maçlarına bahis yapma, hele büyük bahis hiç yapma. paraya ihtiyaç hep var, senin olay böbrek satmaya gider.

liverpool'a güvenmezdim

hiçbir maça 3 bin liralık oynama. ama ille oynayacaksan bas 100 lira celtic'e handikapı, al 500 lira..

liverpoola 1 lira bile oynamam. ayrıca avrupa ligine 1 kurus bile oynamam gercı oynadım ama olsun oynamamam lazımdı :D

neyse hacı bekle haftasonu liglere oyna 2 gun daha beklesin para

3000 lira nedir abi? asgari ücretli bir adam 3 ay çalışarak kazanıyor o parayı. eğer gözden çıkardıysan birine yardım et daha iyi. paraya ihtiyacın olsa 3000 lirayı riske atmazsın. 30 liralık oyna 300 liralık oyna da 3000 lira nedir? gerçi tutmazsa üzülmeyeceksen sen bilirsin.

bazı büyük takımlar avrupa ligine ziraat kupası muamelesi yapıp adamı ters köşeye yatırıyorlar. uyanık olmakta fayda var.

bu tutsun birde ben sana vereyim 3000 lira :)

oburosman, çok pis alacaklıyımdır, tutarsa isterim bak.

liverpool ne dayıt, adamlar 10 yıldır "evropa ligi premier lig performansımızı düşürüyür :((" diye ağlıyor. 3-5 tane as yine yok galiba. avrupa ligi'nde ingiliz takımına oynamak intihardır. basel havada karada kazanır, schalke de bildiğim kadarıyla önemsiyor avrupa ligi'ni. bi de asteras'ın eksikleri varmış zaten. o da tamam.

normal şartlarda villarreal de favori olabilir ama la liga'da bu kadar iyi giderken avrupa ligi'ne odaklanamayabilirler. bu ara fikstür çok yoğun avrupa'da. geçen hafta, hafta içi de lig maçları vardı örneğin. 3-4 günde bir maça çıkıyor takımlar. villarreal, rotasyonu kaldırabilecek bi takım. öncelikleri la liga'da ilk 3'e girip CL'ye gitmek. ayrıca grup aşamasının ikinci maçı bu henüz. çok asılmazlar. bence onlara girme o yüzden.

liverpool patlar. o kadar paran varsa canlı bahis oyna.

al de en cok oynanan maçlar. illa ki patlayacak var içinde. kasıtlı hem de!!!!!!!!!!

bereketini gör :)

adamı 10 binlirada ettik :)) ama liverpoolu çıkarman iyi olmuş

bulamazsan da yapabilirsin. bence zor değil.

yapmak benim de aklıma geldi ama hiç elim yatkın değil ya böyle şeylere.

islevsel gibi gozukse de ben kullanimda problem yaratacagini dusunuyorum bu semsiyenin hele ki istanbul'da yasiyorsaniz yagmurlu havada insanlarin arasindan gecerken cesitli manevralarla semsiyeye yon vermek gerekiyor. Aksi halde yurumek imkansiz ve bu semsiyeyle de dumduz yol harici yurumek pek mumkun gorunmuyor.

bunu nasıl toplayacan? yanından insanlar nasıl geçecek? illa ki istersen terzinin teki yapar.

Ruzgarda bu pek fonksion gormez bence :)

kalabalık bir yerde yaşamıyorum yürümek benim için sorun olmaz. ayrıca şemsiyeyle birlikte branda da manevra yapacak sonuçta hafif ve şemsiyeye monte bir şey yanlış mı düşünüyorum?

toplama konusuna gelirsek, evet bunu da düşündüm; şemsiye katlandığında branda içinde kalacak. şöyle bir rulo yapıp yanımda taşıyacağım poşetin içine koyabilirim.

rüzgar alttan vurur geçer savuramaz.:)

Rüzgarda canına okur :/

www.johnlewis.com

bunlar da çok kaliteli.

www.james-smith.co.uk
www.fultonumbrellas.com
www.aspinaloflondon.com
davek.co.uk

Çok güzelmiş lan bu. Valla İstanbul'da bununla yürünmez tabi ama başka şehirde de zor be. Kırda bayırda belki. Onun yerine ince, hafif ve uzun bir yağmurluk iş görür. Böyle bir yağmurluk almak lazım.

Yağmurda erime vb. bir durum yoksa gereksiz.

çıtçıtlı çıkabilen bir naylon bence o. yapılabilir +1, kullanışsız +1; bir de ben daralırım onun içinde nefes almakta zorlanırım (altı açık biliyorum, tamamen psikolojik)

Rüzgarda sıçarsın +1 ayrıca görüşünü azaltır.
Şeffaf yağmurluk al bileklere kadar inenlerden. Daha çok faydasını görürsün.

trt radyo verecek.

TRT1 RADYO 95,6

Ters taraftan bak olaya. O karşıdaki 2 sıra arabanın sahibi olsan oraya doğru girsen. Etraftaki çocuklar veya arabalar senin sağa döneceğini mi düşünür yoksa düz mü?

Karşı çıkmaz yola araba girmiyor olsa sinyale gerek yok ama o durumda var.

sinyal verilir burda. cıkmaz sokak olabilir ama ama adı ustunde sokak zaten. cıkıp cıkmaması birsey ifade etmez.

çıkmaz sokak olmasaydı sinyale gerek yok derdim ama bu durumda var.

çıkmazda olsa orada sokak var o yüzden verilmeli.

bunda bu kadar tartışılacak şekiller şemalar çizecek ne var yahu? altı üstü yukarı doğru tık yaptırcaksın sinyal koluna çok zor değil:(

elbette verilmeli. sokak çıkmaz olsa dahi belli bir yürüme mesafesi var. ayrıca sinyalden kısmaya çalışmanın mantığını anlamıyorum :) o sinyali kullanmak cidden bir şey kaybettirmiyor sürücüye. üstüne güvenli sürüş için çok önemli bir özellik. bu konularda gerekli gereksiz hesabının yanlış olduğunu düşünüyorum.

belki sürücü yanlış girdi ve u dönüşü yapması gerekiyor, bilemezsin. böyle bir sokakta arabayı bir miktar sağa doğru açarak tam solla geri dönmek mümkün olabilir. olmasa bile bir iki ileri geri ile dönülebilir. o yüzden arkadan gelen ezbere davranırsa sıkışıklık yaşanabilir. dönüş ve şerit değiştirmelerde sinyal kullanımı oldukça önemlidir.

verilmeli.

ARKADAŞLAR HAKLI, ÇIKMAZ SOKAK OLMASAYDI SİNYAL VERİLMESİNE GEREK KALMAZDI ÇÜNKÜ MECBURİ TEK YOL. BU DURUMDA çıkmaz sokağa da girme ihtimalin olabileceği için sinyal vermek gerekir.

verilmeli +1

sinyal verilmeli.

verilmeli

osurmak için götümü havaya kaldırırken bile sinyal verdiğim için verilmeli diyorum.

galeri4.uludagsozluk.com

o çocuklar kulüpte tenis oynayan çocuklar. büyük organizasyonlarda para da alıyorlardır muhtemelen ama ssk olayını bilemeyeceğim. bence yatmasa da çok sıkıntı değil. abartmamak lazım.

Gönüllü yapıyorlar.

Tutkulu olduğun bir sporda hep televizyondan izleyebildiğin adamın yanında havlu tutmak, top toplamak bir genç için neler ifade eder bilir misin?

(bkz: anlayamazsınız)

ortada bence bir vergi kaçakçılığı ve çocuk istismarı var. ab yapınca helal olsun deniyor tabi.

ben mesela bu yaşımda hemcinsim federer'in toplarını toplarım gönüllü. onlarda öyledir.

şirince tiyatro medresesi neredeymiş ya?:) o kadar gezdik ne gördük ne duyduk öyle bir yer.

Oo haci pastirmalari gommusuz galiba eheuhe de.

duş almamaktan ziyade aynı gömleği giymekten kokuyordur. gömleğe mürekkep dökünüz.

""bir dost" notuyla temiz gömlek ve deodorant hediye et.

@cekilmis kayfe haklısın sanırım bunu deneyeceğim mutlaka:)
@betenbert toplam 3 kişiyiz zaten o olmaz:)

terkokuyorsun.com

Dusuk bir ihtimal olmakla birlikte bir rahatsizligi ve buna bagli kullandigi bir ilac olabilir. Caycimizda boyle bir durum olmustu adamcagiz deli gibi deodorant parfum kullanmasina ragmen 2 metre yaklasilmiyor, misafir oldumu servis yaptiramiyorduk. Sonrasinda bir buyugumuz kendisiyle konustugunda durumu ogrenmis uzulmustuk.

FC Porto - Chelsea FC IY X
Arsenal - Olympiacos Piraus IY 1

Anladigimdan degil, icimden geldi söyliyim.

ben de şu an üstünde düşünüyorum, henüz son kararımı vermiş değilim ama yine de aklımdakiler;

* barcelona-leverkusen maçına oynamaya değmez, çok düşük oranı var. yine de oran orandır diyosan ms1, kg var falan oynanabilir. messi yok bu arada, eğer olsaydı +7 oynayabilirdim. (kendi kuponuma yazmayacağım)

* bate-roma da oranı düşük bir diğer maç. ms2 ya da iy 0/2 ms oynanabilir. sürpriz olarak da ms0 (bunu da oynamayacağım)

* münih - zagreb yine iddaa'nın +7 açmadığı bir başka maç. açaydı oynardım. ama münih 3 handikapı da geçer. banko gibi bişey. (bunu kendi kuponuma da yazacağım)

* arsenal-olympiakos'un oranı da çok düşük, o yüzden handikaplı 0 oynayacağım ben. (münih maçıyla beraber kesin oynayacağım maçlardan biri)

* porto-chelsea çok zor maç ama çok pis de oynayasım var. iy0 veya iy 0/ms2 olabilir. ms0 da olabilir, tek farklı chelsea galibiyeti de olabilir, yani h0 (bütün seçenekleri yazdım evet adfs karar veremedim)

* maccabi-kiev direkt 0 (oynayacağım üçüncü maç) daha da kesinleştirmek için iy0 da oynanabilir. ya da alt.

* lyon - valencia direkt 1 (bunu da kesin oynayacağım)
* zenit-genk hiçbi fikrim yok, oynamayacağım.

Barcelona FC - Bayer Leverkusen üst
Bayern Münih - Dinamo Zagreb üst
FC Porto - Chelsea FC üst

Barcelona FC - Bayer Leverkusen 1
Bate Borisov - AS Roma 2
Bayern Münih - Dinamo Zagreb 1H
Arsenal - Olympiacos Piraus 1H
FC Porto - Chelsea FC TGS 2-3
Maccabi Tel Aviv - Dinamo Kiev 1-0
Olimpik Lyon - Valencia FC TGS 2-3
FC Zenit ST Petersburg - Gent 1

Barcelona FC - Bayer Leverkusen: "göt zoruyla 1" tahmini skor: 1-0
Bate Borisov - AS Roma: sürdirekt banko 2
Bayern Münih - Dinamo Zagreb: rahat 1 ama kasmaz münih h.sonu dortmund maçı var.
Arsenal - Olympiacos Piraus: giroud yok ama 1-0 falan bir şekilde alır ars.
FC Porto - Chelsea FC: 2-2 biter üst banko.
Maccabi Tel Aviv - Dinamo Kiev: sürdirekt banko 2.
Olimpik Lyon - Valencia FC: 3 ihtimalli bok gibi bir maç.
FC Zenit ST Petersburg - Gent: zenit şike işlerine girmezse banko 1.

roma'da da dzeko ve totti yok

barcelona maçına hiç bulaşılmaz. son dönemlerde bocalıyorlar, celta vigodan 4 yediler, kendi evlerinde las palması zar zor yendiler. bunun üstüne birde messi sakat. sürpriz olabilir, olmasa bile orana değmez.
bende arsenal zenit ve porto maçındaki alta güveniyorum.

650 tl'nin senin için önemini sen bilirsin sadece. ben olsam vermem o kadar para bi telefona.

biraz daha bekle bence 6 ay sonra iphone 7 çıkacak. 3700 tl civarı onu alırsın.

6 ile s arasında aman aman bir fark yok. değmez s almaya. 6 al.

@tescillimarka ben o farka değer mi derken, telefonun özellikleri açısından sordum.

1200 liralık bir cihazla yapabileceklerimin hemen hemen aynısını yapabilecek bir cihaza bu kadar para verilir mi sorusunu sorardım ben olsam kendime. "verilir tabii lan manyak mısın" yanıtını veriyorsam, ucuzunu alırdım.

bu tabii benim için geçerli. para senin, keyif senin. bence gereksiz. aradaki farkla uçak bileti alır gezerdim ben olsam.

5 ile 5s arasında büyük teknolojik farklılık var. 6 ile 6s arasında ne fark var? ben henüz bilmiyorum.

4K video çekebilmesi büyük fark. Tabi bu ilgi alanına girmiyorsa 6 alman daha mantıklı.

Telefonlar büyüdü?

sadece kızlarınki mi büyüdü?

Kızların kot cebi küçük ama.

eğer kolay ulaşmam gerekiyosa hep cebe koydum ben, yeni değil
her seferinde çantayı aç kapa içinde ara mı yapacağız?

o değil de erkeklerin göt cebine cüzdan koymalarına karşıyım ben, paraşüt gibi duruyo

kızların cebini küçük yapmalarının sebebi ne peki?

sadece kıro kızlar telefonu götüne sokar.

telefonu arka cebe koyma diye moda mı olur yahu? Herkes telefonunu istediği yere koyar size ne? Size güzel görüntü vermek için telefonu elde taşımak zorunda mı kızlar? Ne saçma insanlara bakış açınız ya.

bence eskisine göre telefonu daha çok kullanmak zorunda olduğumuz için hasıl oldu bu durum. her seferinde çantaya sok çıkar olmuyor, malum yürürken bile çık çık çık kafalar telefonda.

videoyu açık bırakıyorlar ve bu sayede eve gidince kimlerin götlerine baktıklarını görebiliyorlar. smart.

1996 yılında erikson 688'i kız erkek demeden herkes götüne sokuyordu. küçüldü, anten kalktı, yan cebe girdi. geri büyüdü, yine göt cep.

moda değil, taşımak için. erkeğin arka cebinde genelde cüzdan olduğu için onlar göte sokamıyor.

telefon bekleniyorsa, surekli mesaj vs geliyorsa telefonun cepte durmasi gayet mantikli.
herkesin telefonunda internet paketi var artik cipcip caliyor telefonlar, her seferinde cantada bul cikar geri koy cok zaman aliyor.
on cepler kucuk oldugu icin mecbur arkaya konuyor.
siz ister kro deyin ister varos deyin, kimsenin umurunda degil acikcasi.
erkeklerin arka ceplerinde cuzdanla dolasmalarina ne diyorsunuz peki?
kotu goruntu istiyorsaniz daha kotusu var sayin erkekler...

erkeklerin kapkalın cüzdanı göt cebinde taşıması da en az bunun kadar itici bir durum kesinlikle katılıyorum. sırf bu yüzden minik bir cüzdan aldım yurt dışından harika oldu şimdi:)

telefonlar büyüdü bir de çanta satmak için kadın giyiminde cepleri küçük yapıyorlarmış.

insanların eşyalarını taşımaları, taşıma çabaları niye size batıyor? koluna çanta asmamak için telefonunu cebine koyan kişi niye bu kadar battı ki? sadece taşıyorlar yahu telefonu.

erkeğin cüzdanı göt cebine sokmasına ne diyoruz? kötü görüntü he mi?

peki ne yapalım cüzdanı sayın çok bilmişler? hakikaten götümüze mi sokalım? çanta taşıyınca ibne diyorsunuz. beline freebag taksan iğrenç amele oluyoruz. el çantası alsan yaşlı dede, burhan altıntop modeli ehehe.

peki söyleyin cüzdanım var, telefonum var (samsung s3), anahtarlarım var (üç ev, iki ofis olmak üzere 5 tane), kabıyla birlikte güneş gözlüğüm var, ben kullanmıyorum ama kullanan adamın bir de sigara paketi var. araba anahtarı, kulaklık, ilacım, flaşdiskim, selpak mendilim falan gibi şeyleri de sana kolaylık olsun diye saymayayım kıyağım olsun. üstümde de bir kot ve tişört var. kotun iki yan iki arka cebi var. tişört cepsiz. ya da sana kolaylık olsun, tişörtün de ön cebi var.

çanta taşımadan ve cüzdanı göz zevkinizi bozmamak için arka cebe koymadan bunları yerleştir, gel öyle konuşalım. tövbe yarabbim yahu. her bok kötü görüntü anasını satayım. ben de memnun değilim arka cebime koyup üstüne oturmaktan, bütün kartlara göt şeklimi çıkarmaktan ama dört tane cebim var ve başka koyacak yerim yok. geçen sene çapraz taktığım ufak çantam vardı, onu da gömdünüz geçen sene.

o değil de kamera kısmı dışarda kalıyor genelde
arkada bir göz varmış gibi.
yıllar önce poposuna bakanları kameraya çeken bi kız vardı
o aklıma geliyor, rahat rahat bakamıyorum geriliyorum, mağdurum :)

Kibritsyyu kezban denince isyan eden kızlar gibi olmuşsun :)))

Benim anlamadığım neden cepleri o kadar küçük şeyler giyiyolar. Erkek halimle her şeyim cebime sığıyo. Kadın giysisi yapanlar cepleri büyük tutsunlar. Tabi streç film giyip çıkan günümüz insanı için ütopik şeyler ama...

@mistreated hazır giyim markalarına öyle bi yaptırırımımız yok ne yazık ki :) baz pantolonlarıma 5 lira zor sığıyor

douchebag +1
Mütemadiyen sevgilisiyle, kankalarıyla mesajlaşan varoş kız canlanıyor kafamda direkt.

Kızların montlarının hemen bel hizasında bitmesiyle aynı sebepten.

aman millet ne der diye canta takmiyorsaniz aglama hakkiniz yok sayin erkekler.
bi cuzdan bi cep telefonu, gozlugu anahtari mendili susu busu var alin guzel bir canta gezin.
yok ben canta almam bana i.ne diyorlar derseniz o zaman g.t cebindeki telefona da laf etmeyin, bunu demek istedim de yine anlayan olmamis :)
bak bir daha yazayim,
g.t cebinde telefon tasiyan kadinlar varos oluyor da erkekler ne oluyor?
"imi bizim biski yirimiz yik" bahane, e kadinin da cantasi yoksa? onun da baska yeri yok?

@mistreated
var da biz mi giymiyoruz :)

titreşimi hissetmek için

Bunu sadece kizlarin g.tune baktigin icin fark etmis olmayasin

butun derdi nasil gorundugu olmamakla alakalidir muhtemelen...

bu arada, allah baska dert vermesin.

zırt pırt çantadan çıkarmak sorun oluyor veya acil bir mesaj veya arama bekliyoruz? allah başka dert vermesin.

olmuyorsa olmuyor bro, genetigini mi degistireceksin :P

Hipertrofi çalışması yapma güç çalışması yap. Standart bir insanın hipertrofi çalışması hem büyük lüks hem de saçmalık.

biraz daha halk diliyle anlatsan angelus? bilal'e anlatır gibi?

StrongLifts 5x5 + keto.

Sen bi salona gidip "Ben ağırlık çalışmak istiyorum" dediğinde sana klasik olarak hipertrofi çalışması yaptırırlar. Yani hacim çalışması. Yani büyüme. Kasların büyümesi. Bu çalışmalar temel olarak maksimum kaldırabildiğin ağırlığın %60/70'iyle 4 set 8/12 tekrar aralığında, dinlenme süreleri 45/60 saniye olan çalışmalardır. Bu çalışmalarda kaslar beslenmeyle doğru orantıda büyür fakat bu tip çalışmaların esas numarası Sarkoplazmik Hipertrofi yaşatmasıdır. Yani kasların büyür evet ama kasların büyümesiyle birlikte hücrelerde ATP kreatin glukoz gibi sıvıların birikmesi de yaşanır. Bu da senin bahsettiğin "Daha çok hayvanlaşıyorum" olayına neden olur. O nedenle çok kullanışlı bir alan değil bu, ben naçizane önermem. Böyle çalışıp da hayalindeki vücuda sahip olan çok kişi tanımıyorum ben.

Bununla birlikte güç çalışması, temelde compound egzersizlere dayanır. Squat deadlift bench press overhead press bb row gibi birleşik egzersizler. Bunda amaç kaldırabildiğin maksimum ağırlığın %100'le %90'ıyla %80'iyle genelde 5*5 çalışıp sinir sistemini uyarıp güçlendirmektir. Burada da hipertrofi yaşanır ama Miyofibril Hipertrofi yaşanır. Yani kas liflerin parçalanır bölünür sonrasında iyileşerek birleşip biraz daha kalınlaşır fakat bunun hacmi çok az olur. Vücut büyümek yerine halk diliyle "Sıkılaşır" ve daha estetik bir görüntü alır. Kaslarda sıvı birikmesi olmaz, bu da o şişkin görüntünün oluşmasını engeller.

arnold ve angelus çok teşekkürler. ikinizin de ortak görüşü olduğuna göre bunu mutlaka denemeliyim:))

www.kasvekuvvet.net burada yazan programı uygulayacağiım bir yanlışlık yok değil mi?

O program evet.

Aynen. Boş günlerde interval koşular da yaparsan yağ yakımı da hızlanır.

söylediği doğru olsa bile daha da artacak şeklinde cevap verdiyse evet sizi kandırmış. madem elinde değil, neden böyle kesin bir beyanda bulunuyor?
böyle bir şansınız varsa ürünü iade edin derim. ayrıca gitti gidiyor'a da durumu bildirin.

kandırmış. iade edip yeni fiyattan alsanız?

günü dolmadıysa cayma hakkını kullanarak iade et. puan ve yorum 15 gün falan yapılabiliyor sanırım.

Bu yöntem bu tarz sitelerdeki satıcıların yaptığı türk çakallığı. eğer gittigidiyor atıyorum o gün için %5 indirim yapıyorsa hemen fiyatlarını %5 arttırırlar. kampanya bitince tekrar geri çekerler. ama kuş beyinli olduklarından ordan yapacakları 3-5 lira kar ceplerine girecek zannediyorlar. halbuki böyle kurnazlıkla kaç müşteri kaybettiklerinden ve bu kaybedilen müşterilerin olumsuz görüşlerini bir yerlerde paylaşacaklarından haberleri yok.

tanıdıksa nazın geçiyorsa olabilir ama profesyonel biyerin ciddiye alacağını sanmıyorum. bakın böyle olursa geleceğim yoksa hiç gelmeyeceğim falan diyebilirsin belki ikna etmek için. en kötü ihtimal para ay sonunda veriliyorsa başla, iki hafta geçtikten sonra masanın üzerine 2 haftalık ücreti bırakıp kaç bir daha gitmeyeceksen :d

yok yapmazlar bence. bizim salon kapandi ama onun uygulamasi gunluk 30=60 liraydi. oyle yerler arayabilirsin aslinda degerlendirmek istersen.

manyak fikret abi'ye denk gelirsen kafana dambıl atar.

iki ayrı yerden bir haftalık deneme üyeliği al bitsin gitsin.
para bile vermeyebilirsin. beyin bedava :)

Benim bi arkadaşım İstanbul'a tatile geldiğinde bir haftalık gitmişti. Olur bence, neden olmasın. Telefon et sor, ne kaybedersin.
Bir de "Bir iki hafta denemek istiyorum, sonra hoşuma giderse aylık üyelik yaptırıcam" diye numara çekersen kabul etme olasılıkları daha yüksek olur sanırım. :)

En son gittiğim yer 6 aylık kayıt kabul etmiyordu. Çok dandik bir yerse kabul edebilir.

15 gün spor yapsan noluuurr yapmasan nolur? spor demek istikrar demek.

Aylik 100 lira oldugu icin soruyorum. Ben de insan empatisi bilirim tabii

Aldığın vize turistik vize olduğundan başka hiç bir iş yapamazsın.
Çalışabilmek için çalışma vizesi ve oturum iznine ihtiyacın var.

Git, gez. Başka ne bekliyorsun ki vizeden.

Geçici kısa süreli iş veya biraz para kazanabilmek için bir fırsat mesela ?

yasak hemşerim yassak.

Turistik vize ile yasal olarak çalışamazsın. Yasa dışı çalışman gerek. Buna izin verecek alman şirketi bulamazsın. Almanya'da Türk dönercilerin yanında çalışmak istersen olur bak.

Günlük 50-60 Euro bir iş olursa olabilir mesela, 2 hafta falan.
Biliyorum yasal bir iş olmayacak ama bu şekilde binlerce insan çalışıyor zaten.

Benim maksadım hem biraz gezmek, hem para kazanmak.

günlük 50-60 euro casinoda kazanırsın.

Casino işi biraz fazla olur çünkü Almancam yok, ama gayet iyi İngilizcem var.

casinoda kumar oynayarak kazanabilirsin demek istedim.

Cafe, Bar tarzı bir ortamda çalışabilirim. Hotel pansiyon falan da olur.
Hizmet sektörü tecrübem var.

Maksat hem biraz para kazanmak hem orada zaman geçirmiş olmak.

Almanya'da falan kolay kolay riske girmezler.

kuryelik.

Bence sakin ol adami arayip kiskirtma daha fazla. Kiz arkadasinla konus durumu. Onun yaninda ara. Iyi niyetli konus ilk once. Anliyorum seni ama artik biz birlikteyiz ve iliskimize zarar veriyorsun yapma falan diye yapici bir dille konus bence. Ha sonra yine yaparsa veya sekilli konusursa ondan sonra bi- seyler yapmayi dusun. Bence ilk etapta hafif sert duzgun bir dille uyarmak iyi olur. Yoksa kiza musallat olabilir daha fazla rahatsiz edebilir.

arayın ama öyle @isott'un dediği gibi aşırı yapıcı da konuşmayın bence, küfürsüz ama sert bir konuşma olabilir.

benzer bir durumda kalıp kibar bir dille konuşmuş biri olarak söylüyorum ki, sizi tıfıl olarak görüp biraz daha azabiliyorlar. sonra küfredince falan geçiyo tabi.

adam şimdiye dek kızın karşısına çıkıp rahatsız etmediyse, endişelenecek bir durum olmayabilir diye düşünüyorum. mesaj atmak kolaydır çünkü. canı sıkılır, aklına gelir yazar.
sizin tehdit etmeniz vs işleri daha zor bir duruma sokabilir. arkadaşın dediği gibi sakin kalın ve mantıklı hareket edin.
ayrıca kız arkadaşınız niye engellemiyor telefon numarasını?

11 aydir birliktesiniz ve kiz arkadasiniz size bunu soyleyin bana demenize ragmen size soylemiyorsa, bence adamla konusmak yerine once kiz arkadasiniz ile konusun ve size neden soylemedigini bir ogrenin, cok daha farkli seyler olabilir cunku

@kamyon,

farklı şeyler yok arkadaşıyla konuşmasında gördüm sadece tedirgin oluyor.

bu tür durumlarda güzellikten yana biri değilimdir.

Sen niye konuşuyorsun ki? Senin değil kız arkadaşının eski sevgilisi o.
Kız arkadaşın adama; "Beni arama, senin aramaların beni rahatsız ediyor, seninle görüşmek istemiyorum." desin. Hepsi bu.

Sen niçin araya kaynak oluyorsun yahu. Kız rahatsız oluyor olsaydı adama aramamasını söylerdi zati, bence kız aranmakta bir beis görmüyor.

@teori,

çok bilmişlik yapma, bilgin olmadığı kısım hakkında da galeyana getirme.

zaten bu söylediklerini yazdı. problem zaten burada başlıyor. kız arkadaşımın yazdıklarıyla bağlantısını kesmiş olsaydı ben yırtık dondan çıkar gibi dahil olmazdım.

Kızın gizlemesi daha ağır faul.

kız tehdit edilecek kadar rahatsız olsa sana söylerdi. söylememesinin sebebi senin şu an girmiş olduğun triplere girmeni istememesi.

arkadan iş çevireceğine, hayatım biliyorsun böyle bir şey olursa rahatsız olursan her zaman benimle konuşabilirsin, hallederiz bir şekilde de. geri kalanını da rahat bırak. bi de telefonunu mu karıştırıyorsun kızın tövbe estağfurullah ya.

hattını değiştirsin kız arkadaşın hiç muhatap olma.

teoridefeminist pratiktegeysa +1,

arnold schwarzeneger +1


yalnız ne zor nickliymişsiniz ya +1 vercem diye canım çıktı.

hocam sen de hemen dahil olma, kız arkadaşını sıkma. güzelce anlat derdini, böyle bir durumda haber vermemesinin seni daha çok gerdiğini söyle. git adam gibi tavır koy o elemana da bi daha mesaj atmaya yüz bulamasın de.

eğer kız arkadaşın elemana tepki verip de eleman devam ederse dövmeye ben de gelirim. ama şimdilik sakin.

@scent,

5-6 ay önceki muhabbette zaten söylemişti.

ya ilk başta tepki dozajını ayarlayamadıysan belki kız korkmuştur elemanı dövüp hastanelik edip sonra davalık olmandan vs. bu ihtimal de var.

sen o yüzden bi ihtar çek, karşı tarafa sert tepki koysun... düzelme olmazsa diye de takip et. düzelmezse dövelim.

her ne kadar eski sevgilisi de olsa, belki kavgalı ayrılmamışlardır, dolayısıyla ona karşı bi sevgi kırıntısı olmasa da, saygısı falan vardır ve senin bu mesajları öğrendiğinde onu dövmenden çekiniyodur. yani ekstrem bi durum olmadığı sürece sanırım hiç bi kadın eski sevgilisinin hastanelik edilmesini falan istemez.
bence de önce kızla, sonra da elemanla çok tehditkar olmayan, ama çok da kibar olmayan bi dille konuş.

gaza getirmek gibi olmasın ama yukarda birisi kıza musallat olur, daha kötü olur falan demiş, bu gibi adamlarda yeterli göt olmadığı için musallat falan olmaz, o konuda endişe etme yani..

O zaman adam gibi ayrıntılı yaz ve tahmin etmek zorunda bırakma.
Ayrıca sen bu kaba, düşüncesiz, patavatsız tavırlarla daha çoook uyutulursun.

@teori,

ayrıntılı neyi yazıcam, 11 ay önce nasıl tanıştığımızdan mı başlayacağım? abuk sabuk konuşuyorsun. elinde olmayan bir datayla o data gerçekmiş gibi konuşmak komik. "olabilir" deseydin bu şekilde bir tepki almazdın.

arkadaşlar bu arada kız arkadaşıma telefon açtım. söyledim, ben dahil olmadan bu işi kesmesini ve bir daha böyle bir olay olup da bana söylememesi halindei lişkinin zarar göreceğini söyledim.

kızmışsın baya. şu var: adamı ararsan şunu anlıycak "ya kız o kadar değerli ki ben boşuna koşmuyorum ve ayrıca istediğim çatışma ortamı oluyor, sonunda ayrılıyorlar vs..." bu ilişkide sen araya girmemelisin. bir sorun var ve seni rahatsız ediyor. kız arkadaşına durumu güzelce anlat. tam olarak seni ne rahatsız ediyor onu anlatmalısın. bu sorunu o çözmeli. sen değil. sen köpürürsen kızın kafası karıştığı bi zamanda dışlanan sen olaiblirsin. köpekler gibi de sevsen kız bu sorunu çözmeli. çözmediği takdirde telefonunu değiştirmesini isteyebilirsin. sen sadece sakin ol, kavga çatışma vs yaratma. biraz cool ol. ayrıca sakin ol. kızlar kendini seveni değil cool olanı daha çok sever.

Kardeşim milletin burada diyeceklerini hazmademeyeceksen hiç sorma o zaman. Elin adamına kızmışsın burada insanlara tepki gösteriyorsun. :)

Sevgilinin bunu ilk paylaşması gereken kişi sensin. Ne olursa olsun. Katil mi lan bu adam? Mafya mı? Senin canına kıymasın diye mi gizliyor bu kız senden? Yoksa inceden aranıp sorulmak hoşuna mı gidiyor? Yalandan arkadaşlarına dert mi yanıyor acaba sen yarın bir gün olayı keşfedince "bak ben kaç gün önce merve'yle bu konuyu dertleştim görmüyor musun!!!?" diyebilmek için?

Sevgilin ya çiğ ve karakteri oturmamış birisi, ya da güven vermiyor. Üzgünüm. Ya da sen o kadar hırçın bir adamsın ki her şeyi berbat etmenden korkuyor.

çok basit bir konuyu dallas gibi dallandırıp budaklandırmışsınız, yürüyün gidin aşk-ı memnu senaryosu falan yazın ya.

abi sen de her bka beyin fırtınası çeken adamlara sorma böyle soruları. kız arkadaşın başın ağrımasın, uğraşma etme falan diye bir şey söylememiş bunu sen de biliyorsun. sormadığın soruya cevap veriyor tipitipler. dediğim gibi ara totoşu, küfür falan da etmeden şöyle bi sertçe konuş.

@yirmisantim hay ağzın bal yesin.

"Sevgilim evvelden çocuğa mesaj atmıştı."

Şu 5 kelimelik cümleyi kuramıyorsan, akıl edemiyorsan iyi gelmişsin bu yaşa he. Bravo valla.

sevgilin rahatsız oluyor ama sesini çıkarmıyor, hiç adamla muhattap olma git sevgiline hattını değiştir de olsun bitsin.

bak güzel kardeşim, ben genç yaşında tansiyon hastası olmuş bir bireyim. şuradaki duyuruları gördükçe nabzım hızlanıyo ateşim çıkıyo. dolayısıyla uzun uzun açıklayamadığım için kusura bakma. sana söyleyebileceğim şey o ortamdan koşarak (tek başına) uzaklaşman gerektiği. bak yemin ederim açıklayacak halim kalmadı şurada, ter bastı. o ilişkiden de, kurduğu ilişkileri kendi başına düzgün yürütemeyen kız arkadaşından da hayır geleceğini sanmıyorum. yemin ederim kalp hastası da yapıcaksınız beni.

kız sana yol yapıyo, 2 aya kalmaz senden ayrılıp ona geri dönecek. rahatsız ediyormuşta şeymişte, 1 yıldır ne yaptığını bilmiosun kızın. adam olan kız insan gibi çıkarır hayatından exmişte şeymişte. ister kız ister kızma, bu işler böyle. karpuz değil insanlar vurupta anlayasın iyi mi kötü mü. ayrıl geç.

O olay sandığın gibi çıkmayabilir, elemanla konuşsan kızın hafiften yüz verdiğini bile öğrenebilirsin.

Engellese nasıl ulaşabilirdi ki sonuçta?

İletişime devam ediyolar benden sana dost tavsiyesi,daha önce de ayrıl demiştim geç bile kalmışsın.

güzel olur da ertesi gün yere saçılı gülleri hanıma süpürttürme. kendin topla temizle.

bence daha da hediyeye gerek yok. bu bir kadını mutlu etmeye yeter.

bundan daha güzel bir hediye yok zaten. hediye=para değildir.

Bence çoook güzel bir hediye olmuş ben ekstra bir şey beklemezdim:)

çok güzel bir fikir :)

Bence gül yapragi olayina girme, sen temizlemeye niyetlensen bile ilk asamada esinin aklindan "anaaaam kim temizleyecek simdi bunlari" diye gecebilir. Benim gecerdi.

senin örneğinden başlayarak biraz kötü bir senaryo oluşturalım:

10 bin dolar ve 20 kaldıraçla girdin diyelim. 200 bin dolar yani. o ara dolar 2.8. sonra dolar 2.65'e kadar düştü sonra sürekli artarak 3 oldu. 2.65 e düşünce senin paran sıfırlanmış oldu (%5 düşüş 20 kaldıraçla seni %100 etkiledi). dolayısı ile 2.65'ten sonra 3 değil 5 bile olsa senin paran gitmiş oluyor.

ek bilgi: türkiyede forexte işlem yapanların %80i kaybediyor. kaldıraçlı forex kumardır. ayrıca olmayan bir parayla işlem yaptığını ve forex şirketi zarar ettiği takdirde fiziki olarak zaten var olmayan o parayı vermemek için elinden geleni yapacağını unutma.

özet: forex pişmanlıktır.

sorduğun soru aslında güzel.

Ama ilk kez forexe giriyorsan kastettiğin hareketlenmelerin olduğu dönemi veya anı kestirmen çok zor.

dOLARI Etkileyecek ekonomik verilerin açıklanma anında,ya da usd/"try" işlemi yaptıysan ilgili ülkede

çok büyük çaplı bir olayın olduğunu/olacağını senin daha önceden ya da en erken sürede öğrenebilmen lazım.

Bu olaylar mesela;

*önemli bir siyasi ya da ekonomik figürün hastaneye kaldırılması (merkez bankası başkanı gibi,ya da akp'nin ağır topları)

*Büyük şehirlerde terörist saldırı.

*beklenmedik bir sınır gerginliği

*genel seçim sonuçlarının açıklanması

gibi şeyler olabilir.


Sadece böyle olayları kovalayıp 2 haftada bir kaç kez ya da ayda 4-5 işlemi geçmeyen kişiler sürekli kazanabiliyor.

yoksa en baba analistin bile çok feci taklaya geldiğini gördüm ben.

özellikle olumlu gelmesi beklenen ekonomik verilerden önce diğer arkadaşların örnek verdiği "keriz silkeleme" olayı çok oluyor,onlara da dikkatli "zarar durdur" hamleleriyle önlem alabilirsin. 10k buhar olacağına 2k buhar olur ama sonraki sıçramadan zaten dediğin gibi çok yüksek para kazanırsın.


ben mesela forexe sadece 6 ay önce başladım,bir kaç keriz silkemeye yakalandım 600 dolarcığım oldu 300 dolar.

Seçimden önceki cuma tüm kalan parayla dolar aldım sadece 0.3 ya da 0.2 kaldıraçla.

8 Haziranda 2000$ görünüyordu bakiyede,aldım kaçtım.

biraz da şu son 20 gün biraz kaldırdık bir şeyler,koalisyonun kurulmicağı çok belli olunca.

forex çok zor bir şey değil,sadece takip etmen lazım ne oluyor ne bitiyor. ben öğrenci adamım ama senelik giderimi çıkardım,şimdi ellerimi ovuşturup 1 kasım seçimlerini bekliyorum.

Eğer çok acelen yoksa orta ve uzun vadede (6 ay 1 yıl)

usd/try den iyi paralar kaldırılır,ben bütçeme göre kazandığımı belirttim örnek olsun diye.

özetle:siyasi gelişmeler daha kestirilebilir sonuçlar veriyor.

bu arada ekşide şu başlığı bir oku.

Yüklü parayla forex yapanlar yüzbinler hatta milyonlar kaldırdı saddce 15 dakikada.


(bkz: 17 ağustos 2015 akp'nin yaptığı manipülasyon)

BU MESAJ BİR YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR. MESAJIN OKUNMASI VE HERHANGİ BİR ENSTRÜMANA YATIRIM YAPILMASI DURUMUNDA SORUMLULUK KABUL ETMİYORUM.

bu ne demek oluyor? ben şimdi bu arkadaş dedi diye yatırım yaptım ve kaybettim. sorumlusu hayirsiz nickli arkadaştır diyip dava edip kazanıyor muyum noluyo yani?

tamam da bunun cezasını kim nasıl veriyor? şimdi ben dedim ki dolar yükselecek dolar alın. yani tavsiye verdim. beni kim şikayet ediyo nasıl oluyor bu iş?

"pardon çıkalı ayılar çoğaldı" sözüyle birlikte ben de rahatsız olduğumda şartlanmış bir şekilde "çok afedersiniz" demeye başladım. Genelde bakıyolar.. Ama arada bazı öküzler "afedersiniz" desen de hatta yalvarsan da yer vermiyorlar falan filan...

ben pardon diyorum çekiliyolar. pardon daha kolay.

laubali değil de daha nazik, daha az tercih edilen kelimeler olduğu için öyle bi bakıyolardır herhalde. çok da takılanacak bişey değil bence.

Biri pardon demek yerine afedersiniz diyerek daha kibar yaklastiginda istemsiz olarak donup bakıyorum. Cunku kim bu kibar insan diye merak ediyorum farkinda olmadan. O insan ki ne guzel insan toplu tasimada bile sinirlenmeden kibar olmayi becerebiliyor vay be diyorum.

Nezakete alisik degiliz malesef.

Müsaade eder misiniz sizin kullanma şeklinize ters olarak daha agresif anlaşılıyor zira toplu taşımada. Pardon demek anonimlik verirken müsaade eder misiniz daha kavgacı gibi. Tabii yalnızca kendi metrobüs deneyimimle konuşuyorum.

valla ben bindigim toplu tasıma araçlarında hiç öyle kibarlasmıyorum sadece pardon diyorum ama sert ve kaba bi sekilde. biri yüzüme baksa ' bi cekil amk' dicem o derece:)

whoosie+1, müsaade eder misiniz? "çekilsene lan öküz!" etkisi yapabiliyor kişinin ses tonuna göre. afedersiniz dediğinde ise "kim la bu entel?" diye bakıyorlardır.

Ben kendimi bildim bileli, bi müsaade eder misin/iz diyorum normal şekilde, ilginç bi bakış, tepki almadım.

vurgular ve ses tonu asıl belirleyici olan, ama yazdıkların bende şöyle çağrışımlar yapıyor sanırım:
-pardon (her yerde duyabileceğin bir kelime, sürekli kullanılıyor, yapılan bir yanlış,kötü niyet yok vs)
-afedersiniz (sanki arkasından cümle devam edecekmiş ya da bir soru da gelecekmiş gibi, örnek: "afedersiniz, bekir tepe nerede?")
-müsaade eder misiniz (alt metin sanki, "ben geliyorum,bana yol açın,geçeceğim" der gibi)

afedersiniz, siz inmeyecekseniz oraya ben geçebilir miyim, ineceğim de diyorum. herkes bakıyor sonra. :)

ben de eskiden afedersiniz müsaade eder misiniz falan der beklerdim öyle ama bir erkek olarak o kadar kibar olunca siklenmiyorsun. o kadar çok başıma geldi ki böyle kibar davranmanın hiçbir işe yaramaması. şimdi pardon diyorum bir yandan da çok hafif çekilmesi gereken yöne doğru itiyorum yoksa milletin umrunda olmuyorsun. insanlar nezakete alışkın değil bence de dediğin gibi. e zaten bizim milletimiz biat kültürünün çok fazla olduğu bir toplum bence sebebi de bu.

Tohumdan ağaç yetiştirmek haliyle imkansıza yakın. Fide alıp deneyin, internette fidanlıklarda falan bonsai için uygun fideler var. Bir de o tohumlar 15 milyon yıldır ekilmeyi bekleyen bayat ve kalitesiz tohumlar oluyor genelde. O tohumdan yetiştirebilen hiç görmedim daha.

@whooise komsum yetistirdi, ondan gaza geldik biz de ama beceremedik herhalde.
fide bakayim.

ben de merak sarmıştım bir ara ama olmamıştı. tohum olayı hikaye arkadaşın dediği gibi fide bulmak lazım.

maalesef o işe zamanında ben de bulaştım, aldık haftalarca dolapta beklettik sadece 1 tanesi çıktı, o da çok kısa sürede öldü. sonra internetten tohumlar aldım, aylarca buzdolabında tuttum çıkmadı, çinden aldım çıkmadı. kaktüs tohumları aldım çıkar gibi oldu çok az büyüdükten sonra eridi gitti. yani sıfırdan bonsai yapmak gerçekten zor iş. en güzel fidan alıp onun üzerinden gitmek.

b

b

A&B

kas kütlenin artması için hem protein hem karb gerekiyor. İkisi de tek başına iş görmez. kas kütlen de artar (ama hedeflediğin kadar değil), orta vadede daha çok kilo&yağ alırsın.

sen beğeniyor musun türkiye'yi?

eksisozluk.com

Avrupada da her ülkeye gitmiyorlar ki, ekonomisi ve iş gücü sağlam ülkelere girmeye çalışıyorlar.

avrupayı dreamland olarak görüyorlar. beleş barınak yemek maaş.

Belki de birkaç seneye kalmaz buralarında bir Suriye olacağını düşünüyorlardır.

kendilerini suriyeli diye yutturabileceklerini bilseler yunanistana giden bota en önden koşa koşa binecek bir sürü elitist türk tanıyorum :) ekşide falan mültecilerle dalga geçiyolar küçümsüyolar ama ab "gel" dese anasını babasını satar öyle gider. o sebepten gidiyolar onlar da.

Çekemiyorlar.

Avrupa'da krizde olan ulkeler olsa da durumu iyi olan ulkeler de var. Ornegin Turkiye'den Yunanistan'a gitmeye calisiyorlar ama amaclari orada kalmak degil Isvec'e Almanya'ya gitmek.

Avrupa değil; Almanya, İsveç ve İngiltere'ye gitmek istiyorlar.

Burada yani AB'de iltica hakkını elde ederlerde, üç veya beş yıl arası oturum izinleri var. Doğru mu bilmiyorum, ama İsveç'te devlet iyi bir miktar para yardımı yapıyor ve ev, iş gibi imkanlar sunuyor.

Almanya'da da devlet kalacak ev imkanı sunuyor, üç ay sonra çalışma izni veriyor, dil kursu imkanı yanı sıra, çocuklar okula yazılıyor ve İsveç kadar olmasa da, iyi bir yardım alıyorlar özelikle çocuklu olanlar.

Beş sene kaldıktan sonra çoğu muhtemelen geri dönmeyecek zaten, yani hem kendilerini hem ailerlerini kurtarmak için mühtiş bir fırsat. Türkiye'nin geleceği belli değil zaten üstelik iş imkanı yok, buraya gelen suriyeliler Türkler bizi zaten istemiyorlardı, diyorlar.

Öyle yani. Almanya 800 bin suriyeli alacak yıl sonuna kadar. :)

el cuerpo
mientras duermes.

gerilim ispanyolların işi:)

az bilinen denemez bu yılın bombası ama mutlaka izlenmeli "it follows"`
kill me three times da eğlenceliydi

vizyona yeni girecek olanlardan:
the visit, 6. hissin yönetmeninden
everest

hicyen.

temizlik
yeterli sayıda alet
yeterli sayıda ve nitelikli hoca
düzgün insanların gelip gitmesi
havuz
dinlenme odası

Bol bol olimpik bar, flanş ve zemini tahta olan adam akıllı bir rack.

Temizlik
Çok kalabalık olmaması (pazartesi akşam üzeri kayıt olmadan önce ziyaret edin spor salonunu bir bakın nasıl diye)
Aletlerin yeterliliği
Aletlerin sürekli bozuk olmaması (MacFit'te çoğu alet bozuk oluyor ve 1 haftadan önce tamir edilmiyor)
Duşların yeterliliği ve temizliği
Kullanıcı profili


Ben Polonya'da yaşıyorum orada bir spor salonuna gidiyorum acayip ferah ve her aletten minimum 3 tane var. Bir de özel dersler şöyle oluyor, hoca yok! Odalarda bir ekran var hangi dersin kaçta olduğu yazıyor. Giriyorsun ve kocaman bir ekranda o dersin içeriği neyse dijital ortamda sana spor yaptırıyor.

Ha bir de orada yine şöyle bir şey var; diyelim çok aceleniz var ama spor yapmak istiyorsunuz. Bir oda var 15 dakikada tüm kaslarınızı çalıştıracak aletler yer alıyor. 1'den 15'e kadar numaralanmış aletlere 1'er dakika ayırıyorsunuz ve zaten karşınızda sayaç oluyor.

Son olarak :) 24 saat açık bu dediğim spor salonu. Bu da artı bir etken bence :)

Eyyorrumlamam bu kadar :)

soyunma dolaplarının geniş ve kullanışlı olması.
yeterli derece duşluk ve yeterli su.

squat rack, sıra beklemeye sebep olmayacak yeterli miktarda sehpa ve ağırlık.

Temizlik
Genis alan ve isikli
Aletlerin yeterliligi
En az yari olimpik havuz
24 saat acik olmasi ya da en azindan 6-24 arasi acik olmasi
Havlu, sampuan vs spor salonunda olmasi

Bu ozelliklerin hepsi olsa su anda verdigimin 1.5-2 katini verebilirim

geniş, havalandırması iyi, mümkünse her aletten en az 2 adet olan, ve yine mümkünse 24 saat açık. (İngilterede gittiğim salon öyleydi, şimdi vazgeçilmezim 24 saat açık olması ne güzel kafana göre gidebiliyorsun. İstanbulda Avrupa yakasında öyle salon varsa yazın lütfen direkt gidip bakayım)

Squat Rack/Power Rack. Onun dışındaki beklentiler biraz kezbanlığa giriyor. Adam bench'te ayı gibi terleyip kalktığı yeri silmiyor, ondan sonra işletmeden hijyen bekliyor. Bu tür şeylere çok takılmamak gerekiyor. Antrenman yapmak için gidilen yerden 5 yıldızlı otel konforu beklemek saçmalık.

im.haberturk.com

temiz hava (taşşak kuku veya ter kokmasın)

yukarıdakilere ekleyebileceğim şeyler: tırmanma duvarı ve de ring (hatta kafes de olsun olmuşken) ve de devasa lastik (onu döndürmek suretiyle squat yapardım güzel olurdu)

yalnız polonya'daki salon çok şahaneymiş.

çoğu yazıldığı için tekrar olsun istemedim ama İngiltere'de gördüğüm bir sistemin hoşuma giden bir kaç yönünü yazayım. 24 saat hizmet sistemi gerçekten süper, umarım zamanla Türkiye'de de bu sisteme geçiş olur. İkincisi 1-2-3 yıl gibi uzun sürelerle bağlı kalmadan aylık kredi kartımdan cüzi bir miktarın çekilmesi olayı -13-14 Pound civarı bir şeydi- ve istediğin zaman sistemden çıkabilmek. Ve bir salona gitme kararı aldığında kimseyle muhatap olmadan internet üzerinden sisteme kayıt ve aldığın şifre ile salona girmek. Bu bahsettiğim sistemi ülkenin çoğu kentine uyarlamışlar ve diyelim Londra'da yaşıyorsun ama iş sebebiyle haftalarca Manchester'da bulunacaksın, orada bulunan şubeye gidip sporunu yapabiliyorsun, bu belki çok az bir kesime hitap edecektir bizim memlekette ama kesin böyle bir sisteme ihtiyacı olanlar da vardır.

buyuk ve temiz bir havuz

40 dk. civarı sürüyor atatürk-yenikapı.

Biraz zor görünüyor yenikapı metro istasyonu ile feribot arasında da mesafe var

17:35'de yenikapıda olursun

uçağın rötar yapmaması ve beklemeden hemen kapıları açması durumunda yetişebilirsin. biraz koşturman gerekebilir belki metrodan indikten sonra.

Taksi ne kadar yazar peki tahminen havalimanindan iskeleye?

söz konusu atatürk havalimanı olunca yetişmek epey zor olur. yetişemezsin diyorum ben. taksi 40-50 civarı yazar diyorum.

taksi ile daha yavaş gitme ihtimalin de var bu arada.

höt zöt bir adam olmak sevgili dövmek değil ki?

onlar size pısırık olma, sözünün arkasında dur, efendi ol, işbitirici ol babında falan söylemiştir. siz öylesinizdir demiyorum ama anlattığınız bunu çağrıştırıyor.

naif insanlarda gayet sözünün eri olurlar, aldatmazlar, efendi olurlar ki höt zöt adamların efendi olduğunu hiç görmedim kesin bi yerden patlak verirler. sonuçta aynı şeye geliyorum illa höt zöt maço mu olmak lazım. maço sevenler bu riskleri baştan göze almış olmuyor mu?

bazı kızlar çok kezo. özellikle de erkek ol???? diyen kezolar. biz iyi olalım derken sert olmaktan hoşlanıyorlar. sonra ağır davranınca da kıro oluyoruz. sence dayağı hak etmiyorlar mı?

yetiştirilme tarzı. babalarından öyle görmüşler. şansını Avrupa'da dene ordaki kızlar efendi düzgün erkekleri sever

kesinlikle dayağı kimse hak etmez ama bu kızlar böyle bir riskin büyük olduğunu baştan nasıl kabulleniyorlar. ben işin o kısmını anlayamıyorum işte. neden piç erkeklere güven duyup kendilerini teslim ederken çok daha naif davranan karşısındakine herhangi bir şekilde zarar vermekten korkan birini neden ezik görürler.

eski kız arkadaşım bana şakayla karışık hep light'sın derdi. nedeniyse kibar olmam, incitmemem, insan gibi davranmamdı tabii ki. eski sevgililerinin onu nasıl kıskandığını, izlediğini, şifrelerini istediğini, ara sıra tokat attığını "gururlanarak" anlatırdı resmen. kızların büyük kısmı böyle maalesef. 4s kuralı yani.

Defalarca konuşulmuş konular bunlar. Ağlama duvarına dönen tartışmalar yapmaya gerek yok. Seni olduğun gibi seven birini bul.

Bu soru burada 50 kere soruldu. Genelde de kızlar değil erkekler cevap yazarlar. Çok modern çok medeni çok özgür geçinen kızlarımız "ben de ayı gibi erkeklerden hoşlanıyorum gerekirse dişlerimi döksün vajinama tuz serpsin ayy bayılırım sarsılırım" demeye utandıklarından sesleri çıkmaz. Kıroluk, mağara adamlığı toplumsal kültür olunca böyle oluyor işte.

(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

Dayak yiyen, öldürülen kadınlara pek üzülmüyorum. Ardında maddi dayanak olmadan bu boktan erkekleri ve boktan hayatı, hıyarların kölesi olmayı seçip sonra sapır sapır telef oluyorlar. Adam salak olduğu gibi kız da salak. Bu adamın son tahlilde seni döveceği belli. Gidiyo kahveciye esnafa vurulup Aşık oldum falan diyo. Aşk da ne demekse. Çiftleşme içgüdülerimin önüne geçemiyorum falan de bari. Gerisi müstehak.

kizi döven adamla ben erkek olarak ayni mekanda bulunmak istemem acikcasi. at tüccari kilikli bir comar.
ama kizin da ayni seviyede comar oldugunu düsünüyorum ki bu adami bulmus.

Ülkemizde bunun bu kadar yaygın olmasının tek sebebi var; o da kız çocuklarını doğru düzgün sevmeyi bilmeyen anne ve babalar. Özellikle kız çocukları son derece şefkatten eksik bir ortamda büyüyor ve eksik olan baba figürünü bir şekilde hayatlarında tamamlayabilmek için bilmeden de olsa otoriter erkekleri bu yüzden daha cazip buluyorlar. Sevgi eksik kaldığı için ideal bir sevginin nasıl olması gerektiğini ruh hastası bir toplum olarak bilmiyoruz, dolasıyla bağırıp çağırması= baba gibi sahiplenme=demek ki beni seviyor oluyor. Şiddet işin içine girmediğinde bunun patolojik boyutu fark edilmiyor. Dolasyla bunu ülkemize genellemenin tek nedeni, toplumun genelinin çarpık aile yapısı, kadınlar ile ilgili bir sorun değil.

Edit: Bir de çomar diye genellenen kesimde bunların görülmesinin nedeni; o çomar ailelerinin kız çocuklarına daha doğuştan ''yollu olmadan namusuyla everelim de kurtulalım'' muamelesi ile büyütmelerinden dolayı zaten. Söz konusu kız çocuğu bir an önce büyüyüp kabul göreceği ve kendisini sahiplenecek erkeği ile ''var olmayı'' diliyor bu da evlenme merakını fazlasıyla açıklamakta zaten. Ailede kabul görmeyen kız çocuğu bir önce kabul görebileceği bir aşamaya geçmek istiyor ve kendisini sahiplenen bir erkek arayışına giriyor. Ancak sahiplenme algısı da patolojik tabi. Kadına ikinci sınıf muamelesi yapan çomar kesimin erkeği de büyüyünce şekil A'ya dönüşüyor işte. Her şey aile yapısı ile, toplum ile alakalı bir sorun.

Ailenin modern olması çocuklarını doğru bir şekilde sevebileceği anlamına gelmiyor. Profesörlerin çocukları da intihar ediyor ya da bu tarz eğilimlere gidiyor ona kalırsa.Eğitimli eğitimsiz komple sevmeyi bilmeyen bir toplumuz, çocuk -özellikle de kız çocukları- nasıl yetiştirilir nasıl sevilir bilmiyoruz.

kalitenin, niteliğin bu konuyla zerre alakası yok. off... dört duvar arasında neler yaşandığını kimse bilmiyor. aklınıza hayalinize gelmeyecek insanlar bunu talep ediyorlar. bu tamamen içgüdü. ikili ilişkilerin bir cevap anahtarı yok. dolayısıyla doğru/yanlış kavramları, sadece yaftalamadan ibaret.

bu konu üzerinde çok fazla sosyolojik ya da antropolijik açılımlar kasmaya gerek görmüyorum. hepimizin belli bir yaşı var. hepimiz tecrübeleniyoruz; terk ediyoruz, terk ediliyoruz. kimilerinin canını yakıyoruz bir şekilde, kimilerini iplemiyoruz; keza bize de aynıları yapılıyor. şu, bu...

yukarıda erkeğin başat rollerde olduğu zaman kadının daha da bağlandığı yazılmış, ki doğrudur. en yakın arkadaşımın karısını dövdüğünü biliyorum ve karısı adamı ultra seviyor. kendimi düşündüğümde, barzo gibi davrandığımda eski kız arkadaşlarımın daha bir bağlandığına da bizatihi şahidim.

bir iş nasıl 'doğru' işliyorsa, öyle işlemeli diye düşünüyorum. herkesin hayatı kendine. o yüzden kalkıp da 'ay nasıl bu hanzoyla berabersin?' tarzı soruların karşılığı olmayacaktır. bırakın kim nasıl beraber olmak istiyorsa öyle olsun.

Sevgi, ilgi açlığı, bağlanma, sahiplenilme, güvende hissetme arzusu vb. Neferkitty, iyi özetlemiş.

Bu olay özelinden bağımsız olarak söylüyorum, dışardan sonderece naif, mülayim, evlenene kadar fiziksel şiddete dair hiç belirti vernemiş erkeklerden hastanelik olacak kadar dayak yiyen kadınlar var. Yaklaşık 15 yıldır kadın çalışmalarına katılıyorum çeşitli ortamlarda ve ne olaylar gördüm ve duydum. akademisyen olupta eşi istemediği için anal tecavüzden ( kadına fiziksel zarar verecek boyutta) tutunda daha fazla maaş alıyor diye öğle yemeklerinde orospuluk yapıyorsun yoksa benden fazla kazanamazsın diye burnunu kıran mühendis kocaya kadar çok çeşitli olaylar var. Bu adamların en büyük özelliği, dışardan kimsenin, bu adam bunları yaptı dediğinizde inanamaması.

Bu konular "kezbanlar efendi adam yerine piç adam tercih ediyor yeeaaa" dan çok daha ciddi toplumsal bir mesele.

ben bu konuda çok sığ düşünüyorum valla; sevgilisini/karısını dövebilecek, öldürebilecek, tecaavüz edebilecek, ne biliyim onu kumarda bahis olarak ortaya koyabilecek, parayla satabilecek vs her adamın yanındaki kadın da yarı yarıya suçludur, bu durumu hakediyodur.
kendi arkadaş çevremden bile yakınen şahidim. bir yanında gayet de düzgün, efendi adamlar varken, kendi yanındaki adamın kıro, cahil, öküz, kaba vs olduğu ayan beyan ortada ama o yine de bu tercihinde ısrarcı. ondan sonra da ouuvv..
yani kedi yerine evde kaplan besleyip de "beni ısırdıı" diye sızlanmak gibi bişey bu.

not: sözüm tanımadığı kişilerce ya da akrabalarınca tecavüze veya şiddete maruz kalan kadınlara değil tabii ki, anlayan anlamıştır demek istediğimi.

boy-kilodan ziyade raketin özellikleri önemli. başlangıç raketi gibi görünüyor ama. üstünde raketin özellikleri yazıyordur, onları yazın daha iyi bilgi alırsınız.

hangi bilgiler onemli?

fiyatını bilmem de kafası çok küçük. başlangıç için daha büyük kafalı raketler tercih etmelisin.

bu ayarda bir raketin yenisi 90-100 tl.

raketin özelliklerini yazarsanız daha iyi olur. şu bilgiler önemli:

raketin ağırlığı
raketin denge noktası
kafa büyüklüğü
grip ölçüsü

ağırlık 300 gr benzeri
dengesi 6 HL 3 HH gibi gösterimi var
patterni 16*19 benzeri
kafa ölçüsü 98 100 105 benzeri
grip (tutma yeri size) size 1-2-3-4 veya "4 1/8" , "4 1/4" vb

model rok comp titanium diye bir sey sanirim. ama detayli olculeri ogreneyim arkadastan.

yakın çekim fotoğrafta raketin alt tarafındaki üçgen boşluğun içinde yazan bilgileri ve raketin tam tutma yerinin altında yazan bilgileri paylaşır mısınız?

gramofonla cektigim icin belli olmadi tabi detaylar. arkadastan istedim, gonderince paylasacagim :)

model number one in tennis. wilson'un başlangıç raketlerindendi bir kaç yıl öncesine kadar. artık üretilmiyor.

ben doğuştan senin anlattığın gibiyim. alıştım bu şekilde yaşamaya. dünyanın en şanssız insanı olduğumu düşünüyorum. umursamayacaksın yoksa kafayı yersin.

not: ayrıca "şeyli" olan her şey ayrı yazılır:)

şu an içinde bulunduğun psikolojiden dolayı sana öyle geliyordur. mutlaka seni mutlu eden iyi şeyler de oluyordur. çünkü hayatın diyalektiğine ters. 1 yıldır her şey olumsuz gidiyorsa kazalar vs. hariç senin de hatan var demektir.

yeni mezunsun anladığım kadarıyla.
bence durumunda o kadar büyütülecek bir durum yok. alt tarafı bir iki elektronik cihaz bozulmuş, bu bir. iş hayatı zaten hep sıkıntılıdır, bu iki. arkadaş çevren okul arkadaşların ise zaten kopacaksın, bu üç.
salla yani :) durum stabil.

LG G2 derim. 1,5 yıldır kullanıyorum, 1,5 yıl daha kullanırım gibime geliyor.

Lg g2 .

zenfone 2

z2'den vazgeçmeyin derim. kameranın iyi olması diyorsanız akla xperia z ve üstü serilerinden başka bir şey gelmemeli.

z2 candır

Zenfone 2 boşver. Ağır ısınıyor ve kamerasi kötü. Kampanya vs bulabilirsen lg g4 al. 1700e filan gelir.

hayır

yok artık. maaş bordrosu, kefil..kafalar güzelmiş. arkama bakmadan uzaklaşırdım yerinde olsaydım.

düşmezsiniz. hayatımda duymadığım bir saçmalık. öyle insandan ev tutulmaz bence ama sağlık olsun.

o ne ya kredi kuruluşu gibi. tabiki vermeyin.

başta istese itiraz ederdim tabi de kontrattan sonra istedi ve o sıra dalgındım biraz.

biz de her kiracımızdan maaş bordrosu istiyoruz. gayet normal bir şey bunu istemek. ev sahibi gerçekten bir yerde çalıştığına inanmak istiyor, başına bela almak istemiyor. çek fotokopisini ver hatta verme göster yeter.

çalıştığı kurum kardeşimin adına ruhsat aldı vergi lehasında yazıyo onu göstersem de yeterli olur galiba.

kontrat yapmışsanız vermek zorunda değilsiniz, atı alan üsküdarı geçmiş. vermiyorum diyebilirsiniz, şimdi yoğunum müsait bi ara bırakırım diye sallayabilirsiniz, yada ev sahibiyle arayı iyi tutmak adına verebilirsiniz. sizin keyfinize kalmış.

ne kiraladın? çok lüks eşyalı bir yer falan mı? saray mı? hayır neye istinaden kefil göstereceğim ki bir de üstüne bordro istiyorsun? depozito zaten aşağı yukarı bu işler için değil mi?

maaş bordrosunu vermek zorunda değilsin ama ev sahibiyle zıtlaşmak uzun vadede iyi olmayabilir. o iş yerinde çalıştığına dair bir yazı verin yeter bence. çalıştığı şirket maaş bordrosunu kurumlar adına verebiliyormuş deyip geçiştirin.

Yasal olarka istemek için isin imzanız olan bir yere şart olacakmış gibi yazmış olması lazım. İsteyemez.

Maaş bilgimi paylaşmam şirket prosedürü olarak yasak de verme

Yemek ücretinden tasarruf etmek gibi bir düşünce varsa giderdim.

valla belki her gün olmayabilir ama öyle bir seçeneğimin olması hem çok güzel hem de ekonomik olurdu. ev yemeği gibisi yok.

İş arasında eve gitmek bende biraz gevşeme yapardı, istemezdim.

eskiden nadiren de olsa yapardım. ev ortamı, hele ki anne babanın varlığı insanı çok rahatlatıyor ancak fazla rehavet yaratıyordu. yine de arada sırada, sakin iş günlerinde yapılabilir, güzel de olur.

git gel 16 dk iken eve gider gelirdim yemek için. ama eşim annem falan olduğundan değil, kendim hazırlar yemeğimi dizi eşliğinde yerdim. okuldaki/hastanedeki yemeği beğenmediğimden yapıyodm bunu. bi de öğle aası dizi izlemek hoşuma gidiyodu.

evet, keşke öyle bir şansım olsa.

git gel 40 dk ise gitmem. yemek + en az iki cıgaralık zaman isterim. anca ev 10 dakikalık mesafedeyse olur.

diğer tercihim fastfood ise (kebap, burger, pide, köfte vs); giderdim, çokta iyi olurdu. tabi araba da olacak. ama 40 dk da çok yani, bi yerden sonra bıkardım gibi

15-20 dk mesafede olsa her gün olmada da ayın 2/3'de giderdim. ev yemeği ev ortamı. hatta hele bi de çay içmeye vakit de varsa süper olur. en güzeli ayakkabılarını çıkartıyorsun ya.

Hayır, 40 dakikayı yolda geçirmek istemem.

3 senedir düzenli olarak yapıyorum:) bisiklet aldım git gel 20 dakikaya düştü.

güzel ayakkabı daha iyi renkleride vardır kafana yattıysa al.

sevdim ben

bunun siyahı spor yaparken güzel oluyor. renk açısından değerlendirdim. rahatlığıda güzel.

baya baya güzelmiş.

güzelmiş gerçekten. artistik duruyor.

kadınsan güzel erkeksen giyme adliyede hergün bu ayakkabının üzerine dar paça adidas eşofmanlı çocuklar geliyor tiksindirdi gari ama ayakkabı hoşmuş.

çok güzelmiş ya link var mı?

Çok güzel.

göğüse sabitlenen bant gibi birşey görmüştüm birinde. o kolluğun göğse dolandığını düşün. ama çok kullanışlı ve pratik değiller.