Haşırt tarifesiyle fiyatlandırılıyor.

Yurtdışı paketin yoksa Turkcell MB başına 10 TL alıyor.
Paket alırsan da 30 MB 25 TL falan yanılmıyorsam. 30 MB anca whatsapp gibi metin bazlı uygulamalara yetiyor, maps, facebook, instragram açtığın an o kota 1 saat dayanmaz zaten.

Yani ya sadece basit haberleşme için paket alıp kullanacaksın, ya da gittiğin ülkeden kontörlü hat alıp oranın internetini doya doya kullanacaksın.

prepaid kart alip onu kullanmanizi siddetle tavsiye ederim. özellikle avrupada komik kampanyalar olabiliyor, icinde 10 euro olan karti 5 euroya satiyorlar. alip kullanip atiyorsun yeniden 10 euro yüklemek yerine 2 kart daha satin aliyorsun, sana ediyor 20 euro kontür. komedi gibi. arastirin kesin vardir böyle seyler.

ccleaner

sürekli olarak advanced system care ultimate - antivirüs+uninstaller+driver update+registry cleaner+disk defragment+optimizer

cok genel olarak, sehir bisikleti daha ucuzdur, camurluk, isik sistemi (gerekirse nabendynamo ya da yandan dinamo ya da pilli sistemler) icerse dahi gene de daha ucuzdur, daha agirdir, gidon genelde kivriktir, ayni acida uzun süre gitmen icin daha rahattir, frenler genelde vdir, vites vs secenekleri gergin degil, cok degildir genelde(!), genelde etek/pantolon uclari takilmasin diye zincirde kapak vardir vs vs v.

görecegin bisikletlerin cogu dag bisikleti diye gecse de trekking diye adlandirilir cogu yerde. genelde hardtail olurlar, yani selenin ve kadronun kendine ait süspansiyonu bulunmaz, daha az engebeli ve yükseklerden atlamayanlara hitap eder, genelde camurluk bulunmaz, bulunsa da arkada canta/sepet bölümü bulunmaz, vites gecisleri ve frenlerin agresif olmasi istenir, genelde ön catal yaylidir, bu yaylar da genelde ayarlamaya müsait degildir, 29 inch bulabilsen de 26 28 yaygindir. disk fren mtb (mountainbike)de yaygin olsa da trekking bisiklerinde degildir. engebeli yollarda comfort icin ayarlanmislardir genelde. daha hafiftirler ve genelde tamir edilmesi daha kolay olmasi icin ufak detaylar konmustur.

@wili bu şartlarda dağ bisikleti diye geçen trekking daha mnatıklı görünüyor şehiriçinde kullansam dahi. bir de salcano çok öne çıkıyor. iyi bir marka mıdır? ya da tavsiye edilebilecek markalar hangisidir?

dağ bisikleti: i.imgur.com
şehir bisikleti: i.imgur.com

arka amortisörlü dağ bisikletleri ve ön amortisörü de olmayan şehir bisikletleri de var tabi, ama genel hatları bu şekilde standart olarak.
şehir bisikletlerinin donanımları genelde dağ bisikleti parçalarından oluşur(vites sistemi) amortisörleri daha az esneme mesafesine sahiptir çok sert darbeler almayacağından.
jantları büyük, tekerlekleri incedir ve oturuş açısı biraz daha dik olur.

postacı bisikleti gibi dediğin tarzdakiler genelde performans ağırlıklı değil, yavaş yavaş gitmelik klasik tarz olanlar...

dağ bisikletini dağ lastiği ile şehirde kullanmak kötü bir tercih olur, dişli lastik düz yolda daha çok kayar. özellikle ıslak asfaltta fren performansı da yol tutuşu da düşer. ayrıca kalın lastik daha fazla yorar.
ama ince lastikli dağ bisikleti genellikle şehirde de gayet iş görür, çok fazla kişi bu şekilde kullanıyor. tabi büyük bir kesim de şehirde kullanacaksan neden dağ bisikleti aldın, lastiğini değiştireceksen neden baştan şehir bisikleti almadın vs. diyor.

ben şahsen ince lastikli dağ bisikleti kullanıyorum, bir sorunum olmadı. denediğim 28 jant şehir bisikletlerinden bir eksiğini de hissetmedim. önemli olan donanımdır. üst seviye donanımlı dağ bisikleti alt seviye donanımlı şehir bisikletinin önünde olacaktır her zaman. aynı parçalarla şehir bisikleti belki bir tık daha az yorar.

şehir bisikletleri olarak önde sepet, arkada bagaj, her tarafı ışık dolu, bazen dinamolu aydınlatması da olan 20 kiloya yaklaşan şeyler de var. ama onlar kesinlikle uzak durulması gereken çöpler.
performansa yönelik olanlara bak.(örnekteki gibi)

şehir bisikletleri genellikle aynı seviye donanımlarla daha pahalıdır.

@ucan spagetticanavari linkteki şehir bisikleti de güzelmiş ama o tarza pek denk gelemedim. sanırım en ayırtedici özellik benim açımdan dediğin gibi tekerliğin kalınlığı olacak. o da daha az yorulma gibi etkenleri var. dediğin aklıma yattı. ben ince tekerlekli dağ bisikletlerine odaklanayım. bir bisikletçilere sorayım.

marka konusunu da sormuşsun, ortalama seviye bisikletlerde markanın bir önemi yok.
üzerindeki donanımı önemli. aynı donanımı en ucuz veren marka, ya da aynı paraya daha iyi donanımı veren marka tercih edilebilir.
tabi dikkatli bakmak lazım buna da, bazı markalar göstermelik üst seviye bir kaç parçanın yanına daha az incelenen bölümlerde düşük parça kullanır.
salcano genelde fiyat/performans oranıyla en uygun bisikletleri satar ve parçalar dengelidir. göstermelik üst seviye yığmaz bir kısmına.
servis işi zaten çoğu şey standart kullanıma bağlı sorun olduğundan sıkıntı değil, servisime uğramıyorum bile. herhangi bir bisikletçide işini halledebilirsin. servis de bakıma/tamire para alacak sonuçta.

zaman su gibi akiyordan uydurmuslar bence.

emin olmamakla beraber denizcilik kaynakli olduguna inaniyorum. yillar önce okudugum korsanlarin bulundugu bir kitapta denize bakip adam saati söylüyordu, suyun zamanla olusturdugu cizgi ve ayin durumu sana "zamani söyler, yönü söyler, bu gece ölüp ölmeyecegini söyler cocuk!" gibi bir kisim hatirliyorum belli belirsiz.

ey soru sahibi, peki sen bu soruya burada tatmin edici bi cevap alacağına inandın mı :)

ben de uydurayım: tahminim, aslında su benzeri başka bi kelime olup zamanla ses değişimine uğramış olması. direkt sularında diye dile yerleşmesi için yer bildiren bir kullanımdan türemesi lazım. "civarında" anlamından hareketle mesela "yalova sularında" falan diye bir kullanım olacak ki oradan da zaman anlamına aktarılsın. ama böylesi de sanki salakça oluyor. oyum ses değişiminden yana. atıyorum mesela eski türkçede sud diye bişi vardır da sudlarında diye diye sularında olur :) nişanyanda bişi bulamadım.

@zeta,

karasulari, turkiye sulari kullanimi civar manasinda degil ki, su/deniz manasinda.. yani 1. anlam.

etraf anlamindaki civar da aslinda 1. anlam.

civar manasinda su kelimesini kullanmak 1. anlam olmadigi icin merak ettim. boyle farkli kullanimlarin genelde ilginc aciklamalari falan oluyor. oyle bisi aradim esasinda.

Zaman su gibi akıyordan değilde, suyun direkt akışından etkilenerek kullanılıyor bence, yani bir ırmak kenarında saat 2.30 sularında akan sudan bahsetmek gibi, saçma falan güzel oldu, biraz da aynı su da iki sefer yıkanmaz olayı var :D

Ben şimdi ne yazdım? Çok saçma oldu.

su saati kullanımı sonucu olmuş bence deyip arttırıyorum

tdk"ya gore anlami zaten zaman demekmis

"su
Zaman, vakit : Ağşam sularında, dokuz sularında yola çıkmıştım.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü"

www.tdk.gov.tr

adam gayet güzel bir soru sormuş. ben de merak ederdim bunu ama hiç araştırmak aklıma gelmemişti.

şimdi araştırdım ve bu konuda bir makale bile yazıldığını gördüm.

buyrun burada: www.tdk.gov.tr

adam 8 sayfa boyunca anlatmış. ben de şimdi okuyacağım.

edit: 10 sayfalık başka bir makale daha buldum: www.tdk.gov.tr

Eski turkcede etraf anlamina gelen sû kelimesinin zaman icerisinde su halini almasi. Civar etraf anlamina gelen bu sû kelimesi su uyur dusman uyumaz deyisinde de su halini almis.

www.radyonom.com

akşam akşam hüzünlendirdin kardeş. benim aklıma gelen şu ikisi,

www.youtube.com

www.youtube.com

gerçi 94'lüyüm ben, o zamanlarda çok dinleniyo muydu ediliyo muydu bilemicem

Celine Dion - My Heart Will Go On
www.youtube.com

Ricky Martin - La Copa de la Vide ve livin la vida loca mi öyle bisi.
www.youtube.com
www.youtube.com

Las Ketchup - The ketchup song
www.youtube.com

C&C Music Factory - Everybody Dance Now
www.youtube.com

mc hammer - U Can't Touch This
www.youtube.com

will smith - switch ve men in black
www.youtube.com
www.youtube.com

Bloodhound Gang - The Bad Touch aka Do it like they do on discovery channel now
www.youtube.com

Shaggy - Boombastic ahahahahahahahahahahahha
www.youtube.com

Genesis - I can't dance
www.youtube.com

No Doubt - Don't Speak
www.youtube.com

Spice Girls - Wannabe - yooooooo
www.youtube.com

Will Smith -- Gettin' Jiggy Wit It hahahahahah
www.youtube.com

Britney Spears - hit me(?) baby one more time
www.youtube.com

prodigy - firestarter
www.youtube.com

gene de sevdiklerim arasinda:
Alien Ant Farm - smooth criminal
www.youtube.com

oasis - wonderwall
www.youtube.com

R.E.M. - Losing My Religion
www.youtube.com

nirvana - smells like teen spirit
www.youtube.com

Coolio - Gangsta's Paradise
www.youtube.com

Edwyn Collins - A Girl Like You
www.youtube.com

cranberries - zombie
www.youtube.com

santana - smooth
www.youtube.com

red hot chili peppers - under the bridge. bir ara saints falan coverladiydi bunu gene hortlamisti ama cok kral sarkidir.
www.youtube.com



daha gerilere gidemiyorum cunku ne cok hatirliyorum ne de o kadar yasliyim. bunlar arasinda istediklerin olmali en azindan bir iki. hepsi yasitlarimca duyulmus ancak kim söyledigi nerde duyuldugu hatirlanmayan sarkilardir.

EDIT - linkler üsenen arkadaslara kiyagim olsun olmasina da cikan ilk linkler dinleyip yazmadim, hata varsa affola.

www.youtube.com (tribünlerde slogan olmamış mıydı bu)

www.youtube.com (e bu hâlâ hit sayılır, düğünlerde falan çalıyorlar haha)

Kaoma - Lambada (Geçen gece durduk yere rüyama girdi, 4 gün Lambada dinledim)
Comanchero (Kim söylüyor ki bunu)
Sabrina - Boys Boys Boys
Baltimora - Tarzan Boy
Los del Rio - Macarena
Europe - The Final Countdown

i.hizliresim.com

www.youtube.com Olivia Newton-John - Physical
www.youtube.com Abba - Dancing Queen
www.youtube.com Abba - Mamma Mia

annem sever abba'yı olivia newton-john'u ha bi de boney m ondan da bana geçti bu sevgi anneminde gençliği tam 70 ler 80 ler benim aklımda hep abba ve bonney m şarkıları var aç dinle derim :)

vestel markalı ürün.

asla asla deme.

Kızılkayalar ürünleri

elinde, kolunda, arabasinda, dukkaninda ataturk resmi ve imzasi olan kisilerden birsey almam.

kola ve turevi icecekler

passolig kartı.

beyazlatıcı diş macunları

selülit kremleri

zayoflamaya yönelik her türlü sahtekarlık dolu tonla ürün

jelibon

Clio, megane vs.

O paraya okuz alinir lan.

Araba diye para veriyolar amk

kişisel gelişim kitapları, timaş ve nesil yayınları'ndan herhangi bir kitap

edit: evet okuyunca aklıma geldi benim de oysa listemin başında geliyor, gerçek kürk.

kişisel gelişim kitapları, kulaklı abidik gubidik silikon telefon kılıfı

herhangi bir tablet bilgisayar, samsung cep telefonu, platform topuklu ayakkabı.

Uuu Kızılkayalar ürünleri+1.

Espadril denilen ayak kundağı

doktor levine'in manyetik güçlü dizliği

kişisel gelişim kitabı

Kisisel gelisim kitabi, bestseller olsun diye cikarilmis vicik ask romanlari. Simli/tasli giysiler. Desenli tayt. Gercek kurk. Parlak ruj.

kızılkayalar+1

almayacağım şey otomobil (evet inanılmaz ama gerçek hiç sevmiyorum)

kızılkayalar derken hamburgerciden mi bahsediyorsunuz? yoksa? anlayamadım neden acaba biri söyleyebilir mi?

ekmek yapma makinesi

6 kavanozu 100 tl olan bal.

Gerçek kürk +1.
Gerçek ya da sahte yılan derisi giysi/ayakkabı.
Her yeri yırtıklı kot pantul.
Aynalı güneş gözlüğü.

kızılkayalar, kürk türevleri, passolig +1
blazer ceket, kolye, künye vs almam.
yandaş medyacıların gazetelerini almam.

furby.

blazer ceket.
beyaz pantolon.
renkli çerçeveli güneş gözlükleri.
bot ayakkabı.

Komdan mayo almam.
Hotiçten ayakkabı almam.
Kötü tecrübelerim var çünkü.
Hee bir de prada çanta, efendim loui zutton cüzdan falan almam. Çakmaları dahil.

saçdemeti'nin dedikleri ama parlak ruj hariç.
Kızılkayalar'dan herhangi bir şey. + 1
Şu kışın giyilen lastik balıkçı çizmeleri
Luis Vuitton'dan herhangi bir şey. Kalan ürünleri ucuza satılmasın diye yaktıklarını okuduktan sonra bu ve benzeri kalitedeki bir dükkandan bir şey alacağımı sanmıyorum. (Gerçi zaten param yok o kadar. Nereye ne alıyorum.)
Pırlanta + Tek taş + Trio + Tam tur, vb. + 1
Gerçek kürk + 1

New balance ayakkabi. Almayani dovuyorlar galiba, dovsunler beni.
Iphone
Kirmizi renkli kiyafet.
Ask-mesk temali kitaplar
Kisisel gelisim kitaplari +1
Palyaco tarzi gunes gozlugu
Dunyanin en zengini de olsam "Bugatti veyron" almam
Ahsap desenli mobilya ya da herhangi birsey.
Gri-mavi-siyah disinda pantolon
Efes bira
Home theatre falan ses sistemi
Alisveris sitesinde cok satanlar kisindaki urun. (Giysi ayakkabi canta vs.)
Timberland markali herhangi bir urun. (Neden bilmem nefret ediyorum)
Recel
Reklaminda urun isminin/markanin gicik bir sarki ile soylendigi urunler.
Esssek kadar kulaklik

leopar desenli kıyafet, zayıflama hapı, avon cilt bakım ürünleri ve kızılkayalar +1 :) ayrıca osho'nun herhangi bir kitabı.

tablet pc +1. cep telefonu desen değil, bilgisayar desen değil. saçmasapan ara bir icat. bi de e-book olayını sevmiyorum sadece onları okumak için şeyler var ya kindle falan galiba, o işte.

kızılkayalar
mado
tablet
tt net
yapıkrediden herhangi bir hesap yada kredi kartı
dvd-vcd

0 araba
Mac bileti
Digiturk dsmart ve türevleri
Dadi, bakici (çocuklarıma)
Margarin
Uht süt
Misir yagi
Lipton cay
Metro dan otobus bileti
Ihtiyac kredisi
Altin rengi saat
Beyaz corap
Atlet
Nike, adidas ürünleri
Lpg li araba
Aklima gelenler bunlar

benim de aynı şekilde hotmailde adım soyadım ve gmail dışındaki tüm hesapları da parselledim.
soyadıadı şeklinde yapmak bile hoşuma gitmiyor. bu sebepten gmail daha havalı dursa da hesap alamadığımdan kullanmıyorum.

aynı şekilde. rakamlar ve özel işaretler olunca çok ergen işi geliyor bana da. bende [email protected] aldım. com kapılmıştı. ilk çıktığında insanlar tr mi diye garipsiyordu. sonradan alıştılar.

gmail için [email protected] şeklinde deneyebilirsin.

ben de takıntılıyım, kardeşimin adısoyadı@gmail hesabı olsun diye anaokuluna giderken almıştım hesabını asdsdfd

okulun verdiği maili kullanıyorum ve o bile ad.soyad1 şeklinde.

gmail ilk çıktığında epeyce eposta adresi parselledim. tabi android falan öngörmüyodum.

en kısa 6 haneli eposta alınıyormuş gittim asd ve 789'u birleştirdim. sol el asd yapıyor sağ el 789 yapıyor. çok pratik. 1 sn'de yazıon. forumlara falan verdim bu adresi. sonra baktım hayvan gibi gmail spam süzüyor. spam derdim de olmayınca diğerlerini kullanmadım.

ta ki geçen aya kadar. kutum doldu. epostalar çok yer kaplamaya başladı. adımsoyadı[email protected] adresine geçtim. daha yavaş yazıyorum ama genelde hafızadan buluyor zaten.

ve evet, eposta atma olayı benim için gmailden önce / gmailden sonra diye ikiye ayrılır. o derece çağ açtı bende. hotmaille ve yahoo'yla çektiğim çileden sonra gmail ilaç gibi gelmişti. hala da öyledir. gmaildeki pratikliği hiçbir yerde bulamam.

adimsoyadim@g
adimgöbekadimsoyadim@g
asoyadim@g
adims@g
agöbekadimsoyadim@g
adimgsoyadim@g
adimgöbekadims@g
agsoyadim@g
agöbekadims@g
adimgs@g


hepsi alinmis. ben ne yapayim?

gmail haric baska mailler kesmiyor, diger ürünlerin de yogun kullanimindan dolayi. ilkögretim 4te alinmis s.kimsonik maille devam ediyorum. nerde patlayacagim görecegiz artik. iyi ki su an üniversite maili var da insanlara tu56gep@ bilmem.ne diye mail verebiliyorum.

Adımsoyadım@ şeklinde hepsi, önceden hotmail o şekildeydi, bir de gmail hesabım var aynı şekilde. Okulun verdiği adımın baş harfi+soyadım şeklinde. Türkiye'de benimle aynı isim soyisim kombinasyonuna sahip olan kimse olmadığı için şanslıyım sanırım hiç bir zaman sorun yaşamadım bu konuda. Ama mesela blogum için ayrıca bir mail adresi almaya çalıştığım zaman çok zorlanmıştım, blogun url'siyle ilgili her şey kapılmıştı.

Etkileyici gerçekten de. Ama adı Adolf Hitler de olsa, bir çocuğun kazaya maruziyetini görmek garip hisler yaratıyor.

Bir konusu olmasa da, etkileyicilik ve insanın içini kıpraştırması açısından ben şu reklamı severim. Tesadüf ki bu da bir otomobil firması --> www.youtube.com

www.youtube.com

tek gecerim

www.youtube.com

çok eğlenmiştim.

aslında tnt ile ilgili olanın ikincisi daha iyiydi
www.youtube.com

daha iyisi var, yine aynı markadan :)

www.youtube.com

şaçma bir reklammış ya da ben anlamadım.

Şu psikopat pandanın hastasıydım bir ara. Pandanın bakışının mallığı ve dümdüzlüğü, müzik ile pandanın psikopatlığı arasındaki kontrast, rollerin ve çekimin acemice oluşu beni benden alıyordu.
www.youtube.com

Bir de "wanna learn english" reklamları
www.youtube.com
www.youtube.com

Ve Mercedes Benz'in şusu
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

düzgün link bulamadım bunla idare edin.

push to add drama cok iyidir. farkli kategorilerden gireyim.



www.youtube.com
Halo ODST tv commercial oldukca basarilidir, moda sokar.

www.youtube.com
ps3 icin reklam. bence hos olmus.

www.youtube.com
asiri tatlidir.

www.youtube.com
kendisi en sevdigim oyun reklamidir. asiri iyi.

www.youtube.com
nike - possibilities - müzik de the kills-future starts slow

farkli kulvarlardan örnekler oldu.

bonus:

media.carsvibe.com

*swipepad (pencereler arası geçişi müthiş hızlandırıyor. internetteki kullanım videolarını izle ne demek istediğimi anlayacaksın)

*airdroid (cep telefonu ve bilgisayar arasında dosya aktarım işine yarıyor. usb ile falan uğraşmıyorsun, direkt internetten bağlanıyorsun)

*soundhoud / shazam (çalan bir şarkıyı dinletiyorsun adını buluyor)

*tinytunes (şarkı indirmeye yarıyor)

*one more clock free (acayip tatlı saat & tarih seçenekleri olan bir widget)

bunlar benim favorilerim.

şimdi kendi telefonumda kullandığım faydalı bulduğum uygulamalar şöyle:
-mobiett: istanbul'da yaşayan bir insan için çok güzel bir uygulama. bununla, hangi hat hangi duraktan geçiyor, hangi otobüs şu an hangi durakta, hangi duraktan hangi hat kaç dakika sonra geçiyor, x hattının hareket zamanı nedir gibi sorulara cevap oluyor.
kullanım için internet gerekiyor doğal olarak.

-el feneri: telefonun flaşını el feneri gibi kullanmaya yarıyor. google play'de "el feneri" veya "torch" diye aratınca bir sürü ücretsiz uygulama çıkıyor zaten.

-opera mini: internet tarayıcısı. cidden hızlı ve düşük boyutta. üstelik %90'a kadar tasarruflu kullanıyor(muş) interneti. ben seviyorum kullanmasını.

-sosyal paylaşım sitelerinin uygulamaları (facebook, twitter, instagram vs.)

-banka uygulamaları (iş bankası, ziraat vs.)

-maven player: çok güzel bir müzik çalardır kendisi.

-duolingo: dil öğrenme programı. (internet gerekiyor tabii)

güvenlik icin : prey : telefonuna bisi olursa izlemene olanak sağlıyor, alarm çaldırıyor falan.

Juice defender: bataryayı 2 katına kadar uzatıyor.

google serisi:

drive-docs-sheet-slides - office uygulamasi ile cloud storage sagliyor.
calendar - takvim
keep - not ve list hazirlamak icin
maps - özellikle offline harita
gmail - mail clienti
youtube - video platformu

habits - aliskanlik kazandirmak amacli bir uygulama
dr web light - arada antivirüs taratmaya
dropbox - gene online storage


8tracks - müzik icin hazir playlistler var moduna göre
skype - görüntülü görüsme
spotify - müzik
9gag - mizah
airdroid - bkablosuz baglanti
pomotodo - pomodoro applicationi

wps office - gene office uygulamasi. google ne yazik ki gdoc vs ile daha rahat calisiyor, bu diger formatlarda daha iyi.
battery doctor - sarj süresi ve takviminden dolayi.

facebook
whatsapp

spendee - harcama yönetimi
clueful - hangi uygulama ne yapiyor
while lit - hangi uygulamayi ne kadar kullanmissin

event flow - widget - takvim icin.

es file explorer - dosya yönetimi.
maps me - offline map
dict cc - offline sözlük

headball - oyun türk yapimi. mac.
TTR - yaris oyunu
2048 - bulmacamsi
kelime avi - gene oyun.
make them fall - gene oyun.
flappy bird - oyun. ucan kus.



bunlar kurulu ve hemen hepsini bir hafta icinde kullaniyorum.

ben facebook kurmamanı önereceğim :)
uygulamayı sildiğimden beri telefonun şarjı çok daha uzun gitmeye başladı.
onun dışında:

whatsapp
dropbox
banka uygulaması
google keep (not ve liste tutma programı)
imdb (filmseverlere)
adobe reader
spotify veya deezer (müzik için - ücretli üyelik lazım)
accuweather
k9 mail (pop3 mailin varsa)

Google calendar, google drive, google now. Bunlar favorilerim.

Edit: Call recorder var, bazen cok ise yariyor.

al en güzellerini ben yazayım sana.

flipboard
zedge
sms blocker
görüşme kaydı
evernote
asistan b
google kamera
ibb cep trafik

oyun olarak
64 ın 1
hill climb
diamond dash
badminton 3d
snowboard run


bana 2 tane tik koy.

Soundcloud.

Bankanızın-larınızın cep şube uygulamalarını yükleyin, operatörünüzün uygulamasını yükleyin (turkcell hesabım gibi)
Mobiett, trafi türkiye.

mobil bankacılık +1

benim hatirlamam gerekenler cok farkli indirimden sundan bundan ama genelde, saga sola not aliyorum, en cok da akilli telefonlar girdi gireli, google calendar cok temiz is cikariyor.

edit:farkli derken event mesela, yeri konusu salonu su bu derken yarim sayfalik not cikiyor, akilda tutmak cok zor. takvim uygulamari bunlari tek tek ayri ayri kaydedebiliyor.

takvime ve not defterime yazıyorum.

telefona hatırlatma giriyorum.

Google calendar.

ajanda kullanıyorum. ajanda kullanının efenim.

task ve carrot diye iki uygulama kullanıyorum.

telefonun ajandasına kaydediyorum. masa takvimime not alıyorum sonra yıl değişince yeni takvime aktarıyorum. :)

Google Calendar. Telefondan bilgisayardan her yerden hatirlatiyor eger hatirlatma da kurarsaniz.

Ajanda kullanıyorum.

ajanda, google calendar, outlook.

Zara'da indirim var gibi şeyler olmasa da yazarım, not alırım. Eğer dışardaysam veya not defterim yanımda yoksa telefona not alırım.

www.apple.com

burdaki fiyatlardan daha ucuza türkiye'de pek bulabilir misiniz bilmiyorum. kaç gb kullanacak, oyun oynamak istiyo mu yoksa tek amaç müzik mi? ben touch modelinin eski sürümünü (touch 4) kullanıyorum. dördüncü senesi bitecek taş gibi alet vallahi.

evet oyun oynamak da ister sanıyorum

store.apple.com

bakın fiyatına. daha ucuzu var mı diye baktım da diğer sitelere pek bi fiyat farkı yok.

ipod touch cok güzel alet de yazilim destegini cekmeleri iyi olmadi. önemli olan birkac mevzu var. kararlastiralim.

1-bütcen ne kadar? bu bayagi seyi degistirecektir gercekten.
2-sadece müzik amaciyla mi kullanacak? degilse ipod touch yok sadece müzikse devam.
3-kullanabilecegi baska bir telefon vs gibi cihaz var mi?
4-müzik icin kullandigi bir platform var mi yoksa dosya olarak mi tutuyor? spotify vs icin gene ipod touch gerekecektir.
5-arsivci mi yoksa dosyalarini sik sik güncelliyor mu?

bu sorularin cevaplari sizi direkt olarak bir ürüne yönlendirecektir.

bir de refurbished ürünler var, onlar da düsünülebilir.

@willi

1)600-700e çıkabilirim sanırım
2)oyun ve kamera da önemli
3)kardeşim 9 yaşında telefon için erken yani
4)her yolu kullanıyor diyeyim.
5)sık günceller ama değişmez bir arşivi de var

yazılım desteği çekmelerinden kasıt nedir?

degisen bir sey olmadiysa ipod 4th generation icin ios 7 güncellemesi cikmadi. bunun müzik acisindan hicbir eksisi yok. sadece ben ipodu baska her türlü is icin de kullandigimdan yeni cikan uygulamalari yüklemek, güncellemelerini almak isime geliyordu. simdilerdeyse cogu yeni application sadece ios 7 ve üstüne cikiyor/cikacak. o yüzden kullanamiyorsun. eskiden her sey icin kullanirdim, bu durumdan dolayi bu aralar sadece mp3 calar gibiymis gibi kullaniyorum. ama sarki sözü göstermesi, ses kalitesi, sarj süresi vsden dolayi hala cok memnunum.

o yüzden 5g düşünüyorum. apple store linkindekiler de o sanırım

ipod touch 5g kullanıyorum. 2014 başında falan sorsaydın 5g al derdim ancak iphone 6 ve dolayısı ile ipod 6g çıkacak onu bir görmek lazım bence. yurtdışından getirebilirsen 600-700 liraya 6g'yi alırsın.

5g'ye ise 600 lira verme. donma takılma yok alette ancak multitaskingi (ramden dolayı 512 mb) pek iyi değil. ayrıca real racing 3 gibi grafik manyağı oyunlar süper akıcı değil.

ben breaking bad'in bir bölümüne bakıyordum tam o sırada fransız swat'ları otelin etrafını sardı. polis helikopteri ve komandolar operasyon düzenledi. uzun yıllar fransız hapishanelerinde kaldıktan sonra 1 milyon euro tazminatla serbest bırakıldım. tehlikeli iş bence yapma.

nerdesin?

Izlemeyle bir sey olacagini sanmiyorum. Sorun internete yüklemek olsa gerek..

neyse güncelleme yapmadigindan genel yanit atiyorum:

mail.ruda video bitince suggestion videolar var. aralarinda cocuk pornosu olduguna emin oldugum thumbnailler var. bu sorun olabilir.

torrent kullanmak cogu yerde yasak ve kontrolü yapilabiliyor.

video stream etmek tam anlamiyla grey zone. bir davada videoyu yüklemedi, sadece izledi, dagitim yapmadi suclu degildir derken, bir baska davada arabellege yükleniyor izlerken, onu programlar araciligiyla cekmis olabilir, sonucta download yapilmistir diyip ceza kesiyorlar. @chezsoi'ye ithafen.

internet anlasmanizda yazan kisimlari okuyun. okul aglarina baglaniyorsaniz egitim amaclari haricinde herhangi bir amacla kullanmayacaginizi onayliyor olabilirsiniz. torrent veya live stream gibi amaclarla kullanirsaniz sikinti cikartiyorlar(mis). basima gelmedi dizi izlememe ragmen.

cogunlukla sorun degil, cogunlukla yasal. ama sitede illegal baska icerik olmadigindan emin olun, dagitim yapmadiginizdan emin olun, sonra sorun cikmaz. sizinle ugrasmaya kalkarlarsa zaten toplumun bilgisayar kullanan tüm kesimini toplamalari gerekir.

aylardir izliyorum malum dizi-film sitelerinden, henuz gelen giden yok. ama torrent isine bulasmadim hic nolur nolmaz diye. gerci gecen gun cia ile ufak bi sorun yasadik ama onun bunla alakasi yoktu.

dizimag'in popüler olduğu zamanda siteyi kuruttum resmen.
torrentten film de çektim.
hatta torrent'e bir grubun diskografisini bile upload edip seed'ledim.
gelen giden yok.
lokasyon: isveç'ti.

Dosya yönetici veya video oynatıcı bi program kuruyorsun

Sonra pc üzerinden itunes aracılığıyla uygulama içine atıyorsun

Tavsiyem aceplayer

avplayer hd
vlc player

belirtmemissin ama altyazi lazimsa playerin destekleyip desteklemedigi önem kazanir, format ve isimlendirme de önem kazanir.

avplayer +1

direk wifi ile atıyorsun hıphızlı.

merhaba,

lutfen ekteki barinma(ev/yurt vs.) basvuru formunu doldurup gerekli belgelerle ogrenci servisine gonderin. (ilk cumle bu)

digerlerini tam anlayamadim, almanca okumam yok aslinda. :)

kisaca sunu demis

"
Merhaba
ekteki ev basvuru dökümanini doldur ve diger dökümanlarla birlikte ögrenci merkezine gönder.(Studentenwerk sanirim ögrenci merkezi oluyo türkcede)
Sözlesmeni hazirlayacam Bremene geldiginde imzalarsin.
Kira 245 euro, depozito 350 euro. 24.09.2014 tarihinde ögrenci merkezine (studentenwerk) nakit olarak ödeyebilirsin, eger sözlesmeyi imzalarsan.
"

ikinci cümle de benden gelsin;

kira kontratınızı hazırlıyorum. Bremen'e gelir gelmez kira kontratını imzalayabilirsiniz.Kirayı (245 euro) ve depozitoyu (350 euro) 24.09.2014 tarihinde burada sözleşmeyi imzalarken nakit olarak ödeyebilirsiniz.

eger hesabp actirdiysan vs otomatik ödemeye ver einzugsermächtigung imzalayip. barla hayat gecmez. ama muhtemelen bu bar durumu da ilk sefer icin istisnaidir, senin gelisin onlarin sana yer ayirmasindan sonra diye.

ingilizce soruya almanca cevap vermek tipik bir alman davranisi bu arada. herifler hic degismeyecek.

bar olayı derken? yok hesap açtıramadım .. 23 ü gidiyorum, 24 ü gitsem
yani son gün oluyor sanırım acaba sorun olur mu ki :)

bar: nakit elden

in bar bezahlen - nakit ödeme - elden - bargeld

www.dict.cc

son gün oluyor derken wohnplatzangebot - sana verilen teklifin mi son günü? son gün olayi ne kisacasi?

edit: o tipik alman davranisi da gecen studentenwerk münchenda kadina almanca yanit veriyorum ingilizce soruyor. almanca yanit veriyorum ingilizce devam ediyor.

komple ters yani o ekip. sizle pek alakasi yok.

bana verilen teklif değil de, yurdun parasını ödemenin son günü 24 ü yazmış ya..
ben de tam 24 ü gitsem sorun olur mu acaba.. tabi bunu teyzeye söyleyeceğim de şimdi anlayacak mı ingilizce acaba :)

hiçbir sıkıntı yok. balkona falan boxer'la çıkıyosan bilmiyorum ama senin evin sonuçta. sex yapmıyosun, osbir çekmiyosun perde açıkken. Üstünü değiştir istediğin gibi. İstediğin gibi boxerla dolaş sen haklısın.

koy götüne gitsin. görmek istemiyorlarsa perdelerini kapatsınlar. şerefsizler. artık insanların evlerine de karışır oldular.

aklıma karşı atak yapma fiktri geldi. git sen şikayet et. evimi , beni röntgenliyorlar diye. ara polisi. hatta ev sahibimi aramışlar böyle böyle diye de.

cama çıkıp da senin evini dikizlemesinler onlar da.

Hukuken bilmiyorum da, ışık açık tül perdeyle ev aynen görünür. O şekilde cıbıl geziyorsan biraz garip bence.

seni arayan ev sahibine direk çıkışman lazım.
ev sahibinin de seni savunması lazım.
yuh amk olur mu böyle şey?
hukuken hiç bir sıkıntı yok. rahat ol yeğenim.
polisler es kaza gelseler, sana söyleyebilecekleri bir şey yok.
kabahatler kanununda böyle bir madde yok yeğen, bırak geç bunları.
edit: eğer polis evine gelirse sakın içeriye almıyorsun. ellerinde seni ziyaretiyle alakalı resmi belge olmak zorunda. bunun dışında sana abilik edip "çocuğum dikkat et" falan diyebilirler. sen de "tamam abi" de, uzatma meseleyi. mahalle polisleri uzatmaz böyle işleri. konuyu kapatmaya bakarlar.

e bakmasınlar o zaman evimi röntgenlemesinler deseydin ya. ben senin kadın versiyonunum. ben de bekliyorum ne zaman 'kız atletle şortla dolaşıyor' diyecekler diye. hoş ben balkona da çıkıyorum ona laf edebilirler de ev içine kadar bakıyo o.ç.ları. gözetleyen meraklı bir karı koca oldukları için ev sahibem benim yanımda. polise molise gitmez o durum da yerinde olsam ev sahibine de perdelerin kapalı olduğunu onların çok meraklı olduğunu sürekli gözetledikleri için rahat hareket edemediğimi söylerdim. zaten polisi arayıp 'perdeler kapalıyken evin içinde üstünü değiştiriyor' mu diyecekler? deseler bile açıklarsın durumu. 'evimin içine kadar gözetleyeceklerini düşünmemiştim. daha dikkatli olurum' dersin.

ama cidden sen de azcık dikkat et. ben kendi odamın güneşliğini hiç açmıyorum. yatarken falan de görünüyor çünkü. ite dalaşmaktansa ...

'rontgencilik yapiyorlar diye dava acicam ben de' deseydin.

Mal değneklerine bak la, milletin evinin içine de karışır olmuşlar. Bakmasınlar efendim, çeksinler perdelerini bir zahmet görmek istemiyorlarsa. İsterse donsuz gezer insan evde kime ne ya?

hukukçu değilim ama bence yok.

seni görebilecekleri pencere önüne koy laptopu. ac webcami kayitta dursun. sen yasamana devam et. bak bakalim ne yapiyor bunlar.

seni sikayet etmek icin resim mi cekiyor? dürbün vs kullaniyor mu? seni görünce kos kos fevziiiiiiii, bu adam gene ciplakkk ay günah falan diye bagirip el isareti yapip kocasini falan cagiriyor mu? bir de kamera koyup görmeniz delil degil, sadece merak, yapip da bunu belirtirseniz siz üstüne röntgenci damgasi da yersiniz. cok b.ktan bir öneri olmus. unutalim.

sonra counter atak olarak röntgenlemeyi düsünürsün. simdi olmaz.

ama bu dediklerim burun buruna degilseniz. tabi evinde bir halt yaptigindan degil de sadece boxerla dolasan adamin ayakta dolastigini görmezseniz siz de ciplak geziyor sanabilirdiniz. ya da boxerla kanepede oturup milkshake yaptigini görseniz camdan bakip cekiyor bu herif derdiniz. örnekler cogaltilabilir, milkshake uc bir örnek.

yani demek istedigim belki cok net görmediklerinden cok daha kötü seyler varsaymis olabilecekleri. bunu da göz önünde bulundurun.

Ben çırılçıplak yakalanmıştım. Banyoya giderken perdeler falan kapalı ama cam açık, bir anda rüzgar esti perdeler açıldı karşı balkonda komşu, kızı falan karşı karşıya kaldık. Yapacak bir şey yok, biraz daha dikkatli olabilirsin. Perdeyi kapat bundan sonra 10 saniyelik iş. Perdeden de görecek hali yok, istersen donsuz dolaş ondan sonra. Böyle durumlarda milletle çatışmadan orta yol bulun gitsin, zor işler değil.

hukuken bir sakıncası yok. seni bu şekilde uyaran bir ev sahibine de açıklama yapma, tersle bi daha yapmasın. karşımda koskoca bina var evde full boxer'la geziyorum. istersem testislerimi cama yapıştırırım, benim evim lan. istemeyen bakmaz.

kapına gelirlerse çıplak çıkmamanı tavsiye ederim..

karşı apartmandakilere bi güzellik yap, sevindir onları ;)

Hocam sen evlenince adresi bize yolla senin karşı dairede boxerla dolaşalım bakalım rahatsız olacak mısınız? Türkiye'de yaşamıyorsunuz sanki yahu hukukta bir yeri yoksa bile ayıp denen bir şey var inat edip bu durumda haklı olduğunu savunman hiç gerçekçi değil..

@ssyumusakg sana ne? evimizde de perdeleri çekip rahat rahat gezemeyecek miyiz? bir evin içine girmediğiniz kalmıştı, ne pissiniz hepiniz. ayıp olan perde olan yerden ötesine bakmak için fıldır fıldır gözleriyle bütün işsiz güçsüz hayatlarını karşı apartmanı incelemeye adamış boş beleş zihniyette adamlar. yeni evlendiyse karşı komşusunu izlemekten başka meşgaleler bulsun bir zahmet. allah allah ya. zorla delirtiyorsunuz böyle insanı.

sorun sende değil evine bakan röntgenci sapık komşularda.

@ssyumusakg gel benim karşı dairemde çıplak dolaş senin evini gözetlemeyeceğim için rahatsız olmam.

@ssyumusakg: anlaştık hocam evlenince veriyorum adresi, gelip boxerla dolaşıyorsun.

şimdi hacı aynı konu daha geçen gün tartışıldı lakin yine de kesin bir sonuca varılamadı.

işte buldum:www.eksiduyuru.com
sen en iyisi bu yorumları bi oku ona göre davran,bunlar da sana fikir verebilir...

hadi eyv.

duruma bağlı nasıl göründüğü önemli ayna gibi gorunuyorsa ve evler yakınsa bırbırıne rahatsız edıcı olabılır. benım karşı komsu 3 erkek ucude sadece boxerla dolasırlardı balkonda 3ü oyle otururlardı. balkonlarımızın arası en fazla 2 metreydi ve cok rahatsız olurdum. yanı duruma baglı eger boyle bırsey yoksa karışmaya tabıkı hakları yok hatta perde falan kapalıysa ozel olarak bakıyorlarsa sız suc duyurusu yapabılırsınız.

bence burda imza toplayalım. bi keresinde ard arda bazıları eski bazıları yeni cevaplarımı sildi. profilime girip benimle uğraşıyor sanırım.

ben imza veriyorum.

buradan destek gelirse. change.org ve imza.la'dan kampanya başlatacağım

imza falan bişi açarsanız imzalarım.

tabi sistemin değişmesi lazım. :/
dediğin gibi moderatörleri falan oylayabilmek gerek.
dövlet bize bohmir.

imza filan olursa atarız.yeter ki ergenler temizlensin.

destek veriyorum. verdim gitti, bi hal çaresi buluna...

adam kalkmış "ard arda bazıları eski bazıları yeni cevaplarımı sildi" diyor sonra da burdan çıkardığı anlam "demek ki profilime girip benimle uğraşıyor"

evet zaten başka ihtimal olamaz kesin yüzde yüz böyledir. profiline girip seninle uğraşıyordur kesin.

ispiyon arabirimine girip ispiyonlanmış cevapları sırasıyla silmiş filan olamaz böyle bir ihtimal gelmiyor adamın aklına. senin peşinden koşturuyordur bugün fuzuli nickli insanla uğraşayım dur şunun tüm cevaplarını inceleyeyim de tek tek sileyim diyordur.

bu zekadaki adamların tepkileri niye ciddiye alınsın allasen?

Zetahead +1 ayrıca. ben moderator olsam sorudaki herif kelimesinden dolayı seni uçurabilirdim mesela. çünkü herif kelimesi hakaret olarak değerlendiriyor. sözlükte birisinden herif diye bahsettiği için uçurulmuş sürüyle insan var. sözlükteki herif başlığını inceleyebilirsiniz örneklerini görmek için.

simdi dikkatimi cekti msjlarıma baktım 3 tane yakın zamanda silinen cevap hollowlife. ben de varım. ^^

ben de bunu anlayamiyorum benim cevabim silinse ne olur, silinmese ne olur? bu kadar kafaya takmak, hayat memat meselesi haline donusturmek garip geliyor.

@John Finn hocam cevap silinmesi durumua göre önemsiz olabilir. Ama ciddi açtığınız önemli bir duyuru anlamsız bir sebeple silinince hoş olmuyor. Bir de bunu alışkanlık hlaine getirince bir moderaöt hiç olmuyor.

imza filan ne gerekliyse,yanındayım.

bakın arkadaşlar hollowlife kötü bir moderatör değil. compumaster tepkileri sallamıyor da değil.

olay şu, hollowlife duyuru'nun en çok çalışan moderatörü. sildiği duyuru ve cevaplar da kural olarak belirlenmiş sınırların dışına çıkmıyor. yani kurallara uymayan duyuruları ve cevapları siliyor.

dedik ya en çok çalışan moderatör. şuradan istatistiklerine bakabilirsiniz, sayfanın altında: www.eksiduyuru.com böyle olunca ne oluyor? atıyorum adam 1000 tane duyuru/cevap siliyor. bunların 980 tanesi gayet yerinde ve silinmesi gereken, kurallara uymayan duyurular ve cevaplar. 20 tanesi de kurallara uygun değilmiş gibi gözükmekle birlikte, aslında kurallara uygun, silinmemesi gereken şeyler. arada onlar da silinmiş. insan hali, hepimiz yanılabiliriz.

ee noluyor? o 20 kişi çıkıp isyan ediyor. sanki hollowlife 20 duyuru silmiş, onları da hatalı silmiş, duyurucuya takmış, önüne geleni silmiş falan zannediliyor.

hollowlife'ın 1000 duyuru/cevap sildiği sürede diğer bir moderatör zaten hepi topu 20 duyuru/cevap siliyor, onları da doğru siliyor. zannediyorsunuz ki o daha iyi moderatör, hollowlife kötü. rakamlara bakınca biri 20 tane kurallara aykırı duyuru/cevap silmiş, diğeri 980 tane kurallara aykırı duyuru/cevap silmiş.

kapı gibi compü var hollow'un arkasında. kimi uçurtuyosunuz allasen.

ek: hollowlife'ın sevilmeme nedeni bir şeyleri silip durması değil, hata yaptığı zaman kabul etmemesi.

valla açın bir anket en basitinden bakalım kaç kişi hollowlife sevmeyenler. hayır niye sevmiyorsunuz anlamıyorum saçma bir şey için spam yaptım bir kere spam de değil de her gün bir defa açtım ama meğer 3 gün süre geçmeliymiş silindi hepsi sonra başka bir olay için ama önemli bir şey için defalarca açtım sildim açtım sildim dokunulmadı neden çünkü önemli. bence abartıyorsunuz.

O değil de neden her anti-hollowlife duyurularında kibritsuyu görülüyor?

eger silinen duyuru veya cevap www.eksiduyuru.com adresinde yer aliyorsa, kaldirilma nedeni orda yer aliyorsa hollowlife degildir sorun, sorun ordaki kurallardir.

hollowlifela olan tüm konusmalarimda hak vermek durumunda kaldim cünkü gercekten de kurallari bilmiyormusum dedirtti. itiraz etsem neye itiraz edeyim? adam kuralina göre silmis. hakli.

bence;

"Soru sahibine ya da cevap yazmış birine fikir belirtmek istiyorsanız "mesaj" linkini kullanıp kendisine mesaj atın. Diğer durumlarda 'cevap' olmayan her şey siliniyor."

gibi kurallar degistirilmeli ve moderatörler bu yeni kurallara göre süzgecten gecirmeli. insiyatif kullanmaktan ziyade daha net belirlenirse kurallar, böyle herkes ayri bir konuda sikayet etmez. hakli oldugunuzu düsündügünüz silinen soru cevaplar yukaridaki kuraldan muzdaripse, bence kural degisikligine oynanmali, bir iki moderatöre degil. cünkü ben mod olsaydim, gece gündüz soru cevap silmek zorunda kalirdim mevcut kurallara göre. sorun modda degil bence.

pesin edit:bu da fikir belirtiyor diye mesajla iletilmeliydi mesela direkt yanit vermediginden dolayi. bu yanitim silinebilir gayet bu kurala göre mesela.

evet kötü bir moderatör, sebebi denildiği gibi, hatalı olduğunu kabul etmemesi. 980 doğru sildi, 20 hatalı, hatalı silinen 20 duyuru için hatasını kabul etmiyorsa kötü bir moderatördür.

benim mesela son zamanda bir duyurumu "sebepsizce, hunharca" silmiş. bunu kibritsuyu'na sormak isterim, bu da mı gol değil? sebepsizce duyuru silen bir moderatör iyi bir moderatör mü?

"niye kibritsuyu savunuyor" sorularına cevap vermek istiyorum.

önzelikle belirteyim, cevap veriyor veya savunuyorsam bunu ben de bir moderatör olduğum için, moderatör arkadaşımı savunuyor olduğum için değil, duyuru'da aktif bir kullanıcı olduğum için cevap veriyorum. dikkat ederseniz, istatistiklere de bakarsanız, moderatörler içinde sitede soru soran, sorulara cevap veren en aktif kullanıcı benim. moderatör sıfatımla değil, samimyetime güvendiğinizi düşünerek kullanıcı sıfatımla cevap veriyorum.

hollowlife'ın sildiği, sildiği için eleştirildiği duyurulara, cevaplara bakıyorum, çoğunda hiçbir sorun göremiyorum. hollowlife kuralları harfiyen uyguluyor ve ona göre siliyor. sadece esnek davranmıyor, katı davranıyor. bu yüzden itiraz edenlere kuralları doğru olarak açıklayabilme derdindeyim. hepsi bu.

bozacının şahidi şıracı diyen arkadaş mesela "soruya cevap değil" olayını hiç anlamamış. tavsiyem, tekrar bi kuralları okusun. cevap verdim sanıyor ama anca birilerine laf sokma derdinde. cevap verdim sandığı için de silinince kızıyor. cevap vermek bu değil.

ya yemin ederim compumaster izin veriyorsa bu cevabım silindi diye itiraz edenlerin silinen cevaplarını hatta nickleri de gizleyerek burada paylaşmak istiyorum. arka arkaya okuyunca kendiniz bile "ulan ne çöp cevaplar vermişim" diyeceksiniz.

compumaster izin ver nickleri ve silenleri gizleyerek yayınlayayım. insanlar görsün neler siliniyor.

bak doxanikee. bütün cevaplarında böyle aşağılayıcı, hakarete varan laflar var. zaten onu demek istedim, anlamadın. kurallar değişse de küfür, hakaret, aşağılama değişmez. soruya cevap vermek yerine soru sorana veya soruya cevap verenlere "hede diye canlı", "dar kafalısınız", "saksocular", "ne boş adamsın", "çocuk musunuz" şeklinde laf sokmaktan ibaret şelyer yazarsan istediğin kadar kural değiştirelim, onlar silinir.

forum değil burası önce onu anla. gidip istediğin forumda istediğin daşşağı geçebilirsin. burada yasak. anladın?

ayrıca hiçbir yerde "kurallar değişsin" gibi bir şey dememişsin, öyle bir imada bulunmamışsın. anca laf iteleme derdindesin.

bak baştan beri buraya verdiğin cevaplar sırasıyla

- destek veriyorum
- moderatör saksocuları gelmiş (bu silinmiş)
- aha kibritsuyu da geldi bozacı şıracı
- kibritsuyu denen canlı, yarak kürek kurallar var değişsin.

hep laf sokma, hakaret etme, aşağılama derdindesin. silinen bütün cevapların da bu minvalde. kurallar değişsin falan da dememişsin. önce terbiyeli ol, sıkıntın varsa insan gibi duyuru açıp, mesaj atıp şikayetini belirt, hangi kuralın sana göre niye saçma olduğunu açıkla, değerlendirelim.

hala anlamadınız mı? bizim kültürümüzde iktidara karşı gelmek yok, her ne platformda olursa olsun karşı gelenler bastırılır.

moderatörler oylama ile seçilmeli. yapılan her moderasyon aktivitesi için de şeffaf olunmalı, şikayetler dinlenilmeli. hesap verilebilmeli.

adı üstünde.

zetacan for prezidınt

holov denen adam burası sanki çok ciddi doktorlar forumuymuş gibi geyik cevapları siliyor ve bence bu saçma. burası bu kadar kurallı bir platform değil. öyle günaşırı kavganın gürültünün koptuğu bir yer olsa duyuru, bu kadar keskin kurallar uygulanmasını anlarım ama değil. herkes eğlenirken bir bakıyorsun silindi yazısı geliyor mesaj kutuna. ağzımızın tadı kaçıyor ali rıza beyyy

compumaster izin verdi. şimdi içinizden birinin silinme tarihçesini paylaşacağım. o kendisini biliyorsa ister mesajla, ister buradan "şu hatalı silinmiş" desin tartışalım.

buyrun: i.imgur.com

buyrun bir başkası: i.imgur.com

çok uzun olduğu için ekrana sığabildiği kadarından rastgele aldım.

kibritsuyu, silinen duyuru ve cevapları göstermen neye hizmet ediyor. tamam hatalı duyurular ve cevaplar siliniyor.

burada mevzubahis, hatalı olmasa da, subjektif olarak silinen duyuru ve cevaplar için bir aksiyon alınmaması, bir yaptırımının olmaması. Dediğim gibi, 980 haklı gerekçeyle siliniyorsa, 20 haksız ya da asılsız silinme varsa bu 20 haksız silinme için bir açıklama, aksiyon, sorgu sual yoksa, diğer 980'in bir anlamı kalmıyor.

muhasebe gibi bu da, senin daha iyi bilmen lazım, 1000 doğru kayıt girersin her gün, kimse takdir etmez, 1 hatalı kayıtla işten atılırsın, şirketi batırırsın.

980 ve 20 sayılarını örnek olsun diye söyledim. oturup saymış değilim. sadece örnek verdim. iş hayatının acımasızlığıyla bir internet sitesi yönetimini karşılaştırman uygun bir karşılaştırma değil.

şunun için gösteriyorum, bu silinen cevaplar burada gelip "cevaplarım siliniyoor" diye itiraz edenlerin tarihçeleri. sizler yüzlerce geyik cevabınıza hoşgörü gösterip silmemezi bekliyorsunuz, yüzlerce geyiğin içinden silinen belki haklı, belki haksız bir mesajınız silindi diye "site rezil yönetiliyor" diyorsunuz.

kanaat diye, intiba diye bir şey de var. adamın bütün cevapları sırf geyik, sırf hakaret, sırf laf sokma, kırk yılda bir gelmiş yine geyikle karışık cevap vermiş, o da arada silinince vay efendim cevap vermiştim silinmiş. e o da arada karışmış kusura bakma.

ha bunlar uçmuş kullanıcı da değil bu arada. bak geyik yapıyor diye adamı tutup uçurmuyoruz da, sadece yaptığı geyikler siliniyor o kadar. işten atma ile ilgili örnek vermişsin, o yüzden belirtmek istedim.

şimdi siz diyorsunuz ki tamam haklı olarak silinenler var ama silinmesi gerektiği halde silinmeyenler de var onlar niye silinmiyor he mi ? o zaman siz diyorsunuz ki ya her şey her kurala uymayan ufacık şey bile silinsin ya da hiçbir şey silinmesin kafamıza göre takılalım çöp olsun buralar he mi ? yani sistemde ufak tefek aksaklıklar var diye bütün sistemi yok edelim diyorsunuz hayır mod seçseniz nolacak altı üstü takılmalık bir site burası girip vakit geçiriyorsunuz, makara kukara yapıyorsunuz bazen de çok ciddi işinizi görüyorsunuz ama hiçbir şekilde hayatınızı etkileyen bir yer değil. en başta anonim lan nedir bu asabiyet ciddiyet takmayın olum bu kadar he deyin geçin benim de silindi bazı cevaplarım duyurularım sinir oldum ilk görünce ertesi gün geçti sonra aklıma bile gelmedi bak bak ibişler sildiler diye. ya da ne yaptım ufacık bir değişiklik yaparak kurallara uygun yazdım aynı şeyi silemediler bu sefer. küfür yasak ve o yüzden mi silindi ? amına koyayım demek yerine mnkym yazın olsun bitsin kurallarla oynamayı bilin azıcık. bu kadar da takmayın kafaya valla erken yaşlanırsınız.

kibritsuyu, hollowlife için acılan ilk duyuru değil bu. her seferinde gelip, kendisinin yerine sen söz sahibi oldun. ancak az önceki yazında 'siz' ve 'biz' şeklinde ifadelere keşke yer vermeseydin, daha iyi olacaktı.

arkadaşlar abartmayın allaseniz. neticede ekşi duyuru burası, burada çok zaman geçiriyorum ama şurada cevabım silindi diye bu denli tepkili olmam. üst mercilere şikayet hakkaten komik. hayatta birçok haksızlığa uğrayıp sesinizi çıkaramamış, kabullenmek zorunda kalmış bile olabilirsiniz. hergün bir şikayet bu konuyla ilgili. benim de silinen cevaplarım oldu, hatta bir kere uçtum. ama hiçbir moda diş bilemedim. sinirden elim ayağım titremedi. lütfen sakin.

@dessy: siz ve biz derken amacım bir ayrımcılık yaratmak değildir. siz derken kast ettiklerim kullanıcıların tümü değil, silinen cevaplarının haklı veya haksız olduğuna bakmadan itiraz edenlerdir. biz dediğim ise moderatörler.

daha önce dediğim gibi, hollowlife'ı savunmuyorum. genel olarak moderasyonun yaptığı uygulamaların doğruluğunu, moderatör olarak değil, kullanıcı olarak sizlere göstermeye çalışıyorum. moderasyonu eleştiren her duyuru hollowlife üzerinden açıldığı için savunuyormuşum gibi görünüyor sadece. lütfen bundan "siz ezik kullanıcılar", "biz yüce moderatörler" gibi bir ayrımcılık anlamı çıkarmayın, üzülürüm.

kime yakıştırırsan yakıştır. ben burada kullanıcılar hatalarını görsün, doğru bilinen yanlışlar açıklığa kavuşsun istiyorum. mesela "diğer argo cevaplar duruyor" demişsin. ama senin cevabın argo sınırları dışında resmen küfür. "anasını satayım" ile "anasını sikeyim" arasındaki fark gibi.

gördüğün gibi sen de neredeyse hepsinin silinmesinin doğru olduğunu kabul ettin. "o geyik cevaptı, bu telif hakkıydı, bu atışmaydı" diyerekten. yani kimse fazladan olmaması gereken bir cevabını, duyurunu silmemiş.

arkadaşlar. burası memurlar.net değil. geyik de yapılır, eğlence de yapılır, atışma da yapılır. lakin mevzu bitince duyuru!ya katkısı bulunmayan bu cevaplar silinir, silinmelidir. ha arada geyikler yapılıri cevaplar silinir de geyik yaptığın cevabının silinmesine şaşırıp "moderatör haksız sildi" dememelisin.

ben geyik yapmıyor muyum, yapmadım mı? ben de yapıyorum. ben de moderatör olmama rağmen hollowlife gelip benim de cevabımı siliyor. ehehe diyip geçiyorum. olması gereken de bu. zaten silinmesi lazım. yap geyiğini, geyik bitince silinsin ama buna da itiraz etmemelisin. eğer bu geyikler ilelebet kalırsa işte o zaman duyuru boka döner. "duyuru bozdu" diyenlerin dediği olur. okunmaz bir forum halini alır.

colonizer[i]'ın tarihçesi: i.imgur.com

bunları da bir açıklarsan sevinirim. hangi duyuru altına cevap olduklarını görememeniz bir handikap. ama ben şahsen pek masum cevaplar göremedim.

fikrini değiştirebileceğimi sanmıyorum, senin de kuralları kabullenip "hmm öyle miymiş" diyeceğini de sanmıyorum. ama yine de ben bunu kendime görev bildim, dorğu bilinen yanlışları açıklamak isterim.

bu arada hollowlife'ı da bizzat tanımam. kimseyi savunduğum yok. sadece nerede yanlış yapıldığını açıklamayı kendime görev edindim. gösterdiğim tarihçeler içinde sadece hollowlife'ın değil, kendi sildiğim cevaplar da var. o yüzden onun bilmemkimi, bunun bilmemkimi diye eşleme yapmana lüzum yok.

o değil de kibritsuyu, şuan zaten bu duyurunun altında soru ile alakasız cevaplar veriyoruz. senin de kendi yazıların dahil bizim yorumlarımızı silmen gerekmez mi?

dessy, hayır soruya cevap. duyuruyu açan arkadaş "gereksiz yere duyurularımın, cevaplarımın silindiği oluyor" demiş ilk cümlesinde. ben de duyuruların cevapların gereksiz silinmediğini açıklamaya çalışıyorum.

bazen haklısın. kendimi bazı duyuruların altına soruya cevap olmayan şeyler yazarken buluyorum fark ettiğim zaman kimseye bırakmadan kendim silyiorum zaten. ben fark etmezsem de başka moderatör fark ederse onlar da siliyor zaten.

Soru şu: gereksiz sebeplerle cevaplarım/duyurularımın silindiği oluyor. ama muhattap olmak istemiyorum o kişiyle. Böyle bi Hollowlife gibilerini toplanıp şikayet edebileceğimiz daha üst seviye bi abimiz yok mudur yahu? yani modluğu alan at mı koşturuyo istediği gibi. denetlenmiyor mu bunlar?

Verdiğin cevaplar ise kullanıcılara (sana göre bizlere) yönelik. Aksi görüştekilerin tek tek duyurularının silinme nedeneni açıklıyorsun. Bizler de senin cevaplarına yorum yazıyoruz. Konu başlığından çoktan farklı cevaplar vermeye başladık. Eğer açıklamak istersen, dersin ki, 'kardeşim, şöyle bir başlık açtım, gelin burada tartışalım, anlaşalım' ama bu duyurunun altında kişiye yönelik cevaplar vermek alakasız cevap olduğu için silinme nedeni. See? Kime göre? Neye göre?

doxanikee: burada sana kuraldan bahsediyorum, hatalarını göstermeye, doğrusunu öğretmeye çalışıyorum, hala gelmiş ego diyorsun, gariban diyorsun. he canım 36 yaşına gelmiş adam, egosunu tatmin etmek için seninle uğraşıyor he. sen hala ne demek istiyor lan acaba diye düşünmek yerine orada kendi çapında takıl.

ondan sonra duyuru bozdu. bozar tabii baksana adamın ne kural öğrenmeye niyeti var, ne söylenen lafı okuyor. anca kendi kafasında inandığı şeyin doğrultusunda gidiyor. büyün cevaplarında böyle davranıyor, silinince de moderatör sildi oluyor. gelip burada silen moderatöre laf sokmaya çalışıyor.

önce büyü biraz, insan ol. medeni şekilde iletişim kurmaya çalış. sıkıntın varsa güzelce söyle, çözmeye çalışalım. garibanlar ego tatmin ediyür ehehüüü çok yaşa sen çok yaşa diye goygoy yaparsan cevabın da silinir, duyuru da bozulur.

moderasyon tarafından silinmiş sadece 7 tane cevabın var, 7'si de aynen bu şekilde laf sokma, aşağılama tarzı cevaplar verdiğin için. hala gelmiş ego tatmini, garibanlar vs. diye laf çakmaya çalışıyorsun. sana bunu anlatmaya çalıştıkça da anlamamak için ısrar wediyorsun, çünkü takmışsın bir kere. senin dediğinden gayrısı olamaz mümkün değil.

bak benim bu sitede mdoerasyon tarafından silinmiş 18 tane duyurum, 73 tane cevabım var. hepsi de sonuna kadar haklı silinmeler. çoğunu daha yazarken silineceğini biliyordum.

ben seviyorum hollowlife'ı.

halen insanlar neyin derdinde ya? kibritsuyu burada kimi koruyor ne ediyor? modlar içinde bana cevap veren tek adam lan o? gidin hollowlife'a saldırın.

küfürlü cevabımdan dolayı beni uçuran groove salad. ben gittim sözlükte bu arkadaşın yazdığı entrylere baktım çoğu küfürlü. eee napak? gidip asayım mı adamı?

la bırakın sene 2014, neyin derdindesiniz.

bu ne ya sayfa sayfa yazmışsınız aihm'e gidin oldu olacak. iyi ki hollowlife var da sizin avam yorumlarınızı kıt cevaplarınızı siliyor sürekli. keşke daha fazla silse de şurda insan gibi yazışmanın keyfini çıkarabilsek.

bök döksönökö... hahaha hadi git cevap sil 36 yaşındaki adam.

ahaha ya 36 yaş diyor hala :)

doxanikee: senin gibi aile terbiyesi almamış adama bir daha cevap vermeyeceğim. güzel güzel laf anlatmaya çalışanda kabahat.

istediğin gibi lölöl mölöl yapabilirsin. ciddiye bile almıyorum senin gibi terbiyesizi.

güzel güzel derdini anlatmaya çalışıp gerçekten cevap almak isteyen herkese kapım açıktır.

podrostok, senin silinen cevaplarınla ilgili konuşacağız. görmedim sanma.

media.tumblr.com

(üstteki arkadaş gifi silince manasız oldu ama dursun)

google drive
onedrive
dropbox
yandex disk

copy ve gdrive kullaniyorum ben.

banshee sikmaz,

ne seviyorsun yazmamissin ki?

young doctors notebook

Orange is the new black
1. Sezonu tek oturuşta bitirmiştim

orphan black'i yeni bitirdim. hemen ardından banshee'ye başladım. 3 günde ilk sezonu bitirdim. ikinci sezonun ortalarındayım şu an. 3. sezon 2015'te. klişe bol ama sürükleyici, şiddet dolu güzel bi dizi.

edit: ilk defa dizi planlaması yaptım bu arada. sıralamam;

1-orphan black
2-banshee
3-orange is the new black
4-homeland
5-band of brothers

idi. 1 bitti, 2 bitmeli oldu. sıra diğerlerinde.

true detective e sardım ben bu aralar. kaliteli bir dizi.

damages var. orphan black tadında. mutlaka bi bak.

klasik deri tipindekiler cebe kolay sığmıyor bir de 10 tane kartı hiçbir cüzdan kolay kolay almaz.

rahatlık açısından adidas'ın spor cüzdanlarını öneririm.

camel activein deri cuzdanlari bu dedigini yapiyor

ben lumberjack aldım baya memnunum. güzel de modelleri vardı bir sürü.

eger erkek ise öyle bir sey yok, bulursan bana da söyle ama cok aradim. varsa da cebe sigmaz, 10 kart almaz. bozukluk yeri varsa ciddi durmaz vs vs.

erkeksen hala, ve hala cüzdan ariyorsan bozukluklari ayri tutmak kosuluyla 3e katlanan cüzdanlara bak. cok daha hoslar bence. tomy hilfiger 3 folded genuine leather bir sey kullaniyorum. bir kart bölümü seffaf kimlik orda, diger kart kisimlarinin ic bölümleri de var, totalde 6 kart alabiliyor icte 2 adet gizli bölme ve tek göz banknot bölümü var.

söyle bir sey de koyu kahverengi cok daha spor ve kar bölümleri dikey degil yatay agizli.

cdn1.shopclues.com

ayni modeli bulamadim simdi.

meraktan sormam gerek 10 kart neler? banka kartim kimligim ögrenci kartim ve 2. banka kartim 4. kalan 6 taneyi merak ettim cidden. 10 kartla tombiklesir cüzdan her türlü bayagi. para koymasan dahi.


EDIT: cok tesekkürler bu arada, bir dönem bilegim kadar cüzdan kullanan biri oldugumdan simdiki cüzdana gecerken zorlanmistim her seyi evde birakmaya baslamistim, ben bir bakayim pull and beara ve diger yorumlara. Artik kart tasimaz oldum o yönden alistigima cok memnunum ama bozuk para olayi cok sikinti. cebe koysan singirdiyor, ayri cüzdan tasinmiyor. oooo cok sertin sorusunun bana yaramasi da ironik oldu, affetsin beni.

ben sana levis öneriyorum. benim cüzdanımda 8 kartlık yer var ve üstteki iki tanesine 2 şer kart koyunca sırıtmıyor hiç.

@wiilii,

benim cüzdanımda 8 tane kart var. 2 adet kredi kartı, 2 tane bankamatik kartı, ticket yemek kartı, tuttugum takımın kombinesi, kentkart ve özel sağlık sigortası kartı. bunun yanına şirkette kullandıgın kimlik kartını ve ehliyeti de eklesen olay çıgırından çıkıyor yani.

www.cengizpakel.com.tr boyner'den 10'dan fazla kart alan cüzdanını 50 tl'ye almıştım. kaliteli bir ürün.

bastıkça? döndürmeliler var decathlonda falan

manyetolu el feneri diosn sanırım. pilsiz fln ikeada vardi.

Dinamolu el feneri. www.hepsiburada.com

hah evet şu dinamolular. kelimeyi hatırlayamamıştım bi türlü. peki aydınlatma miktarları nasıldır ?

var bizde o dinamoludan ama pek bi performans bekleme yani. belki de bizdeki dandiktir bilemedim.

çok saçma....
kardeş ledli fenerlerin tanesini 1 liraya satıyorlar.içinde pili de var. en az 20-30 saat gidiyor.


normal bir insan neden dinamolu veya şarjlı fener alıyor anlamıyorum

Decathlon'da ucuz modelleri var: www.decathlon.com.tr

ya bi ara lazım oldu bu kollusu vardı bende. ateş çıkaracaktım kolu çevirmekten. onu çevirmeye harcadığım enerjiyi odun sürtmeye harcasam ateş yakardım zaten. bi süre aydınlatıyor pilli gibi sonra sönükleşiyor.tekrar kola asılıyosun. şehirde kullanacaksan gereksiz. hatta kırsalda bile gereksiz yanına al 3 - 5 alkalin pil bi de led el feneri bundan iyidir. onlar da biterse odunu sürtüp ateş yak aynı şey. bende şimdi anahtarlık şekliden bir el feneri var. 3 adet düğme pili var. standart kapı anahtarı büyüklüğünde ama baya sağlam aydınlatma yapıyor. uzun süre de çalışıyor.

şöyle bişey www.sporpasaji.com

Redcross vs gibi extreme amaclarla yapilmis dinamolu fenerler ciddi verimlidir hayat kurtarir. Ama turkiyede 20 liraya kadar alacaginiz her sey muhtemelen coptur. Cok fener alir ve sadece kurcalayip lensini ledini devresini incelemek icin parcalarim hobi niyetine. Cin pazarlarinda vs bulacaginiz fenerlerin cogunda manyetik disk ilr pil devresi ayri ayridir. Yani siz dinamoyu cevirirseniz isik gelir bataryaya cevirirseniz pilden calisir. Ama dinamo "bataryayi" sarj etmez. Ucuzuna gidio kaziklanma ihtimaliniz cok yuksek.

Bir de batarya tipinden dolayi genelde voltaj ve akim degerleri dusuktur fenix led lenser vs gibi parlak markalar kullanmaz bu sistemleri. O yuzden eger pilsiz sarjsiz prizsiz gunlerce takiliyorum demediginiz surece onermem. Yedek pil ve sarj edilebilir pillerle dolastiginiz surece sorun olmuyor.

dinamolu yada bobinli el feneri diye geçer sallamalaı olanları bobinli sanırsam kurmalıolanları dinamolu ancak çok verimli olmaz bunlar ancak anı kurtaracak kadar hani arabada falan dursun dersen anlık kullanayım o zaman kullanılabilir.

mesleği ne? arkadaşınız kalem seçiçi olabilir. eğer kalem çok ağırsa veya çok hafifse uçlu kalemi kullanmayabilir. kendimden biliyorum bir sene uçlu kalem aradım. tercihi ona bırakmak için ikili set alabilirsiniz.

birlikte yazi yazmadiniz mi ya da onu yazarken görmedin mi?

türk ögrencilerin cogu sistem geregi bolca yanlis yapmak ve silgi kullanmaya alismisgtir ve sekilci ögretmenler yüzünden kursun kalem silgi ikilisine muhtactir. bundan dolayi herhangi bir kisinin özen gösterdigi bir yazinin kursun kalemle yanlis olmadan yazmayi tercih edecegini söyleyebilirim.

ancak, yazmayi seven ya da bu konudan hoslanan biri icin cok zorlasiyor bu konu. ben ögrencilikte de dolmakalem kullandim lise basindan itibaren. ve eskiz cizimlerden haz aldigimdan uclu hastasiyim. aldigim/verilen hicbir tükenmezi pek sevemedim.

uclu falan düsünürseniz görüntünün sik olmasini pek aldirmayin. mesela japon ithali smashler var, efsanevi, rotring 600 ve 400 serileri var, cok iyi.

bir de su var, ben yanimda dolmakalem tasiyip imzamdan alisveris listesine dolmakalem kullanirim. dolmakalem de kullaniyor olabilir, öyle manyaklar variz yani, baslangic lamy all star fine olabilir misal. varsa extra fine tabi. hatta daha da psikopatsa günlük hayatta rapido bile kullanabilir. bizzat örnegiyim.

yok tükenmez kalem ise o zaman isler degisir, neden diyeceksiniz, ablam sert ve yazmasi zor kalemleri tercih eder bic gibi, bense kalemi cok bastirdigimdan daha agir kalemleri severim ancak kayip gitmeli kalem. mitsubishinin ic kartuslarini kullanan gel kalemlerin akiciligi cok iyidir, baska stabilonun gelini kullanirim klasik kullanmam mesela. hediye edeceksem de buna dikkat ederdim faber olup metal kapli olmasindansa.

bir de ben kalemi soguk severim, ben tuttugum sürece serin kalmalidir, o yüzden ahsap oyma cok güzel kalemler dahi alüminyum ancak dandik garip görünüslü kalemlerin yaninda gözüme cok carpmaz.

o yüzden isiniz zor. biraz olsun taniyorsaniz, aliskanligini biliyorsaniz, sira arkadasi vs varsa bu aliskanliklarini gözleyebilecek ya d akalemligine masasina göz atma sansiniz varsa fikir edinirsiniz. yoksa sorulmaz, bana birkac ay önceden alakasiz soru soruldugunda direkt aklima hediye fikri kurcalaniyor derim. sorma yani lafi acilmadiysa esrarengiz bir sekilde.

yazın başında yani okul bittikten sonra tanıştık ancak çok hızlı bir şekilde iyi arkadaş olduk yani hiç gözlemleyemedim kalem kullanım alışkanlıklarını. dediğim gibi ben kendi beğenimden (ilgimden) hareketle bir şeyler seçiyorum aslında. dolma kaleme karşı ön yargılarım var, tükenmez kalem de her yerden verilen bir şey olduğu için çok jenerik dolayısıyla anlamsız geliyor bana. e uçlu alsam bilemiyorum ki o da kullanır mı. hakikaten ne zormuş ya ta ne zamandan beri farklı farklı şeylere bakıyorum, 3doodler'a bile baktım. bu kadar farklı şey arasında kalınca hediye olayının gereksiz olduğuna inancım artıyor.

aslında kendince resimle falan da uğraştığı için napkin 4.ever tarzı şeylere de baktım da içime sinmedi. beğendiğim kalemler var da işte gidip 85 dolara beğenildiğinden emin olmayacağım bir şey almak istemem. aslında tükenmez kalemi her normal insan kullanabilir, uçlu kalem daha riskli bir şey ama dediğim gibi içim rahat etmiyor. kalem harici başka bir şey de almak zorunda kalabilirim, yine de şunu düşünebilirim belki: www.cultpens.com da işte bu da normal kullanıma uygun değil. pufff. bunu da yazınca faber castell saplantım varmış gibi oldu ama yok aslında, görüntüye önem verdiğimden faber castell öne çıkıyor sadece.

teşekkürler yine de.

simdi kafanizi iyice karistiracagim.

kalem hediye etmem, hele dolmakalemlerimi hayatta ödünc vermem kolay kolay. sadece 3 kisiye hediye ettim/kullandirdim. 2si o gün bugündür dolmakalem kullanir. pek bilinmese de königsblau denen mavi ton icin silgiler mevcuttur, o yüzden ayrica severim kendisini. o yüzden dolmakalem önyargisini kirin bir bakarsiniz baslatan siz olmussunuzdur belkide?

ikincisi eger cizim olarak bir hobisi varsa secenekler cok artar. pistole alinabilir mesela, revellin cok ucuz setleri de var. 50 küsürden baslayan. Begenir mi bilemem, yetenegi var mi hic bilemem, ama eline kolay kolay gececek bir sey degildir, edinebilmesi zor bir seydir cünkü tr fiyatlari 200den basliyordu ki kompresörsüzdü.

ücüncüsü eger kalem konusunda biraz kararsizsaniz ancak ciziktiriyor bir seyler diyorsaniz deftere yönelebilir veya defterle kombinasyon elde edersiniz. bu da cok memnun edebilecek bir olay.

cevap vermek yerine iyice karistirdigim icin kusra bakmayin ama gercekten yazmayi/cizmeyi seviyorsa ne hediye ederseniz edin kullanacaktir. en azindan kendi adima garanti verebilirdim.

(bir de Waterpen Pentel falan var hic girmeyeyim. bence writetomeoften gibi blogspot/tumblr sitelerinde azicik gezinin. görseller ve yorumlar cultpensten bile daha hos olabiliyor) olur da sorunuzu daha spesifik bir düzeye indirgerseniz model falan da bakabiliriz. su an hediye genel kapsaminda gibi.

kıymetimi öğrendim

-Barcelona ve amsterdam biletlerinin pahalandigini (ekimde)
-Uzun suredir gorusmeyip bugun aradigim arkadasimi bir daha aramama gerek olmadigini.

3 axis ve 3 rotation iceren 4 motorlu quadrocopter tipi sistemlerde tuning ayarlamasinin nasil yapildigini ögrendim. bir de wireless av receiver icin nasil kurulum yapildigini ögrendim.

son 2 saatin ürünü. öncesinde de kesin bir seyler kapmisimdir netten.

toplamda 1000 ml'yi gecmeyecek
icindeki sivi 100 ml'den az olsa bile sise buyuk olmayacak

1. bazen oluyor havaalaninda bazen olmuyor. havaalani vermiyor ama guvenlikte bi kenarda oluyor, sen istersen aliyorsun ordan.varsa tabi. ben kilitli posete koymam, genelde makyaj cantasinin icinde oluyor, torbasiz. bisey demediler simdiye kadar.

2.parfum, krem, tras kopugu, deodorant. bunlarda sise buyukse sorun oluyor, sise ufaksa bisey demeiyolar. o yuzden seyahat boyu olanlardan almak lazim.

3. bkz:2

4. nope.

Tırnak makası traş makinesi almayabilirler güvenlik görevlisinin kafasına esecek şeyler bunlar, bence valize koy.

4 konusunda aksi tecrübelerim var. almanyaya gidis, thy, el bagaji, pasaport kontrolü sonrasinda tirnak makasi cikarttirildi. bir de gecen yasli kadinin 120 mllik kremini cikarttirdilar cantasindan. üzülüm lan, kadin cok üzgün bakti.

bir de fight clubta bahsedilen, titresen herhangi bir sey bomba olarak degerlendirilir konusu var. buna pilli dis fircasi, pilli permatikler, tras makineleri dahil. sarjini bitirip cikartip cantaya atin. sikinti yaratabilirler diyordu eskiler. simdilerde o kismi bilmiyorum. ama ben hic denemedim.

bence en büyük sikinti kemerdir. tak cikar tak cikar. bir de bottur. resmen soyuyor orda görevli seni. cantamda baska bir sey sikinti yaratmadi simdiye kadar. herhangi bir süphem oldugu anda bavula atarim, bavuldaki gayet legal bir seyi de el bagajina aktaririm. bavulda neler neler soktum haddi hesabi yok. en son cigbörek götürdüm bir tencere. hatta tencere de götürdüm. neyse demem o ki, süphen varsa bavulda birak, bavul aramalari resmen yok avrupa ici. amerikaya bavula detayli bakiyorlar ama.

ucuzcu hava yolu ile gittiğim için uçak altı bagajı hakkım yok.

yani, ya bunları götürüp kaybetme riskini göze alacam ya da hiç riske atmayacam.

edit: bu arada tırnak makası çıt çıt olan şeklinde, şu bildğimiz makas olanlardan değil yani.

kustur kendini.

hocam kusma olmasın nefret ediyorum kusmaktan nasıl bir ruh hali içindeyim anlamadım ki

emedur ilacını tavsiye ederim. benim bulantılarımı geçiriyor

hocam dışarı çıkamıcak durumdayım birdaha içmem,zaten evde yapabilceğim bişey lazım

alka seltzer var mi evde bir bak? bas dönmesi var mi karnin kasiliyor mu sadece bulanti mi? kusmaktan igrenme, vücudun kusmani istemesinin nedeni var, zehirlenirsen kusarsin, bu seni daha fazla zarardan korur. alkol ve karistirdiysan cok seyi asit dengesini bozmussundur mukusu korumak icin gene kusarsin. fazla sindirim sivisi salgilarsin ac olsan da safra kusarsin, mideni yakmasin bosuna diye.

kusmak kötü degildir, sadece bilincli iseniz bastirmaya yeltenin, ne oldugunu ne bittigini biliyorsaniz. illa bastirmak gerekirse acik hava soda veya alka seltzer. baska bir seye denk gelmedim ben etkili.

alka yok hocam sarhoşluk var az çok surekli ayakta durmak istiyorum ilk bulantıda kussammı diye düşündüm arada wcye gidiyorum ne olur ne olnaz diye midede yanma yok

limonlu soda varsa evde;

bardağa iki çay kaşığı tuz koy. sodayı bardağa dök ama döker dökmez fondip yapman lazım. tuzla temas ettiği anda köpürüp taşacak soda. o nedenle hızlıca döküp bitirene kadar bir dikişte iç. on dakika sürmeden keser bulantıyı.

sarhoşluğum geçmişti az önce bir kustum burnumdan çıktı resmen şimdi daha iyi gibiyim pilav falan hep çıktı dışarı yarın ilk işim şişenin tamamını tuvalete dökmek olcak şimdi şişeye bile bakmak istemiyorum

bir adet muz ve az bişey kahve içtim sigorta yok şuan evde geçirebileceğim bulantıyı ne var

1-) yağsız, tuzlu ve kuru bir şey, yanında kahve iyi gider. (karadeniz'de keş diye bir peynir var. hep evde bulundururum, kesin çözüm.. ekmek ve kahveyle birlikte.)
2-) soda+limon+tuz. (alka-seltzer gibi bir şey oluyor.) yanında tutsun diye biraz ekmek.
3-) kızarmış ekmeğin üzerine az bal sürüp ye. çok ilginç ama iyi geliyor. annemden tavsiye.
4-) evde c vitamin sandozu filan varsa o da mide bulantına değil ama akşamdankalmalığına iyi gelir.

proxy switcher

Türk ip'si nasıl alırsın bilmiyorum. ama cevap gelmezse en kötü chrome'a zenmate kur. Ingiltere, isvicre, amerika ve hong kong arasında değiştirirsin

1-ahh gema vah gema. adamlar üsenmeyip kendi cektigin kendin söyledigin sarkiyi bile engelliyor. birbucuk saatlik gameplay videosunda arabaya bindiginde calan sarkinin telif hakkindan yakalamis engellemis hiyarlar.

eger konu video degil de müzikse spotify öneririm, almanya da candir. ücretsizi de cok iyi. app degil desktop siteden acarsaniz cok verimli. temiz

2-o olay karisik. önemli olan upload yapman ki bunu engelleyemiyorsun. sifirlanmiyor sadece cok kisilabiliyor. ve ciddi ciddi iz sürüyorlar. ispler de ispiyonluyor seni bak bu adam torrentci diye zaten.

3-o garip.

4-o daha da garip.

cevap vermedim dikkat edersen. bazi internet baglantilarinda (mesela okulun lrz aginda ya da eduroamda) bu uygualamalari vpnleri kullanmak yasakmis. bana öyle dediler, kurulu bir arkadasi da geldi etherneti bagladigi yere adam, ITdenmis, oglum exmatrikule mi olmak istiyorsunuz dedi, özür dileyip toparlanip ciktik.

gelecek cözümlere bakarken bu tarz seyleri göz önünde bulundur. okula yakin kimi yurtlarda neti eduroamdan cekebiliyor nasil oluyorsa artik.

gemayi atlatmak icin google'in hola internet extension'ini kullaniyorum, oneririm.

ben de almanyada yasiyorum.
1- iti ite kirdir. translate.google.com sitesine git, youtube linkini yapistir, tercüme et de. gema sorunu olmadan izle/dinle
2- cezayi gönderen polis degil, sadece bu konuyla ugrasan avukatlar var ve ceza alabilirsiniz.
3- ben girebiliyorum ama saniyorum girmemek daha hayirli.
4- bu konuda isp ile görüsmeniz lazim.

vpn'i araştırdın mı?

tembelse tembeller sınıfına gitsin, üst sınıfa gidip zorlanıp daha da zorlanmasından iyidir.

yas kac? önemli olan o yastakilerin mental olgunluklari.

eger bunu ufak yasta anlamayan cocuga yaparsaniz, ve bunun caliskanlar degil zekiler sinifi oldugunu söylerseniz alt sinifi yaraalarsiniz. cocuk kendini daima eksik ve ezik görecektir. daha iyisi icin cabalamayacak motivasyonu kalmayacaktir.

eger belli bir yasin üstünde ve olgunlukta ise, bunun konu akisi ve islenme hiziyla baglantili oldugunu dersin sabote edilmekten ziyade onlarin seviyesine göre islenecegini anlayacagindan buna uyum saglayacak eger kendisine göre yavas gelirse üst sinifa cikmak icin cabalayacaktir.

kati ve sabit bir sistem olmamasi gerekir bu siniflandirmanin. ve mümkün oldugunca esnek olmalidir ki ben bu sinifa aidim imaji yaratmasin. degisim (yükselmek oldugu kadar düsmek de) mümkün olsun. aksi durumda karsiyim bu fikre. öyle bir ortamda okumasini da istemem cocugumun.

homojen sınıf uygulamasının faydalı olduğunu düşünmüyorum. bilakis, çocuğun, yeri gelince zorlanması, yeri gelince kolaylanmasının, gelişimine katkı sağlayacağını düşünüyorum fakat homojen sınıf muhabbetinin, çokça uygulanan ve kabul görmüş bi sistem olması ve milleti ikna etmemin mümkün olmaması sebebiyle, itiraz etmemin bi fayda sağlamayacağını düşünürüm.

trajikomik +1

seviyesi e olan bir çocuğu a sınıfına koyarsanız muhtemelen kendini öldürmek ister zaten.

matematik bölümünü bu yıl bırakan biri olarak yüzde yüz düzeye göre oluşturulmuş sınıfları savunuyorum. bu başarılı öğrencileri motive eden bir şey. tembel olanları da uyaran bir durum. çocuğum tembeller sınıfındaysa sistemde sorun aramam, çocuğumda sorun ararım. kaldı ki birinin tembel olması bir problem değil. bakınız albert einstein.

e düzeyindeki çocuğu a düzeyine alın demem elbet. çocuk çok zorlanıp bir yerden sonra yetersiz hissedebilir kendini. ama e düzeyinde de diğer sınıfların yanında yetersiz hissetmesi mümkün.
sistem olarak homojen yapının sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. sınıflar karıştırılmalı. e düzeyindeki öğrenci b'deki öğrenciyi görüp hırslanmalı, a düzeyindeki öğrenci d'yi görüp ilişki kurmalı. kabaca değindim sadece ama açıklama artırılabilir.

dersane mi lan bu, neti yükselince iyi sınıfa geçip düşünce kötü sınıfa geçsin. Çocuğumu aldırırım o okuldan. Çünkü bu sitemle kaybeden sizsiniz. Hani bir söz var ya zengin daha zenginleşiyor, fakir daha fakirleşiyor diye. İşte bunun eğitime uygulanışı bu. Bu sistemi savunun ama ne zaman? çocuğunuz zeki, çalışkansa. Çocuğun arkadaş ortamı da şekilleniyor, O tembellerin içinde sorunlu, mal, serseri tipler hem daha fazladır

ben üniversiteye hazırlanırken, dershaned "tembeller sınıfı" denen sınıflardan birine düşmüştüm. dershanenin ilk günü seviye belirleme sınavı yapmışlardı ve ben de bir nedenden dolayı girmemiştim sınava sonuç da öyle olmuştu. yıl boyunca da o sınıfta okudum öyle çıkma düşme gibi bir şey yoktu. bilmiyorum öğretmen gözüyle belki mantıklı görülen bir sistemdir ama öğrenci gözüyle söyleyeyim gerçekten berbat bir sistem. sınıfta kimsenin doğru düzgün dersle alakası yoktu, ben de normalde çalışkan sayılabilecek bir öğrenciydim ve diğerlerinin ciddiyetsizliği benim motivasyonumu ciddi derecede etkilemişti. öğretmenlerin tavrı bile bu tür sınıflara karşı farklıydı, "nasılsa bir şey öğrenecekleri yok dersimi anlatayım da gideyim" modundalardı. bir kere de ingilizce kursuna gitmiştim onda da böyleydi. konuşmam tekliyor diye beni intermediate sınıfına koymuşlardı, bazen hoca yerine ben ders anlatıyordum :(

ben kendi çocuğum olsa asla ama asla böyle sistemi olan bir okula vermem. wiillii nin dediği gibi sabit sistem olursa gerçekten çok kötü ama yükselme düşme olayı olacaksa yani çocuğu motive edebilecek bir sistem söz konusuysa o zaman belki düşünülebilir.

İyi değil. Tembeller sınıfına alınanların tek ortak özelliği notlarının düşük olması ama notlarının düşük olmasının pek çok sebebi olabilir.

Benim için ideal düzen: kümeler halinde ayarlanmış sıralar, 1 çok başarılı 2 başarılı, 2 başarısız öğrencinin birlikte oturması; sürekli grup çalışmalarının yapılması.

Tüm okul hayatmda hep basarili oldum.ogretmenler hep benimle ilgilenirlerdi.tembelleri sallamazlardi.onlar daha da tembel oldular.ben de aldim yürüdüm.sınıflar heterojen olmali.herkese esit ilgi gosterilmeli.ortalama basari cok yukselecektir.

öğretmen olarak görüşüm; homojen sınıf uygulaması doğrudur ancak iyi uygulanması kaydıyla.

tecrid edilmişlik hissi olmasın diye, akademik olarak iyi ile düşük grubu aynı sınıfa sokmak, her iki öğrenci grubu içinde kötü sonuçlar doğuruyor. düşük grup, iyi grubun öğrenme hızına yetişemeyince öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor. iyi grubun ise düşük grup sebebiyle, hızı yavaşlıyor ve sıkılıyorlar.

ama homojen sınıf oluşturunca da, kötü gruba sürgün yeri gözüyle bakıp, iyi gruba da pozitif ayrımcılık ile yaklaşılırsa elbette en az yukarıdaki kadar kötü bir sonuç çıkıyor. önem kazanan şey öğretmenin sınıf yönetimi becerisi. girdiği her gruba karşı özel bir öğretim süreci tasarımı yaparsa, objektifliği kaçırmazsa, her gruba kendi potansiyelleri doğrultusunda başarı duygusunu tattırırsa, homojen sınıf uygulaması çok iyi sonuçlar verir. bunları yapmak düzeye göre oluşturulmuş sınıflarda daha kolay.

her çocuğun anlama ve öğrenmesi farklıdır.(zihinsel olarak bir geriliği olmadığını farzedersek)
Öğretmen de sınıftaki herkesin anlayabileceği şekilde birebir eğitim veremeyeceğine göre, yani herkes anlasın diye bir konuyu 30 farklı şekilde anlatamayacağına göre böyle bir sistem bana faydalı görünüyor.
çocuğum tembeller sınıfına verilse derim ki: çocuğum çalışkanların yanında görmezden gelineceğine ve konulardan geri kalacağına, anlayabileceği sistemde öğretim görüyor. yani iyi bir şey.
kendi zamanımdan hatırlıyorum, ben de çok çalışkan bir çocuk değildim. aptal da değildim, üniversiteyi dersaneye gitmeden ve çalışmadan kazandım. demek ki kafa çalışıyormuş ama farklı çalışıyormuş. neyse, öğretmen birşeyi anlatırdı sınıfın çalışkanları hemen anladık derdi, ben anlamasam da anlamadım diyemezdim mesela. veya desek bile öğretmen aynı şeyleri ezberden söylerdi, bir daha da sormazdı anladınız mı diye. bir de derdi ki "anlayanlar nasıl anlıyor?"
işte bu yüzden bu fikre sıcak bakarım.

ben dersane en tembellerin sınıfına verimiştim.. ordan hiç yükselemedim.. dersanedeki arkadaşlarımdan utanırdım. kötüydü.. bir kaç yükseltme sınavına girdim başaramadım.. sonra sınavlarda sallamaya başladım.. "uğraşmıyorum" havası vermeye başladım.. ters tepmişti. "alakam yok bolm okul mokul yoksa çıkarım" havalarındaydım.. arada gizli saklı ders çalıştım. dersane ve okul diye bir şey kalmadı.. hepsinde "cool" öğrenci oldum.. sikimde değildi afedersin hiç biri.. devamsızlık tavan yaptı. dersaneden kaçmaya başladım.. çünkü bu olmalıydım. ya gerizekalıydım ya cool..

lgs idi sanırım bizim zamanımızda sınavın adı. ona girdim.. tek amacım aileme "gerizekalı" olmadığımı gösterebilmekti.. 840 puan çıkarmıştım.. fen lisesi kazanacak puandı.

ailem tercih yaparken fen lisesinde yapamaz bu çocuk ezilir onca çalışkan öğrenci arasında dedi.. yine daha düşük zekaya indirdiler.. anadolu lisesine gittim..

eğer serseri değilse tembellere atmayın.. it kopukları ayırın yeter. ben yalnızca zekama güvenilmediği için it kopuklarla dersaneye gittim.. atari salonu öğrendim.. sigara içtim.. içki içtim. nargile içtim.. tütünle kova, şişe yaptım.. kavga ettim. karı kıza laf attım.. hayvanlara, okul-devlet malına zarar verdim.. hepsini ortaokulda dersane arkadaşlarımla beraber yaptım

yazık etmeyin kafası basmıyorsada çok çalışsın, sınıfta kalsın.. dersleri düşsün.. serserilerle okutmak zorunda bırakmayın..

Ben tamamen öğrenci gözüyle söyleyeyim. Homojen sınıf okuma yazma dort işlem bilip birinci sınıf okumak gibi. Herkes kendi seviyesinde eğitim alırsa daha zevkli. Sonuçta birine x diğerine 2x bilgi verip eşitsizlik yapmadiktan sonra, herkes toplamda aynı 5x'te bulustuktan sonra önemli değil. 11 kuru olan dershaneye gittim. Sonra bu birinci kur üçe bölündü. Bu kadar verimli geçen bir başka dönemimi hatırlamıyorum. Bir alt kurdaki arkadaşım bizim kurdaki hızdan rahatsız oluyordu. Alt kura aptal değil de az çalışkan muamelesi yapılırsa öğrencilerden kimse şikayetçi olmaz. Aileler hep benim çocuğum en iyisi diyeceği için o sıkıntılı olabilir.

Size soyle bir animi anlatayim, siz karar verin. Ben hep basarili bir ogrenciydim. Sinavlarda 100 uzerinden 90 alti aldigim not nadirdi. Calisarak da degil ama ogretmenlerim iyiydi ve ben dersi dinlerdim. Ama 8. Sinifa kadar nasil olmussa elime hic test degmemisti. Umrumuzda degildi ailecek heralde. Neyse 8. Sinifta lgs diye bir seyin varligi dank etti, ikinci donem babam dedi dershaneye git de bari deneme cozersin. Gittik dershaneye bana bi seviye tespit sinavi yaptilar. 45 net cikardim. En kotu sinifa attilar. Dershane mudur babamin tanidigiydi, babam gitti konustu. Dedi ki benim kizi en yuksek sinifa alin. Ikna etmis adami bir sekilde. Ben gittim sinifa ordaki ogrenciler hoca daha tahtaya soruyu yazarken cevabi soyluyorlardi. Ben miy miy yaziyordum dusunuyordum cozuyordum. Neyse teste alisinca denemelerim yukseldi biraz ama hala o siniftakilerin seviyesine cikamamistim. Konulari cok iyi biliyorum ama olmuyor. Hocalar tam tekmil hazirliyor bizi yine de. Testi nasil hizli cozerim knu ogrendim falan. Babam cok emindi sinavda iyi yapacagimdan. Bense neyse notlarim iyi heralde super liseye giderim diyordum.
Sonra sinavlara girdim ve derece yaptim. Babam beni tanimasa muhtemelen kotu sinifta goygoycu ogrencilere kapilip sallamazdim dersleri. O dereceyi de yapamazdim.
Cocugunuzun seviyesini en iyi siz bilirsiniz.

bi de şunu dinleyin.

ilkokul 1'de erzurum'daydık, doğru düzgün okumayı sökene kadar 1. sınıf bitmişti, keraat cetvelini hiç görmedik, okumadan, fişlerden, ali ata bak'lardan başka bir şey görmedik.

ilkokul 2'de babam sağolsun :) tekirdağ şarköy'e geldik. herkes çarpım tablosunu biliyor, dört işlem yapıyor. yılın başında sınıfı tembeller çalışkanlar diye ayırdı hoca, en tembeller en arkadaydı. ben bi bok bilmediğimden bıdık boyumla en en arkaya gönderilmiştim. çok hırslı bir çocuktum hep, çalıştım, çabaladım, her hafta yapılan bütün sınıflar arası seviye belirleme testlerinde eksiksiz her defasında tam yaptım, bir kaç haftada en ön sıraya geldim, dönem ortasında da 3. sınıfa geçirdiler beni.

tembel tenekelere gelişimleri için, hırslanmaları için şans verilmemeli mi? ve hatta yanlışlıkla zeka küpü bir çocuğu en en arkaya, e sınıfına gönderebilirsiniz. sonra geri dönüşü var mı? bu şekilde, çocuğu hayatı boyu tembelliğe terketmiş olmuyor musunuz?

Biz dersanedeyken kendimizi böyle avutuyorduk: "F1'in en kötü öğrencisi olacağımıza F2'nin en iyisi olalım daha iyi" diye. Şimdi öyle düşünmüyorum, öğrenci istisnai durumlar haricinde çevresiyle benzer tempoda gider bence. Ama eğer üst sınıfa geçme gibi bir imkan varsa bu çok önemli br motivasyon bence.

Mesela bizim okulda lise 3'ten 4'e geçerken beni üst sınıfa aldılar. Üst sınıftan 2 kişiyi düşürdüler lise 3'teki ygs ortalamamıza göre. Ben bunun faydasını gördüm çok, şu anda iyi bir üniversitede okuyorsam önemli bir nedeni budur.

itiraz etmem, okulu direkt başlarına yıkarım. kimse kusura bakmasın, kıytırık eğitim sistemine sahip bir ülkeyiz, ama öğrenci kötü öyle mi?

ilkokulda bizede böyle bir uygulamadan bahsetmişlerdi derslerim pek iyi olmadığı için baya üzülmüştüm neyseki vazgeçtiler sonra

öğretmen olsaydım ve öğrencim derslerde başarısızsa bunun nedenlerini araştırırdım. ailevi bir sorunu mu var, beni mi sevmiyor, arkadaşlarıyla mı sorun yaşıyor, ben öğretmen olarak yetersiz miyim, kendimi geliştirmek için daha fazla mı çalışmalıyım, farklı teknikler mi kullanmalıyım diye. bu sistemle sorunları halının altına süpürmüş oluyorsunuz. çocukları bu şekilde yaftalatmayın kimseye, kendiniz de yapmayın. çocuğumu 9 ay binbir güçlükle karnımda taşıyacağım, bütün düzenim altüst olacak, sancılar içinde doğuracağım. nefes alıyo mu almıyo mu diye uykularım kaçacak, sürekli onu kontrol edeceğim. gözünün içine bakacağım. sonra kendini yetiştirmekten imtina eden, kolaycı bazı işgüzar öğretmenler çocuğumu başka sınıfa verecek. veliler falancanın çocuğu tembel diyecek belki gerizekalı diyecek. okulu birbirine katarım, polis çağırırlar. bunu kabul eden velilere de yazıklar olsun. birileri kendi çapında proje üretecek kurban olarak da benim çocuğumu seçecekler.

okuldan ne anladığımıza bağlı. dersane de bu tür ayrıştırmaları bir yere kadar anlayabiliyorum da, okul demek çocuğun çevresiyle sosyal etkileşimi de demektir. zengini, fakiri, çalışkanı, tembeli, zeki ama çalışmayanı, ortalama zeka ve çalışmayla iyi başarı göstereni kısacası hayatta ne tür insan varsa hepsiyle karşılaşıp tanıması demektir.

düzeye göre sınıf uygulamasıyla çocukları çalışkan-tembel(zeki-aptal) diye ayrıştırıp özgüven sorunu yaratırken, bir yandan da o çocukların diğerleriyle kaynaşma fırsatını elinden almış oluyorsunuz.
Bir de bu tür bir uygulama kaynaştırma öğrencilerini-hala bu sistem var mı bilmiyorum- de dışlayacak ve toplum bireylerini ayrıştırmayı daha en küçük yaştan başlatacaktır.


dışarıdan bakan biri olarak bu sistemin sadece öğretmenleri kolaycılığa sürükleyeceğine inanıyorum. çünkü -elbette vardır ama- ben hiç öğrencinin seviyesine göre ders planı hazırlayıp, uygulayabilecek öğretmen görmedim daha; en fazla yapacakları şey tembeller sınıfıyla ilgilenmeyip-zaten çöp onlar-, çalışkanların üstüne düşmek olacaktır.


Benim notlarım her zaman iyiydi, iyi bir liseyi dereceyle bitirdim. Buna rağmen ben bile özellikle ea seçtiğimde bu muameleye maruz kaldım çünkü ancak aptallar, fen yapamayanlar ea seçerdi onlara göre. Bunu sınıfta yüzümüze açıkça söyleyen öğretmen bile oldu "ben aptallara dersi anlatıp çıkarım daha da uğraşmam diye. En aptal fen öğrencileri bile gelip bizimle dalga geçerdi. Pek çok arkadaşım okuldaki bu muamele yüzünden demotive oldu.
Kendi adıma hayata ve derslere dair en çok şeyi öğrendiğim anlar ise sınıftaki tembel ve hatta serseri tiplerle küme çalışması yaptığım zamanlar oldu.
Bu sebeplerle ben çocuğumun sadece konu ezberleyip en iyi sınıfta olmasını yeğleyeceğime, karma bir sınıfta okumasını isterim.

olur oyle. oluyo yani.

kotayi 2ye katladigim halde 1 ay boyunca sorun olmadi. ertesi ay akk yarilandiginda indirdiler. cok stabil calismiyorlar. kesintisiz downloadlar daha cok takiliyor sisteme diye biliyorum.

her ay istisnasız 200 gb falan yapıyorum hiç yavaşlamıyor :D

istatistiklere baktıysanız uzun süredir ciddi bir kuduz vakası olmadığını da görmüşsünüzdür.

Üniversitedeyken tırmalayan kedi yüzünden dr a gittiğimde kuduzdan ziyade kedi tırmığı hastalığı üzerinde durdu.

tr.m.wikipedia.orgırmığı_hastalığı

Yani bence bi şey olmaz ama elbette tedbir için doktora gidin.
Beni o kadar çok kedi tırmalıyor ki artık sallamıyorum bile, sabunlu suyla falan bile yıkamıyorum o derece. Daha da kudurmadım.

beni kedi isirdi, gecen sene, sisko tombik bir kedi emek verdim, yedi doydu sonra severken aniden döndü isirdi kanatti. üstelik kacmadi isirinca irkildim kalktim hemen ayaga, yanina cömelmistim, neden sevmiyorsun diye kizdi ayagima süründü, bagirdim, irkti gitti.

avcilar gece 00,30 civari. medicanada acilde yapamayiz dediler babamla ablamla atladik capaya gittik, asimi oldum. sinav dönemi falandi, ama her ay gidip asimi oldum 5 doz seklinde. en az 5 yil bagisikligim var.

isirik ve kanama durumu olmadigi sürece cok zor. hatta olsa dahi direkt olarak sinir sistemine yakin noktadan olursa oluyor. ancak cok sakat hastalik. eger hastalik sinir sisteminize ulasirsa geri dönüs tedavi secenegi yok. dünyada sadece 1 kayitli vaka var o noktadan geri toparlamis. yavas yavas omurilik soganina dogru yola cikiyor ve yayiliyor.

istanbul bölgesinde kuduz vakasi yok, olursa o bölgede calisma baslatiliyor sakat bir sey cünkü. bu yüzden ihtimaller cok düsük. kediden hele daha da düsük. hele de tirmik ise ve derin degilde daha da düsük. icinizi rahat tutun. ama asi olmanin zarari yok, kol agrisi ve halsizlik durumu haric. ben milyon tane kedi sevdim, gözlerine damla yaptim cok isirildim tirmalandim, bir sey olmadi. bolca kan yoksa ortalikta penik olmayin. ama riske deger mi sorusunu da kendiniz tartin.

bu arada kedi hiyar, hala bizim evin oralarda takiliyormus, gelen gecenden harac keser gibi mama istiyormus. hiyar agasi. tüm gece kosturdu hastanelerde bizi. bir de saglik ocagindan geldiler, kedi nerde en son ne zaman gördünüz. gördüm desem asi ortasinda kesilecek, bagisiklik kazanmadan bitecek olduklarimla kalacagim. kediyi falan alir götürürler diye de cekindim, yok dedim kedi. saldirgan degildi ama görmedim daha dedim. asilari sonuna kadar oldum. kediyi de sevemedim bir daha ciplak elle. o kedi sexist resmen. bana ve ablama sevdiriyor, ablama bir sey yapmiyor, bana kimi günler sevdiriyor kimi günler tisliyor.

ha bu arada kedi kuduz olsa dahi 10 gün kadar kulckada takiliyormus, ama tasiyici imis. kedi agresif olmasa dahi miktop tasiyabiliyor.

ama dedigim gibi risk cok cok cok az. ama o risk degmez bence.

Ben de kediden oldum. Olsun bence riske degmez

Şehir neresi? Ankara ya da Kırıkkale değilse kafaya takmayın hiç.

30 küsür sokak kedisiyle ilgileniyorum. allahın günü elimi çiziyorlar. eczaneye dahi gitmedim.

şöyle bir şey buldum fakat bunu bilgisayara indirmeniz içinde internet lazım.
www.iphone-mac.com

ama indirdiğiniz takdirde internetsiz olarak tüm transferleri yapabilirsiniz.

**itunes üzerinden bir çözümü var mı bilmiyorum**

ben anlamadim. itunes veya itools gibi uygulamalar kullanarak olur ama bilgisayara da mi baglamayacagiz?

internet biraz yavaş bulunduğum yerde; itunes'um var, usb kablom var, bilgisayarımdaki pdf'leri kabloyla ipad'a atmak istiyorum. şimdi ibook denedim, onunla oluyor ama bu sefer de pdf'leri yalnızca ibook'ta açabiliyorum. örneğin başka bir pdf uygulamasına aktaramıyorum, ki üzerinde yazıp çizebileyim.

@wiillii;
bu program da galiba ibook'a transfer sağlıyor?

adobe ve usbsharp veya documents gibi uygulamari yükleyin. bilgisayara baglaninca apps kismindan uygulama üzerine geldiginizde asagida yüklü dosyalar görünecek oraya pdfleri upload edin kablo yardimiyla. daha sonra uygualama icinde pdfe uzun basar ya da menüsünü acarsaniz open with diye diger uyumlu uygulamalari gösterecektir.

pdf annotation icin kullanacaksaniz dedigim programlar cok bsarili degil. adobe belki digerleri degil.

documents:
itunes.apple.com

adobe:
itunes.apple.com

usbsharp:
itunes.apple.com

annotation kismina yorum yapmayacagim isteginize göre secin. mesela kimisi ayni dosyaya kaydediyor kimisi orjinali ayri tutup karalamaniz icin baska dosya yaratiyor ki geri dönüp orjinale hala erisesiniz.

edit: itools itunes alternatifidir sistem dosyalarini gösterir, uygulamalara vs erisiminiz olur uygulama icindeki dosyalari düzenleyebilirsiniz. kurulumsuz ama kullanmak icin bilgisayarda itunes yüklü olmak zorunda driver icin. itoolsun avantaji eszamanlama ile ugrasmadan direkt dosya atip geri cekmek icin. ama sizin sadece dosya aktarmak icin degil dosya görüntülemek icin de programa ihtiyaciniz var. yukardaki applere bir bakiverin.

@wiillii:
harikasın. bende hem adobe hem de foxit vardı. ama itunes'ten bunlara bir girip bakmak aklıma gelmemişti. aptal gibi o kadar uğraştım önceleri, yavaş internetle önce bilgisayardan dropbox'a upload edip, sonra ipad'de yine dropbox'ile download yapmaya.
çok teşekkürler.

benzer durumlarda arkadaslarin mailleri bana direkt gelmisti. hatta social vs degil direkt priority ana klasöre düsüyor spam vs degil.

bir de alakasiz ama darkangel gibi bir isimle baslayan kimya ögretmenimin maili vardi, basta direkt sildim bu ne lan diye, sonra hoca dedi maille attim sana belgeleri, bana gelmedi dedim, birkac kez daha atti sonra cok güldüm. dark angel. 35 yasinda herif, internetle ne ara tanissin ki dark angella baslayan mail aldin. bir de adam üstelik.

teşekkür ederim :)

nivea invisible black&white

roll on sayilmaz ama gillette cool wave gel kullaniyordum bir ara.
dgc.imageg.net
ciddi anlamda ter kesebiliyor. sürekli kullanmasam da hazirde bir tane bulunur evde hep.

Kristal deodorant zimbirtisindan kullaniyorum. Memnunum.

rexona sari.
efso.

tam modelini hatırlamıyorum, 48 saat geçerli olan var. şeffaf olan. önceden memnundum ama son günlerde ter koktuğumu hissediyorum sanki. rexona denedim sevmedim ayrıca.

edit. 48h derken ürünü tanımladım, yoksa hergün kullanıyorum.

Yves Rocher kullanıyorum 6 yıldır. İçinde alkol, paraben ve alüminyum olmaması bu kadar uzun süre kullanmamda büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Ayrıca koku olarak da çok fazla çeşidi var. Duş jeli+roll on aynı kokudan alıyorum, parfümümün kokusunu da iyice ortaya çıkarıyor. Tavsiye ederim.

bulana veya getirene 100bin lira veriyorum gilette wild rain

Bende giysilere iz bırakmasından cok rahatsızdım. Vichy kullanmaya basladım sıfır iz oluyo ama oyle muhtesem bi kokusu yok kesinlkle ter kokmuyosun ama sanki ilac gibi bi koku veriyo sana garip bi koku yani. yves rocher den memnun kalmadım cünkü kokusu kalıco degil iz bırakmıyo ama gün icinde ter kokabiliyosun

(bkz: driclor)
bu aşırı terleme olanlar için tavsiye edilen bir şey ama kullanım sıklığını düşürerek hem terlemeyi kesersiniz hem de iz leke vs kalmaz. yalnız talimata uygun kullanmanız gerekli.

Sigortayı kapatırsan çarpılma ihtimalin 0. Youtube'dan 2 video izlesen halledersin. Çok zor bir iş değil. Kontrol kalemi edin ama.

kontrol kalemi var, alacağım avize de fazlasıyla hafif bişi zaten ağırlık gibi bir sıkıntı yapma ihtimali yok.

avize dediiğim şeyin adı sarkıt galiba, hafif bir şapkası var.

bence kendin takabilirsin zor bir şey değil. şahsen ben kendim takmıştım bütün evinkileri. elektrik bandına ihtiyacın olacak, avizeden çıkan kabloları tavandaki kablolara bağlayacaksın. bazılarında da çengel oluyor avizeyi tavana tutturmak için.

Çok kolay ya, bişi yok. Dairenin elektiriğini dışarıdaki şalterden kapat. Duyların ucunu tavandaki tellere bağla, elektrik bandıyla da yapıştır ayrı ayır, birbirlerine temas etmemeleri lazım. Bu kadar.

sigortayı kapatırsan çarpılma ihtimalin sıfır değil! elektrik elektronik mühendisliği okuyorum, bu tarz çok iş yaptım elim yatkındır ama sigortayı kapatmama rağmen avize takarken çarpıldım. sol kolum baya baya uyuştu 15 dk'da kendime zor geldim. merdiveni tutan adam da b sınıfı iş güvenliği uzmanıydı :D
neyse ben tavsiye etmiyorum yine de siz bilirsiniz

kontrol kalemi ve kablolalara siplak elle asilmamak durumunda ihtimaller cok düsük. klemens kullanin elektrik bandi yerine, yanmaz klemens alin, atlama yapma vs ihtimali daha düsük. (kimse alinmasin ama bant ne yahu, isinma yapiyor eger kablo boylari ve yükleri es degilse, saglam degil, degistirilmeye müsait degil, bagloya ciplak dokunmak zorundasin ölme essegim ölme)

3 kablo olursa cikarttigin haline dikkat et. cunkü 2 ya da 4 lamba icin 2 anahtar olacak. onlari saptaman mühim. deneyerek bir seyleri patlatma ihtimalin de yok. bir de lambalari tak cikar yaparken candan degil alt kismindan tutup cevirin sonra kirildi vs demeyin.

1. john frieada'ydi memnun kalmadim gene turuncu elidora dondum.
2. Beyaz sabun kullaniyorum.
3. Dustan cikinca nivea roll on kullaniyorum gun icinde ise ara ara rexona deodrant kullaniyorum ferahlik oluyor.
4. -
5-

Mobilden edit yapamıyorum cinsiyetli de yazarsanız sevinirim :):)

1. Loreal elseve bazen pantene aqua light.
2. Duj jeli kullanmiyorum. Beyaz sabun +1
3. İkisini de kullaniyorum. Fa'nin roll onu + rexona women sexy fragrance deodrant (muhtesem bi koku)
4. ?!?!!!?%&@&
5. ?!?!@&&@#%

k.
ek: watsonsta indirim vardi, keske daha once gitseydin. :/

1- loreal elseve. siyah mor/pembe gibi görürsün zaten.
2- ---
3- deodorant. nivea black&white.,
4- ---
5. ---
cinsiyet, k.

K
1. Sampuani degistiriyorum surekli ama hic fark gormuyorum o yuzden turuncu elidor setine dondum.
2. Sabun arti watsonstan aldigim cesitli dujj jelleri.
3.roll on+ deodorant rexonanin shower clean fresh mi ne
4. NA
5. 30 dk kostuktan sonra ancak terlemeye baslayan bi' bunyem var. Boyle bir problemim olmuyor. Ama dus almadigim gun gercekten bir problem var ortada demektir.
---kamu spotu---
Her gun dus alin.
---kamu spotu---

1- head & shoulders mentollü. özel bir sebebi yok, öyle alıştım. suratımı falan yıkayınca çok acayip hissettiriyor mentol, çocuk gibi oynuyorum.

2- axe'ın benim "çikolata reçeli" dediğim, acayip kokan ve yememek için kendimi zor tuttuğum bi şeysi var, adını bilmiyorum. ondan. böyle turuncu-kahverengi arası bi rengi var. üşenmesem ama sabun almak istiyorum, hacı şakir. mis.

3- koltukaltı için fa'nın roll-on'unu kullanıyorum. daha önce nivea'ya bissürü para vermiştim ama iğrençti. fa iyi. kafa göz bel omuz göğüs falan oralara da deodorant pıstırıyorum. ikisi birden olmuyo mu ki?

4- dışarı çıkacaksam krem ya da kolonya kullanıyorum, kafama göre. evdeysem gerek yok, su vuruyorum sadece yanaklara şap şap. arko, nivea, a 101'de satılan dandik kolonyalar... bissürü marka var, nerden geldiler bilmiyorum.

5- ismail türüt'ten hallice olduğum için kaderime küsüyor ve insanlardan uzak durmaya çalışıyorum. sırt çantası taşıma imkanım varsa birkaç parça kıyafet ve kafamı gözümü silmek için havlu taşırım ya da. 2-3 saatlik iş için dışarı çıkınca eve gelip duş molası veren biriyim. yakında intihar etçem, gerek kalmıycak hiçbi ürüne.

***

cinsiyet erkek, yaş 20. ingilizce biliyor, italyanca öğreniyorum. öğrenciyim, çalışıyorum. kitap okumayı sever, klasik müzik dinlerim. herkese merhaba.

1. Sürekli değiştiriyorum. En sevdiğim Lush'ın Big'i ve Tony&Guy.
2. Beyaz sabunun hastasıyım.
3. Deotak + Parfüm kullanıyorum. Roll on kirlilik hissi veriyor, yapış yapış. Deodorantın benim için varlığı yokluğu bir. Body Mist denilen şeylerden arada kullanıyorum. Antiperspirantlar meme kanserinin en önemli nedenlerinden biri, zaten risk grubundayım. Arttırmanın gereği yok. Terlemek sağlıktır.
4. Traş olmuyorum, kadınım ben.
5. Bkz. Cevap 3. Deotak bir hafta boyunca kokuyu önlüyor. Yine eskisi gibi terliyorsun ama koku yok. Hem de unisex. (Reklamını da yapayım) O arada istediğiniz kadar duş ve banyo yapabiliyorsunuz.

1- kerastase densifique şampuan. annem almış öyle kullanıyorum. saçları yıpratmıyor, dökmüyor vs. dedi.
2- değişiyor ama genelde palmolive veya duru oluyor. vanilya, kakao, bal aromalı falan.
3- deodorant kullanıyorum ama sadece dışarı çıkacağım zamanlarda. markası fark etmiyor. markette kokusunu, kalıcılığını beğendiğimi alıyorum.
4- arko traş kolonyası alıyordum ama uzun zamandır kesmiyorum sakalları.
5- imkanım varsa duş alıyorum yoksa tişört değiştiriyorum. bunları yapamıyor ve dışarıdaysam bebekler için vücut temizleme mendilleri oluyor kimyasalsız onunla siliyorum vücudumu ara sıra.

erkek

erkek.

1-loreal elvital total repair extreme.
2-palmolive thermal spa/aroma theraphy - fa cream and oil kakaobutter und cocosöl
3-deodorant. adidas ice dive. kimi zaman gel olarak gillette pro cool wave. gümüs iyon vs icermesin kesin sartim. sonrasinda teri ne kadar engelledigine bakiyorum, pek azi bende ise yariyor cünkü.
4-genelde hayir, ama yakinda nivea sensitive cooling effekt balsam deneyecegim, alkolsüz olmasi sart benim icin. cilt hassas.
5-dus aliyorum. ter kokusunu engellemek yok bastirmak var, ki yapilmasa daha iyi olur. o yillar ilkögretim soyunma odasi kokusuyla geride kaldi, medeni olabiliriz gayet.

1- organicum
2- zeytinyağlı defne sabunu
3- driclor bazen de karbonat

1- yves rocher ısırgan otlu şampuan
2- bath&body works japanese cherry blossom ya da yves rocher florida orange(şuan bb'ye gidemediğimden başka bir marka aldım)
3- adidas get ready! deo. deodorant alırken içinde aluminyum olmamasına dikkat et.
5- deodorant sıkıyorum her yerime.

K

1. Sedef hastasıyım doktor bir şampuan önermişti zamanında. Seranem eczanelerde satılıyor. Illa hastalığa gerek yok kullanmak için. Seranem candır.
2. Bebekler için kullanılan ürünler kullanıyorum.
3.johnson's Baby kolonya candır. Özellikle ocean.

hic cadir deneyiminiz var mi? eldeki boruya kazik bagi atip caprazlayarak gerdirmeler atarsaniz isinizi görür ama el becerisi ister, daha önce denemediyseniz zor. ama cok temiz ve hizli bir cözümdür ip ve dügüm hakkinda fikriniz varsa.

yok ya onu beceremem. daha mekanik bi şey lazım, o ayakları sök, şurayı vidala gibi. bunun ilk kurulum mantığı yani. yanlış bilmiyorsam bunlar kutudan çıkarken de parça parça geliyor böyle. o şekildeki gibi kurmam lazım vidalarla. kırılmadı sanki bu.

anayasaya göre başkalarının gizlice ses veya görüntüsünün alınması suç olarak nitelenir. olası sorun, şikayeti önlemek için mozaikliyorlardır. ama bazı benzer haberlerde suratı gözüktüğü de oluyor. ona nasıl izin veriliyor bilmiyorum.

bariz olarak ne yaptigi ortada olsa dahi ifsa edilmeye calisilan kisi o sirada fren yapti, diger adam dengesini tutundu bana yaslandi, ben sucsuzum ama beni tacizci diye lanse edip beni hedef gösteriyorsunuz diyerek hukuki anlamda sizi ugrastirabilir. dandik bir siteye ya da kullanici yüklemis diyerek siyrilabilecek bir siteden sonuc gelmez, ancak milliyet su bundan sonuc gelebilir.

@ontheroadin dedigine ek olarak ekleyeyim dedim.

O görüntüler montaj lan, adamın üstüne oynuyorlar, paralel yapı, İsrail malı v-pills'lerin suçu bu:)

böyle ölünmez.

Kolay bi olum degil ki bu. O kadar bilesen bi araya geliyor. Imkansiza yakin. Kolay olum dedigin metanla falan olur fark etmezsin.

imkanı yok boğacak kadar sıkı dolanmasının.

olaydan önce etken fazla ama olay anında çırpınmak yerine dursa ya da dizlerinin üzerine gelse veya bacaklarını açsa.

silver apple hakli. yani böyle bir durumda ilk amacin sebebi engellemek olur. bogazindaki ipi tutup cözmeye calisirsin. sonra ipi cözemezsen tutup kalkmaya calisirsin. yani dönüp de bogulurken "vah vah makas da uzaktaymis" demezsin. zaten adam bacaklari acsa geriye itse kendini dikelecek. olmadi saga sola tutunmaya calissa arkasinda kenarda raf var, duvar kalinligi bilegim kadar her türlü kendini kaldirir. zaten bir baska nokta daha var, intihar tesebbüslerinde gerceklesen, kendi agirligini verirsen cellat dügümü atip da ipi bagladigin sey genelde agirligini tasiyamaz. buna evlerdeki ahizelerin kancasi dahil. iple beraber düsersin asagi. banyoya gerdigi ipin bir yani aninda düsüp boynunun etrafinda 15 tur atacak da diger kisim kopmayip senin egirligini tasiyacak kadar saglam olacak.

sonuc; hayir ölünmez. realitede ölünmez böyle.

ayrıca madem wiillii asmaktan da bahsetmiş şu bilgiyi verelim: kendini asarak intihar edenler boyunları kırıldığı için hemen ölüyor. boğularak ölmek çok daha uzun süren bir şey. su altında boğulmak gibi değil yani. hatta idam edilen ve hepimizin bildiği bir ismin asıldığı zaman boynunun kırılmadığı ve ölümünün çok uzun ve acılı olduğu söylenir. (kim olduğunu hatırlamıyorum, deniz gezmiş de olabilir saddam hüseyin de, o kadar hatırlamıyorum)

o aparat boyununa dolanacak kadar hızlı düşemez.

Aynen de böyle ölünür. Başka bir çaresi de kesinlikle yok, başına bu kadar kötü olmasa da bunun gibi bir şey gelmeyen bilmez.
Bana çocukken bir araba çarpmıştı. Arabayı gördükten, bana doğru geldiğini ve durmayacağını farkettikten sonra 2-2,5 saniye öylece kalakaldığımı net hatırlıyorum mesela. Adam o sırada makası bile ne düşünür, ne görür emin ol.

google görsellere sürükleyin bırakın dönerse sizindir dürümse hiç sizin olmamıştır

resmi google görsellere yükleyip benzer sonuçları görüntüleyebilirsin.

ayni mantikta tineye da deneme yapin.

Radyasyondan ziyade, kas ya da sinir problemi olmasın. Telefon yerine gameboy ya da benzeri bişeyi kurcalarken girmiyor mu ağrı? Elleri o şekilde kullanırken yani.

radyasyon. ne yaptiniz yahu?

klavye hareket alani ve telefon tutusunuza bagli eklem ve kas agrilari, gergin tutmayin, klavye zorluk cikartiyorsa benim gibi bluetooth klavye edinin. parmaklari katli tutmayin, arada esnetin ve citlatmayin ne olursa olsun.

edit:agri nerede, parmakta mi parmak ekleminde mi, hangi eklem, hangi harekette kullaniyorsun o parmaklari? o hareketleri sert mi yapiyorsun? baska herhangi bir seyde kumanda vsde ayni sorunu yasiyor musun?

@onexey hayır girmiyor.

telefonda baktığım şeylerde twitter, insatgram ve ekşi yani yazı filan yazmıyorum. sadece elimde tutuyorum ve aşağıya doğru sürüklüyorum

note 3 kullanıcısıyım, bir yamuğunu görmedim aletin, sevişiyoruz.

S4'de öyle aşırı ısınma, yamulma vs görmedim. Uygulamaların çok çökmesine de şahit olmadım ama çökerse de o tamamen android ve kötü kodlama ile alakalı bir durum. Donanımla bir alakası yok. Android alacaksan böyle bir ihtimalin olduğunu gözardı etmiyceksin. Kesin olur demiyorum. İhtimal vardır diyorum.

S4 kullaniyorum uzun zamandir aktif sekilde. aciklayayim.

s4lerin ilk üretimlerinde bataryalarda sorun vardi bundan dolayi sarj süresi uzundu ve isinma durumu yaygindi. hatta sisme yapanlari da olmus. ben de durumdan muzdariptim aylar sonra gittim saturnden almistim mediamarkt olmus muhattap almadilar beni falan, samsung yetkili servis garanti sormadan gel degisim yapalim dediler, batarya sarj aleti kablo degisti, telefon incelemeden gecirildi hasar bulunmadi. ücretsiz geri aldim.

adamlar kabul ediyor ilk seride su numarali ürünlerde sorun var, gelin degisim yapalim diyor servis. bunu dikkate almayan kullanicilarin cogu muzdaripti durumdan, son seriler sorunsuzmus. bakin arayin öyle alin.

plastik oldugundan yamulma durumu yok. aksine gayet hafif. illa istiyorsaniz kap da metal panel de mevcut nette. iphone gibi metal ancak sabit olacagina degistirilebilir olmasini tercih ederim.

uygulamalar her android cihazda crashed raporuyla durduruluyor. s4te bu sorunun genel nedenleri sunlar. millet sagdan soldan duyuyor developer options aciliyormus da transaction animasyonlarini kisinca sarj uzuyormus da mis mis da mus mus.

ayarlari öyle bir kurcaliyorlar ki touch wiz calismaz oluyor, haliyle hata verip duruyor alet. tamamen kullanici hatasi o yorumlarin cogu. cogu da abartila abartila uzadi gitti. yoksa fabrikasyon secenkleriyle ben hata kodu almadim. kurcalayinca aldim ancak. bir de touch wiz cok sevilmiyor ben son dönemde her türlü launcher denedim, stockholm sendromu mu bilmem ama sevmeye basladim iyice. bir iki seneye cyanogen vs gibi romlrla rootlarla aleti yeniler, bir de öyle 2 3 sene kullanirim. zaten son konfigurasyon benim icin pek önemli degil.

alakasi yok abi.
ne iyi yorumlara ne de kotu yorumlara itibar etmemek gerekiyor. ben aldigim zaman telefonu iste 30 cmden dustu paramparca oldu cebimden dustu bir daha acilmadi falan diyorlardi. 3 4 defa uçtu telefon bir tanesinde tekme attim hatta sadece kucuk bir cizik var cercevesinde.

isinma sorunu her telefonda olur.ozellikle oyunlarda. ama adamlar yaparken dusunuyor bunu. bizim turk kafasi iste. "isiniyorsa kotudur".


son cikan telefonlarin hepsi cok iyi.
note3 lg g3 nexus z2 i5s.

gecen senete kafar samsung derdim ama artik
bunlardan herhangi birini alirsan pisman olmazsin.

edit: note serisi her yil eylulde tanitiliyor.

yok. swarm kadar gereksiz bir şey de yok. hala foursquare le çek in yapabiliyorsan ne mutlu sana.

4sq'den ne farkı var ki gereksiz olsun?

op, senin durumunda 4sq'de kalmak en mantıklııs.

4sq kapatılacak??

4sq'den ne farkı mı var? swarm 4sq in yaptığı en büyük salaklık. swarm ve 4sq tek uygulama olarak yapılsa anlarım güzel de olmuş derim ama böyle ayrı uygulama şeklinde olması tamamiyle gereksiz, saçma, aptalca, mantıksız. bu yüzden ben de dahil bir çok insan 4sq i bıraktı.

4sq kapatılmayacak. çek in için ve arkadaşlarımızın yaklaşık olarak yerlerini görmek için swarm olacak. 4sq mekanist gibi mekanlar hakkında bilgi veren bir uygulama olacak.

swarm yeni ciktigi icin eski sürüm yok diye biliyorum. ipod touchlar da hicbir zaman ios 7 almayacak, bu yüzden eger geriye dönük uygulama versiyonu yapilirsa ancak mümkün olur ama hic olasiligi da yok gibi.

kano deneyimiyle alakasi olmayacaktir ve dalgali akintili bölgelerde gezemezsiniz. dalgaya capraz girmezseniz devrilirsiniz ve alttaki zimbirtilardan dolayi manevra kabiliyetiniz düsecektir.

ha ama buna binilir gidilir mi bir yerden bir yere? evet.

upadateler genelde cracki calismaz duruma getirir. eger sorunsuz calisiyorsa bosuna update etmemek lazim.

service packleri yüklemeden önce versiyon numaralariyla son cracklere bakin. sonra riske deger.