Aynı şey değil belki ama bizim kedi de böyle. Ona sevgi mi denir bilemiyorum ama beni daha çok seviyor, daha çok ilgi gösteriyor. Oyun arkadaşı benim. Çünkü eşime kıyasla daha çok vakit geçiriyorum onunla, herhalde o yüzden. Ama ben yokken eşime de aynı ilgiyi gösteriyor mesela.

Kuzende de poodle var, o da çok net biçimde kuzene bağlı. Eşi köpekle yalnızken gayet samimiler, komut dinliyor vesaire ama karı koca birlikteyken sizdeki gibi komutları hep kuzenden alıyor, eşi bir şey söylerse önce kuzene bakıyor falan. Sanırım doğaları böyle.

Ne yapılabilir derseniz iki kişiye tamamen eşit davranacağını sanmıyorum ama samimiyeti artırmak için daha çok vakit geçirilebilir, oyun oynanabilir belki.

köpekler, kediler öyle olur normaldir. örneğin bizim köpek hepimizden laf dinler ancak hep abimin odasında oturur, orada yatar, onu en çok beklerdi. halbuki annem ona sürekli peynir, et, tavuk yedirirdi abim hiç bunları vermezdi :) kedi de ben evdeysem benim yanımda yatar mutlaka.

Alfa erkek varken surudeki disiyi dinlemesi garip olurdu :)

Ozellikle boyle labrador cinsi gorev kopekleri lider haric kimseyi takmaz.

Normal. Cozemezsiniz. Kopek ikinizi de ayni ciddiyetle "eslik" edecegi insan yerine koyabilirdi, ama koymamis. Degistirmek mumkun degil.

Kopekler kendilerini oryante edecek insanlari bulup, bunu sonrasinda pek degistirmiyorlar. Benim kopegim de oyle. Ben posta kutusunu kontrol etmeye gidip gelince bile heyacanlanip cosuyor.

Onu tatillerde ve ara sira biraktigimiz bir cift var, onlarla tanistigi ilk gun gitti hemen adamin sandalyesinin altinda uyudu. 10 gün onlarda kaldi, kadin asla kopegimi tek basina disariya cikartamamis mesela, tasmasini hep adama goturmus, kapidan cikmak istememis. Bu secimi ilk günlerden yapip, kafada bitiriyorlar kisacasi.

Köpekler sürü hayvanlarıdır. ailelerini sürü olarak görürler. sizi sürünün Alfası lideri olarak benimsemiş. eşiniz ve varsa çocuklarımız ise sürünün diğer üyesi/üyeleri. bu saatten sonra değişebilmesi pek mümkün değil.

sizi lider olarak bellemiş, bunda yanlış bir şey yok. eşinizi yanlış ya da eksik yaptığı bir şey yok.

Ben de esinizin durumundaydim, bir kere bir haftalik bir tatilden donmustuk, kopegimiz bana soyle bir merhaba deyip, erkek arkadasima cilgincasina sevgi gosterip ustune atlamisti, biraz moral bozucu oluyo itiraf edeyim. Normalde benden uzak kaldiginda bana da sevgi gösterirdi ama ikimizden birden ayri kalinca onu tercih etmisti ve genel olarak erkeklere daha cok ilgi gosteriyordu kadinlara gore, bu da sanirim daha once belirtildigi gibi lider olarak seçme durumu ile ilgili.

eski kiracının elektrik aboneliğiyle senin işin yok isterse 1 trilyon borcu olsun. sana yeni sözleşme yapılacak ve numara verilecek o şekilde başlyacaksın.

arsiv.ntv.com.tr

Bunun şu faturalısını yaşadım. Anadolu gençlik derneği tutmuş önceden evi. Aski benden öperek aldı bunların bıraktığı borcu. Yoksa açmam dedi aboneliği. Bi de heriflerin güvence bedelini borca saymadılar. Bu anadolu gençlik derneği denen tırt oluşum gidip güvence bedelini alabilir askiden. Ben borçlarını kapattım çünkü.

ev sahibinizle konuşun, o kapatsın siz yeni üyelik başlatın. veya siz kapatırsanız kiradan düşün. eğer ben kapatmam derse o zaman yazılı olarak sizin kapatacağınızı ve kiradan da düşeceğinizi belirtin ona. zira eski kiracının borcu ev sahibinin sorumluluğundadır.

elektrik şirketine, daha önce orada oturmadığınıza dair taahhütname imzalayacaksınız. öncelikle eski kiracının borcunu size ödetmeye çalışacaklar ve büyük bir savaş verecekler. ödemeyeceğinizi, sizin alakanız olmadığına dair dilekçe verebileceğinizi söyleyerek aslında yapabilirsiniz. onlar borcu tahsil edebilmek için zorlarlar ama kanmayın.

iski ile başımdan geçmişti. bu şekilde çözüldü.

yangınlardan bağımsız olarak, şuan zaten pandemiden dolayı kamping alanları dışında kamp atmak yasak. jandarma tespit ettiği an yüksek ceza yazıyor (datçadaki üst komşumuz jandarma baş çavuşu, kendilerine haziran ayında genelge geldiğini söyledi). biz de geçen ay fethiyede çadır atmak istediğimizde jandarma gelip tüm çadırları kaldırdı.o yüzden hele şu ortamda riske girmeyin derim.

satıştan sonraki 1 ay içinde çıkın diyebiliyordu sanırım, 6 ay süreniz oluyor, isterseniz yeni ev sahibi ile yeni kontrat yaparsınız anlaşabilirseniz.

öyle satıştan sonra hemen çıkın diyemez, kira sözleşmeniz satış ile aynen yeni ev sahibine devredilir. 4. yıla giriyormuşsunuz, eğer siz çıkmak istemezseniz çıkmazsınız. ev sahibiniz ancak size bk da belirtilen şartlarla (ben oturucağım, çocuğum oturacak vs. gibi durumlar halinde) çık diyebilir, bunun için bile aynı yerde başka evinin olmaması gerekli vs vs. yeni kira sözleşmesi falan yapmayın eğer evden çıkmak istemiyorsanız kasım ayında sözleşmenizin belirtti kira artışını yaparak yeni ev sahibine kirayı gönderirsiniz olur biter

Satıldıktan sonra 6 ay süre var. Benim ev sahibi de evi satıyor, etrafta bir kaç kişi daha var bu durumda olan. Bunlar hep fiyatların yükselip kiraların aynı kalmasından.

hastaneyi arayin bence, hepsi yapmiyor ariza cikarabiliyorlar.

Yapıyorlar. Yaptırdık

yaparlar, ben de saatimden önce gidip yaptırdım

Bir devlete gidip bekleyin yapıyorlar özeller caz yapabiliyor

Eğer bu dönemde agri kesici kullaniyorsaniz belki sıkıntı olabilir parasetamol harici bir agrikesici kullanilmamasi tavsiye ediliyor aşıdan sonra

normalde kullanıyorum ama bugun kullanmadım.. kullanmayacağım da.

Ben reglken oldum, iki gün önce. Herhangi bir sıkıntı yaşamadım, ilk dozdu, aşının da herhangi bir yan etkisini tecrübe etmedim. Normal akışında her şey.

ben de regl iken oldum 2 gün önce herhangi bir sıkıntı yaşamadım.

mevcut hali ile durursa intikal vergisini ileride cezalı ödersiniz. ama çok büyük bir bedel çıkmaz.
satış yapmak isterseniz tapuyu önce üzerinize almanız gerekir, tapu tüm mirasçıların üzerine geçer ondan ondan sonra satış yapmanız gerekir. yani satış işlemleri (yerin göre) 1-2 hafta uzar.

veraset formunu doldurduk, vergisini vercez
tapuyu yenilememeyi soruyorum

Veraset intikal ile ilgili ilişiğinizi kestiyseniz tapuda taşınmaz mirasbırakan üzerinde kalabilir, satacağınız zaman önce intikal işlemini yapmanız gerekir, tapu müdürlüğü'nün yoğunluğuna göre işiniz biraz uzar, bizim ilçede ilk gün intikal işlemi, ikinci gün de satış işlemini yapabiliyoruz çoğunlukla...

Belediyeyi telefonla arayin emlak kismina baglanin en garanti sonucu oradan alirsiniz. Odeme seceneklerini de soylerler size nasil oluyor diye.

Mobil bankciliktan muhtemelen bir hesap numqrasina havale yapmaktan bahsetmis olabilirler. En iyisi arayip sormak

Belediyenin sayfasına girip, Kredi kartı ile ödeyebilirsiniz.


.

e devletten evin bulunduğu yeri yazarak emlak vergisi diye aratın örneğin kadıköy emlak vergisi diye o şekilde çıkar var ise.

Tam kapanma tabiri yanlış elbette ama parkları, sahilleri, avm'leri gördüysen en azından 'işi olmayan' insanların hareketliliğini azaltacağı için yapılması gerekli bir önlemdi diye düşünüyorum. mevcut önlem yeterli değil ama hiç yoktan iyidir.

İnanın çalışma hayatı konusunda hiç bir şey değişmedi. Ben bu sabah işe giderken yine aynı yüzler vardı yine aynı kalabalık vardı.

valla Cuma sabahı trafiğinden bildiriyorum hala aynı kalabalık aynı yoğunluk mevcut. birçok şirket muaf listesinde yer almamasına rağmen bir şekilde o listeye kendini sokup izin alıyor, hayatımızdan hiçbir şey değişmedi.

evden çalışıyordum, evim iş yeri ile aynı semtte olduğu için ofiste nöbetçi oldum şuan iş yerindeyim. gelirken de dikkat ettim her taraf kalabalıktı yine. en fazla %30 kapanmadır.

zaten 15 yıldır home-office çalışan bir insan olduğum için ben tam kapandım mesela.
ama geçen yıl milletin sıkıntıdan evde ekmek, lahmacun yapmaya başladığı gibi bir kapanma bence de söz konusu değil.

zırt pırt, evden çalışan elemanını toplantı bahanesiyle ofise çağıran şirketlere oldu olan. iyi de oldu. kaç tane arkadaşım evden dışarı çıkmazken, toplantıya gidip hasta oldu.

bazı esnaflar, spor salonları, düğün salonları vs.

tam kapanmadan anladıkları insanlarin bu güzel havada parka bahçeye çıkamasın, bi yürüyüş yapamasın. başka da bir şey değil.

izin kağıdın olsa bile valilikten izin alman gerekir: www.sozcu.com.tr

maaşına haciz geldi ise sana icra takibi yapmışlar demektir, takibin sana tebliğ edilmesi gerekir. belki muhtara tebliğ edildi haberin yok. eğer hiçbir şekilde sana böyle bir icra ilamının tebliğ edilmediğinden emin isen şikayet edebilirsin. bir avukattan yardım almanı tavsiye ederim.

Muhtara gelmis gecen sene, oyle soyluyorlar.

itiraz tarihini kaçırmışsın, kötü olmuş

Ne muhtardan bise geldi ne bize ulastilar ki haczi gonderirken gayet de ulasabiliyorlarmis yani.

Para pul umrumda degil de bu sekilde adice gelir etmeleri cok zoruma gidiyor. Sokayim 1000 liralarina yoksa.

Hocam bu sebeple interaktif vergi dairesi uygulamasını kullanmanızı öneririm. Postacısından muhtarına kimse umursamıyor maalesef.

Tebligatın usulsüz olduğunu, icra takibinden haciz üzerine haberdar olduğunu söyleyebilirsin. Tebligat usulsüz ise senin öğrendiğini beyan ettiğin tarih tebliğ tarihi sayılır. 7 gün içinde borca itiraz etme hakkın olur. İtiraz edince de takip durur, karşı tarafın itirazın iptali davası açması gerekir. Bu durumda haczin de kaldırılması gerekir. Madem böyle bir şey yapıyorlar diren biraz uğraşsınlar. Yine de bir avukata danışmanı tavsiye ederim. Google'da "usulsüz tebligat" şeklinde arama yaparsan az çok bilgi sahibi olabilirsin.

Tabi tebligatın usulsüz olduğundan emin değilim. Usulsüz gibi geldi bana. Çoğu usulsüz oluyor zaten.

Ayrıca bu parayı sigortadan niye talep etmiyorlar onu tam anlamadım. Limit doldu mu acaba?

e-devlet üzerinden uyap sms servisini aktive edin. adınıza acılan herhangi bir davada, icra takibinde vs anında sms gelir.

@Unde bach canim
interaktif vergi dairesinde icra islemleri gozukmez.

Ivd'de hic bir bilgi gorunmuyor hocam hala.

Uyap sistemine baktim orda var belgeler. 2020nin 10. Ayinda acmislar dosyayi.

Uyapla karıştırdım o halde haklısınız. İdari para cezaları içindi invd. Dava açılmışsa uyaptır evet.

Sorunuza yanıt değil ama dolaylı çözüm: Yemeğinizi kendiniz hazırlayın. Hem diyetiniz ve kendiniz için daha sağlıklı, hem de annenizi sevmediği bir şey yapmaktan ve yalan söylemekten alıkoymuş olursunuz. Açık açık söylemeseniz de bir ihtimal mesajı alır.

yemeğinizi kendiniz yaparak bu huyundan vazgeçirebilirsiniz. ne diye kadına sevmediği bir şeyi göreviymiş gibi yaptırıyor ve üstüne kızıp kavga etmekten bahsediyorsunuz anlamıyorum.

kadın yemek yapmayı sevmiyormuş zaten.
ne diye hala yemek bekliyorsunuz? burayı anlamadım.

kendi yemeğinizi kendiniz yapın.
veya sipariş edin. sağlık diyet menüleri satan yerler var. hatta 3 öğün şeklinde hizmet verenler bile var.

son olarak şinitzelle ne diyeti zaten??

tartismaya girme bence. bu baski yuzunden yalan soylemek zorunda hissediyor kadincagiz heralde. muhtemelen cok seviyorsundur onu ama anneye karsi biraz bilincaltinda dusmanlik var gibi. biraz daha torpule kendini.

Şinitzel ve patatesle ne diyeti? +1

Yemek yapmak annenizin sorumluluğu değil. Özel bir beslenme istiyorsanız yemeğinizi siz yapacaksınız. Abim, kardeşim ve ben aile evinde yaşarken üçümüz de spor yapar, beslenmemize dikkat ederdik. Annem bize uygun bir şey pişirmişse yerdik, yoksa günün menüsünden ayrı bir şey hazırlardık. Şimdi hepimiz tek başımıza yaşıyoruz. İyi ki kendi yemeklerimizi kendimiz yapmışız. Kendinize bir yatırım gibi düşünün bunu. Yemek yapma becerisi şu devirde olmazsa olmaz.


Edit’e edit: çorba, bakliyat veya sebze yemeği yapıp dolaba atarak üç gün yiyebilirsiniz.

Sinitzel ve papates ile.diyet olmaz +1

Annen sana yemek yapmak zorunds degil kadini nasil sindirdiysen sana yalan soylemek zorunda kaliyor. Sekizdr gelip yemek yapamiyorsan bir onceki gunden yap. Eve en erken yedi bucukta geliyorum ve yemek duzenine alisamadigim bir ulkede tek yasiyorum seve seve yapiyorum o yemegi. Yapacak halim yoksa da ac oturuyorum tavsiye edilir.

tek yaşasaydınız 8'de geldim bugün yemek hazırlamayım demeyecektiniz ki. mecbur hazırlayacaktınız. kavga edilecek bir durum değil bu. yalan söyleyecek kadar çekinmiş zaten.

eski ev arkadaşım anneniz gibi yemek yapmayı sevmiyordu. her gün ben yapıyorum diye mahcup hissettiği için mesaiye kalıp 10'da geldiğim günler hazır çorba yapıyordu. hazır çorba yemediğim için konuşup yemekleri tamamen bana devredince ikimiz de rahatladık. sevmeyen birine zorlamak anlamsız.

Sinitzel ve patatesin en doğalı en tazesi en güzeli gene aynı kalori aşağı yukarı. Size tek sıkıntı hazir tüketimden ama kilo verme/almaniza etkisi sıfır dogal olsa bile.

Bence siz direkt böyle ürünler yemeyi bırakın. Ha ben zamanında anneme böyle şeylerin canimi cektirdigini bir süre yapmamasini soylemistim, bunu deneyebilirsiniz.

sabah 7.30 da çıkıyorum evden akşam eve girişim 8.30 buna rağmen hergün akşam geldiğimde yarın öğlen ve akşam yiyeceğim yemekleri yapıyorum. o yüzden çalışmak bahane değil, annen senin için yemek yapmak zorunda değil. alternatif olarak pazar gününden kendine 3-4 günlük yemek yap. akşam geldiğinde ısıtıp yersin.

valla ben yemeğini yemeyerek ve kötüleyerek çözüm bulmasam da bunu ona ileterek düzelme sağladım.
yıllardır yemek konusunda yalan söyler, bamya etsiz der içinden et çıkar. çorba et susuz der çorba kokar. yeni yaptım der en az 5 günlük. sürekli bir kaktırma var.

dostum yalnız annen değil hiçkimse sana bedavadan yemek yapmak zorunda değil.
yemek yapmaya bayılsa bile zorunda değil.
ütünüzü falan da mı anneniz yapıyor? onu nasıl kendin yapıyorsan yemeğe de vakit ayırabilirsin.
çalışıyor olman bahane değil. hepimiz çalışıyoruz aç kalmıyoruz ama çok şükür. madem çalışıyorsun bütçe ayır yemek sipariş et.
ya da eve temizliğe falan gelen bir yardımcı varsa, biraz daha para ver o yapsın 4-5 tencere yemek.
annen neden bu huyundan vazgeçsin bi de ya :D hahaha. nezaketinden ve yaptığın mobbingten zaten yalan söylemek zorunda kalmış koskoca kadın. bence siz bu needy tavrınızdan vazgeçin.

Size orta yol çözümü;
Madem sağlıklı beslenmek istiyorsunuz haftada 3 kere çorba yapın birini pazardan siz yaparsınız ikisini anneniz yapar. İki gün içersiniz annenizle her bir çorbayı.
Ana yemek için de gündüz annenizden tavuk mu haşlar artık bakliyat mı haşlar öyle ön aşamaları rica edin. Akşam salatanızı kendiniz tamamlar yersiniz.
Çalışmak bahane değil maalesef hepsini de yapabilmeniz gerek esasen. akşam 8 de gelip hem kocaya hem çocuğa yemek yapan çocuk ödevine yardım eden cefakar çalışan anneden geçilmiyor memleket.

Haftasonu iki üç çeşit istediğiniz gibi yemek yapıp porsiyon porsiyon buzluğa atın. Evden çıkarken bir porsiyonu buzluktan çıkarır, gelince ısıtır yersiniz.

Benim de annem bana uygun olmayan sağlıksız yemekler yapar hep. Haftada 3 gün et 4 gün sebze yiyorum. Eti aylık alıp soslayıp buzluğa atıyorum. Sebzede de iki çeşit yapıp ikişer gün yiyorum. Her gün tencere yemeği yapmaya gerek yok pratik, dondurucuya girebilecek tariflere bakın.

var bence. diş çürümesi, göz bozukluğu hatta bel fıtığı vs. problemlerin illa genetikle ilgisi var.

kesin var.

Ben de olduğunu düşünüyorum. Kendi ailemde de herkes gözlüklü, aşağı yukarı herkesin göz numarası aynı.

Bizde herkesin gençlikten beri gözlüğü varmış, benim yok. Yakın bi arkadaşımın da gözler 7-8 numara, anne babasında yaşlılıktan dolayı yakını görememe olayı bile yok mesela.

Tahminim: genetik faktörler tabi vardır ama çevresel faktörler göz için çok daha büyük rol oynuyor. Yıllar önce okumuştum mesela Kore'de yeni neslin çok büyük bir kısmı gözlüklüymüş. Yazar sebebini de çocuklukta sokağa çıkıp oynamıyor olmalarına ve gözün küçüklükte (güneş ışığıyla) yeterince stimule olmamasına bağlıyordu.

baba tarafım full 4 göz. benim de gözler bozuk, lensliyim. ama kardeşlerim ayna gibi görüyor. yani şans işi.

kesinlikle kalıtsal

annemin, kardesimin ve benim sadece sol gözümüz aynı şekilde bozuk.

bizim ailede annem tarafının gözleri canavar gibi ama 6 kardeşin her çocuğunun gözleri az veya çok bozuk. duyduğumuza göre dedemin babası ve halalarının gözleri hep bozukmuş. o yüzden kuşak atlasa bile ailede varsa mutlaka çıkar diye düşünüyorum

Aynı şehirde yatılı gelen kayınvalide kayınpeder de hiç duymadım. Başka şehir olsa evlatlarını özler gelirler en iyi şekilde ağırlarsın da aynı şehirde akşam oldu mu çeksin gitsin evine.
Babannem 96 yaşında tek yaşıyor ona diyoruz gel iki gece kal diye evim barkım var benim diyor. Sizinkilere de kendi evlatları kibar dille anlatsın.

Valla nişanlılık arifesindeyim. Sevgilim yokken dahi böyle şeylerden nefret ettiğimi söylemiştim. Müstakbel Nişanlımın ailesi de benim ailem gibi şükür.

Ha böyle bir şey yaptılar bir defa emrivaki. İkincisinde saygı maygı dinlemem kovardım meşgulüz yeni evli çiftiz biz diye.

Kadın kişisiyim.

Ben de aynı şehirde birbirinin evinde kalma muhabbetini ilk kez duyuyorum ve hiç normal bulmadım. Herkesin kendi düzeni, rahatı var. Eşinizle açık açık konuşacaksınız, konuyu o yönetecek, başka yolu yok bunun.

kardeş ben sana bu konuda diyorum ki net ol öyle kırmayım dökmeyim derken işler boka sarar bu konularda. bir defa sen kesinlike onlarda kalma kesinlikle. az davet et. davet ettiklerinde de sakın kal deme ama bunları tek başına yapamazsın eşine direk söyle durumu hatta de ki hastalıkta ihtiyaç halinde her zaman başımın üstünde yerleri var ama ben ne böyle sık görüşmeye hele de böyle kalmalı durumlara razı değilim aşırı rahtsız oluyorum. senden de bu konuda hassas olmanı istiyorum de. eşin de kesinlikle sensiz falan onlarda kalmasın. eşin duruma sıcak bakmazsa ve gerçekten rahatsız oluyorsan bu konuda selam kavgalar hazır ol. benim tavsiyem bir ay sağlam kavga bile uzun dönem bu huzursuzluktan iyiidir. git gelleri kesin azalt. gerekirse başkalarına git şehir dışına git başkalarını çağır.

ben de aynı şehirde olup birbirinin evinde kalma olayı hiç duymadım. kalma olayı cenazede, belki lohusalıkta falan olur. onun dışında gece yarısı da olsa herkes evine döner.

cozum.

esin desinki kendi ailesine, ben roket adamin ailesine izin vermedim. simdi kendi ailemi alamam.

oyle karsilikli anlastik desin. hele covid zamani hic olmaz desin. esinin seninle antat oldugunu, ve asil problemin ailesi oldugunu varsayiyorum.
.

Senin erkek olman işleri kolaylaştırır. Ben istemiyorum sen onlarda kalmayacaksın, onlar da bize her sakka gelmeyecekler kalmayacaklar, işim gücüm var yoruluyorum kafam sessizlik istiyor benim de. Ve sen de kesinlikle onlarda kalma ve eşine de sen yokken onlarda kalmasına izin verme +1. Bu resmen asalak yaşama belirtisi çünkü. Hiç gereği yok saçmalık sadece. "Kocası izin vermiyo" deyip kabullenmeleri daha kolay.

offf okurken rahatsız oldum benim de en korktuğum ve irite olduğum konulardan biri göt göte yaşamaktan ne zevk alıyorlar hiç mi ağırlık oluruz demiyorlar:/ madem o kadar huy edinmişler eşinizi bırakın bence arada kalsınlar kimlerle kalıyorlarsa siz eve dönün diyebilirim. tatil için çüş devenin nalı. çok geçmiş olsun ben de bu vesileyle nefretimi kustum.

Erkek olmak nasıl bir avantaj...
Yazmış bir arkadaş; net bir biçimde "roketadam'ın ailesi de gelmeyecek, siz de gelmeyin, ayıp olur"+1

Bana temizliğe gelen bir hanımın ailesi öyleydi. Minibüsle iki durak mesafede oturuyorlar ama örneğin bayramın birinci günü (normalde evde olur büyükler) oğluna geliyor bayram sonuna kadar bayram tebriklerini oğlunun/gelinin evinde kabul ediyorlar.

Örf/adet çok farklı olabiliyor yani. Bunu benimsememek de sizin elinizde.

lütfen eşinle açık bir şekilde konuş, sizin ailede anladığım kadarıyla bu çok normal karşılanıyor ama bu bana ters geliyor, başımın üstünde yerleri var gelsinler misafirliğe yesinler içsinler sonra evlerine dağılsınlar de. Belli ki eşin ve eşinin ailesi için aynı şehirde yaşayıp kalmalı ziyaretler oldukça olağan. senin için bunun ters olduğunu ve bundan rahatsız olduğunu istemediğini eşinin net anlaması ve ailesine gerekirse eşinin söylemesi gerekli. aksi takdirde aile bütünlüğünüzün bozulmasına kadar gider bu iş

Evli değilim, tek yaşadığım için arabayla on on beş dakika uzaklıktaki ailem gelip bende kalmaya çok istekliydiler ilk başta. Zamanla konuşarak, evdeki düzenimin bozulduğundan, zaten yakın bir mesafede oturduğumuzdan bahsederek ikna ettim. Artık ayda bir kere kalmak istiyoruz diye haber vermiyorlar. Ben davet edersem geliyorlar. Bence açık olmanız gerek.

aile hekimliğini arayın yeter. onlar ayarladılar, ertesi gün de aşıyı vuruldu. büyükanne biz öyle yaptırdık.

@ada meltemi,

Bağlı olduğumuz aile hekimini aradık, buradan randevu veremiyoruz dedi.

mhrs deneyin

şuan 65 yaş üste başladı randevular. sistem yüklendiğinden hata veriyor. E-nabız hata veriyor. MHRS'den deneyin, sistem vermez ise bir süre sonra yeniden deneyin.

Dün gece 11 gibi 65 yaşa aldım hem de bugüne. Fakat başında bekledim sistem açılır açılmaz aldım. 70 yaşa dün komple açıktı. Haberiniz olmadı herhalde. Hem mhrsden hem enabızdan alsım 2 kişiye. 65-75 yaş arası çok yığılma var. Acele edin, bir ikinay sonraya atabilir randevu.

70 yaşındaki babam için dün akşam üstü bu sabaha 182’den randevu aldım

saatlerdir deniyorum ne 182 ne mhrs çalışıyor.
sabah 6'da kalkıp babasına randevu alan arkadaşım var ama gün içi patladı sanırım.

bizde babama alamadık ilk etapta. sağlık ocakları randevu vermiyor. daha sonra özel bir hastaneden aldık, ücretsiz yaptılar.
yakınlarınızdaki özel hastaneleri deneyebilirsiniz.

dizi degil de dun bliss diye bir film izledim, westworld u seven biri olarak, filmi begendim, izle derim

person of interest.

Battlestar Galactica

Altered carbon

electric dreams

Childhood's End

Evdeki diğer bireyler öf pöf yapmadan ilgileniyor ve seviyorlarsa, götürme derim. Kurulu düzeni varken ve sevgi görüyorken (varsayıyorum) sensiz de yaşayabilir. Hayvanlar çabuk uyum sağlıyorlar birinin yokluğuna. Sevilip bakılsınlar yeter.

Ben de bu yüzden kedimi yanımda getirmemiştim orada daha fazla alanı vardı ve yerine bağlı oluyor kediler diye. Ben de götürme derim.

Hem kedi hem köpek bakmış biri olarak kediden ayrıldığında üzülen sen oluyorsun, kedi çabuk unutup ortama uyum sağlıyor ama köpek gerçekten son nefesine kadar seni bekliyor :) Ve tabii kediler için dışarı çıkamıyorsa geniş evde yaşamak çok daha sağlıklı çünkü gerçekten çok hareketli hayvanlar ve onların özgürlüğünü kısıtlamak hoş değil, zaten evde tutarak özgürlüklerinin büyük bi kısmını ellerinden alıyoruz. Bi de mekan değiştirince depresyona girebiliyorlar :)) Onun için bence de evde ilgi görüyorsa şu an yaşadığı yerde kalsın, daha iyi onun için.

burada yazılanların aksine, kedilerin eve bağlı olması fikrine tamamen katılmıyorum.
evet içgüdüsel olarak ve yapıları gereği tabii ki büyük oranda öyle, ama bu aranızdaki bağa göre de değişiyor.
"beni yanında ister" diye bir şey diyebiliyorsanız, yeni evinize götürün.

ama bunu diyemiyorsanız ve evde kalan diğer kişilerin çok iyi bakmaya devam edeceklerine dair güveniniz tamsa, götürmeyin.
zaten siz gittikten sonra bir şekilde huzursuz ya da mutsuz olursa ve alışamazsa, evdekiler de size haber verir diye düşünüyorum.
o zaman almayı düşünürsünüz belki.

Aslında bunun cevabını sen de biliyorsun :) Aklını çelmeyeceğiz, eğer evdeki diğer kişiler sen yokken de onunla ilgilenebilecekse kesinlikle götürme.

Valla bizim ev de çok büyük sayılmaz, 80 m2 falan sanırım ve balkonsuz dediğin gibi ama kedimiz gayet mutlu. eğer orada bakabileceklerse bırakabilirsin tabii, ama aklında soru işareti varsa kedini de yanına al derim.

O koşma enerjik olma mevzusu 1 bilemediniz 1,5 yaşında normale bağlayacak. Salgın sonrasında çok gezen evde durmayan biriyseniz almayın ama kedi sorumluluğu alıp yalnız bırakmayacaksanız alabilirsiniz de bence. Ben de yakın zamanda daha ufak koridorsuz bi eve taşındım yine koşacak yer buluyo hatun yani sıkıntı olmadı pek :)

Diğerleri ilgileniyorsa bırakmak daha mantıklı.

Ben başka bir açıdan yaklaşacağım. Eğer İstanbul'da tek kalacaksan, ailenin yanına tatile gitmek istediğinde, arkadaşlarınla tatile gitmek istediğinde vs. kediyi evde yalnız bırakacaksın ve ona bakacak birini organize etmen gerekli.Veya işe başladığında kedi evde tüm gün yalnız kalacak,seni akşamdan akşama görecek. bazı akşamlar arkadaşında kalmak isteyeceksin, evde kedi yalnız kalacak. kalabalık bir evden yalnız küçük bir yere geçmek kedinin depresyona girmesini kolaylaştırır. O yüzden onun iyiliği için bırak derim. Tabii tüm bunlar evdeki diğer kişilerin kediye iyi baktıkları senaryo için geçerli. Eğer sen gittikten sonra senin kadar iyi bakılmayacak ise o halde mutlaka götür.

geçen akşam bir rüya gördüm, anlatmak istedim.

iki kedim var. rüyamda; sebebi her neyse kedilerimin burada kalırlarsa mutsuz olacaklarına eminim. daha mutlu olabilmeleri için onları taşıma kutularıyla bir gemiye (!) koyup amerikaya göndermeye karar veriyorum :D gemiye veriyorum bunları, sonra gemi tam kıyıdan biraz uzaklaşıyor, pişman oluyorum. kıyıdan deliler gibi bağırıyorum kedilerimi geri verin vazgeçtim diye. gemi de kocaman bir gemi, neyse bir çalışan duyuyor beni. dönemeyiz artık kalktık diyor. ama o kadar bağırıp ağlıyorum ki üzülüyor. tekrar kıyıya yanaşıyorlar koca gemiyle, bir ton iş. ama kedilerimin taşıma kutusunu geri alıyorum sonunda. ve bir yandan diyorum ki, acaba onlar için yanlış mı yaptım, sonuçta burada kalacaklarsa mutsuz olacaklar. ama evde yokluklarına da dayanamayacağımı da biliyorum. neyse iç sıkıntılarıyla uyandım. herhalde boğaziçi olaylarından biraz etkilenmiş olmalıyım, çocuklarımızın gelecekleri tehlikede yurtdışına göndermek gerek falan :D

yani sonuç olarak ben olsam bırakamazdım. yanımda götürürdüm. baktım ki kedi bir süre sonra bile hala mutlu değil, o zaman geri götürmeyi düşünebilirdim. bensiz kalınca da üzülecek sonuçta, küçük eve taşınınca da belki üzülecek, belki de sorun etmeyecek. ama her iki duruma da belli bir süre sonra alışacaktır. tercih burada sana kalıyor bence. sen onsuz yapabilecek misin, onsuz ve tek başına yaşadığın bir evde ne kadar mutlu olacaksın?

bir yerde bir dava varsa, en basitinden en kompleksine, mutlaka bir avukat danışmanlığında olmalı. en basit dilekçeyi bile avukat danışmanlığında verin.

günümüz hukuk kavramında en nefret ettiğim olay bu. normal bir insan kolayca gidip derdini mahkeme yolu ile çözebilmeli.

Aslında nafaka tarzı durumlar yoksa anlaşmalı boşanma durumu oldukça basit. Hatta hukuk bölümü öğrencileri ek gelir için anlaşmalı boşanma protokolü falan düzenliyorlar. Size kalmış.

Anlaşmalı boşanma protokolü ve anlaşmalı boşanma dava dilekçesi hazırlayıp imzalayın.
Her ikisinin örnekleri de internette var.
Senin ya da eşinin ikamet ettiği yerdeki Aile mahkemesi kalemine gidin. Onlar sizi yönlendirir.
Bi miktar para ile Dilekçeyi ve eklerini teslim edin.(dilekçe, protokol ve kimlik fotokopileri)
Verecekleri gün ve saatte aile mahkemesinin kapısının önünde hazır bulunun.
Dikkat: Mahkeme günü yanınızda vatandaşlık numarası yazılı Nüfus cüzdanı veya sürücü belgesi veya pasaport bulundurun. Kimlikteki fotoğraftan tam olarak seçilemiyorsanız, teyit için başka kimlikler de bulundurmanızda fayda var.
Mahkemede boşanma kararına itiraz etmeyeceğinizi belirtirseniz hem itiraz süresinden kurtulursunuz hem de verdiğiniz paranın cüzi de olsa bir kısmını geri alırsınız.

eğer çocuk yok ise, tarafların birbirinden herhangi bir nafaka talebi yok ise, ortak mal yok ise veya paylaşım konusunda sorunsuz anlaşıldı ise @mirket in dediği şekilde yapın. eğer bunlardan herhangi biri var ise mutlaka bir avukat ile görüşün.

bence ayıp olmaz. hatta laptop belki tabletten daha çok işine yarayacaktır

Çok da güzel olur.

hiç ayıp olmaz, hatta tabletten çok daha iyi olur. ayrıca anne aldığınız sıfır pahalı hediye altında ezilebilir, böylece bunu da engellemiş olursunuz.

Kendimi çocuğun yerine koyuyorum, biri bana sıfır tablet alacağına eski laptop'ını verse daha çok sevinirdim. Sıfır bir hediye gelirse yük olmuş, masraf açmış gibi hisseder.

Ben 17 yaşındayken teyzem 6 7 yıllık laptop'ını vermişti de o kadar işime yaramıștı ki anlatamam.

Laptop'ta hdd varsa bi de 256 gb'lık ssd takın bu arada, uzun süreli idare etsin.

çok mantıklı bir davranış.

laptopun marka modelini yazın yardımcı olalım.

gururlu olduğundan kullanmış olduğum eşyayı verince kırılacağına odaklanmıştım, hiç yenisini alırsam yük hissetme ihtimali aklıma gelmedi. yanlış açıdan bakmışım sanırım.

laptop acerın ama modeli hatırlayamadığım için bakmam gerekiyor. bozulduğu zaman gösterdiğimde parça değişimi yapılırsa hallolur denmişti. muhtemelen yine aynısı söylerler, onu yaptırırken hdd yi de değiştirtirim mutlaka.

öneri ve cevaplar için çok teşekkürler.

Zengin yoksul farketmeksizin böyle bi hediyeyi (tablet ya da laptop) doğrudan çocuğa vermek yerine ailenin onayından geçirmek gerektiğini düşünüyorum. Dersleri için ve çok iyi niyetle verdiğiniz çok açık. Yine de aileyi aradan çıkarmayın derim.

hocam yaz bana
beraber toparlayalım
cok sevinir

Net 65 m^2 eve 650 bin bence çok. Muhit güzel (orda yaşıyorum). Ama bu yaşta bu kadar ufak daire 650 bana abartılı geldi. 65 m^2 1+1'ler için anca oluyor.

merkezi sistem bence artı puan olmalı :) yoksa ısınmıyor ev. ve fatura baya düşük geliyor.

rakam bana da fazla geldi. hem yaşlı, hem küçük ev.

sağlam da olsa eski. devresi borusu kablosu hep eski.
bir de merkezi sistemin kötü olduğu görüşü nereden çıktı hiç anlamıyorum. ev ısınır, tüm evler ısınır, tüm evler toplamda daha az fatura öder.

bu ev 65 metrekareden her türlü daha büyük. oraya yanlış yazılmıştır. eğer gerçekten 65 metrekare ise de zamanında projesi baya iyi yapılmış olsa gerek. her oda ve salon olması gerektiği gibi eşyaları almış.

istanbul piyasasını bilemem ama izmirde bulsam böyle bir ev almayı düşünürüm açıkçası.

cati yoksa o ev kisin isinmaz, yazin sogumaz.

mutfak minicik, masa bile koyamamışlar. tezgahta çalışma alanı neredeyse yok. odalardan birine de sadece yatak ve dolap sığmış. çocuk heralde ayakta ders çalışıyor. gerçi yatak ve dolap arasında döküntülerin olduğu bir bolge var ama yine de oda çok küçük. yaşam alanı yok gibi bi şey. benim ruhum daraldı evde.

merkezi sistem olması neden eksi ben de anlayamadım. aksine büyük bir artıdır. ama en üst kat, yine de ısınma problemi olabilir.

ben tercih etmezdim. istanbul bilgim sıfır. evi yorumladım sadece.

evin en üst kat olması beni düşündürür. eski binalarda çatı-izolasyon vs. hep problemli oluyor. ayrıca ilanda kentsel dönüşüme girebileceği belirtilmiş. bu hususa da dikkat edilmeli buna göre karar verilmeli bence.

Bugün bu eve 500 binden fazla vermezdim. Alım satım vergileri ve emlakçı komisyonu dahil.

Ev neti 65'ten fazla sanırım. Fiyat yüksek de neye göre yüksek? O konumda daha uygununu bulabilir misin? Zor. Bence tek çocukla bile rahat yaşanır. Dikkat etmen gerekenler: 1) site/apartman yönetimi sorunu var mı?
2) Bina depreme dayanıklı mı?
3) Çatı izolasyonu iyi mi?

Bunun dışında bence uygun. Pazarlık sünnettir.

merkezi sistem kötü değil ama çatı katında yaşayanlar için kötü olur sanırım,
650 bin lira ödeyip her kış üşüyeceğim bir seçeceği seçmezdim,

Dairenin fotoğraflarının olmaması da ilginç geldi bana,
Olur da kentsel dönüşüme girerse ve müteahhite daire başı atıyorum 200 bin ödemek gerekirse o zaman yapabilir misiniz?

Gördüğüm kadarıyla kirası 2000 TL ediyor evin. Bu durumda satış fiyatı 325 kiraya eşit oluyor.
Standardı 240 kira, daha aşağısı olursa daha iyi şeklinde biliyorum.

www.sahibinden.com

Eğer 650 bin liranız varsa ayda 10.000 TL faiz alırsınız şu anda,

Tüm bunları bir arada düşününce bana pek mantıklı gelmedi o evi almak.
Ama ev alma işine sadece mantıkla ve finansal yönüyle de bakmayın.
Ben bu evi alırım ve bu evde mutlu bir hayat yaşarım diyorsanız bazı riskleri alıp cesaretle girmek gerekiyor böyle işe,
Varsın 100 bin liralık bir hata yapmış olun ama mutlu olun sonucunda,


Kolay gelsin,

alınmaz.

şimdi baktım kirası 2000-2200 civarlarında.
250 çarpan yapsak bile 500-550bin arasında bir ederi olur

mesela aynı yerde ilan 575 ilan fiyatı olan bir daire var;
www.sahibinden.com

bana kalırsa bu yüksek faiz ortamında 500den fazla vermezdim.

alınmaz hocam. 20 senelik eve o kadar para gömülmez. biraz daha şehirden uzakta ama yeni yapılmış sitelerden 2+1 alırsın o fiyata.

şimdi çok kral fikir vereyim sizlere..
600-650bin ev için düşünüyorsanız.
hiç burdan almayın..
o rakamlara yatırımlık 2 ev ya da 1 ev artı emtiyaya yatırın..
sonra..
bu civardan kiralık ev araştırın..
1yıllık cash konuşun, pazarlık yeteneği kuvvetli biri yapmalı..
en az 1 yıllık peşinde 1ay bedevaya gelecek düzenleme yapın, aksi kurtarmaz..
kiralık evlerde de uzu vaadeli yapın kontratı..
faizler böyle giderse yüzde 20den kapak açılır..

sonra teşekkür edersin, hadi git ev bak sahibinden

Cocuklugumun gectigi semtler. Bi kere bina yasi en az 26-27.

O civarin prestiji en dusuk tabiri caizse "fakir evleri"ydi. Simdi 650 bin lirayi duyunca cok sasirdim. Emlakci arkadas havuzu falan kadraja almis ama o yan sitenin olmali. Tatsiz tuzsuz binalar bunlar. Cok saglam olduklarini da dusunmuyorum. Dis cephe bakimlari yapilmadan once yikik dokuk binalardi bunlar simdi biraz eli yuzu toparlamis.

500'den bi lira fazla vermezdim. Gerci onu da vermem.

eğer sözlü olarak anlaştı iseniz, nafaka vs. de talep edilmiyor ise internette çok dilekçe örneği mevcut. 1 sayfa birşey yazıp çıktısını alıp davayı açın adliyeden. gidip dilekçecilere boşu boşuna para vermeyin. taraflardan 1 tanesi yazacak dilekçeyi.
anlaşmalı boşanmak istiyorum, talebim yoktur vs. diye yaz yeter.

www.wonder.legal

yarın seni çağırdıkları mahkemeye git, eğer gitmez isen hakkında zorla getirme kararı verilir durum daha vahim olur. biraz erken git mahkemenin kalemine/mübaşire sor nedir ne değildir diye. sonra duruşmada ifadeni verirken hakimden olayı açıklamasını rica et, ona göre zaten ifaden tutanağa geçirilir.

Ya benim de başıma böyle bir iş geldi, gitmedim. Sonra eve kağıt geldi, ileri bir tarihte ertelenmiş ve ona da katılmazsam yakalama kararı çıkacakmış. İlerki tarihe gittim, günüm piç oldu. 3 dk konuşma için 5 saat falan bekledim.

Yav arkadaşlar yapmayın etmeyin tanık sıfatında birine yakalama çıktığı hangi kanunda yazıyor. Siz belli biraz anlıyorsunuz bu işlerden ama yakalamanın sadece sanıklar ve şüphelilere çıktığını nasıl bilemezsiniz istirham ediyorum.

Güzel kardeşim sende bilmiyorum deme bi yanlışlık olmadıysa illa ki biliyorsun, adli işlerin ağır işlemesinden dolayı insan unutuyor ama yarın gidince “aaaa o muymuş” diyeceksin. Buradaki asıl saçmalık tanıklara davetiye çıktığında iddianame eklemiyorlar vatandaşta böyle acaba noldu yaaa deyip duruyor.

Yarın söyledikleri saatten önce git, kaleme gir ve bilgi al. Hangi olay olduğunu söylerler. Zaten en en en kötü ihtimal hakim karşısına çıkınca öğreneceksin.

Bu muhtemelen talimat duruşması olabilir. Yani duruşmanın aslı Isparta’da olup, ya bu vişne istanbuldaymış, Isparta’ya kadar gelip zahmet etmesin adresine en yakın adliyeye gitsin uğraşmasın demişlerdir.

Polisin arama sebebi de üstte eleştirdiğim şeyle ilgili.

Duruşmalarda önce tebligat çıkar ama lanet adres sistemimiz, beceriksiz PTT Hizmetleri ve değerli vatandaşlarımızın zırt pırt adres değiştirip bunu vakitlice bildirmediklerinden dolayı mahkeme adresi bulamıyor.

Böyle bir durumda mahkeme ZORLA GETİRME çıkarıyor. Zorla getirme aslında mahkemenin polise “şu vişneyi kap gel” demesi ama işleyiş öyle değil. İşte tam olarak senin başına gelenler gibi. Polis arıyor vişne kardeş yarın duruşman var bi gidiver sana zahmet diyor. Yani zorla getirme pratikte böyle uygulanıyor. Zorla getirme sistemde çıkmaz. Yolda durdurup alıkoymazlar otelde vs alıp götürmezler

Değerli arkadaşların YAKALAMA dediği şey sanık ve şüphelilere çıkıyor. İşte bu çıktığında tüm polis ve jandarma bunun görebilir, otelde havalimanında TC nin sorgulandığı her yerde yakalaman olduğu çıkar. Böyle bir durumda polis saat kaç olursa olsun seni alıkoyar eğer mesai saati değilse mesai saatine kadar nezarette kalırsın ve mesai başladığında mahkemeye çıkartılırsın.

YAKALAMA ve ZORLA GETİRME çok farklı şeylerdir.

şahitlik dediğin zorla olmaz, isteğe bağlı yapılır bence, çok saçma.

www.bendensana.com

edit: Yılbaşı paketi derken cips-kola falan diyorsan Migros, Carrefour gibi marketlerin eve servisi var.

İki türlüsüne de bakıyorum aslında

misafirliq in çok güzel yılbaşı paketleri var-kek kurabiye-şekerleme tarzında. böyle bir şey arıyorsan mutlaka bak derim.
www.misafirliq.com

Alaf kuruçeşme

stres glukomaya sebep olabilir diye okumustum. onun disinda kullanilan ilaclar, yuksek tansiyon vs neden olabilir. Seker yuzunden diyabetik retinopati de olabilir.

Ama ben doktor degilim.

doktor değilim, retina yırtığı olan bir miyobum :) doktorumun söylediğine göre, eğer gözde ileri derecede miyop var ise, kafa sallama ile bile retina yırtılabilir. çünkü miyop gözlerde retina o kadar çok gerilmiştir ki, yavaş yavaş yırtılmaya başlar gerginlikten. arabada giderken hızlı fren yapılıp sarsılman, yürürken birinin/bir şeyin çok hafif de olsa çarpması ve hafif sarsılman vb. tüm durumlar ileri seviyede miyop birinin retinasının yırtılmasına neden olabilir.
yırtık oluşması stres vs. ile ilgili değildir diye düşünüyorum.okuduğun haberde ya o kızın ileri derece miyobu vardır veya retinanın gerilmesine sebebiyet verecek başka bir göz rahatsızlığı vardır. ama dediğim gibi doktor değilim, göz doktorları daha iyi açıklama yapacaklardır.

@wend kaç derece miyopsunuz?

bizim sülalenin erkeklerinde genetik, büyük amcalarım kördü ileri yaşlarında, şimdilerde tahmin ediyoruz retina yırtılmasından olduğunu. babam iki kere retina yırtılması ameliyatı oldu, birinde küçüktüm çok net hatırlamıyorum diğerinde pervasızca verilen bir kötü haber etkili oldu diye düşünüyoruz. ani stres tetikliyor gibi geliyor bize. ilave olarak göz tansiyonu var.

İleri derece miyop olanların normal doğum yapmasına da bu sebeple izin verilmiyor.

@mantarsevmem astigmat ile birlikte sol 9,50 sağ 10

Dayimin yirtildi, buyuk ihtimal stres. Evhamli biridir baya.
Yirtik oncesi gozluk bile kullanmiyordu, retina sonrasi gozluk kullanmaya basladi. Agir kaldirmasi falan yasak. 20 sene oldu idare ediyor.

soruyu tam anlamadım. sözleşmeniz var, zaten derse girmeniz gerekmiyor mu?

tam anlaşılmıyor sizden ne istedikleri ancak şuanda işten çıkarma yasağı devam ediyor, siz istifa etmedikçe sizi işten çıkartamazlar. bunu bilin

kurum bana iki seçenek sunuyor:
1) derslere girmeye devam edeceğim. bunun karşılığında ders başı ücret alacağım. yani part time a geçeceğim. sigortam iptal olacak.

2)benim derslerimi diğer öğretmenlere dağıtacaklar ve beni sanırım ücretsiz izne çıkaracaklar.

ders başı ücret alırsam aylık gelirim asgari ücretin altına düşüyor.

Biz de taşımacı alıyoruz ya. Sadece beyaz eşya ve bir iki tekli baza var. Takipteyim. Sizin de az eşyaysa uygun olur belki.

Taşıyacak adam sayısı araba büyüklüğüne göre değişecektir.

Ortalama bir araba ve 4 adam diyelim. 1000-1200 minimum tutar

Evin büyüklüğüne göre değişir. Mesafe şehirlerarası olmadığı sürece çok fark etmiyor.

1000-1200 lira çok az bence. Ben 2 yıl önce 1+1 evi taşımıştım ki çok az eşya vardı ve 900 lira verdim. Bence 2 bin liraya yakın tutar.

armut.com'dan teklif alın.

www.tasin.com.tr

2 ay önce Suadiyeden idealtepeye taşındım, araları 5 km 2000 TL en ucuz fiyat teklifi almıştım Armuttan

1000 falan hikaye arkadaşlar yapmayın en az 2000

ürün miktarına göre değişir fiyat. paketleme kurulum için neleriniz var dev masa, tv ünitesi falan varsa söküp taktıkları için bunlar farkediyor

Kira, kredi, faturalar gibi sabit giderleri bolusuyoruz. Bir kismini eşim ödüyor, bir kısmını ben ödüyorum. Bolusme oranı maaşın yüksekliğine göre tabi. Eşim benden daha yüksek maaş aldığı için büyük gider kalemlerini o ödüyor.

Sabit giderlerden kalan tutar ile de ay içindeki mutfak, gezme, dışarıda yeme içme vs gibi diğer ıvır zıvır şeyleri o an kim müsaitse o ödüyor.

Ben mesela maaşı alır almaz altın alıyorum. Eşim de birikim yapıyor kendi hesabından.

Biz hiç şöyle yapalım böyle yapalım diye konuşmadık açıkçası, böyle gelişti.

Günaydın, yeni evlendiğinizi umuyor, mutluluklar diliyorum.
İlk zamanlar garip gelir para olayları, haklısın. İkiniz de çalışıp kazanıyorsanız süper. Şahsi harcamalarınızdan kısıp hayattan kopacak vaziyette birikime adamayın kendinizi. En kolayı tek bir hesapta parayı toplayıp ordan harcama yapmak. Sabit giderker vs ödendikten sonra kredi kartlarını da aradan çıkarıp bütçenize uygun şaşırmadan aylık harcamalarınızı yapın. Her ay sonu ne kazandığınız ne harcadığınız ay sonu ne kadar kenarda kaldığını net göreceksiniz. Döneme göre, harcamalarınızı ayarlayabilir, birikimlerinize yön verebilirsiniz. Bütçenizin şeffaf olması da çoğu parasal gerginliği ortadan kaldıracaktır. Kadın kısmı için erkeklere saçma gelebilecek harcamaları, erkek için kadına saçma gelen harcamaları tartışmak ya da üzerinden mutsuzluk elde etmek ilişkiye zarar verir. Makul seviyede bunlara devam etmenizde sakınca yok. Toplam maaşınızdan min. %20-25 ay sonu ayırabiliyorsanız sorun yok. Geliriniz iyiyse bu oranın %40-50 olmasını sağlayın. Güzel bir birikime, takı vs de varsa 1-2 yıl içinde erişebilirsiniz. Güzelden kasıt ortalama bir ev almak için peşinat seviyesinde.
Bişeyleri birlikte yapmak, birlikte almak, birlikte kazanıp birlikte harcamak, kısacası aile olup ona göre yaşamak keyifli. Buna odaklanın derim. Ayrı bütçeler, ayrı hesaplar, sen şunu ver ben bunu alayım, şunu öde bende yok vs ilişkileri bana anlamsız ve yorucu gelmiştir herzaman. Art niyet olmasa da sürekli hesap yapıyor olmak mental olarak saçma.
Mutlu ve huzurlu bir birlikteliğiniz olmasını dilerim.

Tüm masraf ve birikimler bana ait. Eşim kendi ihtiyaçlarını karşılıyor, benden para istemesin yeter şeklinde plan yaptık, + olarak bazen ondan ihtiyaçlar için az da olsa para alıyorum. Düğün altın ve takılarına da büyük yatırım (ev, araba) olmadığı sürece dokunmuyoruz. Karşılıklı olarak neye para harcadığını tartışmak çok yıpratıcı bir şey, onun kuaförü makyajı bilmemesi bana saçma gelirken benim de bazı harcamalarım ona saçma gelir. Eğer mümkünse böyle herkese imkan tanıyacak şekilde ayırabilmek en temizi.

kredi hesabına her ikimiz de ortak aynı miktarda para gönderiyoruz. onun dışında ev masraflarını bölüştük, doğalgaz senin elektrik benim gibi. ortak bir hesabımız var, her ay para artıran oraya gönderiyor, yatırım hesabı gibi düşündük. onun dışında maaşlarımızı tek bir yere aktarmadık, herkes kendi kredi kartını öder kimse kimsenin alışverişine kuaförü vs. karışmaz yeme içme vb. durumlarda duruma göre o an kim müsaitse o öder. büyük bir harcama olacağı zaman birbirimize danışırız. bence herkesin kendine ait bir hesabı ve bütçesinin olması güzel bir şey. aksi takdirde para muhabbeti cidden ilişkiyi yıpratabiliyor.

Gelen tüm para bir hesaba yollanıyor ve tüm ödemeler yapılıyor. Kalan paradan cüzdan nakit harçlıkları alınıyor. Geriye kalan tutar da birikim oluyor. Her şey şeffaf, sıkıntı yok.

Para ortak havuzda
Kira, bok püsür ödemeleri yapılıyor.
Ek kart var eşimde, ay sonu kart ödeniyor.
Kalan para direk dolar veya pound olarak saklanıyor.

Kartı kontrol etmiyoruz, kim ne almak isterse alıyor.
Bu tabii paran varsa olan iş.
2 asgari ücretli karı koca olsa, ne aldın, ne almadın diye takip eder insan.
Kartlara ortalama 10-12 bin ödeniyor ayda.

İkimiz de maaşlı çalıştığımız sırada şöyleydi;
herkesin maaşı kendi hesabında duruyordu. Herkes kendi günlük ihtiyaçlarını kendi hesabından karşılıyordu. Faturaları ve mutfak masraflarını genelde benim hesabımdan ödüyorduk. Eşim de maaşından artan parayı kenara koyuyordu. Kimsenin diğerinden para istememesi açısından güzel oluyordu.
Son bir yıldır ortak çalışıyoruz ve ben şahıs olarak fatura kestiğim için neredeyse bütün gelir giderler benim üzerimde toplandı. İşler biraz karıştı. Eşimde benim adıma bir kredi kartı var. Ben hesaptan harcıyorum, o karttan harcıyor. Evden çıkmadığımız için gelirin büüyk kısmı benim hesabımda birikiyor.

genel giderleri kira fatura fln ben ödemesini yapıyorum. market ve pazarada ben gidiyorum. hanımda mayışından kendi ihtiyacı kadarını alıp kalanını bana yolluyor. birikimide ben yapıyorum. tabiki hanımada bilgi vererek. büyük bir kalem bir şey alınacağı zaman mesela telefon gibi birlikte değerlendirip yine ben alıyorum, kampanyaları fln takip ediyorum. ikimizde yaklaşık aynı mayışı alıyoruz. ben biraz daha hangi banka daha çok faiz veriyor, dolar altın ne durumda daha sık takip ediyorum. birde hanımda da herhangi bir acil durum için bir miktar ilave parada(milyor seviyesinde) dokunulmamak üzere birikiminde duruyor.

bu erkek hegomanyası gibi anlaşılmasın, bunun tam tersi olarak annem, babamda bizim 180 derece zıt olduğumuz bir durum vardı. benim yaptığımın aynısını daha ilkel yöntemlerle annem yapıyordu. babam anneme mayışını gönderiyordu. her ay ortaklaşa bir hesap yapıyorlar sonra annemde al bunları yatır diye babamı kurye olarak kullanıyordu.

biz evli değildik ama evli gibiydik. evin masraflarıyla ilgili şöyle bir yol izliyorduk:

ben herşeyi karşılarım aşkım sen merak etme :)

maaş hesabı dışındaki tüm banka hesapları ondaydı. maaş gelir gelmez ona gönderirdim. mobil uygulama onda yüklü. tüm ödemeleri oradan yapar, kalanı da birikim yapardı. benim bir de borsada hesabım var, ben yönetiyorum. ara sıra şu kadar altın, dolar, hisse, nakit var diye özet geçerdik birbirimize.

clint mansell, filth'in soundtracklerini tavsiye ederim.

edit: underrated değil tabii ama bence filth'in soundtrackleri daha fazla bilinmeli. :B

edit 2: Seni görmek de güzel freebird! :)

Buraya da filmin en sahnelerinden birini bırakayım -ki bence filmi izlemelisin henüz izlemediysen. trainspotting'in yazarının kitabından uyarlama. :)

www.youtube.com

"It is great being Scottish! We're such a uniquely succesful race!"

Rahip seni görmek güzel :)

Evet böyle film albüm olarak tavsiyeler de güzel

ennio morricone

ennio morricone, hans zimmer, john williams. daha çok var.

tanınmayan diyemem ama Ramin Djawadi, Bear McCreary (Battlestar Galactica konser kaydı izlenmeli youtube'da) Gustavo Santoralla, Rachel Portman var.
BSG live için:
www.youtube.com

klaus badelt
brian tyler

benim için bu meselenin en üst noktası: zbigniew preisner - la double vie de veronique

Cahit Oben

Oraya bir de "mikis theodorakis" - "zorba the greek" yazmanızı rica ediciğim.

Zbigniew Presnier+1
Abel Korzeniowski
Dimitri Shostakovich
Alexi Murdoch

Edit: DeVotchka da vardi sahi.

Ennio Morricone, Hans Zimmer, Eleni Karaindrou
Benim icin tepe noktasi bunlar

Howard shore

"hem pandemi hem de şuan şehir dışında olmam sebebiyle isterseniz ilk görüşmeyi zoom üzerinden yapalım. eğer sizin için de benim içi de olumlu geçerse görüşme ileri aşamalarda yüz yüze görüşme yapabiliriz" gibi bir cümle olabilir

Direk soyleyin iste sikinti nedir? Ingilizcesini falan mi soruyorsunuz diye suphe ettim bir an.

öyle deme. ben müsait değilim gelemiyorum en iyisi siz yanıma gelin daha rahat olur de.

şaka bir yana eğer şehir dışındaysan durum müsait olursa gelince görüşelim dersin. hiç gelme imkanın yoksa görüşemezsin. çünkü kimse seninle zoom'la gorusmek zorunda değil.

belki son ikiye bire kalma gibi durum yok.

şu an müsait değilim en iyisi zoomdan goruselim diyen birini ciddiye pek almazlar.

"zoom ya da skype üzerinden bir ön görüşme yapma imkanımız var mı" diyebilirsin.

görüşmenin hangi aşamasında olduğuna göre değişir.

ben son aşamadayken çağırmışlardı, kibarca, beklentim doğrultusunda bir teklif iletecekseniz geleyim. yoksa ne sizin ne de kendi zamanımın boşa harcanmasını istemem dedim. o zaman gelme dediler, skype'tan görüştük.

Muhtemelen X kişisinin hesapları inceleniyordur. Vergi kaçırma vb. için.

o x kişisinin kira geliri alıp almadığını anlamaya çalışıyorlardır, x kişisi kira geliri beyanını yapmamıştır, tüm banka hareketlerini inceleyip yapılan ödemenin kira mı değil mi anlamaya çalışıyorlardır.
buna göre x kişisi vergi mükellefi yapıp gelir vergisi çıkartacaklar

Hocam bende dyson var, ondan önce de markasız dandik bir şey vardı. Temizlik gurusu değilim ama açıkçası çok bir farkını görmedim. Ha içini temizlemesi falan daha kolay, bi de işte belki 2 kere geçeceğime tek seferde çekiyo yerdeki tozu, o yani. Eskisi bozulmuştu 1-2 kere, ben bu bozulmasın, bozulursa da garantisi iyi olsun diye aldım. Bozulmadı cidden. Ama ev müsait olsa bunun yerine robot süpürge alırdım herhalde, en azından kendi kendine temizlerdi.

arçelik veya bossch değil de xiaomi nin son modeli dreame v11 daha yakın olabilir dysona.

karşılaştırma yazıları videoları vardır mutlaka.

Buradaki durmadan Dyson öven tayfanın lafı da neden oldu sayılır bir dyson 11 edindim, dünya para verdim sonuç tam bir para israfı. Hayatımda ilk defa kazıklandığımı hissettim. Aşağı yukarı hepsi aynı bütçenizin el verdiğine yönelin derim. Buradaki dyson güzelleyenlerin kaçı evinde gerçekten iş yapıyor merak ediyorum.

evimde dyson var 2 yıldır kullanıyorum. ısyerıne arcelıgınkını aldık. dysonun yanından bıle gecemez. elde tutması hıc ergonomık degıl. duvara takılmıyor yerde dık durması ıcın kaba bır standı var. cekıs gucu de az.. ben dysonla 2+1 evımı sarjı bıtmeden komple supuruyorum.

valla şöyle söyleyelim, yıllardır sabahları burnum tıkanık uyanırdım doktor akarlara alerjin var dedi. dyson aldım, dyson ile yatağı süpürmeye başladım haftada 2 kere ve alerjim bitti resmen. daha önce de yatağı süpürürdüm, ama dysonla süpürdüğümde çıkan tozu hiçbirinde görmemiştim.
o yüzden yaptığım en iyi yatırım derim dyson a

akar alerjili cevabı görünce tekrar yazmak istedim, benim de toza ve akara alerjim var, evde halıları kaldırdıp roborock s5 max robot süpürge aldık, o günden itibaren alerjim minimuma indi, günde 2 kere gezdiriyoruz.

dyson parasına roborock s5 max robot süpürge ve hoover dikey süpürge aldık. robot süpürge biz evde yokken bile süpürüyor. hoover da ekstra oldu. koltuk falan süpürürsek ancak.

dyson'a o kadar para vermek pek mantıklı adam işi değil bence.

2 ve 1.5 astigmat çok ciddi numaralar.
İki gözüme 3 gözlük yazıldı ve aynı camda kullanıyorum hepsini,başdönmesi vs yok.
.Miyop,hipermetrop,astigmat,hepsi tek camda ve çerçevede.Progressive cam yaptırdım.Optisyen iyi ölçerse ve camlar da biraz kaliteli marka olursa baş dönmesi yaomaması lazım.

doktorlar gözlük camlarını tolare edebildiğin kadar düşük yazar, yani 2 numaralı gözün 1de rahat görebildiğini tespit ettiyse o numarayı yazar. o yüzden bu şekilde yazması normal. gözlüğü düzenli kullanmayı ihmal etme.

tabii yarar vermek zorunda.

önce noterden veya postaneden iadeli taahhütlü ihtarname çekin, ödemesi için süre verin 3 gün 5 gün hala ödemezse doğrudan icra takibi başlatın.
www.halilibrahimcelik.av.tr

Banka hesabı actirdiniz mi? Elden mi topluyorsunuz? Bizde de adam odedigim ayların makbuzunu vermiyor bir de mahkemeye vereceğim diyor.

Herkesten anlaşıp tam yetki alın öyle dava açın. Olay sanki kişisel ,inat üzere başlayan bir dava olarak anlaşılmasın .
Sonrasında Her halde hem çocukları hem kendileri artık yaramazlık yapmazlar .

wendyangelamoiradarling +1

icra takibi.

Tam yetki almak diye bişey yok genel kurul sizi seçtiyse yetkilisinizdir

satıcının amazon olduğu durumlarda şu ana kadar hiç sorun yaşamadım, hiç sorun yaşayanı da görmedim. bazen pazar yeri satıcılarının çakallıkları oluyor onda da sorunu çözüyorlar zaten. kendileri asla orijinal olmayan bir ürünü orijinalmiş gibi pazarlayıp satmazlar. kafan rahat olsun bence.

satıcı amazon ise hiç düşünme al gitsin. satıcının amazon olduğu durumlarda ürünün sahte olması gibi bir durum olmaz. amazonda bazen çok güzel indirimler olabiliyor, ona denk gelmişsindir.

amazon olan hic bir islemde sorun yasamazsin, zaten yorumlara baksan ayni urun altindaki buraya baslik bile acmazdin muhtemelen :)

fiyat çok uygunmuş. satıcı amazon olduğu için bence güvenilir. hatta ben bile alabilirim.

indirime girmiştir yaz sonu indirimleri başladı.

herkese katılıyorum da adidas şubesi ekstra pahalıdır zaten. kendi internet sitelerinde yüzde elli indirim yaptıkları günler hariç adidas mağazasından hiçbir şey almam.

A.I ? www.imdb.com

artificial intelligence

süpersiniz

size olta atmış gibi. altın fiyatıyla kiranın ne alakası var.
kontrat bitmeden ihtar çekerse kontratınız bitmiş olur.
eğer ihtar çekmezse bir sene daha uzamış olur.

bu olursa siz tüfe kadar artışınızı yapıp oturmaya devam edebilirsiniz.

sana bildirimin ulaşmasından itibaren 15 gün, bugün sana bildirim yapmış olması lazım ki 15 gün olsun. yarın yaparsa geç kalmış olur.
sen kira dönemin geldiğinde tüfe kadar arttır (eğer sözleşmende farklı bir rakam yoksa) ve kirayı artık o bedel üzerinden gönder. çıkartamaz seni.

ihtar çekse de çıkmama hakkınız var. kiracı bakımından sözleşme 1 yıl da olsa 10 yıla kadar oturabilirsiniz. ihtar olayı kiracının çıkmak istemesi açısından kullanılır ki ev sahibi yeni kiracı arayışına girsin diye. kiraları zamanında ve eksiksiz ödemeniz ve kirlama amcın auygun kullanmanız durumunda ihtarla veya başka bir sebeple çıkarılmanız mümkün değil. Kontrattaki ibareye itibar etmeyin.
yine kira kontratında %40 yazsa dahi geçerli değil. siz yasal artış oranını hesaplayıp hesabına gönderin.

isteyenin bir yüzü kara diyip istemiş, hiç sallamayın.

Sözleşmede yazanların hiçbir yasal geçerliliği yok. Borçlar kanununun kira ile ilgili bölümünü okursanız tüm sorularınıza cevap alırsınız. 1 sayfada her şeye hakim olursunuz. Orada yazanlara aykırı bir sözleşme maddesi sadece yazıdan ibaret.

işin hukuki boyutu bir yana, ben olsam yerinizde evimden çıkmanı istiyorum birisinin evinde kalmak için diretmezdim. türlü türlü manyak var, rezillik kepazelikler olabilir. istenmediğim yerde durmam der çıkar giderdim ben.

teşekkürler herkese.

@Abdurrahman yazınca baktım şimdi: Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesi direkt olarak bu konuyu açıklamış zaten: www.anayasa.gov.tr

buraya da yapıştırayım da ileride arayanların gözüne çarpsın:

"MADDE 347- Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler"

benimle tam ilgili nokta olarak "Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez" yazıyor.

@reanarchy hak kısmı bir yana bu iş benim de canımı çok sıktı. bu aralar şehir/ülke değiştirme planları yapacaktık ancak pandemi işleri değiştirdi. planlar kesinleşinceye kadar başka bir ev bulma zahmetine girmek istemiyordum.

zaten canımız sıkıldı şimdiden. bakalım ne kadar dayanabiliriz.

yahu ne güzel söylüyorsunuz, sözleşmenin geçerliliği yok diye. al sana, ilgili kanun bile sözleşmeye atıfta bulunuyor :

"MADDE 327- Açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer."

"MADDE 347- Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.

Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.

Genel hükümlere göre fesih hakkının kullanılabileceği durumlarda, kiraya veren veya kiracı sözleşmeyi sona erdirebilir."

"MADDE 348- Konut ve çatılı işyeri kiralarında fesih bildiriminin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır."

tam emin olmamakla birlikte, 12 eylül günü yapılan sözleşme için yarın da yazılı olarak bildirirse sözleşmeniz sona erdirebilir.

"Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez" ibaresi, belirsiz süreliye dönmüş sözleşmeler için geçerli.

Kiracıları evden çıkarmak kolay değil günümüz şartlarında. Ola ki ev sahibinin üzerine kayıtlı başka evi olmasın, kendi oturmak için kiracının evini boşaltmasını isterse kanun ev sahibinden tarafta.. öbür türlü kiracı avantajlı..

adam aklı sıra fırsatçılık yapıyor. kiranı yasal miktarda zamla gönder, hiçbir şekilde seni çıkaramaz. kiracı çıkarmak öyle kolay değil. korkmayın size bir zarar da veremez sonuçta evinizin dokunulmazlığı var. yiyorsa bir şey yapsın

iyi ki adamın vizyonu çeyrek altın kadarmış.

Gününde tebligatla çatır çatır çıkarabilir.
Siz burada "işte gününde tebligat almış olsanız bile on yıl kalabilirsiniz" diyenlere itibar etmeyiniz.

Belirtilmiş günlerde ve tarihlerde yapılmış sözleşmelerde gününe uygun yapılmış tebligat ile tahliye için gerekli mercilerden sonuç alınır. icra yolu ile de ev boşaltılabilir.

10 yıl oturbilirsin kiranı düzgün ödüyorsan.

genelde ev sahibinin tahliye hakkı yok görüşünü görsem de arada karşıt görüşler söyleyenler de oluyor. biraz yaşayarak göreceğiz artık.

bu arada TBK 347. maddesini şu linkte Hikmetyar Ceylan isimli avukat yorumlamış: acikerisim.ticaret.edu.tr

"Bu hüküm gereğince belirli süreli sözleşmeyi sona erdirme hakkı yalnızca kiracıya tanınmış bir haktır. Yasal süre içerisinde kiracı tahliye edeceğini bildirmemiş ise kira sözleşmesi bir yıl daha uzayacaktır. Ancak 10 uzama yılının sonunda kiraya veren üç ay öncesinden yazılı olarak bildirimde bulunmak şartıyla herhangi bir haklı sebep göstermeksizin bu hüküm gereğince kiralananın tahliyesini talep edebilecektir.

Bu madde hükmü çok eleştirilmekle birlikte bazı eleştirilerin salt kiracıyı koruma amacından ayrılmamak adına yapılmış olmasından dolayı bu görüşlere katılmamaktayım. Kanun koyucu bu hükümle kiracı ile kiralayan arasında denge kurmayı ve ekonomik döngüyü dolayısıyla kamu düzenini korumayı amaçlamaktadır."

AVUKAT olduğumu belirtmeyince böyle oluyor işte. Benim yazdıklarımın aslı astarı olmadığını söyleyenler var. konuya hakim olmadan yanlış bilgiyi kendisi veriyor bir de. Her neyse kardeşim. onlarca kez yaptığımız üzere kira kontratı ister 1 yıl isterse 5 yıl düzenlensin kiracı kirasını gününde ödedikten sonra hiç bir şartta 10 yıldan önce çıkaramazsınız. ayrıca kiralanan yeri kirada yazılan amacına uygun (konut, işyeri, lokanta vs) kullanırsanız hiç bir sorun yaşamazsınız.bildirim yükümlülüğünüz yok. ancak belli bir yıldan sonra çıkmak istiyorsanız kanunen kira bitiminden 30 günce yazılı bir ihtar ile ( ya da ispatlayacağınız başka bir yolla) 10 yılı beklemeden de çıkabilirsiniz. hatta kira yılının ortasında da çıkabilirsiniz ancak "mahrum kalınan kira gelirinin tazmini" davası ile karşılaşabilirsiniz. burada da geriye kalan tüm aylar değil uygulamada şu an en fazla 3 ay kira bedelini ödemek zorunda kalabilirsiniz.

teknik olarak evet ama özel sektörse şirket pek yemez, kötü niyet diye düşünür.

yıllık iznimin bitiminde zatürreye yakalanmıştım bundan bir 4 sene önce 7 gün raporluydum. buna bile epe sıkıntı çıkarmışlardı, gerçekten hasta mıyım vs. kontrol etmişlerdi

Geçen sene bir cumartesi günü ameliyat oldum. Ameliyata hazır olmak için cuma günü izin aldım. Diğer ülkelerde nasıldır bilmem ama cuma günü izin kullanacaksan cumartesi için de senelik izninden gider. Yani cuma günü 1 gün izin kullanmış olursun ama toplamda 2 gün gider izninden. Fakat ben cumartesi günü ameliyat olup rapor aldığımda izin çizelgeme baktığımda 1 gün izin kaydı görünüyordu. Çünkü cumartesi doğrudan rapor almıştım. Güzel bi ayar çekebilirsen rapor alabilirsin.

Alırsın, yıllık izindeyken bile rapor alabilirsin. Çok kıllık yapmak isterlerse raporunu bir de işyeri hekimine teyit edebilirler ama çok düşük bir olasılık.

@silah taciri

Raporluyken yıllık izinden kesemezler. İtiraz edip düzelttirin.

@kumulatifvergimatrahi raporu alınca yıllık izinden gitmedi zaten. otomatik olarak 1 gün olarak işlemiş yıllık izin.. rapor olmasa 2 gün olarak gösterecekti.

Kediler kısırlaştırılsa bile böbreküstü bezlerinden bir miktar testosteron üretmeye devam ederler, o nedenle bu hareketleri normal.

bizim kediyi de ilk aldığımızda hemen kısırlaştırdık (1,5 yaşındaydı) ama 1-2 sene daha o hallenmeleri pipi yalamaları devam etti. sonradan öğrendik ki bize vermeden önce kediyi çiftleştirmişler o yüzden hormon seviyesi yüksekmiş. yıllar içinde geçti hallenmesi şuan 8 yaşında bir dana:)

Etrafımdaki erkek ev kedilerinin büyük çoğunluğu bu haldeler. Kimisi bebekken kısırlaştırıldı, kimisi yetişkinlikte. Biraz tatsız bir durum tabi hayvan için de sizin için de.

yok kısır olan ve kızların koluna hallenen kedi gördüm :) ısırıp bir süre git gel yapıp bırakıyordu.

kedinin kısırlaştırıldığını siz ve veteriner biliyorsunuz ama kedi henüz bunun farkında değil.

hormonların yerine oturması biraz daha zaman alacak anlaşılan.

kedi şapı kullanabilirsiniz. bizim topalakta böyleydi. şapı yeyince emekli olmuş yarbay gibi oldu.

Ah bizim bebik de aynı yaşlarda ve aynı hareketler mevcut. İnsan üzülüyor çok haklısınız. Yapacak bir şey yok ne yazık ki.

Arnavutça bildiğim kadarıyla bir balkan dili değil, yani hırvatça sırpça makedonca ile hiçbir bağlantısı bulunmayan bir dil. hatta çevresindeki hiçbir ülkenin dili ile bağlantısı bulunmuyor. türkiyedeki arnavut göçmenlerin derneklerine bakabilirsiniz, belki onların kursu vs. vardır. veya arnavutluk büyükelçiliğine sorabilirsiniz.

Yukarıda da denildiği gibi Arnavutça Slav dili değil. Dolayısıyla Boşnakça-Sırpça-Makedonca-Hırvatçadan farklı. Kosovalıların da büyük kısmı Arnavut. Kosova dernekleriyle de irtibat kurabilirsiniz

beşiktaştan. bujiterileri bakın

diktirmek istersen, instagram ismiyadeteks

lösev dükkanda çok güzel fermuarlı bez çantalar vardı isterseniz bakın. hem paranızı iyi bir yere harcamış olursunuz :)
www.lsvdukkan.com

Suud Collection’da var bi kaç model. İnternetten bakın.

beklentiniz ne ise büroya açıkça taleplerinizi belirtin.zaten size kısaca kendinizi tanıtmanızı söyleyecekler.

bir de dikkat edin icra elemanı arayan hukuk bürolarına başvurmayın.zira staj boyunca icra işleri ile uğraşırsınız.içinize sinmeyen bir yere de girmeyin.

stajerlere ne iş yaptırdıklarını açıkça sorun. eğer departmana stajyer alıyorlar ise (danışmanlık mı dava mı vs.) bir kere belirtsinler. yani siz aldıkları stajyer pozisyonu sadece ofiste kalıp tercüme mi yapıyor, kvkk raporu mu yazıyor ,M/A DD'si mi yapıyor? yoksa adliye işleri vs. de yapıyor mu onu belirleyin. eğer daha çok dava yapan bir ofis ise dava çeşitliliklerini sorun, hangi tür davalara bakıyorlar, sadece iş davaları mı yoksa ticaret aile vs. var mı. ayrıca davalarda stajerlere ne kadar sorumluluk veriyorlar, bu şu demek stajyer örneğin dilekçenin sadece uyaptan sunulmasını mı yapıyor, adliyeye gidip ayak işi mi yapıyor, yoksa bir dosyada basit dilekçelerden başlayıp zamanla daha önemli dilekçelerin yazımını (avukat kontrolünde yapıyor mu? yani dilekçe yazmayı öğreniyor mu? sonra ofiste avukatlar kaç yıllık? sadece junior avukatlar var ise sorun, zira onlardan bir şey öğrenemezsiniz, onlar zaten birşeyler öğrenmeye çalışıyor. deneyimli kıdemli kaç avukat var? stajyerlerin avukat olma yolunda kişisel gelişimine dikkat ediliyor mu? seminer vs. olduğu zaman gitmeniz teşvik ediliyor mu? yoksa işten kaytarıyor gözüyle mi bakılıyor?
yemek/yol ücreti veriliyor mu? stajyere ayrıca ücret vermeyen benim sizden para almam gerek ben size öğretiyorum tavırları sergileyen yerlerden uzak durun. elbette büyük paralar vermezler ama bi asgari ücret versinler en azından.

acilen kov

Kovun tabii ama kibar bir dille tabi. Annenize de söyleyin yüz vermesin kimseye.

Ben olsam öksürmeye başlardım yanlarına gidip, geçen görüştüğüm bir arkadaşım hasta çıkmış hastaneye yatırmışlar der biraz endişe etmelerini sağlardım. Kendileri kalkıp giderler zaten.

@GoodMorningTeacher, yok bunlar koronayı tanımıyor.. Çocukları başka şehirleri dolaşıp bunlara geliyor, bunlar da ailecek sağda solda geziyor. Çok cahiller ya. Keşke ihbar etme şansım olsaydı.

Öksür ve ağzını kapama +1

Yok yine gelir onlar, hatta sizin ne kadar kötü bir evlat olduğunuzu anlatmak gibi yeni bir bahaneleri olur. Kendi çocukları engelleyebilir ancak çıkmalarını. Bizde de aynı modelden var, oradan biliyorum.

polisi/zabıtaya şikayet edin ceza yesinler. bak o zaman geziyorlar mı

Evde yokuz numarası yaptır annene ama numara yaptığınızı anlasınlar. İstenmediklerini eşek değillerse anlar giderler.

Direkt kovun.
Açık açık söyleyin diğer türlü anlamıyorlar.
Düşünecek bişey yok. Kovmazsanız sonra siz pişman olabilirsiniz.

Yanlarina gidip oksurukle bog onlari.

"Susma haykir ageism vardir"

Arkadaşlar, öksürün demişsiniz ama gaz çıkarmaktan dahi anlamayacak derecede cahil insanlar var, artık kimse umursamıyor. Şu an bulunan gruptaki tüm yaşlıların kronik rahatsızlığı var ama işte laftan anlamıyorlar. Annemde yukarıda dendiği gibi 'ama onlar arkadaşım' kafasında. Gittiler, tekrar gelmezler umarım. Kendi çocukları da kendileri gibi cahil tüm Türkiye'yi geziyorlar. Böylelerine bir şey olmaz dikkat eden insanlara olur.

Tahminim şu şekilde banka size hesap açar 60 ı oraya yatırırsınız kaln 40 ı nçbanka transfer zamanı üzerine ekleyip alıco hesabına yollar elden olan işlemleri kabul etmez. Ben banka olsam öyle yaparım.

Mesela şöyle bi durum da var, vergiden dolayı müteahhitler sınırlama koyuyor. Max 150 bin kredi çekebilirsin gibi. Evin fiyatını düşük gösteriyorlar değer ne biçilirse biçilsin

Kredi miktarı için müteahhitler sınırlama koymaz. Bankanın uzmanı gelir eksper raporu çıkarır. Evin bedeli şudur der. O bedel üzerinden kredi çıkar.

@himmet dayi Resmi bişey değil zaten benim dediğim 150 binin altında kullancaksan al evi yoksa alma diyorlar

yeni aldım, banka sana 40 bin kredi çıkartıyor bankada hesap açtırıyor o hesapta bloke duruyor para. tapu işlemleri tamamlanınca sen bankaya bildiriyorsun banka hesaptaki parayı satıcının hesabına geçiriyor. Evin üzerine de çektiğin kredi miktarı kadar ipotek koyuyor. yani o 40bin fiziki olarak senin eline hiç geçmiyor.

wendyangelamoiradarling +1

Banka kredi müracatı/ expertizin gitmesi / banakdan çekilebilecek toplam kredinin hesaplanması gibi işlemler 3 4 gün sürecek. Sonrasında hesabınızda 40 bin lira krediyi göreceksiniz ama kullanamayacaksınız.

Evi satacak adam 60 binlirasını sizden almadan tapuda imza atarsa atar ama atmazlar genelde. Özetle siz elinize bir şey geçmeden parayı elden veya havale ile satıcıya gönderecekseniz sonra satıcı evi üzerinize geçirtecek imzayı atacak tapuda sonra tapudan bankaya gidecek işlem ( 1 saat civarı sürüyor bu arada bankada kredi ile ilgilenen kişiyle konuşulup işlem hızlandırılabilir kontrol etmesi için ) sonra banka onaylayınca o diğer miktar da adama geçecek. Yani siz elden verirken riskli oluyorsunuz ama satıcı pek risk altında değil sonuçta kredi hazırda çıkmış olarak bekliyor.

Işte ben tam da bunu soruyorum. Bankanın yatırdığı hariç benim elden verdiğim kayıtsız mi oluyor. Yani saticiya 2 yerden mi para gitmiş oluyor. Yoksa ben de elden verecegimi bankanın kredi için açtığı hesaba yatırıp tek kalemde mi yatırıyorum.

genellikle 2 farklı hesaptan gönderilir para, 60bin i kendi bankandan çekip kredi çektiğin banka hesabına da yatırabilirsin sanırım, ama yine kredi çektiğin banka ile teyit etmende fayda var.
hiçbir zaman elden verme mutlaka banka aracılığı ile gönder, elden vermek zorunda kalırsan şu evin satışı için şu kadar bedel elden aldım vb. gibi bir yazı imzalat

siz elden ya da bankadan eft/havale şeklinde vereceksiniz, kalan da bankadan işlem sonunda blokeyi çözdürüp öyle geçecek. yani 2 ayrı şekilde

elden verirseniz evet kayıtsız gözükecek, banka kanalıyla açıklamaya "x ada y parsel z bağımsız bölümdeki mülkün satış işlemine istinaden" şeklinde gönderirseniz kayıtlı olmuş olur.

O zaman tapu dairesinde ben 60 binlik kısmı eft yapacağım. Adam imzayı atacak sonra bankaya haber vereceğiz satış oldu diye banka 40 binlik krediyi yatıracak.

Söyle de bir durum var tapu dairesinde tapu memurundan önce para alışverişinin bitmesi lazımmış. E ben adama beklerken parayı yollamam lazım, adam orda cayarsa ne yapilir

bankanın avukatı da geliyor zaten bankayı düşünme çok sen.

aranızda sözleşme vs bir şey yok mu?

Arada emlakçı var muhtemelen bir emlakçı sözleşmesi olacak. Ben dedim bi tapunun resmini yollayın belediyeden ve tapudan bir sordurayim daha sonra şartlar uygunsa konut kredisine başvurayım. 260 nakit 100 banka kredisi olacak. Ev 340 artı 13 lira tapu ve emlakçı parasi ile 360 olacak işte. Ben diyorum ki nakit kısmı tapuda adama vereyim imzayı atsin sonra gidip bankadan aldım kredi miktarını. Yanlış mı düşünüyorum. Onden benim vereceğim parayı bankayla yollamak her ne kadar mantıklı olsa da riskli geldi bana. Elden verirsem de kayıt yok ama tapu memuru para alışverişi tamam mi tamam dendikten sonra geri dönüş yokmuş. Yani elden vermek mantıksız olan yol ama daha garanti geliyor saçma bi durum.

@filinta61 paranın banka yoluyla değil de elden verilmesi sana daha güvenli geliyorsa bu hayatta eninde sonunda dolandırırlar seni dikkat et

Parayı niye elden veriyorsun? Bankadan gönder. Ayrıca tapu takas sistemi var, ona bak bir de.

Eğer satışı gerçek değerinden daha düşük gösterirseniz her türlü risk var, kredili kısım için değil, elden ödenecek kısım için.

Ha ama yok satışı tam değerinde gösterecekseniz zaten devletin tapu takas sistemi var.

Parayı elden vermek değeri düşük göstermek için değil efendim. Böyle bir düşüncem yok olmadı da, olmaz.

Ben, bu alış veriş imza işinin aynı zamanlı olmasını sağlayan tek seçeneğin parayı aldın mı diye sorulduğunda al para diyip , aldım tamam denmesi en mantıklı ve güvenli yol olarak göründüğü içindi. Keşke para ve kredi aynı hesapta toplansa da yatırılsa. Neyse zaten bir sonraki duyurumda dediğim gibi yine o seviyeye gelemedik.

Tapuya şerh koydurulması gerekiyor. Ev sizin üstünüze yapılacak ama üvey anne için şerh konulacak ölene kadar oturma hakkı vardır diye.

Baban ölürse babanın tüm mallarının 1/4 ü üvey annenin, 3/4 ü ise senin olacak. Tek çocuksun diye anladım.
Üvey anne 1/4 ile ölürse çocuğu olmadığı için kardeşlerine ve çocuklarına vs kalacak muhtemelen (miras hukukunda alt soy üst soy kısmına bakmak lazım). Ama evi senin üstüne yaparlarsa bu sıkıntı olmaz.

evin mülkiyeti eşinde olursa sana hiçbir şey kalmaz, eğer çocuğu yoksa eşin anne/babasına (hayatta iseler) ve kardeşlerine kalır. en güvenli yol evin senin üstüne yapılması.

senin ustune yapmamalari halinde kardesleri haklarini alir. evi sizin ustunuze yaptirin ve bir avukatla gorusun

bisikletçiler özellikle uzun yol bisiklet sürerken kesinlikle sırt çantası taşınmaması gerektiğini söyler. çünkü o çanta 200 gram ise 2 km sonra 2 kilo olur ve sırtınıza çok zarar verir. ayrıca dengenizi bozar.
diğerleri için bir şey diyemiyorum, ancak tchibo'da çok güzel spor/kamp çantaları vardı, onlara da bakabilirsiniz.

Ya acikcasi ben bisiklette baska siet cantasi 3-4 gunluk kisa tatillerde baska sirt cantasi kullaniyorum. Yani en basiti boyut olarak farkli amaclar gibi geldi bana ama. Bsiklet sutrerken ne koyacaksiniz mesela cantani icine? Ona gore fikr verelim :)

invictae+1

bisiklette termos, atıştırmalık bi şeyler vs. gibi küçük şeyler koyarım. ama bisikletle kampa vs gidersem yine içine bi şeyler koymam gerekebilir. o yüzden tek atıp hepsini birden çözmek istedim.

ben o zaman bisikletle gezileriniz için mutlaka bisiklet çantası almanızı tavsiye ederim. böylece uzun yok sürüşlerinizde sırtınız rahat olur ve istediğiniz her şeyi bisiklette taşıyabilirsiniz. decathlonda veya tchiboda güzel hafif ve kullanışlı çantalar var bakabilirsiniz

merhaba biz suadiyedeki evimizden Eylül ayında çıkıyoruz, Suadiye Marmaray dibinde ev. sanırım yeni kira 3250 TL olacakmış. daha ilana çıkmadı Emlakçı. Eğer Suadiye olur derseniz kira uygunsa ve yeni ev derdiniz yok ise (bina eski 3 katlı ev, ama evin içi oldukça yeni ve geniş balkonlu bir ev) düşünebilirsiniz.

Suadiye'deki ev tutuldu.

ali ağaoğlunun konuyla gili bir söylemi vardı; zamanında inşaatlarda kullanılan kumların tamamı deniz kumuymuş billi bir tarihten sonraki yapılar daha güvenli vs. şeklinde. onunla ilgili olabilir.
gerçi örnek verdiğim kişi de.. neyse..

2000 yılı sonrası deprem yönetmeliğine tabii tutuldu evler. 20-25 sene aşırı eski değil bence. Yine de etraflıca düşünün derim..

eski evlerin bazılarını kötü yaptılar doğru
ama hepsi de kötüydü demek olmuyor.

her sektör gibi köşeyi dönmek isteyenler içine etti.
ben çocukken (80-85 dönemi) istanbulda pek yabancı müteahhit yoktu, sonra laz müteahhit doluştu, deniz kumu binalar yaptı, içine etti şehrin.

Bizim oturduğumuz evi,babamın itü inşaattan arkadaşları yapıyordu, ethem efendi caddesindeydik, babam hangi Richter ölçeğindeki depreme kadar dayanıklı falan biliyordu, sakin olun diyordu bize.

yandaki apartmanı laz amcalar gelip yaptılar, onun için aynı şeyi söyleyemem.

şans işi.

corc +1
ayrıca yönetmelik 2007 de değişti. 2012 de revize edildi.
yeni evler tercih sebebi, eski evler ise geri dönüşüme girmek zorunda kalacak bir şekilde ve o 150binlik fark sana 200 veya 250bin tl olarak geri döner.

Yanıtlar için teşekkürler. Peki evin deprem raporu gibi bir şey olabilir mi? Öyle bir belge istesek mümkün mü?

merhaba aynı yerden biz de ev bakıyoruz, şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim seyler.eksisozluk.com
hangi inşaat müh ve bu işi bilen arkadaşımla konuştuysam binaların 2012 yılından sonra yapılmış olmasına dikkat edin illa sıfır bina olmasına gerek yok diyorlar.

bence gayet güzel

Harika

Ben de beğeniyorum. Neresi garip ki bunun, garipse bu garipliğin yaşla ne ilgisi var?

ben boyle giyiniyorum ve boyle seviyorim. sanirim 50 yasina gelsem yine boyle giyinicem, baska turlusunu sevmiyorum.

Sade ve rahat bir tarz, ben çok severim.

bunun nesi garip kot tişört işte. valla 35imi geçtim hala böyle giyiniyorum. aynı kombini içinde rahat ettiğin sürece 60 yaşında 70 yaşında da giyebilirsin.

Bana ergen gibi geliyor. 28 yaşındayım ve giymem kısa tişört. Güzel durmuyor da zaten.

kötü 10 sene öncenin modası

bence şık duruyor. kadına saldıranlar da salakmış. sağlam bir göbek olmadığı sürece bu kombin bence gayet güzel.

100 yaşında da giyersin ki bunu

38im ve boyle giyiniyorum, garip karsilandigini bilmiyordum :-/

1995 modası

Hiç garip durmaz açıkçası. Fotodaki mankene bayağı yakışmış bu arada.

29 yaşındayım, göbeğimi açabilmek için diyete başladım :( şişko olmasam ben de giyerdim.

Kilo sorunu yoksa her yasta olur
Gayet de guzel bi tarz. Sade ve hareketli

Ayrica su 30 ustu kadinlari elestirenler de hep 18-23 arasi falan insanlar. Bunlarin kendileri 30 olunca birden o yas gozlerine kucuk gelir eminim. Sanki hep 20 kalacaklar

kot tişört giymenin de yaşı mı olurmuş? +1

29 yaşını bir gün geçince tüm kıyafetleri verecek miyiz?

Bence garip durmuyor, standart bir kombin işte. Göbeği açık olmayan halini 70li yaşlardaki kadınlarda görüyorum hatta.

bahsettiğiniz forum kadınlara özgü bir forum mu? kadınlar kıyafetlerde kusur bulmaya daha eğilimli :)

bu kıyafet türkiye'de modern erkeklerin %97,4'ünü rahatsız etmeyecek bir kıyafet.

ben de gayet güzel buldum.

29 yaşındayım, serbest günlerimde böyle giyiniyorum. Uzun tişört sevmiyorum. Göbeğim olmadığı sürece 2 sene sonra da aynı şeyleri giyerim muhtemelen.

Bence bu kombin güzel değil.

Çizgili kısa tişörtler cidden ergen gibi duruyor. Ama mesela bir adet tığ işi firil firil askılı hafif kısa bir bra olsa ne giyilir.

Göbek açmak opsiyonel ama kot tişört'ün yaşı mı olur ya :S

semizotu. salatası da olur yemeği de.

kısır

temelden başlat.
kuru+pilav+cacık

Borek cesitleri (ispanakli, patatesli vb) ve Ege mutfaginin pek cok uyesi olabilir.

Kuru-pilav. Gerci en guzeli ya kuzu etiyle ya pastirmayla olur ama etsiz de idare eder. Bir de mercimek koftesi.

mercimek köftesi
bayılıyorlar bol maydonozlu soğanlı nefiss

Mercimek köfte,
Kısır
Ispanaklı börek
Barbunya pilaki
Tam zamanı z.y. enginar

Her yemek lezzetli gelir, seviyeyi cok asagidan baslatiyoruz cünkü.

Saka bir yana, semizotu genelde cok cok az biliniyor Almanya´da (portulak). Cevizli taze semizotu salatasi yapin, domates yerine cilek ekleyin. Cok Türk yemegi olmaz, ama harikadir yaz günlerinde.

Ben ispanakli borek yapiyorum, hepsi aglayarak parmaklarini yiyor.

Mercimek koftesi yine herkes tarafindan begeniliyor.

Yemek olarak, ben genelde Dogu Anadolu yemeklerini yapiyorum, eti cikartarak tariflerden. Kuru dolma ornegin! Sogan dolmasi da biraz ugrastiricidir ama cok lezzetlidir.

Narli mas salatasini da tavsiye ederim yine Dogu Anadolu mutfagindan.

Kuru domatesli salata ya da cok iyi zeytinleri kullanarak yaptiniz basit salatalar da kurtaricidir. Malzemeyi kaliteli ve taze secerseniz, cok begenilecektir. Zira Almanya tüm Avrupa kitasinin en kotu en ucuz malzemelerini topluyor, kaliteli sebze-meyve bulmak cok zor is.

Zeytinyagli barbunya yemegi gibi klasik zeytinyagli tabaklarini da yapabilirsiniz.

mücver,
yaprak sarma
köz patlıcan salatası
köz kırmızı biberli bişeyler

genel olarak soğuk mezelerden git ve her şeyin içine ceviz+zeytinyağı+kekik bas.

Mercimek çorbası
Taze fasulye
Börülce salatası
Kuru fasulye
Nohutlu pilav
Patates salatası
Gözleme

Youtube’da Chelsea Elizabeth var, vegan. En sevdiğim Türk yemekleri diye bir video yapmıştı.

İc baklali enginar.
Zeytinyagli taze fasulye
Koz patlican salatasi
Nohut/fasulye
Turlu

Alman vegetaryan arkadasimiz gelince yaptigimiz seyler bunlar. Her seferinde bayiliyor:)

Zeytin yağlı biber dolması veya kabak dolması
daha sevmeyen yabancı/türk vegan görmedim.

patlıcan sevdiği için imambayıldıda karar kıldım fakat önerilerinizin hepsini bir kenara yazdım hepsinin zamanla tarafımca pişirileceğine emin olabilirsiniz.

@orijinal cacığı çok severim fekat vegan sınıfına girmiyor maalesef. kuru pilavı çok sevmesem de yapabilirim bir ara.

@wendy, maydanozlu bir şey pişirmem/yapmam için maske takmam gerekir. maskelerimi bunun için harcamak istemiyorum. :p

@zorro, enginara bayılırım. bunu ben de düşündüm aslında. güzel bulabilirsem bir ara bakayım.

@buf, maş salatası bayağı güzel (ve basit) bir şeye benziyor. bunu aklımda tutuyorum.

@65 derece, köz patlıcan salatası şu hayatta fenerbahçeden sonra en sevdiğim şey olabilir ama maalesef alevli ocağım yok.

@cursor, onları yedik. ^^

hepinize tekrar teşekkür ederim. iyi günler!

bayramda pastane ve tatlıcılar açık olacakmış.Ama sizin yapmanız daha büyük bir jest olur tabii ki.

Basit pandispanya yapın. Arasına pastacı kreması.
Süsleme önerisi istiyorsunuz. El beceriniz varsa Migros'larda hazır şeker hamurları var, o hamurlardan eşinizin hobisine uygun şeyler yapabilirsiniz.
Benim el becerim yoktur. O yüzden kızımın doğum günü pastasının üzerini lego ile süslemiştim (öncesinde yıkadım tabii). Aslında siz de eşinizin hobisi ya da hoşlandığı şeylerin mini figürlerini alıp pastanın üzerini süsleyebilirsiniz.

pandispanya arası bol taze çilek ve krema, üstünü de çilekle döşeyebilirsiniz, tam sırası. Şu tarz mesela www.lezzet.com.tr (tarifi uygulamadım)

Borcamda olur derseniz tiramisu çok güzel olur tabii. Biraz altta harf şeklinde pasta sorusu var, eşinizin adı basit bir harfle başlıyorsa onu da deneyebilirsiniz.

@SiyamkedisiZorro Pandispanya yapabileceğimi düşünüyorum ama şeker hamuru ile çalışamam sanırım. Benim de hiç el becerim yoktur.

@whoosie gönderdiğiniz görsel oldukça güzel bir fikir. Harf pastayı ben de düşünmüştüm güzel görünüyor da düz pasta bile yapmadığım için harf daha zor olur diye düşünüyorum.

Şeker hamurunu boşverin, güzel bir kremayla süslemek daha güzel. (Süsleme kreması için en kolayı biraz katı bir krem şanti çırpmak olur, spatulayla düzleyerek ve varsa sıkma uçlarıyla şekil verirsiniz.) Bulutağacı'nın pasta süslemelerini baya seviyorum ben, fikir almak için siz de bir bakın isterseniz, bir de güzel pandispanya tarifi var, onu ekliyorum:
bulutagaci.blogspot.com

@kobuzchu kiz - Çok güzel görünüyor. Teşekkür ederim.

etrafına rulokat ile duvar örülebilir ekstradan.

ganajjsız pasta olmaz, olursa da ona pasta denmez. tecrübesiz biri için uğraştırıcı olabilir ama eşini ağğdeta pastaneden alınmış bir pasta ile mutlu etmek istiyorsan pastanda ganaj kullanmalısın. ganaj trick'leri için sözlükteki başlığa bakabilirsin.
(bkz: ganahce)