elektrikçi çağırmanız gerekir. evin içine kablo çekecek.

Turknet'in websitesinde şöyle bir ifade var
>>> En sık yaşanan aksaklık Türk Telekom ekibinin hattı ankastre dolabına (bina telefon kutusu) kadar getirip sizin oturduğunuz daire kablosuna bağlantıyı yapmaması

Turk Telekom yapması gerekeni yapmış mı yapmamış mı nasıl anlayabilirim? Durduk yere elektrikçi çağırmak istemem onlar işini bitirmediyse henüz

sizden önceki kiracılar çıkarken aboneliklerini iptal etmişlerdir. eve gelen kabloyu da sökmüş olabilirler. ya da bir yerlerde kablo vardır belki, gözünüzden kaçmıştır. telekomcu falan gelmez bence. elektrikçi halleder yarım saatte.

aynısını yaşadım, mecbur elektirikçi çağıracaksınız.

Bir tatlının üstüne rendeleyebilirsin.

eğer elindeki tek şey buysa sadece şeklini değiştirebilirsin :P

benmari yapıp meyve bandır ye en pratik. muz, çilek falan.

sufle
yumurta beyazı ve şekeri kabartıp çırp
içine benmari erittiğin çikolatanı ve cok az unu da katıp havasını söndürmeden karıştır
on dk pişir

Cikolata kapli cilek tabii. Benmari usulunde cikolatayi eritip, temizlenmis cilekleri bandir, ters cevir buzdolabina koy. Bu kadar.

sufle+1
çok kolay ve çok lezzetli.

ben benmari usulü erittikten sonra biraz süt, tarçın, bal, badem falan ekleyip şeklini verdikten sonra buzdolabına attım, sonra çıkarıp yedim. tat olarak snickers, mars gibi bir şey oldu ya, baya da beğenmiştim.

evet. hacklenmiş sanırım.

Türk kahvesi içiyorum. Yanindaki lokumlar çok guzel oldugu için.

cold brew. buz gibi ohhşş.

içmek istedigim white mocha chocolate çünkü tadı süper
içtiğim chai tea latte çünkü nispeten kalorisiz

americano içiyorum genelde. şekersiz ve sütsüz, kalorisiz olduğu için.
(bkz: intermittent fasting)

sütlü filtre kahve (misto diyolla sanırım), yoksa americano

çünkü: standart kahve, süt. uçar kaçar değil standart insan içeceği. Öğrencilikten kalma bi alışkanlık da olabilir tabi zira en ucuzu o sanırım.

latte; seviyorum.

chai tea latte susuz soya sütlü ve naneli.

yaz: caramel frappuccino
kış :chai tea latte, latte ya da sütlü filtre kahve

Yazları Frappucino (karamel )
Kışları Latte (karamel ) yanina da mozaik pasta.

Caramel Macchiato

Mocha

Filtre kahve

Misto. Çünkü uykumu açıyor, tadını seviyorum.

chai tea latte susuz soya sütlü ve naneli +1

Bunun tadını çok beğeniyorum ve farklı geliyor bana. Zaten starbucksa sadece bunu içmek için uğruyorum açıkçası.

soğuklardan cool lime, sıcaklardan americano içiyorum. hoşuma gidiyo.

Lattesini içerim bir tek. Severim.

hep bildiğin sade filtre kahve. bazen espresso. şeker kesinlikle yok. yılda bir de sıcak çikolata belki...

sütlü kahve falan pek sevmiyorum.

çoğunlukla filtre kahve. nadiren çay çeşitleri.

Laktozsuz latte, çunku hem ayılmak, calismak istedigim hem de tok tutsun biraz dedigim zamanlar icin ideal oluyor bana.

Tek amacim uzun sure dinc kalmaksa da amerikano ya da filtre kahve sade olarak

ristretto bianco

Filtre Kahve. Çünkü süt içermiyor.

Sütlü filtre kahve çünkü süt içeriyor.

kısa süreli oturacaksam espresso, diğer türlü americano. sert seviyorum, şeker sevmiyorum.

Sade filtre kahve, küçük.

Çünkü o pahalı olanların farkı ne, değer mi bilmiyorum. Tatlılarını gömüyorum ama

kafeinsiz moka veya latte
kafein acaip dokunuyor cunku

chai tea latte - içinde zencefil var

americano- kalorisiz diye.

soğuk ne var diye soruyorum bi şeyler geveliyolar ondan içiyorum. neden bilmiyorum genelde starbucks'a girdiğimde çok sıcaklamış oluyorum.

filtre kahve içiyorum. standartlarını bozmuyorlar. tercih sebebim.

americano. çünkü kahve içmek istiyorum ve kalorisiz.

americano içiyorum çünkü süt ile aram iyi değil. tatlı bir şey içmek istersem de refresha.

Birazdan bilen biri gelir. Ama bence hazır meyve suyu icmektense çok geç saat olmadan direkt meyve yeseniz daha iyidir.

Tatlı, pilav, ekmek çok tuketmiyorum uç kilo bile veremedim. Siz nasıl başardınız?

İçeceğin 1 bardak meyve suyu neredeyse 30 gram şeker içerir, senin için lüks bence bir bardak meyve suyundan 30 gram şeker almak.

Kuru meyve+kuruyemiş kombosu tatlı krizlerine birebirdir. Ama bir avuç. Felsefe basit ihtayacından fazla kalori alırsan kilo alırsın.

Hocam 8 yemek 10 da meyva veya bi avuc badem yesem okey dimi.

ben 3 kilo veremiyorum siz nasil verdiniz 10 kiloyu bize de formülü söyler misin? Nasil diyet yaptiniz?

Ben hep abuc cubur tatli kola pilav falan yerdim onlari yemedim. Ekstra bir sey yapmadim baska.

Egzersid de mi yapmadınız? Bir de bu saydıklarını ara ara yediniz mi yoksa iki ayda sıfır ekmek, kola mı?

Atıyorum patlican yemeği var yemeğin yaninda pilav/makarna ve ekmek yemeden sadece patlican yemeğini mi yiyorsunuz?

Corba salata ve patlican yiyodum.

Ekmek makarna yok.

babam11 diye kupon kodu vardı, dene bir.
www.n11.com

Donanimhaberde satiliyor, bulabilirsiniz. Dikkat edin ama güvenilir birinden alin

seiko güzel markaymış. bu fiyata bile al bence

Paketlenmiş her ürün gibi bu da zararlı, monosodyum glutamat var içinde benim de bildiğim. ama lezzetli ve pratik oluyor evet. onun yerine kendiniz de baharatlayabilirsiniz. tuz karabiber kimyon kekik biberiye vs koyarsanız lezzetli olur.
edit: tavuk but, patates, domates, doğranmamış diş sarımsak, soğan, biber atarsanız harika oluyor.

fırın poşetinin çeşnilerinden çok, kendisi zararlı diyorlar, ama ben çok severek kullanıyorum.

çeşnilerin de çok kalitesiz olduğunu sanmıyorum, knorr sonuçta, ne bileyim...

göğüs etinden ziyade bütün tavuk ya da but, baget falan yaparsanız daha lezzetli olabilir.
ama göğüs de güzel, yumuşak olur.

patates, biber, istediğiniz ve tavuğa yakışacak sebzelerle birlikte kullanabilirsiniz.

yalnız, mantardan emin değilim.
mantar hem çok su salar, hem de fırın poşeti içinde kıvamı nasıl olur bilemedim.

onu direkt fırın kabına mantar, üzerine biraz (aşırı az) zeytinyağı, mozarella ya da kaşar falan, onun üzerine de toz kırmızı biber şeklinde pişirmenizi tavsiye ederim.
kullanacağınız peynirin yağ oranına göre zeytinyağı hiç koymasanız da olur hatta.
içine küp küp doğranmış kapya ya da çarliston biber falan da ekleyebilirsiniz.

tavuğu da poşette yapın baharatıyla, sebzesiyle falan.

knorr ürünlerinin en büyük olayı, bulyonundan hazır çorbasına, çeşnisinden salata sosuna kadar tek numarası monosodyum glutamat.

msg dışındakilerin tamamı zaten kuru baharat, soğan sarımsak tozu falan. aktardan alıp kendiniz de yapabilirsiniz.

kyk'yı arayacaksınız, bilgi verirler. dediğiniz sebeple de olduysa dilekçe vs yazarsınız, yönlendirirler zaten. eğer tekrarda yatmaya devam ederse de yatmayan geçmiş aylarınki de toplu yatar.

www.diken.com.tr

seni kapsıyor mu bilmiyorum ama şöyle bir haber var.

veritaslibertas, 4 senelik kredi hayatımın hiçbir döneminde kykya ulaşamadım ben. ciddiyim. 1 saat aralıksız tekrarlarca aradığım zamanlar bile oldu. farklı numaralar genel müdürlükler denedim. dilekçe yazmadan muhattap bulamıyorum kendime.

Yatay geçişte kesilmedi mi? Ben de dgsyle geçiş yaptım 2 sene bittikten sonra kestiler, 4e tamamlayınca yani dgs ile okulumu kazanınca devam etmesi için tekrardan başvuru yaptım ve öyle başladı. Senin de öyle bir şey olmuş olabilir mi?

dedi ayca, yatay geçişte kestiler evet. devam etmesi için başvurdum 4 ay sonra tekrar bağladılar. ama o sırada 5. seneyi atladılar heralde. ve o 4 aylık kesinti toplu yatmadı.

doxanikee, benim de süre bitti gözüktüğü için kapsıyor hocam. son sneeo lsa bile normalde eylüle kadar alacaktım ama bu ay bitti.

İşe mi girdin ya da sigortan mı yattı?

intihar etsem de kendime gelsem, hayır

katılıyorum zurnanın son deliği, sonuçta küfür etmek güzel bir şey değil cinsiyetten bağımsız ama alfabe gibi bir şey bu kalıplar. Cinsiyetçi küfür olarak takılmak bence fazla marjinal.

cinsiyetçi küfür ne oluyor ben hiç anlamıyorum. ben de ediyorum bu küfrü. yani takılacağımız daha somut sorunlar var bence. ama bunun sınırını şahsi olarak sen ben belirleyemeyiz, kişi kendisi belirler. ki bence bunun sınırı zurnanın en zırt dediği yerden belirlenmeli ki bu tip ayrımcılıkları kökten kazıyabilelim. sen bugün bu küfrü mü sorun edicez dersin, başkası çıkar vagonlara gelene kadar cinayetler var der. anlatabiliyorumdur umarım.

bu biraz şey gibi. sokakta kuşlara yem atan insana afrikada insanlar ölüyor demek gibi.

kadın erkek eşitliği için canınızı vereceğinize cinsiyetçi küfür etmemeyi deneseniz daha kolay olmaz mı? gerçi cinsiyetçi olmayan küfür pek yok.

olaya tersinden bakmaya çalışın. o zurnanın son deliğini bu kadar normalleştirdiğimiz için zurnanın sonraki deliklerine sırayla sıra geldi. göle bile bir taş attığınızda, halka en küçükten başlayıp büyüyor ve dağılıyor. o en küçük halkaya dahi tepki göstermek, normalleştirilmesine, bu eril söylemin yaygınlaşmasına katkı koymamak gerekiyor ki o halkalar büyümesin. taşın atılmasına tepki göstermek asıl mesele ama o çok başka başlıklarda konuşmamız gereken bir alan bence. bu tarz ifadelerin gündelik dilimize çok yerleşmiş olması, kadın cinayetlerine/ayrı vagonlara vesaireye kadar götüren zihniyete hizmet ettiği ve katkı koyduğu gerçeğini değiştirmiyor.

böyle yaklaşırsak yapılan her şeyi normalleştirmiş oluruz, bu da çok tehlikeli bir bakış açısı.

küfür edilir edilmez bilmiyorum ama erkeklerin böyle konularda öncelik belirlemeye çalışması saçma görünüyor. hem alışkanlık deyip bir insan cinsini aşağılıyorsun, hem de aşağıladığın insanların önceliğini belirlemek de istiyorsun. takıntı yapıyorlar diyorsun.

can vermeye gerek yok kadınlarla empati yapabilmek lazım.

küfür etmek dışarıdan iğrenç görünen bi şey.
herhangi bi şeye de cinsiyetçi demek çok aptalca görünüyor ama :D
bu kelimeyi cümle içinde kullanan 10 kişiden 9'u laf olsun diye kullanıyor.

Bi yerden baslamak gerek. Belki de zurnanin son deliginden baslamak gerekiyordur.

az önceki duyuruya yazdığım koymalı küfür için bir yazar tepki göstermiş ki bence kesinlikle haklı. cinsiyetçi küfürler+adamlık muhabbetleri tatlı şeyler değil. ama şunlar şunlar var, sıra buna mı geldi?" bahanesine de katılmıyorum. bunlar böyle basamak basamak savunulacak, sırası gelecek şeyler değil. her koşulda savunulmalı, hiçbiri lüks değil. aynı şekilde veganlık, feminizm vb. de hepsi kendi cephesinde savunulmalı bana kalırsa.

kendini kufur kullanmadan ifade edememek buyuk sikinti.

Phoebe +1

"bursa'da kadınlara ayrı metro vagonları var" Cinsiyetçi küfürler ufak sorunlar gibi görünüyor, ya da sizin deyiminizle zurnanın son deliği gibi. Ama verdiğiniz örnekteki büyük durumlar da böyle "ufak" yanlışlardan doğuyor ve güç alıyor malesef.

Zurnanin son deligi degil. Sasilacak sey, bu kadar hice saymaniz, hele de böyle bir toplumda? kadincinayetleri.org

Bana göre de, dünyanin en büyük sorunu küresel mevsim degisikligi. Ne yapayim, bu sorun disindaki her seyi kücümseyeyim mi? Mesela kuraklik ve cöllesme artarken, Hollanda´daki gay nicin yeni haklar istiyor, daha önemli sorunlar var demeli miyim?

Sence kadini bu kadar asagilayan, kadina fiziki siddet uygulamayi her alanda sorunsuz olarak goren bir yerde, senin dilinle bunu desteklemen dogru mu?

Cinsiyetciligi kücümsemek, gecmiste kaldi, gercek degil demek, ya da su an yaptigin gibi "daha büyük sorunlarimiz" var demek cok tehlikeli bir sey.

Ayrica, düzgün konusarak kimseye bir iyilik yapmayacaksin.

Bizim üniversiteden bi kız arkadaş vardı .mına koyma cebine koy derdi.

dilin yapısı ve kültürel nedenler dolayısıyla, argo öyle şekillenmiş.

günlük hayatta ağız dolusu küfür etmek istesen, başka bir şey söyleyemiyorsun zaten.
ben bu tip şeyler yerine, daha geniş kapsamlı, daha iş bitirici şeylerden yanayım.
şimdi biri "a.ına koyayım" dedi diye, kimse gidip kadın cinayeti işlemiyor.
ama belki kadın cinayetleri konusunda net adımlar atılır, denetim artar, cezalar ciddileşirse, o zaman toplumda bu algı oluşabilir, insanlar yeni bir argo türü yaratmaya meyledebilirler.

yani toplum yapısı ve kültür değişmeden, dil de değişmez.
değiştirmeye çalıştığınızda, radikal kalır, sivri ve emanet durur.
ki öyle de oluyor zaten.

bizim ülkemiz için olayı biraz her türlü kuş ve leylek ilişkisi olarak görüyorum açıkçası.

Küfür dilden eğriliyor. Malesef bu ülkede cinsiyetçi olmayan küfür yok gibi. Benim bildiğim en ağır küfür "o.. çocuğu" cinsiyetçiliğin gibi. Ama yerine şöyle okkalı bir küfür bulamıyorum.

ettiğin küfür cinsiyetçi mi? evet,

küfür etmek kaba bir eylem mi? evet,

ne diye tepki gösteriyorsun anlamadım. hepimiz yeri geliyor küfür edebiliyoruz ama bunun savunulacak bir yanı yok, hele ki biri kalkıp da bize karşılık verirken küfür etmeden yaptığımızın yanlış olduğunu söylüyorsa bir durup düşünmemiz lazım. bahanelere sığınmak yerine. alışkanlıktan yaptığın bir şey olduğunu düşünsen de cinsiyetçi olduğu gerçeği değişmiyor sonuçta.

bu ülkede cinsiyetçi kelimesinin anlamını bilmeyen 30 milyon insan bulabilirim, hatta belki daha fazla da bulurum. sistemi değiştirmek konusundaki klişe burada da işliyor; bir sorunu üreten yapıyı değiştirmeden, yapı üzerinde kökten bir değişim veya reform gerçekleştirmeden sorunu çözemezsin. yani niyeti sorgulamıyorum ama bir karşılığı olmaz.

ben bunu söyleyene hak veriyorum. bu konuda da "elimden geleni yapıyorum. etmiyorum, ettirmiyorum. elim nereye kadar uzanabiliyorsa oraya kadar olan şeylere engel oluyorum." diye düşünüyorum. etmiyorum, ettirmiyorum. çevremde eden olunca da rahatsızlığımı dile getiriyorum.

Kufurleri acik acik yazinca silmisler asdgg
O zaman soyle diyelim. Kadin cinsel orgni yerine herkesin sahip oldugu delikleri uyaran kufurler kullanabilirsiniz bence.
Bir de birinin annesine kiz kardesine ya da esine tecavuz edeceginiz beyani yerine erkek akrabalarini siraya koyabilirsiniz. Dayini mikiim ne kadar tatli bi ifade oysa:) (bunu da silmezsiniz umarim. Biliyorum en basta agza tam oturmuyor ama zamanla verim alacaksiniz ve yillarca neden sadece tek bir cinsiyet uzerinden kufur etmisim, boyle daha genis bir yelpazeye hitap ediyorum diye mutlu olacaksiniz.

(Aslinda mikmek, mokmak, koymak filan da cinsiyetci cunku eril guce vurgu yapiyor bu nedenle cinsel organinizi degil kolunuzu bacaginizi kufurlerinize meze ederseniz tam super olur, bye)

cinsiyetçi küfür hassasiyetinin aşırı dangalakça bir şey olduğunu düşünmekle birlikte bakış açını sağlıksız ve mantıksız buluyorum. "ona gelene kadar bu var" diyecek olursan, çok fazla "olmaması gereken" şeyi meşrulaştırmış olursun. bu, sokakta tecavüze uğrayan bir kadın görünce, "yav ışid milleti seks kölesi olarak satıyor" deyip hiçbir şey olmamış gibi yürümeye benziyor. sonuç olarak, ona gelene kadar neler var... bunu her zaman, her şey için söyleyebilirsin.

küfür dediğin şey cinsiyetçi olur zaten bence, yani bunun özünde ahlaksızca ve kirli olması yok mu? evet küfür bazılarınca samimiyet olarak algılanıyor ama bunun temelinde bile "kibarlığa gerek bırakmayacak kadar yakın olmak" yatmıyor mu? ben "mna koyim" küfrünü sık sık kullanan birisi olarak kadınların "koyulacak" şeyler olmadığının bilincindeyim mesela. adı üstünde, KÜFÜR bu. çocuklar bu küfürleri duydu diye cinsiyetçi olmaz, bu eğitimle ilgilidir. bugün çok daha medeni, kadınların çok daha fazla saygı gördüğü toplumlarda dahi küfür dediğin şeyin çok büyük bölümü cinsiyetçidir.

kendi adıma konuşayım, bu tip saçmalıklara takıldığını gördüğüm kadınların büyük bölümü sikimsonik bir üniversitede sikimsonik bir bölüm okuduğu için kendini aydın veya önemli zanneden insanlardı. çok ciddi söylüyorum. duyuruda bile görebilirsin bunu. çok iyi eğitim almış, önemli yerlere gelmiş, çok fazla insan tanımış, kendine güvenen kadınların bu tarz bulşitlerle uğraştığını hiç görmedim. nerede vasat karı var, ağzını açsan CİNSİYETÇİ!1!1!! diye höykürüyorlar. bu mevzunun büyük bölümünün kompleksten kaynaklandığını düşünüyorum. şu sosyal medya feministleri kocasından dayak yiyen bir kadına destek olsun, bu sosyal medya feministleri sayesinde bir kadın daha iyi eğitim alma fırsatına kavuşsun, o zaman ben diz çöküp tövbe isterim, derim ki siz gerçekten çok kıymetli insanlarsınız, sağolun. ama bunların derdi öyle bi' şey değil, tek istedikleri mevzu çıkarıp kendilerini önemli hissetmek.

özellikle belirtmek isterim ki bu söylediğim herkes için geçerli değil elbette. muhakkak bu konuda çok güzel işler yapan değerli insanlar da vardır. onlara öpücükler.

cinsiyetçi küfür hassasiyetinin aşırı dangalakça olduğunu düşünmek başlı başına dangalakça bir davranış aslında.

"mna koyiyim" derken kadınların koyulacak varlıklar olmadığının bilincindeyseniz o küfürü etmeyin o zaman. yoksa emre belözoğlu'nun zamanında zokora'ya "pis zenci" deyip sonra basın toplantısı düzenleyip "içimden ırkçılık geçmiyordu yea, benim de zenci arkadaşlarım var :(" demesinden ne farkınız kalıyor?

üniversite bölümünden vasatlık çıkarımı yapıp cinsiyetçiliğe tepki vermelerini de komplekse bağlamanız karşısında ise nutkum tutuldu.

@luchetti, ahahaha birine pis zenci demekle iki erkeğin birbiri arasında "mna koyim" demesi aynı şey yani, öyle mi? sırf bana uyuzluk yapmak için her yazdığımın altına salak salak argümanlarla geliyorsun, kaçıncı oluyor bu. ayrıca evet, kendini gerçekleştirmiş ve özgüven sahibi olan insanların çok büyük bölümü böyle gerzekçe şeylere takılmıyor bunun aşırı duyar kasmaktan ileri gelen bir hastalık olduğunu bildikleri için. konu "cinsiyetçilik" ise müdahale edilmesi gereken son şey küfürlerdir. adı üstünde, küfür bu. cinsiyetçiliği küfre indirgemek de tipik karşı çomar kafası işte; kitapla fotoğraf çektirip yazar olduğunu zannetmenin başka bir çeşidi. KÜFREDERKEN AM FALAN KULLANMAYIN!1!!! deyince otomatik olarak cinsiyetçiliği yeryüzünden silmiş oluyorsunuz, çok faydalı bir iş yapmış oluyorsunuz falan. içi boş, tamamen anlamsız çabalar.

insanlığın en büyük düşünüş sorunu ne biliyor musunuz? her örneklemi kendi üzerinden meşrulaştırması. mesela 5 kişi tanımış hayatında, onlar "böyle" değil diye herkes aynı koşulda "böyle" olmayacak sanıyor. bu var ya gerçekten çok enteresan geliyor bana. mesela bazısı çıkıp, ben hiç böyle birini görmedim, böyle oldu diye kadına şiddet gösterilmez, çocuklar böyle böyle olduğunu görünce böyle düşünmez falan diyor.

ben de örnek veriyorum o halde. ben gönüllü olarak bir çok kadın derneğinde çalıştım. okuduğum bölümle alakası olmamasına rağmen; öğrencilik hayatımda gönüllü olarak "kadın çalışmalarına" katıldım ve hala katılıyorum. hiçbir şey yapamazsam bu konuda yapılan araştırmalardaki kayıtları deşifre ediyorum, -yani yazıya döküyorum- gönüllü olarak. bunlar söylenmesi doğru olmayan şeyler ama bir sürü örnekle karşılaştığımı vurgulamak için söylüyorum.

yıllarca şiddet görmüş, bir sürü kadın ve çocuk ile konuştum. bütün bunlarda gördüğüm şeylerden kendini en çok tekrar eden şu oldu. erkek, fiziksel şiddet uygulamadan önce hakaret etmeye başlıyor. sürekli şunu duydum; normalde küfür etmezdi ama 3 ay önce küfür etmeye başladı. sesimi çıkarmadım, kızgındır dedim, geçtim. sonra üstüme yürümeye başladı. sonra bir kere vurdu ve uzun süre vurmadı. sonra çok vurdu...

hiç vurmadığı halde sürekli küfür edeni de gördüm. sadece futbol maçı izlerken küfür edeni de. çocukların bunlara maruz kaldığında nasıl şiddete eğilim gösterdiklerini, oyun oynarken kendi akranlarına anlamını bilmediği halde küfür ettiğini, belirli hareketleri temsili olarak yaptıklarıyla da karşılaştım. bu konuda ortaya konulan çalışmalar da var.

yani yok kimse böyle olmaz, şöyle olmaz falan demek; boyundan fazla büyük konuşmak. durumu algılayamamak. yeri geliyor sosyologlar bile bir "şey "söyleyemeden bitiyor araştırmalar, o dönem için. bunu söylemeye geldim.

küfrün ne olduğunu ve neden edilmemesi gerektiğini sağ olsunlar bazı arkadaşlar açıklamış. işte o insanlar çok güzel insanlar.

benim yazdığım cevapta "pis zenci" demek ile "mna koyiyim" demek aynıdır gibi bir şey yazmıyor,
"pis zenci" dedikten sonra "ama benim zenci arkadaşlarım var yea, ırkçı değilim" demek ile "mna koyiyim" dedikten sonra "kadınlar koyulacak varlıklar değildir :(" demek arasında bir bağlantı kurmuştum, bunu bile anlamaktan acizsiniz.

her yazdığınızın altına salak salak argümanlar yazdığımın farkında değildim, nicklere dikkat etmiyorum. Ancak bundan sonra sizin nickinizi gördükten sonra pek fazla ciddiye alacağımı sanmıyorum yazdıklarınızı.

"aşırı duyar kasmak", "özgüven sahibi insanlar", "hastalık" anahtar kelimelerini kullanarak oluşturduğunuz kısıma ise maalesef cevap verme gereği duymuyorum.

Bunların arkasında hep bahanecilik var. Ondan bu tür kıytırık şeylerle uğraşıyorlar.

İngilizce biliyorsa CodeAcademy vb bir çok oluşum var.
Türkçe online içerik biraz daha sıkıntılı.

evet böyle yerler var. küçük yaş grupları için kodlama öğretiyorlar. bir tanıdığım öğretmen hatta böyle bir yerde. lokasyon belirtmemişsiniz, izmirdeyseniz yönlendireyim.

google da oldukça kurs çıkıyor " çocuklar için kodlama "

türkçe online içerik kısıtlı diyen arkadaşta sanırım mozambik için söyledi :)

İstanbul'da çok var. Örnek: www.makercocuk.com

fazlaca basitleştirilmiş online bir eğitim ama en azından ilgisini canlı tutabilir. www.acikakademi.com

Is aradim. Bulamadim. Silahli kuvvetlere merhaba dedim. Dondum. Is aradim. Bi kac ay sonra buldum.

askere gidin.

Üç ay yattım, gezdim, yüzdüm. Sonra işe girdim.
Bence askerlik yapın.

eee mezun oldum. 3 ay yattım kasım da askere gittim geldim 1 ayda istediğim iş de işe başladım. askerlik şart.

ayni bolumden mezun oldum, uc ay kadar dinlendim. yaklasik alti ay is aradim, cok da aramadim ama. gorusmelere gittim, is buldum calistim. sonra askerlik, tekrar okul hayati, yuksek falan.

senin yapacagin is zaten cok buyuk ihtimal yazilim, o yuzden yazilim yapan sirketlere de basvur issiz gezmemek icin, erkenden ogren yazilimci ne yapar, sirketlerde ne isler gerekir falan.

yeni mezun olunca bosluga dusmen normal. hayati sorgulamistim ben o uc ayda, peder lafla evden kovdu kac defa, ben mi bakicam sana bu yastan sonra is bul defol git diye. onlarin iteklemesi olmasa is aramazdim ama, iyi ki kovmus peder, kafa adam, psikolojiyi falan anliyor demek caktirmadan.

sırasıyla
1. iki senelik tecilini yaptır.
2. gez toz, tatil yap.
3. ağustos sonu - eylül gibi iş aramaya başla, en geç ocak gibi bulmuş olursun.
4. bir bir buçuk sene sonra yüksek lisans kovalamaya başla
5. işinden sıkıl, değiştir
6. bedelli bekle
7. yüksekten atılacak gibi olursan yenisine başvur hemen

hayırlı olsun. kuş gibi hafifsindir şimdi. önerim yok hayırlı olsun işte.

hemen kendine iyi bir tatil ayarla.

- böyle karadeniz bisiklet turu, likya yolu, motorsikletle asya düzlükleri, otostopla avrupa gibi ara sıra aklına esen planların varsa köprüden önceki son çıkış.
-sonra askerlik.
-askerliğin bitimine son 2-3 hafta başvurulara başla. mesleki anlamda biraz donanımlıysan zaten asker dönüşünde daha saçların uzamadan iş bulabilirsin.

ben okulu 2 sene uzatıp 2 senede işsiz gezmiştim. kötü yıllardı.

ama seninki gibi özelde iş imkanı olan bir bölüm değildi.

çok tebrik ederim. eminim büyük yük kalkmıştır üstünden. boşluk değil hoşluk hisset. zoru başardın.

rynair

otobüs: eurolines, flixbus

uçak: rynair,easyjet

alternatif: blablacar

Araba icin websitelerine bakin, fiyat cikiyor.

tecrübe odaklı bir şey söyleyebilecek yok mu? mesela araç sitelerine girip bakıyorum ama 100 dolar dediği şey sigorta ve yakıtıyla ne kadara mal olur kestiremiyorum.

Açılın tecrübe konuşuyor
Şimdii trenlerde tgv var fransanın hızlı treni oldukça hızlı ve pahalıdır bileti ne kadar erken alırsanız o kadar ucuz olur. Bölgesel trenler ise nispeten ucuz olmakla birlikte size çok zaman kaybettirebilir. Sncf'in sitesinden fiyat ve süreleri görebilirsiniz.
Otobüs trene göre çok ucuz. Ama süreden yine kaybediyorsunuz. Şöyle anlatayım dijon - paris için tren süre/fiyat 1.5saat/52euro iken otobüs 4saat/15euro. Ha hangi otobüs? Ouibusun bazı otobüsleri koltuk aralıları çok geniş dolayısıyla ćok rahat ama bazıları flixbus ise ortalama bir frima çok ucuz ve pratiktir.
Tavsiyem goeuro.com gibi sitelerden takip ederek tren otobüs beraber kullanın hangisi uygun olursa. Flixbus'ı da ouibus'ı da trenleri de defalarca kullandım. Hepsi de iyidir. Trenlerde tahmin edersiniz ki öngörülebilirlik daha fazla gecikme vs. neredeyse hiç olmaz. Otobisler de ucuzdur işte
en.voyages-sncf.com
flixbus.com
ouibus.com

interrail mükemmel bir deneyim oluyor. rezervasyon olayi da atta deve degil. 5-10 euro rezervasyon ücreti de ödeyiverin siz de.

öğrenci evinde iken aldığımız şarap kötü çıktığında gazozla karıştırırdık. ilk etapta denenebilir.

sıcak şarap yapın. yapımı çok kolay. hem çok güzel oluyor hem de içimi rahat.
edit: şargoz+1 o zaman

Bazen olmuyorsa olmuyordur,

Rose ile başlayabilirsin, Casal Mendes iyidir
Kırmızı istersen "Sevilen" diye bir marka var, fiyat performans konusunda inanılmaz başarılı geliyor bana. Gidip doluca ancyra falan alırsan içemezsin.
+ yemek ile tüketerek başla, et yemeklerinin yanında kırmızı şarap çok güzel gider örneğin.

10 yıldır sadece şarap içiyorum. Ağzıma başka hiç bir alkol sürmedim. Ben şaraba bir tema olarak yaklaşıyorum edebiyatı, tarihi, yapım şekli, yılı ve mezesi. İçerken adeta konsantre oluyorum ve o şekilde çok keyifli oluyor.

şarap sevmiyorum ben. buruk şaraplar dışında da içemem, net.

ayyaş olacaksan gazoz veya kolayla karıştırabilirsin "ucuz" şarabı.

onun dışında üslubuyla içeyim baabında anlatmışsınız. onun için bir şeyle karıştırmaktan ziyade yanında tükettiklerini gözden geçirebilirsin. elmayla beraber deneyebilirsin.

şaraptan şaraba da tat çok fark ediyor. kendine uygun şarabı bulduğunda muhtemelen ondan devam edersin. o yüzden farklı şarapları denemeye devam et.

migrostan 34 liraya (git: leona blush) alinir ve buzluga atılır yaklaşık 30-45 dakika sogumaya bırakılır akabinde afiyetle icilir.

icemezseniz gelin beni bulun, garantisi benim!!!

ben sarabi severim genel olarak ama sevmeyen arkadaslarim icin hep su oneriyi vermisimdir; sangria ya da meyveli saraplardan baslayin. sangrianin hazir hali de satiliyor ama ben evde yapiyorum. ozellikle yazin bayila bayila iciyoruz valla. 'ben sarap icemem' diyen arkadasim bile bir kere icti, simdi her geldiginde istiyor.

meyveli saraplar da kirmizi saraplara oranla daha az buruk oluyor. yolunuz duserse sirince'de cok guzel meyve saraplari var. metro marketlerde de cok cesitli oluyor.


boyle boyle baslayip zamanla icebilir kivama getirebilirsiniz. ha sevemiyorsaniz zorlamaya da gerek yok aslinda. yukarda saydiklarimla idare edersiniz.

Leona blush +1

Alkolün buruk tadını çok da sevmeyen bir insan olarak, Blush'lar bizim gibiler için iyi gerçekten. Meyve bir şeyleri hafifliğinde oluyor. İçilebiliyor.

Ben de Pinot Grigio tipi bir Blush tavsiye ederim. Pinot Grigio hem hafif, blush daha da hafif, su gibi içilir.

Blush olabilir ki rose frizzante gibi bir seydi yanilmiyosam.
Ya da prosecco tarzi deneyebilirsin.

Bence saraba alismak icin meyve sarabiyla baslanmaz, ortalama fiyatlilari (3-4€ degil de 8-10€ bandindakiler) Her seferinde degistirerek yemekle kombine ederek deneyebilirsin.

Sarap guzeldir, arkasinda hikayesi vardir.

ben de kirmizi sarap icemem ama alternatiflerim var.
meyveli saraplari dene, sicak sarap seviyorsan onlari da seversin
favori siram yaban mersini, yoksa visne veya nar (nar cok sekerli geliyor) diye gidiyor
onun disinda beyaz sarap seviyorum
migrosta en son 11 liraydi beyzade sarabi var, gordugum enn ucuz sarap ama icebildigim en rahat sarap kesinlikle kopek olduren degil :)

bir de hala olmuyorsa peynirle birlikte icmeyi dene, ben bi yudum kirmizi sarap yudumlayip bir dilim cheddar peynir atiyorum agzima hosuma gidiyor. sarap severler belki sevmez bunu ama benim hosuma gidiyor

son olarak, hala denemek istiyorsan kirmizi sarabi visne suyuyla karistir, 2. ve 3. kadehe gectikce koydugun visne suyunu azalt o da ise yarar

Sadece büyük kolaylik degil, ayni zamanda da kalorisi en az ve saglik sorunu (abartmazsan elbette) yaratmayacak keyifli icecek. Bir ton cesidi olmasi da güzel, secenek cok.

Baslangic sarabi olarak dömisekler ve tatli saraplar ve genellikle taze saraplar tercih edilir.

Kirmizi ile baslama derim, zaten yaz mevsiminde soguk beyaz gibisi mi var. Baslangicta yine de yarim siseden fazla icme bir iciste, mayali icecekler mide bulandirici olabilir alisik degilsen.

Öneriler: Iris Adakarasi Rose,Yazgan Rose, Umurbey Chardonnay.

Kirmizilar belki bir 40, 50 sise sonra.

degustasyon.org

yurtdışından dönmeye bi kaç gün kala otele giderken içecek bişeyler alasım geldi. herşey 6'lı paketlerde olduğundan ve kalan süremde onları bitiremeyeceğimden soda şişesi ebadında 6'lı beyaz şarap almıştım. meyveli gazoz gibi bişeydi, 3'ünü ardarda içtim. markasını hatırlayamıyorum ama misket üzümü şarabı olduğunu hatırlıyorum. internetten baktığımda burada karfur'larda satıldığını görmüştüm.

edit: işte bu www.walgreens.com

Damağın sarmadıysa zorlama. Zorlamak istersen :

(bkz: sangria)

Kırmızı şarap olarak, frontera merlot deneyebilirsin. Büyük marketlerde oluyor. Ben içimi hafif olduğu için çok seviyorum, su gibi akıyor.

Yapmalari gerekir

ödeme yapmazlarsa hukuki yaptırımı var mıdır?

öyle bir hakları yok, fakat sigorta girişiniz filan yapılmadıysa çalıştığınız günlerin üzerine yatabilirler çalıştığınızı kanıtlayamazsanız. geçmiş olsun.

çalıştığım yer a101'di.

mağazanın kamera kaydı falan vardır, orada çalıştığınızı o şekilde kanıtlayabilirsiniz.

ayrıca 1 (bir) gün de çalışsanız o parayı vermek zorunda.

sigorta girişiniz kesin yapılmıştır. ay sonunda maaş yatarken 3 günlük kısmı alırsınız merak etmeyin

Ücret ödemenizi hukuken yapmak zorundalar.

cevaplar için çok teşekkür ederim.

bir de şöyle bir şey oldu. ikinci gün 50 dakika fazla çalıştım.

işe başlamadan önce buna binaen belge imzalatıyorlar. mesai vermiyorlar fazla saate karşılık izin veriyorlarmış fakat bizim mağanzanın müdürü dahil kimse pek alamıyormuş bu izinleri.

müdürü aradım, merkeze 50 dakikalık fazla çalışmtığımı iletmesini söyledim. o da geçen ay çalıştığı fazla saatleri söyledi karşılığını vermediklerini söyledi. parası yok zaten mesainin bildirsem de bir şey çıkmaz dedi.

ben bu bir ssatlik mesaimin karşılığını alabilr miyim? dediğim gibi başta bir belge imazaladım adı da sanırım muavafakatnameydi. bu mesai meselesi ile ilgili.

ram lerde sıkıntı var mı?

bir kaç gündür duyuruda ve farklı forumlarda win10 ile ilgili benzer sıkıntıları yaşayanlara rastlıyorum. aşırı kasma donma vs gibi. win10 ile ilgili bence, ki öyle deniyor. ben olsam daha stabil bir işletim sistemine geçerdim.

minidump'dan çok anlamıyorum ama mavi ekran genelde ram, hard disk veya işletim sistemi kaynaklı olur. benim karşılaştıklarım bu şekilde. ilk ihtimal olan ram testini yapmanı tavsiye ederim. çalıştır veya başlat menüsüne "MdSched.exe" komutunu yazıp yeniden başlatıp test edebilirsin. sorun varsa zaten test ekranında bilgi verecektir. bu ekranda detaylı ayarlama yapmadan genelde tüm ram sorunlarını tespit ettim şimdiye dek.

2 km/h ile olsa dahi bu hız sınırını geçtiğiniz anlamına gelir. bu hız sınırları insan güvenliği için var. siz bir araca, insana ya da hayvana karşı tepki verecek iken bu 2 km/h lik ufacık fark sizin o cisme çarpıp çarpmamanızı belirler.

ispatlık bir durum yok, zaten fotosu filan vardır sanırım. kaydı etc. hepsi vardır. gerçekten bu hıza çıkmadı iseniz bir itiraz durumu olur ama "herkes yapıyodu yaa" şeklinde ise sanmıyorum bir şey çıkacağını.

"üşenmeyip eve tebligat yolladılar" kafasını ailenizden birini hız sınırını aşan biri tarafından öldürüldüğü zaman sorgulamanızı rica ediyorum. bunu bir ders olarak alıp bir daha aşmayın hız sınırını. 120 maksimum hız zaten çoğu yolda buradaki en önemli durum tepki süreniz ve fren mesafesi. fren mesafesi kısa olsa dahi bazı premium araçta tepki süresi uzun.

50 kmh sınır olan yerde yolda insna çıkma şansı daha yüksektir, tepki süresi değişmez, fren mesafesi kısa olmalı etc. kısaca geçmiş olsun, birine zarar vermediniz en azından.

itiraz edebiliyorsunuz bildiğim kadarıyla. o zaman araştırılır sanırım, ama sizde bir kanıt olmadığı için yine onların verilerine bakılmış olur, kamera, radar vs gibi

diğerlerine de cezai işlem uygulanmadığını nereden biliyorsunuz?

Arkadaşlar öyle ya da böyle haklı sebepler sunmuşsunuz saygı duyuyorum fakat şaşırmamın bir sebebi hız sınırlarının 80km'ye fixlenmesine rağmen 72 km ile geçtiğim yerde ceza yemem. polisin adınında yazdığı kağıtta radara dair hiç bir yazı yok sadece cezai işlem uygulanmış ve hız sınırı 70 olarak belirtilmiş. Bu 80km sınırı sadece istanbul için mi bir bilgisi olan var mı?

@bordeaux, varsayım olarak bunu düşünüyorum eğer böyle bir durum istisnasız her araca, en ince ayrıntıya kadar işleniyorsa, benim gördüğüm o gün 30 küsür araç bir seferde cezai işleme tabii oldu demektir. bu da kimsenin farketmediği bir durum ya da cezaya yönelik bir işlemin yapılmadığı bir yol olarak düşünüldüğü gerekçesini getiriyor aklıma.

hız sınırı ihlalinde %10 opsiyon vardır.

örneğin 70 tabelası bulunan bir yerden en fazla 70(1+%10)=77 ile geçebilirsiniz.

bu her yerde aynıdır. sonuç olarak kimsenin ayağı mekanik değil 70 de sabitleyip 1-2 km hızı geçirmesin.

@eeb o zaman bu cezaya itiraz etsem kazanırım?

ehliyetsinavihazirlik.com

inceleyin. bulunduğunuz yerdeki tabela neyi gösteriyor öğrenin ama.

Çeşitli araç cinslerine göre bu Yönetmeliğin öngörmüş olduğu azami hız sınırlarını, %10 nispetinde aştığı kontroller sırasında tespit edilen sürücülere, Karayolları Trafik Kanununun 51 inci maddesine göre işlem yapılmaz. Yani yönetmeliklere göre açıkça belirtildiği üzere %10'a hız sınırından sonra cezai işlem söz konusudur.

Hız sınırı 70 km ve siz 72 ile ceza yediyseniz yanlışlık var. %10 tolerans gösterilmeyecek diye bir madde var ise de bilmiyorum.

Picasanin vardi baya hostu

picasa kullanıyorum, çok memnunum.

Sanirim bu konuda en ufak boyutlu ve kasmayan irfanview. Bi bakabilirsiniz

eski windows photo viewer ı aktif et. ben öyle yaptım.

www.cnet.com

bad sector oluşmuş olabilir belki. ihtimal tabi sadece. dosyalarınızı yedekleyin veri kabı yaşamamak için.

Ben metrobüs köprüsündekilerden aldım canavar gibi 1 sene oldu.

Edit: Goldmaster marka

moser 1400 kullanıyorum 1 seneye yakın oldu. Çok sahtesi varmış evet türkiye yetkili satıcısı diye fonex kozmetik den aldım ama orjinal olduğunu umuyorum. Birde unutmadan benimki çok çok çok geç geldi. Demedi deme.

Migros'tan Raks aldım 3 yıl önce. Gerekli temizliği yaptığın sürece sorunsuz...

mediamarkttan bir 6 ay önce moser aldım. çok memnunum. mağazadan görüp alırsınız hem orijinal zaten ürün.

Goldmaster +1

Bim den 5 sene once aldim hala taş gibi

amazon.de'den de bakilabilir moser'e.
braun bt5090 diyollar, ona da bakabilirsin. sahi onda sac kesme yazmiyordu sorry

Arkadasimin evinde gordum. Sigaranin o pis kokusunu engelliyor. Guzel bir sey. Calisma prensibini bilemeyecegim.

üst kısım şöyle images-na.ssl-images-amazon.com
dar ve içe doğru çökük huni gibi. o yüzden duman çıkmıyor sanırım

@nax, etrafa yayılan dumanı azaltıyor mu peki?
@veritaslibertas, ohoo sigaranın ucunu her seferinde o çük kadar yere sokacaksam ne anladım.

her sefer daldırmanıza gerek yok ki. üstüne silkeleyebilirsiniz içine düşer zaten kül. söndürürken de en son içine atıyorsunuz.

@veritaslibertas, sigaranın yanarken çıkardığı duman sıkıntı zaten, içilmediği zaman orada duran sigaranın dumanı dağılmıyorsa sıkıntı yok ama ucunu illa içine sokmak gerekiyorsa çok anlamı kalmıyor.

bu içerken çıkan dumanı dağıtmıyor yalnız. siz yanlış anlamışsınız. sigara bitince söndürmeden içine atabiliyorsunuz. o da duman çıkmamasını sağlıyor içinden.

@veritaslibertas, bu muymuş yani, meh. sigarayı dediğim gibi koymuşlar fotoğrafta bi de, çakallar.

Ben kendim planladım 22 23 24 Haziran'da ordayım , 2 tam gün bana kalıyor , yeterli olur ama ne yapmak istediğine göre de değişir . 3 4 gün yaylana yaylana gezmek için bence yeterli bir süre

3 gece bence ideal

2 gün Prag + yarım gün Terezin

Cevabım 3.

2 ideal bence. 3 olursa da biraz daha yaya yaya gezersiniz sadece. 3'ten fazlası çok derim.

3 iyidir :)

3 tam gün iyidir.

üç gün iki gece.

ilaç üretim ve araştırma sektöründe çalışıyorlar diye tahmin ediyorum.

kendileri ilaç yapabilecek seviyede eğitim görüyorlar benim bildiğim. yanlışsam düzeltirler. eskiden hatta baya yapıyorlarmış. yakınımdaki bir eczacı kendi yaptığı güneş yanıklarına ve cilt lekelerine iyi gelen kremlerini satıyor.

Eskiden ilaçları kendileri hazırlayıp veriyorlarmış, o zaman için tabii ki önemli bir meslekmiş, belki şu anda da, ekstrem durumlarda, ilaç hazırlayan eczacılar vardır ama genel olarak reçeteyi okuyup raftan ilaç veriyorlar yaşlı teyzelerin tansiyonlarını ölçüp insanların tartılıp kilolarını öğrenmelerine yardımcı oluyorlar. Başka da bi olayları yok sanırım.

Parasi guzeldir belki. Ve sonucta bi meslek sahibi oluyosun, fizik kimya Veya iktisat isletme gibi degil. Bunlar etkendir bence biraz da

İlaç yapıyorlar. Çok kere merhem vs hazırladıklarını gördüm. Bazı ilaçlar kişiye özel olabiliyor. Doktor reçeteyi yazıyor, eczacı hazırlıyor.

Raftan alıp veriyor diyoruz ya, raftan aldığı her ilacın içindeki tüm maddeleri ve insan vücuduna etkisini biliyor ve gerektiğinde kendisi yapabiliyor.

Okuması zor bir bölüm ve iyi para kazanıyorlar, bu yüzden puanlarının yüksek olduğunu düşünüyorum.

Benim eczacı arkadaşımdan bildiğim kadarıyla, devletin bürokrasi işlerine koşturup duruyorlar. Sürekli reçete kontrol ediyor :)

onun dışında sağlık danışmanı gibi iş yapıyorlar, şuna ne iyi gelir buna ne iyi gelir sorularına cevap verecek bilgiye sahip oluyorlar. eskiden ilaç hazırlıyorlarmış ama şimdi eskisi kadar yok o iş.

İyi bir yerde değilsen kazancın da eskisi gibi yüksek değil, devlet baya kıstı eczacılara akacak parayı. Dermokozmetik satanların iyi kazandığını söylemişti arkadaşım.

ilaç üretim sektöründe çalışan eczacıların sayısı çok az. önceden yapma ilaç diye bir olay vardı ama şuan yok denecek kadar azaldı. 100 müşteride 1 tane bile değil kırk yılda bir çıkar. zaten onu da deneyimli kalfalar yapar öyle üstün bir kimya bilgisine gerek yok yani. zaten yazmışsınız doktoru ilaç elektronik reçete ile yazıyor. geriye sadece elden ilaç yani reçetesiz ilaç alanlara danışmanlı yapmak kalıyor. bir de doktorlar ara sıra abuk birbiri ile etkileşimli ilaç yazıyorlar onu eczacının tespit etmesi lazım hastaya vermeden.

bizim burdaki eczacı doktora gidemeyenlerin doktoruydu. millet doktor yerine "mu... abiye git" derdi. adam direk hastalığına göre ilaç verirdi. milletin işini de görürdü.

eczacılıktan o kadar kişi mezun oluyor ama herkes dükkan açmıyor/açamıyor. geri kalanları da illaki mesleğini sektörün diğer alanları içinde icra ediyordur.

bak şu kadar adam içinden bir tane eczacı çıkmadı.
zor bulunuyorlar, kıymetli insanlar demek ki.

güzel para var o işte.

bunu ben de hep düşünüyorum.

günümüzde akademik anlamda calismayanlarin tıbbi anlamda pek değeri olmadıgını düşünüyorum. elbet fakültede baya bir sey öğreniyorlardir ama klinik hekimlerinin bile güncel kalamadigini ve köreldigini düşünürsek eczacıları düşünmek bile istemiyorum.

"Raftan alıp veriyor diyoruz ya, raftan aldığı her ilacın içindeki tüm maddeleri ve insan vücuduna etkisini biliyor ve gerektiğinde kendisi yapabiliyor."



boyle bir sey yok, sacmalamayin. hatta raftan rastgele alinan bir ilacin icerigindeki maddelerin butun etkilesimlerini bilsinler, 1000tl veririm.

şöyle dersler alıyorlar

goo.gl

insan sağlığına etkileri olan kimyasallar konusu doktorlara yüklenemeyecek kadar derin, eczacının pozisyonu bu alandaki sorumluluğu almak aslında. bence burada eczacıların yaptıkları işin anlaşılamaz görünmesinin nedeni modern dünyada ilaç işinin insan sağlığına etkilerinden dolayı kişisel yeteneklere değil merkezi otoritelerin sıkı denetimlerine tabi olması. örneğin kimyagerlikte mühendislikte vb böyle katı bir yapı yok. eczacı n'apsın, tezgahta moleküler tepkimelerle sıfırdan yeni ilaç mı geliştirecek, tüm testlerini yaptırıp ruhsat mı alcak, fda onayı için abd'ye mi yollayacak. ya bu işlerle uğraşan firmalarda çalışıyorlar ya da dükkan açıp bu firma ürünlerinin satışını yapıyorlar.

nasıl ki pratisyen doktorların çoğu tıp fakültesindeki bilgileri bir kere ezberleyip yıllarca o bilgilere göre reçete kesiyorlarsa eczacılar da aynı durumda sadece bilgilerini kullanmalarına gerek olmuyor. olduğunda da zaten çoktan unutmuş oluyorlar. ha bir eczacım var mesela çoğu aile sağlık merkezindeki pratisyen doktordan daha çok güvenirim ilaç bilgisi konusunda.

iade için karşı ödemeli gönderdiyseniz ki öyle göndermişsinizdir diye tahmin ediyorum, hepsiburadanın ya da hangi satıcıdan aldıysanız o satıcının belirttiği kargo firması ile göndermeliydiniz. hatta bazen kod veriyorlar kargo firmasına bu kod ile ürünü verin diye. eğer bu şekilde yaptıysanız müşteri hizmetlerini arayıp bildirmeniz gerekiyor. kayıt oluşturuyorlar ve o kayıt üzerinden yürüyor süreç. ya da kendi üye panelinizden de kayır oluşturabilirsiniz. arada bir de arayıp "nooldu benim iade" diye yoklamazsanız süreç oldukça yavaş işleyebiliyor.

net bilgim olmamakla birlikte, ileride kirayı ödemedin çık derse elinizde kanıt olmaz sanırım. bir de vergi kaçırmış olur, bu da suç. siz de etkilenirsiniz sanırım bu durumdan.
eğer böyle yapacaksanız karşılık olarak güvence için sözleşmenin ondaki kopyasını vesin size.
ama aramız iyi yamuk yapmaz sonrasında derseniz durduk yere bir problem çıkmaz sanırım. diğer olarak seçecekseniz de yine de açıklamaya "x ayı kira ödemesi" diye yazıp gönderin.

İlerde problem yaratır mı bilmiyorum ama bir şekilde vergi kaçırılmasına vesile oluyorsunuz böylelikle.

Ev sahibiniz muhtemelen vergi vermemek için kira gelir bildirimini yapmadı ya da belki kirayı düşük gösterdi. Bundan dolayı sizden böyle bişey istiyor olabilir. Suça ortak olmamak adına, siz yine kira seçeneği üzerinden gönderin.

kiraların banka üzerinden ve kira olarak belirtilerek ödenmesi zorunluluğu var diye biliyorum. yaptğınız şey yasadışı olur

adamın ricasını yapsanız da yapmasanız da devlet isterse yakalar, istemezse görmezden gelir.

bence ev sahibinizle araya soğukluk girecek garip bir durum oluşma riskine gireceğinize, "diğer" diye gönderin gitsin. ileride kimsenin size "neden diğer gönderdin" sorumluluk yükleyebileceğini sanmıyorum. norveç'te UK'de falan belki ama Türkiye'de değil. :-)

Senin açından sorun yok zira sen her ay düzenli olarak sabit miktar ateşliyorsun. Bu zaten bu eftlerin kira olduğunun anlasilmasi için yeterli.

ev sahibi açısından durumu bilmem.

Senin acından sorun yok hatta iyi bile olur ev sahibi ile sorun yaşarsan direk şikayet edersin vergi cezası ağır diye biliyorum

kira olarak belirtmekte fayda var.

IFTTT ile yapılabilir. sms geldiğinde şu adrese mail gönder şeklinde bir şablon oluşturabilirsiniz

Turkcell SMS Plus hizmeti var.

play.google.com

Benzer uygulamalar var.

android için IFTTT benzeri automate adlı uygulama ile de yapılabiliyor.

sennheiser kabloları sağlam. cx200 vardı, çok ince kabloları olmasına rağmen aşırı sağlam.

www.gearbest.com

Bunlara bi göz at istersen:

theroundingsound.com

headphonescompared.com



Google diye bi şey buldun, inanılmaz... :)

bluetooth al

avast kur ama onu da kaldırması sıkıntı. sonra reklam çıkarabiliyor. kendisi de malware oluyor yani. :D

Virüs oldugundan supheleniyorsaniz en temizi format atmaktır. Ugrasmayin antivirusle falan.

arkadaşlar bu bir virüs olabilir mi

müzikten kastınız canlı müzik değilse, bostanlıda cresh vardı, çok severdim her hafta giderdim. ufak güzel bir yer.

Ne kadar uygun duser bilmiyorum ama la puerta'yi da deneyebilirsiniz.

mavibahçe'de kepler e gidiniz. çok iyi gruplar geliyor . rezv yaptırın muhakak çünkü mekan küçük talep büyük.

ehliyet kurslarına gidip özel ders almak istiyoruz derseniz veriyorlar. kadın istediğinizi söylersiniz, ister kendi aracınızla ister kursun aracıyla.

Teyzem güneşlide direksiyon hocası, kursa bağlı ama özel ders de verebilir. İletişim kurmak isterseniz konuşurum.

yanında polisle git.
ben olsam öyle yapardım.
kavga edersen bu sefer haklıyken haksız duruma düşme olasılığı var, iş büyürse falan. eski ev sahibini de ara o da gelsin veya haberi olsun gelmese bile. aranızda yaptığınız sözleşme falan varsa oku bir daha.

sözleşme yok bir şey yok anlattığınıza göre.
polisle gidin+1 direkt çıkartmaları gerekir.
edit: tekin adamlar değillerse gitmeyin. kavga etmeyin. telefonla konuşun.

ama tabi tekin değillerse nasıl tekinsizliktir? çok mu tekinsiz?

Sözleşme falan hiç birşey yok, gidip konuscam işi yokuşa sürelerse evimi gasp ediyorsunuz kira sozlesmemiz yok polise gidecegimi soyluyceem artik.

avukatınız vs. var ise, daha korkutucu olacağı için, onunla gidin. yoksa da telefon edin, 3 gün içinde çıkmazsanız polisle geliyorum siz bilirsiniz diyin. polis gelir tüm evi boşalttırır sıkıntı yok. çilingirle de açarlar kapıyı ayrıca.

Mafya işleri işte elinde silahla gezen tipler mutahit olanı, is o boyuta gelsin istemiyorum.

yalnız ayarsız tekinsiz tiplerse, böyle üstelersen bu sefer sana sıkıntı olabilir. yani sen onları evden çıkartırsın ama...
bi de böyle düşünmek lazım. malesef oluyor böyle şeyler ve engellenemiyor.

Bugün araciya söyledim polise gidecegimi , evdeki oturanın tavrına göre artık hareket ederim.

hiç bişi olmaz, mahkemeye vermen lazım, o sonuçlanıncaya kadar adam çıkar zaten

Tabiki ehliyet kursuna giderek? Ogrenirsiniz kolayca bol pratik lazim sadece

bir aile dostumuz hanımefendi 50 yaşından sonra öğrendi. sen de yaparsın. özel ders alırsan daha sağlam olur.

Özel ders al bence. Ehliyet kursları genelde sallamıyor. Sallayanını bulursan ona yazıl.

Ehliyet kursu ve sabırlı bir arkadaşla ehliyet kurslarının kullandığı rotalarda pratik yaparak.

Ehiliyet kursları ilgilense bile yeterli olmuyor. Özel ders tavsiye ederim. Bol pratik gerek.

Sakin ve kafası basan bir hoca bul, onunla çalış başlarda. 10-20 saat arası ders al bence. 20 saatte araba kullanmayı öğrenemeyeceksin yine tabi ki, o yüzden şu söylediğim 2 niteliğe uygun arkadaşların da olmalı. Parayla aldığın derslerden sonra bu arkadaşlarınla çık. Olabildiğince farklı durumlara gir, hocandan da arkadaşlarından da bunu iste.

Bir haftaligina kaskosu falan tam olarak bir arac kirala, bir de sabirli arkadas bul, en iyi cozum bu

Tabiki var, bir sebebe ihtiyac yok birini banlamak icin.

Resmi kurum degil ki bu bir kanuna tabi olsun? Banlamak isterse banliyor adam basitce.

ilginc yahu, herkesi sileceksen neden grup aciyorsun ki, git takil kosende

Ik iletisime gecer. Goruntulu olur buyuk ihtimalle. Kiyafetinize dikkat edin yine. Rahat olun, normal gorusmeden farksız gecer.

veritaslibertas +1

belirtilen saatte online olun yeterli. ben tek kişiyle görüşmüştüm zamanında ama duruma göre daha fazla kişi de olabilir belki, bilemedim.

evet mutlaka görüntülü oluyor zira sesli olanı telefonda da yapabiliyorlar.

kimi zaman görüntüsüz de olabilir ama çoğunlukla görüntülü yaparlar. kıyafete çok önem vermenize gerek yok bana kalırsa. tabii salaş da giyinmemenizde fayda var. kameradan pek bir şey seçilmiyor ve ağırlıklı olarak omuzlarınızla kafanız görünecek. daha önce birkaç kez gerçekleştirdim ben bunu. ekrana bir şeyler anlatmak başta tuhaf oluyor da alışınca sorun kalmıyor. muhtemelen tek kişiyle görüşürüzsünüz. iki kişi sığmaz zaten. lul

görüşmeden 5 dakika önce skype'yi açın. onlar iletişime geçer. geçmezlerse de durumu öğrenmek için yazarsınız. mikrofonlu kulaklık kullanmanız da iyi olur. bol şans.

ben yabancı bir firmada işe başvurunca art arda 3-4 kişi ile görüştüm, farklı günlerde. firmaya göre değişebilir bence.
ilk seferde görüntülü istemediler, gerçekten yeterli seviyede dil bilip bilmediğimi sorgulamak için olabilir belki. ikinci görüşme de kamerasız geçti, üçüncüde epey yetkili bi ablayla görüştük, o görüntülüydü. sonuncusu da patronla idi, o da görüntülü oldu.

yabancı bir firmayla görüşmüştüm,
ilk görüşme direktörle oldu kamerasız,
ikinci görüşme ce'yla oldu ve kameralıydı.

firmaya ve kişiye görede değişebilir, sen yine en azından gömlek giy.

toyota veya honda diyorum. arıza yapmaz yolda bırakmaz. ikinci eli iyidir.

Golf. Sirketten aliyordum bazen, surusu gercekten cok guzel.
Opel astralar da fiyat olarak o skalada mi bilmiyorum ama o da cok guzel arac.

yetmiş bine civic zaten imkansız da, astra ve focus'un da manuel benzinli boş paketini alırsın anca. değmez bence.

Benim de önümüzdeki sene için planım bu fiyatlar civarında araba almak. Astra benzinli yüksek yakıt sarfiyatı nedeniyle bende liste dışı kaldı. ikinci el Leon en makul seçenek görünüyor. 1.4 tsi.

golf 7

şahıstan olmak kaydı ile 1.6 tdi jetta.
bir depo benzin ile 900-1000km ye yaklaşıyor şehir içi şehirdışı karışık, bagaj devasa, sıfır gösteriş.
alternatifler için takipteyim.

dana eti mi kullandiniz?

evet.

Eti soganla kavurduktan sonra biraz salca ekleyip onu da pisirmeniz lazim. Yoksa sert olabiliyor.

En kisik ateste uzun uzun pisirmeniz gerekiyordu sanirim

bir dahaki sefer kuzu kusbasi kullaniniz

koyun eti +1

prag gorduyseniz italya turu

italya kesinlikle

Ispanya kesinlikle. Praga 2 gun yeter ve her zaman gidebilirsiniz.

Ama neye göre italya neye göre ispanya , ispanya daha mı eğlenceli geceleri filan

İtalya.

ispanya da italya da çok güzel yerler ama öncelik verilmesi gerekiyorsa ben italyandan yana oyumu kullanıyorum.

görülecek yerler, tarih, şehiri vs açısından bütün avrupayı üst üste koysan bir italya etmez. öyle diyeyim.

valla ben ortak arsa diye düşündüm.

ben de ortak hisse diye düşündüm.

Lot borsada olan hisselere deniyor 1 lot aldım vs gibi ingilizceside heralde aynıdır diye düşünerek ortak hisse anlamında düşündüm.

context de yazar mısın?

Common lot, avam manasında kullanılabilir kalıp olarak

Ayrıca ortak olunan her hangi bir şey için de kullanılabilir, mesela "common lot of mankind" dersen insalığın ortak paydası demiş olursun. 'Ortak kader' cümle içindeki anlamına bağlı olarak doğru bir çevrim olabilir

Dusuk zekali mi bilemem ama cinsel aclik icinde olduklari bir gercek. Tipik Turk erkeginde bunu gozlemlemek gayet mumkun. Sosyo kulturel yapinin baskilayip yasakladigi cinsellik Turk erkeginin diline vurmus durumda.

cinsellik düşünmek ayrı bir olay; günlük yaşamı, hareketleri, konuşmaları vs. bunun üzerinden gerçekleştirmek ise bambaşka... sonuçta cinsellik dediğimiz şey hormonlarla ilgili bir durum. aklı başında insanlar diğerlerinden farklı olarak otokontrol uygulayarak düşüncelerini ve eylemlerini makul sınırlar içinde tutuyor. diğerlerine ise sapık diyoruz zaten.

Cinsellik cok ilkel bir sey, her statudeki insanin yaptigi ve dusundugu bir sey.

Cinselligi ne sekilde dusundugu egitimle alakali ve zekayla alakali bence. Uc ornek ama tecavuzu cinsellik zanneden biri egitimli ya da egitimsiz gerizekalidir.

Esi ya da sevgilisi ile daha cok cinsellik yasamak isteyen insan ise libidosu yuksektir baska da zekayla alakasi yoktur bence.

Namusu bacak arasinda arayan gerizekalidir ama, bunu da firsat bulmusken diyim. Hani diyonuz ya bir kere sevisen kesin aldatir diye...

hayır sosyokültürel yapıdan veya açlıktan bahsetmiyorum. tanıdığım baba parasıyla okuyan yakışıklı zengin çocuklarında da bu abazalık var. ortalamanın çok üzerinde zeki olduğunu düşündüğüm, akademik anlamda başarılı insanlarda bu dediğim yok. acaba zeka ile libido ters orantılı mı diye düşünüyorum.

hormonel bir şey, alakası yok bence.

Stres altında olunmadığı zaman düşünülmesi artıyordur. Akşama kadar it gibi çalışıp stresten boğulduğum zamanlarda aklıma bile gelmiyor. Fakir yapar abaza olur, zengin yapar playboy olur muhabbetine girmiyorum bile.

işin bu kısmını fazla düşünmedim ama eğer insan güdülerini bastırmasa bence sürekli olarak cinselliğe düşkün olurdu. yeme içme gibi cinsellik de önemli bir ihtiyaç insan için.
burada bence şunu ayırt etmek lazım; insan karşıdaki insanın kişiliğine mi şehvet duyuyor yoksa onun bedenine mi? yani şu her gördüğü bacağa, totoya eve gidip mastürbasyon yapıp bunu haydar dümen'e yazanları ayıklarsak, eşiyle sürekli cinsellik düşünen bir insanın hayatının merkezinde cinsellik değil de daha çok eşiyle birlikte kurulan bir fantastik dünya olabilir. bu yüzden sorunuza "genel itibariyle hayır" diye cevap veriyorum.

hayatinin merkezinde is olan, sadece is dusunen bir insan icin ne dusunuruz? muhtemelen hirsli diyebiliriz. merkeze aski koyana romantik diyebiliriz. seksi koyana neden aptal diyelim? sizinki biraz tumden gelim sanki. etrafinizda cok zeki olmayan bazi insanlar var ve ortak ozellikleri sekse duskun olmalari belki de.

ote yandan cok zeki olup akademik kariyere yonelmis bir tipin ister istemez hayatinin merkezine cinsellik koyacak zamani olmuyor.

evet aynen öyle. Bir kısım kadın programında hani o tüm mahalle tren oluyor ya, sebebi cehalet. Akılları fikirleri çüklerinde ya da kukularında. Eğitim, insanın basit dürtülerinin üzerine yaşamasını engelliyor.

sanırım siz belli bir davranış tipinden bahsediyorsunuz. sürekli cinselliği düşünmekten ziyade ağzında hep seks muhabbeti olan "onu nasıl götürsem buna nasıl çaksam" diye etrafta dolanan tipleri kastediyorsunuz. şimdi siz sosyo kültürel yapıdan bahsetmiyorum demişsiniz ama bu davranış şekli tamamen sosyo kültürel yapı ile alakalı. eğitimli insan daha farklı bir sosyo kültürel ortamda bulunduğu - çalıştığı için buna göre davranışları, biçimleniyor. yukarıda bahsini ettiğim barzo nun yetiştiği, gördüğü ortam bu, o yüzden bu sürekli dilinde. ha ama iş akla/zekaya/kültüre geldiğinde emin olun o akademik ortamda dahi içten içe öğrencilere yada asistanlara dair muhabbetler dönüyor.

fark şu birinde iş daha pornografik diğerinde daha kibar biçimde.

iki sene önce bir şantiyede bulundum. santiye teknikeri meslek lisesi mezunu, işe dair kafası çok iyi çalışıyor, pratik çözümler üretiyor ama herifte sürekli seks muhabbeti onu orda yaptım, bunu burda götürdüm ve bu herif evli karısını nasıl aldattığını anlatığ duruyor.

neyse bu kadar şeyi şundan yazdım, zekayla pek alakası yok sekse düşkünlüğün :)

zekayla ilgisi yok psikolojik ve fizyolojik etmenlerle alakalı bence. o zaman hiç cinsellik düşünmeyen çocuklar süper zeka mı oluyor.

eğitimli olan herkes zeki değildir. bu çok karıştırılıyor. sayısal alanda ilk 500'ü alan bir bölümdeyim, bölüm arkadaşlarımın hepsine gerçekten zeki diyemiyorum. kaldı ki millet saçma sapan yerlerde okuyunca kendini dahi zannediyor. zeka doğuştan gelen bir şeydir, eğitimle bir yere kadar şekillenir.

Zeka ile ilgisi yok, kişinin boş ve boşlukta olmasıyla alakalı. Gerçi boş ve boşluktaki kişi muhtemelen zamanla aptallığa doğru kayacaktır.

zekayla alakasız bir şey.
akademik ortamlarda dönen olayları bilseniz. en üst seviyede eğitim almış insanlardan oluşan bu ortamda kimin eli kimin cebinde belli değil.

evet

Ben abaza diyorum :d

Zekayla alakası yok, ne kadar tatminsizlik çektiğinle alakalı. Bu tatminsizlik sadece cinsellikle alakalı da olmayabiliyor.

Hayır, yüksek libidolu.

yorumlara göre tezimi kendimce doğruladım :D :D :D

cevaplar için teşekkürler...

Bizler hayatta kalma ve üreme için programlanmış gen makineleriyiz. Hayatımızın merkezinde elbette üremek olmalı. Cinsellik zevkli, normal libido sahibi herkes bunun farkındadır, zekadan bağımsız olarak, herkes de bunun peşinden koşmaya değecek kadar önemli olduğunun farkında. Düşük libidoyu, zevk alamamayı zekayla açıklamaya çalışmazdım ben olsam.

Spesifik tarih değil de ay seçip takvimden bakabilirsiniz. Misal Dublin-Amsterdam için Haziran ayının sorgusu (siz istediğiniz gibi değiştirin):

goo.gl

hopper diye bir uygulama var. bir yere en ucuz uçak biletinin ne zaman olduğunu gösteriyor. siz istediğiniz tarihleri seçtikten sonra da "eğer bir süre daha beklerseniz bu biletleri x lira daha ucuza alabilirsiniz" diye uyarı çıkarıyor. o tarihleri izleme listesine alıyorsunuz ve uygulama o tarihlerdeki uçak bileti fiyatları düşünce size bildirim gönderiyor.

Visa Grup Turizm bünyesinde kuralan Bilet Expert kurulduğu günden bu yana yolcularına ucuz uçak bileti ve promosyon biletler satışa sunarak ekonomik çözümler sunmuştur. Bilet Expert uçak bileti yanı sıra ekonomik otobüs bileti ve budo bileti eş zamanlı olarak aynı platformdan online olarak anında bilet alma imkanı sunmuktadır. Gün içerisinde yüzlerce yolcu otobüs bileti ve uçak bileti fiyatlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirip bilet alımlarını güvenli olarak gerçekleştirmektedir. İos ve Android uygulamaları olan bilet expert güçlü teknolojik ve modern altyapısı ile ucuza uçak ve otobüs bileti alımlarını kolaylaştırmaktadır. 4447201 numaralı 7/24 müşteri hizmetleri bulunan bilet expert alınan biletlerde oluşabilecek iptal ve iade işlemlerini kesintisiz sağlamaktadır.Yurt içi ve yurt dışı ucuz uçak bileti ve şehirler arası otobüs bileti satışları web sitesi üzerinden kesintisiz gerçekleşmektedir. Alınan uçak bileti ve otobüs bileti pnr numaraları e mail ve sms yolu ile yolculara iletilmekte olup aynı zamanda sitemiz üzerinden check in yapma imkanı sağlanmaktadır. Hızlı kolay ve güvenli biletin tek adresi www.biletexpert.com

google flights bir kurcalayın

Çok övüyorlar ama ben pek güvenemiyorum. Zenfone falan bakın bence

Xiaomi redmi 3 kullaniyorum muthis.

şuan o fiyat skalasında her yerde önerilen cihaz.

ben bu haftasonu aldım, bundan önceki telefonum zenfone 5'ti. çok memnunum şimdilik.

kadıköy'deki bahariye mobile'den alabilirsiniz, ama hepsiburada'ya göre 100 tl kadar daha pahalı. kendi isimlerine fatura kesip arıza durumunda yardımcı olabileceklerini söylediler.

alınır tabi ki. f/p demek şayomi demek.

f/p olarak en çok övülen bir telefon. sahip değilim ama gördüğüm, düşündüğüm bir iki şeyi paylaşmak istiyorum:

1- garanti olayı sorun. yetkili servisi yok, aldığınız yer "değiştiririz, yaparız, ederiz" der ama bu ülkedeki esnafı da çalışma ahlakını da hepimiz biliyoruz. yani standart br yetkili servis hizmeti beklemeyin asla.

2- telefon nasıl desem, çok çabuk kırılıyor, hasar görüyor sanki. bir iki tane video izledim youtube da, hani şu elle bükme hareketi var ya, çatırt diye gidiveriyor sanki maketmiş gibi. kullanırken, arka cebe koyarken falan dikkat edin, kabı kaçağı varsa kaplatın, takın.

ben kullanıyorum 5 aydır falan.
cepport mys intelli den alacaksanız almayın.
servis delta ise almayın.
pili beni tatmin etmiyor açıkçası ama nasıl oluyorsa 6 saat falan ekran süresi alanlar var. (oyun falan oynamam)
parmak izi yeni dev beta ile biraz daha düzeldi.
xiaomi biraz sallıyordu bu modeli ama yakın zamanda kernel kodlarını vs açtı yazılım olarak 4 sene falan daha gider.

vpn'le giriliyor

Benim dns 8888/8844 idi, sorunsuz giriyor. Muhtemelen vpn ile de girilir.

ben dns ile girebiliyorum.

Opera browserin kendi vpni var oradan girebilirsin kolaylikla

Tarayıcıda wikipedia kelimesinin önüne 0 (sıfır) koyarak

tr.0wikipedia.org

wikiwand adındaki eklentiyi kullan.

wikipedia'nın tasarımını modernize ediyor ve herhangi bir engeli yok. üstelik wikipedia linklerine tıklayınca wikiwand'daki adresine otomatik yönlendiriyor.

Tarayıcıya alan adı yönlendirme eklentisi (örn. switcheroo) kurup mirror sitelerden birine ayarladığınızda hiç editlemeden mesela google'da çıkan linke tıkladığınızda da direk açabiliyorsunuz.

Ben de sıfır koyarak giriyorum. Okulun internetinde vpn çalışmıyot

benim de 8888 8844 ama vpn'siz giremiyorum. dns ile çok da alakası yok elleham.

edit: Skey295 seni yiyerim.

ayarlardan-internet paylaşımı&ağlar-mobil şebekeler-ağ modu-gsm/wcdma yaparsanız 3g'ye dönmesi gerekir

Ayarlar>Veri Kullanımı burda mobil veriyi seçip bakın en çok hangi uygulamalar harcamış. Ona göre bir çözüm buluruz.

4,5g ile alakası pek yok? ha videoları açıp açıp kapatıyorsanız tam izlemeden odur sebep.

telefon güncellemelerini wi fi değilde mobilden yapmış olabilir. güncellemeleri wi fi bağlıyken yap seçeneğini tıkla. bilgisayara bağladıysan o da sıkıntı..

@gotic alakası yok.

4,5 g'de wifi ile mobil veriyi ortak kullanma ayarı var hız için. öyle bir şey açık kalmış olabilir. o zaman evdeyken bile mobilden yemiştir afiyetle.

Sorunun cevabını bilmiyorum ama, acil dediğin için belki yardımı olabilir;

ben şöyle çalışıyordum, o sütunu filtreleyip mesela 18mart üniversitesi tıp fakültesini seçtikten sonra karşına sadece 18 mart tıp geliyor, o kısmı da tarayarak adedini görüyorsun. böyle tek tek yapıyordum.

Abi 868 satır var. Formül varsa formülle yapacağım ama bulamazsam söylediğin gibi tek tek yapıcam mecbur.

Teşekkürler yine de.

Formulu var. Mobilim eve gidene kadar yazan olmazsa yardimci olacagim

formüle gerek yok.

bütün tabloyu pivot table a atıp, pivot table row kısmına da fakülte isimlerini koyun. sonra values kısmına da yine fakülte isimlerini koyarsanız otomatik olarak sayıyor.

böyle yaklaşık 30 saniye sürüyor.

kolonu ayrı bir sheete kopyala. hepsinin yanına 1'den başlayarak numara yaz. sonra vlookup ile bunu ilk sheete çek. countif ile isteiğinin sayısına bak.

veya pivot al en kolayı. ben pc deyim gönderirsen bakabilirim

Valla yazarak anlatayim dedim beceremedim. Istersen yolla yapayim, oradan formulu gorursun.

Herkese teşekkürler, tek tek sayarak yaptım.

goo.gl

pivot da kolay bi çözüm arkadaşlar yazmış zaten

makedonya, karadağ, bosna hersek, sırbistan.

sırbistan, ukrayna, moldova. romanya da diyeceğim ama artık eşitlenmiştir tl ile leei

ukrayna, arnavutluk, makedonya, gürcistan, moldova

polonya

tayland. kesinlikle tayland. tur fiyatları da uygun ayrıca uçak bileti bulamıyorsanız.

iran filipinler ukrayna

En uygun fiyat basmane civarında. Sanırım 70tl bandında geziyordur.

edit : bu fiyattaki otellerden pek bir şey bekleme.Cinsiyet erkek değilse yanından geçme.

Basmaneye nasıl gideceğim, çok uzak mı?

Yağmur indirir birazdan bak ıslanma. Basmane tarafına gelirsen uygun fiyatlı bulursun. Ya da Alsancak taraflarında pansiyonda vardı, oraları bir araştır. goo.gl

şöyle bir duyuru gördüm az önce www.eksiduyuru.com
marla otel önerilmiş

mini hotel. şu kocaman, lunaparklı park var ya, ona çok yakın.

istihza.com oneririm kaynak olarak.

Scripti bulamamis.

Visual Studio'yu hic kullanmadim ama Anaconda oneririm ben. Ben de kisa bir sure once ogrenmeye baslamistim, cok yararini gordum.

Local Disk'te bir klasör oluşturup oraya kaydetmeyi deneyin, c ++'ta benzer bir sorun çıkıyordu öyle halletmiştim. sizde de olabilir belki.

windows kullanıcı adınız boşluk ya da türkçe karakter içeriyorsa ondan olabilir gibi geldi
bi de yönetici olarak çalıştırmayı deneyin.

@bulunsun kenarda aynen site kapanmış ama sitenin sahibi şöyle bir arşiv bırakmış
belgeler.yazbel.com
@evrim halkası anaconda'yı da deneyeceğim hocam teşekkür ederim tavsiyeniz için.
@yaraticinick hocam ne yazık Local Disk altında da oluşturdum, python'un kurulu olduğu dosyada da oluşturdum ama aynı hata devam ediyor.

Dream Theater - Octavarium
www.youtube.com

9 dk üzeri olursa Epitaph - King Crimson
www.youtube.com

The Doors - The End
Pink Floyd - Echoes, Shine On You Crazy Diamond
King Crimson - Moonchild
Guns n' Roses - Coma

İlk bunlar geldi aklıma.

Funkadelic - Maggot Brain

www.youtube.com

dire straits - telegraph road

estatic fear - chapter 4

www.youtube.com

iron maiden - rime of the ancient mariner www.youtube.com

dream theater - instrumedley www.youtube.com
dream theater - a change of seasons www.youtube.com

pink floyd - shine on you crazy diamond www.youtube.com

helloween - keeper of the seven keys www.youtube.com

Kıyısından köşesinden

m.youtube.com

üsttekilere ek olarak:
cem karaca - (bkz: safinaz)
www.youtube.com

Dream Theater - The Count of Tuscany

www.youtube.com

Şöyle bir sarki var cok bilinmez ama eskiden bayilirdim. 9:59da kalmis ama olsun m.youtube.com

Camel- Lady Fantasy
Camel- Ice
Genesis- Firth of Fifth (9 buçuk dakika)
Genesis- Supper's Ready
Iron Maiden- Empire of the Clouds (Babaların son albümünden)
Rush- La Villa Strangiato (9 buçuk dakika)
Emerson, Lake and Palmer - Tarkus
Opeth- The Drapery Falls

www.youtube.com

www.youtube.com

bir sürü var, bazıları da yazılmış zaten. ben en uzununu attım. çoğunuz beğenmeyecek, sabredip dinleyemeyecek ama yorumlardaki şarkıları yazıyorsanız bu şarkıyı beğenmemeniz çok ayıp. neyse afiyet olsun

empyrium - mourners www.youtube.com

ron carter - sunshower
kamasi washington - change of the guard
selda bağcan, ahmet kaya - koçero
television - marquee moon
matt elliott - if anyone tells me "it's better to have loved and lost than to never have loved at all"...
david thomas broughton - concrete statement
bob dylan – desolation row
cem karaca - safinaz +1

m.youtube.com
Matt Elliot - Oh how we fell
Her başlığa bunu yazıyorum ama çok underrated bir sanatçı. Kesinlikle olması gereken yerde değil, ki hayat görüşüne bakılırsa bu durum pek de umrunda deği zaten.

Eloy - Poseidon's Creation - (12 dk) www.youtube.com
Caravan - Nine Feet Underground - (22 dk) www.youtube.com

edit:
Focus - Hamburger Concerto - www.youtube.com

Temple of the dog - reach down
www.youtube.com

önerim ücretsiz scriptlerden birini kurup başlamanız yönünde olur. henüz yeniymişsiniz boşuna para vermeyin derim. iyi sağlam bir hosting bulun. magento, woocommerce, opencart, prestashop gibi free bir ecommerce script de işinizi görür bence.
payu gibi bir sistemi de entegre edersiniz.

m.youtube.com

teşekkürler :)

çok doğal. kendi ortamına yabancı soktunuz şuan.
miniği ayrı bir odada tutun bir kaç gün ve kapısını kapalı tutun. yanına oyuncak koyun. ertesi gün oyuncağı büyüğe verin. kokusuna alışsın kedinin. siz varken de aynı ortama sokun ara ara. tıslayacaktır yine. ama küçük kendini bir şekilde sevdirir merak etmeyin. küçüğü dövebilir ısırabilir. çok aşırı derece saldırmıyorsa biraz izin verin, paniklemeyin. böyle böyle alışacak.
aynılarını yaşadım. benim kedi küçüğü de dövdü, bizim yüzümüzü gözümüzü de çizdi. eve kedi aldık diye bize de tıslıyordu. ama minik dayak yese de illa yanına gitti oyun sanıyordu, 2. gün alıştılar. şimdi dip dibeler bir an ayrılmıyorlar.

O miniğe yazık ya dayağı oyun sanıyormuş zavallıcık.
Tıslayabilirler. Bizimkiler yeni eve tasınırken ikş gün arayla eve tasınmıslardı. İlk gün birbirlerine tısladılar ikş senedir birlikte olan kedi bunlar. Oluyor öyle.