Giriş
(11)

En Son Ne Zaman Yeni Biriyle Tanıştınız?

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Soru başlıkta. En son ne zaman yeni birisiyle tanıştınız? Detay da verebilirsiniz isterseniz, nerede, kim, nasıl falan.
Selamlar.

Soru başlıkta. En son ne zaman yeni birisiyle tanıştınız? Detay da verebilirsiniz isterseniz, nerede, kim, nasıl falan.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(03.11.14)
on gün kadar önce. arkadaşın ofisinde. onun arkadaşıymış.
0
tedirginlik hucresi
(03.11.14)
bugün, 8 saat kadar önce, tanya, damir ve oanh ile tanıştım. gagranın taa öbür ucunda. tanya bohemin teki, oğlu damir eğlenceli velet, oanh ise şapşikti.
0
namus ninjası
(03.11.14)
Tanıştırılmak sayılıyor mu ? 2 hafta önce cumartesi arkadaşımın lise döneminden bir arkadaşıyla tanıştım, o akşam hep birlikte vakit geçirdik. Kendisini yine aynı arkadaşımın yanına gelirse görürüm o kadar. Başka yerde karşılaşmam, iletişim de kurmam. Tanıştık ve bitti saygısızca. (Özür diliyorum)

Yok illa siz kendiniz tanışacaksınız derseniz de geçtiğimiz haftaiçi okulun fotokopicisinde bölümümden olan ama daha önce hiç görmediğim insanlarla ders muhabbeti yaptım az biraz sonra isimlerini öğrendim ve ayrıldım yanlarından. Onlarla da fotokopiciden fotokopiciye konuşurum herhalde.
0
okuyamıyom ben ya
(03.11.14)
Geçen hafta alttan aldığım bir derste bir kaç kişi beni diğer derslerde gormediklerini,kaçıncı sınıf olduğumu sordular, o şekilde tanıştık. Bölümde az insan olduğu için yabancı biri hemen fark ediliyor, o yüzden sordular herhalde.
0
pike
(03.11.14)
Want2die +1 aynı şekilde. Biriyle tuttum ben muhabbet şeyettim kendileri hiç konuşmuyo. Ben de yeni başladığımda böyle miydim diye düşünmeden edemiyorum hehe
0
emirkulu
(03.11.14)
bugün sürüsüyle insanla tanıştım lakin hiç biri kalıcı değil. tanışmak-tanış çok da büyütülecek üstünde durulacak bir durum değil.
0
nwnd
(03.11.14)
Geçen pazartesi günü. İlk defa "oha hayatımın aşkıyla tanıştım." Diye düşündüm ama meğer o öyle düşünmüyomuş. İkinci buluşmada anladık.
0
suicides underground
(03.11.14)
Dün akşam bi partide fransız bi çocukla tanıştım. Benim kötü ingilizcem ve onun kötü aksanı yüzünden sadece tanıştık.
0
phoenixboy
(03.11.14)
Sadece Türkiye'de 700 kişilik, dünyada 92 bin kişilik şirket olduğu için sürekli yeni kişilerle tanışıyorum.
0
[silinmiş]
(03.11.14)
bir ay önce ev arkadaşım bir kızla çıkageldi. onunla tokalaştım, memnun olduk falan karşılıklı. daha sonra lavabonun yerini sordu. tek muhabbetimiz bu sahfajs. bu tanışmadan sayılıyorsa, o kız.

yok devamlı görüştüğüm, hayatıma giren, iyi kötü bir ilişki kurduğum birini sorarsan 4 ay kadar önce falan şimdiki ev arkadaşlarımla tanışmıştım. arada belki tek tük olmuştur tanıştığım, çünkü ben bile 4 ayda tek bir kişiyle tanışacak kadar asosyal değilim ama aklıma gelmiyor valla.
0
pescador
(03.11.14)
4 ya da 5 yıl önce sanırım
0
disfori
(03.11.14)
(16)

Evinizde sürkekli eksik olmayan esyalar nedir ?

samiabi19
Merak etim simdi :D hangi tüketme ürünler evinizde eksik olmaz ?Misal: Benim evde hep Marlboro sigara vardir yedek :D Becks bira, Dove men yesil dus jeli ve head and shoulders banyomda hic tükenmez. Bide Lipton yellow lable tea, hem jacobs kahve ve dondurulmus dilinmis patates. :D
Merak etim simdi :D hangi tüketme ürünler evinizde eksik olmaz ?
Misal: Benim evde hep Marlboro sigara vardir yedek :D Becks bira, Dove men yesil dus jeli ve head and shoulders banyomda hic tükenmez. Bide Lipton yellow lable tea, hem jacobs kahve ve dondurulmus dilinmis patates. :D
0
samiabi19
(03.11.14)
Ayran ya ben yapımı ya da market yapımı.
Günkurusu (gerçi bitti, şu anda eksik ama en kısa zamanda eksikliği giderilecek)
Doğadan zencefil-limon çayı.
0
aychovsky
(03.11.14)
yogurt ve dondurma
0
shotgunwoman
(03.11.14)
ekmek
0
basond
(03.11.14)
yeşil çay, soda, çiğ badem, light süt, yumurta, kağıt havlu ve kulak tıkacı olmadığı görülmemiştir benim yaşam alanımda.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(03.11.14)
çay, karanfil. harbi çayın bittiğini 2-3 kez gördüm de karanfil hiç eksik olmadı ya la.
0
MtKrt
(03.11.14)
gırtlak şeyleri: kahvaltılık, meyve-sebze, et/balık, yoğurt, çay, kahve, rakı.

diğer: kedi maması, kumu, lens solüsyonu, peçete, tuvalet kağıdı, sabun, deterjan (sondakiler hiçbir evde eksik olmaz ama tam lazım olduğunda "aaa bitmiş" dendiği görülmez manasında)
0
tedirginlik hucresi
(03.11.14)
Kedi
0
suicides underground
(03.11.14)
insan.
0
fallthepieces
(03.11.14)
kulak çubuklarım olmadan asla.
0
kakao
(03.11.14)
yoğurt
kahve
su
ilaçlarım
0
mahnita
(03.11.14)
benim evde de maşallah, Allah eksikliklerini göstermesin kediler hiç eksik olmaz. nereye gitsem orada kedi var :P

Lipton yellow label alacağına doğu karadeniz daha iyi :)
0
mea maxima culpa
(03.11.14)
Kırmızı et, tavuk göğsü, ton balığı konservesi, badem fındık fıstık, yeşil çay. Paramın çoğunu bunlara gömüyorum.
0
angelus
(03.11.14)
yedek ampul. uzun zamandır bakıyorum ve gerçekten eksik olmayan tek şey bu.
0
namus ninjası
(03.11.14)
sevgilimden dolayı evden kola asla eksik olmaz.
bi de kahve.
0
kaffle
(03.11.14)
çay, zeytinyağı, yoğurt, peynir, çoğunlukla çekirdek, su, peynir, bira olmadan asla! :)
bira olmayınca çok korkuyorum, yokluğu çok zor :(
0
bradshaw
(03.11.14)
oha rakı diyen yok. nası olmaz! tabi ki rakı.
0
benaslinda
(03.11.14)
(4)

madencilere ne oldu?

fallthepieces
Haberlerde birşey göremiyorum. 18 tane madenci vardı madende kalan onlara ne oldu?
Haberlerde birşey göremiyorum. 18 tane madenci vardı madende kalan onlara ne oldu?
0
fallthepieces
(03.11.14)
10 tanesinin cesedine ulaşılmıştı birkaç saat önce okuduğuma göre.
0
galadnikov
(03.11.14)
11 tanesi çıktı geri kalanlar için gece geç saatlerde çıkarılacak deniyor.
0
johnny lash
(03.11.14)
Sanırım yayın yasağı falan aldı. İnternet sitelerinde de haber falan yok konuyla ilgili.
Kesin bilgi yok mu cidden...
0
korsan dilenci
(03.11.14)
demin haberlerde suyun 3/4'ünün boşaltıldığı ve kaç metreye inildiği (unuttum) söylendi. ulaşılan nokta işçilerin yemek yedikleri düzlükmüş. ancak madencilere ulaşıldığından bahsedilmedi.
0
tedirginlik hucresi
(03.11.14)
(11)

Şu cümlede bir anlatım bozukluğu var mı sizce?

buzbebek
''Bunları söyleyince utanıyorum ama şehvete yatkın bir bünyem var ve elimden bir şey gelmediğini kocamın da fark etmesi gerekir.''Çuniçiro Tanizaki'nin Anahtar kitabından alıntıdır yanlış anlaşılma olmasın.
''Bunları söyleyince utanıyorum ama şehvete yatkın bir bünyem var ve elimden bir şey gelmediğini kocamın da fark etmesi gerekir.''

Çuniçiro Tanizaki'nin Anahtar kitabından alıntıdır yanlış anlaşılma olmasın.
0
buzbebek
(02.11.14)
biraz tercüme kokuyo. uğraşılsa, düzeltilebilir gibi duruyo.

ekleme: helâl rock! ilk yamukluk orda. ben görememiştim onu.
0
compadrito
(02.11.14)
'bunları söyleyince' kulak tırmalıyor. 'bunları söylemeye' şeklinde mi olacak acaba bilemedim.
0
rock n roll
(02.11.14)
Ben de bir şey kısmına takılmıştım. ''elimden bir şeyin gelmediğini'' şeklinde yazılsa sanki daha mı iyi olurdu?
0
🌸buzbebek
(02.11.14)
''Bunları söyleyince'' dediğinde kendisi mi bunları söyleyince yoksa başkası mı ona bunları söyleyince bu belli değil. Onun yerine bunları söylediğimde olarak değiştirilebilir.
0
stanbul
(02.11.14)
"bunları söylemeye" şeklinde olamaz gibi geliyor, öyle olursa tamamen cümlenin anlamı değişir. çünkü burda elinden gelmeyen şey bunları söylemekten kendini alıkoyamaması, utanma hissi de bunları söyledikten sonra ki yaşadığı hissi gibi geldi bana.
0
clones
(02.11.14)
Yatkın olmak, bir işi başarmakta, becermekte yetenekli olmak, alışkın olmak demek. Mutlaka bir hata bulmamız isteniyorsa bu var. Bunun yerine de "şehvete eğilimli bir yapım var" denebilirdi. Çevrilen cümledeki her ögeyi kullanma zorunluluğu hissedilmediği takdirde de "şehvet düşkünüyüm, şehvet düşkünlüğüm var" gibi kullanımlara başvurulabilir.

Son kısım notice veya realize fiilinden çeviri ise fark etmek yerine anlamak kullanılabilir, çünkü biz daha çok böyle kullanıyoruz ve evet, çeviriler sırf çevirmek için yapılmaz.
0
bengi tonyukuk
(02.11.14)
''Bunları söylemekten utanıyorum ama şehvete yatkın bir bünyem var ve elimden bir şey gelmediğini kocamın da fark etmesi gerekir''

veya;
''Bunları söylemekten utanıyorum ama şehvete yatkın bir bünyem var ve kocamın da elimden bir şey gelmediğini fark etmesi gerekir.''

edit: evet, "fark etmesi" yerine "anlaması gerekir" dense daha iyi olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.11.14)
"kocamın da fark etmesi gerekir"in öznenin utanmasıyla doğrudan ilgisi var mı emin olamadım. şehvetli olduğunu söylemekten utanıp sonra da yorum ekliyor da olabilir, ikincisini söylemekten de utanıyor olabilir.

1. ise: "söylemekten utanıyorum ama şehvetliyim. elimden bir şey gelmediğini kocamın da fark etmesi gerekir."

2. ise: şehvetli olduğumu söylemekten, elimden bir şey gelmediğini kocamın da fark etmesi gerektiğini ifade etmekten utanıyorum.

mot-a-mot çeviri olmadan türkçeye "yatkın" kurmaya çalıştım cümleleri.
0
tedirginlik hucresi
(02.11.14)
şehvete yatkın nedir yav! şehvetli bünyem desene şuna.Elimden bir şey gelmediğini sanki olumsuzmuş gibi geliyor.
0
WrAiTh
(02.11.14)
çeviri kadın gibidir, güzeli sadık olmaz, sadığı güzel.. diyerek veriyorum mesajı. burada aşırı sadık bir çeviriden fazlası yok.
0
namus ninjası
(02.11.14)
"şehvete yatkın bünye" bırak anlamı, başlı başına bozuk bir cümle.
0
sorumatik
(02.11.14)
(7)

bu yasal mı?

inheritance
bir bankanın (ismi saklı), takipte kredisi olan çalışanlarına kredinizi ödeyin yoksa işten çıkartırım dediğini duydum. bu haklı bir işten çıkarma sebebi mi ve/veya yasal mı?edit: personel ben değilim. takipte olan kredinin işveren banka tarafından verilmiş olma zorunluluğu yok. başka bir bankadan da
bir bankanın (ismi saklı), takipte kredisi olan çalışanlarına kredinizi ödeyin yoksa işten çıkartırım dediğini duydum. bu haklı bir işten çıkarma sebebi mi ve/veya yasal mı?

edit: personel ben değilim. takipte olan kredinin işveren banka tarafından verilmiş olma zorunluluğu yok. başka bir bankadan da verilmiş olabilir.
0
inheritance
(31.10.14)
yasal olup olmadığını bilmiyorum fakat, ilişkiler farklı.

çalıştığın yer ile, işveren - personel ilişkisi var, aynı yerden kredi çekmiş olsan bile, müşteri - kurum ilişkisi var.

bunların birbiriyle ilişkilendirilmesi bana pek yasalmış gibi gelmiyor. (tam da emin değilim tabii)

edit: İş Kanunu'nu incelemekte yarar var.

www.iskanunu.com

Şöyle bir şey var kanunda;

"Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır."
0
dead and broken
(31.10.14)
iş kanunu'nda sayılan haklı nedenlerle fesih başlığı altında böyle bir konu görmedim. ama zorlayıcı sebep diye bişiy var, ona mı giriyor bilmiyorum. ancak yargıtay kararı var.
maaşa "sık sık" haciz gelmesi işyerinde zaman kaybı ve organizasyon sorunu yaratırsa, işçiye önceden ihtar çekilmek şartıyla haklı nedenle işveren feshi olabiliyor.

www.alitezel.com
0
tedirginlik hucresi
(31.10.14)
iş kanunu bu konuda ne diyor bilmiyorum. fakat daha önce, bir iş görüşmesinde önüme konan firma sözleşmesinde bu madde vardı. takipte kredi olması, iş arkadaşlarından borç almış olmak vs. gibi bir çok detay içeren bir madde, işveren tarafından değerlendirilip işten çıkartabilme sebebi olarak sunulmuştu. yasaya uygun mu bilmiyorum, başka sebeplerden dolayı imzalamayacağım için araştırmadım da o dönemde.

iş sözleşmelerinde böyle özel bir madde olabilir mi?
0
silent storm
(31.10.14)
@silent storm, olabilir bilmiyorum. konuşulurken duydum sadece.
0
🌸inheritance
(31.10.14)
yasal değil, haklı fesih nedeni de değil.

eğer işe girerken baştan böyle bir hususta anlaşıp, imza ettilerse o zaman iş değişir tabi.
0
m e l t e m
(31.10.14)
kanuna aykırı sözleşmeler geçerli olmaz zaten. ama sık sık maaş haczi gelen personelle ilgili iş akdinin işveren tarafından feshi yargıtay'da onanmış görünüyor.
0
tedirginlik hucresi
(31.10.14)
@tedirginlik hucresi
sık sık maaş haczi gelmesi farklı bir şey. kanuna aykırı sözleşmeler geçerli olmamakla beraber yargıtay kurum/şirket içi yönetmeliklerle kabul edilen yükümlülükleri de iş akdi çerçevesinde kabul ediyor. şirket politikası olarak düşün.
0
m e l t e m
(31.10.14)
(13)

İşyerindeki Sorunum

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Temmuz ayı gibi bizim departmanın müdürü değişti. İşte yeni müdür geldiği sırada da, departmanda halledilmesi gereken bir iş vardı. Bu iş de benim uzmanlık alanımdan çok uzak, hem ilgimin hem de bilgimin olmadığı bir mesele. Benim departmanda yaptığım iş belli yani, o tip işleri başka biril
Selamlar.

Temmuz ayı gibi bizim departmanın müdürü değişti. İşte yeni müdür geldiği sırada da, departmanda halledilmesi gereken bir iş vardı. Bu iş de benim uzmanlık alanımdan çok uzak, hem ilgimin hem de bilgimin olmadığı bir mesele. Benim departmanda yaptığım iş belli yani, o tip işleri başka birileri yapıyor genelde, o tip işlerden daha iyi anlayan kişiler. Her neyse. Müdür geldi, daha departmandaki insanları doğru dürüst tanımıyor tabii, bu işi bana verdi. Başta o kadar da büyük bir iş gibi görünmüyordu, yine de söyledim ben müdüre, dedim böyle böyle, bu iş benim pek anladığım bir konu değil haberiniz olsun falan. Tamam dedi o da, bu seferlik yap bu işi, sonra bu tip işleri sana vermeyiz dedi. Neyse bu iş benim sandığımdan çok daha zor ve kapsamlı bir şey çıktı, anlamıyorum da zaten, götümü yırta yırta bitirdim 2-3 haftada, mesailere falan kala kala. Ama bu iş orda bitmedi, temmuzdan beri paso hortluyor amk şeyi, dallanıyor budaklanıyor, doğru dürüst bilmeden yaptığım için sürekli hata çıkıyor, silip silip baştan yapıyoruz bir yerlerini. E işi başta ben yaptığım için sorun çıkınca falan da bana geliyorlar hemen. Artık öyle bir hal aldı ki, bu işte sorun çıktığı zaman müdür bile offlayıp pufluyor "yine mi bu iş" falan diye, tamamen bıktık yani. Ben öyle bir raddeye geldim ki, bu işle ilgili bir şey karşıma çıktığı zaman böyle bir yakınım ölmüş gibi içime bir acı oturuyor resmen. Müdür beni çağırdığı zaman "nolur o işle ilgili olmasın" diye kendi kendime söylene söylene gidiyorum. Bugün iş çıkışı yine hortladı iş, bir yeri yanlış olmuş yine, orayı da baştan yapmamız gerekiyormuş. Müdür de direktörden fırça yemiş falan. Şu an resmen yarın işe gidip o işle uğraşacak olmak o kadar fena halde canımı sıkıyor ki uyku tutmuyor ya. Çok fena gına geldi. Müdüre bi şey de diyemiyorum şimdi, iş zorlaşınca kaçıp başkasına kilitlemeye çalışıyor gibi olucam çünkü. Ne yapayım ya? Siz olsanız naparsınız? Hayattan soğudum resmen şu iş yüzünden, normalde sevdiğim işime küfür ede ede, istemeye istemeye gidiyorum.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(31.10.14)
gaç kendini kurtar. bilen yapsın.
0
anonymice
(31.10.14)
iyi de nasıl kurtulcaz yani?
0
🌸bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(31.10.14)
Tekrar tekrar hata çıkan işi, ısrarla yine sana düzelttirdiği için müdürün fırça yemekte haklı.

Oysa işi anlayan birine tekrar yaptırsa veya düzelttirse sorun ortadan kalkacak. Olmadı kendisinin el atıp bizzat yapması veya bizzat kontrol etmeden tekrar yayımlattırmaması gerekiyor.

Böyle hem seni sıkıyor, hem ekibini verimli kullanmıyor, hem de hata üretmeye devam ediyor. İşe kendinin el atıp, farklı bir karar vermesi ya da kendinden bir şey katarak sorunu çözmesi lazım.

Bunu üslubunca müdürüne anlatmaya çalış.
0
hiko seijuro
(31.10.14)
Yazilim mi? Aynisi benim basimda vardii ben dedim sure verin duzelteyim tamam dediler 12 gun verdiler. Sonra ertrsi gun bitti mi dediler. Bende istifa ettim
0
divit
(31.10.14)
siz kilitlemiş olmayacaksınız ki, zaten size kitlemişler. aklıma gelen sorular:

"o tip işlerden daha iyi anlayan birileri" nerede? ayrılmışlar mı? ayrılmamışlarsa neden onlar yapmıyor? ayrılmışlarsa neden hala yerleri doldurulmuyor?

ek: her halükarda sizden değil organizasyondan kaynaklanan bir durum var ve sorumlusu da müdür efendi.
0
tedirginlik hucresi
(31.10.14)
infinite deadline loop bu olsa gerek:/

mesela front endciye back end işi verirsen olmaz o, bir yerden patlar, sen uyarını yapmışsın abi, en son pek etik ve profesyonelce olmasa da "ama ben sizi uyarmıştım zamanında" dersin.
0
devorgilla the gunslinger
(31.10.14)
sen zaten işin senin uzmanlık alanın olmadığını en başında belirtmişsin. bu kadar uzadıysa ve hala senin üzerinden devam etmeye çalışıyosa o müdür, direktörü hemen işine son versin bence. olayın senin beceriksizliğinle hiç bi alakası yok.
0
spirit crusher
(31.10.14)
direktörü de cc ye koy ve müdüre mail at. kibarca bu işin senin uzmanlık alanı içinde olmadığını, iyi niyetle verilen görevi yapmaya çalıştığını ancak daha fazlasının elinden gelmediğini, işin ve işyerinin selameti açısından konuya hakim birilerine delege edilmesinin daha faydalı olduğunu düşündüğünü söyle. ama sonuna şunun gibi bir şeyi de ekle mutlaka "ancak yönetim tarafından işi benim devam ettirmem uygun görülürse de, elimden geleni yapmaya devam ederim".
0
fengari
(31.10.14)
Direktöre eposta göndermek gibi bir öküzlük yapma. Burada verilen her tavsiyeye de kulak asma. Sorunu direkt olarak müdürün ile üsluplu bir yoldan iletişim kurarak çözmeye çalış, aranızda anlaşın.
0
hiko seijuro
(31.10.14)
@hiko seijuro: böyle dış kulvardan yarışmaya katılanlara bayılıyorum. arkadaş adam temmuzdan beri müdürle çözemiyorum sorunu diyor, bir sen biliyorsun direktöre mail atmamak gerektiğini çünkü?

adam siz olsanız ne yapardınız diye sormuş, ona göre de cevap verilmiş. müdürle çözebilecek durum olsa, heralde aklına gelirdi bu.
0
fengari
(31.10.14)
direktöre mail atma kesinlikle, müdürle konuşmalısın.
0
src
(31.10.14)
Bence iyi ki fırça yemis. Sana vermemesi gerektiğini hala ogrenememis mi? O zaman müstahak. Yine yap elinden geleni hata cikarsa ciksin napalım yani. Rahat ol niye kasiliyosun ki. Adam gibi yönetici olsa zaten çoktan işten anlayan biriyle olayi bitirirdi. Yok belli ki surusunsun istiyor. Bu müdürün haksiz tarafı.
Gelelim sana. İş dediğin sey bazen cerceveden cikar bence. Bellidir yapacagin is ama bazen senin olmayan islere de yardim bi şey gerekebilir yani. Yani her gün her gün yapilan bi seyse çıkar tabi boynuzlarini da...bence biraz da yardımcı olmaya çalış derim ben. Her şey güllük gulistanlik olsaydı çalışmak eğlenceli bi şey olurdu zaten. Ama ne yazık ki değil. Arada böyle sorunlar olur yani yapamayabilirsin azar işitebilirsin yani bi ayricaligin yok ki. Biraz da strese gir yani nolur.
0
odetojoy
(31.10.14)
Bitti mi o iş, noldu bi haber var mı? :)
0
erty_ksk
(19.11.14)
(3)

is yerlerinin topluca baglantisinin oldugu yerler nerelerdir?

ibomiu
Muhasebeciler,Bakkallar ve kuruyemisciler odasiEczacilar odasiTicaret ve sanayi odasiBerberler odasiReklamcilarBaska bildiginiz ne var?Odalar, dernekler demeyin ama. "Berberler odasi" gibi daha ayrintili lazim.
Muhasebeciler,
Bakkallar ve kuruyemisciler odasi
Eczacilar odasi
Ticaret ve sanayi odasi
Berberler odasi
Reklamcilar


Baska bildiginiz ne var?

Odalar, dernekler demeyin ama. "Berberler odasi" gibi daha ayrintili lazim.
0
ibomiu
(30.10.14)
Tüsiad
Müsiad
Xsiad
0
kaptan memo
(30.10.14)
İTO
0
razvan rat
(30.10.14)
taksicilerin, minibüsçülerin, esnaf ve sanatkarların odaları, barolar. noterler birliği falan da vardı herhalde.
0
tedirginlik hucresi
(30.10.14)
(2)

4857 sayılı iş kanunu

al-se
başlıktaki kanunla ilgili bir ödev hazırlıcam. çalışma hayatına getirdiği yenilikler falan. bununla uğraşmış olan biri var mı ? ödevini kopyalamıcam söz de, en baştan internet taraması yapmayım dedim. teşekkürle.
başlıktaki kanunla ilgili bir ödev hazırlıcam. çalışma hayatına getirdiği yenilikler falan. bununla uğraşmış olan biri var mı ? ödevini kopyalamıcam söz de, en baştan internet taraması yapmayım dedim.
teşekkürle.
0
al-se
(30.10.14)
gazetelerin ve sendikaların, konuyla ilgili dergilerin (yaklaşım vb) web sitelerinde bulursunuz muhtemelen.
0
tedirginlik hucresi
(30.10.14)
en güzel yorumları ali tezel'in yazılarından ve katıldığı tv programlarından öğrenebilirsin.
bunun tam tersi de resul kurt, işine geldiği gibi yorumlayan birisidir kendisi, ondan da uzak dur derim.
0
yons
(30.10.14)
(3)

ozel sektor calisani sgk primi

voucher
maasimdan catir catir kesilen sgk primleri bir yerde birikiyor mu? yoksa istifa ettigimde yanan kidem tazminatim gibi onlar da yok mu oluyor?eger bu primler haybeye yatiriliyorsa yari gidip maasimi asgari ucretmiscesine bankaya yatirtmak icin cabalayacagim.
maasimdan catir catir kesilen sgk primleri bir yerde birikiyor mu? yoksa istifa ettigimde yanan kidem tazminatim gibi onlar da yok mu oluyor?

eger bu primler haybeye yatiriliyorsa yari gidip maasimi asgari ucretmiscesine bankaya yatirtmak icin cabalayacagim.
0
voucher
(30.10.14)
emekli maaşın o prime göre belirleniyor
0
argent dawn
(30.10.14)
şu an o paralarla emeklilere bakılıyor. sana sıra geldiğinde allah kerim.
0
namus ninjası
(30.10.14)
1) sağlık sigortanıza
2) işten çıkarılırsanız işsizlik ödeneğinize
3) vakti geldiğinde emekliliğinize

gidiyor. haybeye değil.
0
tedirginlik hucresi
(30.10.14)
(2)

ssk prim borcu , torba yasa affı vb anlayanlar beri gelsin

darkknight
Arkadaşlar 25 yaşını aştım üniversite mezunuyum uzun suredır sıgortasız calısıyorum ve gelır tespiti yaptırmadım. Şu anda bı af çıkmış bundan nasıl yararlanabilirim bana yardımcı olabılırmısınız ?
Arkadaşlar 25 yaşını aştım üniversite mezunuyum uzun suredır sıgortasız calısıyorum ve gelır tespiti yaptırmadım. Şu anda bı af çıkmış bundan nasıl yararlanabilirim bana yardımcı olabılırmısınız ?
0
darkknight
(29.10.14)
yasayı incelemedim, şu anda vaktim de yok, ama şu linkte "Buna göre" diye başlayan paragraftan itibaren okuyun.

www.radikal.com.tr
0
tedirginlik hucresi
(29.10.14)
Eğer hiç gelir testine gitmediniz ve bu sebeple borcunuz biriktiyse, Torba Kanun Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 6 ay içerisinde gelir testine başvurabileceksiniz. Geliriniz asgari ücretin üçte birinden az çıkarsa borcunuz tamamen silinecek. Geliriniz daha yüksek çıkarsa, buna göre hesaplanacak borcunuzu ister faizsiz olarak peşin isterseniz 18 taksite kadar vadeli ödeyebileceksiniz.

borcunu şimdilik şuradan sorgulayabilirsin. onlinetahsilat.sgk.gov.tr

şu anda sadece gelir testi yaptırman gerekiyor. sonucuna göre bakıcaklar durumuna. gelirin belirlenen oranın altında çıkarsa tamamen silinecek. başka bi oran çıkması durumunda da geçmiş borçların yeniden hesaplanıcak.

yaklaşık bi sonuç görmek istiyosan şöyle yapabilirsin. evde çalışan herkesin aldığı ücreti topla. sigortasız çalışanları vs değil. ama kira geliri başka bi gelir vs hepsini topla. o evde yaşayan kişi sayısına böl. çıkan sonuca göre şuradan yorumlayabilirsin. www.sgkrehberi.com
0
elorelia
(29.10.14)
(2)

Şişli civarında antep lahmacunu nerede ?

jamalbsf
En mikemmeli olmalı ve acil !!
En mikemmeli olmalı ve acil !!
0
jamalbsf
(29.10.14)
Bizim burada gaziantep lahmacuncusu var ama yani hep oradan aliyoruz ama iyi kotu bir yorum yapamam yani, hani ne biliyim bana butun lahmacunlar guzel geliyor cunku. Numerosunu yaziyim dur, 222 53 78 halide edip'te.
0
LXXVII
(29.10.14)
antep firik kebap vardı osmanbey'de. hala var mı bilmiyorum.

tatlıses bildiğim kadarıyla antep usulü yapmıyor ve kurtuluş caddesi'ne de dükkan açmış.
0
tedirginlik hucresi
(29.10.14)
(23)

hiç yaşlı arkadaşınız oldu mu?

mayeskuel
he?
he?
0
mayeskuel
(28.10.14)
He
0
emininsel
(28.10.14)
hee
0
ron dennis
(28.10.14)
2 tane, benden 20-25 yas büyük arkadasım var. bu kentteki en iyi arkadaslarım.
0
ufukcel
(28.10.14)
58 yaşında olan arkadaşım var, rakı masası sohbeti süperdir kendisinin, hayatı dolu dolu yaşamış abilerden.
0
candanag
(28.10.14)
en yakin arkadaslarimdan biri benden 20kusur yas buyuk
0
gerard
(28.10.14)
Çok yakın bir arkadaşım şehir dışına taşındı. Ben annesiyle buluşuyorum, takılıyorum, yemeğe falan gidiyoruz.
0
i-pek
(28.10.14)
ben 20'yim. bi arkadaşım 30 küsür yaşında. aslına bakarsan başka da arkadaşım yok herhalde. geneli büyük. bir yaş büyüktür ama yine büyüktür. da "yaşlı" arkadaşım yok hiç. yani 30'a yaşlı demiyorum. benden büyük sadece. moruklarla takılmıyom. old faggitz.

dimitri yazınca aklıma geldi, beni en çok sevip sayan, halimi hatrımı soran çocuk da 16 yaşında.
0
pescador
(28.10.14)
benim olmadı. ben o yaşlı arkadaş oldum. kendimi bildim bileli arkadaşlarım benden yaşça küçüktü. hala öyle bazen sinir oluyorum bu duruma.
0
dimitri iskete
(28.10.14)
eh ortak is yaptik sayilir, oldu denebilir. olmasin bi daha da amk. senden bir onceki nesilden birine biseyler anlatmak cok zor. kendi neslinde bile senin kafanda adam bulmak zorken baska nesillere atlamamak lazimmis.
0
hjarteblod
(28.10.14)
şimdiye kadar en iyi arkadaşlarım benden 15-20 yaş büyük insanlardı hep. ruhum mu yaşlı, bu döneme ait değil miyim neyim bilmiyorum.
0
razvan rat
(28.10.14)
oldu tabii
0
Solem
(28.10.14)
50sine merdiven dayamis teyze arkadas sayilirsa evet. Teyzeden ziyade arkadas gibiyizdir, birlikte gezip tatile cikmalar, dertlesmeler falan.

He bi de dimitri+1. Suan en yakin ark.larimdan biri 19 yasinda, ben 23. Ya benden kucukler ya da cok buyuklerle takildim hep. Yasitim arkadasim cok az oldu.
0
a gun and a pack of sandwiches and nothing
(28.10.14)
benim gecenlerde 77 yasinda bir arkadasim oldu. ben 27 yasindayim.
0
yonge and bloor
(28.10.14)
istanbul'da yaşarken her hafta 70'lik delikanlılarla rakı içerdik. yaşım otuz idi :)
0
marido
(28.10.14)
Kendimi bildim bileli arkadaş grubunun jokeriydim. 81-86 arası doğan nesle eklenti olmuş 90 nesliyim ben. 5-10 yaş büyük oldu arkadaşlarım benden hep. Onlar üniversiteye giderken onlarla takılırdım, şimdi hepsi teker teker evleniyor, çocuğu bile olan var. Eskisi gibi görüşmüyoruz. Şimdilerde ise arkadaş grubum 18 19 yaşındakilerden oluşuyor, bu sefer 4 5 yaş büyük yaşlı ben oldum. Hoş 5 yaş da yaş değil de neyse.
0
g man
(28.10.14)
en yaşlısı 30.
0
harry powell
(28.10.14)
Yasli ne kadar yasli? 32 yas buyuk var benden. Uzun zamandir gorusemiyorduk, bu hafta sonu beraberiz bir aksilik olmazsa.
0
delifaruk
(28.10.14)
19 yaşındayım en yaşlısı 42 yaşında
0
metalika
(28.10.14)
70 kusur ve 83 yasinda iki kankim var. Aksamlari kahveye gidiyorum muhabbet ediyoruz, pisti, domino, 51 falan oynuyoruz. Guzel oluyor baya egleniyorum ben :)
Yas 23.
0
rahmi pinkfloydoglu
(28.10.14)
oldu rahmetli. ben otuzken o altmışlarındaydı.
0
tedirginlik hucresi
(28.10.14)
işyerinde çok var 50'lerinde arkadaş, yemek yiyoruz, spor yapıyoruz, sohbet ediyoruz ama daha fazlasını yapmıyoruz. (iş dışında evli evine köylü köyüne)
0
[silinmiş]
(28.10.14)
annem var ama kendisi yaşlı değil elbette <3 ;)

olmadı onun haricinde.
0
icemint
(29.10.14)
komşumuz var biri 89 yaşında diğeri 85 yaşında olan bi çift. hayatımda her şeyimi anlatabilip sağlıklı mantıklı çözümler alabildiğim tek insanlar diyebilirim. içki de içeriz, sinemaya da gideriz, bahçe işleri de yaparız beraber. hatta the spirit is willing but the flesh is weak sözünü de onlardan öğrenmiştim. bana verdikleri en büyük öğüt bu olmuştur.
0
exist is pretty
(29.10.14)
(10)

Uzun boylular için yüksek ütü masası

FT5
genelde standart boyları var sanırım. uzun boylular ütü yaparken bel fıtığı geçiriyor. şöyle yüksekliği adam akıllı bir masa Ankara'da nerden bulunur?
genelde standart boyları var sanırım. uzun boylular ütü yaparken bel fıtığı geçiriyor. şöyle yüksekliği adam akıllı bir masa Ankara'da nerden bulunur?
0
FT5
(28.10.14)
Standart boy ütü masası yoktur. Tablanın altında ayakların yükseklik ayarı için bir mandal vardır. Basılı tutarsanız istediğiniz şekilde yükseltirsiniz. Mandalı bıraktığınızda boyu o şekilde sabitlenir.
0
cok sey hakkinda az sey bilen adam
(28.10.14)
bacakları sabitleyeceğiniz yeri siz seçersiniz. bacakların arası fazla açılınca haliyle alçalır. masayı açmak için dokunduğunuz mandalı bıraktığınızda bacaklar sabitlenir.
0
tedirginlik hucresi
(28.10.14)
Bauhaus, Tekzen gibi yerlere bak derim, ama ondan önce internetten de muhtelif sitelerden belki boy ölçüsünü veren satışlar olabilir, bakmak lazım, böyle bir konuyu hiç düşünmemiştim, 2 metre üzeri insanlar için sıkıntılı olabilir standart olanlar, ben 189'um ve en yüksek halinde hafif eğilmem gerekiyor ütüde ama sıkıntı yaratmıyor. meraktan 1-2 taradım da ortalama 95-97 cm yukseklıkte bu zımbırtılar ama mesela gözume şu ilişti 108 cm www.hepsiburada.com

108 ve üzeri bulursan kaçırma derim bu durumda
0
candanag
(28.10.14)
@cok sey hakkinda az sey bilen adam
@tedirginlik hucre
detay vermedim ama o masaların son ayarında da (standart olan son max yükseklik) kısa kaldığını düşüneceğinizi düşünmüştüm. candanag teşekkürler. bauhaus tekzen koçtaş gibi yerlerde asıl standart boylar var. duvara monte olanları var ama olay oraya varsın istemiyorum.
0
🌸FT5
(28.10.14)
uzun boylu bir ev hanımı değilseniz eğer (?) ve dağlar kadar ütü yapmıyorsanız ikea'da ufak boy ütü masası oluyor.
onu masa, tezgah gibi bir yere koyup normal ütü masasından daha yüksekte kullanmak mümkün olabilir. hem de her yere sığıyor.
0
lily briscoe
(28.10.14)
ütü masası üzerindeki ütünün tutamacını tutmak için kolunuzu dirseğinizden 90 derece olacak şekilde öne kırdığınızda tam ütünün tutamacını tutabiliyor olmanız lazım. bakın masayı tutmaktan değil ütünün kulbunu tutmaktan bahsediyorum. İdeal yükseklik odur. 2.5 metre falan değilseniz çoğu masa bunu karşılar. Karşılamıyor ise masanın altına takoz koyabilirsiniz yada sanayide masanın bacaklarını uzattırabilirsiniz. Estetik olmaz derseniz komple yeni bacak yaptırabilirsiniz o zaman hem estetik hem uzun olur.
0
maxhoper
(28.10.14)
sayılarla detaylandırayım (@maxhoper).
mevcut masanın tam açıldığında yerden yüksekliği 80cm.
ütünün tabanından tutamacına olan mesafe 15 cm.
yerden kolun 90 derece yaptığı mesafe 120cm.

120= 15+80+x
x=25cm Masanın extra uzaması gereken boyutu.

veya max açılma noktasında 105 cm yerden yüksekliği olan bir masa
0
🌸FT5
(28.10.14)
cidden denklemine ben de hasta oldum:) derdini güzelce anlatmışsın, sayende ben de bir daha ne zaman ütü masası lazım olur bilemiyorum ama verdiğim linktekinden alırım, İstanbul Bilişim de daha da ucuz www.istanbulbilisim.com.tr

gözüne kestirirsen internetten çak gitsin derim 124 liraya, taşıma problemin de olmaz hem, meraktan duvara monte edilenlerine de baktım da çok ergonomik gelmedi bana, ama istediğin yüksekliğe ayarlamak bakımından en cillobu öylesi olur vida atılan yerlerde gevşeme/oynama/çıkma olmazsa.
0
candanag
(28.10.14)
yardımlar için teşekkürler. candanag 108cm lik işimi görecek. ama şu var kimse oturarak yap demedi ya en çok ona seviniyorum. çünkü arkadaşlarımın hepsi aynı şeyi söyleyip beni deli ediyor. yapamıyorum zaten oturarak. diğer bir taraftan da uzun boylu insanların hemen hemen her konuda sıkıntı çektiklerine de çok güzel bir örnektir bu olay. sektör bunu düşünmemiş işte. olanlar da numunelik.

konuya benim gibi sıkıntı çekerek gelen başka arkadaşlar olursa diye bir bilgilendirme yapayım. siemensin alışılagelenden çok farklı bir ütü masası var. sadece masa değil değişik özellikleri de var. (bkz: http://goo.gl/aFq7me) ama en son 450TL fiyat aldım. ütü 400TL iken masaya 450 vermek gelmedi içimden.
0
🌸FT5
(28.10.14)
Tamam zaten gayet mantıklı ölçüler vermişsiniz. Buyrun istediğiniz mağazadan seçin. bendeki ütü masası da bu yükseklikte. zaten bundan daha yüksek bir masa üretmek standart dışı oluyor. tezgahta çalışma yüksekliği yaklaşık 90 cm zaten 108 cm masa üretmişler.

www.akakce.com

bu işte size uygun masa. max 105 cm ihtiyacınız var max 108 cm açılması var. bu size yetiyor. niye uygun masa yok diyorsunuz ki.
0
maxhoper
(29.10.14)
(26)

en sinir olduğunuz duyuru çeşitleri

kibritsuyu
nelerdir?
nelerdir?
0
kibritsuyu
(27.10.14)
Böyle anketler.
0
ufukcel
(27.10.14)
Naber?
0
dessy
(27.10.14)
"falanca olanlar varsa yeşillendirebilir mi? birşey soracaktım da?"
0
sutlu nescafe
(27.10.14)
upuzun cevap kasıp gödere bastığımda uçmuş olanlar.
0
namus ninjası
(27.10.14)
Yeşillendirme +1
0
an engineer
(27.10.14)
30 bin liraya otomatik dizel araba
0
[silinmiş]
(27.10.14)
lmgtfy duyuruları.
0
Lim5
(27.10.14)
- "güzel müzik önerin/çalan yer söyleyin" tarzı ne idüğü belirsiz duyurular
" "şunu günde şu kadar yersem kilo alır mıyım/verir miyim" tarzı yine ne idüğü belirsiz duyurular.

genellemek gerekirse soruyu spesifikleştirmeden sorulan / cevaplayacak kişileri çeşitli kriterler bağlamında cevaplamaya yönelten sorular. e haliyle cevaplar da çok sağlıklı olmuyor bu durumda.
0
candanag
(27.10.14)
duyuru da en çok kim popüler kimi seviyosunuz türü anketleri
0
mirty
(27.10.14)
chat duyurulari

bir de sinir olmuyorum ama pepsi sifresi mi ne istiyorlar ya onu merak ediyorum. nerede kullaniliyor onlar?
0
exlibris
(27.10.14)
Yazanin kendisinden baska kimsenin anlam veremedigi, duyuru kategorisinde yazilan aforizmalar.
0
sAINT
(27.10.14)
Konu biraz ozel avukat biri ulasabilir mi aceba? +1

Oldu ne demek, hemen yolluyorum. :)
0
cecilia
(27.10.14)
regl var ertesi gün hapı var doğum kontrol hapı var ...
0
difdiringi
(27.10.14)
"geçecek mi bu acı?" "unutamıyorum onu" gibi duyurular.

bazen wraith mi ne öyle biri var, onun duyuruları. sinir değil de tuhaf oluyor.
0
secilmis uye
(27.10.14)
wraith duyuruları +1
0
dessy
(27.10.14)
30 bin liraya otomatik dizel araba +1 ahahaah
0
c1b2k3
(27.10.14)
kafayı yiycem, çıldırıcam, yardım edin vb başlıklar altında önemsiz sorular sorulan duyurular.
0
tedirginlik hucresi
(27.10.14)
sinir olmak değil de "olmasa daha iyi olur"lar var. gereksiz yere okumak zorunda kalıyorum, vakit kaybı oluyor.
yeşillendirin +1
bağlan konuşalım+1

bir de "duyuruda kimin cevaplarını beğeniyorsunuz" tarzı sorular olmasa iyi olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.10.14)
connected2me'li olanlar.
soran kisinin o isi yapma ihtimali milyonda birken sordugu, insani bos yere ugrastiran sorular.
sirf yasadigini gostermek icin sorulan, cevabi olmayan ya da cevabi google'da kolayca bulunabilecek tipteki sorular.
'bugun bir kedi olusu gordum, cok uzuldum size de anlatayim dedim' gibi insani uzmekten baska ise yaramayacak turdeki duyurular.
iceriginde gereksiz yere biyografik veriler iceren (kollarimin kilini aliyorum kezban degilim, odtu'luyum vs) sanirim "cevabinizi ona gore verin ha" gibi bir dusunceyle sorulan sorular.
geleneksellesen, kimsenin fikrinde degisiklik saglamayacak, hicbir yere varmayacak "tayt giyenler hakkinda ne dusunuyorsunuz, solcular/kurtler neden boyle?" tarzindaki sorular.
"bu sarki size gelsin" tipi duyurular.
'niye benim cevaplarim siliniyor :(' benzeri sorular.
bir de 'nede mukemmelsiniz?' gibi sorulari cevaplari mide bulandirici geldigi icin sevmiyorum, ama duyuruyu acmasam gormem aslinda.

+bu kiz bana yaziyor mu? duyurulari.
0
John Finn
(27.10.14)
Bu kiz benden hoslaniyor mudur duyurulari
Eski sevgili duyurulari
0
sayns
(27.10.14)
- maden suyu içiyorum zararlı mı duyuruları. (gına geldi. haftada bir açılıyor)

- soru başlıkta (eki eki ekie. çok komiksin)

- bilmem hangi konuda uzman dr, bilmem ne konusunda uzman avukat varsa bana mesaj atsın (oldu canım. gecenin bir saatinde doktor ve avukatlar online senin soru sormanı bekliyordu. hayatta başka işleri yok. mesleklerinden para kazanmayı bırakıp duyuruda sana cevap verecekler.)

- kız beni 27 kere reddetti, içimden tekrar sormak geliyor. ne dersiniz tekrar sorayım mı?

- hollowlife'a küfür için açılan duyurular. (ne işe yaradığını anlamadım, yüzlerce benzer duyuru açtılar. cevap da gelmedi)

- allık, ruj, bb krem alıcam bana "renk" söyleyin. (var mı böyle bişi. müneccim miyiz biz? bir de bu gibi ürünler ciltten cilde insanlarda değişik durur, denemeden alınmaz.)

- aha bak birkaç duyuru yukarda örnek var. sevdiğiniz abur cuburları söyleyin alıcam. (dostum niye bizim sevdiğimiz abur cuburları alıyorsun, kendi sevdiklerini al. sonuçta markette bakkalda satılanlar belli)

- komşu kapının önüne ayakkabılarını koymuş. ay ne varoş bunlar. cumhurbaşkanlığına şikayet etmeyi düşünüyorum tarzı duyurular.

aklıma gelirse yine yazarım.
0
mea maxima culpa
(27.10.14)
aaaa dur nasıl unutmuşum.

- tez yazacağım bana konu söyleyin.

- ödevim var, acil kaynak lazım 2-3 saat içinde. acil mail atın bana.

- ödev yazıcam konu söyleyin. (çoklukla bölümlerin ve derslerini bile yazmıyor bu arkadaşlar)
0
mea maxima culpa
(27.10.14)
- x şehrin geldim. kalacak yerim yok, her hangi bir planım yok. burada yaşayanlar bana mesaj atsın.

(arkadaş manyak mıyım ben sana mesaj atıp başıma bela alayım. senin derdin evine bedavadan çökeceğin birisini bulmak. burada gelmişim zar zor hayatımı kurmuşum, üç kuruş kazanıp hayatımı sürdürmeye çalışıyorum, her aklına esip gelen turisti eğlendirmem mi lazım. )
0
mea maxima culpa
(27.10.14)
soru başlık olayı bana sinir edici gelmiyor. soru o kadar kısa oluyor ki başlığa sığıyor. tekrar alta yazmak da anlamsız gözüküyor. bir şey de yazmak zorundasın. ya tire çekeceksin ya nokta koyacaksın. soru başlık daha iyi
0
secilmis uye
(27.10.14)
bir düşüncesi olup sırf onay almak için soru gibi açılan duyurular.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(27.10.14)
hiç bi duyuruya sinir olmuyorum niyahetinde insanların vakit geçirdiği hehangi bir sanal dünya, kafa dağıtmak için insanlar türlü türlü şeyler yazabilir filan hiç yadırgamıyorum.

duyurudan çok buraya garip anlamlar yükleyip hekesi eleştiren, kınayan tipleri itici buluyorum.
0
neferkitty
(27.10.14)
(5)

İçki satma saati kaçta bitiyor?

xu
bizim tekel 23.00 gibi insanlara bira veriyo la. bunun son saati 22 değil miydi ? 2 -3 farklı günde gördüm.
bizim tekel 23.00 gibi insanlara bira veriyo la. bunun son saati 22 değil miydi ? 2 -3 farklı günde gördüm.
0
xu
(27.10.14)
Tanıdığı, bildiği insana satar. Benimki gece 1'de kapanıyor, bana kapanana kadar satar.
0
paranoyak senarist
(27.10.14)
bende istediğim saatte alabiliyorum.
0
fallthepieces
(27.10.14)
ben bi defa geri çevrildim. o da yasağın ilk günüydü.
0
dimitri iskete
(27.10.14)
bu adam muhbir galiba beyler :D
0
secilmis uye
(27.10.14)
dükkan kapanana kadar, istisnalar hariç.
0
tedirginlik hucresi
(27.10.14)
(3)

no frost olmayan dolaptaki yiyecekler gibi bir konu

ibomiu
Simdi bende mini buz dolabi var. A101 den alindi. "Nexon" marka.Ici soyle.http://image5.sahibinden.com/photos/43/36/73/177433673u5d.jpgBunun ust kisminda bir bolum var. Fotorafta gozuken. Donduran bolum. Burasi "derin dondurucu" mu oluyor? Tane Misir alip icine atmistim. Kiyip Yemedim uzun suredir.
Simdi bende mini buz dolabi var. A101 den alindi. "Nexon" marka.

Ici soyle.
image5.sahibinden.com

Bunun ust kisminda bir bolum var. Fotorafta gozuken. Donduran bolum. Burasi "derin dondurucu" mu oluyor? Tane Misir alip icine atmistim. Kiyip Yemedim uzun suredir.

Misirin uzerinde bekleme suresi icin:
Dondurucuda 7 gun
Buzlukta 4 gun

Yaziyormus yeni gordum.

Arastirdigim kadariyla
No frost
Low frost
Derin dondurucu
Buzluk
Sogutucu

Diye bolumler varmis.

Sogutucu : 4 derece
Buzluk: -4 derece
Derin dondurucu: -20 derece
No frost: -18 derece
Low frost : -24 derece

Oluyor sanirim google dan anladigim kadariyla.

Benim ustteki bolum hangisi oluyor? 4 haftadir balik sakliyorum. Burda yillarca saklaniyor saniyordum.

Nolcak simdi?
0
ibomiu
(24.10.14)
Editleyemiyorum.

Nolcak simdi? Baliklar bozulmus mudur? Misir bozulmus mudur?
0
🌸ibomiu
(24.10.14)
orası buzluk oluyor genelde o bölge.
0
hellojack
(24.10.14)
buzluk.

kullandığım mini buzdolapları sağlam soğuturdu, buzluk harici kısımları yani.
0
tedirginlik hucresi
(24.10.14)
(8)

şebeke suyunun rakı gibi akması

demirr
Nedendir bilen var mi.biraz araştirdim suya klor katilmasindan oluyomus ama bana mantiksiz geldi.rize gibi yağışı bol suyu tertemiz bir yerde bence klor işi mantiksiz.su bi akıyo rakı gibi aynı.bi süre sonra da normal rwnksiz halini aliyor.bu neden ola ki
Nedendir bilen var mi.biraz araştirdim suya klor katilmasindan oluyomus ama bana mantiksiz geldi.rize gibi yağışı bol suyu tertemiz bir yerde bence klor işi mantiksiz.su bi akıyo rakı gibi aynı.bi süre sonra da normal rwnksiz halini aliyor.bu neden ola ki
0
demirr
(23.10.14)
klor maalesef
0
biyik
(23.10.14)
klor suya atılabilir, temizleme amaçlı yapılır. o zaman da aynı rakı gibi kirli beyaz renkte akar. klor dışında suya katılan ve rakı rengi veren bir madde görmedim. bir nebze de su kombide vs ısınınca rengi bulanıklaşabiliyor.
0
sevgilisinin turevini alan adam
(23.10.14)
Rakı gibi derken ? rakı zaten su gibi renksiz bir içecektir, sanıyorum rakı ve su karışımı gibi demek istediniz, yağışı bol, suyu temiz demişsiniz ama farklı bölgelerden farkı nedir anlamadım ben, istanbul, ankara gibi illerimizin barajlarına pis yağış mı oluyor sanki, ikisi de aynı, her ne olursa olsun su klorlanmalı yoksa bir çok hastalığa, salgına davetiye çıkar.
0
grimer
(23.10.14)
klor o. klor uçucu bir kimyasal, suyun zamanla berraklaşması da ondan.
0
devilred
(23.10.14)
şebeke de kazı/çalışma falan yapıldıysa o boru değişimi esnasında genelde biraz toprak pislik vs karışıyor borulara.. suyu dezenfekte etmek için de kloru basıyorlar..
0
mahsusmahal
(23.10.14)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, senin dediğin suyun arasına hava sokan ve daha az suyun daha basınçlı akmasını sağlayan bir edevat ile sağlanıyor musluk başına takılan.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.10.14)
klor. bir dakika olmadan uçar klor zaten.
0
tedirginlik hucresi
(23.10.14)
klor değil. hava. klorlu su yüzdüğümüz havuzlardaki sudur.içme suyuna da katılır ama abartılmadıysa aman aman hissedilmez. Klor uçan birşeyse etkisi nasıl uzun süre devam edebilir? Çözünmüş havadır o beyaz zerrecikler.
0
delicevat
(23.10.14)
(4)

sözlükte kimlik tespiti yapmaya çalışmak

jarlaxle beanre
soru başlıkta sayılır, hiç tanıdığınız ve sözlükte yazdığını bildiğiniz ya da düşündüğünüz birinin nickini bulmaya çalıştığınız oldu mu?olduysa başarılı olabildiniz mi? nasıl bir yöntem izlediniz?ya da neden böyle bir işe giriştiniz?
soru başlıkta sayılır, hiç tanıdığınız ve sözlükte yazdığını bildiğiniz ya da düşündüğünüz birinin nickini bulmaya çalıştığınız oldu mu?

olduysa başarılı olabildiniz mi? nasıl bir yöntem izlediniz?

ya da neden böyle bir işe giriştiniz?
0
jarlaxle beanre
(23.10.14)
Evet buldum ben bir kez. Twitterdaki sözlük paylaşımlarına baktım. Paylaştığı yazarların diğer yazılarına baktım. Yazarlardan bir tanesi bana anlattıgı bir hikayeyi yazmıştı. Öyle anladım o oldugunu ama çok gereksizdi fln öyle
0
maymuncuq
(23.10.14)
oldu.buldum. ilgi alanıyla ilgili başlığa baktım. o olduğunu düşündüğüm yazarlar arasından eleme yaptım sona kalan dona kaldı.
0
biyik
(23.10.14)
arkadaş çevremde yazdığını bildiğim 2 kişi direk nicklerini söylediler. yoksa araştırmazdım ben. biri teknoloji konusunda çok iyi yazıyor biri de tam bir sinefil. okuyorum onları arada.

onun haricinde merak etmiyorum. araştırmanın etik olduğunu da düşünmüyorum açıkçası. diğer yazdıklarını bildiklerimi araştırmadım hiç.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(23.10.14)
çalışmadım. aklıma bile gelmedi.
0
tedirginlik hucresi
(23.10.14)
(3)

Bu yazı doğru mu?

yatagants
Gerçekten ABD Başkanları kendi yemeklerini kendi ceplerinden mi ödüyüyorlar. Büyük bir palavra gibi geldi bana neyse :)http://amerikabulteni.com/2014/10/20/bir-demokraside-devlet-baskanligi-sarayinda-oturmanin-faturasi/
Gerçekten ABD Başkanları kendi yemeklerini kendi ceplerinden mi ödüyüyorlar. Büyük bir palavra gibi geldi bana neyse :)

amerikabulteni.com
0
yatagants
(23.10.14)
olabilir, ama şu da var:

Since 2001, the president has earned a $400,000 annual salary, along with a $50,000 annual expense account, a $100,000 nontaxable travel account, and $19,000 for entertainment.[78][79] The most recent raise in salary was approved by Congress and President Bill Clinton in 1999 and went into effect in 2001.
0
tedirginlik hucresi
(23.10.14)
Tabi boyle bir durumda var :) www.csmonitor.com
0
aaaaa
(23.10.14)
evet, doğrudur.
Orada öyle. Misal, evine dış ülkeden bir misafir geldi. O misafirin yediğine içtiğine kadar ödüyorsun.
Orada öyle. bizim burada da sıçmaya bile makam aracı kullanıyorlar neredeyse.
çocukların okul masrafı için bill clinton'ın bankadan kredi çektiğini biliyor muydunuz?
0
acrazybittersweetsourthingcalledsalsa
(23.10.14)
(15)

Mısır ununu etsiz nasıl değerlendirebilrim?

dessy
Elimde biraz fazla var mısır unundan. Ancak mısır ununun genelde hep etli tarifleri oluyor. Etsiz kullanabileceğim, denediğiniz tarifler var mı?
Elimde biraz fazla var mısır unundan. Ancak mısır ununun genelde hep etli tarifleri oluyor. Etsiz kullanabileceğim, denediğiniz tarifler var mı?
0
dessy
(23.10.14)
mısır ekmeği?
0
benaslinda
(23.10.14)
etsiz diye duyurumda belirtmiştim. et tüketmiyorum. balık seçeneği de et kategorisine giriyor :)
0
🌸dessy
(23.10.14)
Corn tortilla yapabilirsiniz. Arasina izgara ya da sote sebze koyunca cok lezzetli oluyor.
0
ay nov kung fu
(23.10.14)
(bkz: kuymak)
0
inheritance
(23.10.14)
kuymak ya da muhlama az yağla da yapabilirsiniz. tamamen yağsız yapmanızı tavsiye etmem. un kavrulur su katılır sonra da eriyen bir peynir. aslında italyanların polenta dedikleri şeyle çok benzeşiyor, bu yüzden onun gibi yemeklerin yanına garnitür olarak kullanılabilir.
0
pokerface
(23.10.14)
(bkz: abısta)
0
lily briscoe
(23.10.14)
1/1 Yoğurtla karıştırıp peeling yaparak.
0
i-pek
(23.10.14)
denemedim ama eskiden evde yapılırdı. mısır unuyla aram olmadığından sürdürmedim geleneği. tereyağı koyulmayabilir, sevilen kahvaltı malzemeleri eklenebilir. bizde salça eklenmezdi. bir de sıcak yedikten sonra kalırsa, kalan dolaba konulup daha sonra ılık sütle yenebilir. yoğurtla da yenir. tarifi netten veriyorum:

Önce 8 su bardağı suyu tencerede kaynayıncaya kadar ısıtın. Kaynamaya başlayınca suyun ortasına gelecek şekilde mısır ununu dağıtmadan dökün. Kaşıkla karışımın 5-6 yerinden delikler açıp hava almasını sağlayın. 10 dakika kadar pişirip karıştırarak helva kıvamına gelince kaşık kaşık servis yapılacak tabağa aktarın. Aktarma işlemini tamamladıktan sonra üzerine tereyağlı salça döküp, peynir ve pul biberden katıp sıcak servis yapın. Özellikle çayla birlikte kahvaltılarda yenilen kaçamağı, pekmezli yemek de mümkün.
0
tedirginlik hucresi
(23.10.14)
yaprak pidesi

tepsiyi zeytinyağı ile yağlayın
asma yapraklarını tepsiye serin. sadece 1 kat. boşluk kalmasın. kalın olmasın.
üzerine mısır unu ile hazırladığınız krep hamurundan az daha yoğun karışımı ekleyin. bu karışımın içinde un, zeytinyağı, taze soğan, maydanoz, dereotu, tuz bulunsun.
ardından en üst katıda asma yapraklarıyla kapatın. son kez zeytinyağı gezdirin ve tuz ekleyin. fırına atın.
çıktığında bir tepsiyi nasıl bitirdiğinizi anlayamayacaksınız...

vegan ya da vejetaryen misiniz bilemedim ama krep hamuru gibi hazırlanan iç malzemesine süt ve yumurtada ekleyebilirsiniz. yalnız bunlar baskın tatlar olduğundan yumurtayı 1den fazla eklemeyin! süt o kadar etkilemez...
0
cliquot
(23.10.14)
bu arada şimdi hatırladım babanem otlu peynirli kek de yapardı mısır unundan. mısır ekmeği gibi ama mısır unu + buğday unu karışımı ile istediğin tip ot (maydonoz, taze soğan, dereotu güzel yakışırdı) ve beyaz peynirle çok güzel oluyor (tepside pişecek yalnız :)
0
pokerface
(23.10.14)
cliquot, vegan değilim. bir de dediğiniz tarifin adı nedir? internette varsa ölçülerine de bakıp deneyeyim. değişik geldi.
0
🌸dessy
(23.10.14)
sheisguilty, tarifin var mı? :D
0
🌸dessy
(23.10.14)
adını bilmiyorum. annem eskiden çokça yapardı. Karadenizli falan da değiliz ama nereden öğrendi bilmem.

Mamaliga:
Romanya'da sadece irmik ile yapılıyor ama mısır unu ve irmik karışımı ile yapabilirsiniz. Geleneksel yemekleri...
irmik ve mısır ununu haşla ve lapa yap. tabağa koy.
yanına bulabilirsen grek yoğurdu denen tatlı yoğurt ekle. ya da hazır kremayı çırp ve ekle. bir de tuzlu bir peynir ekle yanına. olay bu.
milli yemekleri ancak lapanın yenmesi çok keyifli değil. bayıla bayıla yiyorlar. belki sende seversin.
0
cliquot
(23.10.14)
araştıracam, teşekkür ederim :)
0
🌸dessy
(23.10.14)
kara lahana çorbası
0
betsy
(23.10.14)
(3)

Ateste ne demektir? (Maranki hakkında)

clark sehir
Kozmik bilimcimiz ulu insan Ahmet Maranki'nin biyografisinde aynen şöyle yazıyor:BMT’nin, Unesco’nun ve Avrupa Birliği’nin nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy’de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, ya
Kozmik bilimcimiz ulu insan Ahmet Maranki'nin biyografisinde aynen şöyle yazıyor:

BMT’nin, Unesco’nun ve Avrupa Birliği’nin nezdinde kurularak faaliyet gösteren IPA-International Personel Academy’de görev yapan yazar; yaptığı bu ilmî çalışmalar, hazırlanan ders programları ve bunların uygulanması, yayınlanan kitaplar ile ilmî şura kararıyla “Universty Lecturer” göreviyle “Economy” alanında profesör unvanını alarak “Ateste” edilen tek T.C. vatandaşıdır.

Bu ateste ne ola ki?
0
clark sehir
(23.10.14)
attested kelimesini türkçeleştirmişler. tasdik edilmiş yani.
0
silent storm
(23.10.14)
ateste edilmesi: onaylanması
atestasyon: onaylama

ilgili bilimsel şura kararıyla aldığı unvan onaylanmış.

ek: attesté kelimesini çevirmişler.
0
tedirginlik hucresi
(23.10.14)
süpersiniz. teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸clark sehir
(23.10.14)
(13)

Insan yuzlerini unutan var mi?

delifaruk
Bir kere gorup, sonraki gordugunuzde hatirlamayip ilk defa goruyormus gibi oldugunuz oldu mu bir insan yuzunu? Cogumuzun unutmadigini biliyorum, unutan var mi, bunu merak ediyorum. Normal sartlarda bir insan yuzleri unutmaz diye dusunuyorum, yaniliyor muyum? Cehaletimi giderin please..
Bir kere gorup, sonraki gordugunuzde hatirlamayip ilk defa goruyormus gibi oldugunuz oldu mu bir insan yuzunu? Cogumuzun unutmadigini biliyorum, unutan var mi, bunu merak ediyorum. Normal sartlarda bir insan yuzleri unutmaz diye dusunuyorum, yaniliyor muyum? Cehaletimi giderin please..
0
delifaruk
(22.10.14)
unuttuysam daha once gördüğümü nereden bileceğim?
0
fallthepieces
(22.10.14)
dikkatli bakmadıysam unuturum. bu da gayet normal bence.
0
devilred
(22.10.14)
Ben unutmuyorum. Hatta kim olduklarını da hatırlıyorum, bi' iki kere konuşmuşsak ve aradan uzun zaman geçmişse onlar beni hatırlamıyor genelde. Belki de unutulabiliyordur diye çıkarım yapıyorum buradan.
0
ay nov kung fu
(22.10.14)
@fallthepieces
Ornegin, 2. kez gordugun kisi "daha once falanca yerde karsilasmistik" derse daha once gordugun ortaya cikar. Bunun gibi seyler.
0
🌸delifaruk
(22.10.14)
Benim kafamdaki yüz tanıma yazılımı berbat. Kafamda bir milyon yüzü olmahyan isim var. Birini yüzünün bir özelliği yoksa, sadece iki göz, bir burun, bir ağızsa, 5-10 kere görmeden tanıyamıyorum. Yolda görüp selam verip konuşuyorlar, çaktırmamaya çalışıyorum. Söylediklerinden daha önce tanıştığımızı anlıyorum ama kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmuyor. Bir yandan konuşmaya çalışıp bir yandan "Kim ki bu" diye düşünüyorum. İsmini söylese hatırlayacağım ama yüz yok hafızamın herhangi bir köşesinde. O yüzden "Sen beni gördün, selam vermedin" diye trip atanlar çok oluyor. Görsem bile tanımıyorum ki. İsim etiketi ile gezseler tanıyacağım halbuki.
0
aychovsky
(22.10.14)
hmm tmm şimdi oldu, o zaman unutmuyorum. hatta bir kere gördüğüm insanı bir daha çok uzun süreler unutmuyorum. mesela seni bir arkadasimin yanında göreyim ya da starbucksta karşı masamda otururken göreyim 3 sene sonra seni tekrar görürsem hatırlarım.
0
fallthepieces
(22.10.14)
varmış. oliver sacks bahsediyor bundan. hatta kendisinde de varmış.
0
tedirginlik hucresi
(22.10.14)
@trumanshow rehberdekileri ben de unutuyorum, yalniz degisin:)
0
🌸delifaruk
(23.10.14)
Geçen seneden beri bir kızla üç kere tanıştım sanırım. Kız dedi daha önce tanışmıştık hatta bir gün yan yana oturduk falan diye.

Onun dışında bir grup arkadaş var. Hepsi defalarca adlarını söylediler ama hiç hatırlamıyorum isimlerini. Üç dört saat beraber proje hazırladığımız birinin de adını unuttum. Bir saat boyunca karşılıklı birbirimize konu anlattığımız başka bir arkadaşın adını unuttum. Bunları her gün görüyorum bir de. Yapacağım işi unutup dönüyorum. Kentkartımı evin içinde durmadan kaybediyorum. Yurtta bir gün çamaşırları makineden çıkartıp asmaya getirdim, askıyı kurdum. Sonra çamaşırları öylece bırakmışım. Yakın zamanda olan olayları pek hatırlayamıyorum. En son bir sabah kıyafet seçmekte de zorlanınca dedim alzheimer oldum ya da bunadım. Çok şikayetçiyim bu durumdan bende inanılmaz bir unutkanlık var. İyi yani kötü olayları da çat diye unutabiliyorum :)

edit: prosopagnozi öyle arada bir olan bir şey değil ama.
0
Lim5
(23.10.14)
www.psychologytoday.com

prosopagnosia deniyormuş bu yüz unutmaya, asperger sendromlularda yaygın bir sorun...

www.faceblind.org
bu da yüz tanıma yeteneği testiymiş, tabii testte yabancı ünlüler var sanırım...

bana olmadı hiç
0
primusinterpares
(23.10.14)
bana oluyor bu ya. askerdeyken disarida gordugum komutanlar kislaya gidince yanlarina cagirip "niye selam vermedin ulan it" gibi gonlumu oksayici ifadelerle bu durumu sorguladiklarinda iyice farkina varmistim sorunumun. siradan birinin kafamda yer etmesi icin gormem gereken belli bir sayi var sanirim.

bir de sey oluyor, biriyle tanisiyorum, hilafsiz 'ulan acaba bizim cemal ismini degistirmis de bizi mi kekliyor' diye dusunecek derecede o kisiyi birine benzetiyorum bir sure. bu garip durum gectikten sonra iki kisinin aslinda hic de birbirine benzemediklerini goruyorum.
0
John Finn
(23.10.14)
@primusinterpares bunu biliyorumda normal herhangi birinde de unutma oluyor mu diye merak etmistim, oluyormus:)
0
🌸delifaruk
(23.10.14)
Evet, dikkat etmediğim insanların çoğunu unutuyorum. İsim konusuna zaten girmiyorum, isimleri hiç aklımda tutamıyorum ama geçenlerde bi düğünde bi grup kızla baya beraber oynamışız, danslar etmişiz, pozlar verip fotoğraflar çekilmişiz. Ertesi gün kızlar selam verdi, bense gayet resmi bi şekilde "tanıştım". Halbuki zaten tanışmışız önceki gün. Ama ikinci tanışma benim için ilk gibiydi. Neden? Çünkü dikkat etmemiştim tiplerine.
0
pandispanya
(23.10.14)
(20)

Sizi en çok etkileyen şiirleri yazabilir misiniz?

lafıolmaz
Sorum başlıkta
Sorum başlıkta
0
lafıolmaz
(22.10.14)
Özdemir Asaf- lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia
0
mtfbwy
(22.10.14)
Özdemir Asaf şiirleri..
En sevdiğim;

(Denizin Delisi)
Unutmak mı, delisin,
Gitmesem de bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.

Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine.
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse.
0
kaptan memo
(22.10.14)
üçüncü şahsın şiiri.

tam da şiirdekine benzer bir durum içerisindeyken görmüştüm ilk kez. kamyon çarpsa o kadar dağıtmazdı herhalde. aşırı etkilenmiştim. felaketim olmuştu ağlamıştım. öyle ki şu an tekrar açıp okumaktan çekiniyorum yine it gibi ağlarım, akşamımın keyfi kaçar diye.
0
pescador
(22.10.14)
eksisozluk.com

not:artis değilim, gerçekten güzel şiir bu.
0
namus ninjası
(22.10.14)
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nazım Hikmet
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.10.14)
ismet özel - amentü (bazı kısımları hariç şiirin geneli fevkalade)
arkadaş zekai özger - içinde "ağlamak acıların en yontulmuş biçimidir" geçen şiiri
ece ayhan - meçhul öğrenci anıtı
bukowski - them and us
emily dickinson - tell all the truth, but tell it slant
robert frost'un hemen hemen her şiiri
sergey yesenin - do svidaniya drug moy
sergey yesenin - ustal ya jit v rodnom krayu
arseniy tarkovski - pervıye svidaniya
allan ginsberg - america
allan ginsberg - howl
kavafis - ithaka


ithaka hariç hepsi orjinal dilinden okununca güzel oluyor. özellikle rusça çeviriler çok anlamsız ve yavan kalıyor.
0
lesmiserables
(22.10.14)
dün gece rüyama girdin
dizimin dibinde oturuyormuşun.
başını kaldırdın, kocaman, sarı gözlerini bana çevirdin.
bir şeyler soruyormuşun.
ıslak dudakların kapanıp açılıyor,
sesini duymuyorum ama.

gecenin içinde bir yerlerde aydınlık bir haber gibi saat çalıyor.
havada fısıltısı başsızlığın ve sonsuzluğun.
kırmızı kafesinde, kanaryamın : « memo »mun türküsü,
sürülmüş bir tarlada toprağı itip yükselen tohumların çıtırdısı
ve bir kalabalığın haklı ve muzaffer uğultusu geliyor kulağıma.
senin ıslak dudakların hep öyle açılıp kapanıyor
sesini duymuyorum ama…

kahrederek uyandım.
kitabın üstünde uyuyakalmışım meğer.
düşünüyorum :
yoksa senin miydi bütün o sesler?

nazım hikmet
0
synche
(22.10.14)
güzel kız;sen küçüklüğümde
bahçemizdeki erik ağacının
en yüksek dalına kurduğum
öksenin üstünde dolaşan
saka kuşu kadar
sevimli değilsin!

orhan veli.

bununla beraber orhan veli'nin yazdığı her şey.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(22.10.14)
ben ruhi bey nasılım - cansever
tel cambazının tel üstündeki durumunu anlatır şiirdir - uyar
amentü - özel

daha muhtelif cansever, uyar, özel şiirlerini ve bazı asaf şiirlerini de severim, tek kte yazamadım. ece ayhan'ın, sezai karakoç'unkiler de böyle.
0
tedirginlik hucresi
(22.10.14)
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
0
for day to break
(22.10.14)
necip fazıl - sakarya (çok uzun olduğu için kopyalamıyorum)

bunun haricinde sevdiğim şairler var. tüm şiirlerini sevdiğim;

nazım hikmet
cemal süreya
necip fazıl
0
kakao
(22.10.14)
Novalis-"Geceye Övgüler"den

ötelere yuvarlanıyorum,
ve her acı
günün birinde
dönüşecek şehvetin dikenine.
az zaman kaldı,
sonra kurtulacağım,
ve sarhoş, uzanacağım
aşkın kucağına.
sonsuz yaşam
dalgalanıyor içimde tüm gücüyle,
yukarıdan aşağılara bakıyorum,
oralardaki sana.
o tepede
sönüp gikmekte parıltın
bir gölge taşımakta,
serinlik veren çelengi.
ah! tüket beni ey sevgili,
sonuna kadar tüket ki,
uykuya dalayım
ve sevebileyim.
hissediyorum ölümün
gençleştirici akışını, kanım
merheme ve uzama dönüşmekte -
yaşıyorum gündüz vakitlerinde
inanç ve cesaretle
geceleri ise
kutsal ateşte ölüyorum.
0
candanag
(22.10.14)
Hasretinden Prangalar Eskittim - Ahmed Arif
0
gergedan
(22.10.14)
desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
sende tattım yemişlerin cümlesini.

desem ki sen benim için,
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir şeysin;
nimettensin, nimettensin!
desem ki...
inan bana sevgilim inan,
evimde şenliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi farkedemezsen,
rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
0
Sskywalkeremre
(22.10.14)
Had i the heavens embroidered cloths
Enwrought with golden and silver light
The blue and the dim and the dark cloths
Of night and light and the half-light
I would spread the cloths under your feet
But i, being poor, have only my dreams
I have spread my dreams under your feet
Tread softly because you tread on my dreams.
0
kutsalbok
(22.10.14)
Ben bu şiire tam anlamıyla ölüyorum. Bir imparatorun ölümü ve her şeyini yitirişi ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Kavafis'in şiiri.


Tanrı Antonius'u Bırakıyor

Gece yarısı ansızın duyarsan
eşsiz ezgilerle, naralarla
görünmeyen bir alayın geçtiğini
boş yere ağlama talihin döndü,
hiçbir iş başaramadın, her düşün
boş çıktı diye.

Nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi,
Hele kendini aldatmaya kalkma, deme ki
bir düştü bu, belki yanlış duydum;
böyle boş umutlara kapılacak kadar alçalma,

Nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi,
böyle bir şehre layık olan sana yaraşırcasına,
kararlı adımlarla yaklaş pencereye;
duygulanarak dinle, ama korkakların
yanıp yakılmalarıyla değil,
son bir kez doya doya dinle o sesleri,
o gizli alayın eşsiz çalgılarını,
sonra veda et ona, yitirdiğin İskenderiye'ye.
0
old possum
(22.10.14)
g7mor
(22.10.14)
üvercinka - cemal süreya
0
reavelyn
(22.10.14)
nasil piyano calabilsin ki
yasamimin chopin'i kolsuz

ilk aklima gelen bu oldu, peter laugesen'den.
0
John Finn
(23.10.14)
(11)

jalapeno biberi ne yapılır ?

proletarier aller lander vereinigt euch
hayatımda bi kere pizzanın içinde yemiştim şimdi aldım bir sürü yerim diye ama pek yenecek bir şeye benzemiyor ayrı olarak. yemeklere falan konur mu konursa neye konursa güzel olur ? turşu olan biber bu arada.
hayatımda bi kere pizzanın içinde yemiştim şimdi aldım bir sürü yerim diye ama pek yenecek bir şeye benzemiyor ayrı olarak. yemeklere falan konur mu konursa neye konursa güzel olur ? turşu olan biber bu arada.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(22.10.14)
Çorbaya falan atıyorlardı onu galiba. Bir de salatada araya ufak ufak serpiştir gitsin.
0
osurdum
(22.10.14)
İçine peynir doldurulup pişirilince epey lezzetli oluyor. Cheese-stuffed jalapenos recipe gibi aratırsanız güzel tarifler çıkar sanıyorum.
0
fotrsapka
(22.10.14)
bifteğin, köftenin yanına yakıştırırım ben. yanına lahana turşusu da eklenirse kuru fasulyeye de gider.

sulu et yemeklerine de gidebilir, denemek lazım. böf stragonof'ta kornişon güzel oluyor ya ordan aklıma geldi.
0
tedirginlik hucresi
(22.10.14)
Yoğurtla karıştırınca çok güzel dipsos oluyor. Pizzaya falan da gider.

edit: Yoo bildiğin dilimleri karıştırıyorsun işte yoğurtla. Bir de fesleğen ekleyince ister dipsos ister her şeyin yanına nefis sos oluyor.
0
whoosie
(22.10.14)
bulgur pilavı ile efsane oluyor.
0
benaslinda
(22.10.14)
nasıl ya ? yoğurda nasıl konuyor ufak ufak doğrayarak mı ?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(22.10.14)
hacı en müthiş olayı söylüyorum sana, kaşarlı tavuk/et dürüm söylüyorsun, sonra içini açıp biberleri yerleştiriyorsun. thats the way i like it.
0
vedat chili peppers
(22.10.14)
türkiye'de birkaç çeşit, acıdan tatlıya süs biberi ve antep biberi denen şeyler ve bunları turşuları var olduğu için bir esprisi yok bence jalapenonun. değişiklik olsun diye tüketilir arada sırada.
0
uykusunu yakalayan adam
(22.10.14)
tavukla veya arabiata makarnayla
0
kamera motor
(22.10.14)
carls jr in bi jalalpeno burgeri var, i-na-nil-maz
0
eastanbool
(22.10.14)
Quesadillas yapin.
0
babamasoliimbananickaldirsin
(23.10.14)
(36)

"Allah baba" ifadesi hakkında düşünceniz

m e l t e m
Sorum kısaca şu: Müslümanların, çocuklarına İslam'ı öğretirken "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini kullanmasını dinen sakıncalı buluyor musunuz?Çocuklara "Allah baba" ifadesini öğretenler olduğunu ifade etmem üzerine tepki alınca -tepki her ne kadar yersiz de olsa- düşüncelerinizi merak ettim. Tep
Sorum kısaca şu: Müslümanların, çocuklarına İslam'ı öğretirken "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini kullanmasını dinen sakıncalı buluyor musunuz?

Çocuklara "Allah baba" ifadesini öğretenler olduğunu ifade etmem üzerine tepki alınca -tepki her ne kadar yersiz de olsa- düşüncelerinizi merak ettim. Tepkiler şurada: www.eksiduyuru.com

Ben inançlı bir anneyle büyüdüm ve küçük bir çocukken annem mühim bir ameliyat için yurtdışına gidip beni teyzeme bıraktığında bana "Allah babaya dua et sağ salim döneyim" demişti. Allah her şeyin yaratıcısı olduğuna göre hepimizin babası sayılır diye düşünür, "baba" ifadesi sayesinde de masum bir güven duyardım. Yani kolaylık sağlıyordu bana bu ifade tanrı olgusunu anlamamda.

17 yaşımdan beri, yani 12 senedir ateistim. Kimliğimin din hanesi de boştur. Dolayısıyla benim "Allah için şu ifade kullanılırsa günah olur mu?" gibi sorularım, takıntılarım yok. Fakat dini felsefenin bir parçası gibi düşünürüm ve üzerine tartışmayı severim. Gördüğüm kadarıyla "Allah baba" ifadesini kullanmanın İslam'da günah sayıldığı açıklanıyor Nihat Hatipoğlu gibi kişilerce. Hoş, Nihat Hatipoğlu'nun ateizm hakkındaki açıklamaları sebebiyle ciddiye alınır bir tarafı olduğunu düşünmüyorum şahsen ama kendisini ciddiye alan milyonlar var ve bu da onu ister istemez önemli biri yapıyor. Tabi bir tek o yapmıyor olabilir bu yönde bir açıklamayı, ben güncel olarak onunkini gördüğüm için onun açıklaması üzerinden gitmek istiyorum.

Bu kişinin açıklaması şöyle: “Televizyon’da kaç kere şahit oldum. Biri Mevlana’yı anlatıyor. ‘Allah baba’ diyor. Ne Allah Babası yahu? Allah diyor ki; ‘De ki; Allah birdir, Sameddir, kimse onu doğurmadı, kimseden doğrulmadı.’ Allah ben buyum diyor, ama ötekisi Allah’ı anlatırken ‘Allah Baba’ diyor. Sen Hristiyan teolojisini bu ülkede anlatamazsın. Çünkü ‘Allah Baba’ kelimesi küfürdür. Bir müslüman bunu söylediğinde anında Allah ile bütün irtibatı kesilir. O kişi bunu ilahiyat adına yapıyor, din adına yapıyor. Onun için izlerken donakalıyorsunuz. Bunu konuşmak da konuşturmak da tehlikeli, bu işin vebal tarafı vardır. Onun için din adamı, İlahiyatçı Allah’ın dinine, merhamete, sevgiye, ittifaka ve şerefe çağırmalı. Ama hareket noktası Kur’an ve Hz Peygamber olmalıdır. Gerisi olduğu zaman fitneye yol açar.”

Ben bu açıklamada "Allah baba" ifadesinin neden "küfür" sayıldığının mantıklı bir gerekçesini doğrusu göremedim. Hristiyan inancıyla "Allah baba" ifadesi arasında bağlantı kurmuş Hatipoğlu, ama bir Müslüman anne-baba çocuğuyla konuşurken "Allah baba" ifadesini kullandığında ona kutsal teslisi/üçlemeyi öğretmeyi amaçlamıyor ki. Bir çocuk en çok anne ve babası tarafından sevilir, en çok onları sever, en çok onlara güvenir. Çocuk "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini duyduğunda güvende hisseder diye düşünüyorum (en azından kendimden yola çıkarak).

Tanrıyı, Allah'ı "baba" diye anmanın tehlikesini ben gerçekten göremiyorum. Eğer ki Müslüman olsaydım çocuğuma Allah'ı öğretirken "Allah baba" diye öğretirdim diye düşünüyorum. Sonuçta çocuğun hayal gücü büyüktür, ve "Allah" sözcüğünü duyduğunda aklından geçecekleri önceden kestiremem, korkup korkmayacağını bilemem ve onu rahatlatmak isterim.

Siz "Allah baba" ifadesini Nihat Hatipoğlu ve başkaları gibi tehlikeli buluyor musunuz?

Teşekkürler.

İlave: Neden sakıncalı/tehlikeli bulduğunuzu da açıklarsanız sevinirim.
0
m e l t e m
(21.10.14)
bence tehlikeli. Nihat Hatipoğlu dedi diye değil ama.
0
fallthepieces
(21.10.14)
Çok yapmacık bir ifade bence, ama yine bana göre bir sorun teşkil etmemesi lazım. Sonuçta islam'a göre önemli olan niyet ve içinden geçenler ve sen orda baba kelimesini teslis amacıyla kullanmıyor da çocuğuna dini sevdirmek için kullanıyorsan sorun olmamalı. Bir ateist olarak görüşüm bu
0
nundu
(22.10.14)
Dini inancım yok diyebilirim, tanrı inancım var ama. Buna göre değerlendirirsem Allah baba kullanımında hiçbir sakınca görmüyorum. Hatta o kadar trivial bir mevzu ki bence üzerinde düşünülmemesi bile lazım. Nihat Hatipoğlu gibi bir takım heriflerin böyle saçmalıklarla uğraşması çok normal. Ramazanda saatler boyu x orucu bozar mı muhabbeti yapmanın ötesinde şeyler değil bunlar.
Dini doğru düzgün algılayabilen bir insan bu tarz aptalca ayrıntılara takılmaz.
0
buff
(22.10.14)
insanlara hele ki çocuklara bir şeyi öğretirken somutlaştırma yapmak gerekir. bu yüzden iyi bir somutlaştırma ifadesi, zaten belli bir yaştan sonra kimse allah baba ifadesini kullanmaz.

kullanılmasının dinen sakıncalı olup olmadığı meselesi zaten ilahiyatçıların işi. biz burada ancak bu şekilde yorumlarımızı sunabiliriz zaten.
0
wilhelmwasmuss
(22.10.14)
Televizyon hocalarini bir kenara birakirsak allah dogmamis dogrulmamistir yani tektir diyoruz. Allah kelimesi tek basina koruyucu kollayici anlamini taşıyor ki bence baba kelimesine gerek yok. Ki zaten dinde yeri yok diye düşünüyorum.
0
herseyi birakip gitmek istiyorum
(22.10.14)
Allah baba küfürdür...Hristiyanlar da Hz İsa için Allah'ın oğludur demişlerdi... Ama Allah kesinlikle reddediyor bu ifadeyi. Hristiyanlar maddi anlamda oğul ifadesini kullanmadıkları halde Allah reddediyor...
Allah doğmamış ve doğrulmamıştır. Ayetlerde kesinkes söylüyor. Bir takım kimselerin iyi niyetli olması bu ifadeyi haklı kılmaz...
0
inanmazsan inanma
(22.10.14)
@herseyi birakip gitmek istiyorum
Allah kelimesinin "koruyu kollayıcı" anlamına geldiğini Arapça bilmeyen küçük bir çocuk bilemez ama takdir edeceğiniz üzere.

Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
@inanmazsan inanma
Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
Kesinlikle tehlikeli çünkü biz müslümanların klavuzu Kuranı Kerimdir. Kuranı Kerim içinde Allahın sözleri yazar, araştırdığım kadarıyla o kitabın içerisinde Allah, ben sizin babanızım diye bir şey yazmamış aksine ben yarattıklarımdan hiçbirisine benzemem demiştir.
Baba tanımlaması ile yeri göğü uzayı evreni bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerin yaratıcısı ve devamlılığını sağlayan varlığın tanımlaması ile uzaktan yakından bir alakası yoktur.
Eğer güven istiyorsak yaratıcıyı gerçekten anlamalı tanımalı büyüklüğünü anlamak gerekir. Allahı tanıdıkça baba kavramı gerçekten küçülecektir.
0
alixkandemir
(22.10.14)
@alixkandemir
Söyledikleriniz tutarlı ve mantıklı. Bununla beraber, küçük bir çocukla (anaokulu çağında) konuştuğunuzu düşünün. Çocukla empati kurmak gerekiyor onun anlamasını sağlamak için. Bu ifade ettiklerinizi o yaşta bir çocuğun kavrayabileceğini sanmıyorum.
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
@m e l t e m
Allah doğmamış ve doğrulmamış vurgusu anne baba ve çocuğa vurgu yapar...
doğma ve doğrulma işlemlerinde bunlar rol alır...
0
inanmazsan inanma
(22.10.14)
Mesela ben annemden hep allah diye duydum inanan bir cevrem vardi. Kafamda allah diyince farkli farkli kavramlar canlanirdi ama zamanla yerine oturdu. Allah baba derseniz de cocuklarda yaratici ve insan arasindaki siniri cizememis gibi oluruz diye dusunuyorum. Cocuk insan gibi yari insan yari tanri görebilir. Bu soylediklerim kendi gorusum bir de islami acidan bakarsak bu zaten reddediliyor yani reddedilen bir seyi de yapmak zaten dogru degil.
0
herseyi birakip gitmek istiyorum
(22.10.14)
allah baba diyince kimsenin aklına "aa allah insan gibiymiş, bi de çocuğu varmış. niye tapıyoruz ki lan o zaman buna?!" gibi şeyler gelmez. tipik din dogması işte, "öyle denmez". niye denmez amk, insanlar burada baba figürü manasında, koruyup kollayan manasında kullanıyor; benzetme yani. kimsenin bunu derken allah'ı küçümsediği, insanlaştırdığı, basitleştirdiğini yok; korkmayın bu kadar anasını satayım.
0
baba jo
(22.10.14)
@cigerdelen
Benzetmenin sakıncasını psikolojik olarak açıklamanız faydalı oldu benim için. Babalı/Babasız büyüyen çocuk genellemelerinize dair ise -konudışı olduğundan- yorum getirmeyeceğim. Teşekkürler
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
Ya o diil de neden kimse dinin toplumsal ahlak boyutunun super yozlastigini tartismaz, dile getirmez ? Asil bu diil midir tartisilmasi gereken cok buyuk sorun ? Yada islamin en onemli konularindan biri olan kul hakki yeme mevzuunu konusmaz ? Bu arada soruna cevap verrim. Evet allah baba terimi cok cok sacma !
0
aeroflot
(22.10.14)
@cigerdelen, korkuyla alakası olduğunu kendin de belirtmiş oluyorsun:
"kimin zihninde, hayal dünyasında söylenen şeyin nasıl canlanacağını, hele ki bir çocuğun zihni olursa bu, kimse bilemez ki?"
birisi bunu yanlış anlar da şirk koşarsa, allah'ı yanlış konumlandırırsa korkusu değil mi bu?
bahsettiğim gibi, dinin dogmatik olmasıyla ilgili bu konu, biz şimdi öyle demiyoz da ya 100 yıl sonra biri derse diye endişelenmek gibi bir durumdan bahsediyorsun; 100 yıl sonraki zamana pat diye geçmiyor zaman, bu kullanımın ne amaçla yapıldığı gayet nesilden nesle aktarılabilecek basitlikte.
0
baba jo
(22.10.14)
@advocatusdiaboli
Güzel bir çağrışım/ilişkilendirme.
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
soruya soru ile karşılık vermiş gibi olmasın da.. Allah "neden" baba oluyor da "ana" olmuyor?
0
papitheclown
(22.10.14)
@cigerdelen
Din nasıl dogmatik değildir yahu? :)
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
Yaratıcıya veya dinlere inancım yok (bunu tek ve bilinen bir malum sözcükle açıklamamayı yeğledim, uzun hikaye). Dinibütün bir aileden geliyorum, akraba ve komşularım da çoğunlukla dinibütün idi. Ben Allah baba diye bir şey hiç duymadım, annemden, babamdan, halamdan, teyzemden, dayımdan, amcamdan, komşu kadın ve erkeklerden ve arkadaşlarım da duymamış idi. Tevellütüm (1971) eskidir belki, aslında bu her şeyin hızla değişmesinden kaynaklanıyordur, tevellütün hemen eskimesi toplumsal kurulumda çok da geçerli olacak bir şey (herhalde) değildir. Yani, önceden ailenin öğrettiği Allah'ın çocuklar için "uzak", "korkunç" vb. olduğunu bilemeyiz, belki bugünkü anlayışla böyle görüyoruzdur ve bu yanılgıdan dolayı da, önceden böyle(tehlikeli)ymiş de şimdi bunu değiştirmek için Allah baba demeyi tercih etmiş olduğumuzu sanabiliriz gibime geliyor. Demek istediğimi hakkıyla açıklamaya sözcükler yetemiyor.

Tehlike denen de, öyle gündelik tecrübeleri işaret etmiyordur muhtemelen. Burada Hatipoğlu denen zatın görüşüne dair bir yorum yapmıyorum. İşin felsefesi muhakkak hem Hatipoğlu'ndan, hem de sanılandan daha derinliklidir. Başka hususlardaki okumalarıma dayanarak, bu "tehlike"yi bir Hristiyan teologun Müslüman bir ilahiyatçıdan daha iyi anlayıp anlatacağı kanısındayım. Hümanizm, ateizm, insan hakları vb. hususlarda sivri zekalı batılı abilerin fikirlerini zikretsek buralarda kabul görmez. Belli bir kesim için bu kavramlar tarihsel ve coğrafi bağlamdan kopuk, evrensel ve tartışılmaz şeylerdir; aslında bir nevi tabudurlar. Sorduğunuz mesele de az çok buna benziyor, Allah yerine Allah baba demeyi eleştirmek de yobazlık görülebilir rahatlıkla.

Derinlik demiştim, ortalamanın azıcık üzerine çıkanlar nüfuz ettikleri derinliği ister istemez çok derin, en derin sanıyorlar. Allah baba ifadesinin tehlikesi var ise, bunu halka hak ettiği derinlikte anlatmak imkansız olduğu için yüzeysel açıklamalar yapılıyor olabilir. Hakkıyla anlatılması için her dinleyenin işin felsefesini (felsefe de çok bayağı manada kullanılıyor) idrak etmesi zor. Anlayabilecek yüz kişiye hitap edecek bir açıklamadansa milyonların, esası anlamadan ama anlatana güvenerek hareket edeceğinden hareketle işin esasına girmeden görüş aktarılıyor.

Şahsi görüşüm, çocuğum olsa ve ona Allah'tan bahsetmek istesem, baba demeden de gayet anlatabileceğimi ve korkunç bir yaratıcı olarak anlaşılmayacağını bilirim.
0
tedirginlik hucresi
(22.10.14)
Allah doğmamış doğrulmamış olduğunu söylüyor ve sen de bu iki insana özgü özelliği de içinde barındıran "baba" sıfatı neden Allah'a verilemesin diye soruyorsun halen. Nasılsa niyet önemli denilerek içinden çıkılacak konular değil bunlar. Allah'a, insana özgü sıfatlar yüklemek küfürdür. "Allah'ın unuttuğu yerde..." bu da yaygın bir deyim mesela ama küfürdür.

İslamiyet öncesinden alıntı yapanların amacını da hiç anlamış değilim zaten. Toplum davranışlarını etkileyen Türk gelenekleri var fakat mesele din olunca örf adet değil Kuran Hadis baz alınır.
0
tescillimarka
(22.10.14)
@papitheclown
Kuran'da Allah için eril zamir kullanıldığından erkek olduğu varsayılıyor.

Bir de genel olarak inanç sistemlerinde tanrının cinsiyetine dair şu bilgiler var: en.wikipedia.org
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
@cigerdelen
dogma: Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.

Din Allah'ın kelamıyken, Allah'ın yarattığı "kul"un dini sorgulaması ne haddine ki?
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
@tedirginlik hucresi
Benim de bu duyuruyu açmaktaki amacım zaten konunun derinine inmekti. Söylediklerinizde haklısınız. Katkınız için teşekkür ederim.
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
derindusun.com
(buradaki hikaye)

bir gün arkadaşım aynen "allah baba" kavramını kullanmıştı ve kullanmamması gerektiğini söylemiştim. o da "allah baba"yı sevgisi, saygısından dediğini dile getirmişti. geç de olsa anladım ki insan ne derse desin, her şey gönlünde biter. kul ile allah arasına kimse giremez.
yani diyeceğim nihatmış, sağmış, solmuş kimse çıkıp da bu yanlış bu doğru diyemez. küfre düşmüş diyen varsa da siktirsin gitsin ötede oynasın.
0
cetoxim
(22.10.14)
diğer arkadaşları okumadım, ama çoğu dinde ve haliyle dilde de, tanrı erkektir, dişil'i vardır (god-goddess gibi ya da tanrı-tanrıça gibi) allah kelimesi el-ilah'tan gelir ki bunu zaten hepimiz biliyoruz -dimi? 0_o - ve insanlara da tanrı denildiğinde genelde akla yaşlı ve her şeye kadir, sakallı bir erkek gelir. zeus gibi, jüpiter gibi misal. bu başka dinlerde de var -anaerkilliğin hakim olduğu ya da nispeten kutsal olduğu bölgelerde durum biraz değişebilir, mesela orta asya türklerinde tanrıça umay'ın yeri büyüktü, çünkü kadın ve erkek orta asya türklerinde eşit konumdaydı. en azından tarih bilgilerinden falan hatırladığım bunlar, tamamen/kısmen yamuluyor da olabilirim. velhasılı kelam, bu ifade ataerkil bir toplumda yaşadığımız için kullanılıyor, aslında başka bir anlamı yok. bence isteyen istediği şekilde dini öğrensin ya da öğrenmesin, kimsenin kimseyi bu şekilde manipüle etmeye hakkı yok, kaldı ki inanç dediğimiz -dinden geçtim- tamamen mahrem bir şeydir fikrimce, kişinin -kendi istemediği sürece- kendi içinde kalması gereken bir kavramdır bence. yani inanıyorsam ya da inanmıyorsam, bunu ne için kime neye yaptığımın başkaları tarafından yargılanmaması lazım, da 1. dinlerden bahsediyoruz: ağzı olan konuşuyor. 2. türk toplumundan bahsediyoruz: kişisel alan diye bir şey yok, bildiğin sürü halinde yaşıyoruz, "bir yakınınız ateist olsa ne yapardınız?" sorusuna, müslümanlıkta böyle bir şey olmamasına rağmen "öldürürdüm." diyen insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz, adam inandığı dinin tanrısına şirk koşuyor, farkında değil. yani sorunu takdir ediyorum, güzel bir soru, ama buna varana kadar başka bir sürü daha önemli problemimiz var. tabi gene de bu soruda bahsettiğin gibi ufak tefek farklı düşünce şekillerinden kaynaklanarak bir sürü saçma sapan kavga çıkıyor. "benim inancım senin inancından üstün!" tartışmaları yapıyor, anasını satıyim, sanki inançlarımıza takometre taktık, hangimizinki daha fazla diye ölçüyoruz, hayret bişi yaaaaa! >:(
0
pasp
(22.10.14)
@cetoxim
Benim söz ettiğim durum yetişkin birinin ortamda çocuk yokken "Allah baba" demesi değil yalnız.
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
@pasp
Maide 33 eğer kafirleri de kapsıyorsa ateist olmanın cezasının ölüm olduğu tartışılabilir. Fakat şu anda bu husus konudışı olduğundan bunu burada tartışmazsak sevinirim.
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
Allah'ı ifade ederken eril zamir olan "hüve" geçiyor Kuran'da. Dolayısıyla bir cinsiyet yüklenmiş oluyor.
0
🌸m e l t e m
(22.10.14)
yok ya, niye tartışayım? 0_o herhangi bir şey yazmadım ki zaten?
0
pasp
(22.10.14)
ne allah'a inaniyorum, ne de inanclarin cocuklara dogrudan asilanmasi gerektigini dusunuyorum -gerci bu tek tarafli alinacak bir karar olmazdi ya neyse. muhtemelen de cocugum olmayacak. bu yuzden oncelikle cevabimin varsayimsal olacagini belirteyim. ben de bu ifadeyi sakincali buluyorum ve kullanmazdim. yalniz bu ifadeden kacinma nedenim dini kaliplara uygun olup olmamasindan ya da kufre girip girmemesinden ziyade baba kelimesinin ataerkil yapiya, heteroseksuel algiya ve toplumdaki rollerimizin baskinlasmasina katki saglayabilecegi endisesi olurdu. neden cocugum her seye kadir bir 'sey'i beyaz, yasli bir erkek olarak algilasin ki? neden siyah bir kadin degil? neden mavi kum taneleri degil? neden bulutlar degil? ya da neden benim hayal bile edemeyecegim bir sey degil? baba sifati otoriteyi, en-iyi-ben-bilirim'i de kapsayabilir. devletle dinin ayni tornadan ciktiklarini ve devlet baba ifadesinin de yine boktanliklarin mazur gorulmesinde katkisi oldugunu dusunurum.

bu arada durumum vardi da tembellikten verilen cevaplari okumadim. birbirinin anasina bacisina soven olduysa cok ayip etmislerdir, buradan hepsini kiniyorum.
0
John Finn
(22.10.14)
@freekara endisemin nedenini acmam gerekirse baba denildiginde beyaz bir babadan dogan ortalama bir evladin zihninde boyle bir imge dogma ihtimalinin daha yuksek olacagini varsayiyorum. kaldi ki boyle bir imge dogsa da dogmasa da bu imgenin yalnizca somut figurden ibaret olmayacagini, baba kelimesi ne ifade ediyorsa onlari da beraberinde getirecegini dusunuyorum. bunun neticesi olarak da algida tanrisal ozelliklerin baba ve erkege, baba ve erkege dair ozelliklerin de tanriya aktarilabilecegi endisesini tasiyorum. elbette kendi zihnimin sinirlari cercevesinde.

tabii bu farazi cevap, inancsiz bir baba ve dini kaliplara cok da bagli olmayan musluman bir ana tarafindan turkiye'de yetistirilmis inancsiz bir erkegin, zihninde kurdugu "allah baba der miydim demez miydim" sorusuna yine zihninde verdigi bir cevaptan ibaret. dini hususlar pek empatisi yapilabilecek seyler de degil zannimca. ancak yine de dedigim gibi dini sebeplerden ziyade kendimce toplumsal olarak sakincali gordugum sebepleri belirtmek istedim.
0
John Finn
(22.10.14)
tartışmayın ; cevap için ise.

ateistplatform.org
0
hayvan gibi yazar
(22.10.14)
tehlikeli degil. dogru da degil.
her dogru olmayan sey tehlikeli degildir. masum bir hata.
0
sage
(22.10.14)
çocukken sezercik filmi izliyordum bir gün, çocuk dua ederken allah baba diyordu. çocuk halimle çok hoşuma gitmişti. allah baba demeye başlamıştım ben de kendi kendime. bir gün annemin yanında söylemiş bulundum da, allah baba demememi söylemişti. çok üzülmüştüm :(

neden diye sorduğumda "babalık insana özgü bir özellik, allah'a insan özelliği atfedilmemesi gerekir" gibi bir şey demişti. atfetmek dememiştir tabi 4-5 yaşındaki çocuğa da, özetle bu yani.

o zamanlar nihat hatipoğlu böyle dinlenen bi herif değildi. sadece o böyle düşünmüyor yani.

ama günah mıdır? değildir. dinen uygun olmayan her şey günah değil sonuçta. bu olsa olsa mekruh olur. (bence o bile olmaz)
0
mutevazi
(22.10.14)
islam dininin tanrısı zaten yazılan şu kurandaki ifadelere bakıldığında erkek bir tanrı. direkt olarak bir cinsiyet belirtilmese hatta cinsiyetsiz olduğu söylense dahi çok net belli oluyor bir erkek zihniyetine sahip olduğu.
o açıdan zaten küçücük çocukların beynini yıkayarak dikte ettikleri bir dinin erkek tanrısına allah baba demeleri gayet sıradan bir durum. sakıncalı olan çocuklara allahı herhangi bir şekilde gerçekmiş gibi anlatmak, ona baba demek ya da dememek değil.
0
ucan spagetticanavari
(22.10.14)
(4)

Denemelik okumalık hikaye

sordumsoruyu
Merhaba; Rica etsem hikayemi okur, can alıcı olmayan yorum ve eleştirilerinizi yapar mısınız? Elbette hikaye bitmedi ancak bu kısmı hazır. teşekkürler!Evinin arka balkonundan mahallenin tek kahvehanesinin yarı yıkık ve palmiye ağaçlarının kurumuş dallarından yapılmış çardağını görülebiliyordu.Henüz
Merhaba; Rica etsem hikayemi okur, can alıcı olmayan yorum ve eleştirilerinizi yapar mısınız? Elbette hikaye bitmedi ancak bu kısmı hazır. teşekkürler!


Evinin arka balkonundan mahallenin tek kahvehanesinin yarı yıkık ve palmiye ağaçlarının kurumuş dallarından yapılmış çardağını görülebiliyordu.

Henüz kimsecikler toplanmış değildi. Bir kaç gereksiz zevat ve çaycının miskin kedisinden başka ortada görünen kimse yoktu. Öğlen yeni dirilmiş, sıcak kendini hafiften belli etmeye başlamıştı. Çardağın üstü kapalı ve sürekli meltem alan serin kuytusu, cehennem sıcaklarında gidebileceği tek yerdi. Kahvehane'ye bir kaç kişinin gelmesini bekledi.
O her ortama en son girmeye gayret gösterir, sert ve aşağılayıcı tavırlarıyla, ezilmesi kendince münasip olanları ezer, bir bakıma karizma yapardı. Huyu böyleydi.

Karısı 1974 yılında kendisinin demesine göre; hayırsız kızının yanına Almanya'ya gitmiş ve bir daha dönmemişti.
Konu komşunun söylemesine göre de kendinden yaşça küçük karısının; başka bir adamla bir gece vakti apar topar kaçtığıydı.
Amiral bu konudan bahsedilmesinden hoşlanmaz ve uzun yıllardır çektiği yalnızlık ızdırabını, kendisinin rızasıyla kabul ettiğini belirtirdi.

Hayvanları sevmez, içki içen gençlere ifrit olur, karşı binanın önündeki bahçelikte bulunan 2 kiraz ağacının çevresinde dolanan tüm çocuklardan da nefret ederdi.

Geceleri kim kimin evine gitmiş, üst katta oturan öğrenci kızların evine, hangi gece hangi yabancı çocuklar girmiş ve hatta evinin çevresinde gece yarısı -ses dinleme cihazı gibi- yaşına göre iyi duyan kulaklarıyla komşularının konuşmalarını dahi dinlerdi. Bundan da zevk alırdı.

Hayatta sevdiği tek şey çaydı. Sıcak ve demli bir çay. Bazı öğünler sadece çay ve yanına katık ettiği macur bisküvitleri ile karnını doyurur ve bundan hoşlanırdı.

Balkona tekrar çıktı ve kahvehanenin çardağına göz attı. Çardaktan seçebildiği dört masanın ikisi doluydu. Bir masada karşılıklı oturmuş iki yabancı hararetli bir şekilde konuşmaya dalmış, diğer masa da ise mahallenin kasabı ile berberi kafa kafaya vermiş günlük gazeteleri okuyordu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------

+ Mına kodumun Fenerine bak 7 tane atmış Altaya!
- Rıdvan felaketmiş aga. Allah yarattı demiyomuş koyuyomuş çatala
- Bak la bak ne yazıyo. Ünlü iş adamının kızı evinin balkonundan aşşa atlamış ama ölmemiş.
+ Ölmezler mına koyayım. Parası olan adam ölür mü?
- Adam değil la! kız atlamış intihar etti besbelli
+Niye atlamış yazıyo mu?
- Hayır.
+Gebedir.
- Gebe olsa nolur? Şindi iki dakkada alıyolar çocuu. Merkem bey'in küçük kızı da aldırmış diyorlar.
+ Yalan onlar inanma. Merkem bey, çocuklarına terbiye vermiş adamdır. Bunlar hep safsata!
- Amiral duymuş. O pezevenk duyduysa kesin doğrudur.
+ Herkes de Amiralin yalancısı oldu mına koyayım.

----------------------------------------------------------------------------------------------------
0
sordumsoruyu
(19.10.14)
bir kısmını değerlendirmek yanıltıcı olur. olabilir de olmayabilir de bundan öykü. imla ve ifade sorunları var. dilsel hata da var. yeterince okumadan yazmaya geçilmiş olabilir. bol bol okumak, edebi eserleri takip etmek kadar edebiyat hakkında da okumak gerekir. öyküyü öykü yapan nedir, araştırılmalı. tabii okulda yapılan bir cümlelik tanımı aşar bunun araştırılması.

imla, ifade vb. hataların düzeltilmesi ile edebi bir dil, özgün bir üslup yakalanacağı ileri sürülemez. bu metnin hacmi yorum yapmaya yetersiz bence.

imla: önünde ki (önündeki) - 4 masa'nın (dört masanın) - herkeslerde (herkesler de - herkes de diye düzeltenler de olacaktır ama galat-ı umumi kabul edilebilir.)

ifade: Konu komşunun söylemesine göre de kendinden yaşça küçük karısının ''başka bir adamla bir gece vakti apar topar kaçtığını'' rivayet ediyorlardı. (başta zaten "söylemesine göre" denmişken "rivayet ediyorlardı" gereksiz. biri çıkmalı.)

dilsel hata: göz süzmek (bu bir deyim ve çardağa göz süzülmesi anlamsız. bunu anlamlı hale getirecek başka veri de yok.)

rica ederim. yazın ama daha da çok okuyun, tabii yazmaya niyetliyseniz.
0
tedirginlik hucresi
(19.10.14)
@tedirginlik hucresi

Yorumların için teşekkür ederim. Hepsini de dikkate aldım.
0
🌸sordumsoruyu
(19.10.14)
Okurken imla ve ifade hataları benim de gözüme çarptı. tedirginlik hücresi'nin yazdığına katılıyorum. Kısa bir bölüm paylaştığın için değerlendirmek zor ama sanki bir ışık da var gibi.
0
perkele
(19.10.14)
@zetahead ve @perkele

- Hikayemiz eski bir deniz astsubayının hikayesi, adı ''amiral battı''
- Kahramanımız eski asker olmasına rağmen dedikoducu, kendini beğenmiş bir kişi. bunun zararlarını da görüyor
- Paylaştığım bölüm hikayenin 8/1 kısmı
- konuşma bölümü berber ile kasap arasında geçiyor.
- hikaye bugünün hikayesi değil. 1974'de kaçan eş, hikayenin finalinde 80'leri anlatmamı gerektirecekti.
- Altay maçında hatalı skor vermişim. 1989 yılında Rıdvan'ın Altay'a attığı meşhur golü kastetmiştim. o maç 3-0 bitmiş.
- ''la'' benim hatam. berber sürekli küfür eden bir karakter ancak kasabı düşünmemiştim.
- Bu paylaşımları yapıyorum çünkü hikaye oluşturmayı seviyorum. Biten yarıda kalan dizilere bile hikayelerin devamlarını düşünmüşlüğüm var. bir proje tadında
- son olarak dilbilgim sıfır altında. Edebiyat konusunda hiç bir eğitimim yok. okuma yazma seviyesindeyim. hepsi bu
0
🌸sordumsoruyu
(19.10.14)
(9)

kedimiz kusuyor

tuborg yesili
marul 1,5 yaşında. aşı karnesi yoktu sahiplendiğimizde ama aşıları yapılmıştı, tekrar yaptırmadık. iç dış için de bir süre bekleyelim dedik. bonacibo mama kullanıyoruz şimdilik ayrıca arada yaş mama, ödül maması vs veriyoruz. bir iki gündür ara ara kusmaya başladı ve iştahı yok neden olabilir bu? ko
marul 1,5 yaşında. aşı karnesi yoktu sahiplendiğimizde ama aşıları yapılmıştı, tekrar yaptırmadık. iç dış için de bir süre bekleyelim dedik. bonacibo mama kullanıyoruz şimdilik ayrıca arada yaş mama, ödül maması vs veriyoruz. bir iki gündür ara ara kusmaya başladı ve iştahı yok neden olabilir bu? korkulacak bişey mi?
0
tuborg yesili
(18.10.14)
benim bildiğim uzun tüylüler daha çok kusuyor. yaladığı tüyleri çıkarmak için. tüy var mı baktınız mı?
0
ibomiu
(18.10.14)
bonacibo başlığındaki entryleri okuyun. Mamada ucuza kaçmayın. Ödül maması ve yaş mamayı sık vermeyin.

Arada kusması normal.
0
kimlanbu
(18.10.14)
yaş mamayı buz dolabında mı ttuuyorsunuz?
0
aşksız prens
(18.10.14)
iyi bir mama verin.
kusmuğunda tüy topağı var mı?
kısırlaştırılmamış kediyse kızgınlığa gireceği zaman da kusabilir. iştahsızlık da olur.
birkaç gün gözlemleyin durmazsa veterinere götürün.
0
lily briscoe
(18.10.14)
yaş mamayı açtıktan sonra buzdolabında tutuyoruz hepsini bir günde vermiyoruz. bonaciboyu tecrübesizliğimizden aldık bitince başka mama devam edicez ama tabi böyle olursa şimdiden değiştirmemiz gerekir sanırım.

kısır bu arada.
0
🌸tuborg yesili
(18.10.14)
Tuvalette gözlemleyin. Tuvaletini yaparken bir türlü yer beğenemiyor, sürekli kumun içinde dönüp duruyor, çişini yaparken miyavlıyor ya da tuvaletin dışına çişini yapıyorsa idrar yolları-böbrek problemi olabilir. Kusma eşlik ediyor çünkü bu hastalıklara.

Tüy kusuyor olsaydı iştahsızlık sorunu olmazdı. Sıvı tüketimine dikkat edin, susuz kalmasın. Sadece ishalde değil, kusmalarda da su kaybı fazla olur.

Bir başka ihtimal buzdolabından çıkmış yaş mama. Açılmış yaş mamayı dolapta iki günden fazla tutmayın, iki gün içerisinde tüketin. 2 günden fazla beklemiş ise, mama midesini bozmuş olabilir. Ayrıca vermeden 1 saat önce dolaptan çıkarıp oda sıcaklığında bekletin. Bunu yapmıyorsanız, midesini üşüttüğü için kusuyor olabilir.

Verdiğiniz bilgiler doğrultusunda akla gelenler bunlar.
0
vesna
(18.10.14)
kediniz kısır mı ve erkek mi? profesyonel mama kullanmıyorsanız. idrar yolları tıkanıp üresi yükselmiş olabilir. bu da kusturur. tuvaletini başka bir yere yapıyorsa mutlaka bir sağlık problemi vardır. vakit kaybetmeden veterinere gösterin.
0
imbat
(18.10.14)
evet kısır ve erkek. tuvaletini daha önce iki kez farklı yere yapmışlığı da oldu evet.
0
🌸tuborg yesili
(18.10.14)
kustuğu şey tüy değilse, tuvaleti de başka yerlere yapmışsa veterinere götürün hemen. ben normalde telaşlı değilimdir ama bir şeyi varsa hızla ilerleyebiliyor.

geçmiş olsun.
0
tedirginlik hucresi
(18.10.14)
(8)

Kedinizi Kaybettiğinizde :(

tedirginlik hucresi
istanbul'da yaşayanlara soruyorum. kedinizi kaybettiğinizde ne yaptınız? nette araştırınca, üç seçenek gördüm: - park vb bir yere gömmek- tuzla hayvan mezarlığına gömmek- (veteriner/kendisi) krematoryumda yakılmasını sağlamak -yaktırmak diyemedim...hiçbiri içime sinmedi niyeyse. yani başka bir seçe
istanbul'da yaşayanlara soruyorum. kedinizi kaybettiğinizde ne yaptınız? nette araştırınca, üç seçenek gördüm:


- park vb bir yere gömmek
- tuzla hayvan mezarlığına gömmek
- (veteriner/kendisi) krematoryumda yakılmasını sağlamak -yaktırmak diyemedim...

hiçbiri içime sinmedi niyeyse. yani başka bir seçenek yoktur da, hangisinin neden tercih edildiğini falan öğrenmek istiyorum galiba. ne bileyim...
0
tedirginlik hucresi
(18.10.14)
kedim öldüğünde ataşehirde akutun bahçesine gömüldü. arkadaşımın kedisi de modada sahilde parkların orda bir çiçeğin yanına gömüldü :(
0
sta
(18.10.14)
kaybettiginizde deyince yanlis anlasiliyor bu arada. uc kere okudum ne demek istiyor acaba diye.

ben olsaydim bahceye falan gomerdim. yakmak gereksiz. birakin dogaya karissin kendiliginden.
0
bohr atom modeli
(18.10.14)
bahçede hep tırmandığı ağacın yanına gömdük.
park v.b. yerlere gömme. oraların ne zaman nasıl kazılacağı belli değil. bahçe daha iyi. eğer veteriner uyutmak zorunda kaldıysa orada bırak. diğer seçeneklere oranla psikolojik ağırlığı en az olan yöntem bu.
0
tururo
(18.10.14)
@ bohr atom modeli, kedinin kaybolması gibi anladıysanız, kedi kaybolunca kaybetmiş olmayız. seçenekleri okuyanların anlayacağını düşünmüştüm, kaybolan kediye (elimizde olmadığına göre) hiçbir şey yapılamaz diye. ayrıca, ölenler için kaybettik denmesi bayağı yaygındır.

teşekkürler görüş bildirdiğiniz için.
0
🌸tedirginlik hucresi
(18.10.14)
Apartmanımızın arka bahçesine gömdük. üzerine de gül ağacı diktik.
0
innerbliss
(18.10.14)
ben bahcemize gomdum. guzelce bezle kefenledim,üstüne de bir çam ağacı diktim.
0
cahit tomruk
(20.10.14)
apartmanın bahçesinde gömülü kızım :(
0
nick konusunda kararsizim
(20.10.14)
fahri kedi cenazecisi oldum sayılır.
evime yakın büyükçe bir yeşil alan var.
eşin dostun 3 kedisini çeşitli yerlerine gömdük.
huzur içinde yatıyorlardır umarım.
0
titiraprap
(20.10.14)
(5)

Fikr-i yardım - Yarışma Hediyesi

reyals
Bir marka için ilkokul 3-4. sınıf öğrencilerinin katıldığı bir matematik yarışması düzenliyoruz.Daha önceki senelerde ik üçe ipad, akıllı tv vb. ödüller verildi. ipad tamam ama akıllı tv çocuktan öte ebeveyne yönelik bir hediye oldu maalesef.Bu seneki ödüller konusunda farklılık olsun istiyoruz. Ps4
Bir marka için ilkokul 3-4. sınıf öğrencilerinin katıldığı bir matematik yarışması düzenliyoruz.

Daha önceki senelerde ik üçe ipad, akıllı tv vb. ödüller verildi. ipad tamam ama akıllı tv çocuktan öte ebeveyne yönelik bir hediye oldu maalesef.

Bu seneki ödüller konusunda farklılık olsun istiyoruz. Ps4, xbox gibi konsolları düşünmüyoruz.

Var mı aklınıza gelen, önerebileceğiniz hediyeler?
0
reyals
(17.10.14)
kindle? okusun çocuklar.
3d printer çocuklar için olanları var.
rc araba
10 öğrenciye de müzekart falan verin de, gezmeye bahane olsun.
0
ykyt
(17.10.14)
müzekart çok başarılı bir ödül olur bence ya +1
0
liriamer
(17.10.14)
1 yıllık bilim çocuk ya da national geographic kids üyeliği
0
kakao
(17.10.14)
- İstanbul'daysanız, Usturlab Çocuk Atölyesi'nin orman kaşifleri adlı bir atölyesi var. tam da bu dönem çocuklarının ihtiyacı olan şey bence. Bir araştırın onu.

- müzekartı katılan her çocuğa verin bence

- mikroskop, teleskop, insan anatomisi modeli olan bir bilim seti.

- iş bankasının çocuk bilim kitapları serisi
0
kullanıcı adı
(17.10.14)
müzekart katılan herkese + 1
- itü bilim merkezi ziyareti
- teknolojik olmayan veya unutulmaya yüz tutmuş oyuncaklar (topaç, ahşap tren, ahşap solo test)
- yerküre
0
tedirginlik hucresi
(17.10.14)
(11)

Neden birini sevip diğerini yiyorsunuz?

ermanen
ne dediğimi anladınız heralde.toronto metrolarında da her yere asıyorlar bundan:"Why love one but eat the other?"http://www.beveg.ca/ineklerin ve domuzların ne kadar arkadaş canlısı olabileceğinden ve zekalarından bahsediyor. http://www.thebreeze.co.nz/This-Guys-Pet-Calf-Acts-Just-Like-A-Dog/tabid/1
ne dediğimi anladınız heralde.

toronto metrolarında da her yere asıyorlar bundan:
"Why love one but eat the other?"
www.beveg.ca

ineklerin ve domuzların ne kadar arkadaş canlısı olabileceğinden ve zekalarından bahsediyor.
www.thebreeze.co.nz

sonra ne kadar kötü şartlar altında tutulduklarından ve katledildiklerinden vs.

ama sonra damak zevki, besin değerleri, etin lezzeti vs. konularına giriyor insanlar. atalarımızdan gelen bir et yeme içgüdüsü de var sanırım.

evet 100 yıllık tartışmayı tekrar açtık ama biraz daha ayrıntı var. ne diyordunuz siz bu işe?

not: herkes yiyor demedik. vejetaryen veya vegan da olan var sonuçta. olay daha az yenilen hayvanlara geçince derinleşiyor tabii. fikrinizi belirtirsiniz tarzında bir soru işte.
0
ermanen
(17.10.14)
Abi inan bilmiyorum. İstersen kendi icinde celisiyorsun de ama mesela ben duygusal bag kurdugum bir inegin etini yiyemem. Neyse takioteyim bu duyuruyu.
0
Solem
(17.10.14)
yemediğimi kim söyledi?
0
pescador
(17.10.14)
seni yesek daha mı iyi..
0
redeath
(17.10.14)
Damak tadı. Alışkanlıklar. Aç kalırsan kediyi de yersin.
0
arnold schwarzeneger
(17.10.14)
Şimdi vejetaryenler var evet kesinlikle et yemiyorlar fakat bu et yemek zorunda olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Benim piyano hocam da vejetaryendi parmağını kırdı tam 3 ay iyileşmedi, doktor et yemen lazım böyle olmaz, kemik suyuna çorba iç bişi yap dedi ve tadaaa 15 günde iyileşti. Bu olaydan önce vejetaryen olarak da alınması gereken tüm gıdaların bi şekilde alınabileceğini düşünüyordum ama düşüncelerim değişti, etsiz olmuyormuş demek ki.
0
ekaterina
(17.10.14)
insan bencil ve ikiyuzlu bir yaratiktir. uzakdogu'da 3 kurusa calisan iscilerin fotografini paylasir internet seylerinde, ayaginda o iscinin urettigi ayakkabi vardir -ya da cok daha pahali baska bir sey. onemli olan benim cunku. icim rahatlasin, yarin daha fazla kazanabileyim ve seylerden daha fazla istifade edebileyim yeter.
0
John Finn
(17.10.14)
kediyi, köpeği de yiyen bir çok ülke var. bizde veya kanada'da yenmiyor olması hiç yenmediği anlamına gelmiyor.

bizim yemememizin sebebi ülke kültürünün müslümanlıktan geliyor olması diye düşünüyorum. islam dinine göre yenmesi helal, haram ve mekruh olan hayvanlar var. hatta şöyle bir bilgi mevcut ''Köpek dişi olan yırtıcı hayvanlar ve pençesiyle avlanan kuşlar yenmez.''

detaylı bilgiyi de şurada buldum inceleyebilirsiniz;

www.dinimizislam.com
0
9uncu nesilim ama para bende
(17.10.14)
ben yapılsa yemem demem açıkçası. yeni şeyler denemeye açığım, aramıyorum sadece.
0
rubenanyukov
(17.10.14)
vejetaryan değilim ama olmak istiyorum. Et tüketimim minumum düzeye çektim. Ekmak arası döner, belki biraz kıyma (mantı ve lahmacun için) o kadar. Tavuğu ise belki ayda bir yiyorum. (yada iki ayda bir). Vicdanım elvermiyor artık. Hayatımda bir daha lahmacun ve mantı yiyememek fikri olmasaydı çoktan da yapmıştım bunu.
0
beholderrulez
(17.10.14)
alışkanlık ve damaktadı daha çok. ille de yemem demem, mecbur kalmadıkça alıştığım ve sevdiğim eti yerim. dana, kuzu yerim de kuzu kokar. domuzun sadece sucuğunu yiyebilirim. benimki alışkanlık ve damaktadı sadece.
0
tedirginlik hucresi
(17.10.14)
Bir cok sevimli hayvani da diger vahsi hayvanlar paramparca ediyor, bazi turler daha can vermeden yemeye basliyorlar. Bir sonraki asama olarak bunlara mudahale edecegiz o zaman. Ya da bir sonraki asamaya gecmeyelim.
0
delifaruk
(17.10.14)
(14)

bi ajansla çalışmayı nasıl iptal ederiz?

zenc
selamlarbi ajansla görüştük katalog tasarımı vs yapsın diye. referansla gelip çok uygun fiyat vermişlerdi. neyse bugün 4 tane çalışma yolladı hepsi o kadar kötü ki ne yaparlarsa yapsınlar iyi bişi çıkmaz bu firmadan o kanaate vardık. kurumsal kimlik çalışmış onlar güzel olmuş ama. velhasıl kelam ded
selamlar

bi ajansla görüştük katalog tasarımı vs yapsın diye. referansla gelip çok uygun fiyat vermişlerdi. neyse bugün 4 tane çalışma yolladı hepsi o kadar kötü ki ne yaparlarsa yapsınlar iyi bişi çıkmaz bu firmadan o kanaate vardık.

kurumsal kimlik çalışmış onlar güzel olmuş ama. velhasıl kelam dediler ki konuş katalogları yapmasınlar olmamış. kurumsal kimliği yaptırırız belki.. ben nasıl diyeceğim şimdi bunu? sözleşme falan yapmamıştık. teklifi verdiler. doneleri yolladık çalışmaya başlayın dedik.
0
zenc
(16.10.14)
"Suçu" senden bir üst seviyeye atabilirsin.
Emeğiniz için teşekkür ederiz ancak üst yönetim farklı bir tasarım ile ilerlemeye karar verdi diyebilirsin mesela.

Alternatif olarak çalışmalarınızdan kurumsal kimlik çok beğenildi ancak katalog tasarımıyla ilgili farklı bir tasarım ile ilerlenmesine karar verildi diyebilirsin.
0
cakabo
(16.10.14)
böyle durumlarda ben hep patrona atıyorum boku.

"kusura bakmayın, takdir edersiniz ki ben de maaşlı çalışanım ve son kararı ben vermiyorum. yani benim için bi sıkıntı yoktu ama patron bi başka firmalara bakmamızı istedi. bi sonuç olursa ben sizi ararım" diyerek ucunu da açık bırakırım ki ikna etmeye çalışmasın. eheh.
0
john lee hooker
(16.10.14)
"katalog çalışmasını beklemeye aldık kurumsal kimliği (kesin karar verdiyseniz) ise onaylıyoruz." derseniz reddetmiş gibi olmaz. gerçi reddedilmek de onlar için bir seçenek. katalogla ilgili yapabileceğiniz yönlendirme varsa bir şans daha verebilirsiniz.
0
tedirginlik hucresi
(16.10.14)
hiç bir açıklama yapmak zorunda değilsiniz kurumsal kimlik çalışmanızı beğendiğinizi ve bu konuda ilerlemek istediğinizi belirtin.
0
jamswety
(16.10.14)
oha müşteriler bu kadar düşünceli mi?

valla bana en son; çalışma beğenilmediği için şu an için ertelemeye karar verdik dediler. ajanslar alışkındır.
0
cadi iren
(16.10.14)
"takdir edersiniz ki ben de maaşlı bir çalışanım" falan deme abi. kendini ezmekten başka bi boka yaramaz.
katalog numuneleri kabul görmedi, kurumsal kimlikle ilgili numunenizi beğendik. şimdilik bu projeye öncelik vereceğiz falan de. herhangi bir yazılı anlaşma, sözleşme yoksa ezilip büzülmenize hiç gerek yok. Firma bu riski almak istemese sözleşme yapmadan işe başlamazdı zaten.
0
animalman
(16.10.14)
@animalman'e katılıyorum bu arada. benim dediğim kendini ezmek bir yerde. söylerken hissediyorum ben de bunu. yalnız ben zaten söylerken ezildiğim için böyle konuşuyorum. iyi kötü uğraşmış olm adamlar, direkt olmamış bu demek zul geliyor valla bana. iş hayatımda ikinci yılım, ileride alışırım belki ben de.

sende de bu tarz bir iç sıkılması sezdiğim için yazdım ben onu.
0
john lee hooker
(16.10.14)
12 yıldan beri reklam ajanslarında çalışıyorum, sizin gibi düşünceli bir müşteri görmedim. müşteri dediğin genelde işi elinde bekletip cuma günü saat 4 gibi ajansa yollayıp pazartesi günü tasarım görmek iste :) onlar için ajans çalışanlarının bir hayatı yoktur.

keşke tüm müşteriler sizin gibi olsa, sizin gibi müşteriyle çalışmak nasip etsin tanrı :))
0
baterist
(17.10.14)
"Patron başka firmalara bakmamızı istedi" dersen ayıp olur, "Ben çalışanım, ben beğendim onlar beğenmedi valla." ajitasyonuna girmen de saçma ve gereksiz olur.

Ben kendi yönetimimi söyleyeyim; "x işi için tamamız, y işini ertelemeye karar verdik, askıya aldık, teşekkür ederim."
der geçerim, hesap verme moduna girmene gerek yok, açıklayıcı kısa bir cümle yeterlidir.

Hatır işi yapmıyor kimse, bir karşılığı var yaptırılan işin, dünyanın parası ödeniyor, ayrıca onların yaptığı tasarımlar 15 dakikalarını alıyor, hazır taslaklara çat çat amblemleri koyuyor bitti gitti. Öyle olmadığını farz edelim, örnek tasarıma ekstra ücret talep edebilirlerdi, etmiyorlarsa onların problemi.

Beğenmediğimizi söylememiz gerekirken üzerine düşünüp nazikçe reddetmek bizim kibarlığımız.
Direkt beğenmediğimizi söylememiz doğrusu aslında.
İnsan iş hayatını görünce emeğe saygı default olarak geliyor.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(17.10.14)
@teoridefeminist pratiktegeysa 15 dk da bitiyor demeseydiniz iyidi. Ya hiç profesyonel bir ajansla çalışmadınız yada hic profesyonel bir tasarımcı tanımadınız. :)
0
baterist
(17.10.14)
@baterist Size direkt çalıştığımız firmaların isimlerini verebilirim isterseniz, 1 saat içinde bir sürü örnek tasarım alabiliyordum, siz işinize titiz olabilir misiniz acaba? (:
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(17.10.14)
@teoridefeminist pratiktegeysa şaşırdım, isimleri paylaşırsanız sevinirim, merak ettim bu ajansları :)
0
baterist
(17.10.14)
@baterist, Tabii, mesaj atacağım, reklam yapıyoruz zannetmesinler. (:
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(17.10.14)
iş hayatının enayisi de benmişim galiba. neyse şimdi kendisine ara veriyorum zaten. ego bomb olarak dönücem ılan bekleyin.
0
john lee hooker
(17.10.14)
(5)

İngilizce özel ders mi yoksa kurs mu?

barix
selamlar, ingilizcem yok denecek kadar az. işimle alakalı teknik terimlerin bol olduğu makaleleri falan anlamakta çok zorlanmıyorum ancak uzun pararagrafları anlayamıyorum. ayrıca video, film izlerken de eğer alt yazı yoksa ve biraz aksanlı ise hiçbir şey anlamıyorum neredeyse. alt yazı varsa en azı
selamlar, ingilizcem yok denecek kadar az. işimle alakalı teknik terimlerin bol olduğu makaleleri falan anlamakta çok zorlanmıyorum ancak uzun pararagrafları anlayamıyorum. ayrıca video, film izlerken de eğer alt yazı yoksa ve biraz aksanlı ise hiçbir şey anlamıyorum neredeyse. alt yazı varsa en azından ana konuyu anlıyor gibiyim.
bu şartlar altında ingilizce kursuna mı gitsem acaba? yoksa özel ders olayına mı girsem? internette inanılmaz kaynak var ama ben verimli kullanamıyorum onları. güzel bir plan yapıp ona uyamıyorum. özel ders veya kurs olursa zorlar beni en azından diye düşünüyorum.

Bu arada kurs önerilerine veya özel ders için hoca önerilerine açığım.
0
barix
(16.10.14)
Yabanci dil oyle 3 derste ogrenilmiyor o yuzden kursa gitmeni tavsiye ederim. Zenginsen ozel ders alirsin zaten. Just english var uzun soluklu veriyor egitimini. Acelen varsa bilemrm.
0
neira
(16.10.14)
özel ders ile kurs arasında kalmamın nedeni. aylık ödeyeceğim fiyatın hemen hemen aynı olmasını düşündüğüm içindi. -tabii özel ders fiyatlarından bihaberim-
türkiye'de yaşayan ve anadili ingilizce olan birinden hafta sonları 1-2 saat kadar ders alsam çok pahalıya patlamaz gibi ama yeterli olmaz mı diyorsun?
0
🌸barix
(16.10.14)
ingilizcen yok denecek kadar az değil o zaman. alt yazı varsa en azından ana temayı anlıyorum demişsin, bu az bile olsa bi temelinin olduğunu gösterir. sıfırdan başlayacak birine göre baya öndesin demektir. cevaba gelecek olursak bence özel ders al. alamıyorsan da kursa gitme derim ben. kursta grameri dayayacaklar önüne, ne konuşabileceksin ne de anlayabileceksin. konuşma ve anlama yerine saçma sapan boşluk doldurmalarla uğraşacaksın. ingilizce öğrenmekle alakası olmayan, ipsiz sapsız tiplerle zaman geçireceksin. ana dili ingilizce olan birini bulursan üçe beşe bakmadan yapış ona. aklına gelen herşeyi sor, türkçeyi unut ingilizce konuşmaya çabala. yanlış olsa bile ingilizce sor sorularını. kursta böyle imkanın olmaz çünkü. millet deli gibi para ödüyor kursa ama çoğunun amacı karı-kız düşürmek ya da vakit geçirmek. öğrenmek hiçbirinin umrunda değil. en azından benim kurs ortamında gördüklerim bunlar. ingilizce alt yazılı dizi izlemeyi de ihmal etme bu arada.
0
lionel andres
(16.10.14)
1-2 saat çok az, mümkün olsa her gün 1-2 saat gerekir bence. önce iyi bir kursa devam edin birkaç ay. özel ders gerekirse sonra alırsınız, o zaman 1-2 saatle yetinebilirsiniz. üniversitelerin kursları piyasa firmalarından iyidir. istanbuldaysanız boğaziçi'ne, olmadı galatasaray'a bakabilirsiniz.
0
tedirginlik hucresi
(16.10.14)
ingilizce özel ders veren öğretmenlerden bir tanesi olan eşimin sizin sorunuza istinaden yaptığı önerilerini paylaşıyorum:

* asıl amacınız makaleleri rahatça okumaksa, çoğu kurs size bu konuda yardımcı olamayacaktır; çünkü bu kurslar mümkün olduğunda genele hitap eder. özel derste ise sizin uzmanlık alanınızda bilgisi olan bir hocaya denk gelirseniz şanslısınız; ama bu da düşük bir ihtimal.

* tecrübelerim, bu makaleleri okumakta zorlandığınız için makale okumaya yeterince zaman ayırmadığınız yönünde. anlamasanız da, sıkılsanız da, uykunuz da gelse o makaleleri okumaya devam edin. gerekirse aynı makaleyi defalarca okuyun. birkaç kere okuduktan sonra bile anlamadığınız kısımlar için teknik sözlüğe bakın. bilmediğiniz kelimelerin anlamını çıkardıktan sonra birkaç kez daha okuyun.

* akademik makaleler sizi çok zorluyorsa, işinizle ilgili biraz daha popüler yayınları okuyun. akademik makalelerden önce bu daha iyi bir basamak olur ve hevesinizi kırmaz.

* amacınız dizi/film anlamak ve dolayısıyla anadili ingilizce olan kişileri gerçek hayatta da daha iyi anlamaksa, önerebileceğim iki yöntem var:

1. ücretsiz voscreen uygulamasını telefonunuza indirip, her gün düzenli olarak 10-15 dakika ayırın.

2. sevdiğiniz bir yabancı diziyi (tercihen eğlenceli bulduğunuz, komedi alanında) ingilizce seslendirme ve ingilizce altyazı ile izleyin. [bu konuda daha sistematik davranmak isterseniz, aynı bölümü 2-3 kez ingilizce altyazı ile izleyip, sonra bir kez de altyazısız izleyin.]

umarım faydalı olur. başarılar.

not: eğer kararınız özel ders almak olursa, ingilizce özel ders verenlere dersverilir.net sitesinden ulaşabilirsiniz.
0
zihinden matematik
(09.09.16)
(5)

bu akşam istanbul'da kalacak yer sıkıntısı

rivulet
şehir dışından arkadaşlarım geliyor ve 2 kişilik kalacak yere ihtiyaçları var bu akşam. önceden geldiklerinde groupon'dan makul fiyata oda bulmuşlardı ama bu akşam için herhangi bir yer bulamamışlar. merkezi ilçelerde (beyoğlu, şişli, beşiktaş) bu akşam kalıp yarın erken çıkmak için (bütçe 100-130 t
şehir dışından arkadaşlarım geliyor ve 2 kişilik kalacak yere ihtiyaçları var bu akşam. önceden geldiklerinde groupon'dan makul fiyata oda bulmuşlardı ama bu akşam için herhangi bir yer bulamamışlar. merkezi ilçelerde (beyoğlu, şişli, beşiktaş) bu akşam kalıp yarın erken çıkmak için (bütçe 100-130 tl) kalacak yer arıyorlar. pls help :/
0
rivulet
(16.10.14)
www.hemenkiralik.com

bu sitedeki arama kısmına semtleri yaz sonra fiyat aralığını yaz ve arattır. mutlaka çıkar bir şeyler.
0
halitkin
(16.10.14)
Ben odamı kiralıyorum, İstiklal'e 15 dk yürüyerek.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(16.10.14)
dediğiniz noktalarda değil sultanahmet'te; ama çift kişilik oda 83 yuro:

www.booking.com
0
tedirginlik hucresi
(16.10.14)
istiklalde ki hostellere bakabilirsiniz
0
saat yine sabah dort
(16.10.14)
airbnb.com.tr
ayrıca Zeytinburnu ve Bakırköy civarında ki rezidanslar günlük 80-90 liraya kiralanabiliyor.
0
cliquot
(16.10.14)
(5)

işten çıkarılırken dikkat edilmesi gerekenler

karbasan
12 yıldır çalıştığım işyerinde işçi çıkarıyorlar, sıra her an bana da gelebilir. Kıdem ve ihbar tazminatları için aralık-2015'e senet veriyorlar. Benim de başıma gelirse bu durum ne yapmam gerekir. Vade çok uzun, firma o zamana kadar iflasta edebilir. İmza atmasam dava açsam alacağımı tahsil edebili
12 yıldır çalıştığım işyerinde işçi çıkarıyorlar, sıra her an bana da gelebilir. Kıdem ve ihbar tazminatları için aralık-2015'e senet veriyorlar. Benim de başıma gelirse bu durum ne yapmam gerekir. Vade çok uzun, firma o zamana kadar iflasta edebilir. İmza atmasam dava açsam alacağımı tahsil edebilir miyim ?


Teşekkürler
0
karbasan
(16.10.14)
Senet alacaksanız ödeme zamanına kadar olan süreyi bankaların verdiği en yüksek mevduat faizi ile hesaplayıp alın. Çünkü sizi işten çıkarıp kıdem tazminatınızı ödemezlerse ve siz dava açarsanız gecikme zamanı kadar en yüksek mevduat faizi işlenir diye biliyorum.

Ama senet almak yine de riskli. O senedi tahsil edemeyebilirsiniz. İşten çıkarılırsanız, tazminatınızı ödemezlerse dava açarsınız. Tazminatınızı daha kısa sürede alırsınız.
0
mylord
(16.10.14)
her türlü tahsil edersin. öyle leş bi senete imza atma.
0
battal gemalmaz
(16.10.14)
Açacağınız davanın süresi de en az o alacağınız senetin vadesi kadar süreceği için, senet olayını kabul etmeyip mahkeme yoluna gitmeniz sizin için daha iyi olur kanaatindeyim. İş hukukuna hakim iyi bir avukat aramaya şimdiden başlarsanız iyi edersiniz. İş mahkemeleri genelde çalışandan yana tutum sergileyeceği için, davayı kazanmanız yüksek ihtimal. Mahkeme masraflarını da kaybeden taraf ödeyeceği için, sizin bir kaybınız olacağını düşünmüyorum.
İyi şanslar...
0
trawmatolog
(16.10.14)
+ senete imza atma.
+ hiç bir alacağım yoktur vs. diye de imza atma.
(ya da imzlayacaksan her hakkkım gizlidir gibi bi cümle yazıp imzala)

ki imzalasan bile, mahkemede "baskı altında imza attırdılar" diye savunma yaparsan, sen haklı oluyosun. çevremde 2 kişi yakın zamanda böyle dava açtı. 8-12 maaş tazminat alabilirsin böyle.
0
widee
(16.10.14)
tazminatları son işgününüzde peşinen ödemeleri lazım. senet falan olmaz. parayı orada almadan ibraname imzalamayın.

siz parayı almakta ısrar edin, kararlı davranmak çok şey değiştiriyor.
0
tedirginlik hucresi
(16.10.14)
(2)

Son zamanlarda bir Emeklilik hesaplama sitesi kurulmuştu?

gijilti
Devlete ait bir siteydi. TC kimlik no falan ile giriliyordu. Sigortalılık ile ilgili her bilgi yer aldığı gibi emekliliğe kaç gün var, hangi yaşta olunuyor gibi bilgiler de vardı.Kaydetmemişim, bulamıyorum şimdi.Neydi o?
Devlete ait bir siteydi.
TC kimlik no falan ile giriliyordu. Sigortalılık ile ilgili her bilgi yer aldığı gibi emekliliğe kaç gün var, hangi yaşta olunuyor gibi bilgiler de vardı.

Kaydetmemişim, bulamıyorum şimdi.

Neydi o?
0
gijilti
(15.10.14)
E devlet diye bi tahminde bulunayim.
0
kegums
(15.10.14)
tc ile prim gün dökümü alınıyordu önceden, şimdi nüfus bilgileriyle alınıyor. sizin aradığınız şu, tc de gerekmez:

uyg.sgk.gov.tr
0
tedirginlik hucresi
(15.10.14)
(3)

17'lik Kedimiz Günlerdir Eylemde

tedirginlik hucresi
biraz uzun yazacağım, fikir vereceklere ekstra soru sorma zahmeti vermemek için. bir de cumartesi veterinere götüreceğimizi, bu arada internette benzer konuları uzunca araştırdığımı belirteyim. sadece fikirlerinizi almak istiyorum, benzer deneyimler varsa paylaşılır belki.kedimiz 17 yaşında, ben de
biraz uzun yazacağım, fikir vereceklere ekstra soru sorma zahmeti vermemek için. bir de cumartesi veterinere götüreceğimizi, bu arada internette benzer konuları uzunca araştırdığımı belirteyim. sadece fikirlerinizi almak istiyorum, benzer deneyimler varsa paylaşılır belki.

kedimiz 17 yaşında, ben de yaklaşık 10 yıldır tanışıyorum kendisiyle, eşimin kedisi. sokulgan değildir, sokulanlara da kolayca sevdirmez kendini. gelen giden olursa ortalıkta görünmez. arada dolanır tabii evde. genelde çalışma odasında takılır, hemen her akşam da eşimin kucağında veya yanında oturur kitap okurken. 5-6 sene önce bir kedi daha almıştık, arkadaş olmadılar, arada birbirlerini kovalar tırmalarlardı, nadiren koklaşırlardı. küçük olan da çoğu zaman benimle takılır, kitap okutmaz bazan, kitabı ite ite kucağıma yerleşir. daha sokulgandır, gelene gidene selam verir. ikisi de dişi bu arada. bu ikisi de istedikleri zaman gelir, yatakta bizimle uyurlar, aynı anda farklı köşelerde yattıkları da olur.

şimdi 17'lik kedimizle ilgili devam edeyim:

birkaç ay önce ameliyat olmuştu, gözünün altında bir kist vardı, ameliyatla alındı. ameliyattan az önce de çok iştahlıydı (nedenini anlayamadık, veteriner de yorumda bulunmadı) sonra da, bol yiyor, bol su içiyordu. ameliyat sonrası tuhaf şekilde karakter değiştirdi bu, bayağı sokulgan oldu, aşırı seçicilikten vazgeçip taze fasulyeye yoğurda falan sulanmaya başladı. arada veriyorduk ama çoğu zaman mamasını yiyordu tabii.

iki hafta kadar önce bu arkadaş mutfak dolaplarının üstünde takılmaya başladı. hem kedidir ne yapsa yeridir dedik, hem de daha önce her ikisi de zaman zaman sırtımızdan oraya atlayıp biraz takıldıkları için önce önemsemedik. fakat baktım ki bir hafta geçmiş, iniyor tabii sürekli durmuyor, ama kalma süresi uzun. fakat geçen hafta sadece tuvalet ve yemek için inmeye başlayınca eylem yaptığına kanaat getirdim. sebebini bulamadık, bu sırada iki üç defa bir/iki kişi geldi eve, kalabalık veya gürültü yoktu. biz de sakin sakin her zamanki gibi yaşıyoruz. evin düzeni, mamaları, kumları, onlara davranışımız değişmedi. tersine geçen hafta tedirgin olmaya başladığım için diğer kedi çalışma odasındaysa onu alıp bunu oraya bıraktım. eşim zorla da olsa aşağı indirip kucağına yatırdı, ama kaçmaya hazır modda bekliyor. daha da fazla ilgileniyoruz kendisiyle, ama hiiiç yüz vermiyor. hatta dün aşağıya inmişti, et verdim. bakmadı bile, mutfağın diğer ucuna gidip kıçını dönüp oturdu. bu süreçte bir ara, öleceğini falan da düşündüm yaşı itibariyle. canım çok sıkkın.

geçende, kumunu değiştirdiğimde geldi, tuvaletini yaptı, sonra da büzülüp kumun üzerine kıvrılarak yattı. iyice korktum ben. bunadı mı, çıldırdı mı ne oldu... sonra bir kez yüzüme bakarak mutfakta yere işemişti. sildikten sonra kokunun geçmediğini fark ettim, nereden geldiğini uzun süre bulamadım. meğer kalorifer peteğine işemiş. nasıl içini temizleyeceğimi bilmiyorum. bugün gene mutfakta tangır tungur sesler olunca indiğini anladım, muhabbet edeyim diye gittim. mama koydum, gelmeyince et verdim mutfakta, yemedi, su verdim içmedi. kendine haline bıraktım. az sonra bir şırıltı geldi, gittim tezgaha çıkıp oradan yere işemiş. çişini yaparken gördüğüm kadarıyla zorlanır gibi bir hali yok, çişinde gözel görülür olağan dışı bir şey yok. yine çıktı dolapların tepesine. aslında oraya da bir şeyler koyduk çıkamasın diye geçen gün, o zamandan beri de buzdolabının üstünde, dolabın altında kalan bir karışlık yerde oturuyor.

psikolojikse alt etmemiz zor olacak, bir hastalık çıkmasına razı oldum, tedavisi olsun yeter. siz ne dersiniz bu eylemlere, görüp duyduğunuz benzer bir hikaye var mı?
0
tedirginlik hucresi
(15.10.14)
bu kadar kötüsünü yaşamadım ama sokakta ölmek üzereyken bulup evime aldığım siyam bir kere sesimi yükselttim diye yatağıma ve gömleğime işemişti. işemek genelde protesto etmek oluyor ama acaba hoşuna gitmeyen ne onu bulmak size kalmış en çok siz tanıyorsunuz onu.
0
argent dawn
(15.10.14)
Kediyi veterinere götürüp ameliyat ettirmişsiniz, güvenini kaybetmişsiniz.Kedilerimi veterinere götürmek için box'a koyunca 1 hafta sevdirmeye bile gelmiyorlar korkularına. Yanlış olmasın 24 yaşında -nazar değmesin- hala sağlıklı bir şekilde yaşayan kedisi var arkadaşımın. Tabi yaş ilerleyince oyunculukları iyice azalıyor o ayrı konu.

Özetle güvenini tekrar kazanacaksınız. Ayrıca inanılmaz kıskançtırlar. Dişi kedimizin yanında erkek kedimizi sevince ilk önce erkek kedimize saldırır, arkasından da gelir onu seven kişiye iki pati çakar kaçar.
0
kimlanbu
(15.10.14)
@ kimlanbu, veterinere gitmeyi sevmez, ama gittikten sonra hiçbir olumsuz tepki göstermezdi. ilaçla halledemeyeceklerini, ameliyatın şart olduğunu söylemişlerdi, onu bile uzun uzadıya düşündük yaşlı olduğu için. ameliyatı birkaç ay önce yaptırdık ve bu sorun iki hafta önce başladı. dediğiniz gibiyse üç dört ay önce tepki vermesi gerekmez miydi? tabii kedilerin işine akıl ermez.
0
🌸tedirginlik hucresi
(15.10.14)
(1)

İyi Kavramı ile ilgili

isso09
İyi kavramını araştırıyorum. 10 dakikalık bir sunum hazırlamam gerekecek. İnternet araştırmalarımda konuyu istediğim gibi özetleyen kaynaklar bulmakta sıkıntı yaşadım. Hem eğlenceli hem de ufuklar açan bir sunum olması için nelerden bahsetmeliyim sizce?
İyi kavramını araştırıyorum. 10 dakikalık bir sunum hazırlamam gerekecek. İnternet araştırmalarımda konuyu istediğim gibi özetleyen kaynaklar bulmakta sıkıntı yaşadım. Hem eğlenceli hem de ufuklar açan bir sunum olması için nelerden bahsetmeliyim sizce?
0
isso09
(14.10.14)
iyi "kelime"si ile ilgili olsa on dakika yeterli ve konu daeğlenceye de müsait olurdu. ama iyi "kavram"ı sözkonusu ise, muhtelif filozoflara değinmek gerekir, bu da hem on dakikaya sığmaz, hem de eğlenceye müsait olmaz. on dakikada ufuk açmak her konuda zordur bence.

iyi kavramı için "etik"e bakmak lazım, ama bağlam önemli. politikada, ekonomide, hukukta, sosyolojide, vb.
0
tedirginlik hucresi
(14.10.14)
(1)

Sigorta

bh.
Geçen sene çalıştığım bir işten dolayı sistemde sigortam kendi üzerime görünüyor. SGK'ya öğrenci belgem ile gidip tekrar babamın üzerine geçtim diyelim. Her hastaneye gidişimde babamın maaşından kesinti mi oluyor? Oluyorsa ne kadar olur? Aynı gün içinde aynı/farklı hastaneye gitmek bir şey farkettir
Geçen sene çalıştığım bir işten dolayı sistemde sigortam kendi üzerime görünüyor. SGK'ya öğrenci belgem ile gidip tekrar babamın üzerine geçtim diyelim. Her hastaneye gidişimde babamın maaşından kesinti mi oluyor? Oluyorsa ne kadar olur? Aynı gün içinde aynı/farklı hastaneye gitmek bir şey farkettirir mi? Babam belediyeden işçi emeklisi. Kendisiyle görüşmediğim için bu konuya dikkat etmem gerekiyor. Eğer kendi sigortamı kullanmaya devam edersem prosedür nasıl oluyor? Para mı veriyorum her hastaneye gidişimde?
0
bh.
(14.10.14)
"a) Kurumdan gelir ve aylık (emekli – malullük – dul – yetim aylığı – iş göremezlik geliri) alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için 5 TL tutarındaki kısmı gelir ve aylıklarından kesilir, reçete yazdırılarak ilaç alınması halinde uygulanacak katılım payı ise kişilerin muayeneye ilişkin ilaç temini için reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczane tarafından tahsil edilir." diyor değişmediyse. yani muayene ücreti emekli aylığından kesilmekle beraber, eğer ilaç reçete edilmişse bu ücret de ilaç fiyatına eklenerek sizden tahsil edilir.
0
tedirginlik hucresi
(14.10.14)
(3)

öğrenci pasosu

karbasan
20 yaş sınırı mı var artık ? çalışıyorum açıköğretime kayıt yaptırıp paso almak istiyorum. mümkün değil m artık ? İett sitesinde bu yazıyorYüksek Öğretim Kurumu Kanunu, Çıraklık Eğitim Kanunu kapsamında eğitim gören öğrenciler ile Temel Eğitim Kanunları ve diğer kanunlar kapsamında eğitim gören ve 2
20 yaş sınırı mı var artık ? çalışıyorum açıköğretime kayıt yaptırıp paso almak istiyorum. mümkün değil m artık ? İett sitesinde bu yazıyor


Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu, Çıraklık Eğitim Kanunu kapsamında eğitim gören öğrenciler ile Temel Eğitim Kanunları ve diğer kanunlar kapsamında eğitim gören ve 20 yaşından gün almamış ve Sosyal Güvenlik Kurumu çalışan kaydı olmayan öğrencilerin alabileceği İndirimli İstanbulkart' tır.

Açık İlköğretim, Açık Lise, Kur'an Kursu ve Dershane öğrencilerinin Öğrenci Kartı alabilmeleri için;

+ 20 yaşından gün almamış olması
+ Sosyal Güvenlik Kurumu çalışan kaydına sahip olmaması gerekmektedir.

Bu şartları sağlayan Açık İlköğretim, Açık Lise ve Dershane öğrencilerinin, son 1 ay içerisinde almış olduğu öğrenci belgesi ve SGK tarafından verilen çalışmadığına dair belge ile birlikte bizzat Başvuru Merkezlerine gelerek bireysel başvuru yapması gerekmektedir.

Kur'an Kursu öğrencilerinin ilçe müftülükleri aracılığı ile kurumsal başvuru yapması gerekmektedir.
0
karbasan
(13.10.14)
anladığım kadarıyla bu üniversite harici okullar için.
aöf üniversite kaydı yaptırırsanız alabiliyor olmanız lazım.
0
freya
(13.10.14)
ilk cümleden anlaşılan, 20 yaş sınırının "Temel Eğitim Kanunları ve diğer kanunlar kapsamında eğitim gören ve 20 yaşından gün almamış ve Sosyal Güvenlik Kurumu çalışan kaydı olmayan öğrenciler" için olduğu. "ile"den önceki kısmı kapsamıyor yaş sınırı.
0
tedirginlik hucresi
(13.10.14)
yazı çok uzun okuyamadım. aöf'lüler öğrenci pasosu kullanabiliyor. kesin bilgi.
0
spirit crusher
(13.10.14)
(7)

türkiyede menü vermek yada fiyat belirtmek zorunlu değil mi?

c1b2k3
bayadır aklımdaydı aslında bu soru. alt duyurularda bi arkadaşın daha başına gelince aklıma geldi. ben de çok kazıklanıyorum bu şekilde. fiyatı görmüyorum -lan ne kadar olabilir ki? diyorum ve baammm kazıklanıyorum.almanyada ya menü gelir yada fiyatlar mutlaka müşterinin görebileceği yerde ve boyutt
bayadır aklımdaydı aslında bu soru. alt duyurularda bi arkadaşın daha başına gelince aklıma geldi.

ben de çok kazıklanıyorum bu şekilde. fiyatı görmüyorum -lan ne kadar olabilir ki? diyorum ve baammm kazıklanıyorum.

almanyada ya menü gelir yada fiyatlar mutlaka müşterinin görebileceği yerde ve boyutta yazılı/asılı olur.

burada böyle bir yasak yok mu? tipe göre fiyat çıkartan yerler bile var mesela.

böyle bir yasak varsa ve uygulanmayan yerler varsa şikayet edeceğim onları da artık. (yanlış parklar yüzünden sıkça arıyorum zaten bunu da eklerim nolucak :) )

teşekkürler.
0
c1b2k3
(13.10.14)
tüketici kanunu, fiyat etiketi yönetmeliği'ne göre zorunlu. işyerinin dışında da zorunlu. okunabilir olmalı ve kafa karıştırıcı olmamalo.
0
tedirginlik hucresi
(13.10.14)
Zorunlu fakat genelde ufak işletmeler büfe, lokanta vb. gibi uygulamıyor.
0
9uncu nesilim ama para bende
(13.10.14)
Zorunlu. Menü yoksa direk kalkin. Bilin ki ı mekan adamına göre fiyat çekiyor
0
empedokles
(13.10.14)
lokantalarda Oda'dan alınan fiyat listesi görünür yerde asılı olmak zorundadır. yani aslında var. görmediğiniz yerde arayın zabıtayı...
0
cliquot
(13.10.14)
tavaci recep usta menu veriyor fakat fiyatlar yazmiyor, nicin fiyat yazmiyorlar anlamis degilim, kalite anlayislari farkli olsa gerek.
0
grimer
(13.10.14)
Çok tripli (buna kelime bulamadım pardon) mekanlarda kadına fiyatsız erkeğe fiyatlı menü verilebilir, bu bir nezaket kuralıymış sanırım ama bence hem çok saçma hem de pek kullanan yer görmedim. Öyle bir şeye mi denk geldiniz acaba diyeceğim ama?
0
afush
(13.10.14)
Zorunlu. Maliyeye şikayet edebilirsin.
0
rnks
(13.10.14)
(3)

Excel tabloda tarih ile sıralama yapmak.

balikci filozof
Ekteki dosyada 1,2,3,4... diye devam eden kısım aslında bir tarih. 1965'den başlayarak 5 yıl ilerliyor. Ancak bunu tabloya eklyemedim. Nasıl düzenleyebilirim?
Ekteki dosyada 1,2,3,4... diye devam eden kısım aslında bir tarih. 1965'den başlayarak 5 yıl ilerliyor. Ancak bunu tabloya eklyemedim.
Nasıl düzenleyebilirim?
0
balikci filozof
(12.10.14)
tabloda satırları tarih olarak girdiğinizde grafikte de öyle çıkmıyor mu?
0
tedirginlik hucresi
(12.10.14)
Aslında tarihi ay, gün, yıl olarak değil, sadece yıl olarak girdiğim için onu bir değer olarak algılıyor.
0
🌸balikci filozof
(12.10.14)
tarihi gösteren rakamların başına sonuna tire koyarak deneyin isterseniz.
0
tedirginlik hucresi
(13.10.14)
(7)

dua şeklinde olmayan tebrik şekilleri

tannis
Inancımdan (inançsızlığımdan) dolayı inşallah maşallah gibi terimleri pek kullanmamaya çalışıyorum fakat çocukluğumdan beri alışmışım. Bazen de yerine bulamıyorum. Mesela arkadaşım nişanlanmış allah tamamına erdirsin demek istemiyorum ama yerine koyabildiğim tek şey tebrik ederim oluyor. Siz neler k
Inancımdan (inançsızlığımdan) dolayı inşallah maşallah gibi terimleri pek kullanmamaya çalışıyorum fakat çocukluğumdan beri alışmışım. Bazen de yerine bulamıyorum. Mesela arkadaşım nişanlanmış allah tamamına erdirsin demek istemiyorum ama yerine koyabildiğim tek şey tebrik ederim oluyor. Siz neler kullanıyorsunuz buna benzer durumlarda?
0
tannis
(12.10.14)
Bir yastıkda kocayın, mutluluklar dilerim, muvaffakiyetler dilerim, darısı başıma ve saire olabilir diye düşündüm ben.
0
ernesto guevara
(12.10.14)
Bunları artık kültürel bir miras olarak kabul ediyorum ben. Sonuçta ateist bir insan "Oh my God" diyor, ben şaşırdığımda "Allah Allah" diyorum. Ama inşallah kullanılmayacak orijinal tebrik etmek de mümkün. Bu da dilek-şart kipi ile "Bir yastıkta kocayasınız" gibi şeylerle yapılabilir.
0
aychovsky
(12.10.14)
kutluyorum genelde de eger dibine döneceksek kut da gene inanislardan geliyor. kut güc kutlu yüce vs vs. isin sonu yas. kutluyorum diyip geciyorum ben
0
wiillii
(12.10.14)
bir ateist yeni doğmuş yiğenimi kucağıma ilk alışımda 'bismillah' demiştim :/ çoğu zaman ağızdan çıkıveriyor. ne kadr dikkat etsen de yerleşmiş işte dilimize. bir de bazen söylemeyince karşı taraf kötü niyetli olduğunu düşünüyor sanki. yani bebeklere 'maşallah' demiyince sanki bi garip bakıyorlar. ya da allah rahmet eylesin vb. çok kasmamak lazım sanırım. cevap; tebrik ederim, mutluluklar dilerim vb işte.
0
sheridans
(12.10.14)
ben inançsız olduğum halde inşallah, maşallah, eyvallah falan kullanıyorum. dua manasında söylenmiyor ki abi zaten, phrase yani.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(12.10.14)
İnşallah yerine "umarım". Maşallahı hiç kullanmıyorum.
Ama bazen ağzımdan çıkıyor mesela konuşma arasında "allahdan öyle olmamış" dedim geçen gün sonrası pişmanlık.

Bir de şu mesele selamun aleyküm diyene ne diyeceksin amk. Çoğu zaman kafa sallıyorum. Ama şimdi onun karşısında da "merhaba" desen olmaz.

Yani bu ülkede bazı şeyşer çok zor
0
grid
(12.10.14)
tebrik (kutlama) zaten mübarek (kutsal) ile ilgili. hayırlı olsun derseniz, iyi, güzel, uğurlu olsun anlamına gelir, öztürkçe olması şart değilse.

sormamışsınız ama: ısrarla kaçınmak zordur bazı temenni kalıplarından, ayrıca inançlı olduğunuz izlenimi yaratmaz zaten. bu kalıpları şekli görüyorum, içeriği çok da düşünülmüyor zaten. inşallah diyen herkes allah izin vermese olmayacağı kanısında değildir, maşallah diyen herkes de nazara inandığından demez.
0
tedirginlik hucresi
(12.10.14)
(6)

Ortalama hayat nedir?

ermanen
bir anlatın şunu hele. kafam basmıyor bir türlü.
bir anlatın şunu hele. kafam basmıyor bir türlü.
0
ermanen
(12.10.14)
biz 100 kisilik bir ulkeyiz. mutlu mesut yasiyoruz. kimilerimiz 20 yasinda, kimilerimiz 60 yasinda oluyor. ama baska hic bir yasta olen olmuyor. dolayisiyla ortalama hayat suremiz 40 yil oluyor.

bunu daha buyuk ve farkli farkli yaslarda olen toplumlarda uygulayinca herkesin oldugu yasi alip ortalamasini bulmus oluyorsun. boylece o ulkede bir insan ortalama kac yil yasiyor onu ogrenmis oluyorsun.

bu muydu soru?

hee ben de bir terslik var diye dusunmustum zaten cevaplarken. editleyelim o zaman.

turkiye'de ortalama bir insanin hayati nasildir onu mu soruyorsun? soruyu anlamamisim ben acikcasi.
0
gerard
(12.10.14)
@gerard:

sen ortalama hayat suresini cevapladın. soru o degil. ama sagol yine de. tikledim.
0
🌸ermanen
(12.10.14)
@ermanen; kafanın basmadığı nedir? onun üzerinden gidelim.
0
zam sampiyonu domates
(12.10.14)
@zam sampiyonu domates

benim kafam basmıyor bu aralar. siz ne anlıyorsanız onu anlatın.
0
🌸ermanen
(12.10.14)
çan eğrisinin kenarları hariç kısmı gibidir.

hayat okul, iş, evlilik diye gider. bu çizginin varlığı tek başına ortalamayı işaret etmez. çok yoksulları hariç tutarak, daha çok kazanmak, daha konforlu yaşamak, işinde yükselmek, kötü bir evliliği olmamak vb bence ortalamadır. insanın kafayı takarak uğraştığı bir şey yoksa ille ortalamadır. ancak kafayı takma sebebi para veya statü olmayacak, yani menfaat sağlama amacı dışında olacak. kendisini memnun etmekten başka bir işe de yarasa fena olmaz.

hayatın anlamının sadece iyi kazanmak, iyi yaşamakla sınırlanmayacağını, hayatta verili bir anlam olmadığını, herkesin kendi çapında yaratabileceği anlamlar olacağını fark etmemişse de ortalama hayata adaydır.

çok vasat bir anlatım oldu ama uykusuz kafayla bu saatte bu kadar olabildi.
0
tedirginlik hucresi
(12.10.14)
bana göre ortalama hayat maddiyattan bağımsız olarak tutkusuz, sıradan normların yaşanıp bttiği bir hayat.

filanca yaşa geldim artık kız/koca bulup evleneyim (acilinden kız/koca bulunup evlenir)
e evlendim bir de çocuğumuz olsun çocuk herkesin olmalı neden diye sorma ama olmalı işte(çocuk yapar)
sonrasında çocukları büyütüp yaşlanma bu sefer de onları evlendirme derdine düşerler.

kişisel olarak ideoloji ve amaçtan, hayalden yoksun , tamamen başkalarının ya da genelgeçer hayallerin yaşandığı bir hayat bence.
0
neferkitty
(12.10.14)
(2)

şişli - kağıthane

like it or not
yarın sabah şişliden kağıthane - cendere caddesi - ofishane'ye gitmem gerekiyor. nereden hangi otobüse binmeliyim? taksi ne kadar yazar?
yarın sabah şişliden kağıthane - cendere caddesi - ofishane'ye gitmem gerekiyor. nereden hangi otobüse binmeliyim? taksi ne kadar yazar?
0
like it or not
(09.10.14)
taksi 15 falan yazar, zamla ne kadar değişti bilmem, birkaç ay önce gitmiştim.

şişli'de camii yanındaki, eski adliye önündeki duraklardan kağıthane otobüsleri kalkar.
0
tedirginlik hucresi
(09.10.14)
yazsa yazsa maksimum 15- 20 tl yazar, ugrasma otobusle falan
0
fallthepieces
(09.10.14)
(8)

Fiyat / Kalori Oranı En Düşük Yiyecek

saksı
İncir yiyorum hacılar, boş boş otururken aklıma geldi.Yenebilir gıdaların arasından; yağ, toz şeker vs değil tabikide.Ne ki acaba?edit: yani en ucuza en yüksek kalori demek istedim
İncir yiyorum hacılar, boş boş otururken aklıma geldi.
Yenebilir gıdaların arasından; yağ, toz şeker vs değil tabikide.
Ne ki acaba?
edit: yani en ucuza en yüksek kalori demek istedim
0
saksı
(08.10.14)
kereviz
0
murtazaaaaaa
(08.10.14)
en ucuza en yüksek kalori demek istedim
0
🌸saksı
(08.10.14)
eppek
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.10.14)
o zaman öyle de ne geveliyoyusn borsacı mısın yazdığından ne anlıyosun sen
0
murtazaaaaaa
(08.10.14)
yumurta, baklagiller, patates, makarna, yoğurt olabilir.

ek: soruda bir sorun yok. payın paydadan olabildiğince küçük olması (ya da tersi) işte.
0
tedirginlik hucresi
(08.10.14)
kereviz yiyince harcadığın kalori aldığın kaloriden daha yüksek oluyor
0
efrasiyab87
(08.10.14)
turnusol oldu amk duyuru
0
🌸saksı
(08.10.14)
patates veya makarna.

kuruyemis de olabilir aslinda. biraz pahali ama okuz gibi de kalorili. hesaplamak lazim oturup.

incir degil ama yani uzulme :)
0
gerard
(08.10.14)
(15)

canlılarla konuşuyor musunuz?

ermanen
insan hayvan bitki bakteri. ordan burda falan?
insan hayvan bitki bakteri. ordan burda falan?
0
ermanen
(08.10.14)
elbette, alem ayırt etmem bu konuda.
0
mayaa
(08.10.14)
konustugum da oluyor, konusmadigim zamanlar da. ana ve o an hissettiklerime bagli. yalniz degilsem konusmam ama.

sagir kedimle de konusuyorum. yaptigim her hareketi mantikla aciklamaya calismiyorum. zaten mantikla aciklamaya calissam burada ne isim var oyle degil mi?
0
John Finn
(08.10.14)
cansızlarla bile konuşuyorum sen ne diyorsun
0
dinsiz adam
(08.10.14)
kedilere falan epey konusuyorum, oyle "pisi pisi" gibi anlamsiz kelimeler sacma geliyor, kedicik kedicik diyorum. yaklasirsa normal diyaloga girer gibi devam ediyorum iste napiyosun, beni ilginc buldun mu falan diye. bebeklere de keza oyleyim.
0
hjarteblod
(08.10.14)
evet, sıkça.
0
tedirginlik hucresi
(08.10.14)
İnsanlarla bile gerektiği kadar konuşuyorum; hatta hiç konuşmuyorum (sevgilim hariç: )
0
redeath
(08.10.14)
Hayvan ve bitki ile konuşuyorum, bakteri görmedim şu ana kadar. Ulusa sesleniş gibi bir toplu sesleniş yapabilirim onlara da.

Yolda geçerken kediye, kuşa "Ne tatlısın sen. Günaydın" falan diyorum. Bir gün o hayvan dile gelip "Mırr, sana da günaydın" diyecek diye korkuyorum.

Cansızlarla konuştuğum oluyor arada ama o daha çok kendi kendine konuşma sınıfına yakın.
0
aychovsky
(08.10.14)
kendi kendime çok konuşurum.
0
zam sampiyonu domates
(08.10.14)
Kedimle çok konuşuyorum. Onun dışında da her şeyle konuşuyorum. Bazenlerde kıyafetlerime sitem ettiğim de olmuyor değil.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(08.10.14)
kedimle ve sehpa köşeleriyle çok konuşurum.
0
kimlanbu
(08.10.14)
"kopeklere selam vermek adam olmaya ceyrek var demektir"
0
kutsalbok
(08.10.14)
yok, bi türlü açılamıyorum, uzaktan kesişiyoruz :(
0
namus ninjası
(08.10.14)
evett.
0
exist is pretty
(08.10.14)
evcil hayvan besleyip, onlarla konusmayanini hic gormedim.
İletisim onemli her canliyla.
0
kedidir o kedi
(08.10.14)
Ev kedimle zaten konuşuyorum da okuldaki kediden tamamen doğal bir şekilde ve farkında olmadan özür dilemişliğim var.
0
aguilas negras
(08.10.14)
(11)

Nesin sen?

ermanen
.
.
0
ermanen
(05.10.14)
Neyim ben?
0
bonaparte
(05.10.14)
ne'yim. belki ben'im yahut kendimi ben sanıyorum.
0
tedirginlik hucresi
(05.10.14)
asl?
0
fucking machine in my head
(05.10.14)
parazit.
0
zgrydn
(05.10.14)
Hangimiz neyiz ki?
0
a d s z p
(05.10.14)
benim kim olduğumu biliyorsun. istersen bir daha söyleyeyim. ben polat alemdar. şimdi kes sesini ve tak şunu başına.
0
brad pitt
(05.10.14)
götüm ben, şerefsizim ben, hunharım ben!

ona göre! çıt çıkmayacak!
0
Sskywalkeremre
(05.10.14)
Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Başdan başa sen
0
aychovsky
(05.10.14)
@ermanen kediden bahsetmiş olmanı umuyorum :)

miyav miyav
0
mea maxima culpa
(05.10.14)
Erol egemen.
0
ufukcel
(05.10.14)
derviş
0
yapma volkan
(05.10.14)
(3)

Rüya sorunu

lawist
Geceleri gördüğüm rüyaları gerçek gibi algılyorum.Gözümü açıyorum ve rüyam da gördüğüm ortamdaymısım gibi vucut reaksiyonlarım devam ediyor .Neden böyle ? hatta hepsinde muhakkak değişik kabuslar görüyorum.Çok nadir güzel rüyalar denk düşüyor.
Geceleri gördüğüm rüyaları gerçek gibi algılyorum.Gözümü açıyorum ve rüyam da gördüğüm ortamdaymısım gibi vucut reaksiyonlarım devam ediyor .Neden böyle ? hatta hepsinde muhakkak değişik kabuslar görüyorum.Çok nadir güzel rüyalar denk düşüyor.
0
lawist
(05.10.14)
"vucut reaksiyonlarım devam ediyor": bedenin uyanması ile zihnin uyanması arasındaki farktan kaynaklanan bir durum. bir olağanüstülük yok. kâbusların sık olması hususunda fikrim yok.
0
tedirginlik hucresi
(05.10.14)
Ben de de oluyor. uyuyorum. uyanıyorum. biraz kitap okuyup yatınca aynı şey oluyor. defalardır da böyle.

Yatmadan kısa süre önce kitap/gazete okuyor musun? İnternete girip yazı okuyor musun?
0
lesley mateas
(05.10.14)
Bu arada güzel şeyler düşünmek istiyorsan rüyanda bedeninden çıkıp gittiğini, uzaya gittiğini falan düşün yapabiliyorsan. gerçekten güzel oluyor.
0
lesley mateas
(05.10.14)
(4)

tuhaf kedi olayları

meyve parcacikli kadin
Bi kaç hafta önce kaybolan kedimi bugün bayram ziyareti sırasında şehrin öbür ucudaki babannemlerin bahçesinde buldum. Evden çıkarken miyav miyav diye yanıma geldi. Sizce niye kaçmış niye geri dönmemiş oraya itmiş. Tesadüf müdür
Bi kaç hafta önce kaybolan kedimi bugün bayram ziyareti sırasında şehrin öbür ucudaki babannemlerin bahçesinde buldum. Evden çıkarken miyav miyav diye yanıma geldi. Sizce niye kaçmış niye geri dönmemiş oraya itmiş. Tesadüf müdür
0
meyve parcacikli kadin
(05.10.14)
Siz nerdesiniz babanneniz nerde ? Mesafeyi merak ettim bir de kediyi ilk aldığınız yer babaannenizin oralar mı? Kediler yön bulurlar esas sahiplendiği yere gitmiştir bence
0
lilidance
(05.10.14)
Mesafe ankaranın iki ucu işte mesela mm 20 km. Ordan almadım başka şehirden aldım hatta
0
🌸meyve parcacikli kadin
(05.10.14)
cevap: tuhaf. böyle şey duymadım görmedim. tabii ille "bilimsel" izahı vardır da biz bilmiyoruzdur.

ne güzel kavuşmuşsunuz ya:) biz kontes modundaki, evde bile acayip özen isteyen madam kedimizi altı ay boyunca aynı mahallede arayıp bulamadık. öldüğünden emindik, yemek seçen, sokak kavgası bilmeyen bir kediydi. tesadüfen evin yirmi-otuz metre uzağında gördüm de kavuştuk. onun yaşaması da tuhaftı, ama sizinki bayağı değişikmiş.
0
tedirginlik hucresi
(05.10.14)
mart ayını ıskalamış olabilir belki de. gönlünün götürdüğü yere gitmiştir:-)
0
predecessor
(05.10.14)
(3)

İstanbul'da müzikli Rum meyhanesi

patiska
Önerisi olan var mı?
Önerisi olan var mı?
0
patiska
(04.10.14)
Kurtuluş- despina'nın meyhanesi

Kur masayı madam Despina
Kirli beyaz muşamba örtüleri ser
Çek sediri asmanın altına
Yanında bir ince Müzeyyen abla

Yine mi güzeliz, yine mi çiçek?


Pek rum değil ama en iyi meyhanedir bence.
0
suicides underground
(04.10.14)
despina'da mezeler ve garsonlar pek memnun bırakmamıştı. e zaten rum da olmayınca...
0
tedirginlik hucresi
(05.10.14)
merhaba. kesinlikle despina. etnik olarak ( etnik meyhane! ) rum değil ermeni meyhanesi aslında ama git işte. topik herhangi bir meyhanede bulamayacağınız bir meze. ya aslında kuş kondurmuyorlar, müzik çaldığını hatırlamıyorum ben, fiyatları içinde uygun denemez ama şarkıda isminin geçmesi, bir tarihi/hikayesi olması, gelen insanların ya gedikli yada özenerek arayıp bulup gelmesi, kurtuluşta apartmanların arasında bir meyhane olmasının şaşırtıcılığı artıları.
0
libertine
(05.10.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.