Hocam polisler, yavaşla ve dur anlamında o hareketi yapıyor diye algılıyorum ve duruyorum ben.

Ceza iptal olmaz bence.

o size gec degil, yavasla ve dur demek istemistir ama sizde biraz hizliymissiniz zaten ve durmamissiniz, bir sey cikmaz buyuk ihtimal; bosa ugrasirsiniz

kanıtı yoktur derken? bildiğim kadarıyla içi dışı kameralarla dolu o tünelin.

Tünelde değil öncesinde.

600 tl altına iptal vermiyorlar ödemek zorundasın.

Cezanın iptal olmaması yüksek ihtimal.

4+1 evi al geç hiç düşünme

16 bin geçinmek için fena para değil. 4+1'i alın.

kredinin şöyle bir olayı var, baştan zor gelyor ama seneler içerisinde maaşınız artacak, ama kredi oranı sabit. 2. yıldan sonra falan eliniz rahatlar.

oturmak için ev alıyorsan bir defa alacaksın. ben mesela kesinlikle önü kapalı yerde oturmak istemem zaman zaman çeşitli yerlerde kirada oturdum çok kötü bir his, perdeyi bir açıyorsun önünde koca bir bina. hatta binalar yakınsa perdeyi bile açamıyorsun.

maaşlarınız da az değiil yani 16 bin lira ile çok güzel geçinirsiniz.

ankara da bu fiyatlara ev almak hiç mantıklı değil.

4+1 ve 2+1 yerine metrekare soyleseniz daha iyi olacak :) 4+1 ve buyuk metrekareli evi olan arkadaslarimin cogu temizligi ve isinmasi ile ilgili sorun yasiyor, en buyuk karar sizin, beklentileriniz ve oncelikleriniz neler acaba ? ayrica o para ile arsa filan alip kiraya da cikabilirsiniz

4 odaya neden ihtiyacin var?

2+1 olan net 76 metrekare, 4+1 olan net 200 metrekare.

Aslında 3 oda yeterli (yatak odası, çocuk odası, akademisyen olduğum ve bana ait veremeyeceğim fazla kitabın varlığı nedeniyle çalışma odası ihtiyacı) ama Ankara'da saçma şekilde ya 4-5 odalı büyük evler var ya da 1-2 odalı küçük evler var; 3 odalı ev sayısı yeni evler içinde yok denecek kadar az. Bu nedenle baştan büyük ev alıp 2-3 sene sonra çocuk istediğimizde taşınma faslıyla uğraşmasak mı diye düşündük.

Eğer sıklıkla evinizde kalacak misafiriniz, aile üyeleriniz -anne,kayınvalide gibi- olmayacaksa 2+1 daha mantıklı gibi. 4+1 olan ev diğer evin neredeyse iki katı fiyata sahip. Eğer çalışan bir çiftseniz önemli olan evin konumu, güney/kuzey cephesi, dairenin bakımlı olması önemli. 4+1'i alırsanız baya borca gireceksiniz. Aynı borca tekrar girip iki tane 2+1 bile satın alabilirsiniz.

4+1 ayrı bir çalışma odasıo ya da sinema odası yaparsınız, ya da çocuk olduğunda iki çocuğa yrı oda yapabilirsiniz. ayrıca o kadar para verip önü kapalı evde oturmayın derim. tabi iki tane 2+1 ev de alabilirsiniz

edit: 76 m2 evden uzak durun odaların tek tek genişliğine baksanız 50m2 etmez sanırım. bir de odalar ince uzunsa hiç bulaşmayın. 200 m2 evde odaları da gayet rahat kullanırsınız, boyut ve enboy oranlarının makul olması önemli

2 çocuktan fazlasını düşünmüyorsanız 4+1 fazla gelecektir.

lüks olur yani gereksiz bir harcama. sonuçta kişiye bağlı.

paranız varsa 1200 m2 evde de oturabilirsiniz. sizi bağlar. kimse de eleştiremez.

ben 3+1 öneririm ileride satması vs daha kolay bir boyuttur. 4+1 in müşterisi göreceli olarak daha az olur.

ankara için bu fiyatlar herhalde markalı bir konut projesi diye düşünüyorum. önü açık olmasına da güvenmeyin. istanbul'da önü kapanmaz diye villa vs mahallesi olan bir muhitin önüne 5 tane gökdelen diktik adamlar güneş ışığı alamıyorlar artık. evlerinin değeri %50 düştü. deniz manzarasına bakan koca bir mahalle artık bizim blokların sırtını seyrediyor.

toki ve emlak konuta dikkat mesela boş bir alan varsa oraya cami yapılma ihtimali vardır. ben seviyorum mesela camiye bakan evi ama herkes sevmeyebilir.

Ankara'da bugün 1.1 milyon verilebilecek tek site bence Park Oran. O da yavaş yavaş cazibesini yitirmeye başlayacak çünkü yapılalı 10 seneyi buldu. Şu an yabancı falan bir sürü kiracı olduğu için kiralar da yüksek.

Ama başka yerdeki mesela Sinpaş, İncek vb. 1.1 milyonluk evi 700-800'e rahat alırsınız. Aynı evi kiraya verseniz veya kiralasanız 4.000TL falan tutar. O yüzden gidip de kredi ile o evlere 1 milyon + vermeyin. Sizin yerinizde olsam peşinatı yatırım hesabında tutarım, madem maaşlarınız yüksek kirada oturur ama piyasayı da sürekli araştırır ve en uygun fiyatı bulduğumda satın alırım. Madem 375bin var, üzerine de her ay 5-6 bin atarsınız, en zor anınızda bile 400bin'e gider Çankaya merkezde 3+1 yeni daire alabilirsiniz.

ankara'da bir eve 1,1 milyon tl verilmez. katılıyorum. biraz daha araştırın daha iyi seçenekler vardır mutlaka. ha metrekare, oda sayısı olarak soruyorsan da en az 4+1 derim.

İkisi de mantıksız, nişanlıyken ev alıp 1 ay sonra boşanan bir sürü çift tanıyorum.

Hakan1980 +1

en az iki sene evli kalmadan bu işlere girmeyin, böyle böyle 3 arkadaşım boşandı bir sürü uğraştılar

2+1 alın, peşinat olarak sadece 165 verin, geri kalanı bu faizlerle kredi çekin. 350bini birikim için kenarda tutun.

Daha uygun fiyatlı bir yerden 4+1 ev alın.
Duyuruyu okurken bahsettiğiniz yeri ilk önce İstanbul sandım, her şey daha normal geldi kulağıma, Ankarayı duyunca çok şaşırdım. Tamamen saçma bir harcama bence. O kadar para verip ankara'da 2+1 evde oturmak hiç makul değil.
Bir Ankaralı olarak söylüyorum bunu.

1. nişanlı ile ev alınmaz. alınırsa da bir centilmenlik anlaşması yapın.
2. ankara'da bir milyonluk ev alan adama çok şey demek isterim. sadece alma diyeyim.
3. alacağınız şey altı-üstü bir ev. git 375'e bir ev al. olmadı 400 olsun. deli misiniz gelirinizi eve bağlıyorsunuz.

Finansal hedeflerinize ve yasam biciminize gore degisir. Ben o parayi seyahat, dil egitimi, ozel spor egitmeni gibi seylere harcardim. Bunlari yapmiyorsam parayi arttirmaya calisirdim. Ama mesela sizin boyle bir onceliginiz yoksa ve yasam tarzinizda evin prestiji ve buyuklugu onemliyse 4+1 mantikli olabilir.

Benbaska bir şey sormak isterim. Akademisyen olarak nasıl on iki bin beşyüz TL (ortalama) kazanıyorsunuz? Profesör musunuz?

İlk defa bu banka işlem yapmayacaksanız sıkıntı olmaz, zaten daha önceden bankaya imza sirkülerini vermişsinizdir ve ekranda görürler imzaları.

sistemde tanımlı ise istemezler

mailda yok mu bir yerde? pdf de yeter

Memurlukta ilk bir yıl dolmadan izin alınmıyor diye biliyorum.

30 gün olduğuna göre 10 yıllık hizmet süresi dolmuş olmalı yöneticin izin verirse hepsini kullanıp daha sonra istifa dilekçeni verebilirsin ama istifanın değerlendirilmesi için 1 ay önceden verirsen iyi olur. bence izini al istifa dilekçeni ver zaten aynı zamana denk gelir. bağlı bulunduğun idari işler veya komisyondan net bir bilgi alabilirsin kurumdan kuruma değişkenlik gösterebiliyor.

dilekçeyi şu tarihte istifa ediyorum şeklinde yazıp öncesinde yıllık izni kullanabilir ama o süre zarfında hala çalışıyor gözükür

izin bitisi donunce istifa dilekcesi verirsen hemen isleme alinmaz

@denklemci, aklıma da bu şekilde bir işlem var aslında, izin dilekçesi ile istifayı beraber vereyim diyorum, tabii ki bu işlemleri yaparken, personel ile bir daha görüşeceğim.

ohal döneminde istifaların kabul edilmeme durumu da vardı. evet, bazı kurumlarda maalesef istesen de istifa edemiyordun. amirinle görüşerek, bu konu hakkında da bilgi al istersen, ekstra bir düzenleme yapıldı mı bilmiyorum çünkü.

2015'te tam olarak bu şekilde istifa ettim sorun olmadı. tabi benim izin 30 değil de 20 gündü, onun da 5 günü önceden gitmişti. dilekçeyi verip 30 günün son 15 günü için izin yazdırdım. 24 saat üzerinden çalıştığım için bir kaç nöbet tutup kalan mesaiyi de öyle doldurmuştum. izin dönüşü ayrılışı yapıp çıktım.

eğer belli bir tarih zorunluluğunuz yoksa şöyle yapın. 13 şubat-14mart arasına 30 gün izin yazın. aynı anda 14 mart mesai bitimi itibari ile görevimden ayrılmak istiyorum diye dilekçe verin. hem ayrılma işlemleri tamamlanır. hem izin kullanmiş olursunuz. hem de maaş iadesi ile uğraşmazsınız. detayları personel dairesine sorun. muhtemelen onlarda bu şekilde bir yonlendirme yapacaktır.

istifa hemen sonuçlanan bir süreç değil iznini yaz daha sonra gel istifa dilekçeni ver.

Aynisini yaptim 2016da. 30 gun civari iznim vardi. İznin bir kismini kullandim. Sonra 1-2 gun calisip dilekceyi vermistim. Tekrar izne cikip ayrilacagjm tarihte ayrilmistim. Yani istifamjn onaylandigi tarihte izinde oldugum icin goreve basladigim gun teblig alarak o gun istifam gerceklesmis oldu. O aradaki bir iki gun benim ozel durumumdandi hepsi birlikte de kullanilabilir.

Aynısını 2015'te yaptım ben de. Önce izin, sonra da izin bitimine istifa yazdım. İzne çıkıp, sonra o şehre geri dönmedim. İlişik kesmeyi de bir arkadaşım halletti. Özel bir durum olmazsa hallederler.

Airbnb baksana ya da couchsurfing

Yüksek sezonda ucuz hostel amsterdam için zor. Flying pig'e bakmadıysan bak, en meşhur f/p hostellerden biridir.

normal maalesef. son 2 senedir amsterdam'da airbnb olsun, yasadışı ev kiralama olsun vs. hepsiyle sağlam mücadele etmeye başladılar. o yüzden ucuz alternatifler azalıyor piyasada. bir de ekstra turist vergisi eklendi bunların üstüne. o yüzden hostel bulmanız epey zor.

temmuz sonu için haziran başında rezervasyon yapamazsınız. nisan-mayıs gibi tüm yerler bitmiş olur muhtemelen. bahsettiğiniz zaman amsterdam'ın turist kaynadığı, havanın en güzel olduğu zamanlar. imkanınız varsa şu an alın, sonra çok geç olabilir.

en son 7 yıl önce amsterdam'a gittim ama amsterdam'daki hosteller pahalı. bir kere inanılmaz fazla talep var, o yüzden muhtemelen fiyatları yüksek tutuyorlar. 7 yıl önce 25 euroya kalmıştım.

Ülke genel olarak pahalı biraz.

botel'e bakın.

amsterdam'da hosteller bir tık pahalı ama biraz da ülkece biz fakirleştik, ondan pahalı geliyor.

arz talep meselesi, amsterdam ucmus durumda :( ufak bir booking tavsiyesi benden olsun, 175 tl ve 27 tl vergi booking kurlari dusuk tuttugu icin daha da yuksek olacaktir, euro olarak bakin derim

merhaba,

bahsettginiz fiyatlar yaza dogru daha da artacaktir, talep cok fazla.
eger kalabalik gelecekseniz en mantiklisi abnb, eger 1-2 kisi olacaksaniz ve yaz aylarindan daha ekonomik alternatif dusunuyorsaniz kamp alanlarina bakabilirsiniz. Sehre en yakin kamp alanlari zeeburg, vliegenbos ve amsterdamse bos'ta. Amsterdam'in havasinin cok degisken oldugunu da goz onunde bulundurun kamp icin.

Eger cok cok saglam referanslariniz yoksa couchsurfing uzerinden yer bulmaniz da zor malesef.

belgesi varsa gosterirseniz alirlar

insülin mi? alıyorlar.

Valla biz öyle yaptık uğraşmayalım diye bişey olmadı. Yani acaba kasko 34 plaka diye daha fazla çıkar mı diye düşündüm bi ama bilemiyorum

bir şey olmuyor
sigorta için ruhsat sahibinin ikametine bakıyorlar

ankaradaki arabalarin en az %10 'u 34 plaka zaten :) (sirket arabalari, kiralama vb.) hic bir sey olmaz, hayirli olsun

internet?

trendyol'a bak istersen orada her sezona uygun şeyler bulunabiliyor.

her yerde var hocam (hem fiziki hem nette) istedigin yere bakabilirsin

@sweetoffice

yok? ben niye bulamadım mağazalarda?

h&m, zara, lacoste, mavi, beymen vb. daha yeni baktim t-shirt, kolsuz vb. doluydu. sandalet, parmak arasi icinde boyner vb. olacagindan eminim

boyner?

hm de var , hatta şu an indirim var, çoğu ürün yazlık ürün, kargosu da hemen geliyor.

Arkadaşın boşanma davasında danışma için almamıştır o parayı. davayı aldığı, danışanın avukatı olduğu için almıştır.

John Milton ya da ailesinden birisine filan verilebilir öyle danışmanlık ücretleri sanırım. Ya da bu arjantin caddesinde bi' avukat abimiz var adını unuttum. Harvard mezunu, diploma filan asmaz duvara sözleşme avukatlığı yapıyor. Ona filan danışmak için ödenebilir.

büyük bir ceza davasında ya da büyük bir vergi kaçırma aksiyonu öncesinde de ödenebilir.

Aranızda John Milton'u tanıyan yok değil mi :( çok üzülüyorum.

20 bin duruma gore ucuk bir para duruma gore findik fistik parasidir.

Avukatım, herhangi bir dosyada müvekkillerden yüksek danışmanlık ücreti alamadım.
Ama uzmanı olduğum alanda bazen avukatlar gelip bana danışıyor, onlardan 6-7 bin aldığım oldu.

Ben bile bu kadar alıyorsam 20bin ve üstü danışmanlık ücreti alan avukat da çoktur.
Ama ceza gibi konulardan ziyade, çok az kişinin ilgilendiği alanlarda olur bu.
Konkordato ilanı öncesi icra iflas hocasından alınabilir vs.

Konu ne orası önemli. Şirkete vergi konusunda mı yapılacak hizmet ya da ağır cezada temsil filan mı bunlar çok etkiler. Avukat bir arkadaş tarifenin direk iki katını istiyor vermeyenin almıyor vekaleti. Başka arkadaş tarifeyi zor istiyor. Konu belirtilerse daha sağlıklı bir yorum yapılabilir.

Stajyer avukatim uluslarasi bir firmadayım 20 bin bizim sirket icin cok para degil. Ama serbest avukatlik yapan yakin cevremden hic duymadim henuz danisma ücreti20 bin alan.

O danışmanlıkla müvekkilin 100 bin lirasını kurtaracaksa neden 20 bin almasın?

davaya gore degisir, daha gecenlerde 1.1 milyon tl'lik avukat makbuzu gordum (dava 11 yildir suruyormus)

lego olabilir illa lego marka olmasına gerek de yok.

lego +1

izin varsa nerf

annesine/babasina sorup oyle bir ihtiyacini alin (yabancida degilsiniz sonucta) alan tarafta iade filan ile ugrasmamis olur

monopoly:) oyuncak oncelikli bakardim sonra aksesuar sevdigi bir karakterin kostumu, duvar saatini vs olabilir
yine karakterli çanta, suluk vs. karakterden befret etsem de cocuklar cok seviyor

Lego Technic veya Lego City..

kardes Kiev'i gordum, gerisine cok bakmadim.
Guzel yer, hayat pahali degil, Turkiye'ye 1,5 saat. Daha ne olsun..

avustralya iyidir. hem normal zamanda gidilemeyecek bir yer. güneşi bol, şehirleri güzel, ingilizce konusuluyor.

beklentine bağlı ben futbol sever olarak londrayı seçerdim. nasıl bir iş ki bu?

bir haritada kiev varsa gerisi teferruattır.

çalışma saatleri aynıysa:

malezya: ucuz, uzakdoğu kültürüne ve yemeklerine meraklıysanız çevrede yakın ve uygun fiyata gezilebilecek bir çok ülke mevcut. ülkenin kendi güzellikleri apayrı.
iskoçya: ucuz değil ama büyüleyici. hayat boyu yaşanmaz ama 2 sene boyunca yaşamak istediğim yegane yerlerdne.

brezilya, arjantin, meksika, güney kore, japonya veya avustralya seçerim. para biriktirme kısmını bilmiyorum, maaşlar farklılık gösterir mi yazmamışsınız ancak normalde gidilemeyecek bir yerde yaşamak isterdim.

Buna kimse cevap veremez. Tek tek hepsinin yasam sartlarina, alacagin paranin oradaki alim gucune, yine alacagin paranin tl karsiligina vs bir suru degiskene bakarak karar vermen lazim. Sadece guzel bir ulkede yasamak deseydin cevap verilebilirdi ama ayni zamanda maks para biriktirmek diyorsun.

Kiev denmis, Kiev iyi guzel ama ne kadar maas alacagin onemli. Iyi para veriyorlarsa ben de giderdim.

Berlin

1. New york
2. Londra
3. Madrid
New york da ablam güzel yaşayıp para kazanıp biriktiyor kendisi tekstil sektöründe.
Londra da abim güzel yaşayıp para biriktiriyor hizmet sektöründe
madridde dayım güzel yaşayıp para biriktiyor savunma sanayinde.

kimse yazmamis diye yazayim :D

9-belgrad

ucuz, tr ye yakin ve en onemlisi harika kizlari var :)

maksimum para biriktirmek isterseniz cenevre veya zurih isvicreyi dusunebilirsiniz, maaslar diger avrupa ulkelerine gore daha fazla, evet hayat da pahali ama minimum butceyle de gayet yasanabiliyor. ben de cenevredeyim.
orasi olmasin derseniz amerika diyecegim. en azindan sosyal hayat acisindan zorlanmazsiniz.
hadi uzak derseniz de berlin diyecegim, benim en sevdigim sehir.

P.S: ayrica o nasi guzel bi teklif ya haritadan yer begen :D

Hamburg'u veya Viyana'yı seçerdim.

Viyana çok güzel, almanya ise ucuz diyorlar.
Fransa'dan Sarlzburg civarından almanya'ya markete gidenler var.

zürih

dolap kapağı veya kalorifer peteği özel bir sebep değildir, o anki ağrısıyla oraya dalmış gitmiştir muhtemelen. bizimki daha 2 adet tavşan dişi çıkarttı onlarda bile neredeyse benzer şeyleri yaşadık, azı dişini tahmin edebiliyorum ne kadar zor olduğunu.

kesinlikle emfuzi +1
endiselenmeyin, gececek.

kıyamam bebişe :( merak etmeyin, oraya tutulmuş.

ateş falan var mı?
aynı yaşlarda kızım var. geçenlerde huysuzlaştı biraz, ateşi de çıktı. Azı dişlerinin çıkmasına bağladık ama ateş düşmeyince hastaneye gittik. hasta olmuş meğersem kuzum.

2 gündür de sabahları erkenden (6 gibi) uyanıyor. Bu sabah da uyanmış bana kapıyı falan gösterdi.

rüya falan mı görüyorlar ne acaba.

dis cikarirken/hastayken vb. cocuklar cok fazla huy degistirirler, gecicidir buyuk ihtimal. 1-2 gun takip edin, gecmezse o zaman baska bir sorun olabilir

Parayı nasıl aldıysanız öyle verin.

@malheiros para almadım, ev aldık onun kalan borcu.

@drystedb banka yoluyla ödeme yapın.

Karşı taraf senedi tahsile koymadıysa tefeci olabilir. Ama ödemeyi yapınca senedi alacaksanız sorun yok.

elden verme, bir sey olursa sen zor durumda kalirsin ileride; bankadan yatir ve aciklamaya da .... su parseldeki evin ... tarihli senet odemesi yaz garantiye al

sizdeki rakam farkliysi, hesap ozeti isteyip kontrol edin. normalda 7.318,30 tl borcunuz ya da alacaginiz bulunmaktadir yazmasi gerek; - yazdigi icin siz alacaklisiniz gibi anlasiliyor

otomatik sistem göndermiştir, terse geçen bakiyeleri kontrol etmiyorlardır.

kendi cevirini de koy bence, ona gore duzenleme onerilir :)

• Genel veya özel ekipman, malzeme, arazi veya erişim hakları veya ticari hizmetler kullanmak veya kuruluşlarına göre daha ileri işlemler için satın almak
• Bir kuruluşun gereksinimlerini değerlendirin ve satın alınacak ekipman, malzeme ve malzemeler için spesifikasyonlar geliştirin
• Teklifleri davet edin, tedarikçilere danışın ve teklifleri gözden geçirin
• Sözleşme hüküm ve koşullarını belirlemek veya müzakere etmek, tedarikçi sözleşmelerini vermek veya sözleşme ödüllerini tavsiye etmek
• Teslimat programlarının lojistiğini oluşturmak, ilerlemeyi izlemek ve sorunları çözmek için müşteriler ve tedarikçilerle iletişime geçmek
• Kamu veya özel kullanım için arazi edinimi veya erişim haklarını müzakere etmek ve mülklerde arazi araştırması yapmak
• Satın alma görevlilerini işe alabilir, eğitebilir veya denetleyebilir.

Xiaomi nin bluetoothları var, sesi yeterli oluyor.

ikinci el logitech z623 lere bakabilirsin piyasası 500 civarı ya da sıfır olsun istersen z533 işini görür diye düşünüyorum

Bende bundan var, canavar gibi
www.hepsiburada.com

logitech'ler üzmez.

ben de 7 yıldır z506 kullanıyorum. bir uydudan ara sıra cızırtı gelmesi durumunda bir sorunum yok. hele ki güzel bir eequalizer ile kullanılırsa çok çok iyi bir aygıta dönüşüyor.

aynı sebeplerle bakındım ve kısa süre önce şunu aldım

anker soundcore motion b

inanılmaz memnunum. içinde çift hoparlör var dolayısıyla gerçek stereo. imkan olsa da bir deneseniz. taşınabilir olması da ekstra artısı. su geçirmez falan aynı zamanda. iki tane alıp birbirine de bağlayabiliyorsunuz, benden sonra işyerinde bir arkadaşım da aldı denedik oldu.

ses kalitesini gösterebileceğim bir yol varsa bildiğiniz yapayım, ben bilmiyorum.

edifier, cok memnunum

yazılım amacli calisiyorsan ve muhasebeye hakim degilsen hic bulasma hocam, elbette kurumlar beyannamesindeki her aciklanin bir muhasebe kodu ve aciklamasi var

ebeyanname.gib.gov.tr

şu adrese git. oradaki "beyanname düzenleme programı (bdp)" yazan programı indir (java ister, aynı siteden indirebilirsin).

bu beyanname düzenleme programıdır. menüsünden yeni beyanname / kurumlar diyip bi tane kurumlar vergisi beyannamesi aç, sormak istediğin bilgilerin girildiği sekmede, örneğin zarar olsa dahi indirilecek giderler tablosuna bilgi girmek için tıkladığında bütün giderler yanlarında kodlarıyla birlikte çıkacaktır.

Diyorum, elime geçen fırsatı bunu diyebilmek için kullanıyorum. Beni mutlu eden ufak tefek şeyleri yapabiliyor olmak, bunlara zaman ayırabilmek bile yeterli benim için.

benim için yaşamanın ölçütü değişmek. seneler sonra hala aynı kişi olursam, hiçbir şey yaşamamış, hiçbir fikrimi test etmemiş, korkularımı aşmaya çalışmamışsam, bir hikayem yoksa yaşamıyorum demektir. bu göreceli olarak kontrol edebildiğim bir şey.
frekansların tuttuğu insanlarla karşılaşmak ve hayatın öyle anlamlanması var bir de. böyle insanlar varsa hayatımızda yine yaşıyoruz demektir ama bu 'başarılacak' bir şey değil bence, zorla olmaz. o yüzden ilk kısım asıl önemli.

başka bir deyişle önce kendinde sonra da etrafında gördüğü problemlere yararlı çözüm arayışındaysa bir insan yaşıyor demektir. bu da aynen bir organizmanın etrafına adapte olması ve tepkiler vermesi gibi somut bir ölçüt.

Yaşamayi manevi olgunluğa ulaşmak, tekamülde ilerlemek olarak görüyorum. Ote yandan modern dunyanin sunduğu imkanlara sahip olmak ve kaliteli yaşamak istiyorum. Hem ruhun hem modern dünyanin gerekliliklerini karşılamak zor. Bir süredir ikisinde de geri gittiğimi hissediyorum.

Velhasıl, bir kac gün önce bunu düşündüm ve "şimdi ölsem hayatımı boşa geçmiş saymam, bir çok deneyim edindim ama bundan sonrası için daha fazla çaba sarfetmem gerek yoksa hayatımın bundan sonrası belirlediğim yaşam ölçütlerini karşılamayacak."

kucuk yastan itibaren azar azar para biriktirdim, arab aldim, ev aldim vb. daha sonra yilda 3-4 yurtdisi, 5-6 yurtici tatiller basladi, istedigimi alip yiyebiliyorum vb. ancak bu hayatta ne yaparsam yapayim "keyif" alamiyorum artik... ne en iyi yemek, ne cok iyi bir tatil, ne de muhtesem bir seks.

@kasabanın en güzel kız ve @curious mind +1

Şahsen benim arzuladığım hayat, geçen yıllara dönüp baktığımda yaşamaya değer bir hayat görmek istiyorum. Lise yıllarım heba oldu. Üniversitede de çok kayda değer şeyler yapmadım ama değişimin başladığı ve altyapısının olduğu bir dönem oldu. Zaman zaman eksiklik hissettiğim oluyor ama bunu kabul etmeye çalışıyorum.

Birkaç ay önce kuzenim eşi 2016 senesine ait bir fotoğraf yolladı. Baba tarafındaki tüm kuzenlerimle evden kaçış oyunundan sonra çektirdiğimiz bir fotoğraftı.

3 senenin nasıl geçtiğini anlamadığım söylediğimde kuzenim eşi, demek ki güzel geçmiş dedi. Bunun üzerine geçen 3 seneyi düşündüm. Yaşamaya değer bir 3 sene geçirdiğimi düşündüm.

Üniversitedeyken arkadaşlara diyordum sinemaya gideyim diye ama gidemedik. Neden sinemaya gitmek için başkalarına ihtiyacım var ki diye düşündüm. Hep tek gittim. Final dönemi bitiyordu, son sınav sonrası ilk yemeği yiyordum - özellikle Burger King - sonrasında sinemaya gidiyordum. Bugün düşününce iyi ki de gitmişim diyorum.

15 - 23 yaş aralığında harcadığım boş zamana çok üzülüyorum ama yine de o zamanlar da hayatımın bir parçası. Çalışmaya başladıktan sonra karakterimin geliştiğini, olgun biri olduğumu ve halen bunun üzerine koyduğumu görüyorum. 2014 senesinde anksiyete tanısı koyuldu. Kendi içimde yaşadığım endişelere, krizlere rağmen çalışmaya başladıktan (2013 Aralık) yaşamaya değer bir hayat görüyorum.

@kasabanın en güzel kız

Farklı deneyimler yaşamak, okumak, gezmek, dil öğrenmek güzel çaba fakat biraz seçici olmak lazım. Her şeyi yapacağım diye, güzelleri gözden kaçabilme durumu da var.

@curious mind

Keşke çevremizde frekansların tuttuğu insanları olsa. Sanırım hayatımda eksikliğini hissettiğim frekansların tuttuğu insanlar. Tek başıma yetibiliyorum çok şükür fakat yine de çevremde anlaşabileceğim insanlar olsa dediğim oluyor.

yasamak ne demek bilmiyorum.

Yaşamanın ölçütü benim için yeni biriyle ilk tanışmandan seks yapana kadar ki süreç. Onu dışında yaşadım saymıyorum.

tabii ki yaşadım sayıyorum. şöyle düşün: şu ana kadar yaşadığın hayatı beğenmemeni, daha fazlasını istemeni sağlayan şey bile esasında senin şu ana dek yaşamış olduğun hayat. bugün "umarım akşama yiyecek bir şey bulabilirim" değil de "et neden bu kadar pahalı? keşke daha sık et tüketebilsem" diye hayal kurabiliyorsan bu bile aslında bir şeyler yaşamanın, bir noktaya gelmenin, bir çeşit gelişimin ve değişimin sonucu. o açıdan ben tabii ki geçen hayatımı yaşadım kabul ediyorum. çok daha iyi ve renkli olabilir miydi? kesinlikle. objektif bakarsan, hayatımı "tırt" bile sayabilirsin ama ne çıkar? bence insan yaşadığı hayata bakıp da "ulan boş yaşamışım" diyebiliyorsa, zaten çıkarması gereken dersi çıkarmıştır. çünkü öteki türlü yaşamanın sınırı yok. çok çılgın, akıllara zarar bir hayat yaşarsın ama yine eksik hissedersin. bu somut olarak ölçülebilecek bir şey değil. o yüzden nasıl hissettiğine, nasıl değerlendirdiğine, kendi içinde nasıl sindirdiğine bağlı sadece. ben o yüzden "renkli" ve "özenilesi" bir hayat yaşamadığımı bilmek ve kabul etmekle birlikte kendi hayatımla kesinlikle barışığım, onu yaşadığım için mutluyum.

benzer bir sorunla uğraşıyorum.

ilk olarak freelancerlar için online fatura kesen türk girişimi rimuut var. estonya üzerinden fatura kesiyor ve %12 komisyon alıyor (türkiyedeki vergiler sana ait)

trpayment da aynı işi yaptığını söylüyor ama detay bilmiyorum.

xolo go (eski leap in) estonyada aynı işi yapıyor komisyon %5 ama trick sadece sepa hesaplara euro çekebiliyorsun.

bunun dışındaki ihtimalin gider pusulası ile ödeme almak.

geçmişte düzgün firmalardan iş için fatura kestiriyordum tüm süreç yasal ama %50 varan komisyon oranları çıkıyordu. o yüzden değmez.

%20 komisyon demek size yardımcı olan şirketin hiç para kazanması demek. Zaten .ltd şirketlerinin gelir vergisi oranları %20 diye biliyorum. Komisyonu %30 yaparsanız severler sizi diye tahmin ediyorum.

Bu arada naylon fatura böyle bir şey değil, bu senaryoda vergiden kurtulabilecek şirket işi yaptıran şirket. Yardımcı olan şirketin aksine vergi yükü artıyor. Ya da benim kafam çok karışık.

bu dediğiniz yasal bir şey değil.

naylon fatura dediğiniz tam da böyle bir şey işte. kanunda "naylon fatura" diye bir şey geçmez. bu ismi halk takmıştır. onun yasal ismi "sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge"dir. biz kısaca SMİYB deriz.

iki çeşidi vardır. faaliyette olmayan bir firmanın elde kalan faturalarını düzenleyip satmak, ya da matbaada dandik fatura bastırıp gerçek diye kesip satmak. bu sahte belgedir. ya da gayet faal bir firmanın kendi faaliyeti ile ilgili olmayıp, başkaları için fatura kesip üçüncü kişilere menfaat sağlamasıdır, bunun adı da muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.

bırak böyle bir iş yapacak firma kurmayı, faal bir firma olarak bunu yapmanız bile ciddi ceza sebebidir. faturanın gerçek olmadığı tespit edildiği anda faturayı kesene vergi cezası + vergi kaçakçılığı sebebiyle savcılık soruşturması açılacağı gibi, o faturayı kullanan kişinin de hesaplarından o fatura çıkartılıp, ödemesi gereken ve o fatura sayesinde düşük ödediği vergileri de cezası ve faiziyle geri alırlar.

kendiniz firma kurup kendiniz keseceksiniz. ya da iş yaptığınız firmalar gider pusulası düzenleyecek (size düzenlenen gider pusulaları belli bir tutarı geçiyorsa yine firma kurmanız gerekir, sürekli gider pusulası ile iş yapılmaz). bu işin yasal yolu budur.

Bu tip işleri yapan adamlar genelde istoçda. Onlarda tanıdıklar ile iş yapıyor. Gider makbuzu kesilmesi mantıklı. Annen baban kendi evi olan biri şahıs firması denilen zımbırtı dan kursun olmadı. Ondan sonra sende %30—40 ile başkasına kesersin. Stoklu iş yapmıyorsan sıkıntı olmaz. Mesela kendi yaptığın yazılımı yapıyorsun, yada fotoğrafçısın girdi çıktın yok ki anladın mı. Neyse buradan daha uzatmayalım :)

rimuut.com

tam da aradığım yeri buldum.

yurtdisi araci firmalar tr'deki yasal islemler ve vergiler icin taahhüt ve garanti vermezler, veremezler. onlar kendi kuruldugu ulkere gore kendi vergilerini veriyorlar.

2 gun sonra size o paranin kaynagi sorulunca, fazlasi ile devlet alir sizden.

komisyon ile yapan tanidiklar icinde kibritsuyu'nun dedikleri dogru, buyuk riskli ve sorunlu.

zaten o is icin gideri olmayan biri kestigi fatura icin %18 kdv + %22 gecici vergi (sahis firmasi ise oran artabilir de) masrafi olacak

en temizi, kendi sirketinizi kurup kendi ulkenizdeki verginizi vereceksiniz; hepimiz gibi...

ben bir şey sorabilir miyim? Yurtdışından dövizle gelir elde edip bunun vergiden muaf olduğunu iddia eden biriyle tanışmıştım. Şirket maaşının bir kısmını veya hepsini yurtdışındaki şirket üzerinden gönderiyormuş sanırım. Bunun doğruluğu nedir?

Yani ben mesela TR'de şirket kurmak yerine Estonya'da kursam, oradan para çekince buraya gelir vergisi vermiyor muyum oha? Ha bazı ülkelerle çifte vergilendirme olmasın diye anlaşma var sanırım ama, o zaman da o hükümete gelir vergisi verdiğimin belgesini isterler değil mi?

bilenler aydınlatırsa sevinirim.

Seiko.

mekaniğinden anlamıyorum fakat görünüş olarak seiko çünkü diver model saatler hoşuma gidiyor

Ben tissot u beğendim

seiko.

İkisini de beğenmedim, tissot deliksiz kordona sahip olsa onu seç derdim. Seiko'nun rakam yerine koyduğu belirteçlerin kocaman ve yuvarlak olması çok "dandik" durmuş bence. Tissot al kordonu değiştirirsin diyeceğim sanırım.

baska alternatif neden yok ? ikisi de kotu cunku; ama ikisinden secmek gerekirse tissot

İkisi arasında tissot

İki saati de beğenmedim kötü görünüyor

tasarim olarak tissot

Bu ikisinin arasında tissot ama seikonun bu modele benzeyen efsane modelleri var. Yeşilli falan

ikisi de kötü +1
illa bir seçim yapılacaksa seiko

Ben %10 yaparim herhalde.

maksimum 200 tl yapılmalı diye dusunuyorum. kiracım ödemesini düzenli yaptığı için 50-100 arasında zam yapıyorum..

350 tl fazla..

%10 zam yaptı. Aslında daha fazla istiyor ama pek zorlayamıyor. Çünkü 3er aylık peşin yaptırıyorum kirayı.

Mobil edit:yatırıyorum

benimki yillik tefe-tufe ortalamasiyla yüzde 19 civari bir sey yapmaya kalkti, cunku kontratta tefe-tufeye gore artis yaziyor.
yuzde 15,87'ye ben indirdim yasal maksimum oran oldugu icin.
benden iyi kiraci bulamaz, ama sirf bu yüzden seneye tasinacagim.
terbiyesizlik resmen.

2750 bence iki tarafa da uygun olur. Fırsatın varsa çık **k gibi kalsın, bir ay boşta yatsın ev göreyim onu.

Benim zam %10, ne beni çok yorar ne ev sahibini üzer.

2500 kirada 100 lira artis olmaz. burada yazanlara bakma yasal oran belli; ortasi bulunabilir... 2750-2800 yapmasi icin teklif olabilir

3 tane daire ve ufak bir işyerini kiraya veriyorum.
her sene yasal zam oranının biraz altında zam yapıyorum. çıkan rakamıda 15-20 az olcak şekilde düzlüyorum. 840 çıktı mesela 825 düz yapıyoruz.

1700den 2000 yapalim dedi. Ben de evdeki kotu durumlari vs saydim su an ortada belli bir sey yok. Ama ben yasal oran %19 diye 300 lira artirabilir diye dusundum. Yukarida %15 olmali falan demisler ama bilen varsa aydinlatabilir mi maksimum ne kadar yukseltebilir?

yasal oran dediği maksimum oran. Aylık tüfe %9.5 falandı Kasımda biz ona göre yaptık. Yıllık hesapta %16 falan çıkıyor galiba evet zaten o oranı da geçemez.

Biz kendimiz görüşmedik emlakçı aracı oldu, diğer ev sahiplerinin yaptığı oranları ve yeni kiracı bulma durumlarını falan anlattı o açıdan iyi oldu.

@olric:

cumhurbaşkanlığı kararnamesi var, ona göre maksimum artış yüzde 15,87 olabilir.
yıllık tefe-tüfe ortalaması çok yüksek çıktığı için yüzde 15,87'yle sınırlandırdılar aşırı artış olmasın diye.

@blatta hiberna tesekkur ederim.

Artacak. Orani bilmiyirum.

Yüzde 4. Bir boka yaramaz. Hayat pahalılığı son 2 senede ebemi z*kti.

eski bitch direktör bütçeye herkese %10 verdirip gitmiş, şu an kesin %10 görünüyor. yenisi sağ olsun, performans sistemini aylık prime döndürecek, öyle olursa senelik ortalama %21-22 falan olucak.

artar, orani bilmiyorum ama %25 civarinda bekliyorum.

önce subat diyecekler, sonra temmuz diyecekler, sonrasında da " ee kriz ortamı" deyip hak edenler zam alamayacak. reklamını güzel yapanlar ise enflasyon oranında zam alacak..

Bir maaşım olsun, mümkünse asgari ücret olsun istiyorum. Yaşadığım yerde asgari ücrete çalıştırmıyorlar.

artacak yüzde 20 artacak

Maksimum %9,589

Gene %10 olur maksimum. Onu da ocağa yansıtmazlar, şubat şüpheli. Martta hayata geçebilir.

%7-8 civari oluyor genelde

Yooo, iyi böyle bence

yok ya sevmem. ne o öyle liseli ergen gibi!

Modla cok alakali. Bazen insan dokunulma veya dokunma modunda olmuyor, o zaman rahatsiz ediyor. Hele bi de karsilik beklentisi varsa.

ben oyleyim tabi insan icinde degil evde basbasayken. sirnasiklik degil sevginin icinden tasmasi durumu. normalde insanlarla temastan hoslanmam ama. sevmedigim veya notr hissettigim insanlarla tokalasmaktan fazlasi beni rahatsiz eder. sevgidim insanla ise tam tersi. ergen degilim bu arada :)

ben severim böyle kadınları

çok kişisel bir şey bu. ben de severim, hatta mesut süre'nin deyimiyle ilişkinin dokunmatiği hep ben olmuşumdur genelde. bana yapılmasını da severim. temas önemli.

benim ilişkide olduğum kişi hiç sevmiyor ve rahatsız oluyor asjd.

en sevdigim :)

Eşime azıcık sevgi gösterisinde bulunsam üstüne yatar gibi otursam falan hemen daralır sıcak falan der, tamam deyip yan koltuğa geçsem neden benden uzak duruyosun der. Burcunun ikizler olduğunu söylememe gerek var mı?
Yani hakikaten bu durum insanın moduna göre değişiyor.

ben severim.

Hoşlarına gidiyor. Her an her yerde olmaz tabii. Ama kesinlikle hoşlarına gidiyor, ten uyumunun göstergesi zaten.

www.lg.com
Hepsiburada üzerinden bir mağazadan almıştım. Yaklaşık 1 aydır kullanıyorum, gayet memnunum.

LG var bende cok memnunum

yaklaşık 2 sene önce LG 55UJ630V almıştım. gayet memnunum ama şimdi satışta mıdır bilmiyorum.

tv ler panasonic ve diğerleri diye ayrılır.

max 70tl veririm. indirim dönemi dışında almam. erkek

maksimum 35 euro verdim bugune kadar, ondan once turkiyeden 180 tlye aldigim kotun(mavi) paca dikisi donuyor, gun icinde pantolonun dizden asagisinin onu bacagimin arkasina gelmis oluyor, umarim anlatabilmisimdir. bir daha maviden hayatta kot almam.

lcw'ninkiler guzel ancak kaliplari ablama cok guzel olurken bana pek olmuyor.
indirim donemi disinda almam+1
kadin

Eskiden levis alırdım artık aşırı pahalı. Şimdi mavi gold alıyorum. Kalıplarını kendime yakıştırıyorum o da 170-190 arası.

25 tl Koton outletden alıyorum.

kadın:))

100-150 euro arası, Nudie marka tercih ediyorum. Bedava tamir servisi var (evet komik bir cümle) yırtık pantolonları ömür boyu bedava tamir ediyorlar. Erkek.

abercrombie outletden aldım en son. 50 dolara iki tane. erkek.

colins'den aliyorum, kalibi tam geliyor, kalitesi de bence güzel. 100 TL civari.

Bu senenin başında 50-60 tl'ye iki tane almıştım, en fazla verdiğim para odur. En son gardrops'a sardım, max 20 tl'ye cillop gibi kotlar aldım. Kadın.

Şu hayatta kendime aldığım hiçbir şeyin parasına acımam ve en iyisini en güzelini almaya çalışırım. Bunun tek istisnası kot pantolondur. 70 tl civarı alınan kot pantolonlar işini gayet iyi görmekte. Kardeşim, maviden 180 liraya aldığı siyah pantolonu şu an kızıl olarak giymekte.

250-300 veriyorum ben. Geçende jack jones'in mağazasında indirimde denk geldi 130'a aldım mesela, indirim önemli.

100 tl altına nerede var şık pantalon bilemedim.

gecen tchibo'dan aldim 45tl'ye. etikette 200tl yaziyordu.

38e ortalama 250-300 veriyorum bir kot'a...

4 (veya 1)

2 ve 3’ü beğendim ben.

Ben 3 diyorum.

3

2 herkesin vücut tipine uygun değil.

1 gayet güzel ama kolu karpuz olmasa efsane olurmuş. Krem renk nokta atışı olur pek çok kişi için.

Ben olsam 3 numaranın pembe değil krem olanını alırdım. Daha garanti olur beğenilmesi.

krem rengi kalmamış işte. o yüzden tek seçenek pembe. aynen senin gibi düşündüm karpuz kollu olmasa alacaktım.

1 veya 3

1

3 diom ben de.

3 numara alınmıştır, teşekkürler arkadaşlar.

Benim babam cok begeniyor, oldukca da kaliteli oldugunu soyluyor.

Hediye vs de oradan aliyoruz hep baskalarina, memnun olmayan duymadik henuz. Hatta hediye aldiklarimiz da oradan giyinmeye basladilar.

Ama indirimli zamanini bekleyip 3-4 parca almak daha iyi tabi :D

iyidir, uzmez :)

tabi etkiler. içindeki tüm ekipman elektronik, peteklere su basan motor da elektrikli. bu yüzden bir miktar kullanır.

edit: ayda 10 lira fark ettirir maksimum. tüm ay açık tutarsanız oda.

Totalde 30 TL etkilemesi bana çok geldi ama. Daha az olacağını tahmin. Ederim

calisir ama o kadar etkilemez, elektrik hemen hemen ayn geldi dogalgaz 450

Elektrik olmazsa kombi çalışmaz, ama 30 TL fark ondan değildir.

Faiz yazmasanız , vade farkı deseniz halolmaz mı işiniz ? Şekilcilik bu memleketin en büyük derdi , siz paranızı kurtarmaya bakın o kafa yapısını kurtaracak süpermen yok maalesef.

fiyat farki yazin kabul ederler

Finans gideri de, vade farkı de, gecikme bedeli de. Şekilci kafa; o kadar müslümansan hak yeme...

Gecikme bedeli yazin muhasebeciye sorup

sizin anlaşmanızda faiz ödenmesi hükmü var mıydı? faize karşı olan, en başta onu da kabul etmemeliydi. bence ona itiraz ediyorlardır. yoksa apartman yönetimi karar alıyor ve aidat ödemesini geciktirenlere bile faiz işletiyorlar. veya vergi, trafik cezası ödemelerinde faiz işliyor. onları da mı ödemiyorlarmış? açık açık faiz yazıyor ödeme dekontunda.

kredi kartı ile yatırılması devam edecek. o yüzden gerek yok bence illa bir kamu bankasından hesap açmaya. değmez yani bence.

her odemeyi kredi karti ile yaptırıcaklar mı peki? kdv gelir vergisini kredi kartı ile ödetmiyorlar sanırım

kredi karti ile odeme su an yok, acarlarsa da komisyonu alir banka...

komisyon alacaklarsa o zaman devlet bankasından hesap açmak daha mantıklı değil mi?

Hesap açmak daha mantıklı. Kredi kartıyla vergi filan ödemekle uğraşılmaz. 3 bankadan hangisi olur bilmem ama tavsiyem görece sakin olan bir şubesinden hesap açtırın.

arkadas kebap

Nemrut Kebap

çünkü nick.. ama güzel oldu bak :D

hangi il,ilçe; en onde gordugunuz urununuz hangisi vb. buna gore isim degisir bence; detay verin

böyle bir yer ile bağlantılamak veya bilmem ne usta adlı açmak insanların ilgisini çeker diye düşünüyorum. mesela osman ustanın yeri veya antepli kemal usta gibi. çok sikimsonik isimler düşünmeyin. premium kebap gibi mesela.

kestane kebap

Tarihi Urfa Kebap Evi* (1843'ten beri) *baska subemiz yoktur

Fevkalade nasıl? Fevkalade restaurant. Fevkalade'den söyledik fevkalade'ye gidiyoruz. Kulağa hoş geliyor gibi.

Kebap Kafa'sı

Belirli bir kasabayı ya da bölgeyi anlatmamak için özellikle farkı isim ve Türkiye'de olmayan bir araç plaka numarası seçilmiş.

fiziken gölyazı ama hikayede belli bir yer değil

olaylarin gectigi yer golyazi, bursa'ya yakin... gittim, rezalet durumdaydi (bu senenin basinda) ancak gercekte de bir ulke gercegi anlatiliyor ne yazik ki

organize ekip mi bilemem ama ben kimseye guvenmiyorum artik :D

Gitar çalanlar değil ama melodikayla izmir marşı çalmaya çalışan bebeler organize.

1 centlik urun icin hatta hediye olarak gelen urunler icin bile vergi var artik, dogru

3 liralık anahatarlığa 14 tl vergi ödedim.

Ohhooooo. Baya oldu o yasa geleli. Fiyattan bağımsız olarak her ürün vergiye tabi artık.

mayıs ayından beri her şeye vergi alıyorlar..
bu adamlar 2002'de iktidara geldiklerinde gümrük muafiyeti 150 euro'ydu.. şimdi SIFIR lira!!!

Vergi alt limiti kalkti, fiyati ne olursa olsun her urune vergi var artik evet.

Kitapyurdu.

Ucuzkitapalmdan aliyorum bulabilirsem.

Enpara indirimi ile kidega

kitapyurdu uzun yillardir kullaniyorum, teslimat noktasindan aliyorum. 0 sorun kitapyurdundan; gecenlerde kampanya vardi bkmkitap'tan aldim pttkargoya verdiler 10 gunde geldi tam, ayrica kitaplar yamulmustu, uygun paketleme yapmamislar, sikayet ettim henuz geri donus yapmadilar.

dipnot: d&r 2-3 kez kullandim, hic ama hic memnun kalmadim. kidega 2 kez kullandim o da fena defildi (ama bu ikisi 1-2 sene once filandi)

bkmkitap, kitapkoala

Hamile olabilirsiniz. İsim düşünün derim.

Bekleyin, suan cok panik olmussunuz. 1 hafta gecsin, 1 daha test yapin

Gec yumurtlamissinizdir. Tasinma, seyahat filan var miydi?

cok stresli olduysaniz o da geciktirebilir birkac gun

benim eşimin 2,5 buçuk hafta gecikmişti her test negatif çıkıyordu en sonunda hamile olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanırım 1-2 gün gecikince stres artıyor bu da gecikmeyi daha da tetikliyor. En garantisi doktora gitmek.

Hamile degilseniz adetin gecikme nedeni yumurtlamanin gec olmadindandjr. Yumurtlama tarihini saptamak icin her sabah uyanir uyanmaz termometre ile isinizi olcun not edin. 0.5 derece yukselise gectiginde artik lutheal donemdesinizdir. Genelde 14 gun surer.

benim bu ay 10 gün gecikti mevsim geçişinden olabilir. Eczanede 40 tlye %99 doğruluk payı olan bir test var. Onu yap kafan rahat etsin.

Bebek istediğimiz 6 aylık dönemde her şüphede test yaptım, erken sonuc veren, normal test vs tam 5 dakika bekledim hepsi negatifti ama bebek olan test (4 gün gecikme) ışık hızıyla çişe değer değmez pozitif çıktı.
Bence gebelik olsa bu testlerde çıkardı.

gebelik olsaydı çıkardı +1

stresten 18 gün gecikmeyle regl oldum. oluyor bazen. yine de kontrol amaçlı doktora gidin daha önce hiç böyle bir şey yaşamadıysanız.

Babam Trabzon'da yaşıyor 11 yıldır arabası var hiç kış lastiği almadı.

ticari araçlarda zorunlu.

şu millet bir türlü öğrenemedi kış lastiğinin zorunlu olmadığını, eğer ticari araç kullanıyorsan zorunlu, kişisel araç kullanıyorsan zorunlu değil. birileri lastik satacak diye sanki herkese zorunluymuş gibi haber yapıyorlar sürekli.

geçer. lastiğin aşınmamış olması yeterli.

binek için şart değil ticarilere şart

Ek bilgi, valilik o ile özel hususi araçlar için de kış lastiği şartı getirebilir.

şimdi şöyle de bir şey var. 2014 yılı şubat ayında kayseri'de erciyes'e giderken dağ yolunun başında polis çevirip lastiklerimizi kontrol etti. kış lastiğimiz vardı, geçtik.

kış lastiğimiz olmasa ne olacaktı? ceza mı kesecekti, dağa çıkmamıza mı izin vermeyecekti, yoksa sadece "dikkatli olun" diye nasihat edip gönderecek miydi bilmiyorum ama sonuçta kış lastiği için kontrole tabi tutulduk.

dağa mağa çıkacaksanız aklınızda bulunsun.

her seyin zorunlu olmasina gerek yok ama kis lastigi takilmasi belli sartlarda zorunlu; o sartlarda yasiyorsaniz en azindan baskalarini dusunup o lastigi takin lutfen! kotu hava kosullarinda baskalarini da magdur etmeyin!

Bizim burda çok buz kesmiyor hocam sağolun. Önce kendimizi düşünür takarız yoksa.

yok hocam size soylemedim zaten ama ankara kisin malum, ona ragmen yaz lastigi ile cikip yolda kalanlar yuzunden bizde sorun yasiyoruz genelde

sadık olan da vardır olmayan da. genellenemez bu.

erken yasta evlenme ile alakasi yok, aldatacak kisi kac yasinda evlenirse evlensin aldatiyor. 3.evliligini yapan bir arkadasim var, daha yeni evlendi sayilir ama her firsatta aldatiyor esini

aldatmak yaşla alakalı değil, bir kişilik meselesidir.

karakter meselesi fakat şu da var, birkaç sevgilisi olmuş biri gelecekte karşısına çıkan (evliyken çıkan) durumlara daha farklı bakabilir. Kimseyi tanımamış birine o tür durumlar daha ilgi çekici gelebilir gibi geliyor bana.

Erken evlenen illa aldatıyor diyemeyiz ama.

erken yaşla nasıl alakası yok ya, hangi insan sadece karakterine göre hareket ediyor. çevresel değişkenlerin hiç etkisi olmadığını iddia etmek kocaman bir saçmalık.

o yaştakilerin genellikle ilk ciddi(evlenecek ciddilikten bahsediyorum) ilişkisi oluyor ve maksimum 30'larına geldiklerinde akılları yapamadıkları kaçamaklarda kalıyor. özellikle günümüzde 30 yaşından önceki gençlerin yaşadığı duygusal ve cinsel tecrübeler insanların hayatlarında önem taşıyor. etrafındakilerin bu tecrübeleri yaşadığına tanık olup kendi eksik kaldığını görenlerin bir noktada gözlerinin dışarı kayması daha olası. bu eşe olan sevgisizlikle direkt alakalı değil. mesela yeterli tecrübeyi yaşayan biri aynı eşle 30'undan sonra evlense, gözü yapamadıklarında kalmasa, belki de aldatmaz. ama o heyecanı, tecrübeyi deneyimleme isteği, libidonun çılgın attığı o yaşlarla birleşince aldatmak için daha fazla ortam oluyor.

aldatacak insan aldatır, kadın da erkek de.
kadın'ı yakalayamıyorsun o yüzden erkekler çok göze batıyor.

23 yaşından tek gün aldığında evlendiyse aldatmaz, çift gün aldığında evlendiyse aldatır.

ben 24'ümde evlendim, güzel günlerimiz de geçti, çok kötü zamanlarımız da oldu ancak elime pekçok fırsat geçmesine rağmen hiç aldatmadım çok şükür

Yaştan ziyade tecrübeyle de alakalı bence. Bu yüzden ben de biraz @Bruce gibi düşünüyorum. Tabi ki önemli olan karakter, yapacak olan her durumda yapar ama bazı şeyleri de göz ardı etmemek lazım.

yaşım 30+

evlenmiş arkadaşlarımın yaptıklarına bakarak söyleyebilirim: erken evlenmek pişmanlıktır :)

Kampanyalardan yararlanan birisiyseniz bana göre bonus fix card iyi bir seçim olur, aidatsız ama kampanyalara parayla katılabilirsiniz, diğer kartlarda böyle bir seçenek yok.
Havale eft için de net Enpara tavsiye ederim ben.

en temizi enpara gibi gorunuyor sizin icin, kredi karti var ve havale eft para almiyor

enpara kredi kartı. eft havale ücreti aidat vs yok. hatta düzenli kullanırsan her sene hesabına 100 tl hediye olarak yatırıyor. her ay binlerce lira market, giyim, akaryakıt gideri olan, çok sık alışveriş yapan biri değilsen bilindik bankaların kredi kartlarının çok bir esprisi yok. 10 yıldır axess kullanıyorum. güya birinci kredi kartım. yılda toplasan 10-15 tl gibi komik bir chip para verir, onun dışında henüz herhangi bir numarasını görmedim.

cepteteb

Enparanın yıllık aidat ödemesi kalktı diye biliyorum ben ancak ceoteteb ile aylık harcama sözüne bonus alabiliyorsunuz. Aylık 1000 TL harcama sözüne 100 - 110 TL gibi bir bonus veriyordu. Ben iki senedir bu şekilde bonus alıyorum.

aras kargonun günaydın diye bir seçeneği var. ertesi gün saat 10'a kadar teslim; fakat kargoya 10 ya da 11den önce vermek gerekiyor.

şu anda en temizi birini ayarlamanız olur bence.
bütün kargo şirketleri yılbaşı ve blackfriday mevzularından patlamış durumda.
ayın 3ünde verdiğim sipariş 10unda teslim edilecekmiş kendi programlarına göre.

otobuse ver eş dost alıp teslim etsin garanti olsun.

araya haftasonu giriyor ve cogu kargo sirketi dagilmis durumda, haftalardir bekleyenler var. kargo ile çok sıkıntılı olur diye dusunuyorum; ups,dhl filan bir sorulabilir ama

aras pert olmuş durumda, günaydın servisi tamamen çökmüş. ankara'da da kimsem yok. dhl ve ups'ye bir bakayım.

Eşe dosta sor otogarda bir tanıdık bul. Çaycı da olur, otobüs şoförü de, farketmez yeter ki tanıdık olsun. Ona durumu anlat bir muavin ayarlasın, muavinin cebine 20 lira harçlık koy, sağ Salim gider o evrak. Ondan sonra Ankara otogarda bir tanıdığın gitsin teslim alsın veya kurye ayarla muavinden alsın adrese götürsün. Bu işi yapanlar var.

Thy kargo ile göndermiştik biz. Ama ankarada bir tanıdığınızın olması şart.

Applela konuştum. Parayı iade edecekler. hesabı banladılar.

Dava filan açsam bimliyorum işe yarar mı

dava filan bir ise yaramaz, her gun yuzlerce kisinin basina geliyor ne yazik ki :( benimde surekli sanal kart kullandigim kredi kartindan sabah karsi 03:56 gibi arandim, surekli yurt disindan islem yapilmaya calisiyormus... az bakiye oldugu icin 1-2 islem yapilmis ama sonra bakiye yetersiz oldugu icin islem yapilamamis. sikyet kaydi olusturmustum bankdan, iade oldu hepsi daha sonra

Ben şansa hemen 1 saat içinde gördüm de bakmayanlar veya geç görüp "geç oldu" diyen oluyordur kesin. Veya ekstrelerini incelemeyenler. Çok işlem arasında kaybolabilirdi benimki de çünü 7 lira çekmişler sadece. Elinde kart var ama 7 lira sadece çekmiş.

Sıfır takipçin olsa bile mobil onayı olan her hesap değerli, zira ele geçen bu tip hesapları adamlar ticari olarak kullanabiliyorlar. Mesela mobil onayı olmadan sayısız hesap açılabiliyor ama Twitter daha sonra bunları tespit edip kapatıyor, senin sıfır takipçili hesabın mobil onayı olduğu için bot muamelesi görmüyor o nedenle kapatılma riski yok, senin gibi 1000 hesabı ele geçirse adam için kar, bunları RT-Like vs kullanıyorlar.

benim yillardir kullanmadigim foursquare hesabi icinde ayni sey oldu gecenlerde. bende bir anlam veremedim

Angelusa ek olarak bu tarz hesaplar eski tarihli olduğu için ve üyelik tarihleri de göründüğü için tercih ediliyor. Eski tarihli Twitter hesabının da r10 gibi sitelerde 3 5 kuruş bi ederi var.

alanadi ve hosting almadan, ucretsiz sayfalarda devam edebilirsiniz, para odemek zorunda degilsiniz. daha profesyonel olacagi icin aliniyor genelde bu hesaplar

Ücretli blog açarsanız google aramalarında üst sıralarda çıkıyor diye biliyorum.

sitenin ücretli veya ücretsiz olması para kazanmak konusunda büyük fark yaratan etmen değildir, en azından direkt sebep değildir. işin okuyucu tarafında yarattığı imaj konusunda değişkenler mevcuttur.

blogactimbakin.wordpress.com şeklinde bir siteyi pek az kullanıcı adres satırınıa yazıp tekrar inceleyecektir. güzel bir şekilde işlenmiş dahi olsa konu, yalnızca googledan gelen ziyaretçiler tek seferlik bilgiyi alıp ayrılacaklardır. elbette bu her zaman böyle olmak zorunda olmasa da genellikle böyle.

ikinci olarak google konunun tutmasına bağlı bir algoritmayla çalışmıyor. google sitenizin özgünlüğü, ne kadar emek verildiği, ne kadar değer kattığı gibi kriterlerle sitenizi yükseltiyor. burada da domain, tasarım, sunucu yani sizin durumunuzda hostinge bağlı olarak site hızı gibi konular önem kazanıyor. girdiğiniz makalelerin kaç harf olduğu, anahtar kelimeleri nasıl işlediğiniz gibi konular dahi önemli hale geliyor. çünkü milyonlarca site ile rekabet ediyorsunuz. haliyle 50 lira verip domain almış bir site karşısında daha güçsüz bir konumdasınız google'ın gözünde.

şöyle düşünün. bir vücut geliştirme yarışmasına katılacaksınız. 10 tane ödül var. platin, altın, gümüş, bronz, alüminyum, mermer vs şeklinde gidiyor. onbinlerce de yarışmacı var. bu yarışmacıların bir kısmı sabahtan akşama kadar hem deli gibi çalışıyor hem de dinlendikleri sırada bu işten optimum verim alabilmek için kafa patlatıyorlar. "şu hareketi şu şekilde yaparsam buramdaki kas şu harekete göre daha hızlı gelişir" şeklinde yeni yeni yöntemler geliştiriyorlar. siz ise hocanın verdiği standart programa göre çalışıyorsunuz, yemeğinizi pek kısıtlamıyor, "olacağına varır her şey" diyerek normal programınızın üzerine ek bir çaba göstermiyorsunuz çünkü size göre yarışmaya katılmak asıl önemli olan. sizce hanginizin ödül alması daha olası olurdu?

google'ın sistemi de buna benziyor. en fazla emek gösteren, en fazla kafa yoran kazanıyor. daha doğrusu kazanmaya çalışıyor çünkü türkiye'de o kadar da yüksek değil adsense gelirleri.

size tavsiyem para kazanma ümidi ile başlayacaksanız işin bu noktalarını detaylıca öğrenmeniz. domain ve hosting çok basit konular. ikisini de satın aldıktan sonra hosting'in ip adreslerini domain paneline girip birbirine bağlıyorsunuz. hostingde cpanelden wordpress kuruyorsunuz ve büyük oranda bunlarla bir daha ilgilenmek zorunda kalmıyorsunuz. orası işin kolay kısmı. önemli olan ve emek isteyen kısmı ise seo. bunu araştırın.

domain, hosting almaya karar verirseniz sözlükten mesaj atın kurulumunu ben yaparım. 5 dakikalık iş o.

Şu sorun ki sadece host almak yetmiyor içerik eklemek bir sorun çıkınca web tasarımcı vs aramak eziyet olabilir. Ödemek de..
Hadi para kazansak neyse de kazanamama ihtimalimiz de var :)

cogu otel paket olarak satiyor, en az 2-3 bazi otellerde daha fazla kalmak zorundasiniz, kalmazsaniz bile tamamini odemek zorundasiniz

evet maalesef oyle olacak :(

@sweet
peki boyle bir grup besbenzemez hediye icin nasil bir fiyat cikaracaklar, mesela biberon, yikanalbilir bebek bezi vs gibi seyler var, bunlarin fiyatlandirmasina itiraz edebiliyor muyuz?

iPhone için konuşuyorum: 30-40 liraya alınan tüm kablolar aşağı yukarı aynı sürede patlıyor. 1 seneden fazla dayansın istiyorsan orijinal kablo almanı öneririm.

orijinal kablo evde duruyor, ofiste sarj etmek icin ttec almistim bende, hemen hemen gunde 2 sarj yapiyorum 1 evde bir ofiste olmak uzere, orijinal olan artik yapmiyor neredeyse ama ttec canavar gibi; hatta ttec i daha cok kullanmisimdir... evdeki kablo 4-5 senelik, ofisteki 2-3 senelik, biraz da sans isi

anker, baseus ve blitzwolf'tan memnunum diğerlerini denemedim

d&r'dan ttec almistim, bir gun ofiste telefonu sarj ederken (iphone 6) patladi, kablo adaptorden firladi, ucu yanmisti, ofisin butun sigortalarini attirdi, cat diye ses geldi ve isik parladi -odanin icinde simsek cakmis gibi oldu- yani bence orjinal alin mumkunse.

annemden başka güzel söz söyleyen olmadı :(

katılıyorum. "Genelde" arkadaşlıkta da ilişkilerde de erkekler iltifat ve hediye almayan(alınmayan), daha az alan taraf. Alsa mutlu da olur tabii. Ama içtenlikle o an söylenmiş bir şeyden bahsediyorum. Gerçi kimisi dış görünüşüyle ilgili iltifat alsa (yalan olduğunu bilse de) sevinebilir.

İkinci söylediğiniz kötü aslında. Kadın ve erkeklere bakış açısını yansıtmış oluyor ve bence iki türlü de olabilmeli. Bir kadının karakterine iltifat edebilmeliyiz, erkeğin görünüşüne edebilmeliyiz vs. Ama diğer faktörler de geçerli şimdi çirkin bir adamın/kadının karakterine iltifat etmek farklı, güzel (ve öyle olduğunu bilen) birinin karakterine iltifat etmek ona farklı hissettirir.

insan ilişkileri çok karmaşık, ama özet olarak erkekler hoşlanır tabii. Ben 5 yıl önce falan sevgilime hep bir şeyler yapıp hediye alıp karşılık almamaktan yakınıyordum, ona söyleyemiyordum tabii. Sonra tam tersi beni çok düşünen hediyeler alan iltifatlar eden bir sevgilim olmuştu. Bu sefer de o fazla gelmişti :D

tr'de çok çalışman lazım kılık, kıyafet, body vs. böyle vakko reklamındaki erkek olman lazım.
standart görünümümle eu'da baya iltifat alıyorum özellikle giyimime baya comment yapıyorlar.
insan bi ben neymişim be moduna giriyor.
geçen yurtdışına çıktığımda bir barda iş konuşuyoruz 2 kişi bir kişide barda mingle olmak ile meşgul. 2 saat sonra falan bizim party boy geldi biz hala iş konuşuyoruz şöyle dedi,
'i cant understand you dddkd. these three girls checking you for at least 2 hours you did not even notice them because of your precious the business talk'
sanırım iltifat sayılır.

öncelikle, yaşlı/yetişkin/genç erkeklerde yalnızlık, sosyal izolasyon, bunlar çok yaygın. adam günlerce kimseyle iş dışında konuşmadan yaşıyor ve gayet normal görülüyor. şaka vardı isa'nın asıl mucizesi 33 yaşında bir erkek olup 12 yakın arkadaşı olmasıdır diye.

kadınlar ise böyle değil. onlara ilgi gösteren, onlarla vakit geçirmek isteyen birileri mutlaka oluyor.

yakın arkadaş da olsalar yetişkin erkeklerin birbirine iltifat etmesi son derece nadir bir durum. kadınlar zaten erkeklere iltifat etmek için hiçbir nedenleri yok. erkek onların egosunu doyurmalı kadınlara göre. o doyurmazsa başka erkeğe geçiyorlar. yalnızlıkla birleşince evet bir erkek okadar az iltifat alıyor ki.

ikinci boyut da doğru. memeli canlıların neredeyse tamamı gibi eş seçiminde SEÇİCİ olan taraf kadın; SEÇİLEN taraf erkek. medya, sanat, spor, siyaset, her alanda öne çıkan erkek kadınların da beğendiği erkek oluyor. ilhan mansız, tayyip erdoğan, kıvanç tatlıtuğ mesela :)

erkekler bile birbirine, hiç tasvip etmediğim biçimde, "sap", diye hakaret ediyor; en kötü ortama "sosis partisi" diyor. niye çünkü kadın yoksa kötüdür bir kişi veya ortam.

bu yüzden kadınların "bir şey" yapmasına gerek yok. erkeklerin ise karakter ve başarı ile öne çıkmak için çok uğraşması lazım.

hatırladığım iltifat olmaz olur mu? güzel, vücut hatlarımı öne çıkaran bir takım elbise giymiştim ve eski sevgilimin olduğu ortama gitmiştim. "bu sana yakışıyor, bilerek yapıyorsun :)" demişti.

@inekadam,
bu duyuru altinda bu tartismaya girmeyecegim ama erkeklerin yalnizligi ve sosyal izolasyonu konusuna tamamen katiliyorum.

ancak nedeninin farkli oldugunu dusunuyorum; feminizm fazlasiyla tepki goren bir konu ancak gercekten ataerkil duzen erkeklerin duygulari hakkinda konusmasini, duygusal olabilmelerini, iltifat aldiklarinda mutlu olabileceklerini vs. yok sayan bir duzen, erkekler de bu duzen icerisinde kadinlarin kurduklari gibi yakin, guvenli ve gercek iliskiler kurmaktan uzaklasmis durumdalar.

kadinlarin mutlaka birbirlerini destekleyecekleri bir arkadas ortami varken, erkeklerde bunu cok nadiren goruyoruz. cok yakin erkek arkadasliklarda bile konular hep yuzeysel kaliyor, gercek bir destek olma goremiyoruz. sevgilisiyle ayrilan adam arkadaslariyla icmeye gidip kafa dagitirken, kadinlar ayni sey icin icmeye gittiklerinde daha derin paylasimlarda bulunup, birbirlerini guclendirebiliyorlar, duygularini acmak icin birbirlerine ortam yaratiyorlar.

kisacasi, ataerkil duzen, erkekleri 'duyugsal, yardim ihtiyaci olabilecek' olarak nitelendirmekten fazlasiyla imtina ettigi icin erkekler yakin iliski kuramiyor. bu nedenle feminizm epey onemli bir kavram. bunun bir sonucu olarak da, kadinlarin ozellikle birbirlerine iltifat etmelerinin bir nedeni de 'duygularini ifade eden' cins/tur olarak gorulmeleri, ama erkeklerin boyle kabul edilmemeleri.

iste bu nedenle kadinlar mesela ayriliklari kolay atlatiyor deniyor ancak nedeni aslinda yakin iliskileri sayesinde, guvenli ortamlarda kendilerini ifade etmelerinin ve destek almalarinin daha erisilebilir olmasi.

erkekler doğuştan otizm spektrumunda daha ileride. anne karnından itibaren :)

bir de erkekler duygularını ifade edince kadınlar beğenmiyor. erkeğim beni taşımalı, erkek dediğin kodu mu oturtur falan hep kadınların olayı, erkekler ağlamaz kadın lafı.

ataerki dediğiniz şey kadınların tercihi yani. erkekler sırf kadınların daha çok olduğu diskoya girmek için bile para vermeye razı. konuşmayı sevişmeyi geçtim. kadınlar istemese on gün sonra biter atası da erkisi de. ama kadınlar böyle seviyor :)

songforsomeone, dediklerinize katılıyorum bence de öyle. Erkekler de daha rahatça duygularını açabilmeli ve şu anki davranışların bir çoğu öğrenilmiş şeyler. Fakat bir yandan da içten içe bunun cinsiyet özellikleriyle ilgili olduğunu düşünüyorum nedense. Hani kadınlar anlık olarak daha yakın ilişkiler kuruyor ama nedense hiçbir kadın arkadaşımın çok uzun süreli arkadaşı yok. Yani bir noktada o yakınlık onları birbirine düşman yapıyor, bir şeyden kavga çıkıyor sonra o öğrendikleri şeyleri de birbirlerine karşı kullanıyorlar falan. Erkekler daha sığ olduğu için bu tür şeyler çok rahat hallediliyor. O yüzden bazı durumlarda yakınlık iyiyken bazılarında yakın olmamak çok daha mantıklı gibi sanki.

bir arkadaş yorum yazıp "erkekler duygularını ifade edince kadınlar beğenmiyor" demiş. Ben tam tersi örneğe denk geldim ama çok şanslıydım ve az bulunur bir kadın tanımıştım bence. Yani evet genel kitle ne yazık ki bu kültürde yetiştiği için "erkek şöyle olur" kafasıyla gidiyor. Kısır döngü oluşuyor.

Kadınım. Bir keresinde sadece arkadaşım olan bir erkek arkadaşıma kazağın çok güzel demiştim, sonraki birkaç gün aynı kazağı giymişti, sonrasında da sık sık giydi o kazağı. Söylemeden önce nadiren giyiyordu. Hoşuna gitmiş demek.

@nhk ni youkosu, @inekadam

kadinlarin duygusal erkeklerden hoslanmamalari genellemesi de aslinda ogrenilmis bir durum bence, dolayisiyla @nhk ni youkosu, size katiliyorum. ayni duzen, kadini ve erkegi cok net tanimladigi icin bunun disina cikan farkli cins olarak degerlendirilmeye zorlaniyor, cunku erkek guclu olmak zorunda, cunku kadin x,y,z olmak zorunda gibi. ogrenilmis seyler bunlar. peki neden oyle olmali? onlar insan degil mi? sorusunu sormak farkindalik istiyor.
kadinlarin birbirlerine zarar vermeleri konusunda da, dediginiz gibi, kimileri ile yakin olmak gerekirken kimileri ile olmamak lazim, kendi sinirlarimizi da bilmek, bunlari da ortaya koyabilmek lazim. ama bu bence her turlu arkadaslik icin gecerli.
cevaplar icin cok tesekkurler, sorum arada kayniyor bu arada :)

Kadınları genel olarak güvenilmez bulduğum için iltifat veya güzel sözlerimni de samimi bulmam. Dolayısıyla hoşuma da gitmemiş olur.

evet hatirliyoruz cok dogru :) cok ornegi var, yazmayacagim o yuzden :)

Eşime sık sık onu ne kadar beğendiğimi söylerim. Onun bana iltifat etmesi ne kadar hoşuma gidiyosa benim de ona iltifat etmem o kadar hoşuna gidiyor.
Eş konusu zaten normal ama iş yerimde veya normal arkadaşım olan birine bugün ne kadar hoş olmuşsun demem. Demem çünkü hemen ooo adama mı yürüyosun muhabbeti yaparlar.

seinfeld'de bi bölüm var jerry hislerini açıyor, sonra herkes ondan kaçıyor :)

www.youtube.com

iyi hatırlıyorum ve benim için bir anlam ifade ediyor. az geldiği konusuna da katılıyor ve şu şarkıyı söylüyorum.

youtu.be

Katılmıyorum, erkek olsun kadın olsun iltifat alıyorum, bi erkek olarak ben de ediyorum. En kötü ihtimalle kardeşim on numara görünüyorsun falan diyorum yani.

Erkekler duygularını çokta rahat ifade etmeleri zayıflıktır. Dizilerde, filmlerde, romanlarda veya moda ikonası tarzı erkekler kırılgan, duygusal kadınsı ve duygularını açık seçik dökmeli tarz şeyler sanal dünyada çok güzel bir sav. Fakat böyle olan erkeklerin çoğu duygusal olarak başarısız, istedikleri ilişkileri kuramayan, gönül ilişkilerinde hep kaybeden olan kişiler.

Şimdi çıkıpta ama ben öyle bir erkekleyim veya ben öyle birini tercih ederim olayına girmeyelim, sadece bu duyuruda öyle takılıpta terk edilen veya terk eden baya arkadaş var, duygusal erkek kontenjanından.

bir kadın ne kadar hoşlanıyorsa, bir erkek de o kadar hoşlanır. bir kadına güzelim nasıl geliyorsa erkeğe de yakışıklım o kadar geliyor. kahrolsun pozitif ayrımcılık. keşke kadın olsaydım...

Erkek konuşuyor:

Evet, erkekler kadınlara kıyasla daha az iltifat alıyor sanırım. Kadınların birbirilerine yaptıkları iltifatları saymıyorum. Onlar her zaman samimi gelmiyor. Ama onları çıkardığımda bile kadınların erkeklerden aldıkları iltifatların sayısı erkeklerin onlardan aldığından fazla.

Ama bu erkekler "nadiren" iltifat alıyor gibi bir sonuca eşit mi emin değilim. Kendi tecrübemden yola çıkarsam, çalıştığım yerde gayet samimi ve sıcak bir ortam var. Kadın arkadaşlarıma kıyafet, görünüş, parfüm ve iş konularında iltifat ediyorum. Benzer şekilde onlar da bana giydiklerim, görünüşüm ve yaptıklarım konusunda iltifat ediyorlar. "X çok yakışmış, dişlerin/ellerin çok güzel" vs. Elbette bunları duymak insana iyi hissettiriyor. Bu arada "X yakışmış." gibi şeyleri erkeklerden de duyuyorum.

İkinci kısma gelirsek, erkeklerin görünüşlerinden çok davranışları ve karakterleri için iltifat aldığı konusuna katılıyorum. Bir erkek, "Çok naziksin. Çok iyisin. Çok düşüncelisin." gibi şeyleri "Saçların çok güzel görünüyor."dan daha fazla duyuyordur.

çok hoşlanırız tabi, beğenilme, kabul görme ihtiyacı bir tek kadınlarda yok ki.

www.reddit.com

Tabi ki nadiren iltifat alıyoruz.

Hatırladığım en güzel iltifatı anlatayım. İnsanlar genelde gözlerimi sever ve çok güzel olduğunu söyler "aa ne kadar güzel gözlerin var" derler, kadın olsun erkek olsun çok duydum bunu.

Neyse kızın biriyle yemekteyiz, "date"'deyiz yani. Kız gözlerimin içine baktı ve bana "Gözlerinle gülüyorsun, yüzündeki gülümsemeyi gözlerinde de görebiliyorum ve güldüğünü anlamam için yüzüne bakmama gerek yok." dedi. Bunun üzerinden nerdeyse 2 sene geçti ve hala bana söylenen en güzel şey olduğunu düşünüyorum.

Sadece aldığım en güzel iltifat olmakla kalmayıp, diğer insanların gözlerimi aslında neden beğendiğini de açıkladı bana. Çünkü öyle renkli gözlü bi adam değilim, normal kahverengi göze sahip birisiyim en nihayetinde ve insanların gözlerimi neden ekstra olarak beğendiğini hiç anlayamazdım bundan önce.

Tanımadığımız kişlerden iltifat almıyoruz diyelim yoksa herkesin çevresinde olumlu yorum yapan biri vardır.

Evet, hemcinslerime on kere iltifat ediyorsam erkek arkadaşlara bir kere bile iltifat etmiyorumdur. Flört gibi algılanacağından korkuyorum. Gerçi flört etmek istesem bile iltifat edemem. Tutukluk var o konuda.

idare eder evet.

öyle yapacağına hiç yapma daha iyi bence.

Önemli olan iklim, kışı nispeten soğuk memleketteyseniz tehlikeli.

@karacigerim vur kadehlere: ankaradayım :'(

Araç fren yaptığında kayıyor diyorsunuz ama 2 lastiği değiştirdiğiniz zaman aracın arkası kaymayacak mı? 2 lastiğin değiştirilmesi gereksiz bir şey:

4.bp.blogspot.com

ankarada fena olur hocam kisin, on iki ile kurtaramayabilirsiniz

Hocam riske girme, paran yoksa 2017 2018 çıkma 2.el lastikler satılıyor iskitlerin oradaki şaşmazın etrafındaki lastikcilerde, yapıştır geç. Ya da sıfır petlas al bütçe kısıtı var madem. Ankara don yapar kaza bela gelmesin başına arkadan kayma eğilimi gösterir aracın.

hemen iade hocam

0 monitörde sorun hocam, iade edin ya da yenisi ile degistirme isteyin

Malesef değiştirme yapmıyorlar. Para iadesi yapıyorlar.

evet amazon değiştirmiyor para iadesi yapıyor ancak şöyle bir şey yaşadım:
kablosuz fare almıştım, alet arızalı çıktı aradım değiştirmek istiyorum dedim, "değişim yapmıyoruz, ücret iadesi yapalım, isterseniz tekrar siperiş verebilirsiniz" dediler. Bende ürünü aldığımda indirimdeydi şu an daha pahalı dediğimde "dilerseniz aynı fiyattan sipariş edebilirsiniz" demişlerdi.
ben sonra başka yerden, başka fare aldım ama siz bir görüşün ,belki size de böyle bir teklif yaparlar.
ya da teknik servise verip, panel değişimi yaptırılabilir.

Bence o paraya değmez. O kadar para verdikten sonra GoraTex'li yarım bir sürü trekking botu bulabilirsin.

Modelden bağımsız timberland'in outdoor olmayan normal modellerinden 2012de almıştım hala giyiyorum. Ama bu biraz pahalı.

timberland botlari bir ara kullanmistim, oldukca kaliteli ve uzun omurluydu ancak yeniler nasildir bilemiyorum

Timberland aldın mı ayakkabı ben burdayım demeli bence, bu ayakkabı da o yok, mütevazi duruyor. Benzer modelleri daha uygun markalarda bulabilirsin.

Ben olsam bu paraya timberland almazdım. Lowa varken...