mela bedel - ben sana gelemem? onda sadece gelemem diyor ama :D

Çelik Ateşte coveri olabilir mi

@glamdr1ng

Mela'nın Bedel'ine baktım ama onda böyle 3 veya 4 tekrar yok.

Olmadı, bu değil...

@sekizdokuzon

Ne yazık ki değil.

Melek Mosso şarkılarına baktım diye hemen yan flüt reklamları başladı...

e) ölemem... ölemem... ölemem... ölemem?

Bu da olumlu...

youtu.be
Bu geldi aklima arabesk diil ama

Sasa Serap - Deli Gönül

www.youtube.com

Yaz aşkım

m.youtube.com

Ne yazık ķi halen bulduramadık...

aklıma erol büyükburç'un bir başka sevgiliyi şarkısı geldi. bir kadın şarkıcının şöyle bir yorumu varmış:

www.youtube.com

Gökçe Kılınçer - Bir Başka Sevgiliyi ?

Edit: yazılmış pardon.

@sir gawain, dame ragnelle nerede?

eksi'nin mayhoşluğu bu olamaz.
Bulacagiz, inaniyorum.

aklıma cüneyt ergün - bilinmeyen saati uygulaması geldi.
www.youtube.com

@kornisch
Bravo lakin gol degil.

Kolaylik olmasi adina yaziyorum soyleyen KADIN

Ebru gündes - gel diyemem

Melodisini biliyosun vocarooya yukle bulunur daha kolay.

bir kadın tarafından coverlanmış (bkz: canısı) olabilir mi?
youtu.be

Ya da bir kadın tarafından söylenmiş Yerine Sevemem?

youtu.be

Bulamadik halen

uzak bir atış.

m.youtube.com

@glamdr1ng

Dogru yaniti siz vermişsiniz, ustune ben sizden gelen yanita binaen bu sarkiyi dinlememe ragmen bu olmadigini soylemisim...

Yalniz bu sarkinin bana bir mesaji filan var heralde, sizleri de katarak aradik, az once denk geldigi ortamda iste bu sarkiydi dedigim an shazam ile aramaya calisirken sarkiyi cat diye kapattilar!

Neyse ki golgesinden bile hizli davranabilenler halen hayattalar...

Yalniz kovboy Red Kit'i selamlayarak, hepinize teşekkür ediyorum.

Met Üst çizer. (bkz: Metin Üstündağ)

Çok uzun süredir çiziyor ama bağlamolarak son 10 sene içerisinde çizdiği bi dergide çıkmış olabilir, sosyal medyası varsa koymuş olabilir gibi desteksiz sallayabiliyorum.

Yahut metüst çizgisini klonlamış biri de olabilir tabii.

@hedep

Nasıl öğrenebiliriz?

Twitter hesabında yoktu sanki, ara tara bulamadım.

Ne yapılabilir?

i.pinimg.com

Şöyle bir hali de var

www.instagram.com

bi de bu var bu bilgiler ışığında hala met üst diyebiliriz dilerseniz mention yapın yanıt verir belki.

geçen gün de sormuştunuz, arayıp tarayıp bulamamıştım, şüpheye de düşmüştüm çizeri hakkında, şimdi oldu.

linkini verdiğiniz karikatür tamamen montaj. bunun orijinali hedep'in verdiği ilk link. seyirciler ve pankartlar oradan. i.pinimg.com

recep tayyip erdoğan çizimi met üst değil, rahmetli latif demirci'nin çizimi. latif demirci'nin bir karikatüründen kafayı alıp kürsüdeki adama koymuşlar. hatta aha: pbs.twimg.com

pankartlardaki yazılar ve rte'nin düşünce balonu da keza günümüze uyarlanmış, zaten yazı fontuna da bakarsanız, orijinali kaligrafi işi, rte'li olan bilgisayar fontu.

rexx._.editx
@moradi_a80 summer in my mind
yoruma yazılmış

Videodaki sarki bu (summer in my mind) degil...

Yardima halen ihtiyac var.

Still dre

Still'in sözleri ile bir alakasi yok sanki...

evet beste still dre.

sözlerin ait olduğu şarkıyı bilmiyorum.

buldum: www.youtube.com

silahlanmaya karşı değilim ancak şöyle bir durum var silahı alıp evde kasada kilit altında tutacaksan o iş olmaz. belinde taşıman lazım ki amacına uygun olsun. ama belde taşıyınca da sen silahı çekersen karşıdaki seni vurur. garip gurup işler

bireysel silahlanma hiçbir şeyi düzeltmeyeceği gibi, daha da boka götürür, ölümler ve sorunlar daha da artar.

belimde taşımayacağım ancak gene de bulunmus istiyorum. dışarda zaten kavga eden bi insan değilim. ama herifler oturdugun eve gelip vurabiliyor seni. böyle de değişik bi memlekette yaşıyoruz

zorunlu hal ve bazı mesleki durumlar haricinde pek olumlu bakmiyorum.
düşmanın olmasa bile riski var.

"silahlanmak" kısaca gidip bir yerden silah almak değildir. en geniş anlamıyla silah "bulundurmayı" bilmek lazım.

örnek olarak, gidip bir tabanca al, kenarda dursun diye birşey yok. onun haftalık, aylık, yıllık bakımlarını yapman, parçalarına ayırıp yağlaman gerekiyor. bunları biliyor musun? bunları yaparken kaza çıkmayacağına garanti verebiliyor musun?

onun dışında silahı tutmak, ateşlemek kısaca kullanma kısmı da var. silahın emniyet ayarlarını, mermiyi namluya sürmeyi, geri çıkarmayı, silahın ağırlığını ve en önemlisi geri tepmesini nasıl yöneteceğin çok önemli. nişan almak, birden fazla atış yapmanın gerektirdiği duruma girmek ve en önemlisi karşı tarafta da silah varsa bir çatışmaya girmek çok zor şeyler. bunlara alışkın değilsen sırf mermi sesinden ve geri tepmeden korkup silahı bi tarafa atıp kaçarsın. kaçarken de arkadaki seni vurur, öyle kalırsın.

bütün bunlar teferruat değil aksine aldığın silahın beraberinde getirdiği sorumluluk ve durumlar. bunların bilincinde olmak lazım. ortam kötü olmasına rağmen bireysel silahlanmayı desteklemiyorum.

2 adet tabancam 2 adet tüfeğim var. Şimdi öncelikle silahların hem kendisi, hem resmi işlemleri belirli miktarda para gerektiriyor, bu para yılda 2-3 bin lirayı bulabiliyor. Bir de en başta harcadığın para var tabi, ortalama bir tabanca resmi işlemleriyle beraber 4-5 bin tutuyor, seviyeyi yükseltirsen bu 15-20 binleri de bulur.

Bir de alıp kullanması var, eğer şehirde yaşıyorsan poligonlara gitmen gerek. Fiyatlar ortalama kendi mermini kullanacaksan atış başı 1 lira, onların mermisi ise 3 lira falan oluyor. (Yasal yollardan mermi satın alma sınırı yılda 200 mermi) Yani silah sahibi olacaksan kısa vadede en az 5-6 bin lirayı gözden çıkarman, kullanacaksan da yılda 2-3 bin lirayı gözden çıkarman gerek.

Yanımda taşımıyorum çünkü hafif sinirli bir adamım, tartışma içerisinde kalırsam kullanmaktan çekinmem diye tahmin ediyorum. Hiç bir tartışma da ne uğruna olursa olsun hapiste yıllarca yatmaya değmez.

Bunun yanında silah sahibi isen, sokağında veya civarında faili meçhul silahla yaralanma vs. olursa senin silahın da incelenmeye alınır, uğraşırsın.

Alıp evde bulundurmak en ideali. Dışarıda kulağını her şeye tıka tartışmaya girme, evine kadar gelen tehlike zaten gözünü karartmıştır o silah en son dayanağın olsun.

@eindaclub silah aldıktan sonraki gereklilikleri ve bakım yapılması yağlanması gibi şeyleri biliyorum. elime ilk kez silah almış olmayacağım. atış deneyimim var. bi çok kez de ava gittim. derdim çatışmaya girip karşılık saydırmak değil öyle bir durumda tabiki herkes gibi bende panik olurum.
@once maliyetleri az çok biliyorum. mermi işini de muhtar dayıdan çözerim büyük ihtimal.(ki zaten hemen alamam para işini çözmem vakit alır) şimdilik bende bu fikri kafamda oturtmaya çalışıyorum. alırsam üzerimde taşımak gibi bir düşüncem yok. son çare olarak kalmasını istiyorum.

@Sour hocam neden bu kadar karşısınız peki ?

silah başa beladır. normalde 1 2 tartaklanmayla atlatılabilecek bir olay yüzünden hayatınız kayabilir; gerekmediği halde öldürebilir ya da ölebilirsiniz. sizde silah olduğunu gören kişi kendi silahını çekebilir, işler sarpa sarabilir. şahit olduğum örnekleri var.

Ben de karsiyim. Silahla yasayan silahla olur.

bireysel silahlanma her şeyi boka götürseydi dünyada adam başına en çok silah düşen ülke olan isviçre suç batağı yarrak gibi bir ülke olurdu.(%25 bireysel silahlanma oranı, her evde bulunan kişinin üzerine zimmetli devlet silahını saymadan bu rakam, 2011 de bireysel silahlanma yasalarını sıkılaştıralım mı diye sormuşlar referandumda ve direk hayır çıkmış)
yani sorun bireysel silahlanmada değil. bu eğitim sistemi, boktan adalet sistemi ve ayrıştırmaya dayalı devlet politikası ile suç patlaması yaşanması normal, şu an için silahım yok, edinmeyi düşünüyorum.
zaten kötüler silahlı.

bu konu hakkında ben de uzun zamandır düşünüyordum.

bir defa taşıyan kişi çok iradeli olmalı. malın biri yüzünden elimi kana bularım diye vazgeçmişliğim var.

savunma sporlarına yönelmeye karar verdim.

10-12 yıl önce bir oyuncu yazlık komşusu çok ses yapıyor diye korkutmak amaçlı kuru sıkı silahıyla komşuyu ziyarete gitti, komşuda gerçek silah varmış oyuncuyu öldüğrdü. sen tehlika anında korkutmak için çıkartırsın silahı, adam hızlı davranır gidersin b*k yoluna veya adamda silah geçek o an korku, adrenalin vurursun adamı al başına belayı yine gidersin b*k yoluna.
sadece bu bile benim evime sılah almamam için yeterli. birde belinde silah olan adamın gereksiz bir özgüveni oluyor. ben belinde sılahla gezen ama manganda olmayan bir kişi daha görmedim.

Ben de senin gibi dusunuyorum mutlaka alinmasi lazim ama arkadaslar bahsetmis bakim yillik masraf vs ayrica soyle durumlar da var tatile cikacaksin mesela silahi evde birakamassin onu da yaninda goturmen gerekiyor bunun icinde valilige gidip izin alman gerekiyor bir suru sacma proseduru var. Bunlari gectim silah aldin ve birini vurdun en fazla 24 saate tutuklanirsin balistik mi diyorlar tam bilmiyorum ama direk senin vurdugun belli.

Bence bunlarla ugrasmak yerine sadece evde tutacaksan ruhsatsiz temiz bir silah bulup almayi tercih edebilirsin.

8 milyonluk isvicre ornegi cok boktan olmus. evinde silah olan adamlarin ortalama gelir duzeyleri, egitim duzeyleri ne ola bakildi mi? isvicre'de "suc dusuk demek ki bireysel silahlanma iyidir" demek icin once birkac leylegi **mek gerekir.

bireysel silahlanmanin atayurdu abd'dir. evinde silah olan guruhun gelir ve egitim dagilimlari da ayni turkiye gibi her uctan adam barindirir. bu yuzden cok daha iyi bir orneklemdir. bir abd istatistiklerine bakip suc hakkinda konusun.

@kyha+1

Destekliyorum. Uyuşturucu ve silah gibi şeyleri toptan yasaklarsanız bu sadece teoride olur. İşin kaçakcılarını zengin edersiniz. Kötü insan bu silahları bulabilecek ben ne yapacağım peki? Evime gelen insana ne yapayım boksa gidiyorum ama ne işe yarayacak o sırada? Polisi mi bekleyeceğim? Etraftakiler mi yardım edecek? Yanına koruma verilen kadınlar öldürülüyor eski kocası silah bulmuş ya da bıçaklamış eee kadın da beklesin ölümü artık.

İnanılmaz rahat ve iradeli insanım. Bu olay çıksın yarın gidip alır evde tutarım muhtemelen.

Bireysel silahlanma karşıtı insanlar Brezilya örneğine baksın, yasal yollarla silah sahibi olmak neredeyse imkansız. Suç oranı da zirvelerde.

Silah illegal bir şey olursa, sadece illegal insanlar silahlanır.

şuan için en aklıma yatan ve benim gibi düşünen @kyha. derdim belime takıp gezmek değil yanımda gezdirmiyecem zaten. ama yarın bi gün erkek halimle tecavüze uğramayacağımın garantisi yok yada dinciler tarafından yakılmayacağımında hiç bir garantisi yok. benim derdim bu sadece

@507 türkiyenin bireysel silahlanma harici küçük amerika olduğu malum, ve ayıların silahı var(arm bears) herkese verilsin (bear arms) rahat edelim.

arada örneğin isveçte de tam otomatik silahlar dahil olmak üzere ruhsatla edinilebiliyor ve gene suç oranları malum.

yani sorun burada bireysel silahlanma değil, suç oranlarına bir ülkenin eğitim düzeyinin, ekonomik yapısının etkisi çok daha fazla, brezilya örneği var kapı gibi.

evet bireysel silahlanma sorunu çözmez ama son tahlilde en azından evde bir silah bulundurmakta fayda var.

belimize takıp gezmenin alemi yok, ancak bir gün elinde silahla kapıma biri dayandığında adamın insafına ve polisin keyfine kalmamalı güvenliğim.

kılıçla yaşayan kılıçla ölür.
ha bi de:
www.imdb.com

@kyha, bir gün elinde silahla kapına biri dayanması durumu hiç olmasa daha hoş olmaz mı? illa kapına birinin silahla dayanması sana normal geliyor da, senin silahın olmamasına mı hayıflanıyorsun?

zaten bu mantık bok yolu mantığı. sizin gibiler için etrafı barikatla çevrili bir bölge kurulsun madem ülkede, "silah kullanacaksan ya da bulunduracaksan bu bölgede yaşayacaksın kardeş, macburi" desinler. o zaman olur. ama benim mantığıma göre hiç silah olmasın, anlatabiliyor muyum?

osman abimizin güzel bir videosu var konu ile ilgili.
www.youtube.com

@loveinaflipbook: Elinde silahla kapıya dayanacak seviyede kişi zaten silahı yasal olmayan yollarla alıyor. Bu ülkede karadeniz bölgesinde bin liraya, güney doğudada 500 liraya AK-47 alınıyor yasal olmayan yollarla, önce bunu hallet sonra senin dediğine geliriz. Silahı yasaklamak o adamı silahsız bırakmaz, karşısındakini savunmasız bırakır. Silah yasaklanınca benzeyeceğimiz ülke Finlandiya değil Brezilya olur.

@once, öyle heriflere bulaştıysa birisi, ya polise haber verir, ya koruma tutar, ya da "diğer" şıkkında, ölmesinin de bu dünya için pek bir kayıp olacağını sanmıyorum. başka türlü o adamlar niye peşine düşsünler ellerinde silahla taa kapısına dayansınlar??

benim anlatmaya çalıştığımı anlamamaktaki ısrarınızı da takdir ediyorum doğrusu. ingilizce bilenler için gelsin madem:
www.youtube.com

Yahu sen İsviçre'de mi yaşıyorsun? Yan baktı diye birbirini doğruyor millet, daha dün otopark kavgasına karı-koca öldürüldü. Öyle herifler dediğin kişiler senin komşun, mahallede yürüyen adam, esnaf. Filmlerdeki gibi takım elbiseyle güneş gözlüğüyle takılan 190 boyundaki eski KGB ajanları değil.

Polis zahmet ederse 20 dakikadan önce gelmez olay yerine.

Koruma tutmak da nasıl bir hayal dünyasında yaşadığını iyice perçinliyor, hadi iyi günler toz pembe dünyanda mutluluklar.

Bir gün şu hayalperestler çoğunluk olup psikopatlaşmış bir toplumun ortasında bizi savunmasız bırakmaz umarım.

www.youtube.com bu da İngilizce bilenlere gelsin :)

Bence şart. İş adım adım suriye'ye doğru gidiyor. Alın, elinizin altında bulunsun. Çok zor şartlara gelirse kullanırsınız.
Ben görev harici taşımaya karşıyım. Bazen insan belindekine güvenip, gereksiz kabadayılık yapabilir. Sinirle çekip birini vurabilir...

@loveinaflipbook

cloud cuckoo land'te yaşamıyoruz, carebearların kolkola girip dans ettiği bir yer değil burası, çomaristanda yaşıyoruz ve o "adam"lara bulaşmasan bile onlar bir şekilde hayatın herhangi bir anında sana bulaşabilir, polise gitmek bir noktada şaka gibi bile olabiliyor, polis zaten o "adam"ların adamı bile çıkabilir.

www.hurriyet.com.tr

can alıcı kısmıdır

" "İmdat bizi öldürüyorlar" çığlığı attıkça, kahkaha atıp "Biz Allahız, kimse dokunamaz" diyorlardı. O kadar bağırmıştık ki, nasılsa birileri duyup polisi aramıştır, diye umutlanıyorduk. Fakat ne gelen vardı ne de giden. 17 saat boyunca kimse yardımımıza gelmeyince "Adamlar haklı, gerçekten bunlara kimse dokunamıyor herhalde" diye düşünmeye başladık. Bugün bile aklım ermiyor: O çığlıkları bir Allah’ın kulu duymadı mı? Kırık kapıdan hiç mi ses çıkmadı dışarı? Duyup, polisi aramayanları affedemiyorum. "

yani bu ülkenin gerçeği bu.

Sırf tartıştığı için karı kocayı evlerinin önünde acimadan öldüren adamların ülkesinde bireysel silahlanmaya Hayır diyemiyorum.

Fakat silah aslinda düşündüğünüz gibi bir onlem ya da tedbir degildir, evde tozlanmaya bırakılsa bile. Adanada ölen çiftin silahı olsaydı ölmezdi diyebiliyor muyuz mesela? Diyemeyiz çünkü evde silah olması onu kullanacak karakter sahibi olmayı sağlamaz. Yani silah kullanmak düzgün, sakin yapılı, hayatı seven ve kaybedecek şeyleri olan insanların yapabileceği bir sey degil. O çiftin silahı olsaydı bile kullanamazlardı muhtemelen. Duzgun, namuslu insanların aklina gelmez tehdit karisinda silaha sarilmak.

devlet olsam yasaklardim. edinenin de umugunu sikardim. kanun koymayi bilen uygulamayi da bilmeli utopyasiyla tabi.

gunumuz turkiye'sinde edineni anlamakla beraber genel olarak egitimli okumus yazmis insanlardan beklemeyecegiim bir hareket. bir tur onyargi sanirim. egitimli insanlar minik polat alemdarlar, ogun samastlar, sedatlar gibi silahla gezmez, evinde de bulundurmaz beylik tabancasi vs degilse diye dusunuyorum. koylulerde olur silah. biraz geleneksel bir egilimdir onlarinki de. Silahi oldugunu bildigim adamlarin istisnasiz hepsi ve/veya ariza, ego problemli, asagilik kompleksli, ruh hastasi.

size gelelim, belinde gezdirmeyeceksin, evde tutacaksin. onun yerine sok cihazi al, karete kursuna git, celik kapi taktir, pencereye demir taktir, baska semte tasin vs vs. bugunun yarini var, cocugun olur, bulur silahi bir gun, kardesini yanlislikla vurur oldurur. yani bunlar yasanmis seyler.

bir de somut olarak olay ani dusun. evde uyuyorsun, hirsiz girdi, uyandin. kafanda canlandir iste gerisini. her turevi ama. yani pratikte kafanda dusundugun gibi gelisir mi olay acaba? nasil olur? ihtimaller ihtimaller...

"ülkeye barış getirmeye geldik" diyorlar ya hani savaşlarda ülkeye çıkartma yapınca. aha o mantık sizinkisi. "barış için bombalamak, bekaret için s*kişmeye benzer" diye bir laf var, duymadıysanız bu vesile ile duymuş olun.

brezilya'da olsak o adamların silahla kapına gelmesini anlarım. burda ne yapacaksın da öyle bişey olacak, taa kapına kadar gelecekler ellerinde silahlar? ya ünlü, zengin birisindir (git koruma tut, ki zaten vardır), önemli şahsiyetsindir, bürokratsındır (o zaman polis sıkıysa gelmesin, ki zaten etrafında, yakınında hep olur), ya da mafya babası falansındır (o zaman da bi zahmet öl kardeşim).

çatapat da değil bu yani, her cinnet geçiren, arkadaşını kurşuna dizen kaçak yollardan almış elinde hazırda bulunduruyor olsun. onların da bir kısmı bireysel silahlanma ayağına alıyorlar o silahları.

ne kadar çok silah olursa o kadar huzurlu bir ortam olur sanıyorsunuz ya, umarım yaşayarak görmeyiz sağlamasını...

www.haberturk.com

habergazetesi.com.tr

www.olay.com.tr

www.konyahaberler.com

tr.euronews.com

www.haber7.com

Google araması ilk 2 sayfanın sonuçları bunlar, hiç de dediğin gibi kişiler de değiller? Millete laftan anlamaz diyorsun ama laftan asıl anlamayan sensin. O silah bu gibi bir durumda benim hayatta kalma şansımı %1 dahi arttıracaksa, o silahı bulundururum ben. Sen silahı yasaklarsan haberlerdeki adamlar gider çok daha ucuza ruhsatsız silah alır. (Ki zaten çoğu da öyle yapıyor, benim silahımı yasal alırsan belgelerle 5 bin lirayı geçiyor, ruhsatsızı bin liraya rahat bulunuyor) Bense silahımı iade eder, ruhsatsızını da almam başıma iş gelmesin diye. Olan bana olur.

@loveinaflipbook

Krds sen bayaa sacmaliyosun bu arada, haberin olsun. Burasi Türkiye. Bu memlekette evinin silahla basilmasi, gerzek ve ego manyagu bir komsuna gidip kibarca " biraz sessiz olur musunuz cocuk uyuyor, hasta var" demene bakar. Yok mafya yok burokrat... ya sokakta yururken ne baktin lan bana oyle uzun uzun diye evine kadar belinde silahli biri tarafından takip edilen arkadasim var benim.

@once,
1. ve 3. linkte bahsi geçen şahısların silahları olsaydı kurtulabilirler miydi dersin?
2. ile son link zaten aynı haber, onda da okumuş olsaydın "Yolaçan'ın silahını temizlerken ateş alması sonucu hayatını kaybettiği ihtimali üzerinde duruluyor." cümlesini görürdün :)
4. link hadi senin teorinle örtüşen tek link diyeyim
5. link de politik gibi duruyor, zaten silahı olsa da bir işe yaramazdı bence direkt.

ayrıca bu bahsedilen sorunların çoğu güvenlik sisteminin yetersizliği ile ilgili esasen. siz niye kök sebep çözümünü savunmayıp herkes kendi polisi olsun diye ısrar ediyorsunuz? o polisler niye var? o polisler görevini yapmak için ordalar. yapmıyorsa görevini, o zaman devlet bireysel silahlandırma çalışmaları yerine polis teşkilatına çeki düzen verecek. bu kadar basit. o zaman hepimiz etler güzel çıkmıyor diye kendi çiftliğimizi kurup kendi danalarımızı da yetiştirelim, gdo var diye tarla da sürelim, evler bok gibi, deniz kumu kullanıyorlar diye kendi evimizi kendimiz yapalım. devlet niye var o zaman? herkes gitsin kendi ülkesini kursun!

@sansli pipi, benim de istiklal ortasında kol kadar sustalı ile kovalanan arkadaşım var. devriye atan polis arabası görüp yanlarına gidip "beni bıçakla kovalıyorlar, meydana kadar bırakır mısınız lütfen?" dediğinde "taksi miyiz ulan biz?!" diye bir tepki alıyorsa bunun çözümü bir silah da onun alması değil, o polisin adam olup işini yapmasıdır.

umarım benim anlatmaya çalıştığım şeyleri anlayabilenler de vardır arada.

"ayrıca bu bahsedilen sorunların çoğu güvenlik sisteminin yetersizliği ile ilgili esasen. siz niye kök sebep çözümünü savunmayıp herkes kendi polisi olsun diye ısrar ediyorsunuz? o polisler niye var? o polisler görevini yapmak için ordalar. yapmıyorsa görevini, o zaman devlet bireysel silahlandırma çalışmaları yerine polis teşkilatına çeki düzen verecek. "

En başta mafya veya bürokratsan ölürsünden şuraya gelmen güzel. Bu sorunlar olmasa zaten silahlanmaya gerek kalmaz. Ama yine hayalperestliğine değineceğim kusura bakma; burası ortadoğu ülkesi. Şu sorunlar hallolmadan düzgün vatandaşların silahsızlanması sağlarsan, onları magandalara yem edersin.

Neden sırf işine gelen kısma yorum yapıyorsun? Sİlah kaçakçılığı dünyadaki en büyük pazarlardan biri, arkasında da devletlerden daha büyük güçler var. Sen bana şunu söyle, yukarıdakiler sağlanmadan sen beni, şuanki silahıma bin lira vererek ulaşabilecek adamlardan nasıl koruyacaksın? Şuanki toplumda kimseyle tartışmaman için ya evden çıkmaman, çıksan da kimseyle sosyalleşmemen gerek. Yukarıdaki bir yazarın dediği gibi, komşuya sessiz ol demek bile cinayet sebebi oluyor bazen. Haberler verirken "bu insanlar silahı olsaydı yaşardı" demedim, senin dediğin gibi sırf önemli insanlar silahla ölmüyor dedim. Silahın boş olup olmadığını kontrol etmeden silah temizlerken ölmeyi de doğal seçilimle açıklarım, öyle aptal bir genin gelecek kuşaklara geçmemesi isabet olmuş.

Genel olarak şunu anlamıyorsun; SİLAHLA ADAM ÖLDÜRENLER YASAL OLMAYAN YOLLARLA SİLAHLANANLAR, SEN SİLAHI YASAKLASAN DAHİ BU İNSANLAR RAHATÇA SİLAHLANACAKLAR.

Silahın illegal olması sadece illegal insanları silahlandırır. Her sokağın başına bir polisin dikildiği bir düzende de yaşamak istemezsin şuan sanırım? O zaman ŞUAN (bak iyi oku ŞUAN, senin dediklerin yapıldıktan sonra konuyu tekrar tartışırız) tek çözüm iyi insanların da kendini magandalardan koruyabilmesi.

@loveinaflipbook
Yav dostum tabi ki kolluk isini yaparsa bunlara gerek kalmaz da yapmiyor iste. 10 yilda yuzlerce olay sayilir bu sekilde. Yapmiyor abi işte. Kolluk isini duzgun yapmiyor. Evinin basilmasi icin de mafya cart curt olmana gerek yok. Sokakta durduk yere olmen icin illa kavga etmene de gerej yok. Evine giren hirsiz gece kizina tecavuz etmeye de kalkisabilir mesela. Bu ulke boyle ve bunlar allah kahretsin ki bu ulkenin gercekleri. Bak dogrulari demiyorum, gercekleri. Adanadaki cift mafya, burokrat ya da baska bi sey degildi. Ama evlerinin onunde can verdiler. Kolluk isini yapsin demek bu ulkede somut bir cozum degil malesef.

Ama dedigim gibi eve silah almak aslinda buyuk bir yanilgi. Bizim evde silah var mesela ama onu kullanacak got var mi bende? Yok. Got de degil aslinda. Baska bi sey. Ben basit bir kavgada bile yumruk atarken 30 kere dusunuyorum yere duserken kafasoni mermere vurur mu acaba olur kalir mi diye. Bu tipte adamlar icin silahlanma cozum degil. Ama türkiyede mafya degilsen evine silahla gelmezler diye bi olay yok.

güzel kardeşler. "bireysel" silahlanmaktan bahsediyoruz. silah kaçakçılarına atlıyorsunuz. o silah kaçakçılarının sizin bizim gibi kıçı kırık cüzdanlarından çıkaracağı 1000TL'ye tenezzülü var mı sanıyorsunuz? onlar daha büyük oynuyorlar siz de çok iyi biliyorsunuz. örnekleri ölçekli verelim bari.

birey olarak bir insan silah bulundurmak istiyorsa, güvenliğinden şüphelidir. genelde böyle talepler daha çok dikkate alınıyor. ama buradı ortadoğu ülkesi değil maalesef, öyle görmeniz de üzücü. bireysel güvenliğin tehlikede olduğu durumlarda polis/jandarma devreye girer, çünkü yegane var oluş sebebi bu zaten. bu birimler görevlerini yerine getiremiyorsa (özel eğitimli, silahla taarruz ve savunma eğitimleri tam olan birimler), sen kıçı kırık bir silah almışsın, komodin çekmecende saklıyorsan, gecenin bir yarısı eve hırsız girip sesiyle seni uyandırdığında o silahı ordan çıkarmak en son aklına gelecek şey olur. ya da diyelim yanında taşıyorsun. karşında bir tehdit görmeden her çıt sesi duyduğunda silahına davranırsan günde 2 çocuk öldürürsün boş yere. ya da karşındaki adamın elinde silahı gördüğünde belinden çekmeye kalkarsan da zaten alnın ortasına yediğin kurşunla, o elin belinde kalır, ölür gidersin.

bireysel silahlanma çözüm değildir, hiçbir şeyi düzeltmeyeceği gibi, daha da boka götürür, ölümler ve sorunlar daha da artar.

sizin o silah almak için bahanelerinizin çözümleri aslında çok başka ve daha basit şeyler. onlar olsa, siz de korkmayacaksınız bu kadar. sezalar caydırıcı olsa, bu kadar kolay kimse kimseyi öldürmez. polis işini yapsa, öldürme çabalarının çoğu da zaten gerçekleşemez. adam gibi güvenlik ve adalet sistemimiz olacağına, herkese silah dağıtsalar, o zaman sen gör cümbüşü. evlerinde çocuğu olanlar ayrı, hayvanı olanlar ayrı, yanlışlıkla ateş alanlar ayrı derken yaşanan vakalarda patlama olur. gereksiz yere, hazır silahım var diyerek kullanılanları hiç saymıyorum bile...

Valla çok fenasın :) Ben silah kaçakçısı seni öldürecek veya o paranın peşindedir demiyorum, ülkeye kaçak giren ruhsatsız silahı satın alabilecek HERHANGİ BİR VATANDAŞ bak HERHANGİ BİR VATANDAŞ seni öldürür diyorum. Ruhsatsız silahı sen de rahatlıkla alırsın ben de. Anlatabildim mi? Benim silahımı iade ettiğim senin hayal dünyanda o kaçakçının soktuğu silahı temin eden herhangi bir insana karşı savunmasız kalıyorum.

Savunmama bu kadar takmış olmamanın sebebi de yaşadığım ülkenin şartları. Cebine bin lira sokabildiği için beni öldürecek adamdan bir şekilde kendimi savunmam gerek, ruhsatsız silahla kapıya dayanan adam zaten hapisten de korkmaz çünkü kaybedecek şeyi yok. Ben kendimi ondan korumalıyım çünkü kaybedecek çok şeyim var anladın mı?

Polis işini yapsa da olay çözülmez, ülke genelinde her apartmanın önüne bir polis diksek bile, insanlar birbirini yan baktı diye öldürecek kadar eğitimsizse polis de bir şey yapamaz.

Öyle bir konuşuyorsun ki sanki biz "ben anlamam aga belimde silahla gezicem istediğimi vuracam" diyormuşuz gibi algı yaratıyorsun, benim tek derdim bu eğitimsiz ve güvensiz toplumda, TOPLUM EĞİTİMLİ VE GÜVENLİ OLANA KADAR kendimi bir nebze koruyabilmek.

@genc irisi argumanlar belli
olasiliklara karsi olasiliklari carpistirip karar verin

-silah aldin, hirsiz girdi, panikle veya elinde silah oldugunu sanip adami vurdun. oldu. hapis yatacan. sevdiklerin seni hapiste ziyaret edecek. ya da hirsiz sandin karini vurdun oldurdun. cocugun buldu kendini oldurdu. komsuyla kavga ettin, silahi kapip ciktin, havada ne diyon lan diye sallarken pencereden size seyreden komsunun cocugunu vurdun oldurdun.

-almadin, hirsiz girdi, uyandin karsilastiniz, seni oldurdu. vs.

tr'den kacma sebeplerine +1 ekler. bizim millet olarak sabir problemimiz var. isvicre de karsilastirilacak son ulke.

ülke teksasa döner.

Tehlikelerden korunmanın çözümü bireysel silahlanma değil. Devlet vatnadaşlarını korumak zorunda ve bireysel silahlanma mümkün olduğunca zorlaştırılmalı. Ben açıkçası kendi canım ve ailemden birinin canı ciddi manada tehlikeli değilse silahım olsa bile kullanmazdım.

Bugün bulundurma ruhsatı almak ve silah sahibi olmak çok kolay. Sicilin temizse ve cebinde 3-4 binliran varsa yelri malı bir silah alıp çekmecene koyabilirsin. En son Adana'da kullanılan silah da belki bulundurma ruhsatlıydı, katil evinden aldı getirdi. Belli meslek mensupları hariç bireylerin silah bulundurması kesinlikle yasaklanmalı.

loveinaflipbook ve silahın yasaklanması gerektiğini söyleyen arkadaşlar sonuna kadar haklısınız. ama ülkede etkili bir denetim var mı yok. can güvenliğini temin eden tam anlamıyla güvenilir bir güvenlik birimi var mı yok. daha da kötüsü telefon ettiğimde polisin geleceğinin bile garantisi yok. örnek için önceki açtığım duyuruya bakabilirsiniz. ben şuan ofisten çıksam 1 saat içinde belime gerçek bir tabancayı nerden nasıl alacağımı biliyorum ve sıradan bi muhasebeciyim. durum böyleyken, kanundan korkmayan tipler bu kadar rahat hareket ediyorken bu iş devletindir polisindir demek hayalperestliktir.

Teslim olacak ve teslim edecek, etmeyi göze alan ya da alabilecek bir bireyseniz bu hakka ihtiyaciniz yok.
Ancak benim haneme, isyerime baskalarinin hak ve ozgurluklerini kisitlamadigim halde sadece onlardan degilim diye tecavuz edilmesini, size zarar verilmesini, hurriyetinizden yoksun birakilmayi dogru bulmuyorsaniz bireysel silahlanma hakkini kullanmalisiniz.

Herseyden de ote bu vatan topraklari sizin icin kiymetliyse bu hakki kullanmalisiniz.

Teror orgutlerinin sehirlerdeki yapilanmalari ortada!

Silahin haftalik bakimi, iviri ziviri muhabbetleri bos...

Yivli silah(tabanca, tufek) sahipligi yivsiz tufek(av tufegi ve plak atışları tufekleri) sahipligine oranla ruhsat harclari sebebi ile daha yuksek maliyetli ancak herkes tabanca ya da yivli tufek sahibi olacak diye birsey yok.

Yivsiz bir tufek alin hatta trap ya da skeet'e uygun bir tufek alin aticilik sporuna baslayin. Poligonda ucan plaklari vurmaya calisin, sosyallesin, kendinize birseyler katin, kendinizi gelistirin.
Silahin kötülük araci olmadigini gosterin, duyurun.

Silah alma işini kolaylaştıracaklardı, bir gelişme oldu mu, bilen var mı?


.

alınamıyor. satanı da bulamazsın zaten.

yasal yollardan bahsediyorsak.

amerika'daki gibi uzun namlulu silah poligonları hiçbir zaman olmayacak mı türkiye'de o zaman? :(

arkadaşlar detayı kaçırmış, emekli asker ise alabilir. istek formu vb dolduruluyor sanırım.

alamıyor, az evvel kendisine sordum.

şahsın emekli asker, polis ya da mit mensubu olması herhangi bir ayrıcalık tanımıyor 6136 sayılı kanun hükümleri gereğince sahibi olabileceği silahlar ile ilgili.

uzun namlulu olarak nitelenen ancak ilgili yasalarca hafif makineli tüfek olarak belirtilmiş ve yivli/yivsiz kategorilerinden yivli grubuna dahil olan av tüfeklerinin, tam otomatik atış yapabilmesine imkan sağlayan tüfekleri ruhsatlı olarak edinme şansı yok vatandaşlarımızın ama yarı otomatik atış mekanizmasına sahip tüfeğe sahip olmalarına engel yok.

örnek verecek olursak genelde m16 tabir edilen colt 9mm smg sahibi olabilirsiniz.

not:ohal'le ilişkisi bulunan silahlara değinilmemiştir.

kurusıkıyı nerden alabiliriz hocam bildiğin iyi esnaf var mı

taşıma ruhsatını valilik veriyor diye biliyorum. ve her adama vermiyorlar. o silahı taşıman gereken ciddi bi sebebin olması lazım. normal şartlarda böyle de tabi burası tr başka türlü yapan var mı bilmiyorum.

teşekkürler arkadaşlar

Tüfek almak hem Ücret olarak daha iyi hem de yanında kolaylıkla taşıyorsun. Öneririm

@cibiliyetsiz bildiğin yer var mı

tasima ruhsati alabilmek icin silaha ihtiyac duydugun durumu belgelemelisin ornegin kuyumcularin hepsinin ruhsatli silahi vardir. evet sacma bi ornek oldu ama en azindan paylasmak istedim bi fikir olmasi acisindan.

Bulundurma ruhsatı da alabilirsin. Bunun için bir Şart yok. Yalnızca gerekli mental sağlamlığı kanıtla yeter. Donanımlı bi hastanede heyet raporu alacaksın. Psikolojik teste tabi tutulacaksın vs vs. Babamın bu testi 3 saat kadar sürdü. Cidden zorlayıcı sorular varmış bu testte. Beş yıllık ruhsat için iki bin lira civarı ödedi yanlış hatırlamıyorsam.

Tabi şu var ki; babam dedemin ruhsatlı silahını üzerine aldığı için kolay olmuş olabilir. Diğer türlü sıfırdan almak nasıl olur onu bilmiyorum fakat çok da zor olmasa gerek.

yivli bir silah(yivli tüfek, tabanca) sahibi olmak istiyorsan 21 yaşını bitirmiş olmak gerekli.

silah taşıma ruhsatını unutun eğer kuyumcu, benzinci ya da her yıl belirlenen ciroya(bir kaç milyon tl) ulaşan bir şirketi temsile yetkiniz yoksa.

silah bulundurma ruhsatını öğrenci, ev hanımı ayırt edilmeksizin herkes alabilir herhangi bir engel durumunuz yoksa.

silahı da eğer mkek'den alacaksan satın alma belgen çıkmadan, bir şahıstan alıyorsan noter devri yazısı çıkmadan alamazsın.

ateşli silahların tümü ruhsata tabidir.

silah işi de abartılacak bir iş değil, müracaat etmeden önce isterseniz bir sorun ruhsat bürolara şans eseri bedelsiz devir etmek isteyen emekli hakim, vs. birisi olabilir silaha hiç para vermeden alırsınız en kötü 500tl civarı bir paraya kırıkkale alın yeterli ama para var huzur var derseniz 50binTL, 100binTL , sınır yok.

sizin yapmanız gereken önce sahip olacağınız silahı bulmak.

yardıma ihtiyacınız varsa mesaj atabilirsiniz.

kolcuoğlu olabilir kebap falan isterlerse, türlü türlü meze de geliyor hem.

sahan olur mu?

Gecen sene sahan'a gittik begenmemistim. Kolcuogluna da daha onceden goturmustuk

10 cmden uzun ve ya sustalı her türlü bıçak silah kabul edilir, taşımak kabahat olması lazım.
ancak benim de şahane bir çakım var, bıçağı 10 cm civarı, isviçre çakısı. geçen adliyeye girerken çantamda kalmış, kapıda da çantayı xraye verince göründü, oradaki polisler çantanızda çakı var bırakın buraya çıkarken alırsınız dediler. ne için kullandığımı sordular, bahçe işleri için dedim. çıkarken de gayet geri aldım. polislerden biri hatta çok güzelmiş ya benim olsun bu dedi şakayla karışık, yok dedim babamın hediyesi.

not: adliyeye girerken çantada bulunmasını problem etmedilerse, sokakta gezerken çantada bulunmasını hiç sorun etmezler tahminimce.

anahtarlıkta bıçağı 7 cm isviçre çakısı taşıyorum. 12 şubat'ta izmir adliyesine girdim, x-ray'den geçtim kimse hoop birader demedi.

geçen taksiyle giderken polis durdurdu arama yaptı. -bu da yasal mı bilmiyorum, taksimetre yazıyor amk-

çantamda da çakı bulundururum hep. bu yasak el koymamız lazım dedi. öyle bir hakkınız yok, arama kurtarma ekibi üyesiyim ve her zaman yanımda bulundururum. boyu da yasal sınırları geçmiyor neye dayanarak el koyuyorsunuz dedim. tamam şimdilik sadece uyarıcaz ama bi daha taşımayın el konulur dedi. he he dedim gittim.

Bu raporun son parağrafında dava konusu av çakısının aynı zamanda sustalı çakı vasfına da haiz olduğu yazılı olması sanık aleyhine yorumlanamaz. Zira, dava konusu çakı bıçağında, pimine parmakla basılınca birden bıçağın kesici kısmını ortaya çıkaran bir tertibatın bulunduğuna dair raporlarda ve dosyada bir bulgu yoktur. Raporlarda sadece bir mandal marifetiyle namlunun sabit kalabildiği yazılıdır.

içtihatlarda, düğmesine basınca açılan bıçak sustalı kabul edilmiş. yani yarı yarıya açtıktan sonra salladığında tam açılıp sabit duran bıçak sustalı değil.

çakı bu arkadaşlar: www.hepsiburada.com

Her ne kadar namlusu 7cm-10cm de olsa çakı taşıdığınız için hakkınızda 6136 muhalefetten dolayı işlem yapılabilir. lütfen yetkiniz yok vb. diyerek yada namlu boyu 10cm'den kısa, iki parmak arasında şöyle olmuyor böyle olmuyor gibi sözlerle kendinizi savunmaya kalkmayın çünkü dayanağı yok.

durum ile ilgili mevzuat hükümleri:

6136 sayılı ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN:
Madde 4 – (Değişik: 12/6/1979 - 2249/5 md.)
Ülke içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala,kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar,
topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri
aletlerin yapımı yasaktır.
Bunlardan bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca
yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verilir.
(Değişik fıkralar: 23/6/1981 - 2478/2 md.):
Yalnız sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin, ev gereçlerinden olan
veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve
benzerlerinin kullanılması bu Kanun hükümlerine tabi değildir.
Avda veya sporda kullanılan her nevi ateşli yivli silahlar bu Kanunun 7 nci maddesine göre ruhsata tabidir.
Madde 5 – (Değişik: 12/6/1979 - 2249/6 md.)
Yurda sokulması ve yapımı yasaklanan ve 4 ncü maddenin 1 nci fıkrası kapsamına giren bıçak ve aletlerin satılması,
satınalınması, taşınması ve bulundurulması yasaktır.
Bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılmasına 4 ncü maddeye göre izin verilen bıçaklar bu yasağın dışındadırlar.

---

ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Tanımlar
Madde 2 – Bu Yönetmelikte geçen;
i) Diğer saldırı ve savunma aletleri: (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (ı) bentlerinde sözü edilen ateşli ve ateşsiz silahlar
dışında kalan bıçaklar ile özel olarak saldırı ve savunmada kullanılmak amacıyla yapılmış her türlü ateşli ve ateşsiz aletleri,
ifade eder.

SEKİZİNCİ BÖLÜM
Bıçak ve Diğer Aletler ile Benzerlerinden Bir Sanat
Veya Mesleğin İcrası İçin Kullanılması
Zorunlu Bulunanların Yapım,
Kullanım ve Nakli
Nakil ve taşıma
Madde 54 – Bıçak, diğer aletler ve benzerleri, her ne sebeple olursa olsun üstte taşınamaz.
Bunların nakilleri aşağıda gösterildiği şekilde yapılır.
a) Bavul, valiz, takım veya el çantalarında,
b) Çuval, bez torba veya ambalajlarında,
c) Araçların bagaj ve torpido gözlerinde,
d) Ani olaylarda kullanılmayı engelleyecek tarzda kağıt veya bezle sarılıp paketlenmiş şekilde üstte.
Bu madde hükmüne aykırı olarak bıçak, diğer aletler ve benzerlerini üstlerinde taşıyanlar, kullanım belgeleri olsa
dahi, haklarında Kanunun 15 inci maddesi gereğince işlem yapılır.

---

2521 sayılı AVDA VE SPORDA KULLANILAN TÜFEKLER, NİŞAN TABANCALARI VE AV BIÇAKLARININ YAPIMI, ALIMI, SATIMI VE BULUNDURULMASINA DAİR KANUN
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Genel Hükümler
Tarifler:
Madde 3 – Bu Kanun kapsamına giren;
c) Av bıçağı: Sadece avda kullanılan, av hayvanlarını kesmeye, yüzmeye ve parçalamaya yarayan oluksuz, sırtı küt
veya testereli bıçaklardır.
Bu Kanun kapsamına giren av tüfek, nişan tüfek ve tabancası ve av bıçaklarının diğer özellikleri, tipleri, uluslararası
ve ulusal standartlara uygunluğu, Kanunun uygulama şekline ilişkin yönetmelikte belirtilir.

---

2521 SAYILI AVDA VE SPORDA KULLANILAN TÜFEKLER, NİŞAN TABANCALARI VE AV BIÇAKLARININ YAPIMI, ALIMI, SATIMI VE BULUNDURULMASINA DAİR KANUNUN UYGULANMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Tanımlar ve Özellikler
Madde 4 - Bu yönetmelikte geçen;
c)Av Bıçağı: Sadece avda kullanılan, av hayvanlarını kesmeye, yüzmeye, parçalamaya yarayan oluksuz, sırtı küt veya testereli bıçakları ifade eder.
(Değişik:RG-22/4/2009-27208)Av bıçaklarının sırt kısmının yarı veya yarıdan fazlasının küt ya da testereli diğer kısmının kemik kırmaya ve av hayvanlarını parçalamaya yarayacak şekilde inceltilmiş düz veya meyilli ya da testereli olacak şekilde imali gereklidir. Bu özelliklere sahip olmakla beraber açılıp kapanabilir, susta mandalı olmayan ve sadece açılan namluyu kilitleme tertibatını haiz bıçaklar da av bıçağı sayılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Belge ve Ruhsat İşlemleri
Av Bıçaklarının İmalatı, Damgalanması, Bulundurulması ve Taşınması Esasları
Madde 11 -Bu yönetmelikte tanımı ve özellikleri belirtilen av bıçaklarının işyeri veya meskende bulundurulması belgeye tabi değildir. Ancak, av tezkereleriyle birlikte avlaklarda üstte taşınabilir. Av bıçakları meskun mahalde veya şehir içinde aşağıda gösterildiği şekilde taşınır.
a) Av torbası veya çantasında,
b) Ani olaylarda kullanılmayı engelleyecek biçimde kağıt veya bezle sarılıp paketlenmiş şekilde üstte,
Bu madde hükmüne aykırı olarak av bıçağı taşıyanlar hakkında gerekli yasal işlem yapılır.

Köprü ve otoyollarda araçlar 5 sınıf üzerinden ücretlendirilmektedir. Motosikletler 1. sınıf araç olarak HGS ye abone olabilir. HGS sürücülerinin, araçlarının sınıflarına uygun HGS Elektronik etiketi kullanmaları gerekmektedir. Aksi durumda,Sınıf Uyumsuzluğu süreklilik arz eden sürücülerin HGS hesapları Kara Listeye girecektir.

1.SINIF ARAÇLAR:

AKS ARALIĞI (DİNGİL MESAFESİ) 3.20 METRE ALTINDA OLAN ARAÇLAR 1.SINIFTIR.

(MOTOSİKLET, OTOMOBİL, KAMYONET, MİNİBÜS, ARAZİ TAŞITI VB.)

hgsmusteri.ptt.gov.tr

almanız gerekiyor. mümkünse ruhsat sahibinin adına olsun(bunun için ruhsat sahibinin müracaatı gerekiyor), yoksa birgün iptal ettirmeniz gerekirse yine ruhsat sahibini isteyecekler.

çalıştığınız bir banka varsa eğer o bankadan almanızı öneririm, indirim vs. birşeyler çeviriyorlar.

bir de sikerler böyle fiyat adaletsizliğini diyerek gişelerden plaka kapatarak geçen motosiklet sürücüleri de var...

senaryo diyince aklıma alan wake geldi

PS3 için şiddetle Last of Us diyorum.

Henüz oynamadıysan Assassin's Creed serisi.

ah o alan wake kalbimde bir yaradır, pc kaldırmamıştı. :/

(bkz: mass effect) bana söylenen 3-4'tü.

çok methiyeler düzüldü bu oyuna. zamanım olunca ilk iş buna bakıcam. seri halinde bu oyun 1-2-3 vs diye gidiyor. oyuncunun oyun içindeki seçimlerine göre senaryosu da değişkenlik gösteriyor. oturup bakamadım kurmadım oyunu. youtube videolarından inceleyebilirsin burada söylenen oyunları.

fahrenheit
gemini rue

Skyrim

oblivion da güzel skyrim tarzında.

(bkz: heavy rain) çabuk da bitse

çevik kuvvet ile özel harekat arasında bir birim diyebiliriz.

özel tim i görünce aklınıza swat filan gelmesin.

bi olayı yok gösteriş, biraz daha yapılı boylu poslu olanları özel tim yapıyorlar.

atıyorum 3 prov konsolosluklardan birisine daldı ateşe verdiler, işte burada müdahale edecek ekip bunlardır. ya da polislerden biri linç girişimine uğrarsa bla bla

mayalanırken ısısını koruyamamış olabilirsiniz.

kayıtsız satıldığı için olabilir mi acaba? mke'den alamayacak adamlar alıyordur.

bu 2.el silahlat ne kadar yasal bilmiyorum ama pek ihtimal vermiyorum.

bir vatandaşın mkek'den silah almasına engel durumu varsa başka bir kişiden devir yoluyla da silah alamaz.

mkek ile piyasadaki fiyat farkının sebebi mkek'de sürekli olarak her marka ve modelden silah bulunmamasıdır.

mkek genellikle sınırlı sayıda silah getirdiği için bu silahlar kısa sürede tükenir ve piyasada yüksek fiyata satılır.

alo diyanet'i arayın.

bilmiyorum fak'at sonu şu şekilde olabilir:
www.youtube.com

aslında değil.
ama tavsiye etmezler.
sonuçta sakat bebeler doğuyor.
ama cevap tam olarak yasak değildir.

kuzenler ile evlenilebiliyor ama yeğenler ile evlenilemiyor.

islamda aynı anne babadan doğmaların(kardeşlerin) evlilikleri yasaktır. onun dışında herhangi bir yasaklama olsa anadolu da akraba evlilikleri bu kadar yaygın olmazdı herhalde. yine de bir diyanet'e sorun.
bu arada benim halalarımı da kuzenlerine vermişler hep. hala çocuklarımdan biri fiziksel engelli, diğerlerinde de belirgin bir şekilde anlama güçlüğü var. akraba evliliği kesinlikle insan doğasına aykırı bir durum.

amca,dayı,hala,teyze oğlu/kızı ile evlenmek helaldir; nitekim Muhammed peygamber kızını amcaoğlu Ali'ye vermişti. Nisa suresi 23. ayette Allah şöyle bildiriyor.

"Size, şu kadınlar haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir."

islam'da caiz diye biliyorum. yalnız bu konuda konuşurken şunu göz ardı etmeyelim. eskiden otobüs, uçak, tv, internet vs. yoktu. çoğu insan aynı köyde doğup, yaşayıp, ölürlerdi. dedeninizi, ninenizi düşünün. benim dedem doğduğu köyde yaşadı ve öldü. bu insanlar en fazla komşu köydekilerle evleniyorlardı. ve çoğu komşu köyde akraba insanlarla doludur. uzaktan ya da yakından. o nedenle yakın akrabaların çocuklarının evlenmesinde sosyal bir gereklilik de söz konusu idi. nitekim insanlar amcaoğulları ile, halakızları ile evlendiler, evleniyorlar. fakat bu bir gereklilik değil. yani farz ya da vacip değil. mekruh da değil. sadece mübah. yani caiz. din buna izin veriyor, fakat bunu teşvik etmiyor.

www.dinimizislam.com

aynı gün verebilirsiniz. ama kilo çok sınırmış. 50 kilo altından almıyorlar bildiğim kadarıyla.

alıyorlar ama önce ölçüm yapıyorlar. değerlerin uygunsa verebilirsin.

herhangi bir kızılay merkezinde direkt verebilirsiniz bir sorun yoksa. ben daha bu akşam verdim ankara kızılayda 20dk fln sürdü(:

bu arada kilonuz biraz sınır gibi, sorun olur mu bilmem.

168 ücretsiz Türk Kızılayı Bağış ve Danışma Hattı'nı arayarak her türlü bilgiye ulaşabilirsiniz.

kimlik, ehliyet ve pasaport'unuzdan en az birisinin(üzerlerinde t.c. kimlik numarası yazması şartıyla) bulunması gerekiyor.

aç gitmeyin ama yemekten kalkar kalkmaz da olmaz.

ihtiyaç sahipleri adına duyarlılığınız ve ilginiz için teşekkürler.

bağışlarınızın düzenli(yılda 4 kez), madalyanızın altın olması dileğiyle...

eger dukkandan alirsan, isterler,anadoludaki koylerde silah yapan ustalardan alma gibi bir sansin da var. ozellikle, erzurum, ordu, giresun gibi yerlerde cok fazla usta var, her turlu silahi yapiyorlar, el yapimi bu silah her 100 mermide takiliyorsa magazadan alacagin her bin mermide takilir belki.

büyük silah merkezlerinde soruyorlar ama küçük dükkanlar da sormmazlar istanbul fatih ,tarlabaşı vs gibi yerlerde satışı vardır

eğer soruda bir değişiklik olmamışsa verilen cevapların tümü mevzuata aykırıdır.

Biraz araştırdıktan sonra şöyle bir ürün buldum, uygulaması çok basit görünüyor, fiyatıda çok ucuz, aynı sorunu yaşayanlar olursa diye silmiyorum duyuruyu.

www.hepsiburada.com

wd40

eğer delik yoksa wd40 gibi ürünleri sıkmak pas için yeterli. ses için de makine yağı damlatabilirsiniz.

kan duyuruları dışında adını yazdırabiliyorsun hastaneye, ihtiyaç oldukça arıyorlar.

ben üç ayda bir veriyorum. ortalama 1 hafta içerisinde ihtiyaç sahibine verildi diye telefonuma mesaj da geliyor. bahsettiğin şekilde bir durumla hiç karşılaşmadım.

buraya kaydoluyorsunuz. ihtiyacı olan size ulaşıyor. bizim bi yakınımıza ihiyacımız varken arayıp gönüllü bulmuş ve sonra biz de kaydolmuştuk. arıyorlar beni hâlâ..

kanbankasi.gen.tr

Kızılay'ın şöyle bi durumu var galiba. bilmem kaç defa verince ailenden birine kan ihtiyacı oluşması sonucu kan buluyor sana. soyadı aynı olacak filan...

türk kızılayı'nda düzenli kan bağışçılarına kendilerine ya da yakınlarına kan ihtiyacı olduğunda herhangi bir ayrıcalık gösterilerek kan verilmesi gibi bir uygulama bulunmamaktadır.

diğer detaylar ile ilgili olarak ise;

türk kızılayı'nın kan faaliyetleri tamamen "kan ve kan ürünleri kanunu" ile "kan ve kan ürünleri yönetmeliği" ne uygun olarak yürütülmektedir.

ülkemizde kan konusundaki faaliyetlerin anılan mevzuat hükümleri çerçevesinin dışına çıkarılarak yürütülmesi mümkün değildir.

bu sebeple türk kızılayı'nda içinize sinmeyen herşey bu ülkenin standardıdır.

siz siz olun türk kızılayı'nın düzenli kan bağışçısı olmaktan vazgeçmeyin.

türk kızılayı'na bağışlayacağınız bir ünite kan vererek kurtaracağınız üç ihtiyaç sahibinin haklı gururunu kendi içinizde yaşayabilir ya da göğsünüze takacağınız madalyanız ile topluma örnek olabilirsiniz.

bir günde 2-3 şişe bence fazla değil. ama maden suyunun da anlatıldıgı kadar sağlıklı oldugunu da düşünmüyorum. herhalde türkiyenin bir yerlerde maden suyu stoğu var ondan böyle propaganda yapıyorlar galiba fındık gibi.

edit: şimdi aşagıdaki duyuruda wanttodide başka birşey demiş. ama ben fikrimi değiştirmedim 2 3 çok değil.

ben 6-7 şişe içiyorum bi şey olmaz.

maden suyunun mideyi tembelleştirdiği söylenegelir hep, günde bir şişe derler ve hatta her gün içmeyin derler genelde.

yetkililerden açıklama bekliyoruz. halk olarak mağdur durumdayız. tübitak göreve

bu sıcaklarda pek birşey olmaz. zaten vücut terlemekten mineral kaybediyor onun takviyesini yaparsınız ancak tansiyon hastasıysanız pek tüketmeyin

hafatada 2 şişeden fazlası gırtlak kanseri yapıyormuş ama sigara içenelerin günde 2-3 şişe tüketmesi gerekiyormuş, muamma bir konu bu galiba.

kaynak: ekşici piçler :)

günde 2den fazlası pek yararlı değil, hatta zararlı "bence". zira her şey olduğu gibi, onun içindeki minerallerin de fazlası zararlı.

dr gürkan kubilay yazın günde 2-3 şişe maden suyu tüktetin diyordu geçen gün tivitırda.

yakında miden delinir ya da yaralar artar sonra ölürsün bir tane yeter

valla almanyaya giden bir arkadaş söylemişti orda su diye maden suyu içiyorlar diye.
bende çoğu zaman 3-4 bardak su içeceğime soğuk 1 şişe maden suyu işimi görüyor.

avrupa'da yaygın olarak içilenler gazlı su yalnız maden suyu değil, ikisi karıştırılır çok.

tuz olduğu ve çok içilmemesi gerektiği doğru. eğer tuzu çok kullanıyorsan m.s.'yunu azalt. bence 2-3 çok.

Günde 2 şişeyi geçmediği sürece içebilirsin. Tuzlu olması yazın çok sorun yaratmaz. Zaten terlediğimiz için suyun yanı sıra bolca tuz da kaybediyoruz. Ona takviye sağlamış olursun.

Ama bulabiliyorsan az gazlı veya gazsız maden suyunu tercih et. Asidin olumsuz etkilerini azaltmış olursun. Maden suyunu da günde bir şişe de olsa içmeni öneririm. Kemikleri güçlendirme işinde sütten sonra en başarılı içecektir. Amerikan futbolu oynarken her gün bir şişe maden suyu içerdim.

Zararları belki şu olabilir. İçinde fazlaca mineral olduğu için çok sık içilirse ve nispeten az su tüketilirse bu fazla biriken mineral vücuttan atılamıyor ve böbreklerde dolanıp duruyor. Haliyle bir süre sonra böbrek taşı oluşumuna neden olabiliyor. Böbrek yetmezliği hastalığında maden suyu yasaklanır örneğin. Bunun dışında kolayı içebilen herkes maden suyunu rahatlıkla içebilir.

açken içersen 1 seneye mide hastası olacağının garantisini veririm.

sağlığınız için kızılay için.

bildiğim kadarıyla taşıma ruhsatı almak baya zormuş, bulundurma ruhsatı almak basit ama çok para isteyen işler diyorlar

tabanca almak o kadar kolay degil ama av tüfeği alabiliyosun tükkanlardan kolaylıkla. zaten diiklat ettiyseniz cinayetlerın byuyk cogunlugu hep pompalı av tüfeğiyle işleniyo

arıcılık,kuyumculuk gibi iş alanlarına özel düzenlemeler var,git 30 tane kovan yaptır üstüne sonra işlemleri yaparsın.

parayı veriyorsun alıyorsun. para para para. taşıma ruhsatı da tanıdık varsa çok basit. tabi yine para.

30 kovana bu işi yapabiliyorsanız bu işin aracılığını yapın köşeyi dönersiniz.

taşıma zordur ama bulundurma ruhsatı kolaydır. Yeni silah satışını MKEK yapar. İkinci el satışı, noterden yapılıyor sanırım. Hastane'den sağlık raporu filan alırsın. Bir de 5 senede bir ruhsatı yenilemen gerekir. Yani hastane, paralar paralar paralar..

bence kınık ama elimde kanıtı yok.

kızılay ve beypazarı fena değil diye biliyorum. kınık'tan uzak dur. uludağ da fena değildir bak. kendi yorumum bunlar ama kınık'ta bir olay vardı şimdi hatırlayamadığım.

@turangue kınık ve bir kaç maden suyunda şöyle bir olay vardı geçen senelerde çıkmıştı
www.gidahareketi.org

alaşehir sarıkız.

türk kızılayı

Şişli etfaldeki doktor şöyle birşey demişti, özel hastahanelerde hastaya kanı para karşılığı veriyorlarmış. ama özeller bu kanı kızılaydan mı alıyorlar, diğer hastahanelerin stoklarından mı temin ediyorlar bilemiyorum.

aslı vardır. kızılay bağışlanan kanları ünite başına 90-100 lira gibi bir ücrete satıyor. gerekçe olarak da o kan için yapılan pahalı test ve tetkikler, saklama, taşıma vs. maliyeti gösteriliyor.

eğer kızılayda kayıtlı kan bağışçısıysanız 1.dereceden yakınlarınızın kana ihtiyaç duyduklarında gidip alma imkanınız var.. o zaman ücret almıyorlar dıye biliyorum. Haa yıne ısterlerse ağızlarına sıçın, çok afedersinz..

buradaki iddiaların tümü asılsızdır. türk kızılayı'nın kan ve kan ürünleri satışı yoktur.

sevgili ekşiperver duyuru sakinleri türk kızılayı'nın kan faaliyeti aşağıdaki şekilde işlemektedir;

1. bölge kan merkezi sorumluluk alanında kan bağışı kan bağışçısından alınır,

2. bağışlanan kan kan alma biriminden ya da kan bağışı kampanyasının düzenlendiği yerden bölge kan merkezi laboratuarına nakledilir,

3. bölge kan merkezi laboratuarına ulaşan kana "kan ve kan ürünleri kanunu ile yönetmeliği" hükümleri gereğince uygulanması gereken testler uygulanır,

4. bağışlanan kanda herhangi bir olumsuzlukla karşılaşıldığı taktirde kan imha edilir ve kan bağışçısına resmi olarak tebligatta bulunulur,

5. bağışlanan kanda herhangi bir olumsuzluk olmadığı taktirde kan eritrosit, trombosit, plazma gibi bileşenlere ayrılarak birden çok ihtiyaç sahibine ulaştırılmak üzere stoklanır,

6. stoklanan kan ürünleri bölge kan merkezi ile özel ya da devlet hastanesi fark etmeksizin hastane ile türk kızılayı arasında yapılan protokol(protokol deyince de birşey sanmayın kurumlar arası işleyişin nasıl olacağı, vs. içeren evraklar imzalanıyor, para, pul, dönmüyor.) gereğince kan ürünü talebinde bulunan kuruma türk kızılayı'nın ısı kontrollü, vs. araçları ile kuruma ulaştırılıp teslim ediliyor,

7. türk kızılayı'ndan elde edilen güvenli kan ürünü bağışçıdan ihtiyaç sahibine türk kızılayı aracılığı ile ulaştırılıyor,

8. türk kızılayı'ndan temin edilen kan ürününün bedeli sağlık bakanlığı'nın belirlediği fiyatlara göre sosyal güvenlik kurumu tarafından türk kızılayı'na ödeniyor.

burada da anlattığım üzere gördüğünüz gibi ihtiyaç sahibinin ya da yakının kan ürünü ile ilgili olarak para başta olmak üzere herhangi bir maddi unsur derdine düşmediği açıkça ortadadır.

yani kısaca türk kızılayı bağışçılardan aldığı kanı para ile satmaktadır günümüzde şehir efsanesinden öte değildir.

eğer türk kızılayı'nın yürütmekte olduğu kan, vb. faaliyetler ile ilgili olarak sormak, öğrenmek istediğiniz herhangi birşey varsa
(ücretsiz)168 türk kızılayı bağış ve danışma hattı'nı arayarak öğrenebilirsiniz.

türk kızılayı'nın düzenli kan bağışçılarının ve yakınlarının kan ve kan ürünlerine ihtiyacı oldukları taktirde düzenli kan bağışçılarına özel bir uygulaması yoktur.

ancak unutmamalıyız ki kan acil değil sürekli ihtiyaçtır.

türk kızılayı'nın ihtiyaç sahiplerine gereken kan ürünlerini tedarik edebilmesi için türk kızılayı tüm şeffalığı ile siz bağışçılarının desteklerini beklemektedir.

düzenli ve gönüllü kan bağışçısı olmanız dileğiyle esen kalın, madalyanız altın olsun.

Eğitimini almışken mutlaka sertifikasını da al;
www.medakademi.com

2 hafta sonu derse gittim, ücretsiz çalışma kitapçıkları dağıtıldı, sınava girdim, sertifikam adresime gönderildi..

türk kızılayı veriyor ilk yardım eğitimi. sertifika falan da veriyorlarmış. bir arkadaşım gitmişti ve çok memnun kalmıştı. ben de düşünüyorum açıkçası. merkezler ve ücretler şurada: www.ilkyardim.org.tr

Kızılay veriyor böyle bir eğitim ve sertifika.
www.ilkyardim.org.tr

Fiyat ve iletişim adresleri burada yazıyor:
www.ilkyardim.org.tr

ibb ücretsiz veriyor bu eğitimi.

(bkz: ilkyardım kursu)

ehliyet almadıysanız ehliyet kursuna gidin
her ne kadar laylay geçse de ilkyardım dersi var bu kurslarda..

ilkyardım eğitimleri temel ve standart olarak düzenlenmektedir.

temel ilkyardım eğitimi 2 gün 16 saattir.

standart ilkyardım eğitimi 5 gün 40 saattir.

ilkyardım eğitim ücretleri ilkyardım eğitim merkezinin bulunduğu ilde bulunan tüm ilkyardım eğitim merkezlerinin katılımı ile il sağlık kurulunun ilgili yöneticilerinin başkanlığında düzenlenen toplantıda belirlenir.

Türk Kızılayı temel ve standart ilkyardım eğitimlerini başka hiçbir ilkyardım eğitim merkezi tarafından verilemeyen uluslararası yetki belgesi ve kimlik belgesi ile ücretsiz olarak vermekteydi

ancak

ticari kaygılar güden ilkyardım eğitim merkezlerinin açılması ve ilgili yasalar sebebi ile 20 kişinin çalıştığı işyerlerinde en az 1, ağır ve tehlikeli işler kapsamındaki işyerlerinde ise en az 10 kişide bir ilkyardımcı bulundurulması zorunluluğu geldikten sonra Türk Kızılayı'nın verdiği ücretsiz eğitimler sonucunda yetki belgesi ve kimlik vermesi yasaklanarak ulusal ilkyardım bilincinin oluşturulabilmesi sebebi ile Türk Kızılayı tarafından düzenlenen ücretsiz eğitimlerin önü kesildi.

Siz siz olun Türk Kızılayı haricinde herhangi bir kurumdan ilkyardım eğitimi almayın.

İlkyardım eğitimi konusunda Kızılhaç-Kızılay-Kızılyıldız'dan başka herhangi bir kurumu seçmeyin, çünkü bu kurumlar ülkelerindeki ilkyardım bilincinin arttırılması için en iyi eğitimleri vermek zorunda olan kuruluşlardır.

Türk Kızılayı İlkyardım Eğitim Merkezleri'nden eğitim almak için bilgi edinmek maksadı ile "ücretsiz Türk Kızılayı Bağış ve Danışma Hattı'nı herhangi bir telefondan 168'i tuşlayarak öğrenebilirsiniz."

İnsanlık yolunda atmayı düşündüğünüz bu adım için teşekkürler.

etiketin altında yazmıyor mu?

nemlenir, kuru yerde sakla.

suyun altına tut sararıyorsa bayattır

istanbuldaysanız 7 gün 24 saat

0 212 636 19 57 arayarak öğrenebilirsiniz.

cem adrian hiç dinlemiyorum can bonomoda sürekli radyoda çalıdğından kulak aşinalığı oldu artık.

Kısacası benim için medya pompası sebebiyle dinliyorum.

dinlemiyorum. bir şapkam var çok seviyorum takınca herkes bana "can bonomo mu takılıyorsun" diyor, yemin ediyorum ağızlarının ortasına bir tane vurasım geliyor o an. aynı şapka bile değil geçende baktım.

yaşşa len tales from the south
. kral çıplak yahu.

cem adrian hayal kahvesi'nde özge fışkın'dan önce zorunluluk sebebiyle dinlenirdi.

maksimum silahı buluyolar zaten,adamı anca csinew yorktaki gibi götten uydurmasyon uzay teknolojisiyle buluolar buluolarmış gibi yapıolar izlensin diye

kayıtlı değilse çıkmıyor tabi zaten genelde öyle bulmuyolar. kurşunu/barutu hangi tür silahtan, hangi açıdan nasıl ateşlendiğine dair bilgilere ulaşılıyor, sonra deliller arasında silah varsa onunla karşılaştırılıyor. ardından şüphelilerden varsa barut izi alınıp karşılaştırılıyor

kurşunu namluya sürmesinden ziyade tetiği çektiğinde silah ateş alırken barut bizi bırakıyor o daha bir bulduruyor. o yüzden eldiven takması gerekiyor hem parmak izi hem de barut izi için.

silah kaydı olmazsa nasıl bulunur? zannediyorum ki bulunamaz. ama merminin çapı vb. şeyler hangi silaha ait olduğunu söyleyebilir.

ayrıca (bkz: faili meçhul)

bazı sığırlar ruhsatsız silah bulup, legal şekilde mermi alıyorlar. genelde ordan bulunuyor.

silahta yivler vardır. namlunun içinde olan spiralimsi çizgilerdir. silah aynı marka model bile olsa namludaki milimetrik hatta daha da küçük farklar merminin namludan çıkışında farklı izler bırakır.

silah yoksa mermi incelenir, daha sonra silah ele geçirildiğinde bu izler karşılaştırılır.

silahı çekeni hemen bulamasa bile ,o işlemi hanesine yazıp ileride silah başka bir suçta yakalanırsa eski hesabı da kilitliyorlar adama :), birde kolluk kuvveti bir abim zamanında mermi çekirdeği kadar merminin kovanının da tesbittele önemli olduğunu bu işin proflarının çekirdeği alamasa bile ortamdan kovanlarını toplayıp sırra kadem bastıklarını söylemişti.

çekirdek kadar kovan da önemlidir. çünkü aynı yivlerde olan iz bırakma tetiğe bastığınızda barutu ateşleyen iğnede de vardır. her silahın iğnesi birbirinden farklı iz bırakır.

@hayrullah amazingogullari

kayıtdışı yani ruhsatsız bir silahı olan kimse eğer silah yivli ise hiçbir şekilde yasal olarak mermisini alamaz.

SİLAH TAŞIMA

Madde 43 - (1) Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye, kolluk tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.

diyor. maliyenin sitesinde de madde 43 için 83 lira para cezası 2012 tarifesi görünüyor

ek: ben de anlamadım ama sanırım görünür şekilde taşımamak lazım

el koyarlar, balık tutmaya gittiği belli olan bir adamsan müsamma gösterilebilir elbet ancak gıcıklık yapmak isteyen çakıyı kitabına uydurmakta sıkıntı çekmez.

"park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye," sanırım sihirli sözcük "görünür"

www.amazon.com

ben bunu taşıyorum yanımda gözükecek şekilde belime asılıyken şuana kadar hiç bir problem yaşamadım.tabii stada girmeyede çalışmadım ama bulunduğun ortama göre değişiyor müdahale edilip edilmeyeceği

boyutuna göre serbest muhabbeti var bide doğrumudur o bıçağı işaret parmağıyla orta parmağın arasına koyup ölçerler ya?

boyut değil de bir kılıfta, çantada, bir beze vs ile sarılı durumda hemen ulaşılamayacak şekilde taşımakta sıkıntı yok. sustalı, kelebek, kan oluklu olanlar istisna.

benim belimde bi tane victorinox rescue tool bi tane de gerber multi plier 600 tool pense var. umum ortamlarına girerken kapı dedektörü vesair uygulamalarda çoğunlukla sorun olmuyor ama tabi adliyeydi, staddı falan buralara kesici delici ile giriş yasak.
normalde yolda görse zaten itfaiyeci olduğumu belgeleyebiliyorum, ha birçok yerde sorduğunda bir dakka diyerek gösteriyorum kimliği ama tabi bu aletleri gerçekten de işime yaradığı için taşıyorum.
ama normal çakı olayında polis istese el koyar.

@yok artık lebron james : oo bi gerberci daha görmek güzel oldu.

bu ve benzeri durumlarda boşverin gitsin. hakkınızda 6136'dan işlem yaparlar bir daha ömür boyu silah alamazsınız.

bedava olmadı. sizin hd izleyebilmeniz için zaten digitürk hd kutulardan birisine ihtiyacınız var.

digitürk sonunda "bunu hd olarak 3xx numaralı kanalda izleyebilirsiniz" derdine çözüm buldu ve artık gösterilen haltın hd'si mevcutsa kanal değiştirmeden hd kalitesinde izlemeye devam edilebiliyor.

Bende HD üyelik varmış o zaman, bilemedim neyse arar sorarız bir ara.

aldırsın.

bahsi gecen sensin sanirim. sunu anlamadim: bir onceki duyuruda herkes aldirsin demis, sahsi fikrimi sorarsan, bu kadar cevabi "aldir" olan bir soruya degil duyuru acmak, iki dakika dusunmem bile. tekrar tekrar sormanin sebebi nedir? kararsiz olmaktan daha cok, aldirmak istememe durumu ve birinin aldirma diye seni desteklemesini beklemek mi? demek istediğim, bence sen aldirmamak konusunda coktan kararini vermissin de kendine destekci ariyorsun. aldirma tabii o zaman.

aldırsın.

@kenarortay bu kadar sert çıkışma. çocuk aldırmak kolay bir iş, evet. ama psikolojik olarak öyle değil. hormonlar, anaç dürtüler. bir kadın için yaşanabilecek en zor durumlardan biri. eğer yüz defa aldırsın denmeye ihtiyacı varsa ben yüz defa da söylerim, sorun yok.

aldırsın. en doğrusu budur.

adam ne kadar da insanmış...

kenarortay : haklisin herkes aldirsin dedi ailem de dahil, aradigim destekci degil aslinda , yani destekci tabi de , hani insanlar aldirsin dedikce bi salagin ben oldugumdan daha emin oluyorum , daha kolaylasiyo gibi karar vermek. saglikli dusunemedigimden hormonlarin etkisiyle asiri duygusal davrandigimdan falan emin oluyorum sanirim.muhtemelen haklisin ayni soruyu ikinci kez sormak aptalca gibi , ama iste kafam o kadar bozuk ki . sordum gitti , galiba ne yaptigimi ben de bilmiyorum pek.

Aldırsın bence de.

anlayabiliyorum. ama şanslısın ki olacakları önceden görecek bir örnek var önünde: zaten bir çocuğun var. onun bunları yaşıyor olmasından memnun musun? bir canlıya daha yaşatmak ister misin bunları? üzülmesin diye yeterince uğraşmak zorunda olduğun bir can varken, iki katı bu sıkıntıya ne gerek var? ztn sıkıntın var bir sürü şu an, bunlar hamileyken çocuğunda allah korusun ne etkiler birakabilir, bir de bu tarafi var. sen kendini hazir hissettiginde, istedigin insandan yine olur çocuğun. hem kendini hem doğacak bi canı üzme.

@fluorescein senin gibi biri olacagini bilsem hic dusunmem dogururdum bu cocugu . tesekkur ederim
aldirdiktan sonra kafayi yersem gelir azicik dertlesirim sizinle yine . tesekkurler

türk kızılayı yapmaz öyle şey ama papua yeni gine deki kuzenimin dediğine göre orda
yapıyorlarmış. zaten bozulacak diğer türlü. skt geçmeden satıp kurban derileri gibi işte bi yerlerde toplantı düzenleyip bohem kişiliklerle yiyorlar bi kısmını.. diğer kısmı da paraya çevrilip felaket anında halktan yardım toplayabilmek için yakıt oluyor sanırım. papua yeni ginede yaşasaydık üzülürdüm duruma.

evet satıyor. hastaneler, hastalar kızılay'dan hep para karşılığı kan alır.

kızılay bu ücretin kan testi vs. için kullanıldığını iddia eder lakin istedikleri rakamlar gayet yüksektir.

asla kızılay'a kan bağışı yapmayın, duyurulara cevap verin çok daha iyi.

kızılay'a 3-4 yıl önce başvurduğumuzda kan torbası başına 100 küsür tl gibi para almışlardı. bildiğin satıyorlar yani. üniversite kan merkezi yine insaflı çıkıp kan yerine kan almıştı bizlerden.

iyi para yapıyordur ama.

evet satıyor. iki sene önce 93 TL idi. ama bağış yaparsanız, 1 sene içinde siz veya sizinle aynı soyadı taşıyan bir kişi ücretsiz olarak 1 ünite kan alabiliyor.

en az 10 kere kan vermiş biri olarak önerim; senede 1 kez Kızılay'a üç kez de duyurulara kan vermenizdir.

"para ile satmaz kızılay kanı değiş tokuş yapar, bi tanıdığınıza kan ihtiyacı olduğunda kendisi kan sağlar sizden de o kadar tlep eder."

böyle bir cevap geldi başka bir yazardan. peki hemen bulamazsak ne olur? Herhalde bir esnekliği vardır. Ama örneklerde gördüğümüz kadarıyla satıyor kanı kızılay.

ben de satıyorum. a eraş pozitif kan,içeriğinde nikotinden başka bişey yok.kızılay kaça satıyorsa ben de %20 daha ucuz.ayda bi litre rahat çıkar,hayrat değil neticede fazla istemeyin.

3-4 sene önce babamla yanımızda doğru düzgün para olmadığı için vermemişlerdi kanı gecenin köründe milleti uyandırıp çağırmıştık. o günün parasıyla 400 gibi bişeydi o gün bu gündür gıcığım kızılay'a.

benden de bi soru.
kan aranıyor duyurularında kan arayanlar kızılay'a verecek paraları olmadığından mı/kızılay'a para vermek istemediklerinden mi ilan vererek kan arıyorlar?

kızılay'ın sizden istediği kanı bulamazsanız bir problem olmuyor, bir yaptırımı yok yani.

bağışcılar da kızlay a satsın o zaman.

yanlış hatırlamıyorsam satıyor. ege üniversitesinin kan bankasıyla ilgili sormuştuk aynısını hocaya biz; onlar satıyordu. gerekçe olarak o kana yapılan testler, onun saklanması hatta bazılarının özel işlemlerden (farklı kan ürünlerini ayrı ayrı hastalara kullanmak adına) geçmesi için kullanılan cihaz ve tekniklerin bedeli olduğunu söylemişlerdi.

arkadaşlar tamam halkız, halkçıyız, sosyalistiz de biraz kafayı çalıştırın yahu. kandan bahsediyorsunuz, turşudan değil. bu kanın saklandığı dolapların derecesi 3 dereceden fazla oynarsa eğer, kanın içindeki plazma ve alyuvarlar yok oluyor, çökelme gerçekleşiyor. Kanın uygun şartlarda saklanabilmesi için en az iki tane jeneratöre bağlı ve özel yalıtımlı dolaplar gerekiyor. elektrik kesildiyse ve 20 dakika boyunca jeneratör de çalışmadıysa, kapağı açılmasa bile tüm dolaptaki kan imha edilmek durumunda kalıyor. eğer imha edilmezse hastayı zehirliyip, hastayı imha edebiliyor. Yani aynı organ gibi kanın da bakımı çok zordur.

kanın pahalı olmasının bir nedeni de iktisadi durumlardır. yani arz-talep dengesidir. kan, herkesin ihtiyaç duyduğu ama herkesin bağışlamadığı/bağışlayamadığı bir sıvıdır. arz düşük, talep de yüksek olunca fiyat da yüksek oluyor.

üçüncü olarak da kızılay başkanı ne kadar işe yaramaz olsa da kızılay hala bu ülkede kan bağışlayacağınız en kaliteli yerdir.

insanların duyuru yapmasının %90 nedeni kızılay veya kan bankalarında o gruba dair kanın bulunmamasıdır. %10 ise bu kan bankalarını bilmemeleri veya paralarının yetersiz olmasıdır.

sevgili duyurucular,

öncelikle Türk Kızılayı'nın yürüttüğü faaliyetler ile ilgili olarak cevabını almak istediğiniz her türlü soruyu telefonlarınızdan 168'i tuşlayarak ücretsiz olarak arayıp sorabilir ve yanıtlarını öğrenebilirsiniz.

Konu ile ilgili olarak Türk Kızılayı gönüllü kan bağışçılarından bağış yoluyla aldığı kanı satmıyor ancak Türk Kızılayı gönüllü kan bağışçısından alınan kanın son kullanıcıya ulaşıncaya dek yapılan işlemlerin ücretini almaktadır. Bu durum sanki bağışlanan kana bir bedel biçiliyormuş gibi anlaşılıyor ya da kasıtlı olarak böyle gösterilmeye çalışılıyor.

Kan ihtiyacı olan kişinin sosyal güvenliği varsa talep edilen bedel sosyal güvenlik kurumunca karşılanıyor, haliyle hastanın haberi dahi olmuyor.

Türk Kızılayı ihtiyaç sahiplerinin sıkıntı yaşamaması için hastanelerle protokol yapıyor herhangi bir karşılığı dahi yok ancak hastaneler Türk Kızılayı ile bu protokolü yapmıyorsa Türk Kızılayı ne yapsın.

Ayrıca Türk Kızılayı'nın kan hizmetleri ile ilgili olarak yürüttüğü faaliyetlerdeki masraflarını da alması gerekiyor. Türk Kızılayı'na devlet sen yurttaki kan hizmetlerini yürütüyorsun yaptığın masraflar bu kadar, parayı hesabına geçtim demiyor.

Kısıtlı bir bütçe ile Türkiye'nin afet, kan, ilkyardım konusundaki faaliyetlerini yürütmeye çalışan Türk Kızılayı'nı da başta sözlükçüler olmak üzere kimse kar amacı güden bir ticarethane olarak görmesin.

Her zaman belirttiğim gibi Türk Kızılayı'nın mevcut durumundan memnun değilseniz, ben bu kurumu alır götürürüm diyorsanız, Türk Kızılayı tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kapısı açık bir kurumdur. Daha iyi bir konuma getirebileceğinizi düşündüğünüz Türk Kızılayı'na üye olarak işe başlayabilirsiniz.

yasal prosedurleri şu
mke.gov.tr ya da silahçı tabir ettiğimiz arkadaşlardan silahını alıyorsun.ortalama bir silah için 2000 dolar gibi bir para odemen gerekecek.peşine ruhsat işlemlerini başlatacaksın.özel bir durum olmasına gerek yok ruhsat için.sağlık raporun vs alındıktan sonra uygun görülürse silahını ruhsatıyla beraber teslim alırsın.

kolaylık olması için taşıma yerine bulundurma ruhsatı alırsan daha rahat olur.genel olarak taşıma ruhsatını almak daha zordur.detaylı işlem gerekebilir.

bütün silahlar ruhsata tabidir.av tüfekleri avcı ruhsatıyla kullanılabiliyordu ama son topkapı meselesinden sonra yeni bir duzenleme gelebilir.

18 yaşından büyük olamn yeterli.

Belli mesleklere mensup olmanız lazım.

ruhsat.iem.gov.tr

yivli bir silah(yivli tüfek, tabanca) sahibi olmak istiyorsan 21 yaşını bitirmiş olmak gerekli.

silah taşıma ruhsatını unutun eğer kuyumcu, benzinci ya da her yıl belirlenen ciroya(bir kaç milyon tl) ulaşan bir şirketi temsile yetkiniz yoksa.

silah bulundurma ruhsatını öğrenci, ev hanımı ayırt edilmeksizin herkes alabilir herhangi bir engel durumunuz yoksa.

silahı da eğer mkek'den alacaksan satın alma belgen çıkmadan, bir şahıstan alıyorsan noter devri yazısı çıkmadan alamazsın.

ateşli silahların tümü ruhsata tabidir.

silah işi de abartılacak bir iş değil, müracaat etmeden önce isterseniz bir sorun ruhsat bürolara şans eseri bedelsiz devir etmek isteyen emekli hakim, vs. birisi olabilir silaha hiç para vermeden alırsınız en kötü 500tl civarı bir paraya kırıkkale alın yeterli ama para var huzur var derseniz 50binTL, 100binTL , sınır yok.

sizin yapmanız gereken önce sahip olacağınız silahı bulmak.

yardıma ihtiyacınız varsa mesaj atabilirsiniz.

konser bileti

şehir?

www.123posters.com
istanbulda taksimde falan vardı bundan.

yanlis anlamayin ama cok hakim degilseniz bu alana bulasmayin:)

ek olarak caz ile münasebeti nedir,hani bilgisini arttirmak istiyo yazmissin ama,dinler mi sadece?artistik olsun diye mi dinler?gercekten mi sever?hastalik mi?saksafon filan mi calar da onu mu gelistirmek ister?

önemli sorular bunlar.heee ben de iyi hediye secen adam degilimdir bunu biliyorum ama dedigim gibi cok hakim degilseniz ya da artistik icin dinliyosa hediyeyi görünce dudak bükerek "hiii","neymissss,(o sirada acar) plak mi sadece?" gibi kötü yorumlar alabilirsin:)hos olmaz :)

türk kizi bu konularda fazla klasiktir gözlemledigim kadariyla.öyle abidik gubidik hediyeye gelemez.

Caz müziği ile ilgili bir kitap yerine güzel birkaç caz albümü çok daha iyi olabilir ve konser bence güzel bir hediye+ etkinlik olur...

spesifik olarak caz degil tabii ama belki "yan hediyecik" olabilir sunlardan biri/bir kaci www.madebyozlemakin.blogspot.com

www.taschen.com

www.dr.com.tr

cevaplar için tek tek teşekkür ediyorum.
konser benim de aklıma gelmişti ancak burada konser yok.

@serabetan konuya hakim değilim ancak klasik hediyeler almak yerine farklı bir şey almak istiyorum.caz ile munasebeti sadece dinler ve artistik kaygısı da var (benim izlenimim)herhangi bir enstruman çalmıyor. benim düşüncem bir kitap ve güzel iki üç albüm biraz da çikolatanın olduğu bir kutu hazırlamak.bir de kitabı kaplar, kutuyu da el yapımı hazırlarsam pek mırın kırın olmaz diye düşünüyorum?

güzel albümler, türkçe kitaplar ve değişik önerilerinizi bekliyorum.

@hala pek bi super kahraman yan hediyecik olarak gönderdiğin adres güzelmiş gerçekten.

www.akdenizkentorkestrasi.com
konseri var bu cuma. ilk konserleri olacak. mersin opera bale'nin bazı sanatçıları var..
solist ırmak temizer (www.youtube.com izmir kent orkestrası'nda da söylüyor. tek solist o ancak farklı şeyler de olacak (çok bilgili değilim. kişileri tanıyorum)

Makale bazında konuşursak kamu bünyesindeki bazı dergiler ödeme yapıyor. Maliye Dergisi (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından yayınlanıyor) ve Sayıştay Dergisi (Sayıştay Başkanlığı
Yayın ve İletişim Grubu tarafından yayınlanıyor) bunlardan aklıma gelenler (Daha doğrusu makalelerimin yayınlandığı dergiler)
Her iki dergi de yazarlara 23 Ocak 2007 tarih ve 26412 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Ödenecek Telif ve İşlenme Ücretleri Hakkında Yönetmelik esaslarına göre telif ücreti ödemekte.
Bunun dışında bildiğim kadarıyla Vergi Dünyası, Vergi Sorunları, Tisk Akademi ve Çimento İşverenleri Sendikası kapsamındaki dergilerde de yazarlara ödeme yapılıyor.
Bir çok dergi de ödeme yapma yerine dergiden bedelsiz olarak 5-10 tane göndermekte.

şayet üniversite yayınevi bir kişiye ait eseri basmısşa, üniversitesine göre değişen bir miktar ücret ödeniyor satış üzerinden. eger konferans kitapcigi ya da dergide basılmışsa oradan bir gelir olmuyor, ama oradaki yayını gösterip kendi akademik ilerlemesinde bir tür puan elde ediyor ve uzun vadede o sekilde bir kazanım elde ediyor akademisyen arkadaş.

Tübitak'ın ve bazı üniversitelerin de yayına göre değişen teşvik ödemeleri oluyor.

eğer çalışmanızı basan dergi tübitak'ın a veya b sınıfına giriyorsa üç beş kuruş teşvik alıyorsunuz.

Peki uluslararası alanda durum nasıl? Mesela IEEE'ye baktığımda bir makale için 26 dolar istiyorlar. Yazan kişi buna ayrıca para ödüyor genelde. Daha da özelleştirecek olursam yazan kişiye de faydası olan uluslararası yayıncı kimleri bilirsiniz?

yurtdışı akademik yayınların da pek çoğu para ödemiyor benim bildiğim. dahası hakemli dergiler bile makaleleri ücretsiz/hayrına denetlettiriyor. yeni akım, makalelerinin yayımlanması için yazarların para ödemesi şeklinde.

bir hukuk dergisinde makalem yayınlanmıştı. hatta makaleyi gönderdikten 2-3 ay sonra yayınlandı ben bile unutmuştum. bir gün aradılar banka hesap numaramı istediler telif ücreti için. fakat makale yayınlanalı 3 ay oldu hala ortada para yok :)

makalenin telif hakkının devredilmesini istemeyen dergilere nasıl ulaşabiliriz?

Ben de soruya ek yapayım, üniversitenin bir enstitüsünün dergisinde yayınlanmasinin ücreti olur mu peki?

herhangi bi sağlık ocağından da alırsın.

özel poliklinikden de alabilirsin 10 lira falan.

kızılaydan alabilirsin. üstelik, daha sonra kan bağışlamak istersen vb., kızılay çoğu sağlık kurumunun verdiği kan grubu kartını kabul etmediği için kızılaydan almak avantajlı olabilir.

türk kızılayı'nın kan grubu kartı vermek gibi bir hizmeti bulunmamaktadır.
türk kızılayı gönüllü kan bağışında bulunan bağışçılarına bilgilendirmek maksadıyla gönüllü kan bağışçısı kartı vermektedir.

bizzat kendiniz götürmediğinzi sürece sorun var demektir, ne yazık ki :(

afet gibi olağanüstü durumlarda sırtınıza bir çuval pirinç yükleyip ben bunu kepçe kepçe dağıtacağım diyemezsiniz, derseniz de boşa.

her göndermek istediğiniz de götürülecek diye birşey yok.

erik pestili tabiki

Sadece yazdıklarım mevcut ne yazık ki.

cevizli köme

Bence en güzel sade olacak, oh bal gibi. Köme de çok güzel oluyor ama doğu anadoluda yapıldığı şekliyle kalın ve sert olanları güzel.

köme ya :)

dut pekmezinden yapılan pestildir. malatya pazarında olur içine kayısı çekirdeği konur tek geçerim onu..

cevizli pestil iyidir

ay pardon ben yanlış okumuşum. diğerlerini bilmiyorum ama ceviz yakışır gibi geliyor.

tabi ki erik

piyasada denk getirmen neredeyse imkansız ama vişne pestilinden ötesi yoktur.

kurutma makinesi de hemen hemen çamaşır makinesi ağırlığında. kaldıramaz ki

gördüğüm kullananların çoğu üst üste kulanıyor.
ancak arada bir aparata var mı bilemiyorum

koyulur. teknik servise danışın size yardımcı olacaklardır. ben kurutma mak. almak istediğimde satıcı istersem üst üste konulabileceğini söyledi.(benim aldığım makina bacalı model değil, elektrikli modeldi. bu kısma dikkat)

Arkadaşımın evinde de üstüste duruyolla', ama hangisi üstte bilmiyorum:p

@charlesbukowskiineksi büyük ihtimalle çamaşır makinası altta, kurutma mak. üsttedir. çamaşır mak. su almak için musluk, suyu tahliye için gider v.b. bağlantıları kullanıyor. zaten makina borusunun boyu ancak denk geliyor. kurutma makinası -genelde- suyu tahliye etmiyor, çekmece gibi bir hazneye topluyor. bu yüzden sadece prizi fişe takmak yeterli. ekstra bağlantıya ihtiyaç yok. bu nedenle büyük ihtimalle kurutma mak. üsttedir.

çok rahat kullanabilrsin. Ben yıllardır kullanıyorum. Çamış makinası altta olsun :P

en kötü bir dolap yaptır çamaşır makinesi için, sağlam olsun ama, üzerine de koy kurutmayı, ya da kurutma özellikli bir çamaşır makinesi al, kurtul.

Kurutma mk camasik mk'dan hafiftir bu yuzden uzerine koyabilirsiniz. Ben ~2 yildir bu sekilde kullaniyorum, hicbir sorunum yok. Tabi camasik mk'sinin yurumeyen cinsten (ayaklarinin ayarlari adam gibi yapilmis) oldugunu varsayiyorum :)

evet kurutma makinası oldukça hafif, geçen gün misafirlikte gördüm, bosch markaydı ikisi de.

1. nereye gittiğinize göre değişir bu. bazı ülkeler bu pasaporta da vize istiyor.
2. Evet, görevli olarak gitme durumunuzda verilen gri pasaportu kısa süreli verilir sadece. normal pasaportunuzun olması bir şey değiştirmez.

sitenin aşağısında kimlerin vize isteyip istemediği yazıyor pasaportuna göre.

digm.meb.gov.tr

hizmet pasaportu isteyene verilmiyor, resmi bir göreve gidecekseniz kurumunuzddaki ilgili departmanla görüşün.

aylık yok ancak zaman zaman kısa süreli programlar yapıyorlar.

Sıfır almayacaksan kawasaki er-5'e bir bak derim.

Butcene bakarak benzin parasina cok da para harcayabilecegini dusunmuyorum. O yuzden "havali" bir motor alacagim diye cebini yakma. Kesinlikle scooter tarzi bir model al, marka istersen de piaggio (vespa da piaggio gruba bagli bu arada) gelmis gecmis en kaliteli scooter lari yaparlar. Sakin gidip dandik cin motorlarndan falan alayim deme. Ayrica elden cikarmasi en kolay motorlardir scooter lar. Hele sehir icinde kullancaksan baska bi modele bakma bile.(he ayrica bence klasik bir vespa super spor bir motordan daha havali)

sıfır model yamaha ybr 125 al.

4-5 bine heybetli birşey zor sanki.
bir de sürekli uğraştıracak birşeydense ben yine de vespa al derim.
hele hele ilk motor olacaksa yine vespa derim.

2. el suzuki burgman bulmaya çalış (heybetli). 1000 - 2000 tl çikarsan temiz bulabilirsin.

168 Ücretsiz Türk Kızılayı Bağış ve Danışma Hattı'nı arayanız.

aradım konuyla ilgileneceklerini söylemişlerdi ama gerek kalmadı,

(bkz: #24825761)

garanti bankası adı geçince iki kere düşünmek gerek. ben de altın-platin fonu aldım, sözde anapara korumalı idi. 2 ay sonra satayım dedim. "efendim vadesinden önce satarsanız anapara koruması yok, malesef fiyatı da düştü, %9 zarar edersiniz" dediler. vadesi de 6 ay. baştan söylemiyorlar ama, bilmek zorundayız biz bunu.

edit: fon bakır-platin fonuymuş. bakırdan medet umuyoruz artık.

ben de hazzetmiyorum garanti'den. hesap ücreti kesmiyor diye kalıyorum ama kendisinde. yalnız soruyu banka bağımsız da yanıtlayabilirsiniz. herhalde aynıdır sistemleri.

gram altın al-sat, fonla falan uğraşma derim
bunu düz adam olduğun için diyorum, önce altın hesabında piş fonları sonra kurcalarsın.

altin fonu acmayin. gram altin hesabi acin. garantiden altin olayina girecekseniz en avantajlisi bu.

anapara koruma amaçlı fona girdim altına endeksli haziran ayında mı ne, o zamana dek altında tutmuştum ve çok iyi kar yapmıştım, geçen altın coştu da coştu ya işte o sıra dedim nedir durum, bırak karı daha eksilerde mi neydi kazanç, kısacası paranın anası sikildi ancak ocak ya da şubatta bitince vade ne olacak göreceğiz, şu an hiçbir şey belli değil.

her ne olursa olsun yatırdığınız paranın %98'i size geri dönüyor.

Sinanpaşa pasajında satarlar öyle ıvır zıvırlar, bir bak derim.

elektrikçilerde de olabilir.

telefoncularda da bulabilirsiniz iphone için satıyorlar ama ipod'a da uyuyor.

bimekste falan ekstra kabloyla birlikte 25 30 lira civarinda satiliyor

sinanpasada dvdcilerin oldugu katta kablocu, kumandacı var.

sadece usb kablosuna 20 ve üzeri çekilirken piyasada burada 5 ya da 10du.

ayrıca sağlamdır ürünleri.

İHH ve türevi derneklerin vardır. Bu oluşumlara güvenmeyen gruptan değilseniz, sitelerine girip bakın.

saatgeceninonikisi +1... Kesinlikle çok iyiler. Örneğin Pakistandaki sel felaketinden sonra tüm kurumların aksine acil ihtiyaç olan bölgelere yardım ulaştırdılar. Net üzerinden yardım yapabiliyorsunuz. şu da çok önemli ki hangi projeye yardım etmek istiyorsanız seçebiliyorsunuz. katarak ameliyatına sponsor olup birinin görmesinisağlayabilirsin veya bir su kuyusu açtırabiliyorsun.

(bkz: www.cansuyu.org)

fet. hoca efendi hazretleri 10bin dolar göndermiş, istersen telefonla yardım edebiliyormuşsun, zap yaparken denk geldim sinirlerim kalktı.

deniz fen... pardon.

bakın sevgılı sozlukculer,
bırlesmıs mılletlerı fılan herseyı bosverın.

bır ulkenın ınsanı yardıma ıhtıyacı varsa, ulkesındekı Kızılay, Kızılhaç veya Kızılyıldız aracılıgı ıle uyesı bulundugu Uluslararası Kızılhaç - Kızılay Federasyonu'na uluslararası yardım talebınde bulunur.

Bu durumda yardım talebınde bulunan ulkeye yardım edılecekse bu yardım sadece yardımda bulunacak ulkenın Kızılhacı - Kızılayı tarafından yapılabılır.

Bunun harıcınde ıhh, denızfenerı, gunduzfenerı, kımse yok mu, vb. olusumlar sadece Kızılaycılık oyunu oynarlar.

Bu olusumların yaptıgı yardımlar sozde yardımdan oteye gıtmez, gıdemez.

Bu kurumların yaptıkları kısa ve net olarak, ınsan yasamını etkıleyen olaganustu durumların yasandıgı yerlere hıcbır resmı unvana sahıp olmadan(turıst olarak) bırkac kısı bır araya gelerek, uzerlerıne de amblemlı logolu bırseyler gıyerek gıderler, ınsan sayısının en az oldugu bır bolgede yapılabılecek en gosterıslı sozde yardımı, reklam yapmalarına ımkan verecek sekılde yaparlar ve bolgeden cekılırler.

Bu sozde ve gostermelık ınsanı yardım faalıyetlerı sırasında da Bayragımız'ı kullanarak Ulkemız'e olan bakıs acısının olumsuz yonde gelısmesıne sebep olurlar.

Bu olusumların yaptıgı yardımlar herhangı bır vatandasın arabasının bagajına bır cuval un ya da pırınc yukleyıp ben ınsanı yardım yapmaya gıdıyorumdan oteye gecmez, gecemez.

Bu yuzdendır kı sozde ınsanı yardım ulastırmak uzere cıktıkları gazze yolunda ısraıl ıle bızı zor duruma dusurduler.

Bu olusumlara herhangı bır maddı ya da manevı kaynak aktarımında bulunarak yapılabılecek en kotu seyı yapıyorsunuz.

Ne medyanın, ne bırlesmıs mılletler'ın oyunlarına gelmeyın, cıddı anlamda bır sıkıntı varsa bunun ıle ılgılı olarak ulkemızde Turk Kızılayı gereklı faalıyetı yurutur.

Yurutmedıgını dusunuyorsanız Ucretsız 168 Turk Kızılayı Bagıs ve Danısma Hattı aracılıgı ıle dusuncelerınızı dıle getırebılırsınız.

7 kişiyi toplaman lazım bi kere. ondan sonra dernek organlarını (yürütme denetme bişeyler vardı) oluşturacaksın. sonra da mülki idareye bildireceksin.. ( ama bu son cumlede yazdıgım anayasa ile değiştirilip artık bildirmeye gerek yok şeklinde düzenlenmiş olabilir)
ama 7 kişi şart

www.dernekler.gov.tr

veya valiliğe dernekler masasına geç.

7 kişi sorun değil o var zaten elde, aklıma takılan dernek adresi, illa bi yerden kiralamak mı gerekiyor yoksa ev adresi falanda olabiliyormu

ev adresi olmaz. yani sizin derneği ne için kurduğunuz önemli. ancak derneği sırf kurmak için oturduğunuz evi gösterip daha sonra derneği derneği kurduğunuz amaç dışında kullanırsanız amaç dışına saptığınızdan kapatılır derneğiniz. ancak kuruluşta evinizi gösterebilirsiniz.

kurulusta evını gosteremeyebılırsın.

cunku oncelıkle bu mulkıyetın dernek tarafından kullanılabılmesı ıcın ona bu hakkın tanınması gerekıyor resmen, bunu da mulkıyet sahıbınden dernek adına kıralayarak ya da muvafakatname alarak yapabılırsın.

ayrıca dernek tarafından kullanılacak mulkıyet bır apartman daıresı fılansa apartmanda bulunan dıger mulk sahıplerınce burada dernegın faalıyet yurutebılmesıne ızın verıldıgıne daır bır yazıya ıhtıyacın olacak.

ıstanbul'da ısler bıraz sıkı tutulabılıyor, yerı geldıgınde muvafakatname bıle kabul etmek ıstemıyorlar.

bır de sakın ola ben soyle yapar boyle cevırır oyle de yuttururum demeyın, basınıza ıs acarsınız.

kolay gelsın.

Ücretsiz 168 Türk Kızılayı Bağış ve Danışma Hattı'nı arayarak bilgi alabilirsiniz.

aradın mı, açık mıymış @lol?

açık. hafta sonu nöbetçileri oluyor. bi de saatleri biraz daha sınırlı sanırım. mesela 9-19 yerine 11-17 gibi (saatleri salladım)

Hayır aramadım, gitmeden arayacağım.

22 yıllık kadıköylüyüm. waffle yiyeceksen üşenmeyeceksin, bebek abbasa gideceksin.

bebek abbas +100 beylikdüzünden kalkıp giyoruz biz de üşenme sen de git.

kemal usta Moda/Kadıköy

Bebek abbas a gideceksin panpa.

adana'dan istanbul'a gittiğimizde bizi ilk olarak bebek abbasa götürmüşlerdi. nefis !

Bağdat Caddesi'nde de Abbas var.

kişisel olarak viskinin herhangi birşeyle karıştırılmasını doğru bulmuyorum. ama zevkine göre harman viskileri soda ile karıştırabilirsin, ayrı ayrı nasıl olur bilemem. malt viski tercih ediyorsan bildiğin zevksizlik olur karıştırmak veya yanında birşey içmek, aman dikkat ;)

kisisel tercihim sek icmektir ama mesela kendini cok fazla zorlamak istemiyorsan ertesi gün icin, gecenin sonunda 1 soda icip yatabilirsin.

jim beam için. karıştırmak değil ayrı bardaklarda.

hocam viskinin en güzeli sek içilendir. tabi tercih meselesi ama sodayla hiç denemedim.

buz dolu bir su kadehi ile her türlü viskiyi tüketirseniz en güzel içime ulaşmanız muhtemel.

bu 3 araçtan birini düşündüğüne göre fazla riske girmeyi sevmiyorsun araç konusunda, elden de zamanı gelince kolay çıkarayım diyorsun ben bunların hiçbirini almazdım ama illa ki birini seçeceksem sana focus derim. yol tutuşu çok iyidir, direksiyon çok direkt çalışır, kullanımı güvenli ve zevklidir. ikinci elde kolay çıkarabilirsin.
corolla da iyidir, sorunsuzdur. megane olayına bence girme

fiesta da degerlendirelebilir bence.

1. toyota
2. ford
3. renault(asla)

illa dizel demiyosan 2004-2005 kasa honda civic sedan..bunun rahatını diğer hiçbirisinde bulamazsın

@theos aynen öyle kullandıktan sonra elimden rahat çıkarmak istiyorum
@rurouni fiesta da aklımın bir kenarında ama...
@sklgl toyotonanın şu modeli fordun şu modeli gibi bir şey söyleyebiliyormusun
@kerem75 hondanın parçaları pahalı diye caydım.

model olarak söylediğin aslında donanım paketleri.

çelik jant olsun, tamponlar gövde rengi olsun vs. gibi donanım özellikleri yani.

sitelerinde hangi pakette ne özellikler olduğunu bulabilirsin.

herkese söylüyorum ama ford mondeo dizel otomatik :) bulabilirseni ghia (tabi ikinci el oluyor)

kafam rahat valla

edit:ghia yerine düşük model olup modeli 2007 yaparsanız bence daha mantıklı

Ben de anlamadım. Koyu yeşil göz Anadoluluların en büyük özelliğidir oysa ki :)

Atıyorlar. Muhabbet başlatıcı salak diyaloglara bir örnek bu da.

renkli göz

renkli göz sarı/kızıl saç sakal.

kardeşim fırça gibi koyu siyah saçlı sakallıdır.. koyu tenlidir.. koyu kahverengi gözleri var.. ona kimsenin "göçmen misiniz?" diye sorduğunu duymadım.. ama koyu kestane saç, kahverengi göz, buğday tenli (diyorlar galiba o tene de).. ben de öyleyim.. bana da sormuyorlar mesela.. ama baba tarafı göçmen bizim.. birimiz baba tarafına, birimiz anne tarafına çekmiş gibi.. yani belki de göçmen tipi budur.. ki zaten göçmen dediğiniz de oraya yerleştirilmiş türkler değil miydi? (anadoluya sonradan geldiysek..) şunu demek istemiş oluyorlar gibime geliyor bana böyle sorarken: siz anadolunun batısından mısınız? çünkü sanki doğuya ve güneye gittikçe insanların saç rengi koyulaşıyor gibi.. aksine batıya gidince de açılıp renk değiştiriyor gibi : ) tenleri de belki..
acaba? ayrıca muhtemelen atıyorlar göçmen diye.. bilmeden..

konuşmalarından, trakya ağzında olan bazı kelimelerin kullanılması vs...

isiga tutuyoruz, icinde "tuhaf bir nese" varsa,
kako si? ile sansimizi deniyoruz.
- dobro, hvala.

ten rengi, renkli göz...

sarı saça, renkli göze, beyaz tene göçmen diyorlarsa doğu karadeniz'in tamamı göçmen olurdu. bu durum ayrıca doğuya gidildikçe ten koyulaşması teorisini de yanlışlıyor.

bence de tamamen atıyorlar. ben sarışın göçmen de gördüm esmer göçmen de, öyle şeyler tipten anlaşılmaz. siyahi falan değilseniz tabi.