kobo touch sahibiyim 2-3 senedir calibre + kobo = $ukela. tek tavsiyem isikli almaniz.

Pwnography'nin dediği gibi ışıklı olsun kesinlikle. Kindle paperwhite kullanıyorum bir süredir ve çok memnunum.

İnternette bulunan epub formatlı kitaplar yüklenebiliyor hepsine.

kobo aura edition 2 öneririm, her türlü illegal yola geliyor, aydınlatması da var. kindle'ın aydınlatması olmayan modeliyle aynı fiyatta, ben n11'den 2 hafta önce 386 tl'ye aldım.

markaların farklarından anlamam. bende kindle'ın en ucuz olanı var, yapamadığı bir şey yok (pdf okutmamak dışında ki bu her reader'ın ortak sorunu).

arka aydınlatmayı siktiret. durduk yere iki kat para ödüyorsun. gece, karanlık odada okumayacaksan arka aydınlatmanın zerrece bir olayı yok. karanlıkta çok okuyorsan bir kitap ışığı al 5 liraya, klipsli olanlardan, 250 lira cebine kalsın. gereksiz masraf amk. millet bir bokmuş gibi anlatıyor ama ne işte kullandığını söyleyebilen yok.

kindle'a her türlü illegal kitabı yüklüyorum. orijinal kitap yok bende :D libgen candır diye geziyorum ortada. sorun yok o konuda.

kindle paperwhite al (ışıklı olan modl bu). ışıklı olana ihtiyacın yok diyenleri hiç sallama. her gece yaklaşık üç saat kitap okuyorum ve saçma sapan kitap okuma ışığı vs uğraşmaktansa hayat boyu kullanacağım ışıklı fıstık gibi bir cihaz kullanmayı bin kere tercih ederim.

türkiyede en kolayı d&r'da satılan kobo.

ücretsiz pdf, epub her indirdiğini yüklersin. no problem. bilgisayarındaki klasöre dosya atar gibi kitap atabilirsin.

Kobo almıştım geçen sene kendi kendine bozuldu yakın zamanda. Kobo'nun D&R dışında servisi olmayışı çok can sıkıcı haberiniz olsun.

Işığa gerek yok diyen fakirleri ciddiye alma, Kindle Paperwhite al keyfine bak. Çevirme olayı da kullanıcıyı ilgilendirmiyor, Calibre'yi bir kere ayarlıyorsun atarken otomatik çeviriyor zaten epub'dan mobi'ye, beş saniyelik bir iş.

Kindle Paperwhite kullanıyorum.
Işık çok önemli. Kendinizi ne durumda bulacağınızı bilemezsiniz, yanınızdaki uyumak ister, siz okumak. Otobüste uçakta seyahat ediyor olursunuz, ekleme olan ışık parlar, rahatsız eder. Güneş parlar, sahilde vs okuyamazsınız. Kısaca önemli. Ayrıca gözlerinizde bir problem varsa, misal ben normalden biraz daha parlak ışık olmayınca çok zor görüyorum, ihtiyacınıza göre ışığın miktarını ayarlayabiliyorsunuz. Saatlerce okusanız da göz yormuyor böylece.

Ben illegal değil de, direkt Amazon'dan ücretiyle alıyorum kitapları. Ama internetten indirdiklerini okuyan çok kişi de biliyorum. Keyfinize ve tercihinize göre yani.

Edit: Türkçe ve Kindle olayını bilmiyorum ama. Yabancı dilde okuyacaksanız kesin kindle.

tüm tavsiyeler için teşekkürler. kobo aura one dikkatimi çekti. ekranı büyük sonra ışıklandırması var. kindle oasis de güzel ama amazon türkiye'ye göndermiyor. yalnız tek aklıma takılan bu iki modelde de paperwhite özelliği yok yani o klasik hafif eski, sarımtırak bir sayfa rengi var. ne dersiniz? kobo aura one iyi bir tercih midir?

edit: pardon renk oasis'de de beyaz galiba.

ben aura one kullanıyorum gayet iyi.

paperwhite özelliğinden kasıt beyaz olması mıdır? çok fark edeceğini sanmıyorum açıkçası.

varsa başka spesifik soruların yanıtlayabilirim.

tekerlekli teneke getirsen bu ülkede 30bine satarsın. geçen yıl ocak ayında 60 a sattıkları araç şimdi 90 oldu. almadığıma mı yanayım, aynı araç için devlete ekstra 30bin ödemek zorunda kalışıma mı?

www.youtube.com

bi de motor fiyatlarına bak istersen.

Vergide %50 diyorlardı çok takip ettiğim konu.degil ama 0 2018 araç baya fiyatı artti

Euro arttı.

BEN aldiktan 2 ay sonra 15 bin tl zam geldi. 15 bin diyorum bak. Normal degil.
Bayi de "niye bilmiyoruz cok zam geliyor, biz de anlamadik" demisti

Dolar ve Euro arttı, ya da bizim paramız değer kaybetti!

E bu mallar da dövizle geldiği için TL bazında fiyatı arttı.

Aslında arabalar zamlanmadı, şöyle hesapla; 53 bin liraydı dediğin tarihteki euro kurunu bul ve arabanın kaç euro olduğunu hesapla.

Sonra da bugünkü kur ile çarp, çok fazla fark etmediğini göreceksin.

dava ankara idare mahkemelerinde açılmalı ama dava dilekçesi istanbul idare mahkemelerinden birine de verilebilir. onlar gönderiyor. iyuk madde 4.

aynı olayı note4 de yaşadımi ölü batarya ve ekran yanığı vardı (totalde servise gitse min 100 max 700tl verecektim çünkü tlf aşırı ısındığı için patlama riskini de göz önüne aldım) gittim tarifeye ek tlf aldım. almaz olaydım. tlf dan pişman değilim ama ödeme güçlüğü çekiyorum :( bundan yola çıkarak karar ver. tlf dan hala memnunsan batarya al. yok artık eskisi gibi değil daha fazla sıkıntı çıkarabilir dersen tlf al

batarya elbette. deji iyidir bu konuda.

www.deji.com.tr

bataryayı yenileyince hızlandığı da teyit olduğuna göre batarya +1 diyorum.
bi de fiyatlarını bilmiyorum ama über uçuk değilse doğrudan apple'a taktırmakta fayda var.

batarya ++

Üç kuruşluk batarya için yeni telefon alma.
6dan sonra en iyi ihtimalle 7 alırsın o da 3000 lira. Durumun her ne olursa olsun haybeye o parayı verme derim. Git tatil yap birşey yap.

rss

nasıl takipçisi olunuyordu ve nasıl işliyordu mail atıyordu değil mi?

feedly bu devirde en pratiği. android'de palabre'yi öneririm.

kafka sahilde var murakami'nin güzel kitap

puslu kıtalar atlası

Çocukluğun Sonu, Ben Robot, hazır yeni baskıları başlarken Vakıf.

Edit: Sonradan gelen cevaplarla hatırladım, Sonsuzluğun Sonu da var evet. Çocukluğun Sonu da Sonsuzluğun Sonu da ayrı ayrı çok güzeller. <3

Zweig - satranç

Can kozanoğlu - acemi eğitimi

Yerdeniz

bozkırkurdu - hermann hesse

Kitap konusunda bir tavsiyede maalesef bulunamicam ben yakın siyasi dönem okuyorum fakat indirim konusu tamamen yalan demeye geldim. Geçen ay yaptığım alışveriş ile fiyatlar kuruşuna kadar aynı gaza gelip fazla almayın diye uyarmak için geldim. :)

Ya sayfa sayılarını bilmiyorum ama sizin durum için kesinlikle John Scalzi öneriyorum, space opera yazıyor ve su gibi okunuyor. Hangileri Türkçeye çevrildi onu da bilmiyorum ama Old Man's War ve Collapsing Empire falan tavsiye ederim.

Sonsuzluğun sonu
Liseden arkadaşlar
Har
Enderin oyunu -kalın bi kitap ama yine de oku-
dune - kalın bi kitap ama yine de oku-
tatlı rüyalar

mutfak - banana yoshimoto
yabanci - albert camus
bitik adam - thomas bernhard

Demian

Dan brown kitaplarını okuyabilirsin
merak ettirir sürükleyicidir . dili anlatımı ilginç ve aşk romanı değil . tavsiye ederim

P.K.Dick / Ubik
H.G.Wells / Zaman Makinesi ya da Dr.Moreau'nun Adası

Buarada, 18Kasım / 3Aralık arası Haydarpaşa Garı'nda sahaf günleri var, belki kitapları karıştırarak almak, okuma konusunda hevesinizi daha da arttırabilir.

stefan zweig tüm kitapları hem incecik hem de akıcı

İdari yargic olsam sebep ve konu unsurlarindan iptal ederdim.

valla biraz calisilacak
sonra ac ofisi
cin olmadan adam carpilmaz.

Ben bir stajyer avukat olarak soyle dusunuyorum: Kendimi 10 yil sonra isci avukat olarak hayal ediyor muyum? Hayir. İlla kendi buromu acip bastaki zorluklari yasayacagim. Bunu ne kadar erken yasarsam o kadar iyi. Cmk, adli yardim, uzlastirma vs. Bir sekilde ac kalmazsin. Aileden destek goruyorsan, sermaye varsa buroyu ac bence.

Kingcyrax, neden bir süre çalışılmalı dusuncesindesiniz? Müvekkil kazanmak için mi? Piyasa zaten kurtlar sofrası değil mi? Hangi patron avukat müvekkil kaptırır ki?

Signore, çevre yapmak, vergi ve iş alamama durumlarina ne diyorsunuz? Bu riskler her zaman var elbette ama piyasa tamamen eskiler ve çevresi olan aileden zenginler tarafindan kapılmış durumda. Işın ucunda büroyu kapatmak da var.

1. İs oyle ya da boyle bir sekilde geliyor, onu tutmak onemli olan. İsi iyi yapinca cevre olusur zaten.

2. İlk 3 yil gelir vergisi muafiyeti var.

Baslangicta gider ortagi olup masraflari en dusukte tutmak mantikli. Risk her zaman var elbette, ama -klişe alert- risk almadan da kazanilmiyor. Buroyu kapatmak da dunyanin sonu degil, tuccarlar gibi borcla batmiyoruz sonucta, diger secenekler her zaman masada olacak. En azindan denenmis olur.

signore
hocam ofis acmak maliyetli bir iş - kaldırabilecek misiniz?
ve müvekkil nereden bulacaksınız?
biraz calısıp cevre edinilse paslasirsiniz. isi ogrenirsiniz.
bu isler insan iliskisi yarın samimi oldugunuz musteriye ben buro aciyorum haci bana ver vekalet diyebilirsiniz
patron da hic bir sey diyemez.

Kingcyrax, avukat mısınız? Dediklerinize katılıyorum. Bu düşünceler büro açma konusunda beni tereddüte düşürüyor. Bir yandan da yukarıda yazılanlar. Banka avukatlığı hakkında neler dusunuyorsunuz? Iscı avukatlık köle ve torpil sistemine dönüşmüş durumda.

fatminka
oncelikle cevap verenleri ticklersen sevinirim :)
avukat degilim ama iş kurdum bir kaç firma.
başarılı işler de var başarısız işler de var.
tek bildigim okulda bildiklerinizle isletme acamazsınız.
musteri iliskisi satıs kabiliyeti cok baska seyler bunları ogrenmezseniz de basarısız olursunuz
bunları da okulda ogrenemezsiniz karsılıklı calisarak ogrenirsiniz
ve kendi isletmenizde yapmamanız gerekenleri ogrenirsiniz.

BENCE
banka avukatlıgı vs. buro avukatligi
cok bilmiyorum avukat yorum yapsın
ama amacınız kendi ofisinizi acmaksa buro daha iyi gibi degisik davalara girersiniz ve uzmanlasabileceginiz bir yon bulabilirsiniz yaptıkca
ama bankada korelirsiniz cevre edinme olayı kısıtlıdır yani 40 yasinizda sizi yolladıklarında kalırsınız ortada

3. basamağa düşer.

@signore kesin emin misin yoksa bir yorumlama mi?

7. basamak: poliçenin 3. yılında hasarsızlık devam ediyorsa %45 indirim,
6. basamak: poliçenin 2. yılında hasarsızlık devam ediyorsa %30 indirim,
5. basamak: poliçenin ilk yılı hasarsız tamamlandıysa %15 indirim,
4. basamak: Trafiğe ilk kez çıkan araç sahipleri için uygulanır.
3. basamak: poliçenin ilk yılı hasarla sonuçlandıysa %50 zam,
2. basamak: poliçenin 2. yılı hasarla sonuçlandıysa %100 zam,
1. basamak: poliçenin 3. yılının da hasarla sonuçlanması ile %150 zam uygulanır.

bunu başka türlü yorumlamak mümkün değil. 6. basamakta olmak için son 2 yılı üst üste hasarsız geçirmek gerekiyor. son yıl kaza yapmış biri 6'da olamaz, 3'te olur.

Guncelleme: sigortacima sordum, yil icinde girilen hasar kaydi kadar basamak dusuyormus (tabii sucun sizde oldugu hallerde sadece). Boylece 1 kez kaza yaparsam 7den 6ya dusuyorum. Aciklamalar her ne kadar muglak olsa da durum boyleymis.

ben de böyle bir soru sorulsa da derdimi anlatsam dedim,

bugün 1 yılı doldurmamış bir hukuk bürosu olduğunu sonradan öğrendiğimiz, iş ve takip davalarına bakabilecek nitelikte olduğunu bize hissettiren ve ofisine kadar davet eden avukatla şöyle bir diyalog oldu.

biz- durum böyle böyle, sizce ne olur ?
avukat- abi 500 masraflara alırım, kazanmazsak ta en fazla 2000 tl karşı tarafın masrafları olur.
biz- ???

sonra ayrıldık, çay sigara felan derken unuttuk.

Diyeceğim ve soracağım şudur, sizce de @eazy arkadaşın da söylediği gibi tecrubesizlik mi yeni orta dünya düzeni mi ?

çoğu avukat ofisini tek başına değil iki üç arkadaşı ile ortak açıyor dolayısı ile kira ve giderleri bölünüyor. yeni avukat olup tek başına büro açanlar zaten babadan zengin olup paraya pek ihtiyacı olmayanlar.

tanıdığım çoğu avukatın ofisini anası babası açıyor kirasını ödüyor zaten ana-baba evinde kalıyor eleman

avukatlık serbest bir meslektir, normal şartlar altında her avukatın kendi bürosunu açması ve bağımsız çalışması gerekir.

birkaç avukatla gider ortağı olup cmk ve adli yardımdan gelen parayla büro giderlerini ödüyorlar genelde.

Bir süre önce ciddi bir trafik kazası olmuştu. Şehirler arası bir otobüs. Kazayı bi kırıkla atlatan tanıdıgın evine bigün avukat gelmiş. Temel bilgileri edinmiş olarak gelmiş zaten. Dava açması gerektiğini anlatmış falan. "Kendi avukatım var gerekirse danışırım" demiş savuşturmuş.

Dedim herhalde böyle dava kovalıyorlar:)

hukuk iyice ayağa düştü

Kardesim avukat. Gerçekten iyi kazananlar da var surunenler de. Ya çevren cok iyi olacak ya da asiri girisken, şerefsiz ve ikna edici olacaksin. Bu sartlari tasimayanlar icin zor avukatluk.

Büyük çoğunluk aç.
Gerçek.

küşleme ye. hüseyin usta vardı galiba orası güzeldi.

orkide pastanesinde katmer ye, kahvaltı yap.
imam çağdaş'tan uzak dur, illa da gideceksen alinazik ye başka bir şey yeme.

Herkes de antepe gidiyo heralde bu ara :) başka duyuruya yazdığımı kopyalıyorum aynen.

Gezmek görmek için 2 yeter ama yemek için yetmez. Cumayı da katın yapabiliyorsanız. Yukarıdaki arkadaşın yazdıklarına ek olarak mozaik muzesine gidin ve cikisinda halil ustaya ugrayip kusleme vs yiyin. Bakircilar carsisini gezin. metanet lokasında sabah erkenden beyran yiyin. Katmerci zekeriya usta var orada katmer deneyin. Karsilastirmak icin bi de kusleme kebaphan restoranina gidin (biraz sehir disinda) ve bilimum kebap/katmer yiyin (favori katmerim buradaydi). Bisürü baklavacı var ve herkes farklı yeri seviyor. Ben imam cagdasin yemeklerini ve tatlilarini cok sevdim mesela. Az sekerli tercihimdir benim. Cok sekerli isterseniz kocak baklava olabilir. Cumartesi aksam bayazhana gidebilirsiniz bi de.

ben de antep'e gidiyorum haftasonu duyuru açacaktım :) yeme yerleri iyi de çarşı olarak hangisini önerirsiniz :) duyuruya ortak olayım madem :)

Zekeriya usta turistler için harika katmer yapıyor. Turistler de olmasa kim yiyecek :(

başvurabiliyorsun diye biliyorum ama net bilgi için genel tebliği inceleyebilirsin, şartlar yazıyor. www.resmigazete.gov.tr

Başvurursun, geçen yıl 1 yıl sayılır, bu yıl 1 yıl sayılır, ancak seneye tam olarak faydalanırsın muafiyetten

peki bu girişim ortaklık şeklinde olursa ve ortakların biri 29 yalından küçük diğeri büyükse ne olur?

Tüm ortakların şartl sağlaması gerekiyor

konsoloslar noter olarak da işlev görüyor.

Aileden biri vekaletname ile icra takibi baslatamaz. Avukatlik tekeli var.

Avukata verin icranın da türleri var en doğrusunu sizin için yapar. Çoğu ücretsiz yapar bu işi. Kendi payı olan avukatlık ücretini hometech ten alacak çünkü.

peki ailemden biri vekaletim olmadan avukata gidip süreci başlatabilir mi? çok teşekkür ederim.

avukatsız icra başlatabiliyorsunuz, bir icra dairesine dilekçe vermeniz yeterli olabilir, ayrıca posta, kargo ya da faks ile de dilekçenizi gönderebilirsiniz.

Şu ana kadar kimse kesmedi. Hiç sorun olmaz. Hatta oradaki ara sokaklarda bile yer bulabilirsin.

hic bir sey olmaz, zaten cok yakin

oralar öyle yerler değiller yaw. zaten o civarda bir sürü mekan var, özellikle olgunlar tarafında. hareketli olur.

kızılay büyülü fener'in otoparkı var filme girenlere ücretsizdi.

İşi tercih et. Para kazan. Gez toz. Tecrübe edin. Birkaç yıl sonra iş hayatından kaçmak için yüksek lisans yaparsın. Araştırma görevlisi olarak çalışmayacaksan yüksek lisans bildiğin öğrencilik. İş fırsatını yakalamak daha zor bence.

Akademisyen olmak istemiyorsan iş tabii ki. Yuksek lisans kacmiyor sonucta.

Akademisyen olmak istemiyorum açıkçası.Ama eğer işe gidipte yüksek lisans programını seçmezsem aklımdaki savunma sanayiyle tamamen farklı bir sektöre geçiş yapmış olacağım.Hala iş mi dersiniz

Konuştum.Kesinlikle veremeyeceklermiş pozisyon gereği.Eğer gitmeden geçebileceğin bir yükseklisans varsa karışmayız dedi.

Ne mühendisi olduğunu ve hangi alanda yüksek lisans yapacağını söylersen daha net bir yorum yapabiliriz belki.

işi çok övmüşsün 1-2 sene çalış yüksek lisansa dönersin. tecrüben olsun biraz sonra daha rahat iş bulursun yüksek lisans bitince.

Elektrik elektronik mühendisiyim.Yüksek lisansı kazandığım alansa elektronik harp

Kendi gördüklerime göre şöyle bir yorum yapacağım. Staj yaptığım bir şirket metal sektöründeydi. Oradaki malzeme mühendislerinden bazıları yüksek lisans yapmış ve metal konusunda uzman kişilerdi. Yani, eğitimini aldıkları alanda çalışıyorlardı. Normalde yüksek lisans avantaj sağlamış onlar için ama bunun bir dezavantajı da var. Bu kişiler plastik sektöründe iş bulamayabilirler. Çünkü işe alan kişi işe alacağı kişinin uzmanlığına da bakıyor. Elektronik harp alanında yüksek lisans yaparsanız savunma sanayisinde iş bulabilirsiniz ama bu durum ileride başka alanlarda iş bulamamanıza da sebep olabilir. Bu yüzden önce biraz iş tecrübesi edinip, tam olarak ne istediğinize karar vermek ve sonrasında yüksek lisans yapmak daha iyi olur. Akademik kariyer düşünseydiniz hemen yapın derdim ama amaç mesleki kariyer ise bence acele etmemek gerek.

Money money money, must be funny ... Dolayısıyla iş diyorum ama alternatif olarak şunu ekleyeyim: yüksek lisans kabulünü birkaç sene erteleme ya da tekrardan kabul alabilme imkanın var mı? En azından bir iki sene çalışır para biriktirirsin. Yüksek lisansa geri dönünce kafan rahat standartların insani olur.

Yani kayıt yaptırıp derslere gitmem herhalde. En fazla bu olur.ya da belki ilerde çok zor olsada tekrar kabul alabilirim.

İş diyorum

O zaman kayıt yaptır kaydını dondur. Baktın iş iyi gidiyor istersen ileride sildirirsin kaydı. Ama iş sarmazsa yüksek lisansa odaklanırsın.

doktor değilim de sanki bi yere dayamışsında kan oturmuş gibi acillik olduğunu düşünmedim ben.

Yataga yuz ustu uzanip yastiga dayamistim alnimi yarim saat falan. Ondan midir acaba

Uyurken farkında olmadan hart hart kaşımış ve uyumaya devam etmiş olabilir misin acaba? Yani tabii için rahat edecekse doktora görün ama bana pek hastanelik bir durum gibi gelmedi. Birkaç saate geçecek gibi duruyor.

hocam acile git.

Burda biri kuşun fotosunu yüklemisti kusum böyle yapıyor diye herkes normal demişti.

kuş 3 gün sonra ölmüş....

20-30 dk isinmak icin uzun bir sure degil mi? Ben 5 dk genel isinma hareketleri yapiyorum jumping jack, high knees, squat vs. Sonra kaldiracagim agirliklarin 1/4'u ve yarisiyla yapacagim hareketleri birer set yapip basliyorum.

o zaman en kolayi ve relative olarak sessizi kondüsyon bisikleti.

Julian kalp ben
30 day shred ya da insanity e baslaya bilirsin

ortam müsaitse ip atla..

P90x3 en temiz evde spor programı budur bence.

20-30 dakika isinma mi olur yav? Cardio yapiyor olmayasin? Youtube'da hiit workout diye ara. 5m^2 yerde cardionun allahini yaparsin.

Milli kütüphanenin en sakin zamanları bu aralar. Sıra, boş yer sorunu yok. (sabah 9'dan önce gidersen henüz açılmadığı için sıra beklersin elbet, en erken 9.15 gibi gitmek lazım)

mirasının 3/8'ini başkasına bırakabilir. eşin 1/4, çocukların da 3/16+3/16 saklı payları var.

iş sarper süzek.

iş - çelik/caniklioğlu/canbolat
miras - dural al kırmızı kapaklı

1. devreder.
2. devretmez, sadece bir yıl devrediyor.
3. sıfırlanıyor.

Devreder.
Devretmez biriktirme yok.
Kullanmazsa uçar gider.

iki seneden sonra hiç kullanmazsan her sene 60'la başlarsın. bizim peder öyle.

Xiaomi mi5 ya da 5s alabilirsin.5s aldim gayet iyi

Kaliteli teknik servis istiyorsan apple'dan şaşma. Se 16gb 1800 tl civarı, biraz daha düşebilir onu kovala bence.

5s gelecek güncellemeyi almaz. 5 bu sene gitti.

bu telefonu aldım. O kadar beğendim ki 8 çekirdek, 4 gb ram ve ekran efsane. Kamera falan da yetiyor. Tavsiyemdir.

www.hepsiburada.com

mi 5s tavsiye ederim. prime modeli de güzel. kamerada hangisinde ois varsa onu al.

abd'den aldirma ihtimalin varsa oneplus 5. ben oyle yaptim.

lenovo p2

Samsung Galaxy a5.

Panasonic gd90

il emniyete gidip trafik şubeden alacaksın. onlar bir yerde muhafaza ediyordur.

adrese niye gelmedi ki?

önce bölgendeki ptt'ye git, benimki orada çıkmıştı.

Sigorta yaptırmış olman kaydı ile, ruhsat ve araç kimin üzerine ise onun kimliği ile birlikte ilçe trafik şubesine gidip alması lazım. Bişey olmaz ceza falan yok. Bişey derlerse siz niye göndermediniz de üste çık. Bu aralar göndermiyorlar.

Yok.

Adam zaten direkt devlet kavramına karşı, akp övdüğü dönemi hatırlamıyorum. Zaten dava sürecinde tüm devletler teroristtir demiş, ateist olduğunu vb. söylemişti. O profilin akp övme ihtimali yok zaten :)

Adam her dönem güçlü olan kimse onun karşısında durduğu için her zaman zülüm görüyor.

basit karbonhidratlardan uzak dur, komplekslere yönel.

yağsız sadece kas kilo neredeyse imkansız. ama yukarıda söylediğimi yaparak minimum yağla çıkarsın işin içinden. tabi ihityacın kadar karbonhidrat al, yardır demiyorum.

he, bir de bol su iç.

kas yaparak bu mümkün, aynı miktar kas daha ağırdır, yağ oranınız düşerse kilo alsanız bile göbek gider, göbek eşittir %20'den fazla yağ oranı demek zaten

İki tavşanı kovalarsan hiçbirini yakalayamazsın, diye bir söz vardı. Bunu yapmaya kararliysan en mantıklısı bulk yapıyor gibi beslenip intermittent fasting ile birlestirmen ama öyle olunca da ilerlemeler cok kısıtlı oluyor, aynada sonucu görememek büyük problem.

59 kilodan 69'a çıktım, sonra definasyonla 66'ya indim ve yağ oranim 59 kilo olan halime göre daha düşük. Simdi yine bulk yapmaya başladım. Böyle böyle skinny fatlik gidiyor işte.

g3258 ile a10 7870k arası çok fark yok değiştirmeye değmez.

cpu.userbenchmark.com

cpuboss.com

O olay var, ceza hala var mı bilmem o kadar kısa süre için.

Diploma vs alıp şubeye gidip tecil lazım, of bu duyuru mobile kafa atacam

e-devlette "2019'a kadar askerlikle ilgili bir sakıncası yoktur, öğrenciliğin bitmesi durumunda 2 ay içinde şubeye başvurulmalıdır" yazar, tamamını okumamışsın. biraz gecikse de bir şey olmaz askerlik şubesine gidip tecil ettir en yakın vakitte.

son khk ile de bu geldi zaten. trt bildirileri artık tebliğ sayılacak diye.

www.resmigazete.gov.tr

madde 3 ve 4

the fall izle, lets england shake albümünü dinle sonra bana teşekkür et. unutma.

black mirror
grateful dead- american beauty

Kieslowski - üç renk üçlemesi

mutlak hastane.

hastane, acil

besin zehirlenmesi olabilir,

hastane +1

Umarım şimdiye kadar çoktan hastaneye gitmişssindir ama bu durum devam ediyorsa kussanda su içmeye devam et.

duyuruyu açtıktan 1-2 saat sonra hastaneye gittim. serum, doktorun verdiği ilaçlar vs. fayda etmedi. çareyi metpamid'de buldum.

www.youtube.com

Facebook'tan bircok sayfayi takib alarak. Evrim agaci falan hikaye.

stavro +1

Bilimfili var. Bişey daha vardı unuttum onu çok görmüyorum çünkü.

Evrim agaci denmis zaten, geri kalanlari da yazayim da arsiv olsun.

Bilimsol: haber.sol.org.tr/bilim
Evrimsel Antropoloji: www.evrimselantropoloji.org
Bilimfili: bilimfili.com
Arkeofili: arkeofili.com

Bununla birlikte Evrim Agaci Youtube kanali bayagi gelisti. www.youtube.com
Evrimsel Antropoloji de Youtube'da yavas yavas basladi, umarim guzel gider. Kisa videolari bilgi verici gorunuyor. www.youtube.com

psikolog bir arkadaşım var, sağolsun arada makale atıyor ama bu aralar boşladı, cahil hissediyorum kendimi.

i fucking love science

Haftalık yayınlanan bir dergimsi var herkese bilim teknoloji diye fiyatıda 3.5 tl.

(bkz: teknoloji ve bilim notları)
www.youtube.com

türkçe harici; çoğu zaman yoğun teknik terimli yoğun makaleleri anlamaya yetecek rahatlıkta olamadığım için daha basit ve özet bilgi geçen facebook sayfalarını takip ediyorum, aralarında en sık paylaşım yapan i fucking love science. biraz magazinsel haberlere kaydılar bir zamandır ama zaten amacım önce gelişmelere göz atmak, sonrasında ilgimi çekerse direkt kaynaktan ve daha sağlam temelli yerlerden araştırmak olduğu için işimi görüyor.

ankaray ile dikimevi, oradan 330-340 ya da natoyolu dolmuşları.

Taahhüt bitene kadar yenileme yapma, taahhüt bitmeden 1-2 gün önce arayıp "ben aboneligimi devam ettirmeyecegim taahhutum bitince" de. Arayıp hem daha iyi hiz/akk'li hem 1 yil taahhütlü teklif sunacaklardir, belki fiyat bile dusurebilirler. O teklif iyi gelirse devam edersin zaten gelmezse turknet.

Ben böyle yaptim iptal ettirip turknet'e gececektim son gun iptal ettirecegim dedigimde cok guzel teklif sundu dsmart ve kabul ettim. Genellikle o son teklif iyi oluyor, Türk Telekom da boyle yapmisti.

Turknet kullanıyorum çok memnunum. Sırf taahhüt vermemek ve kotasız olması yeter.

tabii ki turknet. diğerlerinin bokunda boncuk mu var nedir... açık ara farkla daha avantajlı olan turk net işte.

Superonline fiber icin taahhut bitiminden daha yuksek fiyat verdi birde 27 ay taahhut istiyor.bende yapmayip bekledim 134 lira gondermisler,aradim ne ayaksiniz siz diye iptal edin dedim yine normal tekliflerini sundular.bu ayda girmis oldu boylece iki faturayi 134 ten odeyip,fiberi kapatiyorum.turk net aramisti adsl akk yok,taahhut yok 59 lira ona gecis yapmayi dusunuyprum bende.evde fiber var ama son bir yildir superonline buyuk eziyete cevirdi isi,ilk baglandiginda harikaydi son bir yilda youtube da bir sarkiyi takilmadan dinleyemedim,kesintiler kopmalar.bu ayida fatura donemine girdigi icin kullaniyorum ay sonunda direk iptal tusuna basicam.

superonline dakı hızı hiç bir sağlayıcıda bulamazsın. fiyatını bilemem.

mağazanın iade politikası izin veriyorsa edersin, yok mağaza iade almıyorsa edemezsin.

edit: aşağıda tüketici hukuku uzmanları damlamış yine söke söke iade edersin diyorlar. görerek satın aldığın ürünü eğer mağaza iade almıyorsa iade edemezsin nokta. ürün ayıplıysa elbette değişir ama olayda keyfi iade isteği var.

kurumsal bir mağazaysa, sorunsuz ve "hiçbir neden belirtmeye gerek olmaksızın" iade edebilirsiniz. 15 gün içerisinde sanırım bu detay ve ürünün kullanılmamış, orijinal ambalajında ve satış fişiyle birlikte.

klasik esnaf mağazasıysa, tüketici hakem heyetine kadar giderek yine iade edebilirsiniz. muhtemelen geri almak istemeyeceklerdir. öyle bir uygulamamız yok, değişim yapabiliriz falan diyeceklerdir.

Gerekçeden önce, alışverişi yaptığınız mağazanın iade politikası önemli. Bildiğim kadarıyla görülüp alınan ürünlerde hata yoksa iade almıyorlar ama bazı zincir mağazalar müşteri memnuniyeti adına daha esnek oluyor.

Tüketici koruma derneğini ara en sağlamı benim bildiğim bir hafta içinde oluyor

cok net bilgi veriyorum, yoruma acik degil. magazadan alinan urune yasal olarak hicbir iade yolu taninmiyor. ancak, aldiginiz magaza politika olarak belli zaman periyotlarinda, belli sebepler gostererek ya da hic sebep istemeyerek iade alabilir.

lutfen her seyde tuketici hakem heyetine kosmak uzere gazlamayin kendinizi. tuketici hakkini savunucaz derken hakki olmayan taleplerde bulunan binlerce insan var.

bir mutfak gerecini, 15 gün içerisinde koşulsuz iade edebilirsiniz.

mağazanın dünya görüşü, ilkesi, politikası, felesefesi değil "yasalar"dır geçerli olan. tüketiciyi koruyan yasalar belirler süreci.

fişiniz ve orijinal ambalajındaki ürünle birlikte mağazaya gidip iade etmek istediğinizi belirtirsiniz. diretirlerse, haklarınızı bildiğinizi söylersiniz. yine de iade almazlarsa tüketici hakem heyetine gider iade edersiniz her türlü.

mağazadan görülerek satın alınan ayıpsız ürünün 15 gün içinde iadesini yapabileceğimiz gösteren yasa nerede?

iade yolu taninmiyor derken, urunun ayipli oldugu durumlari falan bahsetmiyorum tabii. keyfi sayilabilecek durumlar.

runagain sallamış, öyle bir yasal düzenleme yok. herhangi bir şeyin (mesela kanun) var olduğunu iddia ediyorsan çıkarır gösterirsin yahu 50 defa var var yazmanın ne anlamı var??

diğer kişiler+1

6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 18. maddesi.

hepiniz mi esnafsınız :)

guguk ltd şti'nin filozofiyası bir ölçü değildir, kanun bir ölçüdür!

ayıplı olması şart değil! 15 gün demişim, düzeltiyorum... 7 gün içerisinde iade edebilirsiniz ve "hiçbir" gerekçe de öne sürmek zorunda değilsiniz!

mal ayıplıysa süre 7 gün değil.

Madde 18 taksitli satış için geçerlidir diyor, ve bu taksitli satış tanımı kredi kartını kapsıyor mu emin değilim. Yine bu maddenin 3. fıkrası çok önemli, çünkü bir çok insan kullandığı ürün için kendinde iade hakkı görürken bu madde aslında kullanılmış ürünün iadesini imkansız kılmış:
"(3) Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir; aksi takdirde tüketici cayma hakkını kullanamaz. Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile hizmetin ifasına başlanan hizmet sözleşmelerinde de tüketici cayma hakkını kullanamaz."

Kendi yorumum eğer bu maddeye uygunsanız yani taksitle falan alınmışsa şansınızı deneyebilirsiniz.

@runagain 18. madde taksitle satış için geçerli. (kredi kartına taksit, bu maddenin uygulama alanına girmiyor)

mağazadan alınan ürün ayıplı çıkmadıkça iade edilemez.

Koşulsuz iade şatları uzaktan alışveriş (internet, telefon vb.) için geçerli. Mağazadan alınan ürünün kanunen iadesi var diye bir şey yok.

kanunların bir "amacı" vardır, bir de "ruhu"... ne demektir bu? bu kanun nedir, maksadı nedir? adından da anlaşılacağı gibi amaç; "tüketiciyi korumak"tır! bahse konu 18. maddenin amacı da "cayma hakkı"nı düzenlemek ve korumaktır. nasıl, "tüketiciyi korumayız", nasıl "cayma hakkı"nı kadük ederiz diye yorumlanmaz!

taksitli satış, uzaktan satış vs gibi düzenlemeler var kanunda. evet mağazadan peşin parayla aldığınız ürünle ilgili yasada açık bir düzenleme yok. kredi kartıyla aldıysanız iade edebilirsiniz bence.

elbette ürünü haşat edip götürmeyecek... orijinal kutusunda, temiz ve fişiyle birlikte gidecek.

önemli olan şu bu değil... kanundaki çok açık bir boşluğun, üstelik adı "tüketicinin korunması" olan bir kanunun ve yine "tüketiciler tarafından" tüketici aleyhine yorumlanması şaşırttı beni.

kanunlardaki açıklardan ihya olan o kadar zengin, güçlü insan var. kanunlardaki açıklardan yırtan o kadar hırsız,katil var! ve burada neredeyse tefe konulacağım, linç edileceğim; bir tencereyi, tavayı (mutfak aracı) iade edebilirsiniz dedim diye!

bu kadar esnaf olmayın. bu kadar zalim olmayın. bu kadar stockholm sendromuna düşmeyin.

bir kadınla bir erkek arasında bir meseleyi duysam, (elbette bir çıkarımda bulunmam hemen ama) kafadan kadının tarafında 1-0 önde başlarım. sonrasında bakarız, görürüz kim haklı kim değil. bir çocukla bir herif, bir zenginle bir fakir, bir mazlumla bir mağrur... ezilenin, zayıfın yanında dururum kafadan. ha sonradan o çocuğun o herifi mağdur ettiği ortaya çıkabilir ortaya. ama ben öncelikle o kadını, çocuğu korumaya alırım, ötekini de izole ederim gerçek ortaya çıkana kadar.

ajitasyon yapmak için yazmıyorum!

kanunda açık açık "cumhurbaşkanı tarafsızdır" yazıyor muydu? e nasıl yorumlandı? sözde, milletin yanında tarafmış da breh breh...

kanunda açık açık "mühürsüz zarf ve oy pusulaları geçersizdir" yazmıyor muydu? e nasıl yorumlandı? efendim, seçmenin oy kullanma hakkını kaybetmesine neden olabilecek vs vs

bir tencere tava için bu kadar kanun da kanun demeyin... kanun var ama kanun da boşluk da var. ve adı "tüketicinin korunması" olan bir kanundaki boşluk, pekala tüketici lehine kullanılabilir, kullanılmalı!

vurun runagain'e sorun değil de, bu kanun dediğiniz şey yoruma açık. bunun özü de kanunun ruhuna, amacına bakmaktır. ve her zaman sanık, mağdur, tüketici...'den yana yorumlamaktır esas! evrensel ilke budur!

edit: kanunu okudum da yazdım ünlem ünlem !

düğünden önce gelinlik alıp düğün sonrası iade etmek değil konu. ferrari alıp iade etmek de çok zekice bir örnek... ürünü paramparça iade etmekten de bahseden olmadı.

kötü niyet ya da hakkın kötüye kullanılmasıyla ilgili milyon tane saçma örnek verebilirsiniz. olayı sulandırmaktan başka bir şey değil.

ne bos yapiyosun haci sen? donanimhaber olucusu ayarindaki tuketiciyi hic kimse olarak sevmiyoruz. ben de tuketiciyim, yasal olarak olmayan bir hakkin oldugunu iddia eden insanin 1 kurusunun bile pesinde kosan ve tahminen cirkeflikle isini hallettirmeye caliscak bir insan oldugunu dusunuyorum ve bu bende inanilmaz bir antipati uyandiriyor.

kendinin azcik farkinda olsan, sana bu kadar laf eden insana stockholm sendromlu diyemezsin. ulan insan bir saniye dusunur "10 tane farkli insan karsi cikiyorsa bir dayanaklari vardir." diye. bu nasil, ne kadar sacma bir ozguven ki hala paragraf paragraf kendi hakliligini anlatmaya calisip bir de stockholm sendromlu diye asagilamaya calisiyorsun gercekten asla anlayabilecegim bir kafa degil.

@i drive, sakin...

10 tane farklı insan atar gider yaptı diye hangi düşüncenden vazgeçtin sen?

gayet makul gerekçelerim var "paragraf paragraf"

bahsettiğim şey "hukuk", kanun değil!

suimisal, misal değildir! ferrari almış da iade etmek istemiş, ayakkabıyı parçalamış iade etmek istemiş, gelinliği düğünden sonra iade etmek istemiş... bunlar örnek değil! akıl sahibi herkes bilir ki bunlar kötü niyettir, istismardır ve konuşulan konuyla da ilgisi yoktur.

dediğim çok açık: taksitle aldıysanız iade edebilirsiniz. değilse de kanunda boşluk var, bunu kendi lehinize kullanabilirsiniz. bitti!

okuduğunun azıcık farkında olsa bir insan, orada anlatılmak istenenin ne olduğunu anlamaya çalışır. hadi anlamadı, özetini okur. kabul eder/etmez, o kendi bileceği iş.

mağazadan tava alan, bir tüketicidir. internet üzerinden tava alan, bir tüketicidir. internetten tava alanın iade/cayma hakkı düzenlenmiş kanunda, mağazadan tava satın alan tüketicinin iade/cayma hakkı düzenlenmemiş! "bu" "bir" "boşluk"

o kanunun bir anda oluşmaması, 50 defa değişerek bugünkü haline gelmesi, kanunda boşluk olmadığı anlamına gelmez!

kanunda boşluk yok demek, milyar dolarlık sektörün kanununda boşluk olmaz zaten demek "hamamda eşcinsellik olmaz" demekle aynı şeydir. cin ali kitabı bile okumamış olmaya, bir çizgi film bile izlememiş olmaya tekabül eder.

demagoji değil yaptığım, yaptığım şey, ilkesel duruşumu belirtmek ve bununla olup biteni yorumlamak. çok sade aslında...

ciddi ciddi ferrari üzerinden gideceksin :) polo :) lada olmaz mı mesela? yahu araç alım satımından bahsetmedik. bahse konu olan şey bir mutfak gereci. ya tencere ya tava... bu örnek olmadı, bunu kabul etmelisin.

duyduğum değil, okuduğum bir kanun maddesini, akıl sahibi bir insan gibi yorumluyorum.
uzmanlık alanında iş bilmeden çalışan çok memur var. çok gördük. öyle biri değilsen üzerine alınacak bir şey yoktur. yorumlarımdan alınan hiç kimsenin de alınmasına gerek yoktur, bahsedilen şeyler kendisinde yoksa.

bu çarpım tablosu değil. bu hukuk! bilmek değil, bir ilke sahibi olup, akılcı bir şekilde bakmakla ilgili konuştuklarım. evrensel hukuk benim bahsettiğimdir.

hahaha hihihi ama orada mesafeli satışlar, sözleşmeli satışlar, konut vs vs diye bir sürü başlık var. bunlar "olgu"dur, "olay"dan bahsetmez. tek tek emzik satışları, çanta satışları diye başlık olmaz.

lütfen ferrari diye, hahaha diye, teknede şurada burada alışveriş diye sulandırmayalım.

"o" madde, mesafeli/taksitli satışlşarı düzenliyor. ben de "peşin/mağazadan" yapılan satışları düzenleyen bir madde yok, boşluk var diyorum. bunu anlaması neden bu kadar zor?

hahaha hihihi, ferrari, teknede satış/amuda kalkıp satış diye sulandıracağınıza...

kanunun amacı iki tarafın ilişkilerini düzenlemek, kanunun adı "tüketicinin korunması"... türkçe!

runagain ilk mesajında koşulsuz 15 günde iade edersin yazmıştı. sonra nasıl oldu ise taksitli satış oldu, 7 gün oldu vs vs. bişey bilmiyosun, insanları yanlış yönlendirme bari. bildiğini sandığın şeye kılıf uydurmaya çalışıyosun sadece. buradan görünen o.

çok lak lak dönmüş ama görerek aldığın malın iadesi olayı tamamen satıcıya kalmış. Aksini söyleyen yanılıyor.

bazı web siteleri en ucuz fiyat garantisi vererek bu durumda farkı karşılıyor.

Loser blueser +1

Vay vay vay... neler dönmüş ya :) cevap veren herkese teşekkürler. Sonuç olarak dükkan sahibinin inisiyatifine kalmış, onu anladım.

ne kadar anlayışsız, kapalı, kaba saba yorumlar var öyle.

ilk yorumumda " 15 gün içerisinde sanırım bu detay ve" demişim. "sanırım" demişim, türkçe de mi bilmiyorsunuz? halâ, önce böyle dedi sonra şöyle dedi diye yazarken, insan hiç ne yazıldığına bakmaz mı? insaf etmez mi bunları döşenirken?

var mı aramızda atom mühendisleri, ordinaryus hukuk profesörleri, tıpta aşmış abiler ablalar vs...

her çeşit soru soruluyor ve insanlar yorum yapıyor. eksik de olabilir, yanlış da olabilir. ilk başta "sanırım" demişim! "sanırım"ın manasını bilmiyor muyuz?

ilk yorumumum düzeltilmemiş/değiştirilmemiş. orada öylece duruyor. çok mu sorunluyuz ya? bu kadar nefret, bir iade muhabbetinden mi?

ki, mantıken mesafeli düzenlenmiş, sözleşmeli düzenlenmiş... arkadaşlar mağazadan satışlar düzenlenmemiş! yalan mı? düzenlenmiş mi? bu ne sinir, ne tahammülsüzlük? sanki "ben bunu dedim uyacaksınız sefiller" demişim gibi...

iyade miyade yok tamam. alırsanız ekime almazsanız kasıma. ne kadar laf anlamaz insan varmış...

Konuyla ilgili çok derin bilgim olmasa da her şeyi doğru yapıyor gibisin. Sadece çakma enteller gibi "mükkemmmel oldu, harika bir aroması var, şunu içmeden kendime gelemiyorum" gibi triplere girmen gerekiyor:) yoksa eminim bu kadar abartan insanlar da senin benim gibi aynı kahveyi içiyor:)

Kahveyi ne zaman çektirdiğiniz önemli, tadını doğrudan etkiliyor. İmkanınız varsa değirmen alıp sadece demleyeceğiniz kadarını çektirin. Kahve gurmelerinden çok duydum bunu.

kahve bayat olabilir. en geç 2 hafta önce kavrulmuş kahve satın alıp dene. bir de suyu kaynattıktan sonra 2 dakika beklemek biraz çok gibi, 92-95 derece olması için ben kettle'ın kapağını açıp 30 saniye civarı bekliyorum.

merhaba, evet suyu çok bekletmeyin, ben de aynen kettle'ın kapağını açıp kaynamanın durmasını bekliyorum. yaptıklarınızda bir yanlışlık yok gibi, hangi marka kahve kullandınız? kahve miktarıyla oynamayı denediniz mi, belki de kahve/su miktarı iyi dengelenmiyor.

ben gidip taze kahve alamadığım için french press'ten çok zevk alamadım. şu an lavazza kahve + moka pot kullanıyorum, gayet memnunum. sanırım moka pot bizim cezve usulünde olduğu gibi ağır ateşte kullanıldığı için bir miktar aroma çıkartabiliyor kahve çok matah olmasa bile. tabii taze kahve gibi olmaz ama kendi çapımda 'mükemmel oldu, bu aroma bir harika dostum' snobluğuna ulaşabiliyorum :) french press'te o kadar çok zaman geçmiyor o yüzden kahvenin kalitesi aromaya doğrudan etki ediyor olsa gerek.

ek: yukardakine benzer bir tepki daha gelince söylemek istedim, arkadaşlar kahveyi sevmek ve farklı pişirme şekilleri deneyip iyi sonuç elde etmeye çalışmak çakma entellik falan değil. şu farklı şeyler deneyen insanlara olan temelsiz antipatinizi aşın. bir yerde size şekeri dengesiz, kahvesi az gelmiş, köpüksüz vs. türk kahvesi ikram edilse nasıl hoşunuza gitmezse bu da aynı şey. çünkü türk kahvesinin bir yapılış şekli var, onu öğrenmek gerekiyor. bu arkadaş da başka bir pişirme şeklini öğrenmeye çalışıyor. bu kadar basit. kasmayla, abartmayla, triplere girmekle alakası yok yahu.

Yargilamiyorum samimi gorusumu belirtmeye geldim. Buyuk ihtimalle kahven cok iyi degil ama kotu de degil ancak sen o kadar rituellerle o kadar ozenerek yapinca(biraz abarti hatta) cok daha harika bir sey bekliyor o yuzden de tatmin olmuyor olabilirsin.

Bir ihtimal farklı kahve denemek çözüm olabilir ama @ben hastayim'in dediğini gözardı etmemek gerek. Çünkü çok doğru demiş.

Birde suyu döktükten sonra kapağı kapatmadan olusan bir köpük var onu almalısın.
El değirmeni al az kavrulmuş çekirdekle dene
Ayarlanabilir el değirmeni edindim yeni çok farkediyor.

Six Feet Under
The Big Bang Theory
Raising Hope
Sense8
The Good Wife
House of Cards
Skam
One Tree Hill
Shameless
%3

The sopranos izle beğenmezsen gel yüzüme tükür

izlemediysen lost var

karakter işleyişini seviyorsan

Oz, The Wire ve Sopranos olabilir. Tarihte bu diziler kadar güzel karakter işleyebilen başka bir dizi yoktur :)

Oz gerçekten aradığın dizi

shameless

fyodorovic +1

better call saul, the wire

six feet under +1
fringe
coupling

narcos.

aradığın dizi OZ. ama çok fazla şiddet/vahşet, eşcinsellik, erkek çıplaklığı var. Bunun gibi şeylere gelemem diyorsan izleme, ben bile kötü oluyordum bazen izlerken.

Ozark

Orange is the new black

paralel ithalat'ın tek farkı ürünü mesela lg türkiye a.ş. değil de x a.ş. ithal ediyor ve bir servisle anlaşıp her şeyi yasal olarak yapıp satıyor. tüm vergileri, bandrolleri aynı oranda ödüyor.

Ankara Üniversitesi başvuruları daha başlamadı.

oidb.ankara.edu.tr

oblomov

Hafaaici icin konusuyorum Nazim Hikmet Kultur Merkezi

sizde süreli iş sözleşmesi olması lazım, yani temmuz 2017.

ancak şöyle de bir durum var, siz belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığınız ve kendiniz istifa ettiğiniz için, işveren sizden çalışmadığınız sürenin maaşını isteyebilir. sözleşmenizi iyi okuyun lütfen.

@hosein evet o kısım var. daha önce istifa edip ayrılan arkadaşlardan bu para talep edidi astronomik rakamlarla. ama davalar düştü, iş sözleşmesinin tamamen işveren lehine olduğu gerekçesi çıkmış. bana da tazminat davası açarlar muhtemelen ama bu örnekler varken ödetemezler diye düşünüyorum.

belirli süreli iş akitlerinde süreli fesih yapamazsınız, o ihbar süreleri belirsiz süreli iş akitlerine özgü. bkz. iş kanunu m. 17

bende de barberll curl hareketini dirsekleri yatay sehpaya koyup yaparken o dediğin bölgede özellikle ağırlığı bırakırken ağrı giriyor ama başka zaman yok. sanırım nedeni oradaki kasların güçsüzlüğü, bilemiyorum.

bende de var ağrısı, eğer günlük hayatını etkileyecek ölçüde değilse (bende ki bir ara öyle idi, yazı yazarken bile ağrıyordu) birkaç fizik tedavi egzersizi ile (çalışmaya kesinlikle ara vereceksin) biraz daha iyi hale getirebilirsin. ama tam olarak iyileşmesi oldukça güçmüş.

Aşırı kullanımdan dolayı incinmiş bir nevi. Buz ve dinlendirme dışında, tetik nokta terapisinin çok iyi etki gösterebileceği bir bölge. İlla barfiks çekeceksen de yine underhand grip ile çek.

Şahsi fikrim evet dinlendirmek lazım ama eğer söylendiği gibi sebep kasların güçsüzlüğü ise 2-3 hafta tamamen dinlendirmek yerine haftada 1-2 kol (üst vücut yani) çalışarak ama ağırlığı düşürerek hem dinlendirmek hem de çalıştırarak güçlendirmek faydalı olacaktır.

Bazen incinmesine sebep olabiliyoruz; incinmenin de iyileşmesi uzun bir süreç sayılır. Zorlamadan gitmek gerek yani.

Bir süre barbell curl yerine z bar curl yapılabilir. Barfikste de düz bar yerine eğimli barfiks istasyonunda yapilabilir. Çünkü kol tamamen dönük olduğunda fleksiyon maksimum oluyor.

@goodz barbell curl yapmıyorum zaten, eskiden yaptığımda ağrıyordu. barfiksi de bir süre chin up olarak yaparım artık düz bar var sadece.

utopia

utopia +1
inside no 9
fleabag
humans

Eski biraz ama Coupling (UK)

peaky blinders

Hustle
Peaky blinders

Broadchurch (polisiye)
The Fall (gerilim, polisiye)
The Night Of (İngiliz versiyonu, Amerikan remake'ine göre çok daha iyi bence)
Misfits (komedi, fantezi ağırlıklı)

Spaced

Downton Abbey

Black Books
The IT Crowd
Spaced +1
Fleabag +1

Taboo yu tavsiye ederim...

downton abbey +1

Life on mars

Fearless

Snatch vard. Filmi diziye uyarlamışlar. Fena değil diyolardı.

Coupling
Black books
A Young Doctor's Notebook

Luther
Hustle

Kenya'ti kullandim bir sure, gayet iyi hatta piyasadaki en iyi presslerden biri. Plastigi de oldukca sert, bu isler icin sanirim.

Kenya black 4 cup kullanıyorum gayet kaliteli bence fazladan 30 lira vermeye gerek yok.

plastik gövdeli olan sıcak suyu koyunca plastik fazla genleştiği için biraz garip oluyor onun dışında ikisi arasında herhangi bir fark olmaz. yani 30 tl ye değmez bence.

bir de bunlar çok büyük. aynı anda tek kişi içecekse gerek yok bu kadar büyüğüne

Bence de 30tl ye değmez uyduruk plastiklerden değil ve aşırı iyi presliyor. Ayıla bayıla kullanıyorum ciddi tat farkı oluyor.

onların slotları farklı, ikisini birden destekleyen combo anakart yoksa fiziksel olarak takmak mümkün değil.

signore +1
fiziksel olarak takamazsın.

aynen bu şekil açıkça konuş, başta böyle konuşmamıştık de, gerekirse ek para iste.
eşine dostuna rica üstüne kıyak yapmıyosun ki, adamın cebini dolduruyosun, dikkatini çekerim.

bu ülkede bu sekilde kölelik düzenini kabul edenler oldugu surece maalesef bu sistem devam edecektir

"beyaz yaka muhabbetinden dolayı da mesai parası da verilmiyor." bu ne demek anlamadım? sözleşmede fazla çalışma kararlaştırıldı mı? sözleşmede fazla çalışma için onay alınmadıysa haftalık 45 saati aşan her saat için 1.5 kat zamlı ücret almalısınız. sözleşmede fazla çalışmaya onay verdiyseniz (yani fazla çalışma ücretleri de aylık ücretin içindedir diye kararlaştırıldıysa) bu da en fazla yılda 270 saati kapsar yani haftada ortalama 5 saat. bunu aşan çalışmaları ödemeli. ödemiyorsa çalışmazdım.

Cumartesi çalışmak istemiyorsan, güzel bir bahane ile belirt. kursum falan var, yiğenlerime bakıyorum gibi.

Dostum biraz tecrübesizliğine gelmiş. İk üretim beyaz yakalıların çalışmadığını sanıyor çalışsada iş olunca çalışırsınız diyor. Beyaz yaka da olsan eğer altında bir beyaz yaka yoksa yani şef değilsen cmtrsi iş oluyorsa gidiyorsun. Tam mesai yapmasan da işi bir kontrol etmeye gidiyorsun yani. Bu genelde böyle. Buradan çıksan da eğer Yen'i mezun olarak üretime girersen orada da durum aynı olacaktır.

"Defter, kitap, not, kanun vs. serbesttir." den sonrasini okumadim :) gecmis olsun simdiden. iyi calis.

'imtihan'dan sonrasını okumadım. döker.

mevzuatı geçtim not falan da serbest. inletecek gibi duruyor. kolay gelsin.

ne kadar güzel bir sınav hazırlamış, bayıldım valla.

bence ezberleyen tiplerden değilsen, gerçekten öğrenmişsen ve muhakemen fena değilse başarılı olabileceğin bir sınav. ilk soru kapsamında kendi hazırlayacağın soruları iyi tespit edebilmen önemli olacak; çünkü cevaplayabileceğin soru hazırlarsan onları cevaplandırmakta da çok zorlanmazsın. o yüzden olayı okurken tarihlere özellikle dikkat et (hak düşürücü süreler, zamanaşımı sürelerinin tespiti için). her cümleye "bunu neden yazmış acaba" diye yaklaş, sen bilmiyor olsan da aslında bir amacı vardır.

borçlar genel olduğu için iptal edilebilirlik hali olabilir, haksız fiil zaten olur, dikkatli oku. haksız fiilde kusursuz sorumluluklara yoğunlaş; o bölümde haksız fiilin tehlike sorumluluğu mu özen sorumluluğu mu gibi bir soru yazabileceğin olay kurgulaması olabilir. Yine böyle bir halde tazminat sorumluluğu var mı gibi bir soru yazabilme imkanın olabilir ki kusur sorumluluğu - kusursuz sorumluluk ayrımını yapabilirsin soruyu cevaplandırırken.

ifaya ilişkin bölümde elbet bir ifa engeli olur, onun tespiti de soruya çevrilir; ayrımları iyi bil. temerrüt varsa muacceliyete ve tabii ki vadelere dikkat. (: Vade diyince nedense içimden bir yapma borcu ve temerrüt için ihtara gerek olmayan bir halin olması sebebiyle borçlunun temerrüdü kurgusu geçti. böyle şeylere de dikkat!

aslıda en önemlisi boş bırakılmayacak yorum sorusunda kesinlikle saçmalama. hocalar yorum sorularına saf kitap bilgisi yazılmasından da, soru cümlesinin sürekli tekrar edilerek boş laf yapılmasından da nefret eder. nefretin de diğer bütün soruların okunmasına etkisi olabilir.

bir de soruna cevap olsun; muhtemelen sınıfın büyük bir kısmını dökecek evet. ama bu muhtemelen hocanın sınıfta bırakma çabasından değil, öğrencilerin kafalarını kullanmayı bilmemesinden ve konuları içselleştirmeden ezber yaparak sınıf geçmek dışında başka bir yol bilmemesinden olacak.

başarılar.

git bi internet cafeye, atsinlar telefonuna.

telefon android mi?

Android hocam lg g3

torrentini bulabilirsen telefona utorrent yükleyip indirirsin ama sanmıyorum behzat ç.'yi bulabileceğini.

işyerinde ya da 2 üst kattaki arkadaşının bilgisayarında şöyle halledebilirsin: idm indirip youtube'dan behzat ç. bölümlerini indirirsin sonra telefona atarsın. en mantıklı çözüm bu geldi ama bilgisayar lazım. android'de youtube videolarını indiren app bulursan o da olur.

kaldırılmadıysa youtube'dan tüm bölümleri indirebilirsin. ben öyle yaptım.

otg girişli bir usb bellek bulup veya o dönüştürücülerden alıp tüm bölümleri içine atıp rahat rahat izleyebilirsiniz.

youtube'da bütün bölümleri var sanırım.
sonra google'da "dowload youtube video" diye aratıp indirebilirsin.
onun dışında androidler için youtube videosu indiren uygulama kesin vardır.

izmir'deysen verilore.

Hayir. Kutudan %50 civari sarjla cikar buyuk ihtimal, oyle kullanmaya baslayabilirsin sarj etmeden.

www.eksiduyuru.com

şu duyurudaki cevabımı da referans göstererek;

yeni aldığım her elektronik eşyanın önce aldığımda olan şarjını bitiririm hiç şarja takmadan. bitince takarım şarja ve %100 olduktan sonra da 1-2 saat daha şarjda tutar sonra çıkarırım. tabii bu şarj sırasında da prizden hiç çıkartmıyorum.

O eskidendi, simdiki telefon bataryalarinda oyle bir seye gerek yok.

Eskiden kalma alışkanlık o, şimdiki li-ion veya li-po pillerde uzun süre şarj diye bişey yok. Depoda ne kadar bekledi önemli değil (pil kapasitesini arttırmak için senin yapabileceğin bir şey yok), kalibrasyon da pil için değil telefonun ölçüm sistemi için yapılıyor, yapmasan bile pil aynı süre açık kalmaya devam eder. Günler sonra bir fırsatta %100 doldurman yeterli, ilk başta yapılacak diye bişey yok.

Alır almaz kullanmaya başlayabilirsin.

Lakin, pilin uzun ömürlü olması için %40'ın altına düşünce şarja takmak, %80'i aşınca şarjdan çıkarmak önemli. Her seferinde %100'e şarj etme, uzun süre prizde bırakma. Bataryayı soğuk tutmak dışında yapabileceğin en iyi şey bu.

bir çok kişi bana mesaj attı telefonlarımın pil performanslarını söylediğim zaman.

benim dikkat ettiğim şeyler;

- mecbur kalmadıkça şarjım %5 in altına düşmeden şarja takmıyorum.
- sürekli şarja takıp çıkartma yapmıyorum. yani %30 a düşmüş, takayım yarım saat de %60 olsun bana yeter diye bişi yok.
- %100 olmadan şarjdan çıkartmamaya dikkat ediyorum.

gece boyu şarjda kalıyor telefon çoğu zaman.

Yeni telefon almanın da hevesiyle, paketi açar açmaz şarja takamaz insan. Önce telefonu kurcalarsın, uygulama yüklemesi ıvır zıvırını yaparsın. Sonra şarjı bitince ki şarjı sonuna kadar bitirmek zorunda değilsin, telefonu kapat şarj %100 gösterse bile 1-2 saat daha tut. Bunu gece yaparsan o saatte telefona ihtiyacın olmadığı için daha iyi olur.

Akıllı telefonlarda içindeki şarj tamamen bitene kadar kullanıp şarja takmak lazımmış. Eski nikel bataryalar gibi 10 saat falan şarj etmek gerekmese de tavsiye edilen uygulama şöyle: ilk birkaç şarjda %10un altına inene kadar kullanıp yavaş şarjda mümkünse telefon kapalıyken şarj etmek. Batarya hücrelerinin tam dolup uzun ömürlü olmasını sağlıyormuş.

yukarıda herhangi bir şey yapmanı önerenler konu hakkında hiçbir şey bilmiyor, emin olabilirsin. bodoslama kullan.

1. Li-ion bataryayı %5'in altına düşürürsen yavaş yavaş öldürürsün.

2. Li-ion bataryayı %100'e getirip uzun süre şarjda tutarsan yavaş yavaş öldürürsün.

3. Li-ion bataryalar ufak şarjlarla bozulma. %40'ta takıp %45'te çekebilirsin.

4. bataryaları hızlı değil yavaş şarj etmek daha iyidir.

5. bataryanın en büyük düşmanı sıcaklıktır, şarj alışkanlığı değil.

Li-ion bataryaların uzun ömürlü olması için %40'ın altına inince şarja takılmaları, %80'i geçince çekilmeleri gerekir. Acil durumda %5'e düşürebilir ya da %100'e doldurabilirsin, ama düzenli yapman gereken bu değil, tam tersi.

Aksini iddia edene 1000 tane teknik analiz makalesi atıp boğarım. "Ben öyle yapmadım oldu" ile olmaz bu, batarya üretici firmaların test prosedürleriyle kör ederim sizi.

Nasıl şarj edilir:

batteryuniversity.com

"Li-ion does not need to be fully charged as is the case with lead acid, nor is it desirable to do so. In fact, it is better not to fully charge because a high voltage stresses the battery."

>> diyor ki Li-ion bataryalar tam doldurulmaz, bunu yaparsan stres (yük) bindirir.

"Li-ion cannot absorb overcharge. When fully charged, the charge current must be cut off. A continuous trickle charge would cause plating of metallic lithium and compromise safety. To minimize stress, keep the lithium-ion battery at the peak cut-off as short as possible."

>> pili doldurduktan sonra olabildiğince erken akımı kesmeniz gerekir.

Nasıl ömür uzatılır:

batteryuniversity.com

"If at all possible, avoid full discharges and charge the battery more often between uses. Partial discharge on Li-ion is fine."

>> mümkünse tamamen boşaltmaktan kaçının ve sıklıkla doldurun.

"There is no memory and the battery does not need periodic full discharge cycles to prolong life."

>> Pilin hafızası yoktur ve ömrünü uzatmak için periyodik olarak tamamen boşaltma ihtiyacı yoktur.

"Batteries charging to 85% have a longer life span than enabling full charge."

>> Full şarj yerine %85'e şarj edilen pillerin ömrü daha uzun olur.

"Environmental conditions, not cycling alone, govern the longevity of lithium-ion batteries. The worst situation is keeping a fully charged battery at elevated temperatures."

>> Çevresel farktörler etkilidir, en kötüsü %100 şarjdaki pili sıcakta bekletmektir.

Hani "gece boyu şarjda duruyor" diyorsunuz ya, aha işte o en kötüsü.

Beş uyarı:

www.techrepublic.com

1. oda sıcaklığında tutun.

3. Bataryanın yarım boşalmasına izin verin, tam boşaltmayın.
Önceki mesajımda bahsettiğim gibi, arada bir yapılabilecek tam boşaltma olayı pilin ömrü için değil, telefonun ölçüm sistemini kalibre etmek için yapılıyor. Pil için iyi bir şey değil.

4. Tamamen boşaltmayın.

5. Pili bekletecekseniz %40'ın altına indirmeyin.

Li-ion piller en iyi nasıl kullanılır:
arstechnica.com

"Full discharges put a lot of strain on the battery, and it's much better practice to do shallow discharges to no lower than 20 percent."

>> Bataryayı çok boşaltmadan kullanıp, %20'nin altına indirmemek, tamamen boşaltmadan çok daha iyidir.

"There used to be certain types of batteries whose "memory" of their total charge capacity seemed to get confused by shallow discharges. This is not, and never was, the case with Li-ion batteries."

>> Eskiden kısa aralıklarla şarj edilen bataryalarda "memory" sorunu olabiliyordu, ama bu durum hiçbir zaman Li-ion bataryalar için geçerli olmadı.

"So shallow discharges, in all these regards, are ideal for a Li-ion battery."

>> Kısa aralıklarla şarj tüketmek, tüm bu yönlerden, Lii-ion piller için idealdir.

"On the other end of the spectrum, keeping a Li-ion battery fully charged is not good for it either."

>> Li-ion bataryaları full şarjda bırakmak iyi değildir.

"yukarıda herhangi bir şey yapmanı önerenler konu hakkında hiçbir şey bilmiyor, emin olabilirsin. bodoslama kullan." diyen arkadaşın ufak hatası şu, yukarıda bişey yapmanı önerenlerden sadece "harzem"in konu hakkında gayet teknik ve detaylı bilgisi var.

Sen benim dediğimi yap.

Mümkün olduğunda %40-%80 arasında şarj et, aşırı doldurma ve aşırı boşaltma yapma. Fırsat buldukça da şarja takabilirsin.

Arada bir full doldurmaya veya %20'nin altına düşürmeye mecbur kalabilirsin, ama bunu alışkanlığa çevirme.

bataryanın en büyük düşmanı sıcaklıktır.

Subtitle workshop kullaniliyor genelde.

başka bir dilde altyazısı varsa direk onu indir. metin dosyası olarak aç ve sadece çevirisini yapacağın bölümü silip çevirini yaz. zaten metinlerin başında metnin filme göre saniyesi filan yazıyor. ancak cümle uzunluklarını(alt satıra geçiş v.s) da önceki metindeki gibi ayarlamaya özen göster. yoksa çeviri metnin ekrana sığmayabilir.

@teyzem teyfik'in dediği şekilde sadece text dosyasının içeriğini değiştirirsen türkçe karakterleri kabul etmez. örneğin altyazıda "karşı" kelimesini yazarsan, filmi izlerken "kar#&305286" gibi görünür. "karsi" yazman lazım, o zaman da hoş durmayacaktır.

ben subtitle workshop kullanıyordum. senin gibi çevirmenliğe başlamak istemiştim. divixplanet'e girdim çeviri bekleyen dizilere baktım, pretty little liars vardı. onu çevirdim 1 sezon falan. baya keyifli oldu. önce dizinin videosunu ve ingilizce altyazısını indirip subtitle workshop'a atıyorsun, sonra hem izleyip hem çeviriyorsun.

Şuraya reklamı bırakayım. 1 ay içinde hazır olacak.
www.translatewith.us

hepsi öyle.

1 gb = 1024 mb = 1.048.576 kb = 1.073.741.824 byte

Ancak işin pazarlama kısmına geldiğinde 1.000.000.000 byte 1 gb olarak kabul edilir.
Yani bir miktar kayıp olur.

Sebep pazarlama ağzında katsayının 1.000, teknik anlamda 1.024 olması arasındaki fark.

1,5 gb normal. hangi yöntemle formatladınız flash-diski?

üreticiler her 1000mb için 1gb derler, fakat işletim sisteminiz her 1024mb ı 1gb olarak alır,
ntfs formatladıysanız sistem dosyaları da belli bir yer kaplar vs. dert etmeniz gereken bir şey yok.

Yazılımcılar 1 GB ı 1024 MB, 1 MB ı 1024 KB, 1 KB ı 1024 Byte kabul eder.
Donanım üreticileri hepsini 1000 kabul eder. Yani 16.000.000.000 byte lık Flash üreten donanımcı bunun üstüne 16 gb yazar, yazılım bunu 14.5 gibi bir rakam görür.
Doğru olan yazılımcıların kullandığı 1024 katsayısı. Farkın nedeni budur.

formatlamadım henüz, ambalajı açıp bilgisayara taktığımda 14.5 gördüm.

teşekkür ederim açıklayanlara.

masrafın ne kadar tutacağı ne kadar alacağınız olduğuna bağlı.

www.kazanci.com bu linkten kendiniz hesaplayabilirsiniz. avukatlar yüzde olarak çalışır. en az %12 alırlar. herhangi bir avukat bulup kendi ücretini davayı kazanınca alacaği konusunda anlasmaya calisabilirsiniz.

edit: asagidaki arkadas yazinca soruya tam cevap vermedigimi fark ettim. avukata vereceginiz parayi karsidan alamazsiniz. davada yuzde ile bir vekalet ucreti tayin edilir. o avukatindir. sizden ayrica ucretini de alir. 100 bin lira gibi yuksek miktarda bir takip yapiyor olsaydiniz avukat ben sizden ucret almiyorum, cikacak vekalet ucreti ile yetinirim diyebilirdi. fakat muhtemelen 15-20bin liralik bi miktardir alacaginiz. bu miktarin vekalet ucreti de ancak 1500 lira falan tutar. kimse de 1500 liraya razi olup yapmaz. ustune %12 ucret isterler.

Avukat masrafini (vekalet ucreti) karsi taraftan alamazsiniz. Karsi taraf kaybedince kanuni vekalet ucreti oder ama o para dogrudan avukatin olur.

noter üzerinden bir işlem yapmak gerekir mi?

Bu arada kiracı tüm kiraları elden vermişti. Bu durum mahkemeye taşınınca sorun yaratır mı?

Aynı zamanda kiralanan şey dükkan. Yani kiracının stopaj vergisi de vermesi gerekiyordu. Bu durumda ödemişmidir ödememişmidir bilmiyorum ama adamdan geriye yönelik stopaj da alırlar mı?

Bir de anladığım kadarıyla avukattı, mahkeme masrafıydı %12yidi vs vs derken benden para çıkacak. Bu durumda ben mülkümden hakkımı alamamış oluyorum. Bu kayıplarımı da öder mi?

elden vermesi icra anlamında bir sorun yaratmaz diye dusunuyorum.

avukatti ve %12'ydi diye iki ayri kalem yazmissin. avukat=%12 zaten. ikisi iki ayri masraf degil. cebinden cikacak tek ucret de o zaten. mahkeme masrafi vs. geri kalan masraflari kiracin odeyecek.

vergi mevzulari ile ilgilenmez icra mahkemesi. vergisini de odesin istiyorsan vergi dairesine sikayet etmen gerekir. ama sen kira gelirin icin gelir vergisi odemediysen o da seni sikayet edebilir. o zaman senden de vergi alirlar ve ceza yersin. buna dikkat et.

noter uzerinden yapman gereken birkac sey olabilir. odemesi icin ihtar cekmek gibi. o artik seni asar. avukatin ilgilense daha iyi olur.