morstraples

morçatı

moreller
morcivert
morumsu
morkokulukadınlar
morfil
keyf-imor
morlarötesi
mosmor
mourinho(şaka)
morafrodit

moruk

morsayfalar.

morgıç (hem mortgage, hem de mor popo...) :P

morallik.com (hem moral bulma sitesi, hem de kozmetik ürünü olan allık)

Naturmort

ne blogu? yemek blogu mu gezi blogumu, kahve blogumu, ev işlerimi? konu olursa bulması kolay olur

mortingenstrayze

mortingen şıtrayze
mort

mor çatı kullanılıyor ztn dernek adı.

@selam

Aile, anne-cocuk, kişisel.

mortalcombat

deeppurple ile alakalı bir şeyler olabilir. ya da türkçelerştirip, derinmor vs olabilir.

mormor

Patlıcanrengi
Mormenekse
Karalahana

(bkz: mor havuç )

(bkz: mor menekşe)

(bkz: mor oje)

(bkz: mor ruj)

(bkz: mor salkım )

mor yazma

morkalem.club
bence morkalem güzel. alan adını değil de uzantıyı değiştirin. club iyidir. hem mor kalem klübü gibi hani?

Morblog - morsite (Çok orijinal olmadı ama)
Mormenekşe (haIr şarkısı da var)
Morbakış
Dalga geçmeyin ama morcivert geliyor aklıma, hem de ciddi ciddi


Mor olmak zorunda mı, biz bir fanzin çıkarmıştık ve adını Cadı Kazanı koymuştuk. Bence blog için de güzel olur.

mor-al (hem ironi var hem güzel bi kelime)
morötesi
mor ve menekşe

Morpati. Morcati gibi ama değil gibi.

Tüh. Veterinerinmiş, alınmış zaten. :)

Morheybe? Bu müsait.

Mordunya da müsait.

morev
moroda

esmoralda

birgul muydu esinizin adi?

morbirgul olsun :p

mor ped pembe tampon
dr moreau ve gadınları
gadın olmak mor olmaktır
mor gözlü canavarın kapatıcısı
mor diye bağıran östrojen
morla imana gelen testosteron
morun 50 şeysi kademesi
morbeyinliler
mortimer'ın pembe kakacığı

ya off. ciddi hiçbir şey bulamıyorum. morblog güzelmiş bence.



mor gezegen olur mu?

morkide ve mor gezegen çok hoşmuş bence.

morunellitonu: kitaptan dolayı SEO açısından çok güçlü bir site ismi olabilir.
moryasam

morkadın

Mor-art

Mor papatya

Tabii ki Mortal Kombat.

morkide +1

morcivert +1903

bi de armor

edit : hocam bi de tüm bu isimleri aktarırken link verelim (sözlü olarak ta).. bak bunların hepsini ben buldum şair olacakken bankacı oldum, olmasın ;)

var

markanın kendisine sorsan?!

çalışanlar da bilmiyoruz diyor :(

yağ miktarını çok az yükseltip bi kaşık da yoğurt eklemeyi deneyebilirsin

Tarifi buna göre modifiye et. Önce yumurta ile şekeri çırp. Yağ katı ise onu da önce çırp.

www.ardaninmutfagi.com

Hepsini bir kere de pişirme.

Malzemeler oda sıcaklığında olsun.

Un+k tozu+ canlıya karışımını eleyerek koy.

180 derecede ısıt fırını.

Kapağını açma ilk yarım saat.

Son olarak fırında da sorun olabilir.

köpük haline gelene kadar çırpman lazım. bir de oda sıcaklığında olacak süt vs. dolaptan çıkardığın gibi keke girişme, öncesinde biraz beklet.

Yumurtayla sekeri once cirpip digerlerini ekleyeceksin

ilk önce şekerle yumurtayı karıştırıp köpürene kadar çırpmak gerekiyormuş. bir de unla kabartma tozunu birlikte eklemek gerekiyormuş.

once yumurta ve sekeri mixer ile kopuk ya da krema gibi olana kadar yaklasik 5-7 dk cirpiyorsun. bu arada ekleyecegin kadar un kenarda bir tabakta kabartma tozu karismis bir sekilde en az 10 dk dinlenecek.

krem sekline gelen yumurta seker olayina yagi ekleyip 1-2 dk daha karistirdiktan sonra, diger malzemeleri ekleyebilirsin unutma en son unu ekleyeceksin. unu ekledikten sonra en fazla 1-2 dk daha karistiriyorsun. burada unun homojen dagildigindan emin ol.

olusan karsimi en az 15 dk dinlendirmen lazim firina koymadan once. firini 160 dereceye getiriyorsun. karisimi firina koydugunda derecenin 160 oldugundan emin ol. yani kesinlikle 160 olmadan koyma.

en onemli kisim: kesinlikle firinin kapagi acarak kontrol etmiyorsun. kesinlikle kapagi acma. 40-50 dk arasi pismis hayvanlar gibin kabarmis olur.

kabartma tozunun ıslanmaması lazım, unun içine gizlemelisin onu.

sıvılar ayrı kuruları ayrı ekleyin. sıvılar çok iyi çırpılmalı kurular sonradan eklenmeli ve eklendiği anda kesinlikle çırpılmamalı, spatula ile hafifce yuvarlak hareketlerle karıştırılmalı. ne kadar iyi çırparsan çırp kuruları ekledikten sonra çok karıştırırsan havası kaçar asla kabarmaz.

patiska nın dediğini yap her türlü kabarır

fırın kapağını hiç açma. 50 dk sonra falan almadan önce kontrol etmek için aç sadece.

kabarmasi icin, eger karbonat kullandiysan (k.tozunda farketmiyor olabilir), kapagi acmaman gerektigini biliyorum. bir de 150 cok dusuk geldi bana. sanki genelde 175 derecede pisiyor kekler ve 35-40 dk.

1984/seker portakali

ama Stefan Zweig'in kitaplarini ben de merak etmiyor degilim hani

Şeker Portakalı için biraz geç kalınmış ama hemen aradan çıkartabilirsiniz. 1984 mutlaka okunmalı. Zorba'yı başlayıp yarım bırakmıştım ama onun da mutlaka okunması gereken bir kitap olduğu söylenir. Dava da zorlayıcı bir kitaptı ama bitirdiğime değmişti. Simyacı çok geyikti. Okumasam da olurdu.

Sıralama yapacak olursam,
1. Şeker Portakalı
2. 1984
3. İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
4.Dava

Diğerlerini okumadım.

Yalnız Şeker Portakalı için hiçbir yaş geç değil.
Ayrıca Stefan Zweig'in başta Sabırsız Yürek olmak üzere tüm kitapları okunmalı.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar zaten bambaşka bir kitap.

neden hepsini okumuyorsun ki?

sıralama yapacak olursam: ( bu beğeni sıralamam değildir kesinlikle. bana göre okunması gereken kronolojiklik)

3 - 2 - 4 - 6 - 1

insanlığın yıldınızının parladığı anları okumadım.

1984 + hayvan çiftliği

dava

Steve Rogers +1

Kitaplar yılların kitabı ben de anlamadım neden böyle bir anda popüler oldular.

Sorunun cevabına gelecek olursak; hepsini oku bence. Ben de Stefan zweig'i henüz okumadım.

şeker portakalı ve simyacı'yı direkt eleyebilirsiniz. şeker portakalı çocuk kitabı olmasının yanında, dünya edebiyatında adı hiç geçmeyen, türkiye'de popüler edilmiş bir kitap. simyacı ise gereksiz yere şişirilmiş, zaman kaybı bir metin. bana kalırsa 1984 de iyi bir kitap değil. ben olsam dava'yı alırdım.

spy
pk

teşekkürler ama ikisini de izledim.

hot tub time machine 1 iyiydi

sex drive
we're the millers

Superbad

Click (ama ilk yarısında çok güldürüp ikinci yarısında ağlatıyor)

horrible bosses 2.

hot tub time machine hariç hepsini izledim :d

forgetting sarah marshall. ardından get him to the greek.

zack and miri make a porn

Allah 'im neydi günahım

Sultan süleyman

radiohead var.

www.youtube.com

high hopes. ötesi yok.

koyaanisqatsi: www.youtube.com

Sanırım belgeseliyle birlikte izlemek etkisini daha da arttırır.

slow day. www.youtube.com

factotum'da çalmıştı. hala ünlenmemiş ama çok iyidir bu albüm.

www.youtube.com

bi de dhafer youssef'tan yabay;
www.youtube.com

ve 27th century var www.youtube.com

ayrıca mfö; adımız miskindir bizim ; www.youtube.com

ve mevsimler; www.youtube.com

aşk her şeyi affeder mi?
cacık - barış manço

welcome to the machine - pink floyd
yaşamak istemem - yavuz çetin
time - pink floyd
wasted years - iron maiden,

Edit gelecek.

www.youtube.com
h2g2 faktörü tabii.

Çocukluğumu çok özlüyorum

Hayir. Hic. Sifir. Her gecen gunu ardimda birakiyorum.

Ne pis geyik yaptim be ama hakkaten oyle.

bence ağaçlardan inmemiz hataydı.

Hayır, 2,5 ay önce şehir değiştirdim sonra eşyalarımın bir kısmını almak için geri giderken biraz stresliydim ''acaba içimde bir şeyler beni geri çağırır mı?'' diye.

Geri ayak bastığımda emin oldum, güzel ya da çirkin olan her şey orda kalmış. Artık yerimin orası ya da geçmişe dair herhangi bir yer olmadığını çok net hissedebildim ve çok rahatladım böyle olmasına.

Yepyeni bir hayata başlamak, yeni şeyler yapmak ve yeni insanlar tanımak bana çok daha iyi geldi, eskiye dair hiçbir özlemim yok. Ailemin evi bile bir ''garip'' geldi.

hayır, hiç.

çok.

şu an otobüsteyim. ve deli gibi özlediğimi düşünüyordum tam da.

Bazen, evet. Şu anki hayatımdan memnun olmamamdan kaynaklanmıyor bu. bazen düşünüyorum. Güzel günlerdi be diyorum, o kadar.

geçmişimi iyisiyle, kötüsüyle özlerim her zaman. bunun şimdiki mutluluğumla ya da mutsuzluğumla bir ilişkisi olmaz. nostalji daha çok.

Hayir, ozlemiyorum. Past is past.

bazen. salakca, tabii...

cok ozluyorum, cocuklugum eskiler aklimdan cikmiyor. Ama hayatimda yasadigim kayiplarla boyle oldu,

ömer üründül sesiyle: çoook.

Saate bağlı olarak değişiyor.

2 sene öncesine dönmek için böbreğimi veririm.

büyüdük ve kirlendi dünya.

Eskiden özlerdim üniversite yıllarını falan. Şimdi sadece geçen yazı deli gibi özlüyorum.

Eskiyi sadece vefat edip aramızdan ayrılan büyükbabalar,anneannem açısından özlerim.Gidenlerin yerine koyabileceğimiz birileri gelmiyor mağlesef.

Onun dışında geçmişe özlem duymuyorum.

Masum ve samimi olan her şeyi özlüyorum. Güzel günleri özlüyorum. İnsanların değişmeden önceki hallerini özlüyorum. En çok da insanların değişme sürecini " izlemekten " , " farketmekten " hüzün duyuyorum.

devamlı özlüyorum. film gibi geliyor şu an.

özleyemiyorum bile lan orda kaldım zaman geçmiyor.

özlemiyoruz. ben ve ekibim asla özlemeyiz. evet biz buyuz.

yaşlı da değilim ama sürekli 10'lu yaşlarımı özlüyorum, hem de her gün. sürekli rüyama girmeye başladı.

Çok.

eski sevgilimi... hem de ne...

eskininde yenininde amına koyayım ne tükenmez derdiniz varmış kardeş sizin

benzer durumda baştan başlamıştım ve ikinci başlayışımda ara vermeden bitirdim, ara verildiği zaman okuması zorlaşan kitaplardan.

2 kere yarım bırakmıştım, hep baştan başladım.

tutunamayanlar 1 defada okunur. yarım bırakılmışsa eğer, yeterli olgunluğa ulaşamamışsınız demektir. Sabırlı olunuz.

baydıysa boş ver, devam etmek zorunda değilsin. bugüne kadar onlarca tuğla kitap okudum ama tutumanayanlar'a bi türlü giremedim, yarım bıraktım, eksikliğini de hissetmiyorum. ayrıca fazlasıyla overrated bir kitap olduğunu düşünüyorum, özellikle loser ergenler tarafından yaratılıyor bu algı. hatta bunlar gelip bir de "bitiremediyseniz yeterli olgunluğa ulaşamamışsınız demektir" gibi abuk subuk yorumalar yapabiliyorlar. yeminle tiksiniyorum bunun fanboylarından, çoğunun da samimiyetine inanmıyorum.

sympathy for mr vengeance

american history x

La haine :)

we need to talk about kevin

nefretin en saf hali Oldboy'da.

Martyrs kısmen.

Hası burda: www.imdb.com

Mientras duermes var bi de.

@bobingoo başlarım senin geyiğine namussuz herif! tacizden bahsediliyor, trollük yapmaya çalışıyorsun haysiyetsiz adam.

Kimsenin karakola gidecegini sanmıyorum, sonuç alabileceklerine inanmıyorlardır muhtemelen.

Tepki gösteremiyorum, adeta donup kalıyorum. Daha önce başıma gelmedi ama yanımda biri olursa da söylemem olay çıkmasın diye. Biliyorum çok yanlış ama insanlara güvenim yok. Ben bağırıp çağırsam bile sığır gibi bakacaklarını düşünüyorum. Hatta tacizci beni suçlayabilir. Her şey olabilir.

arkadaşlarım genelde çekinmiyorlar. ancak karakolluk bir olay duymadım kimseden.

otobüste ya da tramvayda başlarına öyle bir olay geldiğinde dönüp terbiyesiz diye bağırıyorlar. adam suçsuz bile olsa en yakın drakta inmek zorunda kalıyor.

bir kere kadın bir arkadaşımla dışarıdayken şöyle bir olay oldu. tramvay durağındaydık. inenler, binenler derken etraf çok kalabalıktı ve birine değmeden gitmek mümkün değildi. ben arkasındayken kız arkadaşım döndü ve birden o sırada oturmakta olan bir adama "terbiyesiz" diye bağırdı. adamın yüzüne baktım o sırada, ne olduğunu anlamamış bir ifade vardı. çok yüksek ihtimalle taciz etmedi, istemeden dokundu veya hiç dokunmadı. ancak adam anında kızardı. biz uzaklaştık gittik, bir şey olmadı.

tanıdığım her kadın istisnasız tacize uğradığını söylüyor. uzun saçlı iken, erkek olduğum halde ben de uğradım. o sebeple taciz olaylarını hafife almıyorum. ancak son zamanlarda, kadınlar da taciz olmayan hareketleri bile böyle yorumlar oldular, haklı olarak.

tepki göstermek lazım. polis filan boş iş. savcılık bırakıyor. en çpk yapılan hata ses çıkarmamak. yanınızda akraba abi vs varsa söyleyin kırsın ağzını burnunu. kadınların en öok yaptığı hata yan mahallede ya da yakınlarda tacize uğradığında bunu söylemiyorlar.

kız diyo ki hergün işe giderken biri beni takip ediyo. böyle salaklık yaparsanız adam parmağını götünüze de sokar. hadi 1. gün sapık dedin geçtin 2. gün mutlaka baba abi kuzen kşm varsa sabah seni arkadan takip edecek sen adamı görünce bu adam diyecen sonra allah ne verdiyse dalacaklar adama. bizim kadınlarda da iş yok.

Kimse yazmadan yazayım: du hast

ohne dich, sonne

stirb nicht vor mir

du hast
amerika

rammstein şarkısı seçmek benim için evlat ayırmak gibi bi' şey ama yine de nebel diyorum.

mein herz brennt

hem piyano, hem normal versiyonu der susarim.

Keine lust

sone
Du riechst so gut

ohoo, mood'a gore cok degisir bu.
halleluja, vergiss uns nicht, morgenstern

Eskiden baya dinlerdim, şimdilerde ise nadiren aklıma düşer ve en derinlikli bulduğum "los" parçasını açarım. Antrenmanda falan gaza gelmek için ise "keine lust" favorimdir.

son zamanlarda bestrafe mich'e takıldım kaldım. tek bir şarkı söylemem mümkün değil en kötü ihtimal top 5 yaparım:

bestrafe mich
ohne dich
morgenstern
stein um stein
mein teil

benim favorim rammstein.

ohne dich
sonne
du hast
benzin
rosenrot
klavier
amerika
keine lust
moskau

rammstein'cı değilim ama favorim var. führe mich

www.youtube.com

ben engelciyim.

ich will
te quiero puta

rammstein'ın "stripped" coverı bir başka. onun dışında rosenrot'u da diyebilirim ama zaten birçok şarkısı güzel, ayırt edemiyorum.

links ve ich will

Keine Lust
Ohne Dich
Mutter
Sonne

bence olay sigara değil. bu kadar istediğiniz bir şeyi yapmaması. n

olay sigara iciyor olmasi. sigara ictigi anlarda onu cekici bulamiyor olmam diger bir deyisle; halamdan, teyzemden veya sokaktaki alelade bir bireyden farkli gor(e)memem.

kola icmesi beni enterese etmiyor mesela tum aksi soylemlerime ragmen. fiziksel rahatsizligindayim sigaranin, bana yansimasinda.

Çok geç yaşta sigaraya başlamış, uzun süre içmiş ve bu illetten uzun bir süre önce kurtulmuş birisi olarak, ben bile diyorum ki sigara içen birisiyle hayatımın geri kalanını devam ettiremem. Bu boku içerken insan farkına varmıyor nasıl berbat bir şey olduğunun ama inan ki buna bulaşmamış birisi için gerçekten ama gerçekten uzun vadede karşısındakinden vazgeçmek için en az aldatılmak veya hor görülmek kadar geçerli bir sebeptir benim gözümde. tabi ki "ayrıl gitsin" demiyorum ama ona sigarayı bıraktırmak için, sigara bırakma merkezlerine, doktorlara gitmesi için cesaretlendirebilirsin ya da hiç olmuyorsa eczaneden champix başlangıç pakedi alıp hediye edebilirsin ve bu boktan kurtulmasına yardımcı olabilirsin.

yorke ye katılıyorum ben. sigara yüzünden ilişki mi bitirilir. tiksiniyor olabilirsin, ya da başka bir şeydir. kendine verdiği zarardan size ne. kendin de demişsin zaten şimdi farkettim çekici bulmuıyorum diye. sigarayı bıraksa yarın öbür gün başka bir şey çıkar. giyim tarzı çok kötü gelir falan.

sizinle aynı durumu ben de yaşadığım için öyle olduğunu düşündüm. sevgilim bir süre sonra gerçekten yanımda sigara içmemeye başladı ama bu da bana yetmedi çünkü bırakmasını istiyodum ve bırakmıyodu sizdeki gibi sürekli bahaneler bilmemneler. sonra ne mi oldu? elektronik sigara aldı, birlikte onu içmeye başladık.

onu da onereyim hocam, eyvallah (diger bircok sey gibi olacaktir sonu ama olsun)

hatta yarin uyandiginda bu duyuruyu gostermeyi de tasarliyorum ama artik gercekten bir seyler olmali. ya onun kafasi rahatlar ya benim.

p.s: sigaranin amina koyayim.

abi, acik ve net yaziyorum. bir kisitlayiciligim, kastim yok insan olarak ozel hayatina; anlayin ne olur. sigara olmazsa su olur demeyin kafadan. olayim sigara, nefretim sigara. sigara icen hatun = babam. sizde boyle olmayabilir ama bende boyle. sigara icmedigi zamanlar kleopatra. olmasa ugrasmazdim zaten ama bicak kemige dayandi, ucaklar dustu, vizeler kalkti; uzun vadede sigarali yapamayacagimi fark ettim ve bunu ona soyledim. yarin konusmak uzere uyudu. bencilce mi davranisim?

3 yıl öncesinde de sigara içiyorsa ve ilişkiye bu biline biline başlanıyorsa sevgilinin sigarayı bırakmasını isteyen tarafa en kaba tabirle halt yemek düşer benim gözümde.

sevgili devilred,

cocuklugunda altina siciyordun diye ebeveynlerin bugunler icin bez stoklamamistir umarim.

"şimdi olsun, zamanla istediğim kıvama getiririm ben bunu" her zaman sökmüyormuş görüldüğü üzere. bebeklikle bir ilişkiyi kıyaslamak da gerçekten çok mantıklı.

Devilred +1
Sigara içtiğini bile bile baslamışsın peki neden başladın o zaman ilişkiye ? Sigara içtiğini farketmemiş miydin ?

Sen de onun için bişiden vazgeç o zaman ( hayatında çok zevk aldığın ve önem verdiğin ) kısasa kısas bu konularda . Kız arkadaşına bu yorumları da silmeden okut

onyargilari kirmak guc, ayni sekilde bu iliskiye baslarkenki degiskenleri bilmeniz de. "ben 'bu'nu yola getiririm" insani olmam bir yana, "ben bununla olurum" insaniydim. ertelemeler ve anlayislarla bugune geldik.

niye bir seyden vazgeceyim; o benim her seyimle yapabiliyorken. tamam ben de hagi formami feda edeyim, sigarayi birakacak ve ayni insan olacak mi?

biz de yaşadık buna benzer bir sorun, kız arkadaşım bırakmam için çok ısrar etti, ilk dönemler yanında içmiyordum, sonra tamamen bıraktım.
3 ay sonra tekrar başladım ve yanında içmeye de devam ettim bu kez. çok bir sorun olmadı, belki de kız arkadaşım size göre çok daha az rahatsızlık duyuyordur bilmiyorum. ama bence de sigara tek bir sebep olmamalı, yılmayın bence. bıraktırabilirsiniz.

Mesela sen de alkolü bırak tamamen . Yani bunun kararını kız arkadaşın versin . Yazdıklarından 18 yasında gibi algılıyorum seni hagi forması ne ya . Akşam yemeğini bırak , alkolü bırak , okulunu bırak . Hayatını değiştirecek bişiden bahsediyoruz burda ya , sen de fenerbahçeli ol o zaman mesela . Kral sanıyosunuz siz bazı erkekler kendinizi

sevgili dirty pussy

wtf! nick & girizgah uyumsuzlugum bir yana, kiz arkadasinin sigarayi az umursamasi bir olasilikken, diger bir olasilik da seni az umursamasi olabilir (tamamen oznel, sallamasyon opsiyon) nitekim onceki iliskilerim/arkadasliklarimda sigarayi bu kadar cok takmayabiliyordum (karsimdaki insani benimsememle de ilintili olarak) simdi "o" insani bulmusken, masalimi sigaranin bozmasi *_*

sevgili lilidancer,

(bkz: hagi)

siz alın en kalitelisinden bir elektronik sigara, içsin çilekli karpuzlu, bir daha sigaranın yüzüne bakmaz. sigaranın tadı da kokusu da iğrenç gelecek. test edildi onaylandı.

elektronik sigara tum koku/yoksunluk vb. olumsuz etkileri ikimiz icin de gozardi edilebilir kilar mi? tutmeyisi haricinde ne artilari var? en iyisini alsam onu en kaliteli ben zehirliyor olmaz miyim; bencilligin dibi olur gibi bu da. "bensizken ic" de ayni dilemma'yi beraberinde getiriyordu. uzun vadeli bir seyler icin daha kalici cozumler sart degil mi? bu konunun mevzu bahsi ilelebet iki taraf icin de acilmasin istiyorum. yanibasinda "hakiki" sigara icen birini gorup, bana teknolojiginin keyifsizliginden dem vurmasi (bir kere degil de bunu yillar yili surdurmesi -bakin oyle de umitliyim-) cok katlanilabilinir olmayabilir ruh halimle bagintili olarak.

şimdi öncelikle 'tütmesi' sizi rahatsız ediyorsa bundan çıkan buhar -evet buhar- sigaradan çok daha fazla. sağlık açısından elektronik sigara dediğimiz şeye nikotinli likit koymak zorunda değilsiniz. nikotinsiz bir sürü çok da güzel likit olduğu gibi yalnızca patlıcandan alacağınız kadar nikotin alarak da içebilirsiniz. bunlar sizin elinizde. istediğiniz likitleri tanka istediğiniz miktarda siz koyacaksınız çünkü. tabii ki bu bir çözüm demiyorum ama itici bir kokusu yok, çıkan rahatsız edici bir duman değil su buharı gibi bir şey. en önemlisi belki kız arkadaşınız da bunu bir süre kullandıktan sonra sigarayı içememeye başlayabilir. ağır gelecek çünkü en hafifi bile. en azından bizde böyle oldu.

karşınızdaki insanı olumsuzlukları ile kabul etmek bu kadar zor olmamalı. istediğim gibi olursan benimsin, yoksa kara toprağın :)

Sigara olayini ilk 3 ayda cozmeliydiniz artik gec kalmissin. Bu yuzden sigara icen birine bulasma bundan sonrasinda, ayri dunyalarin insanlarisiniz.

ilişkilerin en sakat yanı karşındakini kafanın içindeki kişiye döndürme isteği ve çabası. olduğu gibi kabul edemediğin biriyle çok uzun vadeli sağlıklı ilişki olmuyor ne yazık ki..
"babam gibi" geliyor diyorsun. kendine cevaplaman gereken soru şu: "neden başladığımızda "babam gibi" değildi?"

ilişkilerde "ya ben ya o/şey" durumu da sakatlıklardan bir diğeri. kesinlikle yapmayın. kesinlikle.

bana kalırsa senin sorunun sigaranın kokusundan çok onun dirayetli biri olması isteğin ve beklentin. "herhangi bir aktivite sonrası sigara arzulayıp kaçış arayan bir insanla" olmak istememen. sigarayı bırakması sana göre dirayet göstergesi olacak, beklentine cevap bulacak ve yola devam etme kararı alacaksın. ancak bu işler öyle yürümüyor. sigaranın yerini başka bir şeyi alabiliyor. kaçmak isteyen, kaçma alışkanlığı edinen illaki bir yolunu buluyor. dizilere gömülür, bilgisayarın başından kalkmaz, adrenalin peşinde koşturur, alışveriş bağımlısı olur... ohoo o kadar çok şey var ki, istemediğin kadar.
bu işin doğrusu ve sağlıklısı sigarayı kendi isteğiyle kendi kararıyla bırakması. senin yapabileceğin şey bu aşamada ona destek olmak olabilir. o aşamaya gelebilmesine yardımcı da olabilirsin ancak biraz ince bir iş bu. nerede durman gerektiğini bilerek, onun sınırlarını sen çizerek değil onun sınırlardaki aksaklıkları görmesini sağlayarak.

diyelim şimdi seni seçti ve sigarayı bıraktı, ancak dirayet konusunda hala zayıf. 10 yıl sonra mesela çarpık aile yaşantısı, sınav stresleri vs zorluklardan bağımlılık edinmeden çıkmış birileriyle konuşurken karşılaştırma yapacaksın, diğerini yüceltirken kendi hayat arkadaşını hor göreceksin. yani gözün dışarıya kaçacak. çünkü esas sorunu çözmedin. kafandaki imaja, beklentilerine cevap vermeyen biriyle berabersin. Nietzsche'nin umut en büyük kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır dediği şey bu işte. hatalı çözüm yollarıyla ulaşmaya çalıştığımız şeyler, hiç bir şey yapmadan umut edip olmasını beklediğimiz şeyler, olmayacak işlere amin demeler...
Onun kendi kararıyla kendinde yaptığı düzenlemelerin sonucuda senin ona bakışını, ilişkinizin durumunu ben yazmayayım sen düşün. 10 yıl sonrayı da düşün. yolunu ona göre çiz.

istekte bulunma hakkın olsa da baskı yapmaya hakkın yok.

takıntı yapmışın sigarayı kendine. gurur meselesi olmuş. 'ben istedim illa yapacak' diyosun, sevgisini kanıtlamanı bekliyosun. ama sadece dışardan bakıyosun olaya.

sınav stresi mi var? git bi yemek hazırla 1 saat sohbet edin eğlenin. bi tane de çikolata al. aklına sigara bile gelmeyecek.
aile sıkıntısı olmayan yok zaten. ona güven ver. sigarayı bırakmadığında ayrılmayı düşünen bir sevgili güven vermiyo malesef.
iş bulma sürecinde yardımcı ol. yanında ol. nikotin eksikliğini hissetmesin bile.

'herhangi bi aktivite sonrasi arzulayip kacis arayan bir insanla olmak istemiyorum.' lafı o kadar ahmakça ki. emin ol o da kendini sorguluyor ve emin ol o da suçlu bir şekilde senden kaçarak sigara içmek istemiyor. zaten bağımlılığın en büyük nedeni yoksun kalma korkusu. 'iş bulunca brakacağım' diye daha fazla içiyor ve daha fazla bağımlı oluyor.

kadın sana diyor mu 'ben orgazm sigarası içmediğim, bira-sigara yapmadığım sevgili istemiyorum' diye? ki gayet de isteyebilir. en az seninki kadar mantıklı.

yani seninki bencillik değil de takıntı. yerinde olsam psikolojik baskı yapıp daha fazla bağımlı olmasına neden olmaktansa beraber göğüs hastalıklarının yolunu tutardım. ya da yılbaşında hediye olarak champix alırdım. en azından denediğini görürsün. ama diş etleri çekildiğinde, dikkat dağınıklığı ve bulanıklık yaşadığında, başı ağrıdığında, sindirim problemleri yaşadığında yanında olup yardımcı olmak zorundasın. tabi gerçekten onun sağlığını önemsiyosan.

çikolata şelalesi +1

sigara içerken babana benzemesi 3 yıldır neredeydi? içten bir şekilde sağlığı için endişelensen anlardım ama kalkıp "babama benziyor o yüzden içmesin" dersen o iş olmaz. mesela o da senin hagi forman için kim bilir neler düşünüyordur da saygı duyup ses çıkarmıyordur... bilemezsin.

Biten değil de, başlayacakken başlamayan var.

sigara sevmeyen insan sigarayla yapamıyor.
ben bu nedenle erkek arkadaşımla aynı evde yaşamıyorum. sigara kokusu midemi bulandıran, dumanı ise ciddi anlamda başımı ağrıtan bişey. onun evi kötü koktuğu için, benim evim kötü kokacak diye evde vakit geçirmekten kaçınıyorum. kış günleri mekanlarda sıcacık oturmaktansa, kapı önlerinde büzüşmekten de fenalık geldi. kendisini seviyorum ama sigaradan nefret ediyorum, kabullenemiyorum.
bunun hassas bir sorun haline gelmesinin nedeni onun benim rahatsızlığımı kapris olarak görmesi. ben ise sigaranın yukarıda saydığım sıkıntılar bi yana onun bi şeye bu kadar bağımlı olmasını anlayamıyorum. ailesinde bu nedenle ciddi rahatsızlıklar yaşamış olan insanlar da var. sanırım ben kendisine sorsam senin sorunu, sigarayı tercih ederdi.
fakat ne dolmuşum..

sigara icen birine icme diye bastirip akil vermek beni benden alan bir sey.
ictigim sigara konusunda beni elestirmeye kalkan herkesi (esim de dahil) kesin bir dille uyardim. kimsenin haddine degil. kimseyi de rahatsiz etmiyorum bu konuda.

sizin de haddinize degil. cekemiyorsaniz, cekici bulmuyorsanız birakirsiniz. monte kristo kontu degilsiniz. rest cekmeyin.

Sigara kokusu kadar pek az şeyden rahatsız olurum. Kadın ya da erkek, biri sigara içiyorsa, gözümden düşer. Seni çok iyi anlıyorum. Madem öyle neden başladınız sorusu biraz acımasızca geldi bana. Merak ettiğim, bu kadar sorun ettiğin bir duruma onca zaman nasıl katlandın? O geçmişe, "sigara ya da ben" bencilce ve mantıklı değil. Karşılıklı hoşa gitmeyen bir şeyi bırakarak anlaşmaya çalışın.

Ben sigara içen biriyle bırak sevgili olmayı, aynı ortamda 10 dakikadan fazla kalamıyorum. Bu nedenle hissetiklerinle ilgili sana hak veriyorum ama sen şu an bir şey talep edecek durumda değil gibisin. Yani sen zaten sigara içtiğini biliyordun, hadi seni sevdiğinden ya da senin baskılarından bunalıp bıraksa yine muhtemelen gizli saklı tekrar içecek. İnsanları bu durumda bırakmak hoş değil, en nihayetinde kocaman insanlarsınız niye senin yüzünden yalan dolan işler yapmak zorunda kalsın öyle değil mi? Bu özsaygısını yitirmesine de neden olur. Dayanamıyorsan, ki ben olsam ben de dayanamam, kendi yoluna gidersin. Ha sigara yüzünden ilişki mi biter dersen biter tabii, başka ne yüzünden bitecek zaten.

Evet bencilce. İlişkinin başında kız arkadaşınız size sigarayı bırakma vaadiyle gelmediyse, böyle bir talepte bulunmaya hakkınız yok bence.

Sigaradan iğrenirim ama başkasından böyle bir şey isteme hakkını kendimde bulamam.

Bırak yanımdas sigara içtirmeyi 2 dakika önce sigara içen adamı arabama bile almam.
Kimse iğrendiği bir şeye katlanmak zorunda değil.Çok rahatsız ediyorsa ayrılık kararı çok absürt değil.

sizlere uygun bir dille anlatacagim durumu daha detayli olarak pc karsisina gectigimde, sanirim bazi eksiklikler benzer prototipteki iliski/arkadaslarla ayni konumda olmamin onunu acmis bircok arkadasin nezdinde.

tum ilgili duyuruculara tesekkur ediyorum, cevaplari ben de enine boyuna dusunecegim bir yandan. tek bir hakli oldugunu dusunmuyorum en azindan; amacim "haklilik" olmasa da, muhatabimi, tamamen karsi oldugum bir olayda dahi olumlayabilmek iletisimimizi daha iyi etkileyecektir onumuzdeki surecte.

bence kadinin hayatindan derhal cikin.

3 yıldır aklın nerdeydi arkadaşım? Yani anlatmadığın detayları bilemem ama anlattığın kadarıyla haksız gözüküyorsun. Madem senin için sigara içilmesi bu denli önemli bir sorun baştan hiç sigara içen biriyle ilişkiye başlamamalıydın. Dile kolay 3 sene bu, 3 gün değil ki. Eğer ki sabrederim, idare ederim diye başladıysan o da yanlış çünkü bunu yapamayacaksın. Yapmak zorunda değildin. Sonuçta kız sana bırakırım diye söz de vermemiş.Ben de 33 yıllık hayatım boyunca sigara kullanmış biri değilim ve sigara ve kokusundan nefret etmesem de hiç hoşlanmam. Ama hayatımdaki insanın tercihlerine saygı duyarım sonuçta koskoca insan çocuk değil sigaranın zararlarını o da biliyor. Buna rağmen hala içmek istiyorsa içer. Gizli gizli çocuk gibi içmesi daha kötü. Benim şartlarım yanımda içmemesi ve yakınlaşacağımız zaman hijyen-koku vs. gibi şeylere dikkat etmeseydi. Nitekim kendiliğinden bıraktı. Ama hiçbir zorlama-baskı yoktu. Zorla olmaz bu işler. Sigara ya da ben gibi bir rest, kendini sigarayla bir tuttuğunu gösteriyor ajkjdkj. Çocukça davranıyorsun. İstemiyorsan tabii ki ayrılırsın ama ben senin sevgilin olsam bu tavrın yüzünden ben senden ayrılırdım. Hem zorla güzellik olmaz, hem de 3yıl bu şekilde okeyleyip, sonra sigarayı bahane etmen yüzünden.

İlişkiye başladığınızda da tiryakiyse ve sen bile bile başladıysan, rest çekme hakkın yok. Çekersen de babayı alırsın, totoyu avuçlarsın ve hiçbir şey deme hakkın olmaz. Alkole bağımlısın, bunu kabul etmeyip sevgiline çamur atıyorsun. Sigara ve sevgilin bir bütün, bunu kafana koy. "Yeaa ben sigarasız şekilde alayım" diye bir dünya yok. Kendi bırakmaya karar vermediği sürece senin yapabileceğin bir şey de yok.

Not: Savunduğuma bakma, ben sigara içmiyorum. Ama onu anlayabiliyorum. Sigara içen biriyle de sevgili olmam.

Hatanın neresinden dönsen kar. Bencillik de olsa yapacak başka bir şey yok.

cevaplarin kalanini -gec de olsa- simdi okudum, ilgililere tesekkurler.

ayrılmışsınız işte, buraya yazmanızdaki amaç ne? vicdanınızı rahatlatmak mı? bence birine herhangi bir şey dayatmak çok bencilce ama yapamıyorsanız da yapamıyorsunuzdur. ayrılmışsınız, bitmiş.

bitmez. küçük bir kavganın arkasında sineye çekilmiş binlerce şey vardır. onların içeride patlamasıyla bitmiştir.

kavgasız da bitebilir.

(bkz: bardağı taşıran son damla)

gereğinden uzun sürmüş zaten.

4 yıl 364 gündür olanlar 365.günde ortaya çıkmıştır sadece.

biter.

konuşursan bitmez, aynı böyle bir arkadaşım küçük bir ev temizliği kavgası sonrası evi neyim terk etti sabah, akşam gittiler sakin kafayla konuştular olay çözüldü. demek ki birde konuşmak lazım.

bence küçük bir kavga olmasına bile gerek yok. 5 sene uzun bir süre, bir ilişki için. belli bir süreden sonra, çoğunlukla alışkanlık devam ettiriyor ilişkileri. o yüzden inceldiği yerden kopması gayet normal.

m murphy vb diğerleri +1

O kucuk bir sey yuzunden degil de aslinda oncesinde olan buyuk seyler yuzunden bitmistir. Siddetli kavgalar insanlar iliskilerine hala inandiginda ve iliskilerini surdurmek istediginde oluyor bence. Ama artik yurumeyecegine inandiginda bundan emin oluyorsun ve kavga bile etmiyorsun. Iste asil o zaman bitiyor.

bardağı taşıran son damla herhangi bir damla olabilir, adının ne olduğunun bi ehemmiyeti olmaz.

Parke böceği diye bir olay var, parkenin kemirilmesi sesi onlardan gelebilir. Ama bahsettiğin sese pek benzemiyor sanırım.

böcek olduğunu sanmıyorum çünkü düzenli aralıklarla geliyor ve elektronik bir ses gibi. ama o sürtme sesi olan "vıjks"a çok benziyor.

pili zayıfladığı için yangın sensöründen çıkıyor o ses. kesin bilgi.

parkeler sıkışıp kendi kendine ses çıkarıyor olabilir, vardı sanki öyle bir şey.

yangın sensöründen çıkıyor geçen kırıp attık bizim şirkette

yangın sensörü pil uyarısı.eğer seninki pil uyarısı vermiyorsa alt kattaki komşunun yangın sensörü de olabilir.

o zaman yangın sensörünün pilindendir, çok teşekkürler. ben kendim bunu kapatabilir miyim yoksa illa bir görevli mi çağırmalıyım?

aslında mantığı basit sensörün kapağı tırnaklı açıp pili değişebilirsin el becerine bağlı biraz :)

Haksız değil. Sonuçta başka bi kadının eşi olacaksın ama o kadın hâlâ onun annesi olarak kalacak. Yılların emeği var evladında. Sen de aynısını yap rahatsızlık verdiyse.

Cevabım: hak veririm.

İlişkimi sorgulardım sen gibi.

gerekçesinin espri olduğunu düşünüyorum. gerçekse bile çok takılmazdım. kendi kararı. para mevzularını sevmiyorum zaten.

bence çok mantıklı, iyi düşünmüş ama çocuğum varsa çocuğumun üstüne yapardım.

senin başının çaresine bakacağını düşünüyo ama annesi yaşlı. onu garanti altına almaya çalışıyor. bence yapsın ne olacak ki. para nedir yahu. yeter ki sevgi olsun.

Annesine ya da çocuğa yapmasına bir şey demezdim, haklı da bulabilirdim de, "Sen kadınlarla yersin parayı" kısmına bozulurdum bayağı. Sonuçta bana bir şey olsa sevgilimin aynı gece olmasa da, en kısa sürede hayatına devam edip yeniden aşık olmasını isterim. Bana kalbinin bir parçası değil de, elin evladı gibi davranmasına bozulurdum.

güven yoksa, arkadaşlıkta olmaz evlilikte.

bence sende aynısını ona yap, lehtarını annen goster gerekce olarakda ben ölursem baska adamlarla yersın parayı dersin, o zaman anlar senin nasıl hissettiğini.

sen de anneni yap. o bir şey derse sen de başka adamlarla yersin parayı de...

Valla ben ne yaptım da güvenini bu kadar sarstım ya da o güveni hiç oluşturamadım acaba diye düşünürdüm.

Sen öldüğünde o seninle birlikte mezara mı girecekmiş.

ne istiyorsa yapar. evlenirken de mal ayrılığı rejimi seçilmeli. kimse kimseye bir şey yapması için duygusal baskı uygulamamalı. takılmamalı insanlar böyle şeylere. hayat sigortasını siz ödemediyseniz tabi. öyle bile olsa rica etse kabul ederdim ben ne olacak.
edit: o söz de şakadır herhalde.

açacam şimdi ağzımı o olacak akşam akşam.

ulan ölmüşsün zaten,senin için film bitmiş.o saatten sonra bari sevdiğin!!! adam mutlu olsun hayatına daha güzel devam edebildin,senden sonra toparlanabilsin.

bak bak gerekçeye bak---sen o parayı başka kadınlarla yersin---miş.hayır annem hasta yaşlı o para ona daha çok lazım da demiyor bak,oraya çok dikkat edin.

e yiyecek tabi bu adam dünyaya sadece seninle sevişmek için mi geldi dangalak.bu ne demek? ben varsam varsın,ben yoksam yoksun.mutsuz ol acı çek.

ulan ne kadınlar var yaaa.şımarık,bencil,çıkarçı......

ben böyle bi kadınla evlenmeyi bırak böyle bir şey dediğinde bu yazdıklarımdan daha ağırını söyler bir daha da görüşmezdim.

iyi baktın mı? altın kaplamamıymış onunkisi?????????

ağzına sıçarım. o zaman ne diye evlenmiş seninle? mantığa bak ya.

not: derdim parayı sana bırakmaması değil. mantığı. yoksa ister anasına versin ister babasına; beni bağlamaz.

arkadaşlar,

yorumlar için teşekkürler. mevzu parası, primi değil zaten. tam da @iste o bendim'in söylediği şey. ben yoksam sen de mutlu olma mantığı.

yakın zamanda şöyle bir olaya tanık oldum. yeni evli çift 1 yaşında bebekleri var, çocuk beyin kanamasından küt diye ölüyor. şirketin yaptığı hayat sigortası var, şirkette yasal varisine(eşine) ödenmek üzere tazminatın haricinde ilave de yapıp destek oluyor. ölen çocuğun ailesi "o bizim çocuğumuzdu, paraları bize vereceksin" diye baskı yapıyorlar eşini kaybetmiş kıza.

özetle "ne var bunda" diyen arkadaşlar bir de böyle düşünün.

onun çevresinde de o tür örnekler vardır ( mesela ben bir yığın örnek sayabilirim),
sen kendine yetebilirsin annesi yetemeyebilir diye düşünüyordur...

bu kadar bilgiyle bir karar hakkında yorumda bulunmak oldukça isabetsiz sonuçlar getirir. birbirinizle açık açık konuşun. neden öyle düşünüyormuş sor. o da anlatsın. tatlılıkla ama, sitem etmek için değil, anlayıp anlaşmak için.

Evlilik sözleşmesi de yapıldıysa olabilir.

İlginizi çeken bir kitap alın ve onu okurken bilmediğiniz kelimeleri çıkartın. Bir contex dahilinde ezberleyin yani.

Film/kitap olayından başka mesela kelimeleri düz bir şekilde yazıp ezberlemek sizin için daha zor olacaktır, unutma ihtimaliniz daha fazla. Görsel zekaya sahipseniz kelimeleri görselle eşleştirme olayına da girebilirsiniz ya da kelime kartları var, onlara bakaral da görsel hafızanıza kaydedebilirsiniz.

günlük hayatta, iş yerinde kullanmadığım kelime olunca bende bir türlü ezberleyemiyorum unutuyorum hemen. ezberleyeceğin kelimeleri kendi kendine içinden cümle kurup cevapla derim.

Tekrar anlatıyorum, buraya kaçıncı yazışım hatırlamıyorum. Öncelikle bir yerlerden ingilizce'de bol kullanılan kelimelerin listesini bulabilirsiniz.

Bir defter alıyoruz, iki de kalem. biri kırmızı veya turuncu gibi cart, diğeri ise mavi, yeşil, siyah gibi sakin bir renk.

bu ezberlenecekler listesindeki kelimelerden 150 tanesini yazıcaz deftere ama şu şekilde.

kırmızı ile bilinmeyen kelime - altına da mavi kalemle bu kelimenin içinde geçtiği yine ingilizce bir cümle. yanına kesinlikle türkçe bir şey yazılmayacak.

150 kelimeyi ve cümlesini bu şekilde yazıyoruz. sonra 1 hafta unutuyoruz.

sonraki hafta başlıyoruz kelimeleri okumaya. Atıyorum kelime book, ne olduğunu hatırlıyorsak diğer kelimeye geçebiliriz. hatırlamıyorsak eğer cümlesini okuyoruz. cümle: "My favourite book is Little Prince". Burda cümle içinde, kelimenin anlamını bulmamız için ipucu verecek şeyler olursa daha iyi. yine hatırlamıyorsak ingilizce-ingilizce sözlüğe bakabilirsin ama ing-tr tavsiye edilmez. maksat beyne ingilizce kelimeyi imge olarak yerleştirmek çünkü.

tekrar bitince bir 150 daha yazıyoruz. her hafta sadece bir önceki hafta yazılanı değil, en baştan itibaren kelimeleri tekrar ediyoruz.

yds'ye hazırlanırken 10 ay gibi bir sürede 10000 kelime ezberlemiştim. aradan geçen 10 küsür yılda da bu kelimeleri unutmadım. hatta bazen o deftere bakıp yuh bunları bilmiyormuşum derim.

Sayı: 2000
İsim: Mahmut

twilight zone
the mighty boosh
the it crowd
alfred hitchcock presents
green wing
dead like me
footballers wives
south park
family guy
american dad
sarah silverman show
my name is earl
pretty little liars
gossip girl
chuck
smallville
shameless
ab fab
black books
fawlty towers
little britain
little britain us
house of cards
west wing
father ted
come fly with me
blackadder
let them eat cake
mrs browns boys
archer
mom
2 broke girls
the big bang theory

şimdilik aklıma gelenler bunlar


edit : Friends'i yazmayı unutmuşum

ek olarak :
merlin
dr who
two and a half men
pushing daises

breaking bad ve fargo bitti

narcos, better call saul, game of thrones ve true detective devam ediyo

dexter devam ediyo

lost ve house of cards 2. sezonunda bıraktım.

house md. ve shameless 10 bölüm falan izledim.

selam, ben universite hayatini diziye adayan insan, aklima gelenler sunlar:

- supernatural
- spartacus ( son sezon eksik)
- dexter ( son iki sezon eksik)
- how i met your mother
- fringe ( son sezonu izlemedim)
- house ( son uc sezonu izlemedim)
- the big bang theour <3
- lost
- da vinci's demons (yeni sezonuna bakmadim daha)
- person of interest (4. sezonu izlemedim)
- heroes
- two and a half men (charlie reyiz gidene kadar izledim)
- anger management (charlie reyiz)
- selfie ( kizil hatun icin izledim)
- dr who ( yeni doktoru hic izlemedim)
- my name is earl <3
= chuck
- scrubs <3
- the sopranos
- mr robot
- black mirror
- house of cards ( ikinci sezonu izlemedim)
- hustle <3
- its always sunny in philadelphia ( philadelphia'nin yazilisina google'dan baktim :( )
- under the dome ( ikinci sezonu ciktiysa henuz izlemedim)
- white collar <3
- californication ( ilk 5 sezonu izledim)
- six feet under
- narcos ( gecen hafta basladim)
- pushing daisies <3
- silicon valley ( son sezonu izlemedim)
- IT crowd
- monk
- black sails (oha bunu tamemen unutmusum, yeni sezon cikinca takip edim)
- sherlock
- seinfeld
- terra nova ( 5-6 bolum filan izlemisimdir)
- merlin ( ilk uc sezon izledim)

tüm sezonları dahil olmak üzere 63 farklı dizi izledim.

bunlardan 34'ü hbo'nun çıkardığı diziler. hbo şu ana kadar 64 seri/mini-seri çıkardı. konusuna bile bakmadan hbo'nun çıkardığı her şeyi izliyorum. bir kere bile pişmanlık duymadım. takıntılı olduğum tek şey hbo'dur.

şu var bir de, bakabilirsin:
eksisozluk.com

spartacus-bitti
rome-bitti
the tudors-bitti
vikings-yeni sezon bekleniyor
breaking bad-bitti
better call saul-yeni sezon bekleniyor
the walking dead-devam ediyor
fear the walking dead-yeni sezon bekleniyor
paradox (iptal edildi)
awake (iptal edildi)
resurrection (iptal edildi)
the oz-bitti
les revenants-yeni sezon bekleniyor
braquo-2.sezonundayım. 3 sezon bitti. devam edecek.
fringe-bitti
game of thrones (son sezonunu izleyemedim henüz)
black sails-1x4'te bıraktım
narcos-yeni sezon bekleniyor
flashforward (iptal edildi)
orphan black-yeni sezon bekleniyor
luther-yeni sezon bekleniyor

çemberimde gül oya-bitti
ikinci bahar-bitti
yılan hikayesi-bitti
poyraz karayel-devam ediyor

149: ao3'ün tv fandomları kısmından gittim, hah izledim bunu diyebileceklerimi saydım. takdir edersin ki hepsini yazamadım buraya. beni hayatımı tv başında geçirdiğim gerçeğiyle bir kez daha yüzleştirdiğin için teşekkür ederim.

IT Crowd, Tyrant, Happyish, Mr. Robot, Halt and Catch Fire, In Treatment, New Girl, Louie, Forever, How to Make It in America, Brooklyn Nine-Nine, Bojack Horseman, Modern Family, Black Books, Spaced, Suits, Silicon Valley, Black Mirror, Seinfeld, Friends, Shameless, Hung, Spartacus, Scrubs, HIMYM, Big Bang Theory, Lie to Me, You're the Worst, Limitless, Cheers

friends
six feet under
lost
dexter
shameless
masters of sex(yarısında çıktım)
orphan black
how to get away with murder
sherlock(yarısında çıktım)
game of thrones(yarısında çıktım)
parks and recration(izliycem bekletiyorum)
wayward pines(yarısında çıktım)
house(devam ediyorum)
revenge(yarısında çıktım)
gossip girl(yarısında çıktım)
pretty little liars(yarısında çıktım)
mr.robot(yarısında çıktım)
black mirror
skins(yarısında çıktım)
my mad fat diary

devam edip bitirdiğim ne kadar azmış. yarısında çıktığımın birçoğunu birkaç bölüm anca izledim. birkaçında 2.sezonda falan bıraktım.

30 kadar var

2sini aynı ortama getirmeye niye çalışıyorsun ki? kendin de demişsin araları bozuk diye. ayrı ayrı takıl.

bi de ülke gezilerinde sinir katsayısı artıyor. en yakın arkadaşınla gidip kavga etme şansın bile var. çünkü çok sınırlı bir zamanın var ve her şeyi birlikte yapman gerekiyor. bu yüzden anlaşmazlıklar daha çok göze batıyor.

Mis gibi diyarlara gitmişsin hala türklerle takılıyorsun, öyle şey olur mu yav. Bırak hepsini siktir et sana arkadaş mı yok orada, uzaklaş hepsinden bul kendine kafası rahat komplekssiz insanlar, hayatının en güzel döneminin keyfini çıkar, böyle boktan şeylere rezil edilmez ki anasını satiyim.


Ne haliniz varsa görün ben buraya sizin kahrınızı çekmeye gelmedim de, çek resti. Ülkeye dönünce seve seve barışacaksınız zaten, kimsenin de aklı geçmişte kalmaz.

baba jo +1

erasmus'a çok da yakın olmadığım sınıf arkadaşımla gittik. o türklerle takılmayı seçti, ben yabancılarla. ortak bikaç program falan da yaptık birbirimizi dışlamadık ama gruplarımız farklıydı. türklerle takılacak yeni insanlarla tanışmayacaksam niye o kadar uzağa gittim yani?

çok teşekkür ederim desteğiniz için. olay benim için şu an erasmustan çıkmış durumda. zaten çok arkadaşım yok, bir de 8 yıllık en yakın arkadaşımı kaybetmek istemiyorum.

todayilearned, history, mildlyinteresting, relationships

gonewild

hicbirinde. cunku orasi faggit. 4chan'deyim beklerim.

bir dickgirl müptelası olarak ben de 4chandeyim. ben de beklerim.

r/spacedicks

subreddit deniyor.

/r/all'a bakiyorum ben, bir de programlama icin takip ettigim var bir suru sub

aww ve leagueoflegends

entrepreneur, soccer, yeni yeni marketing.

Direkt my subreddits export aldım sizin için.
Takip ettiğim subreddit'ler tam olarak şöyle.

/r/ADPORN
/r/ADVERTISING
/r/ANNOUNCEMENTS
/r/ASKREDDIT
/r/AWW
/r/BASH
/r/BESTOF
/r/BLOG
/r/CANADIANGRAFFITI
/r/CENTOS
/r/CHANGEMYVIEW
/r/CISCO
/r/CONTENT_MARKETING
/r/CRAPPYDESIGN
/r/CSS
/r/DATAISBEAUTIFUL
/r/DESIGN
/r/DESIGN_CRITIQUES
/r/DIY
/r/DOTCOM
/r/EVERYMANSHOULDKNOW
/r/EXPLAINUKEIMFIVE
/r/FEDORA
/r/GADGETS
/r/GAMINGGIFS
/r/GIFS
/r/HOME
/r/LAB
/r/HOWTO
/r/HWSTARTUPS
/r/IMAGINARYMINDSCAPES
/r/IMGOINGTOHELLFORTHIS
/r/JAVASCRIPT
/r/LEARNPROGRAMING
/r/LINUX
/r/UNUX4NOOBS
/r/UNUXQUESTIONS
/r/NETSEC
/r/NOSLEEP
/r/PROGRAMING
/r/PYTHON
/r/RUST
/r/SEO
/r/SIMPLEUVING
/r/TALESFROMTECHSUPPORT
/r/TECHNEWSTODAY
/r/TECHNOLOGY
/r/TECHNOLOGYPORN
/r/TOR
/r/WEB_DESIGN
/r/WEBDEV
/r/WEBHOSTING
/r/WTF

Evet, tam liste bu.

İçlerinde favori durumda olanlar;
www.reddit.com
www.reddit.com
www.reddit.com
www.reddit.com (Bilale anlatır gibi. ^^)
www.reddit.com
www.reddit.com
www.reddit.com
www.reddit.com (Buna hastayım. Bazıları çok taze.)
www.reddit.com

stephen king, agatha christie

Ali ayçil

mihail bulgakov , kazancakis , jack london

sartre, kundera, oğuz atay, camus.

dostoyevski, tabii ki ilk sırada.

proust, borges, dickens, kafka.

bizden ismet özel, tabii ki ilk sırada.

tanpınar, sait faik, enis batur.

ursula le guin

tr'de yayınlanan bütün kitaplarını okuduğum yazarlar:
chuck palahniuk, grange, jo nesbo, dan brown, ahmet ümit.

Douglas Adams ve Sait Faik

tepedeki psychedelic adam +1

Özer Aydoğan, Yiğit Özgur, Uğur Gursoy

chuck palahniuk
margaret atwood
ray bradbury
philip pullman
bret easton ellis (ama diger kitaplari biraz tirt cikmisti)

bir kitabını okuduktan sonra diğer kitaplarını da okumalıyım dediğim yazarlar:
-ihsan oktay anar (tüm kitaplarını sevmedim)
-orhan pamuk (tüm kitaplarına hasta oldum)

sartre, dostoyevski, gogol, camus, alberto moravia, salinger, dylan thomas, caradoc evans

marquez.

asimov, clarke, sagan.

Halit hüseyin

bukowski, fante, bernhard.

Sabahattin ali, peyami safa, kemal tahir, tarik bugra.

ben de öyleydim, ama artık arıyorum..annemi her gün, sevdiğim bi iki kuzeni haftada 2-3, sevdiğim teyzemi hafta da 1 falan.. sevdiklerini aramayı alışkanlık haline getirirsen rahatlarsın.. hem hissettiğin şeyi yapmış olursun,hem onları mutlu edersin..

beni anlatmışsın, bende de durum aynen böyle. ailemi ararken bile görev icabı arıyormuşum hissine kapılıyorum. hep aynı şeyleri konuşuyoruz gibime geliyor. insanlar o kadar konuşacak şeyi nerden nasıl buluyorlar anlamıyorum. boş konuşmak da istemiyorum sanırım.

A:Ben de senin gibiyim
B:Bir yerden başlanmalı tabi, aileyi haftada bir-iki kez düzenli aramalı en azından.

aranmak özellikle aile büyükleri için bir "değer" belirtisi. onları ne kadar arıyorsanız onlara o kadar değer veriyor,saygı gösteriyor ve özlüyorsunuzdur diye düşünürler. bunun nedeni aranmak ve aramanın vakti zamanında pahalı ve lüks bir iletişim yolu olmasından kaynaklı. ancak zorunlu durumlarda ve birini çok özlediğinizde aradığınızı,arandığınızı düşünün, aranmak kıymetli bir şey.

ama iletişimin kolaylaştığı,ucuzladığı 40 ve altı yaş grubu insanlar için ise öyle bir değer yargısı değil. hatta aramak yani sesli iletişim "zorlayıcı" geliyor. mesaj çok daha pratik.

özet geçeyim:) eğer birine değer veriyorsanız ve onların değer yargılarına göre onları aramanız önemliyse evet aramaya alıştırın. ve evet ben bunu önemseyen insanları arıyorum.

ben de aynen bu durumdayım, annem'i babam'ı bile 1 ay görmesem aramam işim düşmedikçe. Birini arayıp diğerini aramazsan o bozulacak falan. Ben aramam valla kimseyi biri arasa da genelde açar konuşurum.

sevgilim, anneannem ve dedem haricinde ben de kimseyi aramam. bu yüzden neredeyse hiç eski arkadaşım yok ama bazı arkadaşlarım da bu duruma alıştı ve gücenmiyorlar.

annem babam kardeşim dışında kimseyi aramam. onlarıda iki üç günde bir ararım, ben aramazsam çaldırırlar zaten. aynı şeyleri konuşuyoruz zaten. Improbable benden daha iyi anlatmış.

landline dan aranabiliyor olmasin. Eger ucretsiz yardim hatti felansa ole olabilir.

bir kurumun customer service numarası.

Türkiye'de 800'lü hatları cepten arayamıyorsunuz mesela, ya sabit hat ya da ankesörlü telefon kullanacaksınız. Bunun da öyle bir olayı olabilir.

Doğru diye biliyorum.

annemden hatirliyorum dedigin gibiydi, bosaninca tekrar dedemin memlekete donmustu kutuk.

İtiraz etme şansı yok mu yahu?

Evlendiğinde erkeğin kütüğüne geçiyorsun. İtiraz etme veya değiştirme gibi bir durumun yok.

Soy bağının sağlanabilmesi için

İyi de bunda şaşılacak konu ne onu anlamadım

Senden doğan çocuk senin soyun değil, erkeğin soyu. o zaman çocuğa soy seçme hakkı tanınıp şakır şukur soyunu değiştirme işleri ile uğraşan bi insan güruhu oluşur

evet. ablamın da evlenince, kaç yıllık istanbul yazan nüfus cüzdanına hiç görmediği, bilmediği sivas'ın bir ilçesi yazılmıştı.

maalesef ki öyle. evlendiğiniz erkeğin hayatında bir kez dahi gitmemiş olduğu bir köyü kendi nüfus cüzdanınızda görünce aptala dönüyorsunuz. evlenince keşke sadece soyadım değişseymiş diyorsunuz.

Ayarlar > Gizlilik > Beni kim arayabilir?

Ama sanırım bunlar isimle bulmayı engellemiyor. En temiz yol spesifik bir insanı engellemek.

Spesifik bir insan yok aslında. Benim istediğim mümkün değil mi şimdi

Arama kısmında bulmalarını kapatmak kolay da paylaşmak ister misin?

Şimdi dalga mı geçtiniz? Anlayış farklı, kültür farklı diye bir reklam vardı eskilerden neyse yardımınız için teşekkürler

london

Viyana diyorlar.

amsterdam tabiiki

Edinburgh (Hogmanay Fest : www.edinburghshogmanay.com)

moskova'ya gidelim.

www.google.com.tr

www.themoscowtimes.com

portekiz bana biraz yakın geliyor bu açıdan diğer seçenekler ispanya,italya

Erasmus için Hollanda'dayız, çok sıkıldık :( Londra-Edinburgh gibi şehirleri vizeli olduğu için eliyoruz. Yılbaşı için Almanya diyolla ama bilemedik, Viyana'nın önerildiğini ilk kez duyduk.. Moskova uzak ve ayrıca ben önceden gitmiş olacağım zaten :( Daha öneriniz varsa alırız.

Viyana kesinlikle. Sehrin her tarafina sahneler kuruluyor, her tarafta ayri etkinlik var.
cok guzel oluyor. Club vs bollugunu zaten saymiyorum bile.

hah bi floodcu sen eksiktin
cevap: koyumden disari adimimi atmadim.

ilk 18 yaşında ingiltereye gittim 2 ay kaldım.
onun dışında italya, hollanda, kktc, bulgaristan, maldivler

19 yasinda

hollanda
belcika
almanya
italya (kuzey-guney)
fransa
ispanya
sirbistan

23 yaşında fas-sri lanka

Ülkeler kelimesini niye tırnak içine aldın ki?

ABD, Birleşik Krallık, Portekiz, İspanya, Almanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Mısır. 11 yaşındaydım ilk gittiğimde.

27 KKTC :/

Yaş 33

İngiltere
Gürcistan
Fransa
Almanya
Avusturya
İsviçre
Liechtenstein
Sırbistan
Yunanistan
Slovenya
İtalya
İskoçya

17 yasindaydim sanirim ingiltereye gittigimde.
sonrasinda bulundugum yada yasadigim ulkeler:
sirbistan
karadag
hirvatistan
fransa
danimarka
norvec
isvec
almanya
italya
hollanda
belcika

Ilk 12 yaşında isvicre'ye tasinmistik. Sonra italya, almanya, ingiltere, malta, yunanistan, fransa gorup/ gezdigim yerler.

Beylikdüzü.

Yas 23
ilk 19 yasinda Rusya. Sonrasinda
Macaristan
Ispanya
Italya
Almanya
Belcika
Slovakya
Fransa
Cek Cumhuriyeti
Avusturya
Kazakistan
Birlesik Arap Emirlikleri

20 ABD

27 kktc, girne. o da askerlik için. oradaki medeniyeti (sosyolojik olarak, altyapı değil) görünce avrupa nasıldır kimbilir diye düşünmedim değil.

23

Fransa
Almanya
Çek Cumhuriyet
Avusturya
İtalya
Vatikan
Sırbistan
Belçika
Hollanda
Yunanistan

Bu yaz motosiklet ile Portekiz'e kadar sahilden sahilden gidicem buraya not olsun gelmek isteyen olursa bi mesaj atsın:).

bulgaristan(doğumluyum zaten. o yüzden yaş olarak 0 diyeyim)
türkiye
yunanistan
makedonya
sırbistan
bosna-hersek
karadağ
hırvatistan
arnavutluk
ingiltere
almanya

Tek başıma ilk 19 yaşında gittim.

Abd
Almanya
Belçika
Hollanda
Fransa
İspanya
Portekiz
İsviçre
Macaristan
Litvanya
Letonya
Estonya
Finlandiya
Norveç
İsveç
Yunanistan

moğolistan'a gitmedim, bir de sirilanka falan

ilk 22 yaşında abd

şimdi yaş 28
avusturya
çek c.
polonya
macaristan
almanya
italya
sırbistan
bosna hersek
kosova
fransa
ispanya
rusya
güney afrika
türkmenistan

18 yaşında

Fransa
Fas
Romanya
İtalya
Hollanda
İspanya
Malta
Mısır
Rusya
Almanya
Ukrayna
Yunanistan
Cezayir
Bulgaristan
Belçika

16 yaşında ingiltere. diğer gittiğim ülkeler: almanya, isviçre, fransa, lüksemburg, hollanda, belçika, makedonya, arnavutluk.

22
polonya
çek cumhuriyeti
almanya
italya
ispanya
fransa
belçika

ilk seyahatimi doğduktan sonra yapmışım. 30+ ülkeye gittim, çoğu avrupa ülkesi.

21
Hollanda
İzlanda
Belçika
Fransa
İspanya
İtalya
Avusturya
Slovakya
Çek Cum.
Almanya

İlk seyahat 10-11 yaşında Almanya, daha sonra
KKTC
ABD
Fransa

ilk 19

italya
hollanda
abd

ispanya, abd, ingiltere, fransa

lise 2'deydim. kaç yaşındaydım bilmiyorum. :)

21 yaşında bu yaz.

Almanya

4 yaşımda ingiltere.

gittiğim ülkeler:

İngiltere
Fransa
Tunus
İtalya
KKTC
Almanya
Hollanda
Portekiz
Polonya
B.A.E.
Sırbistan
Karadağ
Hırvatistan
Macaristan
İsveç
İspanya

17 yaşımda italya. sonrasında,

tekrar italya
ucundan isviçre
fransa
sırbistan
ingiltere
yunanistan
rusya

24 yasinda bulgaristan
bir de avustralya. baska yok.

Berlin.

m.youtube.com

ilgin nelere fazla ise ona göre cevabım değişir

tabiiki berlin. salla prag'ı. illa ki gidersin bi zaman. bi köprüsü var bir de kalesinden manzara o kadar.

berlin eglenceli. 3 gun dolu gecer. hamburg'a da git bence bu arada.

prag'a gitmedim.

berlin ve hamburg'da bulundum.
3 gun icin kesin berlin diyorum, hamburg'da guzel ama prag'la karsilastiramam. hamburg'a gidersen pazar gunu sabahn erken saatlerinde limanda balikcilar oluyormus fln biseyler diyorlardi ben kacirdim

İki şehre de gittim. İkisi de çok güzel şehirler.

3 gün Berlin, 2 gün Prag derim.

prag'a 2 gün yeter ama berlin'e 3 gün fazla gelir mi bilemem hiç gitmedim.

Nereye gidersen git Hamburg'a gitme sakın.Bir olayı yok :)

Ben olsam Berlin daha eğlenceli olduğu için 3 gün Prag, 2 gün de Berlin yapardım.

Üstte yanlış yazmadım.Prag bence tek gidişlik bir şehir. 3 günlüğüne git ve bitir bir daha gitmezsin. Berlin ise benim tekrar gitmek için plan yaptığım/yapacağım bir şehir.Berlini 3 günlüğüne de gitsen bitiremezsin.Yarım kalan Berlin olsun, bir daha gidersin

ikisine de gittim,Berlin'de daha çok eğlendim. :)

Tabii ki Hamburg ! Özellikle Cuma, Cumartesi, Pazar-sabahı-(fischmarkt için).

3 gün Berlin - 2 gün Prag diye kararlaştırdık, herkese çok teşekkürler.

@turkuaz aah ah paramız olsa tekrar gitmez miyiz :)

Abn amro'dan öğrenci hesabı açtırmıştım ben, 7-8 ay boyunca almadılar.

Benim Rabobank'ta var ücret falan almadılar ama hesabı anca 2 haftada açtırabildim. Hız ve kolaylık açısından ING en iyisi.

ABN Amro 3 euro alıyordu aylık benden.

transferwise.

kendine ait tarzinin olmasi ya da isyan belirten herhangi bir yani olmasi.

hababam sınıfı.

kriter; kaç kere izledim hala gülüyorum, hiç sıkılmıyorum. bir de bazı esprili sahneler klasikleşmiş bile olsa hiç sıkmıyor.

hep conconlu imdb filmleri mi yazıcaz?

tüm ertem eğilmez filmleri.

kriter: o samimi havası ve sahip olduğu geniş kadrolar.

amerikan filmlerinde ise çarpıcı konuyu iyi oyunculukla süslemektir benim için kriter. dikkat edin iyi oyuncu demiyorum, iyi oyunculuk.

En sevdiğim film sanırım The Pulp Fiction. Niye en sevdiğim film sorusuna verecek net bir yanıtım yok. Çok zevk aldım izlerken. Diyaloglar, karakterler vs. hoşuma gitti. İzlerken daha çok güldüğüm, heyecanlandığım, duygulandığım, ağladığım bir sürü film var ama onları en iyiye koyamıyorum.

en sevdiğim filmler genelde o kadar iyi çekilmiş oluyor ki beni gerçeklikten koparıp izlediğim sahnenin duygusuna, psikolojisine çekmiş oluyor. eğer bunu sadece bir kaç sekans değil tüm film boyunca sağlayabilirso o işte en sevdiğim filmler kategorisine giriyor.

En sevdiğim (10 tam puan verdiğim) 7 tane film var:

1. Fight Club: Çekimleri çok çok iyi, Edward Norton'ın bu filmdeki oyunculuğundan daha iyi bir performans bence yok, twist'i birçok filmden daha iyi, izlerken mükemmel hissettiriyor.

2. A Clockwork Orange: Yarı absürt kurgunun bu kadar iyi yansıtıldığı bir film daha hatırlamıyorum.

3. Birdman: Çekim tekniği muhakkak ki başka filmlerde de vardır ama ben ilk bu filmde gördüm ve hayran bir şaşkınlıkla takip ettim bunu. Ayrıca içinde birçok küçük çok zekice ayrıntı var.

4. 12 Angry Men: Tek bir odada geçen, sadece 12 adamın konuşmasından geçen ama bu denli etkileyici olabilen bir film olarak fark yaratıyor.

5. High Fidelity: Sıradan görünebilse de diyaloglar mükemmel. İzlerken insanı mükemmel hissettiriyor.

6. Blade Runner: Aslında en sevdiğim film sayılmaz ama bilim-kurgu konulu olan en sevdiğim film olduğu için 10 puan.

7. Amelie: Mutluluk veriyor. Birçok güzel ayrıntısı var.

Hepsini hesaba katacak olursak: Ya çok etkileyici/sıradışı bir çekim tekniği olacak, ya izlerken insanı sürekli olarak şaşırtıp mutlu edecek onlarca ayrıntıya sahip olacak, ya da türünde en iyisi olacak.

son dönemde whiplash'ı çok çok sevdim, hayatımda ilk kez bir filmi sinemada 4 ya da 5 kez izledim. sürükleyiciydi, hırslarından uzun süre önce vazgeçmiş biri olarak beni o çocuğun azmi çok etkiledi. kendimden bir şey buldum yani.

genel anlamda da sevdiğim bir film düşünürsem aklıma the wall geliyor. onda da kendimden çok şey bulduğum için sanırım ama whiplash'tekinin tam tersi.

sanırım filmin seyirciyi hayat hakkında biraz sarsması gerekiyor.

beni en çok etkileyen filmler ucu açık olanlar. bu tür filmler izlerken düşündürtüyor insanı, daha çok içine çekiyor. film bittiğinde yönetmen gözüne soka soka bak şu yüzden böyle oldu demiyor, seyirciye bırakıyor bir kısmını, kafa yorman gerekiyor hatta farklı kişiler farklı-mantıklı anlamlar çıkartabiliyor.

belki de bu tarzda ciddi anlamda oturup izlediğim ilk film olduğu için "lost highway".

ikinci etken soundtrack. şarkıların çok iyi olması tek başına yeterli değil, filmle uyuşması lazım aynı zamanda. bunun da en sevdiğim örneği "blade runner".

Orijinal planet of the apes serisi.

Ayaklar bas oldu. Insanlik sicti. Dunya mahvoldu. Felaket. Distopya. Post apokaliptik. Bu aklima gelen keywordlerin bence en iyis temsilcisi olmasi. Bu tarz seyler cok severim cok onemlidir.

Dersu uzala cunku dogaya asigim ve dogayi ve ona saygisi sevgisi sonsuz olan bir adami anlatan daha iyi bir film izlemedim.

sinemada estetik, kurgu, olay örgüsü, çekim, senaryo, oyunculuk, yönetmenlik gibi pek çok açıdan çarpıcı olması. tümüyle yepyeni, vurucu güzellikte olması.

la jetee
ordet
gummo
la haine
the naked island
the man with the movie camera
onibaba
2001: a space odyssey
voshojdenie

gibi filmler bence bu kriterlerin tümüne veya birkaçına uyan, nazarımda en iyi filmler.

Benim için bir filmi sevilmeye değer yapan şeyler;

1- Gerçek olması, yani hayatın içinden konulara yer vermesi. Zenginlik-fakirlik, güzellik-çirkinlik, hak-haksızlık gibi. Gazap Üzümleri, Picnic vb.

2-Etkileyici karakterlere sahip olması. Mesela, Paradine Case.

3-Ya güzel duygular ya da güzel düşünceler yaratması. The Road Home, Utancından Yıkılan Budha vb.

4-Bir fikri olması. V for Vendetta, Melekler ve Şeytanlar, Şeytanın Avukatı vb.

En iyi film değil sorduğum, en sevdiğiniz film. Bazılarınız karıştırıyor. Çok kötü bir film de en sevdiğiniz film olabilir. ^_^

hamburg takılmaca için güzel şehir. ama biz 3 türk erkek olduğumuz için(teker teker girmeye çalışsakda) hiç bir cluba almadılar :D

potsdam
munih

şu rotaya bakabilirsin..

www.romanticroadgermany.com

Frankfurt almanya'nın finans merkezi. açıkçası eş dost yoksa tavsiye etmem.
Hamburg u çok severim ben. kanallarıyla kocaman caddeleriyle, bohem cafeleri
ve eğlencesiyle inanılmaz bir şehir. oraya gitmişken bremen'i de görebilirsijniz
1 saat mesafede. köln'de meşhur kathedral var. doğa seviyorsan heidelberg'i tavsiye ediyorum...

Araba meraklısıysanız Stuttgart'a mutlaka gidin. Porsche ve Mercedes Benz müzesi var. İkisine mutlaka gidin.
Regensburg'u ekleyebilirsiniz. Frankfurt'ta bence bir şey yok. Belki Nürnberg de eklenebilir bi ihtimal.

Bunlarin disinda Heidelberg ve Dresden cünkü bu ikisi diger alman sehirlerinden farkli. Ayrica berlin yakininda potsdam. Doga sevenler icin Schwarzwald.

Benim kisisel düsüncem almanyanin en iyi sehri Berlin. ama berlinin genel turistik yerlerinin disinda güzel yerleri gizili saklidir. Berlini gezip de "berlin dedikleri bu muymus?" diyen de cikar cok begenen de. Taksim gibidir yani, tüm iyi yerler gizli saklidir. Ama turstik yerleri de almanyanin geneline göre cok daha iyidir, cünkü cok müze var ve ikinci dünya savasi gibi büyük tarihi var. Berlin en güzel zamani yaz ve yilbasindadir. Ikinci güzel sehri Hamburg. cünkü deniz var. yazin cok daha iyi olur. Köln kücük fakat turistik olarak idare eder. Münih daha büyük ama ortalama bir alman sehri. Frankfurt icin 1 gün yeter, fazla bile.

Frankfurta gitmeyon, dresden, freiburg, nürnberg sehir olarak cok guzeller.
Leipzig de fena degil ama kucuk.

araba var ise Bavaria'daki koyler guzel diyorlar herkes.
Frankfurt en son secenek olmali.
Hamburg ve Munih esit derecede guzel diyebilirim, belki Munih bir adim onde olabilir bana gore turist olarak gezme acisindan.
Koln'e gitmedim.
Leipzig'de hic bir sey yok, Frankfurt daha iyi.
Munih'de BMW muzesi ve ayrica asiri unlu ve guzel Deutsches museum (ismi hatali yazmis olabilirm) var/

nelerden hoşlandığınıza göre sorunun cevabı değişebilir. münih'e gideceksiniz nürnberg'e de uğrayabilirsiniz. neuschwanstein şatosunu ziyaret edebilirsiniz bavyera da. köln ve hamburg münih'e oldukça uzakdır bu arada.

dresden heidelberg münih

köln ve frankfurttan vazgeçtik. hamburga yakın diye bremen'e de gidelim dedik. münih yerine heidelberg ve dresden yapabiliriz. arabalara hiç meraklı değiliz. hala önerilere açığız, bir de illa şehir olarak değil ama "falanca şehirde şöyle güzel bir şey var çok bilinmiyor" derseniz çok iyi olur bizim için. çok teşekkürler.

hamburg'da airbus fabrikası var mesela

Frankfurtta 3 gün kaldım. Öncelikle büyük bir şehir, yani kalabalık ve kötü yapılaşmış, almanyanın diğer şehirlerinden farklı olarak... evet gökdelenleri var, ama bana ilginç gelmedi. tam merkezinde mimari yapısı farklı avm var, koşarak uzaklaşmak istedim.
benim tek sevdiğim arkadaşımın götürdüğü, stylish bir cafe/bar konseptli bir mekan oldu. bir de yakınında Mainz diye daha kültürel, yöresel bir yer, çok daha tercih edilesi bir yerdi...

Bremen'e kesin giderseniz, onla ilgili tavsiyeler verebilirim.

Dresden'e gitmiştim ben çok bir şey yoktu şehirde, yarım günde gezersiniz bir de çok güzel bir parkı var. Ha bir de hijyen müzesi var o baya zevkliydi bence. Bir de oradan trenle gidilen bir orman var, ben gidemedim arkadaşlar gitti ama çok beğenmişlerdi doğada yürüyüşü falan seviyorsanız güzel olabilir

Ben aslında süpermişim de haberim yokmuş.

Bunu diyebilmek için.

eskiden denk geldiğim zaman günlük burcumu okuyup geçiyordum sadece. şimdi o da yok. onun dışında ne kendim yukarıdaki zırvalara inanıyorum, ne de çevremdekiler. üniversitede her hafta 20tl'ye kahve içip, fal baktıran bir kız grubu yok değil ama. ortamla alakalı olsa gerek.

bu kadın annem. gerçek hayat onlara çekici gelmediği, çoğunlukla erkeklerin domine ettiği hayatın kurallarına ayak uyduramadığı ve bu gerçeklikten kopma isteğine bağlıyorum. kadın; savaşları, silahlanmayı, ülkelerin birbirine uyguladığı stratejileri sevmiyor, saçma buluyor ve o yüzden uzaylıların bir gün gelip dünyaya barış getireceğine, dünyanın farklı bir boyuta atlayacağına inanmak istiyor. bana da uzaylıları karşılama komitesine gir falan diyor arada. sinirleniyorum ama yapacak bir şey yok.

Batıl şeylere ve sözdebilime inanmayıp, çok büyük oranda reddediyorum, bol bol da meraksız kadın tanıyorum ama genellenebilirliğinden emin değilim. "Kadınlar neden meraklıdan" ziyade cevaplayacağım soru "Meraklı kadınların oranı neden meraklı erkeklerin oranından fazla" gibi bir soru olabilir. Buna şöyle bir bakmıştım, şöyle yanıtlar bulmuştum zamanında:

İlk olarak, kadınların eğitim oranı erkeklerin eğitim oranından daha düşük genelde. Eğitim ile de batıl inançlar arasında yüksek korelasyon olduğu da biliniyor. Dolayısıyla eğitim düzeyi düşük kadınların olduğu toplumda bu biraz daha kaçınılmaz. Ancak, bakıyorsun ki üniversite profesörü fal baktırmaya gidiyor. Buna da şöyle iki yanıt bulabilmiştim.

-Kadınlar toplumsal olarak duygularını açık açık daha rahat gösterebiliyorlar ama baskınlıklarını gösteremiyorlar. Örneğin, bir kadın birinden hoşlandığında ilk adımı karşıdan bekliyor, gidip çıkma teklifi gibi şeyler etmiyorlar ama o adım gelip de ilişki başladığında da daha sırnaşık taraf olabiliyor. O ilk adım gelmediğinde, bunu gösteremiyorlar, içine atıyorlar. Bu öylesine bir örnekti; demek istediğim genelde baskınlık ve karar verme gerektiren durumlarda onay bekleme mekanizması olduğu. Dolayısıyla böyle bir onay gelmemesi durumunda, bekleyiş onları sabırsızlığa ve alternatif arayışına yönlendirebiliyor. Dolayısıyla birinin çözüm bulmasa bile rahatlatıcı şeyler söylemesi onay bekleme sürecine yardım ediyor.

-İki beynin yarımkürelerini birbirine bağlayan bölge kadınlarda daha büyük. Dolayısıyla, daha fazla sinir geçiyor. Sağ-sol beyin birleşiminin daha fazla olması kadınlarda daha fazla empati kullanımı sağlıyor. Bu nedenle, erkekler daha ağırlıklı olarak "Bu saçmalık!" diyebilirken kadınlar "Yani, öyleyse de, kendini mutlu ediyorsa inansın" demeyi getiriyor. Daha ötesinde de "İyi hissettirdi, o halde inanmamın kötülüğü ne" diyebiliyorlar.

Dolayısıyla bunda hem biyolojik hem de toplumsal faktörler olabiliyor. Hangisinin ağırlığının daha fazla olduğu ise tartışma konusu.

(bkz: people are strange the doors'çusu)

benim bu.

@eeea olsun be bir zamanlar hepimiz öyleydik :)

soft parade'in sakin kismi.

Ben de riders on the storm the doors'çusuyum :)

valla baya bi şarkı yazacaktım da ayıp olmasın diye azalttım. sanırım blue sunday ve strange days diyeceğim.

people are strange ve riders on the storm kültlerini saymıyoruz tabi.

when the musics overr