bir süreliğine kaldırılmıştı, bu aralar yeni düzenleme ile tekrar ceza kesmeye başlayacak.

www.star.com.tr

Arka arkaya koymamaya dikkat edecekler. Belli bir mesafe aralıklarla öpecekler artık.

değilim ben.

Hergün neden allahım canımı artık almıyorsun diye diye papagana döndüm

mutlu değilim ben de :(

tam olarak bunu konuşmuştum dün arkadaşımla. kimse ama kimse mutlu değil. herkes işini yapıyor ama zorunda kaldığı için. suratlar sirke satıyor. beş sene sonra nerede olacağını düşünmez hale geldi insanlar. bugün yaşıyoruz işte buna şükür diyor. bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor. sırtım sağlam yerde olsun diyor. çocuk yapıyor ama çocuğu başından sallıyor. periscope'ta ablasını çeken canlılar geliyor işte.

hayatimdan bahsettigin seyleri cikarinca mutluyum ben, keyfim yerinde. gunluk kosusturmacalar, anlik duygu degisimleri mutsuzluk sebebi asil. biktim bunlardan, az beni benle biraksalar ne bicim de enerji toplarim <3

Katılmıyorum.
Şuan nötr durumdayım ama 3-4 ay öncesine kadar baya mutluydum. Sırıta sırıta dururdum. Heyecanını yitirmedikçe mutlu oluyor insan. Şuan ise mutlu muyum, mutsuz muyum bilmiyorum.

Yani özet olarak, bu hayatta inanılmaz mutlu olmak da dibi görmek de mümkün. Sen dibi görmüşken milyonlarca insan uçlarda yaşıyor. Bunu bilmek de ileriye dair insanı umutlandırıyor.

farkındayım

Yoo ne yalan soyliyim mutluyum

ben şahsen mutlu değilim, mutlu olduğum zamanlar eskilerde kaldı.belirli bir sebebi yok, ama içinde yaşadığımız ortam durumlar gayet net.

olm kim inanırdı lan afrikada ki insanların mutluluğunu kıskanacağımızı?

kendimi öldürürcesine çalışıyorum. Kimse için de çalışmıyorum, kendi işim gücüm var. Benimle birlikte çalışan 7 tane insan da hep sevdiğim insanlar; başlarına bir şey gelse işi gücü bırakır, dertlerini çözmeye çalışırım o derece.. Dünyada yapacağım tonla iş var, bir şeylerin ilki olmak, mesleki, ruhsal ve ilkesel tatminlerin peşinde koşuyorum

Bu kadar pozitif şeye rağmen, ülkenin siyasi, toplumsal, hukuki, ekonomik problemlerinden dolayı yurtdışındaki muadillerimden hep bir adım geride kalıyorum. Bu beni üzüyor ve mutsuz ediyor ben de dayıyorum bünyeye alkolü, keyif verici maddeleri ve ancak hayatta kalabiliyorum.

Bu ülkede vatandaş ve çalışan olmak gerçekten zor iş. Mutsuzluk hayatımızın default u olmuş ne yazık ki

mutsuzum

bakayım.. vallahi de mutsuzum. :p

şaka bir yana, mutlu ya da mutsuz olup olmadığımıza bakmaktan önce mutluluk nedir? sorusuna verecek sağlam, ayakları yere basan bir cevabımız olması gerekir. o cevap yoksa, bir bilinmezin üzerinden mutluluğumu ölçmezdim.

bir de ipucu vereyim; mutsuz olduğunuza genelde başkaları üzerinden karar veriyorsunuz. ıssız bir adada yaşıyormuş gibi düşünüp, hareket edin biraz da.

farkındayım.

ben de mutluyum.

Zevk kaprisli, mutluluk kısa, anlık değişen ruh hallerinin peşinde koşup ziyan olmak en kötü tercih. Mutluluk aşırı abartılmış bir ruh hali.

bir takim gecmisini s*ktimin serefsizlerin satilmisliklari yuzunden olebildigin bir memlekette nasil mutlu olabilirsin ki?

Ben gayet mutluyum

Oysaki herkes çok mutlu görünüyor sosyal medya platformlarında. Tam bir ilüzyon, yaman bir çelişki..

şu an mutluyum derim, ama belki iki dakika sonra mutsuz olurum. bunlar cok gecici ve değişken kavramlar. cok abartıyoruz. dediğim gibi neyse ki, hepsi geçici.

Değilim ama hakediyorum bir yandan. Çünkü çözüm arayışında değilim, kabullendim.

mutluyum, oldukça mutluyum hem de. elbette üzen şeyler, eksiklikler , kaybettiğim şeyler var ama mutsuz olmak için sebebim yok.

Mutsuz değilim onları çıkarınca. Tamam, "Hayat sevince güzel", "Hayat bayram olsa" da değil ama bakınca fena değil bence. Karnım tok, sırtım pek, keyfim yerinde. Arada iyi şeyler, arada kötü şeyler oluyor; onlar da hayata dahil zaten. Memnunum halimden.

Ben mutluyum

insanların gerçekten kendilerine ayırabildikleri, dolayısıyla mutlu olabildikleri bir zaman dilimi yok, bu yüzden birçok insan çok mutsuz.

şu sıralar, harçlığımı çıkarmak için giyim mağazasında destek personel olarak çalışıyorum. cidden berbat bir şey.

oranın daimi çalışanlarını gözlemliyorum mesela. bu adam geliyor, tüm gün ayakta mesai yapıyor, milletin dağıttıklarını topluyor, düzeltiyor vs. sonra yorgun argın evine gidip kendine vakit ayıramadan uyuyor, ertesi gün yine aynı döngü.

mağaza yöneticilerine bakıyorum mesela, onlar daha beter. benden önce geliyorlar mağazaya, ben çıkıyorum adamlar hala orada (nereden baksan 12 saat, düşün). bir sürü sorumluluk, yük.

e bu insanlar hangi ara işten fırsat bulup kendilerine vakit ayırabilsin, bir şey yapabilsin?
şu sıralar mağazada çalışırken, eve geldiğimde film izleyecek, kitap okuyacak mecalim kalmıyor. e bu insanlar sürekli oradalar?

bir de geçen gün çıkan bir habere bakıyorum, isveç'te çalışma saati 6'ya düşürülmüş. var sen düşün, tabii bu ülkenin insanı mutsuz olur.

Bugun is konusunda cok kotu seyler oldu. Gercektwn cok mutsuzum. Uyuyamiyorum. Bu cikarin dedigin her seyi degistirecek bir sey.

Farkındayım. Günü bitirmeye odaklanıp, anlık zevklerin peşinde koşup mutsuzluğu unutmaya çalışıyorum.
Bu şehirde kapana kısılmış gibiyim, yetişkin olmak çok berbatmış ama yavaş yavaş çürürcesine bir alışkanlık geliştiriyorum.
Mutsuzluk kaynaklarına alışıp benimseyip kaderci olanlar, kabullenenler sonunda mutluluğumsu bir hissizlik mertebesine ulaşıyor galiba.

Ben mutluyum. Ailem,sevgilim var, param çok olmasa da var diyebilirim. Sağlığım yerinde. Başımı sokacak evim var. Kedim bile var ya daha ne olsun. Bi de bi laptop alabilsem kendime :(

herkes mutsuz, ama mutsuzluğu kader olarak görüyor.
aslında mutsuzluğun nedeni kişinin kendisidir.

mutluluk/mutsuzluk hem bir seçim, hem de inşa edilen/edilebilen bir şey.

gerçekleşirse bir süre için daha coşkulu olmamı sağlayacak isteklerim var, ama günün sonunda mutluyum, huzurluyum.

Ben de değilim.

hayatımda hiç bir işime torpilli girmedim
yazılımcıyım, 3 firma değiştirdim, 12 senedir çalışıyorum.

4 ayrı iş değiştirdim hepsini de kariyer.net'ten buldum.

Ben torpilsiz girdim. Simdi is ariyorum ve ne zaman biri yardimci olacagini soylese maalesef yardimci olamiyor. Hep bi aksililler falan. Torpilin tadini cok merak ediyorum.

hayatımda hiçbir işe torpille girmedim +1

@corc kurumsal firmalarda çalıştınız mi peki? Bir de 12 sene öncesine göre özel sektör farklılaşmış olma ihtimali var mı ki?

ben

Bir anda epey cevap geldi, çok teşekkür ediyorum.

Kurumsal firmalardan da bahsediyor muyuz peki?

Mühendisim, Istanbul'da görüşmediğim kurumsal firma kalmadı neredeyse ve her birinin mülakatları uzun zaman alıyor malumunuz. Eğer torpilsiz girilmiyorsa daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum bunlarla çünkü.

şu anda türkiyenin en büyük medya grubunda çalışıyorum.
7 sene onlara dışarıdan iş yapan bir firmada çalıştıktan sonra teklif üzerine transfer oldum.

hayatımda iki iş yerinde tam zamanlı/tam maaşlı çalıştım ikisine de torpilsiz girdim. ilki patron şirketiydi, orada çalışırken şimdikinden teklif geldi. ikinci yani şimdiki kurumsal.

sadece bir aracı ile girdim.
uzman arayan bir firmaya referans ile gittim.
ama işe alınmamda sektördeki tecrübem etkili oldu. orası olmasa başka yerle de anlaşmıştım zaten.

3 yildir calisiyorum uc firma degistirdim hicbirinde torpilim yoktu o yuzden uc issiz kaldim.

ben de torpilsiz girdim, rastlantı oldu tamamen.

Yazılım, İstanbul'da 3 firma, sıfır torpil.

Bir sürü müfettişlik kazandım özelde. hepsini reddettim. reddettim derken mülakatları da geçip.

tek torpil hem de bayağı üst düzey imkanım olan işbankasının teftişinin sınavında kıl payı kaldım. uzman yardımcılığının sınavını kazandım ama mülakatlara gitmedim. müfettiş yardımclığını kazansa idim yaptırır mıydım bilmiyorum.

şimdi çok güzel bir kamu kurumunda süper bir hayat ile yaşıyorum. torpilsiz girdim ama bayağı bir kıl payı yani.

torpilsiz girdim işyerime, kurumsal bir firmaydı. ben zorunlu maaşsız staj ararken çok zorlanmıştım. torpil sayılır mı bilmiyorum ama "stajyer arıyoruz, senin öğrenci arkadaşın vardır" diye firmada part time çalışan arkadaşımdan CV istediklerinde, onlara CV mi vermişti birkaç kişinin CV si ile birlikte. Öyle staj yapmıştım 1 ay. Hayatımın torpili bu. :)

Kariyere o kadar bok atiliyor ben su an calistgim yere baya kariyr uzerinden basvurmustum baya da aldilar yani. Sektorrune gore degisiyor bence ya da adayin durumuna gore.

Şu an tam zamanlı 3. işimdeyim. Freelance işlere sadece tanıdıklar vasıtasıyla ulaştım. 3 işimi de kariyer.net'ten buldum.

Şu anda da piyasa araştırması yapayım diye iş başvuruları yapıyorum tüm platformlar üzerinden (yenibiriş, linkedin, glassdoor dahil), sadece kariyer.net'teki ilanlardan dönüş aldım.

İlk girdiğim firma kurumsal bir firmanın start-up projesiydi, ikinci firma aşırı kurumsal ar-ge firmasıydı, şimdiki ise çok eski kurumsal olmayan ve normalde herkesin akraba olduğu (yani torpille birini almalarının çok daha normal olduğu) bir firma.

durun la bir de üniversiteden bir hikayemi anlatayım size.

part time muhasebe işi için ankara'da çok ünlü bir petrol firmasının işine başvurdum. o zamanlar da muhasebe konusunda çılgın atıyorum. 5 senedir okuyup hala 2. sınıfın 2. dönemindeyim ama tüm muhasebe derslerim aa ba. geri kalanlar ff dd arası. ama nasıl çılgın atıyorum muhasebe konusunda ifrs'in yarısını ezbere biliyorum. o derece.

neyse mülakata çağırdılar. insan kaynaklarından bir hanım abla ile görüştük. okulu duyunca dibi düştü, dersleri durumu anlatınca suratı. sonra muhasebe derslerinin notlarını gösterdim. çok sevindi. seni kesin aldırıcam okul bitince de işe alırız vs konuşuldu. sonra müdür ile görüşme gibi bişi yapıldı. adam da çok beğendi bilmem ne.

o zaman için baya da para veriyorlar ha. neredeyse asgari ücret. aradan bir hafta geçti bir ay geçti ses yok. en son ben aradım o ikcı hanım ablayı. kadın nasıl mahçup. alamayacağız sizi bilmem ne. neden dedim. kem küm etti. ben sizi sonra arayım dedi. aradan 10 dk geçti cep telefonu numarası. ya dedi müdür beyin bir arkadaşının kızını aldık. sağlık olsun dedim. ama siz bitirince kesin gelin. siz burda çok yükselirsiniz bilmem ne. he he dedim geçtim.

Su ana kadar iki is yerine girdim, ikisine de torpilsiz.

torpil çok üsttense.. o hiç olmadı ama genelde arkadaşlarımın çalıştığı firmalardaki ilanlardan haberdar etmesiyle başvurduğum işler oldu hep. mühendisim, ilk iş bende de zor oldu, sonrası çorap söküğü.

İlk işim olan stajvari işe torpille girdim ama ondan sonraki iki "normal" işime torpilsiz, alnımın akıynan.

zor oldu ama oldu
+1

Torpilsizim.

İlk işimde onlar beni aradı, hatta bi yazılı matematik sınavı yaptılar, ilk defa bütün soruları doğru yapan benmişim.

Caps ver Caps :)

Bu arada sorunu Yanındaki pilotlara sorsana delikanlı.

hiç bir şekilde inandırıcı değil!

caps yoksa inanmayız, çok şüpheci insanlarız biz. caps istiyoruz.

6000 ft'de çeken baz istasyonu varsa helal olsun. iş yerinin 21. katında telefon çekmiyor amk. ne 6000 ft'i

ahahahaha hakikaten resim koysana

hakkaten pics or it didn't happen..

jodie foster da orda mı?

oha çok harika. selam söyle

e olmazsa olmaz

pics or it didn't happen.

yanlış bilmiyorsam -yanlışsa düzeltebilirsiniz- sivil havacılık kurallarına göre kokpite yolcu alınması kural dışı. bir yolcunun şikayeti ile anıra anıra gülen pilotlar da ayrıca yetkililere ifade verebilir durum gerçekse (ki hiç inandırıcı değil) komedinin alası o zaman olur.

O internet o kadar yuksekten cekmez, yeme bizi.

Bir de o kadar olay oldu ve Antalya'dan yalnizca Konya'ya ya mi geldiniz!

Bircok telefon gorusmesi yaptin
Yolcularlar kavga ettin
10 kusur paragraf yazi yazdin...

Trolldur konu aciga kavusturulmustur!

sevgiler...

@fraise

Oku !

eksisozluk.com

Amerikan hava sahasinda misin? Ya da business class yolcusu musun? Interneti gectim onlarca telefon gorusmesi yapacak sebeke yoktur.

@voyage

ekşide başlık arayıp bulup buraya yazıyorsun da bi capsi mi esirgiyorsun bizden? ayıp ayıp.

bize ayar verme, bize caps ver! :D

vurmayın beyler adam öldü.

45. dakika'da 6000 ft olduğumu yazmıştım.

bu arada heyecandan yanlış yazmışım. O sıralarda Bursa semalarındaydık.

Neyse, şuanda Karakolda bekletiliyorum. Gazetecilerde geldi.

Sanırım Başım belada!! Avukat var mı aranızda?

Hem pilot kabininde pilotlarla yolculuk yapacaksın hem de gelip buraya 25 yaşından sonra pilot olabilir miyim diye soracaksın. Biz de yedik. Mal yanındaki pilotlara sorsana bunu.

@readmymind

Ulan Eşcinsel panda,

inişe geçmiş ve kule ile sürekli telsiz görüşmesi yapan pilotlarla hayat hikayemi mi paylaşacaktım.?

bir saniye , eşcinseli hakaret olarak mı kullanıyorsun ? yıl 2015 olmuş

millet sıkılınca ne yapıyorsunuz duyurusu açar sen hayal kurmuşsun ama hayatın yalan.

serin hikaye

. . . . . . . . . . . . . . . . . . ________
. . . . . .. . . . . . . . . . . ,.-‘”. . . . . . . . . .~.,
. . . . . . . .. . . . . .,.-”. . . . . . . . . . . . . . . . . .“-.,
. . . . .. . . . . . ..,/. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ”:,
. . . . . . . .. .,?. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .\,
. . . . . . . . . /. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ,}
. . . . . . . . ./. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ,:^.}
. . . . . . . ./. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ,:”. . . ./
. . . . . . .?. . . __. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . :`. . . ./
. . . . . . . /__.(. . .“~-,_. . . . . . . . . . . . . . ,:`. . . .. ./
. . . . . . /(_. . ”~,_. . . ..“~,_. . . . . . . . . .,:. . . . _/
. . . .. .{.._$;_. . .”=,_. . . .“-,_. . . ,.-~-,}, .~”; /. .. .}
. . .. . .((. . .*~_. . . .”=-._. . .“;,,./. . /” . . . ./. .. ../
. . . .. . .\~,. . ..“~.,. . . . . . . . . ... . .}. . . . . . ../
. . . . . .(. ..=-,,. . . .. . . . . . . . . . . ..(. . . ;_,,-”
. . . . . ../.~,. . ..-.. . . . . . . . . . . . . . ..\. . /\
. . . . . . \~.*-,. . . . . . . . . . . . . . . . . ..|,./.....\,__
,,_. . . . . }.>-._\. . . . . . . . . . . . . . . . . .|. . . . . . ..=~-,
. .. =~-,_\_. . . \,. . . . . . . . . . . . . . . . .\
. . . . . . . . . .=~-,,.\,. . . . . . . . . . . . . . . .\
. . . . . . . . . . . . . . . . :,, . . . . . . . . . . . . . \. . . . . . ..__
. . . . . . . . . . . . . . . . . . .=-,. . . . . . . . . .,%>--==
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . _\. . . . . ._,-%. . . ..\ .

arkadaş trollemiyor beyler uçağın pilotu bendim. şu anda uçağın hostesi ile otel odasındayız. neyse biraz işimiz var sonra detayları yazarım.

Bi benzerini ben yaşamıştım.halinizi Anlıyorum.

eksisozluk.com

Beyler üşenmedim;

-İstanbul Antalya arası toplamda 60 - 75 dakika havada kalan uçuşta paşa maşallah kalkıştan 15 dakika sonra anons ile birlikte konuşmaya başlıyor, sonra darp edileceği için uçuş ekibi personeli giriş çıkışı dahil sınırlandırılmış steril bölge olan kokpite sığındırılıyor ki kendisi inişte polis tarafından teslim alıncak bir zat.

-30.000 ft irtifada telefon görüşmesi yaptığını iddia ediyor, uçak kıçında baz istasyonuyla dolaşmadığına ve memleketimiz iç hat uçuşlarında wi-fi hizmeti veren herhangi bir havayolu şirketi bulunmadığına göre bir başka bombayı da burada patlatmış bulunuyor.

-Uydurduğu gibi 6.000 feet yükselik sırasında uçak ya tırmanıyordur ya yaklaşıyordur, düz uçuş yapmaz, dolayısıyla o irtifada yolculuk mümkün değil. Bursa'da da iniş takımlarını açmadığına göre varsın gerisini cansever düşünsün otelde.

Allezz + 1

Palavra geldi bana

oha küçük bi çocuğun rüyası veya hayal gücü resmen bu. nasıl bi vakit kaybısın ya.

Gecenlerde ben de Izmir'den Istanbul'a gelirken kaptan pilot aniden fenalasti, onu goren yardimci pilot da heyecandan bayildi, hostesler pilot olan var mi aranizda diye sordu, hic pilot cikmayinca ben ciktim ortaya, az biraz anlarim dedim. Flight simöulator'dan ogrendigim kadariyla kumanda ettim ucagi, zaten ben devraldigimda autopilot'taydi. Hostez kizi yan darafa oturtdum, ne soylersem yapacaksin, bana yardimci olacaksin dedim, tamam dedi. Tabi bu arada telsizden acil durum bildirimi de yaptim, Istanbul hava sahasini, atx aproaching hattini tamamen bosalttilar, itfaiyeler bilmemneler pist kenarinda hazir bekletiliyordu, neyse hizaladim artik, aproaching'deyiz "gear down" dedim hostes kiza o ne diye sordu, fazla zamanimiz yok indir iste dedim, yanlis anladi, "sirasi mi simdi yanlis anlamanin!" diye bagirdim, elimi atip down ettim gear'i, bir elim de dumende, gorerek inis yapiyoruz. Biraz sert bir inis oldu ama touchdown dedigi gibi bir alkis koptu ucakta, ucaktaki tum guzel genc kizlar bana asik oldu, anneler tesekkur edip dua ettiler.
O kaptan da bir sure musahade altinda kaldi, sonra istirahat aldi ama durumu iyi, yardimci pilot ise olaydan kisa bir sure sonra kendine geldi.
Tabi bu olay basina yansimadi, o yuzden bilmiyorsunuz. Olay tamamen gizli tutuldu, sorusturma baslatildi, beni de hala sorusturuyorlar. Su sorusturma bittikten sonra rahatlayacagim, 189 kisinin hayatini kurtardim, cok iyi hissediyorum, annecim seni de cok seviyorum. Sevgiler.

bende geçen uçaktaydım yine. iniş yapacağız uçak ha bire pas geçiyor tam niyetleniyor bir daha yükseliyor. dedim bir iş var kesin! hemen dikkat kesildim ve kulak kabarttım; tam tahmin ettiğim gibi! iniş takımları arızalıymış, yarıya kadar gelip geri kapanıyormuş. hemen yerimden fırladığım gibi ceketimi çıkardım ve uçağın alt bölümüne inip bir zıplayışta tekerin üzerine kondum, güç bela takımları dibine vura vura açtım. ben henüz teker üzerindeyken uçak iste iniş yaptı. Orada mutluydum, keşke süper kahraman olsaymışım dedim. Yani bu işi meslek olarak icra edip daha fazla hayat kurtarsaymışım dedim.

ya Ankara güverte? güzel gibi aslında. Geleceği var.

beyle

img.pandawhale.com

ooo espri

Ankara'da deniz yok :(

Boğaziçi tıptan sonra en iyisi.

yıl 2015

espiriler komiklikler şakalar.

galeri8.uludagsozluk.com

Canım, bu espri çok eskidi :( yenilerine yelken açma zamanı artık.

adam hem dolandırıcı hem de espri yeteneği ilkokul 2 seviyesinde:/

tıp bilmiyorum ama iktisat bölümü baya iyi, tavsiye ederim...

agd3000 agzını topla, sensin dolandırıcı. Allahın nursuz ergeni.

dolandırıcı kardeş sen her seferinde agd diye yazıyorsun ya, belli ki bir küfre gönderme yapıyorsun ama anlamıyorum:D açık yaz valla merak ettim aklıma bir şey gelmedi. a belli, g goymak olsa, d ne:/ mına goyduğumun doduğu falan mı

sik gibidir.

markasını hatırlayamadım E ile başlıyordu sanırım Office1Store satıyor. cam üstüne yazıyor, arkadaş fayans falan da çiziktiriyor onla. seramikte çizer sanırım

profesyonel bir şeyler isterseniz uv baskı diye aratabilirsiniz. 1-2 parça üzerine dahi yapan matbaa bulunabilir.

www.edding.com

üzerinde porcelain yazan kalemler var,ya da internette boya kalemi diye aratabilirsiniz,paşabahçeninkiler renk olarak kısıtlı.bir de tüp boya almayın çünkü onlar yıkayınca çıkıyor daha çok çıkartma gibi oluyor.

kaliteli bir porselen kalemiyle boyama yaptıktan sonra 45 dakika fırında kurutun daha sonra çıkmaz yıkamayla.

CarrefourSA'da porselen mug ve üstüne yazmak için kalem satılıyor.
O kalem bir ihtimal çıkmayabilir.

Fırınlamak ne demek? Normal fırına mı koyayım? Kaç derecede kaç dakika pişecek?

boş fırına koyup 40 dakka bekletin 160 derece iyidir

Şampuanın kapağını tamamen çıkarıp, uzun ve sert bir çubukla karıştırabilirsiniz.

@for day: çam terebentin yağı koyuyorum, dökülme ve sağlık için etkili oluyor.

Yanlışsam düzeltilsin ama sen şampuan ve yağı karıştırdıktan belli bir süre sonra o yağ şişenin içince yukarı çıkmaz mı? Yağ ve şampuan gerçekten karışır mı yoksa yoğunlukları ve ağırlıkları farklı olduğu için ayrışırlar mı?
Ben de bir ara yağ koymuştum şampuanın içine ama her kullanımdan önce şişeyi iyice karıştırıyordum çünkü unutursam yağ üstte birikip direk yağ geliyordu elime. ketçapı çalkalamadan sıkmaya kalkmışım gibi.

eğer yağ ve şampuan yoğunlukları aynı değilse yukarıda söylendiği gibi onlar bekleyince yine ayrışır. en mantıklısı şampuan kapağını tamamen açıp içine boşaltmak. her kullanımdan önce de iyice çalkalamak. eğer kapak açılmıyorsa, şampuanın ağzına girebilecek bir huni ile yağı dökebilirsin bence.

arkadaşlar kimyadaki benzer benzeri çözer kuralından dolayı şampuan ile yağ karıştı mı bir daha ayrışmaz. tıpkı çayda şekerin eridikten sonra dibe çökmemesi gibi.

şimdi çözüm bulunmuş, sakınılması gerekenler başlığıyla yazmaya geldim.
kapağı açık tutma çünkü o yağ uçucu demişti aktar bana. uçar falan etkisi yok olmasın.
şampuan yaptıktan sonra onu durularken vücudundan akıtma o suyu. kafanı eğ yani. vücudundaki tüye/kıla da yaramasın.

şişenin içine bilye veya benzeri birşey (çakıl taşı?) atar ve çalkalarsanız homojen karışır.

04.00 da otomatik ayarlanacak diye biliyorum.

Neresi işin soruyordun?

doğru değil.

doğru olması lazım, ben de öyle biliyorum.

edit: vikisözlük tdk'yı kaynak göstererek babaları bir olanlara da öz kardeş demiş: tr.wiktionary.org

tdk ise "Ana babaları bir olan kardeşlerden her biri" demiş öz kardeş için.

düşünce olarak bana mantıklı gelen Anne&baba aynı= öz ama soyun babadan devam ettiği de doğru. oha ne karışık işmiş.

Annemin baba bir anne farklı kardeşleri var ve bal gibi de üveyler. Çünkü üveyliği soyad değil size yapılan davranış belirler. Size yok olan, üveylere var oluyorsa ne kadar bir kandan olursan ol üveysindir.

Bence ayni anne baba bir tek oz olur.
ama genel kani baba bir kardeslerin oz oldugu yonunde. Baba bir kardesim var, uvey desem ama o oz diye düzeltirler hemen.

sadakatsiz'in dediği gibi.
çok aptal bir kanı var insanlarda, sebebini çözemiyorum, saçmalıklardan biri işte. anne ya da baba birinden biri farklıysa öz değildir. bu kadar basit.

rüyada gördüğün her yüzün, hayatında en az bir kere gördüğün birine ait olduğuna dair bir şey vardı. teori mi, hipotez mi, nedir o şey bilemedim ama.

Hic tanimadigimiz birini ruyamizda goremezmisiz diye duymustum bi yerlerden.

evet öyle. rüyamızda gördüğümüz ama tanımadığımız yüzler aslında bizim daha önce mutlaka bir yerde gördüğümüz kişilermiş.

Bununla ilgili birsey okumadim ama bana sorarsan kesinlikle sagda solda en az bir kez gormus oldugun insanlar bunlar. Bir ara bunun uzerine uzun uzun dusunup bu sonuca varmistim. Yanilacagimi sanmiyorum.

dün gece rüyamda, bir evde oturmuş beni bekleyen, memeleri açık 5 kadın gördüm. kapıyı açtığımda nerde kaldın seni bekliyorduk dedikleri anda uyandım.

şimdi ben bu kadınları tanıyor muyum veya tanışacak mıyım ?

neye göre söylendiğini bilemiyorum ama bir yerlerde gördüğün birileri oldukları iddiası şayet doğruysa, fotografik tipte hafızaya sahip olmakla da ilgili olmalı o zaman; çünkü bu tip belleğe sahip kişiler bilhassa gördükleri yüzleri kim olduklarını bilmeseler de nadiren unuturlarmış.

bence cgi illa görmene gerek yok

hayır bence rüyalarda hayatta hiç görmediğimiz kişileri görebiliyoruz. metafizik. bir kişiyi rüyamda görmüştüm sonra tanışmıştık.
ama bir teori vardı, ancak günlük hayatta orda burda gördüğün kişileri görebiliyormuşsun rüyanda.

edit: benden önce yazmışlar zaten teoriyi.

Vay be, hakkaten teorisi varmis:)

@sayns Belki daha once yoldan gecerken falan bir an icin gormussundur o kisiyi?

o zaman hz muhammedi rüyasında görenler nolcak hic fotosu yok

doğuştan kör insanların rüyaları sadece sesten oluşuyor bu durumda gerçekte görmediğimiz bir şeyi rüyada görmeyiz, kurban bayramı arifesinde ertesi gün kurban edilecek hayvanı rüya gürürken yakaladım bu durumda rüyanın metafiziği de yalan oldu benim için :))

bence hiç görmediğimiz bir insanı rüyada değil uyanıkken bile hayal edemeyiz. yani gözünüzün önüne bir sima getirmeye çalışın. mutlaka daha önce gördüğünüz birisinden esinlenirsiniz. bilinçaltı ısıtıp önünüze getiriyor.

garip :)

link mink uğrasmayalım diye devlet bize bokıyir.

bu ne lan, daha öncede buna benzer birşey olmuştu galiba ama neydi şimdi hatırlayamadım :)

Kanalı açık unutmuşlar galiba.

tv de yok mu bu mac normal uyduda

tvdekı trt sporda ömer üründül konuşuyor.

hahahah yarıldım son zamanların en bomba olayı bu link.

ahanda kapandı

kesildi :(

stvstreams.com

alın kızlar

link patladı yeni bir devlet kanalı var mı?

i.imgur.com

milliyet.com'dan birisi burayı takip ediyor.

www.milliyet.com.tr

ufukcel'in verdiği ekran görüntüsünü de almışlar üstüne skorer yazmışlar.

(bkz: 19s)

(bkz: 14a)
(bkz: 14ak)

borajet'in uçakları midibüs ayarında. pencere kenarına oturduğunda gövdenin içbükeyliği dolayısıyla kafan kaportaya(?) değebiliyor :s
sarsıntıları biraz daha fazla hissediyorsun ama yapacak bişey yok. kaç saatlik yolu hemencecik aşıvericem diyerek kendini teselli edebilirsin.
iyi yolculuklar.

tırsma bi olay yok hepsi aynı nane.

pervaneli uçakların jet motorlu uçaklara göre daha güvenli olduğu bir gerçek.

yağmurlu hava falan değil de yer şekillerine göre oluyor o türbülans vs. şeyler. mesela akdenize uçuyorsan türbülanstan ağzına sıçılabilir çünkü denize paralel uzanan dağlar yüzünden hava yukarı dik olarak çıkıyor bu da uçaklarda türbülans gibi şeylere neden oluyor diye biliyorum.

Uçak korkusu olan biri olarak cevap vereyim.

Küçük uçaklarım manevra yeteneği daha fazla oluyor ve daha fazla manevra ile uçuluyor; bu yüzden biraz daha sallıyor. Ama büyük uçakta da bu sefer yerçekimini deli gibi hissediyorsun, kalkarken "Yer ne biçim çekiyor, kalkabilecek mi sağ salim bu uçak" diyesi geliyor insanın. Resmen yerçekimi-uçak motoru savaşı hissediliyor.

Hava durumuna çok bağlı. Rüzgarlı havada salladığı malum. Yağmurda ise yağmur nimbus yağmuru mu, kumulonimbus yağmuru mu buna bakmak gerek, rüzgar hızı ile birlikte. Aynı rüzgar için buluttan geçerken illa sallanıyor, bulut = hava boşluğu. O yüzden bulut içinde çok sallanması çooook normal. Ama bulut üstüne çıkınca sakin bir nimbus yağmuru ise sorun olmuyor, tıngır mıngır gidiyor. Kümülonimbus yağmuru = Sıçtın. Çünkü onlar rüzgarlı ve savaşan bulutlar oluyorlar. Uçağa bir şey olacağından değil, uçağa hiç bir şey olmayacak ama o sallantı bitmeyecek çünkü bulutun üstü diye bir şey olmayacak. Ayrıca arada elektrikler, şimşekler uçuşacak. (Bulutlar 10 km'ye kadar uzanabiliyor) Bir kümülonimbus yağmuru sırasından uçak dalış yaptı ve bir süre aşağı indi. Peşinden de "O yükseklikte rüzgar çoktu, uçamadık. Bu yükseklğe indik, oradan devam ettik" dedi pilot ama o arada benim kalp nerelerden indi, nerelerden çıktı, suratımın kanı çekilip nerelere gitti, haberi yok tabii adamın.

Bunun yanında arka koltuk, ön koltuktan daha fazla salanır. Keza koridor pencereden az sallanır. Ama koridor / pencerede şöyle bir ayrım var. Bazıları koridoru tercih ediyor dışarı bakmaya korktuğu için. Bende ise durum şu: Sallanınca dışarı bakıp normal bir durum görmem gerekiyor ki kendime geleyim. O sallantıyı çok büyükmüş gibi algılıyorum, uçağın içinde dışarıyı göremezsem gözümde büyüyot o sallantı. Ama dışarıya bakıyorum, "Ha, iyi, bir olay yokmuş. Ben paranoya yapmışım" deyip devam edebiliyorum.

Nereden nereye uçuş, ona göre de ekleme yapabilirim.

Tavsiye: Çak bir Pasiflora. Ondan sonra hepsi bir, yolculuk rahat.

geçen yıl bir anadolu kentine giderken ve dönerken binmiştim.
uçak havada dönüş yaparken siz de dönüyorsunuz:))(şaka...)
binmeden önce çok "şey(!)" okumuştum, hikaye...
iniş ve kalkış çok çok iyiydi ki ben en çok buna bakarım. sonradan öğrendim ki, "pilot" farkıymış...yani pilotunuz iyi olunca, hiç bir olumsuzluk yaşamıyorsunuz...iyi yolculuklar...

birazcık daha sarsabilir türbülans gibi durumlarda. ferah ol ama, hiçbir şey olmaz.

Aychovsky süper açıklamış bence.

cok keyiflidir kendileri.

bir kere kalabalik degil. ucus irtifasi daha alcak bu nedenle etrafi gormek daha kolay. ucus suresi digerlerine gore biraz daha uzun suruyor.

borajet, yakın zamanda elindeki tüm AT75 tipindeki uçakları (pervaneli olan) elinden çıkarıp Embraer 190 tipindeki uçakları kattı filosuna. yani artık pervaneli uçak yok borajet'te. E190 tipi uçak da Boeing 737'nin biraz daha küçüğü. yaklaşık 100-110 yolcu kapasiteli ve havada diğer medium tipli (B378, A319 vs vs) uçakların yaptığı hızlara ulaşıp, onlarla aynı irtifalarda uçabiliyor. yani küçük bir uçağa binmeyeceksiniz diye düşünülebilir.

vodka diyorum başka bir şey demiyorum.

lawrence

Lopez

Aniston daha samimi geliyor bana

connely

aniston daha güzel, connely daha yetenekli.

Biri 22 yaşında biri de 50 yaşında. Nasıl karşılaştıralım şimdi.

ikiside aynı yaşta sayılır

www.imdb.com

www.imdb.com

aniston.

connelly yetenek olarak da guzellik olarak da sadece jenniferlara degil alayina basar.

Milleri götüne mi sokcan. Harca işte 10000 milini ve biletini ucuza al. Sonra yine kazanırsın mil.

cevap:1

1-10.000 mil'e nasil londra oluyor? ist-izm 8000 mil zaten.
2- yurtdisi alan vergisi 300tl degil miydi? nasil 130tl oduyon?

Cok acik yorumun icin tesekkurler kardes :D

Valla pazartesi icin thy sitesinden odul mil kismindan yapinca oyle cikiyor. Sizinli dediginiz gidis donustur herhalde bu tek yok.

mil ile bilet alırken de ekonomi, business gibi seçenekler var. izmir'in 8000 mil olmasının sebebi ekonomi sınıfının bitmiş olmasından kaynaklanır.

soruya cevaba gelirsek mil ile al tabii ki.

Cihaz tavsiye etmeyeceğim ama bir kaç tavsiye vereyim, nereden aldığın pek önemli değil, ucuz olup faturası ve türkiye garantisi olan yeri tercih et, eğer üniversite öğrencisiysen ücretsiz olarak windows 8.1 kurabiliyorsun bu yüzden freedos tercih edebilirsin, 100-150 lira belki daha fazla ucuza gelir cihaz.

Hacı önce bilgisayarı tespit et, sonra fiyat araştırmasına git. Çünkü aynı bilgisayarı nette farklı fiyatlara bulursun.

önce bilgisayarı tespit et +1 sonra kullanıcı yorumlarını araştır en sağlam kaynak kullanıcı yorumlarıdır, yabancı forumlarda zibilyon tane inceleme yorum vs. bulabilirsin ondan sonra fiyat araştırırsın.

Hangi siteleren sağlam peki

Bilgisayarı bulduktan sonra siteleri araştırabilirsin. Su ana kadar herhangi bir siteden bildigin kazık yiyip dolandirilmadim. Sözlükten bakabilirsin yorumlara. En olur olmadık siteler cok güzel hizmet sunabiliyor.

rizorv

saçlar lens mi?

şaka bir yana ünlü birine benziyorsun ama çıkaramadım. hatırlayınca editlerim -_-

@mattiadestro ahahah orcinal. bilmem hiç ünlüye benzeten olmamıştı.

( 22:16 ) 10/10 editörün seçimi

( 01:30 ) edit: yani gecenin 1 buçuğunda uykudan uyandım, bilgisayarı açtım ve cevabımda ifşa olmaya karar verdim. dahası mı? aşkımı ilan etmeye karar verdim. karar verdim abiiiiiiii... o saçlara ölürüm ya...

( 01:32 ) edit 2: imgur.com mavili ( zaman aşımına uğradı )

( 01:45 ) edit 3: cevabını bekler saygı ve sevgilerimi sunarım...

az biraz kilo versen olur gibi

güzel ve şirinsin :)

red head'e bayılıyom yaaa


@mattiadestro : (bkz: ipek tuzcuoğlu)

super-duper

@dinsiz adam 46 kiloyum boy 1 63. daha kilo mu vereyim :/ surat biraz tombul.

gece görsem polisi ararım.

düz ya da dalgalı falan saç çok yakışırmış gibime geliyo, öyle denedin mi hiç? güzelsin ama korktum ben

ben beğendim, çılgın saçları hep beğenirim:)

46 kilonun 20 kilosu yanak.

tatli bence de

yarın kahve ısmarlayabilirim

facebook profil fotoğrafın bu değil ama

Sacsiz kac kilosun?

saclar sahane.

dişler güzelmiş.

yeerim seni yeerim.

up ellie bu!

images2.fanpop.com

beyendim. yarin gel ise basla.

@exlibris

allah canını almasın.
arkadaş nereden geldi aklına.

öncelikle kahkül değil kakül. soru göremedim hangisi daha iyi diyorsan kakülsüz derim

sempatik

çirkin :/

kakul degil, kahkul.
kahkulsuz 18-19 yasinda gosteriyosun, kahkulle 22. her iki halde de sevimlisiniz ama, alkislarla ugurluyoruz.

çok sevimli :) ama kaşlara bir ayar gerekiyor

sağ fotodaki bana daha hoş geldi ama tercih senin.

gülümseme 10 puan

kahkülsüz bakımlı bir saç daha iyi olur.

kahkülsüz daha hoşsun bence.

Hakim hanım, tek sorum var.
İki foto arasında yaş farkı nedir?
(Akşam akşam işim gücüm yok.)

@quaker kahküllü olan temmuz ayında, kahkülsüz olan geçen hafta çekildi. yani bir kaç aylık fark var.

Çok afedersiniz "oha" demek istiyorum.
Bir saç modeli bu kadar mı fark ettirir.. Kakülsüz olan sanki yıllar yıllar öncesinden gibi..
Neyse, cevabımı aldım.

samsun bilmiyorum, eskisehir>bursa=kocaeli

bursa yesillik vs ama soguk geliyor bana, kocaeli cok muhafazakarmıs, bursa da oyle gerci.

eskisehir yasanılabilir bir yer bence.

eskişehir güzel. yaşanılır. ben de bi tercih dönemindeyim, eskişehir yazıcam. ulaşımı falan çok rahat. istanbuldan gitmeyi aklına koyduysan orası sana iyi gelir bence.

kocaeli'yi tercih et. kocaeli tıp sağlam kadroya sahip diyorlar. ayrıca istanbula çok yakın. canın sıkıldı mı istanbul2un bir çok ilçesinden daha once boğaza ulaşırsın.

4 sene kocaeli de okumuş ve diğer şehirleri de görmüş biri olarak bana soracak olursan kocaeli kesinlikle sil yakınına yaklaşma :D ben senin yerinde olsam bursa-eskişehir arasında kalıp es es i tercih ederdim.umarım seçtiğin yerden memnun olursun iyi şanslar

Öncelikle belirteyim Samsunluyum ve Eskişehir'de okuyorum.
diğer şehirlere gitmediğim için karşılaştırmayı bu 2 şehir üzerinden yapacağım.
samsun:
+şehiriçi ulaşım kolay
+şehri öğrenmek çok kolay.
+kiralar çok uçuk miktarda değil.
+deniz havası
+hayatında yiyebileceğin en lezzetli döner ve pide burdadır.

-insanların belirli bi kısmı yobaz denebilecek zihniyete sahip halen.
-esasen çok küçük bi şehir. Samsunlular için çiftlik caddesinde 2 tur atmak gezmek olarak görülebiliyor.

eskişehir:
+insanlar rahat
+ulaşım kolay
+kendini Avrupa şehrindeymiş gibi hissedebiliyosun bazen.
+gece hayatı çok aktif.

-hava soğuk
- her yere tramvayla gidebiliyorsun fakat çoğu zaman tramvay aşırı kalabalık oluyor kendi eksenin etrafında bile dönmen mümkün olmuyor.
-1+1 evciklerin kirası yerine gore minimum 400 liradan falan başlıyor.
-çoğunluk öğrenci olduğu için esnaf da ona göre davranıyor.
-mersinde olmadığın halde tantuniyi sevmek ve tantuni yemek zorunda kalıyorsun.

-mış'larla, -miş'lerle olmaz o iş.

tüm şehirler hakkında fikrim var. eskişehir'i baştan elerdim ben olsam, yaşamaya uygun görmüyorum. bursa, kocaeli ve samsun arasında tercih yapmak ise zor. kendi ilim olduğu için kocaeli'yi seçerim sanırım yine de. samsun da çok güzeldir, ikinci tercih de o olur benim açımdan. üçüncü tercih bursa olur ama eskişehir kesinlikle olmaz.

bence en bastan soyle, aileni kandirma. guzelce acikla durumu, elimden geleni yaptim olmadi de. ise girip harcligimi da cikaricam de. universite uzamasi cok da korkunc bi olay degil, normal gayet.

babana erkenden soylemen en iyisi para isiyle o ilgileniyorsa. planlarini ona gore yapar. kendi harcligini cikaricak bile olsan bunu onceden bilmek isterdim ben baban olsam.

ya bence yapabilme ihtimalin de var. sınırlarını zorla sene kaybetmezsen büyük iş başarmış olacaksın. yok bu dönem olmazsa direkt sömestr'da söyle babaya.

en başında söyle bence.

Okul uzayabilir de. Nasıl diye sorarlarsa da anlat işte.

ben bu olaya sistemli bir şekilde yaklaştım ve başarıya ulaştım. öyle ki ben okulun uzadığını asla dillendirmedim bilakis onlar biriyle muhabbet ederken ha onun okulu zaten öbür sene bitecek diye konuşuyorlardı.

nasıl mı ? işte şöyle

okula gidiyorsak eğer sıklıkla hocaların derse gelmediğinden şikayet edip oldukça agresif, ben öğrenmek istiyorum, bilmek istiyorum, bu ne biçim ilim irfan yuvası amına koyim imajı yaratacak serzenişlerde bulunuyoruz. sürekli boş mu gidip geliyosun lan sen buraya tepkilerinden kaçınmak için bazen de hoca gelmiyor yerine asistan yolluyor versiyonuyla sunuyoruz bunu.

sınav dönemlerine doğru hocaların fotokopicilere sınav için bir not bırakma vaadi verdiğini ancak bunu yapmadıklarını bu nedenle de büyük birer yavşak olduğunu dillendiriyoruz.

yine sınav döneminde iki kredilik falan siksok derslerin hocalarının süpersonik alanlardan sorumlu tuttuğunu bu nedenle de 4-5 kredilik mühim derslerimize yeterli ilgi alakayı gösteremediğimizi çalışma sistemimizin zarar gördüğünü ve bir kez daha hocaların gerçek birer yavşak olduğunu belirtiyoruz.

hocalarımızın çeşitli opsiyonel ödevimsi şeyler verdiğini, bunun notumuza yansıyacağını ve muhteşem bir öğrenci olduğumuz için bu fırsati tabii ki kaçırmayacağımızı laf arasına sıkıştırıyor, ebeveynlerdeki kredimizi yükseltmeyi ihmal etmiyoruz.

sınav dönemi sonrası "şş nası lan notlar" tarzındaki sorulara süper stresli inanılmaz gergin görünerek ya bilmiyorum az önce üst dönemden bi arkadaşla konuştum o şöyle müthiş böyle harika şeyler yapmasına rağmen bırakmış hoca dersten, ben o kadar emek ettim, uykusuz kaldım bu adam beni bırakırsa ne yaparım, ne ederim, nerelere giderim diye veryansın ediyoruz.

sıçtığımız bir dersi hiçbir şekilde açıklayamazsak mazlumu, yenilgiyi kabul etmiş, boynunu eğmiş bir çilekeşi oynuyor "ya ne yapayım. uğraşıyorum gerçekten uğraşıyorum ama yapamıyorum. saatlerce başında oturuyorum, her satırını tekrar ediyorum, her sorusunu gözden geçiyorum ama olmuyor işte olmuyor" gibi sitem ediyor ve anında ortamdan tüyerek karşımızdakini aslında bu duruma ne kadar üzülüyor ne kadar kahroluyor olduğumuz düşüncesiyle başbaşa bırakıyoruz.

gittikçe uzuyor bu o yüzden özet geçeceğim, insanlara kendimize "çalışıyor ama önüne geçiyorlar" dedirtecek bir imaj bir ilizyon yaratıyoruz. ne yapıp edip özellikle ebeveynlerimizin ne kadar hırslı, ne kadar bilgiye aç olduğumuzu ama hayatın zor olduğunu ve bazen bazı sorunlar yaşanabileceğini, bizim çabalarımıza rağmen elimizden bir şeyin gelmediği anlar olduğunu hissetmesini ve düşünmesini sağlıyoruz.

rica ederim.

son dakka soyleme inme inebilir. amk öle bi hata yaptım bn tam mezun olucakken soledim daha bi senem var diye:) kadına inme iniyordur. ne kadar erken soylersen o kadar iyi

ilk kaldığım sene söylemedim. şu an hatırlamıyorum 3. sene annem benim bir hocamla şans eseri tanışıp öğrenmişti.
artık ailem okulu iki sene uzattığımı biliyordu. kimse bir şey demedi. sonra bir sene daha tekrar uzadı son sene. onu da hemen söylememiştim. bir gün karakolluk olmuştum annem de beni nezarethaneden çıkarmaya gelmişti. orda ağlayıp bağırırken anneme ya zaten okulum da uzadı falan diye anlatmıştım. 8 sene üniversite (:
en başından söyle.

hhehheehe ben de hep bi sıkıntı yok derdim. çok saçma. git söyle :D

Daha önce kaza yapan bi aracı kaldırmaya gelen vincin altına girmiş.

kaza anı: gfycat.com

hiç kasma vur teflona ya da ızgaraya. bol bol kızart. birayla ye, ya da şarapla. geçen yaz yaptım daha ev sucuk doluydu. ancak böyle bol bol kızartıp ekmeksiz götürerek güzel oluyor alkol eşliğinde.

Sucuklu kuru fasülye:)

sucuklu kaşarlı börek yap, mis.

Sade sucuk yap ye. Börek de olur güzel. Bir makarnanın içine atabilirsiniz.

bir allahın kuluda sucuklu yumurta yazmamış... ilginç

sucuk hertürlü gömülür herşeye konur olsa da koysak.o değil de nasıl kıyabildin stoğu bitirmeye delirecem

Sen bi de hukuk okuyorsun ya :/

Teee koreye gitti bu ulkenin askerleri, kapitalizmin bayragi ugruna.

Isidin karsisinda Suriyeye de gidiverir, bir seycik olmaz.

Hep varsayım panpa. Olasılıkları tutturmak güç, Reyhanlı yı IŞİD mi yaptı? buna bile cevap yok

-buradayız, bir yere kaçmıyoruz ancak önden şu geçen sene kefen giyen g*t kılları gitsin bi isterim. öyle kefen giyip şov yapmakla liderlerinin politikası(?) nedeniyle savaşa girmek birmiymiş görsünler.

-çok olumlu bakıyorsun olaya. tam teşekküllü bir harekât ile isil'i bitirmek yıllar sürer. kafadan 10 yıl. 1.körfez savaşına yaş yetmeyenler vardır ama ikincisini anımsarsınız. bölünmüş ve düzensiz birliklerden oluşan direnişe karşı abd ve nato'nun içinde bulunduğu çokuluslu koalisyon kuvvetleri (başı abd ve ingiltere çekti) 8 yıl savaştı. savaştı ama yine galip gelemediler obama 2011'de geri çekilme kararı aldı.
araya suriyeyi de sokuşturacaklar gibi duruyor ve öyle olursa 10 yıl çok iyi bir ihtimal.

bizim ülkemizde bulunan her unsur gibi (koministi, ülkücüsü vs) isil yanlılarının da kof olduğunu düşünüyorum. oradan çok bir şey çıkmaz.

edit: yazdıklarım savaşın çıkma ihtimali üzerinedir..

ışid türkiye'ye saldırmaz. saldıracak olsa çoktan yapardı. kobani ile ünlü oldu ama ışid zaten bayadır bir sınır komşumuz. şu an zaten 3 ayn-el arap düştüyse dedikleri gibi 4 sınır kapısı var ışid kontrolünde.

hiç mi uluslararası hukuk bilmiyorsunuz? türkiye savaşa girermiş. nah girer. türkiye'nin esad'a direkt savaş ilan etmeden suriye'ye müdahale etmesinin iki yolu var.

birincisi zararla karşılık. zaten 3 yıldır neredeyse kullanılıyor. mermi düşünce bizim toprağa 2 katı ateş açılıyor ve bu tarafımıza bir gram bile sorumluluk yüklemiyor.

ikincisi bmgk kararı. burda zor çıkar. esad'ın arkasında rusya var. rusyanın da vetosu var. rusya etmese bile çinin etme ihtimali de var.

dolayısıyla türkiye istediği kadar tezkere çıkarsın, bmgk daimi beşi onay vermedikçe istihbarati bilgi sağlamaktan öte bir amaç hedefleyemez.

ayrıca abd öso'nun başını çektiği muhaliflere eğit ve donat kapsamında 500 milyon dolar yardım kararını geçirdi senato'dan. bu da muhaliflerin abd yada türkiye askeri yerine kullanılacağının göstergesi. ki şu an kadar da eğitimine başlanan tonla insan var.

hadi diğerlerine gelelim. olan oldu bir şekil asker girdi. ışid ile açıkça düşman olduk. davutoğlu'nun açık kapı politikası var. suriye sınırından 1.5 milyon insan türkiye'ye girdi. bunların içinde kaç ışid sempetizanı var sence? sınır güvenliğinin maksimum olduğu durumda bile en az 100 kişi girebilir. ki sınır güvenliği maksimum diyorum. bizim sınır açık. 1.5 milyonda şu an en az 1000 kişi var. bu adamlar konya'da adam öldürdü öyle düşün. bomba elbet patlar.

bir diğer ayak. ışid sempatizanları. istanbul ramazan bayram namazı ışid yaz gör kaç kişi toplanmış.

bir diğer ayak. yabancı savaşçılar. adamlar türkiye üzerinden geçiyor hergün. binlerce yabancı savaşçı var. belçika fransa ingiltere başta olmak üzere. adamların beyni oralarda tekkelerde öyle bir yıkanıyor ki 2 ay önce hrıstiyan olan adam 2 ay sonunda antep'e geliyor cihat için.

son olarak operasyon. türkiye nato da alsa yanına bm de alsa ışid kolay kolay bitmez. terörist grupları incelersen özellikle üstlerine gidildiğinde daha da radikalleştikleri, ana metropollerde yer altına çekildikleri ve bombalı saldırılara başladıklarını görürsün. ihvan bile böyle yaptı yaa. akp'nin çok sevdiği ihvan bile ikinci dünya savaşı sonrası başbakan öldürecek kadar vahşileşebildi. ki bu örgütün akp ile farkı yok. siyasi bir parti bu. bir de ışid'i düşün.

bu iş başladı artık kolay kolay bitmez. 10-20 sene su götürür.

Canlı bomba patlatmaktan başka bir şey yapamazlar. Yemez bizimle sıcak çatışma girmesi. Ayrıca silah da bizden gidiyorken şimdilik bizden uzak dururlar.

adam ''Canlı bomba patlatmaktan başka bir şey yapamazlar'' demiş. daha ne yapsın adamlar götğümüzü mü kessin?

Hurma :)

merak edip araştırdım biraz, hurmadan başka da pek bir şey yokmuş, içki seviyorsanız thibarine diye bir likör varmış, hurmadan.

lonely planet'tan:

CHECHIAS
Chechias are the small, red felt hats sported
by older Tunisian men. The Grande Souq
de Chechias in Tunis ( p76 ) is the obvious
place to look, and you’ll doubtless also get
an interesting demonstration of how they
were made – they start off life as a loosely
knitted, saggy white bag. Quality varies, but
an average price is around TD6.

COPPER & BRASS
You’ll see people engraving beaten cop-
per and brass items in the medina shops.
Beaten plates make good souvenirs and
can be anything from saucer to coffee-table
size, though you might find the latter rather
weighs down your luggage.

ESPARTO GOODS & BASKETWARE
Rectangular, woven esparto baskets are
practical and cheap. Some are pure tack,
with pictures of camels and desert scenes,
but there are plenty of other simpler, less
cheesy designs. Most esparto items come
from Gabès and Jerba in the south. See the
Esparto Grass boxed text ( p180 ) for more
details.
You can also buy the attractive large bas-
kets that local people use for going to the
market – a large one costs around TD4.
Straw hats – as seen on Tunisian farm
workers everywhere – and fans are other
popular, practical pieces to snap up.

JEWELLERY
Arabic jewellery (particularly from gold)
is often extremely ornate and glitzy, but
there is also plenty more tourist-friendly
silver folk jewellery on sale here. A tradi-
tional Arabic motif is the Hand of Fatima
(daughter of the Prophet) or khomsa, used
in everything from small earrings to large
neck pendants, and usually made of silver.
In pre-Islamic times this same design repre-
sented Baal, the protector of the Carthagin-
ians. It’s thought to ward off the evil eye (of
envy), an enduring superstition.
Other traditional pieces of jewellery in-
clude the hedeyed, which are wide engraved
or filigree bracelets made of gold or silver,
and kholkal, which are similar but worn
around the ankle. In Carthaginian times khol-
kal were commonly worn to signify chastity;
today they’re still a symbol of fidelity and
are often part of a bride’s dowry. You’ll also
see khlal brooches. Made from silver, and
usually a triangular or crescent shape with a
pin, these are used to fasten clothes.
The quality of pure silver and gold jewel-
lery can be established by the official stamps
used to grade all work, and the quality of
unstamped items is immediately suspect.
The stamps in use are: the horse’s head
(the Carthaginian symbol for money and
used to mark all 18-carat gold jewellery);
the scorpion (all nine-carat gold jewellery);
grape clusters (silver graded at 900 mills per
gram); and the Negro head (poorer-quality
silver graded at 800 mills per gram).

LEATHER
There’s a huge variety of leather goods on
sale, but check the quality, as often stitching
can be on the shoddy side.
Kairouan is the country’s leading pro-
ducer of leather goods, supplying the na-
tion’s souvenir shops with belts, wallets,
purses and handbags embossed with camels
and palm trees.
Other articles for sale include traditional
pieces such as camel and donkey saddles,
water skins and cartridge pouches.
In Douz, and elsewhere in the south,
you can slip on comfortable camel-leather
sandals.

OILS & PERFUME
Cap Bon is famous for the production of es-
sential oils, especially orange blossom and
geranium . Most of the output goes to the
international perfume market, but some is
kept and used to make the scented oils that
are sold in tourist shops everywhere. Prices
start at TD1.5 for 5mL.

POTTERY & CERAMICS
Ceramics is big business in Tunisia, and
the main centres of production are Na-
beul ( p109 ) in Cap Bon, and the town of
Guellala ( p278 ) on Jerba. Styles range from
simple terracotta to bright Andalusian-style
vases and tiling.
The Berber villages around the small
northern town of Sejnane ( p134 ) are famous
for a primitive style of pottery, producing
unusual moulded bowls and naive figures
decorated in ochre and black. It’s found in
the Tunis medina at Hanout Arab (see p85 ),
and stalls around Sidi Mahres ( p75 ).

RUGS & CARPETS
There are some really beautiful rugs and car-
pets for sale, though they are not especially
cheap. The main carpet-selling centres are
Tunis, Kairouan, Tozeur and Jerba.
Look for traditional alloucha (thick-pile
Berber rugs) in Ain Draham, where they
are produced by a small women’s coop-
erative called Les Tapis de Kroumirie (see
the boxed text, p141) . They are also sold in
Tunis at Mains des Femmes ( p85 ).
All types are sold at the government-run
Socopa emporiums (see Where to Shop,
below ) found in the major tourist centres.
They have been inspected by the Organisa-
tion National de l’Artisanat (ONAT) and
classified according to type and number of
knots. They come with an affixed label giv-
ing this information.

SAND ROSES
Sand roses are the speciality of southern
Tunisia, although they’re sold all over the
country. They are formed of gypsum, which
has dissolved from the sand and then crys-
tallised into spectacular patterns that re-
semble flower petals.
They range from about 5cm in diameter
up to the size of a large watermelon. They
do make good cheap souvenirs, but carting
around a great chunk isn’t much fun.

SHEESHAS
The ubiquitous water pipes are everywhere
in souqs and tourist shops, just ready to
clutter up a corner of your sitting room.
They range in price from around TD4 for
a small, cheap one up to TD70 for a good-
quality, full-size version.

Ghat diye bi bitkileri var, yanakla diş arasına sıkıstırıyolar, güzel kafalıymış :)

Yuşa tepesi

topkapi sarayinin altindaki cay bahceleri mukemmel manzaraya sahip. adamlar bosuna sarayi oraya kurmamis.

safir

Otağtepe

mihrabat korusu, fethipaşa korusu vb korular...

çamlıca iyidir.
mihrabat korusu da güzeldir.
ama ille de bir yer diyorsan tabii ki "yuşa tepesi"

galata ya da kabataş sahil

Yıldız Parkı?

Emirgan korusu.

arkeoloji müzesinin bahçesi
yıldız parkı

Tarihi binaların olduğu bir yerde olabilir arkadaşlar. Yeter ki çekim parası istemesinler ve etrafta musallat olacak insan olmasın. By the way elinde foto makinesi istiklal civarında Koreli çift çeken bir Türk görürseniz o benim

cihangir'de her yer olur bence :)

yıldız parkı iyidir de bayram sebepli çok kalabalık olabilir.

Sabitlenmiş Raptiye
Şişli/İstanbul yakınında

goo.gl

Otağtepe. Tüm boğaz ayakların altında, ayrıca doğa parkı ve kalabalık olmuyor.

Salacak'a

GÖRDÜM GÖRDÜM SALACAKTA GÖRDÜM! duyuruda verilen cevapları ciddiye aldığınız için tebrik eder, çekimler için daha çok balon dilerim. iyi akşamlar.

salacak değilde ortaköy, yıldız parkı ve istiklal.

bir tane basitçe foto paylaşıyorum. esas fotoğrafları düzenledikten sonra paylaşacağım. katkı veren herkese teşekkürler.

link1: i.hizliresim.com

sefer görev emri gelip gelmediğini nereden öğreniyorsunuz?

etraftan

www.turkiye.gov.tr

Sayın all girls dream Personel Sefer Görev Emri Durumunuz: YOKTUR

Sefer görev emri savaş yokkende geliyor. Bana 3 sene önce de gelmişti. Savaşa girsek bile asker sayımız düşmedikçe kimseyi çağırmazlar.

abi sana bana gelmez. bize gelmesi için, bu akşam yine duyuruda sorduğum sorudan öğrendiğim kadarıyla, topyekün bi dünya savaşı falan çıkması lazım. tek cephede ışid veya suriye'yle savaşıyoruz diye sana gelmez, hayvan gibi ordu var şu an. ama işte işin içine diğerleri karışırsa, harbi harbi dünya savaşı falan çıkarsa o zaman bize de gelir.

ha durum kimseye sefer görev emri gelmese bile şu an gerçekten korkunç, orası ayrı. ben 3-5 sikik siyasi için ölmeyi istemiyorum. babam, kardeşim ölecekse bu vatan skimde de olmaz açıkçası, bana ne. ama benim yaşıtım, akranım orada silah tutarken ben üniversite falan okuyom diye burda kalacaksam... çok garip yani. biraz saçma geliyor. onun tek suçu şu an askerde olmak. garip garip işler. ya kimse gitmesin ya da giriyosak hepimiz girelim aq.

benimde yokmuş <3

Çıkarırlar

öncelikle teknosa'dan alma.

nereden almamı önerirsiniz?

Samsungun teknik servisi lg den çok çok çok fazla
samsung al.

Hepsiburada ve kliksaya bak

Bence denk markalar. Ben de teknosadan gecen sene lg almistim bi yamuguni gormedim. Sahsen once bimekse sonra teknosaya guvenirim

Teknosadan alma diyen arkadasa:

Nerde ucuzsa oradan aliriz arkadasim.

Ha yok sen teknik servisi vs satis yapan yerden hallediyosan bilemem.

Nerden alirsan al markanin teknik servisi ayni oluyor neticede.

samsung modelini teknosada gördüm beğenmedim. ps3-ps4 var, hd filmlerde aksın gitsin diyorsanız daha iyi bir şey bakın.

Samsungların ekranları daha iyidir ama 3d si için alıyorsan lg al. Teknosadan alma. Kendi mağazalarında daha ucuz olur genelde. 3dsiz alacaksan samsungdan şaşma.

Lg olanı alın.

Fakat ürünü piyasada araştırdığımızda fiyat hep aynı çıkıyor. Aceleniz yoksa biraz bekleyin ürün kliksa hızlıal hepsiburada teknosa gibi sitelerden birinde dip fiyat yapacaktır.

Not: Alacağı her ürünü takip eden biriyim. Nacizane tavsiyemdir. Her ürünün bir ederi vardır, bir de satışa çıktığı balon fiyatı (Tüketici talebi çok yüksek bir ülkeyiz mübarek).

hiç sanmıyorum, yok galiba.

var bi tane ama pek güzel olmuyor.

benim hatırladığım tek örnek bu:

www.dailymotion.com

spiker de semahat arslaner.

Trt de vardı bi kaç yıl once

ben de duydugumu hatirliyorum 1-2 yil once

büyük ihtimalle.

Bence bişe olmaz gibi. Sonuçta içinde olanlar belli nişastadır, şekerdir felan paket açılmamışsa dayanır gibi.

Tabi yine de benimki tavsiye değil, nolur nolmaz ölürsün de hayaletin dadanır felan sen yaptın diye.

1 yıl süreli geçmiş olanını yaptım, görüldüğü üzere yaşam belirtisi gösteriyorum.

kanserojen olabilir sonuçta hazır gıda ve bi dünya kimyasal var onun bozulmuşunu düşün işte. ne gerek var?

bir de tadı ve kıvamı bozuk olur zaten

yapiyorum o halde.

ya yenir mi allaaskına. ay gecmıs üstünden.

Bakmadan bir yıllığını yapıp yemisligimiz var, olmedik.

olmezsin muhtemelen ama ne gerek var kardes. git marketler kapanmamistir, al bir paket

bozulmamıştır merak etme. çoğu gıda maddelerinde kanun gereği son kullanma tarihleri normal ömürlerinden çok kısa yazılıyor. normal ömrü 2-3 yıl olan ürüne 1 yıl son kullanma ömrü yazılıyor kanunlar yüzünden.

ölmesen de içinde olması gerektiğinden daha fazla mikroorganizma falan türemiştir. onları vücuduna almış olursun. allahını seversen 3 liralık şeyin neyine kıyamadın. at çöpe.

Metro ile taksime gel. Gezi parkı çıkışından çık. Divan otek ile İntercontinental otelin önünden geçen caddeye gir. Oteli geçince ilk ışıkta sola giden caddeye gir ve caddenin sonu seni oraya götürecek.

Ben 60d ile 650d arasında araştırma yapmıştım, fotoğraf konusunda 60d, video konusunda ise 650d ön plana çıkmıştı. Demem o ki 650d'nin videosu 60d den daha iyi.

Ayrıca alırken body al. Objektifini ayrı alırsın. Cazipshop, fotografium veya fotoğrafmakinaları.com a bak. Uygun ve garantili makina bulabilirsin buralarda.

60d kullanıcısıyım. video için de fotoğraf için de tavsiye ederim. işim için de bu makineyi kullanıyorum. lcd ekran epey kolaylık sağlıyor. 650 dokunmatik ekran diye biliyorum ne kadar dayanıklı olur bilemem o tür bir erkan. 7d ise body olarak daha ağır ve evet lcd ekranı yok.

ve readmymind da bahsetmiş fotografium ürünleri iyidir bu konuda. rahatlıkla güvenebilirsin.

ikisi arasında 7D derim. ancak video için dslr almasın bence.

www.youtube.com

2 yıl lustral kullanmış biri olarak bırakmanı tavsiye etmem ama sen yine de bir doktora sor.

olumlu olarak etkisi var hatta benim için. gergin zamanların geçtikten sonra doktorla görüşerek azaltman gerkebilir.

türk yıldızları hep f-5 uçakları kullanıyor ve bu uçaklar da ses hızından hızlılar. ayrıca ses hızını aşan uçak kullanan az ülkelerden biriyiz.

ses hızını aşıp aşmaması falan hiç fark etmez aslında..Gayet ukalaca, saçma bir cevap.

edit: olayın kendisi baştan aşağı saçma zaten. gösteri uçuşuymuş.. yav he he

gayet yerinde cevap o ucaklar kırk yılda bir konyada gösteri yapıyor.

mehter takımı geçse bebegini uyandırıp camdan izletir.

ukalaca. bir kere o üslubu hiç yakıştıramadım. kafamda bu adamlara ait imgelerin hepsi yıkıldı amk. karizmayı çizdirdiler. otisabi nin pişti programında karizmayı çizdirdiğindeki hissi yaşattılar bana.

gösteri uçuşuyla vatan savunmasının alakasını da çözemedim. kadın da zaten gösteri uçuşunu şikayet ediyor. kaldı ki şikayet ve dilekçe hakkı anayasaldır. bunu sorgulamak niye? bir derdin varsa şikayetin yapıldığı makama izah et.

o uçaklar bütün yıl konyada eğitim uçuşu yapıyor. cevap ukalaca.

lg g2 kaça ki şu anda?

1300 - 1400

general mobile discovery 2

Ben de alacağım bu sıralar. General mobile discovery 2'nin tekrar piyasaya çıkmasını bekliyorum. Biraz baktım piyasaya, diğerleri çok pahalı. Aynı özellikteki marka telefonlar 1200den falan başlıyor. Hem ilk çıkan discovery de baya tutuldu beğenildi, markadan endişeli değilim o nedenle. Bence fiyatına göre gayet iyi.

iPhone 4S veya iPhone 5

lg g2 32gb
bende 100'den fazla uygulama yüklü
şarzı 1 tam gün gidiyor

kesinlikle nexus 5

Kesinlikle LG G2...

Gittigidiyor %10 indirim çeki bulabilirseniz istediğiniz fiyat aralığına girer.

Yağ gibi aksın, hafıza tam dolu olsa bile kasmasın istiyorsan Windows Phone düşün. Lumia 920 veya 925 bulabilirsin o fiyata.

kesin sevgi yoludur.

Milli kuvvetler, anafartalar, kasapçı

@architectural onlar cadde değil mi yaa, ben sokak soruyorum. valilik ile milli kuvvetler caddesi arasında bir yerdeydi galiba.

Su eski ozmerkez yeni büyükşehir belediyesinin olduğu yerden bahsediliyor sanırım. Eskinin gima şimdinin carrefourunu barındıran yer?

arkadaşlar buldum, ben mekik sokağı soruyormuşum :)

lan 3-4 gün kalacaksan soruyu kıbrısta nereleri gezmeliyim diye sormalıydın, çünkü girne dediğin göt kadar yer :)
girne'de st. hilarion kalesine çık, bellapaise çık. harbour zaten allahın emri gibi bişey. harbour'a gitmişken kaleye çıkmadan da olmaz. sonra git lefkoşa'ya girne kapısını gez, ondan sonra da maraşa geç, orada da kaleyi gez. ha bu arada girne'den batıya doğru gidinşe şehitlik var orayı da gez, şehitler için dua filan oku, ne bileyim. ha hala vaktin varsa, dipkarpaz'a da git. altınkum plajını görmelisin bence. şimdi güzeldir oralar.

iphonela başladıysan androide alışman çok zor olur. bin TL ye iphone 5 alınır. ikinci el.

Hocam ben galaksi s iii kullanıyorum. Telefondan genel olarak memnunum ama şimdi tekrar telefon alacak olsam samsung tercih etmezdim çünkü samsung'un verdiği yazılım ve ürün desteği çok rezalet. Gönüllü geliştiriciler olmasa hiç çekilmez bir telefon olacaktı. Adama başka android telefon üreticilerini, lg ve htc gibi, araştırmanı tavsiye ederim.

mini versiyonlardan uzak durun.

ayrica ios kadar stabil android telefon yok.
(Nexus 5 haric, 1200 TL civaridir kendisi, ama foto kalitesi iphone kadar iyi degildir)

Donma sorunundan bıktiysaniz samsunga gecis yapilabilcek en kotu secim bence.Touchwiz denilen karin agrisi arayuzun en meshur yani sık sık donması zaten.Biraz daha koyabilirseniz ustune nexus 5 harika bir secim olacaktir.Asiri uygulama indiren biri degilseniz,temel uygulamalar bana yeter diyorsaniz lumia da alabilirsiniz.Hem kamera bakimindan cok daha tatmin edici olur nexusa gore.

donma sorunundan muzdaripseniz windows phone 8'ler biçilmiş kaftan. yağ gibi kayıyor mübarek. lumia 925 her şeyiyle ilaç gibi gelecektir size.

stabillik isteniyorsa alınacak android telefonları 1000 liraya bulmanız neredeyse imkansız. 900 küsür liraya lumia 920 işinizi görecektir, eğer windows phone ters gelmez diyorsanız. kamerası da 4s'ten iyidir. 100 lira civarı fazla verip lumia 925 almak daha mantıklı tabi.

g2 ikinci el alınırsa androidi o kadar seveceksiniz ki anlatamam. bir de 925 unutmamak gerek :)

iphone 4s kullanıcısıyım fakat dediğiniz sorunları neredeyse hiç yaşamıyorum? özellikle son güncelleme ile(7.1).

başka iş bulana kadar dişini sıksan?
müdürün kuvvetliyse ve sana gerçekten gıcıksa iş bulmanı da engelleyebilir mi acaba? o durumda ne yaparım diye düşündün mü?

sanırım yapabilir onu. yani kendisi de ailesi de epey tanınmış ve medya sektöründe tanıdıkları olan kişiler.. en çok da o korkutuyor zaten

İstifa edince tazminatını veriyorlarsa, normalde vermezler, maaşı alınca veya iş bulunca çık. Yok tazminatı vermiyorlarsa iş yavaşlat, rahat takıl, onlar seni çıkartsın. Bu süreci hızlandırmak istersen git müdürünle konuş, durumu anlat ve çözüm olmazsa başka iş arayacağını söyle.

hiiih istifa edince para vermiyorlar mı :/

tazminat vermeyecekleri sözleşmede yazıyordu ama çalıştığım kadarının maaşını da mı vermezler?

dostum, mobbing'e maruz kalıyorsan tazminatını alıp çıkma hakkın var. onu bir araştır. kanıt olarak görüntülü video falan almaya çalış. şimdi şahit yaz diyeceğim oradaki çalışanlardan ikisini ama kimse şahit olmayacaktır işinden olmamak için. cep telefonunla kayıt almaya bak, kanıt olur en azından.

açıkçası korkuyorum o işi kanıtlamaya. hani "takarsa neler yapar, ilerideki kariyerimi engeller mi" vs vs diye. çünkü var elinde o güç. tazminatı geçtim, çalıştığım kadarki maaşımı alsam yetecek bana. biliyorum korkaklık gibi geliyor ama hakikaten güçlü adamlar karşımdakiler

saçmalığın önde gidenidir. şapkanın inkılabı mı olur?
ama milletin giyimine kuşamına karışmaktan daha öte anlamlar taşıyor orası ayrı. ha milletin büyük kesimi hangi anlamları içerdiğininin bilincinde neyse ki...

"medeni" olmayı kıyafete indirgeme tavrının başlangıcı.

günün koşulları diye bir şeyi duymamış bir toroll sorusuna cevap vermiş diğer iki trollün yorumlarını izlediniz. i.imgur.com tayyip de 1923'te yapılan tüm ihracatı biz şimdi 5 saatte yapıyoruz. yaaa. diye böğürüyordu ya geçen aylarda? bunun da ondan farkı yok. o zaman gerekiyormuş. yapılmış. iletşiim koşullarından dinin yaşama etkisine kadar bir çok şey daha farklıymış. o zaman harf devrimi için ne diyeceksiniz. milyonlarca insan bir günde cahil kaldı/oldu mu? uzun uzadıya burada yazmaya gerek yok. ben asıl cevabımı görsel ile verdim. bilgisayarların aynı marka, oranın bir ofis olduuna da dikkatinizi çekerim.

ya hiç mi duymadınız? osmanlı döneminde kullanılan başlıklar, aynı zamanda toplumdaki statünün ve ya hangi dini gruba dahil olduğunun bir göstergesiydi. yani bir nevi kast sistemi olan bir toplumda ayrı ayrı gruplar kendi gruplarını simgeleyen başlıklar takarlardı. müslüman gayri müslimden, maraba ağadan böyle ayrılırdı. bu konuda bir standardizasyon getirmenin sebebi de, tekke ve medreseleri kapatıp milli eğitim adı altında eğitimi tek bir çatıda toplamaktan farklı değildir, toplumu homojen ve kastlardan arınmış bir hale getirmektir.

Şapka devriminin yapıldığı yıllarda dünyaya bakarsanız her ülkede erkeklerin şapka takmakta olduğunu görürsünüz. Bundan dolayı o günü düşünüp, ona göre yorumlayınız.

faşist ve aptal bir uygulama. bu kanuna riayet edilmedi diye insanlar asılması da ayrı bir mallık. (ör. iskilipli atıf)

şapka kanunu halen yürürlükte, şapkasız sokağa çıkmanız yasalara göre suç. kasketli köylü amcalardan başka o kanunu sallayan kalmadı o ayrı mesele.

edebilme ihtimali var, konuş bence.

@darknum ya aldıgınurunun lınkını dogrudan verebilirmisin? Test edilmiş olnı alalım baride ağzımız yanmasın

fareler korkar kaçar. sıçanlar ki sen onlardan pek göremezsin, aç kalırsa, ne bok yiycekleri belli olmaz.

ben bir zamanlar yurtta kalırken en alt kattaydım. sıçarken, sıçan götüme sürttürerek şöyle bir tecavüz akiyonuna girişmiştir. fareleri bilemeyeceğim ama, sıçanlar derin yaralar açtı bende:(

sıkıştırırsanız son çare olarak üzerinize atlar, sizi korkutup kaçabilmek için.

Hem fareler, hem de sıçanlar şaşırtıcı derecede iyi zıplayabilirler. Ancak kaçma ihtimali varsa asla insana saldırmayı düşünmezler, kaçarlar. Saldırmak için çok zorda kalması lazım. Sen 20 metre boyunda bir dev görsen saldırır mısın yoksa kaçar mısın?

Zarar vermek ıcın sıcrayacaklarını sanmıyorum. Ama daha once ortaboy bır fareyı kovalarken koseye sıkıstırmıstım.oda kacmak ısterken uzerıme sıcramıstı. Yanı kacmak ısterken sıcradıgı yer sız de olabılırsınız. Ama oyle teke tek dovuselım dıye bır fıkırlerı yoktur bence.

bir kere apartmanda vardı. annem evden çıkamıyordu korkusuna. şerefsiz de bizim kapıda bekliyor. dedim sopayla aşağı doğru kovalayayım. sanki evinden kovuyormuşum gibi savaştı benimle. hem bağırıyo hem zıplıyo bana doğru. lan yörü git di mi? yok...

yani üstüme atlamadı ama sanırım korkutmak için zıplıyor yerinde. yani merdivendeydik, 2-3 basamak atlayabiliyor.

uyurken insan üstüne çıkabilirler.

supergirl, ablam küçükken okul dönüşü apartmana girmiş, atlamış bişey üstüne. pençelerini hissetmiş, kedi büyük ihtimal ama, ses çıkarmaz mı kedi. sessiz sakin atlamış, fare olabileceğini düşündük biz. fare ses çıkarmaz gibi geldi bize.

farenin çıkardığı ses belli. viiyk!

kedidir kedi.

benim basvuru yapmam falan gerekmemisti

hiç bişey yaptırmana gerek yok. git hastaneye kimlik numaranı söyle yeter. sistemden görecekler sigortalı olduğunu.

Sigortan yatıyorsa açılmıştır zaten, öğrenciyken oluyor o açtırma muhabbeti.

açtırmak denilen şey provizyon
olay şu: normalde e-devlete geçtik otomatik olarak senin sigortanın görünmesi gerekiyor
ancak nasıl oluyorsa bazn nsistem bunu görmüyor :( -hiç hastaneye gitmediğinden bilemeyeceksin görünüyor mu görünmüyor mu-
ama basit yöntim şu: herhangi bir özel hastaneyi arayıp TC numaran ile sorup öğrenebilirsin (ben yeni SGKlıyım da provizyon alabiliyor muyum bilmiyorum dersen hemen bakarlar sistemden)

gel bizde istediğin tarzda pantalonlar var. sana özel fiyat da çekeriz hem.

bulunduğun bölgede "kotçu münür" şubesi var mı bir soruştur. (dalga geçmiyorum valla var öle bişi ve her çeşit kot var)

bülent başgan istediğin gibi pantolonları satıyor.

mangoda gördüm ben bugün ama istanbulda. istersen ankarada da bak. belki vardır.