Uçak korkusu olan biri olarak cevap vereyim.
Küçük uçaklarım manevra yeteneği daha fazla oluyor ve daha fazla manevra ile uçuluyor; bu yüzden biraz daha sallıyor. Ama büyük uçakta da bu sefer yerçekimini deli gibi hissediyorsun, kalkarken "Yer ne biçim çekiyor, kalkabilecek mi sağ salim bu uçak" diyesi geliyor insanın. Resmen yerçekimi-uçak motoru savaşı hissediliyor.
Hava durumuna çok bağlı. Rüzgarlı havada salladığı malum. Yağmurda ise yağmur nimbus yağmuru mu, kumulonimbus yağmuru mu buna bakmak gerek, rüzgar hızı ile birlikte. Aynı rüzgar için buluttan geçerken illa sallanıyor, bulut = hava boşluğu. O yüzden bulut içinde çok sallanması çooook normal. Ama bulut üstüne çıkınca sakin bir nimbus yağmuru ise sorun olmuyor, tıngır mıngır gidiyor. Kümülonimbus yağmuru = Sıçtın. Çünkü onlar rüzgarlı ve savaşan bulutlar oluyorlar. Uçağa bir şey olacağından değil, uçağa hiç bir şey olmayacak ama o sallantı bitmeyecek çünkü bulutun üstü diye bir şey olmayacak. Ayrıca arada elektrikler, şimşekler uçuşacak. (Bulutlar 10 km'ye kadar uzanabiliyor) Bir kümülonimbus yağmuru sırasından uçak dalış yaptı ve bir süre aşağı indi. Peşinden de "O yükseklikte rüzgar çoktu, uçamadık. Bu yükseklğe indik, oradan devam ettik" dedi pilot ama o arada benim kalp nerelerden indi, nerelerden çıktı, suratımın kanı çekilip nerelere gitti, haberi yok tabii adamın.
Bunun yanında arka koltuk, ön koltuktan daha fazla salanır. Keza koridor pencereden az sallanır. Ama koridor / pencerede şöyle bir ayrım var. Bazıları koridoru tercih ediyor dışarı bakmaya korktuğu için. Bende ise durum şu: Sallanınca dışarı bakıp normal bir durum görmem gerekiyor ki kendime geleyim. O sallantıyı çok büyükmüş gibi algılıyorum, uçağın içinde dışarıyı göremezsem gözümde büyüyot o sallantı. Ama dışarıya bakıyorum, "Ha, iyi, bir olay yokmuş. Ben paranoya yapmışım" deyip devam edebiliyorum.
Nereden nereye uçuş, ona göre de ekleme yapabilirim.
Tavsiye: Çak bir Pasiflora. Ondan sonra hepsi bir, yolculuk rahat.
0