dava açabilirler ancak kazanma ihtimalleri pek yok gibi. tabi değişir duruma göre. ali kişisi hangi sene vefat etti?

ali kişisi 1986 da vefat etti

olası bir davada ayşenin çocukları annemiz dedemize ölene kadar baktı, diğer çocukları vefasızdı. dedemiz de bu yüzden evini satıp annemize ev aldı diyip bir iki şahit gösterirlerse sıkıntı olmaz

zaten böyle oldu. alinin karısı da vardı hatice.

ayşe kişisi ikisine de baktı hatice de 2006 yılında öldü.

iki çocuktan biri annesinin cenazesine bile gelmedi, en ufak ilgilenmedi.

evin ayşeye yapılma nedeni de, bize ayşe bakacak evde onun hakkıdır mantığıyla, biz ölene kadar bakar sonra diğerleri evi satar niyetiyle böyle yapıldı.

aklın yolu bir yani =)

Saklı payları ihlal edilen mirascılar dava acabilirler. Ama genel zamanaşımı süresine riayet edilmiş olması koşuluyla

@boran79

muris muvazaası üzerinden gideceklerdir zaten başka imkanları yok. muvazaa davası da zamanaşımına tabi değil.

Bir şey çıkmaz. İsterseniz detaylı da yazarım.

Madde 571- Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.

sonuç; ali'nin 1986'daki vefatında sağlararası kazandırmanın tenkisi için gerekli dava süresi geçmiştir. hak düşümüne uğramıştır. bir şey olmaz.

Net bir bilgim yok ama mahkeme ihbar tazminatinda indirim yapabilir diye dusunuyorum.

Fark ederse sıkıntı olabilir. dava açabilir. biraz ara vermek ve farkettirmemek lazım. ne bileyim 1 ay geçecek ki geçinemedik yeniden işe girdim diyebileceksin. evlilik sebepli ayrılmada ihbar yok diye biliyorum.

Özür dilerim ihbar demişim.
Kısem.

Ayni isyerinde 1 sene dolmadan kidem tazminatina hak kazanilmaz. Ayrica istifa etmemis olmasi ya da istifanin isci yonunden hakli sebebe dayanmasi lazim diye biliyorum.

Herhangi bir sorun olmaz.

İşçi başka bir işe girebilir evlendi diye ömür boyu çalışmayacak değil ya. Bir hafta sonra olması da önemli değil kanunen bir engel yok.

@finsidigi,

evlilikten 1 snee içinde istifa ederseniz evlilik tazminatı alıyorsunuz.
tazmiant almak için yeterince süre çalışıldı zaten onda da sıkıntı yok.

ertesi gün bile başlayabilir başka bi işe. İŞ hukuku açısından hiç bi sorun yok bildiğim kadarıyla.

avukatım. kesin bilgi veriyorum: evlilik sonrası, kıdem tazminatını alıp işten ayrılan işçi, ertesi gün dahi başka bir yerde işe başlayabilir. yargıtay bu durumu, eşi o işyerinde çalışmasını istemiyor olabilir, başka yerde çalışmasına engel yoktur, diyerek çözmektedir.

tahliye olmak =/= beraat etmek

yargılama devam ediyor goygoyu

Taksirli suç olduğu için şikayete bağlı olmasa da şikayetin geri alınması oldukça etkiliyor durumu. Şimdi dava devam ediyor, bitince muhtemelen 5-10 yıl hapis cezası alacak. Sonra bunun yatarı hesaplanacak, yattığı mahsup edilecek. Kalana denetimli serbestlik uygulanacak. Ta tammmmm... Ya hiç yapmayacak ya da üç beş ay daha dinlenip ortamlara dönecek.

Money talks

şimdi diyelim ki taksirle birini öldürdün, ölen kişinin yakınları davadan vazgeçerse tutuksuz mu yargılanıyorsun? ya da 22 yıl hapis istenirken 6,5 yıl verilme sebebi nedir?

Kasten birini öldürmenin cezası bile müebbetten 24 yıla, oradan da iyi haldi infazdı şuydu buydu deyip 8/9 yıla inip serbest kalıyor insanlar. Rüzgar Çetin çok bile kaldı içerde.

Selam.

Emin değilim ama sanırım memnun da değilim.

Maddi ya da manevi bir kazançlı ilgisi yok üstelik bunun.

Hayati bir haz meselesi galiba.

Ne yalaaan sööliiim darbe sonrası başımıza ihraç davası yağıyo

merhaba, avukatım. isterseniz yardımcı olabilirim.

Hukukta yolu var, ortaklığın giderilmesi davası açılacak.Konuyla ilgili diğer bilgileri vekalet vereceğiniz avukatın vermesi daha doğru olur.

anahtar kelimeler ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu). avukat çözer kanımca.

Zgrydn +1

Avukat çözer.

Hukukta yolu yok.
isterse 50 kardeş razı olsun biri olmasın o iş olmaz.
avukat da birşey yapamaz.

ancak mahkemeye verip o arsayı paylaşma yoluna gidebilirsiniz.
mahkeme de genelde arsayı satıp parasını mirasçılara dağıtır.

avukata vericez diyin, aranizda x tl toplayip verin daha ucuza gelebilir belki. yemezse dava.

zgrydn+1
7 8 ay surer ama en az. mahkeme vs.vs.

karatepe.av.tr

arsayı müteahhite vermeniz konusunda kimse bir şey yapamaz.
herkes kabul etmediği sürece bunu unut.

dava açarak arasanın paylaştırılması istenebilir bu yol genelde pek mümkün olmadığından mahkemenin yapacağı tek şey arsayı satıp parayı ortaklar arasında paylaştırmak olacaktır.

mal varlığını vakfetmiş, yani bir vakıf kurarak oraya aktarmış kimse de varsa yine cevap bekliyorum. not: tarih önemli değil, osmanlı zamanında da olabilir.

Var.
Biri osmanlı zamanında biri de yakın zamanda sayılır. Vakıf kurup aktarma şeklinde ikisi de.

Çevremde yok. Arkadaşımın komşusu evlerini Mehmetçik Vakfı'na bağışlamıştı, vefat edince tadilatını yapıp kiraya verdiler.

Benim kaynanamda bize kalmasin diye bagislicakmis :D

dedem ve annem

Şu an sarımsaklıdan bildiriyorum. Hava biraz esiyor ama su gayet güzel. Dün biraz yağmur yağdı ama denize girmemize engel olamadı.

@pomolilik kalabalıklık nasıl plajda?

haberlerde okuduğum kadarıyla kask varmış.

kask olsa da kafayı çarptığı için beyin sarsıntısı veya kanaması geçirmesi mümkün.

şöyle düşünün, bir termosun dışı metal kaplı ama içi kalın cam. termos yere düşünce çarpmanın etkisiyle içindeki cam kırılabiliyor, dışındaki metal kısımda hiçbir deforme olmasa da.

terk taahhütnamesi dediğiniz tahliye taahhüdü olmalı. bu belgeyi icraya koyarak tahliye emri göndereceksiniz, itiraz-dava veya tahliye olmazsa icradan tahliyeye gideceksiniz.

merhaba,
cevap için teşekkürler. haklısınız tahliye taahhüdü.
doğru mu anladım acaba, süre dolduğunda bu belgeyi icraya koyunca kiracıya "tahliye et" gibi bir kağıt gidecek. sonra karşı taraf itiraz eden dava açmazsa kapısına polis gidip zorla çıkartacak.
zahmet olmazsa bir sorum daha olacak. bu durumda ben tahliye taahhüdünü icraya koyduğumda tahliye emre sanırım 1 haftada falan kendisine ulaşır (yanlışsam düzeltin lütfen) bu durumda tahliye için ne kadar süre veriyor kanunlar? yani 1 ay içinde boşalt 3 ayda çık gibi bir süre mi? ve her şeyin sonunda icradan tahliyeye gidersek bu süre için bir fikriniz var mı?
tekrar teşekkürler yanıtınız için

Cezayı ver kurtul.

Çok güzel yağlayıp ballayıp itelemişler. Geçmiş olsun. O devre mülk tatillerin hepsi hikaye. Umarım kullanabilirsiniz.

Ayrıca çok pahalıya almışsınız. Birkaç yıl önce 7-8 bin liraydı. İşsiz dönemlerinde onları satmaya çalışıyordum oradan biliyorum :)

ev satışlarında bile yeni kanunla 15 gün içinde cayma hakkı geldi. bir araştırın. 15 gün içinde alamamaları lazım.

Cayma hakkı

MADDE 7 – (1) Tüketici, bu Yönetmelik kapsamında düzenlenen sözleşmelerin kurulmasından itibaren on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkına sahiptir.

Cayma hakkının kullanımı

MADDE 8 – (1) Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin, cayma hakkı süresi dolmadan, şahsi hakka konu ön ödemeli devre tatil sözleşmeleri için yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile ayni hakka konu taşınmaza ilişkin sözleşmelerde ise noterlikler aracılığıyla satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesi yeterlidir.

(2) Satıcı veya sağlayıcı, Ek-6’da yer alan cayma formunu, sözleşmenin kurulduğu anda yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısıyla tüketiciye vermek zorundadır.

(3) Tüketici, cayma hakkını kullanırken Ek-6’da yer alan cayma formunu kullanabileceği gibi cayma kararını bildiren açık bir beyanda da bulunabilir.

(4) Devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri ve bu sözleşmelerle birlikte düzenlenmiş olan yeniden satış, değişim ve ilgili diğer tüm sözleşmeler, cayma hakkının kullanılması ile birlikte hiçbir cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın kendiliğinden sona erer

6502 sayılı yasanın 50/6. maddesi ile Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliğinin 7.maddesi uyarınca tüketici, on dört gün (14) içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.

ilgili 6 da su sekilde:
(6) Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, cayma süresi dolmadan satıcı veya sağlayıcı, tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez. Devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri ve bu sözleşmelerle birlikte düzenlenmiş olan yeniden satım, değişim ve ilgili diğer tüm sözleşmeler cayma hakkının kullanılması ile birlikte kendiliğinden sona erer.

Özet, noterden sözleşmenin cayma hakkı kullanılarak feshrdildiğine dair bi ihtar çekin. Sonra arar onlar sizi. Ceza ya da başka bir şey ödemeniz gerekmiyor.

Avukatım, kesin bilgi.

bana da yakın zamanda aynısını satmaya çalıştılar, reddettim. fiyatlar hemen hemen aynı.

mevzunun sonucu ne oldu acep?

türkiye'de ailenin yanında ikametin gözüküyorsa oraya haciz gidebilir sanırım. onun dışındakileri bilemiyorum.

yurtdışı giriş-çıkış yasağı veya polisin alması söz konusu değil. tahsil edemediği zaman hapislik durum da yok. ailenizin evine hacze gitmesine engel olamazsınız ama aileniz evin kendilerine ait olduğunu, onlarla yaşamadığınızı söyleyince herhangi bir şey yapamazlar.

hatta gidince mernis kaydını değiştirir ikametgahı da yurtdışına aldırırsanız, uzun süre hiçbir şey yapamazlar. yurtdışına tebligat konsolosluk eliyle oluyor ve çok masraflı-zaman alan bir iş. orada da tebligat size yapılamadıktan sonra uğraşsın dursunlar.

en kötü ihtimalle aciz vesikası alırlar ki bu da bankalar vs. nezdinde artık kredi, hesap açma vb. işlem yapmanıza engel olabilir. ama ileride borcu ödeyip vesikayı iptal etme imkanı var.

özetle, bir şey olmaz.

ipotek başına net 50-100 tl arası

geçerliliği var belirli şartlarda ama uygulamada karşına çıkma ihtimali çok zor. kariyerime adım attım dediğine göre hayati önemi olan bir görevin yok, bu maddeyi daha çok üst düzey yönetici ya da piyasada bulunması zor yetenekte olanlar için işletiyorlar.

genelde sözleşmeler toplu imzalatılır yetkililere, toplamayı bekliyorlardır ya da unutmuşlardır; gidip sorabilirsin.

merhaba, avukatım. net bilgi vereyim. rekabet yasağı anlaşmaları 3 şart sağlanması halinde geçerlidir. süre, konu ve yer.
1. süre: mutlaka bir süresi olması gerekir rekabet yasağının. ömür boyu veya çok uzun süreli rekabet yasağı anlaşmaları geçersizdir. burada bir kriter yok. hakimin takdirinde.

2. yer: mutlaka belirli bir yerde bu işi yapmanızı yasaklamalı. tüm türkiye genelinde yasak konulması mümkün değil.

3. konu: yani mutlaka belirli bir konuda veya belirli bir iş üzerine rekabeti yasaklamış olmalı. işçinin ekonomik özgürlüğünü yok edecek derecede hiçbir işte çalışamayacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.

her telefonda avukat olduğunu söyleyen gercekten avukat olsaydı, memleketin yarısı avukattı...

salla gitsin.

1- her avukat olduğunu söyleyen avukat değil. büyük olasılık lise mezunu biri karşınızdaki.

2- babanız amcanızın yasal mirasçısı, tamam siz değilsiniz sizi araması saçmalık ama babanız bu parayı öderse diğer mirasçılara rücu edebilir . para gasp edilmemiş oluyor bu aşamada.


sinirlenmenizi anlıyorum ama sırf emeklilik parası var diye akrabasına kredi çektiren, o parayı yedikten sonra da mirası red dile bir kuruş ödemeyen akrabaları da gördü bu gözler. hukuk bürosu olduğunu söyleyen bu yerler kendiliğinden bu aşamaya gelmedi. yasal yollarla borcu tahsil imkanı belliyken, borçlunun kapısına adam yığıp dayakla parayı alamayınca sadece telefonla taciz yapabiliyorlar.
bankalar için demiyorum sadece, ama bu devirde alacaklı olmak kadar kötü bişey yok.

Birşey anlatmak zorunda değilsiniz.iddia eden ıspat yükümlülüğünü ustlenir.

Akşam 4 e kadara borcunu ode diye bir sey zaten olamaz.

Borcu ispat etsinler, tebligat yapsınlar. Siz de reddedin. Bırakın mahkemeye gidip dava acsinlar.

Niye bu kadar asabiyet yaptınız ki? Arayanın avukat olduğundan emin misiniz???usul bilen hiç bir avukat akşam 4e kadar borcunu ode demeyeceği gibi alt soy üst soy gibi akrabalık bağlarını da bilir.

geçen sene bir müvekkilim hakkında yapılan icra takibine itiraz ettik. takip durduruluyor bu durumda. alacaklının gidip dava açması lazım.

ama sürekli müvekkili arayıp ödeyin hacze gelicez diyorlar. bana söylediğinde ben boşverin baskı yapıyorlar dedim.

cuma günü de mesaj atmışlar ismine hitaben. evinize hacze geldik, kapı kapalıydı işlem yapmadık. bir dahaki sefer çilingir ve polisle gelicez.

haydaa... kadın telaşlanıyor tabi. bana sordu. ben de uyap'taydım zaten. olmaz ya hani yine de baktım. dosyada harç vs. bir işlem yok aynen duruyor hala.

aradım avukatı. sekreteri çıktı. avukat mısın, dedim. yok sekreterleriyim dedi. ne yaptığınızı sanıyorsunuz, şikayet etsem avukatınızın sorumluluğu var, ne halt yiyorsanız yiyin şu sisteminizden müvekkilin numarasını çekin, bir daha olmasın diye güzelce bağırdım çağırdım. alttan aldılar tabi haksız oldukları için.

avukatı şikayet edebilirsiniz baroya ama baro şikayetleri keyfi olmasın diye 100 tl gibi bir ücret alınıyordu en son. savcılığa şikayet edebilirsiniz ama sonuç çıkmayacaktır muhtemelen.

özetle, siz de üste çıkıp bağırıp çağırsaydınız. geçmiş olsun.

avukatım;
telefonda konuştuğunuz kişi avukat değil, icra ofislerindeki çağrı merkezi çalışanı. bu şekilde konuşması, sizi ödeme için zorlaması (borçlu siz olsanız dahi) avukatlık kanunu uyarınca suç teşkil ediyor. durumu uygun dille anlatın. işveren avukatın tahsilat baskısından dolayı iş şirazesinden çıkmış durumda.
avukatlık kanununa göre tüm bu anlattıklarınız suç. ama sizin de çekinmeden şikayetçi olmanız baroya ve savcılığa haber vermeniz gerekir.
bu arada ilk örneğinizdeki doktorun yaptığı teknik anlamda suç değil. görevi kötüye kullanma olabilir belki. ancak bu kasıtlı veya ihmali davranış sebebi ile hasta daha kötü olmuş, ölmüş veya bir zarar görmüşse tazminat anlamında sorumlu olur.

sıfır alacaksan al dizel fiesta titanium paket keyfine bak. km'de 16-17 kuruş yakıyor araç, ne zaman mazot aldığını falan unutuyorsun.

ben b sinifindan biraz cikayim dusuncesindeydim. en azindan bi toledo, rapid yapsam diyordum. fiestalar da 60 bini buluyor muydu yahu?

Dolu paketleri 60'a vardı ya, inanılmaz arttı fiyatlar.

2013 fiesta titanium dizel var bende de. 42.800e almıştım. Şimdi İkinci eli 45 bine varmış. Sıfırı 60'larda. Ama harbiden km'de şehir dışında 15-17 krş yakıyor.

Ben de bakıyorum 2. El 60-70 binlik bir şeyler ama dizel yok gibi düşük kmde.

piyasa iyice cildirdi. birkac seneye b sinifi araclar 70-80 binlere satilacak herhalde. benim 2006 model clio aracim bile her sene deger kaybedecegine her sene en azindan oldugu fiyatlarda kaliyor. temiz bi ikinci el bakmaya devam demek ki. zora fiestaya ne olursa olsun 60 bin tl vermek icimi acitir.

çok memnunum, çok maceramız oldu kendisiyle ama allah var yukarıda fiesta 60 bin etmez.

arsa uzun yıllarda para getirir bir yılda o paranın gelmesi piyango yada adam sıkıyor işte.

doğru yerde doğru zamanda olman lazım. çok iyi çevre ve bilen, dost birilerinden de öneri alman gerekiyor. doğrudur, bundan 1 yıl önce 8-10 bin lira civarı olan arsalar şu an 25 bin liralara satılıyor. bir yıldan az sürede iki katına ve çok daha fazla fiyatlara fırlayan bölgeler var. Bu bölgeleri bilmek, mantıklı yatırım yapmak gerekiyor. 200'ü bir yılda belki dörde katlayamazsın ama mantıklı yatırımla çok rahat bir şekilde ikiye ve biraz daha üstüne katlayabilirsin.

bana bu oranlar mantıklı gelmiyor. yapıyorum diyen insan da yalan söylüyordur ya da ciddi bağlantıları vardır. ha 40 yılda 1 denk gelir o ayrı. ama her yıl düzenli olarak bu oranda kazanılmaz. düşünün mesela. 100 bin lira var. her yıl değil 3 e,düzenli olarak 2 ye bile katlasanız 10 yıl olmadan milyoner olursunuz.

yalan o hikayeler.

2008de şehrin gelişim bölgesinden aldığımız arsa şu an sadece 2.4 katı ediyor.

daha önce birkaç kez yazmıştım böyle soru soran arkadaşlara. parsel emlak, diye sahibinden veya google'dan aratabilirsiniz. ben 10 bin tl'ye aldığım yeri 6 ay sonra 20'e döndürdüm. sonrasında toplam 40 binlik iki ayrı yer aldım. 6 ay doluyor. 80 bin'e ikisinin satılmasını bekliyorum şu an. ben tek değilim bunu yapan. benimle birlikte 4-5 arkadaşım daha bu şekilde yaptı yatırımlarını. pişman olan olmadı daha. kimi daha geç gidiyor kimi daha erken. yerler bilecik'ye. ceviz-kiraz bahçesi de oluyor. şirket sahibi de bir arkadaşımın eniştesi zaten.

kısa sürede kazandıracak arsalara sizin haberin olmadan zaten o işi yapanlar hemen çöküyorlar o bölgeye. siz de bu işte olmadığınızı düşünerek uzun vaadeli düşünürseniz neden olmasın

etiklik aslında avukatların o tip suçluları savunmaları olmuyor mu?
doktorların hipokrat yemini gibi bir anlayışları var sanırım hukukçuların. yinede konunun uzmanları daha iyi bilir deyip. topu başkasına yolluyorum.

@steve rogers, hayır abi baya sıktın. saçmalama yahu, hak hukuk diyoruz adalet diyoruz. her avukat mesleğine başlarken "suçlu da olsa onu yine de savunucam" diye yemin mi edecek? bu mu hukuk, adalet insanı olmak

suçlunun da savunulma hakkı var. etik olmayan şey suçlunun savunulması değil. etik olmayan şey suçlunun olması gerekenden az ceza alması için yalan, yanlış, çarpıtılmış ifadelerle savunulması.

özgecan olayında baş katil suphi'nin arkadaşı fatih'i savunan bir avukat vardı, kendisi gönüllü avukatı olmuştu fatihin. belki hatırlayanlar olur. mesela o adam olayı öyle bir çarpıtmıştı, ifadeleri yalan verdirmişti fatih'e. fatih önceki ifadesini tamamen yalanlayıp yeni ifade vermişti. yeni ifadede sanki olayda fatih'in hiç bir suçu yoktu da bütün suç suphi ve babasındaydı. ama yemedi tabi mahkeme.

işte bu avukatın yaptığı etik değildi. muhtemelen amacı ismini duyurmak sonraki davalarda daha çok para kazanmaktı ama sıçtı. kendini rezil etti. ismi cismi vardı marjinal devrimci tipli bir avukattı unuttum şimdi tam adını.

edit: www.google.com.tr

avukat çıkıp senin sandığın gibi "bu adam %100 suçsuz hakim bey ben biliyorum salıverelim :))" demiyor zaten, adamın işlediği suçla orantılı adil cezayı almasını sağlamaya çalışıyor. adalet dediğin şey hukuk düzeninde herkes için olmalı. yani senin hoşuna gitmeyecek belki ama mağdur için olduğu kadar fail için de adalet olmalı. ceza suçla orantılı şiddette ve etkili olmalı. amaç o.

ek olarak hukuk biraz da böyle böyle ilerliyor aslında.

hukukta açıklar var, suçlu insanların bazılarının avukatı bu açıkları kullanıyor, eğer kapatılması gereken açıklarsa zamanla kapatılıyor. bu süre 50 yıl olabilir mesela.

bunun dışında avukatlar genelde suçlu musun sorusunu sormaz, önyargı getirir bu. onun yerine müvekkili onun anlattıkları ile savunur.

bir de adamı ipten almak diye bir terim var.

adam %100 suçlu gibi ama bir avukat çıkıp onu kurtarıyor, adam gerçekten suçluda olsa, o avukat sadece böyle züksek profilli davalarda servet alarak suçluları savunuyor, bu alanda isim yapıyor. bir nevi niş pazar.

merhaba. her insanın savunulmaya hakkı vardır görüşüne katılıyorum, özge can ın, apo nun avukatı olması gerekliliğini de anlayabiliyorum ama nasıl;

düzgün bir avukat aponun, cem gariboglunun, süphinin davasını gönüllü almalı ki adaletin sağlanması için delil karartmadan, çarptırmadan objektif bir şekilde davalının farkına varmadığı ama mühim detayları karartılmadan mahkemeye sunmalı, yoksa beş para etmez çıkarcının biri çıkar davalının yırtmasını sağlamaya çalışır. esas mühim olan, gereken cezanın tam anlamıyla verilebilmesi. hakim/hakimenin önüne çıkan hepimiz "inandığımız değerler uğruna" yemin ediyoruz. biri için dindir, biri için ahlak diğeri için para. ben avukat olamazdım. sistem tam, insanlık eksik.

Herkesin savunma hakki olduguna ek olarak adil yargilanma hakki diye bir sey var. Olay sadece daha az ceza almasini saglamak degil. Sanığın yargilama sirasinda birtakim haklari var. Ne suc islemis olursa olsun onun da haklarini bilmeye ve korunmaya hakki var. Delillerin hukuka uygun toplanmasi, Kotu muamele yapilmamasi, susma hakki, savunma hakkı, uygulanan yaptirimlarin usulune uygun olmasi vs. Bu haklari koruyacak biri lazim ve avukat bunu yapiyor. Sadece bu adam sucsuzdur serbest birakilsin ceza almasin tarzinda bir savunma canlanmasin yani kafanizda.

Avukatım. Bahsettiğiniz devletin verdiği avukatlık görevini de çok yaptım. Hem soruşturma aşamasında hem kovuşturma aşamasında yaptım.

Bu konu avukatların önüne sürekli geliyor. Genelde suçlayanlar tarafından avukat parayla şeytanı bile savunur gibi laflar ediliyor. Avukatların açıklamaları savunma hakkı kutsaldır, diye oluyor.

Kazın ayağı pek öyle değil aslında.

Öncelikle devletin avukat olarak atamalarında paranın adı yok. Ağır cezada cinayet dosyasında adam savunuyorsun verdikleri para net 500 TL bile değil. Ama dava yıllarca da sürse ekstra para alamaz ve bitene kadar gidersin.

Karakol, savcılık gibi soruşturma görevlerinde net ücret 150 TL'nin altında.

Bunlar da zaten bir miktar görevden sonra artık ayda bir iki görev ancak geldiğinden para bile etmiyor.

Yol parasını, fotokopi vs. giderleri de doğru düzgün vermezler.

Parayı geçtim hadi devlet niye avukat veriyor diyenlere cevabım da bu durum aslında devletin yani mahkemenin, hakimin, savcının işine geliyor.

Çünkü cmk gereği avukat huzurunda verilen ifadeden daha sonra dönemezsin. Avukatı olmadığı için adam ben yaptım dese bile dosya durumuna göre karar bozulabilir.

Savcı tutukluluğa sevk edecekse mevcuttu ister o yüzden. Hakim uğramamak için müdafi ister.

Çocuklarda ise zaten kanun emrediyor. Avukatı olmadan ifade veya sorgu yapılamaz.

Peki avukat bu işe nasıl bakıyor diyebilirsiniz.

Kız kardeşine tecavüz eden çocuk, sokak ortasında 20 yaşında bi genci silahla vurup öldüren üç çocuk, Beşiktaş maçına sevinenleri bıçaklayanlar, uyuşturucu mevzusunun her türlüsü, adam öldürtme, gasp, karısının anüsüne fırça sapı sokmaya çalışan, karısının kafasını usturayla tıraş edip oral sekse zorlayarak boğmaya kalkan, apartman girişinde sokakta oyun oynadığı erkek çocuğu arkadaşına tecavüz eden, ayakkabın kız ayakkabısı diye dalga geçildiği için çıkan kavgada arkadaşını 4 yerinden bıçaklayan, adam kaçırıp fidye isteyen, 13 yaşında 30'a yakın hırsızlık dosyası olan, üzerinde alet takımı ile dolaşan 14 yaşındaki hırsız, vs. Vs. Vs.

Ben bayılıyor muyum bu adamlarla muhatap olmaya?

Bunların benzeri bir çok olayda mağdurlarının da vekilliğini yaptığımı da düşünün bir de.

Beş dakika önce tecavüzcünün ifadesine giriyorsun iki dakika sonra başka bi olayın tecavüz mağdurunun.

Mesleğin başında bir de bunlarla başlayınca saha da bozuluyor psikolojisi insanın. Çocuğumu sokağa salmaya korkar, evden çıkarken kapının önüne terlik ayakkabı koyar, arabayı kitledikten sonra kapıları kontrol eder ve kimseye güvenmez olmuşum bir iki ay içinde.

Ha konuyu dağıtmayayım, neden yapıyorum?

İşim bu çünkü. Doktor olsam veya imam olsam ayrım yapabilir miyim? Bu işte de ayrım yapamıyorum. Tabi var bi sistem görevi reddetmeyle ilgili ama hepsi aynı zaten hangisini reddedeceksin ki?

Ben olmasam şüpheli/sanık ne söyleyecekse ben olduğumda da %90 aynısını söylüyor zaten.

%10 ise bazen gerçekten haksızlığa uğramış veya karşılaşmış oluyor.

Arama kararı yok polis mekan basıyor, sadece şikayetçinin ifadesi var başka delil yok adamı gözaltına alıyorlar, polis adamı kandırıp olmadık şeyler söyletiyor, kadın kocasını boşamak istiyor bahane olarak şiddet uyguluyor diyor, sevgilisinden para isteyen kız alamayınca tecavüz etti diyor. Bunlar da şüpheli ve sanıklardan dinlediğim şeyler. Ben bunlara da inanmıyorum ama gerçek de olabilir. Bunu nasıl ve ne zaman savunmada belirtileceğine, nasıl ispat edileceğine yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Bariz bi suç işlemiş adama da savunmasına katıldığımızı söyleyip geçiyoruz. Gerçekten savunulacak bir şey yoksa tabi.

Haksız tahrik, teşebbüste kalma, gönüllü vazgeçme, taksir, vs. Varsa bunları belirtip cezadan indirim almasına çalışıyoruz.

Genelde olay net olur ama bazen içinden çıkmak zordur. O zaman mahkeme vicdanına göre karar verir ama avukat müvekkiline göre talep eder.

Zaten avukat talep edendir. Gerisi takdir makamında.

Son not: özgecan katilinin avukatlı ifadesi olarak çıkan belgeyi gördüm. Orada avukat gerçekten zorlamaktan başka bir şey yapmamış. Ama yapabileceği de en fazla buymuş. Sonuç da fark etmedi zaten. Ama mesela, katilin babasına da adam öldürmeden ceza verildi orada. Bu yanlıştır mesela. Öldükten sonra yapılan yardım, öldürme suçu kapsamında cezalandırılamaz.

Bu şimdi birilerini rahatsız edecektir elbette ne yani masum mu adam diye. Ama öyle değil işte hukuk da herkese, hepimize lazım. Olaya göre hukuk olmaz.

Neyse diyeceklerim şimdilik bu kadar. Uzattım kusura bakmayın.

@pomolilik güzel açıklamış

Köpeklerin beyninin biraz daha küçüleceğini öngörebilirim sadece.

bu sorunun cevabı aslında bizde gizli.

biz varolursak bambaşka, yok olursak bambaşka durumda olur.

Rusya'da sokak köpeklerinin metro kullanmayı öğrendiklerini okumuştum. Sahibi selfie çekmeye hazırlanırken poz veren köpekler de var. Kediler zaten instagram bile kullanıyor. Şimdiki kediler, köpekler atalarına göre çok daha zeki. İleride zekaları yine artacak ama varoluşsal özelliklerini daha da kaybedecekler gibime geliyor ama öyle olmayabilir de. Çünkü kuyruğunu çeken bebeği duvara iten kedi de var.

kediler aynı kalır.

@dissendium

Aslında bir kaç makalede evcilleşen hayvanların atalarına göre beyin kapatisesinin küçüldüğünü ve daha "az akıllı" olduklarını okumuştum. Sebep olarak bu hayvanların ana dürtüsü olan yemek ihtiyacının avlanmaya gerek duymadan insanlar tarafından karşılanması.

bir organizmanın ana dürtüleri bir yemektir iki üreme. birinci olarak avlanma dürtüsünü yok ediyoruz, saati zamanı olan bir beslenmeye alıştırıyoruz, ikinci olayı hadım ederek çözüyoruz ve elimizde sadece yemek için yaşayan, yaşamak için yiyen bir hayvan kalıyor. Sonuç olarak beyin kullanımı minimuma düşüyor.

Ve giderek mala bağlıyor hayvan. Kendi düşüncem bu yönde.

geçen gün babam, köpekler konuşmaya başlayacak gibime geliyor, demişti. tam üzerine bu duyuru güzel oldu.

hiç bir şey bilinmez. ilk olarak insanın 100000 yıl sonra varolması bile neredeyse imkansız. evcil hayvanlarda (evrim süreçleri daha hızlı) insandan daha çaplı değişimler geçirecekler.
yani bu günkü kediler ve köpekler o zamanki çevreye uyum sağlamış canlılar olacaklar. insanla ilişkileri de muhtemelen olmayacak çünkü büyük ihtimal insan olmayacak.

bi dakika bi dakika evet ekmek elden su gölden yaşayarak avlanma dürtüsü yok olabilir, fakat kısırlaştırarak diğer nesle zaten sevişme dürtüsü yok olmuş şekilde geçmiyorki daha doğrusu geçemiyor.insanlarla ilişkileri enseye tokat kıvamına geleceğine inanıyorum.ulan bi video var idi, köpek askerden dönen sahibinin kokusunu mu alıyor napıyor daha eve gelmeden çılgın atıyor köpek, eve girince üstüne atlıyor falan, yok böyle bir zeka arkadaş, bu nasıl sadıklık.kesin bir şeyler olacak bak kesin.

market soyup, yankesicilik yapacaklar.

bence;
insanın hala var olacağını kabul edersek en belirgin biçimde evcil kuşların artık uçamayacağını öngörebiliriz. daha iri hale de geleceklerdir. hem uçamamaktan hem düzenli beslenmekten ötürü. gaga yapıları, pençeleri de değişecek, sivri gagalar yok olup tutunmak için sert tırnaklı pençelerini de kaybedecekler. yani bugünün muhabbet kuşlarıyla yarınınkiler arasında çok ciddi farklar olacak. birbirine neredeyse hiç benzemeyecek. ev ortamında beslenmeye devam edilirse eğer tüylerde de değişim olacak. daha az renkli, hatta renk pigmentlerini kaybetmiş beyaza yakın gri kuşlar olacak.

kedilerin ve köpeklerin ise en başta diş yapılarının değişeceğini düşünüyorum. köpek dişi gibi parçalamaya yarayan keskin dişleri kaybolabilir ya da yuvarlak hale gelebilir. dişleri bizim bugünkü dişlerimize yakın hale gelecek. artık bir şeyleri parçalamıyor kuru ya da ıslak mamayı löp löp götürüyorlar. daha az hareket ettikleri için özellikle kediler bugünkü gibi çevik olmayacaklar. ışık kirliliğinin artması ve 100 bin yıl sonra şehirlerin daha ışıklı daha gürültülü olacağını hesaba katarsak, görme duyuları da zayıflayacaktır. yani gece görüşüne daha az ihtiyaç duyacaklar. geceler zaten daha aydınlık olacak onlar için. bu da gözlerinin değişmesine, gece göz parlamasına gerek kalmamasına, bu ek özelliği kaybetmelerine ya da zayıflamasına neden olacak. aynı şekilde aşırı gürültü, hassas kulakların kendisini korumak için daha az duymaya yönelmesine neden olacak.

beyinleri küçülse de daha gelişmiş bir beyne sahip olacaklar. alet kullanmayı, sebep-sonuç ilişkisi kurmayı biraz daha geliştirecekler. şehir ortamında doğal yiyecekleri dışında da beslendikleri için ve diş yapıları da değişeceğinden bitkilerin bir bölümü de beslenmeleri arasında yer alacak. bugün bile sebze yiyebiliyorlar. gelecekte rutin olarak sebze de yiyecekler. bu da mide ve sindirim sistemlerinin değişimine neden olacak. midedeki değişim beyne direkt etki eder. gittikçe insana benzer bir metabolizmaya sahip olabilirler. çok aşırı uçta ise sebze sindirimi, ileride geviş getiren kedi-köpek ile karşılaşılmasına bile neden olabilir. tamamen koşulların nasıl gelişeceğine bağlı.

Oglum sen evrime unaniyor musun? Bak gorurlerse bilimsel(?) camialarindan atilirsin. Papaz eriklerini imam eriklerine ceviremezsin hepimiz Hristiyan olmak zorunda kaliriz Allah korusun.

Evcil hayvanlar doğal seçilimle üremesine izin verilmeyen, genelde insan eliye zorla seçilim yaptırılarak çiftleştirilen canlılar olduğu için doğal bir evrim sürecinden bahsedemeyiz. İnsan eliyle bin bir takla atarak üretilmiş "saf kan" denilen cins köpeklerin birbirinden farklı olmasını geçtim, hepsi aynı ana babaya uzanan aynı cins köpeklerin bile 100 yıl önceki haliyle şimdiki halleri çok farklı. Örneğin 100 yıl önceki pitbull ile şimdiki çok farklı, çünkü daha kaslı, daha güçlü olanları çiftleştirmişler.

Bana sorarsan hicbir tahmin yurutemeyiz. Beklenmedik seyler de olabilir. Hatta hicbir degisiklik de olmayabilir, belki de 2 milyon yil gecmesi gerekecektir.

hakem heyetine gidiniz. derneğin yaptırım gücü yok.

avrupa turu

bana ver.
( soruya bak anasını satayım ya :)

hakim +1

edit: ona degil bana

anana babana ver, çarçur etme.

enparaya koy. ayda 100 lira gibi bir faiz alırsın, internetini telefonunu ödersin.

Avrupa turu 4 ay önce yaptım. Senenin 3 ayı amerikadayım. Daha çok başka şeyler için soruyorum. Dolar altın hisse senedi borsa ne bileyim falan filan.

Enparada duruyor zaten.

illa harcaman gerekmiyor :) enparada durmaya devam etsin. ilerde lazım olur

harcama da ne yaparsan yap.

bizim bacanağa lazımdı ya. ona versek olur mu?

güney amerika turu yap
transsibirya ekspresine bin
avustralyaya ve yeni zelandaya git
izlanda turu yap
güney amerikaya git
antarktikaya git

birini seç işte

Avrupa turu falan yapma. Uzak bir yere git. O parayla kitanin disina cikabilecekken neden Avrupa'yi gezesin ki? Farkli yerler gor.

motorsiklet al.

parselemlak.sahibinden.com

Orange coffee+1

Orange o kadar vaktim yok artık. Belki bir dahaki seneye olabilir.

şimdilik bi şeye yarasın istiyorum.

enpara+1

cocuk esirgeme kurumuna bagisla

ufak bi girişim yapabilirsin çok çok hevesliysen elde tutmak yerine değerlendirmeye. ne bileyim bi konsept hazırlayıp eventlerde stand açabilirsin misal. bu tarz ufak şeyler. amerikada ne yapıyorsun bir de? bu yaz gidip çalışmaya çalışacağım, önerilerini alabilirim.

şöyle yapalım. şimdi ben araba alacağım. 3.500 TL eksiğim var. sen bana o parayı ver. 2 ay sonra ben de sana 3.750 TL olarak geri vereyim. Ama faiz olarak düşünme, hem bir dost, arkadaş kazanmış ol; yeni biri ile tanışmış ol, hem de bir insana yardım etmenin ferahlığını yaşa.

kiliseye bağışla, arkandan konuşanlar utansın.

notere gidip bugün 15 mayıs 2016 ama sen bana bugün, 15 ocak 2010 tarihli bir vekalet çıkart desen ne der?

noterin zaten varlık sebebi bu.

dediğiniz işin noter vasıtasıyla yapılması mümkün değil. haricen yapılanın da ispatı mümkün değil.

Hayır sonradan icazet verilebilir tabi işlem nedir bilemiyoruz

Sorunuzun net cevabı hayır geçmiş tarihli vekalet olmaz

sana bu dediğin mantıklı geliyor mu delüğanlı ?

İcazeti lahika velayeti sabıka hükmündedir.
Sonradan verilmiş icazet baştan verilmiş vekalet gibidir.

@hakim oynayin dedi

evet.

Bs olup en kisa yoldan avrupaya uzamaya calisan utkunun evdekileri tuketen cirpinislari,abi her yerden sekteye ugramisin sende.

Soruna cevap emsal karar varsa elinizde ayni sonuc sizin icinde gecerlidir.

Hagshasdhase, her yerden engel çıkıyor ama yıkılmadım ayaktayım.

Bu ülkeden bir şekilde gidicem.

yeşil pasaport ile sadece gezmeye gidilir :)

Aynı şekilde ziraat bankasından emekli olan bir müvekkilim için araştırmıştım konuyu. Annenizin sözleşmeliye geçmeden önceki memuriyet basamağı nedir? Sözleşmeliye geçmeden önce de yeşile hak kazanabilecek olma şartı arıyorlar. Bir de annenizin arkadaşının mahkeme kararının ilk sayfalarını göremedim. Tekrar atarsanız onun Davasını neden kabul etmiş mahkeme bakalım.

öncelikle halen devam eden bir şiddet veya riski varsa 6284 sayılı kanun çerçevesinde koruma kararı alınması gerekiyor. bu karar ile eş evden uzaklaştırılır. yaklaşması halinde tazyik hapisleri dahi uygulanmakta.

boşanma ile ilgili olarak da taraflar boşanmada ve maddi sonuçlarında anlaşıyorsa anlaşmalı boşanma ile sonuçlanabilir. anlaşmalı boşanma istanbul'da ise taraflar en fazla 1 hafta içerisinde sonuçlandırılır. (birazdan imkansız diyenler çıkarsa, avukat olduğumu; 1 haftada sonuçlandırdığım anlaşmalı boşanma dosyalarım olduğunu belirteyim. kapa parantez)

eğer anlaşmalı boşanma sağlanamıyorsa, çekişmeli olarak boşanma davası açılması gerekiyor. evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle. boşanma davası süresince tedbir nafakası istenebilir. boşanma sonucunda eşe ve velayetin verilmesi halinde çocuklara nafaka bağlanabilir.

maddi ve manevi tazminat istenebilir.

evlilikten sonra edinilen mallar için taraflar yarı yarıya ortak kabul edilir. (mal rejimi anlaşmaları yoksa)

çekişmeli boşanma davası, istanbul için 1 yıl kadar sürer, tahminen.

ayrıca kendi web sayfamızda yayınlamış olduğumuz boşanmanın ekonomik sonuçlarına ilişkin makalemizi de okuyabilirsiniz. iletişim bilgilerimiz burada var. takıldığınız bir nokta olursa doğrudan sorabilirsiniz.

karatepe.av.tr

Direkt olarak avukata gitmeli. Kadın cinayetlerinin arttığı dönemlerdeyiz, bu işin şakası olmaz. Bir avukat tüm legal önlemleri alır, üstüne ne hakkı varsa savunur.

bi boktan haberi olmayan, cahil insan

benim

özgür olan, şartlanmaları olmayan, kendini başkalarıyla kıyaslamayan

İstanbul'a köprü yapınca sevinen Anadolulu AKP seçmenleri olabilir. Buna sevinen insanın üzülebileceği bir şey yoktur diye düşünüyorum.

kendini mutlu edebilen insandır.

Hayalini gerçekleştirebilen insandır bence. Hangimiz hayallerimizi gerçekleştirebildi neticede ?

çalışmayan insandır.

yaptığı iş muhakkak vardır fakat onu iş olarak görmüyordur, çünkü seviyordur.

böyle insanların oranı bence % 1-2

huzuru olan insandır.

internetten ayakkabı-saat satan bir arkadaşım var. mimarlık okuyor aynı zamanda. internetten çakma ayakkabı satarak mercedes aldı. hali vakti yerinde.

ben avukatım. kendi ofisim var. 4 yıl oluyor avukatlığa başlayalı. istanbul üniversitesini dereceyle bitirdim. serbest çalışmaya başladığım günden beri çok şükür halim vaktim yerinde. mercedesim yok ama bi fiesta'm var.

bu arkadaşım internetten sattığı ayakkabılardan biri yüzünden birileriyle kavga etti. ceza davası açıldı vs. geçen gün beraber bahçelievler'den kartal'a duruşmaya gittik geldik.

duruşmadan sonra sahil'de güzel bir de yemek yedik. bana ikinci el güzel bir yeni araba falan bakıyoruz. sohbet muhabbet gırla.

dönüş yolunda hava çok sıcaktı. arabanın içinde piştim ben.

okmeydanı taraflarından geçerken, e-5'in kenarında yolun istinat benzeri duvarları var hani. 15-20 mt uzunluğunda. onların üstü de yeşillik yapılmış. çayır çimen vs.

işte etrafa bakarken orada bir adam gördüm.

sıcaktan bunalmış, her halinden belli. üzerinde bir tişört var. altında hiçbir şey yok. çıkartmış pantolonu, donu; sere serpe oturmuş orada bir ufak çalılık dibine. etrafa bakıp sigarasını içiyor.

bir kendimize baktım, bir o adama. biz trafikte, değer verdiğimiz gösterişli araç içinde pişip, toplumun bize verdiği rolleri oynarken, onun umurunda değildi.

bence o adam her vakti bilmem ama o an dünyanın en mutlu adamıdır.

Değişik bir soru olmuş.

Bence kafayı yastığa koyduğunda mutluysan, sorun yoktur.

Mutluluk da kimisine göre sağlık, kimisine göre ihale, kimisine göre para, eğitim vs vs. Göreceli yani ki sen de ona göre sormuşsun :)

başkasından birşey beklemeden kendi kendine yeten her insan mutludur.
Maddi manevi olarak söylüyorum.

Ben mesela maddi olarak ayaklarımın üstündeyim ama devamlı bir ilgi, şevkat, alaka istiyorum insanlardan, bunu istediğim ve bulamadığım sürece de mutlu olamıyorum çok basit.

Hani şu bizim tabirimizle modern olan hayatı bırakıp doğaya kaçan insanlar var ya, onlar olduğunu düşünüyorum.

Dünyadaki en zengin insanın dahi en mutlu olduğunu düşünmüyorum. Dünya ile ilgili hesap kitapları kafasındaki düşünceler planlar rahat bırakmıyordur onu.

Zorunluluklardan arınabilmiş insan mutludur. Mecburiyetten yaptığın işler ne kadar azalırsa o kadar da mutlu olma şansın artar.

Kurabiye yiyen bizim oglan

Hiçbir şeyden korkmayan ve hiçbir şeyi arzulamayan, doğru bildiğini yapan, yanlış bildiğini yapmayan, mutluluğu mallarla ilişkilendirmemiş, fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak hiçbir bağımlılığı olmayıp tümüyle kendine ait olan, sevdiklerine ulaşamasa da en azından sevmediklerinden kaçma özgürlüğüne sahip olan insandır.

Kesinlikle cahillik.

Organ nakli bekleyen birinin tedavi olması ve zorluklardan kurtulması olabilir.

@angelus, belki İstanbul'a değil de ülkelerine yapıldığı için seviniyorlardır.

Eski kiz a3kadasimla evlenen denyo pesmerge kilikli eleman olabilir ama farkinda midir umarim degildir.

cahil olmasi kuvvetle muhtemeldir.

çocuklar. özellikle okul öncesi çocuklar.

Dillerinde geçmiş ve gelecek zaman olmayan piraha kabilesi.

Arnold +1

Kaya Çilingiroğlu çok mutlu bir adam bence.

arnold +1

tüketici mahkemesinde alt limit 750 tl'dir. dava konusu miktar para ile ölçülebilir mahiyette ise o miktarı geçemez. yani 500 tl olur. karşı taraf bunu icraya koyunca 300 tl de icra vekalet ücreti ödenir. icra emri tebliğinden sonra 1 hafta içinde öderseniz 225 tl olarak ödersiniz icra vekalet ücretini.

Pek mümkün değil yarısı kamulaştırılacak demek ki

O yerin park olacağını imar planına göre belirliyor belediye. Bunu yaparken önce imar planını itiraz için askıya çıkartıyor. Askı süresinde itiraz olmazsa kesinleşiyorsa. İtiraz olursa reddi halinde idare mahkemesine dava açılabilir.

Kesinleşmeden sonra da şöyle bir yol deneniyor, imar planının değişmesi için park vasfı kalkıp konut alanı yapılaması için başvuruda bulunup bu reddeddildikten sonra imar düzenlemesine karşı dava açılabilir.

Park olmasının kamu yararı, hak ihlali olmaması gibi konuları inceleyen mahkeme planı iptal edebilir.

Dava açmayı düşünürlerse yardımcı olabilirim. Avukatım, ofisim İstanbul bakırköyde.

kanunen ev sahibi, kira sözleşmesinin bitimine dayanarak kiracıyı tahliye edemez. tahliye davası açabileceği haller sınırlıdır. mailinizi verin özelden. bir müvekkile sunduğum memorandumu size de mail atayım. içiniz rahat etsin.

diyemez.

iş yasalar içinde kalacaksa en az bir ay önce size bildirmesi lazım, noter yoluyla.

ama yasadışı olacaksa evi basar seni atarlar dışarı ki yapılmayacak bir şey değil.

1 nisandan önce sana yazılı ihbar gönderirse evi boşalt diye, sözleşme bitiminde boşaltman gerekir evi yasal olarak.(standart kira sözleşmelerinde böyle bir madde var)

yani geç kalmış gibi görünüyor.

Sözleşme bitiminden 3 ay öncesine kadar, yazılı olarak ve "geçerli bir sebep belirterek" size çık diyebilir. Bunun dışında çıkartamaz, sözleşme otomatik olarak yasal zammıyla yenilenir.

yok indirmedim ama kart okuyucu kısmında kendiminkini göremedim tbb yazıyor üstünde sadece tübitak olması lazım

dün bende de oldu aynı sıkıntı. baronun e-imzasını kullanıyorsanız e-imza.ubap.org.tr şu sayfadan tekrar akisp11.dll'i indirin. eskisini silip bu yeni indirdiğinizi atın klasöre. bende işe yaradı, düzeldi.

driverları indirdim oldu hocam eyvallah

merhaba avukatım. günlük 500 tl olarak adlandırmak doğru olmaz. günlük ortalama kazanç ne kadarsa, mahrum kaldığı gelir buna göre hesaplanıp talep edilebilir.

herhalukarda hukuki bir istektir ve dava lehe sonuçlanır.

sigortanın ödemesi ile ilgili olarak, karşı aracın zorunlu trafik sigortası poliçesinin incelenmesi gerekir. o poliçedeki klozlara bakmak gerekir. karşı aracın plakası ile poliçeye ulaşıp öğrenilebilir.

@pomolilik, teşekkür ederim. sadece plaka bilgisi ile poliçeye nasıl ulaşılabilir?

@ted, vergiyi öğrenirsek ne yapabiliriz?

günlük 20 lira olması lazım. daha önce denk geldim. bunu da sen değil sigorta şirketin veriyor zaten.

Sigortacı bi tanıdığınızdan rica edin. Hangi şirket olduğunu görüyorlar. Bazen poliçesi de görüyorlar. Şirketi öğrendikten sonra o şirkete başvurup öğrenebilirsiniz. Poliçeyi vermekte zorluk çıkarttıkları da oluyor ama bazı şirketlerin.

merhaba, avukatım. isterseniz yardımcı olabilirim.

proje bazlı bir işe giriyor olmayasın?
deneme süresi niyetine öyle bir düşünceleri olmuş, pek normal değil çünkü normal sözleşmede de 2 aylık deneme süresi oluyor. bu durumun kafana takıldığın ik'ya sor, kaçamak cevapsa bir problem olduğunu anlarsın zaten.

Belirli süreli sözleşmeler 4857 sayılı İş Kanunu Madde 11’de;

• Belirli süreli işlerde
• Belli bir işin tamamlanması
• Belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir”

bu şartlar yoksa, sözleşme adı ne olursa olsun zaten belirsiz sürelidir.

ayrıca kanun diyor ki; “Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.”

elimden 1000 tane işçilik alacağı dosyası geçmiştir, daha hiç belirsiz süreli iş akdi yapanı görmedim:) hatta kendim de avukat olarak bağlı bulunduğum ofisle belirli süreli iş akdi yaptım.

bulunur. ilgili ev miras yoluyla kazanılmış maldır. 5 kardeş de mirastaki paylarına göre ilgili evde söz hakkına sahiptir. diğer 4 kardeş sözleşmede adı olan kardeşe "bu evi bizim adımıza kiraya verebilir" vb tarzı bir evrak vermiş mi? kaldı ki böyle bir evrak verilmiş olsa bile yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası ile kardeşlerden birisi tek taraflı fesih yoluna gidebilir ve alınmayan 3 aylık kira için payına düşen tutar ile ilgili yasal işlem başlatabilir.

merhaba, paylı veya iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazın kiraya verilmesi önemli işlerden olduğu için pay ve paydaş çoğunluğu gerekir. tek başına o kardeşlerden birinin kiraya vermiş olması bir anlamda işgal oluşturuyor.

bu nedenle hem kiracıdan hem de o kardeşten, kira süresinin en başından itibaren işleyen kiraların 4/5'i oranında ecrimisil bedeli ve kiracının çıkartılması için müdahalenin men'i talepli dava açılabilir.

benzer bir davam vardı bu şekilde sonuçlandı. bu yüzden emin bir şekilde konuşabiliyorum. avukatım, dava açmayı düşünürseniz size de yardımcı olabilirim.

Merhaba, avukatım. Öncelikle başınız sağolsun.

Vefat tarihinden itibaren 3 ay içinde sulh hukuk mahkemesine başvurmanız gerekiyor.

Bu süre geçtiyse ancak ölüm anında terekenin yani Mirasın borca batık olması nedeniyle hükmen red talep edebilirsiniz. Bunu her zaman açabilirsiniz. Asliye hukuk mahkemesinde görülecek dava.

Avukat tutmanız şart değil ancak avukat desteği isterseniz, yardımcı olabilirim.

Mahkemeye başvuracaksınız, mahkeme sağlık raporu alacak. Gerisi mahkemede. Vasi olmak isteyen açacak davayı. İtiraz vs olmazsa mahkeme onu atar.

Vasi olacağın kişinin durumuna gore sağlık raporu değişiklik gösterir. Akıl sağlığı sürekli hastalık vs. Vasi olan her konuda sınırsız işlem yapman anlamına gelmiyor ne için vasi olucagina gore değişir banka gayrimenkul konulari mahkeme kararında belirtilir

Teşekkürler yanıtlar için.

Mahkeme sağlık raporunu direk hastanelerden kendisi alıyor o zaman değil mi? Bizim hastaneye gidip rapor almamız gerekmiyor yani?

İşlem yetkileri duruşma esnasında mı görüşülüyor acaba?

mahkeme, kısıtlı adayının yakın olduğu bir hastaneye müzekkere yazıyor. bu müzekkere ile gidip randevu alıyorsunuz, daha sonra gidip muayene oluyor, söylenen tarihte de gidip raporu alıyorsunuz. sonra mahkemeye bırakıyorsunuz. siz davayı açın, gerisi gelir.

önce bi dilekçe yazıyosun dilekçede kimin vasi olacağını belirtiyorsun. sonra mahkeme bi devlet hastanesine gönderiyo ordan rapor almıyosun ama sadece kontrol, hastane adliyeye bilgi veriyo.

Teşekkürler arkadaşlar. Dilekçe vericez bakalım...

ben bankadan kredi masrafımı aldım. tüketici heyetinden karar çıktıktan sonra epey bi bekledim, sonra bankaya sordum yatıracagız dediler ve yattı. ama arkadaşlar beklemediler ve bankaya bildirimde bulundular paramı en kısa sürede yatırın diye. sende firmaya bildirimde bulunabilirsin. zaten hakem heyeti kararı firmaya da gönderiliyor.

İcraya koymanız gerekiyor. Her karar çıkanı ödemiyorlar. İcraya geçilmesi gerekiyor.

Yardımcı olabilir, yönlendirebilirim isterseniz. Avukatım.

Parselemlak.Com a bi bakın. Bir arkadaşımın eniştesi yapıyor bu işi. Bilecik'te arsa satıyor. Ben üç tane aldım.ilk aldığım 5-6 ay sonra iki katına satıldı. Hemen hemen bütün arkadaşlarım da aldı.

1- egitim masraflarini alirlar
2- ihbar surenize uymadiysaniz ihbar tazminati olarak 6 haftalik ucret alirlar

baska da bir sey alamazlar. sozlesmede ne yazarsa yazsin, is hukukuna aykiri bir sozlesme :) bizimkinde de erken cikarsam her ay icin bilmemkac dolar veririm yaziyor, burda sordum, avukatlara da sordum gecersiz dedi hepsi. keske vermeden buraya sorsaymissiniz :)

sandiktaki parayi sgk'ya tasiyabiliyor olmaniz lazim, bilemedim onu.

Merhaba, avukatım.

Sözleşmedeki erken feshe bağlanan bu ödeme cezai şart mahiyetindedir.

Tek taraflı olarak işçi aleyhine getirilen cezai şart geçersizdir. Yani sözleşmede şu yazması lazımdı banka için de 2 seneden önce haklı neden olmaksızın fesih yaparsa aynı miktarda ücret ödeyecek gibi.

Feshi nasıl yaptınız, ihbar süresine uydunuz mu, geçerli veya haklı nedeniniz var mı, bi bakmak lazım. Duruma göre kıdem tazminatı kazanabilir, ihbar tazminatı ödemek gerekebilir. Bakmak lazım. Ama brüt maaş cezasını her türlü dava açar geri alırsınız. Düşünürseniz yardımcı da olurum.

Ha onlar da hukuki süreç dediği yapacağı şey icra takibi olur. İtiraz edersiniz. Dava açmaları gerekir, alacağını ispatlaması için.

Eğitim gideri makul bi miktar ama bunu da içerik olarak işveren ispatlayacak. Eğitimin bu bedelde olduğunu ve bu eğitim dandik seminer gibi değil gerçekten bir şey katıyorsa, başka meziyet ekliyorum talebi mümkün. Ama bu çok sınırlı bi durum. Yeni bi makine kullanma eğitimi, yabancı dil eğitimi gibi düşünün.

sözleşmede ne yazarsa yazsın, iş hukukunda neyse odur aksi bir durum emin olun mümkün değil.

ihbar süremi doldurdum, ihbar süresi tazminatı borcum bulunmamakta.eğitim ücreti topu topu 300 tl zaten onu alsınlar. hadi sandığı da verdim sesimi çıkartmadım ama bu kadar da olmaz hala 800 tl istiyorlar. hasbinallah!

hangi sebeple istifa ettiğinize göre değişir. hukuken "haklı sebep" kabul edilebilecek bir sebeple istifa ederseniz kıdem tazminatına hak kazanabilirsiniz.

3600 veya 5000 gün (sigorta başlangıç tarihine göre değişiyor) prim ödemişsen kıdem tazminatını alarak istifa edebilirsin.

- evlilik sebebiyle istifa'da evet.
- askerlik sebebiyle istifa'da evet.
- üstteki cevaptaki prim günlerini doldurunca evet.
- işçinin tek taraflı haklı ve geçerli nedenle fesihleri durumunda evet.
- iş koşullarında esaslı değişiklik durumunda evet.

diğer durumlar hayır. detay verin yönlendirelim. bu arada bahsettiğimiz kıdem tazminatı.

evlilik --> sadece kadınlarda evlenme tarihinden sonraki 1 yıl icerisinde,
askerlik --> askerlik işlemlerini yaptırıp subeden aldığın kağıdı işyerine ibrazı ile

haklı fesih --> bunu kanıtlayabilmen lazım oncesinde noterden ihtar cekmen lazım gibi.

5000 gün sınırı şirketin tercihine bağlı değil, kanunlarla belirlenmiş sigortalılık sürecidir. yani hangi şirket olursa olsun, eğer ki 5000 günü doldurduysanız istifa ederken kıdem tazminatınızı alırsınız.

dahili meddah +1

ayrıca iş koşullarındaki esaslı değişikliğin sık rastlanan iki örneği var;
-maaşın sigortaya düşük yatırılması,
-fazla mesailerin veya genel tatil ve ulusal bayramların ödenmemesi.

bu iki hal de varsa işyerinde haklı nedenle feshe başvurulabilir.

borçlar sebebiyle araç üzerinde haciz işlemi uygulanmışsa, satış bedeli üzerinde de hacizler devam eder ve haciz tarihi, sırası, vs. gibi koşullara göre satış bedelinden bu hacizler ödenir.

hacze geçilmemiş, kayden araca ait vergi vs. borç varsa satın aldıktan sonra siz ödeyeceksiniz. borcuyla harcıyla beraber satın alıyorsunuz.

Avukat

@floydian

ücretleri nasıl olur ki? tek seferlik mi, aylık mı yıllık mı?

Guvendigin Bir yakin arkadasina ver, karsiliginda sen de onunkini al.

@scars

son çare olarak onu düşünüyorum. ama öncesinde bunu bir hizmet olarak sunan var mı yok mu onu bulmaya çalışıyorum.

vasiyetnameyi yazıp notere teslim ediyorsun diye biliyorum.

Son sözler acıdan Başka bişe vermiyor.

Eksik kalsın son sözlerin

@peggy

araştıracağım, teşekkürler.

ücret karşılığında bu işi yapan avukatlar var. noter de yapabilir belki ama nasıl işler onların ki bilemedim.

Eskiden bir hizmet vardı duruyor mu bilmiyorum, Bir yazı yazıyorsun, bu yazıyı sunucularında tutuyorlar, belirli aralıklarla sisteme giriş yapman gerekiyor. Şayet giriş yapmazsan, senin ölmüş olduğunu varsayıyor ve belirlediğin kişilere mail olarak yolluyor.

Muhtemelen bunun anam babam usulü posta versiyonuda olduğunu düşünüyorum.

son sözlerinde onları çok sevdiğini falan söylemeyi düşünüyorsan neden ölmeyi bekliyorsun? sık sık sevdiğini söyle hayatında oldukları için dünyanın en şanslı insanı olduğunu hissettir.

google'ın bir servisi var, belirli bir süre sisteme girmediğin takdirde belirlediğin kişilere bilgilerini mail atıyor, istediğin notları ulaştırıyor. google activator(sallıyorum ismi) mi neydi, google'da google active check diye aratsan bulunur sanki

haberlerde görmüştüm, adam yıllar sonra belli bir tarihte birilerine gönderilmesi için postaneye bir mektup bırakıyor (ptt'nin böyle bir hizmeti varmış) ancak yanlışlık yapıp hemen gönderiyorlar. adam mektupta bir takım itiraflarda bulunmuş ve tabii ki ortalık karışıyor.

itiraf tarzı şeyler varsa riske atma, böyle durumlarda dediğim gibi notere başvurmak en iyisi.

şöyle bir yazı buldum, noteri arayıp teyit edebilirsin:

Bizim Medeni Kanunumuzun 538’e 2’nci maddesi şöyledir: “El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.” Bu çerçevede bir madde de Noterlik Kanunu’nda var. Noterlik Kanunu’nun 69’uncu maddesinin ilgili fıkraları şöyle: “Noterler açık veya kapalı olarak verilen vasiyetnameleri saklarlar ve buna dair bir tutanak düzenlerler. Gerek bu suretle saklanan vasiyetnameleri gerek noter tarafından düzenlenen sair ölüme bağlı tasarrufları yapanların ölümü halinde bilgi verilmesi için durumu, bunların kayıtlı olduğu nüfus dairesine yazı ile bildirirler.”

“Birinci fıkra uyarınca nüfus dairelerine yazılacak yazı için ücret tarifesinde gösterilen yazı ücreti ve posta gideri ilgilisinden alınır.”

@jana, @fakyoras

o hizmetleri okudum ancak unutma vb. durumlarda, veya bi şekilde sisteme giremediğim durumlarda ucu açık oluyor. o yüzden pek sıcak bakmıyorum.

@kakao

onları ne kadar sevdiğimi falan söylemeyi düşünmüyorum zaten.

@icim 3 ayda bir oralarda mısın diye mail atıyor, zaten gmail her gün girilen yer değil mi :)

peki ya notun verildigi avukat, arkadas, noter bizden once olurse? hadi noterlikde isler devam eder ama bireysel avukat ya da arkadas kesin cozum degil gibi. bilemedim

@exlibris

aynen oyle. resmi bir kurum olsa bi hizmeti veren daha guzel olurdu.

vasiyetname resmi yazılı, adi yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. ispat önemli olduğu için en sağlamı resmi yazılı yani noterde yapmak. kendiniz adi yazılı yapmak isterseniz belirli şartları var. tamamını elle yazmanız lazım özellikle de yer, tarih gibi unsurlar olmalı.

noterde bırakırsanız, noter bunu nüfusa bildiriyor zaten. ölünce nüfustan kaydınız düşülüyor ve nüfus da notere bildiriyor öldüğünüzü. noter vasiyeti mahkemeye gönderiyor. sulh hukuk mahkemesi mirasçıları çağırıyor. vasiyetnameyi açıp okuyor. sonra vasiyetnameden yararlanılması için tenfiz davası açılması gerekiyor.

not: avukatım. kafanıza bir şey takılırsa yardımcı olurum.

adi yazılı yaparsanız da bir yakınınıza bırakın. siz ölünce onun vasiyetnamenin açılması için mahkemeye başvurması gerekiyor.

Arzuhalciye gittiniz sanırım yanlışlıkla :) ya da kendini avukat olarak tanıtan bir Arzuhalci olabilir :)

Avukatım. Kim merak ettim bu arkadaş. Bir de her şey dahil ( harç tebligat keşif bilirkişi temyiz) bence avukat dahi olmayabilir.

kazanacağına eminse, karşı taraftan alacağı ücreti düşünüp senden sadece masrafları almış falan olabilir. ya da sadece davayı açmak için istemiş olabilir. yoksa fazla düşük.

dişçi 10 tl maliyetli dolgu için 150 tl istiyor. kimse onunla pazarlığa girişmiyor veya gelip duyuruda sorgulamıyor. ama avukat 200 tl para isteyince sorgulanıyor.

neden?

avukatınıza verdiğiniz paraya acımayın. çünkü iş ve vekaletle birlikte sadece para değil sorununuzu da ona devrediyorsunuz. dişçi ya da doktor sorununuzu devralmıyor ama.

az istemiş bilginiz olsun. bilirkişi masrafı varsa o idari davanın maliyeti zaten en az 300-400 tl'dir.

1. dişçiyle de pazarlık eden insanlar var. ben uygun fiyatlı bir dişçi tercih ediyorum mesela.
2. doktor ya da dişçinin sorunu devralmadığını, sorumluluk almadığını belirtmek garip oldu. Avukatın davayı kazandıramama hakkı vardır ve sorgulanmaz. ama doktor ya da dişçi yaptıklarından sorumludur ve ortaya çıkan sonuçtan dolayı ağır cezalar ve yükümlülükler altına girebilir.

Avukattan çok bir beklentim yok, hani biraz yatkınlık sağlarsam bundan sonraki davalarımı da kendim açcam inşallah. üzerinde biraz çalışcam.

Müteahhitsen Mercedes şart.

paran varsa iyi bir araba al işte ya. buraya sorma bence

serbest çalışıyorum.

çok etkisi olduğunu söyleyemem. bir defa toplantıya gittiğinde kimse arabanı bilmiyor. ya binanın ya da yakınlardaki bi otoparka bırakmış oluyorsun. bir süre çalıştıktan ve ilk izlenimi aştıktan sonra ise markanın önemi yok.

bence arabadan daha önemlisi giyim kuşam, tavır.

Babam 99 model mavi Hyundai Accent kullanırken böyle bir derdi olduğunu söylüyordu.

iş hayatı için konuşuyorum sektörünüze bağlı olarak var.
milyon liraların konuşulduğu sektörlerde 20.000-30.000 liralık arabalarla
gidilen görüşmelere 1-0 yenik başlamanıza neden olur

Beyaz yakali olarak 91 model lada samara kullaniyorum, gayet de memnunum. Bütün cevrem o kadar para aliyorsun duzgun bir sey alsana diyor :) Isim geregi epey farkli sube'ye kendi aracimla gidiyorum, su ana kadar is sirasinda olumsuz bir duruma dusmedim. Cok şekilci olmaya gerek yok bence :)

Avukatlıkta maalesef önemli. Arabanıza bakarak büyük meblağlı davaları size getirmekten vazgeçebiliyorlar veya Demek ki iyi kazanmıyor başarılı değil şeklinde yorumlayabiliyorlar.

kesinlikle var etkisi. tam da @dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi'nin söylediği durumu yaşadım.

yıllar önce amcamın inşaat firmasında çalışırken ıstanbuldan ortaklık görüşmeleri yaptığımız kişiler geldi. gayet kalantor bir mekanda yemek yendi içildi, sonra bu vatandaşları otellerine götürmek için kalktık, beraber otoparka doğru yürürken adamlar bizim astranın olduğu tarafa değil de otoparkın diğer tarafında duran 2 lüks aracın olduğu tarafa doğru yöneldiler.

valla var böyle bir şey. her gün arabasız gittiğimiz lokantaya patronun mersedesi ile gidince kapıyı bile açmışlardı. ayrıca toplantılarda vs direk dedikodu konusu ama çok hayati bir şey değil.

çalışan olarak ise olumsuz ayıptır söylemesi gittim sıfır vw aldım en ufağından. patronda direk biz galiba fazla para veriyoruz algısı oluştu. iş değiştirdim. bir hafta arabasız gittim ikinci hafta arabayı otoparka çektiğim gün konusu oldu

avukatım. 2014 model ford fiesta'm var. ruhsatımı alır almaz aldım arabayı. yarısından fazlasını kredi çektim. 2 yıllık kredimi 1,5 senede ödedim. arabayı aldıktan 7-8 ay sonra işten ayrılıp kendi ofisimi açtığım halde üstelik.

şimdi memnunum arabamdan da işlerimden de çok şükür. ama sağda solda hala bmw, mercedes, audi gibi arabalara binenlerin daha iyi avukat olduğundan bahsediliyor olması, bizim arabaya bisiklet muamelesi yapılıyor olması hoş değil :)

mümkündür. kurumsal firmalar böyle yapıyor.

rentalcars.com
enterprise.com.tr
avis, budget vs.

gerçi hepsi rentalcars.com'da var.

Aracı teslim alırken bir kredi kartından bloke provizyon almak isteyeceklerdir.
O yüzden ödeme online olsa bile araç tesliminde kredi kartı olması şart kanımca.

Rezervasyon yaparken bunu mutlaka teyid edin, aracı teslim alma aşamasında sıkıntı çıkmasın boş yere.

enterprise tecrübem var. en ucuz oydu kiraladığım şehirde. hiçbir sıkıntı yaşamadım 2 günlük kiralamada. başka da tecrübem yok zaten ama arkadaşlar budget ile avis'i baya övüyorlar. hizmet olarak.

ben kredi kartımı babama postalasam da olur o zaman dimi?
başka bir problem çıkma ihtimali yoktur değil mi?

izmirden alacaklar, istanbulda bırakacaklar.
sonra dönerken de istanbuldan alıp izmire bırakacaklar.

İzmir'den İstanbul'a derken arabayı İzmir'den kiralayıp İstanbul'da teslim etmek gibi bir fikriniz varsa vazgeçin bence. Çünkü mümkün ama arabayı İstanbul'dan İzmir'e kendileri götürüyor ve bunun için yakıt ve ulaşım bedeli ekliyorlar. Yok İzmir'den kiralayıp gezip yine İzmir'de teslim edecekseniz de kredi kartı sahibiyle araç kiralayan kişinin aynı olması gerekiyor. Başkasının kartıyla kiralama kabul edilmiyor. Yani babanın kredi kartı yoksa kurumsal kiralama firmalarından araba kiralaması pek mümkün değil. Mahalle arasındaki kiralamacılardan da araba kiralamanızı hiç tavsiye etmem.

Tek yön kiralamak yerine İzmir'den alıp x gün sonra yine İzmir'e teslim etmek daha ekonomik olabilir. İki model için de fiyat al mutlaka, tek yön ücreti alıyor çoğu firma.

165tl fix ücret alıyorlarmış farklı şehirde.
üstüne de günlük kirası enterprrise ta öyle yazıyor

cakabo'nun dedigi dogru, farkli istasyona birakma olayinda daha fazla para alabiliyorlar.

Budget'dan online fiyat sorguladım az önce. İzmir'den alıp İzmir'e teslim etmek veya İstanbul'a teslim etmek arasında fiyat farkı yok.

budgetta cinayet işlicem şimdi. tüm tarihlere araç bulunamadı diyor, ve diyince de formu sıfırlıyor bütün formu baştan giriyorum.

günümüzde kazma yazılımcıdan daha korkutucu ve rahatsız edici hiçbir şey olamaz.

garenta'ya da bak hocam.

www.tebernuskirecci.com.tr

siteyi iyice okuyun

Sahibinden'de parsel emlak diye aratın. İlanlardan detayları okuyabilirsiniz.

Mobilde olduğum için şu an detaylı yazamıyorum. Şirket sahibi eniştemiz oluyor. Ben ve avukat arkadaşlarımız yatırımımızı hep bu şekilde yaptık. Toplam 6-7 arsa aldık sattık bu şekilde. Satışa da müşteri buluyor tekrar. İlgilenirseniz numarasını vereyim arayıp ismimi söyleyin. Daha çok yardımcı olurlar.

Nereden almayı düşünüyorsunuz? Şehir durumuna göre iletişime geçebiliriz.

şu an aklımda bir yer yok.
öyle büyük para da yok 20K-25Kyer bakabilirim

istanbul'dayım. isterseniz yardımcı olabilirim.

Çok teşekkür ederim çok kibarsınız? Olur tabiki. Ben size durumu anlatayım mı?

4 senelik evliler, 3 yaşında bir kızları var.
Adam aldatmış. Arkadaşım mesajlarını yakalamış.
Kira da oturyuyorlar. Fakat adamın kendi işyeri var 2 tane. Fakat kendi üstüne değil, ortak sanırım. Bir araba var yine şirket üstüne. Yani adamın üstüne birşey gözükmüyor. Diğer şirketd de hissesi varmış.

Arkadaşım da çalışan bir kadın değil. Çalışamayacak da. Maddi açıdan çok tedirgin. Adamın üstüne birşey gözükmediğinden maddi olarak nafakayı nasıl karşılatacak? En azından çocuğumun geleceği için kendi evimde oturmam lazım diyor. Kafası da karıştı. Hukuki olarak ne yapacağını bilmiyor. Sıkışmış durumda. Bu kadar tedirgin olmasının da en büyük nedeni adama güvenmiyor olması.

tekrar merhaba, arkadaşınız aldatmayı ispat edebiliyorsa boşanma davasını zina sebebiyle açsın. zina durumunu ispat etmek güçse, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak açılacak.

başlangıçta tedbir nafakası ve çocuğun geçici olarak velayetini isteyebilir. birlikte oturulan evin kendisine tahsisini isteyebilir. eşi kirayı ödemeye devam etmezse bu süreçte ev sahibinin haklarında icra takibi ve tahliye davası açma ihtimali var. bu önemli bir nokta.

eşinin adına kayıtlı şirket hisseleri de edinilmiş mal kapsamında olup olmadığına bakılarak değeri tespit edilir ve arkadaşınıza paylaştırılır. bu aşamada hisselere tedbir konulması istenebilir. hisselerin karşılığı ödenerek alınmış olan kısmı edinilmiş mal kapsamındadır.

nafaka, maddi ve manevi tazminat talep edilecek. nafaka için ödenmemesi halinde cezai yaptırımı var. üzerine kayıtlı bir şey olmasa bile nafakayı ödemezse hapis cezası alır eşi.

nafakayı ve tazminatları hakim takdir edecek. takdir ederken de arkadaşınızın mağduriyeti ile eşinin maddi durumuyla kusuruna bakacak.

anlaşmalı boşanma olursa boşanma protokolü hazırlanır. taraflar çıkar duruşmada kabul eder. ilk duruşmada biter.

Size ne kadar teşwkkür etsem az. Çok çok teşekkür ederim. Sizin gibi iyi avukatlar hep olsun.
Bütün işleriniz rast gitsin inşaallah.

Tabi ki başarılı diyebiliriz. Birçok firma kan ağlarken bu oranda kâr elde etmek oldukça iyi.

Tabi sektörel bazda da bakmak lazım. Fakat bence dolarla rekabet edebilen her kâr marjı bugün için iyidir.

neye göre başarılı? şimdilik karda diyebiliriz.

başarılılığın ölçütleri var
sadece özsermye karlılığına bakarak yorum yapamayız
borçlanma çeşitleri nedir
hangi vadede hangi faizle borçlanmıştır
sermayeyi nerede değerlendirmiştir vs
karlarını içeride mi tutuyor nasıl değerlendiriyor vs


6 milyon sermaye ile 10 milyon ciro düşük bir faaliyet hacmi.
yeni kurulmuş galiba

kaç ortak var? yapılan yatırım ne kadar? yapılması planlanan yatırımlar nedir? büyüme hızı ile başa çıkılabiliyor mu? mevcut bir davası veya icra takibi var mı? (alacaklı/borçlu)

bunlar da önemli. kar ediyor olması tabiki başarılı olduğunu gösterir ama önemli olan başarılı olmak değil, ne oranda başarılı olunduğu.

bunun için bağımsız denetim şirketleri var mesela.

bu tarz büyük sermayeli ve hacimli müvekkillerimiz için raporlar hazırlayıp bağımsız denetim firmalarına gönderiyoruz. onlar da yine muhasebe vs. incelemeleri ile başarıyı o zaman belirliyorlar.

büyük bir müvekkilimiz var mesela. çalışanları dahi bu şirket bu hızla bu şekilde büyürse çok sürmez 1-2 yıla batar diyor. önemli olan büyümeyi kontrol altında tutabilmek.

25 çalışanın aldığı maaşlar da düşülmüş mü burada?
Onu anlayamadım ben mesela?

değildir. 6 milyon sermayeye 10 milyon satış yapmak, üstelik kar marjının da yüksek olması. iyi yönetilmiyor.

2 ortak var. icrada dosyası vs. hiçbir şey yok.

çalışanların maaşları tabi ki düşülmüş şekilde aksi halde net kar demezdim zaten.

@douchebag finans sektöründe olduğunuzu bildiğim için soruyorum, şirket büyüme konusuna tedirgin bakıyor biraz. kendi yağında kavrulnmak, riske girmemek istiyor. iş karşılığı aldığı daire ve arsalar var 1 milyon civarı onlar atıl bir şekilde duruyor. işe yatırım yapmıyorlar yani. yinede başarısız diyebilir miyiz?

2 ortak için 1 milyon tl fena değil bence.
işi büyütürler büyütmezler bilemem ama dediğin 1 milyon tl kar ortak başına ayda 41.500 tl demektir.
burada 6 milyon tl sermayeye bu kadar kar iyi mi? onu cevaplamak lazım asıl.

6 milyon sermaye ile yılda 1milyon kar iyi bence.

ama satış rakamı düşük. acep hangi sektör ola ki bu?

bir başka başarı kriteri de sektördeki benzer firmalarla kıyas yapmaktır. sektörün karlılık ortalaması nedir?

4milyon sermayeyle, 10 gunde 72500 net kar edilen isler de var. o yuzden sektoru bilmeden yorum yapmak cok saglikli degil.

Net kar oranı düşük. Özsermayeye göre yapılan ciro düşük. Bence başarılı değil.

bende var bir tane, hiç kullanmıyorum. satabilirim isterseniz. analog alman üretimi. aynısından evdeki müzik setinde vardı. bozulduğu için yerine aynı modelin daha iyi performanslısını aldım. iğnesi yoktu aldığımda iğne de ekleyerek 3-5 sene önce aldığım 250 TL'den verebilirim. yalnız analog pikaplarda harici anfi eklemeniz gerekebilir. düşünürseniz fotoğraflarını, marka ve modelini gönderebilirim akşama.

vaktinizi almak gibi olmazsa pikap bilgilerini almak hoşuma gider.

gençken giderdim. şimdi parti örgütündeyim.

1- dünya görüşüm gereği "bir şey yapmalı" dediğim için

2- maddi çıkardan bahsediyorsan, aksine örgütüme öğrenci halimle destek olmaya çalıştım. manevi çıkar olarak "biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız" diyebilmek derim en fazla. bunun dışındaki her şey yapmam gerekendi zaten.

1- aktif siyaset yapmayı düşündüğüm için 3 sene gittim.
2- çıkarım, orada dünya görüşüme uygun insanlarla siyasi ve kültürel tartışmalar yapabilmek. kimseye maaş vermiyorlar.

1. ergenliğimde girmiştim. parti chp'ydi.
2. çıkarım vardı. o zaman sevgilim olmasını istediğim kız oraya gidiyordu. amacıma ulaştım.

lisedeyken tkp'ye gittim. gözlemlerim; içeride samimi bir ortam var. perdeleri biri evinde yıkatmış getirmiş, diğerleri asıyor falan.

ama rahatsız eden bir tutum da vardı. biz bir ya da iki defa gittik oraya. bizi kapıda gören veya yeni olduğumuzu gören hemen çevirip bir masaya oturtup amerikan emperyalizmi, avrupa birliği, avrupa birliğine girdiğimiz zaman devlet sana iyilik yapmayacak, iş bulmayacak, bacına git kerhanede iş buldum çalış diyecek gibi şeyler söylüyorlardı.

bi daha da hiçbir partinin kapısından girmedim.

çıkarım olsa tkp'ye mi giderim!

öyle değilde size miras kalır sadece alacakları ve parası değil borcu da. eğer mirası kabul ederseniz borçlarıyla alacaklarını kabul etmiş olursunuz. eğer bir alacak veya mal durumu söz konusu ise miras bedeli üzerinden veraset ve intikal vergisi ödersiniz diye biliyorum

Borç yok. Malı da karıştırmayalım..
Sadece para, only money ;)

gelir vergısı mı, veraset ıntıkal vergısı mı ne olarak evet bı mıktrarını devlet alıyor illa. hesaplaması ıcın de mıktara gore dilimleri var.

ortak hesap açtırıp o şekilde kullandırabilme imkanınız varsa eğer devlet vergi alamaz.

Avukatım. Ölenin veraset iiisiginin kesilmesi gerekiyor. Vergi borcu vs. olmayacak. Başka da devlet el koymaz. İntikal vergisi öder mirasçılar. Başka bi durum yok.