Buradaki çoğu kişi artık benim uçak korkumu öğrenmiştir, it gibi korkuyorum. Buna rağmen 100'e ya yaklaşmıştır ya da geçmiştir. Her seferinde önceki 1 haftadan kabuslar başlıyor, aon iki gün uykusuzluk, hatta dokunsalar çığlık atma isteğini yaşıyorum. Sırf bu yüzden araştırma yaptım ve uçak kazalarının tahmini ile ilgili yayın çıkardım. O derece korkuyorum.
Genelde evden çıkarken 1 kapsul Passiflora, uçağa binmeden 15-20 dakika önce de ikinci kapsul Passiflora'yı atınca sakinleşiyorum. Normal insanların geçirdiği sıradan uçuşu geçirebiliyorum. Üstelik son uçuşum aktarmalarla 24 saat sürdü, havada 14 saat kaldım. Belli bir noktadan sonra "Aman, çakılıyorsa da çakılsın, artık ineyim" havasına inmiştim yorgunluktan sepete dönünce.
Önceki gece az uyuyorum, kafa dinç olunca daha çok korkuyorum. Ne kadar yorgunluk, o kadar az korku benim için. Aynı şey açlık için de geçerli. Hap içebilecek kadar yiyorum. Fiziksel ihtiyaçlar korkunun bir kısmını bastırıyor.
Bir şey çok işime yaradı. O da yanıma çok korkan birinin oturması. Benden daha anlamsızca korkuyordu, onu rahatlatırken kendim hiç korkmadığımı fark ettim. Döndüğünde yerinden sıçrarken "Tabii ki dönecerek, uçak gideceği yere ulaşamasın mı", hava boşluğuna girerken "E, bu da hava, boşluğu da mı olmasın", inerken zıpladığında "E iniş takımı açılıyor, bakın şimdi 3 kere zıplayacağız, bu birdi, birazdan iki geliyor. Hah, o iki de geldi", "Ay bak, pilotun eli ne hafif, inince teşekkür e-postası göndereyim" (hayatımda 3 pilot için teşekkür e-postası gönderdim) diye diye çok rahatladım. İnerken kadın "Keşke siz hostes olsaymışsınız, hayatımda bu kadar rahatlamamıştım" dedi. Normalde bunları ben kendi kendime ben söylesem, doğru olduğunu bilirim ama tek kelimesini hissedemem, tek kelimesine inanamam. Biliyorum, normali o ama inandıramıyorum kendimi. Hatta, benim gibi sakar bir insan için evden daha güvenli olduğunu da bilirim ama olmuyor işte. Korkunun mantık dışılığı bu noktada başlıyor zaten. Her seferinde yanımda korkan birini götüremem ki, check-inde "Tırsak biri varsa, beni yanına yerleştirin" mi diyeyim. Birlikte gitmeyi deneyebiliriz aslında.
Üstüne gitmeye ben de inanmıyorum ama kalp krizi için alabileceğim önlemleri alarak geri kalanı "Aman alsın ömrümden üç gün artık, ne yapayım" diye sallamamaya inanıyorum. "Normal insanlar yapıyor, ben niye yapamıyor muşum"a inanıyorum. Adrenalinin hiçbir türlüsünü sevmiyorum. Her korktuğumu yapmasam, hayat kalmamıştı ortada. Gerçi uçak kadar korktuğum bir şey de yok ama gidiversin ömrümden 3-5 gün artık.
0