semptom var mı? Hapşırma, burun ya da göz akıntısı? Muhtemelen enfeksiyon. Veteriner bakar ve antibiyotik tedavisi başlatabilir. Tavsiyem, hasta olanı eve alıp diğer kardeşlerden ayırmanız ve 1 hafta kadar evde misafir etmeniz. Tedavi sürecinde evde bakılsa iyi olur.

Hayır yazdıklarım dışında herhangi bir belirti koku akıntı vs yok.
Yarın bir götüreceğim. Zaten uslu yatıyor umarım atlatır evdw.

Denk gelen olursa diye kendime cevap:

Yavruyu veterinere götürdüm. Enfeksiyon olmuş, ateşi var burada kalması lazım dediler. Dört gün veterinerde kaldı. Ilaç vitamin birşeylerle desteklemişler. Almaya gittiğimde turp gibiydi. Evde kullanmak üzere de bir takım ilaçlar aldım. Şimdi iyi..

Banka aracılığıyla kaynağı sorgulanır.

demez. devamli gelirse derler. ya da random denetime denk gelirsen.

Maks 4 sene icinde vergisini isterler onun disinda soran eden olmaz.

Her türlü gelir için iki husus vardır:

1 - Paranın kaynağı ne: Bunun nedeni paranın herhangi bir suç kaynaklı olup olmadığını anlamak. Her ülkenin "Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi" prosedürleri bunu gerektirir. Yüksek tutarlı işlemler için bildirim zorunlulukları vardır. Finansal kurumlar bu tür işlemleri ilgili resmi kuruma (Türkiye'de MASAK) bildirmekle yükümlüdürler

2 - Vergi: Ortada bir gelir söz konusuysa bunun beyan edilmesi ve gelirin türüne uygun verginin (Mesela miras kaldıysa veraset vb. gibi) ödenmesi gerekir.

Devlet zaman zaman çeşitli uygulamalarla bunları hafifletebilir. Mesela yakın zamana kadar yürürlükte olan "Varlık Barışı" yasası, yurtdışındaki birikimlerin kaynağı sorulmaksızın sadece %1 vergi ile Türkiye'ye getirilmesine olanak sağlıyordu diye hatırlıyorum.

Bana yurtdışı hisse satışı sonucu gelen parayı sormuşlardı kaynağı ne diye. Milyon değil 5-10 bin dolardı

2021 hazirana kadar vergi barışı vardı, istediğin kadar parayı yurtdışından beyan ile "vergisiz" getirebiliyordun.

sen o parayı bul bu işlerin bin türlü yolu yordamı var. mesel kapalıçarşıda elden transferciler var. ydışı parayı teslime eder burada gene elden teslim alırsın.

vergi barışı 2021 aralık'a kadar devam ediyor şimdilik. vergisiz bir şekilde gelen parayı alabiliyorsun, yalnızca bankana bir form doldurman gerekiyor, yine de tabii milyon dolar olsa bu para kaynağını sorarlar herhalde diye düşünüyorum.

kripto para olursa kaynağı örneğin sorun olmuyordur. çünkü türkiye şu an bunu vergilendirmiyor, yıllardır tuttuğun bitcoinin varmış ve satmışsın.

keşke 1-2 hafta içinde iade olmayınca bankaya başvurup chargeback yapsaydınız
sizin yerinize banka uğraşırdı

Bankaya ulaştım bizlik bir durum yok dediler maalesef.

visa veya mastercard ile aldıysanız gayet bankalık bir iş.

siz harcama itirazında bulunun mutlaka.

Harcama itiraz formunda ödeme yapılan işlem için hizmet/mal alınamadı vardır bununla itiraz etmeniz en mantıklısı.
THH ile icra işlemi başlatabilirsiniz, davalık bir durum yok, thh lehinize karar vermiş.

Thh ile icra işlemi başlatılınca yasal faizi dikkate alıyorlar mı?
Adamlar bence kasıtlı olarak parayı işletmek için olmayan malları satıyorlar.

Ryanair özelinde çok hatırlamıyorum ama checkini erken yapmak gerekiyor olanilir. Havalimanında ekstra para alabilir onun için. Bilet türünüze göre bagaj hakkınıza dikkat edin. En ucuz biletse böyle küçücük tek parçaya izin veriyorlar. Kabin boy valiz alınamıyor. Hatta büyük boy sırt çantası da alınamayabiliyor. Koltuğun altına sığacak boyutta bir şeye izin veriliyır. Kapıda aksi olursa ceza ödetirler.

online bilet ciktisi olmayinca ceza kesiyordu eskiden, pandemi sonrasini bilmiyorum ama. bagaj hakkiniz yoksa kabin bagajiniz belirtilen olculerde olmazsa ekstra ucret odemek zorunda kalirsiniz, bagaj hakkinizi ve limitinizi iyice ogrenin. baska da ryanair ozelinde onemli bir sey hatirlamiyorum.

Ryanair ile bir rezervasyon sorunu yaşadım.
Klm Amsterdam bileti almıştım..
Gece uçuşu. Bir gittim KLM bizim listede yoksunuz dedi..kimseye ulaşamadım.. klm'den havalimanında bilet aldım otobüs bileti alır gibi...
Sonra para iadesi aldım gerçekte kesilmemiş bilet için.

@nop
Yaşadığınız sorun KLM ile ilgili görünüyor, ryanair neresinde anlamadım. Meraktan soruyorum.

Dgs ile mühendisliğe geçerim düşüncesi ile bilgisayar programcılığı okumak biraz yaş iş. :) Muhtemelen giren herkes bunu düşünür. Atıyorum tamamen 1000 mezun için 20 dikey geçiş kontenjanı olur... Direkt sınavla vir mühendisliğe girmeye çalışmak daha garanti.

İki üç yıl okuyup Bilgisayar programcılığı bölümü mezunu olarak kalırsa mutsuz olur mu onu bir düşünsün.

Bir de aşçılık ve programcılık ne kadar alakasız.

Bir tarafta sevdiği bir alan.. öte tarafta mühendisliğe geçerim varsayımı... Daha kafasinda hiç Bir şey oturmamış bence

@nop+1
Valla o degil de sanirim kafasi en karisik kisi odulunu arkadasina vermek gerekiyor. Hani basliktaki kiyas elma ile armut kiyasini da asmis, ciddi ciddi elma ile bilgisayar kiyasi olmus gibi bisey.

Arkadasina tavsiyem, X'leri bitirip sonra Y yaparim seklinde iki uc asamali plan yapacagina direkt X leri es gecip Y'lere yonelsin. Eger bilgisayar muhendisligi istiyorsa calissin ona girsin, beslenme ve diyetetik istiyorsa calissin ona girsin. Araya on lisans koymasin.

Madem istatistikçi, bilgisayar okuyacağına biraz python öğrenip data science işlerine yönelsin. Yemeği evde yapar yine kendine.

yazılıma yönelmek istiyorsa bilgisayar programcılığı + mühendisliğe tamamlamaya hiç gerek yok. 4-5 senesini ziyan eder. zaten istatistik okuyor ve işin matematiksel temeline hakimken oturup çalışmak istediği alanla ilgili yazılım dillerini öğrenmeye başlayabilir. gerçekten istiyorsa tabii ki bu dediklerim. 4 sene okumasından çok daha faydalı olacaktır inanın ki. ben yazılım sektöründe onlarca istatistikçi gördüm yazılımcı olmuş olan.

gümrük vergisi dahil o kadar fark varsa alınır tabii. satıcı amazon ise hiçbir şey olmaz.

Ben espresso makinesi aldım.

Türkiye'den aldığım bir makine arızalandı. Pompasını değiştirdim düzelmedi. Temizleme, bir sürü deneme vs neticesinde duzelmeyince ve de yedek parçaların neredeyse hiçbirinin Türkiye'de sayılmadığını görünce (en basitinden lastik contalar bile yok) aynı makinenin yenisinden amazon.de'dwn aldım. Gönderilmesi epey uzun sürdü. Birkaç hafta.gibi. ama kargoya verilince bir haftada geldi.

Diğer makineyi yenisi için yedek parça donörü olarak tuutuyorum. Yakında Almanya'ya gideceğim. eBay.de'den gerekebilecek yedek parçaları alacağım.

Makinenin fiyati Euro bazında da baya pahalanıyor. Cihazlarınızı daha özenli kullanıp arıza durumunda tamir opsiyonunu daha çok zorlayacağız.

Alınır ben daha geçen ay aldım. Ben ama amazon tr’den aldım, gümrük vs ödedim, satıcı almanyadaydi. Zart diye de geldi.

Sıcak su döküp yumuşatın.

WD 40 sıkın ve kuru bezle silin

Koli bandını yapıştırıp yapıştırıp çekin. Çivi çiviyi söker.

esin +1

Yag da cozer, mazot,gaz yagi,benzin...

Sentetik tiner- bulaşık süngeri.Ardından kuru bezle sil.

Bir bezen hafiften benzin emdir sil tertemiz olur.

Aman ha tiner aseton filan sürmeyin.

İzopropil alkol veya etil alkol ve pamuk ile çıkarabilirsiniz. Eczaneden temin edebilirsiniz.

Sicak su ise yaramadi. Boyaya zarar verme ihtmalinden dolayi tiner aseton falab da denemedim.
Cif ile defalarca ve defalarca süngerle gecerek biraz yorucu olmakla birlikte çıkardım en son.
Ama fazla baski uygulamak ciften ve sungerin tırtıklı yuzeyinden dolayı boyayi matlastirdi biraz.

vanadan normal vana ile manuel ayar yapmak yerine içindeki termikle sıcaklık bazlı ayar yapıyor termostatik vana.
birbirini üzme gibi bir şey olması için neden görmüyorum

bendeki yalnız sıvı sensörlü değil de gaz sensörlü sanırım, 20 cm ötesini ölçüyor diyor kılavuzda. bakalım bu hafta bir deneyeyim de, tam tepki mekanizmasını anlamadım.

ben üst katlardaki odalara sık çıkıp ayar filan yapamam, ısıtıcı sistemin oda termostatı bir tane neticede diye termostatik vana taktırdım. hatta bir iki tanesi wifi bağlantılı.
tam kış bitmeden yapmıştım, ne kadar kullanışlı olacak bu kış anlarım artık

ben de bluetoothlu bir tane alıp takvim ayarladım da emin olamıyorum çalıştığından, belki kullanan arkadaşlar vardır

Daha detaylı cevap verilene kadar geçici çözüm söyleyebilirim.
Bir sütun daha ekleyip her renge numara verebilirsiniz.
Kırmızı 1
Mavi 2
Yeşil 3 gibi...
Ondan sonra sıralamayı numara sırasına göre yapabilirsiniz. Direkt renk olarak şu an aklıma bir çözüm gelmedi.

eğer fc0300 gibi hex kodları ile yazdıysanız

=HEX2DEC() fonksiyonunu kullanabilirsiniz.

Diyelim bir sütunda (C sütunu burada)

A...B...C
2.......ff00ff
3.......fc10f0
4.......033403

şeklinde RGB kodları olsun

bir sonraki sütuna yani D sütuna C'nin HEX2DEC olan değerlerini yazın

A..B..C........D
2.....ff00ff...=HEX2DEC(C2)
3.....fc10f0...=HEX2DEC(C3)
4.....033403...=HEX2DEC(C4)

D sütununda doğrudan 10'luk tabanda renk kodları belirecektir:


A..B..C........D
2.....ff00ff...983925
3.....fc10f0...16519408
4.....033403...209923


Eğer D sütununa göre tabloyu sıralarsanız en kırmızılar en üstte, maviler en altta çıkar. mor biraz sıkıntılı çünkü renk kodları orada kırmızıya doğru tekrar fold oluyor.

Genetikle alakalı biraz. Boyum 1.84 bu boydaki erkeklere göre biraz küçük kalıyor ellerim

Oranti yok.

Boyum 1.90
Bir karışım 23,5 cm.
En uzun parmağım 9 cm.
Bence ortalama boyutlarda bundan daha büyük olanlar biliyorum aynı şekilde daha küçük olanlar da. Eli büyük olanlar genelde sporla ilgileniyorlardı. Bence de net bir orantı yok gibi.

Bence doğru orantı var gibi. Kadınım.

Benim bildiğim kadarıyla -istisna olabileceğini unutmamak kaydıyla- vücuttaki her şey orantılı.

El de, ayak da..

belli olmaz.

benim ellerim ayni boyda oldugumuz bir arkadasimdan 1.5 santim daha buyuk. ayaklarim da buyuk. o 45 giyiyor, ben 48.

Normalde vücuttaki herşey orantılı büyür, cinsel organ dışında.
istisnalar olabilir.

Chezidek+1

Ellerim ve ayaklarım aynı boydaki tüm arkadaşlarımdan daha büyük.
Aynı bedende görünümde olduğum adamlardan daha yüksek çıkıyor ağırlığım da. Normal vücut yapısına sahibim, göbek filan yok.

Iskelet yapısı ile ilgili midir bilmiyorum.

Bilmiyorum belki bir "egilim" vardir ama bireysel bazda bir cikarim yapilamaz. Ilk aklima gelen Donald Trump mesela 1.90 ama kucuk elleriyle dalga konusu olmus birisi.

Azalır.

(Yol uzarsa yorgunluk artar.)

10 metrelik kabloda da mı azalır?

10 metrede hic bir şey olmaz. Cok cok az ping oynar.

10 metre sorun olmaz.

Azalır, ethernet kablosunun optimal uzunluğu en fazla 100 metre olmalıdır. Bu mesafeye yaklaştıkça ve üzerine çıkıldığında performans gözle görülür şekilde azalır. Elbette bağlantı hızına trafik, kullanılan cihaz sayısı vb. pek çok parametre eklemek mümkün ancak uzunluk söz konusu ise kriter 100 metredir.

10 metrede hiçbir sıkıntı olmaz, dert etmeyin.

Hıza etkisi olmaz.

Latency'e etkisi (ping) plur.. ama nasıl olur? :)


Veriler bakır kablo üzerinde ışık hızına yakın hızda ilerler. 200000Km/saniye..

Her bir metreyi bir yönde 5 NANOSANiYE de gider yani veri.
100 metre ethernet kablosu olsa (bu zaten azami uzunluk) ping süresine git-gel 1 MiKROSANiYE etkisi olur.

Ping sürelerini milisaniye ile olcuyoruz. Kablodan kaynaklı ping süresi değişimini hissetmeyi bırakın, konvansiyonel yollarla ölçemezsiniz bile.

Bağlı olduğunuz sunucu ile aranızda binlerce kilometre varken ekstra 100 metrenin anlamlı bir etkisi olmaz yani.

Latency nin büyük bir kısmı kıtalar ve şehirler arası kablolarda, en çok da yönlendiricilerde gerçekleşir.

100 metre bile olsa bir etkisi olmaz. 1ms fark bile çıkması pek ihtimal dahilinde değil. aşağıda da işsiz birilerinin test videosu var. inanmayan izlesin.

www.youtube.com

@kent sakini'ne istinaden yanıtlayayım

Video'a göz attım, sadece kablo uzunluğu üzerinden bir test gerçekleştirilmiş. İşim gereği her hafta düzenli olarak aktif network bağlantısı kurmam gerekiyor. Cruise gemileri için yolcu check-in/check-out bilgisayarları kuruyoruz, gün bitiminde toplanıp gidiyoruz. Daha iyi canlandırabilmeniz açısından havalimanlarındaki yolcu bavul teslim, bilet alma bölümünü düşünebilirsiniz. Gemi boyutuna göre 40 ile 80 bilgisayar kurulumu, 2500 ile 5000 arası yolcu katılımı oluyor. Kısacası bu bilgisayarlar gemideki sunuculara erişmek için aradaki network bağlantısını kullanıyor, çok yoğun, aktif bir kullanım içerisinde oluyorlar.

Benim işim de anlık olarak network trafiğinin kalitesini takip etmek, gerekirse müdehale etmek. Tabi bu sırada bilgisayarların kullanımının yanı sıra gerçekçi boyutta veri paketleri gönderek ne kadar sürede vardığını da gözlemliyorum. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kablo uzunluğunun arttığı durumlarda performansta düşüşleri gözlemledim. Uzunluğu azalttığım durumlarda verimin arttığını söyleyebilirim. Tabi benim senaryom yoğun kullanım ve çok istemci içeriyor. Az sayıda kullanıcıda gözle görülür fark yaratmayabilir.

maliyenin dahi haberi olmuyorsa sizin de olmaz tabi.
eğer mal alıp satıyorsanız tedarikçinin kestiği faturalar izlenebilir. ama orada orada da bana 100 adetlik fatura kes, 200 tane alacağım deme şansı hep var.

klişe gelecek ama ticaret güven işidir; ama kime güveneceğinizi de bilmek lazım, yeri gelir insanın 30 yıllık çocukluk arkadaşı kazığı atıverir

nop'un dedigi gibi ticaret guven odaklidir. hakkinda boyle dusundugunuz birisinden alisveris bile yapmamaniz lazimken ortak oluyorsaniz, eninde sonunda o ortaklik kavgali bir sekilde bozulur.

Kardeşler bile böyle kazık atabiliyor birbirlerine, bu yüzden çok iyi kontrol ve denetleme şart.

En başından belli prensipler edinilirse, ileride "hayırdır ne denetliyon bizi güvenmiyon mu?" denmesine imkan verilmez.

Mali değeri olmasa da fişsiz asla işlem yapılmasın, bu tür cihazlara yatırım yapmaya çekinmeyin. Her alış verişte barkot okutulsun ve stok düşsün sistem, ödeme şekli ne olursa olsun.

Girişleri ve çıkışları kontrol altına alırsanız, kayıp çok az olur kötü niyet varsa bile.

Bir de hem güvenlik için, hem kontrol için güvenlik kamera sistemi döşetin. Uzaktan da izlenebiliyor online olarak, bu sayede kötü niyetli kişi tedirgin olur.

hocam ben istanbul’da değil de başkentte eve kurmuştum :) hangi uyduyu hedefliyorsun bilmem de spesifik amacın yoksa değmeyebilir. ccam falan artık yemiyor çoğu.

klark kuşağına göre hesaplama yapıp kendin de kurabilirsin.

Motorlu çanağa yapılacak yatırımı internete yapmak daha mantıklı değil mi?
Uyduda çer çöp kanallar dışında her şey paketlerde artık.

@passion
@nop

Yok hocam iptv bir türlü uydunun yerini tutmuyor özellikle gecikme bayağı sıkıntı.
Cccam yinede hemen hemen her paketi açıyor. Açıkcası ben spor manyağı olduğum için sadece maçlar için aldım.
Mesela bizim maçları veren Avrupa kanalları hepsi açılıyor.
Ayrıca mesela feed yayınları var. Bizim maçlarda feed yayınlar var şifreli, biss key girip hemen yayınlar açılıyor.

Evlilik yolu ile olabilir. Uzaktan çalışıyor olmanın bir faydası yok.

Firma size sponsor olup getirmediği sürece Türk firmasinda çalışıyor olmaktan farkı olduğunu düşünmüyorum.

Firmanin Türkiye ofisinde çalışıyorsanız "firma için" vize işleri daha kolay oluyor genelde. Ama yine sizi firmanın dponsor olup getirmesi gerekli tabi.

Maalesef.

Ama bir ülkeden oturum izni almak için illa ki o ülkede çalışıyor olmanız gerekmiyor. Bir arkadaşım, aylık ortalama geliri ülkeye göre yüksek olduğu ve bunu kanıtlayabildiği için "rahat" bir şekilde oturma izni almıştı. Başvurdu ve verdiler yani.

Sıkıntılı tarafı 6 aylık ya da 1 yıllık şeklinde vermeleri ve bittiği zaman uzatmanız gerekmesi. Onun da bir garantisi olmadığı için hafif bi stres kaynağı olabiliyor.

Hayır ancak çok para kapıyı hep açar. Bir üstteki yorumda gayet güzel açıklamış.
Bunun dışında golden visa veren yerlerde de mümkün. Ev alıp, yatırım yapıp da golden visayla oturum alabilirsiniz.
Diğer türlü formaliteden dil okulu/öğenci vizesi alabilirsiniz bloke hesap açarak. Ancak muhtemelen kursa devam etmeniz bir biçimde kontrol edilecektir bir kaç sene böyle idare edilebilir.

Ben bir Alman firmasına uzaktan çalışıyorum bi faydasını görmedim:)

riskli yerde. derinliği önemli tabii ama yürüyebilir. bence değiştirmek iyi olabilirdi ama lastikçi birine de sormak lazım tabii.

Derinligine bakmak lazim ama yanaktaki catlaklar en tehlikelileri. Yama tutmaz bir sey olmaz. Ne kadar derin?

Bi lastikciye goturup uzman gorusu almak en temizi olur

Ben olsam değiştirirdim, yandaki çatlak çok riskli gibi geliyor.

Riskli eğer yandan yarılırsa kaza yaparsın. Bir an önce değiştir.

bana bunun gibi birkaç çatlak için 2-3 ayrı lastikçi adamlardan lastik alma potansiyelim olmasına rağmen, içten de baktıktan sonra, yok biraz daha gider demişti.

ama sizin dişler sanki bitmiş. 225 45 18 mi bu?

bir cesit guitar synth gibi duruyor

Klip için yapılmış bi şaka gibi.

Perdeler çok ufak üzerindeki knob'lar kasaya kalıplanmış şekiller gibi. Alttaki butonların olduğu alet controller'dan sampler'dan ziyade yazar kasaya benziyor. Gerçek bir enstrumansa bile pek pratik durmuyor.

Hangi klipten bu acaba?

numarasız kullanabiliyorsunuz hazır olarak satılıyor hatta paketten açıp kullanıyosun ama diğer melatonin olayını vs çok anlamadım açıkçası ne alakası olduğunu

yazılımla da akşam saatlerinde ekranı sarı tonlara çekebilirsiniz.
windows için f.lux diye bir yazılım kullanıyorum.

bilgisayar ekranından sonra mavisi güçlü bir ekrana baktığımda evet göz yoruyormuş diyorum.

onun dışında 445nm lazerden koruma için aldığım baya yüksek optical density'li gözlüklerim var. kışın bazen gündüz bunları takıyorum bilgisayara ve dışarı bakarken.
özellikle haftalar süren gri gökyüzünü günbatımı gibi yapması hoşuma gidiyor.

gözlerim bozuk değil. işim gereği günün 10 saati ekran başındayım. 1 aydır kullanıyorum, çok memnunum. akşama doğru yaşadığım göz kızarıklıklarım, göz yaşlanmalarım bitti.

kullanımın artması prizin erimesine ya da patlamasına neden olur. işinizi şansa bırakmamak adına değiştiriniz.

edit: komşumun evi bu üçlü meselesi yüzünden yandı ve oğlu onları dışarı çıkarırken yoğun duman nedeniyle zehirlendi. bir ay komada kaldıktan sonra ise vefat etti.

kullanmamak lazim, tehlikeli.

1500W değeri, çoklayıcının içerisinde yer alan, prizden elektriği alıp, üzerinize taktığınız fişlere aktaran iletken parçaların taşıyabileceği maksimum akım ile ilgili. eğer çok akım çekecek bir şey (yüksek watt'lı) takarsanız içerideki o metal parçalar çok ısınıp eriyip kopabilir. kopup ayrılırlarsa, saç kurutma makinesi çalışmaz. ama tam kopup ayrılmayıp ucundan temaslı halde kalırlarsa "elektrik kontağından çıkan yangın" diye haberlerde gördüğümüz hadise gerçekleşir.


eğer no-name, markasız bir şeyse kullanmazsanız daha iyi olur. düzgünce bir markaysa (viko vs gibi) gözünüzün önünde olduğu sürece çok bir sorun olacağını sanmıyorum.
ama bırakıp gideceğiniz, gücü yazandan fazla olan bir şey takıp çalıştırmayın. (elektrik sobası,fırın vb)

Cevaplar için teşekkürler. Bu yenisini almadan önce kullandığım erimişti zaten, ben tam oturmuyor priz soketlerine temassızlık yüzündendir diye düşünmüştüm (Gerçi zaten kurutma makinesi kullanırken olmadı gerçekten, temassızlıktan olmuş olabilir). Şimdi yeni 3lü priz bakıcam bunu da iade ederim. Neredeyse tamamı 1500 W diyor ama.

Hacıosman, ferahevler.

selam, şuraya dediğiniz yere yakın metro hattını bırakayım:
www.metro.istanbul

şişli - hacıosman arasındaki metro hattı üzerinde bulunan yerlerden kiralık ev bakabilirsiniz. seyrantepe ve sanayiyi hiç önermem. isengarddan farkı yok.

hacıosman ve levent civarlarından o paraya bakılabilir.

Oyak sitesi

kız alternatif üretmeyince oğlan bozulmuş, kızın "aa görüşmek istemiyo"dan sonraki çıkışı da gereksiz geldi bana

Mansplaining böyle bir şey değil ki yahu, bu sadece cıvık erkek şakası. Benim pek hoşlandığım bir erkek tipi değil ama arada hoşlantı varsa bence tolere edilebilirdi.

oğlan tipten kaybetmiş, net.

Mansplaining bu değil. Mobbing gibi yerli yersiz kullanılan bir kavram haline geldi bu da.

Kızda zekâ geriliği olabilir.

1. "Mansplaining" denen saçmalık buradaki diyalogda bulunmuyor,
2. "Mansplaining" kelimesini kullananların alayı cinsiyetçi.

Erkek yatsın kalksın dua etsin böyle bir tipten kurtulduğuna.

playing star again +1

Kız kezban. Oğlancağız Allah'ın sevgili kuluymuş.

Ekşi sözlükten tanisilmis, bir şekilde numaralarını vermişler birbirlerine. Oğlanın sofistike ve komik görünme çabası kızı en baştan sogutmus. Whatsapp a geçtikten sonra günlerce, saatlerce durmadan mesajlasilmis gibi oğlan durup dururken buluşalım demiş, yine komik olmaya çalışırken irrite ederek. Kız karşı karşıya kaldığı cringe saganagi karşısında sağlam duramamis ve en son öğrendiği kelimeyi cümle içinde kullanmış. Oğlan bu kızı bir iki defa daha yoklar, kız da çaresiz bir anında cevap verirse tatsız bir iki sevişmeden sonra olay tamamen kapanır.

Kiz kendi kendini yukseltmis finalde de sacmalamis. Komik.

Diyalog bu kadariyla cok manasiz, daha once konustuklarinizda nem kapmis olmali.

evet elemanın etkileyiciliği yeterli değil bence de. iki taraf için de hayırlı olan olmuş. saçma sapan bir diyalog, ama özellikle kız acayip itici.

kadın tarafı muhtemelen fotoğrafı beğenmedi ve bulduğu ilk fırsatta erkekle muhabbeti kesmeye çalışmış. Olayı mansplaining e bağlamasının zeka geriliği olduğuna ben de katılıyorum. bu zeka geriliğine sahip kadınla olmaması erkek için daha iyi olmuş.

Mansplaining'i belki yanlis anlamis olabilir, muhtemelen biraz hassas bir insan, ama ben ne demek istedigini anladim. Daha 100 kelime muhabbet ettigin insana "aa görüsmek istemiyor" diyerek negatifi vermissin, satir arasinda "iste kendini mesgul gösterip görüsmekten yan cizen kadin profili" imasi yapmissin. Mansplaining olarak tanimladigi sey bu, tam karsilik gelmese de.

Özellikle bu ilk muhabbetler pozitif bir havada gecmeli. Kiz persembe dogumgünüm demis, direkt pas vermis, cok daha pozitif bir seyler söyleyebilirdin. En basiti "O zaman sen bir gün teklif et" diyebilirdin. "Aa dogumgününse görüstügümüzde birer dilim pasta yiyelim" diyip kizi görüsmeye daha da heveslendirebilirdin. Bi tane mum götürür üfletirdin, hosuna giderdi. Negatife düserek hata etmissin.

dating uygulamasından en az 21983012309 kişi yazıyordur kıza. Kızlar genelde ulan bu daha iyi, şu daha iyi derken böyle bir anda kestirip atma prosu oldular. Muhtemel başka alternatiflere yönelmiş, neler neler vardır kim bilir. Takma kafana başka insanlarla konuş.

kızın abarttıgına ve mansplainingi duyup kelimeyi kullanmaktan kendini alamadığına katılıyorum ama ayrıca da;

polopan +1

şu "aa görüşmek istemiyor" tepkisi gerçekten çok itici, zorla kadını seninle görüşmek istediği konusunda ikna etmesi için baskı altına sokmuş oluyorsun. belki gerçekten başka bir şeyden soğudu ve görüşmek istemiyor ama kibarca bahane uyduruyor; bu durumda zorla söyletecek kadar boğuyor bu tepki. ya da belki tam tersi söyledikleri bahane değil, ve gerçekten görüşmek istiyor; bu durumda da yoktan yere böyle bir tepki verince "seni ikna etmek için mi uğraşacağım" deyip asıl kadın erkeği kezban olarak görüyor. ben olsam boğulurdum yani sırf o tepkide bile.

Bir sayfalık Whatsapp yazışmasından erkek tarafının manslaining yapıp yapmadığını anlamak mümkün değil ama kıza perşembe, cuma uymayınca erkek tarafının "görüşmek istemiyor" şeklinde bütün günahı kıza yüklemesi de önceki bir takım (bizim bilmediğimiz) dialoglarla birlikte kızın hassaslaşmasına sebebiyet vermiş olabilir.
"Mansplaining mi yaptım şimdi" sorusuna odaklanmaktan ziyade sonraki ilişkilerde nasıl yaklaşmak gerektiği üzerinde kafa yormak daha yerinde olur. Hele hele daha tanışma turlarındayken tarafların (her iki kişinin de) daha yumuşak ve sevecen olmaları gerektiğini düşünüyorum. Olmuyorsa da olmuyor, ileriye bakmak lazım.

Mansplaning diyen kadınlar Türkiye’de ağırlıkla hippi Kezban kitleden oluyor. Tartışmalarda hitler ölçeği diye bir şey vardı eskiden, ilk kim karşı tarafı faşist bir nazi olmakla suçluyorsa o zayıf ve haksız olan taraftır diye. Bı da öyle bir şey.

mansplaining böyle bir şey değil +1

Erkek tamam cıvık da kız da çok malmış, ayar olurdum ben olsam, hatta küfür eder al sana mansplaining der engellerdim.

Kadınım.

"aa görüşmek istemiyoo" da cringe oldum. yani buna nasıl cevap verilir ki? "ayyy çok görüşmek istiyorum valla ondan değil :((" falan diye yalvarmasını mı bekledi acaba bilemedim. diğer mevzuda hanım abla manipülasyon ile mansplainingi karıştırmış olsa gerek eheh.

Evet, şimdi ben kendi yorumumu yazayım:

- Burada bu soruyu sormamın birincil nedeni gerçekten "mansplaining" (veya herhangi kötü) bir şey yapıp yapmadığımı anlamaktı. Kendimi epey kötü hissettim ve hatta bu kelimenin anlamını Google'da aradım (yarım yamalak biliyormuşum).

İkincil neden de, büyük ihtimalle yanlış bir şey yapmadığımı ve bana haksızlık yapıldığını düşünerek, ezberci olarak gördüğüm bu zihniyeti başkalarının da görmesini istememdi.

- Muhabbet ettiğim kişiyle iletişimime göre o "cıvıklığı" yapıyorum. Nedenini tam bilmiyorum. Belki karşımdakini tartmak için: "acaba ne kadar istiyor?".

- Karşımdaki kişi en başından beri çok ilgiliydi. Fiziksel olarak çok etkilenmemiş olsam da, cana yakınlığı, uzun boylu ve kıvırcık saçlı oluşu ve profilinde "hookup" seçeneğini de seçmiş olması (buna takılmazsınız umarım) nedeniyle kendime yakın hissetmiştim. Bunların verdiği rahatlıkla bazılarının cıvıklık dediği şakayı / espriyi (her ne ise) yaptım. Beklentim "çok isterdim ama bu hafta zor görünüyor" veya "dur bir şekilde ayarlayalım" gibi bir cevaptı.

- Önemli bir ayrıntı(!) da bu kişinin "psikoterapist" olması (en azından öyle söylemesi).

- Yaşadığım bu olayı feminizme, "kadının beyanı esastır" gibi görüşlere bağlayabilirim ama burada bunu yaparsam günümün nasıl berbat olacağını da kestirebiliyorum. Canımın sıkılmasını istemiyorum ve yapılacak da çok iş var. O yüzden bu sözlerim okuyan kişinin yorumuna kalsın (zaten aşağı yukarı anlaşılmıştır).

Kimlik tanımında erkeklik olmayan, hayatında hiç "bir erkek olarak" dememiş, "biz erkekler/kadınlar" lafını saçma, hatta uzak durulması gereken sözler olarak gören, toplumsal cinsiyet rollerini reddeden bir "erkeğin" erkekliğini kullanarak baskı kurmak ve tepeden bakmakla suçlanması bence düşünülmesi gereken bir durum (suçlayan için de, suçlanan için de).

Yaşları da vereyim: İki kişi de yaklaşık 40 yaşında.

setur gibi bir acentaya pasaportumu ve yolladıkları formu gönderdim. kargo ile vizeli pasaportum geldi

faiz indirimi de yok. ilginçtir ki Antalyada bu en yüksek şekilde artıyor.

enflasyon artiyor, doviz artiyor, o yuzden ev fiyatlari da artiyor maalesef

enflasyon ve döviz yüzünden, artı olarak bir deprem korkusu da var herkeste. artmaya devam eder bu şekilde.

asıl faiz indirimi olursa o zaman asıl artışı görürüz. üretici fiyat enflasyonu %35'i aşmışken yeni ev fiyatlarının sabit kalması imkansız.

Türkiye'de bedava dağıtılan kredilerden dolayı ciddi bir TL bolluğu var, doların 8 lirada kalmasına şaşıyorum.

Ev fiyatlarının ise dahada yükseleceğini tahmin ediyorum. etrafınıza bakarsanız(anadolu yakası sahil kesimi) ev arzı tamamen bitmiş durumda.

takriben 8-9 ay once ortakoy'de bir ev ilanini gozumuze kestirdik, ev o zaman 790.000 tl idi. o tarihten iki uc ay sonra ilani 750.000 tl'ye dustu, gormek icin emlakciyi aradik. "icinde kiraci var, her an musait olmuyor" deyince biz de cok ustelemedik, kaldi oyle.

ayni ev birkac gun once 850.000 oldu, hala satilik. simdi bu adam 1.2 m. de diyebilir bir anda, bu evin fiyatini arttirmak degil de hayallerde yasamak* biraz. o ev kisa vadede 850'ye satilsin, yok mu beni seven* diye dolasirim dereboyu caddesinde.

uzun süre satılamayan ürünler için satıcı önce fiyatı çok hızlı yükseltip, fiyatı hızlıca düşürüyor. evi 500 binden 650 bine çıkarıyor. 1-2 ay içinde 500 bine indirecek. yeni müşteri bunu 650 den 500 e indi bilecek.

inşaat maliyetleri artıyor dışındaki cevapları ben pek mantıklı bulmuyorum.

Bu kadar yüksek faiz oranlarında ev fiyatlarının düşmemesindeki tek neden ev sahiplerinin evlerini kafasında belirledikleri usd cinsinden düşünmeleri.

İşin garip yani, usd çıkınca zam yapıyorlar faizler düşünce bir daha zam yapıyorlar ama hiç fiyat düşürme yok.

Geneli tok satıcı.

Enflasyon böyle bir şey işte. 620'den 650'ye artmış bile denilmez. Sizi İzmir piyasasına bekleriz. Deprem pandemi göç vs arz talep dengesi inanılmaz bozuldu.
Konut fiyatlarını etkileyen bir çok etmen var, fakat bunun göbeğinde döviz kuru artışı ile birlikte oluşan dolaylı etkiler var. Maliyet artışından tutun döviz kurunun genel enflasyonu arttırması ile birlikte kiralara yapılan %20lik zamlara kadar geniş bir skala. Buna talep de yüklenince fiyatlar artıyor.
Zaten maaş biriktirerek Türkiye'de ev almak imkansız. Evin değeri başka evlerin değeri, otomobillerin değeri ile hesaplanıyor. Yani 600bin lira dediğiniz 3 kasa BMW fiyatı. Ev almak isteyen arabasını satıp alabilir, maaşını biriktirerek alamaz. Geçen yaz bedava kredi dağıttılar, evler kapışıldı ev kalmadı zaten onun da etkisi var

Fiyatlar artmıyor
Fiyatları şişiriyorlar

cevabı tlnin aşırı değersizleşmesi. gıda enflasyonu %40, resmi üfe %30dan fazla.
bu rakamlar yıllık.

bir de 3-4 senelik birikimli değer kaybını, 2017den beri piyasaya sürülen ucuz TLyi düşününce ev fiyatlarını durumu maalesef normal.

Demir çimento beton çivi-tel, hatta yalıtım filan anasının nikahı kadar arttı çünkü.

1. inşaat maliyetleri korkunç arttı. hammaddenin önemli bir kısmı ithal. yapı kimyasalları ve demir özellikle. ithal olmayan malzemeler de markette peynir nasıl pahalanıyorsa, pahalanıyor sürekli olarak. son 4-5 aydır tadilat işlerim var. nalbur ve yapı marketlerde de durum bakkaldaki gibi.


2. nüfus artıyor. üstüne göç alıyoruz. talep var.


3. tl'ye güven düşük. insanlar ya dövize yatırıyor parasını ya da ev alıyor.
aslında sadece TL olarak düşünmek de doğru değil. özellikle salgın ile birlikte kağıdın (para) kıymeti düştü. ihtiyacı olmayan bile kasada nakit veya bankada birkaç byte olarak para tutmak yerine eve yöneldi.

vzzzt vzzzt diye gelen yüksek frekanslı ve güçlü olmayan bir ses ise dert etmenize pek gerek yok.
displayin güç kaynağı devresinde bir indüktör (bobin) ötüyor muhtemelen.
rahatsız edici seviyedeyse ve 7 gün dolmadıysa değişim talep edin yine de

güvenmem.

E Dolandırıcı işte?
Dolandırıcılık illa parayı alıp kaçmak demek değil. Belki evin defoları var belki binada bi tuhaflık var belki deli komuşları var evin.
Kaporayı alsaymış o zaman hahah sizi aramış.. naif emlakçı demekki kıyamam.
Yeni konulan ilanı aynı gün görüp kapora verdiğim oldu. Ama evi görmeden öyle şey olmaz. kaporasız sözleşme vs bile olmaz.

Kapora göndermem.

Dolandırıcıların sıklıkla uyguladığı bir yöntem. Genelde de değerinin altında koyarlar ilanları. Bizzat kendim de denk geldim, internette para kaptıran bir sürü mağdurun hikayesini de gördüm. (Ben para kaptırmadım, dolandırıcı olduğunu anlamıştım.

Ev bakmak için kaparo göndermek başlı başına saçmalık zaten, dolandırıcılık olmasa dahi.

Dolandırıcı o kişi

İzmir'de bir arkadaşım birebir anlattığınız gibi bir olayla karşılaştı. Kapora gönderdi. Sonradan dolandırıcılık olduğu ortaya çıktı.

Dolandırıcı.
Eskiden erkekleri evlenmeye ikna etmek için "kızımızı isteyen çok" derlermiş. Bu üzerine bir de para alacak.

emlakcinin adi sani belli demissiniz. boyle kapora verenler var. emlakci da duzgun bi yermis ki size de haber vermis iste. bizzat bi evi bu sekilde kacirdi bi arkadasim. bi ev icin emlakcidaydik. ayni anda emlakcida bi taliplisi daha vardi dairenin. evi de ayni sizdeki durum gibi goremiyorduk. diger talipli ben kapora veriyorum diyip onumuze gecti. adam evin resimlerine bakip verdi kaporayi. guzel semt, guzel sokaksa bu sekilde kapora verenler oluyor yani. evin ici onlar icin onemli olmuyor.

bi de bu sekilde dolandiricilar var ama sizin durum gercek bence

kaçarsa kaçsın...açıkça dolandırıcılık kokuyor...

Mali gormeden para verilmez, kaciyorsa da kacsin.sallayin.

Evet, ataşehir'de ev bakarken bazı sitelerde karşılaştım, adı sanı belli blidğimiz remax tarzı yerlerde hem de. kapora yollamadım, başkası direkt yolladı evler tutuldu listeden kalktı. ben görmeden kapora vermeme tercihindeyim ama gerçekten dolandırıcı olmadan da görmeden kapora alanlar var. o yüzden site ise, belli özellikleri sağlıyorsa evi görmene zaten gerek olmuyor, adam direkt fotolardan kapora gönderebiliyor.

Yok biz görmeden veremeyiz dedik zaten ama, açıkçası @Kittie gibi düşünüyorum, güzel semt - sokak - eli yüzü düzgün fotoğraf insanlar için yeterli oluyor sanırım. Bize göre değil ama resmen kurtlar sofrası olmuş ortalık :)

emlakçı kadın yalan söylemiş. zarf etmiş. kimsenin kapora verdiği falan yok. böyle diyerek sizi acele ettirmek istemiş. böyle bir şeyle karşılaşmamak için türkiyede esnafla hiç muhatap olmamak lazım

Geçen yıl 2. el araç bakarken fırsat bir araç denk geldi. O anda da elimde bi iş vardı bitince ararım dedim 2 saat sonra aradım. Adam aramalardan sıkılmış şekilde açtı telefonu, "abi sabahtan beri telefonum susmadı, birisi aradı Antalya'dan kapora gönderdi, kusura bakma" dedi.

Velhasıl insanlar kelepiri görünce dünyanın bi köşesinden kapora gönderebiliyor. Özellikle piyasaları takipleyenler malın iyisini ucuzunu ayırt edip "şaaak" diye basıyor parayı. Soruya yanıt olarak dolandırıcı olabilir mi olabilir. Ama genelde bu tür fırsatları dolandırılma korkusu/paniği olmayan nispeten "gözü kara" tipler yakalıyor.

hayatımda ilk defa bu yaz kira dışında ev bakmak için emlakçı ile muhatap oldum.

ilk ev, ilk emlakçı. evi yapan satan müteahit dayı da yanında.

evi, bahçeyi gezerken telefonu çaldı bunların. bir iki metre uzaklaşıp konuştu geri geldi. "iranlı biri vardı evi soran. kapora göndereyim diyor. ama şimdi siz evin içindesiniz. hemen karar verirseniz ona satıldı diyecem" dedi.

evin kocaman bahçesi olması hoşuma gitmişti ama bu olay midemi bulandırdı, düşünelim dedim çıktım gittim.


ertesi hafta başka bir eve bakıyordum; sahibinden satılıyordu ama bir emlakçı evi gösterecekti, evsahibi ile başka bir mevzuları varmış tam detayını anlamadım. emlakçı komisyonu yok dendi neticede.

eve bakarken yine aynı şey, emlakçının telefonu çaldı. aynı muhabbet. doktor bir çift var evi görmek istiyorlardı geleceklermiş.
haydaa dedim ama ben evden çıkıp evsahibini konuşmak için beklerken gerçekten de DR plakalı bir araç ile bir çift geldi. ya çok detaylı bir prodüksiyondu, ya da gerçekti.

evet bu aralar mevsimsel bir öksürük, hapşırık durumları var.
mevsim geçişlerinde evden çıkmayan kedilerimde bile olabiliyor ama bu yıl erken başladı biraz.

mamalarına immunex karıştırabilirsiniz bir hafta, on gün kadar.
bünyeleri sağlamlaşırsa çok öksürmezler.

imunex'in kedi versiyonu mu var yoksa insan için olan kullanılabilir mi?

(çok aptalca bir soru olabilir)

havalar soğukken bir tanesi biraz hapşırıyordu, şimdi alayı böyle. sosyal mesafe de yok

rica ederim, saçma değil.
kedi versiyonu yok.
eğer bütçeniz yeterliyse vetaminex ya da vetomune var veterinerlerde ama biraz pahalılar.
eczaneden kapsül immunex alın, bir hafta ya da en azından 3-5 gün yaş mamaya karıştırıp verin.

bir kapsülü 3-4 kediye böleceksiniz tabii, kedi başına bir kapsül çok fazla.
biraz doping olur, iyileşirler.
normalde kuru mama veriyorsanız birkaç gün yaş mama da bu immunex için alın mümkünse.
kuru mamayla karıştırıp kağıt tabakta verin.
yani sadece yaş mama da beslemez, aç kalırlar.
birer tatlı kaşığı, mamayı karıştırıp yedirebileceğiniz kadar verseniz yeter.
biraz zahmetli olur sizin için tabii ama 3-5 gün verseniz o bile etki eder, toparlarlar.

bu arada kışın belki biraz üşüttüyse o bahsettiğiniz kedi, belki soğuk algınlığı bulaşmıştır, yani mevsimsel değil, hasta da olabilirler.
ama hasta olsalar yemek yemezler, gözleri baygın bakar, keyifleri olmaz.
yani bir şekilde anlardınız.

size olan ilgilerinde eksilme yoksa, iştahları yerindeyse, mevsimsel bir alerjidir.
bünyelerini kuvvetlendirmek lazım.
havalar da daha ısınmadı, iyi olur.

baygın bakma yok. iştah konusunda pek sıkıntı sezmedim. normalde ne kadar yerler biliyorum ama mutfakta camın önünde yemek yerken iki ayak üstünde bekliyorlar acayip sesler çıkarıyorlar.

"kedi gibi bakmak" deyiminin anlamını öğrendim.

imunex ile bugün bir başlayayım; bir değişiklik olmazsa başka ne yapabilirim sorarım.

Gümrük olayını bilmiyorum ama beyan olarak Kdv-2 beyannamesi vermeniz lazım...
Atıyorum 1000 tl tuttu,180 tl kdv ayırıp kdv-1 beyannamesinde indirim konusu yapıp kdv-2 beyannamesinde 180 tl yi ödeyeceksiniz

Bir gümrükçü ile anlaşmanız gerekir.
Alibaba'dan prototiplerde kullanmak üzere ürün alıyoruz. Tutarından bağımsız 2500TL+ bir masraf çıkarıyorlar.

50 dolarlik plastik parçalar almıştık en son. 20 adet, bir mouse'un beşte biri ebatlarında plastik malzemeler
Vergi ardiye ordino ne olduğunu bilmediğim bir sürü şey, toplamı 2600 küsur TL tuttu.

Şahıs şirketi, Ltd, A.Ş. olmanız ticari olduğu sürece bir şey değiştirmez diye düşünüyorum.
Sadece teknoloji geliştirme bölgeleri ve serbest bölgelerde istisnalar var sanırım.

(ek.. toplam 50 dolar bu arada. 50x20 dolar değil)

aslında şampuan şişesi gibi, pillerin içinde de iletken bir çözelti var, ters takınca, ısırınca vs bu çözeltinin işe yarar kullanılmamış kısmı bir süre daha iletkenlik sağlıyor

evet, elektrikli bir araban varsa ,mesela tesla gibi, onu da ters cevirdiginde ya da arabayi dislediginde calismaya devam ediyor. cok garip.

ise yarayan ters duz etmen değil. kısa sureligine pilden cekilen akımı kesmen. tekrar geri taktıgında mouse icindeki pil voltajını olcen sistem yeterli seviyeyi goruyor ve bir sure daha pil voltajını kontrol etmediği icin calısıyor.

ters duz etmek yerine pilleri cıkar kenarda 5 dakika beklet geri tak gene calısacak. ısıtmak da pilin icinde depolanmıs enerjinin bir miktarını aktiflestirir. tabi fazla ısıtma patlamasın.

Cevap olarak değil

Kullanmadığın, uzun süre kullanmayacağın pilleri buzdolabında tabi sızıntı yapmayacak ve yiyeceklerle temas etmeyecek şekilde saklayabilirsin. Buzlukta değil normal dolap kısmında.

Pilin içinde elektrik üreten şey bir kimyasal tepkime. Kimyasal tepkimelerin aktivasyon enerjisi denilen bir eşikleri oluyor. Soğukta bu eşiğin iyice altında kalıyorsun.


Eğer soğukta durursa durduğu yerde bitmesi daha uzun sürüyor gibi düşünebilirsin.

okan bayülgen kemancısı

Böyle.bir arat google da.

Bu mu acep?

nop'un dediği ayça tekindor ama ses onun sesi değil.

ayça tekindor değil maalesef :( çok eskiden zaga'da vardı o bir dönem. benim bahsettiğim arkadaş 2011-2012 gibi dahil olmuştu, beş gün program yaptığı zamanlarda tv8'de.

reyhan tüysüz'e mesaj at instagram'dan, o bilir.
www.instagram.com

hatırlıyorum bu kızı. boğaziçinde ingilizce okuyordu. adını anımsayamadım. zaten oyuncu değildi o çeviri işi vs yapıyordu.

hocam arayın polisi, durumu anlatın, çıkın. en azından bir polis vs çevirirse durumunuzu bildirmiş olursunuz. aracınız varsa muhtemelen işten dönüyor olduğunuzu vs düşünüp çevirmeyeceklerdir bile.

Biraz şans işi. Ben önceki yasaklardan birinde çıkmıştım. Ki o zaman daha sıkıydı. 20dk mesafeye gittim geldim kimse de durdurmadı.

az önce dışardaydım. polisler pek yok, dışarıdakilere bir şey demiyorlardı ama. imkan varsa ara sokaklardan gidin.

Rotanizdaki nobetci eczaneye bakin internetten. Ceviren olursa su su nobetci eczaneye gidiyorum dersiniz, bir sey demezler.

daha önceki yasaklarda nöbetçi eczane için 155'ten telefonla izin almıştım cezayı gözüm yemediği için. evin adresini ve plakamı not almışlardı, şu andan itibaren gidip gelmek için 30 dakika süreniz var, ev-eczane arasındaki bir yoldan farklı bir yerde veya 30 dk dan geç bir saatte çevirmeye girerseniz ceza yersiniz, hemen gidin gelin demişlerdi.

belki şu olabilir, kullanmak zorunda olduğum ilacım o evde kalmış, araç ile gitsem olur mu, geri dönmeyeceğim diye 155'ten izin almak?

Kaban ve arabada bulduğum battaniye ile oturuyorum bakalım...

guney kore, japonya gibi ulkeler genelde zaten isi siki tutarlar. bence cin uzerinden aktarma yapmayacaksaniz veya yakin zamanda cine gitmediyseniz guney kore'ye gitmenizde bir sikinti olacagini sanmiyorum.

tabii ki maske, dezenfeksiyon gibi onlemler nereye giderseniz gidin onemli.

arap yarımadasına da sıçramış diye okudum doğru bilgi midir acaba?

@cosmicgadin
gisanddata.maps.arcgis.com

Birkeşik Arap Emirlikleri'nde 4 vaka mevcutmuş

Seul'de 4 kişide hastalık kesinleşmiş.
gisanddata.maps.arcgis.com

Lg pf1500 kullanıyorum güncel fiyatı bilmiyorum.

Oldukça memnunum. WiFi, Bluetooth vs var. casting.destekliyor.
LED projeksiyon. Ömrü uzun. Ama loş olmayan iş ortamında yetersiz gelebilir.
Perdeler kapanınca yeterli olacaktır

Odayı full siyaha boyadık. Tavanin bir kisimi da siyah. Perdeler de siyah hatta. Ama o cihazın fiyati biraz butceden fazla sanirim. Tesekkurler oneriniz icin, detayli inceleyecegim.

PC disketi mi?

commodore.gen.tr forumda sorabilirsin. Bu disketleri halen aktif olarak kullanan bir dünya adam var, ücret filan isteyeceklerini de sanmıyorum.

bende iki adet 5.25" driver var ama commodore 64 için... PC disketi ise dediğim gibi commodore.gen.tr'den çıkacağını tahmin ediyorum.

@nop çok güzel fikir vermiş, üyesi olduğum halde bu aklıma gelip de commodore foruma sorun demek aklıma gelmezdi :)

Fakat adım gibi eminim ki o disketin içeriği bozulmuştur, özel ortamda özenle saklansa bile bozulma ihtimali çok yüksek disketlerin.

Yataş prestige prime. Gayet iyi bel için.

bence tempur ve visco tarzı ürünlerden uzak durun. fıtık varsa doktora danışarak yatak seçimi yapın bence.

Tempur kullanıyordum. Aşırı bel ağrısı yapıyor.
Önermiyorum.

Ortopedik bir yaylı yatak alın bence

Kaliteden dolayı Yataş markasını da önermiyorum. Yan sanayi kalitesinde Baza ve yayları eriyip giden yatakla beni süründürdüler

pili çıkarıp sadece kablo takılıyken çalıştırmayı deneyin.

arkada iğne sokmalık delik varsa sokup bekle biraz.

Pili çıkarıp denedim olmadı. Deliğe soktum yine çalışmadı

O zaman anakartta bir parça yanmış olabilir. Bir parça yerinden çıkmış da olabilir.

Tüh yav bir anda öldü

Pil bitmiş ve şarj cihazınız bozulduğu için şarj olmuyor olabilir

Dolan dolmusun yazdıklarını ciddiye almayın. Muhtemelen dünyayı ben sürdürüyorum kafasında birisi.

Asıl cevabına gelecek olursak, bizim buluşma noktamız 3,5 yaşındaki oglumuzun kreşi. Evimiz,iş yerlerimiz ve çocuğumuz kreşi farklı semtlerde. Diyelim ki ilk ben aldım evimizin yakınlarında bir park var oraya gelip eşimi 12 saat bekleyeceğim. Ya da eşim aldıysa beni sonra bir şekilde babanesine ( başka bir il) ulastirip birbirimizi ölü& diri bulmak için uğraşacağız. Bu senaryoda oglumuza ulasamama ihtimalini hiç konusmadik. İçimiz almadı :(

Google Maps'teki konum paylaşımı aktif olarak kullanılabilir.

Böyle durumlarda soğuk kanlı olmanız gerekir. Cep telefonları geçen gün deneyimlendiği üzere ciddi sıkıntılar yaşayacak ama Türk Telekom'un yaşadığı sıkıntı tekrarlanmaz gibi, burada demek istediğim birbirini arayamamak çok büyük problem değil, SMS birinci tercih edeceğiniz yöntem olsun, ardından da internet gelsin. SMS'lerde iletildi özelliği de vardı ama yeni nesil telefonlar göstermiyor bu bilgiyi sanırım test ederek öğrenilebilir.

Bunun dışında yanlış deneyimlemediysem, sabit hatlar sıkıntı yaşamadı geçen gün, bu durum için de ankesörlü telefon kartı taşınabilir ve ailenize yakın olan ankesörlü telefonların numaraları öğrenilebilir, böylece birisinin açacağını umarak o bölgedeki bir telefonu aramış olacaksınız.

Bunların dışında ailemin evindeki modeme uzaktan erişebiliyorum, böylece modem açıksa elektrik var-internet var çıkarımı yapılabiliyor, ek olarak bağlı cihazlar listesi de evde kimin olduğu bilgisini veriyor. Tabi modem kesintisiz bir güç kaynağına da bağlı yani elektrik kesilse dahi bir süre açık kalıyor.

Yani şu anda sahip olduğum imkanlarla bunlar yapılabiliyor, üzerine düşülürse yapılabilecek bir çok şey eklenebilir, akıllı ev sistemleri bu imkanı sunar daha çok sanırım.

İletişim firmalarının devamlılık planları nedir bilmiyorum ama büyük çapta bir afette muhtemelen SMS en öncelikli çalışır tutulacak sistemdir, ikincisi internet olacaktır, hız kısıtı konulmasını muhtemel görebilirsiniz, bir diğer taraftan güvenlik ve asparagas haberlerin engellenmesi için bazı sitelere veya sitelerin çoğuna erişimin engellenmesi de beklenebilir bence.

telsiz almayı düşünüyorum. rölelerle uzak mesafelere ulaşabilmek mümkün.

her mahallede bir iki amatör telsizci bulunmalı. 99'da izmit'de ilk bilgi akışını bu arkadaşlar sağladılar.

her kisinin kendi acil durum plani olmali ve onu uygulamali. ciddi bir depremde ne sabit ne de gsm hatlari en az 48 saat calismayacak.

ben amator telsizciyim ve telsizlerim de var ancak bu gene cozum olmuyor ailemde kac kisiye telsiz verebilirim-ehliyet alabilirim. daha onemlisi zor durumda kaldiginda kullanmasini ogretebilirim ?

ileriye yönelik taksitlerinizin toplamı mı 4573 tl?

Son ekstreniz kesildikten sonra yani 6 temmuz'dan sonra yaptığınız harcamalar oda görünmüyor. 6 Temmuz'dan bu yana yaklaşık 1940 TL'lik harcama yapmış olmalısınız.

Nop; evet ileriye yönelik taksitlerin toplamı 4573 tl.

Başka banka borcu, borç taşıma veya bireysel kredi varsa böyle durumlar olabiliyor.

Trinity and beyond

Ben en son Victor Jara belgeselini izlemiştim netflixte. Victor Jara’nın katlediliş sürecini ve eşi Joan Jara’nın verdiği hukuk mücadelesini ele alıyor. Tavsiye ederim.

netflixte seri katik ted bundynin heö filmi hem belgeseli vardı

aynj şekikde 140 journos bold pilot belgeseli üzerine bizim için şampiyon filmi

One strange rock

exit through the gift shop. en sevdiğim belgesel olabilir.

bu sene izlediğim icarus da iyiydi. searching for sugar man geldi bir de aklıma ama izlemişsinir muhtemelen.

Tecrübemde var önerimde var google a canlı
yakalama kapanı yaz ben şimdi bir videosunu
gönderiyorum

youtu.be

Pahalıdır 400 600 arası vardır ama kesin
Çözümdür pet shoplar satmaz çok az yerde
Satılır ya da internet üzerinden alacaksın ya da
Birinden ödünç alacaksın bazı belediye
Veterinerliklerinde vardır otoparkın olduğu
ilçenin belediye veterinerliğine git durumu
anlat ödünç vermezler belki bir elemanı
kapanla birlikte gönderirler içine et konuyor
ağzı açık bırakılıyor acıkınca eti yemek içn
kapanın içine giriyor dipteki eti yemek için
kapanın ortasındaki ağırlık sensörlü pedala
basıyor kapan kapanıyor kedi içinde kalıyor

Muz cumhuriyeti olmasak sokaklarda kedi köpek olmazdı ama muz cumhuriyetiyiz yapacak hiçbir şey yok

Yazıklar olsun kimse cevap yazmamış

Kedide son durum nedir

itfaiye kedi kapanı ile kediyi yakalayıp götürdü.

benzer bir nedenle arama yaparken görenler için cevap yazayım dedim.

en azından sarıyer itfaiyesi'nde böyle bir techizat ve deneyim var.

gazi misiniz diyor. değilseniz üsttekini işaretleyin.

Amerika'da gazi ve engelli çalıştırma ile ilgili yasalar var. Bizdeki engelli ve eski mahkum çalıştırma yasaları gibi..Adaylara bununla ilgili durumlarını sormak gayet yaygın.

Açıklamak zorunda da değilsiniz bu arada.

Bir veteriner tanıdık 12 yıldır aynı Hilux u kullaniyor. Yakıt dışında inanılır memnun. D-max ler yağ yakıyor sanırım. L200 ve Amarok şehir içi için daha uygun. Tok kapı sesi diyorsan Amarok

Genel olaram şehir içinde kullanımda zorlukları merak etmiştim

tahmin ettiğimden çok daha ucuzmuş. birkaç yüz gramlık pakete ingiltere için bu civarlarda para ödemiştim.

dhl ile 1,5kg'a 890tl ödedim geçen
3 gün acısı geçmedi

Pttden ucuzu olacagini sanmiyorum, malesef.
Ben de 5 kg civarına fransa icin 280 tl odemistim. Normal yani euro uzerinden odeniyor.

büyük paketler için zaman sorunu yoksa kg başına daha uygun fiyatlar belki bulunabilir ama 5-10 kg için olmuyor. m3 gönderecekseniz mesela kg olarak 2 pound a falan düşebiliyor uk için. tırla gönderiyorlar o yüzden hacimli seviyorlar sonuçta kapınıza kadar da geliyor bir türlü.

Değiştirmez. Biz 4 kişilik paketi 3 ayrı ülkede kullanıyoruz. Herkes bulunduğu ülkenin içeriğini görüyor.

Degistirmiyor +1

i.hizliresim.com

Yüklenmedi sanırım

elektrikten anlamiyorsun bir elektrici cagir. ugrasacam derken akima kapilabilirsin. illa makineyi denemek istiyorsan evde o sigorta atik iken elektrik olan bir prizden uzatma cekerek deneyebilirsin. eger atan kacak akim ise o zaman prizde, uzatmada ve makinenin icinde bir kisa devre varir. servisten once elektrikciue baktirmak uygun olur bence.

kaçak akım rölesi varsa sizin hayatınızı korumak için atıyor gibi. fotodan anlayamadım ama.

Tesisatınızda kaçak olabilir. Hangi röle atıyor?

Çamaşır makinesi ile buzdolabı aynı rölede mi? Ana giriş rölesi mi atıyor yoksa belli bir tanesi mi? Sayacın oradaki ana şalt rölesi atıyorsa topraklama veya kaçak/tesisat arızası olma ihtimali yüksek

Üzerinde buton olan atıyorsa artık akım anahtarı (kaçak akım rolesi) atıyor, kaçak var demektir.

Buton olmayanlardan bir tanesi atıyorsa o hatta akım eşik değerini aşıyor demektir.

Ana sigorta atıyor. Elektrikten anlamıyorum ama bu işleri yapmadan önce ana sigortayı kapamayı ve kontrol kalemi ile kontrol etmeyi akıl edebiliyorum. Ilk biride yazdığım gibi ana sigorta atıyor. Acaba sigorta amperleri mi düşük diye sormuştum aslında.

Hayir sigorta amperleri düşük değil, iki tane 2000wattlık ufo ısıtıcı calistirmiyorsaniz tabi...

O halde muhtemelen kacak var diyebiliriz. Cihazda da bir problem olabilir çünkü aynı prizden çamaşır makinesi beslenirken anında atma yaşamadık. Aynı prizde çamaşır makinesi çalışırken kurutma makinesinin fisini takar takmaz atması onu işaret ediyor.

Salondaki f konektörlu uydu kablosunu odada deneyin.
Bir de muhtemelen diseqc modül vardır çatıda. Onun uydu alıcısındaki ayarını düzgün yapmanız gerekiyor

nasıl yapıcam ki bilmiyorum

niye böyle oldu ki ama ya? daha 2 gün önce gayet güzel çalışıyordu

ek soru: bir de niye salonda çalışan uydu, odada çalışmıyor?

Anten sadece sizin daireye mi bağlı yoksa merkezi sistem mi?

Bizim daireye baglu

Butce onemli. Ortalama giris seviyesi icin 5bin okse epson 2150 isinizi gorur.

Ortalama fiyatı hakkında bilgin var mı peki? Gebeĺde ebay, amazon çıkıyor direkt modeli aratınca. TR fiyatı yani.

avrupa kodu tw5650 imis hocam. o sekilde bakin ama fiyat bir tik artmis :/

abi ne yap et deneyerek al derim. ben 2 sene önce ph300 almıştım, gayet de güzel aslında, 720p yetiyor bana ama lümeni düşük. 1000 tl civarıydı, şimdi projeksiyon aletleri uçmuş.

bir de eğer geçici bir heves ise çok para dökme.

projeksiyon pişmanlıktır.
kesinlikle denemeden almayın.
ampülleri kısa sürede zayıglıyor, yeniis çok pahalı ayrıca.
sinemadaki görüntünün yanına bile yaklaşamazsınız.
alabildiğiniz en büyük televizyonu almak daha mantıklı

Lg pf1500 kullanıyorum.

Son 10 yıldır sürekli projeksiyon cihazı kullanıyorum.

Hep LG led projeksiyon kullandım. Bu üçüncü nesil cihazım. Amerika'ya gidince belki bir yeni jenerasyonunu alırım.

Daha lambası (LED'i) biten olmadı. 30 bin saat ömürleri var.

İnanilmaz memnunum.
55" UHD LED tv de var, full hd projeksiyondan aldığım keyfin beşte birini alamıyorum.

Gündüz çalıştığım için aydınlıkta seyretmeye çalışmam gerekmedi hiç ama yine de salona karartma stor perde aldım, gayet iş görüyor.

Lg nin kendi arayüzü var projeksiyonda, netflix, plex vs var ama ben genelde chromecast ve NAStaki videolar için (lokalde sakladığım videolar) webvideocaster app ini kullanıyorum.

Tv izlemiyorum yıllardır, bu şekilde gayet güzel geçinip gidiyorum.


Projeksiyonla aldığım görüntünün diyagonali 2.5 metre.

evet. bazı bankalarda komisyon da olabiliyor ayrıca.
bir de eur çekip usd ye çevirip sonra size usd kur çevrimi yapma durumları da olabiliyor. pos cihazında otomatik kur çevrimi yapmasınlar yani yerel para neyse onla çeksinler.

yoksa tl yerine eur cihazın kuruyla çekiyorlar misal. sonra onu bir de usd ye çeviriyorlar. sonra siz o usd kurunu ödüyorsunuz.
tl-eur çevriminde asıl kazığı yiyorsunuz.
tl yerine yerel para birimini koyunuz.

Ziraat bankasındaki günün en yüksek kurundan.

İş bankası kartımda dolar ekstresi özelliği var. Son ödeme tarihinden önce Direkt doları dolar, tl yi tl olarak odeyebiliyorum. Odemezsem saçma bir kurdan tl ye çeviriyorlar

Mobil edit:illa suv olmasına gerek yok. Öyle denk geldi açtım başlığı.

Pek anlamam ama bozuk yol, ekonomik deyince aklıma hep duster gelir (ama ciddiye alma tabi benim dediğimi çünkü hiç anlamıyorum)

Suv'lar aslında şehir içi araçları ve göründüklerinin aksine bozuk çukurlu yollarda pek de konforlu değiller (premium yeni modelleri saymiyorum tabii). Çünkü yuksek olduklarından mecburen biraz gergin süspansiyonlara sahip oluyorlar. Yani öyle suv aldım patır patır çukura girerim diye düşünmeyin, hem size hem arada yazık olur.

Sizin yerinizde olsam söylendiği gibi Duster alırdım. Geniş yanak büyük lastik, ucuz, çok geniş değil ama iç hacmi büyük, bagajı kocaman, BMW ile kıyaslanmaz ama makul derecede güvenli. Zaten ortalama hızınız 30 falan olsa gerek.

Kullanıcılar kadın olmasa direkt kamyonet alın derdim. Onunla korkmadan çukura da girersiniz.

Yollar bozuk ve dar diyorsun. Az yaksin diye Aracın motorunu küçültsek çekiş sorunu yaşarsın. SUV araç alsan onun gibi yakar zaten. Hadi onun altında yakan bir araca geçtin. Onu amorti etmesi 3 yılı bulur. 3 yıla kim öle kim kala. Ayrıca model onersek alacağın arabanın sağlam çıkması da şüpheli. sağlam araba bulmak zor.Alıştığınız şeyden vazgeçerken bunları da düşünün.

Nissan x-trail

Peugeot 5008

Renault kaleos

Aradığınız araçlar bunlar. 200-250 bin bandındaki. Ben en çok x-trail i beğenmiştim bayiiye gidip bindigimde. ama en havalı olanı 5008 dışarıdan bakıldığında. 2018 2. El modellere bakabilirsiniz. Çünkü hepsi 2018de yeniledi yeni kasalarını. 2019 da 2018'in makyaj hali sanırım.

Peugeot onermem fransiz direk pahali. Renault tutulmadi satarken sorun yasaman muhtemel. Nissan da sandiktir.

Discovery falan da onermem gereksiz hepsi. Toyota bakin.

Ote yandan yazdiklariniza gore az yaksin cabuk kacsin diyorsaniz duster alin. Kaza yapilacak bir yol degilse duster alin diyeyim yine de. Yoksa daima toyota.

Suzuki vitara

Amarok aventura.

Porsche SUV motoru ve şanzımanı var ama ÖTV yok :) 1.5 milyon lira yerine 200 bin liraya 4x4 araba.

Bozuk yol vs diyorsunuz... Qashqai, Renault, Peugeot hatta Tiguan vs bunları geçin. Sırf SUV ye benziyor diye 4x2 130 beygir binek arabaya SUV parası vermeyin.

Mevcut araç üstüne 10-15 bin bütçe var demiş. Milyar trilyarlık arabalar önermişler.
Sanırım sandero stepway ve duster dan başka araba uymuyor size. 4x4 olursa duster işinizi görür bence ve de yükseklik olarak. Ama konfor beklemeyin çok

2 kapi 2010-2011 Suzuki Vitara.

Su anki arabadan daha kucuk, yerden yuksek alini vurmazsin, LPG taktirdin mi benzin derdi yok. fiyat olarak simdiki arabani satip ustune 10-15 koyarsan temiz bir tane alabilirsin harhalde.

Üzücü. Sizin durumunuzda olan başkalarını da duymuştum.
Büyük balıklar hayatta kalsın diye alt yuklenicileri hırpalıyorlar.
Sektör neydi?

yani oradaki kayyum eşek değilse işçi alacaklarını ödeyecektir. bu kayyumlar mahkemeden devletten korkuyorlar sadece o yüzden mahkeme açın, icra gönderin, bir yerden alacakları varsa ona tedbir koydurmaya çalışın, elinizden geleni yapın. işçi alacağı öncelikli olmalı hesapta para varsa bir şekilde öderler. ama öncelik kayyum maaşı, sonra çalışan maaşı, sonra varolan işlerin ödemeleri, diğer işçiler, eski borçlar diye gider.

@nop firma keskinoğlu hocam

@ozdek işçi değiliz üstad, firmaya iş yapmıştık borçları var.

aynı süreci yaşamış biri olarak kayyuma gidin yalvarın.
muhtemelen ana paranın yüzde 80 ini falan teklif edip borcu kapatalım diyecektir. kabul edin paranızı kurtarın.
müslümana denk gelmişsiniz faizsiz alacağınızı verirlerse çok iyi ama kayyuma gitmeniz lazım.
100 bin diyince işçi alacağı sandım baştan firma alacağı yazsaydınız ona göre şeyederdim.

Kayyumlar genelde siyasi bağlantılı adamlar. Siyasi bağlantı kullanıp tepesine binmediğiniz, birilerine telefon ettirmediğiniz sürece, bunu yapan adamlardan size fırsat kalmaz. Adam bulmanız lazım. Gerekirse paranın bir kısmını yedirin ama bir bağlantı bulun yoksa işiniz iş.

cevaplar için teşekkürler. kendi paramızı almak için bile para yedirecek hale geldiysek ben kime ne beddua edeyim bilmiyorum artık. ülkeyi batakhaneye çevirip torpilsiz selam veremez hale getirdiler. benim bir buçuk yıl önce alın terimle kazandığım paraydı bu. o zaman borçları kapatıp üstüne para artarken şimdi borçlara bile yetmiyor. yatacak yer bulamasın sebep olanlar.

merhaba
konkordato ilamı ile geriye dönük 3 aylık maaşını garanti ücret fonundan alabilirsiniz.

muratkiziloz.com.tr

Ödeme güçlüğüne düşen işverenden ücret alacağı bulunan işçilerin, İŞKUR birimine aşağıdaki belgeler ile şahsen başvurmaları gerekmektedir.
1- Ücret Garanti Fonu Talep Dilekçesi,
2- İşverenin Ödeme Güçlüğüne Düştüğünü Gösteren Belge;
3- İşçinin ücret alacağını aylar itibariyle gösteren İşçi Alacak Belgesi,
bunlar ile alabilirsiniz

muratkiziloz.com.tr

Ne yaparsan yap sıkılacaksın kardeşim. İyisi mi kendine yeni işler bul kasan bilgisayardan. Ömür geçmez öyle. Hem biliyor musun boş oturmak kadar yorucu iş yok. Allah telle tuale tü yardımcın olsun.

hocam
senin üstün vardır
o üstüne ne yapabilirim diye sor
video / oyun olayına girme
iş yeri ne üzerine
imalat vs. ise yöneticine söyleyip ingilizcem iyi malı yurtdısına pazarlamaya calısabilirim diyebilirsin

zaman en kıymetli şeyimiz. öyle okuyup geçmeyin bunu.

yeni birşeyler öğrenmeye her gün birkaç saat ayırabilecek gibiyseniz çok şanslısınız

yarım saatte bir 5-10 dk yürüyüş

finansal piyasalara dair tonla ücretsiz kaynak var internette. oku, öğren. hem vakit geçirir, hem de kendini geliştirirsin.

Bölüm değiştirmeyi düşünüyorum. Kurumsal bir şirket olduğundan amire öyle diyemem zaten iş olmadığının o da farkında. Telefondan paket bitmesin diye video izlemiyorum. Kampüs iyi ama öğle molası dışında tek basina dolasinca açık hedef gibi hissediyorsun. Fazla ciddi şeyler okuyunca canım sıkılıyor Öğretirken eğlendiren şeyler lazım.

aradaki fark mi box, iptv kutusu gibi cihazların fiyatından fazla ise değmez az ise düşünülebilir.

Tv smart olmalı, kanser olmak istemiyorsanız. Sonra tv box alacaksınız ekstra masraf.

smart tabii ki. youtube falan neyse de Netflix, kullanıyorsanız blutv vs. çok iyi. tarayıcıdan bunlara girmek, 146'dan internete girmek gibi bir şey.

Kesinlikle smart. İptv uygulamasi indirip, tvden direkt izleyebiliyorsunuz. Youtube vs saymiyorum bile

normal tv + chromecast daha bile iyi olabilir

Smart olmalı

nop +1 bence, bu gün smart olan tv yarın o kadar smart olmuyor çünkü, bende samsung var, adamlar skype'ı kaldırdığından beri kullanmıyorum.teknoloji geliştikçe daha fazla işlemci gücü, daha fazla ram'e ihtiyaç duyuyor cihazlar ancak donanıma müdahale edemiyorsunuz. özelleştirebilmeniz de daha zor oluyor.

max 1500'e alacağınız smart tv'den hayır gelmez.
düz tv alıp chromecast, mitv gibi alternatiflere yönelebilirsiniz.

Ancak şunu da belirteyim 2 ay önce smart tv olayına giriş yaptım ve dünyanın rahatlığıymış allahın cezası :)

okumadan cevap verenler kesinlikle smart demiş de 1500'e alacağın smart tv'den verim alamazsın. lg'nin samsung'un bile giriş seviye smart tv'leri ağır aksak çalışıyor. hele ki browser'a kalacaksan sinir harbi yaşarsın.

bu devirde smart olmayan tv bulmak zor o yüzden 1300-1500'e alacağın orta halli bi tv'ye 300-400 civarı android box takarak keyif alırsın.

bana kalsa 1500'lük dandik marka tv hiç alma derim. tv bu, alınca uzun kuıllanıyorsun. o yüzden en azından lg'nin samsung'un philips'in 2-3 bin bandındaki giriş seviyesi modellerine bakarsan panel kalitesi açısından üzülmezsin.

Jux+1

Vestel A101 özel üretimi hilevel al paranızın yettiği en büyük inç. 1899 a 49inç vardı. Netflix ve YouTube var.