2 aydır kahvaltı yapmıyorum. Geçen gün direk ciğerden açtım günü.

işe gittiğim günlerde hiç evde kahvaltı yapmam. işyerinde de nesfit ya da bazen poğaça-çay.

evde olduğum günlerde anne eli değmiş patates kızartmasından menemene, fırında kanepeye kadar uzanan bir menü var. ama annem modda değilse, o zaman kızarmış ekmek-peynir falan.

pizza

home office çalıştığımdan mütevellit peynir zeytin, domates, salatalık fiks üstüne patates/biber kızartma, katmer, yumurta (omlet veya haşlama) bazen menemen bazen sucuklu yumurta hergün başka çeşit

peynir, reçel gibi standart kahvaltılıklar ve mutlaka yumurta(omlet veya haşlanmış). kahvaltıyı sağlam yapmak lazım.

Değişiyor.
Spor yaptıysam peynirli omlet yiyorum.
Spor yapacaksam yulaf ezmesi+meyve yiyorum.
Spor yapmayacaksam yoğurt+meyve yiyorum.
Pazarsa, aile kahvaltısı varsa masada ne varsa yiyip mide fesatı geçiriyorum.

yarım at.

Haftaiçleri çeşitli peynirler, zeytin ezmesi, salam, bal, reçel, tahin-pekmez, nutella..

Haftasonları çorbacılara gidiyorum. Ayak paça veya beyran çorbası içiyorum son birkaç haftadır, bugün sabah da içtim. Çorba işini tavsiye ederim..

yulaf ezmesi + muz veya elma

%80 şu şekilde;

2 haşlanmış yumurta, peynir, domates, salatalık, zeytin, çay.

elma + muz ya da yogurt + muz ya da misir gevregi + muz

sıcak, pişmiş bi şey olmadan o sofraya oturmam mümkün mertebe. menemen olsun, omlet olsun, sahanda yumurta olsun hiç fark etmez. ama sıcak bi şey olacak illa ki. yanında da peynir zeytin işte. Allah ne verdiyse.

sabah erken kalktığımdan genelde evde yapmıyorum daha fazla uyumak için. dışarda yaparsam da ya çorba ya da kaşarlı tost. ama genelde öğle yemeği günün ilk öğünü oluyor.

evde olduğum günlerde kaşarlı tost.

annem evdeyse sucuklu yumurta mı dersin , sucuklu yumurta pizza edişın mı dersin , güzel güzel salatalar mı dersin.

zeytin
peynir
yımırta
işlenmiş et türevi ürünlerden en azından 1 çeşidi.

üşenmezsem yanına gevrek boyoz falanda alıyorum.

süt gevrek

sabahları iştahım olmuyor, çoğunlukla kahvaltı yapmıyorum. öğle yemeği ile açıyorum günü.

hafta içi müsli
hafta sonu yumurta, zeytin, peynir, vs.

krem peynir, avokado, ceviz, peanut butter, kahve

(ketojenik diyet)

1 aydır kepek ekmeğinde iki tane tost yani dört dilim ekmek.

persembe gunu resmi tatildi burda, o yuzden sarimsakli mozzarellali ekmek yaptim kendime. haftaicleri de sutle musli falan yiyorum, canim kahvalti cekmezse kruvasan veya peynirli pogaca aliyorum.

yadi.sk

hiçbişey.

tam buğday ekmeği ve hindi göğsüyle hazırlanmış yeşillikli domatesli bir sandviç genelde, çabuk olması açısından.

kahvaltı yapmıyorum sayılır.
ilk öğünümde peynir ve yumurta bulunur genelde. 100 gr kadar beyaz peynir ve 1-2 yumurta gibi. ve marul salatası. böyle olursa kahvaltı dediğiniz şeye benziyor biraz.
bazen de haşlanmış tavuk - yoğurt- zeytinyağlı sebze oluyor ilk öğünümde. bu pek alışılmış kahvaltıya benzemiyor.

kaçamak günlerde ise yulaf ezmesi pişiriyorum.

Hafta içi sandviç.
Hafta sonu domates, farklı çeşitlerde peynir, omlet, zeytin bal kaymak, salatalık, biber, sucuk vs allah ne verdiyse.

Bugün Pazar, bugün kahvaltıda herkesi yiyebilirim :)

Bugün bir simit, süper karışık ve baharatlı bir Rodos salatası, birkaç peynir, yumurta, reçel, zeytin, ceviz ve günkurusu yiyeceğim.

Hafta içi bir parça peynir, domates, salatalık ve az ekmek yiyorum.

Hiçbir şey. Kahvaltı çok gereksiz bir öğün. İnsanlar durduk yere neden insülinleriyle oynar hiç anlamıyorum.

bal, tereyağ, bi dilim kepek ekmek, yeşil biber, peynir. ve iki bardak çay.

Bugün 3 poğaça yarım litre kola.

Normalde yapmam kahvaltı.

Sağlıksız besleniyorum.

www.youtube.com

bnun ingilizce metnini döken olursa çevirip altyazı yapacağım. ama ingilizce metni yazmaya üşendim

burada büyük bir polis birikintisi(yerleşmesi) oluşmaya başladı. ve tüm bunlar gezi parkının yıl dönümünde oluşabilecek herhangi bir gösteri için. en az 11 insanın öldüğü tam da buralarda bir yıl önce başlayan gösteriler için. burada, türk başbakanının söylediğine göre ekonomiyi baltalamak amaçlı yapılan gösterileri engellemek için alınan önlemleri görüyorsunuz. göstericiler birlikte anayasal haklar çerçevesinde kendi özgürlüklerini ifade etmeyi ve .... deneyecekler.

bu, türk siyasi tarihindeki son 10 yılın en çalkantılı yılı oldu. istanbul'da ve diğer şehirlerde; haftadan haftaya, aydan aya ölümle sonuçlanan çatışmalar gerçekleşti. sadece geçen hafta bile istanbul'da iki kişi öldü. ülke gördüğüm en kutuplaşmış halinde. hükümet geçen mart seçimlerde başarılı oldu fakat nüfüsun önemli bir kısmı, polis ve demokratik yolla seçilmiş hükümetten mutlu değil. ve eğer kanıta ihtiyaç duyarsanız sadece 1 yıl önce protestoların patlak verdiği bu noktaya çiçek bırakmaya gelen insanları engelleyen polisin varlığına bakmanız yeterli.

......... insanlar kitleler haline gelince hemen polis sıkı önlemler alıyor ve kuvvet uyguluyor ve genellikle/sık sık çatışmalar gerçekleşiyor. göstericiler taş, şişe atıyor ....

-- are you cornolist?

- sanırım biz getting (cümle kesildi).

-- which kanal which kanal

- siyenen

-- okay can i see your passport. cornulist kart cornulist kart.

- bu benim basın kartım . /// Türkiye'de bana izin ver gibi bir şeyler dedi///

-- where is your pasport pasport pasport where is . kam vit as

- eörl şu anda .... yapılıyoruz/ediliyoruz. aybikeey aybikeey

olm iskoçları bile az çok anlıyorum da bu adam acayip devrik cümle mi kullanmış napmış anlamadım

nodrap'ın boş bıraktığı en son kısımda yanlış anlamadıysam we are being detained right now diyor. tutuklanıyoruz diyor yani.

hizlica yaptim amme hizmeti olarak:

thousands of turkish police has stationed in central istanbul at this moment. they are bracing possible demonstrations marking the one year anniversary of istanbul’s taksim square protests. our cnn international correspondent Ivan Watson’s been spending the day there, he joins us now live. Iwan it’s quiet while I spoked to you a few hours ago; What are you seeing now?

Right now there’s been huge turkis police deployment in central istanbul, you see riot police. almost outnumbering the foreign tourists that usually swirl around this area and all of this is for prevent any possible demonstration on the anniversary of the gezi park protests. one of the main protest groups the taksim solidarity platform has called for people to bring flowers in honor of at least eleven people killed since the protests began a year ago. a year ago… basically in this very place and as you can see these are some of the measures that the turkish government is deploying to prevent that to being able to happen. the turkish prime minister says that the demonstrators Errol or conspiring against turkey. trying to destroy the economy here. demonstrators argue they are trying to express their freedoms under the constitution together and show political expression it has been the most turbulent year in a decade of turkey’s political history clashes week after week month after month in istanbul and in other cities that resulting in the deaths of two more people just last week here in istanbul. the country more polarized perhaps than I’ve ever seen it. the government has succeeded in winning in election in election last march decisively but there is clearly a significant portion of the turkish population that’s not happy with the policies of the democratically elected government and if you ever needed proof just look at the police presence in central istanbul, in the commercial capital, this is all to prevent people from being able to lay flowers in a park where the protest movement first erupted a year ago. Errol

and I’ve enejil speaking to us we’re going between what you’re showing us other live pictures of the area at the moment where does this go from here because what essentially we’re seeing is that the police around in such force people calm respectfully and calmly peacefully voice their opinions in istanbul.

well the cycle that we’re seeing over and over again is that people will try to come out, chat. wave some flags and very quickly the police crack down and use force and then often you get clashes erupting; demonstrators throwing rocks, bottles and police cracking down with they use force as well. so ee… excuse me, we’re.. I think I’m getting.. I think we’re… I’m being… ok. CNN. yeah. so we’re being checked. Ok I have.. anyway this is my press card, it allows me to… it allows me to work in turkey. ah. ok. Errol we’re being detained right now. so this is… this is… I’m being kicked, I’m being kicked, I’m being kicked.

Alright I’ll let you go for the moment but you’ll just watched right there on our air is. Ivan has apparently beed detained by plain cloth police officers which he showed us earlier about three hours ago. they are out in force in turkey right now in istanbul thousands of riot police officers preparing for what is already a tense day the one year anniversary of the protests there in taksim square. Ivan watson’s doing his best to tell the officials he is a credited. he is just reporting whats happening but as you see there they did not accept what he was saying at the moment and taking him of .no transcription. of course update you on where Ivan is we hope he’ll be in our team sate but ofcorse we’re just wanna bring you details almost taking place in istanbul today so stay tuned to CNN for updates on this story today

romanlara bulaşma aman ben ne zaman orda düğün görsem aynı dertten muzdarip insanlar laf ediyorlar sonra olan onlara oluyor.

:))) şu an düğün müzikleri dinliyorum ve bunu yazıyorum biliyor musun ? :)

yakınımızda bir otel var, üst katında da düğün-bekarlığa veda- kına üçlüsünden biri. Tüm yaz böyle olacak deyip sevindim, çok güzel eğlenmekteyim :) Damat halayını büyük bir heyecanla bekliyorum :)

Cevap: Üzgünüm, iyi bir kulak tıpası(3M) almayı veya taşınmayı düşünmeye başlaman tek çare. 12'yi geçerse müzik, polise şikayet edebilirsin.

başta söylemeyi unuttum. benim genel olarak seslere karşı tahammülsüzlüğüm var. tıkaç dediğiniz şey benden sorulur zaten. sadece uyurken takmıyorum. kulağımın iflahı sevilmiş durumda. üstüne müzikli kafaüstü kulaklık da takıyorum şu an.
haftasonları da evden kaçıyorum resmen.

taşınma gibi bi lüksümüz maalesef yok.

sanki deniz manzarası için ne yapmamız lazım gibi sormuş hissettim kendimi. çok basit bi şey istiyorum. ses-siz-lik.

romanlar değil her zaman. davul zurna oluyor çoğu zaman. bazen ise şanzelizeden farksız. bana sanki sokağı kiralıyolarmış gibime geliyor. perşembe, cuma, cumartesi, pazar, pazartesi diyorum. insaf!!!

muhtara şikayet dilekçesi ver, aynı şekilde belediyeye de. dene bakalım bir şansını.

Polise şikaye et ama peşini de bırakma. Gelip , görülüp, giderler. Geldiniz işlem yapmadan gittiniz sizden de şikayetçi olacam falan diye göz korkut.

Ben de küçükköy'deyim, burada durum daha da fena. Yapabileceğin hiç bir şey yok. Polisi arayıp dur. Bi de düğünlerde kavga çıkıyo ki nası kavga. Meh.

bir de tüm düğünlerde aynı adam söylüyor gibi değil mi? azalarak bitmesini dilemekten başka bir çözüm yok malesef.

@roket adam daha fena nasıl olabilir, tahayyül edemiyorum inan.

belediyeye de yazdım. daha neree yaziym bilmiyorum.

polis telefonda bile dinlemedi derdimi. olayı anlatıyodum. 5 günde 6 düğün oldu napıcaz biz diyodum. "adresi verin" dedi. "niye dinlemiyosunuz" dedim. "meşgülüz hanfendi" dedi.

gelip bi şey yapmıyolar, ama tekrar nerden bulayım o polisi. şimdi aradığımda da 4-5 dakka bekledim. katil yan odada olsa 4 dakka polise bağlanmayı bekliycez demek ki.

Ben de o çevrede ikamet ediyorum ve ben de çok şikayetçiyim. Havaifişek kutlamaları vs insanı zıvanadan çıkarıyor.

tasinma gibi bi luksum yok demissin ama ben bunun biz cozumu oldugunu dusunmuyorum. polisten medet umma. "evimde silahli hirsiz var" dediginde bile gelmeyen bir teskilattan bahsediyoruz.
hergun dugun olan bir muhitte muhtarlik da cozum olmaz bence. cunku anladigim kadariyla orada yasayanlarin buyuk bir cogunlugu bu dugunlerle sosyallesiyo.muhtar da dugun kafasindadir bence. bunu durdurmak icin bir adim atacagindan supheliyim.
yanlis anlama. kesinlikle haklisin. 21yy'da istanbulda sokak dugunu ne? kimsenin seni ve basklarini boylesine bi gurultuyle rahatsiz etmeye hakki yok ama realist acidan bakinca, malesef tasinmaktan baska cozumun yok.

belediyenin cevabı şu şekilde:
----------------------------------------
Sayın,

Belediyemize göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz. Gürültü Kirliliği konusundaki istek veya öneriniz sonuçlandırılmıştır. Yapılan İşlem YAPMIŞ OLDUĞUMUZ KONTROLLERDE SOKAKTA YAPILAN DÜĞÜNE RASTLANILMAMIŞTIR.TESPİTİ HALİNDE GEREKLİ YASAL İŞLEMLERİN YAPILACAĞI HUSUSU

Daha detaylı bilgi için 444 0 467 nolu Çağrı Merkezimizi arayabilirsiniz.

----------------------------------------

YAPILACAĞI HUSUSU derken düğüncüler bastı heralde. dün akşam da düğün vardı. ne zaman gitti baktı bunlar. böyle saçmalık mı olur? 40 gün 40 gece düğün var demedim. cts pazar baksınlar bakalım, banko..

ben bu işin peşini bırakmıycam.

şimdi böyle konuşuyorum diye bana kızanlar olabilir, ama işte türk insanının medeni şehir hayatına ayak uyduramamasının en önde gelen örneklerinden biri.

bende de peşini bırakma ve yukarıda yazdıkları gibi polislerle de uğraş.
yani "geldiniz, bir şey yapmadınız" diye ara sürekli.

kesinlikle... kimsenin özgürlüğünü kısıtlamak istemiyorum ama onların yaptığı da benim özgürlüğümü kısıtlamak oluyor. evimde oturamıyorum. arkadaşlarımda kalıyorum. sessiz sakin bi şey izleyemiyorum. illaki kulaklık takmak zorundayım.

düğün salonu diye bi şey var. ayrıca düğün de şart değil.

bence kaldır, firmaya gittiğinde zaten tekrar form dolduracaksın, oraya iş tecrübeleri kısmına yazarsın.

bissürü görüşmeye gittim form doldurtuyolar sıfırdan, sonra kariyer netteki cv ni print edip karşılaştırıyolar. ulan madem çıktı alacaksınız, niye doldurtuyonuz dimi?

bana gore ilanlar, son basvurularina gore de degisebiliyor.

limkedin'e bak. kariyer.net baştan aşağı satış.

hayatta kalmak için altın kural: her şartta diğer taşıt sürücülerinin sizi görmediğini varsayın, ona göre hareket edin, önlem alın.

bahsettiğiniz motorlar ilgi alanımda olmadığı için teknik cevap veremiyorum sadece bu kuralı paylaşmak istedim.

ikisi arasında fark tahmin edeceğinden çok. aslında tek fark muhtemelen motor hacmi ama o hacim olayı çok önemli. motora ilk kez binecek birisi 650'liğe bulaşmasın lütfen. nedeni altın elbiseli adam'ın videolarında saklı.

ayrıcana (bkz: ekşiteker)

özellikle altın elbiseli adam'ın tüm videolarını mutlaka izle. epey aydınlanırsın diye düşünüyorum.

iki teker özgürlüktür!

almaya karar verdiğin motorun başlığının altındaki yazarlara teker teker danış bence.

ikinci el alacaksan motorun kronik sorunu var mı onu sor.
pas yapan yeri dikkat edilecek yeri filan var mı? gibisinden sorular.

motordaki hacim cc birimindendir. 1.6 litrelik araba cc cinsinden 1600 cc dir. araba üzerinde düşük gibi olsa da bir motor için 1000 cc çok çok yüksek bir değerdir.

bu yüzden yeni başlıyanlar için düşük cc önerilir. 125 cc yahut 250 cc gibi.

www.youtube.com

www.youtube.com

ve türkiye'deki herkesin motor üzerinde iken seni öldürmek istediğini aklından çıkarmamak gerekiyor. :(

gv250 eski motorum, vitesli motosiklete baslangic icin uygundur cruiser tarzini seviyorsan.

gv650 de guya chopper ama cok guclu, atik, normal 650lik chopperlardan cok daha hizli, baslangic icin pek uygun degil. bir de kronik bir kac sorunu vardi zaten 650'nin.

egitim al bir de, honda'nin guvenli surus egitimleri var, yamaha da bu sene basladi yamaha riding academy diye, mutlaka bunlardan birine git. hatta motor almadan once git bence, motorun ne olup olmadigini da gormus olursun, belki hic bekledigin gibi bisey degildir.

ekşi teker ve honda akademi +1
korku iyidir seni uyanık tutar.
uzun süre otomobil kullanmanın verdiği trafik tecrübesi çok faydalı olur.
başlangıç için 250 daha ideal.

gelecek tepkilere rağmen yazmak zorundayım.

eksisozluk.com

gerekli gereksiz aldığın tüm eğitimleri yazabilirsin. alanla ilgili kongre, toplantı katılımlarını yazabilirsin. hatta gitmediysen de yaz bir şey olmaz.

O firmada kullanılmadığını bildiğin yazılım falan varsa, çok az da bilsen yapıştır. Adobe Photoshop, Adobe Flash, C# falan fistan.

lisanslı yaptığın bir spor falan varsa onları da yaz. sosyal sorumluluk namına bişey yaptıysan onu yaz ballandırıp.

valla öyle diyen sirketten hayir gelmez.

onun disinda arkadaslarin belirttigi sahte seyler illegal, yarin bugun en güzel duruma gelmisken karsiniza cikar hayatiniz kayar.

cv sisirmek nedir arkadasim? cv senin hayattaki yaptiklarini özetler, bunu pragmatist algilamaktansa hayatta yapmak istediklerinize odaklanip, onlari yapmak yerine sahtecilik yapmanin ne mantigi var?

Üniversitede popüler olan kulübe üye olduğunu yaz.

tipine bağlı caps bekliyoruz

Caps olmadan yorum yapamam

skandal

neden hemen ibnemsi diyonuz la?

bu mu ipne bu mu gay?

galeri3.uludagsozluk.com

caps at bi bakalım yakışır mı yakışmaz mı?

burak gürpınar kadar yakışacaksa yaptır.

caps vercektim de utandım la.

yeaa noljak oloom? biz bizeyiz burda (:

yapıştır ya capsi sanki internet üzerinden bir şey olacak

saçların kısaysa boyat gitsin be ben de saçlarımı kazdığım zamanlarda o tarz bir şey yapmayı düşünmüştüm nolcak hiç beğenmezsem kazırım gider demiştim.

sakallar da ama uzun onları boyamıcam sadece saçları.

neden olmasin. ama koreli erkekler gibi tasiyacaksan. media-cache-cd0.pinimg.com
www.mens-hairstyle.com

yuzde vucutta cok killa, ya da paspal bir tarzla, genel olarak bakimsizlikla gitmez bance. genel gorunumunun de o iddiali saclari desteklemesi lazim. soyle ortalama bir tarz ile gitmez: www.workopolis.com

Yerleri paspaslar mısın sorusuna hayır cevabı verdiğim için almamışlardı. Sonradan çok pişman oldum orada işe girmemiş olduğuma. Paspas yapmakta ne var lan?

o arkadaşın dediği şeyin aynısına ben de tanık oldum. yaş da küçükse hakikaten bi hor görme durumu var. ama iş yapılır bence. işi etkileyecek kadar da önemli değil öyle her şeyi takan bir insan değilsen.

Devlet dairelerinde "hizmetli" kadrosu olur. Memur maaşı alır, çay demler, paspas atar, müdürlüğe kağıt götürür, geleni gideni ağırlar, kaloriferi yakar, böcek ilacı sıkar.. Hem koruma, hem sekreter, hem posta..

valla' kadinlarla erkekler ayni davransa da, erkekten isittigini kadindan isittiginde tuhaf geliyor erkeklere, bana kalirsa... bu sebeple, arkadasin soylediklerine pek ihtimal vermiyorum.

temizlik neyim gucunuze gitmeyecekse - ki, bence gidecek tarafi da yok, yapilmayacak is degil.

ben yaptım. yani öğrencisi olduğum üniversitenin protokol basın ve halkla ilişkiler koordinatörlüğünde kısmi zamanlı olarak çalıştım. masam bilgisayarım falan da vardı. evrak getir götür kayıt işleri ile başladım. sonra fotoğrafçılık kameramanlığa kadar gittim ama genel olarak ayak işlerini yapıyordum. çalıştığım insanlar çok güzel insanlardı ve aile ortamı gibiydi. o yüzden yine olsa yine çalışırım ben.

Noah, lego movie, frozen, The Grand Budapest Hotel, her. çoğu düşmüştür herhalde oralara.

ama buralarda da altyazı yok. mesela grand budapest... tabi gerek yoksa ne ala... gerçi oralarda da grand budapest yok. ne altyazı var ne kendisi...

sinemada 'itirazım var' var. güzel.

Güzel olan ve zor da olsa vizyonda bulabileceklerin:

İtirazım Var, DVD'si yok. Malum ortamda bulamazsın tahminen. Sinemada.
The Grand Budapest Hotel, Bulursun bunu tahminen, güzel film. Eğlencelikli.
X-Men Days of Future Past Güzel. Fantastik, aksiyon falan seviyorsan çok eğlenceli.

hobbit smaugun çorak toprakları.

nerede yapılıyor?
alkol olur muhtemelen. sigara olmaz.

adı duman olan grubun konserinde nasıl sigara olmaz çok saçmaymış

Kocaeli emex hotelde

gecen sene de emexte olmustu alkol vardi 50cl 10tl idi sanirim
sigarayi bilmiyorum

mesela dün gittiğimiz emlakçı adresi tarif ederken şöyle dedi.

"x cafeyi biliyor musunuz,hemen oranın üstü"

oysa ki orası x cafe değil x bar idi :)

önce pek beğenilmeyecek evleri gösterme eğilimleri oluyor. neticede güzel eve kiracı bulmak zaten kolay.

söyledikleri 10 laftan 9'unun doğru olmama olasılığı yüksek. bu mahalle şöyle sessiz, böyle sakin vs.

bir de genelde komisyon olarak bir kira almak gibi bir huyları var. bence bunu hemen kabul etmeye gerek yok.

ayrıca evi tuttuğunuz kesinleşene kadar bence ödeme yapmamakta fayda var. bir şekilde ev sahibi son dakikada evi vermekten vazgeçerse sonra 2-3 gün uykunuz yok yere kaçmasın.

abi ben sana boyacı ayarlayayım ucuzundan derse aman ha. ev sahibiyle aranızda iletişim kurmak dışında hiç bir şey yapmalarına izin verme. unutma karşındaki kişi fırsatını bulduğu an giydirecek. her şeyde art niyet arıyoruz. bir de çok çaresiz görünme. sanki önünde senin oturman için bekleyen bir sürü ev varmış gibi rahat davran.

fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net

telefonu açmıyorum.

kapıyı açmıyorum.

fermuari acmiyorum

duzgun cevap: prezervatif
takvim ve geri cekme ne amk, yontem degil ki onlar

pencereyi açmıyorum.

diş ağrısıyla. herhangi bir fonksiyonun çalışmasına izin vermiyor.

takvim çok gerilerde kaldı ne öyle hergün bir sayfa kopar, üstünde bugün doğan kız çocuklarına kezban, erkek çocuklarına kamil ismi verilir yazar.

artık androit uygulamaları var bunun için :P

Fermuarı açmıyorum. +1

korunmamı gerektiren bir durum olmuyor :(

sahdfg

prezervatif. digerlerinin hic biri hastaliga karsi korumaz. takvim ancak hormon seviyeleri duzenli olculuyorsa doktor denetimindeyse etkili bir aile planlama teknigidir. oyle 4 gune regl olucam birsey olmaz demekle olmaz.

geri cekme korunma yontemi degildir.

Boşalcak gibiyken şiir okuyorum içimden

Kışlık çorap.

Yalniz espirilerin hic biri hos degil, hic gulmedim.

Genelde prezervatif kullanıyorum. Hap kullanan denk gelirse prezervatife gerek duymuyorum.

eleptirik...

foursquare'de evimi yalnux'un malikanesi diye kaydetmedim, kimse evimi bulamıyor:)

deyneknen

sevişmiyorum yalnızlık güzel şey. partnerim olduğu zaman da hapla işimizi görüyorduk. tek eşliliği seven bir şahısım o yüzden hastalık konusunda endişem olmuyor.

ılıskı oncesı bıra suruyorum,alkol oldugu ıcın spermlerı olduruyor.

prezervatif harici hastalığa karşı korumaz zaten. uzun süreli tek eşli ilişkimde hap kullanıyorum.

sevgilim varken hap ile korunuyorduk.

www.dudeiwantthat.com

images.luvimages.com

ehehe

kaput

sevişecek birini bulamıyorum. işleri kolaylaştırıyor.

kondom takınca zevk almıyorum la ben :s hiç kullanmıyorum genelde hap olayına da kıyamıyorum kızlara yazık dengeleri alt üst oluyor kegel çalışıyorum sık sık moruk

Geri çekme prezervatif zevk vermiyor, hap artık receteyle veriliyor.. kötü ama geri çekme

doğum kontrol hapı. hap artık reçeteyle verilmiyor.

external ses karti alman lazim yoksa latency olur, gitarda caldigin nota gecikmeli gider, hic bir zevk alamazsin.

micro cube'un line out'undan çıkıp bilgisayara bağlanırsın ama doğrudan guitar rig üzerinden yapabilir misin emin değilim. eğer gr buna izin vermiyorsa bir daw kullanarak yine istediğini yapabilirsin.

bu arada sadece gitarı bağladığında latency problemi yaşamıyorsan amfiyi kullandığında da yaşayacağını sanmıyorum.

seninle bire bir aynı durumdaydım. çok sevdiğim bir işim varken işimden oldum, ayağım kaydırıldı, ekmeğimle oynandı. ardından da borçlar geldi (kirası şusu busu...maaş kesilince ne kadar tutumlu olursan ol birikimler de suyunu çekince geliyorlar). yine senin gibi diyordum lan borçları da kapadık haydi yürü be! diye ki başlangıçtan bile kötü duruma düştüm. tam o dönemde bir de hatun bastı gitti ki valla maddi durum sallantıda olunca düşünmüyorsun bile. üstüne bir de aile ilişkileri sarpa sardı.

herkesin başına gelebilecek bir durum bu, iş bulduğun an yoluna girecek. okudum bütün yazdıklarını, ciddi bir borcun yok, sağlığın yerinde...sınav olarak gör bunu. yazdıklarımı tekrar okudum acaba sığ mı baktım klişe mi yazıyorum diye ama yok. hayata dönmene gerek yok, hayattasın zaten.

biraz içine dön, sakinleş, yarın sabah erkenden kalk ve tekrar iş aramaya koyul.

yerin yedi kat dibinde değilsin, sadece türbülansa girmişsin. şokunun da etkisinden çıkamamışsın. ayni senin gibi hissediyordum fakat o günlere bakınca aslında o kadar da kötü durumda değilmişim. sonradan anliyorsun tabii, içindeyken kafana balyoz inmiş gibi hissediyorsun.

ben de başlığı görünce bir şey var sandım.

hocam işsizlik çok kötü bir şey ama bahsettiğin gibi yerin yedi kat dibindeyim denilecek bir şey de değil bence. ilk deffa yaşıyormuşsun böyle birşeyi. umarım bir daha yaşamazsın diyorum ancak biliyorumki bunun gibi dibe çöküşler(?) hayatın farklı dönemlerinde olabiliyor. iş hayatında ayak kaydırmak, ne bileyim arkandan iş çevrilmesi, sabah kalkıp elini yüzünü yıkaman kadar normal birşey. sana çok koyan belki de ilk kez böyle bir durum yaşaman. bu seni sanırım epey yaralamış ve kendini çaresiz hissediyorsun. ama alakası yok.

buraya bunları yazabildiğine göre sağlıklı güçlü bir insansın. abi insanlar nelerini kaybediyor ya. bir de bunu düşün. ruh sağlıklarını ailelerini eşlerini çocuklarını kaybediyorlar. daha neler neler.

şu kısmet olmuyor düşüncesini çıkar öncelikle kafandan. bu işlerin kısmeti falan yok. bir iş bulacaksın elbette. zor olacak güç olacak ama olacak.

bir kere problem yasamaya basladiktan sonra boktan olaylar serisi de onu takip eder. bugunler de gececek, sabret.

benim hayatımın çok büyük bir kısmı anlattığın gibi her şeyin bok olduğu bir şekilde geçti, geçiyor. bir süre sonra alıştım hiç bir şeyin düzgün olmayışına. günü kurtarabilirsen şu an yaşadıkların geçecektir. icra,tefe vs. durumlarına düşmemeye çalış gerisini atlatırsın.

istanbul'daysan mesaj at, muhtemelen istemeyeceğin bir iş önereyim sana. (fuhuş,torbacılık değil merak etme (: )

Aynısının biraz beterini yaşıyorum, biraz daha böyle giderse intihar edicem.

Agalar beyler napiyosunuz boyle ya? Herkes yasiyor olm yasadiklarinizi. Bebekte dip gaz yapan da, ayaginizi kaydirdigini dusundugunuz insanlar da, is vermeyen patronlar da ve dahi calisan herkes de yasiyor ayni donemleri.

Yillar sonra donup aci gulumsemeyle bakacaginiz yillar icin bu kadar dertlenmek nerden cikti? Hele intihar falan? Azcik sabir baska bise degil. Bazen feraha cikmak icin bu kadar dibe batmak gerekiyor galiba.

Ben imtihan dunyasi diyorum sen baska bise de adina ama biraz sabir ve sukur.

boşuna sıkıntıya sokma kendini. herkesin yaşadığı şeyler bunlar. hayat an'lardan ibaret, bunu unutma yeter. bunu benimseyince zaten çok takmıyorsun bu tip durumları.

Çiğköftem

Ben tatlısesi tercih ediyorum kalitesi en yüksek o

ikisi de isim hakkı almıyor.
kira hariç dekorasyon+dolap vs felan 15000-20000 arası tutuyor.

Komagene

komagene. çünkü nanesinden dolayı.

oses değil.

Ibrahimi sevmiyorum ama cigkofteyi disardan yiyeceksem tek tercihim tatlises.

tatlıses franchise bedeli alıyormuş. param yetmiyor ona. :)

ömer usta dahil hepsinden yemişliğim var ve oses'te aldığım lezzeti alamıyorum hiçbirinden. ben oses derim ama zevkler değişir tabii.

ikisi arasından oses'i tercih ederim.
başka var mı derseniz, cesa var onu seviyorum ben.

Oses

Samsat

komagene diyorum. sadece çiğköfte değil başka bisürü şey de satıyorlar. meze, tatlı, vs.

çiğköftem

ben komageneden alırım kırk yılda bir tüketen biri olarak. komagene bir tık daha kaliteli gibi duruyor her zaman.

dafsdgafsdghja gördüğüm en ilginç tespit olabilir proletarier aller lander vereinigt euch kardes.

denk gelmistir. kim niye çekinsin yahu sadece sigara almaya.

artakalan 2tlyi kullanmış hepsi kanka.

şaka bir yana kasıtlı yapılan bir şey olduğunu düşünmüyorum.

bence son dediğin, kimsenin böyle bir şey yaşadığını görmedim. inmişken kola alayım, makarna alayım demişlerdir. sigara içmiyorum ama benim bile inip şimdi makarnayla kola üstüne camel alasım geldi mesela. makarnayı yiyip kola sigara yapardım. hşş olm çok mu ucuz lan camel?

çok ucuz da karneyle dağıtılacak duruma geldi neredeyse yok hiçbir yerde mesela bugün öğleden sonra bizim markete camel geliyor gidip alıcam şimdi. bi de jelibon mu alsam diyorum.

daha 2saat önce sadece sigaramı aldım, bide kartla alıyorum utanmadan:)

Ben yeri geliyor sadece ekmek alıp çıkıyorum marketten :)

Ben kredi kartıyla ödeyeceksem asla sadece sigara alıp çıkamıyorum ya :/ Ama nakit alıyorsam gözünün yaşına bakmam :)

satmıyorlar mı defalarca sadece sigara aldım kredi kartı ile.

bazı yerler kredi kartıyla sadece sigara satmıyor, kar edemiyolarmış. ondan böyle yanına bi şeyler almak gerekiyor. zaten markete girince illa ki fazladan bi şeyler alırım, görürüm bi şey canım çeker jelibon falan da, nakit alınca tek sigara alıp çıktığım da olur.

14 R, 14 Y 14 K önünde inersin.

sakın ha beşiktaştan üsküdar vapuru oradan merkezdeki otobüslerin hemen hepsi capitolün önünden geçer.

üsküdar'dan da gidebilirsin. numarasını hatırlamıyorum da iskeleden oraya otobüsler var. mesafe de çok uzak değil. otobüsle 10 dk diye hatırlıyorum.

Taksi dicem, özür.

Mesafe kısa, pek bişey yazmaz.

besiktstan uskudar
uskudardan otobusle 10 dak. ama iskelenin oradaki duraklardan kalkan otobusler gecmiyor. sag carprazinda ilerideki durakdan binmen lazim. oradan sor birilerine

14R 12A 14Y 14K bin bunlara ilahiyat durağından sonraki durak capitol durağı zaten 14R 14Y 12A minibus duraklarının ordaki perondan kalkıyo minibus duraklarına doğru yürü en sağdaki taraftan

lucky louie

big bang theory

friends

the it crowd

2 broke girls

2 broke girls
how i met your mother, izlemediysen.

curb your enthusiasm (izlemişsindir büyük ihtimalle gerçi)
extras
black books
peep show

Thats 70's show

"black books" tek geçerim.

bir bölümünü izle.

Her gülmeli dizi isteyene yazıyorum bunu: 2 broke girls.

Brooklyn Nine Nine

www.imdb.com

two and a half men tabi ki

Testees

blue mountain states (kesinlikle izle)

californication
entourage

tabi ki black books.

iğrenç bir dizi de ekleyelim:D
blue mountain state

Thats 70's show
+1

it's always sunny in philadelphia

fraiser?

ingiliz komedisi var bi tane.

space idi sanırım.

edit: spaced imiş.

community,
diğer söyleyeceklerim zaten söylenmiş.

parks and recreation
portlandia

2 broke girls +1

İktidar değişirse düşer.

Ama zamlar zam olarak kalsın bence. Hatta buradan elde edilen tüm gelir şeker hastalığı, obezite, sağlıklı beslenme, koruyucu hekimlik gibi konulara harcansın

halk olarak hiç bir şey yapma hakkın yok bu memlekette. siyaset yapmak için söylemiyorum hakikaten böyle. o kadar özgür değiliz maalesef ki burada konu devlet ekonomisine katkı sağlayan vergiler. devleti ilgilendiren iktisadi bir konuda devlet göz açtırmaz kendi çıkarı olmadıkça. siyasiler meclise filan taşısa bir ihtimal ama sigara alkol gibi kullananların bile çoğunun kötülediği konulara hiç bir siyasi bulaşmaz.

işin kötü yanı iktidar değişse de bu konuda bir iyileştirme yapılmayacaktır. sigara ve alkol kullanımı her devlet için negatif sonuçlar doğurur. çünkü devlet halkından yaşamı boyunca maksimum verimi alıp yaşamın sonunda da bir solukta ölmesini ister. sigara ve alkol direkt olarak buna ters düşüyor. senin kanser olup acı çekmen devletin umrunda değil. kanser olunca sigortaya verdiğin paraları devletin senin için harcaması gerekir. devlet için en makul olanı çalışma süren bitene kadar mutlak minimum sağlık sorunu yaşaman ve işçi sınıfından çıkıp yaşlı nüfusa dahil olduğunda ise ölmendir. böylece senin devlete, gelecekteki olası durumlar için verdiğin para hazinede kalacaktır.

bu tüm ülkeler için böyle aslında. yani ben eminim almanya bile elinde imkanı olsa aynı vergi yaptırımını uygular ama halk duruma itiraz edeceğinden ve bu itiraz dikkate alınacağından böyle bir şey yapılamıyor.

yalnız bu söylediklerimde kaynak tamamen götüm. sekin sebebini bilen varsa yazsın da biz de bilelim.

Camel'dan başka indirim oldu mu ki?

@efrasiyab87; bu mantıkla koladan da yüksek vergi alınması gerekir, alüminyum muydu neydi cilde ciddi zarar veren kozmetik ürünler var onlara da... bunun bir sonu yok. Kaldı ki sigara alkol, soludugumuz havanın kirliliği yanında çok masum. Akciğer kanseri = sigara içiyor veya pasif içici o zaman bizi de zehirliyor bunlar mantığı güzel bir kaçış yolu. Bahsettiğin şeyler toplanan vergilerle sosyal devletin sorumluluk sahasında değil mi ? Neden belli 1 kitleye kitleniyor ?

@nodrap söylediklerine katılıyorum. Ama mesela kaçak sigara kullanımı arttı, devlet eskiden sürümden daha çok kazanmıyor muydu ? Adım başı Tütüncü, kaçak.sigaraci kayniyor. Bu iş alkolde de böyle yayginlanirsa ciddi.problemler çıkar sanki.

Bana kalırsa zaten koladan, şekerli içeceklerden abur cuburdanda yüksek vergi alınması lazım. Belli kitleye kitlemek değil, sonuçta alkol ve sigara bir ihtiyaç değildir, lükstür.

bu bahsettiğin kaçak sigara olayı yeni yaygınlaştı. evet hep vardı kaçaklar ama son 1-2 yılda insanlar artık öeh yeter dedi ki buna rağmen toplama oranla çok fazla kullanıldığı düşünmüyorum. devleti rahatsız edecek boyutlarda olsaydı devlet önlemini alırdı. kaçağı önlemek devlet için problem değil, başka işler dönüyor bu konuda, o yüzden devlet sesini çıkarmıyor. ha olur da devlet bunu tehdit olarak görürse kaçak sigarayı tarihe gömer. aldığın nefesten haberi var adamların.

alkol konusunda açıkçası ben çok isterim yurt dışından alkol getirilmesini yani bir alman birası içsek fena mı olur :) ama tütündeki gibi kolay olmaz o iş. dışardan da gelse pahalı olur. alkolün üretimi de gayriresmi yolla ülkeye getirilmesi de tütüne oranla çok daha maliyetli olsa gerek.

neyse özetle devlet kaçak sigarayı da olası bir durumda alkolü de çok rahat engelleyecek güce sahip.

giyip gitsin de ayrilin ya. bu ne boyle.

gerci senin kiza zarar verebilecek potansiyelin de var, insallah bir an once birbirinizin hayatindan tamamen cikarsiniz.

diz üstü bir şortla bunun arasında bir fark yok. onu kabul ediyorsan, bunu daha kısa diye kabul etmemen tuhaf, nihayetinde şort bu.
erkek, yaşlı.

ortama göre davranmıyosa, davranamıyosa ayrıl gitsin. sonra iş inada biner daha beter olur. 24/m

giyip gitsin de ayrılın +1

şortun boyunda sıkıntı yok (dışarıda şort giymeyen bir kadın söylüyor bunu), ama hava şort için o kadar da sıcak değil sanki.

engelleyemezsin, derdini makul bir dille anlatırsan ve mantıklı bir sebebe de dayanıyorsa giymemeyi tercih edebilir; ama ayrılırım diyen bir adam olsa o etkinliğe bile kalmaz ayrılırdım zaten. Söylemlerini değiştirmelisin.

etkinlik ne? sonrasında bir plan var mı? hangi semt(ler)de?

aşırı rahatsızsan etkinliğe bırak, çıkışta da git al.

türkiye burası. onu giydi diye taciz eden de çıkar elbet giydiği yere göre. fakat bunu söylersen sen örümcek kafalı oluyorsun. ayrıca kadına güvenmek ya da "kadın istemezse" hikayeleri gerçekten işe yarar gerçekçi şeyler olsa dünyada tecavüz ya da taciz diye kavramlar olmazdı.

özetle sultanbeyli, bağcılar, esenyurt vb. yerlere gitmiyorsa, etkinliğe gidip sonra evine dönecekse ya da yine nezih bir semte geçecekse bırak giysin. zaten gittiği yerde kadınların hepsi daha kapalı giyinecek olsaydı kendisi böyle bir seçim yapmazdı diye düşünüyorum.

26m ist :D

Arabayla gezmiyorsanız sıkıntı, haklısın sen. Ama arabası varsa/araban varsa sen haksızsın arkadaşım :D

@nawar, taciz, tecavuz kiyafete bagli bir sey degil. o kiz o etkinlige vucudunun her yerini orten bir kiyafetle de gitse taciz edilme ihtimali var. diger ihtimalle de esit derecede hatta.

bak çıktı bile bir tanesi.

@burasi ne garip bir yer hiçbir kıyafet ya da takı ya da alkol şu bu vs. tecavüz ya da taciz için geçerli bir sebep değildir. fakat lütfen artık mini etekli kız ile bol pantolonlu vs. kıza olan taciz tecavüz eğiliminin farklı olduğunu kabul edin.

Tabii ki çarşaf giyse bile tecavüze uğrama ya da taciz edilme ihtimali var. benim demek istediğim o mu sence?

@nawar, hic bosuna uzatmayayim. ben o bahsettigin egilimin farkli oldugunu da dusunmuyorum. benim fikrim boyle.

@ nawar ne olur deme bunu. gerek sözle tacize uğradığım, gerekse elle cinsel saldırıya uğradığım her defada bol pantolonlu idim veya üzerimde kalcamı kapatan kalın palto vardı.

bakışla rahatsız etme ve söz ile taciz etme vakaları etek ve şortta artış gösterebilir ama böyle bir genellemeye gitme. neredeyse 30 yıldır yaşayan bir kadın olarak aksini söyleyebileceğim gerek kendi deneyimim, gerek kadın arkadaşlarımın yaşadıkları, gerekse mesleki sebeplerle görüp ettiklerim var.

Biraz sakince düşününce yaptığım kıskançlığın abartılı olduğuna karar verdim, giyimine karışmayacağım eğer hoşuma gitmeyen bir durum var ise neden belirtmeksizin ayrılırım daha iyi.

kaymaktutmayansicaksut'un kurduğu bu cümleyi dedim ben:

"bakışla rahatsız etme ve söz ile taciz etme vakaları etek ve şortta artış gösterebilir..."

"kapalı giyinin tacize uğramazsınız" gibi bir şey çıktı mı ağzımdan? yazdım mı öyle bir şey? hemen karşı saldırıya geçme çabası...

@nawar pardon ama benim dediğim şeye nasıl demiş oluyorsun o cümleyi? aramızda yaklaşık 6 dakika var, editsiz.

saldırı veya savunma değildi, sakince yazdım, ifade kullanmadığım için öyle anlaşılmış olabilir. ayrıca şu cümlenize istinaden yazıldı:
''fakat lütfen artık mini etekli kız ile bol pantolonlu vs. kıza olan taciz tecavüz eğiliminin farklı olduğunu kabul edin. ''

grimer sana su kadarini soyleyeyim, bir insan giydigi kiyafetten cok daha fazlasidir. sevgilinin seni sevdigine gercekten inaniyorsan -ki bu senin sozunu dinlemesinden gecmez- bu tur seylere takilarak sadece ona, kendine ve iliskinize zarar verirsin.

ha olur da hosuna gitmeyen bir seyden ayrilacak misin, hangi sevgilin olursa olsun, bu hosuna gitmeyen sebep giydigi kiyafetten daha onemli olsun.

@kaymaktutmayansicaksut ana düşünce olarak o cümlenin aynısını kurdum ya da kurmaya çalıştım manasında dedim. sizin dediğiniz cümleye yönelik (onu eleştirir vs.) bir şey demedim.

yuhh şort giymekten ilişki bitirmek turşu suyundan ayrılmakla eşdeğerdir.

kusura bakma ama nasıl bir yerde yaşıyorsun bilmiyorum ama muhtemelen şort giydiği için ona bakan kişi senle benzer kafa yapısında olacaktır.

(erkek, 28, şehir istanbul köken ardahan. yeterince açık oldu mu?)

üç şey de ben diyeyim mevzu almış yürümüşken:

1- şort yüzünden ayrılıyorsa(n) zaten sizden bir bok olmaz.

2- benim hacıapla da böyle şeyleri seviyor. ne edeyim? ben de türkiye'de doğdum büyüdüm, yanımdayken bir defasında ibnenin biri benden hızlı davrandı, yumruktan kurtuldu, kaçtı sonra. hacıaplayı bırakıp peşine koşmadım tabi piçin. gerçi mevzu uzaktan bakma değil beni de kız gibi yabancı sanıp laf etmeydi ya farkı yok. demeye çalıştığım, alışacan. orospu çocuğunun biri (ki burada neredeyse tüm toplum oluyor bu, kadın erkek fark etmeden) yüzünden kıza eziyet etmeye yazık. hem benim hacıaplanın son giydiğini görsen herhalde sen şimdiye bin kere ayrılmıştın amk.

lan elbise yüzünden ayrılır mı bir insan birinden? ikinizde de kafa yok demektir bu ha.

3- tecavüz olayı anlık şartlanmışlıkla alakalı bir şey. planlama da var, yok değil ama mevzu aşırı anlık bir duruma bakıyor karşı tarafın rutinine göre davranılması gerektiğinden. elbiseye bakan bir şey değil. taciz ayrı, kökünde acz var kelimenin. aciz bırakma demek. burada bir şekilde alımlılığın etkili olduğunu düşünenlerdenim ben de. ha çözüm de kadınları kapatalım değil erkeklerin gözlerini kapatalım, gözünü kapamayanların da apış aralarını kesip kurtulalım oluyor. yavşak orospu çocukları. anasını satayım bacak/meme gördüğüm zaman kafamı çevirmeyi adet edindim sırf ilgi için böyle giyinenleri dahi görmemek ve bir saniye de olsa bakıp rahatsız etmemek için (ki sevmek/moda/rahatlık/vesair gibi daha baskın ve büyük sebepler var mezkur konuda), ibnenin evladı orospu çocukları laf atmaktan sıkıştırmaya envai çeşit şeyi normal görüyor. "%99 müslüman" memleketin islami ahlakının ben...

29 kadin. oldukca kapali giyinirim (tesetturlu) yine de tacize ugradim. aciga-kapaliya bakmiyor ulkemiz primatlari.

kolsuz bluz giyiyor bir kadin degil mi, kollari gorunuyor. tahrik edici oluyor mu, hayir. bacak da aynen oyle, bildigin kol gibi bir uzuv. suh bir tavir, ya da butunleyici aksesuarlarla falan ekstra bir erotizm katilmadiysa benim dikkatimi bile cekmiyor. tabii erkeklerde daha farklidir, ama dedigim gibi zaten o kafada olan erkek pantolon giysen popona bakiyor, her yerini ortsen de bakacak bir yer buluyor yani. en sevmedigim seydir kiyafetime karisilmasi. ne bu hanim kizimiza, ne de sonraki sevgililerine yapma oyle seyler. fikrini soyle kibarca, dikkate alip almamak ona kalsin.

Cirkin. Eni konu cirkin ve hadsiz bir tutum baska bir insanin secimlerine karismak.

Ayrilip ayrilmamaniz da kisisel fikriniz. Ha karsinizdakine ayrilik sebebi olarak bunu sunarsaniz, akli basinda bi insan deparla uzaklasir zaten yani oyle soyleyeyim, hic puruzsuz ayrilirsiniz. Diger insanlarin sevgilinize bakmasina sinir oluyorsunuz ve cozum basit giymesin diyebilmeyi uygun goruyorsunuz, dahasi yaz geliyor diye de dertlenmissiniz belli ki. Ayrilin bence, kiz rahat etsin bari.

yok şunu yaparsa ayrılırım; yok bunu yaparsan ayrılırım; yok küfredersen kalıcı ban yersin; yok flood yapma atarım.

bu nedir yahu? öyle hemen ipleri atmak nedir arkadaşım? en ufak fikir ayrılığında ilişkini ortaya atıyorsan kusura bakma ama biraz yeşilçam'dan musdaripsin demektir. kartal tibet, bir tamer yiğit olmadı bir ediz hun etkisi farkediliyor.

eski sevgilime aptalca davrandığım zamanlar geldi aklıma. yapma böyle basit hatalar. rahat bırakacaksın kızı. giyinmesini istemiyorsan o şortu, başka şekilde ikna edeceksin. ama ille de giyinecekse konuyu uzatmayacaksın. senin istediğin gibi biri olursa onu sevemezsin. kendini istediği gibi ifade edecek. aksi takdirde ya mutsuz ve sorunlu bir kadın ya da giden bir kadın göreceksin karşında.

ben olsam bırakırım giyinsin. milletin koluma taktığım kıza bakması pek ilgilendiğim bir mesele olmuyor. sana ne yahu. sen de bakıyorsun şortlu kızlar görünce. bakmıyor musun?

yapma bunu diego yapma. valla seni çok net anlıyorum da yani şort giyiyorsan ayrılırıma kadar geldiyse o daha fena.

erkek.

ayrılın gitsin. kıskançlık genelde-her daim değil- güvensizliğin ve bencilliğin sonucudur. ilişkinizde kendi keyfinizi, sevgilinizin huzurundan öne koyuyorsanız, başkalarının ona bakmasından onu sorumlu tutup ona çemkiriyorsanız, ciddi sorunlar olabilir. oturup, saygıyla sevgiyle çözemiyorsanız; birbirinizi üzmeden bitirebilirsiniz.

güzele bakılır, estetiğe bakılır. başka bi partide, başka güzel bi kıza sen nasıl bakabilirsen; insanlar da kız arkadaşına bakabilir.

Summer is Coming.
Bir sonraki gördüğümüz terli meme çatalı senin hatuna ait olabilir o zaman.
Kızın gözünde değerini düşürme bunu tartışma konusu yaparak bence.
Belki de iyi bir kızdır, sadece bacaktan ibaret değildir.

biri bana şort giyersen ayrılırım dese, ayrıl derim. hatta o etkinliğe tangamı giyer öyle giderim. boş işlerle uğraşma.

Kızla ayrı dünyaların insanlarısınız. Haklılık-haksızlık durumu değil bu.

bu kadar kendine güvenin yoksa eziyet etme kıza ayrıl
gerçi böyle "maço" seven kızlar da var.
kız kaç yaşında? Seninle kaç sene önce sevgili oldu onu düşün.
O kadar senedir, anası babası, abisi, dayısı amcası kıza giyinmeyi öğretemedi, senelerce tecavüzlere uğradı kız, şimdi sen sahip çıkıyorsun öyle mi?

Senin için iyi yada kötü fark etmez zevklerinden tercihlerinden vazgeçmiyorsa ayrıl gitsin. ayar olurum böyle kızlara.
hep banacı olurlar

ayrıl. kızı rahat bırak kanka

Simdi bak ayrilma dur. Oncelikle iki ihtimali de sorgula.

1- aptalca davraniyorum
2- aptalca davraniyor.

1- aptalca davraniyorum. Cunku gittigimiz yerde tum ilgiyi ekstra dikkat cekecek bir kiyafet giymiyor. Herkesin kapali kiyafet tercih ettigi ortamda alevlenecek gibi durmuyor.

2- aptalca davraniyor: arabamiz yok. Yolda buram buram anadolu insaninin gozle soymasindan agzinin salyalarindan rahatsiz oluyorum.

Cozum: taksi ile ulasim mumkun mu? Maddiyat nasil? Oyle bir sorun varsa kiz arkadasin "anlayissiz" biri. Ciddi bir konusma gerekiyor.

2/a: Etrafin bakislarindan rahatsiz oluyorum. Bakiyoruz hacim. Kapali da olsa. Istemsiz bakiyoruz. Yaninda sevgilisi varsa, uyumlu duruyorlarsa yine bakiyorum. Okuz gibi bakiyorum "vay amk ne kadar yakismislar birbirine. Sevgili olmasa kardes olurlarmis." diyorum.

Ya da biraz dikkat cekiciyse bakiyoruz. Pantolonda olsa, salvarda olsa. Senin Arkandan yururken kalcalarina gozumuz gidiyor. Kimi hosumuza gidiyor. Kimini begenmiyoruz. Kimisi konusunda hic bir fikrimiz olmadan uzun uzun bakiyoruz. Uzgunum modernlikle vb. Alakasi yok. Sebebini bilmiyorum ama sevgilini suzuyoruz. Tek gezerken kimimiz otobuste asik oluyor.. ergenin birinin eli carpiyor. 3 hafta kiz arkadasini hayal edip ter icinde otuzbir cekiyor..

Eski sevgilisi raki sofrasinda meze yapiyor..

Mahalle bakkalindan cikinca amca "bunu verseler ne skerim. Bagirta bagirta skeceksin." diye yanindaki gencin birine soyluyor.. ekliyor. Senin yasinda olucam ben varya..

Yolda bir insaat yakinindan geciyorsunuz. Insaattan ses yukseliyor. "Memooooo, memooooo, la memooooo." diye sesleniyor kizi isaret ediyor arkadasina. Beraber bakiyolar. "Bulamadik soyle birini" diyor.

Otobuste biri asik oluyor. A pardon yazmisim. Yok yok bu baska biri o degil.


Oluyor bunlar hep.

kıza güzel, uzun bir şort al sen de.
etek falan da olur, hatta şöyle şirin bir elbise al seni rahatsız etmeyen boyda.
çözüm üret, sorun çıkarma :P

istediğini giysin, senin ne haddine? böyle düşünmelisin. ikiniz de ayrı bireysiniz. senin onda, onun da senin üzerinde bir hakkı, bir yaptırım gücü, bir talebi olamaz. uymuyorsa sana ayrılırsın.

Sonrada Avrupalı olunmaz, bence kasmamak lazım, kıskançlığı ve maçoluğu seven bir kız bulman senin için daha iyi, çünkü havalar daha cayır cayır olmadı, yanaklar çatallar daha da fora olacak :))

Senin böyle bir hassasiyetin varsa ve kız arkadaşın buna uymuyorsa seni yeterince sevmiyor demektir.

Kız arkadaşın kısa şort vb nin giymek istiyorsa ve sen de bu sebepten ilişkiyi bitirmeye kadar gidiyorsan, sen kız arkadaşını yeterince sevmiyorsun demektir.

Kusura bakma ama siz zaten iyi bir çift değilsiniz gibi geldi bana. Birbirinizi hırpalamadan ayrılın gitsin

"Biraz sakince düşününce yaptığım kıskançlığın abartılı olduğuna karar verdim, giyimine karışmayacağım eğer hoşuma gitmeyen bir durum var ise neden belirtmeksizin ayrılırım daha iyi."

bunu demiş zaten grimer yukarılarda.
kaçırmış olanlar varsa diye tekrar yazayım istedim.

yakışıyorsa giysin boşver.. böyle şeylere takma, çok gereksiz..

not: erkeğim ve godoş falan değilim..

biri benim çocuğumu, tanıdığımı bu yüzden dövse o alfabenin her harfini g.tüne sokarım. Ne şikayeti?

müdüre gideceksiniz. olmadı ilçe milli eğitime gideceksiniz, olmadı il milli eğitime. yazısı çirkin diye çocuk döven öğretmenin hakkı görevden alınmak değil sadece tabi de, neyse.

yazısı kötü olduğu için dayak yediğinden emin miyiz? ilkokul 1'e giden bir çocuktan bahsediyoruz. nasıl bir dayak? tokatmı? kulak çekme mi? detaylar önemli.

hocanın biri 6-7 yaşındaki bir çocuğu dövecek, benim çocugum olmasına gerek yok, dövecek ve ben şikayet yeri arayacağım. dünyayı dar ederim o kişiye.

Yeğenime bir daha dokunursanız savcılığa şikayet edeceğim sizi de. Kasten yaralama diyerekten, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanarak kasten yaralaması ağırlaştırıcı nedendir, ceza da arttırılır. Aklı başına gelsin.

Agzini burnu kir eline ver!!! Bak bunu yapmazsan ilerde daha beterini yapar o dumbuk.

onu yapacaz zaten @justinho amaç başka çocukları da dövmesin, ihraç edilsin.

@mahone bende emin olmak için çok sordum ama bu olaylarda hikaye yazmıyor. daha önce bu d.mbük yüzünden başına gelenler birebir çıkmıştı. Dayak mevzusu da, kulağı sağlam çekmiş, kafaya da 2 defa vurmuş.

@vedat o müdürün de....

@kaymaktutmayansicaksut savcılık işi güzel fikir. hatta direk gideyiz yarın savcıya. sonra hesabı biz görürüz.

ya kusura bakmayın da biri sizin çocuğunuzu dövse bi sik yapamazsınız.

alfabeyi götüne sokandan tut, savcılığa şikayet edene kadar... savcılık da size çalışıyodu mına koyim. hiçbir öğretmen yazısı kötü diye öğrenciyi dövmez. kimbilir ne bok yedi yiğenin. siz görmediğiniz olayı veletlerden dinleyin onlar olduğu gibi aktarıyor çünkü size. bir de "benim çocuğum yapmaz" demeyi unutmayın.

sözde bilinçli ailelersiniz ya mına koyim.

ya ben lan neyse...

Vaktiyle babam ilkokulda bana tokat atan bir hocayı öğretmenler odasına sokmuştu, bilmiyorum. Sonra da müdüre gitti şikayet etti. Bana iyi davranmaya başlamıştı hoca.

Dar ederdimcilere katılıyorum. Babam yaptı diye değil, ben onun somurtmasına dahi tahammül edemiyorum, üstüne gelip biri tokatlayacak.. Bu işler o kadar kolay değil..

146 filan uğraşma müdüründen başlayarak kademe kademe yüksel. Öğrenci dövmek suç.

@ya ben lan neyse

ne diyon la sen? 1. sınıftayken toplama işlemini yapamıyo diye sopayla ağız burun giren öğretmenim vardı lan benim.

kucuk cocukların her dediğine inanmamak lazım.

Aynen bi öğretmen 6 yaşındaki yeğenimi dövdü çocuk yetim zaten kan beynime sıçradı. Adam ters yapınca ben bunu bi güzel patakladım.

Not: doktorum

savcılık uğraşır uğraşmaz orasını bilmem de sırf bu yüzdense hakkaten dünyayı dar et. okulda yap napcaksan, rezil rüsva olsun tüm arkadaşlarına.

dostum sikayet et olmadi al 2 arkadasini git herifi esek sudan gelinceye kadar dov. cocuklar genelde yalan soylemezler bu tarz konularla ilgili.

yazin bazen mecburen her gun yikiyorum ama genelde 2 gunde bir idealdir bence. fazlasi saci kurutur/yipratir.

her gun. yaz kis.

her gün diyenler, saçlarınız fırça kıvamına gelmedi mi yahu? her gün şampuanlamak saça zarar vermiyor mudur?

kisiden kisiye degisiyor o bence. yikadiktan sonra kuruyana kadar cok guzel oluyor nemliyken. kuruduktan sonra bir kac saat kabariyor kotu oluyor. soyle bi 8 10 saat gecti mi cok guzel istedigim kivama gteliyor ama 24 oldu mu kokuyormus gibi geliyor kasiniyor o yuzden her gun yikiyorum.

hatta o kabarma evresiyle ilgili duyuru acacaktim bugunlerde.

firca gibi olup olmamasi sampuan krem serum vs. secimine bagli biraz da.

benim cok kalin telli ve sik saclarim duzgun sampuani kremi bulana kadar firca gibi oluyordu cidden ama deneme yanilma yontemiyle ipeksi yumusakliga kavustum ahah. bir erkek olarak sacla ilgili bu kadar sey yazdigim icin garip hissediyorum ben kacayim bir bira icip futbol maci izleyeyim.

her gün yıkanmaz saç. saçın kendi yağı da saçı besler. bu beslenmeye ihtiyacı vardır saçın. duruma göre iki günde bir veya bilemedin yine duruma göre 3 günde bir yıkanabilir.

yazın ise elbette daha sık yıkamak gerekiyor. her gün veya iki günde bir.

Kışın iki günde bir, yazın her gün. Ideali de budur bence.

günde 2 kere şampuanla. obsesifim. saçlarım gayet sağlıklı görünüyor zaten kısa kestiriyorum sürekli.

son üç senedir her gün yıkıyorum. çok az istisnası var. uzun saçlıyım. tresan kullanıyorum. 1.5 yıldır uzun saçlıyım ve uzamaya bağlı olarak biraz daha arttı dökülmesi ama öyle fırça kıvamı falan söz konusu değil. tek sıkıntım saçımın seyrek olması.

Yaz kis her gun. Ben de istiyorum bir gun daha idare etsin ama ince telli duz ve uzun. Ve hayir gayet sagliklilar. Bir suru bakim urunum var.

2 günde 1 en iyisi bence. Saçın biraz yapa ihtiyacı varmış.
Her gün yıkamamak lazım bence, eğer her gün spor yapmıyorsan tabi.

Bazen 3. güne sarkıyor. Hem saçımın şekil alabilme durumu, hem de saçımın kendisi bozuluyor.

Günde en az bir kez. Dışarı duş almadan çıkılmaz zaten, insanın uynadığında ilk yaptığı şey duş almak olmalı. Atıyorum spora gidiyorsun ediyorsun spordan cıktığında yıkıyorsun ya da aksam biriyle bulusacak oluyorsun. O zaman yıkama sayın gunde iki oluyor. İdeali de günde en az bir kez olmalı bence.

ben de yazayım bari. her gün duş alıyorum, şampuansız olarak saç yıkıyorum, 3-4 günde bir de şampuan ile yıkıyorum. benim idealim de buymuş meğer. en ufak bir kepek, sağlıksız, pis görüntü, koku...vs olmuyor hiçbir şekilde. aksine her gün yıkadığım dönemden sonra kendine geldi resmen saç. insandan insana değişiyor demek ki. konuyla ilgili birkaç yazıya, makaleye de rastlamıştım aslında ve bunun üzerine başka şampuanı azaltan kişi var mıdır diye merak ettim.

her akşam ya da her sabah yıkıyorum şampuanla. fırça olmadı yav, çok da hoş güzel iyi oluyor. 2 yıldır böyleyim yaklaşık.

yaz kış fark etmeden her gün, bazen gerekirse günde iki.

2 günde 1, illa ki 3 şampuan yaparım :D

2-3 günde bir 2 kez şampuanlarım. fazla şampuanlarsam saçım kuruyor. saç yağı zaten saç kuruduğu için olan bir şey.

spor yaptığım için her gün duş almak zorundayım ve haliyle saçlarda yıkanmış oluyor.. kremliyorum ama faydası oluyor mu bilmiyorum..

sakala bıyığa da bağlı, insan kaynaklarına da bağlı açıkçası.

sorun yaratma ihtimali var.

İstediğim bi yer değil. Pis de gözükmüyor, berbere düzelttirdim. Seviyorum sakallarımı, kesmek de istemiyorum bi firma için

görüşmede söylersin sorun olursa keserim diye. ben kestiydim zamanında olmayan bir iş için. çok üzülmüştüm valla.

bak güzel kardeşim.

sen diyorsun ki, çoook büyük firmada bir staj görüşmesine çağırıldım.
o görüşmeye muhtemelen onlarca kişi çağırılmıştır.

şimdi, ben insan kaynaklarıyım diyelim. benzer vasıflarda onlarca eleman arasında, benim işimi ciddiye alıp sakalını, saçını kesmiş, jilet gibi giyinmiş birini mi tercih ederim? yoksa daha görüşmeye bile saçını sakalını kesmeye zahmet etmemiş bir adamı mı?

elimde aynı niteliklerde iki eleman varsa hangisini tercih ederim?

çocukça davranıyorsunuz.

yıl olmuş 2014 hala daha sakal bıyık, yok efendim çeket önü ilikledim ayak ayak üstüne attın git adam gibi seküler bi ülkede işe başla kardeşim sen derim ama el mahkumdur büyük ihtimalle.. o halde sorduğun sorunun cevabı sektöre bağlı.. Ama tecrübeden bildiriyorum üstündeki kıyafetler sakalından saçından önce gelir onu kesinlilkle söyleyebilirim. takım elbise gerektiren bir staj ise öncelikle üstüne tam oturan siyah/lacivert jilet gibi bir takım çekmelisin ayakkabın kemerin birbirine uysun ve kalitesiz durmasın.. sakalı bıyığı dert etme

yıl olmuş 2014. haliyle saça sakala takmayan şirketler var. özellikle genel merkezde ve müşteriyle doğrudan ilişkinin söz konusu olmadığı pozisyonlarda pek çok şirket saçı,sakalı uzunmuş takmıyor. istedikleri düzgün görünmesi. onun için de düzelttirdim dedim zaten.

şu son bir-iki yılda çıkan sakal modasından plazalar da nasibini aldı. bu adam sakallı gelmiş bizim işimizi önemsemiyor kafasında ikcılar kaldı mı hala? bu konuya takıntılı, benim gördüğüm ik'cılar fazlasıyla ideolojik yapıya sahip şirketlerde çalışıyorlar. ik'cılar da orduya asker aramadıklarını farkettiler. seni sırf sakallısın diye ekarte edecek bir şirkette - eğer alternatif varsa - çalışma zaten.

Görüşmeden çıkıp sınava yetişmem gerekiyor. Sırt çantamı yanıma almak zorundayım, ne yapayım sizce? Sırt çantasını yani

gata doktorlarıyla yakın ilişkilere girmeye çalış yoksa fiziki durumu senden çok ama çok kötü olup da muaf olamayan insanlar çevremde.

Askere gidip gitmemek sizin tercihiniz;

ama 98 kilo gidip 5,5 ay sonra 72 kilo olarak dönen birisi olarak şunu belirteyim, TSK çok güzel kilo verme yeri. Olaya bu açıdan bakmak da lazım.

kesinlikle gitme.

6 kilo dediğin nedir ki? ekmek pilava dayandınmı tamamdır. askerlik o kadar da kötü değil diyenlere bakma, sonuçta nereye ne şartlarda düşeceğin belirsiz.

askerlikten tamamen/hayatın boyunca muaf olabileceksen ol. olamayacaksan git çok güzel kilo verirsin.

ben onu 6 ay değil de 5 sene olarak biliyorum. her yıl gidip kilonu ölçtürüyorsun, sonrasında muafsın (bir arkadaşım 5 yılımın dolmasına az kaldı falan diyordu). bunun için askerlik şubesine bi telefon açıp sor istersen, kesin olsun

@yemrem kardeşim ben de 2 sene diye biliyordum.hatta işler güçleri izlediysen salih abi vardı kilomu 2 sene koruyayım ki muaf olayım diyodu..
artık o iş değişmiş ve sadece 6 ay sonra gidip muaf olabiliyormussun ama dediğin gibi emin olmak için gidicem mutlaka askerlik şubesine..

3 defa kontrole giriyorsun. 3. den sonra çürük raporu veriyorlar. yani 6 sene kilolu gezmeyi göze alıyorum diyorsan -ki bu sürede kalp damar hastalıklarına yakalanıp siki tutma ihtimalin de var- çürük raporu al.

not: atarsa 55

@bigl0rd kardeşim bu konu hakkındaki kesin bilgiyi nerden ne şekilde öğrendin? çunkü benım de tanıdıgın tanıdıgı 10 günlük askerlik sonrası kilosu fazla diye gönderilmiş ve 6 ay sonra kontrole gel,fazlaysan çürük raporu alırsın demişler onu bekliyomuş... 6 sene diye bişey hiç duymadım ben çünkü ? iyice karıştı burası herkes başka diyor en iyisi askerlik şubeyi arayıp sormam..
not:hayırlı teskereler...

yabancı çok var olur mu?

malzemeleri bulabileceksem olur elbet.

vejeteryan değilim ama arada güzel tariflerin çıktığı şu siteden bugün yaptığım bir tarifi paylaşayım, baya da güzel oldu, alternatif bir kahvaltı ya da öğle yemeği olarak değerlendirebilirsin (vejeteryanlara aykırı birşey yok diye düşünüyorum)

paleocafe.org

cevap değil ama aynı nedenlerden ötürü almayı düşünen birisi olarak takipteyim.

fırınla mikrodalga farklı şeyler yalnız. ben de mini fırın var. mikrodalgadan daha işlevsel olduğunu düşünüyorum. işime yarıyor. evde yemek yaparsın mis gibi. al bence. fırında yapılacak bir sürü yemek var. evde yemek yapmaya karar verirsen al yani. yalnız yaşıyor sayılırım ben de tek başıma yemek yapıp yiyorum .canım hiç yemek yapmak istemediğinde bile patatesi doğrayıp baharatlayıp fırına atıyorum yemek oluyor bana.

www.hizlial.com

benim fırın bu 114 e almıştım yanlış hatırlamıyorsam.

bildiğim kadarıyla mikrodalga sadece ısıtma amaçlı.
bu nedenle kullanışsız, bunun yerine mini fırın alın.
yemek ya da herhangi bir şeyi fırınlamak için de iyi olur.

Evde neler yapıp neler yediğin önemli. Esasen pek bir şey yapmıyorsan işine yarayacağını düşünmüyorum zira daha çok yemek ısıtmak için kullanılan bir alet. Ha yemek de yapılır tabi ama sınırlı şeyler olur bunlar. Esas amacın yemek yapmaksa Onun yerine normal fırın al bence.

fırın al bence. mikrodalga olan yemekleri ısıtmaya yarıyor. ne biliyim börek yapmışsındır ısıtmak için mikrodalgaya koyarsın veya donmuş hazır yemeklerden tüketiyosundur yine kullanırsın da. fırında daha çeşitli yemekler yapılabilir. balık, sebzeli- patatesli tavuk, kek vs.

evde davul fırın var. on numara beş yıldız. ama mini fırın da işini görecektir. çok güzel yahu, bir sürü yemek yapmaya başladım. gankilerin dediği gibi md ısıtmaya yarıyor, pişirme kısmı için yetersiz yani. bu durumda minifırın daha mantıklı sanki.

normal firin +1

Cevaplar çok işime yaradı açıkçası. fırın alayım o zaman ben.

bir soru daha sorayım; dondurulmuş pizza filan normal fırında olur mu?

ben cuma günü yaptım şundan oetker.blob.core.windows.net
gayet güzel oldu.

Pizzalar da oluyor mini fırında altını hafiften yağlayıp atarsın. 15 20 dk da oluyor. Paketlerinde yazar zaten talimatları. Üzerine ekstra malzeme de koyabilirsin.

olur tabi dondurulmuş pizza ve tüm yiyecekleri fırında da ısıtırsın. mikrodalga 5 dkda ısıtıyorsa normal fırın 15 dkda ısıtır sadece.

Dondurulmus pizzayi tabi ki firinda yapabilirsiniz ama bence mikrodalga almani tavsiye ederim

hocam ayrıca donmuş pizzada @livaneli_kadi nin capsini verdiği dr. oetker den şaşma(bu marka altında her çeşidi mükemmel). ben çok denedim. onun gibisi yok. a101, migros gibi yerlerden temin edebilirsin.

bende hem mikro hem mini var. miniyi ayda yılda bir kek yaparken yada kaşarlı mantar falan kullanıyorum ama mikroyu süt ısıtırken, buzluktaki tavukları çözerken, pizza yaparken sürekli kullanıyorum. yanlış hatırlamıyorsam mikronun markası arçelik, minininde börekçi olması lazım.

kombo mini firin+mikrodalgalar var, onlardan al istedigini yaparsin. mikrodalga isitmak icin, mini firin pisirmek icin.

mikrodalga inanılmaz pratik bir alet. yemek yapıp tencereyi dolaba koyduktan sonra tabağa koyup atıyorsun mikrodalgaya 2 dk'da ısınıyor, ekstra bulaşık vs çıkarmadan. ama yemek yapmak vs için çok uygun değil, balık falan pişirenler bile var ama gereksiz.

yemek yapmak için kesinlikle fırın lakin ilerleyen zamanlarda mikrodalga öneririm, zaten ucuza satılan şeyler.

bu arada dondurulmuş pizzalar (en azından dr. oetker ristorante serisi) mikrodalga ile değil normal fırınla yapılır. mikrodalgada yaptığın zaman esas lezzetini alamıyorsun.

donmus pizza once biraz cozulsun ondan sonra firina at yoksa ortasi soguk kalir

cok ayip etmis. direkt silerdim.

aynen ''bir dönem ödev gönderdim bir kere işimiz düştü onda da yollamadın.'' de. hiç sakınma lafını.

Bir daha da ödev gönderme

ben olsam ilişkimi keserim. bir derinliği, vefası olmayan, hayır gelmez dümdüz bir embesilin tekiymiş çünkü....

benzeri bana oldu, sildim gerizekalıyı...

suratına söyle ne yavşak adamsın lan diye ve asla iyi niyetli olmaktan bu tür yavşaklardan dolayı vazgeçme.

tam olarak; (bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)

shift+del, enter! geri dönüşümsüz.

iyi niyetini sik. benzer durumları o kadar çok yaşıyorum ki bana çok normal geldi yazdığın. gördüğün zaman ana avrat düz git istersen. hak ediyorlar çünkü. ama bil ki hiç bir boka yaramayacak. utanma arlanma yok insanlarda.

bir şey yapma olduğu gibi devam et, bir gün tekrar bir şey istediğinde aynı şeyi ona yap götünde patlasın. bir dahada yardım etme.

vardır bir sebebi ben mesela asla ödevimi göndermem isteyene de birazdan yapayım atarım der geçiştiririm peki neden biliyor musun? pek yakın arkdaşım haftanın 5 günü 10 bazen 15 saat yan yana geçirdiğim arkadaşım hocanın kontrol ettiğini bile bile benim ödevimin aynısını gönderdi ve onun yüzünde 4 gün gece günduz uğraştığım ödevim kabul edilmedi. birde pişkin pişkin ben böyle olacağını bilmiyordum hiç aklıma gelmedi diye özür diledi.

edit: ben kimseden ödev almıyorum ama bu olaydan önce alıp inceleyip değiştirip yoluyordum.

doktora git. arkadaşımın kulağı zamanında böyle iltihap kapmış şimdi kızın kulağında çok tuhaf büyük bir şişkinlik var. ameliyat bile geçirmiş bu yüzden. gözünü korkutmak istemem ama ilk fırsatta doktora git.

bepanthen sür güzelce.

aynısı ben de yaşadım. ama halkayı takamamıştım ben. zar zor ilk delim küpesini tekrar takmıştım. bepanthen ya da o ayarda başka bir krem sürmüştü. kendiliğinden geçti sonradan ağrısı sızısı.

Terramycin göz olanından kullan ama doktora git gitmiceksen ecz. Git derhal

göz olanından değil ama terramycin krem aldım bu gün aslında eczaneden. sürünce kaşıntı yaptı.

duzenli olarak temizle. deldirdigin yer sana temizleme sulari verdiyse onlari kullan. vermedilerse alkol ve betadin. temizledikten sonra da bepanthen sur. 2 gun kadar bekle, iltihap kapmazsa zaten duzelir kendiliginden. iltihap kaparsa ve baya siserse doktora gorun derim ben. ama benim kulagim iltihap kaptiginda eczaneden bactroban alip surmustum gunde birkac kere, gecmisti. son sefer kaptiginda onu bile surmedim kendi kendine gecti. boyle durumlarda birkac gune gecmeyen ve gittikce sismeye devam eden iltihaplar icin doktora gorunun diyorlar.

ama en onemlisi sakin sakin sakin kupeyi cikarip deligin kapanmasina izin verme. iltihap kaparsa disari akamaz icinde buyur, o zaman sonu kotu iste.

bir de arka deligi bulamadiginda kupeyi once arkadan sok onden cikar, sonra normal tak. bende hep ise yariyor.

Şişmekten kasıt içinde top gibi bir şey mi var?

Eğer o varsa sıkıntı yapma geçer.

kulak memesi komple şişti. daha sıkıp içinde bir şey var mı diye kontrol edecek durumda değilim.

chpliyim dedin. birazdan akitler gelebilir buraya. olay sosyolojik olmaktan çıkalı çok oluyor. tamamen psikolojik olarak incelenmesi gerekiyor türkiye'deki durumun. haklı haksız, doğru yanlış yok. rte ne diyorsa o var. hayır işin kötü yanı bu gidişatın sonu iç savaş. o da çok canlar yakacak.

o yazmamış abi. cem karaca'nın şarkısı. cem karaca da malum toplumcu bir insan. yazmış zamanında.

abi değil apla olacak o.

çalıkuşu'nun da kitabı çıkmış bi bakın derim, diziyi tam uyarlamamışlar ama farklı yerler var

Tamam hepimizin 70 lerde yasamış olması gerekmıyor ama koskoca cem karaca sarkısını bılmemek nasıl bı durum la

@kosun lan mevzu var, cem karaca'nın şarkısını bilmemenin şaşırtıcı olması da beni şaşırttı mesela :)
ben de ilk defa iki gün önce televizyonda rastladım klibe: baktım hayko'nun yanında kurtalan ekspres var, şarkının melodisi de az biraz ceviz ağacı'nı andırıyor; "kesin cem karaca'nındır" dedim kendi kendime.
olabiliyor yani :)

Üzücü,

@kosun lan mevzu var, yani bi kıyaslama için yazmıyorum ama mesela fikret kızılok'un diskografisini ezbere bilirim. keza erkin koray'ın, barış manço'nun, bülent ortaçgil'in hemen hemen bilmediğim şarkısı yoktur. yine de cem karaca'nın şarkılarına hakim değilimdir.
benim bildiklerimin ne kadarını biliyorsun bilmiyorum ama bilmiyorsan da üzülmem :)
son cümleme istinaden bilbilbil diyorum.

arkadaşlar mevzuyu büyütmeye sebep yok. bilmiyordum ve bu çok normal.

Kendi yazdıgını ısaretledi beyler, dagılabılırız

Ben inanmadım şahsen,bu sefer harbiden montaj,düblaj olabilir.

"Ben aslinda kavas demistim" diyebilir, daha once ise yaradi.

tam bir kasımpaşalı. bu adam o kadar şey yaptı. buna niye şaşırdık?

www.youtube.com

bi s***m geri dönüşü olmaz. bunun şerefsiz seçmeninin hoşuna gidiyor zaten israil'e küfür etmek.

akif beki başbakanın ne demek istediğini açıklamadan yorum yapmak yanlış olur.

ben ilk kez şimdi dinledim çünkü zerre ihtimal vermiyordum.
gerçekten demiş amk, şuan hala şoktayım. deli kral. yemin ederim ki deli kral.

Ya halkın hoşuna gitse ne olacak? bir ülkenin başbakanının "israil" kelimesini hakaret olarak kullanmasının illa ki uluslararası platformda etkisi olur. sıradan bir ülke ismi de değil dikkat çekerim "israil" diyor.

olabilir hacım, örnekleri var.

Güneş görmesindendir o, yaz geliyor. Yazın özellikle tatil yerlerinde güneçe çok maruz kalınca benim de sakalım kızıllaşır. Bahar döneminde aynı senin gibi kızıllaşmaya başlardı.

bazı insanların sakalı uzayınca kızıllaşabiliyor. benim sakallar da öyle oluyor misal. asıl rengi kızıla döner diye pek heveslenme bence.

valla 18-19 yaşıma kadar siyah(kumral) sakallarım vardı, sonra çeneden başlayarak kızıllaştılar ve şimdi yaş 29 sakallarım kızıl, saçım kumral.

ps: ilaç vs. kullanmamıştım.

olması gerekenler
prezervatif otomatı
terzi ütücü kurutemizleyici kıvamında biri

eğer varsa giriş-çıkış saati olmamalı. açık ceza evi mi lan bu yurtlar. 22sinde 23ünde adamlar kaçta isterse o saatte giderler.

ha bir de servis olayı var. merkezi lokasyonlara özellikle toplu taşımada dışlanmış saatlerde servis olması çok güzel olur.

giriş çıkış saati olmasın,
mümkünse odalar tek kişilik, en fazla iki kişilik olsun,
yemekhane olmayacaksa her odada mutfak olsun,
odalarda klima olsun,
wifi şart,
çamaşırhane olmalı şu amerikan filmlerinde olduğu gibi,
tuvalet banyo ortak kullanım olmamalı, her odada olmalı.

bir arkadaşımın saçı aynı bu renkte, o bostancı gösteri merkezinin orada bir kuaföre yaptırıyor saçını. fiyatının çok fahiş olmaması lazım, yeri sana çok ters değilse yarın sorarım fiyatını adresini filan.

duyurudan kirazıseviyorum' a ulaş. ikinci fotoğraftakine yakındı onun saçları.

bu ombremsi bir renk oluyor sanırım yanılıyor muyum?

dust in the wild, öğrenebilirsen çok iyi olur çok teşekkür ederim. bu arada ombre evet.

ombre renk değil, boyama yöntemi.

bu renk için saçınızın küllü kumrala boyanıp (saçta koyu renk boya varsa açılması da gerekir), üzerine ombre yöntemiyle açık küllü kumral (ilk foto) veya koyu küllü sarı (ikinci foto) boyama yapılması lazım.

bütün kuaförlerin yapabiliyor olması gerekir ama mutlaka fotoğrafla gidin ve rengi katalogdan birlikte seçin.

clones sağolsun hallettik.

4. sayfadan itibaren yeni bölüm (section) eklemen gerekiyor. Ondan sonra numaralandırma kendiliğinden değişecek. Sonra ilk bölümün numaralandırma formatını romen rakamlarına çevirebilirsin.

çekerler çekmese bile sen nüfus cüzdanındakini değiştirsen sorun olmaz. Ben kimliğimi 4 sene önce değiştirmiştim bu yıl ygs'ye değiştirmeden gittim ama korka korka. Gitmeden telefon açtık saç boyatma, estetik gibi köklü değişiklik yoksa sorun olmaz demişti. Demem o ki kimliğinle sen aynıysan sorun yok ama riske de atma bence.

sınav içinse, sınavlara girişte kimliğin dışında yanınıza güncel bir vesikalık fotoğraf götürmeniz yeterli olacaktır. zaten kılavuzda ne olur ne olmaz vesikalık getirilmesi öneriliyor.

okula gidersen değişmez o fotoğraf. değiştirmek için ösym'ye dilekçe yazman lazım ama ona da ya dönmüyorlar ya da saçma sapan cevaplarla reddediyorlar. kimliğin güncel olsun yeter.

boşver oğlum bak en azından sevişiyorsun sevişemeyen gençleri düşün.

masturbasyon yaparken hemen boşalmaya odaklanma, hatta tam boşalacakken bir dur.
stresliysen bunun sebeplerini araştır ve üstesinden gelmeye çalış.
performans kaygın varsa bunu partnerinle konuş ve bu konuda kendini rahatlat
sağlıklı beslen spor yap vs.
biyolojik bir problemin varsa doktorunla görüş.

bir el değsin her şeyi çözsün istiyorsan boşuna bekliyorsun. erken boşalacaksın yapacak bir şey yok, zamanla kendini kontrol edebilmeyi öğreneceksin ama daha çok sevişmen lazım. yani tek yolu daha çok sevişmekten geçiyor.

bir de iki tane antidepresana gerek yok, seni etkileyebilecek oranda alkol tükettiğin vakit normalden daha geç boşalma ihtimalin yüksek zaten, yani çakır keyif olana kadar diyebiliriz buna. araya antidepresan vb. sokarsan bu seferde sertleşme ve isteksizlik problemi yaşarsın o da baya kötü emin ol.

aşırı hassas kondomları bir dene. bir garipler onlar. ama bu hap bira ilişkisi ne kadar sağlıklı bilmiyorum.

bir de evet @c1b2k3 ün dediği gibi doğru pozisyonu bul.

hep o sürede gelirsen çok erken.

ama medikal destek alarak boşalmayı geciktirmek mantıklı değil. seviştiğin insanla elele vererek bu sorunu aşabilirsin. eğer açık denizde ayağın yere değmediğinde panik yaparsan boğulma riskin çok artar. ama yüzdükçe bu fobiyi aşarsın. takma kafana. zamanla geçer.

Alkolün kesinlikle faydası var. ayrıca kendin için uygun pozisyonu bulman yeterli değil zira bu kızarkadaşın için de önemli. Bir de eğer yalnız kaçamakların varsa bunları kesmen veya azaltman gerekir. Hiç biri çözüm değilse, geceyi biraz daha uzatıp ikinci boşalmanın geç oluşu sayesinde durumu toparlayabilirsin.

36t yanılmıyorsam tam yanından geçiyor avrupa konutlarının, son durağı zaten taksim. iett'nin sitesinden bakıver. hiç olmadı yakınından garanti geçiyor. taksi de 40-50 arası tutar tahminen.

henuz degil.

birayla alkoliklik ? :D sadece alkol direnci o. 1sene önce gün aşırı litrelik vodka/viski tüketiyordum en son midemin delinmesine ramak kala hasteneye yetiştirdiler tabiki gurur duymuyorum ama sen alkolik değilsin yani

aslında soruyu yanlış sordum böyle giderse demek istemiştim.

sabah 10-11 gibi uyanıp içmeye kahvaltıda başlayan adam var bir tane, o alkolik. midesi, karaciğeri ne durumda tabi orası merak konusu. bir de her gece hiç değil 10 tane birası garanti bi adam var, o alkolik.

alkol güzel şey de bokunu çıkarmamak lazım.

4 tane bira? Yakininda bile degilsiniz alkolizmin, belki zorlarsaniz sosyal icici olursunuz.

Bu alkole bağışıklık falan olmasın ne alkoliği. Alkol almadan duramamal bağımlı olmak alkolik benim bildiğim.

7-8 bira içsem koymuyor artık, ha içiyor muyum? zerre aramıyorum artık, hatta arkadaş ortamında ancak içiyorum. evde 24/7 alkol dolu, ağzımı sürmüyorum.

herkes söylemiş, dirençle bağımlılık ayrı şeyler. :)

bu bağımlılık değil ama diğer arkadaşların bu kadar olumlu bir tablo çizmesine de şaşırdım açıkçası. 60 günün 30'unda içki içmek, bunu yaparken 4 bira içip hiçbir şey hissetmemek alkolik olmasanız da o yolda koşar adımlarla ilerlediğinizin göstergesi.

ileriye dönük soruyorsanız evet, şahane bir alkolik olabilirsiniz yakın zamanda. alkol şu an hayatınızın önemli bir parçası ve her geçen gün daha da "vazgeçilmez" olur böyle devam ederse. günaşırı alkol tüketmek sağlıklı bir şey değil. tehlikeli.

pescador haricinde soruyu soran dahil hiç birinizin alkolizmin ne olduğuna dair bir fikri yok anlaşılan..

alkolizm sadece janti içkilerle olmaz (filmelrdeki buzlu viski sahnelerinden kaldı herhalde bu)

alkolizmin içkinin tadına alışmakla ilgisi yoktur

alkolizm körkütük sarhoş olmak demek değildir

alkolizmin içtiğiniz içki adetiyle de ilgisi yoktur

günde 4 tane birayla gayet alkolik olabilirsiniz, hele hele o 4 birayı içmeden fonksiyonlarınız yerine gelmiyorsa çoktan olmuşsunuz geçmiş olsun.

pescador güzel söylemiş ve warrior princess çok önemli noktalara dokunmuş.

lütfen biraz araştırın alkolizm nedir diye.

bir özellik de ben ekleyeyim. alkolik dediğin insanın her gün içmesi gerekmez. alkolikler haftada bir dahi içebilirler.

alkolikler yerine göre sağlık sebepleri, ramazandı, bayramdı vb filan bir süreliğine alkolü almayıp normal yaşarlar sonra aynı döngüye geri dönebilirler.

o yüzden ohoo, bohoo o da nedir ki diye olaylara balıklama dalmayın.

hayır, içkiye karşı değilim. aile ortamında, arkadaş ortamında güzel sofralarla çok da güzel oluyor.

ama başkalarına akıl vermeden önce biraz bilinçli olalım.

bir de sağlıkla ilgili konularda bile yazarken hemen bağnaz, gerici, dinci damgası yemeyelim diye dikkatli davranıyoruz. ben de içkiye karşı değilim yazmak zorunda hissettim kendim. yaftalanma korkusu.

içki içmek marifetmiş gibi sanki herkes iç babam iç birbirini coşturuyor yorumlarda.

bu sanırım insanların içindeki bastırılmış duygular, yasaklardan dolayı oluyor.

yurtdışında yaşayan bir arkadaşım istanbul'a taşınmış geçenlerde (samimiyetimiz yok. facebooktan takip) baktım bu sabah bir sanat eserinin yanında elinde bira poz vermiş sergi açılışına gitmiş herhalde. "istanbul ve ben" yazmış altına da. arkadaş 15 milyon kişi 15 milyon çeşit hayat yaşıyor, 40 küsür yaşındaki insan artık nasıl bir psikoloji içindeyse böyle bir resim paylaşıp altına da bunu yazıyor. yurtdışında yaşarken de böyle resimler paylaşıyor. herhalde ben burda da özgürüm imajı mı vermek istiyor nedir?

(bkz: #10688119)

Alkım Kİtapevi'nin köşeden yukarı çıkarken hemen solda.

clandestino'yu seviyorum ben. memnunum.
www.clandestino.com.tr

clandestino'nun mağazasında farklı ürünler var mı? internet sitesine baktım daha önce ama erkek kısmında bildiğimiz casual ürünler vardı.

valla internet sitesini ilk kez az önce belki vardır diye aratıp buldum. çok fazla çeşit koymamışlar sanırım, ya da sitedekilerle aynıysa ürün gamını daraltmışlar. ben en son kışın gitmiştim, karşılaştıramıyorum o yüzden.

1880deki hali bile daha güzel. Yeşili sadece balık pazarındaki manavda görebiliyosun. Gri bir meydan işte.

yere dökülen betonun çoktan çatladığı, kışın su biriken, yüzeyi yamuk bir beton yığını oldu. ha eski hali de kötüydü, değişen bir şey yok.

ferah ferah? huzur?? yakışan bir peyzaj tasarımı????

Meydana her indiğimde sadece gideceğim yöne bakıyorum, ne sağa ne sola. Cevabı verdim sanırım.

bildiğin bokum gibi oldu, gidince içim kararıyor.
yamuk yumuk yampirik beton yığını.

Gri bir çölün ortasındaymış gibi ama "Yağmur yağdığında havuz oluyor" diye avutabilir insan kendini.

her taraf beton oldu. harika bence. baktıkça içi açılıyor insanın.

gereksiz büyük. çok büyük. öyle büyük ve sınırsız ki içerisindeyken yön mevhumu kayboluyor.
eskiden en azından taşıt yolu belliydi, yaya nereden gidecek belliydi, kaldırım nere, asfalt nere belliydi. sınırlayıcılar, tanımlayıcılar vardı. şimdi hepsi bir, hepsi gri.

hala daha metrodan istiklale gitmek için karşıya geçerken "acaba araç gelecek mi" diye tedirgin oluyorum. sadece trafik ışıklarını kaldırmakla olmuyor bazı işler.