8-8.5 arası

Yatırım tavsiyesi değildir şahsi görüşümdür.

2017 de dolar 3.30 ken 2018 şubatta dolar 5 tl olur dendi ancak çok ciddiye alan olmadı. seçimden sonra dolar 7yi gördü. dolar 10 lira olur desem. oladabilir, olmayadabilir.

tr enflasyonu kabaca %25,ABD enflasyon kabaca %2 desen zaten hiçbir şey olmasa bile %23 yükseliş beklentisi olur enflasyon farkından .

5.5 x 1.23= 6.95

O zaman gidip dolar alalım
Söylediğin durumun dayanağı ne

bana kalırsa 7'nin altında olmaz.

maç yorumu sitelerine yaz. blog gibi içerik üret

Spor kanallarında artık hep kadınlara yer veriyorlar sunucu vs. olarak. İzlenebilirlik artsın diye. Onları kovalayabilirsin.

iddaa bültenlerine tahminlerini yazabilirsin. bir de bahis siteleri için canlı maç izleyip istatistik girişi yapanlar var. kim yapıyor, nasıl başvuruluyor tam bilmiyorum.

ülkedeki 15-20 milyon erkeğin hayalini paylaşıyorsun. bol şans.

cuma akşamı halı saha var, gel.

istatistikçi ol

futbol seven kadın erkekler için başlı başına cazibe unsuru. beyaz yaka olduğuna göre diksiyonun iyidir, oynadığına göre fizik de iyidir. aç bir youtube kanalı erkekleri kölen yap.

hakemlik

Amigo kiz ol.

bi kadın grubumuz vardı. grupta "ne iş yapıyorsunuz" diye bi soru yönelttiler
kadının biri de besyo okumuş etmiş, bi internet sitesinde köşe yazarlığı yapıyomuş. yaşı da 24 müydü neydi. sitenin hit'i fazla olduğu için 4bin kayme kazanıyorum diyordu. ne kadar doğru bilemem, bence yazı gönderebilirsiniz oraya buraya.

spordan anlayan bayanlar bu sistemde daha şanlı. azcıkta tip varsa yürür gidersin.

Goodyear efficient grip. Türkiye şartlarına uygun (dayanıklı).

bütçe önemli.
goodyear, michelin iyidir.
bütçe azsa kumho
Daha da azsa petlas

Michelin bence çok iyi lastik ama türkiye şartları için uygun değil. Continental lastiklerin babasıdır bence, goodyear efficient grip yıllardır var gayet güzel lastik.
Ama bu lastikler pahalı olanlar.

Daha düşük bütçeniz varsa, Falken ziex 914 ecorun, hankook ventus prime 3, Dunlop düşünebilirsiniz.

Dunlop

yaşadığınız yere göre değişir.

kışlık lastik ihtiyacı da oluyorsa, crossclimate takın, yaz kış değiştirmekle uğraşmazsınız hem.

corsa d otomatik kasalarda lastik ölçüsü farklı oluyor. ara lastik olduğu için lastik fiyatı artıyor. michelin continental bridgestone çok pahalı geldiği için pirelli almıştım. pirelli güzeldi ancak tercihim continental olurdu. lastiklerin yol tutuşu performans dereceleri var ona göre değerlendirmek lazım.

Lastik ya yazlik ya kislik olur.

Yazlik: continental

Kislik: goodyear

Arabayla trafiğe çok çıkmıyorum. Özellikle kışın karda kışta pek kullanmak gibi derdim yok. Lastikler cidden yıprandı ve ayrıca balataları da değiştireceğim. Lastik mevzusundan çok anlamadığım için işin ne teknik detayını ne de maddi detayını bilmiyorum. Aynı markanın lastikleri arasında çok fark olabiliyor. Açıkçası kazıklanmak da istemiyorum

Samsung

LG

hadi bakalım;)

Taşınmadan önce Lg smart tv vardı memnundum 2 sene aralıksız kullandım sorunsuz biçimde.

Şimdi Samsung var yeni evimde o da iyi, ondan da memnunum.

lg

servis yaygınlığı açısından samsung.

konutu sigortalayıp elektronik cihaz sigortası almayı unutmayın

şaka bir yana, ne istediğin önemli...
ben alırken 4K x265 video oynatması ve altyazı renk vb ayarlar benim için önemliydi. Ben alırken tüm bunları yapabilen ve bütçeme uyan LG'ydi, aldığım televizyondan gayet memnunum ama önceliği TV izlemek olan biri pek memnun olmazdı zira TV tarafı klasik TV gibi aç hemen kanallarda cirit at şeklinde değil, aletin kendine gelmesi biraz zaman alıyor ve kanal geçişleri de çok hızlı değil ancak ben neredeyse hiç TV izlemediğimden hiç umrumda olmadı.

Televizyonu almadan önce carrefour, mediamarkt, vatanbilgisayar vb aklına ne kadar yer geliyorsa gezdim televizyonları inceledim, yanımda USB bellekle videoları denedim öyle aldım. sende isteklerini belirleyip öyle aramalısın.

şu an durumlar nasıl bilmiyorum ama ben alırken samsungların renkler aşırı canlıydı, böyle abartılmış aşırı canlı renkler bana gerçekçi gelmiyor. bir de yine samsunglarda 5-6-7 gibi seriler oluyor, bir seriden altının görüntüsü bariz kötü olur. üst serinin de fiyatları katlanır.

dediğim gibi şu an durumlar nasıl bilmiyorum tekrar bakmak gerek.

benim alet: LG 49UF8507.

aynı, ucuzu tercih sebebi

emin degilim ama LG’nin smartı daha iyi sanki. webos 3.5

samsung

Ailemin evinde Samsung 50MU7000 var. Bende de LG 49UH770V var.

İkisinden de memnunuz, ailem tv de izliyor benim tv ile aram yok dizi, film, müzik takılıyorum. Arada bilgisayarımı bağlıyorum vs.

Samsung Tizen işletim sistemi kullanıyor, LG'de WebOS var. Ben LG'nin kullanıcı arayüzünü, kolaylığını daha çok sevdim. Akıllı kumanda büyük bir artı bence. Örneğin bi uygulamada e-posta adresi gireceksin, ok tuşlarıyla bi o tarafa bi bu tarafa gitmek çok zor oluyor, akıllı kumandanın fare imleci gibi zımbırtısı ile hızlıca form doldurabiliyorsun.

Bunların dışında panelleri de farklı. Samsung'da VA panel var, LG'ninki IPS panel. Siyahlarda Samsung benim televizyonu dövüyor net bir şekilde. Normal renklerde ise bence LG daha canlı. Öyle aşırı parlak renkler, HDR falan hoşlanmıyorum zaten.

Henüz servisle muhatap olmadık, umarım bundan sonra da olmayız ama Samsung'unki daha iyi diye duydum.

Kafan yeterince karışmıştır umarım, iyi seyirler ^^

bu sektörün babası samsungtur tabi ki.

Aynı sorun bende de var. Yurt içinden deniyorum. Hem masaüstü hem mobilden giriş yapamadım. Şimdi senin gibi beta’dan girdim. Geçici bir şeyler vardır sanırım.

Herkese günaydın *\O/*

Beta'nın işe yarabileceği hiç aklıma gelmezdi bu arada.

evet. hem sözlük hesabım hem de bu duyuru hesabımla girişte aynı sounu yaşıyorum. beta'dan girmek aklıma gelmemişti. ama sözlük hesabımla hala giriş yapamıyorum. compumaster'a da mesaj attım bakalım.

beta fikri iyiymiş. compü kesin beta'yı öne çıkarmak için bozdu bunu, şimdi de uyuyordur, sabaan korü oralarda, beta'dan devam.

Hay Allah razı olsun, sabahtan beri bir db ya da mysql hatası var sistemde. Sayende beta ile girmeyi akıl ettik :)

Sabah çayımı içerken duyuru okuyup cevaplayamamak çok kötü.

tam dedim ki betadan girliir mi acaba. benden önce davrananlar olmuş.

ama yine sözlük kullanıcıları giremiyor tabii

benim gibi beta linkini bilmeyenler için
beta.eksiduyuru.com

compü hala uyanmamış.

evet, ben de giremiyorum. kullanıcı adını ve şifreyi doğru girince şu hatayı veriyor:

prnt.sc

Bu arada beta'dan tickliyorum ama tickler refresh edince kayboluyor.

Duyuru düzelince tick atacağım.

Edit: Sadece kendi cevaplarımı tickleyebiliyor olmam da ayrı bir durum. Düzelse de normal duyuruya geri dönsek.

betayla girdi. problem var galiba.

sabah 4 ten beri uğraştım. yaa dedim beni uçurduklarında böyle olmuyordu, değişik bir teknik mi icra ettiler acaba yinemi uçurdular diye düşündüm.

duyuruyu görmesem hiç aklıma gelmezdi betadan denemek :)

sözlük üzerinden geliyorum, beta linkleri ile oynayarak bir şekilde girmeyi başardım, mutluyum :)

Ilk kez betaya girmis oldum sayende. Beni ucurdular sandim.
Yalniz bu cok acik renkli, gozumu aliyor.

gece biri ayarlarıyla oynadı bozdu herhalde dedim ben de. şimdi bu duyuruyu görünce beta da neymiş dedim ama sevmedim diğer hali daha güzel.

Peki telefondayken en yukarida cikan reklamlardan nasil kurtulabiliriz? Asagida falan ciksa neyse de en en en yukarida olmasi gicik olmus

betaya girmeye zorlamaya calisiyorlar sanirim

bütün cevapları tikleyebiliyorum, beta harbiden çok enteresanmış.

Beta neden böyle kaldı ben de onu merak ediyorum. Şu an login olmamızı sağlaması dışında bir çok şey çalışmıyor.

duyuruyu yıllardır sallamıyorlar. :')

hallolmuş bu arada. ben de sabahtan beri giremiyodum, şimdi girdi.

bildigin hard disk'te yer kalmamis.
beta'daki sorunlarin kimisi bug olabilir, hala yasiyorsaniz o sorunlari soyleyin de cozeyim :D

@compumaster

Mesajı şimdi okudum ama elektrikler gitti, mobile kaldım :D

Sabah detaylı bug raporu ileteceğim. Teşekkürler bu arada.

@compumaster betada tickler çalışmıyor.

şöyle betada duyuru sahibi tick koyuyor ama sayfayı yenileyince kayboluyor ama buna nazaran kendine attığı tickler kaybolmuyor.

ben de beta duyurudaki herşeyi tickliyebiliyorum duyuru benim olmamasına rağmen ama sayfayı yenileyince onlar da kayboluyor.

bu tickleri normal ekşi duyuruya girdiğin zaman görebiliyorsun.

yani betada tick atıyor, sayfa yenilenince tickler gidiyor. normal ekşiduyurudan bakınca tickler gözüküyor ama betada gözükmüyor.

ayrıca şu an ekşi duyurudan bi cevap yazdım, betadan girdim baktım cevabım gözüküyor.

sonra beta içinden duyurudan girmiş olduğum cevabı editleyip bi kaç cümle daha ekledim. sonra yine ekşi duyurudan baktım, betada duyuru düzenle deyip eklediğim son cümleler ekşi duyuruda gözükmüyor ama betadan baktığımda gözüküyor. iki site arasında sanırım bir çeşit senkronizasyon problemi var.

@compumaster

Bugları gönderdim. Hatta mesaj attıktan sonra beta'da yönlendireceği sayfa olmadığından sayfa patladı. Onu da listeye ekleyebiliriz. :)

Beta'nin caching sistemi ile duyuru'nun caching sistemi farkli oldugundan ikisini karsilastirmamaniz lazim, cunku database'e yazilan bilgiler beta'da duyuru'yu tetiklemiyor. O yuzden aslinda beta ve duyurunun ayni anda kullanilmasi sakincali. :(

yedek olarak kullanırız biz de. geçen gün olduğu gibi hayat kurtarıcı olabiliyormuş beta.

tefal

Sigortalar birliğinin sayfasında aracın kasko değerini bulabilirsiniz. Extra özelliklerine, bakımına, boyasına, motoruna göre bu fiyat üzerinden +%10, -%10 değer biçebilirsiniz.

kendi aracının ederi 40bin millet 45 yazıp fiyat kırıyor. eğer lpg varsa bin tl daha koy. donanım paketine göre değişir.

araştırırsın 1.2 tsi bulabilirsin piyasası 65 75 arası. bence çok.

internetteki fiyatlarla gerçek alış satışın olduğu rakamlar çok farklı

ayrıca piyasa gerçekten durgun şu aralar

istediği kriterlerde taban fiyatı olan bir araca gidip bakacaksın. kaporta çizgileri düzgün ise, boyalı, dökük görünümü yoksa, bagaj havuzu, kaput altı düzgün ve parlak boya içermiyorsa sıkı bir pazarlık yapıp ekspertize götürür alırsın.

yalnız hiç bir eskpertiz sana aracın motoru konusunda net yanıt veremez. yetkili servise gidip eğer varsa geçmiş kayıtlarına bakarsın.

özetle kimseye inanma lüksün yok biraz işi bilip yorum yapabilmen lazım.

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaş burada paylasmıştı.
Tavsiye ederim.
www.otoendeks.com

konfor, güven ve otomatik vites diyorsan en az 60 bini gözden çıkar.

Micra, jazz, yaris, getz. Önem sıralaması da bana göre bu şekilde olmalı, ilk sıradakileri satmak istediğinde kolayca satarsın.

@ mikahakkinen; konfordan kastım bu şartlarda olabildiği kadar konfor. Çok teknolojik vs ihtiyaç yok ama mesela yere yakın olmasın, inip binmesi zor olmasın gibi gibi..

al bi fiesta rahat et

honda jazz al. park sensörü de aldı mı aile boyu gider. kadına da yakışıyor.

Bacım o fiyata aradığın özellikte araba bulmazsın. Nissan almera olabilir belki.

30-40 bin arası sağlam bir ototmatik şanzıman şansa denk gelir oda zor. corsalar var ancak şanzımanları sıkıntılı alırsın şanzımanı yaptırırsın.

terriosun alırsın satamazsın.

O bütçeyle b sınıfından öteye çıkamazsın. O sınıfın da en iyi aracı Fiesta'dır.

bütçeniz dar ise yapılacak en akıllıca şey otomatik viteste diretmemektir. Bütçe sıkıntılı ise on bin tlden sadece vites yüzünden feragat etmenin anlamı yok.

1.3 opel corsa dizel.

çocuk koltuğu filanda atıcam diyosan bahsettiğiniz fiyatlardaki tüm benzinli araçlara lpg taktırmak zorunda kalırsınız ki bence güvenli değil.

terios konusunda arkadaşlara katılıyorum. ben de zamanında çok düşündüm ama ne parçası bulunur ne ustası. hele anadoludaysan araba arıza verip başıma dert olmasın diye araca binmez hale bile gelebilirsin. suv o fiyatlara gelmez. gelirse de model düşük, km yüksek olur ve olmadık yerlerden olmadık masraflar açabilir.

Arzum okka minio almıştık arkadaşa. Memnunum diyordu

Fakir mix it easy ürününe sahibim ve dev memnunum buna rağmen kolay temizlenebilir olanı seçmeni düşünüyorum.

arzum okkadan memnunum

fakir alma arkadaşım aldı 2 ay sonra bozuldu.

lavazza.

Bizde delonghi'nin hem espresso makinesi var hem de filtre. Ikisinden de oldukca memnunuz. Latte vs yapmak istiyorsanız espresso makinesi sizin için daha uygun olur;süt ısıtma/ köpürtme aparatı vs de var. Filtre kahve makinesi de çok pratik oluyor.

www.hepsiburada.com

şu üründe karar kıldım gibi beklentilerimi karışılıyor

Bizde de bu modelin buz mavisi var; tabii biz dolar bu kadar yükselmeden önce 500 liraya almıştık :) gayet güzel makine, güle güle kullanın.

ithalatçı garantili telefon 1 sene garantili oluyor. ya alındığı ülkeye gidiyor yada ithalatçının anlaşmalı olduğu servisi gidiyor. firma garantili olanlar direk markaya gidiyor ve 2 sene garantili oluyor. fiyat farkı da ondan.

@mikahakkinen'in dediği tam olarak doğru değil. Türkiye'de satılan elektronik ürünlerin garantisi 2 yıl olmak zorunda. İthalatçı garantililer de 2 yıl garantili.

Soruya gelirsek, sıkıntı çıkmaz. Garantilik bir iş olursa uğraştırabilir elbette ama telefon kutudan sağlam çıktığı sürece 2 yıl içinde çok da sorun çıkarmıyor genelde. Resmi garantilerin de hali ortada. Fiyat farkı varsa o risk alınır. Hakem heyeti yolu da açık zaten.

vallahi kimse malıma kötü demiyor. kaç kere telefonum bozuldu bu muabbetlerden çok sıkıntı yaşadım. ülke içinde garanti işi daha rahat oluyor. yanlış bilebilirim ancak tecrübelerim sabit. herkes kendi yaptığını en iyisi olarak gördüğü için kendi yaptığını normalleştiriyor. @signore

nissan micra alma naparsan yap.

Ben getz'i öneririm, yıllarca kullandım bir kere bile yolda bırakmadı ki ağır hasarlıydı benim arabam. Bence getz'i düşünebilirsin, 120 bin çokta yüksek değil.

micra alırsan büyük pişman olursun. getz daha karlı bir tercih olur

2008 model micra kullanıyoruz 8 senedir. 1 kere arıza yaptı bu süreçte onda da bir sensör bozulmuştu, o kadar. çok yakmaz, performans aracı değildir ama kullanması çok keyiflidir. eski kasaları çok güzeldir.

getz.hem arkadaşınızın da işi görülmüş olur.

Nissan Juke 1.5 Dizel

6 aydır kullanıyorum, dünyanın en güzel şeyi.. Arada karşıma alıp neden bu kadar az yakıyorsun diye sormadan edemiyorum kendimi.

rano symbol al. benzinli manuel. butceye göre dizel manuel de olur. klimasi var. 4 kişiyi taşır. 2k km'de kimseyi üzmez. parçası, sigortası, vergisi ucuzdur. sağa sola sürtünce sen de üzülmezsin.

toyota yaris/auris ya da polo al. tüplü alırsan daha rahat edersin. dizel 80 bin üzeri alma. çok fazla kullanmam diyorsan benzinli alabilirsin. yokuşta yığılan araç yok devrinde kullanırsan iyi kötü çıkar. 1.2 1.0 motorlar gitmesine gidiyor ancak performans anlamında beklentin yoksa sorun olmaz.

Üstteki haklı. Linea, Symbol, Dacia tarzı bir araç al uğraşma eğer öyle şekil derdin yoksa. Bı araçlar kolay kolay arıza vermez, verse de tüm tamirciler anlar hemen halleder, parçası ucuzdur, gidişi duruşu öyle rezalet falan değildir. Sağa sola sürtsen üzülmezsin. Satacak olduğunda anında elinden çıkartabilirsin.

Ne eksisi var? Aynı yaşta alman muadilleri bir nebze daha kaliteli iç mekan falan sunar. Şekil olarak daha albenilidir falan.

Bankaya 1 milyon lira koydu eniştem geçen yaz, Türkiye'de villalık arsa arıyordu herif gitti Dacia kiraladı onu kullandı ararken. Yurtdışında Gmc yukon mu ne kullanıyor.

dizel megane 3 temiz 100 bini geçmemiş bulursan al.

az yakar gidişi güzeldir.
motoru çok sağlamdır.
iç hacmi geniştir.
o fiyata alabilecğein en iyi arabalardandır,
Parçası boldur...vb

ototest merkezleri en uygun çözüm gözüküyor

anlayamazsınız. aracı internette aratın, kronik bir sıkıntı varsa zaten muhakkak birileri yazmıştır, çıkacaktır.

ister ototest ister computeste git şu kadar iyidir diyemezler. onu anlamaları için şanzımanı sökmeleri lazım. onuda satan adam yaptırmaz. genel olarak modellere göre araştırmak lazım. örneğin dsg şanzımanlar son dönemde sıkıntılı. opelin easytronic şanzımanı tamamen problemdir. gibi.

Peki bu mantikla hangi sanzuman sikintisizdir? Cunku kime sorsan o sikintili bu kronik. Otomatik arac kalmiyor bu mantikla piyasada. (Bmw,mercedes disinda :) )

honda ve toyota'nın otomatik vitesleri tavsiye edilir.

ama her koşulda güvenilir bir firmadan ekspertiz şart.

toyota'nın yarı otomatiğinden uzak dur, dsg şanzıman sorunlu uzak dur.

dagilan sanziman genelde kacirir, ani durup gazladiginda eger hemen kavramiyorsa sanzimanda sikinti var demektir. ayrica yagina bakilabilir, kirliyse uzundur bakimi yapilmamistir. ayrica internetten mutlaka kronik sikintilari arastirmak lazim.

daha kapsamli bir arastima yapma imkaniniz var ise sanzimanin yag karteri sokulup icinde metal parcaciklari var mi bakilabilir. varsa sanziman dagilmaya baslamistir.

adam gibi bakimi yapilmadan 200bini gecmis her sanziman saatli bomba bence, marka model fark etmez.

Tam otomatikse yani tork konvertörlüyse, yokuşta geri kaçırıp kaçırmadığına bakar ustalar genelde. Düzlükte ayağını çektiğinde bekletmeden ilerlemesi lazım. Yüksek devirde vites değişimlerinin ve kick downların sartıntısız olup olmadığına dikkat edilir. Yine de kesin bir şey söylemek zor, şans işi birazda.

Peki ford fiesta, renault clio ve honda jazz yeni modellerin sanzumani nasildir? Önerileriniz var midir?

İnceleme amaçlı olmuyor ama sipariş verirsen adrese getirirler

var. değiştiriyorlar.

araba ne? kaç beygir? torku kaç vs vs

beklentiye bağlı. şehir içi kullanım içinse alınabilinir.

Yokuşlu bir şehir ise zulüm olur, 1.0 olmasının da yakıta avantajı olmaz.

1.0 araç yapıyolar, turboyla motorun gücünü yükseltiyolar. 116 ps olanlar falan varmış diye konuşuryordu arkadaşlar aralarında.

iyi de , 1.0 motorlu araç alan insan ekonomi için alır bunu.

ee senn 1.0 motorlu araba, sürekli turboyla ve yüksek devirle beslendiği için 1.5 zaman zaman 2.0 motorlu araç kadar yaktıktan sonra bunun ekonomisi nerede kaldı?

kaldı ki yüksek devir de turboya özellikle yaramaz pek.

Killerbee
Düşündüğün gibi değil. Evvela bu araçlar Avrupa pazarında emisyon vergisinden yırtmak için yapılan araçlar. Birinci amaç bu üretimde.

Ekonomik mi? Evet. Çünkü yeni nesil turbo araçların olayı bu. Basarsan yakar da gider de. Basmazsan da koklar.

Hiçbir düzgün çalışan modern araba yokuşta tıkanıp kalmaz. 3'te çıkamazsa 2'de çıkar dert değil. Eski arabaların, balatası bitmiş arabaların, silindirin biri bozulmuş, kompresyonu bitmiş arabaların cirit attığı ülkemizde bu araçlar hayli hayli gider merak etmeyin. Binin sürün zaten kararınızı verirsiniz.

Tek eksisi vardır bu arada. Ömrü az olur teorik olarak. Kanıtlanmış bir şey yok. Çünkü çevirdiği devir başına aldığı iş hacim dışında özdeş motordan daha azdır. Bu da daha çok yıpranma daha az iş demek. 300 bin yapan motor bloğu 275 bin yapar 250 bin yapar demek. Dediğim gibi teoride, özdeş motorlarda böyle. Bu nedenle gemiler dünyayı 40 kere dolaşabiliyor, tırlar milyon km yapabiliyor ama otomobiller yapamıyor.

gemi makinaları çok ağır bir bakım klavuzuna sahip, saati geldiği an hatta gelmeden aklına gelebelecek herşeyi değiştiriyoruz biz.

düşün abi koca gemi makinasının pistonunu değiştiriyoruz, laynerini değiştiriyoruz. enjektör, yakıt pompaları falan bunlar iş değil zaten, tabi bi enjektör en ufak gemide kolumdan uzun oluyor.

bu kadar ağır bakım altında gemilerin o kadar yol katetmesi bence normal. bir de özellikle aşırı sağlam yaparlar kaliteli markaları, man burmeister, mak gibi markalar çok iyidir. bunların arasında da tasarım farkları ortaya çıkar, yakın yol ya da continant çalışan ölçek olarka küçük gemiler, yüksek devirli makina kullanır 600-900 devir arası. uzak yol gemileri ve büyük makinalı gemiler düşük devirli makinalar kullanır 100 devir gibi. yüksek devirli makinalarda stroke mesafesi kısa olur ama düşük devirli makinalarda storke mesafesi bayağı bi uzun olur. bin tane detayı var yani.

ayrıca bir gemi türkiyeden yola açık denize çıktı, pitch atıyorum yüzde 80 e sabitlenir, dolayısıyla motor devri de sabitlenir, buradan norveçe 15 günde devir ve pitch değişmeden sabit tempoda gider.deniz durumuna göre isterse 12 mille gider, isterse 3 mille. yani güç sabittir hız değişken. bunda da pitch e müdahele edilmez, dolayısıyla motor devride yüzde 2 bilemedin 3 den fazla değişmez. devrin değişmesi için müdahale gerekir.bunun için de ya fırtına gibi bir hava olayının olması gerekir ya da çatışma gibi bişey olması. gemi makinasının sıcaklık değerleri de değişmez, sürekli aynı sıcaklıkta durur. çalışmıyorken 65 derecede pre heater vasıtasıyla sıcak tutulur, çalışıyorken makina modeline göre 85 88 derece arası. eğer 89 a çıkarsa alarm çalar ve gider müdahele edersin, cooler pompasını açarsın, yedek cooleri devreye alırsın gibi gibi. ayrıca gemi makinalarının yağ pompaları haricidir, sürekli sabit basınçla yağlanır, kullanılan yağ da sürekli seperatörde temizlenir, sump tanktaki yağ değerleri saat başı kontrol edilir,her hafta çok detaylı bir kit ile yağın vizikozitesi ve kimyasal durumu test edilir, bunun dışında layner üzerindeki valflerden de her hafta sıcaklık ve kompresyon değerleri ölçülür ona göre saati gelmemişse bile müdahale edilir veya valf ayarı yapılır.yani konular bence çok farklı.

arkadaşım sıfır audi a3 ya da a4 aldı geçensene 1000 motor muydu 1.1 miydi neydi, ps olaraka yüksek, çok feci yaktığını ve pişman olduğunu söyledi mesela.

1.0 turbo kullanıyorum 110 beygir ,200 tork. basınca gidiyor ama yakıtta gidiyor.(burada geniş ve düz bir yol var , canımın sıkkın olduğu bir sabah 5.30 gibi 195-200 hız yapmıştım)

basmazsan uzun yolda çok ekonomik gerçi o zamanda yol bitmiyor ama ben zaten hızlı kullanan biri değilimşehir içi 6.5 7 litre benzin yakıyor (klima sürekli açık- antalya). şehir dışı 4.2 gördüm bir kere ama yol bilgisayarı ne kadar güvenilir bilmem , hiç hesaplamadım da bir depo ne kadr gitti ne kadar gitmedi falan.

arkadaşta da yaris var 1 motor atmosferik benzinli. onla da 175 falan gördük.

ben pişman olmadım biraz beklentiyle alakalı bir şey sanırım.

Dediğim gibi özdeş motor farklı hacim dediğim şeydi. Velhasıl mantık olarak çok devir az iş=düşük km yüksek yıpranma demek ama bunun pratikte çooook büyük farklar yaratacağını düşünmüyorum.

1.0 motor bu kesin koklar mantığı doğru değil ayrıca. 1.0 63 beygir araç da var 110 beygir araç da var.

Ve elbette düşük hızda ekonomik kullanımda 1.0 turbo araçlar(downsized araçların tamamı) eski tip 1.6 1.4 atmosferiklere nazaran az yakacaktır. Gerek teknoloji, gerek ağırlık Bu yöne itiyor üreticileri.

Basarsan her araç yakar. Yakmıyorsa bastığında zaten gitmiyordur da mantık olarak.

1.0 dizel olmaz arkadaşım. 1.0 benzinlidir o bahsettiğin araç ama dizele bakarak artısı olur eksisi olmaz bu araçların. mesela dizeller pololarda içeri çok fazla ses alırken benzinlilerde arabanın çalıştığını bile duyamazsın sonra bunlar ufak araçlar olduğu için eğer çok fazla yüklü binmeyeceksen zaten dizelin torkuna da ihtiyacın olmaz.

bende 1.2 benzinlisi var ve hem yakıt hem çekiş olarak gayet mutluyum. en az 80 kilodan 5 kişi dik köy yoluna tırmandım gayet aldı yürüdü ki seninki 75 beygir ve daha yeni bi motor olacak.

Sorunuza cevap olmayacak ancak bir psikolog olarak paylaşmak istedim. Bahsettiğiniz tür sonuçlara varmak için uzun süreli, boylamsal ve nedensel çalışmalar yapmak gerekir. Ancak bu konuda bu tür çalışmalara dayanarak yazılan kitap ve makale sayısı yok denecek kadar az, zira bu konuyu bu şekilde çalışmak çok zor. Bu yüzden bulabileceğiniz kaynaklara sorgulayarak yaklaşmanızı öneririm.

Oğlumuz doğduğunda The Science of Parenting diye bir kitap gelmişti. Çok faydalandım

www.amazon.com

fotsrapka +1 çocuk yaparken kesin bir reçete yokken karakter içinde bir reçete yok. o kadar çok değişken var ki... çevre,sosyoekonomik durumu,aile ortamı, vs....

egea'nın 1.6 modelleri iyi 1.4'ler biraz eşek
bu seçeneklerden corolla tercih ederdim.

bunun harici sormuşsun, ford focus veya skoda octavia öneririm. yüksek beygirli almaya çalış 100 üstü olsun mümkünse.

megane

2015 egea 1.6 multijet dizel urban paket var 55bin km 65bintl

toyota sanayiye uğramaz sıkıntı yapmaz. benzinlisi hele.. tam garantici arabasıdır.

egealar teneke

bu üçü arasından - bagaj önemli dediğin için- corolla diyorum.

değilse megane.

hiç düşünme megane al. yakıtı azdır. icon paket zaten üst paket oluyor. eğer bakımları falan tam ise meganı tavsiyemdir. ama şuna da dikkat et renault dizellerde 80 binde ağır bakım yapılır. triger falan da değişir onun değişip değişmediğini sor. ona göre al.

megane kesinlikle
yakıt çooook uygun olur

Tesekkurler, megane 2. Elde 100 120kmye kadar alinabilir mi peki? Sikinti cikarir mi

elbette toyota.
ancak anlamadığım konu hız sabitleyiciyi türkiye’de hangi yolsda kullanacaksın onu çözemedim.......

türkiye’de 1 kez bile kullanamadım maalesef :/

neyse, mazda 3 de bakabilirsin o fiyata...

Mazda 3 cok hos araba seviyoruz ama satisi servisi vs guven vermiyor. Simdi insanlar piyasaya bakip 40bin ederi olan araci 60a koydugu icin ortalik duruldugunda cok zarar edebilecegimiz modellerden kacmaya calisiyoruz.

millet almaya mazda3 bulamıyor, sen satılmaz diyorsun.

servisinin kötü olduğunu da nereden çıkardın?
zaten sadece periyodik bakım için gideceksin servise....

Çok uğraştım etmediler. Yine de dene.

Bankalar artık iadeye pek yanaşmıyorlar. Ya da saçma sapan kampanyalarla puan şeklinde, bir kısmını veriyorlar.

Her banka aidatsız kart seçeneği sunmak zorunda. Taksiti, puanı vs. biraz az olur ama iş görür. Seçenekleri inceleyip, çok sıkıntı yapacak bir durum yoksa, eski kartı iptal ettirin. Aidatsız karta geçin.


.

Hesaptaki varlığına ve kredi kartı hareketlerine bağlı.
Bende 20K limitli kart var ve harcamam çok oluyor.
Her sene kesildiğinde telefonla arıyorum, iade istiyorum diyorum ve iade ediyorlar.

kredi kart aidatını iade etmiyorlar ancak hesap işletimi edebiliyorlar.

Ben her sene kartı kapattırma tehtidiyle geri alıyorum. Ama adamına göre muamele yapıyorlar belli ki, arkadaşımın blöfünü yemediler ve kartı kapattılar. Beni en son geçen ay kartı kapattırıyorum dediğim için aradılar, 20 dakika falan konuştu kadın neden aldıklarıyla ilgili. Sürekli daha fazlasını teklif etti, önce 10 liralık maxipuandan açılan pazarlık 20 dakikanın sonunda tamamını iade etmesiyle son buldu :).

10 yılda ilk kez kestiler. Aradım iade etmediler. Faizsiz 1000 tl taksitli nakit avans verdiler. 3 taksitte geri ödeyeceğim.

gonulcelen87+1

dik süpürge almayın.

shop.miele.com.tr

dyson kullanıyorum. gayet memnunum.

dyson için para biriktiriyorum :)

dyson +1

@hicunutmam, evde normal supurge var, gunluk isler icin dik supurge istiyorum.
@naksidil, bunlardan hangisi?
@dyson diyenler, digerlerinde olmayip bunda olan sevdiginiz ozellikler nelerdir?

bu işin vw siemens bosch grubu. audisi rowenta. parça yedek parça anlamında seni mutlu eder. siemens grubu süpürgelerin alayını almanyada yaptırıyor.

philips kesinlikle önermem. parçaları bulunmaz ve pahalı.

bizde bosch var, annem pek memnun değil. kardeşime rowenta aldırdı(daha iyiymiş).

2 seneden fazla süredir Dyson total animal kullanıyorum ama hep söylediğim şey "overrated" olduğu. O kadar para verdiğimiz için uff süper bir şey sanıyoruz veya öyle olmasını istiyoruz bence.

Dyson'ın olayı verdiği havanın çok temiz olması. Elektrik süpürgelerinde asıl sorun çekişten ziyade geri verilen havanın ne derece temiz olduğu. Dyson bu konuda gayet iyi, zaten evimiz de öyle aman aman tozlu olmuyor, ama kimi süpürgeler çalıştığında gelen o beklemiş toz kokusunu almadım hiçbir zaman.

Ama aynı şeyi yapan daha uygun makineler de var. Misal ofiste electrolux'un bir modelini kullanıyor yardımcımız, dyson'ın yarısından daha az fiyata alındı ve daha çok çalışmasına rağmen aynı performans diyebilirim. Fazla para vermeye gerek yok. Tekrar almaya kalksam Electolux alırım.

@peggy, electroluxun hangi modeli acaba?

Xiaomi mi robot süpürge kullanıyorum birkaç aydır. Hani şu tepesinde radarı olup evin haritasını çıkaran akıllı süpürge. Acayip memnunum, standart süpürgeyi emekli ettik. 300 dolar + kargo + vergi ile alınabilir (gearbest). Fakat benim evim düz ayak, hiçbir eşik yok, halı da bir tane var (bambu lifinden mamul, incecik). Gerçi alet gayet akıllı, girebileceği her yere giriyor, takılıp kalmıyor bir yerlerde.

rowenta almayın. animal care pro mu öyle bir şey aldık biz iki sene kadar önce, hiç memnun değilim. temizlemesi dert. dışarı çok toz veriyor ve çekmiyor. halı süpürmek ölüm. yerdeki saçı bile çekerken zorlandığı oluyor.

şimdilik idare ediyor ama ilk fırsatta bir miele + xiaomi nin robotundan alıcam.

ps. kedili ev sahibi

yok hocam malesef yok.

eurosportlar beinde dsmarttada belli paketlere açık. spor paketi alırsan açılıyor. tivibunun spor paketi varsa açar. mesela dsmartgo da veya digiplayda spor paketim var izliyorum.

nerden nereye gideceksin?

bugun cikma yarin cikma ne zaman cikicaksin? cik sag seritten yavas yavas git. sol serit babanin tapulu mali degil genel olarak sagdan git rahat rahat. gece gitme bence istanbul yolu katil kamyoncu tircilarla dolu rahat edemezsin.

İlk araba deneyimimi uzun yolda yaşamıştım. Artıları eksileri çok tabii.

Arabanın sorun çıkarmayacağından emin ol öncelikle. Kemerini mutlaka tak. Gece yola çıkmamaya çalış. Araçları fazla sollama. Ve gözün sürekli sol şeritten gelen çılgın arabalarda olsun. Gereksiz korkutabilir. Sık sık mola ver gerekirse bir saat geç git.

korkma, giy deli gömleğini atıl trafiğe.
çok uzak olmasın ama. üç dört saatten sonra insanın uykusu geliyor.
en sağ şeritten dörtlüleri yakarak yavaşça ilerle. alışırsın :)

Şehirler arası yol şehir içinden daha kolay bence. İllaki çıkacaksınız. Ben ilk seferde izmir - tekirdağ şarköy - izmir yapmıştım. Gidersiniz yani. Dikkat edin.

Nereden nereye +1

Bir çok yer artık otoban gibi, bölünmemiş yol yok neredeyse. Yani istanbul da Tuzla'ya ya da Beylikdüzü'ne gitmekle Ankara'ya gitmek arasında çok fark yok.

Çok yavaş gitmek de kaza yaptırır, trafiğin akışına uy. Sağlama asla yapma, tıra otobüse dikkat et.

teşekkürler istanbul izmir

izmiri yolu kolay.. rahat gidersin.

dikkat edeceğin durumlar;

uykusuz yola çıkma
gece araç kullanma
dikkatini dağıtacak kadar müzik sesini açma
güneş gözlüğü kullan
lastiklerine ve arabanın suyuna yağına bak
3 şeritli yolda orta şeritten git
hız 80 - 110 arası olsun
tek şeritli yolda sollama yapma
her 45 dk da mola ver

Direksiyonun sağlamsa gidersin ama tecrübesizliğin başına iş açabilir. Burada ne anlatırsak anlatalım, trafikte bir kaç kere yaşamadıktan sonra o durumla ilgili melekelerin oturmadığı için pek bir işe yaramaz.

Uzun yolculuklarda dikkat etmen gerekenler :

1) Şehir içinde nasıl taksi, dolmuş, otobüsler şerefsizce kullanıyorsa şehirlerarası yollarda da bunu yapanlar kamyoncular ve tırcılar(tır kullananlar daha bilinçli). Onlara güvenmeden, sollarken mutlaka seni gördüğünden emin olarak yanlarından geç. Ayrıca saatlerce direksiyon salladıklarından uykusuz olabileceklerini aklından çıkarma.

2) Kontrolsüz kavşaklar, şehir içinde görece yavaş gidildiği için durabiliyorsun ama şehirlerarası yolda en az 90'la gittiğinden "bu adam yola çıkmaz" deme, çıkıyor şerefsizler.

3) Bölünmüş yollar nispeten rahat olsa da çift yönlü yollara girersen hatalı sollama yapma. Virajda sollama, tepe arkasını göremiyorsan sollama...

4) Bölünmüş yol olmasına rağmen ters yönde emniyet şeridinden gelen traktör, motosiklet olabilir. Önünde kamyon gibi yüksek bir araç varsa ve yakın takip ediyorsan sağa yanaşma, tam olarak emniyet şeridine geçmeden önünü göremeyeceğin için bir anda kafa kafaya gelirsin.

5) Virajlarda seni sollayan varsa veya sollama yapıyorsan dikkat et. Arabayı şeritte tutmaktan aciz adamlar var. Tepene çıkarlar. Seni yakın süratlerde sollamak isteyen birisi olursa ayağını gazdan çek, bırak gitsin. Seni sollamak isteyen olursa panik yapma, bırak beklesin, güvenli bir anda sağa yanaşıp yol ver. Sol şeridi işgal etme zaten.

6) Aşırı sürat yapma. şehir girişlerinde ve çıkışlarında radar olur. Şehir içlerinde EDS'ler aktif olabilir. Bazı şehirlerde şehir içinde de radar olur. Radar levhası görürsen, özellikle sabit levha değil de yere konulmuş seyyar radar levhası görürsen yavaşla, %80 radar vardır.

Bunlar gibi yüzlerce detay var ama anlat anlat bitmez, hepsini tecrübe etmen gerekiyor ki aklında kalsın. Bu yüzden sakin sakin ekstra dikkatli git gideceksen.

mesefa kısaysa ve yanında biri varsa çık. uzun yol kolay görünür tek hatada öldürür. geçmişinde hiç araba kullanmadıysan sağdan 70 le git.

oo aşıqq
her gün gidip kızı izle ama konuşmaya çalışma, o gelip senle konuşacak emin ol :)
kız ters yapmamış, ısrarcı olmak faydalıdır.

İlk aşamayı atlatmışsın. yürüyedur.

bence de kız terslemediği için sorun yok; ama ipsiz misin sapsız mısın belli değil? o nedenle yarın gidip kim olduğunu tanıt. ama yine üsteleme. o iş olur aga ;)

"dünyalar güzeli bir kız gördüm ve istemsizce frene bastım. Arkadaki arabalar kornaya asılınca kız beni gördü ve arkasını dönerek hafif bir tebessüm etti"
merhaba, orası hangi ülke? ya da hangi reklam seti? zira filmlerde bile zor oluyor artık bu klişeler.

niye bir kez olsun telefonda konuşmak istiyorsun, telefon fantezin mi var ki?

bence uzatmayın orada kalsın, hanımefendinin en fazla öğle yemeğinde anlatacağı bir anı olacak.

kızın hemen kucağına atlamasını mı bekledin. bişey dememiş ama sen hemen dönüp gitmişsin.

hmmm

bence siz bugün işe geç kalmayın.

meali; hadi git artık.

çok istersen okula bağlanıp kıza yemek teklifi yapabilirsin. hayır derse salla. daha da düşme sapık gibi peşine.

okulu biliyoruz, mesleğini biliyoruz. geriye adını öğrenmek kaldı. okul santralinden adını öğreniyorsunuz. sonra güzel bir çiçek gönderiyorsunuz ya da çikolata. yanına güzel de bir not. bir beklentim yok ama telefonum bu, sizinle izdivacı çok arzu ediyorum vs gibi. sonra beklemeye başlıyoruz.
artılar: bu iş çok hızlı alır başını gider.
eksiler: böyle pahalı hediyeler ile başlayan ilişkide evlenme teklifi min. 1 karat yüzük ile yapılır. o da nerden baksan 10 bin dolar.

kibarca siktir cekmis bence. bosver kanka.

Kanka seni üzücem belki ama -ki bu konularda da çok pozitif yaklaşırım değerlendirme yaparken hep iyi yanından bakmaya çalışırım- amma ve lakin kız sana kibarca yol vermiş ya :( Ve ben bir kadın olarak bunu söylüyorum.

Bana çok peşimden koşmuş birisini hatırlattın. Ben hiç ondan etkilenmezken de bu tarz bir yol vermemiştim ya. Bir de çok hızlı davranmışsın itici, o adam bana tam bir ay mala bağlamış şekilde bakmıştı.

Yani ne demesini bekliyordunuz anlamadım

-Demek bekledin ha AL BENİ YİĞİDİM mi???

olabilitesi var. çiçek çukulat dene şansını YİĞİDİM :p

kadın çok kibar bir şekilde terslemiş. aferin kadına, şık bir ablaymış.
bundan sonrası sarkıntılığa girer.

bence bir tarafinda evet, diger tarafinda hayir azan cikma teklifi karti ver. ertesi gun al.

hayir derse her sabah diger duraklari gez. asik olacak baskasini bulursun.

boşver buradaki olumsuz cevapları. her gün kapısına gidip takip etme tabi ki. sadece bir günlüğüne gitme takip eden sapık konumuna düşmemek için. sonraki gün merkezi bir kafenin ismini vererek kahve içmeyi teklif et. olursa olur. çok da takıntı haline getirmemek lazım.

@territoriye tamamen katılıyorum. Kadın istememiş kibarca reddetmiş öyle okulu aramak her gün onu izlemek falan sarkıntılığa girer. Hayırsa hayırdır öyle hareketler yapıp kadını huzursuz etmeyin. Evimi de bulur diye kadını korkutmayın.

ne güzel şeyler bunlar <3

okula çiçek- çikolata +1. kadın terslememis. ama her gün gidip bakmayin

Öncelikle hiç tanımadığı bir insana verdiği tepki "bugün işe geç kalmayın" direk negatif düşünce anlamına gelmez. 3 gündür işe geç kalıyorum diyerek lafa girmeniz, sizin için işe geç kalıyorum mesajı içeriyor ve karşınızdaki kişi banane kardeşim ben mi sana geç kal diyorum düşüncesi ile vu yanıtı vermiş olabilir. Diğer bir açıdan, işe geç kalma düşünceniz çok önemli ise o zaman işe geç kalmayın, bana bunları takmayacak lafını etmeyeceksen geleceksin bakış açısına da sahip olabilir.

Kesinlikle telefon ile kendisine ulaşmayın bu saplantılık düşüncesine gitmese de hoş olmayabilir. Ama bir daha iletişim kurmanız gerektiğini düşünüyorum. Yer ve saat belli olduğuna göre gülümsemesini sağlayacak küçük bir şeyler planlayın. Siz görünmeseniz bile aklına siz geleceksiniz. Ne bilim, servis şöförünü ayartın kapı kollarına balon bağlayın bir sabah öyle olsun. Farklı bir gün için oturduğu bankta bir plan düşünün. Atıyorum o gelmeden bankta bir buket çiçek olsun, üzerinde sadece Günaydın yazılı bir not ile.

Sonra tekrar ikinci bir günaydın için yanına gider iletişime geçmeye çalışırsınız. Rahatsız edip etmediğinizi sorup cevap hayır ise bir mahsuru yok ise telefon numaranızı almak yada kendi numaramı vermek sizinle sohbet etmek bir şeyler yemek istiyorum dersiniz.

Bu kurguda sonuçlar olumsuz bir yere gider ise, kendinize keşke şunu yapsaydım demezsiniz :)
Keşke demektense bir şeyi denemek ve başaramamak her zaman daha iyidir. Ders çıkarabileceğiniz bir deneyim yaşamış olursunuz en azından.

bence kız tam da siktir çekmemiş. o yüzden bir kere daha dene çıkışta kahve içmeyi teklif et. bu arada kendini tanıt. yine olmaz derse şansına küs.

kız evli değil ve sevgilisi yok. olsaydı bu olayların üzerine kesinlikle söylerdi. bu cepte.

bugün beklemeyin o zaman demek minimum seviyede kezbanlık içeren, özünde nötr bir ifade. bir kızın 3 gündür peşinde olan adama bu kadar flu hayır diyeceğini sanmam.

mesaj şu:
başlatma işe geç kalmandan falan kazık kadar adamsın, anlat ne anlatacaksak, yap teklifini de kabul edeyim.

aksiyon alma. pasif hareketlere devam. her sabah durağa git arabayla, eninde sonunda gelip camına tıktıklayacak.

So far so good kardes.
Sana tepki koymamis, "bu sabah ise gec kalmayin" (tebessumle) bu iyi alamet. Bas git ulan falan diyebilirdi gayet. Bence sevinmelisin durumlar iyi, simdilik en azindan. Yani en azindan kotuye gittigine dair kanit yok. O kiz hic niyeti olamasa daha farkli bir cumle kurardi emin ol.

Yine git ve "bugun de ise gec kalmaya karar verdim" diyerek muhabbete gir mesela. Devam et yani oyle ya da boyle. Korkutmadan ama.
Yalniz needy olmamaya dikkat et knk. Birkac asama sonra yakin zamanda hedefin de kizi ise birakmak olsun arabayla.
Aksiyon alma kismina siddetle karsi cikiyorum, aksiyon al. Yoksa uzulursun. Kiz senin yanina gelip "aaa bugun de mi ise gec kalacaksin yoksa" diye muhabbete girmez, hollywood romantik komedi filmlerindeki gibi bir yakinlasma falan olmaz. Ipler sende, kiz tarafinda aksiyon olmayacak.

Bence de terslememiş ya ne diyecekti ki. Tatlı bir tanışma olmuş ama beklentiyi çok yükseltmişsin söyliyim bu iş olursa hep romantik olmak zorundasın yoksa sürekli beynin yenecek sen çok değiştin diye :D Bence takip ediliyor hissi yaratma ne kadar hoşlandıysa da senden takip ediliyor hissi çok tedirgin edici. İş yerine falan da ulaşma bunlar onun izni olmadan onun hayatına girmek gibi geliyor bana. Bir sabah daha git oraya sohbet et en temizi bu.

Hacı abi, tutup da çiçek göndermek, okulu aramak gibi atraksiyonlara sakın girişme. Bunlar ancak ters teper. Kadın seni tanımıyor bile bir kere. Tanımadığın birisi bu kadar üstüne düşse sen de sapık dersin.

Ben senin yerinde olsam, birkaç gün boyunca aynı yerde yine göz göze geldiğinizde sanki tanışıyormuş gibi selam verip geçerim. Birkaç gün sonra da başka bir bahaneyle o durakta beklerim. İş olur, araban bozulmuştur vs.. Oradan sonra da havadan sudan girmeye çalışırsın. İlk seferki gibi direkt atlama. Muhabbet açmaya çalış sadece. Sohbet arasında adını öğren vs. Bunu 1-2 defa tekrarla (hani araban bozuktu ya..). Ha, baktın ki o direkt soğuk yapıyor. O zaman hiç yorma kendini.

pdrci psikolog değildir. kız yalancı psikologla pdr mezunu farklıdır. psikolog terapi yapar pdr danışmanlık. yol yakınken vazgeç. bende psikoloğum bayan psikologlar çok sıkıntılı. (ben erkeğim)

gerçi psikoloji mezunu formasyon alıp pdrcilik yapabiliyor amma gerek yok.

kadın reddetmiş gayette kibarmış ötesi ayılık olur ters teper sakın öyle çiçek gönderme işlerine falan girme +1

girmişsin bir işe bari sonunu getirerek ikinciyi dene. ilk seferinde hiç tanımadığı birine olumlu cevap vermesi düşük ihtimaldi zaten. sert bir tepki vermediğine göre bir kez daha denemelisin. telefonunu iste.

ama bu sefer de red yersen peşini bırak, daha da rahatsız etme. o noktadan sonra sıkıntılı sulara girmiş olursun, sapıklïk gibi algılayabilir karşı taraf.

konuşmaya çalışma uzaklaş rahatsız etme ama hadi sana kıyak geçiyim kıza çok aşık olduysan falan gittiği mekanları öğrenip sen de gidebilirsin fakat kızı kesinlikle görmemen şartıyla yani asla onun için oraya gittiğini bilmeyecek ve sen de kızı umursamayacaksın. o seni görecek. işte belki o zaman düşüncesi değişir de bi selam falan verir oradan devam edilir ama sana bişi diyim mi bu bile değmez. cevabını çok net almışsın soruyu sorman bile hata. konuşmaya çalışma uzaklaş.

yarın çiçek al götür ver. bir sevgilisi yoksa müsait olduğu bir zaman bir kahve içmeye davet et.

noluyo pis sapık moduna girmemiş.

Kızın çalıştığı yeri falan biliyorsan adını soyadını öğrenip az stalk etsen önce?

çiçek çikolata falan yollama bence adını bile bilmiyorsun kız "noluyor aq" der.

yine durakta görünce merhaba de, telefonunu iste, kahve veya kahvaltı vs. yapalım teklifi yolla.

arabadan görüp hoşlanmak ve kenara çekip konuşmak günümüze göre baya klasik kaçmış. burda okuyanlara da film tadı verdiği kesin. günümüzün gerçekliklerine uyarak whatsap, facebook üzerinden iletişime geçmelisin. bunun için adını soyadını öğrenmek zor olmasa gerek.

her gün arabadan izlemeye devam et diyenler, sapık damgası yiyebileceğin ihtimalini gözardı ediyorlar. senden arkadaşlarına bahsetti ise kesin dikkat et saplantılı bir tip olmasın diyenler olmuştur.

bence bir hediye hazırla. kitap olabilir. arasına mektup yaz ve iletişim bilgilerini koy. gelen cevaba göre de devam edersin..

ya şimdi etrafımda kızlardan bu şekilde tanışan 2 kız hatırladım da ikisi de ilk başta yok olmaz falan demişlerdi sonra kabul etmişlerdi yani bence bi kez daha denenebilir belki oturduğu o banka bişey bırakalıabilir not, kitap vb içine telefon numaranı bırakabilirsin.bak hatta konusu böyle tesadüf eseri tanışıp çok mutlu olmuş çift ile ilgili bi kitap olabilir neyse orasını sen bilirsin artık.ama bence de okula bişey yollama o biraz tacize girer.tabi kızın konuşma şeklini de sen gördün sabah 7,30 da gülümseyerek konuştuysa bence bi denemeye değer.

Stavro +1 olumsuz yazanlar kıskandı mı acep=) eğer direkt reddetmiş olsaydı tavrıyla belli ederdi en azından siz arabayla yanından ayrılırken bakmazdı. Yerinizde olsam yarın gitmem, merak etsin=) öbürgün giderim, "amacım ısrarcı olup sizi rahatsız etmek değil, müsaade ederseniz sizi tanımak istiyorum." Gibi net cümleyle numaramı veririm yahut belli saatte kahveye davet ederim. Eğer ki olumsuz yanıt alırsam bir daha gitmezdim. Bu arada bir çiçekle gidip numaranızı ona iliştirebilirsiniz, sebebi de şu, kızlar bazen istediği halde güvenmediği için reddedebilir, ama elinde telefonunuz olursa ve bir daha sapık gibi onu görmeye gitmezseniz size dönüş yapabilir. Gelişmeleri yazın lütfen!

Kadının reddetmesi için illa terslemesi mi lazım. Ben en fazla böyle kibar red yedim. Hiçbirinde de ulen acaba deyip zorlamadım. Sen de zorlama. Kadınların reddine saygı duymak erkekliğin raconudur. Beğenmen koklayabileceğin anlamına gelmez aşkından ölsen de. Tekrar gözgöze gelsem bu noktadan sonra kendimi kadını rahatsız ediyor gibi hissederim.

olumsuz bir durum yok.
çiçek çok ince güzel fikir,kırmızı gül falan asla olmasın. zarif güzel bi çeçek seç. kısa çok rahatsız etmeyen bir notla beraber.
balona, telefona sakın girişme.

ayrıca en güzel yorumlardan birini @sbryldrm yapmış. +1 diyorum

Papatya bırak, içine de numaranı yaz. Kırmızı gül olmasın +1 Sapık gibi arabadan takip etme. Okula bir şey gönderme. Servis şoförünü ayarlayıp kapıya balon filan bağlama. Romantizm diyince aklınıza diye abartılı uçuk kaçık şeyler geliyor anlamıyorum. Söyleyiş şekline göre bugün geç kalmayın demek hayır demek olabilir. Bir kere daha şansınızı deneyin ama sonra askıntı olmayın.

hemen pes etme bir dahakine iki kahve ile git. baktın olmuyor siktir et

Kadinin reddine saygi duymak bu isin raconu falan degildir. Oncelikle ret var, ret var. Eser miktarda ret kadinin standardidir, bu isin normali budur zaten. Bir kadina yurudugunuzde default ret verir, ama hafif ama mutlak bir ret, her turlu ret gelir.

Kadin reddeder ve erkek israrci olur (bir yere kadar), bu isin raconu budur. Aha ret yedim daha fazla kepaze olmadan kicimi donup gideyim derseniz avucunuzu yalarsiniz, ret dogal tepkidir. Kolay kolay hicbir kiz cat kapi gelip yuruyen adama "tabii neden olmasin, hadi tanisip kaynasalim" demez, ret vermek zorunda ve siz de israr etmek zorundasiniz. Ha etmezsiniz o defteri kapatirsiniz size kalmis, sansinizi kaybedersiniz.
Onceden bir muhabbet, bir tanisiklik veya herhangi bir baglanti yokken birden cikagelip tanismak isteyen adama bir tabiat kanunu olarak olumlu yanit vermez, "ortalik mali miyim lan ben" diye dusunur kadin, kendini ucuz hissetmek istemez dogal olarak. Dogal olarak diyorum bak, tabiati bu. Sana ret verirken icinden "oo tanrim lutfen bu cocuk peki diyip kayiplara karismasin, biraz israrsci olsun" bile diyor olabilir. Yani bu da gayet ihtimal dahilinde.
Ilk asamadaki ret bir "mutlak ret" ise o zaman israrci falan olmazsiniz, barzoluga luzum yoktur. Ki "fabrika cikisli ret" ile "mutlak ret"i de ayirt edersiniz bir sekilde.
Date uzmani falan degilim, bunlar sosyal hayatin standartlari, oyunun kurallari.

Kadın red falan etmemiş. Ne deseydiki ilk etapta. Bi kere daha hamle yapsan tacizciliğe falan girmez. Abartmayın siz burdakiler de. Türkiye burası. İnsanların mantığı kız evi, naz evi. İlk etapta direkt olumlu bişey deseydi de veriyo bu karı herkese derdiniz. Ne dediğiniz belli değil valla.

Sen bi hamle daha yap. Ne yapacağını bilemiyorum. Onu sen bul.

Kadınım bu arada.

Sert, asık suratlı ve tersleyen bir şekilde bence bugün işe geç kalmayın dese, sözlükte zibilyon tane başlığa konu olan kezban türk kadını yorumları burda havada uçuşurdu.

Nazikçe, medeni bir insan gibi söyleyince de bro tam terslememiş, kim tutar seni modunda gaz verilmiş.

Ucu açık ve sohbetin devamına kanal açan bir yanıt değil o. Emin olun sohbetin devamını istese ve sadece naz niyaz ediyor olsa, farklı bir cümle ile girizgah yapardı. Örneğin hikayenin devamını merak ettim ama bence bugün işe geç kalmayın gibi.

Kibarca hayır demiş. Hayır hayır demektir.

bu kadarını yapacak medeni cesaretin varken, bir çay içelim vs. bahanesiyle telefonunu alman gerekirdi.

Keşke triplenip kalkıp gitmeseydiniz, sizin için her gün geç kalırım ne olacak deseydiniz aslında gerçek tepkisini öğrenirdiniz :)

Ben de red olarak düşünmüyorum. Bir kere muhabbete cevap vermiş kafadan terslememiş. Böyle bir durumda aa ne güzel hadi tanışalım demez kadın zaten.

bu iş nooldu?

kanki netflix'te yok ama "the first" dizisini öneririm. mars'a yolculukla ilgili. sağlam bir dizi.

nerden izlerim dersen mesaj salla atarım.

maniac bayağı iyi.

netflix'in kendisini öneriyorum .

Ezel

En son "Three wives one husband" diye reality show/ belgesel tarzında bir şey izlemeye başladım, çok ilginç hayretler içerisinde izliyorum.

Tower çok iyi.

ikarus.

çok ısınır lamba çabuk patlar ve kabloların ömrü kısa olur. ama 75 lik led varsa o takılabilir

Lambanın içini karartır, büyük ihtimal ile sıcaktan deforme olur.

O paralara kaplumbağa ısıtıcısı alırsın sanki, hem elektrik tüketimi de daha düşük olur.

çalışma masası için en uygun ampül 40w geçmeyecek şekilde sarı renk yani gün ışığı yazan ampüllerdir. led ve beyaz ampüller gözünüzü rahatsız eder.

Bir de isi kaynağı olarak kullanicam diyorsun. Kablolar isinabilir, eriyip yangın bile çıkabilir.

aylık gelir 6k

genel olarak asgari ücretin 4 katı bir eve giriyorsa, o ev orta sınıftır.

bence orta-alt, ortanın ortası, orta-üst şeklinde 3'e ayrılır. oturulan evin kalitesi (yeterli büyüklük, muhitin yaşanabilirliği, merkezî yerde oluşu, sosyal alanlar ve güvenlik), dışarı yemeğe çıkma sıklığı, tatil yapma sıklığı, tatile gidilen yer kalitesi, binilen aracın kalitesi, hobilere ayrılabilen para miktarı, market alışverişi kalitesi, giyim-kuşama ayrılan para miktarı, ay sonu kenara atılabilen para miktarı vs. önemli ölçütlerdir.

@sekerse tehlike

dediklerini direk örneklendirerek sormuştum aslında. rakam vererek yani. daha somut olarak, mesela yılda 10 günlük her şey dahil otelde tatil gibi.

iyi ama bunların bir sıralaması yok ki... adam istanbulda can güvenliğinin eksilerde olduğu muhitte küçücük evde oturuyor ve her ay kenara 3-4 bin tl para atıyor olabilir. bir başkası da kenara para atamıyor ama güzel muhitte lüks bir evde yaşıyor olabilir. neye göre katsayı belirleyip karar vericez? dışardan bakan adam alt sınıf olarak görüyordur ama bu şahıs her ay kenara 20k tl para atıyordur misal. eve giren parayı baz alsak, evde kaç kişi yaşıyor, kaçı çocuk, çocuklar kaç yaşında, vb..

bahsettiğiniz ev+araba+20 bin gelir orta-üst olur sanki. Orta-alt olarak kendimizi örnek verebilirim; iki kişi 8-9 bin civarı gelir. o kadar :) ev+araba yohh

+1 glamdr1ng

@nino 2 kişi 8-9bin tl ye nasıl orta-alt olur hocam ya.. demek harcamaktan çekinmiyorsunuz, bu da çok rahat en az bi orta-orta yapar.

@sekerse tehlike, biraz yüklüce bir borca girince resmen orta-alt yaşıyoruz. yer de istanbul. kira+fatura+giderler+haftada en fazla 2 kez dışarıdan yemek, ayda yılda bir dışarıda takılmaca yapabiliyoruz sadece. araba alsak da aynı yaşayacağız. çocuk düşünsek iyice alt gruba ineceğiz. dolayısıyla böyleyken böyle...

ha hiç borçsuz yaşayamadık daha, belki kısmen rahat geçinilir tabii onu deneyimleyemediğim için böyle.

@nino evet borç falan ödeniyorsa doğru, düşünmemiştim

istisnalar vardır elbette ama aöf'teki bölümlerin örgün mezunları bile iş bulmakta zorlanırken, hiç sanmıyorum şahsen.

askerliği kısa dönem yapmamı sağladı.

"üniversite mezunu" statüsüne yükseldiğim için iş bulmamı sağladı.

daha ne yapsın ki?

Ogrenci pasosu almami sagliyor. Bu yeterli.

aöf ikinci üniversite falan zaman kaybı bence. ama çalışan biri örgün yerine okuyabilir. mezun olunca da memurluk deniyorlar

eminim isine yaramis olan 100lerce farkli insan/durum bulabilirsin.

yetenek sinavini 1.lik ile kazandim, okula baslayacagim ilk hafta trafik kazasi gecirdim, zirhli tsk araci tarafindan ezildim. 1,5 sene hastanede yattim 2,5 sene sonra ilk defa oturur pozisyona geldim. tekrar okuma imkanim hic bi zaman olmayacakdi cunki yuruyemiyordum. aof bitirdim, tedavim sonuc verdi, tekrar yurumeye basladim (bu surec boyle yazinca kisa gibi duruyor ama 10 sene), alabildigim diploma sayesinde yurt disinda calisma izni alabildim, mezuniyetim olmasa alamiyordum. daha nolsun?

mali müşavirlik sürecinde çok yardımcı oldu...

burhan altintop

@try again...

gecmis olsun, hayatta basarilar!

açıköğretim diploması ile Isveç'te yüksek lisansa burslu olarak kabul alan arkadaşım var.

daha ne yapsın?

Benim akrabam mezun olduğu 2 yıllık bölüm sayesinde memur oldu. Orayı okumasa şimdi köyde tarlada çalışacaktı.

adaletten mezun olup dikey geçişle hukuk okuyanlar var. bir çok bölümde dikey geçiş mümkün. ayrıca bir çok çğrenci indiriminden yararlanabilirsiniz. iş amaçlı değil ama genel kültür ve hobiler için de mükemmel bir yol. mesela sosyoloji ve fotoğrafçılık & kameramanlık bitirdim. bugün de radyo ve televizyon yapımcılığına kaydoldum. ilerde kısa ve uzun metraj film projelerim var. teknik ve pratik bilgim vardı. akademik bilgiye de sahip oldum.

aöf'ün iktisadi ve idari bilimler bölümleri (bkz: Gümrük müşavirliği) sınavına girmeni sağlıyor, daha ne olsun?

Askerliği kısa dönem yaptım diplomam nerede hatırlamıyorum.

aöf tamamen kolaycılık kimseyede bir yararı yok. sadece memura 4 senelik fakülte mezunu diye yan mı ne veriyor.

5 diplomam var, bu sene 6.sı geliyor deyince havalı oluyorum.
kızlar düşüyor.

ikinci üniversite okuyanlar için hava atma aracı.

olur

yarın şifresiz mi verecekler acaba yine ?

@kendineateist

maçı hala kimin yayınlayacağı belli değil. geçen seferki gibi son dakikada belli olacak gibi duruyor, ama %99 bein verir. şifreli mi şifresiz mi, onu bimiyorum.

yarın şifreli 15 tl ver aylık al öbür ay kullanma kahvede izlesen en az 10 tl.

düzeltme yarın maç şifresiz olabilir bein haberde maç.

izlersin tabi ki.
ama arkadaşın izleyemez. tek bir makineden izlenebilir sadece.

izleyemezsin.....
bu akşam da izlenmiyor spor extra paketiyle......
aylık para istiyorlar ayrıca.......

kaygı bozukluğu için kafanıza göre kullandığınız ilacın, yaratabileceği kötü sonuçlardan kaygı duyuyorsunuz. muhteşem bir kaos çalışması. sizi 3 evetle uğurlayalım.

cevap: ilacı milacı bırak.

Antidepresanlar çat diye bırakılmaz. En azından bırakma safhasında doktora danışın.

@tears of devil, antidepresanı bonzai, kokain filan sanıyoruz galiba. kaygı bozukluğuma yardımcı oldu ama uçak moduna da girmedim. elbette aklıma takılan şeyleri soruyorum

Paxili doktorunuz mu onerdi? Kaygi bozuklugu icin onerilen bir ilactir. Tabii hayatinizin sonuna kadar kullanmaya devam edemezsiniz. Doktorunuz onermeden basladiysaniz surece doktorunuzu dahil edin. Genelde iyi hissettiginiz zaman asama asama biraktirilir. Yalniz alkol ile kullanarak kendinize kotuluk ediyorsunuz soyleyeyim. Basite indirgeniyor bu fakat ciddi anlamda zor duruma sokabilirsiniz kendinizi, bunu yapmayin.

kaygı bozukluğu çağımızın hastalığı nerdeyse 10 kişinin 7 sinde görülüyor. Psikiyatrik ilaçların etkisi belli süreler olur ve geçer. Beyne etki eden bir ilacın zararsız olma gibi bir ihtimali olduğunu düşünmüyorum.

Öyle hassas konular ki burada hic kafani karistirmamalisin.

Bi hekim bul ve kontrolüne gir.

@isimsiz uye sence bonzai ile karıştırmış gibi mi yazmışım? kaygıdan kurtulmak için yepyeni kaygılar edinmen ne kadar sağlıklı düşünebildiğinin apaçık bir göstergesi. ve eğer gelişigüzel seçilmiş bir insanın kaygı baremi en fazla 10'u gösteriyorsa seninki şimdiden 11 olmuş. yani ilaç işe yaramamış bunu anlatmaya çalışıyorum. doktora gitmeme sebebin de doktorların seni kobay olarak kullanabileceği düşüncesiyse yandın. buradan bu konuyla alakalı yardım alamazsın. bir profesyonele görünmen gerekiyor. veya o ilaçlardan avuç avuç al. kesin çözüm ^^

Psikoloğunuz ilaç önersinde bulunamaz. Psikiyatrist önerisinde bulunabilir sadece. Psikiyatriste gidin lütfen, ilaçlar yeteri kadar bir şeyi düzeltip diğerini bozarken, siz de kafanıza göre kullanarak iyileşme sürecinizi geciktiriyor belki de geriletiyorsunuz.

Ani ilaç bırakma konusuna gelirsek böyle bir hatayı başka bir ilaçta ben de yaptım, bir süre iyiydim en son ne hissettiğimi açıklayamaz halde kendimi terapist ararken buldum.

doktor kontrolünde kullanılmadığı sürece hiçbir anlamı yok bu ilaçların..

Reçetesiz nasil alabiliyorsun. Bence bu ilaçları kullan aspirin gibi yoksa bu hayat çekilmez. ama alkol alan birinin kullanmasi saçma. 20 mg de cokmus

Ben de maddi durumumun çok kötü olduğu bir dönemde yazdığınız fiyatın aynısına terapi görmüştüm kaygı bozukluğu için. Bir yandan da ilaç kullandım. Böyle durumlarda paraya kıymek gerekiyor zira sağlıktan önemli bir şey yok. Bir de bizim durumumuzda hayata ayak uydurmak zorlaşıyor geriye düşüyoruz.

Ben terapiden çok ilacın faydasını gördüğümü düşünüyorum şahsen. Benim de ilk antidepresan kullanışımdı tedirgindim. Ancak ilaç kickstart oldu benim için. Kaygılar tamamen yok olmasa da en azından tünelin sonundaki ışığı gördüm diyebilirim. İlacı ve terapiyi bitireli uzun zaman oluyor. Hala zaman zaman aşırı kaygı durumu yaşıyorum yaklaştığını hissediyorum ama hiç tedaviden önceki halim kadar kötü olmadım, hayatımı devam ettiriyorum bir şekilde. Kaygıdan ve stresten dolayı yaptığım hataların oranı baya azaldı. O yüzden bence paraya kıyıp denemelisin, ilaç konusunda da korkma ama sana verdiği ilaca da dikkat et, bu konuda konuş doktorla. Bıraktıktan sonraki yan etkileri fazla olan hir ilaç olmasın mesela.

Terapi yapmak için sayısal zekadan ziyade sosyal zeka, empati, dinleme becerileri gerekir.
Psikolog olmak için lisede eşit ağırlık çıkışlı olmanız gerekir yani matematikten aynı oranda sorumlusunuzdur sadece fen bilimleri işin içinde değildir.
Yüksek lisans yapmış bir psikolog ileri seviyede istatistik dersleri almaktadır ve tezi için kullanmaktadır.

Eğer zeka ise sizi düşündüren, boğaziçi, odtü mezunu psikologları araştırabilirsiniz.

Kaygı bozukluğu-psikolog-şehriniz şeklinde aratabilirsiniz size uygun bir uzman bulmak için zira uzmanlık alanlarını yazarlar genelde.

Yine de terapi için psikiyatriste gideceğim derseniz sizin tercihiniz, kimse bunu kibirli bulamaz, kimseyi ilgilendirmez.

kesinlikle paraya kıyıp gitmen gerekiyor. Doğru düzgün yaşamıyormuşum diyeceksin.
Bence daha uygun ücretli iyi doktorlar bulabilirsin. Neredesin?

@burfak istanbuldayim. tavsiyen varsa seve seve.

@acemi, yeter trollugun bi git artik

400 lira çok pahalı. haftada bir gideceğinizi varsayarsak ayda 1.600 lira çok pahalı. daha uygun ücretli bir terapistle çalışmalısınız. kaldı ki size iyi bir terapist önermiştim.

@fragile tesekkur ederim. incelemistim mesajin ustune ama bana cok uygun degil profil.

eksisozluk.com

Özelden mesaj attım doktor tavsiyesi olarak.

çok saçma bir çıkarım terapi eğitimini temel olarak psikologlar alır. dünyanın bir çok yerinde psikologlar terapisttir. psikiyatrist genelde psikotik hastalıklarda etkilidirler. sayısal zekası olan bir insan somut şeyleri daha rahat kontrol edebilir. ruhsal sıkıntısı olan bir insanı biyoloji mühendisine yönlendirelim o tamir etsin o zaman.

bu ülkede herkes her şeyi biliyor zaten. herkes doktor herkes müdür herkes teknik direktör. psikolojiyi böyle genellemek çok saçma.

psikiyatristin terapi verdiği nerede görülmüş yazar ilacı gönderir.

Prof. Timuçin Oral'a git. Gereksiz ilaç döşemiyor. Terapi görmen ya da görmemen gerektiği konusunda seni bilgilendirir ve iyi birilerine yönlendirir..
500tl muayene ücreti,Nişantaşı'nda. Şiddetle tavsiye ederim.

Ayrıca psikiyatristeler de terapi veriyor arkadaşlar. Daha doğrusu hekim olan Psikanalistler...

Hem psikiyatrist hem de psikolog ile çalışmış bi insan olarak çok saçma +1

Ben psikologdan daha öok verim aldım. Doktorlar semptom üzerinden gitmeye meyilliler ne kadar terapi eğitimi alsalar da. Psikologlar bireysel farklılıklara daha iyi dikkat edebiliyor düşüncesindeyim.

Fiyatlar ucmus...

Ben öğrenciyim ama eşim için konuşayım:

1. 6'da kalkıyor.
2. Evde kahvaltı yapıyor.
3. 6:50'de evden çıkıyor.
4. İşe 7:30'da başlıyor.

1- 6:30
2- nö
3- 6:50
5- 8:30

7.30 da uyanıp 7.45'de evden çıkıp 8.00 da işbaşı yapıyorum. işyeri çok yakın ama maddi durumlardan dolayı bu rahatım yeni iş arayışıyla sonlanabilir.

1. 6.45 kalkış
2. hayır
3. 7:20
4. 8:15

1. 8:00
2. hayır
3. 8:30
4. 9:00

1. 06:30
2. Evet
3. 07:20
4. 08:00

7'de kalkıyorum, kahvaltı yapmıyorum, 7 buçukta evden çıkıyorum, 8'de mesaiye başlıyorum.

1. 7de
2.hayır
3. 7.45te
4. direkt işe gidersem; aracımla 8 olmadan, toplu taşıma+yürüyerek 8.15'te sadece yürüyerek 8.45te iş yerine varıyorum.

7:45te uyanıyorum
hayır
8:15te çıkıyorum
9:30da işteyim

1. 7.15 ile 7.40 arası.
2. 7.15 te kalkarsam özenle güzel bi tost yahut sandviç hazırlıyorum.
3. genelde (eşimle beraber çıkmayacaksam) 7.50 gibi evden çıkıyorum.
4. mesaim 9 da başlıyor.

kadıköyden motorla karşıya geçiyorum, sonrasında da eminönünden 10 dk otobüs yolculuğum oluyor. 8.10 da evden çıkıp, 8.20 motoruna da binsem yetişirim ama rahat rahat gevşek gevşek işe gitmek istediğim için 8.05 vapurunu kullanarak tahmini 8.50 gibi işte oluyorum.

1. 05:55
2. Hayır
3. 07:05
4. 08:00

1. 5:30
3. 6’da spora gidiyorum. Spora gitmezsem 6:20’de kalkıp 7:20’de çıkıyorum.
2. Evet, yulaf ve meyve
4. 8:00 ama ben 7:45te ofisteyim

1. 05:45
2. Hayır
3. 06:30
4: 07:30

1- 6:15
2. Evde hazırlıyorum, işte yapıyorum.
3) 7:00
4: 7:40 gibi işte oluyorum, kahvaltı yap diş fırçala falan derken 8:10 - 8:15 gibi iş başlıyor.

1. 7.30
2. 8.00
3. 8.15
4. 8.30

memur. büyük bir anadolu ilçesi için.

1. 6:26
2. Hayır
3. 6:58
4. iş 7:45te başlıyor ama servis sayesinde 7:15te şirkette oluyorum

1. 7:00
2. Hayir
3. 7:40
4. 7:50

Şu an çalışmıyorum ama son işimde,
7.45
Genelde evet
8.15
8.30
Güzel günlerdi...

1 - 7:20 - 7:30
2 - Hayir
3 - 7:40
4 - 8:30 - 8:45

Saat 10da isyerinde kahvalti yapiyorum. Nadiren de 8:30 gibi yine isyerinde.

1. 6:30
2. hayir
3. 6:50
4. 7:00

1.6:50
2.bazen sabah psiklojisine bağlı
3.7:38
4.8:30

1 - Duş alacaksam 7 de almayacaksam 7.20 de kalkıyorum
2 - 7.55 e kadar evde kahvaltımı vs yapıp giyiniyorum.
3 - Giyeceğim şeyler dün geceden belli olmak kaydı ile.
4 - 7 dakika yürüyüp arkadaşın arabasıyla işe geliyorum
5 - Mesai 8.30 da başlıyor bazen 8.45 gibi giriyorum trafik vs.

____

Arkadaşın arabası ile gitmezsek

1 - 7 de kalkıyorum
2 - 7.30 da evden çıkıyorum.

1- Sabah 8'de uyanıyorum net olarak.
2- Evde kahvaltı yapıyorum.
3- Evden 8-45'de çıkıyorum.
4- İşe 9:30'da başlıyorum.

1- 6.40
2- heyir
3- 7
4- 8

1- en erken 8.15
2- bazen evde bazen işte yapıyorum
3- 8.40-8.45
4- 9.30 gibi işte oluyorum

6:20 de kalkıyorum. Kahvaltıyı yolda yürürken yapıyorum. 6:45de evden çıkıyorum. Is 8:30da başlıyor. Evden işe gidene kadar trafikte heba oluyorum.

08:15
Hayır
09:10
09:30

1.7:22
2. Hayır, ofiste yulaf meyve yiyorum.
3. 8'de evden çıkıyorum.
4. 9.40 gibi

1. alarmım 7:15'e kurulu.
2. evet, sabah sabah iştahımız almasa da kahvaltısız çıkmayız hiçbirimiz.
3. 7:45 gibi.
4. 9'da ama ofise hep 8:30 gibi gelmiş oluyorum.

Arkadasim alacaksa

6:40
Evet
7:30
8:30

Evden arabayla gideceksem

7:00
Evet
8:00
8:30

Toplu tasima kullanacaksam
6:10
Evet
7:10
8:30

Kahvalti yapmıyorsam kalkma saatim + 30 dk

1. 06:50'de uyanıyorum.
2. Kahvaltı yapıyorum.
3. 07:45'te evden çıkıyorum.
4. 08:30'da işe başlıyorum.

1- Akşam duş almışsam 7.30, sabah duş alacaksam 6.40.
2- Birkaç ay öncesine kadar yapıyordum ama artık yapmıyorum çoğu zaman.
3- 8.10-8.25 arası.
4- 8.30-8.45.

1. Sabah duş alacaksam 6.40 yoksa 6.55
2. Hayır yanımda götürüp iş yerinnde yapıyorum
3. 7:15
4. 8:00

1.07:20
2.evet
3.08:10
4.08:30

1- 6:45'te uyanıyorum yataktan çıkmam 6:55'e kadar yataktan çıkmıyorum.
2- Hayır.
3- 7:10 gibi.
4- 7:45

1. 8.40
2. Kahvaltı yapmıyorum.
3. 9.10
4. 10.00

5:20
hayir
5:52
6:38

1. 08:00
2. hayır
3. 08:30
4. 09:00

1. 08.30
2. hayır
3. 08.55
4. 09.00

1-6.15
2-hayır
3-6.25
4-7.00

5.38
hayır
5.50
7 de işte olup 8 de başlıyoruz

12:40 kalkış
12:50 işr gidiş
12:54 varış
13:30 a kadar ofiste kahvaltı
20:00 de çıkış

bisikletle gitmek 53 saniye amk

yer: kadıköy

06:45 kalkış 07:30 evden çıkış 08:10 işe varış
kahvaltı var ama eşim 06:30 da kalkıp hazırlıyor onu da

1. 6:20
2. hayır
3. 6:50
4. servis 7:20 de iş yerinde oluyor. iş 8:00 de başlıyor. bu arada kahvaltı ediyorum.

O konuda ben de çok kırgınım

bazen yazmaya yetişemiyorum.

yazıyorum, yazıyorum göndere tıklayınca, böyle bir duyuru yok diyor. adam soru soruyor cevabını almak için 3 dakka beklemeye tahammülü yok.

normal bence. nerde o duyurunun eski zamanları? böylemiydi buralar.

O konu bende şu şekilde sıkıntı oluyor: Misal kendi alanımda uzun bir yazı yazıp gönderiyorum, daha sonra başka bir duyuruda kullanmak için favoriye alıyorum, benzer bir soru olduğunda kaynak olsun diye linki göndermek istiyorum ama bakıyorum silinmiş, biraz üzülüyorum ama neticede kendi duyurusu kendi tasarrufu deyip sineye çekiyorum, bu benim için kişisel bir durum çok sorun etmiyorum.

Duyuru için sıkıntı olan şu, yani saygısızlık varsa burada vardır: Kullanıcı bi soru soruyor, 50 kişi cevap yazıyor, sonra kullanıcı bunu silip 1 hafta sonra aynı soruyu tekrar soruyor. Yani ilk sorduğunda da pek çok kişi cevap vermiş oluyor ama bununla yetinmeyip aynı soru, diğer bütün cevaplar yok sayılarak tekrar sorulabiliyor, ha baktığın zaman kurallar dahilinde de bir sorun yok ama apaçık suistimal aslında, duyuru için bu profil sorun olabilir.

aynen çok saçma saygısızca bir hareket.

Saygısızlık da, terbiyesizlik de. Çok kişisel bir soru olsa bi derece hak verilebilir. Atıyorum biri uyuz olmuştur, ne yapayım diye soruyordur, sonuçta hepimiz bazen birilerinin eski duyurularına göz atıp, ne sormuş ne yapmış diye bakıyoruz meraktan. Kendisinde kötü bir izlenim oluşmasını istemeyebilir adam silebilir belli bir süre sonra. Ama daha saati, günü dolmadan silinenler saygısızlıktır buradaki herkese. En son hatırladığım "ighe" diye kullanıcı var, soru sorup yarım saat sonra siliyordu hala sinirliyim ona.

Durum değişince silinmesinde bir sakınca yok bence. Ben eski cevaplarıma falan bakıyorum da, yıllar önce evliyken "nişanda bilmemne oldu", "kocişimle kahvaltı keyfi" falan gibi şeyler yazmışım ve bunlar beni temsil etmiyor, yani tamamen farklı bir insanım artık her yönden. Onları denk geldikçe siliyorum.
Benim en sinir olduğum zamanlar ben bir cevap yazarken duyurunun silinmesi. Yazıp gönder diyorum, boş sayfa çıkıyor. Ama takılmamak gerek tabii, hayat buna sinirlenmek için çok kısa aslında.

Asagalik kompleksi

Ben siliyorum. Cevabimi aldıktan sonra sadece bana sonra da lazım olacak arşiv mahiyetindeki soruların duruyor. Silme sebebi de diğerlerine ulasmam daha kolay oluyor.

Buradaki amaca soru soranin işi görülsün değil mi. İsim görülünce siliyorum

Bir de alışkanlığım var şirkette.mail telefonda mesaj siliyorum. Ki bazen sildiklerime çok ihtiyacım oluyor

Ondan bir saygısızlık olarak görmemek lazım. Cevap verenlere de tesekkurler

Bence bir iyilik yapıyorsak denize atmalıyız. Peşinden koşmamalıyız. Belki adam internette iz bırakmak istemiyor.

soru silmek niye sorun oluyor ki :/ cevabın kalıcı olarak burada dursa ne olur durmasa ne olur? amaç soran kişiye yardımcı olup aradan çekilmek değil mi? ben istersem destan gibi cevap yazayım, sonra silsin. zerre umrumda olmaz.

Soru silinmesi gayet normal, kimliği açık edebilir bazı sorular, ya da artık öyle bi derdi yoktur, başl8k rahatsız ediyordur vs. vs.

Sadece hemen silinicek olan duyurulara "bu duyuru kendini imha edecektir" ibaresinin eklenmesi gerçekten nazikçe.

Suistimal olmadıkça silinsin tepe tepe ne olacak.

aynı sorunu bir başkası da yaşıyor olabilir. cevap verirken sadece soran kişiye cevap verilmiyor, bir soruya/soruna cevap veriliyor. bu hareket aynı sorunu yaşayan kişilere veirlen cevapların ulaşmasını engelliyor.
gönül işleri zartı zurtu bu dediğimi kapsamıyor. görece objektif cevaplar için.

Cok da sey degil. Bir sebepten silmesi gerekmistir ya da silmeye karar vermistir. Yazdigim bosa gidince uyuz olmaya oluyorum ama sikinti degil.

soruyu sorarsın, aldığın kadar cevabı alırsın sonra silersin. ömür boyu saklayıp arşivleyecek hali yok ya.

bu kadar alınmaması gerekiyor insanın. ben de sorduğum soruları belli müddet sonra siliyorum çünkü çok fazla soru biriksin istemiyorum benimkiler kısmında. bi de stalklayanlar oluyor.


o nedenle bence normal.

he cevaplarken silmiş ise, o da o an sormamaya karar vermiştir. normal yine

çok büyütülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum ben de. bazen böyle saklamak istediklerim silindiğinde inceden üzülüyorum ancak o kadar, yapabileceğim bir şey yok. bir de uzun uzun cevap yazıp göndere bastığımda sorunun uçtuğunu görürsem böyle bir boşluğa düşüyorum :D oldu mu şimdi ya diyorum.

benim de canım sıkılıyor bazen bu duruma ancak normal. saygısızlık, terbiyesizlik olduğunu düşünmüyorum.

bence emek verip yazdıklarına geri döüş yapmazlarsa, tik atmazlarsa çok daha ayıp.

hiç unutmuyorum (yeri geldikçe de sürekli hatırlatıyorum :D) birgün birisi şarkı sözü çevirisi istemişti. böyle destan gibi anlata anlata bitirememiş yazan kişi. metal parçaydı hatta. neyse ona uğraştım epey, çok da hoş bir çeviri yapmıştım. arkadaş sağolsun bırak teşekkürü tik bile vermemişti, ben de böyle mal gibi ortada kalmıştım. ona epey içerlemiştim. ondan sonra böyle uzun cevaplara pek girmemeye başladım. ne lan bu, maraba mıyız biz!!1 ağamız lütfedecek de başımızı okşayacak..

neyse sakinim.

Asbest kullanimi yasaklandigindan beri fabrikanın ilk koydugu balata disinda koyulan tum balatalar ses yapar artik.

Kale vb. yerli marka balatalarin yabanci menseli balatalardan asahi kalir hicbir yani yok. Gonul rahatligiyla alabilirsiniz. Servislerin yok orijinal, yok fabrika uretimi demesine kanmayin.

Balata sarf malzemesi. Araba japonsa Made in Japan bi balata değilse Çin malı olmayan en ucuz seçenek iyidir.

Orjinal balatayı da zaten arabanın fabrikası üretmiyor, yine işi balata olan bir firma üretiyor.

Yerli ya da ithal farketmez, herhangi bir balatayı seçebilirsiniz.

Ama tavsiyem balata değişimini serviste değil de frencide yapman, çünkü ihtiyaç varsa disklere yüzeysel bir torna yapıp temizlenmesi gerekebilir.

bu fabrikanın ürettiği balatanın markası nedir acaba onu öğrenirsen daha rahat seçim yapılabilir. zaten orjinal balata da piyasadaki firmalardan birisine fason olarak üretilir sadece araç markası basılır. ben aracıma piyasada bilinen bir markanın balatalarını taktırdım gayet memnunum. yani hangi marka olursa olsun bir araştır eğer marka tavsiye ediliyorsa ona göre taktır.

john bloor'ın son cümlesini biraz açayım çünkü önemli: disk yüzeylerinin yanı hafif bombe yapabiliyor. frenci onu traşlatayım abi diyor 20 dakkada hallediyor. servis ise bu disklerin değişime ihtiyacı var, sonra başınıza bir şey gelirse sorumluluk almayız(başınıza bir şey gelmez) deyip durduk yere disk ücretini de alıyorlar (en ucuzu 700 lira civarından başlıyordu bir ara)

Çok teşekkürler valla büyük aydınlanmalar yaşadım. Kocam daha çok yetkili servis yanlısı ama bundan sonra her sorunda koşa koşa yetkili servise gitmeyeceğim en azından onu öğrendim.
Orjinal ürünün markası Lancia fabrika ürününün ise Opar'dı. Fabrika ürününü taktırdım.
Yanıtlar için tekrar teşekkür ederim.

ortalama 30 40 bin arası değişir. markaya göre balata fiyatları değişiyor. yetkili servisler çok çıkarıyor. 130 değilde 200 300 tllik olanları varsa onu taktır.

3 kere lastiğim patladı. sıktım şişti tamir ettirdim. ancak lastikçiler kızıyor lastiğin içini pislettiği için.

Bisiklet için olanını aylardır kullanıyorum. Önceki lastiğim delik deşik oldu 5-10 psi hava kaybıyla bisikletin üstünden inmeme gerek kalmadan kapatıyordu deliği.

Formula x olanından almıştım ben. Tavsiye ederim. Arabayı bilemeyeceğim.

sürekli bulundururum. yarık falan yoksa işe yarıyor. en azından lastikçiye kadar gidiyor

oscar pistorius'un tüm dava süreci, duruşması YouTube da var. Ben bir ara ona sarmıştım.

ben iki gündür süper kahraman filmlerinin kavga sahnelerini izliyorum youtube'da. muhteşem hizmet yapmış gençler. sadece kavga sahneleri.

aşırı pintiler belgeseli. youtube'da var.

el chapo.

anime izlerim dersen death parade.

belgesel: cosmos
dizi: californication

maniac diye bir dizi duydum herkes öneriyor. ben de haftasonu başlayacağım

İsterim.

Ben her şeye rağmen yine de isterim sanirim. +1
İzmirli biri olarak hiç şaşirmasam da yine de çok kızgınım. -1

istemem. gidip sadece iki ülkenin tanıtım videosunu izleyin, aradaki fark öyle acı bir şekilde çarpıyor ki insanın yüzüne.. basit bir tanıtım videosuna ve logoya bile özenmeyin, video metni ortaokul kompozisyonu tadında olan bir ülke gelecek milyon tane turiste nasıl hizmet verebilir? çomar, yabancı karşıtı, sapık - tecavüzcü, niye etek giydin lan diye tekme atan insanların olduğu yerlere bunca insanın gelmesi yazık değil mi? işi her zaman en iyisine vermek gerekir, kendi ülkem bile olsa milyonlarca insanın mağdur olmasıni, memnuniyetsiz ayrılmasını istemezdim.

ek: izmirliyim, yazık olmuş ama umrumda da değil.

isterim +1

izmir'liyim. şaşırdım ve kızgınım.

almanya kazanırsa biz de kazanmış sayılmayacak mıyız? :')

gerek yok. hadi pamuk eller cebe diyecek bir yönetim var çünkü.
yine bir organizasyon yapılacaktı. isntabul'da akaryakıt fiyatlarına ek vergi koydular bunun için.

İstemem. Mastafları bize girecek zaten bitiğiz. Gelen turistler de en rezil hâllerimizi görecek, tecavüze uğrayacak vallahi hiç gerek yok.

Şark kurnazı esnaf, taksici, kapkaççı, yankesici bilmemne ellerini ovusturuyordur, gelseler de paralarını tokatlasak, karılarına, kızlarına sarksak diye, bizim ülkeye fazla. Diyelim turnuvada rakibimizle maçımız var, format gereği biletler yarı yarıya bölüştürülüyor. Olası bi kötü sonuçta ortalık kan gölüne döner, futbol taraftarlığı beyinzsizliği malum

Isterim. Turkiye zaten milyonlarca turisti guzelce agirlayan bir ulke. Rusya bile dunya kupasi yaptiysa tr euroyu hayli hayli yapar.

Onun disinda izmir olaydi iyiymis

istemem.

büyük bir para var ortada. 70 milyar euro ya da dolar gibi bir şey konuşuluyor.

o parayı sanayi, endüstri, eğitim, bilim gibi geleceğe yönelik şekilde değerlendirmeliyiz.

avrupalı için ucuz bi etkinlikten başka bir şey olmayacak. şu anda para birimimiz 1/7 oranında çünkü.

istemem. bizim ayranımız yok içmeye. statta, yollarda, otellerde inşaat işinde çalışacak adamları havalimanındakilerden beter yapabiliriz.

almanya bütçe fazlası veriyordu. harcayabilecekleri bir para var. almanlar düzenlesin.

isterim

olmayacak duaya amin demem.

isterim tabii, niye istemeyeyim. önemli prestij.

bir yanım istiyor bir yanım kızgın. sırf muhafazakar değil diye stada yapmadıkları İzmiri cezalandırıyorlar. bu ülkenin en büyük 3. şehri ve avrupaya kafa olarak en yakın şehirken izmiri dışlamak çok kalleşçe.

vermediler zaten: tr.sputniknews.com

istemiyordum. futbolla ilgili hicbir sey istemiyorum.

gecmis olsun.

istemem. bu tarz büyük organizasyonlar ülkeler açısından ortalama birkaç milyar dolar zarara yol açıyor. kârlı bir iş değil.

her şeye rağmen nedir ya :)

her şeye rağmen doların 3 liraya düşmesini ister misiniz? gibi bir soru bu

elbette isterim

@dafuq

Ekonomik duruma, hükümetin propaganda için kullanacak olmasına, Konya'ya giden turistlerin karşilaşacaği tutuma rağmen isterdim evet

@zgrydn

Her şey para değil. Avrupa futbol şampiyonası düzenlemek, olimpiyatlara ev sahipliği yapmak falan ülke için çok önemli olaylar

İsterdim ama olmadı. Hatta merakla izledim o açıklama anlarını. Deli gibi eğlenirdik lan. Sanki ülkenin paralarını bize harcıyorlar. Ben eğlenmeme bakardım valla.