bazı ikinci el elektronik dükkanlarında var. ama fiyatlar fahiş, söyliyim.

turkiye'de olsaydim evde az kullanilmis bir panasonic ve sony vardi, bir kitap fiyatina verirdim. oyle evde yatiyorlar kutularin icinde. :)

ilişkideki en önemli şey uyum. istersen cinsel olarak deli gibi arzuluyor ol, arada uyum yoksa o ilişkiden bi şey çıkmaz. yeni tanıdığın biriyle zamanın nasıl geçtiğine bakmak lazım; eğer zaman konuşurken su gibi akıp gidiyorsa olur o iş. hani derler ya sevgili en iyi arkadaş olmalı diye, işte bu kesinlikle doğru. anlaşamadığın, konuşamadığın, anlatamadığın, birlikte gülemediğin insandan sevgili olmaz, olamaz.

Abi yaş önemli bu tür düşüncelerde, yaş kaç?

26 yaşındayım. Eskiden kadınlardan daha kolay hoşlanabiliyordum zaten, artık daha zor geliyor. Biraz da olaylara daha derin baktığım için olayı "çekici bulduğum için hoşlanmak" ekseninden çıkarmak istiyorum belki de kendi içimde.

Bence bu araya sıkıştırdığın cinsel birliktelikler sende bir yılgınlık, bosvermislik oluşturmuş. Yani, birinden hoşlanmaya başlandığında içinde bir şeyler kımıldanir, enerji birikmesi gibi. Bu durum karşındakinden aynı şiddette hoşlanmaya devam etmeni sağlar. Bir sure bu ihtiyaçların doyurulmamasi da o insana cinsel ve de tinsel olarak daha derin bağlanmana neden olur. Sen bu enerjinin bi kısmını (libidal olanı) başka kadınlarla doyurunca hoslandigin kıza karşı da eskisi kadar istekli olmadığını hissedersin. Onu tanımaya, anlamaya, benimsemeye yönelik çaba göstermek daha zor gelir. Yani, kısaca bence, birinden hoşlanıyorsanız dikkatini yalnız o kişide yoğunlaştır. Yoksa bu kafa karışıklıkları, yorgunluk, yılgınlık kaçınılmaz olur.

başlıktaki soruyu sormana neden, henüz eski ilişkinin bıraktığı arızaları üstünden atamamış olman bence. yoksa bunlar doğal gelişen şeyler, niye hoşlanıyoruz, ilişki yaşıyoruz diye sorgulanmaz genelde. sana 'normal'i kaybetmişsin gibi geliyor sanırım, ama bulunduğun durum nedeniyle bu, geçecektir.

hoşlanmanın "karar verilen" bir şey olduğunu düşünmüyorum. ya "hoşlanıyorsundur" ya da değil. hoşlandığından emin değilsen, muhtemelen hoşlanmıyorsundur zaten. ki bu işler ne kadar "anlatılamıyorsa" o kadar gerçektir bence. zaten anlatılmaya, açıklanabilir olmaya gereksinimleri yoktur. matrix'de diyor ya kahin; "aşık olduğunu kemiklerinde hissedersin" tarzı bir şey. o hesap.

Bir insanı tam olarak tanımadan hoşlanmanın tek sebebi olabilir: şekilsel beğeni.

(bkz: helen fisher)

Ya alici var agir hasarliyi alir alici var kus s.cmis ustune der almaz. Cok bisi diil soyle ya da soyleme.

pompacı sallamış, ya karışımı düzgün hazırlayamıyor, ya egzozunda sorun var.
muhtemelen şu an fazla yakıt yakıyorsun ya da düşük performansla çalışıyor.

önce yaptır öyle sat sonra sorun yaşayınca açıp sana küfreder ne gerek var.

yaptır da sat +1

1000 lira masrafı varsa 1000 fiyat kırarsın mesele çözülür, satarken tüm kusurlarını sayarsın alıcı bilerek pazarlık yapar alır.

sahibinden de satıcı ilanlarını incelerim arabası hakkında detaylı bilgi verenleri ciddi satıcı gözüyle bakıp telefonda arar ciddi alıcı oldugumu expertize götürmeti teklif ederim. yani alıcı ve satıcı arasında böyle bir olay var sizde masrafını düşerek gönül rahatlığı ile satarsınız dürüstlük herkeste olamayan bir nimet...

Oncelikle cani gonulden bravo derim sana,

Sen senin icin dogru olani yap ,karsimda ki anlamayacak diyorsan o ariza neyse git yaptir ve aracini oyle sat.bana kalirsa cok muhim bir ariza degil gibi belki partikul filtresi doldu vs.buraya da danisirsan en iyi fiyat la bakimini yaptir.gonlun rahat sat.

Su gercekci bu ulkenin ustasi bile genellemeyle kahpedir.abi bu araba ariza cikartacak sat bunu der ya da gostermelik. Tamir yapar satis tamiri,kahpeyiz vesselam.

ben söylerim her halükarda. ama bir iki tamirciye sorup da görüş daha alsaydın. belki ucuz bir şey değişecektir ya da ufak bir ayar yapılacaktır...

Yanlış yorumlamadı isem katalitik konvertör arızası var arabanda ve eğer egzostçuya gidip onaylattı isen satarken söylemende fayda var.Zira değişimi pahalı bir parça.Onun dışında koyver,rahvan gitsin.

ben olsam arizasini belirtirdim. belki otomobil ustasi bir alici cikar, ucuza yapabilecektir. pazarliga acik derdim o yuzden.

sildirmiş gitmiş

evlendi, şehir değiştirdi diye biliyorum. demek ki çevresini de değiştirdi :/
edit: ben onu başkasıyla karıştırıyorum galiba ama hayırlısı..

oyun sorularını pek bi güzel cevaplardı. istatistikler yanıltmazsa 4 yıl sonra tekrar aramızda görebiliriz :)

buradaki yönetimle bir sorunlar olmuştu. bıraktı burayı.

yönetimle sorunlar olmuştu nedir? aidatı mı ödemedi, toplantıya mı gelmedi? herkes delirmiş aboo

Duyuruya geri dönmeyi düşünmüyor ama isteyen olursa steam'den bulabilir.

"windows tusu+r" tuslarina ayni anda basip enterlayin ve acilan kutucuga mouse.cpl yazin. enter'a basin.

sonrasinda acilan kutucukta "birincil ve ikincil dugmeleri degistir" gibi bi secenek olmasi lazim, isaretliyse kaldirin.

windows.clp'yi bulamadı. bu arada sağ-sol karmaşası değil sorun. ben tuşları zaten ters kullanıyorum solak olduğum için. sorun şu ki touchpad'in normal yüzeyine dokunarak tıklama yapıyoruz ya, sağ tuş menüsü açılıyor :/

yanlis yazmissiniz "mouse.cpl" yazacaktiniz.

o zaman yine de dedigim yontemi uygulayarak soz konusu menuye girin, en sagda manufacturer sekmesi olmasi lazim artik ismini ne koymuslarsa. oradan degistirebiliyor olmalisiniz. yine olmuyorsa benim bilgim bitti burda.

buraya yanlış yazmışım, doğrusunu bulamıyor :) ayarlar bölümünden bakıyorum, oradaki seçeneklerde bunu düzelten bişey yok. teşekkürler yine de.

malesef hiçbişi yapamıyorum. yeterli cesaretim yok

yürek yerim

Alkol, koko?

olaya bağlı şimdi
risk boyutuna bağlı.

Ama aklıma şunu getiriyorum,
mutlu olmak için gerekli cesareti ertelemek, karşıya geçmek için nehrin akışının durmasını beklemek gibidir.

Ya herro ya merro

gerçekten yapmak istiyorsam kendimi gazlıyorum, aman ne kaybederim, korkunun ecele faydası yok filan diyorum. en kötü ne olabileceğini ölçüp tartıyorum. ama gerçekten istiyorsam mutlaka bi şekilde gerçekleştiriyorum.

gerçekten istemiyorsam da mutlaka bi bahane buluyorum yapmamaya, o zaman da zaten gerçekten yapmak istemediğimi anlamış oluyorum. vazgeçiyorum.

o herife açılmıycan di mi?

genelde birisini gebertesiye dövme fikrine sahip olduğumda bu cesareti arıyorum. ve genelde gizliden o cesareti bulmamak için zaman kaybettiriyorum kendime. çünkü o cesareti bu durumlarda bulursam ne benim için ne de öfke duyduğum için hiç hayırlı sonuçlar doğmaz. sonrası herkes için pişmanlık. mümkünse seks yap ve o fikirden uzaklaş abicim.

edit: kendi ruh halimden heralde, aynı kafaları yaşadığımız bir erkek olduğunu düşünmüştüm yorumlardan anladım ki değilmiş. neyse sen yine de seks yap.

alkol +1

@manuel: yok, o iş bitti. Daha ciddi bi mevzu.

O iş bitmedi :/

alkol koko yok şu aralar hamilelikten :( keşke olsa aşslslsl

Kaybedecek neyin var?

" yaparım, olmazsa bile en azından bir gün "keşke deneseydim" dememiş olurum " diyoruz :) "keşke yapmasaydım" demek her zaman iyidir "keşke yapsaydım" demekten. gibi gelir bana hep.

Ben genelde sonuç odaklı bakıyorum. Planımı gerçekleştirdiğimde hissedeceğim tatmin ve mutluluğu; aksi durumda hissedeceğim kızgınlığı düşünüyorum. İkincisi daha çok işe yarıyor.

Eskiden kokain şimdi eft terapi

Oturup Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi izlerim, çocukluğum bunlarla geçti, korkmamayı onlardan öğrendim. Pokemon'daki Ash karakteri bile bana cesaret veriyor. Kill Bill de en sevdiğim filmlerden biri. Bir de karateci olduğumdan hiçbir şeyden korkmamam gerektiğini fark ediyorum, işe yarıyor. Allahtan korkmaz bir tip değilim tabi ama Allah akıl fikir vermiş sonuçta, düşüncemi mantıksal temellere oturtursam mühendis bakış açıyla her şey daha net görünüyor. Hafif bir gaz yeterli oluyor.

yeni nesil şekilli bi kahveci
hipster bi barista da koydun mu başına yürürsün

şık bir restaurant gidermiş buraya. hafta sonu da canlı bir yer ise şukela. ama pastane de iyi fikir.

take away satışı olan kaliteli bir kahveci + 1

Abi orası Molla Feneri Caddesi, oranın insanına hipster cafe gitmez. Cafe iyi fikir ama muhafazakar cafe olsun.

take away +1

lezzetli bir menemenci de olur. hafif atıştırmalık babında. alternatif yemek anlamında ya da...

kahvede yaratıcı olun. kişiye özel bir fikir geliştirebilirsiniz belki.

bir de müşterileri önemseyin. memnuniyet insanı 2.3. kez ve defalarca oraya geri getirir :)

Barista da ağzı laf yapan biri olsun.

Lezzetli öğle yemeği servis eden orta pahalılıkta. Hipster baristayla ancak Karaköyde iş yaparsın. Sadece kahve satmak için de çok geniş bir yer.

Fotoğrafı açmamıştım.

Şimdi baktım. Kesinlikle kafeterya ya da klasik pastane.

öğlen atıştırmalık bir şeyler de çıkaran (salata, sandviç, çorba tarzı) pastane kafeteriya tarzı bir yer.

kahve dukkanindan 10k kira çıkar mi emin değilim.
bölge aynı zamanda turizm bölgesi ancak turist güzergahı için biraz kenarda kalıyor, bu kirayı ya turiste hitap eden hediyelik esya dükkanı çıkarır yahut cok çılgın kar marji olan unlu mamuller dükkanı.
sabah sandvic, borek poğaça ivir zıvır, sabah servisinin ardindan atistirmalik bakery ürünleri çıkar tezgaha. bu saatlerde kahve dahil edilebilir olaya işte.

ayrıca şöyle bir gözlemim var; yakinda sapa bi yere kurulu migros var, geçen yıl her akşam bi satış fişi alırdım oradan, ortalama musteri sayisi 300'u gecmezdi.
boş yere yer işgal eden manav reyonunu kaldırıp mini bi firin koyup sıcak bir kaç ürün satmaya başladılar.
borek, poğaça, tart, cupcake felan. müşteri sayısı direkt 1000'e fırladı. ve bu mecburiyet çünkü öyle sapa ki..

bilemiyorum altan, valide sultan'a o arsayı sattirmam lazim :p

çok masalı, ucuz sulu yemek konseptli self servisli balkan lokantası gibi bir şey olabilir. müşteri devir hızı fazla olur, elemanı da paket servis bölümüne kaydırarak ekstra masraf yapmazsın.

Oradan en iyi davetiyeci olur.

Dukkana gore is bicmek genelde riskli yontemdir,bildiginiz ise gore dukkan bulsaniz daha guzel olur.bu dukkan yokusun bitiminde asagidan yukari cikanin nefeslendigi,terledigi yer genelde bu noktada mola vermezler,asagiyi kaybettik,sultanahmetten gelip nuruosmaniye ye giden bi ust yoldan duz gider bu da gitti.geriye bir tek turkocagi caddesine giden gelenler kaldi,onlarda esnaf agirlikli ,birazda turist.iran konsoloslugunun sana faydasi yok,cevre dukkanlara goz at,turstik esya,kitapvs satisi kurtarir mi bak.10 lira buyuk para,

@cizgilipijama, migros'un olayını tespit edene kadar bende böyle soylerdim. ki orası yokuşun tam ortasi.
unlumamul öncesi ve sonrasını bizzat takip ettim arada devasa bir fark var.
turist için dediğin doğru, kapalicarsi/nuruosmaniye tarafina çıkmak için greens marketin olduğu caddeyi kullaniyorlar.

bu yüzden hesaba turist dahil etmedim. dikilitas'ta darphanenin altinda simdiki sinpas binaninin hemen karşısında köhne bi mr. cookie vardi, efsane lezzetleri vardı ve taş gibi ayakta kalabiliyordu.
kendimi bildim bileli hizmet sektöründeyim ve sinifina göre müşteriye nasıl hitap ediliri gercekten iyi bilirim. bu konuda kendime güveniyorum.
su an ihtiyacım olan sağlam bi fizibilite yöntemi, müsait bir günümde sabah 6'da yanan milli eğitim binasinin önüne sandalyeyi atıp orada akşama dek gozlemlemeyi düşünüyorum.

trafik yoğun bir bölge olması, yolun her iki kenarinda araçların park halinde olması handikap olabilir ancak bu bölgede dükkan önünü isparktan kiralayabiliyorsun, sura hotel su an izin cikarmak üzere, milli egitim binasının inşaatı bu yüzden durdu. orası çalışmaya başlayınca oradaki araçlar da ortadan kalkacak.
v.s v.s

elbet baliklama atlayıp sazanlik edecek degilim ama su an artilar eksilerin önünd benim için.

koltuk meyhanesi

mevkiyi bilmiyorum ama bana da güzel bir kahveci olur gibi geldi. zaten yeni nesil kahvecilerde butik bir pastanede sattığın ürünleri satabiliyorsun.

Esnaf lokabtasi stayla ama beyaz ortulu

la noix +1

Ben sana yazarken sen ek yazmisin ben onlari gormemistim asagi yukari ayni seylerden bahsetmisiz,sende olanin bitenin farkindasin.

Migros olayina gelince evet fis sayisi artmis olabilir ama cirosu ne?,yi bir mudurle,ufak oyanamalarla perakende de farklar yaratabilmek mumkun,birazda degisen karekter.eskiden defterdarlik emniyet matbaa kagitci denkleminden tamamen turistik bolgeye donus,arap turistler,yuzlerce yeni otel,inanilmaz yatirim.

Ben sana 10 cok diyorum isinin cirosunu bilen adama anlam ofade etmez.en son ornegini garip bir kiraya evet diyen tavuk donercide gordum.adam 5 liraya menulerle 25 k kiraya evet dedi.dedim ki ben net gerizekaliyim,hesaptan kitaptan anlamiyorum.

Iyice incele bolgeyi cevre kiralarina bak,is ne durumda ona gore kararini ver.

kanka, sapa dediğin migros cağaloğlu'nun göbeğinde yalnız, ayrıca marmaray çıkışında. turist güzergahı olmayabilir ama hafta içi oranın memuru yeter onlara. ek olarak yeni açıldığından yeni yeni alışıyoruz, zira alt sokakta şok ve karfur da var biliyorsun, milletin ayağı oraya alışıktı.

valla motor servisi kuvvetli bi dürümcü açarsan iyi iş yapacağını düşünüyorum. çünkü sultanahmet civarındaki büfe ve kafeler iş yoğunluğu gerekçesiyle servis yapmıyorlar. sen o konumda ne açarsan aç, kahvaltı ve öğle yemeğine çalışacaksın, orası kesin. akşamları ve haftasonları ölü oralar malum. pastanenin getirisi ne olur bilmem ama 1 tl'ya poğaça satmaktansa 10-15 tl'ya öğle yemeği satman daha mantıklı bence.

doğru olmamış.

türkçesini düzeltmelisin önce.
beklentimiz... sağlakmaktı?

bana ait bir cümle değil bu, arkadaşıma ait.
yaptığı bir deney ile ilgili.

ben de yakın bi çeviri yaptım. belki yardımcı olur.

what we expected was to see the heat rised proportionally according to heat inputs of the first 6 experiments.

bi tane de ben bırakayım.

In the first 6 experiments we aimed/expected to obtain parallel temperature increase in response to different levels of heating.

sıcak beyaz

gün ışığı rengi led yazdım %90ı sarı. pideci benzetmene yarıldım bu arada A:SDASDASD

edit: bak şu iyi anlatıyor s11.postimg.org sıcak beyaz sarı oluyo gün ışığı biraz daha aydınlığı oluyo bu fotoğrafa göre

ben aslında sıcak beyaz isityorum ama bu ledlerde galiba o kadar loş yok. neyse koridor zaten bu, odalarda sıcak beyaz kullanırım

philips'in sıcak beyaz ledleri var.

çıkan markanın aynısını almak zorunda değilsin. watt ve şekil olarak fazla farklı olmazsa sorun yaşamazsın. watt fazla olursa gözünü alır sadece bunun dışında yine sorun yaşamazsın.

gün ışığı senin istediğin.

Warm daylight led olarak geciyor.

onların kime dediğini bilmiyorum da, slim shady'e gönderme olmasın?

seboreik dermatit olabilir mi? pul pul olma durumu var mı?

Konazol deneyebilirsin. Market sampuani kullaniyorsan degisterebilirsin.

kullandığın şampuan ya da sık sık şampuan değiştirmek de yapıyor olabilir.

Egzama, seboreik dermatit

Kesin bilgi

Tedavi için Fitoval Dandruff and itch sculp (kepekli ve kaşıntılı kafa derisi için olan, saç dökülmesi için olan var bir de) şampuanı, uzun vadede kafa derisinde sorun yaşamamak üzere kullanmak için de ilaçsız olan Ducray Extra-Gentle şampuanı önerebilirim.

Edit: Kortizonsuz bunlar.

görmeden nasıl kesin bilgi verebiliriz ki?
benim kafa derim yağlı olduğundan tonla şampuan denedim, deniyorum.
market şampuanları hiçbir kaşıntı yapmıyor, ama 2. gün yağlı görünüm oluşuyor. ben istiyorum ki fazla yağlı görünmeden 2. günü de kurtaracak bir şampuan bulayım. bu nedenle eczane markalarını denemeye başladım, görünümü kurtarsalar da neredeyse %90'ı deli gibi kaşıntı yaptı. şu an orta derecede kaşıntı yapan bir tanesi ile devam ediyorum. bunaldığımda market markalarına dönüp bir süre yağlı ama kaşıntısız saçın keyfini çıkarıyorum.

özetle; arkadaşın kafa derisine uygun olmayan şampuandan da olabilir. en doğrusu, bizim önereceğimiz birşeyleri denemektense doktora gitmesi olacaktır.

yağlı egzama. birader'de var aynısı.

vichy nin kepeğe karşı olanı kullan, baya rahatlarsın... aynı durum bende de olmuştu.
şampuanın 2 çeşidi var, kuru saçlar için ve yağlı saçlar için.. kendi saç deri tipine göre seç.. çok memnun kalacağıını düşünüyorum..

daha önce htc kullanmış ve çok memnun kalmıştım. şimdi samsung telefon kullanıyorum ilk defa. hiçbir sorun yaşamadım ama henüz 2 ay oldu. o nedenle daha belli olmaz. :)

hayır. 4 senelik s3üm var. tabi eski teknoloji ama mesela 2 sene önce telefonumu değiştirecek olsam tekrar samsung almazdım. şu an da almam, alana da elimden geldiğince mani olmaya çalışıyorum isterse note 20 olsun. en fazla 2 senelik ömrü var.

ekleme: derecelendirmeyi unutmuşum. 4/10.

telefodan memnunum.

4g çıkana kadar sorsaydın 8 derdim, ama şimdi 6,5 diyorum.
S5 mini.

Ultrabookunu kulladım 6 ayda pert oldu.
S3 kullandım, güncellemeyle düzelttiklerini sorun yüzünden güncellemeyi önceden göndermedikleri yüzünden daha doğrusu ana kart yanmış şarja takınca, arkasında durmadılar.
Samsung gözümde teknosa gibi, çöpünü almam.

Telefonumdan ve televizyonumdan çok memnunum.

İkisi için de temiz bir 8 puan veririm.

Note 3. Taş gibi maşallah çok memnunum 2 sene oldu. Puanım 10 üzerinden 10

hayır sakın sakın alma.
casper bilgisayarımın başına gelmeyen kalmadı 6 yıl dayandı canımın içi.
samsung ultrabook aldım denildiği gibi 6. ayda gitti. hem donanım hem yazılım olarak.

Samsungdan TV, monitör dışında iplik almam.

Note 2 note3 puanım 8

samsung s5 telefon var bi de tv. baya memnunum 8 diyeyim.

2012de aldigim samsung series 7 laptobum var.sarji hala en az 4-5 saat gidiyor. urun cok kaliteli.

ama gelgelelim satis sonrasi hizmet koca bir SIFIR. samsung cihaziniz bozulursa cope atin daha iyi :)

bu laptop bozulunca mekbuk alcam, bir tek satis sonrasi hizmet sebebiyle.


ahahaha, googleda aradim suymus: www.amazon.com
You purchased this item on July 27, 2012.

Telefon hayır (s4, değiştirdim bir daha almam)
Laptop eh, sanırım onu da bir daha almam

Dereceyi unutmuşum telefon 3 laptop 5

telefonda 6/10
tv'de 8/10

Fakyoras'in ilk paragrafi +1

nexus 10 var nazar değmesin çok memnunum

çamaşır makinesi 1 yılı dolmadan deterjan yükleme kabının hortumu patladı.
Bulaşık makinesi 1 yılı dolmadan kontrol panelindeki tuşlar tepki vermedi.
4/10

memnunum,

note3, 9/10

note 2 yi 2012 de aldım. gözlerime inanamıyorum hala. sene olmuş 2016 en ufak bir sorun yok cihazda. onlarca rom attım, deneysel çalışmalarım oldu. bir sefer öyle sildim ki, pc telefonu hafıza kartı olarak gördü ama tık yok. 10 üzerinden 11

sonra kardeşim 2013de s4 aldı. rezil rüsva etti onu s4. ayrca garantide telefonu düşürüp kırdılar ve üstlnmediler. aylarca mahkeme ile uğraştı. 10 üzerinden -1

sonuç vasat. puanım 5 kanka.

tavsiyem asus z3 çıkacak onu bekle 2 ay.

ekleme: 46 inc 7 serisi tv var bi de. 10 üzerinden 9 veririm ona. çok iyi tv yapıyor adamlar.

Samsung S4 mini kullnamistim, memnundum. Telefonu 2. Senesinden sonra anneme verdim. Annemin dedigine göre ekran donuyomuş ara ara. Bir de sesi sonuna kadar açik olduğu halde birisi aradiginda hiç calmadigi oluyomuş

S5 mini kullaniyorum su anda. Tel.i alali 3 ay oldu. Şimdilik memnunum.

Bir de samsung tab 2 tabletim vardi 3 sene evvel aldiğim. Hala canavar gibi tablet. Dizi izlerken casper bilgisayarimdan öyle gòrüntü kalitesi ve ses cikmiyo. ( Bilgisayarim eski model casper, tamam vurmayin.)

Babama da samsung j7 telefon aldim dun internetten, haftaya gelecek. Bakalim o nasil birsey cikacak.

Elektronik aletlere cok fazla para vermiyorum. Verdiğim parayla orta halli birseyler alinca f/p acisindan iyi verim aldigimi dusunuyorum.

4 yıllik s3, puanim 6/10
3 yıllık ativ book, puanım 9/10
Tab a tablet puanim 10/10
Samsung a8 telefon puanım 9/10

Oha herseyim samsung olmus lan!

Note 2 kullanıyorum. Taş gibi hala. 8 veririm.

çok girişli ve yeterli uzunlukta ise hayır.

Multi girişli ise vize süresi bitene kadar tekrar vize almana gerek yok şengen bölgesinden..

Multi girisli mi basvurdum bilmiyorum ama sirket uzerinden halledildi daha da gelmedi pasaportum konsolosluktan. Nasil anlar8m multi mi degil mi diye? Muhtemelen 3 aylik akicam da multisini bilemedim.

Pasaportun eline geçince anlayabilirsin ancak çok girişli olup olmadığını, vizenin üstünde M falan yazar entrance kısmında..

Vize ucreti 191
servis ucreti 63
kategori business yaziyor fiste.

burdan sunu mu anlama lazim. Simdi gidecegim sirketten dvwt mektubu almistim haliyle business oluyor simdi ben normal tatile gitmek istesem bu vizem multi girsli olsa bile business katwgorisinde olmadigi icin bir daha m8 basvurmam lazim?

Yıllar içinde birikiyor. Bir olay ya da bir neden yok. Bir sure sonra yalan dolan oluyor hayat.

illaki herkes sonsuza kadar mutlu olacağını düşünerek evlenir.
hep başkaları boşanır biz asla ayrılmayız gibi şeyler düşünür ilk evlenirken.
2 sene evli kaldım başkasına aşık olduğunu söylediği gün evi terkettim anlaşmalı boşandık.
evlenmiş olduğuma pişman olabilirdim çocuklarım olmasaydı , ama erken anne olmak çok güzel birşey çocuklarla aramda 18 ve 19 yaş var arkadaşlarım gibiler.

devilone bikaç defa okudum anlayamadım, 2 sene evli kalıp 2 cocuk mu yaptın:s

Benimde merak ettiğim evlendikten sonra erkekler çok mu değişiyor, genelleme yapmış gibi oldum ama kadın tarafıda olabilir. Ya da kadınların piç erkekleri evlenince efendi ederim düşüncesiyle hareket etmeleri mi mesala Hülya Avşar, Seçkin Piriler gibi güzel kadınların aldatılmasıyla sonuçlanıyor. Kocalarına bakıyorsun çirkin, aldattıkları kadınlar da travesti gibi... Mesala teyzem çok güzel bir kadın, kocasına çok güvenirmiş, kız giren kız çıkar dermiş hep, ama mahallede adı çıkan bir kadınla teyzemi aldatmış, ayrılsın diye dövmüş falan.

@galandar kostumu aynen 18 olmamıştım evlendiğimde daha çocuk olduğumdan koşmalar atlamalar zıplamalarla erken doğdular .ikisi de prematüre ve arka arkaya olunca ikiz gibi büyüdüler

@devilone, cocuk işi hakkaten güzel olmus o zaman:) ben de cok isterdim az yas farkıyla cocugum olsun ama artık imkansız:)

@gecerkenugradım, bütün genellemeler yanlıs olmakla birlikte bence erkekler kadınlardan daha ta her tutarlı. ama kadınlar duymak istedigini duyuyor, evlilige gidene kadar adamı idare ediyor. hmm ben sunu sonra degiştiririm kafası, ama bu plan genelde de tutmuyor. öte yandan evlenene kadar kadını pışpışlayıp nikahı basınca köpek ceken erkek de çok. karakter meselesi ya her tarafta marazlı cıkabilir. kısfffmet bu işler

@geçerkenugradım
bari başka kadınları örnek verseydin
hülya ve seçkin örneği çooooooook kötü olmuş, ikisi de bilerek evlendi kocalarının ne mal olduğunu ikisi de senelerce başka kadınları bile bile yaşadılar.
desen ki arzum onan'ı mehmet aslantuğ bile aldatıyor diyecem tamam haklısın, erkekler aldatıyor...

bence ataerkil, biraz da sert/maco geleneksel turk erkegi, cinsel sorunlar cekiyorsa kesin aldatir. adam cunku sorunu haniminda gorup "herhalde artik esim bana cekici gelmiyor, yoksa benim gibi bir adam iktidarsiz olamaz, mumkun degil! en iyisi bu haftasonu degisik birisini deneyeyim de penisimin calistigini da ispat etmis olayim" diye dusunuyor. yani bunu denemese, penisin ve erkekligin bu kadar kiymetli oldugu bir toplumda yetistigi icin, kendini ise yaramaz bir erkek gibi gorecek. her geleneksel/ataerkil erkek aldatiyor demiyorum, zinanin cok buyuk gunah oldugu korkusu varsa aldatmaz, ama buna bile cozum buluyorlar tabi.

@scars, sağlam tespit gerçekten..

1 kişi.
onu da duyurudan önce tanıyordum zaten.

duyuru'da tanışıp, yüz yüze görüşüp hala iletişimimi sürdürdüğüm bir kişi bile yok sanırım. yüz yüze görüştüğüm oldu bayağı, iki kez ev arkadaşı buldum buradan ama şu an görüşmüyorum kimseyle. duyuru üzerinden (yüz yüze görüşmeden) sürekli olarak görüştüğüm birkaç kişi var. bunun dışında, duyurucu olup da dışardan tanıdığım da var. ayrıca sedat peker'in yeğeniyim.

tam sayısını bilmiyorum ama 10 kadar var hatta misafir ettiklerim evine misafirliğe gittiklerim var.
Hala da görüşür sohbet ederiz.

hala iletisim icinde oldugum yok ama 15-20 civarinda kisi ile yüzyüze görüsmüslügüm var.

7-8 olsa gerek.

bir tanesi ile 2 sene beraberdik, en uzun sureli iliskimdi.

bir kac kisi ile de 3-4 sene once zirvede tanismistik, facebookta-snapchatte konusuruz bazen hala.

bir kac arkadasimi duyurularindan yola cikarak ifsa etmistim kendimce, tabi soylemedim onlara 3-4 kisi de onlardir.

sozlukte daha fazla bu sayi, okuldaki sozluk zirvesine katilmistim, orda tanistim cok kisiyle, hala iletisim halindeyizdir.

girh yapmasini isterdim de 10 filan sanirim:)

5-6 kisi var tanıdığım.

Zirvelerde tanıştıklarım var.

Surekli gorustugum kimse yok.
Tanışıp belli bi sure gorustuklerim var. Su anda gorusmuyoruz hicbiriyle.
Duyuru üzerinden ya da internetten surekli irtibat halinde olduğum kimse de yok.

Duyurudan kimseyi tanımıyorum, sözlükten üç kişi ile zirve yapmıştım. Biri zaten okul arkadaşım, diğerleri ile iletişim koptu.

geçen gün pandispanyanın bodrumda açtığı yeni yerine gittim mesela, onun dışında la noixle görüştük whatsapptan falan konuşuyoruz, doğumda şampanya patlatıcak :)
seksen9'la ve sevgilisiyle dışarıda görüştük evime de gelmişliği var. (şu anda başka nick kullanıyor ifşa etmiyim^^)

duyurudan 3 tane sevgili 5 tane fuckbuddy 8 10 tane devamlı görüşütüğüm dostassfgjtdggssgj şaka şaka. kimseyle yüz yüze görüşmedim bile.

0.

Tanisip halen reelde yogun iletisimde oldugum 10 kisi var toplam.
Tanisip iletisimde olmadigim birkac kisi var. Bir sekilde iletisimden koptugum birkac kisi de var.

0

0

zirvede görmüş olmak sayılmaz:

0

1. o da sağolsun tezimde istatistiksel hesaplarımda bana yardımcı olmuştu.

Yüzyüze düzenli görüştüğüm 6 kişi var onun dışında sürekli konuştuğum 4 kişi var, toplam 10 falan.

gecenlerde ifsa olmustu, oradan 4-5 kisiyi taniyormusum :D onun haricinde birebir alisveris yaptigim kisiler oldu, iyi adamlar cikti sagolsunlar.

9-10 kişi, hepsi de birbirini tanıyor.

@compumaster ile tanışmıştım bir iki kelam bişey konuşmuştum bizim okula konuşma yapmaya geldiğinde

bir de @emrahday ile Almanya'da görüşmüştüm bana yardımcı olduğu konular çoktur Allah razı olsun. Hala bi teşekkür mesajı atıcam unutuyorum finaller bitsin de bi yazayım hatta

hiç kimseyi :(

Bir kaç kişi var.

2-3 kişi oldu tanıştığım, çok güzel ve keyifli vakit geçirdim. İyi ki tanımışım, iyi ki tanışmışım. Günlük olarak irtibatta değiliz ama bir durum olsa irtibata geçebileceğimi biliyorum. Aynı şekilde onlar da.

2-3 arkadaş da var yakın zamanda kahve içeceğimiz. O kızlar kendilerini biliyorlar :) <3

izmir'den birkaç kız arkadaş tanımak isterdim buradan. merak etmeyin böbrek.avi değil. :(

10-12 kişi vardır.

0, galiba biraz asosyalim.

Ben bi kere öyle teslim oldum, derin yakınlık ve güven duydum, ebem skildi. Bi daha öyle teslim etmem kendimi.

şu anki ilişkim için tam olarak böyle hissediyorum, daha önceki ilişkilerim için hiç böyle hissetmemiştim.

evet. iki kez hissettim. ilkinde 20 ikincisinde 27 yasindaydim. toparlanmasi epey surdu zira anamdan emdigim sut vucudumun muhtelif yerlerinden geldi. psikolojik olarak da en cok bu iki iliskimde kotu etkilendim.

Çok sayıda ciddi ilişkim olmadı, hepsi uzun sürdü. Hepsinde de çok rahat teslim ettim kendimi. Karşılığında da sevgilimi teslim aldım. İlişkinin en güzel tarafı ve tüm anlamı, olayı da bu bence; kendini kayıtsız şartsız teslim edebilmek.

bahsettiğin derin yakınlık ve güven hissi vermeyen ilişkiye başlamıyorum. birden fazla oldu evet ama çok hissedilebilen bir şey olduğunu söylemek zor. uzun sürenlerin hepsinde hissettim, aksi halde uzun sürmezdi zaten. o kadar kendimi tamamen salamıyorum karakteristik gereği ama derin yakınlık, güven kısımları önemli.

evet ilişkimde tamamen kendimi açtım ve güvendim. sevdim ve sevildim. güvenip teslimiyet sağlanmazsa eğer strateji oyunundan öte geçmez ve ona ilişki denmez kanımca.

duvarları yıktınız mı diyosun? yıktığımız oldu. ama sonu hüsran. kadın tarafı erkeğin acizliklerini bilmek istemiyor aslında... bir süre sonra anlatmayı kestim bende. olumlu şeylerden bahsediyorum. zaaflarımı geçmişte yaşadığım travmaları anlatmıyorum. en güzeli bu...

hayatımda hiç öyle teslim olmadım, olabileceğimi de sanmıyorum. ama hayatta en çok istediğim şey bana o güveni verebilecek birine teslim olmak, sonunda ağzıma sıçılsa da o duyguyu bir kerecik yaşamış olmak.

ben de bir kere hissettim, sonra da evlendik.
end of story.

şu andaki ilişkim için evet tam anlamıyla hissediyorum. daha önceleri kısa süreli hissettim.

Hayatımda kimseye sonsuz güven besleyip kendimi fütursuzca açmadım. Bunun için uygun bir karakterim yok çünkü kendimi savunmasız hissetmek, perdelerimi indirmek bana çok riskli, çok rahatsız edici geliyor. Hayatıma giren herkesle aramda bir mesafe oldu. Hiçbir zaman "biz" olmayı tercih etmedim, hep sen ve ben olalım istedim. Kendimi güvende hissedebilmem için kimseye güvenmemem gerekiyor. En yakınlarıma bile sırlarımı açmıyorum, zayıf noktalarımı göstermiyorum.

Not: Bu arada uzun ve ciddi ilişkim olmuyor pek benim. Daha ziyade takılma düzeyinde kalıyor. Yularıda bahsettiğim özellik yüzünden olabilir bu.

Az sayida uzun iliskiler. Hepsinde full teslimiyet. Bu yuzden uzun ilski yasayip bunlari hissetmedigim olmadi. Kisa iliski yaşamadim. Diger türlüsünü bilmiyorum. Bu olmayacaksa ilişki olmuyor. Aci da huzur da dahil, ne yaşanacaksa üst seviye yaşanıyor.

ciddi saydığım tüm ilişkilerimde bunu yaşadım/buna sahiptim. bundan sonra olur da bir ilişkim olursa kesinlikle öyle olmayacağım. karşındaki ne kadar süper birisi olursa olsun, insan neticede. ayrıldıktan sonra ya da iş ayrılmaya geldiğinde o "intimacy" adamın içinde patlıyor hep. birine karşı tamamen savunmasız ve açık olmak iyi değil kötü bir şey bence. bi' çeşit eksiklik, yetersizlik.

Yaşadım.

Hala daha fatura ödüyorum.

Evdeki eşyaları kamyona yükleyip götürmüş satmış ibne.

bir kere hissetmiştim ağzıma sıçılmıştı, bir daha asla olmaz sanıyordum ama çok daha fazlası oldu ama onu da ben üzüyorum tam da bu nedenden ötürü. insan sevdiğini yerden yere vurur derler ya, en samimi hallerini görürken ister istemez en hırçın hallerini de görmüş oluyor karşındaki. kendine set çekme ihtiyacı duymuyorsun ve her şey güllük gülistanlık değilse eninde sonunda kırıcı oluyorsun.

evet hissettiğim oldu.

bir ilişkimde böyle oldu, evet. diğerlerinde öyle olmamasının temel nedeni, benim kendimi sakınmam değil, karşı tarafın fazla yaklaşmamasıdır sanıyorum. sakınarak ilişki yaşanmaz, yaşanamaz da.

bir kere derin güvendim derin sevdim ve derin yakınlık duydum.

güzel sıçtı ağzıma.

allah razı olsun sayesınde adam oldum.

@der meister ve baglanmak kotudur diyen digerleri: psikologlar da eskiden bunun bi eksiklik, fazla bagimlilik oldugunu, bireylerin bunu hissetmeden bagimsiz ve kendi baslarina guclu olarak iliskiyi yasamalari gerektigini dusunurken gunumuzde artik cogu psikolog bunun tatmin edici bir iliski icin sart oldugunu dusunuyormus. Bagliliktan ve teslimiyetten ne kadar kacsan ve icinde bunlara duydugun ihtiyaci ne kadar bastirmaya calissan da o ihtiyac orda duruyomus ve tatmin edilmedigi surece de bu arayista oluyomussun ve yeterince mutlu olamiyomussun (issiz adam).

Son ilişkimde aynı böyleydim. Aile fertlerime anlatamadıklarımı bile anlatırdım. Ayrıldık hala da anlatırım ki daha dün akşam hüngür hüngür ağlarken onu aradım, uzun süre beni teselli etti ve akıl verdi. Çünkü bu hayatta kendime en yakın hissettiğim tek adam o oldu.

en son 2007 yazında hissetmiştim, sonra da olmadı. bambaşka bir insanla evliyim şimdi.
hayat..

Hissettim. Hissedemediğim de oldu.

@bigbadabum aynen ben de bir defa yaptım . anlattıklarımı ısıtıp ısıtıp önüme koydu . gösterdiğim yaralarıma doğru vurdu hep . bir daha asla ..

bir ilişkimde yaşadım bunu. 20 yaşımda üniversitede iken. sonra üzdüm kızı ve ayrıldım. köpek gibi pişmanım. 34 yaşımdayım ve iflah olmadım. bir daha öyle bir ilişki bulamayacağımı düşünüyorum.

tam da benim cevabını aradığım soru.

öyle bir göt kimde olsa ünlü olurdu. bu arada kasette kendini bafileyen ray j idi o yüzden de gündem oldu. oradan aldı yürüdü. sonra da reggie bush var futbolcu onun sevgilisi oldu. popisi daha da arttı.

Ray kim?
Buyuk popolu porno starlari var, o zaman onlar neden populer degil?
Ben hala anlamadi bu kadin nasil oldu unlu.

Edit: Sarkici soz yazariymis baktim.

ray j'nin yüzünden popüler oldu. bizde de manken gamze'nin kasedi çıkınca oğlan meşhur olmuştu ya. şimdi nerelerde bilinmiyor.

bu kadının babası zamanında amerikada baya gündem yaratmış bir davada (bkz: o. j. simpson) avukatlık falan yapınca ün kazanmış. buralardan bakın şimdi size götümü gösteriyorum, ne acayip değil mi noktasına nasıl gelindi bilmiyorum ama anladığım kadarıyla kardashian ismi bu dava muhabbetinde duyulmuş.

cukka sağlam, popo sağlam. ünlü olmak için gayet yeterli. bence kime dövdürdüğünün fazla önemi yok.

ismini vermek istemediğim rezil rüsva belediy4 başkanı gibi. Sevmeyenler laf atanlar sebebiyle de yükseldiler. habire dizilerde bu posttaki gibi ünlü değil ki tarzı lafları geçti, güya laf sokuyorlar.

Al şimdi 40 50 mily0mn takipçi, o işe yaramaz belediyebaşkanı gibi.

Burda bunları yazmam bile ünlerine ün katıyor sdfgb

Hülya avşar, burcu esmersoy türkiyede neden ünlüyse o da o yüzden ünlü işte. Hiçbir vasfı yok ama celebrity. Bu kadar basit.

@naber'e ek, üvey babası da kadın oldu bu arada.

@mavijojobatanecigi
Aradigim cevap buydu iste. Nasil unlu oldu sorusuna "kaset" diyor herkes. Kasetin yayilmasi icin de unlu olman lazim zaten:)
Parayla zorla unlu yapmis kendini anlasilan. Paris hilton gibi.

yillar, yillar önceydi 90larin sonu gibi sanirim. bir tv kanalinda, ülkemizde bazı ünlülerin aslinda olmak icin buna benzer kimlerle beraber olmalari gerektigi (isim falan vermiyor) vb. baska neler yapmalari gerektigini anlatiyordu. az cok hatirliyorum bunu.
tabi yasi 30u gecen biri olarak 90lar ile simdiki yayimlanan programlar arasinda çok çok farklar var. rtük bunda etkili sanirim. yani yayın filtreleme olayi simdi çok cok sıkı.

@manuel mandalina, babası geçen sene kadın oldu KK'nin popülaritesinin onla alakası yok. Hatta o adamın kadın olmasının bu kadar konuşulması bile Kim K'nin kendi popülaritesinden kaynaklı.

Kim, Paris hiltonun yancısıydı, sonra uzun yıllar 0 beden kadınlar tarafından parsellenmiş bayık amerikan popüler kültürüne dev poposuyla yeni bir soluk getirerek popülerleşti, seks kasedi, reality showu, marketingi falan derken ailecek yürüyüp gittiler.

kadın kasetten önce de ünlüydü
sağlam bi ailesi var. bronx'lu kenar dilberi muamelesi yapmışsın hatuna :P
tr'de ceylan çapa var misal yeni kuşakta, çok popüler, çünkü ailesi sağlam.
bir de gerek paris'te gerek kim'de kendini pazarlama yeteneği zirve yapmış. başkası yapsa ahlaksızlık olan şeyler onlar yapınca popülerlik sebebi. bu bakımdan hülya avşar gibiler.

yeminle 2 gundur bunu merak ediyordum, hatta dun google'da arattim kardashians diye. cahil diye dalga gecerler diye burada sormaya cekindim. iyi ki sordun ya. su an aydinlanma yasiyorum.asdasdasf

medya camasinda adin iyi veya kotu olarak cikmis, artik kimse bunu onemsemiyor. Onemli olan adinin duyulmasi. Birisinin roportajini da kabul edip, farkli konular hakkinda da konusabiliyorsan gerisi geliyor. Insanlar o ilk kotu imaji hemen unutuyor.

Insanlar ilk olarak TV'de hissizlesmeye baslasi. Simdi internet oyle bir hale geldi ki yasantimizin da icinde cinsel tercihler vs. falan kimseye garip gelmiyor. Yasayan zombiler olduk.

ray j'den sonra reggie bush ile şu fotoları acayip gündem olmuştu amerike'de collegecandy.files.wordpress.com

reci buş dediğim adam caner-asena gibi bişi türkiye şartlarında. alpay-cansel de olabilir :)

(bkz: stop making stupid people famous)

paris hilton un asistanlığını yaparken dikkat çekmiş daha sonra seks kasetiyle iyice ünlü olmuş. amerikan arsızlığıyla reality show da yapmışlar. paçozluklarıyla dikkat çeken eli yüzü düzgün 3 kız kardeşlerdi başta. kız kavgası vs izlemek iyi geliyor millete.
bir de annesi kris in efsana bir açıklaması var. annesi olarak seks kaseti olayına şok oldum ama manejeri olarak oo ne daha fazla iş yapacağız dedim.
bu kadın resmen kurt ve tüm kızlarına acaip yollar çizip popüler yapmış. kadın marka yönetmeyi biliyor. adamlar paçozlukla ünlü olup balmain kankası oldular. sosyal medya yzünden herkes bunlara yaltaklanır oldu.

belki cevap verilmiştir de okumadım.
babası o j simpson ın arkadaşı ve avukatlığını yapıyor. bu adam da amerikada çok ünlü bi futbolcu. bu aileyi kimse tanımazken ünlü oluyorlar bu davadan sonra
dizisi de var izlemek istersen;
(bkz: american crime story )

paris hilton'un dolabını falan düzenliyordu zamanında, riyalıti şov tarzı şeylerde paris bunu tersliyordu falan. öyle öyle televizyonda göründü bol bol, sonra seks kasedi varmış onu da şimdi gördüm. aile de değişik olunca alıp yürüdü ama akıllı çalıştı bence.

kabine sıvı almazlar. kıyafetlerine sararak bavula koy ki kırılmasınlar.

kabin olmaz bavula atacaksın +1

Teşekkürler öyle yaparım, peki bavuldan çıkarttırma gibi bir durum söz konusu olur mu böyle bir yetkileri var mı ?

var ama 2 şişeye bir şey demezler.

aşağıdaki rakamların üstünde her zaman risk var. ama kontrol etme ihtimalleri %5 bile sayılmaz. yani bahtsızsanız her türlü yakalanabilirsiniz alkol olarak aşağıdaki limitin üstüyse.


Ülkeye giriş yapan yolcular için kişibaşı alışveriş limitleri:

Sigara: 3 karton
Alkollü İçecekler: 1 litre Alkollü içki (%22’den fazla alkol içeren alkollü içkiler, şarap ve şampanya hariç)
Alkollü İçecekler: 2 litre Alkollü içki (%22’den az alkol içeren alkollü içkiler, şarap ve şampanya dahil)
Parfüm: 600 ml
Makyaj veya Cilt Bakım Ürünleri: 5 adet
Çikolata ve Şekerleme: 2 kg
Kahve: 1 kg
Çay: 1 kg

biz geçen iki bavulda 6'şar şişe soktuk, tamamen şans işi. kontrol varsa fazlasını alabilirler. biz çıkarken nispeten az yolcu çıkış yapıyordu, kontrol bankosunda görevli yoktu, yürüdük çıktık.

dilekçeye bayram tatili ve takibinde yıllık iznimi kullanmak üzere diye yazıyorsun, valilik onayın çıkıyor.

riske atmayın konsolosluklar en ufak şeylerden vizenizi iptal edebiliyorlar devlet memurusunuz gerçi çok sorun çıkacağını sanmıyorum ama bence dilekçenizi düzeltip tekrar yıllık izin yazısı almanızda fayda var.

@la noix, içimi rahatlattı sanki bu yorum. Ama kesin tatil olmayan bir tatil için onay çıkar mı valilikten sizce?

@dedim ben sana, ret yemek istemiyorum :(

valilik izni dilekçesiyle izin dilekçenin aynı olmasına gerek yok. konsolosluk ya da valilik zaten "hmm bu adamın 14 gün tatili varmış ama 16 gün yazmış" demiyor. sen şimdiden valilik için dilekçeyi yaz, vize çıktıktan sonra da iznini yazdırırsın

sorunu tam okumadım ama keywordlerden yola çıkarak şunu söyliyeyim: memur isen, resmi ve bayram tatillerinde çıksan dahi bağlı bakanlığına bildirip kağıdın kurumuna gelene dek çıkamazsın. çıkarsan ve olur da anlaşılırsa ceza alırsın.

bizim kurumda yeşil pasaportlu biri izin dilekçesini gitmesine bi hafta kala veriyo. bizim kurumda izinlerin bakanlığıa gidip gelmesi bi ayı buluyo genelde. bu kişi gidiyo geliyo, bakanlıktan olumsuz yazı gelmesin mi! müdür ve muavinleri azap dolu günler geçirilerdi, sonra nasıl çözdüler bilemiyorum.

daha hafta başı tekrar sordum personel işlerine bakan md. yrd.na, bayram tatilinde iki gün gidip gelicem, yine de izin yazıcam mı? diye. tabisi dedi.

sorunuzu iyice anlamadım. Yine de:
-izninizin yurtdışına gitmenizle çok ilgisi yok. Çok eskiden yurtdışına gitmek için de ayrıca izin alınırdı, şu anda öyle bir durum yok.

-Dolayısıyla diyelim ki hükümet bir nedenle 10 gün tatil ilan etti. siz arada 5 gün yurtdışına gider gelirsiniz, kimse de bir şey demez. (kural olarak memurun çağrıldığı anda işe gelebilir durumda olması gerekir, bu nedenle yurt içinde bile şehir dışına çıkarken bilgi vermekte fayda vardır o ayrı, ama bu da pek uygulanmaz emniyet veya sağlık çalışanı değilseniz...)

-Buna göre: bir memur olarak iş yerinde bulunmanız gerekip de bulunmadğınız tarih için izin almalısınız. ama bu seyahatinizle ilgili, vize de dahil hiç bir mercii ilgilendirmez.

Sorununuzu tamamen yanlış anlamadıysam durum bu şekildedir.

Ek:
@manuel'in cevabı nedeniyle: Tabii ki işyerinizden izninizi yurtdışına çıkmadan önce alacak olduğunuzu varsayıyorum. yoksa esas sorununuz bu muydu?

firez yanlış biliyor, valilik izninin alınması şart.

Yurtiçinde izin gerekmiyor fakat yurtdışı için izin şart. Tek emin olduğum şey bu :)

@la noix'e ek; bizde ydışı izninde valilik de yetmiyor, dilekçe illa ki bi ankara seyahati yapıyor.

@La noix: dostum, anlamak için soruyorum: vizeyle Valiliğin ne ilgisi var veya memur Valilikte mi çalışıyor ?
not: soru anlaşılmadığı için hadi bir el atıp çözelim şu sorunu durumuna geldik.

@firez
konsolosluk senin kurumundan izinli olduğun tarihi istiyor (amir imzalı).
bunun dışında bir de kurumdan o tarihlerde yurtdışında olmak için izin alıyorsun.
bu valilik iznini de konsolosluğa verdin mi bir taşla iki kuş vurmuş oluyorsun. istersen yıllık iznini başka tarihte kullan, fark etmez

edit: fark etmez derken konsolosluk bakmaz ona yani. başka tarihte yurtdışına çıkacaksan yeniden valilik izni almak lazım

@dediysem dedim:
"değiştirip 6-19 temmuz yapabilirim" demişsiniz. 6-7'si ramazan bayramı. isteseniz de o tarihlerde izin alamazsınız, zaten tatil. 8'inin tatil olacağına da şüphe yok ama izin alacağınız tarihte bu ilan edilmemişse izninizi 8'inden başlatırsınız. Daha sonra tatil yapılırsa personel şubeniz oradaki 1 günü ve ilave kaynayan ct-pazar günlerini toplam 3 gün olarak izin hakkınıza ilave eder.

@dediysem dedim:
"Amir izni isterken yazdığım tarih haricinde bir tarih yazar mı vize başvurusunda kullanılacak dilekçeye? " demişsiniz.
Şu şekilde yazabilir, "filanca kişi, 4-7 temmuz tarihlerindeki resmi tatili mütekiben 8-24 (veya 11-24) temmuz tarihleri arasında izin kullanacaktır".

ek: denilenlere bakılırsa zaten bu göstermelik bir şey olacakmış, bir önemi yok tabii ki. önemli olan gerçek resmi izniniz, onda aman ha dikkat edin.

hızlı okuyup yazma için class 10 olsun.
ben sandisk kullanıyorum, extreme pro öneririm. 32 gb'ı 90 tl civarı.

Çok paranız varsa extreme pro alabilirsiniz ama yine orta üst olarak sandisk'in 80mb yazma hızına sahip bir kartı vardı, onu tercih edebilirsiniz.

Çok bilmiyorum ama şöyle bir şey var www.techtimes.com
Ben bunu telefonumda denedim "seninki pek yavaş, bilmemne class sd card lazım" dedi. İlginizi çekerse bir göz atabilirsiniz.

üst seviyelere doğru çıktıkça formatı da değişir SD HC veya SD XC diye, XC dedikleri 4K video benzerlerini aktarmak için 50 Mb/sn gibi yazma hızlarına çıkıyor. telefonda o kadarına gerek olacağını sanmıyorum. o Class-10 dediklerini sınıflandırmalar ise oldukça düşük standartlar aslında ama öyle yer etti ve adam artık 50 mb/s yazan karta bile onu yazmak zorunda kalıyor satabilmek adına.

ben olsam vermezdim.

hassas bilgi

evkur'u bilmem de, geçen anam gelip "face'deki ismime kızlık soyadımı da eklesene, herkes öyle kullanıyo" dedi. sosyal medya yüzünden artık o bilgi bile o kadar gizli değil.

yine face'de dayım oldukça aktif, ben de "dayıcım şöyle böyle" diye yorum yapıp duruyorum. al ikinci kolaylık..

anne kızlık soy adının bir esprisi yok, şöyle ki. bankaya vs. illaki anne kızlık soyadınızı doğru vereceksiniz diye bir şey yok, önemli olan verdiğiniz kelimeyi unutmayın. Misal ben her bankaya farklı anne kızlık soy adı veririm, ama kendi arasında belli bir bağlantısı olduğu için de hangisine ne verdiğimi unutmam :)

zaten finans kurumlarında anne kızlık soyadınızı kontrol edebilecekleri bir sistem veya havuz yok, tabi siz önceden o kuruma bildirim yapmadıysanız.

@koskoca kirpi; o dedigini bende yapıyorum bankalarda. Kızlık soyadı farklı vermiştim.

Ne bilim iskillendim ya.

@Bysb eğer aynı soyadı verdiğiniz bir banka varsa ve mevcut durumunuzdan çok rahatsız oluyorsanız (oradan adınıza işlem yaparlar vs. diye şüpheleniyorsanız), gidin banka şubenize annemin kızlık soyadı sisteminize yanlış işlenmiş herhalde çağrı merkezinden şifre alamıyorum deyip değiştirin tanımlı soyadını :)

kimlik no.dan adres ve nüfus bilgilerine ulaşmak çok kolay, ama kızlık soyadı siz beyan etmezseniz finans kurumlarında bilinmiyor.

@koskoca kirpi benimde aklımda o var zaten. bir bankaya verdiğim kızlık soyadı ev kura verdiğimle aynı. tamda dediğin şeylerden şüphe duyup rahatsızlık hissediyorum, bankaya gidip değiştirmeyi planlıyorum.

genelde alkol oluyor ama misal kahveli tekila gibi değişik aromalı içkiler ben sanırım10 a yakın koktely getirmiştim. bir de hiçbiri tr olmadığı için tüm arkadaşlar bayılmıştı :)

alkol, hellim peyniri

üstünde Kıbrıs haritası olan meşhur ahşap Kıbrıs tepsisi

ballı jack

Hellim +1
TR'de olmayan bin türlü çikolata, kurabiye ve içki
Eşekli magnet :)

yukarıdakilere ek olarak con kahvesi.

Puro

@heaven, senin dedigin sey güc tüketimi konusunda daha bastan fikir olarak kaybediyor. birak lazerden mi yapalim, sineklerin vs rahatsiz olacagi dalga boyu/frekans vs var miyi gectim.

senin dedigin oldugunda güc kalkanlarini acip, isin kiliclarimizla ekmegi keserken tost yapacagiz.

böyle kesmeli eritmeli bişey mi olucak mesela? havalı çünkü
youtu.be

Ege'de haşeratı uzak tutmak için kapı pencere kenarlarini maviye boyarlar.

var zaten. tabiki senin bahsettiğin gibi ışın mışın değil. ışın gibi birşey olması mümkün dedğil zaten @portmanto açıklamış.

Camın önünde nane büyütebilirsin. En efektifi elektrikle çalışan uv tuzaklar var onlardan kullanmak.

O tuzaklar kucuklugumden beri kabusum oldu resmen. Her ne kadar igrensem de bir canlinin diri diri yandigi fikri cok korkunc. Kaldi ki ben olulerinden bile korkuyorum, bakamiyorum. O yuzden oldurmek cozum degil, boyle gorunmez kalkan gibi bir sey benim hayalimdeki. Nane feslegen vs bir nebze ise yariyor ama giren yine giriyor.

Ultrasonik kovucular var ona en yakın onlar da güvenilir çalışmıyor. Bazısı kaçıyor bazısı üzerine konuyor. www.google.com

böyle magnetli sineklikler var. ORtasından açılabileni de var bunun.

sineklerden korkuyorsan evden de dışarı çıkma. onu nasıl engelleyeceksin?

@gayfe o sekilde degil iste. degisik bir fobi bu. anlayamazsiniz.

i.ytimg.com

pencereye bi pervane koyacan hava üfürecek. sinekler rüzgarı sevmezler anca öyle olur. ya da pencerelerin üstüne mavi ışık koyacaksın bu sefer de pencerenin önü ceset tarlası olacak. senin işin zor. manzara izleme şeysinden feragat et :D

aslinda pervane kotu fikir degil. vabtilatoru disari ceviririm, sicak havayi da geri uflemis olur hem. daha sicak olsun da deneyim bi.

bizim ofiste sigara içen bi hıyar vardı, devlet dairesinde yani.
millet çakmasın diye vantilatörü ters çevirip çalıştırırdı, pencereden duman tahliyesi için.

abi yapılmışı var aslında dyson air.
www.youtube.com

bakmadım ama kesin yaban ellerde haftasonu procesi olarak bu cihazı alıp camının çerçevesine uyduran birileri vardır.

azizakin, ben bunun mantigini anlamadigim icin benim soruyla iliskisini de anlayamadim.

o cihaz bildiğin vantilatör, ortasında pervane falan yok bomboş.
görünmez kalkan gibi birşey istemişsin ya, bu öyle bir şey.
www.youtube.com

camının etrafından çerçeveden dışarıya doğru üflediğini düşün, ortası boş ve içeri sinek almıyor. öyle işte...

Bazen burnun içindeki kılcal damar çatlamalarına bağlı kanama olabiliyor buda sümük ile birleşmiş olabilir. Baya pıhtı gibi bir durumsa bahsettiğim olaydan farklı.

Sinüsün boşalmıştır.

denemeler okey de sınavın nasıl geçeceği çıkacak sorulara paralel olarak tamamen şans işi. denemelere takılma, bozma moralini, eksiklerine biraz daha bak.

Düşmesi gayet normal. Oluyor böyle dönemler ders çalışırken. Bir de hatalı sorularındaki hatalara dikkat et ve nerede hata yaptığını bul. Benim tarih kısmında 11 yanlış yaptığım deneme olmuştur sınavda ise 3 tane yaptım. Çıkış ve yükselişler gayet normal olup canını sıkmaya değmez. Bu arada hergün deneme çözmeni önerim basit, zor fark etmez. Eğitim bilimlerindeyse ne ölçtüklerini hiç anlamıyorum. Bilgi desen değil yorum desen değil. Sorular o kadar ilginç hale geldi ki.

Oha duyuruyu ben actim sandim. Ayni durum bende de var, gerizekali oldugumu dusunmeye baslamistim. Yalniz olmadigimi duymak sevindirdi.

ben bir defa denemeye girmiştim ve 55-60 gibi bir puan almıştım. sanırım her iki sınavın ortalamasıydı. bir daha da girmedim. az ve öz disiplinli bir şekilde çalıştım. yapabilirim, dedim. sınavdan 87 aldım. moralini denemelerle bozma.düzenli bir şekilde çalış. sınav anındaki güven duygusu performansı çok çok etkiliyor.

bi yerinde son kullanma tarihi yazar, kavanoz simgesi icinde rakam şeklinde. Uygun olmayan koşullarda sakladiysan erken bozulmasi olasilik dahilinde.

şu ana kadar 2-3 kere annemin kredi kartıyla aldığım biletle yolculuk yaptım, sormadılar. bu sormayacakları anlamına gelir mi? hayır.

annenin kimliğinin/kredi kartının fotokopisini/fotoğrafını yanına alabilirsin, eğer sorarlarsa onu gösterebilirsin belki.

@fakyoras zaten aradığımda bana ibraza gerek olmadığı için sorulmayacağı söylendi. Ben yine de direterek sorulursa eğer kredi kartını ve kart sahibinin kimliğini göstermem yeterli mi diye sordum. Lakin böyle bi şeyin kabul edilmediğini dillendirdiler.

Yaptığın yolculuklar thy aracılığıyla mıydı peki?

thy aracılığı ileydi.

kabul edilmediğini söylemişlerdir ama gösterip "işi vardı şöyleydi böyleydi" dersen sıkıntı çıkartmayabilirler, yanında hiçbir şey olmamasından iyidir :)

Hiçbirşey olmaz.

uygulamanın yasal bir dayanağı yok.

daha bi ay önce annemle abime kendi kredi kartımla bilet aldım. sorun olmadı.

İki alternatif var:

* Dolar/Euro nakit götürüp şehir merkezlerinde bulunan döviz bürolarında (KANTOR) PLN (Zloty) almak. (Havalimanı, tren istasyonu gibi yerlerde kurlar pek iyi olmaz.)

*Kredi kartı kullanılıyorsa, ödemeleri PLN seçip yapmak. Şifre girmeden hemen önce POS cihazı PLN - TRY şeklinde soruyor, hangi kurda ödeme yapmak istersiniz gibi. (TRY olarak seçince kredi kartına yansıyan tutar daha fazla oluyor)

Wbk dan hesap aç, Swift yap euronu bankadan euro olarak çek. Yüksek miktarda para çekersen kantordan iki üç kuruş fazla veriyor banka.

akşam 5'ten sonra olmayacak şekilde atm'den çek. bank pekao sa/pkg çok komisyon geçirmiyodu. bi de ziraat kullanmıştım ben. yapı kredinin de bu iki bankadan biriyle anlaşması vardı komisyon almıyodu ama hangisi hatırlamıyorum. bi de ziraatten bi farkı olmamıştı.

akşam 5 muhabbetine dikkat et yeter sonrasında kurlar sabitleniyo çünkü yüksek bi mevladan.

tr hesabındaki tl cinsinden parayı, oradaki atm'den zloti olarak çek.
ama unutma ki her çekimde bankan +masraf koyar, dolayısıyla çok parçalı çekme.

2 saat süren bir programın varsa normaldir. Laktik asit birikimi.

aynı problemi calf raise sonrası yaşamış ve 3-4 gün zor yürümüştüm. yeni başladığınızı düşünüyor ve spora devam ederseniz yakında geçeceğini düşünüyorum.

@epistemofili, yaklaşık 4 aydır devam ediyorum. tek seferlik birşey değil, her seferinde aynı biçimde tekrarlanıyor. daha çok hareketi tekrarlarken oluşan bir kasılma şeklinde, sürekliliği yok, bacağı indirince geçiyor.

acaba kopma, yırtılma falan olabilir mi bağlarda kaslarda vs?

@epistemofili, sanmıyorum. öyle olsa normalde de sorun yaşardım herhalde.

entry yok

@neira, ilk entrye bakıcan.

bu akşam saat 22:45 sularında dominos pizza'nın mecidiyeköy gülbağ şubesine pizza almak için gittim. mağaza müdürü olduğunu tahmin ettiğim sivil giyimli bir çalışan, pizzamın hazırlanmasını beklediğim süre içerisinde dik dik bakışlarıyla rahatsız etti. pizzayı alıp ödememi kredi kartıyla yaptıktan sonra dükkandan çıkarken arkamdan 'çok güzelsin bee! ' diye bağırdı. hiç dikkate almadan dükkandan çıktım evime doğru yürürken yaklaşık iki dakika sonra beyaz arabasıyla yanaşıp camı açtı ve adımı ve soyadımı söyleyerek 'seni facebooktan ekleyeceğim' diye bağırdı ve yoluna devam etti. adımı ve soyadımı kredi kartı slipinden aldığını düşündüğüm bu adamın dükkanına alışveriş yapmaya gelen ve ilk taciz edilen kadın olmadığımdan da neredeyse eminim. çalışanlarınızı seçerken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?

yahu siz ne iğrenç adamlarsınız lan? başıma gelen bir şeyi anlatıyorum ve entrylerime bakıp "grup seksi savunduğu entrysi var tacize ses çıkartamaz" diyorsunuz? bak o olaydan yalnızca 3 dk sonra yaşadıklarımı anlatayım. adamın biri daha ilk tacizin şokunu atlatmamışken yanıma gelip sokakta kıçımı avuçladı. ben artık zaten sinirlerim bozuk olduğu için ağzıma geleni saydım, boğazım yırtılana kadar bağırdım, küfrettim. o şerefsiz kıçımı avuçladığını da inkar etti. dükkanlardan insanlar fırlayıp sakinleştirdi beni. ağlaya ağlaya yoluma devam ettim. hep de senin mi başına geliyor diyecek olan gerizekalılara peşinen söyleyeyim: türkiye'de her kadının başına her gün geliyor buna benzer bir dolu olay. ama tabi şimdi grup seks savunan entrym var ya kıçımın ellenmesini de haketmişimdir.

İşyerinde fiziksel taciz yok. Çıkarken arkasından "Çok güzelsin" diye bağırmış, siparişini beklerken de göz hapsine almış. Polis bunları kanittan saymaz, bir de devletin memurunu boş yere meşgul etmekten azar yersin. Kız bir de ne bileyim mini etekli, makyajlı falansa ustune bir de ahlak dersi verir giderler.

Kıç avuçlamak neymiş ya ahah. Dokundu elledi dese anlayacaz yine. Muhtemelen giyim tarzı, hal hareketleri cesaret vermiştir adama. "Bu zaten yollu. İki laf atsam bişey demez. Şikayet de etmez" demiştir. Sadece güzel olduğu için bu şekilde tacize uğradığını sanmıyorum. Kız da durumun farkında o sebeple şikayet etmiyodur.

Döngüye girmişsin belli ki. Full calisicam diye planlamadan, küçük hedeflerle çalışmaya otur. Başına oturunca gerisi gelecektir zaten. Kendini kandir özetle. Olmazsa da küçük hedefin kadar çalışmış olursun, o da biseydir.

mayısta çoğu kişi bırakır, bırakmayanlar kazanır. kpss rulezzz. çok da farklı değiliz. gerçi ben hiç tam anlamıyla çalışmaya başlamadım da neyse. dişi sıkmak lazım biraz daha. kaç gün kaldı ki şurada? bu stresi bir sene daha çeker misin? çekmek ister misin? yo dostum yoo! çöpe atacağım 1 senem daha yok! ya hadi 1 sene gitsin de bu sınav stresi çekilecek dert değil. ya bizler 1 gecede 2 finale hazırlanmadık mı? ee geçtik de! gy-gk için 11 gün kalıyor. yahu zaten basit bu. denemeyle hallolur. deneme çöz yanlış yaptığın konulara bak az da tamam. alandan da aynı şekilde bas soruyu bol bol çöz. deneme üstüne deneme çöz. çözümlüyse git cevapları oku. bizim ceza hocasının kitap on numara mesela.(pegem) adam sorunun cevabında konunun özünü anlatmış. sadece onları okusam yeter. sen de böyle yap. hukukta ders notu varsa yardır oradan. sonra sorularını çöz. sorulardan öğrendiğim çok şey oldu. iktisatta da ben soruların çoğunu grafik çizerek yapıyorum. hatta deneme başında 3-5 grafiği peşinen çiziyorum böyle psikopatım. sonra oradan yardır. makroyla para çok piç. sevmiyorum. hadi makro ok ama fuck the money! türkiye ekonomisi desen e belli kalıpları var dönemlerin. 2-3 saat kassak soru kaçmaz aq. 2000 sonrası çok oç ama. maliyeden tiksiniyorum. genel bilgilerimle 13-14 net anca çıkıyor valla maliye kitaplarını açmadım bile. duruyorlar öyle. muhasebe bol bol soru çözmek lazım. öyle oturuyor. sözel sorular çıkıyor ya hangisi bilmem ne değildir 7/a 7/b falan sikik ezber işleri. oturup okumak lazım ama ezberim 0. neyse mali analizde de 6-7 formül var bilmek gereken. son 2-3 gün 80-90 mali analiz çözse formülleri yaz yaz yaz akılda kalır zaten. neyse. ne kaldı başka? işletme hee ben bunu da sallıyorum genelde. genel kültür ve mantıkla kulak dolgunluğuyla falan 10-18 arası netler geziyor. tutarsa tutuyor. zaman harcamam buna. değmez.

ya konuyu nerelere getirdim pardon. az kaldı ve ben bu süre 1 sene daha uzasın istemiyorum. iyi kötü geldik bu saate kadar. e bırakırsak ne manası kalacak? hem bu sene çöpe hem seneye tekrar hazırlan! oldu paşam! biz son gece çalışarak okul bitirdik! uzun bir zaman var önümüzde en azından kilit konulara odaklanırsak başarabiliriz! bu duyuruyu biraz da kendimi gaza getirmek için kullanıyorum ama affet. benim de çok ihtiyacım vardı. iyi oldu. kalk bi yüzünü yıka. bir senen daha var mı yok mu söyle kendine. kalk ve yap! önce uykunu düzenle yemek de düzene girer. uyudukça uyku yetmiyor. 1de 2de kalkıyorum ben de. önce erken kalkmayı öğrenelim. sonra zamanı verimli kullanırsak bu iş olur sayın damdanakan!

az kalmış sık dişini biraz daha. 1 soruyla kac kişi geciyorsun sınavda.Koyvermenin zamanı değil
hiç bir sey yapamıyorsan denemeyi iki tane coz ve cevaplarını ayrıntılı kontrol et

kalk kütüphanede uyu yine de git o kütüphaneye. içinde bulunduğun ortam çok etkiler.

kpss gereksiz hak yeme savaşıdır

Küçük hedefler
Olmazsa günde iki deneme
Bi sene daha çalışmak istemiyorum
Gidip kütüphanede uyu

Tamam, atayim hafızaya. Bedava ya, bedava.

@sen de git: Ben öğretmenim maliyeci kardeş :)

Bence calisirim ya. Uyuyayim şimdi.

1 seneyi daha harcamak istemiyorsan bu süreyi iyi değerlendireceksin :)
ve sizin eğitim bilimleri temmuzda değil mi? :/ ohooo bu daha iyi. şöyle ki bu sıcak havalarda çok daha fazla kişi bırakacak. bu 2 ayı deneme çözüp eksik gördüğün konuları belirleyip üzerine giderek çok iyi şekilde halledebilirsin.

yazarken aklıma geldi öğretmen olduğun* dediğim gibi ben biraz da kendime yazdım :P ayrıca maliye ölsün.

evde motive olamıyorsan kütüphaneyi dene ve bunda biraz ısrarcı ol. bazı arkadaşlarım çalışan insanları görüp gaza geliyorum bunları geçmeliyim deyip daha iyi odaklanıyorum demişti. faydalı her şekilde.

En kötü al eline bi soru bankasi oku soruyu cevap anahtarina baka baka işaretle öyle öyle öğreniyor insan. Ben bu yöntemle iyi puan almıştım

normal şeyler ya, kötü şeyler değil genelde.
yemek çok yapmıyorum da, spor yaparken güzel şeyler düşünüyorum sanırım.

Sevdiğim aktivitelerde güzel şeyler düşünüyorum ben de. Temizlik yapmıyorum bulaşık harici. Müzik dinlemek yardımcı olur kötü düşünceleri def etmek için

aynen yaa :D temizlik yaparken kendi kendime olmamış olaylar üzerinde hayali tartışma yarattığım bile olmuştur. bu yüzden genelde sevdiğim müziklerle temizlik yapmaya çalışıyorum.
spor yaparken olmuyor ama genelde doğru mu yapıyorum nasılım falan diye sürekli kendimi kontrol halinde tutmaya çalıştığım için farklı şeyler düşünüyorum.

Müzik açıyorum şarkı söylüyorum. Güzel şeyler geçiyor yani.
Spor yaparken aklımdan hiç bir şey geçmiyor. Daha hızlı olmam lazım nasıl kas yapıcam öf falan diyorum en fazla.

Yemek, temizlik yaparken seninkiyle benzer şeyler geçiyor. Sinirleniyorum, bunalıyorum. Spor yaparken de: Bitse de gitsek.

bende, düşünsel faaliyetler en çok yürürken oluyor.
temizlik falan yaptığım zamanlarda da epey aktif oluyor.
genelde o gün canımı sıkan mevzular varsa onlar aklımdan geçer,
yarın veya sonrasında planladığım herhangi bir şey varsa onu düşünürüm.

yemek yaparken yemeğe, spor yaparken spora odaklanıyorum. zaten bana başka bir şey düşündürmediği için, kafamı boşaltmama yardımcı olduğu için seviyorum ikisini de.

"ne zaman biticek"

yürüyüş yaparken, örgü örerken, müzik dinlerken düşünebiliyorum.
yemek & spor & ev işleri, tek düşünebildiğim "bitsin artık bitsin bitsin"

super lemon haze - saniyelik şehir değişimleri yaşatıyor
white widow - yalnız kalınca güzel oluyor, konuşan kişiler varsa kafa açıyor
og kush - uyku

bende durumlar böyle bu sıralar

spor yaparken müzik dinlediğim halde çok sıkılıyorum. belki açık havada yapsam bu kadar sıkılmayabilirim. ne zaman bitecek, ne kadar kaldı? diye düşünüyorum ben de. yemek yaparken yine müzüğümü açıyorum ve eşlik ederek takılıyorum. günün/haftanın önemli olaylarının değerlendirmesini yapıyorum.

Genelde ikili diyalog kurarım, senaryo yazarım. Bunlar yaşamak istediğim sahneler olur.

ne senaryolar ne senaryolar. evim mi yanmadı, kanser mi olmadım, yeni bir yeteneğim keşfedilip dergilere mi çıkmadım, terk mi edilmedim, mükellefin (vergi dairesinde çalışıyorum) kafasına monitörü mü patlatmadım, neler neler.

Hangisinin daha ekonomik olacagini teker teker hesaplayarak bulacaksiniz.
Zor degil valla, gitmek istediginiz her muzenin web sayfasi var. bunlarda da giris ucreti yaziyor.
E bvg sitesinde de gunluk ulasim karti, tekli bilet vb bunlarin fiyati var.

4 islem yaparak cok rahat hesaplayabilirsiniz hangisi daha ucuza gelir.

tam hatırlamıyorum ama günlük 7-8 veya 3 günlük 25-30 euro ya halledersiniz ulaşımı. ben çantam olmadığında genelde yürümüştüm şehir içinde. ama bazı yerler aşırı uzak. east side gallery mesela çok uzaktı.

bunun dışında müzelerden mutlaka gitmeliyim dediklerinizin fiyatlarına bakın. toplayınca aşağı yukarı aynı hesaba denk gelirse berlin pass alırsınız. biraz daha fazla yer görmüş olursunuz.

gitmek istediginiz muzeler ve kaldiginiz konuma gore degisir. gidicek muzelerin ucretuni hesaplamak lazim. bu konuda dogrudan bir cevap vermek zor.

almanya'da her daim yagmur yagabilir ve serin olabilir. tedbirli gitmekte fayda var.

bir sene yaşadım berlin'de. yanlış hatırlamıyorsam perşembe günü müze adasındaki müzeler ücretsiz oluyordu. yeterince güzel müzeler var. bence oralara perşembe günü gidip geri kalan yerleri de diğer günlerde gezin. zaten açık hava müzesi gibi bi yer berlin. 138 euro çok fazla. sürekli metroda geçmesi lazım gezinizin ki kendini kompanse etsin.
ayrıca bisiklet kiralayıp çoğu yere gidebilirsiniz. dedikleri gibi east side gallery pek de uzak sayılmaz. ama berlin e giderken zaten yürümeye hazır olarak gidin. tadı en iyi öyle çıkar.

3 gün de günlük tren bileti alsanız (7 euro idi sanırım) ve 3 gün içinde gezebileceğiniz tüm müzelere öğrenci bileti ile girseniz dahi (günde max. 3 mekan gezersiniz bence) o parayı bulmaz diye tahmin ediyorum.

arkadaşların dediği gibi matematik yapın, sonuca göre hareket edin.

doğru düşünüyorsun.

doğru ama sony ondan daha berbat. arayüz konusunda htc en iyisi.
htc 10'u beklemeni öneririm, 3-4 güne kadar çıkıyor.

çirkin değil, leş.

A serisinde tema özelliği var. Değiştirebiliyorsun yani.

asus'un launcher'ını kullanıyorum, on numara birşey. zenui diye geçiyor sanırım.

neredeyse samsung haric android kullanmis, launcher nedir bilen her kullanici bas bas bagiriyor, sitelerinde yorumlarda feedbacklerde uzun süre ouchwiz b.k gibi dendi. uzun bir süre google mi yarisiyorsun samsung dendi. her google applicationina samsung alternatifi var. hicbirini de silemiyordun. android oldugu icin googlelar, samsung oldugundan samsung appleri kaliyordu. kendi galaxy apps diye store bile denediler.

cdn02.androidauthority.net

milyonlarca geridönüs aldilar, takmiyorlar.

kimse bir sey demiyor degil, herkes diyor ama takmiyorlar. htc google ile anlasti, sende varsa app ben yapmiyorum, sende yoksa ben yapiyorum, bu sekilde bloatware olmadan sürüm hazirladi yeni htc m serisi icin. bir bunlara bak, bir samsunga.

google play edition cikarttigi oldu bunca yil icinde ama onu da trde bulup almak imkansizdi.

stock android kalp.

evet öyle.

custom launcherlar var.

nova launcher kullanıyorum ben, çok güzel

Bir htc kullanıcısı olarak ayni fikirdeyim. Mavisinin tonu başımı ağrıtıyor baktıkça.

en kötü arayüzlerden birine sahip samsung. sony ve htc bu konuda daha başarılılar.

Yani bloatware'leri falan da geçtim de bu çirkinlik nedir ya?

www.android.gs

aviate launcher deneyin cok cekilebilir kiliyor estetik geliyor. yahoo'ya ait.

nokia'nın, microsoft'un, jolla'nın launcher'larıyla eli yüzü düzgün bir hake geliyor arayüzler.

kişisel favorim nokia z launcher.

bu arada sony'nin arayüzü daha leş.

Bu yuzden ben hala 4.4.2 kullaniyorum. Guncellemiyorum telefonu. Cok bozdu samsung :)

www.youtube.com

tarz?

fark etmez. bunlardan başka enstrüman olmasın mümkünse ve kadın sesine yakışsın, yeter.

kadinin alerjisi vardir birseye der yemeye devam ederdim .

yerim

o masaya döner ve sorunun ne oldugunu sorarım

yerim. kim bilir derdi ne..

ben neden yan masayı takip ediyorum ?

böyle bir durum yaşamaz salla boşver

Burada soru bana geldi sanırım az önceki cevabımdan ötürü :)

Bazı hediyeleri kullanıyorum, işime yaramayacak olanları hediye ediyorum (satmak yasak zaten). Mesela gelen hediyelerden bir tableti babama vermiştim kullansın diye, akıllı saati stajyere vermiştim.

Ek olarak şirkette 3 öğün yemek, atıştırmalıklar, meyveler vb her şey ücretsiz (4 tane açık büfe restoran var ofiste).

Spor salonu ve kapalı yüzme havuzu var ofiste, onlar da ücretsiz.

Nasıl şirketler sorusunun cevabı; çok uluslu, "sektöründe lider" bir şirket.

@crown, kariyeri bırakıp stajyer olarak geleyim oraya. : )

baya köklü bir yer. full time spor. biz en köklü, yerli olusumuz. yemek olay kafaya takilmamasi lazim diye dusunuyorum. yemekhanesi olup da gosteris olsun diye disarda saglikli takilmaya calisan kitleleri de biliyoruz.

subat dahil maasimi alamadim oyle bi yer benimki.

bizde servis ve yemek yok. sosyal tesis, tatil kampı, özel günde hediye falan da yok. suyumuzu kendimiz alıyoruz. ama tuvalet kağıdı ve kağıt havlu bol bak, yalan yok.

bi tek bayram sonrası baklava töreni var, ama katılmayınca onu da yiyemiyosun. adres: "kamu sektöründe lider" bir müze.

insanlar tarafından en iyilerden biri olarak görülen bir türk şirketinde çalışıyorum (Uluslararası değil ama yabancılar satın almış)

Yılda 1 kere ramazan kolisi veriliyor. İçerisinde 1 kg nutella var ama helva falan çok dandik.

Su-Çay-Kahve ücretsiz.

Ayda 1 kere de öğleden sonra Çiğ köfte-Pamuk Şeker-Karper/Simit-Donut tarzı süprizler yapıyorlar.

Hediye olarak da takvim ve ajanda var her yıl o kadar.

İstediğin cevap; türkiye'de sağlam pazar payı olan uluslararası şirketler.

Ya satışta, ya satınalmada çalışırsan hediyesi bol pozisyonlara denk gelebilirsin.

kart bilgisi vermediysen sistemden msj yaz istersen gelemicem diye. başka da yapılacak bişey yok.

Kredi kartina dair bir bilgi girmediniz mi ödemeyle ilgili? Eger oyleyse sorun olmaz

Oteli arayip iptal etmek istediginizi belirtin en azindan. Baska birilerine satma imkani olursa magdur olmasinlar en azindan.

NOrmalde kart girilmesi lazım diye biliyorum ama nazı kişler böyle girmeden yapıyormuş. KArt yoksa kaybedecek bir şey yok.

Etik olarak arayp ya da mesajla haber vermek en kısa sürede iyi olacaktır.

kart varsa da arayıp ücret kesilmemesini istemek, eğer yine de kesecweklerse kartı hemen iptal ettirmek olabilir (çalındı vs). yeni kart çıkarmak geneldep aralı olacağı için düşünülmeli.

sabahları erken kalkmayınca ben de yetiştiremiyorum. kilit cumartesi erken kalkıp alışveriş, temizlik vs. öğlene kadar bitirmek. sonra başlıyor haftasonu bende.

Alışverişi haftaiçi bir günün akşamına sabitledik. Temizligi de bazen haftaicine yayiyorum. Kil tüy manikur pedikur isleri cok zaman aliyor haftasonu, bundan cok şikayetçiyim. Ama yapacak bir sey yok. Hemen bitiyor tatil. Haklısın çok :(

Kampa gitmediğim zamanlar fazla geliyor bana. Yapacak birşey bulamıyorum.

ctesi çalışan ne yapsın :(
erken kalkmak +1

fake gibi. ölümüne acıtır öyle bir şey olsa. ağlatırdı.

bence fake değil, kız şoktan napıcağını şaşırmış, yoksa sonda kanamaya başlıyo baya :(

şöyle bi şey var,

www.facebook.com

edit: ZALIMEY paylaşmış önceden, şimdi şeyaptım.

kızın çantası çok güzel.

ilk seyrettigimde ufak sokla karisik LOL dedim.

1-kafa derisi beraberinde kopmadigina sevinsin. kesiklere dikis atilabiliyor, kopmalarda ise ciddi anlamda doku yirtilmalari oldugundan cerrahi islemler cok zor. bunun benzerini kafasinin sag tepesini ucurmus bir kiz yasamis istanbulda, bu lunaparklardaki ufak yaris arabalarinda. sonrasinda islemler istanbul tipta yapilmis, giren hoca hala derslerinde gösteriyormus bu vakayi.

2-neden?

yani neden? nasil bir mallik? yani bak kaza olur düsersin anlarim. ama bunu öngörmemek icin cidden cabalamak lazim ki sac hemen takilmiyor en az birkac saniyelik kurtarma payi var ki bir iki defa takiliyor ondan sonra tam tur atip saci kapiyor. hele de 2. bir arkadasi orda bunu tutuyorken, bunun gerceklesmesi refleks ve öngörü yoksunu, icinde bir damla survival instinct olmayan insanlar anlamina gelir.

sok oldum mu? evet. catirt diye aldi ilk video olarak görüyorum. icim ciz etti mi? pek sayilmaz. bu saatten sonra viral olucam diye video cekmeye devam etmez dersini alir umarim. bu handdrillden misir yemece son dönem uzak dogu modasi. bense dogal secilim diye adlandiriyorum.

En azından gözü çıkmamış ya da yüzünde bir yere denk gelmemiş. Matkapla mısır yiyor yahu, yine iyi kurtulmuş, sevindim onun adına.

God bless the internet!

toplu taşıma diyince aklıma geldi:

eksiduyu.ru

7 sene önce eksi sözlük te tanışmıştık simdikiyle. Ondan önceki de itu sözlük tendi asdflkfm.

Diğerleri okul falan; öyle otobüsten vs çok zor ortak ortam olmadığı için.

liseden, üniversiteden, mahalleden, forumdan, arkadaş çevresinden şeklinde sıralayabilirim.

10 sene önce forumdan tanışmıştık.

Türkiye'de toplu taşımada kızla tanışamazsın, çok çok zor. İnternet, okul, iş, arkadaş ortamları bu işlerin başladığı yerler.

Konferans

Sportif ortamlarda güzel tanışma vesileleri doğuyor.

Duyuru :)

Otobüste tanışmak isteyen insandan çekinirim açıkçası. Hani konuşursa laflar cevap veririm ama otobüste tanıştığım biri telefon falan isterse korkarım.

Eskileriyle, fakülteden (sınıf arkadaşı) ve topluluktan tanıştım. Şimdikiyle bir arkadaşım tanıştırdı (en başarılısı bu oldu:p evleneceğiz).
Ama toplu taşımada tanışacağım insandan hayır gelmez diye bakardım sanırım, istemezdim yani.

Asosyal misin yahu, okul, hobi vs, yok mu bir çevren veya hayırlı bir arkadaşın?

Ne kadar özgüvenin olsa da otobüste gördüğün bir kızla muhabbete girmek zor olur, tanımıyorsun, vereceği tepkiyi bilmiyorsun, bence hiç girme böyle işlere.

matemetik problemi gibi sormuşsun kardeş. ben yazayım hesabı sen yap.
sahiha'dan havataş ile 30-45 dk.da kadıköy'de olursun. devamında en uygun rota metro+marmaray+metro ile yine max 45 dk.da gayrettepe'de olursun.

otelin zincirlikuyu civarında mı? point otel filansa eğer sabihadan taksim'e giden havataşlar zaten oradan geçiyor, 11deki havataşa yetişsen ve 12de otelde olsan 1 saatte hazırlansan ve taksiyle astoriaya gidişinin de 10 hadi zorlayarak 15 dk olacağını varsaysak bile rahatlıkla yetişiyorsun.

galiba görüşmeden önce beşiktaş'a otele uğraman gerekiyor. havataş ile kadıköye gel (45 dk.) veya bir otobüs var kadıköy-sabiha ona binersin. bir de bagaj bekleme-rötar olmamasını diliyoruz.
kadıköy-beşiktaş en hızlı vapurla geçersin.(20-30 dk)
beşiktaşa varınca otele git.
gayrettepe'ye taksiyle git. gördüğün gibi pek vakit kalmadı çünkü.
9.10+1.20-10.30 istanbuldasın(11.00 diyelim)
1 saatte kadıköy'e geldin: 12:00
kadıköy-beşiktaş ( vapur saatleri vs.):12:45
hesabıma göre 13:00te otelde oluyorsun.
yarim saatte hazirlanip
15-20 dk'da taksi mesafesi yetisirsin.
9.10 inis saatinse rahat rahat...

pro'nun olayı, komplike işler yapması daha çok. air2 al sen.

pro youtube videosu için aşırı gereksiz bir harcama olur. air 2 doğru karar.

Ben biraz büyük olursa daha mı rahat görür diye düşünüyorum aslında.

ipad pro a4 kağıdı kadar. tam olarak...

pro'yu ben tez işlerim için kullanıyorum. bir kere yatarken elime alayım dedim taşıyamadım. air 2 iyidir sizin için. ama uzun ömürlü olsun derseniz pro'da 4gb ram var, air'de 2.

bir de sanırım yutub pro'nun ekran en boy oranını tam desteklemiyor, full screen olunca alttan çizgiler çıkıyor yani.

Tabi harcayacağınız parayı sorgulamak bana düşmez ama mesela ben para veriyorken daha iyisini alayım dediğimde alacağım şeyden 10-20% falan pahalı olur, 1500 liralık telefon alırken aman 200 lira daha vereyim daha iyisini alayım derim ama 1500 liralık şey alırken 1500 daha vereyim diyemem. Merak ettim gerçekten vermişken 100% daha fazla verip biraz daha iyisini alayım mı diyorsunuz?

Tableti genelde elinde tutacağını düşünürsek 12,9 inch hem büyük hem de ağır kalacaktır, 700 gramın üstünde bir ağırlığı var, en başta hafif gibi dursa da elde tutarken bir süre sonra yoracaktır, sonuçta ortasından tutamayacak, sağından veya solundan tutulduğunda daha ağır gelecek, ipad pro bence bir masada çalışmak-kullanmak için uygun bir cihaz. 9,7 inch olan air ise daha kompakt oluyor, 450 gram çok daha hafif, bence multimedya-eğlence kullanımı çok daha uygun.

Galaxy view al

Teşekkürler arkadaşlar. Tavsiyeleriniz doğrultusunda büyük ekran ve pro almayacağım. Ipad air 2 saha mantıklı

hep canım ister ama asla almam. sıfır yani.

Bu aksam gelirken aldim,cok fena cok,cilekler kremalar.alirim haftada bir,

Basina spoiler yazsaydin gece milletin canini cektirip gunaha girmeyelim.

canım istedikçe alırım, sıklığını bilemiyeceğim.

anamın evinde kola bile içmiyoruz ama kendi evimde kendimi şımartmak için alırım arada pastaneye yolum düşerse.

Ayda 2-3.
Annem ve yeğenlerim seviyo, ben de seviyorum.

Almadım hiç öyle.

kutlama ve dogum günlerinde alinmaz, dogum günü kutlamiyoruz da, eskiden random zamanlarda alinirdi.

oldukca uzun süredir hic alinmiyor.

Cheese cake alıyorum ben . A101 de cok güzel cis kek ler var

geçende yapmaya calıstım evde başaramadım rezil oldu. gittim ufacık bişi aldım. ondan önce kim bilir kaç ay öncesiydi. harbi ya pasta o kadar güzel bişi iken neden az yeniyor vay anasnı güzel tespit.