anonn
http://armorgames.com/play/12141/kingdom-rushhttp://armorgames.com/play/5151/civilizations-wars tower defence gibi ama böyle gelişkin oyalayacak oyun bilen var mı?
0
kingdom rush!!!! bitirdikten sonra premium bile almıştım çok güzel oyun destek olayım diye ehehe
0
oynatmaya az kaldı
Sevgili duyuru ahalisi,Öncelikle, durumumdan utandığım için yeni bir hesap aldım, evet bunu yaptım ve her defasında başıma bela olan dürüstlüğümden ödün vermeyerek bunu sizlere itiraf etmek istedim.Lafı daha fazla uzatmıyorum, mevzuya giriyorum hemen. Öncelikle, ergen falan değilim, 23 yaşında yükse
Sevgili duyuru ahalisi,
Öncelikle, durumumdan utandığım için yeni bir hesap aldım, evet bunu yaptım ve her defasında başıma bela olan dürüstlüğümden ödün vermeyerek bunu sizlere itiraf etmek istedim.
Lafı daha fazla uzatmıyorum, mevzuya giriyorum hemen. Öncelikle, ergen falan değilim, 23 yaşında yüksek lisans yapan aklı başında bir insanım. 1,5 yıllık ciddi bir ilişkim var ve sonlanma arifesinde. Sonlanma nedeni ne sadakat sorunu ne de o ciddiyette bir durum. İkimizin de hayatında çok büyük zorluklar var ve bunlar aşılamazmış gibi görünüyor bazen gözümüze. Onları uzun uzun anlatmak istemiyorum. Peşin peşin ayrılmışız gibi soru yöneltiyorum size çünkü büyük bir çıkmazdayız ve sonu ayrılağa varacak, belli.
Ben şimdiden ayrılık psikolojisine girdim. Mideme ağrılar saplanıyor. Sürekli midem bulanıyor. Fiziksel etkilerini geçtim, sadece onlar olsa hadi onlara katlanayım ama hayattan hiç zevk almadığım gibi bir de yapmam gereken hiçbir şeye konsantre olamıyorum. Geleceğimi bile etkileyebilecek saçma sapan şeyler yapıyorum. Mesela, yurt dışında başvurmak istediğim bazı okullar var ve başvuru tarihleri bitti bitiyor, 1 haftada her şeyi toparlamam gerek ama ben zaman öldürüyorum sürekli. Mütemadi bir depresyon halindeyim... Aklıma sürekli anılarımız, hayallerimiz geliyor. Allah aşkına uzun ve ciddi ilişkileri biten insanlar bana bir öneride bulunsun! Nasıl bitiyor bu acı? Acıyı salla, yaşamaya nasıl devam ediyorsunuz?
Baştan söyleyeyim, psikoloğa verecek param yok. Kafamı dağıtmak için bilmemne kursuna gidip verecek param da yok maalesef. Her gün "aman sabahlar olmasın" tandasında gezip tozabileceğim ya da yeri geldiğinde omuzlarında ağlayabileceğim bir arkadaş grubum da yok. Az ama öz arkadaşlarım var ve benden farklı bir şehirde yaşıyorlar. Keza, ailemle de birlikte yaşamıyorum ki dizlerinde oturup ağlayayım. Zaten ilişkinin çıkmaza girmesindeki uzaktan uzağa bir etken de onların tutumu.
Kısacası, ben nasıl yaşamaya devam edeceğim dostlar, gözünüzü seveyim somut bir şey söyleyin bana! Yaşamaktan kastım nefes almak değil, mevzu oysa sadece intiharı falan düşünmüyorum çok şükür. İnsanlar nasıl atlatıyor bu durumu allasen?
Sonuna kadar sabredip okuyan herkese minnetlerimi sunuyorum.
Öncelikle, durumumdan utandığım için yeni bir hesap aldım, evet bunu yaptım ve her defasında başıma bela olan dürüstlüğümden ödün vermeyerek bunu sizlere itiraf etmek istedim.
Lafı daha fazla uzatmıyorum, mevzuya giriyorum hemen. Öncelikle, ergen falan değilim, 23 yaşında yüksek lisans yapan aklı başında bir insanım. 1,5 yıllık ciddi bir ilişkim var ve sonlanma arifesinde. Sonlanma nedeni ne sadakat sorunu ne de o ciddiyette bir durum. İkimizin de hayatında çok büyük zorluklar var ve bunlar aşılamazmış gibi görünüyor bazen gözümüze. Onları uzun uzun anlatmak istemiyorum. Peşin peşin ayrılmışız gibi soru yöneltiyorum size çünkü büyük bir çıkmazdayız ve sonu ayrılağa varacak, belli.
Ben şimdiden ayrılık psikolojisine girdim. Mideme ağrılar saplanıyor. Sürekli midem bulanıyor. Fiziksel etkilerini geçtim, sadece onlar olsa hadi onlara katlanayım ama hayattan hiç zevk almadığım gibi bir de yapmam gereken hiçbir şeye konsantre olamıyorum. Geleceğimi bile etkileyebilecek saçma sapan şeyler yapıyorum. Mesela, yurt dışında başvurmak istediğim bazı okullar var ve başvuru tarihleri bitti bitiyor, 1 haftada her şeyi toparlamam gerek ama ben zaman öldürüyorum sürekli. Mütemadi bir depresyon halindeyim... Aklıma sürekli anılarımız, hayallerimiz geliyor. Allah aşkına uzun ve ciddi ilişkileri biten insanlar bana bir öneride bulunsun! Nasıl bitiyor bu acı? Acıyı salla, yaşamaya nasıl devam ediyorsunuz?
Baştan söyleyeyim, psikoloğa verecek param yok. Kafamı dağıtmak için bilmemne kursuna gidip verecek param da yok maalesef. Her gün "aman sabahlar olmasın" tandasında gezip tozabileceğim ya da yeri geldiğinde omuzlarında ağlayabileceğim bir arkadaş grubum da yok. Az ama öz arkadaşlarım var ve benden farklı bir şehirde yaşıyorlar. Keza, ailemle de birlikte yaşamıyorum ki dizlerinde oturup ağlayayım. Zaten ilişkinin çıkmaza girmesindeki uzaktan uzağa bir etken de onların tutumu.
Kısacası, ben nasıl yaşamaya devam edeceğim dostlar, gözünüzü seveyim somut bir şey söyleyin bana! Yaşamaktan kastım nefes almak değil, mevzu oysa sadece intiharı falan düşünmüyorum çok şükür. İnsanlar nasıl atlatıyor bu durumu allasen?
Sonuna kadar sabredip okuyan herkese minnetlerimi sunuyorum.
0
sonuna kadar okudum madem kafanızda bitirdiniz direk gidin bitirin.
Acıdan ilk kurtulma adımı bu bence bitirin ne olacaksa olsun sonrasında tek çözüm zaman malesef.
Acıdan ilk kurtulma adımı bu bence bitirin ne olacaksa olsun sonrasında tek çözüm zaman malesef.
0
haydi sık dişini. ne yapman gerektiğini biliyorsun zaten.. 1 haftan kalmış. şimdi kalkıp attığın adımlar için ilerde kendine teşekkür edeceksin. bundan 1.5 yıl sonra o kişi hakkında ne düşüneceğini bile bilmiyorsun. hepten unutmuş bile olabilirsin. yani şimdi atalete düşmenin kimseye bir faydası yok. yapman gereken işleri hallet şimdi :)
0
kimse aşk acısından ölmüyor merak etme (yada ben ölen hiç görmedim) kararı alabilmen bile zaten birşeyleri aştığını gösterir.ne kadar seversen sev öncelik kendi hayatın olmalı.acını çek tabiki zaten kimse buna engel olamaz ama zaten acılarını gittiğin yere de götürüyorsun ister istemez o yuzden en azından elindeki fırsatları değerlendir ileride pişman olmamak adına.1,5 yıldan bahsediyorsun benm de ilişkim tam 6 sene sürmüştü ve çok kötü bir şekilde bitmişti.bundan sora nefes alamam ölürüm zart zurt yapiodum ama insan o acıyla o kadar olgunlaşıyor ki bunu zamanla hissedeceksin bünyende.ölmedim e baya ni süründüm ama şimdi başkasıyla evliyim.neymiş yani herşey değişirmiş acılar zamanla gidiverirmiş.sakın fırsatlarını geri tepme
0
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim.
@basond, kafamda bitirdiğim bir şey yok aslında. Hala çok seviyorum kendisini ama bitirmeye mecbur hissederek ona göre adımlar atmaya çalışıyorum sanırım.
@miii, yıllar sonra da hakkında kötü bir şey düşünmeyeceğime eminim ama çok haklısın bir an önce geleceğime yönelik adımları atmam gerek. Bunu bilmeme rağmen harekete geçememem beni daha da bitiriyor zaten.
Ulan ne menem bir şeymiş aşk acısı anasını satayım!
@basond, kafamda bitirdiğim bir şey yok aslında. Hala çok seviyorum kendisini ama bitirmeye mecbur hissederek ona göre adımlar atmaya çalışıyorum sanırım.
@miii, yıllar sonra da hakkında kötü bir şey düşünmeyeceğime eminim ama çok haklısın bir an önce geleceğime yönelik adımları atmam gerek. Bunu bilmeme rağmen harekete geçememem beni daha da bitiriyor zaten.
Ulan ne menem bir şeymiş aşk acısı anasını satayım!
0
Aşk acısı geçmez. Unutmak diye bir şey yok. Tek ilacı zaman derler ama zaman sadece o acıyla beraber de yaşanabileceğini öğretir insana. Boş ver unutmaya falan çalışma. İlla ki ilk zamanlar acıycak kalbin. Ama bir süre sonra gülümseyerek hatırladığın bir geçmişin parçası yapabilirsen O'nu işte o zaman tamamsın.
0
çok uzak değil bu yaşadıkların benim için. kararsızlık dönemi aslında bu. olmazsa ne yaparımın içini yemesi. ayrılsan bunlardan tamamen kurtulursun diyemiyorum. ama ayrılınca bu anki halin hafifliyor, en azından endişe açısından. hala kurtulmuş değilim ama yaşıyorum. şahsen ne yaptığımı söyleyim sana;
ilk olarak ne olursa olsun, istersen çok kötü ol, yine de git o başvurularını yap. belki de seni o durumdan çıkaracak olan başka bir yere gitmektir. ben yurtdışı gezimin iki hafta öncesinde ayrıldım, çoğu şey hazır olmasına rağmen son anda vazgeçiyordum ki, bir anda bir sene sonra bundan çok pişman olacağım geldi. gerçekten de gidip döndüğümde sanki aylar önce yaşanmış gibiydi her şey ama sadece 2 hafta yurtdışındaydım. çünkü başka bir yerde zaman kavramı kayboluyor neredeyse.
üzülmene, acı çekmene sebep, ona olan sevginse, karşılıksız sevmeye, hiç ama hiçbir şey beklememe konumuna geçmeye çalış. kolay değil. olanları inkar edebilirsin, olamaz, olmamalı diye türk filmi moduna girebilirsin. dünyanın en mantıklı insanı da olsan bu dönemlerden geçiyor her insan. etrafındakilerin (arkadaşın olmasa da gözlemlediklerinin diyim ben) sevgililik ya da sevgiyi küçülten tanım ve davranışlarını boşver - çoğu kişi böyle çünkü-. ne gerek var bu kadar üzülmeye demekle olmuyor, üzülüyor insan, hem de çok.
burada biraz bencil olmak lazım ama. evet üzülüyorsun, hala seviyorsun, ama kendini de sevdiğini unutma bence. Ben yapmayı sevdiğim şeyleri abartmıştım, doctor who izlemeyi seviyorum diye bokunu çıkardım izlemenin mesela.
sorsan üstesinden geldin mi diye, hala kimseye karşı bişe hissedemiyorum, hala bir sürpriz yapsa da gelse diyorum ama gelse benim (pis bişe ama gurur nedeniyle) dönüp bakmayacağımı bildiğimden gelmese daha iyi olur diyorum. böyle kendi kendime gelin güvey oluyorum. farkettim de ben baya yemişim kafayı, bilemedim şimdi beni dinlesen mi :/
not: benim de hobi mobi, doktorla uğraşacak halim yoktu. anca bu kadar oldu :/
ilk olarak ne olursa olsun, istersen çok kötü ol, yine de git o başvurularını yap. belki de seni o durumdan çıkaracak olan başka bir yere gitmektir. ben yurtdışı gezimin iki hafta öncesinde ayrıldım, çoğu şey hazır olmasına rağmen son anda vazgeçiyordum ki, bir anda bir sene sonra bundan çok pişman olacağım geldi. gerçekten de gidip döndüğümde sanki aylar önce yaşanmış gibiydi her şey ama sadece 2 hafta yurtdışındaydım. çünkü başka bir yerde zaman kavramı kayboluyor neredeyse.
üzülmene, acı çekmene sebep, ona olan sevginse, karşılıksız sevmeye, hiç ama hiçbir şey beklememe konumuna geçmeye çalış. kolay değil. olanları inkar edebilirsin, olamaz, olmamalı diye türk filmi moduna girebilirsin. dünyanın en mantıklı insanı da olsan bu dönemlerden geçiyor her insan. etrafındakilerin (arkadaşın olmasa da gözlemlediklerinin diyim ben) sevgililik ya da sevgiyi küçülten tanım ve davranışlarını boşver - çoğu kişi böyle çünkü-. ne gerek var bu kadar üzülmeye demekle olmuyor, üzülüyor insan, hem de çok.
burada biraz bencil olmak lazım ama. evet üzülüyorsun, hala seviyorsun, ama kendini de sevdiğini unutma bence. Ben yapmayı sevdiğim şeyleri abartmıştım, doctor who izlemeyi seviyorum diye bokunu çıkardım izlemenin mesela.
sorsan üstesinden geldin mi diye, hala kimseye karşı bişe hissedemiyorum, hala bir sürpriz yapsa da gelse diyorum ama gelse benim (pis bişe ama gurur nedeniyle) dönüp bakmayacağımı bildiğimden gelmese daha iyi olur diyorum. böyle kendi kendime gelin güvey oluyorum. farkettim de ben baya yemişim kafayı, bilemedim şimdi beni dinlesen mi :/
not: benim de hobi mobi, doktorla uğraşacak halim yoktu. anca bu kadar oldu :/
0
@pokerface, aşkla ilgili hiçbir sorunumuz yok aslında. Duygular tamamen karşılıklı. Öyle olmasaydı zaten belki gurur yapıp ben de aşkımı kalbime gömüp acımı çekmek için bir kenara çekilirdim. Yalnız, bu süre zarfında aşkta guru olmadığını çok iyi anladım ben. O kadar dengesiz davranmaya başladım ki, şu yaptıklarımı en yakın arkadaşım yapsa omuzlarından sarsıp "kendine gel, manyak mısın?" falan derdim herhalde.
Yurt dışı konusunda sana katılıyorum, o yüzden bu başvuruları bir an önce yetiştirmem gerek. Zaten ya yetiştiremezsem diye de korkuyorum bir yandan. Dizi fikri çok güzel ama keşke benim de izlediğim şahane komik bir dizi falan olsaydı, belki işe yarardı. Benim en sevdiğim dizi Çemberimde Gül Oya mesela ve en mutlu günümde bile izleyince ağlayabiliyorum. Bu yöntem bana pek gelmez gibi sanki.
Biterse, çok uzun bir süre kimseye karşı bir şey hissedemeyeceğimi de çok iyi biliyorum. O yüzden seni çok iyi anlıyorum. Zaten asla "çivi çiviyi söker" mantığında bir insan olmadım hayatım boyunca.
Yurt dışı konusunda sana katılıyorum, o yüzden bu başvuruları bir an önce yetiştirmem gerek. Zaten ya yetiştiremezsem diye de korkuyorum bir yandan. Dizi fikri çok güzel ama keşke benim de izlediğim şahane komik bir dizi falan olsaydı, belki işe yarardı. Benim en sevdiğim dizi Çemberimde Gül Oya mesela ve en mutlu günümde bile izleyince ağlayabiliyorum. Bu yöntem bana pek gelmez gibi sanki.
Biterse, çok uzun bir süre kimseye karşı bir şey hissedemeyeceğimi de çok iyi biliyorum. O yüzden seni çok iyi anlıyorum. Zaten asla "çivi çiviyi söker" mantığında bir insan olmadım hayatım boyunca.
0
@olkol, bu yorumuna da çok katılıyorum. Aşk acısı geçer, zaman bunun ilacıdır falan diye bir şeye inanmıyorum ben. Gerçekten sevip değer veren biri için bu mümkün değil bence. Sadece gülümseyerek hatırlayabileceğim zaman da kim bilir ne kadar uzakta...
0
benim yedi yıllık ilişkim bitmiş sen bunumu atlatamayacaksın.
bir saatini bile kaybetmeden yurt dışındaki okullara başvurunu yap. önünden çekildiği için teşekkür bile edeceksin ona.
sizin ilişkinizi bilmıyorum ama benm ilişkim büyük yalanlar üzerine kurulmuştu. benim saf ve iyi niyetliliğim her şeye pozitif açıdan bakma çabalarım sonucu profosyonel bir yalancının oyuncağı olmuştu bu ilişki.
öylesine seviyordumki yolda yürürken kafamı yukarı bile kaldırıp bakmıyordum gözüm başka bir erkeğin gözlerine değecek diye..
nihayetinde aldatıldım.beynimden kurşun yemiş misali bezgin yılgın, bitkin.. haykırmak istiyorum haykıramıyorum, içimden öylesine bağırıp çağırmak geliyorki yapamıyorum..haykıramayışlarım iki göğsümün arasında sıkışıp kalıp, müthiş iç sıkıntısına dönüşüyordu adeta.. elimi bağrıma götürmeme neden oluyordu nedensiz.. su bile içemiyorsunuz.. bütün yemek kokuları miğdenizi bulandırıyor..
derken psikiyatrıye gittim lustral verdi tok karına?? kibrit kutusunun yarısı kadar olmayan ufak bir ekmek parçası attım ağzıma.zor bela çiğnedim.. yutmaya çalştım.. ihanet oturmuştu miğdeme izin vermiyordu benim için faydalı olan hiçbir şeye.. yemek borusunun yarısına varmadı yutamadığım lokma.. kustum.. aç karına içtim bırkaç gun sadece..çünki biliyordumki insanın en iyi doktoru kendisidir..hiçbir ilaç beynimiz düşüncelerimiz kadar iyişleştiremez bizleri..
akşam sekizde yatağa giriyordum şişkin gözlerimi sımsıkı kapıyordum. ne kadar uyursam o kadar uzak kalırım bu sıkıntıdan.. elim kolum kalkmıyor. Allah'ım ne iğrenç bir durum.. Zavallı annem derdimin ne olduğunu bilmeden üzülüyordu halime.. gözlerinden okuyabiliyordum hüznünü.. elin oğlu için zaman zaman kırdığım annem.. bir tek o ortak oluyordu matemime.. hani o canımdan çok sevdiğim uğruna herşeyi göze aldığım, beni cnından çok seven insan nerde şimdi??
bir iki güne bana yalvardığını içeren mesajlar telefonlar yağmaya başladı.bu beni kendime getirmeye yetti..ilk kez oracıkta gördüm ne kadar zavallı bir insan olduğunu.. benm saf ve kyımsız yüreğim onu affetti..ama yalanların ardı arkası kesilmedi.. herşey çorap söküğü gibi geldi..iğrenç bir insanmış meğer..uzatmalarla bir yıl daha sürdü ilişkimiz çoğunlukla benim çabalarımla.. hergün yeni bir iğrençliğine şahid oluyordum.. sevgi dibe vurmuştu artık..güven desen zaten yoktu.. saygı ağaçlarımızın bir bir dalları kopuyordu..
şimdi yıllar süren o büyük saplantıdan, o büyük kara sevdadan kurtuldum.. en büyük sevmelerinde bitebileceğine bizzat tanık oldum..
hayatımdaki olumsuzlukların temelini dayandırdığım olgudan kurtuldum.bir kanser virüsüydü. tüm hücrelerimde o vardı.. şimdi kanseri yendim .. yeniden doğdum dünyaya.. her bitiş yeni ve daha güzel başlagıçlara gebedirya hani..şimdi daha temkinliyim.. kendimi kimsenin üzmesine izin vermiyorum..daha diri daha canlı ve daha güçlüyüm.. çünki aşk yok hayatımda..
yinede ona kızmıyorum. aksine teşekkür edıyorum.hayatımdan çıktığı için.. ondan çok şey öğrendim. bir musibet bin nasihatten iyidirya hani.. birde küfretmenin ne kadar mükemmel hissettirdiğinin duygulanımını onun sayesinde anladım.
hürriyetimi bana geri verdi..bundan daha güzel ne olabilir.biliyorum dünyada başka insanlarda var ve beni gerçekten sevebilecek insanlar.. ben sabırla o günü bekleyeceğim..
sözün özü;ihanet, sadakatsizlik yok ise bırakma sevdiğini. ama beyinde bitti ise zorlamanın manası yok. kendi yolunu çiz..hiç korkmadan. güzel günler gelicek inan..hayat devam edıyor bi şekilde gençliğinin en güzel günlerine yazık etme lütfen..hayat herşeye rağmen o kadar güzel ki.. onla olduğundan daha mutlu olacağın zamanların olucak..omuzlarından koca bir yük kalkmış olucak..
bir saatini bile kaybetmeden yurt dışındaki okullara başvurunu yap. önünden çekildiği için teşekkür bile edeceksin ona.
sizin ilişkinizi bilmıyorum ama benm ilişkim büyük yalanlar üzerine kurulmuştu. benim saf ve iyi niyetliliğim her şeye pozitif açıdan bakma çabalarım sonucu profosyonel bir yalancının oyuncağı olmuştu bu ilişki.
öylesine seviyordumki yolda yürürken kafamı yukarı bile kaldırıp bakmıyordum gözüm başka bir erkeğin gözlerine değecek diye..
nihayetinde aldatıldım.beynimden kurşun yemiş misali bezgin yılgın, bitkin.. haykırmak istiyorum haykıramıyorum, içimden öylesine bağırıp çağırmak geliyorki yapamıyorum..haykıramayışlarım iki göğsümün arasında sıkışıp kalıp, müthiş iç sıkıntısına dönüşüyordu adeta.. elimi bağrıma götürmeme neden oluyordu nedensiz.. su bile içemiyorsunuz.. bütün yemek kokuları miğdenizi bulandırıyor..
derken psikiyatrıye gittim lustral verdi tok karına?? kibrit kutusunun yarısı kadar olmayan ufak bir ekmek parçası attım ağzıma.zor bela çiğnedim.. yutmaya çalştım.. ihanet oturmuştu miğdeme izin vermiyordu benim için faydalı olan hiçbir şeye.. yemek borusunun yarısına varmadı yutamadığım lokma.. kustum.. aç karına içtim bırkaç gun sadece..çünki biliyordumki insanın en iyi doktoru kendisidir..hiçbir ilaç beynimiz düşüncelerimiz kadar iyişleştiremez bizleri..
akşam sekizde yatağa giriyordum şişkin gözlerimi sımsıkı kapıyordum. ne kadar uyursam o kadar uzak kalırım bu sıkıntıdan.. elim kolum kalkmıyor. Allah'ım ne iğrenç bir durum.. Zavallı annem derdimin ne olduğunu bilmeden üzülüyordu halime.. gözlerinden okuyabiliyordum hüznünü.. elin oğlu için zaman zaman kırdığım annem.. bir tek o ortak oluyordu matemime.. hani o canımdan çok sevdiğim uğruna herşeyi göze aldığım, beni cnından çok seven insan nerde şimdi??
bir iki güne bana yalvardığını içeren mesajlar telefonlar yağmaya başladı.bu beni kendime getirmeye yetti..ilk kez oracıkta gördüm ne kadar zavallı bir insan olduğunu.. benm saf ve kyımsız yüreğim onu affetti..ama yalanların ardı arkası kesilmedi.. herşey çorap söküğü gibi geldi..iğrenç bir insanmış meğer..uzatmalarla bir yıl daha sürdü ilişkimiz çoğunlukla benim çabalarımla.. hergün yeni bir iğrençliğine şahid oluyordum.. sevgi dibe vurmuştu artık..güven desen zaten yoktu.. saygı ağaçlarımızın bir bir dalları kopuyordu..
şimdi yıllar süren o büyük saplantıdan, o büyük kara sevdadan kurtuldum.. en büyük sevmelerinde bitebileceğine bizzat tanık oldum..
hayatımdaki olumsuzlukların temelini dayandırdığım olgudan kurtuldum.bir kanser virüsüydü. tüm hücrelerimde o vardı.. şimdi kanseri yendim .. yeniden doğdum dünyaya.. her bitiş yeni ve daha güzel başlagıçlara gebedirya hani..şimdi daha temkinliyim.. kendimi kimsenin üzmesine izin vermiyorum..daha diri daha canlı ve daha güçlüyüm.. çünki aşk yok hayatımda..
yinede ona kızmıyorum. aksine teşekkür edıyorum.hayatımdan çıktığı için.. ondan çok şey öğrendim. bir musibet bin nasihatten iyidirya hani.. birde küfretmenin ne kadar mükemmel hissettirdiğinin duygulanımını onun sayesinde anladım.
hürriyetimi bana geri verdi..bundan daha güzel ne olabilir.biliyorum dünyada başka insanlarda var ve beni gerçekten sevebilecek insanlar.. ben sabırla o günü bekleyeceğim..
sözün özü;ihanet, sadakatsizlik yok ise bırakma sevdiğini. ama beyinde bitti ise zorlamanın manası yok. kendi yolunu çiz..hiç korkmadan. güzel günler gelicek inan..hayat devam edıyor bi şekilde gençliğinin en güzel günlerine yazık etme lütfen..hayat herşeye rağmen o kadar güzel ki.. onla olduğundan daha mutlu olacağın zamanların olucak..omuzlarından koca bir yük kalkmış olucak..
0
en önce şu 1 haftada bitireceğin işleri bitir, sonrasında pişman olma o işler bitince üzülürsün, rahat rahat hem de. gerisi zamana ve sana destek olacak panpalarına kalmış.
0
D&R 'a girip bir adet " En son yürekler ölür " kitabını al ve gittiğin yerde oku . sana en güzel tavsiyem bu olur ve unutma hayat malesef devam ediyor....
0
norek
Polonyalı, dünyalar tatlısı hocam beni tatilde memleketime uğurlarken hediye olarak Türkiye'ye özgü olan, taşıması ve yolda muhafaza etmesi kolay olan bir hediye istedi. Daha doğrusu ben sordum istediği bir şey olup olmadığını, o da bunu söyledi.Bu kriterlere uygun herhangi bir hediye geliyor mu akl
Polonyalı, dünyalar tatlısı hocam beni tatilde memleketime uğurlarken hediye olarak Türkiye'ye özgü olan, taşıması ve yolda muhafaza etmesi kolay olan bir hediye istedi. Daha doğrusu ben sordum istediği bir şey olup olmadığını, o da bunu söyledi.
Bu kriterlere uygun herhangi bir hediye geliyor mu aklınıza?
Okula dönerken götüreceğim ve yaklaşık 2 haftam var.
Şimdiden teşekkürler
Bu kriterlere uygun herhangi bir hediye geliyor mu aklınıza?
Okula dönerken götüreceğim ve yaklaşık 2 haftam var.
Şimdiden teşekkürler
0
nazar boncuğu işlemeli şık bir aksesuar en favori hediyelerdendir.
peştemal v.b yöresel örtülere, havlulara da bakabilirsiniz.
peştemal v.b yöresel örtülere, havlulara da bakabilirsiniz.
0
pasabahce nin magazalarinda cok güzel hediyelikler var. düzgün kutulandiginda hicbirsey olmaz. cok da ilginc geliyor islemeli sürahiler, nazar boncuklari falan.
0
türk kahvesi 1-2 uyduruk kahve fincanı bide bakır cezve al çok seviniyolar lan isveçli bi arkadaşıma almıştım bunları değerli bişey sandı
0
ben çok güzel bi tespih hediye etmiştim bi profesörüme(polonyalı), çok çok beğenmişti hala da elinde cebinde taşıyor :).
0
Panpa
halen daha pc de oyun denince akloma wow, cod, heroes of might and magic bide red alert 2 geliyor hadi bide call of juarez geliyor yok mu yeni efsane olucak güzel bir şeyler?
halen daha pc de oyun denince akloma wow, cod, heroes of might and magic bide red alert 2 geliyor hadi bide call of juarez geliyor yok mu yeni efsane olucak güzel bir şeyler?
0
adam diyor ki yeni efsane olacak bir şey arıyorum.
siz diyorsunuz ki elder scroll 5 geliyor
gta 5 çıkıyor.
yeni bir hikaye, yeni bir "efsane" olabilecek oyun serisinden bahsediyor. cepten yemekten değil.
siz diyorsunuz ki elder scroll 5 geliyor
gta 5 çıkıyor.
yeni bir hikaye, yeni bir "efsane" olabilecek oyun serisinden bahsediyor. cepten yemekten değil.
0
@tchuck he ya zaten "red alert 2" veya cod cepten yemiyordu onlar gokten zembille indi.
skyrim simdiden efsane olmusa benziyor. gta v de muhtemelen efsane olacak.
skyrim simdiden efsane olmusa benziyor. gta v de muhtemelen efsane olacak.
0
Red alert candir ya.karsilikli oynayan birilerini bulsam hemen yuklicem oyunu.ne gunlerdi be:)
Buarada bende league of legend oynuyorum.
Buarada bende league of legend oynuyorum.
0
burakg91
ilk postum. olmuş mu olmamış mı?http://9gag.com/gag/2199734
ilk postum. olmuş mu olmamış mı?
9gag.com
9gag.com
0
olmuş gibi, ama kısmi repost çünkü bunun birebir aynısını(fikir olarak) bi on kere falan gördüm ben trending'te zamanında.
0
schizophrenia
bir iş başvurusunda bulunurken bunla karşılaştım. ne demek bu şimdi? bizim bildiğimiz özgeçmiş profilinden farklı mı yapısı-yazılışı? yardımcı olabilecek, elinde örneği olan varsa sevinirim.
bir iş başvurusunda bulunurken bunla karşılaştım. ne demek bu şimdi? bizim bildiğimiz özgeçmiş profilinden farklı mı yapısı-yazılışı?
yardımcı olabilecek, elinde örneği olan varsa sevinirim.
yardımcı olabilecek, elinde örneği olan varsa sevinirim.
0
(bkz: avrupa dil pasaportu)
yani kafana göre ingilizcem süfer, fransızcam aşmış yazma. bak, yetkili kuruluşlar belli, orlardan belgen olsun; tarzı bir şey sanırım.
yani kafana göre ingilizcem süfer, fransızcam aşmış yazma. bak, yetkili kuruluşlar belli, orlardan belgen olsun; tarzı bir şey sanırım.
0
avrupa dil pasaportuna göre yabanci dil seviyesi
a1-a2 temel düzey
b1-b2 orta
c1-c2 ileri
diye ayriliyor yasakani nin dedigi gibi kafana göre yazamiyorsun.yetkin bir kurumdan belge alman lazim.
a1-a2 temel düzey
b1-b2 orta
c1-c2 ileri
diye ayriliyor yasakani nin dedigi gibi kafana göre yazamiyorsun.yetkin bir kurumdan belge alman lazim.
0
boops +1
ama basvurdugun insan kaynakcilari anlamiyor onu dostum:))
ingilizce c1 filan yazarsan kimse anlamaz yani.
ama basvurdugun insan kaynakcilari anlamiyor onu dostum:))
ingilizce c1 filan yazarsan kimse anlamaz yani.
0
@madyb
anlayan cok demissin de,10 insan kaynakcisina sormuslar a3 ne diye,audi modeli degil mi demis.
sacmalayamayin ne avrupada, ne de türkiyede cok fazla anlayan yok o dil standardi geyigini,a1,b2 ,c1 yazicaginiza seviyenizi yazi ile belirtin,advance,basic etc tarzi.
bu tarafimca denenmis ve cok olumlu sonuclar alinmistir.
he ayrica kimse senin dil bilgine bakmiyo genelde,onu okudugun okul ya da calistigin ülkeler referansliyo,resmi kurumlar disinda kimse seni sadece kurslardan,sinawlardan aldigin belgelerle ise almaz,onu kullanabilmene bakar,mesela bogazicinde okudum,dersen kimse sana ingilizce sormaz bilmem anlatabildimmi.
anlayan cok demissin de,10 insan kaynakcisina sormuslar a3 ne diye,audi modeli degil mi demis.
sacmalayamayin ne avrupada, ne de türkiyede cok fazla anlayan yok o dil standardi geyigini,a1,b2 ,c1 yazicaginiza seviyenizi yazi ile belirtin,advance,basic etc tarzi.
bu tarafimca denenmis ve cok olumlu sonuclar alinmistir.
he ayrica kimse senin dil bilgine bakmiyo genelde,onu okudugun okul ya da calistigin ülkeler referansliyo,resmi kurumlar disinda kimse seni sadece kurslardan,sinawlardan aldigin belgelerle ise almaz,onu kullanabilmene bakar,mesela bogazicinde okudum,dersen kimse sana ingilizce sormaz bilmem anlatabildimmi.
0
komutanlogar
Arkadaşlar bu fotoğraftaki renkler resimlerin orijinal rengi mi oluyor yoksa uydurma renkler mi?http://www.gazeteblog.net/wp/wp-content/upload/2011/10/ataturk-elpopturme.jpghttp://www.gazeteblog.net/wp/wp-content/upload/2011/10/kasvetli.jpg
Arkadaşlar bu fotoğraftaki renkler resimlerin orijinal rengi mi oluyor yoksa uydurma renkler mi?
www.gazeteblog.net
www.gazeteblog.net
www.gazeteblog.net
www.gazeteblog.net
0
sonradan, hatta samsunda bir fotoğraf stüdyosu reklam Atatürk'ün fotoğraflarını renklendirmişti
0
arkadaşın sorusu sonradan renklendirme mi değil mi değil, "sonradan renklendirilen renkler kıyafetlerin gerçek renkleri mi?"
evet, siyah beyazın ışık altında verdiği tonlardan aşağı yukarı renk tahmin edilebiliyor. birebir aynı değildir belki ton olarak, ama renkler aynı(tabii daha şık gözüksün diye farklı renkler kullanmadılarsa).
evet, siyah beyazın ışık altında verdiği tonlardan aşağı yukarı renk tahmin edilebiliyor. birebir aynı değildir belki ton olarak, ama renkler aynı(tabii daha şık gözüksün diye farklı renkler kullanmadılarsa).
0
komutanlogar
Beyler dükkanım vardı köfte cızgara mızgara işi. sattım onu yorucu işti.şimdi fotoğrafçı dükkanı açsam nasıl olur. bir tane de eleman.peki bu dükkan zırt diye açılır mı bir belge filan isteniyor mu.yaşım 21 fakat bir iş yapmam lazım beni yormayan.
Beyler dükkanım vardı köfte cızgara mızgara işi. sattım onu yorucu işti.
şimdi fotoğrafçı dükkanı açsam nasıl olur. bir tane de eleman.
peki bu dükkan zırt diye açılır mı bir belge filan isteniyor mu.
yaşım 21 fakat bir iş yapmam lazım beni yormayan.
şimdi fotoğrafçı dükkanı açsam nasıl olur. bir tane de eleman.
peki bu dükkan zırt diye açılır mı bir belge filan isteniyor mu.
yaşım 21 fakat bir iş yapmam lazım beni yormayan.
0
açılmaz, yetmez. fotoğrafçılık ekipmanları ziyadesiyle pahalı. kirayı, dekorasyonu, kuruluş giderlerini, vergiyi, muhasebeciyi falan hiç saymasan bile, alacağın bir tane fotoğraf makinesi ki orta format falan zaten alamazsın, en aşağı canon eos 5d mark II ayarında bir makine olmalı. stüdyo çekimi olacağından bir tane de objektif yeter. hadi iki olsun. bunların toplamı zaten 10.000-15.000 lira eder. e bunun ışığı var, spotu var, paraflaşı var, şemsiyesi var, reflektörü var, softbox'ı var (bunlardan birden fazla olması gerekeni var), fonu var, makinenin üstüne takılacağı tekerlekli kaydırgaçlı götürgeci var (tripdun stüyoda olan üç ayaklı olmayıp tekerlekli olanı, adı her neyse), işleyecek bilgisayar, baskı alacak makinesi var (hadi bu dışarıda yapılsın).
yok, cık, yetmez.
aha bi de eleman demişsin. yok hayatta yetmez. ama potansiyel varsa biraz kredi desteğiyle dükkan açılabilir. sırf bu sermayeyle olmaz bence.
aşağıdaki cevaplar sonrası edit: girişimciliğin takdir edilesi ama "yaşın genç, paran var, aç gitsin" diye düşünmeyin bence. batarsa batsın denecek bir para değil. nice yiğitler elindeki üç beş kuruşla araştırmadan, hesaplamadan, bi fizibilite yapmadan daldıkları işlerde para batırıyorlar, bir de kredi falan aldıkları için biniyor iyice sırtlarına. iyi hesaplayın.
yok, cık, yetmez.
aha bi de eleman demişsin. yok hayatta yetmez. ama potansiyel varsa biraz kredi desteğiyle dükkan açılabilir. sırf bu sermayeyle olmaz bence.
aşağıdaki cevaplar sonrası edit: girişimciliğin takdir edilesi ama "yaşın genç, paran var, aç gitsin" diye düşünmeyin bence. batarsa batsın denecek bir para değil. nice yiğitler elindeki üç beş kuruşla araştırmadan, hesaplamadan, bi fizibilite yapmadan daldıkları işlerde para batırıyorlar, bir de kredi falan aldıkları için biniyor iyice sırtlarına. iyi hesaplayın.
0
fotoğrafçılık için gerekli olacak ekipman, teçhizat, baskı makinesi, kameralar vs. bayağı bir meblağ tutar diye tahmin ediyorum.
0
21 yaşında 25 milyar sermayesi olan adamsın, ne korkuyorsun, gir gitsin. stüdyo fotoğrafçılığında iyi para var ama yeri önemli, bir de yaptığın işler önemli. hiç anlamıyorsan bulaşma ama az çok merakın, ilgin, yeteneğin varsa; rötuş falan da yapabilen, bir delikanlı bulursun yanına, koyar gidersin. film satmakla para kazanmaz stüdyo fotoğrafçıları, onların işi çekim yapmaktır. düğün çekimi yaptın, kafadan birkaç bin lira alıyorsun. bilmem ne yaptın, oradan akıyor falan.
ama benim takdir ettiğim yer köftecin varmış devretmişsin, 25 bin lira sermayen var, iş yapmanın peşindesin; yaşın 21. genç iş adamı senin gibi olur, helal olsun. durmak yok, devam...
ama benim takdir ettiğim yer köftecin varmış devretmişsin, 25 bin lira sermayen var, iş yapmanın peşindesin; yaşın 21. genç iş adamı senin gibi olur, helal olsun. durmak yok, devam...
0
açılır demiyorum ama her mahalle fotoğrafçısında bu kadar pahalı ekipmanlar var mı acep sormak gerek? illa sıfırını mı almak gerek her şeyin, ya da devren satılık falan bi dükkan bulunabilir mi bilemiyorum. 25.000 bin lira işin bi ucundan tutmak için yeterli para bence.
0
aç sen. kazandıkça eklersin. once ıkı ısık bi makine baslarsın, dısarda bastırırsın, ozel gun cekersın, kazandıkca eklersin kardesim.
0
açılır açılmasına da biraz zor açılır. gerçekten bu işten anlayan birini bulman ve ona maaş vermen gerekir sanırım.
0
orada açılmaz ankara dikimevi/kurtuluş civarının dominant ismi Peri Stüdyosudur. Baş edemezsin kaldı ki dikimevi göbekte de ismini bilmediğim büyük bir sütdyo var.
Bunlar nasip kısmet işi becerebilirim diyorsan gir.Unutma ki dünya devi Kodak bile iflas etti fotoğrafçılık işi riskli iştir.
Bu yaşına kadar visörden bakmadıysan zor yürür ticaretten ziyade sanatını satarsın fotoğrafçılıkta. Baskıdan para kazanırım diye hiç düşünme bile bence.
Bunlar nasip kısmet işi becerebilirim diyorsan gir.Unutma ki dünya devi Kodak bile iflas etti fotoğrafçılık işi riskli iştir.
Bu yaşına kadar visörden bakmadıysan zor yürür ticaretten ziyade sanatını satarsın fotoğrafçılıkta. Baskıdan para kazanırım diye hiç düşünme bile bence.
0
@ sir john, peri stüdyosu biraz kızılaya yakın kalıyo ankara hukuk'un karşısında galiba benim hatırladığım kadarı ile, benim açacağım yer mamalos ve askeriyenin yukarısında kalıyor biraz. neyse...
0
üstad fotoğrafçılık konusunda bilgin ne kadar bir düşün önce. ayrıca şu ara bu kadar yaygınlaşmış bir işi yapmak pek akıl karı değil. burada atıp tutanların çoğu senin ticari bilgine ve 21 yaşında 25 bin lira sermayeyi ne güçlüklerle elde ettiğini bilemez. ondan dolayı sen biraz farklı sektörler de düşün. az para değil 25 bin lira. herkesin babası milletvekili değil sonuçta. (:
0
gövde ve objektifler için 10-15 bin abartı bir rakam olmuş. tabi ki gerektiğinde o düzeyde ekipmanlar alınabilir ama geçenlerde bir arkadaşımın düğün için stüdyo çekimine şahit oldum. fotoğrafçı 550D kullanıyordu. yani başlangıç için 3-4 bin liralık gövde+lens vs. harcaması yeterli olabilir.
0
loralynn
Sanirim hasta oldum boyle araliklarla sancilar oluyor, ne iyi gelir ki?
Sanirim hasta oldum boyle araliklarla sancilar oluyor, ne iyi gelir ki?
0
kucukken kulagima sigara dumani ufluyordu annem geciyodu ama buyuyunce sordum beni kandiriyorlarmis ama geciyodu sonucta :/
0
cdiyez
okurken bitecek diye korktuğunuz ama elinizden düşüremediğiniz onnumarabeşyıldız kitap önerisi lazım tür olarak gerilim dram aşk olabilir kısacası gerçekliği olan şeyler, öyle öcülü böcülü kitaplar ilgimi çekmiyor okuyamıyorum. hazır finaller bitti şöyle güzel bir kafa dağıtayım istiyorum okumuşsund
okurken bitecek diye korktuğunuz ama elinizden düşüremediğiniz onnumarabeşyıldız kitap önerisi lazım tür olarak gerilim dram aşk olabilir kısacası gerçekliği olan şeyler, öyle öcülü böcülü kitaplar ilgimi çekmiyor okuyamıyorum. hazır finaller bitti şöyle güzel bir kafa dağıtayım istiyorum okumuşsundur bunu diyerek es geçmenizi rica ediyorum. teşekkürler.
0
Jeff Abbott - Panik güzel kitap kesinlikle okumalısın. hele sevgilin alırsa daha bi iştahla okursun=)
0
Hakan Günday - Kinyas ve Kayra (Şahaserdir)
Max Barry- IRONI (Süper bir analiz)
Kuran-ı Kerim (Müslümansan) Not: Kimse okumuyor, din yozlaşıyor. Tavsiye edek dedik kızmayın.
Max Barry- IRONI (Süper bir analiz)
Kuran-ı Kerim (Müslümansan) Not: Kimse okumuyor, din yozlaşıyor. Tavsiye edek dedik kızmayın.
0
her yere, özellikle "heyecanlı" kitap olarak suç ve cezayı öneren arkadaşları çok merak ediyorum. yeminle. nerde yetiştiniz? şu an neler okuyorsunuz? mahsus mu yazıyorsunuz bu kitapları yoksa ciddi mi? hani yazayım da entel görüneyim babında.
sizin sayenizde bir çok genç kitap okumadan soğudu, değil dostoyevski herhangi bir rus romanı dahi almıyorlar ellerine. rus klasikleri okuyoruz deyince köşe bucak kaçıyorlar.
nerden mi biliyorum? kitap kulübünde 19. yy rus klasikleri okuyoruz gelen tepkilerden biliyorum.
sizin sayenizde bir çok genç kitap okumadan soğudu, değil dostoyevski herhangi bir rus romanı dahi almıyorlar ellerine. rus klasikleri okuyoruz deyince köşe bucak kaçıyorlar.
nerden mi biliyorum? kitap kulübünde 19. yy rus klasikleri okuyoruz gelen tepkilerden biliyorum.
0
jean auel'in yeryüzü çocukları var. taşdevrinde geçiyor. öyle aman aman bir macera yok ama tuğla gibi kitapları elinden bırakmadan okuyorsun bir şekilde. tam eve kapan, kafayı çok yormadan oku kitapları. biraz öcülü böcülü gerçi ama ilginç teoriler var.
polisiye istersen lawrence block'un bütün kitapları. çıtır çıtır giderler.
klasiklerden hala okumadıysan m.cristo kontu ve 3 silahşörler. yine öyle yormadan akar gider.
okurken yorsun ama bırakamayım diyorsan bu kazuo ishiguro avunamayanlar.
polisiye istersen lawrence block'un bütün kitapları. çıtır çıtır giderler.
klasiklerden hala okumadıysan m.cristo kontu ve 3 silahşörler. yine öyle yormadan akar gider.
okurken yorsun ama bırakamayım diyorsan bu kazuo ishiguro avunamayanlar.
0
sürükleyicilikse konu önerilerim olasılıksız, "aşırı gürültülü ve inanılmaz yakın" ve grange yazar kişisinin kitaplarının hepsi.
0
fantastik ve bilim kurgu'ya dalabiliyorsak baya bir var yahu.
clive cussler ve wilbur smith bir zamanlar teklerdi bu tip kitaplarda. bir dönem boyuna onları okudu yaz boyu. aynen etkisi dan brown ve grange okuyamamak oluyor. hele bu grange'ın bir tane kitabı okunduktan sonra diğerleri nasıl okunuyor anlayabilmiş değilim.
bak robert ludlum da vardır. bourne serisi. filmlerini izlediysen bile okunur.
trevanian vardır. gayet sürükleyici.
clive cussler ve wilbur smith bir zamanlar teklerdi bu tip kitaplarda. bir dönem boyuna onları okudu yaz boyu. aynen etkisi dan brown ve grange okuyamamak oluyor. hele bu grange'ın bir tane kitabı okunduktan sonra diğerleri nasıl okunuyor anlayabilmiş değilim.
bak robert ludlum da vardır. bourne serisi. filmlerini izlediysen bile okunur.
trevanian vardır. gayet sürükleyici.
0
@elanor marin: olur, öp! ehe ehe
agatha teyzemin kitaplarının sonunu bilmek zor ya. aşıyor o.
soruya cevap: türklerden kemal tahir kitaplarını da elden bırakmak zordur bak.
agatha teyzemin kitaplarının sonunu bilmek zor ya. aşıyor o.
soruya cevap: türklerden kemal tahir kitaplarını da elden bırakmak zordur bak.
0
aha murat menteş denmiş nasıl unuttum ben:) dublörün dilleması ve korkma ben varım ki bu sırayla okunmasını öneririm
ayrıca son zamanlarda bir çırpıda bitirdiğim kitaplardan; erken kaybedenler - emrah serbes, mülksüzler - ursula k leguin var
aklımda yer etmiş kolay okunanlardan pek bilinmesede rock laneti - iain banks ve tabiki yazım dili sebebiyle(içerikte yoğun olsada kolay hızlı okunan) chuck palahniuk kitapları son olarakta yazım şekli sebebiyle bir çırpıda yazılmış olduğundan okunması da öyle olması gereken yolda - jack kerouac ve kırmızı pazartesi - gabriel garica marquez(bunu unutmuş olduğum için kendimi kınıyorum) böyle sayınca çok kitap oluyor o yüzden şimdilik ara veriyorum aklıma geldikçe yazarım birilerine faydası dokunur belki.
ayrıca son zamanlarda bir çırpıda bitirdiğim kitaplardan; erken kaybedenler - emrah serbes, mülksüzler - ursula k leguin var
aklımda yer etmiş kolay okunanlardan pek bilinmesede rock laneti - iain banks ve tabiki yazım dili sebebiyle(içerikte yoğun olsada kolay hızlı okunan) chuck palahniuk kitapları son olarakta yazım şekli sebebiyle bir çırpıda yazılmış olduğundan okunması da öyle olması gereken yolda - jack kerouac ve kırmızı pazartesi - gabriel garica marquez(bunu unutmuş olduğum için kendimi kınıyorum) böyle sayınca çok kitap oluyor o yüzden şimdilik ara veriyorum aklıma geldikçe yazarım birilerine faydası dokunur belki.
0
adnan mazmanoglu
yaklaşık 10 sf. türkçe'den ingilizce'ye çevirteceğim bir yazı var. ne zamana ve ne kadara hallederler bunu? nereye sorayım?
yaklaşık 10 sf. türkçe'den ingilizce'ye çevirteceğim bir yazı var. ne zamana ve ne kadara hallederler bunu? nereye sorayım?
0
Sana şunu garantili olarak söyleyebilirim; çevirmenler verdiğin paraya göre çeviri yaparlar. Yani hem hızlı hem de kaliteli çeviri istiyorsan ucuz olmasını asla bekleme. Eğer istersen çevirmen tanıdığım var. Ama dediğim gibi kaliteli istiyorsan ucuza olmasını bekleme.
edit: 2-3 gün gibi bir sürede 100-150 civarı. Metni görmeden kesin fiyat vermezmiş.
edit2: Eğer hemen yarınaysa fiyat artarmış. O duruma göre konuşulur.
edit: 2-3 gün gibi bir sürede 100-150 civarı. Metni görmeden kesin fiyat vermezmiş.
edit2: Eğer hemen yarınaysa fiyat artarmış. O duruma göre konuşulur.
0
metin ve konu görmeden fiyat ve zaman vermesi zor. onexey'in dediği gibi geri kalanı zaten. metni bana iletirsen ben bakabilirim, fiyat verebilirim.
0
metni şu an hazırlıyorum. yarına yollarım fiyat verebileceklere. 10 sf. civarı olacağını tahmin ediyorum. bana da pazartesi lazım. yani yolladıktan iki gün sonra.
0
yakin zamanda 10 sayfa ceviri teslim ettim. 450 lira civari para aldim. süre ne kadar azalirsa fiyat o kadar artar, cevirmene benim işimi hemen bitir demek, elindeki işleri birak sadece benim ceviri ile ilgilen demek. özel muamele özel fiyat gerektiriyor. berberlere bir sorun isterseniz. muamele ve ücret ilişkisini tabii.
bir de ekleyeyim. ceviri size cidden lazim ise ve metin icindeki bilgiler önemli ise, işi bilen bir profesyonele yaptirin. cok ucuz fiyatlara ceviriyoruz diyenler bilgisayar programi ile cevirip düzeltiyorlar. onu siz de google translate ile yapabilirsiniz bedavaya.
bir de ekleyeyim. ceviri size cidden lazim ise ve metin icindeki bilgiler önemli ise, işi bilen bir profesyonele yaptirin. cok ucuz fiyatlara ceviriyoruz diyenler bilgisayar programi ile cevirip düzeltiyorlar. onu siz de google translate ile yapabilirsiniz bedavaya.
0
Bir de böyle durumlarda sayfa üzerinden değil kelime üzerinden fiyat teklifi alınır/verilir.
0
girl in a coma
minik başı kapalı bir kız. masaya yaslanmış. gözünü dikip masadaki vazo/bardak her neyse ona bakıyordu ve titretip hareket ettirmeyi başarıyordu.
minik başı kapalı bir kız. masaya yaslanmış. gözünü dikip masadaki vazo/bardak her neyse ona bakıyordu ve titretip hareket ettirmeyi başarıyordu.
0
zerkalo muydu sanki. emin olamadım tam. tarkovsky filmi olduğundan emin gibiyim ama.
0
0
hayattan sikilan adam
Selamlar,Erasmus'la Portekiz'e gidecek bir öğrenci biletini Lufthansa ile Frankurt aktarmalı alsa transit vize sıkıntısı yaşar mı?Aynı soru Alitalia ile alınacak Roma aktarmalı bilet için de geçerli.
Selamlar,
Erasmus'la Portekiz'e gidecek bir öğrenci biletini Lufthansa ile Frankurt aktarmalı alsa transit vize sıkıntısı yaşar mı?
Aynı soru Alitalia ile alınacak Roma aktarmalı bilet için de geçerli.
Erasmus'la Portekiz'e gidecek bir öğrenci biletini Lufthansa ile Frankurt aktarmalı alsa transit vize sıkıntısı yaşar mı?
Aynı soru Alitalia ile alınacak Roma aktarmalı bilet için de geçerli.
0
pas atsaniza lan
biraz baktım ama net bi şey bulamadım bi türlü. yakınımda da fifa oynayan yok. neyse, türkiye ligi var mı yok mu ?
biraz baktım ama net bi şey bulamadım bi türlü. yakınımda da fifa oynayan yok.
neyse, türkiye ligi var mı yok mu ?
neyse, türkiye ligi var mı yok mu ?
0
ps3 için konuşuyorum. Yok. Sadece 'rest of world' bölümünde galatasaray var. Bir de milli takım var.
ha ama dün çok ilginç bir şey oldu. career mode da scoutlardan birisi bana 'semih şentürk' buldu getirdi 17 yaşında. Aha dedim genç semih hemen imzayı attırdım ehehe=)
ha ama dün çok ilginç bir şey oldu. career mode da scoutlardan birisi bana 'semih şentürk' buldu getirdi 17 yaşında. Aha dedim genç semih hemen imzayı attırdım ehehe=)
0
türkiye ligi yok.
ama soccercenter.net diye bi site var.onlar bi patch yapmış onun ile eklenebiliyor.
edit:pc için
ama soccercenter.net diye bi site var.onlar bi patch yapmış onun ile eklenebiliyor.
edit:pc için
0
burka
Pelerinleri çok şık buluyorum ama erkekler giyer mi hiç kadın giysisidir o filan dediler bana. Mesela Köy (The Village) filmindeki gibi olabilir. Giyilemez mi öyle şeyler ? Koyu renkli filan olursa ne biliyim ?
Pelerinleri çok şık buluyorum ama erkekler giyer mi hiç kadın giysisidir o filan dediler bana. Mesela Köy (The Village) filmindeki gibi olabilir. Giyilemez mi öyle şeyler ? Koyu renkli filan olursa ne biliyim ?
0
geçen gün gittiğim hastanede bir doktor amca pelerin giyiyordu. hiç de kötü veya avam durmuyordu. neden giyilmesin. seviyorsan giy bence.
0
game of thrones'takiler gibi giyersen güzel olabilir bence. ama nerde yaşadığına bağlı.
0
ben giyiyorum la bazen şaka değil :D ama yaşadığım şehir uygun bi yer pelerine :P
0
@vakumlu
Doktor ve hemşireler giyerler pelerin biliyorum. Zaten bir tek onlarda görüyordum bir de nadir de olsa giyen kadınlara rastlıyordum.
@niluk @madyb
İstanbul'da yaşıyorum, serin havalarda filan giyeceğim ama nasıl bir şehir olması lazım ki pelerin için :D
Şu tarz bir pelerin düşünmüştüm aslında :
Boğazda alt alta 2 adet büyük düğme ile iliklenen ve belin biraz altına kalçaya kadar uzanan. Bir de başımı örtebilmek için kapüşonu olan birşey..
Şu çocuğun giydiği gibi olabilir örneğin
www.google.com.tr
Doktor ve hemşireler giyerler pelerin biliyorum. Zaten bir tek onlarda görüyordum bir de nadir de olsa giyen kadınlara rastlıyordum.
@niluk @madyb
İstanbul'da yaşıyorum, serin havalarda filan giyeceğim ama nasıl bir şehir olması lazım ki pelerin için :D
Şu tarz bir pelerin düşünmüştüm aslında :
Boğazda alt alta 2 adet büyük düğme ile iliklenen ve belin biraz altına kalçaya kadar uzanan. Bir de başımı örtebilmek için kapüşonu olan birşey..
Şu çocuğun giydiği gibi olabilir örneğin
www.google.com.tr
0
doktorların giydiğini bilmiyordum. ben ilk defa gördüm vallahi :)
ya sen boşversene, ne istiyorsan giy. sokakta gören tanıdıkların "vay arkadaş pelerin falan ne ayak?" gibi gıcık sorular sorar ama boşver sen.
hep şunu savunuyorum: renkler ve tarzlar sadece kadınlar için yok, erkekler de istedikleri gibi giyinsinler. sen kendine yakıştığını düşünüyorsan, seviyorsan giy arkadaşım. sonuçta bu devirde saç sakal uzatınca bile dönüp bakan var, alış.
ya sen boşversene, ne istiyorsan giy. sokakta gören tanıdıkların "vay arkadaş pelerin falan ne ayak?" gibi gıcık sorular sorar ama boşver sen.
hep şunu savunuyorum: renkler ve tarzlar sadece kadınlar için yok, erkekler de istedikleri gibi giyinsinler. sen kendine yakıştığını düşünüyorsan, seviyorsan giy arkadaşım. sonuçta bu devirde saç sakal uzatınca bile dönüp bakan var, alış.
0
Giyersen deli derler. Rahat edemezsin.
Fantastik edebiyatla ilgili biri oldugunu dusunuyorum.
Fantastik edebiyatla ilgili biri oldugunu dusunuyorum.
0
mesela bim'de falan görsem böyle birisini gider pelerinini öperim.
o adam; at desin atayım, yat desin yatayım o derece.
al bi tane bence de.
o adam; at desin atayım, yat desin yatayım o derece.
al bi tane bence de.
0
Donunu da pantolonunun uzerine giyersen biraz dikkat cekebilirsin, beklenti yukselebilir..
0
olmaz arkadaşım, türkiye'de bakarlar gülerler adama. hatta konuşurlar dalga geçerler. yok özgüvenim aşmış durumda, umrumda değil böyle şeyler diyorsan giy tabi neden olmasın. yalnız uzun bir pelerinin yakışması için boyunun da uzun olması gerekir. ( 1.80 ve üstü ayrıca fit de olacaksın tabi) yoksa robin hood gibi gezersin ortamlarda benden söylemesi.
0
@elxa kardeşim iyi güzel demişsin de jared leto'nun orada giydiğinin pelerinle alakası yok. bildiğin panço giymiş adam.
0
çilekimsi
ben iletişim fakültesi halkla ilişkiler mezunuyum ama sinema televizyondan yüksek lisans yapmak istiyorum. Bunu yapabilmek icin lisansımıda sinama tv de yapmış olma koşulu aranıyor mu yoksa yapabilirmiyim?
ben iletişim fakültesi halkla ilişkiler mezunuyum ama sinema televizyondan yüksek lisans yapmak istiyorum. Bunu yapabilmek icin lisansımıda sinama tv de yapmış olma koşulu aranıyor mu yoksa yapabilirmiyim?
0
internette bir kaç bi yerde oyle bişey okudumda kafam karıştı,ales üds ve mülakat dısında baska sınav var mı
0
okuldan okula değişiyor, zamanında alakasız bölümlerden ist. üni.'de master yapanlar vardı sinema-tv'de.
0
Sir.Fitih
spesifiasfiik gelebilir gelmeye de bilir başlık emme ingilizce yardırırken böylesi bi cümle kurmuş oldum, merak ettim cevabını, beyle yüzeysel bakınca çok şey var da, detaylarına inince hiç de mutlu olmadığınızı farkediyorsunuz falan, neyse öğrendiğinizde mutlu olduğunuz şeyleri öğrenebilir miyim ef
spesifiasfiik gelebilir gelmeye de bilir başlık emme ingilizce yardırırken böylesi bi cümle kurmuş oldum, merak ettim cevabını, beyle yüzeysel bakınca çok şey var da, detaylarına inince hiç de mutlu olmadığınızı farkediyorsunuz falan, neyse öğrendiğinizde mutlu olduğunuz şeyleri öğrenebilir miyim efenim, yalnız dediğim gibi derin değil yüzeysel şeyler misal sakiz patlatmak falan.
saygılar.
düşünürken çerezlik: www.youtube.com
açıklayıcı edit:gördüğünüzde falan değil hani öğrendiğinizde, yine bi örnek vermek gerekirse fışştt diye diş arasından tükürmek.
saygılar.
düşünürken çerezlik: www.youtube.com
açıklayıcı edit:gördüğünüzde falan değil hani öğrendiğinizde, yine bi örnek vermek gerekirse fışştt diye diş arasından tükürmek.
0
ilk aklıma gelen;
bira kapağını çakmak, kaşık, pencere pervazı gibi türlü türlü şeylerle açmak.
amcam öğretmişti, dünyalar benim olmuştu.
bira kapağını çakmak, kaşık, pencere pervazı gibi türlü türlü şeylerle açmak.
amcam öğretmişti, dünyalar benim olmuştu.
0
3 top çevirmek. dünyanın en mutlu insanı oldum.
edit: küçüklüğümden kalma olarak, kağıttan uçak/gemi yapmak.
edit: küçüklüğümden kalma olarak, kağıttan uçak/gemi yapmak.
0
lastikten sapan değil bildiğin tabanca yapmak. üstüne ilerleyen yıllarda sol elimle de tabanca yapabilmek ve çift tabanca insanların kalplerine aman suratıma lastik gelmesin diye korku salmak.
0
Ayakkabı bağlamak. Hep anneme bağlatırdım; ama bir gün tesadüfen öğrendim. Kravat bağlamak da öyle... Biri ilkokul biri lise başarılarım.
Bir de bisiklet sürmeyi öğrensem çok mutlu olacağım; ama denemiyorum son 15 yıldır.
Bir de bisiklet sürmeyi öğrensem çok mutlu olacağım; ama denemiyorum son 15 yıldır.
0
Ağızda tükürükten balon yapıp tam yeterli miktarda havayı üfleyerek balonu uçurmak ve tek parça halinde yere inmesini sağlamak.
0
septe-mber'in 7., octo-ber'in 8., nove-mber'in 9., dece-mber'in 10. ay demek olduğunu öğrenmek...
0
cotillard
bana göre insan ikiye ayrılıyor;elindeki şeyi hızlı tüketerek zevkini alan,yavaş tüketerek zevkini alan.misal ben yavaş tüketerek zevk alanlardanım.en masum örneği; çikolata.yavaş yiyerek bitiren var, hepsini birden ağzına atıp "daha zevkli oluyo lan" diyen var.siz kimsiniz?ha?
bana göre insan ikiye ayrılıyor;
elindeki şeyi hızlı tüketerek zevkini alan,
yavaş tüketerek zevkini alan.
misal ben yavaş tüketerek zevk alanlardanım.
en masum örneği; çikolata.
yavaş yiyerek bitiren var, hepsini birden ağzına atıp "daha zevkli oluyo lan" diyen var.
siz kimsiniz?
ha?
elindeki şeyi hızlı tüketerek zevkini alan,
yavaş tüketerek zevkini alan.
misal ben yavaş tüketerek zevk alanlardanım.
en masum örneği; çikolata.
yavaş yiyerek bitiren var, hepsini birden ağzına atıp "daha zevkli oluyo lan" diyen var.
siz kimsiniz?
ha?
0
yavaş yavaş diye başlayıp gaza gelip hızlı bitirmek.
yemeğin yanında bir bardak ice tea, kola neyse bir içecek koyuyorum. niyetim bir bardağı yemek bitene kadar azar azar içmek. ama ilk veya ikinci yudumda o kadar datlı geliyor ki o içiş, lökür lökür dikiyorum kafaya.
yemeğin yanında bir bardak ice tea, kola neyse bir içecek koyuyorum. niyetim bir bardağı yemek bitene kadar azar azar içmek. ama ilk veya ikinci yudumda o kadar datlı geliyor ki o içiş, lökür lökür dikiyorum kafaya.
0
tekila bir dikişte, şarap yudum yudum. hamburger 5-6 ısırıkta, çikolata yavaş yavaş..gazete hızlı hızlı, kitap satır satır..işim varsa çabuk çabuk, yoksa yaya yaya..
0
ben de katılıyorum sana. ben sanırım hızlılardanım. bir de şöyle birşey var.
diyelim arkadaşımla üçer paket çikolata aldık. o çikolataların birini yiyor diğer ikisi yenmeden günlerce belki haftalarca masasının üstünde durabiliyor. ben ise ya ilk günden üçünü birden bitiriyorum ya da ikinci. yani ne olursa olsun daha fazla durmaz. o orda yenmeden durursa içim huzursuz olur.
diyelim arkadaşımla üçer paket çikolata aldık. o çikolataların birini yiyor diğer ikisi yenmeden günlerce belki haftalarca masasının üstünde durabiliyor. ben ise ya ilk günden üçünü birden bitiriyorum ya da ikinci. yani ne olursa olsun daha fazla durmaz. o orda yenmeden durursa içim huzursuz olur.
0
limonata ve onun gibi sevdiğim sıvıları pipeti 3 yerinden kırıp peyderpey içmeyi severim. genel olarak yavaş tüketimciyim.
0
ben sıkma portakal suyunu bazen yavaş içerim keyif almak için. o kadar sıktık elimizle. ama bazen de bünyede mutluluk hormonları patlama yapsın diye kafama dikip 1 saniyede bitiriyorum. müthiş oluyor ama 5 dakika uğraş verip 1 saniyede tüketince biraz da huzursuz oluyorum.
0
cotillard
http://d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net/photo/1266525_460s.jpgmisal bu.`abi bunların olayı nedir?` böyle bi kitap veya film var da, `bunlar caps alıp yazı mı yazıyorlar?`aynı bizim uykusuz ve penguendeki eski karikatürlerin tarzı gibi.`yoksa bunları hakikaten biri çiziyor mu?`hayır birisi çizse, kalite
d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net
misal bu.
abi bunların olayı nedir? böyle bi kitap veya film var da, bunlar caps alıp yazı mı yazıyorlar?
aynı bizim uykusuz ve penguendeki eski karikatürlerin tarzı gibi.
yoksa bunları hakikaten biri çiziyor mu?
hayır birisi çizse, kaliteli olur.
hangi kafayla bunları yapmışlar? kim yapmış?
not: sorularım çok oldugu için belirttim.
misal bu.
abi bunların olayı nedir? böyle bi kitap veya film var da, bunlar caps alıp yazı mı yazıyorlar?
aynı bizim uykusuz ve penguendeki eski karikatürlerin tarzı gibi.
yoksa bunları hakikaten biri çiziyor mu?
hayır birisi çizse, kaliteli olur.
hangi kafayla bunları yapmışlar? kim yapmış?
not: sorularım çok oldugu için belirttim.
0
60'ların spiderman çizgi filminden alınma hepsi hep. allahım nasıl gülüyorum gördükçe hala :D. please barrel, I insist :D
0
aösjndjkasd, barrel yaa.. abi demek ki bunlar gerçek yani. vay anasını.
epey malzeme çıkıyor çünkü.
epey malzeme çıkıyor çünkü.
0
roket adam
kendimce bi fikir yürütebilmek için şöyle bi soru sorayım dedim. timeline gelmiş facebook'çular,1) memnunum, duvarım zaten açıktı, geçmişe dönük her şeyimin görülebilmesi beni rahatsız etmiyor2) iyi olmuş ama bazı şeyleri sileceğim rahatsız oldum3) herkesin tarih saat saat ne yaptığımı görebilmesi b
kendimce bi fikir yürütebilmek için şöyle bi soru sorayım dedim. timeline gelmiş facebook'çular,
1) memnunum, duvarım zaten açıktı, geçmişe dönük her şeyimin görülebilmesi beni rahatsız etmiyor
2) iyi olmuş ama bazı şeyleri sileceğim rahatsız oldum
3) herkesin tarih saat saat ne yaptığımı görebilmesi beni rahatsız ediyor, timeline'da görülebilecek hiç bir şey bırakmayacağım/tüm duvarımı gizleyeceğim veya facebook'umu kapatacağım.
üç seçenekten hangisine daha yakınsınız? ben cidden çok kıl oldum bu timeline mevzusuna, 2006'dan beri ne yaptım kime ne. kapatmak istiyorum duvarı tamamen, diğer yandan dışarıdan nasıl görünür davranış olarak ona da emin olamadım, sorayım dedim.
1) memnunum, duvarım zaten açıktı, geçmişe dönük her şeyimin görülebilmesi beni rahatsız etmiyor
2) iyi olmuş ama bazı şeyleri sileceğim rahatsız oldum
3) herkesin tarih saat saat ne yaptığımı görebilmesi beni rahatsız ediyor, timeline'da görülebilecek hiç bir şey bırakmayacağım/tüm duvarımı gizleyeceğim veya facebook'umu kapatacağım.
üç seçenekten hangisine daha yakınsınız? ben cidden çok kıl oldum bu timeline mevzusuna, 2006'dan beri ne yaptım kime ne. kapatmak istiyorum duvarı tamamen, diğer yandan dışarıdan nasıl görünür davranış olarak ona da emin olamadım, sorayım dedim.
0
ergenlikten yeni çıkmak üzere olan liselilere ibret olacak. Nasıl utanacaklar şimdi o 3-4 yıl önce yaptıkları paylaşımlardan. Müstahak olacak.
Ağustos sonundan beri kullanıyorum ben gayet memnunum.
Ağustos sonundan beri kullanıyorum ben gayet memnunum.
0
başta ben de kıl oldum sizin gibi, hatta çeşitli gizlilik seviyesine aldığım kişileri denedim "view as" şeyiyle.
az önce ayarları kurcalarken de "Limit the Audience for Past Posts"u buldum, sanırım benim rahatsızlığımı giderecek bu seçenek. kurcalamaya devam ediyorum.
az önce ayarları kurcalarken de "Limit the Audience for Past Posts"u buldum, sanırım benim rahatsızlığımı giderecek bu seçenek. kurcalamaya devam ediyorum.
0
ben çok sevdim. ara ara kendi timeline'ıma giriyorum ve rastgele bir tarih seçip aşağıya doğru inmeye başlıyorum. nedendir bilinmez inanılmaz hoşuma gidiyor bunu yapmak.
0
3. ben direk kıl oldum. sadece ben erişebilsem belki bir ihtimal ama bunu herkese açması saçma. hiç bir mantıklı açıklaması yok.
0
mistreated
merhaba,zorunluluktan dolayı almakta olduğum ve yabancı bir dilde olması, konuyla da alakam olmaması nedeniyle anlamakta oldukça zorlandığım bir dersle ilgili küçük bir yardıma ihtiyacım var. yazacağım terimleri kısaca açıklayabilirseniz veya bunları anlaşılır bir dille basite kaçmadan anlatan bir y
merhaba,
zorunluluktan dolayı almakta olduğum ve yabancı bir dilde olması, konuyla da alakam olmaması nedeniyle anlamakta oldukça zorlandığım bir dersle ilgili küçük bir yardıma ihtiyacım var. yazacağım terimleri kısaca açıklayabilirseniz veya bunları anlaşılır bir dille basite kaçmadan anlatan bir yere beni yönlendirebilirseniz sevinirim. (ekşi sözlük'e baktım zaten ama pek bir şey anlamadım yazılanlardan)
söz konusu terimler ve muhtemel türkçe karşılıkları:
-scène (sahne)
-séquence (sekans)
-plan (plan)
şimdiden teşekkürler.
zorunluluktan dolayı almakta olduğum ve yabancı bir dilde olması, konuyla da alakam olmaması nedeniyle anlamakta oldukça zorlandığım bir dersle ilgili küçük bir yardıma ihtiyacım var. yazacağım terimleri kısaca açıklayabilirseniz veya bunları anlaşılır bir dille basite kaçmadan anlatan bir yere beni yönlendirebilirseniz sevinirim. (ekşi sözlük'e baktım zaten ama pek bir şey anlamadım yazılanlardan)
söz konusu terimler ve muhtemel türkçe karşılıkları:
-scène (sahne)
-séquence (sekans)
-plan (plan)
şimdiden teşekkürler.
0
fark etmez, ne olduklarını kavramam önemli öncelikle. fransızca olduklarını belirtmem türkçe karşılıklarından belli nüanslarla ayrılıyor olmaları ihtimalinden dolayı.
0
verilen link yeterli. sadece dip not olarak aklınızda bulunsun, plan "film çekimlerimlerinde kameranın kayda başlaması ve kayıttan çıkışı arasında kaydettiği bölümdür." bu yanlış. plan çekimlerde kameranın kayda başlaması ve kayıttan çıkması arasında kaydettiği ve bir anlamı olan bölümdür. anlamsız plan devrik cümledir çöptür.
0
@madyb fakat yönetmen çektiği her şeye bir anlam gizlememiş midir? anlamsız plana nasıl bir örnek gösterebiliriz?
0
anlam gizlemek çok farklı bir şey, yönetmenin anlatım diliyle karıştırmamak gerekli. starta basıp hiçbir anlam içermeyen, kullanılamaz ya da kullanma amacının tamamen dışında bir çekim yaptıysan bunun adı plan değildir.
anlamsız plan derken, çekimin teknik hatalara sahip olması, istenileni vermemesi veyahut dediğim gibi sinemanın dilinde kullanılamaz olması. en basit ve net haliyle gene şöyle diyim kameranı kayda alıp sağa sola çevirip sallayıp sonra kayıttan çıkarsan elde ettiğin görüntüye plan diyemezsin.
kamera çekim yapmadan test eder görüntüyü, denemeler de ise anlam içeriyorlar zaten.
anlamsız plan derken, çekimin teknik hatalara sahip olması, istenileni vermemesi veyahut dediğim gibi sinemanın dilinde kullanılamaz olması. en basit ve net haliyle gene şöyle diyim kameranı kayda alıp sağa sola çevirip sallayıp sonra kayıttan çıkarsan elde ettiğin görüntüye plan diyemezsin.
kamera çekim yapmadan test eder görüntüyü, denemeler de ise anlam içeriyorlar zaten.
0
halitkin
öncelik olarak video amaçlı bir fotoğraf makinesi alıcam ve bütçem dahilinde (3000 tl) canon 60d'de karar kılmışken sony'nin slt serisi makineleri aklımı karıştırmaya başladı.bu makinelere aşina olmadığım için (ilk kez kullanıcam) iki sistem arasındaki farkı tam olarak anlayamadım. web'de biraz araş
öncelik olarak video amaçlı bir fotoğraf makinesi alıcam ve bütçem dahilinde (3000 tl) canon 60d'de karar kılmışken sony'nin slt serisi makineleri aklımı karıştırmaya başladı.
bu makinelere aşina olmadığım için (ilk kez kullanıcam) iki sistem arasındaki farkı tam olarak anlayamadım. web'de biraz araştırma yaptım ve kimileri "slt yepyeni ve devrim niteliğinde bir özellik, zamanla canon ve nikon da slt'ye geçecek" derken kimileri "slr'nin avantajları daha fazla ve daha profosyonel bir yapıya sahip" tarzında yorumlar yapmış.
öncelikle her iki sistem arasındaki temel farkı merak ediyor ve hangi sistemin daha avantajlı oldugunu öğrenmek istiyorum. sonuçta 3000 tl gibi bir para vericem ve kafam çok karıştı.
kararsız kaldığım makine ve özelliklerine şu linklerden bakabilirsiniz:
sony slt a77: www.morfare.com
canon 60d: www.canon.com.tr
bu makinelere aşina olmadığım için (ilk kez kullanıcam) iki sistem arasındaki farkı tam olarak anlayamadım. web'de biraz araştırma yaptım ve kimileri "slt yepyeni ve devrim niteliğinde bir özellik, zamanla canon ve nikon da slt'ye geçecek" derken kimileri "slr'nin avantajları daha fazla ve daha profosyonel bir yapıya sahip" tarzında yorumlar yapmış.
öncelikle her iki sistem arasındaki temel farkı merak ediyor ve hangi sistemin daha avantajlı oldugunu öğrenmek istiyorum. sonuçta 3000 tl gibi bir para vericem ve kafam çok karıştı.
kararsız kaldığım makine ve özelliklerine şu linklerden bakabilirsiniz:
sony slt a77: www.morfare.com
canon 60d: www.canon.com.tr
0
bir slr değil bence, video için slr'dan iyi tabi fakat nikon ve canon'un geçeceğini zannetmiyorum, hatta yakın zamanda canon slr tadında dijital video kameralar çıkarmaya başladı, koysa koysa ona koyar o teknolojiyi.
0
video için slr'den iyi demişsiniz. benim önceliğimde video zaten, nitekim kısa film çekimleri yapıcam. o zaman slt almam daha mantıklı gibi görünüyor.
0
fakat daha önceki duyurunuzda da vardı açıklanmıştı, canon bu tür işlerde profösyönel amaçlarla kullanılan cihazlar üretiyor (house , behzat ç, hatta black swan'da da bazı sahnelerde 5d mk2 kullanılmış sanırım)
bunun yanısıra yarı geçirgen aynanın eksilerinden biri de 1-2 poz kayıp yaşatması, harici ışık kullanmayacaksanız sorun yaratabilecek bir mesele, tabi 1.8 lenslerle önüne geçilebilir fakat ne çekmek istediğinize bağlı.
ayrıca sony'nin türkiye'd canon ve nikon kadar büyük bir marketi yok, bu durumda daha pahalıya geliyor (2. el lens ve spot piyasası açısından).
ben her halükarda canon giderdim, videoda autofocus'u kullanacağınızı da sanmıyorum aslında.
bunun yanısıra yarı geçirgen aynanın eksilerinden biri de 1-2 poz kayıp yaşatması, harici ışık kullanmayacaksanız sorun yaratabilecek bir mesele, tabi 1.8 lenslerle önüne geçilebilir fakat ne çekmek istediğinize bağlı.
ayrıca sony'nin türkiye'd canon ve nikon kadar büyük bir marketi yok, bu durumda daha pahalıya geliyor (2. el lens ve spot piyasası açısından).
ben her halükarda canon giderdim, videoda autofocus'u kullanacağınızı da sanmıyorum aslında.
0
halitkin
Kısa film çekmek için yeni bir d slr makine almayı düşünüyorum ve bütçem 3000 tl. bu bütçeyle hemen hemen herkes canon 60d tavsiye ediyor.fakat ben sony almak istiyorum ve d slr piyasasına hiç hakim değilim. canon 60d yerine sony'nin şu şu makinesini alırsan da aynı performansı elde edersin dediğini
Kısa film çekmek için yeni bir d slr makine almayı düşünüyorum ve bütçem 3000 tl. bu bütçeyle hemen hemen herkes canon 60d tavsiye ediyor.
fakat ben sony almak istiyorum ve d slr piyasasına hiç hakim değilim. canon 60d yerine sony'nin şu şu makinesini alırsan da aynı performansı elde edersin dediğiniz makineler nelerdir?
fakat ben sony almak istiyorum ve d slr piyasasına hiç hakim değilim. canon 60d yerine sony'nin şu şu makinesini alırsan da aynı performansı elde edersin dediğiniz makineler nelerdir?
0
kısa film için illa h-dslr alacaksan canon al, profesyonel mecralarda bile kullanılıyor canonlar neticede. bununla birlikte lense yüksek bütçe ayır derim
0
geçen burada birisi 2. elini satıyordu canonun, onu bir araştırabilirsin, üstüne de ekstra lens alırsın. bence şu anda canon ve sony aynı kulvarlarda değiller.
0
niçin sony almak istiyorsun ki? kısa film çekmek için canon 60d baya uygun bir makina bence.
aslında canon 550d artı iyi bir lens kombinesini de deneyebilirsin.
aslında canon 550d artı iyi bir lens kombinesini de deneyebilirsin.
0
hololop
Merhaba,Yurtdışında yaşıyorum ve genelde kitap alacağım zaman ya internetten pdf'ini buluyorum ya da gidip kindle edition'larını alıp kindle'dan okuyorum. Fakat Türkçe kitap almak istediğim zaman bunlar kindle veya pdf formatında bulamıyorum. Türkçe kitapları online olarak yurtdışına satan veya pdf
Merhaba,
Yurtdışında yaşıyorum ve genelde kitap alacağım zaman ya internetten pdf'ini buluyorum ya da gidip kindle edition'larını alıp kindle'dan okuyorum. Fakat Türkçe kitap almak istediğim zaman bunlar kindle veya pdf formatında bulamıyorum. Türkçe kitapları online olarak yurtdışına satan veya pdf olarak satın alınmasına imkan veren yerler var mı?
Yurtdışında yaşıyorum ve genelde kitap alacağım zaman ya internetten pdf'ini buluyorum ya da gidip kindle edition'larını alıp kindle'dan okuyorum. Fakat Türkçe kitap almak istediğim zaman bunlar kindle veya pdf formatında bulamıyorum. Türkçe kitapları online olarak yurtdışına satan veya pdf olarak satın alınmasına imkan veren yerler var mı?
0
www.turkkitap.de
stocklarinda listelerinde olmasa bile, ben su kitabi istiyorum de. direk adresine yolluyorlar. kredi kartiyla ödeme var, posta teslim sirasinda ödeme var. süper bi yer ben bin kez kullandim bu firmayi.
almanya merkezli olduklarindan dolayi, avrupa icine 2-3 günde servis yapiyorlar.
stocklarinda listelerinde olmasa bile, ben su kitabi istiyorum de. direk adresine yolluyorlar. kredi kartiyla ödeme var, posta teslim sirasinda ödeme var. süper bi yer ben bin kez kullandim bu firmayi.
almanya merkezli olduklarindan dolayi, avrupa icine 2-3 günde servis yapiyorlar.
0
ben idefix'ten aldığım kitapları kindle'a aktarmayı becerememiştim..teknoloji her saniye ilerliyor. bir yolunu bulmuşlardır diyecem, ancak bulamamışlar olabilirler..bir araştırma yapıp ondan sonra al bence..
0
eğer ki basılı kitaplar satın almak istiyorsanız (ben nedense e-book istediğinizi düşünmüştüm yazdıklarınızdan), kitapyurdu ya da pandora'nın yurtdışına kargo gönderdiklerini biliyorum.
0
@madyb; "Yurt dışı gönderimleri, sizin seçiminize bağlı olarak iki şekilde yapılabiliyor: Posta İdaresi (PTT) yoluyla gönderilenler yaklaşık 1-3 hafta içinde, özel kargo firmaları ile gönderilen paketler ise 1-5 gün içinde adresinize teslim ediliyor."
...diyorlar sitelerinde.
...diyorlar sitelerinde.
0
harrage
mesela 20 dakikalik bir sitkom yazarken senaryonun 20 dakika kadar surecegi nasil ayarlaniyor? yani daha bolum cekilmeden kagit ustunde butun senaryonun 20 dakika tutacagi , repliklerin yetecegi ve artmayacagi nasil biliniyor? deneme yanilma yontemi mi yoksa bir metodu avr mi? misal kelimeleri sayma
mesela 20 dakikalik bir sitkom yazarken senaryonun 20 dakika kadar surecegi nasil ayarlaniyor? yani daha bolum cekilmeden kagit ustunde butun senaryonun 20 dakika tutacagi , repliklerin yetecegi ve artmayacagi nasil biliniyor? deneme yanilma yontemi mi yoksa bir metodu avr mi? misal kelimeleri saymak gibi?
0
senaryo tekniği olarak 1 sayfa 1 dk olarak hesaplanıyor. o 1 sayfada diyalog varsa da yoksa da sadece müzik de varsa bi şekilde yayarak kısarak oturtuluyor.
0
scope
Sevgili Canonseverler;17 Kasım akşamı saat 19:00'dan itibaren 4-5 saat boyunca Bakırköy Capacity karşısında, salonda yapılacak olan kına gecemiz için fotoğraf çekimi yapabilecek bir arkadaş aramaktayım.Amatör, profesyonel farketmez. Yarı yolda bırakmayacak iyi bir makinesi ve referans olarak sunabil
Sevgili Canonseverler;
17 Kasım akşamı saat 19:00'dan itibaren 4-5 saat boyunca Bakırköy Capacity karşısında, salonda yapılacak olan kına gecemiz için fotoğraf çekimi yapabilecek bir arkadaş aramaktayım.
Amatör, profesyonel farketmez. Yarı yolda bırakmayacak iyi bir makinesi ve referans olarak sunabileceği fotoğrafları olan birisi tercih sebebidir.
4 saat için aklımdaki miktar 100 TL. 4 saati aşarsak ücreti de yukarı çekeriz. Bizimle birlikte yiyip içeçek eğlenecek kafada olursa daha şuku olur.
Burdan, sözlükten veya 0532 216 8292 numarasından bana ulaşabilirsiniz.
Teşekkürler.
17 Kasım akşamı saat 19:00'dan itibaren 4-5 saat boyunca Bakırköy Capacity karşısında, salonda yapılacak olan kına gecemiz için fotoğraf çekimi yapabilecek bir arkadaş aramaktayım.
Amatör, profesyonel farketmez. Yarı yolda bırakmayacak iyi bir makinesi ve referans olarak sunabileceği fotoğrafları olan birisi tercih sebebidir.
4 saat için aklımdaki miktar 100 TL. 4 saati aşarsak ücreti de yukarı çekeriz. Bizimle birlikte yiyip içeçek eğlenecek kafada olursa daha şuku olur.
Burdan, sözlükten veya 0532 216 8292 numarasından bana ulaşabilirsiniz.
Teşekkürler.
0
100 tl biraz az olmuş. tüm gün (8-10) saat çekim ücretleri 1000 tl civarından başlıyor iken 4 saat 100 tl az. bilginiz olsun.
0
Fotoğraf çekebilen, çekmeyi seven, üniversite öğrencisi bir arkadaş da olabilir.
Üniversitedeyken 4 saat çalışıp 100 TL alabileceğim bir iş bulsam 1 sn. düşünmezdim =)
Üniversitedeyken 4 saat çalışıp 100 TL alabileceğim bir iş bulsam 1 sn. düşünmezdim =)
0
sokaktan birini çağır ver eline kamerayı, 100 tlye çeker 4 saat boyunca :). öteki türlü iyi makine+referanslı biri falan "enayi aranıyor beyler" modunda olur size karşı.
edit: son eklenen bilgiyle birlikte evet mümkündür şimdi işte. ben bi sorayım arakdaşlarıma.
edit: son eklenen bilgiyle birlikte evet mümkündür şimdi işte. ben bi sorayım arakdaşlarıma.
0
2 saat için 100 alanı biliyorum ama 4 saat uzun bir süre. ona göre bir şeyler yapmalısınız.
0
aslında "tab ettir, tezgaha koy sat, oradan kazandığın da senin olsun" da diyebilirsiniz belki. tanesini1 liraya tab ettirip 10 liradan satarsa asıl oradan kazanır parayı.
0
Arkadaşlar miktarı biraz az söylemiş olabilirim ama öğrenci arkadaşı zor durumda bırakmayız tabii ki yaparız bişeyler =)
@kibritsuyu güzel fikir, orda hemen tab ettirecek düzeneği varsa yapabilir tabi, no problem.
@kibritsuyu güzel fikir, orda hemen tab ettirecek düzeneği varsa yapabilir tabi, no problem.
0
numbernine
şimdi benim gittiğim salonda kasada oturan kız ayarlıyo bu müzikleri... gerizekalı serdar ortaç falan çalıyo tüm isteğimi köreltiyo! "değiştirsene şunu bu ne ya" dedim. "tamam ne açim" dedi. valla öyle kaldım aklıma hiçbişey gelmedi.bi flashın içine müzikleri doldurup "al şunu çal, serdarı da kulakl
şimdi benim gittiğim salonda kasada oturan kız ayarlıyo bu müzikleri... gerizekalı serdar ortaç falan çalıyo tüm isteğimi köreltiyo! "değiştirsene şunu bu ne ya" dedim. "tamam ne açim" dedi. valla öyle kaldım aklıma hiçbişey gelmedi.
bi flashın içine müzikleri doldurup "al şunu çal, serdarı da kulaklıkla dinle" diycem.
o yüzden adam gibi bi listeye ihtiyacım var. bi sitede bu iş için oluşturulmuş 10larca şarkılık bi paket de olabilir...
daha önceden kendinizin hazırladığı bi liste de olabilir, ben teker teker indiririm falan...
serdardan kurtarın bizi :|
bi flashın içine müzikleri doldurup "al şunu çal, serdarı da kulaklıkla dinle" diycem.
o yüzden adam gibi bi listeye ihtiyacım var. bi sitede bu iş için oluşturulmuş 10larca şarkılık bi paket de olabilir...
daha önceden kendinizin hazırladığı bi liste de olabilir, ben teker teker indiririm falan...
serdardan kurtarın bizi :|
0
rocky soundtrackleri
live to win
bleach'teki number one
johny b. goode
say say bitmez yahu rocky'i baz al saydır arkasını
live to win
bleach'teki number one
johny b. goode
say say bitmez yahu rocky'i baz al saydır arkasını
0
Şu an dinlediğim Adele - Rolling in the Deep var, bi gözümde canlandırdım, güzel oldu böyle koşu bandında falan.
Ian Carey - Keep on Rising çalardı bizim spor salonu sürekli.
Ian Carey - Keep on Rising çalardı bizim spor salonu sürekli.
0
hocam salonlarda genelde tekno veya rap-hip hop tarzı şeyler çalınır. bence rammstein falan olmaz öyle metal falan çalınmaz salonlarda.
valla benim genelde dinlediklerim bunlar pek tekno sevmediğim için rap ağırlıklı. aslında rap de sevmem ama spor yaparken de bach dinlenmiyor :D
rocky - eye of the tiger ve getting stronger :D
K'Naan - Wavin' Flag
Flo Rida - ROOTS
Me Against You- Lloyd Banks Ft. Young Buck
Iglu & Hartly - In this City
Wylde Bunch- Our Lyfe
matisyahu- one day
valla benim genelde dinlediklerim bunlar pek tekno sevmediğim için rap ağırlıklı. aslında rap de sevmem ama spor yaparken de bach dinlenmiyor :D
rocky - eye of the tiger ve getting stronger :D
K'Naan - Wavin' Flag
Flo Rida - ROOTS
Me Against You- Lloyd Banks Ft. Young Buck
Iglu & Hartly - In this City
Wylde Bunch- Our Lyfe
matisyahu- one day
0
yani bence tempolu şarkılar iyidir. odtünün fitness salonunda virgin radio çalıyolar fena olmuyo. gaza gelme durumu yani
0
walser
"İnsanların hızlı araba kullandıkları yollarda bisiklet sürmemelisin." cümlesini ingilizce nasıl söyleyebilirim?
"İnsanların hızlı araba kullandıkları yollarda bisiklet sürmemelisin." cümlesini ingilizce nasıl söyleyebilirim?
0
you shouldn't ride a bicycle on roads where the people driving cars fast. sanırım böyle
0
cars dememek lazım. çünkü truck, bus filan süren de var o yollarda.
drive'ın türkçe'deki karşılığı araba kullanmak olduğu için türkçe cümlede "araba kullandıkları" diye geçiyor. halbuki orada kastedilen otomobil değil, driving.
"insanların hızlı kullandıkları" diyemeyeceğimiz için "insanların hızlı araba kullandıkları" lafını kullanmışız.
dolayısıyla doğru çevirinin
you shouldn't bike on the roads people drive fast
şeklinde olması gerekir. (evet "ride a bike" demeye de gerek yok çünkü to bike diye fiil var).
drive'ın türkçe'deki karşılığı araba kullanmak olduğu için türkçe cümlede "araba kullandıkları" diye geçiyor. halbuki orada kastedilen otomobil değil, driving.
"insanların hızlı kullandıkları" diyemeyeceğimiz için "insanların hızlı araba kullandıkları" lafını kullanmışız.
dolayısıyla doğru çevirinin
you shouldn't bike on the roads people drive fast
şeklinde olması gerekir. (evet "ride a bike" demeye de gerek yok çünkü to bike diye fiil var).
0
@compadrito detay için teşekkürler.
arkadaşlar iki üç tane daha cümle var. ödevim var ingilizce fakiri olduğumdan işin içinden çıkamadım yardımcı olursanız sevinirim şimdiden sağolun.
"umarım yarın katılacağımız toplantıda bir trajedi olmaz."
"polisin dün yakaladığı adamı parayı çalmakla suçladılar."
"babası kaza geçiren kız saatlerce ağladı."
"ekonomik sıkıntıları olan Türkiye, ülkeye göç etmek isteyen insanları reddetmemelidir."
arkadaşlar iki üç tane daha cümle var. ödevim var ingilizce fakiri olduğumdan işin içinden çıkamadım yardımcı olursanız sevinirim şimdiden sağolun.
"umarım yarın katılacağımız toplantıda bir trajedi olmaz."
"polisin dün yakaladığı adamı parayı çalmakla suçladılar."
"babası kaza geçiren kız saatlerce ağladı."
"ekonomik sıkıntıları olan Türkiye, ülkeye göç etmek isteyen insanları reddetmemelidir."
0
"you shouldn't cycle on the roads, which people drive fast."
bike dersen motosiklet akla gelir önce. ride a bicycle yerine de cycling/to cycle kullan.
bike dersen motosiklet akla gelir önce. ride a bicycle yerine de cycling/to cycle kullan.
0
şunlarda sırayla diğer çeviriler:
I hope there won't be any tragedy in the meeting that we will attend tomorrow.
They accused the man, whom the police caught yesterday, of stealing the money.
The girl whose father had an accident cried for hours.
Turkey, who has economic problems, shouldn't refuse the people who wants to immigrate to the country.
I hope there won't be any tragedy in the meeting that we will attend tomorrow.
They accused the man, whom the police caught yesterday, of stealing the money.
The girl whose father had an accident cried for hours.
Turkey, who has economic problems, shouldn't refuse the people who wants to immigrate to the country.
0
toshiro
selamlar ahali.. iibf mezunu, ortalama notları olan bir kişi olduğunuzu düşünün. yurtdışında yüksek lisans yapmak istiyorsunuz ve burs imkanları da olmalı. buna göre avrupa, asya, amerika hiç farketmez yök denkliği olan bir ülke/ üniversite olsun sadece, nereyi tercih ederdiniz? neden?
selamlar ahali.. iibf mezunu, ortalama notları olan bir kişi olduğunuzu düşünün. yurtdışında yüksek lisans yapmak istiyorsunuz ve burs imkanları da olmalı. buna göre avrupa, asya, amerika hiç farketmez yök denkliği olan bir ülke/ üniversite olsun sadece, nereyi tercih ederdiniz? neden?
0
yurtdışında burslu okumak için ya iyi bir projen olmalı, ya başarılı bir öğrenci olmalısın ve iyi bir okulda eğitim görmüş olmalısın bu notlar yanında, ya bir tanıdığın olmalı ki belli ki yok ya da burs için başvuracağın kurumlara gittiğinde onlara bir şeyler katacağını kanıtlamalısın.
ve burs dediğin araştırarak ve kovalayarak bulunur, bu kadar hedefsizce istekler içinde olmandan dolayı da bu kararını tekrar düşünüp ve tartmalısın. yurtdışında yaşamak zordur, pahalıdır ve büyük bir adımdır, ne istediğin konusunda bu kadar genişlik sahibi olman biraz kararsızlık örneği gibi. neresi olursa olsun da olsun mantığı hayırlı sonuçlar vermez.
ve burs dediğin araştırarak ve kovalayarak bulunur, bu kadar hedefsizce istekler içinde olmandan dolayı da bu kararını tekrar düşünüp ve tartmalısın. yurtdışında yaşamak zordur, pahalıdır ve büyük bir adımdır, ne istediğin konusunda bu kadar genişlik sahibi olman biraz kararsızlık örneği gibi. neresi olursa olsun da olsun mantığı hayırlı sonuçlar vermez.
0
yurtdisinda burslu master imkansiza yakin bir seydir.
olursa da doktora bütünlesik ya da sadece master bursu icinse
iyi notlar
iyi projeler
coook saglam referans
cok ilginc bi kisilik olmak
gibi kriterler lazim,bunlar ayri ayri da olabilir.ilginc kisilikten kastim"ben coh komigim agbi" degil elbette,türkiye sörf sampiyonu olmak ,avrupada bir kurumda baskan olmak gibi seyler.eger diger kriterler yeterli olmazsa referans olarakta silvio berlusconi,kemal dervis,bill clinton filan olabilirse burs gene gelir...
olursa da doktora bütünlesik ya da sadece master bursu icinse
iyi notlar
iyi projeler
coook saglam referans
cok ilginc bi kisilik olmak
gibi kriterler lazim,bunlar ayri ayri da olabilir.ilginc kisilikten kastim"ben coh komigim agbi" degil elbette,türkiye sörf sampiyonu olmak ,avrupada bir kurumda baskan olmak gibi seyler.eger diger kriterler yeterli olmazsa referans olarakta silvio berlusconi,kemal dervis,bill clinton filan olabilirse burs gene gelir...
0
@madyb, burs ile ilgili dediğin şeyleri biliyorum. o kadar da alakasız bi insan değilim, sadece burdan gelecek olan fikirleri ve yönlendirmeleri merak ettim. sorumu sanırım lastikli bir şekilde sormuşum, "yüksek lisansı nerede yapayım?" diye sormamıştım "siz olsanız nerede yaparsınız?" diye sormuştum.. belki burdan gelen farklı bir bilgi, tecrübe, yeni bir seçenek başka bir araştırma süreci olur benim için..
@when i was a child, bütünleşki doktora programıyla daha önce de karşılaşmıştım ama çok üstünde durmamıştım, araştırıcam bunu..
evet odak noktasını burstan tercihlere kaydırırsak, hangi ülkeyi/ üniversiteyi tercih ederdiniz? neden? mesela bi arkadaşım şu an çin'de burslu olarak okuyor ve çok memnun, bunun gibi örnekleri merak ediyorum daha çok.
@when i was a child, bütünleşki doktora programıyla daha önce de karşılaşmıştım ama çok üstünde durmamıştım, araştırıcam bunu..
evet odak noktasını burstan tercihlere kaydırırsak, hangi ülkeyi/ üniversiteyi tercih ederdiniz? neden? mesela bi arkadaşım şu an çin'de burslu olarak okuyor ve çok memnun, bunun gibi örnekleri merak ediyorum daha çok.
0
invicta
selam gurulartdk'ya göre koltuk altı fekat sözlükte koltukaltı şeklinde birleşik kullanımı yaygın, nasıl olacak şimdi.ayrıca biri şu melodiyi nerden bulacağımızı da söylese negzel olur.(git: http://www.youtube.com/watch?v=YXDi409Jvd8))
selam gurular
tdk'ya göre koltuk altı fekat sözlükte koltukaltı şeklinde birleşik kullanımı yaygın, nasıl olacak şimdi.
ayrıca biri şu melodiyi nerden bulacağımızı da söylese negzel olur.
(git: www.youtube.com
tdk'ya göre koltuk altı fekat sözlükte koltukaltı şeklinde birleşik kullanımı yaygın, nasıl olacak şimdi.
ayrıca biri şu melodiyi nerden bulacağımızı da söylese negzel olur.
(git: www.youtube.com
0
önce bir hususa açıklık getireyim. yazım ile ilgili konularda tdk kesinlikle referans alınmamalıdır; alınmıyor da. sebebi de 1980 darbesinden sonra yapısının değiştirilmesi sonucunda imza attığı bir sürü tutarsız uygulama. sözgelimi birkaç yıl öncesine dek hıristiyan olarak bildiğimiz sözcük için tdk çıkıyor "bundan sonra hristiyan yazacağız" diyor. bu tutum akademide, reklamcılıkta veya yayıncılıkta ciddiye alınmıyor. en çok bileşik sözcüklerin yazımında çıkıyor bu tutarsızlıklar. sözgelimi adamsendecilik sözcüğünü adam sendecilik diye yazmışlar. yahu madem her şeyini ayrı yazıyorsun, adam sen decilik diye yazar insan. buna benzer bir sürü dil mantığına aykırı uygulamaları var.
akademide ve yayıncılıkta tdk yerine ana yazım kılavuzu kullanılıyor. ancak onun da eksik yanları var. ben ana yazım kılavuzuna baktım ama koltuk altı'nı bulamadım. koltukaltı ile kastedilen tek bir sözcüktür - bileşik sözcüktür - diyorsanız birleşik yazılması gerekir. ama "koltuğunun altında" gibi bir kullanım mümkünse ayrı yazılmalıdır. türkçede pekâlâ "koltuğunun altını temizledi" gibi bir kullanım mevcut. dolayısıyla bence ayrı yazılması gerekir. yani tdk burada tutturmuş.
akademide ve yayıncılıkta tdk yerine ana yazım kılavuzu kullanılıyor. ancak onun da eksik yanları var. ben ana yazım kılavuzuna baktım ama koltuk altı'nı bulamadım. koltukaltı ile kastedilen tek bir sözcüktür - bileşik sözcüktür - diyorsanız birleşik yazılması gerekir. ama "koltuğunun altında" gibi bir kullanım mümkünse ayrı yazılmalıdır. türkçede pekâlâ "koltuğunun altını temizledi" gibi bir kullanım mevcut. dolayısıyla bence ayrı yazılması gerekir. yani tdk burada tutturmuş.
0
birleşik kelimelerle ilgili şöyle bir kural vardır. ayrı yazıldıklarında başka anlam ifade eder, birleşik yazıldığında başka anlam. koltuk altı dersek berjerin altı gibi olur o yüzden ben oyumu koltukaltından yana kullanıyorum. kelimeye ek koymak gerektiğinde ise tabi bölücez ama sonuçta cümle içinde kullandığımı için anlamında karışıklık olmayacak.
0
@kediebesi bileşik (sonradan bazılarınca birleşik denmeye başladı. birleşik değil, bileşik doğrusu) sözcüklerin oluşmasındaki tek yok anlam değişimi değil.
üç yolla bileşik sözcük oluşur:
1-anlam değişimi yoluyla
2-ses değişimi yoluyla
3-dizimsel kalıplaşma yoluyla
burada üçü de yok. sizin dediğinizi tartışacak olursak, anlamsal değişme yok. çünkü koltuk sizin bildiğiniz anlamda üstüne oturmaya yarayan kolçaklı şeyden başka bir anlama da geliyor. o da omuz başının altında, kolun gövdeyle birleştiği yer. koltuk altı/koltuğun altı da buranın altındaki kısım anlamına geliyor.
üç yolla bileşik sözcük oluşur:
1-anlam değişimi yoluyla
2-ses değişimi yoluyla
3-dizimsel kalıplaşma yoluyla
burada üçü de yok. sizin dediğinizi tartışacak olursak, anlamsal değişme yok. çünkü koltuk sizin bildiğiniz anlamda üstüne oturmaya yarayan kolçaklı şeyden başka bir anlama da geliyor. o da omuz başının altında, kolun gövdeyle birleştiği yer. koltuk altı/koltuğun altı da buranın altındaki kısım anlamına geliyor.
0
microfiction sağol üşenmemiş açıklamışsın. ben kendi mantığımı yazdım. kılavuzlara girmemiş, bi tek netteki bi kılavuzda buldum koltuk altı denmiş.
aklıma arkadaşımın kardeşi geldi, yılbaşında hediye edilen deodorana bu ne diyip, koltuk altı deodoranı cevabını alınca kokuyu kanepelerin altına sıkmıştı. :) bu da böyle bi anı olsun.
aklıma arkadaşımın kardeşi geldi, yılbaşında hediye edilen deodorana bu ne diyip, koltuk altı deodoranı cevabını alınca kokuyu kanepelerin altına sıkmıştı. :) bu da böyle bi anı olsun.
0
bence kullandığın yere göre değişir. insanın koltukaltı. koltuğun koltuk altı gibi.
0
Elbette "koltuk altı" doğrusu.
@microfiction İnsanları yanlış yönlendirmeyin. Hangi akademik çevrede TDK'nın kaale alınmadığını gördünüz? Açıklar mısınız lütfen?
@microfiction İnsanları yanlış yönlendirmeyin. Hangi akademik çevrede TDK'nın kaale alınmadığını gördünüz? Açıklar mısınız lütfen?
0
Koltuk altı, bitişik yazılmıyor olabilir ama o da bir birleşik kelimedir.
@microfiction Ayrıca, gramer terimi olarak kullanılacaksa, doğru olan kullanım "birleşik" olandır.
@microfiction Ayrıca, gramer terimi olarak kullanılacaksa, doğru olan kullanım "birleşik" olandır.
0
@greenish insanları yanlış yönlendirdiğim yok. gerçekleri yazdım. "ayrı yazılan bi[r]leşik sözcük" gibi saçmalıklar yüzünden tdk dikkate alınmıyor. tabii bu dediğim durum müfredatı öğretmekle yükümlü türkçe öğretmenlerimiz için geçerli değil. onlar bile ilköğretimde farklı öğrettiklerini lisede farklı öğretiyorlar. böylece bir ikiliğe sebep olunuyor. onlar yılların bileşik sözcüğünü çocuklara birleşik sözcük diye öğretmekle yükümlüler. arzu ederseniz ösym'nin üniversite sınavı için hazırladığı soru kitapçıklarına bakın, bakalım. hangi kılavuz esas alınmış?
1980 darbesinden sonra tasfiye edilen eski tdk başkanı ömer asım aksoy başkanlığında hazırlanan kılavuzda darbe sonrasınaki tdk'nın tutarsızlıkları, çelişkileri, dil mantığına aykırı uygulamaları anlatılmıştır. dilerseniz alıp okuyabilirsiniz.
1980 darbesinden sonra tasfiye edilen eski tdk başkanı ömer asım aksoy başkanlığında hazırlanan kılavuzda darbe sonrasınaki tdk'nın tutarsızlıkları, çelişkileri, dil mantığına aykırı uygulamaları anlatılmıştır. dilerseniz alıp okuyabilirsiniz.
0
Bakınız, hala net bilgi vermiyorsunuz. "Hangi akademik çevre TDK'yı ciddiye almıyor? Kaale almıyor?"
Ayrı yazılan birleşik sözcükler de (sizin deyiminizle saçmalık) gramer kuralları dahilindedir ve mantıklıdır. Dil hakimiyeti olan herkes bunu kolayca fark eder. Hatta isterseniz bin dokuz yüz kırk dokuz tarihli sözlüğe bakarsanız orada da bu kelimelere rastlayacaksınız. Bu demek oluyor ki "saçmalık" diye adlandırarak belli bir döneme ait olduklarını iddia ettikleriniz; esasında çok daha eskilere ait ve bağlı olduğunuzu söylediğiniz kurallar dahilinde.
Ayrı yazılan birleşik sözcükler de (sizin deyiminizle saçmalık) gramer kuralları dahilindedir ve mantıklıdır. Dil hakimiyeti olan herkes bunu kolayca fark eder. Hatta isterseniz bin dokuz yüz kırk dokuz tarihli sözlüğe bakarsanız orada da bu kelimelere rastlayacaksınız. Bu demek oluyor ki "saçmalık" diye adlandırarak belli bir döneme ait olduklarını iddia ettikleriniz; esasında çok daha eskilere ait ve bağlı olduğunuzu söylediğiniz kurallar dahilinde.
0
akademik çevre demedim, akademi, yayıncılık ve reklamcılık dedim. ayrıntılı bilgi istiyorsanız öss (şimdiki adı ne oldu bilmiyorum ama kimin hazırladığını biliyorsunuz), belli başlı yayınevleri (sözgelimi iletişim, can, metis, yky, everest) ve üniversite yayınlarında tdk'nın esas alınıp alınmadığına bakın. uzun uzadıya liste çıkaracak halim yok.
yukarıda, tdk tutarsız ve mantıksız uygulamalarıyla ilgili bir iki örnek verdim. siz türkçe öğretmeni olarak okullarda tdk'ya uymak zorunda olabilirsiniz ama türkçe okuyan-konuşan-yazan ve türkçeyi bilen diğer insanların böyle bir zorunluluğu yok.
"ayrı yazılan birleşik sözcükler"e esas teşkil eden ve dil hakimiyeti olan herkesin kavrayacağını iddia ettiğiniz 'kural' için mantıklı diyorsunuz ama tamamen tutarsız. bu kurala göre bileşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden her biri kendi anlamını koruyorsa ayrı yazılır deniyor. ama ilkbahar, şeşcihar, teyzezade, amcazade, cumhurbaşkanı, yüzyıl gibi sözcüklerde bu geçerli değil. tdk'nın uygulaması diğer pek çok uygulaması gibi tutarsız ve dönemden döneme değişiklik gösteriyor. düzeltme iminin kullanımı bu tutarsızlıklara en güzel örnektir.
p.s. noktalı virgülü yanlış kullanıyorsunuz.
yukarıda, tdk tutarsız ve mantıksız uygulamalarıyla ilgili bir iki örnek verdim. siz türkçe öğretmeni olarak okullarda tdk'ya uymak zorunda olabilirsiniz ama türkçe okuyan-konuşan-yazan ve türkçeyi bilen diğer insanların böyle bir zorunluluğu yok.
"ayrı yazılan birleşik sözcükler"e esas teşkil eden ve dil hakimiyeti olan herkesin kavrayacağını iddia ettiğiniz 'kural' için mantıklı diyorsunuz ama tamamen tutarsız. bu kurala göre bileşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden her biri kendi anlamını koruyorsa ayrı yazılır deniyor. ama ilkbahar, şeşcihar, teyzezade, amcazade, cumhurbaşkanı, yüzyıl gibi sözcüklerde bu geçerli değil. tdk'nın uygulaması diğer pek çok uygulaması gibi tutarsız ve dönemden döneme değişiklik gösteriyor. düzeltme iminin kullanımı bu tutarsızlıklara en güzel örnektir.
p.s. noktalı virgülü yanlış kullanıyorsunuz.
0
bu arada eskinin tartışması olmuş, ama microfiction'ın terazisine bir tık.
TDK tutarsızlıklarından ve mantıksızlıklarından dolayı pek çok ciddi yayında kale alınmıyor. ki microfiction yeterince net ve açık örnekler vermiş. onu da geçtim "kaale almak" diye bir şey de yok hani. dil mil eleştiriyorsunuz milleti de önce kendinize çeki düzen verin sevgili panpa. ki eklemek de isterim noktalı virgül kullanımız da yanlış azizim panpito.
TDK tutarsızlıklarından ve mantıksızlıklarından dolayı pek çok ciddi yayında kale alınmıyor. ki microfiction yeterince net ve açık örnekler vermiş. onu da geçtim "kaale almak" diye bir şey de yok hani. dil mil eleştiriyorsunuz milleti de önce kendinize çeki düzen verin sevgili panpa. ki eklemek de isterim noktalı virgül kullanımız da yanlış azizim panpito.
0
aboutablank
Tam türkçe karşılığıkıdemli mühendis?başmühendis?üst düzey mühendis?Hangisidir?
Tam türkçe karşılığı
kıdemli mühendis?
başmühendis?
üst düzey mühendis?
Hangisidir?
kıdemli mühendis?
başmühendis?
üst düzey mühendis?
Hangisidir?
0
tecrübeli mühendis, kıdemli mühendis uygun, çünkü altlarında çalışan biri olmuyor, baş mühendis falan denmez..
0
kıdemli mühendis demektir.
ayrıca bu yüksek mühendis oluyorsa o zaman "junior engineer" da ergen/alçak mühendis olur.
ayrıca bu yüksek mühendis oluyorsa o zaman "junior engineer" da ergen/alçak mühendis olur.
0
oradaki senior da akademik zaten ve yüksek mühendis anlamına geliyor. yüksek mühendis de önceden yüksek lisans yapmadan alınabilen bir ünvandı zira eğitim 5 sene sürmekteydi ve bu ünvanı sağlayacak donanımlara sahipti. www.eksisozluk.com
yurtdışında ise 3+2 ila 4+2 bitişik okunan mühendislik fakülteleri hala var ve buradan alınan eğitimler sonunda eğitim içeriğine master da dahil olduğu için "yüksek" sıfatı alınılabiliyor. kısaca senior engineer dediğin adam minimum 5 yıllık mühendislik programı bitirmiş bir insan oluyor ve bakelorya adı altında okurken programlarına dahil edilen master programlarını da bitiriyorlar.
cosmicstring, daha önce de hatalı çeviri yardımları yaptığına denk gelmiştim. lütfen eminsen bile, belki de yanlış hatırlıyorumdur ya bir daha bakayım diyerek yazmadan önce duraksarsan iyi olabilir.
yurtdışında ise 3+2 ila 4+2 bitişik okunan mühendislik fakülteleri hala var ve buradan alınan eğitimler sonunda eğitim içeriğine master da dahil olduğu için "yüksek" sıfatı alınılabiliyor. kısaca senior engineer dediğin adam minimum 5 yıllık mühendislik programı bitirmiş bir insan oluyor ve bakelorya adı altında okurken programlarına dahil edilen master programlarını da bitiriyorlar.
cosmicstring, daha önce de hatalı çeviri yardımları yaptığına denk gelmiştim. lütfen eminsen bile, belki de yanlış hatırlıyorumdur ya bir daha bakayım diyerek yazmadan önce duraksarsan iyi olabilir.
0
@madyb: "Senior engineer"ın kullanımı bizim anladığımız anlamda "yüksek mühendis" değil. Yani biri yüksek lisans derecesini aldıktan sonra "senior engineer" aranan bir işe başvurursa gülerler. Bu durumda yüksek mühendis "senior engineer"ı karşılamaz.
0
yahu yazdıklarımı okumadın galiba? daha tartışmıyorum oraya linkleri attım senior ünvanının ve türkiyede de yüksek ünvanının nasıl alındığından bahsettim. azıcık araştırın yahu çok mu zor. illa tamam haklı çıkacaksınız, özür dilerim ben ve pek çok elimin altındaki teknik terimler sözlüğü falan hepimiz yalan söylüyoruz. teşekkürler.
0
Yazdıklarınızı okudum, okumadan önce de biliyordum bunları zaten. Mühendislik yüksek lisansım ve doktoram var, izin verin sizin sözlüğünüzden daha iyi bileyim :)
0
çevirmenlik de benim profesyonel alanım ve demek ki sözlüğümden daha iyi bilmiyorsunuz. zira o sözlüğü hazırlayan kişiler de y.s'si ve doktorası olan isimler. keza ben de mühendislik terimlerine aşina biriyim ve çevirilerini profesyonel olarak yaptım. sektörde kelimenin ve ünvanın kullanımı ne hale getirdiğinizi bilmiyorum mühendisler ve işverenler olarak, fakat bu senior engineer= yüksek mühendistir.
p.s: kaldı ki yüksek lisans yapan yüksek mühendistir de dememişim, düzgün de okumamışsın, artık y.s yapma zorunluluğu bulunduran bir ünvanmış bundan bahsetmişim bununla birlikte önceden bu ünvana bu şekilde ulaşılabiliyordu-yukarıda belirttiğim gibi-.
p.s: kaldı ki yüksek lisans yapan yüksek mühendistir de dememişim, düzgün de okumamışsın, artık y.s yapma zorunluluğu bulunduran bir ünvanmış bundan bahsetmişim bununla birlikte önceden bu ünvana bu şekilde ulaşılabiliyordu-yukarıda belirttiğim gibi-.
0
Pekiyi o halde. Soruyu soran istediğine inansın.
Not: Bir gün "sektör" için çeviri yaparsanız bu konuda anlamın kavramı karşılamadığını lütfen gözönünde bulundurun.
Not: Bir gün "sektör" için çeviri yaparsanız bu konuda anlamın kavramı karşılamadığını lütfen gözönünde bulundurun.
0
bir soru sormuşum almış gitmiş başını bakmıyorum da ne kadardır,
şimdi o senior engin. senin akademik title ını değil, iş tecrübeni göstermekte.
zira çalıştığım firmada ki italyada bir mühendislik firmasında çalışıyorum, herkes yüksek mühendis (düz mühendis yok) bir çok kişi de doktor ve üstü.
bir proje yapılırken ama 5 yıl ve üstü deneyimi olana senior olmayana normal mühendis deniyor.
şimdi o senior engin. senin akademik title ını değil, iş tecrübeni göstermekte.
zira çalıştığım firmada ki italyada bir mühendislik firmasında çalışıyorum, herkes yüksek mühendis (düz mühendis yok) bir çok kişi de doktor ve üstü.
bir proje yapılırken ama 5 yıl ve üstü deneyimi olana senior olmayana normal mühendis deniyor.
0
jpsartre
Merhaba.Özel üniversitede okuyorum ve 1.sınıfım.burssuz oldğumu düşünelim aynı üni. içinde bölümümü değiştirebilir miyim?
Merhaba.
Özel üniversitede okuyorum ve 1.sınıfım.burssuz oldğumu düşünelim aynı üni. içinde bölümümü değiştirebilir miyim?
Özel üniversitede okuyorum ve 1.sınıfım.burssuz oldğumu düşünelim aynı üni. içinde bölümümü değiştirebilir miyim?
0
bi arkadaşım, mimarlıktan tıp'a geçti özel bi üniversitede. değiştirirsin ama koşulları falan vardır, öğrenci işlerine sor.
0
elbette değiştirebilirsiniz ama tabi bazı şartlar gerekiyor. hangi üniversitede olduğunuzu söylerseniz burada daha yardımcı olabilirler.
0
mimarlıktan tıbba geçmek demişsinizde öyle olsa anasını ağlatırlar olayın. daha net açıklaması şu farz edelim 2008 de mimarlık okumak için hötdemezötde üniversitesine girdin eğer o sene mimarlığa girdiğin puanın(ilgili puandan bahsediyorum mf1 ya da 3 ne bilim) tıbba yetiyorsa geçiş olabilir ama belki. çünkü çoğu özel genel fark etmez okul sadece fakülte içi geçişe izin verir.
özel üniversitelerin bir kaçı hariç yol geçen hanı değil hayallerdeki gibi.
özel üniversitelerin bir kaçı hariç yol geçen hanı değil hayallerdeki gibi.
0
bilgi üniverstesi/psikolojideyim. radyo televizyon sinemaya geçmek istiyorum.sözel puanım girdiğim sene yetiyodu.başka okula geçmek aynı bölümde filan nasıl oluyo peki?
0
hocam bende bilgideyim. bu tür konuları bölümün kontenjanına bakarak konuşmak gerek. Bunun dışında birde gidip bölüm direktörü ile falan görüşmen gerek. mesela sağlık bilimlerine geçiş imkansızdır bilgide birsen hoca puanı yetmeyenlerin dandik bölüm yazıp o bölüme geçmeye çalışmasına direk set koymuştur. Ama puanında yetiyorsa büyük olasılık sorun çıkmaz. Bölüm başkanı ile bir görüş en iyisi. Yalnız burs normalde kalkıyor. Çok iyi bir puanın varsa düşünülebilir tabi orası ikili ilişkilere kalmış.
0
kocayusuf
bide tecrübe ve tavsiye ettiğiniz bir site var mı?
bide tecrübe ve tavsiye ettiğiniz bir site var mı?
0
ben fırsat sitesinden alışveriş yapmadan önce ürünü internette araştıyorum. bazen oldukça uygun fiyata ürün alabilyorken bazen de fiyatı yüksekmiş gibi gösterilip her yerden alabileğiniz bir fiyata satabiliyorlar. örneğin ben markafoni ilk açıldığı zamanlarda 19,90'a aldığım bir nevi beslenme çantası/sefertası olan bir ürünün bir iki gün önce mediamarktta sepetlerin içinde indirim etiketiyle 35 liraya satıldığını gördüm. bunu düşününce evet karlı bir alışveriş yapmışım :)
0
Ben genelde şuradan takip ediyorum:
forum.donanimhaber.com
Yorumlar oluyor, piyasaya göre değerlendiriyor kullanıcılar. İyi oluyor.
forum.donanimhaber.com
Yorumlar oluyor, piyasaya göre değerlendiriyor kullanıcılar. İyi oluyor.
0
gözlemlediğim kadarıyla yemek içecek olaylarında normal müşteri kadar ilgi alaka görmüyorsunuz. fiyatınız belli olduğundan gittiğiniz mekanda düdük gibi oturuyorsunuz. üç kuruş için garsonlardan fukara muamelesi görmenizde yanınıza kalıyor.
0
lokanta tarzı yerlerde kullanmam ama fast food pizza vs için kullanırım. bir de şöyle bir durum var mesela (bkz: jetmilstar) yani piyasa dolandırıcı çakal firma da dolu. satıcı sitenin yanında hizmeti veren firmanın da bilinen ve mümkünsel kurumsal olması çok önemli.
not: jetmistar rezaletinden sonra yakala.co paramı hiç uğraştırmadan ödedi o ayrı.
not: jetmistar rezaletinden sonra yakala.co paramı hiç uğraştırmadan ödedi o ayrı.
0
diyojenimtırak
soru başlıkta..
soru başlıkta..
0
sweet child o mine
Merhaba,Soru kısmen başlıkta. HDMI veya harici hard disk bağlantılarında bildiğim kadarıyla kablo uzadıkça performansta düşüş oluyor. Aynı şey gitar kablosu için de geçerli mi acaba?
Merhaba,
Soru kısmen başlıkta. HDMI veya harici hard disk bağlantılarında bildiğim kadarıyla kablo uzadıkça performansta düşüş oluyor. Aynı şey gitar kablosu için de geçerli mi acaba?
Soru kısmen başlıkta. HDMI veya harici hard disk bağlantılarında bildiğim kadarıyla kablo uzadıkça performansta düşüş oluyor. Aynı şey gitar kablosu için de geçerli mi acaba?
0
kablonun üzerinde ne kadar direnç gösterdiği yazar
fakat bu 100 metre kabloda düşen sinyali belirler
yani senin kullanacağın 10 metre kablodan dolayı kalite düşmez farkedilir fark için çok büyük ölçekli muhabbetlerde konuşmak gerekir, wembley deki konserlerde falan hesaplanan davalar.
fakat bu 100 metre kabloda düşen sinyali belirler
yani senin kullanacağın 10 metre kablodan dolayı kalite düşmez farkedilir fark için çok büyük ölçekli muhabbetlerde konuşmak gerekir, wembley deki konserlerde falan hesaplanan davalar.
0
Düşer. Dibox'lar, balance'lı kablolar bunun için kullanılıyor. 3-4 metreden fazla balance'sız kablodan audio sinyali taşıdığınızda resmen highpass filter gibi davranıyor. Genlik düştüğü için headroom da daralıyor.
0
hoshaphchi
yahu benim bu kısma yazacağım hiçbir şey yok. ya da aklıma gelmiyor. satranç,basketbol gibi şeyler yazmak da olmaz. siz ne yazıyorsunuz mesela?
yahu benim bu kısma yazacağım hiçbir şey yok. ya da aklıma gelmiyor. satranç,basketbol gibi şeyler yazmak da olmaz. siz ne yazıyorsunuz mesela?
0
grupça yapılabilecek eylemler yaz. örneğin tırmanış, yürüyüş gezi kulüpleri vesaire.
0
yazmasan da olur aslinda. kimsenin "lan bu herif/hatun cok aktif, hemen istedigi pozisyona alalim biz bunu" dedigini zannetmiyorum. onemli olan tecrube ve egitim alanlari.
0
çok da önemli değil ama zor olmayan şeyleri yazın; fotoğraf çekmek, seyahat etmek, spor yapmak gibi.. hepimiz fotoğraf çekeriz sonuçta makine olunca, seyahat ederiz para olunca, halı saha maçı da yaparız spor açısından vs..
0
hobi gibi şeylerin pek de önemi yok. tecrübeleriniz hakkında doyurucu bilgi vermeye çalışın, bu kısım yetersiz ise cvler direkt elenir. yeni mezun iseniz okuldaki projelerinizi, stajınızı vs. ön plana çıkartmaya bakın.
0
yaptığın yapmadığın sporları aktiviteleri yaz ama , tenis yazıp da Nadal'ı sever misin dediklerinde o kim diye sorma, bazı İKcılar extrem sporları sever, bazıları da ya bu adam çok sosyal, aktivite peşinde iş yapmaz diye düşünür, sen fazla göze batmayan şeyler yaz en iyisi:)
0
genel yanlış kanı sosyal aktivite ve hobiler çok tırt hiç gereği yoktur. özellikle ciddi bir yere başvuruyorsanız hayvan gibi de önemlidir. yaratacağınız sinerjiden tutun da o hobileriniz kağıt üstünde sizin takım çalışmasına uygunluğunuza kadar pek çok ipucu verebiliyor. aynı zamanda karşı tarafa da dolu bir insan olarak gözükmeniz konusunda faydalı.
0
bir kere satış işine başvuruyorsan ya da aktif insan ilişkilerinde bulunan işe hobiler deli gibi önemli. bütün gün kütüphanede oturmuş adamı napsın şirket satış için_? cvde yalan hoş bişi değil ama hobi bu sonuçta. kimse yalanlayamaz çok uçuk atmadıkça. futbol yazarsın gider oynarsın. kimse sana kötü oynuyorsun lan diyemez.
bir de işe göre hobi var mesela. çok gezilecek işse seyahat etmek yazmak şart.
bir de işe göre hobi var mesela. çok gezilecek işse seyahat etmek yazmak şart.
0
c1b2k3
her zaman yanımda olacaksınız. yada her zaman benimle olacaksınız cümlesini bildiğiniz yabancı dillere çevirip yazar mısınız? yanında neyce olduğu belirterek.
her zaman yanımda olacaksınız. yada her zaman benimle olacaksınız cümlesini bildiğiniz yabancı dillere çevirip yazar mısınız? yanında neyce olduğu belirterek.
0
sarete sempre con me (italyanca)
her zaman benimle olacaksın demek istersen şayet "sarai sempre con me"
her zaman benimle olacaksın demek istersen şayet "sarai sempre con me"
0
yukardaki almanca çeviri yanlış.doğrusu şöyle:
Sie werden immer bei mir sein. (tekil şahıs/saygı formu)
Ihr werdet immer bei mir sein. (2.çoğul şahıs)
Sie werden immer bei mir sein. (tekil şahıs/saygı formu)
Ihr werdet immer bei mir sein. (2.çoğul şahıs)
0
Hollandaca - Felemenkçe olan şöyle...
U zult altijd bij me zijn. (siz)
Jij zult altijd bij me zijn. (sen)
U zult altijd bij me zijn. (siz)
Jij zult altijd bij me zijn. (sen)
0
dokuzeylul
Mezopotamyalılar, dun gece saat 00:00 civarı, koşuyorum, endorfine ihtiyacım var, orta derece hararet yapmışım herneyse yaşadığım yerde büyükçe bir koşu alanı bulunur ağaçıklıdır. KOşarken sesler duydum bi ara çatır çutur çattanak diye kafamı bir kaldırdım koca bir ağaç dalı üstüme gelıyor, dal dedi
Mezopotamyalılar, dun gece saat 00:00 civarı, koşuyorum, endorfine ihtiyacım var, orta derece hararet yapmışım herneyse yaşadığım yerde büyükçe bir koşu alanı bulunur ağaçıklıdır. KOşarken sesler duydum bi ara çatır çutur çattanak diye kafamı bir kaldırdım koca bir ağaç dalı üstüme gelıyor, dal dediğim bacağım çapında tam altındayım. koşar haldeyim, ne yapacağımı bilemeden kendimi çimlere doğru attım, yuvarlandım ve bir dal sırtımı sıyırdı, kanattı. bacaklarıma da birseyler geldı sıyrıldı kanadı falan oyle onemlı bırsey olmadı.Yoldan gecenler falan geçmiş olsuna geldiler. Olaya bak Spartalı, zaten contalar yanık, rahatlamak ıcın koşuyorum, kafama ağaç düşüyor. bu nasıl bir şanstır ha tam altından gecerken. bir de normalde mp3 çalarla koşarım yanıma almamıştım şarjı bıtıktı. Ağaç beni gözüne kestirmiş olabilir mi ne dersin?
-Şimdi Final Destination 6'da ufak da olsa bir rol kapabilir miyim bu senaryoyla telefon açsam boyle boyle oldu desem?
-Şimdi Final Destination 6'da ufak da olsa bir rol kapabilir miyim bu senaryoyla telefon açsam boyle boyle oldu desem?
0
mp3 çalarının şarjı neden bitikti? senin bu olayda ciddi bir şekilde yaralanmaman için.
evet bir sırlar dünyasının daha sonuna geldik...
evet bir sırlar dünyasının daha sonuna geldik...
0
"KOşarken sesler duydum bi ara çatır çutur çattanak diye"
"kafamı bir kaldırdım koca bir ağaç dalı üstüme gelıyor"
"normalde mp3 çalarla koşarım yanıma almamıştım şarjı bıtıktı."
bunlar bizi ilgilendiriyor.
mesaj şu; gece 12 de hem koş hem mp3 dinle olayına girme. başına olağandışı bir şey (ağaç) gelecek olsa ölüm riskini minimuma indir.
şu an ölmüş olabilirdin net.
"kafamı bir kaldırdım koca bir ağaç dalı üstüme gelıyor"
"normalde mp3 çalarla koşarım yanıma almamıştım şarjı bıtıktı."
bunlar bizi ilgilendiriyor.
mesaj şu; gece 12 de hem koş hem mp3 dinle olayına girme. başına olağandışı bir şey (ağaç) gelecek olsa ölüm riskini minimuma indir.
şu an ölmüş olabilirdin net.
0
eve gidip şükür namazı kılmayan dokuzeylul'un başına bir daha ki bölümde ne gelecek? ailesinin sözünü dinlemeyen satanist evlat dokuzeylul'un şok görüntüleri. hepsi sırlar kapısının gelecek bölümünde.
0
Normal şartlar altında sporu düzenli şekilde akşamustu yaparım. dun gece iyi değildim ve spor yapmam gerektiğini hissettim. Ancak bu sekılde kendime gelebiliyorum. Yani normalde geceleri koşmam.
0
aslında o ağaç senin yıllar önce sadaka vermediğin dilenci dede. ohohoho dostum maceran henüz yeni başlıyor.
0
funkyfun
adı markası falan..
adı markası falan..
0
retarded
gandalf aşağı düşerken neden tutmadılar ?
gandalf aşağı düşerken neden tutmadılar ?
0
aslında tutmak istiyolar ama aragorn izin vermiyo sanırım çünkü zemin çok sakat, ortası olmayan bi köprünün ucundalar. bi de gandalf kendini bırakıyo zaten hop diye.
0
aragorn bıraksa frodo da yanında gidecekti ama işte... sonra ateşle sınandı gandalf the white oldu. (gereksiz bilgiler)
0
çünkü kitapta gandalfın oraya tutunması diye bir şey yok. balrog gandalf'ı bacağından yakalayıp direk aşağı düşürüyor, gandalf da düşerken kaçsanıza aptallar diye bağırıyor..
filmde ise etkileyici olması için gandalfı oraya tutundurmuşlar ve ortaya böyle saçma bir sonuç çıkmış..
filmde ise etkileyici olması için gandalfı oraya tutundurmuşlar ve ortaya böyle saçma bir sonuç çıkmış..
0
zaten adım atılsa yıkılcak bir köprü üzerindeydiler, goblinler ok yağdırıyordu, gandalf beni bırakın, kaçın falan dedi o yüzden.
0
ya su fılmden hıc haz almadım, hem de hiç. Walt Disney yapımları gibi geliyor bana
0
aynen ben de onay vereyim bari, filmin dingilliği. gandalf sırtını döndüğünde balrog ateşli kırbacıyla ayağından yakalayıp aşağı çekiyor, kardeşlik çaresizce bakarken ve düşerken " fly you fooools" diye bir bağırış duyuluyor.
adam maia ama düşerken tutunduğu yerden kendini çekecek gücü filan yok mantıksız işler bunlar.
adam maia ama düşerken tutunduğu yerden kendini çekecek gücü filan yok mantıksız işler bunlar.
0
dokuzeylul
Ben er kişisiyim. denizde yüzerken tanıstık, sonra kumsalda bıraz sohbet ettık. çok begendim, hatta heyecan duydum, bellı etmedım. Hatta uzun suredır boylesı kalite biriyle tanısmamıstım. Çok elit bir sohbetımız oldu. 1 saat denıze, 1 saat plajda sohbet ettık. telefon nummarasını verdı talep etmeden
Ben er kişisiyim. denizde yüzerken tanıstık, sonra kumsalda bıraz sohbet ettık. çok begendim, hatta heyecan duydum, bellı etmedım. Hatta uzun suredır boylesı kalite biriyle tanısmamıstım. Çok elit bir sohbetımız oldu. 1 saat denıze, 1 saat plajda sohbet ettık. telefon nummarasını verdı talep etmeden. ıkı gun gectı aradan kasıtlı aramadım sormadım. 3. gun yanı dun kısa bır mesaj cektım sadece, vaziyet durum sorma, hanı sohbet olsun ıstiyorum. Ulen bu saat oldu bir cevap dahi vermedi. Bu nedir şimdi arkadaş! Numara verırken konser şu bu ot çöp tiyatro sinema diyodu. bir kısa mesaja dahi cevap veremedi. Açıklama yapın bana Galyalılar.
0
Mesaj erkeği özgüvensiz gösterir. Yanlış yapmışsın. İlk hamle asla mesajla olmamalı. Hatta daha sevgili olunmamış bir kıza bile mesaj çekmeyin.
Bu da senin nezdinde tüm gençlere ders olsun...
Bu da senin nezdinde tüm gençlere ders olsun...
0
geçiştirmiyorsa seni birkaç güne attığın kadar cevap alırsın. az sabır. hatun kısmı nazlı olabiliyor.
müsait olmayabilir şu anda. hala uyuyanları bile olabiliyor bu saatte. bir de 3-60 sn arası ufak konuşmalarla dene şansını. telefon daha başarılıdır her zaman smsten.
müsait olmayabilir şu anda. hala uyuyanları bile olabiliyor bu saatte. bir de 3-60 sn arası ufak konuşmalarla dene şansını. telefon daha başarılıdır her zaman smsten.
0
"ıkı gun gectı aradan kasıtlı aramadım sormadım"
bu iki günün intikamini aliyor olabilir.
bu iki günün intikamini aliyor olabilir.
0
o kadar emin olma sen çok hoşlanmana rağmen aramak için 2 gün beklediysen şimdi cevap için en az 2 gün beklemek zorundasın
0
bence kendi cinsine ilgi duyduysan bunu ondan da beklemenin bir anlamı yok. adam sana konser monser demiş, takılırız ayağına getirmiş ama en nihayetinde o da erkek sen de erkek hemen mesaj atmasını bekleme. akşam olunca cevap gelir, "kusura bakma kanka, halı saha da maç yapıyorduk yeni gördüm" diye.
0
şimdi ilk evvela o da senin mantığında biri olabilir ve hevesli görünmemek için hemen cevap yazmayabilir.. ama öte yandan hakaten seni potansiyel sevgili olarak görseydi hemen cevaplardı da..
du bağalım şimdilik bekle.. sakın!!! ama sakınnnn!! mesajına cevap yazmadan tutup telefon açma.. en ezik harekettir bu. zaten dedikleri gibi hatayı baştan yapmışsın mesaj atmakla. doğrudan araman gerekirdi ama nerden dönülse kardır artık..
du bağalım şimdilik bekle.. sakın!!! ama sakınnnn!! mesajına cevap yazmadan tutup telefon açma.. en ezik harekettir bu. zaten dedikleri gibi hatayı baştan yapmışsın mesaj atmakla. doğrudan araman gerekirdi ama nerden dönülse kardır artık..
0
yahu hal hatır sordum. buna cevap 2 gun sonra mı verilir? anlamı kalmaz o zaman.
@atatürkiye
ne acıdan ozguvensız gösterir ki mesaj? Henuz paylaşımımız yok, arayıp ne konusabılırım kı..:/
@atatürkiye
ne acıdan ozguvensız gösterir ki mesaj? Henuz paylaşımımız yok, arayıp ne konusabılırım kı..:/
0
kesinlikle ve kesinlikle exordinary +1
erkekler kendine güvenen erkeklerden hoşlanır. direkt telefon açman gerekirdi.
erkekler kendine güvenen erkeklerden hoşlanır. direkt telefon açman gerekirdi.
0
@atatürkiye ne kastetti bilemem ancak ilk telefon açman daha kesin ve sağlam sonuca götürürdü seni.. o sebeple mesajdan daha iyi bi seçimdir telefon açmak.
hal hatır sormana tepkisiz kaldıysa o sıra meşguldür ve sonrasında da unutmuştur mesaj attığını.. okadar kalite dediğin bi kadın ufak taktik oyunlarla uğraşmaz zaten. demek ki önemsemiyor olma ihtimali de yüksek..
hal hatır sormana tepkisiz kaldıysa o sıra meşguldür ve sonrasında da unutmuştur mesaj attığını.. okadar kalite dediğin bi kadın ufak taktik oyunlarla uğraşmaz zaten. demek ki önemsemiyor olma ihtimali de yüksek..
0
Konuşmaya bile cesaretin olmadığını gösterir.
Ayrıca aramanın bir sebebi olmaz. Çok istiyorsan "hal hatır sormak için aradım" dersin.
Ayrıca aramanın bir sebebi olmaz. Çok istiyorsan "hal hatır sormak için aradım" dersin.
0
Siz naptınız Galyalılar, Eşcinsel değilim. Karsımdaki bir bayan. Aslında msj cekerken tedirgin oldum, cevap gelir mi acaba diye ki gelmedi aq. Heyecandan oldu lan bunlar, ya normalde dümdüz yardıran arayan, mesaj cekmeyen bir adamım.Yaşımız çok genc de sayılmaz. Bayadır sistol-diastol eşiğim bu kadar yukselmemişti. Sıçtık ha Galyasporlular?
0
eşcinsellere olan fobini atlat önce. sonra kadından cevap bekle. ha bi şekilde oldu da mesajın kaynadıysa yaprağı tuttun.
0
keşke mesaj atmadan önde galyalılara danışsaymışsın beyin fırtınası sonunda karar verirdin aramaya:) cevap gelir illa ki umudunu yitirme
0
yahu bır de bu nasıl bir onyargıdır. tamam karsımızdaki sahıs boyle mı dusunuyor bilmiyoruz fekat nasıl ya? mesaj cektın ve sıctın! bu mu? ee sohbet ederken nerden nasıl girecegını sasırıyordun? 127836 tane soru sordun? of ya.
0
her şeyden önce deniz gibi insanın asıl yaşam alanı dışında bir platformdan kızı alıp karaya çıkarmış orda da sohbetine devam etmişsin. bu büyük bir artı. sonra ne olmuş kız gayet medeni istediğini bilen olgun bir şekilde sana telefonunu vermiş. aramanı istemese vermezdi. ha dalga geçmiş de olabilir, manyak çok. sonra sen gidip aklınca oyun yapıp 2 gün aramamışsın (hastayım bu olaylara da). şimdi attığın mesaja cevap alamadın diye nooldu diyorsun. bekleyeceksin, yapacak başka bişeyin yok. ha umudun tamamen kaybolduğunda battı balık yan gider hesabı son kurşunu kullanacaksın, telefon açacaksın. mesajdan bahsetmeden nasılsın diyeceksin, 1 dakika içinde ikinci buluşpmayı veya ikinci telefon konuşmasını kopartacaksın. yoksa bitti gitti. ha bu arada madem oyun oynamayı çok seviyosun, telefon konuşmasını sen bitireceksin, onun bitirmesine izin vermeden.
hadi bakalım rastgele, bi daha önden sor, kuzey gibi kızı siktikten sonra "yaşıon goç senin, başımo iş çıkarmoa" deme.
hadi bakalım rastgele, bi daha önden sor, kuzey gibi kızı siktikten sonra "yaşıon goç senin, başımo iş çıkarmoa" deme.
0
yahu oyun falan yoktu be oğlum. mesajla donmezse de aramam da zaten. neyine arayayım ki üstelik? kasılırım. Msj cektım dıye donmemısse sokarım da böyle işe. Selam olsun burdan. bu garip önyargılardan nefret ediyorum.
0
arayamam, kasılırım ayakları çekiyorsunda, denizde hiç tanımadan nasıl tanıştın ?
0
önce burda sorduğun soruya üşenmeden cevap yazanlara tik at ondan sonra cevap beklemeye başla.
0
stres yapma yahu takılıyoruz burda. ne tipini, karakterini biliyoruz ne karşı tarafı. afaki genellemelerle yorum yapıyoruz. çok hoş kızsa, gerilmene gerek yok, son bi şansını dener olmazsa yoluna gidersin. evinin önünde kamp kurmuyosun ya...
0
@exordinary tik atmayı unutmusum, üzgünüm.
@uykusuzhergece ayak yok işte hacı, iletişim kurmada sıkıntılı biri değilim. ama bu vakada heyecanlandım. hani noluyoruz lan? oldum. e şimdi cevapta gelmedi ya, bu beni gerdi, kastı. Nasıl tanıstım? yüzerken 7-8 metre mesafe vardı. direk soru sordum.
@uykusuzhergece ayak yok işte hacı, iletişim kurmada sıkıntılı biri değilim. ama bu vakada heyecanlandım. hani noluyoruz lan? oldum. e şimdi cevapta gelmedi ya, bu beni gerdi, kastı. Nasıl tanıstım? yüzerken 7-8 metre mesafe vardı. direk soru sordum.
0
@bnl dgr hayır :) çok kullanışlı bir giriş cümlesi değil bence.
Sen ne cevap verdin pekı buna?
Sen ne cevap verdin pekı buna?
0
ne sordun merak ettim şimdi güzelce bi hikayeyi bağlasana burda ? denizin buz gibi soğuk suyu demedin herhalde ? hı ?
0
Hacı bağlıcak hıkaye mı kaldı :D
Özel bir soru değildi. Bulundugumuz yerdeki bir yapının ne olabileceğini sordum.
- Merhaba (gülümseyerek) şu x yerdeki yer tam olarak nedir.?
Hesapsız bir soruydu. Plansız yaklastım yanı. Aslında giriş sorusu cok onemlı değil, nasıl sordugun ve ikinci cumle daha onemli.
Özel bir soru değildi. Bulundugumuz yerdeki bir yapının ne olabileceğini sordum.
- Merhaba (gülümseyerek) şu x yerdeki yer tam olarak nedir.?
Hesapsız bir soruydu. Plansız yaklastım yanı. Aslında giriş sorusu cok onemlı değil, nasıl sordugun ve ikinci cumle daha onemli.
0
@dokuzeylul ahhasldk yok sulu ortamda bana yanaşıp bişeyler soran hiç olmadı daha önce:)
karasal takıldım hep:) ama bana biri denizin ortasında yanaşıp su da soğukmuş deseydi "heeıı ilk girince şey ama sonra alışıyosun" der çeker giderdim:)
karasal takıldım hep:) ama bana biri denizin ortasında yanaşıp su da soğukmuş deseydi "heeıı ilk girince şey ama sonra alışıyosun" der çeker giderdim:)
0
seni kimse anlamamış seni atatürkiye sanan gay sananlar olmuş bu adamlara bakma nasıl davranmak istiyosan öyle davran ucunda ölüm yokya bir kere görmüşsün bidaha görmesen neolur sanki
0
benden sana tam destek oneylül olana kadar :)günler geçerse aramak daha zor olur sıcağı sıcağına ara :)
0
ya kız msjını gormedıyse msj'a bişey olduysa ne bılım ben sılerım toplu msj olur bazen habıre gelır ordan burdan kanpanyadan bi sevgilimde yoksa dikkat etmem silerim bu da bi olasılık!
0
@mavi kız çok iyimsersin:) küçük bi ihtimal bu dediğin.. diğer güçlü ihtimalin sonunda boşuna ısrarcı bi tip görüntüsü çizmek de var.. şimdilik sakin olup beklemekte fayda var.
0
bnl dgl bekliyosun yani öylemi bekleyelim dokuzeylül artık sonucu söylersin bizede :)
0
:)ben şahsen bekliyorum dokuzeylul kişisinden.. olayla ilgili sonucu iyi veya kötü bildir bize hak ettik bence:)
0
mantıklı düşünürsek msj gelmesini beklemek biraz manasız olacak zira tam 1 gün geçti. bır mesaja cevap verilmesi gereken süre fazlasıyla gecti. açıkca sallamadı mesajı hatun. Algılayıs bu bence. Mesaj cekmek ilk kez, bilmiyorum hata mıdır değil midir de içimden gelen buydu. Kısa bir merhaba demek. karşılıksız bırakılması saygısızca oldu. Geçelim.
0
tabiki saygısızlık.. eğer bunu taktik amaçlı yaptıysa da tahmin ettiğin gibi donanımlı bi hatun da değilmiş. takma..
ama şu da var ki ben 33 gün sonra cevap yazan bi mal bile tanıyorum:) ben cevap beklemeyi bırakalı çook olmuştu ama bi gece sanki bişe olmamış gibi cevap yazmıştı.. benim örneğimdeki mal erkekti ama olsun kadınlarda da oluyormuş böyle ilginçler..
özetle sallamak en güzeli.
ama şu da var ki ben 33 gün sonra cevap yazan bi mal bile tanıyorum:) ben cevap beklemeyi bırakalı çook olmuştu ama bi gece sanki bişe olmamış gibi cevap yazmıştı.. benim örneğimdeki mal erkekti ama olsun kadınlarda da oluyormuş böyle ilginçler..
özetle sallamak en güzeli.
0
Galyalılar mesaj geldi şuan malum kişiden. Tam 2 gun sonra ve tam ılk mesajı cektıgım saatte. pes yanı. Yanıtlamadım.
0
Aferin, yanıtlama. İyice kaçır elinden kızı. Niye yanıtlamıyorsun yahu? Gereksiz gurur yapma; bu sohbeti bitir, gerekirse bir daha mesaj çekmezsin, direkt ararsın.
Şu an trip yaptığın o kadar belli oluyor ki... Bir de sözde olgun kişilerdiniz :-)
Şu an trip yaptığın o kadar belli oluyor ki... Bir de sözde olgun kişilerdiniz :-)
0
ehhheeehe bence de pazartesiye kadar mesaj atma kadına:) haftasonu yoğundum dersin sonra..
tabii kadının mesaj içeriği nasıldır bilemiorum.. sen bu zamanlamaya kasma mevzuundan sonra hala bişeyler hissedior musun ki bu kadına karşı??
tabii kadının mesaj içeriği nasıldır bilemiorum.. sen bu zamanlamaya kasma mevzuundan sonra hala bişeyler hissedior musun ki bu kadına karşı??
0
sarper361
ben daha yeni izliyorum bunu da... anlamadığım mevzu bu adam onların arasına girebildi diye çok sevindiler filan, ama o stanford şeyli hatun(bilim kadını) ne arıyo madem köyde(erkek olma töreni mi ne onda)?not1: filmi durdurdum da soruyorum. sonunu söylemeyin.not2: kusura bakmayın da izlediğim kadar
ben daha yeni izliyorum bunu da... anlamadığım mevzu bu adam onların arasına girebildi diye çok sevindiler filan, ama o stanford şeyli hatun(bilim kadını) ne arıyo madem köyde(erkek olma töreni mi ne onda)?
not1: filmi durdurdum da soruyorum. sonunu söylemeyin.
not2: kusura bakmayın da izlediğim kadarıyla klişenin ağababası lan bu film. bu muymuş?
neyse efenim çok da sapmadan gelecek cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
not1: filmi durdurdum da soruyorum. sonunu söylemeyin.
not2: kusura bakmayın da izlediğim kadarıyla klişenin ağababası lan bu film. bu muymuş?
neyse efenim çok da sapmadan gelecek cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
0
filmin tek numarası 3d, fakat en iyi 3d film de kendisiydi işte görsel anlamda. vizyondaki pek çok 3d başlığı altındaki film çok da 3d değil ya da kötü, avatar fena derecede iyiydi görsel anlamda, üç boyutu iyi vermişti.
0
serenavanderwoodsen
25 yaşındayım. lys'ye yeniden girdim ve kazandım. yeni bir okula başlayacağım. zaten önceki duyurularımdan da anlamışsınızdır. ankara'da ailemle yaşıyorum. babam ve üvey annemin yanı sıra, benden küçük iki kardeşim var ikisi de erkek. birisi yedi yaşında, diğeri 21 yaşında ve öğrenci. neyse buraları
25 yaşındayım. lys'ye yeniden girdim ve kazandım. yeni bir okula başlayacağım. zaten önceki duyurularımdan da anlamışsınızdır.
ankara'da ailemle yaşıyorum. babam ve üvey annemin yanı sıra, benden küçük iki kardeşim var ikisi de erkek. birisi yedi yaşında, diğeri 21 yaşında ve öğrenci. neyse buraları geçelim.
14 yaşında annemle babam aniden boşandı. 11 senedir içimdeki boşluğu yenebilmek için türlü şeylere başvurdum. bir sürü saçma sapan ilişki yaşadım, kurslara gittim, hepsini yarım bıraktım. kilo aldım, kilo verdim. bazen güzelleştim, bazen de çirkinleştim. ama bu boşluğu hiç bir zaman atamadım.
psikoloğa ve psikiyatriste gittim. onları da bıraktım bir süre sonra. hayatımda her şey yarım kaldı yani. hep yarıda bıraktım. önceki üniversitemi de, fitness yaptığımda da, rusça kursuna gittiğimde de... hep yarıda bıraktım.
şimdi iki sorum var:
1-üniversitede başarılı olabilmek için napmam gerek? 25 yaşındayım, hacettepe'de bir deneyimim oldu ama bölümü sevemedim yarım bıraktım. şimdi yabancı dillerle alakalı bir bölümde okuyacağım ve heyecanlıyım. bana ders çalışma metodlarını ve hatta en kısa yoldan okulu nasıl bitirebileceğime dair tüyolarınızı paylaşabilir misiniz? hocaların gözünde çok da sivrilip gıcık bir görüntü sergilemek istemiyorum, sadece iyi bir öğrenci olayım yeter.
2-bazen ölümü çok düşünüyorum. ölmek istiyorum. kendimi pencereden attığım imgesi aklımdan çıkmıyor. ağlamak istiyorum. korkak hissediyorum kendimi... bunu psikiyatriste de anlattım ama ilaç verdi. ilaç almaktan nefret ediyorum. okulu kazanınca her şey düzelir zannettim ama yine de bu boğucu histen kurtulamadım. hatta şu anda yine ölümü düşünür durumdayım. nedenini bilmiyorum. "rahat g*tüne mi batıyor" diye düşünebilirsiniz. ama gerçekten on bir sene geçmesine rağmen babamın annemin en yakın arkadaşıyla evlendiği, hatta ondan çocuğu olduğu gerçeğine alışamadım. evi de terkedemedim çünkü babam böyle bir şeye izin vermez. üvey annem despot bir kadın. (yani işi astrolojiye bağlamak istemiyorum ama tam bir başak burcu.) kavga etmiyoruz ama her şeyi kendisinin bildiğini düşünüyor. çok ukalalık yapıyor. ezik hissediyorum, beni çok sindiriyor.
lütfen kendi tecrübelerinizden yola çıkarak bana yardımcı olur musunuz? artık dayanamıyorum çünkü. hayatımda kimse yok. öz annem de ege'de bir yerlerde alzheimer'lı annesine bakıyor. onun yanına da gidemem.
şimdiden teşekkürler.
ankara'da ailemle yaşıyorum. babam ve üvey annemin yanı sıra, benden küçük iki kardeşim var ikisi de erkek. birisi yedi yaşında, diğeri 21 yaşında ve öğrenci. neyse buraları geçelim.
14 yaşında annemle babam aniden boşandı. 11 senedir içimdeki boşluğu yenebilmek için türlü şeylere başvurdum. bir sürü saçma sapan ilişki yaşadım, kurslara gittim, hepsini yarım bıraktım. kilo aldım, kilo verdim. bazen güzelleştim, bazen de çirkinleştim. ama bu boşluğu hiç bir zaman atamadım.
psikoloğa ve psikiyatriste gittim. onları da bıraktım bir süre sonra. hayatımda her şey yarım kaldı yani. hep yarıda bıraktım. önceki üniversitemi de, fitness yaptığımda da, rusça kursuna gittiğimde de... hep yarıda bıraktım.
şimdi iki sorum var:
1-üniversitede başarılı olabilmek için napmam gerek? 25 yaşındayım, hacettepe'de bir deneyimim oldu ama bölümü sevemedim yarım bıraktım. şimdi yabancı dillerle alakalı bir bölümde okuyacağım ve heyecanlıyım. bana ders çalışma metodlarını ve hatta en kısa yoldan okulu nasıl bitirebileceğime dair tüyolarınızı paylaşabilir misiniz? hocaların gözünde çok da sivrilip gıcık bir görüntü sergilemek istemiyorum, sadece iyi bir öğrenci olayım yeter.
2-bazen ölümü çok düşünüyorum. ölmek istiyorum. kendimi pencereden attığım imgesi aklımdan çıkmıyor. ağlamak istiyorum. korkak hissediyorum kendimi... bunu psikiyatriste de anlattım ama ilaç verdi. ilaç almaktan nefret ediyorum. okulu kazanınca her şey düzelir zannettim ama yine de bu boğucu histen kurtulamadım. hatta şu anda yine ölümü düşünür durumdayım. nedenini bilmiyorum. "rahat g*tüne mi batıyor" diye düşünebilirsiniz. ama gerçekten on bir sene geçmesine rağmen babamın annemin en yakın arkadaşıyla evlendiği, hatta ondan çocuğu olduğu gerçeğine alışamadım. evi de terkedemedim çünkü babam böyle bir şeye izin vermez. üvey annem despot bir kadın. (yani işi astrolojiye bağlamak istemiyorum ama tam bir başak burcu.) kavga etmiyoruz ama her şeyi kendisinin bildiğini düşünüyor. çok ukalalık yapıyor. ezik hissediyorum, beni çok sindiriyor.
lütfen kendi tecrübelerinizden yola çıkarak bana yardımcı olur musunuz? artık dayanamıyorum çünkü. hayatımda kimse yok. öz annem de ege'de bir yerlerde alzheimer'lı annesine bakıyor. onun yanına da gidemem.
şimdiden teşekkürler.
0
ouuuv; ölmüşsün sen...
paran varsa bir ev tut kendine okuluna yakn.
başka bir şehirde (ankadara oturmuyorsun sanırım)yeni bir üniversite iyidir.
gez toz kafayı dağıt başlarda ama sonra inele okulu bitir; başka çaren yok gibi gözüküyor.
paran yoksa da okurken çalışman gerekecek; şimdiden iş aramaya bak.
kolay olmayacak ikisi de ama kolay gelsin...
paran varsa bir ev tut kendine okuluna yakn.
başka bir şehirde (ankadara oturmuyorsun sanırım)yeni bir üniversite iyidir.
gez toz kafayı dağıt başlarda ama sonra inele okulu bitir; başka çaren yok gibi gözüküyor.
paran yoksa da okurken çalışman gerekecek; şimdiden iş aramaya bak.
kolay olmayacak ikisi de ama kolay gelsin...
0
ankara'dayım.
açıkçası bir iş tecrübem falan yok. tek bildiğim çok iyi ingilizce ve türkçe anlatabildiğim özel ders olarak. o da parasız eş dost çocuklarına falan...
açıkçası bir iş tecrübem falan yok. tek bildiğim çok iyi ingilizce ve türkçe anlatabildiğim özel ders olarak. o da parasız eş dost çocuklarına falan...
0
acı ama gerçek bir şey söyleyeceğim hep böyle kalacaksın. ara ara güzel zamanların olsa bile bu ruh halin hiç yok olmayacak. çok uzun yıllardır majör depresyon hastasıyım. kronikmiş. hele bir de hayat sağdan soldan geçirince geçmek bilmiyor. ben de 6 yaşımdayken boşandı bizimkiler. üvey anneden dayak yedim üvey babadan taciz gördüm. akraba tecavüzüne uğradım daha 9 yaşımdayken falan. atlatılıyor bir şekilde ama geçmiyor o ölme isteği hiçbir zaman. ya bununla yaşamaya alışcaksın ya da o ilaçları içeceksin. ve şunu unutma asla kendini öldüremeyeceksin. hep intihar eğilimlisi olacaksın.
lanetli olduğuna inanmaya başlayacaksın bir süre sonra da. girdiğin iş yerleri batacak kendinden bileceksin. çok sevdiğin adam intihar edip ölecek kendinden bileceksin. o kardeş dediklerin kazığın en büyüğünü atacak sana yine "ulan kafama sıçim niye böyle iyi biriyim ki hala ben" deyip yine kendinden bileceksin. genelde terkedilen olucaksın çünkü kimse senin kadar derinlerde yaşamıyor. kimse senin kadar gerçekçi ve acımasız değil gerçekler konusunda.
yalnız yine de şansın yok değil. okumak gibi bir şansın var. ve ne olursa olsun bir baban var. bunu kendi lehine kullanmayı başarabilirsen yakın zamanda bu söylediklerimin hepsinden bir çırpıda kurtulabilirsin. benim, daha doğrusu bizim gibilerin yapamadığı şeyi yapmaya gayret edersen kolay olabilir. takmamak! gelişine vurmak, akışına bırakmak gibi. tabi sen tam bunun yapmaya karar verdiğinde bir dış etken mutlaka önünü kesmezse. belki de sen daha şanslısındır.
off çok bunalımım bu aralar yine kusura bakma moralini bozmuş oluyorum ama gerçekler bunlar.
lanetli olduğuna inanmaya başlayacaksın bir süre sonra da. girdiğin iş yerleri batacak kendinden bileceksin. çok sevdiğin adam intihar edip ölecek kendinden bileceksin. o kardeş dediklerin kazığın en büyüğünü atacak sana yine "ulan kafama sıçim niye böyle iyi biriyim ki hala ben" deyip yine kendinden bileceksin. genelde terkedilen olucaksın çünkü kimse senin kadar derinlerde yaşamıyor. kimse senin kadar gerçekçi ve acımasız değil gerçekler konusunda.
yalnız yine de şansın yok değil. okumak gibi bir şansın var. ve ne olursa olsun bir baban var. bunu kendi lehine kullanmayı başarabilirsen yakın zamanda bu söylediklerimin hepsinden bir çırpıda kurtulabilirsin. benim, daha doğrusu bizim gibilerin yapamadığı şeyi yapmaya gayret edersen kolay olabilir. takmamak! gelişine vurmak, akışına bırakmak gibi. tabi sen tam bunun yapmaya karar verdiğinde bir dış etken mutlaka önünü kesmezse. belki de sen daha şanslısındır.
off çok bunalımım bu aralar yine kusura bakma moralini bozmuş oluyorum ama gerçekler bunlar.
0
ilk gönderdiğin anda okudum sorunu, şu ana kadar düşündüm. net bir şey diyemedim. mutlu olman ve bu mutluluğu uzun bir süre hayatında koruman gerekiyor. yıllar süren bir koruma tabi bu. bu süre zarfında ise biraz daha iyi olacağını tahmin ediyorum. aşık olmayı dene, umutsuz bir aşk bul kendine, onun peşinden koş. bir uğraşın olsun yani. bisiklete bin mesela.. bir şeyler yap yani.
0
sorun şu ki, aşık olamıyorum artık. fallarda "3-5 aya karşına birisi çıkacaağğk" geyikleri dönüyor ama kaç 3-5 ay oldu... yanlış anlaşılmasın buralarda sevgili arayacak da değilim. ilgi budalası falan da değilim. dayanamıyorum sadece... ve şu da var, artık birine kendimi en baştan anlatmak çok zor geliyor.
0
kendine acimayi birak ve gerceklerle yuzlesecek kadar cesur ol. 3 vakte kadar ekonomik bagimsizligini ilan edecek ve bu ortamdan kendini kurtaracaksin. simdilik uvey anneye katlanmak zorundasin. senden cok daha zor durumda olanlari dusun. boyle durumlarda polyanna'yi oynamak cok ise yarar. defalarca sinava girdigin halde hic bir yeri kazanamiyor olabilirdin, baska saglik sorunlarin olabilirdi gibi... ölümü düşünmek kolaycilarin isi. sen bu isi zor yoldan yapacak, bitirecek, ekonomik bagimsizligini ilan edip kardeslerine ornek olacaksin.
herkes hayatinin kisa ya da uzun bir doneminde bocalar. anlattiklarin zor seyler, kabul ediyorum ama cozumsuz seyler degil. ayrica, yakindan bildigim baska hayat hikayelerine kiyasla, hic de oyle vah tuh denecek durumda degilsin.
hayatinda "kimsen" olsun bu arada. yeni okulunda arkadaslarin olacak. iclerinden iyi yurekli birisi ile karsilikli destek olursunuz birbirinize.
kurslari bir sure askiya al, tek hedefin okulunu bitirmek olsun.
haa bi de, ilac almaktan nefret etme. sana mutlaka iyi gelecek ilaclar vardir. (tecrube konusuyor) (bkz: yeni baslayanlar icin depresyon/@compadrito)
herkes hayatinin kisa ya da uzun bir doneminde bocalar. anlattiklarin zor seyler, kabul ediyorum ama cozumsuz seyler degil. ayrica, yakindan bildigim baska hayat hikayelerine kiyasla, hic de oyle vah tuh denecek durumda degilsin.
hayatinda "kimsen" olsun bu arada. yeni okulunda arkadaslarin olacak. iclerinden iyi yurekli birisi ile karsilikli destek olursunuz birbirinize.
kurslari bir sure askiya al, tek hedefin okulunu bitirmek olsun.
haa bi de, ilac almaktan nefret etme. sana mutlaka iyi gelecek ilaclar vardir. (tecrube konusuyor) (bkz: yeni baslayanlar icin depresyon/@compadrito)
0
sorununu geçmişteki bir şeye bağlamaya çalıştıkça asla çözülmeyecek çünkü geçmişin asla değişmeyecek. benim de 11 yaşında babam öldü. yediğim her bok başaramadığım her şey depresif olduğum her an için bunu sebep gösterebilsem oh ne ala.
öyle bi dünya yok. kimin kusursuz bi hayatı oldu? suçu boktan hayatına atmak ne kazandıracak sana? sorunun kaynağı sensen değiştirme gücüne sahip olan da sensin. sızlanmak yerine bişey yap. nokta.
öyle bi dünya yok. kimin kusursuz bi hayatı oldu? suçu boktan hayatına atmak ne kazandıracak sana? sorunun kaynağı sensen değiştirme gücüne sahip olan da sensin. sızlanmak yerine bişey yap. nokta.
0
seni rahatlatacaksa 23 yaşımdayım ve birinci sınıftayım. (ama saç sakal 25 falan gösteriyor, sınıfta bildiğin dedeyim) önceki lisans eğitimimi 4. senemde çat diye bıraktım. şimdi bambaşka bir bölümdeyim ve beni heyecanlandıran bir mesleğe yöneldim, o yüzden o giden yıllar hiç koymuyor gayet mutluyum. evdeki durumla ilgili bir şey söyleyemem. ama o ruh halini değiştirebilecek tek şey okul. okulda çevre edinmen lazım. okuduğun bölüm ne kadar iyi olursa olsun, dersleri ne kadar çok seversen sev, samimi bir arkadaş çevren yoksa o okulu tam anlamıyla benimseyemiyor ve sevemiyorsun. arkadaş çevresi her şeyden önemli. okulu sevdiren en önemli unsur bence. öğrenci kulüpleri de arkadaş çevresi için en ideal yol, zaten üniversite tecrüben olmuş biliyorsundur. ama gerçekten okul çevresi insanın hayatını güzel kılabiliyor tek başına. buna yönel o ruh halinden kurtulabilmek için. söyleyebileceklerim bunlar sanırım.
bir diğer yol da sevgili yap, iyi kötü kafan dağılır en azından.
bir diğer yol da sevgili yap, iyi kötü kafan dağılır en azından.
0
"evi de terkedemedim çünkü babam böyle bir şeye izin vermez."
bu mantıkla işin zor, cesur ol biraz.
bu mantıkla işin zor, cesur ol biraz.
0
Şimdi yazmaya vaktim yok ama ilk fırsatta yazarım. Sadece şunu söylemek istiyorum şimdilik. Biri hep böyle olacaksın demiş ama emin ol öyle değil, dişini sıkıp gerçekten yapman gerekenleri yaparsan her şey hallolur.
0
25 yaşındasın, kendi hayatını kurabilirsin. biraz cesaret. aşık olmak için önce kendini aşman gerekiyor. kolaylıklar.
0
25 yaşında evi terketmeniz için babanızın izninin hükmü yasal olarak olmamalı.
okul konusunda da, yapacak daha iyi daha önemli bi işiniz yoksa (ki muhtemelen olmaz sevgili falan istemiyosanız) derslere gidin. çevre konusunda da süreci hızlandırır bu. derse gittikten sonra akademik başarı olarak da geri gelir o zaten. kimse bahsetmemiş ama bi öğrenci topluluğu da şiddetle önerilir.
okul konusunda da, yapacak daha iyi daha önemli bi işiniz yoksa (ki muhtemelen olmaz sevgili falan istemiyosanız) derslere gidin. çevre konusunda da süreci hızlandırır bu. derse gittikten sonra akademik başarı olarak da geri gelir o zaten. kimse bahsetmemiş ama bi öğrenci topluluğu da şiddetle önerilir.
0
selam,
aramıza hoşgeldiniz. yani bilmiyorum faydası olur mu, bana pek olmuyordu ama "içinde bir yerlerde sürekli uyanmayı bekleyen bir depresyona sahip olan insanlar" klübü diye bir şey var, biz onların üyesiyiz. :)
yarım bırakıldığınızı hissettiğiniz içni her şeyi yarım bırakıyor olabilirsiniz. ama şu şansınız var, kendinizi bütünlemek için başka insanlara ihtiyaç duymamayı öğrenmişsiniz. en azından şu yaralı halinizden kurtulana kadar hayatınıza kimseyi almamanız kendi hayrınıza olacaktır, zira o yarımlığı başka insanlarla giderdikçe daha büyük bir boşluk oluşur içinizde.
üniversite ankara'da mı bilmiyorum, eğer öyleyse bile ders çalışma ortamını ya da okula uzaklığı bahane edip yurda çıkmanız çok faydalı olur. maddi olarak nasıl olduğunuzu bilmiyorum ama devlet yurdu da kabul edilebilir, en azından farklı kişiler, ve hepsi üniversiteye gelmiş kişiler olacağından faydalı olabilir.
bi de şeyi düşünmeyin, yani yaşım büyük, çok sivrilmeyim ya da dikkat çekmeyeyim değil. belli ki yeteneğiniz olan bir alan, zevk alacağınız bir alan seçmişsiniz. budnan sonraki tek hedefiniz buna yoğunlaşmak olsun, tadını çıkararak üniversite hayatınızı geçirin. ders çalışma metodlarıyla ilgili birsürü şey yazmışlar zaten, yabancı dille alakalı bi bölümden mezunum, daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa mesaj atın. ama aynı zamanda okul dışı aktivitelere de katılın. bir başka yabancı dil alın mesela, seçmeli falan. imkan varsa kursa gidin. yarım bırakmayı pek de sallamayın, temel önemlidir ;)
2- hepimiz ölücez. ve belki hayatta gerçekten de yaşamaya değer çok da bişey yok, her şey belirlenmiş, her şey sıradan. herkes kötü. ama nasılsa ölücez. koşmaya gerek yok yani. şimdiki hayatından memnun olmadığın belli, bunun sen de farkındasın. elinden gelenin en iyisi, şu anda seni mutsuz eden insanları minimal ölçüde hayatına dahil etmen, yeni bir yola girmen. arkadaşların, eski çevren, yer yer ailen bile bu gruba dahil. tek başına ayakta kalmayı pek çoklarından daha iyi başaracaksın. sadece ufacık bir umut varsa içinde geleceğe dair, onu besle. ne anneni, ne babanı, ne geçmişini değiştiremezsin, ama gelecek senin elinde. elinde olanın üstüne eğil.
aramıza hoşgeldiniz. yani bilmiyorum faydası olur mu, bana pek olmuyordu ama "içinde bir yerlerde sürekli uyanmayı bekleyen bir depresyona sahip olan insanlar" klübü diye bir şey var, biz onların üyesiyiz. :)
yarım bırakıldığınızı hissettiğiniz içni her şeyi yarım bırakıyor olabilirsiniz. ama şu şansınız var, kendinizi bütünlemek için başka insanlara ihtiyaç duymamayı öğrenmişsiniz. en azından şu yaralı halinizden kurtulana kadar hayatınıza kimseyi almamanız kendi hayrınıza olacaktır, zira o yarımlığı başka insanlarla giderdikçe daha büyük bir boşluk oluşur içinizde.
üniversite ankara'da mı bilmiyorum, eğer öyleyse bile ders çalışma ortamını ya da okula uzaklığı bahane edip yurda çıkmanız çok faydalı olur. maddi olarak nasıl olduğunuzu bilmiyorum ama devlet yurdu da kabul edilebilir, en azından farklı kişiler, ve hepsi üniversiteye gelmiş kişiler olacağından faydalı olabilir.
bi de şeyi düşünmeyin, yani yaşım büyük, çok sivrilmeyim ya da dikkat çekmeyeyim değil. belli ki yeteneğiniz olan bir alan, zevk alacağınız bir alan seçmişsiniz. budnan sonraki tek hedefiniz buna yoğunlaşmak olsun, tadını çıkararak üniversite hayatınızı geçirin. ders çalışma metodlarıyla ilgili birsürü şey yazmışlar zaten, yabancı dille alakalı bi bölümden mezunum, daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa mesaj atın. ama aynı zamanda okul dışı aktivitelere de katılın. bir başka yabancı dil alın mesela, seçmeli falan. imkan varsa kursa gidin. yarım bırakmayı pek de sallamayın, temel önemlidir ;)
2- hepimiz ölücez. ve belki hayatta gerçekten de yaşamaya değer çok da bişey yok, her şey belirlenmiş, her şey sıradan. herkes kötü. ama nasılsa ölücez. koşmaya gerek yok yani. şimdiki hayatından memnun olmadığın belli, bunun sen de farkındasın. elinden gelenin en iyisi, şu anda seni mutsuz eden insanları minimal ölçüde hayatına dahil etmen, yeni bir yola girmen. arkadaşların, eski çevren, yer yer ailen bile bu gruba dahil. tek başına ayakta kalmayı pek çoklarından daha iyi başaracaksın. sadece ufacık bir umut varsa içinde geleceğe dair, onu besle. ne anneni, ne babanı, ne geçmişini değiştiremezsin, ama gelecek senin elinde. elinde olanın üstüne eğil.
0
compadrito +1
kendine acimayi birak! sen acincak durumda oldugunu düsündükce ve kendine acidikca etrafindaki insanlarin da sana acimasini bekliyeceksin. bu anormal degil zaten, herkes böyle isliyor maalesef ama en zayif nokta da bence bu.
sen gercekten annenle babanin ayrilmasinin, ardindan babanin annenin en yakin arkadasinla evlenmesinin senin hayatini (altini ciziyorum) bu kadar olumsuz etkilemesinin resmen alt üst etmesinin dogru olduguna inaniyo musun? özür dilerim acilarini kücümser gibi konustugum icin ama uzaktan bakman lazim durumuna. bi kac arkadas anlatmis, ben de anlatabilirim ne kadar sikintilar cektigimi vs. yani tek sen degilsine getirmek istiyorum lafi. o bahsettigin 'üvey anne tarafindan hor görülmek, fikirlerinin önemsememesi'ni (bazi dogustan kendine güvenenler haric) herkes kendi öz annesinden yasiyor. muhtemelen 'yabanci' birinden gördügün icin agrina gidiyordur bu muamele. cocuklukta genclikte neler olduysa oldu, ya da halen olmakta. ama baksana, 20li yaslarin ortasina geldik, büyüdük. denedik yanildik. carpa carpa da olsa bi yol cizdik. anne ve babadan haric hayatimizin oldugunu ögrendik. dogrusunun kendi yolumuzda gitmemiz gerektigini bildik. anne babanin etkisi olmadan yasamak yani anne babayi hayatinin merkezine koymadan yasamak zor gercekten. ben de su anda bununla cebellesiyorum. demek istedigim anne babayi hayatindan sil, evden git, basina buyruk yasa degil. anne baba üvey anne. bunlar senin hayatinin bi parcasi, hayatindan ciksalar yerleri asla dolmayacak. aslolan kendi isteklerin dogrultusunda hareket etmek. o kizar sunu yapayim, su gocunur bunu söylemeyim gibi degil. onlara göre degil kendine göre yasamak. biraz kendini toparlayip, plan kurup evden ayrilmani ben de tavsiye ediyorum. bi planinin olmasi önemli ama.
'ya beni anlamiyolar ki' diye geciriyosan icinden hala, hala acinmayi bekliyosun. seni yüzde yüz anladigimizi söyleyemem, muhtemelen anlamiyoruz hissettiklerini. birak anlamayalim, biz anlamayinca konuya hakim bi sen kaliyosun. icinden kIs kIs ya da tss tss gülüp, eglen bizimle. bi kac yil öncesine kadar sikayet manyagi idim . genel olarak hayatimla ilgili ya da gün icinde yasanmis büyük kücük her olayi sikayet edip agla sizla bitiremiyordum. ooeeh ama ya. cevreye zarar. o degil, söylene söylene negatif yükleniyo insan. neyse konudan uzaklasmayim. bugünden yarina degiscek seyler degil. üzerinde düsünerek zaman icinde biraz da kendini kontrol ederek düzelcek bi sey bence. bosluktan bahsetmissin ya - o bosluktan hepimizde var. gün icinde hepimiz kendimizi yalniz, yetersiz, caresiz ve bulundugumuz yere ait degilmis gibi hissediyoruz. bu boslugu normal bir sey olarak görmeye calisiyorum ben. bazen yogun hissediliyo bazen degil. ama bizi hic bi zaman 'aci yüklü' ya da ayricalikli yapmiyor bence.
her seyden ama her seyden önemli olarak sunu görüyorum: dertlerini herkesle paylasma! özellikle tanimadiklarinla. tamam acilar paylastikca azalir, kesinlikle dogru. ama sen intihar düsüncelerin oldugunu yazmissin. eger kafanda dolanan tilkileri tesvik eden olumsuz birilerine denk gelirsen, bi iki kivilcima bakar.
umarim ben de dogru kelimeleri kullanabilmisimdir.
kendine acimayi birak! sen acincak durumda oldugunu düsündükce ve kendine acidikca etrafindaki insanlarin da sana acimasini bekliyeceksin. bu anormal degil zaten, herkes böyle isliyor maalesef ama en zayif nokta da bence bu.
sen gercekten annenle babanin ayrilmasinin, ardindan babanin annenin en yakin arkadasinla evlenmesinin senin hayatini (altini ciziyorum) bu kadar olumsuz etkilemesinin resmen alt üst etmesinin dogru olduguna inaniyo musun? özür dilerim acilarini kücümser gibi konustugum icin ama uzaktan bakman lazim durumuna. bi kac arkadas anlatmis, ben de anlatabilirim ne kadar sikintilar cektigimi vs. yani tek sen degilsine getirmek istiyorum lafi. o bahsettigin 'üvey anne tarafindan hor görülmek, fikirlerinin önemsememesi'ni (bazi dogustan kendine güvenenler haric) herkes kendi öz annesinden yasiyor. muhtemelen 'yabanci' birinden gördügün icin agrina gidiyordur bu muamele. cocuklukta genclikte neler olduysa oldu, ya da halen olmakta. ama baksana, 20li yaslarin ortasina geldik, büyüdük. denedik yanildik. carpa carpa da olsa bi yol cizdik. anne ve babadan haric hayatimizin oldugunu ögrendik. dogrusunun kendi yolumuzda gitmemiz gerektigini bildik. anne babanin etkisi olmadan yasamak yani anne babayi hayatinin merkezine koymadan yasamak zor gercekten. ben de su anda bununla cebellesiyorum. demek istedigim anne babayi hayatindan sil, evden git, basina buyruk yasa degil. anne baba üvey anne. bunlar senin hayatinin bi parcasi, hayatindan ciksalar yerleri asla dolmayacak. aslolan kendi isteklerin dogrultusunda hareket etmek. o kizar sunu yapayim, su gocunur bunu söylemeyim gibi degil. onlara göre degil kendine göre yasamak. biraz kendini toparlayip, plan kurup evden ayrilmani ben de tavsiye ediyorum. bi planinin olmasi önemli ama.
'ya beni anlamiyolar ki' diye geciriyosan icinden hala, hala acinmayi bekliyosun. seni yüzde yüz anladigimizi söyleyemem, muhtemelen anlamiyoruz hissettiklerini. birak anlamayalim, biz anlamayinca konuya hakim bi sen kaliyosun. icinden kIs kIs ya da tss tss gülüp, eglen bizimle. bi kac yil öncesine kadar sikayet manyagi idim . genel olarak hayatimla ilgili ya da gün icinde yasanmis büyük kücük her olayi sikayet edip agla sizla bitiremiyordum. ooeeh ama ya. cevreye zarar. o degil, söylene söylene negatif yükleniyo insan. neyse konudan uzaklasmayim. bugünden yarina degiscek seyler degil. üzerinde düsünerek zaman icinde biraz da kendini kontrol ederek düzelcek bi sey bence. bosluktan bahsetmissin ya - o bosluktan hepimizde var. gün icinde hepimiz kendimizi yalniz, yetersiz, caresiz ve bulundugumuz yere ait degilmis gibi hissediyoruz. bu boslugu normal bir sey olarak görmeye calisiyorum ben. bazen yogun hissediliyo bazen degil. ama bizi hic bi zaman 'aci yüklü' ya da ayricalikli yapmiyor bence.
her seyden ama her seyden önemli olarak sunu görüyorum: dertlerini herkesle paylasma! özellikle tanimadiklarinla. tamam acilar paylastikca azalir, kesinlikle dogru. ama sen intihar düsüncelerin oldugunu yazmissin. eger kafanda dolanan tilkileri tesvik eden olumsuz birilerine denk gelirsen, bi iki kivilcima bakar.
umarim ben de dogru kelimeleri kullanabilmisimdir.
0
aile durumları konusunda babanla oturup sinirlenmeden ağlamadan konuşmayı dene.
sadece sınavlardan önceki gece 2 saat falan çalışıp sınavlara girdim.
okul 4 yılda bitti.
en büyük avantajım okulda sevdiğim bir sürü ders olmasıydı.
oturup ekonomi programı dinler gibi dinliyordum dersi.
okula gereken önemi ver gerisi geliyor zaten.
abanıp her gün ders çalışmanın alemi yok bence.
ölümü düşünme kendini ezik hissetme
o psikolojiyi kimsenin yaratmasına gerek yok sen kendi içinde yaşatmaya başlamışsın.
üvey annene tavrını belli et.
evden çat diye ayrılmak zor,
perişan olursun perişan,
devir para devri.
iş okul hayat bunlar önemli şeyler,
öncelikli olarak iş ara bence
ekonomik yönden rahatlarsın hemde para biriktirirsin.
kolaylıklar dilerim.
sadece sınavlardan önceki gece 2 saat falan çalışıp sınavlara girdim.
okul 4 yılda bitti.
en büyük avantajım okulda sevdiğim bir sürü ders olmasıydı.
oturup ekonomi programı dinler gibi dinliyordum dersi.
okula gereken önemi ver gerisi geliyor zaten.
abanıp her gün ders çalışmanın alemi yok bence.
ölümü düşünme kendini ezik hissetme
o psikolojiyi kimsenin yaratmasına gerek yok sen kendi içinde yaşatmaya başlamışsın.
üvey annene tavrını belli et.
evden çat diye ayrılmak zor,
perişan olursun perişan,
devir para devri.
iş okul hayat bunlar önemli şeyler,
öncelikli olarak iş ara bence
ekonomik yönden rahatlarsın hemde para biriktirirsin.
kolaylıklar dilerim.
0
0
önünde yepyeni bir hayata başlamak için inanılmaz bir fırsat var: üniversite. bunu değerlendir. bu ülkede herkes ingilizce bilirim der ama kimse aslında bilmez doğru düzgün. ingilizcene çok güveniyorsan iş ara, sadece ingilizce gerektiren işler fazlasıyla mevcut mesela part time banka çağrı merkezleri. yorucu olur ama en azından hem ev ortamında daha az kalmış olur hem de para kazanırsın.
hiç işe girmedin diyelim bu sefer de üniversite zaten yeterince zamanını alacaktır. kendini geliştir 4 sene içinde sonrasında iyi bir iş bulursun hayatın da yoluna girer.
o ruh halinin de tamamen değişmesi zor bi durum. her ne kadar ilaç almaktan nefret ediyorum desen de bi sürü ilaç kullanmış biri olarak bağımlı gibi yaşamak kötü de olsa o ilaçlar hayatı daha katlanılır kılıyo, bunu kullanmadığın zamanlarda sen de farketmişsindir. doktora hep mi ilaç kullanıcam dediğimde ömür boyu kullanan insanlar var bu kötü bi durum değil demişti ki haklı.
üniversiteyi gene ankarada kazandın sanırım keşke istanbul izmir yapma şansın olabilseydi. ama yatay geçiş olayı var. ve puanın başvurağım okuldan yüksekse şartsız alıyorlar hadi yüksek değil diyelim o zaman da bu sene derslere asıl ve 3 civarı ortalamayla istediğin şehre geç. ailenden izin almak zorunda değilsin. daha doğrusu neden izin alıyorsun? yurt ortamı bile şuanki ortamından daha iyi gelir sana eminim.
hı bi de 25 yaşında universiteye başlamayı da sorun etme zaten göreceksin bi sürü kişi var o yaşta okuyan.
hiç işe girmedin diyelim bu sefer de üniversite zaten yeterince zamanını alacaktır. kendini geliştir 4 sene içinde sonrasında iyi bir iş bulursun hayatın da yoluna girer.
o ruh halinin de tamamen değişmesi zor bi durum. her ne kadar ilaç almaktan nefret ediyorum desen de bi sürü ilaç kullanmış biri olarak bağımlı gibi yaşamak kötü de olsa o ilaçlar hayatı daha katlanılır kılıyo, bunu kullanmadığın zamanlarda sen de farketmişsindir. doktora hep mi ilaç kullanıcam dediğimde ömür boyu kullanan insanlar var bu kötü bi durum değil demişti ki haklı.
üniversiteyi gene ankarada kazandın sanırım keşke istanbul izmir yapma şansın olabilseydi. ama yatay geçiş olayı var. ve puanın başvurağım okuldan yüksekse şartsız alıyorlar hadi yüksek değil diyelim o zaman da bu sene derslere asıl ve 3 civarı ortalamayla istediğin şehre geç. ailenden izin almak zorunda değilsin. daha doğrusu neden izin alıyorsun? yurt ortamı bile şuanki ortamından daha iyi gelir sana eminim.
hı bi de 25 yaşında universiteye başlamayı da sorun etme zaten göreceksin bi sürü kişi var o yaşta okuyan.
0
kendimden örnek vererek başlıyayım, ailemden uzaklaşmak ve tek yaşamak gibi bir düşüncede bende uzaklara yazıp bir okula başlamıştım ne yazıkki başaramadım.. bıraktım geri döndüm ve ailemle yaşıyorum uzun vadede tek hedefim şu okulu kendime yatırım yaparak bitirmek..22 yaşındayım ve önümde 4 sene daha var.
öncelikle üniversite konusuna gelince, o üvey anne profili kardeşlerinin olması, o evde sanki huzur bulamıyacakmışsın gibi geliyor bana..üvey annenin dırdırı çekilmez dolasıyla bu seni gene etkileyecek, başarısız olmama adına öncelikle o evden ayrıl derim.. ama bunu babanla oturup mantıklı bir şekilde konuşarak yapmalısın..evde huzursuz olacağını, üvey annenle geçinemediğini, okulunu etkilediğini söyleyerek..eğer baban seni dinlemiyorsa aileden bir yakınla bu durumu konuşup babana anlatabilir.. olurda evden ayrılırsan ki bu senin için çok iyi olur ilk yıl yurtta kalmak çok insan tanıyacağın için mutlaka içlerinden biriyle kafa dengi bulursun belki eve çıkarsın tabi yurt şartlarını da düşün sadece yatmaya gideceksin, etüd salonları, kütüphaneler ders çalışma açısından daha iyidir... devlet yurtlarına bak, git yurt müdürleriyle konuş belki yedek kontenjandan açılabilir.. kyk'nın kredi, burs, üniversitenin bursları bunları mutlaka araştır tabi biz ailenin durumunu bilemiyoruz o yüzden aklında bulunsun diye söylüyorum..
ders çalışma konusu genelde sınavdan önce çalışma deriz ama aynısını kendimiz yaparız.. belki derste dinlediklerin ve sınavdan önce 1 saat bakışla yetecek..bu çalışma konusunu sen kendin ayarlayabilirsin..
üniversitede kendine ne kadar çok yatırım yaparsan, uzun vadede bunun karşılığını mutlaka alırsın..
git aşık ol falan demiyorum çünkü kötü olduğu zaman kendini daha da umutsuzluğa sevk edebilirsin diye bunlar elbette zamanla olacaktır. elbette karşı tarafa bir şans verebilirsin ama hayatın merkezine kendini koy..
şimdiden başarılar
öncelikle üniversite konusuna gelince, o üvey anne profili kardeşlerinin olması, o evde sanki huzur bulamıyacakmışsın gibi geliyor bana..üvey annenin dırdırı çekilmez dolasıyla bu seni gene etkileyecek, başarısız olmama adına öncelikle o evden ayrıl derim.. ama bunu babanla oturup mantıklı bir şekilde konuşarak yapmalısın..evde huzursuz olacağını, üvey annenle geçinemediğini, okulunu etkilediğini söyleyerek..eğer baban seni dinlemiyorsa aileden bir yakınla bu durumu konuşup babana anlatabilir.. olurda evden ayrılırsan ki bu senin için çok iyi olur ilk yıl yurtta kalmak çok insan tanıyacağın için mutlaka içlerinden biriyle kafa dengi bulursun belki eve çıkarsın tabi yurt şartlarını da düşün sadece yatmaya gideceksin, etüd salonları, kütüphaneler ders çalışma açısından daha iyidir... devlet yurtlarına bak, git yurt müdürleriyle konuş belki yedek kontenjandan açılabilir.. kyk'nın kredi, burs, üniversitenin bursları bunları mutlaka araştır tabi biz ailenin durumunu bilemiyoruz o yüzden aklında bulunsun diye söylüyorum..
ders çalışma konusu genelde sınavdan önce çalışma deriz ama aynısını kendimiz yaparız.. belki derste dinlediklerin ve sınavdan önce 1 saat bakışla yetecek..bu çalışma konusunu sen kendin ayarlayabilirsin..
üniversitede kendine ne kadar çok yatırım yaparsan, uzun vadede bunun karşılığını mutlaka alırsın..
git aşık ol falan demiyorum çünkü kötü olduğu zaman kendini daha da umutsuzluğa sevk edebilirsin diye bunlar elbette zamanla olacaktır. elbette karşı tarafa bir şans verebilirsin ama hayatın merkezine kendini koy..
şimdiden başarılar
0
gönullu olarak calisacagin bir mesgale bul kendine mesela kimsesizler yurdu ya da hayvan barinagi gibi, sana donen sevgi kendine gelmene yardimci olur, kafan dagilir farkli hayatlar nasil yasanmis ve yasanmaya da devam ediyor gorursun, anlattigin durumunla o hayatlari karsilastirdiginda emin ol cok dersler cikar yasama tutunmaya dair...
0
dampire
Internette vs. bir cok yerde sorulmus ve surekli bir tartisma var. Hobbit'i okudum, biraz ortadan dalmis oldum. Ama ilk bastan itibaren hangi sirayla okumaliyim?internette;silmarillionGüc Yüzüklerine DairKayip Oykuler Kitabi 1-2Hurinin cocuklariHobbitYüzüklerin efendisisirasiyla yaziyo genelde ama H
Internette vs. bir cok yerde sorulmus ve surekli bir tartisma var. Hobbit'i okudum, biraz ortadan dalmis oldum. Ama ilk bastan itibaren hangi sirayla okumaliyim?
internette;
silmarillion
Güc Yüzüklerine Dair
Kayip Oykuler Kitabi 1-2
Hurinin cocuklari
Hobbit
Yüzüklerin efendisi
sirasiyla yaziyo genelde ama Hurinin Cocuklari sonradan chrispopher tolkien tarafindan toparlanmis ve icerisine yüzüklerin efendisiyle ilgili konusmalar ve alintilar oldugu icin mantikli gelmedi. Nasil okumaliyim ben bunlari?
internette;
silmarillion
Güc Yüzüklerine Dair
Kayip Oykuler Kitabi 1-2
Hurinin cocuklari
Hobbit
Yüzüklerin efendisi
sirasiyla yaziyo genelde ama Hurinin Cocuklari sonradan chrispopher tolkien tarafindan toparlanmis ve icerisine yüzüklerin efendisiyle ilgili konusmalar ve alintilar oldugu icin mantikli gelmedi. Nasil okumaliyim ben bunlari?
0
Yazılış ve basitlikten zorluğa gitmesi açısından sırlama: Hobbit -> Yüzüklerin efendisi -> Hurin -> Silmarillon -> Kayıp Öyküler (büyük oranda Silmarillonla aynı zaten) -> Güç Yüzüklerine dair (Son üçü aşağı yukarı aynı olmakla birlikte zorluk açısından, silmarillon daha uzun olmakla daha zordur)
Senin yazdığın bir tür "kronolojik sıralama".
Senin yazdığın bir tür "kronolojik sıralama".
0
Yüzüklerin Efendisi
Silmarillion
Kayıp Öyküler Kitabı
Güç Yüzüklerine Dair, Hurin'in Çocukları ve Roverandom'u da yukarıdakileri okuduktan sonra istediğiniz sırayla okuyun. Roverandom bi tek farklı. Güç Yüzüklerine Dair ve Hurin'in Çocukları'ndaki hikayeler diğer kitaplarda da bir şekilde geçiyor.
Silmarillion
Kayıp Öyküler Kitabı
Güç Yüzüklerine Dair, Hurin'in Çocukları ve Roverandom'u da yukarıdakileri okuduktan sonra istediğiniz sırayla okuyun. Roverandom bi tek farklı. Güç Yüzüklerine Dair ve Hurin'in Çocukları'ndaki hikayeler diğer kitaplarda da bir şekilde geçiyor.
0
guc yuzukleri ve kayip oykuleri okuma. eski dandik yayinevinden onlar. yeni silmarillion onlari kapsiyor.
ithaki den silmarillion ve hobbiti oku.
sonra tek kitap halindeki lotr u oku. metis den cikmisti o da.
bu arada huri degil hurin olacak. silmarillion daki bir hikayenin corba yapilip basilmis halidir o.christopher tolkien para icin girismistir o ise. illa okuyacam diyosan silmarillion dan sonra hobbitten once oku.
yani sira kesinlikle su olmali:
silmarillion
hurin'in cocuklari
hobbit
yuzuklerin efendisi
ithaki den silmarillion ve hobbiti oku.
sonra tek kitap halindeki lotr u oku. metis den cikmisti o da.
bu arada huri degil hurin olacak. silmarillion daki bir hikayenin corba yapilip basilmis halidir o.christopher tolkien para icin girismistir o ise. illa okuyacam diyosan silmarillion dan sonra hobbitten once oku.
yani sira kesinlikle su olmali:
silmarillion
hurin'in cocuklari
hobbit
yuzuklerin efendisi
0
once hobbit sonra yuzuklerin efendisi
sonra da istedigin sirada istedigini oku bence
sonra da istedigin sirada istedigini oku bence
0
en ideal sıra
the hobbit ile başlamak, çünkü hem isim aşinalığı hem de akıcı masal diliyle okuması eğlenceli bir kitap ve tam bir başlangıç kitabı bu hikayeye.
sonrasında yüzüklerin efendisi
ardından da silmarillion ve hurin'İn çocukları. silmarillion'u ithaki'den oku denildiği gibi, güç yüzüklerine dair'i de içeriyor.
the hobbit ile başlamak, çünkü hem isim aşinalığı hem de akıcı masal diliyle okuması eğlenceli bir kitap ve tam bir başlangıç kitabı bu hikayeye.
sonrasında yüzüklerin efendisi
ardından da silmarillion ve hurin'İn çocukları. silmarillion'u ithaki'den oku denildiği gibi, güç yüzüklerine dair'i de içeriyor.
0
terp
hobi amaçlı tabii. yer istanbul. iş güç sahibi 30 yaşında bir adamım.
hobi amaçlı tabii. yer istanbul. iş güç sahibi 30 yaşında bir adamım.
0
valla seyisler 2 bira içersen 5 dk.da öğrenirsin diyorlardı.ben onların yalancısıyım.
0
sportif olup olmamana bağlı 1 yıl 2 yıl arasında dörtnalada atı kontrol edecek duruma gelirsin.
ama daha genç ve sporla ilgilenen biri 6 ay 1 yıl arasında aynı seviyeye ulaşır.
ama daha genç ve sporla ilgilenen biri 6 ay 1 yıl arasında aynı seviyeye ulaşır.
0
@goldentitan: sportif sayılırım, göbek möbek saldı gitti durumu yok. spor yapıyorum ara ara zaman ayıramasam da. peki bu 1 yıl derken haftada kaç saat zaman ayırmam lazım?
0
rezonans olması ve atın da uyum sağlaması için ata da enaz 3 şişe vermek gerekiyormuş.
0
hayatımda ılk kez ata bındıgımde 20km yolu dort nala gıtmıstım. Motor surmek fln hıkaye super zevklı. Olay tamamen atla uyumu saglamanda bence. He dustum mu dustum ama eger at esek degılse duserken bıle senı koruyormus bunu ogrendım.
0
6 ay, 1yıl filan? biraz abartı olmuş.
at binmek de kolaydır aslında ilk bir kaç denemeden sonra. zor olan at dostu durdurmak ve söz geçirmek. o da kendinize hakimseniz ve hayvanlarla bağ kurabiliyorsanız kolay. bir de sesiniz hükmedebilir olmalı. ilk binişimden sonra düzenli binmeye başlayalı 3 yıl oluyor, ilk binişimde bile 2 saat kadar yaldır yaldır atı koşturduğumu hatırlıyorum durdurken düştüğümü bi de :P.
at binmek de kolaydır aslında ilk bir kaç denemeden sonra. zor olan at dostu durdurmak ve söz geçirmek. o da kendinize hakimseniz ve hayvanlarla bağ kurabiliyorsanız kolay. bir de sesiniz hükmedebilir olmalı. ilk binişimden sonra düzenli binmeye başlayalı 3 yıl oluyor, ilk binişimde bile 2 saat kadar yaldır yaldır atı koşturduğumu hatırlıyorum durdurken düştüğümü bi de :P.
0
1-2 yıl mı? küçükken köyde yazları arada eşşekle gezerdim öyle, sonra komşunun atına binmeye başladım ve çok ta zorlanmadım. hobi amaçlı bence en fazla 1 hafta.. 2 günde 4 nala olmasa da orta hızda koşturuyordum ben. tabi uzmandan eğitim almak daha iyi olur, çünkü köyde attan düşüp kolunu bacağını kıran arkadaşlar olmuştu.
0
haftada 1 saat üzerinden ve 30 yaşı baz alarak 1 yıl civarı dedim. süratli koşmak 1-2 ayda öğreniliyor zaten. asıl olay dörtnal ve her türlü atı kontrol etmek. kapalı manejde çok rahat bindiğin bir atı açık manejde kontrol edemedikten sonra ata binmeyi biliyorum diyemezsin, başıma geldi ordan biliyorum. yoksa at koşturmak zor bir şey değil.
0
toshiro
selamlar ahali.. kendimi bildim bileli japonya'ya gidip bir süre kalmak, gezmek, yaşamak hayalimdir. şu son dönemde de arkadaşlar arasında çok geyiği dönmeye başladı. asya'ya, uzakdoğu'ya gidenler anlatıyor çok ucuz, gezip görecek çok yer var, vize derdi yok, kızlarla tanışıp kaynaşmak çok kolay onl
selamlar ahali.. kendimi bildim bileli japonya'ya gidip bir süre kalmak, gezmek, yaşamak hayalimdir. şu son dönemde de arkadaşlar arasında çok geyiği dönmeye başladı. asya'ya, uzakdoğu'ya gidenler anlatıyor çok ucuz, gezip görecek çok yer var, vize derdi yok, kızlarla tanışıp kaynaşmak çok kolay onlara göre batılısın falan gibi bir sürü örnek..
yeterli paranız olsa asya veya uzakdoğu ülkelerinden hangisine giderdiniz? neden?
yeterli paranız olsa asya veya uzakdoğu ülkelerinden hangisine giderdiniz? neden?
0
tropikal kuşakta dalış yapılan adalardan birinde 1 seneye kadar yaşayabilirdim. tayland olur, filipinler olur, ada küçük ve turistik olacak ama.
0
güney kore ve japonya bizim için ideal ülkeler bence. güney kore'yi 1 adım önde görüyorum.
0
@erasmusda beni hep ispanyola benzettiler, türkiye de deprem bölgesi :) işin doğal afet kısmında değilim pek. endonezya konusunda seni vazgeçiren başka unsurlar var mıydı?
@jangbogo, güney kore'ye gidenler epey memnun dönüyor hakikaten. bi de japonya'ya göre daha ucuz sanırım..
@jangbogo, güney kore'ye gidenler epey memnun dönüyor hakikaten. bi de japonya'ya göre daha ucuz sanırım..
0
tayvan kesinlikle. super gelismisler ve hala gelisiyorlar. cok zekiler, kafalari batiya cok acik, diger asyalilar gibi degiller. bizim gibi gelenekle bati kulturunun dengesini super kuruyorlar. cekici olan kizlari gercekten cekici, karakterleri var. bize de ilgililer dedigin gibi batili olarak.
ikinci olarak yine ayni mantaliteyle guney kore derim. ama kizlari o kadar guzel degil. biraz daha kapalilar.
tayland, endonezya vs. hem yoz hem de uyusmaz kafan.
ikinci olarak yine ayni mantaliteyle guney kore derim. ama kizlari o kadar guzel degil. biraz daha kapalilar.
tayland, endonezya vs. hem yoz hem de uyusmaz kafan.
0
@toshiro
evet hem ucuzmuş hem de yemekleri daha yenilebilir seviyedeymiş. bir de japonlar çok kapalı bir toplum. koreliler biraz daha konuşkan canayakın falan.
evet hem ucuzmuş hem de yemekleri daha yenilebilir seviyedeymiş. bir de japonlar çok kapalı bir toplum. koreliler biraz daha konuşkan canayakın falan.
0
xenderoth
http://www.youtube.com/watch?v=iEFVQzK31G8şu linkteki elemanın yaptığı şey (iki farklı videonun birleştirilmesi/üst üste bindirilmesi, bindirilirken tek parça gibi görünmesi vesaire...) nasıl bir program ile yapılır? çok zor bir şey mi acep?edit: eleman bilgi kısmına;"Video Editing: Adobe Premiere P
www.youtube.com
şu linkteki elemanın yaptığı şey (iki farklı videonun birleştirilmesi/üst üste bindirilmesi, bindirilirken tek parça gibi görünmesi vesaire...) nasıl bir program ile yapılır?
çok zor bir şey mi acep?
edit: eleman bilgi kısmına;
"Video Editing: Adobe Premiere Pro CS4"
yazmış. programı indirdik diyelim, duyuru "nasıl?" sorusuna evrilir çok seri bir şekilde. ya da alternatif, "şunla çok kolay oluyür o ya" denilecek program vs... ?
şu linkteki elemanın yaptığı şey (iki farklı videonun birleştirilmesi/üst üste bindirilmesi, bindirilirken tek parça gibi görünmesi vesaire...) nasıl bir program ile yapılır?
çok zor bir şey mi acep?
edit: eleman bilgi kısmına;
"Video Editing: Adobe Premiere Pro CS4"
yazmış. programı indirdik diyelim, duyuru "nasıl?" sorusuna evrilir çok seri bir şekilde. ya da alternatif, "şunla çok kolay oluyür o ya" denilecek program vs... ?
0
after effects'e gerek yok. (bu görüntü baz alınarak) kamerayı tripoda sabitleyip kumandayla kaydını yap ve sol tarafta çal gitarını, sonra da başka bir kaydı kamerayı hiç oynatmadan sağda oturarak yap. premier'de iki görüntüyü de üst üste bindir. arka fon hareket etmeyeceğinden görüntüleri birleştirdiğinde sağlı sollu birinin boşta kalan tarafını kesersen arka fon aynı oda olacak ve kendinden iki tane olmuş olacak.
edit: karmaşık gözükmüş böyle anlatınca resimmiş gibi anlatayım.
- fotoğraf makineni sabitliyorsun bi yere.
- uzaktan kumandayla önce solda gitar çalarken, sonra da sağda gitar çalarken fotoğrafını çekiyorsun.
- sonra bunları photoshopta alt alta koyup ikisinden birindeki gereksiz alanı siliyorsun. kare aynı kalıyor ama iki tane sen oluyorsun bir karede.
* ikisiyle de aynı sürer zaman, premier indirmen daha kısa sürer ama.
edit: karmaşık gözükmüş böyle anlatınca resimmiş gibi anlatayım.
- fotoğraf makineni sabitliyorsun bi yere.
- uzaktan kumandayla önce solda gitar çalarken, sonra da sağda gitar çalarken fotoğrafını çekiyorsun.
- sonra bunları photoshopta alt alta koyup ikisinden birindeki gereksiz alanı siliyorsun. kare aynı kalıyor ama iki tane sen oluyorsun bir karede.
* ikisiyle de aynı sürer zaman, premier indirmen daha kısa sürer ama.
0
iki program hakkında da herhangi bir bilgim yok, sonuç olarak hangisi daha pratik olur? hayır ona göre indiricem :)
0
jesterdvine
İlk sorduğum soruda kızgın, yorgun ve kafası karışmıştım. Aha şimdi tekrar soruyorum:Temmuzda telefon aldım Kadıköyden. Her şey yasal, kutulu garantili vb işte bildiğiniz normaldi. Bu telefonlar nasıl alınır, dükkana gidersiniz ve parasını verip alırsınız. Sorun yok.Ama bugün bir telefon kaydı için
İlk sorduğum soruda kızgın, yorgun ve kafası karışmıştım. Aha şimdi tekrar soruyorum:
Temmuzda telefon aldım Kadıköyden. Her şey yasal, kutulu garantili vb işte bildiğiniz normaldi. Bu telefonlar nasıl alınır, dükkana gidersiniz ve parasını verip alırsınız. Sorun yok.
Ama bugün bir telefon kaydı için pasaportumla TİMe gittim ve çıkan sonuca göre bu aldığım "güya" nizami temiz düzgün garantili vb telefon aslında benim pasaporta kaydedilmiş. (Ama elimde bile değildi pasaport falan?!) Ve bu yüzden de yeni kayıt hakkım yokmuş. Peki.
Bu durumda, ne yapmalı?
a. Telefoncuya açıp yada daha iyisi direkt gidip kusmalı?
b. Telefonucyla hiç uğraşmadan savcılığa suç duyurusunda bulunmalı?
c. Bu akşam başka bir TİM'den arıza teyit edilmeli (bu sabah gittiğim TİM'deki bugün arıza yapıp alınamayan 3. kayıttı)
Diğer şıklara da açığım :)
Temmuzda telefon aldım Kadıköyden. Her şey yasal, kutulu garantili vb işte bildiğiniz normaldi. Bu telefonlar nasıl alınır, dükkana gidersiniz ve parasını verip alırsınız. Sorun yok.
Ama bugün bir telefon kaydı için pasaportumla TİMe gittim ve çıkan sonuca göre bu aldığım "güya" nizami temiz düzgün garantili vb telefon aslında benim pasaporta kaydedilmiş. (Ama elimde bile değildi pasaport falan?!) Ve bu yüzden de yeni kayıt hakkım yokmuş. Peki.
Bu durumda, ne yapmalı?
a. Telefoncuya açıp yada daha iyisi direkt gidip kusmalı?
b. Telefonucyla hiç uğraşmadan savcılığa suç duyurusunda bulunmalı?
c. Bu akşam başka bir TİM'den arıza teyit edilmeli (bu sabah gittiğim TİM'deki bugün arıza yapıp alınamayan 3. kayıttı)
Diğer şıklara da açığım :)
0
ya telefoncu sizin pasaport numaranız olmadan gidip kendi kaydettiremez ki telefonu? başka tim'den kontrol edin önce kesinlikle.
0
tim de sorun vardır ya. o zaman olmayan pasaport a sizin telefonu nasıl kayıt edicekler. ya da hatırlamadıgınız baska bi şey mi kaydettirdiniz telefona? ipad vb gibi?
durum cok sacma geldi bi yerlerde bi hata var ama.
durum cok sacma geldi bi yerlerde bi hata var ama.
0
arkadaşların da dediği gibi elinde olmayan pasaporta kayıt filan yapılamaz. ya sen yanlış anladın ya tim teknik bir sorun yaşadı ya da ya da ya da tim'dekiler mal çıktılar.
0
Mucksa sordum:
"Durumu : IMEI numarası kayıtlı
Kaynak : İthalat yoluyla kaydedilen IMEI
Üretici : Üretici: Apple Pazar Adı: iPhone 4 (A1332) Model Bilgileri: iPhone 4 (A1332)
Yani?
"Durumu : IMEI numarası kayıtlı
Kaynak : İthalat yoluyla kaydedilen IMEI
Üretici : Üretici: Apple Pazar Adı: iPhone 4 (A1332) Model Bilgileri: iPhone 4 (A1332)
Yani?
0
Yanisi kendi pasaportunla kendi telefonun senin isteğin dışında kaydedildiyse ortaya çete bile çıkarabilirsin demek.
0
o cıkan verilere gore senin pasaportuna kaydedilmemiş işte ithalat diyo. yoksa yolcu pasaportuna kaydedildi gibi bi şey yazıyo.
yani senin pasaportuna senin telefonun kaydedilmiş ama başka bi telefon kaydedildiyse cok büyük sorun var. kimlanbu nun dedigi gibi çete bile olabilir.
yani senin pasaportuna senin telefonun kaydedilmiş ama başka bi telefon kaydedildiyse cok büyük sorun var. kimlanbu nun dedigi gibi çete bile olabilir.
0
