Vay arkadaş.
Bence 5000 lirasıyla uzun bir yurtdışı tatili yap. hayat ev araba alma, malvarlığı biriktirme üzerine değil. 26 yaşında ev alamadım diye üzülmek iyi değil.

benim 70 yaşında babam da hiç birikim yapabilmiş değil. onun kafası raad. senin de baya zamanın var, sen de raad ol bence.

ha, ailenin hayatını yönlendirmesine dur diyerek güzel bir tecrübe birikimine başlayabilirsin.

Kiraya ödediğim para benimde canımı sıkıyor ama.. her konuda aile yönlendirmesiyle hayatını şekillendiren biride değilim ama bu konuda yönlendirmeye ihtiyacım var. O yüzden burdan da sormak istedim. 26 erken gibi gözüküyor evet.. ama beni üzen yaştan çok 5 yıldır gece gündüz çalışıp hiçbirşey sahibi olamamak.. hani o kadar çalıştım ama şu da benim oldu diyebileceğim hicbirseyim yok. O yüzden yatırım önerisi verebileceklere şimdiden teşekkür ederim.
Uzun tatil fikride çok güzel tabikide ama onu şuan için mecbur erteliyorum. Çalışmamın elle tutulur gözle görülür bi karşılığına sahip olunca kutlama amaçlı yaparım onu.. :) dostlar başka öneriler..?

en az 1000 tl ayır tatile çık. yarısı peşinat olarak elinde olmadan kredili kredisiz daire alma.
illa yatırım diyorsan istanbul dışında küçük bir arsa, tarla alınabilir. kocaeli sakarya gibi.

yumurta, üstüne zeytinyağ ve kekik pul biber

Pilaki

yoğurt al üstüne zeytinyağı ve kekik.

ben sadece zeytinyağı ve kekik demek için gelmiştim eppeği bana bana güzel olur

bence salam yerine küçük sosis kızart üç beş

amerikann salata malzeme varsa. yoksa rakıyla birlikte al. patlıcan salatası da olur, humus da olur

konserve közlenmiş kırmızı biberler var. ondan al. beyaz peynir kıyılmış dereotu kırılmış ceviz kimyon pul biber çatalla eze eze iç hazırla. bunu közlenmiş kırmızı biber eğer bütün halde ise bu peynirli harcı içine doldur sonra halka halka dilimle. bütün halde değilse de biberin içine bundan koyup sar sigara böreği sarar gibi. bi de közlenmiş patlıcan al yine konserve. süzme yoğurt zeytinyağı azcık birazcık da tahin ekle iyice karıştır. yeşil elma da rakı ile efsane gidiyo ya..

* patlıcan közle, kabuğunu soy, tereyağ da koy bi dilim erisin, 15 dk dolmadıysa kaşar da rendele..

* konserve nohut al, blender ile ez, limon suyu ve tahin ekle biraz. zeytinyağı, sarımsak ve kimyon da ekle. biraz daha karıştır, kırmızı biber ve zeytinyağı ekleyerek, (bu kadar harcama yaptık, battı balık yan gider diye düşünürsen) birkaç dilim de pastırma ekleyerek humus yapabilirsin.

not: iki tarif birden yarım saatini alır ama..

aa pastırma al yufka da al domates biber kaşar pastırma ile üçgen börek yapar kızartırsın. lan ne meraklıymışım rakı sofrası hazırlamaya. 3. cevabı giriyom ;_;

cacıki. cacığı rendele süzme yoğurtla karıştırın.
bime git bir sürü meze var, seç beğen al.

edit: salatalığı olacak o :DDD

valla benim de canım istedi.. az önce de mercimek çorbası başlığına yazdım asdsd acıktım galiba ben o_0

kanka kavunu peyniri boşver. hazırlamayı da geç. migros'ta çok güzel açık mezeler oluyor. allah seni kahretmesin nasıl canım çekti ya.

domates soslu uskumru pilaki de al. rendelenmiş havuç kızartıp üstüne sarımsaklı yoğurt koy. aman aman :(

ya daha fazla sayamayacağım...

süzme yoğurt al. içine kuru nane. has zeytinyağı. az biraz pul biber. varsa bir avuç dereotu.

haydarin ellerinden öper. bir duble de benim için iç.

tavsiyeler için teşekkürler, yaptım bir şeyler :)

i.imgur.com

bugün ben de oruçsuzum. canımı çektirdin başkan! gidip alıyorum, şeytanım oldun :)

Aleykumselam,

Akilli durak
Trafi
Accuweather
Yandex map (trafik yogunlugu icin)

trafi kesinlikle

akıllı durak +1

toplu ulaşım için moovit.

lkjhasdf. yoo.

olabilir

yazan sallamıs baya

değil ama tüm sanatları bir arada kullanabileceğin bir sanat alanı olduğunu söyleyebiliriz belki.

en azından tiyatro, resim, müzik, dans, mimari, heykel, fotoğraf, edebiyat gibi sanatların hepsini tek bir filme sığdırmak mümkün.

cevabımı açayım: mesela bir tiyatro metnini sinemaya uyarlarsın. aynı filmde arka fonda müzik çalar ve müzik o filme özel bestelenebilir. müzikle birileri dans eder, film için özel olarak oluşturulmuş bir koreografiyle. dans edilen salonun tasarımı için iç mimarla çalışılmıştır, çok estetik ve incelikli bir tasarım yapılmıştır. dekora da özen gösterilmiştir. aynı salonda heykeller vardır. yine filme özel olarak yapılmış heykeller de olabilirler. filmin her karesi zaten fotoğraf niteliği taşır. senaryo da edebiyat eseri kabul edilir.

işte tüm sanatlar bir araya geldi.

sinema bütün sanatları sömüren bir ahtapottur.

yanlış hatırlıyorsun; birleşimi değil, birleştirici bir güç.

şimdi sinemaya 7. sanat diyorlar ilk 6 şöyleydi yamulmuyorsam

1 resim ve heykel
2 müzik
3 tiyatro
4 dans
5 edebiyat
6 mimari

şimdi bunlarda kendi içinde 2'ye ayrılıyo. plastik ve ritmik sanatlar diye..sonrasında ise 7. sanat ve birleştirici sanat dalı olarak sinemayı koymuşlar...nacizane ben bu bilgiye sadece internette rastladım...gsf mezunuyum modern sanat eleştirisinden tutunda karşılaştırmalı sanat dersi bilem aldım...yok böyle bi sıra felan sinemada tüm sanatların birleşimi felan değil maalesef içinde bir mimarı veya ressamı anlatıyor diye de bir sinema filmi için "işte bak sanatlar birleşti felan diyemezsin"

sinema "tembeller için" sanat haline geldi iyice artık.

geçenlerde şöyle bir şeye duydum ve dehşete düştüm: zat'ın biri "bence artık kitap okumak anlamsız, sinema edebiyatın verebileceği her şeyi veriyor" dedi.

hoca durur mu, yapıştırmış tabi cevabı: "hacı film izlemekle, film çekmek aynı şey mi" dedim. dediğimi anlamadı tabi yukarıdaki beyanın sahibi arkadaş.

neyse işin özü; sanat zevki zamanla ve emek harcayarak incelir (bu konuda bkz. görme biçimleri/j.berger/metis) ve bu emeği vermeyecek acziyetteki ve düzlükteki insanlar sinemanın kendi boşluklarını biraz da olsa doldurabileceğinin farkına vardıkları için, sinemayı ilahlaştırıyorlar bence.

ben demiyorum ki sinema tırt bir sanattır; dersem çarpılırım zaten. hatta 21. yüzyılın hem birey hem de toplum üzerinde tartışmasız en etkili sanat alanıdır sinema. ancak bunun dışına çıkıp sinemaya farklı misyonlar yüklemiyor mı: işte benim itirazım buna.

bence doğru. bir filmi hazırlamak için bütün sanatçılardan yararlanılabilir. düşünün kameradan bir açı çekmek zorundasınız. ressamından, heykeltraşına, fotoğraf sanatçısına, o andaki manzaraya uygun fon için bestecilere ihtiyaç olabilir.

cevabımı açayım: mesela bir tiyatro metnini sinemaya uyarlarsın. aynı filmde arka fonda müzik çalar ve müzik o filme özel bestelenebilir. müzikle birileri dans eder, film için özel olarak oluşturulmuş bir koreografiyle. dans edilen salonun tasarımı için iç mimarla çalışılmıştır, çok estetik ve incelikli bir tasarım yapılmıştır. dekora da özen gösterilmiştir. aynı salonda heykeller vardır. yine filme özel olarak yapılmış heykeller de olabilirler. filmin her karesi zaten fotoğraf niteliği taşır. senaryo da edebiyat eseri kabul edilir.

işte tüm sanatlar bir araya geldi.

edit: resmi unutmuşum. salonda botticelli'nin venus'ü de olsun mesela boydan boya. tüm sanatlar şimdi bir araya geldi. :) hatta ve hatta müzik de küçük bir oda orkestrası tarafından çalınıyor olsun.

sinemanın büyüsü sanalı gerçek yapma ya da gerçekten tamamen uzaklaştırmada bence. diğer sanatların çoğu estetik algıyı direkt tetikleyen ürünlerden oluşuyor, bir tek edebiyat farklı ki edebiyatla sinemanın çok kesişmesinin önemli bir sebebi de bu. yöntem olarak farklılar, biraz daha "herkese" hitap ediyorlar çünkü estetik algıyı geliştirmeye gerek yok bu iki daldan etkilenebilmek için.
edebiyatta işin içine hayalgücü de dahil olduğu için o da biraz kendine özgülük kazanıyor. sinema ise bir şeyleri göstererek, dinleterek anlattığı için anlaması kolay gibi duruyor. e bu da sanatı götünden anlayan birçokları için kültür faşizmi sebebi.

bence sinema diğer bütün sanatların birleşimi olamayacak kadar ayrı bir yönteme sahip. sanallık diğer sanatlarda bu kadar göze çarpmıyor, sinema insanı diğer sanatlardan daha kolay manipüle edebiliyor(edebiyatı diğerlerine nazaran buraya daha yakın gördüğümü söyledim zaten). ve tabii ki yeni bir sanat, aileye en son gelen çocuğun popüler olması durumu mevcut. onların sahip olduğu tecrübeye sahip olamaz ama aileye yeni şeyler katacağı kesin.

tüm sanatların birleşimi filan değil sinema. bahsedildiği gibi yedinci sanat derler ama içeriğinde diğer altı dalıda bulunduruyor diye hepsini kapsıyor demek diğerlerine acımasızlık olur. bir filmde müzik çaldın, dayıya heykel yaptırdın diye olmuyor yani o işler. bunla bağıntılı olarak bu sanat dallarının herhangi birine edilgen bir şekilde dahil olmak kimseyi sanatçı yapmaz arkadaşlar.

şunu söyleyebilirim son olarak, kitleleri manipüle etmek adına kullanılabilecek en mükemmel şeydir sinema.

değildir.

Öncelikle tüm sanatların birleşimi olduğuna kısmen katılıyorum. İşin aslı sinemanın nasıl oluşturulduğu ile alakalı. Bazı arkadaşlar filmde gördüğü şeyler üzerinden gitmiş fakat bu çok sığ bir yorumlama olur çünkü sadece mesajın içeriği ile alakalı bir durum. Sanat nedir sorusuna kadar gitmek gerekir ki bu kadar zamanınızı almayacağım. Sinema oluşturulurken kendi içinde onlarca dala ayrılmakta ve bütün bölümler kendi içinde bir sanat icra eder.

Dünya ve arthouse sinemasından bahsediyorsak, senaryo derin bir edebiyat, oyunculuk ustaca bir tiyatro, kadrajlama ve ekranda ne göreceğimiz detaylı bir tablo, prodüksiyon estetik bir mimariye gerek duyar. Şimdi gelelim bütüne; sinema duygularınızı harekete geçiriyor ve sizi yorumlamaya sevk ediyor ise evet sanatın içindesiniz ve bu sanat bir çok sanatın bir araya gelmesiyle oluşuyor.

Sinemanın tembellik olduğunu düşünen arkadaşlar için; bugün Nuri Bilge'ye sıkıcı ve basit diyen kişi Rothko'nun bir eserine de aynı yorumu yapacaktır. Elinizde bir kağıt ve kalem ile sanat dalında yerinizi alabiliyorsanız, icra ettiğiniz o sanat dalı, sinemanın sadece küçük bir parçası.

Sonuç olarak bir çok sanatın birleşerek oluşturduğu olgu tek başına bir sanat dalı görülmese de, sorunun cevabı evet birleşimidir.

ben kendimi iyi ifade edemedim sanırım. basite indirgeyeyim yukarıda yazdıklarımı...

sinema için ne lazım?

senaryo = edebi metin (ki fikir ve sanat eserleri kanununa göre de böyledir bu arkadaşlar, yani benim uydurmam değil)
diyalog = tiyatro metni (iki kişinin konuşmasına ve bazı hareketlere dayanır oyun metinleri bildiğiniz gibi)
oyuncu / icracı sanatçı performansı = tiyatrodaki performans (mesela mike nichols'ın closer ve who's afraid of virginia woolf filmleri; roman polanski'nin carnage filmi) şeklinde olabiliyor, tabi her film için geçerli değil
görüntü = fotoğraf sanatı, fantastik bir yapımda (hayaller üzerine çekilen sahneler gibi, mesela peter jackson'ın heavenly creatures filmindeki "dördüncü dünya" gibi) resim sanatı da olabiliyor
animasyon = başlı başına resim sanatı olduğu tartışılabilir
sahne planı, dekor, mekan = mimari / bu sırada kullanılan resimler, heykeller de o sanatlara atıf olarak köşede durur / dans edenler varsa o da dans sanatına atıf olur, film de yoğun olarak dansa yer verebilir, o sanatı (ya da başka bir sanatı) anlatabilir (black swan gibi)
özgün müzik = musiki eser olarak korunur yine kanunla (itzhak perlman'ın schindler's list için yaptığı besteyi düşünün)

hayır sinema bence tiyatro'dan daha değersiz tiyatro belki olabilir.

Brace yourself, "Oha 21 yaşlı olur mu lan" comments are coming!

yaslisin. simdiye kadar phd'ni bitirip, coluk cocuga karismaliydin.

su sitede "x yasindayim, y icin yasli miyim?" diyenleri siraya gecirip teker teker yorulana kadar tokatlayasim var.

@goo.gl +1

21 yaşında olsam... neyse ya.

Benim universitede 4. senem ve sevmedigim bir bolumde okuyorum. Bu yuzden de uzattikca uzatiyorum okulu. Ve ben bile 4 sene gecmis hala birakip baska bir bolum mu okusam diyorum. Mutlu olacaksan yap.

harikasin!! bol sans^^
ayrica 21 ne cidden :( yaslaniyorum f.ck

aynı durumdayız ben de İstediğim bölümü istiyorum fakart durumlar karışık GSF sınavlarını kazanırsam ben de sevinebilirim.

üniversiteye başladığımda reşit olmamıştım, 4 senede bitirdiğim için de 21 yaşımda işe başladım. bir bok da olmadı.

en fazla emekliliğinde yaşıtlarına bakıp söylenirsin :)) hiç dert etme

21'mi ölmüşsün olm sen

akp/mhp olacak. ilk günden belli.

saadet ve dyp olacak, yoksa erken seçim ihtimali kuvvetli ama anap barajı geçemez bu sefer.

abi bu kadar cahil olunur artık ya. saadet dyp ile koalisyon olacakmış. kardeşim sen hiç açıp baktın mı tarihte bu saadet partisi'nin koalisyon görüşleri nelerdir, kırmızı çizgilerini ne taraftan çizmiştir, kimlerle koalisyon yapmıştır diye?

evet bir koalisyon olacak ve bu koalisyonda saadet yer alacak ama dyp ile değil kesinlikle. siyasetten anlamayan gençler şöyle sorulara cevap vermesin ne olur.

bence önceliğiniz öğrenmek olsun, yaşa takılıp dil öğrenmekten vazgeçmeyin. hem üniversitelere oranla fransızca kursunda her yaştan insan olur. rahat olun.

yaşın ne önemi var bro?

aslolan öğrenmek.

dil konusunda böyle bir çekince olmaz. hatta baya havalı olursun... :)

ama ehliyet kursu olsa ben gitmezdim:) zaten o yüzden halen ehliyetim yok:(

18-20'liklerin aklı havada olur, sen daha iyi çalışırsın derse. e iyi bilen birinin de havası olur.

öğrenmenin yaşı yoktur. hepsi 12-18 arası bebe olsa bile sen takma kafana; seviyorsan git öğren bence.

sen gitme, valla.

buraya bu kadar gerzekce bir soru sorduguna gore, gitmemek icin neden ariyorsun(sen gerzeksin demiyorum ama soru gerzekce).

ne demek 33 yasinda fransizca kursuna gidilir mi? ne demek "sifirdan baskayacagim da sinifta hep 18-20 yas olacaksa gitmeyeyim"? sordugun soru sacma bir kere, farkinda misin?

gercekten sorman gereken tek soru fransizca ogrenmek istiyor muyum? cevabi eger evetse, bu soruyu silip dogrudan kaydini yaptiyorsun. yoksa yine soruyu silip dogrudan ezikliginle basbasa kaliyorsun.

ogrenmenin yasi yoktur.

Ben fransız kültüre gittim. 23 yaşla en genç bendim. Bi abi vardı 42-43. Ortalaması 27-30du

İlk kurdu bu arada

valla fransızca kursuna en iyi 32 yaşında gidilirdi, onu da kaçırdın. bana sorarsa ispanyolca kursuna git. 34'e kadar yolu var diyorlar. hadi hayırlısı.

Gidilmez. Gitme.

Çok dalga geçerler, ayıplarlar bu yaşa kadar öğrenemediysen daha hiç öğrenemezsin parana yazık zaman kaybı

Valla ben İEL'de hazırlık sınıfında okurken yaz döneminde Goethe'ye gitmiştim. Sınıf 50+ idi, haliyle maskot gibi olmuştum.
Eşim 35 yaşında italyanca kursuna gitti, 20-40 aralığındaydı sınıfı.

senin umudunu kırmak istemem ama bize öğretmenimiz profesyonel bir şekilde dil öğrenmenin 3-7 yaş arasında olabileceğini söylemiştir.

akılsızlığın kılavuzu olmaz.
boşver

Evet bence de çok gereksiz bir atardı, şaşardım Harun Tekin'in tepkisine. Adam yazar yazmaz özür diledi, bilinçli bir şey yapmadığını söyledi, daha uzatıp durmak çok manasız.

"mor ve ötesi o kadar bok bi grup ki hırsızları ona çevirdi" anlamış.

oysa ki adam kelime oyunu yaparak "nasıl da morarttı hırsızları" demek istemiş.

adam kast ettiğinin ilki olmadığını ve ikincisi olduğunu belirtmişse uzatan adam net kötü niyetlidir.

evet aynen öyle. bu kelime oyununu anlamamasına şaşırdım. çirkefleşmiş nedensiz yere.

çirkef adam zira. yapar.

kusura bakmayın da öyle söylenmez bu, insan gibi menşın atarsın "hacıt bak böyle yanlış anlaşılıyor silsen iyi olur" diye, haklıyken özür dileyen adam diretmeden siler zaten. tepki boktan.

atar yaptığı adam zaman yazarı, yani cemaatçi. muhtemelen o yüzden ön yargıyla yaklaştı ve anlamak istediği gibi anladı.

tam bir liseli atarı. ki mvö de severek dinlerim defalarca konserlerine gittim.

doğan duru'laşma olayı yoktur umarım harun tekin de de.

Adam zaman yazarı diye lüzumsuz ergen atarı. Halbuki adam bildiğin kadarıyla yamuğu olmayan efendi bir adamdı.

İtici.

Efendi Adam dediğim gazeteci olan. Türkiye'de azıcık yükselen, bir de muhalif takısı alan pusulayı şaşırıyor.hele oyuncu 1-2 tipin yancılığı falan ayıp resmen.

Yersiz bir benzetme. Kimse grubunun oy calmaya yeltenmis fakat basaramamis bir siyasi partinin dustugu durumala iliskilendirilmesini istemez. Daha usturupluca isteyebilirdi tabi ki silmesini.

yemişim marka değerini de imajını da. tehdit ederek mi imajını korudu şimdi harun tekin?

imajın zedelenecek diye rahatsız oluyorsan, imajını bozmayacak şekilde tepki verirsin. harun tekin'in müziğini değil ama duruşunu beğeniyordum. attığı bu tehditkar tweetle imajı yerle bir oldu gözümde. ne oldu şimdi? böyle mi koruyacaksın imajı?

kibritsuyu'nun dediği gibi; "adam kast ettiğinin ilki olmadığını ve ikincisi olduğunu belirtmişse uzatan adam net kötü niyetlidir."

neden adam gibi uyarmamış? neden tehdit etmiş? buna takılmıyorsunuz da, adamın istemeden "marka değerine zarar vermesi"ne mi takılıyorsunuz?

bence gayet de "oy ve ötesi" ile olan benzerliğinden dolayı "mor ve ötesi" demiş.

kötü niyetli olsaydı niyetini o yönde sürdürür, özür dilemezdi.

düpedüz terbiyesizlik. eleştirdiği fikirlere sahip olanlardan davranış olarak çok da farkının olmadığının ortaya çıkmasıdır bence. bu adam bu lafa takılıyosa ricardo allah var başlığında adı geçenler toplanıp sözlüğe nükleer saldırı yapsın.

kaldı ki hadi yanlış anladın, kendini haklı gördün, öylesine atarın anlamı nedir? bişi denicez nedir? sonrasında adam özür diledi ben haklıyım tavırlarında dolaşıp bütün aleyhine yazan ekşicileri troll olarak nitelendirmek nedir?

bu arada mor ve ötesi eski efsaneleri saymazsak gözümde en iyi yerli gruptur, bi düşmanlığım falan da yok. ekşide de saçma sapan bi linç tayfası var, troll var doğrudur ama harun da kusura bakmasın bu sefer kendisini eleştirenler haklı. hatta ekşiye saygı bile duydum kısmen, normalde çünkü harun bizim mahalleden diğerini tanımıyoruz denip direkt diğeri linç edilirdi.

"bu rezil tweet'ini sil, silmezsen üstünde bir şey denerim" demek yerine "grubumuzun adını oy hırsızlarıyla bir tutmanız üzücü" falan diyebilirmiş. dememişse ve tavrında ısrar etmişse kötü niyetli olduğu açık.

ingilizce ve türkçe bilgin ne kadar bilmiyorum da biri finnegans wake'i çevirsin artık.

film dizi falan çevir? daha fazla kitleye yardım etmiş olursun.

(bkz: kadı nimet balıkçısı)

kadıköy

istanbulkart.iett.gov.tr

sitede bütün açıklamalar var, nasıl alırsın, nereden alırsın, kimler faydalanabilir yazmışlar. çok mu zor buraya bakmak?

alırsın kardo. üniversite öğrencisi olduktan sonra 70 yaşında olsan da alırsın.

@m murphy 70 yaşında olsa zaten beleş biner :(

Önce gemi adamı olman gerekiyor. Yoksa gemiye giremezsin.

tr.wikipedia.org

Ne yapacğaını biliyor musun ? Çalışma ortamı nasıldır falan ? Bohem ve depresif hayatı tercih üzerine yaşayamazsın orada. Sanırım derdin kaçıp gitmek, yük gemisi sana göre değil pek. Zabıt, kaptan vs değilsen hiç bulaşma. Epeyk ötü şartları

@liriamer; onu soruyorum zaten.

derdim kaçıp gitmek değil. derdim zorluk yaşamak. mümkünse en boktan işi yapmak.

@teknikekip; gemi adamı olmak için ne yapmak lazım? yazmıyor verdiğin linkte.

"gemi adamlığı kursu" oluyor, onlara girmen gerekiyor. Daha sonra sınavına girip başarılı olursan belge alıyorsun. Tabii her şey para.

700 - 900 dolar ilk deneyim ardından alacağın maaş.. ( çalışanını seven şirketler veriyor ) güvenilir olmayan, para ödemeyen çok şirket var.. facebook'ta falan şu şirket paramı yatırmadı tarzında iletilerin döndüğü gruplar var..

eğer çevren varsa ortamı tanımak adına daha düşük ücretlerle stajyer olarak ama daha iyi şartlarda başlayabilirsin..

gemi adamı belgesi alman gerekiyor.. istanbul gibi şehirlerde 1 haftada çıkartılıyor(muş).. benim kursum haziran sonu başlayacak 8 hafta sürecek.. bulunduğun bölgenin liman başkanlıklarından gemi adamı belgesi vermede yetkinliği olan yerleri öğrenebilirsin..

deniz ticaret odaları yılın belli aylarında kurs açar, onun haricinde özel kurslar oluyor genellikle...

cebinden belgeler için çıkacak para 600 ila 800 tl arası..

ilk olarak çalışacağın firmaya kayıt bırakıyorsun.. onlar sıran geldiği veya sana ihtiyaç duyulduğu zaman şu tarihte gemiye çıkıyorsun diyorlar.. belirtilen tarihte belirtilen limanda bulunuyorsun..

güvenilir eleman açığı var.. bazı gemilerin çalışanları 5 - 10 senedir değişmemiştir mesela.. yani kendini gösterirsen ve kanıtlarsan işin ekmeğini yersin..

başvuruları;

bu www.zenithmanagement.net ve
bunun gibi www.odin.com.tr

firmaların ofislerine giderek yapıyorsun.. ben bi yakınım sayesinde gemiye çıkacağım yaz sonu.. firmada gayet güvenilir.. israil, malta, kanada vb. gibi yerlere giden gemileri var.. daha sorun varsa özelden falan yazabilirsin.. şansın bol olsun...

benim de merak ettiğim bir konu, bilgi veren/verecek arkadaşlara teşekkürler.

Benim peder calisiyordu sonra sıkıldı bıraktı. Gün içinde 7-8 saat çalışıyor, sıkılıyormuş epey, haliyle dayanamamış bırakmış. Çılgın mayışı vardı aslında müyendis diye. Sana az da verirler, çekilmez yani

her seyden kacip gitmek istedigim donemde ben de bunu cok arastirmistim. en alt seviyeden baslarsin. yani silici olarak. iste yukselme nereye kadar bilmiyorum tam ama zordu. ama sonucta hakikaten her seyden kacmak istiyorsan tam sana gore. bir tane odan var, baska hicbir seyin yok. gundelik hayat dertlerin olmayacak. ama sonucta agir is.

Fiyatı makul olduğu sürece (1200 lirayı aşmazsa mesela) alınabilir. Ama apple.com henüz satmaya başlamadığı için diğer internet marketleri 2600 liradan satışa başladı. Çok uçuk bir fiyat.

güzel bir ürün ancak ilk jenerasyon almam ben şahsen, ikincisini bekliyorum almak için. Kaç yıl sonra çıkarsa artık

o paraya ne saatler alınır yav, ne apple watchu amk.

bırak eğlensinler. zaten etraf mutsuz insanlarla dolu.

ayda yılda bir gün oluyorsa bırak eğlensinler. her akşam oluyorsa başlarım gencin eğlencesine bizde genç olduk yapmadık böyle diyip, gündüz vakti uygun bir dille uyarma.alkol varsa şikayete gidince çok sıkıntı çıkabilir, unutmamak lazım bu ülkede yazlıkta ses yüzünden ünlü bir oyuncu şikayete gitti diye öldürüldü.

Su an bizim yan dairedeler dedigin arkadaslar.birazdan kapilarini calip nerden geldigi belli olmayan benim icmedigim jageri vericem gomsunler .

saat 12'de kesiliyor sesler biz de mazur görüyoruz o saate kadar.
ama 12.30 da polise haber veriririm.

cevap b.

hocam ara sıra olsa tamam da, her zaman olunca beziyor insan.

c- evlerine gider zili çalarım. balkonda oldukları için muhtemelen duymazlar. kapıya bir iki sert yumruk ya da tekme atarım. her ne kadar eğleniyor olsalar da aralarından en az birinde(muhtemelen ev sahibi) içten içe birisi şikayet edecek bu gürültüyü korkusu olduğundan, kapıya attığım yumruk ve tekmelerden sonra yerinden fırlayıp kapıya gelecektir. balkondaki gürültü tam o anda kesilir. bu sırada mızmızlanan komşular da "hah biri çıktı, haddini bildirecek zıpırlara" diye seviniyorlardır.

kapıya gelen genç arkadaşa; "nabıyonuz la burda!" diye çıkışırım önce. "bu kadar gürültü çıkaracak ne var?"

tabi o an kapıya gelen gençlerin sayısı da artacaktır. ufak bir gerginlik yaşanmaya varmadan cebimden sigarayı çıkardığım gibi; "yakın bakim abinizden birer cüğara" deyip paketi uzatmamla eve girmem bir olur. ondan sonrası gırgır şamata.

bizim burada bi çocuk var, 17 yaşında ama boru gibi sesi var normal konuşması sesli çocuun bağırınca mahalle inliyo (ben duymuyom genelde) ama rahatsız olunca polisi arıyomuş millet.

çok tahammülsüz bir komşuyum, bu eğlence işi rutine bindiyse bir sabrederim iki sabrederim üçüncüde polis çağırırım. kendim muhatap olmam.

bu arada gece 12'den sonrası için konuşuyorum. onun öncesinde eğlensinler tabii hayvanlaşmadan. biz de genç olduk, bir süre sonra millet rahatsız olur diye kısık sesle konuşup kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde kıkır kıkır gülerdik en fazla.

pkk yi akp ye tercih ediyor ondan

400 milletvekili ile diktatörlüğe gidecek olan ülke kurtuldu ondan olabilir.

HDP , CHP-MHP koalisyonunu da destekleyebilir bir ihtimal, ideolojisi bu yönde olmasa da güven kazanmak için yapabilirler. Akp ile koalisyona giderse daha başlamadan partilerinin biteceğini kendileri de biliyor. Her halukarda AKP artık kafasına göre at koşturamayacak bir de o var.

Pardon kötü sonuç derken? kötü sonuç dediğimiz nedir? hangi sonuca/istatiksel veriye kötü sonuç diyoruz? kıstas nedir? CHP mükemmel hamleler mükemmel reklam propagandaları bunlar süper hareketlerdi ve siyaset konjüktürü bunu gerektirdi CHP oyları HDP'ye geçti ve böylece AKP iktidar olamadı koasliyona mecbur kalındı. Kemal Kılıçdaroğlu HDP'yi vurmadı kötülemedi yolunu açtı ve alın size sonuç AKP İKTİDAR DEĞİL. Bu basit bir siyasal hamle ve yerinde olan bir hareketti siyasetin doğası budur. Yoksa CHP oranlarına bakarsan CHP'nin oylarını büyük ölçüde arttırdığını görebilirsin. Lakin emanet oylar oluştu ve bunlar HDP'ye geçti yoksa CHP oyu gayet %28-29 olabilirdi. Kısaca başarısızlık yok. Kılıçdaroğlu tam bir lider gibi davrandı.

HDP'ye verilen oyları emanet oylar olarak görüyor. AKP'nin devrilmesinin ardından başat oyları kendisinin alabileceğini farkında.

Belki de AKP-CHP koalisyonuna uyanabiliriz bir gün, hükümet ortağı olmak istemenin hevesi de olabilir.

CHP iyi çalıştı, evet. Ama bu işin başarılabilmesi "yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu" tabanlı beyaz yaka çalışmalarıyla değil, bugün gördüğümüz ve örgütlü oluşlarına hayret ettiğimiz akp'liler gibi çalışmalarıyla mümkün olabilecek ancak.

Partiden vatan çıktı, anadolu çıktı, hdp'ye barajı geçirten oy çıktı ve oy oranını korudu. Eeee?

aslına bakarsan kötü sayılmaz. hdp'ye genel olarak % 2-3 civarında bir oy kayması var. antalya ve denizli'de akp ile yakın gidiyorlar. adana'da mhp ve chp arasında önde gider diyordum ama akp sürpriz yarattı bana kalırsa.

bakanı olan illerin hükümet partisine oy verme eğilimini düşünürsek ekonomi bakanına sahip olan denizli gibi bir ilde bile akp bir milletvekilini chp'ye kaptırdı.

chp hdp'yi meclise sokarak akp nin iktidarına son verdi. bu, bana kalırsa gelinen nokta adına büyük başarı. chp ve hdp ortak hareket etmişler, selo ve kemal'in son açıklamalarından bu anlaşılıyor.

helal olsun.

edit: mhp akp'ye milletvekili verirse çok fena göt olurlar, o ayrı.

hdp'ye kaç oy geçti sanıyosunuz? genel oya baktınız sanırım sadece. hdp'ye geçen oy doğuda akp'nin 30 puan kaybedip hdp nin bir o kadar katmasıyla sağlandı. chp seçmeninden %2 anca gelmiştir.

chp'nin emeğini karşılığı bu değildi. iç anadoluda çok az mhp doğuda da hdp'ye kayarak azaldı akp oyları.

bence bu kadar olumlu, sağlam gelen chp'nin bile anadoluda akp'ye oy veren zihniyetin "chp dinsiz, chp'ye vermem" algısını kıramaması çok üzücü bir durum.

Chp'nin secim sonuçları kotu degil ki. Aldiklari en kotu sonuç degil, oy oranlarini arttirdigi iller var. ustune ustuk emanet oylari var. En önemlisi su; akp'nin diktatorlugu yikiliyor. Daha ne olsun?

Yüzde otuzu bile bulamadı.. Bu yüzden kutlama yapıyor.

Ülkeyi diktatörlükten kurtardı da ondan.

koalisyona itiraz etmek ne demek?

misal sonuçlar akp&hdp koalisyonu ile sonuçlanırsa, e adamlar bunu kabul etmeyeceklerini söylediler.

aldfhaldkfga

kabul etmeyip küsecekler mi ne yapacaklar?

cumhurbaşkanı hükümeti kur diye davutoğlu'na talimat verecek. davutoğlu'nun 15 günü var. gidip görüşecek diğer partilerle. anlaşırsa kurar koalisyonu. anlaşamazsa iade eder hakkı cumhurbaşkanına. cumhurbaşkanı gidip ikinci partiye verir hükümet kurma görevini. isterse tekrar davutoğlu'na da verebilir. chp de kuramazsa gidip mhp'ye vermez daha. yani verebilir ama şu durumda mantığı kalmaz.

eğer hükümet kurulmazsa erken seçime gider.

bu sırada dolar, euro uçar. olan vatandaşa olur.

rte en cok oyu olan parti baskanina hukumeti kurma gorevini verecek. ister tek basina ister koalisyonla bir hukumet kuracak. kurulan hukumet guvenoyu icin meclise sunulacak. guvenoyu alirsa hukumet kurulmus olacak, alamazsa yeniden rte birine hukumet kurma gorevini verecek. o da ayni surecten gececek. o da guven oyu alamzsa erken secim.

akp ile chp koalisyon kurarmis. siyaset bu gerci olur mu olur :)

oglum sonuclarla otomatik olarak hukumet kurulmuyor. secimden sonra mv sayisina gore varyasyonlar yaparsin ve kurarsin hukumeti. yani partiler arasi pazarlikla.

Suriyeye savaş açılacak. Savaş durumunda seçim geçersiz sayılıp eski hükümetle devam ediliyor. Böylecr akparti devam edecek. Bunun için 45 gün var önümüzde.

AKP şu hali ile tek başına bile iktidar olabilir. toplamda 30 tane muhalefet milletvekilinin olmadığı ya da güvenoyu verdiği anda akp iktidarda şu an. Aksi halde birileri ile anlaşıp yine hükümet kurabilir. 276 rastgele bir sayı değil sonuçta, maksimum milletvekili sayısının yarısının bir fazlası olduğu için 276.

en geç 45 gün içinde belli olacak ne olacağı. AKP hükümet kuramazsa, cumhurbaşkanı CHP'ye yetki verecek hükümet kurmak için. m murphy anlatmış zaten.

nawar, chp'ye yetki verme zorunluluğu yok,

isterse davutoğlundan sonra 2.kez gene davutoğluna verir. davutoğlu gene kuramazsa direk erken seçime götürebilir, ki akp koalisyon yapamazsa olacak olan odur bence.

akp güven oyu alıp iktidar olsa bile tek gensoruda binerler tepesine ve düşürürler. o nedenle @nawar'ın dediği ihtimal çok az.

şöyle bir şey olabilir. gider mhp'ye davutoğlu. anlaşır. der ki bana 15 millet vekilini ver ve sana iki bakanlık vereyim. mesela önemli bakanlıklardan iç işleri bakanlığını verir mhp'ye. o da nasıl olur? 15 milletvekili istifa eder mhp'den ve akp'ye geçer. bunlardan birini bakan yapar davutoğlu. adam akp milletvekili olarak geçer ama mhp'ye hizmet eder.

m murphy o ne la? ona halk arasinda akp-mhp koalisyonu deniyor zaten. devlet bahceliye gidip satilik vekiliniz var mi diye mi soracak aga, saka mi yapiyorsun? kendi partisine transfer edecekse gider o vekille pazarlik yapar.

@baldur2,

akp tek başına iktidar olmak ve sağlam irade üzerinden siyaset yapıyor. eski mhp seçmenlerinden akp'ye kayan büyük bir kesim söz konusu. mhp ile yapılacak koalisyona büyük bir çoğunluğu sıcak bakmayacaktır. zaten herhangi bir koalisyona ülke olarak kimse sıcak bakmıyor. dolayısıyla adamlar iktidar olabilmek için mhp ile bu tip bir pazarlığa girebilir. bu tarz şeylere şaka değil, strateji deniyor.

çocukluğuna duyduğun özlem olabilir.

playstation 1 oynasan belki acayip mutlu olursun...

Kendini yere bırakırken topu elle tutmayı akıl eden ilk şerefsiz ve ona sarıyı çakmayan o hakem, el birliğiyle bitirdiler o sporu.

Ben Maradona'dan sonra futboldan zevk alamadım fazla. Belki biraz Ronaldo (R9) ile.

futbol da futbolcular da değişiyor, kısmen haklısın; bir futbolsever olarak aynı yalnızlık hissini ve burukluğu paylaşıyorum ama biraz da fazla romantik davrandığımızı düşünüyorum. yani hem haklıyız hem haksızız.

zidane, scholes, bergkamp falan bunlar zaten çok çok özel adamlar. bunların habire gelmesi garip olurdu. ayrıca bu akşam sahada xavi, iniesta, pirlo, buffon gibi adamlar vardı. ha hepsi kariyerinin sonuna geldi ama olsun, bu adamlar o futbolu çok sevdiğimiz eski dönemin adamları sayılmaz bence. ayrıca şu beğenmediğimiz, apaçi dediğimiz neymar bile iyi çocuk lan. o saçlarını falan ben de hiç sevmiyorum ama hakkında iyi kötü biliyorum bi' şeyler, hani "idol" bellenebilecek bir futbolcu olabilir 30'una geldiğinde.

çok büyük futbolcu olmak için hayvan gibi mental güce ihtiyaç var. yoksa hepimiz mahallede efsanevi top oynuyorduk. neden bir pirlo olamadık? çünkü biz üçüncü ligde oynasak götümüz kalkardı, çalışmayı bırakırdık. bıraktık. şu gün "nerede eski oyuncular" dedirten dünya yıldızları, o özlediğimiz oyuncular kadar iyi aslında mental açıdan. ha iyi aile babası değildir, karaktersizdir, göttür falan o ayrı mevzu ama o seviyede top oynayan adamlar aptal olmaz yani. aptal bir adam sırf kas gücüyle, futbol kabiliyetiyle juventus'ta barça'da oynayamaz.

bununla birlikte, işin renginin "solduğuna" inanıyorum. tamam neymar da büyük topçudur, severim sayarım eyvallah ama daha ruhsuz görünüyor futbol artık gözüme. eskiden şampiyonlar ligi finalinin anlamı %70 kazanmak, %30 prestij idiyse bugün %50-50, belki %30-70. futbol endüstriyelleşecek tabii ona lafımız yok ama çok fazla endüstriyelleşti sanki pezevenk. komple eğlence sektörü haline geldi resmen. rengi, tutkusu kalmadı pek. yine de futbol her zaman keyifli kalacaktır, finaller her zaman heyecanlandıracaktır. belki bir zidane veya pirlo gelmez ama olsun moral bozmaya gerek yok, öyle adamlar arada sırada çıkıyor zaten. yine çıkarlar bi' yerlerden :)

klasik nostaljik özlem sendromu. senin futbolu sevme dönemine o kısım denk geldiği için öyle düşünüyorsun, senden 20 sene önceki adam için de zidane'a o paraları vermek futbolun kalbine çakılmış bir kazık.

ne değişmiyor ki futbol aynı kalsın, bu kadar kapalı olmayalım değişime, her dönemin kendine has zevkleri var onların tadına varmaya bakalım.

bence bu işin çocukluğa duyulan özlem ile ya da yaş almayla çok alakası yok. 70 yaşında babam da bundan on yıl öncesine kadar oldukça zevk alıyordu futboldan ama şimdi almıyor. o da 60 yaşına kadar seviyordu ama şimdi benim gibi sallamıyor.

@kargn haklı bence. kazanmak için her yol mubahtır felsefesini soktular futbola. seviyesini düşürdüler. pis ilüminati.

cm0102

Kesinlikle Futbolun Endüstriyelleşmesidir sebep.Futbolcular değişmiyor aslında zidane'nin de Messi'nin de ,Maradona'nın da Pele'ninde,C.ronaldo'nun da hikayeleri benzer,aynı hırs, aynı hayal, aynı mentalite,değişen yöneticilerin kafa yapısı oldu herşeyi paraya bağladılar.Örneğin Lig maçlarının Trt'de verildiği yılları hatırlayalım, kim madida'yı, Osvaldo natarllo'yu, Stumpf'u, kaleci Hayrettin'i, metin-ali-feyyaz'ı vb. hatırlamaz. o dönemlerin kadrolarını hepimiz ezbere biliriz. şimdi sor beşiktaşın 3 yıl önce kadrosunu bilmeyiz. çünkü biz futbolu özetlerden izlmeye alıştık ne yazık ki;belki de bu yüzden dediğin gibi 10-15 dk sonra sıkılıyoruz..

Bence hep bosmanin yüzünden. Bütün iyi Topçular 2-3 takima toplanıyor, endüstriyel futbol da icine ediyor sistemin

Nostalji olduguna da katılıyorum. Büyük maçlardan önce eskoso kadar heyecan duymuyorum. Sebebi yaş ve doygunluk

Ektirme

ektir ya niye ektirmeyecekmişsin? 10 sene sonra -eğer dökülürse- yine ektirir durumu kurtarırsın ki 10 yıl sonra bu işlem daha hızlı,kaliteli ve ucuz olacaktır.

yaşlandıktan sonra anadolu rakçılar gibi uzun afilli saçlarla gezmenin anlamı yok, saç gençken lazım.

arkadaşlarının sen yokken hakkında "bizim kel x var ya o işte ya" şeklinde konuşmasına, sevgilinin annesi fotoğrafını gördüğünde yekten "kaç yaşında bu oğlan" diye sormasına fırsat vermeden harekete geç, imkanın varsa erteleme yardır.

bak hala duruyo

ben de aynı fikirdeyim ancak ailemden ve arkadaşlarımdan herkes ektirme saçın daha dökülecek diyor laf anlatamıyorum

gençken olmayan saçı yaşlılıkta ne yapayım diyorum ben de :(

tek endişem 10 yıl sonra sadece önde ekilenler arkada ayna kalması

offf offf

ne zır iş karar vermek :(((

azizakin+1
ektir dostum. erken başlamış dökülmeye.. bu kadar erken yaşta yaşlı görünüyorsun . hep sıkıntı

aynen kafa da büyük olunca iyice kel göründüm hakbu ki bayağı saçım var geride

diyet yapıp 24 kilo verdim

saç yaptırırsam tam olucak :)

işte cekincelerim var yaş gibi

ektirme diyen uzmanın uzmanlığını merak ettim.

saç ekimi dökülmeye meyilli saçları da etkiler ve dökülme riskini azaltır. ektir.

ektirme diyen bi kişiydi

şöyle dedi bizim ektiğimiz durur gerisi de ayna olur dedi

ama çoğu uzman ektirme sırasında kanlanma canlanma olur genç ektirmek daha iyi dedi

bence de kel olmadan gençken ektirmek daha mantıklı

kel olursam ekilenler çok geride oluyo

lan gerisi dökülünce onların yerine de ektirirsin aq ne olacak. yapıştır gitsin.

enseden alınan saçlar da sonsuz değil unutma bunu

san andreas fayina gitme

ya longest ride ya da tomorrowland

@yeni dunya duzeni tomorrowland hakkında da bir tane bile olumlu yoruma denk gelmedim. onu eleyeceğim galiba. bu gidişle longest ride'i seçeceğim herhalde.

tomorrowland'e walt disney introsunu görene kadar büyük heyecanla girdim. film çocuklara yönelik yapılmış bir bilim kurgu. çok meraklısı olmasam sıkıntıdan geberirdim heralde. bilim kurgusu için 6/10 veriyorum.

"hemen hemen" kısmına karşılık bir şey yazmıyor ingilizce'sinde.

bu etkinlik her çeşit tartışma için kullanılabilir/uygundur.

bu arada etkinlik de geçmiyor ingilizce'sinde.

köri soslu tavuk, bilav.

fırında tavuk, haşlanmış brokoli

Karnıyarık + Pilav + Cacık. Yok bu benim en sevdiğim yemek kombinasyonuydu.

Fırında balık.

karnıyarık yada taze fasülye

patates püresi.

bu aralar çok canım istiyor öyle böyle değil :/ içine de incecik ödemiş tulum peyniri attın mı üf.

tonbalıklı makarna

ya da makarna salatası


ne kadar kalorili şeyler :(

yaprak sarma, içli köfte reyhanlı ayran

somon yanında bol limonlu marul salatası.

etsiz bir şeyler yap. sıcakta güzel oluyor.

Közlenmiş patlıcan salatası, kuzu pirzola, tavada patates

yap bi menemen yanına da soğan kırarsın.

yoğurtlu sarımsaklı brokoli, yanına cevizli kuskus
üzerine hafif kuru nane ve su

suyu iççen üstüne dökmücen :)

musakkaaaaaaaaaa :(

soslu kıymalı makarna.

bizim menuyu yazayim.

et yemeyen ben icin; domates corbasi, semizotu yemegi yaninda da bol yogurt.

erkek arkadasim icin; tavuk sinitzel, patates puresi, domates corbasi, salata.

mantarlı tavuk sote

patates,kabak,patlıcan,biber bunları ince ince doğra üzerine az bi zeytin yağı gezdir koy fırına şahane oluyor yanına da sarımsaklı yogurt ufffh mis

en.wikipedia.org

Herkes yanlış cevap vermiş

dereotlu köfte + elma dilimli patates + cacık

20.20 temiz. 0 risk diyosan tabiki 19.10 ama 20.20 ile otobus kaza yapmadıgı surece gec kalmazsın.

20:20 garanti olur.

bence 21:30 ile de yetişirsin ama ne olur ne olmaz deyip garantiye almakta fayda var.

kalkış saatinden 45 dakika önce bavul verme işi kapanır. yani senin 11'de kontuarda olman gerek. yolda kaza olur bilmem ne olur riskini almamak için ben de 2020 otobüsünü almanı salık veririm.

En iyisi bence de 20:20. Tek gidiyorsan yanına bir dergi-kitap al orada okursun beklerken. Bu arada e-3 yerine Havaş ya da Havataş ile de gidebilirsin oturduğun yere uygunsa.

iett'nin uygulamasında farklı, sitesinde farklı yazıyor saatler. ya da ben yanlış baktım, bilemedim. doğrusu 19.40 / 20.50 şeklindeymiş. sitede böyle en azından. bu ikisinden hangisini seçmek mantıklıdır?

aynı şekil yine 20.50 rahat yetisirsin, 19.40 a bin git vaktin varsa ama en kotu 1 saat takılırsın orda.

4 saat önceden evden mi çıkılır yahu hemde gece saatinde herhangi bir trafik yokken.

21:30 ile her türlü yetişirsin herhangi bir çalışma falan yoksa. saat 11:30 da kapanır bagaj verme kısmı 45 dakika yazan arkadaş yanlış söylemiş. 1 saat 10 dakika civarı sürüyor e3 ile leventten sabiha. Yalnız bunları konuşurken otobüs kaçırma olasılığını hesaba katmıyorum.

unutmadan valiz büyük değilse online checkini de deneyebilirsin.

mdc +1

bedrozan ne yaptın hacı hahaha

şöyle yapmama / şöyle açıklamama izin ver...
informal.

vurguya göre değişir. tehditkar bir konuşma ise "bunu aklına iyice yaz" anlamında da kullanılır.

hayır kadın ağlama.

şunu alayım da kenara koyayım :p

iki senede sıfırdan başlasanız 50 alacak seviyeye gelirsin.

Çalışırsanız ciddi, daha yüksek bile alabilirsiniz. 2 sene çok

2 yılda ortalamanın üstüne bir çalışmayla bile advance olursun çok rahat.

Rahat alırsın. Benim seviyem de aşağı yukarı öyle. Yaptığımı yapar çoğunu sallarım. 33, 38, 51 aldım. Sen bi de caliscam diyosun.

O meblağ azalır ve geçmiş boşlarını da azaltırsın. Ayrıca borcunu yapılandırabilirsin. Son tarih 2 kasım ama sen şimdiden hallet bence. Gelirt testi yaptırmanı tavsiye ederim.

Benim 700 TL borcum vardı, 254 liraya düştü.

kimse ödemiyor
salla gitsin
gelir testi yaptırırsan
borcu kabul etmiş oluyorsun
itiraz/mahkeme hakkın gidiyor

www.facebook.com

yok canım, ben de ödemeyeceğim zaten. fakat seçimleri maalesef gene akp kazanacak, adım gibi eminim. bu gss belasından kurtulamayacağız. en iyisi gidiyim de biraz düşürmeye çalışayım bu borcu. belli mi olur ödemek mecburiyetinde kalırım ileride belki.

Borcun artar mi iner mi bilemeyiz. Gelirine bağlı. Annen baban maaş alıyorsa, ev araba varsa vs artabilir yani.

ismi bile kandırmaca
işsiz insanın ne "gelir"i olur?
ailenin mal varlığına bakıyorlar.

devlet memuru olacaksan, ödemiyorum ben yeaa deme lüksün yok. onu bil de.

sen erkek misin? yahu şu ilişki duyurularına cinsiyetlerinizi de yazın, dallas gibi çözmeye çalışmayalım.
saygıyla karşılarım. herkesin popisi kendine.

mutluluklar dileyip yol ver. adamdan yakında ayrılacak. ayrıldıktan sonra yine sana gelip arkadaş olmak isteyecek. özür falan dileyecek. esas o zaman ne yapacaksın, onu düşün ve karar ver.

Mobilim düzenleyemiyorum: Erkeğim evet.

Bence yakın arkadaşı isen, ybiraz uzak dur, yani ihtiyacı olduğu zaman yanında ol. İnsanlar asikken doğru dusunemiyor bence, ayrıldığı zaman yine eskisi gibi olursunuz, ki böyle bi ilişki eninde sonunda biter. Sırtını dönme ve başı sıkıştığı zaman senin orada olduğunu bilsin. Tabi samimiyetinden ve sevgisinden eminsen. Kadınım.

kız seni istediği zaman kullanılabilecek bi meriç olarak düşünmüş bence.

keywords: friendzone, meriç

4s burada da işliyor gibi geldi bana. arkana bakmadan kaç bence hayır gelmez sana o kızdan hiçbir anlamda. en fazla ağlayacağı zaman avutacak kişi olursun.

kızdan dost olmaz(arkadaş demiyorum) sevgilileri olunca otomatikman modları değişebiliyor çopunun(kimi zaman haklı olarak) seninkisi abartmış biraz. sende arkadaşı olmadığı için tek kişiye bağlanmış acıklı arkadaş grubundansın.

samimiyet düzeyini azalt, sonrasında da aynı seviyede sürdür

Ya yakında ayrılırlar ya da bu işin sonu aile içi şiddete kadar ilerler. İki türlü de size bir faydası dokunmaz bu hanımın, hatta zararı dokunabilir uzun vadede. Ya kendisini umursamamayı öğrenin, doğru dürüst soğuyun kendisinden, ya da yapamıyorsanız ilişkinizi bitirin derim.

arkadaşın buldumcuğun teki olmuş, neyin ne olduğunu fark edemiyor kusura bakma ama Kezban dediğimiz kızlar böyleleri oluyor, çaktırmadan hayatından çık ve çıkar sevgilisinden ayrılmadan fark etmeyecektir bile.

zemini de beton yaptı mıydık hiç dert tasa kalmaz aslında.

oldukça zahmetli ve masraflı bir iş kortun tepesini kapatmak. koskoca wimbledon bile daha geçtiğimiz yıllarda merkez kortun üstünü kapatabildi, o da anca 20 dakikada kapanıyor zaten. roland garros'ta tepesi kapatılabilecek sadece iki kort var (philippe chatrier ve suzanne-lenglen) ve onların yapısı da pek kapatılmaya müsait değil. yani çok ciddi bir çalışma ve yeniden yapılandırma gerekir, sadece para ve üst kapatma işlemi değil ekstrası çıkar. diğer kortlar zaten halı saha ayarında, onların üstünün kapatılması teklif dahi edilemez.

yılın bu dönemi gayet günlük güneşlik, bundan daha uygun bir zaman olamaz roland garros için. ayrıca zibilyon tane tenis turnuvası ve on yıllardır süren bir gelenek var, yağmur yağıyor diye temmuz'a kaydıramazlar. hem turnuva 13-14 gün sürüyor, dünyada tenis turnuvasına ev sahipliği yapıp da yaz aylarında iki hafta boyunca yağmur görmeyen pek yer yoktur diye tahmin ediyorum. yani öyle ya da böyle, ne zaman düzenlersen düzenle bir şekilde yağmura yakalanma ihtimalin var. kaldı ki turnuva şu ana kadar yağmur yüzünden hiç durmadı bu sene bugüne kadar.

ben şimdi şeyi düşünüyom benim muguruzacığımla pennettacığım oynayacaktı, yarının maçlarıyla birleştirip hepsini yarın oynatırlarsa olay çıkarırım. gün zaten yeterince uzun, burada sıkışması hiç hoş olmadı.

bu turnuvalar acik tenis turnuvasi oldugu icin oncelikle kapali mekanda oynanmamasi tercih ediliyor. yagmur da cok siddetli olmadigi surece toprak kort icin sorun degil. yagmur hafif ciselerken toprakta maclar durmuyor. bu sefer cok yagmur yagdi galiba.

asil sorun wimbledonda gecerli. orasi hem yagisli bir iklime sahip, hem de cim cok kayiyor islaninca. orada daha cok oyunlara ara veriyorlar.

toprak kort o yuzden candir.

Annene beni ever de

Evet.

Beyimize hatun yönlendirin!

evlenme zamanın gelmişte geçiyor

Evlenip yakma kendini 35 e kadar takıl iste, çok ararsın bu zamanları.

evlenmek zorunda değilsin ki. kadınlarla bu amaç dışında iletişime geçmiyor musun sonuçta. onlardan biri ile olur olacağı varsa. yoksa da siktret.

en azından önceden olmuş, hiç olmayabilirdi. her zaman demişimdir hayat yalnız ve sevgilisiz geçmiyor sıkılman normal. birilerini bulman lazım, en azından ilgi görüyormuşsun buda bir şey.

bende sıkıldım. oluyor yani. kimseyle tanışmak istemiyorum bir süre. çok sıkıyor gerçekten. kızlarımız kendilerini o kadar kapatıyorki kılı kırk yarmak zorunda kalıyoruz. böyle olmasında bizde suçluyuz aslında burası ayrı bir konu. neyse biraz kafanı dinle ki zaten dinliyorsun yazdığına göre. zaman da ayırıyorsun. kız meselelerini hayatının odağına koymayı bırakırsan, akışa bırakırsan birşeyler olur.

Herkesin evlenmesi gerekmiyor. Mutluluğun tek kaynağı bir ilişki ya da evlilik değildir. 27 de gayet genç bir yaş ayrıca ortalama ömrün 70 yıldan fazla olduğunu hesap edersek. Madem yoruldun bırak bu işleri. Zaten gerçekten seveceğin bir kişi çıkarsa karşına o zaman bir adım atmak istersin.

yakışıklı olsan böyle sorunların olmazdı ya. sorun tipte bence. çok hoş olsan onlar arardı seni. napalım. erkeklerde böyle bi trip var işte, hep ben aranayım, aman ben iltifat alayım, nazımı çeksin bilmem ne. ondan sonra neden türk erkekleri sevilmiyor. rörörö. asşkjsd.

Bu şekilde mesaj gelmez.

eksi itiraftaki eski sevgililerden ya da sevgili bulamamaktan vs'den yakinan, kadin yazarlara mesaj at :) belki bir seyler cikabilir.

hacı çok net evlen.

şimdi bana laf edecekler başını yakma hede hödö 35'den önce evlenilmez diye de, o başını yakmak istemeyen tayfa her hafta seks yapan partilerden partilere akan tipler. yani belli sen efendi adamsın. doğanda öyle şeyler yok.

bununla beraber tipsiz olma muhabbetine inanmıyorum ben hiç mi gezmiyorsunuz avm'leri kimler yakışıklı amk.

Özetle erkeğin dişil enerjiyle buluşması çok önemli. o sebeple evlilik sucks.

anladığım kadarıyla bu biraz "bilmiyorum ama bence geçirir" demek oluyor :p

hocam havuzda kullanıldığına dair, elimizde bilgi (delil) yok demeye çalışmış bana kalırsa. ikinci elden falan alıyorsun sanırım?

exaggeration haklı, "no proof" aşağı yukarı "valla bilmiyoz, hiç havuzda kullanmadık" anlamına geliyor. yani use at your own risk diyor. sonra vay efendim ben duymadım görmedim deme diyor. su geçirmez demek isteseydi çok daha net bir şekilde ifade ederdi zaten, anlaşılırdı. eğip bükmüş bu biraz işte kafanı da karıştırmak için belki :)

yok abi ikinci el değil. ebay'deki nabız ölçen çin malı 6-7 dolarlık fitness saatleri.

proof derken waterproof mu demek istiyor onu anlamadım.

neyse özellikle su geçirmez diye belirtenlere bakayım bari.

"water proof" su geçirmez, garantisi var demek. no proof derken de garantisi yok demek istiyor.

"havuzda su geçirir" demiş aleni, aslında tam olarak "havuzda su geçirmez değildir" .
Bu gramer seviyesindeki ingilizce bir cümleden "delil yok" lu cümle ortaya çıkmaz.

Az önce başlığını da açtım. Evet, kendi başıma bir şeyler yapmaktan daha çok keyif alıyorum genelde. Muhabbete girme kısmı ise çok anlık ve ruh halime göre değişkenlik gösteriyor. Genelde böyle bir çabam olmaz. İlla olacaksa da spontene gelişir, önceden düşünmem hareketlerimi, söyleyeceklerimi. ^^

Dünyanın en saçma işi.

barda veya evde değil ama havaalanlarında loungelarda sıkça yapıyorum

yorucu bir günden sonra, kafam muhabbeti kaldırmayacak kadar dolu olduğunda yapıyorum bunu, huzur veriyor açıkçası. bara oturursun, sağı solu kesmeden efendi efendi içersin 1-2 saat olur biter işte.

evet dün gece içtim
açtım olgun şimşek aşk olsun şarkısını

modum düştüğünde, düşünceli olduğum zamanlarda kordonda günbatımına karşı tek başıma bira içiyorum, müziğimi de kendim açıyorum, mis.

içtim birkaç sefer. kimseyle muhabbete girmeye çalışmadım.
yalnız şöyle de bir şey var, yapmamanızı (gerçi benim kadar rahatsız olmayan, hatta hoş bulan bile vardır belki) önerdiğim. tek başına gelip de bizim muhabbete dalmaya çalışanlara ayar oluyorum. tek başına geldiysen tek başına takıl aq, ne diye muhabbete salça oluyorsun. tatsız durumlar ortaya çıkıyor. buna masaların birbirine yapışık kadar yakın olmasının da katkısı var. hatunla benim sohbetime istemeden kulak misafiri oluyorsun, sohbete de zorla misafir olmaya çalışma.

her zaman gittigim bara gidip aperitivo yapip barmenle muhabbet ediyorum. is cikisi ugrayan elemanlar oluyor, bir konu aciliyor konusuyoruz birlikte. 2 50 lik franziskanerimi iciyorum.

tr de degilim. bizim kültür disariya cok kapali oldugundan kolay kolay muhabbet açılmaz.

Evet, arada bir. Ama biriyle muhabbete girmeye calismiyorum.

hayatımda bir kere bile yapmadım. tanımadığım insana yanaşamıyorum kolay kolay.

Yalnız başına evde içilir de bir bara gidip içmek saçma geliyor bana. Hem müzik istediğiniz gibi olmaz tam olarak, hem de fiilen yalnız başınıza olmazsınız, etrafınızda bir sürü insan olur. Dahası ya siz muhabbete girersiniz ya da başkaları, bu durumda yalnız başınıca içmeye değil de arkadaş edinmeye çıkmış oluyorsunuz.

Yalnız başına içmek dediğiniz evinizde, yazlığınızda falan, şöyle akşamın erken saatlerinde başlayacak geceye kadar takılınacak bir şekilde, yanına ister peynir çeşitleri, ister pizza, patates kızarması ne istiyorsanız yiyecek, bir de kafanıza göre müzik ya da dizi, film, maç falan açarsınız, o şekilde olur ancak.

önemli olan taşımak balım

nasil doverler?
oyle giyiniyoruz biz zaten?

yakismiyor mu size nedir?

nasıl öyle giyiniyoruz? şunu giyip sokağa çıksan sosyal şiddete maruz kalırsın, yemeyelim birbirimizi

süper olmus bence

seni döveceklere soruyorsun soruyu. dolayısıyla burada da yersin dayağı.

kişisel fikrim: üstü recep tayyip erdoğan, altı sırrı süreyya olmuş.

sonuç: bizimla deyılsın brad.

sanki pembe dar tayt giymiş olm neresinden dayak yiceksin. bu kılık yuzunde dayak yiyorsan oturdugun semti terk et

ben de etek falan giydi sandım, giydiğinde bi gariplik yok ki :s

Eh. Brad Pitt sonucta.

çok da yakışmamış zaten. giymiş olmuş işte.

ben de behlülün kırmızı pantolunundan giymiş sandım. bunda ne var ki? hiç sokağa çıkmıyosunuz sanırım. neler giyiyo erkekler.

ya biz malum sebepten dolayı ekose ceketten nefret eder olduk, aslında dünyada hipster modasında ekose ceketli çok güzel kombinasyonlar mevcut.

fight club'da fena dövdüler adamı.

döverler derken elbette bıyıklı amcaların sopayla dövmesinden bahsetmiyorum. kadınların gözleri ve sözleriyle dövmesinden bahsediyorum. kombinasyona bak:

kareli kırmızı-kahve karışımı gömlek
üstüne çizgili yeşil kravat
üstüne ekoseli yeşil ceket

kahverengi kemer siyah ayakkabı

ve taşlanmış kot

bıyık mevzuuna hiç girmiyorum...

gerçeklikten kopuş.

aşırı olumlu (kendimden biliyorum). gta i'ciler favlasın.

ekleme: bahsettiğim nokta çocukların zekasını, dil kullanımını, algısını geliştirmesi üstüneydi. olumsuzlayan arkadaşlar muhtemelen şiddet rerörerö diyecekler. isterseniz biraz da çocukları benzeri şiddet sahnelerinden uzak tutmak için hayattan ne kadar soyutlamamız gerektiğine bakalım. tabi çocuğuna bunun bir oyun olduğunu anlatamıyorsan buna diyecek lafım yok.

şiddet dışında olumsuzluk? drenk'in de bahsettiği gibi olumlu etkileri?

bence bu oyunlar genel olarak sakıncalı değil, fakat çocuklar çok küçük, yani en azından 9-10 yaşlarında olsalardı bari. gta serisi gta 5'ten önce pek sıkıntı yaratacak bir oyun değildi fakat gta 5'teki işkence sahnesini 13 yaşından küçük bir çocuğun görmemesi gerekir diye düşünüyorum. gerisi klasik aksiyon filmleri kadar ancak etkiler bünyeyi.

medium.com adam güzel bir taktik izlemiş tavsiye ederim :)

olumsuz etkileri dışında bence olumlu etkileri de var. problem çözme yeteneği gelişir, ingilizcesi gelişir ama krem peynir'in de dediği gibi şiddet içermeyen ve bu tür özellikleri yine kazandırabileceğin onlarca oyun var. oyunların üzerinde zaten 13+ yazıyorsa bi bildikleri vardır.

Bu konuda zibilyon tane sey soylenir aslinda ama ben en onemlisi ve en basitini soyleyeyim yeterli olur. 5-6-7 yasindaki cocuk yemek, tuvalet ve uyku disinda surekli hareket etmeli. Bilgisayarin basina hicbir sekilde gecmemeli.

8 yaşındaki kardeşim benden iyi cod ghost oynuyor. bu tabi günlük hayatına yansıyor. olumlu ve olumsuz yönleri size bağlı. ödevini bitirir, kitabını okursa neden oynamasın. günde 1-1,5 saat oyun oynuyor. geri kalanda parkta arkadaşlarıyla oynuyor.

vurmayı normalleştiriyor çocuk için, gündelik sorumluluklarından kaçıyor çocuk.

net hatırlamıyorum ama ilkokulda tetris, ilkokul sonu ortaokul başı gibi ateri sonra da bilgisayar oyunları oynadım. şu an 29 yaşıma girdim giricem ve hala oynuyorum. kendi üzerimde "HİÇBİR" olumsuz etkisini görmedim. quake'de roket atıyorum diye gidip roketle insan öldüresim gelmedi. gta da araba çalııyorum banka soyuyorum, insanları dövüyorum diye gerçek hayatta birisine şiddet uygulayım diye en ufak bir dürtüm olmadı.

olumlu yanları;

- hiçbiriniz inanmayacaksınız ama ben ve bi arkadaşım daha buna ayaklı kanıt; daha iyi görüyorum. "sen normal insandan daha iyi görüyorsun oha" diyen arkadaşlarım var.

- doğru ve hızlı karar verme konusunda gayet iyiyim. en son ne zaman bir şey konusunda kararsız kaldığımı hatırlamıyorum.

- yabancı dil sular seller gibi. oynadığı oyunlar sayesinde üni hazırlık geçen lisede ingilizce dersi görmemiş insanlar tanıyorum.

oyunlardan kötü etkilenmek direkt olarak oyunların suçu değil çocuğu yetiştirenlerin ona katamadığı kişilik bozukluğunun sonuçları. başka da bir şey değil.

Kendimi şey ederek cevap veriyorum. Sizin gibi süper düper analizlerim de yok ama anlatıyım işte yarar belki işine.
Altı yaşımdan beri oyun oynuyorum. Aldığım kelle sayısı bir milyonu geçmiştir. Hayatımın hiçbir döneminde şiddete meyilli bir adam olmadım. Çok harika olmasa da ingilizceyi oyunlar sayesinde öğrendim. Okuma alışkanlığını sıkmadan boğmadan oyunlar sayesinde kazanmıştım mesela. Öyle yani yok bir sıkıntısı bence.

Olmaz

Olabilirlerse bile olmasinlar. Adam da tedavi gorsun mumkunse. Isabet etse olecekti kadin.

kadın salaksa evet

bazı insanların ofke kontrolu cok zayıf bunların tedavi gormeleri gerek hastalar olarak gormeliyiz. birlikte yasama olayına gelince, bu tamamen kadına bağlı...

bana ateş eden birini ben affetmem, kendisi bundan sonra kötü biri olarak kalacaktır demiyorum, iyileştirsin kendini başkasına gitsin, benimle işi bitmiştir, manyak mıyım ben mutluluğu bulmak için hayatımı ortaya koyarak risk alayım ikinci defa.

adam gerekirse ellerini kesmeye razı, bir daha tekrarlanması söz konusu değil.

adamın şikayet edilip öncelikle mesleğinin elinden alınması, sonrasında da adam öldürmeye teşebbüsten yargılanması lazım. gerisi fasa fiso.

ilerde bir gün ben bu polisle tartışsam, sinirlerimiz gerilse. çekip beni vurmayacağı ne malum. adam deli gibi aşık karısında çekip sıkabiliyorsa benim beynime şarjörü boşaltır muhtemelen.

o olay kadının bilincine öyle bir yerleşir ki bir süre eve kocasının sinirli geleceği korkusuyla yaşar ; her tartışmada öldürülme korkusu yaşar ; o anı her gece rüyasında görür.

en iyi yapılacak şey yalnızca kadın tarafı için değil , erkek tarafı için de iyi olacak şekilde ayrılmaları , kendilerine farklı bir hayat kurmaları ve erkeğin öfke kontrolü açısından tedavi görmesi.

bugün belki isabet ettiremedi ama bir sonrakinde büyük ihtimalle o kurşun kadına denk gelir. çünkü bir sonraki tartışmada erkeğin kendine hakim olabileceğinin garantisi yok.

erkeğin sevgisini mevgisini geçtim o kadını gerçekten seven bir ailesi veya kardeşi vardır bu hayatta. işte erkeğin o sevgiyi yok etme hakkı yoktur.

M murphy +1
Iskalamasaydı ne olacaktı? Allah korumuş. Korumuş ve o kadına bir şans daha vermiş. Kadın salaklık yapmayıp ayrılsın o evden. Kocasının onu ne kadar sevdiği ya da ne kadar pişman olduğunun hiçbir önemi yok.

böyle devam ederse birbirleri için ölecekler gerçekten

birbirleri için ölüyorlarmış gerçekten? adam öfke kontrolü tedavisi görsün, bu sırada kadınla görüşmesin. kadın canını sokakta mı buldu?

edit: m murphy +1

Böyle sevgi olmaz. Polis olması evde silah çekebilecek karakterde biri olmasını meşrulaştırmaz.
Haklı olmak için çıldıran, yanıp tutuşan bir insan modeli bu.
Beşer şaşar deyip geçiştirilecek bir şey değil bu.
Kalan ömürlerinde bir kez bu davranışı gösteren adam bu sınırı daha sonra da geçer ve kesinlikle (umarım) ayrılırlar, aksi halde ikisinden biri ölür.

Kadın ortalama zekaya sahipse bile bu adamla ilişkisini kesmeli.
Eğer kesmediyse bundan sonra olacakların sorumlusu o kadındır. Bu unutulabilir bir şey değil. Travmatik bir deneyim.

Not: Polisin tedavi görmesi şart. Bu bir meslek, dışarıda bırakılmalı evde de polis değildir kimse, orada karısına öfkelenen silahlı bir adam bu, polis olması hiçbir şeyi değiştirmiyor.
Evde de bu kimliğe ihtiyaç duyuyorsa bu adam, yazık, bazı şeyler yanlış inançlar üzerine kurulmuş bu kişilikte.

bir insanın normalde yapmayacağı bir şeyi kızgınken, sarhoşken vs yapacağına inanmıyorum. bunlar kişinin bahaneleri.
böyle bir şey nasıl unutulur? ıskalamasa vuracakmış kadını. deli gibi aşık olduğu kadına insan nasıl ateş eder. kadın bırakıp kaçsın o adamı. bunda ıskalamış, peki ya diğerinde. tekrar olmayacağını kim garanti edebilir.

yeni versiyon yukarıda

polisten sonrasını okumadım.

tv için çalışan ajanslarda sadece profesyonel ya da -amatör de olsa eğitim almış- tiyatrocular yok. sıradan vatandaş da başvurabiliyor. figuran diye kayıt yaptırıp akp reklamında oynamış olabilirler.

adamlar profesyonel, dolayisiyla kazandıgı paraya bakar, tesettur defilesine de ic camasiri defilesine de cikan mankenler gibi. bu onlarin isi.

siyasi gorusleri tutmasa da oynayabilirler

paranın dini imanı yoktur, ateşli solcu ateist adam para için gider akp reklamında oynar, dindar takılan adam faizli iş yapar.
Fahişelik gibi adamlar profesyonel takılıyor, ilkeli duruş yüzünden para kaybetmeyi istemiyorlar

mehmet ali alabora banka reklamında oynayıp sonra solculuk taslayınca "dışlanmıyor" da bunlar mı dışlanacak.

bir de bu durum var: www.diken.com.tr

böyle reklamları billboard'da her gördüğümde, bu ihtimali de düşünüyorum.

Bir tanıdığım stv'de dizide oynuyordu ama hard core free'idi. Hatta sonra mason oldu falan, garipti ve iyi bir oyuncuydu.

NP

kesin bozulmamıştır diyemeyiz. tadına veya kokusuna bakmadan bilemeyiz.

bozulma ihtimali yüksek. "ısı + sıvı = bakteri -> bozunma" .

Bozulmuş olması yuksek ihtimal. Böyle hafif yapiskan, koyu renkli bir sıvı var mı üstünde? Et böyle silikon kıvamına gelmiş ise hiç riske girmeyin. Ben olsam direk atardim.

2 saat önce dolaptan çıkardım çözülsün diye. şimdi paketini açtım.

-yapışkan koyu renkli sıvı yok.
-normal et kıvamı ile silikon kıvamını ayıramadığım için bi şey diyemiyorum.
-en önemlisi koku yok gayet normal görünüyor.

nasıl olsa tavada kızartıcam. tadını beğenmezsem yemem. pişmiş etten de ölmem herhalde. gömüyorum, sonuçları paylaşırım.

abi 2015 çıktı, türkçe dil desteği de var. 2008'in daha iyi olan bir yönü mü var son oyunlardan?

abi bana fazla geliyor ya. yani çok detaylı diyeyim. 3d 2009 da çıktı, ondan beri sevemedim ben. oklu basit güzeldi yani 2008

bari 2007 oynasaydın. mis gibi. 2008'in olayı ne?

2008 çok güzel bence.

3d oynamak zorunda değilsin. 2d ve 2d klasik versiyonları da var. ayrıca detay dediğin şeyler üç beş tane. iki sezon geçmeden az gelmeye başlar her şey.

ücretsiz bilmiyorum ama ücretli akm'nin arkasında büyükçe bir otopark var. ben oraya koyuyorum. hemen arka tarafında.

syozkn
ücret ne kadar?

tam hatırlamıyorum ama 1 saat 6 liradan başlıyordu sanırım. ibb otoparkı ya, aynı tarife sanırım .

AKM'nin arkası güzel, o bölgeye göre bayaa da ucuz.

ücretsiz koyabileceğin bir yer yok. akm+1

divan otelinin altinda ispark var. 9-10 lira gibi bir ucreti vardi. 2 saatlik parka odemistim.

www.powerfm.com.tr

3 dk yayın 25 dk müzik, ben de 5 -10 kere denedim canlı dinleyemedim bir türlü. Podcastlere devam.

programlarinda cok hfazla ara veriyorlar.

o yuzden podcastlerden dinliyorum ben.

cevap: powerda devam ediyorlar

Bbad amerikanin selenasi babus. En iyiyi izle. House.

ne alaka selena ve house ya? iki dizinin uzaktan yakından alakası yok konu olarak, popüler diye her şey bok atmak zorunda mısınız ergen gibi?

ben diziyi baştan sona iki kez izledim. eğer vaktin varsa sen de yapabilirsin. ilk izleyişinde kaçırdığın bir sürü detayı ikincisinde fark ediyorsun.

Bence benziyo selenaya. Kurgu benzer.

baştan başla +1

brad pitt ergendir +1

BB selena ha?

başla baştan. baktın her şeyi hatırlıyorsun sezon özetleri oluyor youtube'da. oradan bir iki video izle hatırla. kaldığın yerden devam et.

brad pitt askere gidecek yakında. ondan ne dediğini bilmiyor, üstüne gitmeyin çok.

Ben de 3. sezon 2. bölümde bırakmıştım en son, aradan bi 6-7 ay geçince kaldığım yerden devam edeyim dedim (çünkü her şeyi hatırlıyordum) ama bu sefer de 4. sezon 9. veya 10. bölümde bıraktım. Yine sarmadı anlayacağın, keşke devam edip de vaktimi harcamasaymışım.

kaldığın yerden devam. brad'i de sallamayın, bb başlığı troll'ü kendisi.

kaldığın yerden devam et

yak. Yak ki külleri sahibine savrulsun dostum.

dik geri koy yerine, anlarsa da anlar büyütmeye lüzum yok bence

Ben olsam bir torbaya koyar, koltuğun altında bir köşede bekletirdim. İsterse oradan alır.

üstüne işemelisin.

adı üzerinde bir ülkedir kendileri.

ca.answers.yahoo.com

Ben de biliyorum zenginler ama bu para Almanya'nın kasasına bir yılda giren para.

Edit: Jeton düştü şimdi. Bu da borç denilince aklıma gelen karikatür:

www.geyikoloji.com

Bankalarindaki yabanci mevduat muhtemelen

bu noktada şu soru geliyor akla:

sıcak para borca yazılıyor mu? sıcak para derken yatırıma yönelik değil faiz geliri amaçlı gelen sermaye.

bence yazılıyor.

mundar edersin şimdi sen onu ver ben içerim dostum.

önce bi sadece buzla dene, içemezsen ananas veya portakal suyu falan katabilirsin. bulabilirsen tatlandırıcı olarak granedine şurubu da olabilir.

niye mundar edeyim, kışın konyakla geziyorum kahveye koyunca mis oluyor, yaza da başka alternatifler lazım.

kokteyl olm bu. mataraya konup sonradan içilmez. mataraya sek içki koyulur.

6'da 1 ananas, 6-2 hindistan cevizi, 6-3 romu koyuyorsun. iyice çalkalıyorsun. sonra buz atıp tekrar buzlar eriyene kadar çalkalıyorsun. bardak olarak uzunca bir kokteyl bardağını tercih ediyorsun.

kokteyle de yarasın denmez ya, afiyet olsun.

@m murphy, o kadar biliyorum hocam saolasın, bu ready-to-serve satılan bacardi pina colada. ben yaz günü soğuk bir şeylerin mesela ananas suyunun içine katıp içsem olur mu diye soruyorum.

içki de bu. www.kern-spirituosen.de

yine soruyu tam okumadan cevap verdim. kokteyl yapıp içeceksin sandım. yalnız tarifim de cikstir ha ona göre, başka zaman işine yarar belki.

matara için söylediğim baki yalnız.

gelelim cevaba. bence seyreltmene hiç gerek yok. aynen şişeden dök bardağa, buz ekle, iç gitsin. bacardi superior ile anlattığım şekilde hazırlanmış olanının içimi oldukça rahat. 37,5 alkol oranı. bu hazır olanınki zaten 15. ananas oranını da az tutmuşlarsa -ki öyledir heralde koooca bacardi:D- rahatsız edeceğini sanmıyorum seni.

devam ediyor. haliç-bandırma 150₺

olmaz.

Geçen 23 nisanda kapaliydi. Ust salon açıktı sadece. 19 mayista da kapali olabilir bence.

Emin olmak için: 212 334 22 00
[email protected]

salt galata kütüphanesi resmi tatiller, ramazan ve kurban bayramlarında kapalıdır yazıyor sitesinde. sen de bak istersen, emin ol

Biraz kalsiyum biraz karbonhidrat eser miktarda da protein alırsın. Şekerli şeyler yemektense yoğurt yemek iyidir fakat çok spesifik bir faydası vardır diyemeyiz.

Yoğurt faydalı olur mis gibi kalsiyum alırsın proteinlenirsin

dedem yerdi aynen böyle. sabah kalkınca ve akşam yatmaya yakın birer kase. 85 yaşına kadar dimdik yaşadı.

uyku yapmıyorsa devam et. ben öğlen yemeğinde ayrandan bile mahrum kalıyorum bu yüzden, bayıltıyor direk.

Market yoğurduysa yeme.

cok net bi sekilde topa yalandan atladiktan sonra amaan ne tutacam hareketi mevcut.

Topu o taraftan beklemiyordu, ters yakalandi. Karsisindaki adam sneijder, cok net vuruyor. Bilerek yediyse volkanin sagdan ve soldan yedikleri de bilerek.

kesinlikle bilerek yedi.

ilhan cavcav faktörü var.

bariz bilerek yedi.

teknik direktörlerinin basın toplantısını da izleyince kesin bir şeyler var zaten pozisyon coknet

volkanın geçen hafta bilerek yediği gibi,antepin son dakika bjk bilerek atmadığı gibi.tarihi şikelerle belgelenmiş olanların herşeyi şikeye bağlaması gibi.

bilerek yediği bariz

ilk yarıda da kasten ayak altından kaçırdı

tescilli şikeci lügatında bilerek yedi diyebiliriz evet.

bilerek yedi diyenlerin genelde şikeden hükümlü kuş familyası olması da hayat ne tuhaf vapurlar filan dedirtmiyor değil insana.

hayır.

i.hizliresim.com elini çekmesinden önce.. daha ne kadar gerilecek o kol?

taraftarı olduğum takımın bazı taraftarları ama herkes şike yapıyor, siz yapmadınız mı diyebilir

ben takımının şüpheli teknik direktörüne ve yöneticisine aklanmadan gelmeyin diyen taraftarının yanındayım

galatasaray taraftarı diğer takımlar da şike yapıyor, zaten onlar tescilli şikeci kuşlar savunmasının arkasına mı saklanıyor yoksa, umarım kalecinin bilerek yeme gibi bir niyeti yoktur, eğer varsa böyle bir galibiyet almaya gönlüm razı olmaz diyebiliyor mu ?

taraftarı olduğumuz takımın yöneticileri şikeye niyetlenirken bize danışmıyor, ortada doğru varsa doğru yanlış varsa yanlış diyebilelim, neticede bu ahlaksızlığın sorumluları bizler değiliz fakat sorumlularını savunma kepazeliğine kapılmayalım

kişiliğimizi belirleyen şey bu rezaletlere karşı duruşumuz, bu duruşumuz ise taraftarlığımıza halel getirmez

türkiyedeki yargı sistemi ortada, tüm yargı takımımın şike yapmadığına kanaat getirse bile benim o kişiler hakkındaki vicdanım rahat değil, açık ve net

not: beşiktaş

ek: uğur meleke - gençler deplase olunuz
www.milliyet.com.tr

burada mevzu bahis galatasaray'ın şike yapması değil beyler. ilhan cavcav'ın "ben galatasaraylıyım" ve "ben olamıyorsam galatasaray olsun" açıklamaları.

pozisyonu cepheden izlediğinizde kaleci için çok da kolay olmadığını anlarsınız. ama ekartede kalmasına rağmen hamlesini yapmış ve adımını atmış bir kalecinin topa uzanmaması biraz soru işaretleri bırakıyor.

bu pozisyonda, standart bir kaleci ekarte sonrası adımını atmışsa dostum, daha doğrusu atabilmişse, o topa can havliyle uzanıp parmaklarının ucuyla değerdi. değerdi diyorum ama muhtemelen pozisyon yine golle sonuçlanırdı. top ile kaleci arasındaki mesafe fazla. topu tokatlaması çok zor. ancak parmak uçlarıyla dokunabilir gibi duruyor. bu durumda şutu çekenin sneijder olduğunu da göz önünde bulundurursak top az bir yönelme alarak direğin dibinden ağlarla buluşurdu.

bilerek mi yedi? hayır(edit: kesin hayır demeyeyim de, sanmıyorum diyeyim). ama kurtarmaya da pek istekli değildi(bunda eminim).

Birakin ters ayak muhabbetini ya. Her hafta da bi bahane buluyosunuz. Gslilerin savunma mekanizmasina gore fb ile bjk sikeden ceza aldigi icin galatasarayin sonsuza kadar sike yapmasi serbest. Felipe melonun oldugu bi takim bu sene 32 macta hic kirmizi kart gormedi. Kaleci bariz topa uzanmiyo elini cekiyo.

Gol olurdu olmazdı, eline çarpsa da girerdi ve girmezdi de başka hikaye. Sözlükte de yazdım belki de adam galatasaraylı ve o anlık bir refleks ile kolunu çekti bile diyebilirsin ama ters ayak komedisine girmek ya da ad homineme geçmek komik.

Aslında fanatiklikten ölenler hariç herkes farkında golde bir sorun olduğunun ama yediremiyor/yakıştıramıyor. Ondan bu kadar saldırıya geçtiler.

@baldur2 +1

bu bir sey degil lan su pozisyonun yaninda.
eksisozluk.com

oha lan. bu hata falan degil. lan sen zaten topun gerisindesin, topun onunde de 2 tane baska genclerli oyuncu var, 3 oyuncu toptan kaciyo umut bos kalsin vursun diye. bu hata, dalginlik, amatorluk degil bildigin organize bir eylem umut gol atsin diye.

oha lan boyle bir pozisyon futbol tarihinde yok.

Remake sayılır. Hiçbirini izlememen problem yaratmaz.

Teşekkürler

konunun ilk üç filmle göndermeler dışında pek alakası yok.

zaman olarak ikinci film ile üçüncü film arasında bir zamanda geçiyor. ama hikaye ilk üçlemenin gidişatından bağımsız. yani @angelus'un da dediği gibi, remake gibi bir şey.

edit: ama ben olsam ilk üçünü izler öyle giderdim :)

anthony hopkins olduğundan yüzde yüz emin miyiz peki?

brad pittin böyle bir filmi vardı sanki.

Ya dedim babama kesin anthony hopkins idi diyor. Film belki daha cikmamistir diyor.

Fragmanını izledim geçen. Anthony Hopkins değil Michael Douglas oynuyor. Aha da bu : www.imdb.com

Tamam michael douglasmış :) yanlış alarm, dağılabiliriz.

devam da değil remake de değil. ama remake'e çok daha yakın.

az önce bir yazı okudum diyor ki; önceki filmleri izlemediyseniz yeni filmi izlemenize engel değil.

Bu bir devam filmi, önceki filmlerin sonrasında geçiyor ama önceki filmleri izlemediysen de izleyebilirsin.