uzun olduklarına bakmayın çok basit birkaç sorum olacak;

1. yaptığımız upload'u sitede ne kadar süre sonra görüyoruz?
2. 2-2,5 günde 5 gb upload yapsam sırıtır mı? (mesela 100-150 kb/s arası upload hızı çok mudur)

3. [bu soru ratiomaster kullananlara] browse dedikten sonra seçtiğimiz dosya torrentleech e ait onu anladım. ancak sorum şu; torrentte çalışan dosya da bu dosyayla aynı mı olmak zorunda yoksa kesinlikle torrentleech dışında başka bir tracker'ın dosyası mı olmalı? şuraya bakın şu entry'de (www.eksisozluk.com ) 5. paragrafta ''torrent te torrentleech dosyası açık olmamalı başka bir tracker ın ki açık olmalı'' diyor. şuradaki entry'de (www.eksisozluk.com ) ise ''ratiomaster da ve torrentte çalışan dosyaların aynı olması gerekiyor.'' demiş...

hangisi doğru şimdi? ilki mi ikincisi mi? her şey tamam bir bunda takıldım! nasıl iş bu anlamadım :S

son olarak ratiomaster kullanan tl üyesi birileri benimle temasa geçerse acayip mutlu olurum, şükelaya boğarım, garanti! :(

merhaba ahali,

torrentleech ratio'm: 0,001 (rezalet ve hatta felaket)

btjunkie kapanınca ilk kapak attığım yer oldu. yeni üye oldum (eskiden isohunt, piratebay, katph vardı da btjunkie unutturmuştu onları)

indirdiğim 2 film toplam 12 gb, upload toplam 200 küsür mb olmasına rağmen sitede 2 gündür 9 mb görünüyor... yine de upload rezalet. bir kaç yerde okudum sanırım her şeyde upload böyle yerlerde sürünüyor. e kim indiriyor o filmleri, dizileri arkadaş o zaman? warned until yanlış değilsem ratio'mu arttırmak için kalan gün sayısı oluyor ve benimki son 5 günü gösteriyor. bana uzun bir süre dönüp bakmama gerek bırakmayacak bir şeyler önerin de seed edeyim yoksa banlanacağım siteden.
ortalama 25 kbps upload hızı ile kurtulabilirim değil mi bu dertten?

ilk bakışta popüler dizilerden birini mesela paket şeklinde indimek mantıklı geldi, ama seçemedim. dizi izleyen biri değilim bu yüzden kararsız kaldım, önerileriniz neler?

konunun uzmancanları olay seminerde geçti,

öncelikle günde 3-4 saat kesintisiz bilgisayar kullanıyorum yakını full hd görüyorum çok şükür ama dün akşam 30 metre uzağımda konuşma yapan adamı bulanık gördüm, yazılar bulanık... odaklama yapamamış fotoğraf makinesi gibiydim, sisli, aksi, lanet göz kapaklarımı büyük bir hızla kapatıp açtım tık yok bu sabah kalktım yine öyle miyop muyum , bu kötü haberi bana verin vermeyin değerlendirmelerinizi bekliyorum.

merhaba aziz saint petersburg sakinleri,

dün öğlen hastaneye gittim, çıktım otobüse bindim ki burnum nasıl akmaya başladı öyle, felaket. sanırsın manavgat şelalesi... dün bütün gece çizim yaptığım için bilgisayar başında bir top tuvalet kağıdı bitirdim yine de bitmedi (sümük). bi de bildiğin su akıyor, sanırım bir süre sonra da su kaybından baş ağrısına sebep oldu. göz kürelerim zonkladı falan. hayır aktığını da anlamıyorum bi bakıyorum üstüm başım sümük olmuş, sıcacık akıyor böyle lav gibi. geçirdiğim en feci nezle oldu bu galiba. şu anda çok şiddetli olmasa da fena derecede rahatsız ediyor. nedir bunun çaresi, ''bu ilaç süper, yan etkisi de yok'' ya da ''şunu şuna kat kaynat iç'' gibi (iğrenç olmamak kaydıyla) önerileriniz nelerdir? evde bir tablet alfoxil kalmış ama faydası olmaz herhalde zaten başka bir sebeple amoksilav kullanıyorum hepsi aynı terane galiba...

off arkadaş bir şeyi de açıklamadan sor bee. ne berbat bi duyuru oldu bu böyle...:( yardım edin :(

not: herkese bol bol tik atıcam (sanki ratio kasıyoruz tey)

oha editi: şş kanser falan demeyin, korktum lan.

duyuru'da, google'da aradım ama bulamadım.
masaüstündeyiz diyelim firefox'u açmak istiyoruz.
klavye kısayolu nedir bunun?

görev çubuğundaki kısayolundan properties gidiyorum, shortcut key kısmına yazıyorum bir şeyler ama olmuyor. nasıl yaparız bunu?

var mıdır?

tacizcim var gecenin 4-5 inde arıyor. legal yollara başvurmayacağım nasıl intikam alabilirim ?

numarasını şu bulgaristandan arayanlara nasıl ulaştırabilirim ? veya paso kampanya mesajları alması için zaradan? yardım edin bana erenler derdim büyüktür.

1 TB yada 500 GB (tercihim 1 TB olması yönünde) harici hard disk arıyorum. usb bağlantılı olması lazım. evde bir tane var aslında fakat baya bildiğin adaptörü var hayvanın ve oldukça kullanışsız. yani ben direk adaptörsüz, sadece usb bağlantılı birşey arıyorum.

Performans/Fiyat olarak önerebileceğiniz aletler nelerdir?

siz de var mı aşırı yavaşlama ? müthiş bir internet hızım vardı 2-3 gündür youtube'dan zor video seyrediyorum.

"orospu çocuğu olmak"başlığına bunu girsem gg olur mu?

"herhangi bir türk üniversitesinde akedemisyen, hoca, profesör, eğitmen olmaktır. istisnalar mevcuttur tabi."

ilgisizliğin bedelini ödüyorum şu sıralar.
kısa bir sorum var;

şimdi babamın sağlık güvencesi yok, öğretmen olan ablamın sağlık güvencesinden faydalanıyor. yani ben ve benden küçük kız kardeşim ortadayız. şimdiye kadar okulun verdiği karne ile gidip geliyordum. 22 yaşımda ve halen üniversite okuyorum, çalışmıyorum.
kız kardeşim de bu yıl başladı üniversite'ye 20 yaşında ve bekar.

kısacası: anne babasının sağlık güvencesi olmayan 25 yaşından küçük üniversite öğrencilerinin ne yapması gerekiyor? kız-erkek olunması durumu nasıl etkiliyor?

ne yapmamız gerektiğini en kısa ve net bir şekilde söylecebilecek olanları şükuya boğacağım.

Karışık bir durum içerisindeyim.

2 farklı şirkette part-time olarak çalışıyorum. Yeşil pasaport sahibiyim annemden dolayı. Annemden sigortam da var. 21 yaşındayım.

Şimdi;

- Çalıştığım şirketlerden biri sana sigorta yapabiliriz diyor. Part-time çalışıyormuşum gibi yapacak.

- Diğer şirket tam zamanlı olarak sigorta yapabiliriz diyor.

- Bi arkadaşım da çalışmadığım bir şirkete beni sigortalı olarak kaydedebileceğini söylüyor 2000 tl'den. Bu "tam zamanlı yaparız" diyen diğer şirket muhtemelen 2000'den fazla bir miktar gösterebilir.

Bu üç teklif de ben istemeden geldi. Aslında yeşil pasaportum yanmasın diye ilk ikisini önce reddettim ama bu üçüncü teklif de gelince "yahu bu iş nedir?" diye sorasım geldi.

Ben bu şirketlerden birinin sigortasını kabul edersem yeşil pasaport gidiyor, onu biliyorum. Sağlık sigortası olayı ne olacak peki? Anneminkinden yararlanamayacağım herhalde. Bana ek bir yükü olur mu maddi manevi?

Diğer bir soru: Bu sigortaların hepsini birden yaptırabilir miyim? Üçü birden olmasa da iki tanesini birden kabul edebilir miyim? Öyle bi durumda ne olur?

2000 tl yatmasıyla 5000 tl yatması arasındaki fark nedir bi de? Bi de bu miktarın tek şirketten yatmasıyla iki şirketten yatması arasındaki fark nedir?

evet, te amerika'dan kaça getirir bunu USPS?
(laptop bataryası)

shipping kısmında ''an economical choice'' diyor ama ne kadar economical onu soruyorum :/

www.level8technology.com

birkaç hafta önce gidiş dönüş 2 kişilik bir ryanair bileti aldım. fakat gidiş tarihindeki uçağa binemeyeceğiz. dönüş biletini hala kullanabiliyor muyuz?

merhaba eksi++ severler!!

dün durup dururken eksi++ kayboldu gitti. kaldırıp tekrar kurmama rağmen hiç kurmamışım gibi tepki vermiyor?

başlığına da yazdım ama ses gelmedi.
bir tek ben de mi oldu bu sorun anlamadım ki :S

yardım lütfen...

edit: sorun çözüldü...

merhaba millet,

sorum anlaşılabileceği gibi autocad ile ilgili. çizimi bozmadan düşeyde sıkıştırma nasıl oluyor. komutu vardı ama unuttum ne olduğunu, bilen var mıdır acaba?

yandaki örnekte çizimi bozmadan ve yüksekliğini değiştirmeden sadece inceltmek istiyorum. komutu nedir bu işlemin?

edit: daha anlaşılır olması için altıgen planın görünüşleri için cephe daraltma yapacağım bunun için gerekli... yandaki fotoğrafta görülen plan... bahsettiğim cepheler kırmızı elips içinde...
sanırım anlatabildim derdimi...

film izlicem netten ama neden hep karşıma türkçe dublajlılar çıkıyo? torrent da hata veriyo. altyazılı izleyebileceğim site bilen?

galiba bi hastalığım var ve yeni farketmeye başladım. iyice düşününce. her şeyi kendim yapmak istiyorum, her şeyi yani nasıl olduğunu bir anlatayım, başlangıcından itibaren.

şimdi yeni yeni düşünüyorum da en uzak olarak lise aklıma geldi.
lisede inek değildim, taş çatlasa teşekkür alan biriydim. ama asla kopya çekmezdim, arkadaşlarıma kopya verirdim ama kopya çekmezdim. (yani süt çocukluğumdan değil olay)
niye? çünkü, kopya çekebileceğim kişi matematik dahisi bile olsa "benden iyi mi bilcek amk" derdim mesela matematik sınavlarında. ingiliz bile olsa "benden iyi mi yapacak te allam" derdim, ingilizce sınavlarında.

neyse işte, üniversitede falan da durum böyle zaten. hani önümdekinden kopya çekmeyi geçtim, koluma, bacağıma kopya bile yazmıyorum "kafam karışçak boş yere, benden iyi mi bilcek" mantığım yüzünden. neyse, bu başlangıç aşaması yalnızca.

sonra doğru düzgün yemek yapamamama rağmen, gittiğim restorantlarda çok beğendiğim yemekleri kendim yapmaya başladım. restorana gidemeyeceğimden falan değil "şu biberi az kızartmışlar, şu pilavı şöyle yapmışlar ben daha iyisini yapim evde aq" diye düşünüyorum diye. hadi, bu da pek önemli bir şey değil, çoğu kişi yapıyordur zaten.

sonra yazın domates ekmeye başladım bahçeye, sonra da cherry domates saksıları falan aldım. kendim yapabiliyorken niye dışarıdan alayım diye. hadi bunda da pek acaiplik yok belki.

ttnet'çiler içeriye hat döşeyecekti, evin girişine kadar uzatın diyip kablonun kalanını da ben döşemek istedim.

enine çizgili bir atkı istiyordum "ya şimdi etrafta onu mu arıycam" diyip yün falan aldım, nerdeyse örgü örmeyi öğrenecektim ki anneme postaladım neyse ki.

stop-motion film çekmeyi denemiştim, kuklasından stüdyosuna kadar her şeyi kendi elimde yapmanın daha doğru olacağını düşündüm.

laptop'ım çok ısınıyordu. nette soğutuculara baktım, beğenmedim. gittim alüminyum plaka falan kestirdim falan filan derken kendi laptop soğutucumu yaptım.

aklıma ortalama güzellikte bir web site yapma fikri geldi. "başkasına mı yaptırıcam ya yaparım ben kendim" diyip 2-2.5 aydır boş bulduğum her saniye web tasarımıyla ilgili dersler çalışmaya başladım.

bunlar ilk etapta aklıma gelenler, ki daha onlarca örneğim vardır. nasıl bir hastalık ki bu yav? başkasına olan güvensizlik midir nedir. öyle el becerisi olan bir adam da değilim, yaptığım şeyler de kusursuz falan olmuyor zaten ama kendim yapmadan da tatmin olmuyorum. alla alla

kitap kurdu bir kardeşim var,
memlekete dönmeden gene beni aradı ve kitap istiyor çünkü elindeki stoklar tükenmek üzereymiş.
stokları da harry potter serisi, saftirik greg in maceraları serisi idi
4-5 tane de tırt ama 200 sayfalık kitap almıştım.

11 yaşında 5. sınıf erkek, onu okuma alışkanlığından da soğutmayacak şekilde kitaplar arıyorum..
yardımlarınızı bekliyorum

not: macera kitapları seviyor, iyi kurgulanmış fantastik şeyler olabilir.
kısaltılmış bir iki klasik aldım okuyor ama ilgisini çekmiyor.
hayal gücüne ve kendini ifade edebilme yeteneğine yönelik şeyler.

dostlar, sözlükte bir firmanın başlığı altında o firmaya ana avrat sövsem ama böyle kanırta kanırta girsem.sözlükten uçarmıyım.çok sövesim var bu ibnelere bir yol gösterin.

yazar olmuşum ben be, 3binlerdeydim birden nasıl oldu bu iş anlamadım. 8 yıllık okurluk, 1 yıl da bekleme derken. napsam ki ben, nolcak şimdi:)

hani antony hopkins, uçak göle düşünce soğukta, en sonunda aralarının gergin olduğu bir adamla birlikte hayatta kalma mücadelesi falan veriyordu, kol saatiyle pusula yapıyor, ayılarla çarpışıyordu. imdb'de aradım ama bulamadım...

neydi o filmin adı?

acaba nedir nedir?

nedir abi bunun olayı. UNESCO şu küçücük şeyi tanımış. hatta Dünya Kültür Mirası Listesi'ne sokmuş zamanında.

nedir lan bu, biri bizi sikiyor mu, taşak mı geçiyor n'apıyor?

kısaca olayı nedir lan bunun? dokunan ölmüyor mu?

şöyle sınav haftasının bitiminde izlenilecek,bolca güldürebilen bir film arıyorum :)

merhabalar,

insanlar ağaç olsaydı başlığı altındaki ''fotosentez yapmak yerine nükleer enerji elde edecek şekilde evrilirlerdi...'' şeklindeki entry'm tanım, tanım devamı, örnek alıntı ya da bkz değil denilerek silinmiş. soru başlığa cevap entry olamaz. peki öyleyse iki sorum var;

1. bu entry örnek değildir de nedir?

2. eğer örnek değilse 5. entry'nin ve özellikle 1. entry'nin benimkinden farkı nedir? hangi kapsamda format dahilindedirler?

lütfen açıklasın birileri bana bunu.

akıllandım editi: şart cümlesi başlık görmemiştim şimdiye dek. soru başlığı altına cevap verilince uçulduğunu biliyorum tabii ki ama böyle bir başlığa ilk kez entry yazıyorum ve akıl edememişim o anda aynı kapsama girdiğini. yaptığım bu büyük hatayı kabul ediyorum ama 1. entry için itirazlarım halen geçerli. ispiyon edilmiş bekliyormuş meğersem.

edit 2: 5. entry için de benimle aynı görüş gelince, onda da itirazım devam ediyor.

firefox (ya da chrome'da da olur) açtığımda, son kapattığımdaki 10 küsür sekmeyle birlikte açılıyor, açılsın istiyorum fakat bu sekmeleri yüklemesin olduğu gibi kalsın istiyorum. tek tek sekmelerde gidip dur'a basarak durdurabiliyorum. sorum: bunun için bi kısayol var mı ya da atanabilir mi?

merhabalar,

ay'ın ve güneş'in ''etkileyici'' bir konumda olduğu bir fotoğraf var. mutlaka görmüşsünüzdür. ekte de var link de veriyorum: www.mirroroftomorrow.org

ay dünyadan bu kadar büyük görülebilir mi yahu?

normalde ay ile aramızda 385 bin kilometre var. ancak 250 km ye falan inerse bu kadar görünür diyorum ben. sanıyorum fotoşok...

hayır bir de her yerde altına girmişler mesela çok özel bir fotoğraf bilmem ne falan diye... www.mirroroftomorrow.org

kutup bölgesi diye ay bu kadar yakın görünecek değil ya, nasıl bir saçmalık bu? hayır ay'ın arada dünyaya yakınlaştığını biliyorum da, öeeh bu kadar mı?

sayfa numarası ekledim. her sayfaya numara koydu haliyle. bazı sayfalara numara koymamasını istiyorum. misal altıncı sayfada 6 yazsın, yediye geçince bunda sayfa numarası olmasın, sonra sekizde olsun. bunu yapmanın bi yolu var mı?

merhaba millet,

ya bir poster için bende mevcut bir fotoğrafın çözünürlüğünü arttırmam lazım. çok saçma bir olay biliyorum ama var mı böyle bir şey? fotoğraf ölçüleri 338x450 bunu bir programla falan daha iyi bir hale getiremez miyiz acep? ne bileyim işte 50x70 cm boyutlarında bir poster olacak mesela.. fotoğraf örneği yanda...

not: tineye, google hiçbir şey yok...

merhabalar efeniiim,

şimdi bir bilimkurgu tutkunu olarak blade runner'ı izledim geçen gün. 1997 final cut idi... evet cyberpunk da severim. ''adama bak hem tutkun hem blade'i yeni izlemiş'' de diyebilirsiniz kızmam. zira şimdiye kadar başka filmler izlemekle meşgul idim anca sıra geldi buna... şimdi benim sorum şu olacak; kaç versiyonu var bu lanet filmin. ben takarım şimdi biri bir şeyden bahseder ben bilmiyorumdur. araştırdım ettim ortaya çıkanlar şunlar (torrent ve altyazı dosyalarının hepsini hazırladım indirilmeyi bekliyorlar, 1982 director's cut iniyor mesela...);

- izlediğim 97 final cut
- director's cut
- international theatrical version (bu ilk versiyon oluyor sanırım)
- 2007 final cut (dvd si falan çıkmış sanırım mükemmelmiş, ekşi duyuruda öğrendim bunu da merak ettim onu da şeyedeyim dedim)
- 1982 extended cut

evet, beynim lahana çorbası kıvamına gelmeden biri bana bir şeyler söylesin hemen! ''şunu izle, bunu izleme'' tavsiyesi olan falan...

faydalandığım duyurular şunlar oldu:

www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com

ya tutuyoruz mp3 formatındaki şarkıyı sürüklüyoruz oluşturduğumuz playliste ondan sonra ''xxx* bulunamadı'' hatasını verip yüklemiyor. bu hep olmuyor tabi, bazı parçalarda.

1. sorunun sebebi ne olabilir?
2. aac formatında yüklemek çözüm olur mu?
3. sharepod la denesek sonuç alabilir miyiz?

hayır bende de var aynısı bir kez bile böyle bir sorunla karşılaşmadım. niye böyle oldu anlamadık...

Ton balığı-mısırı çok seviyorum, mısır üzerine hafif ketçap da hoşuma gidiyor, ama ton balığı ketçap ne ulan? Ne düşünüyosunuz deneyen var mı? Yapıcam şimdi ona göre.

2011 model film tavsiyelerinizi alabilir miyim?

izlediklerim;
hangover part ii
hanna
limitless

tşk kib öpt bye.

neden kimse tepki vermiyor? gerçekten de isteğe bağlı mı olacak bu filtreleme durumu?

dün gece kafama takıldı da;
şimdi bizim acı dediğimiz şey bir nevi alarm mekanizması değil mi? kolu kırınca acır tamam da duramama kısmı neden oluyor? doğa niye böyle bir mekanizma geliştirsin ki? orası kızarsa morarsa da biz bilmeyecek miyiz kötü bir şeyler olduğunu ve ilgilenmemiz gerektiğini?

Mesela adamın ayağına ağaç devriliyor. Adamın kendinden kaynaklı bir şey yüzünden dünyası şaşıyor. kangren oluyor sonra da ölüyor. Ama acımasa keser çıkar bir şansı olur.

Not: İnsanın kendisine zarar verme ihtimalini düşünmeyelim.

merhaba millet,

öncelikle dün sorduğum şu kısacık soruma bir göz atın: www.eksiduyuru.com

hah işte nokia 6303i fiyatıyla görüntüsüyle özellikleriyle çok uygun bir telefona benziyor. sorduğum özellikte ses kaydı yapabiliyorsa hemen alacağım. sorum ise şu; aranızda bu telefona sahip biri veya telefona sahip bir tanıdığı olan var mı? varsa deneyip bana hemen bildirebilir mi? yardım edene bahamalar'a 1 aylık tatil benden hediye, bir el atın n'olur... teşekkürler.

aha da şu telefon: www.nokia.com.tr

www.bimeks.com.tr

sayfasından da bir şey anlaşılmıyor ki...

6 Yaş gurubu cimnastik gösterisi için , 4-5 dakikalık , hareketli populer yada populer olmayan şarkılara ihtiyacım var.

Yardımlarınızı esirgemeyin =)

merhaba millet,

tıpta okuyan kardeşim zorlanıyor. ses kayıt cihazı kullanan birini gören bir hocaları kızmış, kaldır demiş (izin verse n'olur sanki. satacak hali yok ya, saçmalık işte). sizin anlayacağınız ses kaydı yapabilen bir cep telefonu lazım. zaten çoğu kişi de öyle yapıyormuş. kardeşimin de telefonu kayıt yapabiliyor ama istenilen yere kadar ileri geri alamıyor. ya başa ya da sona götürüyormuş. bu durumda önerebileceğiniz, 300 lira civarında sesi kaliteli kaydedebilen ve kaydı ileri geri istenilen yere kadar alabilen bir cep telefonu varsa çok iyi olur. teşekkürler.

edit: 400 de olabilir limit.

muyuz acaba?

Ama moderatörün önüne varmadan önce?

cok muhterem arkadaslar...yazin ido da gise memuru olarak calisiyordum..eylul 20 de cikisimi aldim..ekim sonunda ekim ayina ait maasi yanlislikla yatirmislar..bolge sorumlusu bugun beni aradi parayi istiyor .. onerileriniz nedir , parayi vermedigim takdirde para hakkinda bi hak iddea edebilirlermi ?

evet garip bir istek ama askere gidiyorken sevgilime bırakabileceğim el yapımı bir fikre ihtiyacım var her gün hediyenin anlamı artacak bişey aslında ana fikiri ama tam olarak güzel bir şey gelmiyor bi süre daha karar veremezsem en güzel hediye askerden dönmem olacak askerlik biticek biz hediye verene kadar. lol.

birinin cok ders calismaktan kolunda uyusukluk olustu. 15 dk dir gecmiyo. gecmez mi?

Daha 2 hafta önce her şey iyi gidiyordu. Şimdi sanki uzay boşluğundayım, elimin altında kendime referans olacak hiçbir şey yok. Sürüklendiğim yeri bilmiyorum bile, her taraf zifir karanlık. Nefes alırken soluduğum şey ağır geliyor artık, içime çektiğimde organlarımı sıkıştırıyor. Verdiğim nefes ejderhanın ateşi gibi kora çeviriyor her bir yanı.

Ne oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum. Hayatımın bazı dönemlerinde tarifini kelimelerle anlatamayacağım bir boşluğun içerisinde buluyorum kendimi. Anlamlandırıp, mantıklı bir çerçeveye sığdıramıyorum bu durumu.

Kısaca mevcut durumumu şöyle özetleyebilirim: İşimi sevmiyorum, beklemediğim bir yerden iş teklifi aldım kabul edersem patronuma vefasızlık yapacağım gibi geliyor. O kadar eğitime gönderdi, bu yüzden aylardır tam verim almadı benden. Hoşuma giden kızı bir yere davet ettim, erkek arkadaşı olduğunu öğrendim. İçim burkuluyor ama unutmak istiyorum. Bir tarafım arada görün diyor. Çok sıkı dostluklarım var. Şimdi bir ihtiyacım var desem hemen yardım etmeye çalışırlar. Hiç yalnız bırakmazlar. Gelin şurada dertleşelim desem hepsi toplaşır. Çeşitli etkinliklere katılıyorum. Maç, sinema, sahne gösterisi.. ilgimi çekiyorsa, zamanı ve fiyatı uygunsa takip etmeye çalışıyorum. Arada puzzle yapıyorum, tamamlayamadığım bir model uçağım var, galiba bitmeyecek. Bazen düşünmek için balık tutmaya gidiyorum. Ağır bir rahatsızlığı iz bırakmadan yenmeyi başardım, arkadaşlarım bilmiyor, ailem sonraları öğrendi. Sorunun değil, çözümün parçası olabiliyorum. Mücadele gücüm var. Çevremde gördüklerime yardım ediyorum.

Kim bilir kimlerin ne dertleri var? Depremzedeler, şehit aileleri, haksızlığa uğrayıp mahkeme mahkeme sürünürken hayatları alt üst olanlar. Sokakta birileri aç, yemek yerken aklıma geliyor bu. Utanıyorum dertlerim var demeye.

Olmuyor, olamıyor. Hep bir şeyler eksik, puzzleın kayıp parçası gibi. Parça tamamlansa tüm resim değişecek sanki.

İşte derdim bu diyemiyorum. Üstüne gidip çözemiyorum, mücadele edemiyorum bu etrafımı saran bilmediğim şeyle. Çamura değil karanlığa saplanmışım. Tutamıyorum etrafımı saran karanlığı, tutup yırtarak çıkamıyorum. Şimdi böyle ama 1-1,5 ay sonra yine eski halime döneceğim ta ki bu boşluğa tekrar yuvarlanana kadar. Bu fasit daire sürüp gidecek.

Şimdi beynime bıçak değmiş gibi kanıyor, boşluğu düşünmekle lanetlenmişim gibi. Ne yapmam gerekli? Karanlığı yırtacak ışığı nasıl yakabilirim?

Selamz,

Sağolsun eski ahşap kapımın yaptığı küçük şaka sayesinde odada kilitli kaldım. Zaman zaman kapının dili düşmekteydi ve olan oldu. Kapı kapalıyken o dil düştü ve açılmıyor. Çok fazla zorladım fakat herhangi bir ilerleme sağlamış durumda değilim.

Kapı kolunu da sökemiyorum. Kapı kolunun oturduğu yerdeki 4 vidalı metal zamazingoyu açtım fakat kendisi kilit yuvası için görsel bir şölenden başka bir şey değilmiş.

Kapı doğramada 3 menteşeye oturtulmuş durumda fakat dil, kilit ve kapı arasında kaldığı için menteşelerden söksem bir işe yaramazmış gibi geliyor. Bir de menteşeden nasıl sökülür onu bilmiyorum.

Kırmak dışında ne gibi çözüm üretebiliriz duyuru ahalisi?

Flash room escape oyunlarının ustalarından öneri bekliyorum.

bahçe duvarımızın ortak olduğu bitişik komşumuz var, tamda duvarın dibinde onların tarafta birkaç tane ağaç var. komşu geçenlerde o ağacı budadı ve bütün dalları-budakları bizim bahçeye attı, daha doğrusu atmış çünkü haberim yok izin bile istemeden getirip bizim bahçeye koymuş.

geçen senede aynı şeyi yapmıştı, sorduğumda kışın onları yakacağız dedi ve kışın sonuna doğru anca aldı. bütün kış bahçemde o pis ağaç artıklarını görmek zorunda kaldım.

şimdi yine izin almadan dalları oraya bırakmış ve üç haftadır orda. gidip sorsam ayıp olacak aramız iyi sayılır, arada yemek falan getiriyor. sormasam kim bilir ne zamana kadar pislikler orda duracak.

işin kötü tarafı odamda bu bahçeye bakıyor, her sabah bu pislikleri görüyorum ve moralim bozuluyor, güne sinirli başlıyorum. gerçi üç tane dal dursa nolcak sonuçta batmıyor ama komşunun bu sorumsuz davranışı, benim bahçemi kendi malı gibi kullanması sinirimi bozuluyor.

bu durumda ne yapmalı, kibar bir dille nasıl uyarmalı?

sorun başlıkta,
ne yapmak gerekir?
(win7)

the godfather serisinden başka, önerebileceğiniz güzel bir mafya filmi (veya serisi, ama dizi değil) var mı? teşekkürler.

_________________________________________________________
cdn.buzznet.com
(resmi büyüt)

merhaba millet,

babamın laptop'ı için yeni batarya aldım. ölmüş olan eskisini ne yapmak gerekir? teknoloji marketlerin pil çöpleri uygun mudur? hiçbir seçenek yoksa bile çöpe öylece atmak doğru mudur?