iphone se

jelly bear +1

Samsung Galaxy A72. Iphone SE'nin bataryası çöp bu arada. Günde iki kez şarj etmeyi dert etmezseniz o da olur tabi.

A52 ya da a72

se kullanıyorum, pili az gidiyor ama onun dışında on numara tam da o fiyatta. Çok büyük değil tabii, o tarz ekran seviyorsanız.

İphone se demeye geldim:)

iphone se. evet bataryası muadil androidlere göre baya geride ancak uzun yıllar ios güncellemesini sorunsuz şekilde alcak olması ve markasının apple olması piyasasının daha uzun yıllar devam edeceğini de gösteriyor. apple ayrıca servis ve müşteri hizmetleri kalitesinde de android markalarını ağır döver.

Iphone SE kesinlikle. Bende aynı durumdaydım ve şu an keyfime diyecek yok telefon konusunda.

büyük şirketler var ama tek yön ücreti fazla olur.

avis, enterprise, garenta, budget, sixt'e bakabilirsin.

Pro aslında klavyesiz ilgisayar, fiyatı da ona göre.

Sizin tanımınıza en uygun apple asseti bence ipad mini.
Hem çok kolay taşınabilir hem de bahsettiğiniz tüm işleri yapabilirsiniz.

Ekran büyük olsun derseniz iPad.

:ılgın param var atarım istediğim yere diyebiliyorsanız tabi ki en iyisi iPad Pro.

iPad Air'da M1 yok.

iPad Pro klavyesiz bilgisayar değil. İşletim sistemi hala iPad OS. Macbook'lar ya da Mac'ler gibi MacOS kullanmıyor. Dolayısıyla dağlar kadar fark var.

iPad Pro adından da anlaşılabileceği gibi biraz profesyonel işler için tasarlanmış bir cihaz. Bir şeyler okumak ve dizi/film izlemek için M1 çipe niye ihtiyaç duyuyorsunuz?

Sizin almanız gereken cihaz kesinlikle iPad Air. Sebebi de çok açık. Fiyatı.

ağır işler yapmayacaksanız m1li tablete gerek yok.

Ipad kullanmadım ama air olan ürünler günlük isler için uygun olur sanırım. Profesyonel bir iş yapmayacaksınız pro gereksiz sanki.

evet, ipados olduğu sürece ipad pro'ya o işlemci tam overkill. bende 2. seri ipad pro var mesela çok memnunum ama m1'liyi almam.

fiyat su an onemli degil; sadece en uzun omurlu ve (ilerde satmak icin diyelim) en karli olan hangisi olur diye merak ettim.

Ben de geçen yıl böyle düşünürken,ipad pro 2020 12.9" versiyonu aldım.Keşke ipad 8. nesil ve 1. nesil kalem alsaymışım.Pro bana çok ağır geldi,taşınması,elde tutması,kullanması zor geliyor.İlla masaüstü kullanmak gerekiyor ağırlığından dolayı.Normal bir tablet kullanımı artı yazma çizme işleri için 8. nesil fazlasıyla yeter bence.

iphone 11 7100 liraydı ama almadım
900 liraya aldığım grundig soundbar 600 küsür liraydı ona üzüldüm
bosch matkal 370'e almıştım 300 olmuş
market alışverişi ve deodorant aldım ben de bir sürü ayrıca

deodorantı iyi söyledin alayım hemen,

abi 10 tane şampuanı nasıl bitireceksin son kullanma tarihi yok mu onların?

deodorantı iyi söylediniz +1

diş macunu duş jeli bir de organizer alıyorum şimdilik

Bugün iyi ki deodorant söylemişim ;) bende duş jeli görünce aynı hissi yaşadım. Şampuan neden o kadar çünkü ben eşim ikide çocuklar var gerçi birisi daha dalin şampuan da bak onu almayı unutmuşum iyi ki sipariş vermedim daha

Deodorantı iyi ki söylediniz +1
Duş jeli de alırım almışken.
Yılda bir mi oluyormus bu prime day acaba?

fiyatlar artıyor, fakat sürekli öyle indirimler geliyor. ayrıca internette indirim kuponları da var, bunun gibi: www.groupon.com

100 lira hediye kartının süresi var mı ona bak, ayrıca sana tanımlanan indirim sadece o hediye kartı için mi onu incele ve ona göre sonraya sakla. şimdi yukarı dediğim indirimler belki hediye kartı ile geçerli olmayabilir. bana hediye kartı gelmemiş

Udemyde yılda 300 gün falan indirim var öyle.

ara ara sürekli indirim olur. Kimi zaman 26'ya da düşebilir, almazsın bir süre sürekli 36'larda da kalabilir.

Bu arada cookieler aracılığıyla kişiye özel kazık şeyler (veya indirimler) yaptığı da oluyor. Çok değişken.

Aradaki fark giriyor.

Normal fiyat 75, taahhütlü 50 diyelim. 25 lira fark var.

Normalde 25 TL cayma bedeli olması lazım, çünkü 1 aylık kampanya kullandınız. İptal edince sanki taahhütsüz tarifeyi kullanmışsınız gibi aradaki farkı ödemeniz lazım sadece.

Ama Türk Telekom bunu 11*50'den 550 lira olarak hesaplıyor, yani "sen bana daha 11 ay para ödeyecektin, ama vazgeçtin" gibilerinden. İşine gelmiyorsa git dava aç uğraş diyor.

Şubeye gittim konuştum (ev interneti için), bana böyle oldu. Mecbur bitsin diye bekliyorum o yüzden.

TurkNet aboneliğone geçin madem askere gideceksiniz kısa sürede... Taahhüt yol uzun vadeli abonelik yok, gittiğiniz zaman iptal edin yeterli.

İşbu duyuru referans içermemektedir.

@pluton yanlış diyor. Türk telekom 25 tl cayma bedeli çıkarıyor bu durumda. Ne kadar kullandıysanız ve kaç ay kaldıysa sizin lehinize olan miktar kadar ödüyorsunuz.

Diyelim 8 ay kullandınız 4 ay kaldı, 4 aylık cayma bedeli ya da 3 ay kullandınız 9 ay kaldı bu sefer de 3 aylık cayma bedeli ödüyorsunuz.

Dostum yanlış anlama da hukuken ne yapabilirsin ki? Hatalı sensin. Köprü yoluna girmişsin. İşletme seni nasıl döndürecek köprüden geçmeden? Bariyerleri mi kesecek?

Açıkçası hata sizde, yapılabilecek bir çözüm yok. “ yanlışlıkla geçtim hacı be, bu seferlik almayıver” demek türk ısrarı olsa gerek.
Yapabileceğiniz bir şey yok

Tabelalar yanıltıcı olabiliyor, babam belki 200 kez gidip geldiği yolda kuzey marmara otoyoluna girdi birden fazla kez. Küfür ede ede ödedi o da girdikten hemen sonra fark etsen tamam geri geri vs. bir şekilde çıkarsın da köprünün ayağında yapabileceğin pek bir şey yok.

Bi ihtimal onların kendi kullandığı bariyer arası boşluklar oluyor ama o da kim bilir nerede ve kazaya sebebiyet verme ihtimalin de var.

Geçmiş olsun üzüldüm durumuna.

Köprüden önceki son çıkıştan sonra neden başka çıkış yok gibi olmuş derdiniz ama saçma ne yazık ki.

Belki gidişle dönüş arasında 5-10 dk fark olunca az ücret kesilebilir ama zaten geçen sayısı az uğraşmazlar ona.

Ek olarak akkınızda bulunsun;otoyolda aracınız arızalanırsa otoyol dışına ücretsiz çekiyorlar. Tecrübe ettim.

osmangai köptüsü girişindeki avm üzerinden yön değiştirebiliyorsunuz köprüye girmeden. birde hemn öncesinde bilişim vadisi kavşağı açıldı. siz bunları da mı geçtiniz?

Sanırım geçtim. Yani ben şimdi otoyol yardımı arayıp aracım arıza yaptı deseydim ücretsiz olarak çekecekler miydi?

Dediğim noktaları geçtiyse zaten köprüye gelmişsindir. köprü üstünde ü dönüşü olacak değil ya

okula göre değişir ama muhtemelen ön koşulu vs yoksa alabilirsin. hatta bazıları seçmeli bile sayılabilir. seçmeli sayılmayanları da müfredata ek alabilirsin. en azından bizim okulda böyleydi, istediğin dersi alabiliyordun additional olarak. ön koşul sağladığın sürece.

ön koşul sorunum yok. ama sonuç itibariyle kafama göre ders almış oluyorum. dersleri üzerime almam için bölüm başkanını ikna etmem mi gerekiyor? nasıl bir yol izlemeliyim?

Bizim okulda ( İTÜ) ortalama şartı aranıyordu, belirli bir ortalama üzerinde isen alabiliyordun, buna ek olarak da dersin hocasıyla konuşup seni kabul etmesi için onay alman gerekiyordu

"dersleri üzerime almam için bölüm başkanını ikna etmem mi gerekiyor?"

cogunlukla evet.

ben ilk dersi veren hocaya mail atardim. o dersi sana acarim olur derse tamam. yoksa bolum baskanina gitmen veya dilekce falan yazman gerekebilir. tabii senin danismaninin da ok olmasi lazim. genelde "not included" statusunde alinir boyle dersler, eger senin bolumunun secmelileri arasinda degilse.

okulunuzdaki çift anadal ve yandal programını araştırın.

Dersin hocasıyla konuş.

İlla sadece müfredattaki dersleri alacaksın diye bir şey yok, okulun öğrencisisin sonuçta. Ama kontenjan problemi var, hocalar fazladan sınav/ödev okuyacak, bir sürü iş.

Makul bir hocanın istekli bir öğrenciyi geri çevireceğini zannetmiyorum. Normalde "gel dersi takip et, kayıt yaptırmana gerek yok" falan da diyebilir, ama senin durumunda o geçerli değil, o yüzden özellikle yüksek lisansı belirtmeyi unutma. Hatta hocalarla konuştuktan sonra bölüm başkanıyla da konuş ki 1-2 dersi alıp sonrası problem olmasın.

Ben bilgisayar mühendisliği okudum, matematik ve felsefe bölümünden 3-4 ders aldım ekstradan (seçmeliler hariç yani). 155 krediyle mezun olunan bölümden 180 civarı krediyle mezun oldum :D Ama "biz mühendise ders vermiyoruz" diyen sosyal bilimler hocasına da denk geldim, yapacak bir şey yok.

serbest secmeliniz yok mu? bizim okulda serbest seçmeli olarak alabiliyorlar. 4-5 tane oluyor 4 yil içinde.

@cosmic+1
Acikcasi biraz cetrefilli is gibi. Hani bir iki tane olsa neyse de 6 tane ders de az buz degil. Neredeyse bir senelik ders yuku. Bunu direkt bolum baskanligina, alacagin dersin hocalarina hatta ogrenci islerine vs sorman gerekir. Biri alabilirsin dese bile sen yine de digerlerine de sorup kendini garantiye al, atiyorum bir donemde gider 2-3 ders alir deli gibi calisip gecersin ancak sonra 'su su sebep yuzunden kabul edilmedi' olayi olur emegin bosa gider yazik olur.

50 faktör olanlar tamamen önlüyor

yıllardır Hamilton kullanıyoruz, memnunuz. Tabii unutmamanız gereken şey gün içinde yenilemeniz gerekir.

tokalon diye bir marka var onun 50 faktör olanı baya iyi.

Solante'yi kesinlikle tavsiye ederim. Fındık boyutunda sürdüğünüz krem yüzü gün boyu koruyor. f/p olarak da iyidir

"Amacım ten rengimin degişmemesi."

gunese ciktigin surece boyle bir sey mumkun degil. veya uv protective giyisi giymen lazim uzun kollu.

"Fındık boyutunda sürdüğünüz krem yüzü gün boyu koruyor."
bu kesinlikle yanlis. bu urunlerin faktorleri belli bir (ml) kullanimi uzerinden formule edilir ve 2 saatte bir tekar surulmesi uzerinden hesaplanir. 50 faktorluk bir kremi azicik surup 50 faktorluk fayda alamazsiniz zira icindeki aktif madde o kadar yogun degil.

Sosyaleczaci hesabinda cok guzel aciklamali tavsiyeler var. (her guens kremi duyurusuna da bu cevabi yaziyorum)

instagramda @ciltgercekleri'nin tavsiyesiyle sun ozon meds aldım ben. ilk defa bugün kullandım gerçi ama yukarda denildiği gibi sadece yüzünüze iki parmak uzunluğunda sürmeniz gerekiyormuş (ciltgerceklerinin videoları var bunu gösteren). gerçi ben bir parmak sürdüm o bile çok geldi nasıl olacak bilemedim hahah.

Yıllardır nivea 30 ya da 50 kullanıyorum. Lacivert kutu olanlardan. 200 ml 120 lira galiba şu aralar. Ama kesin çözüm olduğu için alıyorum. Aradığın ürün budur. +50 yi yapıştır geç.

Rengin bronzlaşmasını engelleyemez mi hiçbiri? Ne için kullanılıyor o zaman?

Avene

Yıllardır kullanıyorum, beyaz tenliyim. Kollarımda yüzümde hiçbir şekilde renk değişikliği olmadı.

65 yaş üstü ve sağlık çalışanlarına ağustosta 3. doz başlayacak diye okumuştum bir yerlerde, yüksek ihtimal aynı risk grubu sıralaması ile gider aşılama, o tarihte ellerinde olan aşılardan birini seçtirirler herhalde, mayısta 2. doz aşıyı olan birinin 3. dozuna daha vakit var gibi.

2. dozlar bitmeden, sağlık çalışanları/65 yaş hariç 3. dozlar başlamaz diye düşünüyorum.

3. doz aşının gerekliliği bilimsel olarak bile henüz netleşmiş değil. Henüz ülkeler 3. doza başlamadı yani genel olarak. Tahmin ediyorum yurt geneli 2. doz ciddi şekilde tamamlanmadan 3'e başlaması imkansız.

Büyük ihtimal Eylül Ekim gibi olur. Sağlık çalışanları 3. Doz aşıyı çoktan olmuştur. Benim arkadaşım bile oldu hakkı olmamasına rağmen gelmeyenlerin yerine.

@mistyimage 3. Doz filan olmadı sağlık çalışanları, bir şeyi bilmiyorsanız insanlara yanlış bilgiler vermeyin.

Jellybear +1 En azından 1. Dozlar herkese yapılmadan 3. Doz başlanmaz, o da ilk sağlıkçılara ve +65’e gelir muhtemelen

Hekim olarak cevap vereyim Saglik calisanlari 3. Doz olmadi ve olup olmayacagi belli degil, canla basla eldekileri asisizlara yapmaya calisiyorlar. Aldigim bazi duyumlara gore yerli asiyi ucuncu asi olarak once saglik calisanlari sonra topluma uygulama gibi ultra deneysel bir plan var, net bir sey yok ama su an icin.

Hikayeden bi departman kurmuşlar ( bidiğim kadarı ile Bologna süreci doğrultusunda mecburlar) 2 sene önce mail atmıştım '' Hocam maddi manevi destek olalım yeni mezunlara' diye, hala cevap bekliyorum.

konum:tr

bir transcript icin dunyanin parasini istiyor. dumbukler.

Hikayeden hir departman +1

Kariyerle alakasiz kişiler var eminim.

Zoom linki falan atıyorlar arada.

tr'deyim 2 gun once viski tadim etkinligi yaptik. bizimki aktif baya.

yurtdisindan mezunum.

senede bir arayip para dileniyorlar, 3-4 ayda bir de bastiklari mezunlar dergisini yolluyorlar.

Tr’de

6 ayda bir üniversite dergisi yolluyolar. Doğum günü tebrik kartı yolluyolar adrese.

Mezunler eve hoşgeldiniz etkinliği yapıyorlar her sene.

Dizelin avantajı az yakması da, 1.000 liralık bir fark oluşması için 2.000 litre yakıt alman lazım (Benzin/Dizel farkı 1 litrede 50 kuruş).

2.000 litre yakıt nerden baksan 40 bin kilometre yol demek.

Ben dizelin mantıklı bir tarafını göremedim.

fark fazla benzinli al.

dizeli amorti edecek kadar kullanmayacaksın ki saçma bu durumda. araba farkı da var zaten. tourneo ne ya. devrilir mevrilir. sedan diğeri ne güzel :D

1000 TL'lik fark için Türkiye turu yapmanız lazım, hiç mantıklı değil dizel kiralamak bu şartlar altında.

Tourneo Courier çok güzel araba. Muhtemelen 1.5 TDCI 6 vites olanı. Ben de onu 3 gün kullanmıştım uzun yolda çok güzel araba.

1.2 Peugeot 301 ise atmosferik sanıyorum.

Bu durumda tek fark benzinli ya da dizel olmaları değil, araçların uzun yoldaki konforu, büyüklüğü falan da farkediyor. Ben courier'de 4.3 lt ortalama ile gitmiştim uzun yolu 6. vites 2bin devir 120 km/h ile. Peugeot 301'de ise 6.5 civarı olur diye düşünüyorum. 3bin km yapacağınızı varsayarsak 2 litre civarı farktan yaklaşık 60 litre yapar. Tabii yakıt aynı değil. Benzini 7.85, Motorini 7.35 üzerinden hesaplamak da gerekiyor.

Son tahlilde karma yakıt tüketimleri üzerinden bir hesap yaparken uzun yolda yakılan yakıta +1 litre eklesek (aslında dizellerde şehir içindeki yakıt artış oranı benzinlideki kadar yüksek değil) 5.5lt/100 km hesabından 3000km için: 165 lt motorin, 225 lt benzin gerekiyor.

165 lt motorin: 1212 TL
225 lt benzin: 1766 TL

Araçların yakıt türleri kaynaklı fark aşağı yukarı 550 TL. Yani araç sınıfı ve konforuna ödediğiniz fark 450 TL.

Uzun yol da söz konusu olunca 450 TL fark verilebilir gibi.

Bu arada ralli falan yapsanız bile öyle kolay kolay deviremezsiniz. Ki versustaki diğer araç da 301. Yol tutamayışı ile ünlü bir araç. 1.2 atmosferik ve yüklü olacağını tahmin ettiğim bir araba ile sollamaya falan çıkmak çok daha tehlikeli :)

Armagan +1

301'i bilmiyorum ama Courierin surus keyfi binek araclardan farkli degil. Bana guvenli de gelmisti. 110 km hizla giderken onume birden kopek cikmisti ve direksiyonu hizla kirmistim. Ilk baslarda yahu ne soformusum diye havalandim ama meger iş esp'de imis. Ne kadar esp de olsa O gun hala nasil savrulup takla atmadigima sasiririm.

mecidiyekoyde yer bilmiyorum ama fiyat normal.

alt üst 500 tl dendi bana fiyat normal.

devlet hastanelerinde ücretsiz yapılıyor. tabii randevu alabilirseniz.

250ydi geçen sene

Ekim 2020'de Didim'de 120 tl idi...

Ben buraya temizletmiştim geçen sene ama dolgu vs de yapıldı fiyat hatırlamıyorum.
www.titizklinik.com.tr

İlk dozu 4'ünde oldum, iki gün önce deneyince alabildim ikinci randevuyu. (18 - 30 temmuz arasıydı)

Bir süre sonra açılıyor olabilir, ara sıra deneyin.

başka hastanelere bakın

yaklaşınca alırsın acele etmene gerek yok

aynı hastaneden ben de alamadım 25 temmuz için başka bir hastaneden buldum. bakıyorum mhrs sisteminde randevu değiştirmek için tarih falan da seçtirmiyor çözemedim o yüzden bıraktım o şekilde.

Benim ikinci 5 temmuz sonrası ama o günden beri farklı ilçelere bile bakmama rağmen bulamıyorum. Daha var diye bakmaya devam ediyorum ama olmadı 182 yi arayacağım bi.

aldım ben 2. randevuyu 1.ağustos en erken yazıyodu o güne aldım

iki gün önce aşı oldum. aşıdan bir gün sonra randevu alabildim. 29 temmuza alabilirsin yazıyordu, o tarihe aldım.

Bende de var aynı problem. Sgk açılmadan bir hafta evvel aşı oldum 6 hafta var diye sonra alırım diye almadım ikinciyi sonra sgk açıldı ortalık patladı şu an boş hastaneye bile hata gösterip vermiyor. (kardeşimin alabildiği hastanede bana nein diyordu)

yaklaştıkça deneyeceğim artık. Zaten çoğu hastanede de randevu saati falan olmadan sırayla içeri alınıyormuş.

Ben iki gün önce aşımı oldum akşam da ikinci randevumu aldım.
Üsküdar Devlet Hastanesi tc numarası ile aşı hakkını kontrol edip randevusuz aşı yapıyormuş ama çok da güvenmeyin bence devam edin aramaya.

evet

gider

Girer de markası neymiş bunun böyle 6 ayda folloş olmuş

nine west

avukat değilim bildiğimi yazayım.

veraset ilamı çıkınca sadece kimin ne payı var o belli olur.

veraset ilamı ile tapu'ya gittiğinizde intikal dediğimiz işlem olur, tapu babanızdan, siz ve kardeşlerinizin üzerine ortak olarak geçer. yani yeni tapu çıkar. atıyorum 4 kişi ise %25 olarak bir tapu bölünür.

hisseye haciz gelebilir mi derseniz, evet gelebilir. mahkeme haciz kararı koyup hisseyi açık artırma ile satabilir. diğer hissedarlar öncelikli olarak payı satın alabilir.

bence iş daha karmaşık hale gelmeden, eğer icralık bir durum da var ise 2 abiniz muvafakatname ile noterden size ve diğer kardeşinize devretsin hissesini daha tapu ya gelmeden. siz de 2 kardeş olarak satışını yaptığınız zaman tarladan geliri 4'e bölersiniz.

hiç bir müdahalede bulunmaz iseniz ise öyle gider durum. bir değişiklik olmaz.

bizde de öyle hacizli ortak mal var ne satabiliyoruz ne de başka bi şey yapabiliyoruz. banka da satamıyor hisse olduğu için.

Yine avukat olmayan ama çevrede başına gelmiş tanıdıkları olan biri olarak araya gireyim. Tarlaların statüsü diğer taşınmazlar gibi değil bildiğim kadarı ile. Tarla olduğu için boyutuna bakmaksızın bölemiyorsunuz.

@delidir yakalayin teşekkür ederim gayet bilgilendirici bir cevap oldu benim için.

@jelly bear, peki tarlayı hiç bir şey yokmuş gibi ekip biçebiliyor musunuz yoksa onda da mı sıkıntı çıkıyor?

@SiyamkedisiZorro, bölmek derken neyi kastettiniz? zaten hisseli olduğu için bölünmüş olmuyor mu? yoksa kastettiğiniz şey, diğer kardeşlerin payını satamıyor olması mı?

SiyamkedisiZorro +1
Benim de dedemden ve onun kardeşlerinden kalan tarlalarından bildiğim, tarım arazisini dörde bölüp paylaşmanız mümkün olmayabilir.

Çevremde arazisi aile tarafından (halalar, amcalar falan işte) ekilip biçilen ve hasattan payını alan insanlar var. Halayla anlaşıp böyle bir şey yapabilirsiniz belki.

Edit: www.emlakgundemi.com.tr

@kobuzchu kiz, çok güzel bir bilgi, teşekkür ederim, bu durumda hiç dokunmadan eskisi gibi devam edilmesi sanırım daha mantıklı gibi.

En pratik yollarından biri borçlu kardeşlerinizin, sulh ve ceza mahkemesine verecekleri basit bir dilekçeyle "mirasın gerçek reddi" davası açması. böylece babanızdan kalan hiçbir miras üzerinde söz hakları kalmaz, herhangi bir haciz durumu olmaz. miras otomatik olarak diğer mirasçılara kalır. o sırada halanız ister eker biçer isterseniz diğer iki mirasçı satış yapar vs.

Bölmekle kastettiğim atıyorum 4 dönüm araziyi 1'er dönüm paylamamazsınız. Devlet tarım arazileri belli bir büyüklüğün altında kalarak tarımsal ekonomik değerini kaybetmesin diye (tarım arazilerine özel) bir karar almış. Minimumu nedir inanın bilmiyorum.
@elestirman, abiler mirası reddetmek istemiyorlar ki, kendi haklarını hemen almak istiyorlar borçları yüzünden diye anladım ben. Bu tarlaların bölünmezlik durumu (büyüklüğü önemli) sözkonusu olursa abiler zaten avuçlarını yalarlar. Ya da tarla bir bütün olarak satışa zorlanabilir.

@SiyamkedisiZorro abiler mirası istemiyor demedim. red davasıyla banka icrası vsnin önüne geçilebilir

ben randevuyla gittim randevuda aşı odası 2 yazıyodu uzun bi koridora girdim aşı odası 2 nerde ya dedim hemşire ensemden tutup bi odaya fırlattı farketmez gir birine diye randevu falan bakılıyo mu anlamadım içerde tckimlik sordular sadece bi kağıda imza atıp vurdular 10 saniye sürdü. patır patır aşı vuruyolar, kalabalıktı ama kalabalık 10 saniyede aşı olan 20 kişi gözetimde yarım saat bekleyin dedikleri için kalabalıktı bence :D
telefonla bişeye bakıyorlar aşı hakkı olmayanlara yapacaklarını sanmıyorum

aşı hakkın yoksa yapmazlar.

randevuya bakmıyorlar ama adını sisteme giriyorlar. aşı hakkın yoksa belli olur.

kimlik numarasıyla işlem yapılıyor aşıdan önce. randevu olmasa bile hakkı olup olmadığı orada anlaşılıyor yani. o kadar da karambol bir ortam değil.

Gss yok, işsizim ama yaşım sebebiyle aşı hakkım açıldı. Sağlık ocağına gittim, sistemde alerjim göründüğü için yapamadılar, hastaneden randevu alıp gidip aşımı oldum.

herkeste olcak diye bir şey yok

Pazartesi akşamı aşı oldum, ilk birkaç saat hiç kol ağrısı yoktu, ben de bende olmayacak demek ki diye düşündüm ama sabah kalktığımda kolumu kaldıramıyordum, şiddetli bir tutulma gibi, dün tüm gün boyunca devam etti, durup dururken ağrımıyordu ama bir yere uzanmaya çalıştığımda, üstümü değiştirirken, saçımı toplarken falan zorlandım, bugün nerdeyse tamamen geçti. Bazılarında aşının hiç yan etkisi olmuyor, su koymamışlardır umarım:)

Annem ve babamda(50+ yaş) herhangi bir yan etki olmadı. Ancak diğer bazı tanıdıklarda(40+) kolu kaldıramayacak kadar ağrı olmuş. Kişiye göre değişiyor.

benim de kolum ağrıyor. Ama eşime 15 saat sonra geldi kol ağrısı

ben de 11.00da oldum 3 saat gecmis bir sey olmadi, aksama da marmarise gitcem. eskisehir marmaris hemen sabahina geri donecegim acaba agrir mi diye gozum kesmiyor.

beni korkutan da basond oldu. onun da cok agirmis. uf olmus.

Eşimle(erkek) ikimiz aynı anda olduk onun kol ağrısı daha hafif ama bendeki durum çok daha ağır, saç toplama, uzak bir noktaya uzanma, üst değiştirme yapmam çok zor aşırı bir tutulma var. Sanırım erkekler biraz daha kol ağrısını hafif atlatıyor çünkü babam da hiç bir şey olmamışken annem de benim gibi olmuştu.

Pazartesi öğlen biontech aşısı oldum

Pazartesi: biraz halsizlik 3 4 saat uyudum iyi geldi
Salı: koluna sopa vurulmuş hissi ve yoğun halsizlik
Çarşamba: sanki aşı olmamış gibi uyanmak ;)

Tavsiye:bol bol dinlenin

Ben açtım ben de cevap vereyim. Bu soruyu sordupum saatlerde hiçbir şeyim yokken aşıdan 12 saat sonra zonk zonk zonklayan, uyurken üstüne yatırmayan nur topu gibi bir kol ağrım oldu. Bir gün sürdü ertesi gün geçti.

4000 tl maaşla istanbula gitmeni önermem. gidersen 2 ya da 3 kişiyle eve çıkmalısın. tek kişi kıt kanaat yaşarsın anca. semte de bağlı tabi. bazı semtlerde 1500 tlye 1+1 eşyalı ev bulmak mümkün.

biriyle ev paylaşmamış olmaya "çok şükür" diyecek biriyseniz (yani bunun satın alınamaz deneyim ve kıymetinin farkında bile değilseniz)bence yeni bir şehir üstelik istanbul gibi bir metropol mutsuz edebilir sizi.
4000 asgari ücret gibi kalıyor artık, kalacak yer olsa bile süper para değil.

son olarak kariyer açısından da post pandemi süreci ne getirecek biraz havayı koklamak gerek bence.. belki biraz daha uzaktan çalışmaya kayacak iş piyasası.

"İstanbul'da kıçı kırık bir 1+1 yere istenen parayla Ankara'da elit bir semtte güzel bir yer bulunur." bu esitligin Ankara'da is bulamadigin surece bir anlami yok.

Esyali eve cikmana da gerek yok, niye onu soyleyip duruyorusun anlamadim. Normal herkes gibi esyasiz ev tut, her zaman daha ucuza gelir. Esyayi parca parca kendin alirsin. Zaten ilk asamada yatak, camasir makinesi, buzdolabi, masa, sandalye haricinde bir esyaya ihtiyacin yok. Bekar adam olarak zaten 1+1'den daha buyuk bir yerde oturman toptan gereksiz.

"Fazla mı cesur olur" millet dunyanin obur ucuna gidiyor yahu. istanbul ne.

@ hot potato İsteyebileceğim en yüksek maaş 4000 TL demiştim. Kira mı vereyim karnımı mı doyurayım eşya mı alayım? :D Ki pahalıya patlamaması için eşyalar da ikinci el olmalı. Evin temizliği var, abonelik işleri var. Bi ton detay var. Eşyalı ev o açıdan daha mantıklı geldi pahalı olsa da.

Bir de yurt dışına taşınmak daha kolay bana kalırsa. Çoğu şirket aday yerleşene kadar bayağı bi destek çıkıyor. Türkiye'de varsa da çok az şirket bunu yapıyodur.

Yazdiklarindan merak edip onceki duyurularini da okudum acik acik soyleyeyim 4k ile istanbula gelmeyi dusunmek buyuk cesaret turkiye'deyken daha fazlasini kazanirandigim zamanlarda bile istanbulu dusunmedim cunku insan gibi yasamak istediginizde yetmiyor yetmeyecek. Fazla mi cesur olur demissin evet olur.

Dis ticaret mi lojistik mi istiyorsun yoksa mali musavirlik mi bence bir karar ver ve ne dis ticarette ne de lojistik de o bryaz yaka hayallerini gerceklestiremeyecegini bil. Nerden biliyorsun dersen 5 yil biyunca bir otomotiv firmasinda malzeme planlamaci olarak calistim hem lojistik firmalari ile hem de dis ticaret firmalari ile cok yakin calistim.

Yurtdisindan ornek vermissin ama zaten orada kabul alan insanlar tr de de ayni sartlarla bonservisleriyle transfer oluyorabiliyorlar.

daha şimdiden ev tmizliği, abonelik vs sizi sıkmaya başladıysa hiç başka bgir şehre taşınmayın. mazallah hepsini halletseniz bile 2 günde bir yemek yapıp haftada bir de ev temizlemek zorunda kalacaksınız.

yani bir takım hedefler koymuşsanız bu süreçte yaşayacağınız sıkıntıları da göze almak zorundasınız. "göze aldım" demeyin belli ki göze almamışsınız, daha vahimi yaşa(ya)mamışsınız. keşke düşüncenizin aksine üniversite eğitiminizde öğrenci evinde yada yurtta kalmış olsaydınız bir süre.

neyse, bir kaç farklı şehirde öğrenci olarak yaşamış biri olarak tavsiyem, evvela sizin tabirinizle "prenslik/prenseslik" triplerinden acilen kurtulmanız, eşyasız eve çıkmanız. muhtemelen eşyalı bir eve ödeyeceğniz farkla ev eşyalarınızı 3 - 4 ayda düzebilirsiniz. 2. el olması kötü, dandik olacağı anlamına gelmiyor. öncelikleriniz ocak -hayır ankastre fırın değil- ve çamaşır makinesi olsun. ardından yemek masası ve sandalyeler -tabi ki tabakl çanakla beraber- diğer önceliğiniz. salon için, tv olmadan da yapabilirsiniz, internet var neticede ama 3 l koltuk ilk alacaüğınız şey olsun. paranız kısıtlı olacağından teklileri sonra alın. farklı model olabilir, kanepeyi farklı model berjerleri farklı model alma gibi bir trend var. yere de ucuz ama modern görünen bir hhalı serdiniz mi tamam. ve tabi ki yatak.

2. el konusunda hijyen muhabbetini kafaya takacaksanız, oturacağınız evde ki yatak ve kanepe üzerinde de yüksek ihtimalle evin eski kiracısı oturmuş, yatmış, uzanmış ve hatta sevişmiş olacak. çok şeyetmeyin o yüzden.

ha ama aradaki fark çok değilse tabi ki eşyalı eve geçin.

kolay gelsin.

Valla hocam cesaretle alakası yok mecburiyet.

Ben doğma büyüme İstanbulluyum.19 yaşımda İzmir'e üniversiteye geçince ailem de Didim'e yerleşti İstanbul'u terk edip. Bir daha hayatta İstanbul'a dönmem diyordum. Öğrenci evinde de kaldım, 10 lirayla 10 gün karnımı doyurmami gerektirecek sefaleti de yaşadım, uzun yol bisikletçiligi yaptığım için kamplarda da kaldım, Erasmusla 6 ay yurtdisi deneyimi edinip geceliği 3 euro olan dandik hostellerde de kaldım gıkım çıkmadı. Ama İstanbul'a dönme düşüncesine hiçbir zaman sıcak bakmadım.

Gel gelelim başka yerde de iş yok. Yeni mezun olduğumda hazır hayat standardı denen şeyin s'sine bile sahip değilken asgari ücret olsun alanımla alakalı olduğu sürece problem değil dedim ama gelen teklifler dahada sigorta satışı, pronet satışı, çağrı merkezi vs nin ötesine geçmedi. Üstelik henüz uzmanlaștığım bir alan da yoktu muhasebeye de okeydim, denetime de okeydim satın almaya da. Kısmet değil almadılar ben de 8 ayın sonunda mecburen İstanbul'a döndüm, o dönemki asgari ücretin 2 katı bir ücrete. İlk fırsatta geri döneceğim diyerek gittiğim için eşyalı eve çıktım, yüksek kiralar verdim, kyk kredi ödemelerim başladı derken aslında başlangıç için fena olmayan bir ücret olmasına rağmen kıt kanaat geçindim. Öğrenciyken daha iyi standartlara sahiptim hatta öğrenci evinde tek yaşıyordum, artık çalışıyor olmama rağmen 1+1 evde 2 kişi kalıyorduk odam bile yoktu salondaki kanepede uyuyordum falan.

2 senem doldu askere gittim, yani artık 2 sene tecrübem var yeni mezun değilim askerlik engelim kalkmış, beklentilerimi de düşürürsem İzmir'de kalırım bu sefer diye ama 1.5 ayda yaptığım 76 başvuruda sadece 2 mülakata davet edildim ve kabul edilmedim.

Peki şimdi ne yapıyorum? Tıpış tıpış İstanbul'a geri dönüyorum. Kabul edilmediğim firmalardan biri ücret beklentimi çok fazla bulmuştu biraz indiremez misiniz demişti mesela. Fazla dediği de 5000 tl. Hadi dedim sizi mi kıracağım 4750 olsun gene çok yüksek buldular...

E şimdi o fazla buldukları ücretin %45 fazlasına gideceğim ve şehirdeki mutsuzluğu da hesaba katarsak daha düşük şartlarda yaşamak zorunda kalacağım.

Duyurunun konusundan sapıp baya uzun uzun yazmış olabilirim ben de çok doluyum bugün artık patlama noktam oldu. Ama özetle şunu demeye çalışıyorum, bazılarımız, hatta bazılarımız değil bir çoğumuz cesaretinden şundan bundan değil mecbur oluşundan gidiyor, başka seçeneğimiz yok.

Öyle ücret beğenmeme falan da yok ha benim örneğimde olduğu gibi yarı maaşa başka şehirde çalışmak isteyip de iş bulamayan o kadar çok kişi vardı ki çalıştığım yerde. Yapılan iş aynı iş, kazandırılan para aynı para, istenen maaş yarı yarıya ona rağmen almıyor adamlar.

Ondan sonra İstanbul çok kalabalık, bu şehir bunu kaldırmıyor. Alsın götlerine soksunlar İstanbul'u.

Biontech. Sinovac etkisi az.

@jelly bear, tercihin icin tesekkurler ama sebep olarak sorumla pek alakasi yom

soruna bakarak, sinovac. Ama toplum sağlığı derken bence "toplum baskısı" demek istedin, öyle cevap verdim. Yoksa toplumu da kendini korumak için en çok koruyanı seçmek daha mantıklı normalde.

Ek olarak, şu an Sinovac yok galiba. Seçenek olarak çıkıyor ama seçince bulunmuyor diye biliyorum. (not: biontech spor)

Sunu dogru mu biliyorum? --> sinovac asisi virusu baskalarina bulastirmada etkisiz eleman. Biontech olur isek baskalarina virus de bulastirmiyoruz.


İnternette dolasan bu bilgi dogru ise sizin sorunuz baglaminda biontech olurdum.

Çok benzer sebeple sinovac oldum. Rahatım. Fakat sinovac yok sanki şu an

Ha boyle bisi mi var? Sinovac beni koruyo ama tasiyici olmaya devam mi ediyorum? Kesin bilgi mi?

Bu zamana kadar minimum dikkat ve sürekli spor salonuna giden birisi olarak hala pozitif olmadım. Kendime güvenim tam. Yine de gittim biontech oldum. Çin’den gelen hiçbir şeye güvenmediğim için sinovac saçmalığını olmayı aklımın ucundan bile geçirmedim.

sinovac istesende seçemiyorsun artık.
öyleymiş yani

Eski teknoloji diye sinovac secerim. Ama secemiyorsun zaten.

Su an ziyaretler turistlere kapali fakat bircok ulke asili olanlara PCR test zorunlulugunu kaldirdi. Bu sebeple uluslararasi gecerliligi olan bir asi secmekte fayda var diye dusunuyorum. Sinovac AB tarafindan onayli degil henuz.

Sorunuzun tam cevabı: Biontech virüsün yalnızca size bulaşmasında değil, aynı zamanda aşıyı olduktan sonra sizin bulaştırıcı olmanızda da çok etkili. Doktorlar ilerisi için Sinovac olanların da maske takmaya devam etmesi gerektiğini ama Biontech için bunun gerekmediğini söylüyor.

sıkıntı olmaz bilet varsa.

Gezmek için eski Mardin güzel ama her yer kapalıyken sokaklar çok ıssız olur.

adam yanlış maille üyelik açmış. site de mail için onay istememiş durum bu.

mahone @gmail.com ile mah.one @gmail.com aynı şey diyor google. öyle bir saçmalık var.

bana da çok geliyor. eğer üyelikten çık diye bir şey varsa mailde (bazen olmuyor) tıklayıp çıkıyorum. telefon faturaları çok geliyor. ben sebebini şöyle buldum. ad.soya@gmail ise mail bana (adsoyad@gmail) geliyor mail.

Bana da çok oluyor o, ya yanlışlıkla ya da bilerek yanlış adres giriyorlar, siteler mail onayı istemediği, istese de çoğunlukla onaylamadan da kullanmaya devam edebildikleri için öyle gidiyor.

Fark ettiklerimde, mail falan gelenlerde ben şifremi unuttum yapıp şifre değiştiriyorum. Ama hesabı kapatmıyorum ki tekrar hesap açamasınlar. Sırf bu yüzden bir tiktok hesabım var -_-

Kendi mail adresinin isimsoyisim olduğunu bildiğim halde benimle "hayır doğrusu isim.soyisim" diyerek iddalaşan birini tanıyorum. İnsanlar karıştırabiliyor yani. Ha kasıtlı olarak hatalı mail adresi girip doğrulama kodundan haberi olmayan cahiller de var. işte bu insanlar çok saçma.

Finansal bir işlem yapmadan önce web siteleri genelde satın alma, sepete ekle vs. işlemlerin çok öncesinde zaten hesabı doğrulamış oluyorlar. Müşteriyi hesap açma zahmetinden kurtarmak için geliştirilmiş hızlı çözümlerde muhtemeldir mesela bahsettiğin türden bir mağduriyet. O da 1 kez 2 kez olur, sonra mutlaka düzeltilir.

Bana da sürekli benimle aynı isme sahip kişilerin faturaları vs. geliyor. Eğer e posta uzantınız gmail ya da hotmail gibi çok sık kullanılan bir e posta uzantısı ise, bazen aboneliği veya hizmeti sağlayan kişiler de (bayiler, banka kartı yazanlar vs.) işgüzarlık yaparak sizin e-postanızı, sadece boş kalmasın diye, yazıp geçiyorlar.

sutlu nescafe +1

benim adsoyad olan mailime ad.soyad şeklindeki adaşım olan başka birisinin mailleri düşüyordu sürekli. gmail'e göre [email protected] ile [email protected] aynı şey. saçma. ama öyle.

ben sosyal medyadan bi şekilde o kişiyi bulup durumu söylemiştim, kendine başka bi mail adresi al hepsi bana geliyor diye :D

mi band 5 al onun yerine. band 4 eski kaldı artık.

Aktivivemi doğru göstersin, kalp atışımı doğru ölçsün diyorsan, spor takibi için kullanacaksan mi band hiç önermem.

Çok fazla bug ı var, bi çok şeyi yanlış hesaplıyor.

Hele adım sayısını bile doğru hesaplayamıyor mi band 5 söylenene göre. 4 de çok iyi değildir.

@zimbirik araya sızıyorum ama, nabzı koşu esnasında eş zamanlı ölçmenin en iyi yolu ne acaba? mi-band 4'üm var benim de ve bazen nabzı hiç göstermiyor. bele takılan ölçerler de koşu için uygun durmuyor.

@tey tey,

apple watchların göğüs altına takılan garminlerle paralel sonuç verdiğini duymuştum. Ama Yüksek kardiyak aktivite sırasında da paralel midir bilemiyorum kendim görmedim.

Ben de mibandde kalp atışı hızının belli bir sınır dahilinde arttırdığını farkettim.

Atıyorum ben bi anda depar attım 120 den 170 lere çıkarttım nabzımı, Saat önce 130 gösteriyor, sonra 140 gösteriyor sonra 150 gösteriyor. Ben o sırada tabi dayanamayıp yavaşladığım için asla 170 göremiyorum saatte. Yani aslında yazılım problemi var gibi geldi bana. Sensörden gelen veriyi doğru işlemlere sokamıyor.

Appleda bunun daha iyi olabileceğini tahmin ediyorum.

hiç gerek yok. youtube otomatik telif atıyor videonun geliri şarkı sahibine gidiyor sıkıntı olmuyor. ekstra bir şey yapmanıza gerek yok.

olmuyor boşuna uğraşma. en balta girmemiş şarkıyı bile kullansan anında telif dolayısıyla video engelleniyor. üstelik bunu kendi özel linkli (herkese açık olmayan) videolarda yaptı bana. herkese açık videolarda hiç şansın yok.

altına şarkı isimlerini ve sahibini yazma olayını denemedim hiç.

@Jelly'nin söylediği %100 doğru değil. Çoğu şarkıda öyle ama bazı şarkı sahipleri reklam gelirini onlara vermek istesen bile benim şarkımı kullanamazsın diyor.

videoyu koyuyorsun. youtube videoyu inceliyor. telif hakkı içeren ses ya da video olursa seni uyarıyor. sana seçenek sunuyor. telifleri kabul edip gelir almamayı seçiyorsun ya da o telif içeren kısımları kısıtlayıp yerine telif içermeyen başka birşey ekliyorsun. telifleri kabul edersen gelir kazanamazsın ama videon da engellenmez.

Teşekkürler. Amacım gelir elde etmek değil. Güzel zaman geçirmek. Ufak tefek videoklipler çekip arkafonda sevdiğim şarkılar olsun istiyorum. Yani para kazanmıyorum sonuçta,telif olarak o sanatçıyı gösteriyorum.. daha ne? Yemedik ya şarkılarını

edevletten sorgulama yapabilirsin hgs.

hgs içine yeterli para yüklemelisin.

"HGS sistemlerinden geçiş ihlali yapılması durumunda; geçiş ihlali yapılan plaka üzerine 15(on beş) gün içinde OGS veya HGS abonesi olunması veya mevcut OGS veya HGS hesaplarında geçiş için yeterli bakiyesi olması durumunda cezalı geçiş ücreti uygulanmamaktadır"

Yeterli limit olduğuna emin olun içinde.

hgsmusteri.ptt.gov.tr bu adrese girip üyelik açarak üzerine var olan hgs etiketlerini, bu etiketlerdeki geçiş işlemlerini ve bakiye hareketlerini görebilirsin.

yapıştırmak şart değil zaten. ben yapıştırmadım. 1 senedir sorun çıkmadı.

1. Yapıştırma. Gerek yok. Kamera plaka okuyor. Ben ruhsatın arasına koydum, sorunsuz geçiyor.
2. HGS uygulaması yükle. Orda plaka ile giriş yapıp geçiş hareketlerini görüntüleyebilirsin. Cezalı geçiş olduğunda da oraya düşüyor ve belli bir süre içinde kaçak geçişlerini cezasız olarak ödeyebiliyorsun diye biliyorum.

Almanya'da erasmustayken başka bir şehre staj görüşmesine gitmiştim. Adamlar bana "otel ulaşım ve yemek fişini getir, ödeyeceğiz" demişti. Meğer orada iş görüşmesine çağrılan adamın tüm masrafları karşılanıyormuş. Burada ise işsiz parasız adama bir tekme de işverenler vuruyor. Dolayısıyla evet çağrına katılıyorum, haklısın.

sektöre bağlı bence. bilişim/yazılım sektöründe 20-30 mülakata girdim, belki de daha fazla, kimse de yüz yüze görüşmeye çağırmadı.

adamlar gelişememiş demek ki. işveren olsam her adayla yüz yüze görüşmek istemezdim.

Kesinlikle katılıyorum. Yol masrafını karşılayacak insanlık zaten beklemiyoruz artık o kadar çok işsiz insan var ki şirketler bunun rahatlığıyla hareket ediyor. Tek görüşme yapıp işe almıyor çoğu yer zaten ben ilk görüşmeyi online yapmayı teklif ediyorum genelde birbirimizin zamanına kıymet verelim falan diyorum. Hık mık eden olursa görüşmeyi reddediyorum kendileri bilir. İşim varken iş aradığım için bi tık rahatım bu konuda işsiz olsam otobüs tepelerinde bunların ayağına giderdim mecburen. Yine de ilk görüşme online sonrası tabii ki yüzyüze olsun gibi yaklaşınca orta yol addedip kabul eden de çıktı epey. İknın burnunun büyüklüğüne bağlı.

bence bu tavir gelecek sorunlarin da isareti. cozulebilecek veya imkan saglanabilecek durumlar karsisinda uc maymunu oynayacaksa o sirkette calismamakta bir hayir vardir.

7,5 yıl biraz fazla iddialı. 5 yıl kafadan kesin de ondan sonra uygulama desteği vs. azaldığı için kullanılması sorun olabilir.

ben de 6s plus'ı 4 yıl kadar kullandım, bana mısın demedi. sonra pilini değiştirmek için apple store'a götürdüm, serviste bir sıkıntı oldu pil parasına yenisini verdiler. bir sene de onu kullandım etti 5.

16gb hafızası hariç canavar gibi telefon, 1 yıl daha kullanırdım ama artık alarm veren hafızası ve ios güncellemesi almayacak olmasıyla 11'e geçtim. ölmez sağ kalırsam ya da yurt dışına falan yerleşmezsem bunu da bi 4-5 yıl kullanırım, sonrası allah kerim.

en az 128gb alırsanız 6 yıl falan rahat götürür bence. 7.5 biraz fazla ama sanki. yine de telefonu nasıl kullanacağınıza göre değişir. sonuçta 5s'i onca yıl kullanmışsınız.

benim 1. nesil se'm var. 4 buçuk sene oldu. 3 sene daha çook rahat götürür. 32 gb olması mesela bazen canımı sıkıyor. Ve takdir edersin ki kamera teknolojisi gittikçe gelişiyor, her yeni modelde üstüne koyuyorlar. Halihazırda iphone telefonların fotoğraf kalitesi bence çok güzel. ama ekstra yenilikleri -gece modu, zoom, raw foto vs.- insanlarda gördükçe canın çekmeyecekse oluru var. ben başkasının daha yeni bi model telefonda yapıp benim telefonumda yapamadığım bir özelliğin eksikliğini hissetmedim hiç.

5-6 sene götürür. sonra da sen sıkılırsın artık bence. bazı uygulamalar çalışmaz belki.

aynı durumdaydım iphone 5s 2sene kullandım garantinin son günü açılmıyordu tamir mi ettiler yenisini mi gönderdiler yine 1-2 sene kullandım pili hiç dayanmıyordu kamerası net değildi. iphone se2 aldım işlerimi fazlasıyla görüyor şarjı 2 gün gidiyor. kamerası çok net benim için. hızlı telefon kapasitesi dolmuyor kolay kolay.
6 ay civarı oldu sanıyorum 5 sene gidecek böyle.

7,5 seme olmasın 5 sene olsun. zaten kullanacağım uygulamalar banka uygulamaları, not tutma uygulaması, yürüyüş uygulaması filan filan.

vardır illaki. snapchatte bile var o hile.

çaylak hesabı açarak.

Buraya nick yazılır mesaj atılması rica edilir, yazarlardan biri gider sözlükte o duyurunun linkini atar bu kişi size ulaşmaya çalışıyor diye. O kişi duyuruya gelir/ya da gelmez size mesaj atar/yahut atmaz.

~
Duyuruyu silmeyin yazara link attım.

Ben buradan ulasmistim. Mesaj boluminde nick arama var. oradan bulup yazmistim sagolsun donmustu iki hafta sonra :)

Selamlar

Nasıl yardımcı olabilirim :)

2021'in teknolojisinde bu tam olarak yapılamıyor hocam. ben neredeyse 1 ay uğraştım, sağda solda önerilen tüm yöntemleri denedim ama en son pes etmek zorunda kaldım. iostan androide, androidden de iosa aktarılamıyor whatsapp mesajları.

2 sene falan geçti gerçi benim denememin üzerinden. bu sürede yeni bir yöntem çıktıysa birileri yazsın da öğrenelim.

Settings > Chats > Chat Backup > Google Drive Settings
bu kısımda google hesabınızla senkronize edip tüm mesaj içeriklerinizi (text, image, video) backup edebiliyorsunuz.

geçeceğiniz yeni cihazda bu tanımlamaları yaptıktan sonra hali hazırda google drive üzerinde bir backup bulduğunu restore etmek isteyip istemediğinizi soruyor. restore et seçeneğini kabul ederseniz olduğu gibi yeni cihaza geliyor.

android > android böyle yaptım ios oluyor mu bilmiyorum bir denerseniz.

ios WhatsApp yedek için iCloud kullanıyor, Google drive değil.

yok çözümü...

Evet, replantation diye geçiyor.
en.wikipedia.org

tabii ki.

temiz bir kesikse genelde sorun olmuyor ama parçalanmalar sıkıntı. hattori hanzo ile kesersen sorun olmaz ama testere sıkıntı.

vay be. teknoloji ne gelişmiş.

ben ameliyat olduğumda vardı geldi biri makinayla kesilmiş iş kazası yani. kendi kolunu kapıp gelmiş. doktor bana anlatıyodu adam da ordayken bu dünyanın en cesur adamı falan diye anlattı bunu ben de helal dedim ben gördüğümde dikikti ve azcık hareket ettirebiliyodu hisleri gelmemişti bayağ iyi hatırlıyorum

ben buna sasiriyorum. 40 yasindayim. ilkokul mufredatinda bize kesilen uzvun buza konularak hastaneye birlikte gitmesi gerektigi ogretilmisti. dikilebiliyor cunku. Kesilen parmagi falan dikilen cok duymusumdur.

Sonra hop bir suredir kesilen uzvun dikilemeyecegi ile ilgili seyler okumaya basladim. Hatta boyle uzun uzun acikliyorlardi nasil buna uygun bir teknoloji yok diyerek. matrixteki glitch midir nedir anlamiyorum? nasil uygun bir teknoloji olmaz. var ya.

instagramda kopan uzuvların dikilmesiyle ilgili cerrahi hesaplar var. bazı şartlar gerekiyor tabi ama çoğu benim beklediğimden daha fonksiyonel oluyor.

@2oda1salon

buza konmali ama doğrudan uzvun buza değeceği şekilde değil, bir torba vb. şey içinde.

hatta şunu koyalım, bir gün allah vermesin birinin işine yarar.

----
Kopmalarda cerrahi tedavinin başarısını etkileyen en önemli faktörlerden birisi hastaya yapılacak ilk müdahale ve kopan kısmın sağlık kuruluşuna getiriliş şeklidir.

Bir kopma olayı sonrasında ilk yapılacak iş hastanın güvenli bir yere alınması ve mevcut bir kanamanın durdurulmasıdır. Hastada olayın şokuna bağlı olarak gelişecek bir tansiyon düşüklüğü durumunda göz kararması, baş dönmesi ve hatta bayılma olabilir. Böyle bir durumda hasta düzgün bir yere yatırılmalı ve ayakları yükseğe kaldırılarak beyine giden kan miktarının artması sağlanmalıdır. Bu sayede hastanın kısa sürede kendine gelmesi sağlanabilir.
Kanamayı durdurmak için genellikle yaralanan kısım üzerine temiz bir bezle sıkıca bastırmak, mümkünse bir sargı ile sıkıca sarmak ve yaralanan kolu veya eli yükseğe kaldırarak kalp seviyesinin üzerinde tutmak yeterli olur. Büyük damarların koptuğu durumlarda ise kolu üst kısmından sıkıca bağlıyarak kan akımını kesmek gerekebilir. İdeal olarak bu işi standart bir tansiyon aleti kullanarak yapmak gerekir.

Hastanın genel durumu kontrole alındıktan sonra kopan kısmı temiz bir bez ile sarın. Eğer parça çok kirli ise sadece temiz suyla üzerindeki kirler gidecek şekilde yıkayın. Herhangi bir dezenfektan madde kullanmayın. Temizleyip sardığınız parçayı temiz bir poşet içine koyun. Daha sonra ikinci bir poşeti buz ile doldurun ve hazırladığınız bu iki ayrı poşeti üçüncü bir poşet içine yerleştirin. Parçayı buz ile asla doğrudan temas ettirmeyin. Bu parçanın donmasına ve dokuların ölmesine neden olduğu için parçanın dikilmesini imkansız hale getirir. Kopan parçayı buzla birlikte taşımadaki amaç dokuların metabolizmasını yavaşlatarak oksijene olan ihtiyacını azaltmak ve bu şekilde daha uzun süre canlı kalmasını sağlamaktır. Kopan kısım parmak gibi çok büyük olmayan bir parça ise uygun şartlarda taşınması halinde 12 saate kadar canlılığını koruyabilir.

Tüm bunların yanında hastaya acil olarak ameliyata alınacağı için kesinlikle yiyecek ya da içecek verilmemeli, midesi mümkün olduğunca boş tutulmalıdır. Hasta ayrıca sigara içmemelidir. Sigara damarlarda büzülmeye neden olduğu için replantasyonun başarılı olmasını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir
---

kaynak: www.elcerrahi.com

kullanır. deneyebilirsin şu an başka hat ile.

errtelediginizde once faiz yiyenleri bitirmeye calisacaksiniz sonra o esnada odemeniz gerekenler de faizlenecek mesela benim de aylik 400 odemem lazimken sonrasinda pesin 6000 falan yatirdim ki daha fazla birikmesin diye. o canimi yakmisti biraz hhh:) bence direkt baslayin. cunku hicbir zaman odemek istemeyeceksiniz ve taksitleriniz, ihtiyaclariniz vs her zaman artacak

paranızı zorla almazlar

@ala09, faizli ödeyeceğimi düşünürsek tabii ki ertelememek daha mantıklı ama benim ertelemeyi düşünme nedenim erteleme faizlerinin zaman zaman silinmesi. birçok kişinin silindiğini biliyorum ama belli olmaz tabii ki.

öncelikle "paranızı zorla almazlar" gibi bir şey yok. gayet de alırlar.
biz de paramızı alana kadar ödemedik eşimin borcunu.
sonra hooop bütün hespalarına bloke geldi. gidip paşa paşa yapılandırma ile ödedik.

belirli bir süre ödemeyince e-haciz geliyor. ödemeyeceksen bankada para falan tutma.

ben şahsen ödemeni salık veririm. faiz biniyor sürekli ve az bir miktar değil. gelirin varsa öde. af falan çıksa da en fazla faizin bir kısmını siliyor.

bence ödeyin kurtulun. yarın öbür gün başınıza sağda solda problem açabilir. eşimin böyle borcu vardı, arabasını satarken problem yarattı.

4 yılda 26 bin çok değil. bence ödenir gayet. hazır aile evinde harcamalar da azken ödemeye başlayın. ilerde maaş artınca zaten çok koymaz taksitler.

13 yildir odemiyorum. E-haciz disinda hicbir halt yapamiyorlar.

Bu devlet üzerine mülk olan ögrenciye burs verdi, ödersem namerdim.

iktidar degistiginde o borçlar silinecek zaten.

zeytin peynir yumurta domates maydanoz
sucuk, patates, menemen

kahvaltıda sadece kahve içiyorum. ekmek ve sütsüz kahvaltı istersen hindi fümeli soğanlı biberli yumurta yapabilirsin. çorba içebilirsin.

Her türlü çiğ sebze ve ot, yumurta, peynir, zeytin. Üstlerine çörek otu veya kekik ve zeytinyağı ekliyorum.

Kahvaltıda hiç süt içmiyorum. Ekmek de neredeyse hiç tuketmiyorum. Bir de süt çok da faydalı değil diye biliyorum. Süt ve kahvaltı ikilisi çocukluğumdaki reklamlarda kaldı.

Ben genelde haşlanmış yumurta/yulaflı omlet+ 1 kase yoğurt+ peynir+zeytin+domates+salatalık ile yapiyorum.

haftaiçi kahvaltı yapmıyorum. haftasonları bol sucuk üzerine yumurta kırıyorum 2 ya da 3 tane. yanına domates salatalık yeşillik

Salam-sucuk-sosis, peynir ve yumurta akını çırpıp pişirince ekmek kıvamında olan adını bilmediğim o şey. Yumurta tadı kırılsın, biraz daha ekmeğe benzesin diye un da ekliyorum bazen.

alerjim olduğu için gluten ve süt içeren hiçbir ürün kullanamıyorum (laktozsuz versiyonları da dahil)
mönülerim şu şekilde oluyor genelde(her birini farklı bir gün gibi düşünebilirsin):
* karamelize soğan ve mantarlı omlet, yanına kuzu kulağı, maydonoz, nane gibi yeşil otlar
* viyana usulü patates salatası + haşlanmış yumurta
* menemen
* yeşil biber + yeşil zeytin + siyah zeytin + haşlanmış yumurta + ceviz ( bunların hepsini salata gibi bir kasede yiyorum. üzerine tuz, karabiber, pul biber, kimyon, toz kişniş, limon kekiği koyuyorum)
* avokado + haşlanmış yumurta + ceviz + hindi füme ( bunları da salata gibi kasede yiyorum. baharat olarak da karabiber, fesleğen ve tuz koyuyorum)
*glutensiz brownie (tarifini verebilirim, şekersiz aynı zamanda) + kahve

bir de yeni bir keşfim var, www.trendyol.com
şu paket içerisindeki her şey çok lezzetli. alıp buzluğa atmıştım, bayağı uzun süre idare etti beni. hafta sonu kahvaltılarında yukarıda saydıklarımın yanında ek olarak yiyebilirsin.

eğer karşıya geçersem zapata'dan karabuğday ekmeği alıyorum. onu da tavsiye ederim.

bazı sabahlar ise patatesli yumurta yapıyorum ama bence o biraz kalorili, o yüzden onu sık yapmıyorum.

edit: yukarıda verilen önerilerden paketli olanları satın alacaksan, içindekiler kısmına bakmanı öneririm. hiç aklına gelmeyen ürünlerde gluten olabiliyor. bir de yulaf içeriği, glutenin en büyük taklitçilerinden, onu da deneyerek yemeni öneririm.

Harika önerileriniz için teşekkür ederim ^^

@irene glutensiz brownie harika olurdu, ne zamandır brownie yapsam diyorum sağlıklı beslenme çabalarımı baltalamak istemediğim için vazgeçiyorum her seferinde.

Sürdürülebilir olarak, yumurta süt ve ekmeksiz olarak, zeytin, yagsiz peynir, domates, salatalik ve maydanoz ile birlikte epeyce kilo vermisligim vardir.

Diger seyler zamanla yapmaya usenilen seyler oldugu icin pek devamliligi olmuyordu. Yumurtayi da kolesterolden oturu birakmistim.

Ki ben agir kahvalticiyimdir, patatesinden sucuguna, yumurtasindan,simitine, boreginden menemenine kadardi, simdi ikisinin ortasinda bir hayat yasiyorum

-Ceviz
-keçi boynuzu unu ve greçka unu ile yaptığım şekersiz bademli kurabiye
-tatlı patates

Glutensiz yulaf. Yanina meyveler, kuru meyveler ve findik,fistik... Süt olarak da, bitkisel süt.

sabah peynirli omlete yulaf atıp yedim
haslanmış yumurta+lor peyniri karıştırdığım da oluyor.
el blender i ile yulaf+ yogurt+ muz vb yapabilirsin. shake içine taze zencefil de atmaya başladım, çok yakışıyor bence. benim için en sürdürülebilir kahvaltı shake ile yapılanlar.

savcılığa vereceksiniz kayıtlarla birlikte. adama da bir şekilde savcılığa verildiğini iletin ki gözü korksun.

adamın kendi telefon numarasından görüştünüz ve adamın kendi banka hesabına para gönderdiniz. bu dolandırıcı gerçekten gerizekalıymış

hukukta şöyle bir şey var. birisinin banka hesabına para gönderdiğinizde, siz alacaklanmış, adam da borçlanmış oluyor. savcıya durumu anlattığınızda, savcı da adama bilader bu para neden geldi sana anlat bakalım diyecek. mantıklı bir cevap veremezse, ki veremeyecek, parayı size geri ödemek durumunda kalacak. arada hapse mapse girecek. elinizde yazışma falan var mı?

artık olan olmuş. yazışma falan yoksa da bir şekilde çözülür gibime geliyor. ama genel uyarı olarak, birine para gönderirken:

1 - whatsapp'tan "şu hesaba şu parayı şunun için gönderiyorum, gönderdim" gibisinden teyit mesajları atın. hatta mümkünse karşı taraftan da teyit alın.
2 - parayı gönderirken açıklama kısmına kesinlikle ama kesinlikle "şunun kaporası bunun kaporası" gibisinden yazın

O bilgiler de yalan olabilir. Bir arkadaşın kimliğini çalmışlar seneler önce. Onun adıyla böyle kapora dolandırıcılığı yapılmış. Hatta çocuğun adına banka hesabı bile açılmış paralar oraya geliyor. Ama çocuğun haberi bile yok.

O yüzden o çalıştığı yer, adı, banka hesabı bile aslında başkasının adına hatta olaydan habersiz birinin adına olabilir.

adguard eklentisini yükle ve arkana yaslan.

ublock origin laptopta
adguard telefonda

adguard

Bilgisayar için ublock origin ve mobilde AdAway.

Eğer degismediyse THY'nin online check-in yapan bagajli yolcular için ayrı bir kontuarı oluyor. Yani o sıra genelde daha az oluyor diye hatırlıyorum. Bu açıdan online check-in yapmanız yararınıza.

THY bikac kiloya kadar bi şey demiyor fazla bagaj için. Ama eğer daha çok işe önceden ödeme yapıp almanız size daha ucuza gelir. Havalimanı fiyatları daha pahalı oluyor çünkü.

Ne kadar süreceğini bilemiyordum

o kadar sürmez yahu. 1 saat 15 dk önce falan havaalanında olsanız yeter. hadi daha güvenli olsun 1.5 saat olsun. kuyruklar uzun olmuyor çünkü thy/anadolujetin bir sürü gişesi oluyor. online check-in daha avantajlı çünkü sadece online check-in kabul eden gişeler de var ama pek bir şey farketmiyor.

Havalimanı kapısında yolcuları tek tek içeriye alıyorlardı ve kuyruk olabiliyor bunu göz önüne almakta fayda var. (En son düzenleme yapıldı mı bilmiyorum)

doktor hastanin ayagina geldi:)
mekanda calisan biri olarak iceriden bilgi vereyim, bagaj vereceksen elbetteki o kuyruga gireceksin, liman cok kalabalik degil eski gunlerdeki gibi ama saatine gore farklilik gosterebiliyor, yukarida denildigi gibi giriste bilet kontrolu var (biletsiz kimse alinmiyor annen baban sevgilin ne olursa olsun), ucusun 15.00 te ise diyelim, 13.00 te en gec limanda ol derim, ne yapicam 2 saat deme, bin tane sacma nedenle gec kalip ucak kaciran gordu bu gozler, ne kadar erken o kadar iyi ve garanti, have a nice flight:)

20.10 için 17.50de ordaydım. 18.10a kadar teslim ettim. 2 saat önceden bitirmiştim yani. 1 saat daha geç gelebilirdim gibi

adguard.

@jelly bear adguard diyor ki, chrome u desteklemiyorum. Sadece yandex yada samsung tarayıcısı kullanabilirsin diyor.

iOS'taki adblocker da chrome desteklemiyor. Safari ile çalışıyor sadece. Bu durum AdGuard ile ilgili değil, Chrome ile ilgili.

dns666.

uygulamalardan tarayicidan vs. heryerden sokup atar reklamlari.

hocam eksiye ve duyuruya sadece tarayicidan giriyorsan firefox kur, ustune de ublock origin eklentisini ekle

Adguard chrome destekliyor, ben kullanıyorum yıllardır.

Marketten değil buradan indireceksiniz,

adguard.com

iznin yoksa keserler tabi, yani kural böyle neyini anlamadığını anlamadım.

polisin insafına kalırsın.

Arama olmadan otobüsle sıkıntısız gelebildim, teşekkürler cevaplar için

Şarap soğutucuların iki çeşidi var. birinci tiplerde iç içe iki bardak şeklinde olur. araya da buzlukta dondurduğunuz pedi koyarsınız. diğer tipler tek parçadır. direkt buzlukta bekletip soğutup içine şarap şişesini koyarsınız.


bu ikinci tip gibi duruyor.

www.hepsiburada.com
benzeri.

"Hesabına virüs mü bulaşmış, böyle bir şey gördüm..." diye girebilirsin konuya. "Yoo bilerek beğendim" derse bilmediğiniz bir yönünü öğrenmiş olursunuz.

ben olsam direkt söylerdim. aslında şuraya takıldım "İlişkimiz uzaktan başladı uzaktan devam ediyor şimdilik" yüz yüze görüşmeden mi sevgili oldunuz?

"twitter hesabinda soyle bir like gordum hacklenme olaylari da bu ara cok artti surekli goruyorum ben de dun tirstim bir tuhaflik var gibiydi sifremi degistirdim sen de bir kontrol et sifreni degistir istersen"

twitter'da takip ettiğiniz kişilerin bazı beğenileri ana sayfanıza düşüyor zaten. "xxx kişisi beğendi" diye.

bence "ana sayfama düştü" diye söyleyin. girdim baktım demek yerine. rahat biri değil demişsiniz. başkalarının da görmesi onu daha da rahatsız edebilir bu yüzden erkenden söyleyin bence.

@ilgeru mantıklı konuşmuş. virüs falan komik durur, ne amaçla sorduğun çok belli yani :d

Yaslar kac bilmiyorum ama dolayli yoldan soylemek de biraz tuhaf kacabilir. Utanmasini istemiyorsunuz ama virus mu girdi acaba diyerek konuyu acmak ve ancak bu sekilde onun sayfasina dusebilecegine ihtimal vermek bu durumu ona yakistiramadiginiz izlenimi birakabilir. Bence siz ne kadar direkt olursaniz olay o kadar normallesecektir.

Bu arada diger siteler yasak oldugu icin Twitter'da adult icerik izleyen insan sayisi az degildir. Uyarirsaniz o da daha dikkatli olur sonrasinda.

Ben neden bu kadar kasıldığını anlamadım. Doğrudan söyle porno beğenmişsin diye. Herkes bakıyor çok sorun değil, öyle kurum vs de bakmaz ayrıca.

Söyle geç. ne olabilir ki?

www.korkmazstore.com.tr

şundan kullanıyoruz güzel. et bile pişiriyoruz.

Döküm ızgara olursa iyi bastırır

Dökümix efsanedir. Ama plakları falan çıkmaz

değil

bigbrother.fandom.com

Elissa Slater

jennifer lawrence değil miydi bu. ben niye hep jennifer lawrence sanıyordum

Değil gibi de "meme kızı" nasıl bir ifade abi ya. Mal mal gülüyorum okuduğumdan beri :D

oha ben ilk gördüğümde hülya avşar sanmıştım. o değil miymiş?

%87 gayet normal. Belki baska bir sorun vardir ya da sarj yiyen seyler aciktir

%87yi ücretsiz değişmez. ama yarım gün gitmesi baya mantıksız geldi. baya kullanıyorsunuz heralde.

2017'de iphone x aldım hala bir gün götürüyor. akşama kadar 4g'de instagram'da takılırsanız yeni aldığınız telefon da yarım gün gitmez ki zaten.

2020 haziranda aldim. 1 sene oldu yuzde 87 ayni sorunu yaşıyorum. İp11 pismanlik resmen

1.5 senede %87 olmuş, problem ne burada anlayamadım? Ki muhtemelen pandemide telefonu normalden 15 kat daha fazla kullandınız günde 3 kere şarj ettiniz vs (en azından bende öyle :)

% 87 pil sağlığı için gayet iyi. 1.5 senede yüzde 13 gerilemiş bu da çok normal. yarım günü zor çıarıyorsa başka bir problem vardır

benden 4-5 ay once almissiniz; benimki %86 su an... gercekten cok sinir bozucu bir durum. benim de ayni sekilde gunde en az bir kere sarj etmem gerekiyor. oyun oynama vs aliskanligim da yok ama idare etmiyor. bu sarj sorununu duydugum ilk olay da degil ayrica, iphone 11'de cok duyuyorum.

Aynı telefon aynı zamanda almışız, günlük kullanımım ortalama 3-4 saat. Batarya şu an: %92.

&87 pil performansı demek normaldeki performansının %13 aşağısı demek oluyor, genelde günlük kullanımda telefonlar 5-7 saat arası ekran süresi verir kullanıcıya.
ortalama 6 saat desek siz şu anda 5 saat 15 dakika kullanabiliyorsunuz demek olur ve bu 45 dakikalık fark yarım güne mi indirdi diyorsunuz?

Varsa telefonunuzda pil tüketim istatistiklerini takip edin ne harcıyormuş, kaç saat ekran süresi alıyormuşsunuz bakın.

mezunlar bile giremiyor. öyle dan diye girilir mi? teknokent tarafına girip ordan yürüyebilirsiniz ancak.

içeriden birinin sizi ziyaretçi olarak sisteme kayıt etmesi gerekli.

Öğrenci ya da çalışansan stickerın varsa araçla, yoksa yürüyerek girebilirsin. Onun dışında pandemi sebebiyle misafire, mezuna okul kapalı şu anda.

yollarsin

1000 tlye kadar evet. örn; 5bin atacaksan biner biner beş talimatla atarsın.

ozel bir sey yapmam gerekiyor mu? direk normal eft olarak atiyorum iban numarasina?

FAST olarak gönderim yapıyorsunuz.

özel bir şey yapman gerekmiyor enparada. otomatik fast olarak gidiyor.

Yarın olsa dolapta ama 2-3 gün çok uzun. Direkt buzluk.

2-3 gün 0 derece opisyonu varsa orda da bekler aslında.

Buzdolabı kaç derecede çalışıyor? Gün içinde çok açılıp kapatılıyor mu?

Eğer 3-4 derece bandında çalışıyor ve gün içinde çok açılıp kapatılmıyorsa 2-3 gün normal dolap kısmında gayet bekler, bir şey olmaz.

7 derece, sık açılmıyor.

7 derece cok fazla. 3-4’e getirin bence.
Kasabiniz vakum yapiyorsa goturup vakumlatirabilirsiniz de boylelikle 3-4 derece vakumda 2-3 gun dayanir.

7 derece etler için yüksek bir derece. Eğer dolabınızın et için özel bir bölümü yoksa bu durumda dondurmanızı tavsiye ederim.

Buzdolabı 7 derecede çalışmamalı. İdeali 4 derecedir. 7’de her şey bozulur.
Ben olsam buzluğa koyardım. (O da -18 derece olmalı)

7 ile -23 imiş. 4 ile -20 yaptım. Teşekkürler

cb yardımcısı kalıyordu en son

Cumhurbaşkanlığı ofisleri ve bazı genel müdürlükler orada şu an.

bütün kompleks faal şekilde kullanılıyor.

10 gün önce erdoğan ve bahçeli çankaya köşkünde özel görüşme yaptılar. soylu ile de görüşme yapılmış orada.(git: www.cumhuriyet.com.tr)
erdoğan 19 mayıs yayınında da gençlerle köşkte istiklal marşını okumuştu.

yeterli aşı yok?

Sayılı aşı var, birilerine öncelik verilmek zorunda. O yüzden sadece yaş değil, başka sebepten risk grubunda olanlara öncelik veriliyor. ABD yeterli aşısı olduğu için neredeyse herkese yaptı.

ölüm sayisini minimize etmek mantik iste. bu hastalikta yasin ne kadar ileriyse hastaligi kaptiginda hastanelik olma (saglik sistemine yuk olma) ve ölüm ihtimalin o kadar artiyor. o yuzden yaslilar once asi oluyor ki hastaligi hafif atlatsinlar hastanelik olmak / ölmek yerine. hem ölüm sayisi azaliyor hem de saglik sistemi daha az tikaniyor.

tabbi boyle rasyolamanin altindaki esas sebep yeterli aşı olmamasi. "eldeki sınırlı sayida asiyi ilk kime yapacagiz?" sorusu olusuyor, cevabi da yukarida yazdigim mantik.