taahhütlü mü taahhütsüz mü o önemli.

uyduet.

ttnet...

Taahhütlü de olur taahhütsüz de olur. ama yeter ki kopmasın şu internet ve hızlı olsun :(

uydunet

tt net kullanıyorum uun süredir kopma yaşamadım.

Superonline gece kusu tarifesi.on numara.

taahhütlü ttnet 54 lira + 16 lira telefon (yalın da aynı hesaba geliyor) kullanıyoruz, fiber olmadığı için 16 mbit bizimki gayet memnunuz.

uzunca bir süre kopmalarla uğraştık, sonra eve elektrikçi çağırdık. ttnet'in suçu yokmuş meğersem. adam evin cephesinden aşağı kablo salladı, oradan bağladı. bir daha sorun olursa altyapıdan kaynaklı filan diyemezler dedi. zaten en ufak sorun da yaşamadık.

10. Çünkü çok çok daha iyi ikisinden de.

w10. kullanıyorum, çatır çatır çalışıyo. yükseltme yapma, formatlayıp sıfırdan kur ama.

Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama 10 win!

8.1'den 10'a geçiş yapmayı düşünmeni anlarım ve destekleyebilirim de belki ama 7 nedir dostum yoo.

Takib. Eve gidince bakarim. Dil icin simdilik yol gostereyim. Ingilizce yuklu degildir onu yuklemeniz lazim.

edit: atom karıncanın dediği gibi oraya girip ses sürücülerinin driver'larını aratın. windows 10 internet üzerinden otomatik arayıp bulacaktır istediğiniz driver'ı.

Device manager, cihaz yöneticisi değil aygıt yöneticisidir.

Bilgisayara sağ tık yapıp yönete tıklarsanız rahatça gidebilirsiniz.

www.google.com.tr

işte tam da bu yüzden embesil windows. kendi sitesinde bile cihaz yöneticisi diyor

teşekkürler @atom

@floydian dil konusunda yardımcı olabilirsen çok büyük sevaba girersin :)

Embesillik windows 10'da değil.

edit: Kendi sitesinde yazanda bir anormallik yok. Metnin tamını okursanız orada Aygıt Yöneticisi olarak belirtildiğini görürsünüz.

Windows sesini açmaya çalışırken 'Ses Aç' ve 'Ses Kıs' butonları aramıyorsunuz sanırım.

En başta seçtiğiniz dil için de yazılan metni okusaydınız mesela, o dilin işletim sistemi dili değil, sistem dili (bölgesel ayarlar vs.) olduğunu anlardınız.

bir burası var adım adım anlatmış direkt download linkleri ile.
www.itechtics.com

bir de şu video var bu 2. videodaki olay daha kolay ve rahat gibi. windows 10 kullanmadığım için ikisine de kefil olamam ama ikisi de sağlam görünüyor.
www.youtube.com

@himmet dayı bana laf sokmak için zaman harcayacağına "aygıt yöneticisi" dediğinin windows 7 için olduğunu, sonraki windowslarda "cihaz yöneticisi" olduğunu, hatta windows 10 için türkçe bir yönerge bile olmadığını görürdün

ayrıca en başta seçtiğim dil için yazılan metni okumadığımı varsayman da sanırım laf sokmaya fazla vakit harcamandan

@la noix

i.hizliresim.com

bak bakalım windows 10'da aygıt yöneticisi için Türkçe yönerge var mıymış, yok muymuş.

Eğer en baştaki metni okuduysan daha feci. Okuduğunu anlamakla ilgili bir problemin var sanırım.

windows.microsoft.com&v1h=win8tab1

Bak bakalim ne diyor "open device manager"
Hatta madem bi ton bos vaktin var tikla ingilizce mi turkce mi

Ben tuketici olarak bu bilgiye ulasmada zorluklarla karislasiyorsam embesildir

Sanki bill gates gibi savunma bana sen de

Bu arada okudugunu anlamakta kim sikinti yasiyor o kadar guzel gosterdin ki...benim sordugum ne senin attigin resim ne

Bill gates'lige soyunmadan ilkokula geri don

Device Manager'ı bulmam lazım demişsin. Ben de sana Device Manager, yani aygıt yöneticisinin resmini attım.

Google'da 4 kelimelik bir arama yapsan mesela çok rahat bulabileceğin bir şey için yüzlerce insanın emek harcadığı bir şeye embesil diyebiliyorsun. Kullanma o zaman :) Bir sürü alternatifi var. Git pardus falan kullan mesela. Embesil neymiş o zaman görürsün.

Ayrıca savunurum microsoft'u. Bu da seni ilgilendirmez. İlk okula sen geri dön, orada windows falan anlatıyorlar artık. Öğrenirsin en azından.

Amfi olarak ne kullanacaksın? American Fender alıp 20 wattlık tırt bi amfide çalacaksan zaten alma. Meksika Fender alıp düzgün bi amfi ve pedal seti çek bence.

fender alamayan cleanciler epiphone alırdı ben gitarla ilgilenirken.. şimdi güncel durumları bilemiyorum .

el comandante +1. ben de piyasaya hakim değilim ama o paranın en az 700-800 gibi bir kısmı amfi-pedal ikilisine harcanmalı ki 3 binlik gitarın hakkı verilebilsin.

şimdi merak edip bi baktım, standart meksika telecaster'ları 2500'e bulabiliyorsun. yeni başlayan için çok bile, o yüzden bunu al gerisini sete harca. devam etmek isterse gitarı yükseltebilir, şimdi kaliteli amfi alırsan onu sonraki gitarla da kullanır.
gerçi telecaster alma strat daha iyi gider yeni başlayana, o da aynı fiyat seviyesinde.

Sizde para cok mu gibi? Eline squier deluxe strat versen bile farki anlayamaz niye o kadar para bayiliyorsunuz?

temiz bi ikinci el usa fender alabilirsin. srv müzik internet sitesine bak bi, sahibinden e bak

bir board al eline. sadece ayak çırparak git gel yap tek amacın nefes kontrolüne alışmak olsun. 1 hafta zaman ver kendine bu konuda. hatta 2.

kosuya basla paralelinde, nefesin acilsin.

agzina kacan suyu yutma, kafayi asagi indirince bosalt. kosu+1

videoları izleyemedim ama sorunla ilgili olarak nargile ismini verdikleri bir olay var. çok basit aslında, suyun içinde burnundan nefes veriyorsun, 2-3 kulaçta bir boynunu yan yatırıp ağızdan nefes alıyorsun. nefesini çok tutmamak lazım bir de. bu esnada ayakları da çırpıyorsun tabii.

havuzun kenarında alıştırma yapabilirsin. suyun içine in, burnundan nefes verme çalışması yap önce. nefesi bir anda vermeye çalışma, bir kaç saniye düzgün bir şekilde vermeye çalış.

ciğerlerinin açılması gereki
bunun çözümüde egzersiz
koşu vs +1

O zaman kondisyon ile alakalı bir sorun var galiba, tamamdır.

Yüzmeden önce 2.5km yürüyorum aslında, o yoruyor olabilir belkide, yürüyüşü başka gün yapsam daha iyi olabilir belki, bir de öyle denerim.

Board olayını görüyordum başkalarından, deneyeceğim.

Teşekkürler.

guzel film. tnx. ben de sevilla'yı oneriyorum o zaman. hissime gelince bazen elimizde olamayabilecek seyler olur burda da onlar ustunde durulmus sanki. yasarken degerini bilememek de elimizde degil. bilsek zaten dunya daha yasanılasjahadsa

Ya şimdi yani
Abi en ihtiyacım olmayan şeyler bunlar benim ya.
Üzüntü hissettim amına koyim işte safi sonsuz uçsuz bucaksız üzüntü
Keşke izlemeseydim amk. Güzelmiş de ama yani. Neyse işte

iyi güzel ama fena değil seviyesinde güzel. öyle çok da bi olayı yok.

Gerçekten beğendim. İnsanın nasıl yaşadığını sorgulatıyor. Ya da ölüm sonrası bir hayatı düşündürüyor. Şimdi işin biraz gırgır tarafına değinmek istiyorum.

!!spoiler!!
104081 defa masturbasyon (check)
39 defa farklı kadın (error)
3597 defa sex deneyimi (error)
!!spoiler!!

moralim bozuldu lan!

Şaka bir yana baş rol oyuncumuzun karakter ismi Nathan olması ve aynı zamanda nathan drake e benziyor olması bilerek ayarlanmış gibi.

teşekkürler paylaşım için gerçekten beğendim.

kurgusu falan güzelde öyle çok farklı veya özgün değil.
izlenir mi? izlenir.

etkileyici vs degil sadece hatun guzel.

Okuduğum bir kitaba göre öldükten sonra kendi hayatına bakıp böyle yapsaydım ne olurdu, başka bir yolu seçseydim hayatım nasıl olurdu, hatalarım neler vb izleme şansımız olacakmış. Bana o fikri hatırlattı ve hoşuma gitti. Cevapları almak güzel olurdu gerçekten de, öldükten sonra olsa da.

bana metal dedektörü virali gibi geldi (şaka)

Bir kısa film sever ve (kendi çapında) çeker olarak gayet beğendim. Sadece filmin en sonunda minik bi vuruculuk daha bekledim açıkcası
Kısa filmin en sevdiğim tarafı bu, çok basit ve sade bir düşünceyi bir fikri güzel bir uygulamayla, güzel bir anlatımla inanılmaz lezzetli bir hale getirebilmeniz
Biz de kısa film = amatör film gözüyle bakılıyor


Bunu beğenen şunu da fazlasıyla beğenecektir: vimeo.com (izlediğim en iyi kısalardan biri)

tatli, ama oyuncu bu kadar yakisikli olmak zorunda degildi. boyle bir cehre ne anlatsa dinlenir, yani... yuzunu yerim.

kadin da bu kadar guzel olmasaydi, iyiydi.

bir de, bu filmi ben ceksem herhalde konu one ciksin ister, siyah beyaz cekerdim.

yine de, etkili eser. sevimli.

Güzeldi bence, etkileyici. İlahi sorulara cevap verici kişi/kurum/kuruluş çok acımasızmış, ben olsam o kadar çok Paige'i özlettirmezdim. Atıyorum, en mutlu olduğu ana sıradaki Paige içermeyen ayrıntıyı koyardım ki kafayı takmasın. Beyazlar içinde olmasından, cennete gidici bir vatandaş olduğu yorumunu çıkardım. Belki de ilahi kişi bilerek Paige'leri doldurmuştur, ölen kötü bir insandır. Kafasında o sorularla, istemeye istemeye cennete gitmek, cennetteki mutluluklara rağmen sonsuza kadar 'Ah Paige, vah Paige' diye üzülüp dövünmek onun cehennemidir. Normalde insan o pişmanlığın da üstesinden gelir ama ilahi ilahi, sopsonsuz pişmanlık yaratırlarsa iyi bir cehennem fikri.

Bir de acaba gömülü bir hazineye ve köpekbalığına ne kadar yaklaştım, bunu çok merak ediyorum şu an. İnsanlık tarihi boyunca biriyle %100 aynı noktaya ayak bastım mı, bir sıtma sivrisineğinin ne kadar yakınından geçtim? Böyle şeyleri merak ettim.

seduce denebilir sanirim.

pump up

provoke da denebilir belki. ama kotu anlamda bu biraz.

Fire (with).

Misal "His pals fired him to hit the girl in the bar".

wind someone up

ben de "fire" diyorum.

evet.

evet.

yasal olan ulkeler var ama mantikli sebebi yoksa iyilesmeyen hastalik, dayanilmaz aci cekme falan hicbir yerde yapmazlar bence. ama finalexit topluluklar var bunlar isteyen herkesi olduruyolarmis sanirim.

"The patient must have a long-term history with the doctor, with euthanasia/physician assisted suicide only allowed for permanent residents"

buna gore hayir.

yaklasik 2 sene gecti, azalmadi. cunku etkisi devam ediyo hemen her gun aklima geliyo.

ilk günkü kadar acı çekmiyorsundur, ilk günkü kadar çeksen duramazsın 7 ay boyunca.

duramıyorum ki zaten :/ hep ağlamalı, nefes sıkışmalı falan geçiyor günlerim. acaba doktora gitsem bişe yapabilir mi? :(

yeni bir hatun veya adam bul iyi kötü.

bi kere dostum(kız) s*kt*r etmişti, 2 ay kendime gelememiştim. bi kere boynuzlandım, 3-4 ay sürdü etkisi. her ayrılık 1-2 ay etki bırakıyor. geçiyor ama. unutuyor mu alışıyor mu bilemem, ama geçiyor.
acı çekiyorsun biliyorum. bugün debeye girmiş bi enty de çok güzel yazmış eleman. hiç gelmeyecek birisini beklemek diye. neyi beklediğin önemli evet ama beklerken ne yaptığın dah aönemli. hayatının merkesi zensin, senin etrafında dönüyor herşey. öyle yada böyle bişeyler dönüp gelecek veya karşına çıkacak. arada boş durma. acı eşiğini yükseltip duracağına azcık mutlu olmayı dene. severek başla, sevilerek karşılığını bulursun. unutmak yerine kabullen işte. devam et.

boş durmanın ötesinde bundan sonrası boşuna yaşamak gibi geliyor. evlenelim diye iş bulmak için uğraştık ayrıldık iş buldum, ölesiye anlamsız geliyor şu anda çalışmak. ne anlamı var ki o kazandığım paranın onla harcayamadıktan sonra? gidip bankaya bakmıyorum bile kaç param var diye. her sabah inşallah bugün ölürüm diye uyanıyorum. çok acı çekiyorum. böyle bi hayvan falan olsam da öldürseler beni keşke. ya da başka bi ülkeye gitsem de orda öldürseler. niye hiç azalmıyo ki bu şey?

Ilk ayriligimin acisi 4 yil surmustu. Ilk yil ot gibi yasayip tavanla dost olmustum. 3 yil de hergun onu dusundum ara ara acidi. Simdi hala ruyamda gorur ozlerim. Uzulurum. Ama gecti bence. Sonra baskasiyla ciktim acisi 1 ay bile surmedi. Kimden ayrildiginiz cok belirleyici.

başkasıyla çıkarken korkmadınız mı? ya onun kadar sevemezseniz, ya o kadar mutlu olamazsanız diye?

Onun kadar sevemeyip o kadar mutlu olamazsanız bu kadar canınız da yanmaz. İyi yönünden bak:)

sağolun, gülümsettiniz :)

hocam senin cinsiyetin nedir? erkeksen, şöyle bir iki tokat atayım sana kendine gel.

"boş durmanın ötesinde bundan sonrası boşuna yaşamak gibi geliyor. evlenelim diye iş bulmak için uğraştık ayrıldık iş buldum, ölesiye anlamsız geliyor şu anda çalışmak. ne anlamı var ki o kazandığım paranın onla harcayamadıktan sonra? gidip bankaya bakmıyorum bile kaç param var diye. her sabah inşallah bugün ölürüm diye uyanıyorum. çok acı çekiyorum. böyle bi hayvan falan olsam da öldürseler beni keşke. ya da başka bi ülkeye gitsem de orda öldürseler. niye hiç azalmıyo ki bu şey?"

şu yazdıklarını bir defa oku, on defa oku. senin varlığın o kişinin varlığına mı bağlı, ayrı bir birey değil misin sen? sensiz mutlu olan kişiyi böylesine önemsemek acınacak bir durum.

sert çıktım biraz, aslında bu sana değil kendime kızgınlığım. ben de birkaç yıl önce bir başkası için senin yazdıklarına benzer şeyler yazmıştım. o kızgınlığım hiç geçmedi kendime.

şimdi, kendine işine ver, işinle ilgili hedefler koy. hadi bakalım.

sanırım bi doktora gitme zamanım geldi.

kendinize dışarıdan bakmayı becerebilirseniz herşey unutulur .
aynı duygularla 8 ay kasılmıştım .fakat o ilişki başlamadan önceki beni hatırlamayı başardım . yakışıklı karizma popüler bir adamdım ki zaten .. sonrasında bir daha aşık oldum ,evlendim yakışıklı bir oğlum var ..
o kasıldığım 8 ayı bilerek hatırlayıp sadece gülüyorum .. ve bu gibi kasılma dövünme dönemlerinin sakız alınmayan çocuğun ağlamasına benzetiyorum . o çocuğun ağlaması ne kadar anlamsız ise eski sevgiliye ağlamak o kadar anlamsız ..
hayat sizin ne dünya malı için ne de elin kızı/erkek i için yanmak ağlamak anlamsız arkadaşlar .. gereçekten ..

keşke dışardan bakabilsem ve şu saçma durumu kabullenebilsem. kesin seneye bu zaman şu hissetiklerim için çok utanıcam.

7 ay çokmuş, bunu genelde tavsiye etmiyorum, reçete gibi oldu, ama gerçekten başka bi ilişki lazım.
onu da seversin niye sevmeyesin? hem sevgi sana bağlı bir şey, sanma ki karşı taraf çok iyiydi, mükemmeldi de o yüzden aşık oldun, sen aşık olabilen birisin ve bi başkasını da sevebilirsin. belki çok daha mutlu olursun, artık biraz etrafına falan bak, kendine uygun birini bul.

bazen diyorum bi maymnunla aynı odada kalsam ve ben üzgünken gelip bana şefkat gösterse falan kesin ona da aşık olurum diye. çok haklısınız aslında. benim biraz bilinç altıma geçmişime yönelmem lazım, öyle hissediyorum.

Sabaha kalmasin atin. Deniz ürünü desen var, pirinç desen var. Zaten yenildiği an zehirlememesi hep mucizevi gelmiştir bana. Kurtulun.

Ne atmasi ya ayiptir. Birkac gun dolapta hicbir sey olmaz. Kaldi ki sokak saticilarinda bile taze olmayana denk geldigim cok olmustur.

@floydian la aynı fikirdeyim. ne yani o zaman midyeciler günlük mü midye getiriyor? şampiyon kokoreç kalanı atıyor mu ? hiç inanırıcı değil zaten en fazla yarın akşama kadar kalır buzdolabında bir şey olmazsa iyi. birde bozulduğunu nasıl anlıyoruz tadından anlaşılır mı yoksa direk hastanelik mi eder.

Çok uzun bekletmedikçe bir şey olmaz. Sabaha kalmasında bir problem yok yani. Ben 2-3 gün dolapta durmuş midye yemiştim.

Ha tabi bünyeden bünyeye fark gösterir, bir şey olur bilemem risk almayayım diyorsan at tabi.

@hic sikilmadan sex yaparım sizi arkadaşımla aynı kafada görüyorum bence şuan arkadaşımın ta kendisi bile olabilirsiniz ama nickleriniz farklı. oda diyor at bişey olmaz diye atılır mı la... nimet o en kötü kedi,martı bi canlıya veririm ben atamam ki valla atamam

@orta buyuklukte bir ulkenin krali çok uzun kalmaz yarın 17:00 sularında çöpünü bile göremem eminim ondan sadece gece kalır mı ? nerde kalır onu bilmiyorum. buzdolabına koyuyım bakalım

2 kişi 50 midye yiyemediyseniz zaten çöpe atin ve midyeye tövbe edin.

@alp9900 valla ben ömür boyu midye görmek istemiyorum şuan. 10 tanesi içimde midye çıktığını hissetmeme yetiyor şuan.

video açılmıyor bende.

boyle bir video yok diyor.

youtu.be
Bu link olur mu acaba

yorumlarda niye herkes ritm sormus anlamadim ama 4/4 luk gidiyor sarki.

kafanı karıştıran şey o ilk kısımda büyük ihtimalle telleri susturarak vurması tellere arada. ingilizce left hand muting denen şeyi yapıyor arada. şuraya bakarak ne yaptığını anlayabilirsin sanırım.(videoyu izlemedim)

www.youtube.com

edit: ikinci videonun hemen başında çok net anlaşılıyor yaptığı şey.

www.youtube.com

Susturmayi biliyorum o sorun degil ancak ritmin siralamasini cozemedim hani iki yukari 1 asagi bir vur seklinde vardi ya ritmi anlayamadim siralamasini

onda da bir şey yok ki. paso aşağı vuruyor işte. sadece sol el mute'lu çaldığı zaman önce yukarı sonra aşağı yapıyor birer defa. yaptığı tek farklı şey bu.

Ben hala dinliyorum. Ayrıca müzikle yaşın tam olarak bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. 5 yaşındayken de Barış Manço dinliyordum hala dinliyorum.

Bu arada geçen Helloween konserinde yanımdakilerden biri ben bunları lisedeyken dinlerdim demişti sanki müzik aşamalı oyun aq.

kill 'em all'dan sonra çok bozdular.

36 yaşındayım. Yirmili yaşlarımın başındayken sadece metal müzik dinlerdim. Artık her türden müzik dinliyorum. Aradaki tek fark bu. Yoksa Metallica candır ve her yaşta dinlenir tabi ki. Belki arkadaşın "sadece" Metallica dinlemene istinaden böyle bir yorum yapmıştır. Çok da umursanacak bir şey yok.

o değilde metal müzik öldü ya..

15'imde gece gündüz dinliyordu. 30 oldum arada dinliyorum. yaşla alakası var bence. yani 15 yıl boyunca gece gündüz metallica dinleseydim bir sıkıntı var demekti.

artık metal de dinlemiyorum zaten. arada tek tük.

@don, sadece metallica dinlemiyorum tabi, arkadaş denk geldi ve böyle bir cümle kurdu.

Bunun yaşla bir ilgisi yok tabii; adam 50 yaşında metal müzik yapıyorsa sen de dinlersin o ayrı bir konu ama metal müzik genel olarak miadını doldurmuş gibi. Belki o yüzden terk edilebilir ama şu yaşa geldim/geldin metal müzik dinlenir mi amk tavrı çok sığ bir hareket.

En gıcık olduğum tipler o arkadaşin gibi düşünen tipler işte. Sanane lan metallica da dinlerim cob da dinlerim ceza da. Eğer böyle yaftalamaya kalkacaksak asıl komik olan koca koca adamların club pop dinlemesi aslında

metallica; kim ne derse desin, ne kadar saçma sapan kişilerin geyiklerine malzeme olmuş olursa olsun kaliteli işler yapmış bir grup. metallica'dan bağımsız olarak ise hiçbir şeyden alınan zevki yaşla koşut görmemek gerekir, aksi büyük dalyaraklıktır.

29 yaşımdayım ben de burdayım. mezarıma fade to black ten sözler yazdırma planım var.

iyakşamlar.

Yaşla alakası yok.

şu entry de şurda dursun; o arkadaşına bunu okut lütfen.

eksisozluk.com

ben de 29 yaşındayım, artık kafam kaldırmıyor doğrusu. arada dinliyorum o kadar.

20-25 yaşları arasında ben de dinlerdim. şimdi aklıma getirdin bir master of puppets açıp dinleyeyim bari :) oradan da iron maiden bilemedin black sabbath geçişi yaparım, pink floyd veya led zeppelin'le kapanışı yaparım.

üniversitede dinlenir de, belli bir yaştan sonra kafa kaldırmaz.

@burya, yanına da bir bira açtın mı tamamdır :)

öncelikle metal müzik öldü evet. rob halford da geçen değindi bu konuya.

ancak dinlenilen müzik türü/yaş gibi aptalca bir kıyaslama olamaz. o anki ruh haline bağlı olarak dinleyebilirsin ki metallica'nın her ruh hali için şarkısı var denilebilir. atıyorum unforgiven , aç 40 yaşında dinle, dinlenir.

benzer bir duyuruya yazdığım şeyi buraya aynen yapıştırıyorum:

''yahu neden böyle şeylere takıyorsun ki hocam? seviyorsan bitmiştir. birileri bir şey diyecek diye hiç bir şeyi yapmaktan çekinme. bu her şey için geçerli. şeyli şeyleri de ne çok kullandım. hadi kal sağlıcakla!''

demek istiyorum ki sen mutlu musun? o zaman sorun yok.

@umut, bu duyuru açmamın nedeni söylenileni taktığımdan değil, yetişkin olarak dinleyen var mı merak etmemden dolayıdır. yoksa o arkadaşımın da ne dediği çok umrumda olan bir durum değil :)

37 yaşıma giriyorum bu sene, ilk onlarla başladım metal müziğe, hala da ara ara dinlerim. Son İstanbul konserlerinde sahnede yer alan şanslı kişilerdendim bu arada, hayatımın en güzel günlerinden biriydi.

arkadaşın ne dinliyor çok merak ettim.

çok çok nadiren hâlâ Guns N' Roses, Metallica falan dinliyorum.

@sour; metal dinleyici kitlesinin yaşla beraber azaldığını görmemek ve yaşla alakası yok demek için çok farklı bir kafaya ihtiyaç var. herkesin zevki kendine ama 100 kişilik örneklem içinde 40 yaşında kaç kişi dinliyor metali, ya 65? peki 25? anladın değil mi ters orantıyı? kesinlikle yaşla alakalı.

otuz yaşındayım, metallica nadir olsa da metal müzik hala dinlerim.

hiç bir şey olmaz zehirlenir ölürsün en fazla yaw

Google amcaya sordum, kapaliysa tadi kacar baska da bisey olmaz dedi. Cay da ayni

Hicbir sey olmaz bayat olmasi disinda.

bayat oluyor tadı da kötü oluyor.

kişiden kişiye değişir, bana kalırsa cem karaca'dır mesela, şarkılarını tüm türkiye'ye dinletebilmiş sınırlı sayıda insandan biridir.

herkese hitap etmek de bana göre kesinlikle bir kıstas değildir mesela. bana göre pentagram vardır.

Kişiden kişiye değiştiği gibi, geniş bir skala olduğundan, kişinin içinde bile değişebilir. Bana göre, metale yaklaştırıyorsak Pentagram, pop-rock diyorsak Mehmet Şenol Şişli'li dönemindeki Kargo (en çok Sevmek Zor albümü), kişiden bahsediyorsak Cenk Eroğlu, ballad gibi şarkılardan bahsediyorsak Tüzmen'in Son Rüya'sı, Anadolu Rock diyorsak Ünlü aklıma gelenler. Hepsi elma-armut olduğundan karşılaştıramıyorum da.

eh ben de yavuz çetin diyim bari.

Mor ve Ötesi'nin Dünya Yalan Söylüyor albümündeki şarkılar tek tek zirveyi zorlar bence.

Yavuz Cetin.

Mavi sakal.

en iyi denilemez belki ama madem burada böyle bir havuz oluşmus turgut berkes'in kara kutu adlı albümü de atlanmamalıdır.

kişi-grup olarak değil de şarkı olarak düşünüyorum, ölçüt olarak kendime bilumum led zeppelin parçalarını alıyorum, dönence ve iki yol arasında kalıyorum :)

Şebo
Eski ustaları saymazsak çıtayı yükseltmiş ve kaliteyi artırmıştır.
İlhan İrem de ayrı bir reistir. Post rock şarkı yapmış olması tek başına efso olması için bir sebeptir.

rock deyince pıt diye cevap verilmiyor ayrıca en'li sorular benim için çok zor ama pentagram, şebnem ferah, yavuz çetin üçlüsüne kesinlikle katılıyorum evet herkes söylemiş ama yazmasak olmaz .
ben bide metropolis'i eklemek istiyorum..
en iyi şarkıyı asla seçemem.

Baza kargo ile gitmez. Gitse de 300 desi felan çıkar. Ben bile 300 desiyi 150 liradan gönderirim, sen 400 den aşağı gönderemezsin. Kırılır vs olacak iş değil

want2die +1 otobüs bagajında götürülürse hadi neyse de kargo nedir yav.

baza + yatak 1200 tl idi aldığımda. tek kişilik ama 120ye 200. bir de bel ağrım olduğu için yatak premium yatak diye geçiyor sanırım. olmadı sadece yatağı mı göndereyim ?

bu arada fiyat 300 tl çıkıyor ikisi için. hesapladık ptt kargodaki elemanla. indirim de var çalıştığım yerle anlaşmalı olduğu için 225 e geliyor taşıma.

korkma gönder gitsin gayet uygunmuş fiyat.

şu havalimanlarında bavulları paketlediğimiz naylonlardan alıp yatak üzerindeyken sarın yatak alta gelecek şekilde üzerine etiket yapıştırıp gönderin.

sakınan göze çöp batar demişler hem 225 lira için bazayı göndermemeyi tercih etmeyin. en kötü ihtimalle köşelerde açılmalar olursa 2-3 liralık L dirseklerle tekrar birleştirilir.

zaten komik olsun diye çekilmiş video, izleyeli baya oldu da niggalığa özenen beyazlardan girip, gangsterliğin kitabını yazan mafyaya harbici/klasik "nigger/thug" olarak yer vermesi komik değil mi sence? dog nigger var ayrıca o da beyaz değil mesela; demem o ki 900 lü hatlarda olan "herkese göre ürün var bizde kardeş, hemen ara bence" kısmına da gönderme yapıyor aynı zamanda diyebiliriz.

espri açıklamak ne pis işmiş.

bu gerçek değil komik bir 'skit' hazırlamışlar. komik kısmı da o zaten, zenciler biribirlerinden nigga diye bahsediyorlar ya. aynı zamanda bizdeki bilaader karşılığı gibi düşün. dog nigga white nigga falan komiklik hep.

hadi ya. ben gerçek sandım. hani gelişmiş toplum ya... belki küfür etme ihtiyacını tatmin ediyorlardır falan.

hani oluyor ya günlük kur yapmayı öğreten danışmanlık hizmeti, günlük anne gibi okşama hizmeti... bunlar varsa bu da gerçektir dediydim.

ben de size başka bir soru sorcam. sonunda başka bir videodan bir kesit geliyor ya hani o video neydi yahu onu da izlemiştim ama hatırlayamadım ve merak ettim.

edit: kendi kendime buldum. www.youtube.com

temiz 1 ay daha kalır en az.

Oran'dan dolmuşla Kızılay son durağa (Güven Park'a) gelirsiniz. Aynı yerden kalkan Odtü, yaşamkent vs dolmuşları ile de congresium'a yakın inersiniz. (şöföre congresiumda ineceğinizi söylerseniz köprünün üstü yerine yandaki bağlantı yolundan geçiyor, daha yakın ama çok da farketmez).

oran'dan dolmuşa biner kızılaya geçersiniz.

kızılaydan da metro ya da dolmuş ile eskişehir yolu güzergahına çıkarak atoya ulaşabilirsiniz.

teşekkürler
@qxgviper peki metro'da hangi durakta inmem gerekiyor acaba?

metro ile hangi durakta inersen in uzak kalır. minibüs kullan.

Metroyla Mta'da inersen beş dakika yürürsün. Yaklaşık 500 metre dümdüz yürümen lazım.

Ucuz olanı al, bir farkları yok.

pamukkale.

pamukkale

pamukkale

eyvallah, pamukkale'den aldım bileti:)

tomislav perko

youtube'da funforlouis var onu takip ediyorum ben.

anthony bourdain

www.facebook.com

ingiliz panpaları ben de anlamıyorum. ingilizceminiz temeli hep amerikan ingilizcesi ve aksanıyla yerleştiği için sanırım.

çok olmasa da ben o sorunu genelde Amerikalılarla yaşıyorum. çok fazla kelime yutup, gereksiz bir hızda konuşuyorlar. İngilizlerle konuşmak her zaman daha kolay gelmiştir.

Senin yaşadığın problemin nedeni @floydian'ın dediği gibi olabilir. Eğitimin Amerikan İngilizcesi temelliyse İngilizler'in dili kullanış şekli ve kullandığı kelimeler farklı geliyor olabilir.

En güzeli İspanyollarla konuşmak :D kekolar bilmiyor İngilizce zaten, tarif ede ede anlattıkları için hiç sıkıntı olmuyor.

bu biraz rezil olma korkusu ile ilgili, araya girip üç beş zorlasan kendini, ilk zamanlarda çok bocalarsın ama o akma olayı bir süre sonra kendsiliğinden oluşur, yani kısaca kendini zorla ya da kendini zorlamak zorunda olacağın durumların içine gir mesela tabu falan oynayın kankaların ile.

hayır hayır üsttekiler anlamamış, ben seni anladım. Geçen yıl İngilterede master yaptım, bazı Gallerli tipler falan acayip konuşuyor o ayrı konu ama ben herkesi anlıyordum mesela. Senin dediğin şey "felsefik muhabbet edebilme, bir şeyler katma". Evet o zor. Normal muhabbet ediyorsun rahat, ama oturup sanat politika bilmemne konuşsan bir süre sonra tıkanıyorsun ya da "nasıl anlatıcam lan bunu, neyse dur başka konuya geçeyim" diyorsun. Çözümü ne bilmiyorum, kendini zorlamak olabilir belki...

ha normal bar muhabbetinde tıkanıyorum diyorsan o ayrı, onu biraz takılarak onların neyi nasıl konuştuğuna bakarak çözersin.

conjunctions çalış. bahsedeceğin konudaki anahtar kelimelere yüklen. konuya farklı bakış açısı getirecek bütünlükte cümleler kuramıyorsan dikkati çekmek istediğin yere yönelik sorular sor. kısa sorular sorarak varmak istediğin yere yönlendirmeyi deneyebilirsin. bir de hata yapmaktan çekinme. hatta kimi zaman kasıtlı hatalar yaparak dikkati farklı noktalara çekebilirsin fln fıstık. yani ben olsam böyle yapardım.

@rodriguez2 aynen tam senin dediğin olay

kaşe mi yoksa dolgu mont mu?

Hiç bilmiyorum, yapıştırın bi şeyler

Öğrenciyim, hafif çapulcuyum. Günlük giyim için bir şeyler arıyorum.

mudo'ya bak derim.

www.bershka.com

kol cebi çok güzel oluyor. telefonu oraya koyuyorum müzik dinlerken.

paraya kiyarim dersen, columbia 3 in 1. ustune tanimam.

eksiduyu.ru

öncelikle şunu belirteyim ki çok çok sessiz mekanlarda yüksek seste illa ki duyulur ancak otobüs iş yeri vs gibi yerlerde sorun olmaz. bütçe nedir bilmiyorum ama ses kalitesine de önem veriyorsanız ben jbl t280 diye bir şey almıştım oldukça memnunum. ancak amaç kulakta öyle tıngırdasın bir yandansa o zaman creative'in ep630 gibi bir modeli vardı baya övüyor insanlar daha da ucuz o tür kulak içi modeller de işinizi görür çok para vermeden.

tr.aliexpress.com

urbanearslar dışarı ses vermiyor, bu konuda oldukça başarılı, dışarıdan da ses almıyor

evet.

evet, çoğunlukla mecburiyetten. tek başıma alış veriş yapmayi sevdiğim için acikip yorulunca mecburen tek oturuyorum. kitap okuma ve ders çalışmayı public yapamam zaten.

Tabi ki.
Hayattaki cogu seyi tek yaparim, keyif de alirim :)

Otururum ama tek basıma özellikle çıkmam . Dışarı alışveriş için çıktıysam ve dinlenmek için bir kahve bir sigara için otururum genelde

tabii ki. işim gücüm arasında dinlenmek için, bir kahve içmek veya yemek yemek için otururum. öyle özellikle gidip de tek başıma oturmam ama.

şuan beşiktaş chops cafe de tek başıma oturuyorum. sadece diğer masada bir tane çift var. ben tekim. işten izinliyim bugün. kafa dinlemek istanbulun yoğun olmadığı bir saatte dışarıda olmak çok keyifli.

yok la cok sıkılırım.

Hiç oturmadım ama otururum gerekirse.

Evet

Otururum. Kendi kendime sosyallesmeyi cok seviyorum. Kimseye de haber vermem ki salca olmasınlar.

ahahah salça olmamaları güzeldi :D
ben de severim tek başıma vakit geçirmeyi.
ama nedense yemek yemeyi tek başıma sevmediğim için o anlamda cafede tek başıma oturmam.

ben oturuyorum. fakat şöyle ilginç ve sikko bir tespitim var; aynı şeyi kendi arkadaşlarımla da daha önce konuşmuştum ve hemen hepsi "tabii abi otururum ben tek başıma, çok da severim" demelerine rağmen bir kez dahi herhangi birini herhangi bir yerde tek başına görmüş değilim.

elbette benim görmemiş olmam onların tek başına çıkmıyor olduğu anlamına gelmez ama çok yakın yerlerde yaşıyor, aynı yerlerde geziniyoruz. çok sık dışarı çıkıyorum ve hiç rastlamıyorum onlara. tesadüf olabilir tabii.

tabii ki. 10 senedir tek yaşıyorum, sıklıkla tek başıma kafeye giderim ama ya kitap okurum ya iş yaparım ya okulla ilgili şeyleri hallederim.

tek başıma çok yürürüm, fotoğraf çekerim, dışarıda akşam yemeği yerim vs yani tek başıma çooook şeyi yaparım.

otururum.
çok da severim. tek oturduklarım, birileriyle oturduklarımdan fazladır.

tek başıma oturamam diyenlerden gıdım gıdım uzaklaşmayı tercih edebilirim.

Tabi olm manyak mısın? Bazen sinemaya da tek giderim. Kafa şişirmeyen kafelere sık giderim. Bir şeyler oku çay, kahve içip keyf yaparım

Sıkılırım, biraz add olabilirim.

evet starbucks'a gidip kafa dinlemişliğim, ders çalışmışlığım, proje hazırlamışlığım çoktur.

evet.

evden cikip da gidip oturmam tabi ama disardaysam hava da guzelse, canim da kahve cektiyse, guzeldir.
fransa'nin kafelerini cok sevmistim o yuzden. sokaga bakar sandalyeler.
link calismadi, ikinci deneme: www.theavenuestory.com

:) dünyanın bi ucuna bile giderim.
(bkz: masturdating)

tek başına bi yere gidemeyen insanlara garip bakıyorum açıkçası. utanıyorlar mı nedir yani?

giderim hiç kasmam.

Xbox one aldım.

ps3 derdim, ps3'üm var diye diyorum. oyunları, aksesuarları vs herşeyi oturmuş, fiyatlar uygun, ayrıca playstation exclusive oyunları bambaşka, hiçbir konsolde bu kadar güzel oyun yok bence.

şahsen ben ps3'e doyma kıvamına yaklaştığım için gözüm yavaş yavaş ps4'e kaymaya başladı ama yine de daha fazla oyun gelmesi ve fiyatların biraz daha uygun olmasını bekliyorum. şu anda hala alma zamanı değil bence ps4'ü.

2 ay önce 3'ü satıp 4 aldım gayet memnunum. cd oyun peşinde değilsen psn store'da indirimleri takip edip 19tl'den başlayan fiyatlarla oyun alabilirsin

Tam tersi bence ps3 yillar once hatta sanirim 8 yil once cikan bir konsol olarak hala 500 tl civarina satiliyorsa bence baya pahali. 4 cok daha iyi bir alternatif bana kalirsa.

lanet olasi exclusive last of us bana günün birinde ps4 aldiracak, remastered ve dlcleri ile oynayayim diye. ps3ün simdiki fiyatina düstügünde alip kenara koyacagim, sirf bu oyun icin.

ps3 de gayet mantikli bir secim olabilir ancak fatboy vs degil, son seridekilerden alirsan. fat baya agliyor uzun süre calisinca. isinip kafayi yemeceler vs.

Ne tarz seviyorsun?

herşeyi seviyorum ben, herkesi. bu download hızını gördükten sonra nirvanaya erdim.

Hic birini bir daha acmaycaksin. İndirdigin dizileri izlemeyeceksin filmlerin yuzune bakmayacaksin. O yuzden bosver indirme.

@eksiyen adam

cocuklarıma bırakırım belki?

download bir hastalıktır. muhtemelen şuan indirdiklerinizi bile izlemeyeceksiniz
3 tb lık harddiskin içindekileri izlemekle bitirebilirseniz zaten yaşlanırsınız.

aman dikkat. fazla kaptırmayın kendinzi

senin gibiler yüzünden akk illeti var sanırım :/
gta 5 indir

çocukların 5 TBps hızla 4k çözünürlükte tekrar indirecek onları zaten, ya da iyice suriye olacaz internet falan kalmayacak. sen izleyeceğin şeyleri indir.

3tb'yi ne sanıyorsunuz siz ya... ne hastalığı... 15tb dizi/anime/film vs. arşivim var ve minimum 80%'ini izledim...

3 tb dedigin film basi 9 gb'tan 300 tane film yapar. 300 film dedigin ne ki...

alabiliyor muyuz ya? ben muhtardan alırken sordum e-devlet veriyor mu diye, vermiyor dedi, kendim de bulamamıştım e-devlette.

Nüfus müdürlüğünden bedavaya, muhtardan para karşılığı temin edebilirsin.

kayıtlı olduğunuz adres bilgisi görüntülenebiliyor ancak ikametgah yerine geçmiyor bildiğim kadarı ile:
www.turkiye.gov.tr
e imza, mobil imza yoksa, ineternet bankacılıkları üzerinden de giriş yapılabiliyor.

Ever e imza mobil imza sart. Tc ve e devlet sifresi ile giris yaparak ikametgah alamazsin.

Valla ben geçen yıl e-devlet'den adres bilgilerimin çıktısını alıp iş yerine ikametgah diye vermiştim. bir sorun çıkmadı.

Avukat

@floydian

ücretleri nasıl olur ki? tek seferlik mi, aylık mı yıllık mı?

Guvendigin Bir yakin arkadasina ver, karsiliginda sen de onunkini al.

@scars

son çare olarak onu düşünüyorum. ama öncesinde bunu bir hizmet olarak sunan var mı yok mu onu bulmaya çalışıyorum.

vasiyetnameyi yazıp notere teslim ediyorsun diye biliyorum.

Son sözler acıdan Başka bişe vermiyor.

Eksik kalsın son sözlerin

@peggy

araştıracağım, teşekkürler.

ücret karşılığında bu işi yapan avukatlar var. noter de yapabilir belki ama nasıl işler onların ki bilemedim.

Eskiden bir hizmet vardı duruyor mu bilmiyorum, Bir yazı yazıyorsun, bu yazıyı sunucularında tutuyorlar, belirli aralıklarla sisteme giriş yapman gerekiyor. Şayet giriş yapmazsan, senin ölmüş olduğunu varsayıyor ve belirlediğin kişilere mail olarak yolluyor.

Muhtemelen bunun anam babam usulü posta versiyonuda olduğunu düşünüyorum.

son sözlerinde onları çok sevdiğini falan söylemeyi düşünüyorsan neden ölmeyi bekliyorsun? sık sık sevdiğini söyle hayatında oldukları için dünyanın en şanslı insanı olduğunu hissettir.

google'ın bir servisi var, belirli bir süre sisteme girmediğin takdirde belirlediğin kişilere bilgilerini mail atıyor, istediğin notları ulaştırıyor. google activator(sallıyorum ismi) mi neydi, google'da google active check diye aratsan bulunur sanki

haberlerde görmüştüm, adam yıllar sonra belli bir tarihte birilerine gönderilmesi için postaneye bir mektup bırakıyor (ptt'nin böyle bir hizmeti varmış) ancak yanlışlık yapıp hemen gönderiyorlar. adam mektupta bir takım itiraflarda bulunmuş ve tabii ki ortalık karışıyor.

itiraf tarzı şeyler varsa riske atma, böyle durumlarda dediğim gibi notere başvurmak en iyisi.

şöyle bir yazı buldum, noteri arayıp teyit edebilirsin:

Bizim Medeni Kanunumuzun 538’e 2’nci maddesi şöyledir: “El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.” Bu çerçevede bir madde de Noterlik Kanunu’nda var. Noterlik Kanunu’nun 69’uncu maddesinin ilgili fıkraları şöyle: “Noterler açık veya kapalı olarak verilen vasiyetnameleri saklarlar ve buna dair bir tutanak düzenlerler. Gerek bu suretle saklanan vasiyetnameleri gerek noter tarafından düzenlenen sair ölüme bağlı tasarrufları yapanların ölümü halinde bilgi verilmesi için durumu, bunların kayıtlı olduğu nüfus dairesine yazı ile bildirirler.”

“Birinci fıkra uyarınca nüfus dairelerine yazılacak yazı için ücret tarifesinde gösterilen yazı ücreti ve posta gideri ilgilisinden alınır.”

@jana, @fakyoras

o hizmetleri okudum ancak unutma vb. durumlarda, veya bi şekilde sisteme giremediğim durumlarda ucu açık oluyor. o yüzden pek sıcak bakmıyorum.

@kakao

onları ne kadar sevdiğimi falan söylemeyi düşünmüyorum zaten.

@icim 3 ayda bir oralarda mısın diye mail atıyor, zaten gmail her gün girilen yer değil mi :)

peki ya notun verildigi avukat, arkadas, noter bizden once olurse? hadi noterlikde isler devam eder ama bireysel avukat ya da arkadas kesin cozum degil gibi. bilemedim

@exlibris

aynen oyle. resmi bir kurum olsa bi hizmeti veren daha guzel olurdu.

vasiyetname resmi yazılı, adi yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. ispat önemli olduğu için en sağlamı resmi yazılı yani noterde yapmak. kendiniz adi yazılı yapmak isterseniz belirli şartları var. tamamını elle yazmanız lazım özellikle de yer, tarih gibi unsurlar olmalı.

noterde bırakırsanız, noter bunu nüfusa bildiriyor zaten. ölünce nüfustan kaydınız düşülüyor ve nüfus da notere bildiriyor öldüğünüzü. noter vasiyeti mahkemeye gönderiyor. sulh hukuk mahkemesi mirasçıları çağırıyor. vasiyetnameyi açıp okuyor. sonra vasiyetnameden yararlanılması için tenfiz davası açılması gerekiyor.

not: avukatım. kafanıza bir şey takılırsa yardımcı olurum.

adi yazılı yaparsanız da bir yakınınıza bırakın. siz ölünce onun vasiyetnamenin açılması için mahkemeye başvurması gerekiyor.

Evet yasak. Ucma sebebi.

iyi para veriyorlarsa yasak değil kanka. söyle bana özelden yürüsünler hatta.

bi sirket hakkinda entry girenlere cekilisle hediye verecegini soylemisti, baslik patlamisti hatta. kimse de ucmamisti.

Arkadaşım, bir arkadaşının şirketi hakkında bir tanıtım entry'si girmişti. Para karşılığı filan da değil ha... Birkaç haftalığına lanetlendi.

Yani yasak. Ama şirkete ne gibi bir yaptırımı olabilir ki? Şirketler para ödeyerek ekşi sözlük üyeliği alabiliyorlar zaten.

GG dışında sözlükten yazar uçmasına en çok neden olan şey viral olayları sanırım. Yani bunun için bir firmadan falan ücret alıp reklamını yapmana gerek yok; kendi bloğunun linkini versen o bile virale giriyor. 20/25 yazara para verilip reklam yaptırılması konusu bunun yanında çok ütopik kalıyor.

bi nevi sozluk'un buradan benden baska kimse ekmek yiyemez, siz marabasiniz marabaliginizi bilin sadece icerik uretin, sozluk disina trafik tasimayin deme yontemi.

arastir butonunu kaldirdi bu adamlar, kullanici sozluk disina cikiyor diye.

var.

misal vanilya

Sunu da belirteyim onun sebebi cok yakman veya odanin cok ufak olmasi olabilir. Cam kokusu tavsiye ederim.

ağaç gibi kokanlar oluyor, çam falan. deniz gibi kokanlar da var sanırım onlar daha fresh. tütsücüde genel olarak aynı koku hakim olduğu için değişik gelmemiş olabilir dışarıda kokla istersen.

hiç alıp denemişliğim yok bu arada, sadece satıcıların önünden geçerken aldığım kokudan dolayı böyle düşünüyorum.

ilk defa alıp deneyeceğim, birazda o yüzden tavsiye istedim.

green forest ve rain forest favorim.

Takipteyim.

öncelikle kayıt için ses kartı olarak roland tri-capture öneririm. fiyat performans olarak çok iyidir. üstelik 3 ses girişini aynı anda kaydedebilir. mikrofon olarak ise samson c01 condenser kullanıyorum ve çok memnunum. program olarak ableton live kullanıyorum. kayıtlarımın ses kalitesine şurdan bakabilirsin.

soundcloud.com

miksere falan ihtiyacın yok ama midi klavye kullanmak çok avantaj sağlar onu gözden geçirmelisin.

İhtiyacınız olan şey bir ses kartı, preamp ve kullanım tarzınıza uygun mikrofonlar. Evde bu ölçüde kanal kayıt yapmak için mixer'e ihtiyacınız yok, hele ki mix yapmak için mixer kullanılmaz.

Mikrofon seçerken iki konu önemli: Ne kaydedeceksiniz? Kayıt ortamınız nasıl?

Kullanım alanına ve çalışma prensibine göre türlü çeşit mikrofon var. Amfi mikrofonlamak için ayrı, davul için ayrı, üflemeli için ayrı, vokal için ayrı tonla seçenek var...

İlk olarak ne kaydedeciğiniz önemli. Genel amaçlı kullanacağınızı ve vokal, gitar kullanacağınız farz ediyorum. Burada condenser yahut dinamik mikrofon gibi iki seçeneğiniz var.
Farkını çok basit anlatmak gerekirse, dinamik mikrofon şu elinize aldığınız, geze dolaşa kullanabildiğiniz mikrofon. Kullanımı daha basittir, daha teferruatsızdır. Daha az ekipman ve dikkat gerektirir. En son hatırladığım shure sm57- sm58 gibi mikrofonlar bu seçenek için en çok tercih edilenlerdendi.

Diğer bir seçenek ise condenser mikrofon. Bu mikrofon dinamik mikrofona göre daha hassastır. Elinize alamazsınız, bir mikrofon standı ile birlikte kullanmanız gerekir. Hatta daha iyi sonuç almak için standın üzerine mikrofonu askıda tutan aparatı ve eğer vokal kaydedecekseniz önüne pop filter denen diğer yardımcı ekipmanları kullanmak gerekir.

Fakat condencer mikrofonlar dış seslere, gürültülere karşı daha hassastırlar. Örneğin giriş katında yaşıyorsanız dışarıdaki arabalar, simitçinin bağrış çağrışı, korna sesleri vs. hep kayda sızar. Bu nedenle nispeten ortamınızın makul ölçüde sessiz olması gerekir.

Bende mesela Mxl990-991 giriş seviyesi mikrofon seti vardı. Bunlara ev ortamında bir amatör içni gayet tatmin edici vokal ve enstruman kayıtları aldım.

Diğer ihtiyaç duyacağınız bir ekipman ise preamp. Bu cihaz mikrofondan gelen sinyali ses kartının girişine uygun olarak yükseltir. Eğer condenser mikrofon kullanacaksanız preamp'ın normal fonksiyonunun yanında bir de phantom power denen +48 volt'luk girişi olması gerekiyor.

Son olarak bir ses kartına ihtiyacınız var. Ses kartı arayüzü için usb, yahut firewire alternatifleri var var, siz bilgisayarınıza uygun olanlara bakarsınız. Ses kartı alırken bir kaç özellik ön plana çıkıyor. Mesela üzerinde dahili preamp'ı olan hatta phantom +48 volt veren ses kartları var. Eğer bu tip bir ses kartı alırsanız ayrıca bir preamp almanıza gerek kalmaz. Üzerine bir de hi-z tipi giriş varsa doğrudan gitarınızı da bağlayabilirsiniz.
Diğer bir önemli özellik ise direct monitoring yapabilmesi. Yani girişten giren sinyali gecikmesiz olarak doğrudan çıkışa iletebilmesi. Eğer bu özellik yoksa, giren sesi bilgisayar üzerinden döndüreceği için sisteminize bağlı latency'ler yaşarsınız.

Dinleme için ise kulaklık yahut monitör seçenekleri var. Eğer kulaklık ile dinleyecekseniz ses kartı üzerinde kulaklık çıkışı varsa doğrudan kulaklığınızı bağlayabilirsiniz. Eğer monitör kullanacaksanız monitörün aktif yahut pasif olması durumuna göre monitör amfileri kullanmanız gerekir.

Pc yahut laptop olması farketmiyor. USB yahut firewire girişini bilgisayara takıyorsunuz, o kadar. Pc'ye pci kartları aracılığı ile bağlanan ses kartları var ama onlar daha profesyonel.

Sadece şöyle bir nokta var; Macbook'larda bu sorun pek yaşanmıyor ama diğer laptoplarda usb ile bağlanıp gücünü usb'den alan ses kartları dip gürültüsü üretebiliyor. Bu durum laptop'un pilde yahut şebekeye bağlı olması durumuna göre de değişebiliyor. Böyle durumlarda ses kartının harici bir adaptör ile beslenmesi genelde sorunu çözüyor.

arkadaşa ek olarak bir şeyler yazayım;

program olarak cubase öneririm eğer pc ise. tüm dünya bunu kullanıyor çünkü. kurcalamışken, zaman harcamışken bunu çözmüş olursun.

ses kartı markası olarak m-audio ev için uygun fiyatlı güzel çözümler sunuyor.
fireware solo var bende, +48 olsun, xlr ve normal çivi jak giriş olsun her türlü işimi görüyor. aynı anda 5-6 kişilik grup kaydı veya tek tek mikrofonlamalı davul kaydı almayacaksan zaten çift giriş bi ses kartı işini görevektir.

laptop işine gelince..
ram cpu çok önemli müzik programlarında. ama laptopta soğutucu da çok önemli.. uzun süre çalıştırmamak, çok ısındığı zaman ara vermek kalorifere yakın konumlandırmamak gibi trickleri var. soğutucu deyip de geçmemek gerekiyor. piyasada 20TLye bile soğutucu varken alüminyum kasalı, fan hız ayarlı zalman marka soğutucu almıştım. çok memnundum laptopla çalışırken..

gitar ve vokal kayıtları haricinde en çok ihtiyacın olan şey midi. klavyeden midi girişlerini girmen, bilgisayarın bunu sese dönüştürmesi...
çalacağın gitarın altına hafiften piyanoyla eşlik etmen, hafif bir yaylı padlerle soundu zenginleştirmen olası...

yeni nesil klavyelerin usb çıkışları oluyor sadece, bu bilgisayara direkt bağlayabildiğin anlamına geliyor. eskiden midi kablosu ile bağlanırdı, o zamanda da ya midi-midi kablosu alıp ses kartının midi girişi olması gerekecekti, ya da midi-usb kablo alıp midi klavyeni de usb ile bilgisayara bağlaman... 3 seçeneğin var yani, fiyt performans durumuna göre bakarsın.. eğer piyano ana enstrumanın değilse kullanabileceğin cihazlar artıyor. mobilite önemli ise korgmicrokey işini her türlü görür. veya türevi minik klavyeler.. ama bu cihazlarda çift el çalmak mümkün değil, anca aranje esnasında tek elle midi çalmak mümkün... çift el çalabilmek, sahnede de kullanabilmek için 61 tuş öneririm.

haricinde geriye kalan konu ise VST'ler.
cubase üzerinden örneklendirdiğim için buradan gidicem, virtual instrument diye programcıklar var. vst diye kısaltılmış... bunlar, gerçek enstrumanların sample seslerinin cubase veya türevi programlarda entegre olabilmesini sağlıyorlar.
misal, keman kullanmak istiyorsun, içinde keman olan bir vst indirmen lazım.
senfonik orkestra için bir şey yazman gerekiyor, en basidinden edirol, miroslav veya east-west symphonic kullanabilirsin. Vienna veya LA Philarmonic gibi vstler şuan bir çok kişinin kullandığı vstler.. birçok filmerde dizilerde duyduğumuz sesler onlara ait.

vst hususu ucu bucağı olmayan bir kavram. torennt sitelerinde ücretsiz bulabildiğin gibi, parasını verip de satın alabilmen mümkün...

hatta şöyle söyleyeyim, yanılmıyorsam east-west'in çıkardığı en son koro vst'sinin içinde text editorü var. kelimeleri yazıyorsun, vst bunu seslendriyor...

durum budur. kolay gelsin...

Neyini sikayet ediyosun? Sana mi etti kufuru?

Yapmayin lutfen size edilmediyse o kufur ki edilmemistir ne gerek var. Insanlar kendi aralarinda konusurken kufur edebilir.

bosver. ugrasmana degmez

bence film filan izle yahut tatile çık...

ya manyak mısın adam sana mı küfür etmiş. saçmalama şikayet falan etme

Apple Türkiye'nin call center çalışanları home office çalışıyor, ondan olmuştur böyle :) Şikayet edersen altından donunu alırlar adamın.

o 25-30 sn'de sen ne yapıyordun onu çözemedim ben.

bırak abi yazıktır sen hiç etmiyor musun :) küfürü meşrulaştırmıyorum ama her insan biraz küfür eder ona say

kesinlikle kovdurun.

(bkz: işgüzar)

hatta;

(bkz: işgüzarlık)

ya öffffffff derdini seveyim butonu nerde

Albay emeklisi bir apartman yöneticisi hareketi olur.

Hic hos olmamistir da sikayet etmeyin bence, bosverin. Cok kizdiysaniz edin ama.

mal mısın hacı, sana ne?

hobi falan bul kendine.

uğraşmaya değecek bir konu değil.

Angelus süper tasvir yapmış. Çok beğendim.
Aynen öyle olur.

angelus +1 diyorum.

angelus + 1 . sözlükte olaydı debeye girerdi :)

bence şikayet etmeyin. bir uyarı hak ediyor ama kavulmayı hak etmiyor bence. kovulur muhtemelen şikayet ederseniz. ekmeği ile oynamayın. sizi muhatap alıp küfretseydi, ekmeği ile kendisi oynamış olurdu ve kovulmayı hak ederdi.

sanane topraaam? sana mi etmis? tatminsiz misin? uzun zamandir sevismiyor olabilir misin?

Arkadaş nereden nasıl çıkarımlar yapıyorsunuz? Adam "uzun zamandır sevişmiyor olabilir misin?" demiş. Yuh artık ya.
Açıkçası ben de gereksiz bir hareket olurdu diye düşünüyordum. Mesai saatleri içinde yoğun oluyorum zaten, uğraşamam.
@Angelus, tasvirine hak verdim :)
@bobinhoo, o ara excel'den bir şeylere bakıyordum, beni bir yere aktardı sandım.

Da bu hiddet nedir arkadaş? Kimilerinin küfür eden adamı savunmak için anama sövmediği kalmış. Bi sakin olun lan.

Bir de bunu gunluk muhabbetlerinde kufur kullanan insanlara sormanin anlami yok:)

izmir de değişmiyor vallai hatta antalyadaki eski noterimizle aynı fiyatları ödedik:s emin misin ya belki içerikten dolayı fiyat oynuyordur

maalesef eminim. üç notere de bizzat gidildi aynı evrakla.

Noter size tahmini rakam soyluyor. Fiyati kendileri degil sistem belirledigi icin net rakam alamiyorsunuz anca tahmin yurutuyorlar. Bir de sayfa basi gibi seyler ucreti etkiliyor o da notere kalmis nispeten. Dolayisiyla bu konuda net bir bilgi almaniz pek olasi degil.

@floydian, evet üçü de yaklaşık tutar söylediklerini belirttiler.

Iste siz hangisine giderdeniz gidin sonuc degismeyecek pek.

bildiğim kadarıyla dediğiniz gibi olmuyor. noterler seviyelerine göre ve bazı değişkenlere göre farklı fiyatlar istiyorlar.

Hayir oyle bir olay yok.

"nereye giderseniz gidin fiyat değişmez" demeyi çok isterdim. ancak maalesef değişir, fakat 450tl değiştiğini hiç görmemiştim.
noterler karşılaştırma ücreti, yazı ücreti gibi başlıklara hiçbir şeyi karşılaştırmasa hiçbir şey yazmasa hiçbir çıktı almasa dahi 2-3 kalem ekliyor. suret çokmuş gibi gösteriyor, birden fazla düzenlemiş gibi gösteriyor. bu çok yaygın. yani bölge bölge değişen bir tarife yok. bu sadece o noterin dürüstlüğüyle ilgili...

floydian, inşallah dediğiniz gibidir. teşekkür ederim.

her giriste sifresini unutan adam, ben de dediğinizi duydum ve hatta başka bir meselede şahit olmuştum.

Yasal olarak degismez ama sifresini unutan adamin dedigi gibi cakalliklar yapabiliyorlar. Bazen bilincli cakallik bazen hata vs. ama fiyat oyle cok oynamaz.

bu çakallıklara çözüm öneriniz var mı peki ?

1. noter ile 5. noter arasında bir seviye farkı var mıdır peki? yoksa ayırt edici olsun diye mi rakamlarla isimlendiriliyor noterler?

Acilis sirasina gore. Ha mesela istanbul noteri ile cankiri noteri ayni degil ama musteri bazinda bir fark degil o. Noterlerin kendi arasindaki gelirleri ile ilgili falan. Yank o rakamlarin hicbir onemi yok musteri icin.

Oyle zaten. Vergiler yuzunden sanirim. Arabistanda musluk suyu bizden pahali olmasina ragmen sise suyun daha ucuz oldugunu okumustum bi yerde.

gunaydin kardes.

www.youtube.com

Saçma hesaplar, bu sizin yaşadığınız yer ile alakalı, biz 3 liraya alıyorduk yaz başına kadar, 3.5 oldu şu anda mesela.

Ankarada suculuk yapan adamın geçimi, ankaradaki dükkanın kirası falan hiç hesaplanmamış hayır hesaplansa da etkisi düşük olacaktır belki ama yine de yerin önemi var. Bunun dışında market markaları diyebileceğimiz markalardan almak yerine daha yerel markalar araştırılabilir.

edit: Fakat genel pahalılığa katılıyorum.

Yerel eşli - LAN
Eşli - internet üzerinden oynanabilen oyunlar olması lazım öyle biliyorum.

Yerel eslilerin de hepsi ayni degil. Mesela cok guzel bir yerel esli ozelligi olan rayman legends sadece ayni pc uzerinden oynanabiliyor lan uzerinden baglansan da iki farkli pcden oynanmiyoe.

local co-op diye geçiyor sanırım 1 pc'de iki kişinin oynaması olayına deniyor, ben de geçenlerde araştırmıştım

steamcommunity.com

o filmler sinemalık,sinemaya gidelim.

sinemalık

Ben beğenmedim. Sıkı tarantino hayranı degilsen sinemada izlemeye değmez.

2 saat once ciktim tam filmden. Ben filmden anlarim kardes sinema kulturum var dersen kesinlikle sinemalik. Ama film 3 saat tok karnina gir suyunu muyunu hazir er.

yok, bu sefer olmamış diyorum.

çok beğendim.

ilk yarıyı sinemada
ikinci yarıyı laptopta izledik

keşke tam tersini yapsaydık diyoruz

Filmlerde hep taraflardan biri digerinin kimligini alip tarih almaya gidiyor. Filmler yalan soylemez bence.

İki tarafın da imzası gerekiyor. Nikah memuru anlayışlıysa günü alırsınız, diğer tarafın imzası için başka bir gün yine çağırır.

nikah kıyılırken elbette birlikte olacaklar. en az iki de şahit olacak. onu sormuyorsunuzdur herhalde.

tarih almak için nikah başvurusu yaparken birlikte gitmeye gerek yok. gerekli evraklara kimlik fotokopisi eklemek yeterli. tek kişi gidip başvurabilir. benim eşim başvuru aşamasına hiç gelmedi.

bende yakın zamanda gidicem aradım gün almak iin sorduğum zaman birlikte gelmeniz gerekiyor diye belirtiyorlar.

belediyeden belediyeye farklılık gösterirmi bilmem ama ist da benim sorduğum belediyelerde böyle.

forma imza atılacak, kimlik fotokopileri verilecek, sağlık kontrolleri yapılacak.

herhangi bir yerde form dolduran insanlar git gel yapmamak için bütün işlemleri oracıkta ayaküstü yapmaya bakar. yani eşle birliktegiderseniz formu oracıkta doldurup, fotoğrafları ve kimlik fotokopilerini verip, aynı gün içinde sağlık raporunu da alıp hemen verirseniz bir daha git gel olmaz.

ama ben titiz adamımdır. öyle ayaküstü form doldur bana hiç gelmez. alırım formlarıi eve götürürüm, doldururumi eşe imzalatırım, derler toplar dosya halinde götürürüm.

birlikte gelmeniz lazım = başvuruyu tek kişi yapamaz, iki tarafında imzası ve evrakı gerekli anlamına geliyor. memlekette default olan tek gelişte işlemi bitirmeye çalışma olduğu için eşi çapırıyorlar. yoksa evrakları alıp gidip sonra getirirseniz de olur. olması lazım. en azından 10 yıl önce oluyordu.

Biliyorsunuz derken? Turkcesi bile yanlis bir cumle anlam olarak. Karar verdiniz gibi bir sey mi demek istyorsun? Oyleyse since when you are determined to your future job decision denebilir.

Cevirim yanlis haberin olsun. Biri gelip duzeltir simdi ben mobilim.

Bana da bir garip geldi biraz. İleride hangi mesleği yapacaksın yerine ileride hangi mesleği yapmak istiyorsun demez miyiz?

İngilizcede bizdekinin aksine bir iki ayrımı var, neyi demek istediğinize bağlı olarak değişir.

İleriye, geleceğe yönelik tahmini birşey mi?
Planlanmış bir şey mi?
Planlama/karar verme neticesinde gerekli adımlar atılmış (ve dolayısıyla epey kesinleşmiş) birşey mi?

"icra edeceğiniz mesleğe kaç yaşında karar verdiniz" desek?

"icra edeceğiniz mesleğe kaç yaşında karar verdiniz". O zaman buna göre bir context düşünelim. Adam mesleğini seçmiş, çalışmaya başlamış, o işi fiilen yapıyor şu an, siz de ona ne zaman karar verdiniz diye soruyorsunuz. Diyelim ki doktor.

When did you decide to become a doctor? (Doktor olmaya ne zaman karar verdiniz?)

How old were you when you decided to be a doctor? (Doktor olmaya karar verdiğinizde kaç yaşındaydınız?)

(be/become kullanılabilir)

How old were you when you realized what kind of an occupation/job you wanted ? gibi bir cümle bile hoş gelmiyor kulağıma. Biraz düşünelim:)

"icra edeceğiniz mesleğe kaç yaşında karar verdiniz" başkalarını bilemem ama bu cümle sıkıntılı geldi bana.

Çünkü soruyu yönelttiğimiz kişi mesleğini şu an yapıyor mu fiilen yapmıyor mu?

"icra edeceğiniz" dersek daha henüz o mesleği yapmıyor gibi bir anlam çıkıyor.

X mesleğini icra etmeye ne zaman karar verdiniz? Eğer sorunuz buysa kişi o işe çoktan başlamış, o mesleği şu an fiilen icra ediyor demektir.

Cümlenizi tekrar düşünüp daha net yazarsanız, sonuca kolayca ulaşırız.

How old were you when you decided your current profession? doğru olur mu peki? decide a profession kullanılır mı ki?

How old were you when you decided your current profession? - (şu anki mesleğinize karar verdiğinizde kaç yaşındaydınız? gibi birşeyin karşılığı olarak dersek)

Arkadaşlar, ben decide a profession konusunda kararsız kaldım.

decide on a career kullanılan bir collocation ama decide a profession nasıl geliyor kulağa?

Mesela şöyle bir örnek de var:
a choice of profession - She was shocked at her daughter's choice of profession. Yani choose a profession tamam ama

decide a profession mı? yoksa direkt decide to do something demek mi daha mantıklı?

(article a kullandım takılmayın, decide someone's profession/decide a profession)

I decided my profession when I was 15/ I decided my profession at the age of 15 - benim içime sinmiyor bu şekilde, onun yerine:

I decided to be a doctor when I was 15/ I decided to be a doctor at the age of 15 - bu olur, bunda sıkıntı yok zaten.

decide a profession - ben olmaz diyorum ama gene de yanılma payı bırakayım.


Sizler ne diyorsunuz? bu arada formal bir metinde geçecek.

Senin ilk sorunun ilk halinin birebir cevirisi:

Since how old you were have you known in what profession you would work (in the future)?

Ama guzel degil, sorunun kendi guzel degil yani. illa o dersen, su anda o meslekte calisip calismadigini bilmiyorum, belki hic calismaya baslamamistir, belki baska bir meslekte calisiyordur ve ileride o meslekte calismaya baslamak istiyordur, ya da o meslekte calisiyordur, ona gore parantez icindekini ayarla bir sekilde.

kariyer sormuyor, meslek souyorsan profession olacak, o kesin.

How old were you when you decided TO WORK IN / THAT YOU WOULD WORK IN your current profession? dersen, su anki meslegini yapmaya karar verdigin(iz)de kac yasindaydin(iz)? olur, isine yariyorsa bu sekilde kullan.

Alamazsin ki. 5000 tlye diyelim ki gtx 980 ekran kartli bi masaustu topladin. Istedigin kadar para bayil daha iyi bir laptop alamazsin(ekran karti bazinda)

Cevabim masaustu.

o parayla alacağın hiçbir laptop aynı paraya toplayabileceğin herhangi bir masaüstü sistemden daha güçlü olmaz. taşınabilir olmasına çok ama çok ihtiyacın yoksa laptop alma.

peki ricam etsem bir masaüstü toplayabilir miyiz bana? gtx980m olursa iyi olur elbette. yada hazır toplanmış liste varsa o da uyar bana.

önemli olan taşınabilirlik değil de performans ise tabi ki masaüstü.

masaustu +1

ASUS H170M-PLUS Intel H170 Soket 1151 DDR4 2133MHz VGA&DVI Anakart
Intel Core i5 6500 Soket 1151 3.2GHz 6MB Önbellek 14nm İşlemci
MSI GTX960 GAMING GDDR5 2GB 128Bit Nvidia GeForce DX12 Ekran Kartı
ASUS 23.6" VS247HR 2ms Full HD HDMI Gaming Monitör
COOLER MASTER RS-600 G 80PLUS 600W GÜÇ KAYNAĞI
COOLER MASTER SILENCIO 650 PURE MidT ATX USB 3.0 SİYAH KASA
Transcend 512GB 370S Serisi Sata3.0 (560MB Okuma/460MB Yazma) Alüminyum Kasa SSD
Kingston 16GB (2x8GB) HyperX FURY Black Series DDR4 2133MHz CL14 1.2V XMP Ram
4500 tl
tam hatırlamıyorum ama sanırım teknopatdan kaydetmiştim bu sistemi.

@mahallemdeki

bence o kadar para harcayıp gtx 960 alınmamalı. dediğin sistemdeki ssd'yi 256 yapıp, bir tane hdd eklenip, bir de gtx 960 yerine 970 eklenirse 5000 liraya güzel bir oyun bilgisayarı olabilir.

ben de böyle bir şey hazırladım, monitörsüz 4458 lira:

ZALMAN R1 600LE 600W MidT ATX PENCERELİ SİYAH KASA

ASUS Z170 PRO GAMING Intel Z170 Soket 1151 DDR4 3400MHz(O.C.) USB3.1 Anakart

Intel Core i5 6500 Soket 1151 3.2GHz 6MB Önbellek 14nm İşlemci

Asus GTX970 ROG STRIX GDDR5 4GB 256Bit DX12 Nvidia GeForce Ekran Kartı

Kingston 16GB (2x8GB) HyperX FURY Black Series DDR4 2666MHz CL15 1.2V XMP Ram

Samsung 250GB 850 EVO SATA 3.0 (Okuma 540MB / Yazma 520MB) SSD

Toshiba 3.5" 2TB SATA 3.0 32MB Önbellek 7200Rpm Harddisk

ilaveten ekran kartı ve ssd yi amazondan alırsan daha ucuza bile getirebilirsin.

Amazon dan daha ucuza toplayabilirsin güzel kampanyalar oluyor

King lizardinki baya iyi bence ben de pek farkli toplamazdim. Sadece ssd eklemez gtx 980 alirdim yerine.

Yeni arayuze gecisle ilgili bir sorun olabilir. Farkli tarayicilardan birkac sefer daha deneyin.

aynı şey bana da oldu ama çözemedim nedenini. soruya cevap değil ama size özel bir durum olmaması fikir verebilir diye yazdım.

POP klasöründe olabilir mi? Kontrol edin derim.

anormal bir durum yok. hesaba belli bir süre girmeyince önce mail kutusunu boşaltıyor hotmail. o süreden sonra yine belli bir süre girmeyince de hesabı kapatıyor zaten.

bu konuda en güzeli gmail hiçbir şeyi silmiyor. geçen gün en son 2005 yılında girdiğim mail adresine baktım her şey yerli yerinde duruyordu hala.

Oha. Ciddi misin? Eger sevgilin boyle bir sey iddia ediyorsa sana karsi sicmissin guzel dostum yolun basindayken kac(degilsen de kac)

yok artık neler.

Kaçmaz. Bunu abes bulanda bir sorun var.

ayrıl mickey, yol yakınken dön...

far cry 3 senin oyunun ama çalıştırır mı bilmem.

edit: 1-2 saat zorlar sonra fena sarar.

güzele benziyor gibi de max 20-30 lira demiştim.

valla ben beleşe getirirdim ama al sana 18 liraya buldum :)

www.dr.com.tr

edit: ha sen steamden mi satın almak istiyorsun? o zaman zor hocam pardon.

assasin oynayabilirsin pek karışık oyun değil yapman gereken herşey harita üzerinde sana işaretli ve gösteriyor şuraya git diye. saint row 3 oynayabilirsin gayet iyi oyundur. gta 4 ve EFLC oynayabilirsin. ama gta collectionu kaçırdın ya çok düşük bir fiyata 5 hariç hepsini veriyorlardı.

Abi steamden ucuza arıyorsan indirim donemlerinde oyun alacaksin geçen hafta yılbaşı indirimleri vardı mesela. Benim bildiğim en yakın indirim yaz indirimleri

Titan quest diye bir action rpg var biraz eski sayilir ama o tarz seviyorsan oynarin dersen bak gameplay videolarina falan istersen steamden yollayayim sana.

rocket league.

bir de şunu söyleyeyim, çok paranız yoksa steamde sağlam indirimde olmadan oyun almayın. mesela far cry 3. evet iyi oyun, şu an 46 lira. sakın almayın. steamdb.info şu siteden aratın far cry 3'ü, app type: game olanının appid'sine tıklayın. steamdb.info şu geldi. prices kısmında en çok ne kadar indirime girdiği yazar. mesela bu oyun %75 indirime girmiş ve 11,49 tl'ye satılmış. muhtemelen yılbaşı indirimlerinde 11,49 tl idi. atın istek listesine, %75 ya da daha fazla indirime girene kadar almayın, girince alırsınız. boşuna fazla para vermeye gerek yok.

call of duty seviyorsan wolfenstein da seversin. son iki oyunu new order ve old blood.

kesinlikle var. paylaşılmasını istemiyorum. biri paylaşınca önce üzülüyorum sonra müzik zevkini takdir ettiğim için sempati duyuyorum

yok ben paylasiyorum, ozellikle sevdikleri paylasiyorum.

En son lisede vardi farkli olma cabasindan dolayi, sonra gecti.

önceden kıskanırdım, artık paylaşıyorum. entry'lerimin çoğu müzik. beğenilmesi, "ne güzel şarkılarmış" vs diye mesaj almak hoşuma gidiyor.

@nice, bi ara bakarım.

Yok paylasirim.

Bilmedikleri icin degil mi?
Bildikleri halde kullanmiyorlarsa olsa olsa site gelir elde etsin diyedir.

bildikleri halde kullanmayanlar var, gelir dusunduklerini de sanmiyorum. kullanmak istemiyorum cevabini aliyorum genelde sadece.

genelde girdikleri sitelerin reklamları rahatsız edici değildir.

youtube reklamlarını engellemesi yeter. youtubeye girmeyen biri yoktur herhalde.

az kullandığım browser a kurmadım,
çünkü bazı siteler adblock u görünce açılmıyor :)

Eskiden kullanıyordum, formattan sonra yeniden yüklemedim. Birkaç yıl oluyor. Reklam görmek veya görmemek beni rahatsız etmiyor. Sitedeki reklamı biri söylemezse fark etmiyorum bile. Youtube'un reklamlı olduğunu kurudu da söyleyince hatırladım. En kötü 15 saniye sonra kapatılabiliyor zaten, o kadar süre rahatsız etmiyor.

Bir de site para kazansın ya. Özellikle çok bilinmeyen sitelerde, kişi o kadar uğraşıp siteyi yapıyor. Adblock yüzünden reklamdan para kazanamıyor. Yapmış siteyi, uğraşmış o kadar, kazansın isterim. Siteden sonuçta para ile olmasa bile bir hizmet alıyorum, kişinin emeğinden faydalanıyorum. İki reklam görmemle para kazanacaksa, kazansın. Özellikle dizi siteleri. O kadar uğraşıp yüklemişler, benim hayatta yapmayacağım iş; o yüzden reklamı fark etsem bile rahatsız etmez. Bir yandan hırsız gibi hissediyorum yaptıklarını engelleyince. Youtube ayrı da, o sitelerdeki reklamları görelim bence hepimiz.

Zamaninda oylesine arastirirken agizligin cok onemli bir etkisinin oldugunu okumustum bi yerlerde.

eksisozluk.com

Taşkışla'da toplanan kitleyi biliyor musun?

verimliliği, fiyatı artırarak artırıyorlar.

dogaltarim.org (site caponca)

@Traveller masanobu fukuoka yı biliyorum. hatta ondan bu işin tekniğini öğrenmiş bir yunan elemanda var, türkiyeye de gelmiş. ama işte böyle anlatılan yazılan şeylerden ziyade bizzat yaşayıp görmüş yada bu işi meslek edinmiş -ziraat mühendisleri- kişilerin yorumlarını merak ediyorum.

taşkışladaki grupla ilgili bir bilgim yok hocam açıklar mısın zahmet olmazsa?

@kaledekiyalnizlik malesef caponca bilmiyorum :))

Olay tohumda bitiyor haci dogal tohum kalmadi ortalikta.

kesinlikle mümkün. üretiminizden doğanın (böcekler, kuşlar, funguslar, patojenler vb) alacağı payı %50 düşünür ve kabul ederseniz, fazla bir çabaya gerek de olmayabilir. ancak bu iş ile (organik tarım) hayatımı yürütecem, satış da yapacağım derseniz entegre mücadele gerekli.

organik tarımda (doğal tarımla eş anlamlı kullanılır bir çok yerde) kimyasal kullanımına çok kısıtlı izin olduğundan, önleme ve engellemeye yönelik bi disiplin aslında. ekim dikimden aylar önce yapılması gerekenler var (yabancı ot temizliği, solarizasyon), toprak iyileştiriciler (yanmış hayvan gübresi, leonardit, kan unu, kemik tozu vb) var, kültürel önlemler var (mantari hastalıklar olmasın diye sıra aralarını geniş tutarak ve hakim rüzgara doğru kurarak havalandırmayı artırmak vb.), dayanıklı çeşit seçimi var, fiziksel (yapışkan tuzaklar, bahçe çevresinde repellent bitki kullanımları), biyolojik ajanları (predatör - avcı böcekler, bakteri preparatları) kullanmak var, izin verieln bitkisel kökenli pestisitleri veya ev yapımı solüsyonları kullanmak var (biber, sarımsak tozu, arap sabunu karışımları).

ancak tüm bunlara rağmen, çevrede (makro anlamda çevrede) kullanılmakta olan pestisitlerin kalıntıları rüzgarla havaya, toprak suyuyla derelere karıştığından, tüm ekosisteme bir şekilde dağılmakta ne yazık ki. yani, kendi bahçenizde de olsanız dalından kopardığınız gibi yememek en iyisi olur, O.T. ürünü de olsa ortalama %13lük bir bulaşıklık söz konusu Türkiye'de, okuduğum bir makaleye göre. iyi başlayıp kötü bitirdik gibi oldu ama ümidi kaybetmeyin, bunların hepsinin kitabı kaynağı yöntemi var. bizde pek yaygın olmasa da (aslında düşündüğümüzden yaygın ama ihracata gidiyor üretimin çoğu. bkz nimeks) insanlar bu konularda onlarca yıldır kafa yoruyorlar ve binlerce hektarlık alanlarda başarıyla uyguluyorlar bu yöntemleri. okyanusya ülkeleri hayli ileride bu konuda.

bunlar çok ağır diyen üreticiler için de iyi tarım uygulamaları var (Good Agriculture Practices). hepsiyle ilgili döküman bulmanız mümkün.

bir iki link atarak bitireyim

samsun.tarim.gov.tr

(bunlar o.t. için değil ama domates elma hıyar yapıcam arka bahçemde derseniz işinizi fazlasıyla görür)

www.tarim.gov.tr

www.tarim.gov.tr

www.tarim.gov.tr

@kaichi sen yetkili bir abiye benziyorsun :))) bu konuda önerebileceğin yayınlar, kitaplar var mı acaba? ekin sapı devrimi dışında :) güzel başlayıp karamsar bitirdin evet ama daha kötüsü şu sisteme olabildiğince az dahil olmak için bile paraya ihtiyacımızın olması. bir ağız tadıyla zen imi tao mu şeyettirmediler yav :)

düzeltmelere doyamadım, bir iki link de ekledim yukarıya :) o.t'den önce google'da ".... hastalık ve zararlıları" diye girişin, oralarda tarım bakanlığı'nın güzel pdf'leri var. o.t. işini sonra da toparlarsınız, zararlı kimyasal temasını çıkarınca bunlar işe yarar.

Ziraat okumadım ama tarımda çalıştım. Organik tarım özellikle sebzelerde zor bir konu. Meyvecilikte bu kadar zor olmayabilir. Ürünler organik değil diye kızıyoruz ama ilaçlama yapılmazsa ürünler çok kolay bozuluyor, hastalık geliyor. Çiftçiler rekolteyi yükseltmek için yapmazlar her ilacı. İlaçlar zaten oldukça pahalı, hastalık gelmemesi için yapmak gerekir.

Organik tarım işine gireceksiniz öncesinde normal, ilaçlı tarımı görmenizi tavsiye ederim. Kolay bir iş değil.

@1lisan1insan bahsini ettiğim organik tarım değil hocam. doğal tarım olarak geçiyor, daha farklı bir tarım yöntemi. sözlükte doğal tarım ve masanobu fukuoka başlıklarına bakmanı öneririm :)

Star wars ve the lobster. Star warsa dusuk beklentilerle gittim eglendim o kadar. The lobster ise harika bir filmdi bence. Yalniz sinemada izlemenizi tavsiye etmem seyirci kitlesi insani sinir edebiliyor. Ya yarisi cikip gider ya bi kismi ayiplar bi kismi bu ne bicim film der durur falan. Cok sinir oluyorum oyle seylere. Iki film soyleme sebebim ikisine ust uste gitmis olmam.

star wars 8/10

the program - belgeselleri izlemediysen izlenir. 6/10

star wars 8/10 +1

nadide hayat'a gittim, eğlenceliydi, anneyle gitmek lazım ama o filme, ben öyle yaptım ^^

rüzgarın hatıraları'na gittim: hayal kırıklığı oldu ama kötü de film değil.
ondan önce "abluka" ve "sarmaşık"a gittim. ikisi de fevkalade filmler olmuş.

star wars episode vii the force awakens

7.49/10

Baskin:Karabasan eksisozluk.com

The Lobster 6/10

Star Wars 8/10

The Big Short 8/10