excel.

Kendi yazilimlari olabilir.

bankalar onlarca farklı yazılım kullanıyor.

örneğin finansbankta kullanılan yazılım sayısı 3 haneli sayıların üzerindedir ve bahsettiğin her iş kolu farklı programlar kullanır. ben orada yaklaşık işim gereği 50-60 program kullanıyordum.

tam olarak neyi kastediyorsun?

banksoft halen bir cogunda kullaniliyor.

senin kullandigin yazilmlardan hicbir farki yok.

core

@b roy açıkçası spesifik bir konu üzerine değil de, en basitinden banko görevlilerini dekont vb. hazırlayan programını merak etmiştim.

Tapusuzluk onemli bir sorun evet ve acikcasi biraz da bu yuzden bu insanlarin oralardan kovulmasina acimiyorum cunku onlar da asil yerlileri kovmuslardi. Ama tarlabasi icinde biraz da etnisite bulundugu icin bir nevi tehcir. Bu acidan da bildigim kadariyla literaturde ilk olacak. Gentrificationla ilgili kitaplar, makaleler okuyunuz.

tek kelimeyle katliam.ordaki sosyolojik ve tarihi dokuyu kökünden kazıyacak çünkü.

@esenboga'nın ilk cümlesine benzer bir ifadeyi, bir filmde amerikan yerlilerine karşı kurmuştu bir abd subayı. "beni oraya gömün" dü galiba ismi. dünyanın düzeni, kanunu bu sanırım. gücü yeten yetene.

Bu sadece bankacılığa özel bir hüküm değil aslında. Ayırmak, muhasebesel olarak söz konusu tutarı ilgili yedek hesaplarına geçirmek, böylece şirket özkaynaklarını korumak ve çoğaltmak anlamına gelir.

Gercekten ayrilan bi para yok zaten burada. Bilanconda o tutarlari karsiliklar hesabina yaziyorsun, kardan veya sermayeden dusulmus oluyor

Kadin degilsen en iyisi pantolonu cikarip donla gezmek olur.

Onun disinda lacivert beyaz siyah koyu kahve

gri, siyah, beyaz diyorum.

krem

beyazdan ziyade krem rengi gibi bir şeyler, koyu yeşil, koyu kahverengi ve siyah diyorum ben de. saman sarısı falan da hoş olabilir.

fotodaki kazak iyi durmuş pantulu almışken onu da al,başka bişeylede giyme.

üstüne böyle bir gömlek giyebilirsiniz.vücudun fitse güzel olucaktır.gömlek dışarda olsun ama:) bir iki bileklik ve saatle hoş durucaktır

www.bershka.com

e var tabi ki.

e var tabi ki derken nası var yani? devasa bi fark var mı? misal usb3 5mpbs aktarıyorken thunderbolt 10 mpbs mi aktarıyor. fark olduğunu ben de biliyorum, mesele ekstra bir yatırım yapmayı gerektirecek kadar fark var mı?

tr.wikipedia.org
en.wikipedia.org

sadece macbook değil yeni çıkan/çıkacak bi kaç intel işlemci destekli anakartta da var galiba bu, arada fiyat farkına bakmak lazım açıkcası bi de ne kadar elzem ne kadar hızlı atmak istediğinize göre değişecektir, sonuçta hddlerin de limiti var.

ssd düşünün derim, tabi neyi nerden nereye aktaracağınızı yazmamışsınız tam olarak o da var.

HDD'den aktarımda bottleneck harddiskin kendisi olur. USB3'ün bandwidth'ini aşan HDD yok.

Raid arrayli harici bir hdd station veya SSD kullanmıyorsanız dert etmeyin.

Thunderbolt HDD almanız bir şey ifade etmez, skatheist'in dediği gibi yavaşlık HDD'nin kendisinden kaynaklanıyor. Sanırım Promise'in TB HDD RAID kutuları vardı, içine 8 disk takıyorsun, senkronize çalıştırıyor, heh işte o işinizi görebilir gibi. Thunderbolt hdd raid diye bi aratın googleda. Bir de tik atın cevaplara.

askeriye zorla hesap açtırıyor maaş ödemesi için (25 tl aylık) 60 tl hesap işletim ödüyorsun.

yazık..

yahu yazıktır günahtır... yok mu bir hukukçu yol göstersin bitsin bu eziyet!

hukuki olarak hiçbir şey yapamazsın ki hukukçu gelsin. şubeye gidip biraz ağlarsan bu burs hesabıydı falan diye belki bundan sonrakiler alınmasın diye bişey yapabilirler.

ee hani tüketici hakları bilmem ne heyeti noldu? fıs!

Öğrenci hesaplarından işletim ücreti alamazlar. Öğrenci belgesiyle git dilekçe yaz çatır çatır al paranı vermezseniz kapatırım hesabımı alın kredinizi başınıza çalın de bak nasıl veriyorlar.

Onun yardımını almama rağmen edge ile bağlanıyorum.

Pakete gectin ama 3g abonesi olmadin

yazar sylvia plath olabilir.

Sylvia ile ilgili olarak; Nilgün Marmara.

Virginia woolf olmasin?

ne yapmak istiyorsun mesela ? uluslararası okursan dil bilen bir ilişkici olursun gibi. psikoloji ile yabancı dil arasında pek ilişki kuramadım.

sen tercümanlık yapacaksan o bölümlerin pek cazip kılacağını sanmıyorum seni. ama okumak güzeldir tabii oku.

uluslararası ilişkiler'i tercümanlığın üzerine mi koyacaksın? = D nasıl olacak çok merak ettim. hangisinin tam olarak üstte olacağını bi düşün bence.

tercümanlık mezunu değilim ama çevirmenim. nerede çeviri yapmak istediğine bağlı sanırım bu biraz. çeviri bürolarını düşünüyorsan, benim deneyimim çok kısa olmuştu oralarda, ama gelen işlerin çoğu ya hukuki metin ya da mühendislikle ilgili teknik metinlerdi. ben şahsen kitap tercüme ediyorum son 4 yıldır. görebildiğim kadarıyla bir pazarlama kitaplarının sonu gelmiyor bir de siyaset bilimi kitaplarının. işletme, uluslararası ilişkiler, sosyoloji, siyaset bilimi.. bunlar, kitap çevirmek istiyorsan eğer, gayet işine yarar. psikoloji daha dar kaçabilir sanki. edebiyatta yan dal yapmak da bir seçenek. bazı yayınevleri edebiyat çevirisini yavaş yavaş bırakıyorlar artık gerçi. ya çok büyük yayınevleri prestij namına devam ediyor ya da ufak tefek olanlar çok satacak romanlara yükleniyor. ama yine de güzel olabilir edebiyat da.

edit: tercümanlığın yanına yan dal eklemek bence güzel fikir. yayınevlerinde çalışmayı düşünüyorsan eğer, jargona hakim tercüman ister onlar. editör oturup da her kavramı tek tek düzeltmek zorunda kalmasın isterler. o yüzden bence de yap bir yan dal. siyaset bilimi ya da sosyoloji gibi daha genel alanları tavsiye ederim. oradan uluslararası ilişkilere de, psikolojiye de kayarsın istersen.

13 inch ise 60, uzeri ise 85 al.

Orjinal al fakirlik yapma zarar verebilir

Orijinal al,sonra alırsın alet şarj etmez ya da yakar makinayı eline alırsın macbookunu. Bı kaç sene ince 250 tl fiyatı vardı balkonda. Cimrilik yapma derim

Senin tozlu diye geri verdigini de baskasina ittirdiler, sonrasi karma devreye girdi iste. Ben hic tanimadigim bi adamdan aldim elden faturasiz hicbir sorunu yok

Ben de electroworld'den aldım toz çizik vs yoktu. Gayet temiz aletti.

titiz ve takintilisin bu islerde seni buluyor hep degil mi?

benim kuzenimin olayi bu.bir telefon alacak kendisine yanima geldi.bulundugumuz yerde telefon ithal eden firmalar var.gittik tanidik birisine onune 1 koli telefon koyduk.sirayla bakti bir tane begendi budur dedi.kartini takti telefonun titresimi calismiyor.inatla kutudaki 20 telefona taktirdim kartini hepsi saglam.

senin olayinda bu gibi.

Ulastim. Ne kadar ozel bir soru olabilir ki burada sorulamayan?

e yağnii..

eski bir esnaf olarak söylüyorum yapmayın. Alışveriş merkezlerinde anca tutunabilen bir bayilikten bahsediyorsunuz. Ki şöyle düşünün yoldan AVMye giden insan alışveriş için gider,yoldan evine işine gitmek için. Bu sebeple zarar etme ihtimaliniz yüksek.

ben de önermiyorum. ben ne zaman bun görsem içi boş oluyor.

İstanbul cevahir avm-de bile pek müşterisi olmuyor. içeri girenlerde ne güzel, ne değişik deyip çıkıyor.

Dunyanin en yanlis yatirimi olur

tchibo'yu düşünseniz bayilik için, eğer yoksa? birkaç çalışan daha gerekebilir belki.

civayla ilgili bişi mi ki acaba ?

hoca arkadaşın senle dalga geçmiş olmasın?

polisi ara?

öyle bi madde olsa önce gaziosmanpaşa da üretilir, satılırdı. bence de seni yemiş arkadaşın.

yok arkadasin dedikleri dogru. böyle birsey uretiliyormus da bunun ne oldugunu ben bilmiyorum. isin icinde demis sesi tahta sesi ve su sesleri geliyor. kapiyi acip soramiyorum da. polis cagirsam gelmez polis sadece cinayet olaylarina bakiyor.

apartman yöneticisi, kurulu, kapıcısı falan yok mu? onlara danışılabilir, çözüm bulunabilir.. tabii böyle insanlarla uğraşmak da dert. taşınmak daha iyi..

kimyasal da üretiyor olabilirler.. sonra belki o işleniyordur..

ot olmasın? nem falan istiyor yetiştirmek için klima benzeri aletler kullanıp ortamı nemlendiriyorlar çok su harcıyor. öğrenirsen bize de söylersin madem çok para var girelim biz de o işlere.

uranyum zengineştirme suyu diye biliyorum ben. eltimgillerin de başına gelmişti çünkü aynısı. şebeke bunlar. bence kazandıkları paraya ortak olmaya çalışın.

ot yada kimyasal birsey oldugunu bende tahmin etmistim ama arkadasin söyledigi ki bunu netten okumus daha cok elektronik aletlerin icine konulan bir tur birseyin uretimiymis ve cok parali birseymis. yani ben bile diyorum isi gucu birakip bu isi yapsak iyi para getirir. polis, apartman yöneticisi ve cevreci dernekler defalarca yaptigin sikayeti ciddiye almadilar aslinda domuz gibi ne oldugunu biliyorlar ama söylemiyorlar. surekli minik balyozla pat pat vurulan birsey.sonra yiknaniyor. arada bir testere sesleri geliyor..iyide kulakla dinleyip tahmin edilebilecek birsey degil. hangi tur uyusturucu bu tarz yapilir bilmem. belkidiger arkadasin dedigi gibi kimyasal birseyde olabilir.

uranyum zenginlestirme suyu demissiniz o nedir belki o olabilir ?

uranyum zenginleştirme suyu değildir bence, öyle olsa amerika sizin alt kata demokrasi getirirdi.

hatırlıyorum daha önce de duyuru açmıştın. durum bu kadar kafana takılıyorsa cinayet ihbarı yap sende. polis illaki işlem yapmak zorunda kalır.

hoş bana kalırsa uğraşmak istemiyorsun sen. polis çağırsam gelmez lafı pek mantıklı değil. en azından bir dene.

polisi arayıp şikayet ettiğinde polis öpe öpe gelir, adamın götünden kan alırlar kamil. finlandiyada yaşadım 1 sene kadar, 22 den sonra gürültü yapanın götüne şişe sokuyorlardı, polisi ara durumu anlat onlar gerekeni yapar

Inanin polis cagrilinca gelmiyor. Cinayet ihbari yapamamsahte ihbara giriyor.Bu isde cok ciddiyim . Yarin evsahibi sirkete ve cevre kurumuna basvurup gereken herseyi yapacagim. Sadece evde uretilen seyin ne oldugunu bilebilseydim daha iyi olurdu. Eski adresimde de ev sahibine bildirdigim halde pek önemsememislerdi.En iyi cözum dilekcelerle en ust kurullara ulasmak, sonuc alinmassa tasinmak ama ne uretildigini gercekten merak ediyorum ve bu soru basligini onun icin actim.

eski evimdekiler araba parcalari ve bununle ilgili birseyler uretiyorlarmis. ( 5 yil sonra gelen bilgi )

Simdiki oturdugum evdeki ust kiracilarda komsularimin tahminine göre kat denilen Etopya ve Somali'de yaygin olarak kullanilan uyusturucu yaprak uretiyorlarmis. Galiba ufukta polis devreye girecek. Korkuyorum sözluk.

en son gelen haberle ev sahibi sirket yukardaki komsularin kira kontratini iptal etti.Adamlari evden attirabildim ama ne urettiklerini hala ögrenemedim.

ne uretildigini bu kadar yil sonra bile ögrenemedim.

ahaha. hala aynı evde mi oturuyorsunuz ?

@ sabahmavisi haha efsane duyuru olmus

ben hap diyorum.

lgnin var 700 liraya baya işini görür. bundan aşağısı direk leş ama.

tv alma eve. ben çöpe attım tv'yi kafam rahat. relax psikoloji, gereksiz şeylerle kafan dolmuyor,stress olmuyorsun. gündemi mizah dergilerinden takip et. film için monitörle idare et. parayla da sevgilini yemeğe çıkar.

dokuzeylül +1

televizyon insanı gereksiz şeylere kitlemekten başka bir şey yapmıyor. televizyona ne kadar karşı olsam da gittiğim yerde tv varsa ister istemez kitleniyorum. şimdiki evimde tv yok, sevdiğim bi' program olduğunda internet yetiyor da artıyor bile. maçlar desen yine aynı şekilde, zilyon tane link bulabiliyosun. kendine kötülük edersin. illa alıcam diyorsan, bilgisayara bağlayabileceğin büyük monitör falan da alabilirsin.

evdeki televizyon maçlar dışında açılmıyor bile, kafa rahat, pırıl pırıl, neşeli bireyler olduk. hiç gerek yok televizyona bence de.

kod yazilacak diyorsan 11 kucuk gelebilir.
airlerde bildigim kadari ile cd rom yok. sokup takma isi olamaz :)

batarya 8 9 saat civari gider.

ssd yi çıkartıp harddisk takabilir miyim aire ?

ifixit sitesine bak , ama zannetmiyorum ^^

macbook air'de ssd yok, flash drive var. bildiğiniz anlamda sata drive yok diye biliyorum ben. (teyit ettim yapamazsın)

sen pro al air sana gelmez anladığım kadarıyla.

netbook boyutu 10" aklındaki netbook görüntüsü ile bir karşılaştır. i7 cihaz alacaksın ve boyutu sadece 11" olacak. 1 senedir 13" kullanıyorum hafifliğinden dolayı. artık eskisi gibi seyahat etmediğim için 14"'e geçicem. 13"'ten aşağı notebook mantıklı gelmiyor bana. ps için 13" bile az bence apple alacaksan 15"lere bak.

evde monitörüm var ona bağlayıp kullanacağım dışarıda da taşıma rahatlığı olsun diye 13.3" istiyorum.zaten 15" ler çok pahalı o kadar verebileceğimi zannetmiyorum.

Air 11 aldım. Kod yazmak için yetiyor bana, xcode gayet güzel sığıyor. Akıllı touch pad gesture'ları sayesinde nerdeyse çift ekranı varmış gibi kullanıyorun aleti (full screen şeyler arası tek touchpad swipe ile geçebiliyorsun)Ek olarak, iPad varsa 2. ekran olarak kullanabilirsin.

SSD sabit. OWC diye bir firmanın upgradeleri var ama harddisk takıcak yer yok alette. DVDrom da yok sökücek.

Ram upgrade edilmiyor. Alırken 8gb alman gerek.

Bence Air için i5 ve 4 gb ram oldukça yeterli. i7'lisi gereksiz pahalı. Air'in de 13 lüğü var bu arada.

Ek olarak, bildiğim kadarıyla Türkiye'ye son modeller gelmedi. Hala sandy bridge eski jenarasyonu satıyorlar. Bekle ivy bridge olan 3. jenerasyonu al.

cazdan ziyade lounge'dan hoslaniyorsun gibi geldi, yazdiklarin o yonde cunku. o muzik turunde sanatcilari arastir istersen.

(bkz: lounge music)

miles davis ağır geldiyse kuzey cazı deneyebilirsin. jan garbarek, terje rypdal, john surman, eberhard weber
bir de pat matheny tavsiye edebilirim. onun müzikleri de süper.

bu arada dinlediklerinle caz pek benzmiyor o yüzden bunları da beğenmeyebilirsin. ama caz istiyorum dedin işte bunlar diyorum.

powerxl var radyo olarak. shuffle gibi dinlersin, arasından beğendiğin olursa bulur daha çok dinlersin falan.
www.powerxl.com.tr

Dinlediklerinden yola çıkarak şu adamların ilgini çekebileceğini düşündüm:
Sidsel Endresen www.youtube.com
Bugge Wesseltoft www.youtube.com
Esbjörn Svensson Trio www.youtube.com

evet cazla alakan yok. downtempo, lo-fi, lounge, ambient janrlarını araştır bunlara eğil.

şu siteden deneyerek hoşuna giden türü belirleyebilirsin. ağırlıklı lounge, jazz, chill-out albümleri var. hem dinleme hem indirme. kolay gelsin.

mp3.uzhgorod.name

Metro hattindan ayrilma. 4. Levente kadar bakabilirsin.

pangaltıda bulabilirsin,lakin ahalisi çok gıcıkdır.

metro üzerinde bakmak en mantıklısı. lakin 800 bu işin alt sınırı. 800 altında ancak yarı zemin bodrum bulursun. pangaltı, feriköy ve osmanbey şişli'de olmasından dolayı fiyatlar yüklsek. istiklal çevresinde çok eski olmayan evlere bakman daha iyi olur senin için. hatta gümüşsuyuna falan bak güzel yer orası. bende uzun süredir metro hattı üzerinde ev arıyorum gıcık bir iş anlayacağın.

Parayi cekebilirsin de vade bozumu biraz allengirli. Aslinda yapabilmeleri lazim.

yurt dısında bi hamburgerciye gittim sandalye yoktu bar masası vardı yemegini yiyen gidiyordu masa sandalye olayı yemegi yedikten sonra böle sohbet olayı oluyor kuruluyor insan oraya. yesin gitsin yesin gitsin. sadece yemek sepetindende gelir zor olur yav

yemeksepeti gibi aracı kurumlar aldıkları komisyonlar nedeniyle küçük çaplı işletmelere fazla gelir kazandırmıyor, külfeti bile olabilir hatta. bu nedenle büyük firmalar bile kendi sipariş ağlarını kurmaya başlıyorlar. ilk cevap veren arkadaşın dediği gibi bar masası tarzında bir şeyler yaptırırsan daha güzel, daha hayırlı olur.

anladım arkadaşlar, her bilgi gerçekten çok işime yarayacak.

peki, çok çok değişken olduğunu bilmekle birlikte ortalama bir motorlu servis günde ne kadarlık yakıt harcar?

hiç olmaması yerine bar sandalyesi bana da mantıklı geldi.

Oglen saati gibi rush hour saatlerde tek motorlu kurye yetmez, siparisler gecikirse musteri kizar, yemeksepeti kizar vs. Sikinti olabilir. Lokasyona gore degisir tabi ama ogle yemegi odakli restoran bana daha mantikli geliyor. Atiyorum paket servise oglen 2den sonra baslarsiniz.

tabii sorarlar.

bavulu uçağa verirsen hiçbir şey olmaz ya.

En son. 1 kg di limit. Ucaktan indikten sonra alanda xraye sokma ihtimalleri az da olsa var, sorun da orda cikiyor zaten yoksa ucaga sokmakta sikinti yok.

dutyfree degilse bence sormazlar ama emin degilim sonucta cikolata kacakciligi hic duymadim ben :D

Türkiye de gümrükten çıkarken kardeş aç bavulu bakcez derse pis gümrükçüler o zaman sorun çıkar yoksa bişicik olmaz riskli

hiç bişey olmaz.

imax simemalarda gösterilen film dvd'den gösteriliyor imax birincisi bu dvd yi kastediyordur
ikincisi piyasada olan
diye düşünüyorum

2. yi indir hiç sıkıntı olmasın

laptop ekranından ne fark edebilir ki zaten

imax 3d değil mi ? ( ses ve görüntü )

imax 3d değil, görüntü pc den blu ray izlermişsin gibi oluyor sinemada, çok kaliteli, seste kaliteli

@esenboga adam tv de izleyecegim demiş, gerçi yine bir şey farketmez

istanbul

çanakkale

ama işe de bağlı.

neden?

çünkü temiz, güvenli, doğası-denizi güzel, insanları iyi, eğitim ve sağlık sistemi güzel, kalabalık değil, komşu şehirler güzel vs..

ama dediğim gibi kazancına da bağlı. ama büyük şehirlerdeki gibi kazanmana da gerek yok. bir avantaj da o.

ankara

edit: abi çoook kalabalık değil. çankaya'da isen insanı güzel.

istanbul : paran yoksa sıkıcı
ankara : küçük ama eğlencesi sınırlı,bi yerden sonra sıkıcı(deniz yok ya)
izmir : eğlence orta,yaşam orta,yer mekan ankaradan iyi(kordon) istanbuldan kötü
eskişehir : öğrenciye güzel

Bursa nilufer

edirne

ne istediğine bağlı olarak değişir. yozgat bile çıkabilir.

bursa diyorum ben de.

sinop da süper.

@ermanen çanakkale dediğin için saygılarımı sunuyorum. aynı fikirdeyim.

türkiye'de yaşanmaz.

aslında şehirlerin coğrafi özelliklerini geçersek insanı şehre bağlayan sosyal durumu bence, başkalarıyla ilişkileri, yani sevdiğin insanlar, anlaştığın insanlar neredeyse yaşanacak yerde orasıdır bence, benim içinde o insanları bulabileceğim yer İstanbul

@cosmicstring insanları iyi olmalı, çevre bilincine sahip olmalı, sokakta gözgöze gelince birbirinden ürkmemeli. yerel hizmetleri çok iyi olmasa bile bir standarda sahip olmalı.

@nurigagarin o açıdan bakınca benim için de istanbul. karamürsel'de oturup izmit'te çalışıyorum. sevdiğim tüm arkadaşlarım istanbul'da neredeyse. okul/iş derken neredeyse 10 senem istanbulda geçti, keşmekeşliğe, saçmalıklara daha fazla dayanamadığımdan ailemin yanına döndüm. insan profili bakımından kocaeli de istanbul'dan farksız, daha kötü hatta. ama istanbuldaki gibi yoğunluk olmadığından biraz zorlayınca kendimi sıyırabiliyorum.

zenginsen istanbul
orta kararsan izmir
öğrenciysen eskişehir

Türk olduğundan bilirsin, burada fakire yaşam hakkı yok.

"insanları iyi olmalı, çevre bilincine sahip olmalı, sokakta gözgöze gelince birbirinden ürkmemeli. yerel hizmetleri çok iyi olmasa bile bir standarda sahip olmalı."

bu durumda çanakkale.

onu izledim kankü başka yok mu

baktım buralara da bulamadım. yok heralde. broken sword oyunu ayarında bir şey arıyordum.

www.imdb.com

kendi nüfus cüzdanını gösterip annen ve baban için nüfus kayıt örneği alabilirsin.

Ama hesap cuzdani verilmez. Anne baba talimat yazarsa ogluma verin diye belki o sekilde.

Hayir tabi ki sikayet edin kesilen tutarlari alirsiniz.

poliçe teklifini deseydiniz kabul etmemiş olurdunuz. poliçeyi gönderin demek kabul etmek gibi bir şey oluyor zira kesildikten sonra poliçe adı veriliyor. iptal ettirin kalan ayların parasını geri alırsınız en azından.

week

week?
work veya workpiece`te olabiliyormus.

ya çok saçma olurdu deney düzeneyi week olsaydı =)
ama ben de başka çare göremedim.
teşekkürler

ben direkt week diye dusundum.
simdi adam soyle demis orijinal deneydeki gibi stimuli ve prosedurler kullandik, fakat biz yaparken 15inci deneyden sonra durduk, 1-3 haftalik bir gecikme ile tekrar denekleri topladik, 16-26 arasi deneyler sonradan yaptik yani diyo....

bildigim kadariyla belli miktar üstünü cekmek isterseniz bi süre önceden haber vermeniz gerekmekte.

bazen hatta bankalar komsu isyerlerinden borc alabiliyorlar, bu siklikla da karsilasilan bir durum kapalicarsida.

batarlar. çünkü %10 falan olsa yetiyor ellerinde. ki o civarda paraları oluyor. bir anda karşılamaları mümkün değil herkes çekmeye kalkarsa. zaten o yüzden söylentiler bile batırabiliyor bankaları. sağlam bir banka batacak diye dedikodu çıkarsa insanlar paralarını çekmeye kalkışıyor ve banka durduk yere batıyor. O yüzden böyle söylentiler çıkartmak abd'de yasak bildiğim.

Aslında kişinin parasını hukuki olarak makul bir süre içinde vermek zorundalar. Amma ve lakin, dünya üzerinde kayıtlı olan para kadar nakit yok, olamaz da zaten. Hatta ve hatta dünya ekonomisi açık vererek dönüyor ve büyüyor. Hal böyle iken olur da herkes aynı gün paralarını çekmeye kalkışsa ülke ekonomileri ve dünya ekonomisi batar. Zaten 1929'da ABD'de ve dünyada; 2001'de Türkiye'de olan da budur zaten...

Üst limit yerine normal banka hesaplarını düşünelim. Önceden haber vermek zorunda olmadığımız hesapları :

Ortalama 30.000 TL desek, 1000 kişi aynı gün içerisinde 1 adet banka şubesinden parasını çekmek istese bu 30 Milyon TL eder. Nakit olarak bu kadar paraya sahip olduklarını sanmıyorum. Böyle bir durumda "Şubemizde şu anda bu kadar para bulunmuyor x şubesine gidin" mi derdi ? Ben müşteri olsam "Bu sizin çözmeniz gereken bir sorun, ben şimdi ve şu anda hesabımı kapatıp paramı istiyorum" desem ne olurdu ?

Not : Kapalıçarşıda bankalar komşu işyerlerinden hani esnafın birbirine alıp - verdiği gibi mi borç alıp veriyorlar ? Faiz filan işliyormu nasıl oluyor ?

Yani aslında üzerine bu kadar çalışılan, sayısız güvenlik, analiz, risk vb çalışması yapılan o "Yenilmez Armada" bankacılık sistemi bildiğin iskambil kağıdından kaleymiş öyle mi ?

İnsanları sırf 1 gün için tüm paralarını çekip ertesi gün tekrar bankaya yatırmaya ikna etsek, bu 1 gün içerisinde tüm sistem alt üst olur yani...

en basta sizin dediginiz sekilde pek olmuyo bu isler.

belli günlerde paralarini cekecek insanlarin analizi yapiliyor, bu analizlerce neredeyse hic bir zaman hatali cikmiyor, cünkü 1000 insanin hareketlerini arastirmak ve sonuclarini bulmak zor iken, bunu milyona genisletirseniz neredeyse sifir hata ile sonuc almak mümkün.en güzel örnekler bankacilik ve secim sonuclari.

kapalicarsida bu bahsettiklerim bi banka bi kuyumcudan borc alir mesela, 100 bin dolar diyelim, bunu ayni gün ya da ertesi gün yapilan banka teslimatiyla geri öder karsiliginda ek faiz, bonuslar ya da ikili anlasmalar dahilinde bonuslar ile öder.aslinda bi nevi esnafin birbirine borc vermesi hatir gönülünün daha resmi olani denebilir.

cantona şöyle demişti , 5 milyon kişi sokaklarda yürüyüp gösteri yapacağımıza , 5 milyonumuzda gidip bankalardaki tüm paramızı çekelim ve sistemi öyle yıkalım.

fekat , cantona'nın unuttuğu bir şey vardı zannımca. zaten bir ülkede 5 milyon tane akıllı adam olsa , o ülkenin durumu o kadar boktan olmazdı.

@serabetan
Evet milyonlarca insanın bilgilerini içeren analiz ve veri madenciliğinin hata sonuçları 0'a çok yakın çıkar haklısın. Bu yüzden de risk analizleri sağlıklı bir şekilde yapılabilir bankacılık sektöründe. Ama zaten sözünü ettiğimiz durum bu analizlerin dışında kalıyor. Çünkü yüzbinlerce kişinin gidip aynı anda parasını çekmesi durumu engellenebilecek birşey değil, insanların inisiyatifine kalmış bir senaryo.

@muslimovic
Bildiğim kadarıyla Eric Cantona öyle söyledi ama bankadaki parasını da çekmedi. Yanılıyor olabilirim tabi. Bu senaryo gerçekleşseydi tüm ekonomik sistem domino taşı gibi yıkılmaz mıydı sizce de ? Parasını çekmeye gelen insanları silah zoruyla engelleyecek değillerdi ya ?

20bin için beni akşama kadar beklettiler para denkleştirmeye çalışıyorlardı.

yok ya para çekmek yetmez asıl fayt kılabdaki gibi kredi kartı borçlarını hedeflemek lazım. bkm bünyesinde her akşam mesai sonunda tüm bankaların kredi kartı borçluları bi dvdye çekiliyormuş. onu kırsak ve hard diskleri de bozarsak asıl o zaman sistem çöker.

katılıyorum , bence de domino taşı gibi yıkılırdı. çünki bankacılık denilen sistem tefeciliğin legalleştirilmesi üzerine. sizin elinizdeki parayı işleterek veya daha basit anlatımıyla başkasına kiralayarak kendisine artık değer üreten bir sektör bankacılık sektörü.

bir banka açmak için çok büyük bir sermayeye sahip olmanız gerekmez. zaten siz kendi sermayenizi müşterilerinizin evrocukları sayesinde yaratırsınız.özetle , bir insanın yaşaması için gereken oksijeni ona sağlayamazsanız o insan ölür. bankacılık da öyle , bankacılığın yaşaması için gereken paracıkları onun elinden alırsanız , bu sistem ölür. saygılar.

muslimoviç o zaman kuralım mı bir banka? benim birikmiş 5.000 liram falan var, madem çok sermaye gerektirmiyor.

@esenboga

kurarız canımıniçi , sektörü avcunun içinde tutan endüstrileşmiş büyük bankaların ölçeğinde olmasak da , 5.000 liranın işlem hacmini ile gelir düzeyi çok düşük insan profilini hedefleriz. 5.000 lira senin konumundaki biri için büyük bir miktar olabilir fakat üç haneli milyon dolarların geleceği yerden çift haneli milyondolarları esirgemeyen büyük iş adamları olduğunu da unutma. böyle sığ bir yorum yazarak anlatmak istediğimi anlamamış olduğunu farz ederek şunu söyliyeyim sana ; çok ve az değişkendir. 5.000 lira senin belki de 1 yılda biriktirdiğin bir para olabilir fekat , 5.000 lira benim 1 saatte harcadığım bir paradır belki de. o sebeple , kendi profilini merkez alarak açıklama çevrende gördüklerini. saygılar.

Şununla baksana: whatsizemac.com
Ne yer kaplıyor rahat rahat görürsün.

Çöpe bakıyor musun?

cleanmymac diye bi program var bi de, onu çalıştır. dil paketleri falan var. programın açıklamasını okursan orada anlatıyor.

cleanmymac sadece 3 gb kadarını halledebildi.sıkıntı burda değil anlaşılan teşekkür ederim yiine de

bir kaç haftadır ben de torrent'de 300'den yukarısını görmüyorum. "ılımlı adil kullanım" gelmiş olabilir.

torrentleri "throttle" etmek dünyada sık görülen bir uygulama ama ttnetin yapabileceğinden şüpheliyim.

Son cevaptan anladığım kadarıyla teknik olarak mümkün bu. Peki bunu yaşayanlar sabit bir hız alabiliyorlar mı, yoksa benim gibi hızda değişmeler oluyor mu?

Ben 3-4 torrent ayni anda indirirken internet hizimin tamamyla download yapabiliyorum. O sitede ne ciktiysa onunla iniyor. Portlarla ilgili olabilir cok anlamiyorum acikcasi

bu tarz panelleri sabote etmek icin ozellikle salonlara gelen gruplar oluyor zaman zaman. ama kampuste 5 yil boyunca bikac kez denk gelmisimdir protestoya. Ha bir de tam siyasi degil ama anti kapitalist koc yumurtasi olayi vardi aklima gelen. aratirsan bulabilirsin.

simdi rahatsız edici derken neyi, kimi? alakasız insanlar neden eylemin icinde bulsun kendini?
ha 5 yıl boyunca bikac kez denk gelmişimdir diyen arkadasın da 5 yılı nerde geçirdigini merak ettim, sosyete kantinden hiç cıkmasa bile gelip orda 1-2 eylem yaparlar 5 yılda. mesela videodaki tipleri cok net tanıyorum, hafta 1-2 kez gordugum simalardı. ama bogazici'nin eylemleri bi komiktir. yemekhanesi en pahalı devlet universitesi olmasına ragmen bu dert edilmez, ya da şakirt yuvası olmasına ses cıkarılmaz ama bogazici "muhalif"leri icin en önemli sey kürt kimligidir. ben videoyu izlerken baya guldum, hele son saniyelerde biri ben senin oyunlarınla basedemedim mısrasını tekrarlıyordu. baya eglenceli bence.

çok çok az olur. fakat sorunsuz, temiz şekilde biter. kimse birbirine karışmaz.

her gün bi olay olur. arada alakasız insanları göstericileri alır yerler bu tipler. sakın gelme.

Bunun nesi rahatsiz edici ki? Sen ozel universiteye falan git.

Hahaha, CHP faşist, MHP ırkçı, AKP şeriatçı, bu mallara göre tek dürüst, vatansever, adil parti BDP galiba. öcalan Nobel Barış Ödülü alabilecek bir barış kelebeğidir bunlara göre.

Eşeğe Altın semer misali, adam boğaziçinde okuyor, gene mal, gene mal

beni neyin rahatsiz edip neyin etmeyecegine esenboga karar vermedigi gibi orada konusma yapmaya gelmis bir adam boyle sacma hareketlerle engelleniyorsa bu olay "alakasiz" insanlari da etkiler.
adam gibi cevap verenlere tesekkurler

3. dünya ülkesinden amerikaya çalışmak için gitmek isteyen herhangi birinden farkını göremedim. girişkenlik? eş dost?

Hem de dogus universitesi? İmkansiz...

abd zaten internet kurdu kaynıyor, geek ve nörd cenneti, bize ekmek çıkar mı orda, emin değilim.

bildiğin uyduruyorsun:) örneğin kosova var 2008 de kuruldu.

kosova?

bir ülkenin kurulması için denize sınırı olması zorunluluğu yok. öyle demelerinin nedeni şu: bir ülke kurulduktan sonra ayakata kalabilmesi için ticaret yapmak zorundadır. olası bir kürdistan devletini bu coğrafyada hiçbir devlet istemiyor. eğer olası bir kürdistanın sınırları sadece kendisini istemeyen devletlere (iran,ırak,türkiye, suriye) komşu olursa dış dünyaya kapanır ve 3-5 seneye kendilerini yiye yiye çökerler. ancak denize kıyısı olursa dünyanın istediği yeri ile hem ihracat hem ithalat yapabilir. ülkeye giriş çıkışlar kendi inisiyatifinde olur.

kısaca olası bir kürdistan, zazazistan, çerkes imparatorluğunun vs. bu coğrafyada kurulabilmesi için kendini dış dünyaya bağlayacak olan bir limana sahip olması gerekir

sen entryde verilmek istenen mesajı yanlış anlamışsın:) elbette bir ülkenin kurulabilmesi için denize kıyısı olması gerekmiyor. o yorumu yazan kişi "kürdistan denen saçmalığın petrol ve diğer malların ticareti için deniz lazımdı, kuzey suriye olayları da buna hizmet ediyor" demek istemiş. devlet kurmak için gerekli olan coğrafi özellikten bahsetmemiş. özel olarak, kürdistan saçmalığına ne gerektiğini belirtmiş.

en.wikipedia.org

Cevaplar için teşekkürler. Peki Bosna Hersek'in Hırvatistan kıyılarını ikiye bölen ufak kıyısının sebebini biliyor musunuz? Madem başladık, o konuda da cehaletimiz üzerimizden gitsin.

Edit: geldiler'in paylaştığı bağlantıda, sınırlar belirlenirken o küçük kıyı Bosna'ya Osmanlı mirası olarak kalmış. Ancak sınırlar belirlendikten sonra o bölgede Bosna Hersek için herhangi bir karayolu veya demiryolu düzenlemesi yapılmadığı, ancak günümüzde o kıyının aktif kullanımı için değişiklikler yapılmak istendiğini belirten bir madde var.

Yalniz uluslararasi hukukta zaten deniz kiyisi olmayan devletlere denize gecis hakki verme zorunlulugu var.

birkaç tarzı var, ben bizim oynadığımızı yazayım.

o okların birlikleriniz olduğunu düşünün. oynayan kişi sayısına göre herkese dağıtılır onlar, kaç adet olacağı kılavuzda yazar. daha sonra bütün ülke kartları sırayla herkese dağıtılır, herkesin bölgesi belli olur ve tekrar sırayla herkes birliklerini istediği şekilde bu bölgelere yerleştirir. böylece harita belli olur. daha sonra görevleri yapmaya başlarsın. nasıl saldırı yapılacağını filan biliyorsunuzdur diye düşünüyorum, onlar açıkça yazıyor zaten kılavuzda...

Cok farkli bi yaklasimda bulunucam siki durun: kutunun icinden dokumantasyon cikmadi mi?

elbette çıktı klavuz ama klavuzdan bir şey anlamadık. yeni riskmiş bu, eskisi gibi askerler atlar falan yok. klavuz çok kopuk anlatmış.

alin teri degil copy paste...
ozet gecemiycem.

Risk Oyunu Fransız film yönetmeni Albert Lamorisse tarafından icat edilmiş ve özgün olarak 1957 yılında “Dünyanın Fethi” olarak Fransa’da ortaya çıkmıştır. Risk oyunu sıra tabanlı bir askeri strateji oyunudur. Standart versiyon 2 ile 6 kişi arasında oynanmaktadır. Oyun 42 bölgeye ayrılmış bir dünya haritası üzerinde oynanmaktadır. Bölgeler 6 kıta şeklinde gruplandırılmıştır. Oyundaki amaç diğer tüm oyuncuları eleyerek dünyanın tek hakimi olmaktır. Oyuncular diğer oyuncuların arazilerini işgal etmek için ordularıyla diğer oyuncuya ait olan bölgeye saldırırlar. Bu saldırma işlemi zarlar atılarak gerçekleştirilmektedir.

Masaüstünde oynanan standart bir risk oyunu askerleri simgeleyen farklı renklerde küçük plastik parçalar bulunmaktadır bu plastik parçalar asker sayısına göre 3 türdedir piyadeler tek bir askeri birliği simgeler, süvari 5 askeri birliği simgeler ve topçular da 10 askeri birliği simgelemektedir. Standart versiyonda savunma yapan oyuncu için 2 beyaz zar ve hücum yapan oyuncu için 3 kırmızı zar olmak üzere toplamda 5 zar bulunmaktadır.

Standart bir Risk Oyunu toplamda 72 kart içermektedir. Bunlardan 42 tanesi her bir bölgeyi piyade, süvari veya topçu sembolüyle temsil etmektedir.Eğer oyuncu bir sıra(turn) sonunda en az bir bölgeyi işgal etmeyi başarırsa o oyuncu kart ile ödüllendirilir. Her bir sıra sonunda en fazla 1 kart elde edilebilir. Eğer oyuncu bu kartlardan aynı sembolde olan 3 tanesini veya farklı sembolde olan 3 tanesini biriktirmeyi başarabilirse bu oyuncu sıra ona geldiğinde ticaret yaparak kartları ordu ile değiş tokuş edebilir. Bu kartlar ayrıca ilk başta bölgeler dağıtılırken de kullanılabilmektedir.Oyunda ayrıca 2 tane wild kart bulunmaktadır. Bu kartlar her 3 sembolü bir arada bulundurmaktadırlar ve her üç sembolün yerine de kullanılabilirler. Geri kalan 28 kart ise gizli misyonlarla oynanan versiyon için kullanılmaktadır.

Oyunun Başlangıcı

Oyunun başlangıcında oyunculara verilen ilk asker sayıları oyuncu sayısına göre değişmektedir. Oyuna 2 oyuncuyla başlanıyorsa oyuncuların her birine ilk başta 40 piyade verilir. Eğer oyun 3 oyuncuyla oynanıyorsa her bir oyuncuya 35, 4 oyuncuyla oynanıyorsa 30, 5 oyuncuyla 25, 6 oyuncuyla oynanıyorsa her oyuncuya 20 ordu verilir. Daha sonra oyuncular her bir bölgenin bir sahibi olana kadar sıra onlara geldiğinde bir bölgeyi seçer ve oraya asker yerleştirir. Tüm bölgeler sahibini bulduktan sonra oyuncular istediklere bölgelere kalan ordularını da yerleştirir ve oyun başlar. Alternatif bir yol olarak wild kartlar dışındaki bölge kartları oyunculara dağıtılır ve oyuncular dağıtılan kartlardaki bölgelere sahip olmuş olur. Oyuncuların hangi sırayla oynayacağını belirlemek için de zarlar atılır ve oyun o sırayla oynanır.

Oyuncuya her sıra geldiğinde oyuncu öncelikle ona verilecek olan orduları kendi bölgelerine dağıtmalıdır. Oyuncuya her sıra da verilen asker sayısı oyuncunun sahip olduğu bölge sayısına bağlıdır. Oyuncunun sahip olduğu toplam bölge sayısı 3 e bölünür ve sonuç en yakın tam sayıya yuvarlanır ve oyuncuya o sayıda ordu verilir. Eğer bu sayı 3 ten daha küçük çıkarsa oyuncuya 3 ordu verilir (Her sırada oyuncuya verilecek minimum asker sayısı 3’tür). Ayrıca oyuncular belli bir kıtadaki tüm bölgelere sahip oldukları takdirde ekstra asker kazanırlar. Bu ekstra asker sayısı elde edilen kıtaya göre değişmektedir. Bu sayı Asya için 7, Kuzey Amerika için 5, Avrupa için 5, Afrika için 3, Avustralya ve Güney Amerika için ise 2’dir. Bunun dışında oyuncu kartlarını kullanarak ticaret yapabilmekte ve ekstra ordular kazanabilmektedir. Oyuncunun elinde 5 kart bulunduğunda oyuncu ticaret yapmak zorundadır. İlk alışveriş 4 takviye, ikinci alışveriş 6 takviye, üçüncü alışveriş 8 takviye, dördüncü alışveriş 10 takviye, beşinci alışveriş 12 takviye ve altıncı alışveriş 15 takviye asker getirmektedir. Bundan sonraki her alışveriş bir önceki alışverişte kazanılan takviye asker sayısının 5 fazlası kadar takviye asker kazandırmaktadır.

Saldırma

Oyuncu sıra kendisine geldiğinde sahip olduğu bölgelerden komşu veya deniz yolu ile bağlantılı olan bölgelere saldırı yapabilir. Savaşın sonucu atılan zarlar sonucunda belirlenmektedir. Saldırı yapan oyuncu 1, 2 veya 3 orduyla saldırı yapabilir. Buna bağlı olarak aynı sayıda zar atmalıdır. En az bir ordu savaşa katılmayacak şekilde yapılmalıdır saldırılar çünkü bir bölgede en az bir asker kalmak zorundadır. Hücum yapan oyuncu zarlarını atmadan önce savunma yapacak oyuncu 1 veya 2 zarla direneceğine karar vermelidir. Savunma oyuncusunun o bölgede sadece bir ordusu varsa bu durumda 1 zarla direnç gösterebilir. Oyuncuların attıkları zarlar karşılaştırılır ve daha büyük zar atan oyuncu kazanır eğer her iki oyuncu 2 den fazla zar atmışsa zarlar büyükten küçüğe sıralanarak önce en büyükler sonra daha küçük olanlar karşılaştırılır. Beraberlik durumunda savunma yapan oyuncu oyunun galibi olur. Oyuncu zarları karşılaştırdıklarında her yenilgi sonrası 1 bölgedeki 1 ordusunu oyundan siler.Atılan ekstra zarlar göz ardı edilir ve sonucu etkilemez. Eğer saldırı yapan oyuncu başarılı bir şekilde savunma yapan oyuncunun son ordusunu da bölgeden silerse oyucu işgal ettiği bölgeye en az son zar atışında saldırı yaptığı asker sayısı kadar ordu taşımalıdır. Oyuncu sıra diğer oyuncuya geçmediği sürece bir turn’de istediği kadar saldırı yapma hakkına sahiptir. Saldırı yapmak isteğe bağlı bir olaydır oyuncu sırasını hiç saldırı yapmadan da geçme hakkına sahiptir. Eğer saldırı yapan oyuncu savunma yapan oyuncunun elindeki son araziye saldırır ve oyuncuyu oyundan silerse oyundan çıkan oyuncu elindeki tüm kartları saldırı yapan oyuncuya devretmek zorundadır. Kartları devralan oyuncu 5’ten fazla karta sahipse o anda elinde 5 ten daha az kart kalana kadar ticaret yapmak zorundadır. Eğer savunma yapan oyuncunun en az bir bölgesi hala duruyorsa saldırı yapan oyuncu risk kartlarının destesinden bir kart çekme hakkına sahip olur.
Oyunda Uygulanabilecek Basit Stratejiler

Resmi kurallar kitapçığında 3 temel ipucu verilmiştir oyundaki stratejilerle ilgili.

1. Oyuncular öncelikle belli bir kıtayı işgal etmeyi amaç edinerek ekstra ordular elde edebilirler.

2. Oyuncular ordularını diğer oyuncuların topraklarıyla sınırı olan bölgelere koyarak hücum hazırlığı yapabilirler.

3. Oyuncular kendi sınır bölgelerini güçlendirerek gelecek hücumlara karşı daha etkili savunma yapabilirler.

Kıtaları elde etmek asker takviyesi açısından en önemli stratejidir. Oyunun başlangıcında Avustralya birçok oyuncu tarafından işgal edilmek istenmektedir. Bunun nedeni Avustralya’nın sadece bir bölgede (Siyam veya Endonezya’da) asker biriktirilerek savunulabilmesidir. Diğer savunulması kolay olan bölgelerden birisi de Güney Amerika kıtasıdır. Güney Amerika kıtası da sadece 2 bölgeden savunma yapılarak savunulabilir. Diğer bölgelerden Kuzey Amerika ve Afrika 3 bölgeyi, Avrupa 4 bölgeyi ve Asya 5 bölgeyi savunarak elde tutulabilir.

Oyunda kullanılabilecek diğer önemli strateji zayıf ancak elinde fazla kart bulunduran oyuncuyu eleyerek onun kartlarına sahip olmak dolayısıyla ekstra ordu kazanmak olabilir. Oyunda kullanılabilecek meşhur stratejilerden birisi de “Kaplumbağa Stratejisi” olarak adlandırılan bir savunma stratejisidir. Bu stratejide oyuncu ilk başta saldırı yapmadan büyümeyi amaçlar daha sonra belli bir büyüklüğe ulaştığında uygun fırsatı bekler ve diğer oyuncuları art arda eleyerek dünyaya hakim olur.

Dostluk

Oyunda resmi olarak dost olma gibi bir seçenek bulunmamaktadır ancak oyuncular çıkarları doğrultusunda diğer oyuncularla anlaşmalar yaparak birbirine yardım edebilirler. Bu tarz anlaşmalarda anlaşmanın bozulmayacağına dair hiçbir güvence bulunmaz ve oyuncu içgüdülerine dayanarak anlaşma yapmak, diğer oyuncuya güvenmek zorunda kalır. Bu tarz anlaşmalar zayıf oyuncular arasında daha güçlü olan oyuncuya karşı birleşerek hayatta kalmayı amaçlar ya da belli bir yerde savaşa gireceğimiz zaman diğer kişiyle sınırda bulunan ordularımızı o bölgeden diğer bölgeye taşıyarak savunmasız bıraktığımız bölgede diğer oyuncunun bize saldırmaması için anlaşma yapılabilir.
Başkentli Risk

Başkentli Risk, Risk Oyununun bir türüdür. Burada her oyuncunun bir başkenti bulunur ve bütün başkentleri işgal etmeyi başaran oyuncu oyunu kazanır. Risk Oyununun başkentli versiyonu genel olarak klasik risk oyununa nazaran daha kısa sürmektedir.

Gizli Görevli Risk

Risk Oyununun gizli görevler bulunan versiyonunda her oyuncuya farklı görevler verilir ve görevini ilk tamamlayan oyuncu oyunu kazanır. Oyunculara verilen görevler oyun sonuna kadar gizli tutulmak zorundadır. Görev örnekleri aşağıda sıralanmıştır.

· Avrupa, Avustralya ve başka bir kıtayı işgal et

· Avrupa, Güney Amerika ve başka bir kıtayı işgal et

· Kuzey Amerika ve Afrika’yı işgal et

· Kuzey Amerika ve Avustralya’yı işgal et

· Asya ve Güney Amerika’yı işgal et

· 24 Bölge işgal et

· 18 Bölge işgal et ve her birinde 2 ordu tut

puanları yüksek olanlar beyazıtta -siyasal fakültesinde ve iktisat fakültesinde. diğeri ise avcılar işletme fakültesinde.

bi tanesi işletme fakültesinde , avcılarda (ingilizce işletme de burada. A sınıfı ingilizce diğer sınıflar türkçe eğitim veriyordu en son 2005 dehatırladıgım kadarıyla.. abim de ingilizcesinden mezun. )

1 tane farklı bir fakültede var işletme yanlıs hatırlamıyorsam iktisat fakültesindeydi o da. beyazıttaki kampüste..

sanırım 3.cü de ikinci öğretim filandır.. 3.yü salladım farklı bi fakültede bi tane daha acmıs olabilirler ,istanbul üniversitesi garip bi yerdir yapmıştır kesin..

Bu direkt klavuzda böyle yazmaz sanırım.Şöyle ki ;

İşletme Fakültesi-İşletme Bölümü Avcılar'da.
İktsat Fakültesi İşletme Bölümü Beyazıtta.
Siyasal Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Beyazıtta.

Eğitimleri hakkında bilgim yok ama Avcılarda okumak yerine diğerlerini seçmek daha mantıklı gibi.Hatta siyasalın ki daha iyidir.

Direkt kilavuzda yazmiyor mu? Neo'nun dedigi gibi iste. İsletme fak, iktisat fak, siy bil fak. İngilizce isletme bunlarin hepsinden iyi olur ama puani yuksek sanirim.

isletme, isletme fakultesinde okunur.

özel yurtta kalırsan 500 1 ay yetmez.

1) devlet yurtları 250-300 diye hatırlıyorum. ilerleyen dönemde, 4 kişi eve çıkar kişi başı 125 falan verirsin. fakat totalde 500 yetmeyeceğini üşünüyorum. onun üzerine 300 daha koyabilirsen kebap olur.
2) hayır yaşamazsın. eskişehir gerçekten güzeldir. şaşıracaksın :)
3) istanbul gibi değil. ucuz yemekte bulursun pahalıda. mesela geldin, hemen haller diye yeri bulup karşısındaki plavcıyı keşfediyorsun. ev yemekleri, ucuz gayet. yol masrafı zaten yok her yer yurumelık veya tramvay. bunun dısında iş bulabılırsın çok yer var. aradaıgın herseyı bulabılırsın. kızlar güzel, erkekler yakışıklı. başka ?

:)) daha bilgiye ihtiyacın olursa gelmeden once, geldiğinde sözlükten msj at.

özel yurtların fiyatı 250-800 arası.eve çıkarsan da bi 250 harcaman olur.
adaptasyon sorunu yaşarsın benim istanbuldan gelen pek çok arkadaşım uzun süre yaşadı bunu. sebebi oldukça küçük olması ve alternatiflerin sınırlı olması ama illaki alışırsın ve alışınca seversin.
şehir pahalı değil. hatta yer yer oldukça ucuz.

sigara içmiyosan her türlü rahat rahat okursun.ben sigarayı bıraktım cebimdeki para bitmiyo valla.

anadolu üniversitesine yakın bi özel yurrta kalmıştım ilk sene. 2 kişilik oda kişi başı 300e kalmıştık arkadaşımla. yurt güzeldi ama ortamı yoktu. ortak bi alanı yoktu pek. tabi anadoluya yakın çok pahalı ve lüks yurtlar da var. sonra apartlar var sürüyle. onlar daha ucuz olur. araştır bütçene göre içine sinen bi yer bulursun her türlü. şehir pahalı mı dersen istanbuldan biraz daha ucuz. yemek seçeneği çok. mekanlarda içmek istanbuldan daha ucuz. diskolara girmek sıkıntı bile değil mesela. konserler falan sudan ucuz nerdeyse. toplu taşımaya çoğu zaman gerek yok. bu da büyük bi avantaj bence. tabi okuyacağın kampüse bağlı. yunus emre kampüsüne yürürsün de 2eylüle mecbur otobüs.

500 yetmez ama oteki konularda sikinti cekmezsin

20 yıl vermiyorlar 10 yıl veriyorlar bildiğim oda sağlık sigortası falan herşeyini yaptırıyorlar sen ölsen bile sigorta paranı ödüyor böle oluyor bu işler,

Ama artık yeni moda topraktan ev almak yani toprak alıp bunu kat karşılığı mütahite yaptırmak ben öle yaptım.

@basond

mümkünse detay verebilir misin? nerede, ne kadara vs.

mesaj attım.

15 yıllık kredi aldım, kaldı şurada 3 yıl. Ev değerinin iki katına çıktı. Gönül ister tabii bir kerede cart diye ödemek ama öyle maça yok bizde :)

Ölme mevzuu ayrı tabii, Allah gecinden versin de ya ölmez 80-90 yaşına kadar yaşarsan. Emekli olduğunda kiraya para yetiştiremezsin. Haa banka da senin ölme riskini sigortayla kapatıyor zaten. Onlar senin ölünle dirinle ilgilenmez. Parasını almaya bakıyor haliyle.

10 yıllık kredi aldım, henüz 19 taksit ödedim. imanımı gevretiyor ama ev benim evim, çocuklar liseye gittiklerinde maddi olarak daha rahat olabileceğim diyebiliyorum.

30 yila kadar kredi var. 30 yasinda bi insan 15 yil kira odemektense kendi evinin borcunu oduyor iste. Bunun nesi yanlis anlamadim.

türkiye'de büyük oranda 5-10 yıllık kullanılıyor zaten. 20-30 yıllık kullanan çok azdır. ekonomisi, yönetimi istikrarlı olan ülkelerde o kadar uzun vadeli kredi kullanma oranı fazladır.

0 araba isteyebilirsiniz, bu sansiniz da hakkiniz da var. ama siz istediginiz de ya s.ttir cekerler, yada gulerler. en fazla neden duzelttiniz, orjinal parca takin diyebilirsiniz, yada servis ucreti vermiyorum vs diyebilirsiniz ama zor o isler.

servis ücreti vermeyin. bir de nasıl çarpmış görmeniz gerekli. fotoğraf var mı? ciddi bir şey olup size hafif gibi yansıtmış olabilirler mi? kaç gün içinde oldu bu olay?

tüketici hakkına gelince... arabanın sıfırı olmaz. en fazla dava açarsınız bir kaç sene sürünür. bilirkişi raporunu verir. servis tazminat öder en fazla.

yani önemsiz bir şeyse fazla takmayın.

Hemen git arabanin sifirini vermek zorundalar olur mu oyle vurmak falan.

arabanın uğradığı hasara bağlı olarak değişir. cidden büyük bir hasar varsa ve arabanın değerini büyük oranda düşürüyorsa, arabanın 0'ı talep edilebilir.

ama kısmi bir hasar söz konusu ise, düşük bir bedelle tamir edilebiliyor, düzeltilebiliyorsa 0'ını isteyemezsiniz.

Yuksek ateste yanar cunku. Kavrulur yapisir.

yüksek ateşte pişirirseniz o yemek pişmeden suyu uçar gider, dibi tutar falan filan.

bazı yemeklerin(özellikle et yemekleri) kısık ateşte pişirilmesi gerekir.nedeni ise yerken sert olmaması ve daha lezzetli olması içindir.et hızlı pişerse sert olur.bu bazı sebzeler için de geçerlidir.

3 kezdir yemek yapıyorum kısık ateşte, 1.5 saat filan etleri haşlıyorum, 4 saat de diğer malzemelerle (patlıcan, biber, domates, vb) birlikte pişiriyorum. Belki abartıyorum, ama sonuç harika oluyor. Uzun sürdüğünden dolayı sadece haftasonları yapabiliyorum, babam geceden yapıyor yemeğini mesela, ben yapsam tutamam yerim diye gece yapamıyorum :)

yüksek ateşte dışı yanarken sebzelerin vb. içi tam pişmemiş oluyor. usta aşçılar hep kısık ateşte yavaş yavaş pişirirler, öyle kendi suyunu salan sebzeler falan da daha lezzetli oluyormuş. yemek yapmak sabır işidir. aceleye gelmez derdi kesin milor burda olsa.

15000*36=540000
15000*48=720000
20000 demirbaş
benim hesaplarıma göre şirket değeri 700000 filan ama fazla güvenmeyin benim hesaba

Bunun kriterlerinde koskoca danismanlik sirketleri bile sabit bir formul bulamiyor eksiduyuruda biz ne diyebiliriz ki? Eger onemli bir seyse bence ciddi bir degerleme danismanlik sirketine basvurun deloitte pwc kpmg vs gibi.

Mesela domain adinin piyasa degerini nasil olceceksiniz de aktiflestireceksiniz? İste bunlar ciddi uzmanlik gerektiren isler.

Karışık işler bunlar. Danışmanlık şirketine başvucaksın ama yukarda sayılan 4 büyük şirketten birine başvurursan çıkan fatura senin sermayenin %10'u kadar olabilir :)

Daha kişik şahıs ymmm şirketlerine başvur. Bu 4 büyükten ayrılmış kişilerin kurmuş olduğu Danışman şirketleri var, onlar senin derdine derman olur.

alacaklının da muvafakat etmesi gerekir. aksi takdirde yeni bir kefil alabilseniz de eski kefilin kefaleti devam eder.

@rm: Sizin bahsettiğiniz konu kefillikte eş onayı ile ilgili. Maalesef bir işime yaramıyor.

@ground: Peki alacaklı kurum veya kuruluş(şahıs değil) böyle durumlarda sıkıntı çıkayor mu? Sonuçta kendisini etkileyeceğini düşünmüyorum.

Siz tabi ki devredemezsiniz ama banka alacagi icin hukuki takibe gittigi zaman borca maddi teminat almissa once bu teminatin paraya cevrilmesini isteyebilirsiniz. Maddi teminat yoksa, acikcasi muteselsil kefil borclu kadar borcludur, ayni derecede yani. O yuzden nasil oderiz diye dusunmeye baslayin maalesef...

@esenboga: Borçlunun oğlu veya kızı kefilden daha yakın olduğuna göre borcun tahsilinin bu şahıslardan alınması daha adaletli olmaz mı? Hukukta bu konu hakkında hiçbir emsal, çıkar yol, kolaylık yok mu? Haa babam kefil olmakla zaten hatayı yapmış ama bundan sonrasını kurtaramaz mıyız şimdi hiçbir şekilde?

Kurtaramazsiniz.

genel olarak alacaklı kişiler kefilin değişmesini istemezler. hele de adam kefilllikten çıkma için uğraşıyorsa daha da şüphelenip istemezler. ancak yeni gelecek kefil daha garantibir kişi ise, yani malvarlığı vs daha iyi ise kabul edebilirler diye düşünüyorum.

Duzeltilemez

isp merkezin adanada büyük ihtimal.

kola, yağsız pilav, patates (haşlanmış)

leblebi ve muz

kola asprin yarım saatte kesin çözüm.

Haşlanmış patates faydalı oluyor diye biliyorum ben.

turk kahvesi + limon

bir corba kasiginin yarisina turk kahvesini alin uzerine de yarim limon sikin ve oylece yutun. kesin cozum.
veya medikal bir oneri olarak, lopermid.

sumaklı haslanmıs patates

limon tuzu yarım çay bardağı su ile yut.
1 çay kaşığı kahveyi yarım çay bardağı su ile gargara yaparak ye.

ilacı var eczaneden gidip alabilirsin.

Reflordan baska caresi yok.

kefir yoğurt turşu şalgam suyu

virus vs. ise yukarıdakilerin hepsi geçersiz.

acil.

vardır. orta düzey market zincirlerinde de vardır. şarküteri kısmına bak.

marketlerde var. ben şahsen tukaş marka olanını öneririm. diğerlere göre hem daha etli biberlere sahip hem de daha lezzetli.

bim'de bile var.
resmi de şöyle: www.adepo.com

ayrıca turşucularda bunun bütün/dilimlenmemiş hali bulunuyor artık.

Ankara / 100.Yıl Migros'ta açık olarak satılmakta. Kg fiyatı 7,95tl.

turşusu var her yerde. kendisi nerelerde var bilmiyorum.

Tursusunu alacaksan rengi fazla koyu olmamasına dikkat et. İkidir annem alıyor koyu renklisini, 6-7 aydır satılmayı bekliyormuş da bize denk gelmis gibi.

kühne jalapeno diyorum başka bişey demiyorum. bulabilirsen tabi.

metro grosmarkette var

Bunu sarkuteri reyonunda acikta bile satiyolar 5 yildir bi de "siz cahiller bilmezsiniz" dercesine pic koymus. = D ne insanlar var ya su duyuru hakkaten ilginc bir ortam

o kadar fazla yerde gordum ki, artik typolardan basim dondu.

jalopane, jolopeno, jolopane vs.

halapenyo okunuyo bu arada :)

yanlış geldin kardeş. bildiğin kamera hareketi var saatlik. bilgisayarla kamera hareketleri yapılabiliyor.

yeni nesil kameralarda / hatta cep telefonlarında panoramik çekim diye bi özellik var. onunla yapılmış olabilir.
(bkz: panoramik video)

time lapse deniyor buna. dediğiniz gibi oluyor. atıyoruum on sn.de bir çekim yapıyor. ardından bilgisayarda birleştiriliyor, gibi.

stop motion yapar gibi oluyor.tripod benzeri araçlar vardır muhtemelen.

edit: sözlüğe yazmışlar bak, o kızaklı kayan aletin ismi dolly imiş.

Direk timelapse iste. Kamerayi da rayli bi sisteme oturtup hareket ettiriyorlar.

projectyose.com

burada bilgi vermiş sanırım videoda linki var.

dynamicperception.com

Daha ne kadar aciklayici olabilirim bilmiyorum

kaydırma şeysi, dolly.

en.wikipedia.org

şöyle ki,

çoğu kamerada olan bir özellik bu. kameraya diyorsun ki, şu kadar dakikada bir kare çek. bunu fotoğraf makineleri de yapabiliyor.

kamera hareketi dersen, onu da aynı şekilde ayarlıyorsun. hareketli dollyler ya da ona benzer aletler var. elektronik kontrollü mekanik aletler. o da şöyle işliyor, ilk pozisyonu kaydediyorsun, ikinci pozisyonu da kaydediyorsun ve diyorsun ki şu kadar sürede ilk pozisyondan ikinci pozisyona gelsin.

hem pozlama hem de hareket süresini aynı girdiğinde böyle bir görüntü elde edersin.

bunu yapabilen pek çok alet var. mailo diye birşey var ki gayet robot gibi kumandalı bir crane ya da dolly dir kendisi.

ama tabi hayal gücü sınırsız, DIY şeklinde de istediğiniz gibi kendiniz bir alet icad edebilirsiniz nasıl birşey istediğinize göre.

bu işlerde istediğiniz çekimler için kamera arkasını da hayal etmeniz gerek...

timelapse sliderları da var. hidrolik motorlu falan. iki ayak üzerinde duruyor genelde bu sliderlar ve üzerinde fotoğraf için kullanılan tripod kafalarından ya da video ve filmde kullanılan hidrolik kafalardan oluyor. bi ayağı yüksek birini düşük falan tutmak da mümkün kafa ile ayar yapılabildiği için.

aha yazıyo açıklamalarda dynamic perception deyü bir firma motion controlled dolly vermiş paşalarıma.

not: dolly de dolly değil dediğim gibi bi slider. dolly öyle olmaz.

Bunlarin oyle mevduat toplama gibi biseyi yok ki gidip hesap actirabilesin. Atmsi falan yok yani yazan kisi yanlis biliyor.

Bi ornek de benden, esnaf kredi kefalet kooperatifi.

garanti'de iki yıl.

Teorik olarak on yil.

Yahu bunun macbookla ne ilgisi var ya.

şifre değiş, uygulamalar listesindeki uygulamaları kaldır tamamen

@esenboga bilgisayar virüsü de olabilir diye düşündüm. bilgisayara bulaşmıştır belki. pek anlamıyorum.

Aynısı bende de oldu da facebook artık beni yormuyor işte , kendi kendine paylaşımlar yapıyor, likelar yorumlar alıyor daha ne olsun , ben sadece izleyici modundayım bi de virüse müzik paylaşımını öğrettik mi sorun kalmaz , şifremi de değiştirip takılır kendi başına

www.beyazitogrenciyurdu.com

Burda kaldim ben. Gedikpasa yokusundadir laleliye yurume mesafesi. Yakin cevredeki tek noncemaat yurdudur. Biraz pahaliydi gerci simdi durum ne bilmiyorum. Bi yil kalin da nasi olsa tiksinip findikzadede eve cikarsiniz sonra.

okulda bursluları bırakalım diye bir birliktelik yok manyak mısınız abi kim söylüyor bunları size valla anlamıyorum. öğrenci menüsü 7-8 tl ama bu yıl artmasını bekliorum. çalışmak kolay kütüphaneye falan başvuruyorsun alırlar. bölümü bilmiyorum.

Maddi acidan zorlamaz ayarlarsin onu da mezun olduktan sonra pek bi maddi beklentin olmasin.