metrobüsle zincirlikuyu. zincirlikuyu metrobüsten de "levent-etiler" tarafına çıkıp, o yöne giden otobüslerle. 43R, 559C, 58N iş görecek otobüslerden.

aslında zincirlikuyudan yürüyebilirsin bile.

@esenboga tarif edersen denerim aslında ? Ya da beşiktaş'a geldiğimde yürünecek mesafede mi ?

@prinz-frots ; beşiktaş belediye binası beşiktaş merkezde değil, levent'te. o yüzden beşiktaş merkez'e gitme sakın :)

@fuel oil söylememiş olsaydın deneyebilirdim teşekkür ederim :)

Gorseli goremiyorum mobilden de oyle cok buyuk sirketlerde ik mudurleri, diger mudurler falan harbiden aliyomus o paralari. Tofasin finans biriminde calisan arkadasim soylemisti.

maaşlarının yanı sıra her sene 7 rakamlı ikramiyeler alıyorlar, aklınız durur.

iskolig.com'a bakabilirsiniz. türkiye'de daha günceldir.

Çok rahat alır

Maalesef hayır, kefille kredi kartı gibi bir durum hiç bir banka için söz konusu değil

kefille kredi kartı hiç karşılaşmadım, ama bir yakınınız kredi kartı alıp size ek kart tanımlatabilir.

Eskidendi onlar

Bence buradan bulursun

www.containerstore.com

dessy'cim tam olarak istanbul'un neresindesin bilmiyorum ama Beşiktaş'ta mutfak eşyası satan her türlü dükkanda var bunlar, üstelik çok ucuza kapatabilirsin.

Cevap: Beşiktaş çarşı-ıhlamurdere tarafları. Hatta Kartal heykeli'ne giderken hemen solda kalan yine mutfak eşyası satan yer tam bir dreamshop ve aşırı ucuz.

magaza.hammaddeler.com

mr fusion, ben göremedim capsteki şişelerden ama?

Metro markette kesin var.

İlave olarak; mercan yokuşunda bişey pasajı vardı. Genel olarak eminönünde kime sorsan gösterir bunları

illa aynısı lazım değildir diye yollamıştım...

Ben jiletle daha hızlı traş oluyorum, tek sebebi bu olabilir. Bir de makine ile aynı yerden tekrar tekrar geçmek gerekebiliyor, düzgün bir jilet ile tek seferde işlem tamam. Ayrıca her cilt/sakal makineye uygun olmuyor.

fotorafa göre makina kılların anasını sikiyormus:) sinek kaydı olmak isteniyorsa makina jilet kadar yakın tıraş edemiyor.

alışkanlık + sinek kaydı traş.

olm makinadan soğuttun beni o nası foto.

cevap: ikisini de kullanıyorum değişmeli olarak

tek sebebi tahriş.
mezun olduktan sonra ilk girdiğim işte babam philips'in çok iyi bir makinesini almıştı bana hediye olarak. 4 ay denedim ancak boynumda sürekli tahriş yaptı, kabardı kızardı boynum. bu sebeple jilete devam ettim.

makine kullanmayanların en büyük sebebi budur.

bir de ben seviyom köpük su filan

Eskilerin bir bildiği olmalı, tıraş olmak sakalların sağlıklı kesilmesinin, düzgün bir görünümün yanı sıra cilt bakımıdır da. Tıraş makinaları pratiklik sağlıyor, duş altına bile kullanabiliyorsun filan ama ben tercih etmiyorum. Düzgün bir jilet, güzel tıraş sabunu ile çok iyi sonuç alabilirsin. Makine ile jilet arasındaki görsel farkını bilmiyordum ama şimdi düşününce tıraş bıçağı kullandığım döneme kıyasla bile jilet kullanmamın farkını ayırdettim.

Ayrıca yakın zamanda bunla ilgili bir başlık açmıştım, o zamandan beri Safety Razor kullanıyorum çok memnunum.

www.eksiduyuru.com

Ek : "Traş" mı yoksa "Tıraş" mı sorusu takılmıştı aklıma doğu kullanmışım, "Tıraş" olarak geçiyor doğrusu :)

Makine jilet gibi yakın tıraş sağlamıyor, hatta kılı kesmek yerine kopararak çalışıyor. Bu da kalitesiz bir tıraş ortaya çıkarıyor. Genelde de kıl dönmesi gibi tahriş gibi problemlere neden oluyor makine.

@burka; ya evet "tıraş" olacak o "traş" değil, dikkat etmemişim :)

makine jilet gibi kesemez. ve daha uzun sürüyor. şekil vermek için zaten makine şart da kalan temiz yerleri yine jiletle alıyorum.

makine cildin içine ediyor.

ikisinide kullandım. her gün traş oluyorsan iyi bir makina güzel bir sonuç verebilir. ama birazcık uzadığında bir kaç kere aynı yerden geçtiğin için cilde zarar veriyor. sonra jilete geçtim tabiki.

belki su altında kullanılabilenler daha az tahriş ediyor olabilir. onları bilmiyorum.

Banka kendisi tanımlıyor. Bir nevi teşvik ediyor işte harcamaya. Eğer krediyi hesabanıza geçirmezseniz bir sorun yok. Zira krediyi alınca borçlu sayılıyorsunuz.

bazıları da çok absürt miktarlarda ama,
"çapraz satış taşıt kredisi 56.100.00 tl"
"çapraz satış konut kredisi 102.900.00 tl" gibi..

dosya masrafı falan da mı ekliyorlar ne yapıyorlar..:)

ayrıca, madem banka beni teşvik etmek istiyor, bunun hakkında bana bi bilgilendirme falan yapması gerekmez mi? ben internet bankacılıgında bu neymiş la diye sekmeleri kurcalamasam hiç görmeyecektim mesela..

bu miktarlarla ilgili olarak bana ne mesaj ne mail geldi mesela...

kredi hareketi ne?

çapraz satış başvuru gibi bir şeyse eğer, şube çalışanları usulsüz olarak başvuru girişi yapmış olabilirler.

kredi hareketinden kasıt, hesaba para giriş çıkışı şeklindeyse zaten hemen amerikan başkanı dahil herkese haber ver ihbar et kesin hesabın usulsüz işlem için kullanılıyor.

yani ekran görüntüsü falan bişey koysaydın daha iyi olurdu.

ekran görüntüsü ekledim soru başlığın altına.. yalnız dün bir arkadş "5tl ile bi şey bi şey başvurusu " yap gibi bir cevap yazmıştı ama silmiş cevabını nedense. onun ne olduğunu ya da ne işe yaradığını tekrar buraları okur da yazarsa sevinirim.
bu arada,
fırsat bulduğum en kısa zamanda şubeye de gideceğim zaten...
cevap yazan ve yazacak herkese de teşekkür ederim..

amatör yorumum: hedef uçak füze ulaşmadan 5-10 sn önce vuralacağını biliyor ve pilot kendini fırlatıyor.

uçak füze ile değil şununla vurulduğundan olabilir. en.wikipedia.org www.youtube.com www.youtube.com

Sorun pilotla degil ucakla oldugundan olabilir. Zaten en mantikli olani da insan oldurulmemesi.

Füzeyle değil topla vuruyorlar pilota atlama şansı vermek için.

ayrıca füze de buum diye gidip uçağı patlatmayabiliyor her zaman. bazıları uçağın çok yakınında patlayıp sadece uçağa kritik zarar veriyor.

Tupperware. 3-4 gün idare eder.

bu benim de aklıma takılan bir soruydu. 3-4 gün az ama ya :/

derin dondurucuya koyup her seferinde gerekli miktarı ayırıp çözülmesini beklerseniz bence haftalarca da dayanır.

Bunun püf noktası yeşilliklerin olabildiğince kuru saklanması. Şu tarz yeşillik kurutucularla kurutup saklayabilirsiniz: images2.sanalmarket.com.tr Veya temiz bir bezle de kurutabilirsiniz.

Ayrıca şu tarz altı süzgeçli saklama kaplarını öneririm: imagessl.evidea.com

Ben bir de üstüne kağıt havlu koyuyorum nemi çekmesi için ve her gün değiştiriyorum.

Gazeteye sar kaldir kuruladiktan sonra ama gazete pek saglikli degil kagit havlu da olur. Buyukcene bi seye koyup ustunu strec filmle kapat.

3-4 günden fazla hiçbir şekilde sürmüyor. kurutucu+tupperware vs her şeyi yaptım. tadı bozuluyor hatta 4. gün.

ayrıca yeşil sebzeler dondurucuya konmaz.

Ananem ayıklıyor yıkıyor, kurutuyor sonra kağıt havlu veya gazeteye sarıp plastik saklama kabına koyuyor. çok dayanıyor öyle. ama püf noktası nemlenmemesi. o yüzden kağıt havlu veya gazete şart.

püf nokta aslında kağıt havlunun değiştirilmesi. nemlendikçe değiştirilmesi lazım.

kağıt havluyu yiyeceklerle pek temas ettirmemekte fayda var. üretim açamasında beyazlatıcı bir kimyasal kullanılıyor ve zararlı etkileri konuşuluyor.
gazeteyi elledikten sonra ellerimizi yıkasak olacak o derece kimyasal dolu.

en sağlıklı olan boyanmamış doğal renginde bırakılmış amerikan bezi dediğimiz bezler. mutfakta mümkün olduğunca pamuklu türü doğal kumaşlar kullanmak iyi olur.

yeşillikleri yıkayın ama doğramadan saklayın. doğrama aşamasında ve sonrasında doğranmış yerlerden besin kaybına uğrar, durdukça besin kaybı fazlalaşır.

yıkadıktan sonra güzelce kurutun. bir bezin üzerine serin alt üst yaparak kurutun.
sonra mutfak bezine koyup sarıp sarmalayın. ister kapaklı bir kapta ister buzdolabu poşetlerinde saklayabilirsiniz.
benim maydonozlar bir hafta oldu neredeyse hala ilk günkü gibiler.

son yıkamada yıkama suyuna biraz sirke döküp 2-3 dakika bekletin.
böcek yeniği olan yaprakları yıkamadan önce ayıklayın.
özellikle lahana, karnıbahar, brokoli alırken böcek ısırığı olmamasına bakın. oldu fark etmediniz aldınız, o zaman o bölgeleri atın, kullanmayın.

anaa, kendimi karatay gibi hissttim bi anda :P

çözünürlükle izleme mesafesi arasında pek bir bağlantı yok bence. ayrıca ne farkeder 30 cm önde arkada? digitürk hd zaten 1080i yayın yapıyor max. yani her halükarda 1080i izleyeceksin. hadi azıcık da upscale yapsın 1080p gibi izlersin en iyi ihtimal. curved olayı bu arada tam bir pazarlama saçmalığı. hiçbir esprisi yok. sırf yapabiliyoruz diye yapıyorlar. ben misal, 28" uhd monitörü bilgisayarda kullanıyorum (4k çözünürlükte elbette) 30 cm'den oyun da oynuyorum 3 metreden film de izliyorum. sorun ne anlamadım. mesafe kısalması ne ya klşklşklş = D uzaktan görünmüyor muymuş?

cetvelle metreyle olcum yapanlar var ama bu is "zevk meselesi". zaten nerden izlersen izle o tv bir sure sonra kuculecek gozunde. keske 50-55 alsaymisim diyeceksin.

İzleme mesafesi önemli. Ama tek başına belirleyici değil.Belirleyici olan hangi kalitede görüntü izleyeceksin.

HD olmayan yayınları yakın mesafeden izlersen tüm karecikleri,kusurları görürsün bir süre sonra tvden soğursun. 4k ve 720p ve üzeri kalitede görüntüleri tabii ki 50 cmden de izlersin 4 metreden de ama bir de HD bile olmayan düz TV görüntüsüne bakmayı deneyin bakalım yakın mesafeden keyifle izleyebilecekmisiniz.

Ben kendi evimde 2.5 metreye kadar 40 inçde izliyorum.Aynı mesafeye tv alsam şu an 42 yada 46 düşünebilirdim ama 48 inç sanki büyük gelir gibi düz yayın izlemek için.

40 inç uhd curved tv aldım, yaklaşık 2,5 metreden izliyorum.
yayın tivibu, 1080i, bir sıkıntı yok, ama kanalın veya filmin, dizinin kalitesine göre ciddi iniş çıkışlar olabiliyor. tv bir miktar upscale ediyor, ama kaynak kötüyse gayet hissediliyor.
4k yayın olarak, trt 4k var sadece, 4k cidden güzel bir şey, umarım avrupa şampiyonasını 4k olarak yayınlarlar, başka da bir umudum yok.

Dogunun sizden daha uzak bir yerindeyim, baska bir urun icin 6 gun sure vermisti teslimat icin. Urun teminiyle ilgili olabilir.

@crescendo

hocam temin ile alakalı olsa istanbula nasıl 2 günde gönderiyor adamlar?

tamamen fikir yürütüyorum, siparişleri biriktirip tek kargoyla çıkarıyor olabilirler.

kargo uçaklarından dolayı olabilir... doğuya 7 günde bir kargo varsa abd'den her gün kargo varsa bu olabilir...

ürünler abd'den gelmiyor. doğrudan çinden geliyor. (meğerki ürnler istanbul depoda olsun)

UPS ile geldiği için ups'in uygulamasıdır, apple ile alakası olduğunu sanmıyorum. ups öyle bilgi vermiştir yani.

bir de o tarihler biraz esnek yazılıyor, orda yazdığından daha kısa sürede geldiği oldu bana.

Evet o tarihler biraz hikaye olabiliyor, telefonla arayıp sorun, müşteri hizmetleri sağlam.

Ürünler istanbulda depodan geliyor, UPS, TNT gibi uluslararası firmalarla gönderiyorlar, eğer o firmaların bölgenizde dağıtımı yoksa bu firmalar alıp sizin bölgenizde dağıtım yapan anlaşmaları olan başka bir firmaya dağıtımı veriyor mesela Aras kargo vs. Bu yüzden operasyon uzuyor olabilir.

tekel olmalarıyla alakası yok tekel oldukları da yok pazar payının kaçına sahipler bu konuda fikrim yok olan varsa söylesin.

nasılına gelince, 110 küsür ülkede faaliyet gösteren on binlerce ortağı olan bir şirketten bahsediyoruz. geçmişlerinde hep turnoverlar yaşanmış.

ben tr için konuştum koçum

türkiyede borsaya kote olup big4 dışında bir firmaya denetim yaptıran şirket ben hiç görmedim. bilen varsa söylesin. buna tekel değil de oligopol denir bu arada.

ölçek ekonomisi de devreye giriyor biraz. büyüdükçe birleşip falan daha da büyüyorlar işte.

türkiye'de yalnız şöyle bir durum var, genelde bu firmalar doğrudan gelip burada şirket kurmaz veya yatırım yapmazlar. misal pricewaterhousecoopers. isminden anlayacağın gibi aslında bu şu anda pwc diye bilinen sanırım 4 firmanın birleşmiş hali. tr'de bu firma aslında "başaran nas danışmanlık vs vs..." şeklinde. yani başaran nas muhasebecileri price'ın isim haklarını kullanıyor.

acemi'nin dediği gibi ama, bilançolarını big4 değil de başka bir firma denetlemişse misal yabancı yatırımcı gelip hisseni biraz zor alır. bu işler böyle.

al bak mesela kap.gov.tr'den ilk gördüğüm dandik şirketlerden birine baktım (başer faktorting), 2014 yıllık mali tablosu "akis bağımsız denetim". yani bilinen ismiyle kpmg - big four'un ucuzcusu konumunda şu anda tr'de.

select ur.urunId, count(ur.urunId)
from urun as ur
inner join siparis as sp ON sp.urunId = ur.urunId
group by ur.urunId

edit: tabii select'e urun id'sini de eklemek lazım.

oracle versiyonunu yazayım

select ü.ürünkodu as ürün_kodu,
count(*) sipariş_verilen_ürün_adedi

from ürünler ü
inner join sipariş s on (s.ürünkodu=ü.ürünkodu)

group by ü.ürünkodu

bu kadar.

çözüm: sen diyet yapma..

her ramazan senin gibi tipler televizyona çıkıp, "ağzımı çalkalasam orucum bozulur mu", "çocuğumu öpsem orucum bozulur mu" gibi aptal şeyler soruyorlar.

içkini iç ama diyet yapma sen.

şarap en hasarsız olanı. ama lowcarb diyette hiç alkol alınmaz.

şarapta karbonhidrat vardır.

rakı, cin, rom(sade), tekila bunlar full serbest istediğin kadar bas geç. ama kilo veremezsin bunları tükettiğin gün o ayrı.

Çin'in gerçekten planlı bir ekonomiye sahip olması olarak yorumluyoruz biz.

Kadın erkek sayılarında 30 milyon civarında korkunç bir fark var sanıyorum. Tek çocuk politikası kadın sayısını azaltmış. Bu dengeyi kurmaları lazım.

çin'in palazlanması olarak yorumluyorum ben

bütçen gayet yeterli. dolayısıyla uhd monitör yine al, ileride bilgisayarı değiştirince 4k kullanırsın.

bende dell u2713h var on numara beş yıldız.

argent dawn ın dediği monütör 10 numara. ben 24,5 uğunu almıştım 27 si pahalı diye.

Evet 860 lira olsa dahi iyi fiyatı var diğer sitelere göre ama stoklarda görünmüyor.
1000-1100 ederi var sanırım.

500den fazla vermem

vestel alma boşver.

vestel kapıdan, bacadan uzak kalsın...

Televizyonunda sıkıntı yaşayan var mı hiç? 3 yıl garanti falan diyorlar...

Google Drive kullanıyorum. Dropbox cloud'dan ziyade mirroring yapıyor tüm aletleri senkronize ederek. Dosyalar cloud'a ek olarak lokale anında indiriliyor. O yüzden ona girmedim. iCloud'u da sevmedim, o yüzden almadım.

Fotoğraflar için Flickr 1TB ücretsiz bu arada.

aynen tonla ücretsiz servis var, flickr verilmiş. icloud'da da fotoğraf için sınır yoktu diye hatırlıyorum.

sorunsuz teslim ettim diye bir kağıt imzaladıysan, sen de ona geri iade durumunda %20 kesinti yaparım diye imzalatman gerekirdi.

ayrıca sen de sorunsuz teslim aldım diye imza attırmalıydın. bunu attırsaydın, kırıp kırık çıktı deme ihtimali kalmazdı.

neyse ki o da attı, evet. :)

ikinci elde satılan malı geri almak diye bir kaide yok. geçmiş olsun işlem bitmiştir.

malı aldı ve gitti ise artık sorumluluk ona aittir.. mala zarar verip vermediğini bilemezsin sonuçta.. belki yolda giderken düşürdü ve sana gelip vazgeçtim dedi..

bitti o iş, get ile ya da gittigidiyordan falan satmadıysan, iade alma zorunluluğun yok. bana ne birader de kapa telefonu.

mal iadesi tüketici işlemleri için geçerlidir. Siz tüketici-mal sağlayıcı şeklinde bir ilişki kurmadığından normal satış sözleşmesi ilkeleri geçerlidir. Bu durumda karşı taraf ancak gizli ayıp ve ayıp ileri sürerek malı iade talep edebilir.

o alışveriş bitmiş gitmiş, zaten sorunsuz teslim aldım diye imza da almışsın. firma değilsin bişi değilsin, 2 kişi arasındaki ticaret.

esnafa yatacaksın yani, satılan mal geri alımaz.

Sporla beraber kilo verirsen sarkma olmaz. Ayda 5 kilo vermede de sarkma olmaz. Sarkma genelde daha hizli kilo vermelerde oluyor

Ne hızla kilo verirsen ver, sarkma olacaksa olur. Sen şu anda ona odaklanma. Kilonu istediğin seviyeye düşürdükten sonra düşünülecek konular bunlar. Sadece kas kütlesi kaybetmemeye bak. Bu da yeterli protein ve yağ tüketip, kasları gerekli direnci uygulaman, yani en kolayı ağırlık antrenmanlarıyla mümkün.

3 seneden uzun süre 100 kilonun üstündeysen derin muhakkak sarkacak, ondan kurtuluş yok. Zira bu olay derinin elastiki özelliğini kaybedip kaybetmesiyle ilgili bir durum; hızlı veya yavaş kilo vermenin etkisi pek yok bu anlamda. Deri uzun süre esnemişse, yani uzun süre yağların baskısına maruz kalmışsa bir zaman sonra esnekliğini yitiriyor, bu da haliyle kilo verdikten sonra derinin tekrar eski haline gelmesini olanaksız kılıyor. Kas kütleni artırarak bu sarkmalara bir nebze çözüm bulabilirsin fakat bu çok yeterli olmayacaktır, en temel çözüm cerrahi işlem ama önce sürecin bitmesi ve sonucun ortaya çıkması şart.

ben 125'ten 80'e düştüm sarkma yok.

direk at içine demlensinler birlikte işte

tabii ki hakları yok.

bilgisayarı açtığımda mail.app'i açıyorum, zaten bilgilsayarı hiç kapatmıyorum haftada bir kez reset atıyorum onun dışında sleep mode'da kalıyor hep.

bildirim gelmesi için mail.app'in açık olması lazım.

app kapalıysa evet uyarısı gelmiyor. ben de hep açık tutuyorum.

Mail açıkken sol üstteki sarı butona tıkla.

Al işte prog arkaplanda çalışıyor.

Mail gelince de biip diye öter

System Preferences kısmında notification bölümünü ayarlamayı deneyebilirisin. None, banners, alerts kısmından alerti seçersen uyarı olarak verir ayrıca sağ üste bildirim olarak görünür.

hizliresim.com

müzik yok.

güzel kız yok.

çok uzun.

bi animasyon bişey yok.

mümkün değil. kim niye izlesin aynı ses tonuyla 7 dakika boyunca konuşan esmer dişlek bir abiyi? geçmiş olsun.

buffering var sanki. arada bir duraksayıp devam ediyorsun. o sıkıntı olmuş. onun dışında hata göremedim.

fon müzüğü yok hacı, fon müzüğü önemli... ver müzüğü.

daha kısa olması gerekli bence,
bir de video çok durağan,
biraz aksiyon olsa güzel olur mesela www.youtube.com daha akıcı olması uzun da olsa izlenebilir oluyor o zaman.

hep aynı şeye bakmak insanı sıkıyor

ben beğendim, konu güzelmiş. bazı yerlerde biraz takılıyordun sanki, bi de susuz gibi hissettim seni, yanına su koyup yayın esnasında da içebilirsin aslında ne olacak :D

eline sağlık, hadi kolay gelsin.

*kamera çok aşağıda kalmış, daha göz hizasına ya da biraz daha yukarı al.
*konuşan adam gülümsesin. ve daha enerjik olsun.
*daha ilgi çekici konular bul ya da bu konuları daha ilgi çekici kıl. arada pop up gibi biraz eğlenceli puntolarla baloncuklar çıkabilir mesela.
*çok didaktik kalmış.
*Müzik, müzik, müzik.
*konuşan adam aralarda duraksıyor, neden öyle?

*Son olarak; "DEĞİL" değil "DİİİL"!!!!! Ayhh en gıcık olduğum şey! Türkçe'de sözcükler yazıldığı gibi okunmaz. Değil demeyin. diil deyin. "... değer katacağı" değil; "değer katıcaaa"

Aynı şey "kağıt" için de geçerli.

konu güzel ama beşinci dakikada esnemeye başladım. çok monoton bir ses, sıkıyor bir süre sonra. olayı biraz daha vurgulu vs anlatıp animasyonları biraz artırarak desteklersen ilginç olabilir

Metin güzel, sıkmıyor, dinlenesi olmuş lakin tonlaman daha çok Gerçek Kesit'in hikaye anlatıcıları gibi olmuş. Daha canlı, aktif, akıcı olmasını tavsiye ederim.

Ha bir de müzik ve daha çok animasyon şart.

konu güzel, sonuna kadar izlememi sağladı. en sondaki rahatlığında olmalı baştan sona. rahat ve eğlenceli anlatım yapan videoları izleyip onlardan bir şeyler kapmalısın.

dudak kenarındaki tükürük birikintisi çirkin bir görüntü oluşturuyor, dikkat etmen lazım,

azcık makyaj + daha iyi ışıklandırma şart
kamera biraz daha yukarıda olmalı,
vücut dilini kullan, sevimli ol, elin ayağın hareket etsin azcık
mekanik robotik değil biraz enerjik konuşmalısın, sanki 40 yıllık arkadaşınla geyik çeviriyormuş gibi ol

arka fon muzigi ve biraz daha gorsel kullabilirsen (videonun koselerinde de gozukebilir) daha ilgi cekebilir.

Başka yok mu görüş belirtmek isteyen? Su ana kadar aldigim elestiriler cok yapıcı ve egiticiydi. Teşekkürler.

Fon müziğini söylememe gerek yok sanırım. Daha fazla görsel öğe ve animasyon gerek. Video başlarken seni görelim sonra hep eğlenceli görseller olsun. Bi yerden okuyor gibisin, normal konuşma sohbet havasından çok uzaksın, bu şekilde hep sen çıkacaksan ekranda, konulara önceden çalışıp samimi bi havada ee öö diyerek de anlatabilirsin.

daha fazla görsel içerikle daha ritmik bir kurgu yapmak lazım sanki. beni sıktı açıkçası.
bir de kamera alt açı kalmış, rahatsız edici.

Nik straples olunca ben kız bekledim:( ama kızın açacağı sayfada giysi yemek ve makyaj malzemesinden başka bi bok olmaz

Üstteki eleştirilere katılıyorum. Aralarda espriler yapabilirsin

1. o kadar duyuru açtın muz yiyeyim ama çilek tadı gelsin diye aradın durdun sonunda zeplinde karar kılmışın, bu ne şimdi diyeceğim bir isim olmuş.(resmi beleşe getirme çabana da uyuz olmuştum eklemeden geçemeyeceğim umarım almışsındır)

2. çok yakında çekmişsin biraz rahatsız edici olmuş.

3. çok duraksayarak ve yavaş konuşuyorsun, işe gizem katmaya çalışır gibi.

4. müzik yok +1

5. konu çok klise geldi, belki bir süre sonde değişmiştir ama 3 dakika sabrettim ve herde duyduğum bildiğim sıkıcı bir konuşmaydı. kendine ilgiyi çekmek için çok kısa süren var, sırf sözlükçüsün diye 3 dakika dinledim yoksa daha telefon istatistiğini duyunca klişe bu der kapardım.

edit: içim rahat etmedi devam ettim, malesef bizimle değilsin. her söylediğinden sonra eee diyesin geldi.

edit2: izlerken bunlar hep bilindik şeyler diye içimden geçmişti(daha önce dafalarca duyduğum ama nerden izlediğimi duyduğumu hatırlamadığım bilgicikler), zaten uzun uzun belgeseli de varmış, thanx goodz.

www.youtube.com

Belgeseli izleyip arkadaşına anlatır gibi konuşmuşsun. Aslında öyle bile değil, arkadaşına anlatsan daha samimi ve izlenebilir olurdu.

Özgünlük yüzde sıfır. Belgeseli izledim ampul muhabbet, yazıcı muhabbeti, apple muhabbeti tamamen belgeselden. Biraz araştırma yapıp orijinal olacaksın. Diğerlerini yukarıda yazmışlar zaten.

Beğendim ben.

Bazen duraksamalar oluyor, o zamanla düzelir.

Animasyon videolar eklenebilir, ilgiyi canlı tutmak için basit ve ritmik bir müzik eklenebilir. Sondaki müziği sevmedim, o kadar sessizlikten sonra ağır geldi birden.

Bir de belki çılgınlık olur ama ne bileyim böyle kahve içerken, sokakta yürürken filan birden kameraya dönüp bu bilgileri aynı ciddiyetle anlatmaya başlasan bence çok güzel olabilir.

Mesela bu videoya cep telefonu konusundan giriş yaptığın için cep telefonunla konuşur gibi bir giriş yapıp, birden "kapatmam lazım" deyip, kameraya dönüp aynı ciddiyetle bunları anlatabilirsin. Absürt ve eğlenceli olur bence.

Başarılar.

Not: %8'deyim.

@goodz

Tüm eleştirilere tamam, seninkine değil.

Çok büyük bir araştırma yapmış gibi hangi dilde olduğu belli olmayan ve ingilizce altyazılı bir belgesel linki verip aynı şeyleri anlatmışsın demişsin.

Dostum, kasıtlı eskitme konusunda yapılmış ilk Türkçe video benim yaptığım kıçı kırık video. Hiçbir şey üretmeden karşındakine saldırmak kolay tabii. Aynı şeylermiş. Ampul ve yazıcı örneği falan aynıymış. Abi zaten kasıtlı eskitmenin anlatılabileceği en temel iki obje ampul ve yazıcı. Ne yapmamı bekliyorsun? Gidip Apple'ın fabrikasına sızmamı ve adamların ellerinde gizli kasıtlı eskitme belgelerini ele geçirip talk dirty to me eşliğinde gülerek okumamı mı?

Yapma böyle. Yapıcı ol.
Bak adam yukarda ben dişlek esmer bi abiyi görmek istemiyorum dedi eyvallah. Ama sen kalkıp saatlerce emek verilerek hazırlanmış bir videoya "aynısı yaaae" diye saçma bir eleştiri yaparsan böyle uzun bir cevap yazmak zorunda kalırım.

Konuyu ilgi çekici bulmakla birlikte biraz daha kısa süreli olsa daha çok insana ulaşır diye düşünüyorum. Umarım başarılı olursunuz.

herkeşin dediğine katılıyorum, çok sıkıcı. az atraksiyon olsun kız olsun müzük olsun.

rtük ceza vermiş de ceza olarak belgesel yayınlıyormuşsun gibi.

yahu adamın anlattığı konu 'five things you need to know about utterly stupid bullshit' konulu bi şey mi de kız olsun müzik olsun eğlenceli popup olsun.

iyice kafası gitti insanların bi şeye 3 saniyeden fazla odaklanamıyolar eğer işin içinde zevk faktörü yoksa candy crush müptezelleri sizi.

ses tonu gayet iyi bence, arka planda sırıtmayan bi ses, böyle bi konuya da eğlenceli mtv klibi çekilmez yani sonuçta, ben bi sıkıntı göremedim zamanla daha da geliştireceksin dostum muhtemelen o yüzden seni kendi haline bırakmak en güzeli, çizgini bozma.

sadece biraz daha ilgi çekici materyal ekleyebilirsin videoya ki izlensin, ben arka planda dinledim bi noktadan sonra.

harika eleştiriler alıyorum.
gerçekten youtube konusunda kafamda oluşturduğum birçok şeyi silip yeniden yazdım.
hepinize çok teşekkürler.

başka yorumlar duymayı da hala istiyorum.

@straples iyi de abone yapmışın he :) dün sabah hatırlıyorumda 4 falandı.

@braveheart xakah

1700 kişi izlemiş, bi 60 kişi bende ışık görmüş demek ki sağolsunlar :)

Bana göre iyileştirilmesi gereken yönler:
1. Kamera açısı beni rahatsız etti. Bir kafa boyu yukarıdan konuşuyormuşsun gibi. Seninle aynı hizada olduğumuzu hissetmedim.
2. Arka fon çok boş/ sade/ renksiz.
3. Örnekleri kafanın iki yanından vermesen.. "patatesle soğanın arasındaki farkı" diyorsun ve arada senin kafan var;)
4. Su iç +1
5. Biraz daha kısa olsa iyi olur.
6. Görsel kullandığın zamanlarda çocukların o bilgiyi ilk kez senden duyuyor olabileceklerini düşünerek kullanırsan iyi olur. mesela para görseli yerine eğlenceli puntolarla filan 10.000 yazılabilir.

Böyle devam et dediklerim:
1. Eleştiri istemeni çok sevdim. Böyle devam et.
2. Yaşamdan örnekler güzel. (teknik açıklamaları sona ya da ortaya filan mı alsan acaba?)

Başarılar.

Saatçi tornavidalari mi ? Her markette veya her yapı markette var onlar. Ben bir liraya set almıştım ama şimdi 5 tl vardır en az -salladim-

nalburlarda filan da oluyor, ucuzuyla pahalisi arasinda birkac lira oynar.

bauhausta, koctasta var.

internetten bilgi topla, incecik tornavida diye bir şey yok. belli bir kodu vardır psp vidalarının, ve onu açmak için gereken tornavidanın. koçtaşlarda falan torx setleri var, o setlerden ihtiyacın olan tornavida olanını alman gerek.

benim tanıdığında o kadar uzun sürmüştü. benim de akrabamdı. akrabalarımı acayip yakından takip ederim, tuvalette de izledim hatta dışkılamasını. neyse, hakikaten sadece gece 5 kere tuvalete çıktığına şahidim. ve sadece sıvı. ateşi falan hiç yoktu. mikrobik bir şey olabilir elbette. reflor artı haşlanmış patatese devam.

ayrıca ben normalde de bazen 24 saatte iki kere çıkıyorum tuvalete?

Çıkma sıklığı bir yana, dışkı tamamen su ve kötü kokulu. O halde her gün 2-4 defa çıkıyor, bugün daha fazla da çıkabilir hatta, şu ana kadar dört defa çıktı nitekim.

Bu iki hafta beraber kalıyoruz, ben de tüm gün evdeyim o da, ondan dolayı biliyorum bu kadar ayrıntılı.

(bkz: amipli dizanteri) falan çok şeyler var duydun mu?

elektrolit ve aşırı sıvı kaybı, dehidrasyon falan...

sonra salih mort...

doktora gitsin. gitmiyorsa da doğal seleksiyon olarak kabul edin kendisini...

geçmiş olsun..

@unique hint kumasi Geçmiş olsun dileği için teşekkürler, ama bir insan 64 yaşındaki akrabası için çok endişeliyken kalkıp ona "sonra salih mort...doktora gitsin. gitmiyorsa da doğal seleksiyon olarak kabul edin kendisini..." denmez. Çok sevdiğiniz bir akrabanız aynı durumda olsa ve biri size bu üslupta konuşsa ne hissedersiniz, değil mi? Yapmayın o zaman.

abi benim 5 hafta sürdü en sonunda doktora gittim serumumu yedim antibiyotiğimi içtim geçti.
ama hala hassasım

1-
%30 Bireysel Kredi ve Kart Ödeme Performansı
%25 Mevcut Hesap ve Borç Durumu
%20 Yeni Kredi Arayışı
%15 Kredi Kullanım Yoğunluğu
%10 Diğer (bunun içeriğini bilmiyorum)

2- Yukarıda da belirtildiği gibi yeni kredi arayışı yani başvuru, özellikle reddedilen başvuru kredi notunu olumsuz etkiler

3- Kredi notunun iyi olması (1.000 ve üzeri genelde kabul edilebilirdir), sabit gelirin olması, üzerinde başka kredi olmaması veya varsa da borcunun çok olmaması (riskin yüksek olmaması denilebilir)

4- İhtiyaç kredisinde de aynı şartlar aranız. Fakat konut ve araç kredilerinde alacağınız konut ya da krediye ipotek/rehin konduğu için teminat olayı daha kolaydır. İhtiyaç kredisi daha risklidir banka için (kefil ya teminat istenmemişse)

5- Bir ara hayat sigortasını zorunlu yaptılar ama artık değil. Araç kredisinde kasko zorunlu.

Bunlara eklenebilecek illa ki bilgiler vardır, bilgisi olanlar ekleyebilir.

1- bunn net formülünü veren yalan söylüyordur. kkb gizli tutuyor algoritmayı.

2- olumsuz etkiler.

3- gelirinin olması, puanının hallice olması, yasal takipte olmaması. gelir/taksit oranının kredi kuruluşunca kabul edilebilir seviyede olması.

4- normal kredi ne? ticari kredi normal kredidir mesela bence ve ihtiyaç kredisinden epey farklı.

5- hayır.

maaşlar yatsın..2 aydır para alamıyoruz..önümüz bayram..

haftada 1-2 gün sabahları simit-karper peynir-çay eşliğinde kahvaltı. ancak 9da mesai başlayan yerde herkesi 8de oraya dikmeyin. 9'da başlasın yarım saat veya 1 saat sürsün sonra işlere başlansın. hem insanları birbirine yaklaştırıyor, hem ucuz yollu bir şey, hem arkadaşlık ortamı falan oluyor, hem gayri resmi muhabbetlerle işleri bir şekilde daha da düzene koyuyor.

kadın çalışan olsun. full sap lan bura. ağır koku var.

maaşlar düzenli yatsın her odada kamera olsun kimse kafasına göre bel altı muhabbet edemesin. hatta şöyle söyleyeyim kimsenin odası olmasın orta masalar olsun muhabbet edecek fırsatı bile olmasın insanların.
yemekler iyi olsun bir de şu işçilere hayvanmış gibi davranan tüm idari personele sağlam bi siktir çekilsin.

-maaşlar düzenli yatıyor o konuda hiç sıkıntı olmadı

-simit-çay vazgeçilmez gibi bir şey zaten neredeyse her gün fix

-şirkette sadece iki erkek var :/

-her odada kamera var ama çok sallanan bir şey değil zaten herkes birbirini görebiliyor sadece uyuyamıyorsun falan, o kadar :')

bizde olanları söyleyeyim azıcık ibret alın.

her ay şirket çalışanlarıyla güzel bir yerde toplu kahvaltı, doğum günü organizasyonları, yılbaşı organizasyonları, senede birkaç kere piknik, barbeküler, güneyde toplu tatil, kıbrıs'ta tatil, yurtdışı gezileri, yürüyüş organizasyonları, arkeolojik geziler...

çalışanlara, evlenirken 1 maaş ikramiye, her çalışana yılbaşında altın.

şirket içinde playstation odası, uyuma odası, fitness center, wellness center.

özel günlerde özel programlar.

bizim işyeri her sene değiştirmek kaydıyla doğum günlerimizde ufacık minicik bi hediye ve kart gönderir.
düğün sünnet vs gibi özel durumlarda şirket içinde ekstra bir yardım toplanabilir.

öğle yemekleri dışarıda yeniliyor veya dışarıdan sipariş veriliyorsa şirket içinde pişebilir veya bir catering ile anlaşılabilir.

ayrıca küçük bir mutfak organize edilebilir. bizim mikro dalga fırınımız, tost makinası gibi bişeyimiz ve buzdolabimız var. getirdiğimiz şeyleri koyup ısıtıp yiyebiliyoruz istediğimiz zaman.

her sabah tekrar fullenen bedava minibar.

filtre kahve, mümkünse espresso da yapabilenlerden.

belirli saatlerde internetin serbest olması, websense filtresinin kaldırılması,. (facebook falan açılmıyor normalde bizde)

cumartesi tatil olsun başka birşey istemem

eğer futbol basketbol oynayacaksan , bunun adresi ps4 tür.

Diğer konularda ps4 ten hiç bir farkı yok. Aynı şekilde oynarsın.

steam, ps4'un aksine bir platform değil, yalnızca bi community gibi esasen. o yüzden sorunsuz ya da stabil oynamak oyuna bağlı, steam ile bir ilgisi yok. benim bildiğim ea fifa'yı steam'e koymuyor ama farklı gruplara gözatarak oynayacak oyuncu bulmak an meselesi derim.

hiç denemediyseniz deneyin muhakkak steam'i. süper indie oyunlar da barındırıyor, ucuza büyük oyunları da kapatabilirsiniz.

ne oynayacaksan oyna, bunun adresi pc'dir öncelikle.

steam, gog benim bildiğim en ünlüleri. ama zaten herhangi bir kanaldan, orjinal oyun aldığın anda diğer tüm pc sahipleriyle online oynayabilirsin. herhangi bir platforma ihtiyacın yok.

fifa serisini pc'de oynayacaksan steam değil, origin i kullanman gerekir. steeam fifa satmıyor.

Genel olarak mac mini tavsiye ederim. Ama dört çekirdek i7'lisini tavsiye ederim. İki çekirdek i7 bir kez kullanmıştım. Tad vermiyor.

Bir de, RAM ve SSD şart. Farz.

hmm teşekkürler. ram ve disk değişimi yapılamayan modeli var mı? yoksa hepsinde söküp takabiliyor muyuz?

bir de ssd aldım diyelim, os x'i nasıl kuracağım bu diske? optik sürücü yok sanırım son modelde.

en yeni, 2015 modellerde herhangi bir değişiklik yapılamıyor. bundan öncesi için ram ve hdd değiştirmek çok kolay.

ssd olayını bilmiyorum ama usb'den kurarsın diye düşünüyorum. internette vardır nasıl yapılacağı.

3 tane mac mini late 2009'um var. Core 2 Duo işlemcili falan, normalde sallamayacağın aletler ama neden ve nasılını sadece apple'ın donanım-yazılım uyumluluğuna bağlayarak konuşuyorum: i7, ssd'li laptopumdan daha iyi çalışıyor namussuzlar =)

vay arkadaş.. ben de bu yüzden windows pc'ye kıyasla performansını tahmin edemiyorum yazmıştım :) 1 gb ram'li iphone'un 3 gb ram'li android'le eşdeğer performans vermesi misali.

o zaman çok pahalı bir modele ihtiyacım yok gibi görünüyor. azıcık araştırma yaptım da, 2 çekirdekli i5 modellere ufak bir ram takviyesi (8gb olacak şekilde) yeterli gibi duruyor.

mid 2011 olanlara bakıyorum şu an. 2. el fiyatları da makul gibi, ne dersiniz?

video isi yapacaksan islemci ve ram cok onemli. kac gigabayte'lik dosyalar isleyeceksin bilmiyorum ama render muhabbetine gelince isler degisiyor. basit 1080p'lik isler icin 8gb ram i5 islemci yeter.

2015 model mac mini parcasi degismeyen arkadas icin su videoyu izlemesini tavsiye ediyorum. ben de i7'li getirttim 8gb. bakalim hala kutusunu acmadim. bir tane kablosuz klavye bakiyorum.

Çok büyük dosyalar değil. Tatillerde gopro ve kompakt makine ile çekilmiş 60 fps'lik 1080p videoları kesip birleştireceğim. Yani onlarca 2-3er dakikalık video düşünün. Bunlar kesilip biçilecek, müzik falan eklenecek.

Sanki bana da i5 ve 8gb RAM kombinasyonu yeter gibi geliyor. Renderin uzun surmesinden ziyade dosyaları taşıyıp bırakırken, keserken falan takılmasın alet. Yoksa yarım saat yerine 50 dakika sürmesi çok dert değil. Alet akıcı çalışsın yeter bana.

tamam o zaman isini gorur.

Teşekkürler.

ilerde şişmanlamazsan bir şey olmaz.

hem de ne. %18 yağ oranı için normalin üstü sanki. 300-400 kaloriden daha fazla alıyorsun gibime geldi anlattığın şeylere göre de ayrıca.

bence azaltmaya bak. önce çaya kahveye şekeri kes, sonra gerisi gelir.

Şekerin etkileri arasında kilo çok da önemli bir yer tutmuyor. Şeker=IGF 1=Kanser. Çözüm azaltmak değil tamamen bırakmak. Onun dışında kalp damar hastalıkları şeker hastalığı felç vs. Birçok problem sayılabilir. Bunların bir kısmı aşırı kiloyla bağlantılı bir kısmının kiloyla hiç ilgisi yok.

kanserin kankasıdır şeker.

yav arkadaş sağdan soldan duyduklarınızı karatay triplerini gelip buraya satmayın. eğer kilolu değilseniz ve her gün oturup 2 porsiyon baklava yemiyorsanız şekerin bir zararı olmaz. şeker kansermiş de bilmem neymiş. bir kere her gün belli miktarda şeker alması gerekir vücudun. enerjiyi şekerden alırsınız. önemli olan dengeli beslenmektir. şeker zararlı, yağ zararlı, protein zararlı diye bir durum yok.

he şu var. şu anda yüksek kalorili beslenirsiniz, yaşınız genç olduğu için kilo almazsınız ama ilerki yaşlarda metabolizma yavaşlayacağı için aynı miktarda kalori kilo almanıza neden olabilir. beslenme alışkanlığı kolay değiştirilebilen bir şey değil.

Fayfim sen bu kafayla nasıl doktor oldun çok şaşırıyorum.

fayfim diplomayı bakkaldan almış :(
şekerin kanser yaptığı bir gerçek. karatay tripleri dediğin de karatay türkiyedeki en iyi doktorlardan birisidir. birileri gibi diplomasını bakkaldan almamıştır. ayrıca kadının çift uzmanlığı var hem dahiliye hem de kardiyoloji. önce bir kadını, yaptıklarını araştırın sonra karataya laf edin.

kalp damar hastalıkları yazmışsın angelus.

Yaş: Erkeklerde 45 yaşın üstü, kadınlarda 55 yaşın üstü veya erken menopoz
Cins: Erkeklerde daha sık
Aile öyküsü: Birinci derecede (anne, baba, kardeş) erkek akrabalarda 55 yaşından, birinci derecede kadın akrabalarda 65 yaşından önce kalp damar hastalığı, kalp krizi (infarktüs) veya ani ölüm bulunması
Sigara içiyor olmak
Hipertansiyon (140/90 mmHg veya daha fazla veya hipertansiyon için tedavi alıyor olmak)
İyi kolesterolün (HDL kolesterol) 40 mg/dl'den düşük olması
Total kolesterolün 200 mg/dl'den fazla olması (kötü kolesterol olan LDL-kolesterolün 130 mg/dl'den fazla olması).
Hareketsizlik: Haftada en az 3 gün ve günde en az 30 dakika egzersize zaman ayırmalısınız (tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklet, dans, bahçe işleri vs.).
Şeker hastalığı (diabetes mellitus)
Kilo: Bu konuda en değerli kriter, vücut kitle indeksi ve bel çevresidir. Vücut kitle indeksi, kg olarak ağırlığın, metre olarak boyun karesine bölünmesiyle elde edilir (VKİ: kg/m2). Vücut kitle indeksinin 25’in üzerinde olması veya bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda ise 88 cm’nin üzerinde olması, yalnızca kalp damar hastalığı riskini artırmakla kalmayıp şeker hastalığı, yağ yüksekliği ve tansiyon yüksekliği riskini de artırmaktadır.
Stres: uzun bir zaman sürekli strese maruz kalma, hastalığın gelişmesini kolaylaştırmaktadır.
Depresyon: özellikle son yıllarda depresyon da kalp damar hastalıkları yönünden risk faktörü olarak kabul edilmeye başlandı.

www.ilgihastanesi.com

al sana kalp hastalıkları için risk faktörleri. var mı şeker? yok? e niye bilmediğin şeyi oradan buradan duyup sallarsın ki?

karatay eskiden değerli bir hekimdi belki ama şu anda en hafif tabirle bunamış durumda. çift uzmanlık dediğiniz şeyin bir numarası yok, eskiden kardiyoloji dahiliyenin içinde bir daldı. karatay iyi bir hekim değil, medyatik bir hekim. medyatik kalmak, para kazanmak için de bunları söylemeye macbur işte. yapacak bir şey yok. tıbbın her döneminde bu tip tüccarlar oldu, olmaya da devam edecek.

şeker lazım olabilir. koşan birisi mesela koşu sırasında aldığını koşarken zaten tüketir.

ama ani enerji gerektiren durumun yoksa diğer yediğin her şeyden enerji alıyorsun zaten.

robot değiliz, şekerli şeyler yemek hoşumuza gidiyor, bizi mutlu ediyor. sporunu düzenli yaptıktan sonra arada kaçamak yapmanın sorun olacağını düşünmüyorum.

kesinlikle azalt hatta bırak. şeker gerçekten bağımlılık. sofra şekeri neyse de hele fruktoz şurubu, yapay tatlandırıcı varsa ayrı çile ilerisi için. meyveyle değiştirmeye çalış.

şekeri biraz azalt. şimdi çıkmaz ama yaşlanınca birşeyler çıkabilir.

kek, ekmek, hamurişi ve kolayı olabildiğince azaltmaya çalış. ama hiç yemicem diye de kasma yani, öyle bir dünya yok :)

Vücudun dışarıdan şeker alması gibi bir durumu yok; vücudun glukoza ihtiyacı var fakat bunu en sağlıklı şekilde sebzeden meyveden alabildiğin gibi glikoneojenez sayesinde laktat, gliserol ve aminoasitler vasıtasıyla da üretebiliyorsunuz. Bunun için günlük protein ve yağ alımı tamamsa karbonhidrata hiç gerek yok. Laktat ve aminoasitler sayesinde glukoz; yağ oksidasyonu/gliserol sayesinde de beyin için gerekli olan keton cisimcikleri üretilebiliyor. Bu da dışarıdan glukoz alma bağımlılığını ortadan kaldırıyor. Öyle çok da şart değil yani karbonhidrat. Bunları tıp fakültesinde öğretmiyorlardır belki ama araştırıp öğrenilebilir. Kaldı ki "Vücudun şekere de ihtiyacı var" dediğiniz kişi pastadan börekten bahsediyor, şişman değilsen bunun bir zararı olmaz demek nasıl bir kafa düşünemiyorum bile. Ayrıca IGF 1 hormonu mitojenik bir hormondur, yani salgılandığı an doğası gereği "büyütür" bu büyüme kaslarda olabildiği gibi hücrelerde de olur. Hücre büyümesi de kanserdir. IGF 1 hormonu da insülin yükseldiği an yükselir. İnsülini aşırı yükselten her ürün kanser yapıcıdır. Bu çok net bir sonuç, öyle olursa olmaz böyle olursa olur gibi bir durumu yok.

Karatay'dan önce Robert Lustig vardı :P

Bu profesörün söylediklerini dinlemeni tavsiye ederim, ayrıca şeker çok açık uçlu bir kavram.

Doğal şeker mi,glikoz şurubu mu, işlenmiş gıda mı?

Robert Reis gıda üretim fabrikaları için ''Penceleri yoktur çünkü içeride ne olduğunu görmenizi istemiyorlar, görseniz yemezsiniz'' der. Hazır gıdalarda tuzlu tat bile olsa içeriğinde en fazla şeker bulunuyormuş, ben dinleyince şok olmuştum:

www.youtube.com

www.youtube.com


bir de bu gibi adamlar dünyada en fazla kar elde eden gıda şirketlerince hep çürütülmeye ve itibarsızlaştırılmaya çalışıyorlar, çünkü holdinglerin hiç işine gelecek şeyler söylemiyorlar.

Şekeri kes hocam. Her türlü zararlı.

Neferkitty; doğal şeker diye bir şey yok; doğal şeker dediğin şey bildiğin şeker pancarından üretilen Sakkaroz tipi şekerdir. Buna doğal denmesinin nedeni de muhteviyatında yarı yarıya (Fruktoz yükseldikçe risk de artar) glukoz ve fruktoz bulunmasıdır. Öyle olması daha az zararlı hale getiriyormuş gibi gözüküyor ama glikoz şurubu insülini 8 birim yükseltiyorsa "Doğal şeker" 5 birim yükseltiyor. Sonuç değişmiyor yani. Tabii bununla birlikte şeker pancarı işlenirken kullanılan kimyasallara girmiyorum bile. Sakkarozun zararsız olduğu, yani glisemik yükü en düşük olduğu ürünler bitkilerdir. Şekeri ancak buradan alırsan zararsızdır fakat bu da her bitkiyi kapsamaz. Misal patates gibi glukozun depo hali/nişasta bulunan bitkiler aynı şekilde kan şekerini çok hızlı yükseltir. Bunlar basit şeker tüketmekle aynı etkiyi gösterir. Bu şekeri sağlıklı şekilde alabileceğiniz tek yer yeşil kök bitkilerdir, onun dışında alayı insan sağlığı için risktir.

Bu @angelus geçen kola duyurusunda da bana saldırmıştı, modları göreve davet ediyorum afsdagad

Benim orda demek istediğim glisemik indeks değerleriydi mesela havuç da şekerli ona kalırsa, ama burada 300-400 kaloriden bahsedilen tatlı ile kast edilen havuç değil tabi.
İşlenmiş gıdaların daha zararlı olduğunu düşünüyorum.

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak kötü bir şey. yazdıklarının çoğu da dediğim gibi ordan burdan duyulmuş, herhangi bir bilgi kırıntısı olmayan şeyler. hele hücre büyümesi kanser demektir falan okuyunca benim şalter malesef tamamen attı. ne yazsam boşa gidecek.

bir kez daha yazıyorum ki "şeker zararlıdır" diye bir şey yoktur. dengesiz beslenmek zararlıdır. fazla şeker yemek zararlıdır. fazla protein almak zararlıdır. fazla yağ yemek zararlıdır. olması gereken bunların hepsinin dengeli oranlarda alınmasıdır. bunun yanında yine kan şekerini birden yükselteceği için diyabet riskini artıracağından yüksek glisemik indekse sahip basit şekerleri mümkün olduğunca az yemek gerekir. bunlar da hepimizin bildiği üzere hazır gıdalar oluyor. he ama bunları da eğer şeker hastası değilseniz, hele ailenizde şeker hastalığı öyküsü de yoksa ve kilolu değilseniz ara sıra yemekten bir zarar olmaz.

kimse sadece çok şeker yedi diye kanser olmaz arkadaşlar. öyle bir şey yok. çok şeker yemek yazdığım gibi kilo almanıza neden olur, dolayısıyla eğer aile öyküsü varsa metabolik sendrom ve diyabet gelişmesine neden olur. ama kilo almıyorsanız, bel çevreniz, yağ oranınız normalse bir sıkıntı da yok demektir.

neferkitty; ne diyorsa haklı<3

fayfim; "Günde 300-400 kaloriyi tatlıdan alıyorum" diyen adama "ilerde şişmanlamazsan bir şey olmaz" diyen adama kirpim hastalansa onu emanet etmem ben. Senin gibi tipleri kim doktor yapıyor anlamıyorum ki. Sen bir ara "Diyet yapıyorum kutu meyve suyu içsem zararlı mıdır" diye de bir soru sormuştun galiba. Olaya hakimiyeti bu yönde birisin, üzülüyorum.

angelus lütfen olayı kişiselleştirmeye çalışma. yani anlıyorum insana cehaletini kabul etmek zor gelir her zaman ama uzatma istersen. ben konuyla ilgili aldığım eğitim ve edindiğim tecrübeler sonucunda edindiğim bilgileri yazdım, sen de sağdan soldan duyduklarını yazdın. isteyen istediğine inanır. yapacak bir şey yok. yok diplomanı kim verdi yok kirpimi emanet etmem falan seviyeni ortaya koyuyor. aman nolur kendini bana emanet et:( diye kapında yalvaran yok. çok merak ediyorsan gidersin bir tıp fakültesini ziyaret edersin ve görürsün beni kimlerin doktor yaptığını.

Ben mütevazi bir şekilde fikrimi söyleyecektim de, fillerin savaşı olmuş, ezilcez arada. :(

Daha düz bir yorumda bulunayım ben o zağan. %18 gayet kilolu. Böyle diyince şişman düşmanı six-packli birisi olduğum sanılmasın öss göbeği taşıyorum önümde. %20 varımdır ben de herhalde. Ama %18 "biraz" değil gayet kilolu diyebileceğimiz bir sayı.

Ayrıca 400 kalori tatlıdan ne demek usta? Tamam tatlı çok seviyorsun da biraz daha düzgün şeyler ye bari. Kimse üstüne alınmasın genel olarak konuşuyorum ama Türkiye'de "Ya o kadardan da bir şey olmaz, ölek mi amk. Sigara içmesem de egzoz kokluyorum." kafasında çok insan var. Zararlı şey zararlıdır az zarar çok zarar götüme zarar beynime zarar damarımı tıkar göbek deliğimi açar diye düşünmeye gerek yok. Zararlı amk niye inanmıyonuz lan djsfdsaf.

Fayfim; Senin kapasiten bu noktadan ilerisine yetmez zaten. Muhatap almaman senin açından daha iyi olur kanaatindeyim :)

Edit: Şeker süper bir şey bi zararı yok. Şeker <3

adam ilgi hastanesi gibi dünyanın sayılı bilim kuruluşlarından birinden link vermiş hala tartışıyorsunuz ya.

her gün tatlı yeme güzel kardeşim ne gerek var.

haftada bir ye iki ye, herkes mutlu olsun.

valla şekeri bende tüü kaka bilirdim ama geçen bbcde bir belgesel izledim. ikiz doktorlar kendi üzerinde yeme deneyi yaptı. herhangi bir sınır olmadan biri komple şeker ağırlıklı beslendi. diğeri yağ ağırlıklı beslendi.

yağ ağırlıklı dendiğine de bakma adam bildiğin yumurtadır kırmızı ettir komple öyle şeyler yedi öyle ekmeğe yağ sürüp yemedi yani. diğeri de yeşilliğinden meyvesine tatlısına yağsız şeyler yedi.

4 hafta sonra deneyler yaptılar bunlara şekerli yiyen her şeyde birinci oldu. hem kan testleri falan yaptılar hem de böyle aktivite şeklinde bisiklet falan. şeker yiyen hem zihinsel problemlerle rahat başa çıkabildi hemde bisiklette falan birinci oldu. ikisi de kilo verdi bu süre zarfında en çok kiloyu yağ yiyen kaybetti ama onun kilolar kaslardan gitmiş diğeri onun yarısı kadar kilo verdi ama yağdan kaybetti. sonra karaciğer ölçümleri yapıldı yağ yiyen şeker hastası olma ihtimali için daha yakın sonuçlar çıkardı diğerine göre. ben şok oldum bu sonuçlara.

sonucu da her şeyden dengeli beslenin öyle kafanıza göre yiyecek gurubu çıkarmayına bağladılar. anlayanlar bilimsel olarak yorumunu yapar belki.

kahvaltıda kek ve türevi mi:(
en başta zaten iyi beslenmiyorsun, beslenmeni düzeltmen lazım.

azalt tabii ki. ben de hiç kilo almıyordum, son 7 yıldır sabitti kilom, ne yersem yiyeyim fark etmiyordu. ancak yaşla birlikte metabolizma yavaşlamaya başladı ve hop 2 senede 6 kilo birden:(

idit: @sour, açık büfe diye gördüğüm her şeyden yemiyorum çok şükür:) orada bulunması yararlı olduğu anlamına gelmiyor.

4 hafta ketojenik diyet için yeterli değil ki, şeker yiyen şeker yemeye 3 ay daha devam etseydi de ondan sonra ölçselerdi. vücuda şeker basan kısa vadede tabi ki sportif aktivitelerde başarılı olur. bi de uzun mesafe koşsalardı bakalım nolacaktı.

tamamen şeker lobisinin yaptırdığı yayınlar bunlar. işlenmiş beyaz şeker = siyanür.

rafine şeker ile ilgili güzel bir video ;

(git: www.youtube.com

yue; 4 hafta sağlıklı sonuçlar almak için yeterli bir süre değil. 4 haftalık süreç en fazla yağ oranında değişiklik yapar. Ayrıca şeker metabolizması yağ metabolizmasından çok daha çabuk tepki verir. Vücudun yağ metabolizmasına adapte olması 1/1.5 ayı bulurken karbonhidratı tükettiğin an sana enerji verir. Fiziksel ve psikolojik olarak önde olmasının nedeni bu. Ayrıca yağ/protein ağırlıklı beslenmek kas kaybının önüne geçmez, protein de rahatlıkla şekere dönüşür. Özellikle bisiklet gibi aerobik sporlarda kas kaybı çok yaşanır. Bu tip deneylerde sağlıklı sonuçlar almak için minimum 6 ay gerekir. Trigliserid seviyesi arttıkça karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin karaciğerdeki kandaki damar/kalp sistemindeki diyabet üstündeki etkileri daha rahat ortaya çıkacaktır.


Sour; Beyin enerjiyi sadece glukozdan alır fakat bunun tek kaynağı karbonhidrat değildir. Yağ oksidasyonu sırasında ortaya çıkan keton cisimcikleri beyinde glukozu taklit edip enerji ihtiyacını karşılayabiliyor. Ayrıca meyve şekeri/fruktoz vücutta %8/9 oranında metabolize oluyor. Kalanı olduğu gibi yağ sentezine katılıyor.

@sour sadece beynin değil bütün hücrelerin mazotu glikozdur. bütün vücut ve bütün hücreler enerjiyi normal şartlar altında glikozdan alır. beynin özel yanı şu ki diğer hücreler açlık durumlarında gerekirse yağ asiti veya aminoasit de yakabiliyorken beyin illa ki glikoza ihtiyaç duyar. çünkü yağ asitleri kan beyin bariyerini geçemezler. sadece uzun süreli açlık durumlarında keton cisimcikleri kullanır.

www.suaterdogan.com

eğer terminolojiye biraz hakimseniz bu linkte bütün açlık ve tokluk metabolizması güzelce açıklanmış.

Abi simdi tam anlayamadim bu fistikli sobiyeti yiyeyim mi?

@kosun lan mevzu var,

1.bp.blogspot.com

@kosun lan mevzu var ye tabii abi ya şekerden konuşuluyor burada şöbiyet zararlı diyen mi oldu?

yok ya çok lazımsa banka tekrar verir zaten. önemli olan bankadaki kopyası.

internet bankacılığından görebilirsin ödeme planını.

kredi sözleşmesi kıymetli bir evrak değildir.

sen batarsın
ülke batar
dünya batar
banka batmaz

diye bir dörtlüğü var atsız patr'ın okuduysan bilirsin

Yanlış olmasın ama yüksek faiz verdiğinden değil, o parayla verdiği kredileri geri alamamasıyla batıyor o para, ha tabi daha az faiz verirse mevduata kredilerin dönüşü daha az olması yeterli olur ama yine de temelde sorun mevduata verilen faiz değil, ekonomik sorunlar ve bir çok sebepten dolayı borçluların borçlarını ödeyememesi.

Enparada ise kendilerinin de tanıttığı gibi bir çok harcamadan kısmış durumdalar, şu anda 11,75 oran verirken aylıkta, piyasadaki bir çok banka 100000 üstüne direkt şubeden 11 veriyor, yani enpara da öyle piyasanın üstünde değil çok fazla.

finansçı değilim

bir de 2 sene önce bir konferansta o zamanın finansbankı hazine müdürü mü ne konuşmuştu, 2001 krizinde sanırım yapı kredide olduğunu söyledi "çok paralar kazanmıştık" gibi bir cümle kurmuştu, hani batan bankalar da vardı ama çoğu hortumlama ile ilgiliydi daha çok.

batsa dahi 100000 TL ye kadar olan mevduatlar devlet garantisi altında.

@atom +1

ekonomi kötüye gittikçe daha yüksek faiz verebilir zaten. 90'ları yaşamamışsın belli ki.

yüksek faiz dediğiniz oranlar yüksek değil.

1. enpara'dan 2 puan yüksek veren bankalar var. ama bunu reklam edemezler sadece belirli müşterilere verirler.

2. mevduata ödenen yüksek faiz 2001 öncesinde "eyvah batıyoruz" anlamı çıkarırdı. şimdilik, günümüz bankalarıyla alakası yok. kredilerden 18-20 puan kazanan banka mevduata 11 ödese de kazanır, 13 ödese de kazanır.

banka batmaz diyenlerin yaşı yetmiyor belki ama 90'lar batık banka doludur :)

banka da batar, hele o verdiği kredileri bi geri alamasın. beraberinde seni beni halkı da batırır tabi.

90 türkiyesinde batmaması anormal olur zaten. artık imkansız öyle bir şey

Ev alınacağı zaman en az evin değerinin belirli yüzdesinin parası hesabınızda olması gerekiyor.

kkb mevduata bakmaz, bireysel kredi ürünlerini kullanıp düzenli ödemelerde bulunmanız lazım.

kredi kartı alacağsın, her yapacağın alışverişi karttan yapıp eksiksiz de ödeyeceğsin. 2 yılı bulur ama kredi puanının belini doğrultması.

taksitli kredi kullanıp kapat.

tutardan bağımsız olarak küçük küçük market vb. harcamaları kredi kartı ile yapıp her ay tam tutarı öderseniz yavaş yavaş kkb puanınız düzelmeye başlar. arkadaşların söylediği gibi hiçbir bireysel kredi ürünü kullanmazsanız sistem size skor veremez. bankada 12 milyon dolarınız olabilir fakat hiçbir kredi kullanmadıysanız 1000 lira ihtiyaç kredisi dahi alamayabilirsiniz.

teminat mektubu mevzuunun detaylarını bilmeyerek blokaj ve her sene yenileme gibi teferruatlı işler gözüküyor.

iş hukukunca uygunmudur bilmeyerek belli koşullar altında senet yapılsa daha mantıklı geliyor. (sizin bloke edecek esnekliğim yok dediğiniz için)

rakam bazında az çok firmanın kimliğiyle alakalı.
adıyaman çiğköfte ise ütopik ama başka markalar için çerez bile sayılabilir.

Bilemeyiz. Markaya göre aZ ya da çok OLDUĞUNU sen bilirsin. Teminatı kredi gibi verenler de var sürekli faiz veriyorsun ama

Blokaj yok. Sadece her sene komisyon oranına göre binde beş fln komisyon ödersin.

Banka ile iliskine bagli. Iyiyse bloke koymadan verir mektubu ki 50 binlik mektup cok bi sey degil banka icin. Sizin iliskinize bakar.

Isin icerini belirtmemissiniz ama 15 bin dolar isim hakki isteyen bir isletme icin 50 binlik teminat normaldir.

veri sekmesinde "yinelenenleri kaldır" de.

sütunu seç üst menüden "veri" sonra "yenilenenleri kaldır" seçeneğine bas.

250 bin satır için kastırabilir sabret.

Remove duplicate values
Select the range of cells, or make sure that the active cell is in a table.
On the Data tab, in the Data Tools group, click Remove Duplicates.
Do one or more of the following: Under Columns, select one or more columns. ...
Click OK. ...
Click OK.

şu anda ahmeti tamamen silmiyor, sadece ahmetlerden birini bırakıyor.

ahmet
murat
ahmet
selim

ahmet
murat
selim

oluyor.

istediğim:

ahmet
murat
selim
ahmet

murat
selim

haline getirmek. yinelenenleri tamamen silmek yani.

O zaman ilgili sütunu seçip koşullu biçimlendirme yapman gerekecek.
Daha sonra filtreden de koşullu biçimlendirme sonrası farklı renge boyanan satırları süzüp onları silebilirsin.

imgur.com

koşullu biçimlendirme yap, yinelenenleri kırmızıya boya, sonra renge göre sıralayıp tüm kırmızıları sil. çok basit çözüm

(spadram benden önce davranmış :( )

---- a ---- b ---- c (b sütunun paste values hali) ------
1 --ahmet ---- =COUNTIF(A:A;A1)----- 2
2 --ahmet ---- =COUNTIF(A:A;A2)------ 2
3 --mehmet ---- =COUNTIF(A:A;A3)------ 1

b'ye yazdığın formülü paste values yap. 1'den büyük olanları filtrele, satırları komple seçip delete row de.

geçmiş olsun.

fb hesabi bile kapatilirken bin tane soru soran ve insan misiniz testi yapan guvenlik yazilimlari varken sanmiyorum ki bankalar bos dursun. sizden dogrulama almadan birakin para transferini bakiyenize bile kolayca bakamaz kimse.

yine de endiselenmekte haklisin ben olsam parayi birkac yerde ayri ayri tutar onlemimi alirdim sansliyim ki param yok.

günlük işlem limiti dahilinde uçurabilir.

SMS doğrulama kullandığın varsayımıyla: keylogger ile müşteri no-şifreni aldı,
rootladın, araya belki gelen-giden SMS trafiğini okuyan servis yerleştirdi, gece girdi hesaba, sms şifreni de o servisle okudu girdi. ee geriye ne kalıyor?

two factor authentication kullanmaları zorunlu bankaların. bunlardan biri senin bildiğin bir şey (müşteri no-şifre) diğeri elinde tuttuğun bir şey (cep telefonu) olmalı. adamlara ikisini de veriyorsun bilinçsizce belki rootlayarak.

ha şöyle bir şey de var nihai olarak; kim senin hesabını ne yapsın. hesabında milyonlar olan insanlar varken senin hesabına niye girsinler diye oturup düşünmek lazım.

ekmeksizyiyin.com

foodgawker.com

ardanın mutfağı iyidir. zor bulunan malzemeleri koymadan da gayet güzel oluyor

Zaten gidiş geliş ücreti minimum 25 eurodur Midilliye.Molivos denize girmeyeceksen gitmen gereken en önemli yer. Midilli liman-Molivos-Petra ve geri dönüş transferlerini kapsıyorsa güzel tur gidilir ama araştırmalarıma göre Midilliye tek gün için gitmezdim.
Tek gün yeterli olmaz.Oteller ucuz zaten biraz daha zaman ayırabilirsiniz sanki.

Kısaca tek günse kesinlikle iyi tur ama daha uzun kalmayı düşün

yol parası hariç 25 euro. ikisi toplam 50 euro. maalesef tek günümüz var.

pardon yanlış anlamışım o zaman.Tek günde Midillideki tüm önemli yerleri göremezsin.Tek atım şansın varsa Molivos doğru seçim

bence güzel ya. lesvos'da öyle aman aman bişey yok zaten. eğer amaç sadece görmekse güzel derim.

google documents

google spreadsheet

krem peynirden kasit: ecx.images-amazon.com

@fortisvita; teşekkürler aydınlandım :)

Türkiye şartlarında bunu hangi peynirle yapabiliriz en yakın, şimdi de onun linki lazım :)

çok taze süzme yogurtla dene

mascarpone kullanabilirsin.

bir de sanırım karfur veya migrosta görmüştüm "krema peynir" diye, asıl alınması gereken o aslında. ama mascarpone bas geç derim ben.

ayrıca yoklukta gitmesi açısından labne uygundur bence. şekerini biraz daha az koyarsın. pudra şekerinin kıvam veya yoğunlukla alakası yok ki yanlış düşünüyorsun. kıvamını tereyağı tutturur. katı yağ buzdolabında donacağı için doğru yağ/peynir dengesini tutturduğun anda olay biter. dolapta geçen 45 dakika yeterli olur.

1. Tabi ki mantıklı eğer doğru analizler yapılır ve sabırlı olunursa.
2. Enflasyon borsayı etkileyebilir, borsa da enflasyonu etkileyebilir. bu ilişki zayıf da olabilir güçlü de olabilir, bunlar için birçok finansal-ekonometrik araştırma analiz yöntemleri var öyle basit bir matematikle hesaplanamaz. hisse fiyatını belirleyen enflasyondan önce birçok etken vardır genelde. ona odaklanmayın derim

uzun vadede en yüksek getiriyi her zaman zaten sadece borsada kazanabilirsin.

çoook sabırlı olman gerekiyor. gayet mantıklıdır. hatta bazı aileler çocukları küçükken adlarına hisse alıp üniversite yaşamlarında rahat etsinler diye hisse bozduklarını bilirim. eğitime yatırım gibi düşün.

borsada enflasyon önemlidir fakat döviz parametreleri daha önemlidir. çünkü paranın değeri ülkemizde dövize bağlı.

hisse seçerken grafik okumanın yanı sıra geleceği açık olan hisseleri seçmek gerekiyor. hisse adı vermiyorum ama savunma sanayisine bağlı bir şirketimizin hissesinin yıllık artışı %60 civarlarında. 10.000 tl'de 6000 tl demek. bunun yanı sıra iletişim ve enerji sektörleri önümüzdeki senelerde çok değerleneceği söyleniyor. iyi düşünüp araştırıp yatırım yapmak lazım. kolay gelsin.

(bkz: inside the koran)

aynı kafa karşı tarafta da var, "ömrünü çürütüyor" tavrı. bırakın da insanlar ne istiyorsa onu yapsınlar.

edit: karşı taraf da benzer şekilde dert edip kitap öneriyor, şunu oku bunu yap, bak yazık olacak ölünce cehenneme gideceksin diyor.. bu nasıl saçma ise seninkisi de saçma.

onca yıllık ateistim, benim hiç böyle çabam olmadı. yalnız cidden kitap mitap önerebilirsin ancak zorlamak olmaz.

ben zaten istediğini yapsın istiyorum. karşı taraf dediğin yer "ateistler istediği gibi yapsınlar" demiyor, ya yakıyor ya da taşlıyor. ben ateist değilim ama aşırı dindar biri olmaması için onu yönlendirmek istiyorum. sonunda tercih yine onun olacak.

Isaac Asimov - Patlayan Güneşler

yok ki bunun formulu. bence fikrini degistirmek icin hic ugrasmayin bosuna. kendi merak edip geldiginde hazirlikli olun sorularina, sadece cevap verin, hic yargilamadan.

Eski muslumanlarin toplandigi site var, girsin biraz okusun:



www.reddit.com

asdasdashdgaj

-normale döndürmek, dini duyguları zayıflatmak mümkünse islamsızlaştırmak istiyorum.

-ben zaten istediğini yapsın istiyorum.... onu yönlendirmek istiyorum.

yani kusura bakma ama bence önce sen normale dön.

Sana soruyor mu napıym diye?

Sormuyosa, üstüne ne vazife?

Soruyosa ve sen daha kendi düşüncenin temellerini oluşturan şeylere vakıf değilsen, önce sen oku.


Bi de, yanacaksınız saçınızı örtün diyen türbana girin diyen hacı amcalar gibi tavrın. Yani yanlışsınız.

@esenboga; şeytanın istanbul şubesi misin? Namaz kılıyor da sana ne zararı var, illa arkamda bana cemaat ol mu diyor?

Bence kendi haline bırak adamı, herkes inanmak istediğine inansın. Yaptığın çok büyük bir yanlış.

hacı yazdığın kaynakların hepsini okudum, izledim vs. İncil meali hariç.
(richard dawkins bambaşkadır özellikle)

İnan hiç bir bok olmadı inancımda. Halen yerinde duruyor. Bayram ve cuma namazlarına giderim. İçkimi de içerim.

Hadi atayız buna cevap ver şimdi.

Bu iş olmaz öyle dostum, zorlamaman lazım. Bence rahatsız edici. Onlar seni zorluyor mu ?

yarin bir gun gidip Allah'in emri diye insanlari diri diri yakmayacaksa, kimseye zarari yok tabi ki. konu sapacak ama su da var, emrin nerden geldiginden bagimsiz %90 herkeste bir psikopatlik egilimi var.. bu yuzden arkadasiniza sosyal psikoloji kitaplari vermek de bir baska yaklasim olabilir. ingilizcesi varsa onerecegim su ders bana cok sey katti: www.coursera.org

allahsızlığı yayma kürsüsü başkanlığına başvur :D
www.youtube.com

bu arada ben çözüm olarak ateist sevgili öneriyorum. Kimseyi dinlemese bile karşı cinsten hoşlandığı bir ateistle çok daha uzun bu konular hakkında konuşabilir. Onu islama davet edebilir falan fakat bu sırada kendi aklı da karışabilir.

bu arada meal okutmak falan tamamen bakış açısıyla ilgili, sen okuyunca aa bu ne lan derken o okursa "rabbim ne güzel demiş" diyecek.

bu arada sosyal hayatını bırakıp dine aşırı yönelmesinde yine sosyal hayatında arayıp bulamadığı bir şey olabilir. Bir hayal kırıklığı vs...

Bu ders de olabilir, mantik uzerinden gidiyor direk:
www.edx.org

"kutuplarda nasıl oruç tutacaksın?" de.
düşünce balonu: demek ki inançsızın yobazı inançlının yobazı ile aynıymış.

ben de inanmıyorum ama bu şekilde yaklaşımı da yanlış buluyorum açıkçası. yani zorlaman o'nun seni müslüman yapmaya çalışması ile aynı şey. bence inanan biri, inancı ile mutluysa ve başkasına da zararı yoksa bunu değiştirmeye çalışmak kimseye düşmez. içki içmemesi arkadaşın için ayrıca iyi bir şey, onu niye değiştirmeye çalışıyorsun?

Bunun dışında, en azından, bir de diğer taraftan baksın dersen kitaptan önce zeitgeist gibi popüler bir belgeselle başlayabilirsin, kitaba olan ilgisini çabuk kaybedebilir. ama izlerken de adama sırf orası için izlettiğini belli etme, bu sefer çok önyargılı olur, rahatsız olur vs. daha sonra kitap önerilebilir ve ben olsam "allah yok" diye direkt konuya giren, dinlerle dalga geçen, aşağılayan ve adamı iyice kışkırtacak kitaplardan, söylemlerden vs uzak durmaya çalışırım.

bence masaüstü bilgisayar + tablet seçeneği ciddi ciddi düşünülmeli. oyun için notebook bana hiç mantıklı gelmiyor. ki söylendiği gibi monster alırsanız mobilitesi zaten düşük olacak. böylece çok yüksek bir meblağ para ödeyerek hem kolay taşınamayan hem de oyunları tam çalıştıramayan dandik bir bilgisayar sahibi olacaksınız. aynı meblağa masaüstü + bluetooth klavyeli tablet bence çok daha plausible. iki tarafın da en iyi özelliklerini almış olursunuz.

@esenboga masaüstü bilgisayarımı yanımda taşıyamadıktan sonra çok anlamlı olmayacak bu benim için. zaten dediğim gibi taşıma sorunum olmasa asla laptop bakmazdım. ama mecburen monsterın en hafif 3 kg çeken modellerine yönelmek zorundayım.

Turkiye içi ihs.com.tr
Türkiye dışı namecheap.com

Başka da seçenek düşünme.

ihs +1

godaddy +1
veya
güzelhosting,

namesilo bence.

soldaki beyazıt yangın gözlem kulesiyse karaköy sahilden çekilmiş olabilir bu fotoğraf

Şimdi gün batarken ayasofyaya üsküdardan bakarsanız güneş arkada kalır. Lakin, fotoğrafta solda beyazıt yangın kulesi var ki sağda olması gerekir. Fotoğrafla oynanmış olabilir. Zannediyorum kız kulesinden falan yakalayabilirsiniz böyle bir şey.

edit: emin olmamadım ama karaköyden güneş öyle tam arkada kalmaz zanediyorum. hele ki beyazıt yangın kulesi solda hiç kalmaz.

ayder yaylasi, rize :p

camii süleymaniye de olabilir. bu şekilde beyazıt yangın kulesinin yeri mantıklı.

bence fotoğraf karaköy-kadıköy vapurundan çekilmiş. su üzerinde başka bir deniz taşıtının bıraktığı iz var.

onun dışında açısal olarak karaköyden çekilmiş olması zayıf ihtimal.

bi de yandex haritaların panorama özelliğini kullan ilginç oluyor

harita.yandex.com.tr

cami süleymaniyeyse beyazıt yangın gözlem kulesi solda kalır.

Tam yeri persembe pazari sahil kismi metro koprusune yaklasik 100 metre mesafe.karainda suleymaniye olur solunda beyazit kulesi .

cami süleymaniye olsa haliçten çekilince kule solda kalır. fakat münareler öyle gözükmez, cami yandan gözükür.

bir diyetisyene git ve uzman antrenörlerin bulunduğu bir spor salonuna kaydol. diyetisyen sana gerekli ölçümleri yaparak bünyene en uygun diyeti verir, muhtemelen yürüyüş falan da önerir ama sen ona spor salonunda spor (fitness, vg, crossfit vs) yapacağını söyle. kilo verirken kasların da gelişmiş olur, fit bir vücuda sahip olursun. gerekli ölçümleri yapıp kişiye özel beslenme ve antrenman programı hazırlayan bir spor salonu bulabilirsen diyetisyene gerek kalmaz. ha, spor salonuna verecek param yok diyorsan diyetisyenden aldığın diyet programını şu anki egzersizlerin ile birlikte de uygulayabilirsin.

kolayı da bırakmaya bak. zaten diyetisyenin ve antrenörün de bunu söyleyecek muhtemelen. azalta azalta azalta bitirebilirsin, kendine inan.

kafana göre iş yapma, sağlığından olursun. çok ciddiyim. dediğimi yaparsan fazla zorlanmadan zayıflayacaksın, emin ol. yeterki işi uzmanlarına bırak, internetteki yorumlara değil.

son olarak: sakın pes etme ve aceleci olma. en sağlıklı kilo yavaş yavaş verilen kilodur, unutma.

kolay gelsin.

1 saat yüzme 2 saat yürüyüş yapacağına 1 saat yüzme 1 saat ağırlık antremanı yap.

diyet içeçeklerin kilo aldırdığı diye bir olay yoktur, sadece seni acıktırma ihtimalleri vardır ve içinde tatlandırıcı vs içerdiklerinden ve zaten bunlar doğal şeyler olmadığından tehlikelidir.

ha ona bakarsan tavuk da tehlikeli balık da. içine antibiyotikleri basıp basıp büyütüyorlar. neyse.

bu kadar kardiyo yaparsan skinny fit bir adam olursun, vücudunda kas kalmaz. kilo vermek için aylarca uğraşır, üstüne kas yapmak için aylarca uğraşırsın.

@esenboga dediği mantıklı, ama antrenmanlar arasında süre olmasına dikkat et. yani yüzdükten sonra vg antrenmanı yapma da, vg'den sonra yüzebilirsin.

intermittent fasting araştırabilirsin, ketojenik diyet araştırabilirsin.

ama bana kalırsa bu iş basit;
1-işlenmiş ürünlerden uzak dur
2-güzel uyu
3- hareketli ol. bu saatlerce kardiyo yap değil. sadece hareketli ol.
4- güzel beslen

bitti gitti.

hızlı kilo vermeye çalışma,sağlığından olursun
zayıflamak için en iyi spor yürüyüş, aşırı spor kalbe çok yük bindirebiliyor, dikkatli ol

metroyla sanırım hacıosman'a kadar gidip oradan dolmuşa bineceksin. koç'un toplu taşıma olayı dolmuş zaten. dönüşte dolmuş olmaması ihtimali var onu gidince dolmuşçulara sorarsın.

ya da nasıl olsa arabası olan arkadaşların olacak = D onlar getirip götürebilir.

bende sebamed gunes losyonu ve sebamed gunes yuz kremi var bazen sasirip losyonu yuzume suruyorum henuz bir sey olmadi.

direk traş gibi geliyor bana bunlar. en iyi ihtimalle yüz için olanlar daha az yağlıdır.

edilir de ziyan olur. yüz için olanlar daha bir özellikli oluyor çünkü.

google'da mysql random yazdım 80 tane falan sonuç çıktı.

jfgi

SELECT col FROM tablo ORDER BY RAND() LIMIT 1;

SELECT col FROM tablo ORDER BY RAND() LIMIT 10;

eğer veri zaman ile artacak ise işi 3 sorgu ile çözmen lazım, min id'yi alacan, max id'yi alacan max_id - 10 diyip, aradan bir tanesini random seçecen (php ile falan olabilir), sonra select * from where id>=$rand_id limit 10 diyecen, eğer sonuç gelmezse <= diyip tekrar alacaksın. verin büyümeyecek ise sorun yok rand() işini görür tek başına.

tabii bu dediğim id'lerin int olması durumunda işe yarıyor, string yada hash falan ise rand'a devam.

100 kayıt var dedin diye rand() komutunu önerdim.
satır sayısı 10k ve üzeri ise rand() komutu yavaşlatacaktır. bu durumlarda php ile 1-10k arasında rastgele sayılar üretip veritabanından sadece o sayıları çekmen gerekecek performans için.

(bkz: Ekspertiz)

inşaat emlak vb birimler de oluyor