Giriş
(5)

Mülakata hazırlan deyip aramamak ayıp değil mi ?

sassot
Kendi alanımda bir iş gördüm kariyer.net'de. Başvuruda cv'ye yazdım, istenilen şartları taşımıyorum ama kendimi geliştirmek için çalışmak istiyorum diye. Benim alanım ama bilgi sahibi olduğum konular değil.Başvurdum 1 hafta sonra aradılar şaşırdım çünkü doğru düzgün hiçbir şey bilmiyorum.Neyse görüş
Kendi alanımda bir iş gördüm kariyer.net'de. Başvuruda cv'ye yazdım, istenilen şartları taşımıyorum ama kendimi geliştirmek için çalışmak istiyorum diye. Benim alanım ama bilgi sahibi olduğum konular değil.

Başvurdum 1 hafta sonra aradılar şaşırdım çünkü doğru düzgün hiçbir şey bilmiyorum.

Neyse görüşmeye gittim bu pazartesi günü , ik personeli ile bölüm şefi vardı. Sordular, anlattım falan. Orda da söyledim ben hiçbir şey bilmiyorum, amacım kendimi geliştirmek diye. Maaş beklentimi sordular bir beklentim yok dedim. İş yeri ile alakalı sorular sordular önceden araştırmıştım, hoşlarına gitti falan.

İk bana dedi ki cuma gününe kadar görüşmeler devam edecek cuma günü, olumlu geçenlerle 2.gorusmeyi yapacağız mülakat olacak.

Sonra bölüm şefi dedi ki "sen belirttiğim konulara çalış, cuma gününe hazırlıklı gel." Ben buradan görüşmenin olumlu geçtiğini anladım ki zaten ik'nın tavrı da olumluydu.

Tamam deyip gittim. Ne arayan var ne soran. 4 gündür bölüm şefinin söylediği şeylere çalışıyorum ben de tabi ama en azından olumsuz diye geri dönün. Benim 4 günümü yediniz hiç yoktan, madem olumsuz neden beni umutlandırıyorsun. Yaptıklarının ayıp olduğunu düşünüyorum.
0
sassot
(14.10.22)
Ayip ama olagan. Mulakati yapacak kisinin acil isi cikmistir ik unutmustur. Ik yi arayip ikinci mulakat icin aranacaktim ama haber gelmedi bilgi alabilir miyim diyebilirsin.
0
kuzey li
(14.10.22)
Bir tık ayıp ama olagan.

Harbiden misal su an o kadar çok operasyonel isim var ki bu tarz ik tarzi isleri unutuyorum.
Bu kadar ters algilamayin yani. Ben zamanında 4 saat yol yapip airbnb yapip görüşmeye gittim. 1.5 saat görüştük, sonra 2.5 ay attığım maillara bile cevap vermediler. Ben iş bulduktan sonra dönüş yaptılar. Aha bu ayıp işte.

Haftaya hafta ortası gibi bir mail atabilirsin. Ama pasif agresif şekilde ya da agresif sekilde atma tabiki.
0
logisticsmanager
(14.10.22)
Ohoo, bu ne ki. Ben Kore şirketinden olumlu dönüş aldım, sonra işe alımlar durduruldu dediler. Yersen... İş görüşmesi olumluysa yüzde 80 ya o an söylerler ya da çok yakın zamanda arayıp haber verirler. Aynı gün ya da ertesi gün ararlar. Bu da bir not olsun. Soruya cevap olarak biraz ayıp ama takılmamak lazım.
0
dissendium
(14.10.22)
Az önce cv'ye tekrar bakmışlar. Anlamadım amaçları ne.
0
🌸sassot
(15.10.22)
pazartesi arasana hocam, kafaya bu kadar takma
oluyor böyle durumlar
tek kişiye bağlı bi süreç değil sonuçta
0
megacracker
(15.10.22)
(1)

İngilizce dersi verebilir miyim?

edaddy
YDS ve TOEFL oldukça yüksek puanlar aldım. Öğretmen değilim daha önce özel ders tecrübem de olmadı fakat bu iki sınav için de bilgi ve kaynaklarım hayli yeterli. İngilizce konuşulan ortamlarda çalıştım arada bir çeviri de yapıyorum. Sizce ders verilir mi, verilirse ücret ne kadardır ve hangi siteler
YDS ve TOEFL oldukça yüksek puanlar aldım. Öğretmen değilim daha önce özel ders tecrübem de olmadı fakat bu iki sınav için de bilgi ve kaynaklarım hayli yeterli. İngilizce konuşulan ortamlarda çalıştım arada bir çeviri de yapıyorum. Sizce ders verilir mi, verilirse ücret ne kadardır ve hangi sitelere ilan vermek lazım?
0
edaddy
(14.10.22)
Ben üniversitedeyken ilkokul ve ortaokul öğrencilerine veriyordum. Burada sorun şu. Öğrencinin evine giderseniz ulaşım masrafı oluyor. Bunun dışında bir saat için ne kadar isteyeceğiniz size kalmış. Çocuklar bir şeyler öğrensin, az da olsa para kazanayım derseniz 70 TL'ye bile verebilirsiniz. Ama para kazanmak önemli değil, sık sık ders isteyen olmasın derseniz 200 300 TL de olabilir. Ama bu da hiç tercih edilmemenize neden olabilir.
0
dissendium
(14.10.22)
(7)

Is görüşmesi

FreSh
Kariyerimde ilerlemek istediğim bir pozisyon için bir işe basvurdum görüşmeye çağırdilar ama başvurmakla yanlış mı yaptım diye düşünüyorum.Firma su an çalıştığım yer ile aynı büyüklükte servis var ama evime çok uzak bir yerden geçiyor(Su an sabah 7 de uyanıyorum o ise geçersem 05.30da uyanacagim )Su
Kariyerimde ilerlemek istediğim bir pozisyon için bir işe basvurdum görüşmeye çağırdilar ama başvurmakla yanlış mı yaptım diye düşünüyorum.

Firma su an çalıştığım yer ile aynı büyüklükte
servis var ama evime çok uzak bir yerden geçiyor(Su an sabah 7 de uyanıyorum o ise geçersem 05.30da uyanacagim )

Su an calıştığım yerde daha fazla öğreneceğim bir şey yok ama evime asiri yakın, işyerinde de rahatım işimi yapiyorum karışan eden yok, ortam huzurlu sayılır.

Ya tabiki görüşmeye gidince direkt beni almayacaklar onu biliyorum ama emin olmadan giderek ne kendimi ne onları yormak istiyorum. Siz ne yapardınız? Bunu bosverip daha büyük ve yakın firmalara başvurmaya devam mı etsem?
0
FreSh
(13.10.22)
Ben olsam isi yapmazdim. Günde 1.5 saat oldukça ciddi süre ki akşam da dönüş daha uzun surecektir.

Buna ek olarak yapilacak geçişler öylesine değil, üste olmali. Özellikle bir sıkıntınız yoksa is yerinde.

Sirket daha büyük degil, içerisi nasıl belirsiz ve size günde tahminen 2-3 saat ekstra yolu takmayacak bir para vereceklerini dusunmuyorsunuz.

Ama ben olsam görüşmeye giderim. Kafamda bu iki üç saatin karşılığıni saatlik ücret hesaplayip istediğim maaşa eklerim. Verirlerse ciddi dusunursunuz, vermezlerse gelecek maclara bakarsiniz. Hem de is gorusmesi deneyimi olur. Ben misal bu hafta sirf 5 yıldır iş görüşmesi yapmadım diye ve piyasanın nasıl olduğunu öğrenmek için bana ulasan bir firma ile görüştüm. Insan unutuyor nasil oldugunu (yok sizin için ideal is nedir, ideal is yeri nedir, sizi siz yapan özellikler vs.). Misal bir soruya cevap verdim, çok net ve güzel bir cevap verdiniz. 10-15 yil deneyimli olanlar bile bu soruda tam bir şey söyleyemiyor dedi. Bence sebebi iste görüşme konusunda paslanmis olmalari.
0
logisticsmanager
(13.10.22)
Bunun işten dönüşü de var. Ben gitmezdim. Her şey para değil. 7'de uyanmak bile berbatken 05.30 çok kötü. Ben askerde bile 05.45'te uyanıyordum hatırladığım kadarıyla.
0
dissendium
(13.10.22)
görüşmeye git, teklif bile etmeyecekler belki içinde kalmasın. onlar sana teklif verene kdr düşünme böyle şeyleri, sonra değerlendirirsin. her iş görüşmesi ayrı bi tecrübe, değerlendir mutlaka.
- ben de o yolu çekmezdim bu arada- ama belli de olmaz, bişey konuşursunuz aklın çelinir, görüşmeye git mutlaka.
0
sirkelimon
(14.10.22)
Görüşmeye mutlaka git, istersen aradaki farka değecek bir maaş artışı ister. Verirlerse ne ala.
0
burfak
(14.10.22)
taşınma imkanın varsa görüşmeye git

şu an yazdığın şekilde gitmen mantıksız
0
bir soru sorcam
(14.10.22)
o trafiği çekmek için 2 katı ve üstü maaş alman lazım. Arkadaşım x brüt alırken 2,5x net aldığı yerden her gün 2+2 4 saat araç kullanmak zorunda kaldığı için ayrılmak üzere.
0
gabe h coud
(14.10.22)
zamanında aynı hataya düşüp iş değiştirmiştim. hergün 30-45 dk yürürüm ya noolcak dediydim de, bir yılın sonunda zor attım kendimi başka yere.
0
eskimo
(14.10.22)
(3)

Almanca soruları

dissendium
1.Klimawandel kelimesi için Google Çeviri şöyle bir açıklama yapmış.Wandel des Klimas (1a)Buradaki 1a ne oluyor?2.İngilizce defense kelimesinin Google Çeviri çevirilerinde die Abwehr var. Buradaki die artikeli doğru. Collins Dictionary sitesinden kontrol ettim. Türkçe savunma kelimesinin Google Çevi
1.

Klimawandel kelimesi için Google Çeviri şöyle bir açıklama yapmış.

Wandel des Klimas (1a)

Buradaki 1a ne oluyor?

2.

İngilizce defense kelimesinin Google Çeviri çevirilerinde die Abwehr var. Buradaki die artikeli doğru. Collins Dictionary sitesinden kontrol ettim. Türkçe savunma kelimesinin Google Çeviri çevirilerinde der Abwehr var. Bu bir hata mı? Bilmediğim bir şey mi var?

3. Bazı kelimelerin Türkçe çevirisi Google Çeviri'de yok.

Überflutung için taşkın çevirisi var ama sel çevirisi yok, İngilizce flood çevirisi var. Bu şekilde Almanca İngilizce Türkçe sırasında çeviri yapıp Überflutung sel çevirisini kabul etmek doğru olur mu?

4. Güvenilir ve site olarak bir Almanca Türkçe sözlük önerir misiniz?

Cevap veren olursa teşekkür ederim.
0
dissendium
(13.10.22)
2. die Abwehr cümle icinde kullanimina göre Dativ oldugunda der Abwehr'e dönüsür, bununla karismis olmasin?

3-4. Ingilizceniz iyiyse Türkce Almanca ceviriyle ugrasmayin - Almancada ve Ingilizcede Türkceye oranla cok daha fazla kelime var ve birbirleriyle genelde cok daha iyi eslesiyorlar. Überflutung aslinda taskin demek, zira sel yagmurla olur, taskinsa nehrin tasmasi, tsunami vb gibi sebeplerle olabilir. Aradaki fark bence ufak ama, sanirim sel aslinda Überschwemmung oluyor.
0
kimi raikkonen
(13.10.22)
@kimi raikkonen,

Cümle içinde değil.

translate.google.com.tr

Bağlantıdan görebilirsiniz.

İngilizce daha iyi performans veriyor aslında ama Türkçe daha kolay geldi.
0
🌸dissendium
(13.10.22)
Linguee -> Google Translate
www.linguee.com
0
kimi raikkonen
(13.10.22)
(3)

bir diyetisyen'in kariyer yolu-planlaması nasıl olmalı?

avatar is back
elimizde yeni mezun bir diyetisyen var, okulu 3,7 ile bitiriyor, stajını çok iyi bir yerde uzunca ve oldukça verimli şekilde yapıyor (milli voleybol takımının da beslenme programını hazırlayan diyetisyenle birlikte)kendisi sıradan düz klinik açıp "ayşe hanımın 3 ayda 10 kg verdiği başarılı fotoğrafı
elimizde yeni mezun bir diyetisyen var, okulu 3,7 ile bitiriyor, stajını çok iyi bir yerde uzunca ve oldukça verimli şekilde yapıyor (milli voleybol takımının da beslenme programını hazırlayan diyetisyenle birlikte)

kendisi sıradan düz klinik açıp "ayşe hanımın 3 ayda 10 kg verdiği başarılı fotoğrafı" gibi basit ve diyetisyenlik olarak görmediği şeyleri yapmak istemiyor. ingilizce olarak yabancı dili var, hem stajda hem son senesinde makale çevirip alıntı yapmışlığı var.

önerebileceğiniz, bunu yapabilir şuna bakabilir dediğiniz neler var? ankara'da özel ve alanında bir kaç hastane ile görüşmeye gitmek istiyor. daha çok kanser ve özel hastalar ile çalışmak istiyor. diğer yandan nestle ve danone ile de görüşmek istiyor. buradan nasıl bir yol çizilebilir? neler yapılabilir?
0
avatar is back
(12.10.22)
Instagram küçümsenmemeli. Canan Karatay da profesör ama sürekli televizyonlarda. Tanınan bir yüz olursa hastalar zaten onu bulur. Bence bu işin en sağlıklı yolu akademik kariyer. Yüksek lisans, doktora yapıp "gerçekten" uzman olmak.
0
dissendium
(13.10.22)
Sosyal medyadan yurumeli baska yolu yok. unlulere fln mesaj atsin, bedava diyet programi fln hazirlasin.
0
oscar
(13.10.22)
Sena Titrioğlu var instahram’da Diyetisywn, yurtdışında okumuş ve çalışmış. Sahayı bilen birisidir bence, ona mesaj atabilirsiniz. İnstagram ya da Linked’in’den
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(13.10.22)
(24)

Bu markette yaşadığım olay..

sonhakan
Kasada aldıklarımı toparlıyorum. Arkamı döndüğüm sırada tam arkamda duran kadının sırtıma dirseğim çarptı. Birazda mahcubiyetle omuzuna dokunarak kusura bakmayın dedim. Kadın yüzüme ters ters bakarak vurdunuz madem dokunmayın birde diye cevap verdi. Sinirli bir insanım normalde. Kadın olmasa verece
Kasada aldıklarımı toparlıyorum. Arkamı döndüğüm sırada tam arkamda duran kadının sırtıma dirseğim çarptı. Birazda mahcubiyetle omuzuna dokunarak kusura bakmayın dedim. Kadın yüzüme ters ters bakarak vurdunuz madem dokunmayın birde diye cevap verdi. Sinirli bir insanım normalde. Kadın olmasa verecegim tepki çok farklı olurdu. Sizin yorumunuz nedir?
0
sonhakan
(12.10.22)
duyar kasılması ile ilgili bir durum yok, kadınım ve tanımadığım insanların bana dokunmasından, temas etmesinden, mecburiyet durumu hariç kişisel alanıma girilmesinden hiç hoşlanmıyorum. cinsiyetten bağımsız olarak, tanımadığımız insanlara dokunmamayı öğrenmeliyiz.
0
hypathia
(12.10.22)
Hiç tanımadığın bir kadına "elle temas ederek" konuşmak? Değişikmiş.
0
jonas
(12.10.22)
keşke telefon numarasını isteseydiniz akşam özür dilemek için. belli ki olayın sıcaklığıyla aşırı tepki vermiş akşam yazmış olsanız siniri geçmiş olurdu.
0
coldegezenkutupayisi
(12.10.22)
Tanımadığım biri bana yanlışlıkla çarptıktan sonra üzerine omzuma dokunsa ben de sinirlenirim. Hiçbir şey demeden devam etse daha iyi.

@hypathia +1
0
kobuzchu kiz
(12.10.22)
Bana göre kadın gereksiz gerginlik yaratmış. Ben de dokunulmasını sevmem ama bir daha görmeyeceğim birine özellikle iyi niyetli davranmışsa böyle bir tepki vermem.
0
mysticriver
(12.10.22)
Erkek halimle bana yapsan aynı şeyi, 'Hayırdır Birader?' derdim.
Şanslı günündesin ki çantayı kafana yememişsin.
0
Mirket
(12.10.22)
Kadın haklı.
0
ruhen hastayim ben
(12.10.22)
Bence o kadar buyutulecek bir sey degil ama kadin haksiz da diyemem.
0
summer timetable
(12.10.22)
Vurdunuz madem ne ya. Sanki bilerek yapmışsınız gibi. O an vurmadım, çarptım demeniz lazımdı.
0
dissendium
(12.10.22)
canı yanmış ve öyle tepki vermiş olabilir ve fakat ne şekilde olursa olsun tanımadığınız birine neden dokunuyorsunuz ki?
çok gereksiz.
0
sparkle kiddle
(12.10.22)
Utanmadan gelip bi de soru mu yazdınız? Kadin%300 haklı.
0
Mcfly
(12.10.22)
Ya o an ki can acısı ile ben de aniden reaksiyon veriyorum, hatta argo bile kullanıyorum. Karşı taraf özür dileyince de mahçup oluyor insan tabi ama işte can acısı ile tepki verilmiş oluyor bir kere. Bence sizin dirseğiniz baya kötü çarpmış ki siz de hemen, bir şey olmadı ya gibisinden temas etme ihtiyacı duymuşsunuz gibi anladım ben. Yorumları aşırı buluyorum, sizin tepkiniz de normal. Abla can acısı ile öyle tepki vermiş olabilir. Boşverin aman.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(12.10.22)
Cinsiyetten bağımsız her türlü haklı, insanların kişisel alanına hem de böyle gereksiz bir nedenle dokunulamaz. Kadın olması ayrıca yüzde bin beş yüz haklı yapar. Birincisi kaza, ikincisi ne alaka, hayırdır derdin ne durumu olmuş.

Bu dokunma otobüste yer boşalır da otursun diye birine duyuramayınca omzuna vurma gibi değil, oradaki durum farklı, onun anlaşılabilir tarafı var ama çarptığın birisine yeniden temas yersiz ve saçma.

Böyle davranan kişilerin hakkında da pek hayırlı düşünmem, fırsattan istifade durumu suistimal ettiğini düşünürüm. Kadının genç yaşlı, güzel çirkin olmasından bağımsız olarak adamın davranışı problemli.

Bir dahakine bence bunları dikkate alarak davranın.
0
epitaf
(12.10.22)
Kadına dokunmam yanlış, buna hakkın yok.
0
el conquerador
(13.10.22)
yorumlari okudum kanim dondu.

tr'de kadin olmakda erkek olmak da zor, en temizi aseksuel olup hayalet taklidi yapmak. hic orda degilmis gibi davranacaksin cunku insanlarin nezekete bile tahammulu kalmamis. hoh icim $i$ti..
0
cooperr
(13.10.22)
Saçma bir hareket. Kadın arkadaşınız mı da bu kadar rahat kişisel alanını ihlal edebiliyorsunuz? Karşınızdaki kadın değil de sizden daha kalıplı bir erkek olsa yine özür dilemek için omzuna dokunur muydunuz?
0
ceann deas
(13.10.22)
kisisel alan diye aglayan arkadaslar, baskasi kendisine carpacak kadar o baskasinin kisisel alanina bu kadin neden girmis acaba onu anlatsin da biz de anlayalim eger kacirdigimiz bir nokta varsa.
0
bay b
(13.10.22)
Dün akşam yaşadığım bir olayı burada yazıp olay karşısında insanların tepkilerinin nasıl olacağını anlamaya çalıştım. Sabah okuduğumda kanım dondu. Biz ne zaman bu kadar ruhsuzlaştık. Dibimde biten bir kadına çarpmam sonucu kadının acı çektiğini düşünerek özür dilerken birşeyiniz var mı anlamında onuzuna dokunmama efelenenlerin birer robottan farkı olmadığını düşünüyorum. Robota yüklersin programı hiçbir durumda karşındakini dokunma diye o da dokunmaz aynı böyle insanlara dönüşmüşüz. Bizler herkesin sapıık olduğunu düşünen paranoyak manyaklarlar olmuşuz. Bu olayın nerdeyse aynısı 3 ay önce Barcelona da önümdeki adam yaşadı. Adam dönerek canı yanmış kadına ı am so sory deyip omzunu hafifce sıvazlayınca kadın Not at all diyerek gülümseyerek cevap verdi. Ben dahil hiç kimseye batmadı bu olay. Evet özel alan önemlidir kimsenin müdahale hakkı yoktur ama hayatta herşeyde olduğu gibi bununda istisnaları vardır. Bunun ayırdına varamayanda program yüklenmiş robottan farklı yaşamaz.
0
🌸sonhakan
(13.10.22)
sizin yorumunuz nedir diye sormuşsunuz gelen yorumları robot, ruhsuz vs diye eleştiriyorsunuz. sizin amacınız yorumları öğrenmek değil sırtınızın sıvazlanması ama kabul etseniz de etmeseniz de haksızsınız. barcelonada böyle bir olay yaşanmış olması sizin durumu değiştirmiyor. orada kadın sorun etmemiş demek ki, etseydi yine omzuna izinsiz dokunan adam haksız olacaktı.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(13.10.22)
Sizin yorumunuz nedir?

kadın haklı, sen haksızsın
dokunmadan özür dileseydin, o tepkiyi almazdın
0
bir soru sorcam
(13.10.22)
dokunsal bir insan olabilirsiniz. ama tanımadığınız birine dokunmamalısınız. ben de kadınım tanıdığım kişilerin bile fiziksel temasından rahatsız olurum. kadın haklı.
0
naksidil
(13.10.22)
Kadın kadına bu olay yaşansa bile sorun çıkaracak insanlar var, siz erkek olarak tanımadığınız bir kadına dokunarak yanlış bir harekette bulunmuşsunuz.

Konu erkek kadına dokundu değil aslında, bir kadın da tanımadığı bir erkeğe dokunmamalı bana göre.

Bence konu sadece kapalı toplum, muhafazakar toplum konusu da değil. Neredeyse tüm dünyada genel geçer bir görgü kuralıdır mesela, kadın tokalaşmak için el uzatmadan erkek elini uzatmamalıdır.

Edit: karşı tarafın sizin elinizin kolunuzun çarpacağı mesafeye kadar size yaklaşması doğru değil elbette, kadın olsun erkek olsun.

Toplum olarak mesafemizi koruyamıyoruz, yolda biri bişey soracak olsun ya da bir dükkanda müşteri ve satıcı diyaloğu olsun, suratlarımız bir iki karış mesafeye olacak kadar yaklaşıyoruz.

Bir adım geri gidiyorum mesafeyi açmak için, tekrar bir adım üstüme geliyor. "Kardeşim benim eşim bana bu kadar yaklaşmıyor, bi az öteye git ya ağzından çıkan her partikül suratıma çarpıyor" diyemiyorsun.
0
John Bloor
(13.10.22)
Burada kimsenin sana "Vay sapık, kadının omzuna dokundun demek ha" tarzında yaklaştığı yok. Niyetinin iyi olduğundan da şüphe yok zaten.

Ama yaptığın hareket en basit ifadeyle "gereksiz". Yani aşırı gereksiz işte, bu kadar net bir şey. Tanımadığın bir kadının bedenine elinle temas ederek konuşmak aşırı gereksiz. Bence bunla yüzleş ve bir daha yapma, senin için daha hayırlı olur. Daha arızasına denk gelirsen başına iş de açabilir.

Ayrıca @naksidil nickli yazar "ben de kadınım, tanıdığım kişilerin bile fiziksel temasından rahatsız olurum" gibi bir şey de paylaşmış mesela. Bunu da bir düşün. Sen bir de bu hareketi hiç tanımadığın bir kadına yapıyorsun.

Ve duyuruna "Sizin yorumunuz nedir?" ile başlayıp da çoğunluğu yaptığını doğru bulmayan türde yorumlarla karşılaşınca isyan moduna geçmen de hoş değil. En başta "Beni haklı görmeyecek olanlar yazmasın pls" falan diye ekleseydin oldu olacak.
0
jonas
(13.10.22)
Siz de götümün dibine girmeseydiniz o zaman diyebilirdiniz üste çıkmadığınız için kadın sizin üstünüze çıkmış.

Yani bir başkasının hoşuna da gidebilirdi ama şu ara herkes çok gergin. Bir de bizde mesafe kavramı yok kadın erkek fark etmeksizin herkes birbirinin ensesinde duruyor.

Ben de otobüste montumu çıkarırken teyzenin birine dirsek atmıştım tamamen benim öküzlüğüm yani ama teyzeye onlarca kez özür dileyince bir şey demedi çok kızmasına ve bence acımasına rağmen.

Günlük hayatta olabiliyor böyle şeyler takılmayın.
0
chicha_v2
(13.10.22)
(5)

Ogrenciye ozel tercumanlik yapmak uygun mu?

ala09
1-2 yas buyuk digerlerinden, digerlerinden akilli cok zeki hatta, yabanci ve turkce ogrenememis konusaniyor bile. sosyallesmiyor vs. ingilizce ve arapca konusuyor ekseriyetle ingilizce. onu da konusan yok okulda (ing ogretmenimiz cok ilgili bi tip degil ruhum cekiliyor gorunce).benim simdi hali hazi
1-2 yas buyuk digerlerinden, digerlerinden akilli cok zeki hatta, yabanci ve turkce ogrenememis konusaniyor bile. sosyallesmiyor vs. ingilizce ve arapca konusuyor ekseriyetle ingilizce. onu da konusan yok okulda (ing ogretmenimiz cok ilgili bi tip degil ruhum cekiliyor gorunce).

benim simdi hali hazirda 8 sinifim ve 3 ayri bransa giriyorum. butik okuluz 130 ogrenci. caliskan biri degilim tamamen zevk aldigim seylere odaklanabilirim ancak. sinav hazirlamam, okumam vs bunlar zor olacak biliyorum ama ben yyine de rahat hiseediyorum. su ogrenci sinava girmeden cevirebildigimi cevirsem, sonra o ing cevapladiginda yine tercume edip hocaya versem fazla mi ilgilenmis olacagim? kiyamiyorum. bu da 5-6 ders falan ediyor. 8.sinif ogrencisi, ing bilen hoca yok bana bu konuda destek cikabilecek. ayrica ilgisizler bikmislar. ben yeni yetme

ha gecmiste sesli sekilde guvendikleri ogrencileri yaninaa oturtup tercume ettiriyorlarmis arapcaya. ozel olarak sinav yapiliyormus ama baska yabanci ogrencilerden kopya isteyen falan oluyormus hocslar da arapca anlamadiklari icin sicak bakmiyorlar. iki yildir burdasin neden turkce yapmiyorsun falan demis mudur

ne dusunuyorsunuz? okulda mudur yardimcisini aramamak icin mezun oldugum kendi okulumu aradim he mevzuat nedir diye. hatta bi sey var diye anlatti yabanci ogrencilerle alakali courses ve sinavlar aayri diye bi seyler.

cocukk istanbsulda gelecek dusunmuyor
0
ala09
(12.10.22)
Çocuk ya da ailesi sizin kadar umursasaydı Türkçe öğrenirdi. Siz de sanki fazla ilgili olduğunuz için sınavda yardımcı olurmuşsunuz gibi geldi. Bence bunu öğrenciye sorun. O resmî olarak okuldan bunu isterse uygun olabilir.
0
dissendium
(12.10.22)
@dissendium kendisi istedi zaten. turkcede neden zayif kaldigini vs hepsini anlatti ama bu sene o tercumanlik olayini kaldirinca panikledi. turkce ogrenmek disinda bi tembelligi yok biraz asosyal, 2 senedir burada, kardesi falan da yok anne baba calsiiyor.
mudurler ve ogretmenler "niye ogrenmiyosun ogrenmelisin" falan diyor. cocuk panikledi ay sonu sinavlar var diye. sinava ben girmeyecegim sadece onceden tercume edip onun onune konan kagidin ingilizce/arapca olmasina yardim edecegim
0
🌸ala09
(12.10.22)
Eğer özel okuldaysanız ve bu öğrencinin maddi durumu da varsa ne kendisi ne ailesi ne de okul yönetimi bu soruna bir çözüm bulmak için bir girişimde bulunmadıysa bence bulaşmayın.
Belki de okul yönetimi veya ailesi Türkçe öğrenmeye zorlamak için böyle bir yöntem buldular.

Ayrıca eğer öğretmenseniz benden daha iyi bilirsiniz ki sınıfta kalmak diye bir şey yok. Çocuk zaten dersleri anlayamadıysa sınavı yapamaz. Sınavı başarılı geçse de bir anlamı yok, notlarının yüksek olmasının hayatına bir etkisi yok.

Talep etmeyen kişiye yardım etmeyin derim.
0
michael_knight
(12.10.22)
@michael biliyorum. zaten maksadi bi seyler yapabilmek ve turkce zayif kaldikca cani sikiliyor. biyoloji falan konu ne ise internette ingilizce calisip geliyor mesela. e bu yuksek de alsa dusuk de alsa gorunen o ki hem mezun olacak hem turkce ogrenmeyecek iyi seviyede. yani burda ogrenciyi memnun etmek, uc bes sey ogrenip kullanmasi disinda ise yarar ozel durum yok
0
🌸ala09
(12.10.22)
idealist ogretmen tavri bu, oncelklle tebrikler :)

ama sacma bir girisim bana kalirsa. bu cocuga ozel hoca tutulmaliydi. turkiyede bi gelecek dusunmuyorsa dahi 2 senedir yasadigi ve okula gittigi ulkenin dilini bi zahmet ogrenseydi. bu ulkede yasiyor, turklerin oldugu bi okula gidiyor, yani pek de caba sarf etmeden dahi ogrenebilirdi dili.

ayrica okul belki de belli bi sure vermistir ve artik uygulamayi kaldirmistir ?

her turlu velinin ve ogrencinin bi sey yapmadigi bi duruma ben mudahil olmazdim. hatta boyle bi cocuga - cocuktur tabii toleransli yaklasmak lazim ama - sempati de duymazdim. bosverin. aile, cocuk cok rahatsizsa talepte bulunsun okuldan. butik okul, herhalde su international okullardan biridir diye dusundum. para veriyorlar, talepte bulunup ilgilerini gostersinler. ayrica merak etme cocuk bi sekilde diplomasini alacak.
0
Kittie
(12.10.22)
(8)

istanbul'da hangi kenar ilçelerin olduğu yakayı daha çok seviyorsunuz?

carpikbacaklibasketbolcu
avrupa yakası mı anadolu yakası mı diye sormuyorum.bulgaristan'a mı kocaeli'ne yakın tarafı mı daha çok seviyorsunuz? :Dmesela avrupa'da silivri çatalca büyükçekmece esenyurt beylikdüzü arnavutköy.ileçeler bulunurkenanadolu'da ise tuzla şile sultanbeyli pendik çekmeköy sancaktepe.gibi ilçeler bulunu
avrupa yakası mı anadolu yakası mı diye sormuyorum.
bulgaristan'a mı kocaeli'ne yakın tarafı mı daha çok seviyorsunuz? :D

mesela avrupa'da silivri çatalca büyükçekmece esenyurt beylikdüzü arnavutköy.ileçeler bulunurken
anadolu'da ise tuzla şile sultanbeyli pendik çekmeköy sancaktepe.gibi ilçeler bulunuyor.

siz hangisini daha çok seviyorsunuz ve neden?
0
carpikbacaklibasketbolcu
(11.10.22)
cekmekoy, buyukcekmece
0
ala09
(11.10.22)
Ümraniye-yukarı Dudullu
0
Gebeş kaplumbağası
(11.10.22)
Pendik Kartal Maltepe tarafını seviyorum.
0
dissendium
(11.10.22)
Kandilli Beykoz - sakinliği, cool ve tarihi zengin duruşu.
Arnavutköy - manzarası, insanları, mekanları
0
gabe h coud
(11.10.22)
silivri çatalca büyükçekmece

tuzla pendik hattına göre havası daha temiz, denize bile girilebiliyor, çatalca ve trakya köylerine yakın. daha ne olsun. tuzla işçi yeriyken silivri yazlık yeri.
0
abelardo
(11.10.22)
Etiler, Bebek dışında bana her yer ve herkes fakir gelio.
0
OrangeYellow
(11.10.22)
Etilerli olarak OrangeYellow’a katılmıyorum. Bence Pendik, Kartal’ın gideri var.
0
ruhen hastayim ben
(11.10.22)
bulgaristan tarafi bence.
0
bay b
(12.10.22)
(12)

Bölüm tavsiyesi

dissendium
Merhabalar. Bir üniversitede ikinci öğretim olarak iki yıllık muhasebe okumayı düşünüyorum. Amaç hem ikinci bir meslek kazanmak hem de satın alma, satış gibi işlere ilgimin olması nedeniyle bölümün faydasını göreceğimi düşünmem.İkinci seçenek ise iş güvenliği uzmanı olmak.Makine mühendisiyim. Amacım
Merhabalar. Bir üniversitede ikinci öğretim olarak iki yıllık muhasebe okumayı düşünüyorum. Amaç hem ikinci bir meslek kazanmak hem de satın alma, satış gibi işlere ilgimin olması nedeniyle bölümün faydasını göreceğimi düşünmem.

İkinci seçenek ise iş güvenliği uzmanı olmak.

Makine mühendisiyim. Amacım lisans sonrası kendime bir şeyler katmak. Yüksek lisans şu an uygun değil. Gündüz okula gidemem. Teşekkür ederim.
0
dissendium
(11.10.22)
Mba senin isine daha cok yarar.
0
kuzey li
(11.10.22)
Tezsiz yüksek lisans programları akşam oluyor galiba. Araştırabilirsiniz.
0
sevilen progressive türkücü
(11.10.22)
Bana çok mantıksız geldi. Muhasebe öyle bir şey değil.
0
ruhen hastayim ben
(11.10.22)
Mantıksız geldi+1
Ne Türkiye'de ne Avrupa'da muhasebe bilgisine ihtiyaç duyulduğunu görmedim. Finans bilgisi tamam ama muhasebe denk gelmedim.
0
logisticsmanager
(11.10.22)
@ruhen hastayim ben, nasıl bir şey?
0
🌸dissendium
(11.10.22)
Muhasebe konusunu her şeyden bağımsız bir meslek olarak söyledim.
0
🌸dissendium
(11.10.22)
Satın alma ve satış teknik konular, muhasebe bunlarla alakalı değil çünkü.
0
ruhen hastayim ben
(11.10.22)
Tezsiz yüksek lisans+1
0
silver apple
(11.10.22)
@KnoxOverstreet, ciddiyse bilgi alabilirim.
0
🌸dissendium
(11.10.22)
Ayrıca benim de bildiğim kadarıyla muhasebe satın almayla çok alakasız. Teknik şartname falan filan var ama muhasebeyle uğraşmazlar.
0
sevilen progressive türkücü
(11.10.22)
Açıkçası ciddi satın alma kasacaksaniz sözleşme nasıl hazırlanır, incotermler, rfq prosesleri, tedarikçi bulma/degerlendirme gibi bilgiler çok daha önemlidir.

Misal şunun gibi bir şey;
buyem.boun.edu.tr


Içinde lojistik yönetimi olan herhangi bir program da olur. Içinde satın alma dersleri de oluyor genelde.
0
logisticsmanager
(12.10.22)
mba
0
sert siyah krom
(12.10.22)
(18)

çocuk sahibi olmayı düşünmeyenler

portico quartet
birkaç soru sormak istiyorum sizlere. öncelikle kaç yaşındasınız? çocuk sahibi olmak istemediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? hiç bu kararınız için pişmanlık duyduğunuz oldu mu? çevrenizde hiç belirli bir yaşın üzerinde olan ve bu kararı için pişmanlık duyan bir tanıdığınız var mı? çocuk sah
birkaç soru sormak istiyorum sizlere. öncelikle kaç yaşındasınız? çocuk sahibi olmak istemediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? hiç bu kararınız için pişmanlık duyduğunuz oldu mu? çevrenizde hiç belirli bir yaşın üzerinde olan ve bu kararı için pişmanlık duyan bir tanıdığınız var mı?

çocuk sahibi olmayı düşünenler veya olanlar için de şöyle bir sorum var: hiç bu kararınızı sorguladığınız anlar yaşıyor musunuz?

şu an yirmili yaşlarımdayım ve şimdiye kadar hiç çocuk sahibi olmaya yönelik bir istek duymadım. bir yandan çocukları çok seviyorum, kendimi bildim bileli çocuklarla iyi anlaşıyorum ama kendimi bir ebeveyn olarak hayal edemiyorum. geleceğe dair planlarımı çocuk sahibi olmadığım bir senaryo üzerinden kurguladığım için de kendi adıma şunları merak ediyorum: sizce bu yaştan sonra fikirlerim değişir mi, değişmezse de 50'li yaşlarıma geldiğimde bunun için pişmanlık duyar mıyım acaba?
0
portico quartet
(11.10.22)
41 yaşındayım, çocuklara aşık olan biri olarak hayatımın hiçbir döneminde çocuk sahibi olmayı düşünmedim, tam olarak öyle bir karar verdiğim söylenemez ancak hiçbir zaman çocuğum olsa düşüncesine sahip olmadım, biyolojik saatim de hiç bu yönde çalışmadı diyebilirim.

ablamın çocuğu olduğunda kararımın kendim için daha da doğru olduğunu fark ettim. yeğenime tapıyorum, arkadaş gibiyiz onunla. benden çok iyi bir teyze oldu ancak anne olmazdı.

çocuk yapmadığım için hiç pişmanlık yaşamadım, çevremde evlenen ama asla çocuk istemeyen bir iki tane kadın arkadaşım var onlar da pişmanlık duymadı hatta hepimiz iyi ki çocuk istememişiz diyoruz.

yaşadığım tek sorun 30lu yaşlarda çok fazla olmasa da ailemin biraz beklentisi olması oldu. onlar da artık bana hak veriyor.
0
hypathia
(11.10.22)
27 yaşındayım. Sınıf öğretmeniyim. Öğrencilerimin her birini çok seviyorum. Tatildeyken özlüyorum. Ama hiçbir zaman çocuk sahibi olmayı düşünmedim, düşünmüyorum, düşünmeyeceğim de. Yanlış da anlaşılmasın tahammülsüz bir insan değilim, hiçbir çocuğun kalbini kırmamışımdır.

Geçen gün yeğenime birkaç saat bakmam gerekti. Çok uslu akıllı bir kız. Güzel güzel yemeğini yedirdim, beni hiç üzmedi. Ama antrenman zamanımdan çaldı. Dinlenme zamanımdan çaldı. Özünde kendine düşkün bir insanım. Çok sevsem de, bile isteye ömür boyu kendimi prangalayamam. Ben evine çiçek almayan insanım sağa sola gidersem kurur kalır diye.

Üstelik yapılan araştırmalarda yaşlılıkta en mutlu insanların hiç çocuğu olmayan insanlar oldukları saptanmış. Çünkü bu insanlar hayatlarını birine adamamış ve kendi hayatlarından çalmamışlar. Çocuklu insanlar ise gençliklerini adadıklarıyla, yaşlılıklarını ise boşa çıkan beklentileriyle harcamışlar.
0
ruhen hastayim ben
(11.10.22)
38 yaşında, yeni evli erkeğim. çocuk sahibi olmayı hep istedim. şimdi de istiyorum. çok iyi bir ebeveyn olurum. kararımı hiç sorgulamadım.

kadınlarda hormonal olarak bebeğe karşı karşılıksız duygular gelişiyor (normalde) ama erkeğin işi biraz zor.

şahsi fikrim, pişmanlık duyarsın. kızacaklar olacaktır ama kadınlar için en iyisi evlenip çocuk yapıp adamı boşamak oluyor :) yaşlanınca başında sürekli dırdır eden adam yerine zaman zaman ziyarete gelen, güzel zaman geçirdiğin karşılıksız sevdiğin evladın oluyor. arada sevgili de yaparsın. başını da dinlersin. ooh mis.
0
gabe h coud
(11.10.22)
38'den bildiriyorum, pişman değilim. Çocuk sahibi olmak istemediğime karar vermedim, yani vejetaryen olmaya karar verir gibi bilinçli bir şey değil. Bu konuda bir soruya daha aynı şeyi yazmıştım, çocukken bile çocuklarla iyi anlaşamazdım. Çocuk büyütecek, eğitecek, iyi insan olması için çabalayacak, 2-3 sene uykusuz kalacak sabrım, enerjim, isteğim yok. Birkaç yıla kadar akrabaların "eee, çocuk ne zaman?" sorusu da biterse hiç derdim kalmayacak.

60'larında ve kendi tercihiyle çocuk yapmayan bir tanıdığım (kadın) "hep pişman olursun dediler, şimdi çocuklu arkadaşlarım pişman ama benim hiç pişmanlığım yok" demişti, beni en rahatlatan sohbetlerden biriydi :)

Üç subreddit önereceğim, her bakış açısından ilginç fikirler bulabilirsiniz
www.reddit.com çocuk istemeyen ve çocuksuz yaşayanlar
www.reddit.com çocuk yapmak konusunda kararsız olanlar
www.reddit.com çocuklu insanların genel çocuk yetiştirme forumu (3 deyip 4 önermişim, bu bonus)
www.reddit.com çocuk yapıp pişman olanlar
0
kobuzchu kiz
(11.10.22)
Ya bu zaten bir karar degil. Daha 20lerindesin. Çocuk yapma kararı istersen verirsin ama çocuk yapmama kararı anca 35 de falan alınır. Çünkü 35 den sonra artık ihtimal azalıp riskler gözle görülür olmaya başlayacak. İsteyip istemediğini düşünmen gereken zamanlar.

Ama 20lerinde bunu hiç düşünmene gerek yok. Ben 30dayım şuan. 35 e kadar yolu var diyorum. Sonra karar veririm.
0
zimbirik
(11.10.22)
Ek:
www.bbc.com
Şu da güzel bir söyleşi. Orada konuşan kadınlardan birini tanıyorum, o da altı yıl sonra hâlâ çocuksuz ve halinden memnun.
0
kobuzchu kiz
(11.10.22)
zalbarath
(11.10.22)
29'dan bildiriyorum. Kendimi bildim bileli çocuk sahibi olmak istemedim, bu düşüncem hiç değişmedi. Bana çok uzak geliyor bu düşünce. Ayrıca çocuklara da düşkün değilim maalesef. İleride pişman olur muyum bilmiyorum hissiyatım olmayacağım yönünde, şu an acabam bile yok. Net bir şekilde çocuk istemeyen kendim hariç kimseyle karşılaşmadım çevremde.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(11.10.22)
28 yaşındayım. hayatımın büyük bölümünü klasik evlen-çocuk sahibi ol hayaliyle geçirmiştim. son 2-3 yıldır fikrim tamamen değişti.

kendime bile yetemiyorum, param yok, en az 20 sene bir insanı yetiştirmek için motivasyonum hiç yok. zaten eşim veya sevgilim de yok, olsa bile kimsenin bir yıldan fazla tahammül edeceğini sanmıyorum.

çocuk sahibi olursam korku ve kaygıdan hem onu berbat yetiştiririm hem kendim deliririm muhtemelen.

çocukları çok seviyorum. hatta filtresiz kafalarından dolayı ciddi ciddi oturup sohbet etmekten büyük keyif alıyorum. senin yıllarca düşünsen akıl edemeyeceğin şeyler söyleyebiliyorlar. ne bileyim bir çocuğa basit bir numara öğretmek bile büyüleyici bir şey, belki 30 sene sonra diplomat olacak bir insan yavrusunun aklında yepyeni bir kapı aralamış oluyorsun. o açıdan çocukları mucizevi buluyorum, süper sevimli bıcırık şeyler.

ama ben 30 yaşına yaklaşmışken önünü göremeyen birisi olarak onun sorumluluğuna girmem. giremem. her şeyin iyi olacağı garanti edilse bile istemem sanırım. 7/24 sürekli enerji lazım çocuğa. niye ki?
0
der meister
(11.10.22)
29 yaşındayım. Sadece bir çocuk istiyorum. Ekonomik olarak çok zor olduğunu fark edince bunu düşündüm. Çocuk bence yaydan çıkan ok gibi. Herkes başlarda çocuğun bezini düşünüyor da bu insan hep bebek kalmıyor ki. Bunun lisesi var, üniversitesi var. Düşün, askerlik yaparken kocaman insanken bile ailen para gönderiyor. Bebekleri, çocukları çok severim ama durum böyle.

Ben çocuğumla hafta sonu basketbol oynamak, ona bir sürü şey öğretmek istiyorum şimdi bile. İlgi açısından sorun yok.
0
dissendium
(11.10.22)
29 key. kimseyi kendimden daha fazla önemsemek istemiyorum, o yüzden şu an çocuk düşünmüyorum. ilerde nolur bilmem.
0
summer timetable
(11.10.22)
32e. 4 yaşından beri istemiyorum çocuk. sebebi tamamen sana muhtaç birinin sorumluluğunu almak istememek tabii. Hele tr’de. Tr olmasa da istemezdim de neyse.
0
the real brad pitt
(11.10.22)
bu soru her yıl ortalama iki veya üç kez sorulur duyuruda ve ben de her seferinde cevaplarım:)

33 yaşında bekar bir erkeğim, 30 yaşından sonra net çocuk istemediğimi farkettim hatta bundan dolayı evlilik de pek düşünmüyorum, sebebine gelecek olursa çocuk büyütmek bence çok zor bir olay, kendinden ve zamanından büyük fedakarlıklar gerektiriyor ve ona en iyi şartları sunamama kaygısı da beni istememeye yöneltiyor, bunun yanında psikolojik danışman olarak uzun zaman çocuklarla çalıştım, dolayısıyla bu da beni istememeye yöneltti.
0
blue rebel motorcycle club
(11.10.22)
en son lisede kızım olsun diye düşündüğümü hatırlıyorum. o da toplumsal ve çevresel sebeplerden dolayı bir zorunluluk gibi görmemdendi sanırım. fakat sonra düşüncelerim çok farklı noktalara evrildi. evlenmeyi de istemiyorum çocuk yapmayı da. kişiliğim müsade etmiyor, isteğim sıfır... 35 k. çocukları acayip severim ama.
0
anna sun
(11.10.22)
29K
cocuk bana cok buyuk bir sorumluluk olarak geliyor ve hayatimda fazlasiyla sorumluluk alanim oldugunu dusunuyorum. hayati da hayata bir bir insan getirecek kadar yasamaya deger bulmuyorum.
0
tuborg yesili
(11.10.22)
35k, 1.5 yaşında kızım var. Kariyerime ara verdim evde onunla ilgileniyorum. Döndüğüm zaman ortada bir kariyerim bile olmayabilir. Uykusuzum, çok yorgunum hatta bitiğim. Vücudum inanılmaz bozuldu. Ekonomik olarak kendimi geri plana attım, onun ihtitaçlarını fazlasıyla karşılamaya çalışıyorum, aslunda eşim de aynı. Şu saatte dahi (1.22) diş sıkıntısından dolayı 10 dk da bir uyandığı için ayaktayım.

Yaşadığım lohusa depresyonu zamanı haricinde, ki o zaman ne gerek vardı çocuğa dertsiz başıma dert aldım diye düşünüp böyle düşündüğüm için süçluluk hissiyle sürekli ağlıyordum, varlığından bir saniye bile pişman değilim. Ennee ennee diye sarılıp, ağzını açarak yanağıma dokundurması ( öpüyorum zannediyor) yeter. Gelecekte de ondan beklentim mutlu bir hayatı olması, yaşlılıkta filan da bana bakıp hayatını çürütmesi en en en son isteyeceğim şey olur.

20 li yaşlarda çocuk ister miyim diye bile düşünmeyecek kadar çocuk fikrine uzaktım. Bence çocuk isteğini biraz da hayatımızdaki insan belirliyor. Evlenme fikrim de hiç yoktu mesela karşıma eşim çıkana kadar. Evlilikte de evrilerek çocuk ister gale geldik. Eğer evli değilseniz, şu an çok da kafa yorulacak bir durumunuz yok bence.
0
physcos physcos
(12.10.22)
yaş 31. çocuklarla da çalışan bir spor eğitmeniyim. kendimi bildim bileli çocuk istemem. çocukları severim, iyi anlaşırım vs. ama ebeveyn olmak hayatının yarısından fazlasını çocuk için yaşamak demek. ben hayatımı bir veya birkaç çocuğa adamak istemiyorum. hem maddi hem manevi aşırı bir yük gibi geliyor bana. hele ki zaten böyle sikik bir dünyaya çocuk getirmek... ne bileyim.
0
motosiklet burclu adam
(12.10.22)
38 yasindayim. Cocuklugumdan beri hicbir zaman cocuk sahibi olmayi istemedim. Bir donem biraz dusundum, ama istemedigim gercegi cok net oldugu icin ustunde cok durmadim. Bebekleri cok seviyorum, cocuklarla pek iletisim kuramiyorum. Surekli enerjileri, oradan oraya kosturmalari, hep konusmalari, ilgi beklemeleri, hayatimin her kararini onlari dusunerek verme fikri, yillarca uykudan feragat etme, endiselenme, ve butun bunlara karsilik ne benim hayatta kalacagimin ne onlarin saglikli sekilde hayatta kalabileceklerinin garantisi olmamasi inanilmaz korkutucu geliyor. Ayrica hamile kalmak istemiyorum.

(Ogretmenim, genc insanlarla cok zaman geciriyorum ve dunyaya bu sekilde hizmet ettigimi dusunuyorum. Bir de cocuk yetistirmeme gerek yok bence.)

Bu konuda cok kitap, makale vs var. Onlari okuyup baska insanlarin fikirlerini ve nedenlerini duyarak dusuncelerinizi biraz daha sabitleyebilirsiniz belki.
0
sopiro
(12.10.22)
(3)

atık dönüşümü

tosunpasa
selamlar,yurt dışında şişe, plastik vb. maddeleri kabul edip karşılığında para ödeyen otomatlar var. Bunların türkiye'de uygulanamaması sebebi sizce ne olabilir ? yurt dışındaki sisteme devlet desteği mi var yoksa farklı bir şeyleri mi kaçırıyorum?
selamlar,

yurt dışında şişe, plastik vb. maddeleri kabul edip karşılığında para ödeyen otomatlar var. Bunların türkiye'de uygulanamaması sebebi sizce ne olabilir ? yurt dışındaki sisteme devlet desteği mi var yoksa farklı bir şeyleri mi kaçırıyorum?
0
tosunpasa
(11.10.22)
Türkiye'de var onlar. yavaş yavaş yaygınlaşıyor...

www.youtube.com
0
babilfish
(11.10.22)
İlgili bakanlıklar, belediye ilgilenmiyor. Ben mouse pillerini çöpe atmamak için biriktirdim. Bir tane atık pil kutusu bulamadım çevremde. Normal çöpü toplamayan belediyelerle bu iş zor.
0
dissendium
(11.10.22)
tr'de geri dönüşüm başlı başına çok büyük bir sektör ve bu sektörden ekmek yiyen hurdacısı, çekçekçisinden, geri dönüşüm şirketlerine kadar milyonlarca insan resmi ve gayrıresmi yollardan ekmek yiyor. geri dönüşüm şirketleri de genelde mafyatik tiplerin kurduğu yerler. biz bu sistemi getirdiğimizde bu sektörden ekmek yiyenlerin %95'i işsiz kalacağı için uğraşmıyorlar.
0
roket adam
(11.10.22)
(7)

Disiplin kazanmak için neler yapabilirim ?

sassot
Kendimi geliştirmek amaçlı neler yapabilirim. Belli bir disiplin kazanmak ve bu düzeni sürdürmek istiyorum.
Kendimi geliştirmek amaçlı neler yapabilirim. Belli bir disiplin kazanmak ve bu düzeni sürdürmek istiyorum.
0
sassot
(10.10.22)
Her sabah her zaman kalktiginizdan yarım saat erken kalkıp soğuk duş alın. Bunu surdurebilirseniz otomatik guc ve sebatkarlik ekleniyor bünyeye.
0
encokbenisevinnolur
(10.10.22)
Önce hedef koyacaksın. Sonra o hedefe ulaşmayı gerçekten isteyeceksin. Hedefin gerçekçi, işine yarayacak bir şey olacak. Sonra zaman yönetimi yapacaksın. Çalışman gereken zamanda çalışacaksın ya da ayırman gereken süreyi mutlaka ayıracaksın. Bu her şeyden önce isteyerek ve biraz da kendini zora alıştırarak olur.
0
dissendium
(10.10.22)
Disiplin en zor edinen şeylerden biri.

Az da olsa araştırma yaptım. Ne kadar kale alırsın bilmiyorum.

1. Bir anda büyük değişim yapma, küçük küçük değişimleri kalıcı hâle getirdikten sonra diğer küçük değişimleri ekle. Aşırı irade iradenin çöküşüne neden oluyor.

2. Eğer bir olayı diğer bir olayla bağlarsan katilazör görevi görüyor. Örneğin yataktan kalkar kalkmaz, tuvaletini yap, elini yüzünü yıka, ardından hemen yatağını düzelt. Yatağı düzeltmek tek başına aşılması zor bir görevken her zaman yaptığın çiş ve el yüzü yıkamasından sonra yatak düzeltme görevinin eşiği düşüyor.

3. Yapacağın şeyleri belirli şekilde dile getir. Örneğin "sağlıklı besleneceğim" değil. "Yarın salı günü sabahı peynir zeytin yeyeceğim, öğlen salata yeyeceğim, şeker, çikolata kek yemeyeceğim" gibi oldukça belirli bir iradeli cümle kur.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(10.10.22)
atomic habits kitabını okuyun.
0
pispinti
(11.10.22)
Bir anda yüzde 10dan yüzde 90a çıkmayarak başlayın bir kere. Normalde atıyorum bir gün spora gidiyorsanız ya da hiç gitmiyorsaniz haftada 5-6 gün gidicem diye niyetlenmeyin. Ya da 9da kalkmaya aliskinsaniz 6da kalkarak başlamayın. Yavaş yavaş adım adım ilerleyin. Birden girisip o plana uymadiginizda başarısızlık duygusu hakim olur yine başa donersiniz
0
sanguine
(11.10.22)
hasmetizm 2046
(11.10.22)
Mirket
(11.10.22)
(6)

Eyt çıkarsa emekli olduktan sonra çalışabiliyorlar mı

regina phalange
Büzim şirkette bayağı bir eyt bekleyen var. Yıl başında yasalaşacak deniyor bugünkü açıklama onla ilgili oşacakmış. Bu durumda şartları taşıyablar emekli olursa hepten gidicekler mi şirketten yoksa emekli olup çalışabilicekler mi? Toptan gidecekletse btün işler bize patlayacak o yüzden soruyorum.
Büzim şirkette bayağı bir eyt bekleyen var. Yıl başında yasalaşacak deniyor bugünkü açıklama onla ilgili oşacakmış. Bu durumda şartları taşıyablar emekli olursa hepten gidicekler mi şirketten yoksa emekli olup çalışabilicekler mi? Toptan gidecekletse btün işler bize patlayacak o yüzden soruyorum.
0
regina phalange
(10.10.22)
Prensip olarak emekli çalıştırmayan yerler var. Şirketin prensibine bağlı.
0
dissendium
(10.10.22)
Yas haddine göre emekli olmak zorunda değiller, isterlerse olurlar.
0
sanguine
(10.10.22)
Peki emekli olup çalışınca hem emekli maaşı hem normal maaş mı alınıyor yoksa şirket nasıl olsa emekli maaşı alıyorsun diye normalden daha düşük maaş mı veriyor
0
🌸regina phalange
(10.10.22)
Şirketin kendisi nasıl isterse. Emeklilerin çalışmasına engel yok ama maaşlarından devlet kesinti yapıyor, sigorta primi odemiyorlar ama bir miktar kesinti oluyor diye hatırlıyorum
0
sanguine
(10.10.22)
Bı anda yaşı gelen herkesin emekli olmasi şirketin menfaatine olmaz şirket de bunu istemez zaten çünkü dünya kadar kıdem tazminati ödeyecekler.
0
sanguine
(10.10.22)
Şirkete bağlı. Bizim şirket prensip olarak emekli kişileri çalıştırmıyor.
Ama EYT çıkarsa ve çok fazla kişi emekli olmak isterse belki bu kuralı delebilir.
0
burfak
(11.10.22)
(6)

Almanca, kelimelerin akılda kalmaması

dissendium
Öğrendiğim bazı kelimeler aklımda kalmıyor. Başlarda bu normal mi? Angriff gibi kısa kelimeler akılda kalıyor ama Beschädigung tam aklımda kalmıyor. Bu zamanla düzelir mi?
Öğrendiğim bazı kelimeler aklımda kalmıyor. Başlarda bu normal mi? Angriff gibi kısa kelimeler akılda kalıyor ama Beschädigung tam aklımda kalmıyor. Bu zamanla düzelir mi?
0
dissendium
(10.10.22)
pratik ve zamanla düzelir.
0
blackidom
(11.10.22)
Yani direkt her şeyin akılda kalmasını beklemek gerçekçi değil zaten.

Ancak takip ettiğim kadarıyla pek ilginiz olmayan bir dile zorluyorsunuz bu şekilde zaten verim almanız daha da düşüyor haliyle o yüzden ilerde de düzelcek diye bir şey yok.

Eminim ispanyolcada bakınca daha akılda kalıyordur şu an.
0
AlsterWasser
(11.10.22)
@AlsterWasser, Almanca öğrenmeye karar verdim. İspanyolca ilginç bir şekilde itici gelmeye başladı. Haberleri Almanca takip etmeye başladım. Keyif alıyorum açıkçası. Bu akılda kalmama konusu belki de İngilizce gibi çocukluktan beri bağlantılı olmadığımız bir dil olduğu içindir.
0
🌸dissendium
(11.10.22)
kelime dağarcığın genişledikçe kolaylaşacak çünkü hangi ismin hangi isimden ya da fiilden türediğini göreceksin. örneğin schaden fiilini, hadi onu bilmiyorsan ünlem olan schade!'yi bilsen beschädigung'un anlamı kafana oturur ve daha rahat ezberlersin.
0
sir gawain
(11.10.22)
Ankiweb, ankidroid güzel uygulamalar, senkronize oluyorlar
0
bir varmis bir yokmus
(11.10.22)
Ha bir de mesela B1 kelime listesi gibi insanların önceden hazırladığı listeleri indirebiliyorsunuz. Bir sürü liste var öyle, tip öğrencileri için, ehliyet sınavı için vs. Herkese tavsiye ederim
0
bir varmis bir yokmus
(11.10.22)
(5)

Head Hunter Firmaları Hakkında

kablelvuku
Linkedin'de bir firma uzun zamandır ekli. Dönem dönem sorarlar "iş arıyor musunuz" diye. Bugün belki bir işe yarar diye "evet" dedim. Firma ismi verilmedi ama pozisyon bilgisi verildi. Firmanın bulunduğu sektör de benim hiç alakam yok. Sadece aranan ünvandan dolayı büyük ihtimalle bu teklif yapıldı.
Linkedin'de bir firma uzun zamandır ekli. Dönem dönem sorarlar "iş arıyor musunuz" diye. Bugün belki bir işe yarar diye "evet" dedim. Firma ismi verilmedi ama pozisyon bilgisi verildi. Firmanın bulunduğu sektör de benim hiç alakam yok. Sadece aranan ünvandan dolayı büyük ihtimalle bu teklif yapıldı.

Esas sorum şudur ki;

Bana göre bu tarz kişilerden gelen iş teklifleri düzensiz, IK'sı olmayan vb örnekler çoğaltılabilir firmalar için. Yani aşırı kurumsal bir firmanın bura aracılığı ile personel arama tercihi olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle teklifi de hiç değerlendiresim dahi yok. Bir kaosun içinde sürükleneceğime gururumla başvurularımdan ret yerim asdfasdf

Sizin görüşleriniz neler bu tarz firmalar için?
0
kablelvuku
(10.10.22)
yok hocam çok yanılıyorsun, şu an sahip olduğum global frimadaki işimi head hunter firması ile bulmuştum. 3 yıl oldu halimden memnunum.
0
hlt1985
(10.10.22)
Bu tip şirketler süreci kısaltabilir. Normalde İK, bölüm müdürü, genel müdür gibi 3 görüşme yerine direkt genel müdürle görüşebilirsin. Kötü bir şirket danışmanlık şirketlerine para vermek istemez. Birçok kariyer sitesinde iş ilanı açmak ücretsiz. İlan açıp 1000 kişiyle uğraşmak yerine danışmanlık şirketinin bulduğu 10 kişiyi değerlendirmek daha hızlı ve daha kolay.
0
dissendium
(10.10.22)
Daha önce burada mimlenmiş firmaların danışmanlık firması aracılığıyla aradığını okumuştum. Denedim, onayladım.
0
Kahvedesu
(10.10.22)
Görüşün genel olarak yanlış. Mesela firma ilan açmak istemiyor, HR firması bana nokta atışı 10 tane aday bulsun, bu işi reklam etmesin istiyor, o zaman HH ile çalışıyorlar. Yani sadece HR'ı olmayan kalitesiz firmalar HH kullanır gibi bir yaklaşım yanlış olur.
0
roket adam
(10.10.22)
kalitesiz firmalar HH kullanır, kaliteliler kullanmaz diye birşey yok. ama HH firmasında junior olup yeni başlayıp sektör bilmeyen bir İK'cının iş bilmezliği olabilir. sizin proficiencynizle alakası olmayan yeni mezun bir İK adayı aday bulmaya çalışıyo olabilir. onlara keywordler verilir, buna göre aday ara denir. aday listesi hazırlamak en junior işidir bu işlerde. ne kişisel algılayın ne de alım yapan şirketi yargılayın. sorunlu HH firmaları böyle şeyler yapabiliyor. bir İK'cı olarak isim vermeyeyim en iyi bilinen HH firmalarını hem şirket tarafında hem de yeri geldiğinde aday tarafında tanıma şansım oldu. ilanlarına başvuru bile yapmadım ne kadar cazip olsa da.
0
sirkelimon
(10.10.22)
(17)

Türkiye'nin övülen sağlık sisteminde benim kaçırdığım ne?

logisticsmanager
Şimdi sürekli bunu duyarım "Türkiye'nin sağlık sistemi Avrupa'dan iyi".Son zamanlarda Fransa'nın sistemi ile haşır neşir olmak zorundz kalınca ben bu "Türkiye'nin iyi olmasını" çözemedim.Kişi başına düşen doktor sayısında rezil haldeyiz;https://data.worldbank.org/indicator/SH.MED.PHYS.ZS?most_recent
Şimdi sürekli bunu duyarım "Türkiye'nin sağlık sistemi Avrupa'dan iyi".

Son zamanlarda Fransa'nın sistemi ile haşır neşir olmak zorundz kalınca ben bu "Türkiye'nin iyi olmasını" çözemedim.

Kişi başına düşen doktor sayısında rezil haldeyiz;
data.worldbank.org

Ülkenin dünyanın en iyi hastaneleri arasına giren bir tane bile hastanesi yok. Internette aratınca anca memorial Şişli çıkıyor duyulmuş o da memorial gruptan.

Ne devlet ne tamamlayıcı sigorta gözlük, lens, diş ödemiyor.
Tamamlayıcı sigorta önceden olan hastalık ödemiyor.
issizsen para vermen lazım.
Özele gidip para bayılmadığın sürece aylarca randevu bulmakta zorlanılan bölümler Türkiye'de de var. Harbiden bu konuda avrupa ile ne farkı var hala çözemedim.
Her ilacin ucuzunu oduyorlar, diğerine katkı payı var. Tamamlayıcı sigorta ilaca da karışmıyor.

Benim anladığım sağlık iyi denmesinin tek tarafı parayı bastırınca hizmet alabilme ihtimali. Yani bugün bunu ortadan kaldırsak kimse sağlığı övmez gibi.

Benim görmediğim başka bir şey var mi yoksa harbiden tek olay ülkedeki sağlık sektörünün hizmet degil endüstri hale gelmesinden ötürü parası olana hizmet verebilme ihtimali mi övülen?
Hayır özel Hastanesi olan sağlık bakanı olunca normal geliyor.
0
logisticsmanager
(10.10.22)
Türkiye'nin sağlık sistemi görece iyiydi çünkü bizde sağlık hizmeti siyaseten en güzel malzemelerden biri. Yani nasıl ki "Yol yaptılar" varsa "Hastane açtılar" da var. Haliyle bir sürü hastanemiz vardı. Gelişmiş ülkelerde, özellikle de bir eğitim ve araştırma hastanesinde uzman doktorla muhattap olmak kolay bir şey değildir. Bizde insanlar ellerini kollarını sallayarak uzman doktorlara gidip MR falan çektirebiliyordu. Doktorlarımız da kaliteliydi. Ancak tıp pahalı bir alan; ekonominin sallanmasıyla hem bu sallantıya girdi, hem de doktorluk mesleği ayaklar altına alındığı için bu nitelikli iş gücünden olduk... Dolayısıyla karşılaştırmanın tarafları önemli; ABD ile Türkiye karşılaştırılırsa düşük gelirlilerin sağlık hizmetlerine ulaşması konusunda Türkiye muhtemelen hala avantajlıdır ancak sosyal devletin güçlü olduğu bir Avrupa ülkesi ile karşılaştırılacak bir tarafı kaldığını sanmıyorum.
0
salihdt
(10.10.22)
zamaninda iyi yatirim yapilmis. mesela kisi basina dusen yogun bakim unitesinde zirvedeydik corona basladiginda.

sistem cok pratik ve hizli isliyor turkiye'de. bir doktor haftada catir catir yuzlerce hastaya bakabiliyor. bu doktorlar icin yogun ve somurucu bir sistem olsa da iyi yetismelerini sagliyor cunku cok vaka goruyorlar. semptoma bakip sak diye cozum uretebiliyorlar cogu durumda. hasta da hizlica tedaviye ulasabiliyor. amerika'da bir acil doktorunun basit olmayan bir durumda seni dogru yere yonlendirme sansi dusuk. bir sey bulamadik diyip cikiyorlar isin icinden eger hayatin tehlikede degilse.

devlet hastanelerine ulasim da gayet kolaydi ben turkiyedeyken. gidip uzman doktordan randevu alip bedava gorunebiliyordum bir sonraki hafta. amerika'da aynisini yapmaya kalksam daha once gordugum tanidik doktor degilse 1-2 aydan onceye randevu veremiyorlar.
0
antikadimag
(10.10.22)
hiç bir zaman iyi olmadı medya pompalaması

sadece 2005-2015 arası 10yıllık dönemde hastahaneler bilgisayarlı sisteme geçti. yani eskiden röntgen,tahliller fiziksel olarak doktorun odasına gitmesi bekleniyordu şimdi bilgisayardan okunuyor

bu doğal olarak işleri hızlandırdı, bizimkilerde

wow, waw, wühüüüü sağlık sistemi nasıl iyi oldu falan demeye başladı

sağlık sistemi iyi olsa hastahaneler, pastahane kadar olur zaten

küçük ve butik olur.
0
duyurukullanıcısı
(10.10.22)
Yazdıklarınız doğru
Sağlık sistemimiz maalesef kötü durumda, aşırı yoğunluk ve kötü çalışma şartları nedeniyle sistem gerçek hastaları rezil ediyor. Top gibi sekip duruyorlar. Gerçekten hasta olmayıp tırt sebeplerle hastaneye gelenleri ise memnun eden bir sistem maalesef, kolaylıkla uzman doktora görünüyorlar (muayene oluyorlar diyemiyorum) e bir de eski hastanelere göre yeni hastaneler çok daha konforlu olunca görece sağlık sistemimiz gelişti algısı mevcut.

Halbuki makyajlı bı gelisme bu, nitelikte gerileme mevcut, içini boşalttılar
0
mey17
(10.10.22)
bence de iyi değil. bu goygoyun bence 2 sebebi var.

1- doktorların sürekli kendilerini yüksekten satması. sorsan dünyadaki en iyi sistem, en iyi doktorlar burada.

2- yine hükümet yanlılarının algı operasyonu. bir de abd ile çok karşılaştırılır. "bak orada pansumana kaç bin dolar ödüyorsun burada bedava" gibisinden saçma kıyaslar yapıyorlar. halbuki orası liberal bir ülke, burası sosyal devlet.

temelinde hep aynı şey var. insanlar yaptıkları işleri daha iyi göstermek için algı kasıyor. ülkenin büyük bir kısmı da yurtdışını bilmediği için inanıyor.
0
blackkmamba
(10.10.22)
çoğu ülkede türkiye'den çok daha efektif çalışan bir sevk zinciri ve birinci basamak sağlık hizmetleri var. pek çok ülkenin aile hekimleri veya general practitioner'ları, türkiye'de hasta bakan bir akademisyen hekimin pek çok gördüğü hastayı rahatlıkla tedavi edebiliyor. daha spesifikleşmiş hekimler de daha uzmanlık gerektirecek, daha nadir hastalıkları görüyor - tedavi ediyorlar.

türkiye'nin sağlık sisteminin iyi olarak algılanmasının önemli bir sebebi, insanların, hastalığının niteliği hakkında bilgi sahibi olmaksızın, istediği akademik titre sahip birine görece yakın sürelerde ulaşabiliyor olmasıyla alakalı diye düşünüyorum. söz gelimi kanada'da bir profesör görüşmesi bazen 1-2 yıl sürebiliyor. türkiye'de böyle bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz? isyan çıkar valla.

ikinci bir sebebi de hekimlerin çoğunlukla iyi yetişmiş olmasıyla alakalı diye düşünüyorum. türkiye'nin çoğunda tıp eğitimi nitelikli idi, özellikle tus'ta iyi bir derece yapabilen pek çok ülkede -dil bariyeri hariç- gerekli kalifikasyonları sağlayabilerek çalışabilir. örneğin amerika başta olmak üzere pek çok ülkedeki değerlendirme sınavı olan usmle, tus'tan daha zor değil. bunun üzerine, hekimler, ortalama bir batılı meslektaşından kat kat daha fazla hasta görüyor. verilen hizmetin kalitesini azaltmakla birlikte hekimin tecrübesini ciddi artıran bir durum bu.

bu dediklerimin tümü son senelerde değişmekte. göçmen politikası nedeniyle hekimlerin önemli bir mesaisi doğru dürüst anlaşmayı bile sağlayamadığı hastalarla geçmeye başladı. batılı meslektaşlarından kat kat daha fazla iş ve stres yüküne sahip olup dolar bazında çok daha düşük kazanıyor olmak pek çok hekimin ayrılarak yurt dışına gitmesine yol açtı, bu da randevu bulma zorluğunu daha da artırdı. son yıllarda bir sürü niteliksiz tıp fakültesi açıldı ve herhangi bir akreditasyon, kalifikasyon vs. aranmaksızın piyasaya sadece sayı artsın diye doktor sürülmeye başlandı. ben tus'a çalışırken başka bir şehirde yaşayan ve hastanelerinde pediatri uzmanı olmadığı için pediatri stajını görememiş bir hekim vardı. çocuk hasta göremeden hekim olan doktorlar var yani bu ülkede.

özetle, insanların sağlık sisteminin iyi olduğunu düşünmelerinin en büyük sebebi nitelikten ziyade nicelikti sizin dediğiniz gibi. önümüzdeki senelerde bu algının değişeceğini düşünüyorum.
0
gibicibicis
(10.10.22)
"Depresyonunu çözemedik, o zaman seni öldürelim" diyen doktorlarımız yok:

www.wionews.com

Yaşlıları "zaten öleceksiniz siz" diye evlerine göndermek yerine tedavi etmeye çalışıyorlar:

www.aljazeera.com

"Parayı bastırıp hizmet alabilme" opsiyonu çok önemli ve iyi bir şey aslında, yoksa bu haberlerdeki doktorların eline kalma ihtimalin var. Kaldı ki TR'de hastane işleri cidden ucuz, öyle olmasa her yıl yarım milyon Avrupalı sağlık hizmeti için TR'ye gelmezdi, kendi ülkesinde tedavi olurdu.

Kaldı ki "parayı bastırmadan" sağlık hizmeti alabilme dünyanın hiçbir yerinde yok, her ay maaşının yarısını hasta olmasan bile bastırıyorsun zaten :)
0
plutongezegendegilmi
(10.10.22)
@pluton; Türkiye'ye gelen Avrupalıları tanıyorum çünkü bu işi yapan arkadaşım var. Gelenler estetik (saç, dis, estetik, mide küçültme, penis buyutme vs) geliyor.

Belçika'daki kişi kendi istemis, kendisini öldürmeyi de denemis. Size göre yanlış olabilir, o sizin kendi dusunceniz.

Doğrudur kendi fikirleriniz. Ben genel halka göre bakıyorum, zengin kişi dünyasından değil.
Bu arada ben de zaten diğer ülkelerde bedava demiyorum. Ama zengin insana özel hizmet yok diyorum. Türkiye'de zengin ile fakir farklı hastahanelelerde artık çünkü parayı bastirabilen istediği hizmeti alıyor. Size göre iyi olabilir, benim dünya görüşüme göre değil.
0
🌸logisticsmanager
(10.10.22)
türk milletinin sağlık sisteminden anladığı randevu alabilmek sanırım. açıkçası neden böyle bir algı oluşturuldu anlamadım.
0
nothing in my way
(10.10.22)
Özel hastaneler. Bazı ülkelerde özel hastane açılması yasak sanırım, sigortayla/paranla gidememek kötü bence de. Devlette yer bulamasam ucuzca bir özel hastanede bu akşamüstüne yer bulabilirim bunu biliyorum.

Ayrıca İstanbul gibi 18m kişilik şehirde bile acil ve gerekli radyoloji işlemleri çok hızlı ilerliyor.(devlette de) Tabii bu doktorların acayip hızlı ve çok saatler çalışması sebebiyle oluyor sanırım yani insan gibi çalışsalar bizde de olmaz.
0
nhk ni youkosu
(10.10.22)
Gözlüğü geçtim önce bir göz muayenesi olabiliyor musun devlet hastanesinde ona bakmak lazım.
0
OrangeYellow
(10.10.22)
@orangeyellow; cok okuyor ve duyuyorum. Çok ciddi sikinti varmis harbiden çoğu alanda.
Garip şekilde Türkiye'nin dalga geçtiği ne varsa oluyor. Millet 3-4 kişi aynı yerde yasiyor denilirdi, aynısı şu an oluyor. Millet aylarca randevu bekler denilirdi, gene aynısı oluyor.
0
🌸logisticsmanager
(10.10.22)
Ücretsiz sağlık sistemi yüzünden canı sıkılan hastaneye gidiyor. Bir şey bedava olursa kalite kalmaz onda.

Eğitim bedava diye herkes diploma aldı. Piyasa diplomalı işsiz dolu.
Sağlık bedava diye canı sıkılan doktora gider oldu. Gerçek hastalar gidemiyor. Ayrıca doktora şiddet falan hepsi bedava sağlık sisteminin ürünüdür. Bu masraflar ülkeye ciddi bir yük.

Artık bu bedavacı anlayış bitmeli. Makarna, para yardımı gibi sosyal yardımlar bitmeli. Bunlar çalışanın cebinden çıkıyor.
0
OrangeYellow
(10.10.22)
benim cikarimim nufus yogunlugu sebebiyle isvec vs. gibi kucuk nufuslu ulkelerde bir doktorun belki 1 ayda gordugu hastayi bizim doktor 1 gunde goruyor. bi de bizim halk seviyor sıkılınca doktora gitmeyi. oyle olunca hem pratiklesiyor hem de pisiyor. doktoru da somuren bir sistemimiz var yani ama randevu alma suresi kisaliyor bekleme suresi azaliyor boyle olunca. isvec'te yasarken yillarca mide problemiyle ugrasip gitmedigi doktor kalmayan bir arkadasimdan turkiye'ye geldiginde gittigi hastanede bunca zaman hicbir doktorun aklina bile gelmeyen bir tahlil isteniyor ve alakasiz bir problemi oldugu kesfediliyor. sonra hizlica tedavi vs. derken mide problemini cozebildi mesela.

nufusu bize yakin avrupa ulkelerinde ise doktorlar insani sartlarda calistiklarindan (bu sefer de kalabaliktan herhalde) insanlar randevu bulamiyor.

yani doktoru somurmek uzerine kurulu sistem doktorlarin ozverisiyle ayakta durabiliyordu. artik "giden gitsin yerinizi doldururuz" diyen bi agiz var, biyikli. bizim doktorlar patir patir yurt disina gocuyorlar. bu gidisle doktorlarla anlasmak icin bizim arapca ogrenmemiz gerekecek sanirim.
0
in vino veritas
(10.10.22)
Sağlık sistemi bir zamanlar iyiydi. Şu an iyi değil. Randevu alabilmek mümkün değil. Ben üniversitedeyken diş için randevu alabiliyordum. Sadece temizlik için bu arada. Diş ağrısı falan değil. Özelde temizlik için yüzlerce TL ödüyorsun. Devlet sana bu lüksü veriyordu. Çok eskiye gidersek çok kötüleşiyor. Ben gözlük alabilmek için 5'te uyandığımı biliyorum. Salgın, göç öncesi normal Türkiye söz konusuyken bir 10 yıllık iyi bir dönem var. Başka yok. Ama yine de iyi diyebilirim. Çünkü bizim hastanelerimiz gerçekten modern. Ünlü bir şarkıcı Romanya'da bir hastane paylaşmıştı. O hastane Türkiye'nin 40 yıl önceki hâlinden bile kötüydü. Dünyanın en iyi hastaneleri kriteri doğru değil. O hastaneler yurt dışından doktor getirip çalıştırabiliyor. Ona bakarsan yurt dışından bir sürü insan diş tedavisi için buraya geliyor.
0
dissendium
(10.10.22)
Milyonlarca göçmenin ülkeye doldurulması ve şehir icindeki hastanelerin kapatılması sistemi çökertti. normalde bilgisayarın icadı ve doktorlarımızın köle gibi çalışması nedeniyle sağlık sistemi iyi sayılırdı.
0
vizivozo
(10.10.22)
Bence temelde şu çarpık algidan kaynaklanıyor: "sağlık hizmetleri bedava" böyle bir şey yok. Devlet ben nasıl bir statüde çalışırsam çalışayım gelirimden/maaşımdan bir miktari bana sormadan alıyor, ve onun karşılığında bana ayrıca ödeme gerektiren durumlar dışında bilhassa ödeme yapmadan bazı sağlık hizmetlerini alabileceğimi söylüyor. Durum bu. Ama bu "bedava lan" olarak algılandığı için o da bir aşamada "iyiymiş ya süper"e dönüşüyor.

Halbuki bedava bir şey yok ortada. Belki sübvanse ediliyordur bazı şeyler ama onu da bana sormuyorlar.

Bunun dışında iyi dememiz için o iyinin bazı kıstasları olması gerekir. Bunu sadece Türkiye için de demiyorum. O "iyi"yi birileri belirleyip bazı endeksler oluşturuyorlar ama pekala ben sağlık hizmeti alırken bundan memnun kalmayabilirim ya da işin ehlinin de "iyi olarak şu durum da kıstas olmalı ama yer verilmemis" diyeceği şeyler illa ki vardır.
0
encokbenisevinnolur
(10.10.22)
(19)

Boşanmış erkek ?

incelikler yüzünden
Ve hic evlenmemis kadın ilişkisine ne dersiniz? Kadın tarafı benim ama ben daha kabul etmeli miyim bilmiyorum, Aile ,çevre vs. tepki verecek bundan da cekiniyorum Bir yandan da ciddiye giden bir ilişki var ve benim kafam çok karışti Keşke hiç evlenmeseydi diyorum:(Ek olarak şu an farklı ulkelerdeyi
Ve hic evlenmemis kadın ilişkisine ne dersiniz?
Kadın tarafı benim ama ben daha kabul etmeli miyim bilmiyorum,
Aile ,çevre vs. tepki verecek bundan da cekiniyorum
Bir yandan da ciddiye giden bir ilişki var ve benim kafam çok karışti
Keşke hiç evlenmeseydi diyorum:(
Ek olarak şu an farklı ulkelerdeyiz bu da ayrı bir sorun:/
0
incelikler yüzünden
(10.10.22)
Yani sene olmus 2022, artik insanlarin bosanmisligini sorgulamasak mi diye dusunmeden edemiyorum. Eger bu kisi karisini dovdugu icin, aldattigi icin falan bosanmadiysa, yani evlenmis sonra yurumedigini fark edip bosanmis gibi bir durumsa, ya ne olacak idi diye dusunun. Sirf bir kere evlendi diye mutsuz eden bir iliski icinde yillarca surunen insanlar "yok bu boyle olmuyor" diyenden daha mi kiymetli.

Keske hic evlenmeseydi diye dusunun tabii de, dusuncelerinizle gecmisi degistiremiyorsaniz manasiz, zira bu sey olmus artik.

Burda sizin oturup bu benim icin bir dealbreaker mi degil mi diye dusunmeniz gerekiyor. Eger oyle ise, biz burdan 'hmm okay' desek nolur demesek ne olur. Dealbreaker degil ise neden kafaya takiyorsunuz.

Aileniz ve cevreniz boyle bir seye tepki verecekse ve bunu yonetemeyeceginizi dusunuyorsaniz hic bastan adamin da agzinin tadini kacirmayin.
0
sopiro
(10.10.22)
18 yıl önce tamda böyle bir evlilik yaptım,o yaşımda neysem simdi de oyum. Kim evlenmiş kim boşanmış zerre umurumda olmaz.. kişiliğine başka uymuna bak gerisi boş.
O konuşanlar 2 gün ya konuşur ya da konuşmaz,başkası değil kendin karar ver hayatına..
0
brnbrs
(10.10.22)
Evet çevre ne der diye düşünmek çok yanlış ama geleneksel aile arkadaş çevresi olunca tabiki düşünmem gerekiyor. Ilişki biraz ilerledikten sonra bunu söylemesi beni sarstı bir yandan da. Ya da ben şu an farklı bir ülkedeyim, uzaktayız, zaten güvenebilir miyim hala emin değilim üstüne bunu da öğrenince geri çekildim biraz
0
🌸incelikler yüzünden
(10.10.22)
bazi seyleri goze alamiyorsaniz bence daha fazla ileriye gitmeyin. mahalle baskisi gozunuzu korkutmus gibi. adam buyuk ihtimalle kendince dogru bir zamanda soylemis, iliskinin ciddiye gittigini siz soyluyorsunuz. benim gorusum adami daha fazla oyalamayin ve ayrilin. ayrilirken de sebebin mahalle baskisi ile mucadeleyi goze alamadiginizi soylerseniz, iyi ki daha fazla ilerlemeden bitmis diyecektir karsinizdaki. boyle bir aciklamayi hak ediyor bence.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(10.10.22)
ilişki yaşayan erkekle/kadınla arasındaki fark hukuki bir sözleşme oluyor
çocuğu yoksa, boşanma sebeplerini her 2 taraftan da dinlediysen
rol yapmıyorsa
normal bir insan olarak düşünebilirsin
0
bir soru sorcam
(10.10.22)
Bana söylediği boşanma sebebi çok haklı bir gerekçe, tabi eğer doğruysa.
Ben aslında kabul edebilirim ama çevreyi düşünüyorum sanırım tamamen. Yoksa onun dışında uzak mesafe olmamız dışında sorun yok ve gerçekten seviyorum.
@aman üstüme geliyorlar Ailemden saklamak istemiyorum. Belki çok rahat kabul ederler kestiremiyorum şu an.
Ya da ben karşı tarafla güven sorunu yaşıyorum bilmiyorum. Uzaktayız ve öncesinde çok zaman geçirmedik ama bir şekilde bu doğrultuda ilerledik. Olduğundan farklı yansıttığı bir şeyler var mı diye de düşünmeden edemiyordum zaten. Bir de evlilik eklenince iyice dağıldım
0
🌸incelikler yüzünden
(10.10.22)
@bir soru sorcam boşanma sebebini tek taraftan dinledim, eski eşi ile su an hiçbjr şekilde görüşmediğini söyledi. Çocuğu yokmuş
0
🌸incelikler yüzünden
(10.10.22)
güven sorunu yaşamasınız bunları sorguluyor olmazdınız. bence sizin ilişkinizdeki temel sorun güven. bir miktar da hızlı ve atlaya atlaya ilerlemiş sanki ilişki. ne kadar zaman geçirdiniz birlikte? hep mi uzak mesafeydi tanıştığınızdan bu yana? ne zamandır bu şekilde görüşüyorsunuz?
0
Phoebe
(10.10.22)
@Phoebe , hızlı ilerledi evet, yüzyüze tanışmıştık zaten, sonra ikimiz konuşmaya başlayınca niyetinin evlilik olduğunu söyledi direkt. Üstüne biz birkaç kere baş başa buluştuk sonra bir süre görüşmedik bir sebepten ama onu konuşup çözdük.
Şimdi de uzak mesafedeyiz. Toplamda 7-8 aya yakındır tanışıyoruz ama iletişimde kaldığımız süre 3 ay bile degildir
0
🌸incelikler yüzünden
(10.10.22)
Siz doğru düzgün konuşup görüşmemişsiniz bile. Ne evlenmesi. Ben olumsuz diyorum.
0
dissendium
(10.10.22)
boşanmış ve bekar kadın - erkek ilişkisinde bir sorun yok ama siz hiç ilerletmeyin.
0
gabe h coud
(10.10.22)
hakikaten bu ne acele? böyle evlilik kararı almak rus ruleti gibi bir şey. bence mesele onun evlenmiş boşanmış olması değil, içgüdüleriniz sizi güven duygusu üzerinden uyarıyor yanlış bir yolda olduğunuza dair.
0
Phoebe
(10.10.22)
ya şimdi linç edilmek istemiyorum ama boşanmış kadına güvenilmez gözle bakmazken erkek konusunda şüphelerim oluyor; kimbilir eşine neler çektirdi de kadın tüm toplum baskısını, “boşanmış ikinci el kadın” (!!) algısını ve benzer şeyleri göze alıp bu adamdan boşandı diye düşünüyorum. çocuğu varsa özellikle, nafaka veriyor mu (vermemek için neler yaptıklarını bilseniz), karısına davada hangi iftiraları atmış incelemek gerekir bence.

aslında kadın erkek ayırmadan boşanma dava dosyalarını incelemek gerekiyor, evet.
0
deartheodosia
(10.10.22)
bosanmıs erkek evlenmemis kadın ilişkisine ne diyebilirim hiçbir şeu. ama sizin ilişkiniz için sağlıksız bir başlangıç olmuş ve çok kaygılısınız. muhtemelen sağlıksız devam edecek. evlenilecek bir durum görmedim niuye evleniyorsunuz ki
0
ala09
(10.10.22)
Karşımdaki kişi evlilik istiyor bu bana tuhaf evet ama hemen evlenmiyorum yahu. Bu ilişkiyi sürdürmeli, ileriye taşımalı miyiz yoksa daha da bağlanmadan bitmeli mi diye düşünmediğim bir tek gün yok :/
0
🌸incelikler yüzünden
(11.10.22)
Boşanmış kişilerde bence 3 nokta önemli. Bunları çözerseniz, ilişkiye devam edebilirsiniz:

* Çocuğu var mı? Bu durumda pek çok etkiyi göz önüne almak lazım. Çok iyi düşünmeniz lazım.
- Eski eşiyle mecbur devamlı görüşecek.
- Çocuk sizinle mi yaşayacak? Size nasıl davranacak? vs. vs.

* Boşanmasındaki sebep. Örneğin eşini aldatıp, boşanmışsa büyük bir soru işareti gibi.

* Aileniz, ailesi olaya nasıl bakacak? Bunu da önceden aileyle konuşmalı, gerekirse tanıştırıp, onay almalı. Türkiye'de evlilik sadece eşler arasında değil, aileler arasında da oluyor.


.
0
kartallar yuksek ucar
(11.10.22)
@kartallar yuksek ucar , çocuğu yok zaten olsaydı bu en büyük sorun olurdu. Boşanma sebebi anlattığına göre karşı taraf ama bunu bilemem tabiki.
Problemim aile evet, turkiyede yasayınca aile faktörünü göz ardı etmek benim için imkansız malesef. Ailem de okeyse zaten en büyük yuk üstümden kalkmış olacak
0
🌸incelikler yüzünden
(11.10.22)
Boşanmış erkek ısırılmış elma gibidir. Ben olsam görüşmem.
0
ruhen hastayim ben
(11.10.22)
Boşanmış çocuksuz bir insan ile daha önce sevgilisi olmuş ama evlenmemiş insan arasında ne fark var tam olarak?

Adamın tadını kaçırırsınız. Bulaşmayın +1
0
synesthesia
(17.10.22)
(10)

better call saul vs breaking bad (spoiler'sız)

der meister
ben BB aşığı bir insanım. baştan sona 6-7 kez izlemişimdir. bu kadar bağlanmamın sebebi sanıyorum ki çok gerçekçi bir boğuculuğa sahip olması, hissiyatı müthiş aksettirmesi. haliyle BCS'yi izlemek istedim, zamanında ilk dokuz bölümden sonra bıraktım. şimdi tekrar en baştan başladım. asla kötü değil
ben BB aşığı bir insanım. baştan sona 6-7 kez izlemişimdir. bu kadar bağlanmamın sebebi sanıyorum ki çok gerçekçi bir boğuculuğa sahip olması, hissiyatı müthiş aksettirmesi.

haliyle BCS'yi izlemek istedim, zamanında ilk dokuz bölümden sonra bıraktım. şimdi tekrar en baştan başladım. asla kötü değil ama BB gibi "hemen bir sonraki bölümü izleyeyim" heyecanı yaratmıyor, yer yer temposu düşük ve sıkıcı geldi bana.

diğer taraftan bakıyorum millet saul'un bb'den bile iyi olduğunu söylüyor. bana ilginç geldi.

ikisini de izlemiş olanlara sorum: siz hangisinden daha çok keyif aldınız? en azından ilk sezon için kıyaslama yapacak olursanız BCS'nin temposunun düşük olduğu fikrine katılır mısınız? ileride daha olaylı hale geliyor mu?

***

bu arada ben BB'nin sanırım en çok birinci sezonunu seviyorum. yani çoğu kişinin düşük tempolu bulduğu, "sabret daha iyi olacak" dediği kısımlar. kısacası bu dizilerden boş aksiyon, dıkşın dıkşın bekliyor değilim. bana hissiyatı yansıttıktan sonra isterlerse koca bölüm boş duvara baksınlar, keyifle izlerim.

ama BCS bana çok daha ağır geldi açıkçası. siz ne diyorsunuz bu konuda?
0
der meister
(09.10.22)
bb'den daha çok keyif aldım. bcs'de daha sakin bir akış olduğunu kabul ediyorum ama yine de sürükleyiciydi benim için. sıkıldığım 2 3 bölüm olmuştur.
0
oldz
(09.10.22)
BB hayatımda bitirdiğim tek dizi. BCS sadece bir bölüm dayanabildim. Abi dizi dediğimiz şeyi keyif almak için izliyoruz. Keyif almıyorsak birileri beğendiği için izlemek zorunda değiliz. BB'den daha çok keyif aldım. Hatta bu diziyi ben yazın izledim. Albuquerque sıcağını hissetmiştim. Bir de ben şuna inanıyorum. İzleyeceğin dizi zaten kendini izletiyor. Senin bir şey yapmana gerek kalmıyor. Ben Instagram'da Gibi dizininin kesitlerini izleye izleye sevdim, sonra kendiliğimden başladım. İlk sezonu bitireceğim neredeyse.
0
dissendium
(09.10.22)
İkisinide izleyip bitirmiş biri olarak bcs daha iyi bana göre. Mike, Saul, Kim, Nacho, Lalo, Gus gibi karakterler çok iyi işlendi dizi boyunca. Her bir bölüm film havasındaydı.
0
Depik
(09.10.22)
Bb harika, bcs iki uc bolumdu. bence zamanlamayla alakali olabilir ya breaking bad guzel dizi ok ama bir de o zaman kac tane guzel dizi vardi ki ZAMANINDA YOKTU BU PLATFORMLAR... OZLAR BBLER OFFF <3
0
ala09
(09.10.22)
Bcs tum zamanlar favori dizi listemde. Boyle yapim bir daha zor gelir. Bb'yi bcs izlerken tekrar izlemeye basladim, birinci sezonu bitiremedim, asiri sıkıldıgımı hatirliyorum. Hem de 2. Kez deneyisimdi. Bcs'den once de bb izlemeye calisip birinci sezon yavasligindan gecememistim. Bcs gayet tempolu bence, Bb en azindan ilk sezon kaplumbaga gibiydi. Bb'nin en cok ilk sezonunu seven biri olarak Bcs temposu daha dusuk gorusunuze felaket derecede katilmiyorum. Bence siz zaten temposuz, sıkıcı olani sevdiginizden bcs hizli gelmis ve bu yuzden sevmememissiniz gibi geldi, yoksa biz ayni seyleri izlemis olamayiz :)
0
summer timetable
(10.10.22)
BB çok kolay izlediğim hala da sevdiğim bir dizi. BCS ilk 7-8 bölüm izledim çok sıkılıp bıraktım. 6-7 ay sonra kaldığım yerden devam ettim, ilerleyen sezonlar çok daha keyifli geldi onu da bitirdim ama asla bir BB akıcılığında değil. Bir oturuşta 5-6 bölüm izlediğimi hatırlıyorum BB’de. BCS daima 2 bölüm sonra sıkıyor beni.
0
but that was just a dream
(10.10.22)
bsc deki karakter gelişimi, direk günlük yaşamı aktarması, neredeyse gün gün geçiyor dizi ama yine de tempo düşmüyor
konular basit olsa da işlenişi hoşuma gitti benim
0
bir soru sorcam
(10.10.22)
bcs bb'deki yan karakterlerden birinin dönüşüm hikayesini anlatan bir dizi. bb izlemiş biri saul goodman'ın nasıl bir karaktere evrildiğini biliyor. nihai sonucu bildiğimiz için bcs'de anlatılan hikaye yer yer sıkıcı geliyor.

bb izlerken ne olacağını bilmiyorduk. sıfırdan yaratılmış bir hikaye vardı ve bu hikaye sıradan bir öğretmenin uyuşturucu mafyasına dönüşümünü anlatıyordu. hem hikaye ilgi çekiciydi hem ana karakterle empati yapıp kendimizden bir şeyler buluyorduk. bcs başarısız bir adamın hayat yolculuğunu sunuyor. herkesin kendinden bir şey bulması zor. karakterin hitap ettiği kitle daralıyor haliyle.

bb hikayesine sonradan eklenen yan karakterlerde kim haricinde ilgi çekici biri yok. çoğu karakteri zaten önceden tanıyoruz, hepsinin nereye geldiğini biliyoruz. bu da bir hikayedeki en önemli şey olan karakterin son halinin nasıl olacağı gizemini bozuyor. yani evet gus fring bcs'de bir şeyler yaşıyor ama ben o adamın öyle ya da böyle uyuşturucu baronu olacağını biliyorum. dizide çarpıcı, vurucu bir sürpriz eksikliği oluyor haliyle. bb'nin son bölümüne kadar walter white'ın ölüp ölmeyeceği bile belli değildi misal. mike vurulduğunda bir hafta kendime gelememiştim.

bence iki dizi de taş gibi dizi. sıralama yapmak gerekse bb'yi her zaman daha öne koyarım.
0
coldegezenkutupayisi
(10.10.22)
Breaking bad gelmis gecmis en iyi dizi. Bcs ise en az onun kadar iyi;)
0
baldur2
(10.10.22)
bcs'yi ilk sezonlar sevdim ama sonra biraz aksiyona bağladı gibime geldi.


//////////////////////////////////////////////////
===== Dikkat Spoiler ==========
//////////////////////////////////////////////////




zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
kadın avukatın tatminsizliği, ayakta zor duran yaşlı abinin sokak serserilerini pert etmesi, saul'un çöle hiçbir önlem almadan gitmesi, lalo denen adamın süper kahraman gibi takılması bana sıkıcı geldi
zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz


========== spoiler ===============
0
vizivozo
(10.10.22)
(9)

Bu nasıl bir şey?

Sakinolmamlazim
Çok sevdiğim, aynı alanda çalıştığım birbirimize kızkardeş olarak hitap ettiğimiz bir kadın arkadaşımla yaşadığım ve anlam veremediğim bir şey anlatacağım.Ben insan kırmaktan çok korkarım ve dostum dediğim insanlarla anaokulundan beri arkadaşım. Hayatıma çok insan girmez, giren de dusmanlikla vs çık
Çok sevdiğim, aynı alanda çalıştığım birbirimize kızkardeş olarak hitap ettiğimiz bir kadın arkadaşımla yaşadığım ve anlam veremediğim bir şey anlatacağım.

Ben insan kırmaktan çok korkarım ve dostum dediğim insanlarla anaokulundan beri arkadaşım. Hayatıma çok insan girmez, giren de dusmanlikla vs çıkmaz öyle kopar gider.

Şimdi bu arkadaşimla da aramızdan su sizmazdi. Eşiyle birlikte bir iş yeri açtılar, ikisi de çok emek verdikleri için ben arkadaşımı da tebrik ettikten, iş ueri açılışına gidip hediyesini verdikten sonra eşini de tebrik ettim. Bana verdiği cevap "evet eşim x de bana çok destek oldu ama buranın yıldızı ve kahramanı benim, her şeyi ben yaptım en çok alkış bana :)" e tabi ki öyle dedim ben de konu kapandi. Sonra Instagram'da bir fotoğraf paylaşıp, "benim yerime eşimi tebrik edenler kıskançtir, umarım ,80 yaşındaki haliniz de sizinle gurur duyar ve peşinden koşacak hayalleriniz vardır." Özetle böyle üç koca paragraflik bir şeydi.

Daha sonra bir daha beni ne aradı ne sordu, ben de onu ne aradım ne sordum. Bu arada aynı apartmanda oturuyoruz.

Şimdi ben bir hata mı yaptım, yoksa fazla ego zehirlenmesine mi kurban gidiyor bu kadın?

Sizin düşünceleriniz neler?
0
Sakinolmamlazim
(09.10.22)
arkadaşınız eşinden bağımsız dükkan açabilir miydi? iş yükü ve manevi yönünü sormuyorum. kendi başına işletme açacak maddi gücü var mıydı? yoksa, gurur yapmıştır ve insanların arkasından 'kocası olmasa dükkan açamazdı' dediğini düşünüyordur. siz de eşini tebrik edince o imayla laf soktunuz diye düşünmüş olabilir. fesat insanlar böyledir.
0
coldegezenkutupayisi
(09.10.22)
@cgka eşi olmasa acamayacak durumdaydı, eşi işten ayrılınca aldıkları tazminatla açtılar. Ben de hiç öyle laf sokayım diye söylemedim hakkaten mutlu oldum da tebrik ettim
0
🌸Sakinolmamlazim
(09.10.22)
arkadaşınız fesat bir insan. bu vesileyle iletişiminizin kesilmesi isabet olmuş.
0
coldegezenkutupayisi
(09.10.22)
anlaşmalı tek celse loading. :(
0
WithWorth
(09.10.22)
Sizin iletimsizliğini karşılıklı olmuş. Eğer siz onu arayıp ya da mesaj atsaydınız, cevap vermeseydi sıkıntı olurdu. Hemen kötü düşünmek, kötü yorumlamak doğru olmaz. Birde siz ilk arkadaşınızı tebrik etmişsiniz. Kutlamaya gelen bir sürü insan vardır, belki birkaçı arkadaşınızı es geçip, bütün yükü kocası üstlenmiş gibi konuşmuşlardır. Yazdıkları gereksiz ve saçma olmuş ama yapacak bir şey yok. Eğer kötü biri olsaydı bunce sene arkadaş olmadınız.
0
GoodMorningTeacher
(09.10.22)
tahminimce o gün üst üste aynı şeyleri yaşadı. çoğu kişi sürekli eşini tebrik etti. onun da zoruna gitti. en son da birine patlaması ve hırsını alması gerekiyordu. o da seni seçti.
0
gottacatchemall
(09.10.22)
Haha. Kafayı yemiş bence. Kıskançlık ne alaka. Tesla'yı mı kurmuş bu kadın? İş kuran insanlar kendilerini bir şey zannetmeye başlıyorlar. Sizin bir hatanız yok. Bugüne kadar tanımamış olmanız sorun.
0
dissendium
(09.10.22)
Öyle bir arkadaşım var. Liseden bu yana arkadaşız. Ara sıra onun, arada da benim densizliğimle ilişkimiz soğur gibi oluyor.
Birkaç gün, ya da birkaç hafta sonra bazen o, bazen de ben, hiç birşey olmamış gibi diğerini arıyor.
Densizliğin kime ait olduğunu o zamanlarda sorgulamıyoruz. Olayın kahkahalar eşliğinde konuşulabileceği zamana kadar o konuya girmiyoruz.
Siz de öyle yapın.
Güzel arkadaşlıklar kolay kurulmuyor.
0
Mirket
(09.10.22)
madem o kadar can ciğerdiniz, "instagramda paylaştığın şeyi benim için mi yazdın" diye sorabilirdin. Bakalım yüzüne karşı aynı şeyleri söyleyebilecek mi.
0
durbidakka
(10.10.22)
(9)

Date/Görüşme öncesi çöken aşırı gerginlik hissi!

Berck
Merhabalar duyuru ailesi.Yıllardır kurtulamadığım ve hiç sevmediğim bir olayım var; biriyle "ilk görüşme" öncesindeki süreçte aşırı bir gerginlik hissi çöküyor üstüme. Rutin uyku düzenimi bozacak, iştahımı kaçıracak, nabzımı normalden yükseltecek kadar etkiliyor. Bunun temelinde de "beğenilmeme/redd
Merhabalar duyuru ailesi.

Yıllardır kurtulamadığım ve hiç sevmediğim bir olayım var; biriyle "ilk görüşme" öncesindeki süreçte aşırı bir gerginlik hissi çöküyor üstüme. Rutin uyku düzenimi bozacak, iştahımı kaçıracak, nabzımı normalden yükseltecek kadar etkiliyor. Bunun temelinde de "beğenilmeme/reddedilme" türü hayal kırıklığı endişeleri yatıyor. Ben kendim görüşmeye değer bulduğum insanları her açıdan çok beğendiğim için görüşmek istiyorum, işin o tarafı benim açımdan tamam oluyor yani.

Pandemi sağolsun uzun zamandır bu tanışmalarım tamamen de dating app'lere yönelmiş durumda. Biriyle görüştüğümüzde pozitif geri dönüş alış yüzdem gayet yüksek seviyelerde diyebilirim, yani beğenilme ve alaka görme konusunda büyük problemler yaşamayan bir erkeğim. İlişki, takılma vs. azımsanmayacak oranda bunları yaşıyorum. Fakat her yeni insanla yüz yüze ilk görüşme öncesinde aynı sıkıntılı hisler çöküyor, sanki her şey hayatımda ilk kez olacakmış gibi bir hale geliyor.

37 yaşındayım, lisede beni bir kızla tanıştıracaklarında da aynı şey olurdu, o yıllardan beri bu huyumda hiç değişim olmadı :) Mesela yarın yine biriyle görüşeceğiz Bumble'dan, 3 gündür gerim gerim geriliyorum. Bugün iştahım da kaçtı. "Alkol al, rahatlatır" harici bu duygulardan kurtuluş yok mu ya? Var mı benim gibi görüşme öncesi süreçte böyle kasılanlar?
0
Berck
(09.10.22)
Başka şeylerle ilgilen. Bilgisayar oyunu falan. Buluşmayı hayatının merkezine alırsan kurtulamazsın.
0
dissendium
(09.10.22)
Birkaç kadeh bir şeyler için bence de. Öncesinde m*sturbasyon yapabilirsiniz cinsel dürtülerin mantığın önüne geçmesini engellemek için. Ve spora giderdim mutlaka date in öncesinde pump görünmek için.
0
sanguine
(09.10.22)
@sanguine Mesajımın son kısmında alkol seçeneğini ekarte etmiştim ama. Sürekli içmem lazım yoksa :)

@summer timetable Görüşünce, yani fiziksel olarak yan yana gelince rahatlıyorum, o kısımdan sonrası benim için rahat akıyor zaten. Olay şu ki o görüşme anına gelene kadar, yani öncesindeki günlerde aşırı geriliyorum ve o günlerimi o şekilde geçirmekten de hiç hoşlanmıyorum.
0
🌸Berck
(09.10.22)
Bu heyecan olmazsa date in ne anlamı var ne güzel işte :)
0
freebird5406_2
(09.10.22)
buluşmadan önce etkilendiğim biri değilse zerre gerginlik hissetmem. hayatımda bir kez yaşadım söylediğiniz şeyi.

siz de söylediğinize göre tecrübeli bir insansınız. e bumble da kullanıyorsunuz, sürekli bir aksiyon var haliyle. olursa olur olmazsa 37 senedir olmadı zaten diye düşünebilirsiniz, rahatlatır belki.
0
coldegezenkutupayisi
(09.10.22)
Aslında alkol önerisi vermeye gelmiştim ama istemiyormuşsunuz. O halde daha sık date’e çıksanız? Haftada iki üç farklı kişiyle buluşup olaya normallik katma şansınız yok mudur? (Haftada iki üç insan sağlam psikoloji gerektirir, evde denemeyiniz.)
0
ruhen hastayim ben
(09.10.22)
Knk, en kötü ne olur ki diye düşün. Sonuçta pembe .ıçmıyor.
O olmazsa yeni ufuklar yeni yelkenler.
Rahat ol. Gerçekten, en kötü ne olabilir ki?
0
Mirket
(09.10.22)
Bence de kesinlikle iyi yanından bak; keyif al bu heyecandan :D
0
lüzumsuz adam
(09.10.22)
date öncesi hayal kurma, day dreaming vs. yapma.
0
selam
(11.10.22)
(5)

Hangi Kol Saati?

elf of darkness
Merhaba.1) https://en.junkers.de/Bauhaus/1000911010502) https://en.junkers.de/Bauhaus/1000911011203) https://en.junkers.de/Bauhaus/100091101053 (1 ile aynı, sadece kayışı farklı)Aynı model, iki renk arasında kaldım. Sizin fikriniz nedir?
Merhaba.

1) en.junkers.de

2) en.junkers.de

3) en.junkers.de (1 ile aynı, sadece kayışı farklı)

Aynı model, iki renk arasında kaldım. Sizin fikriniz nedir?
0
elf of darkness
(08.10.22)
1'i bedava verseler kullanmam. 2. si kötünün iyisi. Kahverengi kordonu başarısız buluyorum.
0
dissendium
(08.10.22)
Ben klasik sever olduğum için ucunu de çok beğendim. Hatta seçim yapmak için 2.defa baktım ama hâlâ kararsızım. Ben sanırım o piti piti yapardım.
Cevap vermek gerekirse 1 derim yine de.
0
Amaranta ursula
(08.10.22)
2 numara diyorum ama saatlerin tasarımı hoşmuş.

Not: plastik camlı ve deri kordonlu klasik saati kafama silah dayasalar takmayacak bir safir cam / çelik kordon sevdalısıyım.
0
uvcray
(09.10.22)
2
0
kisa
(09.10.22)
2 ama siyah olanı güzel
0
clones
(09.10.22)
(14)

türkler iyi dublaj yapıyor (mu) ?

jepa
yıllardır türkler çok iyi dublaj yapıyor diye söylenir ama farklı dillere hakim olanlar varsa onların da yorumunu öğrenmek isterim. dublajını sevdiğim filmlere baktığımda birçoğunu çocukken dublajlı izlediğim için sonraki yıllarda orjinal dil ile izlediğimde aynı zevki alamadığım filmler olduğunu gö
yıllardır türkler çok iyi dublaj yapıyor diye söylenir ama farklı dillere hakim olanlar varsa onların da yorumunu öğrenmek isterim. dublajını sevdiğim filmlere baktığımda birçoğunu çocukken dublajlı izlediğim için sonraki yıllarda orjinal dil ile izlediğimde aynı zevki alamadığım filmler olduğunu görmüştüm. (geleceğe dönüş vb. ) ama bu filmi ilk kez orjinal dilinde izleseydim marty mcfly'i yekta kopan seslendirse bile sevebilir miydim bilmiyorum. bunların dışında gerçekten önem verilen büyük bütçeli filmler (lotr serisi gibi) haricinde herhangi bir dublajlı filmi izleyemiyorum.

gerçekten bu bizim milletin bir abartması mı yoksa örneğin almanlar kendi dillerinde film izlerken "üff ne biçim dublaj yapıyoruz ya keşke türkler gibi olsak" falan mı diyor? o derece yani :)
0
jepa
(08.10.22)
bildiğim dilde bir film/dizi ise dublajlı izlemiyorum ama almanların falan dublajlarını duyunca dedim ki türkler bu işi daha iyi yapıyor.
0
AlsterWasser
(08.10.22)
çoğu ülkede dublaj işi birebir diyalog çevirisi değil de sesli betimleme şeklinde yapılıyor. türkiye'de dublajın iyi yapıldığını söylebilirim ben de. çocukluğum haricinde dublajlı film/dizi izlemişliğim yok. orjinal sesin bastırılmasına dayanamıyorum.
0
coldegezenkutupayisi
(08.10.22)
İyi dublajlar var ama hepsi iyi değil açıkçası. Filme uydurmaya çalışıyorlar ama gerçek dışı bir konuşma tarzı ortaya çıkıyor. Harry Potter'da Severus Snape çok yavaş konuşuyor. Türkçe böyle bir dil değil. Sungun Babacan'ın dublajlarını biraz kulak tırmalayıcı buluyorum. Farklı dillerde çok kötü dublajlar duydum.
0
dissendium
(08.10.22)
Eğer değişmediyse rusların dublajını bi görün. Tek bir kişi hiç vurgusuz duygusuz şekilde herkesin repliğini okuyor.

İddia ediyorum, bizimkiler dublajda dünyada bir numara.
0
kibritsuyu
(08.10.22)
Bazen farklı dillerde dublajlı filmlere denk geliyorum klip şeklinde. Çok tekdüze geliyor. Sanki tüm ülkede 2 kadın 2 erkek ses aktörü varmış da hepsini onlar yapıyormuş gibi. Mesela İtalyan'lar dünyanın en iyi dublajın kendilerinde olduğunu söylerler, az denmeyecek kadar italyanca dublaj izledim, bence berbat. Türkçe dublajlı bir film izlemeyeli çok uzun zaman oldu ama eskiden tv'de denk gelince rahatsız etmiyordu. Tabi ne kadar başarılı olurlarsa olsun ağız hareketleriyle çıkan sesin aynı olmamasına beynim bir türlü alışamadığı için hangi dil olursa olsun orjinal tercihimdir.
0
mirafiori
(08.10.22)
Vallaha ben de bunu derdim ama misal hanima dinlettim, birkaç farklı yabanciya dinlettim. Meh dediler. Bana sanki bize süper geliyormuş gibi geldi, bilemiyorum.
0
logisticsmanager
(08.10.22)
Animasyonların farklı dillerde dublajları var YouTubeda karşılaştırmalı. En iyilerdeniz diyebilirim. Japonlar da iyi
0
glamdr1ng
(08.10.22)
Normalde dublajli film izlemem ama animasyonlari sirf kalitesinden dolayi tirkce dublajli izliyorum. Bence cok kaliteli. Hatta oyun dublajlari da cok iyi uncharted en iyi ornek.
0
kuzey li
(08.10.22)
ana dil etkisi diye dusunuyorum. aliskin olmadigimizdan yani atiyorum ispanyolca bilsen bile ana dilin degilse garipsersin. bizim cok iyi oldugumuz dusuncesi de bunun yansimasi.
bazi dublajlar iyi olabilir ama bazisi cok garip geliyor.

gecen bi dublaj sanatcisi instaya kucuk bir bolum koymustu yaptigi dublajdan. acayip ovguler almisti ama bana asiri yapay geldi ses tonu. ozellikle cocuk oyuncu dublajlari cok itici geliyor bana. tam ifade edemedim ama cok yapay iste.
0
Kittie
(08.10.22)
hepinize teşekkürler.. bir türke almanca veya fransızca dublajı yapay gelebilir ama benim merak ettiğim örneğin bir ispanyol kendi dilinde film izlerken rahatsız mı oluyor yoksa işte ne güzel dublaj olmuş hiç altyazı okumakla uğraşamam mı diyor? bunu öğrenmek için çift ana dili olan biri olmak lazım galiba. ben de kaliteli ses sanatçılarının yer aldığı dublajlı filmleri seviyorum ama biraz da alışkanlığın etkisi var. game of thrones'un dublajı çok kötüyken, yüzüklerin efendisi serisi gayet güzel bir şekilde izlenebiliyor.
0
🌸jepa
(08.10.22)
Dünyanın en iyi dublajı bizde. Sinemacılıkta dünyanın en iyi ilk üçündeyiz dizilerde de öyle.
0
beemaker
(09.10.22)
Merak edip reddit baktim; türk diyen yok.

Herkes kendi ülkesininkini beğenmis (bir finli begenmemis). Demek ki bunun genel gecer bir bilgisi, sıralaması yok. Bize bizimkisi iyi geliyor Fransıza Fransız versiyonu japona japonca.

Dediğim gibi zaten dinlettiğim yabancılar takmadı hiç. Kendi dilimiz diye böyle.
0
logisticsmanager
(09.10.22)
2022 yılında hollywood netflix vb. filmlerine yapılan dublajlar herkeste iyi kötü belli bir seviyede. ama eski filmlere yapılan dublajlarda farklar çok bariz. ya da güncel eserlere daha yerel daha küçük firmaların yaptığı dublajlarda. çok iyiyiz çünkü halkımız altyazı okuyamıyor ve başka türlü izletemeyiz.
0
sert siyah krom
(09.10.22)
İki gün geçmiş ama cevap yazmadan geçemeyeceğim, çünkü çok sevdiğim bir konu.

Dünyada 1 numarayız diyebilir miyim bilmiyorum, ama çok iyi bir seviyede olduğumuz kesin. Belki de dijital yayınlar ve yapımları gelişmeden önce dünya lideriydik diyebiliriz. Ama dijital platformlar bölgesel yayınlara ve dublaja çok önem verdiler ve çıta yükseldi.

Ama biz bu sektörde 50-60 yıldır çok iyiyiz, en büyük nedeni de Yeşilçam'ın çok hızlı ve çok fazla film ürettiği zamanlarda oyuncuların dublaja vakti olmadığı için (bir çoğunun da sesi iyi olmadığı için) seslendirme sektörümüz çok gelişmiş.

Filmin orjinal dilindeki senaryonun yani oyuncunun ağzından çıkan orjinal repliklerin çevirisindeki hatalar veya anlatım eksikleri değil konumuz bana göre. Konumuz bu işin teknik kısmındaki başarımız aslında.

Repliklerde Kullanılan kelime sayısı çeviri ile tam tutmadığında aynı anlatımı yapmak için zorlanıldığı kısımlar elbette olur.

2000'li yıllarda Hotbird uydusunda yabancı (çoğu avrupa) kanallarında holywood filmlerine denk gelirdim, neredeyse tamamı yukarıda denildiği gibi sesli betimleme şeklindeydi.

Yani filmin orjinal sesi, konuşmalarla birlikte tüm ses biraz kısılmış ve üstüne dublaj dilindeki adam/kadın simultane çeviri yapıyor gibi.

Bu arada aklıma geldi anlatayım, ya Mehmet Ali Erbil ya da Okan Bayülgen, ya da ikisi de birden. Bir programda bir anı anlatıyorlar seslendirmeyle ilgili.

Zamanında uzakdoğudan bir şekilde yurda giren filmlere dublaj yapıyolarmış, ama tabi ki senaryo yok çeviri yok. Filmin gidişatına göre kafalarına göre konuşup o an hikaye uydurarak dublaj yapıyorlar.

Bir filmde kadını ve erkeği seslendirirken aşkım sevgilim diye filmi aşk filmi gibi çeviriyolar, ama filmin sonalrına doğru anlaşılıyor ki bu kadın erkek kardeşlermiş :)
0
John Bloor
(10.10.22)
(13)

Para lazım ama herhangi bir işim yok.

aretwoane
Askerlik yapmadım bu yüzden iş yerleri almıyor a101 falan, garsonluk da yapmam borçlarım var ve elimde bir tek sanatım var para edecek. Ona da talep yok, tablo vb satılmıyor. Ya da portre çizdiren yok, ne önerirsiniz iş başvurusu yaptım olumsuz geçici iş bile olsa ama garsonluk falan yapmam.
Askerlik yapmadım bu yüzden iş yerleri almıyor a101 falan, garsonluk da yapmam borçlarım var ve elimde bir tek sanatım var para edecek. Ona da talep yok, tablo vb satılmıyor. Ya da portre çizdiren yok, ne önerirsiniz iş başvurusu yaptım olumsuz geçici iş bile olsa ama garsonluk falan yapmam.
0
aretwoane
(07.10.22)
Sacma gelecek yazdigim ama askerligini yap once yoksa kasiyerlik garsonluk disinda zor.

Ha vaktim var emek veririm dersen ulkenin yarisi yazilimci oldu ikinci hindistan oluyoruz ac kalmazsin dil ogren yardir.
0
kuzey li
(07.10.22)
Askerlik zaten başlı başına zor. Bir de para yoksa daha da zor olur. Yediğin bir tost, içtiğin bir kola bile mutluluk sebebi olabiliyor. Sigara kullanan birinin masrafı çok fazla oluyor.
0
OrangeYellow
(07.10.22)
askere gitmek için en doğru zaman. dönünce bir çok şey çözülmüş olur fırtınayı atlatmış oluruz.
0
roket adam
(07.10.22)
Askere gitmek en mantıklısı. kaosu atlatmış, dinlenmiş olursunuz.

Bunun dışında da sanatınızı paraya çevirmenin yolunu bulun. Gerekirse kısıtlı bütçeyle bile bir ajansla çalışın. Kendimize yatırımları yapacak bütçeyi ayırmanız gerekiyor. Bütçeniz yok ise amatör ya da kar payı karşılığında hizmet arayayın.
0
yercekimini kendine ceken adam
(07.10.22)
Tablolarınızı paylaşın, belki almak isteyen çıkar.
0
ruhen hastayim ben
(07.10.22)
Rehberinde ki herkese mesaj at kara kalem portreniz özenle çizim yapılır fiyat şu diye, sonra çalıştığın kişilere söyle onlarda rehberindekilere paylaşsın sana müşteri getirene ekstra 20 30 lira para ver. Atıyorum çizimin 80 lira diyelim komisyon olarak 20 ver yine fotoğrafı 100 e sat
0
yirmibesonbes
(08.10.22)
Tablo demişsiniz aklıma geldi, geçenlerde sözlükte biri başlık açmıştı, xyzbubble (xyz neydi hatırlamıyorum ondan öyle yazdım) isimli bir sitede tişört tasarımlarını satarak epey para kazandığını anlatıyordu. Bulursanız bir inceleyin isterseniz.

Kısa vadede Türkiye'de yaşamaya devam edecekseniz askere gitmek en mantıklısı ama bence. Çünkü her şeye engel oluyor.
0
encokbenisevinnolur
(08.10.22)
Benim kuzen sizin gibiydi. Is yapasi da yoktu. Sonra bir müşteri destek vs isine girdi derken su an herif deli gibi seviyor çalışmayı falan. Onun da deneyimi sifirdi, okulu da alakasız bir şeydi ki bitmedi galiba.
0
logisticsmanager
(08.10.22)
Üniversite bitirdiysen yedek subaylığa başvur. Çıkarsa maaşlı şekilde askerlik yaparsın.
0
dissendium
(08.10.22)
sanatçıysan 3d modelleme öğrenip oyun şirketlerinde de yoluna bakabilirsin. youtube'da pratik tutorial'lar var. kafan biraz 3 boyutlu düşünmeye basıyorsa eğer temelleri oturtman sandığından çok daha kısa sürecektir.
0
knight of cydonia
(08.10.22)
Uzman cavus ol.
0
baldur2
(08.10.22)
Geçici iş diye baktığını anlayam hiçbir işveren sana şans vermez. Onu yapmam bunu yapmam diyen adamın da vasıfsız işlerde sürekliliği olmayacağı için ordan da kaybediyorsun. Geçici iş = kasiyerlik, garsonluktur çoğunlukla. Orda bile işi en az hatayla yapmaya başlaman için 1 ay süre gerekir en az. O süre sonunda ayrılması durumu olan birine şans verilir mi? İşveren açısından da düşünürsen olayı bence iş bulma şansın artar.
0
baal
(08.10.22)
Yapılacak çok fazla iş var özellikle gıda sektöründe. Bunların haricinde tablolarınızı etsy üzerinden satmayı deneyebilirsiniz stand açabilirsiniz, kermeslerde veya panayırlarda satabilirsiniz. KOSGEB ücretsiz girişimcilik eğitimi alabilirsiniz online olarak.

Borçlarım var diyorsunuz ama iş seçiyorsunuz o da garip. Biraz çarşıya pazara çıkın herkes eleman çalışan arıyor iş var hemde çok ama çalışacak adam yok.

Geçici olarak Trendyol, getir, Yemeksepeti gibi şirketlerde çalışabilirsiniz.
0
beemaker
(08.10.22)
(32)

Cips yiyor musunuz?

norules
Daha genç yaşlarımda cips çok yerdim ve aşırı severdim ama 30'lu yaşlara gelince çok azalttım, artık hiç yemiyorum. Bol yağlı, bol tuzlu, sağlıklı olmayan bir şey neticede. Yesem yine yerim, sevgim baki ama kolesterol falan dikkat ettiğim için bulaşmıyorum.Siz boşverdim yağını, tuzunu deyip girişiyo
Daha genç yaşlarımda cips çok yerdim ve aşırı severdim ama 30'lu yaşlara gelince çok azalttım, artık hiç yemiyorum. Bol yağlı, bol tuzlu, sağlıklı olmayan bir şey neticede. Yesem yine yerim, sevgim baki ama kolesterol falan dikkat ettiğim için bulaşmıyorum.

Siz boşverdim yağını, tuzunu deyip girişiyor musunuz cipse? Aslında şu son günlerde aklıma düşüyor ama başlarsam yine fena olacağını ve ucunu kaçıracağımı da biliyorum :/
0
norules
(07.10.22)
Ben de 40'dan sonra bıraktım. İyi oldu. Kuruyemiş yiyorum onun yerine.
0
pispinti
(07.10.22)
yemiyorum. eskiden de yemezdim. yani yerdim de kırk yılda bir. o da az.

cipsler ağır kanserojendir. zaten her şey kanser yapıyor. bir de bonus eklemeye gerek yok. illa yiyeceksen yağsız tuzsuz pirinç patlakları var. onları kemir. :)
0
motosiklet burclu adam
(07.10.22)
bu yaz bir ara iyice abarttım. sonra kilo alınca bıraktım.
0
inheritance
(07.10.22)
Gençken de az yerdim, yine az yiyorum. Lays fırından ya da Pringles klasik alıyorum çok canım isterse. Diğer patates cipsleri çok yağlı, sevmiyorum.
0
kobuzchu kiz
(07.10.22)
şanslı gruptanım. cipsleri hiç sevemedim. biz çocukken tombi falan vardı onları da sevmezdim. yalnız dondurma ve çikolataya özellikle bitter çikolataya karşı koyamıyorum.
0
lazpalle
(07.10.22)
cips benim icin tam bi guilty pleasure ya. patos aciliyi ben bilmezdim bi arkadas dedi ki nasil bilmezsin cok iyi cips falan canimi cektirdi. merak ettim gittim aldim hakkaten guzelmis. nadiren kafama esiyor gidip aliyorum sonra 2-3 gun yiyip sikilinca birakiyorum tekrar :D

ama onun disinda artik fiyati 70-80 lira olmus malesef hakiki misir cipsi var macro'da falan bazen alip nacho falan yapiyorum evde ya da duz yiyorum ama cok sik alma sansim olmadigi icin ayda yilda bir. 38/E
0
bay b
(07.10.22)
ruffles, lays falan degilde daha boyle kalin kesim, tuzlu, yag cekmekten saydamlasmamis bulursam aliyorum. yiyeceksem guzelini yiyeyim bari dusunuyorum sanirim.
0
65 derece
(07.10.22)
genel olarak korkunç beslenmeme ve doktorların "sen daha ölmedin mi" demesine yol açacak kadar rafine şeker tüketmeme rağmen ilginç bir şekilde cips merakım yoktur. neredeyse hiç yemem. ayda belki bir paket, güzel dizi filan izliyorsam canım çekmişse.
0
der meister
(07.10.22)
yaş: 38
eskiden biranın yanındaki bir numaralı atıştırmalığımdı.
şimdi 2 ayda bir belki alıyorum. eşim zaten yemiyor. benim de canım çok çekmiyor. kızım da çok sevmediği için hayatımızdan neredeyse tamamen çıktı artık.
0
teritori
(07.10.22)
Sivilce sorunum olmasa yerim sürekli. Çok nadir yerim. Küçükken en sevdiğim şeylerdendi
0
glamdr1ng
(07.10.22)
başlama sakin. Gerçekten Bi gün yiyince gene istiyo insan. Ben yiyorum ama keşke yemesem.
0
faredenkorkankedi
(07.10.22)
Abur cubur tuketme aliskanligim yok, aklima gelmiyor. Denk gelirsem belki 1-2 tirtiklarim ama genelde o da olmaz. Karnim toksa bir seyler yemeyi dusunmem, canim cekmez.
0
summer timetable
(07.10.22)
Ortaokuldan sonra çok ilgim olmadı cipslere, lisede fakültede arkadaş ortamında bira falan varken alan olursa yerdim kendim gidip aldığım mega nadirdi. 25 yaşından sonra ortamda olsa da pek sürmedim ağzıma.
0
hedep
(07.10.22)
Doritos Turca ve yeşilikli Chips Master seviyorum. Haftada bir kez ya da iki haftada bir kez film izlerken bu cipslerden birini yeme alışkanlığım var.

Klişe olacak ama bunları yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor. Her gün yemek sağlıksız ve kötü tabii ki ama canımız isteyince istediğimiz cipsi yiyemeyeceksek o hayatın ne anlamı var. Ucunu kaçırmaktan korkmuşsunuz. Hayatta bazen ucunu kaçırmak da var. Bir kere kaçırırsanız bir daha bir iki ay hiç yemezsiniz.
0
dissendium
(07.10.22)
haftada bir yerim. eskiden daha az yerdim bu aralar saldım biraz yiyorum. yaş 29
0
sabenburak
(07.10.22)
Çok severimmmm. Pringles yiyince çoraplarımı yiyormuşum gibi hissediyorum. Onun dışında her türlü yiyorum. Orta boy lays ya da ruffles ama bir anda hepsini bitirmiyorum.
0
Kahvedesu
(07.10.22)
kendi patlattığım patlamış mısır ve kuruyemiş, çok nadir pringles
0
elvan abeyiylegezse
(07.10.22)
canım isteyince 100 gramlık pakedi bitiririm 2 ya da 3 ayda bir
0
freebird5406_2
(07.10.22)
Arada yiyorum bazen yedikçe yiyesim geliyor. Özellikle geceleri.

kim ne kadar yiyor peki kimse onu yazmamış. Yerim dediğinizde 110 gr'lık paketi tek başınıza bitiriyor musunuz? Benim öyle oluyor :/

edit: tam ben bunu yazarken freebird5406_2 cevap vermiş sağolsun :D
0
nhk ni youkosu
(07.10.22)
Fiyatları bu kadar uçuk olmasa her gün yerim. Ben 30 K, eşim 35 E acayip seviyoruz. Haftada birkaç gün yiyoruz mutlaka. Bir tane 169 ya da 218 gr doritos, yanına da 117 gr falan olan çerezza ya da lays falan. İki cips bir kola alsan en az 50 TL. O yüzden her gün almıyoruz.
0
hrvl
(07.10.22)
ara sıra canım çekerse hiç sorgulamadan alıp yiyorum doyasıya.
0
another satisfied lover
(07.10.22)
almam, yemem. çok nadir barda, bir mekanda, misafirlikte vs. önüme konursa 1-2 tane alırım.
0
gabe h coud
(07.10.22)
Ben eskiden beri yemem ama mesela anneannemler 85+ ve hala cips yiyiyolar :)
0
e mice
(07.10.22)
Öyle arada bir canım çektiğinde biraz yiyorum. 1 paket cips alırsam 2-3 hafta sürünüyor. Cipsi de zaten 3-4 ayda bir alıyorum.
0
nawar
(07.10.22)
Yeşil pringles ve turuncu doritos hariç yemiyordum, 1 yıldır hiç yemedim ama canım çok istiyor.
0
norek
(07.10.22)
10 liralık badem alıyorum.

bir avuçtan azıcık daha fazla oluyor. iyi oluyor.
0
edgenabby
(07.10.22)
yağ ve tuz
ve patatesin nişasta şekeri
muazzam lezzet
keşke evde birebir yapılabilse
0
comp
(07.10.22)
ayda yılda bir yiyorum. gerçekten aşırı zararlı bir şey. gereksiz bir kimyasal.
0
roket adam
(07.10.22)
Ayda bir kadar. Canım nadir çekiyor çekince de ilk aşamada yememek için alternatiflere yöneliyorum genelde. Arkadaşlarla toplanınca yerim ya da çok nadir film izleyince ararım.
0
Amaranta ursula
(07.10.22)
cok cok nadir pringles yerim birkac ayda bir onun disinda hic cips yemem. hastalik yapma ihtimali cok yuksek kanser, kalp krizi...
0
zalbarath
(07.10.22)
Çok nadir. Gidip kendim almam, anca ortamlarda olduğunda.
0
put it in your appropriate place
(07.10.22)
Tyrells ve pringles dışında hayır. Bir de enteresan farkli cipsler olursa.

Onlar da ayda bir kere belki ya da uzun yolculuk yaparken.
0
logisticsmanager
(08.10.22)
(3)

hastalik hastasi

Kittie
oldugunuz bir donem olduysa bundan nasil kurtuldunuz?surekli internetten arayip belirti kovaliyorum.sonra da pesine dusuyorum. ornrgin, kendimi cok yorgun hissediyorum bu ara ve son 1 senedir habire gidip kan sayimi yaptiriyorum. verdigim paraya mi yanayim surekli hastaneye gitmeme mi :((sonra da ya
oldugunuz bir donem olduysa bundan nasil kurtuldunuz?
surekli internetten arayip belirti kovaliyorum.
sonra da pesine dusuyorum. ornrgin, kendimi cok yorgun hissediyorum bu ara ve son 1 senedir habire gidip kan sayimi yaptiriyorum. verdigim paraya mi yanayim surekli hastaneye gitmeme mi :((
sonra da ya kanda gozukmeyen bi seyim varsa derken buluyorum kendimi.
sadece bir ornek.

sorum nasil kurtuldunuz, nasil kurtulurum.

lutfen ben de oyleyim ve sunlari yapiyorum falan yazmayin. uygulamaya baslarim
0
Kittie
(06.10.22)
Sınava hazırlandığım ve evde olduğum bir dönemde olmuştu. Sonra dışarı çıkınca tamamen yok oldu. Öncelikle evden uzaklaşmak gerekiyor. Yoğunluktan kafanı kaşıyacak zamanın olmadığında zaten bunlar yok oluyor. Bir de bu işin doğasını kabul etmek gerek. Biz insanız, canlıyız. Bütün canlılar bir gün ölür. Hasta olmak da normal bir şey. Hastalıkların büyük bir kısmının tedavisi var. Hasta olmanız kesin bir son değil.

Yorgun olmanın bence en gizli ve atlanan sebebi hareketsizlik. Fazla uyumak da buna sebep olabilir. Beslenmeyi de gözden geçirmek lazım.
0
dissendium
(06.10.22)
bir dönem tansiyonuma takmıştım kafayı. hep eczanelerde ölçtürüyordum yaşlı teyzeler gibi. önemsiyorum falan. bir kere eczacının gülümseyen gözlerine takıldım, içinden bana üzülüyordu çocuk. sonra dedim ki bunu aşmam lazım. ama hemen bırakmadım ölçtürmeyi.

size saçma gelecek ama, aşık olunca geçiyor. ya da aşk kadar kafanızı ve hayatınızı meşgul edecek gerçek bir olay olduğunda. bir de baktım ki koşuşturmaca arasında unutmuşum tansiyonu kafaya takmayı.

kendinizi yorgun hissedip hissetmediğini önemsediğiniz her an, kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. festivallere, film gösterimlerine gidin. tanıdıklarınızı yemeğe çağırın, siz gidin. zamanla geçecek. kendinizi takıntılı hissetmeyin. herkesin takıntılı olduğu bir dönemi vardır, bu normal. geçecek.
0
lovemyself
(07.10.22)
Sizde OKB olabilir
0
beemaker
(07.10.22)
(6)

Zamanın hızla akıp gittiğini en çok ne zaman hissediyorsunuz?

levent bilgen
sb
sb
0
levent bilgen
(06.10.22)
Annem ve babamı yaşlanmış "görünce".
0
Amaranta ursula
(06.10.22)
öğrencilerim doğum yıllarını söylediklerinde.
0
south park in kapusonlu uyesi
(06.10.22)
Pazar günleri çok hızlı geçiyor. Genelleme yaparsam çok yoğun günler çok hızlı geçiyor. Özellikle dışarıdayken.
0
dissendium
(06.10.22)
Google photos albumumdeki 5 yil once bugun, 7 yil once bugun story'lerini gorunce bir vay bee diyorum.
0
brkylmz
(06.10.22)
aynaya bakarken ara sira bu dusunceye daliyorum.
veya olen bi unlunun son hali ve genclik halini yan yana gordugumde.
veya akraba watsap grubuna atilan ultra eski fotograflardan .
0
Kittie
(06.10.22)
Bugün khabib-conor maçının yıl dönümüymüş. Daha dün gibi sanki, gece maçı izlemek için uyumamıştım, baya zevk almıştım izlerken. Velhasıl 2018 yazısını görünce, oha 4 sene olmuş, zaman ne çabuk geçiyor dedim kendi kendime.

Bunun yanında, eski fotoğraflara bakınca aynı şeyi diyorum. Vay be 3 sene geçmiş, oha 4 sene geçmiş falan diyorum.

Birde ramazan ayı yaklaşınca. Daha yeni bitti, ne çabuk geri geldi diyorum. 5 ay sonra oruç mesela.
0
el conquerador
(07.10.22)
(15)

İşe alımların askıya alınması

dissendium
Merhabalar. Bir iş görüşmesinden sonra arandım ve aynı gün ikinci görüşmeye çağrıldım. Uzak olduğu için bugün gelemem, yarın gelirim dedim. Sonra bunu sormak için kapattılar. Sonra tekrar arandım. Bunda da "sizinle çalışmaya karar verdik, maaş konusunu konuşmamız gerekiyor" dediler. Bu konuşma yaşan
Merhabalar. Bir iş görüşmesinden sonra arandım ve aynı gün ikinci görüşmeye çağrıldım. Uzak olduğu için bugün gelemem, yarın gelirim dedim. Sonra bunu sormak için kapattılar. Sonra tekrar arandım. Bunda da "sizinle çalışmaya karar verdik, maaş konusunu konuşmamız gerekiyor" dediler. Bu konuşma yaşanırken başka bir telefon görüşmesi yapmaları gerekti ve görüşmeyi sonlandırdık. Sonra tekrar arandım ve işe alımların askıya alındığı ve tekrar dönüş yapılacağı söylendi. Şimdi bu ne oluyor tam olarak? Ben hayatımda böyle bir şey duymadım. Yabancı bir şirket. Haber güya yurt dışından gelmiş. Bana inandırıcı gelmedi. Böyle bir şey olabilir mi gerçekten? Teşekkür ederim.
0
dissendium
(06.10.22)
denk gelmesi normal mi bilemiyorum ama bazi sirketler su aralar ise alimlari durdurmaya basladi resesyondan dolayi. ise alimin durdurulmasi normal.
0
fakyoras
(06.10.22)
Fakyoras +1
Sirket ne piyasasında bilmiyorum ama krizden ciddi etkilenenler var. Ben misal elektrik ve enerji işinde olduğum için bazi ürünlere talep bir tik düşse de is var, alim var. Ama bazi firmalar cok daha ciddi etkilenebilir.

Ha bu arada o sira birinin "ben begenmedim" demesi de olabilir. Bunu bilmek zor.
0
logisticsmanager
(06.10.22)
Evet, daha önce başıma geldi. Sonrasında haberini medyada falan da gördüğüm için doğruluğundan eminim.

İşe alıp 1 ay sonra çıkarsalar daha kötü olurdu. Hayırlısı olmuş.
0
plutongezegendegilmi
(06.10.22)
Bizde mesela yeni ust duzey bir yonetici geldi. x muhendisliginden kimse alinmayacak demis. Anlastigimiz biri vardi. O yuzden su an alamiyoruz. Yani olabiliyor.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(06.10.22)
O zaman neden tekrar dönüş yapacağız dediler? Ne diyecekler? Bu mantık olarak kısa süreli bir şey değil.
0
🌸dissendium
(06.10.22)
@dissendium; büyük firmalarda o kadar kolay değil. Bize dd "stoklar dussun" emri geldi en tepeden. Biz de aciklayarak gösterdik ettik, tamam o kadar düşmesin kivamina geldi.

Aynisi ise alimda var. Ise alimlar durdu derler ve business critical bir is olduğu gosterilebilirse onay ile alinabilir.

O yüzden "o film yatti Faruk" demek için erken.
0
logisticsmanager
(06.10.22)
Evet, olabilir. Ekonominin gidisatindan dolayi degil ozel sirket, devlet memurlugu ise alimlarinin bile durduruldugu oluyor. Sizinki gecici birsey de olabilir. Insan kaymaklarini arayip bilgi almaya calisin. Genelde biz sizi arariz derler. O yuzden baska ise basvurmaya devam edin bu arada
0
parcxerox
(06.10.22)
@parcxerox, kendileri zaten dönüş yapacağız dedi. Ben zaten bu işe takılmıyorum da önce olumlu deyip sonra bunu demeleri ilginç geldi. Yoksa zaten ilk defa olumsuz dönüş almıyorum. Hayırlısı deyip devam ederim.
0
🌸dissendium
(06.10.22)
yılsonu geliyor. giden birisinin yerini doldurmak kolay ama bu dönemlerde yeni açılan poziyonsa yani sıfırdan yaratılan pozisyon, yeni yılı bekliyorlardır. özellikle global firmalarda bu çok olur, bütçe ayarlamaları vs, yılsonunu görelim, onayları alalım öyle ilerleyelim kararı çıkmıştır şirket içerisinde, olabilir.
0
sirkelimon
(06.10.22)
Böyle durumlar olabiliyor. Sürecim olumlu ilerlerken işe alımlar durduruldu diye dönüş yapılmıştı bana da. Ve aynı işyeri aylar sonra tekrar ulaşmıştı, sürece devam etmek istemişlerdi
0
mya
(07.10.22)
İstanbul'da bir holdingle başıma geldi. El sıkıştık, hayırlı olsun dediler. Eve geldim, işe alımlar durdurulmuştur diye bir mail gelmişti:) Ben bu tarz şirketlerin profesyonelliğine inanmıyorum. Biz o kadar yolu giderken alımların durdurulacağını bilmiyorlar mıydı?
0
Kahvedesu
(07.10.22)
bana hiç inandırıcı gelmedi.
teklif aşamasına gelindiyse maaş bütçesi vs.. hepsinin üst yönetimden onayları alınmıştır. eğer böyle bir karar alınacak olsaydı ufak da olsa bilgisi olurdu herkesin ve süreci bu noktaya getirmezlerdi. o yüzden farklı bir durum var burada diyorum ben. ya haber beklenen birisinden haber geldi ya da bölüm yöneticisi "kendini naza çekiyorsa hiç gelmesin" şeklinde fevri ve yersiz bir geri bildirimde bulundu.
0
teritori
(07.10.22)
Amatör bir şirket demektir boşverin iyi olmuş
0
anten
(07.10.22)
Başka duyurudan aklıma geldi. Geri döndüler mi?
0
Kahvedesu
(19.10.22)
Ben aramıştım. Başlayınca dönüş yapacağız dediler ama dönmediler. Artık dönseler de kabul etmem çünkü başka işi kabul ettim.
0
🌸dissendium
(19.10.22)
(6)

4 gün önce söylediğim yemek bozulmuş mudur

yari cahil
Hello,4 gün önce kavurma pilav + kurufasulye siparis vermistim. Yarısını yiyip dolaba koydum, simdi geri kalanı yenir mi sizce? Pilav kavurma normal kokuyor kurufasulyeye bakmadim, bozulmus mudur?
Hello,

4 gün önce kavurma pilav + kurufasulye siparis vermistim. Yarısını yiyip dolaba koydum, simdi geri kalanı yenir mi sizce? Pilav kavurma normal kokuyor kurufasulyeye bakmadim, bozulmus mudur?
0
yari cahil
(05.10.22)
Dolapta durduysa bozulmamıştır. Yine de koklayıp gözlemleyip öyle yiyin
0
limonlu eksi
(05.10.22)
Çöp. Belki onlar da 2 gün önce yapılan yemeği gönderdi. Neredeyse bir hafta.
0
dissendium
(05.10.22)
kurufasülye tazeyken bile gaz bulantı yapma riski taşıyor 4 gün sonra kesinlikle yememelisiniz bence. pilavın da bozulmuş olduğunu düşünüyorum hiç riske atmayın tost yiyin daha iyi
0
iwillsee
(05.10.22)
Kokusunda sorun yoksa yiyebilirsiniz bence. Tadina da bakin tabi. Ben olsam yerim
0
balpolen
(05.10.22)
Bu sorular bana çok saçma geliyor insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Sorunun cevabı: evet!
0
beemaker
(05.10.22)
Doğru çöpe.
0
not dark yet
(05.10.22)
(1)

coca cola hakkında ne düşünüyorsunuz (çalışmak için)?

pelovann
cci'dan mülakat daveti gelmiş, normalde iş değiştirme gibi bir düşüncem yoktu ama cola olunca bir durup düşündüm. orada çalışan/çalışmış olan duyurucular düşüncelerini beyan edebilir mi orası hakkında? çalışma ortamı nasıl, yaş ortalaması nasıl, mobbing durumu nedir, şartlar vs? teşekkür ederim şimd
cci'dan mülakat daveti gelmiş, normalde iş değiştirme gibi bir düşüncem yoktu ama cola olunca bir durup düşündüm. orada çalışan/çalışmış olan duyurucular düşüncelerini beyan edebilir mi orası hakkında? çalışma ortamı nasıl, yaş ortalaması nasıl, mobbing durumu nedir, şartlar vs? teşekkür ederim şimdiden, tikler gelecek
0
pelovann
(05.10.22)
Pozisyon söylememişsiniz. Uzaktan bildiğim biri var. Satışçı. Geziyor çok. Bildiğim kadarıyla memnun.
0
dissendium
(05.10.22)
(5)

Ayni anda iş okul spor

sanguine
Asla olmuyor, yapan nasıl yapıyor?Yarım biraktigim bir lisans programı vardı şimdi ona devam etmeye başladım daha ilk hafta. Işim için zaten erken kalkıyorum, aslında işle dersler de biraz oranda (her ders yerine 2-3 derse gidersem) örtüşüyor. Okula kayıt olurken de heyecanliydim. Diğer yandan spora
Asla olmuyor, yapan nasıl yapıyor?

Yarım biraktigim bir lisans programı vardı şimdi ona devam etmeye başladım daha ilk hafta. Işim için zaten erken kalkıyorum, aslında işle dersler de biraz oranda (her ders yerine 2-3 derse gidersem) örtüşüyor. Okula kayıt olurken de heyecanliydim. Diğer yandan spora da gidiyorum, gitmek istiyorum. Ama hiçbir şekilde enerjim yok. Dersler ilgimi çekmesine, işte yorulmamama rağmen. Çok merak ediyorum insanlar işten cikip yüksek lisansa, oradan puba gidip bir iki bir sey içiyor arkadaşlariyla bir de spor da yapıyorlar. Yıllarca özel sektörde surundugum için mi bilmiyorum şimdi görece rahat bir işim oldugu için mi herhangi bir şey için efor sarf etmek içimden gelmiyor. Kitap bile okumuyorum son zamanlarda, geçici midir? Işe gidip gelip sadece yatınca da kendimi kötü hissediyorum boşa yaşıyorum diye. Yurtdışına gidemeyip buraya saplı kalınca havam değişsin diye biraz da okula gitmek istedim. Dersler falan da sıkıcı değil güzel, işin tuhaf kısmı.
0
sanguine
(05.10.22)
Ben spora gittiğim günler evdeki saatlerimi kullanamıyorum. Çünkü salonda geçiyor, haliyle eve dönünce direkt uyuyup sabah yine işe gidiyorum.

Böyle oluyor yani :D sonuçta yoktan zaman yaratamıyor insan.

Nasıl oluyor da yapıyorsun diye sorarsanız ilk başlarda zordu. Ama yorgunken dahi ertelemeden düzenli gittikçe alıştım. Artık doğal geliyor süreç.

Spora gittiğiniz günler kolay hazırlanabilir yemekler belirlemelisiniz. Örneğin ben tavukları belli porsiyonlarda kesip tek tek torbalıyorum buzlukta. Eve gelince tek yaptığım porsiyonu tavanın üstüne bırakmak. Hazırlık süreci yok. Yanına da genelde biraz sebze haşlayıp yumurta falan kırıyorum. Onlar pişerken ertesi günkü kıyafetimi hazırlıyorum. Duşu da salonda alıp eve dönünce yatağa atlıyorum. O yorgunlukla güzel uyunuyor. Spora devam ettikçe enerji dozunuz artıyor zaten.

Eğer eve gelip sıfırdan yemek yapmaya falan çalışırsanız olmaz ama o iş. İyi planlamalısınız.
0
akhenaten
(05.10.22)
yaş kaç hocam? az uyumakla mümkündür, ben de 20 li yaşlarımad okul iş müzik spor hepsini birlikte geçirip kalan zamanda da uyumak yerine bara gidip eğlenirdim. şimdi bunların ikisini aynı gün yapsam pert oluyorum :)
0
entropik
(05.10.22)
Sporun içeriğini degistirebilirsiniz, haliyle yuklenme vs. body building'den bahsediyorsanız, tam zamanlı konsantre veya enerji veremeyecekseniz, planlamanız bitene kadar trx, vücut ağırlığı programlarından gidin sonrasında hem faydasını görürsünüz hem de vites arttırırsınız.
0
evimin paspasi
(05.10.22)
20 yaşında üniversitede okurken dersten çıkıp spora gidiyordum. Şimdi 29 yaşındayım. İşten çıkıp eve geldiğimde yatağa uzanınca bir daha kalkamıyorum. :) Kısaca yaş engel oluyor bir noktadan sonra. Sporu boş güne bırakın. Pazar gibi.
0
dissendium
(05.10.22)
iş okul spor üçlüsünü kim yapıyor ki düzenli bir şekilde:) bence çok, yapılması çok mümkün değil. bir koltukta kaç karpuz hikayesi
0
kenarortay
(05.10.22)
(5)

Sevgiliyle romantik bir gün

sacrilegious
Sevgiliyle romantik bir gün nasıl olmalı? Anı romantik kılan detayları merak ediyorum. Teşekkürler.
Sevgiliyle romantik bir gün nasıl olmalı? Anı romantik kılan detayları merak ediyorum.

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(04.10.22)
sevgilinizin hoşlandıgı şeyleri ayarlamanız romantik. benim için çok var pasta cok severim ve eski sevgilim sürekli pasta alıp mum yakardı skjfg bence romantik. film izlerken uyuyakalmak bile romantik geliyor. çiçek, mum klişelerini çok seviyorum, romantiktir. durduk yere içerken a toast diye dikkatleri toplayıp komikli konuşma yapmak romantik. yorgunken masaj romantik. küvet hazırlamak, yıkamak romantik. sevdiğiniz şarkıcının konserinde manitanın sevdiği şarkıyı istemek romantik. maalesef sevmesem de manita uyanmadan kahvaltı hazırlamak romantik(pancakeli şeyler) kaçamaklar da romantiktir.
benim kadar duygusal olmayabilir karşınızdaki askfghfgjl o yuzden onun hoşlandığını düşünerek yaptıgınız her şey sayılabilir bence. duruma göre sürekli evde vakit geçiriliyorsa dışarıda program yapmak veya evde olmak isteniyorsa evde özenli vakit geçirmek ve karşı tarafı yormadan her anı düşünerek kaliteli vakit geçirmek=romantiktir. playlist hazırlamak da vardı dur dur. müzik en önemlisi. ormana veya beache giderken hoparloru getirmek de epeyi hoş hareket.
0
ala09
(05.10.22)
Buluşmaya çiçekle gidebilirsin. Sinemada güzel bir film izlemek olabilir. Şehrin kalabalığından uzak yerler olabilir. Deniz kenarı, koru, dağ evi gibi. Bu çok geniş bir soru. Onu düşündüğünü gösteren şeyler yapabilirsin. Sevdiği bir şarkıcının konserine alınmış iki bilet göstersen ve o gün konsere gitseniz romantik olabilir.
0
dissendium
(05.10.22)
plan program yapılmalı. dümdüz yola çıkarsan şansa bırakırsın, olmaz. sahilde yürüyüş yapılacaksa örneğin, caddebostan'dan güneş batışı yakalanmalı. öğlen sıcağında ya da yağmur çamur içinde olmaz.

haftasonu sabah kahvaltı yapılacaksa mekanı çok önceden rezerve etmeli.

ben mesela 1-2 ay öncesinden üst kalite bir çok mekana aynı anda rezervasyonlar yaptırırım. bebek divan'a gidip dışarıda deniz kenarındaki masada yemek var, içeride esnaf lokantası gibi ortamda yemek var. dediğim gibi olay biraz planlı yaşamaktan geçiyor. beğenmediğin anda çıkıp alternatif mekana gidersin. emek verdiğini gördüğünde ve onu yönlendirdiğini, idare edebildiğini gördüğünde özellikle zeki kızların çok hoşuna gider.

biraz da sürprizlerle desteklenmeli. çiçekçide minik bir şey hazırlatırsın. arabayla giderken çiçekçinin yanındaki dükkanın önüne çekersin, burada sanırım güneş gözlüğüm, vs. bir şeyim kaldı geçen gün dersin. 2 dkya geliyorum der, gider çiçeği alır gelirsin. bunu sürekli yapma tabii askdasjd bir kere yaparsın, romantiklik kredini yazarsın hanene.

Sabah Belgrad Ormanı'nda el ele yürüyüş yapın, ormandaki gölün sazlığından bir demet kır çiçeği hazırla, dönüşte Bebek Divan'da kahvaltı, sonra Çemberlitaş Hamamı'nda kese köpük masaj, akşam kendin ya da beraber hazırlayacağınız yemek ya da güzel bir mekanda yemek mekanın öncesinde yine el ele yürüyüş.
0
gabe h coud
(05.10.22)
sadece üzerinde bornozla elinde iki kadeh şarapla gelsin kafi.
0
Hallegadola
(05.10.22)
geriye dönüp baktığımda romantik olan anların genellikle normalde yapmadığım bir aktiviteyle ilişkili olduğunu görüyorum. bunun illa pahalı bir etkinlik olmasına gerek yok. ama spontan gelişen ve hayatın normal akışının dışında gerçekleşen ve duygu yoğunluğu yaşatan şeyler en çok aklımda kalmış olan romantik anılar olmuş.

herkesin hayatında farklı aktiviteler var ama eğer normalde yapmadığınız bir şeyse:

-ormanda bisikletle dolaşmak, sadece bir termos kahve/çay ve sandviç ile piknik yapmak
-sakin bir koyda denize girmek
-iskele dans gibi grupların balfolk etkinliğine katılmak
-genel olarak jazz müzik çalan cosy mekanlar
-buz pateni yapmak
-feel good bir kitap seçerek, bir ağaç altında beraber okumak
-tek gösterimli bir film gösterimine gitmek
-kentin az bilinen rotalarını inceleyip, yürüyüşe çıkmak
-perseid meteor yağmurunu izlemek + kamp

benim naçizane önerilerim. herkesin hayattan keyif alış biçimi farklıdır tabii. bol şans diliyorum.
0
bir an evvel
(26.10.22)
(14)

Türkiye'de neden sanata değer veren, sanatçıyı destekleyen yok

darkwizard
güzel sanatlar fakültesi mezunuyum işsizim tablolar yapıyorum başta dedem olmak üzere kimse sanatımı anlamıyor ve destek çıkmıyor. ressamlık da meslektir ve durumun iyi ise sanatçıya bir jest yapılır ve destek çıkılır, mesela dedem durumu iyi ama ona göre çöpçü olmam gerekiyor bana hep öyle diyor ra
güzel sanatlar fakültesi mezunuyum işsizim tablolar yapıyorum başta dedem olmak üzere kimse sanatımı anlamıyor ve destek çıkmıyor. ressamlık da meslektir ve durumun iyi ise sanatçıya bir jest yapılır ve destek çıkılır, mesela dedem durumu iyi ama ona göre çöpçü olmam gerekiyor bana hep öyle diyor rahat meslek belediye bir de kadro alırsan diyor oysa ben sanatçıyım ama onun yerine atölye açayım sana alet erdavat alayım heykel seramik yap yağlıboya kursu ver falan demiyor. üzücü.
0
darkwizard
(03.10.22)
Rönesans yaşamamış, daha 2 kuşak kent soylu olanı bile az olan, eğitim seviyesi düşük bir toplum için beklenebilir bir durum.

Dedenizle olan özel durumunuz içinse karşınıza alıp konuşmayı deneyin. Dede böyle böyle ben bir yola girdim, eğitimini aldım atölye açmak gibi de bir planım var vs diye...
0
anon1m
(03.10.22)
mesleğinizin ne olduğundan bağımsız kimsenin, dede baba amca dayı hala dahil kimsenin, size jest yapmak ve destek çıkmak gibi bir zorunluluğu yok.

bir şekilde para biriktirin ve atölyenizi kurun.
0
sert siyah krom
(03.10.22)
@sert siyah krom

Bir şeyler vaat etmediğin veya iyi bir gelecek için yardımcı olmadığın çocuğu dünyaya getirme daha iyi ona babasından tarla kaldı mesela bize ne kaldı bir bok kalmadı her şeyi satıp yemek istiyor bence çocuk yapıyorsan ona iyi gelecek bırakma zorunluluğun vardır.
0
🌸darkwizard
(03.10.22)
jest olayını bilemem ama rönesans ressamları bile parayla kiliseye veya zenginlere iş yapmıyor muydu? Bu dönem atıyorum çocuk kitabına resim satarak hayatını geçindirebiliyorsan onu yapıp kazandığın parayla "sanatını" gerçekleştirip yaymaya çalışman gerek bence. Sanat olabilmesi için de kitleler tarafından değer görüp beğenilmesi lazım. Senin çok 'başarılı' resmin beğenilmeyip bir çocuğun Minecraft'ta yaptığı kolaj beğeniliyorsa onunki daha sanat sayılır bu arada. Post modern sanatta işler çok değişti, siz klasik kafada kalmışsınız gibi geldi bana -ki zevkiniz eseriniz buysa sorun değil ama kimseye "buyur sanat yap" denmiyor aileden zenginlik gelmedikçe.

Çocuk yapma ve iyi gelecek bırakma kısmına katılıyorum ama bu son birkaç jenerasyonun düşünce şekli olabilir. Öncekiler bolca çocuk yapıp yaşayanlarıyla devam etmişler. Eminim birkaç nesil öncenizde "6 çocuktu ama 4'ü yaşadı diğerleri bilmemne hastalığından bebekken öldü" gibi hikayeler vardır. Dünya o zaman öyle bir yerdi.
0
nhk ni youkosu
(03.10.22)
Söz konusu sanatlar dünyanın bir kaç ülkesi haricinde hiçbir ülkede değer görmüyor bunun bir çok sebebi olabilir.
0
beemaker
(03.10.22)
Hocam belki kotusunuzdur? Her okul okuyan muthis eserler cikarmiyor ki. Kaldi ki ulkedeki sanat egitiminin pek parlak oldugunu da sanmiyorum diger alanlari dusununce. Parlak olsa da siz yine de kotu olabilirsiniz. Yoktur belki yeteneginiz, bu da mumkun. Ama soyle dusunun, yeteneginiz olsaydi da turkiye'de deger gormeyecektiniz. Sanirim siz de bu yuzden meseleyi kendinizden soyutlayip turkiye'nin sanattan anlamamasina bagladiniz. Ama cevap bu olmayabilir yani. Dedeniz de begenmiyorsa destek cikmamasi normal ya ben de begenmiyorsam destek cikmazdim valla umrumda olmazdi. Uzucu ama gercek bu, yapacak bir sey yok. Para kazanmak icin baska alanlari deneyip resim ilginizi ayrica degerlendirebilirsiniz. Yani atalariniza size gelecek vadetmedikleri icin sitem etmissiniz ama turkiye'de sanata yonelerek siz de kendinize bi gelecek vadetmemissiniz -_-
0
summer timetable
(03.10.22)
Sizin sanatınızın karşılığında para verecek insan grubu oluşursa o zaman iyi sanat yapıyorsunuz demektir.
Hiç bir ebeveynin güzel sanatlar bitirmiş bir insanı besleme zorunluluğu yoktur. İsterse tabii ki ayrı ama zorunlu değil.
0
en bi orijinal
(03.10.22)
bahsettiğin sanatlarda ortalama bir sanatçı, artık dünyanın en medeni ülkelerinde bile yaşamını sürdürebilecek para kazanamıyor, hatta sanatçıyı geçtim yıllarını pozitif bilimlere adamış insanlar bile enflasyondan, yaşam maliyetinden bunalmış durumda. Türkiye gibi sanat anlayışı olmayan bir göçebe bir toplumu zaten hiç işin içine katmıyorum. bunlar biraz çevre işi, çevre de parayla oluyor maalesef.

onun dışında anne babanın çocuğa iyi bir gelecek hazırlama gibi bir zorunluluğu yok bence. reşit olmuş bir insan kendi isteği ve arzusuyla Türkiye'de ben ressam olacağım diye 4 sene üniversite okuduysa sonuçlarına da düşünmüş olmalı. bu konuda aileni suçlaman garip geldi.
0
roket adam
(03.10.22)
Türkiye'de sanata değer verilmiyor değil. Resimde çıta çok yüksekte. En bilgisiz insana bile Mona Lisa'yı gösterseniz tanıyabilir. Rönesans'ta bu işin zirvesi yaşanmış. Yapılara bile devasa çizimler yapılmış. Durum böyleyken farklılık yaratmadıkça para kazanmak zor. Dedenize sadece şu konuda katılıyorum. Resim öğretmenliği gibi bir seçeneğiniz varsa mutlaka değerlendirin. Direkt mesleğinizi yapmak zorunda değilsiniz. Mesleğinizle bağlantılı şeyler de yapabilirsiniz.
0
dissendium
(04.10.22)
yüzyıllarca cahil bırakılıp savaştan savaşa koşturulmuş, karnını zor doyurabilmiş bir toplum için normal değil mi?
0
vizivozo
(04.10.22)
öncelikle sanat dalları ile ilgilenen herkes sanatçı olmuyor. sanatçı ünvanını toplum dediğimiz içinde yaşadığımız yığın veriyor kişiye.

ek olarak yaptıklarınızın niteliği kadar onu sunuş biçiminizde önemli. yaptığınız işi pazarlamadan ondan para kazanamazsınız. kimse sizi arayıp bulmaz. siz kendinizi arayanlara hissedilir ölçüde göstermek zorundasınız.

evet bizim toplulumuz sanat konusunda oldukça ilgisiz. bunun sebebi maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde gizli. temel seviyedeki ihtiyaçları karşılamadan piramitteki bir sonraki aşamaya geçemezsiniz. sanat bizim toplulumuzun çoğunluğu için ulaşılması zor bir hedef gibi. çünkü temel ihtiyaçları karşılama konusunda sorun yaşıyoız.

özetle karnı aç olan bir insana sanattan bahsetmeniz bu bir anlam ifade etmez. önce karnı doymuş barınma güvenlik ihtiyaçlarını karşılamış olmalı. ek olarak bir de kültürel normlar söz konusu. bu bahsettiğim yaşamsal kaygıları aşmış olupta tamamen kültürel düzenden ötürü sanata uzak kalmış insanlar da yok değil.
0
pardus
(04.10.22)
Fransa'dan bildiriyorum; burada da sanat okuyan takılsın, biz ona yardım oluruz diye bir mantık yok.
Türkiye'nin durumu vs farklı bir konu ama genel olarak böyle bir olay yok zaten. Tarih sanati anlanmayip fakirlik içinde yaşayan insan dolu. Bazılarının sanati sonra anlandi bazılarının hiçbir zaman.
0
logisticsmanager
(04.10.22)
sanattan para kazanamayabilirsin ama bu yeteneğini başka alanlarda kullanabilirsin. zaten tam mesaili sanatçılık diye bir şey yok. mesela resim yapabilen biri reklam sektöründe çalışabilir, fotoğrafçı olabilir, görüntü yönetmeni bile olabilir. tabii hepsi için ayrı emek vermek gerekir. resme verdiğin emek kadar en az. ancak hem bu yeteneğini kullanırsın hem de para kazanırsın. yoksa direkt istediğin şeyi yapıp para kazanmak birçok insan için zor.
0
blackkmamba
(25.03.23)
yaş 13 filan değilse bence senin düşünce yapın üzücü.

senin sanat yapmanın şu an kimseye faydası yok, kimin neden seni destekleme yükümlülüğü olsun ki? ortaya bir ürün/eser çıkarırsın, o beğenilir, oradan destek alırsın belki. ben mesela roman yazmak istiyorsam insanların her ay hesabıma 8-10 bin lira atmasını, beni çalışmaktan kurtarıp romana odaklanmamı sağlamalarını mı beklemeliyim?

kapitalizm sevici bir insan değilim ama insanlık tarihinin her döneminde, her türlü ekonomik sistemde kâr-zarar-fayda ilişkisi esas olmuştur. çoğu sanatçı zaten sanatını içten gelen istekle, kendini gerçekleştirme ve ifade etme dürtüsüyle yapar; dedesi atölye kurmasına yardımcı olsun diye değil.

kısacası kimsenin seni takdir etme veya sana destek olma sorumluluğu yok. gerekiyorsa gün içinde çalışıp dişinden tırnağından arttırıp para biriktirecek ve öyle yapacaksın. imkanın yoksa daha az vakit ayıracaksın. gerçek bu. bulursan ne ala ama senin resim çizmen için kimsenin kaynak ayıracağını sanmıyorum, böyle bir dünya yok. onu sen yapacaksın, yapamıyorsan da yapamazsın, istediği şeyi yapamayan tek kişi değilsin.

yani başta da dediğim gibi yanlış anlama ama yetişkin bir insanın bunları yazmasını çok tuhaf buldum, olgunluktan ne kadar uzak olabilirse o kadar uzak bir bakış açısı. dostoyevski'nin, picasso'nun filan dedeleri sayesinde "sanatçı" olduğunu mu düşünüyorsun mesela? sanat tarihi okumuşsun, bu insanların genelde ne kadar zorluk çektiğini ve cehennem gibi hayatlar yaşadığını senin daha iyi bilmen lazım.

sanat ayrı, para kazanmak ayrı şeydir. dünyanın en bilgili, en dolu, en müthiş sanatçısı olabilirsin. buna para vermek isteyen yoksa yaptığın işin MADDİ KARŞILIĞI sıfırdır.

sen para mı istiyorsun sanatçı olmak mı önce? sanatın para garantisi kimse için yok. dünyanın en meşhur yazarı bile 3-5 yıl yazmadığında, sosyal medya maymunu filan değilse unutulabiliyor.
0
mark greg sputnik
(25.03.23)
(16)

Kadınların bir şiddete karşı durup başka bir şiddeti kullanmaları

ananiyimioguz
Şiddetin hiç bir türlüsünü savunmuyorum ancak sizin de bildiğiniz gibi erkek egemen bir dünyadan, kadınların çalışma hayatına dahil olması ile birlikte daha eşitlikçi bir dünyaya doğru evrilerek gidiyoruz.Bu serüvende zaman zaman kadınların erkekleştiğini, erkeklerin de kadınlaştığını görüyorsunuzdu
Şiddetin hiç bir türlüsünü savunmuyorum ancak sizin de bildiğiniz gibi erkek egemen bir dünyadan, kadınların çalışma hayatına dahil olması ile birlikte daha eşitlikçi bir dünyaya doğru evrilerek gidiyoruz.

Bu serüvende zaman zaman kadınların erkekleştiğini, erkeklerin de kadınlaştığını görüyorsunuzdur. Dengeler biraz değişiyor. Sanki kadınların hızlarını alamayıp erkekleri fazla istedikleri gibi evirdiklerini ve hatta zaman zaman ilkel dürtülerine yenik düşüp yine bir önceki versiyon erkek tiplemelerinden hoşlandıkların da görüyorsunuzdur. Henüz tam oturmuş sayılmaz değişiklik.

Beni en çok rahatsız eden konu ise şu;

Kadınlar dedi ki fiziksel şiddete karşıyız. Dayak yiyoruz. Gücünüz bize mi yetiyor dediler. Haklılardı da. Fiziksel olarak daha güçsüz bir canlıya bu denli bir üstünlük ve baskı kurmak yanlıştı.

Tamam dedik biz de savunuyoruz, kadına şiddete karşıyız.

E peki bizim bu anlayışlığımızın mükafatı olarak biz ne görüyoruz?

Trip, surat, laf sokma, aşağılama, aşırı kıskançlık, aşırı denetim, ses yükseltme, çevreye zarar verme ve hatta bazen alanı boş bulup da şiddet uygulama.

Şimdi soruyorum size elinizi vicdanınıza koyun, şu üstte yazdıklarımın her biri insanı yavaş yavaş öldürür. Bazen öyle çileden çıkartır ki dayak yesem daha iyiydi dersiniz (fiziksel şiddeti savunmuyorum).

Kadın erkek eşitliği derken erkeklerin sesinin daha az çıktığı, kadın egemen bir topluma gittiğimizi söyleyebilir miyiz?

Sizce de bu durumda eşitlik savunucularında bir iki yüzlülük söz konusu değil midir? Duygusal şiddetin tillahını uygulamak da bir şiddet değil midir? Öyle görülmüyor mu yoksa? Kendi güçlü oldukları alanlarına çekildik diyebilir miyiz :)

*Dikkat edenleri tenzih ediyorum.
0
ananiyimioguz
(03.10.22)
Algida seçicilik mi yapiyorsunuz acaba diyorum. Etrafımda ne siddet gören kişi oldu ne de böyle bahsettiginiz eslere sahip kisiler.
Bu insanlar kadina şiddet normal kabul edilirken de böyleydi simdi de böyle. Dayak yemedi diye bir insan trip atar hale gelmez.

Yani öyle bir genellemissiniz ki anlaşılan şu;
Eskiden dayak vardi kadinlar usluydu. Simdi dayak yok kadinlar tepemize çıktı. Ben 30 yaşımda bahsedilen teoriyi destekleyecek hiçbir araştırma ya da kendi deneyimim görmedim. Hayatimda çok saçma kadın oldu, bıraktım gittiler. Bu kadar basit. Duygusal siddet olayını da gördüğüm an bastım gitti. Basitti.

Bu arada erkeğin de duygusal siddetini yapanlar çok meşhur. Bu gene tek tarafli değil. Kadinin da "kadin" diye fiziksel siddet yapanı da var.
Duygusal siddet bana göre boşanma sebebiyken fiziksel siddet hapis sebebi. Bir insan fiziksel siddet yapıyorsa yaralama ya da öldürme de yapabilir. Zaten sıkıntı olan burası. Bu sebepten Türkiye gibi ülkelerde "ailesiniz barisin" diye diye kadin cinayeti tavan yapıyor. En basta devreye girilmesi lazım.
0
logisticsmanager
(03.10.22)
Kisaca: Kadinlara fiziksel siddet uygulamiyoruz, ee mukafati psikolojik siddet mi?

Inanilmaz bir kafa. Inanilmaz tehlikeli. Araya bir iki tane de hakli makli eklenmis ki tepki frenlensin. Laftan anlayacaginiz konusunda insani muthis supheye dusuren bi kafa.

Psikolojik siddetin onemini/vehametini anlatmak icin sectiginiz yol hem haksiz hem cirkin. Psikolojik siddet vardir ve kimseye uygulanmamalidir zaten. Bu bir seyin mukafati da cezasi da degil. Buna maruz kaldiginizi dusundugunuz yerden cikabilirsiniz. Kararlarinizin yanlisligini buyuk mucadeleler sonucu edinilmis kazanimlari kotuleyerek, bunlari sacma karsilastirmalara malzeme ederek gizleyemezsiniz. Hele hele genelleyerek hicbir yere varamazsiniz. Varsa hayatinizdaki kadinlarla bir derdiniz hayatinizi, hayatinizdaki kadinlari degistirin. Daha da iyisi yalniz kalin. Siddetin hicbir turlusunun gunluk hayatta, ikili iliskilerde yeri yok, olmamali. Bunu siz de cevrenizdekiler de ogrenememis gibi duruyor.
0
summer timetable
(03.10.22)
bahsettiğiniz konu cinsiyetlerde enerji kayması. erilde dişil enerji geçişi, dişide de eril enerji yükselmesi. zaten olay, dengede kalabilmek. bunun için farkındalık, empati, duyarlı olmak gerekiyor. bu bahsettiklerim de tek bir yerde değil, her yerde geçerli olması gerekenler.
0
evimin paspasi
(03.10.22)
Anlayış dediğiniz şey kadınlara şiddet uygulamamaksa bu bir lütuf değil. Doğal olarak bunun karşılığında bir ödül olamaz. Fiziksel şiddet zaten hiç olmaması gereken bir şey.

Psikolojik şiddet de olmaması gereken bir şey.

Trip, surat, laf sokma ile aşağılama, çevreye zarar verme çok farklı şeyler.

Duygusal şiddet uygulamak da bir şiddettir. Kadınların ya da erkeklerin bu konuya da dikkat etmesi gerekir. Duygusal şiddeti savunan biri ikiyüzlülük yapıyordur.
0
dissendium
(03.10.22)
Konuya girişim yanlış olmuş olabilir ama ben demiyorum ki kendimi zor tutuyorum şiddet uyguluycam bakın engel oluyorum onlar da engel olsun.. gibi bir yaklaşımım yok ben oldum olası şiddeye meyilli değilim.

Biz dövmuyoruz onlar da x yapmasın da demek istemedim. Sadece hemcinslerimiz tarafından sebep olunan bir eşitsizliğe bizler de destek verdik ve yanlışın düzeltilmesine destek olduk. Fakat amaç yanlışı düzeltmek ise diğer yanlış olan psikolojik şiddet neden gündem olmuyor? Onun için neden bizim yaptığımız gibi kadınlar tarafında bir birlik oluşumu yaratılmıyor? Hatrı sayılır bir sayıda değil mi yapılmakta olan?

Yani sadece fizikseli ile mücadele edilirken psikolojik olanı ile edilmiyor hatta fazlasıyla uygulanıyor gibi geldi oraya parmak basmak istedim.

Bu saydıklarımın da bazilarini sadece gordum, bazilarini gecmiste yasadim bazilariyla da halen yuzlesiyorum.

Ben de bazen bilgisizlikten duygusal siddete maruz birakmisimdir fakat ustte saydiklarim sanki kara bir bulut gibi erkeklerin uzerine cokmus gibi geliyor bilmiyorum yanlis miyim..
0
🌸ananiyimioguz
(03.10.22)
psikolojik kısmı elle tutulur, somut bir şey olmadığı için özellikle ülkemizde görmezden gelinen veya önem verilmeyen bir konu. realistik bakış açısının az olduğu yerlerde somut olmayan durumlara değer verilmez, konusu veya tartışılması gerek görülmez. mobbing ve buna bağlı durumlar bile kaç sene sonra kabul görmeye başlanıldı siz düşünün.
0
evimin paspasi
(03.10.22)
Erkekler fiziksel, kadınlar duygusal şiddet uygular diye bir kural mı varmış? Çünkü sistematik psikolojik şiddet uygulayıp sen de müsaade etmeseydin diye kendini savunan, sonra ortamlarda fiziksel şiddet uygulamamış olduğu için şiddete meyilli olmadığını iddia eden erkekler de var. Mış yani öyle duydum.
0
anneboleyn
(03.10.22)
İnsan bazen kendini, bir şeyleri veya insanları harcadıktan sonra ve geri dönülemez hatalar yaptıktan sonra tanıyabiliyor. Bir öğrenilmişlik ve düzelme söz konusu ise şiddet de çoğu şey gibi yok olur gider zaten. Ha bazen etkisi sürebilir tabi o da beynin zaaflarından.

Fakat ben burada kendilerinde bir hakmış gibi görülen ve istisnasız hayatlarındaki her insana benzer şekilde uygulanan psikolojik veya fiziksel şiddetten bahsediyorum burada bir şey anlatmakta çok zorlanıyorum herkes ayrı bir yere çekiyor maaşallah
0
🌸ananiyimioguz
(03.10.22)
Yazdıklarınıza katılıyorum. Ayrıca şunu eklemek isterim hukuk sistemimizde ne yazık ki kadın erkek eşitliği yok aksine hukuk sistemimiz kadından yana. (Süresiz nafaka, kadının beyanının esas alınması, dul ve yetim aylığı, zorunlu askerliğin yalnızca erkeklere olması gibi) aslında bu konuda yazacak çok şey var. Medya (yazılı, görsel, sosyal) eliyle insanlara feminizm pompalandı ve hala pompalamaya devam ediyor hatta öyle bir durum var ki bu konuları tartışmaya açanlar bile (size yapıldığı gibi) mobbing görüyor mahalle baskısı görüyor kadın her konuda yüzde yüz haklı olamaz. "Kadın cinayeti" "kadına şiddet" gibi uyduruk tanımlar medyanın uydurduğu tanımlardır hukuken bir karşılığı yoktur doğrusu insan cinayeti, insana yönelik cinayettir. Evet iki yüzlülük, riyakarlik çünkü kadın kadını öldürürse, sığınmacı kadın öldürülürse, doğulu kadın öldürülürse, başörtülü kadın öldürülürse bunun adı "kadın cinayeti" olmuyor. Medyanın pompaladığı bu algı artık öyle bir yere geldi ki sokakta erkek kadın sözlü kavga ettiği zaman üçüncü kişiler kendilerine vazife çıkarıp müdahale eder oldular ayrıca kadınlar bu ayrımcılığı bir güzel kullanip sınırlarını istedikleri gibi genisletiyorlar özellikle "cinsel taciz" ve "cinsel istismar" sanıklarının büyük kısmı ne yazık ki iftira mağduru erkeklerden oluşuyor.

Bu konuyla ilgili bir başlık açmıştım www.eksiduyuru.com
0
beemaker
(03.10.22)
Açıkçası kadınların tarih sahnesinde uzun yıllar ezilmesi ve eziyet görmesi sonrası şimdi yasaların kadınları savunma ağırlıklı hatta eşitlikten çıkmış olması durumu beni o kadar da rahatsız etmiyor ne yalan söyleyeyim.

Ama işin suistimal edilmesi kısımına ve bir eşitlik olmaması kısımına katılıyorum. Özellikle de ülkemizde ve dünyada "kadın erkek rolleri" diye bir ayrım yapılmasına, eşitliği çoğu insanın sözde savunup ama iş pratiğe geldiğinde beklenti içerisine girmesine ve bazı sorumlulukları üzerinden atmasına karşıyım.

Sizin dediğiniz yakın ama benim değindiğim noktanın biraz dışında kalıyor.

Yasalar ve adalet ile ilgili sanrım bir sonraki evre de tekrardan bir rayına oturtmak ile geçecek.

Ben şu an işin ilişkilerdeki dengeler boyutundayım ^^
0
🌸ananiyimioguz
(03.10.22)
Duygusal şiddet ve istismar fiziksel şiddetten daha acı verici ve etkisi kalıcı sıkıntı şurada fiziksel şiddet gözle görülebilen bir şey ve medyada (yazılı, görsel, sosyal) "kadına şiddet" adı altında kamuoyu bu yönde manipüle ediliyor. Aslında burada pr'ın maşa olarak kullanılan kurbanı kadınlar.
0
beemaker
(03.10.22)
Siz bence sistematik baskı ile kişisel baskıyı karıştırıyorsunuz. Kadınların gördüğü sistematik baskı (ki bu düzen erkekleri de negatif etkiliyor). Sizin anlattığınız iki insan arasında olan bireysel ilişkiler. Bu demek değil ki kadınlar da baskı/şiddet uygulayamaz. Kadınlar da insan ve insanın da iyisi de olur kötüsü de. Siz sadece erkek olduğunuz için psikolojik şiddet görmüyorsunuz (belki erkek olarak güçlü olmanız gerektiği topluma pompalandığı için karşınızdaki insanlar buna katlanabilmenizi bekliyor olabilir ama bu yine aynı sistemin ürünü). Ama kadınlar sadece kadın olduğu için şiddet görüyor, tecavüze uğruyor, öldürülüyor. Aradaki farkın bu olduğunu düşünüyorum.
0
peki madem
(03.10.22)
Bahsettiğin şeyler tırı vırı hocam asıl pozitif ayrım unsurlarının içinde. Trip yapmayanı, kafeslemeyeni, surat asmayanı bulabilirsin, veya buna maruz kalmamayı tercih edebilirsin, ayrıca bak biz dövmüyoruz siz de psikolojik şiddete başvurmayın argümanı da nasıl bir karşı argüman ilişki kuramadım (insana şiddet direk hukuki bir suç, mükafatlandırılması gereken bir ödül değil), biri diğerinin varlığını/yokluğunu gerekçelendiremez.
Asıl problem yukarıdaki arkadaşın özetinde ve çok çok daha kritik. "Süresiz nafaka, kadının beyanının esas alınması, dul ve yetim aylığı, zorunlu askerliğin yalnızca erkeklere olması".. yetmez, üstüne hayat "birleştirirken" min 300 bin tl masrafın erkeğe yıkılması (takısı, düğünü, tatili vs).. Maddi konfor unsurlarının temininin "erkek"likle bağdaştırılması (ev, araba vs.), uzatırım da hepimiz biliyoruz işte. Hayat zor, kimi kadınlara daha zor, çoğu erkeğe en zor.
0
wiekannich
(03.10.22)
Bir insana siddet uygulamamayi neden baskasina karsiliginda size minnet gosterilmesi gereken bir iyilik olarak goruyorsunuz ki? Oyle gormuyorsaniz da yazdiginizdan oyle anlasiliyor.

Yazdiklarinizi olusturan dusunme seklinde o kadar cok hata var ki, ben kadin haklari/insan haklari konusunda saatlerce ders anlatabilecek enerjiye sahip oldugum halde su an tek tek duzeltme dusuncesinden boguldum. O yuzden umarim daha cok kritik dusunceye tesvik eden seyler okuyup bakis acinizi gelistirirsiniz bu konuda.
0
sopiro
(04.10.22)
Konuya oradan girmiş olabilirim şiddet e karşıyız e onlar da böyle davranmasın demek biraz sığ oldu ama aslında ana fikir, "biz mevcut geçmiş düzene karşı duruyoruz her iki taraf için de.. fakat kadınlar kendi psikolojik şiddetleri için de benzer bir gayret ve örgütlenme gösteriyor mu?" idi.

Yani şu an 100 göstergeli bir tepki metreye bakıyor olsak,

Erkek kadına fiziksel şiddet uyguladığında ibre 100 ü,
Kadın erkeğe fiziksel şiddet uyguladığında 40 ı,
Erkek kadına psikolojik şiddet uyguladığında 25 i,
Kadınların erkeklere uyguladığı psikolojik şiddetin tepkisi de toplunda 10 u gösteriyor gibi geliyor.

Bunun karşısında arkadaşlar biz ne yapıyoruz diyen çıkmıyor gibi geliyor.

Bilmiyorum daha net anlatabiliyor muyum kendimi? Diğer yasalar konularında olan taraflı sessizlik de cabası tabii ki.

Yani kadınlar kendi yaptıklarının farkında mı bilmiyorum ama her ne kadar darp, yaralama ve öldürme gibi bir problem doğurmasa da, o şiddetin altında kalıyor olsa da önem olarak, hatrı sayılır sayıda karşı tarafı bir psikolojik şiddete maruz bırakma söz konusu. Bir yaslanıp çevrenizdeki ilişkilere bir bakın. Dışarıdaki ilişkilere bir bakın. Burada nasıl oluyorsa herkes 4/4 lük yaşıyor anlamıyorum ben marsta yaşıyorum her halde. Anadolusundan metropolüne, eğitimsizinden eğitimlisine herkesi gözlemlemeye çalışıyorum. Var böyle bir şey yani.
0
🌸ananiyimioguz
(04.10.22)
Eger gercekten siddetten bahsediyorsaniz, fiziksel siddet yani, (kadindan erkege uygulanan fiziksel siddet) dunyanin bircok ulkesinde bu istatistik yaklasik yuzde iki civarinda ve neredeyse her zaman oz savunma veya yetiskin kadindan erkek bebek/cocuga uygulanan siddet seklinde.
Aile ici siddette tabii ki esine siddet gosteren kadinlar var ve erkeklerin bu konuda destek alabilmesini saglayan hem sosyal hem sistemsel gelismeler olmasi gerekiyor suphesiz ama istatistiksel olarak digerine kiyasla cok kucuk bir yuzde olan bir seye dayanarak 'kadin egemen' bir topluma gittigimizi iddia etmek cok yanlis bir dusunme sekli.
Bu bana biraz, tv'de herhangi bir escinsel cift gorunce 'escinsel iliskileri gozumuze sokuyorlar' diyen insanlari hatirlatti sanki dunyadaki film ve dizilerin yuzde doksandokuzu heteroseksuel iliskiler hakkinda degilmis gibi.

Bahsettiginiz ibrenin daha yuksek bir deger gostermesi olayi biraz su yukarida bahsettigim sebepten olabilir. Bir erkegin kadina siddet gostermesi neredeyse her zaman "sokakta yuruyen kadini kacirip, tecavuz edip, kafasini kesmek" gibi herhangi bir sebeple aciklanamaz vahset sebebiyle oluyor. Kadinin erkege siddeti haberi, "kendisine tecavuz eden kayinbiraderini yedi kez bicakladi" seklinde oluyor. Yani onaylamasak da siddeti, sebebi herhangi bir kiskirtmayla, travmayla vs aciklanabiliyor. Durup dururken Muge Anli'da falan gordugumuz "sevgilisiyle kacmak icin bes yasindaki oglunu oldurdu" haberlerindeki kadinlar da zaten gayet tepki goruyor.

Jason Katz - Macho Paradox ve genel olarak Laura Bates'in kitaplarini okumanizi veya arastirmanizi tavsiye ederim eger siddet olaylarinin istatistiksel, vakasal, ve diger yansimalarini daha detayli ogrenmek isterseniz.

Not: editinizi simdi gordum. "Erkek dedigin soyle boyle olur" tarzi psikolojik siddet dogrudur, o bir toplumsal yara. Onun da uzerine calismak gerek tabii.
0
sopiro
(04.10.22)
(15)

Günde kaç adım atıyorsunuz?

abelardo
Telefon veya saat ile veya tahmini ölçüm ile.gunde ortalama kaç adım atıyorsunuz? Sizce çok mu az mı?
Telefon veya saat ile veya tahmini ölçüm ile.gunde ortalama kaç adım atıyorsunuz? Sizce çok mu az mı?
0
abelardo
(03.10.22)
Bugün 11.898
Bu hafta günde 6.666
Bu ay günde 6.076
Bu yıl günde 5.630 adım atmışım. İş icabı değil, spor olsun diye. İdare eder.
0
Mirket
(03.10.22)
Son 6 ay ortalamam günlük 8bin adım.

bazı aylar ort. 10bin adımın üstüne çıkmışım bazı aylar 6 bin civarlarında kalmışım. yoğun çalıştığım dönemler günlük 1000 adımda falan kalıyorum malesef oldukça sağlıksız.

kol saati ile ölçüyorum.
0
prezarlatif
(03.10.22)
Ortalama 11 bin son 1 senede.
0
hot potato
(03.10.22)
Değişiyor. Sürekli koşturduğum işlerde, gezme günlerinde 10 bini çok rahat geçiyor. Çok mu az mı konusu belirsiz. Açıkçası yürümek kilo vermek için bence çok etkili değil. Fazlası insana yorgunluk olarak geri dönüyor. Sadece hareket etmiş sayılmak için en az 4 saat hareket etmek gerektiğini düşünüyorum amaç buysa.
0
dissendium
(03.10.22)
Antrenman yapmanın haricinde günlük altı ile sekiz bin.
0
evimin paspasi
(03.10.22)
Ortalama 9.000.

Bir türlü 10.000ü göremedim ortalama olarak.
0
put it in your appropriate place
(03.10.22)
Hafta sonu günde 30 bin, hafta içi 10-15
0
gabe h coud
(03.10.22)
Ortalama olarak 9 bin. pazar günleri düşürüyor ortalamayı ^^
0
hakmut
(03.10.22)
Ekim 2021 - Ekim 2022 ortalama 7340 gösteriyor.
0
Ranchoddas
(03.10.22)
En az 10 bin.
0
pro9it9is9
(03.10.22)
Ortalama 5500 adım civarındaymış.
0
peki madem
(03.10.22)
5-10bin arası.

azı da fazlası da iyi gelmiyor bana bu aralığın.
0
ezkaza
(04.10.22)
bu tarz sorulara genelde kendilerinin vereceği cevabın iyi olduğunu düşünenler yazar. yani maaşınız kaç sorusunun cevaplarında 25-30 binden aşağısını çok az görürsün asgari ücretli falan yazmaz oraya gidip de genelde. burada da benzer bir durum olmuş o yüzden müdahele etmek istedim. genelde haftanın 5 günü evden hiç çıkmıyorum evin içinde kaç yüz adım atıyosam o. dışarı çıktığım günler de aktiviteme göre değişiyor ama min 2 bin max 10 bin gibi şu sıralar.
0
semaforo de medianoche
(04.10.22)
en az 8000 yapmaya çalışıyorum. Ama genelde 10-12000 oluyor. Bazen 15000 de olduğu oldu.
0
inheritance
(04.10.22)
Ben şimdi baktım da eylül ayı ortalamam 9100 adımmış. 2022 ortalamam da 10200 adım.

Bazı günler üşenmeyip 25-30 bin arası yürüdüğüm bile oluyor. En üşendiğim günlerdeyse en azından çıkıp 15-20 dakika yürümeye çalışıyorum. Zaten avrupa yakası’na geçmedikçe ya da çok çok uzak bir yere gitmedikçe her yere yürüyerek gidip gelen ve yürümekten zevk alan bir insanım.
0
ms brownstone
(04.10.22)
(3)

metroda reklamı dönen pahalı casper laptop

knight of cydonia
yanlış mı gördüm emin olamadım ama az önce istanbul metrosunda bir casper excalibur laptop reklamı gördüm, fiyatı 148 bin tl küsurdu. bu hangi model, niye bu kadar pahalı ve casper niye bu fiyatın reklamını veriyor?
yanlış mı gördüm emin olamadım ama az önce istanbul metrosunda bir casper excalibur laptop reklamı gördüm, fiyatı 148 bin tl küsurdu. bu hangi model, niye bu kadar pahalı ve casper niye bu fiyatın reklamını veriyor?
0
knight of cydonia
(03.10.22)
Reklamı bilmiyorum ama büyük ihtimalle iş istasyonudur.

www.casper.com.tr

İş istasyonları mühendislik işleri yapan şirketler için önemli. Hedef kitlesi ortalama vatandaşlar değil.
0
dissendium
(03.10.22)
Reklamı gördüm ve ben de çok şaşırdım. Reklamda belirtilen cihaz bir laptoptu (oyun bilgisayarı sanırım). Workstation değildi. Ben fiyatı yanlış yazdıklarını düşünüyorum.
0
prole
(03.10.22)
bence casper ucuz, yerli, cinden parcalari toplatiyor, dandik vs..algisini kirmak icin boyle bir strateji yapiyor. ha ne kadar dogru ve tutar orasi muamma. akilli telefonun da epey reklamini yapmislardi ellerinde patladi. belki de son kursunu mu boyle atayim ya tutarsa stratejisi de olabilor
0
buenosdias
(03.10.22)
(13)

selamlar hangi kaban sizce?

ala09
https://shop.mango.com/tr/kadin/palto-palto/oversize-yun-palto_37055550.html?c=99https://www.zara.com/tr/tr/kemerli-yun-kaban-p08419744.html?utm_campaign=productShare&utm_medium=mobile_sharing_iOS&utm_source=red_social_movil&v1=217555896ihtiyac ve istek olarak siyah tercihindeyim mangodakinde. ikisi
shop.mango.com

www.zara.com

ihtiyac ve istek olarak siyah tercihindeyim mangodakinde. ikisini de magazada gormedim denemedim deneyen varsa belirtebilir ^.^
0
ala09
(03.10.22)
Zara’daki daha şık bence.
0
ruhen hastayim ben
(03.10.22)
Zara olan İkinci Dünya Savaşı'ndaki Nazi subayı kıyafeti gibi duruyor. İlki daha iyi.
0
dissendium
(03.10.22)
mango
0
erty_ksk
(03.10.22)
Zara'dakini aldim, iade ettim. Bence kolay kombinlenecek bir kaban degil kumasindan dolayi. Biricik bi tarz gerektiriyor. O yuzden mangonunki gorundugu gibi daha klasik ve yardimci bi parca bence. Ikisi icin de uzun boy sart bu arada. Ben 173 boy 53 kiloyla zara'da kayboldum gibi oldu. Bence 175 ustu ince yapililarda daha guzel durur. Mango da ayni sekilde ama yine de daha uyumlu o.
0
summer timetable
(03.10.22)
Fotoğraflara bakınca Zara'nın modeli çok kaba, Mango'daki daha az kaba gözüküyor. O yüzden Mango +1 Ama bence ikisi de denemeden alınmaması gereken modeller.
0
kobuzchu kiz
(03.10.22)
doğu cephesine seferberlik emri gelmediyse ikisini de abartılı buldum ama bunlar arasından mango diyorum
0
coldegezenkutupayisi
(03.10.22)
zaradakinin pahalı olmasının sebebi %75 yün olması. çok daha sıcak tutacaktır. o sebeple zara. ayrıca vücut yapını bilmiyorum ama mango tipli paltoları ben çok seviyo olsam da bana hiç yakışmamıştı. üzerinde duruşuna göre karar vermek lazım. imkan yoksa bence zara olan. çünkü riskli değil, her türlü beline oturunca kemerle yakışacaktır.
0
sirkelimon
(03.10.22)
bu tarz kaban alirken benim en dikkat ettigim seylerden biri belinin kemerle baglanabilir olmasi. bilmiyorum ne kadar usuyen bir insaniz ama, ben beli bol kabanlarimda alttan soguk girdigi icin cok usuyorum. bu yuzden ikisinden biri olacaksa zara diyorum.
0
okuyamıyom ben ya
(03.10.22)
Mango +1 ama bence ikisi de denemeden alınmaması gereken modeller +1
ikisi de uzun boylu ve ince olmayi gerektiriyor +1
0
hot potato
(03.10.22)
Mango
0
Bruce
(03.10.22)
Ben zarayı beğendim kendim için de deneyeceğim. Bir kere yün oranı çok fazla. Modeli de yakışırsa güzel. Tam zamansız kaliteli dolap parçası. Bayılıyorum bu kadar yünlü şey görünce. Tüm kıyafetler polyester artık kaliteli bir şey bulunmuyor. Bulmuşken almak lazım.
0
jazzabel
(03.10.22)
Kesinlikle Zara.
Başka markadan çok benzer modelini kullanıyorum, çok memnunum. İçine gömlek de giysen kalın kazak da giysen sweat de giysen aynı görünmesi süper. Ve asla sıkmıyor.
0
megalomaniac
(03.10.22)
yün sıcak tutar ama terletmez daha hava geçirgen bir kumaş
0
bir soru sorcam
(04.10.22)
(9)

İlişkiye bir hafta bilinçli ara verme

dakota
Eskiden beri aşık olduğum hatun kişi ile yaklaşık bi 40 gündür falan tekrar konuşmaya başladık. Biraz agrasivitesi yüksek bi kişi. Doktora yapıyor ve proje için başka bir şehire bir haftalığına gitti. Gitmeden önce de bu stresli dönemlerde çok sinirli olduğunu ve kırıcı olabildiğini söyledi. Çok yoğ
Eskiden beri aşık olduğum hatun kişi ile yaklaşık bi 40 gündür falan tekrar konuşmaya başladık. Biraz agrasivitesi yüksek bi kişi. Doktora yapıyor ve proje için başka bir şehire bir haftalığına gitti. Gitmeden önce de bu stresli dönemlerde çok sinirli olduğunu ve kırıcı olabildiğini söyledi. Çok yoğun olacağını ve her şeyi bir hafta sonra döndüğü zaman anlatacağını söyledi. Ben de tamam dedim kolay gelsin. Bir hafta yarın dolacak ve hiçbir şey yazmadık birbirimize aramadık da. Ben aşırının aşırısı meşgul olduğunu söylediği için aramadım. Kendi zaten aramadı. Doktora tezi aralıkta bitiyor. Merak ettiğim doktora tezi olan herkes böyle mi yani yemek yiyecek zaman bulamıyorlar mı? Ya da günde bi 5 dk bi insana nasılsın demek bu kadar mı vakitlerini alıyor ve doktora sürecinde bu kadar gergin oluyorlar?
0
dakota
(03.10.22)
gergin olduğu için kavga edersiniz diye yazmak istememiştir belki ama günde beş dakika hal hatır soracak kadar vakit bulunamayan bir meşguliyet dünya üzerinde yok. kişinin öncelikleri farklıdır, boş vakitlerini sizinle konuşmak yerine başka şeylerle değerlendiriyordur ama yemek yiyemeyecek kadar boş vakit bulamamak dümdüz yalan. maddenin doğasına aykırı bu durum.
0
coldegezenkutupayisi
(03.10.22)
Ne kadar iş biriktirdiğine, hangi konuda çalıştığına, danışmanının nasıl bir tip olduğuna kadar çok şeyin etkisi olur yoğunluğuna. Bir şey demek doğru olmaz, ancak söylediği şeyin doğru olma ihtimali yüksek.

Bir de nasılsın, merhaba demekle de olmuyor ki. Birine dikkatini yöneltmeden nasılsın, merhaba vs. yazınca ilişki yıpranıyor. Eğer karşılıklı sohbet edecek vakit yoksa bence de anlaşıp görüşmeye ara vermek daha sağlıklı. Bir hafta çok da anlaşılmaz bir süre değil bunun için. Ama ilişkiye ara vermek sayılmaz ki bu? Yani birisi size çok yoğunum bir süre bana müsaade et dediğinde ilişkiye ara vermiş oluyor musunuz ki? Bence olmaz. "İlişkiye ara verme" konusu genelde ilişkinin kendisinin yarattığı bunalımdan, kafa karışıklığından kaynaklı tanımlanmış bir konsept.

Yani "ben hayvanları severim" ve "ben hayvanseverim" arasındaki fark gibi bir şey gibi bu da bence.

Çok takmayın, insanların nefes alamayacak zamanları olabilir. Aranız iyiyse iyidir zaten.
0
akhenaten
(03.10.22)
valla dostum kızma ama bence arkadaş seni çok önemsemiyor. Birine 5 dk nasılsın demek çok vakit almaz. + olarak agrasivitesi yüksek insanlar doğru kişiyi bulunca kuzu gibi oluyorlar merak etme. bence sal gitsin. enerjine, dikkatine değecek bir kişi değil belli ki.
0
roket adam
(03.10.22)
“ Doktora tezi aralıkta bitiyor.”
Kilit cümle bu. Doktoranın son aylarında herkes eve kapanıp deliriyor gerçekten yıkıcı bir süreç. Yıllarca çalıştığın şeyin hala bişeyleri eksik çıkıyor danışman bişey diyor şekil şartlarını ayarlamak zorluyor vs derken evet kafa yedirir.

Tabii çok seven yapmaz diyebiliriz ama 4-5-6 yıldır doktorayla ilişkisi var, 40 gündür tekrar yazıştığı kişiyi öne almaz kimse.
0
nhk ni youkosu
(03.10.22)
@roketadam +1
0
havadakarada
(03.10.22)
Yani evet ara vermek değil tam olarak. Onu da anlıyorum. Ben olsam belki daha da bi gergin olabilirdim çünkü biliyorum ki sabah 7’den akşam 1-2’ye kadar sürekli tez ile uğraşıyor. Söylediğiniz gibi, tam olarak da sevgili değiliz evet ama özlüyorum be ne yapayım.
Bu noktadan sonra da @roketadam +1 de benden.
Aslında ben kendisinden beş kat daha agrasifim ama bu zat-I şahaneye karşı pambık gibiyim ve bu da beni şaşırtıyor açıkçası. Sanırım kartları yeniden karmam lazım. Ona patronun kim olduğunu göstermem falan mı gerekiyor ya ne yapayım kafam çok karışık. Kırmak da istemiyorum.
0
🌸dakota
(03.10.22)
ben akhenaten gibi dusunuyorum. bazen kafanda bin tane sorun/soru varken dikkatini vermeden nasilsin demek olmuyor. herkes ayni degil, olmak zorunda da degil. bu nedenle bence genelleme yapmak dogru da degil:)
cok ozlediyseniz eger bir karsilik beklemeden "sadece ozlendigini bil istedim" gibi cevap verilmesi gerekmeyen/beklenmeyen bir mesaj atin. bunun karsi tarafta bir karsiligi varsa eger size geri donus yapmasi muhtemeldir, bence.
0
65 derece
(03.10.22)
Soru belirsiz. Hem ilişki demişsiniz hem de tekrar konuşmaya başladık demişsiniz. Eski sevgili mi yani? Ne kadar ayrı kaldınız? Eskiden beri aşıksanız hiç sevgili olmadınız mı? Bunlara göre değişir cevap. Çok yoğunum deyip bir hafta hiç konuşmamak olmaz. Arayın bence.
0
dissendium
(03.10.22)
ne olursa olsun isteyen istediğine vakit ayırır. gerekirse 2 dk arar konuşur. kimse o kadar yoğun olamaz.
0
jelly bear
(03.10.22)
(5)

National Geographic Türkiye'de neden bitti

darkwizard
Ortaçağ dönemini yaşadığımız bu çağda bir bitmeyen bu vardı bu da bitti. Akp döneminde ve kriz ortamında bir güzelliğin daha sonu geldi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda
Ortaçağ dönemini yaşadığımız bu çağda bir bitmeyen bu vardı bu da bitti. Akp döneminde ve kriz ortamında bir güzelliğin daha sonu geldi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda
0
darkwizard
(30.09.22)
turkiye'de fakirlik cok, okuma sifir ama zaten butun dunyada dergi ve gazete satislari dususte internet sayesinde.

ornek: www.statista.com
0
hot potato
(30.09.22)
www.youtube.com

youtube kanalları muazzam bu arada.

keşke nt türkçe kanalı da olsa.
0
edgenabby
(30.09.22)
Bittiğini sizden öğrendim. İnternette bu konuyla ilgili bir şey bulamadım.

Dergi fiyatları çok yükseldi. İçerikleri zayıfladı.

Bilim ve Teknik dergisini ilkokulda takip etmeye başlamıştım. Akp sonrası dergi çok bozuldu. Elimde 1999 sayıları var. Her sayfası bilgi dolu.

National Geographic gibi dergiler de bilim magazin dergilerine dönüştü. Önceden bir konuyu çok ayrıntılı şekilde inceleyen yazılar olurdu.

En önemli sebep de internet.

Basılı her şey yok oluyor. Ansiklopediler bile bitti. Dergi ne...
0
dissendium
(30.09.22)
Olağanüstü fantastik süper güçlü ülkemizin ilerlemesine dayanamayan bunun gibi yabancılar bitiyor iste.

Her geçen gün daha iyiye giden ülkemiz kendi topunu tankını yapmayı öğrendiği gibi neysinim ceografigini de yapar.

:)
0
logisticsmanager
(01.10.22)
dergicilik bitti gibi.
0
paintov
(01.10.22)
(19)

35 inden sonra aşk mı, mantık evliliği mi?

atar ramazan
iki aday var. birisiyle yeni tanışılmış. hoşsohbet, güzel, iyi de eş olur ama heyecan hiç yok. diğeri ise yuzune bakarken dahi bu yaştaki koca bir adamın yüreğini pırpır ettiriyor ama eş olur mu konusu tam bir muamma. adamın başından berbat bir evlilik geçmiş, maceralara aksiyona doymuş. daha çok de
iki aday var. birisiyle yeni tanışılmış. hoşsohbet, güzel, iyi de eş olur ama heyecan hiç yok. diğeri ise yuzune bakarken dahi bu yaştaki koca bir adamın yüreğini pırpır ettiriyor ama eş olur mu konusu tam bir muamma. adamın başından berbat bir evlilik geçmiş, maceralara aksiyona doymuş. daha çok detay var anlatılması gereken tabi ki ama ana hatlar bu şekil.

şimdi bu adam hangi yoldan gitsin. sakin ama garantili yoldan mı, yoksa uçurumlu ama manzarası güzel yoldan mı :)
0
atar ramazan
(30.09.22)
İkisini de haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir konuda eleştirin.

Hangisi sakin kalıyorsa onu tercih edin.
0
psmstc
(30.09.22)
Bu anlattiklariniz kadarıyla tabi ki ilgi duyduğunuz ile devam edin. Ama ilgi duyduğunu kişi ile tartışamıyorsanız, kafanız uymuyorsa o zaman ikisini de salın.

Saygı, sevgi, cinsellik, sadakat vs. Bir evlilikte olmazsa olmaz etmenler bunlar. Biri bile olmasa o evlilik çatlar. Siz daha tam olarak bir sevgi(romantik anlamda) olmadan ilk seçeneği değerlendirmeye almışsınız. Bu gidişle cinsellik de biraz zor olur. Bunların ikisi olmadan da evlilik asla yürümez.

2. Seçenek ile bu 4 lüyü yakalayabiliyorsanız knunla devam edin bence.
Ama önemli olan size ne hissettirdiği. Mantık evliliği yaparsanız karşınıza kalbinizi pırpır ettiren biri çıktığında çok zorlanırsınız.
0
zimbirik
(30.09.22)
Asksiz tutkusu heyecandiz iliski olmaz. Ev arkadasi bulun daha iyi.
0
mor oje
(30.09.22)
İki aday da sizinle evlenmek istiyor mu?

Evlenmeyin. Sırf evlenmiş olmak için evleniyorsunuz çünkü.

Edit: Ayrıca başka seçeneklere kafa yorabiliyorsanız ikincisi aşk değildir.
0
ruhen hastayim ben
(30.09.22)
normalde aklınızda kimse yokken, illa bir daha evlenmek istiyorsanız birinci seçenek belki o zaman incelenebilir.
o zaman bile bence sağlıklı olmaz ama tartışılabilir.

ama sizi zaten heyecanlandıran biri varken diğer seçeneği düşünmek resmen gelecekteki mutsuzluğunuzun garantisi olur.
aşkın da yaşı olmaz zaten, yani "25ken aşk mantıklı, 35ken olmaz" diye düşünce kalıplarından çıkın bence.

diğer yandan, madem başınızdan bir evlilik geçmiş, acele etmenize gerek yok.
evlenmeyin, birlikte yaşayın anlamında demiyorum, ki o da bir seçenek her zaman.
ama zaten evlenmişsiniz, kadın da değilsiniz, doğum vb. derdiniz yok.
isterseniz 50 yaşında evlenirsiniz tekrar.
0
blatta hiberna
(30.09.22)
Evlenmeyin. Sırf evlenmiş olmak için evleniyorsunuz çünkü. +1

Evlenmek zorunda mısınız? İki aday da evlen benimle diye ayaklarınıza mı kapanıyor? Siz niye illa ikisinden biriyle evlenmek istiyorsunuz? Bunların cevaplarını kendinize verin, sonra heyecan olmayan kadıncağızı bırakın, karşılıklı heyecanlanacağı birini bulsun. Heyecan olan kadıncağızı da bırakın, "eş olur mu" diye düşünmeyen birini bulsun.
0
kobuzchu kiz
(30.09.22)
Siz eş mi arıyorsunuz heyecan mı? Heyecansa evlenmeyin, eş arıyorsanız da 1'e temkinli yaklaşın. Belli olmaz belki tanıdıkça cozutacak veya tanıdıkça mıknatıslanma oluşacak.
0
muhayyer divan
(30.09.22)
@ruhen hastayım ben. evet birincisi ile baştan evlilik maksatlı bir tanışıklığımız oldu. öbürü de uzun yıllardır alttan alttan mesaj veriyor ama cesaret edemiyordum. şimdi bana bir cesaret bir özgüven geldi.
0
🌸atar ramazan
(30.09.22)
@kobuzhcu kız yani kimse kimsenin ayağına illa evlenelim diye kapanmaz diye düşünüyorum. sorduğum soruda da cinsiyetçi bir yaklaşımım oldugunu düşünmüyorum. artık düzen istiyorum hayatımda bu yüzden de evlenmek istiyorum. bu ayıp mı günah mı? ve ortada iki alternatif var ikisinin de artıları ve eksileri var kafam aşırı karıştığı için de sizinle paylaşıyorum. insanlar keşke hayata bakış açılarına göre yargı dağıtacaklarına karşıdaki ne diyor diye anlamaya çalışsalar.
0
🌸atar ramazan
(30.09.22)
@muhayyer divan ben ikisinin kombinasyonunu arıyorum galiba. hem tembel pazar kahvaltıları yapabileceğim hem de bundan 5 sene 10 sene sonra bile içimi titretecek birini arıyorum.
0
🌸atar ramazan
(30.09.22)
@sofrabezinde kuruyup kalan pirinç tanesi ya evet bu kadar korkmamdaki temel sebep bu zaten. ama herkesin hikayesi farklı. bu heyecanlandıran arkadaşı 10 yıldır tanıyorum aşağı yukarı. ufak bir manitacılık geçmişimiz de olur gibi oldu ama hiçbir zaman birbirimizden kopamadık. aradan 6 ay geçse bu sürede hiç görüşmesek te muhabbetimize kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. ki bu bence çok önemli birşey.
diğer yandan 1 nolu aday kişisi de çok aklı başında, mantıklı, rasyonel yani muhtemelen evlenirsek sorunsuz ama sıkıncı bir evliliğimiz olur.
0
🌸atar ramazan
(30.09.22)
atar ramazan çok yanlış yoldasın. Evlendiğin kadın hasta olsa heyecan duymadığın birinin zor zamanında yanında olacak mısın? Mantık sadece mantık gerektiren durumlarda işe yarar. Hayatın büyük bir kısmı mantık dışıdır. Sevdiğin insanı tercih etmelisin.
0
dissendium
(30.09.22)
@dissendium size göre öyle olabilir. ben gerçekten severek evlenen çift sayısının çok az oldugunu düşünüyorum. kaldı ki aşkından ölsen de sonunun mutlak mutsuzluk oldugu bir ilişkiye başlamak ta mantıksızlık. yani tutkulu ilişkilerde bile bir mantıksallık aranmalı. hasta olsa demişsiniz de hasta olunca yanında olmak sevgiyle ilgili değil insanlıkla ilgili bence. Asla öyle bir durumda yalnız bırakmam evlendiğim insanı. konuya çok farklı yerlerden bakıyoruz. ben bu hayatın büyük kısmının mantık içi oldugunu düşünüyorum. :) önemli olan mantıklı olacağız derken hayatı ıskalamamak.
0
🌸atar ramazan
(30.09.22)
Arzuladığın kadını seç.
0
Hallegadola
(30.09.22)
İkisinde de içine sinmeyen şeyler var.
Zamana bırak.
Acele etme.
Bunun üçüncüsü var, dördüncüsü var.
'Kesinlikle budur.' demiyorsan O değildir.
0
Mirket
(30.09.22)
Mantık evliliği diye yola çıkarsınız Allah karşınıza birini çıkarır aşık olur herşeyi unutursunuz.

Sakin ama garantili yol varken macera niye?
0
beemaker
(01.10.22)
yüzüne bakılmayacak kadar çirkin, ya da hiç konuşulmayacak kadar muhabbeti kötü değilse kesinlikle 1.
0
nuisance
(01.10.22)
akliniza en sefil en caresiz oldugunuz halinizi getirin
en parasiz, en rezil

hangisi destek olurdu size?
ben esimle sevgili olduktan 3 4 ay sonra, eski kiz arkadasima verdigim borcun geri gelmemesi sebebi ile maddi olarak zorluk cektim 6 ay kadar, arabami sattim.

3 4 aylik kiz arkadasim bana "bana lazim degil sen kullan" diye kendi arabasini verdi
baska kiz olsa, "araban yok, gorusmemiz artik zor ayrilalim" derdi

guvenebildiginizle evlenin
0
Corc
(01.10.22)
Yazı tura atın ciddi ciddi, çıkan kadına bilinçaltınızın verdiği ilk tepki üzülmek olursa diğerini seçin. Rahatlama olursa da çıkanı seçin.
0
inawen
(01.10.22)
(7)

kiralik evler hakkinda ne dusunuyorsunuz

Kittie
eskiden kira sokaga atilan bi paradir diyip biraz daha az vermek icin eski pusku bakimsiz evlerde oturan arkadaslarima hayret ederdim.simdi onlardan oldum. cunku ara kapandi.aklim almiyor. 8k altina duzgun semtlerde ev yok avrupa yakasinda. cogu da eski pusku. duzgun dedigim de luks bile degil.sorum
eskiden kira sokaga atilan bi paradir diyip biraz daha az vermek icin eski pusku bakimsiz evlerde oturan arkadaslarima hayret ederdim.
simdi onlardan oldum. cunku ara kapandi.

aklim almiyor. 8k altina duzgun semtlerde ev yok avrupa yakasinda. cogu da eski pusku. duzgun dedigim de luks bile degil.

sorum su. birini rahat yasatmak icin ben zora giriyorum su etmez daire icin hissi gelmiyor mu.

ve asil sorum bunun sonu ne olacak sizce? yavas yavas eski kiraci statusunden cikan insanlar duyuyorum. mevcut evden cikmamak icin mucadele ediyorlar. nereye gidiyor bu durum? homeless kulturu mu gelecek bize de. zaten sokakta yatan insanlarimiz vardi tabii de yayginlasir mi. ya da oda kulturu mu gelecek. benim bizzat bi tanidigim var mesela. akibetlerini merak ediyorum. ikisi de asgari ucretli. kimseyi dinlemediler evlendiler. kiralari yenilenir seneye. bu tur insanlar napicaklar, odaya da cikamazlar.
0
Kittie
(29.09.22)
mantığa uygun hareket edilirse önce istanbul vs. büyük şehirlerin balonu patlar insanlar sadece buralarda yaşamak için eziyet çekmez ilk depremde çökecek harabe binalara maaşlarının büyük kısmını ayırmaz, sonra da bu büyük şehirlerdeki nufüs azalacağı için zaten pandemiyle bi test edilmiş olan uzaktan çalışma işi uygun sektörlerde yaygınlaşır. kira asgari ücrete göre bakarsak her yerde yüksek evet ama bunun temel sebebi asgari ücretin düşüklüğü, ekonominin kötü olması. büyük şehirlerdeki anlamsız yüksekliğin sebebi nüfus fazlalığı, talebin fazla olması. 5k etmeyecek eve 10k kira istesin adam yine kiracı bulacak, talep var çünkü. ülkenin yarısı tek şehirde toplanmış kiracı bulmaktan kolay ne var? istanbulda uzun süre kiracı bulamayan varsa tek sebebi ederinin iki katına değil de üç katına filan kiralamaya çalışmasıdır. biraz beklerse o da bulur.
nüfus biraz daha düzgün dağılsa ülke genelinde bakarsan yer bol, uzaktan çalışabilecek olsa adam anadoludan istanbula niye gelsin, masraflarını niye katlasın? ha iyi maaş alacak adam daha fazla imkan sunduğundan yine gelir büyük şehirde yaşar tabi ama asgari ücret civarına çalışan adam büyük şehirlerin sunduğu o fırsatlardan zaten yararlanamıyor ki, varlığını sürdürmeye çalışıyor ancak...
0
konetsu
(29.09.22)
büyük şehirlerden küçük şehirlere göç artacak
ıvır zıvır üni bölümlerini tercih eden kişi sayısı azalacak
ev arkadaşlığı kültürü artacak gelişecek
herkesin istanbul’a kapağı atma hevesi bitecek

o dairenin fiyatı o kadar etmez diye bir şey yok maalesef. veren varsa o dairenin fiyatı tam olarak odur.
0
roket adam
(29.09.22)
İstanbul'dan Anadolu'ya göçün mantığı yok. Çünkü Anadolu'da iş yok. Ben sanayi şehrinde bile istediğim gibi iş bulamıyorum. İstanbul'dan göç doğru adımlarla 50 yıl sonra başlayabilir ancak.

Bu sorunun temel sebebi doların ve euronun yüksek olması. TL değer kaybedince yabancılar için cennete dönüştü ülke. Türklere ev kiralamak varken yabancılara ev kiralamaya başladılar. Bu bir sürü şey için böyle. İstanbul'da turistlerin olduğu bir mekâna gidince Türk olduğunuzu anladıklarında fazla ilgilenmiyorlar bile. Koskoca kısıtlama döneminde denize bile gidemedik. Bu devam ettikçe hiçbir şey düzelmez. Türkiye'nin yabancılar için çekiciliği azalınca, kısaca zenginler için buranın bir avantajı kalmayınca kiralar da düşecek.

Daha hızlı nasıl düşebilir? Deprem olunca milyonluk evlerin fiyatı 100 bin liraya düşebilir. 1999 yılındaki depremde böyle olmuştu.

Bir de sadece kiralarda sorun yok. Tişörtten çikolataya, otobüs biniş ücretinden su faturasına kadar her şey pahalı. Okumuş etmiş insanlar araba bile alamıyor. Bu saçmalık bir noktada son bulacak.
0
dissendium
(29.09.22)
Dünyanın tüm büyük şehirlerinde merkezde kiralar çok yüksektir. Orta gelirin altındaki grup şehre uzak yerlerde oturur, orta gelir grubu da ya biraz uzak ya da bütçesinden biraz fazla harcayarak ve daha kötü/küçük bir eve razı olarak şehir merkezine yakın oturur.

İstanbul'un ortasında pek çok uygun fiyatlı mahalle vardı, bunlar yavaş yavaş silindi, siliniyor.
Bu değişimi yaşayan diğer şehirlere göre önemli bir farkımız çok ani bir göç dalgası almamız ve ev alana vatandaşlık satılması nedeniyle bu değişimin çok hızlı yaşanmış olması.

Örneğinizdeki asgari ücretle çalışan kişiler artık şehir merkezine daha uzak bir eve taşınmak zorunda kalacaklar. Belki de eskiden Kasımpaşa'nın uygun fiyatlı bir kısmında yaşıyorlardı ama artık şehrin içinde uygun fiyatlı yerler kalmadı ve Başakşehir veya Sultanbeyli gibi bir semte taşınmak zorunda kalacaklar.

"Birini rahat yaşatmak için" şeklindeki düşüncenize katılmıyorum. Evlerin satış fiyatlarına göre kiralar pek de yüksek değil genelde.


Emlak piyasasının uzun süre böyle gidebileceğini sanmıyorum. Bir noktada patlama olacak.
Ekonomi sendelediği anda 15-20 bin liraya kirada oturan insanların bazıları işlerini kaybedecek ve kiraları ödeyemeyecek. O ödenemeyen kiralar banka kredisi ödeyen ev sahiplerinin ödemelerini aksatacak ve bu etki büyüyecek. Hem ev hem de kira fiyatlarının bu sendeleme sırasında çok ciddi düşeceğini tahmin ediyorum. (Düşme dediğim TL bazında değil de Dolar bazında bir düşüş)
0
michael_knight
(29.09.22)
Evlenme yaşı yükselecek
Boşanmalar artacak.
Çekirdek aileler baba evine göçecek.
İhtiyarlar, evlerini kiraya verip çocuklarının evlerine göçecek.
Emekliler büyük şehirleri terkedip memleketlerine dönecek.
Yazlıklarda yaz kış oturanların sayısı artacak.
Geçinemeyenler küçük şehirlere göçecek.
Büyük şehirlerde üniversiteli sayısı azalacak.
vs.
0
Mirket
(29.09.22)
Simdi Türkiye iş bakımından çok salakça dizayn edilmiş bir yer. Ülkede resmen 2-3 yer dışında doğru düzgün bir kariyer yapılabilecek şehir yok.

Misal paris; aynı durum. Kiralar deli gibi fazla. Orada da benim yaşadığım yerde de asgari ücret aynı. Kimse paris'te yaşamıyor zaten, dışında yaşayıp 1.5 saat yol çekiyor. Ben de orada yasayanlara kafayı yemis gözüyle bakıyorum çünkü başka birçok şehirde iş var.

Iste istanbul da bu olacak. Yillarca o "abi Avrupa'da kutu gibi evde yasiyorlar/3 kisi bir evde yasiyorlar/2 saat yol gidiyorlar" diyenler aynısını İstanbul vs için diyecek. Kiralar zaten öyle cok alakasız kalmamış avrupa ile. Ülkenin asgari ücreti resmen dalga geçilir halde ama kuraları avrupalasmis.

Iste bunun sebebi sadece mevcut emlak krizi değil yıllardır ülkenin kötü yönetilmesi. Her şeyi istanbul ve cevresine yaparsan olacak budur. Her üniversite mezunu is yapmaya İstanbul'a geldi iste.

Bu noktada mirket dediği gibi olacak. Çok yüksek maaş almayip kirada olanlar, özellikle çok üzüldüğüm emekliler falan, artık bilmem kaç yıl sonra başka sehirlere göç etmek zorunda kalacak.

Yani en basiti benim ailemin evi var İzmir'de. Ama kira olsa su an kiralar 7 bin lira. Ya ikisinin aylık toplam emekli maaşı 11-12 zaten. Etrafımizda emekliler vardi, onlar ne yapar bilmiyorum hiç.
0
logisticsmanager
(30.09.22)
Aslında kira ücretleri yüksek değil hatta şu an M2 kira ücretleri İstanbul'da hala cazip mesele kiracının ısrarla aynı semtte aynı fiyata oturmak istemesi. Malum dünyada nüfus artıyor toprak her geçen gün kiymetleniyor ayrıca pandemi döneminde yeni inşaat yapılamadı arz talebi karşılamadığı için fiyatlar yükseliyor uygun fiyata kirada oturmak isteyen semtini değiştirebilir zaten İstanbul'da 3-5 yıla butun semtler gelişiyor.

Konutun değerini belirleyen temel etken lokasyondur konut çok eski olabilir ama lokasyon kıymetlidir

Kimseyi rahat yasatmiyorsunuz başkasının malını kullanıyorsunuz karşılığında kullanım ücreti ödüyorsunuz isteseniz daha uygun fiyata başka semtlerde ev kiralayabilirsiniz ama ona yanaşmıyorsunuzda kıtalardan şikayet ediyorsunuz malum İstanbul günden güne değerlenen bir şehir.

Oda kiralama kültürü yaygınlaştı bile.

Asgari ücretle çalışanlar oturduğu semtide ona göre seçiyor asgari ücretli çalışan Beşiktaş'ta veya Kadıköy'de ev kiralamak
0
beemaker
(30.09.22)
(6)

Almanca soru

dissendium
Experten gehen von einem Unfall aus.Bu cümlede fiil gehen değil mi?Google Çeviri düşünmek, varsaymak diyor.Çözemedim.
Experten gehen von einem Unfall aus.

Bu cümlede fiil gehen değil mi?

Google Çeviri düşünmek, varsaymak diyor.

Çözemedim.
0
dissendium
(29.09.22)
abi almancam çok kısıtlı, yanlış olabilir ama yine de salça olayım: fiil ausgehen sanki. ayrılan fiillerden. anlamı da çıkarım yapmak, sonucuna varmak veya üzerinde durmak gibi bi şey bağlama göre. "uzmanlar kaza ihtimali olduğunu düşünüyor" ya da "uzmanlar kaza ihtimali üzerinde duruyor" denebilir sanki.

ingilizcedeki phrasal verb gibi düşün. "salatalık yemek" fiilinin başına aus, auf filan koyuyolar anlamı "tesbih çekmek" oluyo, tamamen değişiyo.
0
der meister
(29.09.22)
@der meister, o benim de aklıma geldi de emin olamadım. Bir de en sona atıyorlar. Sonuna kadar takip etmen gerekiyor.
0
🌸dissendium
(29.09.22)
Von ausgehen fiil.
0
asteriks
(29.09.22)
gramer olarak ausgehen fiil ama almancada "verben mit präpositionen" var, edatlarla birlikte filler başka anlamlar kazanıyor. evet, yukarıda dendiği üzere ingilizedeki phrasal verbs gibi. o yüzde doğru cevap: von ausgehen

gehen ile aus'un ayrı olmasının sebebi de ausgehen'in bir "trennbar verb" olması. almancada aus, auf, ein, ab, an, zu vs. ile türetilmiş yüzlerce fiil var.
0
sir gawain
(30.09.22)
@sir gawain, sözlüklerde von ausgehen olarak bulamadım. Kaynak paylaşır mısınız?
0
🌸dissendium
(30.09.22)
"von etw ausgehen" olarak aratinca cikiyor.
0
sir gawain
(30.09.22)
(8)

Özel anaokullarinin okuldan öğrenci "atma" hakkı

encokbenisevinnolur
Böyle bir şey var mı?Son zamanlarda birkaç yakinimdan, tanıdıktan böyle şeyler duydum.Olaylar da yaklaşık olarak benzer, sözkonusu çocuklar çeşitli açılardan uyum saglayamamis, sorunlu davranışları olan vb. çocuklar. Ama psikolojik/psikiyatrik destek de alıyorlar, orada olmamasına gerekçe olabilecek
Böyle bir şey var mı?

Son zamanlarda birkaç yakinimdan, tanıdıktan böyle şeyler duydum.
Olaylar da yaklaşık olarak benzer, sözkonusu çocuklar çeşitli açılardan uyum saglayamamis, sorunlu davranışları olan vb. çocuklar. Ama psikolojik/psikiyatrik destek de alıyorlar, orada olmamasına gerekçe olabilecek tanili bir durumları da yok. Buna rağmen "okuldan kaydınızı siliyoruz, diğer veliler şikayetçi" vb şeyler denilip (ki birinde bunu psikolog demiş) kibarca "atmışlar" yani.

Böyle bir şey ha diyince oluyor mu?
Bana çok garip geldi, yani bir de çocuklar 3-4 yaşlarında olunca.
0
encokbenisevinnolur
(29.09.22)
Mobildeyim editleyemiyorum. Eğer cevap adına önemliyse örnek verdiğim çocuklar okula yeni başlamışlar, 3-4 hafta olmuş.
0
🌸encokbenisevinnolur
(29.09.22)
İşini ciddiye alan her okul yapabilir. Mantıklı bir yönetici bir öğrenciyi kaybetmemek için onlarca öğrenciyi kaybetme riskini almaz.
0
dissendium
(29.09.22)
Soru hukuki tarafı ile ilgili. Yani yapabilir tabi öyle düşünerek, de kulağa çok mantıksız geliyor. Sorduğum soru "hak" hukuk kısmı ile ilgili.
0
🌸encokbenisevinnolur
(29.09.22)
Gerektiğinde olması gerekir.
0
OrangeYellow
(29.09.22)
Hukuki olarak soruyorsunuz sözleşmede ne yazıyor bilemez kimse. Ama haliyle ufacık olsa da bir yere yazmışlardır.
0
ihanet kac kisilik
(29.09.22)
Var tabii ki. Zorunlu eğitim kapsamında değil, devlet okulu hiç değil bu kurumlar. Nasıl ki veliler okul seçiyor; okullar da uyum sağlayamayan çocukları diğer çocukları korumak adına bu kararı vermek durumunda kalıyor. Öğrencilerin tanili olmalarına gerek yok; gruba uyum sağlayamiyorlarsa, arkadaşlarına zarar veriyorlarsa, verilen eğitimden verim alamiyorlarsa tanı kriteri aranmaz.

Böyle durumlarda bunu psikolog ve kurum mudurleri birlikte açıklarlar, gerekirse yönlendirme yaparlar. Uygun olan da budur zaten.
0
fraise
(29.09.22)
sözleşmenin ceza konusunda bir hükmü olduğunu sanmıyorum. hukukçu değilim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM VE İLKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ'nde "Öğrencilerin olumsuz davranışları ve uygulanacak yaptırımlar
MADDE 54 –(1) Ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencilerine, olumsuz davranışlarının özelliğine göre uyarma, kınama ve okul değiştirme yaptırımlarından biri uygulanır."

der.

ben buradan okul öncesi öğrencisine ceza verilemez diye anladım.

edit: "OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ

Madde 7- ) Okul öncesi eğitimde;
e) Eğitim, sevgi ve şefkat anlayışı içinde yürütülür. Çocuklara eşit davranılır ve bireysel özellikler gözönünde bulundurulur. Çocukların öz güvenlerini kazanmaları için ceza, baskı uygulanmaz ve kısıtlamalara yer verilmez."

2. yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olabilir.
0
ya ben lan neyse
(29.09.22)
Bildiğim kadarıyla 1. sınıftan itibaren yasak. Öncesi serbest
0
PoscheN
(29.09.22)
(8)

Şu başınıza gelse ne düşünürsünüz?

psmstc
Bir aile whatsap grubunuz var. Oraya sanatsal bir çalışmanızı atıyorsunuz. Herkes yorumunu yazıyor.Babanız 66 yaşında hemen üstüne alakasız bir siyaset makalesi atıyor. (Çalışmanızla ilgili asla bir yorum yapmıyor) Ve özelden herhangi bir konuda bir şey yazdığınızda size cevap yazmıyor. (Tamam, olur
Bir aile whatsap grubunuz var. Oraya sanatsal bir çalışmanızı atıyorsunuz. Herkes yorumunu yazıyor.

Babanız 66 yaşında hemen üstüne alakasız bir siyaset makalesi atıyor. (Çalışmanızla ilgili asla bir yorum yapmıyor)

Ve özelden herhangi bir konuda bir şey yazdığınızda size cevap yazmıyor. (Tamam, olur, bakalım, teşekkürler gibi(teşekkür kelimesini zaten günlük hayatta ağzından hiç duymadınız)

Grupta herkesin yazdığı (başsağlığı dileme, birisi bir okul kazanmış, gibi temel şeylere herkes yazıyor, kendi yazmıyor.)

Ve bu insan topluluğa da hitap eden, iş yöneticisi, konuşmacı birisi. Bilerek yazmıyor yani kısacası.

Kendini ağırdan satıyor, çocuklarını şımartmak istemiyor, grup gönderisine yetişemiyor desek gündelik hayatta da aferin, sizi seviyorum, yaparsını eskiden beri yok. Daima bir işin risklerini anlatır. Lafı yapamazsına getirir. Sürekli etrafındakileri kendi hedefi doğrultusunda manipüle eder. Para konusunda acayip kaygılı. Mal varlığı olsa da hiç yokmuş gibi davranır. Acıtasyon yapmayı sever. Hayır der ters hareket yaparsan tehdit eder, sinirlenir.

Muhatap öz çocukları, torunları. Çok kırıcı oluyor.

Siz ne düşünürsünüz?
0
psmstc
(29.09.22)
Bir insan daha önce ailesinden ne gördüyse tecrübe korku ve endişe veya hırslarını biriktirip onları kullanıyor olabilir. Saygı duymak lazım.
0
Gebeş kaplumbağası
(29.09.22)
Ne düşünürüm:
1) belli bir yaşın üstündeki insanları değiştirme imkanın yok, uğraşmaya gerek de yok.
2) kendi motivasyonumu ailem ya da başkaları üzerinden değil, kendim üzerinden ilerletmeye çalışırım. kırıcı bir durum yok yani bence.
0
roket adam
(29.09.22)
Aynı benim baba. Bence bu kıskançlıktan kaynaklı yani rekabet duygusu ön plana çıkıyor. Kendi çocuğunu kıskanan onunla rekabet etmeye çalışan birine de saygı duyulmaması gerektigini düşünüyorum
0
sassot
(29.09.22)
Roket adam +1

Hiçbir şey düşünmem ve kırılmam. Yani eğer bu bahsi geçen baba kişisi, çocuklarının belli bir yaşa kadar ihtiyaçlarını karşıladıysa, artık 66 yaşından sonra da "afferin harika bir çalışma bu" diye gaz vermesini, tebrik etmesini beklemezdim. Yani adam aşağılamamış, ilgisini çekmediği için umursamamış.
0
GoodMorningTeacher
(29.09.22)
Klasik baba tavrı. Uzun süredir böyleyse bir yerden sonra umursamayı, kırılmayı bırakmanız gerekir çünkü babaları otuz yaşında da altmış yaşında da değiştiremezsiniz maalesef.
0
black holes in the sky
(29.09.22)
Bence bu klasik baba tavrı değil. Çocuklarını çok seven ve ilgi gösteren babalar var. Ben bu kadar ciddiye alınmadığım bir gruptan çıkardım. Zaten aile WhatsApp grubu gibi bir şeyi hiç anlamadım. Bu tip şeyler bence iletişimi değersizleştiriyor. Anne ve babayla sesli şekilde konuşmak daha sağlıklı. Zaten 66 yaşındaki birinin davranışları için fazla alınganlık göstermişsiniz. Sanatsal çalışmanız da size kalsın.
0
dissendium
(29.09.22)
E siz zaten cozmussunuz olayi. Bunun uzerine daha bi sey dusunmeniz sizi sadece yorar ve yipratir suanda oldugu gibi. Dusunecek bir sey yok. O kisiyi boyle kabul edeceksiniz.
0
balpolen
(29.09.22)
60 yaş üstü erkekler genel olarak böyle. buna kırılmak için çok hassas olmak gerekir. umurumda olmaz kısacası.
0
abelardo
(29.09.22)
(10)

para biriktirmek mi mantikli yoksa kredi odemek mi?

buenosdias
ayda 15k kenara atabilirim. diger yandan bu paraya 150.000klik 12 ay odemeli kredi cekebiliyorum. onunla kuyumxudan gram altin alma aklima yatti. sizce hangisi mantıklı?
ayda 15k kenara atabilirim. diger yandan bu paraya 150.000klik 12 ay odemeli kredi cekebiliyorum. onunla kuyumxudan gram altin alma aklima yatti. sizce hangisi mantıklı?
0
buenosdias
(28.09.22)
benim tercihim kredi çekmek oluyordu. kredi çekip altın almak şeklinde. ama kredi de alıskanlık yyapabiliyor
bi o kredi bi bu kredi ödemek de içimi baymıştı. bi iki sefer denenebilir. şey gibi oluyo bu durumda "param var ama param yok"
0
ala09
(28.09.22)
Geçen sene kredi çekenler yaşadı. Ama bu sene bakıyorum, %2 üzeri oranlar var. Seneye dolar 22 lirayı geçmeyecekse bir anlamı yok gibi görünüyor. Ki geçen sene Aralık'ta 16 liraydı, şu an 18,5. Hani aynı oranda artıyorsa sıkıntı, ki bankalar bunu düşünüyordur diye düşünüyorum :)

Öte yandan ben bi kredi çektim, 20.000 $'lık krediyi 10.000 $'dan az bi paraya ödemiş oldum. Ülke kaos içerisinde olduğu için mantık yürütemiyorum cidden.
0
plutongezegendegilmi
(29.09.22)
Para biriktirmek gibi keyifli bir eylemi borç ödemeye dönüştürmek çok mantıksız bir şey. Gram altın alacaksanız zaten her ay 15 bin lira ile alabilirsiniz.
0
dissendium
(29.09.22)
tabii ki de kredi ödemek mantıklı. sabit tl ile yatırım yapacaksan her türlü tl borçlanıp döviz endeksli ürün, tarla,ev,araba,çö poşeti,patlıcan vb. ne olursa almak mantıklı. alıp kenara koyduğun her şey yanına kalır.

amacın hobi amaçlı para biriktirmekse tl olarak her ay kenara atarsın ama çocuk değiliz, kumbara devri bitti bu enflasyonda.

ytd.
0
bir ileti paylastim
(29.09.22)
Yüksek enflasyon dönemlerinde uzun vadeli krediler karlıdır
0
beemaker
(29.09.22)
Kredi ödemek
0
balpolen
(29.09.22)
Ekonominin, altının, doların ve TL'nin nereye gideceğini elbette bilemiyoruz. Emin olsak hepimiz zengin oluruz.
Önümüzdeki 12 ayda hem seçim öncesi ekonomisi hem de seçim sonuçlarına göre etkiler olacak. Avrupa'da enerji krizi var, kiralık ev fiyatları, ocak ayında asgari ücrete gelecek zam vs. Yani normalde de tahmin etmemiz pek mümkün değil, bu yıl iyice tahmin edilemez halde.

Bence siz hangisi içinizden geçiyorsa yapın geçin. 150 bin lira kredi çekerseniz ve yılın sonunda bu işten 1000 dolar zararla çıkarsanız dünyanız yıkılmayacaksa girin o işe. En kötü durumda size deneyim ve ders olmuş olur.
0
michael_knight
(29.09.22)
Ekonominin, altının, doların ve TL'nin nereye gideceğini elbette bilemiyoruz. Emin olsak hepimiz zengin oluruz.
Önümüzdeki 12 ayda hem seçim öncesi ekonomisi hem de seçim sonuçlarına göre etkiler olacak. Avrupa'da enerji krizi var, kiralık ev fiyatları, ocak ayında asgari ücrete gelecek zam vs. Yani normalde de tahmin etmemiz pek mümkün değil, bu yıl iyice tahmin edilemez halde.

Bence siz hangisi içinizden geçiyorsa yapın geçin. 150 bin lira kredi çekerseniz ve yılın sonunda bu işten 1000 dolar zararla çıkarsanız dünyanız yıkılmayacaksa girin o işe. En kötü durumda size deneyim ve ders olmuş olur.
0
michael_knight
(29.09.22)
borclanmadan zengin olamazsin king.
0
baldur2
(29.09.22)
kredi tabi ki, no brainer.
ek: kredi cekerek de para biriktirebilirsin zaten senin dedigin gibi. yuksek enflasyon-dusuk faiz arasindaki farktan faydalanmak icin. altin ya da baska bir sey alirsin, ihtiyac duydugun bir sey, doviz, hisse, arsa vs o sana kalmis. pratikte o parayi biriktirmis olacaksin ama paranin maliyetini dusuereceksin mevcut durumda borclanarak. is ki krediyi odeyecek nakit akisinda problem olmayacagindan emin olasin.
0
bay b
(29.09.22)
(5)

breaking bad spoiler içerir

cekcekli
Diziyi son 2 yılda sezon sezon bloklar halinde izleyip sonunda bitirdim. İzlemeden önce sosyal medyada sürekli Skyler White hakkında Ezel Eyşan ile kıyaslamalı ağza hoş gelmeyecek sıfatlar duydum.---spoiler---Ben mi bir yeri kaçırdım ama Skyler'ın kocasını aldatması dışında bu sıfatları hak edecek n
Diziyi son 2 yılda sezon sezon bloklar halinde izleyip sonunda bitirdim. İzlemeden önce sosyal medyada sürekli Skyler White hakkında Ezel Eyşan ile kıyaslamalı ağza hoş gelmeyecek sıfatlar duydum.

---spoiler---

Ben mi bir yeri kaçırdım ama Skyler'ın kocasını aldatması dışında bu sıfatları hak edecek ne yaptı?

Not: Daha ne yapsın derseniz kenara çekilir susarım.
0
cekcekli
(28.09.22)
Öncelikle daha ne yapsın diyorum. Bunun dışında Walter'ın paralarını Walter'ı aldattığı kişiye vermişti.
0
dissendium
(28.09.22)
evet olay bu ve paraları o adama vermesi.
0
roket adam
(28.09.22)
Bence skyler orospu değil. Tam tersine ailesini ve ww'yi korumak ve kurtarmak için her şeyi yapıyor. Ama mr. white hep tersine tersine gidince o da artık bir yerde dayanamıyor ve kayış kopuyor. Uzun bile dayandı kocasının tiplerine.
0
etna
(28.09.22)
Ben de tam bu sebepten izledim diziyi. Çok ağır uyuşturucuları üreten, satan, çocuk öldüren, cinayet-hırsızlık-adam kaçırma-tecavüz-işkence akla gelebilecek her suçu en vahşi biçimde işleyebilen onlarca adam ve çete varken, orospu skyler olabilmek büyük başarı. Ne yapmış lan bu kadın diye izledim. Anladım ki izleyicilerin sürü psikolojisi. Kadın dizinin en masum sıradan karakterlerinden biri.
0
elestirman
(28.09.22)
biraz 'vurun abalıya' durumu vardı. yoksa kadına o kadar küfür edecek bir şey yoktu.

geyikle karışık adı çıktı sadece.
0
brkylmz
(29.09.22)
(11)

İşsiz arkadaşla kırıcı olmadan konuşmak

sarahkerrigan
Selam, öncelikle arkadaş hakkında bilgileri vereyim. Ülkedeki en iyi okullardan birinden makine mezunu, 10 senede bitirebildi. Ailevi sorunları yok, herhangi bir engeli yok. Orta sınıf bir aileden.Çok gerçek dışı kriterleri var. Örneğin ortalaması düşük olmasına rağmen, yurt dışında sürekli master p
Selam, öncelikle arkadaş hakkında bilgileri vereyim. Ülkedeki en iyi okullardan birinden makine mezunu, 10 senede bitirebildi. Ailevi sorunları yok, herhangi bir engeli yok. Orta sınıf bir aileden.

Çok gerçek dışı kriterleri var. Örneğin ortalaması düşük olmasına rağmen, yurt dışında sürekli master programlarına başvuruyor. 5 bin dolardan aşağı çalışmam diyor mesela. Bu ülkede çalışılmaz deyip sürekli ülkeye gömüyor. Düzenli olarak yakınıyor. ABD yeşil karta başvuruyor.

Sorum şu, benzer durumda arkadaşınız hiç oldu mu? Nasıl bir yaklaşım izlediniz, doğrudan, kırıcı olmayı göze alıp net konuştunuz mu, yoksa yuvarlak kelimelerle güvenli alandan uzaklaşmadan konuşmaya mı çalıştınız? Bu noktada iletişimi kuran ve yakınan arkadaş, konuyu siz açmıyorsunuz.

Ukala olmak, Amazon'un sahibiymiş gibi Linkedin tavsiyeleri vermek bana komik geliyor. Ne dersem diyeyim böyle anlaşılacakmış gibi düşünüyorum. Bir yerden başlaman lazımdan öteye gidemedim şimdilik, bir de bilge adam gibi 6 aylık kursları önerdim, bunun dışında geçiştiriyorum.

Arkadaşınız benimki kadar ekstrem bir durumda da olmayabilir. Sadece yaklaşımınızı ve bunun olumlu/olumsuz sonuçlarını merak ediyorum. Psikologa gitsin harici önerileri de dinleyebilirim.
0
sarahkerrigan
(28.09.22)
Benim tecrubem: Yardim istemeyen birine yardim edilemez & tavsiye istemeyen insan zaten dinlemeyecektir. "Bir yerden baslaman lazim" yeterince makul bir nasihat, onu bile sallamiyorsa yapacak pek bir sey yok bence.
0
hot potato
(28.09.22)
Ben bu tip insanlarla arkadaşlık yapamıyorum. Benim okulda da buna benzer iki tanıdığım vardı. Okulu aynen böyle uzattılar ve ortalamaları çok düşüktü, hayatta hiçbir şekilde kendilerinde hata, yanlışlık görmez, başkalarını suçlarlardı. Bu tiplerin genellikle aileden gelen rahatlıkları oluyor.

Karakterleri,huyları böyle bence onun bu durumu ile ilgili ona tavsiye vermenize gerek yok. Bir sorun yok ortada zaten. Onun yaşantısı böyle. Kimisi çalışmayı sever kimisi böyle bir şeyle uğraşmamayı. Belliki pekte maddi sıkıntısı yok, böyle yuvarlanıp gider bu.
0
GoodMorningTeacher
(28.09.22)
Hiç çalışmış mı bu kişi? Gerçek dışı kriterler iş hayatını hiç bilmemekten kaynaklanıyor olabilir. Öncelikle yargılamam. İşsizlik herkesin başına gelebilir. Zaten bu durum işsizlikten değil, iş beğenmemekten oluşmuş.

Bu şekilde zaman kaybettiğini, tecrübe kazanınca maaşının, işinin iyileşebileceğini, yurt dışına gitme ve diğer kişisel hedeflere çalışırken de zaman ayırabileceğini söylerdim. Kırıcı konuşmanıza gerek yok. Arkadaş da olsanız kimsenin anası babası değilsiniz. Zaten okulu 10 yılda bitiren biri bu konuyu sizin kadar umursamıyordur.
0
dissendium
(28.09.22)
@dissendium, bir iki tane kısa dönem staj hariç sıfır deneyim. Hiç çalışmamış. Dediğim gibi, yakınan taraf kendisi, yoksa haklısın. Durup dururken kimseye senin yolun yol değil denmez.
0
🌸sarahkerrigan
(28.09.22)
yardım istemeyen-yardıma ihtiyacı olduğuna ikna olmamış kimseye yardım edemezsiniz.
0
orpheus
(28.09.22)
@sarahkerrigan, ben de öyle tahmin etmiştim. Buradan yürüyebilirsiniz. Önce bir ortamı gör, belki seversin gibi heveslendirici tavsiyeler vermek daha iyi sonuç verir. Diğer türlü ters teper. Bir de kanıtlarla konuşmak lazım. Avrupa'da bile bildiğim kadarıyla 5 bin dolar yüksek bir maaş. İnternetten ülkelere göre ortalama maaşları gösterebilirsiniz. Sadece iyi bir okuldan mezun olduğu için tecrübesiz birine bu paranın verilmeyeceğini söyleyebilirsiniz.
0
dissendium
(28.09.22)
tavsiyeni istemeyen birine tavsiye vermek için bu soruyu sorup zamanını kaybetmek üzücü.
bence enerjini kendi hayatını üst seviyeye taşımak için harca
0
hopp
(28.09.22)
aynısı başıma geldi. maaş beğenmedi, iş beğenmedi. ben stajyerdim, işte ister istemez ilerledim, ama o sürekli şikayet etti. ona işin doğrusunu ısrarla göstermeniz bir işe yaramaz bence. okulu erken bitirmesi, ortalamasını iyi tutması da işine yarardı, muhtemelen ailesi de bu konuyu onunla çok konuştu, ama işe yaramadı. ne derseniz deyin size akıl verecek, iş beğenmeyecek.

bu arada, o arkadaşım uzun seneler sonra yurtdışına gidip orada işçi olarak çalıştı. tanıdık kimse onu görmeyip kınamayınca daha kolay çalışabildi sanırım. buraya gelip yine de yurtdışında olmaktan ötürü mutlu olduğunu söylüyordu tabi, övüyordu durumunu.
hasılı, can çıkar huy çıkmaz. siz de kafanıza takmayın. bazı arkadaş yavaş yavaş konuşur, bazısı çok atiktir, bazısı da böyledir işte. bir renk olarak kabul edin, doğruyu gösterme niyeti sizi yorar.
0
lovemyself
(28.09.22)
Benim de böyle çok arkadaşım var maalesef. Genelde tavsiye değil de "haklısın abi ülkenin durumu çok kötü gerçekten de" falan diyorum genelde.

Bi çok insanın kafada böyle hazır "şablon"ları var. Dışardan değiştirmek zor / imkansız. Yani ülkenin kötü olduğuna, daha iyisini hakettiğine falan inanıyorsa inanıyordur yani, ne yapıcaksın. İnanç bu. Kendi tecrübeleri değiştirirse değiştirir.
0
plutongezegendegilmi
(28.09.22)
Dost acı söyler
0
beemaker
(29.09.22)
arkadaşıma sövmeyeceksem kime söveceğim? tabii ki arkadaşınıza dandun konuşacaksınız, gerekirse aşağılayacaksınız. alınıp güceniyorsa arkadaşınız değildir.

edit: sen yapmıyorsan, sen de onun arkadaşı değilsindir. boş da verebilirsin.
0
ahmet oturum cerezi
(29.09.22)
(6)

İngilizce kelime ile ilgili örnek cümle

efendi bir insan evladiyim
merhaba. işimle alakalı bir ihtiyaç oluştu.ingilizce bir kelime ile ilgili örnek cümlelerin olduğu site/siteler arıyorum. örneğin efficiency yazacağım ve o site bana içinde efficiency kelimesinin geçtiği cümleler gösterecek. cümleler ileri seviye olursa daha iyi olur.yardımcı olanlara şimdiden teşek
merhaba. işimle alakalı bir ihtiyaç oluştu.

ingilizce bir kelime ile ilgili örnek cümlelerin olduğu site/siteler arıyorum.
örneğin efficiency yazacağım ve o site bana içinde efficiency kelimesinin geçtiği cümleler gösterecek. cümleler ileri seviye olursa daha iyi olur.

yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler.
0
efendi bir insan evladiyim
(28.09.22)
www.oxfordlearnersdictionaries.com

Burada hem anlamını hem de kullanılan farklı cümleleri bulabilirsiniz.
0
duma duma dum
(28.09.22)
kelime site:www.bbc.co.uk

şeklinde arama yaparsan bulursun bir sürü.

efficiency site:www.bbc.co.uk
0
dissendium
(28.09.22)
Cambridge dictionary de örnek cümleler veriyor.
0
kobuzchu kiz
(28.09.22)
Longman da bir seçenek
0
but that was just a dream
(28.09.22)
Aradığınız şey tam olarak Ludwig isimli mobil uygulama.
0
uvcray
(29.09.22)
cevap veren herkese teşekkürler
0
🌸efendi bir insan evladiyim
(30.09.22)
(11)

İlişkiye ara vermek

jonas
Sorunların baş gösterdiği bir ilişkiye anlaşarak ara vermek, tarafların bir süre birbirini özlemesi, belki de yokluklarında değerini daha da bir fark etmeleri gibi şeyler, bir ilişkiyi kurtarabilir mi? Yoksa bu ara verme kararı sonu belli olan bir filmin, yani o ilişkinin bitişinin bir adımı olmakta
Sorunların baş gösterdiği bir ilişkiye anlaşarak ara vermek, tarafların bir süre birbirini özlemesi, belki de yokluklarında değerini daha da bir fark etmeleri gibi şeyler, bir ilişkiyi kurtarabilir mi?

Yoksa bu ara verme kararı sonu belli olan bir filmin, yani o ilişkinin bitişinin bir adımı olmaktan öteye gidemez mi?

Ne düşünüyorsunuz?
0
jonas
(28.09.22)
sorunları beraber atlatabilirseniz o ilişki daha da güçlenir. öbür türlü araya soğukluk girer.

evlilikte öyle bir şey yapma şansımız yok tabi. ya çözüyoruz ya boşanıyoruz ya da halının altına süpürüp ileride patlamasını izliyoruz.
0
lazpalle
(28.09.22)
ara verme teklifini GENELDE hayatında bir süre sorumluluk altında olmak istemeyen tarafın teklif ettiğini gözlemliyorum. o taraf genelde ilişkiyi bitirmeye daha yakın taraf oluyor. bir ilişki ciddiye bindikten sonra araya 'nasıl olsa ayrıyız' gibi bir dönemin girmemesi gerektiğini düşünüyorum.

kafayı bir ay toplama ihtiyacı hissettiren bir ilişki sağlıklı bir ilişki değildir gibi geliyor bana. ayrıl barış, ara ver devam et ilişkileri büyük çoğunlukla hüsranla neticeleniyor ve herkes kendi ilişkisinin büyük çoğunluk içinde olmadığı düşünerek hareket ediyor.
0
coldegezenkutupayisi
(28.09.22)
Ayrılıp barışıp daha sonra sorunsuz giden bir ilişkiye şahit oldum, ama ara verilip de süren bir ilişki ben görmedim.

Neye ara veriliyor ki ben bunu da çok anlamıyorum. Yani eğer kendinize alan açmak ve biraz düşünüp taşınmak ya da gerçekte neler olup bittiğini sorgulamak istiyorsanız bunu ilişkiniz içinde yapabilirsiniz, insan zaman zaman kendi başına kalmak isteyebilir. Seksi ve ten temasını azaltabilirsiniz ara vermeden, zaten hep aynı tempoda gitmesi gerekmez ki? E seviyorsanız sevmeye ara verebilir misiniz örneğin, nasıl olacak ki bu?

Ara vermek bana hep "şimdi aniden ayrılırsak çok boşta kalacağım, brexit gibi planlı bir çıkış yapalım" isteği gibi geliyor. Bunu kötü bulduğumdan değil ama bu ara verme konuları açılınca genelde söz edilen niyet bu olmuyor.

Ortada bir sorun varsa bu o sorun çözülmeden bekletilerek düzelmez bundan emin olabilirsiniz. Bu sorunları konuşup bir ortak noktaya varmalısınız ya da sorunların çözülemeyeceğini kabullenip yolunuza bakmalısınız. Ya da eğer sevginiz kalmadıysa kendi kendine geri geleceğini çok sanmıyorum, ilişkiye ara verince kimse kimseyi özlemiyor. Ayrılmaya meyilli olan taraf kendi ilişki sonrası hayatını hazırlayıp ayrılığa yaklaşırken, bu ara verme teklifine hazırlıksız yakalanan taraf boş umutla sağlıksız duygular geliştiriyor.
0
akhenaten
(28.09.22)
Nerede olduğunu, ne yaptığını bir ay, iki ay, neyse bilmediğin birine nasıl tekrar sevgili gibi davranacaksın? Bunun mantıklı bir açıklaması yok bana göre. Bu aynı zamanda bir risk. Belki hiç özlemedim diyecek. İlişki içinde kalarak, güveni yok etmeden iletişimi biraz azaltmak bana daha mantıklı geliyor. Sorun varsa kişiler kendilerini, davranışlarını düzeltmeli. Ara vermek sorunları sadece ertelemek olur.
0
dissendium
(28.09.22)
Aksine. Ara vermek bir ayrılık provası olur ve kişi ayrılığı benimser. Gözden ırak gönülden de ırak misali.
0
ruhen hastayim ben
(28.09.22)
Ara verilen ilişki bitmiş demektir. Eger ara verilecek bir durum var ise ilişkide iletişim ile çözülemeyecek bir durum vardır.
0
mirty
(28.09.22)
Ara verme talebi kimden geliyorsa ayrılalım diyemeyen odur. Ara vermek ayrılmanın yolunu yapmaktır. Öyle olmasaydı ara vermek kimsenin aklının ucuna dahi gelmezdi.
0
muhayyer divan
(28.09.22)
Karşılıklı anlaşıldıysa belki olur
Ama ben şahsen böyle ara vrelim olayına asla girmem
0
basond
(29.09.22)
kurtarmaz. kızı bıraktıgından daha geniş bulman olası.
0
abelardo
(29.09.22)
Ara verme kararı aldıktan sonra tekrar dönüp ilişkinin düzelmesine %3 falan ihtimal veririm. Taraflardan biri o sırada başkasını bulamazsa geri döner. Yoksa ilişki dediğin şey bir yerden sonra sevgiden çok alışkanlığa dönüyor. Onsuz yapabildiğini anlayan çiftler bir yerden sonra özleme değil ilişki sırasında bilinçli ya da bilinç dışı şekilde göz ardı ettikleri sorunları fark etmeye başlıyorlar.
0
nawar
(29.09.22)
Bu olay tamamen kolpa. Ara verince komple kopuyor. Mantıklı bir şey değil.
0
westblack
(29.09.22)
(6)

Ünlüler nerede denk gelip sevgili olabiliyorlar?

duchess jessamine
Birbiriyle karakter ve sektör olarak çok farklı yerlerde olanları soruyorum. Ahmet Kural'la Sıla mesela. Ya da Kubilay Aka'yla Danla Biliç. Seda Sayan'ın oğlu ile Miray Daner?Çok görüyorum böyle çiftleri. Birliktelik belli süreçler de gerektiriyor. Bu süreçleri alabilecek kadar hangi ara yakınlaşabi
Birbiriyle karakter ve sektör olarak çok farklı yerlerde olanları soruyorum. Ahmet Kural'la Sıla mesela. Ya da Kubilay Aka'yla Danla Biliç. Seda Sayan'ın oğlu ile Miray Daner?

Çok görüyorum böyle çiftleri. Birliktelik belli süreçler de gerektiriyor. Bu süreçleri alabilecek kadar hangi ara yakınlaşabiliyorlar?

Bir davette ayak üstü telefon alıp mı ilerliyorlar? Bu işin cahilini bir aydınlatır mısınız?
0
duchess jessamine
(27.09.22)
e kendi arkadaş çevreleri, iş çevreleri de ortak.
oyuncu vs müzisyen gibi görünse de aslında aynı sektörün insanları.
geçen hafta mesela network'ün bi lansman partisi vardı pınar deniz için. tv'de gördüğümüz neredeyse her yerden insan vardı.
0
patronaj1
(27.09.22)
Ne süreci yav. Gece kulübünde tanışsalar kulüpten beraber çıkarlar. Normal insanlar gibi ilk buluşma yaşayacak değiller. Zaten bu insanlar aşk, sevgi aramıyor. Parasından, şöhretinden, çevresinden faydalanabilecekleri kişileri seçiyorlar. Danla Bilic zengin olmayan biriyle beraber olmaz. Bir de Instagram varken telefon istemek söz konusu değil. Cristiano Ronaldo bile mesaj atmıştı Türk bir kıza. Bu şekilde normal kızlara mesaj atıp rezil olan çok ünlü var.
0
dissendium
(27.09.22)
Bu insanların hepsi genel olarak aynı sektörde, "eğlence sektörü"
Ayrıca mesela güzel sanatlar fakültesinde tiyatro okuyan öğrencinin ev arkadaşının aynı fakültede müzik okuması gayet sık rastlanan bir durum.
Bunun dışında ünlülerin çağrıldığı tanıtımlar, film galaları gibi organizasyonlar da çok fazla.
Bu kişilerin önemli bir kısmı Cihangir, Moda gibi semtlerde oturuyor ve biri parti yaptığında az bir samimiyeti olsa da diğerini de davet edebiliyor.

Sektör olarak çok farklı değil bu kişiler. Karakter olarak ele alırsak siz kendi etrafınızda da hiç birbirine benzemeyen karakterlerin sevgili olduğunu görüyorsunuzdur, bu da gayet normal.

Sizin kafanızda birliktelik nasıl süreçler gerektiriyor bilmiyorum ama bir partide, gece klübünde tanıştığınız bir insanla gece eve dönüp seks yapmak veya telefon numarasını/instagramını alıp bir süre sonra "gel kahve içelim, yemek yiyelim" denmesi de gayet akla yatkın.

Bir yandan da bu insanların neredeyse hepsi sahne tecrübesi olan insanlar olduğu için utangaçlık, çekingenlik gibi sosyalliğe ket vuran düşünceler de onlarda daha az.
0
michael_knight
(27.09.22)
hepsinin ortak noktası ajanslar. oradan illa ki ortak bir ortama ulaşılıyor.
e bir de ünlülerin arkadaşı ünlüler şeklinde gidiyor olay.
0
lazpalle
(28.09.22)
Mus-Car oto galeri :') instagramdan teyit edebilirsiniz.
0
since1907
(28.09.22)
cüneyt özdemir'in yalancısıyım. ünlüler birbirini tanırmış. hiç birebir tanışıklıkları olmasa bile denk geldiklerinde birbirlerine selam verirlermiş ve birbirlerinin üzerinde kredibiliteleri varmış. yani bir mekanda ilk kez birebir tanıştıkları zaman birbirini tanımayan iki insan gibi değil de zaten tanışan iki eski dost gibi tanışıyorlarmış.
0
nickini degistiren yazar
(28.09.22)
(1)

E-sertifika programcıları

beemaker
Üniversitelerin e-sertifika programlarını alıyor musunuz? Hangi programları alıyorsunuz? Hangi üniversiteleri tavsiye edersiniz?
Üniversitelerin e-sertifika programlarını alıyor musunuz? Hangi programları alıyorsunuz? Hangi üniversiteleri tavsiye edersiniz?
0
beemaker
(26.09.22)
Bilgisayar işletmenliği kursu aldım. Memnun kalırsam başka eğitimler de alabilirim.
0
dissendium
(26.09.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.