İki gün geçmiş ama cevap yazmadan geçemeyeceğim, çünkü çok sevdiğim bir konu.
Dünyada 1 numarayız diyebilir miyim bilmiyorum, ama çok iyi bir seviyede olduğumuz kesin. Belki de dijital yayınlar ve yapımları gelişmeden önce dünya lideriydik diyebiliriz. Ama dijital platformlar bölgesel yayınlara ve dublaja çok önem verdiler ve çıta yükseldi.
Ama biz bu sektörde 50-60 yıldır çok iyiyiz, en büyük nedeni de Yeşilçam'ın çok hızlı ve çok fazla film ürettiği zamanlarda oyuncuların dublaja vakti olmadığı için (bir çoğunun da sesi iyi olmadığı için) seslendirme sektörümüz çok gelişmiş.
Filmin orjinal dilindeki senaryonun yani oyuncunun ağzından çıkan orjinal repliklerin çevirisindeki hatalar veya anlatım eksikleri değil konumuz bana göre. Konumuz bu işin teknik kısmındaki başarımız aslında.
Repliklerde Kullanılan kelime sayısı çeviri ile tam tutmadığında aynı anlatımı yapmak için zorlanıldığı kısımlar elbette olur.
2000'li yıllarda Hotbird uydusunda yabancı (çoğu avrupa) kanallarında holywood filmlerine denk gelirdim, neredeyse tamamı yukarıda denildiği gibi sesli betimleme şeklindeydi.
Yani filmin orjinal sesi, konuşmalarla birlikte tüm ses biraz kısılmış ve üstüne dublaj dilindeki adam/kadın simultane çeviri yapıyor gibi.
Bu arada aklıma geldi anlatayım, ya Mehmet Ali Erbil ya da Okan Bayülgen, ya da ikisi de birden. Bir programda bir anı anlatıyorlar seslendirmeyle ilgili.
Zamanında uzakdoğudan bir şekilde yurda giren filmlere dublaj yapıyolarmış, ama tabi ki senaryo yok çeviri yok. Filmin gidişatına göre kafalarına göre konuşup o an hikaye uydurarak dublaj yapıyorlar.
Bir filmde kadını ve erkeği seslendirirken aşkım sevgilim diye filmi aşk filmi gibi çeviriyolar, ama filmin sonalrına doğru anlaşılıyor ki bu kadın erkek kardeşlermiş :)
0