kosun lan mevzu var
fakat 3.5mm lik kulaklık jack inin çalışmadığını hiç görmedim. o jack i kulaklık girişine soktuğum anda kesinlikle hoparlörün sesi kesildi. düşünün ki o telefon ne badireler atlaşmıştır, o laptop ne hallere düşmüştür fakat o 3.5mm jack girişi fonksiyonunu sürdürmeye devam eder.hem hoparlörden hem ku
fakat 3.5mm lik kulaklık jack inin çalışmadığını hiç görmedim.
o jack i kulaklık girişine soktuğum anda kesinlikle hoparlörün sesi kesildi.
düşünün ki o telefon ne badireler atlaşmıştır, o laptop ne hallere düşmüştür fakat o 3.5mm jack girişi fonksiyonunu sürdürmeye devam eder.
hem hoparlörden hem kulaklıktan aynı anda ses veren cihaz gördünüz mü abi?
jack kırılsa bile ya kulaklıktan ses vermez ya speakerdan devam eder. istikrar abidesi.
keşke dünyadaki her şey bu kadar stabil çalışsaydı.
keşke dünyadaki herkes bu kadar samimi ve net olsaydı.
teşekkürler.
o jack i kulaklık girişine soktuğum anda kesinlikle hoparlörün sesi kesildi.
düşünün ki o telefon ne badireler atlaşmıştır, o laptop ne hallere düşmüştür fakat o 3.5mm jack girişi fonksiyonunu sürdürmeye devam eder.
hem hoparlörden hem kulaklıktan aynı anda ses veren cihaz gördünüz mü abi?
jack kırılsa bile ya kulaklıktan ses vermez ya speakerdan devam eder. istikrar abidesi.
keşke dünyadaki her şey bu kadar stabil çalışsaydı.
keşke dünyadaki herkes bu kadar samimi ve net olsaydı.
teşekkürler.
0
Hem hoparlörden hem de kulaklıktan ses geliyorsa sorun telefondadır bence. Bir de bozulmayan ürün üretirseniz satış yapamazsınız. O yüzden her şey bilinçli olarak öyle üretilir.
0
Tersidüzükilec
matlabdan anlayan arkadaşlar varsa belirsiz katsayılar yöntemi ile ilgili bir ödev aldım bu konu hakkında kod yazmam gerekiyor ve programda çalıştırmam gerekiyor, fakat internet ortamında bir türlü bulamadım, yardımlarınıza muhtacım
matlabdan anlayan arkadaşlar varsa belirsiz katsayılar yöntemi ile ilgili bir ödev aldım bu konu hakkında kod yazmam gerekiyor ve programda çalıştırmam gerekiyor, fakat internet ortamında bir türlü bulamadım, yardımlarınıza muhtacım
0
Belirsiz katsayılar yöntemi diferansiyel denklemler konusu diye biliyorum ben. Buraya yazarsan bakabiliriz.
0
şu google aramasından
www.google.com.tr
şunu buldum:
www3.nd.edu
İlk bölümde bu yöntemle denklem MATLAB'a nasıl çözdürülülür onu anlatmış. İkinci bölümde de doğrudan MATLAB'ın kendi fonksiyonuyla çözdürmüş.
www.google.com.tr
şunu buldum:
www3.nd.edu
İlk bölümde bu yöntemle denklem MATLAB'a nasıl çözdürülülür onu anlatmış. İkinci bölümde de doğrudan MATLAB'ın kendi fonksiyonuyla çözdürmüş.
0
sacmasalakbirisi
kardeşimin lys ye girmesine sayılı günler kala biraz motive olsun biraz da hangi mesleğin durumu nasıldır bilen birinin gözüyle öğrensin ve ona göre seçsin diye ilgi duyduğu bilgisayar, makine, inşaat ve elektrik elektronik mühendisliği alanlarında okumuş/okuyan arkadaşlarımın yardımına ihtiyacım va
kardeşimin lys ye girmesine sayılı günler kala biraz motive olsun biraz da hangi mesleğin durumu nasıldır bilen birinin gözüyle öğrensin ve ona göre seçsin diye ilgi duyduğu bilgisayar, makine, inşaat ve elektrik elektronik mühendisliği alanlarında okumuş/okuyan arkadaşlarımın yardımına ihtiyacım var. bana dönüp sizinle kısa bir konuşma yapmasına izin verirseniz sevinirim. ayrıca diğer mühendislik dallarında okuyanlardan, bölümünden memnun olan tavsiye eden bak bunu da düşünsün diyen var ise onlar da mesaj atabilirler tabii ki :) şimdiden teşekkürler
0
omü elektrik elektronik'de okuyorum. okulun kalitesi mühendislikte gerçekten önemli. yine soruları var ise cevaplayabilirim.
0
Sakarya Üniversitesi, Makine Mühendisliğinde okuyorum. İstediklerinizi sorabilirsiniz.
0
havacilik ve uzay muh'siyim (aerospace eng.). bence, muhendislige tutkuyla bakiyorsa herhangi biri olabilir. yalniz endustri muhendisligi okumasin, isletmeden farki olmayan bir bolume muhendislik olarak kabul etmek sacma. zaten cogu uc kurusa calisiyor.
yazilim muhendisleri cok rahat is buluyor gordugum kadariyla. biraz da motivasyonu yuksek olursa, koparir gider bolumu.
itu, odtu disinda makina okumasin. oralarin disindaki okuyanlara bir sey demiyorum, lakin cogunun gelecegi parlak degil, ulkenin durumu malum.
yazilim muhendisleri cok rahat is buluyor gordugum kadariyla. biraz da motivasyonu yuksek olursa, koparir gider bolumu.
itu, odtu disinda makina okumasin. oralarin disindaki okuyanlara bir sey demiyorum, lakin cogunun gelecegi parlak degil, ulkenin durumu malum.
0
kibritsuyu
hayır acaba istanbul'daki hastanelerin yoğun bakımları mı böyle diye düşünüp duruyorum. zira ankra'da annem kaç kere ameliyat geçirdi, kaç kere yoğun bakımda kaldı, en son da yoğun bakımda öldü. yoğun bakım dediğin kartla açılan bir kapısı olan kocaman bir oda. perdeyle birbirinden ayrılmış yan yana
hayır acaba istanbul'daki hastanelerin yoğun bakımları mı böyle diye düşünüp duruyorum. zira ankra'da annem kaç kere ameliyat geçirdi, kaç kere yoğun bakımda kaldı, en son da yoğun bakımda öldü.
yoğun bakım dediğin kartla açılan bir kapısı olan kocaman bir oda. perdeyle birbirinden ayrılmış yan yana bir sürü yatak. içeride doktorlar, hemşireler. girip hastanı görebilmek için günde yarım saatin var, onda da en fazla 5 dakika yanında kalabiliyorsun.
ama dizilerde kasap vitrini gibi camekanlı bir oda var, odada tek yatak, sadece tek hasta, herkes camekandan hastayı izleyebiliyor.
sizin oralarda böyle mi yoğun bakım üniteleri? ya da var mı böyle yoğun bakımı olan hastane? dizilere özel bir dekor mu bunlar?
yoğun bakım dediğin kartla açılan bir kapısı olan kocaman bir oda. perdeyle birbirinden ayrılmış yan yana bir sürü yatak. içeride doktorlar, hemşireler. girip hastanı görebilmek için günde yarım saatin var, onda da en fazla 5 dakika yanında kalabiliyorsun.
ama dizilerde kasap vitrini gibi camekanlı bir oda var, odada tek yatak, sadece tek hasta, herkes camekandan hastayı izleyebiliyor.
sizin oralarda böyle mi yoğun bakım üniteleri? ya da var mı böyle yoğun bakımı olan hastane? dizilere özel bir dekor mu bunlar?
0
Benim yattığım yoğun bakım odası (İzmir/Özel hastane) sizin tarif ettiğiniz şekilde. Camekanlı yer görmedim.
0
özel hastanelerde böyle yoğun bakım odaları var.
dizilerdeki hastane ise ekseriyetle eski alman hastanesidir.
şu anda hizmet verilmeyen bir bina orası ama eski bir hastane olduğu için bütün diziler orada çekilir.
dizilerdeki hastane ise ekseriyetle eski alman hastanesidir.
şu anda hizmet verilmeyen bir bina orası ama eski bir hastane olduğu için bütün diziler orada çekilir.
0
Devlet hastanesini bilmiyorum da özel hastahaneler de öyle. Yoğun bakımdaki hastayı göreceğiz diye 40 takla atıyorduk yok öyle pencereden izleyeyim falan gibi bir durum. Yoğun bakımla koridor arasında geçilmesi gereken başka bir kapı oluyor orası da zaten kartla açılıyor; girmek pek mümkün değil.
0
Yoğun bakımdan yoğun bakıma değişiyor. Koroner yoğun bakımda böyle odalar oluyor.
0
international hospitalde yogun bakımda kaldım bi hafta günde 10 dakika mı ne ziyaretçi geliyordu. öyle camdan bakma falan yoktu.
0
camlı yoğun bakım 1 kere gördüm ama acaba hangisiydi -ankarada neredeyse tüm hastanelerin yoğun bakımını görmüşümdür. zaten fimler hep film ya. hastayı ameliyathaneye herkes birlikte hurra götürürüyor. ankarada öyle bir ameliyathane de yok. seneler önce numunenin acili öyleydi, o bile değişti.
y. bakımdan çok çocuk intaniyenin filan öyle camlı odaları oluyor. çocukcağızlar anne babasını görsün sakinleşsin diye yapıyorlar herhalde.
bir de bazı servislerde servis içinde ayrı yoğun bakım gibi tekli odalar oluyor. mesela hacettepede kadın doğumda böyle odalar var (ki kadın doğumun yoğn bakımı olmaz zaten, cerrahinin olur) tek oda. kliniğin girişinde. fakat o bile camlı değildi.
y. bakımdan çok çocuk intaniyenin filan öyle camlı odaları oluyor. çocukcağızlar anne babasını görsün sakinleşsin diye yapıyorlar herhalde.
bir de bazı servislerde servis içinde ayrı yoğun bakım gibi tekli odalar oluyor. mesela hacettepede kadın doğumda böyle odalar var (ki kadın doğumun yoğn bakımı olmaz zaten, cerrahinin olur) tek oda. kliniğin girişinde. fakat o bile camlı değildi.
0
Amerika'da %90 böyle olduğundan diziler de %90 Amerikan yapımlardan çakıldığından durum böyle.
0
Ben de yoğun bakımda 3 gün kaldım devlet hastanesinde ve anlattığınız gibiydi. Bir sürü gidici hasta vardı ki hepsi vefat etmiş zaten Bi ben kalmışım :/ annem beni görebilmek için bekliyordu hep kapının önünde, günde 5 10 dk falan o da. Camekan neyin yoktu.
0
durgunfoton
SolidAutocadLabviewMatlabDialuxArkadaslar bu programlari kullaniyorum. Bilgisayar alacagim. Onerileriniz bekliyorum. Kac gblik vs almaliyim?
Solid
Autocad
Labview
Matlab
Dialux
Arkadaslar bu programlari kullaniyorum. Bilgisayar alacagim. Onerileriniz bekliyorum. Kac gblik vs almaliyim?
Autocad
Labview
Matlab
Dialux
Arkadaslar bu programlari kullaniyorum. Bilgisayar alacagim. Onerileriniz bekliyorum. Kac gblik vs almaliyim?
0
En az 4 GB ram olmalı. Yapacağın çizimlerin karmaşıklığına göre de iyi bir işlemci.
0
solid ne kadar agir bir program bilmiyorum ama ben olsam;
8gb ram
en az 250gb SSD
ortalama (veya ustu) son 2 nesilden i5 islemcili bisey alirdim.
ekran kartinin bi faydasi var mi bu programlara bilmiyorum, gpu accelerated falan ozellikleri var mi bakmak lazim
8gb ram
en az 250gb SSD
ortalama (veya ustu) son 2 nesilden i5 islemcili bisey alirdim.
ekran kartinin bi faydasi var mi bu programlara bilmiyorum, gpu accelerated falan ozellikleri var mi bakmak lazim
0
autodesk, matlab, cad, solid, sketch up kullaniyorum. min 8 gb ssd 2.2 ghz üzeri min quadcore, x64lük bir sistem önerim.
8 cekirdek i7 4700MQ, 16 gb ram, geforce gt 755m sli, 500 samsung 850 evo kullaniyorum. cok cok parcali cizimlerde acilirken bekledigim oluyor özellikle montaj simulasyon ya da cok parcali cizimlerde. ama acilma disinda rotasyonu degistirirken, zoom in out yaparken zorluk yasamiyorum. aletten baya memnunum, 3 yil oluyor.
bu arada labview nasil ya? 700 euroluk lisansi nerden nasil buluyorsun?
8 cekirdek i7 4700MQ, 16 gb ram, geforce gt 755m sli, 500 samsung 850 evo kullaniyorum. cok cok parcali cizimlerde acilirken bekledigim oluyor özellikle montaj simulasyon ya da cok parcali cizimlerde. ama acilma disinda rotasyonu degistirirken, zoom in out yaparken zorluk yasamiyorum. aletten baya memnunum, 3 yil oluyor.
bu arada labview nasil ya? 700 euroluk lisansi nerden nasil buluyorsun?
0
stanhiver
Çok sıkıldım artık yine geldiler. Parmağımla kazımak mantıklı bir hareket mi sizce?
Çok sıkıldım artık yine geldiler. Parmağımla kazımak mantıklı bir hareket mi sizce?
0
cevap: hayır.
açıklama: beyaz şeyler dediklerinizin sebebi bir iltihap muhtemelen. diyelim kazıdınız, bütün mikroorganizmaları temizlediğinizden asla emin olamazsınız, temizleyemeyeceginizin garantisini verebilirim. kazırken sadece enfeksiyon almış bölümü sıyırmanız mümkün olmayacağından en ufak kanama, ordaki problemin daha içeri sızmasına ve daha başka sorunlara yol açacaktır.
cevap: hayır. hastaneye gidin lütfen, geçmiş olsun.
açıklama: beyaz şeyler dediklerinizin sebebi bir iltihap muhtemelen. diyelim kazıdınız, bütün mikroorganizmaları temizlediğinizden asla emin olamazsınız, temizleyemeyeceginizin garantisini verebilirim. kazırken sadece enfeksiyon almış bölümü sıyırmanız mümkün olmayacağından en ufak kanama, ordaki problemin daha içeri sızmasına ve daha başka sorunlara yol açacaktır.
cevap: hayır. hastaneye gidin lütfen, geçmiş olsun.
0
%40 falan ciddiydim ama son cevaptan sonra yapmayacağım. Teşekkürler @olanlaolunmaz !!!
0
onların bademcik tası mı iltihap mı oldugunu ayırt edemiyor musunuz? bademcik tasıysa ve mideniz kalkmıyorsa(ben oguruyorum sahsen) kulak pamuguyla ittirmek suretiyle alınabilir.yıllardır alan tanıyorum bişiy olmadı henuz.
0
Hiç öğürmeden bu işlemi yapabiliyorsanız bence bademciklerinizi bile alabilirsiniz.
0
youtube'da bunun üzerine bir sürü video var, en çok izlenmişlerden birini bırakıp kaçayım;
www.youtube.com
midesi kaldırmayacak arkadaşlar hiç açmasın.
www.youtube.com
midesi kaldırmayacak arkadaşlar hiç açmasın.
0
Taş olduğunu sanmıyorum. Son 3 ayda iki kere daha başıma geldi. Antibiyotik alınca geçiyo. Muhtemelen bakteri falan.
0
Lola90
Hiç kimseyi aldatmadım bugüne kadar, aldatılsam feci üzülür ve sinirlenirim. Ama buna rağmen hep bi aldatma potansiyelim var gibi birilerini. Yani bazen neden olmasın diye düşünürüm.Karşıdaki kişiye de bağlı tabi bu. Karaktersiz bi insan mıyım sizce?
Hiç kimseyi aldatmadım bugüne kadar, aldatılsam feci üzülür ve sinirlenirim. Ama buna rağmen hep bi aldatma potansiyelim var gibi birilerini. Yani bazen neden olmasın diye düşünürüm.Karşıdaki kişiye de bağlı tabi bu. Karaktersiz bi insan mıyım sizce?
0
Yoo.
Bugün iyi lola iyi duyuru yaptı :p
Yani, dusunmek bi şey değil. Fantezi bile sayılabilir, heyecanlandırır. Eyleme geçtiğinde tekrar konuşalım.
Bugün iyi lola iyi duyuru yaptı :p
Yani, dusunmek bi şey değil. Fantezi bile sayılabilir, heyecanlandırır. Eyleme geçtiğinde tekrar konuşalım.
0
evet.
çünkü başkasının ahlak kurallarına uymayan kişi ahlaksız değildir, kendi ahlak kurallarına uymayan kişi ahlaksızdır. açık ilişki yaşayan ve sorun etmeyen kişiler için bunu diyemeyiz ama aldatma eylemi senin ahlakına uymuyorken bunu yapmakta beis görmüyorsan ahlaksız ve karaktersiz bir insansın demektir.
düşünmekten değil yapmaktan bahsediyorum tabi. düşünmek konusu biraz daha bulanık. düşüncelerinden dolayı kimseyi itham etmek istemem ama yaparsan yukarıda söylediklerim geçerli.
çünkü başkasının ahlak kurallarına uymayan kişi ahlaksız değildir, kendi ahlak kurallarına uymayan kişi ahlaksızdır. açık ilişki yaşayan ve sorun etmeyen kişiler için bunu diyemeyiz ama aldatma eylemi senin ahlakına uymuyorken bunu yapmakta beis görmüyorsan ahlaksız ve karaktersiz bir insansın demektir.
düşünmekten değil yapmaktan bahsediyorum tabi. düşünmek konusu biraz daha bulanık. düşüncelerinden dolayı kimseyi itham etmek istemem ama yaparsan yukarıda söylediklerim geçerli.
0
Aldatana kadar masumsun.
Herkesin o potansiyeli var ben de sokakta gördüğüm çok güzel bi kadına öff diye iç geçiriyorum.Karaktersiz olup olmadığın o insan da seninle ilgilendiğinde senin vereceğin reaksiyona göre belli olur.
Herkesin o potansiyeli var ben de sokakta gördüğüm çok güzel bi kadına öff diye iç geçiriyorum.Karaktersiz olup olmadığın o insan da seninle ilgilendiğinde senin vereceğin reaksiyona göre belli olur.
0
Herkesin herkesi aldatma potansiyeli var bence. Kimse 'ben asla aldatmam' ya da 'o beni asla aldatmaz' dememeli. Asla asla dememeli hatta.
BENCE.
BENCE.
0
karşındaki kişiye bağlı derken hoşlanmadığın şeyler yapsa aldatmayı kendinde hak görürmüşsün gibi geldi bana.
0
Toplumun olağanlaştırıp insanlarn sorgulamadığı tek eşlilik klişesinden biraz. İnsan çünkü fiziksel olmasa da tekeşli bir ilişkide aklından, düşünceklerinden başkasını geçiriyor. BU da bir aldatma aslında.
0
Gençliğini yaşayamamışsın gibi geldi. Sanırım lan yaşım gidiyor, biriyle evlenicem, ilik gibi adamlarla sevişemeden ölücem diye düşünüyorsun. Bu da seni sadık olmayan biri yapıyor çünkü sadık olmak için ete doymak lazım. Bir de sende hiç aldatacak kız tipi yok ya. İleride olur da aldatırsan adam şok olur. Aldatmak karaktersizliklerin en büyüğü. Ama önce ayrılırsın sonra bir şeyler olur o başka.
0
dissendium tam olarak dediğin gibi değil aslında durum. Aldatmayı heyecanlı bi iş olarak görüyorum, bazen meşrulaştırıyorum filan. Evet aslında çoğu zaman yüzden kurtarıyorum,entrikacı bi yüzüm yok:D
0
Ben çevremde hep aldatma potansiyeli olan biri olarak görüldüm. Kaldı ki aldatmaya bir anlam da yüklememiştim.
Şuanda 7 yıllık bir ilişkim var. Bu ilişkimde aldattım ve aldatıldım. Bir gün bütün bunları ıturup konuştuk. Bildiğimiz bilmediğimiz her şeyi anlattık birbirimize. Hayatımın en zor günleriydi. Sonrasında da nişanlandık.
O günden sonra hiç kimse bende aldatma potansiyeli göremez. Gerçekten aldatmak o kadar aşağılık bir şey ki.
Bence aldatmayı meşrulaştırma. Aldatabileceğin bir ortamda bulunmamaya çalış. Ben öyle yapıyorum çünkü. İnsan aldatma eylemini bilinçli yapmıyor çünkü. Aldatabileceğin bir ortama girersen aldatırsın.
Şuanda 7 yıllık bir ilişkim var. Bu ilişkimde aldattım ve aldatıldım. Bir gün bütün bunları ıturup konuştuk. Bildiğimiz bilmediğimiz her şeyi anlattık birbirimize. Hayatımın en zor günleriydi. Sonrasında da nişanlandık.
O günden sonra hiç kimse bende aldatma potansiyeli göremez. Gerçekten aldatmak o kadar aşağılık bir şey ki.
Bence aldatmayı meşrulaştırma. Aldatabileceğin bir ortamda bulunmamaya çalış. Ben öyle yapıyorum çünkü. İnsan aldatma eylemini bilinçli yapmıyor çünkü. Aldatabileceğin bir ortama girersen aldatırsın.
0
Lola90
Evli çiftlerin ne kadar da bir sevişmesi normal yahu? Haftada 2-3 gibi bişi duydum, çok değil mi bu? Kim uğraşcak o kadar? Çocuk filan olunca işler değişir tabi ama bu işin normali nedir? Bu bilgi benim için önemli, ona göre evlenirim belki.
Evli çiftlerin ne kadar da bir sevişmesi normal yahu? Haftada 2-3 gibi bişi duydum, çok değil mi bu? Kim uğraşcak o kadar? Çocuk filan olunca işler değişir tabi ama bu işin normali nedir? Bu bilgi benim için önemli, ona göre evlenirim belki.
0
bekar bi erkek olarak her gün sevişmedikten sonra evlenmenin ne alemi var. Haftada 2-3 çok az geldi bana ama bilemiyorum evliler buraya bekleniyor.
0
valla 35-36 yaşlarından önce haftada 2-3 bayağı düşük, hatta evlilikte problemin olduğunu falan gösterebilir.
0
beslenme programi gibi soru olmus. makinesi saglamsa adamin, kadin da ... bizlere bok yemek duser.
0
duyurucuların belli standardı yok ki. haftada ne kadar sevisilirse sevisilsin, bi isin doğru olarak yapilip yapilmadigi ayri bir konu.
evlilik salt bir sevişme alanı değil, birlikte yaşayabilme becerisidir.
evlilik salt bir sevişme alanı değil, birlikte yaşayabilme becerisidir.
0
2-3 az gibi geldi bana yeni evliler için. bilemedim bi de evlenince bakarız. bunun bi normali yok hayat temposuna bağlı olabilir.
0
seksin kalitesine bağlı. libidoya bağlı. hepsi 1 saatlik seks olmak zorunda değil. yeri gelecek hızlı bi sabah seksi atacaksın 10 dakika. yada karşılıklı hızlı bi oral seks. yeri gelecek romantik sevişeceksin uzun uzun. seks hayatının kötü olduğu bi evlilik yürümez. minkin değil
0
canın ne kadar istiyorsa normali odur.
biz mi belirleyeceğiz senin sevişme istatistiğini anacım :D
canın günde 10 kere ister, ayda 1 kere ister normali odur. sevişmeyen ölmüyo :D sevişen de
biz mi belirleyeceğiz senin sevişme istatistiğini anacım :D
canın günde 10 kere ister, ayda 1 kere ister normali odur. sevişmeyen ölmüyo :D sevişen de
0
Yoo evlenmeden önce haftada en az 3 kere sevisecegine dair yemin ediyorsun,noter taaçıklıyor. Aksi ispat edilirse nafaka oduyorsun. Sakin evlenme, çok korkunç şeyler dönüyor.
0
Benim mi libidom çok yüksek sizin mi içiniz geçmiş? :/
Evli falan değilim ama bahsettiğin sayı bana az geldi.
Evli falan değilim ama bahsettiğin sayı bana az geldi.
0
Her gün seks yapmayacağım (hadi en az haftada 5 gün diyelim) kadınla evlenmem.net
0
haftada 2-3 iyidir bence de ya abartmaya gerek yok.
0
Evliliği geçtim sevgililikte beraber yasarken bile ılk 1 2 aydan sonra sıklık azalıyor. Maksat haftada 2 3
0
Benim eski hatunla aynı evde yaşamayı düşünürken bunun hesabını yapıyorduk, şöyle olur böyle olur diye ama iş faaliyete gelince o kadar sık olmadı, düşündüğümüz kadar gerçekleşmedi yani o kadarını söyliyim.
0
@gazoz +1
Evliliği legal seks alanı, kadını şişme bebek olarak kullanacak adamlar evlenmesin zaten. Normal insanların evlenmeden önce de düzenli bir cinsel hayatı olduğu için evlenince "her gün sevişmezsem" ölürüm sendromu olmuyor.
Adam evlenince sevismediği günler için kapıları kemirecek kadar abaza ama "türk kızı" diyor. Enteresan tabii.
Evliliği legal seks alanı, kadını şişme bebek olarak kullanacak adamlar evlenmesin zaten. Normal insanların evlenmeden önce de düzenli bir cinsel hayatı olduğu için evlenince "her gün sevişmezsem" ölürüm sendromu olmuyor.
Adam evlenince sevismediği günler için kapıları kemirecek kadar abaza ama "türk kızı" diyor. Enteresan tabii.
0
bunun normali anormali mi olabilir? hormonlara bakar. birbirini istedikten sonra periyotların ne önemi var. asıl istememek sorun bence.
0
Saatlerce sevişmiyorsun artık. Evlisin, tatmin vs derdi yok karşı tarafı. 5-10 dakikada bitiyor (tahmin ve gözlem).
0
bu işin yok öyle ideal bir standardı. o kadar çok faktör var ki.
* günde 8 saat çalışan adam var 12 saat çalışan adam var
* kendine iyi bakan var sigarayı içkiyi tavan yapan var
* gece yarısına kadar uyumayan çocuk var
* sabah erken kalkmak var
* evlendikten sonra kendini salan adam/kadın var
* libido tavan yapmışken saçma salak bir konu üzerinden tartışıp geceyi pas geçmek var.
daha benim aklıma gelmeyen neler var. lan bekarlar hayat ve hayaller size güzel.
* günde 8 saat çalışan adam var 12 saat çalışan adam var
* kendine iyi bakan var sigarayı içkiyi tavan yapan var
* gece yarısına kadar uyumayan çocuk var
* sabah erken kalkmak var
* evlendikten sonra kendini salan adam/kadın var
* libido tavan yapmışken saçma salak bir konu üzerinden tartışıp geceyi pas geçmek var.
daha benim aklıma gelmeyen neler var. lan bekarlar hayat ve hayaller size güzel.
0
evli insanlar sevişmez. erkek homini himini çıkar kadının üstüne, tepişir biraz, iki kasılır, suyunu döker, kadın da tatmin olmuş numarası yapar. sonra bizler doğarız. yani kendinizi çok strese sokmayın diye söylüyorum bunları.
0
Açılın evli erkek geldi.Öncelikle kavram kargaşasına mahal vermeyelim birim kullanalım.
2-3 yada 5-6 derken boşalma sayısını değil birliktelik yaşanan geceyi kastediyoruz varsayıyorum.
Arkadaşlar cinsellikte sorun yaşamayan çiftler adına rahatlıkla konuşabilirm ki her gece birlikte olmuyoruz biz evliler.Evliliğin ilk yıllarında belki her gün olabilir ama 4-5 yıl geçtikten sonra her gün birliktelik yaşayan çift duymadım ben.Yapan varsa da bu da anormal değildir ama gene de ortalamayı yansıtmaz.
Bunun normali falan yok üstte açıklandığı gibi ancak haftada 3 defa küçümsenecek bir rakam değil uzun vadede.
Ha bir de önemli olan sıklığı değil kalitesidir.Tavşan gibi 2 dakika sürüyorsa her gün 10 defa yapsan ne olur.
2-3 yada 5-6 derken boşalma sayısını değil birliktelik yaşanan geceyi kastediyoruz varsayıyorum.
Arkadaşlar cinsellikte sorun yaşamayan çiftler adına rahatlıkla konuşabilirm ki her gece birlikte olmuyoruz biz evliler.Evliliğin ilk yıllarında belki her gün olabilir ama 4-5 yıl geçtikten sonra her gün birliktelik yaşayan çift duymadım ben.Yapan varsa da bu da anormal değildir ama gene de ortalamayı yansıtmaz.
Bunun normali falan yok üstte açıklandığı gibi ancak haftada 3 defa küçümsenecek bir rakam değil uzun vadede.
Ha bir de önemli olan sıklığı değil kalitesidir.Tavşan gibi 2 dakika sürüyorsa her gün 10 defa yapsan ne olur.
0
evliydim.
2-3 günde bir olurdu ama eskiden sevgiliyken günde 4-5 oldugu zamanlar vardı ve neredeyse hergün sevişiyorduk.
evlenince normale döndü. sonra boşandık ama olsun.
2-3 günde bir olurdu ama eskiden sevgiliyken günde 4-5 oldugu zamanlar vardı ve neredeyse hergün sevişiyorduk.
evlenince normale döndü. sonra boşandık ama olsun.
0
arkburak
Arkadaşlar Merhaba,Şöyle bir sorunum var bugün iyice farkına vardığım.Şöyle ki konuşurken bazen kelimeleri yutuyorum, bazen iki ardışık kelimeyi birleştirip saçma bir kelime çıkarıyorum haliyle anlaşılmadığım ya da çok saçma bir aksanla konuştuğum zamanlar oluyor. sanki çok acelem varmış gibi neden
Arkadaşlar Merhaba,
Şöyle bir sorunum var bugün iyice farkına vardığım.
Şöyle ki konuşurken bazen kelimeleri yutuyorum, bazen iki ardışık kelimeyi birleştirip saçma bir kelime çıkarıyorum haliyle anlaşılmadığım ya da çok saçma bir aksanla konuştuğum zamanlar oluyor. sanki çok acelem varmış gibi neden kelimeleri yutuyorum ya da sonunu getirmiyorum bilmiyorum. çeşitli teknikler var mı bu durumu düzeltip tane tane hoş bir şekilde kelimelerin hakkını vererek konuşabileceğim. aslında bununla ilgili dudak egzersizleri yapıyordum falan ama bana daha efektif bir şey gerekli. bu durum hem türkçe hem ingilizcede başıma geliyor, herhangi bir yörenin ağzıyla değil istanbul ağzıyla konuşuyorum; fakat bence layıkıyla değil. önerilerizi bekliyorum
Şöyle bir sorunum var bugün iyice farkına vardığım.
Şöyle ki konuşurken bazen kelimeleri yutuyorum, bazen iki ardışık kelimeyi birleştirip saçma bir kelime çıkarıyorum haliyle anlaşılmadığım ya da çok saçma bir aksanla konuştuğum zamanlar oluyor. sanki çok acelem varmış gibi neden kelimeleri yutuyorum ya da sonunu getirmiyorum bilmiyorum. çeşitli teknikler var mı bu durumu düzeltip tane tane hoş bir şekilde kelimelerin hakkını vererek konuşabileceğim. aslında bununla ilgili dudak egzersizleri yapıyordum falan ama bana daha efektif bir şey gerekli. bu durum hem türkçe hem ingilizcede başıma geliyor, herhangi bir yörenin ağzıyla değil istanbul ağzıyla konuşuyorum; fakat bence layıkıyla değil. önerilerizi bekliyorum
0
dişlerinin arasına kalem sıkıştırarak günde 15 dk. sesli okumalar yap. kitap, gazete vs. ne olursa. ve günlük hayatta konuşurken mümkün olduğunca ağzını açarak, dudaklarını kıpırdatarak, yavaş yavaş konuşmaya çalış. her gün yapman lazım ama. dudak tembelliği var gibi.
0
hocam, ağzına bir kurşun kalemi yatay olarak koyuyorsun ve ağzında o kalem varken eline bir kitap alıp sesli okuyarak her gün düzenli 15-20 dakika egzersiz yapıyorsun. İnan bana çok faydasını görürsün, annem trt'den emekli radyo spikeridir, küçükken düzgün konuşalım diye oyun gibi bu egzersizi yapardık kardeşimle :)
0
utkumon
Merhabalar, bu sene YGS sınavında eşit ağırlıkçılar için iyi denilebilecek bir sıralama yaptım. LYS'ye güzel çalışılsa çok iyi yerlere çekilebilirdi. (100 bin- ygs5)Ama gel gör ki gram çalışmamıştım.Oldum olası çalışmayı sevmem, LYS'ye bir ay kaldı ve ben hala çalışmıyorum.Büyük ihtimalle Ege ünive
Merhabalar, bu sene YGS sınavında eşit ağırlıkçılar için iyi denilebilecek bir sıralama yaptım. LYS'ye güzel çalışılsa çok iyi yerlere çekilebilirdi. (100 bin- ygs5)
Ama gel gör ki gram çalışmamıştım.Oldum olası çalışmayı sevmem, LYS'ye bir ay kaldı ve ben hala çalışmıyorum.
Büyük ihtimalle Ege üniversitesi İİBF'ye gideceğim (Tercihlere başka il yazmayı düşünmüyorum).Üniversite için akademik olarak hiç motivasyonum yok. Beni üniversiteden ziyade üniversite okurken yapacağım sosyal etkinlikler( karı-kız veya ortamlara akma gibi şeyleri kastetmiyorum, spor veya kurs bazında kendimi geliştirebileceğim şeylerden bahsediyorum) heyecanlandırıyor. Bir de bulunduğum şehirle İzmir'i kıyaslarsak, birçok imkan daha fazla.
Şimdi diyeceksiniz ki üniversite diploması hayatını belirliyor, iyi bir iş sağlıyor vs vs iyi güzel ama ben 10 yıl sonra ortada bir ülke görmüyorum. Kalsa bile bu gidişle ben çoktan şişme botla ege denizine açılmış olacağım.
Yani demem o ki üniversitede ilgimi çeken bölümler var ama ''Aç kalırsın aç'' tepkisi aldığınız bölümler. Muhtemelen ege işletme yazıp okuyacağım ama dediğim gibi planladığım o aktiviteler olmasa üniversiteyi boşuna okuyacak gibi hissediyorum.
Motivasyonum sıfır, 10 sene sonra Suriye'ye dönüşeceğimizi düşünüyorum.Arkadaşlarımla bunu konuştuğum zaman ''götüne zor geliyor işte bırak bunları'' diyorlar. E ama çalıştığımız LYS konuları hiç ilgimi çeken şeyler değil ki.İnsanın istemediği şeyi yapmaması kadar doğal bir şey yok bence? Ayrıca bu motivasyon eksikliğinde ülkenin gidişatının çok büyük payı var.Gelecekten çok umutsuzum.
Bana ne tavsiye edersiniz? Ne yapayım ben? Sorun bende mi yoksa arkadaşlarım haklı mı? Üniversitenin 2. yılında falan Avrupa'da başka üniversitelere mi başvursam? Bu ülkeden gitmeyi kafaya koydum ama mesele nasıl gideceğim..
Ama gel gör ki gram çalışmamıştım.Oldum olası çalışmayı sevmem, LYS'ye bir ay kaldı ve ben hala çalışmıyorum.
Büyük ihtimalle Ege üniversitesi İİBF'ye gideceğim (Tercihlere başka il yazmayı düşünmüyorum).Üniversite için akademik olarak hiç motivasyonum yok. Beni üniversiteden ziyade üniversite okurken yapacağım sosyal etkinlikler( karı-kız veya ortamlara akma gibi şeyleri kastetmiyorum, spor veya kurs bazında kendimi geliştirebileceğim şeylerden bahsediyorum) heyecanlandırıyor. Bir de bulunduğum şehirle İzmir'i kıyaslarsak, birçok imkan daha fazla.
Şimdi diyeceksiniz ki üniversite diploması hayatını belirliyor, iyi bir iş sağlıyor vs vs iyi güzel ama ben 10 yıl sonra ortada bir ülke görmüyorum. Kalsa bile bu gidişle ben çoktan şişme botla ege denizine açılmış olacağım.
Yani demem o ki üniversitede ilgimi çeken bölümler var ama ''Aç kalırsın aç'' tepkisi aldığınız bölümler. Muhtemelen ege işletme yazıp okuyacağım ama dediğim gibi planladığım o aktiviteler olmasa üniversiteyi boşuna okuyacak gibi hissediyorum.
Motivasyonum sıfır, 10 sene sonra Suriye'ye dönüşeceğimizi düşünüyorum.Arkadaşlarımla bunu konuştuğum zaman ''götüne zor geliyor işte bırak bunları'' diyorlar. E ama çalıştığımız LYS konuları hiç ilgimi çeken şeyler değil ki.İnsanın istemediği şeyi yapmaması kadar doğal bir şey yok bence? Ayrıca bu motivasyon eksikliğinde ülkenin gidişatının çok büyük payı var.Gelecekten çok umutsuzum.
Bana ne tavsiye edersiniz? Ne yapayım ben? Sorun bende mi yoksa arkadaşlarım haklı mı? Üniversitenin 2. yılında falan Avrupa'da başka üniversitelere mi başvursam? Bu ülkeden gitmeyi kafaya koydum ama mesele nasıl gideceğim..
0
"götüne zor geliyor işte bırak bunları" diyen arkadaşların haklı.
10 sene sonra suriye'ye dönüşmek falan çok hayalperest şeyler ama,
dönüşsek bile avrupa'ya mülteci botuyla geçmek yerine normal uçakla gidebilecek durumda olmak istemez misin? yurt dışına gitmek istiyorsun bir şekilde. iyi eğitim almadan gidersen dönercilik dışında ne yaptıracaklar sana? (dönercilik iyi ihtimal)
çalışmadan bu kadar puan yaptıysan potansiyelin var demektir.
otur bir sene daha çalış. şimdiden başla hatta, siktir et lys yi falan.
10 sene sonra suriye'ye dönüşmek falan çok hayalperest şeyler ama,
dönüşsek bile avrupa'ya mülteci botuyla geçmek yerine normal uçakla gidebilecek durumda olmak istemez misin? yurt dışına gitmek istiyorsun bir şekilde. iyi eğitim almadan gidersen dönercilik dışında ne yaptıracaklar sana? (dönercilik iyi ihtimal)
çalışmadan bu kadar puan yaptıysan potansiyelin var demektir.
otur bir sene daha çalış. şimdiden başla hatta, siktir et lys yi falan.
0
Türkiye'nin Suriye'ye dönüşmesinin olasılığı yok. Türkiye gerek tarih olsun gerek bugünkü durum olsun Suriye ve birçok Ortadoğu ülkesinden katbekat ileride. Öncelikle sınava çalışırken bu tip konular aklına gelmemeli. Çünkü bu sadece karamsarlık başlığı altında incelenebilir ki bu her öğrencide olan bir durum. Senin hedefin istediğin mesleğe karar vermek ve onun için çalışmak. Bu meslek alan dışı da olabilir. Üniversiteyi sosyallik olarak görüyorsan İzmir'de bile büyük hayal kırıklığı yaşarsın. Düşüncelerine çeki düzen ver. Yoksa gelecekte işsizlikle boğuşursun. Paran yoksa kız da vermezler. Adam gibi de eğlenemezsin. Aklını başına al.
0
Anlamadım, savaş olucak suriyeye dönücez falan diye korkuyosan daha sıkı çalışman gerekmiyor mu? Ben senin kuruntularına sahip olsam eşşek gibi çalışırdım ki iyi bir üniversiteden iyi bir dereceyle mezun olup, sonra yurtdışında iş bulabileyim. Bence sen tembelliğine bahane arıyorsun. Kendine itiraf et, ülkenin geleceği hakkında obsesyon yapıp sınava çalışmamak açık açık "matematik yapamıyom ya :s" demekten daha havalı dimi? :)
0
İyi de ben ''ülke bu halde olmasa on numara çalışırım'' demiyorum ki? Ben ders çalışmayı zaten sevmiyorum.Oldum olası da sevmedim. Okulun bana kattığı bilgi ilgi alanlarımın çok dışında.
Ayrıca biz (98 jenerasyonu için konuşuyorum) ilkokuldan beri deneme sınavına giriyoruz. Hatırlıyorum ilkokul 4-5'te bile TUDEM'in deneme sınavlarına girerdik.
6-7-8. sınıf dersane ve SBS ile geçti. İyi bir lise kazanın tamamdır dediler.
Kazandık, üniversite kazanın tamamdır dediler.Nereye kadar? Bıktım artık. Kendime zaman ayırmak, ders çalışmak yerine kendi sevdiğim şeyleri yapmak istiyorum. Haftasonu edebiyat dönemi ezberlemek yerine kampa gitmek, ablamla sahilde oturmak istiyorum.
Ayrıca bu sene YGS sorularının sızdırılması, 10 soruyu geçik hatalı ama iptal edilmeyen sorular da cabası. Neyin çalışması neyin sınavındayız biz?
Suriye olmayız merak etme diyenlere de, ülkenin güneydoğusu zaten suriye oldu. Bazı illerin hava durumunda katyuşa roketleri var. Büyük şehirlerde de yer yer canlı bomba.
Ayrıca sevmediğim işler konusunda tembel olduğumu da kabul ediyorum.
Ayrıca biz (98 jenerasyonu için konuşuyorum) ilkokuldan beri deneme sınavına giriyoruz. Hatırlıyorum ilkokul 4-5'te bile TUDEM'in deneme sınavlarına girerdik.
6-7-8. sınıf dersane ve SBS ile geçti. İyi bir lise kazanın tamamdır dediler.
Kazandık, üniversite kazanın tamamdır dediler.Nereye kadar? Bıktım artık. Kendime zaman ayırmak, ders çalışmak yerine kendi sevdiğim şeyleri yapmak istiyorum. Haftasonu edebiyat dönemi ezberlemek yerine kampa gitmek, ablamla sahilde oturmak istiyorum.
Ayrıca bu sene YGS sorularının sızdırılması, 10 soruyu geçik hatalı ama iptal edilmeyen sorular da cabası. Neyin çalışması neyin sınavındayız biz?
Suriye olmayız merak etme diyenlere de, ülkenin güneydoğusu zaten suriye oldu. Bazı illerin hava durumunda katyuşa roketleri var. Büyük şehirlerde de yer yer canlı bomba.
Ayrıca sevmediğim işler konusunda tembel olduğumu da kabul ediyorum.
0
Kimse üniversite okumak zorunda değil. O konuda haklısın, kimse istemediği şeyi yapmak zorunda değil. Gelgelelim bana senin gerçekten bir ilgi alanın varmış gibi gelmedi. Hani kurs falan derken yuvarlak konuşuyorsun. Desen ki başlarım üniversiteye ben ressam olacağım tamam derim ama öyle bir şey de yok. Sakıncalı bir durum, ne istediğini bul. Para yoksa Avrupa'da düzgün bir okula gidemezsin zaten.
0
İstediğin şeyleri derslerinle birlikte yürütebilirsin. Hafta sonu sahile gitmek istiyorum diyorsun, tamam gittin sahile, en fazla kaç saat oturabilirsin sahilde? Ben söyleyeyim, en fazla 5 saat oturursun, sonra sıkılırsın. Sonra evine döner, ders çalışırsın. Kimse sana 10 saat ders çalış demiyor ki. İşleri dengede tutmayı öğrenmen lazım. Bence biraz tatil yap, ne istediğine karar ver ve önümüzdeki sene bir daha gir sınava.
0
Paranız varsa bence yaşantında bir sorun yok, akademik olarak doğru bir bölümde güzel dersler alarak güzel günler geçirebilirsin, belki bölüm dışında kendini geliştirmek çekici gelse de pek sevmediğin bölümle, dışardan kendini geliştirmek bir arada hiç kolay olmaz.
Bu sebeple bölümünü iyi seç, sevemeyeceğin bir bölüme kesinlikle gitme bence.
Çalışmayı hiç sevmesen de, lys'de temel konuları öğrenmelisin ve yapabilmelisin, ben de sevmiyordum, ygs'ye az biraz çalışmıştım fakat sınavda kısmen heyecan yapmam ve zamanı doğru kullanamamam sebebiyle istediğimden daha düşük bir sıralama elde edebilmiştim, istediğim bölüme istediğim üniversitelerden en düşüğünü tutturmak benim başarı kriterimdi, buna göre lys'ye hazırlandım diyebilirim, matematikte geometride, edebiyat ve coğrafyada yapmam gerekeni bulmaya çalıştım, olabildiğince az yanlışı hedefledim, deneme sınavlarını ona göre çözdüm, yani sınavlarda daha dikkatliydim ve doğru yapabileceğim konulara tekrar çalışıyordum, sonucunda evet gerçekten istediğim en düşük puanlı üniversiteye girecek sıralamayı elde ettim.
Ben böyle hazırlandım sana da tavsiyem bu.
Bu sebeple bölümünü iyi seç, sevemeyeceğin bir bölüme kesinlikle gitme bence.
Çalışmayı hiç sevmesen de, lys'de temel konuları öğrenmelisin ve yapabilmelisin, ben de sevmiyordum, ygs'ye az biraz çalışmıştım fakat sınavda kısmen heyecan yapmam ve zamanı doğru kullanamamam sebebiyle istediğimden daha düşük bir sıralama elde edebilmiştim, istediğim bölüme istediğim üniversitelerden en düşüğünü tutturmak benim başarı kriterimdi, buna göre lys'ye hazırlandım diyebilirim, matematikte geometride, edebiyat ve coğrafyada yapmam gerekeni bulmaya çalıştım, olabildiğince az yanlışı hedefledim, deneme sınavlarını ona göre çözdüm, yani sınavlarda daha dikkatliydim ve doğru yapabileceğim konulara tekrar çalışıyordum, sonucunda evet gerçekten istediğim en düşük puanlı üniversiteye girecek sıralamayı elde ettim.
Ben böyle hazırlandım sana da tavsiyem bu.
0
ailenin para durum nasil? ona gore burada durmam mecburi ya da hata olabilir.
ulkenin gelecegi konusunda ongorun yasina gore cok iyi, burasi dahil cogunlugun onu gormesi mumkun degil.
simdi yapamazsan bile vazgecme buradan cok daha iyi onlarca ulke var.
hicbiri seni oldurmeye de tesebbus etmez, unutma bunu.
ulkenin gelecegi konusunda ongorun yasina gore cok iyi, burasi dahil cogunlugun onu gormesi mumkun degil.
simdi yapamazsan bile vazgecme buradan cok daha iyi onlarca ulke var.
hicbiri seni oldurmeye de tesebbus etmez, unutma bunu.
0
Nox
şöyle bi şema var sizce AKP , CHP , MHP ve HDP bu şemada hangi 2 bölgenin içinde yer alıyor ? politikaları , söylemlerini göz önünde bulundurursakMuhtemelen bunlardan biri yarın sınavda çıkacak sizin de fikrinizi almak istedim.edit : cümleleri düzelttim gece gece saçmalamışım.
şöyle bi şema var sizce AKP , CHP , MHP ve HDP bu şemada hangi 2 bölgenin içinde yer alıyor ? politikaları , söylemlerini göz önünde bulundurursak
Muhtemelen bunlardan biri yarın sınavda çıkacak sizin de fikrinizi almak istedim.
edit : cümleleri düzelttim gece gece saçmalamışım.
Muhtemelen bunlardan biri yarın sınavda çıkacak sizin de fikrinizi almak istedim.
edit : cümleleri düzelttim gece gece saçmalamışım.
0
uzun yorumlar gerektirir. en basitinden yatay eksende son dönemi göze alırsak chp sağ tarafta kalır. tarihsel bir bakış açısıyla farklı yorumlanabilir. aynı şekilde dikey eksende hdp kürt siyasi hareketi bağlamında değerlendirilirse kuşkusuz üstte. ama kürt hareketinin geçtiği kongre süreci, bileşenleriyle birlikte değerlendirilirse neredeyse merkezdedir bu eksende.
yatay eksende akp için de benzer bir durum söz konusu. "devletin bekaası" yaklaşımının ne zamandır geçerli olduğunun analizi şart.
yazdıkça yazarım o yüzden burada kesme gereği duydum. spesifik sorun varsa cevaplamaya çalışırım. özlemişim sınavlarda böyle sorular görmeyi. tam çarşaf çarşaf doldurmalık.
yatay eksende akp için de benzer bir durum söz konusu. "devletin bekaası" yaklaşımının ne zamandır geçerli olduğunun analizi şart.
yazdıkça yazarım o yüzden burada kesme gereği duydum. spesifik sorun varsa cevaplamaya çalışırım. özlemişim sınavlarda böyle sorular görmeyi. tam çarşaf çarşaf doldurmalık.
0
AKP ve MHP; kültürel çatışmalar, devlet yönelimli
CHP: ekonomik çatışmalar, sivil toplum yönelimli
HDP: kültürel çatışmalar, sivil toplum yönelimli
CHP: ekonomik çatışmalar, sivil toplum yönelimli
HDP: kültürel çatışmalar, sivil toplum yönelimli
0
@dinsiz adam muhtemelen tarihsel olarak değil günceli değerlendireceğiz sınavda.
@diessendium aslında ben CHP'yi kültürel çatışmalar sivil toplum yönelimli görüyordum. Siz neden ekonomik çatışmalar dediniz ?
@diessendium aslında ben CHP'yi kültürel çatışmalar sivil toplum yönelimli görüyordum. Siz neden ekonomik çatışmalar dediniz ?
0
CHP'nin politikaları genelde ekonomi odaklı oluyor. Kemal Kılıçdaroğlu bile seçim propagandası yaparken ilk önce emekli maaşlarını artırıcam diyor. Emekli maaşıyla insanların oyunu toplamak çok basit bir hareket. CHP'li milletvekillerine baktığımız zaman birçoğunun iktisat okumuş olduğunu görüyoruz. Bir de biraz komünist tayfaya yakın oldukları için ekonomi onlar için önemli. Kemal Kılıçdaroğlu iktidara gelirsem Kemal Derviş'e teklif götürürüm demişti ekonominin başına geçsin diye. Bu da başka bir örnek. Kürtçülük vs. sebebiyle son dönemlerde böyle konular hakkında konuşmaları onları böyle kültürel çatışmalar sınıfına sokmaz. CHP'nin geldiği son noktayı değil de kuruluşundan bugüne bütün değerlendirmek gerek.
0
CHP'yi ne sivil toplum, ne devlet yönelimi tarafına koyarım ben. İki tarafa kayan, farklı mv'ler tarafından söylenmiş onlarca söylem vs. var. direkt ekonomik çatışmalarda olur. MHP kültürel devletçi, AKP kültürel ekonomik, hdp kültürel sivil toplum derim ayrıca.
0
exodiaa
istanbul anadolu yakasında bir avm'nin içinde açılacak köfteciye isim arıyoruz. Güzel bir hikayesi olan, köfte ile bağdaşacak, ilgi çekici bir isim tavsiyesi verebilecek olan var mı?cidden isim bulma konusunda sıkıntı yaşıyoru ve 4-5 günümüz var bir isim koymak için.
istanbul anadolu yakasında bir avm'nin içinde açılacak köfteciye isim arıyoruz. Güzel bir hikayesi olan, köfte ile bağdaşacak, ilgi çekici bir isim tavsiyesi verebilecek olan var mı?
cidden isim bulma konusunda sıkıntı yaşıyoru ve 4-5 günümüz var bir isim koymak için.
cidden isim bulma konusunda sıkıntı yaşıyoru ve 4-5 günümüz var bir isim koymak için.
0
Yani köfteciyi açacaksınız ama isim bulamadınız buradan soruyorsunuz bilemiyorum ömrü ne kadar olur. Marka çalışması yapılmadı mı? Nasıl bir avm olacak? Fiyat olarak nereye konumlandıracaksınız?
MeatPoint yada MeatDonald's koyun bence. Dava mava açarlar oltaya gelirlerse hiç olmadı haberlere çıkarsınız. Şaka maka kullanırsanız hak talep ediyorum :))
MeatPoint yada MeatDonald's koyun bence. Dava mava açarlar oltaya gelirlerse hiç olmadı haberlere çıkarsınız. Şaka maka kullanırsanız hak talep ediyorum :))
0
Break.
Alışveriş yapanlar alışverişlerine, çalışanlar işlerine ara verip köfte yemeye gelecekleri icin. Ara demek olan break.
Alışveriş yapanlar alışverişlerine, çalışanlar işlerine ara verip köfte yemeye gelecekleri icin. Ara demek olan break.
0
Bin türlü köfte türü var. Siz ne tür köfte yapıyorsunuz, hangisinde iddaalısınız, bütün köfte çeşitleri mi var. Bunlar önemli sorular. İsim buna göre bulunur.
İlla isim istiyorsan "Köftee"yi öneririm. Her dükkan sondaki sesli harfi ikiliyerek dükkan açıyor. Siz de öyle yapın. Tam avm dükkanı ismi.
İlla isim istiyorsan "Köftee"yi öneririm. Her dükkan sondaki sesli harfi ikiliyerek dükkan açıyor. Siz de öyle yapın. Tam avm dükkanı ismi.
0
ekonomik menüler olacaksa ekofte olabilir :P
edit: meraklı köfteci de fena olmaz aslında :D tamam sustum. :D
edit: meraklı köfteci de fena olmaz aslında :D tamam sustum. :D
0
hede hodo
Yaklaşık 6 seneye yakın kurumsal bir firmanın tasarım bölümündeyim. Hatta stajyerliğimi de ekleyebilirim. Sırf stajyerliğimden dolayı biraz çoçuğumuz gözüyle bakıldığımdan gayet düşük bir maaş ile başlamıştım. Sorun şu ki departmandaki benimle aynı seviyede hatta düşük olanlardan (İngilizceleri yok
Yaklaşık 6 seneye yakın kurumsal bir firmanın tasarım bölümündeyim. Hatta stajyerliğimi de ekleyebilirim. Sırf stajyerliğimden dolayı biraz çoçuğumuz gözüyle bakıldığımdan gayet düşük bir maaş ile başlamıştım. Sorun şu ki departmandaki benimle aynı seviyede hatta düşük olanlardan (İngilizceleri yok vs) 200 300 lira düşük maaş alıyorum. 2 hafta önce yönetim değişti. Aynı şirketin farklı lokasyonunda görev yaparken kendisi ile sık sık basket maçı yaptığım ve her gördüğünde hal ve hatırımı soran bu kişi genel müdür oldu. Sorum şu;
-sizce bu durumu ona anlatmalı mıyım? Mail yoluyla?
-ya da mail atarak bir görüşme mi talep etmeliyim?
Maili atarken kurumda neler yaptığımı, kendimi hem program dilinde hem de yabancı dil anlamında neler yaptığım ile ilgili bir üslup mu takınsam diyorum mail atarken? Cidde'n kafa karışık..
-sizce bu durumu ona anlatmalı mıyım? Mail yoluyla?
-ya da mail atarak bir görüşme mi talep etmeliyim?
Maili atarken kurumda neler yaptığımı, kendimi hem program dilinde hem de yabancı dil anlamında neler yaptığım ile ilgili bir üslup mu takınsam diyorum mail atarken? Cidde'n kafa karışık..
0
hocam sen isin icindesin daha iyi bilirsin ama bence mail ile gorusme talep et ve yuzyuze gorus.
mail okumaya zaten minimum zaman ayiriyor cogu insan, ciddiyeti/durumu yansitmak kolay olmaz.
canli gorusmede hem daha hizli aktarirsin hem de daha insancil olur.
insallah sonucunu alirsin.
mail okumaya zaten minimum zaman ayiriyor cogu insan, ciddiyeti/durumu yansitmak kolay olmaz.
canli gorusmede hem daha hizli aktarirsin hem de daha insancil olur.
insallah sonucunu alirsin.
0
Sıkıntılı bir durum. Ama bence biraz beklemelisin. Hemen bir şeyler söylersen sanki fırsatçılık yapıyormuşsun gibi bir izlenim olabilir. Tanıdığın biri müdür oldu, hemen zam peşine düştün gibi.
Derdini de maille anlatma. Görüşme talep et, yüz yüze konuşun.
Derdini de maille anlatma. Görüşme talep et, yüz yüze konuşun.
0
barex
Arkadaşlar bir arkadaş dağıtıma geldi, usta birliği iskenderun çıktı. Yalnız bu YRL. EM'yi anlayamadık, araştırdık bulamadık. Bu çocuk tam olarak nereye gidecek?
Arkadaşlar bir arkadaş dağıtıma geldi, usta birliği iskenderun çıktı. Yalnız bu YRL. EM'yi anlayamadık, araştırdık bulamadık. Bu çocuk tam olarak nereye gidecek?
0
türkiye'de askerlik yapılacak en kötü yerlerden biri olduğunu duydum. diğeri de manisa kırkağaç diyorlar. allah sabır versin diyelim.
0
tek teselli yazi haric
olayı özet geçiyorum bir sabah kalktım ve baktım ki tek kelime etmeden oğlan beni her yerden engellemiş feys, insto whatsapp fln. ben de aradım nedenini sorcaktım açmadı. 5 gün sonra whatsappta ppye yeğenimi koymuştum "bu kim" yazdı. hiçbir şey yok gibi. ben de mavi tik bile yapmadan sildim hehe son
olayı özet geçiyorum bir sabah kalktım ve baktım ki tek kelime etmeden oğlan beni her yerden engellemiş feys, insto whatsapp fln. ben de aradım nedenini sorcaktım açmadı. 5 gün sonra whatsappta ppye yeğenimi koymuştum "bu kim" yazdı. hiçbir şey yok gibi. ben de mavi tik bile yapmadan sildim hehe sonra tekrar engelledi. neyse bunun üzerinden de bi hafta geçti whatsapptan engelimi kaldırmış ama numaramı silmiş. ne yapayım ki yazsın bu. içimde kaldı da.
0
Öncelikle; nick duyuru uyumsuzluğu
Sonralikla; başka bi oglanla fotonu köy watsap profiline. Sizde o ise yarıyormus:) yoksa da direkt sen yaz, cevap verir belki.
Sonralikla; başka bi oglanla fotonu köy watsap profiline. Sizde o ise yarıyormus:) yoksa da direkt sen yaz, cevap verir belki.
0
dirty pussy and cock
herkese az yürümeli günler duyuru ahalisi;duyuruyu sürekli takip edenler bilecektir ki kız arkadaşımdan ayrılalı 3 hafta oldu. ben de geçenlerde liseden bir kız arkadaşımın da fikrini almak için onunla konusuyodum, hani karşı cins sonuçta ve az çok anlar diye dusunuyordum. neyse ben bu durumdan çok
herkese az yürümeli günler duyuru ahalisi;
duyuruyu sürekli takip edenler bilecektir ki kız arkadaşımdan ayrılalı 3 hafta oldu. ben de geçenlerde liseden bir kız arkadaşımın da fikrini almak için onunla konusuyodum, hani karşı cins sonuçta ve az çok anlar diye dusunuyordum. neyse ben bu durumdan çok kıllandım, bana mesela diyor ki; boşver o kızı, benim peşimden kimse böyle koşmadı, sen benim peşimden böyle kosacaksin da ohoo vs.
bu tarz şeyler yazdı, ben de savuşturdum ve bu mesajlardan sonra çok ciddiye almadım. ertesi gün mesaj attı; bu konyada hukuk oluyor, bana diyor ki seneye çukurovaya geleceğim artık kafaya koydum süper olur filan, neyse buna da eyvallah dedim hatta araya bir ortak arkadaşımız var okuldan İbo diye, onu turnike olarak kullandım ve "evet yaa ibo da var güzel olur senin için" dedim.
şimdi de mesaj atıp duruyor napiyosun diye, hani diyorum gerçekten niyeti temiz ve durumumu bildiği için yanimda olmak istiyor ama fazla pollyanna gibiyim sanki. napim şimdi sizce yanlış mı hissediyorum? direkt muhabbeti kesesim var ama ya niyeti öyle değilse ayıp olmasın da kıza. halbuki daha önceki muhabbetlerimiz için hiç öyle biri de değildi, kanka muhabbeti var yani normalde.
bu arada evet kız arkadaşım hala dönmedi.
edit: zaten tek amacım kız arkadasimla barışmak, ondan başkasıyla da böyle bir şey düşünemem artık, yani bu kızı def etmem gerek tabiri caizse çünkü sülük olacak gibi.
duyuruyu sürekli takip edenler bilecektir ki kız arkadaşımdan ayrılalı 3 hafta oldu. ben de geçenlerde liseden bir kız arkadaşımın da fikrini almak için onunla konusuyodum, hani karşı cins sonuçta ve az çok anlar diye dusunuyordum. neyse ben bu durumdan çok kıllandım, bana mesela diyor ki; boşver o kızı, benim peşimden kimse böyle koşmadı, sen benim peşimden böyle kosacaksin da ohoo vs.
bu tarz şeyler yazdı, ben de savuşturdum ve bu mesajlardan sonra çok ciddiye almadım. ertesi gün mesaj attı; bu konyada hukuk oluyor, bana diyor ki seneye çukurovaya geleceğim artık kafaya koydum süper olur filan, neyse buna da eyvallah dedim hatta araya bir ortak arkadaşımız var okuldan İbo diye, onu turnike olarak kullandım ve "evet yaa ibo da var güzel olur senin için" dedim.
şimdi de mesaj atıp duruyor napiyosun diye, hani diyorum gerçekten niyeti temiz ve durumumu bildiği için yanimda olmak istiyor ama fazla pollyanna gibiyim sanki. napim şimdi sizce yanlış mı hissediyorum? direkt muhabbeti kesesim var ama ya niyeti öyle değilse ayıp olmasın da kıza. halbuki daha önceki muhabbetlerimiz için hiç öyle biri de değildi, kanka muhabbeti var yani normalde.
bu arada evet kız arkadaşım hala dönmedi.
edit: zaten tek amacım kız arkadasimla barışmak, ondan başkasıyla da böyle bir şey düşünemem artık, yani bu kızı def etmem gerek tabiri caizse çünkü sülük olacak gibi.
0
bu kızla ilişki ihtimali görüyorsan, olabilir diyorsan, uygunsa yani mesafeni koru derim. çünkü kız arkadaşınla belki barışacaksınız. düşün yani bununla sıcaklaştığında dönerse hoş olmaz. kastettiğim ihtimali de taşıyorsan işte, kendi kız arkadaşınla artık "geri dönülmez" netliğe eriştiğin zamandan sonrasında değerlendirirsin...
0
@matrix baba ben istemiyorum bu net, yani benim tek amacım kiz arkadaşımla barışmak
0
Iki ihtimal de olabilir. Kizi tanimadan fikir yürütmek sacma olur .ama yürüyor gibi geldi ve senden hoslanmadinsa kisa ve geç cevaplar ver, mesafeyi aç biraz .
0
@dirty pussy and cock:
hoca, o zaman bu kadar netsen, yani istemiyorsan (ki helal olsun. çoğu erkek bu noktada, kız arkadaşına öfkelenir ve çivi çiviyi söker saçmalığı ile atlardı bu kıza 1 dk düşünmeden) sen her zaman neysen, nasılsan, o şekilde "kendin" olmaya devam et. zaten o da eşşek değildir ya, anlayacaktır "o anlamda" istenmediğini.
hoca, o zaman bu kadar netsen, yani istemiyorsan (ki helal olsun. çoğu erkek bu noktada, kız arkadaşına öfkelenir ve çivi çiviyi söker saçmalığı ile atlardı bu kıza 1 dk düşünmeden) sen her zaman neysen, nasılsan, o şekilde "kendin" olmaya devam et. zaten o da eşşek değildir ya, anlayacaktır "o anlamda" istenmediğini.
0
bu konuda net olman ne guzel. Evet yuruyor. Hic Yuz verme. Her konusmada kiz arkadasindan, onu cok ozlediginden vs bahset. Kisa cumleler kur konusurken. Bunlarla vakit kaybetme iliskini kurtarmaya odaklan.
0
sen kıza mesaj atıp fikrini almak istemişsin ve belki de uzun bir süre konuşmadığın biriyle tekrar konuşmaya başlamışsın. kızın da canı sıkılıyorsa muhabbeti kaçırmak istememiş, hem sana gaz vermiş hem de muhabbeti devam ettirmek istemiş. kendini açıp fikrini aldığın birini şak diye umursamamak olmaz. konuşmaya devam et ama hızı düşür yavaşça.
0
groove
madde madde anlatiyorum: - facebookumda az kisi var. arkadaslar falan. akrabalar yok. birkac kez kuzenleri aratip bakmisimdir. birazdan konuya dahil olacak olan halama hic bakmadim. faceteki varligindan bile haberdar degildim.- halam bize geldikten sonraki ertesi gun sabahleyin facebooktan mail geli
madde madde anlatiyorum:
- facebookumda az kisi var. arkadaslar falan. akrabalar yok. birkac kez kuzenleri aratip bakmisimdir. birazdan konuya dahil olacak olan halama hic bakmadim. faceteki varligindan bile haberdar degildim.
- halam bize geldikten sonraki ertesi gun sabahleyin facebooktan mail geliyor; taniyor olabileceginiz kisiler diye. ilk defa halami oneriyor bana orda.
- halamin telefonu akilli degil. whatsapp yok. facebook da yok telefonda.
nasil oluyor bu bi aciklayin hele. tesaduf demeyin inanmiyorum valla gercekten cunku ilk defa hayatimda tedirgin oldum boyle bir durumdan normalde cok sallamamama ragmen.
- facebookumda az kisi var. arkadaslar falan. akrabalar yok. birkac kez kuzenleri aratip bakmisimdir. birazdan konuya dahil olacak olan halama hic bakmadim. faceteki varligindan bile haberdar degildim.
- halam bize geldikten sonraki ertesi gun sabahleyin facebooktan mail geliyor; taniyor olabileceginiz kisiler diye. ilk defa halami oneriyor bana orda.
- halamin telefonu akilli degil. whatsapp yok. facebook da yok telefonda.
nasil oluyor bu bi aciklayin hele. tesaduf demeyin inanmiyorum valla gercekten cunku ilk defa hayatimda tedirgin oldum boyle bir durumdan normalde cok sallamamama ragmen.
0
ortak arkadaşlardan çıkmıştır. halanız da sizi arattıysa facebookta filan öyle bir algoritması olabilir. bana da garip geliyor.
edit: ortak arkadaş yokmuş. tamamen o zaman aramalardan çıkıyor.
edit: ortak arkadaş yokmuş. tamamen o zaman aramalardan çıkıyor.
0
Kız mısın? Halan evine gidip, birinin oğluna kendi hesabından seni göstermiş olabilir. :) Bana da öyle gelip kız gösterdikleri oldu, en azından 2 kere falan. :D
0
(bkz: machine learning)
(bkz: veri madenciliği)
(bkz: regresyon analizi)
ÖZET GEÇ ÖZET, BEN BUNLARI OKUYAMAM...
hesaplamaları 100 puan üzerinden yapıyorum. 100 en yakın, 0 en uzak.
senin bir "ağın" var. örümcek ağı gibi düşün bunu, birbirine uzak ve yakın iplikler var. senin halana uzaklığına 50 diyelim. listende yok ama facebook onun senin halan olduğunu çoktan biliyor.
halanın da bir ağı var. onun sana uzaklığına 50 diyelim. niye 100 değil? çünkü halan.
halanın bir arkadaşının da ağı var. onun sana uzaklığına 100 diyelim.
- halan facebook hesabına girdi, seni arattı. uzaklık 50 idi, 40 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
- halanın bir arkadaşının facebook hesabından seni arattılar. uzaklık 100 idi, 70 oldu. Niye 90 olmadı dersen ikinizin arasında bir bağlantı yok, o yüzden 90 olmadı, 70 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
0-100 arası "alaka" bakımından muhtemelen şöyle hesaplanıyor, bu üsttekinden farklı bir ağ modeli tabi.
0-5 : sevgilisi / eşi / hoşlandığı kişi
5-10 : akrabalar
10-50 : iş arkadaşları
50-100 : üsttekilerin sığmadığı ama hala alakası olan kişiler.
bu grupta belirli kişilerin arasında normalden farklı bir şey olduğu zaman otomatik olarak ilişki sıralaması değişiyor, belirli aksiyonlar "tetikleniyor" yeni kişiler öneriliyor.
ben burada tarzanca anlattım tabi, gerçekte bu kadar basit olmuyordur.
(bkz: veri madenciliği)
(bkz: regresyon analizi)
ÖZET GEÇ ÖZET, BEN BUNLARI OKUYAMAM...
hesaplamaları 100 puan üzerinden yapıyorum. 100 en yakın, 0 en uzak.
senin bir "ağın" var. örümcek ağı gibi düşün bunu, birbirine uzak ve yakın iplikler var. senin halana uzaklığına 50 diyelim. listende yok ama facebook onun senin halan olduğunu çoktan biliyor.
halanın da bir ağı var. onun sana uzaklığına 50 diyelim. niye 100 değil? çünkü halan.
halanın bir arkadaşının da ağı var. onun sana uzaklığına 100 diyelim.
- halan facebook hesabına girdi, seni arattı. uzaklık 50 idi, 40 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
- halanın bir arkadaşının facebook hesabından seni arattılar. uzaklık 100 idi, 70 oldu. Niye 90 olmadı dersen ikinizin arasında bir bağlantı yok, o yüzden 90 olmadı, 70 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
0-100 arası "alaka" bakımından muhtemelen şöyle hesaplanıyor, bu üsttekinden farklı bir ağ modeli tabi.
0-5 : sevgilisi / eşi / hoşlandığı kişi
5-10 : akrabalar
10-50 : iş arkadaşları
50-100 : üsttekilerin sığmadığı ama hala alakası olan kişiler.
bu grupta belirli kişilerin arasında normalden farklı bir şey olduğu zaman otomatik olarak ilişki sıralaması değişiyor, belirli aksiyonlar "tetikleniyor" yeni kişiler öneriliyor.
ben burada tarzanca anlattım tabi, gerçekte bu kadar basit olmuyordur.
0
hala kelimesi geçen whatsapp konuşması falan yaptıysan, oradan almış olabilir. özellikle adını falan başkasına yazmış olabilirsin.
0
halam bize geldikten sonra diyorsunuz. evdeki bir cihazdan (wi-fi üzeriden) kendi facebook hesabına girmiş olabilir. evde akıllı telefonlardan birinin rehberine halanın telefonu kaydedildiyse rehberden facebook'a oradan ortak arkadaşlara falan derken işin ucu size de ulaşabilir.
0
Belki komik gelecek ama mesela is yerinde bir konu geciyor. Googledan bakarken sesli bir sekilde tekrarladiysam kelimeleri ikinci kelimeyi yazmadan google yazacagim kelimeyi tamamliyor. Oyle cok cok tekrarlanan seyler de degil. Acaba google sesimizi dinliyor olabilir mi diye paranoya yapmiyor degilim. Sacma gibi gelebilir ama sonucta cihazdaki her turlu veriye ulasma ve her turlu donanimi aktif etme yetkisine sahip adamlar.
0
herospower
ekşi sözlükte çok sıklıkla öğretmen mesleğine karşı nefret kusuluyor. ikinci sırada da daha komiği doktorlar var. hani bu dünyada ihtiyacı en çok duyulan iki meslek grubu neden sürekli linç ediliyor? yok maaşları yok tatilleri vs... bu geyik mi yoksa ciddiler mi? ciddilerse neden olduğunu birisi yaz
ekşi sözlükte çok sıklıkla öğretmen mesleğine karşı nefret kusuluyor. ikinci sırada da daha komiği doktorlar var. hani bu dünyada ihtiyacı en çok duyulan iki meslek grubu neden sürekli linç ediliyor? yok maaşları yok tatilleri vs... bu geyik mi yoksa ciddiler mi? ciddilerse neden olduğunu birisi yazabilir mi?
ben olsam mesela bu iki çok aşırı ciddi meslek grubu ile uğraşana kadar noterlerde çalışan memurlar ile uğraşırdım bana göre dünyanın en boş işini yapıp götü bu kadar kalkık başka meslek grubu görmedim. hani bu örnek.
neden neden neden?
(ne öğretmenim ne de doktor)
ben olsam mesela bu iki çok aşırı ciddi meslek grubu ile uğraşana kadar noterlerde çalışan memurlar ile uğraşırdım bana göre dünyanın en boş işini yapıp götü bu kadar kalkık başka meslek grubu görmedim. hani bu örnek.
neden neden neden?
(ne öğretmenim ne de doktor)
0
öğretmenlerin birçoğu maalesef götünü sağlama aldıktan sonra hiçbir bok yapmıyor. ben ne öğretmenler gördüm lisede ders anlatmayıp soru çözün diyen. çalışma saatleri çok uygun, hafta sonları tatil, devlet garantisi altında hepsi. doğal olarak hafta sonu çalışan, günlerinin büyük bir kısmını dışarıda geçiren insanlar gıcık kapıyor. öğretmenlik hiç de ulaşılamayacak bir meslek değil. Anadolu'daki üniversitelerin fen bilgisi, matematik öğretmenliği puanları barajın biraz üstünde. (mühendis adayıyım)
0
Kaliteli öğretmen sayısı çok çok az. Türkiye'de öğretmenlerin büyük bir oranı garanticilik peşinde olduğundan atlıyor bu mesleğe.
İkincisi ise hiçbir mesleğin iş garantisi olmak zorunda değil ama öğretmenler de böyle bir beklenti var.
Bir de ihtiyacı duyulan ya da kutsal kısmına katılmıyorum. Doktor ne kadar hayat kurtarmışsa doktorun kullandığı medikal araçları üretmiş mühendis de o kadar hayat kurtarmıştır.
Öğretmen mesleğini icra eden kişi ne kadar insana bir şeyler öğrettiyse belki de bir yazılımcı yarattığı programla onun on misli insanı eğitmiştir.
Şöyle de bir şey var, öğretmenlere doktorlara yüklenene kadar milletvekili ve bakanlar futbolcular neden bu kadar lüks yaşıyor neden bu kadar hakları var sorgulanmalı.
İkincisi ise hiçbir mesleğin iş garantisi olmak zorunda değil ama öğretmenler de böyle bir beklenti var.
Bir de ihtiyacı duyulan ya da kutsal kısmına katılmıyorum. Doktor ne kadar hayat kurtarmışsa doktorun kullandığı medikal araçları üretmiş mühendis de o kadar hayat kurtarmıştır.
Öğretmen mesleğini icra eden kişi ne kadar insana bir şeyler öğrettiyse belki de bir yazılımcı yarattığı programla onun on misli insanı eğitmiştir.
Şöyle de bir şey var, öğretmenlere doktorlara yüklenene kadar milletvekili ve bakanlar futbolcular neden bu kadar lüks yaşıyor neden bu kadar hakları var sorgulanmalı.
0
Kaliteli ogretmen yok lise yillarimdan sevgiyle andigim bildisine saygi duydugum hoca sayisi 5i gecmez. Cogunun amaci sadece ayin 15inde maas almak malesef.
Doktor nefretinin baslica nedenlerinden biri de doktorun hastasina saygi duymayisi, herseyi kendisinin bildigini sanmasi. Mesele basima gelen bir olayi anlatayim bas parmagimdan iki.kez tetik parmak yuzunden ameliyat oldum, bir sure sonra yinw bas parmagimda da benzer sorunlar yasamaya basladim. Doktora gitim ve parmagimdaki sorunu anlattim. Tetik parmak dedim adam once sen ne anlarsina getirip dalga gecmeye calisti sonra tetik parmak oldugunu anlatinca mal mal bakti.
Ameliyat.oldum dedikten sonra ameliyatla ilgili sorular sordu diks sayisini sordugunda 8 dedim bakti bakti en fazla 4 dikis atmistr sen yanlis biliyirsun dedi. Dayanamayip 3 yasindan.beri ona kadar sayabiliyorum dedim, tetkikleri yaptirmadan.ciktim baska.doktora gittim.
Hepsi boyle degil ama buna benzer yuze yakin anim var.
Doktor nefretinin baslica nedenlerinden biri de doktorun hastasina saygi duymayisi, herseyi kendisinin bildigini sanmasi. Mesele basima gelen bir olayi anlatayim bas parmagimdan iki.kez tetik parmak yuzunden ameliyat oldum, bir sure sonra yinw bas parmagimda da benzer sorunlar yasamaya basladim. Doktora gitim ve parmagimdaki sorunu anlattim. Tetik parmak dedim adam once sen ne anlarsina getirip dalga gecmeye calisti sonra tetik parmak oldugunu anlatinca mal mal bakti.
Ameliyat.oldum dedikten sonra ameliyatla ilgili sorular sordu diks sayisini sordugunda 8 dedim bakti bakti en fazla 4 dikis atmistr sen yanlis biliyirsun dedi. Dayanamayip 3 yasindan.beri ona kadar sayabiliyorum dedim, tetkikleri yaptirmadan.ciktim baska.doktora gittim.
Hepsi boyle degil ama buna benzer yuze yakin anim var.
0
Yeni nesil onların eseri olduğu için.
Yetiştirdikleri adamlar (ortamada) anlattıkları tüm konulardan nefret eden, basit hesapları yapmayı beceremeyen, bir dilekçeyi yazamayan,... insanlar.
Her meslek grubunu imalat kalitesine göre değerlendiriyorum, öğretmenler açısından sonuç bombok. O yüzden de pek hazzetmiyorum kendilerinden.
Yetiştirdikleri adamlar (ortamada) anlattıkları tüm konulardan nefret eden, basit hesapları yapmayı beceremeyen, bir dilekçeyi yazamayan,... insanlar.
Her meslek grubunu imalat kalitesine göre değerlendiriyorum, öğretmenler açısından sonuç bombok. O yüzden de pek hazzetmiyorum kendilerinden.
0
egitimcilere karsi saygim sonsuz. sozlukte pek sallamiyorum bu olayi ama etrafimda olayi sadece keyfi hale cevirmis ogretmen grubu var ve ondan dolayi da biraz kendilerine kılım (bazi yerlerde alakasiz bir ortam iliskisinde olmasina ragmen ucu da bize dokundugundan) aksam 17:00'da cikarak ve en baba okullardan birinde ogretmenlik yaparak/yapmaya calisarak hayatini devam ettirmeye calisiyorlar. kendilerine gore hayat cok guzel, devamli yoga vs. etkinlikteler. Gitsinler de ben mesela bunlara katilmayinca kötü oluyorum, hemen dedikodu falan. Kendi gorevleri olan ekstra bir saatlik mesai durumunu baskalarina iteliyorlar. Sabah-ogle-aksam kahve,cay dedikodu. Kendi ogrencilerinin maddi durumlarini falan konusuyorlar. O derece yani. Cocuklar duysa bunu tiksinir, ogretmen bile demez. Ben aldiklari maaslardan ziyade bu kadar nasil kucuk kafalarda yasayabiliyorlar? Anlayamiyorum. Hakkini veren insan canimiz ama diger turlu benden de bir sey beklemesin.
0
çoğu iibfli/sbfli de, kpss yüzünden öğretmenlere gıcık. ben öyleyim mesela.
0
kaliteli öğretmen az. ama bu sadece öğretmenlikte temerküz etmiş bir kalitesizlik değil. insan kalitesi düşük zaten türkiye'de. öğretmeni de öyle olacak, doktoru da, mühendisi de, milyonlarca işletme iktisat mezunu da...
öğretmenlere bulaşmalarının nedeni, çoğu cahil ergen, türk kamu bürokrasisine dair gördükleri tek örnek öğretmenler. memur nedir, nasıl çalışır, kamu personeli nedir, kimdir, türkiye'de memurluk nasıl bir iş... bunlardan haberi yok. liseli, en iyimseri üniversiteli. ama devlet dediğimiz yapıyı bilmeyen, bilmesine imkan olmayan tipler bunlar. onun maaşı bunun bilmem nesi...
öğretmenlere bulaşmalarının nedeni, çoğu cahil ergen, türk kamu bürokrasisine dair gördükleri tek örnek öğretmenler. memur nedir, nasıl çalışır, kamu personeli nedir, kimdir, türkiye'de memurluk nasıl bir iş... bunlardan haberi yok. liseli, en iyimseri üniversiteli. ama devlet dediğimiz yapıyı bilmeyen, bilmesine imkan olmayan tipler bunlar. onun maaşı bunun bilmem nesi...
0
koksiks kemiğimde kırık çıktı. devlet hastanesinde doktorun gotunun keyfini beklemek zorunda kalıp bütün gün hastanede adamın kapısının önünde bekledim. 5 6 saatlik beklemenin sonunda adam ameliyat olmak zorunda olduğumu söyledi. ameliyatı kendisinin yapabileceğini söyledi. 1 dakikalık bir konuşma sonunda başında savdı. 5 6 saat bekleyip 1 dakika konuşmak nedir amk. özel hastaneye gittiğimde doktor uzun uzun sorundan bahsetti. çözüm yollarından bahsetti. ameliyata gerek olmadığını, farklı tedavi seçeneklerinden bahsetti. beyin cerrahı olan bir profesörü çağırdı benimle tanıştırdı, rahatsızlığımla ilgili fikir danıştı. filmlerdeki doktorlar gibiydiler. annem hastanede yatarken serumuna kan gitmişti. ben de bu işlerden anlamadığım için panikledim, koridorda doktoru gördüm. hocam bakar mısınız lütfen annemin serumunda kan var dedim. o doktor kişisi bana şu cümleyi kurdu. " bana doktor bey diyeceksin bu bir. git hemşire bul bu da iki". sonra bana gelip devlet hastanelerinde doktorlar niye dayak yiyor demeyin lütfen. istisna doktor görmedim. 1 yıldır 10 dan fazla devlet hastanesi gezmişimdir. bütün genellemeler gibi bu genellemelerim de elbet de yanlış olabilir. ama doktor gördüm mü artık midem bulanıyor. al sana tıp fakültesi, sınavsız giriyorsun deseler. bakın çok samimi söylüyorum. kapısından girmem. (aynen kanka tıp fakültesi de zaten beni bekliyordu)
0
türkiyede aşşağı yukarı 700 800 bin öğretmen varken çevresinde ya da lisede tanıdığı üç beş öğretmenden yola çıkıp öğretmen şöyle g.tü yayıyor böyle çapsız bilmem ne diye goygoy yapmayı ben de anlamıyorum.
bir arkadaş çıktının kalitesine bakarım demiş, ben de diyorum ki bu ülkede adalelet yok diyoruz demekki avukatlar hakimler savcılar g.tü yayılorlar, mühendisler afedersiniz s.k gibi evler yapmakla meşgul ev harici bir üretim yok, ekonomi yerlerde siyaset berbat demekki iibf mezunları bi boktan anlamıyor, polisleri askeri zaten geçtim, çevre düzenlemesi şehircilik hak getire, yani bu liste uzar gider. demekki ülkede genelleme yapınca elle tutulacak kimse kalmıyormuş. sıkıntı burda.
ama sorsan öğretmen yarım gün çalışıyor biz akşama kadar yardırıyoruz?
kişilerden ziyade sistemi eleştirmek, sistemin kötü taraflarına isyan etmek, hakkını isteyenin yanında olmak daha doğru bir yaklaşım olur herşeyi düzeltmek için.
ben de öğretmenim ve bildiğim gördüğüm şeyler üzerine yorum yapabilirim. eğitim üzerine yatırım yapmayan ve şu dönemde özellikle cahillik aslında çok güzeldir anlayışını özellikle empoze etmeye çalışan bir sistem var. okullara yatırım yok bina yatırımı yok sınıflar hala istanbulda bile 50 60 kişilerde, yönetim kadroları zaten belli ama tüm bunlara rağmen öğretmenler şöyle böyle demek sadece saflık olur. evet bizim içimizde de çürükler vardır mutlaka. tatili çok yeeaa demekle eğitim sistemi düzelmiyor.
lisede öğretmenlerin kendine hayrı yoktu, evet biz de isterdik lisede derslerimize proflar doçlar girsin ama asıl işi yapacak yine benim. okulda öğretmen sana sadece rehberlik yapar ondan fazlasını istemek öğrencinin işi. hanginiz öğretmeninize gittinizde size git lan kendin yap dedi.
enteresan enteresan işler.
soruya cevap olarak neden öğretmenler kısmı için basitçe adam lisede gıcık olduğu öğretmenin acısını çıkarıyor
bir arkadaş çıktının kalitesine bakarım demiş, ben de diyorum ki bu ülkede adalelet yok diyoruz demekki avukatlar hakimler savcılar g.tü yayılorlar, mühendisler afedersiniz s.k gibi evler yapmakla meşgul ev harici bir üretim yok, ekonomi yerlerde siyaset berbat demekki iibf mezunları bi boktan anlamıyor, polisleri askeri zaten geçtim, çevre düzenlemesi şehircilik hak getire, yani bu liste uzar gider. demekki ülkede genelleme yapınca elle tutulacak kimse kalmıyormuş. sıkıntı burda.
ama sorsan öğretmen yarım gün çalışıyor biz akşama kadar yardırıyoruz?
kişilerden ziyade sistemi eleştirmek, sistemin kötü taraflarına isyan etmek, hakkını isteyenin yanında olmak daha doğru bir yaklaşım olur herşeyi düzeltmek için.
ben de öğretmenim ve bildiğim gördüğüm şeyler üzerine yorum yapabilirim. eğitim üzerine yatırım yapmayan ve şu dönemde özellikle cahillik aslında çok güzeldir anlayışını özellikle empoze etmeye çalışan bir sistem var. okullara yatırım yok bina yatırımı yok sınıflar hala istanbulda bile 50 60 kişilerde, yönetim kadroları zaten belli ama tüm bunlara rağmen öğretmenler şöyle böyle demek sadece saflık olur. evet bizim içimizde de çürükler vardır mutlaka. tatili çok yeeaa demekle eğitim sistemi düzelmiyor.
lisede öğretmenlerin kendine hayrı yoktu, evet biz de isterdik lisede derslerimize proflar doçlar girsin ama asıl işi yapacak yine benim. okulda öğretmen sana sadece rehberlik yapar ondan fazlasını istemek öğrencinin işi. hanginiz öğretmeninize gittinizde size git lan kendin yap dedi.
enteresan enteresan işler.
soruya cevap olarak neden öğretmenler kısmı için basitçe adam lisede gıcık olduğu öğretmenin acısını çıkarıyor
0
ikisi de ülkede en çok ihtiyaç duyulan, en önemli, en çok muhatap olunan iki meslek grubu. dolayısıyla örnek görme şansı çok oluyor. ülkedeki her şeyin kalitesi belli; 10 örnekten 6'sı kötüyse insanlar buna bin katarak anlatır. İyiler pek konuşulmaz.
bok atma, 2-3 örnekten yola çıkma gibi bir durum yok. 25-30 yaşında bir insan bugüne kadar pekala da iyi kötü bir yorum yapabilecek kadar doktor/öğretmen tanımıştır, iyi misiniz?
çok iyilerin olması genelin kalitesine pek etki etmiyor maalesef.
size en yakınımdan örnek vereyim; kuzenim öğretmen. dersanede ders verirken öğrencileriyle fingirderdi, hasbelkader doğuda bir yere atandı. orda da "anneler oğullarına maaşlı öğretmen kız ararlar" tarzı espriler paylaşıyor sosyal medyadan sürekli. öğretmenliğin kızdaki yeri, değeri, algısı bu. alın size öğretmen.
bok atma, 2-3 örnekten yola çıkma gibi bir durum yok. 25-30 yaşında bir insan bugüne kadar pekala da iyi kötü bir yorum yapabilecek kadar doktor/öğretmen tanımıştır, iyi misiniz?
çok iyilerin olması genelin kalitesine pek etki etmiyor maalesef.
size en yakınımdan örnek vereyim; kuzenim öğretmen. dersanede ders verirken öğrencileriyle fingirderdi, hasbelkader doğuda bir yere atandı. orda da "anneler oğullarına maaşlı öğretmen kız ararlar" tarzı espriler paylaşıyor sosyal medyadan sürekli. öğretmenliğin kızdaki yeri, değeri, algısı bu. alın size öğretmen.
0
öğretmen, doktor'a polis'i de ekleyip artırıyorum.
her meslek gurubunda şerefsiz var, ve o şerefsizlere siktir çekip sana mı kaldım diyebilecekken bu üçüne denemiyor. onlar da karşısındakinin elinin mecbur olmasını bildiklerinden kendilerini bi halt sanıyorlar. aslolanın kendileri olduğunu sanıyorlar.
mesela özeldeki doktor niye iyi davranıyor? çünkü ona gelip para ödeyebilecek olan hasta onu beğenmezse başka özel hastaneye gidebileceğini biliyor. devlettekilerde niye daha fazla ego gösteriyor, çünkü biliyor ki gelen hastaların büyük kısmının eli mecbur ona. gelen kişi canını veya sevdiğinin canını ona emanet ettiğinden ters bir şey söylemeye korkuyor. mesela eşimin hamileliğinin son zamanlarında bebeğin hayatından endişe ettiğimiz için apar topar hastaneye gittik, doktorun yapmadığı lavukluk-ukalalık kalmadı, sonra bebeğin kalbini duyamıyorum işte diyerek kendince bizi korkuttu itoğlu it. sebebi de niye farklı birkaç doktora muayene olmuşuz. bebeğimin hayatından endişe etmesem, elim o an için ona mecbur olmasa arkasından ağzını yaya yaya konuştuğu o monitörü kafasına geçirmeyi bilirdim. çok şükür kızım şimdi 4 yaşına yaklaşıyor. buna benzer 3-5 örnek daha yaşayınca insan ister istemez doktorlara karşı önyargılı oluyor.
öğretmen meselesi yine benzer, ya zamanında bazıları sizin ağzınıza sıçmıştır yada sevdiğiniz birinin. www.eksiduyuru.com
veya komşumuzun kızını öğretmeni sırf deneme sınavlarında sınıfın ortalamasını düşürüyor diye yapmadığı eziyet ve hakaret kalmamış. amacı da küçük kızı sınıfından kaçırmak. en basitinden memurlar.net'in öğretmen bölümüne biraz bakın, velilere ve öğrencilere bakışlarını görün. yaw öğretmen öğrencisini dövmüş, velisi şikayet etmiş, okulamüfettiş göndermişler ne yapayım diyor, öğretmenlerden biri veliye iftira davası aç gözünü korkut, şikayetini geri çeksin diye tavsiye veriyor. bir tanesi de olur mu öyle şey demiyor.
polis de çok benzer,
mevzu-bahis diğer meslek gruplarının alternatifi varken bu grup meslektekilerin alternatifi kısıtlı ve olumsuz bir olayda ya siz yada sevdiğiniz biri doğrudan ciddi şekilde etkileniyor bunlardan.
not : tüm bu önyargılara o bahsedilen lavuk azınlık neden olmaktadır. yoksa büyük kısmı şeker gibi insanlar.
her meslek gurubunda şerefsiz var, ve o şerefsizlere siktir çekip sana mı kaldım diyebilecekken bu üçüne denemiyor. onlar da karşısındakinin elinin mecbur olmasını bildiklerinden kendilerini bi halt sanıyorlar. aslolanın kendileri olduğunu sanıyorlar.
mesela özeldeki doktor niye iyi davranıyor? çünkü ona gelip para ödeyebilecek olan hasta onu beğenmezse başka özel hastaneye gidebileceğini biliyor. devlettekilerde niye daha fazla ego gösteriyor, çünkü biliyor ki gelen hastaların büyük kısmının eli mecbur ona. gelen kişi canını veya sevdiğinin canını ona emanet ettiğinden ters bir şey söylemeye korkuyor. mesela eşimin hamileliğinin son zamanlarında bebeğin hayatından endişe ettiğimiz için apar topar hastaneye gittik, doktorun yapmadığı lavukluk-ukalalık kalmadı, sonra bebeğin kalbini duyamıyorum işte diyerek kendince bizi korkuttu itoğlu it. sebebi de niye farklı birkaç doktora muayene olmuşuz. bebeğimin hayatından endişe etmesem, elim o an için ona mecbur olmasa arkasından ağzını yaya yaya konuştuğu o monitörü kafasına geçirmeyi bilirdim. çok şükür kızım şimdi 4 yaşına yaklaşıyor. buna benzer 3-5 örnek daha yaşayınca insan ister istemez doktorlara karşı önyargılı oluyor.
öğretmen meselesi yine benzer, ya zamanında bazıları sizin ağzınıza sıçmıştır yada sevdiğiniz birinin. www.eksiduyuru.com
veya komşumuzun kızını öğretmeni sırf deneme sınavlarında sınıfın ortalamasını düşürüyor diye yapmadığı eziyet ve hakaret kalmamış. amacı da küçük kızı sınıfından kaçırmak. en basitinden memurlar.net'in öğretmen bölümüne biraz bakın, velilere ve öğrencilere bakışlarını görün. yaw öğretmen öğrencisini dövmüş, velisi şikayet etmiş, okulamüfettiş göndermişler ne yapayım diyor, öğretmenlerden biri veliye iftira davası aç gözünü korkut, şikayetini geri çeksin diye tavsiye veriyor. bir tanesi de olur mu öyle şey demiyor.
polis de çok benzer,
mevzu-bahis diğer meslek gruplarının alternatifi varken bu grup meslektekilerin alternatifi kısıtlı ve olumsuz bir olayda ya siz yada sevdiğiniz biri doğrudan ciddi şekilde etkileniyor bunlardan.
not : tüm bu önyargılara o bahsedilen lavuk azınlık neden olmaktadır. yoksa büyük kısmı şeker gibi insanlar.
0
000000
provisioning servicesself-provisioned makinebunlardaki provizyonun anlamı nedir?provizyonlama diye bir kelime var mı türkçede?
provisioning services
self-provisioned makine
bunlardaki provizyonun anlamı nedir?
provizyonlama diye bir kelime var mı türkçede?
self-provisioned makine
bunlardaki provizyonun anlamı nedir?
provizyonlama diye bir kelime var mı türkçede?
0
Sağlama olabilir. Devlet hastanelerinde provizyon alma diye bir kavram var. Eğer sigortalıysanız provizyon alabiliyorsunuz. Yani tedavi masrafı ödemiyorsunuz, devletten hizmet alabiliyorsunuz. O kelimeler de sağlayıcı servisler, kendi kendine bakabilen makine olabilir gibi geldi.
0
istambul
Uyurken bilgisayar açık kalıyor bâzen. Yine öyle olmuş. Ama saatlerce hiçbir işlem yapılmadığı için sanırım, yeniden başlatılmış. Yeni Word dosyası açmıştım, dünya kadar uğraşmıştım. Uçmuş. Word'u açtığımda "otomatik kurtarma" hatırlatması ile dosyayı önüme koymuyor da. Nasıl kurtarırım?
Uyurken bilgisayar açık kalıyor bâzen. Yine öyle olmuş. Ama saatlerce hiçbir işlem yapılmadığı için sanırım, yeniden başlatılmış. Yeni Word dosyası açmıştım, dünya kadar uğraşmıştım. Uçmuş. Word'u açtığımda "otomatik kurtarma" hatırlatması ile dosyayı önüme koymuyor da. Nasıl kurtarırım?
0
uçmuş o zaman. tecrübe diyoruz buna, o kadar uğraştığınız bir word dosyasının yedeği de yoksa yazık.
bi ihtimal eğer yeni windows ise office onedrive da yedek alabilir.
bi ihtimal eğer yeni windows ise office onedrive da yedek alabilir.
0
Eğer sistem geri yükleme yapılıyorsa dosyanın bulunduğu klasöre sağ tıkla ve üst menüden önceki sürümleri yükle de. Belki bir kopyasını bulabilirsin.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
soru baslıkta bir nevi. baya gec kalktım ama gece erken yatmam lazım. gün boyu napabilirim?
soru baslıkta bir nevi. baya gec kalktım ama gece erken yatmam lazım. gün boyu napabilirim?
0
papatya çayı + relax bir müzik + erkenden yatağa girme + evdeki tüm ışıkları kapatma + yatmadan önce yemek, şeker, çikolata gibi şeyler yemeyin + yatağa girdiğinizde göz kapaklarınızı ovuşturun.
0
dirty pussy and cock
arkadaşlar selam, makina mühendisliği ikinci sınıf öğrencisiyim, ayıptır söylemesi bu dönem vizelere fena kastım, gayet iyi geçti biri hariç, öyle ki mukavemetten 100 aldım ehe.fakat şöyle bir sorun var; 3 hafta önce kız arkadaşımdan ayrıldım ve tüm motivasyonumu kaybettim, hem bu sebep hem de vizel
arkadaşlar selam, makina mühendisliği ikinci sınıf öğrencisiyim, ayıptır söylemesi bu dönem vizelere fena kastım, gayet iyi geçti biri hariç, öyle ki mukavemetten 100 aldım ehe.
fakat şöyle bir sorun var; 3 hafta önce kız arkadaşımdan ayrıldım ve tüm motivasyonumu kaybettim, hem bu sebep hem de vizelere yoğun yüklenmem neticesinde de şuan ders çalışamıyorum. ve finallere 3 hafta kaldı. vizelerdeki özverimin boşa gitmesi an meselesi.
nasıl yaparım? her dersten 4 hafta gerideyim şuan, nasıl toparlayabilirim sizce? ya da nasıl motive olabilirim?
dersler mukavemet, statik, malzeme bilimi, termodinamik filan. yani çoğu da ağır ders.
fakat şöyle bir sorun var; 3 hafta önce kız arkadaşımdan ayrıldım ve tüm motivasyonumu kaybettim, hem bu sebep hem de vizelere yoğun yüklenmem neticesinde de şuan ders çalışamıyorum. ve finallere 3 hafta kaldı. vizelerdeki özverimin boşa gitmesi an meselesi.
nasıl yaparım? her dersten 4 hafta gerideyim şuan, nasıl toparlayabilirim sizce? ya da nasıl motive olabilirim?
dersler mukavemet, statik, malzeme bilimi, termodinamik filan. yani çoğu da ağır ders.
0
Bende yazdıklarına ek olarak bir de sayısal analiz var. Mukavemet 1'i geçtiysen Mukavemet 2'yi çok rahat geçersin. Bol bol soru çöz. Mohr çemberi, sehim hesabı falan kolay konulardır. Termodinamik 1'de derste hocanın çözdüğü soruları tek tek çöz. Soru yoksa Yunus Çengel'in kitabına bak. Mühendislik malzemeleri var bende. Slaytları okuyup özet çıkarıyorum. Sorular belli zaten, faz diyagramları, ısıl işlemler vs. Ben motive olmak için video izlerim hep. Sonra gaza gelince de kütüphaneye gidip her gün üç saat falan yazı yazarım güzelce. Kısaca havalar da bok gibiyken biraz ilgi işi çözer. Kız arkadaşı falan sal, en iyi yatırım kendine yaptığın yatırımdır.
0
Eğer kız arkadaşını üniversitede bulduysan sana koymaz bence. Hem makina mühendisliği hem de kız arkadaş. 3 erkeğe 1 erkek düşen bölümde büyük olay bence.
0
1 hafta gez gel. depolan sonra yapıştır. bu bir hafta kendini kur, erken kalkmaya alış.
0
damdanakan
Kimlere uygulanmalı? Uygulanmalı mı? Cevrenizde bu tedaviyi görüp iyileşen kimse var mı? Hastanın kendisi mi talep etmeli ya da onermeli? Senelerdir ilaç + değişen aralıklarla psikoterapi goruyorum ama değişim ve iyileşme adına tık yok bende. Dusuneyim mi bunu? Soruyu ciddi sordum, ciddi cevaplar be
Kimlere uygulanmalı? Uygulanmalı mı? Cevrenizde bu tedaviyi görüp iyileşen kimse var mı? Hastanın kendisi mi talep etmeli ya da onermeli? Senelerdir ilaç + değişen aralıklarla psikoterapi goruyorum ama değişim ve iyileşme adına tık yok bende. Dusuneyim mi bunu?
Soruyu ciddi sordum, ciddi cevaplar bekliyorum. Teşekkürler.
Soruyu ciddi sordum, ciddi cevaplar bekliyorum. Teşekkürler.
0
Bildiğim kadarıyla birkaç seans yapılıyor. Yani verdim elektroşoku hasta ayağa kalktı gibi bir durum değil. Uzun vadede uygulanınca hastalarda moronlaşma oluyormuş. Ne kadar doğrudur bilmiyorum. Eskiden lobotomi (beyindeki bazı lobların alınması) ve ekt işkence gibi görülüyormuş. Bugün de bunların sadece çok uç noktadaki şizofreni hastalarına uygulandığını okumuştum bir yerde. Doktor değilim tabi ama bu bana göre psikoza girmiş (gerçeklik algısını kaybetmiş) hastalara uygulanabiliyor. Sen akıl hastanesinde yatıyorsundur, uzun süren klinik tedaviye yanıt vermemişsindir, ciddi anlamda yere sıçıp bokunla oynuyorsundur, o zaman başkaları senin adına böyle bir karar veriyor. Sen şu anda bana göre o aşamadan çok uzaksın. Doğal yöntemlerle sorunlarını azaltmayı denemelisin. Böyle bir yola hiç girme bence.
0
Kroniklesmis majör depresyon hastalarına da uygulanıyor diye biliyorum ben. Hatta bi psikolog önermişti bunu bana, dusunur musun diye. Sözlükte de aynı tedaviyi gormus insanlar var bildiğim kadarıyla. Yıllardır dediğim de birkaç yıl değil, 15 senedir bu rahatsizlikla yaşıyorum ben ve depresyondan çıktığım bi dönem olmadı hiç.
0
Bir de olay psikotiklikte bitiyorsa maalesef ben de oraya doğru gidiyorum. Son iki senedir depersonalizasyon yaşıyorum. Adımı hatırlayamadığım zamanlar oluyor.
0
Hastaneye yatmayı hiç düşündün mü? Belki klinik tedavi daha olumlu sonuç verir. Beyin kimyası bozulmuşsa bunun tedavisi yine ilaçlardadır. Ekt doğası itibariyle beyin kimyasında bir değişiklik yaratmıyor. Bir de yine bir şey okumuştum, eskiden eşcinselleri tedavi etmek amacıyla bu yöntem uygulanmış, deneklere iki erkeğin cinsel birleşmesi izletilirken bir anda elektrik veriliyormuş, bu sayede bu görüntülerin zararlı olarak algılatılması sağlanıyormuş. Ama deney sonuçlarına göre eşcinsellerin durumları daha kötüye gitmiş. Ortada hormonal bir bozukluk varsa ya da kişilik buna daha yatkınsa bu tip şeylerin etkisi hiç olmayabiliyor. Geçmiş olsun, huzura etmek sizin de hakkınız tabi ama durumu daha da kötüleştirmeden tedavi görmek gerekiyor.
0
Hastaneye intihar riski varsa yatiralim dediler. Onun dışında bi şey soylenmedi. Ben bi suru ilaç kullandım ama inan fayda etmiyor.
Bi de o söylediğin tam olarak ekt değil, bildiğim kadarıyla. Davranışçı ekolden sacmasalak bi karşıt tepki oluşturma seysi. Hafif elektrik veriyorlar, ya da musil veriyorlar. Bi yandan küsüp bi yandan eşcinsel ilişki görüntüleri izliyorsun ve eşcinselliğin mide bulandırıcı olduğuna kosullaniyorsun (sözde).
Bi de o söylediğin tam olarak ekt değil, bildiğim kadarıyla. Davranışçı ekolden sacmasalak bi karşıt tepki oluşturma seysi. Hafif elektrik veriyorlar, ya da musil veriyorlar. Bi yandan küsüp bi yandan eşcinsel ilişki görüntüleri izliyorsun ve eşcinselliğin mide bulandırıcı olduğuna kosullaniyorsun (sözde).
0
endikasyon varsa ekt düşünülebilir. hamilelerde falan yapılabiliyor ilaç kullanamadıkları için mesela. psikolog değil psikiyatrın önermesi lazım. ilaçlara dirençli depresyonun veya ekt gerektiren bir hastalığın varsa yaptırabilirsin.
0
Ne bileyim, bana hep aynı yerdeymisim gibi geliyor. Sadece son bi gayretle düzenli bi isim olmasına cabaliyorum. Yanısıra kendimi hiç huzurlu hissetmiyorum zaten.
0
şimdi, kronik depresyonda kullanılıyor denmiş, tamamen hatalı. bunu bir psikolok da söylemişse o da hatalı söylemiş. 6 aydan uzun süreli depresyonun tedavisinde ekt'nin hiçbir etkinliği yoktur, bunu net olarak söyleyebilirim.
akut major depresif bozukluk tedavisinde ise oldukça etkilidir, hatta aslında ilaç tedavisinden daha iyidir. ancak yan etkileri ilaç tedavisine nazaran daha hafif olmasına ve daha etkili bir yöntem olmasına karşın tedavi algoritmasında ilaç tedavilerinin arkasından gelir. yani, ilaç tedavisiyle yanıt alınamayan hastalarda önce kombine farmakoterapiye, ardından atipik antidepresanlara, ancak ondan sonra ekt'ye başvurulur.
şizofreni'nin psikotik atak dönemleri, dirençli okb ise endike olduğu diğer hastalıklar. en sık bu üç endikasyon için kullanılıyor. dahası vardır da textbook'lara dönüp tekrar bakmak gerekiyor. şimdilik bu üçü aktüel bilgi açısından yeterli olur sanırım.
akut major depresif bozukluk tedavisinde ise oldukça etkilidir, hatta aslında ilaç tedavisinden daha iyidir. ancak yan etkileri ilaç tedavisine nazaran daha hafif olmasına ve daha etkili bir yöntem olmasına karşın tedavi algoritmasında ilaç tedavilerinin arkasından gelir. yani, ilaç tedavisiyle yanıt alınamayan hastalarda önce kombine farmakoterapiye, ardından atipik antidepresanlara, ancak ondan sonra ekt'ye başvurulur.
şizofreni'nin psikotik atak dönemleri, dirençli okb ise endike olduğu diğer hastalıklar. en sık bu üç endikasyon için kullanılıyor. dahası vardır da textbook'lara dönüp tekrar bakmak gerekiyor. şimdilik bu üçü aktüel bilgi açısından yeterli olur sanırım.
0
sizin özelinizde ise ilaç + psikoterapiye devam etmek en ideal çözüm. günlük alışkanlıklarda değişiklik, farklı hobiler, uğraşlar, özellikle düzenli spor yapmak bir miktar düzelme sağlayabilir; ancak anladığım kadarıyla süreğen ve dirençli bir hastalığınız var. tam bir kür sağlanamaz belki ama şartlar nisbeten iyileştirilebilir, dalgalanma dönemlerinde tabiri caizse "bayır aşağı" dönemeçlerinizde daha az hasarla atlatmanız sağlanabilir, dibe vurmanız önlenebilir. tedavinin günlük işlevselliğinize katkısı olacağını düşünüyorum. "nasıl olsa işe yaramıyor" diyerek tedaviyi asla bırakmayın, çünkü en kötü seçenek bu olur.
çok geçmiş olsun.
çok geçmiş olsun.
0
kasa kasa berg
S.b.
S.b.
0
Northern Mariner
Herkese selamlar,Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla konuşurken spor esnasında antrenörü tarafından su içmemesi söylenmiş. Bende özellikle ağırlık antremanlarında 1lt su tüketiyorum. Yağ yakımı sonucunda su açığa çıkıyor tamam ama antrenörü eğer su içmemesi bu sudan faydalanması gerektiğini söylemiş
Herkese selamlar,
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla konuşurken spor esnasında antrenörü tarafından su içmemesi söylenmiş. Bende özellikle ağırlık antremanlarında 1lt su tüketiyorum. Yağ yakımı sonucunda su açığa çıkıyor tamam ama antrenörü eğer su içmemesi bu sudan faydalanması gerektiğini söylemiş. Daha önce bu tip bir şeyle karşılaşmamıştım.
İkincisi, dirty bulk acısını cardio 15 dk yapıp ağırlık çalışarak yok etmeye çalışıyorum. Günlük protein alımım 96gr civarı olmalıymış myfitnesspal'a göre. Yaklaşık 3 ölçek protein tozu ediyor. Ben genelde antremandan yarım saat sonra 1 ölçek 250ml su ile tüketiyorum. Az mıdır?
E, Boy 185, Kilo 89
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla konuşurken spor esnasında antrenörü tarafından su içmemesi söylenmiş. Bende özellikle ağırlık antremanlarında 1lt su tüketiyorum. Yağ yakımı sonucunda su açığa çıkıyor tamam ama antrenörü eğer su içmemesi bu sudan faydalanması gerektiğini söylemiş. Daha önce bu tip bir şeyle karşılaşmamıştım.
İkincisi, dirty bulk acısını cardio 15 dk yapıp ağırlık çalışarak yok etmeye çalışıyorum. Günlük protein alımım 96gr civarı olmalıymış myfitnesspal'a göre. Yaklaşık 3 ölçek protein tozu ediyor. Ben genelde antremandan yarım saat sonra 1 ölçek 250ml su ile tüketiyorum. Az mıdır?
E, Boy 185, Kilo 89
0
Yağ yakımı sonucunda açığa çıkan su metabolik su. Bu su senin susama hissini engelleyemez. Senin hissini gidermen için su içmen gerekiyor tabi ki. Ama antrenman esnasında içmek sıkıntılı. Su direkt bağırsaklara gittiği için, böbrekler de çalışmaya başladığı için bu çalışma rahatlığını olumsuz etkiler. Antrenman bitince dinlenerek içmek daha iyi.
0
96 gram proteinin hepsini protein tozuyla mı alıyorsun? veya almayı düşünüyorsun? öyle anladım.
0
ya aferdersin de app'ın amk
bu tepkim san değil yanlış anlama. ortalıkta dönen saçma sapan yalan yanlış bilgilere sitelere vs. ve buna inanabileccek kadar bilgisiz olanlara (sanırım bu sana :)
günde 100 gram protein ihtiyacını protein tozuyla almak senin aklına ve mantığına doğru geliyor mu allah aşkına.
protein tozu sadece takviyedir. ne gerçek proteini yerini tutar ne de başka bir şeyin. günde misal 100 gram protein almayı planlıyorsan bunun en fazla 20-25 gramı tozla olur. et yumurta peynir yemelisin sen deliler gibi. ne tozu. spordan sonra hemen kana besin gitsin diye bir ölçek içersin olur biter. günde 100 gram toz protein nedir abi yapmayın allah aşkına ya.
bu tepkim san değil yanlış anlama. ortalıkta dönen saçma sapan yalan yanlış bilgilere sitelere vs. ve buna inanabileccek kadar bilgisiz olanlara (sanırım bu sana :)
günde 100 gram protein ihtiyacını protein tozuyla almak senin aklına ve mantığına doğru geliyor mu allah aşkına.
protein tozu sadece takviyedir. ne gerçek proteini yerini tutar ne de başka bir şeyin. günde misal 100 gram protein almayı planlıyorsan bunun en fazla 20-25 gramı tozla olur. et yumurta peynir yemelisin sen deliler gibi. ne tozu. spordan sonra hemen kana besin gitsin diye bir ölçek içersin olur biter. günde 100 gram toz protein nedir abi yapmayın allah aşkına ya.
0
ayırca protein tozu zararsızdır. ama bu şekilde kullanırsan zarar görürsün. ondan sonra haberlerde internete protein tozu kullandı pipisi düştü diye haberler görüyoruz.
0
O cüsseye, o protein miktarı çok az. Dirty bulking demişsin, vücuda kas eklemek ya da kas kaybetmeden define olmak senin için önem olarak 1. sırada kabul ediyorum. Bence günde 150 gr. proteinin altına düşmemen lazım, ha illa da yok ben 100 gr protein alıcam diyosan da protein tozu kullanman kadar gereksiz bir şey olamaz, normal beslenme ile rahat rahat karşılarsın o miktarı. En iyisi sen sporcu beslenmesi olayında Makro besinler kısmı ile alakalı bir araştırma yap, daha iyi olur.
ekleme: ağırlığının minimum 1.5 katı, ideal 2 katı protein alman gerekliliği genel görüş vücut geliştirme için. Ancak mesela jim stoppani ağırlığının minimum 2.3, ideal 3.3 katı kadar protein alman gerektiğini söylüyor ki bu da senin kilonda biri için ortalama 250 gr protein eder. Aynı şekilde savaş hocada çok fazla protein tüketilmesi taraftarı. Hangisi doğrudur bilmiyorum, kişinin kendi üzerinde denemesi lazım. Ancak ne olursa olsun, hiç bi sporcunun 1,5 katının altına inmeni önericeğini sanmam onun için protein miktarını arttırmanı öneriyorum tekrardan.
ekleme: ağırlığının minimum 1.5 katı, ideal 2 katı protein alman gerekliliği genel görüş vücut geliştirme için. Ancak mesela jim stoppani ağırlığının minimum 2.3, ideal 3.3 katı kadar protein alman gerektiğini söylüyor ki bu da senin kilonda biri için ortalama 250 gr protein eder. Aynı şekilde savaş hocada çok fazla protein tüketilmesi taraftarı. Hangisi doğrudur bilmiyorum, kişinin kendi üzerinde denemesi lazım. Ancak ne olursa olsun, hiç bi sporcunun 1,5 katının altına inmeni önericeğini sanmam onun için protein miktarını arttırmanı öneriyorum tekrardan.
0
hacı gün içinde protein yemiyor musun ki hepsini tozdan almaya çalışıyorsun? onun dışında mahone doğru demiş.
ben günde bir ölçek toz kullanıyorum, 250 ml süt ile kullanıyorum. zaten kutu üzerinde de bir ölçeği 200 ml'e karıştırın diyor.
ben günde bir ölçek toz kullanıyorum, 250 ml süt ile kullanıyorum. zaten kutu üzerinde de bir ölçeği 200 ml'e karıştırın diyor.
0
Yanlış anlaşılmış dediğim :)
Programda git 96gr'ı whey olarak al demiyor. 96gr protein al diyor. Bende diyorum ki 3 ölçek yapıyor yaklaşık, ben 1 ölçek kullanıyorum arttırmam mı gerek diye :) Bence de daha fazla almak gerekli, ama genelde Amerika mantığı, youtube videolarında bile herşeye whey karıştırıyorlar reklam yapmak için.
Normal öğünlerde zaten yiyorum tavuktur, ton balığıdır.
Programda git 96gr'ı whey olarak al demiyor. 96gr protein al diyor. Bende diyorum ki 3 ölçek yapıyor yaklaşık, ben 1 ölçek kullanıyorum arttırmam mı gerek diye :) Bence de daha fazla almak gerekli, ama genelde Amerika mantığı, youtube videolarında bile herşeye whey karıştırıyorlar reklam yapmak için.
Normal öğünlerde zaten yiyorum tavuktur, ton balığıdır.
0
@Northern, Jim Stoppaninde zaten supplement firması sahibi, onun için ben 3,3 gr olayını fazla buluyorum. İdeal 2, maksimum 2,5 süper gider bence. Protein tozu da 1 ölçek yeter, antremandan sonra ya da önce yemek yeme saatlerine bağlı olarak. Geri kalan proteini besinlerden sağlamaya çalış.
0
damdanakan
Genel yazar profilinden bahsediyorum. Ben sevecek gibi oluyorum da sevemiyorum. KKemikleşmiş gruplardaki insanların birbirlerine verdikleri cevaplar ve az sayıdaki iyi niyetli, munis insan disinda verilen cevaplar genellikle usttenci, hakir goren, "En iyisini ben bilirim" tavrında, yardımdan cok ken
Genel yazar profilinden bahsediyorum. Ben sevecek gibi oluyorum da sevemiyorum. KKemikleşmiş gruplardaki insanların birbirlerine verdikleri cevaplar ve az sayıdaki iyi niyetli, munis insan disinda verilen cevaplar genellikle usttenci, hakir goren, "En iyisini ben bilirim" tavrında, yardımdan cok kendini kanıtlama cabasında sanki? Bi duyuru açıyoruz, actigimiza acacagimiza pişman oluyoruz.
Belli aralıklarla aktif oluyorum burada. O nekahat dönemlerinden sonra bi sure her soruya güzel güzel cevap verirken bir sure sonra ben de saldirganlasiyorum mesela. Birbirimizden gorup mu benimsiyoruz bu üslubu bilmiyorum.
Gelecek oolasi cevaplar için simdiden şunlari yazayım, dursun:
- Evet, can sıkıntısı. İşsizlik.
-Begenmiyorsam giderim, tamam.
- Burası internet ve cok şey bekliyorum.
- Sanki ben farkliyim, ben de snobun tekiyim.
Belli aralıklarla aktif oluyorum burada. O nekahat dönemlerinden sonra bi sure her soruya güzel güzel cevap verirken bir sure sonra ben de saldirganlasiyorum mesela. Birbirimizden gorup mu benimsiyoruz bu üslubu bilmiyorum.
Gelecek oolasi cevaplar için simdiden şunlari yazayım, dursun:
- Evet, can sıkıntısı. İşsizlik.
-Begenmiyorsam giderim, tamam.
- Burası internet ve cok şey bekliyorum.
- Sanki ben farkliyim, ben de snobun tekiyim.
0
Abi sevilmez mi insanlar 5 kuruş almadan birbirine yardım edip sorunlarını gidermeye çalışıyor neden sevilmesin.
0
Basta sana katılıyorum.
Fakat burada bircok kişiye yardımcı oldum, çok güzel geri dönüşler aldım, altın gibi insanlar da var, biraz etrafa bakinmak gerekli. Kötü yönüyle bakıyorsun olaya, pozitif ol biraz :)
Fakat burada bircok kişiye yardımcı oldum, çok güzel geri dönüşler aldım, altın gibi insanlar da var, biraz etrafa bakinmak gerekli. Kötü yönüyle bakıyorsun olaya, pozitif ol biraz :)
0
Katılıyorum. Ben de o günkü ruh halime göre değişik cevaplar verebiliyorum. Bazen çok naif, yardımsever cevaplar verirken bazen de "ya ulan bu da soru mu" tribine giriyorum. Bu durum sorunun içeriğiyle de alakalı. Bazen çok saçma sorular geliyor. Bilgi alma amaçlı değil ama bu sorular. Daha çok anket türü.
0
Ben yardıma ihtiyaç duyduğumda çoğunlukla çozume ulaştım buradan. Ama bazen dediğin gibi ukala tavırlar veya sen gayet ciddi ciddi derdini anlatmışken verilen geyik veya saçma cevaplar insanın canını sıkmıyor da değil. Ama sonuçta internet ortamındayız bunlar da anormal değil diyip geçiyorum ben.
0
Evet, seviyorum. Gerçekten yardıma ihtiyacı olanlarla gizli işsizleri iyi ayırt etmek gerek.
0
0
Mobildeyim cevabımı editleyemiyorum, yukarıya ek, süper tatlı insanlarla da tanıştım buradan, sanırım ben seviyorum burayı :)
0
Çoğunluğu gayet iyi ama tuhaf insan da yok değil.
Ben özellikle oturup uzun uzun mesajla bir şeyler anlattığım ettiğim insanlar bir teşekkür bile etmeyince uyuz oluyorum.
Ben özellikle oturup uzun uzun mesajla bir şeyler anlattığım ettiğim insanlar bir teşekkür bile etmeyince uyuz oluyorum.
0
insanları profillemeyi sevmiyorum. 8 senedir falan burdayım. sevdiğim tipler de var sevmediğim tipler de var. gerçekten yardım etmeye çalışanlar da var ukalalık edenler de. genellemek doğru değil.
0
Ya bi de senin icini kemiren, canını sikan bi şey anlatiyosun, adamın verdiği cevap "İşte bunlar hep işsizlik!". Sanki herkesin hayatı mükemmel, bi bizimki fason.
0
ben seviyorum ya. Soru sorma olaylarında dalga geçen falan oluyor da gerçekten işin düşse bir yardım gerekse buradan gereken bilgiyi yardımı alırsın bence. Çünkü hem yardım aldım hem baya yardım ettim.
0
Ya şimdi o değil de...
Bazı kızlar çok güzel çok tatlı la :) insands aşık olma isteği uyandırıyor.
Konuya gelirsek...
Burayı çok da ciddiye almamak lazım, hayatın küçük bir parçası sadece. Kendi hayatınla ilgili ciddi konularda çok alakasız cevaplar veriliyor. Örneğin hemen ayrıl deniyor ilk kırık kalpli duyuruda, misal bunun gibi. Daha çok eğlence amaçlı kullanılmasını daha hayırlı görüyorum.
Bazı kızlar çok güzel çok tatlı la :) insands aşık olma isteği uyandırıyor.
Konuya gelirsek...
Burayı çok da ciddiye almamak lazım, hayatın küçük bir parçası sadece. Kendi hayatınla ilgili ciddi konularda çok alakasız cevaplar veriliyor. Örneğin hemen ayrıl deniyor ilk kırık kalpli duyuruda, misal bunun gibi. Daha çok eğlence amaçlı kullanılmasını daha hayırlı görüyorum.
0
burda bi o.ç var,o kendini biliyor,onun haricindekileri seviyorum. Yardimlasma,kaynasma güzel seyler bunlar.
0
Birkaç milyon kişiyi kenara ayırırsan genel olarak Türkiye toplumundan nefret ediyorum. Nefretimin doruğunda da ekşisözlüğe rağbet edenlerin geldiği sosyal tabakalar var. Aslında nefretimin odağında kişiler değil cehalet var, ahlaksızlık var; edepsizlik, saygısızlık, düşüncesizlik diye altkümeler var. Velhasıl çoğunuzdan nefret ediyorum. Yani nefret de geniş spektrumu olan bir kelime bir kesime karşı hitler nefreti beslerken öteki kesime karşı hayvana şiddet uygulanmasına beslenen türden bir nefret besliyorum.
Yurtdışına gitsem nefret etmeyeceğim bir toplum nerede bulurum bilmiyorum.
eskiden takıldığım türkiye'de bir benzeri daha olmayan bir forum vardı oraya kişisel sebeplerden ötürü giremiyorum ondan buraya sarmış durumdayım
ekşisözlük bir sosyal mecra olmaktan çok gerçekten bir bilgi kaynağı iken, ben bir ilkokullu iken, number1'da sarışın kel ile göçük gözlü oğlanın level dergisi reklamlı oyun programını izler iken, ekşisözlükte "rezaleti" entrileri değil intel 8088 hakkında entriler girilirken internet bu kadar yaygın değil iken pdf kitap kaynamıyorken değil torrent imesh'ten bile önce, insanların basılı dergiler alarak bir şeyler okuyup öğrendiği zamanlarda ekşisözlük parası bilgisayarı interneti, yabancı dili olan insanların hayat, meslek vb konularda herkesin bilme imkanı bulamadığı tecürbelerini ve bilgilerini paylaştıkları bir mecra idi. Bu çok kısa sürdü. Sonra altından ideoloji foyası çıktı. Velhasıl 2001 yılından beri falan ekşisözlük benim için bir kancık çukuru. Velhasıl sözlükçülere karşı hislerim böyledir, eyorlamam bu kadar.
Yurtdışına gitsem nefret etmeyeceğim bir toplum nerede bulurum bilmiyorum.
eskiden takıldığım türkiye'de bir benzeri daha olmayan bir forum vardı oraya kişisel sebeplerden ötürü giremiyorum ondan buraya sarmış durumdayım
ekşisözlük bir sosyal mecra olmaktan çok gerçekten bir bilgi kaynağı iken, ben bir ilkokullu iken, number1'da sarışın kel ile göçük gözlü oğlanın level dergisi reklamlı oyun programını izler iken, ekşisözlükte "rezaleti" entrileri değil intel 8088 hakkında entriler girilirken internet bu kadar yaygın değil iken pdf kitap kaynamıyorken değil torrent imesh'ten bile önce, insanların basılı dergiler alarak bir şeyler okuyup öğrendiği zamanlarda ekşisözlük parası bilgisayarı interneti, yabancı dili olan insanların hayat, meslek vb konularda herkesin bilme imkanı bulamadığı tecürbelerini ve bilgilerini paylaştıkları bir mecra idi. Bu çok kısa sürdü. Sonra altından ideoloji foyası çıktı. Velhasıl 2001 yılından beri falan ekşisözlük benim için bir kancık çukuru. Velhasıl sözlükçülere karşı hislerim böyledir, eyorlamam bu kadar.
0
Eskiden daha bi yardimlasma odakliydi sanki. Bir suredir ilgi cekme amacli duyuru acanlar ve bunu surekli yapanlar cogaldi gibi. Onlar haricinde seviyorum.
0
az kullanıcı sayısıyla nokta atışı cevaplar alınması iyi. 60-70 okunma sayısıyla çok detay bir soruma mantıklı cevaplar geliyor. duyuru kullanıcısı profilinin bu yönünü seviyorum.
0
:) ben kız için yazmıstım onu ama sen alınmışsın
Hatta yazdıklarınıda severek okuyorum , pazar sendromu desek barıssak olmaz mı?
Hatta yazdıklarınıda severek okuyorum , pazar sendromu desek barıssak olmaz mı?
0
@aguarium: bu duyurunun ilgi çekmek maksatlı açıldığını kastettiysen, bugün ust uste iki duyuru açtım ama normalde haftada bir ya da iki duyuru açarım. Çok gerekmedikce ya da kendimi tutabilecek gibiysem cevap da vermem. Onu mu kastettin bilmiyorum, hicbi attention whore da ben attention whore um demez zaten ama "Dur su prime time in, gundemin tepesine oturayim!" gibi bi etkileşim olmadı zihnimde. Belki bilincaltimda bi olay dönmüş olabilir :) yine de cevap vereyim dedim. Yazdigimin uç katını yutuyorum yani.
0
@bnmzz: duyuruda balık burcu olduğumu belirtmiştim. Alinacagimi hesap etmen gerekirdi :ppp
0
@damdanakan haha yok ya hic seni kastetmemistim. Senin az once actigin baska bir duyuruya da gayet ciddi cevap verdim zaten. Daha amacsiz duyurulari kastettim.cevap verilebilecek, net soru icerenleri degil.
0
Ben her gün giriyorum, çoğu insanla iletişim kurmaya çalışıyorum hatta.
görüştüğüm herkesi çok sevdim, bazılarına yardımcı olmaya çalışırken hafif tırstım hatta napmaya çalışıyor bu derler mi diye ama hepsinden çok güzel geri dönüşler aldım.
Kötüsü var mıdır, illaki vardır ama ben memnunum.
görüştüğüm herkesi çok sevdim, bazılarına yardımcı olmaya çalışırken hafif tırstım hatta napmaya çalışıyor bu derler mi diye ama hepsinden çok güzel geri dönüşler aldım.
Kötüsü var mıdır, illaki vardır ama ben memnunum.
0
İnternetteki personalar hakkında net fikirler edinmek zor. Bi başlıkta gayet nezih ve yardımsever kişi, başka duyuruda çirkefleşebiliyor. "aa yardımcı oluyor, ne kadar iyi bir insan ^^" diyemiyorum yani. burası da kendimizi ifade, hatta bazen ispat ettiğimiz bir platform sonuçta. sırf cevaplar kimse hakkındaki yargımı şekillendirmiyor.
cevap uslubu hakkında da şunu diyim. duyuru sahibine göre değişiyor. "beni azarlar, yargıla, sana bu hakkı veriyorum" diyen duyurular var. ona göre biz de ipleri salıyoruz galiba. ama nezaket de çok burada, modumuza göre değişiyor.
cevap uslubu hakkında da şunu diyim. duyuru sahibine göre değişiyor. "beni azarlar, yargıla, sana bu hakkı veriyorum" diyen duyurular var. ona göre biz de ipleri salıyoruz galiba. ama nezaket de çok burada, modumuza göre değişiyor.
0
Normalde bir iki kişi hariç çok seviyorum, kalan bir kişiyi az seviyorum ama o bir iki kişinin de nick'lerini net hatırlamıyorum zaten, denk gelince 'Haaa, o buydu, doğru' diyorum, sonra yine unutuyorum. Ancak şu mod'luk döneminde duyuru veya cevabı sildiğim için küfredenler oldu, güzel anneceğime laf söylemediler henüz ama güzel saydırdılar, tehdit falan ettiler. Onları sevmiyorum artık ama yine nick'lerini unuttum. Yeniden silersem ve küfrederlerse hatırlarım. Bir de bir soruya gelip soruyu soranları aşağılayanlar için üzülüyorum, onları da az seviyorum ya da sevmiyorum.
0
sevme kısmı ağır bassa da hem duyuru'nun kendisinde hem de duyurucularda sevmediğim şeyler/kişiler var. burası benim için ekşi denen bok çukurunun yanında kurtarılmış bölge gibi bir şeydi ama troll'ler burada da çok arttı. bariz troll'lük yapan bissürü adam var. hayır biz biliyoruz, görünce sövüp geçiyoruz ama bu pislikleri tanımayan insanlar oturup bunlara laf anlatmak için zaman harcıyorlar. bu hainliktir, şerefsizliktir. bu insanların emeğinde hepimizin payı var. troll'leri sktir edin.
0
@yarmasimo: nickten karakter tahlili yapmak sıkıntı cidden. Ben mesela burda birini "Sıkı abaza!" diye kodlamistim, sonra baktım başka duyurularda gayet akıllı akıllı konuşmuş, ışık var. Dedim hmm. Bi huzursuz oldum, keşke bende hep o abaza haliyle kalsaydi. Ama işte yargılamaktan alamiyorum kendimi. Herkesi surekli yargılıyorum. Neyse sonunda yine suçlu ben cikicam. Susayim :)
0
Buradaki insanları sevmiyorum ve işe yarar çok az insan çıkıyor. Nesnel biçimde konuya bakabilen insan sayısı az.
Okuduğunu anlamayan ve ayar vermeye çalışan insan çok fazla.
Okuduğunu anlamayan ve ayar vermeye çalışan insan çok fazla.
0
Genellemek yanlış+1
Kişisel bir paylaşım yaşadığım kullanıcıların yeri bende tabii ki ayrı, arkadaş, dost, tanışık olduklarımın... riskli bir cümle oldu belki ama bu taraf olmakla alakasız olduğundan rahatça söyleyebilirim; onların cevapları, varlıkları bende ayrı değerde kişisel anlamda paylaşımlar sebebiyle.
Görev sebebiyle gözlemlediğim kullanıcılardan birkaç tane favorim var, çoğunluğu seviyorum ki bunların çoğu saygılı laf sokmayan, derdini güzelce anlatan ve güzelce dert dinleyen insanlar.
5,6 tane hakikaten hiç hazzetmedigim tip var, onların da beni sevdiğini sanmam.
Yönlendirme ve lince meyil fazla ama zaman zaman. Soru altındaki ilk cevap alaycı olduğunda, ilk cevabın gazına gelip alay edip laf sokan fazlasıyla var.
Kişisel bir paylaşım yaşadığım kullanıcıların yeri bende tabii ki ayrı, arkadaş, dost, tanışık olduklarımın... riskli bir cümle oldu belki ama bu taraf olmakla alakasız olduğundan rahatça söyleyebilirim; onların cevapları, varlıkları bende ayrı değerde kişisel anlamda paylaşımlar sebebiyle.
Görev sebebiyle gözlemlediğim kullanıcılardan birkaç tane favorim var, çoğunluğu seviyorum ki bunların çoğu saygılı laf sokmayan, derdini güzelce anlatan ve güzelce dert dinleyen insanlar.
5,6 tane hakikaten hiç hazzetmedigim tip var, onların da beni sevdiğini sanmam.
Yönlendirme ve lince meyil fazla ama zaman zaman. Soru altındaki ilk cevap alaycı olduğunda, ilk cevabın gazına gelip alay edip laf sokan fazlasıyla var.
0
daha bir sene olmadi ama ben baya sevdim burayi ve insanlari.
mesajlasmalarda da sacma seyler yasamadim genel olarak. arada tabi insanlara yukaridan bakarak yazdigim cevaplar oluyor ama normalde de oyleyimdir, bana cok basit gelen bir sey baskasini cok dusunduruyorsa "ya salak mi bu da ya pfff" filan diyorum ama baska durumlarda da benim icin oyle deniyordur :D
bazen sadece gelecek tepkileri merak ettigim icin duyuru actigim oldu, eglendim de. ama troll duyurulari degildi tabi.
cok insana yardim ettigimi dusunuyorum, cok insan da (ozellikle bir kisi, sayesinde dersimi gectim) bana yardim etti bence.
genel olarak birkac kisi haric herkesi seviyor olabilirim :D
mesajlasmalarda da sacma seyler yasamadim genel olarak. arada tabi insanlara yukaridan bakarak yazdigim cevaplar oluyor ama normalde de oyleyimdir, bana cok basit gelen bir sey baskasini cok dusunduruyorsa "ya salak mi bu da ya pfff" filan diyorum ama baska durumlarda da benim icin oyle deniyordur :D
bazen sadece gelecek tepkileri merak ettigim icin duyuru actigim oldu, eglendim de. ama troll duyurulari degildi tabi.
cok insana yardim ettigimi dusunuyorum, cok insan da (ozellikle bir kisi, sayesinde dersimi gectim) bana yardim etti bence.
genel olarak birkac kisi haric herkesi seviyor olabilirim :D
0
sana katılıyorum, ruh halime göre cevap veriyorum, canım sıkkınsa hıncımı duyurudan çıkarttığım oluyor.
0
Ben burda çok eski değilim ama ilk önce bir kaç kişi troll dedi, sonra biri azarladı, sonra dün birisi sevgilini gözümüze sokuyorsun dedi, ondan önce de kendi işimle ilgili uzmanı olduğum bir konude bir şey yazınca birisi çok biliyorsun sen, bir tek sen biliyorsun, gerizekalı terbiyesiz dedi :( ne soru sorabiliyorum ne, cevap yazabiliyorum. Ama sorularıma genelde iyi cevaplar da geliyor, yardımı oluyor.
Bazen başka duyuruya gelen nefret içeren cevaplar karşısında şok geçiriyorum, nefretle açılan sorular karşısında da şok geçiriyorum.
Trolleri anlayamıyorum.
İnsanları tanımıyorum. Nickleri aklımda tutamıyorum.
Bazen keyfim yerindeyse daha komikli şeyler yaızyorum, bazen ciddi. Ben de tuhafım.
Duygular kararışık.
Bazen başka duyuruya gelen nefret içeren cevaplar karşısında şok geçiriyorum, nefretle açılan sorular karşısında da şok geçiriyorum.
Trolleri anlayamıyorum.
İnsanları tanımıyorum. Nickleri aklımda tutamıyorum.
Bazen keyfim yerindeyse daha komikli şeyler yaızyorum, bazen ciddi. Ben de tuhafım.
Duygular kararışık.
0
sevmiyorum, nefret etmiyorum.
ama sevmemek; terslemek, alaycı tavırla yaklaşmak, aşağı görmek ya da sevilmeyen kişiler için şikayet yazısı yazmak gibi eylemler için geçerli bir sebep değil. en azından bence olmamalı. hatta biraz da bunun aksi bir durum gerçekleşse daha iyi olur diye düşünüyorum. bir şey hissetmediğimiz, sevmediğimiz, hatta kızgın olduğumuz kişilere yardım edebilmek, çevremizdekilerin de birer birey olduğunu fark etmemize ve hatırlamamıza yardımcı olur gibi sanki. çünkü kişilerin karşılaştığı zorluklar, onların biricikliklerini gösterir nitelikte oluyor. tabi bu; her duyuruya zıplayım, herkeslere yardımcı olayım, bu da benim yegane misyonum olsun kafası değil. insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza fln kafalarından epey uzağım. sanıyorum bu durum, daha çok bir topluluğun parçası olmanın ne anlama geldiğini ya da gelebileceğini keşfetmek gibi bir şey olsa gerek. sadece duyuru özelinde değil de kültüre dahil edebileceğimiz her alan için böyle düşünmeye çalışıyorum. burası da bir anlamda test sürüş alanı oluyor. neticede günlük hayatımızda tanımadığımız kişilerle kurabileceğimiz iletişim oldukça kısıtlı. =) öte yandan bireyliğini daha geride bırakıp, aidiyetini bir kuruma bağlamış/kurumsallaşmış kişilerden de uzak duruyor, durmaya çalışıyorum.
"buradaki insanları seviyor musunuz?" sorusu için uzunca bir yanıt oldu gibi sanki :P
ama sevmemek; terslemek, alaycı tavırla yaklaşmak, aşağı görmek ya da sevilmeyen kişiler için şikayet yazısı yazmak gibi eylemler için geçerli bir sebep değil. en azından bence olmamalı. hatta biraz da bunun aksi bir durum gerçekleşse daha iyi olur diye düşünüyorum. bir şey hissetmediğimiz, sevmediğimiz, hatta kızgın olduğumuz kişilere yardım edebilmek, çevremizdekilerin de birer birey olduğunu fark etmemize ve hatırlamamıza yardımcı olur gibi sanki. çünkü kişilerin karşılaştığı zorluklar, onların biricikliklerini gösterir nitelikte oluyor. tabi bu; her duyuruya zıplayım, herkeslere yardımcı olayım, bu da benim yegane misyonum olsun kafası değil. insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza fln kafalarından epey uzağım. sanıyorum bu durum, daha çok bir topluluğun parçası olmanın ne anlama geldiğini ya da gelebileceğini keşfetmek gibi bir şey olsa gerek. sadece duyuru özelinde değil de kültüre dahil edebileceğimiz her alan için böyle düşünmeye çalışıyorum. burası da bir anlamda test sürüş alanı oluyor. neticede günlük hayatımızda tanımadığımız kişilerle kurabileceğimiz iletişim oldukça kısıtlı. =) öte yandan bireyliğini daha geride bırakıp, aidiyetini bir kuruma bağlamış/kurumsallaşmış kişilerden de uzak duruyor, durmaya çalışıyorum.
"buradaki insanları seviyor musunuz?" sorusu için uzunca bir yanıt oldu gibi sanki :P
0
İlgi çekmek isteyenler dışında bence güzel..seviyorum.
bazen bir şey oluyor kafanda ne ailene ne arkadaşlarına danışabiliyorsun burda hiç tanımadığın bir insan sana yardımcı olabiliyor.
ya da çok teknik bir durum oluyor çevrende kimse olmuyor işin ehli olduğunu düşününen biri yardımcı oluyor.
Güzel şeyler bunlar.
Ha bir de burda sürekli dikkat çekmeye çalışan yardımdan çok geyik (yapma demiyorum) yapan tipler var onlar biraz duyuru açıp açacağına pişman ediyor ama 1-2 kişi hariç birebir kimseyle sorunum olmadı şimdiye kadar.
Yardım edince insan mutlu oluyor küçük ya da büyük. seviyorsun seviliyorsun işte.
bazen bir şey oluyor kafanda ne ailene ne arkadaşlarına danışabiliyorsun burda hiç tanımadığın bir insan sana yardımcı olabiliyor.
ya da çok teknik bir durum oluyor çevrende kimse olmuyor işin ehli olduğunu düşününen biri yardımcı oluyor.
Güzel şeyler bunlar.
Ha bir de burda sürekli dikkat çekmeye çalışan yardımdan çok geyik (yapma demiyorum) yapan tipler var onlar biraz duyuru açıp açacağına pişman ediyor ama 1-2 kişi hariç birebir kimseyle sorunum olmadı şimdiye kadar.
Yardım edince insan mutlu oluyor küçük ya da büyük. seviyorsun seviliyorsun işte.
0
Duyuru, sözlüğe 10 basar, bunu çok net söyleyebilirim.
Atıyorum "nasıl hırsızlık yapabilirim?" gibi bir soruya "hırsızlık ahlâki bișey değildir" veya "aaa çok günah" veya "sizin eve hırsız girse nasıl hissedersin?" gibi ahlak bekçiliği yapıp cevap verenler hariç bende buradakileri seviyorum.
Ama şimdi sizleri okuyunca, coook uzun zamandır burada olmama rağmen kimseyle tanismadigimi farkettim.
Atıyorum "nasıl hırsızlık yapabilirim?" gibi bir soruya "hırsızlık ahlâki bișey değildir" veya "aaa çok günah" veya "sizin eve hırsız girse nasıl hissedersin?" gibi ahlak bekçiliği yapıp cevap verenler hariç bende buradakileri seviyorum.
Ama şimdi sizleri okuyunca, coook uzun zamandır burada olmama rağmen kimseyle tanismadigimi farkettim.
0
bana değişik bakış açıları verebiliyorlar
bazen çok salakça düşündüğüm şeyleri çok ateşli savunuyorlar
saldırganlık cinsellik ırk ve din konularında daha yoğun
cevap yazarken diğerleri neler yazmış diye baktım höh dedim.
Kısaca seviyorum burayı.
Ben şahsen düzgün bir kullanıcı olduğunu düşünüyorum.
bazen çok salakça düşündüğüm şeyleri çok ateşli savunuyorlar
saldırganlık cinsellik ırk ve din konularında daha yoğun
cevap yazarken diğerleri neler yazmış diye baktım höh dedim.
Kısaca seviyorum burayı.
Ben şahsen düzgün bir kullanıcı olduğunu düşünüyorum.
0
damdanakan
Tam da gönül isi değil ama isin içinde o da var.Dersanede bi kız var, ben buna ortak bi arkadasimizdan hoslandigimi söyledim. Ama o hoslandigim elemanla konusmuyorum, kavgaliyim. Şimdi bu kiz bahsettiğim elemanla surekli yan yana. Ve beni nerede yakalasa bu çocukla alakali ya agzimdan laf almaya çal
Tam da gönül isi değil ama isin içinde o da var.
Dersanede bi kız var, ben buna ortak bi arkadasimizdan hoslandigimi söyledim. Ama o hoslandigim elemanla konusmuyorum, kavgaliyim. Şimdi bu kiz bahsettiğim elemanla surekli yan yana. Ve beni nerede yakalasa bu çocukla alakali ya agzimdan laf almaya çalışıyor ya konuyu surekli oraya ggetiriyor ya da çocukla ilgili gereksiz enformasyona boguyor beni. Bir de böyle dalga gecer gibi konuşuyor surekli. Ayar oluyorum kıza? Neden bu kadar kurcalıyor bu durumu? Beni çok saf mi gordu? Kendince aramızı yapmaya mi uğraşıyor? Dedikodu malzemesi mi topluyor? İsguzarlik mi yapıyor? Sinir olmak da haksız mıyım? Ona ne sanki, konuşacak başka sey mi kalmadı? Acayip asabimi bozuyor ya. Bana onla ilgili soru sorma desem kabalık etmiş mi olurum?
Kız akrep, ben balık. Oğlan koç. Yaşlar 25+
Dersanede bi kız var, ben buna ortak bi arkadasimizdan hoslandigimi söyledim. Ama o hoslandigim elemanla konusmuyorum, kavgaliyim. Şimdi bu kiz bahsettiğim elemanla surekli yan yana. Ve beni nerede yakalasa bu çocukla alakali ya agzimdan laf almaya çalışıyor ya konuyu surekli oraya ggetiriyor ya da çocukla ilgili gereksiz enformasyona boguyor beni. Bir de böyle dalga gecer gibi konuşuyor surekli. Ayar oluyorum kıza? Neden bu kadar kurcalıyor bu durumu? Beni çok saf mi gordu? Kendince aramızı yapmaya mi uğraşıyor? Dedikodu malzemesi mi topluyor? İsguzarlik mi yapıyor? Sinir olmak da haksız mıyım? Ona ne sanki, konuşacak başka sey mi kalmadı? Acayip asabimi bozuyor ya. Bana onla ilgili soru sorma desem kabalık etmiş mi olurum?
Kız akrep, ben balık. Oğlan koç. Yaşlar 25+
0
bence dedikodu malzemesi topluyor. kızı sevmedim art niyetli geldi bana. :)
0
"ona ne" dediğiniz kişiye neden hoşlandığınız kişiyi söylediniz o kısmı anlayamadım. dalga geçer gibi konuşuyor kısmına kadar ben aranızı yapmaya çalıştığını düşündüm ama o kısmı anlayamadım.
"bana soru sorma" demek yerine, "onunla ilgili dedikodu yapar gibi konuşmak istemiyorum", "onunla ilgili konuşmak istemiyorum" diye kendi hissiyatınızı belirtirseniz kaba olmaz bence.
"bana soru sorma" demek yerine, "onunla ilgili dedikodu yapar gibi konuşmak istemiyorum", "onunla ilgili konuşmak istemiyorum" diye kendi hissiyatınızı belirtirseniz kaba olmaz bence.
0
Kavgalı olup hoşlanman ilginçmiş. İyi misin? Kız belki hoşlanıyorsun diye bir şeyler anlatmaya çalışıyordur iyi niyetinden. Ayrıca, rahatsız olacaksan niye böyle garip bir durumu adamın yakınındaki kıza anlatıyorsun? Kıza kibarca "ahmet'ten artık konuşmasak mı, ne dersin" diye kibarca söylersen sıkıntısızca atlatırsın. Birine "ben şundan hoşlanıyorum" demek biraz da çıtlatsın, ağız arasın diye yapılıyor. Ben senin kafayı çözemedim cidden tam olarak.
Ben de bora, pardon boğa, adım samuel
Ben de bora, pardon boğa, adım samuel
0
Bir de şöyle bi şey var, bu olayın üstünden aylar geçti. Başta geyiğini yaptık bitti. Haftalardır gorusmuyoruz, bugün gelmiş yine aynı sohbeti açıyor. Sinir oldum ya. Başka gündemin mi yok?
0
O kadarını istişare edecek vaktimiz olmadı. Çünkü surekli Kürt dayiyi konuşuyoruz.
0
Aradan zaman gectiyse hala hoslaniyor musun diye seni yokluyor da olabilir. Cocuga karsi hisleri falan varsa eger. Belki bir ihtimal.
0
burçlar gereksiz bilgi. sen niye anlatıyorsun ki. içinde tut sırrını açma kimseye
0
Sır değil ki o. Ben öyle dusunmedim. Bi de cidden soylemek durumunda kaldım.
0
Burçları da gönül işleri duyuruları genellikle öyle bitiyor diye yazdım. Komiklik olsun diye
0
@sour: onu ben de düşündüm aslında ama bi artniyet seziyorum istemsiz. Yani ben olayın ustunu kapamaya ugrastikca kapanmış yarayı desiyor. Kotu hissediyorum kendimi, gardim dusuyor ve işin kötüsü bu konulardan konuşmanın beni ne hale getirdiğinin de farkında olduğunu hissediyorum.
0
sen kıza kavgalı olduğun bebeden hoşlandığını söyledin
kızda bebeyi sana öve öve bitiremiyo
bebe kızla sürekli yan yana.
kızın sevgilisi yoksa kuyunu kazıyor.
edit:"oğlan" a güldüm
kızda bebeyi sana öve öve bitiremiyo
bebe kızla sürekli yan yana.
kızın sevgilisi yoksa kuyunu kazıyor.
edit:"oğlan" a güldüm
0
bence bu kız da o çocuktan hoşlanıyor ve senin nabzını yokluyor bakalım ilgin hala güncel mi diye. bir de sana gıcık oluyor gibi hissettim. seni özellikle sinir etmeye çalışır gibi bir hali var. bence sen bu kızı uyar. lönk diye uyarma ama tatlı sert uyar. bu kızla aranın bozulması hoş olmaz çünkü bu tipte laf taşıyan insanlardan çok tehlikeli düşman olur. gider hakkında yalan yanlış bir ton laf söyler millete.
0
hah bak kuyunu kazıyor dedim ya benim yerime @köstebek yazmış aynılarını copy paste ediyorum
0
Çocuk kıza merak ettiklerini sormuş, kız da kendince öğrenmeye çalışıyor. Ama anladığıma göre çocuk seni beğenmemiş, kendi aralarında bak sen şuna der gibi makara yapıyorlar, ya kızla muhatap olma ya da salağa yatıp ortak bir yerde buluşmaya çalış.
Bence boş işlerle uğraşma. KPSS'ye az kaldı. Atanamazsan boku yersin.
Bence boş işlerle uğraşma. KPSS'ye az kaldı. Atanamazsan boku yersin.
0
Kız akrep, sen balık, oglan da koc ise kiz bu cocuktan hoslaniyor olup senin bu cocukla beraber olma ihtimalini olcuyor olabilir. Eger Kız akrep, sen balık, oglan da koc degilse yine boyle olabilir.
0
@dissendium: benim netlerim ikisinden de yüksek. Rahat ol. :)
@stavro: dfhjgdddgh
@kostebek, basond: cidden bi olaylar dönüyor , benle ciddi ciddi alay ediyorlar ggaliba. Dissendium un senaryosu çok gercekci geldi. Cidden dalga geçiyor olabilirler benle.
@stavro: dfhjgdddgh
@kostebek, basond: cidden bi olaylar dönüyor , benle ciddi ciddi alay ediyorlar ggaliba. Dissendium un senaryosu çok gercekci geldi. Cidden dalga geçiyor olabilirler benle.
0
sende kıza alakasız başka bir erkekten bahset, erkeğin onunla ilgilendiğini laf aramak için seni gönderdiğini düşünsün sonra kafası karışsın ve olaylar gelişsin.
0
bazilika
Efendim şimdi şöyle bir örnek var. Genç oğlan birkaç dakikalığına ışık hızında seyahate çıkıyor.Geri geldiğinde arkadaşları falan hep yaşlanmış, ölmüş. Bu nasıl oluyor? Gerçekte dünya saatine göre 10 dakika geçiyorsa her iki taraf için de geçmiş olması gerekmez mi? Bu gezen arkadaş ileriye gidip, ge
Efendim şimdi şöyle bir örnek var. Genç oğlan birkaç dakikalığına ışık hızında seyahate çıkıyor.
Geri geldiğinde arkadaşları falan hep yaşlanmış, ölmüş. Bu nasıl oluyor? Gerçekte dünya saatine göre 10 dakika geçiyorsa her iki taraf için de geçmiş olması gerekmez mi? Bu gezen arkadaş ileriye gidip, geri gelirken görüntüyü mü yakalıyor? Yoksa gerçekliği mi? Gerçekliği yakalasa dünya üzerinde de 10 dakika geçmiş olması gerekmez mi?
Kısacası bu Einstein'in görelilik kuramı için verilen örnekleri nasıl daha rahat anlayabiliriz?
Geri geldiğinde arkadaşları falan hep yaşlanmış, ölmüş. Bu nasıl oluyor? Gerçekte dünya saatine göre 10 dakika geçiyorsa her iki taraf için de geçmiş olması gerekmez mi? Bu gezen arkadaş ileriye gidip, geri gelirken görüntüyü mü yakalıyor? Yoksa gerçekliği mi? Gerçekliği yakalasa dünya üzerinde de 10 dakika geçmiş olması gerekmez mi?
Kısacası bu Einstein'in görelilik kuramı için verilen örnekleri nasıl daha rahat anlayabiliriz?
0
zaman hıza bağlı bir kavramdır. hız arttıkça zaman yavaşlar. şimdi senin sorun eksik, önemli olan ışık hızında giden adamın kaç dk gittiği. eğer 10dk ışık hızında gittiyse evet dünyada çok fazla zaman geçmiştir. çünkü ışık hızına yakın hızlarda zaman yavaşlar.
0
Zaman her yerde aynı akmıyor. Şöyle düşünün, sabah evden çıktınız okula gittiniz, oradan bir kafeye gidip yemek yediniz, sonra arkadaşlarınızla sinemaya gittiniz, akşama da bir konsere gittiniz, zaman su gibi aktı gitti. siz bütün bunları yaparken evde anneniz hiçbir şey yapmadan sizi bekledi. siz zamanı hızlı algılarken evdeki anneniz için vakit geçmek bilmedi. yani çok hızlı hareket eden cisimler için zaman daha az geçiyor, hızı çok küçük olan cisimler için ise zaman daha çok geçiyor gibi düşünebilirsiniz. bu örnekleri anlamak için fizik bilmek gerek. bunların hepsi formül yorumudur.
0
zaman olayı insanların uydurduğu bir mevzu tıpkı para gibi
bizim zaman dediğimiz olay aslında konum bilgisidir insanlar kendisine göre pratikleştirmek adına adına zaman demiştir.
bizim zaman dediğimiz olay aslında konum bilgisidir insanlar kendisine göre pratikleştirmek adına adına zaman demiştir.
0
Zaman gerçek/fiziksel bir şey değil, bir kavram; bir eylemin başladığı ile bittiği süreye deniyor. O eylem ne kadar kısa sürerse zaman da o kadar kısa oluyor. Evden okula 1 saatte yürüyorsan arabayla yarım saatte gidersin, dimi.
Işık hızı bilinen en yüksek hız ve ışık haricinde bilinen hiçbir madde o kadar hızlı değil. Bu ne demek, ışığın yanında her şey yavaş kalıyor. Biz de evreni o yavaşlıkta yaşıyoruz, zaman dediğimiz şey ışık hızından yavaş gelişiyor. Ama birimiz ışık hızında gidersek diğerlerine göre çok hızlı gideriz ve zaman bizim için daha yavaş akar, neden? Evden okula araba ile yarım saat demiştik dimi. Işık hızında gidersek okula gidip gelişimiz göz açıp kapayıncaya kadar olur. Yani okula gitmemiz bizim bir günümüzden çok az süre çalar, gidip gelme eylemi arasındaki süre azalır, yani zaman bizim için yavaş akar. Kime göre yavaş akar peki? Bizden yavaş gidenlere göre. Işık hızı o kadar hızlı ki geri kalan her şey, yani bizim normal hayatımız, çok yavaş kalıyor ve birinin ışık hızıyla aldığı yol için biz çoook uzun süre uğraşmak zorunda kalırız.
Işık hızında gittiğini düşün; 300bin km'yi bir saniyede kat edersin. 300 bin km gittiğinde hayatından 1 saniye gider yani. Şimdi de bizim normalimizdeki hızlı bir arabayı düşün, 300 km'yi bir saatte alsın. Bu arabanın ışık hızındaki senin gittiğin mesafeyi kat edebilmesi için hayatından kaç saniye geçmesi lazım, onu düşün şimdi. Ben hemen söyleyeyim, 16 buçuk saat. Yani ışık hızındaki senin için geçen bir saniye diğer kişinin 16 buçuk saatine eşit. Işık hızında 10 dakika ilerlersen arabadaki kişinin aynı mesafeyi gitmek için 9600 saate ihtiyacı olur, bu da tam 24 gün yapar. sen ışık hızında 1 saat gidersen diğer kişi aynı sürede 144 gün harcar. ve senin 1 ışık günün diğerinin 9 yılına eşittir. sen uzaya çıkıp ışık hızıyla tam 1 gün dolaşıp geri gelsen dünya'da 9 yıl geçmiş sayılacak çünkü dünya'dakiler senin kadar hızlı hareket edemiyor. peki onlar açısından bir şey değişiyor mu, hayır. çünkü zamanın göreliliği bunu gerektiriyor, yukarıdaki sen sırf onlardan hızlı gittiğin için sana buradakiler yavaş geliyor. bu sürede senin için geçen zamanda bir fark olmuyor, sen yine saatine bakıp 24 saat geçmiş diyorsun.
Günümüz teknolojisi çok hızlanmamızı sağlamadı, o yüzden bu farkı anlamak güç ama ışık hızının bizim ulaşabildiğimiz hıza göre o kadar farklı ki sanki normal fizik kanunlarına uymayan bir şey gibi geliyor.
Işık hızı bilinen en yüksek hız ve ışık haricinde bilinen hiçbir madde o kadar hızlı değil. Bu ne demek, ışığın yanında her şey yavaş kalıyor. Biz de evreni o yavaşlıkta yaşıyoruz, zaman dediğimiz şey ışık hızından yavaş gelişiyor. Ama birimiz ışık hızında gidersek diğerlerine göre çok hızlı gideriz ve zaman bizim için daha yavaş akar, neden? Evden okula araba ile yarım saat demiştik dimi. Işık hızında gidersek okula gidip gelişimiz göz açıp kapayıncaya kadar olur. Yani okula gitmemiz bizim bir günümüzden çok az süre çalar, gidip gelme eylemi arasındaki süre azalır, yani zaman bizim için yavaş akar. Kime göre yavaş akar peki? Bizden yavaş gidenlere göre. Işık hızı o kadar hızlı ki geri kalan her şey, yani bizim normal hayatımız, çok yavaş kalıyor ve birinin ışık hızıyla aldığı yol için biz çoook uzun süre uğraşmak zorunda kalırız.
Işık hızında gittiğini düşün; 300bin km'yi bir saniyede kat edersin. 300 bin km gittiğinde hayatından 1 saniye gider yani. Şimdi de bizim normalimizdeki hızlı bir arabayı düşün, 300 km'yi bir saatte alsın. Bu arabanın ışık hızındaki senin gittiğin mesafeyi kat edebilmesi için hayatından kaç saniye geçmesi lazım, onu düşün şimdi. Ben hemen söyleyeyim, 16 buçuk saat. Yani ışık hızındaki senin için geçen bir saniye diğer kişinin 16 buçuk saatine eşit. Işık hızında 10 dakika ilerlersen arabadaki kişinin aynı mesafeyi gitmek için 9600 saate ihtiyacı olur, bu da tam 24 gün yapar. sen ışık hızında 1 saat gidersen diğer kişi aynı sürede 144 gün harcar. ve senin 1 ışık günün diğerinin 9 yılına eşittir. sen uzaya çıkıp ışık hızıyla tam 1 gün dolaşıp geri gelsen dünya'da 9 yıl geçmiş sayılacak çünkü dünya'dakiler senin kadar hızlı hareket edemiyor. peki onlar açısından bir şey değişiyor mu, hayır. çünkü zamanın göreliliği bunu gerektiriyor, yukarıdaki sen sırf onlardan hızlı gittiğin için sana buradakiler yavaş geliyor. bu sürede senin için geçen zamanda bir fark olmuyor, sen yine saatine bakıp 24 saat geçmiş diyorsun.
Günümüz teknolojisi çok hızlanmamızı sağlamadı, o yüzden bu farkı anlamak güç ama ışık hızının bizim ulaşabildiğimiz hıza göre o kadar farklı ki sanki normal fizik kanunlarına uymayan bir şey gibi geliyor.
0
bi dilci ve konuya meraklı biri olarak bikaç kelam etmek isterim naçizane. bu ışık hızında seyahate çıkmak demek işte bi kaç dakikada ışık hızıyla milyarlarca km öteye gidebilmek değil sadece. ışık hızına yaklaştıkça zaman yavaşlar. yani aslında normal zamandakiler ışık hızındakinin yaptıklarını görse ne kadar yavaş hareket ediyor der. aslında normal hareket ediyordur kendi zamanına göre. ışık hızındaki arkadaş demliğe çay koyup demleyene kadar normal zaman dilimindeki adamların bi tarafındaki kıllar ağarır. o yüzden geri dönünce bıraktığı gibi bulamıyor hiçbir şeyi.
0
@dissendium.
senin bahsettiğin şey zamanı algılamayla alakalı, tamamen insan psikolojisinin konusu. fizikle yakından uzaktan alakası yok.
senin bahsettiğin şey zamanı algılamayla alakalı, tamamen insan psikolojisinin konusu. fizikle yakından uzaktan alakası yok.
0
@benyamo, gerçekten Einstein çıktın, adam anlasın diye günlük hayattan verilen bir örneği fizik dışı ilân ettin, bravo. zaman algısının fizikle alâkası vardır. psikolojide hissettiğimiz zamanın fizikteki zamandan ne farkı var?
0
@dissendum, sen hakkaten çok yanlış gelmişsin.
Sen olayı basite indirgemiyorsun, alakasız iki konuyu sadece isim benzerliğinden dolayı birbirine karıştırıyorsun.
Farklı dalgaboyundaki ve renkteki ışıkların camın içinden geçerken farklı hız ve kırılma açısıyla geçmesi olayını, trafikte kırmızı ışıkta arabaların durması yeşilde geçmesine benzetmek gibi bir şey yapmışsın. Senin için benzer bir örnek gibi gelen şeyin fizikteki zaman yavaşlamasıyla alakası yok, benzetme yapman bile açıklayıcı olmaktan çok yanlış yönlendirici oluyor.
Psikolojideki zaman algısı ile fizikteki zamanın benzerliği, zaman gazetesiyle zaman yolculuğu arasındaki benzerlik kadar.
Sen olayı basite indirgemiyorsun, alakasız iki konuyu sadece isim benzerliğinden dolayı birbirine karıştırıyorsun.
Farklı dalgaboyundaki ve renkteki ışıkların camın içinden geçerken farklı hız ve kırılma açısıyla geçmesi olayını, trafikte kırmızı ışıkta arabaların durması yeşilde geçmesine benzetmek gibi bir şey yapmışsın. Senin için benzer bir örnek gibi gelen şeyin fizikteki zaman yavaşlamasıyla alakası yok, benzetme yapman bile açıklayıcı olmaktan çok yanlış yönlendirici oluyor.
Psikolojideki zaman algısı ile fizikteki zamanın benzerliği, zaman gazetesiyle zaman yolculuğu arasındaki benzerlik kadar.
0
Bakın arkadaşlar teoremi ortaya atan Albert Einstein zamanın göreceliliği üzerine şunları söylemiş: Eğer güzel bir kızla iki saat oturup sohbet ederseniz bu size bir dakika gibi gelebilir, fakat kızgın bir soba üzerine bir dakika için oturursanız bu size iki saat gibi gelebilir.' Bu sözün orijinali ve kanıtları aşağıdaki gibi:
quoteinvestigator.com
Teoremi çıkaran adam bile fizikçi kimliğini bir kenara koyup böyle bir açıklama yapıyorsa ben fazla söze gerek olduğunu düşünmüyorum.
quoteinvestigator.com
Teoremi çıkaran adam bile fizikçi kimliğini bir kenara koyup böyle bir açıklama yapıyorsa ben fazla söze gerek olduğunu düşünmüyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
kafam karıştı yardım edebilir misiniz?biliyorsunuz dikiş dikiyorum. şimdi bi kabarık etek keseceğim, etek uzunluğunu hesaplayamadım. belden yere kadar ölçü 84 cmaltına koyacağım tarlatanın çapı 80 cm. yani 40 ve 84 cm kenarı olan bi dik üçgenin hipotenüsünü bulacağım. hesaplayınca 1.22 cm çıkıyor.
kafam karıştı yardım edebilir misiniz?
biliyorsunuz dikiş dikiyorum. şimdi bi kabarık etek keseceğim, etek uzunluğunu hesaplayamadım.
belden yere kadar ölçü 84 cm
altına koyacağım tarlatanın çapı 80 cm.
yani 40 ve 84 cm kenarı olan bi dik üçgenin hipotenüsünü bulacağım. hesaplayınca 1.22 cm çıkıyor. ama bu çok, bu şekilde kesersem etek yerleri süpürür.
nerede hata yapıyorum ben?
biliyorsunuz dikiş dikiyorum. şimdi bi kabarık etek keseceğim, etek uzunluğunu hesaplayamadım.
belden yere kadar ölçü 84 cm
altına koyacağım tarlatanın çapı 80 cm.
yani 40 ve 84 cm kenarı olan bi dik üçgenin hipotenüsünü bulacağım. hesaplayınca 1.22 cm çıkıyor. ama bu çok, bu şekilde kesersem etek yerleri süpürür.
nerede hata yapıyorum ben?
0
evet arkadaşlar o civarda çıkmasıı lazım işte :)
ben de 8656 buldum, karekökünü google hesap makinesiyle aldım. o bölümde hata yaptım o zaman ben. nası yapıyoz onu?
edit: bu soru tam "anneye anlatır gibi" sorusu oldu :P
ben de 8656 buldum, karekökünü google hesap makinesiyle aldım. o bölümde hata yaptım o zaman ben. nası yapıyoz onu?
edit: bu soru tam "anneye anlatır gibi" sorusu oldu :P
0
ahah, önce kareköke basıp sonra rakamı yazmak yerine rakamı yazıp karaköke basıyormuşum ya ben. parantez çıkınca da 2 yazıyorum o da 2 nin karekökünü veriyo haliyle. tüüü :)) parantezi kare kök, küp kök ..için koydular diye düşündüm. kullanmaya kullanmaya unutmuşum yahu.
çok çok teşekkür ederim. 10 etek daha hesaplayacağım böyle.
edit: 1.22 değil dabii, 1.42 çıkıyor. baştaki yazıda yazım hatası olmuş.
çok çok teşekkür ederim. 10 etek daha hesaplayacağım böyle.
edit: 1.22 değil dabii, 1.42 çıkıyor. baştaki yazıda yazım hatası olmuş.
0
pinkpeony
çok alçakça ve adi bir biçimde değil mi? neresinde onur var?
çok alçakça ve adi bir biçimde değil mi? neresinde onur var?
0
ben öldürülüş şekline değil sebebine bakarım. bırakın bu romantik tavırları, sırtından vurduları.
0
roma senatosu çok kutsaldı. o senatoya silah sokmak yasak olduğu halde kamaları togalarının altlarına saklayıp senatoya sezar'ı çağırdılar.
üstelik 4 sene önceki iç savaş da sezar'a isyan eden sezar'a karşı savaşmış brutus ve cato'yu affeden sezar'dı. ilk değilse bile son darbeyi vurdular. ve 1 kişiye karşı 15 kişi bunu yaptılar.
kim demiş sezar'ın öldürülmesinde onur olduğunu? adiliktir bu.
üstelik 4 sene önceki iç savaş da sezar'a isyan eden sezar'a karşı savaşmış brutus ve cato'yu affeden sezar'dı. ilk değilse bile son darbeyi vurdular. ve 1 kişiye karşı 15 kişi bunu yaptılar.
kim demiş sezar'ın öldürülmesinde onur olduğunu? adiliktir bu.
0
superyetenekliajan
Arkadaşlar bölümümden memnun olsam da, okulumdan memnun değilim ve yatay geçiş yapmak istiyorum. Hukuk Fakültesi birinci sınıftayım. İlk dönem itibariyle 3.29 ortalama yaptım. İkinci dönem de, vizelere bakarak söylersem bu ortalama böyle kalacak gibi duruyor. Düşüreceğime pek ihtimal vermiyorum.Üniv
Arkadaşlar bölümümden memnun olsam da, okulumdan memnun değilim ve yatay geçiş yapmak istiyorum. Hukuk Fakültesi birinci sınıftayım. İlk dönem itibariyle 3.29 ortalama yaptım. İkinci dönem de, vizelere bakarak söylersem bu ortalama böyle kalacak gibi duruyor. Düşüreceğime pek ihtimal vermiyorum.
Üniversitelerin sitelerine girip yatay geçiş sonuçlarını araştırıyorum fakat bir türlü ulaşamıyorum. Birkaç istisna dışında. İstanbul Üniversitesi 3.80 gibi uçuk not ortalamaları ile almış mesela. Sakarya Üniversitesi de keza öyle. Ama Erciyes Üniversitesi de 3.00 gibi bir ortalama ile alım yapmış. Ama bu tek seferlik, istisnasi bir olay mıydı acaba?
Yoksa 3.29 civarında bir ortalama ile, Türkiye sınırları içinde herhangi bir devlet üniversitesi hukuk fakültesine geçiş yapabilir miyim?
Gerçekten 30 tane okul varsa, yalnızca 4 tanesinin sonuçları var. Ben not ortalamamın yetip yetmediğini nasıl bileceğim? Kör atış yapıp hepsine başvurmak zorunda mı kalacağım?
Bir fikir veren olursa sevinirim.
Üniversitelerin sitelerine girip yatay geçiş sonuçlarını araştırıyorum fakat bir türlü ulaşamıyorum. Birkaç istisna dışında. İstanbul Üniversitesi 3.80 gibi uçuk not ortalamaları ile almış mesela. Sakarya Üniversitesi de keza öyle. Ama Erciyes Üniversitesi de 3.00 gibi bir ortalama ile alım yapmış. Ama bu tek seferlik, istisnasi bir olay mıydı acaba?
Yoksa 3.29 civarında bir ortalama ile, Türkiye sınırları içinde herhangi bir devlet üniversitesi hukuk fakültesine geçiş yapabilir miyim?
Gerçekten 30 tane okul varsa, yalnızca 4 tanesinin sonuçları var. Ben not ortalamamın yetip yetmediğini nasıl bileceğim? Kör atış yapıp hepsine başvurmak zorunda mı kalacağım?
Bir fikir veren olursa sevinirim.
0
Hepsine başvur işte ne zararı olacak ki? Başvuran kişilerin durumuna göre kontenjan dahilinde ya girersin ya da giremezsin. Bu yıldan yıla da değişebilir.
0
@dissendium
Sıkıntı şu, birçok üniversite şahsen başvuru istiyor ve postayı kabul etmiyor diye biliyorum. Türkiye turu atmam gerekir bunun ne kadar yorucu ve aynı zamanda masraflı olacağı malum. Bu yüzden bunu en son seçenek olarak görmek istiyorum.
Sıkıntı şu, birçok üniversite şahsen başvuru istiyor ve postayı kabul etmiyor diye biliyorum. Türkiye turu atmam gerekir bunun ne kadar yorucu ve aynı zamanda masraflı olacağı malum. Bu yüzden bunu en son seçenek olarak görmek istiyorum.
0
bana da mi lolo
düşünüyorum zaten uzun zamandır ne için dünyada olduğumuzu düşünüyordum. yani ona cevap bulmuş değilim bugün eve geldim emekli babamla oturup işlerin nasıl gittiğini konuştum. sonra babamın bütün gün akşama kadar evde oturduğu aklıma geldi. dehşete kapıldım böyle 30 yıllık meslek hayatından sonra ev
düşünüyorum zaten uzun zamandır ne için dünyada olduğumuzu düşünüyordum. yani ona cevap bulmuş değilim bugün eve geldim emekli babamla oturup işlerin nasıl gittiğini konuştum. sonra babamın bütün gün akşama kadar evde oturduğu aklıma geldi. dehşete kapıldım böyle 30 yıllık meslek hayatından sonra eve oturup yavaş yavaş sonu beklemeye başlamak gibi geldi.
düşünüyorum şimdi eski zamanlarda insanlar bir siyasi görüşü, müzikleri, insanları, gezmeyi doya doya yaşamış insan. her şey en tazeymiş o zamanlar.
düşünüyorum şimdi sizi içine çeken bir siyasi görüş kaldı mı? sağcılık, solculuk, atatürkçülük, osmanlıcılık bırt pırt hepsinin şu an içi boşaltılmış durumda değil mi şu an? geriye hülocularla çizgisi belirsiz dağınık "geri kalanlar" kaldık değil mi? bi siyasi görüşten insanla tanıyıp onu keşfetmek ilgi çekmiyor..
düşünüyorum artık zaten başta ülkemizde olmak üzere (ekşide uzun uzun konuşulmuş) bi rock müzik grubu kalmadı adam akıllı. güzel müzik üretilmiyor? dünyada da dümdüz bi hale gelmedi mi bu müzik işleri? nerede efsaneler?
düşünüyorum filmler de artık marvel bi bizi düdüklüyor. nerede eski harika yakın tarih filmleri, savaş filmleri, insanı şapalak eden filmler? artık teknolojik olarak nirvanadayken neden her şeyin içi boş? ülkemizin sinema gidişatını hiç ağzıma almıyorum. ölene kadar yeşilçam izlerim daha yeğdir.
eskiden hayatı age of 'ta karanlıkta bölge bölge açmak gibi keşfetmek gibi hissederdim. msn 'de amerikalı ekleyip saat farkını tutturup ya da bizde gündüzken karanlık web came bakan amerikalıyla dil geliştirmenin tadına varırdım. şimdi herkes omeglede ya birbirine skini falan gösteriyor. iletişim etkileşim yok sanki insanlarda?
arkadaş edinememek ayrı bela. 25 yaş üstü arkadaşsızlar güruhuyuz. şurada kaç kişi 25+ ve arkadaşı yok desem bin tane üniversite mezunu iş dünyasından adam çıkar. ona rağmen kimse kimseye yanaşmıyor.
sizce yaşayacak ne kaldı mesela?
düşünüyorum şimdi eski zamanlarda insanlar bir siyasi görüşü, müzikleri, insanları, gezmeyi doya doya yaşamış insan. her şey en tazeymiş o zamanlar.
düşünüyorum şimdi sizi içine çeken bir siyasi görüş kaldı mı? sağcılık, solculuk, atatürkçülük, osmanlıcılık bırt pırt hepsinin şu an içi boşaltılmış durumda değil mi şu an? geriye hülocularla çizgisi belirsiz dağınık "geri kalanlar" kaldık değil mi? bi siyasi görüşten insanla tanıyıp onu keşfetmek ilgi çekmiyor..
düşünüyorum artık zaten başta ülkemizde olmak üzere (ekşide uzun uzun konuşulmuş) bi rock müzik grubu kalmadı adam akıllı. güzel müzik üretilmiyor? dünyada da dümdüz bi hale gelmedi mi bu müzik işleri? nerede efsaneler?
düşünüyorum filmler de artık marvel bi bizi düdüklüyor. nerede eski harika yakın tarih filmleri, savaş filmleri, insanı şapalak eden filmler? artık teknolojik olarak nirvanadayken neden her şeyin içi boş? ülkemizin sinema gidişatını hiç ağzıma almıyorum. ölene kadar yeşilçam izlerim daha yeğdir.
eskiden hayatı age of 'ta karanlıkta bölge bölge açmak gibi keşfetmek gibi hissederdim. msn 'de amerikalı ekleyip saat farkını tutturup ya da bizde gündüzken karanlık web came bakan amerikalıyla dil geliştirmenin tadına varırdım. şimdi herkes omeglede ya birbirine skini falan gösteriyor. iletişim etkileşim yok sanki insanlarda?
arkadaş edinememek ayrı bela. 25 yaş üstü arkadaşsızlar güruhuyuz. şurada kaç kişi 25+ ve arkadaşı yok desem bin tane üniversite mezunu iş dünyasından adam çıkar. ona rağmen kimse kimseye yanaşmıyor.
sizce yaşayacak ne kaldı mesela?
0
Zamana ve mekana bağlı olarak yaşamaya çalışırsan boşluğa düşersin. kafada bir yaşam amacı olmalı ve tüm hayat boyunca o amaç için çalışılmalı. nerde o eski günler düşüncesi aslında her insanın geçmişte yaşadığı ve gelecekte de yaşamaya devam edeceği bir şey. eğer hayaller varsa yaşanacak çok şey vardır.
0
yaşadığın şeye major depresyon deniyor, psikiyatrdan ilaç, psikologdan terapi aldıktan sonra ufak tefek keyifler için bile yaşarım diyorsun. her daim mutlu, mutsuz olmak mümkün değil lakin tek bir hobi bulup uğraşmak yetiyor. nasıl bakarsan öyle görüyorsun dünyayı, depresyondan çıkmak gözündeki astigmatı biraz olsun siliyor.
0
kötü çok evet ama iyi de yok degil. belki de zoru bulmak daha tatlı olacaktır. aramaya devam
0
depresyon delilik demek değildir, hüzünbaz sevişken ergen tavır yapıp hayattan keyif almamak gibi ciddi bir sorunu özellik gibi benimsemenin akla yatkın yanı yok, ha inat edersen boğul kendi bokunda ne diyim
0
fotoğraf makinesi aldım kullanmayı öğrendim çektim bahanesiyle gezdim biraz.
olta aldım izmir'deyim bostanlı bayraklı sahillerinde akşamları falan vakit geçirdim.
parasız değilim şükür iki yıldır çalışıyorum ailemleyim ve kendimce güzel bi birikim yaptım yapıyorum.
iş arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih etmediğim gibi dışarıda da insanlarla tanışabilecek ortamlar artık bulamıyorum?:/ gezmekten de haz almıyorum artık kime baksam kendimmiş yalnızmış soyut dünyasında yaşıyomuş gibi görüyorum.
nostalji radyolarından keşfettiğim şarkıları biriktiriyorum. pek bilinmeyen türk filmlerini eskilerden keşfedip biriktiriyorum. eskilerde kalmış gibiyim. tv'de bi türk filmi kanalı açıp uyuyakalıyorum. sonra tekrar işe gidiyorum ertesi gün.
depresyon mu diyosunuz? sanki dünya artık böyleymiş gibi.
edit: yani her güzel şey geçmişte kalmış seçip seçip küllerinden eşeleyip tatmaktan başka çaremiz yokmuş, günümüz artık dümdüz tekdüzeymiş gibi. utanmasam mirc kurcam internetin de mazisinde yaşıcam o dereceyim.
olta aldım izmir'deyim bostanlı bayraklı sahillerinde akşamları falan vakit geçirdim.
parasız değilim şükür iki yıldır çalışıyorum ailemleyim ve kendimce güzel bi birikim yaptım yapıyorum.
iş arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih etmediğim gibi dışarıda da insanlarla tanışabilecek ortamlar artık bulamıyorum?:/ gezmekten de haz almıyorum artık kime baksam kendimmiş yalnızmış soyut dünyasında yaşıyomuş gibi görüyorum.
nostalji radyolarından keşfettiğim şarkıları biriktiriyorum. pek bilinmeyen türk filmlerini eskilerden keşfedip biriktiriyorum. eskilerde kalmış gibiyim. tv'de bi türk filmi kanalı açıp uyuyakalıyorum. sonra tekrar işe gidiyorum ertesi gün.
depresyon mu diyosunuz? sanki dünya artık böyleymiş gibi.
edit: yani her güzel şey geçmişte kalmış seçip seçip küllerinden eşeleyip tatmaktan başka çaremiz yokmuş, günümüz artık dümdüz tekdüzeymiş gibi. utanmasam mirc kurcam internetin de mazisinde yaşıcam o dereceyim.
0
Nostaljinin büyüsüne kapilmissin galiba. Uzaktan bakınca, o zamanlarda her sey ne kadar anlamlı, sahiciymis diye düşünüyor insan ama zamanda yolculuk edip o cağlara gitsek umdugumuz tadı alamazmisiz gibi geliyor bana. Yoksulluk, belirsizlik, kotu yaşam koşulları, bıçak sirtinda bi siyasal ortam (her an gözaltında kkaybedilme tehlikesi) kim bilir daha neler neler. Yirmi sene once bizim musluklardan su akmazdi, iki günde bir su tankeri gelirdi. O asfaltsız, çamur yollarda kkadınlar ellerinde koca koca bidonlarla daha fazla su alabilmek icin yarisirdi. Annemin mesela o halleri gozumun onune gelince yerin dibine batsin nostaljisi de, fukaraligi da diyorum ben.
0
profosyonel yardım düşünmediğiniz kadar yardımcı oluyor, zaten zevk almanın yolunu aramışsınız. çekinmeyin ilaçtan, terapiden
0
yok çekinmiyorum aslında kız arkadaşım psikolojik danışmanlık okuyor. o da biraz böyle daldığımda :D profesyonel yardım alabileceğim konusunda yorumda bulunuyor. dışarı kapalı değilim iş yerinde insanlarla iletişimim çok iyi mizacım da çok neşeli aslında. sadece böyle işte dünya böyle olmuş gibi inanıyorum. devlet hastanelerinde sağlıklı tedavi olmayacağını biliyorum özelde de kime neye gidilir bilmediğimden bu fikir de hep rafta kalıyor.
0
valla ben sırf 15 sene sonra premier lig'de, khl'de hangi takımlar bulunur, hangisi şampiyon olur falan sırf bu merakımdan dolayı sonsuza dek yaşayabilirim sanırım. bak şimdi "yaşayacak bi şey yok yea" diye ölsem, leicester'ın şampiyonluğunu göremezdim. ne bileyim 10 sene önce ölmüş olsam, khl'in kuruluşunu bile göremezdim. ordu'nun süper lig'e yükselmesi, cuper'in gelmesi, sonra heriflerin ta 4. lige kadar düşmesi falan bunlar ilginç şeyler. bunun yanında rusya'nın kırım'ı ilhakı olsun, suriyeli dostlarımızın memleketi basması olsun... hepsi tarihe tanıklık işte. ben mesela kırım bilmem neyinin BUNDAN BÖYLE RUSUZ ARKADAŞLAR açıklamasını kahvaltı yaparken izlemiştim. çok garip hissetmiştim kendimi. 100 sene sonra ders kitaplarında anlatılacak bi mevzuyu ben kahvaltı yaparken canlı izledim mesela haha.
ben böyle benimle hiç alakası olmayan şeyleri uzaktan takip etmeyi seviyorum. kendimle ilgili çok büyük beklentilerim yok. bu tip şeyler mutlu olup bu dünyanın bir "parçası" olarak kalma adına yeterince motive ediyor beni. çünkü, istediğin kadar güzel yaşa, ömrün sınırlı. yapabileceklerin sınırlı. en kral hayatı yaşasan bile öldüğün anda koca bir hiçsin. o yüzden kendime ya da hayatıma böyle büyük anlamlar yüklememeye, sülalemi raad tutmaya gayret ediyorum.
tabii bu demek değil ki sığır gibi yaşamalı ve hiçbir şey yapmamalısın. ama kasma yani işte. geçirdiğin güzel bir günden, yağan yağmurdan, yediğin güzel bir yemekten mutlu olmaya bak. sokayım gerisine.
ben böyle benimle hiç alakası olmayan şeyleri uzaktan takip etmeyi seviyorum. kendimle ilgili çok büyük beklentilerim yok. bu tip şeyler mutlu olup bu dünyanın bir "parçası" olarak kalma adına yeterince motive ediyor beni. çünkü, istediğin kadar güzel yaşa, ömrün sınırlı. yapabileceklerin sınırlı. en kral hayatı yaşasan bile öldüğün anda koca bir hiçsin. o yüzden kendime ya da hayatıma böyle büyük anlamlar yüklememeye, sülalemi raad tutmaya gayret ediyorum.
tabii bu demek değil ki sığır gibi yaşamalı ve hiçbir şey yapmamalısın. ama kasma yani işte. geçirdiğin güzel bir günden, yağan yağmurdan, yediğin güzel bir yemekten mutlu olmaya bak. sokayım gerisine.
0
benzer şeyleri hepimiz yaşıyoruz, ne yazık ki ülkeyi de bok götürüyor, devlet hastanesinde psikiyatra gidin en azından ilaç versin ki etkisini gördükçe bu konuda daha ılımlı olursunuz. 15 dakika derdinizi dinleyip ilaç yazdı diye bozulursunuz, 2 hafta sonra etkiliymiş aslında dersiniz. öyle dedikçe terapidir, araştırmadır mümkün, diyorum ya nasıl bakarsanız öyle görünüyor. tavsiyem kız arkadaşınızın da gönlünü yapmak için devlet hastanesine gidin, ilaçları bir deneyin, bakın etkisine. daha rahat oldukça daha iyi kararlar vereceksiniz zaten.
0
İnternet çağının gazabına uğramışsın. Büyük bir veri yığını var, her yerde bilgiye rastlıyorsun ancak bunların hepsini tüketemeyeceğin için google seni neye yönlendirirse oraya doğru hareket ediyorsun. Dolayısıyla google'ın ilk 5-10 sayfasının ötesinde olan bitenden bihaber yaşıyorsun. Herkesin bir şeyler ortaya attığı bir dönemde iyi hiçbir şeyin olmadığını söylemek aşırı iddialı bir hareket.
0
Yalnız "kimse kimseye yanaşmıyor" cümlene katılmamak elde değil. O konuda kötü durumdayız tüm insanlar olarak. Mesela şu telefonlardan nefret ediyorum, açık ve net. Diktatör olsam yapacağım şımarıklıklardan biri de akıllı telefonları yasaklayıp sadece aramaya yarayan telefonları serbest bırakırdım. Tarlabaşı'nda iphone kovalardı herhalde millet.
0
Yaşayacak çok şey var aslında, bence biz hayattan keyif almasını bilmiyoruz sürekli bahane uyduruyoruz. Aga bir de bazı şeyler nostalji olarak güzel. Şimdi o msnde olsan belki canın sıkılıp kıçını dönüp uyumuş olacaktın. Ama şu an o zamanları getirmek imkansız olduğu için çok tatlı geliyor.
0
Denizli'deyken devlet tiyatrosunu takip ediyordum zaten tiyatro en büyük haz aldığım şeylerden bitanesi. Denizli de Türkiye'de en çok amatör tiyatro grubunun bulunduğu şehirlerden biri. Ama İzmir'de bu sıçtımın şehrinde ne amatör tiyatro grubu var ne de yeni oyun geliyor. Bir ay boyunca aynı boktan oyunlar. Denizli'ye gidiyorum oyun izlemeye.
Çok güzel yorumlar var ama yanlışsın yunluşsun diyeceğinize yanlış olduğuma kanaat getirecek fikirler öne sürerseniz daha çok sevinirim. Yanlışsın dediğinizde aa evet yanlışım diyemiyorum.
Önerin o zaman son beş on yıl içinde çekilmiş harika türk filmi? Onedio'da 24 filmlik liste yapmışlar yok "bizim büyük çaresizliğimiz" yok "bilmem kim ailesinin trajikomik hikayesi" kendinizi jiletlersiniz izlerken. Oysa efendim "ah müjgan ah"ı bir izleyin, "muhabbet kuşu"nu sadri alışık'tan 1964'deki filmin müzikleri hala efsane...
Duvar'ı izleyin Yılmaz Güney 'den ağlaya ağlaya üç saat ruhunuza işlesin. Şimdi nerde öyle filmler. Herkes kendi payının amk diyip gülüyo.
Çok güzel yorumlar var ama yanlışsın yunluşsun diyeceğinize yanlış olduğuma kanaat getirecek fikirler öne sürerseniz daha çok sevinirim. Yanlışsın dediğinizde aa evet yanlışım diyemiyorum.
Önerin o zaman son beş on yıl içinde çekilmiş harika türk filmi? Onedio'da 24 filmlik liste yapmışlar yok "bizim büyük çaresizliğimiz" yok "bilmem kim ailesinin trajikomik hikayesi" kendinizi jiletlersiniz izlerken. Oysa efendim "ah müjgan ah"ı bir izleyin, "muhabbet kuşu"nu sadri alışık'tan 1964'deki filmin müzikleri hala efsane...
Duvar'ı izleyin Yılmaz Güney 'den ağlaya ağlaya üç saat ruhunuza işlesin. Şimdi nerde öyle filmler. Herkes kendi payının amk diyip gülüyo.
0
galandar kostumu
bugun acelemiz var biyere yetişecegiz, kadın ilçenin tek yön ana caddelerinden birinin ortasına cekmiş aracı yakmıs dortluleri, kasaptan et alıyor haspam. baya bekledik derken geldi, ben de bagırdım bi akıllı sensin di mi diye. hmm binim falan diye agız egdi. bindi arabaya inadına yavastan alıyor, s
bugun acelemiz var biyere yetişecegiz, kadın ilçenin tek yön ana caddelerinden birinin ortasına cekmiş aracı yakmıs dortluleri, kasaptan et alıyor haspam. baya bekledik derken geldi, ben de bagırdım bi akıllı sensin di mi diye. hmm binim falan diye agız egdi. bindi arabaya inadına yavastan alıyor, sonra kornaya bastım. bu defa durdu gitmiyor, sonra apaçi gibi gazı kokledi falan anormal hareketler yaparak. ben de polise sikayet etcektim, bişey yapmazlar diye vazgectim. bu yaptıgının ceza kesmelik hükmü var mı?
0
galandar kostumu
selam gencler,bugun sevgi evleri de denilen yeni yurt tiplerinden birine ziyarete gittik. uzun zamandır yapmak istedigim bişeydi buguneymiş kısmet. yurt imkanları, evler, annelerin tutumları hersey cok guzeldi. ancak mudur olan kişinin bazı tutumları beni rahatsız etti. belki de paranoyakca davranıy
selam gencler,
bugun sevgi evleri de denilen yeni yurt tiplerinden birine ziyarete gittik. uzun zamandır yapmak istedigim bişeydi buguneymiş kısmet. yurt imkanları, evler, annelerin tutumları hersey cok guzeldi. ancak mudur olan kişinin bazı tutumları beni rahatsız etti. belki de paranoyakca davranıyorum malum gündemden ötürü. adam bizim yanımızda bile kızlarla cok sulu konusuyordu, kız agırlıklı bi yurttu gittigimiz. ergen kızların surekli kilolarıyla ilgili şakalar, yok sen benim basımın belasısınlar falan. hadi dedim burda bi samimiyet olusmustur ister istemez. neyse sonra sahada cocuklarla top oynarken geldi yine 14-15 yaslarındaki kızlardan birini macur mucur öptü yanaklarından. sonra kız da diger arkadaslarına heyecanla mudur baba beni optu, söz vermişti zaten falan dedi. benim gözler büyüdü. bu normal olabilir mi? abartıyor muyum? sonra biraz sorusturdum yurdun hiç bi evinde kamera vs. yokmus. burası evime yakın ve sonrasında da duzenli ziyaret etmek istedigim biyer aslında, ama cok huzursuz oldum. var mı fikri/önerisi olan?
bugun sevgi evleri de denilen yeni yurt tiplerinden birine ziyarete gittik. uzun zamandır yapmak istedigim bişeydi buguneymiş kısmet. yurt imkanları, evler, annelerin tutumları hersey cok guzeldi. ancak mudur olan kişinin bazı tutumları beni rahatsız etti. belki de paranoyakca davranıyorum malum gündemden ötürü. adam bizim yanımızda bile kızlarla cok sulu konusuyordu, kız agırlıklı bi yurttu gittigimiz. ergen kızların surekli kilolarıyla ilgili şakalar, yok sen benim basımın belasısınlar falan. hadi dedim burda bi samimiyet olusmustur ister istemez. neyse sonra sahada cocuklarla top oynarken geldi yine 14-15 yaslarındaki kızlardan birini macur mucur öptü yanaklarından. sonra kız da diger arkadaslarına heyecanla mudur baba beni optu, söz vermişti zaten falan dedi. benim gözler büyüdü. bu normal olabilir mi? abartıyor muyum? sonra biraz sorusturdum yurdun hiç bi evinde kamera vs. yokmus. burası evime yakın ve sonrasında da duzenli ziyaret etmek istedigim biyer aslında, ama cok huzursuz oldum. var mı fikri/önerisi olan?
0
Müdür baba nedir ya, o olay bence kızın bireysel saflığı olabilir, eğer hepsi böyleyse tehlikeli tabi. Kilo, baş belası konuları belki kabul edilebilir ama sulu bir müdür en fazla şikayet edilir. Sulu birine sulu olma demek olası değil.
0
mevzu tabi ki sululuk degil ama 45-50 kişinin ve misafirlerin önünde bunu yapan baska bişey de yapar mı şüphesi.
0
veritaslibertas
merhaba. işim gereği çok fazla şehir dışına seyahat ediyorum. şirket araçla aldırıyor özel bir firmadan şöför gelip alıyor. genelde arka koltuğa oturuyorum ben de. çünkü ya şöför çıkıp arka kapıyı açıp tutuyor ya da benim öne binesim gelmiyor. sabah 5te 6da çıkıyorum çoğu kez yola havaalanına gidene
merhaba.
işim gereği çok fazla şehir dışına seyahat ediyorum. şirket araçla aldırıyor özel bir firmadan şöför gelip alıyor. genelde arka koltuğa oturuyorum ben de. çünkü ya şöför çıkıp arka kapıyı açıp tutuyor ya da benim öne binesim gelmiyor. sabah 5te 6da çıkıyorum çoğu kez yola havaalanına gidene kadar uyukluyorum.
şimdi az önce markete çıktım da dönüşte sitenin güvenliği sordu. bişey sorucam ded, ben 6yıl bankada çalıştım dikkat ediyorum sizi almaya geliyorlar mesleğiniz ne arkadaşlarla konuştuk da dedi, diğer güvenliklerle. gülümseyerek soruyor ama ne amaçla sorduğunu anlamadım. arkaya biniyorsunuz hep dedi, dedim denetimciyim x mağazalarının denetimini yapıyorum. he dedi müdür falan mısınız diye düşündük acaba dedi, yok dedim gülerek ben de. normalde dedi hani başkası olsa öne falan biner de siz arkaya biniyorsunuz dedi. dedim öne eşya koyuyorlar genelde ondan binmiyorum falan. arada dolu da oluyor hakkaten ön.
içim böyle bir şey oldu şimdi. sanki büyüklük yapıyormuşum da ondan öne biniyormuşum gibi bi tavırla sordu gibi geldi bana. ya da ben öyle anladım bilmiyorum. saçma mı yaptığım? kibirlilik mi nedir? rahatsız oldum böyle bi soru sorulmasından. bence çok önemli bir şey değil. insanlar takside de arkaya oturuyor yani öne oturmak zorunda mıyım ki? bu da aynı şey. dert ettim kendi kendime
işim gereği çok fazla şehir dışına seyahat ediyorum. şirket araçla aldırıyor özel bir firmadan şöför gelip alıyor. genelde arka koltuğa oturuyorum ben de. çünkü ya şöför çıkıp arka kapıyı açıp tutuyor ya da benim öne binesim gelmiyor. sabah 5te 6da çıkıyorum çoğu kez yola havaalanına gidene kadar uyukluyorum.
şimdi az önce markete çıktım da dönüşte sitenin güvenliği sordu. bişey sorucam ded, ben 6yıl bankada çalıştım dikkat ediyorum sizi almaya geliyorlar mesleğiniz ne arkadaşlarla konuştuk da dedi, diğer güvenliklerle. gülümseyerek soruyor ama ne amaçla sorduğunu anlamadım. arkaya biniyorsunuz hep dedi, dedim denetimciyim x mağazalarının denetimini yapıyorum. he dedi müdür falan mısınız diye düşündük acaba dedi, yok dedim gülerek ben de. normalde dedi hani başkası olsa öne falan biner de siz arkaya biniyorsunuz dedi. dedim öne eşya koyuyorlar genelde ondan binmiyorum falan. arada dolu da oluyor hakkaten ön.
içim böyle bir şey oldu şimdi. sanki büyüklük yapıyormuşum da ondan öne biniyormuşum gibi bi tavırla sordu gibi geldi bana. ya da ben öyle anladım bilmiyorum. saçma mı yaptığım? kibirlilik mi nedir? rahatsız oldum böyle bi soru sorulmasından. bence çok önemli bir şey değil. insanlar takside de arkaya oturuyor yani öne oturmak zorunda mıyım ki? bu da aynı şey. dert ettim kendi kendime
0
arkaya otururken yaptığın gayet normal.
dedikoducu güvenliği fırçalamamış olman bence eksik :)
dedikoducu güvenliği fırçalamamış olman bence eksik :)
0
şoför tanıdık değilse arkaya oturulur. güvenlik herhalde lan bunda da müdür tipi yok ama paso arkaya oturuyor g.t diye düşünüp dayanamamış.
0
samimi davrandigin icin oyle bir soru sorabilme curetini gostermisler. insanlar cok merakli. senin isini, parani vs. ogrenecek, ona gore yazacak kafasinin bir kosesine. biraz mesafe koysan fena olmaz sanki.
0
öyle şeyleri merak eden tiplere direkt yöneticiyim evet diyip geçiştirmek gerekiyor. yaptığın gayet normal lakin bu yaptığını inceleyip konuşup merak edip sana sorma cüretini gösteren adamlara bunu anlatamazsın. bir kaç kez geçerken selam verme gülme yüzlerine bakma, başka şekil sınırlarına girerler sorun yaşarsın. (başıma geldi biliyorum)
0
Olması gerekini yapıyorsun zaten. Adamlar sıkıntıdan dedikodu yapacak malzeme aramışlar.
0
evde liyakat kalmamis +1
soforu tanimiyorsam one oturmam. boyun da uzunsa, on koltugu ileri aldirip arkada genis genis takilabilirsin. hem uyumak icin de uygun ortam saglanmis oluyor.
soforu tanimiyorsam one oturmam. boyun da uzunsa, on koltugu ileri aldirip arkada genis genis takilabilirsin. hem uyumak icin de uygun ortam saglanmis oluyor.
0
bunu dert edip size sormaları çok ilginç . ben olsam cevap vermeden önce neden merak ettiniz der şaşırdığımı belli ederdim . bir de aralarında konuşup dert etmişler . insanlar çok tuhaf .
0
mesafeyi korumakta fayda var, zira devamı da gelebilir.
bekarsanız ve evinize kadın arkadaşlarınız geliyorsa; oo abla da erik gibiymiş—e kadar yolu var.
torba değil ki büzesin, sınırlar aşılıp gidebiliyor.
bekarsanız ve evinize kadın arkadaşlarınız geliyorsa; oo abla da erik gibiymiş—e kadar yolu var.
torba değil ki büzesin, sınırlar aşılıp gidebiliyor.
0
Bence çok iyi niyetlisiniz, ben olsam cevap bile vermezdim. Şoförle muhabbete girmek istemem eğer özel şoförüm değilse.
0
Gercekten haklsiniz. Ben her gun adamlara oyle yanlarindan gecip gitmeyeyim ayip olur diye sabah gunaydin aksam iyi aksamlar deyip de geçiyorum yapmamak lazimmis demek ki
0
Mesafe koy.
Ben bir devlet erkanının yan komşusuyum işyerinde. Kimse böyle bir hadsizlik yapamaz. Merhaba bile denmez. Seninkiler cıvıkmış. Kime ne anasını satayım.
Ben bir devlet erkanının yan komşusuyum işyerinde. Kimse böyle bir hadsizlik yapamaz. Merhaba bile denmez. Seninkiler cıvıkmış. Kime ne anasını satayım.
0
Arkada oturmak şöförle yüzgöz olmak istemediğin anlamana gelir. Bizim şirkettekileri düşününüyorum da sadece makam şöförü olanlar arkadaya oturuyor. Bu adamların arabaları da yıldızlı, böbrekli Alman markaları. Güvenlik, bu adam arkaya oturuyor ama bu araba makam aracına benzemiyor diye düşünmüş olabilir. Bence burada hata şoförle muhattap olmuyorsan, güvenlikle de olmayacaksın.
0
docrivers
İstanbul aydında okuyorum ben 2 senelik bölumde. Bunu 4e tamamlıcam ben ama okudugum bolumun dgs yerlestirmelerinde benim okul yok. Ben bunu kendi okulumda 4e tamamlayamaz mıyım. Sadece 3 4 tane devlet ünisi gozukuyor dgs de.
İstanbul aydında okuyorum ben 2 senelik bölumde. Bunu 4e tamamlıcam ben ama okudugum bolumun dgs yerlestirmelerinde benim okul yok. Ben bunu kendi okulumda 4e tamamlayamaz mıyım. Sadece 3 4 tane devlet ünisi gozukuyor dgs de.
0
japan
soru başlıkta. teşekkürler.
soru başlıkta. teşekkürler.
0
telefon cüzdan istanbul kart (fakir edition)
telefon kredi kartı araba anahtarı(richie rich mode on)
telefon kredi kartı araba anahtarı(richie rich mode on)
0
Cüzdan.
Ev anahtarı.
Araba anahtarı.
İş yeri kritik nokta anahtarı.
İpad. Telefon. Şarj aleti.
Ev anahtarı.
Araba anahtarı.
İş yeri kritik nokta anahtarı.
İpad. Telefon. Şarj aleti.
0
kritik nokta anahtarı neymiş lan, 32 yaşıma geldim benim hiç kritik nokta anahtarım olmadı, en fazla portal açtım diablo3 te
0
-Talcid
-Majezik
-Islak mendil
-Powerbank
-Gunes gozlugu
-Anahtarlar
-Nakit (kartimda servet olsun, yine de nakit olmadan rahat edemem)
-Wax (evden ciktiktan sonra bir daha kullanmiyorum ama yanima alirim)
-Ventolin inhaler (eskiden yanima alirdim, artik pek ihtiyacim olmuyor)
-Nivea soft (Gerci onu da pek almiyorum artik yanima)
-Majezik
-Islak mendil
-Powerbank
-Gunes gozlugu
-Anahtarlar
-Nakit (kartimda servet olsun, yine de nakit olmadan rahat edemem)
-Wax (evden ciktiktan sonra bir daha kullanmiyorum ama yanima alirim)
-Ventolin inhaler (eskiden yanima alirdim, artik pek ihtiyacim olmuyor)
-Nivea soft (Gerci onu da pek almiyorum artik yanima)
0
Kalemlik (İçinde beşten fazla dolmakalem)
Bir a4 boyutunda bir de cep boyu defter.
Şarj aleti, powerbank, otg kablosu
Elektronik kitap okuyucu
Islak mendil
Rebul mandalina kolonyası
Ritalin
İki adet usb bellek.
Bunlar olmadan bakkala bile gitmiyorum.
Bir a4 boyutunda bir de cep boyu defter.
Şarj aleti, powerbank, otg kablosu
Elektronik kitap okuyucu
Islak mendil
Rebul mandalina kolonyası
Ritalin
İki adet usb bellek.
Bunlar olmadan bakkala bile gitmiyorum.
0
telefon cüzdan anahtar(araba+evlerinki)
ayrıca arabada güneş gözlüğü, sakız, selpak ve bozuk para bulundururum mutlaka.
ayrıca arabada güneş gözlüğü, sakız, selpak ve bozuk para bulundururum mutlaka.
0
prezervatif.
hiç yaşamadım ama eminim bir gün kadının biri tutacak beni gel sevişelim diyecek ve o prezervatifi kullanacağım.
hiç yaşamadım ama eminim bir gün kadının biri tutacak beni gel sevişelim diyecek ve o prezervatifi kullanacağım.
0
1. (cantasiz) cuzdan, saat, anahtar, telefon, gunes gozlugu, kulaklik
2. (cantayla) tablet, kalem, not defteri, powerbank + kablo, gunes kremi, selpak
2. (cantayla) tablet, kalem, not defteri, powerbank + kablo, gunes kremi, selpak
0
Cüzdan
anahtar
çakı
peçete
şarj aleti
powerbank
hastanelerde kullanılan alkollü el temizleme şeylerinden
yedek tişört
su
Çantasız dışarı çıkmam
anahtar
çakı
peçete
şarj aleti
powerbank
hastanelerde kullanılan alkollü el temizleme şeylerinden
yedek tişört
su
Çantasız dışarı çıkmam
0
genelde bisikletle çıktığımdan ötürü şunlar ve bunlar;
güneş gözlüğü
çay parası
yedek çorap
kask
kilit
paça bandı
alyan çakısı
arabayla çıkarsam semaver bulunduruyorum ekstradan. araca bisiklet de sığıyor, o sebepten bisikletlerimden en az birini de koyuyorum.
kışın eldiven ekleniyor bu listeye. yazın temiz fanila don eklendiği oluyor.
netbook var hep yanımda bi de.
bunların çoğusu bir adet arpenaz 10 içine sığıyor işin güzel tarafı.
güneş gözlüğü
çay parası
yedek çorap
kask
kilit
paça bandı
alyan çakısı
arabayla çıkarsam semaver bulunduruyorum ekstradan. araca bisiklet de sığıyor, o sebepten bisikletlerimden en az birini de koyuyorum.
kışın eldiven ekleniyor bu listeye. yazın temiz fanila don eklendiği oluyor.
netbook var hep yanımda bi de.
bunların çoğusu bir adet arpenaz 10 içine sığıyor işin güzel tarafı.
0
Yüklü nakit. Bi iki tane kredi kartı telefon.
Elime alır çıkarım bunları cuzdana dahi koymam.
Elime alır çıkarım bunları cuzdana dahi koymam.
0
telefon, cüzdan, anahtarlık, kulaklık; bunları her evden çıkışımda bilhassa kontrol ederim. bunlar haricinde üzerime aldığım mont türevi şeylerin cebinde kağıt mendil olur genelde, bazen de ıslak mendil.
0
saçdemeti
ama kendisi haftanin en az 3 gunu gordugum, is munasebetiyle muhabbetim olan ve aslinda sevdigim biri. yani aramiza sogukluk girsin istemiyorum, ama muhabbet samimiyet su anda oldugundan daha fazla ilerlesin de istemiyorum. ince ayar yani :) ne yapmak lazim, sohbeti kisa mi kesiyim, boyle kucuk ama
ama kendisi haftanin en az 3 gunu gordugum, is munasebetiyle muhabbetim olan ve aslinda sevdigim biri. yani aramiza sogukluk girsin istemiyorum, ama muhabbet samimiyet su anda oldugundan daha fazla ilerlesin de istemiyorum. ince ayar yani :) ne yapmak lazim, sohbeti kisa mi kesiyim, boyle kucuk ama etkili taktikler verirseniz cok makbule gecer.
0
Ben birini ne zaman takmamak istesem telefonumla ilgilenirim, ama öyle yazı okuyup gülmek gibi değil de biriyle mesajlaşırken ona çok bakmamak gibi. Öyle bir işle uğraşırsan kısa cevaplar verirsin, muhabbetleri geçiştirirsin.
0
fasulyek
bugun doktor bana 1000mg sabah aksam kullanımlı glukofen verdi?ama bu şekeri nasıl dengelemeliyim ne yapmalıyım anlatmadı.nasıl olacak bu işler gençler
bugun doktor bana 1000mg sabah aksam kullanımlı glukofen verdi?
ama bu şekeri nasıl dengelemeliyim ne yapmalıyım anlatmadı.
nasıl olacak bu işler gençler
ama bu şekeri nasıl dengelemeliyim ne yapmalıyım anlatmadı.
nasıl olacak bu işler gençler
0
Genelde kola, çikolata gibi aşırı şekerli şeylerden uzak duruluyor. Ekmek gibi önemli karbonhidrat kaynağı olan besinler de azaltılıyor. Bol su içiliyor ki bu günlük üç litre gibi bir değer.
0
Glisemik indeksi yüksek olan yiyecekleri yemeyeceksin . Düşük olanları tercih ediceksin bu şekilde beslenme tarzını değiştirerek kolayca halledersin
0
geçmiş olsun. yediğin besinler içerisindeki şekeri zaten ilaç hallediyor. bunun yanında rejim yaptığında da (ihtiyacın varsa) kilo vermeye başlıyorsun...
en mantıklısı bir beslenme uzmanına görünüp, rejim ihtiyacın varsa rejim yazdırman gerekli. ihtiyaç yoksa da insülin direnci ile ilgili besin öğelerini öğrenir, hangilerinden uzak durman, hangilerini tüketmen gerektiğini öğrenir, ona göre davranırsın...
(doktor değilim hastayım)
en mantıklısı bir beslenme uzmanına görünüp, rejim ihtiyacın varsa rejim yazdırman gerekli. ihtiyaç yoksa da insülin direnci ile ilgili besin öğelerini öğrenir, hangilerinden uzak durman, hangilerini tüketmen gerektiğini öğrenir, ona göre davranırsın...
(doktor değilim hastayım)
0
docrivers
yarın kocaeli üni umuttepeye gitmem lazım nasıl gidebilirim, istanbul akbilimden faydalanmak istiyorum , 17 liraya giden servisler varmış ama yarım saatlik iş için o parayı vermek istemiyorum ne yapmam lazım
yarın kocaeli üni umuttepeye gitmem lazım nasıl gidebilirim, istanbul akbilimden faydalanmak istiyorum , 17 liraya giden servisler varmış ama yarım saatlik iş için o parayı vermek istemiyorum ne yapmam lazım
0
kartala gelip kartaldan 200 numaraya binebilirsin. ama kocaeli'nin kent kartı olması lazım. izmite geldikten sonra da umuttepe otobüslerine bineceksin
0
500t ile gebze, oradan da gebze-izmit halk otobüsleri. tenha saatte gideceğim için hızlı olur dediler bu haftasonu gittim bu şekilde ama fiyat olarak hemen hemen aynı oluyor.
kamil koç 12 lira ama onun da saatleri kötüydü, sen yine de bak belki sana uyar.
kamil koç 12 lira ama onun da saatleri kötüydü, sen yine de bak belki sana uyar.
0
ya nakit 10 lirayı geçmeden sürekli istanbul öğrenci akbilime kullanarak kocaeline gitme ihtimalim yok mu bu nasıl komşu şehir abi ya
0
whatyougetiswhatyoudid
edit: fotoları ekledim :) http://hizliresim.com/E8Z8YAhttp://hizliresim.com/ljVjyJArkadaslar acil yoruma ihtiyacımız varAnnemlerin baktığı sokak kedisi doğurdu. Nereye doğurdu bilmiyoruz, ilk birkaç gün bulamadılar.Sonra bu sabah bi tanecik yavrusunu ağzında tutup annemlerin eve getirmiş.(Ötekilere
edit: fotoları ekledim :)
hizliresim.com
hizliresim.com
Arkadaslar acil yoruma ihtiyacımız var
Annemlerin baktığı sokak kedisi doğurdu. Nereye doğurdu bilmiyoruz, ilk birkaç gün bulamadılar.
Sonra bu sabah bi tanecik yavrusunu ağzında tutup annemlerin eve getirmiş.
(Ötekilere ne oldu bilmiyoruz, öldüler belki de :( )
Az önce konuştum ve annem kedinin yerinde duramadığını, sürekli yavrusunu ağzına alıp evin içinde oradan oraya gittiğini, bi oturmadığını söyledi, yavru da emecek fırsat bulamıyor dedi. Anne kedi durmuyor çünkü.
Nesi olabilir sizce anne kızımızın? Annemlerin kaldığı ilçede veteriner bir tane var. Ve yarın sabaha kadar ona ulaşmamız zor...
hizliresim.com
hizliresim.com
Arkadaslar acil yoruma ihtiyacımız var
Annemlerin baktığı sokak kedisi doğurdu. Nereye doğurdu bilmiyoruz, ilk birkaç gün bulamadılar.
Sonra bu sabah bi tanecik yavrusunu ağzında tutup annemlerin eve getirmiş.
(Ötekilere ne oldu bilmiyoruz, öldüler belki de :( )
Az önce konuştum ve annem kedinin yerinde duramadığını, sürekli yavrusunu ağzına alıp evin içinde oradan oraya gittiğini, bi oturmadığını söyledi, yavru da emecek fırsat bulamıyor dedi. Anne kedi durmuyor çünkü.
Nesi olabilir sizce anne kızımızın? Annemlerin kaldığı ilçede veteriner bir tane var. Ve yarın sabaha kadar ona ulaşmamız zor...
0
diğer yavruları kaptırdıysa güvende hissedemiyordur. bence bir odaya kapatın sakinleşip yatar bi yere yavru da gelir emer.
0
yavru kediye herhangi bir hamle yapmayın. sevmeye veya tutmaya çalışmak gibi, beslemeye de çalışmayın. anne kendini ve yavruyu güvende hissettiğinde emzirmeye başlayacaktır. şu anda yer aramasının sebebi yavru için muhtemelen. tabii eğer diğer yavrularla ilgili bir başka durumdan kaynaklanmıyorsa.
0
söylendiği gibi güvenli yer arıyor. mümkün olduğunca müdahale etmemek gerek. yerini bulduğunda emzirir. ayrıca tek yavruyla döndüyse bile evden çıkabileceği bir yolu olmalı. pencere, balkon vs. çünkü diğer yavruları gidip getirmek istiyor da olabilir.
bizim bir kedi evde hamileydi. sokağa çıktı 2 gün sonra geldi. doğurmuştu yavru yoktu. ilk hamileliğiydi. bakamadı ve yavrular öldü diye düşündük. tüm gün evde durdu. odaları gezdi. ertesi sabah çıktı gitti ve bir yavruyla döndü. koca evde mutfak tüpünün arkasına taşıdı. tüm gün oturdu öyle. sonra akşam bir daha çıktı. 2 yavru daha getirdi. rahat bırakmak lazım.
bizim bir kedi evde hamileydi. sokağa çıktı 2 gün sonra geldi. doğurmuştu yavru yoktu. ilk hamileliğiydi. bakamadı ve yavrular öldü diye düşündük. tüm gün evde durdu. odaları gezdi. ertesi sabah çıktı gitti ve bir yavruyla döndü. koca evde mutfak tüpünün arkasına taşıdı. tüm gün oturdu öyle. sonra akşam bir daha çıktı. 2 yavru daha getirdi. rahat bırakmak lazım.
0
selam, kendisine kilerde bi yer yapmış annemler. orayı sevmiş. yavrusu da annesi de iyi şu an çok şükür. öteki yavrucuklar herhalde öldüler... bu yavruyu dün sabah getirdi çünkü. 24 saatten fazla zaman geçti ötekiler için :(
0
Arkadaşlar öbür yavruları da getirdi aynen dediğiniz gibi :))) 3 yavrusuyla beraber mutlu Mesut yaşıyorlar şimdi :) yarın foto da yükleyeceğim :)
0
söz verdiğim gibi öbür yavrularla beraber fotolar :) maşallah deyin :)
:))
hizliresim.com
hizliresim.com
:))
hizliresim.com
hizliresim.com
0
sometimes the weak become the strong
depresyondan mı olur, var mı böyle bir etkisi bu illetin?
depresyondan mı olur, var mı böyle bir etkisi bu illetin?
0
acının kaynağı belirsizse depresyondan olabilir. çünkü zaten depresyon bir belirsizlikler toplamıdır.
0
Yaniii.
Mutlu olmaya cabaladikca daha da dibe suruklenme, sakin olamama, panik hali, ("Hasktir bu kadar kötu hissetmemeliyim, noldu ki? Bi sey olmadı?"), kendini amansız bi loser gibi hissetme, hicbi şeye elin gitmemesi, günlerce bos bos oturma, kendine acıma, kendini suclama...
Bunlar da var mı?
Mutlu olmaya cabaladikca daha da dibe suruklenme, sakin olamama, panik hali, ("Hasktir bu kadar kötu hissetmemeliyim, noldu ki? Bi sey olmadı?"), kendini amansız bi loser gibi hissetme, hicbi şeye elin gitmemesi, günlerce bos bos oturma, kendine acıma, kendini suclama...
Bunlar da var mı?
0
mutlu olmaya çabalasam da kısa sürüyor kendimi daha kötü bir halde buluyorum. sakinlik yerine panik var o ve onun gibi sorular ( ulan ne zaman iyi hissedicem? neden böyle oluyor? hayatım hep böyle mi geçecek? ben bu kadar zayıf karakterli miyim? ) hep aklımda. gündelik işlerde bile aklıma geliyor bu tarz sorular, konsantrasyonumu bozuyor. geri kalan hepsi var ya.
ve kendime çok acıyorum, evet. çöküş zamanlarındaki osmanlı gibi hissediyorum.
ve kendime çok acıyorum, evet. çöküş zamanlarındaki osmanlı gibi hissediyorum.
0
Valla işte genelde bu noktada "See a doctor" diyoruz buralarda. :) Bu da böyle bi hal; duygular, dusunceler insanı olumsuza, karanlık tarafa surukluyor; iyi de kotu görünüyor insana, gözüne perde iniyor, hiçbir şeye katlanamiyorsun, aldığin nefes bile yük oluyor.
Nacizane tavsiye, mutlu olmaya zorlama kendini, duyguların çok keskin ve yoğun, karanlık ama duymamazlıktan gelmek için kendini zorlama. O duygulari ehlilestirmenin bi yolu yok. Sen savastikca daha da büyür, yayılır.
Nacizane tavsiye, mutlu olmaya zorlama kendini, duyguların çok keskin ve yoğun, karanlık ama duymamazlıktan gelmek için kendini zorlama. O duygulari ehlilestirmenin bi yolu yok. Sen savastikca daha da büyür, yayılır.
0
sarper361
Anlık mutluluktan bahsetmiyorum. İhale almış iş adamı veya 50 lira almış dilencininki gibi bir mutluluk değil yani. Genel olarak hayatından en memnun, en mutlu insan kimdir? Var mı bir tahmininiz?
Anlık mutluluktan bahsetmiyorum. İhale almış iş adamı veya 50 lira almış dilencininki gibi bir mutluluk değil yani.
Genel olarak hayatından en memnun, en mutlu insan kimdir? Var mı bir tahmininiz?
Genel olarak hayatından en memnun, en mutlu insan kimdir? Var mı bir tahmininiz?
0
İstanbul'a köprü yapınca sevinen Anadolulu AKP seçmenleri olabilir. Buna sevinen insanın üzülebileceği bir şey yoktur diye düşünüyorum.
0
Hayalini gerçekleştirebilen insandır bence. Hangimiz hayallerimizi gerçekleştirebildi neticede ?
0
çalışmayan insandır.
yaptığı iş muhakkak vardır fakat onu iş olarak görmüyordur, çünkü seviyordur.
böyle insanların oranı bence % 1-2
yaptığı iş muhakkak vardır fakat onu iş olarak görmüyordur, çünkü seviyordur.
böyle insanların oranı bence % 1-2
0
internetten ayakkabı-saat satan bir arkadaşım var. mimarlık okuyor aynı zamanda. internetten çakma ayakkabı satarak mercedes aldı. hali vakti yerinde.
ben avukatım. kendi ofisim var. 4 yıl oluyor avukatlığa başlayalı. istanbul üniversitesini dereceyle bitirdim. serbest çalışmaya başladığım günden beri çok şükür halim vaktim yerinde. mercedesim yok ama bi fiesta'm var.
bu arkadaşım internetten sattığı ayakkabılardan biri yüzünden birileriyle kavga etti. ceza davası açıldı vs. geçen gün beraber bahçelievler'den kartal'a duruşmaya gittik geldik.
duruşmadan sonra sahil'de güzel bir de yemek yedik. bana ikinci el güzel bir yeni araba falan bakıyoruz. sohbet muhabbet gırla.
dönüş yolunda hava çok sıcaktı. arabanın içinde piştim ben.
okmeydanı taraflarından geçerken, e-5'in kenarında yolun istinat benzeri duvarları var hani. 15-20 mt uzunluğunda. onların üstü de yeşillik yapılmış. çayır çimen vs.
işte etrafa bakarken orada bir adam gördüm.
sıcaktan bunalmış, her halinden belli. üzerinde bir tişört var. altında hiçbir şey yok. çıkartmış pantolonu, donu; sere serpe oturmuş orada bir ufak çalılık dibine. etrafa bakıp sigarasını içiyor.
bir kendimize baktım, bir o adama. biz trafikte, değer verdiğimiz gösterişli araç içinde pişip, toplumun bize verdiği rolleri oynarken, onun umurunda değildi.
bence o adam her vakti bilmem ama o an dünyanın en mutlu adamıdır.
ben avukatım. kendi ofisim var. 4 yıl oluyor avukatlığa başlayalı. istanbul üniversitesini dereceyle bitirdim. serbest çalışmaya başladığım günden beri çok şükür halim vaktim yerinde. mercedesim yok ama bi fiesta'm var.
bu arkadaşım internetten sattığı ayakkabılardan biri yüzünden birileriyle kavga etti. ceza davası açıldı vs. geçen gün beraber bahçelievler'den kartal'a duruşmaya gittik geldik.
duruşmadan sonra sahil'de güzel bir de yemek yedik. bana ikinci el güzel bir yeni araba falan bakıyoruz. sohbet muhabbet gırla.
dönüş yolunda hava çok sıcaktı. arabanın içinde piştim ben.
okmeydanı taraflarından geçerken, e-5'in kenarında yolun istinat benzeri duvarları var hani. 15-20 mt uzunluğunda. onların üstü de yeşillik yapılmış. çayır çimen vs.
işte etrafa bakarken orada bir adam gördüm.
sıcaktan bunalmış, her halinden belli. üzerinde bir tişört var. altında hiçbir şey yok. çıkartmış pantolonu, donu; sere serpe oturmuş orada bir ufak çalılık dibine. etrafa bakıp sigarasını içiyor.
bir kendimize baktım, bir o adama. biz trafikte, değer verdiğimiz gösterişli araç içinde pişip, toplumun bize verdiği rolleri oynarken, onun umurunda değildi.
bence o adam her vakti bilmem ama o an dünyanın en mutlu adamıdır.
0
Değişik bir soru olmuş.
Bence kafayı yastığa koyduğunda mutluysan, sorun yoktur.
Mutluluk da kimisine göre sağlık, kimisine göre ihale, kimisine göre para, eğitim vs vs. Göreceli yani ki sen de ona göre sormuşsun :)
Bence kafayı yastığa koyduğunda mutluysan, sorun yoktur.
Mutluluk da kimisine göre sağlık, kimisine göre ihale, kimisine göre para, eğitim vs vs. Göreceli yani ki sen de ona göre sormuşsun :)
0
başkasından birşey beklemeden kendi kendine yeten her insan mutludur.
Maddi manevi olarak söylüyorum.
Ben mesela maddi olarak ayaklarımın üstündeyim ama devamlı bir ilgi, şevkat, alaka istiyorum insanlardan, bunu istediğim ve bulamadığım sürece de mutlu olamıyorum çok basit.
Maddi manevi olarak söylüyorum.
Ben mesela maddi olarak ayaklarımın üstündeyim ama devamlı bir ilgi, şevkat, alaka istiyorum insanlardan, bunu istediğim ve bulamadığım sürece de mutlu olamıyorum çok basit.
0
Hani şu bizim tabirimizle modern olan hayatı bırakıp doğaya kaçan insanlar var ya, onlar olduğunu düşünüyorum.
Dünyadaki en zengin insanın dahi en mutlu olduğunu düşünmüyorum. Dünya ile ilgili hesap kitapları kafasındaki düşünceler planlar rahat bırakmıyordur onu.
Dünyadaki en zengin insanın dahi en mutlu olduğunu düşünmüyorum. Dünya ile ilgili hesap kitapları kafasındaki düşünceler planlar rahat bırakmıyordur onu.
0
Zorunluluklardan arınabilmiş insan mutludur. Mecburiyetten yaptığın işler ne kadar azalırsa o kadar da mutlu olma şansın artar.
0
Hiçbir şeyden korkmayan ve hiçbir şeyi arzulamayan, doğru bildiğini yapan, yanlış bildiğini yapmayan, mutluluğu mallarla ilişkilendirmemiş, fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak hiçbir bağımlılığı olmayıp tümüyle kendine ait olan, sevdiklerine ulaşamasa da en azından sevmediklerinden kaçma özgürlüğüne sahip olan insandır.
0
Organ nakli bekleyen birinin tedavi olması ve zorluklardan kurtulması olabilir.
@angelus, belki İstanbul'a değil de ülkelerine yapıldığı için seviniyorlardır.
@angelus, belki İstanbul'a değil de ülkelerine yapıldığı için seviniyorlardır.
0
Eski kiz a3kadasimla evlenen denyo pesmerge kilikli eleman olabilir ama farkinda midir umarim degildir.
0
yine de şahlanıyor
Birkaç internet sitesinde ahşabın daha dirençli olduğu yazıyor. Doğru mudur bizi mi züküyorlar acaba? Mesela kopyaladım bir tane yapıştırayım;Yangına Karşı Direnci Nasıl? Ne Gibi Önlemler Alınıyor?Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. Bugün ABD nde kapalı spor salo
Birkaç internet sitesinde ahşabın daha dirençli olduğu yazıyor. Doğru mudur bizi mi züküyorlar acaba?
Mesela kopyaladım bir tane yapıştırayım;
Yangına Karşı Direnci Nasıl? Ne Gibi Önlemler Alınıyor?
Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. Bugün ABD nde kapalı spor salonu gibi büyük kalabalıkların bulunacağı yerlerin, yangın tehlikesine karşı ahşap karkas olarak inşasına gidilmektedir, Almanya da gene aynı nedenle çelik konstrüksiyonlar ahşap kaplanmaktadır. Yangınlar üzerine yapılmış araştırmalar ve derlenmiş istatistikler taşıyıcı olarak kullanılan ahşabın en güvenli malzemelerden biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Yangının başlama nedeni hiçbir zaman ahşap değildir ve ısı geçirmeme, kömürleşme özellikleri nedeniyle ahşap-karkas yapının büyük yangınlara ne kadar dayanabileceği kesin olarak hesaplanabilmektedir.
Ahşap yapılar yangına 30-90 dakika dayanabilecek şekilde tasarlanabiliyor. Ancak çıplak çelik yapı (çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle) normal bir yangına ancak 10 dakika dayanabilmekte, yapı ikaz vermeden anında çökmektedir.
İster beton ister çelik olsun tüm yapılarda başlıca yangın sebebi elektrik sistemindeki kısa devredir,
Trafo sistemi dediğimiz sistemde anahtarından gelen her Anti krom-Halogenfree kablo ayrı ayrı buat kullanılmadan direkt olarak sigorta panosuna oradan da kaçık akım rölesine bağlanır, böylelikle kısa devre olasılığı ortadan kalkar. Elektrik tesisatının geçeceği tüm holler fabrikada projeye uygun olarak özel makinelerle açılır evin iç kısmında kablo gözükmez.
Bilhassa yüksek katlı yapıların yangınlarda büyük risk taşıdığı vurgulanırken, enerji verimliliğinde avantajlar sağlayan yalıtım malzemelerinin çabuk tutuşması bakımından tehlike arz ettiğine dikkat çekildi. Yangın güvenliğinin ve yönetmeliğin hayati önem arz eden duman tahliyeleri ve izdiham sonucu yaşanan ölümler konusunda ise eksikler olduğunu dile getirdi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Yangın Önlem Şube Müdürü Abuzer Demirci,
Sizce ahşap ev mantıklı mı?
Bir de şunu gördün hayran oldum resmen;
www.youtube.com
Mesela kopyaladım bir tane yapıştırayım;
Yangına Karşı Direnci Nasıl? Ne Gibi Önlemler Alınıyor?
Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. Bugün ABD nde kapalı spor salonu gibi büyük kalabalıkların bulunacağı yerlerin, yangın tehlikesine karşı ahşap karkas olarak inşasına gidilmektedir, Almanya da gene aynı nedenle çelik konstrüksiyonlar ahşap kaplanmaktadır. Yangınlar üzerine yapılmış araştırmalar ve derlenmiş istatistikler taşıyıcı olarak kullanılan ahşabın en güvenli malzemelerden biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Yangının başlama nedeni hiçbir zaman ahşap değildir ve ısı geçirmeme, kömürleşme özellikleri nedeniyle ahşap-karkas yapının büyük yangınlara ne kadar dayanabileceği kesin olarak hesaplanabilmektedir.
Ahşap yapılar yangına 30-90 dakika dayanabilecek şekilde tasarlanabiliyor. Ancak çıplak çelik yapı (çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle) normal bir yangına ancak 10 dakika dayanabilmekte, yapı ikaz vermeden anında çökmektedir.
İster beton ister çelik olsun tüm yapılarda başlıca yangın sebebi elektrik sistemindeki kısa devredir,
Trafo sistemi dediğimiz sistemde anahtarından gelen her Anti krom-Halogenfree kablo ayrı ayrı buat kullanılmadan direkt olarak sigorta panosuna oradan da kaçık akım rölesine bağlanır, böylelikle kısa devre olasılığı ortadan kalkar. Elektrik tesisatının geçeceği tüm holler fabrikada projeye uygun olarak özel makinelerle açılır evin iç kısmında kablo gözükmez.
Bilhassa yüksek katlı yapıların yangınlarda büyük risk taşıdığı vurgulanırken, enerji verimliliğinde avantajlar sağlayan yalıtım malzemelerinin çabuk tutuşması bakımından tehlike arz ettiğine dikkat çekildi. Yangın güvenliğinin ve yönetmeliğin hayati önem arz eden duman tahliyeleri ve izdiham sonucu yaşanan ölümler konusunda ise eksikler olduğunu dile getirdi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Yangın Önlem Şube Müdürü Abuzer Demirci,
Sizce ahşap ev mantıklı mı?
Bir de şunu gördün hayran oldum resmen;
www.youtube.com
0
"çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle" kısmına takıldım ben. Çeliğin ısıl genleşme katsayısı 1 derece için 1,2 x 10^-5 imiş. Bir yangında ilk 30 dakika sonundaki sıcaklığın 800 derece olduğunu kabul edelim. Başlangıç sıcaklığını da 25 derece kabul edelim. Çeliğin ilk boyu 3 m olsun. Bu durumda genleşme 3*1,2*10^-5*(800-25)=0.0279 oluyor. Yani genleşme 27.9 mm ya da yaklaşık 3 cm oluyor. 3 cm boyca genleşmeyle hiçbir yapı kolay kolay yıkılmaz. Ahşabın bana göre sağlıklı ve hafif olması dışında hiçbir avantajı yok.
0
yok öyle bir şey.
her okuduğunuza inanmayın.
ahşap yapılar sınırlıdır, 2 katlı yaparsınız, sallıyorum 3. katta maliyet 5 katına çıkabilir.
yangın tehlikesi zaten inanılmaz fazla. betondan ya da metalden daha fazla yangın direnci var diyen insanı ciddiye almak zaten abes.
ki bunlar dışında yangın kaçış yollarında yangına dayanıklı kaplama ve boyama yapılır, yere dökülen şap bile değişir.
yangının başlama nedeni elbette ahşap olmaz, yangın metalden mi başlıyor, saçmalamasınlar. ahşap yanar, gerekli sıcaklığa ulaştığında alev alır, çelik ahşapa nazaran 4-5 kat fazla sıcaklığa dayanır.
neyse söylenecek yazılacak çok şey var da saçmalık bu, dünya yuvarlak demek gibi bir şey, evleri yıkalım yerine ahşap ev yapalım, çadırda yaşayalım filan derler yakında, allah akıl fikir versin.
her okuduğunuza inanmayın.
ahşap yapılar sınırlıdır, 2 katlı yaparsınız, sallıyorum 3. katta maliyet 5 katına çıkabilir.
yangın tehlikesi zaten inanılmaz fazla. betondan ya da metalden daha fazla yangın direnci var diyen insanı ciddiye almak zaten abes.
ki bunlar dışında yangın kaçış yollarında yangına dayanıklı kaplama ve boyama yapılır, yere dökülen şap bile değişir.
yangının başlama nedeni elbette ahşap olmaz, yangın metalden mi başlıyor, saçmalamasınlar. ahşap yanar, gerekli sıcaklığa ulaştığında alev alır, çelik ahşapa nazaran 4-5 kat fazla sıcaklığa dayanır.
neyse söylenecek yazılacak çok şey var da saçmalık bu, dünya yuvarlak demek gibi bir şey, evleri yıkalım yerine ahşap ev yapalım, çadırda yaşayalım filan derler yakında, allah akıl fikir versin.
0
ya tutamıyorum kendimi de cidden sinirlendim ya. ahşapa güvenli malzeme demek ne demektir yahu.
0
0
Yalnız Abuzer Demirci Bursa İtfaiyesi Yangın Önleme Şube Müdürü'ymüş. Nasıl olabilir ya ? Bunları mı söylüyor şimdi?
0
ahşap karkas yangında geç çöker, en önemli avantajı budur. tarihi ahşap yapılar üzerinden araştırmanı tavsiye ederim.
0
tamamen yanlis sayilmaz, ahsabi kutuk olarak dusunmeyin, ozellikle tabaka haline getirilmis ahsaplarin REI direnci yuksektir.
ahsap yandigi zaman tamamen karbonlasana kadar tasiyici ozelligini tutmaya devam eder ki bu da saatler alabilir cunku ahsap malzemenin yanma prosesi distan ice dogru olur yani kimyasal ozellikleri oldugu gibi bir anda degismez. zaten ahsap strukturun yangin aninda en zayif noktalari metal birlesim noktalaridir. ahsap en dogal izolasyon malzemesidir, bu bile aninda sicaklik etkisini almayacagini gosterir.
bir diger nokta da eger ahsap kimyasal malzemelerle muameleye ugramamissa yangin aninda zehirli gaz salinimi yapmayacagi.
sonuc olarak yapinin ahsap olmasi yanginda aninda kul olacagini gostermez, ileri derecede REI direnci olan celik konstruksiyonlar karsilastirmayin ama hepimizin oturdugu betonarme binalara gore yangin aninda daha uzun sure ayakta kalip zaman kazandirmasi bile bence onu bir adim ileri goturur.
ahsap yandigi zaman tamamen karbonlasana kadar tasiyici ozelligini tutmaya devam eder ki bu da saatler alabilir cunku ahsap malzemenin yanma prosesi distan ice dogru olur yani kimyasal ozellikleri oldugu gibi bir anda degismez. zaten ahsap strukturun yangin aninda en zayif noktalari metal birlesim noktalaridir. ahsap en dogal izolasyon malzemesidir, bu bile aninda sicaklik etkisini almayacagini gosterir.
bir diger nokta da eger ahsap kimyasal malzemelerle muameleye ugramamissa yangin aninda zehirli gaz salinimi yapmayacagi.
sonuc olarak yapinin ahsap olmasi yanginda aninda kul olacagini gostermez, ileri derecede REI direnci olan celik konstruksiyonlar karsilastirmayin ama hepimizin oturdugu betonarme binalara gore yangin aninda daha uzun sure ayakta kalip zaman kazandirmasi bile bence onu bir adim ileri goturur.
0
fakyoras
Selam,Agzimda sik sik aft ciktigi icin kan testi yaptirim dedim, yarin sabah doktora gidicem de ac gitmek mi gerekir?Igneden pek haz etmem, o sebeple hazir postu bir kere deldirmisken gerekli baska seylere de bakin dicem. Ona gore cevap verirseniz sevinirim.
Selam,
Agzimda sik sik aft ciktigi icin kan testi yaptirim dedim, yarin sabah doktora gidicem de ac gitmek mi gerekir?
Igneden pek haz etmem, o sebeple hazir postu bir kere deldirmisken gerekli baska seylere de bakin dicem. Ona gore cevap verirseniz sevinirim.
Agzimda sik sik aft ciktigi icin kan testi yaptirim dedim, yarin sabah doktora gidicem de ac gitmek mi gerekir?
Igneden pek haz etmem, o sebeple hazir postu bir kere deldirmisken gerekli baska seylere de bakin dicem. Ona gore cevap verirseniz sevinirim.
0
şekerle ilgili değerler dışında aç gitmeye gerek olmuyor.
ayrıntılı yaptıracaksanız aç gidin bence, yaptırmışken hepsine bakılır.
ayrıntılı yaptıracaksanız aç gidin bence, yaptırmışken hepsine bakılır.
0
Sandman
soru resimde saklı
soru resimde saklı
0
hatim etmis ve onu kutluyorlar iste. kendince basarmis kutluyor.
koli bandiyla yapistirmayaymis iyiymis...
koli bandiyla yapistirmayaymis iyiymis...
0
Açlin yobazim. Açikliyorum. Şaka bir yana muhafazakar bir ailem çevrem var. Bu tarz görüntülerin sebeb-i hikmeti, kendi çocuklarini din harici bi aktiviteye yönlendiremediği için içinde kalan ukteyi dolduruyor. Benim çocuğum hatim indirse aferin derim. Bunlar parti yapiyor. komşunun kizi ilk kaka partisini yaparken senin kizin eksik mni kalacak? Anlayacaüiniz party hard!
0
Parti demek yerine kutlama denebilirdi. O yaştaki bir çocuğun Arapça gibi yabancı bir dilde o kadar yazı okuması bile onun için olumlu bence ki çocukluktan biraz din hakkında bilgi sahibi olması iyi bir şey. Aileleri de böyle bir şey başardığı için çocuğu ödüllendiriyorlar. Bence sağdan soldan yanlış şeyler öğreneceğine doğrudan ailesinin gözetiminde kitap okumaya teşvik edilmesi olumlu bir hareket.
0
joy luck club
Merhaba Romalilar,Bu gece ingiltere'ye yola cikacagim. 2 gunluk bir konferansim var ancak 3 gun orada olacagim. Bir gunumde bos olacagim. Neler yapilir? Sunu kacirma, sunu yap dediginiz neler var? Aksamlari nerelere gidelim? duzgun bir adam oralarda nerede iki tek atip kafa dinleyebilir? Para sorun
Merhaba Romalilar,
Bu gece ingiltere'ye yola cikacagim. 2 gunluk bir konferansim var ancak 3 gun orada olacagim. Bir gunumde bos olacagim. Neler yapilir? Sunu kacirma, sunu yap dediginiz neler var? Aksamlari nerelere gidelim? duzgun bir adam oralarda nerede iki tek atip kafa dinleyebilir? Para sorun degil bu arada.
Londra'da kalacagim, hemen hyde park'in yaninda, paddington'da.
British museum'a gitmek istiyorum, tarihi cok seviyorum. Ancak onun disinda bir plan yok. Hyde parkta gezebilirim.
Gorusleriniz icin simdiden tesekkurler. Sevgiler.
Bu gece ingiltere'ye yola cikacagim. 2 gunluk bir konferansim var ancak 3 gun orada olacagim. Bir gunumde bos olacagim. Neler yapilir? Sunu kacirma, sunu yap dediginiz neler var? Aksamlari nerelere gidelim? duzgun bir adam oralarda nerede iki tek atip kafa dinleyebilir? Para sorun degil bu arada.
Londra'da kalacagim, hemen hyde park'in yaninda, paddington'da.
British museum'a gitmek istiyorum, tarihi cok seviyorum. Ancak onun disinda bir plan yok. Hyde parkta gezebilirim.
Gorusleriniz icin simdiden tesekkurler. Sevgiler.
0
Yarım gün British Museum geçer zaten.
Kalan yarısında da Oxford St, Hyde Park, Picadilly Circus, Big Ben, Parliament House falan anca görürsün.
Kalan yarısında da Oxford St, Hyde Park, Picadilly Circus, Big Ben, Parliament House falan anca görürsün.
0
Bence natural history museum'u da düşün, epey güzeldi ama muhtemelen aynı güne sığmaz british museumla.
0
Eğer bir şeyler içerim diyorsan Trafalgar meydanının çok yakınında The Harp diye bir pub var. İngilizler tarafından çok tutulan bir yer, yerlilerle muhabbet falan güzel olur. İsterseniz foursquare linki de atarım. Fish and chips için lokal bir yer var onu da atabilirim.
0
harry potter şehre uzak. tüm gün ayırmak lazım.
bence british museum + hyde park + yakalayabilirsen askeri geçiş töreni zaten anca yeter bi gün. bi de pis yağlı fish&chips ye de yemedim demezsin :) hyde park cennetten bi köşe bence <3
edit: parka giderken yanına çubuk kraker, fındık, fıstık tarzı bişiler al, ördek ve sincapları beslemek isteyebilirsin;)
bence british museum + hyde park + yakalayabilirsen askeri geçiş töreni zaten anca yeter bi gün. bi de pis yağlı fish&chips ye de yemedim demezsin :) hyde park cennetten bi köşe bence <3
edit: parka giderken yanına çubuk kraker, fındık, fıstık tarzı bişiler al, ördek ve sincapları beslemek isteyebilirsin;)
0
galandar kostumu
tabi ki tum genellemeler gibi bu da dogru degildir ama dusunuyorum, milyonlarca insan girdi topraklarımıza. buna ragmen bu kişilerin karıstıgı(çok şükür) taciz, tecavüz, cinayet gibi vakalar cok yok. avrupa'daki insanların multecilere tepkisi yasanan bu tarz olaylara dayanıyor gibi(önyargılar da var
tabi ki tum genellemeler gibi bu da dogru degildir ama dusunuyorum, milyonlarca insan girdi topraklarımıza. buna ragmen bu kişilerin karıstıgı(çok şükür) taciz, tecavüz, cinayet gibi vakalar cok yok. avrupa'daki insanların multecilere tepkisi yasanan bu tarz olaylara dayanıyor gibi(önyargılar da var tabi ama). özetle düsünürsek sayıya oranla suc oranında dramatik bi artıs yok gibi. ne dersiniz?
0
suriyelilerin karıştığı suçlar diye ekstra bir istatistik tutuluyor mu ki? yani şöyle söyleyeyim çok alakasız bir anadolu şehrinin ıssız bir bağ evini düşün (halamlara ait) burayı suriyelier bastı geçenlerde 70 yaşındaki eniştemi dövüp ağzını burnunu kırdılar, evden çıksınlar da çökelim diye. ama bunun istatistiksel hiç bir değeri yok ki. zabıt tutan yok. taaa kaymakama gidiyorsun, kaymakam bişey yapamayız, katlanacaksınız diyor. nerede suç?
ben zerre kadar haz etmiyorum kendilerinden. vatan/millet sakarya ise kal vatanını savun. müslümansan müslüman gibi yaşa. yok savaş ne yaa sene 2016 ise sokakta yaşarken 50 tane bebek yapma. bence çoğu medeniyet görmemiş, yüzsüz, görgüsüz, pis, açıkça düşüncem bu.
ben zerre kadar haz etmiyorum kendilerinden. vatan/millet sakarya ise kal vatanını savun. müslümansan müslüman gibi yaşa. yok savaş ne yaa sene 2016 ise sokakta yaşarken 50 tane bebek yapma. bence çoğu medeniyet görmemiş, yüzsüz, görgüsüz, pis, açıkça düşüncem bu.
0
kötü bir toplum olduklarını düşünmem için hiçbir neden yok. hiçbir halkla bir sorunum olmaz zaten şahsen.
0
Esad rejimi gücünü kaybetmeden önceki hatta Irak Savaşı'ndan önceki Ortadoğu toplumlarının hiçbirinin kötü olduğunu düşünmüyordum. Ancak çok şey oynandı üstlerinde, insanlar da değişime uğradı, eski nesiller gitti, yeni nesiller çok kopuk yetişti. Eskiden kötü değillerdi bana göre ama yeni nesil kontrol altına alınmazsa artık kötü olmamaları için hiçbir sebep yok.
0
Bunu soylemek icin erken sanirim. topluma adapte olup ozguvenlerini kazandiktan sonra ne kadari ak ne kadari kara belli olacak bence.
Suc vakalarinim haricinde gorunmeyen zararlar da var. Yerini aldigi icin turk iscisinin is kaybi. Vatandasliga gecme riski ile yardimlarin muhtac oldugu akp'ye secmen olma. Kalacak yer aramalari ile artan talebe oranla kiralarin yukselmesi. Vs. Vs.
Insanlarin sadece kitlesel olarak yer degistirmesi bile bircok problem dogurabiliyor.
Suc vakalarinim haricinde gorunmeyen zararlar da var. Yerini aldigi icin turk iscisinin is kaybi. Vatandasliga gecme riski ile yardimlarin muhtac oldugu akp'ye secmen olma. Kalacak yer aramalari ile artan talebe oranla kiralarin yukselmesi. Vs. Vs.
Insanlarin sadece kitlesel olarak yer degistirmesi bile bircok problem dogurabiliyor.
0
Bahsettiginiz bu suc vakalarindan medya araciligi ile haberdar oluyorsunuz. Hem medya, hem medyalarin beslendigi ajanslar agir sansur altinda. Hukumet politika olarak hem Suriyelileri ulkeye alip hem onlarin karistigi suclari yayinlayacak degil. Avrupa'da ise hem medya biraz daha serbest, hem de bazi ulkeler politika olarak gocmen karsitligindan besleniyorlar. Dolayisiyla oradaki olaylardan haberimiz oluyor.
Turkiye'de Suriyelilerin suc oranlari uzerine bir calisma var mi bilmiyorum ancak Maras gibi bazi sehirlerde cok ciddi kamplasmalar oldugu gercek. Herhangi bir calismayla karsilasmadigim icin genel olarak suc oranlarinda artis var ya da yok diyemiyorum.
Butun bunlarin disinda bir toplum icin iyi kotu diye genellemeler yapamazsiniz. Iyi ne kotu ne? Daha somut olarak egitim seviyesi, gelir seviyesi, teknolojik seviylerden bahsedebilirsiniz ki bunlarin hepsinde maalesef cok kotuler.
Turkiye'de Suriyelilerin suc oranlari uzerine bir calisma var mi bilmiyorum ancak Maras gibi bazi sehirlerde cok ciddi kamplasmalar oldugu gercek. Herhangi bir calismayla karsilasmadigim icin genel olarak suc oranlarinda artis var ya da yok diyemiyorum.
Butun bunlarin disinda bir toplum icin iyi kotu diye genellemeler yapamazsiniz. Iyi ne kotu ne? Daha somut olarak egitim seviyesi, gelir seviyesi, teknolojik seviylerden bahsedebilirsiniz ki bunlarin hepsinde maalesef cok kotuler.
0
Esas noktayi yazmamisim. Zaten insanlar suriyeliler tu kaka demiyor. Turkiyeye multeci olarak milyonlarcasinin tasinmasi ile yukarida birkac tanesini yazdigim problemlere yol acmasina kiziyor.
Yoksa 3 milyon suriyeli yerine 3 milyon fransiz getir ayni tepkiler cikardi.
Yoksa 3 milyon suriyeli yerine 3 milyon fransiz getir ayni tepkiler cikardi.
0
arkadaslar mülteci sorununu tartısmaya acmadım, eleştirilerde cok haklısınız. sadece yüzeysel bi gözlem soruyorum. misal yasadıgımız yerlerde cok suriyeli var, cok dileniyorlar ama birebir hiç hırsızlık ya da gasp vakası duymadım. haberlerde de cok az. ama dediginiz gibi üstü ortuluyor olabilir. öte yandan dogum kontrol olayını hala çözebilmiş degilim, sürekli doguruyorlar efenim durduramıyoruz:/ acaba bu da bi politika mı?
0
bu bir politika deği, bu adamların kültürü, gerçeği, yaşam şekli (ki fransızların gelmesinden farklı olan sıkıntı da burada)
AFAD çalışanı arkadaşlarımdan sık sık duyduğum şeyler, suriyelilerin kendi ifadelerine göre:
türkiye çok pahalı, vergiler çok, kiralar çok yüksek, biz suriyede daha kolay yaşıyorduk, bize maaş bağlayın.
tr'de kadın çalışmazsa geçinmek imkansız, bizim kadınlarımız sadece çocuk doğurur çalışmaz, kadını çalıştırmak nerede görülmüş. kadının görevi çocuk doğurmak.
AFAD çalışanı arkadaşlarımdan sık sık duyduğum şeyler, suriyelilerin kendi ifadelerine göre:
türkiye çok pahalı, vergiler çok, kiralar çok yüksek, biz suriyede daha kolay yaşıyorduk, bize maaş bağlayın.
tr'de kadın çalışmazsa geçinmek imkansız, bizim kadınlarımız sadece çocuk doğurur çalışmaz, kadını çalıştırmak nerede görülmüş. kadının görevi çocuk doğurmak.
0
Gecen ay baktigimda rakamlarda Turkiye'deki Suriyeli gocmenlerin dogurdugu 150bin cocuk gozukuyordu. Yani sadece son birkac yilda Turkiyede dogan Suriyeli bebekler Turkiye'deki bazi sehirlerin nufusundan cok.
Gocmenlerin yasam sart ve sekillerini dusununce kendilerinden dogum kontrolu beklemek gercekci degil. Hadi Suriyeliler dogurun diye bir politika yok, ancak bu kadar cok kisinin ulkeye alinmasi politika ve yeni bebekler de bunun sonuclarindan sadece biri.
Gocmenlerin yasam sart ve sekillerini dusununce kendilerinden dogum kontrolu beklemek gercekci degil. Hadi Suriyeliler dogurun diye bir politika yok, ancak bu kadar cok kisinin ulkeye alinmasi politika ve yeni bebekler de bunun sonuclarindan sadece biri.
0
Sözlükte bu meseleye de değinen güzel bir entry vardı. Hırsızlık, gasp ve cinayet gibi vakaların yaygınlığına baktığımızda ve oranladığımızda bunu bölgenin baskın unsurlarının daha fazla oranda gerçekleştirdiğinden, ancak ortak noktanın "yoksulluk" olduğundan bahsediliyordu. "Bu yüzden Suriyelilerden nefret edeceğinize yoksullardan nefret edin, onları yoksulluğa iten sebepleri değil yoksulları doğrudan hedef yapın" tarzı bir ironiyle de sonlanıyordu yazı. Buna yakın düşünüyorum esasında. Uyuşturucuya (maddi olanın dışında cihatçılığı da eklerim buna), yoksulluğa, açlığa, örgütsüzlüğe ve çaresizliğe itilmiş bir toplumda suç oranının artması sürpriz değildir.
Şahsen benim Esad'la hiçbir bağlantım, fikir birliğim vs. olamaz. Kendisi Kürtlere kimlik bile vermeyen, ülkesindeki muhalif unsurları bastıran bir diktatördür. (Savunduğum düşünülmesi diye dipnot atma ihtiyacı hissettim) Ancak Ortadoğu da genel olarak iki akım var ve sürekli çarpışıyorlar: Esad'ın temsil ettiği Baas geleneği ve IŞİD'vari örgütlerin temsil ettiği cihatçı-İslamcı gelenek. Kemalizmi de Baas'çılıkla bağdaştırabiliriz, çok yanlış olmayacaktır.
Ve Baasvari gelenekler eliyle şekillendirilmiş toplumlar, en azından bu etkiyi sirayet ettirebildikleri yerde çok daha "iyi" oluyorlar. Belli bir kültür düzeyinin, gelişmişliğin ve sapkın cihatçılıktan uzak kalmanın getirisi denilebilir. Ancak bu yeterli değil elbette kat edilmesi gereken çok yol var.
Resmen jakoben damarımı kabarttınız yahu :D
Şahsen benim Esad'la hiçbir bağlantım, fikir birliğim vs. olamaz. Kendisi Kürtlere kimlik bile vermeyen, ülkesindeki muhalif unsurları bastıran bir diktatördür. (Savunduğum düşünülmesi diye dipnot atma ihtiyacı hissettim) Ancak Ortadoğu da genel olarak iki akım var ve sürekli çarpışıyorlar: Esad'ın temsil ettiği Baas geleneği ve IŞİD'vari örgütlerin temsil ettiği cihatçı-İslamcı gelenek. Kemalizmi de Baas'çılıkla bağdaştırabiliriz, çok yanlış olmayacaktır.
Ve Baasvari gelenekler eliyle şekillendirilmiş toplumlar, en azından bu etkiyi sirayet ettirebildikleri yerde çok daha "iyi" oluyorlar. Belli bir kültür düzeyinin, gelişmişliğin ve sapkın cihatçılıktan uzak kalmanın getirisi denilebilir. Ancak bu yeterli değil elbette kat edilmesi gereken çok yol var.
Resmen jakoben damarımı kabarttınız yahu :D
0
suça karışıyorlar ama çok ciddi olmadıkça polis kayda gecmiyor.
akademisyenlerin bu konuda çalışma yapması yasak. (izne tabi)
ayrıca şu anda kendilerini yabancı hissediyorlar, o çocuklar büyüyünce sen gör şamatayı.
ayrıca daha bugun :
www.eksiduyuru.com
akademisyenlerin bu konuda çalışma yapması yasak. (izne tabi)
ayrıca şu anda kendilerini yabancı hissediyorlar, o çocuklar büyüyünce sen gör şamatayı.
ayrıca daha bugun :
www.eksiduyuru.com
0
Bir topluma topyekün iyi ya da kötü dememeliyiz, diyemeyiz. Milyonlarca insanı genellememelisiniz.
Suriye'nin de mafyatik adamları, uyuşturucu kaçakçıları, hır gür çıkaran serserileri vardır. Tıpkı iyi insanları olduğu gibi.
Türkiye'ye gelenler sonuçta mazlum insanlar, dolayısıyla hayatlarını devam etmekten başka bir dertleri yok. Ama genel olarak düşününce Mardin'li vatandaşlarımızın akrabaları. Aşağı yukarı bizimkiler kadar iyisi ve kötüsü vardır.
Suriye'nin de mafyatik adamları, uyuşturucu kaçakçıları, hır gür çıkaran serserileri vardır. Tıpkı iyi insanları olduğu gibi.
Türkiye'ye gelenler sonuçta mazlum insanlar, dolayısıyla hayatlarını devam etmekten başka bir dertleri yok. Ama genel olarak düşününce Mardin'li vatandaşlarımızın akrabaları. Aşağı yukarı bizimkiler kadar iyisi ve kötüsü vardır.
0
cevaplarin hepsini okumamadim ama gelen mültecilerin/sıgınmacıların önemli bir kismi irakli, afgan ve pakistanli. hepsini esmer görüp konustukları dili bilmeyince insanlar suriyeli diye kestirip atiyor.
0
