Ben petburada'dan çok memnunum. Hemen kargoluyorlar, ilgililer, her siparişe küçük hediyeler koyuyorlar.

biz sülalecek www.temizmama.com kullanıyoruz. hem çok uygun fiyatları, hem de çok ilgililer.

Ben de şimdiye kadar;


www.juenpetmarket.com
www.otuz.com

gibi sitelerden alışveriş yaptım, ikisinden de memnun kaldım.

Nehirpet.com

pet alışveriş sitelerinin hemen hepsinden alışveriş yaptım ve hepsinden memnunum.
türkiyede, herkesin işini iyi yaptığı tek sektördür pet alışveriş siteleri.

petburada.com

canpet tavsiye etmem. sikayetvar.com'a bakabilirsin
ayrica devamli spam posta gonderiyorlar

sık sık kampanyalı ürünler girmekte...

www.bulabilirim.com

couchsurfing'ten bulabilir aslında.

bende kalabilir. karşıyaka'da oturuyorum. çalıştığım için hafta içi sabahtan akşama kadar evde olmuyorum. arada erkek arkadaşım gelip kalıyor. evde sigara içmesin ve komşuları rahatsız edecek bişey yapmasın yeter. koşullar böyle. ilgilenirsen özelden yaz detayı konuşalım.

ben de kalsın isterdim de ne kız arkadaşım onaylar ne de siz :/
alman erkek arkadaşı falan da gelirse ben de kalabilir, almanca konuşmak için birilerini arıyorum zaten izmirde

bornovada kiz kardesim var onda kalabilir

Bornova cok uzak kalıyor malesef :(

evarkadasim.co bu siteyi de deneyin derim,yeni bir site çok fonksiyonel.

bende var atrix, memnunum. o fiyata daha iyisini alamazsın.

Galaxy Wonder'a da bak. Bulursun 600 civarına garantili ve çok çok temizini.

600e s3 mini car.. gittigidiyorda da var n11.com da da..

onu al

internet şubesinden.

cep şube diye bir şey var akbankta, hesabındaki her harekette sms atıyorlar.
aylık 2,5 TL

evet.

ben olsam üçüne de başvurmazdım, açık açık arardım firmayı, ikyı bağlatır ve soruyu onlara sorardım.. muhtemelen yarın gel görüşelim derlerdi.
not: en az 10 farklı yerde çalıştım, bugüne hiç bir mülakatta elenmedim, en fazla 6 ay çalışıp istifa ettim hep.
en sonunda kendi işimi kurdum.

firma büyük/kurumsalcana bi yerse, 3 pozısyondan size en uygun olanına başvurup, not kısmında belkı eger bu pozısyon doldu ıse dıger staj pozısyonları ıle de ılgılenıgınızı de belırtebilirsiniz.

onlar zaten senin okuduğun bölüme göre vs seni birine yönlendirirler, ama sen farklı bir şey istiyorsan da önyazında belirtirsin. çok merak ediyorsan ik'yı da arayıp sorabilirsin ama farklı veya daha fazla bir şey söyleyeceklerini sanmıyorum ben.sen başvur, çağırırlarsa mülakatta sorarsın illa ki.

ücüne basvurma bence, ben bu hatayi cokca yaptim genel bana geri döndüklerinde hangi pozisyonu istiyosunuz dediler filan ama genelde tek pozisyon daha iyimis öyle dediler hep icerden.

he söyle bi durumda var ayrica, bana kalsa production management, r&d ya da salliyorum marketingden tut materyal alaninda da calisabilirim ama böyle ikilem, üclem, beslem(abarttik ama) in varsa bir tanesine basvur.

benim stajlar hep baska alanlarda oldu iyi mi kötü mü daha cözemedim:)

dükkandan kastedilen şey işletme değil ve gayrimenkulse;
ortaklığın giderilmesi davası açacaksın.
dava sonunda dükkan icra kanalıyla satılacak ve ortaklar payları oranında paralarını alacak.
örnek: dükkan açık artırmada 100 liraya satıldı ve 4 ortak var.
her ortak 25 lira alır.
aynı örnekte, dükkanı sen alırsan açık artırma sonucunda,
her ortağa gene 25 lira dağıtılır, yani 100 verip 25 geri alırsın, 75 liraya dükkanın sahibi olursun.

izale-i şuyu diye aratırsanız birçok kaynağa ulaşabilrsiniz.

öyle özel bir şeyi yok ki karabükün yiyecek olarak.

Çevrikköprü.
Arabam yok demissin, karabuk-araç arasında çalışan dolmuşlara binip gidebilirsin.

eğer yeni bir eklenti kurduysan, imleci otomatik olarak üzerine alıyor olabilir. son kurduklarını kaldır, düzelecek mi bir bak bakalım. olmazsa da CTRL+L kısayolunu kullanabilirsin.

son eklentiyi kaldırınca düzeldi

isteğe bağlı'da aylık 3 gün filan yatıramazlar. isteğe bağlının amacı çalışmayıp tam ödemek zaten. seni parttime göstermiş olabilirler. neye dayanarak 3 gün diyorsunuz? sgk'nın şikayet hattı var. orayı arayın.

parttime çalışıyor gösterdilerse sadece 3 gün yatırıyor olabilirler. sgk'ya danış. onlar yönlendirirler. iş mahkemelerine başvurursan belki uzun sürer ama hakkını çatır çatır alırsın.

tespit davsı açman gerekir.
eline para geçmez, ama geçmişe dönük olarak sigortan yatar.
iş yeri ceza alır.

is yeri cezanin allahini yer sana da birsey olmaz pezevenge de ders olur eline para gecmez. mahkeme olmaz cunku maaşını almada bir sikinti yoksa ve isten cikarilip ise iade davasi acmadigin için

abicim son maasını al ertesi sabah işe değl doğru sgk ya git durumu şikayet et benim sigrtam yaplmamş de ben kabul ettm deme sonra ceza fln yesin bu sermayeciler bu arada artık sokakta işsiz çok ama işte çok emin ol

ilk linkteki powerball değil.
sikindirik stres topu, süngerden yapılma.. sıkıp duracaksın ve sözde stres atacaksın.

2 ve 3. linktekiler birbirinin aynisi ve o gercekten bir boka yaramaz bir sey. esantiyon gelmisti oradan biliyorum.


al sana gercek powerball

www.hepsiburada.com

ekranı olması çok da farketmiyor açıkçası. orjinaline 100 lira vermeye de gerek yok. diğerlerinin de iç mekanizması aynı. eğer ben hızımı gördükçe gaza gelir, rekor peşinde koşarım diyorsan ekranlı al, yok sadece normal düzenli egzersiz yapıcam diyorsan diğerleri de iş görür.ikinci linktekini buradan ucuza alabilirsin.dx.com

cihazı kullanaların yorumlarını okuyunca ikinci el yerine sıfırını almaya karar verdim.yanlış kullanımda içindeki hasas mekanizma bozuluyormuş.

Ptt yavas, ama ayni sekilde bakanlik da yavas davraniyor postayi gonderme konusunda. Posta islerine bakan bir memur vardir, o da haftada bir kere postaneye gidip birakir mektuplari. Yani 1ocak pzt. Gunu imzalanan evrak 5 ocak cuma gunu verilir muhtemelen postaya.

pulu koy yanına da rüşvetten içeri alsınlar. sen devletten zengin misin k devlete pul veriyorsun

@krem peynir dediğine ben de inanmak istiyorum, hep taahütlü yolladığımdan dilekçemin Ankara'ya gidiş maksimum 7-8 günü buluyor bazen 3-4 günde ulaşıyor, ama gelen cevapların ulaşımın uzun sürmesinden işkillendim

@de jure evet o olabilir bak, çok mantıklı

bölüme göre değişir. lise diplomasını hemen tanıyorlar, yeminli tercümandan türkçeye çevirip götürüyorsun yöke, bir süre sonra onaylı diploman oluyor.
ama üni o kadar kolay değil, denklik sınavı falan yapıyor yök.
(bahsettiğim olay 5 sene önceydi ama değiştiğini sanmıyorum)

takım şuanda bunu oynamıyor ki.drogbaya şişir top yere düşünce peşinden koş oyunu var şuan takımda.kadro yazıldığında ewt andırıyor ama sistem değişti fatihin kafasındaki

benim görüşüm tek forvetle oynamamız. çünkü ilk yarı gol yememeliyiz. izlediğim şalke maçlarında ilk yarı çok diri bir takım varken, ikinci yarı tam tersi bu durum var diye düşünüyorum.

bu durumda şöyle bir kadro bence en uygun gibi görünüyor.

4-2-3-1
muslera
eboue-semih-dany-riera
selçuk-melo
hamit-sneijder-amrabat
drogba

ikinci yarının durumuna göre burak girip 4-4-2 ye dönülebilir.

bence liberolu oynasak bu kadroyla daha mantıklı olabilir. melo'yu da değerlendiririz böylece. değişik bi sistem denedim :)

this11.com

Benim bu düşüncelerim sadece yarınki maç için değil, genel bir strateji olur mu diye düşünüyorum.

benim kadroda 6 yabancı var, her türlü organizasyonda oynar

@horace wells iyi bir sol bek ve türk stoper ile bu sorunu da çözebiliceğimizi düşünüyorum

o zamanlar yürek vardı mirim yürek. hagi, suat, ümit, ergün, bülent, popescu, taffarel. bu adamlar takımı kazansın diye mermiye kafa atıcak adamlardı. şimdiki oyuncularımız genellikle daha kaliteli ama bu kadroyla bile o başarıların çok kolay olduğunu düşünmüyorum ben. o ruh yakalanmalı, ki çok çok zor. strateji önemli tabi ama, oyuncular mental açıdan aynı kalitede değiller bence.

ha yarınki maçı bilemem, uzun vadede şeyettim. umarım kazanırız.

dany oynayamayacakmış galiba ama benim de kadrom aynen budur. drogba sneijder burak selçuk ikili kombinasyon halinde verkaçlarla kafadan iki gol atarlar. gol atarız ama yemesek bari.

this11.com

Bizim takımın şuan ki en büyük eksiği formasyondan ziyade top çevirememe. Yoksa takımın gücü her şeyi oynayacak düzeyde. Pas atamıyoruz, oyun sürekli savunma hattında dönüyor. Şansımızı kontra ataklara bağlamışız. Dikkat ettiyseniz Sneijder, Drogba, Burak gibi isimlere gerçek anlamda ayaklarına pas geldiğinde gol şansı doğuyor veya gol oluyor. Onun haricinde dediğim gibi çok kötü pas yapıyoruz. Benim görüşüm budur.

Ha Fatih hocamın artık sistem denemesinden vazgeçmesi gerekiyor. Şampiyonlar ligini saymazsak 9 maçımız kaldı. Sneijder gibi isimlerin oynayacağı yer belli. Bu adamı kalkıp kanat oynatmanın anlamı yok. 4-4-2'yi iyi becerdik bir ara. Bence şuan ki kadronun formasyonu odur.

Sonuç olarak bir hayalim var. Bu ülkede bir gün herkes tek yürek olup Avrupa'da bizi temsil eden takımlara tam destek verirse başaramayacağımız şey yok. 2000 ruhunda Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu taraftar tüm maçları tek yürek sokaklarda kurulan dev ekranlarda izledi. Tek yürek olmadan zor bu işler.

abi yekta kesinlikle oynayamaz galatasarayda.. adam pas atacağı adamın 5 mt yanına gidiyor korkudan. ezilir kalır.

Drogba ve Burak ile birlikte baslamamamız gerekiyor. Gençlerbirliği maçının ilk yarısındaki 11 e benzer bir 11 le çıkmamız daha mantıklı olacaktır.

this11.com Ben ilerde Drogba ile baslamayı tercih ederdim.

*Ayrıca Fatih Terim Drogba ve Burak'ın aynı anda sahada olacağını söyledi. Çok büyük bir kumar ve bana göre de büyük bir hata.

*Bu takıma sezon ortası alışık olmadığı 4-3-1-2 oynatmak ve takımın oynamasını beklemek büyük lüks olur.

*Sneijder'in şu ana kadar etkisiz kalmasının nedeni Selçuk tan daha az sorumluluk verilmesidir. Tam tersi olması gerekiyor. İlk tercihin Selçuk değil Sneijder olması lazım. Xabi Alonso - Mesut Özil i düşünün. Bizde Mesut un karşılığı Selçuk Alonso nun karsılığı Sneijder. (bu bir taktiksel hatadır)

Herkes sorunun yanlış dizilişten olduğunu söylüyor bence ana sorun son söylediğim madde ile ilgili.

2000 deki kadrodan örnek vermişsin. O zamanki orta saha çok mücadeleciydi. Bir Selçuk İnan yoktu. Toplar direkt Hagi deydi. Okan, Ümit, Suat tan hiçbiri Hagi den daha fazla oyun kurmaya çalışmıyordu.

bu defans o defansın yanına bile yaklaşamaz.. bir de o efsane kadroda capone yoktu fatih akyel vardı. ayrıca ü.davala yerine de h.şaş koyman gerek.
onun dışında arif yerine burak değil, umut bulut daha çok yakışırdı bence.. kednini yere atma dışında pek benzerliği yok arifle burakın.

bir de sorunun cevabı değil ama, ben takımımın ilerisinde umutla elmanderi görmeyi daha çok isterdim. burak 50 gol de atsa sevmeyeceğim bu adamı
drogba yerine de ebue-balta-sabri-dany-rierayı gönderip adamakıllı savunma oyuncuları almak isterdim.

Göresldeki kadro finalde sahaya çıkan 11. @de jure

fatih terim, bu galatasaray'a gelmeden önce kendisini taktik açıdan geliştirmiş gözüküyordu. ama bu sezon biraz dağıldı gibi gözüküyor. özellikle sneijder'i doğru kullanma adına hiçbir şey yapamıyor. sneijder'den adam geçip, depara kalkmasını bekliyor sanırım adam. dolayısıyla adam 60. dakikayı zor görüyor. halbuki tam tersi, ataklar sneijder ile başlamalı. bu adam top onla ne kadar buluşursa o kadar verimli olur. topsuz alanda sneijder'den verim almaya çalışmanın bir getirisi olmaz. dolayısıyla fatih terim'in sneijder'den yararlanmanın yollarını bulmuş olması gerekiyor.

hadi canım, hadi aslanımla olmuyor yani bazı işler, klişe olacak ama yıl 2013, artık 2000'de değiliz. 13 sene futbolda çok uzun bir süre, bu süre zarfında futbol çok değişti. yürekten öte biraz daha kafa gerekiyor artık, taktik gerekiyor, adamını bilip, onu doğru kullanmak gerekiyor. 2000'deki başarının arkasında orta sahadaki üçlünün dışında asıl olarak bülent - hagi - hakan şükür üçlüsü var. şimdi bu üçlü yerine kimler var? dany - doğru kullanılamayan sneijder ve top alamayan yalnız kalmış drogba. ancak takımın başındaki isim değişmedi, yine fatih terim. isim değişmedi ancak kafanın değişmesi gerekiyordu.

ayrıca en fazla merak ettiğim şey bu kadro ya da bütçe rijkaard'a verilseydi nolurdu acaba?

o zamandan bu yana futbolda bir çok şey değişti.sistemlerde kendi içinde yenilendi artık.bu şekilde(bu oyuncuları baz alırsak) avrupada başarılı olamayacağı düşüncesindeyim.ligde bi ihtimal işe yarayabilir o ayrı.

bence şuan ki yaşadığınız tüm sıkıntılar drogba ve sneijderi oynatma çabanızdan kaynaklanıyor.burak veya selçuk gibi formda isimleride yedeğe çekemiyorsunuz.bana kalırsa bu oyuncu yapısıyla,bu 4 ünü aynı anda oynatıp avrupada başarılı olmanız zor.

2000'deki kadroya göre çok farklı karakterde oyunculara sahibiz. o dönem defanstan oyun kurabilen bir popescu vardı elimizde. orta saha direncimiz daha fazlaydı ve 7-8 yıldır yan yana oynayan bülent-okan-suat-arif-hakan şükür gibi isimler vardı. 1994'te takıma katılan ergün ve hakan ünsal'ı da katabilirsin bu gruba.

bizim sorunumuz diziliş değil ; eldeki oyuncuları nasıl verimli kullanacağımızı bulamamak. sneijder ve drogba varsa elinde , bu oyuncuları oynatmak zorundasın. sezon içinde gelmiş olmaları takımın geri kalanını ve terim'i hazırlıksız yakaladı.

burak'ın savunma arkasına yaptığı koşuların çoğunda pası selçuk atmıştır ama şimdi o pas trafiğini sağlayacak adam sneijder. selçuk belki 3 yıldır burak ile beraber oynuyor - sanıyorum yaşıt oldukları için daha önceleri genç milli takımlarda da beraber oynamışlardır - ; sneijder 1 aydır. bunun yanında yedek kulübemiz orta saha ve defans alternatifleri açısından o döneme göre zayıf. ümit davala gibi sağbek-sağ açık-ön libero ve forvet oynayabilen bir oyuncu vardı o dönem elimizde.

fatih terim presli oyunu sever ama biz schalke maçında rakibe orta sahada basmadık , geri çekildik ve pas yapmalarına müsaade ettik. orta saha direncimiz zayıf.

burak'tan en iyi faydalanma yolu selçuk'un uzun pasları veya drogba'nın kafayla indirdiği toplar olur. kanattan forveti ikile veya sağ kanattan top taşı dendiği an burak'ın performansı düşüyor. sneijder de sol kanadı kapatmayacak ya da pres yapmayacak ; hücumda takımı yönlendirecek ; aksi takdirde 60.dakikada onun da pili bitiyor.

seneye defansa takviye ile daha iyi oluruz ama şampiyonlar ligine katılmamız lazım. oradan gelecek paraya ihtiyaç var.

nasıl sakalın hocam onu da söyle de yardımcı olalım. hafiften bi eline batsın kirli sakal bırakayım mı diyorsun yoksa sıfır olsun falan mı

sakal 0'sa, sinekkaydı kullanıyorsan falan makineyi tavsiye etmiyorum. genel olarak da tavsiye edilmiyor zaten. uzun vadede cildi çok tahriş ediyor. bende makine var ama kullanmıyorum o yüzden.

Tek kelime: panasonic

Alabileceğiniz en kaliteli ürünü almanızı öneririm, gerekirse bütçenizi aşın , ucuz diye köyü ürün almayın.

fikir vermesi açısından, braun cruzer 6 kullanıyorum ancak boyun kısmındakileri alırken yamuluyor, beceremiyor. onun dışında sıfır kadar alabiliyor.

bende de cruzer 6 var, tavsiye etmem, boyun kısmını alamıyor.

Panasonic tavsiye ederim. Bütçene uyan bir modeli alabilirsin.

www.ovalmarket.com

herkesin seveceği şeyler vardı onu sizin bilmeniz lazım. evdeyseniz ben olsam ps3de pes oynamak isterdim mesela :)
ölüm korkusu duyması saçma bence ölücekse , ölücek sıkıntı yapmaya gerek yok.

sizin ona ihtiyacınız olduğunu vurgulayabilirsiniz. kendisini salmamasını, güçlü, dik durmasını bu yönden isteyebilirsiniz. ayrıca kemoterapinin ve yan etkilerinin geçici olduğunun altını çizmelisiniz.

babam kanserdi kurtuldu.
o durumdaki adam pes falan oynamak istemez, biraz daha maneviyata yönelik şeyler isteyecektir.
torun sevgisi-çocuk sevgisi vs. ayakta tutar adamı, bunlar yoksa dayanacağı bir şey yoktur. bizimki o haldeyken bana derslerimi-kredi kartı borçlarımı soruyordu.. 5 kuruş borcum olmasa, okulum zamanında bitmiş, evlenip barklanmış, kendi düzenimi kurmuş olsam adamcağız amaçsız kalırdı. ben hayırsız evlat olduğum için beni adam etmeye çalıştı. ben ölürsem bu salak açlıktan ölür, allahım izin ver de şu çocuğu adam edip öyle öleyim diye dua ediyordu muhtemelen..
sizinkini de aynı şekilde hayata bağlayacak bişey lazım.. pesle, baklavayla, latteyle, diziyle olacak iş değil bu. insan gerçekten hiçbir şey istemiyor o haldeyken.

@de jure: su anda cocuklariyla ilgili onu hayata tutabilecek boyle bir durum maalesef yok.. hicbir sey kar etmiyor da diyebiliriz...
basindan ornek gecmis baska arkadaslar da yazabilirse sevinirim..

öncelikle çok geçmiş olsun. amcamı çok yakın bir zamanda kanserden kaybettim. o da ölümü kabullenmiş bir insandı. öyle ki tedavilerine bile zorla götürüyorduk. sürekli yaşadıklarının normal olduğunu söylüyorduk. yaşadığı zorlukların hep kemoterapiden kaynaklandığını, kemoterapileri bittiğinde iyileşeceğini söyledik. son bir ayında artık rahat nefes alamıyordu ama buna rağmen vicks falan sürüp iyi geldiğine inandırıyorduk o da biraz olsun rahatlıyordu. bir de akrabalar geldiğinde çok seviniyordu. herkes en neşeli hikayelerini ona anlatıyordu falan. evde de yalnız kalmasın hiç. insan yalnız kaldıkça daha da karanlığa gömülüyor çünkü.

öğle yemekleriniz benden olsun.
1-karaköyde balık ekmek; karaköyde balıkpazarına gidin, pazarın sonundaki balıkçının yanından geçen yolu takip edin, yol bir bahçeye çıkıyor, bahçede masalar var, masalarda milelt balığını yiyor. alkol de var isterseniz.

ya da, kadir has üniversitesinin tam karşısında, teknede balıkekmek satılıyor ordan da yiyebilirsiniz. bu ikisinin dışında bir yerden yemeyin. lezzetli yapan kadir hasın karşısındaki adamdır, bu adam gerçek odun kömüründe yapar, ekmekleri ızgarada ısıtır ve içine domates-soğan koyar, soğanı taze doğranmış ve suludur... eminönü vs.de satan dallamalar domates koymazlar, soğanları da saatler öncesinden doğranmış ve kurumuştur.

2-pizza; ama bildiğin pizzalar gibi değil, gerçek el yapımı, gerçek italyan pizzası (tabi türk motifi var içinde) mekanın adı, la fontana di trevi, istiklaldeki barcelona pastanesinin yanıdaki sokağa giriyorsun, sokağın sonuna kadar yürüyüp sağa dönüyorsun, 20 metre sonra karşında pizzacı.

3-esnaf lokantası; mekanın adı balkan lokantası. gs lisesinin önünden geçen ve istiklali dikine kesen bir cadde var, ingiliz konsolosluğuna çıkar o cadde. şimdi o caddeyi takip et, hsbcyi, denizbankı, avrupa pasajını geç hemen ilerde sağa dönen bir sokak var, sokağın sonu balıkpazarına çıkar. şimdi sen o sokağın sonunu boşver, sokağın başında hemen sağ tarafında bir esnaf lokantası vardır, o lokantaya gir ve yiyebileceğin en güzel sulu yemekleri ye. çorba olarak mutlaka kemik suyuna çorba iç. eğer geç gidersen kalmaz o çorba, o zaman rica et patrondan, haşlamanın suyundan iste, içine limonunu sıkıp çorba niyetine iç.
(lokantada, fötr şapkalı, şemsiyeli 70-80 yaşlarında, istanbul beyefendisi bir müşteri görürsen, av.ismail beyin selamı var de)

tatlı olarak; karaköyde balıktan sonra, karaköy güllüoğluna git,

la fontana di trevide pizza yedikten sonra hemen yanındaki pastaneden çikolata ye, süperdir. pastanenin adı da j'adore, pastane küçüktür, orda yer yoktur. ama pizzacıdaki garsona söylersen sana ordan da çikolata getirirler ve pizzacıda yiyebilirsin. zaten pizza menüsünün yanında çikolatacının da menüsü geliyor.

lokantadan sonra da, o civarda karadenizli bir pideci var, o adamların da sütlacı meşhurdur, orda sütlaç ye. zamana ayak uydurma adına, sütlacı wafflea çevirip içine üstüne muz-bal-kivi- vs koyuyor bu adamlar(adamlar hakkaten dangalak ama sütlaçları çok güzel), sen üstüne ıvır zıvır koymak gibi bi eşşekik yapma, adam gibi sütlaç iste, üstüne de sadece fındık koydur. (sütlacı seçerken, üstü iyice kızarmış-yanmış olanını seç, kanser yapar diye çekinip de yanmamış olanı alma.

bir akşam da sur kebaba gidin, sur kebap için googlemapsten faydalan ve mekanın yerini kabataslak öğren, sonra da tarlabaşından taksiye bin git, ingiliz konsolosluğunun oralardan binersen max. 6-7 lira yazar.

diğer günleri de başkası yazsın, benden bu kadar.

istiklalden yürüye yürüye galataya inin oralarda turlayın sonra karaköye inin. vapur iskelesine gelmeden orda bi haliç panoromik turu gibi bişi var. normal fiyata ona binip halici gezebilir en sopn durakta inip teleferikle pier lotiye gidebilirsiniz. vasıtalı oldu ama buradaki vasıtalarda eğelenceli olduğundan ve siz istanbula yabancı olduğunuzdan bence hoşunuza gidecektir. balık ekmek için gözünüzü kapatıp galata köprüsü altında yiyebilir ya da beşiktaşa gidebilirsiniz. kabataşa finukilerle gidip ordan boğaza giden otobüslere binip ortaköy, bebek, arnavutköy, sarıyer falan gezebilirsiniz.
3 günde gidilir mi bilmem ama haftaiçi bu mevsim ada pek sakin pek güzel olabilir.

Vasıtalı olsun da, hani çok fazla olmasın. Ne bileyim, metroyla bağlantılı olabilir, tramvayla bilmem neyle olabilir mesela. İki otobüs işin içine girerse biraz sıkıntı olabilir diye düşündük.

Eskiden olsa inci pastanesinde profiterol yiyin derdim :(
Soylenenlere ek olarak mandabatmazda kahve icmeden dönmeyin.

ben hep kaybederim. anlatayım istersen?

ek not: dardayız, sürpriz kupon tahmini olan mesaj kutusunu yaksa çok iyi olur.

kumarda kazanmanın nesini başarı olarak sayabilirsin ki ? şanstır sadece.
iddaa da en çok kazanan tanıdığım ( yaklaşık ayda 2000 lira kardadır ) en büyük kazançlarını ya yanlış oynadığı ya da salladığı maçlardan kazandı

hesabinda 57 bin tele olan adam gordum. arkadasin arkadasi, toplamda 300 bin uzeri kazanmis babasinin borclarini odemis falan. tanisana kadar ben de inanmiyordum. aklina gelebilecek tum sporlari 7-24 takip ediyor eleman' yakin cevresini de iyi goruyor.

tek kuponda en fazla kâr 1500 civarındaydı benim. 300-500 arası kazandığım da 10tane filan var. arada küçük oynayıp küçük kazandığım da oluyor ama hepsini hatırlamıyorum şuan.

kazandıklarımdan kaybettiklerimi çıkartsam iddaa'dan elime geçen para 2500-3000 arası yani. çok değil tabi tek kuponda onbinler kazananlar var ama bana göre her şeyden önce şans gerekli.

para olduğunda tek maça 500 bastığım da oldu süpriz yapıp 200+ oranlı tutturduğum da. genel bi tarzım yok yani.


ama genel olarak iyms oynamayı severim, takım kazanacak diyip kupona ekliyorsam ilk 45dakikada da gol atabileceğine inandığım takımları seçmişim demektir zaten. şansımı denerim böyle. bir de çok maç yazmamaya bak ben genelde 5tane yazıyorum.

arkadaşımın babası 4.5 milyar mı en almıştı. ama çoğu zaman kaybediyor sanki bir de bastımı en az 20lira basıyor sanırım

Geçen sene altımızdaki tekel bayi 3 maçla 2 ye 10 milyar kazandı sonra çerçeveletti 3 maaça 7+ vermişti tuttu

en fazla 40-50 lira yatırırım, 400-500 lira civarında kuponlar çok tutturdum.
her ligde takip ettiğim 1-2 takım var, onların maçlarına ayda 2-3 kere oynuyorum. kime oynayacağıma 1-2 hafta oncesinden karar veriyorum.
mesela geçen hafta akhisar-gs maçında, akhisar haftaya karabuku deplasmanda yener deyip oynadım, ve tutturdum. 3.4 veriyordu iddaa, internette oran daha fazlaydı.
gelecek haftanın maçlarını şimdiden belirledim.. yazayım oyna.
antalya-antep 2
(antalya puan durumunda çok onde, antepin oranı en az 3.2 falan olur, kaçırma)
kayseri-mersin 1
(kayseri zaten favori, oranı düşük olur ama gene de iyidir)
kasımpaşa-trabzon 1
(favori tabi trabzon olur, kasımpaşanın oranı iyidir)

bu 3 maç 1e 12 civarında verecek muhtemelen. 30 lira atarım ben, tutarsa 400e yakın para yapar.

antep yatırdı, tek maçtan yattık.

Beylikdüzü.

ekvator.

il farketmiyor mu?

kurtköy yatırıma çok açık bi bölge yardımjı olabilirim

avrupa yakasından al kesinlikle.

beylikdüzü, kayaşehir, başakşehir civarı gelir o fiyatlara.

metro hattinin gececegi guzergah uzerinde bakabilirsiniz anadolu yakasinda.
gerci gec de kalinmis olabilir bunun icin. ama karli bir yatirim bence.

balat.. yakında kentsel kentsel dönüşür buralarda

yeldegirmeni. (kadıköy,)
bulunuyor 180e ev. ama epey zorlamak arastırmak lazım.

kuşadasından 2 daire alırsınız

balatta fiyatlar uçtu, çok geç kaldın.
kurtköy de 10 yıldır değerlenecek deniyor ama bir gelişme yok.
haliçte balatın karşısına bak. (sütlüceden kasımpaşaya kadar olan bölge)
son 1 yıldır istanbulda değilim, kartal metrosunu falan göremedim, yeni metro projelerine bak.

esenyurt- b.düzü

kurtköy metro geliyor yatırım için çok uygun düşünürsen yardımcı olabilirim.

tsrsb'yi ara yardımcı olurlar.

tsrsb nedir? numrası kaçtır? teşekkürler

İkisinde de girebilirsin.

ikisine de girebiliyorsun. Uçağa binmeden önce aldıklarını kqapalı poşete koyuyorlar. Yalnız ülkeye girerken limit var, oradan aldıklarını sakla içki alırsan fazla.

sorması ayıp, münihe giderken hiç mi sağına soluna bakmadın hocam :)

sakın orada bişi alayım deme ikisinin de fiyatlarını karsılastırmadan. özellikle sigaralar cok cok farklı olabiliyor. 2 duty free'nin de fiyatlarını bilmiyorsan ya da bakma sansın yoksa istanbuldan al. sadece sigaralardan bahsediyorum bu aradaç

sundudan bu bisikletleri, kredi kartıyla ve taksitle almaya kalkarsan;
15-20 lira indirim alırsın
ayrıca;
bedavadan
suluk (sunduda 30 lira civarında, ama sunduya geliş fiyatı 3-4 lirayı geçmez)
ayaklık (sunduda 25 lira, ama bunun da geliş fiyatı 3-4 lirayı geçmez)
zil (sunduda 20 lira civarı ama bunun da geliş fiyatı 3-4 lirayı geçmez)
alırsın.

modellerin özelliklerini karşılaştırmadım, okumaya şendim şimdi.. direkt link verseydin bakardım, ama googleda arayamam.

sundu yerine mahalle arasındaki bisikletçileri, ya da bisiklet forumu-facebook grubu-sahibinden.com zerinden 2. el garantisi devam eden temiz bisiklet bakmanı tavsiye ederim.

Her şey burada anlatıldığı gibi değildir. Bana hiç kimse Yargıtay'a direnme kararı verebilen hakim gösteremez(tek tük gösterirsiniz ancak). Burada Başkan dışında iki üyenin daha oyu var, hadi başkan tamam diğerleri niye olur vermiş? Bozmaya uyulmadan sonra hemen karar verileceği için duruşma günü yakın verilir. Hem vermeseler bile Allah aşkına durum mu değişecekti? Diğer iki üye tamam dedikten sonra başkan hayır dese farklı bir sonuç mu çıkacaktı?

Mahkemeyi savunduğumdan değil, bu kadar komplo ile hiçbir mahkeme uğraşmaz. Açık açık yaparlar. Daha bunun gibi neler olduğunu bilseniz anlattığınız olayın hiç de öyle olağanüstü bir şey olmadığını anlarsınız.

Cihan Kırmızıgül davasında ise dosyayı inceleyen herkese göre mahkeme %100 haklıydı. Medyada yansıtıldığı gibi sadece poşu takılması olayı değil olay.

cihan kırmızıgül davasında dosyayı kimler inceleyebilmiş de mahkemeyi %100 haklı bulmuş merak ettim şimdi.geçen sene bir gün adliyede işimi bitirdikten sonra, merak ettiğim için dosyayı incelemeye kalkmıştım, ama bakamadım dosyaya, izin vermediler.

valla geçenlerdede bu duyurunun aynısını gördüm, sen miydin bilmiyorum. niye taktın bu kadar bu kadına? :)

mikail bey;
Hocam kusura bakma hukukla ilişkini bilmiyorum ama yorumun çok boş. Yargıtay Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının inceledikleri dosyaların %80'i ilk derece mahkemelerinin kararlarda direnmesine ilişkin dosyalardır.

taipan dostum yanlış anlama da yorumun çok saçma. Verdigin ornek çok alakasız. Yargıtay hukuk ve ceza genel kurulundan başka direnme kararını inceleyen kurum mu var, hukuk bilgini nereden aldin? Ayrıca yüzde olarak değil sayı olarak belirt direnme kararini çünkü hemen hemen tek gorevi direnme kararını incelemek olan kurula 1 tane direnme kararı gelir ısinin %80 i olur.

peki derdim.

gayet güzel bi davranış. hoş yani. görücü usulu deyip geçme.

bir araya geleceğiniz arkadaşça bir ortam oluşturulacaksa reddetmenin gereği yok. kimsenin kasılmadığı, karşındakini doğal ortamında tanıyabileceğin şekilde olmasını istediğini belirt sadece.

haddim olmayarak cevap vermiş olacağım ama ben peki bi deneyelim derdim, görücü usulünden ziyade referans usulune benziyor ki sağdan soldan duyduğum kadarıyla birinin tavsiyesiyle başlayan ilişkiler düşünüldüğü kadar da kötü değilmiş.

boşver yorumları gel evlenelim. ehe.

bu işin utanması yok başkan, madem sen de istiyorsun... tanışırsın 1-2 kişiyle. ne olacak ki. :)

belki adam ayağına kadar senin hayatının aşkını getirecek?

olur de
varsa adayı tanış derim.

Ortak arkadaş aracılığıyla kurulan her evlilik bir nevi görücü usulüdür zaten. Bunda bir gariplik yok. İki tarafı da iyi tanıyan biri çok da güzel kotarabiliyor üstelik bu işi. Bence bir düşünün.

Olabilir neden olmasın de.İnşallah da olur ne güzel hem iş hem koca. :) bak daha şimdiden kıskandım :P git tanış ne kaybedersin ki?

hiç aklıma yatmadı demişsin ama buraya yazmışsın. istemem yan cebime koy diyorsun, ya da kendini ikna etmeye çalışıyorsun.
kendine karşı dürüst ol ve kabul et.

bazı insanlar bunu kendilerine görev ediniyolar başka işleri yok gibi.biri bana böyle bişey dese çok sinirlenirdim.

iki insan nasil tanisabilir ki?

belki de sizi birisi gormustur patronun tanidiklarindan adama demistir tanistir bizi.

adam dakonuza nereden girdi dersin? iste buradan. olamaz mi? olabilir.

@de jure, aklıma yatmayan kısmı; görücü usulü gibi bişey olması ve işimle özelimi karıştırmak istememem. Adamın iyi niyetinden de tanıştırmak isteyeceği insanların objektif bakıldığında kalibresinden de eminim evlenmeye zaten karşı değilim. (ha adayı bana uyar uymaz orası ayrı, orası sanırım kader-kısmet)
istemem yan cebime koy kafasında değilim emin ol :) doğru karar vermek tek amacım ve karşımdaki insan en çat çat çat iş yapan adamlardan birisi. Sürüncemede bırakamam kesin konuşmalıyım.
@ykyt, evet aday birisi var diye tahmin ediyorum hatta bu kişi direk aileden birisi sanırım :)

eğer patronunuz, tanıştırdığım kişiyi neden beğenmedin, neden olmadı, küstüm vs gibi triplere girmeyecekse bir deneyin elbette.

Patronun karısı bence de seni kıskanıyor. Ayrıca patronun bence halihazırda bi arkadaşına sizi tanıştırma sözü vermiş.

ne kadar önyargılı bi cevap oldu yahu. ama öyle bence.

bırak bakalım yapsın elinden geleni, attığı taş ürküttüğü kuşa değecekse ala.

Ben de sözleşme iptal edilmezse yenilenir diye biliyorum, ayrıca kirayı sürekli bankadan vermek yerine elden verdiğiniz için de kanun karşısında '1 senedir kiramı alamıyorum abim ya' dese adam vereceğiniz bir kanıtınız yok. Yanlış iş yapmışsınız hacıt.

Not: avukat değilim. Kiracıyım.

Kirayı elden almış olduğu için kendisi suçlu konumda şu anda. Resmi olarak vergi kaçırıyor demektir bu.
ikincil olarak, dava açtığı zaman kendi yiyeceği cezalar dışında talep edebileceği en fazla o evi tekrar kiraya verebileceği (bilirkişi tarafından belirlenir) sürenin kirası olacaktır. bu da istanbul şartlarında (genelde) 2 ayın kirası demektir. dava sonucu evinizde herhangi bir yıpranma vs. olmadığını da ispatlarsanız depozitonuzu da geri alma şansınız doğar. gidip bunları açık açık yüzüne söylerseniz uğraşmayıp 1-2 kira parasına fit olacaktır.

bir avukat tanıdık bul.
sonra bu avukat o adamı sabahtan arasın, "bugün saat 3:00'e kadar eve gelip bu çocuklara ibraname (kabaca, borçlu olmadıklarına dair yazı) vermezsen, ben bizzat vergi dairesine gidip vergi kaçırdığın için şikayetçi olacağım" desin.
not: avukatım, zamanında bu yöntemi denedim %100 çalışıyor.

ne amaçla kullanacaksınız en önce onu yazmanız gerek :).

@madyb, internet, film ve microsoft office kullanma amaçlı diyeyim. oyun işini uzun yıllar önce bıraktım :) hızlı olsun istiyorum ve ekran görüntü kalitesi de iyi olursa tadından yenmez tabiki. ama en önemlisi hız hız hız :)

valla ben de arastiriyorum. biraz daha ucuzlasa su full hd ekranli laptoplardan al diyecegim de.

@apathetic, gönül tabi full hd ister ama 1800 tl den başlıyor.

www.hepsiburada.com

ben sordum ben örnek veriyorum, ne güzel :)

servisi adamakıllı çalışan bir markanın en ucuz modelini al derim. 1500 lira fazla. kampanyaları falan takip edip, bulabildiğin en ucuz packard bell veya dell'i al.

iste ucuzlasa dedim :) ipad aldim sarmadi laptopun yerini tutmadi ben de geri gönderdim arastirma icersindeyim full hd bari olaydi eyiydi dedim kendi kendime ondan dedim sana da :)

Monster notebook modellerinden birine bakabilirsin ben hiç kullanmadım ama arkadaşların hepsi memnun ziyadesiyle

full hd ekranlı bir laptop kasacağınıza, laptop'ın yanında full hd 22 inç monitör alın. hem evde daha ergonomik şekilde çalışır, film izlersiniz, dışarıya giderken de laptop'ı yanınıza alabilirsiniz. dışarıda oturup film izlemezsiniz muhtemelen?

bolge bolge fark ediyor diye biliyorum, arkadasim malatyada asteg 2300 aliyor su anda.

biraz önce, istanbulda yapan bi arkadaşımla konuştum 2100 alıyomuş..

Sahil güvenlik, izmirde 2400 civarı. Ocak maaşları zamlı yatacak 2500u biraz geçer.

sizin tarafa bakmasından ziyade, duvar sizin mi yoksa onun mu diye düşünmeniz lazım.
duvarı diğer adam ördüğüne göre, muhtemelen kendi arazisi içine yapmıştır ve duvar onundur.

tabi duvar tam bizim sınıra geldiğinde bitirmiş. duvar onun ama işte bize bakan tarafını boyama imkanım varmıdır diye düşündüm muhtemelen yasal olarak bana da hakkım yok gibime geliyor ama can bu istiyor illegal olarak da olsa ''THE WALL' ı yazıcam oraya. teşekkürler yine de.

kisi zeki ve basariliysa sorun olcagini sanmiyorum.

yooo geç değil

mezun olduğumda 24 bitiyor olacak,yani 24 te son sınıfta olacağım.Askerlik falan derken sanki biraz geç oluyor gibi geldi bana.Hazırlık okumayanlar 21 de mezun oluyor normalde

makina mühendisi isen normal hacı üzülme.

Kesinlikle geç değil, rahat ol. Ben de 24'te emzun oldum, askere gittim, üzerine bir de zorunlu 1 yıl staj yaptım. Şu an 27 yaşındayım ve baktığım zaman 24 gayet normal geliyor hala.

18-19da liseden mezun oluyorsun zaten. en erken 22'de mezun oluyorsun bu durumda. 24'ün nesi geç?

28e kadar yolun var raat ol.

geç meç değil, hatta daha 1 sene lisans okusanız olur. 1sene de askerlik yaş26. çalış 2 sene para biriktir yaş 28de bile evlenebiliyorsun daha ne istiyorsun.

Değil.

ben 8 senelik üni maceramın sonunda 26da mezun olacağım. şu an 6. senede ve 23.5 yaşındayım. bir yol çizip ilerledikten sonra sorun olmadığını söylüyorlar tavsiye veren kişiler.

Ben de 24te mezun oldum. Hiç bir sorun olmuyor.

25te mezun olup,2 seneye yakın da zorunlu staj için zaman kaybettim, şu anda da asteğmenim. hayatımdan memnunum, hiçbir şey için geç kalmadım, hiçbir şey kaçırmadım.

Hiç de geç değil. Benim 26 yaşında hazırlık okuyan öğrencilerim var. Hepsi de çok başarılılar diğerlerine göre. Hem okuyup hem çalışabilirsin.

cesaret kırmak gibi olmasın ama apartman dairesi için çok uygun değil saydığınız cinsler.

apartman dairesine uygun olmamasının yanısıra daha önce köpek bakmadığınızı tahmin ediyorum. eğer yanılmamışsam saydıklarınızdan golden dışındakiler ilk defa köpek bakacaklar için hiç uygun değil.
sibirya kurduna tr'de bakmak hayvana eziyettir. buzu güneş altına koymak gibi bir şey.
alman kurdu iş köpeğidir. günde en az 2 saat egzersiz yapması şarttır.

golden alabilirsin bak. ya da labrador fln. ki bunları yetişkin olarak da yavru olarak da barınaklarda bolca bulabilirsin.

eğer köpekle ilgili bir hedefiniz yoksa (iş köpeği, arama kurtarma köpeği, şov köpeği, çeşitli köpek aktiviteleri ve yarışmaları vs.) köpeğin cins olması hatta safkan olması bile önemli değildir.

köpek köpektir.

sadece itaat seviyesi icin bile golden alinabilir ancak daireniz kucukse bu karari yeniden gozden gecirmek isteyebilirsiniz. bir de daha once kopek bakmadiysaniz soyleyeyim. hayatiniz tuy olur. o kadar cok tuy ki oyle boyle tuy degil o derece tuy yani. nasil anlatacagimi bilmiyorum, cok tuy :( sirf bu sebepten labradora yonelebilirsiniz, en azindan tuyleri kisa, daha az kokuyor ve bence cok daha guzeller. itaat belki goldendan birazcik daha dusuk olabilir ama her sekilde cok eglenceli hayvanlar, hele ki iyi egitirseniz pisman olmazsiniz diye dusunuyorum.

Petşoptan köpek alma sahiplen bence madem bakıcaksın daha faydalı be anlamlı olsun birsürü barınak var

Bence olucaktı o be *

günde 2 kere dışarı çıkıp gezdirebileceksen, 2-3 saatini ayırabileceksen bu hayvanları besleyebilirsin.
bunun dışında alman kurdu da en az golden kadar çabuk öğrenir, hatta daha çabuk öğrenir.
gündüz evde olamayacaksan, köpek yalnız kalacaksa akşama kadar, bence köpek alma.

bunlarin hepsi bahce kopegi maalesef.
sibirya kurdu ilk kez kopek besleyecekler tarafindan tavsiye edilmez. biraz baslarina buyruk ve zor egitilirler
alman kopekleri psikopat derecede akillidirlar, fakat oyun oynamak hayvan icin bir doyum kaynagi degil. kendisi bildigin gorev hayvanidir, bir gorevi yapmaktan hoslanir. cocuklarla iyi gecinir.
golden ise otistiktir. akilli ama daginik dikkatli. cabuk ogrenir. cocuklarla iyi gecinir. egitimi kolay, bakimi zordur taramak filan lazim hep. evin amina koyma potansiyeli cok yuksektir. evi temizlemekten helak olursunuz. hele ilk alti ayinda uyutmaz.

rusların vodka ile limonu bir şekilde karıştırıp beklettikleri bir içkileri var. onu evde yapıyorlar.
onun dışında bilgim yok.

2- evet var öyle bir kültür, hatta pek çok rus ev yapımı votka yüzünden öldüğü/sakat kaldığı için yasaklandı diye biliyorum.
eski ev arkadaşım polonyalıydı, orda hala köylerde ev yapımı votka yapılıyor. özellikle düğünlerde falan yapılıyor ucuza geldiği için.

olmaz tabiki illegal bi durum benim moldovyalı arkadaşlarım evde tekila votka yapıyordu tadı da ağır ama güzel oluyordu

araba o kadar kompleks bir sistem ki her şey olabilir. belki pistonlar aşınmıştır bu yüzden performans kaybetmiştir.

tabi bunun gibi yüzlerce sebep sayılabilir. yetkili servis bakıp bir şey söyleyemediği halde arabanı uzaktan bile görmeyenler ne diyebilir ki?

Kardeş serviste ben bizzat basında durdum motordanda anlarım . araba 97.000 km de motorda tık yok üfleme dahı yok kompresor super çekişte en ufak kayıp yok. Aklıma geldı acaba hararet dılan yaptı farketmedıkmı dıye dusundum bazen brader bınıyor o acemeı o bişey yapmış olabılır dıye düşünduk motor tarafı aşırı normal yanı oldukca iyi sanayıdekı özel servıse de gosterdım. Artık depo mu delık dıyorum aklıma baska bısey gelmıyor.

Araçların kilometreleri yükseldikçe tüketimleri de doğal olarak bir miktar artarsa da, 200km fark biraz fazla gibi 2011 model bir araç için. Tabi kilometresini bilmiyoruz aracın ve söylendiği gibi, servisin bulamadığı sorunu uzaktan bulmak da görülmeyen bir hedefe atış talimi yapmak gibi boş bir eylem olacaktır.

Ek olarak, yağ, filtreler değişti demişsiniz. Yakıtı etkileyen benzin pompası, benzin filtresi, yürüyen aksam, amortisörleriniz gibi etki etmesi olası pek çok parçaya da bakılması gerekebilir.

97 bin kilometre diyorsun yahu. 2011 model araç. motorda tık olmadığın nasıl anlıyorsun onu ben anlamadım. performans kaybı yaşatmıyor gibi geliyor sana ama daha fazla yakmaya başlamış işte. neredeyse 100 bin olmuş. bırak da motor aksamları bi aşınsın artık. motorda tık olması için illa belirgin bir anormal davranışı olmasına gerek yok.

ben senin kadar anlamıyorumdur motordan falan ama mekanik alet sonuçta bu bir süre sonra anormal davranacak.

hocam bir de benzin aldığın yeri değiştir. farklı mı olacak.

Araç dizel mazot filtresi değişti. Bende burdan sorun şu git şunu yap şeklinde nokta atışı bı cevap gelme olasılıgı dusuk dıye bılıyorum fakat boyle bır olay bırılerının basından gecmiştir belki yardımcı olabılır dıye dıye dusunuyorum. Yoksa araç istanbula gönderilecek.

Sayın inanmazsan inanma, hep opetten alıyordum shellden de aldım petrolofisnden de aldım po nun %4 hikayesi için, oda boş çıktı.

100.000 km olup ta audiden ses geldıgını tık dedıgını ben hıc gormedım duymadım. 100.000km nedırkı bu motorun 1.000.000 km motor garantisi var.

motor normalden daha geç mi ısınıyor? motorun ısıtma sistemiyle ilgili bir sorun varsa soğuk motor daha çok yakar.

enjektörlere baktırdın mı?

ee senin bilader de sürüyormuş arabayı, altında a6'yı bulunca basıyordur belki.

Enjektorlere baktırmadım cekıişte bişey olmadıgı için 1haftadır benden baska kullanan yok.

Isınmasına dıkkat etmedım hiç harareti soruyorsan hep aynı 90derecede.

1- mazotu aldigin yer mazotu aldigi yeri degistirmistir belki. yani aldigin mazot kalitesizlesmistir. ayni yerden de aliyor olsan boyle sorunlar olabilir.

2- bizde de a4 2.0tdi vardi. 130.000'e dogru motorun cekisinde dusus ve yakitinda artis olmustu. yakit pompasi arzilanmisti sanirim. gerci servise goturduysen bunu farketmis olmalari lazim gelirdi.

3- debriyaj balatalarini kontrol ettirdin mi? balatalar asindiysa tam kavrayamiyordur bu da performans kaybina sebep olur.

benim aklima gelenler bunlar. 2.0tdi icin 700km gercekten cok az. bana 900'de az geldi gerci bizim a4 sehirici 1100 sehirlerarasi 1400'u goruyordu cok rahat. a6 biraz daha buyuk gerci ama o kadar fark olmamasi lazim gibi geldi. quattro mu?

bu aralar benim aracta da bi dusus var gerci. ben de 700km giderken 550-600lere dustum. ben de sorguluyorum noldu diye. 21 aralik yaklasti ondan mi acaba???

Ben depo dibi çekmesin diye alt çeyreğe dustugunde doldruyorum yanı ceyregın altına gelınce eskıden 900 cok rahat goderdı o cegregı eklersem eger sarıya dusene kadar surersem 1200-1300 cok rahat gıder yok normal onden cekıs. Senın dedıklerıne de baktık ama maalesef akntı oralardada yok bugun bıdaa aradım ıstanbula gonderecez dedı garantının bıtmesıne 2ay var. Normal degıl benım verdıgım degerler servıste sıfırladı mazotu bırlıkte aldık fişin arkasına km sını yaz sarıya düşünce km yı bıE bıldır dedıler aradım. 741 km yaptı.

belki çok alakasız ama son dört beş aydır irana ambargo durumu var. başka yerlerden petrol alma durumu söz konusu. yakıt kalitesinde bir değişim varsa sebebi ülkeye giren petrolün cinsi ile ilgili olabilir. tabi böyle bir sorun varsa herkesi etkiler. petrol piyasasını bilenlere sormak lazım.

aracın turbosunda bi sorun olabilir, dizel partikül filtresi tıkanmış olabilir.
ancak partikül filtresi tıkansa uyarı vermesi gerekirdi.

bir de sorun aniden mi ortaya çıktı yoksa tüketim yavaş yavaş mı arttı.

O arabanin kilometre sayacı bozulmuştur.
Aynştayn was here

Evet sorun birden ortaya çıktı. Bugun adanada gosterdım yuksek ıhtımalle beyınle alakalı bır durum dedıler ama şu an için net bır çözum yokmuş. Yarın gel dedıler beklıyoruz bakalım ne çıkacak.

Dogru.

yanlış.
teknosa.com.tr'den almışsan verebilirsin, ama mağazadan almışsan veremezsin.

Kutuyu açmadıysanız geri alıyorlar.

kutuyu açmadıysan alıyorlar evet. açtıysan da bir miktar kesinti yaparak alabilirler diye biliyorum ben.

kullandıysan almıyolar diye biliyorum bende.

alıyorlarsa tamamen kendi inisiyatifleri. mağazadan aldığınız malı "beğenmedik" diye geri verme hakkı kanunda yok. ancak internetten filan almışsanız var.

yüz için güzel bir traş makinesi al ve sadece yüz için kullan. braun, güzeldir.

genital bölge ve koltuk altı için ise carrefour, migros'ta satılan king, roventa, remington tarzı nispeten ucuz saç ve kıl kesim aletlerini kullan. hepsi olur bunlar için.

şöyle bir şey buldum genel olarak iyi övgüler almış: www.hepsiburada.com

tabi ekşi de philips bodygroom başlığı altında bahsedilen hemen üsteki bg2028 mi yoksa şu tt2012'mi bilmiyorum: www.sanalreyonum.com

TT2021'in incelemesi: forum.donanimhaber.com

Braun'un özellikle sakal tıraşı için ürettiği makinelerin ne kadar boktan olduğunu (buna Cruzer 6 da dahil) biraz Google'da dolanarak görebilirsin.

Marka olarak Remington öneririm. Bu işte gerçekten iyiler. Kişisel bakım üzerine üretim yapıyorlar.

www.hepsiburada.com

sakal için cruzer 6 kullanıyorum, memnun değilim. alma
eğer sakal için alacaksan, cruzer olmayan bir şey al, braun 7 serisi güzele benziyor.

düz, temiz, mis gibi memurluk. düşecekse düşsün, hiç düşünme geç.

iş arkadaşların ve amirlerinle aran iyiyse risk alma bence.

adli tıpta senin yerinde olmak için can atardım.

hergün canlı insanları görmek daha kötü emin ol.

nuisance +1. en iyi insan ölü insan.

bi süre sonra ölüye şükredebilirsin bence de. bi de sıkıntıdan ölebilirsin. çok para verseler hadi neyse diycem de..

ölü insan kokusundan sonraki kelimeleri beynim almadı bile.

ben çalışamazdım bu kadar net.
otopsiye girip ne yapıyorsun? (doktor olmadığını düşündüm de)

boşver sen geç adamın psikolojisi bozulur la. Duyguları körelir. geç sen geç düz memur ol kurumda yükselme sınavı falan açılır belki ilerde yükselirsin aöf'le falan.

bence de ölüler canlılardan daha iyi, ben olsam geçmezdim ama psikolojin bozuluyorsa geç tabii.

adli tıpda ne olarak çalışıyorsun merak ettim cidden? yani doktor mu başka bir şey mi?
ben olsam devam ederdim. takma kafana ölü nedir ki? değer mi maaş düşmesine falan? değmez.

adli tıpta çalışmaktan fazlasıyla rahatsız olduğunuz belli, boşuna canınızı sıkmayın daha fazla bakanlığa geçin, bunları zaman zaman otopsiye girmek durumunda kalan biri olarak söylüyorum, düşünmeyin geçin bence.

Bu donem atansa bile zaten o zamana kadar bir sorun olmaz her halukarda.

tercihlerini yapsın, atanır ama askerliği bitirince işe başlar.
ilgili maddeyi de gösterirdim ama mevzuatı araştırmaya üşendim şimdi. ben de askerim ve burda yapılacak çok iş var

www.garanti.com.tr

al bak bu isini gorur.

altın hesabına yatır her ay.

finansbank enpara.com

(bkz: bireysel emeklilik)

daha önce de onlarca kere yazdım.. bireysel emeklilikkten uzak dur.
ilk yatırdığın para; katılım bedeli adı altında gaspedilir şirket tarafından.
ayrıca her sene senden hizmet bedeli alırlar.
uzun vadede sana para kazandıracak bir şirketi veya sektörü gözüne kestir ve onların hisselerini al her ay.
uzun vadeli düşündüğünde borsadan daha karlı bir yatırım yok, diğerleri (altın-döviz-faiz vs.) sadece enflasyon oranının biraz üstünde veya altında para getirir, yani aslında paran yerinde sayar.

Ayda 200 lira koyarak bahis ya da borsa gibi alanlarda spekülatif kar etmedikçe işe yarayacak bi para kazanamazsın.

twingo iyi dostum uno da olur ama hidrolik bulman lazım

ilk arabansa lada niva al.
sağına soluna şu metal tamponlardan yaptır.

palio

Nivayı bilmiyordum. Fena da değilmiş ama antipatim var ladaya oldum olası. alfa 145 var bi de. Çok mu alakasız?

eski japon al. 2000 model twingo alacağına 92-93 toyota-mazda vs al.

Algısı vergisi de önemli benim için. Yedek parça olayı sıkıntı olabilir o japonlarda diye düşünüyorum. Yanlış mıyım?

Suzuki Swift

2-3 Ay daha bekle Temiz 98 model hidrolik Renault 19 bulursun. Parçası ucuz, yakıtı güzel , 2.eli süper.

2-3 Ay daha bekle Temiz 98 model hidrolik Renault 19 bulursun. Parçası ucuz, yakıtı güzel , 2.eli süper.bu teklif de güzel

bence degistirmezler cunku 30 gunden fazla zaman gecmis

ben bir gömlek almıştım mavi'den. 1 sene kadar sonra tekrar aynı mağazaya gittim, baktım bana gömleği satan kız orada. bir şeylere bakarken, lafını ettim o gömleğin. "bir kere giydim, duruyor öyle, getirsem yerine başka şey alsam" falan diye. kız tamam getir dedi. sizin 1 ay olmuş, almaları lazım.

nouma21 ahhahaha nerede o mavi ya:d kızın sana özel bir ilgisi vardı herhalde. o ne abi 1 kere giydim duruyor ilahi ya:)
bu arada faturası falan varsa değişiyorlar ancak:)

herbir faturası duruyor montuda giymedim zaten. kışlık almaya erken çıkınca giymeye fırsatım olmadı öylece duruyor :)

yasal olarak geri almama hakları var, ama mavi sorun çıkarmaz.
benim de başıma gelmişti, 2 ay sonra gittim, bunu bana annem almış ama beğenmedim ve giymedim, başka şehirde okuduğum için zamanında da gelemedim dedim. değiştirdiler.

bugün gittim, neden değiştirmek istediğimi sordular bu pek hoşuma gitmedi başka model alıcam dedim montu aldı bi kokladı,sorun yok değiştirebilirsin dedi.

yeni trend bu dostum. ne olduğun değil, nekadar sansasyon yarattığın önemli.

Adam reyting getiriyor hocam daha ne olsun.
Bir de sanki time dergisi adnan hocayla röportaj yapmış gibi tepki vermişsin, oysa ki adam alt tarafı seda sayanın programına çıkmış. Sen seda sayandan ne bekliyorsun, bu kadın kültür sanat programı falan yapıyor da ben mi bilmiyorum?

ya tabiki seda sayan kim ki ama bu kadının pek çok izleyicisi var alt seviyeden ya sen bunu ekrana çıkarınca bu insanlar bu adamı sayacak onun düşüncelerine katılmaya başlayacak insanların beyninin yıkanmasına yardımcı oluyorsun yani amaan haklısınız seda kim ki bu türkiyeden bir bok olmaz

şizofren raporu var onun. bildiğin paranoid şizofren aslında.

peki ya ajdar?

cübbeliden, fethullahtan iyidir.

ajdar'ın zararı kendine. Adnan Hoca 80'li yıllarda çok ailenin hayatını karartmıştı. Şimdi maskara oldu.

kozyatağına değil, göztepe köprüsüne gel kartaldan. sonra da otobüs, dolmuş veya taksi.

senin iki seçeneğin de olur ya da e-5 minibüsüyle kozyatağında ineceğine göztepe köprüde inip ordan yukarı çıkan minibüs ya da otobüslere binebilirsin.

e-5 kozyatağı'ndan kalkan taksim otobüsü var (no'sunu hatırlayamadım şimdi 129T diyesim geliyor).

bir de bostancı'dan kalkan iki katlı taksim otobüsü geçiyordu sanırım. (no'su 202 olabilir)

@holy diver

onlar çift bilet alıyor. fazla masraf olmasın diye söylemedim :) yoksa 129t libadiye caddesinden geçiyor direk.

@kumulatifvergimatrahi,

iki katlı olan çift alıyor da, 129T tek biletti benim bildiğim..

avea ayda 5gb 25TL
ayrıca galatasarayın attığı her golde 100mb hediye veriyor.
istanbulda beyoğlu-kadıköy-balat-kuzguncuk-çağlayanda kullandım, sorun yok. daha önce turkcell vınn kullanmıştım, araalrında bariz nir fark yok.
şu an izmirdeyim, izmirde de sorunsuz bir şekilde çalışıyor, istanbuldan izmire giderken yolda da kullandım, onda da hiç bir sorunla karşılaşmadım.

Yasa çıktımı tam emin değilim ama söylenen 1 ocak 2013 tarihinden öncesinde hak edilmiş kıdem tazminatları ödenecek, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulamaya geçilecek.

askerlik sebebiyle ayrıldığını belirtirsen kıdem tazminatını kesin alabilirsin.askere gitmedenmi girdi-çıktı yapacaksın,neden?

Yeni yasada tazminatların fona devredileceği ve askerlik neden ile ayrılsan bile atıyrum bilmem kaç sene dolduktan sonra alabileceğin gibi bişeyler var o yüzden bende kıdem sıfırlamayı düşünüyorum riske girmemek için

yasa kesin çıkar çünkü hem patronların hem de hükümetin lehine.
girdi çıktı yapma şansın varsa, şirket buna sıcak bakıyorsa, yap bence.
risk alma.
(avukatım)

de jure şirket sıcak bakıyor çünkü personel maliyetim azalmış oluyor.Benim kafamı karıştan askerlik hizmeti nedeni ile ayrılacak olmam.Velev ki yasa çıktı bende girdi çıktı yapmadım şirkette 6.5 yıllık kıdemim var diyelim.Bu yasa askere giden bir çalışan için kıdem tazminatını almasını etkiler mi?Mevcut hakların korunacağı konuşuluyor.Ama bana demesinler 5 yıl sonra fondan alacaksın.Huzursuz eden bu yüksek lisansı bitirip gidiyim istiyorum askere bu yüzden riske almamak için sanırım kıdem sıfırlaması yapmak daha mantıklı.Önceki yasa ya tabi olmazsak yandık çünkü

Benim bildiğim kadarıyla da yasa çıktığı tarihte sigorta primleri 15 yılı dolduracak ölçüde tam gün ödenmiş kişiler tazminatlarını her şekilde alabilecek.

eski hakların korunsa bile, nasıl korunacağı şimdilik muamma, bu tasarı 50 kere değişir komisyonlarda, onun için kesin bir şey diyemem. yeni yasaya göre, çalıştığın her sene için alacağın kıdem miktarı yarı yarıya azalıyor (2000 TL brüt maaşın varsa senelik kıdem tazminatın şu anda 2000 TL, yeni yasayla bu, 960 veya 720 olacak, %3-%4 tartışmasına göre belli olacak, %4 olursa 960, 3 olursa 720)
korunacak dedikleri eski haklar işte bu geçmiş yıllardaki 2000 liralar, ama o parayı da fondan 5 sene sonra alacaksın vs. diyebilirler.

kesin olarak söyleyebileceğim şu var; eski hakların korunsa ve peşin verilse bile, şu an kıdem tazminatından vergi ödenmiyor (sadece damga vergisi var, o da cüzi bir miktar) ama yeni yasayla çok sağlam gelir vergisi vs. koyacak devlet, bu fırsatı kaçırmazlar, fondaki paranın en az %20sini cukkalar devlet. sırf o %20 için bile girdi-çıktı yapmaya değer.

kanunun çıkmasına daha çok var, hatta az da olsa çıkmama ihtimali de var, ama senin girdi çıktı yapma şansın varsa, yap bi ara.

de jure çok teşekkür ederim o zaman ben kesin olarak girdi-çıktı yapıyım.İşi şansa bırakmak pek mantıklı değil dediğin gibi çok saol

bu arada ben şu an askerdeyim ve bu tasarı meselelerine biraz uzak kaldım, yazdıklarım hep üstünkörü takip edebildiklerimle sınırlı. yanlış olabilir.
ama her ne kadar yanlış da olsa, yeni yasanın işçi lehine olmayacağı açık, onun için sana bir zararı olmayacaksa girdi çıktı yap, kafan rahat etsin.

Zaten ortada net birşey yok çok fazla kaynak ya da bilgi bulamıyorsun.Herkes farklı bir şey söylüyor.

malı satan adamlar 5 taksit yapıyorlar, sonra banka ekstradan 5 taksit daha veriyor.
alışverişten sonra sana verilen fişte 5 taksit ve ayda 50tl yazıyor ama eve ekstre geldiğinde görüyorsun ki aslında 10 taksit ve ayda 25tl ödüyorsun.

ayrıca da 2 ay ödemeyip, üçüncü ay taksit ödemeye başlıyorsunuz.

O fiyata o kira bence gerçekçi değil. Ancak ilanlarını görmüşsün demek ki verilebiliyor da. Ben şahsen 60m2 1+1'e 2000 TL kira verenin aklına şaşarım ama dediğine göre veriliyor.

Ayrıca iskanı olmayan yer nasıl kat mülkiyetli oluyormuş sor bakalım o emlakçıya. İskan demek zaten oranın konut olarak yasal izni olması demektir ve o olmadan da kat mülkiyeti filan olmaz. tapuyu al incelet derim fakat tapuda bile oynama yapıldığına şahitim(nasıl olduğunu ben de anlamadım tapuda başka tapu dairesinde başka!) En doğrusu önce tapuyu incele sonra emin olmak için tapu dairesinden bir soruştur derim.

Ayrıca emlakçılara sakın ama sakın güvenme. Kişisel tecrübelerim ve çevredekilerden duyduklarım bunu tamamen doğruluyor. Remax, Century vb. 'kurumsallaşmış' emlakçılara da güvenme(sorarsan biz emlakçı değiliz derler ama aynı emlakçı çirkeflik ve dolandırıcılığı bunlarda da vardır)

İskansız daireyi satarken aynı sorunları yaşarsın. Alacak kişi de senin gibi 'neden iskansız?' vb. soruları soracaktır. Muhtemelen satmakta zorlanırsın. Kredi meselesi de belirttiğin gibi.

Bunun dışında buranın niye satıldığı hakkında emlakçının söylediği dışında bilgi edinmeye çalış. Tabii böyle sitelerde biraz zor oluyor ama o daire kendisine verilmeyen rakip emlakçılar, komşular ve kimi zaman çevre esnafı bilgi sahibi olabiliyor. Ancak böyle residance tarzı yapılarda bunlar nasıl olacak bilmiyorum.

Ayrıca dediğin residance'ı google'da aratınca bir sonuç çıkmadı. Adı ne tam olarak?

Ben olsam böyle sıkıntı işlerden uzak dururum. Git her şeyi belli, temiz, dertsiz bir ev al. O kira da komik olmuş. Emlakçıya de o evi 2000'e kiralasın yarısı onun...

iskanı oolmayan daire elektriği ve suyu şantiye üzerinden kullanır ve en az %40 daha zamlı gelir faturaları. iskan olmayan daireye "bireysel" abonelik açılmaz; şantiye üzerinden işler. baktığınız daire elektriğini ve suyunu nasıl temin ediyormuş???

İskan,tapu vs kısımlaıyla ilgili bi bilgim yok ancak o bölgedeki kiralar bu civarda.yani normalde 20 senelik,yaşanabilecek normal apartmanlarda 1000tl'den başlar ki siz otoparklı güvenlikli yeni bi binadan bahsediyorsunuz.

ancak fiyatı bana da az geldi.benzer bir ilan gördüm.

www.hurriyetemlak.com

kira getirisi 3500 demekle birlikte fiyatı 550.000 dolar.

ayrıca emlakçılara güvenmeyin bence de.orada yaşayan birilerine sorun durumu net öğrenin derim ben.

elektrik ve su faturası iş yeri sınıfında ücretlendirilir ve konuta göre fazla gelir. kiracı için problem olabilir. gerçi 1+1'e 2000 tl veren için ne kadar sıkıntı olur bilemem.

bi de yeni çıkan kentsel dönüşüm yasasına bi bakın.

istanbul'da iskansız bina çok fazla. belediye yıkmaz büyük ihtimalle ama evle birlikte risk de alıyorsun demektir. sürekli aklınız bu mevzuda olacak. bence o kadar para veriyorsan değmez.

garanti gelir olsun diye ev kiralayacaksan bence eşyalı-rezdans vs. alıp kiralamaya çalışma.
normal bir daire alıp (2+1, 3+1 vs) kiraya vermeye çalışsan daha iyi.
çünkü; eşyalı ev tutacak adam, orada fazla kalmayacak olana damdır. 5-6 ay kalır gider sonra sen 3-4 ay kiracı ararsın. uzun süre kalacak olsa kendi eşyasını alır zaten. neden daha fazla ödesin boş yere? bu arada kiracı çıktıktan sonra bir de rezidansın aidatını ödemek zorunda kalırsın ki o da 150 TL civarında falandır muhtemelen.

ben senin yerinde olsam üsküdar selimiye civarında ev alırdım, 1. ordu komutanlığındaki subay-astsubay, numune-gata-zeynep kamil hastanelerindeki hemşire-doktor ve marmara uni. haydarpaşa kampusundeki öğrencilerin ev kiralamak istedikleri bir mahalle oluyor selimiye. genelde boş kalmaz evler, çabuk kiracı bulursun.
imarla iskanla meskenle de uğraşmazsın, başın ağrımaz.

filtreni zekatını ver.

daha açık yazsana şunu, anlamadım.

filtre diye bişey var hacı. filtreden sadece abcd yi sececeksin kalanları elicek eline mis gibi abcd li metinler kacalak.

heykeli bilemedim ama su mu acaba?

kahveci mustafa amca jean's

galatasaray lisesine gelmeden yirmi metre falan geriden ufak bir geçitten girersin oraya. aznavur pasajının yakınlarında(hatta belki aznavur'dur girişin adı). cıncık boncuk satan dar birkaç giriş var zaten oraları dene.

tünelin hemen orda da var süper çay içilecek yer. ayrıca anzavur pasajını dene orası da süperdir. ha bide barcelona cafenin yanından gir, harika türk kahvesi yapan biyer var.

anzavur değil, ondan bir önceki pasaja gireceksin, adı da hazzo pulo pasajı ya da hazzo pulo geçidi..

hazzapulo pasajından gireceksin (aznavurun yanı)
de jure demiş zaten

kardeşimler replerinizi verdim. bir de zevkinize güvenerekten, ilk kez buluşacagınız bir kız ile 1-2 bira atmalık müziği çok sesli olmayan havadar bir mekan söyleyin beh beyogluda.

balkon var asmalıda, ilk buluşma için iyidir.

usta balkon dedin sana güvendim akşam duruma göre şuku veririm. (:

brüt ücret üzerinden yatırılır kıdem her zaman.

www.vergiportali.com

brüt ücret değil "giydirilmiş brüt ücret" baz alınır, yani brüt ücret+yol-yakacak-kira-giyim yardımı+ikramiye vs.
örneğin; brüt ücretin 2500 lira, ayrıca iş yerine servisle gidiyorsun ve iş yerinde öğle yemeği veriliyor.
bu durumda giydirilmiş ücretin 2500+100(servis parası)+100(öğle yemeği parası) olurr yani giydirilmiş ücretin 2700 lira olur.
kıdem tazminatın da çalıştığın her yıl için 30 günlük giydirilmiş brüt ücret tutarı kadardır.

"ayrılmadan önceki ay aldığın brüt maaş"
X(Çarpı)
"bugune kadar çalıştığın yıl sayısı"

bir avukata vekalet ver, bırak o halletsin, yoksa %40 kötüniyet tazminatı ödemek zorunda kalırsın.
sen fatura kesip karşı tarafa tebliğ etsen bile karşı taraf ödemek istemiyorsa o faturaya da itiraz eder, işi yaptıktan sonra 10 gün içinde (7 gün de olabilir, üşendim şimdi mevzuata bakmaya) göndermen gerekti faturayı, 6 ay önceki iş için fatura kesemezsin, kessen bile karşı taraf itiraz eder, fatura elinde patlar, boş yere %18 kdv bayılırsın.
tahsilat üzerinden %15-20 civarında ödeyerek bir avukata yaptır bu işi, yoksa hiçbir şey alamazsın ve tekrar ediyorum, %40 kötüniyet tazminatı ödemek zorunda kalırsın karşı tarafa, bunun dışında yargılama gideri ve karşı vekalet ücreti de var tabi.

Avukat ne yapabilir acaba bu konuda, ortada sahit de yok o işe dair. Artı zaten para ihtiyaç olan zamanda gelmemiş bi de alacağım paranın yüzde yirmisinden vazgeçmek istemiyorum ki. Tutacağım avukatım vekalet ücretini de karşıya yükleyemez miyim?

avukat zaten karşı taraftan da para alacaktır ama senden de ister (en azından ben istiyorum)
bir adam senin yerine koşturup tüm işleri yapacak, ama sen o adama hiç ödeme yapmayacaksın... zor iş, bence bulamazsın öyle avukat.
her ne kadar kendini haklı olarak görsen de aslında haksızsın, yanlış bir iş yaptın ve paranı alamayacağın bir adama veresiye mal sattın.
ve bu hatanın bedelini ödemek zorundasın nihoohahahahaha :D

geçmiş olsun

gülemedim.
" bir adam senin yerine koşturup tüm işleri yapacak, ama sen o adama hiç ödeme yapmayacaksın" bu mantıkla tabiki adam olmayız. insanın bi ayağı çukurda olmasın.

fatura olmaz. haklıyken haksız duruma düşersin. olayda şahit, imza, sözleşme vs. de yoksa hiç olmaz.

ne olur, nasıl olur bilmiyorum ama avukata verirsen ve kazanırsan vekalet ücretini elbette karşı tarafa yüklersin. yani avukat parasını senden alır ama icra, mahkeme işleri sonunda kazanırsan karşı taraftan kendi paran+avukat parasını da alırsın. hem de faiziyle.

aranızda anlaşamıyosanız iş mahkemeleri var.

iş sözleşmem falan yok.

sözleşmen yoksa hiçbir hak iddia edemezsin ki. ben mi yanlış biliyorum?

bana da öyle geliyor de gene de bir sorayım dedim.

çalıstıgını belgeleyebiliorsan herangi bi sekilde, sgk ya sikayeet edebilirsin.

illa belge olmasına gerek yok, kaldı ki maaşı asgariden gösteriyorlar dediğinize göre çalıştığınızı zaten belgelemişler

bizim mali müşavir'den bir bordro mu isteyeyim o zaman? en azımdan elimde bu belge bulunsun?
yoksa sgk'daki hizmet dökümüm yeterli olup aynı işlevi görür mü?

işten çıkmayı göze alıyor musun?
eğer alıyorsan, fazla mesai ücretini alabilir, yatmamış olan ssk primini ödettirebilir, eksik yatan primleri de tamamlattırabilirsin.

işvereni bir yere şikayet edecekseniz, öncelikle noterden protesto çekmenizi tavsiye ederim. emin olun o protestoyu alan işveren, azcık aklı varsa sizinle uzlaşır.

iş sözleşmeniz olmasa bile yasal haklarınız saklıdır. iş sözleşmeleri şekil şartı zorunluluğu taşımadığında kağıt üzerinde olup olmaması bir şeyi değiştirmez. madem maaşınızı asgari ücretten gösteriyor demek ki ortada bir işçi-işveren sözleşmesi de mevcuttur. gidin notere durumu açıkça ifade eden bir protesto çekin.

@de jure bir pm'ye baksana hacı.
@sivrisinek o deftere nasıl yani çalıştığım saatleri not alacağım? ben öyle yazınca kanıt oluyor mu cidden?

Diğer çalışanlar ile aranda e-mail yazışması var mı? Şirket e-maili kullanıyor musun?

Maaş bordrosu ve sgk kaydı zaten sözleşme yerine geçer hayli hayli; ama alternatif olarak sadece bu bile bir şeydir bilgin olsun.

İş hukuku, işçiyi işverene karşı kayıran bir yapıya sahip, maça zaten 1-0 galip başlıyorsun bundan ötürü; ek olarak yukarıdaki cevaplarda belirtilen bilgiler de elinde varsa hiç problem olmaz.

Öte yandan o işyerindeki hayatından vazgeçmen gerekecektir tabi ki, bunu sıkıntı etmiyorsan zaten bir problem yok.

istanbul çalışma bölge müdürlüğü'ne dilekçe yaz müfettiş yolluyorlar. gelen cevana göre iş mahkemesine dava aç

yazdıklarında en kritik konu bordroda ücretin düşük gösterilmesi. bunun hapis cezası var bildiğim kadarıyla. asgari ücretten kalan farkını elden mi alıyorsun? bankadan alıyorsan bunu kanıtlaman kolay. elden alıyorsan zor. sadece şirkete "kredi çekeceğini ve gerçek maaşını gözteren kaşeli imzalı bir yazı istediğini" söyleyebilirsin. büyük ihtimalle vermezler ama şansını bir dene. bu kanıtlar varsa istediğini alırsın şirketten.

hurarsiv.hurriyet.com.tr

2 aydır tchibo'dan aldığımızı kullanıyor sevgilim. acayip de memnunuz.
site çökük şu anda. o nedenle sadece görsel koyabiliyorum. www.google.com.tr

fiyatı da 15-20 tl aralığında.

Tchibo'da vardı. ama şu anda sitesi açılmıyor bakamadım fiyat falan.

gayet sıcak tutuyor, işim gereği her zaman masamda oturabilen birisi değilim. kalkıp gidiyorum, geri geldiğimde hiç soğuk içecek ile karşılaşmadım diyebilirim. tabii bütün gün uzak kalmıyorum masamdan ve tabii ki ilk sıcaklığında da bulmuyorum geri geldiğimde, ama amacını gayet güzel bir şekilde yerine getiriyor.

edit: kedili madam benden hızlı davranmış ve ben de tıpkısının aynısını kullanıyorum.

bunları birazcık çantaya falan at hemen dökülüyo içindeki şey. bi de sen kaç saat sıcak tutmasını istiyorsun ki, evden çıkarken çay koysan, işe-okula gidince içersin işte...

bende contigo marka var gayet memnunum. uzun süre sıcak tutuyor ve dökülmüyor.

kolay kolay dökülmeyecek ve soğutmayacak bir marka arıyorsan aladdin veya stanley bakabilirsin.

çoğunun iç kısmı plastik, tchibo'nunki de öyle. içi plastikse 'bpa free' olduğuna dikkat et ama en güzeli içinin de metal olması bence. sıcak sıvı ve plastik kaçınılması gereken bir ikili, hele de içiyorsak.

bu arada her gün yıkadığım için biliyorum tchibo'nun görselini koyduğum modelinin içi çelik.