kısmen doğru. şöyle ki;

süre tutum dilekçesi olarak adlandırılan dilekçe temyiz dilekçesidir esasında evet, ama süre tutum dilekçesi verilirken temyiz harcı maktu olarak yatırılır. gerekçeli karar yazıldığında bakiye kalan harç için size muhtıra çıkarır mahkeme, şu kadar harcı şu kadar gün içinde ödeyin diye. o harcı yatırırsanız, gerekçeli temyiz dilekçesi olmadan da gider temyize, ama harcı tamamlamazsanız bu durumda temyiz etmemiş sayılırsınız.

süre tutum dilekçesini verdiğimizde kaleme sorduk harç ödememiz ya da yatırmamız gereken para var mı diye hayır yok dediler. bu durumda temyiz etmiş oluyoruz sanırım değil mi?

kararı temyiz ettiğinizi, bozulmasını talep ettiğinizi açıkça belirtmişseniz, harç (en azından maktu harcı) ve posta masrafı yatırmışsanız dosya yargıtaya gidecek.
ama sadece süre dursun, kararı temyiz edeceğiz demişseniz, açıkça temyiz ediyorum dememişseniz süre tutum dilekçesi işe yaramaz.
19. hd 2002/2963e sayılı kararı okumanızda fayda var.

cevapları okumamıştım, sizden harç istenmediğine göre ceza davası diye düşünüyorum, bu durumda benim ilk yazdığım cevabı boşverin.

evet asliye ceza mahkemesi; trafik cezası, hapis. bu durumda sıkıntı yok değil mi? hatırladığım kadarıyla süre tutum evrakında temyiz edildiği açıkça belirtilmişti.

Geçmiş olsun., hava yastıkları alttan ve üstten darbelerde açılmıyor diye biliyorum. Kasko dışında bir ödeme alabileceğinden şüpheliyim.
Tekrar geçmiş olsun.

kusur karşı taraftaysa karşı tarafın sigortası sizin değer kaybını öder.
kusur sizdeyse ya da tek taraflı kazaysa kendi değer kaybınızı sigortadan alamazsınız.
yolun kusurlu olduğundan eminseniz karayollarından değer kaybı talep edilebilir.
ancak muhtemeen kusur %100 karayollarında değildir, en iyi ihtimalle %25 sizde, %75 karayollarında falandır.
bu durumda karayolları, araçta meydana gelen değer kaybının %75'inden sorumludur.
ekspertiz raporu ve kaza tutanağını gönderirseniz hem araçtaki değer kaybı tutarı hem de kusur hakkında daha net konuşabilirim.

öncelikle geçmiş olsun. odiyus git iki fakir doyur ne bileyim çocuklara şeker neyin dağıt het defasında kazanın boyutu artıyor, üçüncü olmaz umarım.

gidin arabayı duvara falan vurun pertini çıkartın abi.

tutanak tutmadın mı

işin komik tarafı suçlu zaten benim ve o an sigortalarını verseler adamların başı ağrımayacak.
herhalde aracın sigortası yok ki göndermiyorlar.
ilk başta ayak yaptılar ama baktılar yemiyorum; şimdi parayı verelim sen yaptıra çevirdiler.

adamlar parayı verelim yaptır diyorsa parayı al ve yaptır hocam ne işin var tutanakla.
adamların sigortası yoksa anlaşmalı tutanak tanzim edemezsin, polisi çağırman gerekirdi, çağırmamışsın. adamlar parayı vermeye razıysa al parayı hemen, kaçırma. zaten kusurluymuşsun, onların sigortasının sana bir faydası olmaz, kaskondan yapmaya kalkarsan da hasarsızlığı bozarsın boş yere
not: sigorta şirketi avukatıyım.

dokuz

Dugunde dernekte giyilir. 7.

5. Çünkü zaradan ayakkabı alınmaz.

zara'dan ayakkabı alma. ayda yılda bir işte özel bir günde giyeceksen al sadece.

7.5

3 zara dan ayakkabı alma korkunç rahatsız. anca düğünde neyin giyilir

Çok rahatsız bi model. Ayrıca alacaksan bi ay bekle. 79a alırsın cevahirden ya da istiklalden. İndirim geliyooğr.

ayakkabı ayakkabıcıdan alınır. zara, damat, altınyıldız vs alınmaz.. alırsan ve ayakkabıyı haftada 2-3 kere giyeceksen 1 ay geçmeden üstündeki deri çatlar.
oxford ayakkabı alacaksan ve 300-400 tl para bayılmayacaksan, ayakkabının yürüme esnasında kıvrıldığı bölgede takviye deri olan modelleri al, onlar çatlamaz çatlasa da belli olmaz.
çok acil değilse biraz bekleyip, indirim zamanı betaya bak derim.. ille de zara diyorsan indirim haftaya başlıyor onu bekle (temmuz 3-5 arası başlayacak galiba)
bu ayakkabıya da 10 üzerinden 3 veririm.

al, güzelmiş bence.
7/10

tazminat hesabı son maaş üzerinden yapılır.

tazminatlarınızı son şirketteki 3 yılınız üzerinden ödemek isterlerse kabul etmeyip dava açabilirsiniz. bu durumda tanık, ticaret sicil kayıtları vb. şirketler arasındaki organik bağı ispatlayacak deliller sunarsanız davayı kazanırsınız.

aşağıdaki adresten hesaplayabilirsiniz.

ynb.datassist.com.tr

Son aya ait giydirilmiş brüt ücret x çalışılan yıl - damga vergisi olarak hesaplanıyor. Çalıştığınız 3 şirket de aynı işverene ait ise kıdem tazminatı tavanını aşmayaak şekilde 13 yıllık tazminata hak kazanırsınız. Bazı yıllar sigortanın az gösterildiğini kanıtlarsanız aradaki farkı da alırsınız.

kıde tazminatı alınan son maaşın brütü üzerinden hesaplanır.

önceki şirketlerle şimdi şirket ortakları aynı ise ya da organik bir bağı varsa ilk işe girdiğiniz şirketten başlanır tazminat ödeme süresi hesaplanması. (önceki şirket değişikliklerinde tazminat almadığınızı varsayarak söylüyorum.) davaya gerek kalmaz hem endişe etmeyin hakkınızı sonuna kadar verirler halka açık bir şirketse.

Dava acmana gerek yok ilk basladigin yerde maasin az gosterilmis, sizi sikayet ederim vergi dairesine dedigin anda canim cicim olacaksin. İstersen patronun kicindaki donu dahi alabilirsin. Yasanmistir.

13 yıllık tazminatını alman lazım. avukat ile görüş. tüm haklarını al. Sen onlar için çalıştın. Seni atıyorlarsa sonucuna katlanacaklar. Maaşı düşük gösterme falan hoş şeyler değil eğer büyük ve önemli bir firmaysa.

şirketler arasındaki fiili ve organik bağı ispatlarsanız, son aldığınız ücret üzerinden kıdem tazminatı alırsınız. mutlaka bir avukattan yardım almalısınız

muhtemelen son 3 yilin tazminatini odeyeceklerdir. kabul etmeyin , dava acin kesinlikle kazanirsiniz.

avukata gidip anlatin olaylari. toplayabildigin kadar delil topla mailler dekontlar vb

son maaşın üzerinden 13 yıllık kıdem tazminatını alsan da vazgeçme dava aç ve geriye dönük olarak sigortanın gerçek maaş üzerinden yatmasını sağla. kısa vadeli düşünme emekli olunca çok farkedecek, dua edeceksin bana.
zaten zor bir dava değildir tespit davası, birkaç tane bordro tanığı gösterirsin ayrıca sendikalardan emsal ücret araştırması yapılır ve büyük ihtimalle kazanırsın. davayı açtıktan sonra takip etmesen bile dava görülmeye devam eder.. mutlaka aç davanı.
bunun dışında şirketin halka açılmış olması bir şey değiştirmez, kimse senin davacı olmandan korkmaz, adamların zaten avukatları var ve sen dava açsan da açmasan o avukata maaş veriyorlar, sen davayı açıp kazanırsan da zaten ödemeleri gereken tutarı davanjn sonunda ödemiş olacaklar.. ben dava açacağım dediğinde git aç derler.

merhaba, sorununuz devam ediyor mu? avukatım, isterseniz yardımcı olabilirim.

ne kadar farklı şirkette gösterseler de iş ilişkiniz aynı işyeri ve işte devam ettiği için iş sözleşmeniz de devrolmuş sayılır. 13 yıllık kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarınızı alabilirsiniz. ayrıca sgk'da giriş-çıkış, ücret düşüklüğü gibi hususları da hizmet tespit davası ile düzelttirebilirsiniz.

18 Mayıs'ı izninizden düşecekler, ne güzel işte. Ne var bunda?

tek başınıza kalmayın, bir kaç kişi konuşup öyle itiraz edin edecekseniz.

bizim şirkette de var böyle bir uygulama, gayet de kurumsal bir firmayız, kimse kafasına göre bişey yapamıyor. oluyor yani.

valla yasal kısmını bilmiyorum. ama sabancı'nın şirketlerinden birinde çalışıyordum. orda da böyleydi. mesela 23 nisan perşembe idi, cumayı da bağladılar ve izinden düştüler. çok sık yapılan bir uygulama. bu kadar büyük bir holding'in yasal olmayan bir iş yapacaklarını sanmıyorum.

ajans başkanımız diyor ki;

19 mayıs'da çalışıyoruz, fyi.

bence gayet güzelmiş, kişki bizim olsa :)

bizde de öyle. yabancı/kurumsal denen firmayız. olumlu yönünden bakmayı dene. 4 gün ard arda tatilin var ve bunun yalnızca 1 günü senden düşülüyor?

herkes ne kadar şanslısın demiş ama sorduğu soru bu değil.
Böyle bir hakları var mı?

BU uygulama bizim iş yerinde de yapıldı, bizde bayramı falan bağladılar öyle bir şey olmuştu herkes işine geldiği için itiraz etmedi,
kanunen zorunlu ücretli izine çıkarmak gibi bi durumları şirketlerin olabiliyor ki deprem zamanı 10 gün falan yaşanmış.

siz olmaz derseniz ne olacak tamam tek başına gel boşboş otur izininden düşmeyelim demezler bence kurul kararıdır uymak zorundasınız gibi bir şey söyleyebilirler.

Bu konuda İş Kanunu'nun 64. maddesinin ilk fıkrasına bakmakta fayda var:

"Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz"

Görüldüğü üzere genel tatillerden önce veya sonra işyeri tatil edilebilir. Bu durumda maddenin 2. fıkrasının yorumundan anlaşılan işverenin 3'er saatlik fazla çalışma yaptırabileceğidir. Uygulamada işveren bu fazla çalıştırma hakkından vazgeçmekte işçi de bunu belirlenen ücretsiz izin süresinden düşmektedir. (Örn: Size Kanunda sayılanlar dışında 4 gün ücretsiz izin hakkı verilmiş ise vb.) Yılık izin sürenizden bunun düşülmesi gibi bir şey yasaya uygun değildir.

kurumsal firma ve bizde de öyle 10 günlük yıllık izin hoop 4-5 güne düşüyor bu uygulama nedeniyle

senin iznin olmadan yıllık izinden düşemez, ama maaşından kesebilir.

Tuketici hakem heyetine sikayet edebilirsiniz

cayma hakkı taksitli satış sözleşmesiyle ilgili bir durum.
siz burada malın/hizmetin ayıplı olması nedeniyle fesih hakkınızı kuşlanacaksınız.

Her türlü şikayet et

icratek iyi, diğerlerine boş yere para verme

icratek hem iyi hem ucuz, yardır.

paranın damına koyuyorlar bence. evim müsait olsa bende yaparım.

ben viyana'nın merkezinde bedavaya kalıyor üstüne ayda 200euro kazanıyorum. ama çok tatavalı, check-check-out ayarlamalrı, salak misafirlerle uğraşma, temizlik vs.

iyi kazanılıyor ama gerçekten uğraştırıyor. ayrıca bu işten para kazanmak istiyorsan wimdu ve bedycasayı da eklemen gerek.

ateyizler? evrim bunu acıklayamaz. hadi eyvallah.

edit: bunu ve bunun gibi yüzlerce şeyi...

Kendi cahil oldugu icin atayizler bunu aciklayamaz diyor. Kendisinin aciklamasi da allah yapmis olmus. Niye ye yine cevabi yok. Oruncek beyinli angut

Bunu psikoloji/psikanaliz okumaları yaparak öğrenebilirsin. Bir sürü farklı teori var(kültürel, içgüdüsel şeklinde iki ana başlıkta toplanarak). Sadece şunu söyleyeyim, dil kullanabilme kapasitesine sahip bir canlının güncel davranışlarını evrimsel kökenlerde araştırmak, kolaya kaçmak olur. Daha kültürel ve yapısal noktalara bakılmalı.

edit: evrimsel kökenleri bu konuda kötüledik ama asıl mitsel hikayelerle hiç anılmaması lazım. Bazı Türkiyelilere bu hatırlatmayı her defasında yapmak gerekiyor da. Bulunan her modernizm eleştirisini mite geri dönüş gibi algılama hastalığı söz konusu.

www.evrimagaci.org

Bu sorduklarinizi sadece evrim ile aciklamaya calisarak bir yere varamazsiniz bence. Tek basina evrim konuya doyurucu bir aciklama getiremeyebilir. Ozellikle 2. soruda sorduklariniz icin soyluyorum, evrimin cozecegi is degil, farkli disiplere ihtiyaciniz var konuya kismen de olsa aciklik getirmesi icin.

ilk soprduğun sorudaki özellikler insanlara özel değil primatların ortak özelliği. memelilerin diğer türlerinde de yoğun şekilde görülüyor.

ikinci soruda sorduğun acıma öfke merhamet aşk sevgi vesaire üst temporal bölge ve hormon salgılarının karışımı. hayvanlarda olduğunu biliyorsan yanlış biliyorsun.

genel olarak bu kadar prim verebileceğim şimdilik, google gerekli araştırma ve deneyleri zaten buluyor.

ikinci soruyu görmemişim: www.evrimagaci.org
angutlar da okusun lütfen

evrim dediğin şey sadece x'in y'ye dönüşmesi değil.

cinsel birliktelikten zevk almayan canlılar daha az üremiş ve zamanla yok olmuş. bizim gibi bu işten zevk alanlara kalmış dünya. kutuplarda yaşayıp da beyaz olmayan ayılar da ölmüş, geriye sadece beyazlar kalmış vs.

cinsellikten sadece yunus ve birkaç maymun türü değil, aslanı kaplanı kurdu kuşu geyiği tüm canlılar zevk alıyor.

Soruna tam olarak cevap veremeyecek olsam da çok da ayrı bir telden çalmayacağım. Öncelikle cinsel birleşmeden zevk almak ve zevk için cinsel birliktelik kurmak başka şeyler. İnsan dışındaki canlılarda çiftleşmenin hazzını yaşıyorlar. Çiftleşirken inleyen kaplumbağaların videolarını bulabilirsin.

Evrimin doğal seçilim gibi bir çok mekanizması vardır. Bunlardan biri de seksüel seçilim. Bu konuyla ilgili en popüler örnekse tavus kuşları.

Uygun olanın hayatta kaldığı bir süreçte dikkat çekici, saklanmayı zorlaştırıcı rengarenk kuyrukları ve uçmayı, kaçmayı zorlaştıran kuyruk uzunluklarıyla kolayca av olabilen bu hayvanlar nasıl oluyor da var olmaya devam edebiliyorlar? Cevap dişi tavuskuşlarının erkeklerdeki bu "dezavantaja" ilgi duyması tabiri caizse aradaki cinsel çekim. Erkek tavuşkuşunun kuyruğuyla dişisine "av olmam bu kadar kolay olduğu halde çiftleşecek kadar olgunlaştım ve bu canlı renkleri veren proteinleri üretecek kadar sağlıklıyım" mesajı vermesi bu dezavantajın bir avantaj olduğunu gösteriyor. Bir nevi güçlü olanın ya da hızlı olanın değil seksi olanın genlerini aktarabilmesi durumu yaşanıyor.

İnsanın yaşantısı ise çok daha karmaşık. Bizim yaşantımız biyolojik temellerin üzerine kurulmuş kültürel bir program. Diğer canlıların gerektiği kadar gerçekleştirdiği eylemlerde aşırıya kaçan bir tabiatımız var. Yani üremek değil zevk için seks yapmakla doymak için değil zevk için yemek yemek aynı şey. Bunların nedeni şudur diyerek seni rahatlatmayı çok isterdim ama cevabı ben de bilmiyorum. Benim görüşüme göre insanın arsız ve haddini aşan bir yaratık olmasıyla ilgili.

İnsan hayatına dair neden sonuç ilişkilerini açıklamak için kültürel cevaplara ihtiyaç duyuyoruz. Bu da bizi toplumsal bir yaratık olduğumuz gerçeğine getiriyor.

Yaşantısını topluluk halinde devam ettiren bir canlı türüyüz. Bu kadar şeyi iş bölümü yapmaya aklımız erdiği için gerçekleştirebiliyoruz. Tek başımıza o kadar da işlevsel değiliz. Öfke çok daha ilkel bir itki. Yeryüzünde insanın öncülü yaratıklar görülmeye başlamadan önce öfke hisseden yaratıklar vardı. Ancak acıma, merhamet, sevgi, fedakarlık daha gelişmiş zihinlerin ortaya çıkardıkları olgular. Topluluğun devamlılığını sağlayan olgular.

Bu olgular bizi bir arada tuttukları için hayattayız. Bir arada olduğumuz için grubun devamlılığını sağlayan düzenler oluşturuyoruz. Düzenin ayakta tutulması lazım. Bu ekonomik bir olay. Para ekonomisinden bahsetmiyorum, soyut ve somut kaynakların yönetiminden bahsediyorum. yiyecek, su gibi kaynaklar gibi grubun liderinin de ekonomiye bir etkisi var sosyal kuvvet de bir kaynak. Cinsel haz da öyle. İnsanların yaşayış yöntemlerinde-ki bu kültür oluyor- seks gibi bir haz kaynağının üzerine bir yapı inşa edilmiş. Bu yapı sayesinde yorgun bir savaşçı bütün gün cephede savaştıktan sonra bir kadının kollarında bir nebze avuntu bularak ertesi gün yeniden savaşma motivasyonunu yitirmiyor. Bence bu tam olarak hazzın ekonomisidir.

Seksi sadece üremek için yapmayan bir tür de Bonobolar. Ama onlarda bu ekonomik yapının daha farklı kurulduğunu görüyoruz. Tam kavga esnasında sekse başlayıp işi tatlıya bağlamak gibi eylemleri var. Sevişmeleri kısa sürüyor, gün içinde bir çok birleşme yaşayabiliyorlar. Bizdeki sarılmak, tokalaşmak yerine iki sokup çıkarıyorlar mesela. Orda da seks üreme amacından sapmış ama bizdekinden daha farklı misyonlar üstlenmiş.

Toparlamaya çalışacağım. Evrim sürecinde kültür yaratabilme yeteneğini ve zeka geliştikçe biyolojik etmenler kadar kültürel ve soyut etmenler de söz sahibi oluyor.

Seksten zevk almak hep vardı zevkli diye seks yapmak kültürel süreçlerin ortaya çıkardığı bir tutum.

Acıma, merhamet, sevgi, paylaşma itkisi gibi hissiyatlar grubun devamlılığını sağlıyor. Tek başımıza çok işe yaramıyoruz.

Okşamaktan zevk alma meselesine gelirsek, tavuskuşunun dişisini renkli kuyruk nasıl azdırıyorsa insanın da bir şeyleri çekici bulmaya bir şeylerden zevk almaya yönlendiren bir itkisi var ve bu neden sonuç ilişkilerinde biyolojik olanlar kadar soyut ve kültürel olguların da etkisi var.

Fazla yazdım sanırım, dönüp baştan okumayacağım. Bir hatam olduysa affola.

Türünün devamı için en uygun kişiyi arıyorsun; bu güdüsel ama tabii ki artık kadında büyük meme erkekte geniş omuz kadar ilkel değil bakış açımız çünkü dayha sağlıklı üremeyi sağlayacak faktörler bu olmaktan öte...

Tarihine girersek, insanlık tarihinde erkeklerin büyük meme seçimini anlatmışlardı

Bebekler çok az yaşıyor, ömür çok kısa ve asıl amaç insan ömrünü uzatmak. Bunun da bol emzirmekle ilgili olcağı düşünülüyor. Aslında bir bağlantısı olmamasına karşın erkekler bol süt getireceğini düşündükleri büyük memelere yöneliyor.

Günümüzde ise bu işler değişmiş. Sperm bankasından gebe kalan kadınlarla ilgili bir belgesel izlemiştim. Alacakları spermlerin sahiplerini bilmiyorlar ama haklarındaki bilgileri okuyorlar bu kadınlar; en çok tercih edilen sperm sahipleri ise merhametli, duygusal, yardımsever olduğunu belirten erkekler oluyor.

Yani kadın kaslı bir erkektense, merhametli bir erkeğin soyunu devam ettirmeyi tercih ediyor.

Kimi çekici bulduğumuz sosyo ekonomik durum, kültür ve pek çok faktöre göre değişiklik göstebilir ama kiminle sevişmek istediğimi çok güdüsel bir şey aslında.

rock n'rolla benim bildiğim sabah 4-5'e kadar açık.

cafe yoktu ama internet cafe vardı.

Çorbacı var.

parani alirsin izin kullan ya da kullanma farkmaz.

dostum cevap için teşekkürler.cevabından tam olarak eminsindir umarım :)
dediğinden anladığım kadarıyla izin kullanmayıp 1 ay erken terhis olsam bile.terhisten sonraki ay maaş hesabıma yatacak diyorsun yani öyle değil mi?

alabileceğim son maaş bile planlarımda ciddi fark yaratıyor ondan soruyorum bu soruyu.

30 gün yıllık idari izniniz yok, zaten yıllık idari izin diye bir kavram yok, sizin yıllık izniniz var.
o da 30 gün değil, daha az. subay-astsubaya senede 30 gün izin verilir, yedek subaya ise, görevde kaldığı süre oranında izin verilir.
3 ay eğitim, 9 ay yedek subaysınız dersek, 9 ay üzerinden izin hesaplanır, "12/9=30/yıllık izin süresi" formülünden yıllık izin sürenizi hesaplayabilirsiniz.
bunun dışında izni önce veya sonra kullanmanız maaşınızı etkilemez.
ayrıca izninizin sonuna ve başına yol izni ekleyebilirsiniz, 2-3 gün karınız olur.

emekli yedek subayım.

sevgili emekli yedek subay de jure.cevap için teşekkürler :)
valla komutana sorduğumda 30 gün dedi acemilikte de 30 gün denmişti bize.şu da var ki meslekçi yedek subayım 1 ay acemilik yaptım.11 ay görev sürem var.2 gün yol izniyle birlikte 30 güne denk geliyor herhalde.

ben de meslek kurasıyla gitmiştim, 15 gün eğitim yapmıştım.. benim de 30 gün iznim vardı. ama yol izniyle miydi yoksa yol hariç miydi emin olamadım.
meslek kurası olmadığınızı farz ederek cevap verdim.

Maasini alirsin nokta com.

="15"+SAĞDAN("00000"+"123";5)+"001"

="15"&right("00000"&a1,5)&"001"

Olsa gerek, notebook almaya usendim elime ;)

olmadı beyler.. sanırım neden olmadığını da anladım, ama nasıl yapacağımı hala anlamadım.

sayın rhan; sizin formül işe yarayacak gibi ama, bu formülü yazdığımda, yanlış formatta yazılmış olan sayıyı nerden bulacak bu excel.. yani 1234 yazan yer 15 01234 0001'e dönüşecek, ama bu formülde 1234 yazan hücreyi gösteren bir şey yok, yani hangi hücreden bahsettiğimi nasıl anlayıp da nasıl düzeltecek bilgisayar..

bu formülü yazdığımda 139 çıkıyor karşıma. nereye yazarsam yazayım sonuç değişmiyor.

@nooneatall sizinkini yazdığımda da olmadı :(

sayılar a sütununda ise:

=("15 "&TEXT(A1;"00000")&" 001")

=CONCATENATE("15 ";TEXT(RIGHT("00000"+A1;5);"00000");"001")
=BIRLEŞTİR("15 ";SAĞDAN("00000"+A1;5);"001")
bu sana 15 123001 veriyor
=BIRLEŞTİR("15 ";metneçevir(RIGHT("00000"+A1;5);"00000");"001")
bu sana 15 00123001 veriyor.

beykozdan kavacık köprüsüne bir şekilde çıkılır (onlarca dolmuş-otobüs vs. var)
sonra da avrupa yakasından gelip tuzlaya giden otobüslerden birine binilir (500 es veya 500 t ikisinden biri kavacıktan geçiyordu, başka otobüsler de var, durağa gelince görürsünüz zaten kartaldan geçenleri)

bahiş işinden muhtemelen bir numara olmayacaktır ancak diğer konu elbette cezai durumlar içerir. muhakkak şikayetçi olun ve arkasında durun

olm bu adami oldursen asiri tahrikten dolayi en fazla 6 ay yatar cikarsin. bu ne aq ben sinirlendim burada.

Olm malmısın ya boyle adamlara bir de sifre verip iş mi yapıyorsun. Hesabi tempobet te kolay kolay kapatamazlar. nedeni neymiş. Git ver savciliga cok gecmediyse uzerinden

sen şikayetçi olsan eleman ceza alır almasına da , aynı eleman '' bu lavuk bahis oynatıyor internette '' derse o zaman sana da ceza yolları gözükebilir. tempo kolay kolay hesap kapatmaz , eğer gerçekten sizinle alakasız bir sebepten dolayı kapatıldıysa hesap ''elemanı'' alın yanınıza arayın müşteri hizmetlerini çözün derdinizi ; eğer seninle alakalı bir nedenden dolayı kapandıysa hesap adamın kazancı ve anaparası dahil ödemelisin.

hesaba senin hesabından veya kartından paara aktarılmadıysa, veya senin adına kayıtlı bir adslden kupon yapılmadıysa seni bağlamaz. yapıldıysa da adi suç gibi para cezası oluyor diye biliyorum. bir ara kupon başı 100 lira mı ne diyorlardı tam hakim değilim detaya. diğer mevzu için kan alırsın.

normalde kumar oynamak tck kapsamında suç değildir. kabahattir ve cezası 100 TL idari para cezasıdır.
Ancak adam sizin bahis hesabınızı kullanarak bahis oynamış, yani siz bu durumda kumar oynanması için yer ve imkan sağlamış oluyorsunuz, bunun cezası da 1 yıla kadar hapistir.

şikayetçi olursanız ceza alır. muhtemelen siz de alırsınız.

Şikayet falan etmeyin henüz erken.. Ayrıca sürekli arayıp adamı kendinizden de soğutmayın. Üstünden 15 gün geçmiş ve buraya yazıyorsunuz, muhtemelen arkadaşınız ilk haftadan aramaya başlamış avukatı ve bezdirmiş. Ben de avukatım ve beni de aynı şekilde arayanlara artık cevap vermiyorum.
Siz senedi vereceksiniz, avukat 3-4 gün içinde icra takibi başlatacak, ve borçluya ödeme emri gönderilecek. Borçlu icra müdürlüğüyle aynı şehirdeyse tebligatın ulaşması en az 3-4 gün sürecek. Sonrasında 7 gün itiraz süresi var borçlunun, avukat da 8. Gün gidip işlem yapamaz dosyada, her gün icra müdürlüğüne gidip tebligat borçluya ulaşmış mı diye kontrol edemez.. Onun için icra takibi başladıktan 20-25 gün sonra gidip kontrol eder, tebligat yapılmış ve 7 günlük süre dolmuşa haciz yapar.. Borçlunun üstünde mal yoksa düzenli bir şekilde ayda bir ya da iki ayda bir gidip tekrar borçlunun mal varlığını-iş yeri bilgilerini vs kontrol eder.
Ama siz bu ilk 20-25 gün içinde adamı arayıp nooldu bizim dosya derseniz ya sizi telefonda tersleyecektir ya da hiç cevap vermeyecektir.

avukatın ofisine gidin. Yüz yüze görüşmeyi deneyin. Olmadı mesaj atın baroya şikayet edecem diye.

Bildiğim kadarıyla avukat bu işlemler için para alıyor. Babasının hayrına yapmıyor. Çok mu zor bi telefon açıp işlemler şu aşamada demek

Metrobusle gelirsin. Boğaziçi Köprüsü durağında inersin sonra 15 dk yürürsün.

metrobüsle altunizadede in. metrobüs çıkışından sola dön, 2 tane üstgeçit var. onları geç. ikinciden inince üsküdar yönüne otobüslere bin. Üsküdar meydanda inip yürüyebilirsin. hem çok güzel yerler yürürken zevk alırsın.

askerlik yapmak stajına engeldir.

mezun olduktan sonra 2 sene tecil edebiliyorsun askerliği. avukatlık stajı da yanlış hatırlamıyorsam 1 seneydi. bu sırada yaparsın işte sonra master yapmazsan paşa paşa askerliğe giderisn

iş sözleşmesi standarttır istediğiniz zaman ayrılabilirsiniz. Sadece 2 haftalık ihbar süreniz var ama iki hafta çalışan birine de bu süreyi kullandırtmazlar.

iş sözleşmesi standart değildir, imzaladığınız sözleşmeyi görmeden kesin bir şey söylemek mümkün değil.
sizden ihbar tazminatı dışında eğitimin ücreti de isteyebilirler.

sözleşmeyi siz sonlandırırsanız 2 haftalık ihbar tazminatı ödersiniz. asgari ücret için 475 tl civarı. geçen gün de bir yerde eğitim ücretini işverenin alabileceği ile ilgili bir yazı okumuştum.

mine craft oynuyor çocuklar bu aralar

mine craft online oynanmıyor mu? yaş 30 oldu, uzak kaldım oyunlardan :(

left for dead 2

0 zeka, bol vurdu kırdı.

call of duty modern warfare serisi

- minecraft'i offline oynayabilirsin.

- age of empires 2 ile red alert 2 strateji oyunlari. oynamak icin einstein olmaya gerek yok.

- www.crayonphysics.com

alice madness returns oynuyorum son iki gündür. hem de yeniden, çünkü çok güzel. <3 ingilizceye oyunun hikayesini anlamak için gerek duyulabilir ama genelde her şey çizimlerle, resimlerle anlatılıyor.

her türlü fps. half life serisini oynasınlar başlayıp zaten baya bi götürür.

pes 2013
gta-nfs-blur
left for dead 2

en az 3 ay idare eder..

Portal - Portal 2
Zekaları Açılır bari.

Çocukların kaç yaşında olduğunu yazmamışsın. GTA, Left for Dead falan küçük çocuklar için pek uygun değil biliyorsun.

Injustice: Gods Among Us

laptop markası nedir? genelde bilmemne kısayoluna basıp recovery menüsünü açınca tekrar başa alabiliyorsunuz

asus hocam.. tüm tuşları denedim şimdi f9 işe yaradı.. teşekkür ederim.

antikacıların olduğu sokaktaki birkaç antikacıda var. yenisini nerde bulursun bilemiyorum.

Garson jargonunda milk port ya da sadece port olarak geçiyor. Belki bu şekilde internette ararsan işine yarar bir sonuç bulabilirsin.

Paşabahçe mağazaları.

kadıköy'de antikacılar sokağına girmeden (rocknrolla'nın ilerisi gibi oluyor, orada bir cami var onun da az ilerisi) bir züccaciye var yol üstünde, her tür malzeme var, kesin orada bulursun. Ben bir kafede beğendiğim sade ötesi metal şekerliği orada bulmuştum misal. ama adını hatırlayamadım yerin. yol üstünde ama böyle birkaç basamak aşağıya doğru inilip öyle girilen bir dükkan.

@nimberjack

aynen, dediğin yerde buldum. sanırım kafeler falan da oradan alıyor olmalı, ucuz ve sade çok çeşit var. teşekkürler :)

en başta kardeşine vererek hatayı hepiniz yapmışsınız.

Eğer nakit para varsa kredi çekmek anlamsızdır, çünkü krediye ödenen faizle diğer nakit paraya alınan faiz arasında büyük fark var çok istiyorsa o kardeşinden alsın parayı onu krediymiş gibi düşünüp sonrasında biriktirerek ödemiş olsun, faiz ödememiş olur.

abi kardeş arasında para pul meselesi olmaz. kardeş kendisi verirse alınır, vermezse de istenmez. arabayı ille de alacam diyorsa kredi çekip alsın eşiniz (bana sorsanız diğerinin borcu bitmeden yeni araba almak çok mantıksız ama neyse,mesele o değil) benim de abimden alacağım olsa isteyemezdim, o da benden isteyemez herhalde.

acil ihtiyaç, zorunluluk vs hariç krediyle araba almak saçmalık. üstelik sizin halihazırda arabanız (ve kredi borcunuz) da varmış.

aile içine para meselesi girdi mi o işin sonu pek hayır olmuyor maalesef. size tavsiyem kardeşteki parayı pek karıştırmadan sadece kredi çekilmemesi konusunda ısrar etmeniz..

burayı falan okutma. bu kendi aranızda çözmeniz gereken bişey bence. yani fikir al ama okutma adama bence.

oturup güzel güzel önceliklerinizi paylaşın, konuşun, belirleyin.

bi kere önceden kapanmamış, hallolmamış konular var. onları halledin bi.

ikiniz de bunalmışssınız analdığım kadarıyla. kafalar karışık.

soruları soruyorum;

1. araba acil mi? gerekli mi? oraya verilecek para başka bir konuda öncelikli olarak değerlendirilebilir mi?

2. sizin dil okulu konusundaki isteğiniz eşiniz tarafından kabul gördü mü?

3. ev alınacakmış ilerde, bununla ilgili ortak bi karar var mı?

4.bankamatik kartyını vermem falan yapmayın bence. karı koca harcamalarınızı, gelecek planlarınızı paylaşın.

5. nasıl ki kardeşi faiz ödemesin,zorlanmasın diye aile anlayış göstermiş, gerçekten yeni arabaya karar verirseniz, o anlayışı aile de size göstermeli ve tabi ki hazır para varsa kredi çekmek anlamsız.

6.bunaldığınızı anlayabiliyorum ama birbirinize sararak daha da kötüleşirsiniz. onun işi yüzünden burdayız zaten diyorsunuz. şikayet veya sitem seziyorum. sonuçta buna mecburdunuz ve bu kararı ortak aldınız herhalde. günleri kendinize zehir etmeyin, en iyi şekilde nasıl geçinip yaşarız ona bakın.

7. iş şartlarınızın zor olduğuna üzüldüm. freelance bişeyler baksanız?

bence konuları çok yanlış yere çekmişsiniz. o para yokmuş gibi davranın. paramız yok diyorsanız araba almayın. varsa da faizin ödemesini dert etmeyin. evlendikten sonra senin paran benim tartışması yapmak, dil eğitimi için ayrı para koymak çok saçma geldi bana.

ayrıca ekleyeyim, babasından kalan parayı isterse tamamen kardeşine hibe eder. siz faizi ben niye ödeyeyim diye mantık yürütürseniz o da ben niye babamın bana verdiği parayla araba alayım der.

Eveeeet evlilikten uzak durmak için bir sebebim daha oldu teşekkürler. Arada unutuyordum hatırladım. Bazı adamlar büyümüyor. Ben evliyim artık sorumlu olduğum bir ailem var diyeceğine daha borcu bitmemiş oyuncağını değiştiricem diye tutturuyor. Erkekliğini ise karısını köşeye sıkıştırmak istediği zaman hatırlıyor otur çocuk yapcaz diye. Evet. Diyecek bir şeyim yok sanırım söylemişler zaten.

o paranın üzerine bir bardak soğuk su için. eşiniz için siz değil ailesi önemli malesef siz o aileden değilsiniz. ağabeyi parasını istedi demesinler diye haytta kardeşinden istemez o parayı eşiniz. başından sonuna kadar hatalı olan eşiniz. birde çocuk işini araya sıkıştırması iyice saçma olmuş.

aile içindeki para meselesini sen mevzu etme şimdilik.
sen ona ayak uydurmuş, kariyerini sürdüremeyeceğin bir yere kalkıp gelmişsin. ama eşin hiç orta yola gelmek istemiyor gibi görünüyor anlattıklarından.
hem arabasını yenilesin, hem sen yanında kal, hem de kendine fayda olacak hiçbir şey yapma, hatta çocuk yap evde otur (?!). bana çok bencilce geldi.

eğer kendi hayatını eşinin hayatına feda edecek şekilde yaşarsan ileride pişman olursun. o yüzden başka yerde çalışmak istiyorsan çalış, veya kursa gitmek istiyorsan git, yapamadığın şeyler içinde kalmasın.

hayat müşterek demek iki tarafın da ortada buluşması demek, sürekli ödün vermek demek değil.

hali hazırdaki arabasının kredisi bitmeden, yeniden kredi çekip araba alma derdinde olan adamdan çocuk mocuk yapılmaz bir kere. ben şöyle bir adama güvenip yapamam yani, aşkımdan ölsem de. bir daha sizi çocuk meselesi ile sıkıştırdığında bunu belirtin bence kendisine. hayır para vardır, sıkılır, değiştirir, satar, yenisini alır vs kendi bileceği iştir ama sizde öyle bir durum da yok anladığım kadarıyla.

ayrıca bir evlilikte sadece bir tarafın keyfi için hareket edilmez, ortak bir yaşam oluşturuluyor ise iki taraf için de asgari bir müşterek bulmak icap eder. siz bulunduğunuz şehirde bu kadar bunalmışken, "aaa yeni araba istiyorum" diye tutturması çok yanlış. bu hayatın ikiniz için de çekilebilir olması lazım, sadece onun için değil.

böyle durumlarda dışarıdan konuşmak çok kolaydır ama ben eşinizi baya haksız buldum anlattıklarınızdan.

sen dil konusunda haksızsın o da araba konusunda. yeterince tavsiye ve çözüm önerisi verilmiş. benim söyleyeceğim şey uzlaşmaya çalışın.

bir de 'ay kocan var ama hayat senin kocan sana karışamaz aynen devam et.' tarzı tavsiye veren ablaları dinleme.

Eşinizin gelirini bilmiyorum ama bu kafayla ömrünün sonuna kadar borç ödeyerek geçirir ve emekli olduğunda da elinde avucunda hiçbir aktifi olmaz. Araba almak istiyor ama 15 000 TL gibi bir masraf için bile kredi çekmek niyetinde. Madem 15 000 TL için bile kredi çekecek durumdasınız, bu durumda sizin önceliğiniz birikim yapmak ve birikimlerinizi değerlendirmek olmalı, araba almak değil.

İşiniz zor. Eğer bir birikim yapılacaksa bu sizin sayenizde olacak gibi görünüyor. Ayrıca, eşinizin kardeşinden parayı alabileceğini de sanmıyorum. Sizin daha eviniz yok, ama erkek kardeşi evlenirken ev alıyor ve bunu sizin payınıza düşen parayla alıyor. O para ya değerini çok kaybettikten sonra ödenir ya da hiç ödenmez gibime geliyor.

Açıkçası eşiniz ve ailesi, bugün buldum bugün yerim mantığına sahip gibi. İşiniz zor. Kolay gelsin. Haklı olan sizsiniz. Uslüp sorunu var mı bilmiyorum ama genelde sizi haklı buldum.

yukarida da soylendigi gibi onun ihtiyaci yokken araba alalim diye tutturmasi ne kadar yanlissa sizin de dil okulu icin parami ayiracagim demeniz yanlis. evlendikten sonra maddi konularda benim param senin paran ayrimi olmaz, olmamali. araba almak istiyorsa ortak sekilde karar verilmeli, dil kursuna gitmek istiyorsan ortak sekilde (senin maasinin komplesini ayirarak degil) para biriktirilmeli.

su durumda kardese darlamadan ' ya biz araba almayi dusunuyoruz da paramizi odeyebilecek durumda misin?' diye sormakta anormal bir durum yok bence. ha cocuk ben odeyemem su an derse, yeni araba almak da sizi maddi acidan zorlayacaksa esiniz bu sevdadan vazgecmeli. yok kredi cekmek bize koymayacak derseniz ortak bir sekilde karar verip alabilirsiniz.

burada onemli olan birlikte bir seyler yapmak. kizip sinirlenip kendi basiniza kararlar almak degil.

Bence her konuda birbirinizi desteklemelisiniz. Bana göre de arabayı sürekli yenilemek vs gibi şeyler mantıksız olsa da öyle bir zevki, isteği varsa destek olmalısınız. Ki yarın siz de dil eğitimi almak istediğinizde o da size destek olsun. Parayı istemeyi o da düşünmüştür mutlaka ama belli ki isteyemiyor, en azından şu an için. O konuda daha da sıkıştırmaya gerek yok bence. 15 bin liranın faizi de sizi çok sıkmaz bence söylediğiniz şartları düşünürsek. Hatalı o olsa da bir şekilde belki bu durum için sizin alttan almanız gerekiyordur. Bu benim tavsiyem tabii ki daha fazla gerilmemeniz için.

eneem karı koca arasında para mevzusu olur muymuş hiç? boşver şimdi mirası filam. o para yokmuş gibi düşün. kocana da krediniz bittikten sonra yeni araba alabileceğinizi söyle. sen dil kursuna gitmek istediğinde de bi çözüm bulursunuz. senin anlayışına karşılık gerekirse araba modelini düşürür gidersin istediğin yere.

bi dur bakalım arabasını ne zaman satacak, kardeşi ne zaman ödeyecek, sen ne zaman kursa gideceksin.. fevri cevaplar verme.

yalnız ya kocanın uslubu kötü ya da sen sinirle öyle aktardın. 'o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız' ne demek? yapsın kendi kendine alla alla..

bi de bizim gelinler olsa kardeşine gidecek şekilde arkasından konuşurdu ama sen öyle şeyler yapma. 15.000 değil 150.000 lira da çekmek istese kalp kırmaya değmez. azcık geçirtir, ertele bişey yap ama hevesini kırma.

bi de arabaları çok seviyosa alım-satım yapıp o farkı kendi çıkarabilir. madem çok boş vakti varmış uğraş olur işte. hem kendi de çeşit çeşit araba kullanmış olur.

not: valla sanki kaynananmışım da kocanı kayırıyomuşum gibi oldu da ben de haksız buldum orayı bi açayım. insanların canı sıkıldıkça işlerini gören şeyleri değiştirme sevdası her zaman saçma gelse erkeklerin araba sevdasına bişey diyemiyom. bi de evlilik bu yav. haklı-haksız olmaz ki. uzlaşmak gerek. sabretmek gerek. gün doğmadan neler doğar.

şu anda para geliyor diye düşünmesin. ben de öyle düşünüyordum ama şu son bir senedir anam ağlıyor denkleştireceğim diye... çocuğun sınavı dershanesi alınan kitabı kömür parası yol masrafları kooperatif derken maaştan sıfır tl kaldı. ayın sonunu nasıl denk getirecğeim diye düşünüyorum...

hem faizin zararlarını pek çok arkadaş bil fiil yaşadı. daha dün anlattı arkadaşım. kredi çektim araba aldım faizi 3000 tl idi. bir hafta sonra araba hararet yaptı. masrafım tam 3 bin tl çıktı diye...
çok acı bir söz var...
uykun varken misafir gelir, paran yoksa masraf çıkar...

haklı/haksız olmanın ne önemi var. bu kadar uzun yazı yazılır mı azizim? gönüller bir olsun. yazı okunacak uzunlukta olsaydı okuyup yorum yapacaktım ama gece saat olmuş 00.40 gözler olmuş haşat. kusura bakma kardeş :)

1. erkeğin beyni, yaşıt olduğu kadın beyninden daha geç olgunlaşır.
2. sizin özel sektörde çalıştığınızı sanıyorum. akademisyenin kafası, özel sektörde çalışanın kafası gibi çalışmaz, çalışamaz. çünkü başka türlü formatlanmıştır. realitelerden uzak yaşar.
3. bu tür mâli çekişmeler ve didişmeler, yataksal çatırdamayla ve sonunda boşanmayla sonuçlanır.

Bu gerçeklerin ışığında, ipleri daha da germek ya da gevşetmek sizin elinizde. 'Haa, sen öyle mi yaptın? Al o zaman! Ben de bunu yaptım!' da bir yol, 'Peki ama zarar ediyoruz ve bu zararın külfetini ben de çekiyorum, bunun farkındasın di mi?' de bir yol. Yani haklı olmanız, her zaman sizin dediğinizin olması mânâsına gelmiyo maalesef. Evlilik, sonu gelmeyen bir fedakârlıklar zinciri.

Bundan 5 sene sonra, bize bu anlattığınızı hatırlamazsınız bile. Ama evliliğiniz çatırdarsa, 5 sene sonra bunları kare kare hatırlarsınız.

Hangi durumda 'Keşke' diyeceğinizi iyi hesâb edin.

kredi cekerek hayat gecmez. turkiye burasi; bana kalirsa nakite karsilik olmayan kredi cekmek akil kari degil. Hele hele araba gibi cok da elzem olmayan sey icin. Kaldi ki zaten arabaniz varmis. yine de araba cok ihtiyacsa, su durumda oturup uzun uzun konusacak ve butce yapacaksiniz. miras parasini da yok say, o para hic bir zaman senin olmadi zaten. gunun birinde ortaya cikarsa oh ne ala. o yuzden erkege bir puan.

ekonomik sebeplerle baslayip, evlilik iliskilerine getirmissiziniz olayi. sizin evlilik, afedersin bacim, siki tutmadan once, (ikiniz de) bi kendinize gelin. erkek evde kal cocuk bak diyor, kadin bankamatik kartini vermiyor. ama bunlarin ikisi de pek yapici degil. eger kadin evde kalip cocuk bakacak durumda olsaydi, erkek zaten bankamatik kartini sormazdi. o faturalar kendi kendine odenmeyecek. o yuzden, kimseye puan yok. (ama kadin tarafi oz elestiri yapiyor o yuzden ceyrek puan.)

son olarak, erkege kiyasla, kadin tarafi, fazlaca fedakarlik yapiyor. elbette egoist olmamak lazim ama evlilik sonucta sevgiden ote bir legal sozlesme, hem de ekonomik olarak bagliyici kosullari olan. hayat musterek, cocuga da beraber bakacasiniz, borca da beraber gireceksiniz. dil kursu da eger karsiligi olacaksa cok iyi bir yatirim. o yuzden kadina +1

- evlilikte gevsetecek siklastiracak ip yok, beraberlik var. ona gore ezmeyin birbirinizi.
- evliligin devami icin gerekirse baska sehre tasin bacim, haftasonlari git gel. o akil sagligi var ya, masraflardan pahaliya patlar. ben esini tez yazma surecinde goreyim, neymis bunalmak.

kilibikerkeksporluyum

Burda yorum yazan insanların önemle dikkat etmesi gereken bir konu varsa o da soru soran insanların hayatlarına saygı!.
okuyorum da yazılan yorumları, yok ayrıl, yok seni saymıyorlar, yok bilmem ne. Sen buraya yorumunu yazdıktan sonra bilgisayarı kapatıp gideceksin bu arkadaş o ailenin içinde bir ömür devam edecek. ağzınızdan çıkan cümlelere dikkat edin. Sözüm meclisten dışarı ama başkalarının düşünce ve görüşlerine taparcasına değer veren insanlar var. bir galyana gelip de milleti eşinden işinden edeceksiniz. Dikkat edin.
görüşlerinizi yazarken bu insanalrın bir hayatları olduğunu gözardı etmeyin derim.

bu kısa uyarıdan sonra demem odur ki aile içindeki para mevzunu uzatmanın anlamı yok verilmiş çoktan. ne zaman geri geleceği konusunda da konuşmak anlamsız bugün istesen yarın gelir yarın istesen bugün gelir bilemezsin.
önemli olan bir diğer yorum yapan arkadaşın dediği gibi ihtiyaçlarınızı belirleyip bütçenize göre hareket etmek.
kredi elbette çekilir ama alacağınız ürün ihtiyacınız ise bu uygun görülür. halihazırda borcunu ödemeye devam ettiğiniz bir aracınız varsa ve bu araç size hayati yaşama anlamında sorun ve fazla masraf çıkartmıyorsa değiştirmemeye ikna edebilirsiniz.
ya da eşinizin isteğini ileriye ertelemeyi önerebilirsiniz. şöyle ki; ben yurtdışına çıkmayayım şimdilik sen de araba alma önce birlikte borcumuzu bitirelim bir "oh" diyelim sonra bakarız tarzında bir konuşmayla yanaşabilirsiniz. Ödemesi için ısrar etmeyelim ama bakarsın bu arada belki kardeşin ödemesini de yapar. tadında yapıcı ince bir konuşmayla derdiniz kalmaz.
eşiniz de mantıklı bir adamsa sizi seviyorsa bu ılımlı yaklaşıma olumlu bakacaktır.

Not: burada yazılanları okutmamanı öneririm. doğru değil. Bana eşim okutsa ben memnun olmazdım. hoş olmaz.

sağlıcakla..

sabah siniriyle geldim bi daha cevap veriyom. ona de ki; sen arabanı değiştirdiğin an ben de kursa giderim. o yüzden 15 değil 30 çekiyoz hem biraz da alışveriş yaparım. araba modeli değiştirmekle lüzumsuz alışveriş aynı çünkü benim gözümde.

gece pamuk gibi kadındım halbuki şimdi neden bu kadar gıcık oldum anlamadım. çocuk yapıyoz demişti sanırım ona sinirim geçmemiş.

bi de aile içi ama merak ediyoz ne yaptığını kocanın tepkisini :D azcık anlatsan ne dediğini? aslında burayı okusa 'taam lan taam! bi araba zevkimiz vardı içine ettiniz' diye yılabilir :D ama sen daha iyi tanırsın kocanı.

eğer sadece bahsettiğin 3 format var ise;
tüm a sütununda boşlukları - ile replace ederdim. sonra da text to column kullanarak ayırırdım. başında 00 olan 0012345 zaten otomatik olarak 12345 şeklinde düzelecek.

bunun formülü falan varsa yazsana hocam,
"tüm a sütununda boşlukları - ile replace ederdim" dediğin şeyin nasıl yapıldığını bilsem buraya soru yazmazdım zaten değil mi?

formülü yok, daha önce hiç kullanmadığını bilemedim. Şöyle yapman lazım.
A sütununda en başa tıkla tüm sütun seçilsin.
CTRL-H'ye bas şöyle bir şey çıkması lazım: www.fgcu.edu

Orda find what denilen yere bir tane boşluk at, yani space'e bir kere bas
Altında Replace with olan yere ise - işareti koy.

Sonra da replace all de..

Bu durumda ne olacak, tüm sütunda aşağıdaki gibi format olacak;
88-12345-01
88-12345-01
88-0012345-01


Bunu yaptıktan sonra yine A sütununun tamamını seç, linkteki gibi, text to colomns'u seç www.addintools.com

İlk çıkan ekranda delimited seçili olacak next dersin, sonraki ekranda da linkteki gibi ayar yaparsın ve ok dersin. i.imgur.com

olması lazım.


Find and Replace için video: www.youtube.com
Text to col için video: www.youtube.com

hukukçu değilim ama mantıken öyle bir şeyin mümkün olmaması lazım. ev sahibinin rızası dışında veya ondan habersiz kiracılar sözleşmeyi devrede ede otursun gibi bir şey olabileceğini hiç sanmam.

ve arattım, komple bütün hukuki açıklaması burada:
tbbdergisi.barobirlik.org.tr

kira devri diye gugıllarsan bir sürü sayfa da çıkıyor.

özet: ev sahibinin rızası olmadan mümkün değilmiş. bir de zaten arkadaşın sözleşmeyi daha yeni uzatmış, onu feshetmesi gerekecek, onun için önceden bildirim yapması gerekiyor mu araştırsa iyi olur.

kontratta da yazar zaten, 3. kişilere devredilemeyeceği.

kontratta açıkça belirtilmişse devredilebilir.
ama belirtilmemişse devredilemez.

ev sahibinden habersiz böyle bir şey yaptığınızda sözleşmeyi feshedebilir, ayrıca kira sonuna kadar olan kiraları da isteyebilir, kontrata bakmak lazım..

ama evi devretmek yerine, evde arkadaşının kalmasına izin verebilir, yani fauralar vs. gene A kişisinin üstüne olur, B kişisi de geçici bir süre A'nın evinde kalan bir arkadaş olur.
A yurtdışına geçici bir süreliğine çıkmıştır, bu nedenle de evi boşaltmamıştır, Anın ev arkadaşı/misafiri olan B de bu süreçte evde kalmaya devam etmiştir vs.

tbk MADDE 323- Kiracı, kiraya verenin yazılı rızasını almadıkça, kira ilişkisini başkasına devredemez. Kiraya veren, işyeri kiralarında haklı sebep olmadıkça bu rızayı vermekten kaçınamaz.

Kiraya verenin yazılı rızasıyla kira ilişkisi kendisine devredilen kişi, kira sözleşmesinde kiracının yerine geçer ve devreden kiracı, kiraya verene karşı borçlarından kurtulur.
sevgiler.

bildiğim kadarıyla bireysel emeklilikte döviz yatıramazsın, TL yatırırsın.
ama yatırım şeklini seçme şansın var, yani şirkete "benim paramla borsa ağırlıklı fonlara değil, döviz ağırlıklı fonlara yüklenin" diyebilirsin. ama bu sadece senin yatırdığın para için geçerli. yani devletin, senin adına yatırdığı %25 için geçerli değil. o bahsettiğin %25i emeklilik şirketi değil, devlet yönetir, kafasına yatan şekilde değerlendirir. mesela batmak üzere olan ve hükumete yakın bir şirketin hisselerine yüklenebilirler.
(sigorta hukukçusuyum ama uzmanlık alanım elementer sigorta, bu yüzden yanlış biliyor olabilirim)

Adamin kravat baglama stilinde bilinenden farkli birsey goremedim ben. Sadece gomlegin yakalari dugmelerle sabitlenmis, o var.

kravatın düğümü küçük ve üçgenden çok uzak, iki ucu aynı gibi, oval yani

O yakalarda dügme yok bence. Dugmeli yaka sandim ilk basta ama degil.

Bana sorarsan, sadece dugumu kucuk. Bunu baglarken ayarlarsin ince kravatla.

Four in hand diye tahmin etmiştim, araştırdım öyleymiş www.delhistyleblog.com

o yakada iğne var ama görünmeyen bir yaka iğnesi kullanmış adam.
yani şu linktekinin görünmeyeni 1.bp.blogspot.com

her bankanın şartları farklı bankayı arayıp sorman lazım

2-3 gün sonra ödeyeceksen nakit avans çok daha mantıklı.

yani kısacası programı always on top konumda çalıştırmak istiyorsunuz. türkçe şöyle bir kaynak buldum ama?
www.siberhoca.com

birini normalde açtığın gibi aç. diğerini yeni excel programı çalıştırıp, dosya --> aç kısmından aç. böylece ikisini ayrı pencerelerde görebilirsin.

hiçbiri olmadı.
go.microsoft.com bu adresteki fix it'i kurdum ve düzeldi.

her iki kişi de borçlu sıfatında olur. böyle durumda genellikle tahsili en kolay kimse onun üzerine gidilir. ama avukata durumu anlatırsanız ve eğer ev gerçekten onun üzerine ise kefil yerine öncelikle kredi borçlusundan tahsil etmeyi deneyebilir.

ben öyle yapıyorum en azından, insanları mağdur etmemek adına.

ev üzerinde başka hacizler olabilir, bu durumda alacaklı size yüklenebilir..
ayrıca ev üzerinde başkaca haciz yoksa bile borçlunun haline münasip evi haczedilemez, bu durumda da alacaklı size yüklenebilir.

Kazaya taraf misin?
Tazminat davası mi yoksa ceza davasi mi?
Tazminat davasiysa maddi tazminat mi yoksa manevi mi?
Ceza davasiysa ölen ya da yaralanan var mı? Varsa sen misin yoksa yakının mi?
Kaza ne zaman oldu?
Vs. Bi ton soru var

öğrenci kartı mı? aktarma mı yapıyorsunuz?

öğrenci değil, bildiğiniz düz kart bendeki.
aktarma da değil, sabah ilk bindiğim otobüste oluyor bu. zaten tek vesait yapıyorum

kartta sıkıntı var. acilen elinden çıkarman gerek. ihbar edilirse hapse girersin.

bana verebilirsin istersen, ben de sana yemek ısmarlarım.

kartı okuturken ekrana bakıyor musunuz? ne yazıyor?

Sus işte uyandırma milleti..

bilmem bişi yazmıyor. sadece normalde dııt diye ses çıkıyorsa bunda dırıdıt gibi bir ses çıkıyordu galiba. emin de değilim.

1.45 düştüğüne eminim ama.
bugün dönüşte de bakıcam ekrana, normalde bakmazdım yorgunluktan

hak yeme, git geri ver kartı.

hangi otobüs olduğuna göre değişir her hattın sistemi farklı

@hayatkısa, ya kesinlikle öyle bişi de olabilir ama bastığımda değişik ses geliyor ya o yüzden kıllandım.

@douchebag, merak etme hocam 50 kuruşun hesabını yapacak değilim kesin bir problem olduğuna emin olursam gider başka kart kullanrım

İndirimli hatlar var, onlar ucuz oluyor.. Üsküdar-kadikoy öyle mesela.

benim bu bindiğim 70 duraklık bi hat ama acaba indirimli midir

sözleşmeniz var mı?

Önce ciddi bir konuşma yapın sonuçta insanlık ölmedi belki ciddi bir sıkıntısı vardır.
Lakin siteye ödememesi sanki biraz ne olduğunu belli eder nitelikte.

İhtar çekmeniz gerekmektedir.Bir avukat ile anlaşarak sorunu çözebilirsiniz.Aman dikkat sinirlenip evi döküp gidebilir de böyle tipler çoktur bu yüzden evi teslim alırken de mutlaka tutanak tutun.

derdini adam gibi söylemesi için konuşun. 1,5 ay çok fazla bir süre değil.belki bir sıkıntısı vardır.

insalıktan anlamıyorsa önce noterden ihtarname çekicen. 1 yıl içinde 2 defa ihtaname çekersen haklı tahliye davası açabilirsin. bunları da anlat kendisine. tehdit eder gibi olmasın ama. bilgilendirmek için.

kirada dairelerimiz var çok sıkıntılı mevzular . birisi kalp krizi geçirdim yardım dedi 3 aydır ödemiyor canı sağolsun ama bir diğeri tam bir orospu çocuğu...

bizim şerefsiz kiracı; iki ayda bir ödüyordu sesimizi çıkarmadık. sonra sözleşme dolmadan çıkacağım dedi eyvallah dedik çık. depozitoyu aldı. sonra çıkmayacağım alın depozitonuzu geri dedi. yine eyvallah dedik. sonra 2 ay yine ödemedi ihtar çektik noterden. evimizden çık dedik toplam 3 aylık kira alacağımız var istemiyoruz dedik. yeter ki çıksın evimizde. çünkü avukat masraf dava ücreti 7500tl bunun bir kısmını geri alabiliyoruz ama başlangıçta ödemek lazım. konuşup 700 e bakmayıp güzellikle çıkarın evden başkayolu yok. istemeyin gerekirse o parayı.

İhtara falan gerek yok, direkt icra takibine başlayın.
Hem alacağınızi alırsınız hem de tahliye edersiniz.
Ama avukat olmadan altindan kalkamasiniz.

tahliye talepli olarak icra takibi başlatılabilir. takibe itiraz etmezse ödeme emrinin tebliğinden 30 gün sonra icra hukuk mahkemesinde tahliye davası açılabilir. kira sözleşmesi feshedilerek tahliyesine gidilebilir.

kiz arkadasin annenin kizlik soyadini kullaniyor cunku babasi tam bir ipneymis.

babanın bir halt yemesi olmasın :)

akraba evliliği olcagını sanmıyorum çünkü biraz elitler

xin şimdi annesi bildiği kadının kızı olmuyomuş ondan ynin annesi ilk çocuğunu xin annesine vermiş olabilir.

xin annesinin evlilik öncesi ilişkisi olmuş ve x doğmuş sonra haliyle annenin soyadını almış.
ayrıca ilerlersek söylerim ne la?

kiz arkadasin, evlilik disi dunyaya gelmis, kizin annesi bu durumu sineye cekmis, babasi da soyadini vermemis, arkadasin annesinin soyadini kullaniyor. cok kaisik bir durum deil.

annesinin ailesi taninan biri mi? unlu ya da zengin? oyleyse cocuklara annenin soyadini verebiliyorlar.

elit oldukları için saklıyor olabilirler.

hayır tanınan biri değiller

bu arada kız annesiyle çok yakınlar kanka gibi takılıyorlar.
dediğine göre babasıyla arasında o kadar yakınlık yokmuş ama babası seviyormuş kızı.
kızda seviyor babasını

Çocuğu olmayan aileye çocuk verme olayıdır büyük ihtimal.

O değil de ayrıl gitsin.

Otogardan ankaraya bin.
Demirtepe duraginda in.
Kime sorsan gosterir, duraktan sonra 5dk surmez.

otagardan metroya yani ankaray diyorlar ona bin kardesim. giselerden kart alman lazim. 2 lik kart yeter
kizilayda duraginda in. bundan sonra 3 olasiligin var.
birinci yer yuzune cikip otobuse binmen. otobusle en fazla 3 dakika surer. bu arada otobusler parali ve kartli olmak uzere ikiye ayriliyor.

2. olarak yer yuzune cik direk kizilaydan sihhiye yuru.
5 dakika surer.

son olarak da ankaraydan inince yukari cikma orda bir de metro var metroya bin sihhiuede in bu daha uzun surer bekliueceksin falan.

tavsiyem yurumen.

bu arada demiretepe duragi cok alakasiz gibi.

Sen beni dinle hocam, gençliğim oralarda geçti.

demirtepe +1
kızılay'da inersen bu yaz sıcağında okula vardığın anda sucuk gibi terlersin.

demirtepe durağından inince okulun duvarı 50, giriş kapısı ise 150 metre.

kızılay da bir alternatif, ancak de jure'nin dediği gibi aktarma, indi-bindi yapmak, üstüne de fazladan yürümek istemiyorsan demirtepe durağında in.

de jure haklı.

sıhhiye olarak yazıyor, ancak bulunduğu yer sıhhiye semtinin demirtepeyle birleştiği noktada. Sıhhiyeden ziyade Demirtepe'ye yakın..

axe/deodorant/africa

Theramed diş macunu
yamulmuyosam şu çeşidi: www.eonkozmetik.com

apple-ipod touch
Eker Ayran
Armani kot pantalon

ninewest 35,5 numara ayakkabı

başka yerde bu rahatlıkta 35,5 numara bulamıyorum çünkü

Sennheiser (herhangi bir ürünü)

Corratec bisiklet
Salomon bot

Yemekte:
Bolulu hasan ustanın güllacı (yazık ki sadece ramazanda çıkarıyorlar ve bu ramazan yiyemeyeceğim)

1) Nike spor ayakkabı
2)Asus Laptop
3)Adidas Eşofman

carlson balık yağı, asus notebook, valera saç kurutma makinesi, assasin's creed serisi.

apple - macbook pro

Sırma Schorle Elma; images2.sanalmarket.com.tr
Sensodyne Onarım diş macunu; www.dermobakim.com

Sony vaio

Ipod classic 160 gb

Panasonic fotograf makinesi

Bershka gomlek

Lipton ice tea seftali

Specialized bisiklet

Seiko saat

Lonsdale canta

Mango cuzdan

Akg kulaklik

Intense ultramarine parfum

Kikoto argan yagi

apple macbook air
apple iphone 5s
jack wolfskin bot (modelini hatirlamiyorum)
incase macbook case

bir de tam tersi var, mesela koctas'tan yatak ve dolap aldim, bi daha sikseler almam.

The northface hedgehog gtx ayakkabi
Columbia bot
Nivea deodorant ve roll on
Nivea nemlendirici
Johnson's baby islak mendil
Androidli telefon
The northface ve columbia tshirt (sportif)
Deuter air contact sirt cantasi
Ray-ban aviator polarized gozluk
Jack wolfskin mont
Pharmaton vitamin
Fabrika ve network gomlek. aklima gelenler bunlar..

Asics Gel-Kayano 20 (Koşu Ayakkabısı)

skechers ayakkabı (virtuosity)
deuters sırt çantası (speed lite 20)
solotica lens (hidrocor)

apple - macbook pro
apple - iphone
sennheiser - (sennheiser olsun da)
merrel outdoor ayakkabı
oysho - ev giyim ürünleri

Merrell ayakkabı (3 yil oldu alali)
Packard bell bilgisayar. (aldığımda 2.eldi, 4 yıldır kullanıyorum)

-Sony ürünleri: kulaklıkları ve telefonları.
-Rexona Stick deodorant.
-Kitapyurdu ve İdefix.



Bunlar sadece. Onun dışında hep paramla rezil oldum.

Çiya'da. Rıhtımın az üstünde çarşının içinde.

tabiki ÇİYA balık pazarını sor göstersinler.

Peki fiyatlar nasildir? Restoran havasinda olmasin pek, lokanta gibi iyidir. Gencler yemek yiycez diye heba olmasin.

çiya biraz pahalı geldi bana. 2 kişi tam doymadan 50 liraya kalktık.

Baska oneri yok mu peki?

Soyle pilavli milavli bisey onerecek olan? :) telefondan giriyorum yoldayim. Acem pilavi ne bi de ayrica ya?

Guler osmanli mutfağı iyidir. Ciyayi salla.

tüik'in istatistiklerine göre
kayıtlı ihracatımız
89da 800 milyon dolarken
90da 400 küsürlere inmiş
91de 200 küsürlere
90da 100 küsürlere

tabi kayıtsız ticaret de var pek etkilenmemişizdir.
bu arada şu anda ırak en çok mal sattığımız 2. ülke.

şu linkten yıllara göre inceleyebilirsin
tuikapp.tuik.gov.tr

de jure tesekkurler ama bu tam olarak istedigim sey degil. petrol boru hattinin kapanmasindan dolayi ettigimiz zarar falan da var ihracatin yaninda.

Hiç gitmedim ama ne zaman adı geçse sadece ne kadar uzakta olduğundan bahsediliyor. Beşiktaş'a uzak bir yer onu biliyorum. Ulaşım da çok kolay değil sanırım.

cekmekoy un havasi guzeldir zemini saglamdir. depreme karsi istanbul un en iyi yerlerinden. son 10 yilda sehirlesme oldu.yarisi villa yarisi da site diyeyim. trafik problemi var ama son yillarda. cekmekoy de calisacaksaniz cekmekoy de oturun o yuzden. illa civar olsun diyosaniz camlica da otirabilirsiniz. toplu tasimasi biraz zayif. trafikten de etkileniyor. uskudar ve de kadikoy den gelen otobusler oglen saatleri disinda hep trafikte takili kaliyor. gerci metro gelecek yil geliyor yanlis hatirlamiyorsam. o zaman trafik problemi de kalkar. diyeceklerim bu kadar. tek basina bi kadin yasar bence

1- eh işte fena değil, son 10 senede peydahlanan bir başka istanbul semti.
2- uygun gibi sanki bilemedim ki, büyük büyük siteler var bi sürü onlardan birinde oturacaksan iyicene uygun olur heralde.
3- üsküdar ve kadıköy'den dolmuşlar var, en makul toplu taşıma araçları bunlar. otobüs eziyet olabilir.
4- işe ne kadar sürede gitmek istediğine bağlı?

1-homojen bir dağılım yok, milyon dolarlık evlerin olduğu rapsodi sitesi gibi bir yer de var, ucuz yerler de var.
2-tak beşına yaşayan, kız arkadaşlarım var, gelen gideni de çok oluyor ama hiç rahatsız edilmemiş.
3-dolmuşlar fena değil ama pahalı. otobüsle çok uzak.. yakında metro gelecek
4-çekmeköyde çalışılıyorsa çekmeköyde oturmak en iyisi.

Çekmeköy güzeldir. Ormanlara komşu bir yer. Haritadan bakınca görürsünüz. Çekmeköyün bittiği yerden ormanlar başlar

Çok güzel siteler var. Rahatlıkla oturabilirsiniz. Temi bir yerdir sitelerin olduğu bölgeler. Hamidiye mahallesi mesela

Ulaşım yavaş yavaş zorlaşıyor haliyle ama 1 seneye metro geliyor. Artık her yer ulaşilabilir olacak çekmeköyden

3 ay önce Modadan çekmeköye taşındım. Bolca villa siteleri var. Onun dışında yeni yapılan binalarda mevcut. İnsanları çok modern olmasa da acayip samimiler şuana kadar gördüğüm kadarıyla. Ulaşım olarak söyleyebileceklerim ise 50 dk da tek otobüsle mecidiyeköyde, 1 saatte beşiktaşta olabiliyorsun. Kadıköye ve üsküdarada otobüsler var ama daha uzun sürüyor. 1 saat 15 dk gibi. Tabi dolmuşla gidersen 25 dk da kadıköyde olabiliyorsun ama 6 tl. Havası mükemmel zaten ormanın dibindesin. Güzel yani biz denedik beğendik,

Havası iyidir de, kitleyle uyum problemli olabilir. O bölgenin %90'ı kapalı yani daha muhafazakar kesim dediğimiz kitleden oluşuyor. Sitesi, villası dahil. Yanlış anlaşılmasın, zırcahil bir ilçe değil. Örneğin bir Sultanbeyli, Bağcılar, Esenler veya Esenyurt gibi magma seviyesinde değil profil, çok daha iyi.

dava açmak gerekiyor. ruhsat tarihinden kanıtlarsın.

sana cezanın bildiriminden sonra 7 günlük süre içinde sulh ceza mahkemesine başvurman gerek.
idari para cezasına itiraz dilekçesi diye googleda aratırsan, dilekçe formatını görmüş olursun. orda bulacağın formatta bazı yerelri değiştirip kendi olayını yazarsın ve mahkemeye sunarsın.
7 günlük süreyi kaçırma sakın.
edit: süre 15 gün olacak, 7 gün değil.

teşekkürler.

öncelikle itiraz süresi tebliğ tarihinden itibaren 15 gündür. bu süre içerisinde cezayı öderseniz indirimli ödeyeceksiniz. itiraz ettiğiniz gün itibariyle 15 günlük indirimli ödeme süresi durur. örneğin 10. günde itiraz ettiyseniz ve itirazınız reddolunursa kararda 5 gün içerisinde indirimli ödeyebileceğiniz yazar. bu süreye de dikkat edin.

uygulamada var öyle bir şey ama hukuki temeli yok.
ses çıkarmayıp, o şekilde izin almak, işten ayrıldıktan sonra da eksik ödenmiş yıllık izin alacağı için dava açmaktan başka çare yok.

Calistigim sirkette de ayni orospu cocugu uygulama mevcut.

haftalık çalışman gereken saat (yemekler ve molalar düşülmeden) c.tesi günü de mesaiymiş ama mola olarak sayılıyormuş gibi hesaplıyorlar.

bu olay pinti şirketlerde patronuna yaranmak isteyen ik'cıların veya tamamen patronların talimatı sonucu ortaya çıkan bir şey.

teorik olarak mümkün görünüyor. ama pratikte sadece kurumsallaşamamış ve öyle de bir amacı olmayan şirketlerde uygulanıyor.

kavga çıkarın, bunun hukuki olup olmadığını kendilerine sorun. kitabına uydurmuş olsalar dahi hakkınızı aradığınızı görünce muhtemelen geri adım atacaklardır.

devlet memurlarinda da ayni durum gecerlidir.

Hee, kavga çıkarın. Çıkışta bekle deyin hatta. Te allam ya.

divit'in dediği gibi biraz, hafta sonu tatili ilk hafta sayılmaz, izin devam ederse sayılır ama...
yani cuma için izin alıp pazartesi başlarsanız 1 gün izin kullanmış olursunuz. bir sonraki pazartesi başlasaydınız 8 gün izin kullanmış olurdunuz.
Tabii sizin şirket nasıl uygulama yapıyor bilemem, normali budur.

Kavga çıkaranlar , ik ya yalaka diyenler vs. Neler dönmüş arkadaş.

iş kanunu böyle diyor beyler , inanmayan açıp inceler.

kavga cikarin reloaded:

yoruma acik bir husus bu. yine de: izin istenilen bir seydir, ihsan edilen degil. muzakere deneyin.

Bunun izin tarihinde saat aksam dokuzda izine cikaranini bile gordum ben..soyle ki gmt (greenwich saati)'ne gore calismalarini ayarlayan Türkiye'nin en buyuk kurumsal sirketlerinden biri sana diyor ki: evet ayin 25'inde yillik izine cikiyorsun ama gmt 18:00'da (yani turkiye saati ile aksam 21:00'da)...o yuzden sen o saate kadar benimsin calis kopek gibi diyor calisiyorsun sen de..@2'nin de dedigi gibi sirketlerde boyle o.c. uygulamalar mevcut maalesef..

aynen öyle ben ayda en az 3 kitap okurdum hukuka girmeden önce, son 6 senedir, okul döneminde ne zaman elime roman alsam içimde böyle bir lan gözlerin zaten haşat olmuş üstelik otur okuyacaksan ders kitabı oku hissi yükseliyordu. yıl içinde kitapları alıp 3 aylık tatilde hepsini birden okuyordum, okul dönemi zaten okuman gerekirken keyfin için roman okumak olmuyor. şu an okul bitti sayılır, resmen artık kuluçkaya yatmıştım game of thrones kitaplarının üstünde aylardır, okul biteyazınca eski performansıma direk kavuştum.
okumak mecburiyet olunca keyif için okuyamıyorsun, tatillerde kendine atıyorum bu 1 hafta ders hiç bir şekilde ders için okumayacağım diyip o ders mi çalışsam şüphesini kaldırınca, zorunluluklar kalkınca eskiye dönüyor.

bende de öyle oldu, lisedeyken dünya klasiklerinin neredeyse tamamını okumuştum. hukuk okumaya başladıktan sonra hemen her romanı yarım bıraktım, bitirebildiklerimi de zorla bitirdim (ihsan oktay anar hariç)

ama benim durumumun ders yoğunluğuyla alakası yok, okula zaten gitmiyordum, boş boş geziniyor ya da part time çalışıyordum.

bende de olmuştu. üniversiteden önce çok daha fazla okurken hukuka girdikten sonra en az yarı yarıya azalmıştı okuma isteğim ve performansım. mezuniyetten bir iki sene sonra ise yerine gelmişti.

Benim de aynen boyle oldu. Arayi kapatmaya calisiyorum. Citir cerez bir kac kitap aldim onlari okuyorum su an. 1000+ sayfalik, 500 sayfasi doktrin tartismasi olan kitaplardan imanim gevredi. Romani okurken 2 sayfa once okudugum seyi unutuyorum, onemli yerlerin altini cizesim, not alasim geliyor.

kitap okumaya fırsat kalmıyor. aslında bu bahane biraz ya. yapan bi şekilde ayarlıyor işte işini..

Ne sen sor ne ben söyleyim. Utaniyorum...

meslek kuralı denizciydim.
arkadaşların hepsi ankara-istabulda okumuştu.
doktoralı-yüksek lisanslılar çoğunluktaydı.

evet lisedeyken trene binip kars erzurum u gezmiştim.

köyde, muhtar odasına girdik.
kırsal bir heyecandı.
gizlice bi yerlere girmek dedin bi bu aklıma geldi la.
ne düz adammışım, mısınagoyyim kendimden nefret ettim.

çocukken bakkaldan sakız şeker falan çalardık. adrenalinle karışık sapıkça zevkli bir duygu.

bir de jandarmayken meyve bahçelerinde gecenin bir vakti hayvan hırsızlarını kovalamıştık. heyecanlıydı baya.

pek macera sayılmaz ama seridir liseye kadar. acil durum düğmesinin camını hep kırmışımdır . basıp milleti çıkartmıştık sınıfça :)

yeniyetmeyken hayranı olduğumuz çok ünlü bir şarkıcının evinin bahçesine girmiştik gizliden. pencerelerden evinin içine falan bakmıştık, üstelik o evdeyken.
sonra bizi farkettiğini sanıp kaçarken düşüp yuvarlanmıştık ama korkudan hemen kalkıp kaçmaya devam etmiştik.
Not: şarkıcı aslında komşumuz sayılırdı, üstelik bizi de tanırdı görseydi, yakalasa da bişey demezdi yani ama çocukluk işte..

köy okulunun camını kırıp içeri girmiştik bisiklet çalmak için, ama içerde sadece gidon vardı
kaldedeki dehlizlere girmiştik gene.
bir de yanlışlıkla ormanı yakıyorduk, ama kendi çabamızla söndürdük 3-4 ağaç yandı tabi malesef.
bir de mahalledeki meşrubat deposuna girip bekçi köpeğinin yavrusunu çalmıştım.
bunlar dışında mahalledeki boş evlere girme, dolu evlerin de bahçelerine girip meyve çalmalarımız oldu tabi.

çocukken bakkaldan cips çalmıştık. sonra götürüp çaktırmadan geri bıraktık.

dünyanın en sakin adamı olarak, evet:)

diğer yanıtlara bakınca kendimi çok acayip hissettim, çocuklar arada bir bi şeyler yapın:)

çoban köpeğine taş atmıştım küçükken, meğer ordakilerin hepsi koyun değilmiş, köpeğin pampaları varmış, bukadar heyecan yetmez deyip birde çamur olan tarlaya kaçmıştık.
olaydan çıkardığım dersler:
1-şerefsizler sürü halinde takılıyolar 2-hafızaları çok iyi taş atanı 100 metre öteden tanıyorlar yanımdaki arkadaşı 1 tanesi kovalarken kalanı benim peşime düştü. 3- çamurtu tarlada kaçarken yere düşünce bacak arandan arkaya bakma, manzara çok fena

çok yaşadım, yaşamaya da devam edeceğim.
hiç konuşkan biri değilimdir sohbetim iyi değildir ama deli deli fikirler ortaya atıp arkdaşları maceralara örgürlediğim için seviliyorum diye düşünüyorum

lisedeyken okuldan kaçıp, okul kıyafetleriyle, rehberlik hocasının oturduğu sitenin bahçesindeki yeşillik mekanda alem yapmıştık.

13 kişiydi sınıf, 10 kişi gitmiştik. hoca yakaladı bizi tabii. sorguya çekildiğimiz, "disipline verelim mi sizi?" tavrı takınıldığı anda hayatımın en kuul duruşunu sergilemiştim sanırım, benim için çok eğlenceli bir olaydı başlı başına. bütün "kuul" elemanlar ağlayıp zırlıyo, ben gayet rahatım. annemler falan biliyodu sigara içtiğimi çünkü, korkmuyodum bi şeyden. içki zaten içmemiştim o gün. "ananıza söyleriz?" dediklerinde "e söyleyin?" dediydim de hoca sadece beni disipline vereceğini söylemişti haha.

sanırım hayatımın en badass macerası bu :(

Varşovada ormanın dibinde telefonun çekmediği yeraltı karanlık bir bomba sıgınagına girmiştim. is kokulu karanlık koridorlar ve rus dizaynı bina ödümü bokuma karıştırmıştı. Şimdi 2. hayatımı yaşıyorum. Orada öldüm galiba ya da bir parçam kaldı içerde. Götüm olabilir.

lisede annemlerden gizli kaşımı deldirmiştim. saçımla falan kapatmaya çalışıyordum. ya da banyodan yeni çıkmış gibi yapıp saçımı havluya sarıyordum kaşımın kenarını kapatsın diye (ay resmen rezalet). her akşam yemeği ayrı bi atraksiyondu ta ki bir hafta sonra evde gözüme kadar indirerek taktığım bereyi annem lak diye kafamdan çekip alıncaya kadar. kadın şok oldu resmen görünce, bi 10 saniye falan dondu. normalde çok uysal bir insandım çünkü. hep arkadaş çevrem gaza getirdi beni nasıl bir ergenlikse artık.

Eski sevgilimle mal gibi yolun ortasından yürüyoduk. Bi yandan da yerdeki çakıl taşlarına tekme atıyoduk. O amatör olarak baya iyi futbol oynadığından artistik artistik vuruyodu. Ben de kıskandım taşın birine bi vurdum karşı şeritteki arabanın kaportasına taak diye yapıştırdım :) tamamen tesadüf yani istesem denk getiremem. piston aşağı indideki bakışma anı gibi şoförle gözgöze geldik. i.capsspot.com Sonra sevgilimle birbirimize baktık. Nasıl koşmaya başladık hatırlamıyorum. Adam direksiyonu kırdı üzerimize sürüyo. Kalbim ağzımda atıyo kaç sokak arası koşturduk bilmiyorum. En son bi apartmanın girişinde saklandık. Biraz bekledik. Gülüştük, eğlendik o pis apartmanda :) Sonra yolumuza devam ettik. Bu da böyle bir anımdır.

gece arkadaşlarla içip didime gitme kararı almıştık. eve uğradık bikinileri aldık, didime gittik, denize girdik, gözleme yedik, geri geldik

arada bi de polis çevirdi

başka bi arkadaşımla blues festivalinde odaya çıkıp grup elemanlarıyla bira falan içtik.

en sıradanlarını anlatıyorum ;
* kafama rio ferdinand'ın örgülü saçı gibi olsun diye çizikler attırmıştım çocukken
* ortaokulda izin alan kızın izin kağıdına benim ve arkadaşlarımın da okul numaralarını ekleyerek okuldan kaçmıştık (müdür yardımcısının odaya çıktık sonra tabi)
* 30km ıssız yolda otostopa yeltendik 8km sonra bi araç bulduk
* gece kalkıp ıssız ilçelere sırf gerilim yaşayalım diye karanlık sokaklara gittik
* spreyle normal bi yazı karalarken devriyenin peşime takılması (koşu rekorum sanırım)
* çok pis kin duyduğum birinin, neyse : )

vs vs.. uzar

eksisozluk.com

Daha bokumla oynayacak kadar küçük olduğum sıralarda kuzenlerimle dedemlerin evinin önündeki kum yığınında oynuyorduk gecenin bir vakti. uzaklardan zincirini kırmış gibi koşarak bize yaklaşan adam boyunda bir kangal fark ettik. Bana kıyasla 2 ve 4 yaş daha büyük olan iki kuzenim beni oracıkta bırakıp evin avlusuna koştular. Ben kalakaldım tepenin üzerinde. Köpek üstüme atladı lan. Yere düştüm öylece kala kaldım. Gerisini hatırlamıyorum. En son annem su veriyordu. Bu hayatımın en büyük travmasıdır. Öyle demeyin o yaşta canınız ağzınıza geliyor.

5-6 yaşlarımda ilk hırsızlığı yaptım. Annemin çantasından sarkan bir para vardı. Ben de 500bin sanıp aldım. O heyacanla bakmamışım. Meğer 5milyonmuş. O sıralar da bir surpriz yumurta 250bin. 5 milyonum olduğu için bir sürü surpriz yumurta alıp bütün çocuklara dağıtmıştım. Sonra annem ağzıma sıçmıştı. Bütün oyuncakları tek tek monte etmek zorunda kalmıştım. Para da meğer annemin gün parasıymış. Zamanın 50 lirası gibi bir şey. Şu an bir surpriz yumurta 2.5 lira. Siz hesaplayın artık. Evet hala surpriz yumurta yiyorum fiyatını o yüzden biliyorum.

Lisede yurdun kantininden defalarca kahvaltılık yürütüp odalarımza götürmüştük.

Koruluk gibi bir yeri yakıyorduk kuzenimle az daha.

Evi yakıyordum az daha.

Boğulma tehlikesi atlattım.

Araba kazası...

2 defa kaçırılma ve alıkonulma bir defa da bıçaklanma tehlikesi atlattım. Hepsinden de erken davranarak kurtuldum.

Daha da aklıma gelirse eklerim.

sosis kızarmaya çalışırken evi yakıyordum az daha. yağda kızartırken alev aldı, üstüne su döktüm can havli ile (yaş en fazla 14) tavana kadar ateş çıktı. nasıl söndürdüm hatırlamıyorum.

5-6 yaşında bakkaldan kayısı çalmak. Kayısı da hayatta sevmem, sırf heyecan için.

12-13 yaşında okulun kazan dairesi gibi bir yerine girip düzenli olarak orada içki içmek.

14-15 yaşında okulun çeşitli katlarında torpil patlatmak ve asla yakalanmamak.

15 yaşında araba kaçırmak. Onunla konsere gitmek. Yakalanmak.

Lise sonda her matematik dersine güzel kafayla girmek.

16 yaşında gece 3'te bir üst geçitte çakıyla adam kovalamak.

Motorla kaza yapmak.

İnsan dövmek.

Ve tabii ki gezi olayları esnasında fişeğin kafamın hemen yanından geçip cidden ucuz yırttığım an "vay amk bu kadar kolaymış" demiştim.

Şu üsttekileri okuyunca "hey gidi" dedim. Hatırlamadığım neler vardır bilmiyorum. Bir süredir son derece usluyum.

nokta atışı yapmaya çalış, daha iyi olur bence. :)

Göz atma modunda yapılabilir. Mahfedersin 700 sayfa ne ki, bi ayn rand kitabı. Göz atma modu önemli ama.

daha önceki yıllarda çıkmış sorulara ulaşmaya çalışsan?

baba şöyle düşün. "vay anasını ya" diyerek oku, düşün ki bir roman okuyorsun. aklımda kalsın falan diye düşünme, bak bakalım ne anlatıyor. kafanda kendinle, gerçek hayatla falan uyarla. kitap gibi düşün. yaparsın tabi ki, cidden yaparsın.

Hepsini okumaya çalışmazsan biter.

Nokta atışı yapıp gerisine göz atman gerekli.

hak sahipliği ve hakların çeşitleri ve hukuki muamelelere bak, iktisapların ayrımlarını bil, okuyup geçme, bil.

medeni kanunun amacı ve hakimin hukuk yaratması, bunları da bil.

İnterneti kapat. :) Haydi kolay gelsin.

roman okuyor gibi oku 700sayfa max7buçuk saatte biter zaten

kafada daha kalıcı oluyo böyle okursan.


ezberlicem yea dersen ezberlenmiyo denedim test ettim.

haydi kolay gele

Notlar genelde gereksiz yere uzatilir ve buyuk puntoyla yazilir ki fotokopici para kazansin.
O not aslinda tas catlasa 200 sayfaya sığar..
Medeni hukuk final konulari da aslinda 30 sayfayi geçmez. 3-4 siniflardan tanıdığın varsa onlarla çalış, yoksa pratikleri kendin çözmeye çalış notlara bakarak, sonra cevaplarını karşılaştır. Ama kesinlikle önce cevabı okuma, nottan araştır cevabı yaz sonra hocanın cevabını oku.
Hak ehliyeti fiil ehliyeti gaip ölüm karinesi evlilik evlenme yaşı boşanma vs. Ezberle bunlari, enaz 3-4 cumlelik tanım yazacak kıvama gel. ölüm karinesi ve gaip ilk donem konusudur, ama madende kazasinda kaybolan ve cesedi bulunamayanlarla ilgili soru gelebilir, onun icin bi daha bak o konulara.
Ben 3. Sınıfta hic çalışmadan gecmistim ama ilk sınıfta çalışmadan geçmek zordur.
2 gün de fazlasiyla yeterlidir hatta son geceye bile kalsa calisip gir sinava gecersin (ama sen gene de son geceye birakma)

e naptın?

400 sayfayı bitirdim sonra lanet olsun dedim zamanım olduğu halde çalışmadım. sınava öylesine girdim ve barajın da düşürülmesiyle ucu ucuna geçtim.

helal lan

tanık konusunda herhangi bir sınırlama yok, o iş yerinde çalışan herhangi biri hatta işten çıktıktan sonra bindiğiniz taksinin-dolmuşun şoförü bile tanık olabilir.
mahkemede hakim sorduğunda "evet, Nacturne işe şu saatte gelip şu saatte çıkardı, ben de şahitim" demesi yeterli.

alıntıdır:
"Yargıtay kararlarına göre, işçinin fazla mesai yaptığını ispatlayacak deliller ortaya koyması gerekir.
Puantaj kayıtları, işyerine giriş ve çıkışlarda alınacak imza veya elektronik kayıt tutuluyorsa bunlar delil teşkil eder. Bunun dışında işyerinde fazla mesai yaptığınıza dair başka belgeler varsa örneğin üzerinde saat ve tarih olan irsaliyeye imza atmış iseniz buda bir belge olarak kabul edilebilir. Ayrıca ücret bordrolarında itirazi kayıt koymanız gerekir. İtirazi kayıt koymadan bordroları imzalarsanız mahkemeye yararınıza olur.
İşyerinde çalışmış olan arkadaşlarınızda sizin lehinize şahitlik yapabilir. Mahkeme bunu da dikkate alacaktır."

meslek kurası çekmişse 15 günlük eğitimin ardından maaşını alır.
meslek kurası yoksa eğitim 3 ay civarındaydı, gene eğitimin ardından maaşını almaya başlar.
kira öder, orduevinde veya misafirhanede yer varsa ya da torpili varsa kalabilir, ev tutmak zorunda kalmaz.

Ben karakolda kalıyordum. Kendi odam duşum vs vardı. Ayda 60 lira gibi bir şey kesiliyordu maaştan. İlk 3 ay öğrenci harçlığı aldık toplam 180 lira. Sonra ebesinşn nikahına gittiğimden 3bine yakın yol harcırahı+bir buçuk maaş aldım 6 bini bulmuştu asteğmenliğimin ilk haftasında elimdeki para. Öküz aldık sonra.

zarar çok mu? vallahi biraz uğraştırır herhalde. muhtemelen adamların sigortası da yok arabasının.

yan kapı komple göçmüş cam mam patlamış.

bi sonuç çıkmazsa gidip evlerini yakıcam zaten buradan da direkt işlenmemiş suçumu şimdiden itiraf edeyim.

arkadaşım da aynen böyle kaldırım kenarında duran bir arabaya çarpıp kaçmıştı. Kimse görmedi demiş mal. Götünden kan aldılar adamın. Hala sürünüyor mahkemelerde. Gerçi 2 yıl oldu daha karar yok. bilirkişide dosya.

ekip gönderecez dediler, sabaha gelir artık. gece gece bi de uyumadan bunları bekle. sabır.

savcılığa gidip şikayetçi olacaksın, mala zarar verme suçu var. bakkalı da şahit göster. daha önce sabıkası varsa ceza alır, yoksa almaz (hükmün açıklanması geri bırakılır vs.)

ayrıca, adamın plakası araştırıldığında zorunlu mali sorumluluk sigortasını hangi şirketin yaptığını da öğrenirsin, o şirketi arayıp durumu anlat, senden isteyecekleri belgeleri gönderip paranı al.
ilk fırsatta mutlaka arabanın ve varsa yerdeki cam kırıklarının fotoğraflarını çek.
sormak istediğin bir şey varsa özelden de sorabilirsin, sigorta şirketi avukatıyım.

benzeri olay tafikte seyir halindeyken başıma geldi çarpıp kaçtılar, savcılığa suç duyurusunda bulundum, mobese kayıtlarından araştırdılar, şüpehelileri çağırığ araçları incelediler falan, benim durumumda plaka yoktu sende neyseki plakayı alan olmuş şanslısın

Benim anladığım ekte yazan cümleden , şudur: bankanın itiraz hakkı var ama bu itiraz üzerine verilen karar kesindir diyor. Ek dediğin kağıt itirazın kararı olabilir, 8 gün sonra olmasından bunu anladım. Caps koysan daha iyi olur.

verilen karar tarafları bağlamaktır demek, tüketici mahkemesinde bu karar hakkında dava açılamaz, yani hakem heyetinin kararı kesindir demek.

1-1279 liranın altındaki uyuşmazlıklarda hakem heyetinin kararı bağlayıcıdır, tarafları bağlar.
2-sizin ihtilaf da 1279 liranın altında olduğu için, verilen karar karşı tarafı bağlar, elinizdeki kararla icra dairesine gidip ilamlı icra takibi yapabailirsiniz.

ama karşı taraf , tüketici mahkemesinde yeni dava açmak suretiyle karara itiraz edebilir. karar bağlayıcıdır, ama itiraz edilebilir.
nasıl ki mahkeme kararları da bağlayıcı ama temyiz edilebiliyor, bu da aynı şekilde, ama temyiz için yargıtaya değil, tüketici mahkemesine gidiliyor işte.

1279 tl altındaki ihtilafla ilgili kararlar bağlayıcıdır demiyor, 1279 tl altındaki ürünle ilgili kararla ilgili ihtilaf ile ilgili karara kesindir diyor. Yani karşı taraf itiraz etmez ise bu karar, itiraz ederse o çıkacak karar bağlayıcıdır.

öncelikle bulun o şirketi bi görüşün, varlık yönetim şirketi deniyor bunlara, bankaların tahsil edilemeyen alacaklarını çok ucuza satın alıyorlar, durumu anlatın indirim talep edin, belki çok daha düşük bir rakama anlaşırsınız. taksitli falan ödeyebilirsiniz. bankadaki paranıza haciz konulabilmesi için adınıza açılmış ve kesinleşmiş bir icra takibi olmalı. öyle bir günde olmuyor yani bu işlemler. anlaşamadığınız noktada alternatif arayın derim.
başınız sağolsun.

sürekli icra tehdidi altında yaşamaktansa (banka hesaplarına, araçlarınıza, evlerinize haciz konması. evinize hacze gelinmesi vb.) borcu anlaşarak ve belki taksitlendirerek ödemek daha mantıklı.

anladığım kadarıyla henüz gençsiniz ve bu borç sizi sürekli takip edecek. çekilecek iş değil.

ödeyebileceğimiz bir miktarda olursa anlaşabilirdik ama 20 bin üzerinde bir rakamdan bahsediliyor.. bu parayı ödemem mümkün değil ki.. peki benim bankadaki hesabıma bana hiçbir uyarı gelmeden haciz koyabilirler mi?

siz bu varlık yönetim şirketiyle konuştunuz mu? "dediler ki garanti şirkete devretmiştir" demenizden irtibat kurmadığınızı anlıyorum, bankalar kanuni takip borçlarına sıfır faizle 60 ay taksit yapıyor, alacaklıyla görüşmeden karar vermeyin bence. ki hala garantide de olabilir dosyanız. para kaçırma konusunda yardımcı olamıyorum üzgünüm.

Elinize herhangi bir yerden tebligat vs. geldi mi? İcra takibi nerede açılmış borca hangi oranda faiz işletilerek 20bin liraya ulaşılmış biliyor musunuz.
Evet bankalar 4000lik borcu 20bine çıkarıyorlar ama onların hesabını kabul etmek zorunda değilsiniz, itirazınızı yaparsınız ve borc 9000 civarına iner onu da bankayla anlaşıp taksitle odersiniz..
Elinize tebligat ulaşınca haber verin, yardımcı olmaya çalışayım.

hayır elimize herhangi bir tebligat falan gelmedi. bankadaki müşteri temsilcisi tahmini bir rakam söyledi ama varlık denetim firmasına verilmiş dosya dedi.. eğer söylediğin rakamlarda anlaşabilirsek ve taksit yaparlarsa tabii ki ödenir.. tebligat gelirse eğer haberdar ederim mutlaka.. teşekkürler..