aynı işi ben yapmıştım zamanında.. tren tur kartı deniyor bahsettiğiniz aylık bilete..
1 aylık sınırsız öğrenci kartı 80 liraydı, şimdi de 150-200 arasıdır muhtemelen.
googleda tren tur kartı diye aratırsanız daha rahat öğrenirsiniz kesin fiyatı.
not: eğer öğrenciyseniz yurtkur'a ait yurtlarda kalabilirsiniz yazın, kişi başı 8-10 lira falan isterler bir gece için, doğudaki pek çok otelden güzeldir öğrenci yurtları, 24 saat sıcak suyu vardır, personel kafa dengidir. 8 kişilik odada 2-3 kalırsınız.

ege'ye pek tren yok. antalya'da tren garı bile yok. adana antakya tarafına var. kuzeyde de çok fazla yere gitmiyor diye biliyorum (baktım da sadece zonguldak samsun'muş). şu haritadan bakın. gidelecek yerleri görün. ondan sonra kart alın. ulan gidecek yer yokmuş diye kafanızı vurmayın. bi de mesela izmirden kars'a direk sefer olmayabilir. (yok yani) öyle bir şey düşünürseniz gittiğiniz yerde yeni treni bazen 24 saat beklemeniz gerekebilir. tabi gezersiniz o başka.
tur kartı: www.tcdd.gov.tr
harita: etcdd.tcdd.gov.tr

www.tren-saatleri.com

yataklı vagon çok zevkli. ancak 3 kişi olursanız olmaz tabi. ama 2 sevgili için çok keyifli. kesinlikle uzun yol öneririm. pc de alın. müzik, yemek bira (dolap var) vakit çok çabuk geçiyor. yemekli vagonda da yiyebilirsiniz. çok uçuk değil fiyatlar (kebap + rakı içerseniz dışarıda ödeyeceğiniz rakamın yarısı)

www.raytur.com.tr

marmarayı bilmem ama selçuk üni. de gazete ilanı isteniyor sadece

benim ev arkadaşım marmaradaydı. öğrenci işlerine gerekli evrakları verdikten sonra 1.5yıl bekledi kimliğin gelmesini. hangi evraklar onu öğrenci işleri söyler ama marmaranın hızı o.

neler yapman gerekir bilmiyorum ama kimlikler toplu basıldığı için sene başında alırsın en iyi ihtimal.

öğrenci işlerine gidip sorman gerekiyor.
sana boş bir kimliğin fotokopisini verecekler, sen de onu dolduracaksın, foto ypıştıracaksın ve fakülte sekreterine imzalatıp mühürleteceksin..
okul hayatın boyunca onu kullanacaksın muhtemelen.. yenisini vermeyecekler.

Arkadaşlara ek: Öğrenci işlerinden, kimliğinizi kaybetmiş olduğunuzu ve onların öğrencisi olduğunuzu yazan bir kağıt isteyin. Vermezlerse yanınızda güncel bir öğrenci belgesi bulundurun her zaman.

arkadaşım kaybetmişti sıkıntı bi süreçti gazeteye ilan olayı var evet ve hemen zart diye vermiyolarmış.öğrenci işlerine sormak lazım

gazeteye ilan verip götürüyorsun öğrenci işlerine. onlar sana idareten kağıttan bi kimlik veriyorlar. yeni kimlikler (eğer her sene değişiyorsa sizde, bizim fakültede değişmiyor) çıkınca yenisini alırsın.

bizim okulda gazete ilanı ve para istiyolar.

adidas in fln o tutma yeri süngerli olan cinsleri var, onlara bakabilirsin. ender spor a falan bakabilirsn kettler mi ne onun var oyle kesmicek cinsten degisik dambıllar mevcut.

demir bar ve bara bağlanan ağırlıkları tavsiye ederim. ağırlığı azaltabilir ya da artırabilrisiniz.

ykm'de çok hoşları var.

gene plastik alıp, adamakıllı, parmaksız deri eldivenle kullanmak daha mantıklı..
ben hep, terleyince kirlenir ve çirkin görünür o süngerler diye düşünmüşümdür.

voit in neopren kaplama olanlarını öneririm.

voit neopren +1

haremden; kadıköy servisine binin okulun önünden geçer..
ya da üsküdardan 12 veya 12a numaralı otobüslere (kadıköy otobüsleri) binin ve şoföre haydarpaşa lisesine gideceğiz deyin, şoför sizi okulun kapısında bırakır.
okulun durağı, son durak olan kadıköyden 1 veya 2 durak öncesi..
okul aynı zamanda gata'nın karşısında.

Yalnız bu lise Haydarpaşa Anadolu Lisesi mi Haydarpaşa Meslek Lisesi mi bu da önemli. Arakadaşın anlattığı lise Haydarpaşa Meslek Lisesi. Haydarpaşa Anadolu Lisesi ise Koşuyolu'nda ve Üsküdar'dan 11T ile gidebilirsiniz.

Haydarpaşa Lisesi'nin de jure'nin verdiği adresle alakası yok. Capitol'ün arka tarafında, eski Marmara Üni. Hastanesi'nin orada. En yakın ulaşım aracı da metrobüs galiba, Altunizade Durağı olsa gerek.

eğer herhangi bir adli sicil kaydınız yoksa vekalete falan gerek yok herkes alabilir.

herkes alamıyor, geçen gün benim yerime babam almaya gitti, illaki beni istiyorlarmış. mecburen gittik.

konsolosluğun olmadığı bir yerdeyseniz abinize nasıl vekalet vereceksiniz?
adli sicildeki memur; konsolos veya noter tasdiki isteyecektir muhtemelen.
bu durumda abinizin adli sicile gidip memura yalvarması gerekiyor, alamazsa da, başka bir adli sicile gidip ordaki memura yalvarması gerek. bulana kadar böyle devam etmeli...

valla özel bir vekalet olayi degil bu ya, gideceksin notere yazdiracaksin, su kisi benim yerime adli sicil kaydi alabilir falan filan diye. zaten noter onu adli dile uydurup yazar. ben abime vermistim vekaletimi, benim yerime almisti adli-sicil kaydimi.

@neyseneiste, yok abi senin dedigin gibi degil olay, kimse kimsenin yerine vekaletsiz kayit falan alamaz.

@keseci, valla gayet de alıyoruz.
önceden vekaletimle gidiyodum almak için ama hiç sorduklarını görmedim sicilde. sadece sabıkası varsa göster diyolar. mesleğin içinde olani biriyim ayrıca.
belki de ben çok şanslıyım bilemedim...

yau arkadaslar canlar dostlar, yok mu su isi halledebilecek bir yigit ya da ahu. saolsun bir arkadas mesaj gondermis eger o halledebilirse ne guzel. yok olmazsa. yardlm eden elleri operim.

sanırım metroda görmüştüm hazır karışım ama incelememiştim, yanlış bilgi de olabilir.

evde ekmek yapmanın en büyük güzelliği katkısız doğal hammadde kullanabilmek bence, ben olsam bilakis her şeyi mümkün mertebe işlenmemişinden alırdım.

www.sokeun.com.tr

her markette var bunlar. bu da en iyi markalardan biridir. (un olarak iyidir söke un. bu karışımları denemedim ama kötü olacağını sanmam. söke undan kötü malzeme çıkmaz :)

markette görmüştüm bu unlardan.. kim alır ki lan bunları demiştim, ekmek makinen varsa gider alırsın her malzemeden, katkısız olanından... kendi zevkine göre yaparsın diye düşünmüştüm.. bu adamlar yakında batar demiştim.
ama alanlar da varmış..

Bunların tamamının karışım olması doğru değil.Tuz ile maya uzun süre etkileşirse maya ölür.bence çok dert etme. bir süre sonra ezberleniyor ve hemen sırayla konuyor düğmeye basılıyor.

gecen sene dr. kubilay vardı ama bu sene hiç rastlamadım tvde.

NTV spor da bazen istatisklere dayalı tahmin yapıyolar güzel bence takip etmeye çalışıyorum..

bay tahmin takip ediyordum bu yil yoklar ama :(((

çağdaş sevinç iyidir.bahisanaliz.com da yazıyor...

fiyatını yazsan belki daha kolay satarsın.

fiyatı 60 lira kilosu.

@lorenzen
müdür naptın sen ya :)) iyi kalitesinin kilosunu 30 liradan alıyoruz :)) üstelik ayağımıza gelmiş halde, gözümüzle görerek. bu fiyata perakende bile satamazsın bu şekilde. kolay gelsin

sattım bile :)

kilosu 60 liradan alacak adam bulduysan satmışsındır :)) neyse hayırlı olsun hehe

soru açık değil...
üniversite mezunu musun?

Evet.

network 70-80.. indirim zamanı değilse yaklaşık 2 katı
ds damat 40-50.. indirim zamanı değilse yaklaşık 2 katı

sarar da 2 adet 59 tl
genelde sarardan alırım.

karaca. 60-80 arası değişiyordu sanırım. en sevdiğim gömleklerim hep karaca'dandır.

"dufy" dostum. kesinlikle memnun kalısrısn. indirim zamanı 40a kadar düşüyor. 120ye kadar da gömlek gördüm ama o kadar para verilmez...

ben de dufy'nin çok şık ve üste oturan gömlekleri olduğunu duydum.. gömlek giymem giysem dufy giyerdim:)

levent serez

duffy nin iyi gömlekleri 40 a inmez.önceki ay cevahirden 160 olanlar 130 a inmişti 2 tane aldım. 260 liraya hiç acımadım. git bi mağzada bak. ne demek ıstedıgımı anlarsın. bu arada süper ütü tutuyor.

duffy +1. bambaşka bunlar.

network..gerisini boşver yalan..bende ince yapılı birisiyim. direkt indirimden al 60-70 TL.

@birine bakıp çıkacağım : dostum geçen hafta dufy gömleği 40 liraya aldım fişini imageshack layabilirim. kamuoyunu yanlış tahminlerimizle yanıltmasak daha iyi olur sanırım.

Milan'ın şansı yok. Handikaplı tottım diyorum; milan şansını arttırmak için yüklenecek fakat kauntır ataktan gol yiyecek.

diğerleri iyi görünüyor, benfika alır umarım; ama beraberlik de olabilir.

2. kupon bence güzel olmuş, 1. kupon, i/m biraz şans işi ben dün barça maçına 0/1 oynadım, 45+ da yattı kupon :), 3 kuponda güzel, bol şans umarım kazanırsın ;)

2. kupona diğer kuponlara yatıracağın parayı da yatır. 10 lira yatır 60tl paran garanti olsun :)

bence şalke alır bu maçı, bırakmaz valenciaya.. manuel neuer tek başına yeter.

Valencia parçalar

parçalayamadı, şalke aldı.. çok para yatırmamışsındır umarım.

2 tl yatırmıştım önemli değil asıl maçlar bugün;)

adi farkli yoksa yine faiz var. yanlis bilmiyorsam kar payi veya orani diyorlar (komik isin asli).

gidip konusun icinizi rahatlatmak istiyorsaniz.

faiz yerine şirketten hisse alıp ortak gibi birşey olmuş oluyorsun da zart da zurt da..

evet kar payı diyorlar; şirkete ortak olmuş olunduğunu ben de duydum...

ama bu da faiz değil mi mantıken, aslında ortak olma falan yok? işin adını değiştirip dini yoldan sömürü yapabilmenin bir yolu (mu?)

kredi içinse eminevim gibi oluşumlardan bahsediliyor olabilir. organizasyon ücreti adı altında toplu bir para alıyorlar. kredi çekmekten çok daha karlı olduğunu duymuştum alanlardan. ekşi de yazılanlarla sınırlı değil ayrıca seçenekleri. tabi ev, oto kredisi bunlar.

faiz değil vade farkı alıyorlar..

faizin tam olarak ne oldugunu ve nasıl oluştugunu araştırırsan sen de göreceksin ki; bu kusulusların aldıkları da faizdir. ayrıca rica edip bi sözleşme örneği incelersen(ben de var, yaptıkları sözleşmelerin diğer bankaların yaptıgı sözleşmelerden hiçbir farkının olmadığını da görürsün. Hatta görüştüğüm bir müşteri temsilcisi aslında kendilerinin yaptıgı işin de faiz oldugunu kabul etmişti, ama fetva aldıklarını da belirtmişti. Yani tam olarak söyle dedi adam; "evet aslında bizim verdiğimiz de faizli ama falanca hoca fetva verdi, sorumluluk onun" falan filan.

leasing yapma imkanın varsa eger o faize girmeyebilir ama.

şikayetçi veya savcını de temyize gitmiş miydi? yoksa sadece siz mi temyiz ettiniz kararı?

yenecek jelatinden bahsediyor efem. kırtasiyede olmaz. pastanelere bi sorabilirsiniz belki satarlar. gıda toptancılarında vardır diycem ama onlarda da koliyle vardır, ev kullanımı için sanmıyorum. ama yine de pastane fikir verebilir belki.

aktarlarda bulunur.

dükkanlarda bulmak zor, sahibinden-gittigidiyor gibi sitelerde var.

gıda toptancılarında ve tatlı malzmesi satanlarda bulunur. hangi şehirdesiniz?

www.yemeksepeti.com
www.ciceksepeti.com
www.sahibinden.com
www.gittigidiyor.com
www.hepsiburada.com
www.sehirfirsati.com
www.markafoni.com
www.trendyol.com
www.donanimhaber.com
...
...
...

Her siteden para kazanılabilir hocam. :)

ya komedici mi gırgırcı mı ne öyle salak bir site vardı. aslında salak değildi, baya hit alıyordu. onun sahibi bizim lisedeki 9. sınıfa giden bir çocuktu. her ay iyi para kaldırıyordu. en son siteyi sattı birine, yalan olmasın ama 18 bin tl gibi bir şey kaldı aklımda. bu 5-6 sene öncenin parası.
yani site işinde para var. baya var hem de.

internette girdiğin dizi sitelerinden, şuanda bulunduğun ekşi duyuru'ya kadar her site para kazanıyor.

internet işlerinden düzenli bir gelirim var.illa sitelerin ünlü olması gerekmiyor.

illegal istersen hotfile, fileserve vb. sitelerden de para kazanılabiliyor.

internetteki kişisel siteleri saymazsak nerdeyse tamamı para kazanıyor. adult siteler, flash oyun siteleri, dizi siteleri, yemek tarifi siteleri, spor siteleri...vs. az kazananı var çok kazananı var ama hepsi kazanıyor yani. yoksa kimse babasının hayrına server masrafı yapmaz.

torrent siteleri de kazanıyor.

slavez bile kazanıyor dediğine göre düşün artık

bankada değil kapalıçarşıda yap o işi.

kur.doviz.com

sekerbank dovizde en iyisi -kuvyet turk altin :))

hpnin çok ısındığını ekşideki bir kaç entry dışında hiç bir yerde duymadım ben. onlarca tanıdığım var hp kullanan ve adamlar masada değil, kucakta, yatakta, otobğste vs. kullanıyorlar, hiçbiri şikayetçi değil bilgisayarından.

interneti yeterince gezmiyosun demek ki ya da laptoplar pek ilgi alanın değil belki de jure :)
ekşi, donanımhaber, tom's hardware ve daha bi sürü sitede düzenli olarak hp laptop ve ısı şikayeti görürsün :) hatta hp laptopı eve soba niyetien alıyorum geyikleri bile dönmüştür pek çok muhabbet altında pek çok yerde ve fuarda :)

hp soba gibi.pavilion serisi feaketti.sonra ne yaptılar bilmiyorum ama su saatten sonra daha da almam hp.
(bkz: daha gelmem davos'a )

Zaytung'a da konu olmuştu bi ara...

-> HP, laptop üretiminden elde ettiği bilgi birikimiyle fırın üretimine gireceğini açıkladı...

internette okuduğun her şeye inanma.

de jure internette okuduğum her şeye inanmıyorum da sen bi cümleden böyle büyük bi çıkarım yapabiliyosan zaten tavsiye verecek bi insan değilsindir :)

her şeyi geçtim kendim de kullandım ve eminim ki senden daha çok hp kullanıcısı tanıyorumdur. benim ilgi alanım aynı zamanda yeri geldiğinde para kazandığım bi alan. komik olma lütfen.

3-4 derste bunların hepsini öğretmeleri imkansız...
ismini zaten kendi kendine öğrenecektir.
otur-yat öğretilebilir, aten golden siz öğremeseniz de anlar, elinizle gösterdiğinizde. ama beklemeyi 3-4 saatte kimse öğretemez. köpeğe bekle dersin oturur, en fazla 5-6 saniye bekler o şekilde.
yalnız kalmaya da alışamaz o kadar sürede, mutlaka canı sıkılır hayvanın, yalnız kaldığında havlamaz, etrafı dağıtmaz belki, ama bu yalnız kalmaya alıştığı anlamına gelmez. biz sıkılmasın diye edindik ekşiduyuru vasıtasıyla, ikisi takılıyor ben evde yokken (köpek 14 aylık golden)
saldırganlık vs. olayını goldenlarda hiç görmedim ben.
merdiven inip-çıkma eğitimi ne yahu, ben öyle bir eğitim vermedim, kendi kendine inip çıkıyor zaten hayvan.

Bizimki de zaten merdiven çıkabiliyor. Evde yalnız başına kaldığında kendi kendine oyun oynuyor ya da yatıyor. Bizimki golden kırması olduğundandır belki, birazcık saldırganlık olabiliyor ama onu da yatıştırmaya çalışıyoruz.

Diyeceğim o ki, bizim için önemli olan tek şey komutlar. Otur'u öğrendi sayılır. Bekle, gel, dur gibi komutları öğrenmesini istiyoruz. Geçen günlerde Astro'yu dolaştırırken 1 yaşında bir rottweiler ile karşılaştık. Otur-yat-öl-abiyi sev gibi çeşitli komutların hepsini anında uyguluyordu. Biraz imrendik açıkçası.

Acaba biz mi biraz acele ediyoruz? Tek korkum, çeşitli yerlerde yazana göre bu eğitimlerin sadece 6 aylık olana kadar verilebiliyor olması. Öğrendi öğrendi, öğrenemedi bir daha öğrenemeyecek çıkarımını yaptım ben. Yanlış mı düşünüyorum acaba?

ben köpeği aldığımda zaten 6 aylıktı... ve eski sahibi bakamadığı için bana verdi, gezdiremiyormuş, ilgilenemiyormuş vs.
geldiğinde hiç eğitimi yoktu, adı limondu, ve sadece adını biliyordu.
biz önce ismini değiştirip kewell yaptık (kedimizin ismi de baros) 1 haftada yeni ismine alıştı.
şimdi otur-yat-gel-git-getir komutlarını anlıyor. ama bekleyi öğretemedim..
bazen otur deyince yatıyor ya da yat deyince oturuyor, karıştırmaması için otur veya yat derken elimle gösteriyorum yapması gerekeni. yat dediğimde yeri gösteriyorum mesela.
ilk geldiğinde sokağa çıkmak eziyetti, sürekli koşturuyordu, ama şimdi akıllandı, tasmayı çözsem bile yanımda yürüyor.. bunun için özel bişey yapmadım, her gün gezdirdim, beni dinlemediğinde tasmasından sertçe bir kez çekerek dikkatini çektim.
daha önce hiç köpek beslememiştim evde, her şeyi uzman tvden ve ekşiden öğrendim.

mama konusu çok önemli; marketlerde satılan mamalardan almayın, iştahla yiyor ama çok zararlı. biz chapi kullanıyorduk, göğsünde ve kuyruk sokumunda sürekli yara vardı, hep kaşınıyordu oralar, oda alışmıştı biz de ordaki yaralara.. bir kere proplan deneyeyim dedim ve 4-5 günde tüm yaralar iyileşti, köpeğin tüyleri bile daha parlak oldu.
market mamalarının kilosu 6 liraya geliyor, proplansa açık alırsanız, 10 lira bizim burdaki petshopta. dandik mamadan 100 gram vereceğinize proplan veya muadili bir mamadan 600 gram verin, aynı fiyata gelir ve çok daha faydalı olur.
bir de haftada en az 2-3 kere meyve verin. (elma ve portakalı çok seviyorlar, soyup-dilimleyip verin)
biz tavuk verdiğimizde göğsünde ve kuyruk sokumunda yukarda bahsettiğim yaralar çıkıyor, onun için tavuk vermiyorum, arada sırada kasaptan kemik (dana veya kuzu...tavuk değil) alıp içine buğday-bulgur-mercimek vs. katıp kaynatıyorum.. her gün kuru mama vermiyorum, 10-15 günde bir kemik suyundan yaptığım şeyi yediriyorum.

Benim bildiğim itaat eğitimi 6 aylığa kadar değil, 6 aylıktan sonra veriliyor ki bu sebepten ötürü ben de köpeğimi 6 aylık olduğunda götürmüştüm eğitime.

Ben eğitim için Tarkan Özvardar a götürdüm. Orada kaldı. Dayak vs. gibi konulardan çekiniyorsanız eğer gidip yerinde kendisiyle görüşebilirsiniz, görebilirsiniz. Oradaki köpeklerin eğitmenlere karşı tepkilerine bakın. Badem 1 yaşına girmek üzere arada bir idiyoruz Tarkan abinin oraya hayvan beni unutup eğitmenleriyle oynaşıyor.

Temel itaat, ileri itaat hepsini birden su kadar sürede veririz diyenlere itimat etmeyin lütfen. Böyle bir şey yok. Ayrıca ACC ( Ankara Canin College - Tarkan Özvardar - ) Ne zaman isterseniz gidip köpeği görebiliyorsunuz.

temel eğitim için bir hafta fena değil aslında ama gerçekten ufakmış.
ben kendi köpeğim için polislere K9 eğiten bir kişi ile görüşmüştüm. evinize geliyor ve sizinle birlikte çalışıyor, yani size köpeği eğitmeyi öğretiyor. biraz tuzlu bir fiyat çektiği için vazgeçtim ama paranız varsa deneyebilirsiniz. eğitmenin ismini anımsayamıyorum ama çankaya vet kliniği size yardımcı olacaktır.

Öncelikle cevap veren herkese teşekkürler arkadaşlar. İçime biraz da olsa su serpildi.

@de jure: Komutları öğretmeye çalışıyoruz halen, umarım başarılı olabiliriz. Mama olarak market maması hiç kullanmadık. Hill's ile başladık, Profine ile devam ettik. Şimdi Orijen siparişi verdik, onu bekliyoruz. Arada yoğurt veriyoruz biz de, bayılıyor. Hatta sokakta ilk önceleri tasmayla yanımızdan yürümesini sağlamak için bir kasede yoğurtla aklını başından alıyorduk Astro'nun. Öyle öyle tasmayla yürümeyi öğrendi. Önden giderek bizi çekince biz de tasmasından çekerek yanımızdan yürümesini sağlıyoruz.

Veterinerimiz tavuk da verebilirsiniz dedi ama zaten yavru köpek mamalarının çoğunda tavuk olduğu için belki de az miktarda et verebiliriz diye düşündük, köfte olarak.

@aredhelrim: Valla 6 aylıkken başlıyor diyorsanız çok iyi, o zaman demektir ki iyi bile öğrenmiş şimdiye kadar bizim sıpa. :) Dayak konusu değil asıl derdimiz; yani tabii ki dayak mevzuu olmasını istemeyiz ancak bizden uzak kalmasını istemiyoruz. Bir de ne kadar güvenirsek güvenelim, daha önce hiç tanımadığımız birilerinin yanında kalacak ve biz Astro'yu bir veterinerden daha 20 günlükken alıp ölümden döndürdük, veterinerlere bile güvenimiz yok yani. Yine de belki kalmadan eğitilebilmesinin yolları vardır. Siz ne kadar ücret ödüyorsunuz diye sorsam?

@kediebesi: En başta bizim istediğimiz eve gelsin, yanımızda eğitsin idi zaten ama biz de fiyatı düşünüyoruz işte. Ne kadar istediler sizden?

yukardaki cevapları okumadım, mükerrer olabilir, kusura bakmayın.

3 aylık yaş, eğitim için çok erken bir yaş. köpeğin en az 6 aylık olması gerekiyor. az buçuk bebeklikten çıkmış olması lazım.

temel itaat eğitimini onlar verse de bir süre sonra eğitime siz de katılıyorsunuz ve bir süre hergün komut çalıştırıyorsunuz, çalışıyorsunuz. bunu yapmazsanız unutuyor köpek.

ben bir çiftliğe göndermiştim eğitime, 2 hafta kadar kaldı ve çok zayıfladı. eleştirince de yok efendim koşmuş, yağlarını atmışmış vs.. köpeğini göndermiş insanlardan öneri almanız çok doğru bir karar. ben de köpeğini göndermiş birinden bulmuştum yeri ama... neyse güvendiğiniz veterinerler varsa onlara da sorabilirsiniz. veterinerin güvenilir olması önemli, kimisi gönderdiği köpek başına komisyon alabiliyor ya da karşılıklı paslaşmalar vs..

eğitim aldırmak önemli, özellikle nasıl davranacağından emin değilseniz tepenize çıkmaya çok müsaitler :) bu durumlar için de şöyle bir söz var: o sizin değil, siz onun köpeği olursunuz. bunlar insanı ele geçirmeye, çaktırmadan ya da direkt sözünü geçirmeye o kadar meyilli ki ' ayyy kıyamam' derken, bir bakmışsınız hanfendinin, beyfendinin sözünden, kaprisinden dışarı çıkamıyorsunuz :)

bu arada Tamer Dodurga'nın köpek psikolojisi üzerine yazdıklarını da okuyabilirsiniz.

not: köpeğim hasta biraz bu aralar, gaza gelip uzatmışım lafı. neyse yavru köpekle hayat zor ama keyiflidir, size iyi eğlenceler :)

mesaj attım. bi de bol bol caeser millan izleyin.

aynı şeyi ben de hissediyorum abi. kızmıyorum; ama bir hayal kırıklığı oluyor. hele ki vakitsizlikten falan favorilere ekleyip gittiklerim sonra gelince bulamadıklarım koyuyor.

bir de daha beteri var: geçen bir duyuruya upuzun bir cevap yazdım, yazdığım en uzun cevaptı bugüne kadarki. duyuru da açılalı daha 30 dk falan olmuştu ve ben gönderdiğimde silindiğini fark ettim. boşuna yazmışım o kadarı amk.

Artık pek tahammül yok gibi. Sözlük'te şikayet artınca önemli gelişmeler olmuş.

en üstteki sabit duyurudan (git: 223579):

- duyuru silme ve kullanıcı uçurma kriterlerimizdeki esneklik kalkacak. bir nevi gaddarlaşacağız.

esneklik iyiydi bence, daha randımanlı modere edilse daha anlamlı olurdu bence.

ha ben moderasyon açısından konuşmuşum sadece, evet bir de kendi duyurularını silenlerde var, özene bezene cevap yazdığım güzelim duyurular silinmiş. kınıyorum sizi!

@ermanen hitabım Romalı yurttaşlara. Duyuruları silen moderatörlere değil.

Düzelttim yazdığımı. Sordukları sorulara cevap aldıktan sonra silen insanlara :(

@sen git ben geliyorum ayrıca seninle aynı dertten muzdaripim. benim de başıma geldi uzun cevap yazıp da duyurunun silindiğini görmek :(

ekşi sözlük kesintileri ile ilgili olmazsa silmiyorum kendi adıma da; gerçek anlamda sorun ki bu, yanıtlarını takibe aldığım sorular oluyor, sonra bakıyorum soru da yok yanıtlar da başka girilmişse o arada onlar da okunamadan gidiyor elbet.

duyurularını silen bir romalı olarak açıklayayım efendim:

şimdi öncelikle beni tanıyan insanlar burda sorduğum soruları görürlerse bunun ben olduğumu anlarlar, bu olsun istemiyorum. bunun da çeşitli sebepleri var ama üşendim şimdi anlatmaya.

bi de bazı sorularımı/duyurularımı çok saçma ve yararsız bulup kalabalık etmesin diye siliyorum.

özür dilerim sizden bütün bunlar için. romalı kaprisi :/

geçen hafta bi herif müzik grupları sormuş, son zamanlarda dinlediklerimiz, beğendiklerimiz vs.
"silme bu duyuruyu, favorilerime ekledim, dönüp bakacağım, silersen çok fena söverim" dedim dedim herife...
lavuk buna rağmen silmiş.
ben de bazen siliyorum, özel duyurularımı ama bokunu çıkaranlar da var.

kişisel olmayan soruların silinmesine ben de acayip kıl oluyorum.

@de jure:
senin dediğin duyuru buydu sanırım: (git: 225554)
senin yazdığın cevabı hatırladım. adam açtığı duyuruyu silmemiş. Sanırım birisi ispiyonlamış senin cevabını ve silinmiş. Ondan çıkmamıştır "cevap verdiklerim" bölümünde.

özellikle favorilere eklediklerim silinince çok küfrediyorum ben de. ley ley'in dediği gibi bir durum varsa, gerek yok o kadar paranoyaya. obama'nın çocuğu olsam, beyaz saray'daki her şeyi ifşa etsem bir duyuru'mda gene silmem:\

belki bazılarınız duyuru'nun server'larını düşünüp siliyordur. onu da yapmayın. maksimum birkaç kb kimseye zarar vermez.

şunu her sefer söylediğim gibi tekrar söylüyorum. compumaster ve fader dikkate alsın. çok zor olmasa gerek.

duyuruyu açarken, aynen "internet kullanıcıları görebilsin" tiki gibi bir tik daha olsun. "duyuruyu silebilirim" tiki. bu tiki işaretlemeyen adam duyurusunu kesinlikle ve kesinlikle kendisi silemesin. ya da ne bileyim, gönderdikten sonra 1 dakika içinde silebilsin de sonra siksen silemesin yani. ya da altına cevap verilmişse mümkünatı yok silemesin. anca sakıncalıysa falan moderasyon silsin. "duyuruyu silebilirim" tikini işaretleyenin bu tercihini biz de görebilelim "bu kullanıcı duyurusunu silebilir" diye yazsın. altına uzun cevap yazarken, favorilerken falan görelim ona göre cevap yazalım.

emeğimize yazık. biri de vergi konusunda bir şey sormuştu. üşenmedim upuzun makale yazdım adama. gönder diyince baktım silinmiş duyuru.

bulursan bana da mesaj atar mısın ben de sipariş vereceğim

2 gün önce bir eleman vardı abisi gelecekti, hatta duyuruya yazmıştı...
ara diycem ama burda aradığını bulmak imkansız amk.

amerikadaniste.com diye bir site var
(bilmiyor olabileceğinizi düşünerek naçizane yazayım dedim)

Amerikadan iste com u biliorum da cok paaliya gelio orasi

mail atabiliyor mu bilmiyorum ama google analytics var.

statcounter.com

googleanalytics olmaz, başka bir siteydi.. süper ayrıntılar vardı, saat kaçta nerden bağlandı vs. gibi
tamamdır ufukcell statcounter işimi görür.

istanbulda karaköydeki uyduculardan arkadaşım 110 liraya almıştı geçen ay, yerini bilmiyorum ama karaköye gidip 3-4 dükkan gezerseniz bulursunuz.
bir de; 160 lira adaptöre baylmaktansa, 50-60 liraya access point alsanız olmaz mı?
hem ilerde bilgisayarın wifisi falan bozulduğunda da işe yarar belki (ben şom ağızlıyımdır, 3-5 güne kalmaz wifiniz bozulur)

işte access point işe yarar mı onu bilmiyorum.

yarar. kullanıyorum. sıfır problem.

bi sorun yok ek$i duyurudan bunu yazabilirsin. ek$i market e de koyabilirsn.

gittigidiyor sahibinden gibi ilan sitelerinde bildiğim kadarıyla tütüm ve tütün mamüllerinin satışı yasak. Fakat ilan listelesi yapan ekşi duyuru gibi yerlerde bunları satışa çıkarabilirsin.

çatır çatır satılır burda 2 3 günde...yana yana arıyordu millet bir zamanlar:)

kaça satıyosun bir kartonu?

adliyeye uğramadan staj yapmak istiyorsan beyoğlu adliyesi iyidir. haftada veya 15 günde bir gidip imza atarsın. yok ben duruşmalara girmek istiyorum, öğreneceğim dersen de beyoğlu iyidir, duruşmaya girmek istediğinde kimse seni kolundan tutup dışarı atmaz.

teşekkür ederim, sultanahmet için de öyle dediler ama beyoğlu da öyleyse daha yakın daha iyi olur, sağolun.

edit: klasik hatayı yapmışım sanırım, beyoğlu adliyesi halıcıoğlunda imiş :)

saçma sapan arayışlara girme. staj için mahkeme aramak diye bir şey yoktur. en azından yoktu. baro ve adliyedeki ilgili birim sizin hangi tarihlerde hangi mahkeme(ler) de ne kadar staj yapacağınızı belirler. sizde ona göre devam edersiniz. bazı mahkeme veya kalemler bu işi ciddiye alıp sıkı tutarlar ve sizi her gün çağırırlar. bazıları da sizi oralarda fazlalık olarak görüp sadece imza at yeter derler.
amaaaaa;
bana göre onlar istemese de sen her gün gitmeye çalış . kendini ezdirmeden her işi yapmaya çalış. bu işin mutfağıdır kalemler özellikle. yarın bir gün avukatlığa da başlayacaksın ve bir çok işi kendin yapmak zorunda kalacaksın. o yüzden hiç gitmemek gibi bir alternatif düşünme bile. muhakkak sana artı bir değer olarak geri dönecektir. dosyaları dizmek bile sana bir şey öğretir. git yani.

ben de sizin gibi düşünüyorum ve mümkün olduğunca da gideceğim zaten ancak, bir yandan da avukat yanında çalışma durumum olduğu için böyle bir arayış içerisine girdim. şu anda kocaman bir sıfır olduğumun farkındayım ve öğrenmem gereken çok şey var, tek istediğim ikisini bir arada yürütebilmek.

@ground: staj yapılacak bölgeyi (sultanahmet-kadıöy-beyoglu-uskudar gibi) stajyer seçiyor istanbulda, sonra da sizin dediğiniz gibi, ilgili birimler stajyeri yönlendiriyor, 15 gün aile mahk, 15 gün iş mahkemesi vs. gibi bir düzenleme yapıyorlar.

sultanahmet adliyesinde de devam zorunluluğu yoktur, ama sultanahmeti seçerseniz ticaret mahkemesi stajı için levente, idare mahkemesi için de yenibosnaya gitmeniz gerekir. beyoğlunda böyle bir sorun yok.
kadıköy ve üsküdar mahkemeleri ikametgah ister, o bölgede değilseniz yaptırmazlar orda staj, üsküdar adliyesinde genelde devam zorunluluğu vardır.
malesef staj konusunda bir standardımız yok, her adliyenin usulü farklı, hatta bu durumda şikayetçi olan baroların da usulleri farklı, birisi staj sonunda tez isterken, diğeri istemeyebiliyor.
ground doğru söylemiş, angarya olarak gördüğün pek çok işi ilerde yapmak (ya da stajyerine yaptırmak) zorunda kalacaksın, onun için o angarya işleri de öğrenmem gerek, git adliye stajına, bir şeyler öğren. ama bence her gün gitmene gerek yok, haftada 1,5 gün yeterli. diğer günler de avukatının yanında çalışırsın.
not: yanında çalışacağın avukatı seçerken acele etme, ilk görüştüğün adamla çalışmaya başlama.. iyi düşün. cumartesi çalışma, banka icrası vs. bir iş yapacaksan çok para iste. ama sana gerçekten birşeyler öğretebilecek bir avukat bulmuşsan, icra dairelerinde koşturmayacaksan da paraya pek önem verme, az para alsan da olur.

öğrenmek istediğim her şeyi öğrendim sanırım, çok teşekkürler tekrar tekrar..

bilgisayarı açık bırakırsan aimp'te alarm var,
kapatırsan anakartın desteklemesi gerekiyor. az anakartta var sanırım.

önce bir playlist hazırlanır.
sonra zamanlanmış görevlere gelinip, saat belirlenir, her gün seçeneği seçilir. görev olarak da hazırlanan playlist seçilir.
bilgisayar kapatılmaz, hazırda beklet konumuna alınır (bu durumda dizüstü bilgisayarın şarjı asla bitmez, masa üstü bilgisayardan da fan sesi gelmez, bilgisayar aynı kapalı gibi davranır)
belirlenen saat geldiğinde bilgisayar kendiliğinden açılıp, seçilen playlist winampda çalmaya başlayacaktır.
not:3 sene önce bu yöntemi kullanıyordum, eksik veya yanlış söylemiş olabilirim.. sorun çıkarsa biraz kurcalayarak halledebilirsiniz.

daha önce birçok arkadaşım sordu ve benim bilgisayarımda biostan uyandırma özelliği yokmuş ki diyerek geri dönen olmadı, biosta wake up time diye geçiyor galiba. hatta kötü okul bilgisayarlarında bile rastladım. çünkü okul zili programı kurmuştum.

Karar tartışmasız doğru. Hatta geç kalmış bir karar, öncesinde ki bir korner pozisyonunda Ferrari Lugano'yu sardı sarmaladı kucakladı yere attı,hakem devam dedi.O da penaltı olmalıydı, ama nedense ligimizde hakemler korner pozisyonlarını bütün maçlarda atlıyorlar çok acayip.

oyun dışı bir hareket olsaydı, mesela ikisi birlikte orda yürürken ferrari yumruk, kafa filan atmış olsaydı, kırmızı kart olurdu ve oyun hava atışıyla başlardı. ama orada lugano defansa koşmaya hareketlenecekken dirsek yiyor, oyun içi bir hareket.

(bkz: 15 haziran 2008 türkiye çek cumhuriyeti maçı) istisnai bir durum fakat, bu macta oyun durduktan sonra sanirim Volkan Koller'e birseyler yapip kirmizi kart gormustu ama penalti olmamisti. buradaki pozisyonla alakasi yok tabi.

oyun devam ettiği sürece, top nerede olursa olsun ceza sahası içinde faul yapılmışsa penaltı olur.
itiraz edenlere gelince; adamlar kuralları bilmiyor doğru dürüst, hangi futbolcu açıp kuralları okuyor sence? ya da kulüpler futbolculara kurallar hakkında seminer falan veriyor mu?

cüneyt çakır'ın yorumuna bağlı.
topsuz alanda faul olur ve cezası serbest vuruştur. ceza sahası içinde penaltı olur.

eğer cüneyt çakır lugano'nun faülüne kızıp dirsek atan ferrari yorumu yapsaydı, kırmızı kart ancak beşiktaş lehine faul verirdi o anda top zaten beşiktaş'ta olduğu için avantaja bırakır akabinde dönüp ferrari'ye kırmızı kartı gösterirdi.
hakem pozisyonda lugano'nun yaptığı bir faul görmedi veya hükmetmedi, hareketin topsuz alanda ferrari tarafından yapılan bir faul olduğuna hükmedip penaltı ve kırmızı kartı verdi.

zaten lugano faul yaptı mı yapmadı mı konusu günden beri tartışılan konulardan biri.

hareketten 1-2 saniye önce top cezasahası dışına çıkmıştı. başka deyişle: ferrari hareketi yapmasaydı lugano'nun gol şansı kesinlikle sıfırdı, zira topun onunla alakası hiç kalmamıştı. sonuç: bence penaltı hatalıydı, faül topsuz alanda oldu.

not: fenerliyim. keşke ilk sarılma hareketinde penaltı verseydi bunun yerine.

chemistry

şu an oyun yuklu olmadığı için kesin bir şey diyemiyorum.
ama orda tech tree diye bişey var, ona tıkla, orda hangi upgrade ne işe yarıyor görebilirsin..
bütün muhtemel upgradeleri yapmış olmana rağmen kule yapamıyorsan da, ırkın özelliğidir, bazı ırklarda topçu kulesi yok.

oncelıkle ırkınızda topcukulesı tech tree de acık olmalı , bunun yanı sıra ımperıal age de unıversıtede chemistry gelıstırmenız lazım. balıstık de gerceklestırırsenız daha ısabetlı atıslar gelır dıye aklımda kalmıs.

DSP-MHP-ANAP koalisyonunun son döneminde Kemal Derviş'in düzenlediği ekonomi politikalarından AKP döneminde de zerre sapılmadığı düşündülüğünde mantıklıdır bu sonuçların çıkması. Yani Başbakanımızın dediğinin aksine eski hükümetin pisliklerinin temizlenmesi yerine eski hükümet döneminde üretilmiş bir ekonomi politikasının kaymağı yeniliyor.

akp donemınde anlasılmadı ki imf ile, beklenti vardı da olmadı.

ben sana en uzun yolu söyliycem.
bilgi edinme yasası var. o yasayla ilgili maliya bakanlığına bir dilekçe ve ya mail attığında cevabını illa alırsın.

büyük resme bakmak lazım (yabancıların tabiri, hiç de sevmem) yurtiçine borç ne oldu vs...

imf ile anlaşılmadı ama kısa yoldan imf nin istediği yapıldı, kurumlarımız özelleştirildi yabancılara satıldı istersen hiç borcun olmasın, kendi kaynaklarını kullanamaz hale geldikten sonra bir manası yok. insanlar böyle kandırılıyor.

dışarıya borcumuz kalmıyor çünkü parsel parsel vatanı satıyoruz !.

google da türkiye' nin toplam dış borcu diye aratın. sadece imf ye olan borçları değil.

doğru olabilir zira daha itiraz eden çıkmadı bu imf ye olan borç konusunda.
ama ki :
ekonomide şöyle bir konu vardır;
borç gerektiğinde iyidir.
hatta enflasyon bile yeri geldiğinde iyidir.

neyse adam durum bu demiş ama sadece bir detay bu, bir de diğer detaylara bakalım:
dış ticaret açığı rekor kırıyor.
ithalat ihracattan kat be kat fazla
yani ülkenden para çıkarken ülkene para girmiyor.
cari açık o biçim
yani bir yılda senin yaptığın harcamalar gelirinden çok fazla.

milli gelir gibi bazı ekonomik göstergeleri şişirmek için
olmadık şeyleri hesaba katıyorlar.
tefe üfe nin hesaplanmasında kullanılan mal demetleri falan.

borç azalınca bir rahatlama olmaz mı ya
sen rahatladın mı
senin veya ülkenin refahı arttımı
bu güzel ekonomik gidişatın piyasaya ne kadar etkisi olmuş.
lafa değil çevremize bakarsak anlarız.
bazı şeyleri güzelmiş gibi gösterme çabasındalar.

ülke hiç rahatlamadı diyene dsp-mhp-anap hükümeti lazım amk. tam 10 sene önceki 20 şubat 2001'deki gazete manşetlerini bi okuyun lan. hatırlamıyosanız ananıza babanıza bi sorun, bi gecede ne hale gelmiş ülke diye. şimdi kalkmış ülkede kriz var demiyolar mı çıldıracam. 2 bin liralık telefon ülkede yok satıyo, hergün trafiğe binlerce yeni araç çıkıyo (petrolün bu fiyatlarına rağmen), binlerce yeni konut inşa ediliyo vs vs... para yoksa bunlar ne amk. tamam dinci diye bok atın, yobaz diye bok atın da yalan söylemeyin bari. hepinizin elinin altında son model bilgisayar, internet ama sanki yiyecek ekmek bulamıyo gibi ağlıyosunuz.

eskiler bişey derdi, aklıma onu getiren site..

at yalanı ... inananı.

ayrıca bir de şu var

in long run we are all debt/dead.

ha bir de şu var;

evet ülkede belli bir gelişme olmuştur bu inkar edilemez ancaak asıl önemli olan bunun nasıl olduğudur;

burada 70 yıllık cumhuriyetin birikimlerinin bir bir satılması, bunun yanında tek parti hükümetinin getirddiği bir istikar ile globalleşmenin doğal bileşkesidir bu sonuçlar ama ortaya çıkıp ben yaptım derse birileri...işte o zaman; at yalanı durumu ortaya çıkar...

önce salt yorum yapayım, sonra da cevabı vereceğim.
çevremde (ben de dahil) son 10 yılda kimsenin borcu azalmadı, aksine arttı.
devletin borcunun azalıp artması zerre umrumda değil..
bunun dışında; borcun azalması tek kriter olmamalı ekonomonin değerlendirilmesinde, yukarıda yazdığınıza göre 5,5 milyar dolar borç var.. ben şimdi iktidara gelsem sonra da 2 boğaz köprüsünü satıp, glen parayla da borcun tamamını ödesem türkiyenin borcunu ödeyen efsane başbakan mı olurum sizce, heykelimi dikerler mi?
kontrol etmenize gerek yok, imfye olan borç azaldı.

laa layn amk
şimdi cevaba gelelim
ülke mal varlığı yani mirası satmayı bi halt sandılar.
ülkeye nereden kazanıldığı belli olmayan milyar dolarlık kara para girmesine
-ne güzel dediler,
düşünün o para uyuşturucu parasımı fuhuş parasımı belli değil,
kul hakkı haram para falan oralara girmeyin bizim aklınız o kadar çalışmaz
o işe ulema karar verir.
babamın ticari minibüsümüz var:
on yıl önce kazandığımız parayı kazanıyoruz meğer 90 lar altın çağmış.
ya şimdi ne durumda karı ve fiyatı giderek azalıyor.
bir minibüsten kaç kişi ekmek yiyor: minumum 3
o 3 kişinin ailesini hesaba kat bak kaç kişiyi etkiliyor.
hepsinin oğlu zengin oldu
benim anlamadığım sen ne kadar ne ölçüde maddi olarak geliştin.
çevremde herkes gerilerken
kimse halinden memnun olmazken.
partizanlık yapmanın lüzumu yok.
ünide hocaların bir çoğu cemaat olmasına rağmen hepsi akp nin ekonomi politikasını çok feci eleştiriyordu.
bu kemal dervişin programı bitince bakalım ne yapacaklar diye soruyorlardı.

adnan menderes de ülkeyi çoştururken
ülkenin bütün döviz rezervinin taaaa ... koymuştur.
dış borcu hoplatıp zıplatmıştır.

10 tonluk su deposu yaptır, hiçbir dış etkiden etkilenmesin. özel bir yerde yap. zamanı gelince litresi çok liraya satılabilir de.

kitap önereyim mi? www.idefix.com şu kitabın "yarın" kısmındaki makalelerde, senin sorunla ilgili teorileri var Asimov'un. =)

teknoloji ilerliyor, her boka çözüm buluyoruz... bu saatten sonra hiçbir şey olmaz insanlığa rahat ol.

bireysel emeğin bir değeri kalmayacak, kullandığımız ürünler gittikçe kompleks hale gelip on binlerce insanın emeği ile ortaya çıkacak, girişimcilik ölecek, kölelik gibi bir durum. Bu kadar büyük projelerin yürümesi için yönetim şekilleri değişecek psikoloji biliminde devrimler yaşanacak.

simülasyonun sonu olur mu? :) sonsuz tabi ki de. yakın zamanı soruyorsan şöyle bir fikrim var. bi kere yüzyıllardır gen aktarımı ve kalkınma için bulduğumuz en güzel yol savaşmak. bu durumda değişiklik olabilir. daha baskıcı ama daha az savaşlı toplumlar vs. bi de dönem dönem bütünleşme ve parçalanma şeklinde giden bir düzen var. kabarcıklar gibi birleşiyoruz, ab gibi filan, veya osmanlı gibi imparatorluklarda, sonra da pıtır pıtır diye tekrar bölünüyoruz. yine böyle sürebilir.

doğum hızı hızla düşüyor bir çok ülkede bu da demekki dünya nüfusu artacak ama yaşlı nüfusu daha da hızlı artacak, yani koşullar çok kötüleşirse o ortama ayak uyduramayan ne kadar yaşlı varsa ölecek demek, daha doğrusu bu yaşlı kısmı biz oluyoruz:) takma kafana o kadar..

teknolojik tekillik diye bir olay var onumuzdeki 50 sene icerisinde gerceklesmesi bekleniyor. iste o zaman makinalar bizim yerimize hayal edecekler.
en.wikipedia.org

bir de biyerlerde "sanal gerceklik insanligin son buyuk kesfi olacak" yaziyordu. matrix'e dogru gidiyoruz...

yapması en kolay börek milföy hamuruyla yapılanlar. milföy hamuru al içine sosis koyup köşelerinden katla ( zaten kare hamur üçgen hale getir.) üzerine yumurta sarısı yada yoğurt sürüp 180 derece fırında 20 dakika yada iyice kabarıp kızarıncaya kadar pişir. içine koyacağın malzeme sana kalmış ben sosis dedim kavrulmuş kıyma, kuşbaşı doğranmış hafif kavrulup içersine konserve bezelye ve haşlanmış patates eklenmiş bir harçta kullanabilirsin sana kalmış.

benim yapmasınıda yemesinide sevdiğim bir börek var görece daha zor.yufka, haşlanmış tavuk,beşamel sos ve galeta unu ile yapılıyor. tavuğu haşlayıp didikliyorsun. bir tavada bir buçuk kaşık margarinle kavurduğun iki kaşık una azar azar kıvamını buluncaya kadar eklediğin sütten müteşekkil beşamel( bunu tutturması zor işte) sosa tavukları ekleyip biraz karabiberle kavuruyorsun. iki kat yufkayı 5e 15 parçalara bölüp hazırladığın sosla sarıyorsun. yumurta sarısına batırıp galeta ununa buluyor, yine 180 derecede pişiriyorsun. çok lezzetli bir börek özellikle tavsiye ederim.

daha dün yaptım çok güzel oldu..
marketten yufka al, yarım kilo 3-4 kişi için yeterli, yarım kilodan 3 tane yufka çıkıyor.
yufkaları 2ye bölüyorsun.
yoğurt-yumurta-beyazpeynir'i çırpacaksın önce peynirleri iyice ezeceksin. ve bu karışımı yarım yufkanın tam ortasına bir şerit şeklinde dökeceksin. bu karışımın tam üstüne de gene şerit şeklinde, önceden yıkayıp doğradığın ıspanakları dökeceksin, sonra da yufkayı dürüm haline getireceksin.
sonra da tabanını yağladığın tepsiye koyacaksın bu dürümüü. düz bir şekilde koyma dürümü, kıvır falan, yuvarlak hale getir. o zaman gül böreğine benzer. sonra da bu böreğin üzerine az yağ ve yumurtadan oluşan karıçımı sür, üstüne de biraz beyaz peynir veya rendelenmiş kaşar koy.
200 derecede 5-6 dk ısınmış fırına koy ve böreğin rengi sarımsı-kırmızımsı bir renk alınca çıkar fırından. 10 dakika falan sürüyor o rengi alması.

benim yaptığım börekler büyük olmuştu, eğer sen güzel görünsün istiyorsan, yufkayı 2ye değil, 3e veya 4e bölerek yap.
verdiğin linktekiler, yufka fazla kuru olmasın diye suya sokmuş olabilir, ama ıspanak zaten sulu olduğu için suya sokmaya gerek yok. en azından ben sokmadan yaptım, çok da güzel oldu.

mr fusion güzel tarifler teşekkürler.
de jure teşekkür ederim. Sizin tarifi yapmaya başladım. Hadi bakalım. :)

hazır yufkalı börekte muhteşem ve kolay bir katlama şekli öğrendim daha yeni.

1. 3 tane yufkayı aralarına zamazingo koyarak üstüste diziyoruz. en üste de ana malzemeyi koyuyoruz.

2. yufkanın yuvarlak olan çıkıntılı kısımlarını içe katlayarak bir kare elde ediyoruz. yani yufkanın sağ kenarındaki yarım ayımsı çıkın tıyı tutup içe kıvırıyoruz. sol kenar yarım ay çıkıntıyı içe kıvırıyoruz. üstünü ve altını da içe doğru kompile alınca elimizde bir kare oluşmuş oluyor.

3. karenin bir köşesini alıp ortaya getiriyoruz. bu işlemi tüm köşeler için yapıyoruz. dört köşenin ucu ortada birleşiyor.

boyundan asmalı cüzdanlar vardır ondan alıp kıyafetlerin en alt katmanında saklamak ya da benzeri yöntemler denemek en güvenlisi olur pasaport ile birlikte tabi. çanta cüzdan ve cep oldukça risklidir. Ya da içinize giydiğiniz kıyafete bir küçük cep dikip onada bir fermuar takıp şeetirebilirsniz.

tişört içi cep. hostelde falan özellikle

Kıyafet altına giyilebilen, bel çantası gibi kemerli fakat incecik çantalar var.

Bence de kiyafetinizin icine cep dikin. Ipli cantalar boyundan uyurken cekilebilir belki. Pantolonunuzun icine cep dikemez misiniz? Kullanisli olmayabilir ama guvenli olur.

tl hesabınız da olsa bankada dursun paranız. yurtdışında bütün avrupa ülkelerindeki bankamatiklerden paranızı euro olarak çekebilirsiniz..

düşünmeden tüm paramı euro yaptım. atmlerden avrupada çekmek ile burdan çevirip gitmek arasında bir fark yok mu yani?

Orada herhangi bir bankamatiğe tl hesabınız bulunan atıyorum akbank kartınızı taktınız. 50 euro çekmek istediniz. Bankamatik size günkü tl/euro kuruna göre paranızı çeviriyor ve euro olarak alıyorsunuz paranızı, ama türkiye'de ki banka üzerine 2-3 tl komisyon koyuyor her para çekmek istediğinzde.

atm'den çekmenizi önermem, çok komisyon alıyorlar.

boyundan asmalı çantalara falan gerek yok bence. bugüne dek hiç kullanmadım, eksikliğini hissetmedim. erkekseniz cüzdanı pantolonun ön cebinde taşıyın olsun bitsin. gece de kilitli bir dolaba ya da yastık kılıfının içine koyun.

yahu koy cüzdanına paranı git a.k. amma tırsak adamlarsınız.

aman cüzdanına koyup gitme. onlar ne dediklerini bilmiyorlar. bel kuşağı gibi cüzdanlar oluyor onlardan alabilirsin ama bir kaç parça halinde farklı yerlerde tutman paranı en önemlisi.

paris'te cüzdanım çalınmıştı. ya 500 euro para onun içeriside olsaydı.. giden sadece 100 euro ve 50 lira olmuştu..

hayatinda üzerinde bir kac bin tl den fazla para tasimamis hödüklerin lafina aldanmadan, boyun askili canta, mebla ve ebat büyükse, giysiici icin tasarlanmis olan para gözleri bulunan para cantalari kullanilabilir.

İlle de yanınızda para taşımak zorunda değilsiniz.Paranızın bir kısmı ile seyahat çeki alıp, yurtdışında da onu kullanabilirsiniz.

ben hiç belirlenmedim şu ana kadar.

120 lira cezası varmış diye duymuştum, ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum.

Ceza var ama bu cezayı alınca sabıka kaydına felan işleniyor mu? Bilgili arkadaşlar söylerse sevinirim.

5326 sayılı kabahatler kanununa göre; 100 lira idari para cezası var, bir de kumardan kazandığın paraya el koyulacaktır.
bir de idari para cezaları sabıka kaydına işlemez.

Nasıl belirlerler bunu?Takip mekanizması nedir?

sıcak su dokerek cozulur. purmuz mu ne denıor orda, onla ısıtılarak da olur.

purmuz ? sıcak su değil de soğuk su eritebilecek kimyasal maddeler var mııdr acaba ?

nereden dondugunu biliyorsaniz tek yol sicak suyu (surekli kaynar su dokerseniz boruya zarar verirsiniz) dokmek. araliksiz dokuldugunde cozulur bir sure sonra.
ayrica o anda tum musluklarin kapali olmasina ozen gosterin. bu islemi birkac kez tekrarladiktan sonra musluklari acip deneyin su geliyor mu diye.

ayrica bu gibi durumlarla karsilasmamak icin acikta ve ruzgar alabilecek yerleri poset veya baska bir seyle olabildigince yalitkan sekilde kaplayin.

donan yer yolun ortasında bir yerse orada ateş yakın.

pet sisede su kaynatmadınız mı hıc ? purmuzun nesi garip geldi ?

nasıl çözülür bilmem de,donmaması için çeşme bir miktar açık bırakılır,sürekli ip kalınlığında akar.
Çözmeyi başarırsanız aklınızda bulunsun.

kars gibi yerde sıcak su dökerek buzu eritmek zor olur, pürmüz kullanın. ama dikkatli olun, boruya zarar vermemeye çalışın, alevi hep aynı yere tutmayın, gezdirin...

torpil bulursan öyle bir alırlar ki..

ayrıca call center için diyorsan konuşmana falan bakarlar öyle ne mezunuymuş bu diye bakmazlar.

türk telekom dediğin yer de bir şirket sonuçta, eleman ihtiyacı oldukça birilerini mutlaka işe alacaktır.
türk telekom web sayfasına girdikten sonra insan kaynakları bölümüne gir ve cvni oluştur, beğenirlerse ve ihtiyaçları da varsa arayacaklardır muhtemelen.

Ben şahsen telekom'a çok fazla gidip geliyorum iş için. Teknik elemanların çoğu sigorta nedir bilmez çok net yüzde 80 mülakatla alıyorlar yalandan bir sınavdan sonra. Ama 2 yıllık mezunu mu oluyo teknik lise mi bilmiyorum. Teknik kısım böyleyse muhtemelen diğer kısımlarda aşağı yukarı benzerdir.

sunabiliyor

çeşitli indirim imkanları sunarlar
hatta aralık ayında yıllık kotalarını doldurmaları gerektiği için epeyce indirim yaparlar...

satışda tanıdığınız varsa da belirli oranda indirim alırsınız, bunun yanısıra dönem dönem kampanyalar ve iktisadiaklıneleştirisinin de dediği gibi kota doldurmak için de indirim sunarlar.

Ayrıca zaten adam ülkeye giriş fiyatının iki katına satıyor,bi zahmet indirim yapsın yani.

bir de şu var, otomobil firması bayilere zorla araç satar, mesela wolsvagen touran, bayi bu arabayı istemez kolay kolay, bana passat ver golf ver der, ama 10 tane passat almak istiyorsan, bir tane de touran almak zorudndasın derler adama, bu adam da bu arabayı mecburen alır ve satamaz, satamayınca da uygun fiyattan verir genelde sene sonunda. aynısı hyundai ix35 vs. için de geçerlidir. 50 tane accent bir şekilde satılır şirketlere, taksicilere falan ama 80.000 TL lik hyundai ix35i satmak kolay değil. adamlar mecburen fiyatları düşürecekler satmak için.

psikologa gotur.

1000$+kdv karşılığında yaparım ben bu işi, büyü bozarım, şaman ayini de yaparım.. koku, ot, mot.. kurşun dökme cin çıkarma vs. hepsini hallederim.
negatiflik megatiflik kalmaz.

enerji vardır yada yoktur, negatifi olamaz...

Yapabileceğiniz en iyi şey evi bir güzel havalandırmak. Temizliği de ihmal etmeyin. Gerisi boş işler, kafanıza göre takılabilirsiniz (Parayla yaptıracaksanız de jure'yi çağırın, maksat para elin şarlatanına gitmesin).

Cevap tam olsun: Normal bir insan için, commander64'ün dediği doğru, boş işlerle uğraşmayın. Bilimle uğraşanlar için, negatif enerji tanımlanabilir ama dediğim gibi, bu negatiflik sizin söylediğiniz anlamda "negatif enerji"yle ilgili değil.

bunların cidden bilimi var, belli bitki sularını gezdirebiliyorsunuz evde. ancak en güzel yontem bana sorarsanız placebo effect denemek. oda arkadasınızı evden cikarin, güzel bir senaryo yazın sunu sunu yaptık biz bence süper oldu diye, kısacası kandırın. zira sorun %90 psikolojiktir, sanmıyorum cinler basmış olsun evi.

üzerlik yaktılar. baharatçılarda olur. genelde doğuda yaygındır. ocakta aliminyum folyo üzerine koyup yakın. odaları dolaştırın.

evi kose bucak temizleyin, esyalarin yerlerini degistirin. guzel kokan bir demet cicek alin. aydinlatmayi artirin. karanlikta oturmasin. belki ise yarar.

son siparişim 8 gün sonra elime ulaşmıştı.

normal.

hepsiburada için normal. farklı birşey bekleme. alışveriş yapmıyorum artık hepsiburada'dan.

birde bunu deneyin
dl.google.com

www.google.com

eksik kurulmuş olabilir mi?

Tamamen kaldırıp tekrar kurmayı bi dener misin?

Belk google earth için eklenti falan kurulmuştur onunla ilgili herşeyi kaldır tekrar kur.

ha daha da olmazsa www.google.com

bu linke göz atmanı öneririm.

yazanların hepsini denedim olmadı, regediti falan da kurcaladım ama bir işe yaramıyor...
bahcivanın verdiği ik linkten kurmaya çalıştığımda da "hata 1327geçersiz sürücü: G:\" diye bir hata verdi.

sürücü harfleriyle ilgi bir değişiklik söz konusu mu?yani c ve d mi?
bu arada sende yanıldın bagcivan ;)

isim değişikliği falan yok hocam.. yerel disk c ve yerel disk d var

support.microsoft.com

www.google.com

tamamdir bagcivan, eline sağlık...

görüntüyü aldıktan sonra kaydederken isim yazdığn pencerenin sağ alt köşesinde "klasörlere gözat" diye bir düğme var. ona tıkla.

eğer bu dediğim yerde "klasötleri göster" yazıyor ise, yukarda hangi klasör olduğunu gösteriyorsa, ve yine bulamıyorsan, bilmiyorum.

görüntüyü aldıktan sonra kaydederken isim yazabileceğim bir pencere çıkmıyor zaten, sorun da burda...
isim yazabilsem, dosyanın yerini bilmesem bile aratırım windowsta, o da bulur. klasörleri göster falan da yok..
resmi aldıktan sonra kaydet veya farklı kaydet deiğimde herhangi bir atraksiyon olmuyor bilgisayarda..

kaydetmiyor. ekran alıntısı aracıyla bir yer seçerseniz ayrı bir pencerede açıyor. dosya menüsünden kaydet demezseniz kaydetmiyor.

hocam işte o ayrı penceredeki dosya menüsünde kaydet veya farklı kaydet dediğimde hiçbir şey olmuyor, farklı kaydetmiyor.. kaydete bastığımda da nereye ve ne adla kaydettiğini bilmiyorum, hatta kaydedip kaydetmediğinden bile emin değilim.
neyse, ben kendi çapımda bir çözüm buldum, ayrı penceredeki resmi kopyala diyorum ve painte yapıştırıyorum, paintten de farklı kaydet diyorum, uğraştırıyor ama şimdilik işime de yarıyor.

(bkz: body works)

gelmek isteyen var mı la? 3 kızı da idare edemem. ama gelecek adamlar ingilizce bilsin ve istanbuluda iyi bilsin.

kızlar litvanyalı bu arada

ohoooo 3 kız var ve sen birini yatağa atacan oyle mi? zor o iş..
diğer ikisini ekmeniz gerenk.
yol+yemek verirsen gelirim.

hocam kızkulesine falan götür, sonra besiktas-ortaköy yürüt mutlaka görsün oraları güzel yerler.

direk threesome

@mrfusion 3 kız demiş, 1 de kendisi=40 yapar. aman 4 yapar. foursome yapın.

ya benim eski sevdicek 2f + 1m erasmusla (fr, 2usa) böle bişey yapmıştı, ortaköy, sonra vapurla bir gezi, beşiktaşta sahilde bir bira falan
yemeği annesi yapmıştı otantik olsun diye ben çalıştığımdan çok müdahil olmamış beşiktaştabiraya katılmıştım:)

haaa şimdi hatırladım dolmuşa binmişler çon enteresean gelmiş caddebostanı sevmişler ortaköye famous picture mosque gibi bişey diyolardı,

velhasılı sahilde dolandır sever onlar.

onlara kucuk suprizler yap

3e3 yapmazsan işin zor. 3e3ü ayarladıktan sonra istanbul seyran olur derler.

ben gelirim hacı, nerde buluşuyosunuz?

hastane ya da ondan bir sonraki durak, emin olamadım şimdi... istanbula yerleşeli 7 sene oldu

aman metro çok sapa bi yerde kalıyor dediğiniz yere. metro ile batıkente gelin. batıkent durağının orada 297 numaralı otobüs geçiyor. ona biniyorsunuz. binerken gimat bp nin orada ineceğim diyin. orada indikten sonra 5-10 dk yürüme mesafesinde gideceğiniz yer.

metroyla gidecem dersen macunkoy duraginda ineceksin. Aselsanin orda indirir seni bi 15 dakka kadar yurursun

hattın sana ait olması lazım.. kimliğinle vodafone bayine gidiyorsun, sana bir sim kart veriliyor. 1 hafta içinde eski sim kartın çalışmaz oluyor, eski sim kartın çalışmaz olunca, vodafonedan verilen kartı takıyorsun.

para falan ödüyor muyuz?

yok hayır para ödenmiyor. sadece kimlikle gitmen yeterli

evden eve nakliyat firmaları var onları ara uygun fiyata taşırlar.

mesaj geliyor ayrica. hattinizin tasima islemi 3 gun icinde gerceklesecektir gibisinden. sonra 3 gun geciyor, gece yarisi hattin tasinmis oluyor.

sözleşme kimlik ve numara. hattı ordan aldıysan ilk defa geçmek için 30 gün bekliceksin

tarih konusunda emin misin? doğu kar kış altında. batı desen bugün biraz güneş gördük istanbul' da ama buz gibi hava.

evet mayıs'a doğru gitsen daha bir güzel olurdu oralar.

evet farkındayım şu anda çok soğuktur oralar ancak bir daha elime böyle bir şans geçeceğini sanmıyorum, o yüzden maalesefki kararlıyım pazartesi günü yola çıkmaya.

alabiliyorsan yanına bir gps falan al. bir dijital ses çalıcı (mp3 player demeyi sevmiyorum) ve uzun vadede okuyabileceğin bir kitap al. tren yolculukları kitap okumadan geçmiyor çünkü.

mümkünse kat kat giyinebileceğin elbiseler hatta içlik yada kilotluçorap tadında birşeyler (ciddiyim!), kara kışa dayanıklı iyi bir bot, eldiven-atkı-bere..unutma bunları.

yedek telefon bataryası al yanına. şarjım bitti derdin olmasın. ayrıca yanlız mı çıkıyorsun yolculuğa?

aynısını biz de yapmıştık 4 sene önce, gayet eğlenceli olur, madem gaza geldin bir kere, yap gitsin geri dönme sakın.
mutlaka tren tur kartı al, o kart sayesinde tüm trenlere (yataklı vagon hariç) binebilirsin.
ben gittiğimde yazdı, o dönemde yurtkurun yurtları boş oluyor ve o yurtlar otel gibi işletiliyor, hem çok ucuz olur hem de doğudaki pek çok otelden daha rahattır.. onlarda şansını dene, eğer boş oda varsa kiralayabilirler. biz 2 arkadaş 8 kişilik odada tek başımıza kalıyorduk, kızlar da kız yurdunda kalıyordu.
yanına birini daha bulabilirsen çok daha iyi olur.. sözlükten falan araştır, oralarda kalan ve seni misafir edebilecek, gerektiğinde rehberlik edecek birilerini bul. otel çok pahalıya gelecektir. yanında mutlaka silah bulundur, kullanmasan bile kendini güvende hissedersin, en azıdan göz yaşartıcı sprey falan al. bol bol kazağa pek de gerek yok, 2-3 tane alsan yeter de artar bile, ama kazağın altına giyilebilecek şeyler al, yün içlik falan çok terletir, en iyisi uzun kollu tshirtlerden almak, hem ucuzdur da onlar, collezione-leke jeans falan git al en adisi-ucuzundan, ne de olsa içine giyeceksin.
sırt çantasını karrimor falan alma, git ucuzundan bir şeyler al, dağa tırmanmayacaksın sonuçta.. ben tonla para verip pahalı bir şey almıştım, hala yanarım o verdiğim paraya..

@ykyt evet yalnız çıkmayı düşünüyorum ama bende gelirim diyen varsa benim içinde fena olmaz:).

şu ana kadar erzincan hariç bütün şehirlerdeki üniversitelerin konuk evlerinde kalmayı planladım (evet iki dakikada ancak bu kadar:)), fiyat olarak ortalam 30-35 tl, bana iyi gibi geldi bu fiyatlar, bilmiyorum tecrübeli arkadaşlar neder tabi.

gıçın donar..
herseferinde "ben neden buradayım?" dersin..
demedi deme, eziyet etme

@extasy işin aslı bu benim son şansım bundan sonra karşıma böyle bir fırsat çıkmayacak, o yüzden kıçım da donsa, pipim de düşse gitmeye kararlıyım.

erzincana gitmesen de olur...

arkadaşlar her şeyi yazmış zaten.
ama ben artvini kesinlikle gör derim.

istanbulda "decathlon" diye bir mağazadan çok iyi içlikler almıştık. kayakçıların giydikleri türden. hem alt hem üst, mümkünse 2 şer çift edinmekte fayda var. geleneksel beyaz yün içlikler de işini görür ama çok soğuklara karşı her ikisini de giymek zorunda kalacaksın. onların yıkanma/değişme durumları kazağınkinden çok daha kritik olacak.

sakın çok sayıda kazak alma. 2 tane çok kalın kazak yeter. dediğim mağazadan alınan içlikler en alta giyiliyor ve gerçekten işe yarıyor, (12 mi 15 tl mi neydi) onun üstüne uzun kollu bir fanila, (de facto dan almıştım, bayağı iyi) bu iki katın üzerine tercihen boğazlı yün ve dar bir boğazlı kazak, en üste de kalın kazak.
yani, içlik, uzun kollu atlet, boğazlı kazak, normal kazak ve mont, toplam 5 katta -30 derecede üşümeyecek duruma gelmek mümkün. (kapalı ortamlara girdiğin vakit, mesela trenlerde içerisi sıcak olacak, üstünü değişmen gerekecek (1-2 katı çıkaracaksın). bunu da unutma)

eldiveni alırken paraya kıy, dediğim mağazada montlar ve eldivenler "-10, -15, -20 derece soğuk içindir" gibi ibarelerle satılıyordu. bu konuda unutmaman gereken şey şu, eldivenin içine iç eldiven şart. bayan eldiveni gibi ince ama çook faydalı. soğuk havada cebinden birşey çıkarman gerekecek, ya da foto çeerken çok işine yarayacak. bu aşamada ellerin direk soğuk hava ile temasını engelliyor.

en önemli şey mont olacak, kalın ve rüzgar geçirmeyen birşey olması lazım.

çantanın su geçirmez olması önemli. bir önemli detay daha, bir fermuarda iki adet tutacak zımbırtı (kulp) olması çok çok önemli, ıvır zıvırlar için de bolca cep olsa iyi olur. ne kadar az eşya alırsan o kadar rahat edersin, o yüzden iç çamaşırı ve çorap gibi şeyleri kullanıp atarak ya da gerektiğinde yıkayarak yanına alacağın eşyayı azalt.

en önemli şeylerden biri bot, dediğim mağazada 45 ytl ye süpper ötesi botlar vardı. İSPARK (yanılmıyorsam, Edirne yolundaki) içindeki Decathlon mağazasının muadilini bulsan iyi olur.

oralarda hostel yoktur, yıldızsız ya da tek yıldızlı oteller vardır. direk karsa gitmektense önce erzurumu görüp sonra karsa geçmek, oradan karayolu ile doğu beyazıta devamında da vana ulaşmak, burdan denizyoluyla tatvana varmak ve güneydoğu ekspresine kavuşmak muş palı elazığ güzergahi ile malatya adıyamana oradan da gaziantep şanlıurfa mardin istikametine gidip, dönüşü mardin diyarbakır üzerinden yapmak bir alternatif..

umarım işine yarar, başka sorun olursa mesaj at..

ennn önemli şeyi unutmuşum, dudak nemlendiricisi neutragina olsun, nivea işe yaramaz.

söylendiği üzere decathlon önemli ancak bir istanbul'da değil bu meret:

www.decathlon.com.tr

şu anda kar botları, 36 tl - 45 tl'den başlıyor. işini görebilecek sırt çantaları 54- 225 tl arası. 10 tl'den 60 tl ye kadar çeşit çeşit kullanışlı polarlar var.

yer varsa öğretmenevlerinde de fiyatlar uygundur, yurt filan olmazsa deneyin derim.

doktorun burnunu yok sayarsak,siz de dişlerinizi mükemmel fırçalıyorsanız anlamaz bence...

banyo yapıp gideceğim tabii ki

haftada iki paket sigara o kadar da çok diyil, saçınız başınız kokmuyorsa anlaşılmaz. sigara hemen içildikten sonra kokusu alınabiliyor, ama sigaradan sonra dişleri fırçalayıp bir süre de geçtikten sonra nasıl anlaşılacak anlamadım. ayrıca burnum da iyi koku alır, gayet hassastır.

ya bi arkadaş dişçiler hemen anlıyor dedi de, gerildim ben de biraz.

anlasa ne olacak ki?
doktora ayıp olur düşüncesi varsa kim bilir nasıl kokulu ağızlarla karşılaşıyorlardır. çürük kokusu da ayrı mesele...

gerçekten hiç hoş olmayacak, hele odada annem ve ya babam varsa

doktor anlar... ama anne-baba varken bozuntuya vermez..

haftada iki paketse anlamaz. günde bir olsa yüzde yüz diyeceğim de. yine de doktora kaş göz yapmakta yarar var. bir kaç gün önceden içmeyi bırak. dişlerin arkasınıda iyice fırçala görünen yerler beyaz olsada arkaları sapsarı olabiliyor

uyduruyor olabilirim ama icindeki su buharlasiyordur muhtemelen.

içinde su mu var ki? yani ekmek dediğin cayır cayır yanan fırına girip son haline bürünüyo. tabi bilmediğim bi şeyden dolayı su olabilir de. gülyabani gibi. yoktur ama olabilir de.

içinde su olması lazım :)) neden? çünkü hamur yapmak için una su katılıyor :)

nem kaybediyor çünkü. kuruyor.

bir de söyle bir şey daha vardı, ekmek dısarda durdugunda kurumasına ragmen neden bisküviler dısarda durdugunda yumusarlar?

ufak bi google search'den sonra sonuc

alıntı :

Bununla ilgili yazılmış çok fazla kitap vardır. Ekmekle ilgili en temel cevap undaki nişasta kristallerinin pişme aşamasında su çekip yumuşamasıdır. Bu yumuşayan nişasta retrogradasyon adı verilen bir kaç günlük süre sonrasında tekrar kristalleşir ve bu da ekmeğin sertleşmesini sağlar. Bisküvilerdeki nişasta da bu aşamadan geçer fakat bisküvide var olan şeker bunu tersine çevirir ve havadan nem alarak bisküvinin yumuşamasını sağlar. Kek ise tarifine bağlı olarak hem sertleşir hem yumuşar. Eğer malzemeleri arasında şeker var ise yumuşaması muhtemeldir.

bence sudan değildir, 0 derecede, nemli ortamda (su buharına doymuş ortamda) beklese bile sertleşecektir ekmek, ama 0 derecede su neden buharlaşsın?
edit: agresif koyunun cevabını okumamıştım, gayet mantıklı geldi..

pişse de içinde nem kalıyor. tümü buharlaşmıyor.

@mea
kurduğun neden sonuç ilişkisi beni benden aldı. :)

@de jure
buharlaşma için sıvının kaynamasına gerek yok. yüzeydeki moleküller sürekli eser miktarda buharlaşırlar. bardaktaki suyu bir gün sonra kontrol etmeyi deneyin.

biz mesela o bayatlamış ekmekleri su buharında bekletip yumuşatıp yiyoruz fırından yeni çıkmış gibi oluyor.

taze ekmeği dilimleyip derin dondurucuya koyduğunuzda aradan haftalar bile geçse çözüldüğünde ilk günkü tazeliğinde yiyorsunuz.

ben de bu yaz aynı duruma düştüm, ve düşün düşün ve de üşen arkadaşlarımı anadolu yakasında önemli yerler olmadığına ikna ettim. gerçekten de öyle :(

kadıköy'de güzel mekanlar var. değişik falan. onlara bakabilirsin.

- Kadıköy (Moda dahil)
- Bağdat Caddesi
- Tarih için Üsküdar
- Boğaz kıyısı (Anadoluhisarı, Kanlıca, Çengelköy gibi yerler, Anadolu Kavağı)
- İlgisini çekerse Göztepe'deki Oyuncak Müzesi

biraz da öneri yapayım. öncelikle bir boğaz turuna çıkartabilirsiniz.

gezilecek yerler beylerbeyi sarayı olabilir, kanlıca'da yoğurt yiyebilirsiniz, anadolu kavağı'nda midye veya balık yiyebilirsiniz. onun dışında orjinal olabilecek bir tek moda var.

üsküdar sahilde mimar sinan'ın eseri mihrimah sultan camii çok güzeldir.

anadolu kavağı'na giderken beykoz tepelerinde yuşa tepesi'nde yuşa baba'nın türbesi var. manzarası filan çok güzeldir. orjinal gelebilir belki. yine üsküdar'da aziz mahmud hüdayi türbesi var.

kız kulesini de unutmayalım.

öğlen çamlıcaya çıkıp gezinin, kanlıcada yoğurt yeyin.
akşam hava kararmadan önce kuzguncuğa gelin, sokaklarda biraz turlayın, hava kararınca ismet baba'ya gidip rakı-balık yapın.
görülmeye değer kız kulesi de var, onun dışında üsküdarda pek bir şey yok, bol bol cami var osmanlıdan kalma, onları gezebilirsiniz.

kadıköyde fazıl bey'in türk kahvesi'ne gidin kahve için... caddeye gidin, bildiğiniz güzel bir mekan varsa orda takılın. bahariyede biraz turlayın, barlar sokağına geçin.

eğer bir bağyan gelecekse kız kulesinde romantik bir ortam yapıp bir günü ezebilirsin. ayrıca büyük adada adanın tam tepesinde guzel bir klise ve restoran var, bir günde adaları gezerek ezersin. bir gün sbah kahvaltısına fethi paşa korusuna ve içinde oldukça uygun fiyata brunch yapabilecğin köşke, oradan kanlıcaya öğlen yemeğine yoğurt yemeye derken çengelköy sahiliydi bilmem neydi diyerek gezerek bir günü daha ezebilirsin. ettimi sana 3 gün. sonra yorulursunuz bir gün de evde takılırsınız işte ne bilem.

sen kötü bir şey yaparsın ve başkasının ipsini kullandığın için yakalanmazsın (aslında yakalanma ihtimalin var, yok değil)
başkası kötü bişey yapar ve senin ipni kullandığı için senin başın derde girerse de ben yapmadım, alın bilgisayarımı kayıtlarımı inceleyin, piyasada şöyle böyle programlar var, adamlar onları kullanarak benim ip üzerinden yapmışlar yapacaklarını dersin.
not:tor dediğin şeyi hiç kullanmadım, ilk defa burda duyuyorum adını, sorudan yola çıkarak yazdım bunu.. ünideyken de hep böyle yapardım, 4 yıllık okulu 6 senede bitirdim.

yer neresi? istanbulsa taksime bak seyyarlarda da var ayrıca askeri malzeme satan yerlerde de satarlar tankçı beresi diye ters takarsın sen.

yer istanbul...
tankçı beresinde yıldız yok yalnız, özellikle yıldızlı olması şart tıpkı bir commandante gibi. :)

askeri malzeme satan yerlerden yıldız da alabilirsin. sonra yapıştırırsın bereye

hukukta su var, kanun geriye dogru ısletılemez. cıktıgı gunden ıtıbaren gecerlidir. size etki etmeyecektır. siz mahkemeye basvurunuzu yapın yıne de. paranızı alın bari.

tabi ki bir an önce mahkemeye gitmelisin, ama benim paraya ihtiyacım yok sonra alsam da olur diyorsan acele etme, zamanaşımının dolmasına daha var.
bir de seçim öncesi kıdem tazminatını kaldırmak göt ister.

Zaman aşımı ne zaman doluyor? Ben 10 yıl diye okudum ama?

neden 45 gün süre tanıdınız? istifa ettiğinizde ödeme yapmak zorundalar çünkü.

ama sizin istifanız ve talepleriniz zaten kanundan önceye denk gelmiş. ayrıca o yasa bir-iki ay içinde çıkmaz; büyük ihtimal seçimlerden sonra gündeme gelir, amma manyakmış o şirket.

bence mahkemeye gidin, yasa çıkmayacak da olsa gidin, alacaklarınızı faiziyle tahsil edin.

kot pantalon dediğiniz şeylerin bir kısmı özel olarak rengi ağarsın diye yapılıyor. onlara çare yok.

kot taşlama diye bir iş var biliyorsunuz. kotların rengi solsun ve eski görünüm alsın diye yapılıyor.

tersten yıkıyorsunuz değil mi?

@ozdek + 1 tersten yıkamazsan ebesini tersten görür :)

bu olay sizin için bu kadar sorunsa annem boya veren kumaşların rengi sabitlensin diye şaplı suda tutuyordu. araştırın bunu isterseniz.

Zaten taşlanmamış, ağartılmamış kot bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Bulsak o da kendinden ağarıyor çok kısa sürede. Şu tersini çevirip yıkamayı bir deneyeyim.

tersten yıkasan da pek bişey değişmez, 2 yıkamada ağarıyorken, 3 yıkamada ağarır.
tek çözüm yıkamamak :)