öğle yemekleriniz benden olsun.
1-karaköyde balık ekmek; karaköyde balıkpazarına gidin, pazarın sonundaki balıkçının yanından geçen yolu takip edin, yol bir bahçeye çıkıyor, bahçede masalar var, masalarda milelt balığını yiyor. alkol de var isterseniz.
ya da, kadir has üniversitesinin tam karşısında, teknede balıkekmek satılıyor ordan da yiyebilirsiniz. bu ikisinin dışında bir yerden yemeyin. lezzetli yapan kadir hasın karşısındaki adamdır, bu adam gerçek odun kömüründe yapar, ekmekleri ızgarada ısıtır ve içine domates-soğan koyar, soğanı taze doğranmış ve suludur... eminönü vs.de satan dallamalar domates koymazlar, soğanları da saatler öncesinden doğranmış ve kurumuştur.
2-pizza; ama bildiğin pizzalar gibi değil, gerçek el yapımı, gerçek italyan pizzası (tabi türk motifi var içinde) mekanın adı, la fontana di trevi, istiklaldeki barcelona pastanesinin yanıdaki sokağa giriyorsun, sokağın sonuna kadar yürüyüp sağa dönüyorsun, 20 metre sonra karşında pizzacı.
3-esnaf lokantası; mekanın adı balkan lokantası. gs lisesinin önünden geçen ve istiklali dikine kesen bir cadde var, ingiliz konsolosluğuna çıkar o cadde. şimdi o caddeyi takip et, hsbcyi, denizbankı, avrupa pasajını geç hemen ilerde sağa dönen bir sokak var, sokağın sonu balıkpazarına çıkar. şimdi sen o sokağın sonunu boşver, sokağın başında hemen sağ tarafında bir esnaf lokantası vardır, o lokantaya gir ve yiyebileceğin en güzel sulu yemekleri ye. çorba olarak mutlaka kemik suyuna çorba iç. eğer geç gidersen kalmaz o çorba, o zaman rica et patrondan, haşlamanın suyundan iste, içine limonunu sıkıp çorba niyetine iç.
(lokantada, fötr şapkalı, şemsiyeli 70-80 yaşlarında, istanbul beyefendisi bir müşteri görürsen, av.ismail beyin selamı var de)
tatlı olarak; karaköyde balıktan sonra, karaköy güllüoğluna git,
la fontana di trevide pizza yedikten sonra hemen yanındaki pastaneden çikolata ye, süperdir. pastanenin adı da j'adore, pastane küçüktür, orda yer yoktur. ama pizzacıdaki garsona söylersen sana ordan da çikolata getirirler ve pizzacıda yiyebilirsin. zaten pizza menüsünün yanında çikolatacının da menüsü geliyor.
lokantadan sonra da, o civarda karadenizli bir pideci var, o adamların da sütlacı meşhurdur, orda sütlaç ye. zamana ayak uydurma adına, sütlacı wafflea çevirip içine üstüne muz-bal-kivi- vs koyuyor bu adamlar(adamlar hakkaten dangalak ama sütlaçları çok güzel), sen üstüne ıvır zıvır koymak gibi bi eşşekik yapma, adam gibi sütlaç iste, üstüne de sadece fındık koydur. (sütlacı seçerken, üstü iyice kızarmış-yanmış olanını seç, kanser yapar diye çekinip de yanmamış olanı alma.
bir akşam da sur kebaba gidin, sur kebap için googlemapsten faydalan ve mekanın yerini kabataslak öğren, sonra da tarlabaşından taksiye bin git, ingiliz konsolosluğunun oralardan binersen max. 6-7 lira yazar.
diğer günleri de başkası yazsın, benden bu kadar.
0