üçte birini alıyorsun aşağı yukarı

www.turkishairlines.com

istanbul-izmir-stockholm-los angeles-tacoma 1500 lira çıkıyor :)
jfk-tacoma arası alaska airlines ile 660 lira

Vizenin farklı pasaportta olması sorun değil, pasaportların türü de önemli değil, sorunsuz girersiniz. Ben lacivert pasaportumdaki vizeyi ve yeşil pasaportumu kullanarak defalarca giriş yaptım.

NY'tan Seattle için 180 dolar uygun bence, Amerika içi uçuşlar oldukça pahalı oluyor sanılanın aksine. Yalnız fiyatlara valiz dahil mi dikkat edin, domestic uçuşlarda bazen valiz dahil olmuyor.

maltepe için evet. kasetten değil kendi okuyor birde.

camilere subwoofer bağladılar ondandır

fark etmedim hiç, aynı gibi geldi.

15 temmuz'dan beri son ses bizde. bilemedim şimdi.

normalde sabahları uyanmazdım, birkaç gündür sanki dibimde okunuyormuş gibi yüksek geliyor sesi. küfür ediyorum her gün.

bana bariz yüksek geldi, gittikçe açılmaması için hiçbir sebep yok zaten.

Aynı. Kadıköy.

buyuk ihtimal kamusal alanda icmek de yasaktir yarin. caddebostani dusunursek ama sorun olacagini sanmam

satış yasak içmek değil

satisin yasak olup icmenin olmamasi nasi bir mantik merak ettim :)

22'den sonra da alkol satışı yasak ama içmek serbest gibi. mantığı sen bul.

alakasi yok, evindeki ickinle sahile gidip 22 den sonra icebilirsin. ama yarin kamusal alanda icmek de yasak.

normalde kamusal alanda içki içmek de yasak. ancak belli muhitlerde pek karışmazlar. caddebostan da bunlardan biri. sahilde parkta falan sorun olacağını pek zannetmem.

Dışarıda da içmek yasak. Cezası da 3 aydan altı aya kadar hapis.


3627 sayılı
SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN
KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN (1)

Madde 79 - Oy verme günü her ne suretle olursa olsun, ispirtolu içki satılması, içkili yerlerle umumi mahallerde her çeşit ispirtolu içki satılması, verilmesi, içilmesi yasaktır.

Madde 170 – (Değişik: 10/6/1983 - 2839/60 md.)
Oy verme günü, oy verme müddetince, umuma açık yerlerde ispirtolu içki verenler, satanlar veya içenler veya
herhangi bir suretle açık veya kapalı şişelerde ispirtolu içki satanlar veya alanlar üç aydan altı aya kadar hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.

Çirkin. Kardeşi aslışah da var o da çirkin. Ama ikisi de zengin olduğu için güzel olarak anılıyorlar.

asdfasdfsadf sen niye bu kadar kıskançsın ya?
güzel değil

evet ben de öyle düşünüyorum ve de neden "sosyetik" olarak anıldıklarını da anlayamıyorum. ailesi zengin olsa da aman aman zengin değil taşra şartlarına göre zengin ama en zengin ilk 100'de yoklar bile.bir şişirme var.

@cekilmis gayfe kıskançlık yoktur bende güzele güzel derim. adriana lima, angelina jolie, tuba büyüküstün güzeldir mesela hep söylerim.

senden güzel.

ışığı olan aydınlık yüzlü bir kadın. güzelliği dillere destan denecek biri değil. ama yoo çirkin de değil.

6/10 taş çatlasa.

Çirkin değil ama çok güzel de değil.
Orta halli.

10 üzerinden 4.
Kardeşine de 5 veririm.

eğer ki şahsım linç edilmeyecekse bende oyumu "çirkin"den yana kullanıyorum. yani ne bileyim çirkin değildir de benim aman ne hoş hatunmuş diyeceğim ablalardan değil.

sen kim için "kedi canını senin"dersin derseniz (bkz: ayça eren) derim.

gönül kimi severse o 10 puandır.

6/10 sokakta bundan kat be kat güzel kızlar var.

sokağı bırak duyuruda bile elli katı var

cirkin bence. Neler var bu kadına gelene kadar

6/10 net

İlla chrome olmasi gerekmiyosa opera browserin icinde bedava ve sinirsiz hizli vpn var, tavsiye ederim

ben de opera tavsiye ederim çok iyi gerçekten

betternet var chrome için ama güvenilir değil deniyor. ben de chrome fanıydım ama bırakıp operaya geçtim çok daha hızlı chrome'dan.

touch vpn kullanıyorum. aşırı yavaş değil en azından.

okulda birkac kere gordum, fena hatun degil.

Şu an öyle bir de yaprak dökümü sırasında ki haline bak hayata küsersin. Hepsi estetik güzeli.

bence beren saat çok daha güzel hele bihter halleri tam bir efsane. bilemiyorum beren'in, tuba büyüküstün'ün yanında çok sıradan kalmıyor mu ?

alaman ekmeği yemiş belli. güzel yani aşırısını maşırısını bilmem. sen sorunca açıp baktım ilk kez görüyorum avradı.
bu arada beren saat aşırı yeteneksiz ve güzel değil. bu kadının oyunculuğunu bilmem.

@gözü açık işte estetikli hali de bana güzel gelmiyo. bi kere gözler çok çekikleşmiş kedi kadına evrilmiş gibi. bir de kaba bir vücudu var yani yanakları poğaça gibi şişik, yani küçük zarif bir suratı da yok.

güzellik çok göreceli. bence angelina jolie, megan fox ya da kate winslet hiç mi hiç güzel değiller. hatta kız arkadaşım dalga geçer benle bundan dolayı, elizabeth mitchell güzel bir kadın.

nasıl ya, beren saat'in bihter hali efsanedir, yapma bebek gibi suratı kadnın. o narin ufak yüzü, o renkli gözler, aurası da var beren'in ama fahriye itici geliyo hiçbi dizisi de tutulmuyo zaten

Sokaktaki kız standardına göre güzel ama aktris standardına göre eh.

Hiç bir çekiciliği yok.

@bugünkü antrenman işte demek istediğim tam da bu yani :) sokakta güzel dersin ama tv ve ekran dünyasında ne güzeller varken onun pompalanması devamlı bi garip geliyo. tuba büyüküstün, beren saat gibi kadınlar varken..

hatta faziletin kızları diye dandik bir dizi var ordaki kız bile çok çok güzel

@gayfe bundan kolay ne var.

(bkz: beren saat)
(bkz: tuba büyüküstün)
(bkz: afra saraçoğlu)
(bkz: gülcan arslan)
(bkz: nurgül yeşilçay)
(bkz: merve boluğur)
(bkz: elçin sangu)
(bkz: sanem çelik)
(bkz: başak köklükaya)
(bkz: deniz çakır)

Türk dizi sektoruyle alakam olmadigi icin pek Türk ünlü bilen biri değilim, mesela ayni diziden kıyas yaptığınız kizi bilmiyorum ya da diziyi de bilmiyorum ama fahriye evcenin tipini biliyorum yani, bana göre bugünkü antrenmanda goz dolduran futbolcu +1 zaten aktrisse sokakts gordugun standarttan guzeldir yani bunun tartışmasını yapmiyoruz ama dizi standartında eh yani. Turkiyeden guzel bulduklarim serenay sarikaya, kiralik asktaki başrol aklima su an gelenler ama bi iki beğendiğim adini bilmedigim falan kesin vardir.

Çekememezlik bence :D fahriye evcen saydığın isimlerin çoğundan güzel kalanıyla da eşittir. Hele tuba büyüküstün en son zarifeyken güzeldi ben de onu hiç beğenmiyorum.

@ekaterina çekememezliğim olsa beren saat'i çekemem :) hiç alakası yok. hele tuba büyüküstün'ün o müthiş güzelliği: www.google.com.tr kadında oyunculukyok ama efsane güzelliği sayesinde tüm dizileri tutuyor. fahriye'nin aman aman güzel olmadığı aslında dizilerinin tutmayışından bile belli. başrol olduğu diziler yayından kaldırıldı hep.

Katılıyorum. Tvdeki çoğu güzel denilen kişi güzel değil, çoğu da torpil kontenjanından güzel diye şişiriliyor. mesela oha çok güzel denilen kızlardan biri de 309 adlı dizideki kız.

çok güzel kadın,ben beğeniyorum.
yaprak dökümü zamanında bizim okulda çekim yaparlarken denk gelmiştim,baya su gibiydi.

şu üstteki listeden de beren saat ve nurgül yeşilçay güzel gelir bana,diğerleri gerçekten standart.
deniz çakır ,fahriye'den güzel diyen çarpılır yalnız onu diyim :D

@gotic aynen ya çene kemikleri çok korkunç o kızın evlerden ırak :S

@demonic deniz çakır'ın gözleri, endamı, havası yeter :)

her ünlüyü görmüş gibi oldu ama Deniz'i de bi avm'de görmüştüm,baya 1,50 boyunda çocuk gibi.
endam fln tvden öyle gözüküyor:P

Hiç tipim değil hatta antipatik ve iğrenç. kuscam.

beren saat- ebleh gibi bakıyor, bakışlarında bi andonluk var. zaten sevmem de kendisini.

tuba büyüküstün- at suratlı. fehriye'ye narin değil deyip bunu örnek göstermen çok enteresan :)

afra saraçoğlu- poğaça yanaklı. o yanaklardan makas alınır anca. küçük zarif suratı yok dediğin fehriyeden daha lahmacun suratı var.

gülcan arslan- sponge bob gibi kare suratlı. 55 ekran kafası var bu mu güzel? sokakta görsem dönüp bakmam.

nurgül yeşilçay- zayıf hali iyi. bu olur 1 oldu.

merve boloğur- pavyon karısı gibi. gözü kaşı çok orantısız. güzelliği bırak çirkin hatta.

elçin sangu- bu avradı görüyordum da adını bilmiyordum. bu da güzel 2 oldu.

sanem çelik- wtf? o 20 sene önceydi. gülşen bubikoğlu'nu da yaz oldu olacak.

başak köklükaya- bu da karekafagillerden. 37 ekran ama bunun kafa. bakışlarında meymenet yok. come on!

deniz çakır- bu karı da iyi. etti 3.

evet 3 tane fehriye ayarında kadın saydın. varsa daha buyur :)

@gayfe tuba büyüküstün gibi bi şahaneye "at suratlı" diyen birinin argümanlarını ciddiye alamayacağım kusura bakma:

tuba büyüküstün: www.google.com.tr

bak bak için açılsın :))

Fahriye evcenin estetikli hali çok güzel bence yani şu anki halini çok beğeniyorum ben ama şu hali www.google.com.tr www.google.com.tr güzel diyemiyorum. Yani estetik yakıştı.

ayrıca merve boluğur, adriana lima ile foto çektirip ondan güzel çıkmayı becerebilmiş bir kadın: www.google.com.tr

fahriye evcen güzel ama abartıldığı konusuna katılıyorum. geçen instagram'da magazincilere "arkadaşlar beni senelerdir biliyorsunuz, değişmedim hep aynıyım" dedi ve kahkaha attım. estetikten geçilmiyor yüzü.

türkiye'de güzel kadın deyince aklıma arzum onan geliyor hep. 45 yaşına geldi sanıyorum ve yukarıda sayılan tüm kadınlara taş çıkarır. zarafeti, duruşu, üslubu harika ve elf gibi bir kadın. zaten güzelliğin öyle altın oranlarla belirlenemeyeceğine inanıyorum, bu fikir ayrılıklarının sebebi de bu. ama arzum onan'ı saydığım özellikleriyle birlikte inanılmaz güzel buluyorum.

@sibel
www.google.com.tr
aşırı açıldı içim kapatamıyom asdfgasdfas

Baya gömmüşsünüz de kadın estetik mestetik güzel kadın. Teni saç olarak da doğal geliyor bana. Ha çok göz önünde dersen anlarım. Kaldi ki güzellik zaten goreceli kavramken başkalarını kadının çirkin olduğuna ikna etme çabanı anlayamadim.

@cabitay ben çirkin demedim tamam eli yüzü düzgün de çok abartılıyor hem de tv dünyasında ona bin basacak bu kadar kadın varken.

Bana hic guzel gelmiyor. Ayrica; cenesi torpulu, burnu estetik, elmacik kemikleri dolgu.

Bence aman aman güzel bir kadın. Türkiye'de ünlülerden onun kadar güzel bir iki kişi geliyor aklıma. Saydıklarının çoğunu çok daha çirkin buluyorum. Beren Saat ile aynı ayarda görüyorum.

Hic begenmiyorum fahriye evceni cok siradan bir tip bence giyim sac bas ile baktiruyor iste.ama gercekten zorla pohpohluyolar ve gözümüze guzel diye sokuyorlar ne istir anlamadim.y.dokumu haric hicbir dizisini filmini de izlemedim

"tuba büyüküstün- at suratlı"
Diyenleri de gördük ya şu dünyada sen koru yarabbi... rezilsiniz la ajdjsfjsj. At suratlı dediğin berrak tüzünataç gibi olur. Tuba büyüküstün kalem gibi kadın. Türkiye'nin en güzel kadını.

Sorunun cevabına gelince. Fahriye evcen suratı ile acayip oynadı yukarıda da yazılmış zaten. Yüzü de kadinsiliktan uzak. Tatlı ama.

yeni hali bence çok güzel. ayrıca tuba büyüküstünü de beğeniyorum. tuba'nın güzelliği daha doğal.

Beren mi Fahriye mi sorusuna Fahriye tabii ki derim. Beren saat'te yaramaz çocuk suratı var. Yoo dostum, yaramaz çocukları hiç sevmem. tuba bü. bazen güzel bazen cingen geliyor gözüme. Sadece Nurgül Yeşilçay gerçekten güzel.

Ben ilk meşhur olduğu zamandan beri hiç sevmem o kadını. Çok donuk geliyor ve negatif bir enerjisi var bana göre.

Bu arada mobil olduğum için editleyemedim gmzo +1 demeye geldim. Benim için güzel kadın arzum onan'dir. Su gibi resmen. Bu yaşında sayılan tum kadinlara taş çıkarır.

arzum onan +1. güzel, sempatik, kibar... bence de güzel kadın.

fahriye evcen aşırı estetikli ve çok cırtlak, çok problemliymiş. sevemiyorum, itici bir kadın. estetik meselesindeki tavırları bile çok itici.

azeri hattı alacaksın tabi ki de

red tarifende her şey dahil pasaport yoksa al
vodafone internet sitesinden ya da şubelerinden birinden alabilirsin
günde 12 tl ile kullanabilirsin
bir de geçerli 51 ülkeden biri azerbeycan mı buna da bakman lazım

red'in günlüğü 14,90 oldu. 30 günde 447 TL yapar akıl işi değil o. turist değil ki adam kalıcı yaşamaya gidiyor. oradan hat almak dışında ekonomik bir alternatif yok gibi.

@507 doğru diyorsun tatil gibi düşünmüşüm ben nedense

Peki bu hattımı kontorlüye filan çevirsem olmaz mı? Geldiğimde kullanmak için?

taahhüt vermediysen çevir elbet.

Taahhüt 2 aylık. Vergi ile beraber 170 e filan geliyormuş. Sanırım Taahütü ödeyip kontörlüye çevireceğim..

altında başka şeyler de olabilir. mesela böyle bir fikri kafandan atmaya çalışıyorsan bile bu tip rüyalar görebilirsin, karakter olarak üstün gördüğün benzemek istediğin bir kadın varsa bununla alakalı olabilir. rüyanın kendisinden çok o süreçte sana hissettirdiklerini fark etmeye çalışırsan anlama ulaşman daha kolay olur.

ılıklaşıyorsun muntazaman asdfasdgasd
rüyanda gördün diye yapayım diyorsan başka. kadınlar genelde eşcinsellere ılımlı bakıyor, götü kaybetme riski yok ne de olsa :D

kadın memesi, poposu genelde kadın erkek farketmez ilgi çekici, erotik bir şey. yani, bi olmayabilirsin ama bunlara ilgin olabilir.

öyle tipler oluyor ki, daha önce hiç kız sevgilisi olmamış ama ben lezbiyenim diyor. belki lezbiyen değilsin ama erkek gibi yetiştirildin. who knows?

istersen bir duyuru aç, özele gelin güzel kızlar de. bir deneyim yaşa buradan biriyle. sonra karar ver.

istesem bulurum burada aramama gerek yok :) ben kafa açıcı analizler alabilirim diye sordum bu soruyu. yine de teşekkürler.

ne güzel analiz işte nesini beğenmedin? erkek gibi yetiştirilmiş ya da başka kızlar arasında erkeklerin tercih etmediği bir kız olduğu için küçüklükten beri erkek rolüne bürünmüş birisi kendisini gay sanabilir.

ben de tipine bakıp enginarı sevmem derdim ama yedikten sonra ne malmışım ne güzel şeymiş dedim. önce bi önündekini ye.

Gayet normal..cunku kadin vucudu dedigin sey hem erkeklere hem de kadinlara cekici gelir.bende bu tarz ruyalar goruyorum ve bunda bi gariplik oldugunu dusunmuyorum.kadinlarin %70inin bi curious egilimi oluyor bence..yuzdeyi tamamen salladim ama buyuk bi cogunluk diyebiliriz.

sadece bu bilgiye bakarak sebebiyle ilgili çıkarım yapmak oldukça güç. fakat ilk olarak kadın vücudu erkeklere de kadınlara da seksi gelir, ilgi çekici gelir gibi beyanlara itibar etmeyin. bu algı tamamen toplumsal cinsiyet rollerinin ve toplumlardaki genelleştirilmiş kadın algısının bir ürünü. kısacası böyle bir şey yok.

rüyalarınızda bunları görüyor olmanızın bir çok sebebi olabilir. bastırılmış bir istek ürünü olabileceği gibi tamamen kendinize uyguladığınız yasak algısının bir ürünü de olabilir. rüyaların sebepleri hakkında netleşmiş bilgiler yok. buna uzak bakıp bakmamanız ise başka bir mesele.

cinsel kimliğiniz ile cinsel eğiliminiz temelden farklı şeyler, sıkça karıştırılsa da. cinsel kimliğinizden emin olsanız bile cinsel eğiliminizi sorguluyor olabilirsiniz. bu kadınlar da kadın vücudundan etkilenir safsatasının asıl sebebidir aslında. çünkü baskıcı ve geleneksel toplumlarda, bireyler temelden heteroseksüel kabul edilir. cinsel kimliği farklı olan birinin ise direkt olarak homoseksüel olduğu düşünülür. örneğin kişi kendini trans birey olarak kavradığı halde ilgisi sadece kadınlar üzerine olabilir. bu az önce bahsettiğim safsata bunu kabul etmediğinden; cinsel eğilimi aynı cins üzerinde olanları yok sayarak bütün kimliklerin kadınları "seksi" bulduğunu düşünür.

neyse çok uzattım fakat durum ne olursa olsun ortada olan şey "garip" değildir ve olmayacaktır.

Kadınların vücudunun hem kadınlara hem de erkeklere seksi gelmesi, kadınların kendi cinsi ile erkeklerden çok daha kolay ve çabuk yakınlaşması ve bunun çok daha sık rastlanan ve daha normal kabul edilmesi yanılgısı, izlenen porno filmlerden kaynaklanıyor.

Cinselliği pornolardan öğrendiğinizde, gerçek hayatla ilgili böyle saçma sapan fikirlere kapılmanız normal. İzlemeyin demiyorum, hobi olarak yine izleyin ama sonuçta bunların bir kurgu olduğunu da unutmayın gençler. Süpermen gerçekte uçamıyor haberiniz olsun.

Konuya dönersek, rüyalarımızda gördüklerimiz, yaşadığımız sorunların, sıkıntıların, sevinçlerin, kaygıların sembolik birer formu olabiliyor. Kesin böyle oluyor diyemiyoruz elbette, sadece bazı durumlarda olabiliyor. Örneğin rüyada koşmaya çalışmak ama ayaklarınızı hareket ettirememek vs gibi sıkça görülen rüyalar, hayatınızdaki türlü sıkıntıların bir yansıması olabiliyor.

Rüyada bir kadınla seviştiğinizi görmenin anlamı, kendi cinsinize ilginiz olduğundan çok daha farklı bir şeyin yansıması olabilir. Örneğin sizin hayır diyemeyen bir karakter olduğunuzu var sayalım. Sizin için tabu haline gelmiş ve canınızı sıkan bu durum, rüyanızda bir kadınla seviştiğinizi görerek yansıyabilir. Benzer durumları özleştirebilir bilinç altınız.

Özet geç piç bölümü:

Gördüğünüz rüyalar, kadınlardan hoşlanıyorsunuz anlamına gelmeyebilir. Bunu gördüğünüz 2 rüyadan anlamak zor. Bambaşka sebepler olabilir.

@stewie beğenmedim değil yanlış anladın :) sadece soruyu sormamın nedeni birini aramam değildi demek istedim yanlış anlaşılmamak için.

Bütün rüyalar=bilinçaltı

Türk rüya siteleri hep iyi bir haber alacaksın hastalıkların iyileşecek tarzda yorumlar içeriyor ama aslında gördüğün rüyalar senin içinde bulunduğun durumla ilgilidir hep.

İngilizce varsa anlamı bu şekilde belki uyuyordur.

If you are not a lesbian in your waking life, but dream that you are a lesbian, then it signifies a union with aspects of yourself. It is symbolic of self-love, self-acceptance, and passion. You are comfortable with your sexuality and femininity. If, in your dream you abhor the notion of lesbianism, then it represents your fears and rejection of aspects of your own sexuality

böyle bikaç soru gördüm burda.

babası ile yakınaştığını görüp etkisinden çıkamayan bi duyuru okumuşluğum bile var. oluyor yani. çok takmamak lazım.

ben de zamanında hemcins kuzenimle sevgili olduğumu görmüştüm. hatta bi anda lan ben lezbiyen değildim deyip uzaklaşmaya çalışıyodum kızdan. saçma sapan şeyler işte.

dev örümceklerden kaçtığımı da görüyodum. aynı mantık aynı mantıksızlık.

ne var bunda benim rüyalarım kız meslek lisesinde geçer hep dediydim tıkladıydım ki sizin de kadın olduğunuzu öğrendim.
beynimiz bize çeşitli oyunlar oynar hanımefendi. çocukken yaşanılan bir an,bir filmin içine yerleştirilmiş subliminal bir mesaj vs. bu rüyaları görmek için yeterlidir.çok normal..sizinki bunlardan
biz bazen yokluktan falan görüyoruz. lan 7 milyar insanın yarısı kadın. bazen yok oğlu yok işte. napıcaksın

erkekler de görüyor bu tür rüyalar evet. belki bıraktığı etki, sizde bıraktığı etki kadar olmuyordur çoğunda. çünkü erkek!

sebebini bilemeyeceğim maalesef ama yalnızlık, çok çok stresli ve kaçmaya, kurtulmaya çalıştığın zor şartlar olabilir. illa cinsel olarak o tür bir ilgin olduğu ya da bir ilişki yaşayacağın/yaşaman gerektiğine karşılık gelmeyebilir. yine de nasıl yorumlarsan öyle gerçekleşiyor rüyalar.

ciğerine oksijen hariç ne çekersen zararlı

cekilmis gayfe çok netti :) bu yorumun bitirdi olayı :)

Ciğere oksijenle birlikte, oksijenin üç katı kadar da azot çekiyoruz. O yüzden bu genelleme yanlış.

Net bir zarardan bahsedilmemiş haberde. Bildiğim kadarıyla nikotin kanserojen değil, hatta çok zararlı da değil. Lakin yoksunluğu hissetiren ve ihtiyaç duyulan şey nikotin. Sigaranın asıl zararı, tütünde nikotinle birlikte bulunan katran matran diğer ıvır zıvır. E-sigara diğer maddeleri almadan sadece nikotin çekmenizi sağlıyor. Çek üfle çek üfle şeklinde sigara keyfini de ikame ettiği için nikotin bandından, sakızdan falan daha çok sigaraya yaklaşıyor.

Duman yaratan maddelerin uzun vadede zararı ile ilgili elle tutulur pek bilgi yok. Ama şimdilik sigarayla kıyaslarsak pek zararlı görünmüyor. Aynen dediğiniz gibi sigara firmalarının dötlerinin tutuşmasına benziyor.

Daha gecen gun bu konuda arastirma yapildi. haber.sol.org.tr

cekilmis gayfe'nin bahsettiğini "hava" olarak algılarsak doğru konuşuyor aslında. ama e-sigara'nın o kadar masum olduğunu düşünmüyorum, sadece sigaraya oranla 1/10 zararlı olduğu yönünde görüşler var (örn. İngiltere Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı bir bildiri vardı yakın zamanda). E-sigara'nın tek kullanım alanı sigarayı normal yöntemlerle bırakamayan kimselerin, sigarayı bırakmasına yardımcı olarak kullanması olabilir. Onun ötesi (hiç sigara içmemiş birinin e-sigara kullanması mesela) kesinlikle zararlı, o konuda tartışmak yersiz.

Edit: İngiltere Sağlık Bakanlığı'nın bahsettiğim yazısı buydu sanıyorum: www.gov.uk

@kibritsuyu kusura bakma, yüzde 78 azot, yüzde 21 oksijen, yüzde 1 diğer gazları solunum yoluyla almazsak zararlı demek istedim. saf oksijen değil :)

sigarada yanma olduğu için binlerce zararlı kimyasal ortaya çıkıyor. e sigara normalden daha az zararlıdır elbet ama zararsız denemez bence.

Soruyu kime sorduğuna bağlı.

Mesela müslümanlar ilk dinin adem'le beraber başladığına inanırlar. Ama ilk insanın adem olduğuna inanmayan 4 milyar kişi var, onlara göre ilk insanların dini olmayabilir. Yunan dinlerinde ilk insanlar tanrının çocukları, mesela onlarda ilk din diye birşey yok çünkü zaten babaları tanrı.

Müslümanlar beğenmeyecek ama, Davut, İbrahim gibi peygamlerler zamanında şehir devletlerinin krallarıydı, o zaman her kral kendini tanrılardan biri olarak tanıtıyordu. Tek tanrılı dinler başlayınca bu hikayeler tanrı yerine peygamber olarak dönüştü. Baba-oğul peygamber olan ibrahim-ismail gibi kişiler de aslında babadan oğula geçen krallıklar yüzünden.

Bu krallar zamanında tanrılar zaten aramızda dolaşıyordu diye inanılıyordu.

Edit: aha da demirbaş hıristiyanımız da geldi.

ademle havva'dan beri vardı. biraz okusanız anlarsınız. bknz. eski ahit-yaratılış bölümü.

@kaptan maydanoz yani allah adem'i yarattı ve dakika 1 din 1 mi oldu? seccadeyi serip öğle namazını mı kıldı? ne dini abi adam ne olduğunun farkında değil

dinler tarihi oldukça ilginçtir.

şunu dinleyerek basic giriş yapabilirsiniz.

www.youtube.com

soruya cevap olsun, dindar insanlar için 3 popüler dinde adem ile başlar, ilk insanla. inanmayan için ise insan evrim sürecinde dinin ortaya çıktığı noktaları incelemesi gerekir, burada sıkıntı yazılı kaynaklar. ama göbeklitepe oldukça ilginç yerleşik insanlar tarihi açısından.

@kaptan maydanoz sakin ol genco :) müslümler kendini savunurken hakaret etmese güzel olur.

adem'den ibrahim'e kadar tanrı doğru insanlara tebliğ yaptı, ibrahimle anlaşması ve sonrasında başka doğru insanlara da tebliğde bulundu. son olarak kendisi beden alarak dünyaya geldi ve insanların günahlarının kefareti olarak çarmıhta öldü.

mavişehir'e bir bakın derim.

buca haricinde herhangi bir yer. escort cenneti mübarek, torbacılar dersen cirit atıyor, teröristlerin bile ilk tercihi. suriyeli mahallesi oluştu hatta bazı semtlerinde.

şehirden köye mi gideceksiniz :D
buca veya kadifekale'ye gidip izmirlinin harman olduğu yerleri görebilirsiniz.

Doğup büyüdüğüm yeri öneririm; Bostanlı.

Bostanlı, Balçova (kimi yerleri tabi) , Narlıdere, Mavişehir

Bostanlı ve mavişehirde aradığınızı bulacağınızı düşünüyorum. İzmire köy demek nedir ya:/

bostanlı,mavişehir taraflarını öneririm ben de. hem sıkılmazsınız hem sakin. karşı tarafa ( alsancak- konak ) bulaşmayın huzur arıyorsanız.

gaziemir. memur ve emekli semti.

ben de 6 ay önce aynı soruyu sormuştum burada. tavsiyeler ve araştırmalarım sonunda karşıyaka yeni girne ye taşındım. merkeze arabayla 5 dk, gayet ferah, otopark sorunu yok, ev fiyatları uygun, insanlar modern.

Bostanlı ya da narlıdere

bostanlı.

Mavişehir.. NET !

ben fahrettin altayda oturuyorum.çok memnunum.
mavişehir bostanlıda güzel
biraz daha sakinlik istiyorsanız kesinlikle Güzelbahçe Urla

Bostanlı, atakent, mavişehir. İzmir'deki evimin olduğu ve 15 sene kadar yaşadığım bölge. Kesinlikle öneriyorum :)

guzelbahceden konak'a kadar herhangi bir semt
narlidere, balcova, uckuyular, goztepe, guzelyali vs.

karsiyi bilmem.

Ödenmeyince ne olacak bilmiyorum, bugüne kadar herhangi bir şey olmadı. Faiz silme muhabbetinde şu oldu;

Gelir testiyle, ne kadar prim ödeneceği belirleniyordu kişiye özel olarak. Şimdi onu kaldırdılar, aylık 53 liraya fitlediler. Mevcut borcun faizini sildiler, borçlu olunan dönemlerin aylık borcunu da 53 lira üzerinden tekrar hesapladılar, Nisa'n 2018'e kadar ödeme süresi tanıdılar.

10 ay borcu olan adamın eski borcu örneğin;

10x200(prim) = 2000
2000 + 300 (faiz) = 2300 lira ise toplamda, bugün

10x 53 = 530 lira oldu, Nisan 2018 son ödeme tarihli olarak.

53 lira harici Sayılar sallamasyondur.

1 yılda ödenmezse faiz süreci, sonra vergi dairesine devredip e-haciz işlemine sokabilirler. ama mesela halen işsizsen ve borç artmaya devam ederken nasıl olacak bilmiyorum. borcundan dolayı, sigortalı çalışan olarak sağlık hizmetinden yararlanamaman mümkün değildir bence.

Bi sikim olmaz.

kime satarmıyım evete mi hayıra mı?
normalim hayıra basmak ama bu durumda 25 milyona evete basmam

Anasını bile satar. Parayı alip tüyerim.1 milyona bile fitim.

www.youtube.com

iş paraya kaldıysa hayırcı cephe de armut toplamaz sanırım. dürüst olayım para tabi ki cezbeder ama daha az miktara yine hayıra basarım mühürü.

25 milyon diyosun o para öküz alınır.

az mantıklı bi rakamla gelsen belki ikileme düşeriz yani.

mikrosaniye bile düşünmem 25 milyon

Hayır'a satacaksam 500.000 TL'ye fitim çünkü zaten oyum belli.
Evet'e satmak için ise 125 milyar dolara fitim.

Gotumu satarım oyumu satmam. Bu kadar da rijitim.

25 milyon insanın evet verebildiği bir ülkede hayır çıkmış, evet çıkmış çok da farketmez zaten dibe vurmuş diye düşünerek o parayı alır ve dönmemek üzere ülkeden ayrılırım.

satarım.

Kesinlikle hayır.

Bu hale satarım, yakın çevremi alır İsviçre'ye yerleşirim. Çünkü hayır da çıksa erken seçim sonra yine referandum sonra patlamaları bir şey değişmicek yani.

Desen ki ömrün boyunca sana para vermicez kuru ekmek ile geçineceksin ama bu ülke Müslümanlık belasından Siyasal İslam saçmasından, ülkede ki Kürt ve Arap nüfusundan temizlenecek o zaman kabul ederim.

Anında alır Amerika'ya yerleşirim.

Ben şu anda bile satarım 5000 liraya

o durumda satmam, su durumda zaten kimin kazanacagi belli iken cok daha dusuk bir meblaga satarim.

Satar ve ülkeden kaçarım.

oraya ülkeden asla çıkamama şartı koy, daha güzel cevaplar alırsın.

Parayla, ödülle satmam ama ailemi öldürmekle tehdit etseler, o zaman tam tersi düşünceme verebilirim oyu. Beni hapse atacak olsalar o zaman çok değiştirmem ama müebbetse belki düşünürüm. Ödül mekanizması işlemez ama ceza mekanizması belirli bir büyüklükten sonra işler.

Hayır çıksa zaten erken seçim falan yapılıp başkanlık bir şekilde getirilecek, o yüzden satar kendi hayatımı kurtarırım.

Eğer yalnızca benim oyuma bağlı olacaksa sonuç satmam. İdeallerden falan değil fakat ben milyonlarca insanın yaşamını kararttığımı bilerek o paranın keyfini süremem.

Fakat şu anda gelip 25 milyon hem de dolar vereceksin, alır giderim.

götümü bile satarım.

amkyrm

Satarım.

2.500 tl ye de satarım ben. bu ülkeye fazla demokrasi.

o oyun değeri milyar dolarlar mertebesindedir, hayallerin bile fakir kajdgsdfg

Bırak 25 milyonu, 5 lira karşılığında oyunu değiştirecek (yahut sandığa bu sebepten gidecek) milyonlarca insan bulunacağından, sıra bana gelmez ki karar vereyim.

Satmam. Para acligim yok. Cidden satmam. Saniye dusunmem. 25milyonla ne yapilir. Ev alinir araba alinir gezilir. Ev var araba var gezecek para da var. Usenmesem gezicem. O yuzden neden satem amk.

gördüğüm kadarıyla iki farklı insan var burda. Satarım diyenler ve yalancılar.

Satarım

Neden olsun ki? Aşçılık yurt dışında çok prestijli bir meslek. Kendi önünde bir tek sen varsın şu an.

yoo gayet olabilecek bir fikir imkanın arzun isteğin varsa dene şansını

chief kurslarına git. iyi yabancı dilin varsa yaparsın.

Hayal değil ama gereksiz bence. Bir otelde yazın ortasında günde 12 saat çalışınca işin zevki gider. Hemen şef olma şansın zaten yok. Ne kadar eğitim alırsan al, bu tecrübeyle olacak bir şey. Bu da en azından bir on yıl çalışmak demek. Bunu göze alarak böyle bir yola gir.

@diasendium olm mühendislik çok mu matah bir meslek kırmasana milletin şevkini.
Olmayacak birşey değil.

@haybe bre, ne alaka olm mühendislikle? Kimsenin şevkini kırdığım yok. Nereden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri? Aşçılık da psikoloji gibi son yıllarda popüler olmuş bir meslek. Çalışma koşullarını bilip görmeden ciddi hayaller kurmak gerçekçi değil.

aşçılık çok yorucu bir kariyer. yani ben de yemek yapmayı severim, kafamda tatları tatmadan hissedebilirim vs. ama aşçı olamam. çok fazla çalışma, kendini adama gerektiriyor.

üzgünüm ama öyle kolay değil. yakın arkadaşım ünv bitirdikten sonra amerikaya gitti 2 yıl eğitim 1 yıl da staj yaptı aşçılık üzerine. ama ne amerikada ne avrupa ds iş bulamado. daha doğrusu şöyle iş bulsa da vize sorunu yaşadı. restoranlar oteller biz vizeyle uğraşmayız bir şekşl evlen fln çalışma oturma vizen olsun iş verelim dediler.

evet vize sahte mi diye bi mor ötesi ışığa sokacaksın asdsadfasdf
bir şey yapmayacaksın iyi yolculuklar

eheuehue, sahte para lanbasıyla tutsak olur mu :D

şaka bi yana, mesajımın devamı çıkmamış nedense. merak ettiğim gidip oradan buradan onaylatma, imza, damga filan var mı diye merak ettiydim :)

yok işlemin tamam başka bir şeye gerek yok

ad, soyad, doğum tarihi, giriş çıkış tarihleri etc doğru mu kontrol et, başka bir şeye gerek yok. bende bir kere adımı yanlış yazmışlardı mesela.

onay falan yok iyi yolculuklar

herkese teşekkür ettim :)

hesapta kaç para var?

14 nisan günü içersinde bitmiş olacak olarak anlarım ben.

Bitecek olacak öncelikle :)
Şu an bitmiş değil yarına kadar biter anlamı var.

Bu cümleye bakınca ödevin yarın yapılacak bir çalışma ile biteceği anlaşılıyor.

ama dediğiniz iki cümlede de fark yok mu zaten?
yarına kadar bitmiş olacağını kastediyorsak, bitmiş olacak deriz.
yarın bitecek dersek, bir kısmının yarın tamamlanmasıyla bitecek demek oluyor.

ha, "yarına bitecek" derseniz o zaman iki anlamın karışımı bir şey anlardım ben.
ama siz bana güvenmeyin, ingilizce öğretiyorum ben.

ödev yarın çoktan bitecek olsa bugün bitecek dersin. yarın bitecek dersen yarın yapılacak çalışmayla bitecek demektir.

henüz bitmedi yarın ödevimi yapmaya devam edeceğim ve yarın bitecek

Ödevin yarın bitecek, yani "bitme" olayının gerçekleşeceği zaman dilimi yarın.

O yüzden ödevin yarın sabah 9dan akşam 6ya kadarlık bir zaman diliminde tamamlanacağını anlıyorum ben.

yarın tamamlanıp son halini alacağını düşünürüm ben.

dilbilgisiyle degil senin ne demek istediginle ilgili. ikisini de kastediyor olabilirsin. birini ozellikle vurgulamak istiyorsan daha aciklayici baska cumle kurarsin.

bana boyle desen bugun de yarin da calisacagini dusunurum.

hayir

yurtdışı ve temsilciliklerde oy kullanma işlemi bitti

hayır
no
nein
non
nee
ohi
net
nu
la

Havaalaninda oy kullanma islemi devam ediyor ama kaydi turkiyede olanlar orada oy kullanamaz.

iddianameyi al bi bak savcı ne istemiş. kaç yılla yargılanacaksın yani görelim.

Savcı demiş ki her ne kadar TCK 125. Maddesindeki suç unsurlarının bulunmadığı düşünülse de durumun mahkemece tayin edilmesi amacıyla kamu davası açılması bu şekilde müsnet suçu işlediği falan demiş.

Uplatalım bakalım.

vw grubu araçlarda kullanılan otomatik vites türü.

eksisozluk.com

volkswagen'ın patentindeki bir otomatik şanzıman tipi.

Direct Shift Gearbox demek.

çift baskı balata sistemi. vites değiştirince kendini bir sonraki vitese hazırladığı için geçişlerde arabayı yığmıyor ya da titretmiyor.

audi araçlarda kullanılan s tronic otomatik vites türü de dsg'dir aslında. isim değişikliği vardır. daha güçlü araçlar için farklı dsg üniteleri kullanılır.

en çok kullanılan 7 ileri kuru tip dsg'nin kodu DQ200'dür. en çok sorun çıkaran da buydu eskiden maalesef. yeni modellerde bu hataları minimimuma indirdiklerini söylüyorlar ama bilemiyorum.

mediamarkt nasıl taksit yapıyor? her ikisinde de satın aldıktan sonra muhattabın aldığın mağaza değil üretici firmadır. değişimi de onlar yapar mağaza değil.

taksidi mediamarkt yapmıyor, kredi veriyor gibi denizbank yapıyor. ama kampanya falan var galiba, faizsiz taksit diyor.

5 yıl önce mediamarkt'tan bir elektrik süpürgesi aldım, 10 gün de kullandım. kullanması zor diye aynen iade ettim, paramı geri aldım. yani kullanılmış tozlu süpürgeyi bile geri aldılar. telefon bozuk diye götürsem de belki alıp değiştirirler diye düşünüyorum. ya da aynı şeyi belki samsung'un kendi mağazası yapar mı? yoksa illa servise yollanacaksa fark etmez elbet.

Telefonlarda durum fakrli. Beğenmeme durumu olmaz. Arızalı çıkarsa da teknik servise yollarlar.

Bir kaç ölü pixel için değişim yapmıyorlar. Burada bir arkadaş s7 edge için yazmıştı durumu.

Takım tutar gibi parti tutmadım hiç, kimin memlekete hayrı olur diye düşündüysem ona verdim.
Ecevit'ten mhp'ye, akp'den has partiye (numan kurtulmuş) geniş bir skalam var.

7-8 kere oy kullandim, hep ayni goruse verdim oyumu.

hep aynı partiye verdim. siyaset ile sorunların çözülebileceğine inanmıyorum ülkemizde, en azından birkaç on yıl daha. yine de en yakın bulduğum partiye veriyorum.

Bir kere ilcede CHP'ye verdim, onun haricinde partimden sasmadim. Bu takim tutar gibi parti tutmak degil, belirli bir gorusu benimsemek.

Yerel seçimlerde farklı partiye verdiğim oldu ama genel seçimlerde görüşüme en yakın olan ve temsil hakkı kazanabilecek partiye oy veriyorum. Baraj olmasaydı başka partiye oy verebilirdim.

Devrimcilere ve sosyalist eğilimleri içerisinde barındıran partilere/adaylara oy verdim. CHP bunlardan birisi değildi. Sağolsun ne Alper Taşdelen, ne de milletvekilleri beni bu konuda yanıltmadı. İçim rahat.

genel seçimde ldp'ye verdim 2 kere, sonrakilerde chp
ilçe ve büyükşehirde genelde chp. bir kere mansur mhp'den adayken mhp'ye verdim. çankaya hep chp zaten

sevgikusunkanadinda +1

bizim partiler kapatılıp durduğundan pratikte farklı partilere oy verdim mesela. ama ne oy verdiğim partiler ne de oy verdiğim adaylar beni yanılttı. kimi zaman "boşa" gitti dendi oyuma. ama “bana yeter yirminci asırda olduğum safta olmak bizim tarafta olmak ve dövüşmek yeni bir alem için”

toplamda 3 partiye oy attım. ama bunlardan 2'si aynı sayılır, ismi değişen partilerden. ayrıca benim de oyum değişebilirdi baraj olmasaydı.

Chp chp, hepar

Hep aynı partiye verdim oyumu. gittim üyesi oldum.
Üyesi olarak toplasan 2 etkinliğine katıldım. 1 kerede sandık görevlisi oldum.
Partimi desteklesem de çalışmalarına katılamıyorum. Gönüllü olduğum STK'lar ve çalıştığım kurumlar sebebiyle ne yazık ki siyasi kimliğimi günlük yaşantımda savunamıyorum. Öyle bir özgürlüğüm yok.

hangi dönem kime oy kullandığımı unuttum desem yeridir. ak parti ilk kazandığında desteklemiştim. recep abi o sıralar çok umut vaadediyor gibiydi. bir ara chp dedim. ak partililerin tavırlarından yola çıkarak nefret duydum o kitleye. bir dönem oy kullanmadım. oy kullanmak bir şeyleri değiştirmiyor formalite her şey gibi geldi. tek partiyi tutmak bana göre değil. tamamen kişisel.

şu ana kadar 4 farklı partiye verdim. (içlerinde akp yok)

2-3 defa oy kullandım ve hep aynı partiye verdim. Bir sonraki seçimde farklı bir partiye oy vermeyi düşünüyorum.

Bir seçimi kaçırdım, birinde başka birinde başka partiye verdim malum parti olmasın da kötünün iyisi olsun diyerekten ama ikisi de görüşlerimi yansıtmıyor. Bir sonraki seçimde kime veririm onu da bilmiyorum.

hep chp

ilk oyumu genç partiye atmıştım hahah.

chpli bir sülalede doğdum, büyüdüm. ilk oylarımı chp'ye attım, ki zaten bir kısmında bir akrabam/tanıdığım da adaydı zaten. Sonra CHP'nin de sülalemin de fazla ulusalcı olduğunun farkına vardım. cumhurbaşkanlığı seçiminden beri de selo'ya oy verdim. Elbette ki hayırcıyım ama bir sonraki seçimde kime oy veririm hiç bilmiyorum. benim düşüncelerimi temsil eden bir parti yok sanırım ama bir dahaki seçime bakalım.

şu ana kadar 3 farklı partiye oy verdim. içlerinde akp yok hamdolsun!

takım tutmayı bırak, bir dine inanır gibi, bir lidere/partiye bağlanıyor insanlar bu ülkede. bu daha tehlikeli ve zararlı ki masturbasyondan: eksiduyu.ru

ayarlarda mesajla işim olmazı seçeceksin

tek bir yazardan mesaj almamak için engellemek yeterli. mesajla işim olmaz dediğinde mesaj atmaya çalışanlara bu yazara mesaj gönderilemiyor uyarısı gidiyor mesaj atmaya çalıştıklarında.

engellediğin kişi sana mesaj attığını sanıyor, ona mesaj gitmiş görünüyor ama o mesaj sana hiç gelmiyor.

ötv gölcük depremindeki hasarı atlatmak için geçici olarak getirildi ama kaldırılmadı. devlet böyle gelir getiren şeyleri sonlandırmaz. köprü de maliyeti karşılanana kadar paralı olacaktı sözde, 44 yıldır para alınıyor geçişten :)
vergi dediğin şey sabit gelirlinin sırtına binen bir şey. esnaf ya da sanayici vergiden yırtmanın yolunu bulur.
yılda milyonlar kazanan futbolcudan sanırım yüzde 15 vergi alırken, senin üç kuruş maaşın vergi dilimine girdiğin için yıl sonunda kazancın düşüyor.

böyle skimsonik bir vergi politikası normal bir avrupa devletinde olamazdı. adamın ağzına sıçarlar böyle bir durumda. bizim gibi ortadoğu devletlerinde, gelişmemiş cahil milletlerde olur anca.

Halk ne kadar vergi ödediğini bilmediği için (ABD'de, sanırım, raflarda vergisiz fiyatı yazılır, vergi kasada ayrıca ödenir) farkedemiyor ne kadar vergi yükü olduğunu.
2002'de AKP'nin iktidara geldiğinde %18,6'ydı vergi yükü 2015'de %23,8 oldu. 2016'da ne kadar bakmadım ama azalmadığına eminim.

"güncel iktidar, gelir miktarı aynı olmayan önceki iktidarların performansıyla kıyaslanabilir mi?"

övgü almalarının kaynağını soru olarak vermişsin. önceki iktidarlar bunu yapamadı, yapsaydı, onlar niye vergileri arttıramadı, niye yol yapamadı... akplilerin bakış açısı ve pazarlama şekli bu zaten.

cdn-st1.ofpof.com şu karikatürle belki biraz sempati toplarsınız :)

sen çok mu meşrusun mal deyneği diyecen. anarşistlerin bu salak tavırlarıyla gizli akpli olmaları beni benden alıyor.

şu programı izlesin,
halaa gidip hayır oyu atmayacaksa,nefesinizi tüketmeyip ilişiğinizi kesmelisiniz.

www.youtube.com

versen de vermesen de bir şey değişmeyecek de ters psikoloji yap.
inşallah seni dövmez ^^

bence bu tipler umutsuz vaka. uğraştığın vakte yazık.

Cekilmis gaye +1 demekten kendimı alamadım valla. Ciddi anlamda bu yaptıklarının akp'ye, elestirdikleri tarafa yaradığının farkında degiller.

Bu durumun genel/ yerel seçimlerden çok farklı olduğunu, sistem değişiminin geri dönülmez sonuçlar doğuracağıni anlatın. Gerçi oy verecek yasa gelmiş koca insan bunu düşünemiyor mu, o da ayrı bir tartışma konusu.

Adam sisteme karsiymis AKP'ye degil ki, arada fark var.

bence siklememek lazım... anarşistmiş!

neyse gün zileli onlara hitaben yazmış muhtemelen görmüştür yine de koyalım: www.gunzileli.com

@ufuk bu yaziyi attim, umarim ise yarar.

anarşizm olgunlaşmamış bir bilinç göstergesidir. çok yapısal onun sorunu.

yontma taş devrinde kalmış bir zihniyet o. insanlar yerleşik hayata geçtikten sonra siyasi kurumlara ortaya cıktı, hepsi az ve ya çok adaletsizliğe neden oldu doğaları gereği. bu siyasi kurumlar sevseniz de sevmeseniz de insanlığın ilerlemesine neden oldu ve medeniyet böyle ilerledi. bu siyasi kurumlar adaletsiz olasa da bu kurumlar olmasa idi doğa durumu olan çok daha vahşi ve insanlığın ilerlemesini durduracak şeylere sebep olurdu.

taksici milletin efendisidir; bu konularda teorik bilgiye sahip olduğumu söyleyemem, tamamen mantık yürütüyorum ve söylemeliyim ki argümanın biraz saçma geldi bana. yani siyasi kurumların insanlığın ilerlemesinde faydalı olması hep faydalı olacağı anlamına mı geliyor? örneğin din. din de insanlığa faydalıydı, şimdi inanırsınız inanmazsınız, bu ayrı konu ancak günümüzde bir dinin, inancın toplumlara zararı faydasından çok. örnekler çoğaltılabilir. yani şu an geldiğimiz noktadaki işlevi nedir, kime ne faydası vardır, önemli olan bu değil midir? senin sahip olduğun düşünce (zamanında fayda sağlayan, her zaman doğrudur düşüncesi) genel hatlarıyla hep geçerli olsaydı insanlık ne kadar ilerleyebilirdi, bu da ayrı soru işareti.

bir şeyi savunduğum yok bu arada, zaten geçen gün gidip hayır verdim bile. sadece bu yazılana karşı çıktım kendimce. ben bu cahil halimle mantıksız bulduysam, bu konu üzerine kafa yormuş bir anarşisti hiç ikna edemez sanırım bu düşünce tarzı.

din iyi veya kötü demek çok anlamlı bir şey değil içeriğinden bağımsız olarak yaklaşırsak. siyasi kurumların da içeriğinden bağımsız olarak iyi olduğunu söylemedim ama düzen yerine anarşinin ikame edilebilmesi ve bunun halihazırdaki durumdan iyi bir şekilde insanlığın ilerlemesine hizmet edebilmesi mümkün değil. biz insanlık tarihinin çok az bir kısmını yaşıyoruz ve bu yaşadığımız süreci izleyerek anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyoruz ki çok sığ yaklaşımlara neden oluyor bu.

İlk olarak anarşizm yorumunun teorik ve pratik temelden yoksun olduğunu söylerdim. Kendisi sistem dışında bir nokta arıyor ki, kendini oraya yerleştirebilsin. Ancak bu iki açıdan hatalı. İlk olarak böylesine dışsal bir nokta varsayıyorsa, o noktayı yaratmak için hayatını adıyor mu? Bu konuyu açmak istemiyorum çünkü tehlikeli bir yere kayıyor (bakınız 19.yy sonu anarşist eylemleri). İkinci olarak sisteme dışsal bu noktayı, teorik çerçevede ancak sistemin yokluğu ile tanımlayabilir. Yani o yerleşmek istediği nokta sistemle tamamen ilişkisiz olarak konumlanmıştır. Belli bir alanı ilişkisiz ve kendinde olarak tanımlamak, o alanın transandantal olduğuna işaret eder. Yani o alan sistemin tamamen dışındaki ebedi alan olur. Ne kadar da dine vb. her türlü idealizme yaklaştık değil mi? Genelde kendini entelektüel anlamda geliştirmemiş anarşistler ve anarşizm karşıtları bu hataya düşer. İlişkisellik matrisinin dışında hiçbir alan yoktur. O alana inanmak sadece itaatkar bir konformizme hizmet eder. Ek olarak, politik bir görüş sahibi olarak, bütün hayatını tercih yapmak üstüne koyması gerekirdi. Çünkü sunulan seçenekler (sayısı kaç olursa olsun) arasında tercih yapmamak her zaman egemene hizmet eder.

Son olarak @taksici milletin efendisidir; yukarıda az çok yazdıklarına bir cevap vermişimdir, ancak bir iki noktanın daha altını çizmemiz lazım. 'yontma taş devri' tanımlaması ve yerleşik hayattan önce siyasal kurumların olmamasına ilişkin iki fahiş hatayı kısaca belirteyim. Pek açmaya gerek yok aslında. Bunlara ek olarak, tarihsel mücadeleyi biraz daha incelersen, bahsettiğin 'ilerlemeyi' siyasal kurumlar değil, siyasal kurumları yıkmak için isyan edenler değiştirmişlerdir. En başından bugüne varolan özgürlük, kölelik, serflik, vb. gibi problemler (bunları en genel hatlarıyla yazdım, öbür türlü en spesifik problemlerle birlikte paragraflarca örnek yazmamız gerekirdi) hiçbir siyasi kurum tarafından çözülememiştir. Ancak birileri siyasi yapıyı yıkıp yeni baştan kurunca [tarihte hiçbir transandantal alan olmadığına göre; elbette yeni problemler yaratarak] çözülmüştür. Yani "siyasi kurumların bize yararı da var" söylemi muktedir yanlısı oldukça ideolojik bir söylem.

1-tarihsel mücadeleyi yadsıyor değilim, bir nizamı devirenler de sonuçta yeni bir nizam kuruyor.
2-insanların daha ziyade tarım yapabilme, yerleşik hayata geçmesiyle şehir ve imparatorluklar kuruldu. yontma taş devrinde olan siyasi olgunlukla ile bir şehir devletinin kıyaslamzsınız herhalde

ha zaten ben bunları reddediyorum diyorsanız bunun olgunlaşmamış bir siyasal bilinç olduğunu düşünüyorum zaten.

@taksici milletin efendisidir

Okuduğun metnin yazarı kendin ya da bir başkası olsun, okuduğunu anlamakla ilgili problemlerin var. En son yazdığın cevap ne kendi ilk cevabınla ne de benim parmak bastığım noktalarla örtüşüyor.

solcu normativite bakış açısından kaynaklanıyor bu yorumların. senin hayat felsefende olmadığım için bu şekilde yazdım zaten. tabiki ideolojik bir söylem yazdıklarım senin yazdıkların gibi aynı.

ona basit sorular sorun.

pbs.twimg.com

@taksici milletin efendisidir, son kez yazalım bakalım, bilale anlatır gibi. Hem de bunu yazarak Türkiye'nin neden geçen sene okuduğunu anlama yetisi en düşük çıktığını (OECD ülkeleri arasında) tekrar örnekleyelim.

Birinci olarak ilk cevabında "insanlar yerleşik hayata geçtikten sonra siyasi kurumlara ortaya cıktı" demişsin. Ben buna istinaden öyle bir durum yok demişim. Bana verdiğin cevapta "yontma taş devrinde olan siyasi olgunlukla ile bir şehir devletinin kıyaslamzsınız herhalde" demişsin. Konuyla ilgisi yok. Ne ben ne de sen kandaş topluluklar (yontma taş devri ifadesi 1950'lerden beri kullanılmıyor bu arada) ile yerleşik topluluklar arasında komplekslik tartışması yapmamışız. Burada ya okuduğunu anlamıyorsun ya da konuyu çarpıtarak üste çıkmaya çalışıyorsun.

İkinci olarak ilk cevabında "siyasi kurumlar adaletsiz olasa da bu kurumlar olmasa idi doğa durumu olan çok daha vahşi ve insanlığın ilerlemesini durduracak şeylere sebep olurdu." demişsin. Ben de tarihsel olgular içinde bunun imkansız olduğundan bahsettim (açacağın her uygarlık tarihi ve dünya tarihi kitapları, yazarın metodolojik kökeni ne olursa olsun, siyasi kurumların yıkılarak 'ilerleme' sağlandığına ilişkin sayısız örnek sunacaktır). daha sonra bu cevabı yazmışsın "tarihsel mücadeleyi yadsıyor değilim, bir nizamı devirenler de sonuçta yeni bir nizam kuruyor.". Yani ilk yazdığın cevapta açıkça yadsımışsın zaten. Yani burada da bir anlamama ya da çarpıtma söz konusu sen seç.

Üçüncü olarak da, ben kesinlikle kendimi 'ideolojik değil' diye kodlamıyorum. İlk cevabıma bakarsan, dışarıda fundamental olan noktaları reddettiğimi söylüyorum. Yani insanın ideolojisiz söylem üretemeyeceğini zaten kabul etmiş oluyorum. Bunu anlamadığını tahmin ediyorum. Önemli değil, ama sana muktedir yanlısı bir ideolojik söylem yaftasını yapıştırmamın 'solcu normativitem' (ne demekse bu-sanırım solcu ideolojin demek istedin) ile bir ilgisi yok. İlk mesajında yazdığın, tarihsel olgularla hiç uyuşmayan ilk iki paragrafta yazdığım nedenlerden kaynaklanıyor.

Yaptığın çarpıtma ya da anlamamayı ve ad hominem'i daha nasıl ayrıntılandırabilirim bilmiyorum. Ama daha fazla çalışamayacağım.

kütük terapisi uygulanır.

bilal olarak cevap vereyim: anlattığın şeyleri çok iyi biliyorum zaten merak etme.bu tarihsel anlatının kerameti kendinden menkul dogmalar olduğunu düşünüyorum tam olarak. kendinizi orjine koyup o noktanın dışındaki herkesi yanlış,muktedir, yamuk vs görmek normativite'de yaşayan olgunlaşmamış bir siyasal bilinç olduğunu düşünüyorum en başta söyledğim gibi.

mecburlar, sık sık arayıp sıcak konuşmak zorundalar!
Bu işin şakası tabi,

Bir sorun mu var diye sorulur, eğer sorun yoksa aramak istediğinizde arar, istemediğinizde aramazsınız.
Çok da güvenmeyin o arkadaşlara madem.

Fakat şunu da karıştırmamak lazım, sıkıntınız olduğunuzda yanınızda olup olmaları en önemli kriter arkadaşlıkta,

ben de aramam. neyi zorluyosun ki daha?

Aramiyorum.şu saatten sonra mantıklı bir açıklaması yoksa kimsenin nazını çekemiyorum. Yaşım ilerledikçe daha tahammülsüz biri oldum. Tavsiye ederim.

Ben böyle durumlarda kişiyi kendi haline bırakıyorum. Neden aramıyorsun vs belki bir kere derim. O da bir sorunu mu var diye anlamak için. Sonra ararsa normal olduğu gibi konusurum. Aramassa da bişey yapmam.

Ama daha mesafeli arkadaşımsa belki bir problemi vardır, zaman bulamamıştır der ararım. Aramıyor diye aramamazlık yapmam. Aradaki fark diğerinin sebepsiz yere eskisi gibi olmamasının verdiği his.

zorlamıyorum. eskisi gibi değil muhabbetlerimiz. biz büyüdük, kirlendi dünya.

ve onlar evlendi, çoluk çocuğa karıştı. iş güç, sonra ev, araba...

ben takıldım kaldım öyle bir yerlerde. ne doğru dürüst bir iş güç ne bir varlık ve ne de eş falan.

hayallerimin peşinden gittim, daha doğrusu gitmeye çalıştım, olmadı. sonra hiç hayal etmediğim, saçmasapan bir işte, hiç frekanslarımın uyuşmadığı insanlarla ve sadece geçinirsem "ohh be" diyecek kadar kazandığım bir yerde ömür çürütüyorum.

suçlusu benim. bu sebepten, kimseye kırgınlığım yoktur.

yakın olduğum mesela 3-4 arkadaşlık bir grup var çocukluktan beri görüştüğüm biz bazen aylarca hiç haber vermeyiz birbirimizden (iş güç şehir ülke farklılıkları vs) ama sonra sanki hiç bişi olmamışız gibi muhabbete kaldığımız yerden devam ederiz. biliriz ki kotü bir durum olsa hemen yardıma koşacağız. bu yakınlıktaki kişi ise hiç bişi olmamış gibi devam.

diğer türlü o aramıyorsa değer verdiğin bir arkadaşınsa niye konuşup durumu söylemeyesin ki? arkadaşın o sonuçta ha baktın değişmiş sen de ona göre davranırsın ama çok kasacak bir durum yok.

Bazıları zorlar. Ben o grupta değilim.

qazaqwsx + 1
Kopmalar illa ki olabilir. Sevgilis olur, kopar; çocuğu olur ve kopar; bunalımda olur, benle uğraşamaz. Hepsini geçtim, eskis kadar benimle paylaşacağı şey yoktur ve aramaz. Yani, eskisi gibi değiliz diye özlerim ama sonuçta eskisi gibi olmak zorunda değil. Yakın arkadaşsa kaldığı yerden devam ederiz. Çok yakın arkadaşımla bir aydır falan görüşmüyoruz ama başına bir şey gelse arayacağını bilirim, başıma bir iş gelse ararım. Keza öyle bir arkadaşım iki gün önce aradı.

çok çalışıyor olabilir, canı sıkkın olabilir, kabuğuna çekilmek istemiş olabilir.
ya da aklında başka şeyler vardır.
çok da üstüne varmamak lazım bence.
akışına bırakmak en doğrusu.
her ilişkide olduğu gibi dostluklarda da iniş çıkış olması normal, sürekli aynı randımanı beklememek gerek sanki.

bulgur olur. pirinç olmasın. makarna da olumlu ama abartma.

Bunları yiyip ekmeği kesince bi ilerleme yaşamış olmayacaksın.

Hoş olmaz

makarne yeme, lavaş ye.

pirinç, makarna cart curt hep şeker ekmeği kesip onları yersen yine kilo alırsın..

bulgur aralarında daha iyi tabii..

Günde iki ekmeği nasıl yediğin de önemli. Günde 3 öğünde toplam 2 ekmek, adamı öldürür. Beyaz ekmekse insülin direncinin ebesine selam verip şeker yapar, Kara ekmekse de bolca kaloriden yağa dönüşür.
Ekmeği kes, yerine bulgur tüket. Diğer yandan 3 öğünü 5-6'ya çıkar.
Bizim mahallenin apaçi berberi bile yapıyor. Herif kas yaptı sağlam. Akşam yemeğini 3 parçada yiyor. Bol bulgur pilavı be tavuk vardı en son. Saat 17, 18.30, 20 şeklinde gibi gibi.
Sabah kahvaltıda da ekmeği kesmenin tek yolu az yağlı bol yeşilli omlet. Bi dene. İki yumurtayı az peynirle ye. Öğleye kadar acıkırsan sorun ara kendinde.
Öğle yemeğinde de ekmek yerine pirinç pilavına abanırsan doyucam diye, kendini yiyecek otomatının önünde bulursun saat 4'te. Bunun yerine öğle yemeğinde yemediğin ekmeğin yaratabileceği açlık hissini bastırmak için yanında meyve bulundur.
Vücudunu sen ikna edeceksin. Sen yöneteceksin. Kontrolü kaptırma.

Mercimekten, kinoadan kendi lavaş ekmeğini yapabilirsin üstelik proteinli. İnternetten tarif araştırıp her şeyini kendin yap. Un yerine badem unu, chia unu, kinoa unu filan kullanabilirsin hepsi aynı kıvamı veriyor. ÜStelik hepsini çok kolay evde yapabiliyorsun.

Şu kıyma ile enfes oluyor ve yapımı çok basit:

www.badeninsekeri.com

Fırındaki ekmeklerin unlarının çoğunda ağartıcı kullanılıyor zaten, kıvamı artsın diye de gluten oranı yüksek unlar kullanılıyor hepsi uzun dönemde zararlı.

Gökçeada

yassıada

Anadolu feneri.

kıyıköy

cunda

bolu-yedigöller


ege falan değil ama havası ve doğası pek güzel bir yer.

iffet.

banker bilo

binbir gece

aski memnu kitabi ve dizisi.

Sosyete Şaban

@basubadelmevt; binbir gece'de kadın paraya ihtiyaç duyduğu için birlikte olduğu adama sonrasında aşık olarak evlilik kararı alıyordu. Benim kastettiğim erkek tarafını sevmediği halde kandırarak onunla parası için evlenen kadınlar.

gayet başarılı. ben seviyore

Türkiye'de çok tutmuyor ama kaliteli ürünleri var.

Kırmızı dantelleri olmasa güzel ama omuzlarınız geniş değilse giymeyin. Askıları kalın zaten dar omuzlarda kötü durur. Önden güzel de sırt kısmı pek güzel değil bir de ya. Çapraz falan. Düz olsaymış daha iyiymiş.
Ben olsam almazdım

Fazla iddialı bence.

Bana da abartılı geldi.

eğer çok takıldıysan danteller kötü durmuyor söyleyeyim. güzel bence.

siyah olsa daha iyi olurdu.

bence güzel değil danteller falan basitleştirmiş sanki, rengi de beğenmedim. kısacası erkek gözüyle beğenemdim

Ben beğenmedim. Renk tonu kötü. Kalitesiz duruyor. Bu renk bir uzun elbise giymezdim ben olsam. Dantelleri de sevmedim. Çok yakın biri degilse kısa, tarz bir abiye daha iyi olur ama uzun elbise giyeceksen farklı bir renk ve sade bir model bak bence.

su daha güzel;
www.trendyol.com

Çok kötü. Hem rengi hem de üzerindeki dantelleri basit olmuş sanki.

Tamam vurmayın öldüm almıcam :(
@demıniclewinsky bu elbisenin göğüs bölümü bana hiç uygun değil :D ama güzel elbiseymiş evet.

yani daha modern elbiseler var trendyolmilla'da,biraz daha alıcı gözüyle bakın derim.
www.trendyol.com
www.trendyol.com

hani şunlar fln da daha iyi duruyor sizin linktekine nazaran.

@demoniclewinsky ilk linktekinin altıyla üstünün ayrı renk olmasını sevmedim.ikinci linkteki hoşmuş

Vişne abiye +1

kötü hatta borumbok

Ooo cok guzel bu. Biraz daha koyu kirmizi olsa muthis olurdu ama.

Boy kaç? Hobitseniz uzak durun. Elf iseniz yakışır.

Dantelleri berbat, ayrıca hiç genç işi değil bence. Mini ve şık bir elbise kuzen düğünü için daha ideal gibi.

çok beğendim çok güzelmiş. danteller de gayet hoş

ilk sorunun cevabı eğer tutmuş bir modelin arabanın kasası( şekli) değişmemişse alabilirsin. ama kasa değiştirilmiş ise yetkili bayilerinde tutan modelin aynısını sıfır olarak bulamazsın. 2.el ama sıfıra yakın galerilerde bulabilirsin lakin zor bir iş.

fiat 500ü hakkında bir şey bilmiyorum ama genel olarak fiat araçlarının kalite ve sağlamlık bakımından yüksek bir performansı olmadığını biliyorum.

Birçok modelin sıfır kilometre yani kullanılmamış araçlarını piyasada bulabilmek mümkün. Ancak genelde koleksiyonerler için falan saklanır bu tarz araçlar, fiyatları da yüksek olur. Eski bir modelin ise yeni üretimini bulmak imkansız. Yani mesela 2011 yılında üretilen a aracının kasası 2015 yılında yenilenmiştir. O yenilemeden sonra 2011-2015 arası üretilen modelin üretimi durur, yeni model üretilmeye başlanır. Normal bir kullanıcı iseniz evet, kesin ve net ikinci el almalısınız.

Bütçeniz yüksekse, parayı gözden çıkarırsanız da kullanılmamış 1987 model şahin bile bulabilirsiniz.

Ayrıca Fiat 500 çok iyi bişey. Şiddetle tavsiye ediyorum. Bakmayın insanların Fiat çöp, Fiat teneke dediklerine. Fiyatına göre kalite sunuyor elbette. Motoru, şanzımanı, servis ağı kendisini kanıtlamış. Tasarım derseniz de 500 ruhunu anlamanız için sizi şöyle alalım:

www.instagram.com

Yok. Anca o marka eski kasasini ayrica piyasa cikarirsa alabilirsin. Opel'in eski kasa Astra'yi "Astra classic" adiyla tekrar piyasaya surmesi gibi.

Fiat 500 kendi tarzı olan bir arabadır. Diğer Fiat modelleriyle karşılaştırmak yanlış olur. Fiat gayet kaliteli ve sağlam motorlar üretir. Bravo gibi kaliteli arabaları da vardır. Kötü arabaları da vardır.

2014'te üretilen kasa bayilerde biterse tekrar üretilmez.
fiat 500 gereksiz pahalı bir araba. ben almazdım

işveren mektubu nedir?
avusturya ve slovakya'da otel rezervasyonlarını mevcutsa, ve tatiliniz turistik ve toplam 2 günlük ise, yanınızda yeteri kadar nakit para olursa bir sorun yaşama ihtimaliniz çok düşük.

Avusturya'ya gore hazirlayin belgeleri, slovakya'yi isine içine katmayin.

slovakyayı karıştırmana gerek yok

Evlilik cüzdanını yanınıza alın herhangi bir durumda gösterirsiniz.

Evlilik cüzdanı yanınızda olsun yeter +1

pasaportu değiştirmene gerek yok ama uçak biletini alırken muhakkak pasaportla aynı isim soyad olsun. kimlik önemsiz pasaport varken

bıçak kısmı sorun çıkartır mı bilemiyorum ama daha önceden kahve makinesi taşımışlığım var.

ben de frappe makinesi ve ütü taşıdım. frappe makinasında sivri bi uç vardı uçağa binerken kastırdılar ama sıkıntı çıkmadı. blenderin bıçağı sorun olabilir. kabine almayabilirler, bagaja verirsin. bagaj hakkın varsa tabi

onun çaldığını kanıtlayabilir misin?
kanıtladın mı? kamera vs görüntüleri ile kanıtını sunabiliyorsan bence ek ceza alır.
Bir de ne beklentin var ne gibi bir şey çıkmasını bekliyorsun?
bisikletini geri alma falan ise bence bekleme.

Bizim yazlık eve camı kırıp girmişti. Darbeli matkabımı ve kaykayımı çalmıştı. Neden ikisini seçti bilmiyorum. :) Polis camda ve -içeride buzdolabından maden suyu alıp içmiş- onun şişesinden parmak izi buldu. Daha önceden de kaydı varmış. Yakalandı ve mahkeme günü belirlendi. Çok perişan görünüyordu, şikayetçi olmadığımızı belirttik ama yine de tutuklandı.

@basond

evet kanıtlı. görüntüler falan var. gelen evrakta da yazıyor zaten kanıtlı olduğu. beklentim bisikletimi kime sattıysa gitsin geri alıp getirip bana versin. yeni bisiklet alıp evin önüne koymaya korkuyorum yani. yine çalınır diye.

Bu bahsettiğin dava ceza davası. Orada sadece suç için yargılama yapılır. Bisiklet ile bağlantılı bir karar vermez ceza mahkemesi. Sadece hapis cezası verir. Eğer hırsız bulunduğunda bisiklet de bulunursa sana iade ederler. Bisiklet bulunamazsa bisikletin maddi değeri için hırsıza hukuk mahkemesinde ayrı bir dava açman gerekiyor.

@hayda bre, soda şişesindeki parmak izi kanıttan sayılmaz ki? adamın hırsızlığını kanıtlamaz yani, bana öyle söylemişti komiser.

@gayfe camı kırıyor ardından kırılan büyük bir parçayı kenara koyuyor herhalde camda da iz bulundu. Buzdolabının kapağında da.

onlar yapabilir caiz

Oha kimmiş kimmiş?
Komşular yetişin.

hangisi yaz da hepsinin günahına girmeyelim.

beklentiyi yükseltmeyeyim. duyurudan değil. duyuruya bağlı çetten, bi adminin ortamlara düşmüş bi ekran görüntüsünü gördüm. merak ettim, etik bulur musunuz, bulmaz mısınız, fikriniz nedir?

tüm büyüsü bozuldu olayın.
kimsenin kimseye küfür etmesi hoş değil tabi.

öncelikle küfür hoş bir durum değildir. soruna gelecek olursam, herkesin görebileceği bir yerden küfür etmesi yaptığı işin kurallarını bozmasından dolayı hoş karşılanmaz. ama özelden edip etmemek kendi karakterine uygunsa yapabilir. sonuçta moderatörler de bir insan. yani işi moderatörlük diye küfür etmeyeceği anlamına gelmiyor.

sıralama şu şekilde sanırım;

birine küfür

mod olma

küfredenleri banlama


evet hırsızın hakim olması gibi bi durum ama internet ortamı. takmayın.

değildir.

aynı zamanda kendi küfür ettiğini itiraf edip 'geçmişe yönelik ban atamam' demesi de,

bunu dedikten sonra bi başkasını küfür etmediği halde kafasına göre bir sebebi kural listesine dahil edip geçmişe yönelik banlaması da,

yine kendi söylediği 2 saat, 2 gün, 2 hafta hiyerarşisine uymadan birini kafasına göre direkt 2 hafta banlaması da,

bir kişinin ban sebebini bir başkası gözünün önünde yapınca onu banlamaması da,

sürekli kendisiyle çelişmesi de hoş değildir. bunlar modere etmeye engel olan şeyler.

ama birinin olmadığı yerde arkasından konuşarak dedikodusunu yapması, eşit mesafede olması gereken insanlardan bazılarıyla küfüleşirken bazılarıyla kalpli canımlı cicimli konuşması, birini bir sebepten kişisel olarak suçlarken başka birini aynı sebeple desteklemesi (ilginçtir ki bu pozitif ayrımcılığa uğrayanlar hep kadın?) falan karakter meselesidir, bir şey diyemeyiz.

milletin arkasından konuşmaktan bir farkı yok.

hoş değil.

caps or it didnt happen?

hangi şerefsiz evladı, isim ver biraderim.

ABD vizesi herhangi bir kolaylık sağlamaz. ABD bir tek İngiltere vizesi alırken cool görünüyor.

Neyse; Yunanistan girişte kontrol etmiyor pek amaaa malum gündem gergin. Olur da takacakları tutarsa içeri almayıp sizi geri gönderme hakları var. Risk almak sizin bileceğiniz iş.

davetiye işi çok teferruat. işin gücün varsa normal başvur yunana

İşin kitabına göre davranırlarsa girememe ihtimalin yüksek.
Ama yunanistan sınırında bir gevşeklik olduğu da gerçek.

Hiç başım ağrımasın, kitabına da uygun olsun dersen, almanya'ya çakma otel rezervasyonu yapıp şansını deneyebilirsin.

Çünkü mevzuata göre; bir seyahatte, en çok konaklama yapacağın ülkeden vize almalısın. Yunanistan'da 3 gün geçireceksen almanya'ya da 5 günlük çakma rez. yaparsın. yunan sorarsa "neden benden almadın vizeyi" diye, "en çok almanya da kalacağım, buyrun 5 günlük almanya rez. kağıdım" diyerek geçebilirsin.

bu konu çok tartışıldı, farklı sesler gelecektir ama işin aslı bu.

daha önce almanya schengeni ile yunanistana giriş yaptım. daha sonra almanya'ya girdim. hiç sorun yaşamadım. ancak şöyle bir durum var, almanya'ya başvurduğunuz zaman vize başlangıç tarihinizin yunanistan seyahatinizi kapsadığına dikkat edin. ayrıca, almanya, ilk seferde kısa süreli vize verebiliyor. sadece seyahat süresi kadar çıkabilir yani vizeniz. bana ilk başvurduğumda 6 aylık vermişti, ama kardeşime misal ilk başvurusunda seyahat süresi kadar vermişti. ki onun benden daha çok vizesi vardı öncesinde (amerika + ingiltere). o yüzden benim tavsiyem, almanya yerine, yunanistana başvurmanız.

girebilirsin fakat girerken soruşturulursun ve çıkışının takip edileceğine dair bir kağıt imzalatılır, bir takım sorular sorulur, ne kadar para var yanında, nerede kalacaksın ..vs.
en güzeli Yunanistan'dan turistik çok girişli vize al, önce oraya git daha sonra aynı vizeyle Almanya'ya git, bir sorun yaşamazsın.

adam almanyaya gitmiyo ki yunana gidecem alman vizesiyle diyo safgasdfasdf

ilk giriş yapacağım yer Atina demesinden mütevellit sonra Alamanya'ya da gideceğini düşündüm.

hiçbir şey çıkmaz o işten. ya sms alması ya da aranması lazım. aramayı da kaydedecek. gizli numaradan aranmayı kapatsın.

Bence bir şey çıksın ya da çıkmasın şikayette bulunulmalı.
Karşı tarafın saçmasapan bir şeye girişmesine karşı caydırıcı olabilir.

bende var çikiletalı açılmamış paket. 30 kaada veririm :)

Alirim
Valla:) nasil ulastiracan.

22'sinde gelecem istanbula beklersen, yoksa kargo

23 unde ben yurtdisina gidiyorum kendim alirim o ana kadar. Kargonu alirim

ben de geçenlerde denedim çok beğendim. freeshop'tan almış arkadaşım. yurtdışından dönecek tanıdığın varsa alabilir.

ki sen de gidiyormuşsun :)

2+1 lerde en arka tekli daha geniştir

o otobüs bana da denk gelmişti mükemmeldi. setra idi sanırım.

2+1 otobüslerde koltuk aralarını biraz daha geniş tutarlar diğerlerine göre. Marka önemli değil. 2+1'de bana en rahat Temsalar geliyor nedense. 2+1 otobüslerde ben tekli koltuk olarak en arkayı tercih ederim. Ama motor sesinden rahatsız olabilirsin. Beni pek rahatsız etmez. En arka olmazsa en rahat bence orta kapıya bakan tekli koltuktur.

Bahsettigin en arkanin bi onu genis olan kamil koc temsa marka

mercedes tourisma'ların 2+1 lerinin koltuk mesafesi inanılmaz dar.boyum 1.76 ve ben öldüm 13 saatte

öpücük vererek mi o kadar toprak kazandı sanıyorsun? yapmıştır tabi.

fatih döneminde otranto'yu fethetmiştik. yapmış olmamız muhtemel.

lise tarih müfredatında da var böyle bir sefer. hatta fatih öldükten sonra kaybedilmiş gibi bir şey hatırlıyorum. çekilmiş gayfe +1

(bkz: mamma li turchi)

Fetih için direnen askerleri öldürmüşlerdir fakat din değiştirmediler diye öldürdüler falan Türk düşmanlığından eklenmiş.

arkadaşlar, osmanlı hoşgörüsü falan palavra. sadece katoliklere karşı ortodoksları korudular o da katolikler rahat olamasın diyedir. yoksa çok saygılı olduklarından değil.
din değiştirmediği için öldürülen çok kişi var. özellikle pontus'ta. şu an türkiye'de bizans'tan kalma faal kilise yoktur. ya yıktılar ya da cami yaptılar. bu mu hoşgörü?

ne osmanlı ne arap imparatorluğu kimsenin müslümanlığa geçişini özendirmemiştir. nedeni basit; vergi. o yüzden 800 kişiyi kılıçtanm geçirmişlerdir doğrudur da müslüman olmadılar diye değildir.

çekilmiş gayfe bizanstan kalan kilise yok demişsin 1431 den kalma karaköyde kilise var. çok araştıramadım ama ilk bulduğum bu oldu. ona bakarsan balkanlarda bona hariç bütün osmanlı eserleri imha edildi, atinada cami yok. avrupa kime hoşgörü göstermişte hoşgörü gösterelim(gösterilmedi iddianı kabulş etmiyorum) pontus ya da bizans dediğin yer günümüzde 3 tane mahalle büyüklüğünde alanlardan oluşuyor.

bozkır-step kültüründen gelir. şehir teslim olmayıp kuşatmaya direnirse yağmalanmasına izin verilir. Moğollar'da, Timur'da, Osmanlılar'da da vardı elbette. şehir alındıktan sonrasında yağmalanma sırasında veya direnenlerin arasından infaz edilenlerin olduğu doğru ancak sayı tam belli değil. müslümanlığa geçmedikleri için mi infaz edildiler onu da bilmiyoruz.

Bir de adam kendi kaynağından faydalanıp durumu belirtmiş. Orta Çağ'da Osmanlı infaz mı gerçekleştirmiş diye şaşırmayı anlamıyorum. kılıç zoruyla imparatorluk genişletip, adam öldürmedik demek de ilginç. Haçlılar Kudüs'de milleti kesti diye yazı yazsa bir editör, Fransızın teki buna alınır mı bilinmez.

Ayrıca Osmanlı'nın Ortodoksları barındırması, Yahudilere yer açması dönemine göre hoşgörüdür. faal kilise olmadığı doğru olabilir (tam bilgim yok) ama fethedip dini öğeleri bırakan kimse yok ki. Osmanlı kiliseleri çevirdi, İspanyollar da reconquista sonrası aynı şeyin tersini yaptılar. Doğu Roma'nın sanat harikası kileseleri 1204'de Haçlılar tarafından tahrip edildi, daha da düzelmedi. olayın içinde sadece siyasi değil dini hakimiyet kurma çabası da var. o dönemde bunu gösterme şekli böyle idi. tarih okumayı öğrenip dönemi değerlendirmeyi bilmek lazım.

düzeltme: eleştiriniz sayının tam belli olmadığının belirtilmemesi üzerineyse yazdığımı dikkate almayabilirsiniz.

Leonardo Da Vinci'nin de babasi oldurulmus diye duymustum o kilic olayi sirasinda

@traveller

iddia edilen katliam 1480'de otranto'da gerçekleşiyor. da vinci'nin babasıysa 1504'te floransa'da ölmüş:

brunelleschi.imss.fi.it

"It was here* that Ser Piero died, as Leonardo recalls, on July 9, 1504."

*Via Ghibellina

bbc ve bu (makale vs demek istemiyorum) karalamayı yazan kisinin osmanlı, islam ya da türkler hakkinda olumlu bir seyler yazabilecegini düşünmek zaten mümkün degil. tarihimizi de ithal kaynaklardan öğrenecek degiliz.
amaç islamı teblig etmek ise böyle bir şeyin yapilabilecegi nasil düşünülebilir? zaten batinin osmanli hakkinda iyi bir şey düşünmesi söz konusu olabilir mi? tamam savaşta öldürme hususu -dogaldır- ama zorlama ve bunun sonucunda öldürme olamaz. islam savaş hukukuna bakın bakalım var mı böyle bir şey?

gecenlerde youtubeda bir arap (suriye rejimi destekli olmasi gerek) filminden bir sahne izledim. onlara göre osmanli askerleri suriyeye gelerek halkı kaziga oturtmuşlar :) yani böyleydi de neden simdi o kadar insan suriyeden kacarak türkiyeye sığınıyor ve dua ediyor?
bu 15 temmuz darbesinin basarisiz olmasinda bile suriyelilerin dualarinin etkisi var.
insani yaşatacaksın ki devlet yaşasın.

1adam hayal aleminde mi yaşıyorsun kardeş? en basitinden türklerin nasıl müslüman olduğunu araştır kardeş.

Lan ortaçağda ne olacaktı? Tabi öldürmüştür.Ya ne yapacaktı?

ps. ingilizlerin Afrika'da, Hindistan'da Avustralya'da, dünyanın dört bir yanında bir günde öldürdüğü insan 800'den çok fazla. Herkes dönsün kendi tarihine baksın.

bizdeki yerlisinin osmanlı karşıtlıgına bakarsak batı bile bu gibi bazı konularda kendisini aratır. hani birilerinin ellerinden gelse türk tarihi osmanlı olmadan yeniden yazılacak. ve yine onlara göre alparslan sadece türktü ( müslümanlığı söz konusu edilmez) .
intenetteki insafsız alıntılar yerine kendi kütüphanemden bir kaç örnek. (aslen macar) peçevi tarihinden :
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

osmanlı hep kılıçtan geçirmişş. öyle mi?

bu da osmanlıya iftira(!) mı atıyor sizce? hem de italyan. senden benden otrantoya daha yakın bu kişi ama diyor ki :
i.hizliresim.com

çanakkalede kurtuluş savasında (müslüman) türk askerini öven haçlı komutanları kadar gerçekleri dile getiremiyorsunuz maalesef.

@cekilmis gayfe
yok öyle bir şey. bu din zulm eziyet ve zorlama ile yayılmadı. bunu hala bu zamanda bile böyle gösterenler var. osmanlıyı ya da müslümanlığı eziyet işkence ölüm kılıçtan geçirme gibi kavramlarla yan yana getirenler son 5 yılda suriye de olanlara öncelikle makul bir akılla bakmalı . ırakta özgürlük ölümle tecavüzle geldiği gibi suriyeye de özgürlükler aynı şekilde geliyor(!) . batının anlayışı bu çünkü ve değişmez.

Osmanlı'da ele geçirilmiş istila edilmiş yerlerin 3 gün yağmalanması adettendir. Bu yağmalamada mallar paylaşılır erkekler öldürülür kadınlara tecavüz edilirdi. Zira kadınlar da diğer mallar gibi ganimettir Osmanlı'da. Aksi durumda bilinir ki, yeniçeriler huzursuzluk yaratır padişahı silkeleme yoluna giderdi. O nedenle bu izni bizzat padişahın kendisi verirdi zaten. Bu Otranto'da da böyleydi İstanbul işgal edildiğinde de böyleydi.

Osmanlı'nın fetih anlayışı şu şekildedir:

"İslam hukukuna göre, İslami emir şudur, halk ve ordu buna inanmıştır: Eğer bir kale kuşatılırsa, düşmana üç defa teslim teklifi yapılır. Bu üç başvuru reddedilirse o zaman kahren, zorla fetih meşrudur, İslam için o şehir fethedilir. Kahren fethedilen yerin ahalisi esir edilebilir ve malları ganimettir."

Ödemeyi en son yapıyorsun, iş yerinden yapabilirsin sanıyorum.
Önce taksici giriş yapıp sana talebi gönderiyor, sen de onaylıyorsun.

En kötü ihtimalle telefonu bırak annene 1 günlüğüne.

ambulans çağırın?

Cakabo, tesekkurler. Biraz daha arastirayim bakalim.

Cekilmis gayfe, tesekkurler. Gotururler mi bilemedim. Yarin aramak gerek onu da heralde sabahtan.

isteyken bitaksi app dan binilecek yeri ev adresiniz girin, annenler inerken de size haber verir siz odemeyi onaylarsiniz

Yapilabiliyor demek, cok tesekkurler.

Schengen icinde gezecekseniz muhur degil polis bile gormeyebilirsiniz...

Polonya'dan İspanya'ya gideceğim

avurpa icindeki ucuslar ic hat ucusu gibi. pasaport polisi filan yok girip cikiyosun izmir istanbul gibi

iç hat uçuş gibi aynen. pasaporta damga vurulmaz. ama bilet çıktısını damgalatmak gerekiyormuş sanırım.

Schengen ici ucusta damga, pasaport kontrolu filan yok.

Ryanair in kendi keyfi uygulamasi var sadece, bileti gidip ryanairciye kaseletiyosun. Resmiyeti olmayan bisey o. Ryanairle alakali sadece.

pasaporta da bakıyolar o kadar da diil küles :) kimlik hesabı tabi

@cekilmis
pasaporta bakma olayi gatede ya da checkinde yapilan bisi. Biletteki isimle uyuyo mu diye muhabbetten.

Polis tarafindan yapilan, damga basilan bir pasaport kontrolu schengen ici ucuslarda yok.

he biz de yok diyoz ne artisleniyon?

Pasaport polisi gormuyor diye kesin bisey de yok aslinda, mesela fransa ohal surecinde oldugu icin bazen schengen ici ucuslarda da pasaport kontrolunden geciriyor yolculari polis marifetiyle. Ama davga vurulmasi her halukarda imkansiz.

bu embesilleri gördükçe dünyada en gereksiz insanlar var keşke ölseler falan diyorum.