selam çapkınlar

geçen cuma günü curcuna bir hatunla tanıştım.

önce kızla epey bir keşistik sonra yanına gittim konuştuk, dans ettim.

biraz sarıldım ama ürkek ceylanımız biraz kaçtı.

çıkarken de numarasını aldım. sonra bir akşam çıkalım dedim o da kabul etti.


dün hatunla mesajlaştık. bildiğin türk kızı. trakyalıymış. daha önce de trakyalı bir kızla uğraşmıştım. bunlar biraz dengesiz galiba :)

neyse dün hatunla 5-6 saat mesajlaştık. en son ben attım .cevap yazmadı haspa. yarın arasam mı ? bir de arayıp nereye çağırsam ?

hiç mobbinge uğradınız mı?ya da hiç mobbing yaptınız mı?

selam. günlük 150- 200 arası saçım dökülüyor. her yer kıl. elim ayağım gözüm yüzüm halı yastık duvar kapı pencere. sizce bir doktora gitmeli miyim yoksa olacakla öleceğin önüne geçilmez diyere koy götüne rahvan mı demeliyim? teşekkürler...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ulan hep merak ettim, halil sezai'yi sevmediğim için koyup da izlemedim. tv'de görünce bi bakim dedim neymiş. tam orta yerini kaçırdım ama. ilk reklam girdi. halil sezai aids'li adamın evine daldı, sevgilisi sandı, onu tehdit etti falan, çıktı gitti. sonra reklam girdi. ben reklam bittikten sonra bi 5-10 dakikasını kaçırdım. bi geldim kız yok, gitmiş. adam da mala bağlamış. ne oldu? kızla adam sevişti mi, adama hiv geçti mi, gidip kıza atar mı yaptı? "o herif kim defol git" falan mı dedi ne oldu o arada?

Evdeyim, yalnız başıma içmekteyim.

Bana bi şarkı hediye etsenize.

Sevgiler.

merhaba
ösys ile açık öğretim, uluslararası ilişkiler bölümüne yerleştirilmişim. bu bölüm taa lise zamanlarından beri istediğim bölümdü. tabi açıköğretim istemiyordum o zamanlar...
(liseyi teknik lisede okudum)

geçen yıl 2 yıllık bir okul bitirmiştim, elektrik bölümü. bu sene dikey geçiş sınavına girdim, sonuçlar açıklanmadı. fakat sınavdan pek umudum yok, aksilikler yaşamıştım. neyse daha da uzatmıyayım.

2 yıllık bitirdiğim için, direkt 3. sınıftan işletme veya iktisat bölümlerini seçebiliyorum.

23 yaşımı bitiriyorum, çok kararsız kaldım. bir yandan yaş sorunu, bir yandan da eskiden beri keşke okuyabilseydim dediğim bir bölüm.

gününüzün büyük bölümü neyle geçiyor?
gecenin anketi.

herkese merhaba;

24 senedır farketmedım. şimdi dus altıktan sonra aynaya bakarken fark ettım. benım meme uclarım bırbırlerınden farklı. birisi buyukce. diğeride kucuk :) cok ılgıncıme gıttı.


(erkeğim özelden felan mesaj atmayın)

Merhabalar , az önce tercih kodlarını girdim kaydet butonuna bastım fakat tercih işlemleriniz başarıyla kaydedilmiştir gibi bir yazı çıkmadı anasayfaya döndü.Tekrar tercih yapmam gerekiyor mu acaba ?

Ey bakımlı insanlar,

kaç tane krem kullanıyorsunuz? (jel veya başka bakım ürünü de olur, makyaj dışında...)
ne işe yarıyorlar? (markalarını da yazabilirsiniz)
cinsiyet falan...

Bahar döneminde gitmek için başvurular ve sınav güz yılının başlangıcında mı oluyor? yoksa hepsi dönem içlerinde mi oluyor?
Okuldan okula değişiyordur ama genel bir bilgi almak için sordum

demin koreli bi hatunla chatleşirken konuyu ermeni soykırımından falan açtı, bişeylet söyledi, o söyledikleri ayrı bir konu, sen ne ayaksın kızım dedim, niye ilgileniyorsun korelerden bu işlerle?

babası ermenistanda nükleer santralde çalışıyomuş..merak ettiğim ermeniler de nükleer santral var mı? yani bunun için, soğutma için denize, okyanusa ihtiyaç yok mu?

vay be ermeniler ülkelerini ziyaret edenlerede propaganda yapıyolar demekk ama dediğim gibi bu başka konunun sorusu..

internet bağımlılığımın korkunç seviyelere ulaşmaması adına alacağım birtakım tedbirler kapsamında ekşi duyuruya da veda etme kararı vermiş bulunmaktayım, birlikte acı tatlı günlerimiz oldu, yeri geldi cevap yazdık, yeri geldi cevap aldık vs. neyse dostlarım benden bu kadar, haydin sağlıcakla kalın.

www.youtube.com

selamlar ey duyuru halkı.

mezuniyet yemeğine nasıl bir kıyafet giyilmeli sizce?
yani kotla gidecek halimiz yok tabii ki :)renk önerileriniz neler onu merak ediyorum.

ben lacivert ceket altına da gri pantolon düşünüyordum fakat tam karar verebilmiş değilim.

bi yardım edin kardeşinize.

selam,
2 gun sonra bi konuda o konuya cok hakim insanlara bir powerpoint sunumu yapacagim. yaklasik 30 dakika surecek ve ingilizce olacak. sanki cok heyecanlanacakmisim ve konusamayacakmisim gibi geliyor. sunumu rahat yapabilmek icin rahatlamak teknikleri veya tavsiyeler var midir?

tesekkurler simdiden.

Ne illet bişey, bir haftadır anlam veremediğim bi şekilde, yatağa geçtiğimde bacaklarım kendime rahatsızlık veriyo

Bi otarafa dönüyom, bi bu tarafa, yok. Sanki uyuşma gibi ama değil, karıncalanıyo, içerden ibneliğine gıdıklıyor gibi. Alıp yere atasım geliyo. Uyutmuyo yatakta.

Nedir bu?

Efendim olay şu şekilde;

Bundan bir süre önce bir yıllık sevgilimden ayrılmıştım.Onun da duyurusu var ama üşendim şimdi.

Gel zaman git zaman bizimkiler burada bir öğretmen beğenmişler.Dün bir dostumuz bizi tanıştırdı.Hep beraber oturduk sohbet ettik.Ama onlar öğretmen olduklarından dolayı ben pek girmedim konularına ama hatun baya bi hoşuma gitti.

Neyse dağıldık falan.Akşam ben tanıdıktan hatun kişinin telefonunu istedim.O da ilk başta sordu hatun kişiye.Hatunun da onayı ile verdi telefonunu.Bende aradım hemen ama açmadı.Aradan bir saat kadar geçtikten sonra mesaj attım.Bugün pek konuşma fırsatı bulamadık istersen yarın görüşelim diye ve kabul etti.

Bugün tekrar buluştuk.Sohbet muhaabetten sonra ben girdim konuya.İşt daha yakından tanımak istiyorum falan diye.Ama hatun baya bir tereddüt etti.Dedim işte görüşmek istersen tekrar hemen bir cevap vermek zorunda değilsin ama istemiyorsan bunu hemen söylmeni tercih ederim dedim.Nötrüm dedi.Ne yaptıysan bi cevap alamadım muhalakta kaldı öyle.

Az öncede mesaj geldi.Senin için olumsuzluk düşünmedim, bil istedim sadace diye...

Şimdi bu durumu bana biri açıklayabilir mi panpalar.Nasıl aksiyon almak gerekli?Montla sıçmak ve seviyosan git konuş bence den başka önerisi olan var mıdır?

aşırı şehvet artışından dolayı bir adet bayan tarafından omzumdan ısırıldım. ve pazu bölgesinde tırnak izi var

bu yaraların kalıcı hale gelmemesi için ne yapmak, ne krem kullanmak gerek? bi ömür boyunca üstümüzde taşımayalım sonra

Ekrem Bora’nın Bir Filmi

Eski siyah beyaz bir film bu filmde Ekrem Bora polis rolündeydi çocuğu hastahenede yatıyoru ve Ekrem de bir suçlunun peşindeydi filmde en aklımda kalan vurucu sahne çocuğuna kan lazımdı kanı buluyordu ama anons geliyordu ve uzun zamandır aradığı suçlunun yerini öğreniyordu tercihini yapıyor ve suçlunun peşine düşüyordu suçluyu yakalıyordu ama hastahaneye gittiğinde oğlunun öldüğünü öğreniyor ve kan şişeleri elinden düşüp kırılıyordu bu filmin ismini yazan olursa şimdiden teşekkür ederim.

1- Arkadaşlar bu takı töreni uygulaması yerine daha mantıklı ve insancıl(kamerayla ve bağırarak kimin taktığını söylemek gibi şeyler yerine) bir yardım etme sistemi var mıdır? Düzgün bir yöntem gören, bilen varsa söyleyebilir mi? Merak sadece, evlenmiyorum.

2- Takı töreni ile ilgili gördüğünüz, duyduğunuz en kötü anı nedir?

8 aydan bahsediyoruz. Bundan uzun dönem geçiren oldu mu? Dönemden nasıl çıktınız?

Selam, aşağıdaki askerlik sorusunu görünce ben de sorayım dedim. en kebab yapanlar ne yaptı, en zor şartlarda yapanlar ne yaptı?

Evet bu yurtiçi kargo cumartesi saat kaça kadar açık? Sanırım pazar kapalı.

beyaz dün programında böyle bir duyuru yapmış ama ben izlemedim. İZleyen varsa ve hatırlıyorsa detaylarını anlatabilirmi acaba?

Evdeki viskiden huniyle küçük şişeye doldurup çantaya atmayı, gündelik hayat alkolikliği yapmayı seviyorum. Ama ufak Jack Daniels şişemi kaybettim. Yenisini nereden alabilirim? Eskiden bazı bakkallarda bile bulunurdu ama akpnin çıkardığı bi yasa yüzünden 20 cc altı satılamıyor galiba.
Ankaradayım. Bildiğiniz bir yer var mı?

sıcak dus vucudda nasil bir etki yaratır, soguk dus nasil bi etki yaratır?

Merhaba çok yakın bir arkadaşım evleniyor da çok kararsız kaldı, gelinliği kiralayayım mı satın mı alayım diye. Bu arada 300 tl farkediyor, satın almakla kira arasında. Alsam dolabın dibine atıcam orda duracak diyor, bir sürü yer işgali falan, almasam da içimde kalacak diyor. Sizce mantıklısı ne ya? bana fikir ver, akıl ver diye beynimi yedi.

edit: kiralanmalı şu şu yüzden, satın alınmalı şu şu sebepten dersek benim için çok şukela olur bebişler, ikna edicem kızı neticede zaten panik her şeye.

nasıl beceriyorsunuz bunu?

sevgilimle kavga ettim, konuşabileceğim kimse yok, yarına iki tane baba dersten sınav var ikisinden de yüksek bir şey almam lazım, ama çalışamıyorum. konuşabileceğim herkes gitti. kafamı duvarlara vurarak parçalamak istiyorum. belki yarım saat oldu ağlıyorum. müzik fayda etmiyor, dinlerken neşelendiğim parçalar bile sanki "senden bir bok olmaz, kıvır da götüne sok anca öyle mutlu olursun" dermiş gibi geliyor. ne yapmalıyım yardımcı olun.

her ne kadar bu duyurunun sonuna pek uymasa da, adetimdir sonuna bunu yazmak. çok teşekkürler.

ege'den ev yapımı sızma zeyinyağı getirdi bir arkadaş. kendileri yapmış. çok güzel kokuyor ama yenilir gibi değil. çok acı, bildiğin zehir. ham, işlenmemiş zeytin acısı.

ne yapılır bu yağ ile? salataya falan konulur gibi değil, çok acı yahu.

az önce dana kuşbaşı aldım marketten haşlamak için.
düdüklüye koydum kaynar suyla, içine tuz ve karabiber atıp kapadım.
bi yarım saat önce açıp bakayım ne halde dedim, ful köpük olmuş içi kahverengi renkte. Niye köpürmüş ki bu, normal mi?

İyi bir tavırmıdır ki..Ne desem "tamam öyle olsun,iyi o zaman öyle yapalım,olur ne de güzel olur" türünden cevaplar.Arkadaş belanı mı arıyosun diyenleri duyar gibiyim lakin bir kişiyle tamamen aynı görüşte olmak da insanı sıkar mı acaba ?
Başlıktaki sorudan başka bir soruya geçiş olucak ama kendinizin aynısı bir sevgiliniz olsa dayanabilirmisiniz ? Bunu düşündüm bir an için ama dayanamam gibi geldi.Peki o halde nedir bunun eşik değeri ki?

sabah google'ı açtım gaza geldim,şöyle birşey hazırladım.
bi değerlendiriverin canlar:)

soundcloud.com

edit:imla

Selam.
Gençler, öncelikle dini inancım orta seviyede. Yani inancım tam da ibadet pek yok. Ama sanki inancım zayıflıyor gibi. Yani mesela şu final dönemlerinde. Ya arkadaş köpek gibi çalışıyorum, her şeyi biliyorum tamam diyorum, anne duası var, hatta bonus olarak benden de dua var. Ama sınava bir giriyorum, bildiğim şeyi unutuyorum, ya da bir şekilde yapamıyorum soruları. Ee dua desen gani gani, ee ben elimden geleni de yapıyorum. Niye böyle oldu şimdi?

Bu bir örnek tabi. Yani böyle şeyler olunca, istediklerimin hiçbiri olmayınca,dualar kabul olmayınca falan haşa ama Allah'a olan inancımı hafiften kaybediyor gibi hissediyorum. Yani varlığı konusunda şüphem yok da. Hani çok adaletliydi, hani yardım ederdi falan diye bi isyana doğru sürükleniyorum sanki. Korkuyorum da hâliyle. İstemiyorum böyle olmasını.Bir de bu durum ara ara olan bir şey değil, uzun bir süredir hafiften, içten içe olan bir şey.
Size de oluyor mu böyle şeyler? Ne düşünüyorsunuz? Bir yardım ediverin.

Not: amacım bir tartışma yaratmak değil, o yüzden o yönde cevaplar verilirse sevinirim.

6 Aylik tedavi 1 haziran tarihinde bitmis olsun. kan bagislayabilmem icin aradan ne kadar gecmeli?

hayatımın külliyen çöp olduğunu düşünmeye başladım. lisede sırf matematik yok diye dil bölümünü seçtim, iyi halt ettim. Sözel seçseydim şimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdim en azından mutlu olabilirdim. Neyse bizim okulda sözel bölümünü pek küçümsediklerinden (anadolu lisesi idi) dil seçtim ben de. ortalama bi öğrenci olup mezun oldum. Sonra güzel sanatlarda okumak istedim, tiyatro resim ne olursa mutlu edecekti beni ama bu defa da babamla anlaşamadım "doğru düzgün bi bölüm oku güzel sanatlar da neymiş" ile karşıma çıktı. ben de kolayca girebilceğim ama bünyesinde güzel sanatlar fakültesi olan bi üniversite seçtim. aklımca yatay ya da dikey geçiş yapacaktım. tabi okula kayıt olunca yetenek sınavlarının varlığını öğrendim. gizli planım suya düştü. o zaman seneye yeniden öss'ye girer barajı geçer denerim dedim. bu süreçte de gezer dolaşırım dedim. gezdim dolaştım da ama nasıl olduysa dandik bölümümde de başarılı oldum. bölümümü bırakmak istediğimi bilen hocalarım bak çok başarılısın bu bölümü bitir nadir bulunan bi bölümüz önü açık, mezun olunca yeniden gsf düşünürsün dediler. ben de dinledim onları vazgeçtim. sonra bölümümde burs kazandım 3-4 ay kadar dilini öğrendiğim ülkede eğitim gördüm ve geri geldim artık 3. sınıftım. ama yine afakanlar bastı ve okulu oldukça aksattım. not ortalamamı da düşürdüm. yeniden öss'ye girdim, girmişken yds ye de girdim. dil istesem bu defa japonca bile seçebilirdim ama istemedim ve dil puanımı kullanmadım. biriktirdiğim bir miktar paramla çeşitli üniversitelerin yetenek sınavlarını deneyecektim. bu sınavların başlamasından bir- iki hafta önce cüzdanımı çaldırdım ve biriktirdiğim tüm paralarım gitti. kimseden para da isteyemedim sınavlara da giremedim. kendi dandik bölümümü bitirdim, bi yandan cafede çalıştım oyaladım kendimi. okul bitti işsiz güçsüz kaldım ortada. sonra yazın izmirde bi otelde resepsiyonist, bi başkasında da bir nevi garson olarak 3 ay çalıştım. (sevgilimden de ayrıldığım için yoğun bi tempo istedim). ama turizm sektörünün de benlik olmadığını görmem çok sürmedi, şeflerim bile açık açık yazınca densiz müşteriler bile mantıklı gelir olmuştu. 3 ayın sonunda iki işimi de bıraktım. dandik bi dille daha da körelmeden ne yapabilirim diye düşündüm, dış ticaret kursuna yazıldım. sıkıcı bir 3 aylık kurs sonrasında iş aramaya başladım. ne kariyer net kaldı ne başka iş bulma siteleri. onlarca başvuru yaptım sadece bi yer çağırdı görüşmeye o da ilerisi için, ihtiyaç halinde almak üzere görüştü benimle. iyi de geçti görüşme ama olmadı (ben iş bulunca anca geri döndüler). sonra bi arkadaş vasıtasıyla bi yazılım firmasında sekreter oldum. 4 ayın sonunda terfi adı altında görevimi değiştirdiler, satış takibini verdiler. yanına bir kaç görev daha eklediler. birden kaldırabileceğimden fazla sorumluluk aldım. ilk başta zevkli geldi ama zamanla iş hayatının gerçek yüzünü gördüm ve işten de insanlardan da soğudum. her ay sonunda gece 12'ye kadar çalışmak, bunun mesai olarak geçmemesi, yapacağım en ufak bi dikkatsizliğin yüksek meblağlarda şirkete zarar vereceği bilinci, çalışma arkadaşlarının patrondan çok patroncu olması, patronların sürekli yıpratıcı eleştirilerde bulunması vs. vs. işe artık sabahları ağlayarak gelir oldum. şirkette demirbaş sayılan çalışanların dışında gelen yılı dolmadan gider oldu. herkes resmen kaçıyor. ben de kaçmak istiyorum. huzur istiyorum, mutlu olacağım bi iş olmasa bile içsel çekişmeler yaşamayacağım, minumum streste bi iş istiyorum. ama yok bu dandik bölümle yapabileceğim bi iş yok. zaten artık o dilde iyice köreldi. elimde iyi denebilecek düzeyde ingilizce kaldı bi tek. oysa ne çok isterdim bi reklam ajansında, bi moda atölyesinde, ya da bi tiyatroda, herhangi bir sette çalışmak. ama şu an kiraydı faturalardı derken ben para istemiyorum junior da olsa alın beni iş öğreneyim de diyemiyorum. yaş oldu 27, elde var 0'a 0. sürekli ağlıyorum. ne yapayım ben ya? hayatım resmen çöpe gitti. Bi çözümü olmasa bile içimi dökmek istedim.

uzun oldu, kusura bakmayın.

pazar günü evde şu an neler yapıyorsunzu arkadaşlar? canı sıkılan gençlere neler tavsiye edersiniz?

hadi herkes ne yaptığını yazsın lütfen.

edit: oha lan herkes işinde gücünde mi? bi tek ben boşum galiba ama sıkıntıdan patlıyorum.. loser lvl 9000.

40 gunluk sarman, erkek kedime isim koymadım?

koyu sarı ve mavi gözlü. ne dersiniz?

not: kuzey demeyin

Bununbi acik sari bi de koyu kahverengisi var. bunlarim arasindaki fark nefir? Koyu neden pahali?

Artık çok çaresiz kaldığımız için size soruyorum.

Benim bir kardeşim var, üniversiteye gidiyor, aslında geçen sene bitirmesi gerekirdi, uzattı, bu sene bitecek derken, şubata sarkmış. Uzaması dert değil aslında, dert kardeşimin duyarsızlığı.
Yıllar boyunca hiç sorumluluk almadı. Yıllar sonra doğan erkek çocuğu olduğu için biz biraz şımarttık, biraz da anne baba ile yaş farkı fazla olduğu için biraz fazla şımarık ve diyalogsuz büyüdü. Babam ve annem kardeşimin ideal genç olmasını istediler, elinde kitabı t cetveli, efendi, kibar, düşünceli, çalışkan. Kardeşim de inadına, nerede ne konuştuğunu bilmeyen, annemi babamı sadece parası bittiğinde arayan bir hale dönüştü. En son anneme "ben gaylerin kongresinde çalışıyorum" demiş, annem de bu sefer "oğlum eşcinsel mi oldu" diye hastanelik oldu (konunun homofobi ile ilgisi yok bu aşamada ya da annemin homofobikliği ile, annem ve babam 60 yaşında, halen eskide yaşayan ve solun her seçimde iktidar olacağına inanan iki insan işte). Bu örneği verme sebebim, kardeşimin sırf annemin babamın üzüleceğini bildiği şeyleri inadına yapıp söylemesini anlatabilmek.
En son yine dövme yaptırmış, ara söyle babama diyoruz, kendisi görür nasıl olsa diyor.
Bir de internet bağımlılığı var tabi, 1 hafta yanımda kaldı, öğlen 3 gibi kalkıp sözlüğe giriyor, gece 4e, 5e kadar. Tek muhabbeti sözlük. Sözlük zirveleri, sözlük başlıkları.. Sözlükteki yazdıkları da orta 3 talebesinin yazdıkları gibi, "birbirini dilleyen kızlar" gibi. Facebook ta aynı abuk sabuk paylaşımlarına devam ediyor, yalvardım akrabaları listenden çıkar diye, çıkarmıyor da, sonra arkadaşı anneme geliyor, "senin oğlun kız arkadaşıyla birlikte mi yaşıyor, facebookunda sevişme sonrası pizza gibisi yok yazmış gece yarısı" diyor, annem babam yine fenalaşıyor. ssg'ye mesaj atmayı bile düşündüm, şu gerizekalının hesabını kapatın ne olur diye, ama dingil kesin çoklu hesabı vardır.

Şimdi eve dönmesini istiyor babam, okul şubatta bitecekse şubata kadar ben niye boşuna ayda bin lira vereyim diyor, kardeşim de öldürürüm kendimi orada diyor. İstanbul'da iş arıyor ama bulamıyor.

Ben de çok bunaldım artık. Dönse mi adam olur yoksa babamla biz konuşsak da şubata dek istanbulda kalsa mı adam olur bilemiyorum. Bunaldım artık. Buradan yetkililere sesleniyorum, belli bir yaştan sonra çocuk yapmayın.

Siz yapmayın da biz bu çocuğu ne yapalım?