O üstnü kapatma hareketini doyunca benim kedi de yapıyordu. Doyduğu zaman kokusu pek iyi gelmiyor ya ondandır.

şunu da sakliyim de sonra yerim haraketi o, bizde aynı şeyi restorantlarda yapıyoruz, bitiremeyince şunu paketlermisniiz diyoruz ya aynı şey işte

benim ki de iş gibi yapıyor gece gündüz demeden . halıları delirmiş gibi tımalayıp duruyor . su içiyor yapıyor . mama yiyor yapıyor . 2 damla çiş yapsa banyoda yarım saat paspasla mücadele ediyor .
ağzında sorun varsa bu çok ciddi olabilir . benim bir önceki kedimin çene kemiği erimişti iğrenç bir yapışkan akıntı da varsa hemen veterinere baktırın derim .
diş taşları da koku yapıyor olabilir yaşlı çünkü .

5,5 yıl filan.

2008 de ekside yazar oldum. Ya da 2009 emin degilim. O tarihten beri hemen hemen hic duyuruyu kullanmadim. Su entry silme muhabbetinden beru de buradayim

23.04.2007

2010. Ay hatirlamiyorum.

Edit: Simdi baktim da, en eski cevabim 04.10.2010'da

3.5 aydır falan

08.08.2006

2011 olsa gerek. eski duyurularımı sildiğim için ay hakkında bi fikrim yok.

2010'dan beri.

Ilk duyurum 2010da. Vay be 6 yil olmus

2010 sonbaharından beri, ilk soru ve cevaplarımı sildiğim için ayı bilmiyorum.

2007

Bilmiyorum. Ekside bi gun yazarligim onaylanmisti iste mail geldi. Sonra yine bi gun sub etha yi kesfettim. Sonra da duyuruyu. Burayo her gun okuyorum yaziyorum. Seviyorum da. Samimi ve gercek. Eksi no name. Oraya sadece sikeci fener jr sikeci besiktas yazmaya giriyorum. Arada bir.

haziran 2013'den beri.

oha, bi bakayım dedim ne zaman diye, 3 yıl önce tam bugünmüş :o

Tamaminda aktif olmamak uzere su anki hesabimla 2012den beri. Oncesi 2010dur muhtemelen.

ilk duyurum 2009'daymış ama ondan önce en az 1 sene var.

8 sene civarı diyebiliriz.

Ağustos 2013'ten beri buradaymışım. İlk zamanlarda haftada bir giriyordum, Kasım civarı hemen her gün girmeye başladım. Eski duyurularıma baktım da, ne günlermiş. Çok nostaljik oldu.

6 yıl oldu

compu ekşiduyuru benim bilgisayarda kodladı.

yalnız bakıyorum nickler yeni yeni ama en kötüsü 2 yıldır burada :D ondan sonra yazıyorsunuz selamlar burada yeniyimde şöyle böyle

2008
başlarda daha çok sözlük, şimdilerde duyuru.

2012'de ilk kez girmiştim. Şöyle bir bakıp, 1-2 soru sorup çıkmıştım.

Sonrasında 2013 Aralık gibi tekrar geldim. Daha da çıkamadım.

2009da filan ara ara takılıyordum. 2010 mart'ta çok sıkı bir giriş yaptım, arada girmeyi bırakıp aylarca bakmadığım da oldu, koca günü buralarda geçirdiğim de.

epey olmuş yalnız, 6 yıl ney la!?

3 yıldan fazla oldu. hala ankarada kafa dengi arada nargile içeceğim birini bulamadım ya ona üzülüyorum.

şimdi baktım da 2010'dan beriymiş heyygidi

2010 agustos

Temmuz 2015.
Ben burayi sozlukteb daha cok seviyorum ya :)

2005-2006 bir sey olmali, ilk kullanicilardanim.

5,5 Sene

Konteynır taşıyalım?

Konteynır da olur ama kaldırın yıkın dedikleri zaman napcaz?

Videoyu izleyin derim.

Bu dorsenin karayollarında taşınmaya izni olacağını sanmıyorum ama.

Uzay aracı gibi önden koptu gitti bakakaldım.
Tuvaletin bir yerde birikiyor ve sonra dökülecek olma fikrini sevmiyorum. Arsaya kanalizasyon döşensin, boruları kapaklara salalım. Aga olma fikri çok hoşuma gitti ayrıca :)

senin arsaya kendin dikeceğin ev o dorsenin yarı parasına filan gelir. it gibi pahalıdır o.

al bu sana yeter

globalahsap.com

Normal bir tır dorsesi çevrilebilir belki eve. Bu kadar lüks olmasına gerek yok. Asıl mesele tarla alıp imar izni olmasa bile bunu çeker yaşarsın içinde. Problem olursa çağırırsın bir tır çeker başka yere.

Bok meselesi evet problem. Yıkanma, su. :(

Bekar olsam ev almazdım otobüs ya da böyle birşey alır yaşardım içinde.

ayiadamın realistliğini sevdim, +1 diyerek kendisine katılıyorum :D

@ayiadam bu çok küçük babuş ya. dorse iç ölçüleri 12.5 metreye 2.5 metre. Daha geniş.

Tabii ki videodaki üst düzey onun farkındayım.

benim bu işi yaklaşık 3 yıldır araştıran bir arkadaşım var. kalkamadı işin altından.

ayrıca kayınpederde prefabrik ev koydurdu arsaya. kimse de gelip naptın demedi. kaldırın derlerse vinç çağırıyorsun. kaldırıp kamyon kasasına koyuyor. sonra ekipler gidince geri koyuyor. ama cidden kimse gelip naptın demedi.

prefabrik ev yaz google'a bunun 2 katlısı bile var.

al başkan bu işini görür

www.alpinyapi.com.tr

misafir kabul ediyorsanız geliyoruz, çok beyendim.

bunu kullanabilmek için öncelikle tır kullanabiliyor olman gerek. sonra bunun tüm elektrik ve mekanik yapısnı biliyor olmalısın ki herhangi bir arızada kendn müdahale edebil. sonra oturduğun yerden dağın başında deli danalar gibi birilerine ulaşmaya çalışma. bu sistemin bakımını düzenli olarak yapmak gerekiyor. atık su, temiz su tesisatından tut, hdrolik sistemine kadar, elektrik tesisatında da yeri geldiği zaman arızayı tespit edip çözmen gerek. sonra burda ağlarsın, kolzet taştı ne yapayım? bu kodumun dorsesi yanlara doğru açılması gerekiyordu, yarıda kaldı napim?

yani o işler o kadar kolay değil.

buralar soğuk

adam hüzün adamı, severim ben dinlemeyi.

www.youtube.com

bir sürü güzel şarkısı olmasına rağmen ilk sırada bu gelir. müziği bir değişik yapıyor beni. şarkıdan bağımsız olarak da sesi huzur veriyor bana mutsuzluktan ziyade.

ben kısac fd

"Gönül". Hüzünlü hissettiriyor.

içimden şehirler geçiyor

Çok aşığım mi öyle bi şarkısı var. En sevdiğim değil de başlığı görünce aklıma ilk o geldi. İçimdeki kotu fısıldar, acit acitabildigin kadar falan diyordu. Güzel şarkı.

Adı sevda

En sevdiğim mi bilmiyorum ama 'Senin Yüzünden' güzel şarkı.

bb

www.youtube.com
pek severim kendisini. izmirde oz'a her geldiğinde gitmeye çalışıyorum.

çok aşık, beni bırakma, hadi eskilerden de lavinya olsun.

Şarkıların sözlerine bakmam çok fazla. Sözler benim için şarkılara eşlik ederek daha fazla zevk alınmasına yarayan araçlar. Çok koyu koyu bulutlu havalarda kendimi buluttan bir toprağa canlı canlı gömülmüş gibi hissederim, elimde çok büyük bir bıçak ya da kılıç olsun, bulutları dilim dilim keseyim ve aradan güneş girsin isterim; FD'nin şarkıları da sözleri çıkarsam bile o buluttan toprağa sokuyor beni, gömülmüş gibi hissediyorum. Güneşli günde dinleyemiyorum, çok ağır geliyor. Sevdiğim tek şarkısı var: Buralardan gitme
www.youtube.com

En sevdigim degil ama bence nadas en iyi parcasi.

Yeniköy güzel.

"senin yüzünden" şarkısını çok sevdim ben nedense pek sükse yapmadı.En sevdiğim parçası diyebilirim hatta

gönül.

nadas www.youtube.com
yalan www.youtube.com

edit: ayrıca bu adam şair. çünkü böyle şarkı sözü olmaz. şiir yazıyor resmen.


büdüt2: mutluyken mutsuz olmak ne kelime.. hayata küserim.

Aşkın e hâli.

deli şarkısını çok severim aklıma gelmişken

senin sarkin

Ben sürüyorum öyle, bi sıkıntı yaşamadım hiç.

Tek puf noktasi sol ayagina hakim olmak. Onu yerinden kaldirma. Aliskin olmadigin belki bu konuda sikinti yasarsin. Baska da bi' sorun yaratmaz. Hatta kullandiktan sonra bunca zamandir eziyet cekiyormusum bile dersin.

Umarım sorun yaşamam. en uygun garentada nissan micra buldum sanırım onu kiralayacağım :)

Manuelden otomatiğe ilk geçişte sol ayağı zincirlemek lazım :) ben ilk geçtiğimde başıma söyle bi olay gelmişti. u dönüşü yapmak için yavaslamistim, sol aynadan gelen trafiği kontrol ederken aklımdan çıktı arabanin otomatik olduğu ve vitesi 2ye almak için debriyaja (tabi debriyaj olmadığı için frene) bastığımda yanımda oturan arkadaşım on cama sticker niyetine yapılmıştı :)

Ben de ondan çekiniyorum. Vitese elim gidecek ondan eminim :)

Sol ayagini poponun altina koy :)

ben bir kez denedim. ''bu ne böyle noluyor'' dedim tırstım indim. otomatik araç sürebileceğimi sanmıyorum. ilk kez olacaksa sende de garip sonuçlar olabilir.

sol ayagi zincirleyin diyolla

Aslında alır almaz boş alan bulup biraz deneme yapmak iyi olabilir :)

bi sol ayak tavsiyesi de benden gelsin,

sol ayağı kestir öyle bin:))

Uzun süredir 1.3 dizel manuel 2010 model opel astra kullanıyordum, dün itibariyle 1.6 benzinli otomatik kia sportage kullanmaya başladım. Acayip farklı geliyor ama kötü anlamda değil.
Çoğu insanın aksine ben sol ayağıma hakim olmakta hiç zorlanmadım. Sol ayağın üzerine oturup kullan falan diyor insanlar ilk günler için ama hiç gerek duymadım o tarz bir şeye. Sadece arabayı çalıştıracağım an sol ayağım bir pedal arıyor, onda da olayı hatırlayıp çekiyorum hemen. Beni tek şaşırtan şey direksiyonun acayip hafif oluşu bir de arabanın gaza ayağımı dokundurmamla hemen fırlaması oldu.
Yani özetle sol ayağını sol köşede bir platform gibi bir şey var onun üzerine koy, hiç kaldırma. Direksiyonla arabanın gidivermesi seni ne derece etkiler bilemiyorum. Sanırım onlar benim önceden kullandığım arabayla alakalı. Kafanda büyüttüğün kadar bir şey değil ya. Değilmiş yani.

Öneriler için teşekkürler herkese :)

Acelen yoksa aliexpress'te süper kablolar var. çok da ucuz. 10 liraya bir tomar satıyorlar.

aliexpress ten aldım ama hepsi erkek erkek kablolar. kablo için iki hafta beklemek istemiyorum.

çankaya elektronikçiler çarşısı, onur han

Ben iki yıl önce bir koli m-m, m-f, f-f kablo almıştım. hala bitmediler. o zamanın parasıyla 15 dolar mı ne tutmuştu. vaktin varsa hiç uğraşma.

Ölüyo balık ya ondan helvasını yiyorlar. Öyle derler

tansiyon mu şeker mi ne, balığın vücuttan aldığı bişeyi dengeliyordu, helva sağlık baabında tercih edilmiş bişey yani.

Helva da, fırında helva. Yaz gelse de gitsek karaburuna falan...

ananiyimioguz'un verdiği linkte ki yazı hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir yazı ve saçma. yok fosfor asitik dengeyi bozuyormuş o da şekeri düşürüyormuş.

hani o yazının yanında stiletto heel'in yazdığı daha fazla tik hakediyor :D

ya ben ne diye duyurunun trolüne çıkıştıysam :D neyse şöyle izah edeyim;

öncelikle hakkında bu kadar sitenin aynı şeyi yazması yazıyı mantıklı hale getirmiyor. ikincisi, bu siteler birbirlerinden copy-paste usulü çalışıyorlar. aynı yazıyı daha birçok sitede bulabilirsin, ki dediğim gibi bu onu mantıklı bir yazı yapmaz.

ayrıca bilimsel kaynak beklerken elbette beklentim illa bilimsel makale olması değil, ki bu ortamda bir doktorun bloguna bile razı olurum. kaldı ki ortalık şarlatan 'doktor'lardan geçilmiyor.
neyse, bu arada bilimsel makale, kaynak beklentimi cidden helva ve balık üzerine yazılmış bir phd tezi falan olduğunu düşünmedin değil mi :D
hani fosforun etkileri ya da aşırı deniz ürünü tüketiminden doğabilecek yan etkiler üzerine yazılmış bir makalede fosforun mide asit dengesini bozup şekeri düşürdüğünü söylemesi gayet helva ve balık başlıklı bir yazıyı destekler nitelikte olurdu.

ayrıca benden olmayan şeyin neyini duymayı bekliyorsun anlamadım :D hani aynı ateistten tanrının olmadığını kanıtlamasını bekleyen teist'in durumu gibi oldu bu.

he tabi varsa eğer böyle bir araştırma, böyle bir gerçek (fosfor-mide asidi-şeker düşmesi arasında ki ilişki üzerine), elbette duymak ve bilgilenmek isterim :D

ancak ben bu yazıyı ilk yazan adamın kurduğu bağlantıyı anlatayım;

şimdi;
-şeker düşünce böyle bi fenalaşma gibi bi his olup mide bulanıyor mu? bulanıyor.
-fazla şekerli ya da yağlı yiyince mide asidim azıyor(?) ve böyle gulp gulp edip midem bulanıyor mu? evet
-bu ikisinde hissettiklerim kısmen benzer mi? evet.
-geçen bayat balık yediydim ve benzer hissettim mi? evet
-balıkta fazla ne var? fosfor.
-let the tanım kasma begin!

helvayı yemeden balık öldüğünü anlamıyor. helvayı görünce aha şimdi öldüm diyor. bütün olay bundan ibaret.

Çünkü halk eğitim merkezi, istanbul halk tiyatrosu.

bu bi bahane değil ki.

çünkü paraları yok, tiyatroyu bilet ücretleriyle zor döndürüyorlar ve afişleri kuzene yaptırıyorlar. hiç olmazsa bir güzel sanatlar fakültesiyle bağlantı kurmayı akıl edebilseler iki tarafa da çok yararı olur bence.

parasızlık +1

(bir afiş kaç paradır ki) + [(güzel sanatlar öğrencisi daha iyi yapar) bunu akıl edemezler mi]



çünkü oyunu değil karakterleri satmaya çalışıyorlar, baksana ne kadar güzel dizmişler oyuncuların yüzlerini afişe.

edit: bak mesela ben de dünyaca ünlü bir oyun üzerinden örnek vereceğim

bi buna bak;
www.thehunchblog.com

bir de buna;
s-media-cache-ak0.pinimg.com

www.dresscircle.com

hani olay para değil, onu demek istiyorum. ayrıca ilk verdiğim linkte ki muhteşem bir gösteriydi.

devlet baba(!) sağolsn tüm yardımları kesti tiyatrolardan. tiyatrolar da olabilecek en düşük maliyetle iş yapmaya başladılar. afişi dışarıya verseler zibilyon para. onlar da dediğiniz gibi kuzene yaptırıyorlar.

bakın oyunda erkan can var cem davran var. hani ben bile buradan onların kim olduklarını biliyorum. şöyle bir şey var; hani bi paket sigara parasına bundan daha iyi poster hazırlayacak arkadaşlarım var.

esi dostu kiramiyorlardir.

(p.s. i. : ikinci adami acun ilicali sandim. / p.s. ii. : koca erkan can... hey gidi...)

arkadaşlar bu söylediğiniz sebepler çok komik.

geç cevap veriyorum belki ama.

sen kendini düzgün pazarlamazsan tabi ki PARA KAZANAMAYACAKSIN.
bu siktiriboktan afişlerle yalnızca belirli kitleyi kendine çekebilirsin. eğer bir tık fazlasını istiyorsan kendi PR'ını adam gibi yapcaksın.

bu ülkedeki bütün markalar gerizekalı mı, bütçesinin çoğunu reklama harcıyor? reklama harcadığın her paranın kat kat fazlasını kazanırsın. "param yok" diye bu siktiriboktan afişlerle devam edersen HİÇBİR ZAMAN paran olmaz.

50 yaşındaki annem bile nikah şekeri satmaya karar verdiğinde bana şunu söyledi: oğlum önce kazandığım bütün parayı reklama yatıralım da iş gelsin.

eğer bunu akıl edemeyecek kadar tıynetsizlerse yapacak bişi yok. tabi ki açlıktan geberecekler.
bütün ülke kendini pazarlamak için bütçe ayırıyorken, sen param yok diye ayırmıyorsan silinip gideceksin.

ayrıca afişe güzel diyen arkadaşlar: AFİŞ İĞRENÇ. hiçbir albenisi yok.
tiyatroya gitsem mi gitmesem mi ikileminde kalan insan,
veya acaba hangi oyuna gitsem diye düşünen insanı kendine çekecek hiçbir ögesi yok.

@air,

notre dame de parisin o kadroyla olan gösterisnin tarihi 99. o dönemin estetik kaygıları için gayet düzgün bir afiş.

cem davran, erkan can gibi isimleri öne çıkararak satış yapmak istiyorsan notre dame de paristeki gibi koyu ve tek renk bir arkaplan tutturup onların suratlarını yazarsın.

google imagestan alev fotoğrafı indirip onun üstüne paint terk fontlarla ve yöntemlerle kişileri yerleştirmezsin. yerleştirirsen açlıktan ölüyoruz diye de ağlayamazsın.

sahip olduğu bütçenin çoğunu reklama yatırmayan HER İŞLETME batacaktır. işletme değilsen de, tiyatroya parayla adam almayacaksın özeti bu.

bu arada not: 2. ve 3. posterler gayet güzel.

gösterinin tarihi 98 diye hatırlıyorum :) neyse önemli değil.

eh işte burada da beceriksizlik giriyor işte devreye. amacım doğrudan bir kıyaslama değildi. (bir adamlar oyuncuların ismiyle satmaya çalışırken bile iyi iş çıkarmaları benim suçum değil :D ) ama bana göre o ilk attığım poster de ne kadar şık dursa da güzel değil. en başta doğru değil.

göstermeye çalıştığım, bu (oyuncu ismiyle satmaya çalışma) yapılan bir şey ama işte verdiğin linkte ki posteri kim hazırladıysa birden fazla kaygıyla hazırlayıp batırmış iyice. türkiye'den sanatı ya da güzeli avrupayla bir takip etmesi beklenen bir şey değil zaten.

bana göre ilk attığım posterle bu alevli poster aynı ayarda.

bu arada 2 ve 3'ü güzel örnek olarak attım :)

beğenmiyorsan gitme amk. kimse sana tiyatro sevdirmeye çalışmıyor.

asfgfddajya :D ben de hep bunu düşünmüşümdür çok haklısın.

Opera afişleri falan bir tık daha iyi oluyor.

ben kitapyurdu'nu kullanıyorum yıllardır. bir çok sipariş verdim. toplam iki siparişimde aldığım 11 12 kitaptan biri tedarik edilemediği için bilgim dahilinde eksik yollandı ve bedeli ödendi, ayrıca hediye çeki verildi.

diğer siparişlerimden hep memnun kaldım. sanş mıdır, başka bir şey midir ancak memnunum kendilerinden.

Dr kullaniyorum, sorun yasamadim.

yıllardır idefix kullanıyordum, çok da memnunum.

yılbaşı çekilişi için verdikleri hediye çeki sebebiyle babil'i denedim ilk defa, gayet memnun kaldım.

dr ise beni geçen yıl yılbaşı hediyesi döneminde 2 hafta süründürdü ve tüm planlarımı aksattığı için bir daha asla kullanmam.

kitapyurdu'nu hiç denemedim belki bi gün ona da sıra gelir.

hepsinden ayrı ayrı alışveriş yaptım, memnuyetime göre sıralama yapmam gerekirse
idefix
babil
kitapyurdu

ayrıca d&r asla önermiyorum.

Dr kullaniyorum. oldukca memnunum.

Hepsini kullaniyorum ama en cok idefixten memnun kaldim. D&r tedarik teslim sureci cok uzun oluyor.

Bende geçenlerde d&r dan 300₺civarında bir alışveriş yaptım parça parça geldi ürünler bir arayıp sorsalardı keşke böyle göndersek sorun olur mu diye.

İdefix ile üniversite yıllarında bir problem yaşamıştım şuan hatırlamıyorum ama üst yönetime kadar gitmişti mevzu. Çok ilgilenmişlerdi ama çok da uğramıştım.

Kitap yurdu ile hiç sorun yaşamadım son dönem alışverişimi keşke ordan yapsaydım.

idefix
d&r
kitapyurdu
babil

hepsini de kullanıyorum.

Son 2 alışverişimi eganba'dan yaptım. Ondan da çok memnun kaldım. Bir de okuoku.com gayet iyidir.

kitapyurdu ve idefix kullanıyorum. Kitapları ekliyorum, toplamda hangisi ucuzsa ondan alıyorum.
kargoyu iş yerine istiyorum. Şimdiye kadar çok sıkıntı olmadı. Kitapyurdu bir kere 3 gün yerine 4 günde göndermişti, en büyük sıkıntı o oldu. Onda da isterseniz hazır olanları gönderelim diye teklif ettiler. Genelde 1-2 günde, hatta hepsi stokta ise aynı günün akşamına kargoya veriyorlar.

kitabına göre değişiyor o ya.
hayatımda ilk kez internetten kitap aldığımda (2007 falandır herhalde) kitapyurdu'ndan almıştım. İyiydi.

Sonra idefix kullandım çok hızlıydı. D&R'dan birkaç yıl önce 6 kitap birden sipariş verdim, bir hafta sonra gönderdiler. Sordum tek bi kitap bulunamadığı için beklemiş.

Daha geçen ay Babil'i ilk kez denedim, Bkmexpress'e 20tl indirim vardı bi kitap bedavaya geldi, gönderi de hızlıydı. Ama o indirim olmasa sanki kitap başına idefix daha ucuz. Böyle işte.

Kitapyurdu kullanıyorum bi sıkıntı yaşamadım.

Bunu ben de yapıyorum. Bir de şöyle bir tarifim var; çilek, böğürtlen gibi meyveleri dilimleyip buzluğa atıyorum. 2-3 saat sonra yarım cay bardagi soğuk süzme yoğurt ve meyveleri blenderda iyice karıştırıyorum, biraz da limon suyu ekliyorum. Çilekli dondurma oluyor :) yabancı bir sitede görmüştüm, tarifte bal da var ama ben eklemiyorum çoğu zaman. İsteğe göre eklenebilir tabii.

Fraise
çok teşekkürler tarif için limon suyu tuhaf olmuyor mu ne kadar ekliyorsun?

Çok çok az yarım kilo çilek varsa 1 yemek kaşığı gibi. Çilekli dondurmada hafif bir ekşilik oluyor ya sanırım onu yakalamak için koyuyoruz. Bal da bir tatlı kaşığı ekleniyor genelde.

Muzlu olan tarife muzlari çekerken biraz kakao da ekliyorum ben arada. O da güzel oluyor. Aklıma geldi şimdi :)

ben de yaptıydım bir süre önce ama tarif bilgileri evdeki pc de, ayrıntısını hatırlamıyorum, akşam bulursam koyarım, şimdilik sadece fotosu (şekilli görünsün diye %60 kakao oranına sahip küçük bitter çikolata saplamışım üstüne, eser miktarda basit şeker sadece orada var)

i.hizliresim.com

buna bıraz da bacardi vodka fln dokmek lazım.

Ben kurabiyeli yapiyorumbu tarifi

Teorik olarak avokado da ayni sekil olmali ama henuz denemedim bu yaz seftaliyle denicem

La noix avokadoyla da oluyor ama içine dondurma değil de donmus avokado oluyor sanki :) bazıları kakao ekleyip yapıyor, denemedim henüz.


Şeftaliyi tek başına yapınca sulaniyor, biraz yoğurt ekleyince o da güzel oluyor.

daha önce yapılmış zaten bu;

www.facebook.com

Teşekkürler paylastiginiz icin çokk guzel tarif

Kakao
Tarifi ben de instagramda görmüştüm kendim üretmedim sadece burada benim gibi bilmeyenler için paylaşmak istedim :)

Prhn
Senin tarif protein bar dedikleri şeyden mi oluyor kıtır kıtır mı yoksa kıvamlı mı? Bir de fırında ne kadar tutuyorsun?

Ne dondurmaymış arkadaş yazan yazana. İyice emine bedere bağladınız.

muzda seker yok mu

Lola90, direkt şeker yemiyorsun en azından. Normal dondurmalardan daha masum, biraz da vitamin var. Ne güzel tarif vermiş, illa kulp takmasak olmaz :)

bigbadabum sen de dene

Lola90
sfhjgasd :D meyvelerde de var tabii ama burada kastedilen rafine şeker ya da hazır dondurmalarda kullanılan glikoz şekeri vs. çeşitleri anlamında. Kilo sorunu olanların kontrolsüz meyve tüketmesi de iyi değil.

kan verme (transfüzyonu) en azından sahra hastanesi tabir edilen özel çadır vb. mekanlarda yapılır, hasta yataktadır ve operasyon yapıldıysa/yapılacaksa zaten belli düzeyde personel bulunur. o aşamada montunuzun herhangi bir köşesinde göze batan değil cüzdanınızda gizli bir kart bile gözden geçirilmiş olur. (organ bağışçısından, özel tıbbi durumlarına, hemofili vesaireye her türlü ayrıntı için kontrol edilir, kan grubu kartı da bunlardan biridir)
normalde kan alma için herhangi bir genel yönelim yok, kan alacak kişinin hangi elini kullandığı vb. özelliklere göre değişebilir. tansiyon soldan ölçülür, ama kan alımı için belirli bir kol yok.
kan grubu belirlenmesi ayaküstü yapılabilecek basit bir işlem, parmaktan 1 damla kan alınarak yapılabilir.

yine de, durumunuza göre, cüzdan-çanta gibi yerler şartlara göre hastanın yanında olmayabilir, kaza sırasında kullanılmayacak hale gelmiş olabilir. gerçekten acil önemde bir durum varsa (hemofili, hipoglisemi vb) bazı kişilerin bileklerine/göğüslerine vb. dövme yaptırdıklarını biliyoruz.

İki koluna da yapıştır.

@vizdilva, zaman ayırıp bu kadar detaylı yazdığın için teşekkür ederim.

@bigbadabum, teşekkürler, söylemesen iki koluma da yapıştırmak hiç aklıma gelmezdi.

ben gitmiştim, iyiki de gitmişim. çok eğlenmiştik hem de güzel bir anı olmuştu. hayatta 1 kere olacak bişi o kadar da üşenmemek lazım :)

lisedekine gitmemiştim, pişman olmadım. kimse de "niye gelmedin" demedi zaten. gitsem canım sıkılırdı muhtemelen. üniversiteden de zaten mezun olamıcam bu gidişle. olabilirsem eğer, sırf "mezun" olduğum için gitmeyi düşünüyorum. böyle birilerine yanaşıp "geldim, çünkü mezun oluyorum. bitti yani okul." diycem.

üniversitedekine gitmedim, hiçbir zaman da pişman olmadım.

kızların pişti olmamak adına elbiselerini almak için farklı illere gittiği, facebook grupları açtığı, sonunda da birbirine benzeyen kokonalara dönüştükleri bir etkinliğe gitmeyi bir an bile düşünmemiştim zaten :)

Gitmedim bi sıkıntı da olmadı. Eksikliğini hissetmedim. Pişmanlık duymadım.

ben gittim.
çok da şey olmadı. gitmesem de olurmuş.

eğlendik mi, dibine vurduk. ama sıradan bir günde üç dört arkadaş çıkmaktan hiç bir farkı yoktu. bizim bölümden 8 9 kişi katıldık. her şey o kadar kasıntı gelmişti ki. hatta amiyene tabirle ortamın seviyesi düşüktü. ama yine de eğlenceliydi. balonun bir kaç saati yemek ile geçti. sonra ortam müzikle beraber sahneye geçtik. bildiğin düğün havasıydı. votkalar havada uçuştu. herkes sarhoş oldu. sonra yine programın parçası olarak komple gece klubüne gittik.

velhasıl özetle, gittim, eğlendim ama gitmesem de olurdu.

gitmedim pişman da olmadım.

gitmedim, pişman da olmadım.

ne lisede ne üniversitede mezuniyet balosu yapılmadı. 5-6 kişi toplanıp içmeye gittik. çok eğlenmiştim onlarda da.

Lisedekine gittim, üniversitede gitmedim. Hiç pişman değilim. Bence süper saçma bir olay.

Gitmedim bidaha olsa bidaha gtmem

gittim eğlendim de. erkek arkadaşımla aynı sınıftaydık beraber gitmiştik yoksa gitmezdim.
o kadar bir numarası yok.

ne lisede ne de üniversitede gitmedim. iyi ki de gitmedim, yine olsa yine gitmem.

Gittim, gitmesem de olurmuş dedim.

Gitmedim, simdi gitseymisim diyorum, git bence

en son ortaokulda gitmiştim cok da sıkılmıstım sonra ne lisede nede üniversitede gitmedim. bana göre organizasyonlar değil.

Lise mezuniyetime sınıftaki embesil arkadaşlarım sebebiyle gidememiştim. (Sayısalcıyım) Bizim inekler diğer sınıflarla pek muhabbete girmek istemediklerinden eşit ağırlık olan birçok okul arkadaşımla güzel bir akşam geçirmekten vazgeçtim. Şimdi üniversitedeyim, eğer mezuniyet balosu olursa bir kıza direkt söyleyip gitmek istiyorum. Çünkü insan liseden de üniversiteden de bir kez mezun oluyor. Ondan sonra oradaki kimseyi bir daha görmeyeceksin. Her şeyin sanki hiç yaşanmamış gibi bitmesi çok kötü bana göre. Bence git, sapıt, bir kez olsun rahat ol, sonra belki hayata bakışın değişir.

Gitmedim. Erkek olsam giderdim belki ama kadınım ve saç makyaj kıyafet olayı hem beni geriyor hem de çok pahalıydı mezuniyet.

Hiç pişman olmadım. Gidenler de "yani eğlendik" tavrındaydi.

Paran varsa kıyafete saça başa ayiracagin zamana uzulmeyeceksen git bence.

Aynı nedenden dolayı ben de gitmeyeceğim bu sene. Zaten çok öyle abiyeli yerleri sevmem. Lisede de arkadaşlarımın zoruyla gitmiştim ama en çok ben eğlenmiştim. Gitmek de gitmemek de pişman etmez. Kep töreni yeterli diye düşünüyorum.

Lisedekine gittim iyi ki gitmişim. Üniversitedekine gitmedim, birazcık pişmanım ama gidenler çok bayılmamıştı.

Ben de busene gitmiyorum. Önceki senelerde gidenler gitmesek de olurmus dediği için pek bi içinde kalmadı henüz.

Benim de gözümde çok büyüyor. Ayrıca bir gece tek kişi için 140 euro da veremem. Ha birde madem verdim 10 dk sonra oyun havasına dönülsün istemem pek bana göre değil.

Bir de çıkışta sortiye geçilip herkes birbirine yazıp eylüle kadar bunun pis seviyesiz dedikodusu döndüğü için olmasa daha bile iyi olur diyorum şahsen.

Önceki senelerdekilere sorun. Hangi şehir nasıl bir balo kaçırdığın da farkettirebilir.

geçen sene bizim okulun balosunu ben organize etmiştim. açıkcası pek keyif almadım telaştan. zorunlu olmasam katılmazdım. eğer balo sonrası after party düzenliyorsa ona katılın.

lisedekine gittim. ne bileyim çok da lazım değildi hani. gitmesem olurdu. üniversitede tavrım netti, daha son senenin başında gitmeyeceğimi söylemiştim arkadaşlarıma. velhasıl kelam hiçbiri de gitmedi. gitsem eğlenirdim o arkadaş grubumla, hem de anı olurdu ama bi daha giymeyeceğim bi kıyafete para verip hazırlanmak için mental bi efor da sarf etmek istemedim. spor ayakkabı çizgimi bozmak istemedim yani :D sonrasında zaten kalabalık bi ekip yemek yedik sevdiğimiz bikaç hocayla. daha güzel oldu.

Su ana kadar hic gitmedim. Bundan sonra olursa -ki olmayacak- yine gitmem diye dusunuyorum. Arkadas cevrem de vardi. Cogu gitti. (Hatta organize eden kisi de yakin sayilabilecek bir arkadasimdi) Beni de cagirdilar, isim olmaz dedim. Tarzim degil, alkol almam, dinlenilen muzikleri sevmem vs. Birak baloyu kendi kep torenime dahi gitmedim. Bu tarz seylere karsi haddinden fazla sogugum.

S..erek mi öldürüyor, eğer öyleyse izlenir

Estetikten yoksun.

aklıma direkt bu film geldi; www.youtube.com

gayette güzel filmdir. 80'ler kokuyor işte. bu mantıkla film izlerseniz yalnızca o an içinde bulunduğunuz kısa 10 yıllık dönemdeki moda akımıyla sınırlı filmler izlersiniz. moda saçma bir şeydir. fakat bu yüzden bir filmi izlememek ya da beğenmemek daha saçma.

sıkıcı buldum. seyretmem.

müthiş gaza getirdi beni de yav
Kararlılık harika, insana gerekiyor böyle bir irade.

gerçekten üzücü.
aşağıya doğru bi bakışı var ki öff.
keşke yapmasaydı böyle bir şeyi.

nasıl da yaftalanıyor hemen ya, aklım almıyor. bir şey içmiş kesin evet. normal iradeyle yapılacak bir şey değil. kesin içmiştir!!!

Çok odaklanmış. Aklına başka bir şeyin gelmesine fırsat vermeden, patlama noktasındayken gitmiş ve yapmış. :/

uzman psikologmuş.
aslında her iki tarafa da çekilebilecek bir meslek. hem neden kendi sorunlarını halledememiş, intihar düşüncesinin "normal" olmadığını bilmiyor mu, hem de mesleğinden ötürü ekstra sıkıntılarla karşılaşmış. psikiatrist, psikolog ve onkologlar en çok tükenmişlik sendromuna giriyor. bir çoğunun kendisi de ilaç tedavisi altında

ama bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim

Vay be.
Bu işler böyle aga.
Kararlılık gerçekten taktire şayan ama böyle olmamalıydı. Varlıklı bir aileye evlatlık verildiğini öğrenmiş, gerçek ailesiyle de maddi problemler yaşamış.

Toni Guy Şekillendirici Wax Mat Etki

Rüzgar şekillendiriyor benim saçımı.

+1 Toni Guy urunleri :)

Schwarzkopf got2b matt paste

Osmo & American Crew

elidor

osis mess up

ellerimi kullanıyorum.
kendimi garip hissettim. herkes kullanıyor bir şeyler, bir ben kalmışım bi de hacı bigbadabum

Got2b, osis messup, osis 4play, osis flexwax, şıvarzkop saç köpüğü, osis saç spreyi, toni&guy seasalt spreyi

OSMO Resin Extreme: www.kozmoya.com

güzel kokuyor, az bir miktarı bile tüm saça yetiyor, saçta kalıntı bırakmıyor.

Herkes koyduruyor, rahatsiz olmam. Ben de sirketimin araclarini koydururdum firma sahibi olsam.

bence gerekli.

sürücünün haberinin olması gerekir.

hepsinde yoktur da varsa da söylenmesi lazım.

bir de bunların konum bildirmeyeni var. benim eski evin sokağında park halinde çalışıp içinde adamların uyuduğu en az 3 araç olurdu böyle.

gerekli bence.

Benim şirketimin aracı olsa koydururum, kullananın da haberi olur.

Aracı aldığımda kontrol ederim, bana yazılı olarak beyan edilmeden takıldı ise eziyet olur, şirketin ilgili her unsurunu canından bezdirir, tüm olası girişimlerde bulunurum ve ciddi bir maddi geri dönüşü olmadan da pes etmem. Bana haber vererek takıldı ise basitçe aracı kullanmam, kol gibi taksi fişi getiririm, yani dolaylı olarak yine eziyet olurum.

Cevap birden fazla firma ile yaşanmış tecrübeleri içermektedir.

bence gerekli değil koyulmasına da gerek yok, benim nerede olduğumu bilmek hakları değil, saha işi zaten karşılıklı güvene dayalı olmalı, çalışmayan adam kendini belli eder. Bu adam muhtemelen satış temsilcisidir satışını yapıp para getirdiği sürece isterse evinden çıkmasın.

Gerekli. Surucunun bundan haberi olmasi etik, aksi degil.

bulunmayan sirkete hurmet etmem.

araclarin nerede ne yaptigini izleyebiliyoruz biz.

aracin her faaliyeti ayrica elle de kaydediliyor. bunun icin cizelgeleri var.

taksi fisi getiririm, demis biri: bizim calisanlar ancak bizim onayimizla, bizim belirledigimiz taksileri kullanmak zorundalar.

begenmeyen baska is bulabilir. kimse gitmiyor, fakat.

10 yıldan fazla ilaç mümessili olarak çalıştım. Çalıştığım iki firmada takip sistemi yoktu. Takip sistemi olan firma çalışanları genelde bu işten rahatsız oluyorlardı. Global firmalardan yalnızca bir tanesinde takip sistemi var. Yerlilerden çalışmanın beter olduğu firmalarda var takip sistemi, onların çalışanları da global firmalarda iş bulurlarsa direk topukluyorlar. Araçta takip sistemi olduğunu çalışana bildirmek yasal zorunluluk. Aksi takdirde oradan elde edilen veriler olası bir yasal durumda geçerli olamıyor.

Yukarıda yazan arkadaşa katılıyorum, saha ekibi ve yöneticisi arasında güven olmalı ve iş yapmayıp yatan personel zaten iş sonuçları ile kendisini belli eder.

bence normal. ama sürücüye bildirilmesi doğru olur tabi.

almanyada şirket sana araba verir istersen özele de kullan der ama özel kullanırsan ya aylık olarak aracın 0 satış bedelinin %1ini ödersin ya da sene sonunda defterini tuttuğun km başına vergi ödersin. yani normali bu bu işin. ancak türkiyede araç kullanımı çok suistimal ediliyor işveren de çoğu zaman göz yumuyor. hesabını kitabını bile işletmelerin bu yola başvurması bence çok doğru karar.

telefonu bilmem de sitelerden mail adresi toplayan yazılımlar mevcut.
Birleştirmek zor değil de yazılımlar belli bir pattern topladıkları için "ha bu da mail olabilir" diye almıyorlardır.

Google da aratıldığında çıkmasın diye yapılıyor.

internet üzerinde aktif mail adreslerini toplamak icin kücük program parcaciklari calisiyor, bu programlar eksiduyuru gibi siteleri ziyaret ederek yazilanlar arasinda [email protected] gibi patternler ariyorlar. eger böyle bisey bulurlarsa hemen onu kaydedip "iste bu aktif olarak kullanilan bir mail olmali" diyorlar ve bu bilgiler satiliyor bol bol spam düsüyor. Amac bu aranan patternin disina cikmak XYZ[at]XYZ.com gibi birseyin mail oldugunu anlamayabilir cünkü icinde @ isareti yok diye. ama bir program icin baska bir patterni de taramak zor degil ve gelistirici kolayca yeni patterni adapte edebilir programina. o nedenle mail oldugu anlasilmadan mail adresini yazabilmek senin yaraticiligina bagli.

herhangi bir konuda alınan güvenlik önlemi, olası tüm saldırı türlerini bertaraf etmek zorunda değil. Konudan bağımsız olarak saldırıların bir bölümünü eleyebiliyorsa ve o güvenlik önlemini ifa etmek için harcanan emek/para, güvenlik önlemini aşmak için harcanması gereken emek/paradan yüksekse, güvenlik seviyesi yükseltilmiş olur.

Boşlukları kapatacak, at'leri @ ile değiştirecek bot yazmak bir çaba ve her ne kadar uygulanıyor da olsa tüm mail search botları tarafından yapılmıyor. mail adresini herhangi bir kamuya açık alana yazarken alınan o küçük önlem ise minicik bir emek, ek külfiyet ve maliyeti yok. Haliyle görece olarak diğer duruma göre daha güvenli bir durum yaratıyor.

Bu bahsettiğim mantık temelde tüm güvenlik önlemlerinin uygulanması/uygulanmaması kararları için kullanılıyor iki yöne de eklenen daha reel değişkenlerle bu arada.

Birçok kişi gibi filtre kullanıyorum, içinde belirli kelimelerin geçtiği maillerle bırak uğraşmayı, görmüyorum bile.

hırsız argümanı veriyorum.

şimdi bir blokta yaşıyoruz diyelim, 10 ev var. Benim ev de dahil olmak üzere 8 tanesinin alarm sistemi var, diğer ikisinin yoksa alarmı olmayanlar önce soyulur.

Benim evim soyulmayacak ama bunun sebebi benim alarm taktırmış olmam değil, diğer iki evin taktırmamış olması. Yani adamlar benden korktukları için değil diğer ikisini soymak daha kolay olduğu için benim evi soymuyor.

Email olayı da buna benziyor, burada amaç %100 çözüm değil. Hayatta hiçbir şey kesin değil, bu niye olsun ki?

Harry nilsson- everybody talkin'
lynyrd skynyrd- sweet home Alabama

www.youtube.com

Terra Naomi - Vicodin Song
Bo Deans - good things

madonna, gogol bordello..

www.youtube.com
www.youtube.com

hacım ne tür müzik dinliyosun böyle soru sorulmaz yahu:)

ben yolda giderken
Amon Amarth - pursuit of the vikings
Behemoth - ora pro nobis lucifer
Burzum - dunkelheit
cannibal corpse - hammer smashed face
.
dinlerim. de bunları ben dinlerim herkesin midesi kaldırmaz ki:)

www.youtube.com

sanki adamlar oturmuş yolda dinlemelik bi şarkı yapalım yea demişler sonra bunu yapmışlar.

open.spotify.com

Ben de bunu ekleyeyim:)
www.youtube.com

Yolda molada denizde havada ayırt etmem. Her daim kahtalı mıçı yı tek geçerim.

www.youtube.com

Size benzeyen bir kac kisiyi taniyorum. Iclerinden biri biseksuel oldugunu kadinlardan hoslandigini soylemisti sarhos oldugu bir aksam :)

geyşaseverlik varsa sende bir sıkıntı var demektir bacım :)

bir an duraksadım acaba ben mi yazdım bunu diye eheh. ben de efemine erkeklerden çok hoşlanıyorum. flörtöz, metroseksüel, yumuşak mizaçlı ve güzel (güzelden kastım bebek gibi, tanıdığım kadınların büyük çoğunluğundan güzel) yüzlü erkekler beni acayip çekiyor. o herkesin çok beğendiği maço, aşırı erkeksi ve keskin hatlara sahip, kaba saba adamlar midemi bulandırıyor.

evet çok garip. hastalık.

Sırf bunun kullanan size kanka ayağına yazan kaç tane adam var abaxalıktan geberiyor.
Şaka yapmıyorum çok ciddiyim. Bahsettiğin hareketleri özellikle senn gibi düşünen çok kişi oldupu için yapan çok kişi var.
İnanma yumuşak yumuşak seni sıkacak.

youtu.be

@intihar etsem: yok yahu, beni tanimayan, varligimdan haberi olmayan bu tarz erkekleri sırf gözlemleyerek hoslandigim oluyor. Beni seyapmak için yapmiyorlar yani, eminim.

@gayfe: geyşa sevmem.

Mesela herkesin hayatına kimse karışamaz. Ha nasıl karışamaz? Ben bu şekil severim, bu bayan şu şekil sever, şu bu şekil sever. Haa hiç kimsenin kimseye karışmaya bir hakkı yok. Özgürlüğünü bitirir.

geyşa=gay
gizli ibnelik mi var yoksa sende gız :D

Depresyonda olabilirsin.

sen "penisi olan" bir kız arkadaş istiyor olabilirmisin acaba

@stavro: depresyonla ne ilgisi var?

@corc: kadında penis? NOOO!!

@damdanakan
hani hareketleri kadınsı, ama erkek olduğu için penisi var.
Sen aslında sevişmek harici, kız arkadaşın gibi olacak birini arıyor olabilirsin manasında söylemiştim.

Hahaha ben de oyleyim. Kiz degil de erkek tarafi oluyorum sanki.

you can be my fag hag and i can be your gay diyorum apla.

"kadinsi" ve "gay gibi" farkli seyler. "kadinsi" demek bile yanlisken, hele...

He gari he...
Bence erkelerin ezici üstüğünlüğüyle ilgili senin dahi bilmediğin karanlık noktaların var. Senin biseksüelliğinle alakalı değil.

@Bigbadabum: anlamadım

@e haliyle: doğru söylüyorsun. Pek iyi tarif edememiş olabilirim.

@kargn: reddemeyecegim bi teklif geldi :p

çok normal. aslında efemine diye nitelediğimiz çoğu şey sadece kadınlara özgü değil, öğrenilmiş cinsiyetler yüzünden erkek/kadın diye ayırıp bundan farklı olan insanlar görünce kategorileri bi şaşırabiliyoruz. ben de aynı bahsettiğin gibi erkeklerden hoşlanıyorum. zaten ayılık erkeği daha maskülen yapmıyor, ayı yapıyor. benim beğendiğim çoğu gay gibi erkek gay değildi ama kendileriyle ve olmasa bile olabileceğine ihtimal vermekten çekinmeyecekleri eğilimlerle çok barışıklardı.

@snape: androjen cinsel kimlik diyorlar galiba ona. Beni çeken de kadınsılıktan cekinmiyor oluşları sanırım. Erkek adam söyle olur, bunu bunu yapmazla buyumemisler, aradan sıyrılıp gelmişler böyle, güzel yetismisler yani nasıl olduysa. Çok iyi ifade etmissin ama bi nokta da hafif gaylere de meyilliyim yine de. Duracagim yeri bilememisim demek ki :)

Genel olarak cinsel kimlik bozukluğundan kaynaklanır. Kadın enerjisi olmayan insanlar erkek enerjisi olmayan insanlardan hoşlanabilirler. Dişi vajinal enerji eksikliğinden mütevellit klitoris kullanımından yani klitoral enerjiden kaynaklanır amazonlukla (erkek fatma'lık) sonuçlanır. 0-4 yaş arası ahlak gibi bir bariyerle yeterince kısıtlanmamış bir alt beyne sahipsen yavaş yavaş bayan homoseksüelliğine doğru da kayabilirsin. Bayan homoseksüelliğine girmiyorum fakat psikolojide kesin sapkınlık sınırı kabul edilen ilişkide karşı cinsin rolünü üstlenme çabasından kaynaklanır. Buna en iyi örnek amazonluktur. Maço Ebru Gündeş psikolojik tedavi olurken "ben ilişkide erkek olmak istiyormuşum" diye basına bir teşhisten bahsetmişti. Söylerken haliyle çok mutsuzdu. Akabinde gitti kendinden yaşça küçük bir erkekle evlendi. Tedavisinin işe yaradığını ya da yarayacak bir kadın aklına sahip olabileceğini zannetmiyorum.

Bir de dolduruşlar var; Bir keresinde Gündeş'e mikrofon uzatılıp soru sorulduğunda gereksiz parlayıp "ben tek taşımı kendim alırım onu da biliyor musun" demişti :} Söylediğinin konuyala alakası bile yoktu... Psikologlar kadınlar çok daha çabuk inanıyor diyorlar. Feministlerin son on yılda yapıp pişman oldukları yanlışlara binaen. Erkeğe benzeyen erkeklik kötüdür! Ne doldurmuşlar sizi. Şimdi beyinlerinin kolay yıkandığını öğrendikten sonra intahar bombacılarını da kadınlardan seçmeye başladılar. Bir sürü dolaylı sonuç... Bir zamanlar modaydı bu feminist söylem. Nil Karaibrahimgil'de tek taşımı kendim aldım diye şarkı yazmıştı. Onun da üst uç seviye feminist olduğu bilinir. Sonra bu yolun yol olmadığı anlaşıldı vazgeçildi falan fıstık. Bozduklarını düzeltmek için yerli yabancı (TLC) sayısız evlilik programı yapmak zorunda kaldılar. Ama beyni yıkanan gençliğin beyni yıkanmış oldu bir kere. Aynen devam... Ne diyor bu adam? Çok şeyi tek paragrafta harmanlamaya kalkarsam elbette anlaşılmaz. Bakın akademisyenlerin "cinsiyeti kırmak" diye isimlendirip dikkatimizi çektikleri küresel bir deformasyon çabası var. Korkunç para harcanıyor bu uğurda. Neyse uzatmayalım bir ihtimal öğrenirsiniz.

bu erkeklerden biri olduğum için garipsenecek bir şey değil. açıklayayım: ilk tanıştığım kişiler bazen gay sanabiliyor beni. bunu tam hareketlerden vs dende değil kişilikten çıkardıklarını söylüyorlar. hassas bir kişiliğe sahibim karşımdakinin rahat olmasını da önemsiyorum.

hatta bir kız arkadaşıma yılbaşında mix cd vermiştim şarkılar için, çok gay demişliği, bir başka sevgiliminse yaa krammer biraz ılık değil mi diye yakın arkadaşlarıma sormuşluğu var. ama hiçbir zaman erkeklerden hoşlanmadım, heteroseksüelim ama maço ya da kodlanmış erkekce hareketleri olan biri değilim. dersane basıp kız arkadaşıma asılan çocuğu dövmüşlüğüm de var.

benim anladığım: insanların beni böyle sanması sevecenliğimle ilgili, dokunurum insanlara ama sadece erkeklere değil hepsine. sarılırıp falan eğer içimde bir sevgi patlaması oluyorsa. anladığım kadarıyla da kızların bazıları bunu seviyor ve tam evlenilecek insan, iyi bir baba gibi bilinçaltından hareketle duygular besleyebiliyor. belki bilinçaltında böyle bir şeyler vardır. ya da geldiğin aile yapısı çok maskulen ve rahatsız edici olduysa kaçışı böyle bulabiliyorsun.

kadınların efemine erkeklere bayılmaları sana has bir şey değil, yaygın bir durum. yıllar önce tespit etmişim bak: (bkz: kadınların efemine erkekleri çok sevmeleri/@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu)

biseksüellik eğilimiyle ilgisi olabilir evet. :)

www.youtube.com
www.youtube.com

oasis - champagne supernova
www.youtube.com

Bu aralar sunlari cok dinliyorum,
Nena - 99 Luftballons
www.youtube.com
Ethan Hawke - Add It Up
www.youtube.com
Jain - Come
www.youtube.com
Jabberwocky - Photomaton
www.youtube.com

(youtu.be )

"The Wreck of the Edmund Fitzgerald" - Gordon Lightfoot
www.youtube.com

America - A Horse With No Name
www.youtube.com

16 Horsepower - Black Soul Choir
www.youtube.com

Wax and Wire - Loch Lomond
www.youtube.com

colonel bagshot - six day war
www.youtube.com

Zac Brown Band - "Knee Deep"
www.youtube.com

Gnarls Barkley - Crazy
www.youtube.com

Born Ruffians - "Needle"
www.youtube.com

Chinawoman - Lovers are Strangers
www.youtube.com


yeter bu kadar, yoruldum


hadi son da su olsun:

THE URBAN VOODOO MACHINE - "Rather You Shot Me Down"
www.youtube.com

www.youtube.com

11/22/63'ün finalini yeni izledim. www.youtube.com ve www.youtube.com arasında gidip geliyorum. ah ulan kader...

sehrinsesi.com.tr

@Karaliktaki ooo Erkan Oğur kutsalımdır eyvallah :))

Eywallah.

( youtu.be) buda suavi veda

Ben de bu aralar Ümit Sayın Gülendam'a sardım yine. Bilmeyen varsa buyrun

youtu.be

www.youtube.com

Bu ara postmodern jukebox a takıldım, çok güzel.

Sabah neşeli başlasın diye Magic! dinliyorum.
www.youtube.com

evet islama göre haram. senin avret yerlerini sadece kocan görebilir erkek olarak. abin, baban, dayın, amcan vs yasak. haram yani. tahrik olup olmamaları önemli değil, kural bunun haram olduğu yönünde.

İğrenç, hastalıklı örümcek bağlamış beyinler. Tüm alt yapısı cinsellik ve kadın bedeni üzerine kurulduğu düşünülen bir din ve yobazlar ordusu.

avret yerleri sadece erkeklere değil kadınlara da haram. yani kadınlar da brbirlerini çıplak göremiyor. bu açıdan bakarsak olayın tahrik olmakla, cinsellikle alakası yok.

ha hastalıklı mı? evet.

sosyal, ekonomik ve BİLİM üzerine mi kurulmuş bir din? asfdasdfgasedfgasdfgqafqwef

sosyal hayat: sen onun diz kapağına baktın, onun bir tel saçı göründü, en az 2 kadının şahitliğinin geçerli sayılması, erkeklerde 1 şahit yeterliyken. muhammed'in kimlerle evleneceği, kaç kadın alabileceğiniz, öbür dünyada hurilere boğularak seks partileri verilmesi. gerçekten muazzam.

ekonomik: miras paylaşımının toplamının 130 birim etmesi, ganimet paylaşımı çünkü din adına inanmayanları kesip onların malına ırzına geçmek mübahtır.

bilimsel: bilim adamları ne bulsa bu kuranda yazıyor deniyor. hani ne yazıyor diyorsun, çok alakasız bir şey çıkıyor. sanki kuran bilim kitabıymış gibi oradan aklama çabaları var çok yersiz. hiç mi araştırmazsınız tarzında teşvik edici ayetler de var demek. hıııı ok.

@vegas, nebe 33'ü oku, kimden okursan oku fark etmez. bak bu sitede 40 tane çevirisi var: www.kuranmeali.org
bir tek senin taklacı edip, ayeti çarpıtıp farklı anlam vermiş. diğer 39 kişi memesi tomurcuklanmış kızdan bahsederken :)

oo kuran ayetine yalan diyorsun demek. küfre düştün kardeş, cezan ölümdür :/ çünkü çok barışçıl bir din taam mıee ama dinden çıkan da ölür yağni.

demogoji yok kardeşim, huri falan yok dedin, ben de olduğunu kuran ayetiyle ispatladım. sen de beni seni yoldan çıkarmaya çalışan biriymişim gibi kuran ayeti paylaştın. varsa cevabın ver, yoksa susmasını da bil.

yahu ediyor işte.

kızına tecavüz eden babalar, torununa yürüyen dedeler, yedi yaşındaki çocuklara tecavüz eden güya öğretmenler hocalar.

kuran içki içmeyin demez, içkiye yaklaşmayın der. Zina etmeyin demez, zinaya yaklaşmayın der. bu emri verirken de yapma demiyor, yaklaştırmamış olursan korunmuş olursun işte.

böyle bir zihniyetten çok daha iyi olduğu kesin

www.mamamia.com.au

Dinde böyle bişey varsa maalesef insanlığın gerçekten pislik olmasından kaynaklanıyor. Bunun gibi fetvalar varsa gerçek hayatta sürekli karşılaştığımızdan . Kızına tecavüz eden yok mu ? Yengesine hallenen ? Ve bu adamlar gerçekten Allah korkusu olan adamlar mı? Hayır tamamen sapıklar.
Beni bu seyler şaşırtmıyor . Bu sebeple de Haram olması kadar doğal bir şey yok .

öyle her şeye de diyosa dalga geçiyodur zaten.

aynen
sikinti yok

bunlari dilinden dusurmeyenlere karsi bi sogukluk olusuyor bende.

aynen

Ben doğrudan Pardon filmindeki şu sahneye benzetiyorum ve bu yüzden muhattap olmuyorum: www.youtube.com

aynen karşim.

tekrar tekrar aynen aynen aynen diyenlerden hoşlaşmıyorum ben. aynen kardo, aynen reyis, aynen bro diye tekrarlayanları.

tabi tamamen genelleme yapmamak lazım, aralarında sevdiklerim de var.

sürekli diyorsa evet katılıyorum ama bazende insan karşısındaki artık sussun diye he tamam aynen aynen yeter ki susss diye içinden geçirerek aynen diyor olabilir :)

Aynen bence de

aynenin yanı sıra bir de sürekli net diyen tipler var. hoşlarına giden bir şey duyunca NET KANKAAA NEEET falan diyen bir cins. uyuz oluyorum bunların ikisine de.
ayrıca yerli yersiz kardeşim diyeni de sevmiyorum. son olarak da bro diyeni insan yerine koymuyorum.

sikinti yapma kardes demeyiz

ben de aynen derim cok :( itici miyiz, demeyeyim mi? :(

sürekli aynen dedirtmek zorunda kalanlar utansın :( ya şimdi gitmiş eski sevgilisinin yeni sevgilisinin eski sevgilisini anlatıyo bana. ne dicem aynen yav he he dicem.

bir dönem çok takılmıştı ağzıma, bikaç arkadaş uyardı dikkatli kullanmaya başladım, alternatiflere yöneldim. aslında tam tersi, bu aynen'in mevzusu her bişeye alternatif olabilmesi. mesela "evet", "haklısın", "kesinlikle", "dimi ama", "e yani" vb denebilecek yerlerde alternatif aynen diyebiliyoruz, n'oluyor, muhabbet yavanlaşıyor.

-şimdi ilk çıkıştan mı dönüyoruz sağa.
-aynen abi.
-burada yemeyelim bence, çok bozdu artık.
-aynen co.
-ben de esas ben senin hebeni kovalarım dedim.
-aynen aga.
-eeh.

Aynen amk haklisin.

eyvallah kardeşim

Bazen derim "aynen öyle" diye. Ok, tamam, aynen, bunları işle ilgili konuşurken karşı tarafa aynı fikirde olduğumuzu ya da teyitleştiğimizi belirtmek için kullanırım. Ama tabi çok sık değil.

Benim agzina kurekle vurasim geliyo boylelerinin

Şekersiz içiyorum dediğimizde küfür de yeriz o zaman.

çay bardağı 3 - 4 arası, kupa ise 9 :/

çay içmiyorum.

şekersiz. nadiren balla içiyorum.

Karton bardaklarda 4 kup seker, cay bardaginda 3

2

ağzımın içi zehir gibiyse bi yarım kırarım.
bu arada @chicha ahahaha

0

şekersiz içeni niye dövsünler ne alaka lan

şekersiz

Genelde şekersiz, bir dilim limonla beraber. 40 yılda bir tek şeker attığım da oluyor ama. Ruh halime göre yani.

Sekersiz.

3 tane splenda
ama günde 1 kere çay içiyorum sabah 10 da (tam 10 1 dakika şaşmıyor)

bardak 2 kupa 3

2-3

Şekersiz içiyorum.

0. Adaçayına limon sıkıyorum.

çay bardağı 1-2
kupa 2-3

küçük bardağa 3 şeker atıyorum :/

şekersiz

yıllardır şekersiz içiyorum, eskiden şekerli nasıl içiyormuşum anlamıyorum.

şekersiz

bikaç sene öncesine kadar 5 şeker koyuyordum asdasf. şimdi şekersiz içiyorum. nasıl içiyormuşum o kadar şekerli, iğrenç.

şekersiz

sana mı sorucam yazıp yazmayacağımı. çay içmiyorum.

çay bardağı 1
kupa 2

şeker ve kaşığa ulaşmakta güçlük yaşıyorsam ya da üşeniyorsam şekersiz de içiyorum.

1,5 - 1 arası değişiyor bardağın büyüklüğüne göre.

şekersiz içenleri mimleyin

2

şekersiz

ben biraz sut katiyorum, o yumusatir tadini acisini alir. oyle sey olur mu demeyin, deneyin. hosunuza gidecektir buyuk ihtimal.

şekersiz

şekersiz içiyorum. illa şeker atasım varsa ıslak çay kaşığını şekere dokundurup, yapıştığı kadarını alıyorum.

çay güzelse şekersiz, eğer kötü ise tadını düzeltsin diye 1 kesme şeker atıyorum.

çay şekersiz içilir, şekerli içtiğiniz şeyin adı olsa olsa şerbet olur :p

diyerek sınıfın sivri zekası da ben olayım :)

" Sevmek çaya benzer sevilmekse şekere bizim gibi garipler de çayı şekersiz içer" bunu buraya birakayim da, bu kadar cay muhabbeti uzerine ortam biraz arabesk olsun:)

universite doneminde, cok yakin bir arkadasimin telefonuna bir hatun tarafindan gondurelen mesajdir bu.

Sekersiz. Cay guzel degilse bi seker atarim belki.

hacimden bağımsız iki tane. neden böyle bir sapıklık yapıyorum bilmiyorum. sürahiyle koysanız önüme ona da iki şeker atarım

şekersiz :/

Bir buçuk. 2 cok geliyo bazen

Şekersiz.
Şekerli içerken küçük bardağa 1, büyük bardağa 2 tane atıyordum. Çayı onca zaman nasıl şekerli içmişim şaşırıyorum kendime.

No şeker.
Şekerfree.

Sekere gore degisiyor genelde 9 10 kupada 16 bile oldu bi kere onun icin sicak icecek icmeyi biraktim.ice tea iyidir

şekersiz. miis

5 yıldır tek şeker atmıyorum.

Klasik çay bardagina 2 kup seker.

yaklaşık 11 yıldır çayı açık, şekersiz ve bol limonlu içerim.

Nisanda su baya serin olur :( mayista serindi, nisani siz dusunun :)

Rahat rahat guneslenebilirsiniz, hava uzmez.

Sorunun cevabını bilmiyorum ama uçuş ve konaklama ne kadar?

ya ibiza'nın yakınından bile geçmedim ama YOK BE OĞLUUUUM demek istedim. o kadar turistik bi yerin düzenlemesi falan elbet yapılıyodur, ne kadar kirli/pis olabilir ki plajları? türkiye mi orası?

daha iyi bi alternatif de yoksa hazır diğer kısmı ucuza getirmişken git bence.

bigbadabum, frankfurttan gidis donus ucus + 4 gun konaklama 130 euro civari.

meister, daha iyi alternatif tabii ki hep var. mesela norvece gitmek istiyorum ama bu paranin en az birkac katina ihtiyacim olur onun icin. biriktirmeye kalksan da birikmiyor bir turlu. o yuzden yakin zamanda boyle bir sey yapsam dedim.

Ibiza'ya gitmedim ama oyle yerler bu aylarda cok sikici ve durgun olur genelde. Ortaligin nasil oldugu onemli degil, sadece birkac gun degisiklik olsun bunaltim gecsin diyorsan git.

Pis olmaz da, su hakikaten biraz çiviye yakın olabilir. Bir de Nisan ayında da hava birkaç gün çok sıcak, üstüne birkaç gün çok soğuk olabiliyor, şansınıza.

ben kafa atıyorum sen kimsin yavşak diyorum sonra bi tane de sağ yumruk.

var arada öyle mazoşist düşüncelerimiz

sacindan tutup magaraya da goturuyorsan olmussun demektir panpa.

@mayes, saçtan tutmayı başka aktivitelerin altında değerlendiryorum.

@cigerdelen, acayip duygusal ilişki kurarım, zayıf noktam diyebilirim.

Hayır. Bunun bir üst versiyonu who's your daddy sanırım.

bana biri öyle bi şey sorsa kahkaha atardım.

vur joker vur gibi o ne lan ahahahaha. kime aitsin, sanaaaaa. vur joker vur.

@cesar, hafifçe gülerim o zaman sıkıntı yok.

@nice, vur joker vur hahaha :))

Kadına cevap hakkı mı veriyorsun bir de, yazık erkekliğine...

"Ya benimsin ya kara toprağın" de bakalım zevkten 4 köşe olmazsan paran iade :p

Feminizmden önceydi bu değerlilik halleri. Şimdi aşağıdaki gibi.

S: Bunu giyeyim mi?
C: Bana sorma ne istersen giy. Anlamam bana sorma. Kendini neyin içinde rahat hissediyorsan onu...

Evlenirken soyadımı vermem sahip mahip de olmam. Baban, ailen öldümü bitti feministin sahibi kara topraktır.

Sperm bankasından hamile kalabilirsin ben senin damızlığın değilim. Zaten feminist kanunlarla babalık hakkı yargıda gasp ediliyor. 'Kitap'ta erkek çocuk temel ihtiyaçlarını karşılayabildiği yaşta babaya kız çocuk anneye verilir yazıyor. Türk kanunları bunu da yok sayıyor. Erkek haklarını savunmaktan aciz güya erkek meclis. Denyolar! Avrupa'nın bazı ülkelerinde erkek ve kadının çocuk üzerindeki hakları eşit.

Kredi çekeceksen kefil mefil olmam.

Herkes kendi parasını harcar. Benim kazandığım para benim, kocamın kazandığı para bizim paramız ikiyüzlülüğü yok. Sen de kapitalizmin ameleliğini (kariyer) yapar ömrünü tükettiğin kadar harcar harcanırsın.

Evi arabayı onu bunu senin üzerine yapmam karşında saftirik yok.

Her koyun kendi bacağından asılır.

Git kiminle istersen yatabilirsin.

Sanırım kimi kadınlar da zaten böylelerini seviyor. Sonra gelsin çarpık aileler, karaktersiz çocuklar, yozlazmış toplum...

ben gıdıklayıp yapıyorum bunu. böyle belini koltuk altını falan gıdıklayıp istediğimi söyletiyorum. çok kızıyor ama sonra.

yt3.ggpht.com

@yine, şöyle yaparım böyle özgürüm diyenlerin de şartlar müsait olduğunda nasıl "dize" geldiğini gördük.

Kıvılcım çıkarabilirsin. Başkalarını rahatsız etmeden, legal yollardan bulduğun şeyleri çevreye zarar vermeden (ya da iz bırakmadan) yakabilirsin.

Teoride sadece belirlenen bölgelerde çıplak ateş yakılabiliyor piknik alanları vb. Ama burası Türkiye.. Kendi bahçen falan varsa zaten kimse içeride ne yakmışssın karışmaz ama komşun gider dumanı falan şikayet ederse o sorun yaratır.

Bu adamlar zaten bu işi yapıyor, aradığın şey tam olarak ne?
Ben de yaptırıyorum böyle çoklu delme kafaları.

Verdiğin bağlantıdan yaptırabilirsin.

Ocağı açın tüylerini ateşte tütsüleyin.

ocak mantıklı :)

Ocakta tütsüleyebilirsin. Ocak gözlerinden birini yakıp tüyleri oraya doğru tuttuğunda yanıp gider tüyler. Azıcık keratin yanığı kokar ama gider tüyler.

derisini soyup öyle kaynat en temizi o

Tütsülemek ilk dfa duydum. Ütmek diyoruz biz ona.
Ocakta ütebilirsin.

www.tdk.gov.tr

tavaya dibini kaplayacak seviyeden biraz fazla çiçek yağı koyup, enine dilimlenmiş sarımsak parçalarını yağ iyice kızgınken atıp pembeleşmesinin hemen ardından süzerek alıyorsunuz.
O sarımsaklar kıtır kıtır oluyor.

her porsiyona yarım çorba kaşığı kalan çiçek yağından ekleyip üzerine kıtır sarımsaklardan serpiştiriyorsunuz.

Spagetti özellikle muazzam oluyore.. :)

taze fesleğeni alıp iri iri doğruyorsun. tavada zeytinyağında sarmısakları çevirip, fesleğenleri atıp birkaç dakika kavuruyorsun. Makarnanın üzerine döküp, biraz da parmesan rendeliyorsun üzerine. Çok basit ama lezzetli. Afiyet olsun.

soğanı karamelize pişir. ayrı tavada mantarı az yağda çevir. ikisini birleştir. üstüne bir kutu hazır krema dök. biraz tuz ve karabiber. 2 dk çevir. voila! penne üstüne dök. üzerine taze maydonoz yaprakları. sora parmak yemece.

İnnerbilis +1 sarımsaklı tereyağı <3 tercihen keçi peyniri rendesi efso bişey

Fesleğen ve maydonozu iyice doğrayın. Tavada zeytinyağında sarımsakları pembelestirin. Üstüne fesleğen ve maydonozları ekleyin. Biraz piştikten sonra krema ilave edin. Biraz cevirdikten sonra tuz, karabiber ve makarnaları ekleyin. Çok lezzetli oluyor sahiden.

Herkesin gizli sosu aynıymış lan :)

Zeytinyağı, taze fesleğen, tuz, karabiber ve dolmalık fıstığı mutfak robotundan geçirin. Miss gibi kokan taze pesto sosu.

Şu yazılan nezih tariflere bak. Benim bir tane gizli sosumun ana maddesi ton balığı-mısır, digerininki kıyma. Ayı gibi kaldim resmen. Üzüldüm.

Vegeta.
Bak bunu yaz bi kenara, sihirdir bu, kimseye söyleme yalnız aramızda.

domates sosu seviyorum ben, yagi da cok az olabilir, benim tercihim zeytinyagi fakat domates asiri sulu bir sey oldgu ucin zaten onlar olene kadar once bir kendi suyunu birakiyor, o sirada sadece suda haslaniyormus gibi tavaya biraz su koyup oyle bile pisirebilirsiniz, artik domates iyice kendini salip salcalasinca zeytinyagini soyle azicik dibi tutmasin diye ekliyorum, kimyon, kuru feslegen, bir de boyle dolu tanesi gibi iri iri kirik ceviz koyuyorum, en sonra guzel yagli bir beyaz peyniri borege koyar gibi elime parca pincik edip koyuyorum. super oluyor. eger evde varsa biber salcasi da ekleyebilirsiniz, boylece tuz eklenmis olur, egr salca eklemeyecekseniz biraz tuz da eklenmeli.

Telefon dinleniyorda bile bunu ahizeden duyduğun sesle anlamazsın. Şehir efsanesi onlar, 25 yıl önceki analog düzenden kalma söylentiler. Dijital sistem kullanıyor telefon hatlarının tamamı.

sen yine de whatsapp'tan ara, orada iletişim şifreli.

Burası da izleniyor olabilir. Benden söylemesi...

telefon dinlense bu kadar keko bir şekilde belli olmazdı, önüne gelen dinleyemiyor neticede. amcam da diyordu "acaba mı" diye, konuştukça sesim yankı yapıyor karşıdan duyuyorum sesimi diyordu; seninki de o durum galiba. amcam da sefil bir memurdu. gerçi cemaatçiydi, o zamanlar araları bozuk değildi belki de dinleniyordur ajlksda.

4.5G ye geçtiğimizde böyle bir gecikme/eko olacak diye çok haber yaptı gazeteler televizyonlar ama dikkat etmediniz sanırım.
4.5G ye geçtiyseniz sebebi o.
Voice Over LTE diye birşey yok, DataOver LTE var aslında.
O yüzden Ses aramalarında şebeke sizi tekrar 3Gye düşürüp oradan aratıyor
aynı şekilde aradığınız insana da aynısı yapılıyor.
Bu yüzden gecikme/eko var.

@corc 3g takilmaya devam ediyorum

Valla ben bu memleketten keko seylerbekliyorum. "Yaaa o kadar da salak degillerdir" demiceksin cunku o kadar salaklari var :/ neyse konusmalarima dikkat ederim olur biter zaten muhabbet oglan kacta uyandi, napiyo, ne yedi, eve ne zaman gelcen falan :p

okuldan çıkmayı bekliyorum. sizler nasılsınız.

Of! Bu sefer bildigim sarki cikti. :(

Iyi de degil, kotu de degil. Bu aralar evde tek basima yasamaya basladim ufaktan. Hosuma gitti bu durum, geceleri icmeler fln tek basina. Ote yandan baska olaylar var biraz eksiye ceken. Ikisi birbirini dengeliyor sanirim.

Edit: Ben de sunlari birakayim size, bu aralar en cok dinlediklerim, www.youtube.com
youtu.be
www.youtube.com

Bu senin attigin ikinciye benziyor biraz, guzel sarki bence; www.youtube.com

bok gibiyim. sen nasılsın?

@yuzır

youtu.be

youtu.be (bu tarz sever misin bilmiyorum ama ;_;)

@lengerius iç güveysinden hallice. sen neden bok gibisin ?

sıkılıyorum. bu tarzlarda şarkım yok, şununla idare edin
www.youtube.com

@shotgunwoman çokça sebebim var.

al bu da benden olsun.

www.youtube.com

it gibi öksürüyorum affedersin. 2 haftadır iyileşemedim bir türlü. ama moralman çok kötü sayılmam. yarın boş günüm ve tüm günü kendime ayıracağım. bunun düşüncesi beni mutlu ediyor.

şarkı mı paylaşıyoruz?! bu da benden www.youtube.com

bu arada iyiyim sadece sırtım ağrıyor. sizler nasılsınız efem?

Bozuk çok şükür.

hayatımda hiç bir işime torpilli girmedim
yazılımcıyım, 3 firma değiştirdim, 12 senedir çalışıyorum.

4 ayrı iş değiştirdim hepsini de kariyer.net'ten buldum.

Ben torpilsiz girdim. Simdi is ariyorum ve ne zaman biri yardimci olacagini soylese maalesef yardimci olamiyor. Hep bi aksililler falan. Torpilin tadini cok merak ediyorum.

hayatımda hiçbir işe torpille girmedim +1

@corc kurumsal firmalarda çalıştınız mi peki? Bir de 12 sene öncesine göre özel sektör farklılaşmış olma ihtimali var mı ki?

ben

Bir anda epey cevap geldi, çok teşekkür ediyorum.

Kurumsal firmalardan da bahsediyor muyuz peki?

Mühendisim, Istanbul'da görüşmediğim kurumsal firma kalmadı neredeyse ve her birinin mülakatları uzun zaman alıyor malumunuz. Eğer torpilsiz girilmiyorsa daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum bunlarla çünkü.

şu anda türkiyenin en büyük medya grubunda çalışıyorum.
7 sene onlara dışarıdan iş yapan bir firmada çalıştıktan sonra teklif üzerine transfer oldum.

hayatımda iki iş yerinde tam zamanlı/tam maaşlı çalıştım ikisine de torpilsiz girdim. ilki patron şirketiydi, orada çalışırken şimdikinden teklif geldi. ikinci yani şimdiki kurumsal.

sadece bir aracı ile girdim.
uzman arayan bir firmaya referans ile gittim.
ama işe alınmamda sektördeki tecrübem etkili oldu. orası olmasa başka yerle de anlaşmıştım zaten.

3 yildir calisiyorum uc firma degistirdim hicbirinde torpilim yoktu o yuzden uc issiz kaldim.

ben de torpilsiz girdim, rastlantı oldu tamamen.

Yazılım, İstanbul'da 3 firma, sıfır torpil.

Bir sürü müfettişlik kazandım özelde. hepsini reddettim. reddettim derken mülakatları da geçip.

tek torpil hem de bayağı üst düzey imkanım olan işbankasının teftişinin sınavında kıl payı kaldım. uzman yardımcılığının sınavını kazandım ama mülakatlara gitmedim. müfettiş yardımclığını kazansa idim yaptırır mıydım bilmiyorum.

şimdi çok güzel bir kamu kurumunda süper bir hayat ile yaşıyorum. torpilsiz girdim ama bayağı bir kıl payı yani.

torpilsiz girdim işyerime, kurumsal bir firmaydı. ben zorunlu maaşsız staj ararken çok zorlanmıştım. torpil sayılır mı bilmiyorum ama "stajyer arıyoruz, senin öğrenci arkadaşın vardır" diye firmada part time çalışan arkadaşımdan CV istediklerinde, onlara CV mi vermişti birkaç kişinin CV si ile birlikte. Öyle staj yapmıştım 1 ay. Hayatımın torpili bu. :)