siddhartha vardı grup olarak.

buyrunuz Kramp'tan gelsin -> www.youtube.com

Ihtiyac Molasi geliyor aklima:

www.youtube.com

www.youtube.com

Nekropsi - mi kubbesi

Eskilerden Hardal'ın bazı parçaları da girer bence, örneğin

www.youtube.com

www.youtube.com

Daha yeni olarak ise genelde İngilizce vokali tercih eden Nemrud rahatlıkla bu türü de içinde barındıran müziği icra ediyor diyebiliriz (İngilizce kulağınızı tırmalayabilir ama sonuna kadar şans verin derim müzikal açıdan).

www.youtube.com

www.youtube.com

Her iki grup da kanımca Türkiye konjonktürü itibariyle zamanının ilerisinde işler yapmış ya da yapıyorlar.
Aklıma gelirse başka editlerim.

var sağ olsunlar.

sevgili adayı tadında olup arayıp soran da var, arkadaşlardan da.

var. şu an geçici süreyle sevgili haricinde diğer her türlü seçenek mevcut.

Çok şükür var. Birkaç dostum iki üç gün sesim çıkmasa 'öldün mü lan tırrek' diye ağzıma sıçar.
Annem ve sevgilim zaten 3 saat haber alamasalar 488584839 kere ararlar.
Bir de okuldan arkadaşlar var bi derse girmesem 5 cevapsız çağrı 20 mesaj oluyor kanki niye gelmedin yağv :( diye.

Bundan 2 sene önce böyle değildi ama. Ne oldu da değişti bilemiyorum.

Ablam, yakın birkaç arkadaşım var.
Eski sevgilim düzenli arar sorar.
İş yerindeki çalışma arkadaşlarım sık sık "sopiro, iyi misin? Hayat yolunda gidiyor mu?" falan diye sorarlar.

coyoteyle aynı durum

Marketci kiz buraya gelip brad pitt yazmazsa kendimi bu sitenin onunde yakarim.

evet. aile harici 6-7 kişi var en az. çok şükür, varolsunlar. hiçbirini de aramam normalde malesef. hep onlar arar. bu da benim ayıbım.

yok ki.

6-7 kisi var aslinda ama yine de kendimi yalniz hissediyom bazen

coyote'nin notu +1

Aile harici düzenli soranım yok. Yazık bana ya 6-7 kişi var diyenler var

var, eşim. sağolsun her gün halimi hatrımı sorar

Var. O kişiler de olmasa zaten bu hayat çekilmez.

Var. 1-2 dost biriktirmişim.

Yani "ee sen nasılsın" diyen az ama 1 hafta aramasan arkadaşın dediği gibi "öldün mü lan tırrek" diyecek var bir iki kişi eksik olmasınlar.

humm... yok. ve sanırım sadece benim yok.

ağır yalnızım.

Genelde ben aramam zaten, kötü olan bu. Ama iyi olup olmadıklarını önemserim. Biri belki 2 haftada sorar ama diğeri plan vs için mesaj atar. Teyzem arar bi de.

kimseyi arayıp sormadığım için yok, arayıp soranlar zamanla "hayırsıza bak, ben de aramıyorum" diyerek uzadılar. aile olarak var; bir kuzenim sık olmasa da arar sorar, onun haricinde babam 2-3 günde bir arar hal hatır sorar. eski sevgilim sorardı o da yeni sevgili yapınca sormaz oldu alksşda.

Bulunduğum konumda bir arkadaş var arada konuşup nadiren buluşuruz. Bir de başka şehirde var ortaokuldan arkadaş onunla en az haftada bir konuşuyoruz Face'den, görüşme imkanı olmuyor tabii.

Yani yok sayılır, benim de kimseyi umursadığım yok.

hiç yok. ama ben de kimseyi aramıyorum.

Yok. Sevilmek istiyorum ben de. Yani olmuyor.

Var, sağ olsunlar ama ben onlarla konuşacak zamana sahip olamıyorum bazen.

ekşi duyuru whatsapp grubundaki arkadaşlar dışında kimsenin soracağını sanmıyorum

çekirdek ailem ve sevgilim var. öyle arayıp soracak bir arkadaşım yok ekstra

var ama;

www.youtube.com

1- telefondaki ciplak fotograflarimi sileyim bari iyi hatirlattin.

cekmecemde ki penis fotograflari ve nazi bayragi.

1. Var. Kötü.

2. Var.

1) hayatıma giren herkesi biliyorlar. her şeyi anlatırım. hatta kardeşim kimle birlikte olduysam bilir. zaten ölmüşsem ölmüşümdür, ben öldükten sonra benim hakkımda düşünecekleri şeyleri umursamayacağım bir yerde olacağım.

2) dünyanın en sırsız insanıyım ahdjdjddjd

Annem geldi aklıma :) Dışarı çıkarken evi derleyip toplar, uzun yola gitmeden önce evi dip köşe temizler, çamaşır sepetinde asla kirli çamaşır bırakmaz. Sebebi de ölürüm kalırım arkamdan ne pis kadınmış demesinlermiş :)

Bende yok.

1. Var ama hiç kimse bilmiyor değil ama çok kişi bilirse hoş olmayacak bir şey var. Onun dışında, şu anda iki kişinin bildiği ve duyulduğunda düşüncelerini değiştirecek değil de, 'Oha, bunlar da mı olmuş' diye çok kişinin düşüp bayılacağı ve filmi çekilesi birkaç şey var.

2. Kendime ait hiçbir şey yok ama başkasına ait bir sır benimle birlikte mezara girecek.

bego'nun annesi benim de annem sanırım. Bir arkadaşım vardı; ağda zamanını hiç kaçırmazdı. Derdi ki 'Biri bana tecavüz ederse, öldürürse beni kıllarla bulmasınlar; öldürmezse zaten o kıllarla kimsenin karşısına çıkmadan ben kendimi öldürürüm' derdi. O da geldi aklıma şimdi.

Öyle sırrım var evet. 1 tane de değil maalesef. Mezara kadar gelecek benle. Öğrenen kişi üzülür benim adıma galiba

1) var ama imha etmeyi düşünüyorum.

2) evet var.

Benim ölümüm büyük felaket

1. Var. Fotoğraf, eşya, belge hepsinden var ama öldükten sonrasını mı kayıracağım?

2. Var. Her şey anlatılmaz ki.

1- Hayır arkamda bıraktıklarımdan farklı bir anlam çıkaramazlar, ama yine de tüm sosyal medya hesaplarımdan ve mail adreslerimden çıkış yapacak kadar vaktim olsun isterim, olmazsa da sorun değil, bilmedikleri bir şey çıkmaz, gereksiz anı biriktirmekten hoşlanmıyorum çünkü.

2- Var.

her iki soruda da hayır

İki sorunun cevabı da benim için evet ama ölmüşüm zaten yahu, bana ne?

1- Var ama öğrenmeleri çok küçük bir ihtimal.
2- Var.

1. yok
2. yok
(duz adam)

aileme sinir krizi anında bir çok şeyi anlatmıştım özellikle cinsellikle ilgili.
sanırım yok ya.

Ailemin üzüleceği şeyler var elbette, o aptal çocukluk ergenlik günlüklerimi imha etmek istiyorum ama kıyamıyorum, ne salakmışım diye gülerek okuyorum bazen. Konu geçince onlara da derim bakın ölür ederim o kilitli çekmecemi imha edeceksiniz, sakın bişeyi kurcalamayın. Ne kadar dinlerler bilemem tabii=)

-var.

-var.

kurtul

ortalamanın açılımını pek bilmiyorum. sizdeki ortalamayla bendeki aynı olmayabilir. kıllar dövmeyi kapatacak kadar çoksa başka yere yaptırın, neden lazerle uğraşasınız ki?

@gebere jackson

cnku lazer havali bisiey

ne havasi olm? maksat dovmenin efektifligi azalmasin.

Kıllar görünüşünü pek etkilemiyor bence. Yaptırırsan daha iyi görünür ama elbette. Kıllar açık renkli ise lazer olmaz zaten. İğneli epilasyon yaptırırsın. Ayrıca ön kola yaptırma. Kim olursa olsun serseri gibi gösteriyor. Dövmeniz o kadar da göze parmak yerde olmasın. Büyük dövme olduğunu farz ettim.

Bence erkekte kilsiz kola kucuk bir dovme yakisiyor. Ancak epilasyon 1 yillik bir islem. Dovmeyi erteleyeceksin mecburen.

kurtul dövmeden sonra lazer olmaz. lazer koyu rengi yakıyor, dövmeni yakar.

bandın özelliğine göre değişir. eğer kendi hafızası varsa ve bağımsız çalışıyorsa, arada bir telefona bağlanıp veri aktarımı yapabilir. gear s3 öyle mesela, ama iki cihaz arasında uçurum olduğundan, muhtemelen mi band'de öyle bir özellik yoktur.

Mi band 2 kullanıyorum ben de. Sürekli açık olmasına gerek yok. Ben akşamları bir kere bluetooth açıyorum, senkronize olduktan sonra kapatıyorum.

Peggy, sarji ne kadar gidiyo Bunu?

Bende de mi band 2 var, şimdi denedim bluetooth kapalı olduğunda arama ve whatsapp mesajı geldiğinde titremiyor.

Nasi ayarliyosin onu someonewalksalone

Dediğim şekilde şarjı bayağı gidiyor. En son 2 hafta önce şarj ettim şu an %82. Aktivie seviyem de yüksek olmasına rağmen.

@someonewalksalone'un dediği gibi bluetooth kapalıyken arama, sms vs bildirimleri gelmiyor.

@baldur2 store'dan "mi fit" programını indirin. hesap oluşturun. profile kısmında my devices'taki mi band 2'ye tıklayın. incoming call "remind in 3s" yapın. app alerts'te de whatsapp'ı aktif hale getirin. dilerseniz alarmı da ayarlarsınız sabah sessiz şekilde koldan titreterek uyandırıyor :)

not: bunları yapınca bandın şarjı 3 günde %20 falan harcıyor yalnız.

peki su geciriyor mu bu?

Suya dirençli, su geçirmiyor, ama belli olmaz, ben yine de tedbirli davranıyorum.

komikmiş. ama kıyafetle bakmak lazım, belki o zaman çok sırıtmıyodur.

beğendiysen giy, kime ne ayrıca.

bu haliyle güzel görünmüyor ama ufak tefek, minyon birinde hoş/sevimli durabilir.

edit: bu botun 549 lira olmasının sebebi nedir? merakımdan soruyorum sahiden. markası dışında bir sebebi var mı?

Oha! 549 lira nedir lan.

Tam bir tikky botu.

50+ yaş itemi

Genç için komik, yaşlı giyse sırıtmaz. Sorry.

güzel durmuyor. ama sen begendiysen ve ayagında guzel duruyorsa sorun yok. botu giyinmiş bir halde foto olsa ona göre de yorum yapardık.

beğendiyseniz ve fiyatı da sorun değilse alın tabii ki, kimseyi ilgilendirmez. giyecek olan sizsiniz. Satın alınan şeylerle ilgili başkalarından çok kendi iç sesinizi dinleyin. sizi mutlu ediyorsa takmayın başkalarını.

çok kötü.

Şu "başkalarını ilgilendirmez" olayını anlamıyorum. Bazı insanlar gerçekten sormaz ve canının istediğini alır. Bazıları da dışarıdan nasıl durduğunu önemser. Başkalarının ne düşündüğünü önemsiyor ki herkese sormuş. Dışarıdan bakınca bence bot olarak estetikten çok uzak ve kullanışsız. Kötü yani, ev botu olsa beğenirdim. Ayrıca yaşlılıkla ilgisi yok, aksine genç kız ayakkabısı.

kanka bu 50 tane kedi besleyen 50 yas uzeri canki teyze ayakkabisi :D :D: D:D D:D: : D:D D: D:D :D

fotoğraftaki haliyle ayaktaki hali bambaşka olur. denemek lazım.
549 lira etmez ama bana etmez. 549 lira sana çerez paraysa niye olmasın.

24-25 yaşlarında güzel,neşeli,sevimli,giydiğini yakıştıran, beyaz tenli, kilolu olmayan, en az 165 boyunda, max 38 numara ayakları olan bir kızsan bence yakışabilir.

hayalimde böyle bir kız canlı bu ayakkabıyı giymek isteyebilecek. onun haricinde direk bakınca tabii ki de kötü :)

bence kötü değil. oldukça sevimli buldum ben :) keşke fiyatı da daha makul olsaymış.

şantiye lastiğinden ve ugg'dan çirkin değil; sıra dışı şeyler giymeyi seven, mahone'nin belirttiği tipte biri için normal bir ayakkabı hatta. sadece çok pahalı buldum, yani gereksiz pahalı, değecek gibi değil. parasını sorun etmiyorsanız ya da daha makul fiyata bulursanız alınabilir.

şirinmiş bence ama biraz çocuk botu gibi. minyon biriysen güzel durabilir ama taytla falan.

evde bile giyeceğimi sanmıyorum.

Ben beğendim. Bir botta olması gereken şeylere sahip gibi görünüyor. İnsanların beğenmemesi de normal, estetik budalası oldukları için bot konusunda bile çekicilikten vazgeçemiyorlar.

bulaşık süngerine benziyor olmasının dışında pek falsosu yok gibi, suyu emmiyceğinden eminsen al giy, kime ne :)

Bedava veriyoz al deseler küfür ederim.

şekil olarak kötü değil bence. ama o fiyat nedir arkadaş.

Evde hanımın patiği var o bile daha iyidir bundan fonksiyonellik açısından.

Bak daha tipinden bahsetmedim, gerek de yok.

Yorumlara çok güldüm, alemsiniz=) 60 yaş için dediniz lâkin 60 yaşındaki annem dahi fotodan beğenmedi, babam kriz geçirir demek, hele fiyatı görse=)
Açıkçası ben de ev ayakkabısı gibi göründüğünü düşünüyorum, tasarım amacı da budur belki ama inanın o kadar rahat ve bi o kadar da ayakta Şirin duruyor. Bu arada kesinlikle iri ve kilolu biri değilim, tarz olarak da "bana yakışmaz ama sana yakışıyor" lafındaki sana kişisiyim, en azından bunlardan yırtıyorum sanırım=) ancak fiyatı yüzde 50-70 indirime girerse alırım, Camper malesef fiyat açısından böyle ama kalitesine güvendiğim bir markadır. Sorma maksadım başkalarının düşündüğüne göre hareket için değildi elbette. sadece ciddi manada hep "bu ne ya" tepkisi alınca bir de size sormak istedim, size de aşkolsun o vakit, bulaşık süngeri demiş ya=)))

valla ben çok beğendim. ama etrafımdakiler normalde de teyze gibi ayakkabı seçiyorsun diyor hep. ben dinlemeyip giyiyorum. ^^

uzerine para alip evde giyeceksen olabilir:)

Ben begendim:) çok tatlı evet.

O marka pahalı da ondan pahalı herkes fiyatını sorgulamış. Ben de classic camperlarımdan çok memnunum ama aynı ayakkabının 1 yılda eskidigini iddia eden arkadaşım da var. Sanırım kullanıma bağlı. Su geçirip geçirmeme iddiasını da bir yetkiliden teyit ettiysen cidden güzel bot.

Hemen al bence tatlı bir şey evet. Hatta keşke taban renkleri nde de seçenek olsaymış. Kırmızı, sarı, yeşil, mor gibi. Ama bu renk de güzel :)

Aha, renk seçenekleri de varmış:)

m.camper.com&utm_term=tr-46646-032?utm_source=criteo&utm_medium=retargeting&utm_campaign=dynamicproductretargeting

bence o kadar kötü değil.
hatta giyenin tipine ve tarzına göre sevimli bile durabilir.
fiyat konusu çok sübjektif, yani kim ne dese boş.
parayı vermek istiyorsan verirsin, karşılayabiliyorsan karşılayabiliyorsundur.
camper için yüksek bile sayılmaz fiyatı.

@yavrucak, evet renk seçeneği var ama o cidden ev ayakkabısı gibi, fazla renkli o yüzden griyi sevdim tabanıyla=) bu arada ben de camper kullanıp memnun kalanlardanım. 2 ayrı mağazadan teyit ettim garantisiyle söylediler hem de=) ucuzlasa hemen alıcam inşallah=)

Güzelsen yakışır

Bence de çok sevimli. Fiyatı az olsa, ben bile gyrbilirdim ama çok twrzım da deil. Yin de giymekten çekinilecek bir ayakkabı değil. Sonuçta millet lastik çizme giyiyor. (Yağmur da ben de parlamayanından giyiyorum) Onların yanında kraliçe ayakkabısı gibi bile kalır.

Fiyatı pahalı ama Camper'ın kalitesi için normal. İndirim bekleyeceksen veya iyi kazanıyorsan alınır. Asgari ücretli isen ama hovardalık yapmak istiyorsan da, yine sana kalmış.

pazardan alınan ev pandufu gibi. :/

50 yasinda canki teyze botu :D :D :D

Dogru bence de :)

güzeel. diğer kıyafetlerine de bağlı ama skinny kesimli bir pantolon ya da diz üstü etek/elbiseyle güzel durabilir mesela. ama bunu diyen bana etrafımdakiler diyo ki 70 yaşında gibi giyiniyosun.

klar+1

Cok güzelmiş. Bot alma fikrim olsaydi ben de gider alirdim. Ayrica arkadaslar bakin su geçirmiyor , sıcacık tutuyor ve aşırı rahat demis kız. Hala neden fiyatini abartiyorsunuz. Malesef kışlık sağlam birseyi cok ucuza almak gibi bir sansimiz yok. Sezon başı ve indirimsiz fiyat oldugunu da göz önünde bulundurursak vence fiyat çok normal. O uyduruk buz gibi ve ayagi suyun içinde bogan inci hotic. .vs markalarin fiyatlarina bir bakın isterseniz. Ne demek istedigimi anlarsiniz. Camper indirime giriyor mu fikrim yok ama giriyorsa indirimini kovala.indirimsiz alisverise 12 ay karsiyim ama kış baslangicinda daha da fazla karşıyım

mütemadiyen.

Demlerim 1 bardak icerim yazik olur termosa.

neredeyse hiç.

güzel çay bulmak zor, dolayısıyla o zahmete girmiyorum. arkadaş varsa bile sallama yapıp geçiyorum.

elbette, cay'siz bir hayat olamaz :) yasasin ahmad tea

hayır.

Başkası gelmediği sürece hiç.

Neredeyse hiç.

Hic.

Yalnizlik kadar kotu bir sey yok

Yoldan gecene cay ikram etmişligim var.

öğrenciyken demlerdim, şimdi vaktim olmuyor. Çok kişiyken de demlemiyorum hatta.

hiç işim olmazdı ama işsizken çaya kahveye sardım. daha çok da kahve. üşengeçliğimden sallama yapardım hep. şimdi demleme yapıyorum. normalde çalışsam evde hayatta çay yapmam.

7 yıldır yalnız yaşayan biri olarak toplam demlediğim 5'i geçmez. Misafirim gelince demliyorum. Yurt dışındayım bir tane yabancı arkadaşım çayı çok seviyor. O gelince demliyorum, böylece benim de çay ihtiyacım karşılanmış oluyor. kahve çok daha pratik geldiği için çaydan kahveye geçiş yaptım.

Sevsem demlerdim. Kahve sevdiğimden mocha pot ile kahve yapıyorum. Tek yaşamakla alakası yok bu işin, seviyorsan üşenmezsin bence :)

Ya sallama çay ya da hazır kahve falan. Yalnızca misafirim falan gelirse öyle uğraşırım. Böyle de misafirseverizdir işte yalnızlar olarak, ehem.

sallama çay candır

hayır. o kadar çayı kim içecek?

Hafta sonu nadiren. Ayda 1 falan anca.

never. eve arkadaşım gelirse o yapıyor

hatta sıcak bir şey imiyorum hatta su dışında bir şey içmiyorum evde.

Hiç Demlemem.

Her akşam :)

hafta sonu kahvaltiya demleme
hafta ici aksam sallama

Haftada 2-3 aksam yaparim. Ozellikle ders calisiyorsam. Bazen ihlamur tarzi caylar demliyorum ama.

Akşam üstü yapıyorum. Sabah kahvaltıda kahve veya sallama çay içiyorum.

kahvaltıda belki

demlemiyorum.

kahve yaparım ben genelde sadece. tek kalmak ne iğrenç bir şey:(

0.5 lt termosun içine atıyorum bir adet demlik çay ve üstüne sıcak su, bu şekilde demliyorum çayı ve gayette güzel oluyor

Hep. Bi tek uyudugumda ve disari ciktigimda cayim olmuyo.

çoğunlukla demlerim, demlik poşetlerden 1 tane atıp 2 bardak çay demlemek dakika sürmüyor.

Hic demlemem, hep sallama cay iciyorum. Gelen misafirlerde de tiryaki olmadigi icin anca Türkiye'ye aile evine gidince demleme cay icebiliyorum.

yalnız kahvaltı yaparım, çayımı demlerim mutlaka.

Yurtdisindayim... evden yeni geldim, bi ozlemle uzun zamandan sonra ilk kez demledim. Iki bardak ictim :) cay aciktiriyo beni..

born to die klibinde arabada sevistigi sahneler asiri otesi seksi. onun haricinde bana bir sey ifade etmiyor.

güzel olmasının yanısıra feleğin çemberinden geçmiş bir ablaya benziyor

Ultraviolence albümünü ayrıca beğendim diğer şarkıları da gayet güzel, sümüklü popçulara benzemiyor

Bu ablamız biraz da açık sözlü. Bir ara müzik camiasından herkese verdim deyip dolanıyordu.

Öte taraftan güzel ses. Ama üretkenlik yok.

Dudaklarını sevmiyorum, şarkıları hoş, kendi de hoş.

bi laf vardı, “ülkücülerin gizli sevdasıdır ahmet kaya” diye, lana del rey de benim için böyle bir şey, kurban olduğum.

Sesi güzel değil aslında, canlı performansları çok kötü.

Ama bazı şarkılarını çok seviyorum, west coast mesela.

Gerçek bir kadın. En sevdiğim şarkısı da Shades of Cool.

bi sebebi de yok ama gizli gizli dinleme ihtiyacı hissediyorum.
bir de video klipleri için iyi yönetmenlerle çalışıyo olsa gerek, bilhassa summertime sadness ile summer wine coverı için çekilen kliplerde renkler, kamera açıları ve ışıklandırma şarkılarıyla ve sesinin rengiyle acayip ahenkli.

I'm smoking while I'm runnin' on my treadmill
But I'm cutting up roses
Could it be that I fell for another loser
I'm crying while I'm cummin'
Making love while I'm making good money
Sobbin' in my cup of coffee
'Cause I fell for another loser

luuuuuuzırs, dinlemeyenler, hala

Yürüyüş yaparken dinlemeyi çok severim.
Sesini çok beğeniyorum, kendisini de öyle.
Hemen hemen tüm şarkılarını severim Ultraviolence daha bi severim.

rihanna'dan beri en komple albüm yapan amerikan popçu olarak bilirim. piyasaya çıktığından beri neredeyse her parçası kaliteli albüm yapan birkaç isim var o diyarda, son albümü hariç rihanna mesela. bu abla nasıl sağlam profesyonellerle çalışıyorsa çıkarttığı her albümde taş gibi 4-5 şarkı oluyor, geri kalanları da temeli sağlam gideri olan şarkılar(son albümünü hiç dinlemedim). özellikle albümlerinde bir tema çerçevesinde uyumlu şarkılar yapması enteresan, teklilerle ilerleyen piyasa için büyük başarı. zaten albüm zor çıkıyor, hele ki baştan sonra dinlemesi ayrı keyif vereni bulmak hiç kolay değil.

benim için cover'a remix'e müsait şarkı ayrıca başarılıdır, altyapısı kaliteli örülmüş şarkıların bir özelliğidir temeli üzerine farklı şeyler inşa edebilmek. bu açıdan da bereketli bir ablamız, şarkıları üzerinde oynamak ayrıca güzel.

kişiliğin pek bilemiyorum, biraz mıymıntı bir tipe benziyor ve canlı performansı çok başarılı değil ama çalma listemde 8 şarkısıyla bulunmayı başarıyor...

ileride parti kurarsam, seçim otobüsünde summertime sadness çaldıracağım :) o derece.

bence zamaninda evcillestirmisler, o zamanlar yetiyormus nufusa, sonra artarak artinca nufus, o tren gec kalmis. tahil falan uretmek daha kolay hem. makarnaya devam kisacasi :)

çünkü biz gıcığız.

Insanlik derken...
domuz, ordek, kaz, kanguru, geyik, ceylan, kanguru, ayi, timsah ve hatta kedi ve kopek eti bile yeniyor dunyada.
Turkiye'de yasayanlar diyebilirsin, cesitlilik gercekten cok az turkiyede :(

Paris'te bilmeden zevkle yediğim at etlerini hatırladım. Insanlık çeşıtlı hayvan eti yeme konusunde çığır açtı bence.

at etinin yenmesi devrim değil bu arada gayet yenebilir. Türklerde at özel bir konumda olduğu için saygı gösterilip yenmez sadece.

kasları gelişmiş hayvan eti yenmez, kullanilan kasların icinde laktik asit birikir, bu da etin tadının ekşi ve sert olmasina sebep olur. bu sebeple tavugun ve inegin en az kullandigi kaslarının oldugu bölümler daha lezzetlidir. at etini pişirmesi bu yüzden zordur.

O kadar bolluk diye bir şey yok. Asalak dönemden bugüne kıtlık her zaman konu olmuştur.

Sığır besicilik ve av için çok uygun bir türdür, eti diğerlerine göre lezzetlidir, bakımı kolaydır. At gibi hayvanlar avda ya da lojistik hizmetlerde rahatça kullanılabilir, bunları tüketmek hem verimsiz hem de denildiği gibi kas kütlesinden dolayı lezzetsiz olacaktır.

Kültür de büyük ölçüde bunlara göre şekillenir.

Mutfaklarimiz, coğrafyamızla ve inançlarimizla doğru orantılıdır.
Dini inançlar azaldıkça, farkli cocrafyalara erişim kolaylastikça, yukarida cevap yazanlarda göreceğin gibi seçenekler artar.

Aslinda tam dini inanç denemez, hiç et yenilmemesi gerektiğine inananlar da var.

Ellerinde ne varsa insanlar onu yemisler. Hayvan bitmis birbirlerini yemisler. Sonra da mantik uydurmaya calismislar.

bu sorunun cevabının sizcesi bizcesi yok, zootekni sorusu sormuşsunuz. türlerin evcilleştirilmesi için gerekli birtakım koşullar var. insanlarla aynı yemekleri yememeleri, hızlı büyüme ve gelişme, bakım ve üretim kolaylığı, insanlara karşı iyi huylu olmaları. orangutan çiftliği yok çünkü iki jenerasyon arasında yıllar var misal, üstelik benzer şeyler tüketiyoruz.

global düşününce bir çok hayvanın eti yeniyor, muhtemelen orangutanı da yiyen kabile vardır. geçen belgeselde bir kabilenin sadece maymun etiyle beslendiğini izlemiştim.

eğer türkiye açısından bakıyorsan, bizde orangutanı yemek için değil, çok afedersin s**mek için kullanırlar. o yüzden türkiyede böyle görece insana benzeyen canlıların çiftlikleri kurulmasın mümkünse. orangutanın üstünü evini arabasını yapıcak insanlar var bu memlekette.

Benim büyük abim de çok konuşur. Bi başlar konuyu kendi kendine dallandırıp budaklandırır sora o dal budakları tek tek anlatır ve araya biçok parantez açar kapatır.

En ayar olduğum şey. Abi sus artık yaw. Söyleyince de küser.

Sen ne hatırnaz bir insansın, ne kadar muhabbetlisin... bu huyun hiç tükenmesin emi... yönetebilirsin vaktini, azcık minicik bi müdahaleye bakar. Çok uykum var veya çok yorgunum yarın iş var gibisinden... ama bu özverin ne güzel...

devam konuşmaya...

konuşma devam ediyor...

numaramı değişeceğim zaten, bu evden de çıkacağım.

editleyeyim: konuşma devam ediyor. saat 03:00 ...

devam... 03:30

bitti: 04:14

üniversitede okurken telefon kullanmamıştım. ne huzurlu günlerdi. kimse ulaşamazdı bana. ben kiminle görüşmek istiyorsam onu arıyordum. herkesin de numarası aklımdaydı.

sabah oldu be...

Telefonu kapat şarjım bitti de, bu ne lan. Tam kendin bir şey söylerken kapat ki inandırıcı olsun.

sen cevap verdikçe devamını getirmesine müsait bir hava oluşturuyosun demek ki. hatayı sende aradığımdan değil de, bahsettiklerinin nasıl birileri olduğunu huyunu suyunu bilemediğim için senle ilgili kısmına dikkat çekiyom sadece. o hava oluşmasın diye nezaketi terketmeyi deneyebilirsin. sabrını daha erken taşırmayı.

aynı sorun bende de war.. lüzumsuz kibarlıktan bunlar hep.

Banyo yapicam de. Ben her seferinde oyle yapiyorum. Hahahaa

Liseden beri görüştüğüm, sevdiğim de bir arkadaşım var. O zamanlar da çok konuşur, çok anlatırdı ve kimse sevmezdi çocuğu. Sonrasında tıp okudu, yine yalnız kaldı, derdi oldukça beni arardı. 3 saat, 4 saat konuşurduk her aradığında abartmıyorum. Doktor oldu, yine dertler sıkıntılar...

Önceden bu arkadaş aradığında birkaç saat boş vaktim varsa derin nefes alıp öyle açıyordum telefonu. Birkaç kez metroya bineceğim, arkadaşım geldi, yemek yapmam lazım diyerek yarım saatte falan bitirdim, epeydir öyle uzun konuşmuyoruz ondan sonra.

Yoğurt yiyorum bayağı. Ketçap ve mayonezi çok uzun yıllardır yemiyorum. Su içme alışkanlığım var. Geçen odamdan 9 tane pet şişe attım. Okula giderken çantamda hep su olur.

Ev yogurdu ve kirmizi meyve sebze tuketiyorum.beyaz ekmek ve tuz kullanmiyorum. Sekeri azalttim.

Kefir mayalıyorum, çiğ yumurta içiyorum haftada birkaç kez. Şeker, tuz, ayçiçek yağı vb şeyleri tuketmiyorum. Unlu ürünleri de tuketmiyorum.

1. Şekeri unut. Yani meyve ve çok zaruri gıdalar dışında şekeri tamamen unut.
2. Ambalajlı her şeyi unut (marketlerin yüzde 90'ı).
3. Her türlü gazlı içeceği unut. (Su, soda, ayran, kefir, süt, kahve, çay ve türevlerinde sıkıntı yok abartmadığın sürece.)
4. Hamur işini çok çok nadiren ye.
5. Alkolü çok nadiren tüket. Biradan uzak dur.

...

Ben çocukluğumdan beri kahvaltı yapmayı hiç sevmedim. Hiç de keyif almıyorum. Zaten günde üç öğün yeme dayatması bitiyor yavaş yavaş. Sağlıklı değil zaten.

Yumurta, tahıl, çavdar, balık, tavuk ve sebze ağırlıklı besleniyorum. Kendine bir kalori limiti koy ve o limiti ne olursa olsun aşma. Akşam arkadaşların doğum günü partisinde pasta mı yiyeceksin? Akşam yemeğini atla.

edit: diyelim ki kendini tutamadın ve yedin ya da ne bileyim sevdiğin kız poğaça yapmış reddedemedin yedin ve günlük kalori limitini aştın. o zaman spor ayakkabını ve eşofmanını giyip koşuya çıkacaksın. orta - hızlı arası bir koşuda on dakikada 150 kalori yakıyorsun (yaklaşık 2 km mesafe koşmak demek bu). yani 5 km koştuğunda 30 dakika harcamış oluyorsun ve karşılığında yaklaşık 375 kalori yakıyorsun. yüzme, boks falan gibi şeylerden az olsa da müthiş kalori yakıyor. üstelik koşmak vücuduna çok faydalı. ben spor salonunda en az 30 dakika koşmadan ağırlık altına girmiyorum kesinlikle.

her gün kahvaltıdan sonra beyin sağlığı için ve kanser önleyici özelliğinden dolayı zerdeçalı sütle karıştırıp içiyorum. bu beni güçlü eder.*

youtu.be

Günde 2 öğün yemek
En az 1 buçuk litre su
Yoğurt
Günde bir bardak limonlu ya da sirkeli su
Akşam 8'den sonra bir şey yemek yok
Karbonhidrat ihtiyacını abur cuburlardan değil meyvelerden sağlamak (Her gün 1 ya da 2 meyve)

Evet sağlıklı besleniyorum. Ekmek yemiyorum, her gün kahvaltı yapıyorum, işe erken gittiğim için her gün evden kahvaltı götürüyorum, yumurtalarım direkt köy yumurtası, tavuk yemiyorum onun yerine yine köy hindisi yiyorum, tereyağı ve sızma zeytinyağı dışında yağ yemiyorum, çiğ kuruyemiş yiyorum, çok su içiyorum, alkol, asitli içecek hiç yok hayatımda. Her şeyi mevsiminde yiyorum, paketli gıda yemiyorum, pilav makarna ayda en fazla bir kere çok çok seyrek yiyorum. akşam 8'den sonra hiç bir şey yemiyorum. Elimden geldiğince hareketli olmaya çalışıyorum.

Sucuk yaptirfim kasaba kurban etinden. Eti guvenilir yerden aliyorum. Sebze meyveyi mevsiminde aliyorum.

sağlıklı beslenmek için mukussz yiyckler

www.mucusfreelife.com


vegan olanlarıyla tabi.


bense günde sadece 4 saat vegan yiyp 20 saat yemiyorum.bu da burda var

www.eksiduyuru.com


ve tabi iki bitkilerin verdiği sağlık (ve tabi sömürüye destek olmamanın verdiği mutluluk)
www.cosmopolitan.com

Aklima geldi yogurdu evde yapiyorum.

Yurtta ikamet eden bir öğrenci olarak ne kadar son yıllarda zorluk çeksemde beslendiğimi düşünüyorum arada yaptığım çılgınlıklar dışında.

Makarna/pilav yemiyorum sadece tatile gittiğimde anacığımın yaptığını yiyorum onunda yemiyceksem yaşamıyım zaten.
Kahvaltısız güne başlamam. Bu bana annemden kalan bir alışkanlık. Kahvaltıda belki vi dilim ekmek yerim belki yemem onun dışında yemem.
Meyve suyu kola falan zaten en son çocukken şçtşm heralde.
Yoğurt kefir müptelasıyım.
Kızartma yemem, hele dışrda asla.

Ama bu dün yediğim 2 gofretten aldığım şekeri sağlıklı saydığım anlamına gelmez :/

Veganım. Daha sağlıklı beslenilebileceğini zannetmiyorum.

Kahvaltı yulaf ezmesi veya tam tahıl wasa ekmek. Ya da yaban mersinli veya çilekli mangolu smoothie.

Öğlen hayvan gibi yerim, ara öğün olarak sandviç ve fındık fıstık ceviz kabak çekirdeği vs.

Akşam öğünü öncesi kek, dondurma, cips bi kamyon vegan jelibon.

Akşam da dünden arta kalan öğlen yemeğini yerim veya pizza falan gömerim.

Yatmadan evvel de b12 alıyorum.

Yazdığım tüm ürünler vegan. Bunlara yoğurt, süt, peynir, et vs dahil.

Aralarda yediğim meyveleri falan yazmamışım. Mevsime göre ne varsa alır yerim meyve olarak. Her gün en az 1 çorba kasesi brokoli mikrodalgaya atarım cips niyetine.

şekeri ve gofret, hazır kek vs. türü işlenmiş gıdaları yemiyorum. kola, gazoz veya meyve suyu gibi içecekleri çok uzun zamandır içmiyorum. sadece arada çikolata yiyorum.

beyaz ekmek hiç yok, az ekmek yiyorum. yersem de mutlaka tam tahıllı ekmek oluyor.

salam ve sosis yemiyorum kalitesine güvendiğim sucuk olursa yerim. ama bu da ayda yılda bir olur.

sıfır olmasa da eti azalttım, günde en az 1 ögün sebze yemeye dikkat ediyorum, her gün mutlaka 50-100 gr arası fındık, badem, kaju, ceviz vs türevi kuruyemiş ve 1-2 meyve tüketiyorum.

1- ekmek az ve tam tahilli yiyorum
2- kola mola asla icmiyorum
3- abur cubur asla yemiyorum
4- asiri yag ve tuz katmiyorum yemeklerime
5- bol bol meyve ve kuru yemis tuketmeye dikkat ediyorum
6- bol bol su iciyorum. al bi tane cam sise 700 ml, devamli bulunsun yani basinda, sabah kalkinca biraz, yatmadan biraz icince bir sisenin yaridan cogu bitiyo zaten. e bi de gun icinde icersin tamamdir.
7- yumurta-sut-peynir-balik bol bol tuketiyorum.

bu kadar.

bunca yıllık zırtlanım, kendi ödeyen görmedim. halbuki ezilmiyorum. ben de eşit şartlarda date'ler isterdim. ama imkan elvermiyor. tesis yok tesis.

ilk buluşmada ortak ödenmez. çirkin. erkeğin ödemesi durumu da şu bence. genelde ilk buluşma için davet eden kişi erkektir. bu durumda erkeğin ödemesi gerekir. kadın davet ediyosa da kadın öder. kadın buluşalım dediyse o hesabı erkek illa ben ödiycem diyosa klasik erkeklik gururu işte.

her buluşmada illa ben ödiycem diyen erkeğe denk gelmedim şimdiye kadar hiç bi ilişkimde.

Ben çok yapmıyorum ama maddi durumum iyiyse karşıdakinden yaparım. Ben genel olarak hesap ödemeyi bir şeyler yedirmeyi severim , kadın olmasa bile:
Ama bizim ülkemizde şu var, hesap ödetmemek kadına kesinlikle gurur meselesi. Aslında şöyleki sıcak ülke erkeklerinin genel özelliği. Ben tr ye benzer bir ülkedeyim ve burada da gurur meselesi. Fakat bunun rahatsız edici olması sizin için güzel bir şey, tebrikler

Ve hesaplıyorum da bugüne kadar 5 k Euro karşı tarafın hesabını ödemişimdir:(
çok fenaymış:) keşke siz de çok ısrar etseniz:)
Şunu da ekleyeyim ısrarınız hiç gerçekçi değil hanımlar, çıkartıp masaya koymalısınızm kartınızı

sadece hesap olsa yine iyi. neler neler.

yapmamın tek nedeni her iki ilişkimde de maddi durumum karşıdan daha iyi olması.

çok dürüst olayım, bazen "bu kız ödemezsem kesin abuk şeyler düşünür" diyerek ödüyorum. yoksa öyle bir kaygım her zaman olmadı.

Vallahi ben gerçekten hesabı kendi ödemek isteyen hatun türüyle çok az karşılaştım. Biraz da bundan olsa gerek diye düşünüyorum kendi açımdan. Neticede, insan böyle birine denk gelmeyince otomatik olarak varsayımda bulunuyor ve bu varsayım da daha önce gördüklerine dayanıyor haliyle. Mecburen ısrar etmesi gerektiğini düşünüp ödüyor olabilir.

Bir de gururla ilgili kısmı da var tabii. Mesela, bilmiyorum hiç dikkat ettin mi ama bir mekanda hesabı istediğinizde garson direkt erkeğin önüne koyar hesabı ve masanızın başında bekler çoğu zaman. Bak, burada da varsayım var. İster istemez bir baskı oluşturuyor bu da. Bir de @benaslındayohu +1. Gerçekten ödemek isteyen çantasını karıştırmakla vs. uğraşmamalı. Hesap aşamasına geçiliyorsa para verilecektir. O zaman net bir tavırla hesabını kendi ödemek istediğini belirtmeli. Ben böyle durumlarda hiçbir zaman gurur da yapmadım, ezik de hissetmedim çünkü karşı tarafın isteği netti.

Ama her halükarda sürekli kendi ödeyen erkek de kompleksli ya da barzo vb olabilir bence. Gerçi dediğim gibi, erkek ödemeli kafasında olan kadın sayısı, böyle düşünmeyenlere oranla çok çok fazla ve her kesimden mevcut. O yüzden bu tür erkeklerin hepsi böyledir demek de tam doğru değil. Bence buna takmamaya çalışmak ve kendi de takılmayan birileriyle vakit geçirmek lazım. En olmadı, kuruşu kuruşuna yarı yarıya değil de, her iki tarafın da kendini kötü hissetmeyeceği kadar hesaba katkıda bulunabileceği bir duruma kimsenin karşı çıkmaması gerekir diye düşünüyorum.

Yine de ilk iki paragrafı tekrarlayarak kompozisyonumun sonuç kısmını da bitiriyorum.

Ödemeyince ikinci buluşmaya gelmiyorlar. Burada yav erkek mi ödeyecek hep gazına geldiğimde sonuç bu oldu. Hesap ödeyince küfür yemiş gibi oluyor kadınlar

lvs +1

Burada yazilan bazi seyler uzerine ben de bir seyler demek istiyorum. Kimin bulusma teklif ettigi onemli degil ama genelde erkek olarak ben oluyorum bu kisi ve eger bulusmadan memnun kaldiysam ben oduyorum ve neden tek basina odedin tepkisi gelirse(ki samimi olup olmadigini anlayabiliyorum genelde) bir sonraki senden olur diyerek bulusmadan memnun kaldim ve bir daha bulusmak isterim mesaji veriyorum.

Hic oyle bir tepki gelmezse zaten bulusma teklifinde de bulunmuyorum. Eger bulusmadan memnun kalmazsam da sadece kendi hesabimi oduyorum ama bunu sorun eden bozulan birine denk gelmedim. Gerci su da var genelde asiri havali tiplerle takilmadigim icin de olabilir bu cunku genelde bu asiri havali karsi cinslerde "ben o kadar hazirlandim suslendim bi zahmet odesin" kafasi olabiliyor.

Ha sevgilimle oldugumda o beni durdurmadigi surece oduyorum oderim cunku boyle jest yapmak gibi geliyor hosuma gidiyor ama tabii karsilikli bu durum.

Kadınlar ödeme konusunda samimi değiller. Teklif eden de formaliteden teklif ediyor.

Doğrusu ben ödüyorum. hatta birden fazla dışarı çıktıysam ve ilkinde ödemeyi kaçırdıysam ikincisinde kesinlikle ben öderim bir şekilde. Takıntılıyım bu konuda. (Kadın)

Bir arkadaşım kendini ezik hissettiğini söylemişti.
İnciniyormuş gururu kırılıyormuş.
Bu kadar saçma bir şey duymadım.
E sen sürekli hesap ödediğinde o kız da incinmiyor mu? Gururu kırılmıyor mu?

Asla hesabın tümünü birinin üzerine yıkmadım, yıkmam.
Yakın erkek arkadaşlarıma zaten paramın olmadığını söylerim ona göre bir yere gideriz.
Ya da o gün o ödediyse mutlaka sonrakini ben öderim.
Yakın değilsem planı ertelerim.

Davet eden öder sözünü de işime gelince kullanabiliyorum "ama ben davet ettim olmaz böyle" gibi.
Bu kafadaki insanla özellikle de bu meseleyi kendine dert ediyorsan mutlu olamazsın.
Mutlaka bir yerlerde patlak verir.
Burada olmazsa başka bir şey çıkar.
Ya bu konuyu konuşup orta yolu bulun ya da komple ilişkiniz üzerine oturup karara varın.

Param varsa kadın erkek farketmez hesabı ödemeye çalışırım. Diğer türlü hoşuma gitmiyor.

Ben oderim, odetmezse tatliyi,kahveyi oderim... ama bazen illa ben odeyeyim dedigimde itici oluyor muyum diye dusunuyorum.

K

ilk buluşmada hesabı ben öderim, bu konuda hamle yaparım. yok olmaz falan derse ısrar ederim ama çok da uzatmam.

yemek sonrası kahve vs için önceliği ona bırakırım. böylece maddi olmasa da psikolojik olarak denge kurulmuş olur. hesap geldiğinde ortadan kaybolmayan kızın değeri gözümde anında yükselir. olay maddi değil düşünme biçimi ile alakalı.

benim için gurur değil değer verildiğini gösteren bir jest olarak düşünüyorum. ilişkinin ilerleyen aşamalarında her iki tarafta maddi durumu hakkında açık olursa bence sorun kalmıyor.kimde para varsa kim daha rahat ise o öder.

dun biriyle ciktim, ortak odedik ilk bulusma diye. spesifik olarak biri cagirmamisti, ortaklasa karar vermistik, ama bir dahakine ben cagirip hesabi ben odemeyi dusunuyorum. erkek tarafiyim.

davet eden öder. sonra ilişki ilerlerse sorun kalmaz, bir şekilde ayarlanır. bunları kafaya takan insanda az biraz ucuzluk vardır.

yani degisiyor tabii. yeni teknolojiyle beraber raketler gelistiriliyor mesela, belki daha hafif oluyor, belki topun daha hizli gitmesini sagliyor vs. servis-vole oynadigi icin herkes file onune geliyordu.
onceden servic-vole trenddi, herkes oyle oynardi, simdi kazanmak her seyden daha onceye kondugu icin, savunma cok onem kazandi. yani genel olarak trendler takip ediliyor sporda. herkes basarili olani takip ediyor onu uygulamaya calisiyor.

ITF'nin yıllar içinde oyunu çok etkileyen müdahaleleri oldu.
Mesela 90'ların başında çim ve sert zeminlerin iyice hızlanmasından sonra oyunu izlenebilir kılmak için zeminlerde yavaşlatmaya gidildi, hatta 90ların ortasında Wimbledon'ın toprak karışımını değiştirdiğine inanılıyor. (servis-vole günümüzde nadir kullanıldığı için şimdi hoş geliyor ama tüm maç çekilmez sanırım.)
Bunun dışında toplar eskiden daha ağırmış, günümüzdekinden oldukça farklı yörüngede ilerliyor dolayısıyla, raketler ve yine çok önemli bir değişiklik getiren hibrid çekim kordajlar bu değişimlerin sebebi.
Zaten senin de bugün raketini, oynadığın topu, kordajının tansyonunu değiştirsek. bir iki hafta içerisinde istemsiz de olsa ya top spin miktarını değiştirirsin, ya swingini değiştirirsin ama bir şekilde oyununda çok önemli değişiklikler olur.

adam deneme yapiyor kanka. patronun isine karisma.

yeterince ip ucu var bence.

link?

beta.eksiduyuru.com

Site tasarımı değişiyor sanırım.
beta.eksiduyuru.com

Şimdiki hali de güzel, yenisi çok geniş duruyor. Gerçi şimdikine de çok dar duruyor diyen oluyordur.

ulan bunu beğenmiyoz, responsive değil kıl değil yün değil deyip durdunuz adama, adam da siteyi yeniliyor işte. yanlız böyle köklü değişiklikler genelde kullanıcıya yaramaz. daha fazla reklama, saçma sapan pop-up'lara, link servislerine hazır olun derim :)

seni ayakta alkışlıyorum @compumaster. Sonunda bir siten olduğu aklına geldi.

(bkz: ekşi duyuru/#66506919)

vay be süper görünüyor. linkleri de mavi yap compu

burasi duzelene kadar eksisozluk duyuruya dondu zaten, eh

@compumaster, sözlüge girince rumuzumuz ana sayfada gözükmüyor. Bu yeni tasarımda bunu sen de yapsana.
Bir de tıklanılan başlıgın sol üstte kocamana cıkması gereksiz değil mi? Zaten ilgili url'ye gidiyoruz ve o başlık karşımıza çıkıyor.
Rumuz işini yok et işyerindekiler görmesin rumuzumuzu.
Lütfen.

Rumuz gözükmüyor zaten?

@compumaster

tasarımı beğendim. ancak teknik ne yenilikler olacak onu anlayamadım/göremedim? daha da mühimi, bunun mobil siteye yansıması ne olacak? duyuru'nun mobil sitesi piyasadaki en rezil mobil sitelerden biri. işlevsellik sıfıra yakın.

@sen git ben geliyorum beta site responsive. dolayısıyla mobil destekli.

Bu betaya toprak mi atildi?

amerika akar dayiko. fantaziye gerek yok.

amerikadaki yaşam üzerine çok düşünmedim. tek kafamda canlanan sakin geniş konforlu hayvan gibi bir amerikan evi. bi de kocaman bir araba. şahsen huzurlu bir çekirdek aile isteyen ben için mantıklı duruyor bu açıdan bakınca. ama toplum hayatı falan da belirleyici zira toplum hayatından bağımsız bir zihinle yetişmedim.

almanya şu anki medeni halim için kulağa harika geliyor.

yok yok ben gene almanyayı seçerdim

Almanya. Almanca biliyorum (gerçi unuttum ama temelim var), pek çok kez de gittim ve aşığım oraya, özellikle Hamburg'a.

@whoosie, haöburg almanya'da dolar milyonerlerinin en çok yaşadığı şehirmiş. Bu yüzden de sanırım biraz daha pahalıymış diğer şehirlere göre.
@baldur2, amerika neden akıyor, senin için Almanya'da olmayan ne var Amerika'da?

Almanya'ya gitme şansım var. Bir sürü akrabam var orada. Çağırıyorlar buraya her geldiklerinde ama bir kez bile heves edip dur Almanya'ya gideyim demedim. Eğer Amerika'da bir akrabam olsaydı ve Amerika'ya gel deseydi, okulu falan dondurur giderdim, öyle diyeyim. Eğitim için de bir gün gitme şansım var ama Amerika, İngiltere varken Almanya üçüncü sırada benim için.

Zenginsen ABD degilsen Almanya.

www.youtube.com

Su video durumu ozetliyor.

almanya. amerika'da sosyal devlet yok. avrupa insanına daha yakın hissediyorum.

@liberal
daha fazla etnik cesitlilik, daha ucuz teknoloji, amerikan muscle arabalar, nba, ucuz gida, firsatlar ulkesi olusu vss.

Almanyanin avantajlari
- sosyal devlet, daha huzurlu yasam
- almanya abd ye gore daha guvenli, ve duzenli
- alman calisma mantiginda cok fazla rekabet ve baski yok abd gibi, daha huzurlu is hayati

ABD nin avantajlari
- cok cok para kazanmak daha kolay. ozellikle ticaret yapilacak ise abd buyuk firsat. almanyada fakirlesmek de zor ama zenginlesmek de zor.
- abd cok kulturlu ulke, o nedenle ayrimcilik cok daha az
- cok buyuk ulke o nedenle her zevke gore bir eyalet bulmak olasi
- is konusunda cok daha buyuk kariyer firsati sunuyor, caliskan biri icin kariyerde ilerlemek cok daha kolay.

almanya'da ırkçılıkla uğraşacağını unutma,
ABD'de yerine göre uğraşacaksın ama çok daha kolay olabilecek yerler var,
Orada zaten 3 milyon Türk var, bir daha artmış olacak,

sadece oturum çıkacaksa elbette almanya.

(benim için) tartışmasız almanya. beni tanıyanlar az çok bilir ne kadar yurtdışı manyağı olduğumu, büyük konuşmak gibi olmasın ama şu an imkanım olsa bile abd'ye gitmem herhalde. sevmiyorum. insan hakları şusu busu muhakkak türkiye'den iyi. buradan çok daha gelişmiş bir ülke. o tartışmaya açık bir konu değil. ama bana yapay reklam seti gibi geliyor. skiyim öyle ülkeyi. sanki giden herkes paranın gözüne vuruyor. sevmediğim, aptalca ve hatta tehlikeli bulduğum çok fazla yönü var. ilgimi çeken bir kültür de değil, kültürü falan da yok zaten. bi' tek breaking bad veya nhl maçı izleyince "şu an amariga'da olmak vardı" diyebiliyorum, o da yayın bitince geçiyor. cevabımı die toten hosen'dan birkaç dizeyle bitirmek isterim,

sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım,
çözülmüyor doyçland,
tabiplerde ilaç yoktur yarama,
doyçland'dan ötesini arama,
her nesnenin bir bitimi var ama,
anschluss'a hudut çizilmiyor doyçland.

@emrahday, dediklerine katılıyorum, tüm bunların ışığında sen hangisini seçerdin?
Esasında burada yaş ta önemli sanki, genç yani 30 altı daha çok amerika isterken 30 ve üzeri sanki Almanya diyecekmiş gibi geliyor.
Sorarken yaşları da mı sorsaydık keşke.
@michael_knight, 3 milyon artı bir olabilir, esasında bu kötü değil, sonuçta kendine uygun arkadaşlar da bulma şansını arttırıyor bu.

Ikisi de cok iyi olmus, zaten o kadar work out yaparsan I love Mom yazmadigi surece butun dovmeler guzel durur. Bir de yasin kac?

vucudu nasil yaptin, hangi programi uyguladin?

guzel gotmus.

oha çok iyiymiş

vücudun çok iyi kanka tebrik ederim disiplinli çalışmışsın belli.
dövmeler benim tarzım dövme değil, daha klasikçiyim ama sen beğeniyorsan kime ne boşver.

dövme güzel. kız olsam ilk sana. benim de öyle vücudum olsa ben de sergilerim

Şu zamana kadar birebir görmeden kimseyi fiziksel olarak beğenmişliğim ya da sanaldan kimseye yürümüşlüğüm yok ama samimiyetimle söylüyorum özelden mi yürüyeyim, buradan mı yürüyeyim, sözlükten mi yürüyeyim bilemedim.

Seçtiğin dövmeyi beğenmemiş olabilirler dövmenin fiziksel olarak duruşu, başarılı yapılıp yapılmamasından ziyade. Zira ben de bir muallakta kaldım dövmenin kendisiyle ilgili ama zevkler renkler tabi... Onun dışında güzel olmuş bence. Dövmecinin bir facebook ya da instagram sayfası var mıdır?

Hocam o vücuda hangi dövmeyi yapsan güzel durur ahah :) Güle güle kullan.

Sahi hangi body programı bu?

ya dövme çok kötü. hani ben bunu görünce direkt aklıma kamyonlara yapıştırılan karı kız çıkartmaları geliyor aklıma. eski duyuruna baktım, o zaman da hoş değil demişim zaten. vücuttan giderin var ama dövme ı ıh.

bir de siyah beyaz fotoğraf aldatıcı olur.

@gang leader of wasseypur askljdaskd güldürdün. at fava ifşayı bekle. yüzü görmeden yürüme bence.

o zaman da kötü demiştim şimdi de kötü. teknik olarak iyi ama dövmenin kendisi güzel değil. tabi ki bu benim zevkim, o yüzden bence kimseye sorma sen seviyorsan ok :)

Ben dövmenizi beğenmedim ama yürüyen arkadaşları destekliyorum.

sopiro + 1

dövmeler çirkin, yürüyenlere başarılar.

biz şurada yürürüm,nereden yürüsem vs. desek sapık oluruz ama hanımefendiler yazınca çağdaş oluyorlar sanırım.

@since1907'ye hak vermeye geldim. Bu konudaki pozitif ayrımcılığı anlayamıyorum.

@hasmetizm 2046 yakışmış bence, güle güle kullanın.

(bkz: dövmeleri sormaya geldim dersin kim bilecek) :))

şaka bi yana bence dövme başarılı.

bende destek icin geldim :) biz yazsak; sapik oluruz anindaaa :D

ayrica; dovme kotu

dövmeyi yapan başarılı bir dövmeci imiş,
ancak dövme bence itici,

Konu ile alakasız bu vücuda nasıl bu kadar kalp aldın o da muallak valla bende :)
Kollar başarılı ama kabulümdür.

Unutmadan normal erkeğim.

Cevaplar için teşekkürler hepinize. Şu an daha yağsızım aslında (yazın bira içince daha yağlı oluyorum malesef), eve attığım kızlardan birine çektirmiştim fotoyu. O yüzden çok net değil zaten. Poz vermedim kaslar için ama beğenen arkadaşlara popomu kaldırdığı için teşekkür ederim. Yürümek isteyen arkadaşlar özelden gelebilir, memnuniyet Garantimiz vardır. Programım full body güçlenme programı diyebiliriz. Düzenli artan yükleme ile güzel sonuç aldım. Programı yazan ve bana hareketleri öğreten @sage reis sözlükten. Emeği çok üstümde.

upper 1
—————
bench press 4 x 5
row 3 x 12
fly / cable 3 x 12 (opt)
Dumbell overhead press 3 x 12
biceps curl 3 x 12
triceps pushdown 3 x 12
shrugs 3 x 12 (opt)

lower
-------
squat 4 x 5
deadlift 2 x 5
Lunges x adım
calf raises 3 x 12

upper 2
—————
overhead press 4 x 5
pullup 4 x 5
db bench press / db incline press 3 x 12
row machine 3 x 12
biceps curl 3 x 12
triceps pushdown 3 x 12
shrugs 3 x 12 (opt)

Bu güçlenme programım. 1 sene bunu yaptım. Postür bununla oturdu. 2 senedir sağlıklı besleniyorum, aldığım verimin etkisinde payı çok büyük. Gördüğünüz gibi arka kol için tek bir hareket bile yeterli hareketten tam verim almayı bildiğiniz sürece.

Dövmeci yakın arkadaşım, grafiker normalde ama dövme de yapıyor istek oldukça. Şu an özel tasarım yapacak hatta bana. İzmirde ucuz ama iyi işçilik isteyenler olursa yardımcı olurum.

Allah çarşına göre pazar versin kaarşşiimm..

program yazmış.şaka gibi. kedinin kuyruğu götü kurtarmış.

ayaklıbalık hem kaslı hem ressamsın galiba. sixpackli halinle tablo yaparken bi ifşa yap da kızlar eqlesin seni.

I came to this city one month ago.
I have been in this city for a month.

İkisi de doğru.

i came to this city a month ago.
i arrived in this city a month ago.
i came here one month ago.

bir aydir buradayim demek istiyorsan alttakini kullanirsin.

doğrusu ingilizce.

VISA CLASSIC MAX PAYWAVE

Yeni tasindigim evdeki durum su;

- Apartman eski 10 yillik.

- Telekomcu'lar geldi once port yok dediler santralde. Sonra allem kullem port actirip apartman girisindeki ankastreye kadar cektirdim. Yani santralden, apartman icinde kadar 35mbit baglantiyi cektiler ve gittiler. (vdsl)

- Evdeki telefon hatti sadece evin dis kapisina kadar cikiyor. Asagidaki bina ankastresine inmiyor.

- Ev de 3. katta.

Sorularim:

- Evdeki telefon hattini, apartman girisindeki benim hatta baglamak icin Cat6 kablo mu kullanmaliyim?

- Elektrikcinin bi tanesi disardan kablo sarkitip baglayalim dedi ama yanasmadim.Kabloyu merdivenlerden gezdire gezdire mi en alta indirmeliyim?

Bu isin usulu, yolu yordami nedir a dostlar?

heyecanla yapıştırdım ve baktım ki bir şey yokmuş.. :(

=+EĞER(TOPLAM($B2:$D2)=K$1;"x";"")

www.gearbest.com

Yeni çıkan Token C22-A Zenith serisinde ise firma, setin ağırlığını 81gr daha düşürüp 1299gr sınırına çekmiş ki bu clincher bir jant seti için harika bir ağırlık.

12/11/2017

–

Kendini yedirmek vs yedirmemek

=IF($G$100<7;1;0)

iü auzef'e geçen yıl kayıt olmuştum. sadece kayıt olduğum bir dönem harç yatırdım ve ders seçimi yaptım. ancak hiç bir sınava da girmedim.
bu yıl da haliyle güz dönemini kaçırdım, harç bile yatırmadım.
önümüzdeki bahar dönemi harç yatırıp ders seçebilir miyim? yoksa 1. donemi gecmedigim icin seneye mi yapabilirim?

Not enough storage is available to process this command

/**
* Calculates the price of the order.
*
* @param quantity is the number of cups of coffee ordered
*/
private void calculatePrice(int quantity) {
int price = quantity * 5;
}

Damage Given to "Inginer k0man777" - 1 in 1 hit
Damage Given to "krzynio231.1983" - 68 in 1 hit
Damage Given to "A1de =D" - 50 in 1 hit
Damage Given to "Deniska | Neo Davis" - 112 in 1 hit
Damage Given to "|_YOO_|_BRO_|" - 6 in 1 hit

Mechanical Engineer

but don't use irc.freenode.net:+7000 as that page suggests, you should use chat.freenode.net:+7000 instead

MPTR2TU/A

3339025

SELAHATTİN AKÇİÇEK KÜLTÜR MERKEZİ (TAKSAV)

google mapse yapıştırıyordum.

Контроль после дробеструйной очистки

SPARKASSEN VERSICHERUNG AG

ANOTOLIAN BEARS NIGHT- Let’s Kiss – HAYDi ÖPÜSELIM ~~~ Sizlere Anadolu da yapılan yedinci ayı gecesine davet ediyoruz. Bu gecede kimler mi olacak ilk başta çok güzel ve yakışıklı ayılarımız olacak, şişman, kıllı, kılsız, zayıf, maskülen ve amcalarımızı da unutmayalım… Sizleri Anadolu’nun cevherleriyle buluşturuyoruz… Hadi ne duruyorsunuz bizi yakından tanımaya ne dersiniz?

AB821FO

www.youtube.com

1. Bu hata geçiş ile düzelecek, geçen hafta bunula ilgili düzenleme yapıldı prep ortamında test edebilirsiniz.

tar -czvf name-of-archive.tar.gz /path/to/directory-or-file

bu, tiyatroda da oluyor, onlar da televizyonda yapılanlar üzerinden kendilerini zeki hissediyor, ana akımın içinde bulunmak için ana akımı yerenler, kendini donanımlı hisseden tiyatro seyircileri, oyuncu olmak isteyen tiyatro yancıları, hepsi çok zeki ve nitelikli hissediyor

xiamo redmi 4X cover

Reminder:
The buyer has cancelled this order. After cancellation, you will receive the refund within 3-20 business days or confirm with bank if any delays.

uzerinde yazar. ve evet bozuluyor icinde krema oldugu icin.

Uzun süre durur (ay bazında). Bozulduysa kesilebilir, tipi düzgünse tadına bakıp anlayabilirsiniz.

Açıldıktan sonra çok uzun süre yaşamıyor. 1 ay içinde bitmezse atıyorum ben.

Açsan da açmasan da dolaba koysan da koymasan da son kullanma tarihine kadar dayanacağını garanti ediyorlar. Üzerini okursan görürsün.

Ic savas cikar

Seçime hile katar. Geçen referandumda yaptığı gibi.

içsavaş +1.

bu kadar emperyal baskıya ragmen ya ilk turda ya da kesin ikinci turda alır ve arkasında millet zaten o kadar yalana ragmen abd kaynaklı

İç savaş

tayyar'in yasarken secim kaybedecegini sanmiyorum. en azindan 4-5 sene tum girdigi secimleri domine eder.

kaos olur.

"verin 400'ü bu iş huzur içinde çözülsün."

"eğer halkımız 400 vekil verseydi..."

"halk kaosu seçti"

bizi seçerse, "milli irade"; seçmezse biz biliriz!.. bu aslında her görüşten faşoda var. faşoluk sadece milliyetle, ırkla ilgili bir şey değil.

kazanma/kaybetme ihtimalini şu an için yarı yarıya görüyorum.

bop eş başkanlığından, çözüm sürecinden filan bugün geldiği noktada, derinler için uygun bir konumda olduğunu düşünüyorum. cüneyt zapsu'nun 2002'de amerikalılara dediğini, bizim derinler uyguluyor şimdi.

daha bir süre devam ettirilir diye düşünüyorum.

bayram olur

He iç savaş çıkar evet. ilk seçim kaybeden o

Millet dolarını alır yurtdışına çıkarır. Ekonomik kriz, aktrolleri de vurur. Maaş alamayınca yağma ve toplumsal suçlar artar.

Gelecek hükümet güven oyu aldıktan sonra iç savaş çıkaracak bir delikanlı göremiyorum. yüksek ihtimal normal hayata devam edeceğiz. Tek problem hükümetin icraattan çok kadro değiştirmek ve yenilemek için uzun Zaman harcayacak olması olur.

Erdoğan’ın başkanlık seçimini kaybetmesine ihtimal verenler son on yıldır kör ve sağır olarak yaşamışlardır. Seçimde hile, tehdit, şantaj yapılmayacağına inanıyorsanız net körsünüz.

Bu memlekette iktidardan Kenan Evren gitti bişey olmadı. Seçim kaybeden gider, gitmezse millet oyunun arkasında durur, götürür.

Sıkıntı olmaz.

bamboleyyo

2015'te ne olduysa, aynını yine yapar. Oylar yükselmeyince milleti bununla korkutacaklar muhtemelen zaten.

bi bok olmaz, çok büyütüyorsunuz şu adamı gözünüzde.

@eksimeksi :))

Adam şu an çıkıp dese ki "bugünden itibaren türkiye'de saatlerin üç saat geri alınması taraftarıyım," bir kişi karşı çıkamaz. üç beş ağlarsınız sözlük'te, twitter'da, o kadar. gezi parkı'nda alaşağı edilemediği günden beri bu ülkede onun halk baskısıyla indirilme ihtimali kalmadı. son seçimlerde hileyi hurdayı içimize sindirip gıkımızı çıkarmadığımızdan beri onu seçimle gönderme ihtimali de kalmadı. şu an türkiye'de yargı, yürütme ve yasama tamamen onun elinde. gözümüzde büyütüyormuşuz... yok öyle bir dünya. hayal aleminde yaşamanın anlamı yok.

@sen git ben geliyorum
Adamı destekleyen büyük bir kitle var o kitle bu adamı desteklemeyi bıraktığı zaman ki bence çok uzak değil ne yapabilir ? %20 oy alıp %51 mi gösterecek ne olacak?

@eksimeksi

Yüzde on alıp 60 gösterir, bir kişi de bir şeyi kanıtlayacak. Yahu bu partinin 2002 seçimleri hariç hilesiz hurdasız bir tane seçim yaptığına inanabilir misin? En son seçimlerde gördük işte Ankara BB sonuçlarında basıl oynandı. Yahu koskoca YSK çıktı “mühürsüz oylar kabulümdür” dedi bir kişi bir bok yapamadı. Önümüzdeki seçimin hilesiz, hurdasız, hatta gerekirse silah zoruyla kazanılacağını göremeyen herhangi biri ya kördür ya da Türkiye’de yaşamamıştır. Çok değil, bir sene sonra seçim gecesi hile hile diye zırlayanlara linkini at bu cevabın.

tinderda her dort kizin 3unde var. bir erkek olarak ben de halka olanlardan yaptiracagim. yakisacagini dusunuyorum.

Geçenlerde, "yıllar sonra ilk defa İstanbul'dan göçenlerin, İstanbula göçenlere göre sayısı arttı" diye bir harber vardı.

sokaktaki insan sayısından anlaşılabilecek seviyede olduğunu düşünmüyorum ama istanbul'un verdiği göçün aldığı göçü geçtiği bir sene yaşadık.
www.hurriyet.com.tr

Evet yukaridaki haberler dogru. Belki bir donum noktasi olmustur bu sene.

İzmir'de nüfus artışının sebebi belli oldu desene :)

aynen izmir'e geliyorlar :( buralar hep pahalı hep kilit.

Bugünü kastediyorsan maratondan dolayı

bence istanbulun göç verme olayı gözle görülecek bir şey değildir. bugün maraton vardı o yüzden insanlar kendi muhitlerinde takılmak istemiş olabilir.

sokaktaki kalabalıgın bir kısmı araplardan kaynaklanıyordu.
parklarda sabahtan nargileyi koyup akşama kadar tüttürenlerini gördü bu gözler.
hava nispeten soğuk olduğu için dışarda fazla takılmıyorlar sanırım.
en azından fatih için durum bu. kesin bilgi yayalım :)

normal. ortalama bir insan 1 saatte 6 km yürüyebilir.

Yavas.

7 olsa iyiydi
Bu yavaş

Bu dolasma yürüyüsü hizi. Spor yapmak niyetinde iseniz saatte 7 km.yi yakalamaya bakin. Bir defada degil ; önce 5,5, sonra 6 vs.

Ortalama insan hizi. "Hizli tempoda yuruyus" hizi degil kesinlikle.

Gezinti hızı 4 civarı olmalı, başlangıç işte, zamanla artırırsın.

mayıştan haber ver

Iki iste birden calisacagim, maasla alakasi yok. Gunu secmem gerek cok olan iste. iste

ben cumartesi ve pazar akşamlarımı vermek istemezdim ondan 2.si derdim

burda sececeginiz ikinci isin persembe ya da pazartesi olmasi degil mi? dogru anladim? o zaman persembeyi secerdim ben. boluk porcuk daha fazla gunum disarda gececegine, hepsini birlestirirdim. pazartesi tum gun bana kalmis olurdu.

1/1000*99/100

%99 ilk datanın hiç bir manası yok.

pofuduk arti 1. alakasiz olaylar cunku.

Üç cevap da yanlış. %50 de değil %99 da değil.

Edit: %10 da değil. :)

test yaptırdım ve pozitif çıktı. e testin güvenilirliği de %99 ise benim hasta olma ihtimalim de %99'dur.

ya ne olacağıdı?

sorunun "%X'ini hasta olmasına rağmen hatalı bir şekilde sağlıklı buluyor" kısmı olsaydı ilk verdiğin data kullanılabilirdi. Soruyu emin olmak için tekrar bir gözden geçir, olayı da kişiselleştirme. neyse merakla bekliyorum.

Bayesian statistics. Mobilden link atamadım akşam düzenlerim

gelen cevap yanlış bayasian koşullu olaylarda kullanılır.

Yanlış değil, Youtube yorumlarında da senin gibi anlamayanlar var, biri açıklamış al belki yardımcı olur.

Your problem is with the data given by the doctor: "among those who are positive on the test, just 1% are falsely diagnosed." This is not the information given by the doctor, though I also thought this at first, and I've seen this mistake in other comments. In fact, I think this is the misstep that Derek is trying to highlight.

The doctor actually gives two Separate pieces of data: 1: "the test will Correctly identify 99% of the people that Have the disease," and 2: "it will only Incorrectly identify 1% of those who Don't have the disease."

This sounds like he's addressing two halves of a population, first those with accurate results, and then those with inaccurate; and, you would expect the two halves to add up to 100% (99%+1%=100% Yay!).

Except these statistics are actually about two different populations, those With the disease and those Without. First, of those With the disease, 99% will get a True Positive. Second, of those Without the disease, 1% will get a False Positive, meaning 99% of those Without will get a True Negative. Each statistic gives 99% accuracy for its population, together providing the overall 99% accuracy of the test, which is what Derek says most people will use as the accuracy of their Positive Result. Except the accuracy of the Test is not the same as the accuracy of the Positive Results, because the rate of Sick people getting Positive results(99%) is not the same as the rate that Positive results go to Sick people(Because some go to Healthy people as False Positives)...

Where are the positives going: 99% of the Sick people get True Positives and 1% of the Healthy people get False Positives. But, there are 999 times more Healthy people than Sick people. So, from 1000 people, you would expect (1person)(0.99accuracy)=0.99~1 True Positive and (999people)(0.01inaccuracy)=9.99~10 False Positives. So, while 99% of Sick people get Positive results, only 1/(1+10)~9% of Positive results go to Sick people.

Bence soru soyle sorulmali. Test yaptirdiginizda pozitif ciktiginiz zaman hasta olma ihtimaliniz nedir? Bu durumda bayes theorem ile direkt cozebilirsiniz. Videonun linkini buraya koyabilirseniz daha detayli bilgi paylasimi yapabiliriz.

kavga etmeye gerek yok gençler, sakin.

bayes'e göre asıl soru bu testin güvenli olup olmadığı. şurada açıklanmış bak: (git: eksisozluk.com)

test yaptırmadan önceki hasta olup olmama olasılığından söz ediyor.

@meteonur doğru söylemiş.

P( Hasta | Test Pozitif) = P(Test Pozitif | Hasta) * P(Hasta) / (P(Test Pozitif | Hasta) * P(Hasta) + P(Test Pozitif | Saglikli) * P(Saglikli))

P(Hasta | Test Pozitif) = 0.99 * 0.001 / (0.99 * 0.001 + 0.01 * 0.999) = 0.09

Yani test pozitif ciksa bile sizin hastaliga sahip olma ihtimaliniz yuzde 9 cunku bu hastalik cok nadir gorulen bir hastalik

@meteonur doğru söylemiş dedim, o da cıvıttı.

aynı dili konuşmuyoruz galiba, bir kez daha açıklayım:
testi yaptırmış olsam olasılık testin güvenilirlik sınırında kalır.
testi yaptırmamış isem bayes'in yaklaşımı doğru.

hatta asıl soru şu olmalı aradığınız cevap için: "eğer şimdi ben bu testi yaptırırsam sonucun pozitif çıkma ihtimali nedir?"

Satıcıdan ibanını iste yatır.

Swift falan zor iş, hem deli gibi masraf çıkar.

Adama haber ver, bir kere daha satın al bu sefer kargoya vermesin ama gönderdim diye işaretlesin. Genelde bu şekilde çözüyorlar.

Rodriguez arti 1. Yapilacak olan bu.

Benzer bir durum benin de başıma geldi. Adama ingilizce durumu anlat aynı ürünü tekrar sipariş et göndermesin. Parasını onaylayıp 5 yıldız verirsen senden kralı yok:)

ben aynı fiyatta başka bi ürün satın alıyorum. diyorum ki siz yalandan bi tracking no girin, ben de aldım diye onaylayayım. o şekilde.

Economics (iktisat) economy'yi (ekonomi) inceleyen bilim dalı demek öncelikle. Öte yandan iktisatçı ile ekonomist, analyst (ya da bulunulan pozisyona göre her ne isim veriliyorsa) arasındaki fark software developer ile software engineer arasındaki farkla aynı. Aynı işi yapıyorlar ama biri daha havalı geliyor kulağa bana göre sadece.

Aynı şey bir farkı yok. Biri Arapça iḳtiṣād'dan geliyor biri de Fransızca économie.

İngilizce "Economics" ancak Türkçe "Ekonomi" çeviri hatasından kaynaklanan hatalı kullanımdır -üniversite bölümleri için. "İktisat" doğrusu.

Günlük kullanımda İktisatçı- Ekonomist değişebiliyor şirkete göre. Her İktisat mezunu İktisatçı olmaz ayrıca.

hana bi,

Çeviri hatası yok ortada, Türkçe İngilizceden almıyor kelimeleri, Fransızcadan alıyor.

"Economics" Fransızca mı? İngilizce bir sözcük Fransızca kökenli olabilir ancak bu Fransızca olduğu anlamına gelmez.
Türkçe'de Economics'in tam karşılığı da Ekonomi değildir, İktisat'tır.

* İktisat mezun.

Edit: Yukarıdaki ilk yanıtın ilk cümlesine bakın lütfen.

"Economics (iktisat) economy'yi (ekonomi) inceleyen bilim dalı demek öncelikle."

Azıcık etimoloji bilen hariçten gazel okumasın.

Economicsten almamis iste economie'den almis. Adam soyluyor yukarida.

Nereden mezun olduğun bir şey ifade etmiyor, yanlış biliyorsun.

Kelimenin kökeni Fransızca değil, Latince. Türkçe ise Fransızcadan alıyor bu kelimeyi.

www.tdk.gov.tr

İktisat ile ekonomi tamamen aynı şey, biri üstte yazdığım gibi Arapçadan öteki de Fransızcadan geliyor.

Edit: pinocchio haklı, Fransızcaya Latince oeconomia'dan geçmiş, Latinceye de Yunanca oikonomía'dan.

Ekonomi Yunanca kökenlidir. Oiko -çevre, yasanilan yer, hane- ve nomos -kurallar- kelimelerinden çevreyi, haneyi idare etme kurallari anlamindadir, diger bati dillerine Yunancadan geçmistir. Arapça kökenli iktisat ile ayni anlamdadir.

bunca yıllık türküm böyle bir lafını duymamıştım. büyük ihtimalle yanlış bir çeviri

ataturk'e ait boyle bir soz yokmus kaynaklarda zaten neresinden tutsan sacma bir soz.

Elon Musk çevirmiş, adam edebiyatçı değil ama ana dili İngilizce, yanlış bir şey yok.

kalinda +1, bunu cidden elon yapmışsa ilginç olmuş çünkü ağır chicken translate örneği. kullanılması gereken fiil, atatürk'ün kastettiği şey (bu lafı söylemişse) contradict.

contradict, atatürk'ün A dediğine bilimin B demesiyken, against atatürk'ün "bilimin amk" şeklinde bir çıkış yapması gibi olur. bu şekliyle çevrilmesi dil konusunda hassas biri için facia aslında, ortaya çıkan anlam komik oluyor çünkü. "ben yerçekimini reddediyom ama siz yine de bilime inanın beni değil" demiş gibi jusfjskl

Adamı gereksiz eleştiriyorsunuz. contradict kelimesini inceleyelim.

:to assert the contrary of

against'in anlamlarından birine bakalım.

:contrary to

Ayrıca contradict'in diğer bir anlamı da tam olarak bilimin amk oluyor.

:to imply the opposite or a denial of

Yani her zaman dediğim gibi kelimelerin tek bir anlamı yok, şurada mutlaka şu kullanılır diye bir durum %99 olmuyor.

baldur'a da +1 demeden geçemeyeceğim, ana dilini kullanan birini eleştirmek için iki kere düşünmek gerekirken eleştirilen kişi Elon Musk olunca bir kırk kere düşünmek lazım, şu dandik cümleyi çevirebilecek kapasitede biri olduğu açık çünkü.

Ne diyosunuz olm Elon musk ingilizce bilmiyor mu? Bu ne ozguven ya:)

Evet, İngiltere Kraliçesi bu şekilde çevirmezdi büyük ihtimalle. Ancak Musk'ın bu cümlesinde en ufak bir yanlışlık yok. Sonunda nokta olmaması hairç tabii (Gerçi onu sen duyuruyu açarken eklememiş olabilirsin).

katılıyorum çok eğreti ve dandik bir çeviri gibi duruyor.

hemen "elon musk ingilizce bilmiyor mu" diye çıkışanlar: cümleyi o çevirmiyor. instagramda bir türkün hatta ekşicinin yazdığı yorumu aynen kopyalayıp o şekliyle alıp twitter'a yazıyor. çeviriyi yapan ingilizce bilmeyen elon musk değil ekşicinin teki yani. tamam yapı olarak bir sorunu olmayabilir o yüzden direkt alıp kopyalamıştır zaten ama cümleyi tam karşılamadığı ve eğreti bir çeviri olduğu ortada. sebebi de bir türkün elinden çıkmasıymış işte. anadili de anadili diye tutturmuşsunuz öyle değilmiş.

eksisozluk.com

arkadaşlar i am against demiyor. my words against diyor. dolayısıyla çeviri anlamı korumuştur.

malum fotoğrafının altına biri aynen bunu yorum atmıştı. elon da beğenmişti. direkt copy paste yapmış elemanın cümlesini.

Kim çevirmiş bilemiyorum tabii, ama burada "benim sözüm bilime karşıtsa" değil de, "benim sözüme karşı bilimin sözü gibi bir durum olursa" diye bakarsak o kadar da garip olmuyor.

Mehmet metinerin acinacak rezil bir duruma dusmedigi gorulmemis ki zaten.

Mehmet Metiner, eski HADEP genel başkan yardımcısıydır. Pkk'yi bile dolandırdığı söylenir.
Hüseyin Üzmez değil ama aynı tadı verir Altan Tan.
www.youtube.com
3:22'den sonra

Yapan var. Rambo okan yapmisti, hem de kestirme kullanip birinci olmustu. Haihajahajajajajajja

kadıköy'de yaşayıp bakırköy'de çalışıyorum işi bırakırım kadıköy' ü bırakmam

Ev değiştirmek de çok pahalı çünkü. 2 kira depozito + taşınma masrafı + bilmemne, + işyerinde ne kadar kalacağın meçhul. Zor yani pis iş.

yalnız yaşanmadığı zamanlarda bazen çoğunluğa yakın olan yerde oturulur ve yollar çekilmek zorunda kalınabilir.

Abim avcilar-pendik.
Uyandi az obce, uzuluyorum bu cocuga :d

Vapura biniyorlar

anadolu çok ucuz derken?

İstanbul’u gerçekten bilmiyorsun

vapur yolculugu yuruyerek ise gitmekten sonraki en rahat sey nerdeyse bu sehirde. eger tek vapurla ise gidip gelebiliyorsa cekiliyor. onun disinda ev degistirmek pahali, gonlune gore ev bulmak zaten milyonda bir falan sans. o yuzden mecbur kaliniyor. yoksa o lanet metrobus filan cekilir is degil.

Cunku herkes aptal, Sen akillisin

Silivri ya da tuzlada oturmuyorsan istanbuldaki bütün evler pahalı yalnız...

Ben önceden 2 saat yol çekiyordum ama sadece metroyla gittiğim için koymuyordu.

Istanbullu olmayan bekar insanlar evlerini de iş yerlerine yakın olacak şekilde taşıyorlar zaten. özellikle de beyaz yakalılar.

Sorun istanbullu için var, adamın ailesi arkadaşları mahallesi vs.ni bırakması gerekiyor, bu trafik mevzusu yüzünden biten ilişkiler var buna rağmen insanlar bulundukları ortamı terk etmeye meyilli değiller.

Selam +1 öncelikle.
Genelde evli olanlarda var ev ile işin uzak olması. Çünkü eşlerden birine yakın tutuluyor ev veya ikisine de orta nokta bulunmaya çalışıyor.
Sonra çocuğu olanlar annesi babasına yakın ev tutuyor ki çocuğu işe giderken bırakabilsinler.
Veya bir ev almış oluyor tuzladan, beylikdüzünden bir siteden. Aldığı evde oturuyor, bir dünya yol gidiyor işe.
Bu arada gerçekten istanbul’u bilmiyorsun sanırım :) esenyurttan işe gelen arkadaşımız (iş avrupada) tuzladan gelenden daha çok trafikte kalıyor.

guitarissimo +1

ev kadıköy, şirket 4.Levent. istanbul'da oturacaksam kadıköy'den başka yerde yaşamak benim huzurumu kaçırır. kaldı ki şirketin servisi var zaten uyuya uyuya gidip geliyoruz.

Soruya İstanbul'u hiç bilmiyorum diye giren insana "herkes aptal, sen akıllısın" demeye gerek yok bence ya. Ben İstanbul'a geleli birkaç ay oldu, hâlâ buradaki bazı şeylere anlam veremiyorum ben de :(

Ben de her gün kıta değiştiriyorum; işime yakın yerlerde eski, leş gibi binalarda eşyalı odalara 1000+ tl istiyorlar. Anadolu'da yeni bina, pırıl pırıl evde oturuyorum, o leş odaya vereceğim parayı deniz otobüsüne verip trafiksiz gidip gelebiliyorum. Arada epey de yürümem gerekiyor ama trafik çekmekten iyidir. Avrupa'da oturan arkadaşım işten 6'da çıkarsa 9'da eve varabiliyor trafik yüzünden, ben 6'da çıksam 7.30'a doğru eve giriyorum. Deniz yoluyla gitmesem çekilmezdi tabii.

gazi mahallesinden ümraniye'ye gidip geldim bir yıl boyunca. sonraki yıl çekmeköye uzandım.

aile, ev taşımanın zorluğu, semtini terk etmek istememe gibi nedenleri var. benim sebep aileydi.

@imelih, o neymiş ya... harbiden, Allah kolaylık versin.

@unionall, evet o boğazdan her gün geçmek harikaydı. işe giderken günaydın derdim; dönüşte de iyi akşamlar, yarın görüşürüz :)

* Anadolu yakası ucuz değil, her iki yakada da daha ucuz ve daha pahalı semtler var
* Tarihsel olarak işyerleri daha çok Avrupa yakasında, özellikle bazı sektörler (bankacılık vs) komple Avrupa yakasında
* Anadolu yakasında şehirleşme daha geç başladı, o yüzden AVR yakasına göre nisbeten daha düzenli bir yapılaşmadan söz edebiliriz (bazen söz edemeyeceğimizi de düşünüyorum ama, kentsel dönüşümle s.tılar şehrin yapısına)
* Eğer işyeri vapur/deniz otobüsü ile ulaşılabilecek gibiyse lokum gibi olur, buna "çekmek" diyemeyiz.
* Genel sebep aileyi oluşturan herkesin İstanbul'un farklı bölgelerinde okuyor / çalışıyor oluşu.

İş ve ev aynı kıtada bile olsa bu şehirde trafik sorunu var, o yüzden normal karşılayabiliyor insanlar yol mesafesini, böyle tahmin ediyorum.

1 sene boyunca kita + sehir degistiriyordum. Istanbul avrupa yakasi eskiden sehrin bati siniri sayilabilecek bir ilcede yasiyorum, isyerim istanbul'un dogu sinirina komsu baska bir sehirdeydi. Evimi seviyorum, ailemle yasiyorum ve ailemle yasamayi seviyorum. Isimi de seviyordum. Servisim vardi. Dolayisiyla yolda okuyacak-izleyecek bir sey bulduktan ya da uyuyabildikten sonra cok da atla deve bir zorlugu yok. Ustune bir de gunde iki kere bogaci manzarasi. Daha ne olsun.

Aslinda bunun nedeni turkiyede bireylerin aileden kopamiyor olusu ve kendi ayaklari ustunde duramiyor olusu yatiyor.

Ilk olarak tr de 35 yasina gelmis bile olsa eleman hala aileyle yasiyor evli degilse. Buldugu is farkli kitada olsa bile evden ayrilmak aklinin ucundan gecmiyor.

Ikinci olarak evlerin yuksek fiyati engel oluyo, aile ile kalmak daha ucuza geliyor.

Ucuncu olarak gebelde bireyler pek mantikli kararlar vermiyorlar her gun 3 saat yolda gecirip 12 saatlik mesai ardindan eve gelip uyuyor, her gun ayni rutinden sanirim ayamiyor olaya.

Zamanin kiymetini bilmiyor kimse. Yolda gecen saatleri hesap etmiyor ya da edemiyor.