Giriş
(10)

Türkiye'nin Uruguay Konsolosluğunda mariuhana içilebilir mi?

tesla01
Şimdi malum Uruguay'da bu meret her yerde serbest. Konsolosluklar da o ülkenin toprağı sayıldığı için aklıma böyle bir soru geldi :) Diyelim ki konsolosluk binasının bahçesi ve sigara içme alanı var, yaktın bir tane . Cezai yaptırımı ne olur böyle bir durumda?
Şimdi malum Uruguay'da bu meret her yerde serbest. Konsolosluklar da o ülkenin toprağı sayıldığı için aklıma böyle bir soru geldi :) Diyelim ki konsolosluk binasının bahçesi ve sigara içme alanı var, yaktın bir tane . Cezai yaptırımı ne olur böyle bir durumda?
0
tesla01
(11.01.19)
içilmez. türkiye'de içmişsin gibi yargılanırsın.

genelde fark etmez, etseler de ses etmezler. ama takacakları tutarsa epey uğraştırırlar.
0
babilbaligi
(11.01.19)
konsolosluklar, bulundukları ulkenin degi, adına gorev ifa ettikleri ulkenin "topragi" sayilirlar.
o nedenle eger t.c. sinirlarinda suc olan bir eylemi, herhangi bir t.c. konsoloslugu sinirlari icinde yaparsaniz, o eylem de suc sayilir.
0
for the record
(11.01.19)
Bisey olmaz. Konsolosluklar ulke topragi sayilmiyor. Sadece gelenek olarak oyleymis gibi davraniliyor. Yani sen diyorsun ki ben seni rahatsiz etmeyim elcilikte, sen de beni etme.
Sen benimkine dalarsan ben de sana dalarim.

Kanun soyle,
Suç;


a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,

b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,

c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,

d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,

İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.
0
acemi
(11.01.19)
Zaten oyle sayilsa bile adam senin ulkene gelmiyorsa yine ceza veremiyorsun. Tosuncuk sucu ulkede isledigi halde orada takiliyor.
0
acemi
(11.01.19)
benim bildiğim ülke toprağı sayılıyor. Tr'de yapmış gibi yargılanırsın. Dışişleri çağrı merkezini arayıp sorabilirsin.
0
gelmeistemem
(11.01.19)
Uruguay Konsolosluğu Uruguay toprağı değildir. Konsoloslukların o ülkenin toprağı sayılması bir hukuki şehir efsanesi. Tıpkı "Abi hırsızı yatak odasında öldürürsen suç değilmiş ama salonda öldürürsen suçmuş" gibi bir şey. Uluslararası Hukuk ve Konsolosluk Hukuku açısından hiçbir karşılığı yok. Öyle olsa Cemal Kaşıkçı cinayetinde Cumhuriyet Savcılığı soruşturma bile açamazdı.
0
microfiction
(11.01.19)
Konsoloslukların adli durumlarda bağlı olduğu ülke toprağı sayılmadığı sadece politik nezaket neticesinde ekstra bir durum olmadığı sürece özerkliklerinin olduğu bilgisini kabul edelim. Bu durumda orada içmenin adli suç olup olmadığı neye göre belirlenecek? Yani gelip Türkiye'nin '' hey sigara içtin cezalısın'' diyeceği bir durum değil sonuçta ama biri de şikayet etti ve polis geldi diyelim konsolosluk kapısına ve dedi ki '' ihbar aldık bahçede ot içiliyormuş'' dese ne olur?
0
🌸tesla01
(12.01.19)
Iste polis gelmiyor nezaket cercevesi kapsaminda.
Adamlar cinayet isledi yine de basmadik 1 hafta izin bekledi bizim polisler.
Beklemek zorunda degiller ama oyle yapiliyor.

Bir de diplomatik dokunulmazlik var, bi elcinin karisi ortakoyde motorcuyu bicti. Elini kolu sallayarak ulkesine gitti.
0
acemi
(12.01.19)
@Tesla01, en fazla Türk büyükelçiliği hakkında rapor mapor tutar, Türkiye'ye geldiğinde ne olacaksa olur. Elçiliklerin kapısında bekleyen polisler bulunduğu ülkenin polisi, onlar bir şey yapamaz. İçeride ne olursa olur. Bir güzel dövüp, biz bir şey yapmadık da diyebilirler.

Ek olarak, ülkemizdeki elçiliklerde bir suç işlendiğinde, ya da elçilik çalışanını şikayet ettiğiniz. Yurtdışında birini şikayet etmiş gibi oluyorsunuz. Ödeyeceğiniz harçlar buna göre belirleniyor. Diyelim alacaklısınız, mahkeme sonuçlandı, paranızı almanıza karar verdi ancak dokunulmazlıkları olduğu için direkt icraya gidemiyorlar. Haberlerde aratıp benzer şeyleri bulabilirsiniz. f16 pilotumuzu dövmüştü bir elçilik çalışanı hiçbir şey yapamadılar.

Dipnot: Bizim ülkemizde bulunan elçiliklerde çalışanların çoğu, Türkler yani, gelir vergisi ödemiyor. Türk çalşanların dokunulmazlığı yok ancak maliye gelip denetleme yapacam diyemiyor. Elçilik kapıyı ister açar ister açmaz.

uluslararasihukukcalismalari.wordpress.com
Başın belaya girerse diplomatik sığınma talep edersin;
uluslararasihukukcalismalari.wordpress.com
0
gelmeistemem
(12.01.19)
nezaket gereği diye bir şey yok, viyana sözleşmesi var:

www.hurriyet.com.tr

1. misyon binalari dokunulmazligi haizdir. kabul eden devlet yetkilileri misyon sefinin rizazi olmadikça bu binalara giremezler.

yani polis gelip içeriye izin olmadan giremez, ayrıca suçu işleyenin diplomatik pasaportu varsa dokunulmazlığı da oluyor.
0
gezegen olan pluton
(12.01.19)
(3)

zenit 122'yi nasıl bilirsiniz?

mehmed resad
sb.
sb.
0
mehmed resad
(11.01.19)
tecrübeniz var mı analogda? tutulan bir makine ama ben kullanmadım hiç. lensi nedir?
0
i dont know i dont care
(11.01.19)
Iyi bilirim. Zenit ilk makinem idi. Başlangıç makinesidir. 200 tl den fazla verilmez 200 bile verilmez
0
kablelvuku
(11.01.19)
iyi biliriz.
0
babilbaligi
(11.01.19)
(11)

yağ değişimi için 330 lira

Techsavvy
mazot filtresi hariç filtreler de değişti, lubrico 5w 30 yağ koydular. 330 lira verdim. araç 1.5 dci reno.sizce nasıl?
mazot filtresi hariç filtreler de değişti, lubrico 5w 30 yağ koydular. 330 lira verdim. araç 1.5 dci reno.


sizce nasıl?
0
Techsavvy
(10.01.19)
sanayi
0
🌸Techsavvy
(10.01.19)
çok ödemişsin bence. yani o yağ zaten zorlasan 100 tl falan eder, 230 tl de mazot hariç filtreler için çok.
0
giovanne
(10.01.19)
Mazot filtresi hariç 1.5 dci Renault symbol 2 sene önce 180 liraya yaptırdım.
0
ZetaStar1903
(11.01.19)
gayet uygun kardeşim.

ben sadece yağa 200 tl veriyorum
0
otopsicocugu
(11.01.19)
benzinli aracım için daha dün fiyat aldım..

castrol 5w 30 yağ + yağ filtresi için 250lira dediler..
0
strobist
(11.01.19)
otopsicocugu+1
dediği gibi sadece yağ 200 civarı.

bu arada kastettiğim lubrico değil, castrol.
0
late viper
(11.01.19)
normal diyen kazık yemeye alışmıştır. shell'de yağ alana değişim ücretsiz. istersen ustaya 15-20 lira bahşiş verirsin. yağı filtreyi kendin alır sanayiye gidersen de yine ustaya 15-20 işçilik verirsin.

lubrico dediğin yağı ilk defa duydum, 4 lt fiyatı 90-100 lira. 50 de filtreler olsa, hadi 50 de işçilik de 200 yapar. her türlü kazıklamışlar. shell'in çoğu istasyonlarında yağ ve filtre değişimi var. onlardan şaşma derim.
0
ekrem abiniz
(11.01.19)
yağ filtre değişse 150 de hadi.
0
mikahakkinen
(11.01.19)
çok fena kazıklanmışsın dostum.
0
hocam
(11.01.19)
Hava, yağ, polen filtresi 60-70 TL tutar. Lubrico nedir bilmem ama Petrol ofisi partiküllü araca uygun yağ 125 TL civarında.

100 TL de servis işçiliği dersek 300'e kadar normal, çok fazla kazık eyememişsin ama Lubrico nedir kardeşim?

Kazık yediysen yağın kalitesinden yemişsindir.
0
John Bloor
(11.01.19)
bence fazla.

filtre seti 50-75 lira arası,
yağ 60 lira www.hepsiburada.com
eder 130 lira. 200 lira işçilik çok. bi 100 lira fazladan almışlar.
0
babilbaligi
(11.01.19)
(8)

Geçmişe özlem duymak normal mi?

atın ölümüne sebep olan arpa
Bazen bana çok sık oluyor. 29 yaşındayım. Babam öleli 9 sene oldu. Bazen kendimi sürekli onu düşünürken buluyorum. Onla geçirdiğimiz zamanları düşünüyorum. O günlere dair her şeyi düşünüyorum aslında. Okul zamanlarımı, normal sıradan bir pazar gününü... Bazen o günleri düşünürken çok gereksiz ayrınt
Bazen bana çok sık oluyor. 29 yaşındayım. Babam öleli 9 sene oldu. Bazen kendimi sürekli onu düşünürken buluyorum. Onla geçirdiğimiz zamanları düşünüyorum. O günlere dair her şeyi düşünüyorum aslında. Okul zamanlarımı, normal sıradan bir pazar gününü... Bazen o günleri düşünürken çok gereksiz ayrıntıları da hatırlamaya başlıyorum. Peşine de şimdi bir arada olsak nasıl olur diye düşünüyorum.

Bunları öyle ağlama krizi eşliğinde falan düşünmüyorum. Öyle anlaşılmasın. Kimseyle de paylaşmıyorum. Yani ailemle. Hatırlatıp üzmemek için sanırım.


Normal mi sizce? Size de oluyor mu?
0
atın ölümüne sebep olan arpa
(10.01.19)
bence gayet normal. bana da arada oluyor.
0
babilbaligi
(10.01.19)
bana da surekli oluyor bu durum. hatta eskiden her gece cocuklugumun gectigi sokaklari hatirlamaya calisarak uyurdum. bir daha o gunler gelsin diye uzulurdum.

Geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir gelmemis an için de feryat etme ,
geçmis gelecek masal bunlar hep
eglenmene bak ömrünü berbat etme.

niceleri geldi, neler istediler,
sonunda dünyayi birakip gittiler.
sen hiç gitmeyecek gibisin degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler.

dünyada ne var, kendine dert eyleyecek,
bir gün gelecek ki can bedenden gidecek,
zümrüt çayir üstünde, sefa sür iki gün ...
zira senin üstünde de otlar bitecek
0
foster
(10.01.19)
31 yaşındayım, babamı 7 yıl önce kaybettim ve tarif ettiğin duyguları aynen ben de yaşıyorum. bu düşüncelerin melankolik bir yanı olduğu kesin ama melankoli de insana dair değil mi? sürekli geçmişte yaşamak ya da hiç yad etmemek arasında bir yerler bence gayet normal.
0
sanxis
(10.01.19)
Başınız sağolsun. Geçmişten kopamıyorum ve çok sık düşünüyorum. Eğer size zarar verecek tarzda hatırlamıyorsanız bence normal. Kimileri yıllarca yas tutar depresyondan kurtulamaz. Kimileri de hatırlar sadece. İçi cız eder ama hayatına da devam eder bi şekilde.
0
bulutumsu
(10.01.19)
6 sene oluyor babam öleli. Yas tuttuğum sıra hariç var olsaydı diye düşünmedim hiç. Olmuyor bende.
0
farabi
(10.01.19)
gayet normal. ben yeni ani katmakla ilgili oldugunu dusunmuyorum, epey ani kattim, yasamim kokten degisti ama bu yasasaydi simdi nasil bir hayatimiz olurdu, nerelere giderdik, neler konusurduk diye dusunmemi engellemiyor. engellemesin zaten, sevdiklerimizi anmak ve anilmak guzel bir sey. sanxis'in dedigi gibi arada bir yerde, hayatinizi felc etmeden bunlari yasamak gayet normal.
0
kassiopeia
(10.01.19)
Normal değil. 3 sene önce en yakın arkadaşımı kaybettim. 24 yaşındaydık. 1 sene düşünerek geçti. Her akşam... Yalnız yaşıyorum. Şaka değil her akşam.

Bu işin sonu yok. Aklına geldiği an başka bir şey yapmak zorundasın. Aç oyun oyna, film seyret, dışarı çık, sarhoş ol, porno izle. Ama düşünme.

Haziranda annemi kaybettik.

Düşünürsem, intihar ederim.
0
nickini vermek istemeyen uye
(10.01.19)
Anormal diyenler neye göre diyor anlayamadım. Karalar bağlıyorum dememiş ki soruyu soran ya da yaşayamıyorum dememiş ki. Hatırlıyorum bazen, onla geçirdiğimiz zamanları düşünüyorum demiş. Cevaplarda da yeni biriyle tanışın falan denmiş. Ne yapsın yeni babayla mı tanışsın şimdi bu kişi.

sanxis, bulutumsu +1

İnsana dair bir şey bu. Bazısı böyle yaşıyor. Bence hatırlamakta bir sıkıntı yok, depresyona sürüklemiyorsa insanı. Asıl unutmak sıkıntılı gelir bana.
0
windowsguvenlikduvari
(10.01.19)
(4)

Çocuk yetiştirme kitapları

sacmasapan3460
Eşim hamile ve çocuk yetiştirmeyle alakalı hiç bir bilgim yok. Bebeklikten itibaren çocuk yetiştirmeyle alakalı kitap önerisi olan varsa çok sevinirim. google'dan baktığım zaman bir çok öneri geliyor ama hangisi iyidir mantıklıdır bilemiyorum. o yüzden tüm önerilere açığım. şimdiden teşekkür ederim.
Eşim hamile ve çocuk yetiştirmeyle alakalı hiç bir bilgim yok. Bebeklikten itibaren çocuk yetiştirmeyle alakalı kitap önerisi olan varsa çok sevinirim. google'dan baktığım zaman bir çok öneri geliyor ama hangisi iyidir mantıklıdır bilemiyorum. o yüzden tüm önerilere açığım. şimdiden teşekkür ederim.
0
sacmasapan3460
(10.01.19)
www.dr.com.tr

bir sürü kitap okudum ama bu en ılımlı bir şekilde çocuk yetiştirmeyi öğretiyor bence.

1-4 yaş arası için de:

www.dr.com.tr
0
sta
(10.01.19)
www.kitapyurdu.com

ve serisi ile birlikte toplam üç kitap 36.ayın sonuna kadar kullanma kılavuzu gibi, olacakları önceden haber veriyor resmen...

edit: işte o seri;

www.kitapyurdu.com

www.kitapyurdu.com
0
babilbaligi
(10.01.19)
Benjamin Spock- Çocuk Bakımı (Eski basımlarını tercih etmeli)
Haluk Yavuzer -Ana Baba ve Çocuk
0
sessiznehir
(10.01.19)
Ben okumadım ama burda daha önce sorulan benzer sorularda sık sık Tracy Hogg'a ait kitapların önerildiği ve hayatın daha güzel hale geldiği cevapları veriliyordu:

www.kitapyurdu.com&manufacturer_id=48522
0
taurina
(10.01.19)
(3)

web sitesinin hangi şirkete ait olduğu

sinekvalesi
merhaba ahali,şöyle bir maruzatım var. bir websitesinin hangi şirkete ait olduğunu bulmamız mümkün mü? genellikle yabancı kaynaklı bilgilere ihtiyacım var, evet bir çok websitesinin hakkımızda kısmı mevcut ama bir çoğunda "blah blah şirket kuruluşudur" gibi bir belirti yok. yardımcı olabilirseniz ço
merhaba ahali,

şöyle bir maruzatım var. bir websitesinin hangi şirkete ait olduğunu bulmamız mümkün mü? genellikle yabancı kaynaklı bilgilere ihtiyacım var, evet bir çok websitesinin hakkımızda kısmı mevcut ama bir çoğunda "blah blah şirket kuruluşudur" gibi bir belirti yok. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. teşekkürler.
0
sinekvalesi
(10.01.19)
(bkz: whois)
0
babilbaligi
(10.01.19)
Whois kayıtlarını inceleyebilirsin ama sonuçlar çok tatmin edici olmayacaktır.
0
cakabo
(10.01.19)
domaini ver de bakalım
0
hlt1985
(10.01.19)
(2)

bilim insanı biyografisi

vizdilva
Bir Bilim Adamının Romanı'nı okumuştum (Oğuz Atay'ın Mustafa İnan'ı anlattığı kitabı).Ancak daha güncel bir biyografi var mı tavsiye edebileceğiniz? Yerli-yabancı ve çalışma alanı fark etmez. Bilgisayar mühendisi de olabilir, sosyoloji doktoru da. Yani nispeten çağdaş (aynı çağı yaşadığımız) bir bil
Bir Bilim Adamının Romanı'nı okumuştum (Oğuz Atay'ın Mustafa İnan'ı anlattığı kitabı).

Ancak daha güncel bir biyografi var mı tavsiye edebileceğiniz? Yerli-yabancı ve çalışma alanı fark etmez. Bilgisayar mühendisi de olabilir, sosyoloji doktoru da. Yani nispeten çağdaş (aynı çağı yaşadığımız) bir bilim insanının hayatını anlatan bir kitap? Şu sıralar lisans-yüksek lisans sularındaki birinin doğrudan faydalanabileceği?

Şimdiden teşekkürler.
0
vizdilva
(10.01.19)
tek biyografi değil, ama sleepwalkers var.

marx'ın çok güzel bir biyografisi var, ateşi çalmak diye.

"on shoulders of giants" diye bir Netwon biyografisi var, ama Türkçe çevirisi var mı bilmiyorum.

Walter Isacson'un yazdığı Einstein biyografisi gayet güzel.

"Galileo'nun Kızı" bence muhteşem bir Galileo biyografisi.

alanı biraz daha daraltırsanız daha iyi olur, çünkü çok biyografi var. hangi birini önereceğimi bilemiyorum.
0
babilbaligi
(10.01.19)
@sopiro, teşekkürler.
@babilbaligi teşekkürler size de. Ancak ben daha güncel, örneğin 70-80'lerden sonra çalışma hayatına başlamış birinin hikayesini arıyorum. Galileo-Newton tabi ki önemli ve okunmalı, ama ben Einstein ve bir sonraki kuşağın hikayelerini merak ediyorum. Yani bilginin ve bilgi üretim hızının bugünkü düzeye yaklaştığı yıllarda öne çıkmanın zor olduğunu düşündüğüm için, bunu başaranların sırlarını yakalamak gayesiyle bu arayışa yöneldim :)
0
🌸vizdilva
(11.01.19)
(13)

kul hakkına girer mi?

asaf
şimdi bir sınava hazırlanıyorum ve kısa süreli bir maddi bocalama dönemindeyim. kitaplar oldukça pahalı. neredeyse 1500-2000 civarı bir meblağ gerekiyor. bu kitapların hepsi pdf formatında internette var. zaman kısıtlı olduğundan bu pdf’lerden çalışsam, sınavdan sonra da o kitapları bir kitapçıdan s
şimdi bir sınava hazırlanıyorum ve kısa süreli bir maddi bocalama dönemindeyim. kitaplar oldukça pahalı. neredeyse 1500-2000 civarı bir meblağ gerekiyor. bu kitapların hepsi pdf formatında internette var.

zaman kısıtlı olduğundan bu pdf’lerden çalışsam, sınavdan sonra da o kitapları bir kitapçıdan satın alıp ihtiyacı olan birine hediye etsem kul hakkına girmiş olur muyum?
0
asaf
(10.01.19)
Hassssiyetinden dolayı tebrik ediyorum, internetteki herkese açık olan bi pdf dosyasından ders çalışman, sonradan o kitabı alıp başkasına hediye etmesen dahi kul hakkına girmez. İçin rahat olsun.
0
antihero
(10.01.19)
Paran yoksa her türlü içeriği internette bedavadan elde edebilirsin. Varsa da zaten uğraşmazsın. Komşusu açken tok yatan madem bizden değil böyle bir ekonomik düzende kul hakkından bahsetmek mümkün değildir. O kitap zaten senin hakkındır artık.
0
bos gezenin bos ustasi
(10.01.19)
girer.
0
ayaklibalik
(10.01.19)
ben böyle büyük bir günahı riske atmazdım. allahım korusun inşallah bu durumdan.
0
diffarentiationation
(10.01.19)
elbette kul hakkı yemiş olursun. fikri mülkiyet hırsızlığının, mal hırsızlığından ne farkı var?
o kitapları yazan adamlar, basan yayıncılar hayır olsun diye mi yazdı? Hayatlarını kazanmak için yazdılar.
0
ebabil curnatasi
(10.01.19)
sorularlaislamiyet.com

evvela müslüman değilim. bu konulara kafa yorduğumdan dolayı bu soru çok ilgimi çekti ondan araştırdım. ben net bir cevap bulamayacağın kanaatindeyim ama şunu göz önünde bulundurmak lazım; "fikri mülkiyet hırsızlığı"nın, mal hırsızlığından farkı kişinin elinden bir şeyi gasp etmiyor olman. gasp ettiğin tek şey bir adet fazladan satış potansiyeli. nihayetinde sen onu indirdiğinde kimsenin elinden ya da cebinden birşey eksilmiyor.

biraz kendi insiyatifine kalmış gibi; sonuçta kuran yazılırken dijital çoğaltma gibi bir kavram yoktu ortada.
0
redlinetheturk
(10.01.19)
@redlinetheturk "nihayetinde sen onu indirdiğinde kimsenin elinden ya da cebinden birşey eksilmiyor" nasil eksilmiyor? kitap almasi gerekirken almadan hallediyor, karsi tarafin gelir kaybi var.

valla kardes kitap fiyatlarini uygun yapsalardi alirdik. ogrenci adam gidip 1500-2000 lira donem basi kitaba nasil versin. ben sadece cok cok onemli derslerin kitaplarini aldim, kendime gore gereksiz derslerin kitaplarindan bir yerlerden bulup cogaltiyorduk arkadaslarla. pisman degilim!
0
cooperr
(10.01.19)
girmez. o kitap sahibine bir zararın dokunmuyor. seninki göz hakkına girer.
0
babilbaligi
(10.01.19)
kul hakkına girip girmeyeceğini net olarak bilmiyorum ancak kitaba vergiyi ekstra koyan hükümet senin hakkına giriyor o ne olacak?
0
mikahakkinen
(10.01.19)
PDF'den işini gör, sonra ara kitapta hakkı olan yayıncıyı derdini anlat helallik iste. Eşek değil ya verir herhalde helallik, vermese de dediğin gibi yaparsın.

Bakma burada dalga geçenlere, helal olsun sana.
0
John Bloor
(10.01.19)
Birebir aynı durumdayım alacağım kitapları alsam 3000 tl tutacaktı ve işsizim param yok ben de 1000 tllik olanı orjinal kalanı korsan aldım tekrar işim olunca korsan aldıklarımı orjinal alıp ihtiyacı olan bir meslektaşa hediye edicem :D

Kul hakkı olur bence evet. Yazarların emeği var benim içim rahat değil elimden bu kadarı geliyor.
0
pastörizesüt
(10.01.19)
benim aklıma birkaç durum geldi.

1)almamam halinde benim de yayınevinin de bir kazancı değil bilakis zararı olacak. alırsam iki taraf için de faydalı. çünkü sonunda hiç alma ihtimali olmayan birine alarak onların olası maddi kaybını da telafi edeceğim. onlar için değişen bir şey olmayacak.

2)maksimum 3-4 liraya mal ettiği bir şeyi 70-80 liraya satarak zaten dünya kadar hakka girmiş oluyor. ama serbest piyasa ekonomisi olduğu için ve emeğimin hakkı bu diyebilme inisiyatifi olduğu için ben o çizgiyi aşmayı uygun görmüyorum.
0
🌸asaf
(10.01.19)
eğer bir başkasına verirsen de kul hakkına girersin. potansiyel bir müşteriyi kaybettiriyorsun firmaya. sınavdan sonra kitabı al ve yak.
0
ground
(10.01.19)
(7)

seyyar telefoncu, mecidiyeköy?????

kmtetrfn
selam ey romalı'lar,MEcidiyeköy'deki seyyar telefonculardan telefon alınır mı; daha önce alan var mı? Ya da alırken nelere dikkat etmem gerek, fikir verecek olan birileri var m?Dün bir tane telefon kurcaladım, fiyatı çok uygundu ve görünürde bir sorunu yoktu. Fazla para vermek istemiyorum telefona.
selam ey romalı'lar,

MEcidiyeköy'deki seyyar telefonculardan telefon alınır mı; daha önce alan var mı?
Ya da alırken nelere dikkat etmem gerek, fikir verecek olan birileri var m?

Dün bir tane telefon kurcaladım, fiyatı çok uygundu ve görünürde bir sorunu yoktu. Fazla para vermek istemiyorum telefona. O yüzden garantisiz olsa da alabilirim diye düşündüm.
Ne dersiniz?
0
kmtetrfn
(09.01.19)
onların genelde çalıntı telefonlar olduğunu biliyorsun değil mi? tavsiye etmem.
0
nahtoderfahrung
(09.01.19)
Alırken almamaya dikkat etmek gerek.
0
Delay Fuze
(09.01.19)
ahlaki olarak mı onermezsin, anlamadım.
0
🌸kmtetrfn
(09.01.19)
biri de sebep yazsaydı. kısa cool cevaplar oldurdu beni. Herkes birer Patrick jane arkadaş.
0
🌸kmtetrfn
(09.01.19)
Çakma onlar. Orjinal değiller. Sar değerleri çok çok yüksek. Toşmiklerin kurur düşer yere. Nokia 8110 4g al daha iyi :)
0
Tears of Devil
(09.01.19)
Sahte degil calinti diyelim, eger sahibi emniyete falan basvuru yapmissa imei ile telefon kapatilabilir, yakalama varsa gelip telefonu alirlar sizden konum ozelliginden dolayi.
0
bike235i
(09.01.19)
çalıntı telefonlar genelde bu yollarla satılıyor.

üzerine takılan hat da sizin adınıza kayıtlı olduğu için, telefonu siz çalmış gibi hakim savcı karşısına çıkıp hırsızlık suçundan yargılanıyorsunuz.

bence güzel sebep.
0
babilbaligi
(10.01.19)
(7)

Wifi ile veri transferi - Elektronik içerir

jamalbsf
Selam arkadaşlar. x bilgisini elde edip wifi ile merkezi sunucuya iletecek elektronik devre ve yazılımı yapabilecek kişileri nereden bulabilirim ? Duyuruda benzer projeler geliştiren arkadaşlar var mıdır ?
Selam arkadaşlar. x bilgisini elde edip wifi ile merkezi sunucuya iletecek elektronik devre ve yazılımı yapabilecek kişileri nereden bulabilirim ? Duyuruda benzer projeler geliştiren arkadaşlar var mıdır ?
0
jamalbsf
(09.01.19)
sorunuz x bilgisini elde etmekle mi alakalı yoksa bilgi elde edildi de wi-fi üzerinden gönderimle mi alakalı?
0
altinci nesil caylak
(09.01.19)
hocam
simdi x bilgisini nasıl elde edeceksiniz
sensorle mi
kamerayla mı
bu onemli

cok basit olarak
sensor den gelen bilgiyi agdan okuyacak bir sistem gelistirilebilir
okuyup iletmek vs. bunlar yapılabilir

ama ne yapacaginizi anlatmanız lazım
0
kingcyrax
(09.01.19)
@altıncı nesil x bilgisini wifi üzerinden göndermek istiyorum o veriyi ben elde edebiliyorum. Analog veya 1/0 digital veri olabilir.
0
🌸jamalbsf
(09.01.19)
ftp ile rahatlıkla gönderirsiniz. sunucu adresi ile bağlanıp istediğiniz dosyayı transfer edersiniz.
0
babilbaligi
(09.01.19)
veriyi neyle elde edeceksiniz, sensörlerle mi? donanım kullanarak elde edecekseniz arduino ile yapabilirsiniz. Veriyi yazılım çıktısı olarak elde edecekseniz raspberry pi ile yapabilirsiniz.
0
goodman
(09.01.19)
Veriyi örnek olarak sıcaklık sensöründen elde edeceğim. Sıcaklık 20 dereceye çıkınca wifi üzerinden otomatik telefonuma bildirim gelecek. Buna benzer mantıkta çalışan güvenlik kameraları vb. hali hazırda var. Altyapı olarak konuya hakim kimseler varsa ses verirse çok sevinirim.
0
🌸jamalbsf
(09.01.19)
veriyi nasıl elde ediyorsunuz? neler kullanıyorsunuz? aslında buna göre sonuç elde edilebilir.

ardunio örneği : circuitdigest.com

notification için mobil tarafta bir uygulama olması gerekir.
0
altinci nesil caylak
(10.01.19)
(23)

gece kaçta uyuyorsunuz/sabah kaçta uyanıyorsunuz?

duchess jessamine
düzenli mi bir de? mesela hafta sonu sarkıyor mu?
düzenli mi bir de? mesela hafta sonu sarkıyor mu?
0
duchess jessamine
(08.01.19)
Haftanın her günü yaklaşık 11'de yatıp yaklaşık 7'de kalkıyorum. Haftasonu veya tatil farketmiyor.
0
fotrsapka
(08.01.19)
2-7

Düzenli
0
Delay Fuze
(08.01.19)
22:30'da yatağa girerim. 23:00'a kadar uyumuş olurum. Sabah 6:00'da kalkarım. Haftaiçi düzenim böyle. Aksi halde Pazartesiden Cumaya kadar hızlı bir enerji düşüşü yaşıyorum. Anca bu şekilde stabil bir enerji sağlayabiliyorum.

Haftasonu sarkar. Cuma ve cumartesileri nispeten geç yatarım. Cumartesi ve pazar sabahları da 8:30-9:00 arası uyanırım. Planıma göre yataktan çıkıp çıkmama durumu da değişiyor ama uyumam sonrasında.
0
desdenova34
(08.01.19)
12.30-6.30 veya 8.00 genelde 1.5 saatlik periyotlarla ve min 6 saat uyumaya çalışıyorum
0
lata
(08.01.19)
gece 1-2
sabah 9-10-11

hafta içi haftasonu aynı
0
lesmiserables
(08.01.19)
İş günleri genelde 23.15 yatış, 6.55 zorla kalkış. Tatillerde her şey olabiliyor çok belirsiz.
0
sanal uyku
(08.01.19)
1-8. haftasonu sarkar.
0
tepedeki psychedelic adam
(08.01.19)
Yatış saati ve uyku kalitesi değişken. Sabahları 6.30’da kalkarım.
0
battal gemalmaz
(08.01.19)
01:30-7:30
Düzenli. Hafta sonu sarkmıyor.
Edit: Alarm 7 ye kurulu 7' de uyanıyorum ama kendime gelmem yataktan çıkmam 7.30' u buluyor.
0
Amaranta ursula
(08.01.19)
00.30-02.30 arasında uyuyorum gece. Sabah iş günleri 7.30 civarında uyanıyorum. Hafta sonları 1-3 saat sarkıyor genelde uyanma saatim.
0
ms brownstone
(08.01.19)
+1 ms brownstone.
0
jamal_vs_jason
(08.01.19)
gece 12 sabah 7
0
mayeskuel
(08.01.19)
Hafta içi 01:30 yatış, 06:40 kalkış. Haftasonları baya bir değişiyor. 03:00 ten önce yatmam, ne zaman uyanırsam o zaman kalkarım.
0
yorgunpanda
(08.01.19)
hafta içi gece 1-2, sabah 7:25.

hafta sonu değişiyo duruma göre.
0
spirit crusher
(08.01.19)
12-6
0
babilbaligi
(08.01.19)
gece 4 sabah 10-11 arası.
0
hypathia
(08.01.19)
12-7.
fml.
media0.giphy.com
0
Bruce
(08.01.19)
Gece 1-2 gibi
Sabah 5.40.
0
acemi
(09.01.19)
Gece 2-3 sabah 10 düzenli.
0
ruhen hastayim ben
(09.01.19)
00:30 gibi uyuyorum 7:30 uyanıyorum
0
alaimisema
(09.01.19)
Sabah mutlaka erken kalkarım. 4.30-07.00 arası oluyor genelde. Ders çalışmam gerekiyorsa 4.30da kalkıyorum sonra işe gidiyorum. Gece değişiyor ama 10-12 arası. Haftasonu sarkmıyor geç kalkınca günün hemen bitmesini sevmiyorum.
0
jazzabel
(09.01.19)
Hafta içi 23:00-23:30 gibi uyumaya özen gösteriyorum, çünkü sabah 7'de her türlü uyanmam lazım. Uykusuzken de iş yapamıyorum, bütün enerjim kendimi ayık tutmaya gidiyor, kafam çalışmıyor resmen.

Hafta sonu sarkıyor evet, kimi zaman 1-2 gibi uyuyor, alarm kurmadan uyuyup 9-10 gibi uyanıyorum. Öyle 1-2'ye kadar uyumalar eskidendi, artık istesem de uyuyamıyorum o saatlere kadar :/
0
chicha
(09.01.19)
Hafta içi 12:30'da yatıp 06:30'da kalkıyorum. Yetmiyor tabii. Hafta sonu 01:00 gibi yatıp 11 gibi kalkıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(09.01.19)
(10)

Eşime hangi lego setini alayım?

gmzo
Eşime (erkek tarafına, 28 yaşında) doğumgünü hediyesi olarak lego seti almaya karar verdim. Bütçe max. 300 TL.Star Wars serisini veya Speed Champions serisini gözüme kestirdim. Speed serisinden 3-4 set alabilirim mesela.Ne yapsam?
Eşime (erkek tarafına, 28 yaşında) doğumgünü hediyesi olarak lego seti almaya karar verdim. Bütçe max. 300 TL.

Star Wars serisini veya Speed Champions serisini gözüme kestirdim. Speed serisinden 3-4 set alabilirim mesela.

Ne yapsam?
0
gmzo
(08.01.19)
her ikisi de değil, www.lego.com
0
arabayla 15dk
(08.01.19)
speed champions serisini bilmiyorum ama star wars serisinden yoda & jedi starfighter çok güzel bir set bulabilirseniz. bütçenizin de altında fiyat olarak, yanına ufak tefek bir şeyler daha alarak tatlı bir hediye yumağı hazırlayabilirsiniz. diğer güzel star wars setleri fiyat olarak yüksek kaldığı için önermiyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(08.01.19)
Sahalarda görmek istediğimiz hareketler bunlar.

lego technic bakmanızı öneririm ben de. fiyatlar uçuk ama o bütçeye de bulabilirsiniz gibi.
0
kablelvuku
(08.01.19)
LEGO Speed Champions 75883 bir de bunun ferrarilisi vardı sanki. Bence ikisinden birini alın.
0
bahoho
(08.01.19)
lego technic normal lego'dan bence daha heyecan verici ve daha meşgul edici.
www.toyzzshop.com!/order/opa
0
Bruce
(08.01.19)
Yetiskin zamanlarda oynamadim ama ben cocukken boyle hazir tek sekillik legolar yerine duz ayni tipte binlerce parcadan olusan kutular vardi. Istedigini insa edebiliyordun, daha ozgurdu. Bu resimdeki lego parcalariyla anca ikea kitaplik yapar gibi belli bir sey yapabilirsin, ben bunu pek sevmiyorum acikcasi. Varsa oyle bir sey al derim, daha yaratici olan.
0
bos gezenin bos ustasi
(08.01.19)
10698 al
0
valentinov
(08.01.19)
alternatif olarak 42063
0
valentinov
(08.01.19)
başka legoları da varsa valentinov +1

yoksa star wars hayranı olduğunu varsayarak darth vader lego figürü var 30 santimlik ondan alabilirsiniz.
0
nickimin hakkini veremedim
(08.01.19)
lego technic +1
0
babilbaligi
(08.01.19)
(5)

Moleskine gümrük

tchuck
Moleskin internet siteainden 150tl lik bir notebook alacağım. Gümrük vs ekleniyor mu?Türkiyedeki moleskin satıcılarda;Yumuşak kapak, çizgisiz 19x25’lik siyah klasik notebook bulamadım da. (Hep küçükler var)
Moleskin internet siteainden 150tl lik bir notebook alacağım. Gümrük vs ekleniyor mu?

Türkiyedeki moleskin satıcılarda;
Yumuşak kapak, çizgisiz 19x25’lik siyah klasik notebook bulamadım da. (Hep küçükler var)
0
tchuck
(08.01.19)
20 euro üzeriyse eklenir
0
argent dawn
(08.01.19)
Moleskine Turkiye'nin kanayan yarasi. Notebook kirtasiyeye baktiniz mi?
0
nax
(08.01.19)
babilbaligi
(09.01.19)
çizgiliymiş bu da :(
0
🌸tchuck
(09.01.19)
türkiyede yokmuş arkadaşlar bu net bilgi olarak.

ben bunu söyledim diyelim. gümrüğe takılırsa ücreti nasıl ödüyoruz? oraya falan gitmek gerekmez herhalde demi?
0
🌸tchuck
(21.01.19)
(14)

Burçlar

nrn
Herhangi bir sitede burcunuzun kişisel özelliklerini okuduğunuzda evet bu benim diyor musunuz? Bugün hayatınızın erkeğiyle/kadınıyla tanışacaksınız tarzı günlük yorumlardan bahsetmiyorum genel özellikler sadece. Her insana uyacak yuvarlak şeyler yazmamasına rağmen beni tanımlıyor çoğu zaman ve tanıd
Herhangi bir sitede burcunuzun kişisel özelliklerini okuduğunuzda evet bu benim diyor musunuz? Bugün hayatınızın erkeğiyle/kadınıyla tanışacaksınız tarzı günlük yorumlardan bahsetmiyorum genel özellikler sadece. Her insana uyacak yuvarlak şeyler yazmamasına rağmen beni tanımlıyor çoğu zaman ve tanıdığım bir çok insanı da.

Geçenlerde biriyle tanıştım hayatımda ilk defa birisinin doğum tarihinden burcunun özelliklerine baktım ona göre davrandım adam tam bir insan sarrafı olduğumu söyledi:)
0
nrn
(07.01.19)
genel olarak uyuyor, başak burçları temiz titiz, yengeçler hassas, terazi kadınları görünümüne önem veren tipler oluyorlar. istisnalar var elbette ama uyuyor pek çoğu. ama şimdi yıl 2019 oldu hala mı burçlara inanıyorsunuz diyen tipler gelecek :D
0
candide
(07.01.19)
Hangi burcu okursam okuyayim bir seyler uyuyor gayet kurnazca yazildiklari icin. Baskalari uzerinde senin burcunu okuyorum diyerek baski burcu okuyup denedim, onlarda da uydu:)
0
stavro
(07.01.19)
bana 12 burç da uyuyor. o kadar genel ifadeler ki, hepsi uyuyor. birkaç sefer insanlara alakasız burçları okuyorum, onlara da uyuyor.
0
babilbaligi
(07.01.19)
(bkz: barnum etkisi) diye bir şey var. ama evet kısmen bazen kimin ne burcu olduğunu anlayabiliyorum.
0
veritaslibertas
(07.01.19)
son zamanlarda ben de dikkat etmeye başladım. bazı insanları doğrudan burçları ile tanımlayabiliyorum. mesela aslan burcu kadınları.. bundan sonra önyargı ile yaklaşacağım tanıdığım birkaç örnekten dolayı..
0
kronik
(07.01.19)
www.astrolojist.com

bu siteye bayılıyorum, karakter özellikleri ve burç uyumları şahane. hayatımı buna göre belirlemiyorum elbette ama okuduklarımın doğru çıkması beni çok eğlendiriyor
0
fragile lady
(07.01.19)
çok yakından tanıdığım kişiler ve genel olarak kendim için uyuyor ama kişinin 1-2 tane böyle baskın bariz özelliği için, yoksa kimse o tariflerdeki insan değil tabi ki.

boğaların hepsi: kilo almaya müsait,yemeğe evine eşyasına çiçeklere filan düşkün, sabit fikirli, statükocu, garantici insanlar mesela
akrepler (en de akrebim) hırslı, işkolik, konuşkan tipler. iyi halinin de kötü halinin de b.kunu çıkartmaya müsait bir yapıları var.
balıklar da hep balık bakışlı yahuu gözlerinden biliyoruz ciddi ciddi
böyle denk geliyor olabilir, bir de mesela kova veya terazi veya ikizler sorsan fazla bilmiyorum, çünkü yakından tanımıyorum, benim etrafım genelde aynı burçlar :) her evde 3 akrep 2 boğa filan var. muhtemelen ben de onları bu ortamda öne çıkan özellikleriyle tanıyorum, belki iş arkadaşına sorsan bambaşka anlatırlar...
0
niye ama
(07.01.19)
ahahahah ammmannn diyim yapma öyle işler. doğum haritasından yürü yürüyeceksen.
0
lcha
(07.01.19)
Teraziyim. Okuduğumda aa bu benim evet diyorum.
0
eazy
(07.01.19)
Yaşım ufakken kurcalamamdan biliyorum evet Yay Burcu Kadını künyesini okuduğumda sanki beni anlatıyorlarmış gibi hissetmiştim. Hem yükselen hem de esas burcum Yay. Şu son senelerde hiç burç falan kaale almıyorum ama.
0
perfectum
(07.01.19)
boğa burcu erkeğiyim ve yazılan özellikler,kişisel özelliklerimle örtüşüyor.
0
red hot chili
(07.01.19)
ben başak burcuyum, eşim boğa.

inanasım gelmiyor ama, cidden uyuyor pek çok özellik. ilginç.
0
avianthem
(07.01.19)
demiyorum. bununla ciddi ciddi ilgilenene de iyi gözle bakmam, samimiyeti azaltırım. mümkünse selamı keserim. aptallığa pek tahammülüm yok.

genel geçer, muallak tarif edilen özelliklerden kendine uyanı almak algıda seçiciliktir. koca astroloji sektörü bunun üzerine kuruludur.
0
zgrydn
(08.01.19)
Burçlara inanmıyorum ama burclarla ilgili olup benimle tanıştıktan sonra "Amaranta sen balık mısın?" diye soruyorlar. Evet dedikten sonra " Ayy kıyamam" ünlemi geliyor. Sırf bu yüzden acayip sinir oluyorum.
0
Amaranta ursula
(08.01.19)
(4)

ingilizce avoid Roomorama ne demek?

mikahakkinen
sb. bir yorumuma karşılık bu cevap yazılmış. ne anlama geliyor.
sb. bir yorumuma karşılık bu cevap yazılmış. ne anlama geliyor.
0
mikahakkinen
(07.01.19)
Roomorama bir rezervayon sitesi gibi görünüyor, oradan uzak durun demiş olabilirler mi?
0
whoosie
(07.01.19)
hiç anlamadım ama roomorama birinin nick'i falan değil eminsin di mi? bunu yazan kişi belki roomorama nick'li kişinin dediğini ciddiye alma falan demek istemiş olabilir mi?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.01.19)
booking.com türevi bir site idi, kapanmış.

roomorama.com

kapancağı duyulduğu ya da kapandığı için kullanma, hizmet alamazsın demek istiyor.
0
babilbaligi
(07.01.19)
yorumumun altına yazmış büyük ihtimal @proletraier ın dediği gibi bir durum.
0
🌸mikahakkinen
(07.01.19)
(4)

Kargo şirketleri dağıtım sırasını neye göre belirliyor?

solo
Hepiniz sözlükte orada burada kargo şirketi evime 100 metre mesafede akşama kadar kargomu teslim edemedi şeklinde şikayetler görmüştür, benzer şekilde benim de beklediğim bir kargo evime 20 adım mesafede bir şubeden sabah teslimata çıkartıldı ancak bu saate kadar hala teslim edilmedi.Bu kargo şirket
Hepiniz sözlükte orada burada kargo şirketi evime 100 metre mesafede akşama kadar kargomu teslim edemedi şeklinde şikayetler görmüştür, benzer şekilde benim de beklediğim bir kargo evime 20 adım mesafede bir şubeden sabah teslimata çıkartıldı ancak bu saate kadar hala teslim edilmedi.

Bu kargo şirketleri dağıtım sırasını neye göre belirliyor? Daha önce UPS firması hakkında bir belgesel izlemiştim adamların araçlarında bir bilgisayar var ve bu bilgisayar en az yakıtla kargoların düzenli bir şekilde teslim edilmesini sağlayacak rotayı belirliyor bizim firmalar bu işi nasıl yapıyor? Kargo dağıtım elemanına arabayı verip kafana göre teslim et mi diyorlar?

Bu gibi şikayetleri çok duyardım da pek önemsemezdim şimdi benim başıma gelince benim de dikkatimi çekti kargocu şubenin kapısından fırlatsa ben camdan yakalarım ama kargom hala elimde değil :D
0
solo
(07.01.19)
Başkan. Biraz düşününce şey çıkıyor ortaya... adamlar rota çiziyor ellerindeki kargolarla. Mesela şubeden çıkıp sağdan dümdüz devam edip sonra sola doğru kavisle bir elips çizip tekrar şubeye dönüyor. Sen şubeden çıkınca hemen solda oturuyorsan en sona kalıyorsun. Bu işin maliyeti var, evin dibindesin diye önce seninkini getirip sonra başka yakındakine falan pideci çırağı gibi giderse olmaz o iş. Benzin maliyeti falan var çünkü. Bunu düşünmek zor olmamalı. Şey yap, şube teslim iste kargolarını, hem 5 lira az ödersin hem de iner alırsın hemen.
0
Tears of Devil
(07.01.19)
bunu hesaplayan algoritmalar var.

kargocu öbür tarafa doğru çıkıp senin taraftan dönüyorsa, en son senin kargoyu bırakır. genelde zikzak gibi bir rota değil, mümkün olduğu Kadr daireye yakın bir rota çizmeye çalışıyor. mümkün olduğu kadar geniş bir alanı kapsayıp mümkün olduğu kadar hızlı dağıtım sağlamak üzerine kurulu bir yöntem.

(bkz: traveling salesman problem)
0
babilbaligi
(07.01.19)
yöneylem
0
freebird5406_2
(07.01.19)
Algoritma yok, dagitici her zaman izledigi guzergah sirasina gore gidiyor. Yani dagici kendi ciziyor rotayı. Türkiye'de böyle en azindan.
Evet, kargo elemanina arabayo verip kafana gore teslim et diyolar. Ama kafana gore dedigin de bir siralamaya gore gidiyor, adam kenddagitim yaptığı muhiti gayet iyi bildiği icin toplam dagitim suresi en kisa surecek sekilde bir siralama yapıyor kendine. En nihayetinde dagitimi olabilsigince erken bitirip gunun sonumda eve erken gitmek istiyor adam da.
0
stavro
(07.01.19)
(5)

Kelebekler filmi 2018 yapımı

sifirdokuzucuolanvarmi
Arkadaşlar 2018 yapımı Kelebekler filmini arıyorum. hiçbir yerde bulamadım telif hakkından dolayı. bildiğiniz bir yer var mıdır?
Arkadaşlar 2018 yapımı Kelebekler filmini arıyorum. hiçbir yerde bulamadım telif hakkından dolayı. bildiğiniz bir yer var mıdır?
0
sifirdokuzucuolanvarmi
(07.01.19)
Ben de cok merak ediyorum
0
zynppp
(07.01.19)
ben apple tv üzerinden izledim, yani apple'ın sinema veritabanında var. ipad, apple tv gibi apple ürünleriyle izlenebilir.
0
theos ek mekhanes
(07.01.19)
Özelden atıyorum
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(07.01.19)
iTunes Store'da var.
0
babilbaligi
(07.01.19)
mega.nz/#!CQ4RCQgB!yiCE_2NyA1nVQyMG4KEuu302WQvdYmR29SXCqGCy6W8
0
ben robot değilim
(08.01.19)
(4)

2 yaşındaki çocuğa hediye

dalgaci mahmut
MerhabaKız arkadaşımın yurtdışında yaşayan kuzenleri kısa süreliğine İstanbul’a geldi. Bir de erkek çocukları var 21 aylık, erkek. Ne alabiliriz önerileri bekliyorum. Ayrıca şu çocuk giyimde beden olarak 2yaş ile 24 ay arasında ne fark var?
Merhaba

Kız arkadaşımın yurtdışında yaşayan kuzenleri kısa süreliğine İstanbul’a geldi. Bir de erkek çocukları var 21 aylık, erkek.

Ne alabiliriz önerileri bekliyorum.

Ayrıca şu çocuk giyimde beden olarak 2yaş ile 24 ay arasında ne fark var?
0
dalgaci mahmut
(07.01.19)
yeğenime ikinci yaş gününde şunun gibi bir şey almıştım. geldi 14 yaşına halen odasında durur bir yerlerde. bayılıyor çocuklar buna.
www.toyzzshop.com

beden konusunu bilemiyorum. bizim kıza deneyip alıyoruz hep.
0
teritori
(07.01.19)
her çocuk farklı kilo ve uzunlukta doğar.
mesela bir tanıdığımın kızı 1,5 yaşında olmasına rağmen yaşıtlarına göre büyük olduğu için normalde 3 beden giyiniyor.
en iyisi olduğu yaştan bir beden büyük kıyafet almak.

ne alınabilir zıbın takımları oluyor altlı üstlü hem ucuz hem güzel hem de ailenin gerçekten işine yarayacak bir hediye.
malum çocuk kıyafetleri çok pahallı.
0
c p
(07.01.19)
2 yaş çocuk reyonunda olur, 24 ay bebek reyonunda. boyut olarak pek fark yok, kalıp olarak bazen.

ailesine tatlı bir anı bırakmak isterseniz oyuncak bateri seti alabilirsiniz. İmaginarium'dan güzel oyuncaklar alabilirsiniz. Mikroskop, periskop gibi şeyler alabilirsiniz. oyuncak tamir takımları, kolay tutulan cinsten oyuncak arabalar, dechatlon'dan scooter alabilirsiniz.
0
babilbaligi
(07.01.19)
mikrofon

www.e-bebek.com

hacim olarak ufak bir sey olursa donuste kolay tasirlar.
0
jimicik
(07.01.19)
(7)

Bildiginiz kac tane yazar, sair vs var asagi yukari? Ve bilimadami

stavro
Yazar / biliminsani kac tane var bildiginiz? Hangisininden ne kadar yani?Hepsi tek tek akliniza gelmez elbette ama asagi yukari diyelim. Bir cirpida akliniza gelebilenler uzerinde de gidebiliriz. Bildiginiz edebiyatci ve biliminsanlari.
Yazar / biliminsani kac tane var bildiginiz? Hangisininden ne kadar yani?

Hepsi tek tek akliniza gelmez elbette ama asagi yukari diyelim. Bir cirpida akliniza gelebilenler uzerinde de gidebiliriz. Bildiginiz edebiyatci ve biliminsanlari.
0
stavro
(07.01.19)
ezberden yazıyorum;

aristo, platon, Thales, Hayyam, Öklit, anaximandros, Arşimet, eurafanes (antik Mısır'da dünyanın çapını ölçen adam), harizmi, Avagadro, Ebu heysem, ibni sina, Bernoulli, ptolemy, Galileo, Tyco Brahe, Kopernik, bruno, Newton, Descartes, Planck, Rutherford, Bernoulli, Hilbert, Darwin, Mendel, Curie (x3), deBroglie, Gauss, Lagrange, Fermat, Pasteur, Fleming, Francis Crick, Ampere, Niehls Bohr, Dirac, Schrödinger, Chandrasekkar (imla?), Einstein, Maxwell, Hetrz, Leinbniz, Raman, Volt, Watt, Volta, Feynman, zamanın kısa tarihini yazan tekerlekli sandalyede yaşayan adam, Landau.

Şimdilik bu kadar.
0
babilbaligi
(07.01.19)
hiç şair bilmiyorum, yazar olarak da bildiklerim eric maria remark, dostyveski ve saz arkadaşları tarzında.

okumayı da sevemem ben zaten. bilim adamı daha çok tabi.
0
killerbee
(07.01.19)
Sayı olarak söylemek zor ama sadece isim olarak bilmek de sayılıyorsa iki taraftan da hatrı sayılır ve birbirine oldukça yakın miktarda kişi bildiğimi düşünüyorum.

Ama illa o kişi hakkında bir eser veya araştırma okumak, belgesel izlemek, hayatı hakkında bazı bilgilere sahip olmak gerekiyorsa sanırım bilim insanı birazcık önde geliyor.
0
ruhen hastayim ben
(07.01.19)
Bunlarin tanimlarini yapmak gerek, ornegin Marie Currie'yi bilimkadini oldugu icin dislayacak miyiz listeden?
0
Traveller
(07.01.19)
@traveller basligi editleyip ilk cumleyi degistirmeyince anlam karmasasi olmus, duzelttim.
0
🌸stavro
(07.01.19)
92.
0
zgrydn
(07.01.19)
Belki 1000 tane bilim insanı biliyorum ama sayamam. Soracan şu kişiyi tanıyor musun diye evet diyecem, sonra ne üstünde çalıştığını hatırlayacam falan.

Kimse 50 100 kişi tanımıyor aslında sayı çok daha büyük olmalı. Akıllarına gelmiyordur.
0
bos gezenin bos ustasi
(07.01.19)
(2)

Telif Hakkı Olmayan

deadwampir
Çocuk müzikleri lazım. Sözsüz, melodiler...Nereden bulunur, nereden indirilir?
Çocuk müzikleri lazım. Sözsüz, melodiler...
Nereden bulunur, nereden indirilir?
0
deadwampir
(07.01.19)
0
babilbaligi
(07.01.19)
kablelvuku
(07.01.19)
(10)

audi vs bmw karda sürüş videoları

kibritsuyu
abi youtube'da audi quattro ile bmw xdrive'ın karda karşılaştırmalı sürüş videoları var. xd'lerin tamamı patinaj çekip dururken quattro cayır cayır gidiyor.https://www.youtube.com/watch?v=VOxka3mhKXcbunlar gerçek mi? yani gerçek tabi de araçla mı ilgili? bunlar sanki pilotajla, zemin farkıyla, lasti
abi youtube'da audi quattro ile bmw xdrive'ın karda karşılaştırmalı sürüş videoları var. xd'lerin tamamı patinaj çekip dururken quattro cayır cayır gidiyor.

www.youtube.com

bunlar gerçek mi? yani gerçek tabi de araçla mı ilgili? bunlar sanki pilotajla, zemin farkıyla, lastiklerin durumuyla, kar durumuyla, eğimle bilmemneyle alakalı farklar ve bmw'ye çakmak için özellikle audi fan'ları (veya bizzat auti'nin kendisi) tarafından yayılıyor gibi. bu videodaki durum sadece xd ve quattro farkı mı yani?

dün hanımla çocukla kartopu oynamaya giderken "abi bi el atıversen" diye çevirdiler. hafif meyilli sokağımızda dört kişi, kış lastikleri olan bir audi q7 quattro'yu ite ite zor çıkardık. adam dütdüt yaptı teşekkür edip gitti, ben de oğlumla kar oynamaya giderken uzaktan gördüm. adamı ittiğimiz aynı yoldan ne olduğunu anlamadığım gayet ortalama bir araba (hyundai accent gibi bir şeydi) zırt diye çıktı gitti. ne iten oldu, ne patinaj yaptı.

e hani nooldu xd'leri tokatlayan quattro? accent mi daha iyiymiş audi'den?
0
kibritsuyu
(07.01.19)
ben de izledim o tarz videolar baya ve hepsinde açık ara audiler iyiydi hatta bazılarında mercedes de vardı mercedeslerden de iyiydi audiler. hepsinin birden yalan olması pek ihtimal dahilinde değil gibi sanki.

sizin ittiğiniz aracın lastikleri yaz lastiğidir belki de ya da başka bir etmen olabilir. bilemedim.
0
washe
(07.01.19)
İyilik kötülük değil ki biri arkadan itişli bir araba, karda zorlanması normal.
Kış lastiğinin olup olmaması da kar performansını etkiler. Audi 4 mevsim, Hyundai kış lastiği kullanıyor olabilir.
0
marla is in my head
(07.01.19)
gerçek. bmw mercedes grubunun kar performansı iyi değil. Audi, Subaru, Volvo kar performansı efsane markalar.

arazi araçlarını demiyorum, otomobil karşılaştırması.
0
babilbaligi
(07.01.19)
antipatinaj sistemi (ASR) ve elektronik denge programı (ESP) kapamayı bilmiyordur sürücü. bu ikisi açık olduğunda araç patinajda kaldığında gitmez, ıkınmaz. hemen bırakır kendisini. benim aracım da hyundai, daha hiçbir yokuşta kalmadım. patinaj çeke çeke de olsa çıkıyor bi şekilde. ayrıca hafif ve düşük torklu. benim arabam yokuşu yavaş yavaş çıkan 70 kilo cılız bir adamsa, o audi ise yokuşu koşarak çıkmaya çalışan 90 kiloluk kaslı bir adam. fark burada. umarım anlatabilmişimdir.
0
trajikomix
(07.01.19)
valla benim mazda ile geçen sene uludağa çıktım, patinaj için zorluyorum, bir şeyler devreye giriyor, olmuyor, azcık kaydırıyım diyorum, ışıklar yanıyor araba bi şeyler yapıyor topluyor, merso ve bmw pek inandırıcı gelmedi, ya da bu sistemler kapalı.

ps. 2015 - mazda 3
0
ravenudon
(07.01.19)
Aradaki fark tamamen kar lastiğinden kaynaklı. Yoksa üç aşağı beş yukarı Quattro, 4matic ve xdrive benzer sistemler.
0
roket adam
(07.01.19)
en onemli faktor lastik. lastigin kac yil kullanildigi, yasi, boyutlari, ve basinc degeri hepsi aracin kar ve buzdaki performansini etkileyen faktorler. Quattro, 4matic ve xdrive gibi sistemler onemli olsa da aractaki lastik en iyi seviyede degilse tirmanmak icin yeterli olmayacaktir.

ama Quattro, 4matic ve xdrive ozellikle bol karda arac kara saplandiginda cok one cikiyor cunku iki teker saplansa da diger tekerler ile arac kendini kurtarabiliyor. buzda 4 tekerde kaygan zemine geldiginde, bu sistemler aracta mevcut da olsa, arac lastikle zemine tutunuyor.
0
emrahday
(07.01.19)
Yalan dolan ya. Kullanan herif audiyi adam gibi kullanırken mersoyla bmwyi kötü kullanıyo.
0
Delay Fuze
(07.01.19)
videodaki bmwlerin cogunda dort mevsim yada yaz lastigi var gibi.

"ama" duzgun kis lastikleriyle audi butun markalari kafalar, tecrube ile sabit.
0
cooperr
(07.01.19)
BMW Mercedes yasadigim yerde(kutup dairesine 300km) pek tutulan arabalar degil. 2 sebebi var.
1. Dedigin gibi kar performansi kotu bunlarin.
2. Paslaniyor dayanmiyor iklim ve tuzlanmadan oturu. Gerci Audi de paslaniyor bu konuda Alman otolari kotu. Hatta acikcasi tek iyi marka Volvo paslanma konusunda.

Her arabanin gidecegi yol farklidir. BMW Mercedes gibi araclarin binek modellerinin olayi o autobahnda hiz yapmak. Reno Toros ile ciktigin yolu bile cikamayabilirler olabilir nitekim o arabanin amaci zorlu kosullar degil.
0
bos gezenin bos ustasi
(07.01.19)
(7)

Şişkolar nasıl kıyafet buluyor ?

top_secret
Benim bi arkadaşım :) 180m 120kgBöyle iş yerinde giymelik gömlek pantolon ve cekete ihtiyacı varAma bedenine göre kıyafet bulamıyor.Mesela özellikle pantolon bedenlerinde bazen 40 oluyorken bazen o 40 olmuyor.Gömlekte slim fit diye bi bela var. Mesela böyle kolları üstü filan slim fit gibi kesim ols
Benim bi arkadaşım :) 180m 120kg

Böyle iş yerinde giymelik gömlek pantolon ve cekete ihtiyacı var

Ama bedenine göre kıyafet bulamıyor.

Mesela özellikle pantolon bedenlerinde bazen 40 oluyorken bazen o 40 olmuyor.

Gömlekte slim fit diye bi bela var. Mesela böyle kolları üstü filan slim fit gibi kesim olsun ama göbeği rahat olsun alt düğmeleri çığlık atmasın.

Cekette ise göbeği rahatlatınca kollar uzuyor kollar tam olunca ceket kapanmıyor.

Şimdi ne yapması gerek arkadaşımın ?

Bu kalıbın bi adı cinsi şekli filan var mı ?
Nasıl hem rahat hem şık olabilir ? (zayıflama durumu şu anda yok)

Sizin kullandığınız bedenler, markalar filan var mı?
0
top_secret
(06.01.19)
esim de benzer olculerdeyken kigilidan giyiniyordu hep. onlarin urunleri biraz daha dombililere yonelik oluyor.
0
pide
(06.01.19)
ozel dikim?
0
crucio
(06.01.19)
battal beden satan yerler oluyo
0
Delay Fuze
(06.01.19)
Takım elbisemi diktirmiştim. Öteki ihtiyaçlarım içinse, spor giyim mont tişört, bir dükkan bulmuştum Izmir/Çankaya'da hep ordan alışveriş ederdim. Mekanın adı Slash Jeans.
0
farabi
(06.01.19)
bu boy ve kilo için kıyafet bulunur. yerli markalara bakın network gibi.
farklı kesimler var; comfort fit, tailored fit vs.
zaten iyi bir mağazada çalışan satış temsilcileri sizi doğru yönlendirecektir.

190cm 135 kilo arkadaşım var boyner grubu markalarından rahatlıkla giyiniyor.
0
slava
(06.01.19)
Lcw
0
Neyazayım
(06.01.19)
Kiğılı.

referansı sahibi.
0
babilbaligi
(07.01.19)
(21)

Uçağa binme fikri ile aranız nasıl?

ms brownstone
Ben her seferinde günler öncesinden gerilmeye başlıyorum ve her seferinde ciddi ciddi ölmek üzere biniyorum uçağa asdca. Hem yükseklik korkum hem klostrofobim var. Hiçbir şekilde diğer birçok insan gibi yayılıp da uyuyamıyorum mesela uçakta. Uçağın tekerleri yere değdiğinde de istemsizce sesli bir ş
Ben her seferinde günler öncesinden gerilmeye başlıyorum ve her seferinde ciddi ciddi ölmek üzere biniyorum uçağa asdca. Hem yükseklik korkum hem klostrofobim var. Hiçbir şekilde diğer birçok insan gibi yayılıp da uyuyamıyorum mesela uçakta. Uçağın tekerleri yere değdiğinde de istemsizce sesli bir şekilde "oh" çekiyorum. Şimdi yazınca bana da saçma geldi ama mesela dün gece rüyamda mart ayında yapacağım uçuşu gördüm. Pilot sayko çıkıyordu ve uçağa taklalar attırıyordu. Bugün 6 Ocak ve ben marttaki uçuşum için böyle saçma bir kabus görüyorum. Şaka gibiyim ama durum bu.

İşin kötü yanı da seyhat etmeyi aşırı seviyorum. Hatta şu an hayatta bana zevk veren ilk şey diyebilirim. Bir yandan da tuhaf bir şekilde uçak yolculuğunu seviyorum galiba içten içe. O başka yere ulaşacak olma hissi, dönüşte alçalırken özellikle akşamsa İstanbul'u izlemek falan da çok hoşuma gidiyor. Tam bir sevgi nefret ilişkim var yani uçaklarla.

Sizde durumlar nasıl? Var mı benim gibi korkaklar aramızda? Daha da ötesi önceleri korkup da daha sonra korkusunu yenebilen var mı? Anlatsanıza gökyüzünde insan yapımı bir araçta nasıl korkmadan durabildiğinizi. :(
0
ms brownstone
(06.01.19)
İnsan yapımı pek çok araçla daha basit bir şekilde de ölünebilir, uçak daha az riskli bu konuda ama benim yüksekle aram yok pek o nedenle geriliyorum.
0
angelus
(06.01.19)
Allaah allaaaah uçak bence en az korkutucu vesaitlerden biri.

Hıyar gibi araba kullanan şoförlerin taşıtları, denizde bi o yana bi bu yana sallanan vapurlar bence daha korkunç. Trenden bile daha rahat bence uçak. Tabii ben hiçbirinden korkmuyorum. Sadece sıralama yaptım.

Bunların içinde de en rahat uyku uçaktaki. 1 saatlik yolculuklar yaptım şimdiye kadar. Hepsinde uyudum. Yapacak daha iyi bi şey yok çünkü. Sıkıcı. Etrafta araba yok. Tren yollarının etrafındaki doğa yok. Vapurdaki manzara yok. Bilmemkaç feet yükseklikten yuvarlak bi top izliyosun, bulut mulut var. Google earth bile daha heyecanlı.

İçimden de uçak düşse ne güzel olur dedim hep. Kesin ölüm. Kılçıksız. Haberlere falan da çıkarız. Ölümsüz gibi aynı. “Bilmemne uçak kazasında öldü” diye adımız sonsuza kadar yaşar. Mis. Ölmezsen daha da güzel. Lost etkisi. Uçak kazasından kurtulmak herkesin yaşayabileceği bi tecrübe değil. Yaşamak isterdim
0
Delay Fuze
(06.01.19)
Cunku istatistik. Karada olumler daha yuksek olasilik. Bir de 16 saatlik ucuslarim oldu. Bos yere Traveller degilim alistim artik.
0
Traveller
(06.01.19)
Bir sıkıntım yok. Öğrenciyken hep uçağı kullandığım için alıştım epey. Hele bir de yamaç paraşütü ile uçtuktan sonra uçak artık çok da korkutmuyor. Ama garip bir şekilde her uçuşta aklima And dağları uçak kazası geliyor ve camdan dışarı bakarken ister istemez Fransızlarin (bkz: l'appel du vide) dedikleri hissi yaşıyorum. İlginç:/
0
Amaranta ursula
(06.01.19)
Uçağın yüksekliği yükseklik gibi gelmiyor bana ya. Şimdi garip gelecek ama ben de yüksekten korkuyorum ama her gün meslek olarak uçak uçuruyorum. Ama uçağın camından bakınca yüksekteymişim gibi gelmiyor. Ama yüksek bir binanın camından aşağı bakamam mesela ahah. Uçakta ölme ihtimalin yok gibi bir şey senin abi, bırak pilot düşünsün sen yaslan arkana uyumana bak :)
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(06.01.19)
Birinde Kibris'tan donerken ucak agir turbulansa girdi ya da ne boka girdi bilmiyorum isiklar sondu, sarsinti resmen Aksaray Konya git gel bozuk satih yollari gibiydi, bavullar dustu falan ortalik feryat figan olunca insan geriliyor tabi. Hepsini gec rahat edemiyorsun. Boyle olunca evet uc bucuk attiriyor.

Ama normal bir 3+ saat ucustan once mutlaka 2 tek atarim, ucakta da cilalarim. Boylece fazla zorlamaz.
0
bos gezenin bos ustasi
(06.01.19)
Ben de kısa uçuşlarda gerilirim.3 yıl önce okyanus ötesi güney amerikaya gittim.bu tarz uçuşlardan önce ve uçuş sırasında alkol aldığım için fazla takmıyorum.
0
sapkasiz cikmam abi
(06.01.19)
Kalkistaki o asansor hissi yasandigi sirada icimden "ulan stall mu oluyoruz yoksa" dusuncesi gecip biraz beni gerse de kokrmuyorum, biniyorum gonul rahatligiyla. Ucakta olmayi seviyorum.
Gerilirsem kalkista geriliyorum, duz ucusta rahatim.
0
stavro
(06.01.19)
çocukluğumdan beri iflah olmaz bir uçak hastasıyım, matematiğe kafam bassaydı lisede sayısal okur ve kesinlikle pilot olmaya çalışırdım. o yüzden uçağı çok seviyorum. benim için tek sorun yolculuğun sıkıcı geçmesi. çünkü kalkış ve iniş dışındaki kısımlarda uğraşacak hiçbir şey olmadığı için acayip bunalıyorum. kulaklar gittiği için doğru dürüst müzik falan da dinlenmiyor zaten, internet yok. kitap okuyayım desem araçta "beyin" gerektiren işlerle uğraşamıyorum ben, odaklanamıyorum hiç.

böyle taş sektirir gibi voink voink bi' inerek bi' yükselerek (hatta bi ismi vardı bu manevranın galiba) gitse uçak çok eğlenirdim. ama genel olarak uçağa binmeyi çok seviyorum diyemem çünkü havalimanındaki prosedürlerden, bekleme sürelerinden vs. nefret ediyorum. otogara veya gara gidip de otobüse/trene atlayıvermek daha hoş geliyor. o yüzden otobüs ve tren alternatifim varsa uçağı tercih etmem. yurtdışında mecbur.

velhasıl uçak güzel, seviyom ben. motorların çalıştığı an olsun, kalkış olsun çocuk gibi mutlu oluyorum ama işte havada geçen saatler çok sıkıcı. hiçbi şey görünmüyo. geceyse yine iyi... bulutlar ve ay varsa muazzam görüntüler çıkıyo.
0
der meister
(06.01.19)
Zibilyon kere bindim hala biniyorum hic sikintim yok
0
basond
(06.01.19)
uçağın tekeri yere deyince uyanıyorum. sıkıntı yok burada. korkunun ecele faydası yok.
0
argent dawn
(06.01.19)
bayılıyorum uçağa binmeye. telefona ivmeölçer indirdim, yükseklik falan hesaplıyorum kendimce, hıza bakıyorum, mesafeye falan. tabi ölçümlerin tamamı yanlış, ama çok zevkli lan. yurtdışı uçuşlarda bazen internet satın alıp kendimi takip ediyorum flightradar24 üzerinden.

boş zamanlarda da telefonda airline commander oynuyorum. orada görüyorsun aslına uçak indirip kaldırmanın çok da zor bir şey olmadığını.

en sevdiğim şey uçak kalkmadan kanatları titreyene kadar hızlanması, sonra tekerleri yerden kesmesi. bir de teker koyduktan sonraki fren. hastasıyım.

ortaokul 1. sınıfta bir çocuk iken beni tek başıma uçağa bindirdiler. bişeyler oldu filan, pilotlar sağolsun beni kokpite almıştı o zaman. izlemiştim ben de oturup. o günden beri hastasıyım uçmanın.

niye pilot olmadım lan ben hakikaten?
0
babilbaligi
(07.01.19)
bu kadar geriliyosan niye ucaga biniyosun ki? Trenle ya da arabayla da seyahat edebilirsin
0
lamartin
(07.01.19)
Ben de öyleyim bu yüzden hep alkollü uçuyorum. En son Kiev uçağına binerken birinin koluma girdiğini hatırlıyorum.
0
heidi'nin dedesi
(07.01.19)
Ben de geriliyorum, fakat her zaman aynı oranda değil. Yani genel olarak psikolojimin daha sağlam olduğu zamanlarda daha rahatım.. İşin ilginci, kalkış ve inişlerde çok korkmuyorum da, havadayken en ufak türbülansta ödüm kopuyor, ellerim terlemeye başlıyor. Hatta türbülansa gireriz diye tuvalete gitmeye korkuyorum, gidince hemen işimi bitirip dönmeye bakıyorum. En uzun yolculuğum 4 saatti, ben de seyahati çok sevdiğim için bununla yaşıyorum bir şekilde, hatta seneye okyanus aşırı uçma planımız var ama bakalım. Daha uzun yolculuklarda alkol yardımcı oluyor gerçekten.
0
gmzo
(07.01.19)
valla benim olsa da binsek şeklinde :)

en son gps loggerım ile binmiştim. uçağın acclerationu'u nu ve gittiğim rotayı kaydetmiştim.

tabi telefonla değil kendi gps modülü olan bir logger ile :)
0
killerbee
(07.01.19)
Türkiye'de evden havalimanına gidene kadar başınıza bir şey gelme ihtimali uçaktayken gelme ihtimalinden çok daha yüksek :)

Kalkarken motorlara tam güç verildiğindeki hız hissine bayılıyorum. Tırmanırken de emekli apartman yöneticisi gibi "teknoloji işte adamlar yapmış" diye içimden geçirmeden edemiyorum.

Sadece bir kere uzun bir uçuştan sonra uçaktan inme süresi uzayınca "laaan nefes almam lazım" diye pirenelir gibi oldum.
0
bruce mclaren
(07.01.19)
youtube/kerem gök/enter.

efendi çocuk, düşük bütçeli, samimi videolar koyuyor. uçaklara olan aşkını görürsen belki rahatlarsın. ha bol bol uçak kazası videosu da var, daha beter de olabilirsin o da ayrı.
0
onemoremile
(07.01.19)
ilk uçak deneyimimi kız arkadaşım ile tatilden dönerken yaşadım. kesinlikle 12 saatlik otobüs yolculuğu karşısında çok cazip. fakat çok gerildim uçaktayken. koala gibi kızın kolundan ayrılamadım çok rezil anlardı. şimdi öyle bir durumda olsak yalvarır araba kiralar uykusuz kalır yine giderim diyorum.

umarım yenerim bu stresi. yoksa sarhoş binmek zorunda kalacağım uçaklara.
0
kablelvuku
(07.01.19)
Zerre umrumda olmuyor bir kere uçak ciddi türbülansa girmişti ben uyuyordum insanların panik sesleriyle ve sarsıntıdan uyandım başka bir şey mi var diye bakındım yok türbülans nedeniyle panik olmuşlar uyumaya devam ettim :D ama yükseklikten korkuyorum aslında mesela bir kere kamikazeye bindim aklım çıktı kalp krizi geçiriyorum sandım. Bir kere de dünyanın en az ekstrem doğa sporu olan zipline yapmıştım son anda vazgeçtim binmiycem ben hayır hayır hayııır derken görevli beni itti o şekilde bindim :D uçak güvenli bir his veriyor bana açıkçası o an zarar göreceğimi düşünmüyorum.
0
pastörizesüt
(07.01.19)
ilk bindiğim zamanlar çok stres yapıyordum
şimdi biner binmez kulak tıkacı + boyunluk + göz bandı takıp uyuyuorum
benim için otobüs yolculuğundan bir farkı kalmadı
aradayalanan türbülanslar diriltiyor tabii insanı
0
superb
(07.01.19)
(5)

boğaziçi odtü

nick bulamadim
boğaziçi, odtü, bilkent'te okuyan var mı? hazırlıkla ilgili bir şeyler sorucam.
boğaziçi, odtü, bilkent'te okuyan var mı? hazırlıkla ilgili bir şeyler sorucam.
0
nick bulamadim
(06.01.19)
2011 odtü mezunu var olur mu?
0
argent dawn
(06.01.19)
sor
0
Elduinnnn
(06.01.19)
buyrun efendim.
0
mcmc
(06.01.19)
2012 Bilkent mezunu da geldi :)
0
marla is in my head
(07.01.19)
sormadan söyleyelim, kızlar teklif etmiyor.

sorsana ne soracaksan? bir sürü mezun var buralarda.
0
babilbaligi
(07.01.19)
(19)

Pazar sabahı neden erken kalkılır?

fragile lady
Bu pazar günü erkenden uyananların gerekçeleri nelerdir acaba? Merak ettim. Nasılsınız, bugün için planlar nelerdir?
Bu pazar günü erkenden uyananların gerekçeleri nelerdir acaba? Merak ettim.

Nasılsınız, bugün için planlar nelerdir?
0
fragile lady
(06.01.19)
Haftanın 6 günü erken uyanmaya alışınca çok uyuyamadım ben şahsen. Gece de erken uyumuştum mesela.

Plan yok, soğuk var
0
oekuklu
(06.01.19)
kiliseye gitmek için
0
killerbee
(06.01.19)
kabus gördüm 07:30 gibi ve uyandım.

yoksa saat 09:30 - 10:00 gibi uyanacaktım.
0
rain when i die
(06.01.19)
köpek gezdireceğum
0
passion rules the game
(06.01.19)
Alışkanlık
0
sen gibi
(06.01.19)
Çalışmak için
0
uzman pratisyen
(06.01.19)
Garip rüyalar yüzünden 5 te uykum kaçtı tekrar uyumam zor oldu.
8 de kalkmam gerekiyordu ama alarmı duymamışım bile. 40 geçe fırladım yataktan.

Arkadaş buluşması, yol uzun olduğu için güne erken başlamak gerekti.
0
mutekebbir
(06.01.19)
Ders çalışmak için kalktım.
0
dox
(06.01.19)
iyi bir işim var, karım ve çocuklarım var onları seviyorum, kimseye bi zararım dokunmaz, işinde gücünde kendi kendine bir insanım. pazar sabahları erken kalkıp kiliseye giderim ki cehennemde nasıl yanacağımı dinleyebileyim.
0
yine erken geldim
(06.01.19)
nöbetim var.
0
sanat guresi
(06.01.19)
Düzenimi bozmayı sevmiyorum. Haftanın her günü aynı saatte kalkmak iyi geliyor, günlerim uzun ve verimli oluyor.
0
fotrsapka
(06.01.19)
işe gitmek üçün.
sen neden uyandın asıl?
0
prasinos
(06.01.19)
İstinye park’a gitmek için :)
0
since1907
(06.01.19)
Küçük çocuğum var o uyandırıyor :/
0
sta
(06.01.19)
Günleri şaşırdım.7'de kalkıp yarım saat hazırlandım ve arabayı çalıştırdım.Annem sesime uyanmış beni aradı ve bu günün pazar olduğunu hatırlattı.Eve döndüm,daha da uyku tutmadı.
0
hebanon
(06.01.19)
Her gün erken aynı saatte kalkmayi seviyorum. Erken kalkan yol alir.
0
JohnOakley
(06.01.19)
haftaiçi eloğlu için erken kalkarken, kendim için neden erken kalk mıyım? ayrıca neden geç kalkmak zorundayım? öyle bir inanış mantıksız.
0
mayeskuel
(06.01.19)
ihtiyaçtan fazla uyumak istememek.

nasıl ki bugün pazar diye daha fazla yemek yemeye, daha fazla su içmeye, daha fazla nefes almaya çalışmıyorum, daha fazla uyumaya da ihtiyacım yok. her sabah hangi saatte kalkıyorsam, yine aynı saatte kalkıyorum.
0
babilbaligi
(06.01.19)
lan yine ben bir pazar günü erken kalktım ve yine kabus gördüm. ama bu sefer 3'te mi öyle bir şeylerde uyandım. sonra dolanırken internette burada bu başlığa yazdığımı gördüm. ilginç.
0
rain when i die
(13.01.19)
(3)

okul kütüphaneleri

hknty
üniversite kütüphanelerinin bütçeleri oluyor değil mi? sürekli yeni kitaplar alınıyor. bu kitaplar neye göre belirleniyor? öğrenciler talepte bulunabiliyor mu? arada gerçekten kimsenin okumayacağı kitaplar alınıyor. 45 lira verilmiş bir tanesine mesela kimse alıp okumaz. bari düzgün şeyler alınsa.
üniversite kütüphanelerinin bütçeleri oluyor değil mi? sürekli yeni kitaplar alınıyor. bu kitaplar neye göre belirleniyor? öğrenciler talepte bulunabiliyor mu? arada gerçekten kimsenin okumayacağı kitaplar alınıyor. 45 lira verilmiş bir tanesine mesela kimse alıp okumaz. bari düzgün şeyler alınsa.
0
hknty
(05.01.19)
dönem dönem bölümlere ve enstitülere yazıyla talep alıyorlar. onun dışında akademik personel de şu kitap alınsın diyebiliyor. öğrenci talebiyle alınmıyor.
0
kullanıcı adı
(05.01.19)
Öğrenciler online ya da yazılı olarak satın alma talebinde bulunabiliyor.
0
038576
(05.01.19)
mesele böyle oluyor;

lib.metu.edu.tr
0
babilbaligi
(06.01.19)
(3)

Cem yılmaz’ın yeni filmi

adwokat
Ne zaman çıkacağı belli mi yoksa problem çözülene kadar çıkarmayacak mı?
Ne zaman çıkacağı belli mi yoksa problem çözülene kadar çıkarmayacak mı?
0
adwokat
(05.01.19)
en sonunda kendi sinema salonunu kendi açıp 400 liraya bilet satacak ve apple kuyruğuna giren insanlar gibi o sinemada film izlemek için kuyruklar yaratacağız gibi geliyor bana
görünen salon-yapımcı paylaşımı adil olana kadar bir tavır alacaklar
0
basond
(05.01.19)
bence de film yapımcıları kendi sinema salonlarını açacaklar. düzgün işletirler diye umuyorum.
0
babilbaligi
(06.01.19)
yapımcılara hak versem de yakında barışacaklarını düşünüyorum. sinema izleyicisinin büyük bir kısmı, alışveriş'e gitmişken sonradan karar verip filme girenlerden oluşuyor bana göre. ee alışveriş merkezlerinin çoğunda da mars grubunun salonları ve benzer işletmeciler var. sinema salonu açmak kolay mı öyle? hadi açtın diyelim büyük şehirlerde yer mi kaldı salon için? bir tane açabilirsin en fazla. o salona giden izleyici de çok sınırlı olacaktır.
0
jepa
(06.01.19)
(17)

Yaş hakkında kısa bir soru

Erensq06
Merhaba arkadaşlar , bir çocuk düşünün 01.01.1995 de doğuyor. Bugünü de 01.01.1996 sayalım, bu çocuk bugün 1 yaşına girmiş mi oluyor, yoksa 1 yaşını doldurmuş mu oluyor?Derdini siveyim diyenler olacaktır ama insanız işte saçma sorular da takılabiliyor :))
Merhaba arkadaşlar , bir çocuk düşünün 01.01.1995 de doğuyor. Bugünü de 01.01.1996 sayalım, bu çocuk bugün 1 yaşına girmiş mi oluyor, yoksa 1 yaşını doldurmuş mu oluyor?

Derdini siveyim diyenler olacaktır ama insanız işte saçma sorular da takılabiliyor :))
0
Erensq06
(04.01.19)
asıl sormamız gereken soru çocuk doğduğunda 0 yaşında mı oluyor?
0
bardakigüneşgözlüğü
(04.01.19)
Doldurmuş
0
sekerse tehlike
(04.01.19)
doğumunun üstünden bir yıl geçmiş, dolayısıyla 1 yaşında olmuş, 2'den de gün almış.
sizin kullandığınız kelimelerle ifade edeceksek "doldurmuş" olur. yaş yerine yıl derseniz daha iyi anlaşılabilir.
0
dont eat me
(04.01.19)
Ikisi de oluyor, 365 gun gecmis 1 yasinda oluyor ve 1 yasini da doldurmus.
0
Traveller
(04.01.19)
1 yaşını doldurup, 2 yaşına basmış oluyor.
0
candide
(04.01.19)
Çocuk doğduktan sonra 0 yaşında diye kabul edilir.

Haliyle 96 yılında 1. Yaşına girmiş olur aynı zamanda da 1 yılı tamamen doldurmuştur.

Soran kişilere 1 yaşında denilir ama aslında 1 yıl bitmiş 2. Yıldan gün almaya başlamıştır.

1 yıl 10 gün 1 yıl 2 ay gibi... ama genelde 1 yaş denir
0
hakyememyemekyerim
(04.01.19)
Şu ilkokulda gösterilen sayı doğrusu gibi düşünün. 0 doğum anı. Doğduğunuz andan itibaren birinci aralıktasınız(0-1 arası). birinci aralığı bitirdiğinizde ikinci aralığa (1-2) geçiyorsunuz.
Birinci aralıktayken yaşınız 0.2, 0.5 olarak ifade edilebilir. İkinci aralığa geçtiğinizde ise 1.3, 1.4 gibi. Yaşta küsürat olmadığı için, 2. aralıktayken kişi 1 yaşındadır. Ancak ikinci aralığa girildiği anda ikinci yaşından gün alıyordur, yani ikinci yaşına basmıştır.
@bardakigüneşgözlüğü evet çocuk doğumundan 12 ayı tamamlayana kadar 0 yaşında olmuş oluyor. O yüzden bu aralıkta da aylar kullanılıyor. 2 aylık 3 aylık gibi.
0
diyanet takvimi
(04.01.19)
soruyu gasp ediyorum ama aklıma gelmişken ben de bir soru sorayım o zaman '1 yaşımdayım' mı doğrudur, '1 yaşındayım' mı? :)
0
nobadi
(04.01.19)
Doldurmuş gün almış falan saçma kavramlar, çocuk 1 yaşında diyeceksiniz bitecek.
0
bos gezenin bos ustasi
(04.01.19)
çocuk 1 yaşında oluyor.

yaşını büyütmeye çok hevesli kimseler, "ama 2 yaşından gün alıyor" diye saçmalıyor. aynısı mesela araba için falan hiç yok. gün almak ne demek onu da bilen yok. 12 aylık=1 yaşında bağıntısından da anlaşılacağı gibi, çocuk 1 yaşında.

48 aylık çocuğuma sürekli gelip "ama o 5 yaşında, gün alıyor bik bik" diyenlerden sıtkım sıyrıldı gerçekten.
0
babilbaligi
(04.01.19)
Kanuna göre 2 yaşındadır. eş dost muhabbetinde ise 1 eksik söylenir. okula yazdıracaksanız, askere gidecekse, ie alınacaksa, emekli olacaksa, ona karşı işlenen suçlarda, onun işlediği suçlarda, hep kanuni olan gözönüne alınır. yani çocuk 2 yaşındadır.
0
ground
(04.01.19)
Kanuna gore de doldurulmus yas onemli. Universiteyi kazandigimda ay olarak 17, yil olarak 18 idim. Eylul sonu dogumluyum. Ne bankaya ne de universiteye kendim kayit yapabildim. Her yere babamla gittik.
0
Traveller
(04.01.19)
1. senesi bitiyor, 2. seneden gün alıyor.
resmi olarak 1 sayılıyor. 1 yaşını doldurmuş sayılıyor.
"1 yaşını doldurmuş kişiler" ibaresinin yer aldığı bir etkinliğe en az 365 gün yaşamış kimseler katılabilir.
x yaşına girmek kısmı farklı kullanılabiliyor. 366 günlük bir çocuğa kimisi 1 yaşına girdi, kimisi 2'ye girdi diyor.
0
barankovan
(04.01.19)
Kanuna göre doldurduğun yaş önemli +1
sen aralıkta 25ini doldursan ocak ayında hastaneye gitsen sistem seni 26 yaşında göstermez. yaşı 25 der. mesela ben 28im diyorum ama hastaneye gittiğimde tüm raporlarda 27 yazıyor( doldurduğum yaş)
aynısı bankada geçerli. 18im dolmadan üniversiteye gittim. adıma tek başıma banka hesabı açamadım babam açtırdı.
0
damla sakızlı dondurma
(04.01.19)
1 yasini doldurmus demek 1 yasinda demek.
0
stavro
(04.01.19)
1 yasinda olmak = 1 yasini doldurmak = 2 yasindan gun almak = 2 yasina girmek
0
bxgx
(04.01.19)
Yahu kanun falan yazmışlar çıldırmamak elde değil. Abicim 1 Mart 2000 de doğmuş bebe 1 Mart 2018 günü reşittir. Öncesinde veya sonrasında değil o gün reşit olur.
0
bos gezenin bos ustasi
(04.01.19)
(8)

Sabancılar niçin Malta'yı seçti?

rojhat
Merhaba sabah haberleri okuduysanız "Sabancı ailesi Malta vatandaşlığına geçti" diye bir haber geçti. Ülke olarak neden Malta'yı seçmiş olabilirler? Neticede normal bir zenginlik değil onlarınki.
Merhaba sabah haberleri okuduysanız "Sabancı ailesi Malta vatandaşlığına geçti" diye bir haber geçti. Ülke olarak neden Malta'yı seçmiş olabilirler? Neticede normal bir zenginlik değil onlarınki.
0
rojhat
(03.01.19)
Bence sadece oturma izni almışlardır. Malta vatandaşı olup ne yapacaklar?
0
malheiros
(03.01.19)
amerika gibi bir ülkeyi seçselerdi eğer bir çok kişinin amerikan sevdalısı olarak düşmanlığını alacaklardı.

malta acayip bir ülke mesela, türk denizcilik firmalarının hemen hemen bütün gemileri malta bayraklıdır.
0
killerbee
(03.01.19)
Malta zenginleri ulkeye yatirim yapmaya cekmek icin onlardan vergi almiyor bu kadar basit, yoksa iki ulkeye birden vergi alacaklardi.
0
Traveller
(03.01.19)
malta pasaportu alınca tüm avrupa ülkelerinde oturma izinleri oluyordu sanırım, yanlış olabilir tabii.
0
lata
(03.01.19)
Mesele vergi. Mesela amerika vatandaşı olsa türkiyedeki malları için birde abd ye vergi ödeyecekti
0
neysene
(03.01.19)
sanırım 500.000 dolarlık ev alındığında vatandaşlık veriyordu malta.

ev alıyorlar, vatandaş oluyorlar ve bu sayede tüm avrupada oturma izni kazanıyorlar.
0
patronaj
(03.01.19)
Vergidir vergi. Yalnız benim milyar dolarim olsa böyle küçük bir ülkeye emanet etmezdim.
0
herhaltibiliyoring
(03.01.19)
çünkü malta avrupa ülkelerine erişimi olan bir vergi cenneti.

geçenlerde bir bakanın veya çocuğunun da şirketini malta'ya taşıdığı haberleri çıkmıştı.

bir de malta ile türkiye arasında bir takım anlaşmalar yok, türkiye'de mal varlığın dondurulup el konsa dahi malta'ya bir şey yapılamıyor. zaten çok göz önünde kişiler olmayacaklarını düşünüyorum, bir sıkıntı olmaz.
0
babilbaligi
(04.01.19)
(3)

9.7 inç ipad ile internetten dizi/film izlemek rahat mı?

9kuyruklukedi
sb. teşekkürler.
sb. teşekkürler.
0
9kuyruklukedi
(03.01.19)
uzanarak izlemek için en iyi cihaz ipad :)
0
shape of shapelessness
(03.01.19)
Hep öyle izliyorum gayet iyi.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(03.01.19)
yakın mesafeden izlemek için rahat. ama iki kişi beraber izlemek için değil. çünkü uzak düşüyor.
0
babilbaligi
(04.01.19)
(6)

Bu krizde yatırım yapılır mı?

aradaki uzaklik
Selamlar ahali.Ortalama 100.000TL bütçeyle küçük bir eticaret sitesi açacağım. Ancak tam da krize denk geldik iyi mi. Sizce bu krizde bu yatırımı ertelemeli miyim yoksa devam mı etmeliyim? Kriz online perakendeyi ne derece vurdu? E-ticaret yapıp işleri aşırı yavaşlayan var mı?
Selamlar ahali.

Ortalama 100.000TL bütçeyle küçük bir eticaret sitesi açacağım. Ancak tam da krize denk geldik iyi mi. Sizce bu krizde bu yatırımı ertelemeli miyim yoksa devam mı etmeliyim? Kriz online perakendeyi ne derece vurdu? E-ticaret yapıp işleri aşırı yavaşlayan var mı?
0
aradaki uzaklik
(03.01.19)
neyle ilgili?
0
sizofren06
(03.01.19)
krizde büyüyen işlerden ise yapılır. krizde küçülen işlerden ise yapılmaz.

100.000 tl ile ne sitesi kuzum bu allasseh? ufak başlayıp büyümeyi deneyin diyen olmadı mı size?
0
babilbaligi
(03.01.19)
krizde insanlar harcamamaya çalışır çünkü harcadığı parayla aldığı hizmeti "değer" görmez. bu toplu %10 indirimlerin sebebi de bu. devletin millette elini dokunamadığı bi parası var. bu paraya ağır vergilerle göz koyuyorlar. bu sebeplerle şu an iş kurmak bana mantıklı gelmiyor onun yerine paranı %40 tl faiz %40 dolar %20 altın gibi sepetlerde değerlendir. krizden sonra bakarsın. yatırım tavsiyesi değildir.
0
tabii lan manyak mısın
(03.01.19)
@tabii lan manyak mısın'a katılıyorum.
0
hepbiarayisicinde
(03.01.19)
yatirim yapilir evet. e-ticaretin oturmasi zaman isteyen bir sey. yani bugun basladiniz e-ticarete diyelim, isinizin oturmasi hem zamana ve hem de sizin performansiniza, izlediginiz stratejiye gore sekillenir. bu yillar alir.
kendinizi e-ticaret ile sinirlamayin.
son olarak, isi bilenlerden fikir alin ama soylediklerini yapmayin.
0
Leonardo~Da~Vinci
(03.01.19)
Custom veya el yapımı ürünler satmıyor iseniz kendi e-ticaret sitenizi açmak reklam giderleri açısından mantıklı değil. Bunun yerine site kurulumu, reklam vs harcamalarınızı başlangıç satışlarında indirim olarak uygulayarak n11, hepsiburada, amazon gibi sitelerde güzel satış rakamları yakalayıp üst sıralara oynayabilirsiniz.
E-ticaret işinde en önemli gider kalemi reklamdır, 100.000TL bir anda erir gider ne olduğunu anlamadan.
0
shape of shapelessness
(03.01.19)
(7)

9 aylik bebek ile 10 saat ucmak

cedex
benzer bir deneyim yasayan var mi? ucagi birbirine katar mi?istanbul-bangkok arasi.
benzer bir deneyim yasayan var mi? ucagi birbirine katar mi?

istanbul-bangkok arasi.
0
cedex
(03.01.19)
zaten zor olan bir uçuşu daha da zor yapar.
0
sizofren06
(03.01.19)
Bebekten bebeğe değişir, mamayı yiyip uyuyan, uyanınca sakin sakin etrafı seyreden bir bebekle sıkıntı olmaz.

Ama zaten normalde de zor bir bebekse uçaktan atlamak isteyebilirsiniz.
0
John Bloor
(03.01.19)
sidney'den (daha uzun) bir ucusu 2 aylik bebe ile bizim bi arkadas yapmisti. yaninda da 3 yasinda diger veledi vardi ustelik.
danisabilirsiniz arzu ederseniz:
(bkz: mathillda)
0
viva paulista
(03.01.19)
doğru beslenme ve uyku planlamasıyla bir sorun olmaz. birkaç gün önceden uygulamaya başlarsanız , ucuş saatlerine uyku saati denk getirecek ve ucuş başlangıcında beslenecek şekilde gayet kolay geçer.
0
bordeaux
(03.01.19)
Bebekten bebeğe değişir +1

6 aylık bebek ile 13 saat uçtuk iki kere.
Gidiş gündüz vakti olunca uykusu gelene kadar oynadı durdu.
Dönüş akşam vakti olunca uyuyup 6-7 saat sonra uyandı.
0
cakabo
(03.01.19)
cekilin bangkokdan yeni geldim, yanim da iki bebe vardi valla yol boyu uyudular, gece ucusu idi bizimki. arada bir iki ikir mikir ettiler ama hic rahatsiz edici bi durum olmadi.
0
cairo
(03.01.19)
9 aylık bebek hareketsiz demektir. onun için uçak ile başka bir yer fark etmez. normal bir günü nasıl geçiriyorsa uçuş gününü de öyle geçirir.

güzel ve kompakt oyuncaklar ile olmayacak iş değil.
0
babilbaligi
(03.01.19)
(20)

kombiniz kaç derecede yanıyor?

dedim ben sana
malum havalar iyice soğudu. kaç derecede ısınabiliyorsunuz?
malum havalar iyice soğudu. kaç derecede ısınabiliyorsunuz?
0
dedim ben sana
(02.01.19)
50 55. 500 civari fatura
0
000000
(02.01.19)
38 civarı. ısınamıyoruz. 300 lira gidiyordur.
0
kablelvuku
(02.01.19)
40. nadiren de olsa minimuma çektiğim de oldu, 30. ev 2+1. sıcaklık eh işte, fena değil. geçen ay 195 geldi.
0
sanat guresi
(02.01.19)
50de tanıyor. Yerden ısıtma. Gecen ay 400 geldi, ilk ay çok yüksek geleceğini sonraki aylarda azalacağını söylediler.
0
curukturpkokusu
(02.01.19)
40tı 45 yapacağım birazdan.
0
sutlu nescafe
(02.01.19)
40 da yanıyor aylık 300tl civarı
0
Tam1Hi0n3
(02.01.19)
40. Evin ici 22-24 arasi. Sadece benim oda 20, biraz soguk. İsitici aciyorum biraz.
Ankara
0
battal gemalmaz
(02.01.19)
45-50 arası. Termostat var. Güzel ısınıyorum. Geçen ay 260 tl fatura ödedim.
0
siyah noktali film
(02.01.19)
60'da yakıyorum güzel ısınıyorum. ara sıra 50-55'e düşürüyorum. 138 tl geldi bu ay. biraz abartmışım sanırım daha dikkatli olmaya çalışırım ama bu ay da sağlam soğuk oldu ankara.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.01.19)
55 - ısınıyoruz, fatura 500.
0
fever
(02.01.19)
65-70.

Tüm evi yakmıyorum ama. Bir odayı açıyorum sadece.
0
i m cool with that
(02.01.19)
hiç yanmıyor şu anda. tüm gün de yanmamıştı. yakarsam da 30 derecede yakıyorum iki saat sonra min indiriyorum. dijital değil kombi viesmann elle ayarlıyorum kombiden. 13 senelik kombi. mutfak ve salonun ayarı düşük peteklerden ama hepten kapalı değil. geçen ay 99 lira geldi. ev güneybatı cehe arakat. altta bebek var 24 saat yakılıyor. üstte yeni evli bir çift var onlar da gündüz yakmıyordu. ama sanırım ben de yakmıyorum diye yaklamya başladılar. ev site apartmanı beton duvarlar. yalıtım içerden panel bir şey değiniyor. en karda kışta ocak sonu şubatta kar yağdığında hiç söndürmeden belli ısıda yaktığımda geçtiğimiz senelerde birer ay önce 155, sonra 175 ve geçen sene de 190 geldi yuvarlak hesap minik kusuratlarını unuttum. eve iki artı bir 94 m2. 50 derece yani ortada yakarsam 2 saate kalmadan hamam gibi oluyor ev oturulmuyor. gece de sıcak oluyor yorganla örtünüyoruz zaten terliyoruz diye kapatıyorum. kar kışta minimumda açık oluyor genelde.
0
yine tek mactan yatan adam
(02.01.19)
30. Çok soğuk olunca 38 falan.

Müteahhit kız kardeşine yapmış bizim evi. Kalekol duvarı gibi duvar var. Cam balkon da soğuğu absorbe ediyo. Isınma sıkıntısı olmuyo alt sığınak olduğu halde. 38’de yakınca sıcaklıyo insan hatta
0
Delay Fuze
(02.01.19)
46-48 civari
0
stavro
(02.01.19)
39 derece
Ev 22 derece
Fatura 160 geldi en son.

Ev de tirt aslinda, komsular da yakmiyor.
0
acemi
(02.01.19)
45
0
babilbaligi
(02.01.19)
herkes antalya'da mı yaşıyor nedir. 40 nedir ağalar? 50-55-60 bandını geçtim 70 derece civarı yakıyorum artık anca ısıtıyor. ekim'de falan 40-45 di. şimdi 40-45 yaksam 8 saatte ısınırız.
0
ozdek
(02.01.19)
bari bir de hangi ilde olduğumuzu yazalım. 50-60-70 diyen var.
ben istanbuldayım mesela.
0
sutlu nescafe
(03.01.19)
dışarısı 0 derece, kombi 7/24 50 derecede çalışıyor ama ısıtmıyor yeterince oda 21-22 oluyor en fazla.
0
reactionic
(03.01.19)
50. sadece iki bazen üç radyatör açıyoruz
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.01.19)
(9)

3 deftere 64 lira verdim

slhmlr
160 sayfa büyük boy kareli defter hepsi, 64 lira tuttu. kazıklandım mı yoksa türkiye'de fiyatlar bu seviyelerde mi artık?
160 sayfa büyük boy kareli defter hepsi, 64 lira tuttu. kazıklandım mı yoksa türkiye'de fiyatlar bu seviyelerde mi artık?
0
slhmlr
(02.01.19)
yeni Türkiye'de 50 TL = 20 eski TL
0
angelofdeath
(02.01.19)
spiralli mi, kapak karton mu, sert mi, plastik mi, üstünde telif haklı bişeyler var mı, marka vs. ye göre değişir. çok da pahalı değil.
0
not dark yet
(02.01.19)
160 sayfa a4 defterler 20 tl bazında genelde.
0
kablelvuku
(02.01.19)
evet şimdi n11'den falan baktım, 20 tl civarı dolanıyor fiyatlar benim defterler için. ulan 5 yıl önce 5-6 lira verirdim tanesine max. ülke bitmiş, tam zamanında yırtmışım ülkeden ayrılmakla yeminlen.
0
🌸slhmlr
(02.01.19)
kağıt üretilmiyor artık. ithal etmek varken niye üretilsin?
0
sutlu nescafe
(02.01.19)
Kağıt üretilmiyor artık değil. Şu milleti 5 kuruşluk bilginizle galeyana getirmeyi bırakın artık. Kağıt üreten bi çok fabrikamız var illa devletin olmasına gerek yok ki bence olmamalı da zaten. Sorun kağıdın hammaddesi selülozun ithal ediliyo oluşu.
0
Mcfly
(02.01.19)
Haftsonu 12’li kucuk post-it lerden aldim 30 kusur lira.
Gecen sene 12-13 lira filandi.
0
battal gemalmaz
(02.01.19)
Cozum aliexpress
0
nax
(02.01.19)
normal.

daha ucuza da var, ama artık bu fiyat da gayet normal oldu maalesef...
0
babilbaligi
(02.01.19)
(3)

defacto fiyatlari

in vino veritas
bu marka ilk ciktiginda kaliyeli seyleri(!) ucuza satiyoruz diye cikmamis miydi? hani kalitesiz seyleri fahis fiyatlara aliyorsunuz artik bizden ucuza kaliteyi alin filan? fiyat karsilastirmasi yapinca ima ettikleri kalitesiz/pahali markalardan (mango, mavi vs.) fiyat anlaminda hicbir farki kalmamis
bu marka ilk ciktiginda kaliyeli seyleri(!) ucuza satiyoruz diye cikmamis miydi? hani kalitesiz seyleri fahis fiyatlara aliyorsunuz artik bizden ucuza kaliteyi alin filan? fiyat karsilastirmasi yapinca ima ettikleri kalitesiz/pahali markalardan (mango, mavi vs.) fiyat anlaminda hicbir farki kalmamis hatta bazi urunler daha da pahali geldi bana. yaniliyor muyum yoksa cidden fiyatlari cok mu artti son zamanlarda? ilk ciktiginda 1-2 tisort almisimdir en fazla ama avmde bakinirken dikkatimi cekti fiyatlari.

zaten cevahir'deki c&a'nin yerine kurulmuslar, ayrica uyuz oldum. neyse.
0
in vino veritas
(31.12.18)
Kumas fiyatlari cok artti
0
acemi
(31.12.18)
özellikle çocuk grubunda başarılı. zaten çocuk da tek sezon giydiği için kalite konusuna çok hakim değilim.

kaliteli pantolon bulamadığım için ucuzunu tercih ediyorum. bazı pantolonları da güzel.
0
babilbaligi
(31.12.18)
Ona bakarsan ilk zamanlarında jean amerika'nın şalvarıdır deyip jean satmamalarıyla övünüyorlardı. Şirket politikaları zamanla değişir çok da şaşırmamak lazım.
0
synesthesia
(31.12.18)
(3)

Sürekli çığlık atan bebek

freedonia
Alt komşumun 3-4 aylık bir bebeği var. Bebekten anlamam gerçi ama biz bebeği zırt pırt ağlar diye öğrendik:) Bu bebek sürekli çığlık atıyor, yeni nesil bebeler böyle mi oldu artık?
Alt komşumun 3-4 aylık bir bebeği var. Bebekten anlamam gerçi ama biz bebeği zırt pırt ağlar diye öğrendik:) Bu bebek sürekli çığlık atıyor, yeni nesil bebeler böyle mi oldu artık?
0
freedonia
(31.12.18)
1. cidden bir rahatsızlığı olabilir gazını çıkaramama gibi basit bir olaydan öte
2. aç olabilir, anne yeterince emzirmiyor ya da emziremiyordur veyahutta mama verilmiyordur, bunlardan başka anne sağlıksız besleniyordur çocuğa geçiyordur ondan rahatsız olabilir
3. uykusuz olabilir, yerinde rahat edemiyor olabilir
4. üstüne çok giydirilmiştir rahatsız ediyor olabilir ya da tersidir üşüyordur
5. çok fazla ses ya da ışığa maruz kalıyor olabilir
6. hiç bir problemi olmadığı doktor kontrolü ile tespit edilmesine karşın ve aç ya da uykusuz da değilse ve yine ağlamalı hal devam ediyorsa manyak bile olabilir yani çok değişkenli bir sıkıntı.
0
candanag
(31.12.18)
eğer anne baba dedeler babanne annane çoçuğu çığlık ata ata seviyosa (var böyle bir sevme şekli)
çoçukta aynı şekilde taklit ediyor çığlığa çığlıkla cevap veriyor

yanlız iş abartılacak derecede kötüyse başka durumlar olabilir
0
baknedicem
(31.12.18)
gaz sancısı öyle bir durum.

durumun özü şu; o yaşta bir bebek net ağırlığının dörtte biri kadar süt içiyor. hem de her gün. ve sindirim sistemleri de tam oturmuş değil, daha minicik bağırsakları var. pek hareket etmedikleri için pek iyi sindirdikleri de söylenemez.

o kadar sütü siz bir için bakalım, ne yapıyorsunuz...

(bkz: kolik)
0
babilbaligi
(31.12.18)
(3)

Ensar vakfı olayıyla turkcell in ne ilgisi var?

windows95
Hotspot ücretlendirme konusu başlığında turkcell zaten ensarcıydı tarzı entryler gördüm. Sanırım kaçırdığım bir olay var. Nedir?
Hotspot ücretlendirme konusu başlığında turkcell zaten ensarcıydı tarzı entryler gördüm. Sanırım kaçırdığım bir olay var. Nedir?
0
windows95
(31.12.18)
turkcell ensar vakfının sponrosları arasında.
0
babilbaligi
(31.12.18)
turkcell sponsorluğu da iptal etmedi tüm çağrılara rağmen
0
cedex
(31.12.18)
Pedofili olayları çıktığında Turkcell Ensar'a sponsorluğundan vazgeçmemişti, sonra da "desteklemeye devam edicez" gibi bir açıklama yapmışlardı.

eksisozluk.com
0
whoosie
(31.12.18)
(19)

Kitap okumanın olayı tam olarak nedir?

yazar yazmaz yazan yazar
Merhaba Arkadaşlar, Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkın
Merhaba Arkadaşlar,

Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkında dedim okurken. Şu an bana sorsanız neler vardı kitapta diye inanın bir cümle bilgi veremem. kitabı sanki hiç okumamış gibiyim yani ama kesinlikle tavsiye edebilirim, harika bir kitaptı diyebilirim. Dünya klasiklerinin hepsini okumuşumdur mesela ama inanın aklımda tek bir cümle yok. ne baş kahramının adını hatırlıyorum ne de olay örgüsünü.

Kitap okumamızın amacı kitabı aklımızda tutmak, özet olarak anlatabilmek mi? eğer böyleyse ben hiç gözlerimi yormayayım boşuna, bu iş bana göre değil demek ki. Yok ne alakası var xxx sebepten kitap okuyorsak bu xxx sebep nedir mesela? "kitap okumak insana çok şey katıyor yea." klişesi haricinde pratiği olan bir cevabınız varsa çok sevinirim.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(31.12.18)
youtu.be

şu dakikadan sonra ki iki dakikayı seyrediyoruz, bedavaya hayatın anlamını verdim hadi bakalım
0
çok hızlı 2 ile çarpabiliyorum
(31.12.18)
kitap okuyan insan kadar farklı amaç olabilir, bu gayet normal.

ben kendim için konuşuyorum; kitap okurken benim amacım içindeki bilgileri ezberlemek değil. neyi nerede bulacağımı unutmamak için indeks çıkardığım kitaplar da olmadı değil, ama önemsediğim şey bu değil.

benim amacım başkasının gözünden başka bir döneme bakabilmek, o zamana yolculuk edebilmek, başka mekanlarda başka insanların yaşadıkları üzerinden tecrübeler biriktirmek.

100 sene öncesine gidip o dönemde buralarda çok zeki bir adamın neler yaptığını, neler okuduğunu, nasıl yaşadığını öğrenmek istiyorsam açıp Mustafa Kemal okurum mesela. en nefret ettiğim öğrenme biçimi 1881'de Selanik'de doğdu ile başlayan anlatımlar. Ben daha geriden başlayıp önce o dönemi anlatan, sonra o dönem içinde kişiyi anlatan biyografilere bayılıyorum mesela.

yöntem olarak en beğendiğim biyografilerden biri Ateşi Çalmak. Ben o kitabı yazarı ya da anlattığı kişileri bir dönem içinde anlamak için okuyorum.

edit: az çok bakış açım şu; 3:33 ve sonrası

www.youtube.com
0
babilbaligi
(31.12.18)
Tam olarak aynı durumdayım aynı şey diziler ve filmlerde de geçerli.
Sadece iyi ya da kötü olarak kalıyor aklımda diğer her şeyi unutuyorum.
Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum.
Belki sende de hafıza problemi vardır bunun için bir şeyler yapabilirsin.
0
mutekebbir
(31.12.18)
benzer durumdayim ama bende soyle bi etkisi var. okul doneminde kitap okumaya pek vaktim olmuyor. ve bu durum konusmami etkiliyor. akicilik gidiyor, ifade gucum zayifliyor. bi cumleye basliyorum yarisinda kelime bulamiyorum, mala bagliyorum iyice. aklimdan gecenleri dile getiremiyorum ozetle. ama kitap okumaya baslayinca tam tersi oluyor. cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani.
0
pide
(31.12.18)
Yılmaz özdilin kitabı köşe yazıları gibiyse aklında birşey kalmaması normal bence.
0
sutlu nescafe
(31.12.18)
aynisi bende de var. sıkıntı yapma.

yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin.

ben mesela önceki ay, geçen temmuz, bir sene önce ne yediğimi bilmiyorum. hatta dün yediklerim bile :)

ama yedim, doydum, geçti.
0
tabudeviren
(31.12.18)
Bahsettiğin akılda kalmama problemini daha önce başkalarından da duydum ama hiç başıma gelmediği için sana verebileceğim bir tavsiyem yok. Belki okudukların son zamanlarda türeyen ucuz edebiyat kitaplarındandır diyecektim ama zaten klasikleri okumuşsun.

Yine de, kitapların zengin içeriğini ve verdiği haz duygusunu bir yana bırakırsak, kitap okumak vaktini çöpe atmanı önler. (Aynı şey spor yapmak, bir geziye çıkmak, film veya belgesel izlemek için de geçerli.) Aklında kalmasa da bir kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten.
0
ruhen hastayim ben
(31.12.18)
ayni ben de dedigin gibiyim, yuz yil once yasadigim en ufak bi olayi zaman zaman tarihine kadar hatirlayan, arkadaslarinin hafizasini ajanda gibi kullandigi bi insanim. kolay kolay unutmam anilari veya hap bilgileri. sarki sozleri de boyle mesela, mumkun degil unutmam. ama 1 hafta once izledigim filmi hatirlamadigim zamanlar bile var. hele bi ara haftada 1 kitap okurken saniyesinde unutuyordum kitaplari. sadece bana hissettirdigi duygular ve filmi/diziyi/kitabi sevip sevmedigim kaliyor aklimda. bu ucunu mumkun degil hatirlayamiyorum. oyle birkac film var hatta izlemedim diye izlemeye baslayip ortasina, sonlarina dogru 1-2 sahneden izledigimi fark edip filmi hatirlamiyorum bari bitireyim tekrar diye ikinci kez bitirdigim.

oluyor yani cok normal bir sey. cok seyapma. bu tur aktiviteler sanirim beynin kisa sureli hafizasina yerlesiyor, tekrar ihtiyac duyulmadigi icin kullanilmadigindan da kisa sure sonra siliniyor. bir aciklamasi varsa sanirim bu olacaktir.

ayrica eklemek isterim, yemek yemek gibi benzetmesini begendim. o an bir bos zaman gecirgecine ihtiyac duyuyor ve o kitabi/filmi/diziyi izliyor, bitiriyorsun ve orada bitmis oluyor. yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi.
0
in vino veritas
(31.12.18)
Hiç mi kitaptaki bir cümle veya olay sizi dumura uğratmadı bi yarım dakka düşündürtmedi, yalnızca bu bile kitap okumak için bir neden. Aklınızda bir şey kalmaması çok normal lakin duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden.
0
olaylar olaylar
(31.12.18)
Hani ağaçlar yaprak açar, çiçek açar ya. Sonra o yapraklar, çiçekler kuruyup dökülüp gider. Yok olur.
Aslında yok olmaz onlar ağacın dibinde yeni ağaçlar için besin olur, ağaç olur.
Sonra orman olur. Orman büyür gider.
Okuyup unuttukların da öyle.
Yok olmaz onlar.
0
oguz altun
(31.12.18)
Mahalle baskisi yuzunden okuyoruz.
0
stavro
(31.12.18)
Kitap okumak için kitap okunmaz, kitap okumuş olmak için de okunmaz, kitabı bir nesne fetişizminin merkezi haline getirmek de ‘okur olmak’ demek değildir.

Metni gözle takip edip kelimeleri zihinde tekrarlamak da okumak değildir. İnsan hayata belli sorular sorar, belli soruların cevabını arar. Bu arayışlar bir sonuç olarak bizi kitaplara, filmlere ve sanat eserlerine götürür. Bizi üzerine düşünmeye, hayata, insanlara ve nesnelere giydirdiğimiz imajların yerini “gerçeğin” suretiyle değiştirmeye ve hayata daha derinden vakıf olmaya ve uzun muhakeme süreçlerine iter. Olgunlaştırır, ehlileştirir, yüzeysel olanı ve maruz kalınanı değil hakiki olanı ve anlamı olanı sunar.

Bazen bir kitabı okumanız 5 yıl da sürebilir. O metin üzerinde sizi düşünceye iten şeyler yıllar sonra hayatta bir yerde karşınıza çıkar ve siz de süreci bağdaştırarak tasdik edersiniz. O gerçeği size yıllar önce sunmuştur halbuki o kitap. Mesele okumak değil, düşünmek ve sindirmektir kitabı.

Ben Atatürk’ü asla Yılmaz Özdil’den okumazdım. Onunla ilgili bir dolu başarılı çalışma varken sıra asla ona da gelmez. Niyet, süreç ve sonuç olarak Nilgün Bodur’dan bir farkı da yoktur. İzmir’deki sahaflarda en fazla onun kitaplarını görürsünüz. Okuyucusu için bir değeri yoktur çoğunlukla, onu okuyanların çoğunluğu da Atatürk’ü gerçekten anlamış insanlar değildir. Atatürk’e olan sevgiyi, bağlılığı ve aidiyeti ticarileştirip türlü menfaatler için araçsallaştırmaktan da öteye gitmez.

Doğru kitapları okursanız böyle bir sorununuz asla olmaz. Sadece Yılmaz Özdil bağlamında ifade etmiyorum. Belki klasikler de ruhunuza bir şeyler söyleyemiyordur, sizde hayata dair bir duygu uyandıramıyordur. Gerçek bir okur olursanız kendinize çok başka bir dünyanın kapılarını açmış olursunuz. Sizin sorununuz anlamamak ya da unutmak değil; doğru yönlendirilmemiş olmak. Ülkemizdeki diğer milyonlarca insan gibi.
0
levent bilgen
(31.12.18)
İyi kitapla kitap arasındaki fark böyle bir şey bence (Tabii kitabın konusunun merak uyandırması da önemli. Anı okumayı sevmeyen birine en iyi anı kitaplarını verseniz bile beğenmeyebilir.) Bazı kitapları okuduğumu bile unutuyorum bazı kitaplardan belirli bölümler (kurgu veya değil farketmiyor) sürekli aklıma geliyor. Bir de iyi kitaptan not çıkardığım için daha sonra dönüp bakabildiğimden aklımda kalma oranı daha da artıyor diye düşünüyorum.
0
bruce mclaren
(31.12.18)
"for pleasure"
0
esref
(31.12.18)
Sen bu kuşağın insanısın. Günümüzde çevremizde çok fazla etken var. En önemlisi de çok fazla yenilik olması ve bunların gelişimine ortak olmayı isteyen bir beyninin olması. Beynin sinemaya, müziğe, facebokk a instagram a pinterest e hepsiburada ya ve daha bir sürü şeyi yakalamaya çalışırken odaklanamıyor.

Seni alsak bugün, geçmiş ve geleceğe dair tüm endişelerinden arındırsak. sonra bir de şöyle sakin, güzel bir adaya yerleştirsek ve bu şekilde o kitabı okumaya başlasan muhtemelen aklında çok şey kalır.
0
silver apple
(31.12.18)
ben de pek edebi kitap okumam ama makale, bilimsel yazilar vs bol bol okurum. bana sorsan ben de ozet gecemem, anlatamam ama okudugum yazilarla ilgili bir konu acilirsa okuduklarim aklima gelir. kitap okuma da ayni sekilde olabilir.

kitabi XXX sebepten dolayi degil tamamen kendi keyfin icin okuman lazim bence. okumaktan keyif aldigin, hoslandigin seyleri okumalasin.
0
crucio
(31.12.18)
yalnız olmadığımı görmek çok güzel, sevindim:)

"Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum."
"cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani."
"yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin."
"kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten."
"yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi. "
"duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden."
"Okuyup unuttukların da öyle. Yok olmaz onlar."

şu şaheser cevaplara özellikle bayıldım. harikasınız tam nokta atışı cevaplar yani.

mahalle baskısı+1 ayrıca bu da yadsınamaz bir gerçeklik.

@levent bilgen, @bruce mclaren; sizin verdiğiniz cevaplara katılamıyorum. sürekli saçma, ilgimi çekmeyen şeyler mi okuyorum yani olur mu öyle şey? bilim de okuyorum, roman da hatta hiç sevmesem de bazen kişisel gelişim. konu fark etmeksizin bu durum oluşuyor bende.

hatta şu an rahmetli yaşar nuri hoca'nın deizm kitabını okuyorum mesela yarısına geldim. okurken "çok mantıklı lan!", "evet bu mükemmel bir açıklama, tam düşündüğüm gibi." diyorum ama 1 gün geçince hepsi buhar oluyor anladığım şeylerin.

yaşar nuri öztürk - deizm mükemmel kitap arkadaşlar bu arada. her ne kadar yarısında unutmuş olsam da:)
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(31.12.18)
kendi adıma, ya keyif aldığım için okurum, ya da merak ettiğim bir mevzuyu öğrenmek için.
kitap okumanın iki temel getirisi var ki hayati; kişinin kendisi daha iyi tanıması sağlarken, aynı kerte de kişiye çok ciddi bir çözümleme ve ifade gücü sunması.
0
pangea
(31.12.18)
o yüzden okuduğum tüm kitaplardan 5 sayfalık özet çıkarıyorum. ben kitabı sevdiğim için y a da ihtiyacım için okurum. o nedenle ilgim daha yoğun oluyor.
0
for day to break
(31.12.18)
(11)

karavanla italya?

asia
soru başlıkta. mart sonu gibi eşimle çıkıp bir italya turu yapmak istiyoruz. canımızın çektiği yerleri gönlümüzce gezmek için karavan kiralayalım, otel masrafını da aradan çıkaralım dedik. dedik demesine de italya ne kadar güvenli? böbreği bırakıp gelmeyelim?
soru başlıkta. mart sonu gibi eşimle çıkıp bir italya turu yapmak istiyoruz. canımızın çektiği yerleri gönlümüzce gezmek için karavan kiralayalım, otel masrafını da aradan çıkaralım dedik.
dedik demesine de italya ne kadar güvenli? böbreği bırakıp gelmeyelim?
0
asia
(31.12.18)
|Hicbir sey olmaz. En fazla gelip "abi 1 euro versene" diyen gocmen tiplerlerle karsilarsirsin en kotusu bu.
0
stavro
(31.12.18)
Venedik sıkıntı
0
insomnia
(31.12.18)
roma'dan daha güneyi biraz laylaylom.
0
fever
(31.12.18)
rota belli mi? belliyse paylaşır mısınız?

kuzey tarafı biliyorum, bir sıkıntı olmaz. fakat trafik olayları bizimki gibi değil, ceza yeme ihtimaliniz az değil.
0
babilbaligi
(31.12.18)
@babilbaligi sorun çıkmayacağına dair bir araştıralım karavanla yola koyulma olayını netleştirip ona göre rota belirleyelim dedik.
0
🌸asia
(31.12.18)
Kiralık araba + otel seçeneğinin karavandan daha ucuz ve sehir ve kasaba merkezlerini gezmede daha rahat olacağını düşünüyorum.

Kendi arabanız varsa daha da ucuz ve rahat olur tabi ki.

Karavan Avrupa çıkışlı bir seyahatte kendi karavaninizla yapıyorsanız daha ucuz ve keyifli olur sanki.
0
nop
(31.12.18)
sicilya da ve napolide hırsızlık olaylarının yoğun olduğu söyleniyor.
0
mikahakkinen
(31.12.18)
Karavani kafaniza gore bi otoparka cekip oyle geceleyemiyosunuz. Karavan parklarina vs cekmeniz laizm. O da ucuz degil. Kiralik araba + ucuz otel daha iyi bence.

Cogu yerde sehir disina birakacaksiniz arabayi, karavani dedigim gibi herhangi bi otoparka, sokak kenarina vs park edemiyosunuz.
0
kuehles blondes
(31.12.18)
0
dedim dedim de kime dedim
(31.12.18)
bir de karavan var, karavancık var. örneğin transporter/caravelle tipi araçlar farklı kurallara tabi olup şehir içine geliyor olabilir. bunlara bakmanızı öneririm.
0
fever
(01.01.19)
karavanla istediğiniz her yerde konaklayabilirsiniz. ama karavanın italya'ya giriş için uygun olup olmadığından emin olun. karavan var karavan var... elektrik sistemi, güneş enerjisi sistemi var mı yok mu? banyo wc var mı yok mu bunlar çok önemli. güneş enerjisi olmayan bir karavanla yola çıkalım derseniz otelden fazla para ödersiniz, çünkü karavan parklarından başka çareniz kalmaz. sulu veya kuru webasto da şart. bunlar olmazsa olmazlar. birde karavan işleri zor. otelde sifonu çekebiliyorsunuz ama karavanda tüm atıkları boşaltmanız gerekiyor wc varsa. yoksa da dediğim gibi karavan parklarına gebesiniz, bu da dünya para...
0
Tears of Devil
(01.01.19)
(5)

300 liralık benzine 0.37 lira world puan

panamera
Hiç vermese bir şey demem de bu biraz şey değil mi?Sizde durumlar nasıl?
Hiç vermese bir şey demem de bu biraz şey değil mi?

Sizde durumlar nasıl?
0
panamera
(31.12.18)
o sekilde degil de bankanin kampanya app'inden katilim saglayarak kazanabilirsin hocam. (maximum, bonus flash, cuzdanim vs.)

misal is bankasi der ki opet'ten 5 kere 100 lira uzeri al 40 tl.
garanti der ki bp'den 3 kere 200 lira uzeri al 50 tl vs.

bu tarz kampanyalara katilman lazim. direkt cekersen bi hayrini gormezsin.
0
brkylmz
(31.12.18)
bugün yılın muhsebesini yapma günü.

geçen sene kredi kartları dolayısıyla sağladığım toplam fayda kredi kartlarının bana sağladığı toplam faydanın altında kalmış. yeni yıla girmeden kapatıyorum hepsini.

bp'de hopi var, %1.5 gibi bir oran biriktiriyor. ödeme metodundan bağımsız.
0
babilbaligi
(31.12.18)
Bu tip banka kampanyaları kovalamaktansa “benzinlitre” gibi cep uygulamalarla çevrenizdeki en uygun fiyatlı pompa fiyatlarını araştırabilirsiniz.Direk pompada indirim kazanırsınız.
0
arenas
(31.12.18)
Bu tür saçma sapan kampanyalardan medet ummak bence daha çok şey, 30 kuruş bilmem ne puan kazanmanın peşinde koşmak yerine gerçek indirim ve kampanyaların peşinden koşun daha iyi, gearbest, aliexpress vs uygulamalardan faydalanın evinizin belli ihtiyaçlarını alırken en uygun fiyatlı nerelerde satılıyor onu araştırın internetten. Bu vesileyle cebinizde kalacak yüzlerce lira sayesinde 30 kuruşluk puanları düşünmezsiniz benzin paranız çıkar.

Dün radyoda dinledim bilmem kaç kez 100 tl üstü benzin alınca toplamda 75 tl bilmem ne puan kazanın diyor ulan onun hesabını tutarken zaten evin yolunu kaybedersin.
0
solo
(31.12.18)
world puan kazanmanın en basit ve kolay yolu aylık harcama hedefi tutturmaktır.Yılda iki defa bu hakkınızı kullanabilirsiniz.O ay içinde size verilen harcama hedefini tutturmak için yatırım hesabından kredi kartı ile fon almak en basiti
0
turkuaz
(31.12.18)
(27)

Kahveyle aranız nasıldır? içenler - içmeyenler???

zunkatsar
Yılın son anketi. Kahveyle aranız nasıldır? Starbucks? Türk kahvesi? Üçü bir arada?Sade? Sütlü? Şekerli?Günde ortalama ne kadar kahve içiyorsunuz? Nasıl? Hangi formatta? MİKTARLARIYLA yazarsanız sevinirim.
Yılın son anketi.

Kahveyle aranız nasıldır? Starbucks? Türk kahvesi? Üçü bir arada?

Sade? Sütlü? Şekerli?

Günde ortalama ne kadar kahve içiyorsunuz? Nasıl? Hangi formatta? MİKTARLARIYLA yazarsanız sevinirim.
0
zunkatsar
(30.12.18)
filtre kahve ve türk kahvesi içerim.
filtre kahveyi neredeyse hergün. sütsüz, şekersiz. 1 kupa.
türk kahvesini arada bir içerim. sütsüz, şekersiz. 1 fincan.
0
sutlu nescafe
(30.12.18)
her gun iki fincan filtre kahve, bir de türk kahvesi içiyorum. tamamı şekersiz, sütsüz.

üçü bir arada yok.
0
babilbaligi
(30.12.18)
Kahveyle hiç aram yok, çay severim.
0
bos gezenin bos ustasi
(30.12.18)
bir günde 2 kupa bazen 3 kupa türk kahvesi içerim, şekersiz.

3ü1 arada içtiğim enderdir, normal nescafeyi de pek sevmem ama bir tek o varsa içerim tabi.

filtre kahve severim, favorim etiyopya kahvesi ama pek bulunmuyor, tchibo da bozduğundan beri pek keyif alamaz oldum filtre kahveden.

ama istanbul civarında dışarıda takılacaksam, etrafta starbakıs varsa bi büyük amerikano alırım.

eğer soğuksa ve enerji ihtiyacımın olacağını hissedersem aşırı şekerli yaparım kahvemi koyarım termosa.
0
killerbee
(30.12.18)
2-3 bardak sekersiz filtre kahve iciyorum french press’de kendim yapip.
0
twelfth
(30.12.18)
Min. 2 kupa/gun
Maks. 6 kupa/gun
Sekersiz sutsuz filtre kahve
0
lynda.com
(30.12.18)
Severim. Cin gibi yapıyo. Neskafe gold ve sıcak su yeter. Şekeri kahveye yakıştıramıyorum.
0
Delay Fuze
(30.12.18)
kahveyle pek aram yok. haftada 3-4 kere (normal kahve fincanında) sade türk kahvesi içerim en fazla.
nescafe veya filtre kahveyi kendim yapmam veya sipariş etmem, ama biri yaptıysa ve ikram ediyorsa, şekersizse, nezaketen veya ziyan olmasın diye içerim. bu da ayda yılda bir olur.
çaycıyım ben. bardak bardak çay içerim. o da şekersiz.
0
pati
(30.12.18)
Hafta içi günde 1 veya 2 fincan türk kahvesi, hafta sonları 1 fincan türk kahvesi, 1 fincan menengiç veya dibek kahvesi içerim. Hepsi orta şekerli.
0
siyah noktali film
(30.12.18)
bardak olarak değil ama litre olarak her gün 1 litre sade filtre kahve içiyorum. yoğun olduğum günlerde 1.5 litreye çıkabiliyor. tercihim sade, sütsüz ve şekersiz. bazen sabahları demlemeye üşenirsem sadece "1" bardak granül kahve (nescafe classic) içiyorum. onu şekersiz içemiyorum. mecburen şekerli oluyor.
0
Tears of Devil
(30.12.18)
Her gun kendi oguttugum taze kahve ile 2 kupa chemex ile demleyerek icerim. Bazen aksamlari turk kahvesi, arada bir.
0
gibicibicis
(30.12.18)
bağımlıyım. günde 1 litreye yakın kahve içiyorum. filtre kahve içiyorum. şekersiz sütsüz.
0
washe
(30.12.18)
sevmem. içeceksem de şekerli sütlü bir şeyler içerim.
0
candide
(30.12.18)
Sabah 2 kupa cay

Oglen turk kahvesi
Ogleden sonra 1 kupa filtre kahve ya da cay

Aksam 3 cay

Aksam biri cagirirsa starbucks kahvesi.

Resmen bagimli olmusum.
0
acemi
(30.12.18)
Türk kahvesi hayatimfa belki 5 kere filan icmisimdir anlamsiz geliyor bana, espresso da oyle.

Eskiden her seyi sekerli icerken daha cok abuk subuk starbucks kahvelerini iciyordum. Artik cok cok nadir, tatli yemek yerine yilda bir iki defa.

Evde ya french presste ya makinede filtre kahve iciyorum, sutsuz şekersiz.

Disarda da latte ya da filtre kahve(bazi yerlerin filtrw kahvesi berbat oluyor, o yuzden latte iciyorum)
0
red g
(30.12.18)
Her gün 2 bardak filtre kahve ortalaması benim. Bazen içmediğim de oluyor.
0
bsen
(30.12.18)
Miktari unutmusum. Gunde en az 350ml. Bazen 600-700 ml
0
red g
(30.12.18)
1 Türk kahvesi
1 V60 ile kendi demlediğim sade şekersiz kahve
1 bardakta sade Amerikano
0
Dr_Stat
(30.12.18)
Her türlü kahveyi içerim ama aramam. Son zamanlarda nescafe damla sakızlıyı keşfettim biri ikram etmişti. 2-3 günde bir markete uğrayıp alıyorum.
0
nrn
(30.12.18)
Türk Kahvesi içmem.
Üçü bir arada içmem.
Genelde bir fincan evde veya ofiste yaptığım sadec veya sütlü şekersiz filtre kahve, bir tane de dışarıda latte içiyorum.
Karar almada minimalizme gitmeye çalıştığım için başka bir şey içmiyorum, üstüne düşünmüyorum.
0
sopiro
(30.12.18)
kahve aşığı bir insanım. starbucks'ta white chocolate mocha, bazen de pumpkin spice latte içerim. türk kahvesini hiç sevmem. artukbey spesiyal ve dibek kahvesine bayılırım. evde de filtre kahve içerim. filtreyi bir şekerle içerim. saydığım diğerlerini şekersiz içerim, zaten çok tatlılar.

günde ortalama iki kupa kahve içerim. bir cappuccino, bir filtre.
0
fragile lady
(30.12.18)
çaycıyım ben. ama işyerinde günde 1 kez içiyorum. orta ya da sade içiyorum genelde. işyerinde içtiysem o gün başka içmem.
0
naksidil
(30.12.18)
Önceden 3 ü bir aradayı tüketirdim. Yaşlandığım için şu suda çözünen kahvelerden içiyorum günde üç bardak ve şeker atmıyorum. Türk kahvesine burada birileri fal bakacağını söyledi zaman içiyorum. Çayı en son ilkokulda içtim.

1 lt kahve içen arkadaşlar sağlık durumunuz nasıl? Kansızlık falan yok mu? Diş çürüğü sayısında artış gibi şeylerle karşılaşmadınız mı? Bunların hiçbiri yoksa fincan sayımı ben de artıracağım.
0
geçerkenugradım
(30.12.18)
Hergün bir kupa fix filtre içerim sütsüz şekersiz.
Ders çalışıyorsam 2 olur yani hemen hemen her gün.
Eğer keyfine şçiyorsam bazen sütlü olsun diye latte içerim nadir orta boy starbucks nero farketmez.
Türk kahvsi ayda 1-2 fincan sade.
Üçü bir arada kahve değil ki zaten kokusu midemi kaldırıyır onun.
0
ruh i tibbiye
(30.12.18)
severim ama dokunuyor. çayın bile fazlası dokunuyor. ama severim. kafeinsiz olanlar da galiba kafeinli olanlarla beraber çekiliyormuş. mümkün olduğunca kafeinsiz tercih ederim. 40 yılda bir starbucks a takılırsak anca öyle.
0
faik abi
(30.12.18)
Sıcak içecekleri sevmiyorum ama arada kahve güzel gidiyor.

Hafta sonları kahvaltıdan sonra bir sade Türk kahvesi içiyoruz. Bazen buna ek olarak gün içinde filtre kahve içtiğimiz oluyor. Benim için bir fincan o da.

Starbucks kahveleri yanık olduğu için sevmiyorum ve içmiyorum.

Etiyopya'dan kocamın getirdiği muhteşem bir çekirdek vardı. Maalesef bitti. Tadı hala damağımda. Onun yerini tutabilecek kalitede kahve henüz kesfedemedik.
0
kedili madam
(30.12.18)
Mobilde edit olmuyor malum.

Granül kahve, 3ü1arada falan ağzıma sürmem.

Sütsüz şekersiz içiyorum.
0
kedili madam
(30.12.18)
(3)

Starbucks kahve tercihi

tolgame
Ben her gittiğimde White Mocha tercih ediyorum yazin ise nadiren Cool lime yada Frappuccino içiyorum az çok bu tatlı andıran farklı olarak başka ne içebilirim?
Ben her gittiğimde White Mocha tercih ediyorum yazin ise nadiren Cool lime yada Frappuccino içiyorum az çok bu tatlı andıran farklı olarak başka ne içebilirim?
0
tolgame
(30.12.18)
bir marjinaldik yapıp white chocolate mocha isteyebilirsiniz. o kadar şekerin arasına çikolata biraz tad olur.
0
babilbaligi
(30.12.18)
toffee nut latte
sonbahar-kış zamanı sınırlı çıkıyor. yarın son gün olabilir :)

kamu spotu: insanları rahat bırakın. kimse sizin burnunuzdan içeri bişey sokmadıkça.
0
birsürüsorumvar
(30.12.18)
İnsanlar soru sorduğunda, ilk yaptığımız şey o soruyu/soranı eleştirmek/sorgulamak/dövmek olmamalı.

İlk 4 (dört) yanıt, yanıt niteliği taşımıyor. (fakat evet, sayılan üç tercihin ikisi hakikaten kahve değil)

Benim yazdıklarım da henüz yanıt niteliği taşımıyor. Taşısın diye ekliyorum:

-Şeker/Tatlandırıcı ekleyeceğinizi varsayarak, benzer tadı alabileceğiniz şekersiz seçenekleri de ilave ediyorum-

Grup 1:
-Mocha Frappuccino
-Buzlu Caramel Macchiato
-Espresso Frappuccino

Grup 2:

-Buzlu ve şuruplu Misto
-Buzlu ve şuruplu Caffe Latte
-Sütlü Cold Brew (şurup eklenebilir)

Bonus: Espresso Con Panna

Edit: Sözkonusu üç yazardan ikisinin yanıtı kaybolmuş bile ortadan.
0
Etanglement
(30.12.18)
(6)

1 haftadır açık ton balığı

JackDanielSparroww
Yenir mi?yarısını yemiştim. unutmuşum buz dolabında kalmış. zehirlenmeyelim sonra.
Yenir mi?
yarısını yemiştim. unutmuşum buz dolabında kalmış. zehirlenmeyelim sonra.
0
JackDanielSparroww
(30.12.18)
yeme
0
purrty ploop
(30.12.18)
Yabıştır. En fazla cırcır olursun
0
038576
(30.12.18)
Ben olsam yemem balık olduğu için.
0
Delay Fuze
(30.12.18)
hayır yenmez. balık bu balık...
0
babilbaligi
(30.12.18)
babilbaligi diyorsa tamam :D
0
🌸JackDanielSparroww
(30.12.18)
yeme :)
açtıktan sonra 1-2 gün içinde tüketmezsen besin değeri düşüyor zaten.
0
nocturness
(30.12.18)
(6)

Çift Hatlı Telefon Tavsiyesi.

bu hikaye bitti mi
Internette araştırdım ama çok sağlıklı bilgi bulamadım. çift hatlı bir telefon lazım performans olarak çok düşük olmasını istemiyorum, ortalama üstü teknik özellikler olmalı. tecrübe ve tavsiyelerinize ihtiyacım var
Internette araştırdım ama çok sağlıklı bilgi bulamadım. çift hatlı bir telefon lazım performans olarak çok düşük olmasını istemiyorum, ortalama üstü teknik özellikler olmalı. tecrübe ve tavsiyelerinize ihtiyacım var
0
bu hikaye bitti mi
(30.12.18)
xiaomi'nin çift hatlı modelleri var, üzmez. ortalama üstü ise mi5 bile idare edebilir.
0
passion rules the game
(30.12.18)
iPhone X ve sonrası modeller için çift hat desteklediğine dair bilgiler var. ama nedir nasıldır bilemiyorum.
0
babilbaligi
(30.12.18)
@babilbaligi'nin bahsettiği olay e-sim olarak geçiyor, ülkemizde desteklemiyor maalesef. Xiaomi bak, iyidir.
0
lana del rey
(30.12.18)
xiaomi mi 5 kullanıyorum, sorun yok. bir iphone değil ama kamerası fena değil, performans sorunu yok, pili dayanıyor tüm gün. güncelleştirme desteği yakın zamana kadar devam etti, android 8 miui 10 var. şekli şemali de iyi. bir sonraki telefonum ya iphone olur ya xiaomi diye düşünüyorum.
piyasada mi 5 olmayabilir, mi 6 da kral telefon. pocophone f1 falan var, en iyi donanımlardan birine sahip ve nispeten uygun fiyatlı (~2500tl)
0
gkhncnzdgn
(30.12.18)
Fiyat bandını verseniz iyice yardımcı olabiliriz size.
0
Etanglement
(30.12.18)
@Etanglement 2500 civarı olabilir
0
🌸bu hikaye bitti mi
(30.12.18)
(7)

havaalanında zeytinyağını yanımda götürsem , el bagajında kabul edilir mi ?

paralanka
sb
sb
0
paralanka
(30.12.18)
<100 mL ambalaj(lar)da değilse hayır
0
pati
(30.12.18)
tabii ki hayır.
0
giovanne
(30.12.18)
şu tip değilse, hayır.

www.bidunyamarka.com.tr
0
babilbaligi
(30.12.18)
5 litre olacaktı da , çok saçma kabul edilmemesi :(
0
🌸paralanka
(30.12.18)
Valla ben getirdim, zeytinyagi, nar eksisi vb. bircok sivi. Litre litre tasimisligim var. Biraz sans. Guvenlik cikar derse cikarirsin. Vaktin varsa ve kontuar kapanmamissa geri de verebilirsin. Ama ozellikle yogunluk oldugunda kimsenin baktigi yok.
0
balpolen
(30.12.18)
Salca bile kabul edilmiyor. Nasilsa sivi degil diye dusunmustum ama "kati" olmayan her sey en fazla 100ml olarak gecebiliyor.

Ama tabi kurallara uymayan bir gorevliye denk gelirsiniz, gecer.
0
crown
(30.12.18)
Şansa kabul ettiler el bagajında
0
🌸paralanka
(30.12.18)
(9)

Yılbaşı Hediyesi Acil Yardım 1-2 Gün Kaldı

docpeppa
merhaba dostlarım. yeni bir kız arkadaşım var. yılbaşı geliyor sana hediye alacağım dedi ben de tutuştum çünkü bu konularda pek iyi değilim. bir şey alayım ama çokta pahalı olmasın karşı tarafıda sevindirsin kafasındayım biraz. Eyy cemaat bi yardım eli uzatın yaw.
merhaba dostlarım. yeni bir kız arkadaşım var. yılbaşı geliyor sana hediye alacağım dedi ben de tutuştum çünkü bu konularda pek iyi değilim. bir şey alayım ama çokta pahalı olmasın karşı tarafıda sevindirsin kafasındayım biraz. Eyy cemaat bi yardım eli uzatın yaw.
0
docpeppa
(30.12.18)
bütçe bütçe bütçe?
0
çok hızlı 2 ile çarpabiliyorum
(30.12.18)
Miniso'dan pembe silikon kısmı olan powerbank al. kaymıyor, kullanışlı oluyor.
0
babilbaligi
(30.12.18)
pahali olmasin derken butce ne kadar?

oysho'dan pijama veya sabahlik alabilirsin. 150-200 civarinda.
0
fakyoras
(30.12.18)
Bırak ya ne hediye alıcan üç gün sonra tekmeyi vuracak hatun zaten. Hem hediye alacağını niye söylüyo ki? Alacaksa adam gibi karşılık beklemeden alsın. Sürpriz yapmayı düşünürdü, sana değer verse. Sen de bana hediye al demeye getiren bi kadından anında ayrılırdım. Yaramaz o hatun. İleride sıkıntı yaşarsın. Bu deriğimi not et bi yere.
0
Delay Fuze
(30.12.18)
Yemege cikin
0
nax
(30.12.18)
abi işte 10-50 tl arası vurucu bir şey arıyorum aslen
0
🌸docpeppa
(30.12.18)
şimdi aklıma çok güzel hediye örnekleri gelmiyor değil ama 10-50tl arası nedir abicim ya demek hemen ayrılmayı felan mı düşünüyosun? Neyseki sana görede araştırıp 1-2 alternatif topladım.

Tasarım defter : www.dahidukkan.com
bak burada çok güzel defter modelleri var. Üniversite öğrencisiysen buradan ünili bir şeyler düşünebilirsin. 30tl ye çözersin bu işi siteden hediye paketide yaptır kebap.

Veya aynı sitede renkli çoraplar felan var yine böyle tasarımlı www.dahidukkan.com 15 lira çifti. küçük ama iyi hediye.

yok giyimi geç aga diyorsan eğer şurada yılbaşı pijama var bak: www.hepsiburada.com

bütçeni 5 tl geçiyor ama idare et yinede :D
0
cokokurcokyazar
(30.12.18)
"abi işte 10-50 tl arası vurucu bir şey arıyorum aslen"

sapan
0
çok hızlı 2 ile çarpabiliyorum
(30.12.18)
Tatlış bir kupa bardak al ya, çok karmaşık düşünmemek lazım bence, öğrenciyse defter ya da güzel bir kalem alabilirsin, hediyeye çok para vermeye karşıyım, ben erkek arkadaşıma 25 tl ye kupa bardak alıcam mesela.
0
turuncu tonlarda
(30.12.18)
(15)

Üniversiteye nasıl erken giderim ?

sovyet ayisi
Şu an 9. sınıfa gidiyorum ancak lise fiziği ve matematiğini çoktan bitirdim onlara ek olarak bazı üniversite konularına başladım (calculus 1,2,3 & vektör analizi [ingilizceyi de unutmayalım, b2-c1 im :D]) bu arada yazılımla da ilgileniyorum (şu an c# deneyimliyim). Yani anlayacağınız üzre benden bek
Şu an 9. sınıfa gidiyorum ancak lise fiziği ve matematiğini çoktan bitirdim onlara ek olarak bazı üniversite konularına başladım (calculus 1,2,3 & vektör analizi [ingilizceyi de unutmayalım, b2-c1 im :D]) bu arada yazılımla da ilgileniyorum (şu an c# deneyimliyim). Yani anlayacağınız üzre benden beklenenden fazlasını yapıyorum ve en önemlisi bu işleri zevk aldığımdan dolayı yapıyorum ve siz de takdir edersiniz ki MEB'den pek faydalanamıyorum. Şimdi gelelim benim soruma, ben bu yaşımda üniversiteye erken gidebilirmiyim cevap evet ise, nasıl yaparım ?
0
sovyet ayisi
(29.12.18)
Sorunuzun cevabını bilmiyorum. Ancak bu azimle ve kararlılıkla ilerlerseniz siz üniversiteye gitmeden üniversite size gelecektir :) Ekşi Sözlük'ün kurucusu ssg'nin hayatına bir göz atın, açıköğretim hariç bir gün üniversiteye gitmeden (bilgi işlemde çalıştığı dönem hariç, bir gün amfiye girmeden diyelim :) ) Microsoft'ta çalışmış.

Yeteneğiniz de varsa ve kendinizi yeterince kanıtlarsanız, çok az da şansınız yaver giderse çok parlak bir geleceğiniz olacaktır.

Yolunuz açık olsun genç adam!
0
farabi
(29.12.18)
belli sınavlara hazırlanıp onları geçersen yurtdışında belli ülkelerdeki okullara gidebilirsin. Özellikle ABD için bir araştırmanı öneririm.
0
babilbaligi
(29.12.18)
Yolun açık olsun demeye geldim.
0
ayaklibalik
(29.12.18)
snapchat'ten instagram'dan kafasını kaldırmayan mevcut gençleri gördükten sonra güzümde gülümseme yarattın :) erken gitmenin bir yolu var mı bilmiyorum ama 32 yaşımdayım, nerdeyse her ülkede şubesi olan adını dünyadaki herkesin bildiği bir firmada mühendis olarak çalışıyorum ve yaptığım işle alakalı; ilgili bölümden mezun olmama rağmen, üniversitede hiçbir şey öğrenmedim.

demek istediğim şu ki; sen kendini okuldan bağımsız şekilde geliştirmeyi öğrenmişsin. asıl mühim olan şey bu. senin üniversiteye çok da ihtiyacın yok. o yüzden aceleci davranmana da gerek yok. ülkedeki üniversiteler de ayrı bir konu. üniversiteye gittiğinde aradığın, beklediğin şeyi bulamama ihtimalin de var. ben kendimi bildim bileli istediğim bölümde gayet de iyi bir üniversitede okudum ama dediğim gibi yaptığım işe dair hiçbir şeyi üniversitedeki derslerde öğrenmedim.

üniversiteye değil, hangi üniversiteye gitmen gerektiğini araştırman daha mantıklı sanırım
0
washe
(29.12.18)
Soruna tam cevap veremeyeceğim. Fakat 1-2 laf edeyim. Okulundaki rehberlik öğretmenine bir danışmanı öneririm. Bunun yanında yurtdışındaki (özellikle abd'deki ivy league denilen okulları kastediyorum) eğitim kurumlarına durumunu açıklayan bir mail hazırlayıp göndermeni tavsiye ederim. İlla gel x bölümünde 1nci sınıfa başla demezler ama senin gibi insanlara yönelik programları olabilir. böylece o süreci hızlandırabilirsin. Son olarak bu maratondan zevk almaya odaklanman çok güzel. Bir noktada senden beklenenden fazlasını yapman, senden bekleneni artıracaktır. 5 istenirken 10 yapan adam bir an 9 yaptığında eleştiri ile karşılaşabilir. Bunun seni mutsuz etmesini engellemeye çalış. Bunu da zevk almayı odağına koyarak başarabilirsin. Yolun açık olsun. Sevgiler saygılar güzel kardeşim.
0
twelfth
(29.12.18)
Sonra 16 yasinda universiteye baslarsan arkadasin olmazsa pisma olma ama.
0
Traveller
(29.12.18)
Eğitim hayatımda bu şekilde iki kişiyle karşılaştım. Birincisi ODTÜ de bir çocuktu. Lisansa yeni başlamasına rağmen özel izinle, kendini cok iyi geliştirmiş olduğu için, doktoraya da başlatmışlardı.

İkincisi sizin dueumunuza daha uygun. 12 yaşında universiteye başlayan biri vardı ama ingilteredeydi bu durum.

www2.le.ac.uk
0
Notts
(29.12.18)
türkiye şartlarında mümkün değil diye biliyorum. çünkü üniversiteye girme şartlarından biri liseden mezun olmak. eğer okuduğun lise seni mezun ederse olabilir. yurtdışında çalışanların önünü tıkamadıkları için bu mümkün. kendini tanıtan bir video çekip abd üniversitelerine yolla, belki sesini duyan olur.
0
prasinos
(29.12.18)
bence doğru yolda değilsin o kadar da. üniversite derslerinden sadece calculus vs. anlamadan dolayı eğitimi sadece sayısal alanlardan ibaret sanıyorsun. hayatı dar bir pencereden gören klasik bir fen lisesi öğrencisisin muhtemelen. hayat böyle bir şey değil. sorumlu olduğun dersleri bitirdiysen farklı şeyler edin. git spor yap, enstruman öğren. bunlar da hayatta çok yarayacak sana.
0
black mamba
(29.12.18)
şayet sizin durumunuzda olsaydım üniversiteye erken başlamayı hedeflemezdim. öncelikle o ingilice b2-c1 olmamalı. onu geliştirmeye vakit harcayıp tam yetkin bir hale getirebilirsiniz. lise fizik ve matematiğinde kendinizi tamamen yetkin hissediyorsanız ve calculus/analiz bilginiz de varsa; size matematiğin mantığını irdelemenizi tavsiye ederim. trigonometrik fonksiyonlar ile ilgili ezberletilen formüllerin kökeni mesela. calculus'un mantığı ile ilgili mesela mutlaka calculus made easy isimli kitabı bir bitirin. isterseniz non-standard calculus da çalışır, epsilon ile hoş vakitler geçirebilirsiniz. madem yazılım seviyorsunuz; ayrık matematik, mantık, fuzzy logic çalışabilir; diferansiyel denklemler ve lineer cebir de öğrenebilirsiniz. eğer vaktiniz bol ise bu konuları öğrenin. o zaman üniversitede ortalamayı yüksek tutup üstten ders alarak hazırlık da okumadan ingilizce eğitim veren sayısal bir bölümü üç yılda bitirebilir, yahut 4,5-5 yıl gibi bir sürede double veya triple major yapabilirsiniz. yine boş vaktinizi ikinci bir yabancı dile yahut size faydali hobilere (müzik olur, resim olur, başka hobi yahut sanatlar olur) ayırabilirsiniz.

üniversiteyi erken bitirmekte acele etmeyin. hayatın her dönemi yaşında güzel. daha erken yahut daha geç olması hoş olmuyor. tadını çıkarın...
0
dilemma of subscribtionability
(29.12.18)
bizim zamanımızda oluyordu bu. lise 3 yıldı tabi o zamanlar. hazırlık da okumadıysan ve 1 yaş erken başladıysan okula 16 yaşında mezun olup üniversiteye gidebiliyordun.
0
naksidil
(29.12.18)
neyin acelesi bu arkadas? umarim trol degilsindir.

liseden mezun olduktan sonra gidebiliyorsun bildigim kadariyla. lise diplomani erken al, git bitir universiteyi.

aya mi cikacan ne? kolay gelsin.
0
Leonardo~Da~Vinci
(29.12.18)
Alternatifler:
-10. Sınıfta United World College’a başvurun, mümkünse Türkiye dışında bir ülkede IB yaparak mezun olun. Hem de dünyayı biraz görmüş tanımış olun, havuzu biraz görün yani. Big fish in a small pond olup kalmayın.
- bu seçeneğiniz yoksa Türkiye’de IB sunan bir okula geçmeye çalışın.
- bu okulların genelde College Counselling hizmetleri vardır. Lise boyunca mümkün olduğunca tatillerde Ivy League okulların lise öğrencileri için sundukları üniversiteye hazırlık programlarına katılmaya çalışın.

Dediğiniz gibi üniversiteye erken başlamak cok nadir bir durum. Ancak o eyalette vs olacaksınız ki bir yandan lise okurken bir yandan bu imkanı sunan bir üni’den dersler alacaksınız vs.
Bu dediklerim sizi hem MEB’den daha cok zorlar, okula gitmenizin bir anlamı olur hem de döngünüzü biraz değiştrme imkanınız olur.

Ben de Temmuz’da 16 yaşımı bitirip Eylül’de üniversiteye başladım. Hiç de bir zorluğunu yaşamadım. Hatta daha erken olacaktı ilkokulda sınıf vs atladığım için ama kendi hayat hikayeme dönüştürmeyeyim olayı şimdi. Demem o ki, 9. Sınıfa normal yaşınızda gelince artık biraz zor sınıf atlamak falan ama sınıf atlamak yerine IB, AP ve Ivy league kampları gibi sizi normal sistemin dışına cıkaracak bir şeyle devam ederseniz en azından üni’ye biraz daha donanımlı başlarsınız.
0
sopiro
(29.12.18)
[0,1] kompakt domaini üzerinde F(x) fonksiyonunu şu şekilde tanımlayalım: Eğer x bir rasyonal sayı ise F(x)=1, diğer türlü F(x)=0. BU fonksiyonun türevlenemez ama integrallenebilir olduğunu ispatlarsan bana özelden mesaj at, gerçekten 9. sınıftaysan 2 yıl sonra Stanford'a lisansa başlatırım seni.
0
pembepembepembe
(29.12.18)
Cool story bro olsun diye yazılmış ama çok da cool story olamamış gibi.

İngilizce b2-c1 "kötü değil". Özellikle çaba göstermene gerek yok zaten yazılım, mat, fizikle uğraşıyorsan bir kaç yıla bu ister istemez yükselecek.

Lise fizik ve matematiğini bitirdim derken ne anlama geldiği belli değil.

Günümüz lise fiziği ve matematiği kolay bu bir.
İkincisi bu konuları bu yaz halletmediğine göre liselere giriş sınavında kendini ayırt edecek bir konumda olmalıydın. Yani iyi bir lisede okuyor olmalıydın büyük şanssızlık yaşamadıysan. En azından ilk 1000. Bu seviyede bir lisede hadi hocaların sarmadı, arkadaşlarının sarması gerekir. Üniversiteye erkenden nasıl gidebilirim ise benim bu seviyedeki arkadaşlarımdan asla duymadığım bişeydi.

Olağanüstü bir zekan olsa ilkokulda atlayabilirdin. Bunun yolu var. Sınıf atlayanlar da var. Onlar da üniversiteye nasıl erken gidebilirim demiyor.

Calculus'e başlamışsın. Bunun nasıl bir zeka göstergesi olduğunu anlayamadım. Özel liselerde olimpiyatlara hazırlanan tüm gençler serway, campbell, calculus çalışır zaten. Hatta çalışmakla kalmazlar uluslararası madalya alırlar. Onlar da erkenden üniversiteye geçelim demezler.

Yazılım zaten zeka gerektiren bişey değil(dediğin cümleyi kuracak kadarı) bunda hemfikir olmalıyız.

Benim gördüğüm eğer anlattıkların doğruysa doğru yoldasın. Haz almaya bak. Ortaya bir proje koymadığın, bir üretimde bulunmadığın takdirde stanford, odtü falan yalan. Sınavları belli gir, bu yaşına rağmen yüksek puan alırsan dikkatlerini çekersin. Yukarıdaki arkadaşların yazdıklarını takip et, united world college vs. ona lafım yok. Ama erkenden üniversiteye gitmeliyim bana anlatılan çocuğu çağrıştırmadı.

Sen çalış, iletişim halinde ol, kendini kanıtla. Erkenden alınman gerektiğine hocaların, arkadaşların, ailen, üniversite yönetimi karar verir.

Bu arada MIT'den LSE'e ODTU'den Bilkent'e dediğimiz seviyedeki çocukların hiçbiri üniversite seviyesinde eğitimlerinden çok bişey kazandıklarını düşünmezler.

Sadece gömmüş olmayalım. Bahsettiğimiz üniversitelerin Edx, Coursera, HarvardOnlineBilmemne, Udacity gibi açık dersleri var. Bunları takip edebilirsin. Okul da boktansa mümkün olduğu kadar gitme.
0
Herkesefendi
(29.12.18)
(8)

130 bine kadar alınacak en iyi araba

duyurunun bug'ı
ne tavsiye edersiniz? İstanbul'da şehir içi ağırlıklı olarak kullanılacak. Kesinlikle olması gerekenler otomatik olması ve donanım seviyesinin iyi seviyede olması (geri görüş kamerası, yakınlık sensörü gibi özellikler olmazsa olmaz)
ne tavsiye edersiniz? İstanbul'da şehir içi ağırlıklı olarak kullanılacak. Kesinlikle olması gerekenler otomatik olması ve donanım seviyesinin iyi seviyede olması (geri görüş kamerası, yakınlık sensörü gibi özellikler olmazsa olmaz)
0
duyurunun bug'ı
(29.12.18)
Galiba Honda Civic.
0
babilbaligi
(29.12.18)
seat leon. ikinci el fr süper. geri görüş kamerası yok ama sanırım.
0
lata
(29.12.18)
eğer sıfırsa skoda rapid. donanım seviyesi fiyatının üstünde.
0
görünmezkaza
(29.12.18)
Donanımı pek bilmiyorum ama donanımhaberdeki başlığa bakın derim.şunu gördüm en son. opel arden otomotiv
astra hb 1.6 136 hp dizel otomatik dynamic paket+sunrooflu beyaz renk hurda kampanyasıyla birlikte(hurda bize ait) 127,000 tl diye mesaj atmış.
0
bahoho
(29.12.18)
Sıfır olsun takıntın yoksa segment düşme boşuna, honda opel vs uğraşma.

bmw f30 bak. 320i motoruna bak. donanımı iyi olanlar senin bütçende, 2013-2014 model rahat bulursun.
0
bir ileti paylastim
(29.12.18)
peki suv olarak ne önerirsiniz?
0
🌸duyurunun bug'ı
(29.12.18)
Motor gücü önemli değilse 2017 model A3'ler benzinli olarak bahsettiğin rakamlara çok kolay bulunabiliyor. Kamera dışında tüm özellikleri vardır ve genel olarak çok memnun kalacağın bir araç olur.
0
roket adam
(30.12.18)
Audi a3 sedan cabriolet
Bmw 2 serisi cabriolet
0
hepbiarayisicinde
(02.01.19)
(17)

Kent anayasasının gizli federasyonlaşma olmadığını kim söyleyebilir?

godoşu beklerken
Aday Ekrem İmamoğlu'ndan bahsediyorum. (Yılmaz Özdil'in 12'den vuran yazısı hatırlatılır: "Guguk Kuşu Y-CHP": https://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/guguk-kusu-2-977502/)CHP'yi anti-TC yapmaya devam, aferin. Atatürkçüleri disipline gönderip partiden attınız, kendinize parti kurmak yerin
Aday Ekrem İmamoğlu'ndan bahsediyorum. (Yılmaz Özdil'in 12'den vuran yazısı hatırlatılır: "Guguk Kuşu Y-CHP": www.sozcu.com.tr)

CHP'yi anti-TC yapmaya devam, aferin. Atatürkçüleri disipline gönderip partiden attınız, kendinize parti kurmak yerine bu partiye sızdınız ki ülkenin en büyük muhalefeti bu bilinçsizlikle içinizde de erisin gitsin, "barış açılımı" vs tekrar hortlatmak mı dersin, Demirtaş Türkiye'nin kuyruğu elinizde kalır derken, Pervin Buldan bildiğin PKK teröristini ziyarete giderken, HDP'yi meclise geçirmek mi dersin, yönetim kadrona blok listenle sokadurduğun şeriatçısı etnik ayrılıkçı Kürtçüsü, tarikatçısı kim varsa alıp Atatürkçüleri ihraç etmek mi dersin, sözümona muhalefet partisi iken ve tüm Türkiye'yi halkçılık, milliyetçilik, inkılapçılık, devletçilik,cumhuriyetçilik, laiklik ilkeleri üzerinden temsil ederek muhalefet yapman programın ve orijinin gereği iken zaten meclise soktuğun HDP'nin klonu olmaya devam etmek mi dersin... halkı ülkeyi bölme önerilerini çeşitli adlar altında temcit pilavi gibi öne sürerken utanmadan, ısrarla sağın kucağına atmak mı dersin.... e sen sol değilsin ki zaten. Böyle TESEVci, Sorosçu, kendi ülkesi hariç her yerde etnik kışkırtma yaparken, başka ülkelere önerdiğini asla kendi ülkesinde yapmayı önermeyen Sosyal Demokratçı, Yeşilci falansın...

uzar gider.



sorular:

1. Kent Anayasası ne demek? Anayasayı dışlamayacaksa, özerkleşmenin önünü açmayacaksa adı neden "anayasa"? Yasalar vardır, bir de anayasa vardır. Bu söz oyunu neden? Bu ülkenin anayasası zaten her ilin anayasasıdır, ne saçmalıyorsun, Ankara'dan yönetilemez ne demek, millet meclisinde bir partidesin, meclisi mi reddediyorsun? TC'yi de redderdiyorsun?

2. Böyle bir şey olursa devamı başka TC bölgelerinde şehir-şehir veya bölge bölge neden gelmesin? Kanun anayasaya AYKIRI bir biçimde kent anayasasını tanırsa, bunun emsal olmasını ne engelleyecek?

3. 6 ok umrunuzda değilse, AKP'den farkınız ne? Herkes kendi derdindeyse farkınız ne? Neden bu halk sırf TC vatandaşı olarak Türk, köken olarak da Kürt olan halkımızın bir ksımını temsil etmek iddiasındaki 3-5 Osmanlıdan kalma şark kurnazı hacıağa tefeci bezirganın timsah gözyaşı için, herkes de çoktan Türkiye'nin her yerine yayılmışken bir o şehrinden, sonra da bir şu bölgesinden vazgeçsin?

Böyle anayasa teklifleri ekonomik özgürlüğünü kazanmış bir ülkenin insanı iseniz, yıllarca üzerinizde oynatılmamış oyun kalmamasının aksine, kendinizi (dolayısıyla) anayasanızı koruyabilmeşseniz, kısacası bir ulus bilinci zaten oluşturabilmişseniz yapabileceğiniz şeyler. Sizin hayaliniz neden Condoleeza Rice'ınki, Samuel Huntington'ınki, Woodrow Wilson'ınki ya? Sizin bağlılığınız bu ülkeye değilse neden vatandaşısınız bu ülkenin? Kimse kollarını açıp geleydin demediği, geleceksen önce benim için oranın anasını ağlatacaksın, bana sürdürülebilir kaos zemini yaratacaksın, bir doublespeak oluşturacaksın, muhalefeti içine sızıp kuşatarak etkisiz hale getireceksin dediği için mi?
Ki meclisteki her parti böyle ha, ben CHP'ye hesap soruyorum çünkü sizin bunları yaparak bu partinin adını taşıma hakkınız yok, sizi destekleyen tabanın kendine CHP'li deme hakkı yok.
Bu ülkeden başka gidecek yeri olmayan halk, ülkeyi bölüp suyunu toprağını tabii veremeyecek, çocuklarını göreve gitsin ölsün sonra ülkeyi tepsiyle versin diye göndermiyor insanlar.

Siz sizden başka herkesin pahasına bu kararları alma hakkını partinize verirseniz, partinizdeki şeriatçıyı, ayrılıkçıyı, tarikatçıyı en yüksek kadrolara blok listeyle getirdikten sonra -artık çarşaf da fark etmez bu olunca- Atatürkçüleri partiden ihraç ederseniz, pardon, neyin muhalefetini yapıyorsunuz ki? Tekrar söylüyor ve soruyorum: Halkçılıktan, milliyetçilikten, inkılapçılıktan, cumhuriyetçilik, laiklik, devletçilikten oluşan bir altı ok sembolü olan partide, "ok" deyip geçmenin rahatlığıyla olsa gerek, "altı ok geride kaldı" mealinde lafları geçmişte söylemiş bir genelbaşkanla, siz neden bu partidesiniz ve neyin muhalefetini yapıyorsunuz?

Halkı sağın kucağına atacak kadar halkın aleyhine politikalar güderken sizi kim besliyor?

Sizin partiniz var ve adı HDP zaten? Soktunuz da meclise, CHP'ye girip yaptınız bunları bravo. İki operasyon şak şak, ki Kenan Evren'i göz önüne alırsak CHP ile oynanmayan bir vakit yok zaten.

Neden Türkiye Anayasası ile oynayabilmek için her an, her saniye, artık halkın buna ifrit olduğunu ve sırf bu yüzden oyu azalan bir iktidar partisine tekrar oy vermeye başladığını görmüşken ve biliyorken inatla girişimde bulunuyorsunuz?

Neye güveniyorsunuz? Bu sorunun cevabının Türkiye içinde bir şeye güvendiğiniz olmasının imkanı olabilir mi?

Savunduğunuz şeyler kimler için uzun vadede temelli, prensipte yani anayasada garantib ir kayıp anlamına gelmiyor, kimler için geliyor? Bununla ne başarılacak?
Nasıl bir gerekçeyle? Hangi uzun dönem stratejisine dayanarak? Hangi önkabullerle? Hangi yuvarlak olmayan laf ve varsayımsal olmayan gerekçeyle?

Sırada ne olacak, anayasa varken her il kendine anayasa mı çıkartacak?

Federatifleşmekten bahsetmeden federatifleşmek başka nasıl olur, İmamoğlu'nun laf cambazlığındaki fonksiyonellik blincinizde mi* değil, umrunuzda mı değil?
0
godoşu beklerken
(28.12.18)
@buraryu: TESEV'e gelen paranın %20'si Soros'tan.

www.timeturk.com

Soros'un şartlar dikte etmeyeceği ülkenin iş adamlarının örgütlerinden birine bu bağışı yaptığını aynı yerden biri söylerken siz konuşmaya devam edebilirsiniz buraryu kim tutar.

bunlar da Soner Yalçın'dan gelsin:

odatv.com
www.sozcu.com.tr
www.sozcu.com.tr
0
🌸godoşu beklerken
(28.12.18)
Ajdjskakd yahu bu standart yerel yönetim goygoyu niyet belgesi gibi bir şey işte. Ne alakası var federasyonla falan. Federasyon yerel seçim kazanılarak kurulur mu abi komplo teorisi okumanı azalt bi miktar toksisite yapmış sende.
0
dox
(28.12.18)
komplo teorisi mi?

ya yazık, en güzel öğrendiğiniz şey şu zaten. ilginç şekilde bana hangi konuda komplocu dendiyse yanılındı. yalnız daha da acayibi hiçbirisi yamulmuyor arkadaş. utanma falan yok. "ben öyle dememiştim ki" var. "ama ama" lar var.

ya beni geçtim,

kent anayasası lafını ciddiye alamıyorsan sende bir sorun var bence.

adamın bundan bahsettikten sonra dünyayı çekmek demesinden uyanmadıysan ona da tamam. neyse zaten anlatamayıp ehemeheleyene abstrakt sevgilerimi yolluyorum her türlü.
0
🌸godoşu beklerken
(28.12.18)
(okumadım)

"beylikdüzü'nden yazıyorum. imamoğlu geldi burada seçimi kazanınca anarko kominizan bir rejim kurdu. kendisi zaten neo-menşevik bir leninist olduğu için fraksyon çatışması çıktı. bizim evleri devletleştirdi. millet aç"

bu mektubu bir şişenin içinde balıkçılar bulmuş beylikdüzü kuzey kore gibi kapalı bir rejim olduğu için ancak böyle haber verebilmişler dikkatli olmak lazım gizli fedaratifçiymiş diyollar...
0
anon1m
(28.12.18)
İmamoğlu'nun adaylığını savunuyor değilim ama eleştirileriniz yüzeysel.

1) Ben de size sorayım: Yerel yönetim ne demek? Kent konseyi? Ya da mahalle meclisleri? Fatsa'nın üzerinden 30 yıl geçti, Porto Allegre yerli yerinde. Ovacık da öyle...

Dünyada bir anti-kapitalist bir yerelleşme eğilimi var, yeni de değil elbet ama bizdeki yankısı Gezi ile birlikte arttı. Şimdilik üstüne ölü toprağı serilmiş Gezi'nin bağlanacağı olumlu geleceğin bir yanında belki de bu eğilim olabilir. TESEV gibi kötü veya iyi niyetiyle cehenneme giden taşları yolumuza döşemiş yapıların desteği ya da söz konusu yerelleşme eğiliminin merkezî iktidar hedefinden kopukluğu yine de onun kent yönetiminde bir model olarak benimsenemeyeceği sonucuna götürmesin bizi.

Meslek odaları harıl harıl yerelin kendi ihtiyaçlarını öne koymanın, bu ihtiyaçlarla özelleşen yönetim modellerini işaret etmenin peşindeler. Şehirlerin büyümesi; kapitalizmin ve dolayısıyla merkezileşme eğiliminin ifadesi olan ulus devletler için böyle zorlayıcı çelişkiler meydana getiriyor. Tüm bunlara gözümüzü kapasak bile "Yerel yönetim" meselesi, nicedir yap-boz muamelesi gören, yeşilinden olan, nufüsu 15 milyonu bulan, su için Melen'e kadar eli uzanan İstanbul için hayati önem taşımıyor mu?

2) Anayasalar "tarihsel"dir.

3) İmamoğlu'nun derdini kestiremiyorum. Yalnız birinci cevabın sonunda bahsettiğim yerel yönetim temalı çalışmalar CHP'nin etkin siyaset yapan kitlesinde -doğal olarak- bu yönde bu talep oluşturuyor. Üstüne İl Başkanlığı koltuğunda, -şimdi her ne kadar paramparça olsa da- Birleşik Haziran deneyiminden gelen Kaftancıoğlu oturuyor. Adaylığın böyle bir damga taşıması doğal.

Anlattıklarımdan sonra daha anlamlı sorunun şu olduğunu düşünüyorum: Aileden müteahhit olan biri, eleştirel, çevreci, insancıl bir "Kent Anayasası"nı nasıl hayata geçirecek?
0
hikmet iv
(28.12.18)
anonim: çok tatlısın, yarı fabrikasyon olışumlarla dalgasını geçtiğin fraksiyonları değil de, etnisite bazlı on türlüsünü(fraksiyon) burada zamanında geliştirmiş olup 80 darbesinin mağdurlarının beyin hasadını da bir güzel yapan, sonra TKP'nin bile "he abi" moduna girmezse parti kimliğinden olacağı zannını yaşayacağı kadar solun otoritesi/ terim eşkıyası olmuş adamcıklardan bahsedeysin daha espirikli olurdu?

etnikçi faşo ağa sözde sol bluescularının arasında ne idüğü belirsiz bir tanesinin İstanbul'un zaten bir anayasası (TC anayasası) varken yasama yetkisi arzulayan bir tür belediye fantazisi yaşamasının dahi boyut değiştirmek olduğunu anlamayadur, "Ankara'dan yönetilemez" demek özerklik istemektir, oldu mu canikom. TBMM yönetemez, diyor, ağzından çıkmış, geç kaldın.
0
🌸godoşu beklerken
(28.12.18)
Ciddiye alınacak bir yazar değil. Chp ile ilgili dedikleri doğru ancak garip değil. Bağlamından çıkarılan ilk parti CHP değil, CHP'nin ilk farklı yöne direksiyon kırması değil. Kemalizm'e bel bağlamasından iyidir bence şu konjonktürde. Zaten AKP, MHP oraya oynuyor, bir partiye daha gerek yok. Topoş akımlar diyebileceğim yeşillerimsi, birleşik haziranımsı, gezimsi, (trans, lgbt, toplumsal cinsiyet geyikleri) modları ben de beğenmiyorum ama mecliste denge faktörü olması açısından bu tipleri kemalistlere an itibariyle tercih ederim.

Federatifleşme kendi başına iyi yahut kötü bir kavram değil. Kürdistan'ın kurulmasından çok korkuyorsanız federatifleştiğiniz halde de bunu engelleyebilirsiniz. Dünyada lokalizm trendi yükselişte ve ulus devletler bunu engellemek için ellerinden geleni yapacaklardır. Yalnızca bizim sorunumuz değil bu da. Tüm taraflar için sancılı geçecek bir süreç.

Kent anayasası kavramından bir komplo çıkarılması gerektiğini düşünmüyorum. İstanbul sözleşmesi diye tırt bi mevzu vardı ona selam çakıyorlar heralde. Gezi ruhuna. Bu kadar dertlenmenizi de anlamadım. Tüm bu bahsedilen olaylar da CHP teşkilatının içinde genellikle yasal sınırlar içinde gerçekleşen şeyler. Beğenmiyorsanız ya içerde mücadele edersiniz ya oyunuzu değiştirirsiniz. CHP kemalistlerle de kemalistlersiz de leş bir organizasyon an itibariyle.
0
Zeth
(29.12.18)
hikmet iv, teşekkür ederim bir tane cevap geldi:

hikmet iv:

1. Bu biraz "Kobani-Stalingrad"(gülerler o doublespeak mucitlerine) hesabı oldu sanki,. Fatsa neresi, İmamoğlu ve İmamoğlu CHP'si neresi? Ben yaptıkları yapacaklarının teminatı olan ve fikir olarak en ufak bir halkçı endişe gütmeyen ama o role bürünen insanlar görüyorum.

Ama asıl fark o değil. Fatsa'ya girerseniz zaten mevcut devlet gücünü kullanmadan, dolayısıyla devlete ama iyi ama kötü bir sebeple karşı gelen gençlerin kendi denemelerinden, kalkışmalarından bahsediyorsunuz. Başarsalardı, adı devrim olacaktı. Ama çok geçerli, öngörülebilir sebeplerden başaramadılar.


Bu adam ise, gücü anayasa ile tanımlanan, TBMM'nin içinde yer alan partinin bir adayı olarak, henüz anayasanın belediyelere vermediği yetkileri kullanmaktan bahsediyor. Bu arada bu yetki anayasada tanımlanmadığı için (yanlış biliyorsam biri düzeltsin ama hiç sanmıyorum) ancak kanun düzenlenerek böyle bir yetki çıkarabilecek tek merci olan TBMM'yi de tanımıyor. Tabii şimdi Başkanlık sistemi yüzünden bu teklifi Erdoğan çok kolay verebilir ama adam İstanbul'u TBMM yönetemez diyor.

Yani sonradan tanımayacağı gücü şimdi tanıyarak yetkisini istiyor. Bunlar tabii CHP iktidar olur da yasa değişikliği sağlarsa o zaman girişeceği şeyler, önce o kanun değişikliğini onaylatması gerek ama daha oylaması yapılmamış şeyin kazanılmış sonucunu ilan ediyor.

Kaldı ki yerel çıkarlar devreye girdiğinde AKP'den de CHP'ye akışlar olacağını, HDP'ye ek olarak oylamayı pastadan pay umarak destekleyebilecekleri gayet muhtemel.


Anayasanın tabu maddeleri belliyken Türkiye'nin illerinin yönetimini yerelleştirelim mi sorusu bir ilin kaynaklarının ne kadar kullanılacağını belirlemek, hangi yatırımcıya nerenin gideceğini belirlemek vs. gibi aslında zaten özerklik elde edildi mi kazanılan hedefleri gizlemektir.

Bu özerkleşelim mi sorusu oluyor, her şeyden önce. Yani İstanbul'dan kocaman bir ırmak geçseydi, onun sınırları içerisinde nasıl kullanılacağına İstanbul
karar verecek, öyle mi? Ne kastediliyor sizce yerelleşmekten? HAangi yetkiler ne ölçüde genişletiliyor, hangileri yoktan var ediliyor, hangileri toplumun geri kalanının elinden alınıyor?

Meslek odalarının vesairin nasıl da bu fikre ısındığı ile halkın çıkarının ne olduğu alakalı olgular değiller. Birbirleriyle çelişebilirler de.

Yaptığınız eleştirinin her yanında insanların objektif olarak iyi niyetle ve bilgiyle karar verdikleri varsayımı var. Bugün moda olan önemli değil, en temel sorulara ne cevap geliyor o önemli.

Yerelleşme anti-kapitalist olmaz, kalabalığın çıkarına olan şey anti-kapitalist olur. Yerelleştiğini söylediğiniz devletlerden gelişmiş olan federe devletler bile kendileri ulus devlet gibi davranırken kendi ülkesini, özellikle eğitimi mahvedilmişken, devlet tarihinin en büyük borcuna batırılmışken, Atlantik tarafından sürekli haksız tavizlere zorlanıyorken kendilerinin bile uygulamadıkları şeyleri Türkiye'nin uygulamasını olumlu görmeniz bana mantıksız geliyor.

Bu devletler aslında politik kararlarına bakıldığında, gayet ulus devletleri:

i-Gerekirse 2008 krizinde olduğu gibi devlet, kamu kaynaklarını büyük şirketlere aktarmak suretiyle liberal ekonominin prensiplerini bir anda hiçe sayarak, halkı değil de batmış kapitalistleri kurtardı ve bunu halkın cebinden ödeyerek yaptı. Dünyada herkes böyle yapınca ne olmuş mesela, balonlar milletin sırtında patlatılmış. Bankalar da büyümüş olarak çıktı. Ve bu dalga dalga yayıldı. İzlanda'yı bile batırdılar. Dünyanın kişi başına düşen zenginliği en fazla olan ülkelerden birini.

ii-ABD federasyon olabilir ama Teksas kendi ekonomisini ne kadar istese de tek başına yürütemiyor, ayrılmak isteği kanlı bir şekilde bastırılmıştı zaten:
www.texastribune.org
"
The Fight

In 2010, the Obama administration passed the Dodd-Frank Act to avoid an economic collapse like the 2008 financial crisis. Title II of the reform law established the Orderly Liquidation Authority, which can liquidate large financial institutions, including the Texas Treasury Safekeeping Trust Company, which invests and manages assets for Texas agencies. Attorney General Greg Abbott filed a lawsuit in federal court challenging the validity of the new authority. Ten other states have also challenged the financial reform, and private plaintiffs include Texas' State National Bank of Big Spring.
"
Adamlar eyaletlere verdikleri rahatlığı kanunlar geçirip geri alıyor gerekirse.
Ha biz bunu da yapmayız, vermeye devam ederiz. Kafa kendi evini temiz ve rahat tutup sitenin içine çöp atmak bizde çünkü. O site herkesin ama.


iii. Almanya bütün bölgelerin iç yönetimlerini bağlayan yasaları meclisinden gayet rahat geçiriyor. Bu arada bu federe yönetimler üstü parlamento yasaları tabii çok ciddi süreçlerden sonra oluşuyor, adamın tekinin "özerklik teklif etmeden özerklik yaşatacağım"a varan sözlerinden bunun bir süreç değil oldu-bitti hayali olduğu da anlaşılıyor.

Ancak ters bir örnek de var, buyrun: www.ensonhaber.com (sınırsız yetkili Bavyera polisi yasasını eyalet meclisinin onaması)

Bir şehirde kimler en çoksa o yaşamı belirleyecekler. Zaten bizim durumda da biraz bu uyanıklık da var. Türkiye'yi kabile devletçiklerine çevirmek için harika fikir, şehirler ve kaynaklarını sömürmekten başlamak. O yetkiyi verdiniz mi, sömüreni de çıkacak zira.

İstanbul'a edilen muameleden ben hiç memnun değilim. Ancak bu adamın dediğini olanaklı kılacak yasayı bir gün biri teklif eder de geçerse, diğer tüm şehirlerin başına yavaş yavaş aynı şey gelecek.

Siyasi birlik diye bir şey var. Tekkeyi bekleyenin çorbayı içmesi bu ülke operasyonları ardı sıra yediği için mümkün oldu.

Bir de lütfen, bütün "ulus"lararası ilişkilerin "ulus"lar üzerinden yürüdüğü,
anayasanın ve ekonominin iç ve dış politikayı belirlediği bir dünyada, ulusun gerekliliği kabul olunduktan sonra etki alanı mı tartışılıyor?

2. Asıl ulus tarihsel. Ulus tarihsel bir olgu. Üzerinden atlayıp, dünyadan izoleymiş gibi bir sistem kuramıyorsunuz. Yönetim şekliniz, anayasanız, bir ulus olduğunuz için var. Anayasa tarihsel demek, biri gelir devirir başka bir ülke başka bir anayasa olur, demek. Ben halkla çıkarı bir olmayan adamların anayasayı geçmişin bir şeysi haline getirmesi girişimine devrşim değil operasyon derim. Devrim Fidel Castro'nun, Atatürk'ün yaptığı gibi olur. Arkasında bütün halk olur, temsili ele geçirmiş üç beş uyanık değil. Temsilin arkası dolu mu değil mi bir savaşta anlaşılır zaten. Ben TC'nin o yoldan zaten geçtiğini düşünüyorum. Birilerinin deneyselliğiyle değil, önce halkı eğiterek, sonra her şeyi yıllarca tartışarak, raporlar oluşturup kamuoyuna sunarak olur bunun samimi yolu. Bütün sözde muhalif gazetelerin aynı sıcak naneyi servis etmesiyle, çakma sivil toplum örgütleri yani paravan veya fon şirketlerin de bunları desteklemesiyle, gizlenen başka ülke vatandaşlıklarıyla olmaz. Yukarıda dönüşümünü özetlediğim bir parti bunu hiç yapamaz. Bunun aday edeceği adam zaten yapamaz, yapsa aday edilmez.

O nedenle böyle inşaatçı olur. Olmasa sivil toplumcu falan olurdu, yarısı Brookings'e varan, Rand ve benzerlerine varan, paravan şirketler üzerinden obfuscation yapan örgütler.

Yani kanla kazanılan zaferle kurulan ülkenin yasasını değiştirmek bedava değil,olay geç olsa da anlaşıldığında bir o kadar "tarihsel" olur. Kendisine verilen yetkiyi alıp, yetki veren müesseseyi aldığı yetkiyle inkar etmek hükümet değil bildiğin rejim değiştirmek, devirmek.

İstanbul'un bağımsız olarak yer aldığı fantazi ABD hariştasında Kürdistan ve Ermenistan da vardı. Nasıl bir anti-emperyalist tavırsa ulus küçültmek, bunu bizden emperyalistin feriştahı ABD istiyor zaten onyıllardır. Manidar.
Yönetim ulus büyüyünce küçülür:

Ulusları küçülterek değil birleştirerek yönetimleri çoğunluğa hizmet edecek şekilde küçültürsünüz. Derdiniz çoğunluksa tabii. O dönem başlayana kadar ne dense boş. Ben dini de kabul etmiyorum ama bu kavram şemasının yarattığı etkiler söyleyeceğim her laftan daha gerçek. Kendi realitesi oluşmuş durumda. Neyse ki artık pek çok ülkenin takmadığı ama ne yazık ki geri kalsınlar diye başka ülkelere onları laikken birden şeriata gömerek taktırdığı bir içtihadı var.

3. Biz homojen değiliz, çoklu etnik bir kültürümüz var. Dinin siyasi etkileri hissedilir boyutta. Zenginle yoksul arasında uçurum var. İç üretim bitirilmiş vaziyette. Borç gırla. İhracat köreltilerek sıfıra indirgendi. Açık veriyoruz. Bu durumlar altında yerelleşmek istemek "ben ayrıcalıklarımı korumak istiyorum,siz bokunuzda batın" demek,çünkü ancak ortalamadan iyi durumda olan ayrılmak ister. Yoksa bu adam yurtdışından yatırımlar getireceği İstanbul'da yok edilen florayı mı canlandıracak? Siz de dediniz. Adam müteahhit. Büyük yetkilerin verildiği yerler ve temsilcileri küçüldükçe keyfiyet artar ve engelleyemezsiniz. Adam ne söz verir, ne yapar bilemezsiniz. Yaptığında iş işten geçmiş olur. Kanunen o merhale aşılır geri alana kadar ülkenin canı çıkar vs vs.

CHP Batı'nın ekonomisini iyileştirmeye hizmet eden ideolojik bir aygıta dönüştürülmemiş olsaydı, bu güne gelen yollardan zaten geçmezdik.

Birileri Kılıçdaroğlundan önce halkı kine teşvik eden şiir yazdığı için ceza almış bir insanı hapisten çıkarmaya yardım etmezdi.

Sonra o birileri kasetle alaşağı edilip adam gibi ekranda konuşma süresi alınamayan bir zamanda, yerine, önceden Dengir Mir ve Melih Gökçek'i alt etmesi için eline verilen dosyaları kullanarak CHP başkan koltuğunu garantileyen KK'nu geçirmezdi.

Sonra bu adamın, herhangi bir "saflığı" olamayacak, işi kazandığı paraları politika değiştirmeye adamak olan, kurumsal varlığı olan, işi dünya ülkelerinin iç politikalarına kah spekülasyonla kah sivil toplum örgütleriyle karışmak ve yönlendirmek olan Soros'un fonladığı bir organizasyona üye olmazdı.

Bunlar masumiyet değil. Bunlar taraflar.

Daha sonra bu adam verdiği çarşaf liste sözünü bozup CHP2nin içini alayı anti 6 ok tiplerle doldurmazdı. Lanet herifler idealist birer komünist değiller zaten, adamlar bildiğin tarikatçı, şeyh-şıh, etnik ayrılıkçı kışkırtmacı falan.

Ağıclarından çıkan her şey ABD ve Avrupa'nın yapmamızı istediği şeyler. Hani dünyadaki 4 kıtaya yayılıp anasını ağlatmış, yerli nüfusu süpürmüş Batının vahşi kapitalizminden bahsediyoruz. O dönemde kim o kadar gelişseydi bunu deneyecekti, insanın hamuru adiliği iyilik kadar barındıran bir şey. Kimse melek değil. Şartlar olgunsa, her şey olabilir.

İşte bu adamlar kendi ülkelerinde adeta federasyonu hiç kılmış federasyon üstü parlamento yasalarını geçirmişken, kendilerinde var olan tabuları bizim silmemizi istiyorlar. Bizim anayasamız onlarınkine hiç benzemezken ve biz öyle bir ön hazırlık yapmamışken ve işin ilginci, sürekli false flagler düzenlemeseler, yapacağımız yokken, yapmak istemezken.

Bu nasıl olabiliyor. E her ülkenin haini var, haini bulup besleyen maçı alıyor. Biz şu zamana kadar bulunan ve beslenenlerle yönetildik ve CHP'nin bu ülkenin kurucu partisiyle zerre alakası yok, o partinin içi dahi sağcı ve padişahcı kaynamış osla bile.

Tüm bunlar nedeniyle, bana dünya gidişatını çok yüzeysel şekilde genelleyen sizmişsiniz gibi geliyor.
Şartlar kendi çözümlerini oluşturur, kalıptan çıkmıyor bu çözümler. Bir kere kendi toplumunun en önemli sosyal, tarihsel ve kültürel parametrelerini ve ulusun içinde bulunduğu realiteyi bu ülkelerinkiyle bir saymak gerekir, bunu varsaymak için; bu da tamamıyla yanlış olur.
0
🌸godoşu beklerken
(29.12.18)
Dostum @hikmet'e yazmışsın ama olur da genç bir arkadaş okuyup afili kelimelerden etkilenir diye yazıyorum. O kadar anlamsız konuşuyorsun ve kullandığın kavramların ne anlama geldiğini(anayasa, federal devlet, federe devlet, meclis, parti...) o kadar bilmiyorsun ki.

Bunu anayasa hukuku alanında doktora yapan biri söylüyor. Bence hakaret olarak algılama. Değerlendir.
0
Zeth
(29.12.18)
Ben Gezi'ye de katıldım, LGBT gittiğinde de bulundum - hoş çok sağlam bir korsanlıkla Lice-Medeni Yıldırım protestosuna dönüşmüştü, elin gay pride'a da geldiği yer. Ne diyorlardı ona şimdi doğru mu söyledim hatırlamıyorum.

Kemalist derken Atatürkçüyü kastediyorsanız, ben Atatürkçü olarak, sizin gibi konuşan birinin CHP2nin yeni halini sevişini anlayabiliyorum.

Zaten etnik ayrılıkçılar AKP'den, rant var diye CHP'ye geçmeye çalışanlara bozuluyorlarmış. Yiyiciler bir tarafa dolunca, böyle bir spontan difüzyon gerçekleşmiş ahahah nediyeyim. Yok birbirinizden farkınız.

Ben bu soruyu soruda da belirttiğim gibi aslında CHP'ye, CHP'yi değiştirmeye çalışmadan, eski ilkelere sadık olan insanlar adına mücadele vermeden inanan, eskiden gelen CHP seçmenine çatıyorum. Şimdikilerin gaspettiği CHP'nin derdinin ne olduğu belli olan kitlesine değil.

O nedenle beni neyin gerdiği sizi germiyor yani. Germesin. Gerek yok.


2008 krizi trendleri yaratan ve trendlere inananların sıçıp batırmasının itiraflarıyla dolu bir krizdi(IMF, Dünya Başkanları veya danışmanları Stiglitz, Krugman, Piketty gibi adamlar veya serbest piyasa manyağı Fukuyama). Papağan gibi neyin in neyin out olduğuna değil şartlara göre sonuçların da değiştiği durumları anlamaya odaklanın bence. Modayı takip etmekle düşünebilmek pozitif korelatif olaylar değil.

Son olarak içeriğe ilişkin söylediğiniz her şeye dair: şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler.
0
🌸godoşu beklerken
(29.12.18)
ya zeth anayasa hukuku okuyorsun da ben de başka anayasa hukukçularını takip ediyorsam onlar da sana katılmıyorsa ne olacak?

yani ben süheyl batum'u ciddiye alırken osman can'ı hukukçudan saymam, saymak için hukukçu olmaya gerek duymam. yani süheyl batum'u da yeterince dinledim, sabih kanadoğlu'nu da ekleyebilirim.

hani atom fiziği okumamışsın, anayasa hukuku okumuşsun. söyleyeceksen bir şeyi söylersin, boş işler saptayıcısı trendy kişiliğin zorlansa da.

okuduğunuz bölümü söyleyerek otorite kurmaya çalışmayın düşüncenizi yazın. bir de, hani bunlar sosyal bilimler, daha yeni ekonomi kitapları yazan dünya bankası yönetmiş adamların özeleştirilerini yazdım zaten?

şunu da söyleyeyim. burası duyuru. ben akademik kuruluşlara sosyal bilimlerde veya sosyal ağırlıklı bölümlerde zerre saygısı olmayan biriyim, kendi beynim var. o yüzden ben bunların "batırdık" diyeceğini tahmine debiliyorum ama trendy çocuklar edemiyor. herkes kendi çıkarını sistematiğe kavuşturup textbook hazırlayınca, aynı müfredatı tüm ülkeye verince insan dinamikleri, enerji yasaları vs değişmiyor.

burada bana neyin benim hakkım olduğunu söyleyen şey sana ne öğrettikleri değil, benim vatandaş olarak söylenene baktığımda en kötüsünü düşünme yükümlülüğüm ve bunun doğuracağı sonuçları hem yaşayacak hem de seyretmek zorunda kalacak olmam. ben hakkımı doğrudan parlamentonun varlık sebebinden alıyorum.


cafcaflı bir kelime kullandığım yok, sana öyle geldiyse vay haline.

bu kadar cevap vereceğine düzeltme yapmıyorsan da bir yerlerden ses geliyor demektir yapacak bir şey yok. (bunu hakaret olarak algılama ya paylaş ya sus)

dostum falan da çok trendy bu arada. olur a bir genç arkideş okur.
0
🌸godoşu beklerken
(29.12.18)
@godoşu beklerken:

1) İmamoğlu'nun İstanbul'u bir Fatsa -ya da diğer örnekler...- hâline getireceğini söylemedim. Sadece konuşmaya, Şehir Anayasası gibi, yakın tarihteki yerel yönetim deneylerinin belki çeyreği etmeyecek ama şu canavarlaşmada kazanımımız olabilecek bir girişime federasyon kuruntusu ile karşı çıkan birine tarihsel örnekleri hatırlatarak başlamam gerektiğini düşündüm: Fatsa, Porto Allegre, Ovacık gibi örnekleri bu yüzden sıraladım. Çünkü bana kalırsa, en sonda da söylediğim gibi, İmamoğlu'na ya da Şehir Anayasası'na dair eleştirilen odağı mavcut anayasanın elden gideceğine dair bir telaş değil, İmamoğlu'nun ve partisinin neden daha fazlasını yapamayacağı olmalıydı.

Kentteki sorunlar ve yerel yönetimler üzerine yapılan çalışmaların bugünkü sıklığı "moda" gibi çoğunlukla ihtiyaca dayanmayan furyalara benzetilemez, üstelik burada benim "yerelleşme" diye andığım eğilimi zaten federasyonlaşma değildir. Bu çalışmalar ihtiyaçtan; şehir kaynakları kötüye kullanıldığından, hesap sorulabilirlik ortadan kalktığından, üçüncü köprü ve çevre yollarının yerleşime açacağı kuzey ormanları tarihe karıştığında soluyacağımız havadan, Kanal İstanbul gibi bir proje gerçekleşirse Marmara Denizi'nde canlılık sona ereceğinden dolayı filan yapılıyor. Karar süreçlerine halkı katma kaygısı keyfî değil, kopup giden, "temsilcisine" yabancılaşan iktidarı -ki bence bu teknik olarak tüm iktidarlardır, daha fazla yabancılaşan diyelim...- dengeleme girişimidir. Bu yüzden bu çalışmaların yakıtı tam da aradığınız "halkın çıkarı"dır. (CHP'ye ya da İmamoğlu'na iyi niyet atfediyor da değilim fakat STK'ları, meslek odalarını, buralarda söz konusu başlıklarla uğraşan bilim insanlarını "çoğunlukla" iyi niyetli buluyorum, bu da onların yüzü suyu hürmetine değil, yaptıkları çalışmalar sebebiyledir.)

Yerelleşme tam da "anti-kapitalist" olabilir. Bu garabet kavramı bilerek kullandım, bir eleştiri içeriyordu. Karşıt olduğu şeyin yerine bir alternatif koyamadan "anti-kapitalist" olabilir ancak: Ara sözlerden birinde de belirtmiştim, günümüzün yerelleşme hareketlerinin iktidar mücadelesi ile bağı zayıftır, şayet başarıya ulaşırlarsa çelişkileri azaltırlar, merkezî iktidarı alıp üretim ilişkilerini düzenleyemezler çünkü çoğunlukla, bu yüzden de "sosyalist" olamaz, düzen içi kalır. Ovacık istisnai bir örnek... Yine de bu arazlar, insanların kendi kentlerinde karar alma süreçlerine katılacağı bir yerel yönetim anlayışını savunmayacağım anlamına da gelmez.


2. Ulusun ve ulusal devletlerin etki alanı da, gerekliliği de tartışılabilir, bu siyaset ortamında bunlara karşı pozisyon alarak da var olabiliriz. Din için de bu geçerli... Tarihten, hiç yırtılmaz zannettiğimiz perdeleri yırtarak bugün bize düşünme biçimleri aramağan eden sayısız kahramanı tutup çıkarmak istemiyorum tekrar.

Ben "tarihsel" sözcüğünü, genelde özcü benimsemelere karşı olarak, bu örnekte ise değişmez sandığınız anayasanın geçiciliğini anlatmak için kullandım. 61 Anayasa'sı yürürlükteyken "İşçi Anayasanın Bekçisidir" yazılı bir pankart açmanız tutarlı olabilirdi. Bunu bir de bugün düşünün... (Bir devrimci olarak şunu söylemek isterim: Castro'nun ve Mustafa Kemal'in arkasında "tümüyle" halk yoktu. Bu isimlerin iktidarında pek çok değişiklik kalabalığa rağmen uygulanmıştır, eğer devrimi yalnızca bir "an" olarak değil öncesi sonrasıyla, "kültürel devrim" tarafıyla da anlıyorsak bunu kabullenelim. Girişte Devrimci Yolcular için "Yapsalardı devrim olacaktı" dediğiniz için, "Yaptılar ve devrim" oldu gerçeğini de göreceğinizi umuyorum. Her zaman meşru olan kazanamaz fakat kazanan meşrulaşabiliyor. Marks halkların tek değişmez hakkının "devrim hakkı" olduğunu yazarken, tüm burjuva iktidarlarının da devrimle başa geldiğini hatırlatırdı. "Tarihsel"lik, geçicilik işte bir devrim kadar yakın.)

Şehir anayasası taslağı bir tartışmayı öngörüyor. Fakat bu tartışmayı da biçimi, mecrası ve amaçları dolayısıyla beyhude görüyorsanız bir yerelleşme girişimine karşı çıkmanız garip. Halkı neden eğitip tartıştırıyoruz, yönetimi yerelleştirmeyeceksek? Sürekli eğittimiz kitlelerin varlık amacı nedir böyle bir durumda, iş gününü çalışarak geçirip düzenli olarak sandığa gitmekten başka?


3. Şehir anayasası girişimi "görünüşte" zaten halihazırda "adam ne söz verir, ne yapar bilemezsiniz" durumunda olan bizlere, mevcut durumdan daha fazla denetleme olanağı veriyor. Tekrar söylüyorum: Bunlardan şikayetçi iseniz neden daha fazlasını alamıyoruz diye sormak gerekir. (Fakat sizin bunun federasyon anlamına geldiğine dair varsayımınız buna engel oluyor.)

CHP'nin ideolojik aygıt olmadığı bir dönem yok, eğer atıf Althusser'e ise... En baştan beri aslında tüm Batı'ya benzeme eğilimlerinin, taşıdığı açık ya da gizli sömürü amaçları bir yana, üretici güçlerin gelişiminin doğal çelişkileri olduğundan bahsediyorum. Yerelleşme de bir ihtiyaç olarak karşımıza çıktı, kent insanına daha fazla yetki verecek. Böyle olumlu bir durumda bizim anayasamızın ya da kültürümüzün buna hazır olmadığı gibi tezler geçerli değil. (Federasyon için bunu söylüyorsunuz, biliyorum ama inatla yerelleşmeyi tartışmak istiyorum.) Şöyle bir kökümüz de var bu konuda: Biz İstanbul için Gezi pratiğinde bu tartışmayı başlatmadık mı zaten? Pratikte akamete uğradı, o güzelim mahalle meclisleri sönümlendi. Fakat bizim özellikle İstanbul'da yoğunlaşan bir "kent hakkı" pratiğimiz zaten var. Hiçbir şey öyle gökten gelmiş, emperyalistlerce buyurulmuş değil.

Son olarak hiçbir ülkenin kendi gerçekliğini diğerlerininki ile bir saymıyorum, eşitsiz gelişim yasasından haberdarım. Yalnız ülkeler arası etkileri doğru seyretmeye çalışıyor, değişikliklerin olumlu tarafını sahipleniyorum. Bu kadar. Sevgiler, selamlar.
0
hikmet iv
(29.12.18)
1- İlk cevabımla alakalı bir otorite kurmaya çalışmıyorum farkettiysen. Zaten kahve muhabbeti üslubundan da anlaşılacağı üzere öyle düşüncelerimi özetle geveleyip geçmişim. Aksi düşüncelerle de herhangi bir sorunum yok. İkna yahut argümantasyonla çürütme gibi derdim olsa "gezi gibi topoş hareketler" demem. Daha net olurum. Yazdıklarımın içinde somut bazı bilgiler var örneğin CHP tarihi ile ilgili ancak açmamışım. O kısımda bi mutabık olalım.

2- Şimdi sorunu belirleyelim. Sorun senin anayasa hukukunun temel kavramlarının ne anlama geldiğinden haberdar olmaman. Bunu bir örnekle açıklayalım. Federal devlet.

Bir kere benim lokalleşme, hikmet'in yerelleşme diye bahsettiği şey federal devlet değil. Mahalle, köy, komün gibi. En yakın örneği isviçre kantonları olabilir.

Sen "Yerelleştiğini söylediğiniz devletlerden gelişmiş olan federe devletler bile kendileri ulus devlet gibi davranırken" derken örneğin tam bir kavram kargaşasındasın. Çünkü federal devlet, ulus devleti dışlamaz. Üniter devlet - federal devlet ayrımıdır o. ABD'de, Almanya'da ulus devlettir.

-Federal devlet anayasa ile kurulur. Bu anayasada federe devletler ile federal devletler arasında yetkiler bölüşülür. Genellikle bu anayasalar yazılı ve katı anayasalardır ve değiştirilmelerinde federe devletlerin çoğunluklu rızası aranır. Federe devletlerin federal devletten ayrılma hakkı yoktur.- Temel 1. sınıf bilgisi bu.

Dolayısı ile texas kendi ekonomisini yürütemiyor derken anayasada belirlenmiş olan bu yetki paylaşımı dahilinde gerçekleşen bir durumdan bahsediyorsun. Federal devletin anaysada var olan yetkisini aştığı düşünülüyorsa federal yüksek mahkemeye başvurulur. Zaten verdiğin link de texasın federal mahkemeye açtığı davaları derlemiş.

Almanya kolaylıkla tüm bölgelerin içişlerinde etkili yasa çıkarabiliyor diyorsun. Sanki bu federal devlete aykırıymış gibi. Halbuki federal devlet tam olarak budur.

Tersi bir örnek deyip bavyera eyalet meclisinin bavyera polisine sınırsız yetkiyi onayladığını belirten haber paylaşıyorsun. Halbuki federal devlet tam olarak budur.

Teksas ayrılamıyor diyorsun. Zaten federal devlet tam olarak budur.

Yazdığın hiçbişey sansasyonel yahut istisnai bir durum değil.

3- Tabii ki farklı hocaların belli konularda farklı görüşleri olabilir. Ama ben burada tartışmalı konuda görüş belirtmiyorum. Temel kavramı bilmeden kullandığını söylüyorum.

4-Sosyal bilimler hakkında senin görüşüne yatkınım. Bu yüzden akademiyi bırakmayı düşünüyorum ama bu konuda bile düşüncenin sığ olduğunu görüyorum. "Ekonomistler 2008 krizine yolaçtılar dolayısıyla iktisat is bullshit." Sosyal bilimlerin eksikliği ve kusurları gerekliliğini dışlamaz.

Sosyal bilimlerin doğası gereği hipotezlerin test edilmesinde faktörlerin izole edilememesi kaynaklı sorunları vardır. Sosyal bilimlerde yöntem dersini alan herkes bu kısıtlamaların bilincindedir.

Bu arada atom fiziğinde de faktörler izole edilemediğinden spekülasyon yapılır. quantum bayesianism, kopenhag okulu, bohmian yaklaşım vs.

Textbook bilgisi geliyor:

Kuram bir butun olarak gercekligi veya gercekligin belirli bir bolumunu aciklama; olay, olgu ve nesneler arasindaki düzenli iliskilerden genel sonuclar cikarma ve bu sonuclara gore gelecek ile ilgili ondeyilerde bulunma amaci guden, gecerliligi, temel aldigi varsayimlarla sinirli sistematik bilgi cercevesidir.

Bilimsel yasa gözlenen olayların sıniflandirilmasi sonucunda, değişmez, her zaman ve her yerde geçerli neden-sonuç ilişkilerine varılmasıdır.

----

Düzeltme yapmamamın sebebi neredeyse her kavramı hatalı kullanmış olmandı.

Eski forumculardan olduğumdan uzun yazışmalara zaafım var. Bu yazdığımı da senin döşediğin paragraflara harcadığın emeğe saygımdan yazıyorum.good old days

Bence bu azmini başka yere kanalize et. Bu alan pek yeteneklerine uygun değil gibi.
0
Zeth
(29.12.18)
illuminatiyi unutmuşuz evet o da var.

ayrıca imamoğlu seçilirse kuran iptal olacakmış: www.youtube.com
0
anon1m
(29.12.18)
Ben söyleyebilirim.

www.cambridge.gov.uk

şehirlerin zaten belediye meclisi adı altında bir meclisi var. bu meclisin çalışmalarının esaslarını düzenleyen metnin adı pekala şehir anayasası olabilir. Bunun federal yapı ile bir ilgisi olması şart değil.

kaldı ki federal yapı uygulayan devletlerde (rusya federasyonu, federal almanya cumhuriyeti, amerika birleşik devletleri) federal hükümetlerin birer anayasası yok. bunların içinde kendi ceza kanunu olanlar var (özellikle abd) ama hiçbirinde anayasa yok.

edit: olm siz ne konuşuyorsunuz lan? insan okuyacak onları insan... biraz konuya odaklanın.
0
babilbaligi
(29.12.18)
Hikmet:

Kocaman bir cevap yazmıştım, üstelik ilk girişimim de değildi ve gönderdikten sonra yok oldu. Arrrrgggh.

Bu sefer kısa geçeceğim:

1. Yakın geçmiş, CHP'nin özerkleşmeleri destekleyen teklifleri, Yerel Yönetim Şartnamesi, dünyada 40 yıldır dolaştırılan Türkiye haritaları benim dediğimi değil sizin dediklerinizi kuruntu yapıyor.

2. Mecliste sağlayamadığınız demokrasiyi yerel yönetimde sağlayabileceğiniz zannı neye dayanıyor, anlamadım.

3. Sırf devolüsyondan bahsetmek için bile geçilmesi gereken yasal aşamalar anayasanın yeniden hazırlanmasını gerektiren bir kurucu meclisi de lazım getiriyor. Ha bu adam çekinceleri kaldırarak yetkileri de kendinde toplayarak ülkeyi her an patlayabilecek bir bomba haline getirdi de, başkanlık güçle elde edilmiş bir şey, meclisin yaptığı oylamanın bir ehemmiyeti yok.

4. Tam da benzer şekilde buna olumlu bakan aklın başkanlık sistemine de olumlu bakan akıl olmasını beklerim. Tamamen aynı mantık. Sağlık özelleştirmesini de iyi bir şey zanneden kafa olmasını beklerim. İyi bir şey olur temennisinden başka, ya anakronistik kıyaslamalar ya da benzeşmeyen örnekler üzerinden tarihi, ekonomipolitik ve sosyokültürel şartların tamamen farklı olduğu ve farklı bir insan yapısı ve atalet yarattığı ülkede bu kıyaslara benzer sonuçların doğacağını varsayımı var, hiçbir dayanak yok.

5. Mecliste yaşanan kanunsuzluğu en alt birime geçirmek, belediye düzeyinde bürokrasden halkı geri teptirmek, statükoyu korumak için mükemmel.

6. Fatsa anti-kurum bir oluşum ve kurum dışında. Ovacık'taki düzenlemelerin adı yerelleşme falan değil. İstense her belediye başkanı aynı şeyi yapabilir ama bu halk böyle insanları seçmiyor, onu seçemiyorken nüfusu 10 küsur yıl önce 16 milyon olan bir şehre yetjkileri artmış başkan seçecek, o da daha yetkilerin ne olduğu açıklanmadan, yuuvarlak laflarla ve anayasal dayanak olmadan.
O insanı seçecek bir kumaş kalmadı, bu 60 yıllık Batı uğraşısıyla yok edildi ve yeniden inşa edilmek zorunda.(Marshall Planı, NATO, PKK'nın kuruluşu, Kontr-gerilla, Komünizmle mücadele, darbeler, eğitimin imam hatipler ve müfredatla kötüleştirilmesi, 80'den beri ülkenin en önemli konumlarına hilekarların gelmesi,JITEM, Çevik Kuvvet,Gümrük Birliği ve Uluslararası Tahkim ve Barış Süreci ve özgürlük adı altında tarikatları ve etnik kimlikleri öne çıkaran, vatandaşlık bilincine saldıran, solun her yanını işgal etmiş sızıntı, besleme bir güruh)
Konudaki örneğe gelirsek. Daha tasarı teklifi bile yokken verilen bir vaat var; kim neye söz vermiş de bu adam bunu vaat ediyor, ne hakla? Kurumun içine girip kuruma karşı hareket etmek kuruma, kurumu yıkmak üzere sızmaktır.

7. En iyi niyetli durumda bile münferit ve bir sonraki başkanla geçicileşecek yamalı bir bohça olan çözüm görünümlü sorun için aynı hastalığı tüm illere sirayet ettirecek şekilde prensibin ta kendisine saldırılması şaka gibi. Bugün anayasaya aykırı KHK çıkarmaktan bahsedebiliyorsunuz, bunu yaptığınız zaman artık ondan da bahsetmenizin önemi olmaz.

8. Yerelleşmenin merkezi iktidardan uzaklaşması bir iddia. Bunlar "adı üzerinde" kavramlar değiller çünkü dinamikler. Bugün iktidar olamadığı için yerelleşmeden yararlanan yarın her yere yerleştiğinde iktidar da olur. Bu opportunizmle alakalı bir olay. Kafa farkı olmayan adamların parti farkı var sadece.

Bu da bir bilim değil. Çıkara göre terim anlamlarının sürekli değişime uğratıldığı bir alan. Politika.

9. Temsil, üstelik işlemeyen demokrasilerde yerelleşmenin de bir güç tekeli oluşturmayacağı zannı nereden geliyor? Kimin çalışmalarından bahsediyorsunuz? Bizde teklifleri yapan adamların spesifik yol haritasını dahi daha bilmeden bu benzetmeleri yapma rahatlığı ve özgüveni nereden?

Bakın ben makul sorular soruyorum. Daha da uzar yani, sorun yok. bu çok çok uzun bir şeydi anca bu hale geldi. Ama şu geçersiz, bu geçersiz demek için iddialarınızın dayanaklarını, bu konjonktürde nasıl geçerli olduklarını, varsayımlarınızı yaparken neye güvendiğinizi ve bunun ne kadar objektif olduğunu söyleyebilmek gerekiyor.

Şu an değişmesi gereken şey en üstte. Siz en üstteki hastalığı en alta kadar indirmekten bahsediyorsunuz.

Sizin iyi niyet gördüğünüz yere baktığımda, yakın tarih bana Türkiye Gladio'sundan başka bir şeyi göstermiyor.

Sivil toplum örgütleri için Sivil Örümceğin Ağında'ya veya Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarına bakabilrisiniz mesela. Bu teorik bilim değil, pratikler bütünü. Bir teorisi varsa pratik desteklemediği sürece boşa konuşuluyor. Konjonktürden boşanmış saptamalar yapıyorsunuz ve iyi niyete kanıtlar aksini gösterirken inanmak adı üzerinde sadece inançtır ve başkalarının inanmasını istediğinizde sorumsuzca oynanan bir kumardır.
0
🌸godoşu beklerken
(31.12.18)
Zeth:

1. Birisi gelip 10 tane sıfat sıralayıp "uzmanıyım güven bana" demek için iki kere zahmet ettiğinde ve uzmanlığını söyleme gereği duyduğu yerde kahve muhabbeti yaptığını da eklediğinde çok garip bir ortam oluşuyor, ne bileyim hem karnım doysun hem pastam dursun, kasap havasına varyasyon tadı.

2. Yahu yerelleşme sizin iddianız. Siz kimin adına konuşuyorsunuz ki, neye dayanarak?

-İsviçre federal bir devlet. Kantonları çok eskiden vardı, kuruluşunda da federal devlet olduğu tanımı var.

-Bence siyasal bilimler(!) ve uluslararası ilişkiler yaşıyor o kavram karmaşasını-(bunların tanımlarını sabitlemiş uluslararası konvansiyonlar varsa adamlar kendileri kendi dediklerine uymuyor o zaman):

*Ulus-devlet üzerinde bahsettiğiniz gibi bir konsensüs yok. Ağırlıklı olaraksa kültür, tarih ortaklığı içeren topluluklar ve özellikle bunların üniter olanları var. İlginç şekilde buna mukabil devlet-ulus gibi bir terim ortaya atılmış bir Hintli tarafından. İçinde çok farklı kültürlerin olduğu ancak üniter olarak yönetilen bir devlet olmasından hareketle bu tanımı ortaya koyuyor.
*Birleşik Krallık ÜNİTER bir devlet olarak geçiyor. Koca İskoçya, tüm yasamasıyla yine de bir devolüsyon örneği. Şimdi Westminster'ı hiç saymasak, tam bağımsızlık ilan etsek diyorlar. Yasaları var.
Hakeza Galler ve Kuzey İrlanda.
Hepsi ayrı ulus hatta ülke olarak tanımlanabiliyor ama yasa olarak sonuçta tek bir yere bağlı oldukları için üniter olmuş oluyorlar.
Kısacası aslında "üniter devlet" bile anlam olarak karşılamıyor durumu. BK'da kendi krallığa ulus-devlet diyeni de var bu arada, çok uluslu devlet diyeni de var.

Öte yandan Federasyon olan ABD federal hükümerin kendi devletlerine müdahalelerine bakılırsa ve her azınlığın dil ve kültür olarak büyük ölçüde asimile oluşuna bakılırsa neredeyse üniter davranan ve uluslaşmış bir devlet.

Bunlardan gücünüze bağlı olarak kendi kategorilerinize bile aykırı davranabildiğiniz görülüyor zaten.

* Bu kadar akışkan constructlar yaratıp bunları işine geldiği gibi kullananların koyduğu terimler burada beni ve eylem kapasitemi ben istemedikçe bağlamaz. Bağlamak zorunda değil. Bu adamların anlayışı kitaplara yazılmış diye uygulanmak zorunda değil. Azınlığın hükümranlığının barem olmadığı ve hileye yer olmayan bir demokraside çoğunluğun istediği bağlayıcı olur. TC kurulurken belli bir şekilde kurulduğu, kaynaklar belli yerlere, insanlarsa her yere dağıldığı için örneğin İstanbul'un kaynakları sömürülürken ve nüfusu neredeyse 30 milyona varmışken devletin tipini tanımlama anlamında çoğulculuk için artık çok geç. O iş başta olacaktı. Ayrıcalık tanınmış kendine de mağdur diyen azınlıklar ülkenin tüm kaynaklarını ele geçirdikten sonra bu uyanıklıktan başka bir şey olmaz. Zaten öyle kurulmuş ülkeleri rejim değiştiren veye değiştirtilenlere eş tutmak saçma. Biz çokkültürlü olsak da çokuluslu olmaktan çoktan çıktık. Kültürler de izole olarak varlık göstermiyorlar zaten.

*Federe devletlerin federal devletlerden ayrılma hakkı yokken hangi gerekçe gösterilerek SSCB dağıtıldı, hani o en merkezi, daha ziyade "birlik" olan federasyon nasıl kendini feshetti, görülmemiş bir örnek derken hangi ayrımı yaparak söylüyorsun bunu?
Aynı gerekçeyle neden ABD dağılamıyor? BK dağılmıyor?

Ben zaten eyaletler üstü federal bir anayasanın varlığından bahsettim, yokluğundan değil. O nedenle, demeye getirdim ki, kendi adına bakmadan senin sözde üniter ve ulus (ikisini birleştiriyorum BK'ı unutarak) devleti yaptığında karşı çıktığı şeyleri kendisi kendi ülkesinde yapabiliyor.Ve dedim ki kendi anyasası olan Texas, hani bundan federe bir devlet olduğu için bahsedebiliyoruz, federal anayasaya uymak zorunda. Ama bu adam, bu federasyonlaşmayı bırakalım yerelleşmeden bahseden adam emirleri TBMM'den almamaktan bahsediyor. Nasıl olacak o? Diğer iller ne olacak? Diğer iller işin içine neden giremesin, tanınmasın? Ülke genelinde yönetimi değiştiren bir durum anayasada uygulama sınırları ve denetim anlamında tanımlı değilse yürürlüğe nasıl konacak? Konamazsa o anayasa değişikliği talebi olmadan değişiklik gerçekleşmişçesine "yerelleşme" beyanı nasıl oluyor? O anayasaya değişecekse kurucu meclis nerede?


Bu işi bırakalım desentralizasyona girişmenin bizim ülkemizde neden benzer sonuç vermeyeceğini ben zaten hikmet'le yazışırken cevapladım. On kere tekrar etmek istemiyorum.

Bakın bu temel birinci sınıf bilgisi falan değil. Ne olursa, neyin olabilirliği varsa o da tanıma sokuluyor bu kadar. Bana federal devlet sessesyon hakkı tanıyamaz diyen genel bir uluslararası kanun gösterebiliyorsanız, sözümü geri alayım. Gözleme dayalı istatistiksel bilgi veriyorsanız, o zaman ben de bunun nasıl da böyle olmadığını gücünü kaybetmiş ülkede başkalarını oynattığı atlarla kan dökülmeden, federe devletlerini bağımsızlaştırıp 2 yıllık süre zarfında kendini de fesheden SSCB'yi hatırlatırım. Demek ki ülke güç kaybedince o muhabbeti ülkenin kendisi değil, başkalrı çıkartıyormuş derim.

Yoksa Irak 1993'te federalleşmeden Kürdistan'a göz yumacak "yerelleşmeyi" birden vahiy indiği için kabul etmedi. 2005'te federasyonlaşmaya giden dalavereyi kendi kendine düzenlemedi. O hurmalar, Orta Doğudaysanız tırmalar. Bu arada bunu tanımayanlar ülke içinde de dışında da var.

Ben zaten tam da işin lafta değil güçte bittiğini ama lafın güce yasama yoluyla zemin hazırladığını, özellikle bu dönem için bunun geçerliolduğunu söylüyorum. Siz on araba laf etseniz Kuzey Afrika, Balkanlar ve Orta Doğu'daki paterni değiştiremezsiniz. Süslü kelimeler olguları anlatmayıp örtüyorsa o kelimelere ihtiyaç yok.


- Yazı sıranızla gidiyorum, Teksas'tan bahis olmuş. Evet ben zaten aynen bunu söylüyorum. Ancak bize dayatılan yerelleşme modeli -AB'ye müthiş bir eziklikle girmeye çalışırken çekince konularak kabul edilen şartnameden evvel Türkiye'yi böyle bir kavram germiyordu ne de olsa- o çekinceler kaldırıldığında, ilginç bir şekilde bir federasyondan bile fazla merkezi devlet tavizi içeriyor. Ah ne güzel, tam da bunları söylüyorum hey allahım.

- Hayır ben bir ikiyüzlülükten bahsediyorum, kendinizi size bunu yenilik gibi dayatan ülkelerle onların koşullarına sahip olmadan bir tutup böyle tavizleri tüm ülke adına vermek için propaganda yapamazsınız, diyorum. Bu adamın, tahminim o ki yerel yönetim şartnamesine dayanarak isteyeceklerini (ki bununn yasal zeminini kabul edenler tabu maddeleri nasıl 1988'den beri çiğnemediklerini açıklasınlar, bölünmez bir bütündür derken, ekonomik olarak bölünebilir, yerel yönetimleri uluslararası yerel yönetimlerle anlaşmalar yapabilir de demiyor ama şartname diyor) Alman federe devletleri Almanya'dan isteyebiliyor mu, bunu diyorum. Ben hep aslında aynı soruyu soruyorum.

- Tersi örnek diyorum zira haberlerde bütün ülkede tepkiyle karşılanan bir yasadan bahsediyor. İddiaları bu. İlginç bir şekilde derken dalga geçiyorum. hiç ilginç değil. Sözümona bu federal devletlerde milliyetçilik öyle arttı ki, muhtemelen içten içe eyaletlerin hepsinin aynı yasamayı çıkarmasını diliyorlar, federasyona bok sürülmesin diye. Burada diğer her şeyi dikte eden güç ülkenin bağışıklığı ve varlık refleksi. Biz de özellikle yıpratılan bir olay. Tam da bununla dalga geçiyorum. Cidden bunları yazmak zorunda kalacağımı bile düşünmemiştim. Şekilde iddia ve hissiyat olarak zıt, olgusal olarak aynı şeye hizmet eden örnekler.

- Ay lanet olsun, Teksas ayrılamıyorken, daha resmi olarak federasyon bile olmayan ülkeler önce "yerelleştiriliyor", sonra alavereyle "federasyon"laştırılıyor, sonra da geretiği zaman kopartılıyor. Of.


-Bana kalırsa dünyanın yuvarlak olduğu 1400lerde bile sansasyonel değildi ama yine de insanlar engizisyon mahkemelrinde yargılandı.

Benim görevim size sansasyon sağlamak, duygularınızı stimüle etmek değil.
Ben zaten gösterilen hukukun altında uluslararası olarak üstünlerin hukukunun varlığından bahsediyorum.
Siz aynı hukuku uygulamayı "ama onlar sarışın hadi biz de esmer kafamızı kömür suratımıza bakmadan sarıya boyayıp duralım" tarzı düz mantık kopyacı bir öznefretle düşünebilirsiniz de, yeter ki kendinizi üstünlerle aynı kulvarda zannedip olası sonuçları karıştırmayın.
0
🌸godoşu beklerken
(31.12.18)
(5)

iPhone XS Max fiyati

Jeckson
iPhone XS Max 512gb Amerikada 1500 dolar yani 8000tl.Trde 14000 liraya satiliyor.Bu 6000 lira neyin vergisi yada fiyati acaba?
iPhone XS Max 512gb Amerikada 1500 dolar yani 8000tl.

Trde 14000 liraya satiliyor.

Bu 6000 lira neyin vergisi yada fiyati acaba?
0
Jeckson
(28.12.18)
gümrük vergisi, özel tüketim vergisi,kdv, cihaz kayıt bedeli, trt bandrolü parası?

e daha ne olsun ki?
0
killerbee
(28.12.18)
apple ürünlerine tahmini kur artış farkını bol keseden koymayı sever. örneğin dolar bir günde 6 tl olursa fiyatları değiştirmemek için.
0
Bruce
(28.12.18)
bu rakamlara göre amerikaya gidip gelsek tr fiyatına geliyor. bu ne biçim fark.
0
scudman1
(28.12.18)
tr fiyatı hesabı ıcın oncelikle eu bolgesındeki fiyatına bakmanız lazım. orda da fark var ancak aradaki vergi kapatıyor.

ha kur ıkı gun dustu dıye gunluk fıyat ayarlaması yapmıyorlar tabi, sen de usd 7 ıken alsaydın o zaman ucuzdu.
0
bryan fury
(28.12.18)
çünkü burada dolar 7 lira olunca 1500 doların 14.000 liradan pahalı olayını sanan bir zeka düzeyi hakim.

apple ürünlerine ilave vergi geldi, bu yüzden Türkiye'de pahalı. o 6000 liranın bir izahı olmadığı için herkes yurtdışından alıyor.
0
babilbaligi
(29.12.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.