büyük engizisyoncu
1 - https://www.rotapsaat.com/tr/montblanc-heritage-collection-rouge-et-noir-spider-metamorphosis-special-edition-dolma-kalem-1178462 - https://www.rotapsaat.com/tr/montblanc-heritage-egyptomania-special-edition-siyah-dolma-kalem-1254713 - Pelikan M1000 ya da M800Kullanacak olan kişi örümcekleri çok
1 - www.rotapsaat.com
2 - www.rotapsaat.com
3 - Pelikan M1000 ya da M800
Kullanacak olan kişi örümcekleri çok seviyor. O yüzden ilk kalem en doğru seçim olabilir gibi. Ama sıkıntı şurda ki, kalem çok ince. Daha kalın kalemlerden hoşlanıyor.
Kullanacak kişinin Mısır'a herhangi özel bir ilgisi yok ama model çok güzel. Ve ilk kalemden daha kalın.
Üçüncü seçenekteki kalemlerin diğerleriyle hiç alakası yok aslında ama ilk iki kaleme verilecek paranın daha azıyla, üçüncü seçenekteki kalemlerden biri alınabilir. Ve bu seçenekteki kalemler normal kalın dolmakalemler.
Kullanacak kişinin elleri büyük değil, büyük kalem sevmesinin ellerinin büyüklüğüyle ilgisi yok.
Bu arada neden üçüncü şahıs olarak bahsettim bilmiyorum ama kullanacak kişi de benim. Bana bir fikir verin çok arada kaldım. Kendime bir kıyak geçesim geldi ama seçemedim. Ayrıca örümcekler çok güzel.
2 - www.rotapsaat.com
3 - Pelikan M1000 ya da M800
Kullanacak olan kişi örümcekleri çok seviyor. O yüzden ilk kalem en doğru seçim olabilir gibi. Ama sıkıntı şurda ki, kalem çok ince. Daha kalın kalemlerden hoşlanıyor.
Kullanacak kişinin Mısır'a herhangi özel bir ilgisi yok ama model çok güzel. Ve ilk kalemden daha kalın.
Üçüncü seçenekteki kalemlerin diğerleriyle hiç alakası yok aslında ama ilk iki kaleme verilecek paranın daha azıyla, üçüncü seçenekteki kalemlerden biri alınabilir. Ve bu seçenekteki kalemler normal kalın dolmakalemler.
Kullanacak kişinin elleri büyük değil, büyük kalem sevmesinin ellerinin büyüklüğüyle ilgisi yok.
Bu arada neden üçüncü şahıs olarak bahsettim bilmiyorum ama kullanacak kişi de benim. Bana bir fikir verin çok arada kaldım. Kendime bir kıyak geçesim geldi ama seçemedim. Ayrıca örümcekler çok güzel.
0
madem bu fiyatlara çıkılacak bütçe var ve kalın dolma kalemlerden hoşlanılıyor, o zaman montblanc 149 diyorum.
Talented mr ripley dizisinde de bu ikonik kalemi öne çıkarmışlardı;
www.youtube.com
Talented mr ripley dizisinde de bu ikonik kalemi öne çıkarmışlardı;
www.youtube.com
0
MB 149 fazla büyük, denendi o. Kavrama kısmı çok kalın o kalemin, benim bünyemde birisi ancak imza kalemi olarak kullanır onu.
0
dolmakalemlerle ilgili hiç bilgim yok ama kalem alacak olsam kesinlikle Kader Hanıma mesaj atardım.
www.instagram.com
www.instagram.com
0
büyük engizisyoncu
Dior Homme EDT aldım geçenlerde çok beğenerek. Sephora'dan aldım bu arada orjinal.Intense daha yoğun biliyorum ama EDT hoşuma gitti.Her yerde bu parfümün çok kalıcı olduğu falan söylenmiş, hatta fragrantica'da bile kalıcılık puanı yüksek.E ben sıkınca niye kalıcı olmuyor bu parfüm? Burun körleşmesi
Dior Homme EDT aldım geçenlerde çok beğenerek. Sephora'dan aldım bu arada orjinal.
Intense daha yoğun biliyorum ama EDT hoşuma gitti.
Her yerde bu parfümün çok kalıcı olduğu falan söylenmiş, hatta fragrantica'da bile kalıcılık puanı yüksek.
E ben sıkınca niye kalıcı olmuyor bu parfüm? Burun körleşmesi falan da yaşamadığıma eminim çünkü ara ara yanımdaki arkadaşlara sorup test ediyorum (bahsettiğim arkadaşlar da burun körleşmesi yaşayacak kadar sürekli yanımda değil).
Sabah çıkarken 5 fıs falan sıkıyorum.
4-5 saat sonra 3-4 fıs daha sıkıyorum. Yetmiyor 2-3 saat sonra bir tur daha sıkıyorum.
Ama internette bahsedilen "3-4 saat sonra bile kol mesafesine rahatlıkla yayılıyor" durumunu kesinlikle yaşamıyorum.
E hani kalıcıydı bu parfüm? Genelde kıyafete sıkıyorum (omuz yaka civarına), birer fıs da kulak arkasına sıkıyorum.
Sabah çıkarken 5 fıs yerine 10 fıs mı sıkayım? Bu sefer de sinek ilacı gibi gezerim ortalıkta muhtemelen.
Intense daha yoğun biliyorum ama EDT hoşuma gitti.
Her yerde bu parfümün çok kalıcı olduğu falan söylenmiş, hatta fragrantica'da bile kalıcılık puanı yüksek.
E ben sıkınca niye kalıcı olmuyor bu parfüm? Burun körleşmesi falan da yaşamadığıma eminim çünkü ara ara yanımdaki arkadaşlara sorup test ediyorum (bahsettiğim arkadaşlar da burun körleşmesi yaşayacak kadar sürekli yanımda değil).
Sabah çıkarken 5 fıs falan sıkıyorum.
4-5 saat sonra 3-4 fıs daha sıkıyorum. Yetmiyor 2-3 saat sonra bir tur daha sıkıyorum.
Ama internette bahsedilen "3-4 saat sonra bile kol mesafesine rahatlıkla yayılıyor" durumunu kesinlikle yaşamıyorum.
E hani kalıcıydı bu parfüm? Genelde kıyafete sıkıyorum (omuz yaka civarına), birer fıs da kulak arkasına sıkıyorum.
Sabah çıkarken 5 fıs yerine 10 fıs mı sıkayım? Bu sefer de sinek ilacı gibi gezerim ortalıkta muhtemelen.
0
Malesef her parfüm her kişide aynı olmaz. Bu sebepten parfümü almadan sıkıp bakmak daha ideal.
Dior homme sahibiyim ve sizin beklediginiz kadar değil yani.
Misal dior homme edp de benim tenimde hiç işe yaramadi ama dior parfum hayvan gibi kaliciydi. Çok değişiyor.
Dior homme sahibiyim ve sizin beklediginiz kadar değil yani.
Misal dior homme edp de benim tenimde hiç işe yaramadi ama dior parfum hayvan gibi kaliciydi. Çok değişiyor.
0
Orjinalliğinden ve yorumların edp versiyonu için yazılmadığından eminseniz cevabı kendiniz vermişsiniz aslında. Parfüm kıyafete sıkılmaz teninizdeki sıcak noktalara sıkmanız gerekir. Teee orta çağdan beri bunun adabı boyun, bilek ve dirsek içlerine ~30cm mesafeden sıkmak.
Parfümün tene teması kokunun kendisini de doğrudan etkiliyor. Zaten parfümü seçerken de teninizde denemeniz şart. Kumaşa parfüm sıkmayın.
Parfümün tene teması kokunun kendisini de doğrudan etkiliyor. Zaten parfümü seçerken de teninizde denemeniz şart. Kumaşa parfüm sıkmayın.
0
Valla parfüm konusunda bilgisine güvendiğim kişiler hep kıyafete sıkılması gerektiğini çünkü tene sıkılınca ter kokusu vs ile karışıp kötü bir hal alacağını söylüyorlar hep. İlla tene sıkılacaksa da dediğiniz gibi kulak arkası, ense, kol içi gibi yerlere sıkılması gerektiğini söylüyorlar.
Ama zaten dediğim gibi 2 fıs kıyafete (omuzlar ve yakaya doğru) sıkıyorsam, birer fıs da mutlaka kulak arkalarına sıkıyorum zaten. Yine de yorumlardaki o kalıcılığı yakalayamadım bir türlü.
Ayrıca EDT versiyonu için yapılıyor bu yorumlar eminim.
Ama zaten dediğim gibi 2 fıs kıyafete (omuzlar ve yakaya doğru) sıkıyorsam, birer fıs da mutlaka kulak arkalarına sıkıyorum zaten. Yine de yorumlardaki o kalıcılığı yakalayamadım bir türlü.
Ayrıca EDT versiyonu için yapılıyor bu yorumlar eminim.
0
kalici diyenler parfum banyosu yapiyormus, bana sirtini donup "sirtima da sik" denilince ogrendim. 5 fis yetmiyor vazelin mazelin hak getire
0
Üşenmedim sırf bu yüzden girip parfümün fragrantica yorumlarına baktım. Orda da insanlar ortalama 4-5 fısın 3-4 saat sonra bile kol mesafesinde alınabildiğini yazmışlar.
0
2009 yılında D&G the One parfüm almıştım havaalanından, bir sıkıyordum, 2 gün sonra bile herkes ne güzel kokuyor diyordu, geçen ay yine yurtdışından aldım, 2 saat sonra kokmuyor(çok azalıyor).
yani demem o ki firmalar eski parfümlerin kalitesini düşürüyor bence.
ps. her zaman EDP alıyorum.
yani demem o ki firmalar eski parfümlerin kalitesini düşürüyor bence.
ps. her zaman EDP alıyorum.
0
ananiyimioguz
Kuvvetli Bir Alkış'ı Netflix'te izleyen oldu mu? Normalde özellikle de bizim ülkemizde yayınlanan netflix dizilerini pek sevmem ama bu baya güzel olmuş bence. Bundan önce bir de Bir Başkadır'ı sevmiştim. Bunu da muhakkak izlemelisiniz toplumdaki herkesi tokatlıyor sıradan. Elbet sizin de payınıza bi
Kuvvetli Bir Alkış'ı Netflix'te izleyen oldu mu? Normalde özellikle de bizim ülkemizde yayınlanan netflix dizilerini pek sevmem ama bu baya güzel olmuş bence. Bundan önce bir de Bir Başkadır'ı sevmiştim. Bunu da muhakkak izlemelisiniz toplumdaki herkesi tokatlıyor sıradan. Elbet sizin de payınıza bir kaç tokat düşmüştür.
Fakat parça parça giydirmelerden ziyade filmin ana fikri olan anne var ya.
Hah benimki tam ondan.
-spoiler-
kısa dizi, aslında kendisi mutsuz, ilişkisi mutsuz, hayattan bir anlam, bir mutluluk bulamamış bir kadının, çocuk yaparak tüm hayatının merkezine çocuğu koyup, hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi, çocuğu üstünden gerçekleştirmeye çalışan bir kadını anlatıyor. Çocuğu doğurmuş olsa bile aslında hala karnında taşıyan. Emzirmeyi bırakmış olsa bile hala emzirmeye devam eden bir anne.
soru: ve ben de dizideki gibi çok içe kapanık, depresif bir çocukluk geçirdim. sürekli kendimle konuştuğum bir dönem oldu. liseden sonra açılsam da kelimelerle ilişkim bitmedi. hala sürekli gözlem yapıyorum, tartışmalarda uzun uzun edebi edebi baya baya sürdürüyorum tartışmayı. Böyle bir annenin çocuğu neden böyle oluyor?
-spoiler-
daha geçen yazmıştı acıklı acıklı ıslak kek yaptım bayadır yapmıyordum sadece sana yapardım gel ye diye.
ondan önce de senin adını seslendim tofi (köpeğimiz) pencereye koştu hemen özlemiş demek ki seni bekliyor diyor.
anne adımı söylersen bekler tabi diyorum.
şimdi belki kızacaksınız allahın ruhsuzu diye ama diziyi izlediğinizde daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. sanırım toplumumuzda çoğu anne böyle.
küçükken de düşerim, olsun annem ben yanındayım.
sınavım kötü geçer, olsun annem ben yanındayım.
iş ararken strese girerim, olsun annem ben sana bakarım.
yahu bir sal gözünü seveyim git gez ülkeyi gez dünyanı gez yeni arkadaşlar edin, sohbet et muhabbet et. Yok. varsa yoksa ben. 30 yaşıma geldim ama o daha kendi hayatını yaşayamadı.
Evlenip gidiyorum artık ona da zorluk çıkarmıştı hatırlarsanız kavgalar edilmişti, ben karşı çıktığı için yeter artık benim yerime kararlar almayı bırak diye çekip gitmiştim. Sonra da diyor ki ben hep senin için yaşadım böyle kolay gidemezsin o zaman bana yaşatmadığın hayatı geri gel.
Ya dedim allah askına sanki ben olmasam sen hayatı yaşayan bir insandın da bunun sorumlusu olarak beni göremezsin hadi şimdi emekli oldun yaşa bakalım dedim. 1 senedir pek konuşmuyoruz hiç bişey de yapmamış yazlıkta oturuyor bütün gün. Arada yürüyüşe çıkıyorlar. Aklı da sürekli bende aramaya çalışıyor yazmaya çalışıyor.
Tekrar söylüyorum bu noktada bana kızacak, hayırsız evlat diyecekler ortadaki sorunu anlamak için kısa diziyi izlemenizi tavsiye ediyorum.
Fakat izleyince tekrar çok üzüldüm. Annemin kişiliğine, benim büründüğüm kişiliğe, kitlesel şekilde bunların yaşandığına..
Bunun çözümü nedir benim yapabileceğim bir şey var mı annem 60 yaşına geldi, onun yapabileceği bir şey var mı? hala ben nasılım diye düşünmekten kendi hayatını yaşayamıyor biliyorum.
Fakat parça parça giydirmelerden ziyade filmin ana fikri olan anne var ya.
Hah benimki tam ondan.
-spoiler-
kısa dizi, aslında kendisi mutsuz, ilişkisi mutsuz, hayattan bir anlam, bir mutluluk bulamamış bir kadının, çocuk yaparak tüm hayatının merkezine çocuğu koyup, hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi, çocuğu üstünden gerçekleştirmeye çalışan bir kadını anlatıyor. Çocuğu doğurmuş olsa bile aslında hala karnında taşıyan. Emzirmeyi bırakmış olsa bile hala emzirmeye devam eden bir anne.
soru: ve ben de dizideki gibi çok içe kapanık, depresif bir çocukluk geçirdim. sürekli kendimle konuştuğum bir dönem oldu. liseden sonra açılsam da kelimelerle ilişkim bitmedi. hala sürekli gözlem yapıyorum, tartışmalarda uzun uzun edebi edebi baya baya sürdürüyorum tartışmayı. Böyle bir annenin çocuğu neden böyle oluyor?
-spoiler-
daha geçen yazmıştı acıklı acıklı ıslak kek yaptım bayadır yapmıyordum sadece sana yapardım gel ye diye.
ondan önce de senin adını seslendim tofi (köpeğimiz) pencereye koştu hemen özlemiş demek ki seni bekliyor diyor.
anne adımı söylersen bekler tabi diyorum.
şimdi belki kızacaksınız allahın ruhsuzu diye ama diziyi izlediğinizde daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. sanırım toplumumuzda çoğu anne böyle.
küçükken de düşerim, olsun annem ben yanındayım.
sınavım kötü geçer, olsun annem ben yanındayım.
iş ararken strese girerim, olsun annem ben sana bakarım.
yahu bir sal gözünü seveyim git gez ülkeyi gez dünyanı gez yeni arkadaşlar edin, sohbet et muhabbet et. Yok. varsa yoksa ben. 30 yaşıma geldim ama o daha kendi hayatını yaşayamadı.
Evlenip gidiyorum artık ona da zorluk çıkarmıştı hatırlarsanız kavgalar edilmişti, ben karşı çıktığı için yeter artık benim yerime kararlar almayı bırak diye çekip gitmiştim. Sonra da diyor ki ben hep senin için yaşadım böyle kolay gidemezsin o zaman bana yaşatmadığın hayatı geri gel.
Ya dedim allah askına sanki ben olmasam sen hayatı yaşayan bir insandın da bunun sorumlusu olarak beni göremezsin hadi şimdi emekli oldun yaşa bakalım dedim. 1 senedir pek konuşmuyoruz hiç bişey de yapmamış yazlıkta oturuyor bütün gün. Arada yürüyüşe çıkıyorlar. Aklı da sürekli bende aramaya çalışıyor yazmaya çalışıyor.
Tekrar söylüyorum bu noktada bana kızacak, hayırsız evlat diyecekler ortadaki sorunu anlamak için kısa diziyi izlemenizi tavsiye ediyorum.
Fakat izleyince tekrar çok üzüldüm. Annemin kişiliğine, benim büründüğüm kişiliğe, kitlesel şekilde bunların yaşandığına..
Bunun çözümü nedir benim yapabileceğim bir şey var mı annem 60 yaşına geldi, onun yapabileceği bir şey var mı? hala ben nasılım diye düşünmekten kendi hayatını yaşayamıyor biliyorum.
0
Diziyi izlemedim ama benim eşimin annesi de benzer durumda. Benzer diyorum ama bu kadar sert şekilde değil, bunun daha hafif versiyonu. Kadın yine de bir tık da olsa gerçekçi olabiliyor.
Ve bu durum en çok çocuklarına zarar veriyor. Çünkü sürekli el üstünde büyütülmüşler, bir dedikleri iki edilmemiş (hem anne tarafından hem dede vs tarafından). Ve şu an sosyal hayatta çok zorlanıyorlar, yapılan en ufak şeye darılıp sinirleniyorlar. Bazen diyorum hatta siz cam fanusta büyümüşsünüz ama gerçek dünya öyle değil diye, kızıyorlar tabi. Onlara göre sevginin tanımı bu olmuş ve onlar gibi olmayan insanlar yeteri kadar sevgi beslemiyorlar birbirlerine. Ulan anneyse bizimki de anne, bizi de leylekeler getirmedi ya da ağaç kovuğundan çıkmadık, biz de çocuk olduk ama hiçbir zaman bir dediğimin iki edilmediği olmadı.
Neyse çok da alakalı olmayabilir ama okuyunca anlatmak istedim. Zor bir durum, özellikle de çocuklar açısından zor bir durum bence. Çünkü bu tarz büyütülen insanlar dış dünyaya karşı fazla savunmasız ve hassas oluyorlar. İkinci olarak da böyle yetiştirilen insanların hayatına giren insanlar için zor bir durum. Çünkü ailesinden gördüğü muameleyi hayatındaki insanlardan göremeyince kendisine değer verilmediğini düşünüyorlar.
Gerçi sizde durum farklı, siz bunun yanlış olduğunu görüp tepki gösterebilmişsiniz ama çoğu kişi bunu yapamıyor.
Ve bu durum en çok çocuklarına zarar veriyor. Çünkü sürekli el üstünde büyütülmüşler, bir dedikleri iki edilmemiş (hem anne tarafından hem dede vs tarafından). Ve şu an sosyal hayatta çok zorlanıyorlar, yapılan en ufak şeye darılıp sinirleniyorlar. Bazen diyorum hatta siz cam fanusta büyümüşsünüz ama gerçek dünya öyle değil diye, kızıyorlar tabi. Onlara göre sevginin tanımı bu olmuş ve onlar gibi olmayan insanlar yeteri kadar sevgi beslemiyorlar birbirlerine. Ulan anneyse bizimki de anne, bizi de leylekeler getirmedi ya da ağaç kovuğundan çıkmadık, biz de çocuk olduk ama hiçbir zaman bir dediğimin iki edilmediği olmadı.
Neyse çok da alakalı olmayabilir ama okuyunca anlatmak istedim. Zor bir durum, özellikle de çocuklar açısından zor bir durum bence. Çünkü bu tarz büyütülen insanlar dış dünyaya karşı fazla savunmasız ve hassas oluyorlar. İkinci olarak da böyle yetiştirilen insanların hayatına giren insanlar için zor bir durum. Çünkü ailesinden gördüğü muameleyi hayatındaki insanlardan göremeyince kendisine değer verilmediğini düşünüyorlar.
Gerçi sizde durum farklı, siz bunun yanlış olduğunu görüp tepki gösterebilmişsiniz ama çoğu kişi bunu yapamıyor.
0
Komedi diye açtık fantastik dram çıktı. İnsanın çocuğu sağ salim yanındaysa başka bir şey istemiyor. Ha zaten isteyecek olsa çocuk yapmaz ya da büyütürken bırakır gider.
0
Anneniz sizinle bagli degil bagimli bir iliski kurmus anladigim kadariyla. Siz yetiskin olup, kendinizi ortaya koymaya calisiyorsunuz.
Elimden gelen bir sey yok dogru bir ifade degil. Siz artik bir yetiskinsiniz, kendi sinirlarinizi koymayi ve bunlari uygulamayi ve kendinize ve ihtiyaclariniza sahip cikmayi ogrenebilirsiniz. Annenizin "ben sana omrumu verdim" ifadesindeki surekli kurban olma psikolijisini, siz de 'annem bana boyle yapiyor, bir salmiyor, benim elimden bir sey gelmiyor' diyerek benimsiyor olabilirsiniz. Halbu ki bu da bir kurban rolune burunme durumudur. Boyle karsilikli gecinip gidebilirsiniz. Ya da yetiskin olarak farkli kararlar alip annenizle bagli iliskiler kurmaya calisabilir, kendinize ve hayatiniza sahip cikabilirsiniz. Bu da bir secim. Kontrol edebileginiz seyler, kendiniz ve kendi tavirlariniz. Kontrol edemediginiz seyler, anneniz ve onun davranislari. Kontrol edebildiklerinize odaklanin. Bu arada kolay oldugunu kimse soylemiyor, boyle bir taahhut yok, o kadar zor da degil. Kilit soru ne kadar kendi yasaminizi daha saglikli yasamak istediginiz.
Elimden gelen bir sey yok dogru bir ifade degil. Siz artik bir yetiskinsiniz, kendi sinirlarinizi koymayi ve bunlari uygulamayi ve kendinize ve ihtiyaclariniza sahip cikmayi ogrenebilirsiniz. Annenizin "ben sana omrumu verdim" ifadesindeki surekli kurban olma psikolijisini, siz de 'annem bana boyle yapiyor, bir salmiyor, benim elimden bir sey gelmiyor' diyerek benimsiyor olabilirsiniz. Halbu ki bu da bir kurban rolune burunme durumudur. Boyle karsilikli gecinip gidebilirsiniz. Ya da yetiskin olarak farkli kararlar alip annenizle bagli iliskiler kurmaya calisabilir, kendinize ve hayatiniza sahip cikabilirsiniz. Bu da bir secim. Kontrol edebileginiz seyler, kendiniz ve kendi tavirlariniz. Kontrol edemediginiz seyler, anneniz ve onun davranislari. Kontrol edebildiklerinize odaklanin. Bu arada kolay oldugunu kimse soylemiyor, boyle bir taahhut yok, o kadar zor da degil. Kilit soru ne kadar kendi yasaminizi daha saglikli yasamak istediginiz.
0
@planeta bence verdiginiz ornek benzer ancak duyuru sahibi bu bagimliligi kirip gercek iliskiler kurmak ve yasami daha saglikli bir yetiskin olarak yasamak istiyor diye anliyorum. Sizin verdiginiz ornekte ise, bu durumu sorgulamayan ve cocukluktan yetiskinlige gecmek istemeyen bir durum soz konusu, zira kusmek, trip atmak duygularini regule etmeyi bilmeyen cocuk tepkisidir, iliskilerde hep alici olmak, kendi gordugunu baskalarina dayatmak vs de saglikli ve sorumluluk almak isteyen yetiskin davranisi degil. Dolayisiyla ayni tarz anneden hep ayni tarz cocuk cikiyor diyemeyiz, bazilari da iliskideki garipligin farkinda oluyor ve kendi sorumluluklarini kendileri almayi ogrenmek istiyor.
0
@kassiopeia
Yok ben de yazının sonunda bundan bahsetmiştim zaten. Duyuruyu açan kişi durumun yanlış olduğunun farkında, hatta tepkisini bile koymuş daha ne yapsın zaten. Ama çoğu kişide böyle olmuyor, en azından benim gözlemim bu. Çünkü bu tarz kişiler gerçekten fanusta gibi yetişiyorlar bence.
Yok ben de yazının sonunda bundan bahsetmiştim zaten. Duyuruyu açan kişi durumun yanlış olduğunun farkında, hatta tepkisini bile koymuş daha ne yapsın zaten. Ama çoğu kişide böyle olmuyor, en azından benim gözlemim bu. Çünkü bu tarz kişiler gerçekten fanusta gibi yetişiyorlar bence.
0
oo yine annelik gömüyoruz geldim
hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi; iş, akademi, kariyer, maaş üstünden almakla anne olarak almanın farkı ne mahiyet olarak? :)
ilki bencilce diyecektim ama bencillik bile değil, ancak restorana zaraya yargıcıya 2. evi alırken müteahhite faydan dokunuyor filan. ötekinde product insan, onun da faydaları vardır heralde, sanırım
insan yetiştirmek bir iş zaten. başlı başına. bunu yapanın yaşanmamış bir hayatı olmuyor. öyle olsa gelmiş geçmiş 110 milyar insanın 100 milyarı bi hayat yaşamadı. anne olsan ya da çocuğun olsa nasipse, anlıycan. o bölümün kilidi şak diye açılacak.
şerh düşmek istedim. diğer konular göreceli. haklısındır.
hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi; iş, akademi, kariyer, maaş üstünden almakla anne olarak almanın farkı ne mahiyet olarak? :)
ilki bencilce diyecektim ama bencillik bile değil, ancak restorana zaraya yargıcıya 2. evi alırken müteahhite faydan dokunuyor filan. ötekinde product insan, onun da faydaları vardır heralde, sanırım
insan yetiştirmek bir iş zaten. başlı başına. bunu yapanın yaşanmamış bir hayatı olmuyor. öyle olsa gelmiş geçmiş 110 milyar insanın 100 milyarı bi hayat yaşamadı. anne olsan ya da çocuğun olsa nasipse, anlıycan. o bölümün kilidi şak diye açılacak.
şerh düşmek istedim. diğer konular göreceli. haklısındır.
0
@pianeta, yani yakın aslında ama tam dediğiniz şekilde de olmadı evet, annem fazla disiplinliydi çünkü ben 2 yaşımdayken boşanmışlar. Annem boşandıktan 20 sene sonra tekrar evlendi. Tek başına hem anne hem baba olmaya çalışıyordu. O yüzden bende öyle pek tek çocuk şımarıklılığı veya herhangi bir şımarıklılık oluşmadı. Sadece biraz birey olabilme, güçlü olabilme durumlarında eksik kalmış olabilirim. Bir de annem öyle uygulanabilir bir sevgi göstermeyi bilmiyordu sarılmak öpmek koklamak gibi. Arkadaş gibiydik daha çok. Ama ona rağmen üzerime titrediğini de her fırsatta bir şekilde gösteriyordu. Ama ben öyle bir şey beklemiyordum ki. Kendi hayatımı yaşayayım, kendi hatalarımı yapayım istiyordum. Annemse her şeyi bilmek istiyordu, nereye gittim, kimle gittim, ne yedim, ne harcadım vs. vs. Ben artık dayanamayıp annemle bu iletişimi keskin bir şekilde sınırlayıp yeni ilişkiler kurmaya başlayınca, ve kendisinin hiç bir şeyden haberi olmayınca (ya da çok az) olunca. Bu sefer de yeni ilişki kurduğum kişiye kurulmaya başladı. Sanki ben böyle değildim de beni hayatıma giren kişi bozmuş gibi düşündü sanırım. Halbuki benim savaşım sadece annemle yani dış dünyanın buna bir teması yoktu ki.
O yüzden bu durumları ona nasıl anlatacağım bilmiyorum. Annemin şu an evliliğimle ilgili bir derdi sıkıntısı olmasa da başlarda çok istemiyordu. Çok razı değildi. İstemeye gelmedi, nişana gelmedi, sadece düğüne geldi onu da artık dibinde yaptık gel bir zahmet yani. Geçenlerde bi bunalıma girdim çıktım evden kimseden habersiz telefonlarımı falan kapattım gittim bir parkta kitap okudum. Kimse bana ulaşamayına da annem öldüğümü sanmış ağlamış karakola falan gitmiş. Neden haber vermiyorsunuz ben senin icin canını veririm falan dedi. Ben boyle bir sey istemiyorum ki. Ve niye böyle bir şey yaptım evli barklı adam ben de bilmiyorum. Belki böyle yetiştirilmemin bir sonucudur. Belki az da olsa bir şımarıklılık kalmıştır. Bilmiyorum.
Dedi ki niye böyle yapıyorsunuz. Dedim sizin yüzünüzden yani bu yaşıma kadar yanındayız arkandayız dediniz ama evlenirken yoksunuz, eve geçtik yoksunuz, bir yuva kurmaya çalışıyoruz, yoksunuz. Sonra canımı verirdimler... e kılını kırpmadın bu mudur canını vermen. Bu arada kac yaşına gelmisim yanimda olmak zorunda değiller, çiftler kendileri de yuva kurabilirler fakat şu kısmı insanlara anlatamıyorum; madem öyle bi anda ortada bırakacaktınız, beni neden öyle yetiştirmediniz? Ben de o güçlükte bir karakter olurdum. Madem hayat böyleydi, önceden hazırlasaydınız o zaman
O yüzden bu durumları ona nasıl anlatacağım bilmiyorum. Annemin şu an evliliğimle ilgili bir derdi sıkıntısı olmasa da başlarda çok istemiyordu. Çok razı değildi. İstemeye gelmedi, nişana gelmedi, sadece düğüne geldi onu da artık dibinde yaptık gel bir zahmet yani. Geçenlerde bi bunalıma girdim çıktım evden kimseden habersiz telefonlarımı falan kapattım gittim bir parkta kitap okudum. Kimse bana ulaşamayına da annem öldüğümü sanmış ağlamış karakola falan gitmiş. Neden haber vermiyorsunuz ben senin icin canını veririm falan dedi. Ben boyle bir sey istemiyorum ki. Ve niye böyle bir şey yaptım evli barklı adam ben de bilmiyorum. Belki böyle yetiştirilmemin bir sonucudur. Belki az da olsa bir şımarıklılık kalmıştır. Bilmiyorum.
Dedi ki niye böyle yapıyorsunuz. Dedim sizin yüzünüzden yani bu yaşıma kadar yanındayız arkandayız dediniz ama evlenirken yoksunuz, eve geçtik yoksunuz, bir yuva kurmaya çalışıyoruz, yoksunuz. Sonra canımı verirdimler... e kılını kırpmadın bu mudur canını vermen. Bu arada kac yaşına gelmisim yanimda olmak zorunda değiller, çiftler kendileri de yuva kurabilirler fakat şu kısmı insanlara anlatamıyorum; madem öyle bi anda ortada bırakacaktınız, beni neden öyle yetiştirmediniz? Ben de o güçlükte bir karakter olurdum. Madem hayat böyleydi, önceden hazırlasaydınız o zaman
0
büyük engizisyoncu
Bu yıl kış gelmeyecek mi, direkt bahara mı geçeceğiz? Hava durumu uygulamaları günlerce sıcak gösteriyor hala. Ankarada 3-4 gün soğuk oldu geçti sadece bu yıl. Bitti mi şimdi kış?Bu konularda yetkili kişilerin fikirleri falan var mı duymadığımız?
Bu yıl kış gelmeyecek mi, direkt bahara mı geçeceğiz? Hava durumu uygulamaları günlerce sıcak gösteriyor hala. Ankarada 3-4 gün soğuk oldu geçti sadece bu yıl. Bitti mi şimdi kış?
Bu konularda yetkili kişilerin fikirleri falan var mı duymadığımız?
Bu konularda yetkili kişilerin fikirleri falan var mı duymadığımız?
0
mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır demiş atalarımız. ayrıca ankara haftaya eksi dereceleri gösteriyor.
0
Cemre düştü ama gecen ki yerel seçimlerde ağaçların don yediğini unutmadık hâlâ. O seçimde yine Mart ayında yapılmıştı.
0
muhtemelen geçen yılki gibi olacak. martta soğuklar başlar, temmuzda anca ısınır. tuhaf ama artık böyle olacak sanırım:)
0
nefertarii
Dün veteriner teşhisi koydu, GS diye bir ilaç varmış, lisanssızmış filan. Her bir flakona 100 $ dedi ve 90 günlük bir tedavi olacakmış. Biz başlattık ilacı çünkü hayvan çok kötü durumda, veterinerde olandan başladık ancak tedavi çok masraflı olacak. Bu ilacın tablet formu da varmış, aşırı bilgi kirl
Dün veteriner teşhisi koydu, GS diye bir ilaç varmış, lisanssızmış filan. Her bir flakona 100 $ dedi ve 90 günlük bir tedavi olacakmış. Biz başlattık ilacı çünkü hayvan çok kötü durumda, veterinerde olandan başladık ancak tedavi çok masraflı olacak. Bu ilacın tablet formu da varmış, aşırı bilgi kirliliğine maruz kaldık anlayacağınız. Biri 1500’e buluruz diyor ilacı filan.
Tecrübesi olan biri yeşillendirebilir mi?
Tecrübesi olan biri yeşillendirebilir mi?
0
Çok geçmiş olsun. Bir instagram sayfası vardı, çin'den getiriyorlardı ama kesin çözüm değil tabi. Biz ve veterinerimiz bu konularda muhtemelen çok yaşamayacak bir kedi için yüklü deneysel tedavi masrafı yapmaktansa mümkün olduğunca fazla kediye mama alıp kısırlaştırma yapmayı daha doğru buluyoruz mesela. Bu arada fip tedavisi için b12 kullanımını öneren veterinerler de var. Biz başladık ama baktığımız fip'li kediler iki haftayı zor çıkarıyor. Şu an yürüme, karın şişliği falan ne durumda?
0
1500'e buluruz diyen kim, güvendiğiniz biri mi? Piyasada şişeye su koyup ilaç diye satan çok fazla dolandırıcı var diye biliyorum, bize de veterinerimiz söylemişti. Tabi yine dışarıdan, diğer veterinerlerden ilacın fiyatını sorun ama veteriner dışında birilerine de güvenmeyin bence.
İmkanınız varsa yurt dışından getirtebilirsiniz. Özellikle Rusya'dan.
İmkanınız varsa yurt dışından getirtebilirsiniz. Özellikle Rusya'dan.
0
Yani güvenilir mi bilmiyorum açıkçası. Başkası buldu ilacı satan kişiyi, onu da denemek istemiyoruz.
0
www.instagram.com
ben bu profilin sahibinden satın aldım. Burada detaylı bilgiler de mevcut. ama çok acele etmelisiniz fip birkaç günde öldüren bi hastalık.
ben bu profilin sahibinden satın aldım. Burada detaylı bilgiler de mevcut. ama çok acele etmelisiniz fip birkaç günde öldüren bi hastalık.
0
eidd tablet muhtemelen bahsedilen, bunların kötü sonuç verdiğini duymaya başladık. 2 kedi fip tedavisinde destek verdim şu anda geçen hafta bir kedinin kuru fip tedavisine başladık. tüm kedilerde aynı kişiden ilaç aldık, dediğiniz fiyata yakın. iletişim bilgilerini isterseniz mesaj yazabilirsiniz.
www.instagram.com
www.instagram.com
0
ozzycatt
Selamlar,Evimin karşısına bir çiğköfte dükkanı açıldı. Dükkanın girişine asılan uzunca bir led tabela var, çok kuvvetli bir beyaz ışık üretiyor ve bu tabelanın ışığı evin her cephesinden görünüyor. Tabelada sürekli yazı geçişleri, yanıp sönme durumu mevcut. Dolayısıyla evin içerisinde de sürekli bir
Selamlar,
Evimin karşısına bir çiğköfte dükkanı açıldı. Dükkanın girişine asılan uzunca bir led tabela var, çok kuvvetli bir beyaz ışık üretiyor ve bu tabelanın ışığı evin her cephesinden görünüyor. Tabelada sürekli yazı geçişleri, yanıp sönme durumu mevcut.
Dolayısıyla evin içerisinde de sürekli bir ışık geçişi var. Geceleyin ışık geçirmez perde ile çözülse bile, ışık öyle kuvvetli ki duyduğumuz rahatsızlıktan ötürü sabahleyin perde açık oturamadık.
Dükkan işletmecisine medenice rahatsızlığımı anlatayım desem, para harcayıp astırdığı tabelesını indirmez. İstanbul'un Ümraniye semtindeyim.
Bunu kime şikayet etmeliyim?
Evimin karşısına bir çiğköfte dükkanı açıldı. Dükkanın girişine asılan uzunca bir led tabela var, çok kuvvetli bir beyaz ışık üretiyor ve bu tabelanın ışığı evin her cephesinden görünüyor. Tabelada sürekli yazı geçişleri, yanıp sönme durumu mevcut.
Dolayısıyla evin içerisinde de sürekli bir ışık geçişi var. Geceleyin ışık geçirmez perde ile çözülse bile, ışık öyle kuvvetli ki duyduğumuz rahatsızlıktan ötürü sabahleyin perde açık oturamadık.
Dükkan işletmecisine medenice rahatsızlığımı anlatayım desem, para harcayıp astırdığı tabelesını indirmez. İstanbul'un Ümraniye semtindeyim.
Bunu kime şikayet etmeliyim?
0
bu tip işlerde şehirden şehire, belediyeden belediyeye değişmekle birlikte karışık bir bürokrasi var. şöyle ki şimdi bu bir çok alandan bir çok yerin şikayet konusu olduğu için ilgili birimler sizi oradan oraya sürüklüyor; buraya değil size bir numara vereceğim şurasını arayın diyor siz orayı arıyorsunuz hayır bizim işimiz değil siz orayı geri arayın diyor iş uzuyor da uzuyor muhattap bulamıyorsunuz.
mesela doğru olmama ihtimalleri ile birlikte; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan polisin, ışık kirliliğinden çevre ve şehircilik bakanlığının, uygunsuz tabela takımından belediyenin sorumluluğunda.
sizin yapmanız gereken bana kalırsa ilk olarak belediyenizin beyaz masasına şikayet etmekle başlamanız. sizi yönlendirdiği yere doğru sürüklenin. sonrasında zabıtayı, polisi, bakanlığı aramaktan çekinmeden şikayetlerinizi iletin.
benzer bir durumu ve bu durum minvalinde olan farklı ama aynı tip olaylar yaşadım. yapmanız gereken sizi ciddiye alacak bir kurum bulmak. hiç olmuyorsa en sonunda dava açmanız gerekiyordur muhtemelen.
mesela doğru olmama ihtimalleri ile birlikte; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan polisin, ışık kirliliğinden çevre ve şehircilik bakanlığının, uygunsuz tabela takımından belediyenin sorumluluğunda.
sizin yapmanız gereken bana kalırsa ilk olarak belediyenizin beyaz masasına şikayet etmekle başlamanız. sizi yönlendirdiği yere doğru sürüklenin. sonrasında zabıtayı, polisi, bakanlığı aramaktan çekinmeden şikayetlerinizi iletin.
benzer bir durumu ve bu durum minvalinde olan farklı ama aynı tip olaylar yaşadım. yapmanız gereken sizi ciddiye alacak bir kurum bulmak. hiç olmuyorsa en sonunda dava açmanız gerekiyordur muhtemelen.
0
üstüne hani gözümüze elle siper yaparız ya onun gibi siperlik yaptır sen.
de ki bize çok geliyor bunu takacaksın. ya da sökeceksin. başka türlüsü yok de.
de ki bize çok geliyor bunu takacaksın. ya da sökeceksin. başka türlüsü yok de.
0
Önce zabıtayı arayın, eğer işer yaramazsa direkt büyükşehiri arayıp şikayet edin.
Bu tarz durumlar ve sorumluluklar şehirden şehire, belediyeden belediyeye değişiyor. Ama öyle ya da böyle ya Ümraniye Belediyesi, ya da İstanbul Büyükşehit Belediyesi bakıyordur bu işe. O yüzden sırayla ya da aynı anda ikisini de deneyebilirsiniz.
Bu tarz durumlar ve sorumluluklar şehirden şehire, belediyeden belediyeye değişiyor. Ama öyle ya da böyle ya Ümraniye Belediyesi, ya da İstanbul Büyükşehit Belediyesi bakıyordur bu işe. O yüzden sırayla ya da aynı anda ikisini de deneyebilirsiniz.
0
Başıma bu tarz bir olay gelmişti. Önce dükkan sahibiyle konuş. Direk şikayet yoluna gidersen işi gıcıklığa bindirip daha fazla ışık takar. Baktın çözüm üretmiyor o zaman belediye/zabita ile arayışa başlarsın
0
Tüm müracaatlarınızı yazılı yapın. Olumsuz cevap alırsanız 'yargı yoluna gideceğim için' diye özellikle belirterek yazılı cevap isteyin.
Dava açmak gerektiğinde dilekçenizde bu yazışmaları ek yapın.
Dava açmak gerektiğinde dilekçenizde bu yazışmaları ek yapın.
0
büyük engizisyoncu
Yakın zamanda bir araba kiralayıp uzun yol yapacağım ama maddi durumlardan dolayı Clio alıp geçeceğim. Yalnız Clio'larda kolçak olmuyor (bugüne kadar 3-4 kere Clio kiraladım hiçbirinde yoktu). Sırf kolçak olsun diye de model yükseltmeye gerek yok.Kendi imkanlarımla, kolçak görevi görebilecek bir şey
Yakın zamanda bir araba kiralayıp uzun yol yapacağım ama maddi durumlardan dolayı Clio alıp geçeceğim. Yalnız Clio'larda kolçak olmuyor (bugüne kadar 3-4 kere Clio kiraladım hiçbirinde yoktu). Sırf kolçak olsun diye de model yükseltmeye gerek yok.
Kendi imkanlarımla, kolçak görevi görebilecek bir şey yapabilir miyim ben o iki koltuğun arasına? Sadece kolumu koyayım, destek alayım yeter. Gideceğim yerde arabayı biraz yavaş kullanmam gerekecek ve ben arabayı yavaş kullanırken öne doğru kaykılıp kolumu kolçağa dayayarak rahat ediyorum. Yani hırkayı katlayıp koysam, öne kaykılıp dirseğimi dayadığım bir pozisyonda hırka falan dayanmaz benim yüküme gibi geliyor.
İnternette delmeden kırmadan takılabilen kolçaklar satılıyor ama kiralık araba için öyle bir ürünü almaya da gerek yok, zaten uyacak mı uymayacak o da belli değil.
Bana bir fikir verin derdim büyük, 1 hafta kullanacağım bu arabayı. Az rahat olayım istiyorum.
Kendi imkanlarımla, kolçak görevi görebilecek bir şey yapabilir miyim ben o iki koltuğun arasına? Sadece kolumu koyayım, destek alayım yeter. Gideceğim yerde arabayı biraz yavaş kullanmam gerekecek ve ben arabayı yavaş kullanırken öne doğru kaykılıp kolumu kolçağa dayayarak rahat ediyorum. Yani hırkayı katlayıp koysam, öne kaykılıp dirseğimi dayadığım bir pozisyonda hırka falan dayanmaz benim yüküme gibi geliyor.
İnternette delmeden kırmadan takılabilen kolçaklar satılıyor ama kiralık araba için öyle bir ürünü almaya da gerek yok, zaten uyacak mı uymayacak o da belli değil.
Bana bir fikir verin derdim büyük, 1 hafta kullanacağım bu arabayı. Az rahat olayım istiyorum.
0
Sert süngere kılıf diktirip araya sıkıştırarak kullanılabilir. Dosemeciler yapar.
0
@mekaniker
El frenini engellemez mi peki bu? Bir de ne yükseklikte olması gerek böyle bir parçanın?
El frenini engellemez mi peki bu? Bir de ne yükseklikte olması gerek böyle bir parçanın?
0
Benim eski arabadan kalma o gecirmeli kolcaktan var, internette satilanlardan istersen göndereyim boş boş duruyo, Ankara'daysan elden verebilirim
0
Egea kiralayın bence, benim kullandığım egealarin hepsinde vardı. Hem daha geniş, hem uzun yolda daha rahat, hem de dizeli az yakar. Aynı sınıftır muhtemelen.
0
@buyuk hayır o kadar büyük değil. Engellemez. Kabaca 30*15*20 gibi boyutlar iş görür.
0
Sunta/mdf türü bir plakadan uygun kesilip 4 vida ile birleştirir ve üstüne de yumuşak bir şey koyarak idare edersin.
U şeklinde yapacaksın yani, açık ağzı aşağı bakacak.
Şunun daha kabasını ve dümdüzünü yapacaksın ;
www.youtube.com
U şeklinde yapacaksın yani, açık ağzı aşağı bakacak.
Şunun daha kabasını ve dümdüzünü yapacaksın ;
www.youtube.com
0
büyük engizisyoncu
Bir tık uzun olacak. Kafam karışık olduğu için saçma da görünebilir bazı noktalar. Ama en basştan söylemek gerekirse, farklı fikir ve önerilere açığım.3 yıldır işletmeciliğini yaptığınız bir kafenin devri sonucu elinize 600-700 bin lira kalacak diyelim (önümüdeki 4-5 ay içinde).Kafe işlerinden artık
Bir tık uzun olacak. Kafam karışık olduğu için saçma da görünebilir bazı noktalar. Ama en basştan söylemek gerekirse, farklı fikir ve önerilere açığım.
3 yıldır işletmeciliğini yaptığınız bir kafenin devri sonucu elinize 600-700 bin lira kalacak diyelim (önümüdeki 4-5 ay içinde).
Kafe işlerinden artık sıkıldınız ve mümkünse yine bir kafe açmak vs istemiyorsunuz ama sektörde iyi kötü çevreniz ve bilinirliğiniz de var. Kahve üretimi (kavurma, paketleme vs) yapabilecek durumdasınız. Kahve ya da mutfak (tatlı vs) üzerine bir atölyeyi de yönetip işletebilecek bilgi, çevre ve tecrübeniz de var.
Ama bireysel olarak herhangi bir üretim yapıyor olsanız bile arabanız olmadığı için, ürettiğiniz ürünü iletme noktasında lojistik sorunu yaşayacaksınız. Devirden elinize kalan parayla da hem iş kurup, hem araba alamıyorsunuz malum fiyatlar.
Ek olarak, yıllarca içinizde bilgisayar üzerinden yapılan bir meslek sahibi olma isteği var, ama hiçbir zaman vakit ayırıp kendinizi eğitemediniz. Lise yıllarından beri kendinizi hep bir yazılımcı, tasarımcı olarak hayal ettiniz ama mesleki durumlardan dolayı buna hiçbir zaman vaktiniz olmadı. En kötüsü İngilizce'niz de oldukça zayıf.
Ayrıca,
1 - Zincir bir markanın herhangi bir şubesinden hisse alıp %10-20 ortak olma ihtimaliniz olabilir (net değil, ama olabilir).
2 - Çevrenizdeki insanlara sorup, sizinle ortak olmak isteyenlerle bir iş yapabilirsiniz. Muhtemelen yine aynı sektörde bir iş olacak tabi bu.
3 - Ya da her şeyi boşverip, yine küçük bir kahveci açıp devam edebilirsiniz tek başınıza.
Sonuç olarak,
Yukarıdaki 3 maddeden hiçbiri tam anlamıyla içime sinmiyor. Dediğim gibi artık bu işi yapmak, insanlarla uğraşmak istemiyorum. Onu da geçtim, artık sıfırdan bir işletme açmaya gücüm de, hevesim de yok. Son 3 yıldır kendi yerimi işletiyorum ama ondan önce de aynı sektörde farklı markalarda garsonluk, baristalık, yöneticilik yaptım. Son 15 yılım böyle geçti. Ama yine de bildiğim tek iş bu olduğu için, mecbur kalırsam tabi ki yine bu işi yapmaya devam ederim.
Peki bu parayı tüm bu saydıklarım dışında nasıl değerlendirebilirim?
Aklıma gelen bir diğer seçenek, parayı faize atıp, o faiziyle geçinip, o sırada da daha önce bahsettiğim merakım olan yazılım, İngilizce kurslarına falan gitmek. 30 yaşındayım ve hangi işi yaparak emekli olmak istiyorum sorusuna net bir cevabım yok. Tek bildiğim kafe işleriyle emekli olmak istemediğim.
Sonuç olarak aklıma gelenlerin özeti:
1 - Bir yere ortak olmak (nereye?)
2 - Ortak bir iş yapmak (ne?)
3 - Tek başına farklı bir yer açmak
4 - Parayı faiz, dolar, altın vb. yatırmak.
Bu aklıma gelenler dışında bambaşka önerilere de açığım. Atıyorum gidip mahalle bakkalı aç deseniz onu bile oturur düşünürüm.
3 yıldır işletmeciliğini yaptığınız bir kafenin devri sonucu elinize 600-700 bin lira kalacak diyelim (önümüdeki 4-5 ay içinde).
Kafe işlerinden artık sıkıldınız ve mümkünse yine bir kafe açmak vs istemiyorsunuz ama sektörde iyi kötü çevreniz ve bilinirliğiniz de var. Kahve üretimi (kavurma, paketleme vs) yapabilecek durumdasınız. Kahve ya da mutfak (tatlı vs) üzerine bir atölyeyi de yönetip işletebilecek bilgi, çevre ve tecrübeniz de var.
Ama bireysel olarak herhangi bir üretim yapıyor olsanız bile arabanız olmadığı için, ürettiğiniz ürünü iletme noktasında lojistik sorunu yaşayacaksınız. Devirden elinize kalan parayla da hem iş kurup, hem araba alamıyorsunuz malum fiyatlar.
Ek olarak, yıllarca içinizde bilgisayar üzerinden yapılan bir meslek sahibi olma isteği var, ama hiçbir zaman vakit ayırıp kendinizi eğitemediniz. Lise yıllarından beri kendinizi hep bir yazılımcı, tasarımcı olarak hayal ettiniz ama mesleki durumlardan dolayı buna hiçbir zaman vaktiniz olmadı. En kötüsü İngilizce'niz de oldukça zayıf.
Ayrıca,
1 - Zincir bir markanın herhangi bir şubesinden hisse alıp %10-20 ortak olma ihtimaliniz olabilir (net değil, ama olabilir).
2 - Çevrenizdeki insanlara sorup, sizinle ortak olmak isteyenlerle bir iş yapabilirsiniz. Muhtemelen yine aynı sektörde bir iş olacak tabi bu.
3 - Ya da her şeyi boşverip, yine küçük bir kahveci açıp devam edebilirsiniz tek başınıza.
Sonuç olarak,
Yukarıdaki 3 maddeden hiçbiri tam anlamıyla içime sinmiyor. Dediğim gibi artık bu işi yapmak, insanlarla uğraşmak istemiyorum. Onu da geçtim, artık sıfırdan bir işletme açmaya gücüm de, hevesim de yok. Son 3 yıldır kendi yerimi işletiyorum ama ondan önce de aynı sektörde farklı markalarda garsonluk, baristalık, yöneticilik yaptım. Son 15 yılım böyle geçti. Ama yine de bildiğim tek iş bu olduğu için, mecbur kalırsam tabi ki yine bu işi yapmaya devam ederim.
Peki bu parayı tüm bu saydıklarım dışında nasıl değerlendirebilirim?
Aklıma gelen bir diğer seçenek, parayı faize atıp, o faiziyle geçinip, o sırada da daha önce bahsettiğim merakım olan yazılım, İngilizce kurslarına falan gitmek. 30 yaşındayım ve hangi işi yaparak emekli olmak istiyorum sorusuna net bir cevabım yok. Tek bildiğim kafe işleriyle emekli olmak istemediğim.
Sonuç olarak aklıma gelenlerin özeti:
1 - Bir yere ortak olmak (nereye?)
2 - Ortak bir iş yapmak (ne?)
3 - Tek başına farklı bir yer açmak
4 - Parayı faiz, dolar, altın vb. yatırmak.
Bu aklıma gelenler dışında bambaşka önerilere de açığım. Atıyorum gidip mahalle bakkalı aç deseniz onu bile oturur düşünürüm.
0
Belirli yatırım seçeneklerini tartışmadan önce, kafe sektörü dışındaki kişisel hedefleriniz ve ilgi alanlarınız üzerinde düşünmek için biraz zaman ayırmanızı öneririm. Bahsettiğiniz gibi, bilgisayar tabanlı mesleklere her zaman ilgi duydunuz, ancak iş yükümlülükleri nedeniyle bunu sürdürme fırsatınız olmadı. Belki de şimdi bunu daha fazla keşfetmek ve ilgili kursları veya sertifikaları alarak kendinize yatırım yapmak için iyi bir zaman olabilir. Eğer gerçekten disiplin ve motivasyon sağlayacaksanız, bu süreçte de harcayacağınız zaman sizin için büyük bir eksi olmayacaksa mutlaka değerlendirin, YouTube üzerinden sizin yaşlarınızda hayalinizdeki kariyere başlamış ve başarılı/başarısız olmuş insanları dinleyin, ve bir süre kendinizi deneyin.
Mali durumunuzla ilgili olarak, faiz, dolar, altın veya diğer yatırım araçlarına yatırım yapmak, diğer kariyer seçeneklerini keşfederken pasif gelir elde etmek için iyi bir yol olabilir. Ancak, bu yatırımların getirilerinin yüksek olmayabileceğini ve herhangi bir yatırım kararı vermeden önce araştırma yapmanız ve finans uzmanlarına danışmanız gerektiğini unutmamak lazım.
Dikkate alınması gereken bir diğer seçenek de gayrimenkule yatırım olabilir. Bölgenizdeki piyasa koşullarına bağlı olarak, kiralık bir mülk satın alabilir ve kira ödemelerinden gelir elde edebilirsiniz. Bu, zaman içinde istikrarlı gelir ve değer artışı sağlayabilecek uzun vadeli bir yatırım olabilir.
Girişimcilikle ilgileniyor, ancak bir kafe veya mutfak atölyesi açmak istemiyorsanız, bir franchise'a yatırım yapmayı düşünebilirsiniz. Birçok farklı franchise fırsatı mevcut ve kişisel ilgi alanlarınıza ve finansal hedeflerinize uygun olanı bulmak için farklı seçenekleri araştırabilirsiniz.
Ayrıca, danışmanlık, e-ticaret veya serbest çalışma gibi ev tabanlı bir iş kurmayı da düşünebilirsiniz. Bu tür işlere başlamak düşük maliyetli olabilir ve çalışma saatleri ve yer açısından esneklik sağlayabilir.
Zayıf İngilizce becerilerinizle ilgili olarak, Lingoda ve Cambly gibi tek bir öğretmene bağlı kalmayacağınız online dil kurslarına yatırım yapmak iletişim becerilerinizi geliştirmek ve yeni kariyer fırsatları yaratmak için iyi bir yol olabilir.
Önemli olan kişisel ilgi alanlarınızı ve hedeflerinizi keşfetmek için biraz zaman ayırmak ve bu hedeflerle uyumlu farklı yatırım ve kariyer seçeneklerini araştırmak. Çalışmak için sermayeniz varsa doğru stratejiyle pasif gelir elde edebilir, tatmin edici ve sürdürülebilir yeni bir kariyer yolu bulabilirsiniz.
Mali durumunuzla ilgili olarak, faiz, dolar, altın veya diğer yatırım araçlarına yatırım yapmak, diğer kariyer seçeneklerini keşfederken pasif gelir elde etmek için iyi bir yol olabilir. Ancak, bu yatırımların getirilerinin yüksek olmayabileceğini ve herhangi bir yatırım kararı vermeden önce araştırma yapmanız ve finans uzmanlarına danışmanız gerektiğini unutmamak lazım.
Dikkate alınması gereken bir diğer seçenek de gayrimenkule yatırım olabilir. Bölgenizdeki piyasa koşullarına bağlı olarak, kiralık bir mülk satın alabilir ve kira ödemelerinden gelir elde edebilirsiniz. Bu, zaman içinde istikrarlı gelir ve değer artışı sağlayabilecek uzun vadeli bir yatırım olabilir.
Girişimcilikle ilgileniyor, ancak bir kafe veya mutfak atölyesi açmak istemiyorsanız, bir franchise'a yatırım yapmayı düşünebilirsiniz. Birçok farklı franchise fırsatı mevcut ve kişisel ilgi alanlarınıza ve finansal hedeflerinize uygun olanı bulmak için farklı seçenekleri araştırabilirsiniz.
Ayrıca, danışmanlık, e-ticaret veya serbest çalışma gibi ev tabanlı bir iş kurmayı da düşünebilirsiniz. Bu tür işlere başlamak düşük maliyetli olabilir ve çalışma saatleri ve yer açısından esneklik sağlayabilir.
Zayıf İngilizce becerilerinizle ilgili olarak, Lingoda ve Cambly gibi tek bir öğretmene bağlı kalmayacağınız online dil kurslarına yatırım yapmak iletişim becerilerinizi geliştirmek ve yeni kariyer fırsatları yaratmak için iyi bir yol olabilir.
Önemli olan kişisel ilgi alanlarınızı ve hedeflerinizi keşfetmek için biraz zaman ayırmak ve bu hedeflerle uyumlu farklı yatırım ve kariyer seçeneklerini araştırmak. Çalışmak için sermayeniz varsa doğru stratejiyle pasif gelir elde edebilir, tatmin edici ve sürdürülebilir yeni bir kariyer yolu bulabilirsiniz.
0
28 yıldır esnaflık yapıyorum. Hizmet sektörü koleliktir. Perakende peşin al sat kadına ve çocuğa yönelik ticaret yap. 1 milyona işlek yerde işi kur. Barkod kamera sistemini de kur. Günde iki saat boy goster. Sadece ürün takibi yap. Bir mesul müdür iki öğrenciyle ayda 200 bin karı cebe koy. Bir içeceğe 4 kere masaya gidip sermayeyi dekora yatırıp bayram seyranda çalışmanın mantığı yok
0
Tavuk dönerci ya da tavuk pilavcı aç. Arabaya gerek yok. Motosiklet alırsın.
0
Deer hunter + 1.
Online perakende pet mama satın.
Raf ömrü 2 yıldır, zarar etmezsiniz.
İsterseniz ortak bile olabiliriz, emekli oldum ve çok sıkıldım da :)
Online perakende pet mama satın.
Raf ömrü 2 yıldır, zarar etmezsiniz.
İsterseniz ortak bile olabiliriz, emekli oldum ve çok sıkıldım da :)
0
@alfired
Teşekkür ederim, teklifiniz aklımda da olsun :)
Pet shop açmak aslında benim de aklıma geldi, hatta uzun zaman önce gelmişti. Ama çok hareketsiz bir iş. Evet hizmet sektörü gerçekten çekilir çile değil, ve evet işletmecilikten sıkıldım, ama bir yandan da sürekli hareket halinde olmaya, hareket ederek çalışmaya da alıştığım için Pet Shop işi biraz fazla hareketsiz gelebilir bana gibi hissediyorum. Yine de aklımın bir köşesinde var ama.
Teşekkür ederim, teklifiniz aklımda da olsun :)
Pet shop açmak aslında benim de aklıma geldi, hatta uzun zaman önce gelmişti. Ama çok hareketsiz bir iş. Evet hizmet sektörü gerçekten çekilir çile değil, ve evet işletmecilikten sıkıldım, ama bir yandan da sürekli hareket halinde olmaya, hareket ederek çalışmaya da alıştığım için Pet Shop işi biraz fazla hareketsiz gelebilir bana gibi hissediyorum. Yine de aklımın bir köşesinde var ama.
0
en kritik durum 4-5 ay sonra 600-700 bin lira 20-25 bin dolar edip kuş kadar bir para olabilir.
0
Pet shop değil !!!
Pet shop sakat iş.
Sadece pet mama (kedi ve köpek gıdası), ve sadece online kastettim.
Ortak olmasak da sorun değil, bereketi bol olsun dilerim :)
Pet shop sakat iş.
Sadece pet mama (kedi ve köpek gıdası), ve sadece online kastettim.
Ortak olmasak da sorun değil, bereketi bol olsun dilerim :)
0
@orpheus
Bu süreçte biz de fiyatı guncel piyasaya göre belirleriz muhtemelen. Şimdilik 600-700 ama 5 ay sonra atıyorum belki 700-800 demek zorunda kalacağız, ki umarım zorunda kalmayız.
Bu süreçte biz de fiyatı guncel piyasaya göre belirleriz muhtemelen. Şimdilik 600-700 ama 5 ay sonra atıyorum belki 700-800 demek zorunda kalacağız, ki umarım zorunda kalmayız.
0
@alfired
Yalnız bunun için ürünleri depolayabileceğim bir alan lazım. Evim 2+1 olduğu için de öyle bir alanım yok. Yoksa güzel fikir aslında.
Yalnız bunun için ürünleri depolayabileceğim bir alan lazım. Evim 2+1 olduğu için de öyle bir alanım yok. Yoksa güzel fikir aslında.
0
en iyi iş bildiğin iş derler:) Çevreniz varsa kahvecilikle ilgili ama sektör içinde farklı bir iş kolunu daha kolay öğrenebilirsiniz. Kahve kavurmayı, paketlemeyi biliyorsanız birçok dükkana kendi markanızla tedarikçi olabilirsiniz. Ama bu iş de şu anda kolay diye herkesin girdiği bir sektör. Trendyol aynı kahveciden alınan kahveleri farklı paketlerde satan onlarca markayla dolu. O yüzden burada çoooook iyi bir marka oluşturmanız lazım ki farklılaşın.
ya da kahve ekipmanları, makinelerin distribütörlüğü gibi alanlara girilebilir eğer boşluk varsa pazarda. Mesela bu alanda iyi ama henüz türkiye'de olmayan bir markanın distribütörlüğü de olabilir.
1-Ortak olacaksanız bildiğiniz bir sektör olmasında fayda var.
2-Bir ortakla franchise işe girmek, kendi markan altında ortak iş yapmaktan daha rahat olabilir. Çünkü franchiseların tartışmaya açık birçok noktası nettir. Satış fiyatından, tedarikçisine, personel sayısından dekorasyona... Ortaklıklarda her zaman fikir ayrılıkları olur. En basitinden sen kaliteli mal satmak istersin, ortağın ucuz mal satıp sürümden kazanmak ister. Bu da tartışmaya döner. Franchiselarda her şey bellidir. Ürünü alacağın tedarikçi, satacağın fiyat, alacağın fiyat, dekorasyon, marka adı vs... Aslında sadece idareciliktir. İyi bir noktada iyi bir franchise kazandırabilir özellikle gıda sektöründe. Ama tabii çok iyi bir marka olmalı. Yani 3 şube açıp "bayilik veriyorum" demeye başlayan zıttırı büfeye de girilmez.
3-Bu bir tercih meselesi. Ama bilmediğiniz bir maceraya yelken açacaksınız.
4-Bu enflasyonda bu kadar düşük faizlerle parayı eritirsiniz faiz kazancıyla geçinmeye çalışırsanız. Anlıyorsanız yabancı borsalardan temettü kovalanabilir belki ama riskli tabii.
Bilgisayar başından yapılacak işler elbette öğrenilebilir. Şahsen o tarz işler yapıyorum. Çevremde de çok var. ama öğrenme eğrisi çok yüksek ve para kazanmak için o sektörden freelance alabileceğiniz bir çevre lazım.
-Yazılım: En uzun öğrenme eğrisi burada ve türkiye'de çok fazla mezun var. Yakında inşaat mühendisliği kıvamına gelecek. İStihdam da zayıf aslında bakmayın.
-Tasarım: Öğrenilebilir. Öğrenme eğrisi bunun da yüksek. Burada biraz estetik de gerekiyor. en çok parayı ajanslardan kazanırsınız ama çevreniz olmalı. en az 1-2 sene öğreneceksiniz ki jr seviyede iş alabilesiniz.
-Video edit-Motion Graphics: Bu biraz daha hızlı öğrenilebilir. Bunu biraz kurcalayın. Youtuberlardan bile iş alarak bayaa para kazanmak mümkün. Ama yine çevre çevre ve yetenek...
Yine de bunları hobi düzeyinde tutun derim:) ha, başka bir iş yaparken kursa gidip ux designer olan arkadaşım oldu, bilge adam'a gidip front end developer eğitimlye italya'ya giden tanıdığım oldu... Ama bunlar şans biraz da.
ya da kahve ekipmanları, makinelerin distribütörlüğü gibi alanlara girilebilir eğer boşluk varsa pazarda. Mesela bu alanda iyi ama henüz türkiye'de olmayan bir markanın distribütörlüğü de olabilir.
1-Ortak olacaksanız bildiğiniz bir sektör olmasında fayda var.
2-Bir ortakla franchise işe girmek, kendi markan altında ortak iş yapmaktan daha rahat olabilir. Çünkü franchiseların tartışmaya açık birçok noktası nettir. Satış fiyatından, tedarikçisine, personel sayısından dekorasyona... Ortaklıklarda her zaman fikir ayrılıkları olur. En basitinden sen kaliteli mal satmak istersin, ortağın ucuz mal satıp sürümden kazanmak ister. Bu da tartışmaya döner. Franchiselarda her şey bellidir. Ürünü alacağın tedarikçi, satacağın fiyat, alacağın fiyat, dekorasyon, marka adı vs... Aslında sadece idareciliktir. İyi bir noktada iyi bir franchise kazandırabilir özellikle gıda sektöründe. Ama tabii çok iyi bir marka olmalı. Yani 3 şube açıp "bayilik veriyorum" demeye başlayan zıttırı büfeye de girilmez.
3-Bu bir tercih meselesi. Ama bilmediğiniz bir maceraya yelken açacaksınız.
4-Bu enflasyonda bu kadar düşük faizlerle parayı eritirsiniz faiz kazancıyla geçinmeye çalışırsanız. Anlıyorsanız yabancı borsalardan temettü kovalanabilir belki ama riskli tabii.
Bilgisayar başından yapılacak işler elbette öğrenilebilir. Şahsen o tarz işler yapıyorum. Çevremde de çok var. ama öğrenme eğrisi çok yüksek ve para kazanmak için o sektörden freelance alabileceğiniz bir çevre lazım.
-Yazılım: En uzun öğrenme eğrisi burada ve türkiye'de çok fazla mezun var. Yakında inşaat mühendisliği kıvamına gelecek. İStihdam da zayıf aslında bakmayın.
-Tasarım: Öğrenilebilir. Öğrenme eğrisi bunun da yüksek. Burada biraz estetik de gerekiyor. en çok parayı ajanslardan kazanırsınız ama çevreniz olmalı. en az 1-2 sene öğreneceksiniz ki jr seviyede iş alabilesiniz.
-Video edit-Motion Graphics: Bu biraz daha hızlı öğrenilebilir. Bunu biraz kurcalayın. Youtuberlardan bile iş alarak bayaa para kazanmak mümkün. Ama yine çevre çevre ve yetenek...
Yine de bunları hobi düzeyinde tutun derim:) ha, başka bir iş yaparken kursa gidip ux designer olan arkadaşım oldu, bilge adam'a gidip front end developer eğitimlye italya'ya giden tanıdığım oldu... Ama bunlar şans biraz da.
0
büyük engizisyoncu
Kredi kartının limiti 50bin diyelim.İçinden 20bin liralık tasitli alışveriş yapılmışTaksitlerin aylım ödeme toplamı 5bin olsun.Şimdi ay sonu ekstre olarak 5bin mi gelecek?Yoksa 50bin - 20bin = 30bin + 5bin liranın %40'ı mı?Benim ekstre ikinci hesaptaki gibi geliyor sanki. Nedir bunun mantığı tam ola
Kredi kartının limiti 50bin diyelim.
İçinden 20bin liralık tasitli alışveriş yapılmış
Taksitlerin aylım ödeme toplamı 5bin olsun.
Şimdi ay sonu ekstre olarak 5bin mi gelecek?
Yoksa 50bin - 20bin = 30bin + 5bin liranın %40'ı mı?
Benim ekstre ikinci hesaptaki gibi geliyor sanki. Nedir bunun mantığı tam olarak?
İçinden 20bin liralık tasitli alışveriş yapılmış
Taksitlerin aylım ödeme toplamı 5bin olsun.
Şimdi ay sonu ekstre olarak 5bin mi gelecek?
Yoksa 50bin - 20bin = 30bin + 5bin liranın %40'ı mı?
Benim ekstre ikinci hesaptaki gibi geliyor sanki. Nedir bunun mantığı tam olarak?
0
Bence de 5bin gelmesi lazım ama öyle gelmiyor.
İkinci hesaptaki gibi geliyor.
Ay sonu ekstredeki harcamaları + taksitleri topluyorum, atıyorum 5bin tutuyor. Ama ekstre 12bin geliyor.
Neden böyle olur? Sürekli asgarisini ödemekle ilgisi olabilir mi? Eğer öyleyse bile yine de olması gerekenle arada 2 kat fark var.
İkinci hesaptaki gibi geliyor.
Ay sonu ekstredeki harcamaları + taksitleri topluyorum, atıyorum 5bin tutuyor. Ama ekstre 12bin geliyor.
Neden böyle olur? Sürekli asgarisini ödemekle ilgisi olabilir mi? Eğer öyleyse bile yine de olması gerekenle arada 2 kat fark var.
0
e tabii bir önceki ay ekstrenin %60'ı ödenmemiş kalıyorsa bir de ona faiz biniyor, bu ay 5 bin geliyorsa geçen aydan kalan kısım da ekleniyor.
ekstrede açık açık yazar ki bu, iyi inceleyin. "önceki dönemden devreden tutar" gibi bişey yazması lazım.
ekstrede açık açık yazar ki bu, iyi inceleyin. "önceki dönemden devreden tutar" gibi bişey yazması lazım.
0
Peki bu nasıl hesaplanıyor?
Direkt geçen aydan kalan %60 + dönem içi taksit ve harcamalar olarak mı?
Direkt geçen aydan kalan %60 + dönem içi taksit ve harcamalar olarak mı?
0
asgariyi ödeyince borcunuzu ödemiş sayılmazsınız.
dönem içi harcamalar + taksitler + önceki aydan kalan borçlar + faiz
dönem içi harcamalar + taksitler + önceki aydan kalan borçlar + faiz
0
Vadesi geçtiği halde ödenmemiş borçlara günlük faiz işler. Asgariyi yatırmanın size katkısı takibe düşmemeniz, ve gecikmeden kaynaklı kredi notunun etkilenmemesi olur. onun dışında borcunuza faiz işlemeye devam eder.
Günlük faiz hesabını da internetteki formüllerle hesaplayabilirsiniz.
Bu ayki taksitlerin toplamı 5.000 lira, bu ay yaptığınız peşin harcamalar 3.000 liraysa toplam 8.000 lira o aylık borcunuz vardır. Geçen ay asgarisini ödediğiniz borçtan kalan da 2.000 liraysa o ayki güncel borç toplamınız 10.000'e çıkar. Ayrıca o 2.000 liraya 30 günlük faiz eklersiniz. 10 bin liranın üstüne onu da eklersiniz o ay ödemekle yükümlü olduğunuz toplam borç o olur.
Günlük faiz hesabını da internetteki formüllerle hesaplayabilirsiniz.
Bu ayki taksitlerin toplamı 5.000 lira, bu ay yaptığınız peşin harcamalar 3.000 liraysa toplam 8.000 lira o aylık borcunuz vardır. Geçen ay asgarisini ödediğiniz borçtan kalan da 2.000 liraysa o ayki güncel borç toplamınız 10.000'e çıkar. Ayrıca o 2.000 liraya 30 günlük faiz eklersiniz. 10 bin liranın üstüne onu da eklersiniz o ay ödemekle yükümlü olduğunuz toplam borç o olur.
0
büyük engizisyoncu
1080p - 30fps1080p - 60fps4K - 30 fps4K - 60fpsBu seçeneklerin ışıkla ilişkileri nasıl tam olarak? Düşük ışıkta hangisiyle çekmek daha mantıklı (bir bardağın ya da kedinin videosunu çekiyoruz diyelim).
1080p - 30fps
1080p - 60fps
4K - 30 fps
4K - 60fps
Bu seçeneklerin ışıkla ilişkileri nasıl tam olarak? Düşük ışıkta hangisiyle çekmek daha mantıklı (bir bardağın ya da kedinin videosunu çekiyoruz diyelim).
1080p - 60fps
4K - 30 fps
4K - 60fps
Bu seçeneklerin ışıkla ilişkileri nasıl tam olarak? Düşük ışıkta hangisiyle çekmek daha mantıklı (bir bardağın ya da kedinin videosunu çekiyoruz diyelim).
0
Düşük fps mantıklı. Fps arttıkça birim zamanda sensöre düşen ışık miktarı azalır çünkü. Sensör konusu biraz daha farklı. 4K çekebilen biri küçük biri büyük iki sensörden büyük olan daha çok ışık alır. Ama elinizdeki tek 4K cihazla 1080p çekmek daha mı iyi derseniz 4K daha iyi (detaylar açısından).
0
(bkz: shutter speed)
s.studiobinder.com
www.studiobinder.com
FPS şöyle etkiler, fotoğraf/video çekmenin temel bileşenlerinden biri enstantane / shutter. Saniyenin kaçta biri kadar hızla kapanıp sensöre o kadarlık ışık vereceğini sen belirliyorsun. Video çekiminde 180 derece diye geçen 25 kare ise 1/50 shutter, 30 kare 1/60, 60 kare 1/120 çekilir. Daha farklı da yapabilirsin ama genel standart bu.
static.bhphotovideo.com
Fakat shutter yavaşladıkça görüntü parlaklaşır (örn: 1/30 > 1/120 ) telefonlardaki gece modu da böyle. Bırak 1/30'u, 1-2 full saniye shutterı açık bırakıp ışık alıyor.
Shutter yavaş olduğunda bu sefer hareket bulanıklığı artar. (ilk linkteki görsele bak) Net olması için (focustan bağımsız bir şey ama bu) shutterı hızlandırman lazım, bu da görüntünün kararması demek. Bu sebeple yüksek kare çekince aslında görüntüyü karartmak zorunda kalıyorsun. Veya ışık yapmak zorunda kalıyorsun (1000 kare vs. hayvan gibi yavaş çekim yapanlar çok büyük ışıklar kullanırlar)
edit: orient blue'nun dediği gibi sensör boyutu da etkiler ama o da ayrı detay şimdi boşver :D
s.studiobinder.com
www.studiobinder.com
FPS şöyle etkiler, fotoğraf/video çekmenin temel bileşenlerinden biri enstantane / shutter. Saniyenin kaçta biri kadar hızla kapanıp sensöre o kadarlık ışık vereceğini sen belirliyorsun. Video çekiminde 180 derece diye geçen 25 kare ise 1/50 shutter, 30 kare 1/60, 60 kare 1/120 çekilir. Daha farklı da yapabilirsin ama genel standart bu.
static.bhphotovideo.com
Fakat shutter yavaşladıkça görüntü parlaklaşır (örn: 1/30 > 1/120 ) telefonlardaki gece modu da böyle. Bırak 1/30'u, 1-2 full saniye shutterı açık bırakıp ışık alıyor.
Shutter yavaş olduğunda bu sefer hareket bulanıklığı artar. (ilk linkteki görsele bak) Net olması için (focustan bağımsız bir şey ama bu) shutterı hızlandırman lazım, bu da görüntünün kararması demek. Bu sebeple yüksek kare çekince aslında görüntüyü karartmak zorunda kalıyorsun. Veya ışık yapmak zorunda kalıyorsun (1000 kare vs. hayvan gibi yavaş çekim yapanlar çok büyük ışıklar kullanırlar)
edit: orient blue'nun dediği gibi sensör boyutu da etkiler ama o da ayrı detay şimdi boşver :D
0
büyük engizisyoncu
Yarın ev sahibiyle buluşup eve bakacağız. Daha doğrusu eve daha önce bakmıştık emlakçıyla ama ev sahibi emlakçıyla kiralamaktan vazgeçmiş, biz de arayıp tekrar görüşmek istediğimizi söyledik.Neyse olur da anlaşıp kontrat falan yapılırsa dikkat edilmesi gereken bir şey var mıdır? Daha önce dükkan kon
Yarın ev sahibiyle buluşup eve bakacağız. Daha doğrusu eve daha önce bakmıştık emlakçıyla ama ev sahibi emlakçıyla kiralamaktan vazgeçmiş, biz de arayıp tekrar görüşmek istediğimizi söyledik.
Neyse olur da anlaşıp kontrat falan yapılırsa dikkat edilmesi gereken bir şey var mıdır? Daha önce dükkan kontratı yaptım ama ilk defa ev kontratı yapacağım. Ne bileyim belirtilmesi gereken, kontrata not düşülmesi gereken vs. bir şey var mıdır sonradan gol yememek için?
Neyse olur da anlaşıp kontrat falan yapılırsa dikkat edilmesi gereken bir şey var mıdır? Daha önce dükkan kontratı yaptım ama ilk defa ev kontratı yapacağım. Ne bileyim belirtilmesi gereken, kontrata not düşülmesi gereken vs. bir şey var mıdır sonradan gol yememek için?
0
Ev sahipleri karı koca birisi hakim diğeri avukat. Listedeki bazı teklifleri yapmak garip kaçabilir mi bu yüzden? Zira evi cidden kaçırmak istemiyoruz ve hakimliğin verdiği yetkiye dayanarak "ne doları hayırdır" diyip evi vermekten vazgeçerse diye bi çekindim şu an.
O halde kira artış oranına itiraz etmezse mesela %25 mi yazalım? Mesela dükkan için belirlediğimiz artış oranı %10'du (gerçi daha fazla zam yaptık ama).
Bir kopyasını alın derken, fotokopi mi çekelim yoksa birbirinin aynısı iki ayrı kontrat mı dolduralım? (dükkan için birbirinin aynısı iki ayrı kontrat doldurmuştuk, ev için de bu yapılabilir mi?)
O halde kira artış oranına itiraz etmezse mesela %25 mi yazalım? Mesela dükkan için belirlediğimiz artış oranı %10'du (gerçi daha fazla zam yaptık ama).
Bir kopyasını alın derken, fotokopi mi çekelim yoksa birbirinin aynısı iki ayrı kontrat mı dolduralım? (dükkan için birbirinin aynısı iki ayrı kontrat doldurmuştuk, ev için de bu yapılabilir mi?)
0
Önceki kiracı öğrenciymiş okul bitince çıkmış, ya da gerçekten kira fazla geldiği için çıkmak zorunda kaldı bilmiyorum. Ama evin kirası bölge ortalamasında zaten şu an.
Sözleşmeye gerek yoktan kastınız kontratsa, her türlü isteyeceklerdir kontratı. Memur kafası çünkü. Memur kefil bile istiyor hatta. Ankarada memur kefil istemeden ev/dükkan kiralayan görmedim ben daha.
BEnimki çabadan ziyade bu işin usulü nedir onu öğrenmek zaten.
Sözleşmeye gerek yoktan kastınız kontratsa, her türlü isteyeceklerdir kontratı. Memur kafası çünkü. Memur kefil bile istiyor hatta. Ankarada memur kefil istemeden ev/dükkan kiralayan görmedim ben daha.
BEnimki çabadan ziyade bu işin usulü nedir onu öğrenmek zaten.
0
En önemli şey tahliye taahhütnamesi imzalamayın +1
Zaten işi bildikleri için, böyle bir şey isterlerse taahhütnameye tarih yazamak istemezler. Çünkü kanunen kontrat yapılırken alınan taahhütname geçersiz sayılıyor gibi bir durum vardı.
Bundan gerisi teferruat aslında, çünkü kanunlara muhalif bir şey yazılsa bile geçerli değil. Kira artış oranına ne yazarsanız yazın devletin dediği geçerli. yani normal şartlarda tüfe/üfe vs, şu anda da %25 kanunu gibi.
Aslında bu yüzden en güzeli kırtasiyede satılan matbu kontratlar, her şey bilinen kanunlara uygun yazılmış oluyor, ek olarak karşılıklı ek maddeleri de elle yazarsınız.
Zaten işi bildikleri için, böyle bir şey isterlerse taahhütnameye tarih yazamak istemezler. Çünkü kanunen kontrat yapılırken alınan taahhütname geçersiz sayılıyor gibi bir durum vardı.
Bundan gerisi teferruat aslında, çünkü kanunlara muhalif bir şey yazılsa bile geçerli değil. Kira artış oranına ne yazarsanız yazın devletin dediği geçerli. yani normal şartlarda tüfe/üfe vs, şu anda da %25 kanunu gibi.
Aslında bu yüzden en güzeli kırtasiyede satılan matbu kontratlar, her şey bilinen kanunlara uygun yazılmış oluyor, ek olarak karşılıklı ek maddeleri de elle yazarsınız.
0
Emlakçının oturduğu yerden havadan 1 kira alması etik ve mantıklı da benim emlak mafyasına para yedirmemek için direkt sahibinden kiralamam mı etik değil? Kafalara bak arkadaş. Parayı çöpten toplıuyorsunuz heralde siz.
Ayrıca emlakçı isteklerini ve taleplerini dikkate almadığı için emlakçıyla çalışmaktan vazgeçiyor ev sahibi. Normalde şehir dışında oldukları için emlakçıya veriyorlar ama geçici süreyle buraya geldikleri için, gelmişken kendileri halletmek istiyorlar.
İkinci olarak, emlakçı sahibinden kiraladığımı fark etse bile hangi hakla gelip benden para talep edebiliyor, afedersiniz de gömerler adamı. Dağ başı mı burası kafasına göre o evi ben satacaktım bana para ver diyecek.
Ayrıca emlakçı isteklerini ve taleplerini dikkate almadığı için emlakçıyla çalışmaktan vazgeçiyor ev sahibi. Normalde şehir dışında oldukları için emlakçıya veriyorlar ama geçici süreyle buraya geldikleri için, gelmişken kendileri halletmek istiyorlar.
İkinci olarak, emlakçı sahibinden kiraladığımı fark etse bile hangi hakla gelip benden para talep edebiliyor, afedersiniz de gömerler adamı. Dağ başı mı burası kafasına göre o evi ben satacaktım bana para ver diyecek.
0
Emlakcı konusunu atlamışım ben, eğer evi gezdirmeden önce size bununla ilgili bir belge imzalattıysa o parayı alır. Üstüne mahkeme ve avukat masrafları ödersiniz. Örnekleri mevcut.
Fakat bir şey imzalamadıysanız bir sıkıntı yok, ama etik değil +1
Fakat bir şey imzalamadıysanız bir sıkıntı yok, ama etik değil +1
0
Herhangi bir şey imzalanmadı. Emlakçı bize evi gösterdi, biz de tamam başka evlere de bakalım düşünelim dedik çıktık. Sonra ev sahibi kendisi ilan açtı, biz de direkt onu aradık.
Ben emlakçıların aldığı yüksek komisyondan dolayı etik olmadığını düşünmüyorum. Normalde 5000 lira ederi olan evi, sırf fazla komisyon alabilmek için "ben onu 7000e kiralarım sen bana bırak" diyerekten milleti soyan bir mesleğe saygı duyamıyorum malesef. Ha aralarında çok iyi, çok dürüst olanlar da vardır bilemem. Ama bu ev özelinde konuşmam gerekirse, ev sahibinin dediğine göre kafasına göre fiyat indirip çıkaran bir emlakçının iyi niyetli ve dürüst olduğunu düşünmek de zor geliyor.
Kaldı ki yeni evlenecek bir çiftin, emlakçıya fazladan bir kira vermek istemeyip direkt ev sahibiyle muhatap olması da gayet etik ve normal bana göre.
Ben emlakçıların aldığı yüksek komisyondan dolayı etik olmadığını düşünmüyorum. Normalde 5000 lira ederi olan evi, sırf fazla komisyon alabilmek için "ben onu 7000e kiralarım sen bana bırak" diyerekten milleti soyan bir mesleğe saygı duyamıyorum malesef. Ha aralarında çok iyi, çok dürüst olanlar da vardır bilemem. Ama bu ev özelinde konuşmam gerekirse, ev sahibinin dediğine göre kafasına göre fiyat indirip çıkaran bir emlakçının iyi niyetli ve dürüst olduğunu düşünmek de zor geliyor.
Kaldı ki yeni evlenecek bir çiftin, emlakçıya fazladan bir kira vermek istemeyip direkt ev sahibiyle muhatap olması da gayet etik ve normal bana göre.
0
büyük engizisyoncu
En sonunda ben de kaptım ve gün itibariyle pozitifim.Aslında bayramın ilk günü hasta gibiydim ama çok hafif geçtiği için ufak bir soğuk algınlığı muhtemelen dedim. Tat koku kaybı nerdeyse hiç olmadı (grip olduğumda ne kadar tat alabiliyorsam yine öyleydi), doğru düzgün ateşim bile çıkmadı, sadece ha
En sonunda ben de kaptım ve gün itibariyle pozitifim.
Aslında bayramın ilk günü hasta gibiydim ama çok hafif geçtiği için ufak bir soğuk algınlığı muhtemelen dedim. Tat koku kaybı nerdeyse hiç olmadı (grip olduğumda ne kadar tat alabiliyorsam yine öyleydi), doğru düzgün ateşim bile çıkmadı, sadece hafif öksürük ve halsizlik vardı ama bayramın ikinci gününün sonuna doğru onlar da azalmıştı iyice. Bugün kız arkadaşım da hastalanınca şüphelenip test verdik ve ikimiz de pozitifiz. Ben gayet iyiyim hala.
Şİmdi benim bugün pozitif olarak muhtemelen üçüncü-dördüncü günüm. 2 gün sonra yeniden test verip negatife dönerse karantinadan çıkabiliyor muyum?
Ayrıca bu işin takibini şu an nasıl yapıyorlar? Beni arayıp 7 gün karantinaya gireceksiniz falan dediler tamam. Ee ben çıksam nerden haberleri olacak, Hayat Eve Sığar bile yüklü değil telefonumda?
(evden çıkıp millete yayayacak değilim tabi, şimdiden önümdeki 1 haftanın okunacak kitap listesini bile oluşturdum evde yatıp dinleneceğim ama meraktan soruyorum).
Aslında bayramın ilk günü hasta gibiydim ama çok hafif geçtiği için ufak bir soğuk algınlığı muhtemelen dedim. Tat koku kaybı nerdeyse hiç olmadı (grip olduğumda ne kadar tat alabiliyorsam yine öyleydi), doğru düzgün ateşim bile çıkmadı, sadece hafif öksürük ve halsizlik vardı ama bayramın ikinci gününün sonuna doğru onlar da azalmıştı iyice. Bugün kız arkadaşım da hastalanınca şüphelenip test verdik ve ikimiz de pozitifiz. Ben gayet iyiyim hala.
Şİmdi benim bugün pozitif olarak muhtemelen üçüncü-dördüncü günüm. 2 gün sonra yeniden test verip negatife dönerse karantinadan çıkabiliyor muyum?
Ayrıca bu işin takibini şu an nasıl yapıyorlar? Beni arayıp 7 gün karantinaya gireceksiniz falan dediler tamam. Ee ben çıksam nerden haberleri olacak, Hayat Eve Sığar bile yüklü değil telefonumda?
(evden çıkıp millete yayayacak değilim tabi, şimdiden önümdeki 1 haftanın okunacak kitap listesini bile oluşturdum evde yatıp dinleneceğim ama meraktan soruyorum).
0
Hes uygulaması olmasa bile cep telefonu sinyalinden karantina bölgesinden ayrıldığınız anlaşılabilir ama pratikte böyle bir kontrol yapıyorlar mı bilmiyorum. Onun dışında karantina uygulaması tamamen anlamsız değil, çünkü dışarı çıktığınızda ve şans eseri karşılaştığınız kolluk kuvvetleri sorgulama yaparsa, karantina ihlali nedeniyle ceza yiyebilirsiniz.
0
Yok ben anlamsız demedim zaten. Sadece kontrolü nasıl sağladıklarını merak ediyorum. Çünkü telefonda arayan görevli de sadece "Parol içebilirsiniz, vitamin kullansanız iyi olur, bol su için, ve 7 gün karantinadasınız" dedi sadece. Çok da umurlarında değil ya da kontrol ediyor gibi değllerdi.
0
her seye atarlanan adam
Kız arkadaşımla ailelerimizi tanıştıracağız. Tanışma onların evinde olacak. Giderken tatlı falan alacağım ama çiçek falan da götürmek gerekir mi?
Kız arkadaşımla ailelerimizi tanıştıracağız. Tanışma onların evinde olacak. Giderken tatlı falan alacağım ama çiçek falan da götürmek gerekir mi?
0
hicunutmam
MerhabaKullananlar hangisini, neden tavsiye eder?
Merhaba
Kullananlar hangisini, neden tavsiye eder?
Kullananlar hangisini, neden tavsiye eder?
0
Krom kolay temizlenebiliyor ve çatlama vs yapmaz zamanla. Granit sonuçta taş olduğu için çatlama, dökülme, çizilme vs yapabilir. Ayrıca granit, mermer gibi bazı taşlar, bazı kimyasal malzemelerle tepkimeye girip iz-leke bırakabiliyor. Mesela dükkanda kullandığımız beyaz mermer, üstüne limon damlayan yerlerinde ufak tefek soluklaştı zamanla. Ha aşırı göze batacak bir şey değil ama evyede krom daha mantıklı bence. Zaten muhtemelen granite göre daha ucuzdur da.
0
krom evde daha kolay temizleniyor. bir de bu ikeadaki porselen gibi evyelere hastayım ama bence en ufak bir darbede çatlayacakmış gibi bir hali var.
0
büyük engizisyoncu
A ve B kişilerinin ortak bir işletmesi var hizmet sektöründe. A kişisi şirketin %60, B kişisi %40ına sahip.Bir süre önce işler az olduğu için B kişisi farklı bir yerde çalışmayı teklif ediyor ve A kişisi ekstradan mesai harcayacağı için eleman gibi aylık belirli bir maaş istiyor, geriye kalan kârı d
A ve B kişilerinin ortak bir işletmesi var hizmet sektöründe. A kişisi şirketin %60, B kişisi %40ına sahip.
Bir süre önce işler az olduğu için B kişisi farklı bir yerde çalışmayı teklif ediyor ve A kişisi ekstradan mesai harcayacağı için eleman gibi aylık belirli bir maaş istiyor, geriye kalan kârı da hisselerine düşecek kadar paylaşma konusunda anlaşıyorlar.
Son durumda A kişisi 6000tl maaş ile dükkanın başında kalıyor ve çalışıyor, B kişisi ise zaten daha önce de yapıyor olduğu işe yöneliyor tamamen (hem dükkan, hem o iş kendisini çok zorladığı için böyle bir seçim yapıyor aslında).
Ama yine bir süre sonra B kişisi diyor ki, ben çalıştığım yerde çok yoruluyorum ve istifa ediyorum, dükkana dönmeye karar verdim. A kişisi de buna itiraz etmiyor tabi, adamın ortağı olduğu dükkan sonuçta.
Yalnız bu durumda A kişisi 6000tl aylık maaş alıyorken, B kişisinin alması gereken tutar sizce ne olmalı, adalet bu noktada nasıl sağlanır?
1 - Her iki kişi de 6000tl alıp, geri kalanı kârı hisselerine düşen kadar paylaşır.
2 - A kişisi, B kişisinin aynı maaşı almasına razı olmayabir (neden, nasıl bir mantıklı gerekçeyle?) ve daha düşük bir maaş almasını ister.
3 - Belirlenecek olan maaş da hisselere göre belirlenir, büyük hisse sahibi 6000 alırken diğeri 4000 alır mesela?
4 - Belirlenecek olan maaş hisselere göre belirlenir, biri 6000 alırken diğeri 4000 alır ve geriye kalan kâra kimse dokunmaz, işletmenin giderleri için kullanılır.
Ayrıca bu tarz bir durumda belirlenebilecek en makul maaş ne olabilir?
Ve sonuç olarak bu tarz bir durumda en adaletli anlaşma ne olabilir?
Dipnot: Birebir yaşanan bir durum değildir.
Bir süre önce işler az olduğu için B kişisi farklı bir yerde çalışmayı teklif ediyor ve A kişisi ekstradan mesai harcayacağı için eleman gibi aylık belirli bir maaş istiyor, geriye kalan kârı da hisselerine düşecek kadar paylaşma konusunda anlaşıyorlar.
Son durumda A kişisi 6000tl maaş ile dükkanın başında kalıyor ve çalışıyor, B kişisi ise zaten daha önce de yapıyor olduğu işe yöneliyor tamamen (hem dükkan, hem o iş kendisini çok zorladığı için böyle bir seçim yapıyor aslında).
Ama yine bir süre sonra B kişisi diyor ki, ben çalıştığım yerde çok yoruluyorum ve istifa ediyorum, dükkana dönmeye karar verdim. A kişisi de buna itiraz etmiyor tabi, adamın ortağı olduğu dükkan sonuçta.
Yalnız bu durumda A kişisi 6000tl aylık maaş alıyorken, B kişisinin alması gereken tutar sizce ne olmalı, adalet bu noktada nasıl sağlanır?
1 - Her iki kişi de 6000tl alıp, geri kalanı kârı hisselerine düşen kadar paylaşır.
2 - A kişisi, B kişisinin aynı maaşı almasına razı olmayabir (neden, nasıl bir mantıklı gerekçeyle?) ve daha düşük bir maaş almasını ister.
3 - Belirlenecek olan maaş da hisselere göre belirlenir, büyük hisse sahibi 6000 alırken diğeri 4000 alır mesela?
4 - Belirlenecek olan maaş hisselere göre belirlenir, biri 6000 alırken diğeri 4000 alır ve geriye kalan kâra kimse dokunmaz, işletmenin giderleri için kullanılır.
Ayrıca bu tarz bir durumda belirlenebilecek en makul maaş ne olabilir?
Ve sonuç olarak bu tarz bir durumda en adaletli anlaşma ne olabilir?
Dipnot: Birebir yaşanan bir durum değildir.
0
İkisinin de yaptığı iş aynıysa, ikisi de aynı maaşı alır ve kar orana göre bölüşülür.
Ama diyelim ki birisi aşcıbaşı, diğeri sadece kasaya bakıyor. İkisinin maaşı aynı olamaz, piyasada yaptıkları işin karşılığı ne maaş ise ona göre ayarlanır.
Ama diyelim ki birisi aşcıbaşı, diğeri sadece kasaya bakıyor. İkisinin maaşı aynı olamaz, piyasada yaptıkları işin karşılığı ne maaş ise ona göre ayarlanır.
0
İlk 6000 bini kim neye göre belirledi. B kişisi nasıl olsa başında değilim diye ses etmemiş. Bence ikisi de maaş almamalı. Eski düzene dönmeliler. A kişisi çakal, A kişisini bıraksan dükkana çökecek.
0
birden fazla ortak da olsa, tek ortak da olsa, firma için mesai harcayan tüm ortakların maaş alma hakkı vardır. hatta almalıdır. bu maaşlar, artık dükkanın gideridir.
belirlenecek olan maaş hisselere göre belirlenmez. herkesin yaptığı iş ayrıdır, yapılan işe göre maaş belirlemek lazım. ikisi de neredeyse aynı şekilde koşturuyorsa işleri, ikisine de aynı maaşı vermek de uygun olabilir. hisselere göre belirlemenin neden yanlış olduğunu hisse oranlarını abartarak anlayabiliriz. bir tarafın %90, bir tarafın %10 hissesi olsa, bir taraf diğerinin 9 katı mı maaş alacak? sizin verdiğiniz örnekte 60-40 olduğu için çok dikkat çekmiyor ama hisse oranı ile maaş arasında bir bağlantı yoktur, bunun bir mantığı da yoktur.
maaşlar yapılan işe göre belirlendikten sonra, firmanın giderleri de ödendikten ve kara günler için biraz para bıraktıktan sonra, 60-40 oranında kar paylaşımı yapılabilir ama şöyle düşünmek lazım, paraya ihtiyaçları yoksa kar paylaşımı çok makul bir şey değil ilk etapta. (gereksiz vergi ödemesi çıkacak) bunun yerine kişilerin farklı masraflarının firma tarafından karşılandığı bir model oluşturulur. mesela araba. firma araba alsa, gider gösterir, vergi çıkmaz ama ortaklara para verip de araba almaya çalışırlarsa, arada vergi çıkacak.
belirlenecek olan maaş hisselere göre belirlenmez. herkesin yaptığı iş ayrıdır, yapılan işe göre maaş belirlemek lazım. ikisi de neredeyse aynı şekilde koşturuyorsa işleri, ikisine de aynı maaşı vermek de uygun olabilir. hisselere göre belirlemenin neden yanlış olduğunu hisse oranlarını abartarak anlayabiliriz. bir tarafın %90, bir tarafın %10 hissesi olsa, bir taraf diğerinin 9 katı mı maaş alacak? sizin verdiğiniz örnekte 60-40 olduğu için çok dikkat çekmiyor ama hisse oranı ile maaş arasında bir bağlantı yoktur, bunun bir mantığı da yoktur.
maaşlar yapılan işe göre belirlendikten sonra, firmanın giderleri de ödendikten ve kara günler için biraz para bıraktıktan sonra, 60-40 oranında kar paylaşımı yapılabilir ama şöyle düşünmek lazım, paraya ihtiyaçları yoksa kar paylaşımı çok makul bir şey değil ilk etapta. (gereksiz vergi ödemesi çıkacak) bunun yerine kişilerin farklı masraflarının firma tarafından karşılandığı bir model oluşturulur. mesela araba. firma araba alsa, gider gösterir, vergi çıkmaz ama ortaklara para verip de araba almaya çalışırlarsa, arada vergi çıkacak.
0
İkisinin de yaptığı iş aynı. Sadece A kişisi sektörde daha eski ve tecrübeli.
Ayrıca şimdiye kadar dükkanın her türlü işiyle A kişisi ilgilendi (tamirat tadilat, eksikler, muhasebe, personel durumları, dışarıyla ilişkiler, toptancılarla görüşme ve ürün takibi vs).
A kişisi, 2 yıl boyunca B kişisinin diğer iş durumuna göre yaşadı bile diyebiliriz, daha fazla çalıştı ve tüm saatlerini B kişisine göre belirledi.
İlk 6000'i B kişisi söyledi çünkü yukarıda da söylediğim gibi B kişisi kendisi çıkmak istiyordu, bu teklif A kişisinden gelmedi.
O güne kadar maaş usulü yoktu, aylık kâr bölüşülüyordu.
Ayrıca şimdiye kadar dükkanın her türlü işiyle A kişisi ilgilendi (tamirat tadilat, eksikler, muhasebe, personel durumları, dışarıyla ilişkiler, toptancılarla görüşme ve ürün takibi vs).
A kişisi, 2 yıl boyunca B kişisinin diğer iş durumuna göre yaşadı bile diyebiliriz, daha fazla çalıştı ve tüm saatlerini B kişisine göre belirledi.
İlk 6000'i B kişisi söyledi çünkü yukarıda da söylediğim gibi B kişisi kendisi çıkmak istiyordu, bu teklif A kişisinden gelmedi.
O güne kadar maaş usulü yoktu, aylık kâr bölüşülüyordu.
0
Co2s2+1
Sirkette mesai harcayan herkes yaptigi ise gore maasini alir, kalan para da sirketin kasasinda kalir.
Belirli donemlerde yine sirketin kasasinda olasi senaryolar icin para birakarak kar bolusumu yapilir.
Sizin senaryoda tatsizlik cikmasin diye esit maas yazilabilir. (Sanirim ikisi de full time is basindalar).
Belki a kisisine tecrubesine binaen biraz daha fazla maas verilebilir. (Hissesinden bagimsiz).
Bu tarz durumlarda eger bir kisi hic ilgilenmezse sirketle, genelde diger kisi tum hisseleri alip yoluna tek basina devam ediyor. O sebeple ya tek basina ya da 3 kisiyle ortaklik daha saglam olur. 2 kisilik ortakliklar risklidir.
Sirkette mesai harcayan herkes yaptigi ise gore maasini alir, kalan para da sirketin kasasinda kalir.
Belirli donemlerde yine sirketin kasasinda olasi senaryolar icin para birakarak kar bolusumu yapilir.
Sizin senaryoda tatsizlik cikmasin diye esit maas yazilabilir. (Sanirim ikisi de full time is basindalar).
Belki a kisisine tecrubesine binaen biraz daha fazla maas verilebilir. (Hissesinden bagimsiz).
Bu tarz durumlarda eger bir kisi hic ilgilenmezse sirketle, genelde diger kisi tum hisseleri alip yoluna tek basina devam ediyor. O sebeple ya tek basina ya da 3 kisiyle ortaklik daha saglam olur. 2 kisilik ortakliklar risklidir.
0
Çoğunluk hisseye sahip olan kişi karar verme yetkisine de sahiptir.
A kişi firmaya başka çalışan almaya gerek görmezse B kişisini işe almayabilir. Veya tecrübesine, şirkete yapacağı katkıya göre istediği maaşı teklif edebilir. Teklif edeceği maaş 6 da olabilir, asgari ücret de olabilir.
Hatta yanlış bilmiyorsam A kişisi kendisine 16 bin lira maaş ödemeye de karar verebilir. Veremez mi?
A kişi firmaya başka çalışan almaya gerek görmezse B kişisini işe almayabilir. Veya tecrübesine, şirkete yapacağı katkıya göre istediği maaşı teklif edebilir. Teklif edeceği maaş 6 da olabilir, asgari ücret de olabilir.
Hatta yanlış bilmiyorsam A kişisi kendisine 16 bin lira maaş ödemeye de karar verebilir. Veremez mi?
0
büyük engizisyoncu
Bugün D&R mağazasından Kobo ekitap okuyucu aldım arkadaşa hediye olarak. Ödemeyi yaptıktan sonra olur da iade etmek istersek şartların ne olduğunu, 14 gün içinde iade hakkımızın olup olmadığını sordum. Mağaza çalışanı arkadaş kutu açıldıktan sonra iade alamayacaklarını söyledi.Ancak bana saçma geldi
Bugün D&R mağazasından Kobo ekitap okuyucu aldım arkadaşa hediye olarak. Ödemeyi yaptıktan sonra olur da iade etmek istersek şartların ne olduğunu, 14 gün içinde iade hakkımızın olup olmadığını sordum. Mağaza çalışanı arkadaş kutu açıldıktan sonra iade alamayacaklarını söyledi.
Ancak bana saçma geldi. Telefon, tablet bile alsak ilk 14 gün içinde neden belirtmekden iade hakkımız oluyor. Daha önce Onyx Boox okuyucu almıştım ve onu iade edebilmiştim hatta.
Sizce mağaza çalışanı yanlış mı bilgilendirdi yoksa Kobo ürünlerine ait böyle bir kural mı var?
İade edeceğimizden de değil ama kafama takıldığı için D&R'a mail attım ama kim bilir ne zaman cevap verirler. Sizin bir bilginiz var mı bununla ilgili?
Ancak bana saçma geldi. Telefon, tablet bile alsak ilk 14 gün içinde neden belirtmekden iade hakkımız oluyor. Daha önce Onyx Boox okuyucu almıştım ve onu iade edebilmiştim hatta.
Sizce mağaza çalışanı yanlış mı bilgilendirdi yoksa Kobo ürünlerine ait böyle bir kural mı var?
İade edeceğimizden de değil ama kafama takıldığı için D&R'a mail attım ama kim bilir ne zaman cevap verirler. Sizin bir bilginiz var mı bununla ilgili?
0
14 gün kuralı yalnızca online siparişler için geçerli. Dükkandan alınan ürünlerin iadesinde bildiğim kadarıyla 14 gün iade garantisi zorunluluğu yok.
0
hedep +1
koşulsuz iade hakkı (cayma hakkı diye geçer kanunda) sadece uzaktan alışverişlerde (online, telefon vs.) geçerli olan bir hak. mağazadan görerek alınan ürünlerde iade hakkı yok. mağaza çalışanı doğru bilgi vermiş.
daha önce mağazadan aldığınız bir ürünü iade ettiyseniz bu mağazanın müşterilere özel bir olanağıdır. örneğin bimeks'te vardı 30 gün koşulsuz iade imkanı. bu tamamen mağazanın inisiyatifinde. almıyorum derse hiçbir hakkınız yok. sadece ayıplı malı iade edersiniz. o apayrı bir kanun maddesi.
koşulsuz iade hakkı (cayma hakkı diye geçer kanunda) sadece uzaktan alışverişlerde (online, telefon vs.) geçerli olan bir hak. mağazadan görerek alınan ürünlerde iade hakkı yok. mağaza çalışanı doğru bilgi vermiş.
daha önce mağazadan aldığınız bir ürünü iade ettiyseniz bu mağazanın müşterilere özel bir olanağıdır. örneğin bimeks'te vardı 30 gün koşulsuz iade imkanı. bu tamamen mağazanın inisiyatifinde. almıyorum derse hiçbir hakkınız yok. sadece ayıplı malı iade edersiniz. o apayrı bir kanun maddesi.
0
mağazada iade yok, bu arada onyx boox'u niçin iade ettiniz? çok beğendiğim modelleri var. sorun neydi?
0
Sanırım şu an elektronik ürünlerinden *mağazadan* alınan ürüne 2 hafta içinde iade imkanı veren nadir yerlerden biri Apple. Onun dışında var mı bilmiyorum. Eskiden Bimeks vardı ama battı, gitti.
Kanuna göre görerek aldığın ürünü iade edemiyorsun.
Kanuna göre görerek aldığın ürünü iade edemiyorsun.
0
@adivar
Android olması en büyük eksiydi benim için. Okuyucu olduğu için klasik android değildir diye tahmin etmiştim ama tam tersi klasik android bir cihazdı. Dosya sistemi, arayüzü vs sevemedim. Onun dışında okuyucu için fazla ağırdı, koca tabletler bile daha hafif bundan. Nova 3 modelden bahsediyorum bu arada.
Android olması en büyük eksiydi benim için. Okuyucu olduğu için klasik android değildir diye tahmin etmiştim ama tam tersi klasik android bir cihazdı. Dosya sistemi, arayüzü vs sevemedim. Onun dışında okuyucu için fazla ağırdı, koca tabletler bile daha hafif bundan. Nova 3 modelden bahsediyorum bu arada.
0
büyük engizisyoncu
Şirket kuruluşunda ortaklarca da imzalanan şirket esas sözleşmesinin bendeki kopyasını kaybettim.Yeniden nasıl alabilirim?ATO'ya gidip istesem bir kopya daha alabilir miyim? (Şirket de ATO'da kurulmuştu zaten).Not: Ticaret Sicil Gazetesi kopyasından bahsetmiyorum, direkt sözleşmenin kendi kopyasında
Şirket kuruluşunda ortaklarca da imzalanan şirket esas sözleşmesinin bendeki kopyasını kaybettim.
Yeniden nasıl alabilirim?
ATO'ya gidip istesem bir kopya daha alabilir miyim? (Şirket de ATO'da kurulmuştu zaten).
Not: Ticaret Sicil Gazetesi kopyasından bahsetmiyorum, direkt sözleşmenin kendi kopyasından bahsediyorum.
Yeniden nasıl alabilirim?
ATO'ya gidip istesem bir kopya daha alabilir miyim? (Şirket de ATO'da kurulmuştu zaten).
Not: Ticaret Sicil Gazetesi kopyasından bahsetmiyorum, direkt sözleşmenin kendi kopyasından bahsediyorum.
0
Muhasebecide de sadece Ticaret Sicil Gazetesi örneği var, esas sözleşme yok.
0
büyük engizisyoncu
Corona sürecinde kapalı kalan esnaf için kira konusunda bir kolaylık sağlandı mı?Devlet ya da Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bu konuda bir çalışma var mı?Kiracı esnafın, dükkan sahibine karşı ne gibi hakları var?
Corona sürecinde kapalı kalan esnaf için kira konusunda bir kolaylık sağlandı mı?
Devlet ya da Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bu konuda bir çalışma var mı?
Kiracı esnafın, dükkan sahibine karşı ne gibi hakları var?
Devlet ya da Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bu konuda bir çalışma var mı?
Kiracı esnafın, dükkan sahibine karşı ne gibi hakları var?
0
ankara ve istanbul büyükşehir belediyeleri bildiğim kadarıyla kendi mülklerinde kiracı olanlardan kira almıyor bu süreçte.
0
Belediyeye ait bir mülk değil. Normal vatandaştan kiralanan bir dükkan.
0
bruceandwayne
sizce?https://eksiup.com/da882911d87https://eksiup.com/69691cc7947https://eksiup.com/826ba871099https://eksiup.com/d5b01751097https://eksiup.com/6a03f153467
0
balpolen
Guncellemeyi indirdi fakat 10 dakikadir guncellemeler uzerinde calisiyor, hala %6 da. Bu normal mi?
Guncellemeyi indirdi fakat 10 dakikadir guncellemeler uzerinde calisiyor, hala %6 da. Bu normal mi?
0
Eski bir bilgisayar mı?
Çünkü benim emektarı geceden güncellemeye bırakıp sabah hala devam ederken bulduğum çok olmuştu.
Çünkü benim emektarı geceden güncellemeye bırakıp sabah hala devam ederken bulduğum çok olmuştu.
0
ssiradanbirigibi
soru başlıktaki gibi.
soru başlıktaki gibi.
0
Yapıyor. Gel gelelim bi süre sonra bünye alıştığı için yetmemeye, işe yaramamaya başlıyor.
0
bollocks44
abcdefghvar diyelimben c ve altindakileri birer satir kaydirmak ve b'nin altina b2 yazmak istiyorum mesela, bunu kesip kopyalamadan nasil yapariz kolay google'ladim ama bulamadim
a
b
c
d
e
f
g
h
var diyelimben c ve altindakileri birer satir kaydirmak ve b'nin altina b2 yazmak istiyorum mesela, bunu kesip kopyalamadan nasil yapariz kolay google'ladim ama bulamadim
b
c
d
e
f
g
h
var diyelimben c ve altindakileri birer satir kaydirmak ve b'nin altina b2 yazmak istiyorum mesela, bunu kesip kopyalamadan nasil yapariz kolay google'ladim ama bulamadim
0
c ye sağ tuş ve ekle yap bütün satırlar bir aşağı inip arada boşluk oluşur.
b2 de ne dediğini anlamadım, bir sütunun adını değiştirmekse pek mümkün gözükmüyor.
b2 de ne dediğini anlamadım, bir sütunun adını değiştirmekse pek mümkün gözükmüyor.
0
yue
https://tr.aliexpress.com/item/20pcs-pack-Colorful-Cats-Dogs-Kitten-Paws-Grooming-Nail-Claw-Cap-Adhesive-Glue-Soft-Rubber-Pet/32626971730.html?spm=2114.010208.3.3.Hc7no2&ws_ab_test=searchweb201556_0,searchweb201602_1_10057_10056_10055_10059_10058_10017_106_105_104_10060_103_10061_102_414_10062_413,s
tr.aliexpress.com
kedinin tırnağına takılan ürünler var belki görmüşsünüzdür, yapıştırıcıyla takılıyor tırnak uzayınca bir süre sonra düşüyormuş. hiç yaptırmadım öyle bir şey ama merak ediyorum aliexpressten alayım mı dedim, eşim karşı çıktı eziyet yazık hayvana falan diye.
şimdi ben kadın olduğum için takma tırnak nasıl bir his verir biliyorum, herhangi bir eziyetlik kısmı yok bence. siz ne düşünüyorsunuz?
kedinin tırnağına takılan ürünler var belki görmüşsünüzdür, yapıştırıcıyla takılıyor tırnak uzayınca bir süre sonra düşüyormuş. hiç yaptırmadım öyle bir şey ama merak ediyorum aliexpressten alayım mı dedim, eşim karşı çıktı eziyet yazık hayvana falan diye.
şimdi ben kadın olduğum için takma tırnak nasıl bir his verir biliyorum, herhangi bir eziyetlik kısmı yok bence. siz ne düşünüyorsunuz?
0
bence eziyet olmaz. ama kediler huylu hayvanlar, tırnaklarının ucundaki plastikten kurtulmak isterken kendilerine zarar verirler sonrası eziyet olur orasını bilemem.
0
neden böyle bir şey yapıyorsunuz? çok kötü gözüküyor nedir yani bu?
canını acıtmaz ama onu söküp yutma ihtimali çok yüksek. bir de çok saçma gerçekten.
canını acıtmaz ama onu söküp yutma ihtimali çok yüksek. bir de çok saçma gerçekten.
0
niye bu, çizmesin diye falan mı?
japonla yapıştırmadığınız sürece kedi bunu bi şekilde söker. takma tırnak bile düşüyor kendiliğinden, biliyorsunuzdur. kedinin bunu yanlislikla yutma ihtimali çok yüksek.
japonla yapıştırmadığınız sürece kedi bunu bi şekilde söker. takma tırnak bile düşüyor kendiliğinden, biliyorsunuzdur. kedinin bunu yanlislikla yutma ihtimali çok yüksek.
0
Kedi balkona çıktı, yüksek bir yere zıpladı diyelim, tırnakları yoksa düşer. Estetik bir şey de değil, sağı solu çizmesin diye takacaksan da benim kediler ısıra ısıra tırnağın dışındaki katmanı söküyorlar bunu sökmesi 5dk sürmez.
ayrıca tırnakları yapısı gereği uzayıp kısalabiliyor, neye göre yapıştıracaksın ? Çinden gelen ürün ne kadar güvenilir olabilir ?
Neyse ki eşiniz karşı çıkmış, ellemeyin hayvanı, böyle acayip icatlar çıkaranların da allah belasını versin.
ayrıca tırnakları yapısı gereği uzayıp kısalabiliyor, neye göre yapıştıracaksın ? Çinden gelen ürün ne kadar güvenilir olabilir ?
Neyse ki eşiniz karşı çıkmış, ellemeyin hayvanı, böyle acayip icatlar çıkaranların da allah belasını versin.
0
Kadın olduğum için nasıl his verir biliyorum demiş ya...
Kedi bu kedi.
Kedi bu kedi.
0
lel, bu nedir allasen? "kadın olduğum için" derken? pardon siz felis domesticus ailesine ait bir canlı değilsiniz, kedinizin üzerine küçük bir para bandı yapıştırın isterseniz, kurtulmak için maymuna döndüğünü görebilirsiniz, kediler garip hayvanlardır böyle şeyleri sevmezler. Eşiniz haklı.
0
eziyet tabii ki. boynuna huni takılınca deliye dönen hayvanlar bunlar. ondan aşırı derecede rahatsız olacak.
0
normalde ben kendim bile takma tırnak taktığım zaman rahatsız oluyorum. vücudumda yabancı bir madde olduğunu hissediyorum. kedi hayli hayli hisseder. huzursuz olur, anlam veremez, çıkarmaya çalışır. çıkarınca yutmaya çalışır falan.
ayıca çok gereksiz +1
ayıca çok gereksiz +1
0
köpek falan olsa umrunda olmayabilir de kediler cidden huylu hayvanlar. bi gününe denk gelir yüzüne bakmaz bi gün kafayı ona takar hepsini çıkarır yutar falan. sağı solu belli olmayacağı için ben yaptırmazdım bana ciddi zarar vermiyorsa tırnaklayarak. gerçi yine çok düzenli tırnak kısaltıp da önüne geçilebilir ciddi zararların. kedi seven ve besleyen herkesin canice tırnaklanmaya hazır olması gerektiği düşüncesine de ayrıca katılmıyorum, hayvanın tırnaklarını kökünden sökme işleminden bahsetmiyorsunuz altı üstü plastik kap. hiçbir canlı %100 komfor alanında yaşamıyor ofiste oturduğumuz sandalyeler de belimizi mahvediyor mesela ama kimse bu ne canilik efendim insanların normal oturuşu bu şekilde değildir yazmaz.
0
freya, plastik kap ama onu tutkalla falan tırnağa yapıştırıyorlar. sadee plastiği taksan neyse. gün içerisinde sırtımızı tutkalla sandalyeye yapıştırarak otursak rahatsız olmaz mıyız?
0
Ahdjajfksjjc ben de kadin oldugumdan nasil hissettirdigini biliyorum demis. Hanimefendi siz bir kedi misiniz? Sizin de tirnaklariniz saga sola tutunmanizi, hatta dogru duzgun yurumenizi mi sagliyor? Sizin tirnaklariniz da el gorevi mi goruyor?
0
denizgonen
çok gereksiz yere takılmışsın onu ben tırnaklara bir şey yapıştırmanın can yakan bir işlem olmadığını belirtmek için yazmıştım. tabii ki aynı şey değil. kedimin güvenliği ve konforu her zaman önce gelir. bu yüzden araştırıyorum soruyorum bir şeyler yapmadan önce.
balkondan düşer falan denmiş. o tür güvenlik önlemlerini kedinin insifiyatifine zaten bırakmıyoruz, tüm pencereler ve balkonlar kedinin asla düşemeyeceği şekilde kalın bahçe teli ile kaplı zaten.
freya
tırnaklarını düzenli kesiyorum yinede oyun oynarken kendini kaptırıp baya bi yaralayabiliyor. gerçi sorun değil alıştım çiziklere zaten :D ama yeme konusunda haklısın sıkıntı olabilir. neye sinir olacağı belli olmuyor. kafasına aslan yelesi şeklinde şapka almıştım onu çıkarttırmıyor mesela öyle uyuyor ama tasmaya sinir oluyor.
ben bunu ilk animal planette bir veterin programında görmüştüm. vete bakıma gelen kedilere gayet doğal bir şey gibi takıyorlardı. yurt dışında baya yaygın sanırım. yeme işi tehlikeli gerçekten almaya değmez. fikir olarak iyi aslında belki orjinali yenebilir falandır.
çok gereksiz yere takılmışsın onu ben tırnaklara bir şey yapıştırmanın can yakan bir işlem olmadığını belirtmek için yazmıştım. tabii ki aynı şey değil. kedimin güvenliği ve konforu her zaman önce gelir. bu yüzden araştırıyorum soruyorum bir şeyler yapmadan önce.
balkondan düşer falan denmiş. o tür güvenlik önlemlerini kedinin insifiyatifine zaten bırakmıyoruz, tüm pencereler ve balkonlar kedinin asla düşemeyeceği şekilde kalın bahçe teli ile kaplı zaten.
freya
tırnaklarını düzenli kesiyorum yinede oyun oynarken kendini kaptırıp baya bi yaralayabiliyor. gerçi sorun değil alıştım çiziklere zaten :D ama yeme konusunda haklısın sıkıntı olabilir. neye sinir olacağı belli olmuyor. kafasına aslan yelesi şeklinde şapka almıştım onu çıkarttırmıyor mesela öyle uyuyor ama tasmaya sinir oluyor.
ben bunu ilk animal planette bir veterin programında görmüştüm. vete bakıma gelen kedilere gayet doğal bir şey gibi takıyorlardı. yurt dışında baya yaygın sanırım. yeme işi tehlikeli gerçekten almaya değmez. fikir olarak iyi aslında belki orjinali yenebilir falandır.
0
_k_u_z_g_u_n_
sb http://videotimes.tv/mekke-de-gorulen-ucan-at-kiyamet-habercisimi
0
kakamelsokoban
biraz inceleyeyim dedim anti hairballdan girdim dental çiğneme tabletinden çıktım. multivitamin maltı var, parlak tüy maltı var, bunlardan kullanıyor musunuz düzenli olarak? kullanıyorsanız hangi markaları tercih ediyorsunuz?
biraz inceleyeyim dedim anti hairballdan girdim dental çiğneme tabletinden çıktım. multivitamin maltı var, parlak tüy maltı var, bunlardan kullanıyor musunuz düzenli olarak? kullanıyorsanız hangi markaları tercih ediyorsunuz?
0
son zamanlarda tüy kusmaya başladı. tüy yumağını rahat çıkarsın diye arada malt veriyorum.
0
Ben tüy dokulmelerine karşı sarimsak iceren bir tablet veriyordum. iki tane olduklari ve bende astim oldugu icin tuy epey problemdi.
Çok severek tuketiyorlardi. Ama markasını unuttum.haftada bir veriyordum. Mevsim dönümlerinde tuy dökme hızı artinca haftada bir kac tablete cikiyordum.
Çok severek tuketiyorlardi. Ama markasını unuttum.haftada bir veriyordum. Mevsim dönümlerinde tuy dökme hızı artinca haftada bir kac tablete cikiyordum.
0
gimpet in beauty paste'ı var tüy sağlığı için duzenli kullanıyorum ve cok azaltıyor memnunum. bir de arada probiotikli olanından veriyorum.
0
Gimpet'in maltlarından kullanmadım hiç. Birinde promosyon olarak geçmişti elime 12GR'lık olanından, bizim 2 kediye 2 öğün anca yetti.
Yani çok pahalı onlar.
Onun yerine İmuneks tablet alıyorum, 2 günde bir mamalarının üstüne tableti açıp içindeki toz ilacı döküyorum.
Tüy olayı için malt farklı bir olay tabi. Sadece tüy için olanından alınabilir ama vitamin olana gerek yok bence.
Yani çok pahalı onlar.
Onun yerine İmuneks tablet alıyorum, 2 günde bir mamalarının üstüne tableti açıp içindeki toz ilacı döküyorum.
Tüy olayı için malt farklı bir olay tabi. Sadece tüy için olanından alınabilir ama vitamin olana gerek yok bence.
0
placebo
Arkadaşlar, sizce yağmurda çamurda su geçirmeyen ayakkabılar, botlar neden kar söz konusu olunca su geçiriyorlar?
Arkadaşlar, sizce yağmurda çamurda su geçirmeyen ayakkabılar, botlar neden kar söz konusu olunca su geçiriyorlar?
0
İnce olduğuna katılmıyorum. Benim fikrim kar parçalarının ayakkabı üzerine yapışması ve sürekli bir şekilde ayakkabı'nın duran suya maruz kalması. Yağmur mesela çarpıp düşüyor yani ayakkabı üzerinde devamlı basınç yapmıyor. Ben de hep ayakkabıyı leğen içine koyunca acaba belli bir süre sonra geçirir mi bu ayakkabının kalitesini belirtir mi diye düşünürüm.
0
@peggy -1
@tukenmez adam +1
simdi su gecirmez ürünler, bu sifati su hic gecirmediklerinden haketmez. belli bir basinc altinda, belli bir süre su gecirmediginden hak ederler bu sekilde lanse etme hakkini.
mesela kol saatlerinde 5 atm yazsa da bu aslinda sicak su altinda, dusta vs 2-3 bar demektir, ellerini yikarken cikartmaman demektir, ama suya dalar o basinca kadar inersen sadece 5 dk su gecirmemesi anlamina gelir. sonrasinda ici nemlenir, bugulanir ya da su alir. ancak bu kriterleri saglamasi gögsünü gere gere sugecirmez yazmasina izin verir.
simdi waterproof cogu ürün, sealed dikis kullanmaz, bu söyle olur. ipler özeldir, waxlanir vs. islanmamasi istenir. dikislerin üstü genelde örtülü olur ki su almasin, ama hava alabilsin. goretex gibi kumaslar islendikten sonra islemden gecerki iplerin gectigi delikler ufalsin, sikilassin. su gecirmez yazsa da aslinda cogu "sicrama su gecirmez". su gecirmez, plastik kaplama cantam var mesela, onun üzerinde bile sadece kisa dalislarda su gecirmez yazar, bir seyi suyun icinde tutarsan o kumas su gecirir.
kar suyu ise, dikisler üzerinde kalir, dikisler tarafindan yavasca emilir. islanmasindan ya da su gelip akmasindan bahsetmiyorum, suyun sürekli orda tutulmasi gibidir kar. caya küp sekeri degdirdiginde küp seker nasil emiyorsa kumas da dikisler de emer suyu. kar gecirmez yapmak icin, dikisler genellikle icten mühürlenir. dikisin arka kismina baska bir kumas vs yerlestirilir ki ayagin temasi mümkün olmasin dikisle.
ama öyleyse neden her botu snowproof almayalim? hem suyu da gecirmez ki o zaman?
gene yanlis. kar ayakkabilari cogunlukla hava almaz, ayagi terletir. alplerde giyersen hava zaten nispeten kurudur, soguktan dolayi. o yüzden dert olmaz, asil önemli olan ayagin islanmamasidir.
ama sehir ortaminda kapali alana girdigin an hamama döner ayaklarin, kendi teriyle üsütür, bakteri olusturur, pis kokar. o yüzden ayakkabi dedigin nefes almalidir.
bu yüzden iyi ayakkabi, yerine göre dogru secilmis ayakkabidir. bahar hikeina, babetle gelmenin farki yoktur bence sehir hayatinda kar gecirmez, bilek üstü bot giymenin.
@tukenmez adam +1
simdi su gecirmez ürünler, bu sifati su hic gecirmediklerinden haketmez. belli bir basinc altinda, belli bir süre su gecirmediginden hak ederler bu sekilde lanse etme hakkini.
mesela kol saatlerinde 5 atm yazsa da bu aslinda sicak su altinda, dusta vs 2-3 bar demektir, ellerini yikarken cikartmaman demektir, ama suya dalar o basinca kadar inersen sadece 5 dk su gecirmemesi anlamina gelir. sonrasinda ici nemlenir, bugulanir ya da su alir. ancak bu kriterleri saglamasi gögsünü gere gere sugecirmez yazmasina izin verir.
simdi waterproof cogu ürün, sealed dikis kullanmaz, bu söyle olur. ipler özeldir, waxlanir vs. islanmamasi istenir. dikislerin üstü genelde örtülü olur ki su almasin, ama hava alabilsin. goretex gibi kumaslar islendikten sonra islemden gecerki iplerin gectigi delikler ufalsin, sikilassin. su gecirmez yazsa da aslinda cogu "sicrama su gecirmez". su gecirmez, plastik kaplama cantam var mesela, onun üzerinde bile sadece kisa dalislarda su gecirmez yazar, bir seyi suyun icinde tutarsan o kumas su gecirir.
kar suyu ise, dikisler üzerinde kalir, dikisler tarafindan yavasca emilir. islanmasindan ya da su gelip akmasindan bahsetmiyorum, suyun sürekli orda tutulmasi gibidir kar. caya küp sekeri degdirdiginde küp seker nasil emiyorsa kumas da dikisler de emer suyu. kar gecirmez yapmak icin, dikisler genellikle icten mühürlenir. dikisin arka kismina baska bir kumas vs yerlestirilir ki ayagin temasi mümkün olmasin dikisle.
ama öyleyse neden her botu snowproof almayalim? hem suyu da gecirmez ki o zaman?
gene yanlis. kar ayakkabilari cogunlukla hava almaz, ayagi terletir. alplerde giyersen hava zaten nispeten kurudur, soguktan dolayi. o yüzden dert olmaz, asil önemli olan ayagin islanmamasidir.
ama sehir ortaminda kapali alana girdigin an hamama döner ayaklarin, kendi teriyle üsütür, bakteri olusturur, pis kokar. o yüzden ayakkabi dedigin nefes almalidir.
bu yüzden iyi ayakkabi, yerine göre dogru secilmis ayakkabidir. bahar hikeina, babetle gelmenin farki yoktur bence sehir hayatinda kar gecirmez, bilek üstü bot giymenin.
0
tiklememişsin ama söylediğim şey doğruydu:)
@aynadakiyabancı, verdiğin bilgiler doğru, ben de bir dalış eğitmeniyim, ancak bu botları dalışta kullanmadığımız için basınç konusundan bahsetmek gereksiz. şehirdeki kar-yağmur durumu o kadar komplike değil.
ben istanbul veya genel olarak türkiye koşullarından bahsediyorum.
istanbul koşullarında (ya da yılın 6 ayı kar altında kalan bir yerde yaşamıyorsan) yağan azıcık karda ayakların ıslanıyorsa bu ayakkabının dandikliğine işaret eder.
3 outdoor markansının su geçirmez botunu kullandım şimdiye kadar, hiçbirinin karda su geçirdiğini görmedim. benzer şekilde kullananlardan da duymadım.
(dağda kış faaliyetlerinde daha farklı, koflach tarzı botlar kullanıyoruz misal, ve de yoğun hareket olduğu için bahsedilen şekilde ayak terleyebiliyor, bu farklı bir durum)
tabii ki ayakkabı eskidikçe suya dayanıklılık zaman içinde azalır ve su almaya başlar. ya da su geçirmiyor diye ayakkabıyı bir kova su içinde tutarsan aynı şekilde su almaya başlar. bu da farklı bir durum.
sonuç olarak, normal şartlar altında, bu "waterproof" diye satın aldığın ayakkabı iki cm karda su geçiriyorsa dandik ayakkabı almışsın demektir. geçirmemesi gerekir.
@aynadakiyabancı, verdiğin bilgiler doğru, ben de bir dalış eğitmeniyim, ancak bu botları dalışta kullanmadığımız için basınç konusundan bahsetmek gereksiz. şehirdeki kar-yağmur durumu o kadar komplike değil.
ben istanbul veya genel olarak türkiye koşullarından bahsediyorum.
istanbul koşullarında (ya da yılın 6 ayı kar altında kalan bir yerde yaşamıyorsan) yağan azıcık karda ayakların ıslanıyorsa bu ayakkabının dandikliğine işaret eder.
3 outdoor markansının su geçirmez botunu kullandım şimdiye kadar, hiçbirinin karda su geçirdiğini görmedim. benzer şekilde kullananlardan da duymadım.
(dağda kış faaliyetlerinde daha farklı, koflach tarzı botlar kullanıyoruz misal, ve de yoğun hareket olduğu için bahsedilen şekilde ayak terleyebiliyor, bu farklı bir durum)
tabii ki ayakkabı eskidikçe suya dayanıklılık zaman içinde azalır ve su almaya başlar. ya da su geçirmiyor diye ayakkabıyı bir kova su içinde tutarsan aynı şekilde su almaya başlar. bu da farklı bir durum.
sonuç olarak, normal şartlar altında, bu "waterproof" diye satın aldığın ayakkabı iki cm karda su geçiriyorsa dandik ayakkabı almışsın demektir. geçirmemesi gerekir.
0
@peggynin genellemesine karsi ciktim, ama son dediklerine katilmiyor degilim. konuyu dagitmak pahasina da olsa birkac sey daha diyeyim.
•ayaklarim tarakli oldugundan ya da kalin coraplarla kisin giyildiginden ayagima göre azicik daha büyük numaralar almam gerekiyor. öyle olunca her yürüyüste, özellikle yokus asagi, ayakkabilarin dikisleri esniyor. bu da su gecirmezligin kaybolmasi demek. o yüzden saticilar ayakkabilarin dinlendirilmesini, düzgün bakilmasini önerirler.
•birkac defa su gecirmezligine karsi cikarak ürün geri yolladigim oldu. bir defasinda dikislerde hata oldugu söylendiginden ürün degisimi önerildi. bir digerinde ise, kullanici hatasi denilerek reddedildim. nedeni suydu, üretici bu tarz sikayetlerde mikroskop altina yatiriyor ayakkabiyi. dikis yerlerindeki ipliklerde deformasyon görülmüs. bunun nedeni de benim o dönemki cahilligimle kamp atesi civarinda takilmis olmam imis. atesle temasi olmasa bile o sicaklikla yapistirici malzemede esnemeler olmus, ipliklerin uclari eriyip yapismis. yani goretex gibi ayakkabilarin sugecirmez kalmasini saglamak cok zor.
•ama gene de @peggynin dedigi gibi, eger bir ayakkabi su gecirmez ise, kisa süreli karla da mücadele edebilmeli. en eski botum 6 yillik, aylarca giydigim oldu, kamp ates gördü. hala su ve kar gecirmez bir saat kadar karda gezsem. su an bulundugum yer -13, kar degil buz yagiyor, bilege kadar kar. 8 cift ayakkabimdan spor ayakkabilarim dahi 20 dk karda yürüsem islanmaz, beni gecirmeye yeter. eger o kadar kisa sürelerden veya istanbul gibi yerlerden bahsediyorsak, evet, su gecirmez bot kar suyunu da hemen cekmemeli.
•son olarak, ister profesyonel olun, ister ayakkabinin tanesine 1000 lira sayin. -30 derecede 8 saat disarida kaldiginizda, sizinle islanmak arasindaki tek sey, goretex, texapore vs gibi teknolojik kumaslar degil, posettir. cogu asker veya outdoorcu gene de corap disina poset giyip giyer ayakkabisini, nefes almayip terleyecegini bilse de. not düseyim istedim.
•ayaklarim tarakli oldugundan ya da kalin coraplarla kisin giyildiginden ayagima göre azicik daha büyük numaralar almam gerekiyor. öyle olunca her yürüyüste, özellikle yokus asagi, ayakkabilarin dikisleri esniyor. bu da su gecirmezligin kaybolmasi demek. o yüzden saticilar ayakkabilarin dinlendirilmesini, düzgün bakilmasini önerirler.
•birkac defa su gecirmezligine karsi cikarak ürün geri yolladigim oldu. bir defasinda dikislerde hata oldugu söylendiginden ürün degisimi önerildi. bir digerinde ise, kullanici hatasi denilerek reddedildim. nedeni suydu, üretici bu tarz sikayetlerde mikroskop altina yatiriyor ayakkabiyi. dikis yerlerindeki ipliklerde deformasyon görülmüs. bunun nedeni de benim o dönemki cahilligimle kamp atesi civarinda takilmis olmam imis. atesle temasi olmasa bile o sicaklikla yapistirici malzemede esnemeler olmus, ipliklerin uclari eriyip yapismis. yani goretex gibi ayakkabilarin sugecirmez kalmasini saglamak cok zor.
•ama gene de @peggynin dedigi gibi, eger bir ayakkabi su gecirmez ise, kisa süreli karla da mücadele edebilmeli. en eski botum 6 yillik, aylarca giydigim oldu, kamp ates gördü. hala su ve kar gecirmez bir saat kadar karda gezsem. su an bulundugum yer -13, kar degil buz yagiyor, bilege kadar kar. 8 cift ayakkabimdan spor ayakkabilarim dahi 20 dk karda yürüsem islanmaz, beni gecirmeye yeter. eger o kadar kisa sürelerden veya istanbul gibi yerlerden bahsediyorsak, evet, su gecirmez bot kar suyunu da hemen cekmemeli.
•son olarak, ister profesyonel olun, ister ayakkabinin tanesine 1000 lira sayin. -30 derecede 8 saat disarida kaldiginizda, sizinle islanmak arasindaki tek sey, goretex, texapore vs gibi teknolojik kumaslar degil, posettir. cogu asker veya outdoorcu gene de corap disina poset giyip giyer ayakkabisini, nefes almayip terleyecegini bilse de. not düseyim istedim.
0
Ayakkabıyı süngerle bir güzel vazelinliyorsun, kenar dikişlerinin de nasibini aldığından emin olmak için kenarlarda ve dikişlerde bir diş fırçaşı ile ikinci bir kat da atıyorsun. ardından kısa bir fön makinesi işlemi ile vazelini özümsemesini sağlıyorsun.
Hayırlı olsun, ne normal su ne de kar suyunu geçirmeyen canavar gibi bir ayakkabın oldu. 4 yıllık ısparta deneyimi ile sabittir.
Notlar: Açık renk ayakkabılara uygulama, koyulaşır. Nubuk ve süet ayakkabılarda sakın deneme. Sadece siyah veya koyu kahve renginde kullan, onlarda atış serbest. Yoğun kar gören ve soğuk iklimlerde 3 - 4 ay dayanır. Sonra yenileme ister. Daha uzun kullanım için önce parafin sonra vazelin aksiyonu var ama işçilik ister.
Hayırlı olsun, ne normal su ne de kar suyunu geçirmeyen canavar gibi bir ayakkabın oldu. 4 yıllık ısparta deneyimi ile sabittir.
Notlar: Açık renk ayakkabılara uygulama, koyulaşır. Nubuk ve süet ayakkabılarda sakın deneme. Sadece siyah veya koyu kahve renginde kullan, onlarda atış serbest. Yoğun kar gören ve soğuk iklimlerde 3 - 4 ay dayanır. Sonra yenileme ister. Daha uzun kullanım için önce parafin sonra vazelin aksiyonu var ama işçilik ister.
0
ya ben lan neyse
malum karikatür dışında bir şiirde filmde falan mı geçiyor?
malum karikatür dışında bir şiirde filmde falan mı geçiyor?
0
"götüm gibi" bişey aslında bu da...her gördüğümde gülerim yiğit in ensesine vururum "ulan sen var ya çok ib.esin" diye
0
az sakin olun. alt üstü popüler olmuş bi karikatür. ne siktiğiniz kalmış. ne ergen akımlığı. herşeyden nefret etmek zorunda değilsiniz.
0
şimdi bi tane entel abi manyak bi şey geberdim gülmekten hayvan gibi yeaa.
sonrasında moda oluyo.
herhangi bir esinlenme söz konusu değil.
sonrasında moda oluyo.
herhangi bir esinlenme söz konusu değil.
0
Aynen koy dotune rahvan gitsin durumlarinda -ki cok sık olan bir durum- cuk oturan birsey. Ergen degolim, cevrem de degil bu arada. Populer oldugu icin nefret edilmesine gerek olmadigini da dusunuyorum.
0
noktah
Merhaba, ben virüssüz, actigimda 20 reklam sayfasi cikmayan:),yabanci dizilerin de oldugu bir dizi ve film sayfasi soracaktim, hangisini tavsiye edersiniz? (yabanci derken amerikan, hint, kore, vs. de icinde olabilir)
Merhaba, ben virüssüz, actigimda 20 reklam sayfasi cikmayan:),
yabanci dizilerin de oldugu bir dizi ve film sayfasi soracaktim, hangisini tavsiye edersiniz? (yabanci derken amerikan, hint, kore, vs. de icinde olabilir)
yabanci dizilerin de oldugu bir dizi ve film sayfasi soracaktim, hangisini tavsiye edersiniz? (yabanci derken amerikan, hint, kore, vs. de icinde olabilir)
0
ingilizce altyazili ingilizce diziler yayinlayan bir sayfa daha tavsiye edebilir misiniz?
0
torrnet mantığıyla çalışan bir program, altyazı seçme sansınız vb var.
web üzerinden kullanılanı da çıkmış: popcorntime-online.io
web üzerinden kullanılanı da çıkmış: popcorntime-online.io
0
makarnavodka
Merhaba dostlar, 7 aylık erkek bir kedim var. Evde kendi halinde takılan bi tip. Veterineri, 1 yaşını bekleyelim ama isterseniz şimdi de olur dedi.Yoğunluğum şubat ayında azalacağı için şubatta yaptırmak istiyorum ama bir de buraya sorayım dedim?Not: 20 Şubat'ta 9 aylık olacak.
Merhaba dostlar, 7 aylık erkek bir kedim var. Evde kendi halinde takılan bi tip. Veterineri, 1 yaşını bekleyelim ama isterseniz şimdi de olur dedi.
Yoğunluğum şubat ayında azalacağı için şubatta yaptırmak istiyorum ama bir de buraya sorayım dedim?
Not: 20 Şubat'ta 9 aylık olacak.
Yoğunluğum şubat ayında azalacağı için şubatta yaptırmak istiyorum ama bir de buraya sorayım dedim?
Not: 20 Şubat'ta 9 aylık olacak.
0
Ananiyimioguzun veterineri sacmalamis oncelikle onu soyleyeyim.
Erkek kedilerde bilimsel bir sonuc olmasa da erken kisirlastirmanin sakincalari oldugu dusunuluyor kimi hekimler tarafindan. Normalde 6 aydan sonra istediginizde kisirlastirabilirsiniz kedinizi ama ben soylenti de olsa riske atmamak icin yaslarini bekledim erkeklerde.
Erkek kedilerde bilimsel bir sonuc olmasa da erken kisirlastirmanin sakincalari oldugu dusunuluyor kimi hekimler tarafindan. Normalde 6 aydan sonra istediginizde kisirlastirabilirsiniz kedinizi ama ben soylenti de olsa riske atmamak icin yaslarini bekledim erkeklerde.
0
no christ requires
200 kayme civarı fiyatı var diş taşı temizletmenin.beyazlatma 400'lerde. ben italya'da (milano, en pahali sehri) 25 euroya temizletiyorum, 50-60 euroya temizlik+beyazlatma yapiyorum ledli, dişçi zincirlerinde. burada neden pahali ki?* hayir saglik sigortam yok
200 kayme civarı fiyatı var diş taşı temizletmenin.beyazlatma 400'lerde. ben italya'da (milano, en pahali sehri) 25 euroya temizletiyorum, 50-60 euroya temizlik+beyazlatma yapiyorum ledli, dişçi zincirlerinde. burada neden pahali ki?
* hayir saglik sigortam yok
* hayir saglik sigortam yok
0
200 mü?
Ben bir kanal tedavisi+2dolgu+3 diş çekimine 6 ay önce 500 verdim.
Koltuktan kalkmadan adam dur bir de şu taşları temizleyim dedi. Gayet memnunum dişçimden.
Ankara
Ben bir kanal tedavisi+2dolgu+3 diş çekimine 6 ay önce 500 verdim.
Koltuktan kalkmadan adam dur bir de şu taşları temizleyim dedi. Gayet memnunum dişçimden.
Ankara
0
@ustteki
senin kisi zaten talep edimesi gereken minimum ucretlerden cok daha dusuge denk geldiginden dogru bir ornek degil. torpilliymissin
www.tdb.org.tr
senin kisi zaten talep edimesi gereken minimum ucretlerden cok daha dusuge denk geldiginden dogru bir ornek degil. torpilliymissin
www.tdb.org.tr
0
Ben geçen yıl devlet hastanesinde ücretsiz temizletmiştim. Tabi çoğu devlet hastanesi baştan savma yapıyor bu işi ama benimki gayet iyiydi. Ozel doktorum da zamanında sorduğumda (yine geçen yıla denk geliyor sanırım) 70-100 arası fiyat vermişti, tam net hatırlamıyorum.
0
Italyada saglik sigortaniz var sanirim?
Avusturya'da mesela siyah dolguyu karsiliyor sigorta, beyaz dolgu 60€ mu ne sigortalilara.
Beyazlatma vb hic soylemiyorum.
Avusturya'da mesela siyah dolguyu karsiliyor sigorta, beyaz dolgu 60€ mu ne sigortalilara.
Beyazlatma vb hic soylemiyorum.
0
cedex
standart bir kagit bardagi doldursam kac gr kedi mamasi olur?
standart bir kagit bardagi doldursam kac gr kedi mamasi olur?
0
80 grami nasil olcerim peki?
Bir de gunde 80 gram diyor, kac partide vermem lazim? Sabah 40, aksam 40?
Bir de gunde 80 gram diyor, kac partide vermem lazim? Sabah 40, aksam 40?
0
0
Mamaya göre de gramajı fark eder.
Mama markalarının bardaklarında bile değişiyor o ölçü.
Bir mamada bardağın tamamı dolduğunda 100 gr. olur, aynı markanın başka bir mamasında 100 gr. bardağın 3'te 1'ine denk gelir.
En mantıklısı mutfak tartısı almanız. Yada mama markanızın bardağını ücretsiz veriyor veterinerler genelde.
Mama markalarının bardaklarında bile değişiyor o ölçü.
Bir mamada bardağın tamamı dolduğunda 100 gr. olur, aynı markanın başka bir mamasında 100 gr. bardağın 3'te 1'ine denk gelir.
En mantıklısı mutfak tartısı almanız. Yada mama markanızın bardağını ücretsiz veriyor veterinerler genelde.
0
tartı almanıza gerek yok. bir bardak mamayı poşete koyup bakkala, markete gidin tartıyorlar. orada ölçüsünü ayarlarsınız.
kullandığınız mamaların bazılarının ölçek kabı var (hill's'in kabını mama aldığınız yerden isteyebiliyorsunuz) üzerinde mama türüne göre ölçek işaretleri var.
kullandığınız mamaların bazılarının ölçek kabı var (hill's'in kabını mama aldığınız yerden isteyebiliyorsunuz) üzerinde mama türüne göre ölçek işaretleri var.
0
Kağıt bardağın altında kaç OZ olduğu yazar.
4 OZ'luk bi bardak silme doldurulduğunda 40 gram civarı alıyor.
Ona göre oranlayabilirsiniz.
4 OZ'luk bi bardak silme doldurulduğunda 40 gram civarı alıyor.
Ona göre oranlayabilirsiniz.
0
six packsiz
http://i.hizliresim.com/ZAXE4k.pngBıktım sürekli belirmesinden. Yok mu buju kaldırmanın bir yolu.
0
ayarlardan bildirimleri kapat var.
ayarlar>>uygulamalar>>whatsapp>> bildirimleri gizle olması lazım.
ayarlar>>uygulamalar>>whatsapp>> bildirimleri gizle olması lazım.
0
Yanılmıyorsam, whatsapp'ın ayarlar kısmından bildiriler bölümümden Popup bildirisini kapatacaksınız.
0
@ananiyimioguz aynen dostu onu çözmek istiyorum. İlk arkaşın dediği bütün bildirimleri kapatıyor. İkinca arkadaşın dediği açılır pencere olayı yani direk ufak bir sohbet penceresi gelmemesi için, o kapalı zaten.
0
Lolipop'un saçmalıklarından biri bu. Aylar oldu hala ne Google bununla ilgili bir güncelleme çıkardı, ne de WhatsApp.
Cidden ilginç, milletin bu kadar şikayetçi olduğu bir konuda, bu kadar duyarsız ve umursamaz olmak hayatı sorgulamaya itiyor insanı. WhatsApp'sın lan sen, bi kıçı kırık güncelleme yapacan alt tarafi.
Cidden ilginç, milletin bu kadar şikayetçi olduğu bir konuda, bu kadar duyarsız ve umursamaz olmak hayatı sorgulamaya itiyor insanı. WhatsApp'sın lan sen, bi kıçı kırık güncelleme yapacan alt tarafi.
0
ete summer
adnan ötüken kpss calısması icin uygun ortama sahip mi? kızılay, tunalı civarında kpss icin calısmaya musait ortama sahip kutuphane veya mekan var mı?
adnan ötüken kpss calısması icin uygun ortama sahip mi? kızılay, tunalı civarında kpss icin calısmaya musait ortama sahip kutuphane veya mekan var mı?
0
Kızılay'da bakanlıklar tarafında, Olgunlar'dan çıkıp Atatürk Bulvarı üstünde Kızılay'a doğru gelirken hemen orda Coffee Lab diye bir mekan var.
0
bildigim kadariyla adnan otuken kutuphanesi su aralar tamiratta. ama tamirat bitmis olabilir, gidip bi teyit etmenizde fayda var. fakat o yollardan gecmis biri olarak adnan otuken kpss icin cok uygun degil. oraya genelde liseliler takiliyor, dershaneleri kizilayda oldugu icin diye tahmin ediyorum. eger ciddi ciddi kpssye calismayi dusunuyorsaniz universite kutuphanelerini tercih etmenizi oneririm. oyle kahvecide falan kpssye calisilmaz. haaa calisirsin ama puanlarin da ona gore olur. tavsiyem ankara hukuk kutuphanesidir. olmazsa milli kutuphaneyi tavsiye ederim.
0
aquarium
Ilk kez dogalgaz kullaniyoruz da kombiyi nasil kullanmak gerekir?Surekli açik mi kalacak mesela gun icinde? Yani kombiden mi acip kapaticaz peteklerden mi pek anlamadik bir de basinci kac olmali
Ilk kez dogalgaz kullaniyoruz da kombiyi nasil kullanmak gerekir?
Surekli açik mi kalacak mesela gun icinde? Yani kombiden mi acip kapaticaz peteklerden mi pek anlamadik bir de basinci kac olmali
Surekli açik mi kalacak mesela gun icinde? Yani kombiden mi acip kapaticaz peteklerden mi pek anlamadik bir de basinci kac olmali
0
Enerjiyi daha verimli kullanmak adına düşük ayarda sürekli açık olması gerektiği söyleniyor. Hiç bu şekilde denemedim sürekli evde olmadığım için ama gayet mantıklı geliyor kulağa. Çünkü ev bi an önce ısınsın diye kapalı kombiyi bi anda yüksek ayarda açınca, ay sonunda gerçekten fena giriyor.
Peteklerden değil, direkt kombiden açıp kapatacaksınız. Hangi odada hangi peteklerin ısnmasını istiyorsanız onları açıp, diğerlerini kapatın. Atıyorum bizim banyodakiler kapalı mesela, gerek yok ısınmasına. O ayarlamayı yaptıktan sonra petekle işiniz kalmıyor, direkt kombiden aç-kapat yapıyorsunuz.
Basınç 1 ile 2 arasında olmalı tam. Dijitalse 1,5'e ayarlarsınız, analogsa ibre tam 1 ile 2 arasına gelecek şekilde ayarlayın.
Peteklerden değil, direkt kombiden açıp kapatacaksınız. Hangi odada hangi peteklerin ısnmasını istiyorsanız onları açıp, diğerlerini kapatın. Atıyorum bizim banyodakiler kapalı mesela, gerek yok ısınmasına. O ayarlamayı yaptıktan sonra petekle işiniz kalmıyor, direkt kombiden aç-kapat yapıyorsunuz.
Basınç 1 ile 2 arasında olmalı tam. Dijitalse 1,5'e ayarlarsınız, analogsa ibre tam 1 ile 2 arasına gelecek şekilde ayarlayın.
0
Basınç aralığı üzerinde yeşil olarak gösterilir. Bizim kullandıklarımızın hepsinin ortak noktası 1,5tu tümevarım yapabiliriz sanırım.
Peteklerden aç kapa yapma sürekli, eğer bir oda fazla ısınıyorsa onu biraz kıs oynama. Hiç kullanmadığın odalar varsa oraları da kapatabilirsin/kısabilirsin.
Kombiden yapacaksın sıcaklık ayarını. Tasarruf olarak, hiç kapanmadan yanması ama bazen kısıp bazen açman daha tasarruflu. Gece ve dışarı çıkınca kıs, eve gelince aç tarzında. Ama bizim ailede doğalgaz korkusu olduğu için biz gece kapatıyoruz.
Peteklerden aç kapa yapma sürekli, eğer bir oda fazla ısınıyorsa onu biraz kıs oynama. Hiç kullanmadığın odalar varsa oraları da kapatabilirsin/kısabilirsin.
Kombiden yapacaksın sıcaklık ayarını. Tasarruf olarak, hiç kapanmadan yanması ama bazen kısıp bazen açman daha tasarruflu. Gece ve dışarı çıkınca kıs, eve gelince aç tarzında. Ama bizim ailede doğalgaz korkusu olduğu için biz gece kapatıyoruz.
0
hava düzenli olarak soğuk gidiyorsa minimumda çalıştırmakta fayda var, sıfırdan ısıtmaktan çok daha az enerji harcayan bir hal, fakat arada soğuk günler oluyor arada yakılmıyorsa yakmayıp kazakla idare etmekte fayda var.
petekleri açıp kapamanın çok esprisi yok çünkü borularda gene su var ısınan
petekleri açıp kapamanın çok esprisi yok çünkü borularda gene su var ısınan
0
düşük ayarda sürekli açık tut. üşürsen arttır. bu şekilde kullandık. 200 lirayı bir kez geçtik geçemn sene. ev eski ama yalıtımı yeni. bir de kombi yoğuşmalı. 35-40 civarı şu an istanbul için.
0
Bazı kombilerde su bazılarda oda derecesi yazar. Su derecesi yazdığını varsayıyorum, Rutinin 40 olsun bi önce, sonra zamanla kendi idealini bulursun. 35-40 arası gezinenler çok mesela. Ama biz 50-60, hatta en soğuk zamanlarda 70te yakardık. (Şimdiki kombide oda derecesiyle ayarlanıyo bilmiyorum o yüzden. 5 kademe var su sıcaklığı için de) Tabi bizim bu kadar yüksek yakmamızda gece kapatmamızın etkisi büyük.
0
70te yakiyormusuz biz :D ve hic kapatmadik 24 saat acikti. petekleri kapatip aciyorduk sadece ev sahibi oyle soyledi.simdi 35e dusurduk ama petekler cok ılık.isinmaz ki boyle :/
0
Aynen amk evi soğutur üstüne o petekler. İnternette herkes 35-40 yazınca ben de gaza geldim öyle dedim. 50den aşağı yakan fenerli olsun. Isınmıyor lan ev öbür türlü. Üstüne bir de ben odamda elektrikli radyatör yakıyorum.
35-40la yetinen kim varsa da evinde milyon dolarlık yalıtım olduğunu düşünüyorum. Patladım lan sonunda.
35-40la yetinen kim varsa da evinde milyon dolarlık yalıtım olduğunu düşünüyorum. Patladım lan sonunda.
0
Napalim simdi 40 50 civari yakip evden cikarken 30a mi dusurelim mesela ? 12 saat kadar evde olmuyoruz cunku.
0
30a düşürene kadar hiç açma abi, 30 demek soğuk demek çünkü. geçen sene 2 yöntemi de denedim, evde olduğun zaman yak, sonra kapat yöntemi ve sabit 40'da kalsın, üşüyünce arttır, yatmadan azalt yöntemi. kombiyi kapatınca iyi girmişti o ay, elektrik faturası da etkilendi sadece doğalgaz da değil. o yüzden şimdi sabit 40, üşüyünce 45, misafir gelince 50.
ankara için tabi bunlar, orda o kadar soğuk olmaz tabi :(
ankara için tabi bunlar, orda o kadar soğuk olmaz tabi :(
0
eğer mümkünse yapabileceğiniz en mantıklı şey bence tüm peteklere (banyoda falan havlupan varsa onlara gerek yok, onları olabilecek en kısık ayarda tutun ya da mekan çok soğuk olmuyorsa tümden kapatın) termostatik vana almak.
sonrasında kombiyi sabit bir sıcaklıkta sürekli açık tutun. termostatik vanaların her biri termometre gibi çalışır, ayarladığınız oda sıcaklığına ulaşıldığında kendi kendine peteği kapatır/açar/kısar.
eğer her bir peteğe vana taktırmak zor gelirse salona bir oda termostatı takın. bu termostat ortam sıcaklığı ayarlanan dereceye ulaştığında kablolu/kablosuz olarak kombiyi kapatır/açar. tabii kombinin bu termostatı destekliyor olması lazım.
annemlerde kablolu oda termostatı var, haliyle sadece bulunduğu odayı ölçerek kombiye komut veriyor ama evin geneli de ufak farklarla ayarlanan sıcaklığa ulaşıyor. bizde ise her petekte termostatik vana var, çok daha konforlu ve ekonomik.
sonrasında kombiyi sabit bir sıcaklıkta sürekli açık tutun. termostatik vanaların her biri termometre gibi çalışır, ayarladığınız oda sıcaklığına ulaşıldığında kendi kendine peteği kapatır/açar/kısar.
eğer her bir peteğe vana taktırmak zor gelirse salona bir oda termostatı takın. bu termostat ortam sıcaklığı ayarlanan dereceye ulaştığında kablolu/kablosuz olarak kombiyi kapatır/açar. tabii kombinin bu termostatı destekliyor olması lazım.
annemlerde kablolu oda termostatı var, haliyle sadece bulunduğu odayı ölçerek kombiye komut veriyor ama evin geneli de ufak farklarla ayarlanan sıcaklığa ulaşıyor. bizde ise her petekte termostatik vana var, çok daha konforlu ve ekonomik.
0
soft
Popüler oldukları için merak ettiğim bu kitapların hangisini alayım sizce?1) 1984 - George Orwell2) Simyacı - Paulo Coelho3) Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos4) Zorba - Nikos Kazancakis5) İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar - Stefan Zweig6) Dava - KafkaHepsinin Can Yayınlarından olacağın
Popüler oldukları için merak ettiğim bu kitapların hangisini alayım sizce?
1) 1984 - George Orwell
2) Simyacı - Paulo Coelho
3) Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos
4) Zorba - Nikos Kazancakis
5) İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar - Stefan Zweig
6) Dava - Kafka
Hepsinin Can Yayınlarından olacağını belirteyim. Bu konuda da itiraz kabul edilir.
Son olarak gönlüm Simyacı'dan yana gibi. Herkes çok etkileyici bulmuş.
1) 1984 - George Orwell
2) Simyacı - Paulo Coelho
3) Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos
4) Zorba - Nikos Kazancakis
5) İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar - Stefan Zweig
6) Dava - Kafka
Hepsinin Can Yayınlarından olacağını belirteyim. Bu konuda da itiraz kabul edilir.
Son olarak gönlüm Simyacı'dan yana gibi. Herkes çok etkileyici bulmuş.
0
1984/seker portakali
ama Stefan Zweig'in kitaplarini ben de merak etmiyor degilim hani
ama Stefan Zweig'in kitaplarini ben de merak etmiyor degilim hani
0
Şeker Portakalı için biraz geç kalınmış ama hemen aradan çıkartabilirsiniz. 1984 mutlaka okunmalı. Zorba'yı başlayıp yarım bırakmıştım ama onun da mutlaka okunması gereken bir kitap olduğu söylenir. Dava da zorlayıcı bir kitaptı ama bitirdiğime değmişti. Simyacı çok geyikti. Okumasam da olurdu.
0
Sıralama yapacak olursam,
1. Şeker Portakalı
2. 1984
3. İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
4.Dava
Diğerlerini okumadım.
Yalnız Şeker Portakalı için hiçbir yaş geç değil.
Ayrıca Stefan Zweig'in başta Sabırsız Yürek olmak üzere tüm kitapları okunmalı.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar zaten bambaşka bir kitap.
1. Şeker Portakalı
2. 1984
3. İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
4.Dava
Diğerlerini okumadım.
Yalnız Şeker Portakalı için hiçbir yaş geç değil.
Ayrıca Stefan Zweig'in başta Sabırsız Yürek olmak üzere tüm kitapları okunmalı.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar zaten bambaşka bir kitap.
0
neden hepsini okumuyorsun ki?
sıralama yapacak olursam: ( bu beğeni sıralamam değildir kesinlikle. bana göre okunması gereken kronolojiklik)
3 - 2 - 4 - 6 - 1
insanlığın yıldınızının parladığı anları okumadım.
sıralama yapacak olursam: ( bu beğeni sıralamam değildir kesinlikle. bana göre okunması gereken kronolojiklik)
3 - 2 - 4 - 6 - 1
insanlığın yıldınızının parladığı anları okumadım.
0
Kitaplar yılların kitabı ben de anlamadım neden böyle bir anda popüler oldular.
Sorunun cevabına gelecek olursak; hepsini oku bence. Ben de Stefan zweig'i henüz okumadım.
Sorunun cevabına gelecek olursak; hepsini oku bence. Ben de Stefan zweig'i henüz okumadım.
0
şeker portakalı ve simyacı'yı direkt eleyebilirsiniz. şeker portakalı çocuk kitabı olmasının yanında, dünya edebiyatında adı hiç geçmeyen, türkiye'de popüler edilmiş bir kitap. simyacı ise gereksiz yere şişirilmiş, zaman kaybı bir metin. bana kalırsa 1984 de iyi bir kitap değil. ben olsam dava'yı alırdım.
0
Simrug
Deney için kullanılacak. Bu bildiğimiz etil alkol mudur? Fiyatı ne kadardır?İnternetten belge falan istiyorlar almak için...
Deney için kullanılacak. Bu bildiğimiz etil alkol mudur? Fiyatı ne kadardır?
İnternetten belge falan istiyorlar almak için...
İnternetten belge falan istiyorlar almak için...
0
0
Hırdavatçıların hemen hepsinde var. Daha geçen gün aldım hatta bi hırdavatçıdan.
0
İspirto, etil alkolün, içmeyelim diye içine metil alkol katılmış bir de ayırt edelim diye renklendirilmiş (mor-mavi) hali yani bildiğimiz etil alkol değil.
Nerede bulunura gelince; hırdavatçı artı bir.
Nerede bulunura gelince; hırdavatçı artı bir.
0
dokuz numara dort yildiz
Yoksa sadece IBAN numarası EFT için yeterli mi?
Yoksa sadece IBAN numarası EFT için yeterli mi?
0
İsim soyisim gerekiyor, yoksa para hesaba geçmiyor.
Hatta IBAN ve isim soyisim uymayınca bile para bekletiliyor.
Hatta IBAN ve isim soyisim uymayınca bile para bekletiliyor.
0
ATM'den isim nasıl giriliyor yahu :)?
Peki anonim olarak parayı tahsil etmemin bir yolu var mı?
Peki anonim olarak parayı tahsil etmemin bir yolu var mı?
0
atm'den eft yapamazsın zaten. tahsil demişsin para gönderecek misin alacak mısın?
0
bddk gereği isim, soyisim (ya da tespiti için T.C. kimlik no ) olmadan işlem yapilamaz.
0
yorke
osmanlı dönemini, cumhuriyet dönemini, yapılan anlaşmaları, neden yapıldıklarını, altındaki stratejileri bize ezberlettiler de peki neden daha yakın tarihimiz ders olarak okutulmuyor?
osmanlı dönemini, cumhuriyet dönemini, yapılan anlaşmaları, neden yapıldıklarını, altındaki stratejileri bize ezberlettiler de peki neden daha yakın tarihimiz ders olarak okutulmuyor?
0
Bir olayın tarihi değer taşıyıp, tarih olarak okutulması için üstünden en az 50 yıl geçmiş olması gerekiyor.
0
birkaç sene önce özal dönemi falan öğretiliyordu lisede yakın türk tarihi dersinde. Şimdi nasıl bilmiyorum. Benim zamanımda yoktu ama.
0
liseyi bilmem de "Bir olayın tarihi değer taşıyıp, tarih olarak okutulması için üstünden en az 50 yıl geçmiş olması gerekiyor" gibi bir durum yok.
üniversitede 80'leri 90'ları hatta saddam'ın devrilmesini falan işlemiştik son sınıfta.
üniversitede 80'leri 90'ları hatta saddam'ın devrilmesini falan işlemiştik son sınıfta.
0
vh1
Selam Vikingler Ankara gardan Tepe prime is merkezine metro ile nasil giderim . ?
Selam Vikingler
Ankara gardan Tepe prime is merkezine metro ile nasil giderim . ?
Ankara gardan Tepe prime is merkezine metro ile nasil giderim . ?
0
buffy de vampir sayılır
Birkaç hafta sonra ankaraya taşınıyorum. Kedi sahiplenmeyi düşünüyorum. Buradan sahiplenebilirsem çok iyi olur ama başka siteler aracılığıyla da olur. Tavsiye edeceğiniz site vs var mı. Facebook kullanmıyorum ama facebook sayfası da önerebilirsiniz. Teşekkürler.
Birkaç hafta sonra ankaraya taşınıyorum. Kedi sahiplenmeyi düşünüyorum. Buradan sahiplenebilirsem çok iyi olur ama başka siteler aracılığıyla da olur. Tavsiye edeceğiniz site vs var mı. Facebook kullanmıyorum ama facebook sayfası da önerebilirsiniz. Teşekkürler.
0
Hocam geçenlerde bi arkadaş sahiplendirilecek bi kedi olduğunu söyledi. Kendisi öğrenci, yine öğrenci olan bi arkadaşı 2 yıl bakıp büyüttüğü bi kediyi getirip bunlara bırakmış ben artık buna bakamıyorum diye. Klasik öğrenci muhabbeti yani.
Kedinin çantası, minderi, mama kabı vs. varmış.
Eğer ilgilenirsen fotoğrafını falan isteyeyim, kedinin cinsiyetini bilmiyorum.
Sadece 2 yaşında ve beraberinde gerekli birçok malzemesinin verileceğini biliyorum şimdilik.
Kedinin çantası, minderi, mama kabı vs. varmış.
Eğer ilgilenirsen fotoğrafını falan isteyeyim, kedinin cinsiyetini bilmiyorum.
Sadece 2 yaşında ve beraberinde gerekli birçok malzemesinin verileceğini biliyorum şimdilik.
0
Yavru olması tercih sebebi açıkçası :) kaç aylık yavrular acaba? Bi de acil yuva arıyorsanız eğer ben henüz ankarada değilim.
0
Biri iki digeri dort aylik bizimkilerin. Eger size guvenirsek ve sahipleneceginiz kesinlesirse bir ay kadar kalmalari sorun degil bizim icin.
0
hystarie
Millet ankara tren garından TOBB'ne gidicem.(Üniversitesi değil düz normal bildiğimiz TOBB) İnince ulaşım nasıl olur dolmuş otobüs vs. bilgi verebilecek olan var mı? Bir de ne kadar sürer
Millet ankara tren garından TOBB'ne gidicem.(Üniversitesi değil düz normal bildiğimiz TOBB) İnince ulaşım nasıl olur dolmuş otobüs vs. bilgi verebilecek olan var mı? Bir de ne kadar sürer
0
tobb deme yalnız tobb deyince üniversite anlaşılma ihtimali yüksek. tobb ikiz kuleler de, diyanet de.
gardan çıkınca dümdüz bir yol gidiyor stadın kenarından o yolu takip edersen uluş dolmuşlarının son durağına çıkıyorsun. tobb ikiz kuleler deyince gösterirler.
gardan çıkınca dümdüz bir yol gidiyor stadın kenarından o yolu takip edersen uluş dolmuşlarının son durağına çıkıyorsun. tobb ikiz kuleler deyince gösterirler.
0
Sıhhiye'den Eskişehir Yolu'na otobüs yok sanırım, ama eğer varsa önünden geçer.
Yoksa, Kızılay Meşrutiyet'ten beyaz minibüslere ya da yine Kızılaydan Çayyolu metrosuna binersen gidebilirsin. Yalnız metrodan Bilkent durağında inip 10 dakika kadar yürümen gerek. Minibüs önünde bırakır.
Yoksa, Kızılay Meşrutiyet'ten beyaz minibüslere ya da yine Kızılaydan Çayyolu metrosuna binersen gidebilirsin. Yalnız metrodan Bilkent durağında inip 10 dakika kadar yürümen gerek. Minibüs önünde bırakır.
0
kakamelsokoban
günaydın sevgili duyurucular. bizde 7 aylık bir kızçe var. genel olarak çok hareketli, az uyuyan bir kedi. haftaiçi 8-17 arası biz işyerindeyken yalnız kalıyor. eve ilk ben geliyorum ve içeri girdiğim anda kucağıma almazsam kendisi üzerime tırmanmaya başlıyor. üstümü değiştirmeme bile müsaade etmiyo
günaydın sevgili duyurucular. bizde 7 aylık bir kızçe var. genel olarak çok hareketli, az uyuyan bir kedi. haftaiçi 8-17 arası biz işyerindeyken yalnız kalıyor. eve ilk ben geliyorum ve içeri girdiğim anda kucağıma almazsam kendisi üzerime tırmanmaya başlıyor. üstümü değiştirmeme bile müsaade etmiyor. resmen boynuma sarılıyor kuzucuk yanaklarını yanaklarıma sürüyor, yüzümü yalıyor, mırıl mırıl söyleniyor. en az 1 saat inmiyor kucağımdan, indirmeye çalıştığımda da tekrar üstüme atlayıp yukarı tırmanıyor. hal böyle olunca işten koşa koşa geliyorum, markete bile uğrasam aklım onda kalıyor.
bazen iş çıkışı arkadaşlar çok güzel programlar yapıyorlar ancak evde hatun beklediği için katılamıyorum onlara. bi yemek yiyelim sinemaya gidelim desek eve gelmemiz 9 -10 olacak, o arada beklemekten delirir mi, yoksa biz yokken uyuyordur da gelince yine öpüşür koklaşır barışır mıyız emin değilim.
siz ilk defa ne kadarlıkken yalnız bıraktınız kedinizi? ve en uzun ne kadar kaldı? normalde günlük olarak ne kadar tek kalıyor?
vicdan yapıyorum kedi için, asosyalliğin dibine vurdum iyice. artık yavaş yavaş biraz daha yalnız kalmaya alıştırmalı mıyım, yoksa hala çok mu küçük arada bir de olsa günde 10 saat yalnız kalmak için?
muhtemelen biz yokken bütün gün uyuyor, çünkü biz eve geldiğimizde aşırı enerjik oluyor, canımızı çıkarıyor oynayalım diye. ama biz geciktiğimizde olmadığımız süre boyunca yine uyumaya devam mı eder, yoksa normalde geldiğimiz saatte kapıda bağırmaya başlar mı bunu merak ediyorum.
yazan arkadaşlara şimdiden teşekkürler...
bazen iş çıkışı arkadaşlar çok güzel programlar yapıyorlar ancak evde hatun beklediği için katılamıyorum onlara. bi yemek yiyelim sinemaya gidelim desek eve gelmemiz 9 -10 olacak, o arada beklemekten delirir mi, yoksa biz yokken uyuyordur da gelince yine öpüşür koklaşır barışır mıyız emin değilim.
siz ilk defa ne kadarlıkken yalnız bıraktınız kedinizi? ve en uzun ne kadar kaldı? normalde günlük olarak ne kadar tek kalıyor?
vicdan yapıyorum kedi için, asosyalliğin dibine vurdum iyice. artık yavaş yavaş biraz daha yalnız kalmaya alıştırmalı mıyım, yoksa hala çok mu küçük arada bir de olsa günde 10 saat yalnız kalmak için?
muhtemelen biz yokken bütün gün uyuyor, çünkü biz eve geldiğimizde aşırı enerjik oluyor, canımızı çıkarıyor oynayalım diye. ama biz geciktiğimizde olmadığımız süre boyunca yine uyumaya devam mı eder, yoksa normalde geldiğimiz saatte kapıda bağırmaya başlar mı bunu merak ediyorum.
yazan arkadaşlara şimdiden teşekkürler...
0
Bizim kız geldiğinde de aynı durumdaydık, aynı saatler arasında yalnız kalıyordu ve eve gelince ne yapacağını şaşırıyordu hayvan sevinçten.
Ben çareyi yanına bir arkadaş almakla buldum. Tamam günün büyük saatini uyuyarak geçiriyor evde kimse yokken ama bariz bir şekilde de sıkılıyordu hayvan biz yokken. Vicdanım el vermedi o kadar saat yalnız kalmasına.
Ben çareyi yanına bir arkadaş almakla buldum. Tamam günün büyük saatini uyuyarak geçiriyor evde kimse yokken ama bariz bir şekilde de sıkılıyordu hayvan biz yokken. Vicdanım el vermedi o kadar saat yalnız kalmasına.
0
Benim de kız arkadaşımın kedisi evde tek kalıyordu iş saatleri. Akşam çıldırıyordu. Bazen de çok agresifleşiyordu. Milletin bacağını falan tırmalıyordu. Kimse kediyi sevmiyordu.
Sonra beraber yaşamaya başladık kızla. Ben evden çalıştığım için kedi yalnız kalmamaya başladı. Akşamki çılgınlık ve agresiflik bitti. Bir yıl içinde kedi tüylü bir sevgi yumağına dönüştü.
Sonra şehir dışına çıkarken yalnız bırakmaya kıyamaz olup ikinci bi kedi aldık. Es son 16 gün yalnız bıraktık iki kediyi. Evde kamera vardı uzaktan izlemek için. Arada uyuyorlar, arada oynaşıyorlar. 16 gün sonunda bize baya şımardılar ama psikolojileri sağlamdı.
yani ikinci kedi şart.
not: sonra da evlendik. 2 çocuklu aile olduk ehehe.
Sonra beraber yaşamaya başladık kızla. Ben evden çalıştığım için kedi yalnız kalmamaya başladı. Akşamki çılgınlık ve agresiflik bitti. Bir yıl içinde kedi tüylü bir sevgi yumağına dönüştü.
Sonra şehir dışına çıkarken yalnız bırakmaya kıyamaz olup ikinci bi kedi aldık. Es son 16 gün yalnız bıraktık iki kediyi. Evde kamera vardı uzaktan izlemek için. Arada uyuyorlar, arada oynaşıyorlar. 16 gün sonunda bize baya şımardılar ama psikolojileri sağlamdı.
yani ikinci kedi şart.
not: sonra da evlendik. 2 çocuklu aile olduk ehehe.
0
bizde de durum aynıydı. sabah evden çıkarken kapının önüne yatmalar falan ki kendisi bir buçuk yaşını geçti.
bende gitim başka kedi sahiplendim. hatta ikinciyi hasta bi kedi bulup aldım. kışı atlatamaz dedi veteriner.
sahipleniyorum madem en düşkününü sahipleneyim die aradım. toparladı şimdi çok mutlu ikisi de.
bende gitim başka kedi sahiplendim. hatta ikinciyi hasta bi kedi bulup aldım. kışı atlatamaz dedi veteriner.
sahipleniyorum madem en düşkününü sahipleneyim die aradım. toparladı şimdi çok mutlu ikisi de.
0
Suyu maması olduktan sonra 3 gün bile kalır merak etme yahu günde 18 saat falan uyuyor kediler. Bi çıngıraklı top bi tırmalama direği bir de pencere yanında oturup dışarı izleyebileceği bir yer olsun sıkılmaz kolay kolay. Özler tabi ama gece gelince de seversin, kendini bu kadar soyutlama çocuk değil bu.
0
3 aylık falandı geldiğinde. O zamandan bu yana sabah 8.20 akşam 18.40 arası yalnız. Genelde evde kimse yokken uyuyorlar. Uyandıklarında ise etrafta oyuncakları olursa onlarla biraz oynayıp tekrar uyuyorlar. Siz eve gelince tabi çıldırma mod on :) Evde yalnız bırakın alışır zamanla. Etrafta oynaması için bir kaç oyuncak olsun, uyanınca onlarla oynar gene uyur. Ama eve geldiğinizde mutlaka oynatın ve ilgilenin ki enerjisini atsın.
0
biz 1 hafta falan evde bırakıp tatile gidiyorduk.
bir şey olmaz bence.
bir şey olmaz bence.
0
çok mecbur kalıp 1 gece bırakmışlığım var ama daha fazlasını ben yapamıyorum.
gece geç döndüğümde biraz söyleniyor, ekstra bir ilgi gösterip kendimi affettiriyorum. sosyal hayatı ihmal edecek kadar suçluluk duyma, sen yokken uyuyor dediğin gibi.
gece geç döndüğümde biraz söyleniyor, ekstra bir ilgi gösterip kendimi affettiriyorum. sosyal hayatı ihmal edecek kadar suçluluk duyma, sen yokken uyuyor dediğin gibi.
0
biz 3 aylıkken almıştık ve ertesi gün tek bırakıp işe gittik. benimki de aynı saatlerde yalnız kalıyor. sabah çıkmadan oynaşıyoruz biraz, akşam gelince de peşimde dolanıyor sevdiriyor. ama yarım saat sonra tekrar uyku moduna geçiyor. bizimki çok tembel sürekli uyur yatar. top oynarken bile yattığı yerden pati atıyor.
0
lazarus
...Kedi sahiplerine soruyorum. Bende bir ufaklık var kucağımdayken böyle durup durup iç çekiyor. Üzülüyorum, annesini falan mı özlüyor:(Nedir esbab-ı mucibesi, der misiniz lûtfen?
...Kedi sahiplerine soruyorum. Bende bir ufaklık var kucağımdayken böyle durup durup iç çekiyor. Üzülüyorum, annesini falan mı özlüyor:(
Nedir esbab-ı mucibesi, der misiniz lûtfen?
Nedir esbab-ı mucibesi, der misiniz lûtfen?
0
Benimkiler de yapıyor arada. Normal o. Aynı bizdeki gibi işte, zaman zaman derin bir nefes alıyor onlar da.
0
Dertten, kederden çekmiyorlar ama rahatlamak için/rahatlık belirtisi olarak çekiyorlar.
0
sonhakan
Bir gun once gruptan cikip bir gun sonra gruba girdiginde olmadigi zamanki yazismalari gorur mu
Bir gun once gruptan cikip bir gun sonra gruba girdiginde olmadigi zamanki yazismalari gorur mu
0
paltar yuyan masin
merhaba iki sorum olacak (kızım 5 aylık bu arada)1. yaş mama aldım kabızlık sorunu olduğu için. küçük ton balığı kutusu kadar konserve.1.1 ne sıklıkla vereyim1.2 ne kadar vereyim1.3 açıldıktan sonra buz dolabında ne kadar süre durur2. sabahları çalışıyorum. ev merkezi sistem değil. en kısıkta bırakı
merhaba iki sorum olacak (kızım 5 aylık bu arada)
1. yaş mama aldım kabızlık sorunu olduğu için. küçük ton balığı kutusu kadar konserve.
1.1 ne sıklıkla vereyim
1.2 ne kadar vereyim
1.3 açıldıktan sonra buz dolabında ne kadar süre durur
2. sabahları çalışıyorum. ev merkezi sistem değil. en kısıkta bırakıyorum kombiyi geldiğimde fena olmuyor ev. üşüyor mudur?
1. yaş mama aldım kabızlık sorunu olduğu için. küçük ton balığı kutusu kadar konserve.
1.1 ne sıklıkla vereyim
1.2 ne kadar vereyim
1.3 açıldıktan sonra buz dolabında ne kadar süre durur
2. sabahları çalışıyorum. ev merkezi sistem değil. en kısıkta bırakıyorum kombiyi geldiğimde fena olmuyor ev. üşüyor mudur?
0
Hangi marka yaş mama aldınız? Eğer market maması diye geçen mamalardansa hiç vermeyin zaten, daha kötü hale getirebilir. Yok güvenilir bir markaysa zaten en fazla 2 kutudan fazla vermeyin. O kutu da 1 gün içinde 3'e bölünerek verilebilir. Kabızlık hala geçmemişse 2 güne çıkarılabilir oran aynı tutularak.
Açıldıktan sonra buz dolabında 1 gün durur en fazla. Ağzı kapalı ve hava almayacak şekilde tabi. Buzlukta ise 3-4 güne kadar dayanabilir.
Şu havalarda üşümez, ama havalar iyice soğuduktan sonra üşüyebilir. Strafordan kutu yapıp içine polar falan koyabilirsiniz o zaman da.
Açıldıktan sonra buz dolabında 1 gün durur en fazla. Ağzı kapalı ve hava almayacak şekilde tabi. Buzlukta ise 3-4 güne kadar dayanabilir.
Şu havalarda üşümez, ama havalar iyice soğuduktan sonra üşüyebilir. Strafordan kutu yapıp içine polar falan koyabilirsiniz o zaman da.
0
veterinerden aldım, kötü değildir herhalde.
miktarları tam anlayamadım. haftada 2 kutu? geçmemişse 2 günde 1?
miktarları tam anlayamadım. haftada 2 kutu? geçmemişse 2 günde 1?
0
Günde 2 kutu. Geçmemişse ikinci gün de aynı şekilde.
Gerçi kabız için zeytinyağı kullananlar da var. Ben hiç denemedim ama çok yaygın bir yöntem sanırım, Google'dan bi bakın derim.
Gerçi kabız için zeytinyağı kullananlar da var. Ben hiç denemedim ama çok yaygın bir yöntem sanırım, Google'dan bi bakın derim.
0
ben de bir ek/hatırlatma yapayım: mamayı dolaptan çıkardıktan sonra oda sıcaklığına gelmesini bekleyip kediye öyle yedirmeniz lazım ki midesini üşütmesin.
0
lazarus
... dakikalarca kumunu kazması ne anlama gelir? İlk geldiğinde hiç yapmıyordu, son zamanlarda kumu eşeleyip duruyor, bir de dışarı sıçratıyor...
... dakikalarca kumunu kazması ne anlama gelir? İlk geldiğinde hiç yapmıyordu, son zamanlarda kumu eşeleyip duruyor, bir de dışarı sıçratıyor...
0
kum kirli olabilir mi? bizim kız da zaman zaman 1dk kadar eseliyor ondan sonra keyfi gelince yapıyor. kedi bu çok şeyapmamak lazım.
0
floydian
Hangisi daha etkili sizce? Acil cevap lazim gonlum azaltarak birakmadan yana.
Hangisi daha etkili sizce? Acil cevap lazim gonlum azaltarak birakmadan yana.
0
kahvaltıdan sonra çay-sigara keyfi, akşam işten geldikten sonra yemeği yiyip kahve-sigara keyfinden mahrum kalacaksın ama tabi sen bilirsin.
0
İki türlü de bırakamadım. Yalnız azaltarak bırakmak, bir anda bırakmaktan çok daha zor. Bırakacaksan bir anda bırakacaksın.
En fazla 15 gün içmedim. Sonra 'ya günde 1 tane içeyim bari' diye tekrar başladım, ilk günlerde gerçekten de günde 2'nin üstünde içmedim ama zamanla eski halini aldı yine.
Ama nikotini vücuttan tamamen temizlemeden, yani azaltarak bırakabileceğini sanmıyorum.
En fazla 15 gün içmedim. Sonra 'ya günde 1 tane içeyim bari' diye tekrar başladım, ilk günlerde gerçekten de günde 2'nin üstünde içmedim ama zamanla eski halini aldı yine.
Ama nikotini vücuttan tamamen temizlemeden, yani azaltarak bırakabileceğini sanmıyorum.
0
bir anda. öbür türlüsü benim için işkence mi oluyor, yalan mı emin değilim. böyle en azından birkaç ay başarılı olmuştum. şimdi yine allah bunun belasını versin diyeceğim anı bekliyorum çünkü o anlar küt diye kesmeye yarıyor.
0
ha, bir şey daha:
beynin eski kimyasallarını yerine artık nikotin yapıştığı için eskisi gibi salgılamaz olmuş durumda. bunun normale dönmesi zaman alan bir şey ve bu nedenle bir süre depresif geçiyor ve yine aynı nedenle azaltarak sıfıra indirmek bir anda bırakmaya neredeyse eşdeğer oluyor. çünkü o arada insanlar o deprivasyonu başka mutluluk verici şeylerle dengelemeye çalışıyorlar. kas hareketi yani motor nöronların sinyal fişekleme ezberlerini kırmak da daha fazla zaman alıyor. daha büyük stres. bence o yüzden yerine bir şey koy. ama yiyecekten ziyade el hareketi sağlayan bir şey. el ve ağız. su iç mesela ve elini masaya falan tıklat, enstrümana başla ne bileyim.
beynin eski kimyasallarını yerine artık nikotin yapıştığı için eskisi gibi salgılamaz olmuş durumda. bunun normale dönmesi zaman alan bir şey ve bu nedenle bir süre depresif geçiyor ve yine aynı nedenle azaltarak sıfıra indirmek bir anda bırakmaya neredeyse eşdeğer oluyor. çünkü o arada insanlar o deprivasyonu başka mutluluk verici şeylerle dengelemeye çalışıyorlar. kas hareketi yani motor nöronların sinyal fişekleme ezberlerini kırmak da daha fazla zaman alıyor. daha büyük stres. bence o yüzden yerine bir şey koy. ama yiyecekten ziyade el hareketi sağlayan bir şey. el ve ağız. su iç mesela ve elini masaya falan tıklat, enstrümana başla ne bileyim.
0
ben efsane bırakma yolunu buldum. haftanın başında hayvan gibi üşüttüm nezle grip soğuk algınlığı sinüzit hangisiyse artık. burunlar tıkalı, çekilmez bi boğaz ağrısı mecbur içemedim bir kaç gün. hala nefes alamadığım için temiz temiz rahat rahat nefes almanın ne kadar güzel bir şey olduğunu farkettim. dedim fırsat bu fırsat sigarayı bırakıyorum. iyileşince bugünleri unutup tekrar başlarsam çok pis göt olacağım o ayrı.
atletle balkonda oturun efenim bi yarım saat. hasta olunca ister istemez bırakıyorsunuz.
atletle balkonda oturun efenim bi yarım saat. hasta olunca ister istemez bırakıyorsunuz.
0
lazarus
...kapar mıyız? Parazit aşısı yapılmış, diğer aşıları henüz yapılmadı. Dayanamayıp öpüyorum. Sonra da ya hasta masta olursam diye düşünmüyor değilim.
...kapar mıyız? Parazit aşısı yapılmış, diğer aşıları henüz yapılmadı. Dayanamayıp öpüyorum. Sonra da ya hasta masta olursam diye düşünmüyor değilim.
0
yoktur diyemeyiz tabii, ama bir insanı öpünce kapabileceğin hastalık ihtimalinden azdır bence
0
ben de bizimkini hep öpüyorum bazen burnumu burnuna sürtüp yüzümü gömüyorum kendisine, şu güne kadar bi şeyim olmadı, olmasın amin.
0
Gördüğüm en pis kedi, tanıdığım en temiz insandan bile daha temizdir sanırım.
Onlar bizden kat kat daha temiz. Hiçbir şey olmaz. Mis gibi içine çeke çeke öp hemde. Ben öyle yapıyorum.
Onlar bizden kat kat daha temiz. Hiçbir şey olmaz. Mis gibi içine çeke çeke öp hemde. Ben öyle yapıyorum.
0
evde de değil bahçede beslediğim kedileri yıllarda sevdim öptüm. sorun olmadı.
ha french kiss diyorsan fikrim yok denemedim.
ha french kiss diyorsan fikrim yok denemedim.
0
1 senedir ağız burun dalıyorum, ısırdığım bile oldu ve bir problem yaşamadım. Yaşar mıyım bilmiyorum fakat şu ana dek yaşamadım.
0
trmntr
hill's science plan kedi maması aldım ama daha yediği gün katlanılmaz kokulu tuvalet yapmaya başladı. hemen kestim. iştahla da yiyor ama bu nedir arkadaş. ucuz kedi mamasında hiç sorun olmuyordu. bunu verince poposuna falan da yapışmaya başladı kakası. temizleyene kadar canım çıkıyor. iğrenç koku za
hill's science plan kedi maması aldım ama daha yediği gün katlanılmaz kokulu tuvalet yapmaya başladı. hemen kestim. iştahla da yiyor ama bu nedir arkadaş. ucuz kedi mamasında hiç sorun olmuyordu. bunu verince poposuna falan da yapışmaya başladı kakası. temizleyene kadar canım çıkıyor. iğrenç koku zaten çekilmiyor.
0
mama geçişlerinde böyle sıkıntılar olmasın diye azar azar eski mama ile karıştırın diyorlar, yeni mamaya bağırsak aurasının alışması için.
0
Kristal kum kokuyu hapsetme konusunda oldukça başarılı. Önceden birçok doğal kum denedim, şu topaklananlardan, hepsinde de kokudan odaya girilmiyordu nerdeyse. Ama şu an sıfır koku.
Hills iyi mamadır, kediniz de sevdiyse devam edin derim, kokuya da bu şekilde çare bulabilirsiniz.
Hills iyi mamadır, kediniz de sevdiyse devam edin derim, kokuya da bu şekilde çare bulabilirsiniz.
0
floydian
Cok mu les mekan? Blues dinlemeye gitmelik oyle popi birinin konseri degil.
Cok mu les mekan? Blues dinlemeye gitmelik oyle popi birinin konseri degil.
0
Bilkent'li ve Ümitköy'lü kasıntı tiplerin mekanı. Yaş ortalaması 20, özellikle konser günlerinde. Zaten konser alanı da gt kadar.
0
O mallar blues dinlemeye gelir mi ki ya? Ayda bir cikan bir blues grubu alti ustu.
0
ben bi kere bi konsere gittim ama mekanı çok beğenmedim. çok leş bir mekan değil,
yaş ortalaması da öyle yazıldığı gibi küçük değildi ama oturma yerleri falan yetersizdi..
ama belki blues konseri iyidir.. git dene ne olacak ki, beğenmezsen new castle a
geçersin, mis gibi mekan.
yaş ortalaması da öyle yazıldığı gibi küçük değildi ama oturma yerleri falan yetersizdi..
ama belki blues konseri iyidir.. git dene ne olacak ki, beğenmezsen new castle a
geçersin, mis gibi mekan.
0
Ben blues hayranı olarak en son bilkent otelde kenny neal dinlemeye gitmiştim efes sponsorluğu çektirildikten sonra bir daha gitmedim bu tip seyler için kocatepe ve bestekar bide 3.cadde(dögol)tarafları...buralar dısında oyle adam gibi dinlenecek yer yok mekanlarıda araştır iyice
0
