olur öyle bazen.

donanımsal bir sorun da olabilir ama bir format işi çözer gibi. denemekte yarar var.

7 eskidi artık,

aldığınızdan itibaren hiç format atmadıysanız ( ki apple yavaşlatma yapmıştı telefonlara ) ,

Türk usulü bir çözümle formatlayın nefes alacaktır.

batarya ne durumda?
bataryanın sağlık durumunu koontrol etmekte fayda var.

Çevremde senelerdir araba kullanan o kadar gerizekalı vardı ki "Bu ahmaklar rahatlıkla kullanabiliyorsa, ben hayli hayli kullanırım" şeklinde bir özgüvenle hareket etmiştim.

@pati Bu tür sorunlar yaşamadan tecrübe kazanamazsın, herkesin başından geçen şeyler bunlar. Mesele haline getirip üzerinde strese sebep olmalarına izin verme bence. Geçilmesi gereken süreçlermiş gibi düşün.

kadınsanız anormal bir durum değil zamanla alışırsınız. nedeni de kadınların önüne bakarak kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak dışarda yürümesidir. böyle olunca trafikte de refleksler hareketler karşındaki sürücülerle anlık göz mimik kontağı kuramaması diğer sürücülerin ne yapacağını tahmin edemememsi diğer sürücülerin de kadın sürücülerin ne yapacağını tahmin edememesi. erkekler normal hayattada kafa yürürken 360 derece döner sağa sola bakar tabelalardan tut karşı cinse hem cinse bakışlar atar fırsat ve riskleri anlık olarak hep kovalar. bu yüzden kadınsanız iyi bir şoför olmak istiyorsanız normal hayatınızı da biraz değiştirmeniz gerekiyor. kolay gelsin.

Araba kullana kullana araba kullanmayı ekstra bir durum değil de günlük yaşantının bir parçası haline getirmediğin sürece; araba kullanmak bir yük değil de zevk aldığın bir eylem haline gelmediği sürece bunu yenemezsin. Sen araba kullanmayı sevmiyorsan, araba kullanma fikri sana sürekli stres yaşatıp böyle hissetmene neden olacak, tek çözüm sevmeye çalışmak başka yolu yok, onun da çözümü, arkadaşların da dediği gibi, sürekli pratik yapmak, sonra bir bakıyorsun araba kullanmak için bahane yaratır hale gelmişsin.

iyi araba sürmak için arabaları sevmen veya ilgi alanında olması gerekmiyor. ben seviyorum demem araba kullanmayı keşke şoförüm olsa :) yada bu araba kaç basar umrumda değil ama iyi araba kullanırım. ilk kullandığımda da öyleydi panik veya başka sıkıntı olmadı market arabasında farklı olmadı hiç benim için. arabayı sevmek için zorlama kendini. sadece sakin sakin kullan ani hareketler yapma. yolda başka araç olmasa bile sinyal ver her zaman 5 saniye öncesinde etrafında başka araç olmasa bile yapacağın hareketi göstere göstere belli et.

böyle hissetmenizin temelinde ki nedenleri, altındaki çekirdek inançlarınızı bulmadan çözemezsiniz bence. neden böyle düşündüğünüzü, hissettiğinizi bulun önce kendi içinizde zira nefret, gerilmek, zorlanmak, becerememek, şiddetle karşı çıkmak,.... konusunda çok kötü olmak gibi tamamen olumsuz kodlamalar durup dururken oluşmaz. urla dönüşü kaza daha yeni olmuş ama siz zaten hep "şiddetle" karşıymışsınız araba kullanmaya.

kucumsemekten degil ama 2 kelimeyi bir araya getiremeyenler bile kullaniyorken senin sorunun hicbirsey.

kullandıkça atılıyor o.

ben de başkası araba kullanırken gerilirdim eskiden, ehliyetim olmadığı zamanlar. "ya oradan bir çocuk fırlarsa, ya araba üzerimize sürerse, ya tır gelir çarparsa... vs." diye bin türlü fikir geçerdi aklımdan. 2017'de aldım ehliyeti, 3 yıldır araba kullanıyorum. şu anda direksiyondayken gelmiyor bunlar aklıma, öyle söyleyeyim.

çok ufak iki kazam oldu, o kazalardan sonra biraz sarsıldım ama yine normale döndüm kullana kullana. kısacası kullanın arabayı, kullanmadan geçmez. korkunun üzerine gitmek gibi bir şey bu.

Whatsapp sohbetler de fazla yer kaplayabiliyor. Whatsapp-ayarlar-veri saklama-saklama alanı kullanımından hangi sohbetin ne kadar yer kapladığına bakabilirsiniz.

kapasitenin olduğu yerde hangi uygulama ne kadar yer tutuyor söylüyor. ordan bakabilirsiniz. veya oranın resmini paylaşırsanız yardımcı olabiliriz

yedekleme icloud üzerinde mi telefonda mı?

icloud için uyarı veriyor muhtemelen. icloud'u kapatın.

İzlemediyseniz Narcos serisini sırasıyla izlemenizi tavsiye ederim.

afterlife, narcos

çok var da en son unorthodox izleyip beğendik.

gözden kaçmış olabilenler arasında da %3 diye bir dizi var. izlemediyseniz bakabilirsiniz ona da.

spy, when they see us.

the english game

The Night Of iyidir.

netflix yapımı olanları soruyorsunuz sanırım.
house of cards, dark, sex education ilk aklıma gelenler.

(bkz: outlander)
(bkz: house of cards)

Troçki
Hilafet

Marco polo'ya başladım. Güzel ilerliyor.

better call soul
1. sezonu yeni bitirdim olay örüldü.
Ayrıca bu diziyi çok özel bir yönetmen mı cekiyor?
sabit kadrajlar fln çok değişik beğendim acikcasi

Tepedeki ev iyi.

bende frontier var. 3 yıl falan hem ios hem de android'de kullandım, sonra ekran akması oldu, alet yalan oldu.

çok güzel saat, çok işimi gördü bozulana kadar ama dediğim gibi ekran patladı, ölü ölü yatıyor kenarda şu anda.

temelde paylaştığınızla aynı saat. o nedenle söylüyorum, rahat kullanırsınız. yaşadığım soruna rağmen tavsiye ederim.

Batarya olarak huaweininki daha iyi ama özellik yazılım vs olarak samsung öndeydi en son.

Şubatta 42mm modelini aldım ben. 46 çok büyük geldi. Erkeğim.

Bu saat 2 senelik model. 1.900tl buna verilmez...

stresten, üzüntüden kilo verdim.

Almadım

Verdim bile :/

evde daha çok yiyorum ama almadım. spor yapıyorum sürekli vakit bol olduğundan.

aynı kilomdayim.

3 hafta homeofficede 3 kilo almışım

3 kilo aldım, haftada bikaç gün evde egzersiz yapıyorum 1’er saat ama yetmiyor demek ki...
Görenler daha sağlıklı ve dinç göründüğümü söylüyor. Yine de kilo almak istemiyorum:(

34. günüm 3 kilo almışım, daha bi o kadar da alırım 1 aya

bir ayi gecti, 2.5 kilo almisim. leslie diye bir sey varmis onu yapiyoruz ara sira hanimla

almadım, beslenmeme daha fazla dikkat etmeye başladım. vermiş bile olabilirim.

2 kilo aldim fakat kasitli olarak. Birkac kilo daha alacagim.

Normal sartlarda evde takilmam kilomu arttirmiyor. Hatta ne yiyecez napicaz diye ogun gecirerek kilo kaybettim oluyor.

almadım fakat kaslarımın zayıfladığını düşünüyorum. geçen gün eve su çıkarırken normalden çok fazla yordu.

Eşimle ikimiz de almışız, ne kadar bilmiyoruz tabi ama bariz belli aldığımız. Bu hafta işe gelince biraz kendime geldim hareketlendim iyi oldu. Bir de dizimde ağrı hissettim hareketlenince. Hareket ve spor şart!

6 gün idman, almam mümkün deil.

dışarıda ağzım boş durmaz, sürekli abur cubur gömerim.

eskiye nazaran kuş kadar yiyorum şu anda o nedenle. kilo almayı bırak, verdim bile.

8 kilo verdim 2 haftada. Hem sıkıntıdan hem az yememden hem de yurumemden. Hiç bir şey yolunda gitmiyor bari zayıflayım dedim. Daha da veririm.

almadım, verdim. çalışmayınca kendime daha iyi bakabildiğimden sporumu yapıp düzgün beslenebiliyorum.

Üretim yeri ile ilgili bir bilgim yok ancak 6 sene önce kadıköydeki bayilerinden (intersport olması gerek) çoklu ağırlık istasyonu almıştım. Memnuniyetle kullanıyorum. Malzeme kalitesi gayet iyi. Şu süreçte zor olabilir ancak bayiye gidip ürünleri inceleyebilirsiniz.

ben de sanırım glavina'nın bahsettiği yerden (kadıköy ziverbey civarılarında) tahminen bi 8 - 10 sene önce voit kondisyon bisikleti (bs-201) almıştım. çatır çatır çalışıyor hala sorunsuz.

almadan önce çok araştırıp, "modeli ne olur bilmem ama ev için en mantıklısı voit" aşamasına geldiğimi hatırlıyorum ama sizin sorunuzun cevabını çıkartamadım şu anda :D

bizde de kondisyon bisikleti var voit'in. 10 yıldır falan duruyor, çatır çatır çalışıyor.

gerçi şerefsiz nakliyatçılar ekranını kırdı ama voit'in suçu değil tabi bu.

önceden de online olarak halledilebiliyordu zaten. online halledin geçin derim. (;

dolmasına 2 gün kala sigortam.net ten teklif alın
telefonla arıyorlar, bir indirim de orda yaptırın, siteyle kıyaslayın hangisi ucuzsa

evet aynen öyle.

adblock olmazsa sözlükte dolaşılamıyor malesef.

eğer adblock için emek hırsızlığı diyorsanız, para ateşlemekten başka çare yok. bilerek yapıyorlar zira.

emek hırsızlığı mı :)

kimin emeğini kimden çalıyoruz? sözlük emekçileri kim ki?

osx de hiç bir adblock çalışmıyor artık.

Magic tiles 3

brawlstars

Fun run 3

fun run+1

kelimelik

yapabilirsin. ayrı para süre için aslında. 40 dk ücretsiz. sonrasında görüşme kapanıyor ama anında tekrar başlatabiliyorsun aynı linkten.

zoom her yerde iptal ediliyor, yasaklanıyor. milletin hesabından habersiz paralar çekildi, öğretmenler ders işlerken porno vs. gösterildi.

emin misiniz bu uygulamayı kullanacağınıza?

adobe connect denedim çok karışıktı, müşteri hizmetleri bana dönmedi.

ayrıca ben 1 görüşme-etkinlik yapacağım. daha uygun bir alternatif bulamadım.

ertelemişler mi yine? nerede ertelenmiş?

şöyle bir baktım istanbulbilisim hariç -ki kendisinden bir şey alıyım demeyin paranızı geri alamazsınız youtube video kaynıyo- xs 6700 11 6750 civarı fiyatlaması var. xs'in önde olduğu tek konu kasa kalitesi ve ekran. bunun dışında 11 diğer spesifkasyonlarda daha önde. ama 11'de alt segment bir cihaz, xr'daki pazarlama sürecinden ders alan apple farkı 11 olarak isim konumlandırılmasında buldu:) işe de yaradı gibi.

bunlar az paralar değil ben bütçeniz biraz zorlayabiliyorsanız iphone 11 pro alın derim. yoksa mevcut koşullarda 11 daha rasyonel gibi cpu farkıyla.

iphone 11 alın geçin.

kasa ve ekran hariç her şeyiyle çok daha üstün. telefonu kılıfa koyup kullanmaya başladıktan sonra ne kasası aklınıza gelecek ne de ekranı.

15 nisan'da satışa çıkacağı söyleniyor. www.indiatoday.in

iPhone xs max iphone 11'den daha pahalı değil mi?

2019 dan beri düzenli olarak 2-3 ayda bir erteleniyor sürekli. en son marttı işte güya
evet max olanlar pahalı

scarface İtalyan değil yalnız, kübalı.

sorunun cevabına hakim değilim de, ufak bir düzeltme.

çünkü gerçek hayatta takır takır adam ölmez sokağın ortasında orada burada. o yüzden the sopranos'ta da godfather'da da öyle bizdeki filmlerde dizilerdeki gibi katliam gibi resmen iki ordunun çarpıştığı çatışmalar göremezsiniz. tony soprano silah bile taşımaz çoğunlukla. çoğu hareket sineye çekilir, üstler devreye sokularak halledilmeye çalışılır vs. en son iş patlayacaksa da sessiz bir şekile patlar, bizdeki gibi olmaz. ama biz çarpışan ordular ve mafya ve çete liderlerini de kumandan gibi görmeyi sevdiğimiz için bizim dizilerde öyle gösteriliyor.

gerçek akıl ve gerçek manada taşaklı olmak yanında adam gezdirmeye gerek duymayacak kadar diğer gruplarla ilişkilerini rayına oturtmuş olmak, ve kontrolü bu şekilde elinde tutmak bence. kaba kuvvet herkeste var ama bunu başarmak zor.

ramiz karaeski de tek gezerdi.

bunların arasında iphone 11 tabi. ikinci eli bile yeterli.

okuma yapacaksanız iphone x bile 11'den daha iyidir çünkü biri oled ekran diğeri lcd ekran. samsung un ekranı ve özellikleri muhtemelen daha iyidir ama ben android sevemiyorum.
iphone 11 pro denebilir ama ben herkese söylediğimi söyleyeyim. apple 5g telefon çıkarana kadar bekleyin. 5g modeller çıktıktan sonra bu elimizdekiler çöp olarak görülecek.. bu sene çıkartmalarını bekliyorum ama 5g hala yaygınlaşmadı belki bir sene daha sürebilir.

iphone.

s20 hocam cılgın mısın
samsung un ekranı mukemmel
film / klip vs. akarsın
okumada da güzel samsung istedigin gibi pdf ini kopyala yapistir vs.

Sizin ihtiyacınıza göre s20 alınmalı. 11 göz yorar.

ips veya amoled olması ekran dayanıklılığına bir katkısı olduğu anlamına gelmiyor. sadece farklı teknolojiler ve bundan dolayı görüntüde farklılık var (pixellerin aktif olup olmadığı vs.)

çok telefon düşüren biriyseniz amoled almanızı tavsiye etmem çünkü ekranları pahalı. önünze fiyat çıkınca yeni telefon almanız daha mantıklı oluyor ama ips ekranlar ucuz olduğundan ekranı değiştrip yolunuza devam edebiliyorsunuz.

teknik olarak amoled ekran ips ekrana göre fiziksel darbeye daha dayanıklıdır, çünkü amoled ekranlar bükülebilir, ips ekranlar bükülemez... o katlanan telefonlar, tvler, etc. var ya? amoled teknolojisi sayesinde katlanabiliyorlar. amoled bir ekranı kağıt gibi eğip bükebilirsin.

fakat telefon yere düştüğü zaman ekran paneline bir şey olmaz genelde, ekranın CAMı kırılır. ips'deki de cam amoled'deki de cam yani bu konuda bir fark olacağını sanmam :)

çok iyi kontrast, gerçek siyah renk, canlı renkler, düşük pil tüketimi, always on display gibi bir takım avantajlarından dolayı AMOLED her zaman tercihim olacaktır. zaten bugün apple, samsung amiral gemilerine baktığında hepsinin AMOLED olduğunu göreceksin, bunun bir sebebi var.

Amoled de uzun kullanımda gayet iyi. Renk ve kontrast olarak daha iyi.

Senin dediğin düşme işleri üzerindeki cam kaplamaya bağlı aslında. Gorilla glass vs.

Bu arada, amoled (oled'lerin hepsinin) tek eksisi eğer bir şey ekranda uzun süre kalırsa iz bırakabilmesi. Yanık yani. Tv'ler daha sıkıntılı hatta (çünkü kanal logoları genelde sabit, reklamdan reklama değişiyor)

Telefonda ben 3 yıldır sıkıntı yaşamadım ama aynı telefona sahip (Samsung s7) arkadaşım geçen ekranını gösterdi, net değil ama bembeyaz bir ekrana girince klavyeyi görüyorsun :D ekranda iz olmuş-pikseller o şekilde bozulmuş demek ki. Ama onun kullanımına bağlı olmalı, bende olmadı. Ekranı sabit tutup kapatmıyorsanız, mesela ekran kapanma süresi dakikalar ise ve sürekli klavye açık whatsapp açık falan kalıyorsa belki öyle oluyordur.

amoled ekranlı iphone x'in en sevmediğim kısmı ekranıydı. şimdiki telefonumda ips lcd var.

amoled'i sevmememin sebebi, karanlık ortamda düşük aydınlatmayla telefonu kullanırken, koyu renklerde çizgilenme olmasıydı. bu kullanım benim en çok tercih ettiğim tarz olduğu için (şu anda da mesela karanlık ortamda yazıyorum ve klavyem koyu gri mesela. eskiden olsa çizgi çizgi çok canımı sıkardı) çok canımı sıkıyordu bu durum. sadece bu cihazın ekranı da değil, başka denediğim iphone x'lerde de vardı sorun. hatta ekran ölü pikselden değişti, bir umut düzeltmiştir dedim ama yeni ekran da aynıydı.

her neyse bunu kafaya takarsanız belki istemezsiniz amoled. tabi uzun süre aynı resim/simge görüntülendiğinde o simgenin bir hayaletinin ekranda görülmesi sorunu da var amoled'de. "burn" olarak geçiyor yanlış hatırlamıyorsam.

bana göre ips daha iyi kısacası. amoled renk tonunu tutturuyor ama sorunlu.

+amoled bir de gözü daha fazla yoruyor.

bazı terbiyesiz insanlar kod yazmak suretiyle bir insan tarafından yapılması beklenenı, ad soyad doldurma vs. gibi işlemleri otomatize edebiliyor.

yani güncel olarak örnek vermek gerekirse, elimizde aşağıdaki formu doldurmak için gerekli bilgileri içeren bir vatandaş listemiz varsa bir tuşa basarak bunu otomatik bir şekilde doldurup maske siparişi verebiliriz.

basvuru.turkiye.gov.tr

şu fotoğraf seçmeli olanları doldururken, google'ın yapay zekasına yardım ediyoruz. google adına çalışıyoruz yani. resimde ne olduğunu söyleyerek, makine öğrenmesine katkıda bulunuyoruz.

genel olarak sebebiyse, saldırgan botlardan korunmak. senin insan olduğunu öğrenince geçit veriyor sistem. böylece saldırgan, siteye zarar verebilecek olan botlar kapıda kalarak engellenmiş oluyor. (;

O siteye giren ya da o formu dolduran kişinin gerçekten bir insan olduğundan emin olmak istiyorlar.

Yazılımlar sayesinde o siteler üzerinden saniyede binlerce işlem yapılabilir, içerikler çalınabilirmiş ya da spam yapılabilir.

çünkü ben rakip bir firma olarak bir kod yazarım 3 haftada 27 milyon kullanıcı ile uğraşıyor olursun.

Ok de bu yapay zeka o soruları da çözer aslında çözemez mi?

elbette ama burada amaç işi mümkün olduğunca zorlaştırmaktır. yoksa dediğin gibi hep matematiksel işlem soran basvuru.turkiye.gov.tr'yi çözmek çok zor değil.

ama google captcha mesela sadece soru sormuyor aynı zamanda kullanıcı hareketlerini de analiz ediyor, fare hareketleri vs.

bu robot soruları olmazsa site yöneticilerine her gün bir sürü spam geliyor.

sebep maddiyat.

bir günde milyonlarca kişi araçları kullanıyorsa ona göre sefer yapılır. sayı binlere düştüyse de ona göre. arz-talep meselesi yani.

seferleri azaltmazlarsa, giderleri karşılamak için bir süre sonra zam yapmaları gerekecek. sonra insanlar "allah belanı versin ibb." diye dolaşmaya başlayacak. ibb bunu neden istesin? onlar da topu hükümete atıyor "valla bizden bu kadar." diye.

olağanüstü bir durumda olduğumuz için ve bu durum doğrudan halk sağlığını tehdit ettiği için seferlerin azaltılmaması kanaatindeyim ama olmuyor işte malesef. keşke her istediğimiz olsa.

Ayaklarina top gelmis sutu cekiyorlar. Kesinlikle iyi niyet oldugunu dusunmuyorum.

evet scottish fold'larda öyle bir sağlık problemi var malesef. önüne geçmek için petshop'tan değil de, kedilerini çiftleştiren insanlardan bir yavru edinmeniz daha mantıklı. zaten petshop'tan evcil hayvan almak = köle pazarından insan almak.

her kedi kısırlaştırılmalı zaten, en azından bir kere yavruladıktan sonra (dişiler için bu yavrulama muhabbeti). kısırlaştırılmayan kedilerde, belli bir süre sonra çeşitli sağlık problemleri çıkıyor ortaya. onu geçtim, evde kısır olmayan fakat kızgınlaşmış kediyle yaşayamazsınız zaten. isterseniz deneyin de, olmuyor.

evde bakımda dikkat etmeniz gereken çok bir şey yok. scottish'ler uysal hayvanlar, evdeki eşyaya vs. zarar vermezler. yavruyken biraz hareketli olurlar, belki perdeye vs. tırmanabilirler o kadar. büyüyünce zaten çok sakinleşiyorlar. mamasını suyunu düzenli olarak koyun (kısır kedilerin maması ayrı olur), kumunu her gün temizleyin, aşılarını aksatmayın kâfi. hayvan kendi başının çaresine bakıyor zaten ki, kediler temiz hayvanlardır (dişiler daha temiz bu arada, ufak bir bilgi olsun. seçebilirseniz dişi kedi seçin derim).

evde kediyi çok uzun süre yalnız bırakmak hayvanın psikolojisini bozabiliyor evet. ama başka çare yok, işi gücü olan insanlarsanız yalnız kalacak evde. yaz tatillerinde bir yerlere gitmek belki sorun olabilir, onda da güvenebileceğiniz birine bırakmanızı öneririm. scottish'ler dışarıda yaşayamazlar, ne diğer kediler barındırır, ne köpekler, ne de insanlar. ki tür kedi olduğundan iki dakikada paketleyip götürürler, haberiniz olmaz.

bir de scottish alacağınıza sokaktan bir yavru getirip alsanız çok daha mantıklı ama tabi tercih meselesi. bizde iki tane eşşek sıpası var, birini el kadarken sokaktan aldık getirdik dünya tatlısı bir şey oldu çıktı (dişi). diğeri de erkek ankara kedisi, 2 yaşında geldi bize, bakamayan bir aile getirdi (siz de kediye bakamayacak olursanız sokağa bırakmayın, en azından bakabilecek birilerine verin). kedileri götürdüğümüz veterinerde van kedisi yavrusu vardı mesela, sahiplendiriyorlardı bedavaya. bu tür sahiplendirmelere bakın derim petshop'lara para kazandırmaktansa (ki 2000 falan olmuştur scottish'ler, yazık o paraya da hayvanlara da).

iyi pazarlar.

muhtemelen bilgi almak istediğiniz kişi ben değilim. ama yine de dayanamayarak.
"bizle dışarı çıkarsak serbest salamaz mıyız" gibi bir soru soruyorsanız gerçekten şu anda hiçbir fikriniz yok. manipüle edilmeye son derece açıksınız. herhangi bir karar vermeyin.
ha ben alırım, büyür doğurur parasını çıkartır ya da eşi dostu sevindiririm kişilerindenseniz o ayrı. çok konuşmanın anlamı da yok. (evde hepsine bakamıyorsunuz çünkü nüfus bir kere artıp duran bir şey değil)

@avianthem +1

evet, kesinlikl parayla kedi falan almayın. sokaktan alın. hem daha sağlıklı hem de bir can kurtarmış olursunuz.

mesela aşağıdakilere yuva arıyoruz:
(nazlı, sahilden aldık, olta yaraları vardı, ameliyat oldu iyileşti, üstüne bir de kısırlaştırdık)
www.instagram.com

(bunlar şimdi birazcık daha büyümüştürler, çok sıcakkanlı kediler)
www.instagram.com


daha önce sahiplenilenlerden bazıları
Tarçın
www.instagram.com

Badem
www.instagram.com

Cins olmayan bir kediyi gençliğinden dışarı salarsanız dediğiniz gibi istediği zaman eve girip çıkar. Scottish fold'u sokakta gören herkes tutup götürmeye kalkar, ekonomik değeri olduğu için.

cins kedilerin özellikle scottish fold/british shorthair lerin genetik rahatsızlıkları çok fazla maaalesef. yani bu cins kediler 3,5-4 yaşında kalp yetmezliği/böbrek rahatsızlığı vs. hasta olup ölebiliyorlar maalesef. bizim scottish fold kedimiz (bir arkadaşımızın kedisi doğum yapmıştı ondan almıştık) ne yaparsak yapalım 3,5 yaşında kalp yetmezliğinden vefat etti. Birçok veteriner dolaştık, hepsinden aldığımız cevap bu cinslerin genetik bozukluğu sebebiyle bu tür ölümlerin çok olduğu yönünde.
ek olarak scottish foldlar kesinlikle kucak kedisi değildir, küçükken belki gelirler ancak büyüdüklerinde aman gelsin kucağıma otursun kendini sevdirsin kedisi değildir. bunu bilerek alın, sonra bu ne biçim kedi kendini hiç sevdirmiyor vs. demeyin.
ayrıca satın almak yerine kesinlikle sahiplenin.

@playing star again +1

Parayla hayvan satin almak artik coktaan bitmedi mi ? :(

Bence guzel guzel sahipenin. Hayvanlar bizim eglencemiz icin var olan canlilar değil. Elma alir gibi metalasmayi haketmiyorlar. Ihtiyac sahibi bir ton kedi var.

Bir dusunun bence yine mutlu olabilirsiniz illa cins olmasina gerek yok :)

Hastalıklı bir genetik sahibi olan tür. Ama yavruları para ediyor. Sahibi olanlar da çiftleştirip satıyordur genelde diye tahmin ediyorum.

En iyisi sahiplenmek. Satın almayın. Sanki kendiniz ingiliz kraliyet ailesindensiniz de scottsh fold alacaksınız tööbe tööbe

Satınalma fikrinden vazgeçtik. Sahiplenme yoluna gideceğiz, teşekkür ederim fikrini beyan eden arkadaşlarıma.

Centiksiz iPhone yok. Belki iPhone 12 centiksiz cikar.

Yok. Ama o çentik dert edilecek bir şey değil. Yaklaşık 2 yıldır 10 kullanıyorum. Çentik olmasa elbette daha iyi olur ama çentik var/yok artık çok fark etmiyor benim için.

ben anlamıyorum noluyoki çentik olunca? telefon ağır mı oluyor? hayır. pil çabuk mu bitiyor? hayır. telefon çekmiyor mu? hayır. e ne o zaman? sizin telefonu kullanmanıza engel olan ne mesela çentikli ekranda? ben hem i8 hem ix kullanıyorum biri çentikli biri çentiksiz. ama ikisi de aynı. kullanım açısından bir fark yok

iphone 9 (ya da SE 2020) çıkacak. ona geçersiniz. tasarım olarak iphone 8'in aynısı, ancak işlemcisi, kamerası vs. yenileniyor.

yakın zamanda çıkacağı söyleniyor.

iPhone 9 ve 12 birlikte çıkacak diye bir söylenti var.
Sizin gibi, benim gibi çentik sevmeyen arkadaşlar için 9 u piyasaya süreceklermiş diyorlar. Bakalım beklemedeyiz. Ama eğer iPhone 9 öyle çıkmazsa 12 ye yükselteceğim ben de. Çünkü iPhone 8 in performansı 11 e göre çok çok aşağılarda kaldı. model yükseltmenin zamanıdır 8 için. çentikli veya çentiksiz yeni model her halükarda bunları tokatlayacaktır.

Peaky Blinders

özendim valla. keşke ben de eskisi gibi abimle oturup dizi izleyebilsem.

spartacus olabilir.
altered carbon da fena değildir.

english game.

homeland

Anne with an e

daha önce hiç bir uygulamaya mikrofon izni vermediniz mi ?

sadece shazam.

hiç güvenli değil. turkcell'e güvenilir mi yahu?

Ben OneDrive kullanıyorum, mutluyum. Depolama alanı tatmin etmeyebilir belki ama kullanımı çok rahat ve stabil.

yandex.disk kullanıyorum, verdiği bedava alan 77gb oldu bende.

onun haricinde office 365 üyeliğiyle birlikte 1tb onedrive üyeliğim oldu. ona taşınmak niyetindeyim, çok düzgün çalışıyor çünkü.

onedrive'ın bir diğer artısı da, içerisinde şifreye girilebilen başka bir klasörün olması. ekstra güvenlik (tabi internete konulan hiçbir şey artık sadece senin değildir, bunu unutmamak gerek).

google'a günahımı vermem, benden uzak olsun, şeytan görsün yüzünü (o bile dayanamaz bunlara). diğerlerini kullanmadım, yorum yapamayacağım.

kendi adıma takma sebebim, elimi yüzüme/ağzıma burnuma değdirmemek.

bence işe yarar devlet dağıtabilse. hekim değilim.
ÇÖPE DİREKT ATMAMALARI GEREK HİÇ KİMSENİN. ne mantığı var o zaman? çöpten oraya, ordan başka yere sonra yine o insana bulaşır durur yine. tıbbi atık gibi ayrı şekilde çok dikkatli atılmalı. kendim bile elimi dışına değdirmeden falan atmaya çalışıyorum.

diğer soruları bilmiyorum.

son olarak bu hafta hastanede işim vardı, sadece muayene eden tüm doktorlar maskeliydi.söyleyeceklerim bu kadar.

az da olsa koruma sağlar

klinik mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı doç dr bir hocamız ile konuştuk. kendisi sağlıklı insanların maske takmasına gerek olmadığını söyledi. hasta kişilerin çevresine bulaştırmaması için gerekli olduğunu ilave etti.

eldiven yerine sık sık elleri sabunlu su ile yıkamak daha mantıklı geliyor. sunumda da el yıkamanın üzerinde çok fazla durdular. burada önemli olan elimizi, yüzümüze götürmememiz. götürmeden önce yıkamamız.

sağlıklı günler dilerim

kuluçka süresinde sağlıklı olduğunu zannedip takmazsan, ya da taşıyıcıysan ve yine aynı şekilde takmazsan etrafa bulaştırırsın yine hastalığı.

o nedenle herkes takmalı bence.

ek: sürekli kolonya kullanımının deriyi tahriş edip ufak yaralara sebep olabileceğini ve virüsün bu yaralardan da sızabileceği okudum bir yerlerde. yüzde yüz doğru demiyorum ama akılda bulundurmakta fayda var.

ağız içi kanamada olur normalde. ya da daha kötüsü, başka bir tüe kanama.

o tadı alınca lavaboya, peçeteye vs. bir tükürün. kanlıysa tat oradan geliyor demektir.

dişeti kanaması, amalgam dolgu?

kan vs. yok, çok baktım. biraz geçer gibi oldu çayı azaltınca. çok ilginç :)

teşekkürler.

Hepimiz aynı durumdayız. Mecbur gidicez

azicik tirsmiyorum degil :(

İstifa etmeye gidiyorum. :/

telefondan edin :(

Evden calisma sistemine gectik, yarin evden calisacagim ilk is gunum olacak. Surec icinde bircok sirketin bu sisteme yonelecegini dusunuyorum.

bizimde oyle olacak gibi ama yarin gidip en azindan laptoplari almamiz gerekiyor :(

Yollar nispeten acik, mumkunse marmaray yerine yarin icin taksi yapin. En azindan yalnizca soforle muhatap olursunuz. Marmaray'in tutamaclarindaki yagla yemek pisirilir.

extrem bişey olmadığı sürece ay sonuna kadar hayır. home office takılıyoruz.

Bilinen bir bankada calisiyorum. Evden calisacagiz.

1 hafta boyunca evden çalışacağız

Eşim diş hekimi :/ ve devam eden hastalar için gidecek bu hafta. Allahtan kendi işi de, yeni hasta almayacak.
Ben zaten evdeydim, evdeyim.

gidicez tabi. bakalım, hayırlısı.

1 hafta home office. sonrasına bakıcaz.

Gitmeyince devamsızlıktan kalınıyor mu?

bende tam 6 aylık üye oldum yeni yeni başlıyordum ki bu olay çıkınca bıraktım şimdilik

Gitmiyorum. Riskli geliyor. Evde yoga ve burpee ile geçiriyorum bu süreyi.

Firstatan istifade edip yazılmayı düşünüyorum. Şöyle bi kac ay rahat rahat spor yapalım

bıraktım.

Ben de üyeliğimi dondurdum.

Mantıklı değil tabii ki o kadar ter, nefes vs. içinde yer almak.

bıraktım.
tabiiki.

Dvd uzun yillar veri saklamak icin uygun degil. 3-4 yil sonrasi garanti edilemiyor.

Verinin büyüklügüne göre portable ssd ye yedeklenebilir yada NAS server seklinde daha büyük projelere girilebilir..

veri yedeklemek için ya solid state disk kullanın, ya da cloud.

dvd, hdd falan yalan.

benim 10+ yıllık dvdler genelde çalışıyor, fakat dvd okuyan laptopu kenara kaldırır hale geldim. Pc için de, eski pc'mde dvdwriter vardı şimdiki kasamda koyacak yeri bile yok :D

en temizi 3.5" hdd. (2.5" taşınabilir olduğu için zarar görme olasılığı yüksek oluyor. Ama dosyaları atıp bir köşeye koyarım dersen olur)

SSD ömür olarak iyi ve düşme vs şeylere karşı daha dayanıklı. Flashdisk vb. de aynı. Fakat bir bozulma olursa tümden gidiyor. Mesela HDD bozulsa bazı şirketler veri kurtarabiliyor. Kurtarılabilirlik açısından hdd daha iyi.

ve en önemlisi, tek yere kopyaladığın şey yedek sayılmaz. En az 2 farklı disk + cloud olabilir mesela. O iki disk de mümkünse farklı yerlerde olmalı (birincisi disk bozulabilir, ikincisi yangın deprem vs. durumda diğer mekandaki disk kurtulabilir)

hani gerçekten önemliyse bunlar yapılmalı bence.

Birkaç taşınabilir disk ve birkaç cloud servisi en garantili yöntem olur sanırım.

O dediğin online satışlarda oluyor. 15 gün koşulsuz değişim.
Mağazadan satışlarda ayıplı kusurluysa oluyor

30 iş günü içinde ne olursa olsun değiştirme hakkıniz olduğu nerede yazıyor?

Benim hukuki olarak 30 iş gününde bunu ne olursa olsun değiştirme gibi bir hakkım yok mu ?
- yok

Tüketici hakem heyetine mi başvurmalıyım ?
- istersen başvur ama bir şey çıkmaz

Veyahut yapılacak bir şey yok mu ?
- maalesef yok

Oyle olsa binlerce kisi 30 gun kullanip "performansini begenmedim" deyip geri verir?

Internetten alinan urunlerde de belli basli kalemlerde kutuyu vs acmamis olmaniz gerekiyor 14 gun iade icin.

Bana aynısı vatan da oldu hediye gelmişti fatura adıma olmadığı icin değişim yapamayız dediler :) siz de yine daha insaflı davranmışlar. Yurt dışında bestbuy dan bir kulaklık alıcaktim elemanla konuşuyoruz dedim nasıl performansı açık yok denettirmemem ama begenmezseniz hemen geri verin iade alırız demişlerdi canını yediklerim:) bu arada çok ürünü alıp kullanıp verdiğim oldu amerika da, keske aynı türetici hakları biz de olsa. Hadi şunu da söyleyeyim yılbaşında kanadaydim AirPods um bozulmuştu anında bir kulaklığı ve case I degistirdiler sonra bir baktım diğer kulaklıkta çalışmıyor tam yapacağınız işi öpeyim derken çocuk kusura bakmayın sizi çok beklettik uğraştırdık yenisini vericez dediler :) bu arada AirPods un faturası benim adıma bile kayıtlı değildi arkadaşın hediyesiydi. Biz de vatan bilgisayar açılmamış kutulu faturalı ürünü değiştirmedi fatura Sahibi gelmeli diyorlar bozulsa peki yapar misiniz diyorum fatura Sahibi gelirse yaparız diyorlar. çalmış olabilirsiniz diyorlar bunu duyunca o an zaten kan beynime sıçradi adamın üstüne yürüyünce 100 kere özür dilemisti benden Neyse kral uzun yazdım Media market den de ayrı nefret ediyorum sıfır animal pack li Rowenta aldım ki dyson alacaktım satıcı çok övdü üzüldüm amk yaşlı bir teyze kan ter içinde kaldı tamam dedim ya. Eve geldik kutuyu açtım içinden animal pack başlıkları çıkmadı :) adamları geri aradım biz nerden bilicez sizin içinden almadığınızı diyorlar aynı kadını sordum işten ayrıldı dediler :)) satan 2 leri ateşledim yok ettim orayı en son verdiler başka kutudan alıp. Hepsi lanetlik bunlarin. Benim düşüncem Üründen memnun kalmadıysan geri almaları lazım, Media market in müşteri haklarına bir göz at bakalım.

mediamarkt ayıplı ürünü bile değiştirmiyor hocam ohoo.

Open Office

open office patladı, proje terk edildi bildiğim kadarıyla. onun yerine libre office var, ki eski open office ekibinin işi olması lazım.

wps office iş görüyor.

Libre office +1

Geçenlerde donanımhaberden 5 bilgisayara kadar mı office 360 lisansını 60 liraya aldım.

bi tık daha zorlarsan 1450-1500'e huawei gt2 alabilirsin ya da sesli görüşmeyi boşverip miband al geç.

1-2 haftaya o saati sarj etmekten bikip kenara aticak. Tecrubeyle sabit. Saatle sesli gorusme yapmanin sacma bi sey oldugunu soylemiyorum bile.

Mi band en mantiklisin.

Yanina onun tarzina gorede bi kac kordon alirsin metal vs, mis.

beğendiği bir model varken farklı bir model almak er kişi için ciddi hayal kırıklığıdır. kendinden yola çıkıyorum. elektronikte “şunla idare et” kavramı er kişi için çok da geçerli değildir. geç olsun ama istediği saati alın.

samsung apple gibi akıllı saatler her gece şarj ister bu yüzden hiç ama hiç tavsiye etmiyorum.
fitbit modellerine bakabilirsiniz ben çok memnunum, yurtdışından gelen kimse olursa çok uygun fiyata getirtirsiniz.

her gece kolundan çıkarıp yatağının yanındaki şarj istasyonuna bırakacak saati, gören de çok zor bir iş sanır. tek falsosu, gece uyku takibi yapamaz, o da çok önem verilen bir şey değildir diye tahmin ediyorum.

biraz daha zorlayıp samsung almak mantıklı. s3 frontier kullandım yıllarca, bir kere şarjından şikayet etmedim. galaxy watch beğenen adama mi band falan almak, audi a4 hayranı birine "fiat egea da canavar heee." demekle eşdeğer.

ek: adı geçen huawei saatin şarjı çok gidiyor ama yavaşlıktan ölüyor o saat. samsung watch'un eline su dökemez malesef.

Bugisme +1

Eğer bütçe o kadarsa ve er kişinin istediğini alamıyorsan, sevgili ya da yakın arkadaş olduğunuzu varsayarak er kişiye şunu demeni tavsiye ederim. Ben sana beğendiğin saati almak istedim ama bütçem yetmiyor. Şu kadarını ben vereyim üstünü sen al. Çünkü eğer teknolojik oyuncakları seviyorsa istediği alınmazsa bir hayal kırıklığı yaşayabilir.

Sevgililer gününde denk gelseydin keşke, galaxy watchu 1350 liraya aldık biz arkadaşla.
(42mm)
Samsung 2.ye %50 indirim yapıyordu.

Bu arada birkaç hafta sonra bırakır diyenler kendisi öyle yapıyor olabilir ama ben sevdim saat işini. Mesela ipad de alma kenara atarsın diyorlardı ben çok iyi kullanıyorum, saat de öyle:D 2-3 gün gidiyor şarjı bana. Birkaç günde bir eve gelince şarja takıp yatarken koluma takıyorum.

Yani dümdüz kullanacaksa belki ileride kenara atar ama mesela müzisyense kolunda titreyen bi metronom olması kayıt vs yaparken prova yaparken güzel bence :)

Ben öğretim görevlisiyim, bilgisayara bağlayıp gerektiğinde slayt geçmek için uzaktan kumanda olarak kullanıyorum.

Evdeyken saat üzerinden sesli görüşme de yaptım.

Yani kime göre neye göre. Ben sevdim ve kullanıyorum, başkası bu özellikleri kullanmayıp anlamsız bulabilir.

Xioami amazfit GTS versiyonu. Hem telefonla uyumlu hem sarji iyi hem butceye cok daha uygun

galaxy watch 46 mm kullaniyorum yaklasik bir bucuk yildir. sarji cok kurcalarsam 4 gun, yoksa 5.5-6 gune kadar gidiyor. oyle her gece sarja takma gibi bir durum soz konusu degil.

xiaomi kullanıcısı olarak "Xiaomi Amazfit Stratos 2" modelini tavsiye ederim ama sporcu saatidir.. bataryası 5 gün dayanır çünkü ekran kalitesi bir tık düşüktür yani apple samsung gibi değildir.. sesli görüşme yaptırmaz ama arayanı gösterir.. ayrıca bir saatte aradığın ne varsa hepsi var işte..

not: bir tane olumlu enerjini alırım :)

Pebble 2 al. E-paper ekran sebebi ile uzun şarjı var. Arama yapma karşılama (sesli konuşma değil), müzik yönetimi, harita, mesaj yazma, bildirim görme vb var

Değişti mi bilmiyorum ama KPSS puanları 2yil geçerli olduğu için tercih yapabiliyor olmaları gerek.

değişti. kpss puanları artık 1 yıl geçerli.

spotify

Podcast Republic. Spotify cok kisitli.

youtube premium kullanıcısıyım ama podcastler için spotify kullanıyorum hala. O da çok tatmin edici olmasa da google podcast veya youtubetan çok daha iyi.

Hoş premium youtube ile herhangi bir videoyu da podcast gibi tüketmek şansı da oldğundan. youtube ve spotify diyeceğim.

spotify.

spotiff

tuneın

spoatifay

Spotify

spotify, soundcloud, google podcasts

Americanscientific

spotify

O Tarz Mı tavsiyemdir..

Merhaba, antreman süreniz çok uzun. İlk yarım saat kardiyo sonrası antreman maksimum 1 saat olmalı. Haftanın 5 günü bu kadar süre aşırı yoruculuğunun yanında aşırı sıkıcı olur ve motivenizi düşürür. Bıkkınlık oluşur. Net yanıt için tüm takviyelerinizi bilmek gerekir. Boy-kilo nedir? Ne kadar süredir yapıyorsunuz? Anabolik destek düşünüyor musunuz?

2+1+2+2 çok daha mantıklı. 5 gün peşpeşe spor kasları çok yorar hocam, sıkılırsınız da

@odiyus

1.78 boy ve 98kg. yaza kadar en azından 85'in altına inesim var.

2 aydır yapıyorum sporu. tabi 2x12 set, 10kg ve 3 gün ile başlamıştım, şimdi 4x12, 20kg ve 4-5 gün ile devam ediyorum. bu süreçte yediklerime fazla dikkat edemedim ama sporu hiç aksatmadım diyebilirim.

herhangi bir steroid vs. desteği almayacağım. birinci önceliğim fit ve dinç olmak, fazlalıklardan kurtulmak.

antrenman süresinin uzunluğu sağlık açısından herhangi bir sıkıntı yaratır mı yoksa sadece yorgunluk ve bıkkınlığa sebep olabileceği için mi fazla dediniz?


@avatar is back

aynen, herkes aynı şeyi söylüyor. öyle yapacağım sanırım sürekli olarak.

ikinci spor programin daha mantikli. istikrarli olmasini istiyorsan, spordan sikilmamak icin cok fazla ve cok agir spor yapmamanizi oneririm. iyi bir hoca ile calisin, programiniza uyun, bu isi iyi bilen, anlayan biri.

ikiniz de özelde çalışıyorsanız taraflardan birinin işsiz kalması halinde ödeyebileceğiniz bir tutara çekin bence.

@elorelia yok ben kamuda o maaşla ödenecek kredi. maaşımın 3/2 si gidecek krediye.

bence maaşınızın yarısıyla yaşamaya çalışmanız çok büyük sıkıntılar yaşatacaktır size.
size sormak istediğim bir şey var? bu alacağınız kredi ev için mi? 12 bin tl maaş ile 7000 bin tl'lik bir ev almak fikri doğru mudur bunu değerlendirmeye aldınız mı hiç?

aylık 5250 tl den 144 ay hesapladım. 756 binlira para yapıyor.

756 bin lira ödemenin, ne kadarı sizin elinize geçecek?

yani 756 binlira almak için ne kadar faiz ödemeniz gerekecek?

Ayrıca birikiminiz var mı? sanıyorum ev kredisi için bile işte yüzde bilmemkaçının nakit olması gerekiyor falan.

ikincisi nereden alınacak bu ev? malum istanbul depremi, büyük trakya depremi diye diye elazığ'da oldu, buralarda da her an olabilir. bina yapısı, kalitesi, deprem yönetmeliği önemli olduğu kadar binanın zemini de çok önemli.

ayrıca ne kadar kira veriyorsunuz şu an.

şimdi hepsini detaylıca belirtirsen biz duyurucular olarak hepsini değerlendirip fikrimizi belirtiriz.

sorduğun soruya düzgün cevap verebilmek için çok az şey biliyoruz.

ev almak başlı başına bir olay, yeri güzel olacak, işe yakın olcak, çok yukarlarda çok aşağılarda olmayacak, aidat vb uygun olcak, kombili olcak, satmak istersen hemen satabileceksin. önü açık olcak, zemini, kalitesi düzgün olcak. yani ev almak gerçekten başlı başına bir iş.

ısı yalıtımı mesela, bizim oturduğumuz evin yalıtımı çok iyi, altta kimse oturmuyordu, üstte bekar bir insan oturuyordu, çoğu zaman evde yok, kombiyi yakınca 500 den aşağı gelmiyordu, bu sene alta aile taşındı, üste aile taşındı, sürekli yakıyoruz 200 lirayı geçirtemedik daha.

kredi çekip almak kolay, kenarda para varsa hadi zor zamanda satabileceğin bir araba varsa iyi, neyin ne olacağı belli olmaz, tek maaşa kalırsınız anca krediyi öder faturaları öder, yemeye içmeye para kalmaz, böyle durumlarda işte nakit paradır, arabadır sizin hayatınızı sürdürebilmeniz için çok çok önemli. dünyanın bin türlü durumu var.

herhangi bir bankanın 144 ay aylık ödemesi 5225 liraya gelecek şekilde konut faizi hesapladım, ana para 400binlira oluyor, yani 350 binl küsür faiz ödeniyor.

Taksit Tutarı:5.224,65 TL
Faiz Oranı:% 0,99
Yıllık Maliyet Oranı:% 12.714

bana hiç mantıklı gelmedi.

standart düşürecekseniz sırf kiradan kurtulup başınızı sokacak en ekonomik evi almak konusunda düşürün. elinizde evin yarı parası falan yoksa böyle 350bin küsür faiz ödenecekse hiç bulaşmayın derim.

Standardınızı düşürmeniz, para biriktirmeniz falan bilmiyorum da senelerce o parayı ödemek ben olsam ciddi bunaltırdı beni. Temmuzda bitecek borçlarım var ve 3 senedir ödüyorum o bile canıma tak etti artık. En başta şöyle düşünün o borç sizi işe bağlayacak. Bir gün gelip işinizden sıkıldığınızda değiştirmek isterseniz belki de aynı maddi koşulları sağlamadığından çakılıp kalacaksınız oraya ve bu hiç hoş değil.

belki felaket tellallığı olacak belki yanlış anlaşılacak söylediğim, siz öyle insanlar değilsinizdir evet ama ilişkinizde bile maddi olarak daralmak problemler yaratabilir ileri dönemde. o yüzden bence standartları düzgün ayarlamalı, gerekirse revize edebilmeli insan.

@baharat 7000 tl'lik ev derken?

@hem şişko hem deli şu an 1200 tl kira veriyorum. ama oturduğum semt kötü güzel bir semte taşınıcam. aynen hesapladığınız gibi 144 ay 5250 tl kredi ödeyeceğim. yani toplam 400 bin kredi çekicem. bu arada ev istanbulda değil ankarada. alacağım evin kira getirisi ise şu an 2000 tl ama ben kiraya vermeden kendim oturucam.

Valla ev sıkışmadan alınmıyor. 14 sene oldu alalı evi, iyi ki almışız. Borç bunaltacak ama kira ödememek müthiş bir şey!

hocam benden size bir öneri, yaparsınız yapmazsınız bilemem.

ben hiç kimsenin 350binlira faiz vermesini istemem. yapılacak şey belli.

1 sene boyunca bir maaşı olduğu gibi ellemeyip birikim yapmayı deneyin, hem bunalıp bunalmayacağınızı görürsünüz, hem de krediye falan niyetleniyorsanız elinizde para olur.

dediğim gibi 350bin faiz çok büyük bir mebla, 2 tane ev alıp 1 tanesini çöpe atıyormuşsunuz gibi düşünün. hiç mantıklı değil bu parayı sokağa atmak.

hatta bu birikim işini ciddiye alırsanız çok güzel olur, belki toki falan denk gelir bi şekilde.

dediğinizi yapsam yıl sonu 60 bin tl var. ve ben yine 340 bin tl kredi çekicem ki evin fiyatı artabilir ve ben yine 400 bin çekmek zorunda kalabilirim. faiz ödemeden ev almak için inşaat halidekilere girmek lazım. o da hem kira öde hem ev parası fazla olur.

7000 bin yazmışım yanlışlıkla, 700k'lık ev demek istemiştim.
yaşam standartlarınızı revize etmeniz kaydıyla bence yapılabilir. ama söylediğim gibi 10-12 sene çok uzun bir süre, bu süreçte böyle kısıtlanmak ve standartları düşürmek üzüntüye yol açabilir. mental olarak yıpratır.

Maaşlar artarken kredi sabit kalacak. Bir süre dişinizi sıkın derim ben. Birkaç yıla rahatlarsınız (umarım).

Bana aşırı zor ve saçma geliyor açıkçası bu şekilde yıllarca kemer sıkmak.

Çok yakın arkadaşım 400 bin tl'lik eve 600 bin tl 10 yıl krediye girmişti birkaç sene önce mesela. 10 yıl çok uzun bir süre. Tamam kredi taksitleri bir yerden sonra o kadar da yormayacak ama dünyanın bin türlü hali var özellikle harita Türkiye olunca zorluk seviyesi daha da artıyor.

Hastalık olur, taraflardan birinin işten ayrılması olur, aileden birine bir şey olur elim kolum bağlı bankaya zincirli olma fikri bile beni rahatsız ediyor.

Şu şartlar altında böyle bir borca girmek istemezdim ben olsam. Babalarımız memur haliyle "kira öder gibi" ev sahibi oldular ama biz çift maaş mühendis olarak bir şeylerden feragat ederek çok daha uzun yıllar çalışmak zorundayız bunun için. O yüzden ev almak önceliğim değil, bir yerlerden güzel para gelir ancak o zaman yani.

ama yıllarca kira ödeyince de aynısı.

kendiniz söylemişsiniz aslında 5250 - 2000 = 3250tl sizden çıkacak. yani neredeyse 1/3 ödeme yapıyor olacaksınız ki bu çok normal bir oran.

ilk 3-4 sene zor, ondan sonra enflasyon etkisi ile ödeyeceğiniz taksit miktari reel olarak düşecektir.
4 sene sonra örneğin toplam geliriniz 17bin olacak, kira belki o ara 3bin tl olacak, ama siz hala 5250tl ödemeye devam edeceksiniz.
hele son yıllara doğru iyice komik bir hale gelecek 5250tl.

oturmak için ev alınır borca da girilir, biraz sıkılır yoksa bir şeye sahip olamazsınız.

gir, bu tutar sabit kalacak, maaşın artacak. bir süre sonra kirada olsaydın ödeyeceğin tutara, sonra daha da altına inecek.

3'te 1'ini vererek yine yaşayamıyorum.

sürekli ekstra bir şey çıkıyor malesef.

Evet ama çok zorlanıyorum. Çok.

kararı siz vereceksiniz 3-4 sene kasıp ev sahibi mi olacaksınız yoksa ömür boyu kira mi ödeyeceksiniz?

burada yapılacak tek iyileştirme; daha uygun fiyatli bir ev bulmak olacaktır.

bir yıl boyunca kredi taksidi öder gibi para biriktirmek +1

amaç para biriktirmek değil tabi ki, bir sene boyunca biriktirmeniz, sadece aylık gelirinizin yarısını bir yere aktardığınızda nasıl bir hayatınız oluyor daha net görebilmeniz için. hem sonunda birikmiş bir paranız oluyor, peşinatından bile düşersiniz.

ev alımı acil değilse bunu deneyin. 12 x 1200 gibi bir yıllık kira gideriniz olacak ancak 12 x 5250 gibi de birikiminiz.

o para birikmez arkadaş, taksit ödenmiyorsa %80 harcanır gider.

ben şu anda tek başıma, gelirimin %55'ini ev kredisi olarak ödüyorum. henüz 3.ayımdayım ve şimdilik çok fazla sıkıştım denemez, ileride ne olur bilemm tabii. sosyal yaşamımdan pek geride kalmadım, dışardan yemek vs söylemeyi biraz azalttım. sürenin uzunluğu bunaltabilir, bu sebeple 5 yıllık çektim (daha önce 2 kere 2 yıllık ihtiyaç kredisi ödemişliğim var, bir süre sonra insan yeter diyor hakikaten)

işsiz vs. kalma durumuna karşı da 15 aylık kredi miktarını kenarda döviz olarak tutuyorum. kredi son yılına yaklaştığında direkt kapatabileceğim. şimdi çektiğim krediyi 10 yıl önce de çekebilir ve ödemeyi çoktan bitirmiş olabilirdim. borca girmeden birikim yapamayanlardanım maalesef. yaş ilerleyince artık insan pişman oluyor neden bugüne kadar birikim yapmadım hiç diye. siz de öyleyseniz krediye girin derim. evet 10 yıl uzun süre fakat diğer arkadaşların dediği gibi maaşlarınız artacak ama ödemeniz sabit kalacak.

Ev kredisi tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim, 12000de 5bin küsür lira iyi bir rakam. Ben gözü kapalı çekerim. Ki ben de sizin rakamlara yakın bir meblağ çekmiştim zaten.
Kredi çekmeyene hep zor gelir kredi çekmek, sonrasında da iyi ki çekmişim denir.
Kredi ödemek en iyi ev sahibinden daha iyi geliyor insana. Koşullarınız da uygun,
Tavsiye ederim.

anı yaşamak en güzeli ben olsam girmem.

"Yasam standardini ona gore dusurursun" demesi kolay da nasil olacak o is? Su anki haliyla bazen ay sonu zor geliyor diyorsun, yariya inince ne olacak? 3-5 ay degi, 10sene hem de. Ben olsam ben de tirsardim.

Ayrica isin @baharat"in bahsettigi boyutu da ciddi mesela. Ornegi cok.

borç yiğidin kamçısıdır. milyonlarca tl borcum var ama hayalimdeki evde yaşıyorum. hayalimdeki arayı kullanıyorum. hiçbir eksiğim istediğim de alamadığım bir şey yok. toplam geliriniz artacak ama kredi taksitleri aynı kalacak. hemen yarın krediye başvur kardeşim 1 gün bile kaybetme.

Vay arkadaş. 350 bin TL faizle ev almanın kazanım sayıldığı kafalar.

önyargı ile yaklaşacaksanız okumayabilirsiniz; eminevim sistemi ile ilgili yazacağım. benim de şu an gündemimde ev almak var, o yüzden bankayı da eminevim sistemini de araştırdım.
şu an sıfır konut için faiz 0,79. Örnek olarak 50 bin tl peşinat, 250 bin tl kredi ile ev alırsanız aylık taksitleriniz yaklaşık 3.300 tl civarı (120 ay vade). toplamda peşinatla birlikte ödeyeceğiniz rakam yaklaşık 450.000 TL.
Eminevim sistemine 300.000 TL değerinde bir ev için 50 bin TL peşinatla dahil olursanız kura size çıkana kadar aylık taksit 2.500 TL, kura çıktıktan sonra 4.000 TL. Borcunuz 65-70 ay arasında bitiyor ve toplamda ödeyeceğiniz rakam peşinatla birlikte 330.000 TL civarı.
İlk 29 ay boyunca kura size çıkmasa bile 29. ayda evinizi alıyorsunuz. Yani en fazla 29 ay daha kirada oturup kendi evinize geçeceksiniz. 29 aylık kira bedeli de hadi olsun 50 bin TL. Yine arada 70-80 bin TL'lik bir fark kalıyor.
Güvenilirlik konusunda da eminevim 30 yıllık bir firma ve bildiğim kadarıyla şu ana kadar 140.000 civarında daire teslimatı yaptılar. Kayınbiraderim de aldı, o yüzden güven sorunum yok.
Bu yorumu okuyup burun kıvırmayın, siz de gidip görüşün, bişey kaybetmezsiniz. Hiç kimse parayı sokaktan süpürmüyor. Emeğinize yazıktır.
Ben bu ay itibariyle giriyorum, dua edin ilk aylardan hemen çıksın kura.

edit : yukarıdaki hesaplamalar benim bütçeme ve alacağım evin fiyatına göre yapılan hesaplar. eminevim ofisine uğrarsanız 10 dakika içinde sizin bütçenize göre hesap ve ödeme planı çıkaracaklardır.

edit 2 : sermayenin rengi diye bişey yok, bankaya 150 bin kazandıracağıma yeşil sermayeye 30-40 bin kazandırırım. cebimden çıkacak paranın dini imanı yok.

Oyle bir seyi asla yapmam. Gelirimin %30unu gecen hicbir borca girmem. Aylık borclarım, mesela kira da olmak uzere.

Tırsmakta haklısınız.

@hey corc versene borc
Daha 3 ay önce 12 bin oldu bu arada. Öncesinde 9 bindi.

benzinli alır lpg taktırırdım.

Dizel almazdım, benzinli finansal olarak daha mantıklı görünüyor

benzinli

net dizel alırdım

net benzin.

Senelik 10k km için çok mantıklı görünmüyor dizel

dizelin hiçbir mantığı kalmadı artık. havayı leş gibi kirletmesi ayrı, maddi açıdan da bir numarası kalmadı.

benzin. +1

lpg'siz benzinli araç kullanıyorum.

Senelik 10 bin km kullanıyorum ben de, benzinli aldım, lpg bile taktırmadım.

Tartışmaya kapalı
Benzin
Lpg falan aman aman
Zaten 1.2
Hiç düşünme benzinli al geç

Hangisini alayim diye bir sey dusunmem bile.
Hangisini almali diye bir sey yok burada, alınacak olan benzinli net.

Yıllık 15 bin’in altının (hatta son dönemlerde 20 bin) dizelin bir olayı kalmadı.

sene 2020 ve hala dizel araba almalimiyim sorulari ile bizi uzuyorsun kral.
tabii ki benzinli alacaksin.

Almazdım.

Benzin iyidir

kısa mesafelerde motor sogukken kullanıyorsam direk benzinli alırdım, zaten yakıtı kafa kafaya olacaktır.

diğer türlü az km de olsa dizel alınırı cünkü 1.5dizel gercekten cok başarılı.

dizelin servis bakımı maliyetli. motor çabuk ısınmaz, ısınana kadar bir miktar fazla yakar, klima varsa motor ısınana kadar soğuk üfler, bakımı parçası ıvır zıvırı her yerde bulunmaz.

benzinli aracı anadolunun en ücra köyünde bile tamir ettirebilirsiniz, motoru çabuk ısınır, kliması da çabuk ısıtır, bakımı ıvırı zıvırı yakında bakkalda bile bulunacak neredeyse. lpg ile neredeyse kafa kafaya yakıt maliyeti elde edebilirsiniz. aradaki farkı dizele vereceğinize çok iyi bir lpg kiti taktırabilirsiniz.

Senede 10.000 yapsam v8den aşağı inmem (benzinli)

Araç marka ve model belirtilse daha sağlıklı bir yorum yapılabilir. 1.2’den kasıt tsi mi? Ki çok yakar. 1.4 tdi polo ve 1.4tsi golf’e binen birisi olarak kesinlikle dizel derim. Gaziantepte yaşıyorum golf ile km 80 kuruşun altını görmedim. Polo ile bu tutar 40-45 kuruş arası gidiyordu. 1.2 tsi manuel polo kullanan arkadaşım 75 kuruştan aşağı yakmadığını söylüyor ki kendisi mesai arkadaşım. 9bin sizi yormayacaksa dizel derim ama dediğim gibi model belirtirseniz daha sağlıklı olucak değerlendirmeler. Bakım olayına gelirsek birini 350 liraya diğerini 200 liraya yaptırırsınız astronomik farklar yok diye düşünüyorum.

dizel şehir içi 5.5, benzinli ise 7.5litre yakacak. aradaki 2 litre farkın şu an maliyeti 100 km için 17tl - 10k için yılda 1700tl.

dizelin bakım masrafı, partikül filtresi gibi faktörleri düşününce benzinli almak daha mantıklı görünüyor.

Ben direkt benzinliği secerdim ki yillik 20bin km için bu tercihi yaptım.

iş bankası çevirisi çok başarılı.

'Rusça çeviriler çok kötü yeea' diyen herbokologlara kulak asmayın. Bana göre de Almanca çeviriler çok kötü mesela. Ee napacaz okuyacak edebiyat eseri kalmadı böyle böyle. Tabi ki hiçbir çeviri orjinali kadar başarılı olmaz.

Ayrıca hiç düşünmeden İş Bankası derim.

Birkaç güvendiğim insan Ergin Altay tavsiye etmişti, iyi ki de etmişler. Açıkçası İş Bankası çevirisini okumadım ama İletişim'i kesinlikle başarılı buldum.

Mazlum Bey'in cevirisi fena degil.
Mehmet Özgül'un cevirileri oldukca kotu. Onlari almayin.

Ergin Altay Rusçanın dil yapısından ileri geldiği gerekçesiyle bence akıcı bir dil kullanmıyor. Mazlum Beyhan iyidir.

İletişim’den mazlum beyhan’ın diğer dostoyevski çevirilerinden biri olan budala’yı okuyorum. Çeviriyi değerlendirebilecek Rusça bilgim yok fakat ben çeviride rahatsız olacak bir şey görmedim. Fakat editör sıçmış. Yani öyle böyle değil. Ne...ne bağlacının kullanımındaki hatalar, dahi anlamındaki de’nin yanlış kullanılması vs. Tonla yanlış var. Eğer bunlara aldırış etmiyorsanız sorun yaşamazsınız. Ben sinir ola ola okumaya devam diyorum şu an.

is bankasininkini okuyorum su anda. kitap zaten kocaman ve konu da agir bir konu. ceviri bu kadar akici olmasa mumkun degil gitmez. ben de mazlum beyhan cevirisini tavsiye ederim.

Ben İletişim'den okumuştum, okurken hiç, Rusça bilmesem de, "ya burada bi olmamışlık var" hissi oluşmadı bende.

rusca ceviriler kotudur diyenlerden biri de benim. peki neden diyorum?

piyasada cok fazla uyduruk ceviri var. kitaplar ile koseyi donmek isteyen haydutlar saibeli cevirileri cok ucuza satiyorlar. insani kitap okumaktan tiksindiriyor. ogrencilere çeviri yaptiriyorlar, ceviriden ceviri yapiyorlar, saibeli isler ceviriyorlar.

o yuzden rusca ceviri okurken su kisileri okuyacaksiniz:

hasan ali ediz
nihal yalaza taluy
ergin altay
leyla soykut
mazlum beyhan

bunlarin cevirisi kötü olmaz.

mazlum beyhan çevirisini okudum iş bankası yayınlarından, bayıldım. bizde pek çok klasiğin antin kuntin çevirisi var, anneme kaç kere dedim, "anne allah aşkına ucuz diye böyle saçmasapan şeyler alma, ben param olunca en iyilerini alıcam, onlardan başkasını okuma" diye. "yok yea abartıyosun" falan dedi. ezilenler'i okuyor şu an (yine iş bankası yayınları çevirisi, nihal yalaza taluy'un), dün "gerçekten çok fark ediyormuş oğlum, ne güzel çevirmiş kadın" dedi bana hahaha.

velhasıl tabudeviren +1 derim, konu klasikler olunca verilen bu isimlerden şaşmam. tabii diğer çevirmenlere karşı da önyargılı olmamak lazım, muhakkak kaliteli çevirmenler vardır ve olacaktır ama klasikler benim hassas noktam. klasik çevirisi çok iyi olmalı. rus bir yazarın üç sene önce yazdığı romanda kusursuz, muhteşem çeviri beklemem tamam ama klasikler özel eserler. klasikleri rezil edip de insanları klasikten, okumaktan soğutmak bence suç sayılmalı.

çeviri kalitesi anlamak için o ülkenin dilini bilmeye gerek yok bu arada, türkçeyi az çok biliyor olmak yeterli... öte yandan ben rus dili-edebiyatı öğrencisi olarak elimden geldiği ölçüde kitapların rusçalarını da okumaya, bir yandan türkçe çeviriyi takip etmeye gayret ediyorum. "üçü dışındakiler kötü" demiyorum ama mazlum beyhan, nihal yalaza taluy ve ergin altay üçlüsünü gözüm kapalı okurum. üzerlerine tanımam.

beğenmediğim isimler yok değil ama ben de bu alanın içinde sayılırım, o yüzden maalesef isim veremiyorum. yarın bi' gün yüksek lisans yahut doktora yapacak olurum, karşıma çıkar falan, neme lazım hehe.

Ankara'da yeniyseniz belki duymamışsınızdır, Ulus'ta itfaiye pazarı var. İkinci elci ve spotçular var bir sürü. Oraya bakabilirsiniz. Ben spotçulardan sıfır ocak ve çamaşır makinesi almıştım, gayet memnunum yıllardır takır takır çalışıyor ikisi de.

valla regal, altus, finlux falan bakın. iyi f/p ürünleri var.

"zorlu'dan uzak durayım." diyorsanız altus, "fark etmez." diyorsanız diğer ikisi de olur.

Mobilya da Ikea konsept ürünleri alın, yarın satarken kolay satarsınız fiyatı da iyi olur.

Para ile doğru orantılı bu soru. para bolsa ikea alıp sonradan satabilirsin. yok bütçe dar diyorsan ikinci ele bak derim.

sıfır beyazeşya için altus +1. F-p canavarı mübarek.

Mobilya fabrikasında çalışan arkadaş ikea kaliteli değil ve pahalı demişti. Bekar evine alacaksan moda life olabilir bence. Beyaz eşyada vestfrost fena değil.

Kucuk ev aletleri icin sinbo dan uzak dur demeye geldim. Akillanmayip 3 kettle aldik ayni markadan farkli zamnalarda hep bozuldu. Mini mutfak aletleri icin en azindan arzum ve daha iyilerine bak.

letgo demeye geldim, spotçulardan çoook daha uyguna çok daha kaliteli ürün bulunabiliyor, hele bir de evini boşaltan birine denk gelirseniz toplu halde alabilirsiniz çoğu şeyi.

atma ver, satma hediye et vs. facebook gruplarina mesaj birakmayi ihmal etmeyin.

Cok fakir degilseniz beyaz esyada ikinci ele girmeyin eger ki fiyatlar asiri uygun degilse. Ki zaten itfaiye meydanina hic gitmeyin. Sahibinden letgo veya ikinci el satis facebook gruplarinda guvenilir gibi gelen cihazlara yonelin. Mesela bi bulasik makinesine ikinci else 250 liradan fazla verilmez. 10 yilliklata falan para istememeleri lazim.

Bi diger tavsiyem. Bulasik makinesi altus camasir makinesi altus. Arcelik neyse aynisi yaptigi is su fiskirtmak al gec. Buzdolabini biraz daha iyi bir sey alabilirsin ama altus arcelik beko gibi yerli uretimden sasma. Vestelin hiyar soyacagini bile alma. Bu isi beceremiyorlar.

Koltuktu yatakti gibi seyler icin direkt ikinci ele yonel. Iki sene yasadigi evi bosaltab insanlar oluyor butun esyalarini olu fiyatina birakiyolar uhrasmamak icin.

çok kalmadı sanki öyle termos ya. çelik oldu hepsi.

eskiden termoslarin alayi oyleydi ve en ufak bir dusmede/darbede tuz buz oluyordu. cam saglikli evet ama cok narin. uyarayim.

Emrata

"kime göre neye göre?" sorusu bu.

bence audrey tautou mesela.

Emrata -1

Kime gore neye gore sorusu degil aslinda pek, guzel kadinin ne olup ne olmadigi uc asagi bes yukari belli. Adriana lima güzel bir kadın ve genel olarak insanlar bunda hemfikir mesela.
Genel olarak.

Bana sorarsan Megan fox da eklenebilir.

Edit: bir esseklik edip Margot Robbie'yi atlamisim. Gunumuz referans guzel kadini sorusunun cevabi olarak ozel uretilmis bir kadin direkt. Keza Kate Upton.

eskiden insanlar bu kadar dış görünüşlerini önemsemezlerdi çünkü sergileyecekleri ortam yoktu. sergileyecekleri ortamı olup önemseyenleri biliyoruz zaten angelina jolie, adriana lima gibi. şimdinin ortalama güzellikte ünsüz bir kadını bunlardan daha güzel. tek bir isim ortaya çıkamıyor bu yüzden.

barbara palvin
taylor hill

Bir zamanlar bu kişi Angelina Jolie idi. Yakışıklı denince de herkesin verdiği örnek Brad Pitt olurdu (dünyada hala öyle mi, emin değilim ama ülkemizde bu iki referansın hala geçerliliği var bence).Türkiye için bu kişi şu an Kıvanç Tatlıtuğ, güncel güzel kadın referansı bilmiyorum.

Şimdi diğerlerini domine ederek çok öne çıkan tek bir güzel tek bir yakışıklı yok galiba.

kate upton hayattayken boş bir tartisma

yukarıda yazılan angelina jolie, audrey tatou, adriana lima gibi isimler bana güzel gelmiyor. yaşları geçkin abartı kadınlar bunlar. hele de "günümüzün" referans güzel kadınları hiç değiller.

günümüzün referans güzel kadınları ve benim favorilerim:
kate upton
margot robbie

benim favorim olmasa da şunlar da çok popüler güzeller:
emilia clarke
selena gomez

Margot Robbie

yok, maşallah gençsin daha genç. yaşlansaydın tahammül edemezdin. ben yaşlanıyorum mesela.

hem komik değil hem de adamlar çok itici :(

Sıfır

Bu kadar komik olmayıp komik olduğu kanısına varılan başka bir şey görmedim.

hayır.

Ulan ben de bende mi sıkıntı var diyordum. Bu aptal program nasıl bu kadar seyrediliyor diye merak ediyordum. Güleni de sevmem bu dingillere

Parti kur oy verelim, kesinlike gülmüyorum , gülenlerle olan ilişkimi de sorguluyorum

konuktan konuğa değişmekle beraber çok da gülüyorum denemez.

eğlence anlayışımız değişiyor yaşlandıkça, çok normal. levent kırca'nın "iskiii! skiii! sikiii!" diye bağırdığı skeçlere dana gibi gülerdik veletken. şimdiki çocuklara izletsen, onlarda da mimik oynamaz.

Bazı espriler gayet komik.

yoo o kadar insan ölmüş.

Çoğu zaman gülüyorum, gülmediğimde de eğleniyorum. Dad joke'lar beni hep güldürür.

Konuklar eskisi gibi sağlam değil bir süredir, kendi kendilerine yaptıkları Dad joke üzerine oluyor onlar çok iyi oluyor.

Soguk espri severim ama bunlarimki güldürmüyor.

Bunun ingilizce versiyonu güldürüyor ama. Hangi kanaldoli hatirlamiyirum da bu soguk savas konsepti ithal.

Birkaç bölüm izledim, bazı espirilere güldüm. Yukarıda da söylendiği gibi, konuklarla ilintili bir durum bu.

gulmedim.

özellikle dizi, film reklamı için gelenler ciddi anlamda kötü oluyor.
daha youtuber kafasındaki konuklar daha güzel. multiplayer, kalt, geekyapar falan örneğin.
bir de cidden eldekini tüketmişler sanırım. twitch yayınlarında çekim öncesi şaka dilendikleri çok oluyor.

ekibini günahım kadar sevmesem de ve bazı konularda yanlış bilgi verdiklerine şahit olsam da, teknoseyir'in haftalık gündem değerlendirmesi iyidir.

nasıl olunur
ilk sayfası
bir yaşam felsefesi olarak girişimcilik

nasıl olunur +1
yemek yapmaya, işletmeciliğe vs ilgiliyseniz msa'nın podcasti var çogzel.
bunu ben de yaparım

teknoloji ve bilim notları var. teknoseyir hamdi kellecioğlu liderliğinde haftalık popüler bilim gündemi. 1 aydır falan vakit bulup dinleyemedim ama oldukça kaliteli bir gündem güncelleme aracı.

çok sık yayın koymasalar da ikili oyun var. bence en iyi nba podcasti. ilgin varsa o olabilir.

yine spor alanında socrates'in podcasti var. her yayınını dinliyorum aşağı yukarı.

yukarıda yazılmış teknoseyir haftalık gündem.

ben genelde bunlar üzerinden dönüyorum.

“yemek yapmaya, işletmeciliğe vs ilgiliyseniz msa'nın podcasti var çogzel. “ tam olarak böyle şeyler arıyordum. özellikle bunu çok beğendim. teşekkürler musluğubozukhayrat

@wertyu, rica ederim:)

Normal. Kediler yapıyor öyle şeyler.

sapık! derhal 155'i arayun.

sadece tırmanmankla kaldıysa iyi, çok daha beterlerini gördüm ben.

Gitmiyor, denedim.
Edit: Yazmayı unutmuşum, @avianthem yazınca hatırladım operatör değişikliği sonrası banka kartlarına, hattınızın çalınma ihtimaline karşı bloke olayı geliyor. Blokeyi kaldırmak için müşteri hizmetlerini arayınca bunu biz burdan yapamıyoruz deyip(başlarından savıp) atmlerde yapmanızı öneriyorlar.

bankalardaki sms ler gelmiyor. diğerleri gelir.

bankalardaki sms'leri almak için müşteri hizmetlerini aramanız vs. gerekiyor. çok zor bir iş değil, atm'lerden bile çözülebiliyor bazı bankalarda.

yurtdışında sıkıntı olmuyor. tr'deki bankaların hepsinde problem oluyor.

hatta komik bir detay bankada hesabınız yok mesela. sim kart değiştirdiniz. gittiniz yeni hesap açtınız müşterileri oldunuz. ne o sms gelmiyor. bankayı arayıp blokeyi kaldırmanız gerekiyor. sistemi süper kurmuşlar!

sim değişince google authenticator datası gitmiyor. ama telefonu değiştirirseniz ve backup ı geri yüklerseniz veya app i silip tekrar yüklerseniz gider.

xiaomi red mi note 8

A101 den samsung m20. Kendime aldım daha yeni babiskoma aldım. Ailecek tatmin olduk.

www.hepsiburada.com

Bu daha iyi, bütçenizi de aşmıyor

redmi 8. (note değil) kulaklıksız radyo çalabiliyor. muazzam özellik bence. 8a da olur. sadece ram farkı var.

bırak leş çinli firmaları.

nokia 3.1 plus var, mis gibi cihaz.

Ronin.
The Town
Heat
Hodejegerne
The game
A perfect murder


Daha iyileri var mı bilmiyorum sordugun türde.

Dizi olarak da;

The fall
The missing
Night of

inside man

Fight plan.
A simple plan
U tüm
Paulo fiction

The Sting.
Komedi ama aynı zamanda dolandırıcılık.
Eğlenceli olacaktır.

Bir dilim suç
Rocknrolla

(bkz: die hard with a vengeance)

the usual suspects

above suspicion(1995)

The house that jack built

Ocean's Eleven serisi.

Dizi olarak da White Collar, Leverage

Verdiğin örnekler değil ancak, başlık tam benim sevdiğim film türleri.

ve bence bunlar arasında çok çok iyilerinden ikisi de

gone girl
miss sloane

Ölücü çoğu evet. Bi de insanımızda pazarlıksız ürün alamama hastalığı var 2. elde.

En son ne olur sorusu, cevaplanacak bir soru değildir. Gercek alıcı zaten daha ayrıntılı sorar, yeri gelirse arar. Bir çok şey satarım ilan yolu ile, en son ne olur diyenleri hep görmezden gelirim. Gercek alıcı değil onlar, hiç vaktini boşa harcama.

Alıcılar ölücü değil
Satıcılar katil maalesef
Ben de birçok ürün aldım sahibinden üzerinden
Bunlara ev araba da dahil
Son denilen fiyatın üzerinden %25 hatta %30 indirim bile aldığım oldu
Hatta bugün de bir ürün alacağım istanbul içi elden
İlana 2.000 yazmıştı
1.200’e alacağım
Sen fiyatından eminsen bunu net bir şekilde yazar ve arkadında durursun. Hatta indirim isteyenlere cevap bile vermezsin. Ama millet de keriz değiş. 300.000 ederi olan eve 450.000 yazınca o evin fiyatı 450.000 olmuyor.

Ayrıca entry’yi okumadan entry’min sonundaki fotoğraflara göz atmanı tavsiye ederim.
Bu kişiler akıllı millet keriz değil.

eksisozluk.com

eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com (18+)
eksiup.com
eksiup.com

Entry’yi okumak istemeyenler için buraya da bırakayım

buun anasıgil beni istemedi, durun olayı bir de benden dinleyin;

ben de bir mal alacağım zaman ''en son ne olur''culardanım. çünkü malum, 2. el eşya satma işinin algoritması aşağı-yukarı şu şekilde ilerliyor.

1-pazardaki benzerlerini bul
2-kıyasla
3-benim malım bundan daha iyi eder de 1-2 üstüne ilana koy

standart hedonik beyin refleksi işte.


sırf bu yüzden, yani bu ''fiyatlama'' refleksleri yüzünden ''sahibinden.com tekelciliği'' diye bi' söylem de ortaya çıktı. Aslında bunda da yakınılan şey ''balon'' fiyatlaşma. ''malın gerçek ederi''

malın gerçek ederini ne belirler ?

herhalde burada çoğumuz hasbelkader bi' yükseköğretim kurumu gördük, orada temel işletme/ekonomi/iktisat derslerinin ucundan tuttuk. bu konuyu uzun uzadıya işlediler. emek sermaye pazar

hah işte, sapkınlık tam olarak 3. saç ayağında çıkıyor. Sen pazara girdiğin anda bana muhtaç hale geliyorsun, ama bunu da kabul etmiyorsun. Malın ederini talipleri olarak bizler belirliyoruz. satıp satmama kısmını ise mal sahibi olarak sizler.

sizlerde bu malın değerini bulma usulü; benzerleri ile kıyasla mantığında oldukça bu ''en son ne olur''cular olarak biz varolmaya devam edeceğiz. çünkü ''satılırsa satılır/satılmazsa dursun'' yaklaşımındaki bi' satıcı ile gerçekten satma talebinde olan bir satıcıyı ayırt etmek için, tonla soru sormaya gerek yok.

ben sana en az 10 tane favori ilanlarımda bulunup da herhangi bir mantığı olmayan artmalar eksilmeler gösterebilirim. Allah o favori ilan kısmını geliştirenden razı olsun, piyasayı takip etmemizi sağlıyor. Adam ilana 3 gün önce 50k ile başlamış 2 gün sonra 57k'ya çıkmış 1 gün sonra 49500 e inmiş. ?? lan ne oldu o arada, hammaddeye 1 günlük kıran mı girdi, maalile emeğe mi boğdunuz, yoksa pazarda kıtlık mı başladı ? hiçbiri olmadı. bunların hepsi satıcının piyasa öngörülerinden ve satma ihtiyacının şiddetinden kaynaklı değişimler ve tamamen psikolojik. Adamın hezeyanları ile uğraşmak yerine zaman kaybetmeyelim fikri ile sorarım ''en son ne olur''

benim için bi' nevi '' çok kafa silkeleme senin asıl talip olduğun mebla ne'' demektir.

yoksa keyfekeder araç boyatan bi' kitlenin zekice reflekslerine karşı çomak sokmak değil niyetimiz.

edit: ben yazarken otopsiçocuğu benden erken davranmış ve linklerle açıklamış olayı.

Aslında ben de bir "en son ne olurcuyum", ama ben sorduğum vakit bir sonraki mesajda anlaşıp satın alıyorum zaten istisnasız. Ama bunlar sorup sorup kaçıyor. Ve fiyat gerçekten makul, sattığım şey kullanılmamış 6 ay garantisi devam eden ve sıfırının 2/3'si fiyatında. Biraz aceleciyim ben bunun da etkisi var tabi. 1 hafta oldu henüz ilana koyalı.

cevap bile vermemek gerek bunlara. gereksiz, tat kaçıran tipler.

bazılarının amacı şu seni bezdirmek.

araba satacaksın fiyat 100.000 diyelim. aynı adam 7 farklı hesaptan abi 70.000 vereyim 72.000 vereyim 12.000 vereyim üzerine yemek ısmarlayayım gibi absürd şeyler söyleyince 85.000 e seni razı etmeye çalışan gerçek alıcı teklif sunuyor.
10 tl ye şapka satan arkadaşa son ne olur diyen vardı.

kısaca malının ederi hakkında fikrin netse cevap bile verme son fiyattır de kalanları kaale alma

kendi fiyat vermeden en son ne olur aslında doğru bir sorudur böyle diyorsa rakamı yaz gönder.

Evlenmis olsan da esin senden once ölmüş olabilir, bosanmis olabilirsin. Cocugun olmayabilir, olsa da sana bakmayabilir. Yazdigin senaryo evlensen de 10 tane cocuk yapsan da basina gelebilir.

Evlilikten bagimsiz olarak yalniz ölmek evet üzücü ama hayatin gercegi artik günümuzde bu gozle bakiyorum ben.

35ten sonra evli olmamak da üzücü bence
o yaştan sonra barlarda karı kız kovalamak istemem

Evet aci. Yalnizlik aci olurdu. Hele de ileri yaslarda.

Ölmek bir an. Ömrün tek geçmesi kötü bana kalırsa.

@ceviz e katılıyorum. Ya evladın ya eşin ya da sen önce öleceksin aynı anda ölmediğin takdirde.

Tek olmak güzel değil ölçülü çoğalmakta fayda görüyorum.

Bence abartılıyor. Örneğin yüzlerce insanın içinde araba çarpıp ölenlere kimsenin yardım edemiyor olması daha acı mesela.

Huzurevinde de yaşarım, evimde yalnız da ölürüm önemli değil benim için. Doğru düzgün biri olacaksa evlenin, yalnız kalmaktan asla korkmayın.

Niye öyle olsun.

35 ten sonra yalnız olmak daha kötü.

yoo.

hayatı yaşamayı bilene daha iyi bile.

Sorunu soyle dusun, 8-10 saatik bir ucak yolculugun var, tek basina mi oturmak istersin, yoksa yolda elini tutacagin biriyle mi... bence ucak yolculugunu (hayati) sevmeyen biri icin ikisi de sıkici. Seviyorsan ikisi de keyifli ama iki kisi daha keyifli. Bana sorarsan hayat cok sıkici ve zor, acilar, hastaliklar, olumler... tek olmak %49.99999 evli olmak %50.00001. Ben ikinciyi sectim. Mutluyum. Cocugunun kokusu safligi...bunu yasamadan gocmemeli.

öldüğünde öldüğünün farkında olmazsın, bu geride kalanlar için acıdır.

nasıl öleceğimle ilgili hesap kitap yapmam. evli olup eşimin dirdirindan beyin kanaması geçirip de ölebilirim. evde tek başına kalıp aslında yanımda biri olsa basit bir müdahale ile kurtarilebilecekken de ölebilirim.

yalnizlik boktan bir durum. ama iyi bir insanla evlenemeyeceksen, sirf evlenmis olmak icin evlenmeyeceksin. bu durumda yalnizlik daha iyi.

Erkekler için daha farklı olabilir durum tabii, ama ben 35 yaşında bir kadın olarak hayatımda ilk defa bugünlerde "aa galiba ben hep yalnız kalıcam" diye düşünmeye başladım zaman zaman. Buna bir duygu ekli değil, sadece bir farkındalık. Daha önce de öyle olacağını düşünürdüm ama bir seçimdi daha çok. Şu anda yaşın kadınlar için ne kadar önemli bir faktör olduğunu dünya yüzüme yüzüme vuruyor. Daha önce kısa süre evli kaldım. O şekilde mutsuz bir ilişkiyle hayat geçirmektense yalnız olmayı şüphesiz tercih ederim, ama yalnızlığın tercih ile tek seçenek olması arasında duygusal olarak bir fark varmış, bu da bir gerçek.

Bunlar yalnız yaşama ile ilgili yorumum. Ölüm konusunda söyleyecek bir şey yok; benim babamın üç çocuğu, iki eşi (eski/yeni demek istiyorum), aile dostu vs vardı da yine yalnız öldü. Evlilik herhangi bir yaşam tarzı garantisi değil.

Yoo. Belli bir yaşa geldikten sonra zaten kimseyi çekememeye başlıyorsun, o zaman yalnızlık tercihe dönüşüyor.

kullanışlı ama ses kalitesi spotify'dan daha kötü. Ben sevmedim.

değil.

birincisi, sadece mobilde kullanabiliyorsun, bilgisayarda yok. ikincisi, normal youtube hesabıyla iç içe giriyor ve youtube hesabın çorbaya dönüyor. ben mesela youtube'u bildiğin televizyon niyetine kullandığım için müzik de eklenince iyice pazar yeri gibi oldu.

son olarak bir de müzik çalıyorsun ama alelade birinin yüklediği bir videodan da çalabiliyor sana o müziği. leş gibi ses kalitesi, üzerine video da oynuyor arkada. e youtube kullanırım ki ben bunu kullanacağıma?

ben para vermediğim için (aile daveti) kullanıyorum ama cidden kullanışsız. spotify ezer geçer.

ben kullaniyorum. kullanisli.

ses kalitesini spotify'dan daha iyi buluyorum. barindirdigi muzik sayisi da oldukca fazla. onerdigi sarkilar da fena degil yani.

don't play music videos diye bir seçenek var. secili olursa spotify mantığında sadece albüme ait şarkıları çalar ve özellikle secmeyince klibi oynatmaz.

Peki mesela 2 saat süren bir konseri dinlemek istiyorum sadece videoya gerek yok yani. Onu da ayarlayabiliyor muyuz ve video oynatmadıgı için daha mı az yer gb anlamında

Ses kalitesi anlamında başarısız. Ayrıca zaten ses kalitesi muhteşem bile olsa equalizer yok yine başarısız. Spotify’da basit de olsa mevcut ve iş görüyor. Bence YouTube un biraz daha zamana ihtiyacı var

bile bile ayni sarkiyi ikisinde de acip dinledim kac defa, her seferinde spotify daha iyi geldi. daha puruzsuz.

youtube'ta sesi yukseltmeye bile korktugum bi kalitesizlik sezdim. kulaklık kulagimdayken rahatsız ediyordu zira.

(zira?)

spotify etkisi yok bence, ya da alışmadığımız için. bir de vodafone da müzik pass kapsamında spotify kotadan düşmüyorken youtube düşüyor.

Ben kullaniyorum spotify’dan daha iyi. Neden diyecek olursan ben ciddi anlamda vaporwave dinleyen cins bir insanim ve spotify’da o sarkilar yok ve gelmiyor. Ayrica youtube’da bazen sirf videolarin sesini dinlemek istiyorum podcastti, egitici videoydu vs, onda da telefonda arka planda ses olarak oynuyor.

tatbikat sahne.

oyunlara internet üzerinden ulaşabilirsiniz.

Küçük tiyatro ve büyük tiyatroya gitmenizi isterim. atmosferi farklı bir salon.

İrfan şahinbaş oturma dizaynı açısından yine farklı bir salon keza. Oyun olarak ise ocakta neler olacağını bilmediğimden ve şimdilik gittiğim iki oyun eh işte olduğundan öneri yapamıyorum.

Devlet Tiyatrosu'nda Kapan oyununu beğendim. Gulyabani ve Reis Bey izledim, önermem. Bilet bulmak zor olduğu için takip etmeniz lazım.
Cimri oyununa da çok güzel diyorlardı, henüz izleyemedim

5130

Blackberry olur mu ki? 8520 fln

nokia 8110 4g,
nokia 800 tough
nokia 2720 flip