Giriş
(12)

Çalıştığınız yerde insanlar maske takıyor mu?

hayaletimsi
Ofisinizde/çalıştığınız yerde insanlar maske takıyor mu?Ortak alanda kaç kişi çalışıyor, kaç kişi maske takıyor?Benim cevabım;Genellikle takılmıyor, 20 kişi çalışıyorsa 3-4 kişi takıyor.
Ofisinizde/çalıştığınız yerde insanlar maske takıyor mu?
Ortak alanda kaç kişi çalışıyor, kaç kişi maske takıyor?

Benim cevabım;
Genellikle takılmıyor, 20 kişi çalışıyorsa 3-4 kişi takıyor.
0
hayaletimsi
(13.01.22)
Ofiste 10 kişi civarında çalışıyoruz ve genel olarak takmaya çalışıyoruz ama unuttuğumuz zamanlarda oluyor. ama masalarımız arasında bayağı mesafe var.
0
fernandoenes
(13.01.22)
herkes takıyor. yüzyüze gelineceği zaman özellikle birşey sorma vs gibi.
0
my pink
(13.01.22)
10 kişiyiz, hepimiz devamlı maskeliyiz. Ofiste yeme içmeyi de minimumda tutmaya çalışıyoruz.
0
fotrsapka
(13.01.22)
8 kisiyiz ben disinda genelde takiyorlar
0
ala09
(13.01.22)
50/50 takılıyor gibi gün içinde ama genel olarak mantıklı davranıyor insanlar. Birinin yanına gidip konuşacaklarsa maske takıyor herkes vs.

Bir de biz mühendisler zaten hibrite geçmiştik ama temizlik görevlisinden insan kaynaklarına herkesi de pandemi diye tekrar dönüşümlü çalışmaya aldılar 50% eve gönderdiler bu ay.
0
aguen
(13.01.22)
ofis normalde 40 kisilik, yaklasik 7-8 kisi duzenli ofise geliyor gerisi cogunlukla evden calisiyor. Ofiste dolanirken maske takmak zorunlu. Ofise girmek icin asi zorunlu. Kendi masanda otururken maske cikartabiliyorsun. Lokasyon yurtdisi.
0
cooperr
(13.01.22)
takılmıyor.
0
çih
(13.01.22)
Ofiste ayni anda 5 kisi oluyoruz korona basindan beri max.
Sirketimizde test merkezi var, mesaiden once hep test olup basliyoruz zaten. Koridorda, asansorde, kafeteryada maske takiyoruz hep.
0
kuehles blondes
(13.01.22)
Adliyede kimse takmıyor
0
Mistyimage
(13.01.22)
masadan kalktığımızda, yaklaştığımızda vs. takıyoruz, ortak alanlara gittğimizde (wc,çay ocağı vs.) takıyoruz. normalde kimse takmıyor. masaya oturduğumuz gibi çıkarıyoruz hatta. 5 kişiyiz ama geniş bir alan sayılabilir bizim ki ortalamaya göre. göt göte değiliz yani.
0
syozkn
(14.01.22)
Kendi ofisi olmayan herkes takıyor. Ofiste yalnizsan ya da çok cok az kişi varsa camlar açıksa takmiyor çoğu.
0
logisticsmanager
(14.01.22)
Açık ofiste 20 kişi civarı çalışıyor, hepsi takıyorlar. Kendi ofisleri olanlar da yanlarına birisi geldiğinde takıyor.
0
pispinti
(14.01.22)
(5)

amazon tr iadeleri ne yapıyor?

marlonbranda
merhabaamazon tr iade ürünleri ne yapıyor? yenileyip tekrar mı satıyor veya üreticiye geri mi gönderiyor? nedir tam olarak?
merhaba

amazon tr iade ürünleri ne yapıyor? yenileyip tekrar mı satıyor veya üreticiye geri mi gönderiyor? nedir tam olarak?
0
marlonbranda
(13.01.22)
outlet reyonu var ya oraya koyuyor olsa gerek.
0
roket adam
(13.01.22)
eğer üründe ciddi hatalar varsa bu hatalı ürünleri sıfırmış gibi yapan işletmeler var onlara gidiyor bu işletmeler marka fark etmeksizin ürünleri rötuşlar ile sıfırmış gibi yapıyorlar bunun içinde bir fatura kesiyorlar

bu ücret makul ise ürün buraya gidiyor yoksa üreticiye geri gidiyor.
0
duyurukullanıcısı
(13.01.22)
Sifir yepisyeniyse stoga degilse mix pallet yapip satiyor toptan
0
floydian
(13.01.22)
Yenileyip tekrar satıyorlar. Bir ara o kadar kötü duruma geldi ki (Amazon'un aslında iyi olan iade poliçesi ama berbat kalite kontrolü bir araya gelince) Amazon yerine Hepsiburada'dan falan alışveriş yapıyordum. Aldığınız ürünlerin yorumlarını okuyun genelde şikayetler oluyor kullanılmış vs diye.


NORMALDE, üstteki suserların dedikleri doğru.
0
aguen
(13.01.22)
kullanıcıların yorumlarına bakılırsa iadeleri aynen satışa koyuyor. forumlarda amazondan kullanılmış ürün gelen yüzlerce insan var. kişisel bakım ürünleri bile kılıyla gelmiş. (amazon.com.trden bahsediyorum)
ben sadece kitap aldığım için kişisel yorum yapamıyorum.
0
adivar
(13.01.22)
(12)

Aşırı gülmelik film önerisi

dakota
Hangover’ı izledim bu arada. Borat’ı tavsiye etmeyiniz dünyanın en saçma filmi olabilir. Başka tavsiyeleriniz var mı şöyle aşırı gülmelik ?
Hangover’ı izledim bu arada.
Borat’ı tavsiye etmeyiniz dünyanın en saçma filmi olabilir.
Başka tavsiyeleriniz var mı şöyle aşırı gülmelik ?
0
dakota
(12.01.22)
Zamanında çok gülerek izlediğim leslie nielsen filmleri var. Naked gun serisi, airplane serisi ve wrongfully accused. Bir de rat race diye bir film vardı o da komikti.
0
mirafiori
(12.01.22)
Orjinal Pink panther serisi kadar güldüğüm bir şey daha olmadı
0
deer hunter
(12.01.22)
mirafiori tam benim kafadanmış, yine bahsettiği serileri yapan Zaz ekibinin Top Secret filmini de tavsiye ederim.

Aşırı gülmek kişiden kişiye değişir ama, çok saçma bir şeye gülmek istersen şuna bir bak: Kung Pow! Enter the Fist bu film, birkaç hong kong filmine sonradan efektle Amerikan karakter eklenmesiyle ve komple dublaj yapmalarıyla oluşan şaka filmi. Öyle düşünerek izle izlerken.

Benim çook güldüğüm bir dizi var bahsetmeden geçemeyeceğim, Coupling (İngiliz olanı, orijinali) 20 küsur dk., birkaç bölüm izleyip bakabilirsin aslında.
0
nhk ni youkosu
(12.01.22)
seth rogen filmleri
the dictator
0
jelly bear
(13.01.22)
rastinon
(13.01.22)
IMDB puanı azalarak sıralı liste.

"aşırı gülmelik filmler"

Ernest et Celestine
Hot Fuzz
O’Brother, Where Art Thou?
What we do in the shadows
Office Space
50/50
Dazed and Confused
Love Actually
Superbad
Kick Ass
Tucker and Dale vs Evil
21 Jump Street
Benny and Joon
Rango
Paul
Frank
Burn After Reading
Detroit Rock City
Horrible Bosses
A Series of Unfortunate Events
Seeking a Friend for the End of the World
40 year old Virgin
The Final Girls
Fatso
Fading Gigolo
0
gabe h coud
(13.01.22)
shaun of the dead ve diğer simon pegg filmleri de çok komik.

@gabe onların çoğu komedi filmi değil. janrlarının içinde komedi var ama saf komedi değil çoğu.
0
bohr atom modeli
(13.01.22)
shaun of the dead / hot fuzz demeye gelmiştim. herkes demiş zaten. gidiyorum ^^
0
aguen
(13.01.22)
hep aynı filmi öneriyorum ama:

Spy.
0
Hallegadola
(13.01.22)
Pardon
Dr. Strangelove
Ah Mary Vah Mary
3 Idiots
0
duster
(13.01.22)
Orijinal pink panther+1, afedersiniz anıra anıra gülüyorum
The mask (1)'de ve Blues Brothers'da da çok gülmüştüm
ZaZ ekibi +1
0
SiyamkedisiZorro
(13.01.22)
alabamaclarence
(19.01.22)
(34)

Boyuna yemek yapıyoruz

kanepeee
Biraz dertleşmek için yazıyorum. Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik. Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan
Biraz dertleşmek için yazıyorum.

Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik.

Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan musakka), salata/cacık yapıyor. Ana yemek bazen birkaç aşamadan oluşuyor, önce etleri haşlamak, sonra bir yerde beşamel sos hazırlamak, sonra bunları beraberce fırına vermek gibi. Yemekten sonra bir portakal, kuruyemiş falan da koyuyor. Çok yemiyor, azar azar hepsinden. Yemekleri de az yapıyor zaten. Maksimum iki günlük.

Geçen eve kuşbaşılı pide siparişi verdik, kağıdında yemek istemedi, tabağa koyduk. Turşu çıkarmamı ve çatal bıçak getirmemi de rica etti.

Yemek işlerinde benden yardım istiyor. Yüzde 25 ben yardım ediyorum, şu gibi konularda:
- Ekmekleri tost makinesinde ısıtmak
- Çorbayı karıştırmak
- Patlıcan soymak
- Salata malzemeleri doğramak
- Limon sıkmak
- Ceviz kırmak
- Elma + portakal soyup doğramak
- Tezgahı silip bulaşıkları makineye dizmek

Gördüğünüz gibi pek bir şey de yapmıyorum. Ama bunların bazılarını da gereksiz görüyorum.

Ben tek başıma kahvaltı ederken hiç tabak çıkarmadan zeytin peynir tabağından 3 zeytin bir dilim peynir yiyorum, iki dilim de ekmek. Zeytin çekirdeğini direkt çöpe atıyorum. Daha da acıkırsam corn-flakes falan yerim. Kuruyemiş istediğimde kuruyemiş kavanozuna elimi daldırıp bir avuç alıyorum. Öğrenciyken nohut yemeği + pilav yapıp 4 gün yerdim. Elmayı da ısırarak yerdim.

Yine bir akşam yemeği sonrasında yoruldum da size yazayım dedim.

Sizde durumlar nasıl? Bizimkinde bir anormallik var mı?
0
kanepeee
(09.01.22)
Kadıncağız eve medeniyet getirmiş. Sabah öğle akşam birbirinden güzel yemekler yapıyor ama yaranamıyor erkeğine.

Bunları yapmasa ne diyecektiniz? Kadın size bir şey yaptırmıyormuş bile doğru dürüst. Bu bazı erkekleri anlamak mümkün değil. Eşinize, o siz mutlu olun evde sıcak yemek pişsin diye uğraştığı emeğe, arifliğine acıdım. Allah onun yardımcısı olsun.
0
Hallegadola
(09.01.22)
+1 halle
Bazen uzuluyorum sirf evlenmek insan bunu kendine yapar mi.
Nutellayida catak bicak kirletmemek icin parmaklayin bence.
0
eja
(09.01.22)
Haneke nin 7. kıta filmini anımsattı. Evlilik böyle bir şey değil mi zaten.
0
olaylar olaylar
(09.01.22)
tek başına olunca ben de minimum eforla kahvaltı yaparım. bulaşık çıkarmam. runner kullanmam. hafta sonu sevgiliyle kahvaltı yapacağımızda özeniyoruz ve çok zevkli buluyorum. şık bir masa kurmak, birbirini tamamlamak, güzel bir his. ben kenarda durmam, hatta çoğu mutfak işini ben daha iyi yaparım. bu iş sürekli olsaydı, iş günü mesela, benim de bir yerde canımı sıkardı. o yüzden, hak veriyorum.
0
gabe h coud
(09.01.22)
@hallegadola +1

Bazı kadınlar dünyaya çile çekmeye geliyor galiba.
İkiniz de çalışıyormuşsunuz, bence iş paylaşımınız adil değil. Daha çok iş yapmaya çalışın.
0
kaptan maydanoz
(09.01.22)
Senin kafanı anlıyorum ama Halle+1
Zor olsa da bırak yorul fazladan.
0
kisa
(09.01.22)
@hallegadola +1

Tek yaşıyorum ve kendime olan saygımdan insan içinde nasıl yiyorsam öyle yiyorum. Bir de ortadan alıp yemek, çekirdeği direkt çöpe doğru fırlatmak/atmak çok iştah kaçırıcı şeyler.
0
ruhen hastayim ben
(09.01.22)
yüzde 25 yardım ediyorum dediğin de yüzde 5 bile değil fakat senin alışkanlıkların olmaması sebebiyle sana iş gibi geliyor, halbuki saydıkların ne ki, hiçbiri de yorucu değil, seninki alışkanlıktan gelen genişlik ehli keyiflik :)
0
freebird5406_2
(09.01.22)
hallegadola +1

ama diğer yandan, siz de bu işe bir şekilde iştirak ettiğiniz için yorulmakta haklısınız.
yaptığınız iş az ama mutfağa girilince iş yapmasanız da işin tamamı bitmeden mutfaktan çıkamıyorsunuz.

bence burada yapılması gereken şey, hafta sonundan ya da vakit bulunan bir akşam fazladan 1-2 saat ayırıp iki günlük değil de, 3-4 günlük yemek yapmak.

artık tupperware ya da kilitli kaplar sayesinde yemekler uzun süre dayanıyor.
yani fazladan 3-4 çeşit daha yapılır, dolapta durur, yeneceği zaman ısıtma faslı olur sadece.
cacığı ve çorbayı bile tupperware'in sıvı yiyecek saklama kaplarına koyuyorum.
böylece 3-4 gün, hatta bazen daha bile uzun (buzdolabınız iyiyse) hazırlamama gerek olmuyor.
refika'nın çalışanlar için kavanozda pratik yemek hazırlama videoları var mesela, onlara bakın.

günü gününe yemek yapmak yorucu, daha pratik olmak lazım.
o zaman siz de daha az yorulursunuz, o da daha az yorulur, orta yolda buluşmuş olursunuz.

bu arada bulaşığı makineye dizmek ortalama 5 dakikalık falan bir iş, yani artık kadının pideyi tabakta yemesine de laf etmeyin.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Diğer yazarlara kısmen katılmıyorum, geçmişte herkesle yaşadığım genelde yabancı dizilerdeki gibi tv karşısında yedik; ya da yemek yapsak bile tv karşısında kucakta değil sehpa üzerinde yedik vs. vs.

Tabii ara sıra ekstra bir yemek yapıldığında masada yemenin tüm kurallarına uyarak çok çatallı çok bıçaklı yemek yediğimiz de oldu ama nadir dediğim gibi. Daha pragmatik bakıyorum ben, zaten zamanımız limitli bir de aslında yapmamız çok gerekmeyen şeylere bu kadar zaman harcamalı mıyız?



Yine de eşiniz hep böyleymiş kişisel tercihine ben saygı duyuyorum. Sizin de kendisiyle konuşup ya kabullenmeniz ya orta noktada buluşmanız gerekiyor.


edit: hiç evlenmedim, şu an hatta single'ım ama bence dinamiklerin değişmemesi gerekiyor.
0
aguen
(09.01.22)
Bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum, ben bunların hiçbirini beklemiyorum ve istemiyorum. Bana biraz işgüzarlık gibi geliyor onca tabak kirletmek (özellikle pide mevzusunda). Zaten eşim tamamen kendi isteğiyle yapıyor, ben evde yokken de en güzel sofrayı kendisine kuruyor.

Bu arada bulaşıkları makineye dizmeden önce lavaboda hepsini sudan geçiriyoruz, üzerine cif sıkıyoruz. Öyle olmazsa olmuyormuş.

Ayrıca elmayı ısırarak yiyince daha lezzetli oluyor bence.
0
🌸kanepeee
(09.01.22)
@hallegadola +1

3-4 yıldır yalnız yaşıyorum. Eşinizin kıymetini bilin derim. Ne güzel uğraşıyormuş. Siz de az ucundan tutuverin.
0
reactionic
(09.01.22)
yani ben de karsi tarafa bi uzuldum ne olursa olsun emegi gormezden gelen bi haliniz var AMA; gercekten yemege bu jadar duskun olmamak guzel olur muydu? evet. ben cok duskun biriyim, sofraciyim. her gun baska tabak seciyorum siparis de gelse ayrica tabakliyorum vs. eski erkek arkadasim yemek yemese de yasayan biriydi. asla damak tadi da yoktu aksam yemeginde bira icer doyardi. bu muthis kolaylikti benim icin. ben istiyorsam evet ondan daha fazla emek harcardim ama onun yemegi onemsememe huyu bana da gecmisti. bence bazen yememeyi siz deneyebilirsiniz yani sofra kurmayalim de ilgisizligini belirt. o kadar da acikamazsin ya bazen yogunluktan ogun atlanabilir. kahvaltida cay peynir zeytin yerine bi tatli tikistirir kahveyle de idare edebilir insan. gabe 'in dedigi gibi bi haftasonu olur kahvalti hazirlanir ama her gun her gun yapilmasi... ben arkadaslarimin evinde goruyodum aksam yemekleri tatlilar hamur isleri vs sabahtan aksama kadar mutfakta oturulur. bizde de oyle seyler yok muthis enerji ve zaman kaybi. diyet miyet de ne bileyim sandvic hazirlayin burda is size duser bence. asilayabilirsiniz her gun yapmak zorunda olmadiginizi
0
ala09
(09.01.22)
birader sen kaşınıyorsun :)

yenge daha napsın sana. sen mağara adamı gibi yaşamaya devam etmek istiyorsun demek ki
0
dafuq
(09.01.22)
Dünyanın en güzel derdi bu olabilir. Çok ciddiyim.
0
mezarkabul
(09.01.22)
Eşiniz de çalışıyorsa neden yükün %75’ini ona yüklediğinizi anlayamadım. Asıl sorulması gereken soru bu. Anlattıkların arasında gereksiz gelen tek şey bulaşık makinasına koymadan önce ciflemek, bu biraz abartı. Ama dışarıdan gelen yemeğe bile özeniyor eşiniz insan gibi tabakla yiyin istemiş, ne mutlu size yani. bence mutlu olmanız lazım. özene özene yaşayan bir insanla berabersiniz yani, yoksa size 5 gün nohut pilav dayasa belli ki şikayet edecek bir yapınız yok, ona rağmen uğraşıp emek veriyor yani.
0
roket adam
(09.01.22)
Ben eşimin emeklerine kesinlikle saygı gösteriyorum ve yemeklere çok yardım ediyorum. Ama benim için bir noktadan sonra yemekle bunca uğraşmak çok farketmiyor.

Ben kasaptan köfte alalım diyorum, o kıyma alalım evde yapayım diyor. Kasabın köftesinin oranları güzel değilmiş, maydanozu soğanı ekmeği o daha iyi ayarlıyormuş. Bence ikisinin tadı aynı bu arada. E ama köftenin soğanını ben doğruyorum.

Terbiyeli çorba ile terbiyesizini ayırt edemiyorum ama ona da ayrı bir tava kirleniyor. "bunu direkt tencereye döksek" diyorum, "asla olmaz tadı çok kötü olur" diyor.
0
🌸kanepeee
(09.01.22)
eşinize günlük olarak “ellerine sağlık, ellerin dert görmesin, yprulmuşsundur az sırtını ovaliyim mi?” gibi şeyler deyin. bu arada derdiniz şu: o bu kadar özenli davranırken siz kendinizi sorumlu ve yetersiz hissediyorsunuz. bunu eşinizle konuşun. yemek konusunda olmasa da siz de farklı konularda onun işime yarıyorsunuzdur. yaramanızı isteyip de siz üşengeçlik ettiğinizde de kavga ediyorsunuzdur zaten.
ha kendisine şunu da sorun: Bu kadar uğraşmaktan kendisi memnun mu? Memnunsa sorun yok ama sorf size yaranmak için ya da aileden böyle gçrüp böyle devam ettirmezse yetersiz bi eş olacağını düşündüğü için yapıyorsa “boş ver bebeğim yapmaman sorun değil, ben seni yemek yapıyosun diye sevmiyorum sen her halinle yeterlisin” deyin. o da rahat eder siz de edersiniz.
0
inanna
(09.01.22)
hocam kadın yemek konusunda zevk ve damak tadı sahibi sende bunlar yok hepsi aynı ve gereksiz geliyor, herkes anlayacak damak tadı olacak diye bir şey yok ama anlamadığın noktalar var işte :D
0
freebird5406_2
(09.01.22)
@hallegadola +1

Eşinize üzüldüm gerçekten. Ne hayatlar var...
0
himmet dayi
(09.01.22)
elmayı siz ısırarak yemeyi seviyorsanız siz ısırarak yiyin, kendisi keserek yesin.

eğer buna müdahale ediyorsa o zaman sorun büyük ve başka demektir.


edit:
bu arada bulaşık makinesine koyulan bulaşığı sudan geçirmek bile su israfı.
kaliteli deterjan kullanırsanız zaten buna gerek yok.
hadi bazen gerekli diyelim ama cif sıkmak falan çok lüzumsuz.
böyle bir şey yaptırıyorsa tabak saymakta haklısınız.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Benim bir sandviç yaparken bile aynı bıçağı hem peynire hem tereyağına vs sokmadığımı ve en az 3-4 bıçak kirlettiğimi görseniz "manyak galiba" diye uzaklaşırsınız kesin.

Bulaşıkları su ve cifle temizlemek dışında (gereksiz su israfı) eşinize -ve @hallegadola'ya- katılıyorum ben de.
0
kobuzchu kiz
(09.01.22)
Ben de eşiniz gibiydim. Sonra baktım karşı taraf sürekli yapmasan da olur, dışarıdan yiyelim, bulaşık çıkıyor, vb. modunda. Zamanla benim de düzgün yemek yapma hevesim kırıldı. Zaten işten koştur koştur eşimden önce gelmeye çalışıp yemek yapıyordum. Şu anda bıraktım. Kendisi 1 senede 1 beden kilo aldı, artık göbeği var. Evde yemek pişmiyor. Ben akşam yemeği yemiyorum, kendisi pide/dürüm türevleri tüketiyor.
0
marla is in my head
(09.01.22)
Valla usengecin halinden sanirim usengec biri anlar. O yuzden senin durumunu tamamiyla anliyorum. Esinin yaptigi teoride guzel bisey gibi gozukebilir ancak direkt olarak olayi domine edip senin isteklerini gormezden geliyor. Bu haliyle bence de sikinti var.

Kendi istiyor diye surekli olarak seni de kendi istedigine zorlamasi guzel bisey degil. Sen nasil ki onun isteklerine gore hareket edip yardimci oluyorsan arada o da senin isteklerini dikkate alip ona gore hareket edebilmeli. Diger durumda yapilan sey guzel gibi gozukse bile direkt olarak seni etkisiz eleman kildigi icin bu duruma bir tepki gosterebilirsin. Mesela disaridan pide siparis ettiyseniz ve o kagidinda yemek istemiyorsa kendi payini gidip tabaga koyabilirdi ancak tamamini tabaga koymayabilirdi.

Neyse, ikili iliski bazinda dusunursek evet bir sikinti var ortada. Senin isteklerin direkt gozardi edildigi icin huzursuz olman normal bence. Bunu esinle konusup cozmelisin.
0
j r r tolkien hayrani
(09.01.22)
Bence sorun var. Siz sonuçta bunları talep ediyor değilsiniz. O sebeple az bile yardım ediyorsun, her şeyi kadına yüklemişsin gibi eleştirilere hiç katılmadım. Kimse akşam işten gelip saatlerini mutfakta harcamak zorunda değil. Eşiniz de değil ama o öyle tercih ediyor demek ki. Herkes istediği tarzda Yesin demek de olmaz.

Şöyle olabilir, sağlıklı lezzetli ev yemekleri yemek güzel oluyor ama bunu her gün yapmak beni yoruyor, sen de yorulma belirli günlerde böyle yapalım, diğer günler daha pratik yollar bulalım diyebilirsiniz. Hayır böyle olacak diye diretirse de kendisi bilir. Biraz kendi tercihlerinizi de ortaya koyun. O tabakta değil bu tabakta yemek istiyorum, ekstra servise ihtiyacım yok sen kendine al istersen gibi. Sen böyle uğraştıkça ben kötü hissediyorum ama senin kadar uğraşmak zorunda da hissetmiyorum açıkçası diyebilirsiniz. O halinden mutluysa sorun yok.
0
aquarium
(09.01.22)
Usengecin halinden usengec anlar +1

Gotu basi 1 elma yiycez diye 4 tabak, 2 catal kirletip sonra iki saat bunlari yikamanin luzumu yok.

Ha hanim da bir salarsa pir salar ama soyliyim.

Bi ara temizlik konusunda boyle bi tartisma yasamistik. Evden 1 hafta elini etegini cekti, evi gormen lazim :)

Velhasili bazi seylerin degerini kaybedince anliyorsun. Orta yolu bulmak lazim.
0
brkylmz
(10.01.22)
Esiniz belli ki gorgulu bir kadin. Bu tur seyler aileden gelir, aileden ne gorursen sen de onu uygularsin.
0
oscar
(10.01.22)
Yazik kiza. Erkegin kalbine giden yol midesi, el oglu pilavina bakar vs geyikleriyle zehirlemisler kizi. Yorgun argin isten gelip her aksam yemekle ugrasilacak kadar uzun degil hayat. Rahat ol, kasma bu kadar de. Aksamlari hafif yemek lazim, kilo yapar falan diye gir hic olmadi.
0
speedy
(10.01.22)
Ortada bir sikinti yok bence. Gereksiz ariza cikarmayin. Millet nelerle ugrasiyor, "esim yemek yapiyor arada ben de yardim ediyorum" diye bir sorun olamaz.
0
hot potato
(10.01.22)
Yahu cehennem gibi hayat, gelen cevaplara bak :)

Ortada dayatilan bir hayat var, ama medeniyet gelmis, kadin ugrasmislar havada ucuyor. Kadin kendisi icin ugrassin adami bi salsin o zaman guzel kardesim. Birakin adam elmayi isirarak yesin medeniyetin bunla ne ilgisi var? Pideyi kutusunda yesin, bunun icin tabak catal bicak kirletmenin ozen gostermekle ne alakasi var? O kadar tantana arasinda iki gunde degil de, bazen 3 gunde yemek pissin. Bazi sabahlar aceleyle edilsin kahvalti ne var yani?

Hayat musterekse herkesin istedigi biraz olacak guzel kardesim, yok ne guzel hanimin var biz cok yalniziz, yemek yapanimiz yok falan bunlar gereksiz dert yanmalar. Acikca esiniz fazla takintili, ben de oyleyim yer yer ama bunu sevgilime esime dostuma dayatmam, dayatamam.

Bulasiklari akitmadan makinaya koymam, ama sabun surmedi diye kimseye de hayati zindan etmem. Asgari kosullarda uzlasilabilir.

Medeniyet asil asgari kosullarda uzlasabilmektir. Tabak catal kullanip her seye ozen gostermek degil.
0
bosver nicki
(10.01.22)
Yani eger evde yemek olmadiginda falan sikayet ediyor olsaydiniz veya kilo aliyorum muhakkak duzgun yemek yemeliyim o zaman bariz haksiz olurdunuz. Simdi az haksizsiniz bence. Esiniz bunlari dayatiyorsa, istedigi gibi yapmadiginizda surat asiyor, hatir gonul koyuyorsa o da haksiz.

Kuruyemis kavanozuna elinizi daldirmak falan biraz gorgusuz seyler sanki gerci. Ayrica limon sikmayi bir is olarak saymaniz da yetiskin bir insan icin cok cok komik, tam memnun etmenin mumkun olmadigi erkekler gibi konusmussunuz.

Insanlar bazen bir iyilik dayattiklarinda sirf iyi bir sey oldugu icin bunun kabul edilmesi gerektigini dusunuyorlar. Bazi kisiler icin bu 'yardimci olan, detay dusunen kisi olmak' cok onemli, karakterleri oyle sekillenmis. Misal, yakin zamanda kardesim cocugunun dogumgununu annemin evinde yapacakti. Ozellikle dekorasyona ve yemeklere karismamasini, kendisinin aklinda bir plan oldugunu soyledi. Annem yine de gitti susleri asti, yemekleri yapti vs. Sorsaniz iyilik, onlara kolaylik olsun diye yapilmis bir sey. Ama aslinda gereksiz bir dayatma ve karsinizdaki kisinin tecrubesini etkileyen bir karar.

Sizin probleminiz de konusarak rahatlikla cozulebilecek bir sey bence ama aklinizda olsun, bu konuda bir degisiklik etmek istemek bir daha sonsuza dek yemek, saglikli beslenme, kilo verme vs gibi seylerden sikayet etme hakkinizdan feragat etmek demek. Hem o hem o olmaz zira.

Aklima gelen cozumler:
- Meal prep denen hadise: sebze dograyacaksaniz, limon sikacaksaniz, salata yapacaksaniz falan bunlari bir pazar gunu iki saatte yapip hafta boyunca rahat edebilirsiniz. Ben de salatayi mesela cok fazla yapip hava almayan kavanoz veya buzdolabi posetinde sakliyorum dolapta. Sosunu vs sonradan koyuyorum yiyecegim zaman.

- Haftanin gunlerine yemek atamak: Misal pazartesileri makarna gunudur, sali carsamba saglikli ev yemegi gunudur, persembe kahvalti gunudur, cuma disaridan soylenir gibi seyler. Boylece bir kismini onceden hazirlayip bir kismini o an yapip is yukunuzu duzenleyebilirsiniz.

- Slow cooker edinebilirsiniz: turkcede buna ne deniyor bilmiyorum. Bende bu arkadaslardan var, sabah evden cikarken et sebze vs icine atiyorum, yaklasik 7-8 saatte kendi kendine pisiriyor ben isteyken. Boylece et haslamak, et suyu yapmak, sebze yemekleri veya corbalar gibi seyler isten sonraki kisa ve yorgun zamanlarda hizla yapilmasi gereken seyler olmaktan cikar, eve geldiginizde yemeklerinizin buyuk kismi hazir olur.

- "Ben bunu boyle yemek istemiyorum canim, sagol, yorulma bosuna. Isirarak yiycem elmayi. Optum.' deyin yani. Buna da bozuluyorsa problem.
0
sopiro
(10.01.22)
Yemeklerin uzun sürede olması sizin çok acıkmanıza sebep olduğu için fazlaca acikip canınız sıkılıyor olabilir mi?

Bir de eşiniz öğretmen mi?

Eşinize birkaç hobi bulursanız bu günlerinizi özleyebilirsiniz bile.
0
buffy de vampir sayılır
(10.01.22)
Sevgilim de sizin eşiniz gibi çok düzenlidir bu konularda. Aynı sizin gibi düşünüyorum. Fakat tek farkla bunları şikayet etmeyerek severek yapıyorum. Hatta çoğu zaman öğle yemeğini kendim hazırlayıp iş yerine bıraktığım oluyor öğlen birlikte yiyoruz vs. Bulaşık konusunda sonuna kadar haklısın. Ayrıca ev işlerinde yemekten sonra vs 1-2 güzel söz söyleyip gönlünü alabilirsin. Belli ki bu konuda yavaş yavaş eşinize söyleneceksiniz hiç söylenmeyin.

Bazen iş yapmaktan kaçmak istediğim zaman markete diye kaçıyorum ya da tuvalete diye koşup oyalanıyorum:))
0
Boris
(10.01.22)
mutfakta zaman geçirmeyi sevmiyorsun sanırım ama ortak zevkler önemli tabi zorla da olmaz
zaten sıkılırsın

o mutfakla ilgilenirken sen temizlik çamaşır vs. uğraşabilirsin daha çok hoşuna gidiyorsa
zaman daha verimli kullanılmış olur

ikiniz de çalıştığınız için
anormallik* sende, eşin beraber vakit geçirmek istiyor hoşuna giden bir iş yaparken

edit*: tarafsız yazamadım çünkü yemek benim de kırmızı çizgim

bulaşıkları ciflemek filan bilimsel değil, her açıdan zararlı
cif değildir ya onla lavabo, wc filan ovuluyor
0
bir soru sorcam
(10.01.22)
(14)

sabah kaçta uyanıyorsunuz?

dafuq
ve kaçta yatıyorsunuz?
ve kaçta yatıyorsunuz?
0
dafuq
(09.01.22)
şu an yoğun bir süreçteyim ve 2 gibi yatıp, 8 de auto uyanıyorum her gün.

normalde ise 3-3,5 gibi yatıp 6 gibi auto uyanırım.
0
baldan kaymak
(09.01.22)
değişiyor. şu sıralar 7.00-8.00 arası kalkıyorum. gece 01.00'e doğru yatıyorum.

hafta sonu da erken kalkarım.
0
gabe h coud
(09.01.22)
i.imgur.com

Yardım gönderin ;__;
0
aguen
(09.01.22)
22.30 gibi yatağa girerim. Sabah da 08.15’te kalkarım.
0
ruhen hastayim ben
(09.01.22)
23 gibi yatar 05 de uyanırım.
0
allah yazdiysa bozsun
(09.01.22)
1 gibi uyurum, 8.30 gibi kalkarım.
0
roket adam
(09.01.22)
ooo anket. ev sevdiğim.

uyanma:
evden çalıştığım günler 07.55
ofise gideceğim günler 04.45

uyuma:
ertesi gün ofise gideceksem 23.00
evdeysem 00.00 - 01:00 arası

hafta sonları da sabah 7-8 gibi uyanırım gelende.
0
himmet dayi
(09.01.22)
benimki arastirmaya giremez cunku bir duzen yok. iki gun once 15:00te uyanmistim bugun 5:30da da... islerimin ve keyfimin durumuna gore degisiyor. ha biraksan kaca kadar uyurum ise soru 12-1 arasi olur. alarmla 10:30 olur
0
ala09
(09.01.22)
Bu ay ortalama 2.30 gibi uyuyup 8.30 gibi uyanmışım. Erken uyumaya çalışıyorum ama genellikle beceremiyorum.
0
kobuzchu kiz
(09.01.22)
kaçta yatarsam yatayım 7-7:30 gibi kalkarım. dün gece, daha doğrusu bu sabah uyuduğumda 5'i geçiyordu, 06:50'de uyandım, bir daha uyudum 9'da uyandım. normalde 12-1 gibi yatıp sabah 07:00 - 07:30 gibi kalkarım, bozmamaya çalışırım ama aralık son hafta izne çıkınca bozdum, 3 gibi yatıp 7:30 gibi kalkıp sonra tekrar yatıyorum.
0
rahip janick
(09.01.22)
2:30-3:00 gibi yatıp 10:30-11:00 gibi kalkıyorum. Evden çalıştığım ve kendi işimi yaptığım için zaman konusunda rahatım. Gece daha verimli çalışılıyor.
0
chavezding
(09.01.22)
Karışık.
Ofise gideceksem 1 gibi yatip 7.30da uyanıyorum. 8.40'da evden çıkıyorum.

Evden calisiyorsam 1.30-2 arası yatiyorum, 8.15-8.30 arası uyanip 9da başlıyorum.
0
logisticsmanager
(10.01.22)
henüz yatmadım. 5:40 servis ve uyku sorunum var.
0
unabomber
(10.01.22)
2 de yatar 7:45 de kalkarım

Ofis günlerinde 1 de yatar 5:30 da kalkarım
0
eksisozlukokuryazari
(10.01.22)
(2)

geçen debeye girmişti pcden telefonu kontrol eden uygulama

plastic_angel
neydi o github linki verilmişti
neydi o github linki verilmişti
0
plastic_angel
(09.01.22)
ceketimi alip cikcam
(09.01.22)
Samsung telefonunuz varsa ek programlara ihtiyaç duymadan Windows'tan dahili biçimde kontrol edebiliyorsunuz bu arada.
0
aguen
(09.01.22)
(2)

Uygun ücretli bilgisayar

sibelgezer
Uygun ücretli kaliteli bilgisar olarak hangi markayı tavsiye edersiniz hangi bilgisayarı alayım
Uygun ücretli kaliteli bilgisar olarak hangi markayı tavsiye edersiniz hangi bilgisayarı alayım
0
sibelgezer
(08.01.22)
Ne amaçla kullanacağınız, ihtiyaçlarınız neler ya da şu da olsun vs. diye istediğiniz özellikler var mı onları bilmek lazım.

Döküman vs. çalışayım, dizi/film izleyeyim, internette gezeyim diyorsanız tabletler bile iş görür neredeyse tüm bilgisayarlar ihtiyacınızı karşılar.

3d tasarım yapayım, oyun oynayayım vs. bu tarz şeyler söylerseniz 13.000tl'den falan başlar
0
aguen
(08.01.22)
Uygun ücretli bilgisayar ne yazık ki artık kalmadı. Dolar arşa zıplayınca çıkan teknolojik alet fiyatları dolar tekrar düştüğünde geri düşmüyor biliyorsunuz. Son zamanlarda gördüğümüz en büyük zıplama yakın zamanda gerçekleştiği için şu an geri düşmeyen fiyatlar anasının gözü dedirtiyor. Yani bütün fiyatlar uygunsuz.

Zaten Türkiye'de yaşamak uygunsuz.
0
Kayzer1919
(09.01.22)
(21)

her konunun yurtdışına bağlanması sizi de çok bunaltmıyor mu?

der meister
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit ge
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.

yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit geçirmek çok lüzumsuz ama insan ucundan kıyısından da olsa baksa görüyor bunları hep.

ya atıyorum bir maç var. başlığına giriyorum ekşi'de. "tribünde herkes birasını içiyor, ne güzel, biz burda fakiriz, bok gibi ülkede yaşıyoruz" temalı entry'ler hemen... her allahın günü bugün olduğu gibi "doktorluğu bırakıp isviçre'de kebapçı olan adam" tarzı hikayeler...

abi bu kafayla nasıl manyak olmuyor bu insanlar? b*k gibi yaşıyoruz eyvallah hiç itirazım yok da imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışıyorum bazen. daha iyisini istiyor, bunun için mücadele ediyor ama bir yandan bugünümde de kendimi iyi hissedebilmek istiyorum şahsen.

bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir ya bir değil iki değil herkes aynı şeyi yazıp duruyor sürekli. hal böyleyken insan şu durumda mutlu olabileceği varsa bile yine olamıyor arkadaş, bir saniye aklımızdan çıkartmıyorlar dandik yaşadığımız gerçeğini.

bu durum sizi de etkiliyor mu mental olarak ya da kızıyor musunuz, üzülüyor musunuz? yauv arkadaş bak akşam oturmuşsun, maç izliyorsun, ne güzel. iki saat kafanı dinle, keyifli vakit geçir... yok. konu bi şekilde türkiye'ye bağlanıyor. lan böyle hayat mı yaşanır? ben mi abartıyorum, sizin görüşleriniz nedir?

hayır bu duruma ses çıkarsak ne olacak abi, sokağa çıksak hapisteyiz zaten. ben mesela, beni az çok tanıyorsunuzdur çoğunuz, allah aşkına ben mücadele edip kendimi geliştirsem ne olur? yılbaşı videosundaki dayı gibi, "şu adamın tipine bak allah aşkna bu nasıl yeni yıla girecek" hesabı, yani neyi kovalıyoruz bu kadar gerçekten anlamıyorum. neden hepimiz sanki €3000 maaş varmış da bize verilmiyormuş zihniyetiyle yaşayıp sinir hastası oluyoruz ki?
0
der meister
(08.01.22)
Evet, ben bu olaydan coktan biktim. Her gun "burada durulmaz ya" tipleri goruyorum. Ben muthis bir yer burasi demiyorum ama hepimiz bu ulkedeyiz, hepimiz bu ulkenin durumunu goruyoruz, biliyoruz, birebir yasiyoruz zaten. Daha neyi kime bininci defa anlatiyorsun? Herkes her seyin farkinda. Bildigimiz seyleri bininci defa duyunca mutlu olmuyoruz, anlayin artik. Hep sikayet, hep sikayet.
0
hlot
(08.01.22)
gören bilen insan ister istemez kıyaslıyor aslında üzüldüğünden ama o an için toksiklik oluyor biraz evet.

ama pek bilmeyen sallamayan insanlar zaten bunu yapmıyor. trde mutlu onlar. "başka ülkede yaşayamam" kafası.

emin ol onlarla da sen anlaşamazsın.

bilmenin laneti.
0
AlsterWasser
(08.01.22)
şöyle söyleyeyim. otuzlu yaşlarında işinde iyi yerlerde olan çiftiz. yaşıtlarımızın avrupa'daki yaşam standartlarını biliyoruz. her birimizin maaşı 1000 usd etmiyor şu an. hangi ülkede iyi üniversite mezunu, alanında iyi eğitim almış kalifiye gençler 1000 usd altında para alıyor? benim 2 dilim var, ikimiz de ingilizce biliyoruz. şu an avrupa'da hizmet sektöründe part time çalışan adamın maaşını alıyoruz. araba alamıyoruz, tatile çıkarken kırk kere düşünüyoruz. bu şartlar altında nasıl kıyaslama yapmayabiliriz ki?

daha yeni arkadaşımız almanya'ya gitti çalışmaya. burada karı koca it gibi çalışarak kazandıklarının iki katını sadece bir kişi çalışarak kazanıyorlar. bu reva mı bu gençliğe?
0
wild honey suckle
(08.01.22)
Güzel başlık olmuş. Gidebilen ya da gitmeyi tercih eden gidiyor zaten.

Bazı konularda "benchmark" gibi belirleyip kıyaslamak doğru olabilir gösterge açısından, atıyorum ülkelerin insani gelişmişlik endeksleri ya da gayri safi yurtiçi hasılalarını bu yeri gelen bir konuda genel fikir vermesi açısından kullanılabilir. Bazı konuların bizi zorladığı, hayat kalitemizin de düştüğü doğru çeşitli nedenlerle. Ama bunu sürekli "yurtdışı da şöyle süper, insanlar şöyle geziyor, şöyle partiliyor, şu kadar euro kazanıyor, herkes hep musmutlu, hayat da tozpembe" gibi argümanlarla savunmak bana da yüzeysel, amiyane tabirle de "goygoy" geliyor.
0
dreamnesiac
(08.01.22)
valla ben de biktim,
bizim sorunlarimiz var ama bunu cok dile getiren cevremdeki tipler, almanya'da falan sosyal yardim parasiyla gecinmeyi hayal ediyorlarmis gibi.

ya da bir doktorun burada durulmaz demesini anliyorum, hak veriyorum ama benim mal kuzenim almanya'ya gidecem ben de diyor, daha uyduruk özel üniversitesini bitirememis, kendine faydasi yok.
0
Coma
(08.01.22)
etkilemiyor. gençliğin verdiği çiğlikle konuştuklarını düşünüyorum.

23-24 yaşlarında ben de ülkede her şeyin berbat olduğunu düşünüyordum. türkiye'de asla mutlu olunamaz havalarındaydım. ya siyah ya beyazdı her şey. rigid karakter de diyormuş buna psikiyatrlar, olumsuz manada tabii. yaşlandıkça o sivri köşeler yumuşuyor.

türkiye gayet sorunlu bir ülke ama güneşli bir güne uyanmak ülkelerin sınırlarından bağımsız güzel. ya da dediğiniz gibi bira eşliğinde maç keyfi. ufak tefek anların kıymetini bilmek de yaş almakla gelişebilen bir özellik galiba.
0
adse
(08.01.22)
arkadaşlar bazılarınız beni yanlış anlıyorsunuz. kıyaslamayalım, iyisini istemeyelim demiyorum. inanın bu konuda en çok üzülen, bunu en çok kafasına takan insanlardan biri benimdir. sevgilim yabancıydı, en yakın arkadaşım yabancı, yani sürekli görüyorum bunları; üstelik türkiye'de de durumum iyi filan değil, belki mental olarak bundan en çok etkilenen gençlerden biriyimdir.

benim bahsettiğim şey bunun SÜREKLİ ön planda tutulması. oturup çay içerken bile konunun yabancı ülkeye gelmesi. benim anlamadığım kısım burası. la insan su içerken bile "isviçre dağlarından gelen suyu içiyor olabilirdik" der mi mesela? 7/24 buna maruz kalmak zorunda mıyız? ben bundan bahsediyorum. yoksa türkiye'de yaşayıp durumuna üzülmeyen gencin aklına şaşarım, orası ayrı mesele.
0
🌸der meister
(08.01.22)
Valla beni bunaltmiyor cunku haklilar. Hani mesele surekli bir kiyaslama meselesi degil sadece, ister istemez kafa ona gidebiliyor bazen.

'bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir '

Demissin mesela. Ben soyleyeyim, ulkede surekli olarak biraya/alkole zam geliyor. Bir kutu bira bile artik oldukca luks kategorisine girmis gibi. Hal boyle olunca yani neredeyse devamli alkole zam haberlerini duyunca ister istemez algida secicilik devreye girebiliyor bazen. Adam belki o kareye kadar mutlu mutlu maci izliyordu ancak o kareyi gordukten sonra istemsizce akli yine biraya, fiyatlara, vergilere, zamlara gidip en son o cumleyi kurar hale gelmistir.

Bir de o tur mesaji yazanlarin 7/24 sanki sikayetcilermis de hic zevk almiyorlarmis gibi yasadiklari sonucuna nasil vardin onu da anlamadim. Dedigim gibi adam da her seye ragmen oturup keyif almak icin maci izlemeye baslayip en son ister istemez o mesaji yazmis olabilir. Sirf o mesaji yazdi diye hemen sanki surekli ayni tutumu takiniyorlar gibi dusunmen yuzunden bence abartiyorsun.

Hatta sende de algida secicilik yine devreye girmis gibi. Sen de surekli olumsuz yorumlara odaklaniyor gibisin.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
kesinlikle aynı fikirdeyim.

gavur okulu diye tabir edilen liselerden birinden mezunum.
yani "bilmeyen"lerden değilim kesinlikle.
birçok arkadaşım ülke bu hale gelmeden eğitim için yurt dışında okudu, bazısı kaldı, bazısı döndü.

"türkiye bir mühendis kaybetti, abd bir pizza delivery guy kazandı" temalı şeyleri gördükçe içime fenalık geliyor artık.
gitmek isteyen elbette gider ama her giden de bilmem kaç bin dolar maaşla, x şirketinde iş bularak gitmiyor.
diğer yandan, herkes gidip x bir ülkede servis şoförü ya da delivery guy olmak istemeyebilir, bunun bilmemekle alakası yok.

esg biraz eğitimli, ekonomik olarak orta ama sosyal-kültürel anlamda orta-üst sınıfta olan insanların yurt dışına akademisyen olarak bile gitse göçmen olduğunu ve bunun da çok tercih edilesi bir şey olmadığını söylediğinde linç yemişti, ki kendisini bazen antipatik buluyorum ama bu konuda haklı bence de.

belki yaşım gereği bazı şeyleri daha sakin karşılıyor da olabilirim ama hayat boyu bir ülkede göçmen olarak yaşamak o kadar da "muhteşem" bir şey değil.

lüzumsuz bir karşılaştırma trendi ve "yurt dışına gitmek lazım abi yea" havası var.

çocuğunun adını bile yurt dışına yollamak üzere türkçe karakterli koymamak falan...
sanki dünya şimdiye kadar türk adı görmemiş, kimse yurt dışıyla veya yurt dışında iş yapmamış gibi.

hayatımızın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağız ve buna mahkumuz diye düşünmek genelde bu dönemde doğmuş ve/veya büyümüş insanlarda var.

afganistan gibi aşırı örnekler dışında, elbet her dönem geçer, yerine yenisi gelir.
ki afganistan için bile bu bir dönem, elbet bazı şeyler onlar için bile değişecektir.

biraz da soğukkanlı olabilmek lazım.
bunların anlamı yok, bunlar kendileriyle birlikte insanları aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.

haklılar mı, evet?
ben de araba istiyorum, alamıyorum.
ama bu ülkede her ekonomik kriz çıktığında yurt dışına gitmeye kalksak, benim bu üçüncü olacaktı mesela.
bu sene alamazsın, iki yıl sonra alırsın.
bu durumu düzeltmek için toplum olarak doğru seçimler yapmak, sağlam durup psikolojiyi çok yıpratmadan sabırlı olmak dışında yapılacak bir şey yok şu anda.
çünkü bu işlerin toparlandığı bir dönem de gelecek, o zaman ne olacak?
"yaşasın, canım ülkem!" mi olacak?
bugünden şikâyet etmek güzel de, biraz da yarını düşünerek konuşmak lazım bence.
yani ülke yönetimiyle ülkenin kendisini karıştırmamak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Haklı oldukları için onlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece fakirlik de değil ülkenin sorunu. En kılcal damarına kadar kötülükle, insanların mutluluğuna karşı bi zihniyetle dolmuş durumda.

Ya en basiti, kaldırımda yürüyorsunuz biri gelip bıçaklayabilir. Ya da bir partinin gençlik kolları başkan yardımcısının arkadaşı size arabayla çarpar, ölürsünüz kendisi hiçbir sorun yaşamaz. Böyle boktan bir ülkede kim neden yaşamak istesin allah aşkına doğru değil mi bunlar?

Yurtdışına gitmemiş olmamın tek sebebi zaten haber falan izlemesem süper imkanlarımın olması ve şimdiki işimde kendimi geliştirme özgürlüğümün yüksek olması. Şimdi gitsem alacağım €60000 falan, seneye bir üst pozisyonda gidip çok daha fazla alırım diye bekliyorum.
0
aguen
(08.01.22)
Psikokulturel olarak asiri ice donuk, kendi toplumunu dunyanin merkezinde gorme egiliminde bir toplum olarak, iyi veya kotu her seyin sadece Turkiye'de oldugu sanrisi var. Surekli soyle seyler okuyorum:
- Ev fiyatlari cok yuksek. Bir ev almak icin 10 yil kredi altina girmen gerekiyor. Turkiye iste ah...
- Yurtdisinda doktorlar hic kaba degil, bir tek bizim doktorlarimiz boyle.
- Ulkenin esnafi sahtekar. Duzgun black friday indirimi yok. Once fiyarlari arttirip sonra dusuruyorlar, aslinda indirim falan degil.
- [Bunu direkt kopyaladim] bizim ticaret kültüründe gerekirse çöpe atılır mal. ama son kullanma tarihinden önce sikseler indirim yapmayı düşünmezler.
- [bu da direkt alinti] arkadaslar turkiye'de cevreniz kadar adamsiniz malesef

Dedigim gibi cok ice donuklukten ve/veya dunyanin geri kalanina asina olmamaktan olsa gerek her seyin en iyisi (ornek: yemekler. yemek kulturu bir tek Turkiye'de var) ve en kotusu Turkiye'de. halbuki ne alakasi var, yukarida yazdigim her sey tum ulkelerde yasanan seyler, ki bazilarinda Turkiye dunya ortalamasindan iyi bile olabilir. Yukaridaki cevaplarin bazilarinda da gene ahlaksizlik, sahtekarlik, yozlasmislik sanki bir tek turkiyedeymis gibi konusulmus.
0
hot potato
(08.01.22)
bunaltıyor da kendim gidemediğim için ve gitmek için daha çok çaba harcamam gerektiğini hatırlattığı için bunaltıyor. bir de sosyal medyada şöyle bir durum var, olumlu şeyler daha az yazılıyor bence. insanlar çevresindekilere sürekli şikayet edemeyeceğinden sosyal medyada yazıp rahatlıyorlar. benim hesabım öyle günlük hayatta sürekli bunu konuşmadığım halde. kısaca, onlar da haklı sen de haklısın.
0
curious mind
(08.01.22)
Bunaltıyor. Genelde bunları yazanlar Z kuşağı. Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanıyorlar. Bilgiye tamamen kapalılar. En çok da doktorların yurtdışı muhabbetinden bıktım diyebilirim. Sanki dünyada ülke kalmadı da Almanya Türkiye'den gelmek isteyen bütün doktorları alacak. Başka Avrupa ülkelerinden tut Çin ve Hindistan'a kadar herkes en iyiyi istiyor.

Bir de gidebilen kişi zaten gider. Konuşmuş olmak için konuştuklarından bunaltıyorlar açıkçası.
0
garylineker
(08.01.22)
bunaltıyor. ek olarak ''x ülkesi yeni bir su ürünleri mühendisi kazandı'' muhabbeti de çok bunaltıyor.

15 sene kadar önce bir arkadaş grubuyla birlikte yurtdışına taşındık, aramızdan ara sıra türkiye'ye geri dönenler oldu ama memnun olmalarına rağmen resmen peer pressure yüzünden yurtdışına geri döndüler.''yurtdışından taşındım'' dediğinde bahsettiğin ülkeye 2 gün kahve içmeye gelmiş insanlar sana hayatının hatasını yapmışsın gibi davranıyorlar çünkü.

ve bu yorumlar insanları kötü etkiliyor, sadece türkiye'de yaşadıkları için mesleklerinde asla başarılı olamayacağını düşünen insanlar görüyorum. aynı şey herhangi bir uğraş, hobi, hayata dair bir hedef için geçerli.

son olarak bu tarz siyah-beyaz ayrım yapan insanların kafasında yurtdışı neresi onu da anlayamıyorum. sydney ve cagliari'deki hayatı aynı görecek kadar yüzeysel bakmak maalesef bu şehirlerden de zevk alamamakla sonuçlanır diye düşünüyorum.
0
william morris
(08.01.22)
Kesinlikle katılıyorum ben aşırı sıkıldım ve böyle düşündüğüm için kendimi tuhaf hissediyordum. Ancak burada aynı fikirde olanları görünce bir nebze rahatladım.

Genelde her konuyu yurtdışına bağlayan kişilerin yurtdışında uzun süreli hiç yaşamamış insanlar olduğunu farkettim. Yurtdışında ekonomik refah, düşünce özgürlüğü vs muhakkak daha fazla. Yurtdışında yaşamak kötü demeyeceğim gurbetçiler gibi. Ancak uzun süreli yaşamayan insanlar home sick olmanın, başka bir ülkede ne kadar oralı gibi olursan ol yabancı olmanın ne demek olduğunu tatmamışlar. Bu yüzdendir ki gözlerinde çok büyütüyorlar.

Bir de sürekli Avrupa'dan bahsedip kendini o standarda çekememiş insanlar var ki benim en ciddiye alamadığım kesim. Tribünde bira içmek istiyor fakat çöpünü muhtemelen yere atacak. Turist olarak gittiği yerde bile kendini belli ediyor ancak yurtdışında yaşamak istiyor. Önce burada faydalı olamamış ki yurtdışında olsun.
0
mysticriver
(08.01.22)
bazısının sıkıntıları var. konusu bile açılmadan, sana öfkelenerek, zaten ülkeden gideceğim diyenler var muayenehanede.

bazısı çoluk çocuk

ateşi ilk yakanlar da gazeteci/siyasetçi yanında çalışan çömezler heralde.
nihayetinde 3 kenar internet gazetesi aynı konuyu manşete çekti mi, o konu gündem de yer ediyor. bu yol su yemek olarak geri dönüyor muhakkak.
0
comp
(09.01.22)
dostum kesinlikle haklısın, bence bunun sebebi şu: eskiden insanlar yurtdışına çok daha kolay gidebiliyordu. yurtdışına öğrenci olarak, turist olarak vs gitmek çok daha kolaydı. giden insanlar, orada da insanların bir takım sıkıntılar çektiğini, oranın da kendine göre zorlukları olduğunu görüyor, tecrübe ediyordu, dolayısıyla evet burası zor ama orası da beni altın kaşıkla beklemiyor, orada da farklı bir zorluk var şeklinde bir tecrübe ediniyordu. şu anda insanlar gidemiyor, turist olarak bile tecrübe edemiyorlar. instagram'dan, youtube'dan edinilmiş bir yurtdışı tecrübesi var, içerik üreticileri de, paylaşım yapanlar da takipçi kasmak için her şeyin inanılmaz güzel olduğu bir hayali satıyor. yurtdışının zorlukları, kötü yanlarını gösteren bir video, genel narrative'a aykırı olduğu için izlenmiyor bile, arada kaybolup gidiyor. bir de yurtdışını gidip de bu ülkeden nefret eden insanlardan öğreniyorlar, ya adam gitmiş, burayla derdi bitmiyor. sal abi şu ülkeyi. evet burası bok gibi bir yer, sen de müthiş bir hayat yaşıyorsun. allah daha iyi etsin de sal kardeş şurayı.

tabii ki kıyaslanacak, tabii ki daha iyisi istenecek. tabii ki ülke olarak geliştirmek zorunda olduğumuz çok şey var. ama şu kuru kuruya "gidicem lan ben de gidecem, aslında siktir olup gitmek lazım abi" muhabbetinden ben de sıkıldım. burada akademisyen olacağıma orada dönerci olurum. ol kardeşim. ya ol ya da muhabbetini etme artık, yeter bıktık yani. bunlar kişisel tercihler, ülkem için giden tecrübe kazanan da iyi, gitmeyen kalan da iyi. ama bu kadar çok anlam yüklemek gerçekten bıktırdı.

bak mesela bir örnek vereyim; arkadaşlarla konuşuyoruz abi senin araba burada 500 bin tl orada 20 bin euro. evet kardeşim doğru. burada 3 sene kredi ödüyorsun aracının değeri döviz bazında bile benzer rakamlarda kalabiliyor. almanya'da 20 bin euroluk araç 3 sene sonra 5 bin euroya düşüyor. bu aracı sürmek için yılda 5 bin euro çöpe atar mısın? cevap, aa öyle miymiş. e işte diyorum ya, kolay olana inanmak dışında bir olayımız yok tc millleti olarak.

almanyaya göç etmeyi hayal ediyor adam. tamam çok güzel. yahu iki kelime almanca öğrenmemiş. lan internetten aç okursun, iki adım atarsın hayalin için di mi. yok abi. hasbelkader giderse de yerel halktan bağımsız bi getto kurmaya çalışıyor kendince. gittiğinde bile gittiği ülkeden izole kalmayı başabilen bir milletten ne bekliyorsun?

neyse yani insanlar özetle mutsuz. mutsuz olmakta haklı sebepleri var. bu sebeplerin bir kısmı ülke ve ülkenin yönetimiyle alakalı bu da %100 doğru. ancak bir kısmı da kişinin kendisiyle alakalı. insanların çoğu da suçu karşı tarafa atıp kendileri bir şeyleri iyiye götürmek için bir çaba göstermiyor. 20 ülkeden fazla gezmişimdir, mesela ben sokakta rastgele biri tarafından bıçaklanabileceğimi gerçekten kafaya taksam, anında psikoloğa giderim. bunun burası ile alakası yok, kendinde bir psikolojik problem var bunu çözmen lazım. ya da maddi olanaklar evet kısıtlı, daha çok kazanmak için ne yapabilirim? yabancı dilin var mı? yaptığın işin önü açık mı? kariyerin daha nereye gidebilir? bunları konuşmaktansa abi dönerci olacaksın var ya mustang'e bineceksin geyiği yapmak daha kolay oluyor, acı ama gerçek.
0
roket adam
(09.01.22)
Bu sinir bozucu olsa da normal bir davranış. Bugün 20'li hatta 30'lu yaşlarında olan insanlar kendilerinden önceki jenerasyonlardan farklılar. Türkiye'nin 2000'ler öncesi yaşadıkları ekonomik ve siyasi çalkantılarda, o dönemin gençleri şimdiki kadar imkana sahip değildiler, dertlerini çekerken Almanya'da, Amerika'da vb. nasıl hayatlar yaşandığını, akranlarının nasıl fırsatlara sahip olduğunu an be an görme imkanları yoktu.

Bugün ise haberlerle, sosyal medyayla, arkadaşları vasıtasıyla vb. dünyadan haberdar olmayan 35 yaş altı kimse kalmadı. Üstelik bu insanların tamamı 10-15 yıllık ekonomik büyüme dönemini, görece stabil döviz kuru zamanlarını yaşamış; bu sayede belki sosyal seviye atlamış, kariyer yapmış, yurtdışı görmüş hiçbiri olmasa yine evinde, cebinde interneti olan insanlar. Bir ekonomik ya da siyasi kriz yaşandığında kendi bilgileri dahilinde yurtdışındaki insanlara bakmaları, onlara öykünmeleri normal. Burada tabi ki bazı çıkarımlar çok yüzeysel ve "Yurtdışı" hiçbir sorunu olmayan, her şeyin mükemmel olduğu adeta mitolojik bir noktaya da çıkartılıyor ama insanların "Demek ki kaderimiz bu" demektense "Ulan millet ne güzel yaşıyor, bizim neyimiz eksik" demesi daha iyi, belki hemen olmasa da orta-uzun vadede bir şeyleri değiştirir.

Tabi diğer bir etken de insanların yorgunluğu. Bugün sokak röportajlarına bakarsanız 8 yaşında çocuklar bile dolar kurundan, faiz oranından falan bahsediyor. Bu gündem çok yorucu ve insanların olmayan umutlarını daha da tüketiyor. Bu noktada insanlara suç bulamıyorum çünkü bu yönetimsel bir tercih. Bugün güdülen siyaset partilerin kitlelerinin politize olması üzerine. İktidar istiyor ki tüm seçmen kitlesi konsolide olsun, her an her politikasını savunsun. Ha keza muhalefet de insanların tepkilerinin canlı kalmasını istiyor... Bu durumda her konunun siyasete çıkması, o tartışmaların da bir noktada "Ulan yurtdışına bak adamların kafası ne kadar rahat" seviyesine gelmesi bence normal. Ülke sadece ekonomik ve siyasi değil, mental açıdan da zor zamanlardan geçiyor.
0
salihdt
(09.01.22)
Ben de gitmeyi düşünüyorum ama başka çarem olmadığı için. Yazılımcı olmuş olsam, doktor olmuş olsam gitmeyi düşünmezdim. Uzman doktorun maaşına yakın bir para kazanabilmem mümkün değil mesela.

Dil bilmeyip falan gideceğim diyen tipler de var. Bunlarla muhabbet insanın modunu düşürüyor açıkçası. Evlenmiş, çocuk yapmış buna rağmen kafasında gitme hayalleri falan. Yapılmaz değil yapılır ama çok zor iş gerçekten.

Anadolu'da okumuş hiçbir dersi ingilizce almamış bir doktorun gittiği ülkenin dilini ana dili gibi konuşabilmesi lazım. Ayrıca gidilecek ülkede en azından bir diploma almış olmak çok önemli. Bu işleri araştırmış biri olarak söylüyorum bunları.
0
antropolog
(09.01.22)
Ben de imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışırım hep ama sorun şurada imkanlar günden güne daralıyor, kendimizi birazcık iyi hissetmek için yapacağımız şeyler yine ülkenin durumu kaynaklı bir yerlere tosluyor.

Ben kendi adıma yurtdışında hiç yaşamadım, 1-2 haftalık tatiller dışında herhangi bir ülkeyi tecrübe etme şansım olmadı ama ben de ister istemez şöyle bir kıyaslama yapıyorum, 10 sene önce 20 sene önce son derece rahat yapabildiğim şeylere bugün ulaşamıyorum, sadece maddi anlamda da değil, zihniyet değişti, çevre değişti ve günden güne kendimi bu yeni insanların bulunduğu yere ait hissetmez oldum, sürekli bu durumla yüzleşmemek için hayatımı daraltmak durumunda kaldım, bu tutumun da bir maliyeti oluyor ve insan bunalıyor, bunalınca da içinden atmak istiyosun.

O nedenle bu tarz yazılara denk geldiğimde çok da bunalmıyorum ve anlıyorum yazan kişinin duygularını, zaman zaman olumsuzluk duymaktan sıkılsam da, ortada hiç sorun yokmuş gibi yaşayanlar, bir nevi mış gibi yapanlar beni daha çok bunaltıyor, ha gerçekten aşmış olanlara bir dediğim yok onlara ancak imrenirim ama ‘hep olumlu olmalıyız’ durumu da beni boğuyor.
0
(09.01.22)
Yani insanlar tükendiği ve inanılmaz mutsuz olduğu için anlayışla karşılıyorum, ama kendimi uzak tutmaya da çalışıyorum bu sohbetlerden.
Beni daha çok sinir eden şey bilmedikleri konularda yurtdışı guzellemeleri yapmaları insanların. “Ya zaten avrupada herkes X” “devlet Y yapıyor” falan gibi olmayan artık nerden de duyuldugu belli olmayan garip idealler yaratıyorlar. Bu memleketlerde taciz, tecavüz, ırkçılık, dolandırıcılık, suç, saçma politikacılar, cinsiyetçilik yokmuş gibi. Ha bizdekinden iyidir kötüdür bakın bununla ilgili bir şey demiyorum. Kastettiğim buraların masalsı harikalar diyarı olarak yansıtılması. Yani Amerikadan guzellikler diyarı diye bahseden birine “hmm, tabii orda da ırkçılık var” falan deseniz “ya bırakıcaksın ırkçılığı” diyorlar mesela. E bu nasıl bir arguman? Ne demek ki bu?

Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben bu spektrumun diğer ucundayım. İki sene kadar önce Turkiyeden tasındım. Ustumdeki tek baskı “hayatın tadını cıkarma” konusunda. Herkes surekli “sen neyse ki kurtardın kendini” diyorlar, hep bir refah ve mutluluk baskısı. Türkiyedeki insanlarla olan iletisim dönüp dolaşıp “bizi de aldırsana ehuıehueh” şakalarına geliyor. “Bizim çocuk da biraz buyusun yanına gonderelim” gibi garip soylemler. Erkek arkadasım da bazen “beni de kurtar burdan ya” falan diyor yarı ciddi. Yahu evlenmeden oturma izni olmuyor yaşadıgım ülkede, insanların karısına kocasına bile vize çıkmadı iki senedir, e hadi getirdim buraya ne iş yapılacak? Vs derken birden kendinizi sırf yurtdışına gittiğiniz için hazır değilken evlenip çok da tanımadığınız iki çocuğun sorumluluğunu alma ihtimalini düşünürken buluyorsunuz. Olacak iş değil de, bahsettiğiniz sohbetin diğer yönünü anlatmak için soyledim. Kimse de fikrimi sormamıştı gerçi, sorry.
0
sopiro
(09.01.22)
(10)

Otoyollarda ortalama hızınız kaç?

avatar is back
Anadolu otoyolunda mesela (ya da diğer otoyollarda) ortalama kaçla gidiyorsunuz? Daha önce hiç uzun yol yapmadım. 450km yapacam. Google 5 saate yakın diyor ama ben heralde 120’yle daha çabuk giderim dedim. Daha hızlı gidiyor musunuz? 140’ları 150’leri falan ortalama alıyor musunuz yoksa çok nadir mi
Anadolu otoyolunda mesela (ya da diğer otoyollarda) ortalama kaçla gidiyorsunuz? Daha önce hiç uzun yol yapmadım. 450km yapacam. Google 5 saate yakın diyor ama ben heralde 120’yle daha çabuk giderim dedim.

Daha hızlı gidiyor musunuz? 140’ları 150’leri falan ortalama alıyor musunuz yoksa çok nadir mi o hızlara çıkıyorsunuz?
0
avatar is back
(08.01.22)
yoluna göre değişir. paralı yollarda gidebildiğim kadar hızlı gidiyorum. bazı yollar 120 ile gitsen bile bitmiyor. üzerine illaki çıkılıyor, limitörü çok gördüm.

ilk kez uzun yola çıkacağınızdan dolayı yolu bilmediğinizi var sayıyorum. 120 km hıza ulaşmayın bile. çünkü türkiye yollarında ansızın hayvan çıkabilir, çukura veya su birikintisine girip kaza yapma olasılığınız yüksek.
0
false pretension
(08.01.22)
Yoldaki hız sınırlarına uyarsanız hem ceza yemezsiniz, hem de güvenli seyahat edersiniz.
0
John Bloor
(08.01.22)
132'yi geçmiyorum, bildiğim yollarda 120-132 arasında seyahat ediyorum. İki sebeple;
1.si devlete para kazandırmak istemiyorum.
2.si kullandığım aracın daha üstü hızlarda beni koruyacağına inanmıyorum.

Otoyollarda gişe, mola ve trafikten dolayı ortalama hızınızın 120 olması için çok sık 140 üstüne çıkmanız lazım. Türkiye'de genel olarak otoyolda ortalama hız 100 civarlarında. Google o sebeple 5 saat vermiş.
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(08.01.22)
132'yi geçmem. Tabela 50 derse de 53'ü falan geçmem kuralları beğenirsiniz beğenmezsiniz ama gerekli olduklarını düşünüyorum, dandik bir kazada ölmeyecek kadar değerli bir canım var.
0
aguen
(08.01.22)
kişiden kişiye değişiyor.
Ben hız sınırını asla geçmemeye çalışıyorum. Hem ceza yemek istemem hem de Dünya'nın binbir türlü hali var, birisi yola atlasa, öndeki arabadan düşse, göktaşı çarpsa ben 130 değil 140'la gidiyorum diye birisine zarar verirsem vicdanım beni mahveder.
20 dakika erken çıkıp hız sınırını aşmadan gidin bence.

Tüm yol için ortalama kilometre hesaplarken 120'yle hesaplamak pek doğru olmaz çünkü gişelerde duruluyor, tünellerde yavaşlanıyor, mutlaka tuvalet-su içme için duruluyor vs.
Hep 150 km hızla bile gitseniz tüneldi, gişeydi, virajdı, sol şeritte yavaş giden arabaydı derken ortalama hızınız çok daha düşük olur
0
michael_knight
(08.01.22)
normal şartlar altında 120-130 civarında gidiyorum. kurallara uyarak gidiyorum genelde, o kadar acayip bi acelem yok. tünellerde falan yavaşlarım yani mesela.

hız sınırlarını aşıyorsam da 140-150 için aşmam, 190-200'leri bulurum ama hem aşırı benzin harcıyorsun hem ceza hem ölüm hem de birini öldürme riskin var. mallık yani ama bir iki kere yapmışlığım var. bana kalırsa 140-150 ile gitmek hem ceza riski hem de ceza riski + yakıt/performans açısından aşırı saçma. 140 ile gideceğine 130 ile git insan gibi. karadeniz otoyolunda bir hayvana çarptım mesela durduk yere, hızlı gidiyor olsaydım kesinlikle ölmüştük, tr yollarında ne olacağı belli olmuyor.
0
roket adam
(08.01.22)
Hız sabitleyiciyle 133 km/saat hıza kurar giderim. GPS ile ölçtüğümde 129 gösteriyor, hala yasal limit içindeyim.

Aşırı pahalı otoyollardan (Kuzey Marmara, İzmir Otoyolu) birindeysem, ve 5-6 araçlık bir konvoy halinde 160-170 giden birileri varsa peşlerine takılabilirim. Ama tek başına bir araç olarak bunu yapmam.

Zira otoyollarda köpek, kedi, bazen domuz gibi hayvanlar çıkabiliyor. Ya da birileri aniden sol şeride atlayabiliyor. O yüzden riskleri göğüsleyecek önümde en az 3 araç olmalı. Hem görünürlüğü de artırmış oluyor.
0
kaptankedi
(08.01.22)
bos ve 3 -4 seritli otobanlarda 130-140 ile gidiyorum ama kontrolluyumdur. bassam 150 falan da yapar ama kendimi max 140 ile kisitliyorum. aracim da 150 uzerinde pek guven vermiyor zaten.

450 km yok cok uzun bir yol degil. bos yollarda arabam nasilsa kaciyor diiye abartmadan orta seritten devam edin. guvenlik onemli. o yuzden 120-130 max iyidir.
0
exlibris
(08.01.22)
Artık yakıt maliyeti de önemli bir kriter. 90-100’de 5,5; 120-130’da 7; 150-160’ta 10 litre/100km gibi ortalama yakıt tüketimi de benim için önemli kriter. Ayrıca ilk uzun yol tecrübesi için bir yoldaş bulmanız çok avantaj sağlar. Bla bla car vb uygulamalarla birilerini bulabilirsiniz. Hem masrafa hem yolculuğun katlanılır olmasına katkısı olur
0
sagini solunu bilmez cahil
(08.01.22)
131 ile başlıyorum, mesela saat 17.15 varış saatimken yarım saat mola verdim diyelim, tekrar yola çıktığımda 17.45 gösteriyor. Varış saati 17.15 gösterene kadar 180-200-220 gidiyorum. 17.15 olunca tekrar 131’e dönüyorum. Sonra mola verirsem, aynı taktik devam.

Bu zamana kadar bir kere bile ceza yemedim.
0
gabe h coud
(08.01.22)
(16)

freelance çalışanlar nasıl sosyalleşiyor?

dafuq
veya sürekli home office çalışanlar.bu tarz çalışmanın sosyal yaşamınıza etkisi nedir?
veya sürekli home office çalışanlar.

bu tarz çalışmanın sosyal yaşamınıza etkisi nedir?
0
dafuq
(08.01.22)
Freelance degilim ama home officeim.

Sosyallesemiyorum. Kiz arkadasim olmasa kafayi yerim.
0
floydian
(08.01.22)
Freelance olmayan homeoffice çalışanım 2017'den beri. Floydian+1 sosyalleşemiyorum. Ortak çalışma alanı veya arkadaşların ofislerine yancı olmayı düşünüyorum arada bir.
0
curukturpkokusu
(08.01.22)
homeoffice, sosyalleşemiyorum +1

işten başka sosyalleşme ortamımız yokmuş resmen, ne acı.
0
akil kupuru
(08.01.22)
ofissizler diye bir oluşum vardı, farklı meslek ve disiplinlerden freelance çalışan insanlar bir araya gelip ortak bir mekanda çalışıyorlardı, pandemide ne yaptılar sekteye uğradı mı bilmiyorum fakat bi araştır istersen
0
freebird5406_2
(08.01.22)
Geçen sene "adı üstünde iş arkadaşı, arkadaş değil" cümlesini kurmuş biri olarak şimdi hem ayrıldığım hem de işyerimiz kalıcı uzaktan çalışmaya geçtiği için ben de dertliyim :D

Haftada bir işyerinden birkaç kişi "iş çıkışı bar kültürü" bunu diriltmeyi planlıyorum. Board game'leri öğrenip oradan sosyalleşmek de istiyorum ama hem türk hem nerd insanlardan korkuyorum.
0
aguen
(08.01.22)
haftada belirlediğimiz bir gün ofise gidip, sonrasında da beraber içmeye gidiyoruz genelde. işteki kişiler kafa insanlar, beraber bir şeyler yapmak keyifli oluyor. bir de yine üniversiteden konuştuğum bir iki arkadaşım var, onlarla görüşüyorum.
0
sarahkerrigan
(08.01.22)
ha bi de geçen bi iş görüşmesinde home office çalışıyorum keşke ara sıra ofise gidebilsem deyince billur geçtiler. mesafe çok uzak tabii falan dedim, yoo bizim de burada çardağımız var horozlarımız var falan diyorlar.

ne full ev, ne full ofis. hybrid çok ideal geliyor bana şu an.
0
floydian
(08.01.22)
iş harici arkadaşlarımla görüşüyorum iş dışında. ya da karşı cinsle buluşmalar işte.
işten hiç arkadaşım olmadı zaten.

bi insanın tüm sosyalliği işten ibaret olmamalı ki zaten bence iş sosyallik değil.
0
jelly bear
(08.01.22)
Arkadaşlar Tinder Okcupid öcü değil. Eğer düzgün fotoğraf koyup amacınızı yazarsanız gayet de arkadaş bulabilirsiniz. Ben asıl arkadaş grubu kurmak için bir app bekliyorum böyle 5 kişilik gruplara karakter özelliklerimizle aday olup, gruba neler katabileceğimiz vs içe dönük dışa dönüklükle karma, her gruba en fazla 1 tane çapkın kadın veya erkek olsa. Bir grupta en fazla 1 adet sevgili gibi basit kurallar. Yok hiç basit değilmiş :) Ama bir nevi casting tadında keyifli olabilir. Çok seçici olduk, içinde farklı dinamikleri olan arkadaş gruplarımı özledim.
0
sadegazoz
(08.01.22)
yoga stüdyosuna kaydoldum, oradan arkadaş buldum. ama o olmasa sosyalleşme gruplarına girecektim artık ankara’daki activuss, friend active vs. (6 senedir home office)
0
inanna
(08.01.22)
Hayır bir de sosyalleşme uygulamaları berbat. Zamanında meetup kurdum, 7/24 elon musk paylaşıp grind mindset falan yazıp duran çöp insanların grupları vardı sadece ankara'da.


@sadegazoz Ayrılmamdan ve sevgilimden önce Tinder'dan tanıştığım 4-5 kişiyle hala arkadaşım, ama zaten en yakın arkadaşlarım da kadındı, çok yakın erkek arkadaşım yok resmen bir tane var. O platformlarda da standart arkadaş aramak için tercihlerini değiştirip gereksiz erkek flörtüne maruz kalmak istemez kimse :/
0
aguen
(08.01.22)
Pandemi sayesinde home office tadına baktım ve bırakamıyorum. Asla dönmek istemiyorum ve yavaş yavaş işe çağırmaya başlayacakları için remote iş arayışına girdim. Benim sosyalleşmeme eksi bir yönü yok hatta çok büyük artı. Mesai bitince hemen sahile iniyorum, 10dk sonra arkadaşlarımla buluşuyorum, yarım saat sonra sporda oluyorum. İşe gidiyor olsam tüm zamanım trafikte geçecekti. Yöneticimle de bu süreçte iletişimi koparmamak için iş çıkışı yemeğe çıktık hep. Sonsuza kadar böyle devam edebilir.
0
jazzabel
(08.01.22)
öncelikle normal ofis hayatına göre daha çok zaman var, bu zamanı yine insanlarla tanışmak için kullanmaya çalışıyorum. mesleğim için olan sosyal medya platformları, facebook grupları çok işe yarıyor. yine mesleğim ile alakalı olan her türlü etkinliğe katılmaya çalışıyorum, konunun ilgimi çekmesi çok farketmiyor. tanıştığım insanlara birlikte çalışabileceğimiz projeler veya gidebileceğimiz yeni etkinlikler öneriyorum, bu durumda genelde arkadaşlarını da davet ediyorlar, grup genişliyor vs.
0
william morris
(09.01.22)
Evden çalışıyorum, yazın mesela kız arkadaşım yoktu, sahilde sokakta muzik yapanlara katilmistim ben de soylemistim. Duyan geldi gören geldi derken kalabalik olduk.

Sonra ben bir arkadasla ayrildim beraber calip soyledik, yine kalabalik olduk.

E pek tecrubem olmasa da tinder falan yukledim ilk defa seks veya sevgililik dusunmeden. Bazi arkadaslarim oldu mesela sirf fotograf cekmek icin cikiyorduk, o konulardan sohbet ediyorduk.

Birisi pc oyunlarina sarmis mesela onunla sohbet sarmadi, benim yasim gecmis herhalde sacma geliyor artik yoksa oynarim 6 yasindan beri pc oyunu.

Hayvan haklari toplulugugu buldum onlarin etkinliklerine katildim, yeni insanlar tanidim.

Belediyenin veya meb'in ucretsiz kurslari oluyor ilgi alanlariniza gore. Onlara kayit olup cevre edinilebilir.

Ama kış + pandemi olunca sanirim zor olurdu yine belki meeting uygulamari imdadima yetisirdi.
0
ananiyimioguz
(09.01.22)
Biz de evden çalışıyoruz pandeminin başından beri. Yakın oturan birkaç iş arkadaşım var bazen beraber bir yere gidip çalışıyoruz, sonra da bir yere gidip içiyoruz, muhabbet ediyoruz. Bir değişiklik oluyor.

Açıkçası bir de bence yeni insanlar tanıma isteği ile halihazırda tanıdığın ve bir hukukun olduğu insanlarla berber olma isteği farklı. Ama biliyorum ki ilkini yapmadan ikinciye ulaşamıyorsun, büyük sorun gerçekten.
0
peki madem
(09.01.22)
2 yıl dolmak üzere. Artık kafayı yemeye başladığımı hissediyorum. Eski ofis arkadaşları da dağıldı. Zaten %90 evli herkes. Bir şey yapmak şart ama ne..
0
qwe35
(20.01.22)
(10)

Hep bir taraf daha mı çok sever?

meraklitursucu
İlişkide hep bir taraf daha mı çok sever sizce?
İlişkide hep bir taraf daha mı çok sever sizce?
0
meraklitursucu
(07.01.22)
Evit
0
photo85
(07.01.22)
Bunu tam olarak bilemeyiz bence. Biri diğeri kadar sevgi göstermiyor olabilir ama o kişinin bırakıp gitmemesi de bir sevgidir bana göre. Sadece görünür sevgiye odaklanmamak lazım. Bütün oklar o kişinin daha az sevdiğini gösteriyor olabilir ama belki o kişi sevgilisine böbreğini verecek sevgiye sahip. "Hep" diyemiyorum bu nedenle. Bir de ilişkiler canlı, sabit değil. Bazen biri daha çok sever, bazen de diğeri daha çok sever.
0
dissendium
(07.01.22)
Aslında hep bir taraf çok sevmiyor. Sevgiye aç olan kişiler, bunun farkında olanlar tarafından kullanılıyor. Gözlemlerim bu yönde. Bazen insanlar istenmediğini karşı tarafa belli ediyor ama ''çok seven'' taraf yalnız kalmak istemediğinden ilişkiyi bitirmiyor.
0
barguzhale
(07.01.22)
hiç şüphesiz evet. @dissendium'a şu konuda katılıyorum; her zaman aynı kişi daha çok seviyor değil. ilişkiler de evrim geçiriyor. örneğin bir erkek aylarca peşinden koştuğu bir kadın için dağları delebiliyorken, ilişki ilerledikçe kadın da seviyor ve belki de daha çok seven kişi oluyor. ilişkilerde zaman birçok şeyi değiştiriyor. ancak kesinlikle biri daha fazla seviyor.
0
ilgeru
(07.01.22)
Eşit olamayacağına göre hep bir taraf çok sever.
Limit önemli. Yani bekki birnyerden sonra kiminndahancok sevdiği önemli olmamalı. Önemli olan o sınırın üzeri mi altı mı
0
kisa
(07.01.22)
ayakları yere basmayan çok sever
öğrencek çok şeyi olan çok sever

taraflar denk ve birbirini tamamlıyorsa daha dengeli olur
karşılıklı adımlar atılır bu pazarlık değildir içten gelmeli
ve her şeyde ölçülü olunmalı
0
bir soru sorcam
(07.01.22)
Valla en son iliskimde ikimiz de birbirimizi 'eh iste' seviyorduk bence.
0
hot potato
(07.01.22)
Hayır. "Hep" diyemeyiz, iki tarafın da deliler gibi aşık olduğu ilişkiler çoğunluktadır. Ama değişiyor ilişkiler. Birbirini gerçekten çok sevmiş insanlar ayrılıyorlar, yani sorunuza net bir cevap veremeyiz.
0
aguen
(08.01.22)
Hayır, ama genelde bir taraf daha talepkar olur. O kişi daha çok sevdiğini sanır.
0
sadegazoz
(08.01.22)
Tabi ki, ama şunu biliyorum çok seven her zaman en çok üzülen oluyor.
0
bbb_1
(09.01.22)
(6)

Bu ücret normal mi?

south park in kapusonlu uyesi
Az önce 90 dakikalık ingilizce özel ders vermem için 60 tl teklif edildi. piyasa buna mı dönüştü?
Az önce 90 dakikalık ingilizce özel ders vermem için 60 tl teklif edildi. piyasa buna mı dönüştü?
0
south park in kapusonlu uyesi
(05.01.22)
Daha doğru dürüst ingilizce konuşamadığı halde çok iyi ingilizce biliyorum ders veririm diyen "arkadaşlar" (tanıdık? acquaintance?) gördüğüm için ücretlerin diplemesi normal. network yapıp kalitesini kanıtlayanlar çok uçuk rakamlar alıyorlar, kalanlar bu liselilerle düşük ücret rekabetine giriyor. (bence)


edit: bu miktarları mantıklı bulduğumdan değil. kimse de bilmeyenlerle rekabet diye düşmesin zaten mantıksız olur.
0
aguen
(05.01.22)
üni öğrencileri bile 1.5 saate 60 tl'yi kabul etmez. seviyenizi bilmiyorum ama çok komik bir teklif. rekabet çok ama 60 lira da değil yani.
0
rose parks
(05.01.22)
Cevremde saati 500e speaking yapan var.

90 dk 60 tl dersi gectim, hic bir aktivite icin makul bir ucret degil.
0
brkylmz
(05.01.22)
60 tl’ye 90 dakika uyu deseler uyumam öyle söyleyeyim.
0
ruhen hastayim ben
(05.01.22)
10 yaşındaki oğlum pratiği gelişsin diye yabancı bir hocayla zoom üzerinden ingilizce sohbet ediyor, 50 dakikası 50 lira şeklinde.

herhangi bir gramer, ingilizce konuları, naydır norlar yusd tubiler falan yok. olsa olsa şimdiki zaman, geçmiş zaman, gelecek zaman gibi basit tense'ler kullanarak naaptın neettin, kaçta yattın, kaçta kalktın, ne yedin, nereye gittin tarzı sohbet ediyorlar.

adam yabancı, çocuk 10 yaşında, gramer mramer yok, sade sohbet. 50 dakika, 50 lira. buradan oran orantılayın.
0
kibritsuyu
(05.01.22)
Ben özel matematik dersini 60 dakikası 250-350 tl arasında veriyorum. bir seferde en az iki ders alırlarsa 250 tl.
0
lancelot du lac
(05.01.22)
(18)

Köpekler neden hep kucuk çocuklara saldırıyor?

stavro
Dikkat ediyorum basibos kopek tarafından saldırıya uğrayanlar çoğunlukla çocuk. Bunun sebebini merak ettim. Cocuklar daha cok korkutugu için mi? Hani köpeklerin korkuyu algılama ve akabinde saldirma durumu var ya, kucuk çocuklar da daha cok korktugundan çoğunlukla onlar saldıriyw ugruyor belki diye
Dikkat ediyorum basibos kopek tarafından saldırıya uğrayanlar çoğunlukla çocuk. Bunun sebebini merak ettim. Cocuklar daha cok korkutugu için mi? Hani köpeklerin korkuyu algılama ve akabinde saldirma durumu var ya, kucuk çocuklar da daha cok korktugundan çoğunlukla onlar saldıriyw ugruyor belki diye dusundum. Haberlerde hic yetiskinin saldirya ugradiginu duymadım. Ssdecetbir tane haber hatirliyirum boyle, bir guvenlik gorevlisine saldirip oldurmustu adami 2 kopek. Onun disinda hep çocuk. Sabah radyoda bir haber duydum yine 10 yaşında cocuk.
0
stavro
(05.01.22)
cunku yetiskinlere gore daha kolay hedef. kucuk ve gucsuz.
0
lemmiwinks
(05.01.22)
Bir de yetişkinlerin kaçabilme/kurtulabilme durumları var. Beni de çok köpek kovaladı ama koşarak, kapalı bir yere sığınarak vs kurtuldum. ya da yerden bir taş alıp salladığımda vazgeçip onlar kaçtı. çocukların öyle bir şansı yok. dolayısıyla her kovalamanın sonu saldırı ile bittiği için daha fazla duyuluyor olması normal.
0
mustafakesekci
(05.01.22)
Boyut çok etkili. 170 cmlik bişeye hemen saldırmazsın ama 70cmlik çocuk daha kolay hedef.

Mesela bazı hayvanlar arkası dönük birini gördüğünde saldırma psikolojisine geçiyor.

Korkuyu hissetme olayı şöyle bence, korkan kişi çeşitli şeylerle köpeğe zarar verebileceği için köpek bu durumu anlarsa karşı saldırı yapıyor. Çocuklara olan saldırılarda durum bu değil, tamamen av psikolojisi var bence.

edit: blatta hiberna güzel bir açıklama yapmış eline sağlık, yüzlerinin yakın olması ve tehdit olarak görmesi mantıklı geldi doğru.
0
nhk ni youkosu
(05.01.22)
boyut zaten etken. köpek bakıyor gücüm yeter derse saldırıyor. sana bana saldırmayacak köpek aynı şartlar altında çocuktan üstün görüyor kendini.

AMAAAAA bir etken daha var. o da çocukların hayvanlara daha kötü muamele yapması. biraz fakir mahallelere falan gidin kafasına bir çocuktan taş yememiş köpek yoktur.
0
floydian
(05.01.22)
yetişkin biri höt diyebiliyor, yerden taş alırmış gibi (ya da direkt alıyor) yapabiliyor, arabanın üstüne çıkabiliyor, tekme savurabiliyor.

çocuk ise korkuyor. ya kitleniyor ya da kaçmaya çalışıyor.
0
barankovan
(05.01.22)
net birsey soylemek zor; ama kanitlanmis seyler uzerinden fikir yurutmek gerekirse.

duzgun egitilmeyen kopeklerin icgudu geregi hassas noktalari cok guclu oluyor. ozellikle alan korumasi ve fiziksel kontak. cocuklarda bu mesafe kavrami pek olmadigi icin risk teskil eden durumlara girebiliyorlar.
0
buenosdias
(05.01.22)
Muhtemelen sadece cok yaralandiklari icin cocuklar haber oluyor.
Bana her bisiklet surusumde saldiriyorlar ama haber olmuyoruz.
0
divit
(05.01.22)
divit +1
0
dreamnesiac
(05.01.22)
Köpeklerin sokakta olmasi zaten saçmalık ama çoğu köpek iste reaktif aslında. Arabaya havlama, bisiklete havlama, insana/cocuga havlama hep karakter sorunları köpeklerde. Sahipli olunca bunla uğrasabilirsin ama sahipsiz köpekte nasil olacak.

Divit ve buenosdias+1

Genel halk köpekten anlamıyor ama cocuklar daha da anlamaz. Köpek havlasa da köpeğe yaklaşan cocuklar var çünkü anlamiyorlar.
Buna ek olarak ya hastalik (bazi hastaliklar köpeği agresif yapabiliyor) ya da yıllardir sokakta yasananlarin getirdiği sorunlardan köpekler agresif olabiliyor. Bu noktada kendi beklediği kisisel alana girene agresiflesebilir.

Yani köpekleri sokakta kimi isirsam diye dolastigini sanmıyorum ama sokakta yaşayan bir köpeği anlamak da zor, kimsenin bilgisi yok hayvan hakkında. Bu sebepten bir çocuktan tas mi yedi haliyle çocuklardan korkuyor ya da köpek agresif haliyle herkese saldırıyor vs hiçbirini bilmiyoruz.
0
logisticsmanager
(05.01.22)
sokak köpekleri grup halinde gezdiği için vahşileşiyorlar, kurt gibi davranmaya başlıyorlar. doğal olarak kolay hedeflere yönleniyorlar.

bunun haricinde son günlerdeki olaylar dışında yetişkinlere arabalara, motorlara falan da gayet fazlaca saldırıyorlar. algıda seçicilik olmuştur. yoksa köpeğin korkuttuğu yola atlayan adama araba çarptı, araba sokak köpeğine çarpmamak için kaza yaptı tarzı onlarca haber var.
0
paintov
(05.01.22)
sokak köpeklerinin çoğunun başına araba, motor, bisiklet vb. çarpması gibi olaylar geldiği için çok tepkililer.

kendisinin başına gelmese, arkadaşının başına geliyor, zaman içinde farkındalık ve deneyim kazanıyorlar.
her araba çarpan köpek de ölmüyor.
mesela dayımın kurt köpeğinin burnuna bisiklet düşmüştü, hayvanı bisiklet gördüğünde zor zapt ediyordu eğitimli olmasına rağmen.
çok basit bir mekanizma aslında.

sürü halinde dolaşan köpekler diğer sürülerle sürekli etkileşim halinde olduğu için de alanlarını korumaya tek bir köpekten çok daha farklı tepkiler veriyorlar.
yani arabaya saldıran köpekler hem kendi alanını arabadan koruduğunu düşünüyor hem de kendisinin ya da sürüsünden birinin başına araba yüzünden bir şey geldiyse onu tehdit olarak algıladığı için saldırıyor.

benim golden'ım vardı, "eve hırsız girse yalarken boğar adamı" derdik, bir kadın kafasını çok sıkıştırarak, yüzünü yüzüne dayayarak sevmekte inat etti, "yapmayın" dedik dinlemedi, sonunda hır gür oldu, saldırmadı ama hırladı ve kendini geri çekmeye çalışırken dişi kadının yanağını çizdi.

bunlar hayvan ve hayvanların çok basit psikolojileri, takıntıları var, biraz da düşünerek davranmak lazım.
yani "sokak köpeklerini besleyin, sevgi ve ilgi gösterin" deme nedenimiz herkesin sevgi kelebeği olmasını arzu ettiğimizden değil.
onun alanının olduğu bölgeden geçiyorsan ya da o bölgede yaşıyorsan, senin tehdit olmadığını bilsin, seni tanısın diye yapıyoruz bunu.
yani mesele tanışıklık yaratmak, seni bilmelerini sağlamak.

mesela kendi bölgesinde bulunan ve sevdiği insanları diğer bölgelerin sürülerine karşı koruyan köpekler de oluyor.
bizim eski evin oradaki sürü beni otobüs durağına götürür, otobüse bininceye kadar beklerdi.
bu tamamen alan ve sahiplenme meselesi, çok ağır bir matematik gerektirmiyor.

yani köpeklerin alınıp insandan uzak bölgelere atılması aradaki uçurumu arttıran bir şey aslında çünkü insandan uzaklaşmış oluyorlar.
bir de şehirleşme yayıldıkça sonunda onların halihazırda bulundukları yere bina dikiliyor, bu sefer alanları daha da işgal edilmiş gibi hissediyorlar.
mahallesinde köpeklerle yaşayan, her köpeğin herkesi, herkesin her köpeği tanıdığı ve sorun çıkmayan birçok yer de var.

çocuklara gelince, çocuklar tehlikeyi anlamıyor, bazısı laf da dinlemiyor, gidiyor hayvanın burnunu sıkıp kulağını çekiyor.
uyumlu, sakin bir köpek çocuklara kuyruğunu da çekse sesini çıkartmaz ama bahsi geçen sürü köpekleri ya da saldırgan olmaya meyilli huyu olanlar çocukların çıkarttıkları sesleri, el kol hareketlerini de rahatsız edici buluyorlar.

diğer yandan, küçük olması kolay hedef değil, "kendisine yakın" olduğu için daha çok tehdit oluşturuyor.
mesela kediler de evlerine gelen çocuklara daha çok saldırma eğilimindedir ve yabancı çocukları sevmezler çünkü kendi boyutlarına yakın olduğundan, kendi türüne tehdit olarak algılar.
hayvanlar için "yüz yüze gelmek" yani kedinin ya da köpeğin çocuğun yüzüne yakın olması tehdittir.
senin ayaklarınla muhatapken, çocukla yüz yüze oluyor.
bütün hayvanlar için bu böyle.
kavga eden mahalle dayılarının alınlarını birbirine dayaması gibi, yani yüzüne yüzünü yaklaştırmak bir köpeğe en yapılmaması gereken şey zaten.

burada mesele kolay hedef dendiği zaman, hayvan saldırmak için yer arıyor da, o dişine göre diye saldırıyor zannediliyor.
tam tersine, tehdit olarak gördükleri için savunma ve mesafeyi koruma nedeniyle saldırıyorlar.
0
blatta hiberna
(05.01.22)
Genel olarak zaten ennn eğitimli evcil hayvan bile küçük çocuklarla tek bırakılmaz. Ama şu da var köpekler tehdit altında hissettiği için saldırıyorlar. Küçükken, daha köpeklerin gelip kendi kendine sevdirdiği zamanlarda yaşıtlarım köpeklere taş atardı hep ya da kötü davranırlardı vs.

20 yılda herkes kulağını tıkadı adım adım başımıza çözülmesi çok zor bir sorun açıldı. Kısırlaştırma / breederların ve pet shopların yasaklanması / çip takılması vs. vizyonları varsa birkaç seneye çözülür umarım.

Belki linç yiyeceğim ama bugün öğlen tek bir tane gördüm normalde sevmem de korkarım biraz ama çok sevilesi bir tipti yavaşça yaklaştım elimi uzatıyordum korkup geriye çekildi bayağı. Belki de o noktada bırakıp gitsem "tehlikeden kurtuldu" sanacaktı. Bekledim yiyecekle falan kandırdım şapşalı.
0
aguen
(05.01.22)
@blatta
Yani kopek saldirmaya yer arıyor da olabilir gayet, oyle de olsa zaten hayvani suclamayiz, buna onlem almasi gereken bir yerel yonetim var. Hayvan bu nihayetinde, doğası neyse ona gore davranacak, saldırganlık varsa saldiracak. Nihayetinde bu hayvanin doğasında bir yerlerde bir saldırma icgudusu var ki saldiriyor. Bir guvercinin kimseye saldirdigina tanik olmadik ornegin.

Demem o ki kolay hedef oldugu için saldiriyor savinin yarattigi algida bir sorun yok bana sorarsan.
Cunku esasında kopegin ne dusunerek vrya hangi ic guduyle saldirdiginin hiçbir onemi yok. Saldirmaya yer aradığından da saldiriyor olabilir, kendine bir tehdit algiladigindan, korktugundan veya herhangi bir seyden. Sebebinin onemi yok, burada onemli olan saldirmasi veya saldırmamamasi.
Kopegi mahkemeye çıkarıp yargilamiyoruz nihayetinde. O yüzden ne sebeple saldirdiginin çok onemi yok. Bu isi basibos kopegin kendisiyle cozmuyoruz, yerel yonetimden yardim istiyoruz sorun yaratmaya baslayinca.
Yani köpeğe şöyle yaparsan saldirir, böyle hareket yaparsan saldirir diye öğrenip bunu cocuklara da ogretebilirsin evet ama bu da bir yere kadar, garantiye almaz isi. Hayvan sonucta, aklından ne gectigini bilmiyorsun. İnsan gibi dusunerek hareket etmedigi icin de zaten ona sorumluluk yukleyemiyoruz. Sokaklarda bulunmamasini saglamasi gereken belediyeye sorumluluk yukluyoruz, saldırıyı keyfinden veya yasamam alanini korumak icin yapmış olmasina bakmaksizin.
Yani kopegin doğasını ne kadar anlasak da başıboş kopegin çoluğu cocugu isirma riski daima var olacak.
0
🌸stavro
(05.01.22)
kolay hedef olduğu için de saldırıyor olabilir tabii ki, hatta sırf bu yüzden saldıran da vardır ama "kolay hedef olduğu için saldırıyor savı"nın önemi var çünkü "köpekler neden hep küçük çocuklara saldırıyor?" diye sormuşsun.

ben de sorulan soruya hayvanın içgüdüsüyle ve psikolojisiyle ilgili bilgim dahilinde cevap veriyorum.
"bence" diye yorum yapmıyorum yani.
ben savdan bahsetmediğim için öyle bir cümle kurdum.

konuya sadece savlar açısından bakarsak çözüme ulaşamayabiliriz sadece, öyle bir şey var.
yani burada mesele sana göre sakınca olmaması ya da bana göre x olması, y olmaması değil.

ha, durup dururken gelip saldıran köpek de var, kimse yok demiyor zaten.

köpeklerin başının boş olması bence köpekler açısından da üzücü bir şey.
ben hayvan sever bir insan olarak camdan havlayarak araba kovalayan sokak köpeği gördüğümde içim hop ediyor çünkü onu yaparken arabanın altında da kalıyorlar.

ama şu anda ülkemizdeki düzen neticesinde köpeklerin kendi kakalarını ya da başka köpekleri yemek zorunda kaldığı barınaklarda sürünerek ölmesini de destekleyemiyorum.
her barınak yedikule gibi olsun, gider elimle teslim ederim, içim de rahat eder.

ama sorduğun sorunun cevabını bilirsek ve savlarla düşünmezsek, sokakta başıboş köpekler olduğu sürece çocuğumuz yanımızdayken nasıl davranmamız gerektiğini bilebiliriz mesela.

yani benim evimde beş kedi var ve çocuklu arkadaşım geleceği zaman "kedilerim ne tepki verir bilemiyorum" diyebiliyorum.
o yüzden bilginin kimseye zararı olmaz yani.
kediyi de köpeği de, yüz yüze gelecek şekilde, yüzümüzü yaklaştırarak sevmememiz lazım.
çocuklara da bu yüzden saldırma ihtimalleri daha fazla.
bilmeyen varsa okur da dikkat eder belki.
0
blatta hiberna
(05.01.22)
Boyle soylenmesinin "köpek saldirmaya yer ariyor" algisi yarattigindan bahsetmissiin, onun icin soyledim bunu. Benim demek istedigim aslinda bu alginin bir şeyi etkilemedigi. Ama ben bshsettigim şeyin senin soylediginle pek alakasi yok simdi farkettim, konu disi bu.
Yoksa zaten sebebini ben sordum evet, cocuklara daha cok saldirmasinin altinda yatan ne diye.
0
🌸stavro
(05.01.22)
Bu arada ben kendini "hayvansever" olarak tanimlamayan, bu konuda notr biri olarak sokakta başıboş köpek bulunmasinin "en az" insanlar kadar haybanin kendisi icin de sikinti olduguna katiliyorum. Sokakta basibos kopek olmamali ve eger bu hayvanlar sokaktan toplandiginda aclikla mücadele edecek durumda kalacaklari rezil yerlerde toplaniyorlarsa bu da yerel yönetimin sucudur ve buna cozum uretmesi gerekir. 2022 yılındayız, ve bu hayvanları sokaktan alip adamakilli sartlsrda bir yerde tutmak zor degil. Ekstrem dusuncelere sahip bir azınlık disinda "sokak köpekleri toplansın" diye ssvunan kimsenin de bunlar olsun gebersin istedigini sanmiyorum.
Bu hayvanlara karsi korunmak icin bilinci olmanin faydasina lafim yok, ama nihai cozum hem hayvanin kendisi hem de etraftaki insanlar icin sokakta yasamamalari. Araba altinda ezilmese veya sokaktaki cocuktan kafasına tas yemese bile sokakta sahipsiz yasayan hayvanin gıda bulma sorunu var kafadan.

Aslinda benim tahminim köpek saldirisina ugrsyanlsrin azimsanmayacak bir kismi basibos sokak köpeği degil de tasmasiz nesiz gezen pitbull vs sahipli kopeklerin saldirisina ugruyor. Bu da ayrı mrvzu.
0
🌸stavro
(05.01.22)
Savunmasız gördükleri için saldırıyorlar. Teke tek olunca savunmasız görürlerse saldırıyorlar. Sürü olunca herkese hatta diğer hayvanlara da saldırıyorlar. Köpek sürüsü aç kalırsa içindeki en zayıfı yiyebilir.
0
OrangeYellow
(05.01.22)
tamamen boyut ile alakalı. hayvanların tamamı (hatta insanlar da) kendilerinden küçük ve zayıf gördükleri canlıları ezmeye çalısırlar. örneğin kediler fareleri, kuşları, hatta solucanları kovalar ama köpeklerden kaçar. büyük balık küçük balığı yer. köpekler de kedileri kovalar, küçük cocuklara saldırır. büyük insanlara saldırmaya cesaret edemezler. ama ayılar büyük oldukları için insanlara saldırmaya çekinmezler. hatta dikkat edin köpekler tek başına yürüyen insanlara daha kolay saldırırken, kalabalık insanlara saldırmazlar. ayrıca kalabalık haldeki köpekler daha cesur ve saldırgan olurlar.
0
abelardo
(05.01.22)
(9)

BES'den çıkmak ya da kalmak

ManikD
Selam Romalılar,Otomatik BES'e dahil edildim. Malum 2 ay içinde çıkma seçeceği var. Sizce çıkmalı mı? Sizler nasıl yaptınız. Kalmak sanki parayı çöp etmek gibi geliyor. Diğer yandan uzun vadeli birikim, devlet katkısı da var. 10 sene sonra geri döner diye düşünüyorum. Hoş 56 yaşa daha 18 sene var. Ö
Selam Romalılar,

Otomatik BES'e dahil edildim. Malum 2 ay içinde çıkma seçeceği var. Sizce çıkmalı mı? Sizler nasıl yaptınız. Kalmak sanki parayı çöp etmek gibi geliyor. Diğer yandan uzun vadeli birikim, devlet katkısı da var. 10 sene sonra geri döner diye düşünüyorum. Hoş 56 yaşa daha 18 sene var. Öyle olunca geri de almada kesinti var galiba. TC'de 18 sene sonrası için böyle bir sisteme güvenmek ne kadar mantıklı bilemedim. Sizin nedenlerinizi dinlemek istedim.

Şimididen iyi yıllar.
0
ManikD
(31.12.21)
Eğer işyerinizin kendi bünyesinde BES desteği yoksa (belli bir miktara kadar sizin yatırdığınızı match ediyorlar) pek bir işe yaramıyor hiç bulaşmayın derim.
0
aguen
(31.12.21)
Ben çıktım. Benden 50 lira falan kesilmişti. 50 lira bazen ihtiyaç için harcanabiliyor. Bir de benden izinsiz hesabımdan para çekilmesine sinirlenmiştim. O yüzden direkt iptal ettim.
0
dissendium
(31.12.21)
attilla yeşilada kalınmasını savunuyordu çünkü önümüzdeki süreçte milyonlarca artacak emekli sayısının maaşlara olacak etkisinden falan bahsetmişti. tek başına devletten alınan maaşın yeterli olmayacağını ve bes'te kalmanın gereklilik olduğunu söylemişti diye hatırlıyorum.
0
false pretension
(31.12.21)
Devlete güvenmiyorsan özel şirketle bireysel emeklilik yap. Atilla Yeşilada'nın temel açıklaması o. Yani parasını değerlendirip köşeye atabilene eyvallah, ama çoğunluk yapamıyor ve maaştan kesilip otomatik biriken ve 60 yaşında seni kurtarabilecek/yaşatabilecek herhangi para iyi paradır gözüyle bakıyor o. Diğer türlü emekli maaşımızla beslenmemizi bile karşılayamayabiliriz.
0
nhk ni youkosu
(31.12.21)
Otomatik BES'den çıkıp, kendiniz olarak başvuru yaptığınız BES'i tavsiye ederim.
0
put it in your appropriate place
(31.12.21)
yenisini açmadan eskisinden çıkmayın. yalnızca birikim değil birikimin yatırımını da kendiniz yapabileceğiniz ve yüzde otuzu da havadan gelen başka ürün bulamazsınız. 2017'de otomatik açılandan çıkmayıp agresif fon seçeneğinde kaldım, azıcık aylık ödemelerle iki üç maaş birikti. sonra 2019'da kendim özelden açıp yönettim, iki senede yüzde yüz karlılığa ulaştı. her şekilde emeklilikten önce bozabileceğim için ikisini de tutuyorum.
0
engelbert humperdinck
(31.12.21)
Çııkkk...çıkkk...çıkkk...tl ile uzun vade birikim olmaz. tek borsaya atılabilir tl.
0
alicandan
(01.01.22)
TR'de uzun vadeli TL bazlı yatırım, devlet desteğine rağmen, bana pek mantıklı gelmiyor. ABD ya da global hisselere yatırım yapan bir BES fonu varsa buna girilebilir ya da yeterli disipline sahipseniz uluslararası hisselere yatırım yapan TEFAS fonlarına yönelebilir, her ay belli bir miktar bunlardan alınabilir.
0
salihdt
(01.01.22)
BES pişmanlıktır. Direk çıkın.

Devlet katkısı 1 seferlik ve ayrı bir fonda tutuluyor. (Bir sefer %25i yıllara vurursanız %1 veya aşağısına gelir süreye oranlayınca) Devlet katkısı üzerinde yatırım için söz hakkınız yok ve o fonun tıpkı işsizlik fonu gibi yutulması kaçınılmaz.

BES fonları piyasadaki alternatiflerine göre başarısız.

Bir sürü gizli ücret vs... var.

Paranızı TR gibi bir ülkede devlete güvenip yıllarca bir enstrumanda kitlemek delilik.
0
cleric
(01.01.22)
(13)

yalan söyleme etiği

duyurukullanıcısı
doğruyu söyleyince tüm çabalarınızın yok olacağı yalan söylediğiniz taktirde tüm çabalarınızın kabul göreceği ve bir üst aşamadan yolunuza devam edebileceğiniz ve yalan veya doğru söylediğinizin karşı taraf tarafıdan ölçülemeyeceği bir durumda(yani doğru söyleseniz bile size yalancı diyebilir, yalan
doğruyu söyleyince tüm çabalarınızın yok olacağı yalan söylediğiniz taktirde tüm çabalarınızın kabul göreceği ve bir üst aşamadan yolunuza devam edebileceğiniz ve yalan veya doğru söylediğinizin karşı taraf tarafıdan ölçülemeyeceği bir durumda

(yani doğru söyleseniz bile size yalancı diyebilir, yalan söyleseniz bile size doğru söylüyor diyebilir)

yalan söyleyip çaba gösterdiğiniz işte başarı kazanmak ve bir üst seviyeden hayatınıza devam etmek

yanlış bir şey midir?
0
duyurukullanıcısı
(31.12.21)
Degildir tabii ki. Full yalanla donuyor bizde her sey. Eger anlasilmayacak bir seyse salla gitsin ksfasinda herkes
0
floydian
(31.12.21)
Ben yalan söyleyemiyorum, her seferinde de keşke söyleseydim diyorum. Karşı taraf ölçemez kesinlikle ama kendim o an rahatsız olup doğruyu söylüyorum. Bence sen yabıştır yalanı
0
izmitcan
(31.12.21)
kendine sorduğunda muhtemelen "evet (yanlış bir şeydir)" yanıtı aldığınız için, bir de dış desteklerle durumu idare etmeye bakıyorsunuz gibi anlıyorum ben bu soruyu.
kendi cümleniz içinde yaptığınız şeyin "yalan söylemek" olduğunu ifade ediyorsunuz. bunun başkalarınca anlaşılıp anlaşılmaması neyi değiştirir ki?
Dostoyevski'yi seversiniz sevmezsiniz ama "kendine yalan söyleyen bir süre sonra bunlara inanır ve kendi ile diğerlerine karşı saygısını kaybeder" diyor.
0
fempusay
(31.12.21)
evet, yanlış bir şeydir. peki yapmalı mısın? etikten taviz vermeyen, belli konularda ahlak timsali kesiliveren insan modeline dönüşmek gibi bir planın yok ise söyle ve hayatına devam et.
0
zgrydn
(31.12.21)
Yanlıştır.
Burada yalan ve doğru konuşmanın yanında 3. Seçenek olarak susmak öne çıkmalı.
0
Erva
(31.12.21)
@floydian+1
Olayin is yasamiyla ilgili oldugunu saniyorum. Eger oyleyse orada donen sacmaliklari, yalanlari vs dusununce yalansiz olmaz bence de. Eger birinin hakkini gaspetmek falan yoksa isin icinde bence sikinti yok.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
asla yalan söyleyerek level atlamayı istemem. bu herhangi bir şey olabilir. dürüstlük benim için çok önemli.
0
naksidil
(31.12.21)
Yalan söylediğiniz kişiye bağlı değişir. Değer verdiğim kişilere yalan söylememeyi tercih ederim ama iş hayatında istisnasız herkes yalan söyleyebilir, etiktir.
0
olimpia
(31.12.21)
Fazla etik bir insanımdır o yüzden bi noktaya kadar yalan söylememeye özen gösteririm minik kayıplar yaşayacak olsam da.

AMA, sonuçta ENTP'yim de. Etik olarak o durumda uygun görürsem filmlerdeki kaotik gizemli karakterler gibi "Teknik olarak yalan söylemedim, sadece bazı bilgileri eksik tuttum" ya da "söylediğim buydu o anlamı çıkarman gerekmiyordu" gibi kaotik evil hareketler yaparım bolca.
0
aguen
(31.12.21)
Kendini nimetten, karşındaki salak sayıp yalan konuşmak hiç etik değil.
0
put it in your appropriate place
(31.12.21)
Benim gozumde yanlis değildir. Cunku dogru olan, benim icin dogru olandir bana gore. Kendim icin dogru ve faydalı olan esastir. Dogrucu davut olmayi da savunmuyorum zaten.
Erdem pesinde kosarak yasamaya calismanin anlami yok, bu yol yol degil. Tabiatin dogru olani yasatma ayak tutma, hakli olaba hakkini verme ve nihayetinde etik ve dogru olan yolun kazanmasini saglama gibi bir mekanizmasi yok. Dolayısıyla erdem pesinde kosarak yasanan bir hayatin kayiplarinin telafisi yok.
Bazen etik kaygilarini bir tarafa birakmak baskalarinin hayatina cok da olumsuz etki yapmazken sana cok olumlu etkisi olabilir. Boyle olduğu surece bazi erdemlerden vazgecilebilir ve bu rasyoneldir bana sorarsan. Cunku özünde kendiniz icin yasarsiniz ve etrafinizdaki insanlar ve tum etrafinizdaki dunya ile ilgili ideallerinizin bile cikis noktasi sizsiniz, dolayisiyla etrafınızdaki dünyanin iyiliginden bir tik once gelir sizin iyiliginiz. İsteseniz de katılabileceğiniz bir kolektif erdem hareketi yok dogada. Biresyselcilik doganinin kendi urunu. Dolasiyla dis dunyayi cok fazla etkileyemeyecekken kendi dunyaninizi fazlasiyla etkileyebilirsoniz olumlu yonde. Bu soruda verdiginiz ornekteki gibi.
Ve yine isteseniz de istemeseniz de - uc noktada değilseniz - az veya cok vicdan sahibi oldugunuzdan bir yerlerde bir siniriniz olacak zaten, bazen etik agir basacak ve cok da hayati olmayan çıkarınızdan feragat edeceksiniz.

Lafi cok uzattık direkt kisa oz cevapla bitireyim, senin durumunda yalan soylemeyi pek buyutmezdim ve soylerdim.
0
stavro
(31.12.21)
benim düsüncem su, eger baskasinin hayatini etkilemiyorsa söylerim.
0
durgunfoton
(31.12.21)
Yalan yanlıştır. Hayati bir durum yoksa doğruların söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kimseye zararı dokunmayacak ve söylenmesi bir şeyi değiştirmeyecekse beyaz yalan söylenebilir ama sizin durumunuzda söylenmemeli. Bütün çabanızın doğru ile yok olması dürüst bir yol izlemediğiniz izlenimi uyandırdı bende.
0
boyalı kuş
(31.12.21)
(19)

Aldığım hediyeyi beğenmediler

top_secret
Öncelikle iş yerimden nefret ediyorum.Aslında günüm çok iyi başlamıştı, gayet mutluydum. Yılbaşı için çekiliş yaptık buradaki insanlarla (arkadaş diyemiyorum artık)Herkes kendine çıkana bir hediye aldı. Bende küçük ahşap bir ev aldım hediye paketinde.Herkes hediyelerini verdi sıra bana geldiğinde ba
Öncelikle iş yerimden nefret ediyorum.

Aslında günüm çok iyi başlamıştı, gayet mutluydum.

Yılbaşı için çekiliş yaptık buradaki insanlarla (arkadaş diyemiyorum artık)
Herkes kendine çıkana bir hediye aldı. Bende küçük ahşap bir ev aldım hediye paketinde.

Herkes hediyelerini verdi sıra bana geldiğinde başta hediye aldığım kişinin arkadaşı olmak üzere herkes dalga geçti benimle.

Bu ne biçim hediye demeler, asıl hediye nerede çıkar demeler vs

Şu an aşırı üzgünüm ve ağlıyorum. Ben hata mı yaptım. Daha pahalı yada daha gösterişli bişey mi almalıydım. Zaten maddi durumum o kadar iyi değil öyle büyük büyük hediyeler alamam ki ben

Sadece biraz içimi dökmek istedim nefret ediyorum hediyelerden ve yeni yıldan:(

Suç bende mi gerçekten?
0
top_secret
(31.12.21)
Yok ya boyle insanlar olduklarini bildigin halde fazla bile almissin. Corap alip gecmeliydin belki de.
0
floydian
(31.12.21)
gercekten yaptilar mi bunu :(

is yerinde ekip ici hediyelesme semboliktir, begenmesen bile tesekkur eder gecersin. hep birlikte laf edip dalga gecmeleri inanilmaz ayip olmus.
bir nevi mobbing, zorbalik bu.

su an dislanmis ve onurunuz kirilmis hissediyorsunuz buyuk ihtimalle ve hep birlikte oyle bir tepki vermelerini beklemediginiz icin sok olmussunuz tabii.

boyle bir davranista bulunan da davranisa istirak eden de iyi insan degildir. uzmeyin kendinizi. kendilerine yakisan sekilde davranmislar.

samimi oldugunuz insana espri yaparsiniz, takilirsiniz falan tamam da su hayatta gercekten en nefret ettigim davranislardan biri bir insan ile dalga gecmek.
0
la lykia
(31.12.21)
of aynı bizim işyerinin toksikliği. böyle hadsizler yüzünden 4-5 senedir bıraktık hediyeleşme işini, zaten herkes herkesten nefret ediyor, iyi arkadaş olanlar her türlü birbirlerine alıyorlar. böyle gerizekalılar da kendilerinde gereksiz yorumlar yapma cüretini buluyorlar. bizde de en son salak bi kıza doğumgünü hediyesi olarak altın set almışlardı sormadan etmeden, kişi başına bölünce düşen para bir haftalık mutfak masrafına denkti. ben bu parayı vermem almadan sormadınız fikrimizi almadınız diyince peşimden millet de ayaklandı kaldırdık hediye olayını.

hediye olayının özü budur bu arada, içinden ne gelirse, bütçen neye elverirse onu alırsın. kimse kimsenin hediyesini yargılayamaz. ki zaten baştan maddi sınırlar da belirlenmeliydi en çok şu kadar diye, yoksa adaletsizlik kaçınılmaz. bir de zaten işyerindeki insanı ne kadar iyi tanıyıp da bayılacağı hediye bulabiliriz ki. yakın olduğum kişiler dışında kimseye hediye almayı sevmem bu sebepten, %90 beğenilmiyor çünkü.

üzülmeyin, hassas davranmayın o onların densizlikleri. düşünüp almışsınız maddi imkanınız olmamasına rağmen bu bence iyi niyetinizi fazlasıyla gösteriyor. eğer ki alt limit 200tl iken gidip 50 tl.lik bir şey almadığınız müddetçe ortada sıkıntılı bir durum yok bana göre, ki öyle bile olsa şu ekonomik durumda böyle şeylere bütçe ayıramamanız çok normal. biz çekirdek ailemizde bile kardanadamlı çorap, noel babalı çamaşır falan aldık bu sene valla, geçti pahalı hediye dönemi artık. devir hayatta kalma devri
0
kakamelsokoban
(31.12.21)
ya nasıl insanlarla çalışıyorsunuz, hayret ediyorum. bir insan bir diğerine neden böyle bir şey yapma ihtiyacında olsun. arkadaşlarımdan da benzer ofis dramaları duyuyorum, inanılır gibi değil. beklentisi neymiş ki o arkadaşın, michael kors çanta mı istiyordu yani? bana da 2 sene önce bildiğin 1 milyoncudan alınmış meşrubat bira açacağı hediye geldi. bir kere birlikte bira içmiştik o arkadaşla, çok bira içtiğimi düşünmüş. yani çok saçma bir hediye ama neden böyle bir tepki vereyim ki.

şirket içi iletişimde bu tür alaycı durumlar şirkete ve ekibine bağlılık ve güven bağının koparılmasında son aşama. çalışanı kaybedersiniz ve geriye dönüşü de çok zor.
0
gabe h coud
(31.12.21)
Cehennemden mi yazdın bunu?

Kötü karakterden başka izahı yok bence hiç canınızı sıkmayın, değmez :)
0
lüzumsuz adam
(31.12.21)
suç sende değil. imkanın varsa acilen değiştir o işini.
0
redskull
(31.12.21)
yukarıda yazılanların hepsi +1

moralinizin bozulması normal ama bu onların ayıbı.
ağlamanız bitince yüzünüzü yıkayın, konuyu kapatın.
bundan sonra da hak ettikleri gibi davranırsınız.
kendinize acımayın, hayatta böyle şeyler olabilir.
kurban pozisyonuna geçmeyin.
ortada bir suç yok tabii ki.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Hic katilmamak lazim bu cekilislere.
Evin fotosu var mi?
0
divit
(31.12.21)
Valla hediye olayinda yaptiklari sacma bisey olmus ancak bu duruma aglamak ve kendini hirpalamak da cok saglikli degil bence. Hadi sagliksiz demeyeyim de bence verilmesi gereken tepki degil diyeyim. Bilmiyorum belki cok asiri hassas birisin ya da bisekil bir sinir bosalmasi sonrasi bir patlama olmustur ancak her durumda pek iyi degil.

Is yeri oldukca sikintili ancak buradan ciksan bile ayni durumla baska yerde karsilasabilirsin. Insanlarin sacma davranislarina pasif tepki vermek ya da hic tepki vermemek yerine bir tepki vermek bence daha dogrusu. Misal o durumda bana laf atana ben de yerine gore ya hediyesine laf atar ya 'ehehe size de anca bu verilir' tarzi genel bisey soylerdim vs. Oyle susup bisey demedikce digerleri de birbirinden destek alip yuklenmistir. Yani bu tip durumlarda susmak iyi degil bence.

Neyse, kisaca uzulmeye gerek yok bu kadar. Yalniz bir dahaki sefere de tepkini ver.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
Aldığım hediyeyi birinin eleştirebilmesi için çok yakın arkadaşım falan olması gerekir onun haricinde verilen hediyeyi açık açık eleştirecek tinyetteki kişiler ile ilişkimi keserim, senin durumunda bu mümkün olmayabilir bu durumda da yaptıkları eleştiriyi takmamaya çalışırım. Bir sonrakinde salatalık hediye et, kartivizitinizi yaptırdım dersin.
0
bartholomew87
(31.12.21)
bence alttan alma. çekingen biri misin bilmiyorum. tepkini koyamayabilirsin belki ama tepki göster. o iş yerinde de kalmak zorunda değilsin. hediyenin iyisi kötüsü olmaz. gönülden kopan bir şeydir ve beğenmemek ağır ucuzluktur. 10-15 yaşındaki çocuklar yapsa bile çiğliktir. iş güç sahibi olmuş insanlar yapıyorsa büyük bir karakter sorunu vardır. sende bir sorun yok. karşıdakiler karaktersiz.
0
black mamba
(31.12.21)
ya kafaya takmayacaksınız, yok ben kafama takmadan durmama derseniz gidip bir çorap alın, ama gri renkli erkek çorabı olacak, aynı arkadaşa gidip geçen gün aldığım hediye ile dalga geçmiştiniz, bu ne diye, haklıydınız, senin değerine uygun bir hediye almamıştım kusura bakma, buyur hediyeni deyip masasına bırakıp gideceksin gri erkek çorabını. ama bunu sesli bir şekilde söyleyeceksin ki herkes duysun. sonrasında bırak onlar kafalarına taksınlar.
0
yemrem
(31.12.21)
hediye bahane olmuş sizi çekemiyorlar veya kıskanıyorlar bence. mesela kadınsanız ve onlardan genç ve güzelseniz vurabilecekleri tek yerden vurmaya çalışmışlar. bunu aldığıma dua edin salatalık da alabilirdim deyip geçseydiniz.
0
dadasalon
(31.12.21)
gelen diğer hediyeler nasıldı ki? gerçi nasıl olursa olsun yaptıkları şey düpedüz terbiyesizlik. kesinlikle sizinle alakası yok, bu tür etkinlikler zaten hoşbeş için yapılıyor. bunda bile kalp kırma fırsatı bulanlara yazıklar olsun.

bence hediyeniz çok tatlı bu arada, bana gelse çok mutlu olurdum.
0
south park in kapusonlu uyesi
(31.12.21)
yılbaşı hediyeleşmelerinden nefret ederim. keşke hiç yapılmasa. zaten ben kendi işyerimde bunun yapılmamasını sağladım. bir dahaki sefere katılmak istemediğinizi söyleyin ve katılmayın.

size yapılan çok büyük bir ayıp olmuş. çiğ insanlar olsa gerek. bu kadar kafaya takmayın, taktığınızı belli etmeyin. olur böyle şeyler.
0
dafuq
(31.12.21)
Sabah gördüm işyerinde yazamadım şimdi sırf bunun için girdim duyuruya.

Üzgünüm. Ama çöp iş arkadaşlarına sahip olduğunuz için üzgünüm. Hiçbir hatanız yok. Daha pahalı bir şey almış olsanız bu çöp insanlara daha çok para harcamış olacaktınız sakın pişman olmayın.

Zevkiniz uymaz vs. gelen hediyeyi beğenmezsiniz diyelim, yine de normal bir insan hmm beğenmedim demez. Kibarca kabul eder, teşekkür eder. Dalga geçebilecek kadar leş insanları hayal bile edemiyorum.
0
aguen
(31.12.21)
bu gercek mi?

ortaokulda cekiliste, durumu da iyi olan bir arkadasim bana uyduruk bir kalem vermisti, arkadaslarim -iyy kalem mi almis demesine ragmen, begenmememe ragmen, hem cok güzel zaten ihtiyacim vardi dedim hem de onlari susturdum. bir ortaokul ogrencisi kadar olamamislar, sen hak edene hak ettigi degeri verip, daha iyi bir is ortamina bak.

ama ben olsaydim bunun altinda baska seyler arardim. kisisel ya da is ile ilgili bir kiskanclik vs.
0
durgunfoton
(31.12.21)
Ya bu çekilişlerde zaten sikko sikko hediyeler alınmaz mi bana klasik gömlek almışlardı millete kartlik falan. küçük hediyeler alinir. millet tam hanzoymus. bir daha çekilişlere katilmazsiniz en sağlıklisi budur
0
all girls dream
(31.12.21)
Laf söyleyecek insanlar için ne aldığınızın önemli yok. Kendinizi boş yere üzmeyin. Sizi ve onları düşünmenizi hak etmiyorlar. İlk iş yerimdeki yılbaşı hediyeleşmesi geldi aklıma, o zaman çok üzülüp utanmıştım ama on sene sonra bakıyorum da esas üzülüp utanmaları gerekenler onlarmış. Bir senelik işsizlik sonrası işe yeni başlamıştım ve bir ay sonra yılbaşı çekilişi yapılmıştı. Kitap almayı düşünmüştüm ama az olur diye uyarmışlardı:)) Bütçem kısıtlı olduğu için dolanıp en sonunda mangodan hırka almıştım. Fişini de poşette unutmuşum. Yılbaşından sonraki bir sabah fişi masamda buldum:))) şimdi düşünüyorum da bunu yaptığında bana kendimi kötü hissetirmekten başka eline hiçbir şey geçmedi. Sadece kötü birine denk gelmiştim. İş hayatında her tipten insanla muhattap olunuyor. Değmeyecek insanlar için üzmeyin kendinizi. Benim gibi on sene sonra anar geçersiniz:)
0
boyalı kuş
(31.12.21)
(6)

Elon Musk'ın Mars Planı

asaf
https://twitter.com/elonmusk Kapak fotoğrafı yaptığı üzere dünya gibi bir gezegene dönüşmesi hayalini taşıyor. Bu kapakta metafor yok. Her şey tamam da burada "Mars'ta bir insan medeniyeti" olmaktan öte onu çok ilerde bir mavi gezegen olarak da görme kısmı nasıl oluyor? Coğrafi, jeolojik dönüşümler
twitter.com

Kapak fotoğrafı yaptığı üzere dünya gibi bir gezegene dönüşmesi hayalini taşıyor. Bu kapakta metafor yok. Her şey tamam da burada "Mars'ta bir insan medeniyeti" olmaktan öte onu çok ilerde bir mavi gezegen olarak da görme kısmı nasıl oluyor?

Coğrafi, jeolojik dönüşümler olmadan Mars'ın böyle bir şeye dönmesi mümkün değilken?
0
asaf
(30.12.21)
Teorik olarak bazı müdahalelerle yaşamı başlatacak bir süreci tetikleyebilirsin mesela atmosfer oluşturabilirsin oksijen üretebilirsin yağmur yağdırabilirsin vs vs ama pratik olarak mevcut teknoloji Mars'a insanlı inişe bile izin vermiyor. Bu işler bugünün işi değil ama misal 500 yıl sonra olabilir.
0
Zaman Tamircisi
(30.12.21)
Şahsi kanaatim, hayal satıyor. Böyle bir kızıl elma gösteriyor insanlara.

Asıl hedefin dünyada azalan nadir metaller için madencilik olduğunu sanıyorum.

Bakınız taze haber: www.theverge.com —Yenilenebilir enerji işinin bir noktada zorlanacağını, ve belki de net-zero denen seviyeye ulaşmanın o kadar kolay olmadığını anlatıyor.
0
kaptankedi
(30.12.21)
Resme soldan sağa bakılınca marsta sürdürülebilir hayat anlamı çıkıyor.
Ama bu konumdaki şahısların bilinmeyenleri çoktur.
Tweetlerinde de farklı manalar çıkabilecek paylaşımları mevcut.
Bu durumda ister istemez kapak görseline sağdan sola bakarak
olumsuz bir anlam veriyorum.
0
Erva
(30.12.21)
Cook uzun vadede dunyada yasam olnayacak. Ama on binlerce yildan bahsediyorum, mars tek yasanabilir gezegen olacak gunes sisteminde… bu sebeple insanoglu kirima ugramaZsa marsa yerlesilecegi garanti gibi. Elon musk tarihte yerini almak istiyor
0
monicapp
(30.12.21)
> Cook uzun vadede dunyada yasam olnayacak

@monicaapp mars'ı yaşanabilir hale getirebilecek bir insanlık dünya'yı çok daha kolay yaşanabilir hale getiremez mi :)


@asaf: elon musk her zamanki gibi hype satıyor. terraforming olayı insanlığın tüm emeğini oraya yönlendirsek bile en az binlerce yıl sürecek bir olay. teorik olarak mümkün, yeterince kaynak ve enerji harcarsak neden olmasın? ama daha dünyada 1.5C artan sıcaklığı düşürmeye uğraşmıyor kimse. iklim değişikliğini düzeltmek mars terraformunun milyonda biri kadar zor bile değil, o yüzden çıkarımınızı buna göre yapın
0
aguen
(31.12.21)
(bkz: terraforming)

aslında sadece mars için değil, dünya için bile iklimi büyük ölçüde değiştirebilecek teknoloji "teoride" mevcut. teoride diyorum çünkü denenmiş şeyler değil, ama hesap kitap var.

mesela dünyada da stratosfere sülfrik asit spreyleyerek küresel ısınmayı durdurmanın mümkün olduğunu düşünüyorlar. mars için de kutuplardaki buz katmanının altında co2 olduğunu düşünüyorlar, eğer o buzları eritip co2'yi atmosfere salabilirsen, mars'ı ısıtmak mümkün gibi gibi.
0
plutongezegendegilmi
(31.12.21)
(2)

sinemada film arasına kim karar veriyor?

south park in kapusonlu uyesi
geçen gün matrix'te tam konuşmanın ortasında film araya girdi. daha önce de benzer saçma şeyler olmuştu. süreyi ikiye bölüp öyle durduruyorlar mı rastgele?
geçen gün matrix'te tam konuşmanın ortasında film araya girdi. daha önce de benzer saçma şeyler olmuştu. süreyi ikiye bölüp öyle durduruyorlar mı rastgele?
0
south park in kapusonlu uyesi
(29.12.21)
Yurtdışında bu intermission olayı olmuyor. Çok çok nadir. O yüzden filmlerin 90%ında burada bizimkiler karar veriyor. (Ki ara olayını destekliyorum çok mantıklı, yurtdışında olmama sebebi 15dkx6 bir seans daha sığdırırız kapitalizmi)

Tamamen izlediğiniz sinemanın keyfine kalmış o yüzdenn
0
aguen
(29.12.21)
yahşi batı'da cem yılmaz nargilenin sipsisini yere düşürüp "haydaa şimdi işin yoksa ON DAKİKA ARA" diyordu, film araya giriyordu. yani arayı sinemanın keyfine bırakmamış, yerini de filme koymuştu.

yani olması gereken, uygun bir sahne geçişi belirlenip oraya konması ama her işte olduğu gibi sıfır özen, sıfır liyakat. elalemin keyfine kalıyor.
0
kibritsuyu
(29.12.21)
(14)

Kendine sarıp, durmak için duyuru cevaplamaya sarmak filan.

kaptankedi
sevgili duyuru insanları, nasılsınız? iyi misiniz? neden buradasınız? neden insanların sorularını cevaplıyorsunuz? bugünlerde biraz kendime sardığımdan, kendimden uzaklaşmak için duyuruda bildiğim her konuda cevap yazar oldum. size de oluyor mu böyle şeyler ve bir şeylere dadanıyor musunuz? sonra ke
sevgili duyuru insanları, nasılsınız? iyi misiniz?

neden buradasınız? neden insanların sorularını cevaplıyorsunuz?

bugünlerde biraz kendime sardığımdan, kendimden uzaklaşmak için duyuruda bildiğim her konuda cevap yazar oldum. size de oluyor mu böyle şeyler ve bir şeylere dadanıyor musunuz?

sonra kendinizi nasıl olup da tekrar düzene sokuyorsunuz? ya da bu döngüden çıkmak için teknikleriniz filan var mı?
0
kaptankedi
(28.12.21)
sıradan günlerde burst mode, bir giriyorum 3-4 soruya cevap, 3-4 saat sonra bir daha girip 3-4 soruya cevap, şakkadanak. bu süre zarfında fazla soru sorulmamışsa, ki artık duyuru eskisi gibi değil, sanki her soruya bir cevabım varmış hissi oluşuyor.

bunun dışında, önemli olayların öncesindeki sessizlik anlarında burada çok yazıyorum. sene kapanışı var 2 gün sonra. öncesinde biraz sakin zamanlardayız. kapanış zamanı 3-5 gün telsizleri kapatıp cebrail'e yol çekiyor, reks eyliyorum.
0
gabe h coud
(28.12.21)
canım sıkılıyor, tek sebep bu
0
passion rules the game
(28.12.21)
"Nasılsınız? iyi misiniz?"
Valla tiyatrodan çıktım keyfim yerinde az biraz, iyiyim, siz nasılsınız?

"Neden buradasınız? neden insanların sorularını cevaplıyorsunuz?"

Canım sıkılıyor bazen. Müzikle ilgili ya da bildiğim yerden soru gelirse cevaplıyorum. Artık gelenek haline getirdiğim üzere yılın ilk 6 ayı duyuruya girmiyor, ikinci yarısında sıkılmaya başlayınca tekrar giriyorum. Şimdi de malum yıl sonu diye yoğunluk başladı:D

"Kendinizi nasıl olup da tekrar düzene sokuyorsunuz?"

Kendimi isteyince düzene koyabiliyorum çok şükür otokontrol mekanizmam iyi seviyede:D

"Döngüden çıkmak için teknikleriniz filan var mı?"

Valla kendime biraz zaman tanıyorum boşlamak için, sonra zaten çok sürmüyor sıkılınca düzen arayışı başlıyor:D
0
Amaranta ursula
(28.12.21)
yoğun çalışıyorum, kafam dağılıyor. bir nevi kaçış noktası oluyor. çekirdek çitler gibi yazıyorum sonra işime dönüyorum.
0
roket adam
(28.12.21)
roket +1

ben yoğun çalışmıyorum gerçi. iki bilgisayar açık birinde işe bakıyorum, diğerinde binance'te trade yapıp arada buraya bakıyorum. her duyurunun altından çıkma sebebim bu.

saygılar.
0
himmet dayi
(28.12.21)
Roket +1
Benim için kafa dağıtmak demek dikkati başka şeye vermek demek. Kafam doluyken(genelde iş sebepli) pür dikkat buradaki sorulara odaklanmak tazeleyici oluyor. O yüzden okuyan için "yuh bu kadar detaylı cevap vermeye üşenmedin mi" dedirten cevaplarım var genelde. Bakınca işsizlik gibi duruyor ama aksine, soruyu soranın derdini dert ediniyor, empati yapıyor ve önemseyerek yaklaşıyorum; bu sayede dikkatimi başka şeylerden koparmış oluyorum. Burada verdiğim cevaplar için harcadığım vakti başka şeye harcayıp da bu kadar kısa sürede dikkat yoğunlaştıramıyorum.

Bi de işim gereği problem çözmek, çözüm üretmek, alternatif bulmak, başka açılardan bakmak standart düşünme şeklim, dürtü gibi bişey haline dönüştü. Bunu iş icabı değil kendi seçtiğim bir şey üzerine yapınca hem o dürtüyü tatmin etmiş hem de odağımı değiştirmiş oluyorum.
0
Bruce
(29.12.21)
Benim için paylaşım ve öğrenmek.

2000lerdeki forum dünyasının etkisinde kaldım sanırım.
Alışkanlık oldu.
0
Erva
(29.12.21)
Ya maalesef şu an buradan iyi bir yer yok türkçe interwebzde. Maalesef burayı sevmediğimden değil, aksine muadili yok diye. Eski internet ruhu hala burada bir parça yaşıyor bence.
0
aguen
(29.12.21)
yaklaşık 10 yıldır bağımlıyım.
müptela olmadan kurtulun. :)
0
jimjim
(29.12.21)
Roket +1, 8 yıldır kopamadım.
0
ananiyimioguz
(29.12.21)
can sıkıntısına iyi gelmesi ve forumların son mohikanı olması görüşlerine katılıyorum.
0
onemoremile
(29.12.21)
fena değilim, siz de iyisiniz umarım kaptankedi.

buradayım çünkü bir işe yarama konusunda iflah olmaz bir dürtüm var. boşa düştüğümde hep önce buraya bakıyorum. gerçi artık eskiden aldığım keyfi almıyorum ve çok az süre geçiriyorum burada ama olsun. bunun dışında bazen hakikatten objektif fikir almam gerekiyor bazı konularda, sorumu soruyorum cevabımı alıyorum yoluma bakıyorum.

ek olarak zayıf anlarımda buraya bakıp başka dertlerle, sorunlarla oyalandığım, çözüm sunarak rahatladığım oluyor. siz böyle bir şeyden mi bahsediyorsunuz? eğer böyleyse bu bir ihtiyaç, öğrendiğiniz bir kendinizi güçlendirme modeliniz ve o döngü kendi kendine kırılıyor bence yeterince güçlendiğinizde. bir metodum yok maalesef. kendime zaman veriyorum, düzene giriyor.
0
evde liyakat kalmamis
(29.12.21)
tamamen seninle aynı sebepten buradayım diyebilirim. yapacak işim olmadığı esnada kendime sarmamak için soru cevaplıyorum. Kendimi oyalamaya çalışıyorum internette. Sözlükte entry, birkaç twit, instagram ve burası arasında mekik dokuyorum. Filme diziye odaklanmak dahi zor geliyor çünkü bazen. Ama bu kafanın da kendinden başka yere gitmesi lazım, kendime döndüğünde sıkıntı çıkarıyor. :)
0
inanna
(29.12.21)
ben gecerken ugruyorum, ya da bir soru soracaksam.

ama internete sardiysan en güzeli disari cikmak
0
durgunfoton
(29.12.21)
(21)

Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler

dissendium
Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler var mı, varsa neler?Biraz daha açıklamaya çalışayım. Üniversitede seçmeli dersler vardı zorunlu. Ben de gidip birkaç dersi enerji alanından seçmiştim. İklimlendirme dersi gibi. Şimdi o alanda çalışmak istemiyorum. Keşke o dersi seçmeseydim, başka bir d
Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler var mı, varsa neler?

Biraz daha açıklamaya çalışayım. Üniversitede seçmeli dersler vardı zorunlu. Ben de gidip birkaç dersi enerji alanından seçmiştim. İklimlendirme dersi gibi. Şimdi o alanda çalışmak istemiyorum. Keşke o dersi seçmeseydim, başka bir dersi seçseydim diyorum. Daha iyi olabilirdi.

Sizin de böyle küçük ya da büyük pişmanlıklarınız var mı? Puanınızın yetmesine rağmen tıp tercih etmemek gibi şeyler de olabilir.
0
dissendium
(27.12.21)
İlk senemde ben kendime geleyim diye beni ana dal dersim olan Gitardan bıraktılar. Oysa fakülte içi geçişler çok kolaydı ve risksizdi Ses Teknolojileri bölümüne geçebilirdim. Gitar çalmaktan bezmiş bir hale gelmiştim emeğimin karşılığını vermeyen bir enstrümandı ve ortam gereği üzerimizde inanılmaz bir baskı vardı. Hem sosyal hayatımdan oldum, hem de panik atak hastası oldum. Günün sonunda sadece klasik müzik gitaristi oldum ve o da para etmiyor. Oysa müzikten anlamak bir tarafa dursun elektronik, coding ve donanım benim zaten nerd ü olduğum bir şeydi yerim tamimiyle Ses Teknolojileriydi. Bunun yanında mutsuzca sırf alışkanlık olduğu için süren ilişkim. Ailemin benim hayatıma karşı olan vurdum duymazlığı. Neyse gece gece açtı kutuyu zor kapanır.
0
guitarissimo
(27.12.21)
Ohoooo nereden başlasam

* AFL'yi kazanınca zekiyim ben yaparım her şeyi tanrıyım ben diye dolandım 1.5 sene, sonra kurtaramadım tabii.

* Yine de h*cettepe yerine yarı burslu da olsa bilkent gitmeliydim

* İlkokulda ailem gitar hocasıyla tanış bi, istersen ders aldıralım dediğinde gidip meh diyip reddetmem büyük hataydı.

* Anksiyete sahibi ama extrovert biriyken yıllarca kendimi introvert sanıp kandırmam da gelişimime zarar verdi.

* Yine korkup sevgili edinmeye uzun yıllar uğraşmadım. Sonra olaya acemi olduğum için ilk sevgilime çok aşırı abartılı sevgi gösterdim, bunaldı gitti; sonraki ilk ciddi ilişkimde de sevgimi yansıtamadım istediğim kadar, ondan gitti. Şimdi çözdüm gibi bilmiyorum.

* Yine lisede beden eğitimi dersi yerine kesinlikle müzik seçmeliydim.

* Ha bir de sivilcelerimle oynamamalıydım izler iyileşti bayağı ama psikolojik olarak hala o eski halindeler kafamda hkgfdlh
- - -

Sanırım büyük pişmanlıklarım bir tek ilişkiler konusunda. Diğer her şey yoluna girdi.
0
aguen
(27.12.21)
spor abi spor. çocukken hem futbolu hem basketbolu şahane oynardım, kulüplerden teklif almıştım ki basketbolda o zamanki Ülkerspor'un altyapı sorumlusu tarzı birisi ilgilenmişti ama ailem ne yazık ki hiç üstüne düşmedi. atlattık artık tabii ama ne zaman düşünsem çok üzülürüm. ben çekingen çocuktum, fazla yırtık değildim, o yüzden kendi başıma o işlere girişip kulübe yazılmak ve bu yolu zorlamak akıl edebildiğim bir şey değildi. bir de hoca kontrolünde oynamayı sevmiyordum, o yüzden kaçtım biraz.

annem babam bu yeteneğimin farkındaydı aslında. evde akşamları haber yerine basketbol maçı izlenirdi ki babam ters adamdır, normalde böyle şeylere kızar. akşam izlemeyi geçtim bazen ben rica edince gece 3'te nba maçına bile kaldırırdı, uyandırmazsa ertesi gün çok üzülüyorum diye kıyamazdı, "iyi madem ben gece uyumıcam boyum kısa kalıcak gelişemicem diyorsan izle pezevenk bana ne" derdi kdkdkdld. evde bile potam vardı, okulda zaten hep oynuyordum ama okul yoksa sürekli alıp götürürlerdi ya okula ya başka potaya, sürekli oynardım yani.

kısacası ben bilinçsizdim ve ailem de bu tutkumu profesyonelleştirmem için yardımcı olmadı, hiç "oğlum emeksiz başarı olmaz, koçla da oynaman lazım, canını dişine takıp bol bol azar yiyip her şeyin üstesinden gelmen lazım" demediler. halbuki çocuğum ben, ne kaba soksan onun şeklini alacağım zaten ama yok abi, biraz fazla serbest bıraktılar, maymun gibi herif oldum çıktım sonra.

bazen "sen o disipline gelemezdin, takıma soksalar da profesyonel oynayamazdın, karıya kıza uyuşturucuya düşerdin, hem zaten boyun uzun değil" diye avutuyorum kendimi...

ama diğer taraftan... belki çocuk yaşta kulüpte disipline edilseydim farklı bir gelişim süreci (hem mental hem fiziksel) geçirebilirdim. bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

şu an ayakta zor duran bir şişkoyum. iki üç sene önce okuldan arkadaşlarla biraz oynamıştım bir gün. çok şaşırdılar. oha aq sen 10 dakika yolu üç saatte yürüyen adamsın, nasıl böyle oynuyorsun, babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi muhabbeti olmuştu. gururum okşanmıştı, çok mutlu olmuştum ama eve geçince ağlayacaktım neredeyse.

bi jordan olmazdık belki ama royal halı gaziantep'te rotasyona girerdik be abi. yazık oldu. ailem hep sevdiğim şeyler için beni destekledi ama yönlendirmedi... olm ben 8 yaşındayım desenize oğlum seni kulübe verek, gitmiyorsan kurşuna dizeriz gitmen şart diye. anca "oo kralsın kamki yapıyosun bu işi haa" diye gazlayıp öyle kenardan izlediler. ünlü filozof uğur ışılak'ın da söylediği gibi... bu kafayla kurulamaz koalisyon.

kısacası çekingen olsam bile şu ana kıyasla çok daha az ürkek olduğum, dünyayı tanımayan bir çocuk olduğum dönemde cesaret edip "koç boyunduruğu" altına girme konusunda direnç göstermemiş olsam belki şu an her şey farklı olabilirdi. en büyük pişmanlıklarımdan, "acaba nasıl olurdu"larımdan biri, belki de en derini budur.
0
der meister
(27.12.21)
keske o evlilik teklifini kabul etseydim. en buyuk pism. bu.

keske bana mobbing yapan kadini sikayet etseydim isten stifa edecegime.

keske o arkadasimla kusmeseydim.

keske bana ortalama ustu kazandiracak o isi kabul etseydim birkac yil once. is kolaydi da basarisiz olmam mumkun degildi. bu is bircok derdime kisa vadeli uzun vadeli dermandi.
0
Kittie
(27.12.21)
Keşke sarışın kıza evlenme teklifinde bulunsaydım. Şimdi çoluğa cocuğa karışmıştım. Swh.

İşin aslı, böyle büyük bir keşkem yok. Çünkü keşke demeyeceğim şeyleri yaptım ve her fırsatı değerlendirip, denemeye gayret gösterdim. Bir ihtimal son ciddi ilişkimin böyle uzun sürmesine izin vermeseydim diyebilirim. Ama herşey bazan senin elinde olmuyor.

Düşünüyorum artık çember daraldı. 1 yıl içerisinde ya çok keşkem olacak ya da bu başlığı okurken gülümseyeceğim.
0
baldan kaymak
(27.12.21)
Yani bu butterfly effect olaylari biraz karisik. Ben de sorsan "keske 5 sene once ayrildigim sevgilime karsi daha ilgili davransaydim, daha fazla cabalasydim" diyorum ama o 5 sene icinde cok iyi arkadaslarim oldu, muhtemelen sevgilimin cevresinde kalsaydim muhtemelen onlarla tanismazdim. Ayrilmamin hayatima net olarak pozitif etkisi oldu sanirim ama ote yandan o zamandan beri tek bir iliskim bile olmadi, bir daha da ne zaman olur bilmem.

Gene klasik, universitede tip veya bilgisayar muhendisligi gibi dise dokunur bir sey okusaydim diyorum. 20'li yaslarimda hic zora gelemeyen bir yapim vardi, simdiki aklim olsa buyuk resme odaklanirdim hehe.

Diger yarismacilar gibi zamaninda bir spor ogrensem fena olmazdi. Yani hala gec degil de sifirdan baslamamis olurdum.
0
hot potato
(27.12.21)
o kadar çok var ki. hayatı baştan alsaydım daha iyi olurdu.

bir kaç tanesini yazayım:

üniversite sınavında derece yaptım, herhangi bir okulun herhangi bir bölümüne gidebilirdim ama saçma bir yere girdim. Girdikten sonra çok sevdim, okulu ve arkadaşlarımı ama başka bir yerde de oranın insanlarını ve ortamını severdim.

iş hayatında yaptığım yanlışlar var. 25 yaşındayken büyük bir bankanın iştiraklerinden birinde mali işler direktörlüğü görevini yaşım ve tecrübem yetmez diye geri çevirmiştim. aşırı saçma bir hareket.

2009'da fransız bir kız arkadaşın ilişki teklifini reddetmiştim: bu işlerde o kadar saçmayım ki, kız bana "beni lütfen incitme, çok incindim" dediğinde aslında ilişkimizin çoktan başladığını düşünmüş. ben sadece türkiye'de iyi vakit geçirmesi için empati yaparak ona destek oluyordum ama yanlış anlamış. uzak ilişki bana göre değil diyip hızlı bir şekilde çözdüm olayı ve kız da garip bir şekilde aynı gün dostluğa çevirdi ilişkiyi. ilişki mi, ne ilişkisi :) neyse öyle saçma bir şey. şimdi çok sevdiğim bir insan, evli ve 3 kız annesi, kızlar inanılmaz olağanüstü şirin şeyler ama bizim olabilirdi o kızlar. bizimki belki o kadar sarışın olmazdı :) ama güzel olurdu. ondan sonra yaşadığım o kadar dramaya da gerek olmazdı belki. ama aşık değildim, ilişki aklımdan bile geçmiyordu.

sonra sözlükten biriyle tanıştım, çok kültürlü biri, benden çok daha fazla kültürlü, bilgi birikimi olsun, zekası olsun, pırlanta gibi. profesyonel voleybolcu. benden epey uzun ve çok daha güçlü :) bi baldır var, benim koşucu baldırımın iki katı. ama kötü durmuyor, orantılı. yere öyle sağlam basıyor ki, iki kolumla kaldırmaya çalışıyorum ama ayağını santim hareket ettiremiyorum. aynı zamanda biontech kurucuları gibi araştırmalar yapan doktor. yurtdışında üniversitelerde araştırmalar yapıyor. adını koymadığımız bir kaç ay süren ilişkimiz oldu. sonra görüşmeyi kestik. orada minik bir keşkem var. bir sene sonra tekrar gördüğümde obez olmuştu. en az 30-40 kilo almıştı. tabii ki, benden kaynaklı diyecek egom yok ama belki bir şeyler yaşadı ve ben destek olabilirdim derim hep.
0
gabe h coud
(27.12.21)
Seo,dijital marketing, google analytics gibi konularda tum dunyanin cahil oldugu bir donem vardi.
Ben bunu daha amerika'da moda olmadan kesfetmistim. Google bile olayi anlamayip bedava veriyordu datayi.
Hatta google hesabim cok eski oldugu icin su an menuler bile calismiyor, google benim hesabi bozdu komple bug'da kaldi hesap.

O donem bu isten para kazanmayi kendime yediremedim.
Muhendisim illa kod yazicam diye dusunuyorum.
Cok aptalca ve cok basit geldi, menuden 2 tane degiskenle oynayip google'da onemli bir konuda ilk siraya geliyordum.

Benden 100 kat cahil arkadaslara gosterdim, simdi onlar silikon vadisinde villada yasiyor. yesil cimlerini bicip, sonra karisi jessica'yi opuyor.
haftasonu cocuklarinin beyzbol macini konusuyorlar.

Turkiye'de kalanlarin da 2 milyonluk arabalari 100bin tl maaslari var.
Ve bu heriflerin hic calismasi gerekmedi sadece menuden 2 yere tiklayarak head of marketing oldular.
0
divit
(27.12.21)
dogduguma pismanim diyebilirim ehehehhw
0
ala09
(27.12.21)
yazılanları okudum hayatımı gözden geçirdim ve hiç bulamadım. :) hiç yok. hep ortalama bir hayatım oldu. ne en önde oldum ne sona kaldım. hep ortalarda oldum hayatım boyunca. :)))
0
naksidil
(27.12.21)
4 ay önce birine bir şey söyledim, üstelik 4/5 alternatifi düşündükten sonra en kötü seçeneği seçtim. bu sıralarki en büyük pişmanlığım. genel olarak hayat pişmanlıkları içerisinde pek bir şey yok. genel olarak böyle iyiyim. sadece bazen liseyi bırakmasaydım sosyal yeteneklerim çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum o konuda ufak bir pişmanlığım var ama bu sadece sosyal zeka ve becerilerim için geçerli mesleki anlamda elbette faydası olurdu ama bu o kadar da önemli değil, internet lebiderya bilgi konusunda.
0
selam
(27.12.21)
İş hayatında daha "talepkar" işlere kariyerimin ilk yıllarında atılmaya çalışırdım. Aile firmalarında çok vakit harcadım.
0
trixi
(27.12.21)
Her şeye rağmen okumak için İstanbul'da kalmak yerine Ankara'ya gitmeyi göze alsaydım.

4 Haziran 2013'ü tekrar yaşayıp o gün verdiğim kararların tam tersini yapsaydım.

Bu ikisi şimdilik yeterli gibi.
0
south park in kapusonlu uyesi
(27.12.21)
Birkaç keşke de benden gelsin:

- Lisede ve üniversitede 2. bir dil öğrenme şansım vardı keşke üzerine eğilseydim.
- Ailemden başka şehirde üniversiteye gitseydim.
- Bir arkadaşım ile kötü ayrıldık keşke öyle kesip atmasaydım.
- Ülkeden ayrılmak için daha erkenden çaba harcasaydım.
0
peki madem
(27.12.21)
aslında ciddi anlamda yok öyle ah keşke dediğim şey ama soruyu okuyunca lisans son sınıftayken bi hocamın bana ve en yakın arkadaşıma "gpa'iniz yüksekmiş, amerika'da bütünleşik doktoraya başvurabilirsiniz. bunu bi düşünün." dediği an aklıma geldi. demek ki içten içe öyle yapsaymışım diyorum.
0
erenderk
(27.12.21)
yıllar önce çok samimi olduğum bir arkadaş grubu ile saçma sapan bir olaydan dolayı iletişimimi sonsuza dek kopardım. bende de onlarda da hata vardı. keşke o zaman krizi daha düzgün yönetseydim.
0
iwillsee
(28.12.21)
Yurtdışında kalmaya kassaydım keşke. 1 sene bitti mal gibi döndük hemen.
0
d max
(28.12.21)
bir cocuk vardi, bir is toplantisinda tanistik, bana yürümedi, kostu. Ben de cok rahatsiz olmustum, napiyo bu ya? sapik mi bu ? diye söylenip durmustum, daha sonra yine konusmaya calisti, teklif etti ama ben tanimadigim icin de kactim.
bu bugünlerde oluyor, o yüzden pismanligim, baska bir arkadasimla fotografini görünce ona sordum megerse tam benlik biriymis.
0
durgunfoton
(28.12.21)
sıgaraya hiç başlamamalıydım.
0
marul hirsizi
(28.12.21)
hangi birini sayayım.
arkadaş ilişkilerim,
üniversite tercihim,
kpss tercihim,
off offf
0
sizofren06
(29.12.21)
Valla pişman olduğum bazı şeyler var ama halen ne olduğunu tam olarak belirlemedim bir türlü.

2007 senesinde üniversite eğitimini İngilizce olarak seçmem, hayatımın en doğru kararıydı. Hazırlık sınıfını geçip, birinci sınıfa başladığımda iyi kötü bir İngilizce altyapısı vardı.

- Mallığım bu pişmanlığın üstüne koymamaktır. Ulan İngilizce seçmişsin, üstüne koysana mal mısın?

- Üniversite geçirdiğim 4+1 seneleri bir insan anca bu kadar boş geçebilir. Gerçi İngilizce ile ne kadar utangaç biri olduğumu hazırlıktayken fark etmiştim. Bu açından olumlu tabii ama bugün düşünce ne kadar mal olduğumu görebiliyorum. Dönüp dönüp ne kadar malmışım diyorum sürekli.

Daha fazla sinemaya gitseydim, daha fazla kitap okusaydım. Bir şeyler yapsaydım keşke.

- Valla bilmiyorum cidden. Ortada bir pişmanlık var ama çözemedim. Dur bakayım, halledeceğiz inşallah.
0
put it in your appropriate place
(29.12.21)
(5)

Telefondan çekilen videoları nasıl convert edeyim

hoot
Merhaba milletŞimdi elimde sağda solda orda burada çekilmiş videolar var, genelde düğünde filan çekilen ama hiç izlemeyen videolarSaklayalım tamam ama 30 GB yer kaplıyor Google drive'daHangi program ya da web servisini kullanayım?Mesela YouTube'a yükleyip gizli olarak saklamak nasıl olur?
Merhaba millet

Şimdi elimde sağda solda orda burada çekilmiş videolar var, genelde düğünde filan çekilen ama hiç izlemeyen videolar

Saklayalım tamam ama 30 GB yer kaplıyor Google drive'da

Hangi program ya da web servisini kullanayım?

Mesela YouTube'a yükleyip gizli olarak saklamak nasıl olur?
0
hoot
(26.12.21)
Bilgisayarda düzenlemek daha iyi olur. Çözünürlük ve FPS değerlerinin ayarlaması bir de gereksiz bölümlerin de aralardan çıkarırsan yer açısından oldukça tasarruf edersin. Bunlardan sonra ben olsam dvdye MP4 olarak kaydederim. Herhalde azami 4dvd yeterli olur bu dosyalar için.
Harici hdd de varsa bir yedekte oraya alır internette bir yere yükleme yapmazdım.
Program olarak, Aiseesoft Video Converter Ultimate olabilir.
0
Erva
(26.12.21)
Bilgisayardan yapacağım evet, zaten telefonda değil dosyalar ama genel olarak en yüksek ayarlarda çekilmiş. açıkçası hiç edit yapmak istemiyorum, doğrusu izlemek bile istemiyorum. ama mecbur çekilmiş, hatırası kalsın. 10 dk video 1,5 gb olduğu durumlar var.

hangi program kodek ve ayarı olmalı? ya da otomatik pilot bu işi nasıl hallederiz
0
🌸hoot
(26.12.21)
Sadece codecle kalmıyor olay.
ayarlarla birlikte onlarca denenecek kombinasyon var. O nedenle deneme yanılma yapmalısın. Çeşitli ayarlarda aynı videoyu çok kere farklı ayarlarla dönüştür.
Sonrasında boyutuna bak ve izlenebilirliği açısından görüntüyü izle. Ona göre karar vermelisin.

sanırım 10 dakikalık videonun dönüşüm işleminden sonra ortalama azami 50-70mb yer tutması izlenmesi açısından yeterlidir.
Bazı sitelerde videonun özellikleri ve dönüşüm işlemi için girilen değerlerden sonra sonuç olarak dönüşen videonun boyut gibi çeşitli bilgileri gösterilebiliyor. Arama için :
Online video size calc
0
Erva
(26.12.21)
(bkz. Handbrake)

Standart program bu oldu gibi bir şey zaten çok çok profesyonel değilseniz. Bir profil oluşturun, test edin. Beğenirseniz hepsini topluca o formata çevirin ezpz.
0
aguen
(26.12.21)
en mantıklı çözüm youtube'a gizli yüklemek. bunun dışındaki diğer tüm çözümler için sizin sürekli olarak önlem almanız ve düzenli yedek tutmanız lazım. youtube tüm bunları sizin yerinize yapıyor.
0
klassno
(26.12.21)
(9)

strateji oyunu onerir misiniz?

baldur2
rts olsun, son 3-5 senede cikmis olsun. tankli tufekli veya fantazi olabilir, tarihi vs de olabilir.
rts olsun, son 3-5 senede cikmis olsun. tankli tufekli veya fantazi olabilir, tarihi vs de olabilir.
0
baldur2
(26.12.21)
frostpunk
0
freebird5406_2
(26.12.21)
Europa universalis 4
0
komando kani var bende
(26.12.21)
Normalde önümüzdeki 1 sene oynayacağım oyunlar, okuyacağım kitaplar falan bellidir öyle bir insanım. Geçen ay Spellforce 3 ile tanıştım mahvetti tüm planlarımı. Hem strateji hem üstüne aynı anda rpg var, hikayesi dünyası çok iyi bağımlılık yarattı.

Onun dışında ageof4 çıktı geçenlerde, beğendim ben.
0
aguen
(26.12.21)
Northgard demeye geldim, Spellforce 3'ü kara listeye aldım gidiyorum.
0
ganbatte
(26.12.21)
Northgard +1
0
ceketimi alip cikcam
(26.12.21)
sudden strike ve company of heroes var ama bunları bilirsin zaten.
0
killerbee
(26.12.21)
3-5 seneden fazla oldu sanırım ama hearts of iron 4 ve europa universalis 4.
0
ravenclaw
(26.12.21)
Halo Wars
store.steampowered.com

Iron Harvest (Türkçe dil destekli)
store.steampowered.com

Spellforce 3 +1
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(26.12.21)
Creeper World III:

Bildiğiniz tüm RTS oyunlarını unutun, bu oyunun dinamikleri ve düşünce tarzı hiç birinde yok

twittterda böyle yazıyordu
0
hitsumo
(26.12.21)
(4)

Bankanın dolar borcu kafasına göre liraya çevirmesi?

aguen
Merhaba duyuru,Dün dolar biraz düşünce fırsat bu fırsat diyip bir süredir beklettiğim alışverişlerimi yaptım. Normalde bile usd/eur harcamalarım o şekilde yansır ay sonu öderim ki bugüne kadar hep öyle oldu.Dün dolar 13ken yaptığım harcamaları iş bankası kafasına göre 16.8den hesaplamış tl olarak ya
Merhaba duyuru,

Dün dolar biraz düşünce fırsat bu fırsat diyip bir süredir beklettiğim alışverişlerimi yaptım. Normalde bile usd/eur harcamalarım o şekilde yansır ay sonu öderim ki bugüne kadar hep öyle oldu.

Dün dolar 13ken yaptığım harcamaları iş bankası kafasına göre 16.8den hesaplamış tl olarak yansıtmış. Sabah arayacağım da böyle saçmalık mı olur zaten dolar yansıyor dolar ödüyorum daha bunun üstüne bu dolandırıcılık ne?

Hiç işe yaramazsa ne var ne yok toplayıp yapıkrediye geçmekle tehdit edecek ve bunu yapacağım, ama birkaç bin lira fark ediyor böyle dolandırılmak da istemiyorum, başına gelen veya önerisi olan var mı?


özet: iş bankası dün dolar 13ken dolar olarak yaptığım harcamaları her zamankinin aksine liraya çevirip, hem de 17den çevirip öyle yansıtmış.
0
aguen
(22.12.21)
Iki durumda bu oluyor:
1. Kredi kartının döviz ekstre ayarı açık değilse.
2. Döviz borcu gecikirse.

Sizin durum 1 değil galiba eskiden döviz olarak ödediğiniz için. Bu durumda gecikme de yoksa iş bankasını arayıp sebebini öğrenin. Kasıtlı bir dolandırıcılık olacağına ihtimal vermiyorum.
0
himmet dayi
(22.12.21)
20.12 günü iş bankası kredi kartımın son ödeme günüydü. Bende dolar olarak ayrı işleniyor ekstreye. Son ödeme günü geçtiği için 19 liradan tl hesaba geçirmişler. Arayıp şikayet kaydı oluşturdum. Dolae hiçbir zaman 19 tlyi görmedi. Ne çıkacak bilmiyorum.
0
Depik
(22.12.21)
Müşteri temsilcilerini pek inandırıcı bulmadım ama gelecek ay dolar olarak ödeyeceksiniz, birkaç güne dolar ekstrenize yansır dediler.
0
🌸aguen
(22.12.21)
Mastercard ya da visa kartin kendi kuru oluyor. Mesela dun mesai saatlerinde mastercard kuru 20tl idi euro icin.
Yani direkt is bankasinin sucu olmayabilir.
0
kuehles blondes
(22.12.21)
(5)

Türkiye'de PayPal kullanmanın bir yolu yok mu?

amortisman
Merhaba,Delireceğim :DABD'deki bir firmaya iş yapacağım fakat ödemeyi yalınca PayPal ile yapacaklarını söylediler. Ve Türkiye'de PayPal tam 5 yıldır yasak. Vallahi delireceğim.Türkiye'de ikamet edip PayPal kullamanın bir yolu yok mu gerçekten? Bu konuda bilgisi, deneyimi olan var mı?İlla yurt dışınd
Merhaba,

Delireceğim :D

ABD'deki bir firmaya iş yapacağım fakat ödemeyi yalınca PayPal ile yapacaklarını söylediler. Ve Türkiye'de PayPal tam 5 yıldır yasak. Vallahi delireceğim.

Türkiye'de ikamet edip PayPal kullamanın bir yolu yok mu gerçekten? Bu konuda bilgisi, deneyimi olan var mı?

İlla yurt dışında bir tanıdık bulup onun üzerinden mi işlem yapmak zorundayız. Yurt dışında yaşayan tanıdığım da yok bu arada :D

D e l i r e c e ğ i m

Edit: Görüştüğüm firma bütün dünyadan benim gibi yüzlerce yazılımcı ile çalışıyor. Hâliyle bana özel bir düzenleme yapmayacaklardır.
0
amortisman
(29.11.21)
yok malesef. wise ya da payoneer kullanmaları lazım. pek ihtimal vermiyorum ama kripto para cinsinden ödemelerini isteyebilirsiniz.
0
false pretension
(29.11.21)
benim paypal'a atarsan havale atarım sana tr'ye. ama nasıl güvenicen. ne kadar masraf olacak falan filan var işte.
0
fatihkkk
(29.11.21)
var tabiki,

amazon üzerinden almanya veya n11 üzerinden ingiltere sim hattı satın alıyorsun. Garanti olsun diyorsan post box yani adres kiralayabilirsin yoksa yapıştır mcdonalds adresini. Sonra bu telefon numarası ve adresle paypal acıyorsun. paypal açtıktan sonra gelen ödemeyi wise ile hesabına cekebilirsin.

www.ukpostbox.com
urun.n11.com
0
Northern Mariner
(29.11.21)
ben yaklaşık iki üç sene tr'de kullandım. kendi kendime bulduğum karmaşık bir yöntemle (transferwise'dan falan yararlanarak). istersen gönderebilirim talimatları ancak yasak olduğu için hafiften paylaşılmasından ve g*t altına gitmekten korkuyorum. bir de bu kadar uğraşmaya değer mi tartışılır, ben düzenli para aldığım için değmişti. tek seferlik bir şeyse söyle buradan birine (ben dahil), yardımcı olalım.
0
sir gawain
(29.11.21)
ingiliz hat + p.o. box en temizi evet. sonra çoook derinlerde saçma bi menü bulup support kısmında tr numaramla güncellemiştim senelerdir çalışıyor :)
0
aguen
(29.11.21)
(1)

Kendi fikrinden olmayan yeri/ülkeyi terketmek

vatanperver
Böyle bir terim vardı, galiba ???? voting gibi bir adı vardı. Neydi o?
Böyle bir terim vardı, galiba ???? voting gibi bir adı vardı. Neydi o?
0
vatanperver
(26.11.21)
foot voting

vote with your wallet dediklerine benzer bu da vote with your feet anlamında
0
aguen
(26.11.21)
(13)

Black Friday Size Black Friday mi? :)

dreamnesiac
Ne kadar indirimle nereden ne aldınız?Ben yüzde 50% indirimle mum alabildim :) Bath and Body Works.Onun dışında benim baktığım şeylerin fiyatında ciddi bir düşüş yok gibi sanki.Ne dersiniz?
Ne kadar indirimle nereden ne aldınız?

Ben yüzde 50% indirimle mum alabildim :) Bath and Body Works.

Onun dışında benim baktığım şeylerin fiyatında ciddi bir düşüş yok gibi sanki.

Ne dersiniz?
0
dreamnesiac
(26.11.21)
Ben bunu 570 liraya aldım dün.
www.morhipo.com

Bi de kulaklık aldım ama o çok aşırı düşmemişti. Mesai ayırıp tek tek bakmak lazım, çoğunda gerçek manada indirim olmuyor.
0
Bruce
(26.11.21)
Ciddi bir dusus yok zaten. Hatta amerikada bir universitede time series calismasi yapmislar, ortalamada black friday fiyatlari senenin en dusuk fiyatlari degilmis. Zaten kim niye ucuza mal satsin durduk yere.

Verilen ornek uzerinden gitmek gerekirse yasadigim yerde her gun isyerine girerken onunden gectigim bath and body works senede en az 8-9 defa "indirim" yapiyor. Indirim yoksa kupon var. O yoksa 1 al 1 bedava var vs vs. Yani o mumlar losyonlar zaten asla etiket fiyatina satilmiyor.

Su ana kadar herhangi bir sey almadim.
0
hot potato
(26.11.21)
Hepsi bugün değil ama 15 liraya USB c kablo, 20 liraya ekran koruma camı aldım. 30 liraya şortlu pijama takımı vardı ama almadım.

8 liraya çavdar unu, 10 liraya sarı buğday unu vardı. Onlardan da aldım.
0
inheritance
(26.11.21)
www.amazon.com.tr
Şunu aldım 1199 liraya, fiyatını takip etmiyordum ama diğer sitelerde genellikle 2000 lira civarına ya da daha da pahalı buldum fiyatlarını.
0
kobuzchu kiz
(26.11.21)
Valla ben de gerçek bir indirim olduğunu düşünmüyorum. 2 tane Sebamed roll-on aldım Amazon'dan ama ihtiyaçtan. Indirimine de şimdi bakıyorum:

www.amazon.com.tr
0
Amaranta ursula
(26.11.21)
Hiç bişey yok. Amazonda indirime giren ürünlere camcamelcamel'dan baktım çoğu yalan fiyatların. Atıyorum max 100€'ya satılan ürünü 200'den 90'a düşmüş gibi satıyolar.
0
mirafiori
(26.11.21)
ilk gün wishlistime baktım hiçbir şey yoktu bir daha da bakmadım. trendyol uygulamasını sildim her yerde reklamlara dayanamayıp.

bugün durduk yere sale'den bağımsız s4 watch classic (46mm) aldım ama. amerika'da indirimli hali $330 + tax, tr'ye alsak daha kargosu da çıkacak mesela, türkiye'de 2700-2800 iyi bir fiyat bence göreceli
0
aguen
(26.11.21)
Valla takip edene şahane şeyler vardı bu ay.
Hepsiburada'dan 1950'ye airpods pro aldım 2 ay erteleme + 7 ay taksitli
apple'dan iphone 13 aldım
amazon'dan bir ton yemelik içmelik şey + kedi kumu, yemi vs falan aldım. sırf burada 500 lirada 100 lira falan cebe koymuşumdur.
daha da ihtiyacım yok yoksa alınacak bir sürü şey vardı. sadece takip etmek lazım. ama bence hb bu ay şov yaptı. amerikada hisseler çöktü diye gaz verdiler sanırım.
0
roket adam
(26.11.21)
Arçelik'in sitesinden telve kahve makinesi aldım, amazon vs yerlerde 700-800 civarındayken 500e geldi. Güneş kremi aldım amazondan yaz için, 65-70 civarına.(fiyatları uçmuş her yerde). Deterjan stokladım bol bol ve kitap aldım.
0
vampir akrep
(26.11.21)
ty.gl ütü masası 328 liraydı 128e aldım.
ty.gl 10 kilo Orijinal n&d kedi maması 782 idi 500e aldım.
ty.gl 9 tane hurç 140 liraydı 54 liraya aldım
m.n11.com 2 kilo proplan yavru kedi mamasını 100 liraya aldım.
Bir de yataş yorgan 210 du 160a aldım

Takip edebilene baya kara cumaydı yaNi:)
0
sacrilegious
(27.11.21)
Ha bir de migrosta 4x80gr dardanel ton balığı 25’ten 17ye düşmüştü ton balık stokladım
0
sacrilegious
(27.11.21)
Fondotenim epey düşmüş bir fiyata aldım.
Çocuğa bez, mama aldım. İkisi de anlık kampanyayla denk geldi, iyi oldu. Kg 185 tl olan mamayı 135 e aldım.
Başka da bir şeye ihtiyacım olmadığı için kendimi tebrik ederek zara ve mangoya bakmadım hiç ama onlar söyledikleri oranı yapıyor gerçekten.
0
somethinginthewayshemoves
(27.11.21)
gitara manyetik baktım tr de 4500 lira civarı bir indirim olmamış.

amazon.com.tr güzel indirim yapmış, yurtdışı ürün 2900 lira ama yorumlarda %30 hasarlı bozuk çıktığını yazmışlar, nasıl custom shopsa artık manyetiği bile düzgün saramamış adamlar deyip vazgeçtim.
0
killerbee
(27.11.21)
(3)

steam'den baskasi icin oyun ticareti yapmak

chezidek
simdi malum, sagolsun gabe dost turkiye icin guzel bir fiyat politikasi uyguluyor.ben de fransa'da yasiyorum. turk banka kartim, turkiye steam hesabim falan her seyim var. alacagim zaman turk lirasiyla aliyorum. ama oyun fiyatlari oyro olarak cok farkediyor. ben bunun ticaretini yapabilir miyim acab
simdi malum, sagolsun gabe dost turkiye icin guzel bir fiyat politikasi uyguluyor.

ben de fransa'da yasiyorum. turk banka kartim, turkiye steam hesabim falan her seyim var. alacagim zaman turk lirasiyla aliyorum. ama oyun fiyatlari oyro olarak cok farkediyor. ben bunun ticaretini yapabilir miyim acaba? yoksa devamli farkli farkli insanlar icin oyun alsam steam "sen hayirdir?" der mi?

denks.
0
chezidek
(26.11.21)
nasıl yapacaksın? gift olarak türkiyeden aldığın oyunu türkiye'deki bir hesaba atabilirsin. fransa'da bir hesaba atamazsın. bölge kilidi oluyor.

kısacası yapamazsın.
0
false pretension
(26.11.21)
bu işle lise + üniversite hayatımı fund ettim zamanında, kaçtı o fırsat 5000 sene önce.

şu an bırakın satmayı, penetrasyon testleriyle aram çok iyi olmasına rağmen kendim için bile region limitlerini zar zor aşıyorum.

ek olarak steam canı sıkılırsa banlar :)
0
aguen
(26.11.21)
hesaplarin ayni ulkeden olmasi gerektigini bilmiyordum. sonucta senelerce turk hesabimla fransa'dan satin aliyorum. neyse bilemedik :D
0
🌸chezidek
(26.11.21)
(11)

29 yas erkek 21 yas kadin yas farki cok mu iliski icin

Sebastian
sb
sb
0
Sebastian
(15.11.21)
Çok değil be Sebastian. Ama 21 yaş çok çocuksu veya tripli tecrübesiz bir birey olabilir.
0
Amory Lorch
(15.11.21)
Çok değil.
0
pispinti
(15.11.21)
Karakterlere bağlı. 21 yaşındaki bir kadının karakteri 29 yaşındaki bir erkeğin karakterinden daha olgun olabilir. Ben aşk sektörünün Covid nedeniyle eskisi gibi canlı olmadığını düşünüyorum. O nedenle hoşlanma varsa yaş gibi şeylere takılmak yerine şansınızı deneyin.
0
dissendium
(15.11.21)
çok.
0
candide
(15.11.21)
Sikintiya musait yaslar ama kendi basina iliskiyi engelleyecek bir kirmizi bayrak degil.
0
cleric
(15.11.21)
@candide +1

21 ile 29 arasındaki uçurum 29 -40 tan daha fazla.
0
killerbee
(15.11.21)
Çok.
0
j r r tolkien hayrani
(15.11.21)
Olgunluk farkı diyenlere +1

Mesela 25-33 olsaydı o tamam da, 21 bebe gibi gelir pek çok hususta. He amaç çok da ciddi bir ilişki değil de seks odaklıysa, takıl gitsin o vakit.
0
jonas
(15.11.21)
Bence tam ideal.
0
noluyo yaa
(15.11.21)
yaş farkı falan filan hikaye. aynı yaşta olunca noluyor sanki? birbirlerini daha mı iyi anlıyorlar? hepsi yalan dolan.

devam edin.
0
ilgeru
(15.11.21)
çok. sapıkça bulurum hatta.

hazır yeni çıkmışken ve yaşlar da birebir uyuyorken taytay'den gelsin:
www.youtube.com
0
aguen
(15.11.21)
(7)

imax'siz dune

issiz karga
cinemax. dune u imax salonlarrından çıkarıp yerine sonsuzlar adlı salak filmi koymuş. çok sinirim bozuldu, fremenin deniz görmüş versiyonu olarak deli gibi bekliyordum filmi ama talihsiz olaylar sonucu geciktim. şimdi merak ediyorum dune u normal 3d de yada 2d de izlemeye değer mi? yani o koca perde
cinemax. dune u imax salonlarrından çıkarıp yerine sonsuzlar adlı salak filmi koymuş. çok sinirim bozuldu, fremenin deniz görmüş versiyonu olarak deli gibi bekliyordum filmi ama talihsiz olaylar sonucu geciktim. şimdi merak ediyorum dune u normal 3d de yada 2d de izlemeye değer mi? yani o koca perdede 2d izlemek istesek çikko bir çözünürlükle karşılaşır mıyız? yada standart 3d kafamızı öper mi? yoksa abartıyor muyum? gideyim mi yoksa malum ortamlarda remux versiyonunu falan mı bekleyeyim ne dersiniz?
0
issiz karga
(08.11.21)
Bence zaten dune'i 3d ile izleyerek heba etmeyin. 2d iyidir her zaman.
Not: IMAX 2D salonda izledim
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(08.11.21)
işte sıkıntı da o, 2d standart 2d imax değil, yoksa sormazdım bile.
0
🌸issiz karga
(08.11.21)
hikayesini seviyorsanız malum ortamdan indirip izleyin. Görsellik için imax istiyorsanız zaten cinemaxın ışığı kısılmış ekranında ne kadar keyifli olabilirdi ki? Ben indirip izledim. 2 buçuk saat nasıl geçti anlamadım. Üstelik sanki kitabı izliyor gibiydi. Kesinlikle imax 3D zart zurt takılmadan izlenebilecek bir film.
0
zoghurt
(08.11.21)
Evde şahane ses sisteminiz yoksa yine de sinemada izleyin bence.
0
kobuzchu kiz
(08.11.21)
cinemaximum'un kendi isteğinde olan bir şey değil maalesef. disney filmini en iyi salonlara koymazsa senelerce bir daha disney filmi gösteremez o kadar diktatörlük yapıyor mickey.

ben yine de öneririm dune'u. sonuçta her türlü büyük ekran o scale'i aktaracak, eve göre artısı ses olacaktır.
0
aguen
(08.11.21)
ben de senin gibi imax izlemek isterken bir baktım ki hiçbir imax de kalmamış:( bir dune sevdalısı olarak üzüldüm ama 2d de çok da keyif alarak izledim. yine sinemada izle derim ses sistemi büyük ekran vs. evde sinemadaki gibi olmuyor.
0
wendyangelamoiradarling
(09.11.21)
normal 3d salonda izledim ama sağolsun cinemaximum kör kuyulara atmışlar gibi bize izletti. gerçekten bu kadar karanlık da yapmayıverin açın azıcık ışığını. resmen suratları zor seçtim. malum yerlerden indirip tekrar izliyicem eminim daha çok keyif alırım
0
chanandler bong
(10.11.21)
(7)

Türkiye’de biseksüel bir kadın olmak

Una mujer
Ankara’da yaşayıp biseksüel ya da lezbiyen olan kadınlar nasıl flört/sevgili buluyorsunuz? Oldukça dışa-dönük ve flörtöz bir yapıda olmama rağmen, kadınlarla flört ederken iki kere düşünmek zorunda kalıyorum, heteroseksüel bir kadının arkadaşça davranması ile gay bir kadının flört etmesini ayırt ede
Ankara’da yaşayıp biseksüel ya da lezbiyen olan kadınlar nasıl flört/sevgili buluyorsunuz? Oldukça dışa-dönük ve flörtöz bir yapıda olmama rağmen, kadınlarla flört ederken iki kere düşünmek zorunda kalıyorum, heteroseksüel bir kadının arkadaşça davranması ile gay bir kadının flört etmesini ayırt edemiyorum, bu işi çok zorlaştırıyor. Tanışma yeri vs. tavsiyelerinize açığım.
0
Una mujer
(10.10.21)
Kız arkadaşım dating applerde sadece kadınlari seçiyordu ve öyle birçok kişiyle tanisti. Arkadaş da oldu çevresini genisletti.
0
ddenizz
(10.10.21)
Date apps, queer partiler...
0
hayaletimsi
(10.10.21)
Bu tüm dünyada böyle değil mi zaten? Hep şu tarz duymuşumdur ben de:

i.redd.it

Erkek olarak çok yorum yapabileceğim bir alan değil, ama bugüne kadarki sevgililerimin yarısından çoğu bi idi, anladığım kadarıyla erkeklerin kadın sevgili arayışına benziyor işiniz zor :)

Dating appler işe yarar ama bence de.
0
aguen
(11.10.21)
Ankara’yı bilmiyorum ama İstanbul ve İzmir’den pek farkı yoktur diye düşünüyorum. Queer mekanlar oluyor oralara gidebilirsin. Pride haftası etkinlikler olur takıl onlara. Üniversite öğrencisi isen ODTÜ Ya da Hacettepe Ya da diğer ne varsa bak bakalım kulüpler oluyor. Evet uygulamalar var; OkCupid(daha popüler olanı), Tinder.. arkadaş çevresini de bu şekilde edinebilirsin. Herkes birbiriyle seks ilişkisi kurmak zorunda değil sonuc olarak. Son olarak instagramda da insanlar aktif olabiliyor bu konuda ama ben instgram kullanmadığım için nasıl oluyor bilmiyorum. Twitter için de aktif olmalısın bazı hesaplar iyi laf yapıyor mesela ordan bakınacaksın etrafa.. ben date uygulaması kullandım hep başarılıydı.
0
fıytfıyt
(11.10.21)
dating appler iyi ama keciboynuzu gibi, bir damla bal icin kocaman agac dalini yiyorsun.
olgunlarda the soul pub var, orasini öneririm, kaliteli gay friendly bir ortam.
ögrenci isen üniversitelerin kuir toplulukları var oraya takilabilirsin.
onun disinda biraz da şans işleri bu işler, benim lezbiyen ve bi arkadaslarim hep kendi cevrelerinden buluyorlar partnerlerini.

cis hetero erkegim ama kuir topluluklarla ic iceyim, arkadasim dedigim insanların yarisindan fazlasi lgbti+
0
spivak
(11.10.21)
Yukariya ekleme yapayim.

Erkegim, bi ve lez kadin arkadaslarimin deneyimi ile yaziyorum.

Lgbtq ve kink insanlari mecburen kendi ilgileri ve dunya goruslerine uygun mini gruplarinda takiliyorlar. Appleri sevgiliden cok arkadas ve ortam bulma aparati gibi dusun, applerden karsilastigin insanlar sana uymasa bile ordan kurdugun arkadasliklarla x'in arkadasi y'nin arkadasi z felan derken bir sekilde denk geliyor.
0
cleric
(11.10.21)
(6)

VR'la maç izleme teknolojisi sizce ne zamana çıkar?

kahve45
soru başlıkta..
soru başlıkta..
0
kahve45
(10.10.21)
yeterince VR gözlük satılırsa...

180 derece (sadece önündeki) alanın 3D çekilmesi çok zor değil, tüketici düzeyinde kameralara bile düştü aslında.(bkz. bazı yetişkin filmleri) 360 çekmek daha meşakkatli ama arkana bakıp ne yapacaksın zaten.

Yani teknik olarak yapılır da, kim izleyecek kim para verecek onun ortaya çıkması lazım. Şu an isteyen pek kişi olacağını sanmam.
0
nhk ni youkosu
(10.10.21)
Sorunuza yanıt değil ama ben de geçenlerde "Yahu bu futbolcuların yakasında filan oyunu etkilemeyecek yüksek kaliteli kameralar olsa, oyunu bizzat onların gözlerinden görebilsek" diye aklımdan geçirmiştim. Düşünsenize; kaleciyle karşı karşıya iken forvet oyuncusunun açısından FPS oynar gibi bakıyoruz. Ya da mesela kanat oyuncusuna taa defanstan, ters kanattan 50 metrelik pas geliyor. Adam tık diye göğsünde yumuşatıp topu önüne alıyor filan.
0
burka
(10.10.21)
Geçen koray birand benzer şeyi söylemişti, daha önceden 360 çekilmiş filmi ekranda oynatmak başka, canlı 360 görüntüyü izleyenlere ulaştırmak başka, çok daha fazla anlık veri akışı gerekli, bir de en az 4k olsun istersen kolay değil

@burka dediğin şeyi youtubeda goprolarla yapıyorlar fakat düşünüldüğü kadar iyi bir açı olmuyor izlemesi
0
freebird5406_2
(10.10.21)
@freebird'e ek olarak bir şey söyleyeyim, 4k olsun diyor ya mesela, senin bakış açının 4k olabilmesi için o videonun komple 8k'dan fazla falan olması lazım.(salladım şimdi)

Çünkü ben 5.7k kameramla 360 derece çektim mesela, fakat her yer komple 5.7k yani çok yetersiz, sen gözlüğü taktığında o videonun küçük bir bölümüne bakıyorsun o kısım 720p'den hallice oluyor (hesaplamadım ama)

bu yüzden kaliteli de görünmüyor henüz. Veri oranları da çok büyük, son kullanıcı anlamsız der kenara atar.
0
nhk ni youkosu
(10.10.21)
Tahminlerime göre 2037 senesinde yaygınlaşacak
0
siyah giyen adam
(11.10.21)
Var zaten. Ara sıra Oculus'tan bildirim geliyor ooo maç var gelsene diye ama NBA tabii. Olimpiyatlarda da VR vardı sanırım ama onu da izlemedim.
0
aguen
(11.10.21)
(10)

Özel sağlık sigortası faydaları

anarsika
Yeni işe başlarken olacağı söylenmişti hala başlanmadı. Gerçekten ne gibi yararını gördünüz merak ediyorum. Gidip bunun için baskı yapacağım duruma göre.
Yeni işe başlarken olacağı söylenmişti hala başlanmadı. Gerçekten ne gibi yararını gördünüz merak ediyorum. Gidip bunun için baskı yapacağım duruma göre.
0
anarsika
(28.09.21)
Randevu için 1 ay beklemek yok. Devlet hastanesi kalabalığı yok. Doktorlar çok çok daha ilgili ve yardımcı olma çabası içerisindeler.
0
crepuscular ray
(28.09.21)
Yaptırın, hiç işinize yaramazsa özel sağlık sigortam var diye hava atarsınız. Zaten %90 ı bunun için yaptırıyor :)
0
erty_ksk
(28.09.21)
İşlemine, tedavisine ve muayenesine göre değişen indirimli fiyatlar oluyor. MR BT fiyatı TTB fiyatının %35 daha ucuzu olabiliyor mesela. Bu hastaneden hastaneye göre de değişiyor.
0
birşeylersoracağım
(28.09.21)
Hastalandığınızda devlet hastanesine, sağlık ocağına gidiyorsanız veya bünyeniz sağlam doktora kırk yılda bir gidiyorsanız çok şey değişmeyecek hayatınızda ama Acıbadem’de bir muayene olmuş 700 lira 1000 lira. Sigorta ile %10-%20 artık anlaşmanız ne ise bunu ödemek var hepsini ödemek var. Veya Allah korusun ayağın kaydı kafa üstü düştün devlette ameliyat sırası mı özelde araba parası mi ikileminden kurtarır sigorta.
0
cilekli pasta
(28.09.21)
kafam rahat acıbademe filan gidiyorum bir şey olduğunda.
0
king lizard
(28.09.21)
Motosiklet ile büyük kaza yapan birisi özel sağlık sigortası sayesinde 3 ev parası verilecek tedaviyi bedavaya oldum diyordu.
0
kckmlqm
(29.09.21)
15 TL ödeyip medical parkta bütün kan tahlillerim, ultrasonlarım, mr larım, röntgenlerim çekiliyor mesela. En büyük avantajı da doğumdaymış, henüz deneyimlemesem de etraftan duyduğum bu.
0
hrvl
(29.09.21)
Yeni iş ararken çok önemli bir madde benim için sağlık sigortası. Diş olsun göz olsun bu gibi bariz noktaları geçiyorum, bekleme derdi olmadığı için para verme derdi olmadığı için ihtiyacım olduğunda en iyi hastane hangisiyse ona rahat rahat gidiyorum, duruma göre 10% ödeyip çıkıyorum.
0
aguen
(29.09.21)
Şirket tarafından yapılan TSS sigorta ile geçen hafta Amerikan Hastanesi'nde kulak ameliyatı oldum. 1 TL para ödemedim.

Benzer sigortayı eşime yaptırma istedim. Sigorta primi yıllık 14.000 TL çıktı. Bütün özel hastaneleri kapsıyor. Muayenelerde %20 ödeme yapiyorsun.

Sağlık sigortalarinin sınıfları var. Yukarıda bahsettiğim en üst seviye.
0
kaiserr76
(29.09.21)
hakkınız olanı alın.

1 - devlet hastanesinde bir muayene için sıra beklemek falan, evet bunlar çirkin şeyler ama daha büyük bir problem olduğunda, ameliyat gerektiğinde, asıl o zaman özel hastanelerin değerini anlıyorsunuz.

2 - özel sigortalar, önceden var olan rahatsızlıklarınızı kapsam dışı bırakıyor. bu sebeple ne kadar önceden sigortanız başlarsa, o kadar iyi.

3 - belli bir süre sonra, hayat boyu devam garantisi veriyorlar. yani önceden gelmiş olmasa bile, rahatsızlığınız bu sene çıkmış olsa bile, gelecek sene yenileyeceklerinin garantisi yok. ama bir kaç sene sonra (firma firma değişiyor) ne olursa olsun yeniliyorlar.
0
co2s2
(29.09.21)
(1)

Oyun + mikrofon ses kaydı nasıl yapılır?

bana kedicik derdi
Bir oyun ile ilgili ufak bir açıklama yapmam lazım geldi. Videoyu neyle çekeceğiz ve bu videoyu çekerken sesi nasıl kaydedeceğiz? En kaliteli nasıl yapılır? En kolay nasıl yapılır? Tşkler.
Bir oyun ile ilgili ufak bir açıklama yapmam lazım geldi. Videoyu neyle çekeceğiz ve bu videoyu çekerken sesi nasıl kaydedeceğiz?

En kaliteli nasıl yapılır?
En kolay nasıl yapılır?
Tşkler.
0
bana kedicik derdi
(20.09.21)
bkz. obs

ya da nvidia ekran kartınız varsa geforce experience ile halledersiniz
0
aguen
(20.09.21)
(13)

Eski fotoğrafları saklıyor musunuz

heathen
Laptopta, drive’da vs saklıyor musunuz eski fotoğraflarınızı? Binlerce fotoğrafı videoyu silmeye kıyamayan sayılı manyaklardan biri miyim diye düşünüyorum bazen. Açıp bakmıyorum da çoğuna tekrar. Duruyorlar öyle. Gerekli gereksiz hepsi var.
Laptopta, drive’da vs saklıyor musunuz eski fotoğraflarınızı? Binlerce fotoğrafı videoyu silmeye kıyamayan sayılı manyaklardan biri miyim diye düşünüyorum bazen. Açıp bakmıyorum da çoğuna tekrar. Duruyorlar öyle. Gerekli gereksiz hepsi var.
0
heathen
(09.09.21)
tabii ki.
0
Ufuk
(09.09.21)
kolay kolay bir şey silmem. msn konuşmaları bile duruyor yıllar önceden. hatta geçen öyle bir bakarken farkettim şimdilerde her şarkısı milyonlar dinlenen birkaç kişiyle zamanında saatlerce msnde muhabbetler etmişiz. bu logları saklamasam hatırlamayacağım bile. vay be dedim görünce.

çok pis film arşivi de yapardım ancak günümüzde artık film arşivi yapmak çok anlamsız hale geldiği için ve "şu kısa hayatta bir filmi bir insan en fazla kaç kere izleyebilir ki" diye düşünerek sildim ve attım hepsini.
0
kim bilir
(09.09.21)
Ne fotoğraf/video ne sohbet geçmişi...
Hepsini saklarım.
Arkadaşlarım bir şey demeye korkar 4 yıl önceki konuşmadan ekran görüntüsü atma ihtimalime karşı.

Diskte saklıyorum her şeyi bunu da sabit değil ama yılda bir gibi bir periyotta kontrol ediyorum anlık gerekli olup da alınan ekran görüntüleri, birden fazla olan fotoğraflar gibi gözden çıkarılacak şeyleri siliyorum.
Hafıza doluluğundan whatsappta temizlik yapmam gerekse konuşmaları (tamamını değil) önce maile yedekliyorum.

Ben bu durumumdan biraz rahatsız oluyorum, ne zaman yeter ya temizleyeyim artık şunları diye başına geçsem elim varmıyor ama.
0
mutekebbir
(09.09.21)
Saklayamıyorum. Ki ben evi her temizlediğimde bir poşet eşya atan insanım. Fotoğraflar da belli bir süre sonra azalıp gidiyor haliyle.
0
ruhen hastayim ben
(09.09.21)
saklarım 10 yıllık falan arşiv var, her telefon backup aldığımda whatsapp konuşma database'ini şifresiz hale getirir öyle yedeklerim telefonu
0
nahtoderfahrung
(09.09.21)
Saklıyorum. Şimdi değil yaşlanınca tek başıma rakımı içerken bakıp bakıp ah be gençlik diyip depresyona gireceğim.
0
materyalist imam
(09.09.21)
Saklıyorum.

Benim için milli servet gibi bir şey. Belki bugün değil ama yaşlanınca çok değerleneceğine inanıyorum.
0
deveyidiken
(09.09.21)
arkadaşlarım arasında arşivlerle ünlü biriyim. yandex, dropbox, icloud her yerde çeşit çeşit fotoğraflar saklıyorum liseden beri. düzenli değil ama 2-3 ayda bir tüm fotoğraflara bakıp duygulanırım.
0
golgi aygıtı
(09.09.21)
fotoğraf bakmayı çok sevdiğim için saklarım ama ergenlik dönemimde kendimi görmeyi hiç istemediğim için o dönemi yok ettim diyebiliriz
0
kestane gürgen palamut
(09.09.21)
saklıyorum maalesef aşağı yukarı 2006'dan beri. ama silmek istiyorum bazen. eski fotolara bakmak bana neşe vermenin aksine canımı sıkıyor.
0
roket adam
(09.09.21)
E tabii ki. Ergenken hem çok foto çekilmezdim hem de hafıza kartımı kaybettiğim için fotolarım yok oldu o zamandan :(

Şimdi pcde + cloudda + cold storage 3 yerde tutuyorum. Ara sıra bakarım. İlk kez geçenlerde iki fotoğrafımı(zı) bastırdım vs. Güzel şey bence
0
aguen
(09.09.21)
saklıyorum. aksini düşünemem
0
dafuq
(09.09.21)
Saklıyorum
0
2027
(09.09.21)
(10)

22 yaşından sonra arkadaş edinmek

vacigok
merhaba. şimdiye kadar çok da yakın arkadaşlıklar kuramamış, kurduklarıyla da artık eskisi kadar yakın olmayan 22 yaşındaki birisi bundan sonra çok yakın arkadaşlar edinebilir mi? sizin yaşantınızda böyle örnekler var mı? eğitim hayatından sonra çok zormuş gibi geliyor birileriyle yakınlık kurabilme
merhaba. şimdiye kadar çok da yakın arkadaşlıklar kuramamış, kurduklarıyla da artık eskisi kadar yakın olmayan 22 yaşındaki birisi bundan sonra çok yakın arkadaşlar edinebilir mi? sizin yaşantınızda böyle örnekler var mı? eğitim hayatından sonra çok zormuş gibi geliyor birileriyle yakınlık kurabilmek.
0
vacigok
(08.09.21)
En yakın arkadaşımı 23 yaşında kazandım, 2 numaralı talihli ile ise 24 yaşında.

Dediğiniz gibi zor tabii. Şu an bir sürü yeni arkadaş istiyorum bünyemin ihtiyacı var ama bunun için gerekli enerjimin olmadığı bir dönemdeyim, her şeyin üstüne yalnız kalınca depresif depresif takılıyorum.

Hobilere yönelin arkadaşlar sizi bulur :)
0
aguen
(08.09.21)
İş hayatında daha fazla arkadaşlıklar, dostluklar edineceksin. Hatta eğitim hayatındakilerin bir zaman sonra adını hatırlasan soyadını hatırlamayacaksın.

Çok fazla iş yerinde çalışmasam da her ayrıldığım iş yerinden çok sağlam arkadaştan öte insanlarla tanıştım.
0
catamenia
(08.09.21)
Tabii ki mümkün iş hayatı var vs. İnsan 50 yaşında bile ykın arkadaşlık kuruyor.
0
cilekli krep
(09.09.21)
yani duzenli olarak bulundugun her ortam ordakilerle arkadaslik kurabilmek demek. her gun gittigim benzinligin kasiyeriyle de arkadas gibiyim artik. aynisini cafe'ler vs icin uygularsan basarili olur. is hayati oncesinde okulda vs de bu sekilde arkadas oluyoruz zaten her gun gore gore. is hayati yakin arkadas yapmak icin cok ideal olmayabilir, en azindan ayni is yeri icin. yine de cok guzel dostluklar edindim calistigim sirketlerde o ayri. hobilerden falan zaten edinirsin de demek istedigim, duzenli olarak ayni ortamda bulundugun pompaciyla bile arkadas olursun yani zaman icinde. benim aksine 18 yasina kadar arkadasim yoktu :d
0
hjarteblod
(09.09.21)
Çok zor değil, iş yüzünden tanıştığım her beş kişiden en az biri ile düzgün iletişimimi sürdürdüm. (proje bazlı çalışıyorum) yaş 33.

Başka sabit görüştüğüm insanların olduğu ortamlara girsem oradan da kafamın uyduğu çıkar mutlaka ki kıl bir herifimdir ilk etapta.
0
hedep
(09.09.21)
niye olmasin. hatta soyle soyleyeyim 33 yasindayim ve 18-20 arasi arkadasim var. bunlar arasindan 22 yasindayken arkadas olduklarimin sayisi 3.
0
hot potato
(09.09.21)
45 yaşımdayım hala arkadaş edinebiliyorum.
üstelik asker evladı olarak aşırı ev mahalle değiştirmiş biri olarak benim için de zor oluyordu eskiden.
insanlar değişiyor.

<3
0
janderzel zartanyan
(09.09.21)
şu anki en yakın arkadaşlarımla 22 yaşında tanıştım. sonrasında da samimi olduğum insanlar oldu ama onlar yurtdışında idi. bizde insanlar yeni insanlarla yakın olmaya kapalı oluyor. üniversitede bile hazırlıktan tanıştıkları ile okul bitirenleri gördüm. ama olmayacak şey değil, benim samimi olduğum insanlar bulunduğum çevreye göre değişti. üniversite okurken liseye bağlı kalmadım.
0
bana bir nick verin
(09.09.21)
En yakın arkadaşımla 27 yaşında tanıştım. 2.5 senedir kankayız.
0
kaptan maydanoz
(09.09.21)
Eşimin sınıf arkadaşının sevgilisiyle 21 yaşında eşimi okul çıkışı almaya gittiğimde tanışmıştık. O da kız arkadaşını almaya gelmişti. Dönüşte arabayla gidecekleri yere kadar bıraktık. Bırakış o bırakış hala kopamadık bacanağımla (birbirimize böyle hitap ediyoruz) Okul döneminde de sık sık görüşüyorduk, okuldan sonra da memleketleri Zonguldak'a döndüklerinde iletişime kesmedik. Rize'den İzmir'e dönerken kafamıza esti diye evlerine kalmaya da gittik. Sağ olsunlar Zonguldak'tan İzmir'e düğünlerimize geldiler, biz de geçen ay onların düğünlerine gittik. Hatta düğün dönüşü daha önce nikah kıydıkları için Ankara'da yaşadıkları evlerine dönerken biz de gittik, bir gece de orada misafir ettiler. Arabayı değiştirmeyi düşünüyordum, sağ olsun düğün takılarını bile teklif etti adam al boş boş duruyor işine yarasın en azından diye. Sapık gibi her attığı fotoğrafa yorum atıyorum yeter artık İzmir'e gelin hadi diye. Aynı şekilde her fırsatta çıkın hadi yola çayı koyuyorum diyor (yol dediği İzmir-Ankara :D) Bence yaşla alakası kesinlikle yok, diğer bir yandan da 20 küsur yıllık kardeşim dediğim en yakın arkadaşımla saçma sapan bir nedenden dolayı karşı karşıya oturmamıza rağmen görüşmüyoruz 3 yıldır. Böyleleri de var.
0
captainimsi
(09.09.21)
(7)

etnik grubum ne?

brakgn
bazı iş başvurularında etnik grubum soruluyor. ekteki gibi bir liste var.annem ve babam farklı ülkelerden göçmen. babam çift vatandaş.white mı demeliyim, multiple mı other mı?
bazı iş başvurularında etnik grubum soruluyor. ekteki gibi bir liste var.
annem ve babam farklı ülkelerden göçmen. babam çift vatandaş.
white mı demeliyim, multiple mı other mı?
0
brakgn
(06.09.21)
White.

Başka yerde caucasian görürseniz o yoksa White
0
aguen
(06.09.21)
Asyalı ya yada arapa benzemiyorsan. (zenci olmadığını varsayarak) white de geç.
0
catamenia
(06.09.21)
Annenizin ve babanızın ülkelerini söylememişsiniz. Arap ülkesi mi Balkan mı nerden göçmenler? Dış görüntünüz hangisine uyuyor?
0
eatpraylaw
(06.09.21)
@eatpraylaw
makedonya ve bulgaristan. beyaz tenli, kahverengi saçlıyım. white diyorum bu durumda.
white deyince sülaleden ingiliz olmak lazımmış gibi bir imaj vardı aklımda o yüzden emin olamadım.
0
🌸brakgn
(06.09.21)
white olsun, black olsun bunlar hep ırkçı kelimeler. kaldı ki araplar da white aslında???

white derseniz başınız ağrımaz. dna testi yapacak halleri yok ya
0
co2s2
(06.09.21)
Türkler Caucasian yani "beyaz" diye geciyorlar. Bunun balkan göcmenligi ile, kahverengi gözle, efenime soyliyim kara kas kara göz bir Bingöllü olmakla falan alakasi yok :) Türksen Caucasian diyip gececeksin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.09.21)
Balkanlar avrupa batı asya vs. arap veya afrikalı karışmadıysa white deyip geçiyorlar. Ben de araplık falan var da emin olamıyorsunuz sandım :)
0
eatpraylaw
(07.09.21)
(1)

Ankara'da date önerileri?

bobinhoo
Flörtü davet etmelik date önerilerinizi alabilir miyim? Örneğin:- Eymirde bisiklet sürmek- Bilmem nerede şarap tadımı- Bilmem neredeki lunapark vb.Bu tarz önerilerinizi bekliyorum, bildiğiniz güzel mekanlar falan olabilir.
Flörtü davet etmelik date önerilerinizi alabilir miyim?

Örneğin:

- Eymirde bisiklet sürmek

- Bilmem nerede şarap tadımı

- Bilmem neredeki lunapark vb.

Bu tarz önerilerinizi bekliyorum, bildiğiniz güzel mekanlar falan olabilir.
0
bobinhoo
(06.09.21)
Magnum store var bir iki, custom dondurma yaptırıyorsunuz bence çok hoş.

Olgunlar tarafında Kakule var, güzel ilginç çaylar yapılıyor şirin bir mekan farklı çaylar deneyebilirsiniz.

Eymir dediğiniz gibi safe bet gibi görünüyor ama bilmenizi istemedikleri şey eymir'in lanetli olduğu. Arkadaş grubundaki herkes burada ya ayrıldı ya ciddi tartışmalar yaşadı (including yours truly) o yüzden önermiyorum nuh-uh

Yine çok klişe olacak ama faust romantik bir mekan bence ve istediği kadar klişe olsun gidilir.

Pandemi sagolsun bilgilerim çok güncel değil maalesef o yüzden uzuuuun süredir bilinen bir iki yeri yazdım.
0
aguen
(06.09.21)
(5)

İntel core i serisi vs ryzen serisi

ubermensch
Eski zamanlarda amd intele rakip olmasına rağmen performansı intele göre çok kötüydü. Ruzen serisiyle bunu aşabildi mi yoksa paran varsa hala intel işlemciler tercih sebebi mi?İ5 ile ryzen 5 serisi, i7 ile ryzen 7 serisi mi aynı segmentte? Bu kıyaslamada kullanılan diğer parça uyumları da etkilidir
Eski zamanlarda amd intele rakip olmasına rağmen performansı intele göre çok kötüydü. Ruzen serisiyle bunu aşabildi mi yoksa paran varsa hala intel işlemciler tercih sebebi mi?

İ5 ile ryzen 5 serisi, i7 ile ryzen 7 serisi mi aynı segmentte? Bu kıyaslamada kullanılan diğer parça uyumları da etkilidir eyvallah ama biri tercih sebebi olsa hangisi olurdu?
0
ubermensch
(05.09.21)
Şu an Ryzenler açık ara önde. Bu nedenle Intel fiyat kırıyor çoğu işlemcisinde. Yine de Intel çok mantıklı değil zira anakartları pahalı, verdiği soğutucu beş para etmiyor veya hiç vermiyor.

Intel'in tek artısı laptoplarda Amd işlemcilerin Thunderbolt kullanamaması zira Thunderbolt'un patenti Intel'e ait. An itibariyle bunu telafi edecek bir şey de yok Amd tarafında.
0
bana kedicik derdi
(05.09.21)
Karşılaştırması zor ama genel olarak AMD öne geçti. Dediğiniz gibi diğer parçalar olsun fiyatlar olsun bunları görmezden gelirsek Ryzen'lar en iyi kartlar. (En azından bu sene sonunda Intel'in çıkaracağı Alder Lake serisine kadar)

Öte yandan, amacınıza da bağlı. Mesela oyun oynayacaksanız çoğu zaman Ryzen 5600X ile 5950X arasında bir fark yok. Oyun bilgisayarlarında Intel 11400 en ideal kart olabilir sanırım. Belki 11600.

Cidden CPU heavy tasklar çalıştırıyorsanız da 3900X veya 5900X derim.


Ha bir de Intel kartlar dahili GPU ile geliyor, CPUyu takıp GPUya ihtiyaç duymadan pc'yi açabiliyorsunuz, hatta bir sürü oyunu oynayabiliyorsunuz. AMD'de gelecek seneye kadar hala yok bu olay ekstra GPU almak zorundasınız sırf PC açılsın diye.



Özet: Şu an için en f/p neyse onu alın diyorum pek fark yok.
0
aguen
(05.09.21)
@aguen
Amd APU'lar var bunların dahili gpu'su da var. Sonu g ile biten işlemciler bu özellikteler. Ryzen 5000 için dahi var. Ayrıca Intel'in dahili grafik arabirimi zımbırtısın son derece tırt. Son çıkan Amd APU'lar aşağı yukarı gtx 1050 kadar bir grafik gücüne sahip.
0
bana kedicik derdi
(05.09.21)
Ryzen serisinin oyunlarda tek çekirdek kullandığını duymuştum.
Oyun bilgisayarı almayı düşünen bir arkadaşım bu nedenle Intel tercih etti.
Bu konuyu arastirmani öneririm.

Diğer bir nokta ise bilgisayar üreticileri AMD islemcileri her
modellerinde kullanması nedeniyle ürün çeşitliliği Intel kadar yok.

Ryzen serileri server işlemci piyasasında Intel çok üzerinde lakin yine ürün çeşitliliği yüzünden alternatifiniz pek yok. Umarım bu durum ilerleyen dönemlerde değişir
0
kaiserr76
(06.09.21)
kaiserr76
(06.09.21)
(10)

İşinizi seviyor musunuz

dissendium
1. İşinizi seviyor musunuz?2. Mesleğinizi seviyor musunuz?3. Hayalinizdeki iş nasıl?4. Hayalinizdeki meslek ne?Ben aslında mesleğimi seviyorum ama keşke lisede biraz daha iyi bir tercih yapsaydım diyorum. Koşturmayı sevmiyorum pek. Bilgisayar mühendisliği okumak daha iyi olabilirdi benim için. Sanır
1. İşinizi seviyor musunuz?

2. Mesleğinizi seviyor musunuz?

3. Hayalinizdeki iş nasıl?

4. Hayalinizdeki meslek ne?

Ben aslında mesleğimi seviyorum ama keşke lisede biraz daha iyi bir tercih yapsaydım diyorum. Koşturmayı sevmiyorum pek. Bilgisayar mühendisliği okumak daha iyi olabilirdi benim için. Sanırım biraz tembelim. Buradan bilgisayar mühendisleri tembeldir anlamı çıkmaz herhâlde. Demek istediğim çoğunlukla tek başıma çalışabilmek.
0
dissendium
(05.09.21)
1 - Hayır
2 - Evet
3 -
4 - Doktor olmak
0
Arthur Dayne
(05.09.21)
1. Sevmiyorum, sıkıcı, eve gelmek için saat sayıyorum.

2. Sevmiyorum. Keşke makine veya elektronik mühendisi olsaydım diyorum hep.

3. Hayalimdeki iş bilgisayar bileşenleri özellikle su soğutma sistemleri üretip satmak. Bu alanda kendi şirketimi kurmak.

4. Hayalimdeki meslek de bu işte. Arge yapabileceğim, test yapabileceğim daha deneysel takılabileceğim bir alan olmasını dilerdim.

Ben koşturmayı seviyorum ama çalıştığım yerde yüksek tempo olduğu halde hep aynı yerdeyim. Hep aynı işi yapıyorum. Preparat hazırla, test yap, raporu gönder, yenisine başla. Kendi alanımda olmayan işlerde çok çalıştım, zaten bu zamana kadar kendi alanımda çalışmama sebebim mesleğimi sevmiyor oluşumdu ama aile kur, kariyer yap, geleceğe yatırım yap ayağına katlanıyorum. Yoksa şirket kurup risk almak, iş kovalamak istiyorum, kolay sıkılan biriyim.
0
bana kedicik derdi
(05.09.21)
1- Fena değil. Başkası olsa bu kadar kaosun içinde belki kafayı yer ama hem kaos seviyorum hem de alıştım artık. Sıkılıyorum düzen olunca. Ama kaos da az biraz yoruyor, yapacak bir şey yok.

2- Evet.

3- Side project'lerimden birisinin bana yetecek kadar gelir getirecek hale gelmesi. Kendi projem üzerinde istediğim zaman istediğim şekilde çalışabilecek olmak. Pinboard'u yapan elemanın yerinde olmak isterdim mesela.

4- Hayalimdeki mesleği yapıyorum zaten.
0
plutongezegendegilmi
(05.09.21)
1 hayir
2 hayir
3 ogretmenlik
4 meslek lisesi ogretmenligi

Su an isim yazilimcilik.
0
divit
(05.09.21)
1- hayır, asla bana göre değilmiş.
2- hayır, memurum.
3- rahat olan ve amire hesap vermediğim freelance bir iş
4- yazlık yerde mekan açmak, istediğim kıyafetleri dikebileceğim yapabileceğim bir tasarım evi veya gazetecilik. Yurt dışında garson olmayı bile yeğliyorum şimdik mesleğim yerine.
0
Hallegadola
(05.09.21)
1- meh, orta karar. makale okuyup makale yazmak, bilimsel araştırma yapmak falan; başım götürmüyor artık.

2- cevap 1.

3- kendi başıma çalışıp farklı kollardaki insanlardan oluşan geniş bir ağım olmasını isterdim.

4- araba tamiri, marangozluk gibi mühendislik, malzeme bilimi ve üretimi bir arada barındıran bir alan. ingilizce "handyman" gibi. jimmy diresta, matthias wandel, stuff made here gibi insanlara özeniyorum kısaca.
0
chezidek
(05.09.21)
Evet.

Evet.

Minimum çalışma.

Bir spor veya sanat dalıyla ilgili mesleğim olsun isterdim.
0
ruhen hastayim ben
(05.09.21)
1. hayır. vaktimi satıp para alıyorum tüm özeti bu. bir sürü ekibin işini tek başıma hallettim, sırf 3000tl prim vermemek için düşük performans puanı vermişler. 3000tl'nin lafını yapmıyorum zaten vermeseler de olurdu ama düşük puan incitti. o günden beri telefonumda mail uygulaması yok, uzaktan çalışma bittiği gün bilgisayarımdan vpn'i sildim.

2. hobi olarak yapsam evet. akademik çalışmalar yaparken kendi işimi kendim seçtiğim için sabahlara kadar mutlu bir şekilde çalışıyordum. hobi projelerim de var ama 8 saat pc başında çalıştıktan sonra bilgisayar açasım pek gelmiyor.

3. şu anki mesleğimi kastediyorsak, yurtdışına kaçmayı çok düşündüm ama remote opportunityler açılınca bir iki aydır onları hedefliyorum. hayalimdeki iş remote + haftada maksimum 32 saat + net €8000 veriyor olmalı. ulaşılamaz değil bunu öğrendim bir iki arkadaşım benzer işler bulunca. hedefim o. Ama tabii saçma derecede yüksek bir maaş, özellikle tr için. Arada bir iki iş değiştiririm sanırım o miktarlara yaklaşana dek.

4. küçüklükten beri astronomi okumak istemiştim, ama afl'de okurken okul gezisinde rasathaneye gitmiştik, hemen hocaları yakalamıştım. "sakın öyle bir aptallık etme, hele ki bu liseyi kazanmışsın istediğin işi yapabilirsin kesinlikle böyle bir şey yapma." demişlerdi. o yüzden astronomluk yapmak isterdim. arkeoloji de bir alternatif olabilir. keşfedilecek bir evren var ve ben amaçsız bir şekilde mühendislik yapıyorum.
0
aguen
(05.09.21)
1-hayır
2-eh
3-Huzur dolu ve yoğun olmayan bir iş.
4-El emeği.
0
Tersidüzükilec
(05.09.21)
1 - Evet
2 - Evet
3 - Şu anki ile aynı, pc başı, yazılım.
4 - Şu anki ile aynı
0
ananiyimioguz
(05.09.21)
(7)

kırmızı sarabı evde açıp şişeye boşaltıp pikniğe götürmek?

ShadowOfMoon
şarap sevdiğim için pikniklere şarapla gidiyorum orda açıyorum ve şarap ikram edilmeli algısı olduğundan herkes geliyor içiyor :Do yüzden artık evde açıp götüreyim diyorum.bozulmaması için napabilirim ve plastik pet şişeler mi cam şişe mi daha iyi olur ve açıp şişeye koyduktan sonra dolaba mı koymal
şarap sevdiğim için pikniklere şarapla gidiyorum orda açıyorum ve şarap ikram edilmeli algısı olduğundan herkes geliyor içiyor :D
o yüzden artık evde açıp götüreyim diyorum.

bozulmaması için napabilirim ve plastik pet şişeler mi cam şişe mi daha iyi olur ve açıp şişeye koyduktan sonra dolaba mı koymalıyım mesela 2 gün sonra içeceksem?

aldığım şaraplar ucuz şarap mesela dlc melen buzbağı gibi kırmızı
0
ShadowOfMoon
(05.09.21)
Evdeki şişeye götürüp koyunca şarap olduğunu anlamayıp istemeyecekler mi? Bana sağlam bi plan gibi gelmedi :D

Gideceğin gün aç, dolaba koy, giderken yanına alırsın sonra.

"Şarap 1-2 günde bozulmaz" gibi bir algı var, belki çürümüyordur da tadı değişiyor sonuçta.

Kısa süre kalacağı için pet ya da cam olması farketmez. Hangisi daha rahatsa.
0
plutongezegendegilmi
(05.09.21)
şarap hava almadığı sürece sorun olmaz. hava alsa da sorun olmaz. uzun süre güneşe maruz kalırsa sirkeleşir.
0
phonex
(05.09.21)
İçeceğin kadarını termos şişeye koyup ağzını dayayıp içsen istemezler gibi geliyor.
0
curukturpkokusu
(05.09.21)
aynen, termos kesin çözüm. hem sağlıklı olarak saklanması hem de kimsenin anlamaması açısından :D
0
passion rules the game
(05.09.21)
termos + bir adet decoy vişne suyu diyorum ben. test edildi, çalışıyor :)
0
aguen
(05.09.21)
Yeterince zengin olsaydınız zaten pikniğe gitmeseniz de içecekleriniz için aynı şeyi yapacaktınız :D piyasa şişesinden çıkarıp daha güzel bir şişeye koymak yani. Dolayısıyla uygulama konusunda sorun yok, yapılabilir bir şey.

Ama haklı derdiniz şarabın ilgi çekmemesini sağlamak olduğu için tabi ki janjanlı bir şişedense en iyisi bence de termos. Termos korunaklı, hava almıyor ve ısı muhafaza etmek gibi güzel bir özelliği var. Bundan daha iyi bir çözüm olacağını sanmam.
0
akhenaten
(05.09.21)
sarap birlikte icince guzel zaten?

sarabi plastige sokmayin. cam cok daha ideal. tasirken cok sallamayin, sarabin tadi kotu tasindiginda degisiyor gercekten. gitmeden evden cikmadan once aktarin diger siseye.

Ucuz saraplar fazla havalandirmaya gelmezler! Bir siseden digerine aktarirken zaten havalandirma ve karafe etme yapilmis oluyor. Ikinci bir oneri, kotu sarabi oldugunca soguk icin.
0
buf-e kür
(05.09.21)
(19)

Görüşme öncesindeki gece, planın türünde değişim isteyen hatun

magni
Bir süredir flört ettiğim biri vardı. Aramız çok iyi, enerjimiz ve iletişimimiz üst düzeydi. Kendisiyle birden fazla kez dışarıda çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiştik, hepsi de çok keyifli geçmişti.Geçen hafta başında, ayın 28'i cumartesi günü için, kendisine evimde akşam yemeği davetinde bulunmuşt
Bir süredir flört ettiğim biri vardı. Aramız çok iyi, enerjimiz ve iletişimimiz üst düzeydi. Kendisiyle birden fazla kez dışarıda çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiştik, hepsi de çok keyifli geçmişti.

Geçen hafta başında, ayın 28'i cumartesi günü için, kendisine evimde akşam yemeği davetinde bulunmuştum. Memnuniyetle karşıladı, hatta haftaiçi iletişiminde ara sıra cumartesinin üzerine mevzular da döndürdük.

Nihayetinde o haftaiçini yine gayet keyifli bir iletişimle geçirdik ve cuma gününe geldik. Ama birden ne olduysa, cuma gecenin bir vakti whatsapp'tan "Evde değil de yine dışarıda buluşsak olur mu?" ile geldi bana. Ben bu duruma bayağı bozuldum açıkçası. Hem böyle bir şey son anda söylenmez diye düşünüyorum hem de ben o 5 günü, cumartesimizin heyecanını, hevesini içimde her an yaşayarak geçirmiştim. Beraber ev ortamında "ilk kez" baş başa kalacaktık, anlarsınız...

Bu ani ve anlam veremediğim karar değişikliği, ciddi anlamda modumu düşürdü ve o geceki sohbetimiz, görüşmeyi komple iptal ettirecek tarzda bir noktaya evrildi. Nitekim cumartesi görüşmedik.

Siz bu tarz bir durumda karşı tarafın karar değişikliği ile geldiğini görseniz, nasıl bir tavır takınırdınız? Bozulur musunuz, yoksa "Tamam, öyle yapalım o zaman" mı dersiniz?

Ve tabi buradaki en hassas nokta; böyle bir talebin görüşme öncesindeki "son gecede" dile getirilmiş olması.

(Not: Kendisi 32 yaşında bir kadın.)
0
magni
(02.09.21)
Çok normal. İnsanlık hali belki sizinle paylaşamadığı bir şey oldu evde buluşmak istemedi ya da sırf keyfi istemediği için sizinle evde yalnız kalmak istemedi. Yani kadın büyük ihtimal artık onunla görüşmenizin tek derdinin onunla evde yalnız kalmak olduğunu düşünüp, sizden soğumuştur. Haklı da. Kaba bir dille de bunu dile getirmemiş.
0
GoodMorningTeacher
(02.09.21)
Ee tamam öyle yapalım o zaman derim, ne olacak. Bence gereksiz bir tepki olmuş.
0
roket adam
(02.09.21)
belki normalinden erken regl oldu ve evde baş başa kalmak istemedi sekse evrilebilir diye? ya da kendisini son anda rahat hissedemeyeceği bir şey oldu? bu son dakika haber verme olayı bir rutin olsaydı o zaman bu kadar büyük tepki vermeniz anlaşılabilirdi ama bu durumda seks yoksa ben de yokum aga gibi bi his yarattınız muhtemelen onda.
0
Phoebe
(02.09.21)
@Phoebe regl mevzusu olmadığını biliyorum. mevzusu geçmişti bir vesileyle, o yüzden :)

teklif pazartesi, belirlenen gün cumartesi, bu "evde olmasın" çıkışı ise cuma gecesi. ve o ana dek tek bir negatif bir diyalog olmadı aramızda. cumayı gayet güzel bir iletişimle geçirdikten sonra tam yatmak üzereydim. yani sebep bulamıyorum gerçekten.
0
🌸magni
(02.09.21)
Özet olarak seks yapmayı kazandığınız bir hak olarak gördünüz ve kadın kişisi istemeyince kızdınız yani. Normal olmayan tek şey bu.
0
aguen
(02.09.21)
bu talebi en son ne zaman dile getirmesi gerekiyordu?
en geç yedi iş günü önceden mi?

kadın kendini rahat hissetmemiş, belki hazır olmadığını düşündü, belki regl oldu, belki başka bir şey var.
söz verdi, program yaptı diye ne sizin evinize gelmek zorunda ne de sizinle özel bir şey yaşamak zorunda.
eve gelseydi ve ilk kez baş başa kaldığınızda yapmayı planladığınız şeyi yapmaya yanaşmasaydı da, "önceden haberini vermedi" diye bozulacak mıydınız?
bozulacakmışsınız belli ki gerçi.

bu prensip meselesi olacak bir konu değil.
kadın gayet uygun bir dille konuşmuş.
bu istek üzerine bu kadar olay çıkarttığınız için de "iyi ki evine gitmedim" dedirtmişsinizdir zaten.

"sebep bulamıyorum" diyorsunuz da, sizin bir sebep bulmanıza gerek yok.
emin olamamıştır, biraz daha zamana ihtiyaç duymuştur, bunun hesabını vermek zorunda değil ki.
0
blatta hiberna
(02.09.21)
Evine gidersen seks baskisi yapacakmissin gibi dusunmus ve disarida bulusmak istemis. Bu degisiklik isteginin son anda gelmesi de cok normal bir sey. Butun hafta dusunmus ve icine sinmemis, rahat hissetmemis demek ki.
0
hot potato
(02.09.21)
Aslında başlığın temel sorusu şu:

"Siz bu tarz bir durumda karşı tarafın karar değişikliği ile geldiğini görseniz, nasıl bir tavır takınırdınız? Bozulur musunuz, yoksa "Tamam, öyle yapalım o zaman" mı dersiniz?"

Ama nedense bazı arkadaşlar, durumu direkt benim üzerimden yorumlamayı tercih etmişler. Seks baskısı, seks yapma hakkı falan.

Karşıdaki insanın "Bu teklifi hiç yapmayacaksın sanmıştım :)" ile başlayan ve hafta boyu laflarken hınzır hınzır zarflar attığını (ima değil, DİREKT) biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz elbette. O zaman geçelim bir zahmet.

Ben "Böyle bir durumda tavrınız ne olurdu?" kısmındayım tamamen.
0
🌸magni
(02.09.21)
Kankisi vazgeçirmiş net şekilde
0
basond
(02.09.21)
Böyle bir durumda tavrım eğer karşımdaki insana ilgim varsa, beğendiğim biriyse durumu olduğu gibi kabul eder ikimize uygun, güzel zaman geçireceğimiz yeni bir plan yapardım. Çünkü boş yere gerginliğe ne gerek var diye düşünüyorum. Ha beğenmediğim biriyse bem haftasonu işim çıktı derim, buluşmayı iptal eder, konuşmayı azaltır, iletişimi keserim. Böyle şeyler öyle moral düşürecek şeyler değilki.
0
GoodMorningTeacher
(02.09.21)
hınzır laflar atmakla kalmayıp her bir santimetre karesinin piksel piksel fotoğrafını göndermiş, sizi nasıl istediğine dair paragraflarca şiir de yazmış olabilir.

daha önce de yazdığım gibi, bunlara rağmen geldiğinde o anda orada da fikri değişebilirdi.
o anda da hazır olmadığını düşünebilirdi, çekinebilirdi vb.
bu işlerin prensibi, "söz vermiştin"i olmaz.
rahat hissetmediyse hissetmemiştir, kendine göre bir mazereti var elbet ve bunun sizin için mantıklı olması gibi bir zorunluluk olamaz.

"tabii, sen nasıl istersen" diyerek geçseydiniz, hiçbir sorun olmayacaktı ve sadece seks istediğinizi de düşünmeyecekti.

bir kadın için seks konusunda en ufak aksilik çıktığında veya olumsuzluk olduğunda ortamda gerginlik yaratan erkek kadar rahatsız edici, bazen de ürkütücü başka bir şey yoktur.
0
blatta hiberna
(02.09.21)
regl olmuştur diyorum. zaman ver.
0
sana bir sarki yazdim fernando
(02.09.21)
Ciddi bir ilişki/evlilik düşünüyorsa
Bence denendin
Dışardan eve geçme ihtimalini de kaybettin

Atarla trip arası bi şey yapacaktın senin gerçek hedefine göre
Onu da biz bilemeyiz
0
bir soru sorcam
(02.09.21)
Son anda plan değişikliği hayatta en sevmediğim şeylerden biri. Çok hoşnut olduğum bir özelliğim değil, değiştirmeye de çalışıyorum (epey gelişme var), ama böyle bi durum da var yani. Herkes son anda planların değişmesinden çok hoşnut olmak zorunda değil.

Bu tarz bir şey başıma geldiğinde "neden" diye soruyorum. Açık ve samimi bir cevap verirse, cevaba göre tolere edebiliyorum. Vermezse bloğu basıyorum. Ruh hali günü gününü tutmayan, plansız, tutarsız ve dengesiz insanlardan hoşlanmıyorum çünkü. Hele 32 yaşındaysa ne isteyip ne istemediğini bilmesini beklerim, 20 olsa neyse.

Yani karşıdakinin kendini hazır hissetmemesi / istememesi okey bi durum, ama bunu düzgünce bir iletişim kurarak ifade etmemesine / edememesine gıcık olmak da okey. Hatta "sadece seks için" bi kadınla iletişim kurmak da normal bir davranış. Millet niye bu kadar trigger'lanmış anlamadım.

Kadın da burada "sadece seks mi, yoksa bana ilgisi de var mı" shit test'i yapmış. Testten kalmışsınız. Amacınız sadece seks bile olsa kadının böyle düşündüğünü anlayıp ona göre tavır alabilirdiniz. Yani kadın 32 ise siz de 30+ yaşlardasınız diye düşünüyorum, artık öğrenin böyle şeyleri.
0
plutongezegendegilmi
(02.09.21)
ben 1-2 sorardım neden diye, sonra tamam öyle yapalım derdim.

muhtemelen çok düşündü ya da fikri değişti, o günlük eve konusunda isteksizdi büyütmeye gerek yok. tekrar aynısını yaparsa bu sefer yol verirdiniz.
0
jelly bear
(02.09.21)
Dışarıda görüşür, tatlı tatlı hissettiklerimi ifade eder, sonunda uzaklaşma isteği bile olsa anlayışla karşılayacağımı hissettirir bir sorun olup olmadığını kendisine sorardım.

belki duyguları değişmiştir, belki sizin bu gibi durumlarda nasıl davranacağınızı tartıyordur kim bilir, cazırtı yaparsanız tavrını haklı çıkartırsınız, yeni ilişkilerde olur böyle şeyler büyütmeseydiniz keşke.
0
arph
(03.09.21)
Tavrım şu olurdu;

Peki der bozulduğumu belli etmez ve dışarıda, öncekiler gibi zaman geçirirdim. Anlıyorum heves kursakta kalması çok kötü ama biraz da siyasetci olmak lazım.

O buluşmada hiç bozuntuya vermeden günü geçirir ve ertesi günlerdeki mesajlaşma sohbetlerini de devam ettirirdim.

Ama bir daha da o istemeden eve çağırmazdım, çünkü bu durumdan sonra bir kapalı alanda baş başa kalma teklifi karşı taraftan gelmeli.
0
John Bloor
(03.09.21)
Bundan sonraki tavrından niyetini okuyacak.
Ciddi ilişki mi sekizli flört mü olayınız. İşte bunu anlamak istiyor
0
photo85
(03.09.21)
Disarda bulusmak isteyip eve gelmek istememesi fiziksel yakinlik kurmak istemedigini net gosteriyor, onceden ne konustugunuzun bir onemi yok. Sevismekten vazgectiginde evinize de gelmek istememesi bence asil takilmaniz gereken nokta. Artik nasil bir izlenim biraktiniz bilmiyorum ama evinize gelip sevismeye yanasmamasinin sikinti olacagini hissettirdiginizden dogrudan disarida bulusalim demis. Yoksa birkac kez disarida gorustuyseniz evde de gayet normal vakit gecirebilirsiniz.
0
pike
(03.09.21)
(12)

üniversite terk biriyle ilişki

Transa
yaşayabilir miydiniz? diploması olmaması sizin için ne kadar önemlidir?
yaşayabilir miydiniz? diploması olmaması sizin için ne kadar önemlidir?
0
Transa
(31.08.21)
Ben yapamam. En azından universite mezunu olmalı. Zira o bir kültür bir birikim. Konuşmalar bütler şakalar. Sıkılmasını anlamamasını insanların o gözle bakmasını ve rahatsız olmasını istemezdim. Hoş gönül bu ama statüye dikkat ederim. Benim için önemli. Yaşardım yaşadım da ama uzun sürmedi tecrübeyle de sabit.
0
baldan kaymak
(31.08.21)
Diploması olmaması senin için ne kadar önemli? Benim için o kadar da önemli değil. Yine de bir muhabbet etmem gerekir bir şans verip vermemeye karar verebilmem için.
0
prole
(31.08.21)
üniversite var üniversite var. lise var lise var. üniversite dışında insanın kendine kattığı şeyler de var. birçok değişken var. o yüzden sadece üniversite eğitimine bakmak bence sığ kalıyor.
0
black mamba
(31.08.21)
yaşamam demek inanılmaz sığlıktır bence de. ana babadan dükkan vs olsa bende okumazdım
0
egokalp
(31.08.21)
Ne amaçla terk ettiğine bağlı.
0
e mice
(31.08.21)
aynı dili konuşabilir miydik ona dikkat ederim. daha önce başıma geldiğinde bi türlü içime sindirememiştim ingilizce bilmeyen biriyle konuşmak gibi asdjk yani içimden yakıştırmasam da yaşamazdım gerçek bu. üni meraklısı da değilim ben zorla okudum
0
ala09
(31.08.21)
Ben utanmasam cv isteyecek biriyim. Sevgililerimden sadece biri ingilizce bilmiyordu, aynı zamanda en kısa süren ilişkim de o oldu. Son sevgilimle paper okuyup tartışıyorduk vs.

Diplomasız bu seviyelerde biriyse biraz şüphem olsa da bir göreyim derdim, aksi takdirde kesin bir hayır ile güle güle.
0
aguen
(31.08.21)
Bu bir kriter değil benim için o yüzden denerim.
0
jazzabel
(31.08.21)
kendini geliştirmişse biraz da kültürlüyse sorun olmaz.
0
jelly bear
(31.08.21)
ne üniversiteler okuyup kendini bir gram geliştirmemiş kişiler var, kendini geliştirmiş ve frekanslar uyuşuyorsa her türlü olur bence.
0
mrtkp1234
(31.08.21)
eğitim seviyesinden ziyade, entelektüel birikim mühim. o yüzden benim için bir kriter değil.
0
candide
(31.08.21)
diploma önemli değil.
kıytırık bir üniversiteden diploması olunca çok mu iyi oluyor sanki
0
dafuq
(01.09.21)
(3)

Android Tablet icin en iyi fotoraf düzenleme uygulamasi

samiabi19
S6 lite kulaniyorum. Biliyorum foto ve video uygulamalarında ipad vazgecilmez, ama benim şuan elimde bu var
S6 lite kulaniyorum. Biliyorum foto ve video uygulamalarında ipad vazgecilmez, ama benim şuan elimde bu var
0
samiabi19
(30.08.21)
Birkaç tane Photoshop var farklı amaçlar için, tabii ki en iyileri onlar. Telefonda ben Pixlr kullanıyorum Autodesk'in. Belki daha iyileri vardır ama bunun kullanması kolay, özellikleri çok vs.
0
aguen
(31.08.21)
Basic şeyler için snapseed ve pixlr ikilisi kesiyor beni.

Ton ayarlaması, basit heal brush işlemi, kolaj falan.
0
hedep
(31.08.21)
snapseed en iyisidir.
0
anten
(31.08.21)
(7)

Bit pazarı büyük avantaj değil mi

comp
yoksa ben mi işsizliğimden bit pazarından sağlam ve ucuz şeyler bulma hayalleri kuruyorum tavsiye ettiğiniz bit pazarı 2.el pazarı var mı (ist.)tşkileri okuma(git: 1129169) > Neden bit pazarı kültürü yok?
yoksa ben mi işsizliğimden bit pazarından sağlam ve ucuz şeyler bulma hayalleri kuruyorum

tavsiye ettiğiniz bit pazarı 2.el pazarı var mı (ist.)

tşk

ileri okuma
(git: 1129169) > Neden bit pazarı kültürü yok?
0
comp
(30.08.21)
Tarlabasinda gece 12den sonra kurulan, yuzde 90i cercop olsa da ise yarar seyler de cikabilen bitpazarini mi soruyorsunuz yoksa ferikoy'deki gibi tum tezgahlarin duzenli oldugu, eski pusku seylerin "vintage" diye itelendigi bitpazarlarini mi?

Turkiye'de "garage sale" mantigi cok olmadigi icin ben pek ise yarar bulmuyorum ikisini de.
0
brkylmz
(30.08.21)
tarlabaşındaki nerede tam olarak?

tuzla tepeören ve kadıköy bit pazarlarını gördükten sonra bu soru peydahlandı esasen kafamda. bu yerlerin gezildiği vidyo www.youtube.com
0
🌸comp
(30.08.21)
Türkiye'de 2. el kültürü yok ki?? 5 sene önce alınan şeyi 0'ından 10% düşüp satmaya çalışanların olduğu bir ülkede bit pazarı kültürü de çok işlemez.
0
aguen
(30.08.21)
Kadıköy cuma pazarının ikinci el kısmı bence çok iyi.
0
suicides underground
(30.08.21)
Bit pazarı kültürü yok çünkü dünyanın bir çok yerinde bu kültür artık yerini letgo gibi uygulamalara bırakıyor. Letgo'dan acayip ucuza süper şeyler aldım şimdiye kadar, böyle bir merakın varsa letgoyu kurcala derim.
0
roket adam
(31.08.21)
5 sene kadar İzmir'de aktif olarak her pazar (ve hafta içi açılan ufak pazarlara) gittim. Çok spesifik eski şeyler topladığım için benim için inanılmaz verimliydi. Ha arada apalakasız günlük kullanılacak şeyler de denk gelip alıyordum.

Bit pazarı müthiş bir şeydir. Birinin çöpü başkasının hazinesidir.
0
hedep
(31.08.21)
Ek bilgi: kadıköy cuma pazarı fikirtepe’nin bitip hasanpaşa’nın başladığı yerde. Mandarins blokları var onun tam karşısında kuruluyor. Metroyla Göztepe durağında inince tam pazarın içine çıkılıyor.
0
suicides underground
(31.08.21)
(2)

İnternetten satış yapan var mı?

anarsika
Geçimini buradan sağlayan var mı aramızda merak ediyorum. Sigortalı ortalama bir işten daha çok kazanıyor musunuz? Yoksa ek gelir gibi mi düşünüyorsunuz? Diğer bir soru malı üretiyor musunuz, yoksa satın mı alıyorsunuz?
Geçimini buradan sağlayan var mı aramızda merak ediyorum. Sigortalı ortalama bir işten daha çok kazanıyor musunuz? Yoksa ek gelir gibi mi düşünüyorsunuz? Diğer bir soru malı üretiyor musunuz, yoksa satın mı alıyorsunuz?
0
anarsika
(30.08.21)
geçim sağlama işi değil de yandan gelir diye takılıyorum. kassam geçindirecek bir işe de dönüşebilir ama hem o kadar yaparsam bayarım, hem de mevcut işimden memnunum.

aylık gelir diyorsan da 500 TL kazandığım da oldu 8-10 bin TL kazandığım da oldu tamamen o aya göre değişiyor.

malın tasarımını ben yapıyorum. üretim ve kargolamayı başkasına yaptırıyorum. (tablo gibi bir şey satıyorum)

yazarın notu : soruyorsan yapmayı planlıyorsundur muhtemelen. bu işi yapacaksan yurtdışı pazarına yap. eğer oraya açılabilirsen para kazanırsın. açılamazsan yurtiçi'nde alım gücü şu anda çok zayıf. kur farkını işinde avantaja çevirebilirsin.
0
syozkn
(31.08.21)
Öğrenciyken tamamen dijital ürün satıyordum (oyun vs. kodları) hatta iyice ilerleyip tedarik zincirini kurmuştum alım sürecini otomatik hallediyordu uygulamalarım, parayı gönderiyordum tek yaptığım iş.

Ek gelir olarak ayda $200-300 iyi paraydı özellikle bir öğrenci için, birkaç ay $500'e falan çıktım ama $1000'lere çıkardım full-time iş yaparım dedim gittim vergi dairesine, vergisini ödeyeceğim ne yapmam lazım diye..

Yok mali müşavir tut yok defter parası, yok şirket açman lazım vs. aylık masraflar zaten kafadan $100 yiyordu başlarım ülkenize dedim şimdi beyaz yaka olarak çalışıyorum.
0
aguen
(31.08.21)
(8)

İş teklifini önce kabul edip sonra reddetmek

niyazi mısri
Merhaba herkese. 2 hafta önce önümüzdeki pazartesi işe başlamak üzere bir şirketle telefon görüşmesi yoluyla anlaştım. Telefon görüşmesinden sonra bana içinde gerekli evrakların listesinin olduğu bir eposta attılar fakat ben daha herhangi bir evrak göndermedim. Sözleşme de imzalamadım. Bu hafta için
Merhaba herkese. 2 hafta önce önümüzdeki pazartesi işe başlamak üzere bir şirketle telefon görüşmesi yoluyla anlaştım. Telefon görüşmesinden sonra bana içinde gerekli evrakların listesinin olduğu bir eposta attılar fakat ben daha herhangi bir evrak göndermedim. Sözleşme de imzalamadım.

Bu hafta içinde başka bir şirketten teklif alma ihtimalim yüksek. Eğer teklif alırsam burada devam etmek istiyorum aslında. İlk anlaştım dediğim yeri arayıp çok daha iyi bir teklif aldım vazgeçiyorum kusura bakmayın vs desem bu anlaştım dediğim yerle bir sıkıntı yaşar mıyım yasal açıdan?

Birde işin etik tarafı da beni huzursuz ediyor açıkçası. Maddi olarak aynı olacağını tahmin ediyorum ama mesleki açıdan bu teklif beklediğim yer benim için çok daha iyi olacak gibi görünüyor. Siz ne dersiniz yorumlarınızı merak ediyorum. Bu tarz bir durumla karşılaştınız mı daha önce?

Teşekkürler şimdiden
0
niyazi mısri
(30.08.21)
Normalde belgeleri teslim ettiğiniz gün işe giriş işlemi yapılır. E-Devlet'te gözükür. Belgeleri teslim etmediğiniz için yasal olarak bir sorun olacağını sanmıyorum. Çünkü işe giriş işlemi yapılmamış. Bence "teklif alma ihtimalim yüksek", "teklif alırsam" gibi olasılık içeren durumlara göre hareket etmeyin.
0
dissendium
(30.08.21)
Başlangıç anından itibaren 2 ay içinde istediğin gibi istifa edip ayrılabiliyorsun ihbar süresi falan olmuyor.

2 Ağustos'ta başladığım yeni işimden 12 Ağustos'ta istifa edip başka 1 şirkete geçtim. Yarım saat falan sürdü istifayı verip çıkmak.
0
materyalist imam
(30.08.21)
@dissendium

Tabii ki teklif almadan diğer şirkete ben gelmiyorum demeyeceğim sadece şu anki durum üzerinden tahminime göre salı veya çarşamba teklif gelir diye düşünüyorum. Olur da böyle bir durum gerçekleşirse ne yapsam diye sormak istedim.


@materyalist imam

Evet ilk iki ay deneme süresi yazdığınız gibi fakat iş o noktaya gelmeden ki durumu merak etmiştim ben.
0
🌸niyazi mısri
(30.08.21)
Başlığı güncelledim daha açıklayıcı olsun diye
0
🌸niyazi mısri
(30.08.21)
X Bey/Hanım merhaba,

[Kişisel sebepler nedeniyle]*1 Y tarihinde sizlerle birlikte çalışmaya başlayamayacağımı üzülerek bildirmek durumundayım.

[Ayırdığınız vaktiniz için teşekkürler]*2 İyi günler.

*1 ve *2 opsiyonel, ben olsam kullanmam bunları.


Etik olarak bir sıkıntı göremiyorum. Neden (size göre) daha kötü bir işte çalışasınız ki?
0
aguen
(31.08.21)
@aguen

*1 ve *2 opsiyonel, ben olsam kullanmam bunları. Böyle derken ben gelmiyorum hadi eyvallah desen bile kim ne diyebilir sana mı diyorsunuz?

Etik kısmında da yani yazılı olmasa bile sözlü olarak bir evet lafı çıkmış oldu ağzımdan ondan demiştim.
0
🌸niyazi mısri
(31.08.21)
dürüst olup farklı bi yerden daha iyi teklif aldığınızı söyleyin. o arada belge v.s. göndermeyin. olur böyle şeyler.
0
nuisance
(31.08.21)
Acil, önemli ya da uzun süredir çalışan aranan bir pozisyonda ise anlık bir küfür ediliyor sonra yola devam ediliyor. İK'ya bize başka adaylar yönlendirmesini söyleniyor. Çünkü orada biriyle anlaştıktan sonra arama süreci durduruluyor ve çalışan için program yapılıp varsa haber bekleyen ilgili birimler bilgilendiriliyor. Onu tekrar başlatmak gerekiyor. Şanslıysan birkaç alternatif oluyor ve yola onlarla devam ediliyor.

Öte yandan, zaten işe başladıktan sonra da deneme sürecinde işten ayrılabilirsin. Şimdi, daha hiç işe girmemişken bunu yapma özgürlüğün daha büyük. Süreci çok uzatmadığın sürece, istediğin/uygun bulduğun bir sebeple işten vazgeçebilirsin. Yasal açıdan herhangi bir sorun yok. Özel sektörde iş hayatı bu. Sadece adı özel. Ne siz özelsiniz ne de firma. Canınızı sıkmaya değmez. Başka bir yerden gelen teklifi değerlendirmek istediğinizi söyleyip teşekkür edin geçin.
0
nawar
(31.08.21)
(15)

Hangi durumda hesabı erkeğin ödemesi gerekir?

nickini degistiren yazar
Hangi durumda hesabı erkeğin ödemesi gerekir? Hangi durumda alman hesabı yapılması daha doğru olur.1) kız ve erkek ilk buluşmaya (date) çıkıyor. İleride sevgili olma potansiyelleri var.2) kız ve erkek zaten sevgili.3) kız ve erkek arasında duygusal bir bağ yok. Sadece arkadaşlar.
Hangi durumda hesabı erkeğin ödemesi gerekir? Hangi durumda alman hesabı yapılması daha doğru olur.

1) kız ve erkek ilk buluşmaya (date) çıkıyor. İleride sevgili olma potansiyelleri var.
2) kız ve erkek zaten sevgili.
3) kız ve erkek arasında duygusal bir bağ yok. Sadece arkadaşlar.
0
nickini degistiren yazar
(30.08.21)
kim davet ediyorsa o öder.

karşıdaki paylaşmayı teklif ederse senden hoşlandım demiş olur.

karşıdaki o zaman şurada da bir tatlı veya drink alalım derse hoşlandım demiş olur.

eğer karşıdaki hiçbir şey demez ve cidden davet eden öderse 'bugün de doyduk çok şükür' gibi bir şey oluyor.
0
duyurukullanıcısı
(30.08.21)
1. davet edenin ödemesi makul ama diğer taraf hesabı paylaşmayı teklif etse şık olur, paylaşmazlarsa çıkışta tatlı, kahve falan ısmarlar ya da bir dahaki buluşmayı kendisi öder.

2. Ne fark eder? Kimde para varsa, o sırada kimin cüzdanı kolaydaysa, ekonomik durumlarına göre... Sürekli erkeğe ödetmek çok çirkin.

3. Arkadaşlar arasında çok para muhabbeti dönmesi tatsız bir şey olduğu için ufak tefek şeylerde (kahve içtik kalktık, sabah fırından iki poğaça aldık...) fark etmez, lafını etmek bile tatsız, bazen biri bazen diğeri öder. Pahalı bir yere gidildiyse paylaşılır.
0
kobuzchu kiz
(30.08.21)
davet eden öder. onun dışında niye erkek ödesin? hiçbir durumda ödememesi gerekir.
0
sana bir sarki yazdim fernando
(30.08.21)
Kobuchu+1. Bunun cinsiyetle alakası yok.
0
Phoebe
(30.08.21)
1-2-3 ben öderim elimden geldiğince, ama ben kariyerde hızlı yükseldiğim için belli bir seviyeye geldim, takıldığım arkadaşlarım hala öğrenci veya yeni mezun maaşı alıyorlar vs.

Genelde ben ödeyip, sonraki buluşmada kahve falan tarzı bir şeye çevirip onlara kahve ısmarlattırıyorum. Date için de böyle arkadaşlarım için de, varken sevgililerim için de öyleydi.

Kırılacak bir insansa vs. zaten anlaşılıyor o zaman da 50/50 paylaşıyoruz.
0
aguen
(30.08.21)
1 - ben öderim.
2 - ivir zivir seyleri ben öderim ama oturup restoranda 3er cesit sey yendiyse ortak ödenir.
3 - yine ortak.
0
reactionic
(30.08.21)
1- davet eden
2 ve 3 : ortak, sırayla
0
Hallegadola
(30.08.21)
1. erkek çoğunluklu ama teklif kadından geldiyse kadın.

2. yaşlara, konumlara, maddi durumlara bağlı.
özellikle 30-40 yaşındaki insanların "dur bende 20 lira var" falan hesaplarına girmesi ya da "sen ne yemiştin?"ler falan erotizmi öldürüyor.
20'lerde kimde varsa o öder ya da bölüşülür, o önemli değil.

yani önemli olan kimin ödediğinden çok, tek tarafın ödemesi.
"hesabı bölüşmek" biraz liseli hareketi olabiliyor ve ilişkilerin havasını bozuyor bence.

3. herkes kendi hesabını öder, daha doğrusu bence kuruş hesabı yapmak yerine direkt ikiye bölünür, ödenir işte.
bir tarafın durumu yoktur, nakit akışında sorun vardır, gerekirse arkadaşımın hesabını çekerim arada bir.
ya da çeşitli sebeplerde "bugün benden olsun" diyebilir bir taraf.
0
blatta hiberna
(30.08.21)
1, 2 ve 3. durumlarda özel bir davet konusu yoksa Alman hesabı olmazsa Amerikan hesabı ödenmelidir. 1. ve 3. durumda (özellikle) erkek davet etti ise erkeğin ödemesi gerekir (kadın davet ettiyse de kadın öder). 2. durumda üstünde parası olan ya da o an cüzdanına daha kolay ulaşan öder.

Genel olarak hesabı davet eden öder. Bunu diyen kullanıcılara +1
0
nawar
(30.08.21)
Nadir buluştuğum biriyse ben ısmarlamak isterim, centilmenlik+içinden gelmek. Sık görüştüğüm biriyse bir dengeye oturmasını beklerim. Burada bir gerginlik varsa o iletişim sürmez zaten..
0
her giriste sifresini unutan adam
(30.08.21)
Doğu kültüründe her durumda erkek öder.
Ve bence 1 ve 2.durumlarda erkek, 3 nolu durumda bazen kız bazen erkek ödemeli.
Bugüüne dek hep hesap paylaştım ve fazla fazla ben ödedim
Hayatın gör dediği şu : niyeti ciddi erkek zaten hesap kitap tutmuyor
Etrafımda da kimin sevgilisi hesap kitap yapmadan 2 nolu durumda hesap ödediyse devamında hep evlenme teklif ettiler
0
photo85
(30.08.21)
1. Davet edenin ödemesi daha doğru, alman usulü de problem değil bence.
2. Ortak
3. Ortak
0
Josephine.
(30.08.21)
1-2 erkek oder.
Arkadaslarsa kabaca ikiye bolerler.Yada sirayla ismarlarlar
0
turkuaz
(02.09.21)
Erkeğim. Karşı taraf ben ödeyeyim demediği sürece her durumda ben öderim.
0
hayirsiz
(02.09.21)
1)Önceden tanışıklık varsa, davet kabul edilmişse demek ki karşı taraf görüşmek istiyor. Bu durumda davet edenin ödemesi makul.

Ancak yüzünü hiç görmediğin biriyle online ortamdan tanışmışsan herkes kendinin hesabını öder. İlk buluşma suistimali diye bir şey var günümüzde. Buna düşmemek lazım

2)Bazen kadın, bazen erkek. Mesela yemeği erkek öder sonra kahve içilirse kadın öder gibi gibi.

3)Bölüşülür ya da sırayla
0
roe
(02.09.21)
(7)

bodrum'a normal insan gitmiyor mu?

tepedeki psychedelic adam
her yer çok mu pahalı yoksa normal yerleri de var mı? normal yerden kastım marmaris, fethiye vs. gibi düşünebiliriz. ben bir kere 15 sene önce merkezine gitmiştim, bildiğim bi yer değil. eylülde tatil için gidilir mi mesela, neresi tercih edilebilir?
her yer çok mu pahalı yoksa normal yerleri de var mı? normal yerden kastım marmaris, fethiye vs. gibi düşünebiliriz. ben bir kere 15 sene önce merkezine gitmiştim, bildiğim bi yer değil. eylülde tatil için gidilir mi mesela, neresi tercih edilebilir?
0
tepedeki psychedelic adam
(29.08.21)
ortakenti tavsiye ederim, otel fiyatları da cafelerin fiyatları da normaldir.
0
omonia
(29.08.21)
Yahşi halk işi
0
Mistyimage
(29.08.21)
Bu ayın başında gitmiştim tam peak sezon, yine de çok pahalı değildi bence. Tabii pahalı yerleri de var ama Ortakent'e gittik iyiydi, pahalı olması gereken kalitede yerler ucuzdu.

Bitez aslında daha ucuz görünüyordu ama doluydu maalesef çoğu yerler.

Eylül ortası fiyatlar yarılanıyor, 4. hafta bir daha yarılanıyor. Kesinlikle gidilir.
0
aguen
(30.08.21)
ucuz yerleri var, ama ucuz yerleri ne kadar çer çöp varsa insanın toplandığı, aşırı kalabalık yerler. mesela ortakent - yahşi nispeten daha ucuzdur lakin inanılmaz kalabalık olur. ben rahat edemiyorum, bence ya biraz para ayır güzel bi plan yap, ya da gümbet'e, merkeze falan gidip çile çekme derim. ya da biraz merkezden uzakta milas gibi bölgelere bak. hem popüler olsun hem ucuz olsun diye anılan yerlere gitme. bi de eylülde baya rüzgarlı olabilir onu da hesaba kat derim, bence eylül antalyanın ayıdır.
0
roket adam
(30.08.21)
yalıçiftlik baya iyi. çok güzel bir belediye tesisi var, bodrum kalabalığına oranla daha sakin ve denizi nefis.
0
theseachange
(30.08.21)
hocam "bodrum pahalı" diyenler, türkbükü'nde, yalıkavak'ta zenginlerin gittiği, onlara hitap eden mekanları söylüyorlar. 200 liraya lahmacun, 60 liraya ayran falan haberleri hep bu mekanların fiyatları. oralar zaten magazin cenneti, denize girip tatil yapmaya değil, süslenip poz vermeye gidilen yerler.

kim diyor hocam bodrum pahalı diye. yeminle ankara'dan, istanbul'dan daha pahalı değil. yani ben zengin bir adam değilim ama ankara'da yediğim içtiğimden daha fazla bir para ödemedim hiçbir şeye.

akyarlar'da şemsiye + 2 şezlong için 90 lira istediler, oha dedim. dün televizyonda gezelim görelim programlarından birince şile'de bir beach gösterdi, giriş 35 lira, 2 şezlong + şemsiye 70 lira. hiçbir şey dahil değil buna. ee hani bodrum pahalı idi?

çoğu mekan "kişi başı 60-70 lira harcama limiti" gibi bir rakam koyuyor, 2 kişi zaten 150 160 lira harcıyorsun, şezlongu şemsiyesi falan da içinde. hamburger 40 lira, bira 25 lira (ankara'da da daha ucuz değil) 2 hamburger 2 bira, arada su falan da istersen 130-140 lira verip çıkıyorsun. kişi başı 70 lira'dan az hesap bırakınca "70 lira olmamış" diye sorgulayan da pek olmuyor açıkçası. bodrum yarımadası'nın güney sahili baştan sonra böyle, daha pahalı değil. arada belki birkaç pahalı mekan vardır, aspat mesela bunlardan biraz daha pahalıdır. oraya da gitmezsin olur biter :)

gümüşlük'te adam düdüklüyorlar derler. sırf instagram'da hava atılsın diye yapılmış suya dikilmiş süs kabaklı kuru ağaç + beyaz masa + begonvil yüzünden melengeç gibi restoranlar aşırı pahalı. 3-5 yanındakine gidiyorsun, o da deniz kenarında, hiçbir farkı yok ama masalar normal, begonvil falan yok. normal meze 25, balıklı meze 45, karides kalamar 90 lira. e ankara'da da en sıradan meyhanede öyle yahu?

bak bu bizzat bizim hesap, fikrin olsun. burası da bodrum. denize sıfır + gün batımı manzaralı restoranda 10 yetişkin + 4 çocuk. yazın en civcivli zamanında hem de: drive.google.com

restoran da burası: media-cdn.tripadvisor.com

millet gidip en sosyetik mekana oturuyor, kanal d'de pazar magazin izleyip gaza geliyor, sonra da bodrum pahalı.

hayat pahalı hayat. aynı şeyi istanbul'da, ankara'da yapınca da pahalı. bodrum daha pahalı değil.

35 yıllık tecrübedir.
0
kibritsuyu
(30.08.21)
@kibritsuyu +1
datca'da yazligim var, avucum ici gibi bilirim ve söyleyebilirim ki bodrum datca'dan da marmaris'ten de daha ucuz ve kaliteli.
0
kimi raikkonen
(30.08.21)
(2)

en fazla kadar süre yalnız kaldınız?

Stoneface
ilk ilişkinizden sonra ne kadar yalnız kaldınız? desek daha doğru olur. yani 20 yaşında ilk ilişkisini yaşamış biri 25 yaşında 2. ciddi ilişkisini yaşıyorsa o kişi 20 yıl değil 5 yıl yalnız kalmıştır.
ilk ilişkinizden sonra ne kadar yalnız kaldınız? desek daha doğru olur.

yani 20 yaşında ilk ilişkisini yaşamış biri 25 yaşında 2. ciddi ilişkisini yaşıyorsa o kişi 20 yıl değil 5 yıl yalnız kalmıştır.
0
Stoneface
(29.08.21)
2.5 ay ama ilk ilişkimi çok geç yaşadım 3 sene önce.

Bir iki ilişkiden biraz pişmanım hemen ilişki aramamalıydım daha uzun süreler yalnız kalmalıydım bu hatamı da not düşeyim context olarak.
0
aguen
(29.08.21)
hep yarım yamalak flörtler oldu, doğduğumdan beri yalnızım diyebilirim. bir de zaten bu işlere çok ilgim yok, ondan da kaynaklı.
0
rose parks
(30.08.21)
(3)

Netflix HD olmayan telefonlar

samiabi19
Selam dostlar,telefon ve teknik takip edim icin, bir olayın farkına vardım: youtube da yeni cikan x telefonların yorumu ve tanıtımı yapılıyor. Yogunlukla farkına vardım xiaomi nin Full HD ekranı olan telefonlar bazen netflix veya amazon prime HD olarak desteklemiyormuş ve SD olarak izlemek mecburund
Selam dostlar,

telefon ve teknik takip edim icin, bir olayın farkına vardım: youtube da yeni cikan x telefonların yorumu ve tanıtımı yapılıyor. Yogunlukla farkına vardım xiaomi nin Full HD ekranı olan telefonlar bazen netflix veya amazon prime HD olarak desteklemiyormuş ve SD olarak izlemek mecburunda kaliyorsun.
Bunun nedeni ne ?
0
samiabi19
(29.08.21)
Kopya koruma meselesi, widevine drm olarak geçiyor çeşitli seviyeleri var.
Telefonun donanımının desteklemesi lazım, drm lisansı olması lazım ve netflix. vs veritabanında o telefon modelinin güncellenmiş olması lazım.

PC'de de böyle. Edge dışındaki browserlar 4K netflix desteklemiyor, Netflix uygulaması indirmeniz gerekiyor yanılmıyorsam.

help.netflix.com
en.wikipedia.org
0
aguen
(29.08.21)
@aguen Vay yeni birşey ögrenmis oldum.

Hangi telefon modeler bu lisansa sahip değiler ?
0
🌸samiabi19
(29.08.21)
Attığım ilk linkte yazıyor Netflix in HD kısmında. Telefon modeli listede yoksa ama en altta listeli işlemcilerden birine sahipse yine de destekliyor olabilir.
0
aguen
(30.08.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.