Miras az düşmüş hocam. Paydaşlar mı çoktu yoksa pay edilen toplam miktar mı azdı?

Arsa alabilirsiniz, uzun vadede iyi kazandırır.

Çok karışık bir dönem. Seçim sonrasında bile bu belirsizlik hemen düzelmez.

Arsa veya faiz hesabı diyorum ben.

Arabayı satıp ya da biraz daha nakit çıkarıp uygun faizle ev kredisi çekebilirsiniz bu dönem için en iyi yatırım olur.

@metal69
4 paydaşla o kadar oldu.

@tum haklari saklidir
kredi ödeyebilecek bir bütçe yok o açıdan eldekini değerlendirme peşindeyiz.

yorumlar genelde arsa gibi. Eş dosta sormaya devam edelim madem. Teşekkürler yorumlar için.

Kredili ev,
Zaten alacaktıysanız kredili araba
Bunlar dışında fiziki altın

en son “araba fiyatları düşecek araba almayın.” dediklerinde (2020) 135.000’e fabia almıştık. şimdi aynı fabia 400.000’i geçti.

“araba fiyatı düşecek.” diyenler asla bitmedi, inatla da aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar.

yine de üzerine bir şeyler koyup arazi almak daha mantıklı olabilir şu anda.

ytd.

Ev kredisi kolay çıkmıyor artık maksimum 300 binlerde çıkıyor. 500bine ev kalmadı.

Yatırımlık araba kesinlikle alınmaz ama varsa daha yeni model yılı olması şartıyla yükseltmek mantıklı.

He ben olsam borsada hepsinden iyi değerlendiririm ama herkese göre değil.

Ben olsam, %25-30unu borsada temettü veren bist30-50 hisselerine yatırım yapmaya başlardım.. diğer 15-20si ile emtia fonlarından alırdım, %10-15i ile işçiliksiz 22 ayar fiziki altın, geri kalanını nakitte bekletip kkm’ye atardım. Bu araçların düşüşüne çıkışına göre, paylarını değiştirirdim.. baktım nakit değerlendi kkm vadesi bitince yeni bir şey alırım.. Tabii ben olsam.. yazdıklarım yatırım tavsiyesi değil; bunun için spk’dan yetkili danışmanlar her bankada, yatırım kuruluşlarında var. Bu sepetin daha karlısını size sunarlar. Hiç bir şey sunmasalar, bes sepeti sunarlar…

Bence yatırımlık bir dönemde değiliz. Önümüz seçim. Tam bir belirsizlik ortamı hakim. Seçimin kazanılması doları kısa süreli aşağı çeker alttan toplama imkanı verir.

Böyle bir ortamda ben sepetimi büyükten küçüğe dolar-altın-kripto-tl olarak böldüm.

Ev fiyatlarının dolar bazında gevşeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bu şişkinlik normal değil. Dolar bazında gevşeme şart.

Araba desen bir sürü ıvır zıvır masrafı var.

Arsa alınacaksa o bölgeyi çok iyi bilen birisiyle bu işe girilmeli. Bu durumda bile uzun vadeli düşünmek gerekecek.

En güzeli şimdilik paranın değerini enflasyon karşısında korumaya bak. En azından seçimlere kadar.

araba bir yatırım değil diyerek girelim konuya. 100'e aldım, 400'e sattım gibi konular ancak enflasyon ve kur artışı sebebiyle yaşanan artışlardır. Yatırım eldeki birikimin değerini artırmak için yapılır. Yani bu sene 2022 model clio aldınız. Seneye o arabayı sattığınızda 2023 model bir clio + bir scooter motor alabildiğinizde getiri sağlamışsınız demektir. Ama böyle bir şey çok yaşanmıyor değil mi? 2022 arabanızı satıp 2022 model bir araba alabilirseniz şanslısınız.

Ben kişisel olarak miktar önemsiz tüm birikimin tek bir kaynağa bağlanmasını riskli bulurum. Biz yatırım danışmanı değiliz o yüzden bunlar yatırım tavsiyesi değil kişisel ve kendi bakış açımızdan bir değerlendirme.

Bence bir bankaya ya da spk tarafından yetkilendirilmiş bir yatırım danışmanlığı şirketine gidin. Yatırım fonları ve hisse senetleri için bilgi almak istediğinizi söyleyin. Elinizdeki nakitle bir sepet oluşturmak istediğinizi anlatın. Sepet şu demek, eldeki parayı bölerek farklı alanlarda değerlendirmek.

Atıyorum yüksek getirili ama (ama riski de yüksek) bir sepet istediniz. 100 bin ile hisse, 100 bin ile yatırım fonu, 50 bin ile döviz altın gibi bir sepet yaparlar.

ya da dengeli bir sepet istediniz. 50 bin yüksek riskli hisse, 50 bin ile daha oturmuş şirketlerin hisseleri, 50 bin ile yabancı hisse fonu, 50 bin ile kıymetli madenler fonu, 50 bin ile de döviz yaparlar. Bu ikisi de sepet mantığını anlatmak için bir örnektir tavsiye değil:)

Sepetin mantığı şudur, riski dağıtmak.

Atıyorum 250 bin tl ile altın aldınız. Altın bir anda düştü ve uzun süre düşük kaldı.
Bütün birikiminiz zararda.

Oysa sepet yaptınız. 50 bin altın, kalanıyla başka şeyler aldınız. Altın 1 yılda %20 düştü diyelim. Ama diğer ürünleriniz %40 arttı yıl sonunda. Böylece altından zararına bile çıksanız, diğerlerinden gelen kar ile o açığı kapatabilirsiniz. Özellikle yüksek riskli yatırımlar yapmak istediğinizde sepet oluşturarak o yatırımın olası zararını minimize edebilirsiniz. Elbette bu işin garanti formülü yok. Her şey bir anda aynı oranda düşebilir (ki o zaman zaten dünyada ekonomiyi etkileyecek pandemi gibi bir durum var demektir) ama en azından riskleri dağıtmak bir önlemdir.

www.tefas.gov.tr adresinden su an piyasadaki tüm fonların getirilerini görebilir, döviz ve altına göre kıyas yapabilirsiniz. Döviz ve altından bile fazla getirili fonlar söz konusu.

Hatta bu fonlar işinize gelmezse, aracı kuruma "özel fon kurmak" istediğinizi söyleyebilirsiniz. Nitelikli yatırımcı sınıfına girerseniz (1milyon gibi bir sermaye gerekiyor yanılmıyorsam), 4 ortak mirasçı olarak paranızı havuz yapıp bu seçeneği de konuşabilirsiniz. ama tabii ortaklık olan yerde sorun çıkması olası her zaman.

Dediğim gibi bir sürü seçenek var. Siz en iyisi bir bankayla ya da aracı kurumla görüşün.
Banka muhtemelen size ev kredisi ya da kur korumalı mevduat satmak ister öncelikle. Yani para sizin tercih sizin ama aklınıza yatmayan şeyleri iyi düşünün sorun. Bankacının öncelikli hedefi kendi satış kotasını doldurmak unutmayın:)

garanti yatırım üstünden abd borsasından sp 500 hisse alın.
abd'deki en büyük 500 şirketin hisse sepeti demek bu.
uzun vadede kazandırırmı batırırmı bilmem ama batarsanız 42 trilyon dolarlık abd borsası battı o yüzden battım der, kendinizi iyi hissedersiniz :)

ben 600-700 bin tl'yi abd battığı için bende battım diyebilmek için abd borsasında tutuyorum.

@aslindasorunumpsikolojik, hocam buradaki avantajınız nedir? Örneğin aynı öneri alman dax için de geliyor ancak %20 artacak yabancı borsa ile yurtiçindeki 60-70-80 enflasyona nasıl direneceğiz, kaçırdığım bir nokta olabilir?

Simdi en bastan soyleyin ne kadar oturacagimiz belli degil uzun da kalabiliriz diye.

1 senelik olmasi kira sozlesmesinin baska bir sey. Kanunlar sartlara uyuldugu surece size 10 sene oturma hakki veriyor. Tahliye taahhutnamesi imzalamazsaniz keyfi cikaramaz.

Onun disinda sozlesmede yazan seylere cok takilmayin, standart sozlesmeler aslinda baya gecersiz maddeler iceriyor kanunlarla celisen. Basin imzayi gecin bir sey olmaz

Şimdi sözleşmeyi 1 senelik yapıp bizi 1 sene sonra çıkarmasın?
- Çıkaramaz. Ancak tahliye taahhütnamesi imzalatması gerekir. O da sözleşme tarihinden daha sonraki bir tarihte imzalanmalı. Tarih olmayan tahliye taahhütnamesi imzalamayın.

Veya şimdi 3k vereceksiniz ama seneye 6k oldu kiranız demesin?
- Diyemez. Seneye bu tarihte 12 aylık TÜFE ortalaması neyse onu yapabilir. Ancak o da az olmayacak, onu belirteyim.

Biz belki 3-5 sene oturucaz yani..
- Siz çıkmak istemediğiniz sürece 10 yıl boyunca ev sahibi sizi çıkaramaz. Sadece kendisi, alt/üst soyu oturacaksa tahliye davası açarak çıkarabilir. O da uzun sürüyor.

Dikkat etmemiz, talep etmemiz gereken neler var?
- Genel olarak yukarıda yazdım. Evi tutarken içinde sorunlu gördüğünüz yerler var ise onları kontrata not olarak düşün. Atıyorum aspiratör çalışmıyor, fayanslarda kırık var, duvarda rutubet var vs. gibi.

kira sözleşmesine yazılan maddelerden kanunlarda size verilen hakları çiğneyenlerin geçerliliği yoktur.

sözleşmenin süreli olması bir şey ifade etmiyor, otomatik yenileniyor.

Taahhütname imzalama yeter

Uygulamadan yapabilirsin.

Mac plus app'inden yapılıyor canımcım

Genel vekaletnameye özel olarak evlat edinmeye dair özel yetki eklenirse yeterli olur.

Gerilmen çok normal. Dediğin apartman kariyerli olmayan insanların yaşadığu bir aile apartmanı gibi görünüyor.

rahatsiz edici bir durum. ama onlara daha iyi bir alternatif sunmadan kurtulman pek mumkun degil gibi.

Az bile gerilmişsin. Hangi insan sabah akşam evinin girişinde 10 kişi görmek ister ki. Ben olsam çoktan çıkmıştım o evden.

Bundan ben de rahatsız olurum fakat denebilecek bir şey de yok

anliyorum, köy yeri gibi olmus. bi zararlari yoksa kafana takma, birak baksinlar. sorarlarsa sanane de gec.

Sesten rahatsız oluyorsun sandım başta. Bence sıkıntı yok selam ver geç. Ben hiç takmam.

Ben de aynı durumu yaşamıştım.oldukca sinir bozucu ve gerici, aynı şekilde bazen bilerek evden çıkmıyordum. Bir kaç yıl öyle gitmişti sonra rahatsız olanlar oldu yönetici de bu rahatsız olan gruptan olduğu için çardagi kaldırmıştı kurtulmuştum.

Kulaklık tak, telefonla konuşuyormuş ve acelen varmış gibi gir çık.

Abartili, okuduk okuduk sonunda ses rahatsizlik gibi uzun sureli bir sonuc bekledim ama yok 10 saniye gecmek icinse bu kadar dusunmen hatta yazman oldukca garip buldugumu soyleyebilirim.
Benimde apartman girisim kamelyaya bakiyor, insanlarla selamlasip geciyorum, aklima bile gelmezdi boyle bir dusunce.

Gürültü yapmıyorlarsa sorun yok bence. Üstelik selam veriyorum annemde bazen oturuyor diyorsunuz demekki zararlı insanlar değiller. Sadece siz sürekli görmek istemediğiniz için sorun etmişsiniz sanırım. Dışarıda sosyalleşecek durumları yok demekki, keyif alıyorlar bundan. Saygı sınırlarını koruyorlarsa sorun etmezdim ben olsam.

Bende sevmem.Millet dedikodu için malzeme ariyor

Alınabiliyor mu diye soruyorsan; evet. Alınmalı mı diye soruyorsan: hayır. Çok fazla komisyon koyuyorlar.

Kredi kartı nakit avans çekimine kapatılmış ama kartta harcama limiti olan arkadaşım, nakte ihtiyacı olduğu için, kuyumcudan kartla altın alıp, sonra nakit karşılığı bozdurmuş birkaç ay önce. Mecburen yapmış ama zarara girmiştir çünkü hem altını kartla alırken komisyon alıyorlar, hem aldığından daha ucuza satıyorsun, hem de karta hemen borcunu ödeyemeyeceksen faiz biniyor üstüne.

Açıkçası benim durumum şu, yabancı birinden hizmetin karşılığında 30 bin lira para alıcam. Adamda sadece american express card var nakiti yok. Aklıma başka yöntem gelmiyor. Mecburen komaiyona katlanacağız gibi.

ya bu geçenlerde soruldu ama hep net olmayan cevaplar geliyor :D adres verin kardeşim nereden alınıyor?

@adwokat, evet mümkün. komisyonu daha yüksek olabiliyor. hatta trendyoldan falan da -tartıp, görsel gönderen nispeten güvenilir kuyumcular var- ama biraz daha destek referans bekliyorum şahsen.

nerede komisyon daha az,
neresi komisyon yapıyor?

soruya kaynak yaptım ama belki cevap gelir.

bir de yatırımlık mantıklı geliyor bana.

komisyonu bilemem, al sat makası ise nakit alsan da olan bişey.
kredi kartı faizine gelince, asgariyi ödeyince sorun ne? hadi diyelim yıllık faiz binse bile kart oranlarına bakınca her türlü enflasyondan daha az.
en az 1 yıl kalsa gayet mantıklı alış veriş değil mi? nereyi kaçırıyorum?

@rewlack

bunun için özel bir yer yok ki. Benim bugüne kadar sorduğum birkaç kuyumcu hep "kredi kartıyla alabilirsin ama komisyonu şu kadar olur" demişti. Komisyonun az olduğu bir yer var mıdır onu da bilmiyorum ama yine de mantıklı değil. Karttan nakit avans çekip altın almak daha mantıklı. Aylık %1,8 faizi var zaten. Hatta şu an kredi çekip altın almak bile mantıklı faiz oranları bu kadar düşük, enflasyon bu kadar yüksekken kredi çekip pazardan don alsan o bile mantıklı yatırım.

@himmet, evet işte ben de onu diyorum.
tabi ben kartla taksit olayını düşünmüştüm ama kuyumcu iyice suyu çıkarmaya izin vermiyordur tabi, hem kredi kartı hem de taksit gibi.
bu durumda, kredi veya debit kartından nakit avans çekmek daha mantıklı olabilir, tabi.

taksit yasak diye biliyorum istese de yapamaz (komşu esnafın pos cihazından çekme gibi teknikler geliştirmiş olabilirler gerçi onu bilemem)

Takip ettiğim biri kartla altın alıp sürekli minimumu ödüyorum %1.8 faiz hiçbir şey diyor. Yıllık resmi %70 enflasyon olan yerde altını bekletirsen karlı çıkıyorsun.

Bu arada hepsiburada'da direkt hesaba yatırmalı altın olayı var. Satın alıyorsun bir süre sonra altın hesabına havale yapıyorlar. Hiiç almadım ama duydum. www.hepsiburada.com

Alınır dostlar. Ben hep öyle alıyorum. Normal alacak gibi pazarlığınızı yapın. En son aşamada, kartla ödeyeceğim deyin. Kafalarına göre bir fiyat söylerler. Çokmuş deyip vazgeçebilir ya da devam edebilirsiniz.

Alınan komisyonun hiçbir resmi karşılığı yok. Normalde nakit fiyatına satması lazım. Zaten pos cihazı kullanan bir kuyumcu başka ne için kullanacak?

Postan geçen işlemlerde adamın hesabına giren çıkan belli. Vergi kaçıramıyorlar. Oradaki zararı da akıllarınca müşteriye yüklüyorlar.

Kızılay Ankara Büyük çarşıda tüm kuyumcular kart ile altın satar. Altinsay, altınbaş hepsi satar. Neresi o kartla kuyum satan sorusu baya saçma. Altungold adresine girin, hesabınıza altın havalesi bile yaparsınız.

kanunun dediği olur.

Kanunun dediği olur +1

Kanuna aykırı sözleşmeler geçersizdir, kim imzalarsa imzalasın.

Ayrıca mal sahibi iki de göbek atar, bu zamanda ev boşaltan kiracı bulmuş.

siz yine de ev sahibinize en az 1 ay önceden haber verin. o da ona göre planını yapar.

whatsapp konuşmaları elinizde var mı ? parayı havale yaparken bir açıklama yazdınız mı şu iş için ödenen miktar gibisinden ? avukatla konuşun isterseniz. elinizde whatsapp konuşmaları, havale bilgisi gibi şeyler olursa daha güçlü olursunuz

Whatsapp var mı bilmiyorum bir kısmı eft bir kısmı kredi kartıyla ödendi. Daha çok yüzyüze konuşuldu.
Ama babam yapılacak işler ve ödenen tutarı belirten a4 e bir yazı yazmış. Karşı taraftanda da imzalanmış.
Kaşe vs yok sadece imza

tüm delillerle birlikte savcılığa şikayet edeceksiniz.
savcılıkta "bu olay özel hukuk boyutunda ve kovuşturmaya yer olmadığına" diyecek.
e o zaman hiç bir yol kalmıyor.
değil.
biraz para harcayıp o insanları harcamak en iyisi.
yaşadım biliyorum.

başka bir numaradan yeni bir müşteri gibi arayın. o şekilde konuşmayı deneyin, savcılığa gideceğinizi söyleyin.
gözlerini korkutun biraz.

Geçmiş olsun. Bizim yazlığın yarısı da bu şekilde dolandırılmıştır. Kredi kartından olması bence avantaj. Büyük ihtimalle işlemi de, malzeme satış vs. alakasız bir işlem gibi devam ettirmişlerdir.

Bence bankanıza kredi kartı harcama itirazı yapılabilir. Ya da (git: www.turkiye.gov.tr)

Savcılığa şikayet edin ve hukuk davası açın.

ben olsam tebligat olmadan çıkmazdım. tebligat geldikten sonra da son gününe kadar beklerdim

Tebligat, muhtarınıza gelmiş ve haberiniz olmamış olabilir. Muhtarlığa gidip, kontrol edin.

Dava açıp tahliye kararı almadığı sürece çıkmak zorunda değilsiniz.

Evsahibi gerekçesi belirtilmiş şekilde tahliye talebini yasal yoldan bildirmediği sürece kesinlikle çıkmayın. Eğer çıkarsanız yerinize başka birine kiraya verebilir ve kendi isteğinizle çıktığınız için tazminat talep etme hakkınız olmaz.

Mümkün,bilen biliyor. Değişik bir şey. Her tatmini tutmayabilir ama tutanlar olacaktır.

Geleceğe dair umutsuz şeyler söylediyse gerçekten medyumdur, inanabilirsin. Bi falcı verdiği kötü haberler kadar falcıdır...

Falcı değilim ama bazen gevezelik olsun diye fal bakıyorum, birini gördüğünüz zaman sırf duruşundan, bakışından bile az çok ne karakterde bir insan olduğunu anlıyorsunuz. Sonra buna uygun bir şeyler söylemeye başlıyorsunuz, karşınızdaki kişinin harikulade bir pokerface'i yoksa da zaten verdiği tepkilerden detaylara indikçe iniyorsunuz.

Fal dışında da insanlar genelde anlatmak isteyip anlatamadıkları duyguyu,ruh halini vs tarif ettiğimde "hah evet evet evet işte bunu diyorum" moduna geçiyor.

Halbuki tek yaptığım herkesin yaşadığı şeyleri başka başka sözcüklerle anlatmak.

Gerçi gerçekten insan sarrafı olan falcıların bir kısmı kendileri bile inanıyor sanırım başka bir çeşit güçleri olduğuna.

Gerçek şu ki siz gidip her dediği doğru diye ayılıp bayılırken, bazıları gidip "ehh, yani" deyip geçiyor bazılarıysa ne saçmalıyorsun paramı geri ver diye çemkiriyor. Her zaman tutturamazsınız sonuçta.

Aynı falcıya uzun bir süre sonra tekrar gidip gerçekte olmadığınız bir kişilikte davranın ve söyledikleri karşısında nötr kalmaya çalışın. Farkı anlarsınız :d

akhenaten +1 çok güzel yazmış. gözümle şahit oldum ve yaşadım.

çocuklugundan detayları bilmesi normal. anlattıklarından, durusundan, konusmandan, vs anlaşılır, ben de tahmin ederim

çocuguna koymak istediğin isim ise kesin baş harfini son harfini falan sorup öyle bilmiştir.

Var böyle şeyler. Öyle karşıma geç sana bakayım da tahmin edeyim falcıları denk gelmiş arkadaşlara, cafelerde 10 liraya bakıyorlardı bi dönem.

Fizik dünyanın ötesinde başka kapılar var. Son senelerde çok hızlı yaşadığımız için böyle şeyler saçma geliyor tabii.

Cinler kulağına fısıldıyor. Esaslı falcıysa.

Benim de başıma böyle bi şey gelmişti bundan yaklaşık 6-7 yıl filan önce. Kardeşimin ismini filan bilmişti falcı. Aşşırı korkmuştum ben de.

Geleceğe dönük olarak baya bişiler söylemişti hepsini aklımda tutamadım ama mesela şey dedi "kendinden büyük yaşta biriyle evlenceksin ve çok uzun boylu" demişti. Şu an nişanlımın özellikleri böyle değil. Yani geçmişle ilgili şeyleri bildi ama geleceği bilemez bence. Cini bile olsa bilemez. İslamiyetteki inanış geleceği allahtan başka hiçbir varlığın bilemeyeceğini söyler.

Arkadaşlar cold readingten ve verdiğim tepkilerden dolayı bildiğinden bahsetmişsiniz ama Ben ağzımı açmadım sadece WhatsApp‘tan fotoğraf gönderdim sonra o beni telefonla arayarak anlattı.

Çocuğun ismine gelince, yaygın bir isim değil. Direkt çocuğuna x ismini koymak istiyorsun. İkincisi de kız olacak dedi.

Ben şokkk. Dediğim gibi özellikle karakterimi ve kişilik özelliklerimi anlamasın diye bunu belli etmemeye özen gösterdim.

fotoğrafını internetten aratıp sosyal medya hesaplarına göz atmış olabilir. eğer gerçekten de geleceği tahmin etme yeteniğin olsa "şöyle bir şey gelecek başına, şu tedbirleri al" gibi işe yarar bilgiler vermeye çalışmaz mısın?, çoçuğun ismini bilsen ne bilmesen ne, hicbir faydası yok bu bilginin.

Gerçekten bazıları kimsenin tahmin edemeyeceği şeyleri bilip insanı şaşırtabiliyorlar, kimseye bahsetmediğin bir hastalık da olabiliyor ya da kimsenin bilmediği geçmişte yaşanmış bir şey de.

Buna bizzat şahit olmuşluğum da var özelden spesifik olarak ayrıntı verebilirim.

Yalnız şuna çok dikkat edin, geçmişi ve ya şu anki gizliyi bilmesi, gelecek hakkında söylediklerinin doğru çıkacağı anlamına gelmez.

Gelecek hakkında söylediklerinin çoğu sallama olacaktır, tutan da olabilir tutmayan da. Kendinizi kaptırıp da sürekli fal baktırıp gerçeklerden uzaklaşmayın.

İnançlı biriyseniz günah/haram olduğunu bilin.

Çirkef bir insansa son haddine kadar çıkmamayı, hatta taşınma masrafları adı altında rüşvet istemeyi kendinde hak görebilir.

Ahlaklı bir insansa ilk fırsatta çıkar, ama ne olur ne olmaz tapu satışından hemen sonra bir ay geçmeden ihtar çekip evi boşaltmasını isteyin.

Bir önceki ev sahibi ile yaptığı kontratda bitiş süresi tapu satışından sonra 6 aydan önce ise o süre bitince, kontrat daha uzun ise tapu satışından ve ihtar çekildikten sonra 6 ay dolunca çıkması gerekiyor kanunen.

Bi konuşup tartın bakalım, 3-5 ay çıkmasa ve siz de başka yerde kira veriyorsanız, bu vereceğiniz toplam kira masrafı kiracının "taşınma masrafı" adı altında isteyeceği tutardan fazla ise hesap edip bu taşınma masrafını ödeyip bir an önce çıkarmak da mantıklı olabilir.

Arkadaşım aldı ev kendi oturmak için kendisi avukat, aldığı evin kiracısı de tamam çıkarım 6 ay içinde siz alın dedi (yasal süre).
Şimdi çıkmıyor gidin mahkemeye verin diyor kiracı. Kiracı da şans işte avukat çıktı. Arkadaş hukuksal süreci başlattı ama mahkeme ne kadar sürer allah bilir. Kendi evinde oturamıyor. Kiracılı ev, eğer yatırımlık alınmıyorsa dert. Girmeyin derim.

Çıkarmanın tek yöntemi tahliye davası açmak değil. Amiyane tabirle İşin bazı çakallıkları var. Ama en az 2 yıllık kiracı olması lazım. Sözleşme uygunsa yapılabilecek yöntemler var.

1- ilkokul ve lise. Bombos bir ergen olarak surekli oyun, ingilizce muzik ve sinema tuketerek.

2- hic yapmadim. Sadece soylenenleri anlamaya calismak icin sozluge bakiyordum.

1. En çok hazırlıkta geliştirmişim, geriye dönüp baktığımda. Ama farkında olmadan. Akan bir suyun sünger tarafından emilmesi gibi, bilinçsizce. Yaş 10-11.
Sonradan bilinçli gelişmesi, üniversitedeyken, orta-lise öğrencilerine özel ders verirken. Öğrettikçe neyin neden öyle olduğunu daha iyi anladım.
2. Kelime ezberlemiyordum ama yazları canım sıkıldıkça yabancı ansiklopedilerden maddeler çevirirdim (evet sıkıcı bir çocukmuşum galiba). Bir de çok bütünlemeye kalırdım orta-lisede, İngilizceden değil ama, müfredat İngilizce olan diğer derslerden. Çalışırken yanımda sözlük bulunduğu için, sözlük karıştıra karıştıra etimoloji merakım olduğunu keşfettim ve çalışma görüntüsü altında, bayağı bayağı sözlük okumaya başladım.

Ama şu durumun hakkını teslim etmek lazım. Bahsettiğim orta-lise yılları, 80 ile 87 arası, yani İnternet yok. Okul da sırf kız okuluydu, yani dikkat dağıtacak sevgili falan da yok. Şu anda olsa, İnternetli bir ortamda okuyor olsaydım, İngilizcem asla şu an memnun olduğum bir seviyede olamazdı (en azından kendi tahminim bu yönde, yaşamadan bilinmez, belki de daha büyük bir aydınlanma yaşardım, çok daha iyi bile olurdu, ama sanmıyorum, o yaşlar dikkat dağılmaya müsait yaşlar, oyun ya da karşı cins aklımı çelerdi online ortamlar olsa idi).

Çok uzun yazdım ama bir ilave daha vereyim.
Yabancı dizi seyrediyorsanız, İngilizce seyredin ve alt yazıyı da İngilizce seçin. Çok faydası olacaktır. İspanya'da bulunduğum iki sene süresince bu şekilde derdimi anlatacak hale getirmiştim İspanyolcamı.

1.) Oyunlar İngilizce'ye aşina olmamda epey yardımcı oldu.

2.) Direkt kelime çalışması yapmıyorum ama İngilizce kitap, gazete okumaya çalışıyorum. Bilmediğim sözcükler, deyimler, tabirler varsa İngilizce anlamıyla yazıyorum. Her sözcülüğü yazmıyorum tabii.


Kelime listelerim var, eğer istiyorsanız paylaşayabilirim.

Yabancı dizi seyrediyorsanız, İngilizce seyredin ve alt yazıyı da İngilizce seçin. +1

1. Liseyi özelde okudum. Hazırlık vardı ve baya yoğundu. Sıfırdım kafama vura vura öğrettiler. Hazırlık sonrasında da tüm dersler İngilizceydi. Bu yüzden üniversite sınavında çok zorlandım çünkü soru kalıplarını ve çoğu şeyin Türkçesini bilmiyordum.

2. Liseden sonra hiç eğitim görmedim ve hiç çalışmadım. Ama hep ing kitap okurum, şu an işim aktif ingilizce gerektirdiği için kelime ezberlemeden de aklıma bir yerlerden giriyor. Bir de üniversite zamanı bedava turist gezdirmişliğim çoktur. Onlardan da baya öğrenmiştim.

Ben kendimi kelime konusunda eksik görüyorum ama. Sürekli geliştirilmesi gereken bir şey zaten.

1. yds'ye (üniversiteye giriş olan) hazırlanırken çok kelime ezberledim, fakat kelimeyi görünce tanımakla, lazım olduğunda kendin kullanabilme farklı seviyeler. recognition seviyesinden production seviyesine üniversite yıllarında çıktım.
2. üniversite sınavı öncesi kelime çalışması yaptım 25% kadar vakit ayırmışımdır. ama bence grammar açısından geliştikçe kelimenin önemi azalıyor.

Erasmusa gittim A2
Döndüm C1
Süre: 10 Ay.

Tabi üstünden 4-5 sene geçti. Bu süreçte unutmamak için yabancıların olduğu ortamlarda takılmaya gayret ettim. Dizileri ingilizce altyazılı izledim.

Hiç kelime çalışması yapmadım. Kelime kullandıkça akılda kalıyor.

1- İnternet Ortamında İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun
2- İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar

Fakat site sahibi olarak sizlik bişey yok. ISP'ler hallediyor genelde.

İçerik sağlayıcı ve yer sağlayıcılık nedir iyi araştırın.
Yer sağlayıcı kaydınızı yaptırın. Aksi halde içerik sağlayıcı olarak sözlükte paylaşılan her hukuka aykırı paylaşımdan sorumlu olursunuz.

Push-pull-legs. Başka bi şeye bakmana gerek yok.

1- göğüs ön kol
2- sırt arka kol
3- bacak omuz cardio

Her gün 10 hareket. Haftada 5 gün. Hareket seçimlerini youtube’dan bakarak yapabilirsin. Kolay gelsin.

Wise. Bi araştırın ben de tam bilmiyorum. Bana önermişlerdi.

avukat degilim ama ev alma surecimizi avukat yardimi ile gecirmistik.

maalesef 2 ev sahibi kapora verdikten sonra caydi, oldugu gibi bankadan geri gonderdi, hicbir sey yapamadik.

ev sahibine bir yaptirim olmasinin tek garanti yolu su diye biliyorum:

1. kapora sozlesmesine cezai sart koymak. cezai sarti cok iyi tanimlamak. mesela tapu islemleri su tarihe kadar su sekilde gerceklesmezse satici aliciya cezai sart olarak x lira oder gibi.

2. sozlesmeyi noterde yapmak

bunlari da saticiya kabul ettirmek apayri bir is tabii.

Yaptığınız sözleşme çok önemli.
Onun haricinde verdiğiniz kaporanın iki katını size ödemeli.
Yani kapora bedelinizi geri verecek. Bir kapora bedeli de ekstradan verecek.

taşınmaz satış vaadini noterde yaparsanız acayip noter masrafı çıkar.

cayma akçesi sözleşmesi noterden onaylatılabilir ama orada da koyduğunuz cezai şart tutarına göre masraf yüksek olabilir (emin değilim buna teyit lazım muhtemelen yanılıyorum)

yüksek tutarda cezai şart içeren ve tanıkların da imza attığı (imza benim değildir iddiasına karşı) okudum ve anladım el yazısıyla atılan bir sözleşmeyi öneririm.

cezai şart istemezse menfi zararın iadesi diye yazabilirsiniz ama mahkemeye gittiğinde menfi zararın tespiti için epey vakit harcarsınız. dava uzun sürer.

Karşılıklı satış sözlemesine ben şöyle bir madde koydurmuştum. Banka kredi onayı dışında alıcı cayarsa kapora yanar, satıcı kur döviz vb sebeple satışı iptal edemez, ederse o ana kadarki alıcı tarafından ödenen kaparonun 2 katını ceza olarak alıcıya öder. Bu madde x tarihine kadar alıcının kredi işlemlerini tamamlamasına olanak sağlacak şekilde geçerlidir.

Esenyurttan falan mı başvurdu?

Banka hesabında en az 3bin usd göstermeliydi gösterdi mi?

100-150 dolara bu işi halleden danışmanlar var. direkt başvurmak yerine o danışmanlara danışsın derim.

Caner taslaman. Sizin tanımınıza uyar mı bilemiyorum…

Sadece Caner taslamana kesinlikle bulaşmayın kardeşim. Dinimiz bazı konularda hassastır. Niyetiniz o olmasa bile bazen kurdugunuz cümle imandan edebilir niteliktedir, dolayısıyla Taslaman başlı başına sorun, maazallah. Ehli sünnet birini ve hoca olan bir hocayı takip edin. Dinimizi şu yıllarda baştan kurmaya çalışan, açıklarını bulduğunu sanan ve kendi aklıyla yorumlayıp şekillendiren kafaların tekelinde bir dinden değil, kıyamete kadar devam edecek ve değişmeyecek ve ucu açık bir konunun bulunmadığı bir dinden bahsediyoruz. Bir de bu ne tür bilgi aradıgınıza göre de değişir. Tam olarak hangi konular hakkında şeyler dinlemek istiyorsunuz? Podcast falan bilmem. Kadınsanız başka, erkekseniz başka önerilerim olabilir. Çünkü kadınlarla alakalı kısımlar daha mahrem olabiliyor, herkese açık yayınlar olmayabiliyor. Şov usulü yapmayan, tam olarak sorulara cevap veren hocalar önerebilirim ama burada çekiniyorum ha:) Caner Taslaman'dan geçip Ali Küpelioğlu hocayı önereceğim, sonra ötekileştirilen olacam:) İlk aklıma gelen bu hoca oldu, çünkü youtube'da her tür soruya cevap şeklinde kısa kısa videoları var, peşpeşe dinleyin. Tam ve doğru cevap alırsınız. Daha yumuşak geçiş isterseniz kıymetli biri olan Osman Nuri Topbaş'ın videolarına bakabilirsiniz. Ya gidin cübbeli' yi bile dinleyin. Adam alim, komik tamam ama söyledikleri de doğru. Rahmetli Tahir Büyükkörükçü hocanın sohbetlerini bulabilirsiniz. Çok çok kıymetli bir büyüktür. Allah rahmet etsin. Erkam tv var youtube'da oradaki hocaları dinleyebilirsiniz. Her telden var diye dedim. Şimdilik aklıma bu isimler geldi.

Dinlemeye başlamadan önce o isimi google'a yazın, isminin yenına reddiye kelimesini de ekleyin.

Örnek; "john bloor reddiye"

Bir ya da birden fazla hoca, alim, din adamı John'a reddiye yaptıysa bir gerçekliği olabilir.

Hemen reddiye yapıldı diye John'u da çöpe atmayın, reddiye yapan kişinin argümanlarına bakın. Reddiyesinde ayet ve hadislerden deliller getirerek John'un söylediklerinin yanlış olduğunu ispatlıyorsa reddiyede haklıdır.

Günümüzde 6 olan imanın şartını 5'e hatta 4'e indiren sözde hocalar var, bunların arasında doçent, prof. ünvanlı akademisyenler bile var. Namazı 3'e indiren, kafasına göre dinde reform yapan sözde hocalar var.

Şunu asla unutmayın; dinimizi bozmaya çalışan güçler bunun için papazları hahamları görevlendirmeyecek. Dinimizi bozmak için hoca sandığımız insanlarla çalışacaklar, dinimizi hocalarla bozmaya çalışacaklar.

Çok sıkışırsanız bizzat Atatürk'ün kendi telkinleri ve isteği ile Elmalılı Hamdi Yazır'a yazdırılan kuran tefsirini okuyun, ama yanında yine mutlaka Yine Atatürk'ün Elmalılı Hamdi Yazır'a tercüme ettirdiği Buhari'nin tercüme hadis kitabını okuyun.

Bugün hala bu kaynaklardan çok daha iyi kaynak yoktur desek yalan olmaz, hayır günümüz sözde hocaları bu işi Elmalılı Hamdi Yazır'dan ve de ona onay verip bu kitapları yayınlatan Atatürk'ten daha iyi biliyorlarsa buyurun dinleyin onları.

tek seferde öde

Bu hangi macfit? Gold üyelik fiyatı mı? Tek bir macfit mi seçiyorsun yoksa her macfite girmek mi istiyorsun? Senelik için bana fiyat fazla geldi yanlış seçiyor olabilir misin?

İstanbulda Sıradan bir macfit. Üyelik de normal üyelik. Geçen sene bir senelik kaydolmuştum aylık 120’ye denk gelmişti. Aynı üyeliği devam ettirmek için bugün görüştüm tam olarak iki katına çıkmış.

ben olsam aylık öderim. tl ile olan her ödememi çok absürt bir fark olmadığı sürece taksit yapıyorum. her geçen gün daha hızlı çakıldığından, cash veresim gelmiyor.

enparadan kredi kartı al. tek seferde karttan geç. sonra enparadan 6 ya böl. 3000tl ye kadar faizsiz taksit oluyor.

ilk giris cumlesi icin,

I will provide information to our participants regarding ..... yada

Participants will be informed regarding .... derdim

2, cumlede when buying sanki while buying olsa daha iyi olur gibi
consist yerine cover olabilir, my presantation degil de the presentation

issues degil details veya points daha mi olur acaba?

uzmani degilim ama sanki turkce dusunulmus sonra cevrilmis gibi geldi, o birazcik sanki kulaga yapay gelmesine neden olmus
.

Evet kulağa daha hoş geldi :)

I will provide information to our participants regarding Turkish Real Estate Law.

The presentation will cover points that we should pay attention to while buying and selling real estate, important issues related to the lease agreement, landlord & tenant rights.

en güzeli eşe dosta danışıp referans almak, işini iyi yaptığını duyduğun birine işini emanet etmek. bir dosya verecekseniz (boşanma, arsa, icra, alacak davası gibi dava dosyası yani) bu şekilde yapmak iyidir.

ama işiniz danışmanlık almayı gerektiren daha teknik/niş bir iş ise Legal 500 Türkiye yine aratın. oradaki hukuk büroları, genellikle saatlik ücret karşılığı danışmanlık hizmeti verir.

Ben de bir avukat olarak üstteki yazarın haklı olduğunu düşünüyorum. İyi bir avukat bulmak ile iyi bir tesisatçı bulmak arasında çok fark yok. Eşe dosta sorup referans alacaksınız. Kimseyi bulamazsanız buraya yazın, insanlar yönlendirir bir şekilde.

Yapmamanız gereken şey ise şu: google'a "boşanma avukatı" veya "işçi avukatı" yazıp çıkan isimlere başvurmayın. Şarlatan olma ihtimalleri çok yüksek.

avukat olarak cevabım : asla internetten bulmayın.
eşe dosta sorun

bir avukat olarak ben de cevap vereyim...

eğer işiniz "büyük" şirketinize ait değilse, kurumsal bir mesele değilse, yüklü paraların döndüğü bir iş değilse.. kesinlikle büyük bir hukuk bürosuyla anlaşmayın. böyle bürolarda genelde dosyanın kimde olduğu belli olmaz. herkesi dolaşır. herkes bir ucundan tutar. dosya sayıları çok fazla olduğu için sizinkine verilecek önem de ona göre olur. dilediğinizde arayıp bilgi alacak birisini bulamayabilirsiniz.

Herkes internetten bulmayın çevrenize sorun demiş ama... buna da asla katılmadığımı söylemeliyim. Çünkü artık hemen hemen herkesin avukat eşi dostu var. siz birisine avukat sorduğunuzda peh muhtemeldir ki kendi çevrelerindeki yakınlarını tavsiye edecekler. sırf birisi size onu önerdi diye, bu onu iyi avukat yapar mı? Bu olayın üstüne iyi denk geldi. Yakın arkadaşlarımdan birisi, arkadaşının boşanma dosyası için beni tavsiye etmiş. Ben boşanma yapmıyorum. Adam beni aradı. Ben istesem ofise çağırır konuşur dosyasını alırdım. Ama bu konuda yetkin olmadığım için kabul etmedim. ya etseydim?

avukata işi düşen normal bir vatandaş olsam elbette çevreme sorarım. gider görüşürüm. onun dışında, internetten de avukat ararım. web sitelerini incelerim. çalıştığı alanlara dair makalesi var mı özellikle bakarım.

web sitemdeki yazılarıma, makalelerime rastlayıp ofisime gelen insan sayısı kaç oldu hatırlamıyorum. bu şekilde çok iş alıp takip ettim. çoğuyla güzel iş ilişkileri kurduk. Devamında başka dosyalarını getirenler de oldu.

velhasılı kelam, referans olmazsa olmaz değildir. internetten bulunan avukat da öcü değildir.

kişinin işin ehli olup olmadığını ancak gidip görüşerek anlarsınız. her işin ehli olanın dosya takip yeteneği iyi olacak diye bir şey yoktur. ulaşılabilirlik çok önemlidir. gördüğüm kadarıyla vatandaş, dosyayı avukata emanet ettikten sonra, bir daha avukatın yüzünü görememekten şikayetçi. buna da dikkat etmenizi öneririm.

bu ortamda yeni iş bulmadan istifa etmeni önermem. her an her şey olabilir. askere git gel, öyle yeni iş bul. 3 yıl iyi bir süre, 3 yılı fazla geçersen zaten piyasanın altında çalışıyor oluyorsun büyük ihtimalle.

3 yillik tazminat, hele ki primlerin gercek maasin uzerinden yatiyorsa iyi.

Is degistirme konusuna gelince ben ve cevrem bu konuda cok large'iz. 10 yillik memuriyetini birakan arkadasim da var, dubai'deki kurumsal sirketteki isini yeter ya diye birakan kardesim de var, benim gibi merakindan sektor degistiren de var. Bizim cevrede olsan zaten birakmistin isini yani :) kimse de ya olm bu devirde is mi birakilir demezdi. Nasi mutluysan, nasi rahat hissediyorsan onu yap diye gazlamistik bile.

Tabi aile buyukleri vs bu konularda daha panik ve hassas. Onlar da alisiyor ama zamanla.

@brkylmz abi çevremde senin gibi beni gazlayacak insan lazım :d

Birisi biraz gazlasa çekip gidecem buralardan

Valla bunun belli bir suresi yok, ne zaman degisitirmek istiyorsan o zaman degistir. Yeni bir maceraya atilmak istiyorsan o zaman vakit gelmistir. Sektore ve ise gore degisir olay muhakkak ancak genel olarak insan bir yerde cok uzun sure vakit gecirince(5+ yil bana gore) bir konfor alani olusturup o konfor alanindan da daha sonra cikmaya useniyor gibi geliyor bana.

Bu sektöre göre çok değişken bir şey ya. IT sektöründeyim, 3 ay 5 ay gibi sürelere düşüyor iş değiştirme sıklığı öyle diyeyim. Tabii çok olumlu intiba değil ama artık normalleşti. Aksine çok uzun sürelere(8-10 yıl gibi) biraz tuhaf bakılıyor, konfor alanından çıkamamış demek ki diye.

Bence "değiştirilmeli" diye bir şey yok. Bir gereklilik söz konusu değil. Daha iyi fırsat varsa çıkarsın. Daha iyi fırsat sadece daha iyi maaş demek değildir. Sana rahatlık batar, seni zorlayacak, geliştirecek iş bulursan gidersin. Ne istediğine bağlı. Mühendis olarak 3 yıl tecrübem yok ama 3 yıl tecrübe az. Bir fabrikaya müdür diye almazlar yani. 10 yılı devirmeye bak. Değiştirme niyetin varsa bence yurt dışı düşün. Çünkü Türkiye'de macera diye çıktığın yol iş görüşmesi macerasına dönüşebilir.

Bi yere girip 5-10 sene çalışmak eskidendi. Artık ortalama 2-3 sene falan.

bir yerde en fazla 5 sene kalınmalı.

Vallaha şu anki çalıştığım firmadan önce ben de böyle derdim, her iki üç senede değiştirmek lazım falan diye.

Ama su an çalıştığım şirkette öyle bir ortama düştüm ki değiştirmenin mantığı yok;
-2 yıl sonunda müdür oldum. Ve misal bu sene zammimi enflasyonun iki katı kadar aldım (yurtdışındayim).
-Şirket lider yetiştirme programina soktu. Ek olarak yıl içinde eğitimler.
-Bana 2-3 sene sonra üst müdürün emekli olacağını ve yerine geçmeli istediklerini, üst yönetime de böyle söylediklerini söylediler. Olmasa bile şirkette bir sürü firsat var, sürekli yeni firma satin alir vs.

Daha bir sürü şey var ama demek istediğim şu; bu bir zorunluluk değil. Çalıştığınız şirkete bağlı. Siz gelişmek ve ilerlemek isterken size bunu sunan ve size kariyer plani cizebilen şirket varken birakmanin çok mantığı olmaz.

O sebepten bunu böyle kutsal kitapta yazarmis gibi düşünmemek lazım.

Ha Türkiye'nin sorunu isten ise çok ciddi maas değişimi olabiliyor, Fransa'da bu yok pek. Maaslar zaten ilanlarda yüzde 80 yazdığı için anlaşılıyor. Ama Türkiye'de aynı iş için 10 veren de var 15 veren de. Eğer is yeriniz para konusunda sikintiysa 3-5 sene arasi ideal. Ama paranin normal olduğu yerde böyle illa isten ayrilmak gerektiğini düşünmüyorum.

@adwokat ve gabe arti 1.
5 sene bile cok. 2-3 sene kafi eger pozisyon ve maas olarak bir gelisme yoksa.

insanoglu ortalama 40 sene calisip emekli oluyor.

bunun ilk yarisinda her 3-4 senede bir ziplamak iyidir. bence 5'in ustune cikmamak lazim. ben mesela 4. seneyi devirdim, sirket ve ekip arkadaslari ile bir sikintim yok ama hafif kasinti basladi, bakiniyorum.

ilk 20 senede "burasi iyi ya, maasima normalin %1 ustu zam yaptilar, title verdiler, 5 sene sonra da terfi alacakmisim, boyle iyi iyi" dedigin anda patlarsin..

aklına yatan bir iş bulmadan çıkmanı tavsiye etmem. Dünya savaşı çıkar bir şey olur, 3-5 yıl işsiz kalırsın.

Usta 400 bine anca esenyurtta iskansız ev bulunur…

500-550 bine 1+1 bakacaksan, tuzla veya pendik.

Malatya kuşuna benziyor, evcil kuş olduğu kesin gibi. Bölgede bir soruşturun kuş besleyenleri, rengini söylemeden kuşu kaybolan var mı? Kaybolduysa ne renk bi kuş vs diye sahibini bulmaya çalışın.

Kuşçu için kuş çok değerlidir, sahibini bulursanız çok sevinir.

@John Bloor

Bu kuşu bilerek salmış olamazlar o zaman, değil mi? Araştırayım o zaman...

yakınınızda terasta vs güvercin besleyen birileri varsa sorabilirsiniz belki onların kuşudur bu.

sahibini bulamazsanız bir kaç gün daha tutabilirsiniz evde. hava karlı malum. cins bir kuşa benziyor sahibi bulunca çok sevinir.

Ben de malatya kuşuna benzettim. Paçalı mı? Eğer öyleyse kesin yolunu kaybetti.

Belki bilmek isteyeniniz olur diye yazıyorum, kuş bir hafta sonra düzeldi :)

Sabit %15 de yazamaman lazım, ÜFE ya da TÜFE seçeneklerinden birini seçmen gerekiyordu kanunen, tabi değişmediyse, memlekette her gün yasa değişiyor.

Özetle ÜFE-TÜFE %15 ise, ya da siz %15 diye sözleşme yaptıysanız;

Enflasyon %53 olsa da sizi bağlamaz 5 yıl boyunca, ancak 5 yıl sonra emsallere göre güncelleme isteyebilir mal sahibi.

Kanundaki tek şart tüfeden yüksek olamaması.
Yarın öbür gün tüfe %10 olursa tüfe geçerli olur.
Ama tüfe %50 ise sözleşmedeki oran geçerlidir.

öncelikle davanın yargılama usulü basit mi yoksa yazılı yargılama mı (tensip zaptında yazar.)

eğer basit ise zaten size tebliğ edilen cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçesi yazamazsınız. yazsanız da bu beyan dilekçesi olarak geçer

ama yazılı yargılama ise, cevaba cevap yazma hakkınız var. ama tabi ki de zorunluluk yok. kararda sizi öne çıkaracak durum, iddialarınızı ne kadar temellendirdiğiniz ve karşı tarafın bu delillere karşı hangi delilleri gösterdiğidir.

dava dilekçesinde iddialarınızın yeterli olduğunu düşünüyorsanız, yazmayabilirsiniz. ama şunu önemle vurgulayayım, dava dilekçesinde göstermediğiniz yahut sunmadığınız bir delil varsa bunu mutlaka sunun.

Cevap dilekçesinde yazılan hususlara ilişkin aydınlatmak isteyeceğiniz en ufak bir husus bile olsa yazın.

Gottacatch’in dediği gibi basit yargılama usulüne tâbi ise zaten 2. Dilekçe veremeyeceksiniz.

Protein tozunun ne seviyesi olacak abi hastanede kanser hastalarına verdikleri mamalar da protein tozu mesela, yemeklerden yeterli protein alamıyorsan al geç bildiğin peynir suyu işte çok fazla anlam yükleme.

Sadece WHEY protein tozu kullanarak başlayabilirsin. Supplementler.com kendi markasını tavsiye edebilirim.

günlük protein alımı kilo x 1-1.5 değilse kullan.

dışarıdan aldığın kalori, protein, karbonhidrat, yağları bir yere not et öncelikle, ardından hangisinde açık var, hangisi fazla onu bir tespit et ona göre supplement kullan aksi halde gereksiz olabilir. antreman sonrası ağrı sızı yoksa ağırlık arttırma zamanı gelmiş demektir.

myfitnesspall isimli bir uygulama var, yediklerini falan not alıyosun sana hesaplıyor.

myfitnesspal + 1

eğer çok uğraşamam her şeyi hesaplamakla dersen, daha kısa tarif şu olabilir: Kilo*1,5 ölçüsünde protein alabiliyor musun kabaca buna bak.

80 kiloysan, 120gr protein ihtiyacın var.

100gr tavuk göğüste 30gram protein var. 1 yumurta 6 gram.

Örneğin, 300 gram tavuk göğüs yesen, 90gram protein. Sabah da 4 yumurta yesen, 24gram. Toplam 114 oldu. Eh fena değil ;)

Protein tozu sizi pata küte şişirmez, ve doğru kullanıldığında oldukça sağlıklıdır. Hormon, vitamin ya da başka bir şey değildir, sadece gıdadır.

WHEY olanından alıp, eksik kalan günlük ihtiyacınızı karşılamanıza yardımcı olur.

İster whey protein tozu olarak, ister de tavuk, yumurta ya da lor peyniri olarak olsun; genel olarak protein tüketiminiz arttığında daha fazla su tüketmeyi unutmayın. Nerden geldiğinden bağımsız olarak proteinin böbreklerde işlenmesi biraz sıvı gerektiriyor.

Kilonuz*1,5 değerinin de çok üstüne çıkmayın. Hadi olsun 1,65. Ötesi vücudunuzu zorlayabilir.

Protein yanında yeterince yağ, ve kaliteli karbonhidrat da önemli elbette.

Kolay gelsin.

Bir de D vitamini ve magnezyum da toparlanma için kritik mineraller. Bunları da unutmayın.

Evet %15 anlaştıysanız o kadar ödeyeceksiniz.

peki davayı kazandık diyelim yani haklı çıktık bu ödediğim 150 bini nereden alacağım? dava sonucu haklı çıkıp haksız çıkan yüzünden malımın %15 ini kaybediyorsam bu haksızlığı gidermenin yolu nedir? tekrar dava açmak mı?(cidden soruyorum çünkü haklı çıktığım dava da haksız çıkan yüzünden neden 150 bin lira ödüyorum aklım almıyor)

Siz bir emek kiralıyorsunuz ve kiraladığınız emeğin bedelini ödüyorsunuz. Avukata para ödemek istemezseniz kendi davanızı yürütmeniz gerekir.

avukata verdiğiniz parayı karşı taraftan herhangi bir şekilde talep edemiyorsunuz. dava da açamazsınız tazminata da sokamazsınız.

haklı olduğunuzdan emin ve kesin kazanacağınızı düşünüyorsanız kendiniz takip edeceksiniz davayı.

Avukat dava sonucunda para değerininin %25 ine kadar pay alabilir. Bunun sebebi sizin emeği karşılığında ona bu ödemeyi yapmayı vaad etmenizdir. Avukat ayrıca davayı kazanırsa emeğinin karşılığı olarak karşı taraftan da “karşı vekalet ücreti” alır. Bu da davayı kazandığı için elde ettiği bir hak ediştir.

Siz davanız için emek gösteren avukatınıza ödeme yaparsınız. Ancak bunu haksız çıkan tarafa rücu edemezsiniz. Mantıken avukat tutmak zorunlu değil. Karşı taraf neden bu borca katlansın?

en çok karşılaştığımız soru şu, neden hem karşı taraftan hem de bizden alıyorsunuz.. aslında sebebini yukarda da yazdım. Birisi davayı kazandığımız için hak ettiğimiz para, diğeri de emeğimiİn karşılığı. Bu karşılığı çok bulanlar işini avukatsız yürütüp çoğu zaman işler birbirine girince çok pişman oluyorlar. O yüzden bu emeği hafife almamak lazım.

Aslında avukatın hem sonuçtan yüzdelik dilim alması hem de karşıdan ücret alması sizler için daha iyi. Çünkü bu parayı işin sonunda almazsa başında almak zorunda kalacak. İşin başında aldığı meblağ aslında çok düşük. Siz farkında değilsiniz. Eğer sonunda alınan bu ücretler olmasaydı avukatla anlaşma safhasında tonla para dökmek zorunda kalırdınız. Avukatların parayı cebe indirip sonrasında davayla ilgilenmeme durumları da çok daha fazla yaşanır hale gelirdi. (Şahsi kanaatim.)

Ben avukatin aldigi parada degilim ki sadece davaya konu olan servetimin en az %15 ini davayi kazanip hakli cikmam durumunda vermemi emreden bir kanun var bunu yapmazsa disiplin cezasi yiyen bir avukat. Zorla bu kanuna uyun deniyor uyuyoruz. Hakli cikiyoruz ve karsi taraf haksiz ciktigi halde 2o bin ben hakli ciktigim halde 150 bin lira odemis oluyorum. Ve bu parayida maddi tazminat davasina konu edemiyorum. Bunun neresi adalet? Avukatlar olarak uzerinize alinmayin sadece size soruyorum hakli olanin haksiz olandan 7 kat daha fazla zararda olmasinin mantigi var mi?

sosyal medyadan iletişime geçin durumunuzu anlatın emin olun %3 ise tahmini oranı sizi aralarında görmek isteyeceklerdir. eğer bu parti ümit özdağın partisi ise işiniz daha kolay.

Evet Ümit Özdağ nerden bildiniz? Daha mı davetkâr oluyorlar, hiç tanıdığım yok içerdezz

ümit hocaya mail atın, kendisi bizzat dönüş yapacaktır. hatta mailde telefon numaranızı verin uygun bir anında arayacaktır. mailini özelden atıyorum.

Bedava eleman arar siyasi partiler tırım tırım. Direkt vurun kapıyı girin herhangi bir odaya, sizi çok iyi karşılayacaklardır.

normalde yemek cenazeden hemen sonra duaya giderken götürülür ama bence bu şartlarda da eliniz boş gitmeyin.
gidilmemeli yani.

hem kendileri yastalar yemek yapamazlarsa aç kalmasınlar diye, hem gelen giden misafir olur diye, hem de ölmüşün arkasından eve çok yemek gelmesi onun "ruhuna" gider diye yemek götürülür.
yani ölenin arkasından onun adına insanların bir anlamda karnının doyması bir nevi sadaka gibi görülür.
hatta çok fazla yiyecek gelirse etrafa, konu komşuya, çevre esnafa da dağıtılır.

kolonya da pek uygun olmaz, o hasta ziyareti için dediğiniz gibi.

bir yerden bir miktar su böreği alın gidin, en temizi.
ya da kendiniz belki bir kek yaparsınız, o tarz bir şey de olabilir.

başınız sağ olsun.

İla yemek olmak zorunda mı? Cidden hiç yemek götüresim yok. Adet böyleyse götüreyim de bana çok saçma geliyor yemek olayı.

Börek +1

Bir şey götürmene gerek yok. Cenazenin ilk günü aile yakınları yemek yapar götürürler hem cenaze sahipleri hem misafirler yesin diye. Senin arkadaşının cenazesine giderken bir şey götürmen gerekmez. Yemek dışında bi şey götürmek de saçma olur kutlamaya gitmiyorsun ne götüreceksin.

bizim buranın adetlerini yazayım siz seçin:

yemek (hatta önden sorulur, hangi gün getirelim diye ki ev yemeksiz kalmasın)
börek
kuru pasta çeşitleri
meyve suyu/gazoz
çay-şeker
kahve
makarna

bence en mantıklısı meyve suyu, gelen olursa ikram ederler, olmazsa da kendileri içerler.

ayrıca cenaze evine gidip de ikram bekleyenin kendi cenazesi kurda kuşa yem ola inşallah.

Biz hep çay-şeker götürürüz.

yemek goturulur ama bir hafta gecmis zaten cok gelen gidenleri de yokmus. o yuzden ev yemegini eleyebilirsin.

ama bir- iki kilo su boregi alip goturulebbilir. gelen misafirlere bir iki dilim ikram ederler.

onun disinda kolonya vs goturmeye gerk yok. bos da gitseniz kimse bir sey demez onemli olan gitmek.

basiniz sagolsun

çay++

Pide yaptırılır bizim orda. Konyada etliekmek.

biz meyve götürmüstük

yok.

not:avukatım.

Yok. Yasak.

mali müşavirlerde olduğu gibi avukatlarda da reklam yasağı var galiba, tamamdır teşekkür ederim.

düşündüğünüz hukuk büroları varsa Google yorumlarına bakabilirsiniz ama genelde ticari itibarımı zedeliyor diye olumsuz yorumları kaldırtıyor.

prestij açısından hangisi daha iyi cevabını vermişsiniz.
maddi açıdan hangisi daha avantajlı onun da cevabını vermişsiniz.

para sizin için önemliyse medeniyet, prestij önemliyse bahçeşehir.

Benim için eşit derecede önemli hocam. O yüzden fikir almak istedim açıkçası.

eşit derecede önemli ise ben prestiji tercih ederdim. ileride getirisi maddi farkı da kapatır diye tahmin ediyorum

bau+1

ben olsam medeniyeti tercih ederdim. 30 bin az para değil. Serbest avukatlık yapacaksanız hangi üniversitede yüksek yaptığınız çok önemli mi? En nihayetinde "Av.... (LLM)" yazacaksınız. Medeniyet'in hukuk fakültesi yeni olduğu için çok bilinmiyor. sorarlarsa devlet üniversitesi diye açıklarsınız zaten.

Eşyalar kira sözleşmesinde belirtilmiş mi ?

Belirtilmişse eşyalar temiz durumda vs gibi bir ibare var mı . O şekilde mi imzalamış

@ceketimi alip cikcam

ondan emin değilim, muhtemelen de belirtilmemiştir diye düşünüyorum. belirtilmese bile kim kullanılamayacak kadar kötü eşyası olan evi, eşyalı ev olarak kiralar? hayatın olağan akışına aykırı değil mi?

Ben şu açıdan düşündüm sözleşmede eşyalar yoksa bence o konuda bir şey talep edilemez.

Hiçbir şey yapamazsınız bu durumda

Ne suç duyurusu yahu. Sözleşmeye göre eşyalar sorunsuz olarak teslim edildi ise bir de üzerine eşya parası ödeyeceksin. Çünkü eşyaları sen o hale getirmiş sayılırsın.

Evi sahibindendeki ilana göre mi tuttu? Eğer öyleyse ilandaki fotolara güvenip evi tuttuysa şikayetçi olabilirsin. Tutma zamanın belli şikayet zamanın belli. Evi o hale getiremeyeceğim aşikarsa şikayet et.

@Mistymage

yok artık daha neler, elimizde whatsapp yazışmaları var, evi görmediğimize dair. adam evin videosunu çekip attı. örnek olarak gösterilen dairelerin kiracıları belki tanık olur vs.

hem insan, bir günde koltukları kırıp, yatağın yayını çıkaracak ne yapmış olabilir?

tck md.157 "hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan..." diye devam ediyor.

dolandırılmak tam olarak böyle bir şey zaten.

Cezai sorumluluk olmaz. Tazminat borcu gündeme gelir. Ayıplı ifa sebebiyle.

İş yargıya taşınırsa gittiğinize dair kanıt sunmanız gerekecek elbette. Gitmeden bu tarz yorumlarda bulunmanızın cezai sonuçları olabilir. Tazminat da söz konusu olabilir. Hem haksız rekabet suçu oluşabilir hem de ticari itibara zarar verme durumu gündeme gelir.

Ama siz oradan hizmet alıp beğenmediyseniz, eleştiri sınırları çerçevesinde kalmak kaydıyla istediğinizi yazarsınız.

kanıtı iş yerinin sunması gerekmez mi dava açan onlar

İşyeri "bu şahıs bizden hizmet almadı, karalamak amaçlı bu yorumu yazmış" diye dava ettiğinde, işyerinden "bu şahsın sizden hizmet almadığını ispat edin" demezler mantık olarak.

Ama size "bu işyerinden hizmet alıp da mı memnun kalmadınız?" diye sorulabilir ve mantıklı olarak da o işyerinden aldığınız hizmeti belgelemeniz istenebilir.

Yani bu işletmeden hizmet alırken bir kredi kartı kullandı, ya da peşin de ödeseniz makbuz/fatura aldıysanız sıkıntı yok.

Ama zaten böyle bir şeyin mahkeme konusu olacağını sanmam, ağır bir itham yoksa.

Merhaba. Ev sahibi kafasına göre sizi evden çıkaramaz. Sözleşmeniz 1 marta kadar devam ediyor. Sonrasında ancak ve ancak ihtiyaca dayalı tahliye davası açarak sizi çıkarabilir. Bu dava 2 seneye yakın sürüyor. Yani pratikte siz kiranızı tam ve zamanında ödediğiniz sürece ÇI-ka-ra-maz. Bu çok net.

Ama siz yine de Evden çıkamaya karar verirseniz ihtar çekmesini isteyin. İhtardan sonra çıkın. Eğer çakallık yapıp kızını oturtmaz başkasına kiraya verirse 3 senelik kira bedelinde tazminat alabilirsiniz.

Bir sorunuz olursa çekinmeden bana yazabilirsiniz her zaman.

3 senelik kira bedeli kadar tazminat ha. Hollanda Borçlar Kanununda yazıyor galiba.

@adwokat
"Ama siz yine de Evden çıkamaya karar verirseniz ihtar çekmesini isteyin. İhtardan sonra çıkın. Eğer çakallık yapıp kızını oturtmaz başkasına kiraya verirse 3 senelik kira bedelinde tazminat alabilirsiniz."

yanlış bilmiyorsam ihtar sonrası çıkmanız size böyle bir hak vermez. Tazminat tarzı bir hak için; ihtar sonrası mahkemeye vermesi yani sizin mahkeme kararıyla evden çıkmış olmanız lazım

Ev sahibinden taşınma ve emlakçı parası isteyin bence.
Çıkacaktım evden ama siz sürekli tarih değiştiriyorsunuz. Madem birkaç yıl içinde kızınız oturacaktı o zaman ben bu evi tutmaz, düzenimi değiştirmezdim.
Ayrıca size resmi bir şekilde "kızım taşınacak, evden çık" demediği için sizden sonra kafasına göre daha pahalıya kiraya verebilir, niyeti bu da olabilir.

"X Bey/Hanım, ben taşınmak için ev baktım ama kiralar çok yüksek. Üzerine bir de emlakçı ve taşınma parası vermem gerekiyor, şu an buna maddi gücüm yok. Siz emlakçı ve taşınmayı öderseniz taşınabilir, sizi de mağdur etmemiş olurum" diyebilseniz keşke.

Ben de benzer durumdayım. Aşağı yukarı evde kiracı olma sürem chubb ile aynı. Yukarıdaki cevaba istinaden, taşınma ve yeni ev için ödeyeceğim emlakçı komisyonunu istedim, ama ilk önce tamam dediyse de haklı sebebim var diyerek sonra ayak sürümeye başladı. Avukatı ile irtibata geçiyor şimdi somut bir şey yok. Ben bizim avukatımıza henüz durumu iletmedim, onlara da avukatıma irtibata geçeceğim hiç demedim belki ondan cesaret buldu. Fakat internette okuduklarım çok karışık. Ortada bir sürü değişken de var, mesela ev sahibin ve alt-üst soyunun kalabileceği başka bir konut var mı, aynı şekilde kiracının vb. O yüzden böyle pat diye şu kadar zamanda olur demek zor. Eğer kiranızı ödediyseniz ve sizinki gibi süresiz kira sözleşmesi ise ancak hakim kararı ile öğrenilecek bir şeymiş gibime geliyor.

Bir de advokat'ın yazdığı 3 senelik kira bedelini şu şekilde biliyorum: Sizi kendisi oturmak üzere tahliye ettirdikten sonra (yani kendi rızanızla değil de, hukuki yollardan) 3 sene boyunca evi kiraya veremiyor. Verirse, en son ödediğiniz kira x 12 ay kadar tazminat alma hakkınız var. Ama kafamı karıştıran da şu, kiraya verip vermediğini nereden öğrenebileceksin?

Çok teşekkür ederim herkese cevaplar için.

@michael_knight taşınma masrafı ve emlakçı komisyonunu istemek mantıklı geldi. ciddi zarardayım çünkü bu durumda, bulunduğum muhitte iki katına çıktı kiralar ve beni zora sokacak bu durum. ama niyeti kızını oturtmak cidden onu biliyorum. @adwokat'ın önerisi üzerine ileride kiraya verme olasılığına karşın yine de ihtar çekmesini isteyeceğim.

@malheiros evet okuduklarımdan anladığım benim de o şekilde, tazminat son ödediğim kira x 12 ay gibi. yani ilanları düzenli takip ederim ama ilana çıkmazsa bile ara ara sorabileceğim komşularım da var, onlardan öğrenebilirim diye düşünüyorum tekrar kiraya verilip verilmediğini.

Yanlış hatırlamıyorsam tahliye taahhütnamesi kira sözleşmesi ile aynı gün olmamalı, sonra yapılmış olmalı kanunen.

Kirayı ödemediği için de noterden ihtar çekin, 2. ihtardan sonra tahliye hakkınız doğuyor yanlış bilmiyorsam.

Ama acı gerçek şu ki adam çıkana kadar kira vermese icralık olacaksınız.

depozitoyu vermedigi an belliymis problemli bi tip oldugu :/

belki gecir yatirdigi icin sözlesmeye göre bi acigi varsa cikartilabilir ama bilmiyorum tabi. kolay gelsin.

Kirayı bir gün bile geciktirirse icra takibi başlatabilirsiniz. Daha geçen hafta böyle bir tahliye aldık. Dilerseniz ulaşabilirsiniz.

Siz şantiyede çalışan gurbetçi personele kiraya vermekle zaten hata etmişsiniz. Ama illa verecekseniz de firmaya kiralamanız gerekirdi, aklınızda bulunsun. Hoş ben yine kiralamazdım çünkü orası misafirhane olur, komşularınız rahatsız olur vb. Bu arkadaş belki pat diye de çıkacak hiç belli olmaz, istifa edecek veya firma başka işe gönderecek vb. Arayın konuşun, madem kullanmıyorsunuz boşaltmasını rica edin.

Dostum bi mulkumuzu yeni kiraladim, benim yaptiklarimla sizin aranizda fark cok. Depozito ve bir kira pesin. Tahliye taahhutnamesi. Kefil. Kiraci ve kefilin kimlik fotokopisi. kiracilara karsi naif olunmaz. Evden cikartin hizlica odeme emirli icra acip. Bir daha kesinlikle ev kiralamayin kolayca

covid projeleri sekteye uğrattı.

Zaman carkı’ni da dizi yaptilar

Nasıl yapılmıyor, şu an zirveyi yaşıyoruz. Beğenelim ya da beğenmeyelim, Wheel of Time dizisi yapıldı, LotR yapılıyor, sinemada Dune izledim, Witcher var; Good Omens çıktı, bir sürü Diskdünya dizisi konuşuluyor, Brandon Sanderson geçen konuştu Mistborn mu emin değilim ama script'ini yazmış dizi geliyor.

Altın çağdayız lütfen ama nasıl yapılmıyor.

Benim bildiğim kadarıyla hayır. 2021 deki kiranın üzerine zam yapabilir.

Merak edip biraz araştırdım, mahkemelerin bu konuda ev sahibin haklı bulduğunun örneklerini yazan avukat sayfaları okudum şimdi.

Hakimin şu kanıya vararak hüküm verdiğini yazıyor avukat;

sözleşmede kiranın ne oranda artması gerektiği yazıyor ve kiracı bunun bilincinde, kirayı arttırmadan devam etmesi vs vs vs

Ama bu kararlar geçmişe dönük kira farkları için açılan icra davaları ile alakalı.

Sizin soru yeni bir kira tespiti ile ilgili, eğer mal sahibi bu mantıkla yeni bir kira belirlerse bence biraz pazarlık yapıp çok fazla zırlaşmayın.

Çünkü olay büyür de biri akıl verirse, yeni kirayı geçtim geçmişe dönük farklar için de mahkemeye başvuralıbilir.

@John Bloor

mal sahibi benim :D

5 yıl dolunca kira arttırımına ilişkin dava açar güncel piyasa değerine çıkarırsın. Başka türlü mümkün değil. Yasal oranda bir önceki dönemde aldığının üstüne eklersin ancak.

Her sey denedim, sadece missha ninki bi anda kesti, indirimde diye oylesine almiştim.

@hot potato e tabi hiçbir şampuan %100 kesemez dökülmeyi, öyle olsa dünyada kel kalmazdı ama biraz azaltabilir, kullandığı şampuandan böyle bir etki görebilen varsa iyidir yani.

@gunes123 beyler dedim ama bu pek bey ürününe benzemiyor :)

Ben buna inanmıyorum. Döküleceği varsa dökülüyor valla. Arkadaşım ketoral kullanıyor. Dökülmeyi azalttı diyor ama bence psikolojik, yine de bi bakabilirsiniz.

kadınlar için anlarım ama tipik erkek dokulmesi ise pek önüne geçilebileceğini sanmıyorum. Arkadasım yaklası 1 sene ustura tıraşı oldu ve kalan saçları da döküldü. Sıkıntı ve stress saç dökülmesini daha da tetikliyor. Bence önce bunların önüne geçmek ( elbette demesi kolay )

Şampuanı boşver minoxil kullan madem. Erkek tipi dökülmede bile saç çıkarır ama kullanmayı bırakınca geri gider (+ o zamana kadar normalde dökülecek kökler de gideceğinden daha açık görünmüş olur, dökülmeyi bir süre ertelemiş olursun yani)

Sonrası saç ekimi veya kazıtmak/olduğu gibi kullanmak.

önemli miktarsa uğraşın derim ama kiracının bu kadar hızlı evi boşaltmış olması bile şans, sizi 6ay - 1yıl da uğraştırabilirdi. evden çıkarken depozitosunu teslim ettiniz mi ? kanunen o depozitoyu eski evsahibinin size teslim etmesi, sizin de çıkan kiracıya vermeniz gerekir. ayrıca hukuken kaynağı var mıdır bilmiyorum ama usulen çıkan kiracının taşınma masraflarını sizin karşılamanız gerekiyordu.

önceki ev sahibinine kira vermemiştir di mi? Kira öncesinden ödendiği için, atıyorum ayın 1-5'i arası kira ödüyorsa siz o civarda aldıysanız belki eski ev sahibine ödenmiştir? Onlar ses eder miydi bilmiyorum.

veya kiracı uyanıklık yapıp ödememiş de olabilir tabii. Ama siz "şu ibana bu ayın kirasını yatırabilirsiniz" demiş miydiniz?

Ek olarak evet çıkmış olması güzel.(6 ay falan hatta mahkeme sürse 1 küsur yıl çıkmayabilirdi) Kiracı varken almış olmanız da güzel, bizim ev aynı durumdaydı (kiracıydım) ev sahibi içinde biz varken satamadığını iddia etti bir sürü taciz etti (ki haftada 3-4 gün evi gösterdiğim oldu)

360 tl gibi bir borc cikiyor ve ben bu borcu odemek istemiyorum. bu adam enayi yerine koyuyor herkesi. eski ev sahibi onun yuzunden site yonetimi ile icralik olmus zaten. adam tam sorumsuzun teki. biz almadan onceki ayin kirasini da odememis zaten.

simdi anliyorum ki bize evi satan adam bu problemlerden oturu satmis, kiracinin problemli olduguna dair bizi bilgilendirmedi. ben istesem o adam ve emlakci ile de ugrasabilirim ama istemiyorum.

yasal yollardan isi cozmek istiyorum, evi bosaltti ama anahtari zorla aldik. telefonlara cevap vermiyor, kac kere yeni tasindigi eve gitmek zorunda kaldim. esi ile muhatap olmamiz adamin galiba hosuna gidiyor. ode borcunu cek git iste. bizi niye pesinden kosturuyorsun.

evi boşaltması bile şükür sebebi.
bence kendiniz boşuna üzmeyin, yolunuza bakın.

Avukata verin ihtar ceksin, pek yapabileceğiniz bir sey yok.

Ben olsam uğraşmazdım bu arada.

Avukata vereceğin vekalet daha pahalıya çıkıyor.yanılmıyorsam o rakamada haciz başlatılamıyor.360 lirayı bu kadar kafaya takman normal değil,kendi kendine eziyet ediyorsun.

olayin 360 lira ile alakasi yok. adamin serefsizligine sinirleniyorum. su an gidip dalabilirim adama.

Yeni ev almışsınız, hayırlı olsun, içindeki problemli kiracıdan da uğraşmadan kurtulmuşsunuz, mis. Niye kendinize sinir stres aradığınızı anlamadım. Boş verin, önünüze bakın.

Ver avukata. 360 lira üstüne 1 aylık kira parasını takıp gitmiş. Milleti enayi yerine koyanlara bu hayatı dar etmek lazım. Ben olsam avukat meslektaşlardan birine vekalet verir; hem vekalet ücreti hem de taktığı borcu çatır çatır ödetirdim. Severim böyle tiplerle uğraşmayı, üşenmem.

ds damat, beymen business buralara bak derim.

lee cooper'da indirim var.

Lufian olabilir ya da us polo.

boynere takıl hocam. klasikte sezon cok fark etmiyor o yüzden uygun fiyata bulabilirsin.
network altınyıldız vs fena değil. ds damat'ta da online'da baya uygun fiyatlar oluyor.

Bütçe hakkında fikir verebilir misin?

Altınyıldız

Soruyu okuyunca aklıma tek bir yer geldi: Pierre Cardin

boyner

burda genelde birbirinin yanında beymen, pierre cardin, altınyıldız gibi markalar oluyor. ben hep onlardan alıyorum.

Pierre cardin,altın yıldız
Pantalon olarak da dockers öneririm.

Bağlamaz. Süresinden önce çıkarsan 2 aylık kira bedeli fazladan öder çıkarsın.

Sözleşme yasanın önüne geçemeyeceği için ne sizi, ne şimdiki ev sahibini ne de yeni ev sahibini bağlar. Satılırsa yeni ev sahibi kendi yasal hakkını kullanarak sizi belli bir süre (sanırım 6 aydı) zarfında tahliye edebilir.

Huobi-kucoin

Yazılı onayınız olmadığı takdirde maaş düşürülemez. Yazıll onay olsa da geçersiz olacağına dair yargıtay kararları var.

Dava açabilirsiniz.
Haklı sebeple sözleşmeyi feshedebilirsiniz.
Karşı taraf sırf bu sebeple sözleşmenizi feshederse işe iade ve eksik ücretlerinize yönelik dava açabilirsiniz.

Kıyafet üstünden işe yarar mı bu?

bu işin en babası taser onda bile taser'i çekince adam canlanıyor saldırmaya devam ediyor.

bu muhtemelen ondan çok daha dandiktir.

amerikan polis videolarındaki taserları izle.

bıçaklı adama şok silahi ile yaklaşabileceğini mi düşünüyorsun.

Bunu kullanmanın çok kolay olacağını sanmam. Bir de büyük. Bence ilk once kaçmaya/korunmaya çalışın. Yanınızda bir de biber gazı olsun. Mesela elektroşok için bıçak mesafesine girmeniz gerekirken biber gazını daha uzaktan kullanabilirsiniz. Etkili bir biber gazı, yanında da saldırganın silahsız olması ihtimaline karşı da ek olarak başka bir şey kullanabilirsiniz sanki. Elektroşoku ben tek başına silahlı birine karşı kullanamazdım. Bıçak bile daha avantajlı öyle bir durumda ki o bile bıçak düellosu olurdu. Ama bir de amerikan polislerinin kullandığı gibi elektroşok tabancası var. O bulunabilirse elektroşok olarak daha doğru olabilir.

Bıçaklı bir adamdan uzak durmak, kaçmak dışında pek savunma taktiği yok profesyonel biri değilseniz.

Kimseyle tartışmamak, kavga etmemek, akşam eve varmak tek hedefimiz olmalı medeniyetsiz topraklarda.

Sabahtan beri ben de videoyu izleyip kafamdaki senaryoları canlandırıyorum.

Uzak durmak, abi çekip suyuna gitmek, sakinleştirmek, egosunu okşamak, o bıçakla kimseye zarar vermeden oradan ayrılmasını beklemek en doğrusu.

Hiç birimiz süpermen değiliz.

[mesajın bundan sonrasını da uzun uzun yazmıştım ama sildim]

Ben de bu videoyu izleyip kafamda bin tane senaryo kurdum, sonra evdekilere biber gazı aldım.

Bu adama yaklaşılmaz öncelikle. Adam elinde bıçak sallıyor. 7 metreyi 1 saniye aşabilir. 1 saniyede zarar görmeden nasıl yapacaksınız? Karşı tarafta bu tip şey varsa ve saldırıya geçiyorsa -kaçamıyorsak- en iyisi biber gazı kullanmak. Videodaki kadınla adamın arasındaki mesafe için konuşursak biber gazı yetersiz kalabilir. Yani adamı etkiler ama devam eder. Biber gazının da nasıl kullanılacağını bilmek gerekiyor. (Self defence videoları var) Yoksa siz de etkilenirsiniz.

Bu gibi ekipmanları kullanmak için kendinizi eğitmeniz gerekiyor. Hangi senaryoda nasıl kullanılır, zarar almadan durumdan nasıl kaçılır gibi. Yoksa bıçaklı birini bunla ancak belli süre durdurabilirsiniz sonra kaçmanız gerekiyor. Ama tabi hiçbirşey olmamasından iyidir yanınızda birşey taşımak, en azından stresi azaltır. Olaydan kaçılamıyorsa kullanılabilir

aklıma gelmişken amerikalı aynasız diye bi youtube kanalı var.

orada şöyle bi soru sorulmuştu, amerikan polisleri bir saldırganı neden defalarca 20 kere 30 kere vuruyor diye.

adam da bunu videolarla açıklamıştı, adamı 30 defa vuruyoruz, kesinlikle ölecek ama ölene kadar 1 2 dakika geçiyor, o sürede de saldırmaya devam ediyor. hemen etkisiz hale gelmesi için ya kafadan, ya omurilikten vurulması lazım yoksa kesinlikle durmuyor daha şiddetli saldırıyor diye açıklamıştı. ayrıca o tür olaylarda kafadan, omurilikten veya bacaktan vurmak imkansız derecede zormuş.

bıçaklı biri varsa arayı çok açıp öyle müdahele etmeniz gerekir demişti, hatta bizim polisimiz de ölmüştü böyle bişeyde.

yani karşındaki adam tehdit algılayıp saldırmayacaksa bile saldırıya geçerse ölürsünn.

bibergazına da inanmıyorum ben, elin psikopatlı almış uyuşturucuyu adam hisseder mi hissetmez mi, ne kadar etkili olur, tutarsa hadi iyi, tutmazsa, ya kendi gözüne gelirse rüzgarla falan. o zaman iyice bittin.

orantılı güç iyidir, al bi tane sağlam coldsteel çakı, kanunumuzda bıçak taşımak yasak bile değilmiş, yeter ki kan oluklu, sustalı ve bunun gibi yasak olanlar olmasın. istersen kılıçla gez diye açıklamıştı türk polisi olan bir youtube kanalının sahibi.

aramaya zamanım olmadı ama kanal bu, bu değilse bile diğer soru cevaplarda yanıtlamışlardır

www.youtube.com

bu da amerikalı olan

www.youtube.com

abd donanmasında eskiden asker olan elemanın videosu vardı twitterda. kendinizi tabancaya ve bıçağa karşı nasıl korursunuz diye. cevap olarak kaçın diyordu. bu kadar basit.

Biber gazı satın alın. En temizi budur. Biri size saldıracak olduğunda çıkartıp sıkıp kaçacaksınız. Hem davalık olacağınız bir sonuç yaratmaz hem de anında etkisiz hale getirir kişiyi.

@killerbee bir de bu var
(bkz: mozambique drill)

Özelden yazabilirsiniz detaylarıZ

4,5 ay bence az. Sizin için bir şey ifade etmediği anda biter diye düşünüyorum. Bu da bence en az ilişki süresi kadar olabilir.

Fotoğraf varsa sil. Stalk yapıyorsan bunu bırak. Her yerden engelle mesela. Zamanla azalarak bitecek.

zamanla geçecek merak etme.
şimdilik öyle biraz canın acıyabilir ama böyle bu işler.

benim bir yillik dolu dolu iliski sonrasinda kendime gelmem uc sene filan suruyor ya. olur oyle, 4.5 ay cok degil, zamanla azalir.

dostum bende şimdi yeni ayrıldım. Bu arada sana geçmiş olsun. Zamana bırak hiç bişey yapma aynı şekilde hayatına devam et zaman geçtikce unutucaksın. www.youtube.com bu şarkı sana gelsin anlarsın agam

200 bin Blok almıştım 0,033 maliyetle %60'la 1 sene stake ettim. Güncel fiyat 0,10 gibi bi şey olması lazım. Şu anda da güzel kazandırdı ama verdikleri programa sadık kalırlarsa biraz burn yaparlarsa daha çok kazanırım gibi geliyor. Ceek vr da beğendiğim bi proje raca'ya da erken dönem girip biraz kar alıp çıkmıştım çok daha uzun süre tutmadığıma pişmanım.

En uzun vadeli tuttuğum Cere Network portföyümün 20%sini oluşturuyor.
30% Bloktopia
Kalan 50%'nin çoğu kısa vade.

8 bin tl raca
8 bin tl bloktopia
6 bin tl star atlas
5 bin tl fantom
5 bin tl gas

1131 gt
3145 boson (hafif terste kaldım)
11000 mepad
Biraz bnb, avax, lydia, vancat ve katıldığım idolardan satmadığım coinler.

2000 dolar civarı da nakitteyim.

GT-boson uzun vadeli, mepad stake şu an. Güzel kâr ettirdi, satabilirim.

An itibariyle;

3000 dolar XRP (Şu an davadan dolayı inanılmaz undervalued. Xrp fomosu çok büyük olacak. Coinbase tekrar listelediği an uçar gider)

3000 dolar MINA (Whitepaper hoşuma gitti. Projesi uzun vadede iş yapacak. En son 7-8 dolarken avax için benzer hislere sahiptim. Çok erken elimden çıkardım. Çok pişmanım. Aynı pişmanlığı ikinci kez yaşamamak için MINA HODL!)

1000 dolar BOSON (Devir metaverse devri. Bunun da günü elbet gelecek. Uzun vade devam)

1000 dolar DIA (Pek bilgim yok, güvendiğim bi dostum uzun vadede güzel yerlere geleceğini söyledi.)

500 dolar LTC (Kısa vadeli almıştım. Şimdilik terste. Biraz kâra geçince satarım.)

250 dolar USDT (Güzel bi ön satış olursa basıcam)

250 dolar SCOTTY (Değişik bi proje, ön satıştan almıştım. Ağlar arası NFT ışınlıyor. Belki ilerde iş yapar. HODL)

250 dolar DESU (Merkeziyetsiz bahis/kumar işleri. ilerde değerlenebilir HODL)

20.000 TL FENER TOKEN (ön satışından almıştım 5bin liralık. 20K olmuş. Ama kilitli çekilmiyor. Hodl devam :))



Evet bakınca neredeyse tamamı uzun vadeli. Bence hepsi de potansiyelli.

Her yerden yaptırabilirsin. Eğer oturduğun ev boş gözüküyorsa beyan yeterli. Başkası oturuyor gözüküyorsa fatura veya muhtardan alınan belge şart.

Benim zamanımda araç stop edince direkt kalıyordun. Şimdi 1 kez stop hakkı var. Dolayısıyla yüzde seksen geçiyordur bence.

Bir hocadan 10 kişi ders alıyorsa bunların 8 tanesi kalır, 2 tanesi geçer. Geçenlerin sayısı 5'i geçmez. Bu işin sürücüyle alakası yok. Gözetmenler için gelir kapısı olmuş durumda. Adaylar sınavdan kaldıkça her hafta sınav ücreti alıyorlar. Eskiden puan sistemi varmış. Şimdi paralel parkta araba paralel olsa bile yeşil alana yeterince yakın değilse bırakıyorlar.

%72.

Ben tam bir oran veremem ama azımsanmayacak bir insan tanıyorum bizzat kalan. Ben geçmiştim mesela, ama ben de kalsam kalırdım. Çünkü araç sürme alışkanlığı olan birinin refleksif olarak yapacağı birçok şeyi henüz alışkanlık kazanmadan bilinçli olarak yapmanız bekleniyor. Ek olarak sınav heyecanı var.

Birkaç ders alarak bu alışkanlıkların oturması biyolojik olarak mümkün değil. Mesela ben park için her yanaştığımda sinyal verip duruyorum, bunu düşünmüyorum artık, ama sınav günü "evet şimdi sınavın sonuna geliyoruz, sağa yanaşırken sağ sinyal vermeyi unutma, aynadan sağı solu da kontrol et, araçtan ineceğin zaman kapıyı açmadan yolu kontrol etmeyi de unutma. Tabi en önemlisi bütün bunları düşünürken el frenini çekmeyi unutma sakın" diye içinden bilinçli olarak planlamak gerekiyor bunları.

Ezberden metin okumak gibi bir şey bu. Eğer iyi ezberlemişsen rahatça geçersin. Eğer bir "kelime" unutursan bırakıyorlar ki bu da çok olası bir durum.

Yüzde 72nin neyini beğenmedin