Selamlar,

İşi gücü nedeniyle günde minimum 8 maksimum 16 ortalamada da 12 saat bilumum ekran ışığına maruz kalan biriyim. Son zamanlarda beni iyice yorduğunu düşünmeye başladım; evde yansımadan gelen direkt ışıklara ve bilumum gürültü ya da TV gibi gereksiz ekranlara duyarlılığım son derece düşük. Mümkünse TV'yi hiç açtırmayıp mum ışığnda oturabilir kıvama geldim. Benzer durumları yaşıyor musunuz? Çözüm bulan varsa beri gelsin:) Ben sadece iş planımı daha mesai saatleri içerisine yoğunlaştırıp toplam ekran karşısında tüketilen saat ve ömür sayısını azaltarak buldum. Bir de özel gözlüklerden falan bahsedenler var; bunları deneyip memnun olanlar varsa yazarlarsa bahtiyar olunur. Bana daha çok tembeller için üretilmiş bir pazarlama harikası gibi görünüyor uzaktan bakılınca..

Paragraf halinde derdimi kustum; yorgunluğuma veriniz, affola.

Teşekkürler..

Bir adres var ama bir türlü bulunamıyor. Adı ve yeri değişmiş ve internette de kafa karışıklığı yaşıyor herkes.

"47'NCİ KOMD.TUG. KH. VE KH.BL./İSTANBUL Zeytinburnu." yazıyor ama burası Esenler'deymiş. Kimileri başka yerler söylüyor, telefon numarası var kullanılmamaktaymış. Kimisi 47. Motorize diyor, kimi 47. Mekanize, kimileri ise 66. Mekanize diyor. Buranın kesin adresi yok mudur? Nereden öğreneceğiz?


Bir de Metris/Hasdal kışlası olduğunu farz edersek, AHL'den nasıl gidilebilir?

Selamlar,

Evin küçük bir kısmını beyaza, diğer kısmını kırmızıya boyayacağım. Tek fırçam var. Beyazı boyadıktan sonra o beyaz boyayı fırçadan nasıl çıkartıp kırmızı boyaya geçebilirim arkadaşlar?

2012 model honda civic hb aracım var. araç füme renkte.

güneydoğu anadolu bölgesinde 1 yıldan biraz fazla zaman geçirdi araç. geldiğinde, boya koruma da son demlerini yaşıyordu.

her neyse, geçen günlerde tavanda güneş yanığı benzeri bir yer oluştu ve çok şaşırdım açıkçası. 2012'nin eylül ayında trafiğe çıkmış ve boya koruma yapılmış bir araçta güneş yanığı oluşur mu? yoksa bu benim güneş yanığı sandığım şey başka bir şey mi?

resim şu anda ekleyemiyorum ancak yarın ekleyebilirim.

fikri olan var mı?

Rahatça alinir mi yoksa metal yorgunluğu gibi şeylerden dolayı yine dezavantajlı midir?

Genel kültüre ilgim var ama şunu kafamda canlandıramıyorum. Kalem kağıt olsa anca çözerim

galeri14.uludagsozluk.com

Püf noktası var mı bu işin?

kola (coca cola - pepsi cola - le cola - cola turka - dr pepper ...) aranız nasıl? light mi normal mi? kutu cam 2 litrelik? ayda haftada günde ortalama ne kadar içiyorsunuz?

içenler içmeyenler... şimdi böyle sorunca genelde hep içmeyenler yanıt verecek ama içenler de yanıt verirseniz sevinirim. teşekkürler.

yani çok basit bir mekanizma, 90 larda yapılamaz mıydı ki?

Pil ve motor teknolojisinin gelişmesi derseniz anlarım.

Asagida bir duyuruda mesela su cumle var.

"Pomernian cinsi köpeklere güzelliklerini veren tüylerinin günlük taranmaya ihtiyacı vardır.
Aksi halde kötü koku, birbirine geçmiş karışık tüyler ve dökülme gibi sorunlar ile karşılaşılır.
Pomernianlar mevsimsel olarak yılda bir ya da iki kez tüy dökerler.
Köpeğinizin hem yıllık tüy dökümlerinin hem de günlük tüy dökümlerinin önüne günlük tarama ile geçebilirsiniz."


Ayni cumleyi ben yazsam.

"Kopegi hergun tarayin, taramazsaniz kopek maymuna doner"

Yazar gecerim, benim icin gerisi tamamen gereksiz harf toplulugu.
duyurudan birkac kisi "abi en kisa ama en dogru bilgiyi veriyorsun" diyor.
Ama gercek hayatta bunu yazdigimda karsidaki asla bunu dogru bilgi olarak kabul etmiyor(toplum duyurudan olusmuyor tabi). Hatta ozet bilgi verdim diye bana dusman oluyor. Baska bilgisiz adamlara danisiyor uzun ama yanlis bilgiler aliyor. Sonra gidip yanlis bilgisayari aliyor, yanlis tamirciyi cagiriyor. Tonla zarar ediyor.

Ben de toplumu duzeltemiyorsam kendimi duzelteyim dedim.
Zaten sirket de fark etmis bu ay bunla ilgili 2 tane egitime gonderecekler beni.
Ik bile tiksinmis direkt bilgi verdigim icin hehe.

Bu konuyla ilgili kitaptir makaledir oneriniz varsa alirim.
Normal kitap oku duzelir demeyin, duzelmiyor.
Bana sadece yontemler lazim, analitik dusunmemem lazim.

borcum yok, sağlığım yerinde, yalnızım, istediğimi yapıyorum, alkol, kumar, sigara vs. hiçbişi yok. ama itlik yapmaya özeniyorum, nerden başlıyim?

şaka biyana cidden öyle. sakin ama çok sıkıcı.

Selamlar,

www.resmigazete.gov.tr

resmi gazetede taksit yapılabileceğine dair yönetmelik yayınlanmış gördüğünüz gibi. hatta yürürlüğe de girmiş ancak online alışveriş siteleri sepete eklediğim cep telefonlarına taksit yapılmayacaktır falan diyor. hangisine baksam böyle.

kendi tasarrufları mı bu konu? bilgisi olan cevaplayabilir mi? neden yapamıyorum(z) sizce?

yani kaç nota var kaç türlü müzik yapılabilir hesabı hep aynı kişilerden dolayı bir kısırlık söz konusu mu?

bu araba alınır mı? herkes şanzuman vs falan diyor. var mı kullanan bilen

maddi anlamda soruyorum ne kadardı?

Kilo verme, yağ yakma gibi teraneler için tavsiyeler üzerine yeşil çay tüketiyorum fakat tükettiğim çay poşetli Doğadan yeşil çay.

Yeşil çayın bahsedilen faydalarını ne kadar alıyoruz bu tarz poşetli, seri üretim çaylarla?

Bir şey yapıyorum, bari onu da düzgün yapayım.

Öncelikle Şeyma Subaşı'na da kendisini sevenlere de takip edenlere de bir garezim yok. Samimiyetle anlamaya çalışıyorum:

1) Kadınların son yıllarda sıklıkla dile getirdikleri ekonomik özgürlükleri ve kadının toplum içindeki konumuyla ilgili söylemlerine taban tabana zıt, çok kötü bir örnek olmasına rağmen kendini kadınlar nezdinde nasıl bu denli popülarize edebiliyor?

2) En sıradan bir ilişkide bile Şeyma Subaşı'na göre çok komik ve küçük sayılabilecek şeyleri aldatma addetip, aldatanı tefe koyan, terk eden, ötekileştiren, sonrasında travmatik bir psikolojik süreç yaşayan, aldatana karşı müthiş bir nefret ve düşmanlık besleyen kadınların bırakın ilişkiyi; evli bir erkeği, evli olduğunu bile bile şu anki noktaya getiren birine bu derece ilgi göstermesi ve tüm bunların toplum tarafından kabul görmesi büyük bir ikiyüzlülük değil mi?

Bakın muhafazakar ya da laik bir hassasiyetten bahsetmiyorum. Aldatmanın, terk etmenin, boşanmanın, kadının gururunu ve onurunu incitmenin böyle kavramlara hapsedilip anlamlanabileceğini düşünmüyorum.Feminizmi en holiganca savunan kadınların bile ilgisine mazhar olabiliyor. Bu korkunç bir çelişki değil mi?

3) Gerçekten samimiyetle soruyorum. Nesi ilginç geliyor? Amerika avamlarının gittiği 3. sınıf saçma sapan festivaller mi? Yüzüne gözüne sürdüğü yaldızlı pullar mı? Güzellik göreceli bir kavram olsa bile kendisinden kat be kat zarif ve çok daha güzel popüler kadınlar varken ortalama sayılabilecek güzelliği mi? Teşhirci ve son derece "kitsch" giyim tarzı mı?

4) Her tarafından kültürsüzlük ve görgüden yoksunluk akarken tamı tamına 3 milyon kişide kendini takip edecek motivasyonu nasıl uyandırabiliyor? Tek sebebi toplumsal kültürümüzle içkin dedikodu ve magazin kültürü mü?

5) Azalarak biter mi? Yoksa bu, kendisini popülarize eden yaygın vasatlığa rağmen çok mu iyi niyetli bir beklenti?

bastan soyleyeyim sevgilim var ve cok seviyorum. isim geregi yurtdisinda oldugum donemler oluyor. bu kez is yerinden bir arkadas da geldi. cok samimi degiliz hatta hic degiliz. zaten ben kimseyle yuz goz olmam ama organizasyonlar toplantilar falan derken aksam saatleri icin de sirketin planladigi yemek icmek tarzi aktiviteler oluyor, bunlara katiliyoruz ama ben genelde keyif almadigim icin cok fazla gitmek istemem. kendi capimda takilirim ve kafa sisiren muhabbetlere dahil olamam.
boyle bir ortamda galatasarayin sampiyonlar ligi maci var diye skora bakayim dedim canli skor sitelerinden ve kalabaliktan siyrilip cep telefonumu actim. arkadas dedigim kiz geldi ne yapiyorsun dedi galatasarayin maci var ona bakiyorum dedim haa ben de bakabilir miyim dedi al bak dedim. bakti falan yalandan konustu biraz gitti. oh dedim zaten o kalabalik kesmekes yorgunum ortamin bitmesini bekledim otele gidip bir an once uyuyacaktim sonucta sabah tekrar is var. herkes ayni otelde kaldigindan bu arkadas da geldi. sonra asansorle odalara dagilmak icin herkes gecti.
kizla ben kaldik kata cikinca birden odalarin oldugu kisma giderken aniden durdu. ne oluyor demeye kalmadan dudaktan kapti isik hiziyla iyi geceler dedi basti gitti. ben ne oldugunu anlamadim tanimadigim insan sonuc olarak buyuk bir saskinlik yasiyorum. her gun basimiza boyle is gelmiyor hayatta siradan bir insanin basina bir kere gelir yani ve dogal olarak sasirdim bir sey diyemedim bir sey yapamadim odaya girdim 10 saniye sonra kapi caldi iceri girip bir daha yapisti sonra cikti gitti bir sey demeden. bu toplamda 20 saniye surmemistir isik hiziyla oluyor her sey yani. kendimi o kadar kotu hissettim ki kimseye bisey diyemedim cunku hosuma gitti, bunu dedigim icin utaniyorum ama evet hosuma gitti ve hosuma gitmesi kendimi kotu hissettirdi. sabah da bir sey diyemedim. olay benim acimdan tam bir facia yani. dusunsen tasarlasan boyle sey olmaz gerceklesmez. sacma sapan bir olay yasadim yani ve bunu sevgilime soylesem asla normal karsilamaz ki hakli yani normal bir olay degil. sinirim bozuldu. basina boyle sacma sapan olay gelen var mi? etkisinden nasil ciktiniz?

Hangisi daha iyi kavgası devam ederken sizce de dilciler herkesi geçmedi mi? Lisede dil seçen arkadaşlarım şu an 3. 4. Dillerini öğreniyor. Güzel yatırım valla.

Merhabalar,

Eşimle ortak kullandığımız bir instagram hesabı var. Gizli profil, mesajlar istek olarak geliyor.

Bundan aylar evvel eşimi tehdit eden fake bir profilden mesaj geldi. " X sen bittin kızım seni bitireceğim, eşin de duyunca bitirecek seni" şeklinde. Sonra o profil uçtu gitti hemen.

Birkaç ay sonra bir apaçinin kaleminden çıkmış şiirimsi, asılma mesajı. Başka bir fake profilden. Dedik ki, yazı turacılardandır. Copy paste mesajları atıyordur. ben kocasıyım lan bana söyle derdini deyince o hesap da uçtu gitti.

Yine birkaç ay geçti. Bugün, bir mesaj. Profilimizde eşim ve benim mesleklerimiz yazıyor. Benim mesleğimi kastederek "işsiz değil mi o? ahahah. dış görünüşe aldanıp gitmeyin şunlara kızım. Senin banka kartını bile alıyordur vs." diye.

Tabi bu profil pek fake durmuyordu. Eşimin ağzından konuştum. Adresini ver eşim gelsin direkt ona anlat derdini dedim. Adını Soyadını, çalıştığı kurumu, katına kadar söyledi. Söylediği iş eşimle aynı sektör sayılır. Bana da yakın.

Şimdi, ben tabii ki işsiz falan değilim. Aksine güzel bir işte çalışıyorum, yakın zamanda da güzel bir devlet kurumuna atamam oldu.

Bu kişi ısrarla "hadi kızım hadi ataması var mı ataması sen onu söyle :)) atanamıyorlar işte onlar :)) parası yoksa ben vereyim" ve ısrarla da "kartın onda değilse parası yoktur benimkini vereyim :D" falan yazıyor. "En azından karı parası yemeyecek kadar erkeğim, profilime gir fotolarımı al onları da gönder ki gelince bulması kolay olsun" yazıyor.

Şimdi, tabii ki ne eşimin parasını aldım, ne kartını. Sadece yakın dönemlerde maddi bazı problem kaynaklı sorunlar yaşamıştık. Bir kart mevzusu da geçti ama bu şekilde değildi.

Ben tabii iş yerine gittim. Bulamadım. En tepe yöneticisiyle görüştüm. Bir devlet kurumu burası da. Türlü şekillerde kontrol sağladık, öyle biri hiç olmamış bile. Başka yerlerden de teyit aldık, yok.

Sonra mezun olduğunu söylediği üniversiteden öyle bir mezun olmadığı bilgisine de ulaştım.

Profil aşırı gerçekçi bir fake profil. Ve diğer mesajları atan kişi de bu belli ki. Ama fake olmayan bir profilden bunu yaazacak cesareti olan iş yerini yanlış söylemez. İş yerini saklayacak adam adını soyadını bana ifşa da etmez.

Çünkü kafasında "bu sinirli, zayıf noktası da bu, buradan vurayım eşine kıştırtayım, adli sorunlar yaşasın güvenlik soruşturmasında pürüz çıksın". Derdi bu yani belli.

Benim şüphe ettiğim biri var. Eşim de zayıf ihtimalli kişilerden şüphe ediyor. Bu arada bu profillerin ortak noktası hiçbir sosyal mecrada başka üyelikler yok bu isimlerle. Bir tek instagram. Zaten sonrasında da yok oluyor bu hesaplar.

Sizce savcılıktan sonuç alınır mı bu konuda? ekran görüntüleri var. Tanıdık bir savcıya okuttum mesajları. Buna aile kurumunu zedelemek vb. birşeyler söyleyerek oradan dava açılır, kim olduğu da bulunur rahat ol dedi.

Şimdi, ben kendim değil eşim suç duyurusunda bulunsun dedim. Öyle yapacağız.

Başka nasıl bir yol izlemeliyim?

bu bir vicdan sorusudur!

10 gün sonra işten ayrılıyorum, yeni bir iş buldum. gidişimi pek beklemiyorlardı, birim müdürüm sağ olsun daha iyi yere daha iyi şartlarda gideceğim için sıkıntı çıkartmadı ama şirket içinde benden başkasının yapmadığı ve benden sonra da kolay kolay yapamayacağı raporlamalar, planlamalar, sunumlar vb. var(benden başka kimse yapmıyor çünkü, nasıl yapılacağını bilen yok). ve tüm bu işyükü belirli bir süre genel müdür'e kalacak ve bu yüzden gidişim hiç işine gelmedi; söylediğinde kızmış birim müdürüme defolsun gitsin falan demiş.

gidişime yakın hop diye merkez ofisten bir raporlama ve önümüzdeki sene için planlama geldi, son teslim tarihi de 1-2 hafta. inanılmaz detaylı ve şu ana kadar her sene ve düzenli yapılanın 2-3 katı kapsamlı bir çalışma; birim müdürleriyle tek tek iletişime geçip hepsiyle oturup hazırlamam gereken şeyler. normal şartlarda yapardım gocunmadan ama zaten iş devri yüzünden yoğunum, artı ay sonu zaten normal yoğunluk var, bi de bu iş gelince iyice nevrim dönecek. acaba ayak sürüsem mi diyorum; şırfıntıya iyice uyuz oldum çünkü.

hak ettiğinden düşük maaşa çalışan ve üst yönetim tarafından değeri bilinmeyen bir çalışandım 3 sene boyunca. ünvan almak için, eve yakın, çalışma ortamı rahat ve aldığım para yetiyor diye devam ettim ama bir atılım yapmam gerekiyordu artık.

neyse işte, altyapıyı da verdim ki "siktir et yapma" diyin. öyle yaparsam mevcut müdürüme de biraz ayıp olacak ama onun da itlikleri olmadı değil. sizce ne yapayım? elimden geldiğince yapıp teslim ediyim mi yoksa sallayayım mı?
teşekkürler...

Seçen değil. Seçmeyenler.

Herkese iyi akşamlar, güzellikler, bol keyifler :)
Şahsım adına iyisiyle zoruyla bol vukuatlı 2018'i geride bırakırken ekonomistlerin vs'nin "2019 çok zor olacak" beyanlarına içsel olarak zerre prim vermeden (^-^) şahsım adına güzel bir yıl olacağını öngörüyorum. Neden; çünkü ben öle olsun istiyorum:)

Eh, karar güzel olunca yol da oraya yöneldi, hem en sevdiğim uğraşla boş vakitlerimi değerlendiririm hem de ciciş ciciş diktiklerimi giyerim dedim ve dikiş makinemi açıp ne diksem arayışlarına başladım.
Biraz mağaza dolaştım, biraz dergi karıştırdım ama hoşuma gidecek bişeyler göremedim. Bana takip ettiğiniz, beğendiğiniz, keyifli modeller bulacağım giyim siteleri önerir misiniz? Anne için, genç kızlar için..

Yalnız bu arada, biraz mağaza dolaşınca gördüm ki birileri milleti fena kazıklıyor. İşçilikler, kumaşlar... adamakıllı dişe dokunur bişey bulmak çok zor üstelik de fiyatlar dudak uçuklatacak kadar çok. İki makine çekmiş baskı yok, kulp yok bişi yok, uyduruk bi harç koymuş salaş bi çekete asgari ücretin yarısı fiyat etiketi koymuş. Utanmadan!
Bu konuda bişiler yapmak lazım diye düşünüyorum.

Söz konusu araç 1.5 dizel manuel touch olan. İnternette var yazıyor da emin olmak istedim.

2019 icin detayli bir duvar takvimi ariyorum: Aradigim sey aslinda tek bakista tum ay ve gunleri gosteren sade bir proje takvimi; ancak Turkiye'de henuz icat olmamis gibi :) Amacim ay bazinda to-do'lari tek bakista gormek. Hic alengirli, suslu olmasina gerek yok.

Onerebileceginiz yer var midir?

Tesekkurler

Eski tip POS cihazları sadece kendi banka ya da kredi kartlarını okuduğu için mi öyleydi? Mesela esnaf Axess kredi kartını başka bir POS'tan, Worldcard'ı başka bir POS'tan okuturdu. Bütün bunların sebebi neydi?

soru başlıkta

gidesim var gibi ama etraftan pek de oo git git gibi olumlu dönüşler gelmedi.

Gazeteleri tararken Hürriyet'ten Vahap Munyar'ın Vehbi Koç ile ilgili köşe yazısına denk geldim.

www.hurriyet.com.tr

Haberdeki resim düşündürdü bir an. Sadece Semahat Arsel değil,Ömer Koç ve onun şahsında tüm Koç ailesi kendini batılı değerlerle tanımlayan bir hayat tarzına ve siyasi görüşlere sahipken, dekorasyon tercihlerinde sıklıkla Arapça ve Osmanlıca motiflere başvuruyorlar.

Bu aristokrat, şehirli kültürün getirdiği bir şey mi? Ki aile eski İstanbul'u yaşamamış, kökleri Ankara'ya dayanan bir aile. Değilse konumları gereği sergilemeleri gereken duruşun gerektirdiği bir çeşit "balance" ayarı mı?

www.youtube.com

Merhaba Duyurucular,

Size beyin yakan bir soruyla geldim.

3 yıldır bir iş yerinde çalışıyorum ve iş yükünden, stresinden çok bunaldım, sıkıldım. Maaşlar da düzenli ödenmiyor. Patron da tam bir patron (bitmeyen istekler, aşırı iş yükü, kriz yaratma vs) olduğu için ofise gelen kaçıyor, gelen kaçıyor. 3 yılda 10'a yakın tane üstüm olan yönetici eskittik diyebilirim. kendi düzeyimde arkadaşlardan da çok ayrılan oldu.

Ben de iş arayıp duruyordum haliyle. Artık bıktım ve iş bulmadan istifamı verdim. Bu arada benim yaptığım işle alakalı en son ben ve yeni başlamış bir arkadaş kalmıştı. Kendi işlerimin, ayrılanların işlerinin yanı sıra onun da eğitimi ben de. Baya bir zorlanıyordum yani.

Neyse patron da istifamı olumlu karşılamayıp yaptığım işi beğendiğini söyledi ve zam/terfi /yönetcilik teklif etti. 2750 olan maaşım 4000 olacakmış. Ama işin sorumluluğu bende. Daha önce yapmadığım ve yapmakta zorlandığım birçok şey var. Sonucunda iyi bir şey çıkmayabilir. O yönetici ben oluyorum yani. Yanına eleman al dedi. Sanki onları yetiştirmek kolay da... Stresten, iş yükünden ölüyorum ne zamandır. Bi de üstüne insan eğitmek.

O arada başka bir yerle daha görüştüm ve onlar da 3250 teklif ettiler. maaşımdan 500 fazla yani.

Ben ikincisine gitmeyi düşünüyorum. Gerçekten çok sıkıldım ve bunaldım buradan. 3 yıl oldu ya 3 yıl. Ama ailem, arkadaşlarım herkes deli misin diyor. Dışarıdan zam almak güzel geliyor olabilir. Ama onlar benim yaptığım işleri, yaşadıklarımı bilmiyor ki...

Siz ne diyorsunuz?

Kız arkadaşımın evinde konaklayan bir yabancı var. Airbnbden kiraladı.Ocak sonuna kadar bizle. Banka hesabı açmak istedi.Banka adres istiyormuş illa. Bu durumda yabancı arkadaş ne yapmalı?Kız arkadaşımda kiracı olduğu öğrenilirken sıkıntı çıkar mı?Polise beyan etmek lazım gibi şeyler demislerde. Anlamadık tam.Yuksek lisans yapıyor Türkiye'de.Vergi numarası almıştı

selam,

vakko cüzdan kullanan kız zengin midir, değil midir?

not: mahmutpaşa'dan alınma vakko değil.

tenks.

edit: zenginlik göreceli sohbetlerine girmeyelim arkadaşlar. bildiğiniz zenginlik işte.

Özel bir yemek falan değil. İş çıkışı iki kadın oturup karnımızı doyuracağız. Arkadaşım "yer baksana" dedi bana, bildiğim yerlerin dışında bir öneri çıkarsa diye buraya soruyorum.

Mümkünse:
Alkol olsun, fiyatları ortalama olsun, Bahariye'den yürünebilir olsun. Viktor Levi olmasın.

Öneriniz varsa, hatta alkol olmasa da "bak şu yemeği çok güzel" dediğiniz bir yer varsa paylaşırsanız sevinirim.

Yabancı bir arkadaş İstanbul'da drone uçurmak istiyormuş hobi maksadıyla. izlemesi gereken prosedürler nedir acaba? hiç bulaşmasın mı yoksa?

teşekkürler.

İyi dilekleriniz beni mutlu eder. Şarkı da olur.

i.hizliresim.com

şurdaki gibi boş kağıda delik atmam lazım. elimde normal delgeç var ama tek tek işaretleyip delmek gerekcez galiba ya da kolay yolu var mıdır

Bir süredir internetten mama siparişi verip, her akşam kedileri beslemeye çalışıyorum. Bugün bir komşumuz bilmediği halde :) babama kedileri devamlı insanların beslediğini ve hepsinin obez olduğunu, bunların evcil hayvanlar olmadığını , kendi tabiatlarında yaşamaları gerektiğini söylemiş. Ne düşünüyorsunuz bu konuda, hakikaten kedileri-köpekleri kendi hallerine mi bırakmalı?

Selamlar. Tersanede çalışıyorum ve işe çoğu zaman arabayla gidiyorum ancak tersanede boya olduğu zaman rüzgarın da etkisiyle boya otoparka taşınıyor ve arabanın üzerine yapışıyor. Ön camda özellikle silgilerin çizgi çizgi ıslaklık bırakmasına ve yağmurlu havalarda ön camın temizlenmemesine sebep oluyor.

Önceliğim ön cam olmak üzere bu boya nasıl çıkar?