Ekşi Duyuru

Tek silahın hevesli olmak. Kariyerinin başında olduğun için daha iyi bir iş bulunca, daha iyi bir maaş bulunca, daha iyi bir yer bulunca gideceğini düşünür. Buradan yürüyemezsin. Bana bir görüşmede 10 yıl burada çalışır mısın demişlerdi, olabilir demiştim ama ben bile inanmamıştım çünkü çalışmam. Kendinizi 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz dediğinde atlayıp o pozisyonla, şirketle bağlantısız cevaplar verirsen direkt belli edersin orada uzun süre çalışmayı düşünmediğini.

Konuşurken kendini rahat hissetme kısmını anlamadım.

1: deneyimsizim diye ne iş olsa yaparım abi deme.
2: bunun senin için iyi bir fırsat olduğunu, uzun yıllar orada kariyer planı yapabileceğini vs. söyle.
3: müdürle veya organizasyondan başkasıyla resmi olmayan şekilde görüştün diye çantada keklik görme işi. bu işler belli olmaz.
4: çok istiyorsan gir görüşmeye gelen soruları tokatla, işi al.

bol şans.

Öncelikle görüşme sırasında karşındaki insanı insanları seversen bu hissin karşıya geçeceğini bil.
Çoğu iş görüşmesinde insanlar adaydan çok kendileri konuşmak, anlatmak istiyorlar. İyi bir dinleyici ol. Anlatmaktan keyif alıyorlarsa onların keyfini arttır.
"Ben uzun süre çalışacağım ve mutlu olacağım bir iş arıyorum. CV henüz yeni oluşuyor ve CV'mde sık sık iş değiştirdiğimin görünmesini istemem" gibi bir söz söyleyebilirsin.
Çok istekli, hevesli, motivasyon dolu olduğunu net kelimelerle belirt görüşmede. Kariyerinin başındaki bir insanda aranan en önemli şey bu. Ama bunları ima etme, yeniden söylüyorum ki net kelimelerle belirt.

Bunu normalde size sormamaları lazım. Tetkiki isteyen doktor ilaçlı veya ilaçsız olacağına karar vermeli. Aradaki durumlarda tecrübeli teknisyenler çekim esnasında redyolog'a ilaç verelim mi diye danışabiliyor. İlaçsız istendi ise ilaçlı deseniz de ilaçlı çekilmez zaten pratikte.

bana soran internetteki randevu sistemi. orada iki tane seçenek vardı, ben ilaçsızı seçtim. büyük ihtimalle bana gidince niye ilaçsız seçtin diye sorabilirler. süreçteki tek fark damardan ilacı vermeleriyse, ilaçlı çekerler herhalde değil mi?

Özel hastane mi? Çekim hangi bölge? İnternetten Mr randevusunu hangi yolla alıyorsunuz?

Doktor da degil de radyolog karar veriyor aslinda. Diyelim bi sey gordu, ilac veriyor ki o gordugu sey daha net gorulsun. Direkt tabii doktor da bastan soyle cektir diyebilir. Sorun yok yani orada karar verilecektir en kotu

@en bi orijinal

omuz bölgesi. omuz çıkığı sonrası istedi doktor. Yer ise radyoloji kliniği, özel veya devlet sigortasıyla gidilebiliyor. Olay Almanya'da geçiyor, internetten randevu alınıyor

Geçmiş olsun, omuz için ek bir ihtiyaç yoksa kontrastlı çekime gerek yok, o sebeple çekime gönül rahatlığıyla gidin bence. Kontrast gerekirse teknisyen çekim sırasında sorar zaten.

Çıralı, adrasan gibi yerlerde bu hizmeti bulabilirsin.

Güzel'den kastınız nedir?

sakinlik mi? Eğlenceli ortam mı? Temizlik mi?

Kemer için değil ama Kumluca'da bir yer tavsiye edebilirim. Telefonla arayıp çadır kiralamak istediğinizi de söylerseniz yardımcı olurlar.

goo.gl

Ben doğru olduğunu düşünüyorum. HR’ın bu kadar hikayeler uydurup bahane üretmesine gerek yok ki. Bana samimi gibi geldi.

Abi Avrupa'daysa herkes tatilde. Biz de iki kisi aldik, ikisine de süreç iyi gidiyor ama herkes tatilde bir sonraki görüşmeler bir kaç hafta sonra olur diye söyledik.

Şu an Avrupa'da herkes tatilde.

Hocam başka biriyle görüşüp ondan karar bekleselerdi direk bunu söylerlerdi. Ya da başka adaylarla görüşüyoruz, size sonrasında döneceğiz derlerdi.

Avrupada herkes tatilde evet. Yeni yeni dönüyolar. %99 doğrudur yani.

Yok ya yıkanıyor ilk defa duydum 2-3 gün yıkanmaz dendiğini.

daha sonra kesiyor hemen yansıtmayabiliyor

ne kadar sonra? 2 aydır satın alma yapıyorum, kesinti olmadı hala

iptal edebilirsin iaden tam yatar

www.airhelp.com

Avrupa'dan kalkisli ucusta haklarinizi almaniz cok daha olasi, eger sartlari sagliyorsaniz tabi. Yolcu haklarini koruyan bir yapi var orada sonucta.

Ustteki site araciligi ile yasal mevzuattaki tazminati almistim yillar once. Dava falan actilar havayoluna, hic bir seye bulasmam gerekmemisti. En son kazanilan meblag uzerinden kesinti yapiyorlar kendilerine kar payi olarak, yuzde 25ti o zaman. Benzerleri de vardir mutlaka. Bi bakin isterseniz.

konaklama + 400 euro (600 de olabilir unuttum) civarı tazminat alıyorsunuz ama şartları var. mücbir sebep olmaması (doğal afet, hava muhalefeti vs) gerekiyor. 24 saatten önce haber vermeleri gerekiyor vs vs. yurtiçi uçuşlarda 100 euroya düşüyor.

önce pegasusa başvuracaksınız tazminat talebiniz için. dönüş yapmazlarsa shgm'ye gidiyorsunuz onlar öttürüyor.

abi ablaya spor ayakkabı
ana ya temizlik robotu
babaya kindle

adidas, puma ürünleri
biraz pahalı bir hediye ama bavulda yer varsa dyson süpürge
yola çıkmadan önce soğuk tutma şansın varsa şarküteri ürünleri
paskalya ürünleri geldi marketlere. envai çeşit paskalya temalı çikolata falan var her markette. onlardan da götürebilirsin.
bir de güzel bir kräuterlikör. biz sadece jager'i biliyoruz ama almanya'da onlarca çeşidi var. eierlikör de olabilir.

şimdilik aklıma bunlar geldi.

ayakkabı

Sizi uğraştırır. Bir tamirciye danışın. Değişecek parçayı öğrenip nette araştırın. Çok işçilik istemişlerse youtube üzerinden bakarak yapın, yoksa yaptırın.

direğe tekrar çarpmamak adına da güvenli sürüşten uzaklaştığınızı unutmayın. Daha defansif sürün. Kask takın, tekeriniz düz bassın. Geçmiş olsun.

Yüksek ihtimal maşa yamulmuştur, belki düzelebilir. ya da düzelince yırtılma olursa tekrar kaynak vs isteyebilir.

En kötü değişirsiniz, cant da yamulduysa ayar ile düzelme ihtimali çok yüksek.

Biz bilemeyiz. Bazı firmalar net çalışır bazıları brüt. Görüştüğün kişiyi arayıp sor mutlaka. Söyledikleri maaş brüt ise ve yeterli ise bilemem tabii.

brüt ve net arasında dağlar kadar fark var. Ara konuş sor mutlaka

bu öyle duyuruda cevabı aranacak soru değil. mutlaka arayıp sormak lazım.
ama sektörü ortalaması ve kafandaki maaşın %50 üstündeyse brüttür.

brüt söylemişlerdir, net olsa özellikle maaşlarımız net diye belirtir.

sen brüt diye kendini ayarla. net çıkarsa durduk yere mutlu olursun, ne güzel.

Uzak Doğu mutfağı olabilir. Acılı ekşili çorba üzerine suşi.

Ben İtalyan çok severim. Ama onlar zaten aşırı popüler. Ravioli ya da lazanya denenebilir denenmediyse.

Egzotik mutfakları iyi yapan restoranı türkiyede bulmak zor. Pad thai olabilir mesela, ben orijinalini yemediğim için kıyaslayamam ama bikaç yerde denedim pek beğenmedim. Nişantaşında noy diye bir tayland mutfağı restoranı var gidilecek listemde, orada iyidir belki.

mutfak olarak çin, kore ve vietnam mutfaklarını seviyorum ben.

Hindistan'a yakın ama aynısı değil, Nepal mutfağı. Taksim'de Nepal Everest Kitchen var, şefi Nepalli ufak bir yer, yemekleri gidip Nepal'de yiyeceklerinize çok yakın.

Endonezya mutfağı deneyebilirsiniz. Warung Nusantara'yı önerebilirim.

aynısını netflix ve amazon'da yapabiliyorum. disney'de de olur herhalde.

vpn'le alabilirsin. chrome eklentisi windscribe var, ben onu kullanıyorum.

batidaki cakal tayfa netflix'i, steam'i, amazon'u, disney plus'u hep turkiyeden uyelik alarak kullanip neredeyse sakiz parasina getiriyorlar. sen de yapabilirsin.

Arkadas hesabiyla ve vpn'le ugrasmak istemezsen eger iphone kullaniyosan app store'da turkiyeyi secip telefon uzerinden tl odeyerek uye olabilirsin bu tur seylere. Konumdan bagimsiz turkiye fiyatlariyla oluyor her sey

sevdigin yemegin nasil yapildiginin tarifini ver. neden sevdigini anlat. varsa ilgili anilarini anlatabilirsin.

Türk hamamı ve hamam ritüeli.

1974 kıbrıs barış harekatı

Duvarın ardı podcast
Exist podcast

Didik didik Freud.

Kaçık prens

beyhan budak

ben en çok normalin sınırlarını seviyorum. psikoloji/psikiyatri odaklı entelektüel sohbetler. ancak aslansın kaplansın gibi gazlamalı motivasyoncu falan arayanlara uymaz.

Redditte vardır muhtemelen

reddit var fakat bu konuları konuşabileceğin spesifik türkçe subreddit yok. hepsi yabancı. ayrıca reddit'te throw away (kullan at) hesap açıp anonim olarak takılabilirsin.

bence atin, hocanin yapabilecegi en kotu sey maili gorup okumadan silmek. ama ne kadar spesifik bi soru sorarsaniz o kadar iyi donus alirsiniz. mesela:
"hocam toefl mi daha iyi yoksa ielts mi bu okula admission icin?" kotu soru
"hocam ben xxx alaninda calismak istiyorum, ama bu alanda cok tecrubem yok. yine de yy hocanin projesine katkida bulunabilirim. okula yazacagimiz cover letter'da agirligi yapabileceklerimize mi vermeliyiz yoksa halihazirda yaptiklarimiza mi?" daha spesifik bi soru.

ha ama su da var, eger hoca lisanstan itibaren yurtdisinda egitim almis biriyse garipseyebilir bu emaili. turkiye'den tasinmis biriyse sansin daha yuksek.

Hocaya boyle genel “oneriniz olur mu?” diye sorulmaz. Basvuru icin ne yapilmasi gerektigi zaten internet sitesinde yaziyordur zaten.

Ben su adimlari attim, bunun uzerine ekleyebileceginiz bir sey var mi gibi bir soru olabilir. Ne kadar somut olursa sorunuz o kadar iyi. su ana kadar basvuru ya da okul icin yaptiklarinizi da yazmalisiniz.

öyle bir durumda en azından gidiş yoluna bakarlar.

25 erzurum, 24 erzincan, 23 de herhalde e ile başlar er'den öncedir, eeeeee elazığ derdim.

merak ederim, hangi şehir olduğunu bulmaya çalışırım, burada ne işi var acaba diye sorgularım.

sanki biraz sorgulamanı görmek istemişler. verdiğin cevaplar çok kötü maalesef, en iyi ihtimalle heyecanına verirler ama bu sorudan puan alamazsın. umarım geneli etkilemez.

duraklamak, süre istemek, düşüncelerini toplamak heyecanla aklına ilk geleni söylemekten her zaman iyidir. soruyu tekrar edip zaman kazanabilirsin, bir saniye bunu biliyorum dilimin ucunda deyip şirinlik yapabilir, yine zaman kazanabilirsin.

böyle acayip sorular sorduklarında bunun bi bilgi yarışması olmadığını düşünüyorum. çünkü bilgi sormak istese bunu testle sınavla yapar. bence amaçları zaten bilmeyeceğin bir soru sorup önce bilmediğinde bunu nasıl karşıladığın, tahmin için nasıl bir yol çizdiğin, bunu nasıl paylaştığın, nasıl sunduğun, nasıl savunduğun, nasıl fikrini beyan ettiğini inceliyorlar.

bu yüzden böyle durumda yapmacık olup istedikleri şovu veririm.

en azindan sunu bil onlar senin kisisel gorusunu merak etmiyorlar da bilmedigin halde nasil akil yurutursun, nelere dikkat cekersin onu gormek istiyolar. seninki de biraz çaba gostermeyen bi imaj olmus

Ben merak ederim. Sonra da teee nerelerden gelmiş diye düşünürüm.

Akıl yürütürüm bildiğim şehirlerden doğru. Edirne 22 biliyorum mesela ed den sonra gelmeli diye değerlendiririm. Bakmadım ama sanırım cidden elazığ.

Sen bu sorudan puan alamamışsın. Ama dua et genel karakter analizini bu soruya göre yapmamış olsunlar

bu geyik muhabbetinin amacı iş yerinde sosyal bir insan mısın
ağzın laf yapar mı
hazır cevaplılık, pratik zeka, güzel konuşabilir misin gibi şeyler olduğunu düşünüyorum

başvurudğun pozisyon teknik ağırlıklı ise biraz kötü etkileyebilir

mesela merak etmem yerine ben daha çok plakadaki harfler odaklanırım kelime türetirim gibi daha sempatik cevap verebilirdin

Aklıma yeni mezun olduğum dönemde Big4'daki bilindik firmalardan biriyle olan mülakatım geldi. Ünvanı muhtemelen "manager" olan kişinin mülakatın sonuna doğru bana yönelttiği sorulardan bazıları şunlardı:
- En sevdiğin hayvan
- Uğurlu sayın

Gene alanında bilinen başka bir şirketin mülakatında İK'cı 5 dakika boyunca arkamdaki duvar saatiyle ilgili sorular sormuştu 1-2 sene önce.

Devlette mülakata girmedim ama mülakatlardaki sorularda genel olarak çok anlam aramıyorum benzer örnekler yüzünden:)

Olumsuz bir izlenim olmuş hocam.En azından hiç denk gelmedim ya diyebilirdin ya da 21 Diyarbakır 22,23 oradan akıl yürütebilirdin yanlış da olsa bir şeyler için çabalasan daha sağlıklı olurdu.

yabancı bir plakaysa yolu bilmiyor ani manevra yapma ihtimali var dikkatli olurum derdim herhalde.

34 ise ya şirket arabası ya da düzgün kullanmıyor diyebilirdim ahaha

turk kimligini kim ne yapsin? sadece pasaport yeterli. gidip ucaga binebilirsin.

Yurt dışında ya da yurt içinde sadece pasaport yeterli. Yurt dışında kimlik pek bir işe yaramaz zaten.

Pasaport aynı zamanda bir kimlik belgesi olduğu için sorun yaşamayacaksınız.

Sailing magic carpet mı ?

mojonunseyirdefteri.blogspot.com olabilir mi?

15 aralik-15 ocak arasi dahil degil

ben de tam 15 aralık'a bakıyordum, sinir olmuştum niye gözükmüyor diye. eyvallah hocam.

biraz önce denedim totalde 3000 tutan bilete 150tl indirim yaptı. pegasus'un 2-3 sene önce yaptığı %40-50'ler bitti artık. çünkü sadece bilet'e indirim yapıyor. bilet de yüzde 10'u oluyor toplam tutarın genelde.

www.songkick.com
Konsere giderseniz şansınız artar bence.

spontane, kesinlikle öyle direkt sorma olacağı varsa bile olmaz.

ya kimse kimseyi kandırmasın, sor geç. karşındakinin niyetini bilmiyorsun farketmeden kırmana bile sebep olabilir. beklentini açık et, o da söylesin. uymuyorsa da salın birbirinizi. Ben bıktım bu "spontane" takılmak adına hayatının aşkı gibi davranıp, geçen gece sonrası yüzüne bakmayan insanların hikayelerini dinlemekten. Değmiyor kırmaya da kırılmaya da.

Bulusmadan once niye bunu konusmuyosunuz ki?

Kadinlarin bulusmak istemelerinin en buyuk sebebi bi olcup tartalim, kotu enerji alirsam/huylanirsam evine gitmem dusunceleri. Kendini biraz guvene almak yani.

Date esnasında açık açık sorarsan olacağı varsa da olmaz, ürkütücü bir tavır bence.
Kız o şekilde sorsa sana, itici gelmez mi bi düşün…

saçmalama abi böyle şey sorulur mu. herkes öyle çatır çatır direkt sevişmeye gelmiyor. direkt sevişmeye gelen de oluyor tabii ama bunu zaten konuşmuş oluyorsun. karşındaki insan, oturuyorsun konuşuyorsun vakit geçiriyorsun, olacaksa zaten oluyor.
sorma sakın weird moments olur

tuşları yumuşak bir mekanik klavye alabilirsiniz, cherry brown switch olanlar ofis kullanımı için uygun ama fiyatı biraz tuzludur

Gereğinden fazla mı bastırıyorsunuz acaba tuşlara? Biraz daha yumuşak basmayı deneyin isterseniz.

Çok yazı yazıyorum, laptop klavyesi çok rahatsız diye buradan klavye önerisi istemiştim ben de. (git: 1493639)

Oradaki önerilerden Logitech MK540 aldım, klavye çok rahat, tuşları yumuşak, çok severek kullanıyorum. Yalnız ufak bir şey değil, baya desktop klavyeleri kadar büyük.

Monetize etmemiştir muhtemelen, para kazanmıyordur. Ya da kazandığı para telif sahibine gidiyordur. Bölgede dizinin popi olması için bu şekilde izin vermiş olabilir telif sahibi.

Whiskasdan vazgeçmeniz isabet olmuş. En kötü mamalardan biridir.

Evde ciğer haşlayıp bezelye vs ile karıştırıp mama yapabilirsiniz, tarifler YouTubeda var bol bol.

Temizmama, golosi, mamaplus gibi firmalardan mama alabilirsiniz.

Kuru mama ver. Temiz mama + 1

Pati life var yaş mama, yemeyen kedi görmedim ve ucuz. Sağlıklı mı bilemem.

Evde kendiniz yapabilirsiniz burda kedi maması tarifleri var
kedimamasi.net

bazı internet servis sağlayıcılar DNS ile yasaklı sitelerin açılmasının önüne geçtiler

Findeks'in risk raporunda gözüküyor.

ünsal ünlü çıksa herhalde yayının ortasında saç saça baş başa kavga çıkardı. (:

ismail saymaz.

ismail saymaz yeterli olur diye düşünüyorum da bu konulara uzun süre ayırırlar umarım. merdan yanardağ'ın cins sorularla kutuplaştıracağını düşünüyorum. harbi sorular sorulsun da kim sorarsa sorsun.

Valla ben ülkede şu dönemde gerçek manada bir gazeteci olduğunu düşünmüyorum. Hepsi birbirinin aynısı, hiçbiri gidip önceden sormak için izin almadığı soruları soramaz bence. Gazeteci yerine direkt muhalefet partisinden birilerinin olmasını isterdim.

Kuru kuruya muhaliflik yapmadan sadece Tarafsızlık esas alınacaksa adına aklıma şu an bir gazeteci adı gelmiyor doğrusu.

İsmail saymaz her ne kadar bir şekilde popüler de olsa, hemen her konuya el atsa da bir çok şeyden bihaber olduğunu
m.youtube.com
buradan öğreniyoruz.
Hocayı ve ona yakın kurumları hedef alan argümanları bile zaten legal şeyler. O, hocanın değil ama hoca onun argümanlarını cürütmüştür.
İnanmayan, özet geçmek isteyen altaki yorumları okuyabilir.
..

Hayatta şunu anladım iki ayrı zıt taraftan birisinde de olsa insan, en azında diğer tarafın olumlu şeylerine de destek olur hak verir.
Ben de uzun bir aradan sonra (kendisi sevmesem dahi)İsmail saymaz'ın şu konuşmasına tamamen olmasa da %90 hak verdim :
m.youtube.com

rusen cakir, can dundar... cubbeli karsisinda bir halt diyemeyen saymaz'a cok bel baglamiyorum, umarim yanilirim...

barış pehlivan

Süleyman soylu için can ataklı diyorum

yayın gelirlerinden aldıkları pay değişiyor ama 10-11 arasında aşırı bir fark olmaz tabi

her galibiyet, beraberlik sonrasi belli miktar para aliyor klupler, puanlar esit degilse ustte olan daha fazla para kazanmis oluyor kisaca onun disinda kazanim yok.

youtu.be

bu adami hep gorurdum istiklalde bir kez olsun durup dinleyemedigime cok pismanim.

hangi şehirdesin bilmiyorum ama istanbulda mesela bu dediğin imkansız gibi bir şey. yollar çok bozuk çünkü. scooter bile zor gidiyor.

Ulaşılabilir. Bütün çocukluğum boyunca kullandım. Annem için bakkaldan yumurta alıp eve götürmüşlüğüm bile oldu. Ama tercih edilecek bir şey mi bilmiyorum. Ben sıfır tedirginlik yaşıyordum. Şimdi hala kullansam tereddüt yaşamam kullanınca yaşamıyorum ama ulaşım amaçlı kullanır mıyım yok kullanmam. Çünkü yorucu. Kaymak dışındaki hareketler çok güç harcatıyor bence.
Bir de ulaşacağın yere ulaştın illa papucunu giyeceksin. Bunu çıkarınca taşıması da çok berbat olur bence.

Sayfayı Word'de düzen-sütünlar-iki kısmından bölüyorsanız böyle bir sorun olmaması lazım.

@south, iniyor maalesef

İki sutunlu bir tablo olusturun. Tablolarin icine yazin istediginizi. İstemiyorsaniz en sonunda tablo cercevelerini silersiniz.

Sanirim boylelikle dikey olarak bagimsiz iki bolum elde etmis olursunuz.

Ustteki menuden Düzen'e girin. Sütun'lardan sayfayı 2'ye bölün. yazıyı nereden kesmek ve sütuna ayırmak istiyorsanız orada Kesme'lerden sütun'u seçin. böylece her sütunu kendi içinde işleyebileceksiniz, tabloya vs gerek yok.

Askerlik muayenesi ve tecil bozup askere gitmek için başvurmak farklı şeyler. En azından öyleydi yani... Mesela ben lisansı bitirince tecil ettirmek için gittiğimde muayeneye de girmiştim. Hem muayeneyi verdim hem de tecilim yapılmıştı.

Ama sistem sürekli değişiyor o yüzden kim ne dese yalan olur. Siz en güzeli asker almayı arayıp tecilime zarar vermeden muayene yaptırabilir miyim diye sorun.

instagram'da sayfa açılabilir. örnek için buraya da birkaç bebek paylaşın belki alan çıkar.

etsy'ye de koyabilirsiniz

Etsy. Hem dolarla satış olduğu için kur farkından daha iyi kazanır. Facebookta etsy grupları var ordan daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Kesinlikle instagram tavsiye ederim

İşler ağır kanka. Eskiden para iyiydi en azından. Şimdi o da cacık.

6 ay calisan bi arkadasim "denizi 3-4 kere gorduk" diyordu. Villa tarzi evlerde kalip haril haril is yetistiriyorlarmis. Gidecek bi yer olmadigi icin de surekli calisiyorlarmis. Zaten donup geri gelmis.

Ozetle; zor. Parasi da oyle cok ahim sahim degilmis.

Okuldan okula, bolumden bolume degisiyordur sanirim. Bizde tez yoktu ama proje vardu, secmeyenler otomatik tek bir hocaya atanirdi. Add/drop'ta degistirmen istenirdi

Tez danışmanı belirleme sürecini yürüten kişiye sorarsanız daha net ve doğru bilgiye ulaşırsınız. Bizde hocanın dediğine göre eğer öğrencinin danışmanı güz döneminde atanmamışsa, bahar döneminde ders seçiminde zorluk yaşar. Danışmanı olan öğrenciler derslerini normal sürede alıp, kontenjan sorunu yaşamazken danışmanı olmayan öğrenci ise daha geç ders seçimi yapmak zorunda kalır. Çünkü ders seçimini onaylayacak kimse yok. Ama bahar döneminde tez danışmanı belirleme olduğunda o zaman hallolur.
Umarım sadece sistemde sorun yaşamışsınızdır. Bazen sisteme geç yükleniyor.

Bölüm otomatik olarak kafasına göre tez danışmanı atayamaz. Sen de kafana göre istediğin kişiyi danışman atayamazsın, öncesinde görüşüp icazet alman gerekir. Ayrıca danışmanlık kotası var, onu doldurmuş bir hocayı atayamazsın mesela. İstediğin kişiden başka biri danışman atanır ve sonra değiştirmen gerekirse dilekçe falan vermen gerekiyor. Danışman değiştirmek de bence tatsız bir iş, o sebeple esas istediğin hocayı biraz dürtükle, onayını versin. Bence bu hocaya pazartesi falan bir mail atıp şu şu tarihe kadar onay vermiş olmanız lazım diye bi hatırlat. Belki aklından çıkmıştır.

Başvurmadan önce iyice konuşun görevlerinizin ne olacağını. Para verdik her istediğinizi yap kafası oluyor bazı hocalarda. Gerekirse sözleşme gibi bir şey yapın. Görev ve çalışma süreniz belli olsun.

Yapacağınız iş zor bir işse kendi öğrencileri dışında genel duyuru yaparlar. Basit bir şeyse genelde tanıdıklarını projeye dahil ederler.

Bunlar turk kahvesi ogutecek ayarda oldugu icin standart olarak ozel bi ayar cekmezsen cok ince ceker o yuzden de daha zor olur. Ha zaten kahveyi elle cekmek zor bir sey. Ayrica cekirdek ne kadar iyi kavrulursa(cok kavrulursa yani) o kadar rahat cekilir.

ya hocam eyvallah, bunun çekme ayarı olacağını hiç düşünmemiştim, ben de pudra gibi çekiyor diye üzzülüyordum. altındaki vidadan ayarlanıyormuş, şimdi daha rahat çekiliyor ve french press için tam uygun hale geldi

Benim Adım Kırmızı polisiye tadında, "katil kim?" temalı bir kitap. ama tabi cinayetten ibaret değil, olay örgüsü belirgin anlamında söylüyorum. kara kitap'a kıyasla daha kolay okunuyor o nedenle.

kafamda bir tuhaflık

Türkçeyi katleden bu adamın kitaplarıni Türkçesi okunmuyor.
İngilizce leri daha akıcı.

Cevdet Bey ve Oğulları

Kafamda bir tuhaflık

masumiyet müzesi bence okunması en kolay romanlarından birisi. En zorlandığım kitabı kara kitaptı. En iyisi bence benim adım kırmızı

Evet o çalıyor yedi milyar defa çaldığı bir melodi olduğu için fevkalade imkansız bi durum yok. Ama zor bi iştir tabi hiç denemedim koşarak enstruman çalmayı. Zaten geri dönüşte asıl partiden daha farklı bi yere gidiyo demek ki matthew için de fevkalade basit bişey değil.

Ama microcuts çalarken söylemesi daha büyük olay bence ona da şaşıralım mı biraz :D

matthew abimiz boşu boşuna yaşayan en iyi gitaristlerden biri olarak görülmüyor(müzik dergileri vs. tarafından). özellikle ülkemizde ergen tayfa dışında pek seveni olmasa da bence harika bi adam.

gitarla bu derece haşır neşir olan birisi için hiç zor bir şey değil.

bazı büyük konserlerde backing track adı verilen altyapı track'i kullanılır.

bunun haricinde seyircilerin duyduğu ses kanalları (buna PA deniyor) yerine sadece sahne üstü müzisyenlerin daha sağlıklı müzik yapabilmeleri için çok farklı ve her müzisyene özel balans/mix ayarları ile ayrı ses kanallarına gönderilen, "click track" dediğimiz parçanın her ölçüsünün metronom yazılmış track'i yollanır. backing track, bu tip büyük konserlerde riskli enstruman sololarının hatasız çalınması açısından önemlidir. hatasız çalınmışı, backing trackten gelir, o esnada enstrumancının kanalı "mute" edilir ve müzisyen ister zıplayarak ister koşarak isterse istediği şeyi yaparak o soloyu çalıyor gibi görünür.yani o riskli kısımda playback yapar, zaten sonunda kendi sesini kendi kısıyor, açıyor gibi potansla haşır neşir olduğunu da görüyorsunuz.
o kısım geçince, sahnedeki show bitip daha sakin icra etme kısmına gelince, enstrumancı zaten çalıyor olduğu şeyi yine çalmaya devam edecektir...

koşma eylemi, ayakların yere vurması ve bu hareketin devinimi, yerden alınan yere verilen darbeler, dikey devinim, pena ile gitar teli arasındaki devinimden farklı tempoda, farklı paralelliktedir. artı buna koşma eylemi esnasındaki sağ el ayasının aynı tel karşısında gitarın gövdesinde o santimetrekarede sabit durma zorunluluğu, koşarken daha da imkansız olduğundan, artı tüm bu hareket ve devinimlere sol elin de melodiyi parmakla çalması gerekeceğinden, tüm bu prosessi milyon dolarlık konserde show esnasında riske atmamak için %99 playback yaparlar.

ayrıca ne kadar iyi olursa olsun, enstruman çalmak, bırakın koşmayı, sabit durup konuşmayı bile engelleyebilecek kadar RAM'den yiyen bir performanstır. (yürümek başka bir şey onu yaparız rahatça, kendi kendimize tempo tutar gibi olur güzel de olur). şimdi şarkı söyleyenler nasıl söylüyor diye aklınıza geleniniz vardır. o ayrı mevzu hacı. dikey düşünmek diye bir şey var. ağzınızla hangi vokali hangi heceyi söylerken, elinizle hangi notayı basacağınıza kadar, belirli melodi esnasında belirli kelimeleri söylüyorsunuz. spontan değil. çalışılmış. ve beyin ona göre ikiye üçe beşe bölünmüş, o şekilde çalıştırılmış... falan filan..

bileti olanlar gidebiliyor ama henüz bilet almadıysan zor gibi görünüyor. Olmadı henüz yasak koymayan ülkelerden aktarmalı gidersin araştırman lazım.

1 hafta önce aldığımız biletin uçuşu bugüneydi ama iptal oldu uçuş

Biraz edebi olacak ama Milan kundera

Marksist eleştiriden önce "sistemin" çöküşünü bu belgeselin ilk bölümüyle daha iyi kavrarsınız :

www.bbc.co.uk

Proletarya diktatörlüğü (komünizme geçiş) teorilerinin hayata geçirilerek yürütülmesiyle ilgili sorunlar ideolojik çerçevenin dışında düşünmeyi gerektiriyor.

Ihanete uğrayan sosyalizm - yazılama yayınları

bi hoca bunun anneleri küçük kardeşlerine hamileyken onun karnını tekmelemiş ve kardeşi o yüzden hasta doğmuş. o da ablasına işte kardeşimize bunu yapmalarına rağmen hala ekmeklerine yağ sürüyosun gibi bir şey diyordu.

Konunun özeti “kürt sorunu” bence. Kürtlere yıllarca yapılan işkenceler. Aynı zihniyetin hala var olması.

yanlış hatırlamıyorsam bir hoca hamileyken annesinin karnını tekmelemiş ama abla hâlâ bunu yapan insanlara dini bir başlık altında para veriyor veya bir şekilde irtibat halinde.
bana ablada bir tarikat durumları gibi bir şey var gibi gelmişti.

psikolog olan kadın da bir ilaç denemiş engelli kardeşlerinin üzerinde.
abla da dine uygun olmayan şeyler yapıyor diye kızıyor psikolog kardeşine.
psikolog kadın da "işe yaradığını okudum, denedim, bilimsel bir şey yaptım" diye savunuyor kendini.

edit:
abla günah olan bir şeyi kardeşlerine verdiği için psikolog kızı suçluyor, kız da ablayı zamanında kardeşinin serebral palsiyle doğmasına neden olan insanlarla hâlâ irtibatta olduğu için suçluyor işte.
kız "makalede okudum, tıbbi olarak işe yarayabilir diye denedim" diyor, abla da "günah" diyor falan.
anlaşamadıkları konu bu yani genel olarak.

@blatta ilaç iyi gelmiyor ama. o yüzden de ablası suçluyor niye bu ilacı verdin daha kötü oldu diyor. o da nerden bilebilirdim falan diyor. ilacı da tuvaletteyken telefondan araştırıyor hatta.

İlaç değil cannabis veriyordu. Ablası da dine uygun değil haram falan diye kızıyordu.

kürt sorunu, türbanlı ablanın şu an yandaş olması, eşi müteahhit falan.

ama tartışmayı ateşleyen psikolog ablanın engelli kardeş için ilaç alternatifi bir yasaklı madde kullanması.

Kürt sorunuydu. Hatta psikolog o sinir krizine girip ağladığı anda söylediği cümlelerden birinde tam kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama "35 sene önce o tekmeyi atanlara, kimliği, ismini değiştirenlere.." gibisinden bir şeyler de söylemişti.

biliyorum bunu bana da olmuştu ofiste çalışırken. akşama kadar koltukta oturuyordum ve herhalde oturma pozisyonum çok iyi değildi. tam göğsümün ortasındaki lades kemiğimsi şey çıtırdıyordu sürekli ve ağrıyordu ufak bi hareketimde. işi bırakınca geçti. :D

bunun çözümü pozisyonu düzeltmektir herhalde. doktora gittiğimde hiçbir şeyiniz yok demişti ben de acaba kalple ilgili mi diye düşündüğümde.

Aynı ağrı aylardır bende de var. Özellikle kasıtlı olarak çeneyi içeri doğru çekip eğildiğimde göğüs ortası, kalbe yakın yerde bariz hissediyorum ağrıyı. Hala yaşıyorum. Ölümcül değil demek ki.

İrade:)

Telefonu kapatmak daha kolay olmaz mi?

Hahaha iradeyi "ireyd" diye okudum uygulama sanıp, google'ladım bi şey çıkmadı bu ne diyorum

Alalım telifini:))

Kendisinden değil de modem üzerinden kisitlanabikir

(bkz: StayFocusd)
mobil için paralı eklentisine yönlendiriyordu sanırım, bu da chrome uzantısı. Mesela günde 2 saat girebileyim diyorsun sonra o siteleri açtırmıyor. Benzer bişey belki işe yarar, hatırlamıyorum ama belki istediğiniz gibi saat ayarı bile vardır.

Forest diye bir eklenti varmis chromeda.
Tam bilmiyorum ama dediginizn isi yapiyor galiba

çok yok. kötü değil diyorlar. aslında bağlı olduğu parti hristiyan muhafazakar fakat kendisi biraz çizgi dışı. sol ya da yeşil partiye oy verenler bile çok şikayetçi değil ama zaten bu seçime katılmayacak. bırakıyor.

merkel'e muhalefet edene şaşarım. kadın resmen almanya'yı altın çağına soktu.
heykelini dikseler yeridir.

almanya o kadar güçlendi ki brexit ile kendi kurallarını koymaya çalışan ve tüm eu'ya rest çeken ingiltere'ye bile yolu gösterdi ahanda şuradan git dedi almanya. koskoca ingiltere almanya'ya sen o kadar oldun mu ya dedi ve paşa paşa yoluna devam etti.

Öyle ciddi bir muhalefet yok uzun süredir onun Kanzlerin olmasına karşı duran. Nadir bir durum değil. Kohl da çok uzun yıllar Kanzler idi.

Zaten büyük koalisyon hükümeti var diye biliyorum, merkel bundan sonra aday olmayacak zaten. Almanya’yı 21.yyda yine başat güç yaptı kadın. Heykeli dikilse yeridir +1

Aşağıda "A" kısmı soruna direkt ve kısaca cevap verecek, "B" kısmı ise eğer tez yazıyorsan belki işine yarar diye konuyu biraz derinleştirecek.

-----A-----
Öyle bir çıkarım yapamayız. Neden? Kurumların bozulması bir şeylere sebep bile olsa aslında bir şeylerin sonucudur. Kurumlar kendi kendine değil, siyasal/toplumsal etkinlikler sonucunda bozulur. Eğer kurumlar, sınıf mücadelesinin aracı olarak kullanılır (genelde sermaye/burjuva sınıfı için bir araç olarak) ve sömürüyü arttırmak, sosyal hakları kısıtlamak için kullanılmaya başlanırsa (örnekleri için gazetelere bakabilirsin:) bozulmalar meydana gelir. Sınıfsal bakış açısı burada var mı yok mu anlamak için bozulmayı nasıl ele aldığına bakmak lazım.

Bozulma dediğimiz mesele de karışık tabi (corruption). Bozulma bence 2 türlüdür: 1) Senin ideal yönetim sistemine uymayan stabil durumlar için kullanabilirsin; ya da 2) kim kime dum duma, liyakatsız, leş, vasat bir ortam olur, toplumsal krizlere yol açar -ki bu da aslında kapitalizmde bazı koşullarda sermayenin toplumu yönetme biçimdir ve istenmeyen durum da değildir. Yani bozumla sonuç olarak ya "normalized corruption" ya da "unstable corrupted situation" şeklinde ele alınabilir. Daha da açmak gerekirse: 1) Tüm kapitalist devletler corrupted kurumlara sahiptir: Bu kurumlar kriz yaratmaz, kendi sistemlerini sorunsuz biçimde yeniden üretir, stabildir. 2) Atina şehir devletinin yıkıldığı süreçte sebep "corruption" olarak görülür. O süreçte sürekli toplumsal krizler çıkar, yönetimler çok sık biçim ve el değiştirir, din ve ahlak artık toplumun belirleyenleri değildir, rüşvet, adaletsizlik yaygındır. Filozoflar, düzeni tekrar sağlamak için "sistem"ler sunmaya çalışır.


-----B-----
Ayrıca bu mesele structure-agency tartışmasına da götürür. Otoriterleşmenin sebebi kurumların bozulması ise kurumlar, siyasal süreçlerin belirleyenidir. Yani aynı zamanda kurumlar, aktör davranışlarını da belirler diyebiliriz. Ama bu bahsettiğin argüman sahibi bunu söylüyor mu net olarak? İki zıt görüş vardır sosyal teoride 80'lere kadar: agency sürecin belirleyenidir vs structure (kurumları da bunun içine ekleyebilirsin) sürecin belirleyenidir. Ancak ben bir Roy Bhaskarcı olarak bu ikisinden birinin değil ancak her ikisinin diyalektik ilişksinin toplumsal süreçleri belirlediğini savunurum. Bourdieu ve Giddens de aşağı yukarı böyle düşünür. Yani bu konuda tez yazacaksan bunlara da bakmalısın. Sınıf tartışması da aslında bununla ilişkili.

Sonuç olarak, ben, kurumların bozulmasını sebep olarak gösteren birine sınıfsal ilişkilerden önce kurumların nasıl bozulabilidiğini sorardım.

bazı şeyleri kelimesi kelimesine çevirmemek gerek. hak bizde farklı kullanılıyor.

the limit of making 2 mistakes out of 10 questions
2 mistakes out of 10 questions can be made

falan denebilir.

Yanlis yapma hakkinin ne oldugunu ben de oldum olasi anlamamisimdir zaten.

benim genelde duyduğum şey lakayıt kişilerle konuştuğunuz bir konunun daha sonra ne durumda olduğunu öğrenmek istediğinizde konuşulmamış noktaları yakalayıp "bana ... deseydin" diyerek kurtulmaya çalışması olaylarında denk geliyorum, bu ara sık oluyor.

hiç duymadım,yaşlandım galiba. (ya da sosyal izolasyonu abartmış olabilirim)

Yabancılaşma sebebi ne? Daha önce duymadıginiz için mi yoksa dil bilgisi açısından yanlıs bir kelime mi? Çünkü benim de duyup kullandığım, normal bir kelime bu.

Köylücesi var, aile arasında kullanırız : diyeydin

Ben de hiç duyup kullanmadım.

Bu bi kalıp mı ya onu anlamadım? Yani normal konuşma akışında çok sık geçebilecek ya da yeri geldi mi hiç kullanılmayacak bir kelime/cümle. Bi şey olur sen yaşadığın bi tartışmayı anlatırsın, millet de der ki sen de şöyle deseydin. Bunun nesine yabancılaştınız ya da bu ifadeyi nasıl hiç duymadınız/kullanmadınız inanın bir gram anlamadım.

Ya aynen ifadesi bile hadi tamam bi kalıp oldu bi anda fırladı falan dersin ki etrafımda çok aynen kullanılıyor yabancılaştım. Bu bildiğin demek fiilinin çekimi değil mi? Oraya gitseydin, yapsaydın, uyusaydın falan diyoruz da deseydin demek mi tuhaf oldu.

Sorun ne yani burda hiç anlamadım bi açıklayın bi zahmet.

Kalıp mı bu? Gencim, sosyal medyayı çok kullanırım ama hiç rastlamadım. Nundu'nun dediği gibi sadece biri yaşadığı olayı anlatırken demesi gereken bir şey varsa ve dememişse "e sen de şöyle böyle deseydin" diye kullanırım.

Bizim sülalede sık sık kullanılıyor bu kalıp. birisi bir şey anlatırken karşı tarafın "sen de ona ... Deseydin" demesi durumu.
Genelde espiri/ironi yapma amaçlı veya hazır cevapligini göstermek için kullanılır.

Örnek aklıma gelmedi şu an ama gerçekten değişik bir kalıp, soruyu soran arkadaşı darlamayin. Babaannem dedem falan hep kullanıyor.

tam da yarey'in söylediği bağlamda kullanılmasını kastetmiştim. yabancılaşma sebebim kullanılma sıklığı, normalde de bu kadar çok kullanılan bir kalıp mı onu merak ettim

Ailem ve ablalarımla konuşurken en çok kullandığım kalıp. Başkalarına kullanmam pek.

arkadaş ortamında ben de yapıyorum bunu. muhabbeti süslemek, gülmek, eğlenmek için. yabancılaşmanın sebebi kelimeye fazla odaklanman olabilir. en son damacana kelimesine aynı şekilde yabancılaştığımı hatırlıyorum :)