Midelerine faydaları var. Tüy kusma işi daha kolay olsun diye yapıyorlar.

Arada vermek iyi olur hatta kedi çimi diye bişey var bunun için. Hayvancıkların karnı ağrıyınca yiyorlar.

karınları ağrıyınca yiyorlar

sadece kediler değil köpekler de yer. evet sindirimle ilgili.

Mamasını değiştirebilirsiniz.

pro-plan markasının tüm mamaları içeriği itibariyle tamamen çöp. mamayı değiştirebilirsiniz değil, mamayı değiştirin.

peki ne önerirsiniz?

mevsım degısıklıgınden olabılır. bızımkı de su anda oturdugu yerı bembeyaz yapıyor

tahmini konuşuyorum ama hiçbir köpek oteli diğer hayvanlarla temas etmemesi gibi bir hizmet veremez sanırım. ya şehir dışına çıkışınızı tekrar planlayın ya da eş dosttan yardım rica edin.

Şehir belirtirseniz daha kolay olabilir.

Sehir belirtmemissiniz. Izmir -cesme yakinlarinda iseniz ben seve seve misafir ederim. 3.5 yasinda bir pugim var benim de. :)

2 aylık bir köpeciği dediğiniz şartlar altında kabul edecek bir köpek oteli bulma şansınız maalesef yok. Yanınızda götürmeyi bir seçenek olarak düşünebilirsiniz belki.

petnannyshop.com

veterinere götürünce önce çip taraması yapar, eğer mikroçip varsa sahibi-yaşı vb tüm bilgiler orada kayıtlıdır. ama değilse anlamanın yolu nedir bilmiyorum :/

Kısırlaştırıldıysa ameliyat izi vardır, vet anlar. Aşı dediğiniz bir tane daha parazit aşısı yapar olur biter.

asi fip'i engeller mi?

fip'in aşısı veya tedavisi yok şu aşamada. amerika gelişme kaydetmişlerdi ama.

FİP ile ilgili olarak, FİP başlıbaşına bir virüs değildir, Corona (FCoV) virüsünün mutasyona uğramış halidir. FCoV kedilerin %80-90'ında görülen bir virüstür. Bu virüsün mutasyona uğrayıp FİP'e dönüşmesi ya kedinin bağışıklık sisteminin zayıflaması durumunda ya da kedinin aşırı strese girmesi halinde gerçekleşiyor.
Siz vet'e götürün, durumu anlatın, tabi güvenilir, kapsamlı bir yer, tercihen hastane olsun. Yaklaşık yaşını söylerler zaten, o yaşa göre sağlık durumu nasıl (zayıf mı vs) onu da söylerler.

İlk kedisini henüz 2 aylıkken FİP'ten kaybetmiş biri olarak o süreçte çok şey araştırıp okudum, Cornell Uni'nin makalelerine kadar. FİP için yalnızca Pfizer bi aşı geliştirmişti ancak %30 civarı başarısı vardı galiba. FİP'e karşı en etkili yöntem (koruyucu olarak tabii ki) iyi beslenme, vitamin desteği, bağışıklığı güçlü tutmak ve stresten korumak.

komsunun yari ev yari sokak takilan kedisi fip'ten oldu. o sureci gordugum icin cok endiseliyim. bir veteriner bende asisi var diye oyaladi bayagi bir bunlari. bir arkadasim da kisirlastirirsan en azindan cinsel yoldan bulasmamis olur dedi. ama ayakkabinin tabaniyla bile getirebiliyormusuz galiba virusu.

Şu sayfayı okumanızı öneririm: www.vet.cornell.edu

Özellikle de:
"FIP is not a highly contagious disease, since by the time the cat develops clinical disease only a small amount of virus is being shed. Feline coronavirus can be found in large quantities in the saliva and feces of cats during the acute infection, and to a lesser extent in recovered or carrier cats, so it can be transmitted through cat-to-cat contact and exposure to feces."
Özetle FİP bulaşıcı bir hastalık değildir, FCoV salyada ve dışkıda aşırı miktarda bulunur, bu da kediden kediye temas (ağız-burun teması) ya da dışkıya maruz kalma ile bulaşabileceğini ifade ediyor.

Bence kedi kopek sahiplenmek pek de durust olmayan bir eylem. Ornegin ben senin vegan oldugunu biliyorum. Sirketlerin hormonlarla 3 gunde 15 kilo hale getirdigi tavuklara acimadan o tavuklari sansli kedi ve kopeklere yediriyoruz. Yani sansli bir canli icin binlerce sanssiz canlinin aci cekerek yasamasina ve olmesine neden oluyoruz. Bu durum Amerikali cocuklar Nike giysin diye calisan Bangladesli cocuklarin hikayesine benziyor. Onlar hayvan acidan anlamaz diye bir tartismaya elbette girmiyorum ya da hayvanlar insanlar icin yaratilmis ya da evrimlesmis seklinde sig tartismalara.

kısırlaştırmak gerektiğine inanıyorum.
çünkü ülkemizde sokak hayvanlarının bu kadar aşırı olmasının öncelikli nedenlerinden biri kontrolsüz çoğalma ve kısırlaştırmama zaten.

sokağımda sahiplenilebilecek 10 tane yavru varken, benim kedim iki ay sonra unutacağı annelik hissini tatsın diye orada burada perişan olacak yavruları dünyaya getirtmem.
bunu mantıklı bulanın da aklından şüphe ederim.

"o zaman insanlar da üremesin" falan diye düşünenler var.
ama insanların hayvanların yüzde %98'inin aksine, zevk ve ihtiyaç amaçlı seks yaptığını da unutuyorlar.
üstelik, bir kediyi doğurtsanız, sonraki ilk kızgınlık döneminde yine çiftleşecek, yine çiftleşecek ve yine çiftleşecek.
özellikle cahil kesimde nüfus planlaması yapmama örnekleri çok olsa da, insanların genel geçer kısmı bir ya da kaç çocuk istiyorsa o kadar çocuktan sonra üremeyi durduruyor.

bir kedinin ya da köpeğin kısırlaşmadan bir yıl içinde doğmasına neden olduğu yavru sayısıyla, insanınki bir değil.

bunu da açıklamak istedim konu açılmışken.

hayvan hakları olan kısım da şöyle...
ben kedilerimin hepsini sokaktan kurtardım.
benim sorumluluğum ona bakmak, onu sağlıklı tutmak, onu mutlu yaşatmak.
sokaklarda sefil olacaklarına ya da dediğim gibi iki ay sonra unutacakları yavrularına sahip olmak yerine, benimle sağlıklı, uzun ve güzel birer ömür yaşamaları daha doğru.
yani dediğim gibi, özellikle ülkedeki hayvan durumu göz önüne alınacak olursa, kısırlaştırmanın hayvan hakları ihlali falan olduğunu düşünmüyorum.
bunun öyle olduğunu düşünenin de yine aklından şüphe ederim.

kısırlaştırdım. veteriner prostat kanseri riski olur kısırlaşmazsa demişti. diğer köpeğime sürekli çiftleşme hareketi yapıyordu.
bunun dışında zaten çiftleştirmeyecektim, çünkü doğacak yavruların akıbeti benim sorumluluğumda olacak. ben bakmayacak olsam da vebali bana. ki türkiye'de gözüm kapalı kimseye sahiplendirme yapamam, ömür boyu bakar bu diye kimseye güvenemem. ciddi sorumluluk isteyen bir şey. ve o yavrular da büyüyünce kısırlaşacak mı yoksa onlar da mı yavrulayacak, sonrası ne olacak vs vs.
hayvanın doğasına müdahale kısmına gelince, zaten doğası mı kaldı? evde bakıyorum, yürüyüşe çıkartıyorum, yemeğini veriyorum. evcil hayvanın doğası diye bir şey yok, doğal olan bu değil ki. bakımı benim sorumluluğumdaysa olası her şeyine müdahale etme hakkını kendimde görürüm.
herhangi bi barınağa ya da orman beslemesine gidip hayvan kısırlaştırılmazsa ve çiftleştirilirse nelere sebep olunduğu görülür zaten.
bunları düşünüp kısırlaştırdım.

BEn de vegan mamalar var ve evet, vegan olmayankar kadar sağlıklı ya da kediyi vegan yapmak ne kadar doğru tartışmalarına girmek iste miyorum. Ama zaten veganların bir çoğu vegan olmayn mama kullanıyor türkiyede. Başka hayvanların bedenlerini kullanıyor. Şu an için zorunluluk biraz bu durum.

İnsanlar Kedilerin köpeklerin yaşam alanıarını işgal edip onları çöp kutularına, otoban kenarlarına mahkum edince, bir kaç insanın eve alıp onlara evini açması pek de zorba bir eylem görünmüyor.


Evcilhayvanlarda kısırlaştırma ömürlerini uzatıyor. HOrmonlarını bastıracak kadar sevişemedklerindne sanırım.

Doğasına dokunmamamız gerektiğini düşünüp ilk kedimizi kısırlaştırmadık. 3 yıl sonra yavru dişi bir kedi aldık eve ama ikisini buluşturmadık. Yavru olan çok hastaydı onu iyileştirmek için odama aldık. Kokusunu aldı ve sesini duydu yine de. Zaten amacımız iyileştirip salmak ya da birine vermekti neyse. Dişinin kokusunu alınca bizimki tuhaflaştı çiftleşmek istedi yavru diye uzak tutunca hep depresyona girdi, egzama oldu, çocuk gibi hastalandı iyileşemedi bir türlü ve bir gün kaçtı gitti. Sonraki aldığımız kediyi anında kısırlaştırdık. Sitede beslediğimiz kediler var. Saldırgan köpek çok olduğu için yavruları parçalanıyordu korumak isteyen anne de yaralanıyordu. Onları da sırayla kısırlaştırdık.

Şehir hayvanseverlerinin en büyük çelişkilerinden biri bu bence. Hayvanların ev ortamına uygun olup olmadığını düşünmeden kendi keyifleri için evlerine alıp sonra kısırlaştırmayı savunuyorlar. Kontrolsüz çoğalma varmış. Evlat edinsen "bu kalabalık dünyaya bir insan daha getirmesin" diye kısırlaştıracak mısın?

biatta hiberna +1

@ossssy durumun vehametini anlayabilmek için gerçekten barınak gezmeli, çaresizce yardım etmeye çalışan insanların evindeki onlarca hatta yüzlerce kedi gerçeğiyle yüzleşmeli, her gün sokaklarda ezilen öldürülen tecavüze uğrayan hayvanlara çevirmelisiniz odağınızı.

İnanın o kadar hızlı çoğalıyorlar ki yetişmek mümkün değil. Sırf bizim sitedeki dişi kedi bile bu sene 3 doğumdan 10 yavru doğurdu. Bakın bu tek bir dişi kedi. Yavrularına bakmaya çalışırken erkek kediler tarafından tekrar zorla çiftleşmeye zorlanan sadece tek bir kedi. Her gün bu ülkede doğan kedi yavrularına yetişmek imkansız. Boşu boşuna sokaklarda ölüp gidiyorlar. Köpek üremesi daha kontrollü ve az. Ama kedilerin çoğalma ve aynı hızla da sokakta ölme oranı o kadar yüksek ki insan hayret ediyor.

İşte o doğan zavallı yavrucaklar üç gün sonra arabanın altında kalıp ölmesin -zaten yaşam şansları çok çok düşük- diye kısırlaştırmayı savunuyoruz. Bir arkadaşım bu zavallı hayvanları sokaktaki vahşetten kurtarma işine girişti de şu an 50 kedi var bahçesinde. Kimse sahiplenmiyor, kimse evinde istemiyor, e sokakta ölüyorlar.

Kedi hayvanının nesli tükenme riski baş göstermediği sürece inanın kısırlaştırmak vahşetle ölmelerinden daha iyidir.

Ayrıca kediler ev hayatına uygundur. En sevdikleri yer evdir. Kendi keyfimizden almıyoruz ayrıca. Ben kendi kedimi mesela, o kadar çaresizce evin önünde ağlıyordu ki 1.5 aylıktı, yalnızdı, açtı, ölmek üzereydi, almazsam öleceğini bildiğim için onu orda bırakmaya vicdanım elvermediğinden sahiplendim. Ay tüyü kılı diye eve almasaydım 3 gün sonra ölüsünü bulduğumda "aman evim tüy olmadı" mı deseydim? Merhamet ve şevkat çok yüce duygulardır.

Lütfen ama lütfen allahın yarattığı canlıları günümüz şehir hayatında ölümden kurtararak evlerine alan insanlara ve sokaktaki canlılara karşı daha nazik daha kibar olun.

Köpekleri niye kısırlaştıralım öyleyse?

Bana kalırsa insanlar da üremesin zaten. İnsanları da kontrollü kısırlaştırmalıyız ya da doğacak çocuk sayısına göre ceza vermeliyiz nüfus 2-3 milyona düşünceye kadar. Doğmuş olanların yaşam hakkı ayrı da, bundan sonra en fazla iki çocuk, ki o bile fazla diye düşünüyorum. Bu benim kendimce ütopik görüşüm ama biri önerse karşı çıkmam.

Hayvanlarda ise ev hayvanları için kısırlaştırma uygun olabilir, olmayabilir. Duruma bağlı. Geçmiş yıllarda ailem sokaktaki bir kediye bakıyorlardı, ki evde bile değildi. Onun 5 yavrusu, 4 torunu derken 20-30 kediyi geçti ve mahalleli yetişemiyor. Sokak kedisini alıp kısırlaştırmak tabii ki çok anlamlı değil. Yalnız, kedileri apartmana tıkmak da ayrı bir konu da, ev hayvanının ömrü ile sokak hayvanının ömrü bir olmuyor. Annemlerin gözü gibi baktığı sokak hayvanı her akşam ayrı bir yara, ayrı bir iltihap, ayrı bir sakatlıkla eve geliyor. Daha önceki ev kedimiz de bahçeye, vb. çıkabiliyordu ama o 16 yıl kadar yaşadı. Burada bir sokak hayvanı 5 yıl yaşadığında 'Bir ayağı çukurda, taş çatlasa iki sene' diyoruz. Yani, bir yandan ömrünü uzatıyoruz ama bunu yaparken de 20 metrekareye tıkmak da işkence. 16 sene yaşayan kedimizi kısırlaştırmıştık, çünkü hayvan acı çekiyordu, kız kedi. Bir doğursa her sene 4-5 yavru verecek. Onlar nasıl olacak, ne yapacağız diye düşünüyorduk. Üstüne de doktor 'Kısırlaştırmazsanız, bazı hastalıklara açık olur' dedi, onun üstüne kısırlaştırdık.

Köpeklerde durumu bilmiyorum.

Ossy +1

Hayvanlar için "iyi" olana karar verip onlar icin yapmak başlı başına üst tür kibri. Bana her türlüsü iğrenç geliyor. Hele bunu hayvana iyilik olarak pazarlamak.

kedim var. ve evet sancılı bir kısırlaştırma operasyonu ve iyileşme süreci geçirdik. fakat her şeyi ile değdiğine inanıyorum. kedim daha önce iki doğum yapmıştı. ve inanın toplamda beş yavrudan yalnızca ikisi hayatta kaldı ve onları da sahiplendirene kadar canım çıkmıştı. şimdi ne kedimin kızıştığı için evden çıkma isteği, ne doğum sancısı ne de yavruları sahiplendirme stresi yok. resmen huzurluyum. size de en kısa sürede yaptırmanızı öneriririm.

birden fazla kedi sahibi olmak mecbur bırakacaktır. sokak kedileri cins olmuyor ve sahiplendirmek çok zor.
@traveller sen kendi yediğin yemekten verebilirsin elbette. eskiden mama da yokmuş kedi kumu da. ne pişerse evde ondan yermiş kedi. ki köylerde hala aynı şekilde, kimse mama almıyor. tavukların yetiştirilme çeşidine biz değil devlet karışacak, temel insanı haklarımızı bile savunamazken bunu savunmayı denemek bile çok zor bu memlekette. hayır sanki sebzeleri cennette yetiştiriyorlar, ölümsüzlük pınarının suyu ile büyüyorlar. yol kenarındaki tarlalarda egzoz gazını yiye büyüyor organik diye aldıkların, kimyasal gübreler ile büyüyor, üstüne pis derelerde yıkanıp temizleniyor bu sebzelerin kumları. genetiğine tohumuna hiç girmiyorum.

@cursed chico hem evde hem bahçede baktığım onlarca kedi var, hepsini elimden geldiğince kısırlaştırıyorum. bu sene eğer komşunun bırakıp gittiği 5 kediyi de kısırlaştırmasaydım şu an bir 20 kedi daha olacaktı bahçede. evdekilere gelince hem en önemli stres kaynağından kurtarıyorsunuz, hem de birçok kanser türünden. yavruların sahiplenilmemesine, saçma sapan insanların eline geçmesine değinmiyorum bile.
@doxanikee ben merak ettim burada neyi "pazarlıyorum"?
somut ya da soyut anlamda olsun ne yaptığını, nelerle uğraştığını bilmediğiniz insanlar hkk önyargılı konuşmayın.
biri köpekleri sormuş, onların hali daha da beter. ama tabii gidip gerçekten görmek lazım barınakları, çoğalınca ormanlara atılan hayvanları. "hayırsız ada" neymiş bir okumak lazım. öyle sallamakla olmuyor.

blatta hiberna + 1

Bunca senedir kedi bakarız. Aralarında cins olan da vardı sokakta gözümüze hoş bakan da, paspasın üzerinde can çekiştiği için kurtarıp evimizin kedisi yaptığımızda. Eğer sokaktan da alsan bir kere ev kedisi yaptın mı ondan sorumlusun. Bu demek oluyor ki hayvan istediği gibi sokağa çıkıp çiftleşemeyecek. Ve o zaman hayvan bildiğin acı çekiyor. Dişi olsun erkek olsun bu durumdaki bir hayvanı kısırlaştırmak en doğru çözüm. Doğurganlığını kısıtlayarak nasıl bir kötülük yaptığımızı anlayabilmiş değilim. Kendimiz de doğum kontrol hapı, spiral, kondom kullanmayalım, 15 tane çocuğumuz olsun sersefil...

ben veteriner maması almıştım üriner s/o bir kedim için, üçü de yedi bir şey olmadı. veteriner de sıkıntı olmaz demişti.

Belki soruyu şu sekilde de düzenleyebiliriz;

Üriner rahatsızlığı olmadığı halde üriner rahatsızlığı olan kedilere yönelik mama tüketmesi ileride bu tip bir hastalık yaşamasını önler mi acaba?

maalesef koruyucu olacağını düşünmüyorum. çünkü üriner sistem rahatsızlıkları sadece mama bazlı oluşmaz. ayrıca üriner mama devamlı(hayat boyu) kullanılan mamalardan değildir(istisnalar hariç). onun yerine diyeti dengeli şekilde oluşturulmuş kaliteli mamaları tercih edebilirsiniz. (ör: hill's, advance, proplan vb.)

kedi olduğu içindir, kediler genelde sizin yapmanızı istemediği şeyi sezip inadına yaparlar.

suyu mama kabından uzak bir yere koyun. ya da banyoya koyun sonra yer değiştirin

her zaman taze suyu içiyolar. su kabını değiştirin büyütün ve içini yenileyin alışır belki.

bazı kediler akan suyu seviyor.
kedi şelalesi almayı deneyebilirsiniz, alışırsa oradan içer. benimki geceleri uykumdan uyandırıp, banyoya götürüp musluk açtırıyordu -_-

Muhtemelen vitamin eksikliği var, ben dükkanda sürekli taze su bulunduruyorum, aptal hayvan lastik patlağı tespitinde kullandığım su dolu leğene saldırıyor. Şebeke, cami çeşmesi, şaşal su, ne varsa denedim ı-ıh.

[email protected] a mail atabilirsiniz

Hangi şehir ?

İstanbul pendik. Siz ne taraftasınız

veterinerlik fakültesi ? ya da belediye veterineri ?

önce bir veterineri ara, tahmini maliyetinin ne olacağını öğren. sonra facebook'ta hayvan severler acil grubunda tedavi masrafıyla birlikte paylaş. tamamı olmasa da bir kısmı yardımlarla karşılanır. ben de bir miktar destek olabilirim.

kurtuluş parkındaki hayvan hastanesi

1. Ellerine kolonya sür. Iısrmasına -oyun amaçlı sevimli bile olsa- asla izin verme. Sürekli "hayır"ya da "şişşt" diyerek sertçe uyar. Bir süre sonra anlıyor ve azaltıyor sonra kayboluyor. Ama bunu hep yap, ısrarla, vazgeçmeden. 2-3 hafta sürer. Dişleri kaşınıyor hayvanın bi de kediler oral yolla tanıyor her şeyi. Isırabileceği şeyler al.

2. Odana alma. Biz ilk günden beri odaya hiç almadık. Kapımız kapalı. Çok çok ender arada kapıya gelip miyavlar onda da tepki alamayınca gider. Ha ama açsa kalk mamasını ver tabii.

3. Mama konusu şaibeli. Pek çok insan verme diyecektir ama şahsen ben kuru mama dışında haşlanmış yumurta ve yaş mama veriyorum.

4. Tırnaklarını kes hayır sivri değil küt oluyor canın yanmıyor. Tırmalayacağı şeyler almalısın.

5. Cinsi 3. ay gibi belli olur. Bize dişi dedi veteriner 1.5 aylıktı. 3 aylıkken pipiyi gördük.

6. Sev çok sev ama şımartma. Güçlü bir "Şişşşt" sesi ve sabitçe ona yönelttiğin dik duran işaret parmağı silahın olsun. Çıkmasını istemediğin yerler ya da ısırma için bunu kullan mutlaka.

7. Yaşı çok küçük bu tarz eğitimlere hemen başla.

8. Şefkat çok önemli henüz bir bebek, seni annesi sanıp daha da bağlanacak. Üstelik çok hızlı büyüyor bizimki 4 ayda dana oldu ama hâlâ bebek, zorla koynuma girmeye çalışıyor.

Selam. Şimdi kedinin gerçek ısırmasıyla, oıyun ısırması arasında çok ciddi bir fark vardır. eğer gerçekten çok rahatsız etmiyorsa bırakın ısırsın. o aslında öpüyor sizi. ama rahatsız ediyorsa, çok canınız yanmış gibi yapabilirsiniz. birden arkanızı dönebilirsiniz küsmüş gibi. veya yüzüne de üfleyebilirsiniz. bunlar işe yarıyor. ama kesinlikle vurmayın. belki çok hafif böyle parmakla dürtebilirsiniz ama vurmayın.

geceleri yatağa almayın, alışınca bırakması daha zor olur. şimdiden alışsın.

yavru kedi kuru mamaları veriyorsanız aslında başka bişey vermenize gerek yok ama arada ufacık minicik kaçamaklar olabilir bence.

tırnaklarını kesin, ama dikkatli olun, uyku modundayken kesmenizi tavsiye ederim. en azından ön ayaklarındakini kesin bence.

bu arada hayvan gerçekten seni annesi sanacak. ve bu ölene akdar öyle olacak. yani 10 yaşına gelince bile yavru gibi davranacak, çok büyük olgunlaşmalar bekleme hayvandan. tabi daha sakin olur ilerde ama hep aynılar :)

hayırlı olsun. çok multu olacaksınız, bunu bir tek kedi sahipleri anlar.

evet fakültede acil servis var götürebilirsiniz.

bizimkinin mantarı altı ay filan sürmüştü, bütün yöntemleri denedik ama çocuk mantarlı mantarlı dolaşıyodu yine de. en son sülfür mü kükürt mü ne öyle bişiy banyosu yaptırdık bir hafta boyunca öyle geçmişti. veteriner hekiminize danışınız.


bu arada koniye ne gerek var, kendini çok hırpalamıyorsa çıkarın.

@evde, tam kulagının arkasında. koni takmazsak kasıyacagım derken bütün derisini parcalayıp kanattı:(

bizimkinde de olmuştu. hatta geçmiş zaman kullanmıyım kronik hale geldi. her sene bi kere oluyo. biz de koni takıyoruz çünkü kendini çok yalayıp hem bulaştırıyo hem de kaşınıyo heralde oralar resmen nerdeyse kendini kemiriyo. o mama iyi geliyo ama 1 aydan sonra farkettiriyo. sirkeli su ile mantarlı yerleri silmek de iyi geliyo onu da deneyin. ama dediğim gibi heryerine bulaştırmadan sadece mantar olan yerlere sürerek deneyebilirsiniz

benim kedide gümüşlü sprey sıkmıştık bayağı işe yaramıştı ama ufak bişidi.

Youtubedan kedi miyavlama sesi açın. %99 kendini gösterir kedi. Gösterir göstermez tutup çekin.

Not: itfaye de önce bu yöntemi kullanır.

Çok ses yapılmasın ki daha da korkmasın, tavuk eti gibi onun kokusunu alabileceği mama olduğu yere koyup bi de kedi miyavlaması açıp çevre sakinliğini sağlarsanız belki çıkar, çok aç olmalı=( lütfen bizi de haberdar edin.

hep et verdiğiniz için alışmış işte, vermemeniz gerekiyordu o kadar. benim de önüme hep et konsa, ben de diğerlerini yemezdim. önüne kuru mama koyun, acıkınca elbet yiyecektir. oradan alışır bir şekilde.

hayvanların da zamanla bi damak tadı gelişiyor. benim kedi yavruyken her bulduğunu yerdi, önce mama seçmeye başladı şimdi proplan mamadan başka mamayı yemiyor. bi kere maması bitince idare etsin diye sucuğu hafif kızartıp koydum önüne aç kaldı gene de yemedi hayvan.

tabi bu zevklerinin değişmesini istiyorsanız biraz diretmeniz lazım kedi alışana kadar. gereğinden fazla beslemeyin, kısırlaştırdıktan sonra ışık hızıyla şişmanlıyorlar ne olduğunu anlamıyorsunuz.

Alıştırmışsınız. Mecbur yer. 1 aç kalır 2 aç kalır

Mama vermiyorsaniz, tavugu eti haslanmis pirincle blenderda karistirip vermeyi deneyin isterseniz

baticon fln varsa sürebilirsiniz. kedimin yaralı yerlerine ince tabaka olarak madecassol sürüyorum, kuşda da işe yarar belki.

O kendisi kapaniyor. Ama ortalik hep kan olacak. Bir daha kusuntirnagini kesmeyin lutfen. Kendileri kemirerek hallediyor o isi cunku.... gecmis olsun.

Kesmeyin birdaha ya kim çıkarıyor bunları kesmeyin birdaha gagası tırnağı vs sil şifalar yazık kuşa

anne emzirdiği için ve yavrular küçük olduğu için istedikleri zaman mama yemeleri gerekiyor. bizim de yazlıkta 3 yavru ve anne var. gelip miyavlayınca yiyebilecekleri kadar koyuyoruz. fazla koyunca karıncalanıyor ve yemiyorlar. doyunca uzaklaşıyorlar zaten.

Tasma ile gezdirmeyi deneseniz?

trafik sorun olmayacaksa merdivenlerden inmeyi öğrenebilir. kedisi bu şekilde yıllarca dışarı çıkmış bir tanıdığım var.

@ugrcn: bir arkadaştan ödünç bir tasma alıp bu evden çıkmadan önce birkaç deneme yaptım ama sonuç çok olumsuz oldu malesef. imkanı yok kontrol edemedim ve çok tepki verdi hayvancağız. üstelik tasma sıfırdı. yani başka bir kedinin kokusu falan da ypktu üstünde o yüzden tasma seçeneğini üzülerek eledim. o iyi bir opsiyondu aslında.

@slow like honey: taşıncağımız yerde trafik sorun olmayacak. ben de merdivenlerden yollamayı düşünüyorum ama bu sefer de apartmandakiler sorun eder mi bilmiyorum. apartmandan kimseyle konuşma fırsatım olmadı. bazı apartmanlar hiç hayvan dostu olmuyor diye biliyorum. umarım olmaz öyle bir şey.

bu mama işi kediden kediye fena değişiyor.
hills kullanıyordum, meyve olayı beni de cezbedince nd'ye geçtim. bu sefer de tüy dökümü arttı, sanki biraz da kabızlık yaptı gibi. geri hills'e döndüm öyle olunca.

nd'nin yarı tahıllıları var. onları denemedim. siz deneyebilirsiniz.

pets.webmd.com

Bizimkine proplan somonlu veriyoruz, bir şikayetimiz yok.

@peggy eklemeyi unuttum, ben de yıllarca pro plan somonlu verdim ve çok da memnundum, ancak kedim 8 yaşına geldiğinde egzama sorunu başladı. veteriner mamadan olduğunu söyledi.

nd benim oğlanda da tüy dökümünü arttırmıştı. ben şu anda britcare missy veriyorum, memnunum. proplandan geçtik biz de, başta biraz burun kıvırdı ama iyi geldi mama.

her kedi maması sorusunun altına yazacağım sanırım, sanabelle markasını araştırır mısınız?

biizm veteriner tahılsız mamaları yüksek protein içerdiği için kesinlikle önermiyor; orijin acana gibi. bunları yiyen hayvanlarda ya böbrek sorunu ya da cilt sorunları ile karşıma geliyorlar diyor

bizim prenses hazretlerinin alerjisi var o nedenle; royal canin hypoallergenic

Royal canin, hills, proplan kaliteli mamalar değil. Hatta 15 kgsu 50 liraya satılan ne olduğu belli olmayan mamalardan bir farkı yok. Reklamı iyi yapılmış, hayvanların mamayı sevmesi için zararlı maddelerin kullanıldığı ve genellikle veterinerlerin anlaşmalı olduğu ve para kazanmak amacıyla (hayvanlarımız bir çoğunun umrunda değil) sattığı mamalar bunlar. Türkiye'deki en zararsız mama markaları acana, orijen, n&d bi kaç tane daha popüler olmayan mama markası. Bu markaların tahılsızları olduğu gibi proteini az olan mamaları da var. Seçenek çok sitelerinden bakıp seçebilirsiniz. Benim köpekler pek fazla enerji atamıyor evde olduklarından o yüzden proteini az mama kullanıyorum ki fazla proteinden sorun yaşamayalım. Gerçi şu an parasızlıktan bonacibo kullanıyorum istemeye istemeye ama 1-2 ay içinde acana'ya geçeceğim tekrar. Ha yine araştırmalar sonucu kuru mamanın kediler ve köpekler için zararlı olduğu sonucuna da vardım ama barf beslemeye geçmeye hala cesaret edemedim. Siz bence barf'ı da araştırın bence. Bir tanıdığımın kedisinin egzaması barf beslemeye geçince düzeldi.

yerleri sirkeli suyla silin sorunun çözülme ihtimali yüksek. biz hatta sprey şişesine koyup her şeye sirkeli su sıktık.

Profesyonel ilaçlama şirketi ilaçladı, bana mısın demedi.Sorun büyük yani.

valla bizimki de büyüktü, hanım suya sirke kattı başka şeyler de kattı ama ne bilmiyorum. şu an temiz ev.

Apartman altında kediler varsa onlardan sizin üstüne zıplayıp eve taşıyor olabilirsiniz. Evin içinden önce apartman kenarlarını ilaçlatın. Bunu İzmir'de belediyeler ücretsiz yapıyor. Sizin orayı bilemem ama.

Kıyamam ya, korktuğu için yaklaşamıyor. Diğer kedilerin olmadığı bir anı kollayın, oldu ki geldiler o kediyi koruyun, bunu hissedecektir. ona dokunmaya ve illâki çok yaklaşmaya çalışmayın, size en yaklaştığı mesafede ilk aşama olarak jel mama gibi kesin yiyip seveceği bişey verin ki size güvensin ve artık kaçmasın, ben bi de bıdıbıdı konuşuyorum öyle yaparken tabii. Muhtemelen yeterli gıda almadığından sendeliyor ve güçsüz, bu konuda bilgim yetersiz.

Bugün tv2 de pati programin da denk geldim,sendeleyen minnoşlar ile ilgili...Kedilerde nadiren görülen ve göbek deliğinin olduğu yerde bir fındık veya bazen bir ceviz büyüklüğünde gözlenen şişkinlikler göbek fıtığı olarak adlandırılır. Fıtık içeriği genellikle bölgedeki yağ dokusu veya omentumdan (karın içi organların üzerindeki örtü) oluşur.

Küçük olan fıtıklar çoğu veteriner hekim tarafından normal olarak kabul edilir. Bu tür fıtıklar genellikle herhangi bir soruna neden olmazlar ve büyüme eğilimi olmadığı sürece operasyona gerek yoktur.

Daha büyük fıtıklar nadirende olsa büyüme eğilimindedirler. Bu tür fıtıkların düzeltilmesi ancak operasyon ile mümkündür.

Bu tür operasyonlar acil operasyonlar kapsamında değildir. Ancak göbek fıtığının hızlı büyüdüğü durumlarda fıtık deliğine iç organlar da girebileceğinden (barsak gibi) bazen aciliyet kazanabilmektedir... Belirtisi de sallanmak ve sendeleyen..en çok da sokak minnoşlarinda gözüküyormus..kaza yüksek den düşme gibi travmalar dan dolayı..

Hiç bir şekilde yakalayamıyorum, kaçarken benden sendeleyip düşüyor hatta.

Geçen gün bizim kuş da hemen hemen aynı hastalığı geçirdi. Öncelikle yemini değiştirdik. Kafesini suyunu daha temiz tutmaya özen gösterdikleri. Kendim elimle beslemeye başladım. Verdiğim şeyler peynir domates salatalık karpuz oldu. En çok peyniri yedi ve 2 gün de tamamen iyileşti. Bu yaptıklarından hangisi iyi geldi bilmiyorum. Hepsini sen de dene istersen

Açık söyleyeyim, benim kuşum ölmeden öncesine kadar titriyordu. Kuşlar çok hassastır, kendi kendilerine iyileşmelerini beklemek çok riskli. Veterinere götürün, olmadı telefonla öneri almayı deneyin, öte yandan malesef birçok veteriner kuşlar hakkında bilgisiz.

www.petist.net

ne kadarlık olduğunu biliyor musunuz?

ayrıca hiçbir şekilde süt verilmemesi lazım, yiyebilecek kadar büyükse kuru mama olur. şu anlık mama bulamıyorsanız da tavuk göğsü haşlayıp verebilirsiniz. Yumurta sarısı da yer.

Ben hem yurtici hem de yurtdisi ucuslarimda kedimi yanimda tasirken thy ile uctum. Tasima kabiyla sekiz kiloya kadar ucak icinde yaninizda tasiyabiliyorsunuz. Ucak cok dolu degilse yan koltugunuzu bos birakabiliyorlar hatta daha rahat seyahat edebilmeniz icin. Izmir'de havaalaninda maddi sorun yoksa taksiyi tercih edebilirsiniz. Obur turlu havas'la yakin bir yere gidip taksiyle yolculugu tamamlarsiniz. Simdiden iyi yolculuklar ^^

Riskli bir durum değil mi? Bulduğunuz kişi evi soyup gitse? Evinize almak yerine kedileri teslim edin bence? Kedi oteli fala nda düşünebilirsiniz: www.google.com.tr

@filipis

olayın bu yönü hep aklımda aslında. evimde değerli bir şey yok. (odamı da kilitlerim diye düşündüm. ama istedikten sonra o kilit de gider o ayrı)

bilmiyorum, sanırım buradaki geçmişiyle orantılı olarak değerlendirmek vardı aklımda. olumlu bir fikir edinmezsem kabul etmeme seçeneği her zaman geçerli.

kedi oteli türü şeyleri istemiyorum, bir hafta boyunca kafeste kalmalarını aklımdan bile geçirmek istemiyorum. kendim tatil yapacağım diye, o küçük canlara böyle bir işkenceyi reva göremem, o tatil zehir olur zaten :(

en kötü tatili erteleyeceğim, o zaman kendi ailem dahil bir sürü seçenek olacak.

her kedi oteli kafeste tutmuyor bu arada. odada serbest gezdiren biliyorum mesela. eger kimseyi bulamazsaniz orayi dusunebilirsiniz.

@pide,

bilgilendirme için teşekkür ederim, ama yine de kendi keyfimi yaşayayım diye onları otele bırakıp strese girmelerine sebep olmaktansa, tatili ertelemeyi tercih ederim :)

geçenlerde şunu duyduğumda bu veterinerin çok kral adam olduğunu düşünmüştüm.

onedio.com

Kalbim

Mobil edit yapamadım. Yukarıdaki link kalbim veteriner. Ogü ye gelmeden shellbenzinlik çaprazı

şimdi döndüm veterinerden, gönen veteriner kliniğine götürdüm karma aşısını yaptılar. memnun kaldım, çok ilgililer. yanıtlarınız içinde teşekkür ederim.

muhabbet kuşu.

üşütmüş olabilir. dışkılaması nasıl?

yem yiyor ya da su içiyor mu?

vitamin ve ilaç tedavisine başlanmalı.

Vitamin takviyesi +1
Vitamin eksikliği çok sık görülüyor kuşlarda. Yemler dandik.

Öncelikle çok teşekkürler. Geçen gece ilk kez içerisi çok sıcak olur diye dışarda bıraktım. Sanırım bu yüzden oldu. Bugün daha iyi görünüyor. Sersem gibi değil ama hala gözlerini kapatıyor. Yemek olarak az da olsa yitip içiyor.

Damlayı nereden bulabilirim?

abi eminönünde var, yeni cami'nin arkasında, bir sürü çeşit yemler ve kuş için vitamin damlaları. ama herhangi bir pet shop, veterinerde de olur muhakkak.

Teşekkür ederim

Uçak küçük hayvanları bagaja koymuyor, daha önce esprili yazmıştım da inanmadın galiba. 70 tl karşılığı kabin içinde götürebilirsiniz 7 kg'nun altındakileri.

her havayolunun politikası farklı olabilir. mesela pegasus kuş, kedi ve köpek taşıyor sadece iç hatlarda.

Kısırlaştırılmış mı? Çifteşme döneminde sürekli miyavlıyorlar.

kedilerin de insanlar gibi farklı farklı karekterleri var .bende 2 tane var birinin sesi çıkmaz biri hiç susmaz .şımarık ben eve girince başlıyor mızıklanmaya arada unutup gidip kendi kendine takılıyor bir anda aklına geliyorum herhalde bağıra bağıra beni arıyor dolaşıyor.
aslında bu çok tatlı değil mi ? ben bayılıyorum onun şımarık nazlı hallerine .

iletişim kurmaya çalışıyor herhalde. benimki de susmuyor. evet farklı kararkterleri var, benimki çenesi düşük, filtresiz bi yaşlı kadın karakterli. belki sizinki de öyledir. gençliğinde öyle olmasa da sonradan çenesi düşenler filan gibi.

@peggy

Kısır kısır.

Bu arkadaşı çok şımarttıydım ben haklısınız. İlk aldığımızda çok hastaydı ölümden zor kurtuldu. Manevi destek de olayım diye onu çoook koynumda gezdirdim onunla çoook konuştum çoook sevgi gösterdim. Belki onun şımarıklığı... :)

Şımarıklıktır bence de öyleyse..

Yirim:D

koynunda gezdirdiysen yerde geçirilen her vakit bahti için artık kayıp vakit demektir :)

şimdi iletişim için özellikle sesi kullanan kedi türleri var. yani mesela siyamlar için yabancı siteler "vocal cat" diyor. atıyorum, kimisi sırtını kaşıyasın diye patisiyle elini çekiştirirken bunlar "miyav"ı tercih ediyor. bu durum sadece türler arası kıyaslamada fark edilen bir şey değil, herhangi bir türün içindeki kedilerde de bireysel farklılıklar mevcut, diye biliyorum.

yani bahti hem sabah akşam sevişmek, öpücükleşmek isteyen hem de sesli bir eleman olabilir :) sen yine veterinerine sor, istersen. çok başka şeyler çıkmasın sonra.

@godoşu beklerken

Bilmiyom. Veterinere gidebilsek daha neler olcak da... :) ama evet hem gayet sesli hem de bol sevişken öpüşken bi oğlan bu :)

nasıl 6. kattan düşmüş ? camı mı açık bırakmışlar ? neden dikkat etmemişler ? neden sineklik takmamışlar ? ben şu an evin içi 30 derece olduğundan cam açamıyorum kedim düşer diye kurdeşen döküp oturuyorum. kendi sorumsuzluklarının cezasını çeksinler, telefonlarını bilgisayarlarını tabletlerini satıp ödesinler. kedim düştü diyerek parak toplamak ne kadar yüzsüzce

1. sokaktaki kötü durumdaki bir hayvanın resmini çek.
2. tedavi için 10bin tl lazım diye oraya buraya yaz.
3. saf insanlar sana havadan 10bin lira bıraksın.
4. bu döngüyü tekrarla.

Diş hekimini kısırlaştırıcaz diye okudum :)
Suyla ilgili bir şry dediklerini hatırlamıyorum bana.

su icebilir, yemek yiyip kusarsa bogazina takilir bogulur diye yedirtmiyorlar, suyu kussa bile bogazinda kalmayacagindan gonul rahatligiyla verebilirsiniz.

ben bugün kısırlaştırdım ama erkek kedi. 12 saat öncesinden yemeği kestik, su içmesinde sorun olmaz içebilir dedi veteriner. 10 buçuk'ta verdim, 3 buçukta aldım kediyi. henüz yeni sakinleşti, bu saate kadar oradan oraya koşturuyordu. 3-4 kustu, 1 kez de işedi. normalmiş bunlar da.

Çok kokulu bi et ile çekebilirsiniz ancak.
Siz yemeği çatının apartmana uzanan kısmına koyun, sonra uzaklaşıp saklanın. O gelip yemeğe gömülünce de çatıya çıkabileceği kapıyı hemen kapatın.

öncelikle hayırlı olsun :) ne tür bi sıkıntıyla karşılaştınız? genelde ödül mamasıyla çoğu şeyi öğretebilirsiniz.

teşekkürler :)
kafes eğitime pek alıştıramıyorum, tabi haftalar sürebilir deniyor. tam olarak doğru şekilde mi yapıyorum emin değilim, hiç bir şekilde içine girmek istemiyor.
gel gibi basit komutlara tepki veriyor ama dışkı konusunda da problemler var. önceden pede yaparken şimdi kapının yanına yapıyor. pedi de çok fazla kullanmak istemiyorum zaten dışarıya alıştırmak için ama neden böyle bir davranış değişikliği oldu anlamadım.
bir de yalnız bırakınca havlama feci, ödül maması ile biraz alıştırdım ama yöntemlerimden emin değilim.

ankara'da tarkan özvardar var genelde tavsiye edilen. onla görüşün hatalı yönlendirmek istemem. ama sabretmek önemli. bi de bi kitap önereyim veterinerim de bana önermişti ilk köpeğimi sahiplendiğimde. tamer dodurka - köpek psikolojisi. bu da biraz bakış açınızı değiştirir.

ingilizceniz varsa cesarsway.com sitesine de bi bakin. ayrica duyuruda kedimbitmis kopek egitmeni. su an aktif olarak giriyor mu bilmiyorum tabi.

pozitifpati

kendi zevkiniz için hayvanı çiftleştirmeyin hayatı daha zor etmeyin ona. ne güzel tedavi ettirmişsiniz hayatını kurtarmışsınız belli ki çok duyarlı birisiniz ancak şunu bilin hayvanlarda annelik iç güdüsü yok doğurana kadar. yani ahh benim neden yavrum yok diye hayıflanmıyorlar dahası güçsüz yavruyu kendisi öldürüyor. bu bağlamda bu hayvanın yavrulamasını istemek çok saçma, hayvanın umrunda bile değil. kısacası kısırlaştırın, eğer sokakta yaşıyor ise tü3 ayağı olup hamile olarak arabalardan kaçması saklanması kat kat zor olacsktır

kedisi doğum yapmış biri olarak konuşuyorum, kedinin 3 ayaklı olması yavrulara bakamayacağı anlamına gelmez bence. ama tam emin değilim veterinere de sormak lazım. sadece kediniz fotoğraftan biraz ufak gibi duruyor, belki birkaç ay bekleyebilirsiniz.

"kendi zevkiniz için hayvanı çiftleştirmeyin" cümlesi bana yanlış geliyor. kendi zevkimiz için çocuk da doğurmayalım o zaman. doğacak yavrulara kesin bakabileceksek sokağa atmayacaksak neden çiftleştirmeyelim ki. ha tabiki "sokakta bir sürü muhtaç kedi var onları alıp bakmak çok daha iyi" denebilir, bak o da güzel bir bakış açısı ama o zaman da ben derim ki, yetiştirme yurdunda da bir sürü muhtaç çocuk var onları sahiplenelim, neden doğuruyoruz.

ama elbette insanla kedi bir değil. yukarıda da denilmiş, kedilerde "ben de ana olayım bebelerimi seveyim" diye bir içgüdü yok diye biliyorum ben de. gene de şöyle de bir örnek vereyim. benim kedim 4 yaşında anne olana kadar baya vahşiydi, fazla elletmezdi, kollarımızı çizerdi vs. yavruları oldu ve birden hayvanın kişiliği değişti. o evde terör estiren kedi gitti pamuk gibi ve şımarık bir kedi geldi. yıllar geçti hala daha öyle, yavrusuyla sarmaş dolaş yatıyorlar bütün gün. iyi ki doğurmuş :)

Lütfen kısırlaştırın kedi çok zorlanacak. İlk iki cevap çok güzel açıklamış lütfen lütfen doğurmasın

@ istsnbul kanatlarımın altında

kendiniz de söylemişsiniz hocam onlsr kedi biz insanız. yazdığım gibi biz yavrumuz güçsüz oluncs öldürmeyiz iyileştirmeye çalışırız. o zaman kedi öldürüyor biz de öldürelim değil mi hasta çocuklarımızı ? sizin düz mantığınız ile buna çıkıyor.

biz insanlar etrafımjzda çocuğu olan insan görünce içimşz titrer ama kediler anne kedi görünce bu tip duyguları yoktur hatta boğup öldürürler bile yavruları. kedinşn umrunda değil iken anne olmak, sokaklar yavru kedi dolu iken internetde binlerce ilan var iken üstelik 3 ayaklı bir kediyi doğurtmaya çalışmak kadar saçma bir şey yok.

@oscar sizden farklı fikirleri duymaya dahi tahammülü olmayanlardansınız sanırım :)

"yıllarca kedi beslemiş, yavrular büyütmüş biri" olarak tecrübelerimi yazdım. düşüncelerimi ekledim. ama görüyorum ki hemen itiraz edilmiş, yok yere karşı atağa geçilmiş. yok çocuğumuzu öldürelim bilmem ne.

hala daha dediğimin arkasındayım, bence 3 ayaklı kedi de yavru doğurabilir. sahibi bakarım diyorsa, istiyorsa neden olmasın. eğer hayatınızda duyduğunuz en saçma şey 3 ayaklı kedinin doğum yapmasıysa da göreceğiniz ve öğreneceğiniz çok şey var demektir.

ayrıca bir sürü imla hatanızın yanında çok gözüme battı söylemek istedim, "internetde" yazılmaz "internette" yazılır.

@ istsnbul kanatlarımın altında

beslediğimiz kedi sayılarını ya da imlayı yarıştırmıyoruz. tahammülsüzlük değil tartışma yapıyoruz burada. yaptığınız insan ve kedi kıyaslaması konu ile tamamen alakasız bunu belirtmek istedim. hayatımda duyduğum en saçma şey derken de mübalağa yaptım, gerçi biliyorsunuzdur siz benden öğrenecek değilsiniz imla fln sizden sorulur.

benim gördüğüm onlarcs insan bu şekilde kedileri doğurtup sonrs sahiplendiremeyip buraya internete onlarcs ilan veriyorlar şu minnoşları sahiplendirelim hadi ya diye. ben buna karşıyım, sokakts yeterince yuva bekleyen kedi var iken yenilerini eklemenin ve 3 ayaklı bir kediden bunu yapmanın hiç bir manası yok

Cevaplarınız için teşekkür ederim. Kısırlaştıracağım kedimi.
Fakat şunları söylemek istiyorum:
Öncelikle kendi zevkim için çiftleştirmek istemedim kediciği. Kedi kızgınlık anında çok kötü oluyor, acı çekiyor resmen. Cinsellik her canlı için hava, su gibi bir ihtiyaç.
İkincisi; 3 ayaklı bir kediyi doğurtmaya çalışmak kadar saçma bir şey yok' diyen arkadaşa söylemek isterim ki; konuyu epey araştırdım, veterinerlere, akademisyenlere sordum ve onun kadar kesin konuşabilen olmadı. Kendisi nasıl bu kadar emin konuşup beni saçmalamakla itham ediyor, anlamış değilim. 3 ayaklı kediler uzmanı mısınız beyefendi. Size fikrinizi sordum sadece. Olur veya olmaz deyip gerekçelerini söyleyin, yeter.
Son olarak; kedi sokakta yaşamıyor. Eskiden sokak kedisiymiş. Araba çarptıktan sonra ben sahiplendim, ameliyatlarını yaptırdım ve şimdi benimle. Ölene kadar da benimle kalacak.

bakin veterinerlerin akademisyenlerin soyledigi teknik konulardir. tabi ki kedi dogurabilir bir sorun cikmayabilir. ben sorun cikar demiyorum. ben bunca yavru kedi sokakta olurken daha fazlasini yapmaya gerek yok diyorum. sahiplendirnek de cozum degil, kediyi sahiplendiriyorsunuz bir heves aliyor insanlar daha sonra yok tuy dokuyor fln geri birakiyorlar sokaga.

ben teknik acidan demiyorum, olayin gercek sonuclarina ve muhtemel sonuclarina bakiyorum.

bunu anlamak bu kadar zor olmamali gercekten,

merhabalar, öncelille allah razı olsun ve elleriniz dert görmesin. iki hususta naçizane düzeltme yapmak isterim:

kızgınlık döneminin kedilerin fiziksel ve ruhsal durumu üzerinde bahsettiğiniz gibi bir etkisi yok. dişi kediler kızgınlık esnasında kötü olmaz ve acı çekmez. yaptıkları garip hareketler ve çıkardıkları sesler acıya veya mutsuzluğa işaret değil yani. cinsellik de hava ve su gibi bir ihtiyaç değildir. aksine, erkek kedi penisi dikenli olduğu için cinsel ilişki dişi kediler için son derece acı vericidir. hamileliği boyunca yavruları taşıması, emzirme sürecinde çok yorulması ve yavruların didiklemesi yüzünden canını yanması, yavruları sütten kesmesi gerektiği zaman gerekirse fiziksel olarak iterek kakarak pataklayarak kendinen uzaklaştırmaya çalışması gibi şeyler de sürecin devamındaki bazı zorluklar. kısacası hamilelik ve yavru sahibi olmak, dişi kedilerin ömründen götüren zor bir aktivite. onun yerine kısırlaştırırsanız son derece rahatlar, kendisi için güzelce yer içer ve keyifli, mutlu bir yaşantısı olur. eminim siz de bir o kadar mutlu olacaksınız.

allah kuzunuza uzun ömürler versin.

Merhabalar,
Kedimi kısırlaştırdım ve dediğiniz gibi şu anda çok daha mutlu bir kedicik oldu :)

Merhaba, gönderiyi yeni sandım, okurken en aşağıda mutlu sonu gördüm, sevindim:)

Kısırlaştırdığınıza sevindim, ben de bunu demeye gelmiştim. Kedi sahiplendirmek o kadar zor ki, her gün hayvan sahiplendirme platformlarında yüzlerce kedinin ilanı oluyor:(
Ayrıca sakat bir hayvan için daha zor olacaktı bu hamilelik, doğum ve yavru bakım süreçleri. Kendisi için zor olacaktı yani.

Sizin ve minnoşun adına çok sevindim:)

birşey olacak olsa yemezdi :) kediniz gaplana dönüşmüş biraz.

Kedi kendi özbenliğini yitirmemiş demek ki korkacak bir şey yok, kedinin olayı bu.

bir şey olmaz.
leopar timsah yediğine göre, kedi hayli hayli yer kertenkeleyi.

selam possum ^.^ kedi mini bir predatör, elbette yiyecek, dün bizimki evde bir tane uğur böceğiyle oynuyordu, "kızım yazık bırak hayvanı" diyerek elimle alayım dedim geldi pati attı bana "lan o benim avım ne elleşiyorsun?" der gibi, yani normal, afiyet olsun.

Bizimki bahçeye çıktığında hep bulup yiyor, bize de getirip ikram ediyor sağolsun:)

Bir şey olmadı şimdiye kadar.

en en kötü biraz midesi bozulur iki gün uyur geçer

Hiç bir şey olmaz, hayvanın avlanma içgüdüsü ortaya çıkmış. Eğer iç parazitlerini düzenli yaptırıyorsan hiç korkma.

bizimki habire balkona getiriyor, fare, kertenkele, akrep, böcek, allah ne verdiyse.
iki defa ağzından canlı fındık faresi kurtardık ama her zaman başarılı olamıyoruz.
avlanma içgüdüsü o, bünyesine zararlı olsa yemez. kaç akrep yedi belli değil.
getirmesi de, göstermek içinmiş, okuduğumuz kadarıyla..."bak böyle avlanacaksın" diye yol yordam öğretiyormuş.

Ekmegini tastan cikariyor. Adam gibi adam.

Heyt be aslan parçası :) hiç bir şey olmaz.

Apartman Yönetmeliği.

alma sansim yok mu?

alirsaniz sikayet edip davayla kopegi attirma haklari var.

Apartman yönetmeliğinde iki türlü madde var: Dairede evcil hayvan beslenemez ve apartman bahçesinde hayvan beslenemez şeklinde. Eğer ilk madde varsa ve yönetim buna istinaden dava açarsa bi şansın olmaz diye düşünüyorum ama belki de blöf yapıyordur yönetici, yani yönetmeliğe böyle bir madde eklenmemiş olabilir sen kendin bi bak derim ben.

nasi isteyecegim onu? bilmez gibi konusuyorum. siklemiyor. blof de atiyo olabilir. agdali nasi konusurum?

ne diyim yani simdi? ya ben vazgecmek istemiyorum.

Tapuda bulunur, Apartman Yönetim Planı diye de geçer ismi. İnceleme için söylemen yeterli, örneğini almak için harç yatırıyorsun sanırım. Esasında kolay bir işlem ama neticede Türkiye'de yaşıyoruz illa bi zorluk çıkarabilirler.

apartman yonetmeligine tekrar sokmak icin tum ev sahiplerinin tekrar onay vermesi lazim. hele ki ozellikle boyle karar alan tipler sonradan ne kadar ikna edilebilir, gercekci olalim. sizin su an yapabileceginiz gercekten boyle bi karar var mi onu ogrenmek. eger kararda yoksa kimse bi sey yapamaz hukuken. ha huzursuzluk cikarip caninizi sikabilirler o ayri.

siksinlar be pide. benim canim zaten sikkin. ben o zaman aksam gidip kapisina diyorum ki,
"iyi aksamlar sayin yonetici Apartman Yönetim Planı'ni incelemek uzere alabilir miyim?"

uygun mu?

bence gidin isteyin. en doğal hakkınız. ben olsam peşini bırakmazdım. bir kural varsa belgelerle konuşsunlar. ellerinde belge yoksa zaten dırdır etmekten başka bir şey yapamazlar.

apartmanda hayvan beslenemez kuralına sinir oluyorum. kimisini de apratmana insan diye alıyorlar, hayvan çıkıyor. onları da atsınlar o zaman apartmandan. hayret bişey :D

angelus da yazmis, bildigim kadariyla gormek icin tapuya gitmeniz gerekli. haytap.org sitesinde bu tur bilgiler yazabilir bi kontrol edin.

almazlarsa geceleri hoparlörden bebek ağlama sesi ver.

yönetici evde köpek beslemeyin çok havlıyor dediğinde ben de senin bebeğin geceleri çok ağlıyor çocuk besleme diyip kapıyı yüzüne çarpmıştım.

Yöneticiyle muhatap olmayın tapuya gidip yönetim planını inceleyin. Öyle bir madde yoksa tamamdır.

suyla giderden akitiverin. üzerine de biraz sirke döküp fırçalayın.
başka bir şeye gerek yok.
sakın camasir suyu vb kullanmayın. kedi deterjanin amonyak içeriğini çişteki amonyakla bagdastiriyor. bu sefer benim tuvalet burasıydı diye hep oraya yapmaya başlıyor.
sirke kokuyu örtüyor.

bu arada bir sebepten strese girmiş olması, idrar yolu enfeksiyonu, hoşnutsuzluk hali sebebiyle protesto etmek icin kum harici yerlere yapabilirler.
balkonda kapalı kalmadı di mi? yani eve göremediği ve kuma ulaşamadığı icin yapmış olamaz?

evde rahat rahat dolaşıyordu, yani istese kuma vs yapardı. Anlamadım ki, işte azgınlıpa yordum ben de. Bi de ilgiye alıştı falan ben yokken fazla ilgi gördü ne bileyim belki de ondan

E şimdi bu örtücem diye patileriyle gidere kağıt atmış ama tabi ufak kağıt örtmemiş, patisi ıslaktır, evin her yerine bulaşmış mıdır? Her yeri sirkeleyeyim mi?

Bi de keskin de kokması gerekmez mi neden öyle değil ?

aferin ona akıllı bıdık. :)

evi sirkelemeye gerek yok. icinize sinmiyorsa normal temizlik yapar gibi vileda için hazırladığınız suya biraz çamaşır suyu damlatıp evi silebilirsiniz. (aman biraz diyorum. kapak kapak koymayın lutfen)
balkonu da söylediğim gibi temizlemeniz yeterli.

@balik kraker, yav o ıslak ayağıyla benden kaçarken evi turladı, şu an ben ağlıyorum ve her yeri siliyorum biliyo musun :((

@senialanaglasinal o da aklıma geldi ama kussa duyardım gark gurk falan.
bi de rahatsız falan değil yani bence sıçtı bu

gerçi biraz çiğ tavuk vermiştim o mu dokundu acaba ?
ama yok ya koku da var biraz
neyse ben devam ediyim bari :((

@cureforlove peki göbeğinde yatırıyor ama emzirmek için ? emziriyorda sanırım ?

bir veterinere danış istersen. eğer annesi bakmazsa bırakma kendi başına. yaşayamaz. al götür dicektim de annesi bakıyorsa ayırmak da doğru olmaz. bir süre izle başka yere gitmezse. hatta al hepsini yer varsa bahçeye, görebileceğin bir yere falan koy.

belki ilaçlar fln halisünasyon gördürüyorfur kedilerde olur mu bilmem ama

kafasındaki koni eminim çok zorluk çıkarıyordur kendisi için. kendi kedimde bir süre kullanmak zorunda kaldık geçirdiği bir hastalık yüzünden, psikolojik olarak çok etkiliyor. ayrıca yaşadığı hastalık da davranışlarını etkiliyordur elbet. yanında olduğunuzu hissettirin, sevdiği kelimeleri kullanın, ödül mamaları, ıslak mamalardan verin. pozitif etki yaratmak çok önemli bu süreçte.

kimisi cok korkak oluyor, bir sey gordugunu sanip korkmustur travmanin gecmesi vakit alir. yemegini yiyip suyunu icirebiliyorsaniz bir sey olmaz.

Egzama için kortizon mu kullanıyor?

Elinizi ıslatıp başını patilerini sevmeyi denediniz mi? Serinler belki biraz. Kedilerin hepsi sıcaktan baygın.

büyük ihtimal hararet yapmıştır. bir kere bizim de olmuştu arabada hava çok sıcaktı. ev ama o kadar sıcak olur mu bilemedim. bir şişeye soğuk su koyun ona yaslanır yatar belki. buzlu ise su üstüne havlu koyun yanmasın.

bir teori de kedilerin patilerinden serinlediği, patilerini yıkayabilirsiniz

evet dediklerinizi uyguladim su an normal halinde ama ev gercekten butun gun gunes aldigi icin cok sicak oluyor o baya etkiliyor onu da. soguk su sisesi koyabilirim yatmadan tesekkur ederim.

Beyaz kalın perdeden güneşlik yaptırın bütün gün o güneşlikler kapalı dursun, evin bütün camlarında. İçerisi daha bi serin olur. Kedinin suyunu günde 3-4 defa tazeleyin serin su koyun.

Hayvanlar su eksikliği çekerse dillerini dışarı sarkıtırlar diye biliyorum. Susuzluk olabilir.

Sıcaktan bunalmıştır. Bizimkini sırt üstü çevirdim dün, ayakları öyle havada kaldı. Pelte gibi hayvancağız. Tekrar yana dönecek hali bile kalmamış. Betona yatıyor ama o da göbektaşı gibi. Ben suyunu dolaptan koyuyorum. Taşa buz falan koyuyorum. Kendisini de arada ıslatıyorum, demin duşa soktum. Şimdi vantilatörün karşısında oturuyor. Siz de yapabilirsiniz. Yazı böyle atlatıyoruz.

Suyuna bir iki küp buz koyabilirsiniz. Soğuk değil ama serin su içmesi de iyi olur.

harareti düşürmek için yapıyor ama çok sıcaklamış belli ki:
- temiz biz bezi soğuk suyla ıslatıp yere serin üzerinde yatsın
- patilerini soğuk suya sokun

Yavru martılar uçmayı sonradan öğreniyorlar.

1.5 aydan önce uçan martı yavrusu pek olmaz. 1 - 1.5 ay arası oynar ama geneli 1.5 ayı doldurmadan havalanmaz. Takılırlar kedi gibi.

eve mi alsam demiştim ama 1,5 ay da evde besleyemem. napssm aklıma takıldı şimdi

Abi aynen öyle. Bizim sitede de var iki üç tane hatta bi tanesi topaldı düzeldi şimdi. Bu aralar çok fazla var. Arada sana zahmet balık vermeye devam et. Bir de genişçe bir leğenin içerisine su koyuver, girip içine kendilerini yıkıyorlar :)

aynen her gün besliyim umarım araba fln çarpmaz, bim de donmuş uskumru var onu alıp dilip veriyorum bayıldı :)

Birçoğunun ebeveyni çatılardan gözetliyor zaten yavrularını. Eve alırsanız hem hayatta kalma içgüdüsünü köreltirsiniz hem de muhtemel ebeveynlerini deliye çevirebilirsiniz :)

Kendileri öğreniyor her şeyi güzelce. Sadece çok işlek bir muhitteyseniz hayatlarına direkt müdahale etmeyecek şekilde çevresel önlemler alabilirsiniz. En iyisi bu şimdilik.

Yaşadığım yerde onlarcası var. Kedilerle yan yana besleniyorlar. Pek sıkıntıları yok insan kaynaklı müdahale olmadığı sürece.

Istanbuldaysaniz 153 u arayin. Buyuksehir belediyesi ilgileniyor. Dun apartmanin bahcesindeki yarali martiyi gelip aldilar.

İki hafta önce bahçemize yaralı bir martı düşmüştü, belediyeyi aradık, bizi ormancılık ve bilmem ne bakanlığının bilmem ne birimine yönlendirdiler, neyse orayı aradık, telefon numaramızı aldılar, "tamam bugün içinde arkadaşlar sizi arayıp gelip martıyı alacaklar" dendi, ne o gün ne de sonraki günler arayan soran olmadı hiç. Telefonda söyledikleri içimize sinmediği için oturduğumuz semtte bir sürü özel veteriner kliniğini aradık, hiç kimse ilgilenmek istemedi. Sonra ilgilenen tek bir veteriner bulduk ona götürdük, bize "İyi ki vermemişsiniz belediyeye falan, onlar tamam biz ilgileniriz diye gelip alıyorlar, sonra da bir köşeye atıp ölüme terk ediyorlar," dedi. Boşverin belediyeyi falan, diğer arkadaşların dediği gibi mümkünse beslemeye devam edin ve araba falan çarpmayacak bir yerde durmasını sağlamaya çalışın elinizden geliyorsa.

çengel'e inebiliyorsanız, yalıboyu'nda pet's inn fikriye hanım var. çok ilgili, merhametli bir doktor, öneririm.

buradan mama tavsiyesi almayin. bir veterinere gidin durumu anlatin veteriner de mama satiyor, en dogru mamayi o verecektir size isin uzmani olarak

oscar'a ek olarak zaten ani mama değişimleri ishale neden olabilmektedir. Mama değişimi yapılacaksa yeni mamadan az, eski mamadan çok oranlayarak yavaş yavaş geçilmelidir.

Hafta sonu gittiğim veteriner yetişkin maması önerdi, aklıma çok yatmadı. Bugün bir başkasına gideceğim ama denenmiş mama varsa gidince sorabilirim diye düşündüm.

çok küçükmüş henüz. kuru mamayı yeni yeni yiyebilir. ilk kuru mamaya alışması açsından anne sütünden ayırırken royal canin mother and babycare kullanmıştık biz. pişman olmadık.

biz royal canin kitten kullanmıştık 2. ayındsn sonra. ama siz başla veterinere sorun en iyisi

royal canin mother and babycare+1

bebeklere bu mamayı veriyorum ben de.

Royal canin+1
Bi de proplan'ı çok seviyorlar çabuk alışırlar

Taramayı her gün yapabilirsin. İzin vermiyorsa uyurken yapmanı öneririm tabi yavaş yavaş. Bir de mama için acana/orijien pahalı fakat tüy dökmelerini engelliyor.

acana orijen mamaları kesinlikle veterinere sormadan alma. çok yüksek proteinli olduklarından böbrek ve cilt sorunlaeı yapıyorlar kedilerde. 2 arkadaşımın kedisi acana dan sonra böbrek sorunu yaşadı, geçen hafta duyuruya yazıldı acanadan sonrs böbrek sorunu yaşayan kedi diye.

benim kedim de çok tüy döküyor vereriner önerisi ile gimpat beauty paste macun aldık ve çok faydasını gördük ben de inanamadım. kıl köklerini besliyor ve kolay kopmalarını engelliyor, zaten kedi tüy dökülmeleri biras da vitamin eksikliğinden kaynaklanıyormuş. tavsiye ederim yani bu ürünü

Bol bol sevgi gösterin. Anesteziden sonra da midesine en geç ne zaman yemek/su girerse o kadar iyi.. 12 saat bekleyin derim. Kusabilir, korkmayın, safra kusacaktır büyük ihtimalle, sevgi göstererek temizleyin kusunca utanıyor benim oğlum ondan biliyorum :(

Anesteziden sonra yemekten önce ilk su girmeli vücuduna, benim oğlum reddetmişti kaptan içmeyi, avucumla içirince içmişti. Onu da kabul etmezse buz yalatacaktım bir iki tane, aklınızda bulunsun Sudan sonra yemek verin. İzin verin bol bol uyusun eve dönünce bir de, hiç uyandırmayın endişelenmeyin çok uyursa bile, ayılma süreleri değişebiliyor. Benim ve arkadaşımın oğlu çok uzun sürede ayılmışlardı(biri 14 saat biri ayılması için ilaç verildiği halde 2 saat)
Geçmiş olsun umarım her şey yolunda çıkar kanda<3

Sanırım evin içinde bakıyorsunuz. Belki tuvaletini yapması için bi alan oluşturabilirsiniz evin içinde. Tutmaktan veya dışarı çıkmaktansa eve yapmayı tercih eder. Onun dışında sabahın erken saatinde ve akşama doğru mutlaka çıkarılmalı bence. Tuvaletini tutması elbette sıkıntı olur :( En kötü kapının önünde turlatınız.

Bu sicak gunlerde fazla su iciyorlar ve daha sıl cikmalari gerekiyor. Cisini fazla tutarsa bobreklere sorun olabilir.
Biz 3 kere cikariyoruz. Sabah ogleden once, aksam uzeri 5 gibi ve gece 11 civari.
Acaba cok gunesin altinda veya cok sicak asfaltta mi dolastiriyorunuz farkinda olmadan? O yuzden cikmak istemiyor olabilir. Gunsen tepede olmadigi saatlerde ve golgeden dolastirmayi deneyin.

@I arrache coeur; küçük olsa belki alıştırabilirdik dediğiniz şekilde ama 3 yaşında şu an ve bebekliğinden beri bizimle. Yavruyken eve yapıyordu ama şimdiden sonra mümkün değil yapmıyor yaşadığı yere.

@innerbliss; gölgede gezdirmeye çalışıyoruz ama sıcaklar malum. Malesef belli yerlerde güneşin altında yürümek zorunda kalıyoruz. Aslında çok çıkmayan hali bile 3 kez çıkıyor dışarı. Normalde 4 kez uzun uzun çıktığı için 3 kerelik 30-40 dklık turlar az gelmişti bana ama sizin yazdığınız saat aralıkları kadar tutuyordur çişini muhtemelen. Biraz rahatladım şimdi o saatleri görünce. :)

3 yasinda saglikli bir kopegin gunde 3 kere cikmasi gayet iyi bence. Iciniz rahat olsun. Zaten cok sıkıstigi bi durum olursa size belli eder.

bence normali 3. biz sabah, aksam ve gece yatmadan once cikariyoruz.

hangi şehirdesiniz ?

istanbul

veterinere güvenmiyorsanız feridun kalyoncuya götürün bir de. değişik bir adamdır ama işinde çok iyidir.

duyurudan buff ankarada bi barinakta gonulluydu. dernegin adini tam hatirlamiyorum da zekiye koklu ve barinak diye aratirsaniz cikar.

Çankaya Mühye Barınağı vardı gitmiştim. Bir sürü yavru köpek vardı.

PatiPark var. İmrahor Vadisi'nde, çok az sayıda kafesle açık alanda yaşayıp bakılıyor hayvanlar. Gönüllüleri gerçekten çabalıyor, izlenimim çok rahat iletişim kurulabilir insanlar oldukları yönünde idi, birkaç ay evvel bir besleme etkinliği sayesinde haberdar olmuştum ben de. Sosyal medya hesaplarında orada doğum yapan dişilerden ve haliyle yavrulardan söz ediliyordu. Gidip yerinde görebilirsiniz, hepsiyle tanışabilirsiniz. Biraz şehre uzak ve ulaşımı zor tabii belki daha evvel arayıp bilgi almak istersiniz, şurada telefon numaraları mevcut: mobile.twitter.com

Şimdiden hayırlı olsun her nereden olacaksa. :) Mutlu, sağlıklı bir ömür geçirirsiniz inşallah hep birlikte.

yenimahalle'de macunköyde var diye biliyorum

Golbasindakine gittim iki uc ay once. Biri sahiplendigi kopekleri asiya getirmisti. Bir suru yavru kopecik vardi bir kafeste. Yerini isterseniz google maps linki olarak atabilirim.

Onlar işemiyorlar camlara attırıyorlar. Argo için üzgünüm fakat onlar çiş değil, yapanlar da erkek kedi :D kalıcı çözüm için kısırlaştırabilirsiniz erkek kedileri, kalan her şey geçici olacak.

Koku diğerlerini çekiyor olabilir. İyice temizleyin.
Kediler asidik kokulardan (limon mesela) hoşlanmaz deniyor ama işe yaradığını pek görmedim.

@nice tnetennba öneri için teşekkürler ama bunlar sokak kedisi. çok sayıda ve farklı kedi var. hangisi yapıyor tespit edemedim ve yakalamam imkansız.

@chavezding az önce detaylı bir temizliğe giriştim ama işe yarayacak mı emin değilim. 2 senedir hiç böyle bir sorun yoktu yeni huy edindiler.

-Poşet, eldiven ters çevirip çöpe.
-İnternette bir dünya meteryal var hele ki youtube gibi bir kaynak varken hepsi zamanla oluyor.

-Golden ev için çok ideal daha ideali labrador olabilir. Küçük köpekler başka canlılar ile pek idare edemiyor o yüzden pug, pomerian gibi cinslerden bana göre uzak durun.
-Golden ve türevleri çiftleşme dönemlerinde biraz gürültücü olabiliyorlar.
-Golden zibil. Barınaklarda dahi binlerce var.
-Golden tarif etmeye devam ediyorsunuz.

Evet sizin aradığınız cins labrador golden türevi bir şey. Labradorlara hatta çocuk bakıcısı bile derler.

muhtemelen alıp/sahiplenip, bir süre sonra sokağa atacağınız için hiç bulaşmayın. bakımının ne kadar zor olduğuna inanamazsınız.

instagram.com/sohaykotr
instagram.com/partilere.acil.yuva

Dünya kadar cins hayvan var, kendi köpeğimi burdan sahiplendim. Sözleşmeli mikroçipli üstelik ücret almadan neredeyseniz şehir dışına bile getiriyor sohayko evinize kadar. Başka bi yer öneremiyorum
kakayı da poşeti ters çevirerek alıyorum, eve gelince patilerini ıslak bezle siliyorum

instagram.com/patilere.acil.yuva

olacak link*

dışkı toplamak için 100lü satılan muayene eldivenlerinden alıyorum ben bir de. bazen poşetle tek seferde alınamayabiliyor.

kedilere uyumlu ırk diye kendinizi sınırlamayın. hiç ummadık ırklar kedilerle anlaşabilir. tamamen karakter meselesi. bu yüzden madem böyle bi kriteriniz var, sahiplendirme ilanlarında bazı köpekler için kedilerle anlaşıp anlaşamaması bilgisi de oluyor. o tür ilanları takip edin. facebook.com/haysev adresinde de bol ilan mevcut.

terk edilen köpekler tekrar aynı şeyleri yaşamamak için daha uyumlu oluyorlar. bekçilik özelliği olmayan bi köpek sahiplenirseniz havlama ihtimali daha düşüktür.

yavru diye de kendinizi sınırlamayın, büyük hayvanlara da şans verin. hem cins hem yavru bulmanız zaten zor. çünkü genelde herkes cinsleri yavruyken alıp yetişkinken terk ediyor. iki köpeğimi de yetişkinken sahiplendim, uyum konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım.

siz ona bir yürüseniz o size koşar, sevecen olmayan köpek mi olur yaaav.

sanal uyku +1

bu soruları buraya sorduğuna göre çevrende köpek besleyen kimse yok, bir iki gün onlarla takıl bi bak napıyolar sonra karar verirsin.

arkadaşlar iyi niyeti takdir ediyorum da zor deyip kestirip attıktan sonra neyin zor olduğunu açıklarsanız daha yardımcı olur.
sonuçta hayvanı yarın alıp eve getirmeyeceğim, araştırıyorum.
yavru veya büyük olmasının sanırım bazı avantaj ve dezavantajları var, cinsler için de öyle gibi. ben biraz daha bakınayım.
herkese teşekkürler.

şu sebeplerden zor. ortalama 15 sene yaşıyorlar ve ne olursa olsun bırakmamanız gerekiyor. apartmandakiler havlamasa bile sırf pisliğine takabilir. ev sahibi takabilir. defalarca ev değiştirdim. hatta ilk duyurumu da bırakayım karşılaşabileceğiniz manyaklığın boyutu açısından :) www.eksiduyuru.com en son müstakile geçtim rahat ettim. mesela köpeğiniz sizi koruma amaçlı evde havlasa, komşulara ya da ev sahibine haklarınızı savunabilecek misiniz? 24 saat havlamadıkça hukuken bir şey yapamazlar evet, ama sizle uğraşmalarına sabredebilecek misiniz?

yolda yürürken insanlara yol vermenize, dışkıları toplamanıza rağmen sürekli taciz edilebilirsiniz. belli bi süreden sonra çok yorucu oluyor.

günde en az iki kere tuvalete çıkarmanız, en az bir saat egzersiz yaptırmanız lazım. sabah sıcak yataktan normalden iki saat daha erken kalkıp bunları yapmak sonra işe/okula hazırlanmak da yorucu oluyor. tatillerde büyük şehirdeyseniz güvenebileceğiniz bir köpek pansiyonuna bırakmanız gerek, küçük şehirdeyseniz ya onu da alacaksınız ya kaybetmeyeceğinden emin olduğunuz birine bırakacaksınız.

bunun dışında hepsinin karakteri, huyu farklı. kimisi gündüz evde yalnız kaldı diye eve işiyor, kimisi oyuncak yerine mobilya parçalıyor. kimisi kokuyor, kimisi çok tüy döküyor. ilerde evlenme ya da biriyle yaşama durumunda partneriniz köpek istemiyorum dediğinde hangisini gözden çıkaracaksınız?

aklıma gelen zorluklar böyle. aklınıza takılan başka şeyler olursa sorun lütfen.

sizin veya bir yakınınızın küçük çocuğu var mı? işte o çocuğun büyümediğini ve 15 yıl boyunca istisnasız her gün bakmanız ve ilgilenmeniz gerektiğini düşünün. bunun üzerine bir de toplumda çocukların fazla sevilmediğini hayal edin.

15 yıl boyunca hasta da olsanız, ayağa kalkacak haliniz olmasa bile o köpeği günde en az 2 defa bazen 3-4 defa dışarı çıkarmak zorundasınız. bunun kışı var, yazı var.

işten çıktıktan sonra her gün ilk yapmanız gereken şey evinize gitmek olacak. bir gün bile "bugün de gideyim bir soğuk bira içeyim sonra eve geçerim" diyemeyeceksiniz. işten geç çıkma şansınız olmayacak, eğer olursa köpeğiniz mutsuz olacak veya evi batırmış olacak.

sık sık değişik değişik hastalıklar geçirecek ve veterinere taşımak zorunda kalacaksınız. gece veya gündüz, soğukta ya da sıcakta, hastalıkta sağlıkta. hastayken evde bakımı daha zor olacak, belki de ortalığı pisletecek, kusacak. gece 3'te sızlanarak yanınıza gelip dışarı çıkarmanızı isteyecek.

tatile gitmek isteyeceksiniz fakat bırakacak yeriniz olmayacak. olan yerlere güvenemeyeceksiniz çünkü hiç iyi bakmayacaklar. bırakın 1 hafta tatili, günübirlik gitmek bile problem olacak veya gidemeyeceksiniz.

apartmanda çoğu kişi rahatsız olmasa bile köpeğinizi görmemek için size veya ona iftira atacaklar. parkta 40 yaşında adamlar ortalığı savaş alanına çevirirken; siz kendi köpeğinizin yanında sokak köpeklerinin pisliklerini dahi temizliyor olsanız insanlar size laf atacaklar, bu sırada 40 yaşında insanlar ortalığı batırmaya devam edecekler. size ve köpeğinize bu süreçte hep mikrop yuvası gözüyle bakacaklar. kimse yurt dışında bebeklerin köpeklerle aynı beşikte uyuduğunu umursamayacak.

o kaka her zaman yerden mis gibi tek hamlede alınabilir halde çıkmayacak. köpeğinizin arkasından sallanıyor olacak. onu da güzelce almanız gerekecek.

her sabah evden çıkmadan en az 30-45 dakika önce kalkıp onu dışarı çıkarmanız gerekecek. halbuki siz dün gece çok içmiştiniz ve işe bile zar zor kalkıp gidecek durumdasınız. üstelik dışarıda hava -15 derece.

daha iki ay önce özene bezene aldığınız ev eşyalarınız bir gün eve geldiğinde yenilmiş olacak. üzerinde sayılamayacak kadar çok çizikler olacak. belki de sadece mobilyaları değil evin döşemelerini de afiyetle yiyecek.

havlaması veya ses çıkarması kanunen sorun teşkil etmese de komşularla sık sık tartışacaksınız. örnekleri yukarıda verilmiş zaten.

hayatınızda illa ki ama illa ki bir gün evlilik/birlikte yaşam konusu gündeme gelecek ve kız/erkek arkadaşınız köpek sevmiyor ya da en azından aynı evde bulunmak istemiyor olacak. bu durumda ya hayatınızın aşkından ya da yıllardır baktığınız köpekten vazgeçmek zorunda kalacaksınız.

köpeğiniz bir gün yaşlanıp kendini bile doğru düzgün taşıyamıyor olacak. bu durumda her gün birkaç defa kucağınızda merdivenden indirip dışarı çıkarmanız ve tekrar eve çıkarmanız gerekecek.

eviniz hiçbir zaman pırıl pırıl olmayacak, her zaman etrafta tüyler uçuşacak.

maddi konulara hiç girmedim ama aşı, mama, ameliyat, ilaç...vb. işleri de oldukça pahalı. gelirinize göre değerlendirilmesi gerekebilir.

kız arkadaşımın evinde 9 kedi ve 2 köpek var. bunların hepsi yaşadığı veya benim çevreden gözlemlediğim şeyler. emin olun 9 kediye bakmak 2 köpeğe bakmaktan daha kolay, bu nedenle zaten hayvan beslediğiniz güvenine kapılmayın.

umarım yardımcı olabilmişimdir, bir sorunuz olursa tekrar sorabilirsiniz.

tilkilerin çakal olması, vay anasının gözü olması.

kargalar zekidir, uzun yaşarlar.
kaplumbağalar etliye sütlüye karışmaz. kendi halindedir.
tavşanlar çok sevişir.
balıklar iyi yüzerler.

Güzel değil. Bunlar türün devamı için evrilmiş özellikler. Bu durumda diğer hayvanların hepsini sayabiliriz.

Güzel nedir?

Yunuslar dost canlısıdır,
Filler aşırı duygusaldır, aile bağları çok güçlüdür,
Penguenler çok iyi ebeveyn olurlar hatta ortada sahipsiz yavru görseler hemen organ mafyası gibi kapış kapış koşup yavruyu sahiplenirler,
Su samurları romantiktir akıntıda uyurlarken eşi ile ele ele tutunurlar ki nehir bile onlatı ayıramasın <3

Edit: Bu arada geçen şeyi öğrendim uğur böcekleri tarladaki zararlı böcekleri filan yermiş bu nedenle çiftçi uğur böceği görünce bu sene bereketli geçecek diye sevinirmiş uğuru oradan geliyormuş :)

böyle şeylere merakınız varsa instagramda takip edin 7.farm
çok araştıran yabancı kaynaklardan türkçe ingilizce bilgi veren bir tanıdıgım, genelde bıtkıler agaclarla ılgılı ama ılgınızı cekerse cok sey ogrenırsınız
geçen şeyi öğrendim, çam balını arılar çam ağacından degıl agac üzerindeki bir böcegin bokundan yapıyorlarmıs:)

Piukh, türün devamı diye bir motivasyon yoktur. Kalan kısımda haklısın ama tür seçilimi karşıtı argümanlar daha kuvvetli. Dawkins, selfish gene'de izah ediyor. Özetle, birey, ebeveyni, kardeşi, eşi ve çocukları dahil her bireyle belli seviyelerde rekabet halindedir.

Kuğular tek eşli değil. Tek eşlilik iyi bir karakter özelliği mi o da ayrı tartışma zaten.

Kaplumbağaları bi de sevişirken görmek lazım :)

Benim olayım yılanlar. Uçabilen yılanlar var. Uçuyorlar lan.

İguanalar düş görmeyenleri ısırır.

Tavuklar çok minnoş annelerdir.
Kediler var olurlar <3

@kargn Ben öyle bir motivasyon var demedim. Değişim ilerleme ya da gerilemeyi kayırmıyor ancak buradaki özellikler tür için pozitif görünüyor onu düşünerek yazdım.

Karınca türü olan megaponera analis, savaşta yaralanan karıncaları yuvaya geri taşıyor.

Güzel mi bu? Birkaç saat içinde yaralarını giderip tekrar savaşa katılabildiği için taşınıyor.

@Piukh ve @kargn; motivasyon ya da adına her ne derseniz; bir türün devamlılığı için sahip olduğu özellikleri de yazabilirsiniz. ne demek istediğimi anladınız bence.